
K ile biten FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 16.971 başlık/FaRk ile birlikte,
16.971 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(65/69)
- VİRAN[Fars.] değil/yerine/= YIKIK
- VİRGÜL ile/ve/değil/||/<> BAŞLIK
- VİRGÜL değil/yerine/= ÇEKİK
- VIRILDAMAK ile/ve/<> VIZILDAMAK
( Usandıracak, sinirlendirecek biçimde, durmadan konuşmak. İLE/VE/<> Vız diye ses çıkması. | Hafif seste ve bezdirici biçimde yakınmak, sızlanmak. )
- VIRTUAL REALITY[İng.] değil/yerine/= SANAL GERÇEKLİK
- VİSÂK[Ar.] ile VİSÂK[Ar. < VESÎK]
( Bağ, rabıta. | Antlaşma, sözleşme[and içerek/yeminle]. İLE Çok sağlam ve güçlü bağlar. | Antlaşmalar, and içmeler/yemin etmeler. )
- VISIT :/yerine ZİYARET ETMEK
- VİSKOZİTE/VISCOSITY[İng.] değil/yerine/= AKIŞMAZLIK
- VİTALİZM değil/yerine/= DİRİMSELCİLİK
- VİTAMİN[Lat.] değil/yerine/= DİRİLEK
- VİTES değil/yerine/= HIZLIK
- VİTRİNLERE/TEZGAHLARA UZUN UZUN BAKMAK ile/yerine GEREKENE, GEREKTİĞİ KADAR BAKMAK
( SHOPPING IN LONG PERIOD vs. LOOKING TO THE NECESSITY
LOOKING TO THE NECESSITY instead of SHOPPING IN LONG PERIOD )
- VİYABILITE/VIABILITY[İng.] değil/yerine/= YAŞAYABİLİRLİK, CANLILIK
- VİYADÜK[Fr. < VIADUC] değil/yerine/= AŞIT
- VİYADÜK[Fr. < VIADUC] ile KÖPRÜYOL/AŞIT
( ... İLE Bir vadi, bir ırmak üzerinden, bir demiryolu ya da karayolunun geçişini sağlayan, ayaklar üzerine oturtulmuş yüksek ve uzun köprü. )
- VİYAK VİYAK (BAĞIRMAK, İNLEMEK)
- VIZIR VIZIR (DOLAŞMAK)
- VİZÜEL AGNOZİ/VISUAL AGNOSIA[İng.] değil/yerine/= GÖRSEL TANIMAZLIK
- VİZYONA GİRMEK değil/yerine/= GÖSTERİME GİRMEK
- VOLKAN/SAL ile/ve/||/<> MAGMA/SAL
- VOTE :/yerine OY VERMEK
- VOYVODA[Slavca] ile VOYVODALIK
( Osmanlılar'ın, Eflak ve Buğdan Beylerine verdikleri san. İLE Voyvoda egemenliği. | Voyvoda egemenliği altındaki ülke. )
- VR/VIRTUAL REALITY[İng.] değil/yerine/= SANAL GERÇEKLİK
- VUKÛ BULMAK/CEREYAN ETMEK değil/yerine/= OLMAK/GERÇEKLEŞMEK
- VURDUMDUYMAZ/LIK ile/değil/yerine NEŞELİ/LİK
- VURGULAMAK ile/ve ALTINI ÇİZMEK
- VUSLAT ile İLTİSÂK[< LÜSÛK]
( Bir şeye ulaşma/yetişme. | Kavuşma. İLE [Sevgiliye] Kavuşma, birleşme, bitişme. | [tıp] İki örgenin birbirine yapışması. )
- VUSLAT ve/değil ÖZGÜNLÜK
- VÜSUK[< VESÂK VE VİSÂK] ile ...
