Bugün[11 Temmuz 2025]
itibarı ile 16.971 başlık/FaRk ile birlikte,
16.971 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(64/69)


- UZMAN/LIK ile/ve/||/<> UYGULAYICI/LIK


- UZMAN/LIK ile/ve/||/<>/> YALANCI/LIK (YETİSİ)


- UZMAN/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YETKİN/LİK


- ÜZMEK ile/değil ZORLAMAK

( [Öğretmen, öğrencileri biraz ...] "üzmüş". İLE/DEĞİL "zorlamış". )


- ÜZMƏK[Azr.] = YÜZMEK[Tr.]


- ÜZÜLMEK ile DÜŞÜNMEK


- ÜZÜLMEK ile/ve HESAP SORMAK


- ÜZÜLMEK ile/ve/||/<>/> SÜZÜLMEK


- ÜZÜM ile/ve/||/<> TEVEK/ÇOTUK

( ... İLE/VE/||/<> Asma, kavun, karpuz gibi bitkilerin sürgünü ya da dalı. | Üzüm kütüğü, çotuk. )


- (UZUN SÜRE) OTURMAK yerine BİSİKLET


- UZUN/KISA) SÜRELİ/LİK (/ SOLUKLU/LUK) ile SÜREKLİ/LİK

( LONG PERIOD vs. CONTINUAL )


- UZUN SÜRME = SÜRERLİK


- UZUN UZADIYA (KONUŞMAK/ANLATMAK)

( BAST, ALE-T-TAFSÎL )


- UZUN UZUN BAKMAK ile GÖZ KIRPMAK

( ... İLE Bir kişinin, ortalama göz kırpma hızı, 100 - 400 milisaniye arasında gerçekleşmektedir. )

( LOOKING IN LONG PERIOD vs. WINK )


- UZUN UZUN DÜŞÜNMEK/BOŞ BOŞ OTURMAK ile/ve/değil/yerine AZ AZ (DA OLSA) EYLEMEK/BİR ŞEYLER YAPMAK

( Pek kolay olmasa da... )

( Kepçe tutan elim olsun, dış kapıda yerim olsun! )


- UZUN UZUN (KONUŞMA ANLATMAK)


- UZUN UZUN KONUŞMAK ile "UZATMAK"

( TO TALK AT LENGTH vs. TO PROLONG )


- UZUN YAŞAMAK ile/ve/<>/değil/yerine DERİN/DÜRÜST/DOĞRU YAŞAMAK


- UZUNLUK ile/ve YÜKSEKLİK

( İki nokta arasında. İLE/VE Zeminden hareket ederek. )

( LENGTH vs./and HEIGHT )


- ÜZÜNTÜ ile/ve/||/<>/> (")ÇARESİZLİK(")


- ÜZÜNTÜ ile/ve/<> RAHATSIZLIK


- ÜZÜNTÜLÜ BİRİNE:
ACIMAK değil/yerine KIZMAK


- VÂDELİ HESAP değil/yerine/= SÜREVLİ SAYANAK


- VÂDESİZ HESAP değil/yerine/= SÜREVSİZ SAYANAK


- VAGONET değil/yerine/= TAŞIRCIK


- VAHÂ[Ar.] ile ILGIM/SERAP/YALGIN/PUSARIK

( Çöl ortasında suyu ve yeşilliği olan yer. İLE ... )

( OASIS vs. MIRAGE )


- VAHİM/ÜZÜCÜ OLAN:
YALAN SÖYLEMİŞ OLMASI ile/ve/değil/||/<>/> ONA BİR DAHA GÜVENEMEYECEK OLMAK


- VAHŞET[Ar.] değil/yerine/= YIRTINÇ/ACIMASIZLIK


- VAJİNA ile/ve/değil EŞİK


- VAKÂR[Ar.] değil/yerine/= AĞIRBAŞLILIK, TEMKİNLİLİK


- VAKF-I MÜŞTEREK ile VAKF-I MEVKUF


- VAKFİYE değil/yerine/= TURGULUK


- VAKIF ile VÂKIF (/OLMAK)

( Para, mülk. İLE Bilmek. | Vakfeden. Bir şeyi, vakıf haline getiren. )


