
K ile biten FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 16.971 başlık/FaRk ile birlikte,
16.971 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(67/69)
- YATALAK ile/değil/yerine İNME/FELÇ
- YATAY RASTGELELİK ile/ve DİKEY RASTGELELİK
( RANDOM IN HORIZONTAL vs. RANDOM IN VERITICAL )
- YATAY ile YATIK
- YATAY/LIK ile/ve GEÇİŞKEN/LİK
- YATIK ile YATIK
( Dik olmayan, eğik, yatırılmış bir durumda olan. | Zamanla dayanıklılığını yitirmiş. | Çevrilmiş, devrik. İLE Yayvan su kabı. )
- YATIK ile YATKIN
( ... İLE Bir yana eğilmiş. | Çok durmaktan, sağlamlığını yitirmiş, çürük. | Benimsemiş, alışmış, eğilimli. | Yetenekli, becerikli. )
- YATILI ile YATALAK
( Geceleri de kalınıp yatılan. | Geceleri de kalıp yatan öğrenci. İLE İnme ya da sakatlık gibi bir nedenle yataktan kalkamayan. )
- YATIP KALKMAK
- YATKINLIK ile/ve/değil ALIŞKANLIK
- YATKINLIK ile/ve/||/<>/> EĞİLİM
- YATKINLIK ile/ve/||/<>/> KATILIM ile/ve/||/<>/> SÜREKLİLİK
( PRE-DISPOSITION vs./and/||/<>/> PARTICIPATION vs. PERPETUATION )
- YATKIN/LIK ile/ve/||/<> YETKİN/LİK
- YATMAK ile/ve/değil UZANMAK
( Uykulu. İLE/VE/DEĞİL Uyumadan. )
- YATSIMAK" değil YADSIMAK
- YATUK ile ...
( ŞEHİR )
- YAVAN/LIK" ile/ve/||/<> "YÜZEYSEL/LİK"
- YAVAŞ YAVAŞ (YOL ALMAK)
- YAVAŞLAMAK ile TAVSAMAK
( ... İLE Bir iş, bir durum vb. gücünü, hızını kaybetmek, yavaşlamak, gevşemek. )
- YAVAŞLATMAK ile AĞIRDAN ALMAK
( TO SLOW DOWN vs. TO AVOID SHOWING OFF )
- YAVAŞLA(T)MAK ile/ve/değil/||/<>/>/< AZAL(T)MAK
- YAVAŞLIK ile/ve/||/<> ESNEKLİK
- YAVAŞ/LIK ile/ve "UYUŞUK/LUK"
( MIYMINTI: Kişinin sabrını tüketecek derecede yavaş ve mızmızca iş gören. )
( Doğadaki en yavaş canlı/hayvan Bradipus'tur. )
( BATÂET )
( SLOW/NESS vs. INDOLENCE )
- YAVI KILMAK ile ...
( Kaybetmek, ortadan kaldırmak. )
- YAVRU ile BALAK
( ... İLE Hayvan yavrusu. )
- YAVRULAMAK ile/değil/||/<> DOĞURMAK
( Doğada, hayvanlarda ve insanda. İLE/DEĞİL/||/<> İnsan'da. )
- YAXALAMAQ[Azr.] = DURULAMAK, ÇALKALAMAK[Tr.]
- YAXMAQ[Azr.] = SÜRMEK[Tr.]