( BAĞLAR, RÂBITALAR | ANTLAŞMALAR, SÖZLEŞMELER | MUHKEMLİK, SAĞLAMLIK | İNANMA, GÜVENME )
- VÜSÛK[Ar.] ile VÜSUK[Ar. < VESAK/VİSÂK]
( İnanma, güvenme. | Sağlamlık, muhkemlik. İLE Bağlar, rabıtalar. | Antlaşmalar, sözleşmeler.[and içerek/yeminle] )
- VÜSÛK ile VÜSUK[Ar. < VESÂK/VİSÂK]
( İnanma, güvenme. | Sağlamlık. İLE Bağlar, ilişkiler. | Antlaşmalar, sözleşmeler. [yeminle] )
( Bir yazı ya da bir belgeyi düzenleyen kişi ya da makamın şüphe edilmeyecek derecede belirli olmasından doğan değer ve kuvvet. İLE ... )
- WAIT :/yerine BEKLEMEK
- WAKE :/yerine UYANMAK
- WALK :/yerine YÜRÜMEK
- WAN/WIDE AREA NETWORK[İng.] değil/yerine/= GENİŞ ALAN AĞI
- WANDER :/yerine DOLAŞMAK, GEZİNMEK
- WANT :/yerine İSTEMEK
- WARM :/yerine SICAK
- WARN :/yerine UYARMAK
- WASH :/yerine YIKAMAK
- WASTE :/yerine İSRAF, ATIK
- WAVE :/yerine DALGA, EL SALLAMAK
- WBAN/WIRELESS BODY AREA NETWORK[İng.] değil/yerine/= KABLOSUZ GÖVDE ALAN AĞI
- WEAK :/yerine ZAYIF
- WEALTH :/yerine SERVET, ZENGİNLİK
- WEAR :/yerine GİYMEK
- WEBER KATSAYILARI'NDA:
GÖRME/PARLAKLIK ile/ve KİNESTEZİ ile/ve ACI [ısıyla ortaya çıkan] ile/ve İŞİTME [orta frekanslar] ile/ve BASINÇ [deri] ile/ve KOKU ile/ve TAD [tuz]
( 1/60 ile/ve 1/50 ile/ve 1/30 ile/ve 1/10 ile/ve 1/7 ile/ve 1/4 ile/ve 1/3 )
- WEEK :/yerine HAFTA
- WEEKLY :/yerine HAFTALIK
- WEIGH :/yerine TARTMAK, AĞIRLIĞINDA OLMAK
- WEIGHT :/yerine AĞIRLIK
- WET :/yerine ISLAK
- WHEEL :/yerine TEKERLEK
- WHISPER :/yerine FISILDAMAK
- WIDELY :/yerine YAYGIN OLARAK
- WIN :/yerine KAZANMAK
- WIPE :/yerine SİLMEK
- WISDOM :/yerine BİLGELİK
- WISH :/yerine DİLEMEK, İSTEK
- WITHDRAW :/yerine ÇEKMEK, GERİ ÇEKİLMEK
- WITNESS :/yerine TANIK
- WLAN/WİRELESS LOCAL AREA NETWORK[İng.] değil/yerine/= KABLOSUZ YEREL ALAN AĞI
- WONDER :/yerine MERAK ETMEK
- WORK OVERTIME vs. OVERWORK
- WORK :/yerine ÇALIŞMAK, İŞ
- WORRY :/yerine ENDİŞELENMEK
- WPAN/WIRELESS PERSONAL AREA NETWORK[İng.] değil/yerine/= KABLOSUZ KİŞİSEL ALAN AĞI
- WRAP :/yerine SARMAK, PAKETLEMEK
- (not WRITE WITH PENCIL/INK) WRITE IN PENCIL/INK
- WRITE :/yerine YAZMAK
- WRONG/MISTAKE vs. "CROOK"
- WSN/WIRELESS SENSOR NETWORK[İng.] değil/yerine/= KABLOSUZ ALGILAYICI AĞ
- ...'YA BAŞVURMAK ile/ve/||/<> ...'DAN YOLA ÇIKMAK/HAREKET ETMEK
- [ya] "BİR YOL BULMAK/AÇMAK" ve/ya da/||/<>/>/< [ya] YOL AÇMAK ve/ya da/||/<>/>/< YOLDAN ÇEKİLMEK
- ...'YA DİKKAT ÇEKMEK ile/ve/<> ...'YA ATIFTA BULUNMAK
- ...'YA:
DÖNEN ile/değil DÖNÜK
- ...YA DÖNÜK ile/ve/değil ...YA YÖNELİK
- ...YA ERİŞMEK ile ...YA VÂKIF OLMAK
- ...'YA GEREK YOK ile/değil/yerine ... YETERLİ
- ...'YA İLİŞKİN ile/ve ...'YA YÖNELİK
- ...'YA:
"İNDİRMEK" ile "GÖTÜRMEK"
- [ya] KALMAK ile/değil/yerine/ya da İLERLEMEK
- ...'YA KARŞI ile/ve/değil ...'YA YÖNELİK
- ...'YA NEDEN OLACAK ... değil ...'YI SAĞLAYACAK ...
