
K ile biten FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 16.971 başlık/FaRk ile birlikte,
16.971 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(8/69)
- BAĞLAM ve/> NİYET ve/> EREK
( CONTEXT and/> INTENTION and/> AIM )
- BAĞLAMA ile/ve/||/<> ÖZNEYE DUYARLILIK
- BAĞLAMAK ile ÇÖZMEK
- BAĞLAMAK ile/ve ÇÖZMEK
- BAĞLAMAK ile/ve DÜĞÜM
( ... ile/ve UKDE[çoğ. UKAD] )
( ... ile/ve BEST )
- BAĞLAMAK ile/ve TOPARLAMAK
- BAĞLAMAQ[Azr.] = KAPATMAK[Tr.]
- BAĞLANMA:
SAKİNLİK ve/||/<>/>< KAYGI
- BAĞLANTI:
BULMAK ile/ve/<>/> KURMAK
- BAĞLANTI (KURMAK) ile/ve YORUM (YAPMAK)
( TO MAKE CONNECTION vs./and TO INTERPRET )
- BAĞLANTI ile "AYAK"
( CONNECTION vs. TRICK )
- BAĞLANTI ile/ve ÖZDEŞLİK
( CONNECTION vs./and IDENTITY )
- BAĞLANTILANDIRMAK ile VURGULAMAK
- BAĞLAŞIK/LIK ile BAĞDAŞIK/LIK
( Nesnel. İLE Kavramsal/tüzel/ekinsel. )
- BAĞLAYICILIK ile/ve BORÇLULUK
- BAĞLAYICILIK ile/ve/||/<> KANIT NİTELİĞİ
- BAĞLAYICILIK ile/ve/<> ÖTEYE GEÇİLEMEZLİK
- BAĞLILAŞIK ile BAĞLILAŞMA ile BAĞLILIK/BAĞLILAŞIM
( Biri ötekine bağlı olarak var olan, biri olmadan öteki düşünülemeyen iki şeyin bu ilişki yönünden durumu. İLE İki şey arasında karşılıklı bağıntı olmak ya da bağlılık kurmak. İLE Bağlı olma durumu, merbutiyet. | Birine karşı, sevgi, saygı ile yakınlık duyma ve gösterme, sadakat. | Bağlılaşım. )
- BAĞLILIK ile/ve GEREKSİNİM
( ATTACHMENT vs./and NEED )
- BAĞLI/LIK ile/ve/<> SAYGILI/LIK
- [ne yazık ki]
BAĞNAZ ile/ve/||/<> AHMAK ile/ve/||/<> KÖLE
( [Mantık ...] Yürütmeyen. İLE/VE/||/<> Yürütemeyen. İLE/VE/||/<> Yürütmekten korkan. )
- BAĞNAZ/LIK ile/ve/<> YOBAZ/LIK
( Bir düşünceye, bir inanışa aşırı ölçüde bağlanıp ondan başka bir düşünce ve inanışı kabul etmeyen/etmeme. İLE/VE/<> Dinde bağnazlığı aşırılığa vardıran, başkalarına baskı yapmaya yönelen/yönelme. | Bir düşünceye, bir inanca aşırı ölçüde bağlı olan/olma. | Kaba saba, incelikten anlamayan/anlamama. )
( BIGOT/RY )
- BAĞSIZ/LIK ile/ve/<> BAHTSIZ/LIK
- BAĞTAK ile/||/<> BARATA ile/||/<> KABALAK ile/||/<> FES ile/||/<> FERAHİ
( Sultan hareminde önemli kadınlar tarafından giyilen başlık. İLE/||/<> Bostancıların, baltacı ve kapıcıların giydiği, kırmızı çuhadan yapılmış, ucu kıvrık, uzunca başlık. İLE/||/<> Birinci Dünya Savaşında Osmanlı ordusunda kullanılan bir tür başlık. İLE/||/<> Kırmızı renkli yün çuha başlık. İLE/||/<> İkinci Mahmut devrinde feslerin tepesine püskülü tutturmak için takılan metal tepelik. )
- BAHÂÎ[Ar.] ile BAHAÎ/LİK[Ar.]
( Alışkın. İLE Din. )
- BAHANE BULMAK ile/değil/yerine ÇÖZÜMÜNÜ/ÇARESİNİ BULMAK(/ARAMAK)
( "İstemediği/n" herşeye. İLE/DEĞİL/YERİNE (Gerçekten) İstediği herşeyin. )
- BAHANE ETMEK değil/yerine/= NEDENCELEMEK
- BAHANE <> GÜZELLİK
- BAHANELERE SIĞINMAK ve/> BAHANELERE ESİR OLMAK
- BAHARİYE ile/||/<> CERÂYE ile/||/<> ARPALIK ile/||/<> DİRLİK ile/||/<> HAS ile/||/<> İLTİZAM ile/||/<> LEZEZ ile/||/<> ULÛFE
( Sultanların, Yeniçeri ağası başta olmak üzere ocak ağalarına dağıtığı yazlık giysi ya da kumaş. İLE/||/<> Evkaf idaresi tarafından yoksullara dağıtılan yiyecek ve ödenek. İLE/||/<> Devlet görevlilerine maaşlarında ayrı olarak ya da emekliliklerinde verilen ek ödenek. İLE/||/<> Devlete ait bir hizmeti yapmakla görevlendirilen kişiye ücret anlamında ayrılan geçim kaynağına verilen ad. İLE/||/<> Osmanlı'da, toprak düzeninde geliri yüz bin akçaden fazla dirlik.[Sultana, hanedan üyelerine, vezir-i azama, beylerbeyine, sancak beyleri ve üst düzey devlet görevlilerine verilirdi.] İLE/||/<> Devlete ait gelir kaynaklarının peşinen, "mültezim" adı verilen kişilere belirli bir süre bırakılması. İLE/||/<> Askerlerin aldığı üç aylık maaşın Şevval, Zilkâde ve Zilhicce aylarına denk gelen dördüncü bölümü. İLE/||/<> Kapıkulu askerlerine, saray ve devlet kuruluşlarındaki bazı görevlilere üç ayda bir verilen ücret. | Yeniçerilere verilen üç aylık ücret. )
- BAHÇE ile/ve ÇİÇEKLİK
- BAHÇE değil/yerine/= DIŞRA/YEŞEREK
- BÂHİK[Ar.] ile BÂHİKA[Ar.]