- YAYAN (KALMAK) değil YAYA (KALMAK)
- YAYAN YAPILDAK
( Yayan ve çıplak ayakla. )
- YAYANIN: ÖNÜNDEN GEÇMEK değil ARKASINDAN GEÇMEK
( Hızlı ya da belirli bir hızda gidiyorsun diye "yaya beklesin!" diyemeyiz!!! Fren sıkacak, bekleyecek ve yol verecek olan biz bisikletlilerizdir.[her zaman ve koşulda!] )
- YAYAYA: ZİL ÇALMAK değil YAVAŞLAMAK/DURAKLAMAK
( Yayalara, hiçbir koşulda, ne korna, ne de zil çalınır! Araç sahibi sensin, sen durup bekleyeceksin! Senin rahatın yerinde, o ise yaya olarak bir yerlere ulaşmaya çalışıyor. Öncelik, her zaman ve koşulda yayalarındır! )
- YAYGI ile SUMAK
( ... İLE Düz yaygı. )
- YAYGIN ÖLÜMCÜL HASTALIK ile/ve/değil/||/<> KÜRESEL SALGIN HASTALIK
( ... İLE 1- Nüfusun daha önce maruz kalmadığı bir hastalığın ortaya çıkışı. | 2- Hastalığa neden olan etmenin kişilere bulaşması ve tehlikeli bir hastalığa yol açması. | 3- Hastalık etmeninin kişiler arasında kolayca ve devamlı olarak yayılması. )
- YAYGIN ile BÜYÜK
( COMMON vs. BIG )
- YAYGIN/LIK ile/ve ZENGİN/LİK
- YAYIK ile YAYILI
( Yayılmış, yayvan. İLE Yayılmış, serilmiş. )
- YAYILMAK ile "KURULMAK"
- YAYINDIRMA ile/ve/<> YAYINDIRICI ile/ve/<> YAYINIK ile/ve/<> YAYINTI
( Bir ışığı, pürüzlü bir yüzeyde yansıtma. İLE/VE/<> Işığın yayınmasını sağlamak için ışık kaynağı önüne konulan türlü yapıda yüzeyler. İLE/VE/<> Pürüzlü yüzeyde yansıyan ışık. İLE/VE/<> Yayılmış, dağılmış şeyler. | İçinde radyoaktif öğeler bulunan bir kaptan yapılan gaz ya da sıvı. )
- YAYIN/LAMA ile YAYIM/LAMA
( Elektronik araçlarla gerçekleştirilen/sağlanan. İLE Kâğıt üzerine basılarak gerçekleştirilen/sağlanan. )
( BROADCAST vs. PUBLISHING )
- YAYMAK ile DAĞITMAK
( TO EXTEND vs. TO DISTRIBUTE )
- YAYMAK ile GENİŞLETMEK
( EXTEND vs. WIDEN )
- YAYMAK ile GENİŞLETMEK
( EXTEND vs. TO WIDEN )
- YAYMAK ile PAYLAŞMAK
( TO EXTEND vs. TO SHARE )
- YAYMAK ile SAÇMAK
( TO EXTEND vs. TO SCATTER )
- YAYMAK ile/ve/||/<> UYARLAMAK
- YAYMA/K ile YAYGINLAŞTIRMA/K
- YAYMAK ile/ve/değil/||/<> YAYINLAMAK
- YAZDIĞINI YAP!(MAK) ve/<> YAPTIĞINI YAZ!(MAK)
( Yapacağını yaz, yazdığını yap! )
( Yaşamak için ayağa kalkmıyorsan, yazmak için masaya oturma! )
( TO DO WHAT YOU WROTE and/<> TO WRITE WHAT YOU DO/DONE )
- YAZGICILIK = CEBRİYE = FATALISM[İng.] = FATALISME[Fr.] = FATALISMUS[Alm.]
- YAZI-ÇİZİ (İŞLERİYLE UĞRAŞMAK)
- YAZI MERKEZCİLİK ile/ve/||/<> SES MERKEZCİLİK ile/ve/||/<> SÖZ MERKEZCİLİK
- YAZIK ETMEK ile/ve AYIP ETMEK
- YAZIK ve/<> KAZIK
- YAZIK ile YAZIKLAR OLSUN!
- YAZIK ile/||/<> ZİYAN
- YAZILMAK ile SÜZÜLMEK
- YAZIN/EDEBİYAT ile/ve/değil BELLEK
- YAZIN ve ÂDEMCİLİK
( ... VE XX. yüzyılın başında, simgeciliğe karşı bir tepki olarak Rusya'da ortaya çıkan bir yazın akımı. )
- YAPITI(KİTABI/YAZIYI), BİRİ(LERİ)NE:
"ARMAĞAN ETMEK" değil SUNMAK/İTHAF ETMEK
( Dünyaya verebileceğimiz en büyük armağan, kendi dönüşümümüzdür. )
- YAZMAK ve/=/||/<> BİRLİĞE GETİRMEK
- YAZMAK ile/ve/||/<>/>< YAŞAMAK
- YAZMAK ile/ve/değil/önce/||/<>/< YÜZMEK
( Bir çocuğun yazmaya başlamadan önce yüzmeyi öğrenmesi[ni sağlamak] gerek. )
- YEDİĞİN/İÇTİĞİN ile/ve/değil EŞİK
- YEDİRMEK ile/ve GİYDİRMEK
- YEDİRMEK ile İŞLEMEK
- YEGÂNE değil/yerine/= BİRİCİK/TEK
- YEĞLEME/TERCİH ile/ve/<> AYIRDINDALIK, FARKINDALIK
( ... ile/ve/<> BÂZGÜŞÂ )
( PREFER vs./and/<> DISTINGUISHNESS, AWARENESS )
- YEĞLEME ile/ve/||/<> ARDINDA OLMAK
- YEĞLEME ile/ve/||/<> KİMLİK
( Ergenin, kimliği mi var ki, yeğlediği olsun. )
- YEĞLEMEK/TERCİH ETMEK ile/değil "GEREKLİ GÖRMEK"
- YEĞLEMEK/TERCİH ETMEK ile/ve/||/<> ÖNE ÇIKARMAK
- YEĞLEME/TERCİH ile/ve/değil ÖNCELİK
( [not] TO PREFER vs./and/but PRIORITY )
- YEĞLEME/TERCİH ile/ve ÖNCEL/LEMEK
( TO PREFER vs./and PREDECESSOR )
- YEĞLEME/TERCİH ile/ve/<>/>< TERK
- YEKTÂ değil/yerine/= BİRİCİK
( TEK, EŞSİZ, BENZERSİZ )
- YELDİRME ile YELDİRMEK
( Kadınların, çarşaf yerine kullandıkları, başörtüsü ile birlikte giyilen hafif üstlük. İLE Aceleyle koşturmak, koşuşturmak. )
- YELEK ile CAMADAN[< Fars.]