- ...'YA SIĞMAYACAK ile/değil ... İLE SINIRLANDIRIL(A)MAYACAK
- ÖZDEŞ KÜME/YABANCI TOPLULUĞU/SÖMÜRGE/GÖÇMEN/KOLONİ/COLONY ile TOPLULUK/NÜFUS/POPÜLASYON
( Aynı türden organizmaların bir arada yaşadığı topluluk. İLE Aynı türden organizmaların belirli bir alanda yaşadığı ve ürediği topluluk. )
- YABANCILAŞMA ile/ve DUYARSIZLIK
( ALIENATION vs./and INSENSITIVITY )
- YABANCILAŞ(TIR)MAK ile/ve/<> ÖTEKİLEŞ(TİR)MEK
- YABANCI/LIK ile/ve YALNIZ/LIK
- YADERKLİK = İĞTİYAR = HETERONOMY[İng.] = HÉTÉRONOMIE[Fr.] = HETERONOMIE[Alm.] = HETEROS:BAŞKASI, NOMOS:YASA[Yun.]
- YADIRGAMAK ile/ve/değil/||/<>/< TANIMLAYAMAMAK
- YADIRGAMAK ile/ve/||/<> TUHAF KARŞILAMAK
- YADIRGAMAK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> "YARGILAMAK"
- YADIRGAMA(MA)K ile/ve/değil/||/<> YABANA ATMA(MA)K
- YADSIMAK ile/ve GELİŞTİRMEK
( TO DENY | REJECT vs./and TO DEVELOPE/IMPROVE )
- YADSIMAK ile/ve/<> ÖNEMSEMEMEK
- YADSIMAK ile YADIRGAMAK
- YAĞLAMAK ile YALAMAK
- YAĞLARI/NI YAKMAK değil YAĞLARI/NI ERİTMEK
- YAĞLIK ile/değil ÇEVRE
( Sırma işlemeli mendil. İLE/DEĞİL Büyük mendil. )
- YAĞMUR ile ÇİSELEMEK
( RAIN vs. TO DRIZZLE )
- YAĞMUR ile GÜZLEK
( ... İLE Güz yağmuru. | Güz mevsiminin geçirildiği yer. )
- YAHNÎ[Fars.] değil/yerine/= KATIK
( Katık, zâhire. | Pişmiş şey. )
- YAKA-BAĞIR (AÇIK) (GEZMEK)
- YAKA-PAÇA (ATMAK)
- YAKALAMAK" ile/ve TUTTURMAK
- YAKARMAK ile YAKINMAK
( Israrla istemek, yalvarmak. İLE Sızlanmak, sızlanarak anlatmak, şikâyet etmek. )
( NİYÂZ ile ŞEKVÂ )
- YAKIN İLİŞKİ ve/||/<>/< "DÖRT MEVSİM" BOYUNCA GÖRMEK/YAŞAMAK
( İlişki/yakın ilişki, dört mevsim boyunca görmeden ol(uş)maz! )
- YAKÎN:
KESİN/LİK ile/ve/değil YAKLAŞIK/LIK
- YAKIN ile/ve/değil ARDIŞIK
( [not] NEAR vs./and/but CONSECUTIVE )
- YAKIN ile/ve UZAK
( NEAR vs./and FAR/DISTANT )
- YAK(IN)LAŞMAK ve/< TÖVBE (ET/MEK)
- YAKINLAŞMAK ve/||/<> YALINLAŞMAK
- YAKINLIK[< KURBİYET / KURBAN] BAYRAMIMIZ:
HAYVAN KESEREK / CAN ALARAK değil/yerine
SEVDİKLERİMİZİ, BİRBİRİMİZİ ANLAMAK VE
YAKINLAŞMAK[< KURBİYET / KURBAN] İÇİN BİR ŞEYLER(İN)DEN VAZGEÇEREK/VEREREK...