- VÂKIF/VUKÛFİYET ile/ve/||/<> FARKINDA/LIK


- VAKUM/VACUUM[İng.] değil/yerine/= HAVASIZ BOŞLUK


- VAKUM[Lat.] değil/yerine/= BOŞLUK


- VALANS/VALENCE[İng.] değil/yerine/= DEĞER, DEĞERLİK


- VALF/VALVE[İng.] değil/yerine/= KAPAK


- VALİDE ETMEK değil/yerine/= GEÇERLEMEK


- VALİDİTE/VALIDITY[İng.] değil/yerine/= GEÇERLİLİK


- VÂMIK[Ar.] değil/yerine/= SEVEN, ÂŞIK, SEVDÂLI


- VAMP ile NEMFOMANYAK

( Filmlerde uğursuz kadın rolü yapan sanatçı. | Maceraperest kadın, eril peşinde koşan dişil kişi. İLE Eşeysel güdüsü aşırı olan dişil kişi. )


- VANDAL/LIK ile !BARATARYA

( Miladın, başlangıç yıllarında yaşayan ve Roma İmparatorluğu ile yaptığı savaşlarda, acımasızlığı ile ün salan bir Doğu Germen halkı. | Eski kültür ve sanat anıtlarını yakıp yıkan; bunların değerini bilmeyen kişi ya da halk. İLE Kaptanın, tayfaların, gemi sahibine, armatöre ya da sigorta ortaklığına, bilerek verdiği zarar. )


- VAR DA MI ile YOK DA MI
YOK?


- VAR ETMEK ile/değil İDRAK ETMEK


- VAR ETMEK ile/ve/<> SAHİP ÇIKMAK


- VAR ETMEK ile/ve VAR KABUL ETMEK

( TO CREATE vs./and TO ACCEPT AS PRESENT/EXIST )


- VAR İKEN) "YOK" ile (YOK İKEN) "VAR"

( Dememeli[/sin/yiz]! [ya da çok dikkatli olmak gerekir] İLE Diyemezsin! [dersen de sonraki bedeli çok ağır olur!] )


- VAR KILMAK ile/ve/değil BİÇİMLENDİRMEK


- VAR/OLANI:
TÜKETMEK ile/ve/değil/yerine/<>/< YÖNETMEK


- VAR OLMAK =< ALGILANMIŞ OLMAK
ile/ve/||/<>/>
ALGILAMAK ya da ALGILAYAN OLMAK

( Nesne. VE/||/<>/> Tin. )

( George Berkeley )

( ESSE EST PERCIPI and/||/<>/> ESSE EST PERCIPERE )


- VAR OLMAK ile/ve/||/<>/> KİŞİ/İNSAN OLMAK

( Doğada. İLE/VE/||/<>/> Ancak, başka bir insan ile. )


- VAR ile/>< YOK

( Sende varsa. İLE/>< Sende yoksa. )

( Herkeste. İLE/>< Hiçkimsede. )


- VARI YOKLAMAK ile YOKU YOKLAMAK

( "TO MAKE NONEXISTENCE" TO THE "EXISTENCE" vs. "TO MAKE NONEXISTENCE" TO THE "NONEXISTENCE" )


- VARIATION :/yerine VARYASYON, ÇEŞİTLİLİK


- VARLIĞI İSTEMEK ve/||/<> YOKLUKTAN KAÇMAK


- VARLIK


- VARLIK BİRLİĞİ ile/ve ÖZDEŞLİK

( EXISTENCE UNITY vs./and IDENTITY )


- VARLIK FELSEFESİ/VAHDET-İ VÜCUD ile/ve/sonra/> BİRİCİK OLMAK

( İlk felsefe. İLE/VE En son. )


- VARLIK FELSEFESİ/VAHDET-İ VÜCÛD ile/ve/sonra/> BİRİCİK OLMAK

( İlk felsefe. İLE/VE/SONRA/> En son. )