( Bir gözü görmeyen. İLE Görmeyen, kör. )
- BAHR-İ NÂZÜK
( Muradnâme'de geçtiğine göre en az 5-6 yüzyıllık bir makamdır. )
- BAHSET[Fars.] ile BAHTEK[Fars.]
( Horultu. | Uykuda ağırlık basma. (KÂBUS) İLE Uykuda ağırlık basma. (KÂBUS) | Küçük baht, kötü şans. )
- BAHS[Ar.] (ETMEK) değil/yerine/= SÖZ ETMEK
- BAHŞİŞ VERMEK < NEREDE, NE KADAR BAHŞİŞ VERİLİR?
- BAHŞİŞ[Fars. < BAHŞİ: Bağışlamak/affetmek.] değil/yerine/= İŞLİK
- BÂ-HUSÛS değil/yerine/= ÖZELLİKLE, EN ÇOK
- BAK! BEN NE YAPTIM! İÇİN YAPMAK ile/ve/değil/yerine HİZMET OLARAK YAPMAK
- BAK! BEN NE YAPTIM! İÇİN YAPMAK değil/>< HİZMET OLARAK YAPMAK
- BAKA BAKA (ISKALAMAK)
- BAKANAK ile TOYAK ile TOYNAK
( Geviş getiren hayvanların tırnağı. İLE At tırnağı. İLE At, eşek gibi tektırnaklı hayvanların tırnağı. )
( ... ile ... ile SÜNBÜK[çoğ. SENÂBİK], HÂFİR[çoğ. HAVÂFİR] )
( ... vs. ... vs. HOOF )
- BAKAN/LIK ile/değil/yerine/> KALEM(SEKRETER/YA)
- BAKE :/yerine FIRINDA PİŞİRMEK
- BAKIM ve/<> BÜTÜNLÜK
- BAKIM ve KÜLTÜR ve UYGARLIK
- BAKIM ile/ve/<> TEMİZLİK
- BAKIMLI/LIK ile/ve/> ALIMLI/LIK
- BAKIP BAKIŞTIRMAK
- BAKIP KALMAK ile/değil/yerine/>< GÖRÜP GEÇMEK
- BAKIR ile TOMBAK[Fr.]
( ... İLE Kuyumculukta kullanılan, %80 bakır, %20 çinkodan oluşan sarı renkli alaşım. | Bu alaşımdan yapılmış olan. )
- BAKIŞ ile/ve/> UFUK
( Bakış/nazar derinleştikçe ufuk açılır. )
- BAKIŞIK = SYMMETRICAL[İng.] = SYMÉTRFIQUE[Fr.] = EBENMÄßIG, SPIEGELGLEICH[Alm.] = SIM(M)ETRICO[İt., İsp.] = ÆQUALIS ET CONGRUENS, CONVENIENTER COMPOSITUS[Lat.] = SÜMMETROS, EMMETROS, EURÜTHMOS[Yun.] = MAVÂZİ, MUTEVÂZİ[Ar.] = MUTEKÂRON[Fars.] = SYMMETRISCH[Felm.]
- BAKIŞMAK ile/ve YİYİŞMEK/SEVİŞMEK
- BAKLAVA-BÖREK (YİYEREK YAŞAMIYOR OLMAK)
- BAKMAK ile/ve/değil/||/<>/< DALMAK
- BAKMAK ile "GÖZ ATMAK"
- BAKMAK ile/ve GÖZLEM
( NAZAR: Aklın hareketi.[HAREKET'ÜL AKL] )
( NAZAR ile/ve RASAD )
- BAKMAK yerine NAZAR KILMAK
- BAKMAK değil NAZAR KILMAK
- BAKMAK ile/ve/<> SAHİP ÇIKMAK
- BAKMAK ile/ve "SÜZMEK"
- BAKTERİ ile BAKTERİSİT ile BAKTERİYOFAJ ile BAKTERİYOSTATİK
( Virüsten farklı, yaklaşık 0,4-1,5 μm boyutunda, sert bir hücre duvarı ile hücre zarı ve sitoplazmaya sahip, çekirdek zarları olmadığından dolayı, DNA ve RNA'ları sitoplazma içinde bulunan, Enterobacteria sınıfından bir mikroorganizma. İLE Bakteri öldürücü madde. İLE Bakterileri yok eden virüslere verilen ad. İLE Bakteriyi öldürmeksizin büyüme ve çoğalmasını yavaşlatma ya da durdurma özelliğine sahip olan. )
- BAKTERİ değil/yerine/= BOZGAN/ÇÖPÜK
- BAKTERİ ile/ve MİKROFOK
( ... İLE/VE Nokta biçiminde hareketsiz bakteriler. )
- BAKTERİYOLOJİ ile/||/<> BAKTERİSİT ile/||/<> BAKTERİÜRİ ile/||/<> BAKTERİYOSTATİK
( Bakteri bilimi. İLE/VE/|| Bakterikıran. İLE/VE/|| Bakterili idrar. İLE/VE/|| Bakterisavar. )
- BAKTERİYOSTATİK ile BAKTERİSİDAL
( bakterilerin çoğalmasını durduran. İLE bakterileri öldüren. )
- BAKTIN OLMUYOR... BAKMA! ile/ve/||/<>/> GÖZÜNDE VE SÖZÜNDE/DİLİNDE BÜYÜTÜYORSUN... BÜYÜTME!
- BAL ÖZÜ/NEKTAR[Fr. < NECTAR] ile/ve/||/<> BAL ÖZÜLÜK
( Bazı çiçeklerin içinde bulunan, arıların bal yapmak için emdikleri tatlı sıvı. İLE/VE/||/<> Çiçeklerde bal özünü çıkaran bezlerin bulunduğu örgen. )
- BALAK ile KÖS[Fars. < KÛS]
( ... İLE Savaşlarda, alaylarda, işaret vermek için kullanılan büyük davul. )
- BALÇIK ile LÖS[Alm.]