- YAKINLIK ile/ve/<>/değil ACIMA
- YAKIN/LIK ile SICAK/LIK
( CLOSENESS vs. WARMTH )
- YAKIN/LIK ile/ve/<> YATKIN/LIK
- YAKINLIK-UZAKLIK ile/ve/||/<> BAŞATLIK-ÇEKİNGENLİK
- YAKIP YIKMAK
- YAKIŞIKLI/LIK ile/ve ŞIK/LIK
- YAKIŞ(TIR)MAK ile BAĞDAŞ(TIR)MAK
( TO ASCRIBE vs. TO RECONCILE )
- YAKIŞTIRMAK ile/ve "YAPIŞTIRMAK"
( ASCRIPTION vs./and "TO STICK" )
- YAKLAŞIK OLARAK ile/ve/||/<>/> SONSUZ İŞ/GÖREV
( Newton. İLE/VE/||/<>/> Kant. )
( QUAM PROXIME > INFINITE TASK )
- YAKLAŞIK/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< (YÜKSEK/DÜŞÜK) OLASILIK (İLE)
( [not] APPROXIMATE/LY vs./and/but/||/<>/< PROBABILITY
PROBABILITY instead of APPROXIMATE/LY )
- YAKLAŞMAK ile/ve/değil/<>/> YAKINLAŞMAK
( [not] TO GET CLOSE vs./and/but/<>/> TO GET CLOSER )
- YAKLAŞMAK ile/ve YANAŞMAK
- YAKMAK ile KAVURMAK ile/değil/yerine/>< ISITMAK
- YAKMAK ile/ve/değil/||/<> DAĞLAMAK
- YAKMAK ile DALAMAK
- YAKMAK ile "RUHUNU KURTARMAK"
- YAKMAK ile YAKMAK
( Yanmasını sağlamak ya da yanmasına yol açmak, tutuşturmak. | Ateşle yok etmek. | Işık vermesini sağlamak. | Isı etkisiyle bozmak. | Keskin, sert ve ısırıcı bir duyum vermek. | Yanıyormuş gibi bir etki yapmak. | Güçlü sevgi uyandırmak. | Kurutmak, zarar vermek. | Çok sıcak olmak. | Karartmak. | Çok üşütmek. | Acıtmak. | Silahla vurmak. | Yıkıma, zarara yol açmak, büyük bir zarara uğratmak. İLE Koymak, sürmek. | Düzenlemek, bestelemek. )
- [ne yazık ki]
YALAKA/LIK/DALKAVUK/LUK ile/ve/<> YARDAKÇI/LIK
( ... İLE/VE/<> Özellikle kötü işlerde birine yardım eden kişi. )
( TEKÂPÛ ile/ve/<> ... )
- YALAKA/LIK ile/değil/yerine/>< SAYGI/LI
- YALAMAK ile "DİL ATMAK"
- YALAN KONUŞMAK değil YALAN SÖYLEMEK
- YALAN SÖYLEMEK ile/ve/değil DOĞRUYU SÖYLEYEMEMEK
( [not] TO LIE vs./and/but NOT TO SAY THE TRUTH )
- YALAN SÖYLEMEK ile/ve/değil/<> DUYMAK İSTENİLENİ (İSTENİLDİĞİ BİÇİMDE) SÖYLEMEK
- [ne yazık ki]
YALAN SÖYLEMEK ile/ve/||/<> GERÇEĞİ ÇARPITMAK
- YALAN SÖYLEMEK ile/değil/yerine/>< GERÇEĞİ SÖYLEMEK
( Geleceğinizin önemli/belirleyici bir parçası olur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Geçmişinizdeki (herhangi) bir parçadır. )
( If you tell the truth, it becomes a part of your past. If you lie, it becomes a part of your future. )
( [not] TO LIE vs./but/>< TO SAY THE TRUTH
TO SAY THE TRUTH instead of TO LIE )
- YALAN SÖYLEMEK ile/ve/değil/<>/< GİZLEMEK
- [ne yazık ki]
YALAN SÖYLEMEK ile/ve/||/<>/> KENDİ YALANINA İNANMAK
- YALAN SÖYLEMEMEYİ ÖĞRENMEK/BİLMEK ile/ve/<> YALAN SÖYLEYEMEMEYİ ÖĞRENMEK/BİLMEK
( Öğrenmiş ve uyguluyor olmak gerek. İLE/VE/<> [hâlâ öğrenilemediyse] Özellikle çocuklardan öğrenilebilir. )
- YALAN SÖYLEYİP UTANMAK değil/yerine/>< DOĞRUYU SÖYLEYİP/DÜRÜST OLUP "KAYBETMEK"(/KAZANMAK)
- YALAN ile AD/TANIM DEĞİŞTİRMEK
( LIE vs. TO RENAME )
- YALAN ile/değil BİRŞEY SÖYLEMEMEK
- YALAN ile DOĞASINA UYGUN DAVRANMAK
( LIE vs. BEHAVE IN THE SELF OF NATURE )
- YALAN ile/değil/yerine/>< GERÇEK
( Yüksek sesle çıkar, gürültülüdür ve çok söz söyletir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sessizdir ve az söz söyletir. )
- YALAN ile/ve/=/<>/< ŞİRK
- YALAN ile/ve/||/<>/> UTAN(DIR/IL)MAK
- YALANCI/LIK ile/değil/yerine/>< DOĞRULUK / DÜRÜST/LÜK[Fars.]