- VARLIK/AD "OLUŞTURUCULUK/VERİCİLİK" ile/ve/değil/||/<>/> AKIL


- VARLIK/VAROLUŞ ve/||/<> HAK ve/||/<> HAREKET


- VARLIK >< YOKLUK ile/ve/<> BAŞLANGIÇ >< BİTİŞ


- VARLIK-YOKLUK ile/değil VERİP-VERMEMEK


- VARLIK ile/ve / ile/ve OLASI SONSAL SOYUTLAMA/LAR

( En son soyutlama. İLE/VE Yapılabilen/yapılabilecek soyutlamalar. )


- VARLIK ile ARA-VARLIK(NOUS)


- VARLIK ile ARAÇ/ENSTRÜMAN

( EXISTENCE vs. INSTRUMENT )


- VARLIK ile/ve BİÇİM

( EXISTENCE vs./and FORM )


- VARLIK ile/ve BİR/LİK

( Çeşitlilik içinde birlik, doğaldır ve iyidir. )

( Herkes diye bir şey yok. Varlık birdir fakat biz kendimizi yok edersek görürüz. )

( )

( EXISTENCE vs./and UNITY )

( VÜCUD ile/ve VAHDET )

( HEN ile ON )


- VARLIK ve/=/<> BÜTÜNLÜK


- VARLIK ve/<> DARLIK


- VARLIK ve/= DİRENÇ[+]/DİRÂYET[YETENEK]


- VARLIK ile/ve ENSTRÜMAN

( EXISTENCE vs./and INSTRUMENT )


- VARLIK ile GÖLGE

( Gölge, silindirle ezilemez. )


- VARLIK ile/ve/= HAREKET

( EXISTENCE vs./and/= MOVEMENT )


- VARLIK ile/ve İKİLEM

( EXISTENCE vs./and DILEMMA )


- VARLIK ile/ve/< İNSAN

( Kişinin, varoluşunu açıklayabilecek hiçbir örnek olamaz/yoktur. )

( EXISTENCE vs./and HUMAN )


- VARLIK ile/ve İNSAN


- VARLIK ile/ve İRÂDE

( EXISTENCE vs./and WILL )


- VARLIK ile/ve İRÂDE


- VARLIK ve/<>/||/= İYİLİK


- VARLIK KAŞİF

( EXISTENCE
DISCOVERER )


- VARLIK ve/<> KUDRET


- VARLIK ve KÜRE

( Küre, varlığı simgeler. )

( ... VE Bir düzlemin üzerinde, aynı anda iki noktaya birden değemez. )

( EXISTENCE and SPHERE
The sphere symbolize the existence. )


- VARLIK ile/ve MANTIK

( EXISTENCE vs./and LOGIC )


- VARLIK ile/ve MANTIK

( EXISTENCE and LOGIC )


- VARLIK ile/ve/<> METAFİZİK

( ... İLE Fiziğin konusu olanları/olabilecekleri konu kılmaz. )

( Varlık, metafiziğin söz konusudur. )


- VARLIK = MEVCUDİYET = BEING[İng.] = ÊTRE[Fr.] = SEIN, SEIENDE[Alm.] = ENS, ESSE[Lat.] = TO ON, EINAI[Yun.]


- VARLIK ile/ve MÜRİD


- VARLIK ile/ve MÜRİT

( EXISTENCE vs./and DISCIPLE )


- VAR-LIK ile/ve MUTLAK-LIK

( EXIST-ENCE vs./and ABSOLUTE-NESS )


- VARLIK ile/ve NOKTA

( Nokta, uzayın yokluğu, olumsuzlamasıdır. )

( Noktada yol yoktur. )

( ... İLE/VE Ahâdiyet simgesi. | Tanımsız. )

( EXISTENCE vs./and POINT )


- VARLIK ile/ve OLANAK

( ... İLE/VE Akılsal olarak olasılık verme. )

( EXISTENCE vs./and POSSIBILITY )


- VARLIK ile/ve OLASI SONSAL SOYUTLAMA/LAR

( En son soyutlama. İLE/VE Yapılabilen/yapılabilecek soyutlamalar. )

( EXISTENCE vs./and PROBABLE APOSTERIORI UNIVERSALISATION/S )