( ... İLE Çapraz düğmeli, işlemeli, bir tür kısa yelek. | Dört köşe yelkenleri, boğarak, yüzeylerini küçültme. )
- YELEK ile CEKET
- YELEK ile/değil FERMENE[İt. < PARAMANO]
( ... İLE/DEĞİL Türlü nakışlarla işlemeli, önü kavuşmayan, yeleğe benzeyen bir giysi. )
- YELEK ile HAYDARİYE
( ... İLE Hırka altına giyilen, kolsuz, kısa giysi.[Hz. ALİ'nin giydiği] )
- YELEK ile/ve HIRKA
- YELEK/DELME ile JİLE[Fr. < GILET]
( Kolsuz, önü açık ya da düğmeli üst giysisi. İLE Daha çok, kadınların, bluz üzerine giydiği yelek. )
- YELKEN ile FLOK
( ... İLE Geminin cıvadrasına çekilen, üçgen yelken.
[CIVADRA: Geminin baş tarafından havaya doğru biraz kalkık olarak uzatılmış bulunan direk.] )
- YELL :/yerine BAĞIRMAK, HAYKIRMAK
- YELLOZ ile ŞILLIK
( Ahlâksız, hafifmeşrep. İLE Aşırı ve bayağı biçimde süslenip boyanmış kadın. )
- YELPÂZE ile KÖRÜK
( Sallandığında, küçük bir hava akımı yapan ve özellikle yüzü serinletmeye yarayan, küçük, katlanabilir, taşınabilir araç. İLE Köpeklerin burnuna hava tutulur -ya da bir biçimde üflenirse- kaçarlar. )
( MİRVAHA[< RÎH] ile ... )
( BÂD-BÂZ ile ... )
- YELTEMEK/YİLTEMEK = KIŞKIRTMAK | ÖZENDİRMEK, İSTEK UYANDIRMAK
- YEME-İÇME ve/||/<> SOLUK ve/||/<> YÜRÜME ve/||/<> HAREKET ve/||/<> UYKU ve/||/<> DÜŞÜNCE ve/||/<> CESÂRET ve/||/<> GÜNEŞLENME
( Hayvanlar gibi olsun... VE/||/<> Kaplumbağalar gibi olsun... VE/||/<> Güvercinler gibi olsun... VE/||/<> Maymunlar gibi olsun... VE/||/<> Köpekler gibi olsun... VE/||/<> Fil gibi olsun... VE/||/<> Dişi Aslan gibi olsun... VE/||/<> Ayı gibi olsun... )
- YEMEDİĞİN/İÇMEDİĞİN ile/ve/değil EŞİK
- YEMEĞE:
TUZLA BAŞLAMAK ve/> TUZLA TAMAMLAMAK
- YEMEĞİ PİŞİRMEK ve "DERVİŞİ PİŞİRMEK"
- YEMEK
- YEMEK:
"AYIRDETMEK" değil AYIRMAK
- YEMEK İÇİN YAŞAMAK ile/yerine/değil YAŞAMAK İÇİN YEMEK
( Olgun kişi, sözlerinde dikkatli, yiyip içtiklerindeyse ölçülüdür. )
( Gıdanın ahlâkı bizde kalır, posası dışarı çıkar. )
( Kötüler, yemek için yaşar; iyiler ise yaşamak için yer. )
( EŞHÂ[Ar. < ŞEHÎ]: En çok sevilen, sevilerek/istekle yenilen şey. )
( NEHEM[Ar.]: Yemeğe, şiddetli arzu duyma. )
( TELEBBÜK[Ar.]: Mide dolgunluğuna uğrama. | İMTİLÂ'[MELÂ] )
( Hayvan. DEĞİL İnsan. )
( TÛŞE | KUT-İ LÂ YEMÛT: Ölmeyecek kadar yenilecek şey, azık. )
( TÛŞE-İ RÂH: Yol yiyeceği/azığı. )
- YEMEK ISINIRKEN TELEFON ETMEMEK/DALMAMAK
- YEMEK PİŞİRMEK ve/<> SEVGİ
( TABH: Pişirme, pişirilme. | İlâç kaynatma. )
( TABHİYYE: Pişirmek/pişirilmek üzere birine verilen ücret, pişirmelik. )
( TANZÎH: Gereği gibi pişirme/pişirilme. )
( Gönülsüz yapılan aş, ya karın ağrıtır, ya da baş. )
- YEMEK "VERMEK" değil YEMEĞE DAVET ETMEK
- YEMEK BİRİ(LERİ)YLE (PAYLAŞARAK) YEMEK
- YEMEK ile DAVET
- YEMEK ile/değil/yerine/>< GÜVÂR[Fars.]
( ... İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Hazmı kolay yemek. )
- YEMEK ile/ve/||/<> İLAÇ
- YEMEK ile KEMAN
( Birlikte olmasında bir sorun yoktur fakat yemek esnasında çalınan keman, hem aşçıya hem kemancıya saygısızlıktır. )
( İkisi de başlı başına büyük sanattır. İkisi de çok değerli ve önemlidir. Ayrı ayrı yaşamak daha yerinde olur. )
- YEMEK yerine LOKMA
- YEMEK ile ME'DEBE ile ...
( ... İLE Düğün yemeği. )
- YEMEK ile/> MÜZİK
( Yemek sırasında çalınan keman hem aşçıya, hem de kemancıya saygısızlıktır. )
( TO EAT vs./<> MUSIC )
- YEMEK ile/ve SEVİŞME SONRASI YEMEK
- YEMEK ile ZÎYÂFET
( ... İLE Konuk kabul etme. | Konuğa yedirip içirme, şölen. | Değişik ve karışık olma. )
- YEMEYİ (SEVMEK/İSTEMEK)
ile/ve/değil/||/<>
YEMEĞİ (SEVMEK/İSTEMEK)
- YEMİNİNE BAKIP KİŞİYE İNANMAK ile/değil/><
KİŞİYE BAKIP YEMİNİNE İNANMAK
- YENİ ile GERİ (GELMEK)
- YENİ KÖŞK ile YENİ KÖŞK
( Topkapı Sarayı'nda, 4. bahçededir. İLE Yıldız Sarayı bahçesindedir. )
( 1858'de, Sultan Abdülmecid tarafından, Mimar Serkis Balyan'a yaptırılmıştır. İLE ... )
- YENİ SARAY / SARAY-I HÜMÂYÛN / CEDİDE-İ ÂMİRE ile/ve ESKİ SARAY / SARAY-I ATİK
( Topkapı Sarayı. İLE/VE İlk saray. )
( Şu anda müze olarak ziyaret edilebilen, Gülhane Parkı üstündedir. [700 dönümlük bir alanda kurulmuştur.][Yeni Saray adını Fatih Sultan Mehmet vermiştir.] İLE/VE Bayezıd'ta, İstanbul Üniversitesi'nin bulunduğu yerde, Fatih Sultan Mehmet'in, 1457'de İstanbul'u fethinden sonra yaptırdığı saray. )
- YENİ YIL ile ISIK
( ... İLE Yakutlar, Güneş Bayramı olarak, üç gün boyunca, güneş batmadan önce kutlanan, günün en uzun olduğu Haziran'ın 21 - 22'sini yeni yıl olarak kabul etmektelerdir.[ISIK, "ışık, hayat, yaz, gün, mutluluk gibi birden fazla anlama gelmektedir. Uyku ve ölüm ile özdeşleştirdikleri hareketsiz kış aylarının bitişini müjdeliyor.] )
- YENİDEN DİRİL(T)MEK ile/değil YENİDEN CANLANDIRMAK
( [not] RESURRECTION vs./but RE-ANIMATION )
- YENİDEN ÜRETMEK ile/ve/<> ÇOĞALTMAK
- YENİK ile YENİK/MAĞLUP[Ar.]