( ... İLE En çok, vadilerle yamaçlarda bulunan, kil ve kum karışımı, sarı renkli verimli balçık. )
- BALDIRAK ile BALDIRAK
( Don, pantolon vb. giysilerin dizden aşağı olan bölümü. İLE Kılıç kayışının aşağı uzanan parçası. )
- BALIK ÖLÇÜSÜ[ARCHIMEDES]:
YÜKSEKLİK ve/||/<> UZUNLUK ORANI
( Bir çemberin merkezinin, ötekinin çevresine değmesiyle oluşan balık biçimi. )
( 153.265: 3'ün kareköküne ve eşkenar üçgenin orantısına yakın tam sayı. )
( VESICA PISCIS )
- BALIK ile DÖRT GÖZLÜ BALIK
- BALIK ile ACIBALIK/GÖRDEK
( ... İLE Sazangillerden, Avrupa'da ve ülkemiz göllerinde yaşayan, 8-10 cm. uzunluğunda bir balık. )
( ... cum RHODEUS AMARUS )
- BALIK ile AMFİBİ
( Suda yaşayan ve solungaçlarıyla soluk alan omurgalılar. İLE Hem suda, hem de karada yaşayabilen ve deri ile akciğerinden soluk alan omurgalılar. )
- BALIK ile ANÇUEZ
- BALIK ile BALLIK
( Omurgalılardan, suda yaşayan, solungaçla soluk alan ve yumurtadan üreyen hayvanların genel adı. İLE Bağlarda görülen külleme hastalığı. | Ballıbaba bitkisi. )
- BALIK ile BALON BALIĞI
( )
- BALIK ile BAŞGAN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( ... İLE 50 - 100 rıtl[130 dirhem] ağırlığında olan büyük balık. )
- BALIK ile BERBERBALIĞI
( Hanigillerden, kuyruğunun çatalı çok uzun olan, Akdeniz'de yaşayan bir balık. [Lat. SERRANUS ANTHIAS] )
- BALIK ile BIYIKLI VUNDU BALIĞI
( Zambiya'nın Zambezi ırmağında yaşamaktadır. )
- BALIK ile/ve/değil ÇAMUR ZIP-ZIPI
- BALIK ile CENNETBALIĞI
( Mavi, yeşil zemin üzerine, bakır rengi, çizgili, tropikal balık. [Lat. MACROPODUS VIRIDIAURATUS] )
- BALIK ile CHAMBO BALIĞI
( ... İLE Malawi'de, Malawi Gölü'nde yaşarlar. )
- BALIK ile DAMLA BALIĞI
( ... İLE Denizin 900 metre derinliklerinde yaşar. )
- BALIK ile FİL BALIĞI
- BALIK ile KAYA BALIĞI/DİŞLİ/TOKMAKBAŞ
( ... İLE Kaya balığıgillerden, kayalık yerlerde yaşayan, çoğu koyu renkli küçük balık. )
( ... İLE GOBIUS GOBIUS )
- BALIK ile KILIÇKUYRUK
( ... İLE Kemikli balıklar takımından uzunluğu 8-10 santimetre olan, tropik süs balığı. )
( ... cum XIPHOPHORUS HELLERI )
- BALIK ile LAMPREY
( ... ile )
- BALIK ile MAVİ HALKALI ÇAMUR BALIKLARI
( ... İLE Sular çekildiğinde bile kara ve çamurda yaşayabilen balıklar. )
- BALIK ile OKÇU BALIK
- BALIK ile OMUL BALIĞI
( Baykal gölünde ve 250 m. derinlikte yaşarlar. )
- BALIK ile ORFOZ
( ... İLE Hanigillerden, Ege ve Akdeniz'de bulunan bir balık. )
( ... cum EPINEPHELES GIGAS / EPINEPHELUS MARGINATUS )
- BALIK ile PACU BALIĞI
( )
( )
- BALIK ile PAPAĞAN BALIĞI
- BALİNANIN SIRTINDA ve/||/<> RÜZGÂRI Dİ(ZGİ)NLEYEN ÇOCUK
( ve/||/<>
)
- BALKIMAK
( Parlamak, ışıldamak, çakmak. )
- BALKIR/ŞİMŞEK ile/ve/||/<> YILDIRIM
( Bir bulutun tabanı ile yer arasında, iki bulut arasında ya da bir bulut içinde elektrik boşalırken oluşan kırık çizgi biçimindeki geçici ışık, balkır, çakım, çakın, yalabık, yıldırak. | Parıltı. İLE/VE 30 milyon volt gücündeki elektriktir. 30.000°C'lık bir sıcaklığa ulaşır. Saatte 115.000 km.'nin üzerinde bir hızla gider. Tek bir yıldırım çarpması 100.000 amperlik elektrik akımı taşır, bu mikdar 200.000 nüfuslu bir şehri 1 dakika boyunca aydınlatabilir. )
( ... İLE/VE/||/<> Dünyada her gün 17 milyondan fazla ya da saniyede 200'ün üzerinde yıldırım düşer. )
( ... İLE/VE/||/<> Baylara, bayanlardan 6 kat daha fazla yıldırım çarpar. )
( Açık havada şimşekli ve gökgürültülü bir fırtınaya yakalanırsanız, en güvenli konum, ağaçlardan uzak durup yüzükoyun yere yatmaktır. )
( Her yıl 3-6 Britanya'lı ve 100 Amerika'lı yıldırım çarpması sonucu ölür. Ölüm nedenleri daha çok gövdelerine yakın bir yerde seyyar paratonerler (golf sopaları, karbon kamışlı olta ve balenli sutyen) taşımalarıdır. )
( Yıldırım çarpmalarının en çok görüldüğü yerler kıyı bölgeleridir.[Kilometrekare başına yılda yaklaşık 2 kez!] )