- VARLIK ile/ve/||/<> ÖZ ile/ve/||/<> KAVRAM


- VARLIK ve RAHMET

( EXISTENCE and MERCY AND GRACE )


- VARLIK ile/ve RIZÂ'

( EXISTENCE vs./and CONSENT )


- VARLIK ile SAYI/SI

( EXISTENCE vs. QUANTITY OF EXISTENCE )


- VARLIK ile/ve SINIRLILIK

( EXISTENCE vs./and LIMITEDNESS )


- VARLIK ve/> SÜREKLİLİK

( EXISTENCE vs./> CONTINUITY )

( VÜCUD ve/> BEKÂ )


- VARLIK ile/ve TAHSİL EDİLEN VAROLUŞ


- VARLIK ile VARLIK


- VARLIK ile VARLIK


- VARLIK ile/ve VARLIK OLARAK VARLIK

( ... ile/ve MİN-HAYSU-HÜVE-HÜVE )


- VARLIK/VUCUD ile/ve/değil/||/<>/> VAROLAN/VAROLUŞ/MEVCUDİYET

( Anlamın olduğu yerdir. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Anlam aranmaz/bulunmaz. )

( Nedeni, kendinde olan. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Nedeni, dışarıda olan. )

( Aklın alanında/sınırlarında. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Zihnin alanında/sınırlarında. )

( VARLIK [< BARLIK] [Türkçe'de V ile başlayan sözcük yoktur.] )

( Tektir. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Çoktur. )

( Varlık, ölçülebilir ile ölçülemezin; sınırlı ile sınırsızın; oranlanabilir ile oranlanamazın harmanıdır. )

( Kendi özüne bağlı olarak varoluş! )

( Varlığın, görünüşte ne başlangıcı ne de sonu vardır, çünkü o her an yeniden başlar. )

( Evrende, herhangi bir şey, ancak, ilişkileriyle varlaşır. )

( Birlik, barış ve varlık üretir. )

( Kendiyle çelişkide olanın, varlığı yoktur. Ya da anlık bir varlığı vardır ki, bu da aynı anlama gelir. )

( Varlaşma, ilişkilerin belirmesi; değişme, ilişkilerin değişmesi; gelişme, ilişkilerin çözülerek, ilgili nesne, olay, olgu için daha üst bir konumda, yeniden kurulmasıdır. )

( Varlığın ve yokluğun ötesinde, hakiki olanın sonsuzluğu yatar. )

( Varlığın, kendi hakkında bilinçli olması gerekmez. )

( Her ne görürseniz, o gördüğünüz, sürekli olarak sizin kendi varoluşunuzdur. )

( Bilincinde olmadığım bir şeyin, "var olmadığı"nı söylemek, tümüyle yanlıştır. )

( Bilinçli deneyiminiz dışında, var olduğunu iddia ettikleriniz, eldeki bilgilerden çıkarılmış sonuçlardır. )

( Bildiğinizi, sonuna kadar araştırın, inceleyin! Varoluşunuzun, bilinmeyen katmanlarına ulaşacaksınız. )

( VARLIK: İçerik(mahiyet) olarak harf, dışlaşmış(tezahür etmiş) olarak rakam. )

( Dış dünyada bulunan varolanların biçimleri, zihinde, kavramlar olarak bulunur. )

( Gerçek var oluşumuzun derin katmanlarına ulaştıkça, zihnimizin, yüzeydeki oyunlarının bizi pek az etkilediğini göreceğiz. )

( Varoluşta, süreklilik olamaz. )

( Kişi, kendi emeğinin varolanıdır. )

( Varlığın dört biçimi/yansıması:
* VUCUD-İ AYNÎ
* VUCUD-İ ZİHNÎ
* VUCUD-İ HATTÎ/KİTABÎ
* VUCUD-İ LİSANÎ/İBARÎ )

( VARLIK:
* Özne-nesne ilişkisinde somut(vucûd fi'l-a'yân [Ar.])
* Zihnî (vucûd fi'l-ezhân [Ar.])
* Sözlü (vucûd fi'l-ibâre [Ar.])
* Yazılı (vucûd fi'l-kitâbe [Ar.]) )

( VUCÛD-U HARİCÎ: Varoluşunu, benim istencime/irâdeme borçlu olmayan. )