( Yenmiş, aşınmış. | Bir hayvanın ya da böceğin, bir şeyi yiyerek onda bıraktığı iz. İLE Savaş ya da yarışmada yenilmiş. | Güçsüz, çaresiz. )
- YENİLEMEK ile YİNELEMEK/TEKRARLAMAK
- YENİLİK ile/ve/||/<> DEVRİM
- YENİLİK ile/ve/||/<>/> İLERLEME
- YENİLİR-YUTULUR (BİR SÖZ ETMEMEK/OLMAMAK)
- YENMEK/İNTİKAM":
RAKİBİNİ/DÜŞMANINI (")ÖLDÜRMEK(") ile/değil/yerine BAŞKALARINI/TOPLUMU KURTARMAK
- YENMEK ile/ve/||/<> ALT ETMEK
- YENMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ETKİSİ ALTINA ALMAK
- YENMEK ile/ve ÜSTESİNDEN GELMEK
- YEPELEK
( İnce yapılı, zarif, narin. )
- YER DEĞİŞTİRMEK ile/ve/<> BİÇİM DEĞİŞTİRMEK
- YER (TUTMAK) ile/ve/<>/> YURT (TUTMAK)
- YER VERMEK ile DEĞER VERMEK
( GIVING PLACE vs. GIVING VALUE )
- YER VERMEK ile/ve/değil/||/<>/< GEÇİT VERMEK
- YER VERMEMEK ile TUTARSIZLIK
( NOT TO GIVE PLACE TO vs. INCOHERENCY/INCONSISTENCY )
- YER ile/ve/değil EŞİK
- KÜTLE/YER ÇEKİMİ ile/ve/<> AŞK
( Doğa'da. İLE/VE/<> İnsan'da. )
( Yerçekiminin tutumu, en yüksek bağlantıda olmaktır. )
( The attitude of the gratitude is the highest yoga. )
( In nature. VS./AND On Human. )
( GRAVITATION vs./and LOVE )
- YERÇEKİMİNE:
"MÂRUZ KALMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<> TÂBİ OLMAK
- YERE/SOKAĞA/DIŞARI ...:
ÇÖP ATMAK yerine/değil CEPTE/ÇANTADA TUTMAK
( Yanlışı. >< Doğrusu. )
- YERE-GÖĞE (SIĞMAMAK/SIĞDIRAMAMAK)
- YEREŞEĞİ = MAKASLIBÖCEK
- YERİN İÇ YAPISINDA:
ÇEKİRDEK ile/ve/||/<> MANTO ile/ve/||/<> KABUK
( 1.9 x 1027 g İLE/VE/||/<> 4.1 x 1027 g İLE/VE/||/<> 2.3 x 1025 g )
( [ortalama yarıçap] 0 İLE/VE/||/<> 3480 km. İLE/VE/||/<> 6350-6370 km. )
- YERİNDE KALMAK/SAYMAK ile/değil EVDE KALMAK
- YERİNDE/LİK ile/ve GEÇERLİ/LİK
( CONGRUOUS vs./and VALID )
- YERİNDEN ETMEK ile/ve/<> RAYINDAN ÇIKARMAK
- YERLEŞİK ile/ve/<> GEZGİN
( İnsanlığın gelişimi ve dünya tarihi, bulunduğu olanakları[yer/bölge/koşulları], yeterli gören kişi/ler ile daha da ileriyi[öteyi/yukarıyı] düşünen, merak eden, isteyen/ler arasındaki ilişki[birlik/telik ya da çatışma] ile süregelmiştir.
Bu durum ve süreç, dünya ne kadar daha devam edecekse, en başta, felsefede, bilimde ve sanatta olmak üzere, o kadar daha aynen devam edecektir. Herhangi iki kişi arasında, erkek-kadın, ebeveyn-çocuk, yaşlı-genç, bilen-bilmeyen, zengin-fakir gibi, "doğu"-"batı" gibi her türlü ayrışma ve çatışma ile hem birbirini geliştirecek, hem de engel olacaklardır.
Aslolan ve anlaşılması gereken de şu ki, bu devinim/döngü, hiçbir zaman ve koşulda sonlan(a)mayacağından dolayı, bu süreçteki "zorlukların"/uğraşıların, yaşamın [ve anlamının], bireyler arasında değil doğayla/fizikle olduğunu anımsayarak, paylaşım ve dayanışma içinde, bilgilerimizi, farkındalıklarımızı paylaşarak ve ümit aşılayarak sürmesi gerektiğidir.