( Haksız da olsa hiç susmaz. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< İncitilirse, bir daha hiç konuşmaz. )
- YALANCI/LIK ile MİTOMAN/İ
( ... İLE Kendi söylediği yalana inanma sayrılığı. )
- YALANLAMAK ile/değil/yerine YANLIŞLAMAK
- [ne yazık ki]
YALANLARLA OYALANMAK ile/değil/yerine/>< GERÇEKLERLE "YARALANMAK"
- [ne yazık ki]
YALAP-ŞAP / YALAP ŞALAP YARIM-YAMALAK (İŞ YAPMAK)
( Baştan savma, üstünkörü, yarım yamalak. )
- YALAYIP YUTMAK
( EZBERLEMEK )
- YALÇIN ile SARP/DİK
- YALÇIN ile YALMAN ile YALPAK ile YALPI ile YALPIK ile YALPILI
( Düz, sarp. | Düz, kaygan. İLE Eğik, eğinik. | Sarp, dik. | Kesici ve batıcı araçların, kesen ya da batan bölümü. İLE Sokulgan, cana yakın. | Yüze gülücü, dalkavuk. | Sarp yer, uçurum. İLE Eğimli yüzey, yamaç. | İki tepe arasındaki düzlük. İLE Derinliği az ve geniş olan, yayvan. İLE Bir yanı, öbüründen yüksek ya da kalın. )
- YALINLIK ve AKIL
( BARE and REASON )
- YALINLIK ile/ve/||/<> BİREYLİK
- YALINLIK ile/ve BİRLİK
( BARE vs./and UNITY )
- YALIN/LIK ile/ve/<> DURU/LUK
- YALIN/LIK ve/||/<> ESNEK/LİK
- YALIN/LIK ve/<> GÜZEL/LİK
( SIMPLE/SIMPLICITY and BEAUTY )
- YALIN/LIK ile/ve/||/<>/>/< ŞIK/LIK
- YALIN/LIK ile/ve/<> YETKİN/LİK
- YALIN/LIK ile/ve/<> ZARİF/ZARÂFET
- | YALIN VE DOLAYSIZ ve/||/<> AYRIM VE DOLAYLI BİRLİK |
ve/||/<>
BUNLARIN BİRLİKTELİĞİ
- YALITILMIŞLIK ile/ve İKİLİK
( INSULATED vs./and DUALITY )
- YALITILMIŞ/LIK ile/ve/<> TEK YANLI/LIK
- YALITILMIŞLIK ile/ve/yerine YALNIZLIK
( INSULATEDNESS vs./and LONELINESS
LONELINESS instead of INSULATEDNESS )
- YALITIM ile/ve DUYARSIZLIK
( INSULATION vs./and INSENSITIVITY )
- YALNIZ OLMAK ile/değil YALNIZ KALMAK
- YALNIZ OLMAK/KALMAK/BIRAKILMAK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> SENİ, YALNIZ HİSSETTİREN KİŞİLERLE BİRLİKTE OLMAK
( Daha kötü. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/> En kötüsü. )
- YALNIZ ile/ve TEK
( LONE vs./and ALONE )
- YALNIZLIĞINA KAÇMAK ile/ve/||/<> YALNIZLIĞINDAN KAÇMAK
- YALNIZ/LIK ile/ve/<> ÇARESİZ/LİK
( Kişiyi, katılaştırır. )
- YALNIZ/LIK ile/ve/||/<> (")ÇIPLAK/LIK(")
- YALNIZLIK ile/ve/||/<> "DEĞERSİZLİK" ile/ve/||/<> "BOŞLUKTALIK"
- YALNIZLIK ile DÜŞÜNÜR/YAZAR "YALNIZLIĞI"
( ... İLE Azınlıkta olmanın ya da paylaşım ağının yaygın olamamasından dolayı duyumsanan. )
- YALNIZ/LIK ile/ve/> GÜVENSİZ/LİK
- YALNIZLIK ile/ve/||/<> İLİŞKİ
( Yanılsama[ilüzyon]. İLE/VE/||/<> Nesnesiz "algı"[halüsünasyon]. )
- YALNIZ/LIK ile/ve/||/<> KENDİLİK
- YALNIZLIK ile KENDİNLE BAŞBAŞALIK
- YALNIZLIK ve/< KUŞKU
- YALNIZ/LIK ile/ve/||/<>/< MUTSUZ/LUK | ile/ve/||/<>/< DOYUMSUZ/LUK
- YALNIZLIK ile/ve SIKINTI
- YALNIZ/LIK ile TEK BAŞINA/LIK
( Gereksinim duyarız. İLE Yeğleriz. | Temsildir. )