( Bulutlar arasındadır. Elektrik yüklü bir bulut ile başka bir bulut arasındaki elektrik boşalmasıdır. [Önceden tahmin edilmesi oldukça zordur.] [Belirli hava koşullarında oluşur.] İLE/VE/||/<> Bulut ile yeryüzü arasındadır. Bulut ile yeryüzü arasındaki elektrik boşalmaları olarak tanımlanır. [Zikzaklı bir yol takip ederek kollar olarak aşağı doğru iner.] [Gök gürültüsü ve şimşekten oluşan, gökyüzü ile yeryüzü arasındaki elektrik boşalmasıdır.] [Genellikle şiddetli bir yağmurla birlikte görülür.] )
( BERK[çoğ. BÜRÛK], BEVE, BEVÂRİK[< BÂRİKA], [RA'D Ü BERK: Gökgürültüsü ile şimşek.] ile/ve/||/<> SÂİKA )
( ÂSMÂN-DIRAHŞ, ÂDRAHŞ, ÂZERAHŞ: Şimşek. | Yıldırım. | Gökgürültüsü. )
( LIGHTNING FLASH vs./and/||/<> THUNDERBOLT )
- BALKIR/ŞİMŞEK ile/ve GÖK GÜRLEMESİ
( BERK ile/ve RA'D
RA'D Ü BERK )
- BALLANDIRA BALLANDIRA (ANLATMAK)
- BALNEOTERAPİ ile BALNEOLOJİK
( su ile tedavi yöntemi. İLE su ile tedaviyle ilgili. )
- BALTA ile NACAK
( ... İLE Sapı kısa, küçük, odun baltası. )
- BALTALARDA:
KERKİ ile/ve NACAK ile/ve İVGİ/TEBERZİN
( Büyük olan. İLE/VE Küçük balta. Kısa saplı odun baltası. İLE/VE Ağaç oymada kullanılan kesici araç. )
- BALYOZ ile/değil YUMRUK
( Başkasının yumruğunu yemeyen, kendi yumruğunu balyoz zanneder. )
- BAMBU ile HEZAREN[Fars.: HEZAR[BİN] RENK]
( ... İLE Düğünçiçeğigillerden, hekimlikte kullanılan zehirli bir bitki. | Bambu. [Fars. HİZRAN] | Bambu saplarından yapılmış eşya. )
- BAN/BODY AREA NETWORK değil/yerine/= GÖVDE ALAN AĞLARI
- BAN ile/||/<> BANLIK
( Macaristan ve Slovenya dolaylarında sancak beylerine ve küçük prenslere verilen san. İLE/||/<> Macaristan, Slovenya dolaylarındaki sancak beylerinin sanı ya da onların yönettiği toprak. )
- BAN :/yerine YASAKLAMAK
- BANGIR BANGIR (BAĞIRMAK)
( AVAZ AVAZ )
- BANGKOK
( Zeytin/Erik Köyü. [BANG: Köy. | MAKOK: Zeytin ya da erik ya da ikisinin karışımı.] )
- BANK[Azr.] = BANKA[Tr.]
- BANK :/yerine BANKA
- [ne yazık ki]
BANKA AÇMAK ile/ve/||/<> BANKA SOYMAK
( Bir banka soymak, bir banka açmaktan daha büyük bir suç değildir. )
- BANKA SOYMAK ve/=/||/<> BANKA AÇMAK
( Banka soymak, banka açmaktan daha büyük bir suç değildir. )
- BANKET[Fr. < BANQUETTE] değil/yerine/= BASAMAK
( İller arası yolların iki tarafında yayaların yürümesine ve taşıtların trafiği aksatmadan durabilmesine yarayan çakıl ya da toprak yol. | Yamaçtan kayan toprağı yerinde tutmak ve böylece ekilmeye elverişli yer kazanmak için türlü yollarla yapılan dar basamak. )
- BANU ÇİÇEK ve/<> BAMSI BEYREK
( Dede Korkut Öyküleri'nde geçen bir aşk öyküsü. )
- BAOBAB AĞAÇLARI:
AFRİKA ile/ve/<> BÜYÜK ile/ve/<> AVUSTRALYA ile/ve/<> MADAGASKAR ile/ve/<> PERRIER ile/ve/<> FONY ile/ve/<> SUAREZ ile/ve/<> ZA
( )
( ADANSONIA DIGITATA cum/et/<> ADANSONIA GRANDIDIERI cum/et/<> ADANSONIA GREGORII cum/et/<> ADANSONIA MADAGASCARIENSIS cum/et/<> ADANSONIA PERRIERI cum/et/<> ADANSONIA RUBROSTIPA cum/et/<> ADANSONIA SUAREZENSIS cum/et/<> ADANSONIA ZA )
- BARAK ile BARAK
( Tüylü, kıllı çuha. İLE Bir cins tüylü av köpeği. )
- BARAKA ile IGLOO/APUTIAK
( ... İLE Eskimoların kar ve buzdan yaptığı ev. )
- BARDAK ile SAĞRAK/KADEH
- BARDAK-ÇANAK
- BÂRİK[Ar.] ile BÂRÎK[Ar.]
( Parıldayan. İLE Nâzik, dakik, rakik/ince. )
- BARINAK ile APATAM
( ... İLE Afrika yerlilerinin barınağı. )
- BARINAK ile GÜME/GÜMELE
( ... İLE Bostanda kurulan bekçi barınağı. )
- BARINAK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/> TAPINAK
- BARIŞ ile/ve/değil UZLAŞMAK
- BARIŞI:
KURMAK ile/ve/||/<>/> KORUMAK
- BARIŞMAK ile/ve/değil/yerine AŞMAK
- BARIŞMAK ile BARIŞIK OLMAK
- BARIŞMAK ile/ve UNUTMAK
( TO PEACE vs./and TO FORGET )
- BARIŞMAK ile/ve/||/<>/> YAKINLAŞMAK
- BAROK ile GEÇ BAROK
- BAS BAS (BAĞIRMAK)
- BAŞ DÖNMESİ ile DENGESİZLİK
( )
- BAŞ EDİLEMEZ/LİK ile ELDE TUTULAMAZ/LIK
- BAŞ-GÖZ (ETMEK)
( Evlendirmek. )
- BAŞ MELEK ile/ve CEBRAİL
( ... İLE/VE Meleklerin birliği. )
( ... İLE/VE Cebrail, anlayış ve ilimdir. )
- BA'S[Ar.] değil/yerine/= GÖNDERME, GÖNDERİLME | DİRİLTME | PEYGAMBERLİK
- BAŞA BAŞ (MÜCADELE ETMEK)
- BAŞA DÜŞMƏK[Azr.] = ANLAMAK[Tr.]