[ Başkalarından/dışarıdan, hazır gelmesini değil kendim(iz)den başlay(/t)arak! Şimdi, burada ve içinde bulunulan, yeterli/yetersiz, "olumlu/olumsuz", tüm koşullarda! Vazgeçmeden, ertelemeden, üşenmeden!] )
- YERLEŞMEK ve/||/<>/> KÖK SALMA
- YERLEŞMEK ile/ve/<> KONUŞLANMAK
- YERLEŞMEK ile "KURULMAK"
- YERLEŞMEK ile/ve SAKİNLEŞMEK
- YERLEŞTİRMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GİYDİRMEK
- YERLEŞTİRMEK ile OTURTMAK
( TO LOCATE vs. TO FIT WELL )
- YERLİ-YERİNDE (DAVRANMAK, KONUŞMAK)
- YEŞİLBAŞ ile/ve/||/<> GRİ BALIKÇIL ile/ve/||/<> UZUNBACAK
( Büyüklükleri, 50-65 cm. civarında, kanat açıklıkları 81-98 cm. genişliğindedir. Bitki ağırlıklı diyetinden ötürü yaklaşık 5 cm. civarında geniş gagaları bulunur. Ağırlığı 1 kg. civarında olduğundan, öteki birçok yaygın ördek türünden ağırlardır. İki cinsiyette de kanatlarının spekulum adı verilen bölgesinde, beyaz köşeli mavi renkte tüylere sahiplerdir. İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> ... )
( ANAS PLATYRHYNCHOS cum ARDEA CINEREA cum HIMANTOPUS HIMANTOPUS )
- PAPAĞAN ile YEŞİL PAPAĞAN
- YETENEĞİNİN ...:
"SAHİBİ OLMAK" ile/ve/değil/||/<>/> KÖLESİ OLMAK
- YETENEK ve/<> AYRICALIK
- YETENEK ve/||/<>/> ÇALIŞMA
( Ortalamanın üzerine çıkarır. VE/||/<>/> Yeteneklilerin üzerine çıkarır. )
- YETENEK ile/ve/değil ÇARESİZLİK
( [not] TALENT vs./and/but DESPERATION )
- YETENEK/Lİ ile/ve/||/<>/> DEHÂ/DÂHİ
( "Başkalarının güç bulduğunu yapmak". İLE/VE/||/<>/> Yeteneklilerin "olanaksız gördüğü"nü yapmak. )
( Kimsenin vuramadığı hedefi vurur. İLE/VE/||/<>/> Kimsenin göremediği hedefi vurur. )
( Yitirilebilir. İLE/VE/||/<>/> Yitiril(e)mez. )
- YETENEK ile DURUM/HAL
( TALENT/CAPACITY vs. STATE )
- YETENEK(YETEN EK) ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EMEK
- YETENEK ile/ve ETKİLİLİK
( TALENT vs./and EFFECTIVENESS )
- YETENEK ile/ve ETKİNLİK/FAALİYET
( TALENT vs./and ACTIVITY )
- YETENEK ile/ve/> MİRAC
( Yetenek varolabilir fakat mirac da etmelidir. )
- YETENEK ile/ve/değil/||/<>/< ÖNCELİK
- YETENEK ve/<> ÖZGÜRLEŞTİRİCİ İLİŞKİ
- YETENEK ile/ve/||/<>/> TAKIM OYUNU
( Maçı kazandırır. İLE/VE/||/<>/> Şampiyonluğu getirir. )
- YETENEK ile/ve/||/<>/< YATKINLIK
- YETERİNCE SU: İÇMEMEK ile/değil/yerine/>< İÇMEK
( Gövdede, çok fazla, bilinmedik ve beklenmedik hastalık/sorun oluşur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sağlık durumu pek bozulmaz. )
- (YETERİNCE) SU İÇMEYİ:
UNUTMAMAK ve/||/<> ATLAMAMAK ve/||/<> ERTELEMEMEK
- YETERİNCE/LİK ve/||/<>/> DOĞRU/LUK
- YETERLİ/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<> KABUL EDİLEBİLİR/LİK
- YETERLİ/LİK ile/ve/> RAHAT/LIK
- YETERLİLİK ile/ve/> YETENEK
- YETERSİZ OLMAK ile/ve/> YETERSİZ KALMAK
( TO BE INSUFFICIENT vs./and/> INCAPACITY )
- YETERSİZ(LİĞ)İ "BAHÂNE ETMEK" ile/değil/yerine/>< İSABETLİ GEREKÇE/DAYANAKÇA GÖSTERMEK/ARAMAK
- YETERSİZ/LİK ile/ve/<>/> GEÇERSİZ/LİK
- YETERSİZ/LİK ile SEVİYESİZ/LİK
- YETERSİZ/LİK ile/ve "SIĞ/LIK"
- YETERSİZLİK ile/ve/<> YADSIMA
- YETERSİZ/LİK ile YANILTICI/LIK
- YETERSİZ/LİK ile/ve/değil/yerine YETENEKSİZ/LİK
- YETERSİZLİK ile/ve/=/||/<> YETMEZLİK
- YETERSİZ/LİK ile/ve/||/<> YETMEZ/LİK
- YETERSİZ/LİK ile/ve/||/<> YÜZEYSEL/LİK
- YETERSİZLİKLERİ/Nİ İNKÂR ETMEK ile/ve/||/<> KUSURLARI/NI İHMAL ETMEK
- YETİ ile/ve/<> NİTELİK
- YETİ ile/ve YETENEK