( Tek başına yürüyen kişi, bir dostluk kurar. )
( Yalnızların yılmaması, kendileri için yararlı olur. )
( Kendimizi, kendimizle zaman geçirmeyi, "yalnızlık" saymayacağımız biçimde geliştiriyoruz. )
( Yalnız kalpleri harekete geçiren kişi, dünyayı hereket ettirir. )
( We need. VS. We prefer. )
( En kötü/ileri yalnızlık, kendiyle barışık olmamaktır. )
( LONELINESS vs. SOLITUDE/ALONE )
- YALNIZLIK ile/değil/yerine/||/<>/> ÜRETKEN YALNIZLIK
- YALNIZLIK ile/||/<> YEĞLENEN/YEĞLENEBİLEN YALNIZLIK
- ÜZÜLME(MELİ)!:
[ne] YALNIZLIK('A) ne de YALAN('A)
- YALVARMAK ile/değil/yerine KİBARLIK(TAN)
( "Uygun bir yerde indirir misin!" diyen bir yolcuya, minibüs şöförünün yanıtı: "Ne yalvarıyorsun! 'İndir!' de, indirelim!" )
- YALVARMAK ile/ve YAKARMAK
- YALVAR-YAKAR (OLMAK)
- YAMAK = ELULAĞI
( Bir işte, yardımcı olarak çalışan erkek. | Yeniçeri ocağında, topçu ve humbaracı gibi askeri kuruluşlarda, aday olarak bulunan kişi. | Birinin etkisinde kalarak, onun sözünden hiç çıkmayan kişi. )
- YAMUK YUMUK (İŞLER YAPMAK)
- YAMUK ile/değil/yerine/>< DÜZGÜN OLMAYAN
- YAMUK ile/değil YILIK
( ... İLE/DEĞİL Çarpık, eğri ağız. | Şaşı göz. )
- YAMULTMAK ile RAYINDAN ÇIKARMAK
- YAN TÜMCECİK ile ...
( SUBORDINATE CLAUSE )
- YAN YANA (GELMEK)
- YAN YANA YÜRÜYEMİYORSAK ile/||/<>/> ÜSTÜNE ÜSTÜNE YÜRÜMEK
- YAN YANA/LIK | ARD ARDA/LIK ile/ve/||/<>/> BİRARADA/LIK
- YAN ile DERİNLİK
- ...'YA/NA:
DAYANARAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÜVENEREK
- YANA-YAKILA (ARAMAK)
- YANAĞI DEĞDİRİP, ÖPÜCÜK SESİ ÇIKARMAK ile/yerine YANAĞI ÖPMEK
- YANAK değil/yerine/= BUKKAL
( .... İLE Yanak içi [ile ilgili]. )
- YANAK ile/ve/||/<> ENEK
( ... İLE/VE/||/<> Yanağın alt yanı. )
( SÎB: ELMA [Sevgilinin çenesi ve gabgabı sürekli olarak elmaya benzetilir.] )
- YANAK ile/ve/||/<> KANAT
- YANAŞMAK ile İLİŞMEK
- YANAŞMAK ile/ve YARANMAK
- YANAŞMAK ile YILIŞMAK ile SIRNAŞMAK
- YANDIK
( Baklagillerden, sıcak ve kurak bölgelerde yetişen, sarımtırak küçük tohumlarından, kudret helvasına benzer bir madde elde edilen bitki. )
( ALHAGI MAURORUM )
- YANDIK ile AYVAYI(/...) YEDİK
- YANIK ile/ve/||/<>/> KÜL
( )
- YANIK" ile/değil/yerine/>< UYANIK (OLMAK)
- YANIKLARDA:
ISI ile/ve/||/<> ELEKTRİK ile/ve/||/<> IŞIN ile/ve/||/<> SÜRTÜNME ile/ve/||/<> KİMYASAL ile/ve/||/<> DONMA
( Yanık, derinliği, yaygınlığı ve oluştuğu bölgeye bağlı olarak örgen ve düzende işleyiş bozukluğuna yol açar. Ağrı ve sıvı kaybına bağlı olarak şok meydana gelir. Hastanın/yaralının kendi gövdesinde bulunan mikrop ve toksinlerle enfeksiyon oluşur. )
( [Isı ile oluşan yanıklarda ilk yardım]
- Kişi hâlâ yanıyorsa paniğe engel olunur, koşması engellenir.
- Hastanın/yaralının üzeri battaniye ya da bir örtü ile kapatılır ve yuvarlanması sağlanır.