- BAŞA GETİRMEK ile/değil BAŞA GEÇİRMEK
- BAŞA KAKMAK ile/ve/<> KENDİN YAPTIN ZANNETMEK
- BAŞAK ile BAŞAK
( Arpa, buğday, yulaf gibi ekinlerin, taneleri taşıyan kılçıklı başı. | Tarlalarda, bağlarda, dökülmüş ya da tek tük kalmış olan ürün. İLE Zodyak üzerinde Aslan ile Terazi burçları arasında bulunan burcun adı. )
- BAŞAK ile SAKSIGÜZELİ
( ... İLE Damkoruğugillerden, yaprakları etli, çiçekleri başak biçiminde bir süs bitkisi. )
( ... cum COTYLEDON UMBILICUS )
- BAŞAKLANMAK
( Başak bağlamak, tutmak. )
- BASAMAK ile ASANSÖR
- BASAMAK ile/= BAGNA
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( ... İLE Merdivenin bir basamağı. )
- BASAMAK ile/ve/değil EŞİK
- BASAMAK ile/ve/değil/<> TARAÇA[İt. < TERRAZZA]
- BAŞARI İÇİN YAŞAMAK ile/değil/yerine YAŞAMI/NI SÜRDÜRMEK
- BAŞARI:
ZEKÂ ve/değil/||/<>/< SORUNLARLA UĞRAŞMAKTAN VAZGEÇMEYEREK
- BAŞARI ve/=/||/<>/>/< MUTLULUK
- BAŞARI ile/ve PARA KAZANMAK/SAHİBİ OLMAK
- BAŞARI ile/değil/ne yazık ki SONUÇ MERKEZLİLLİK/ODAKLILIK
( Bir şeyin/durumun, "çoğunluk" tarafından istenmesi, kabul görmesi, başarı değildir/olamaz! )
- BAŞARI ile/ve/||/<> "TUTUNMAK"
- BAŞARILI OLMAK İÇİN...:
YUMUŞAK ile/ve/||/<>/> MÂKUL ile/ve/||/<>/> DERİN ile/ve/||/<>/> ile/ve/||/<>/> YETERİNCE ile/ve/||/<>/> ŞIK ile/ve/||/<>/> KORKUSUZ ile/ve/||/<>/> SABIRLA ile/ve/||/<>/> FARKLI ile/ve/||/<>/> HOŞGÖRÜLÜ ile/ve/||/<>/> DÜRÜST ile/ve/||/<>/> DÜZENLİ ile/ve/||/<>/> AKILLI
( Konuş. İLE/VE/||/<>/> Ye. İLE/VE/||/<>/> Soluk al. İLE/VE/||/<>/> Uyu. İLE/VE/||/<>/> Giyin. İLE/VE/||/<>/> Hareket et. İLE/VE/||/<>/> Çalış. İLE/VE/||/<>/> Düşün. İLE/VE/||/<>/> Davran. İLE/VE/||/<>/> Kazan. İLE/VE/||/<>/> Biriktir. İLE/VE/||/<>/> Tüket. )
- BAŞARISIZ OLMAK ile/değil BAŞARISIZ KALMAK
- BAŞARISIZLIK ile/değil/yerine/<>/></> BAŞARI
( Açıklama gerektirir. İLE/DEĞİL/YERİNE/<>/>> Sessizdir. )
( Başarı, "başarısızlık kaygısı"ndan uzak durabilmeyi bilmektir/yeğlemektir. )
- BAŞARISIZLIK ile/değil/yerine DÜŞMEK
( Başarısızlık, düştüğün yerde kalmaktır. İLE/DEĞİL/YERİNE Düşmek, başarısızlık değildir. )
- BAŞARISIZ/LIK ile/değil İSTEKSİZ/LİK
( )
- BAŞARISIZ/LIK ile/değil OLANAKSIZ/LIK / PARASIZ/LIK
- BAŞARISIZLIK ile/ve/değil ŞANSSIZLIK
( Düşmek, başarısızlık değil düştüğün yerde kalmaktır. )
- BAŞARISIZLIK ile/ve/||/<>/> UTANMAK
- BAŞARISIZLIK ile/ve/değil/||/<>/< YETERSİZLİK
- BAŞARMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< İLERLEMEK
( Sonuç. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Süreç. )
- BAŞARMAK ile/ve/değil KAZANMA (İSTEĞİ/COŞKUSU)
- BAŞARMAK ile/ve/değil/||/<>/< TUTTURMAK
- BAŞBAŞA/LIK ile/ve/değil BİRLİKTE/LİK
- BASDIRMAQ[Azr.] = GÖMMEK[Tr.]
- BASIK ile KISIK
( Basılmış, yassılaşmış. | Çok yüksek olmayan, alçak. | Kısık. İLE Kısılmış olan. | Boğuk, güçlükle çıkan ses. | Hafifçe aralanmış, yumulmuş olan göz kapağı. | Kanyon. )
- BAŞINA GELECEK ile/ve/||/<>/> GÖZÜNE GÖRÜNECEK
- BASINÇ ile/ve/||/<> DERİNLİK
( Basıncın daha çok olması için derinliğin de daha çok olması gerekir. İLE/VE/||/<> Derinlik azsa, basınç da az olur. )
( 1- Sıvının derinliğine bağlıdır. Sıvının derinliği arttıkça yaptığı basınç da artar.
2- Sıvının yoğunluğuna bağlıdır. Sıvının yoğunluğu arttıkça basıncı da artar.
[Sıvı basıncı, sıvının miktarına göredir,
kabın biçimine bağlı değildir.] ) )
- BASINÇ/LI = PRESSURE[İng.] = PRESSION[Fr.] = DRUCK[Alm.] = PRESSIONE[İt.] = PRESIÓN[İsp.] = PRESSUS[Lat.] = HO PIESMOS[Yun.] = ZAĞD[Ar.] = FEŞÂR[Fars.] = DRUK[Felm.]
- BAŞINDAN ...:
"SALMAK" değil SAVMAK
- BASIP GİTMEK
- BASİRET ile/<> BASİRETSİZLİK ile/<> AYMAZLIK
( Yanlış yapmadan önce düşünmek. İLE/<> Yaparken, düşünmemek. İLE/<> Yanlış yapabileceğini düşünmemek. )
- [ne yazık ki]
BASİRETSİZLİK ve/||/<>/> İHÂNET
( Sorumluları "yoksa". VE/||/<>/> Sorumluları bulunamaz. )
- BASİT SÖZCÜK
( SIMPLE / SIMPLEX WORD )
- BASİT ile BİRLİK
( SIMPLE vs. UNITY )
- BASİTE İNDİRGEMEK değil BASİTE İNDİRMEK
- BASİT/LİK ve KUŞATICI/LIK
( SIMPLICITY and SURROUNDING )
- BASİTLİK ile/değil SIĞLIK
- BÂSIT-ÜR-RIZK[Ar.]