- YETİ ve/||/<>/> YETENEK
( Melek. VE/||/<>/> Meleke. )
- YETİ ile/ve YETERSİZLİK
( FACULTY vs./and INSUFFICIENCY )
- YETİŞTİRMEK ile/değil MEKTEBE KOYMAK
- YETKE(OTORİTE):
GELENEKSEL ile/ve/||/<> ETKİLEYİCİ(KARİZMATİK[Fr.]) ile/ve/||/<> YASAL
- YETKE ile/değil/yerine/>/>< ÖZERKLİK
( )
( [not] AUTHORITY vs./but/>/>< AUTONOMY
AUTONOMY instead of AUTHORITY )
- YETKEYE BAŞVURMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
BİR BİLENE SORMA ile/ve/||/<> YETERSİZ KAYNAK ile/ve/||/<> İNANCA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ORTAK TUTUMA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ÖBEK BASKISI ile/ve/||/<> YARARCI ile/ve/||/<> BEĞENDİRME ile/ve/||/<> DAYATMA ile/ve/||/<> İÇİNDEKİ DEĞİL DIŞINDAKİ(ZARF-MAZRUF) ile/ve/||/<> "GENETİK"
( ARGUMENT TO AUTHORITY vs./and/||/<> FALLACY OF UNQUALIFIED SOURCE vs./and/||/<> APPEAL TO BELIEF vs./and/||/<> APPEAL TO COMMON PRACTICE vs./and/||/<> BANDWAGON, PEER PRESSURE vs./and/||/<> PRAGMATIC FALLACY vs./and/||/<> APPEAL TO PERSONAL INTERESTS vs./and/||/<> FALLACY OF "IS" TO "OUGHT" vs./and/||/<> STYLE OVER SUBSTANCE vs./and/||/<> "GENETIC" FALLACY )
- YETKİ ile/ve OLANAK
( AUTHORITY vs./and POSSIBILITY )
- YETKİ ve/||/<> ÖZGÜRLÜK ve/||/<> SORUMLULUK
- YETKİ ile/ve SORUMLULUK
( YVHS: YETKİ VER, HESAP SOR! )
( YETKİ VER, HESAP SORMA! değil/yerine YETKİ VER, HESAP SOR! )
( AUTHORITY vs./and RESPONSIBILITY )
- YETKİ ile/ve/değil/yerine/<> YETKİNLİK
- YETKİLİ OLMAK ile/değil/yerine/||/<>/< ETKİLİ OLMAK/OLABİLMEK
- YETKİN/LİK ile YETİŞKİN/LİK
- YETKİNLEŞ(TİR)MEK ile/ve/<> TAMAMLA(N)MAK
( KEMÂL/TEKÂMÜL )
- YETKİNLİK ile/ve ERDEM
( ARETA )
- YETKİN/LİK ve/<> GÜÇLÜ/LÜK ve/<> YETERLİ/LİK ve/<> YETENEKLİ/LİK
( Ne zaman ki güçlülük, tek çözüm olarak kalır; o zaman anlarsın, ne kadar güçlü olduğunu. )
( PERFECT/ION and/<> POWERFUL/NESS and/<> ENOUGH/SUFFICIENCY and/<> ABILITY/CAPACITY/SKILL )
- YETKİN/LİK ve/<>/= ÖZGÜR/LÜK
( PERFECTION and/<>/= FREEDOM )
- YETKİNLİK ile/ve/<> TAMAMLANMA
- YETKİSİZLİK ile/ve/<> KABUL EDİLEMEZLİK
- YETMEK ile YETİŞMEK
- YEVMİYE değil/yerine/= GÜNDE/LİK
- ...'YI DUYMUŞ OLMAK ile ...'YI DUYMAMIŞ OLMAK
- ...'YI GÖRMÜŞ OLMAK ile ...'YI GÖRMEMİŞ OLMAK
- ...'YI OKUMUŞ OLMAK ile ...'YI OKUMAMIŞ OLMAK
- ...'YI SORMAMAK ile/ve/||/<>/> ...'YA BAKMAMAK
- ...YI/UYUMU:
GÖSTERMEK ile/ve/||/<>/> GÖRMEYİ ÖĞRETMEK
- ...'YI:
"UZATMAK" ile/değil/yerine SÜRDÜRMEK
- YIELD :/yerine VERİM, ÜRÜN VERMEK
- YIKANMAK ile/ve/||/<> ÇİMMEK
- [ne yazık ki]
YIKICI BENCİLLİK ile/değil/yerine/>< GÖZETICİ BENCİLLİK
- YIKICI OLMAK ile SÖZÜNÜ ESİRGEMEMEK
- YIKIK-DÖKÜK
- YIKMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< AŞMAK
- YIKMAK ile/ve/<> DEVİRMEK
- YIKMAK ile YAKMAK/GÖYMEK
- YILAN ile BOZYÜRÜK
( ... İLE Başı küçük, kuyruğu kalın ve kısa, zararsız ve zehirsiz bir yılan. )
( ... cum ERYX )
- YILAN ile HAZER YILANI/BOZYÖRÜK
- YILANCIK = KIZILYÖRÜK
( Streptokok denilen mikropların, bir sıyrığa ya da yaraya bulaşarak yaptıkları sayrılık. | Kemik veremi. )
- YİLBİK/SAR'/SAR'A[Ar.]/TUTARAK/TUTARIK/TUTARGA ile TUTARAK
( Sara hastalığı. İLE Direnme, inat. )
- YILDAN YILA (GELİŞMEK/ESKİMEK)
- YILDIRAK ile Yıldırak/SÜHEYL
( Parıldayıcı, parıldayan. | Yıldırım. İLE Güney Yarımküre'de bulunan parlak yıldız. )
- YILDIRIM: Hem yerden, hem gökten! [Buluştukları ve çarptığı noktadaki eşik!]