- Yaşam belirtileri değerlendirilir.
- Solunum yolunun etkilenip etkilenmediği kontrol edilir.
- Yanık bölge, en az 20 dakika soğuk su altında tutulur.[yanık yüzeyi büyükse ısı kaybı çok olacağından dolayı önerilmez]
- Ödeme karşı, yüzük, bilezik, saat gibi eşyalar çıkarılır.
- Yanmış alandaki deriler kaldırılmadan giysiler çıkarılır.
- Takılan yerler varsa kesilir, temizliğe dikkat edilir.
- Su toplamış yerler patlatılmaz.
- Yanık üzerine ilaç ya da yanık merhemi gibi maddeler de sürülmemelidir.
- Yanık üzeri temiz bir bezle örtülür.
- Hasta/yaralı, battaniye ile örtülür.
- Yanık bölgeler birlikte bandaj yapılmamalıdır.
- Yanık geniş ve sağlık kuruluşu uzaksa hastanın/yaralının kusması yoksa bilinçliyse ağızdan sıvı[1 litre su - 1 çay kaşığı karbonat -1 çay kaşığı tuz karışımı] verilerek sıvı kaybı önlenir.
- Tıbbî yardım istenir[112]. )
( [Kimyasal yanıklarda ilk yardım]
- Deriyle temas eden kimyasal maddenin en kısa sürede deriyle teması kesilmelidir.
- Bölge, tazyiksiz ve bol suyla, en az 15-20 dakika yumuşak bir biçimde yıkanmalıdır.
- Giysiler çıkarılmalıdır.
- Hasta/yaralı, örtülmelidir.
- Tıbbî yardım istenmelidir[112].
)
( [Elektrik yanıklarında ilk yardım]
- Soğukkanlı ve sakin olunmalıdır.
- Hemen elektrik akımı kesilmelidir.
- Hastanın/yaralının, hava yolunun açık olup olmadığı, solunumu ve kan dolaşımı değerlendirilmelidir.
- Hastaya/yaralıya, kesinlikle su ile müdahale edilmemelidir.
- Hasta/yaralı, hareket ettirilmemelidir.
- Hasar gören bölgenin üzeri temiz bir bezle örtülmelidir.
- Tıbbî yardım istenmelidir[112]. )
( [Sıcak Çarpması Belirtileri]
Yüksek derece ısı ve nem sonucu gövde ısısının ayarlanamaması sonucu ortaya bazı bozukluklar çıkar.
- Kas krampları.
- Güçsüzlük, yorgunluk.
- Baş dönmesi.
- Davranış bozukluğu, sinirlilik.
- Solgun ve sıcak deri.
- Bol terleme.
- Mide krampları, kusma, bulantı.
- Bilinç kaybı, hayal görme.
- Hızlı nabız. )
- YANILMAZ/LIK ile/ve/değil/||/<>/< YANILABİLİR/LİK
- YANILMAZ/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YETERLİ/LİK
- YANILSAMA ile/ve GÜVENSİZLİK
( ILLUSION vs./and LACK OF TRUST/CONFIDENCE )
- YANILSAMA ile/ve/||/<>/> TUZAK
- YANILTMAK ile/değil DEĞİLLEMEK
- YANILTMAK ile/değil YANLIŞLAMAK
- YANIP KÜL (OLMAK)
- YANIT ile KARŞILIK
( ANSWER vs. EQUIVALENT/RESPONSE )
- YANITLARI DİKKATE ALMAK ile/ve/değil/yerine SORULARI DİKKATE ALMAK
- YANLAMAK ile/değil/yerine/>< ANLAMAK
- YANLIŞ ANLAMAK ile/ve/<> ÇARPITMAK
- YANLIŞ ANLAMAK ile/değil YANLIŞ ANLAMLANDIRMAK
( Dünya, çeşitliliği içinde zengindir, fakat sizin yabancılık ve korku duymanız yanlış anlama yüzündendir. )
( [not] TO UNDERSTAND WRONGLY vs./but WRONG MEANING
The world is rich in diversity, but your feeling strange and frightened is due to misapprehension. )
- YANLIŞ ANLAMIŞ OLMAK ile/değil ÜMİT ETMEK