( Bir örgeni uzatıp açan kas. )
- BAŞKA BİR KONU ile/ve/değil/yerine/ya da/||/<>/< SUSABİLMEK
- BAŞKA ŞANSI YOK değil BAŞKA YOLU YOK
- BAŞKALARINA "EFENDİLİK" ile/değil/yerine/>< KENDİMİZE EFENDİLİK
( "Güç" gerektirir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Güçlü olmayı gerektirir. )
- UTANMA:
BAŞKALARINDAN ile/ve/<>/değil/yerine KENDİNDEN
- BAŞKALARINI AFFETMEK ile/ve/||/<>/< KENDİNİ AFFETMEK
( Affetmek, bir mahkûmu serbest bırakmaktır ve o mahkûmun kendin olduğunu keşfetmektir. )
( AFFEDELİM!!!
Lise öğretmeni bir gün derste öğrencilerine bir teklifte bulunur:
"Bir yaşam deneyimine katılmak ister misiniz?"
Öğrenciler çok sevdikleri hocalarının bu teklifini tereddütsüz kabul
ederler. "O zaman" der öğretmen. "Bundan sonra ne dersem yapacağınıza da
söz verin"
Öğrenciler bunu da yapar. "Şimdi yarınki ödevinize hazır olun. Yarın
hepiniz birer plastik torba ve beşer kilo patates getireceksiniz!"
Öğrenciler, bu işten pek birşey anlamamışlardır. Ama ertesi sabah
hepsinin sıralarını üzerinde patatesler ve torbalar hazırdır. Kendine
meraklı gözlerle bakan öğrencilerine şöyle der öğretmen:
"Şimdi, bugüne dek affetmeyi reddettiğiniz her kişi için bir patates
alın,o kişinin adını o patatesin üzerine yazıp torbanın içine koyun."
Bazı öğrenciler torbalarına üçer-beşer tane patates koyarken, bazılarının
torbası neredeyse ağzına kadar dolmuştur. Öğretmen, kendine "Peki şimdi ne olacak?" der gibi bakan öğrencilerine
ikinci açıklamasını yapar:
"Bir hafta boyunca nereye giderseniz gidin, bu torbaları yanınızda taşıyacaksınız. Yattığınız yatakta, bindiğiniz
otobüste, okuldayken sıranızın üstünde? Hep yanınızda olacaklar."
Aradan bir hafta geçmiştir. Hocaları sınıfa girer girmez, denileni yapmış
olan öğrenciler şikâyete başlar:
"Hocam, bu kadar ağır torbayı her yere taşımak çok zor."
"Hocam, patatesler kokmaya başladı. Vallahi, kişiler, tuhaf bakıyor bana artık. Hem sıkıldık,
Hem yorulduk!"
Öğretmen gülümseyerek öğrencilerine şu dersi verir:
"Görüyorsunuz ki, affetmeyerek asıl kendimizi cezalandırıyoruz. Kendimizi ruhumuzda ağır
yükler taşımaya mahkum ediyoruz. Affetmeyi karşımızdaki kişiye bir ihsan olarak düşünüyoruz,
halbuki affetmek, en başta kendimize yaptığımız bir iyiliktir. )
( Kendini affetmeyen kişinin, tüm kusurları affedilebilir. )
( FORGIVE THE OHTERS vs./and/||/<>/< FORGIVE THE SELF )
- BARIŞ(TIR)MAK:
BAŞKALARINI ile/ve/değil/<> KENDİNİ (KENDİNLE)
( Zaman zaman. İLE/VE/<>/DEĞİL Her zaman. )
- BAŞKALARINI ÇÖZMEYE ÇALIŞMAK ve/||/<>/> KENDİNİ DÜĞÜMLEMEK
- BAŞKALARINI DÜŞÜNMEK ile/değil/yerine BAŞKALARINI DA DÜŞÜNMEK
- BAŞKA/LIK ile FARK(LI/LIK)
- BAŞKASI İLE GELEN MUTLULUK
ile/ve/değil/||/<>/>
BAŞKASI İLE GİDEN MUTLULUK
- BAŞKASINI "KANDIRMAK" değil KENDİNİ YADSIMAK
- BASKI (YAPMAK) ile AĞIRLIK (KOYMAK)
- [ne yazık ki]
BASKICI/LIK ile/ve/||/<> DAYATMACI/LIK
- BAŞLAMAK ve/<> BAŞARMAK
( Başlamak, başarmanın yarısıdır. )
( Her iş, başlayana kadardır. )
- BAŞLAMAK-BİTİRMEK ile BAŞLAMAK-TAMAMLAMAK
( TO BEGIN-TO FINISH vs. TO BEGIN-TO COMPLETE )
- BAŞLANGIÇ ve/||/<> EMEK
- BAŞLANGIÇ ile/ve/değil EŞİK
- BAŞLANGIÇ ile/ve TÜRDEŞLİK
- BAŞLANGIÇ ile/ve YENİLİK
( BEGINNING vs./and INNOVATION/REFORM/NEWNESS )
- BAŞLI BAŞINA (ELE ALMAK)
- BAŞLIK ile BARATA[< İt.]