( VARLIK: Ne yapacağının araçlarını bilmek açısından bilmek. )

( Bütünlük. İLE/VE/DEĞİL/<> Parça. )

( İlkeseldir. İLE/VE/DEĞİL/<> Olmayabilir. )

( Becoming has, apparently, no beginning and no end, for it restarts every moment.
What contradicts itself, has no being. Or it has only momentary being, which comes to the same.
Beyond being and not-being lies the immensity of the real.
Being need not be self-conscious.
To say that what I am not conscious of does not exist, is altogether wrong.
What you claim exists outside conscious experience is inferred.
Whatever you see it is always your own being that you see.
Investigate what you know to its very end and you will reach the unknown layers of your being.
When you reach the deep layers of your true being, you will find that the mind's surface-play affects you very little.
There can be no continuity in existence. )

( Bâtın. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Zâhir. )

( [not] EXISTENCE vs./and/but/||/<>/> PRESENCE )

( HEN TO ON )

( CUNZAI ile/ve ... )


- VARLIK ile/ve/<> VAROLAN ile/ve/<> TİN

( Hakk. İLE/VE/<> Halk. İLE/VE/<> Hüve. )


- VARLIK ile/ve VAROLMA ile/ve YOKLUK

( Akla ilişkindir. İLE/VE Zamana ilişkindir. İLE/VE Zemine/mekâna ilişkindir. )

( ... İLE/VE Gerçeklik alanıdır. İLE/VE Gerçeklik kavramıyla karşılanamaz. )


- VARLIK ile VAROLUŞ


- VARLIK ile VAROLUŞ


- VARLIK ile/ve VAROLUŞ


- VARLIK ve/<> VAROLUŞ ve/<> İNSAN


- VARLIK ve VAROLUŞ ve İNSAN


- VARLIK ile/ve/değil/<> YAŞAMSALLIK/HAYATİYET[Ar.]


- VARLIK ile/ve YOK VARLIK

( ... İLE/VE Tin. )

( Sadece kişi, yoktan varolur. )

( ONTOS ON >< UK ON )


- VARLIK ile/ve/değil/<> YOKLUĞUN VARLIĞI

( ... İLE/VE/DEĞİL/<> İnsan. )


- VAR/LIK ile/>< YOK/LUK

( dır. İLE/>< değildir. )

( Sorun. İLE/>< Hiç. )

( Hiç. İLE/>< Sorun. )

( Dans var, dansçı yok; Dansçı var, dans yok. )

( Seviştirir. İLE/>< Dövüştürür. )

( [varolanın/nesnenin] Yüklem alabilmesiyle. İLE/>< Yüklem alamamasıyla. )

( EXISTENCE vs./>< NONEXISTENCE )


- VARLIK ile/ve YOKLUK

( İzzetiyet. İLE/VE Zilletiyet. )

( dır. İLE/VE değildir. )

( Kurtuluş, yokluktadır. Yani aczimizi anlayıp, tam bir teslimiyetle teslim olmaktadır. )

( Manevî ilmin nihayeti yokluktur. )


- VARLIK ile/ve YÖNTEM

( EXISTENCE OF WHAT vs./and METHOD )


- VARLIK ile/ve/<> YORUMLANMIŞ VARLIK

( ... İLE/VE/<> Dil. )


- VARLIKBİLİM ile/ve FİZİK

( ONTOLOGY vs./and PHYSICS )


- VARMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YOLCULUK


- VAROLAN'DA:
DOĞRULUK ile/ve GEÇİCİLİK

( ON EXISTENCE: STRAIGHTNESS vs./and TEMPORARY )


- VAROLAN/LAR'DA:
BİRLİK ve ÖZDEŞLİK ve SÜREKLİLİK ve TÜRDEŞLİK

( ON EXISTENCE: UNITY and IDENTITY and CONTINUITY and HOMOGENEITY )


- VAROLANLARDA:
YANSIMA ile/ve İKİNCİLLİK


- VAROLMA ile VARLIK

( Kişinin elindedir. İLE Üzerine düşünülebilecek/söylenilebilecek herşeyin bulunduğu ve hiçbir şeyin bulunmadığı. )