( "Beni yanlış anlamışsın!" sözünün/durumlarının nedenleri daha çok ümit etmekten kaynaklanmaktadır! )
- YANLIŞ ANLA(ŞIL)MAK ile/ve/<>/değil BEKLENTİ
- YANLIŞ ANLAŞMAZLIK değil YANLIŞ ANLAMA/ANLAŞILMA ya da ANLAŞMAZLIK
- YANLIŞ BULMAK/ARAMAK ile "YANLIŞ BULMAK"
- YANLIŞ BULMAK ile KATILMAMAK
- YANLIŞ DÜŞÜNMEK ile/değil FARKLI DÜŞÜNMEK
( [not] "THINKING WRONG" vs./but THINKING DIFFERENT )
- YANLIŞ/KÖTÜ/AŞIRI/ABARTILI KULLANILANLAR:
"SIKINTI YOK!" ve/<> "AYNEN" ve/<> "KESİNLİKLE" ve/<>
"HAYIRLISI" ve/<> "KISMET" ve/<> "TABİİ Kİ DE" ve/<>
"YAPILACAK BİR ŞEY YOK" ve/<> "BENCE DE"
( )
( )
- YANLIŞ YAPMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> YALNIZ KALMAK
- YANLIŞ YERDE/ZAMANDA/KOŞULLARDA:
KALMAK değil/yerine KALKMAK
- YANLIŞ ile/ve/değil "ÇARPIK"
- YANLIŞ ile/ve/değil/yerine EKSİK
( [not] WRONG/FALSE vs./and/but INCOMPLETE/LESS/LACK/DEFICIENCY/DEFECT
INCOMPLETE/LESS/LACK/DEFICIENCY/DEFECT instead of WRONG/FALSE )
- YANLIŞ ile KÖTÜ ile ÇİRKİN ile GÜNAH/YAZUK
( Akıl. İLE Ahlâk. İLE Estetik. İLE Din. )
( Kötülüğün engellenmesi, iyiyi elde etmekten önceliklidir. [Def-i mefâsıd/mazariyat, celb-i menâfiden/menfaatten evlâdır.] )
( Kötülük, yanlış anlamaların ve kötüye kullanmaların yarattığı sorunlara yanlış yaklaşımdır. )
( Kötülük, dikkatsizliğin gölgesidir. )
( Kimse, bile bile kötü değildir; her kötülük, bilgi sanılan bir bilgisizlikten gelir. )
( Sadece bir iyi vardır, bilgi; sadece bir kötü vardır, cehalet. )
( Daha yüksek bilginize ters düşen her ne yaparsanız, o günahtır. )
( Rational. VS. Ethic. VS. Aesthetics. VS. Religious.
Evil is in the wrong approach to problems created by misunderstanding and misuse.
Evil is the shadow of inattention.
Whatever you do against your better knowledge is sin. )
( WRONG/MISTAKE vs. BAD vs. UNPLEASANT vs. SIN )
( ... ile KAKON ile AISKHOS ile ... )
- YANLIŞ ile "YAMUK"
( WRONG/MISTAKE vs. "CROOK" )
- YANLIŞA GİTMEMEK ve DOĞRUYA YÖNELMEK
- YANLIŞI SAVUNACAK KADAR BİLGİSİZ/LİK ile/ve/||/<> DOĞRUYU İNKÂR EDECEK KADAR NANKÖR/LÜK
- YANLIŞ/I YAPMAYACAK KADAR/ŞEKİLDE BİLMEK ile/ve ANLATABİLECEK/AKTARABİLECEK KADAR/ŞEKİLDE BİLMEK
( HAVING KNOW-HOW TO NOT TO DO WRONG vs./and TO KNOW ABOUT/WAY TO EXPRESS/TRANSMIT )
- YANLIŞLANABİLİRLİK ile/ve/>/değil/yerine DAHA DA İYİ BİR ARAŞTIRMA/ÇALIŞMA
- YANLIŞLARA AĞIT YAKMAK ile/değil/yerine/>< DOĞRULARI İNŞÂ ETMEK
- YANLIŞ/LIK ile/ve GEÇİCİ/LİK
( WRONG/FALSE vs./and TEMPORARY/TEMPORARINESS )
- YANLIŞ/LIK ile TUTARSIZLIK
( Yanlışlık, yetersiz düşüncelerdeki bilgi yoksunluğundan oluşur. )
( WRONG/FALSE vs. INCOHERENCY/INCONSISTENCY )
- YANLIŞLIK/YANLIŞSIN ve/> "YANMIŞLIK"/YANMIŞSIN
( SEHV ve/> ... )
( MISTAKE and/> ... )
itibarı ile 16.971 başlık/FaRk ile birlikte,
16.971 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(65/69)
🔒 Sınırlı Erişim
Tüm başlıkları görmek için üyeliğiniz/katılımınızı rica ediyoruz...
Giriş Yap / Üye Ol