( ... İLE Osmanlı sarayında, genel olarak bostancıların, baltacı ve kapıcıların giydikleri, kırmızı çuhadan yapılmış başlık. )
- BAŞLIK ile IŞKIRLAK
( ... İLE Karagöz'ün başlığı. )
- BAŞLIK ile KUKULETA[İt. < COCOLETTA]
( ... İLE Yağmur, soğuk vb. dış etkilere karşı başa geçirilen, giysiye dikili ya da ayrı olarak kullanılan başlık. )
- BAŞLIK ile TAMLAMA
( TITLE vs. NOUN/PROPOSITIONAL PHRASE )
- BASMA ile BASMAK
( Basmak eylemi. | Gazete, dergi, kitap vb. bası ile hazırlanmış yazılı şeyler, matbua. | İskambil kâğıdı ile oynanan bir oyun. | Üzerinde bası ile yapılmış renkli biçimler bulunan pamuklu kumaş. | Bu kumaştan yapılan. | Yerin alçalmasıyla bu yeri örten deniz sularının yükselmesi, çekilme karşıtı. | Basılmış, matbu. | Gübre, tezek. İLE Gövdenin ağırlığını verecek bir biçimde ayak tabanını bir yere ya da bir şeyin üzerine koymak. | Küçük çocuklar ayakta durabilmek. | Bir şeyi, üzerine kuvvet vererek itmek. | Sıkıştırarak yerleştirmek. | Bası işi yapmak, tabetmek. | Örtmek, bürümek, kaplamak. | Bir şey üzerinde kalıp, mühür vb.yle iz yapmak. | Baskın yapmak. | Yaş almak. | Dumanın, sisin vb. çevreyi kaplaması, çökmesi. | Basınç yaparak sıvı ve gazları itmek. | Kümes hayvanları kuluçkaya yatması. | Uygunsuz vaziyette yakalamak. | Bir şeyin etkisinde kalıp eziklik, üzüntü ve ağırlık duymak. )
- BAŞMAK ile/ve/||/<> BAŞMAKLIK
( ... İLE Camide ayakkabı konulan yer. | Sultanın anne, kız kardeş, kız ve hasekilerine bağlanan ödenek, has. )
- BASMAK" ile/ve "TEPELEMEK"
- BAŞTAN ANLATMAK ile/yerine SORULURSA ANLATMAK
( EXPLAINING AT THE BEGINNING vs. EXPLAINING IF SOMEBODY ASKS
EXPLAINING IF SOMEBODY ASKS instead of EXPLAINING AT THE BEGINNING )
- BAŞTAN BAŞA (SARMAK, DOLAŞMAK)
( SER-Â-PÂ, SER-TE-SER )
- BAŞTAN ÇIKARMAK ile/ve YOLDAN ÇIKARMAK
- BAŞTAN ÇIKMAK ile/ve/||/<>/> YOLDAN ÇIKMAK
- BAŞTAN DÜŞÜNMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> ZAMANINDA DÜŞÜNMEK
- BASTIR(IL)MAK ile SİNDİR(İL)MEK
( TO (GET) SURPASS vs. TO (GET) CROUCH DOWN )
- BASTIRILMIŞ/LIK ile/ve VAZGEÇMİŞ/LİK
( Kişiler, neden/nasıl vazgeçerler?
( Why people give up? )
Hızlı sonuç beklediklerinden dolayı...
( Expect fast results... )
Kendilerine inançlarını kestiklerinden dolayı...
( Stop believing in themselves... )
Geçmişe saplanıp kalmalarından dolayı...
( Get stuck in the past... )
Hatalarında yaşadıklarından dolayı...
( Dwell on mistakes... )
Gelecekten korktuklarından dolayı...
( Fear the future... )
Değişime direndiklerinden dolayı...
( Resist the change/alteration... )
Güçlerinden vazgeçtiklerinden dolayı...
( Give up the power... )
Güçsüzlüklerine inandıklarından dolayı...
( Believe in their weaknesses... )
Dünyaya sahip oldukları zannından dolayı...
( Feel the world owes them something... )
Başarıyı istemekten çok, hata yapma korkularından dolayı...
( Fear failure more than desire success... )
Nelerin olanaklar içinde olduğunu görememelerinden dolayı...
( Never visualize what is possible... )
Kaybedecek şeylerinin çok olduğu zannından dolayı...
( Feel they have something to lose... )
Fazla çalışmaktan dolayı...
( Overwork... )
Sorunlarının sadece kendilerine özgü ve biricik olduğunu zannetmelerinden dolayı...
( Assume their problems are unique... )
Geri dönmenin ve geri dön işaretinin,
hata yaptıkları anlamına geldiğini zannetmelerinden dolayı...
( See failure as the signal to turn back... )
Kendilerini, üzgün, güçsüz, acınası hissetmelerinden dolayı...
( Feel sorry for themselves... )
)
- BASTIRMAK ile/ve/<> GÖZARDI ETMEK
- BASTIRMAK ile/ve/değil/||/<>/>/< TUTMAK
- BASTIRMAK ile ÜSTÜNÜ ÖRTMEK
- BASTON ile DEĞNEK
- BATA-ÇIKA (BUGÜNLERE GELMEK)
- BATAKLIK ve/||/<> BATAKÇIL
( ... VE/||/<> Bataklıkları seven, bataklıklarda yaşayan bitki ya da hayvan. )
- BATAKLIKTA SİNEK AVLAMAK değil/yerine BATAKLIĞI KURUTMAK
- BATİK ile ÇİTENGE
( ... İLE Zambiya'da, 2 m.'lik, göz alıcı renklerle yapılan tek parçalı, pamuk batik. )
- BÂTIL[< BUTLÂN] ile/değil/yerine/>< HAK
- BATI/LI(uygarlık) = GARB/Î = OCCIDENT/AL[İng., Fr.] = DAS ABENDLAND/ABENDLÄNDISCH[Alm.] = OCCIDENTE/OCCIDENTAL(E)[İt., İsp.] = VESPER, OCCIDENS, TERRÆ OCCIDENTEM VERSUS SITÆ[Lat.] = HE PROS HELIOU DÜSMAS[Yun.] = el-MAĞRİB[Ar.] = GARBÎ[Fars.] = HET AVONDLAND/S[Felm.]
- BATINİ/EZOTERİK değil/yerine/= İÇREK
- BÂTINÎ >< ZÂHİRÎ değil/yerine/= İÇREK >< DIŞRAK
- BÂTINÎ ile/değil HERETİK
( Kendi dininin içindeki "sapmalar". İLE/DEĞİL Dinin dışına yönelik "sapmalar". )
( ... İLE/DEĞİL Ortodoksluk içinde ve sonrasında oluşmuşluğuyla ad bulmuştur. )
- BÂTINÎ/LİK = ESOTERIC/ISM[İng.] = ÉSOTÉRIQUE/ÉSOTÉRISME[Fr.] = ESOTERISCH/ESOTERISMUS[Alm.] = ESOTERISMO[İt., İsp.] = ESOTERICUS[Lat.] = ESOTERIKOS[Yun.] = BÂTİNİ/YYE, SİRRİ/YYE[Ar.] = BÂTİNÎ/GERÎ[Fars.] = ESOTERISCH/ESOTERISME[Felm.]