- VAROLUŞ:
TÖZ ile/ve/||/<>/> ERK ile/ve/||/<>/> ETKİ ile/ve/||/<>/> EDİM ile/ve/||/<>/> NEDENSELLİK


- VAROLUŞ ile/ve/<> DEĞİŞTİRİLEMEZLİK


- VAROLUŞ ile/ve/||/<> DİL ile/ve/||/<> MANTIK


- VAROLUŞ ve/<> DUYARLILIK


- VAROLUŞ ile/ve/<> EGEMENLİK


- VAROLUŞ ile/ve/değil EŞİK


- VAROLUŞ ve/||/<> EŞİTLİK


- VAROLUŞ ile/ve/<> ETKİNLİK


- VAROLUŞ ile/ve/<> İDRÂK EDİLMİŞLİK

( MEVCÛDİYET ile/ve/<> MUDREK )


- VAROLUŞ ve/= KENDİNİ AŞKINLIK


- VAROLUŞ ve/||/<> ÖLÇÜ ve/||/<> FELSEFE ve/||/<> TÜZE ve/||/<> SANAT ve/||/<> SPOR ve/||/<> BÜTÜNLÜK ve/||/<> SUSABİLMEK ve/||/<> YOK/LUK

( Saygı gerek önce
Sonra ölçü
Sonra anlayış gerek
Sonra hak gözetmek
Özen ve duyarlılık gerek
Sürekli hareket gerek
Her an bütünlük
Çoğunlukla susabilmek
Herşeyin ölçütü yok(luk)

[En sonunda, Yaşam ve İnsan/Kişilik] )

( Üzerine düşünülebilecek ve konuşulabilecekler, düşünülmesi ve konuşulması gerekenler/öncelikliler... )


- VAROLUŞÇULUK = EXISTENTIALISM[İng.] = EXISTENTIALISME[Fr.] = EXISTENZIALISMUS[Alm.]


- VAROLUŞ'TA:
KUŞKULANILAMAZLIK ile/ve KANITLANAMAZLIK


- VAROLUŞUNDAN RÂZI OLUNMUŞ/LUK ile AHLÂKINDAN RÂZI OLUNMUŞ/LUK

( RÂZİYE ile/ve MARZİYE )


- VAROLUŞUNDAN RÂZI OLUNMUŞLUK ile/ve/<>/>/< AHLÂKINDAN RÂZI OLUNMUŞLUK

( RÂZİYE ile/ve/<>/>/< MARZİYE )


- VARSAYIM ile/ve/değil OLASILIK


- VARSAYMAK ile MUTLAK KABUL ETMEK

( United Kingdom + 19 countries English: turkey The de facto official language of the United Kingdom is English, which is spoken as the primary language of 95% of the UK population. The Welsh language is also an official language in Wales, is the only de jure official language in any part of the United Kingdom, and is the second most spoken language in the United Kingdom. )

( TO SUPPOSE vs. TO ACCEPT AS ABSOLUTE )


- VARSAYMAK ile/ve/<>/değil/yerine ZANNETMEK


- VARSILLIK/ZENGİNLİK(") ile/ve/değil/||/<>/> VARLIK/SERVET

( Bağırır. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Fısıldar. )


- VARSIL/LIK(ZENGİN[Fars. < SENGİN]/LİK) ile/ve/değil/yerine/=/||/<>/&gt;&lt;/< YOKSUL/LUK(FAKİR/LİK)

( Malı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/=/||/<>/>

( Rezilliğin yardımcısı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/=/||/<>/>

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/=/||/<>/>

( )

( Paranın satın alamayacağı bir şeye sahip olana kadar varsıl değilizdir. )

( "Beş parasızmış" gibi yaşadıklarından dolayı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/=/||/<>/>

( Yoksulluğu över. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/DEĞİL/YERİNE/=/||/<>/>

( )