- YILGAR/SATKIN/HAİN/LİK ile/ve/<> NANKÖR/LÜK
( Nankör kişi, herşeyin "fiyatını" "bilen"/koyan, fakat hiçbir şeyin değerini bilmeyen kişidir. )
- YIPRATMAK ile ZEDELEMEK
- YIRLAMAK ile ZIRLAMAK
- YIRTIK ile/<> KESİK
- YIRTIK ile SÖKÜK
- YIRTIK ile/ve/||/<>/> YAMA
( Delik, yırtık ya da eski bir yeri, uygun bir parça ile onarma, kapatma. | Bu iş için kullanılan parça. )
- YIRTIK ile/değil YIRTMAÇ
( ... İLE/DEĞİL Çoğunlukla giysilerde, etek, paça ya da kol yeninde, dikilmemiş, uzunca açıklık. )
- YIRTINMAK ile/ve ÇIRPINMAK
( Parçalanırcasına bağırmak. İLE/VE Çok istenilen bir şeyi gerçekleştirmek için aşırı derecede çaba harcamak. )
- YIRTMAK ile/ve/||/<> KOPARTMAK
- YİTİRİLMİŞ/LİK ile/ve/değil/yerine ÖRTÜLÜ/LÜK
- YIXILMAQ[Azr.] = DÜŞMEK[Tr.]
- YİYECEK = FOOD[İng.] = NOURRITURE[Fr.] = NAHRUNG[Alm.] = CIBO[İt.] = COMIDA[İsp.]
- YİYECEK ile/ve/||/<>/> YEMEK
- YİYİP-İÇMEK
- YOĞUN ile "YÜKSEK"
- YOĞUNLAŞ(TIR)MAK ve/<>/> DAVET
- YOĞUNLUK ile AKIŞMAZLIK/VİSKOZİTE
( Bir nesnenin birim oylumdaki kütlesi. İLE Bir sıvının akmaya karşı gösterdiği direnç. )
- YOĞUN/LUK ile AZ/LIK >< ÇOK/LUK
- YOĞUNLUK ile KABALIK
- YOĞUNLUK ile/ve/<> OLGUNLUK
( Olgunluk nasıl meydana gelir?
Zihnimizi berrak ve temiz tutarak, yaşamımızın her anını tam bir farkındalık hali içinde yaşayarak, korkularımızı ve arzularımızı belirdikleri anda hemen inceleyerek ve gidererek. )
( Meyve bir anda düşer ama olgunlaşması zaman alır. )
( Hazır olmak, olgun olmaktır. )
( How does maturity come about?
By keeping our mind clear and clean, by living our life in full awareness of every moment as it happens, by examining and dissolving our desires and fears as soon as they arise.
The fruit falls suddenly but the ripening takes time.
Readiness is ripeness. )
( INTENSITY vs./and/<> RIPENESS )
- YOĞUNLUK ile/ve PAYLAŞIM
( DENSITY vs./and SHARING )
- YOĞUN/LUK ile SIK/LIK
( DENSE/DENSITY vs. FREQUENT/FREQUENCY )
- YOĞUN/LUK ile/ve/değil/||/<>/> YORGUN/LUK
- YOK ARTIK ile YOK DAHA NELER
- YOK DEMEK ile/değil/yerine BENİM İÇİN BU/BÖYLE BİR KONU/OLGU YOK DEMEK
( [not] TO SAY "THERE IS/ARE NOT" vs./but TO SAY "THERE IS/ARE NOT A FACT/SUBJECT LIKE THIS FOR ME"
TO SAY "THERE IS/ARE NOT A FACT/SUBJECT LIKE THIS FOR ME" instead of TO SAY "THERE IS/ARE NOT" )
itibarı ile 16.971 başlık/FaRk ile birlikte,
16.971 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(67/69)
🔒 Sınırlı Erişim
Tüm başlıkları görmek için üyeliğiniz/katılımınızı rica ediyoruz...
Giriş Yap / Üye Ol