- BATIRMAK ile BANDIRMAK
- BATKI/HÜSRAN ile PİŞMANLIK
- BATKI/HÜSRAN[Ar.] ile/değil/yerine ŞAŞIRMA/ŞAŞKINLIK
- BAYILMAK ile/ve/değil/yerine/<>/> AYILMAK
- BAYILMAK ile KENDİNDEN GEÇMEK
( İGMÂ )
- BAYILMAK ile KOMA
( Kısa süreli, yüzeysel ve geçici bilinç kaybıdır. Beyne giden kan akışının azalması sonucu oluşur. İLE Yutkunma ve öksürük gibi reflekslerin ve dışarıdan gelen uyarılara karşı tepkinin azalması ya da yok olması ile ortaya çıkan uzun süreli bilinç kaybıdır. )
( [Bayılma nedenleri]
- Korku, aşırı heyecan.
- Sıcak, yorgunluk.
- Kapalı ortam, kirli hava.
- Aniden ayağa kalkma.
- Kan şekerinin düşmesi.
- Şiddetli enfeksiyonlar.
[Bayılma belirtileri]
- Baş dönmesi, baygınlık, yere düşme.
- Bacaklarda uyuşma.
- Bilinçte bulanıklık.
- Yüzde solgunluk.
- Üşüme, terleme.
- Hızlı ve zayıf nabız.
İLE
[Koma nedenleri]
- Düşme ya da şiddetli darbe.
- Özellikle kafa travmaları.
- Zehirlenmeler.
- Aşırı alkol, uyuşturucu kullanımı.
- Şeker hastalığı.
- Karaciğer hastalıkları.
- Havale gibi ateşli hastalıklar.
[Koma belirtileri]
- Yutkunma, öksürük gibi tepkilerin kaybolması.
- Sesli ve ağrılı dürtülere tepki olmaması.
- İdrar ve dışkı kaçırma. )
( [Koma duruşu(yarı yüzükoyun-yan tutuş)]
- Sesli ya da omzundan hafif sarsarak, uyarı verilerek bilinç kontrol edilir.
- Sıkan giysiler, gevşetilir.
- Ağız içinde yabancı nesne olup olmadığı kontrol edilir.
- Bak, dinle, duyumsa yöntemi ile solunum kontrol edilir.
- Şah damarından nabız kontrol edilir.
- Hastanın/yaralının döndürüleceği tarafa diz çökülür.
- Hastanın/yaralının karşı tarafta kalan kolu karşı omzunun üzerine konur.
- Karşı taraftaki bacağı, dik açı yapacak biçimde kıvrılır.
- İlk yardımcıya yakın kolu, baş hizasında omuzdan yukarı uzatılır.
- Karşı taraf, omuz ve kalçasından tutularak bir hamlede çevrilir.
- Üstteki bacak, kalça ve dizden bükülerek öne doğru destek yapılır.
- Alttaki bacak, hafif dizden bükülerek arkaya destek yapılır.
- Başı uzatılan kolun üzerine yan duruşta hafif öne eğik konur.
- Tıbbî yardım[112] gelinceye kadar bu duruşta tutulur.
- 3–5 dakika ara ile solunum ve nabız kontrol edilir.
)
- BAYIR DERSEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BAĞ DERSEK
( Bayır olur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Bağ olur. )
- BAYIR DERSEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> HAYIR(!) DERSEK
( Bayır olur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Hayır olur. )
- BAYKUŞ ile YAPALAK
- BAYLARDA:
AYAKTA İŞEMEK ile/yerine OTURARAK/ÇÖMELEREK İŞEMEK
- BAYRAK ile BANDIRA[< İt. < Alm.]
( ... İLE Geminin hangi devlete ait olduğunu gösteren bayrak. | Yabancı devlet bayrağı. )
- BAYRAK ile MISIR BAYRAĞI
- BAYRAK ile/ve/||/<>/< SANCAK/LİVA[Ar. çoğ. ELVİYE]
( Bir ulusun, belirli bir topluluğun ya da bir örgütün simgesi olarak kullanılan, renk ve biçimle özelleştirilmiş, genellikle dikdörtgen biçiminde kumaş. | Öncü. | Simge. İLE/VE/||/<>/< Bayrak. | Çoğunlukla askeri birliklere verilen, yazı işlemeli, kenarları saçaklı ve gönderli bayrak. | Osmanlı yönetim örgütünde, illerle ilçeler arasında yer alan yönetim bölümü, mutasarrıflık. | Gemilerin sağ yanı. )
( Vatanı simgeler. İLE/VE/||/<>/< Dili(mizi) simgeler. )
( Simgelerin işlevi, anlamı ve değeri çok büyüktür. Bayrak ve Sancak gibi.
Bayrağımız, toprağımızı, vatanımızı ve özgürlüğü simgeler! Sancağımız ise o topraklardaki varlığımızın/birliğimizin göstergesi olan dilimizi!
Bayrak düşerse vatan kaybedilmiş sayılmaz ama Sancak düşmüşse herşey kaybedilmiş demektir! )
( )
( RÂYET/ALEM )
- BAYRAK ile UÇUN
( ... İLE Bayrağın gönder/uçkurluk karşısındaki kenarı. )
- BAYRAKÇIK, VEKSİLLUM, PAPILIONACEAE FAMİLYASINDA ÇİÇEĞİN ÜST PETALİ = BAYRAK = PAVILLON, ÉTENDARD
- BAYRAKTA:
UÇKURLUK ile/ve/||/<>/> UÇUM
( Direğe yakın olan ve ipe bağlı olan eni. İLE/VE/||/<>/> Öteki taraftaki eni. )
- BAZEN ve BAZI "DURUMLARI/KABULLERİ":
"KURMAK/SÜRDÜRMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YIKMAK/BOZMAK
itibarı ile 16.971 başlık/FaRk ile birlikte,
16.971 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(8/69)
🔒 Sınırlı Erişim
Tüm başlıkları görmek için üyeliğiniz/katılımınızı rica ediyoruz...
Giriş Yap / Üye Ol