- VAR/VARLIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< O


- VARY :/yerine DEĞİŞMEK


- VARYABILITE/VARIABILITY[İng.] değil/yerine/= DEĞİŞEBİLİRLİK


- VARYANS/VARIANCE[İng.] değil/yerine/= DEĞİŞKENLİK


- VARYASYON//VARIATION[İng.] yerine ÇEŞİTLE(N)ME, DEĞİŞİK


- VAŞAK ile AVRASYA VAŞAĞI


- VAŞAK ile/ve GAPAR


- VAŞAK ile İBER VAŞAĞI

( )


- VAŞAK ile KANADA VAŞAĞI

( )

( )

( LYNX cum LYNX CANADENSIS )


- VAŞAK ile KARAKAL VAŞAK


- VAŞAK ve KURT

( Ehlileştirilmişleri: KEDİ ve KÖPEK )

( Doğadaki en vahşi hayvanlardandır. )


- VAŞAK ile LYNEX

( ... İLE Amerika'da yaşarlar. )


- VAŞAK ile/ve UŞEK/ÜŞEK

( ... İLE/VE Küçük vaşak. )


- VAST :/yerine ENGİN, ÇOK BÜYÜK


- VATANDAŞ ile/ve HALK

( CITIZEN vs./and PUBLIC )

( GUOMIN )


- VATANDAŞ/LIK değil/yerine/= YURTTAŞ/LIK


- VATANINI SEVMEK ve/||/<> ALLAH'I SEVMEK


- VAZCAYMAK" değil VAZGEÇMEK ya da CAYMAK


- VAZGEÇİLİR/LİK ile/ve/||/<> SAMİMİYET/AÇIKLIK


- VAZGEÇMEK:
"ZAYIFLIK" değil/yerine/>< BIRAKABİLECEK KADAR GÜÇLÜ OLMAK


- VAZGEÇMEK ile/ve ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK

( TO GIVE UP vs./and MODESTY )


- VAZGEÇMEK ile BIRAKMAK

( Hiçbir kişi vazgeçilir değildir. Hiçbir kişi vazgeçilmez değildir. )


- VAZGEÇMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> DEĞİŞMEK


- VAZGEÇMEK ile/değil/yerine DİNLENMEK/ARA VERMEK


- VAZGEÇMEK ile FERÂGAT ETMEK

( TO GIVE UP vs. TO ABNEGATE )


- VAZGEÇMEK ile ÖDÜN VERMEK

( TO GIVE UP vs. TO MAKE CONCESSIONS )


- VAZGEÇMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< PEŞİNDE KOŞMAMAK


- VAZGEÇMEK değil/yerine SIĞDIRMAK

( Âlimin tutumu. DEĞİL/YERİNE Ârifin tutumu. )


- VAZGEÇMEK ile/ve TESLİMİYET

( TO GIVE UP vs./and SUBMISSION )


- VAZGEÇMEK ile YEĞLEME/TERCİH

( TO GIVE UP vs. TO PREFER )


- VAZGEÇMEK ile YERİNE KOYMAK


- VAZGEÇMEK/NÜKUL ETMEK değil/yerine/= ERTİNMEK


- VAZİYET ETMEK değil/yerine/= EL KOYMAK


- VAZİYET ETMEK değil VÂZ-I YED ETMEK

( ... DEĞİL Duruma el koymak. )


- VE":
ZORUNLULUK ile/ve/||/<> EK


- VEBÂ/COCOLIZTLI[Aztek dili]:
HIYARCIKLI/BUBONİK ile/ve/||/<> AKCİĞER/PNÖMONİK ile/ve/||/<> PULMONER/SEPTİSEMİK

( )


- VECD ile/ve CEZBE ile/ve İSTİĞRAK


- VECD ve/> VİCDAN ve/> ZEVK

( LAF-Ü-GÜZAF, KIL-Ü-KÂL KALKTIĞINDA GERİYE ZEVK VE VİCDAN KALIR )


- VED ile GÜL | DOSTLUK


- VEDALAŞMAK ile/ve HELÂLLEŞMEK


- VEDÛK[Ar.] ile ...

( Kösnük, kösnümüş, çiftleşme zamanı gelmiş hayvan. )


- VEFÂ ile/ve/değil/<> SAYGI GÖSTERMEK


- VEFÂKÂR/LIK değil/yerine/= SEVİBAĞ/LI/K


- VEGAN YAŞAMDA/BİLİNÇTE:
| "AZALTMACILIK" ya da "AŞAMACILIK" | değil/yerine/>< 6 İLKE

( )


- VEGAN/LIK ve/||/<> CAYNACI/LIK(JAİNİZM)

( Hiçbir hayvanın etini ve/ya da ürünlerini yememenin yanısıra, hayvanları, mal/kaynak ya da köle olarak kullanmamayı esas alarak yaşam sürdürme tutumu. VE/||/<> Doğaya, düzene(sisteme) yük ya da olumsuz etki yaratmayacak biçimde, temel gereksinim/zorunlulukların ötesine geçmeyecek biçimde, doğayla uyumlu ve bütünlüklü bir yaşam sürdürme tutumu. )


- VEHİM ve ŞEKK


- VEHİM ve ŞEKK


- VEJETARYEN ile VEGAN

( [hiçbir hayvanın canına kıymamak üzere]
Etini yememeyi yeğleyen. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/> Etini ve tüm hayvansal ürünleri tüketmemeyi ve kullanmamayı yeğleyen. Hayvanları, mal, kaynak ve köle olarak görmemek ve kullanmayan. )

( Bitkisel beslenme bilgisi ve bilincinde olmak. )


- VEKÂLET değil/yerine/= YETKİDEŞLİK


- VELÂYET:
ÖZGÜRLÜK ve/<> ÖZGÜNLÜK


- VELÂYET değil/yerine/= EGELİK


- VELÂYETTEN KURTULMAK ile/ve VESÂYETTEN KURTULMAK

( VARESTE[Fars.]: Kurtulmuş. )


- VENA:
AŞK ve/<> ŞARAP


- VENTRİKÜL/VENTRICLE[İng.] değil/yerine/= KARINCIK


- VENTURE :/yerine GİRİŞİM, RİSK ALMAK


- VER(EBİL)MEK:
OLDUĞUNDA/BOLLUKTA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< OLMADIĞINDA/KITLIKTA/ZORLUKTA/YOKLUKTA


- VERANDA[Fr. < Port.] ile/||/<> TERAS[Fr. < TERRASSE]/TARAÇA/AYAZLIK

( Daha çok ayrı yapıların zemin katında yer ile aynı seviyede ya da biraz yükseltilmiş, ön cepheyi kaplayan, üzeri bir çatıyla örtülü, yanları açık ya da camlı büyükçe sundurma. İLE/||/<> Apartmanlarda ya da evlerde en üst katın üç tarafı ve üstü açık olan bölümü. )


- VERÂSET değil/yerine/= KALITÇILIK


- VERDİĞİN ŞEYLERİ "GÖRMEMEK" ve/||/<>/>/< VEREBİLECEĞİN ŞEYLERİ ARTIRMAK


- [ne yazık ki]
VERGİ KAÇIRMAK değil/yerine VERGİDEN KAÇINMAK


- VERİ ile/ve/||/<>/> BİLİ ile/ve/||/<>/> BİLGİ ile/ve/||/<>/> BİLGELİK/FARKINDALIK

(

Veri - Bili - Bilgi - Bilgelik/Farkındalık

Veri Bili Bilgi Bilgelik
Harf Hece Sözcük Tümce
Nokta Çizgi Biçim Tasarım
Sayı İşlem Sonuç Yorum
Nota Melodi Şarkı Beste
Hava Durumu Ölçümü Sıcaklık Çizeneği İklim Çözümlemesi Küresel Eğilimler
Ham nesneler Malzemeler Ürün Bilinirlik Yönetimi
Ham Veri Çizenek/Grafik Yazanak/Rapor İş Yönetimi
)

(

Örnek Alan Veri Bili Bilgi Bilgelik
Doğa Bilimleri 25°C, 30°C, 28°C, 26°C (sıcaklık değerleri) Ortalama sıcaklık: 27°C Yaz mevsiminde hava normalden daha sıcak. Gelecekte su kaynaklarını korumak için önlem alınmalı.
Sağlık 70 kg, 1.75 m, 120/80 mmHg, 90 kalp atışı/dakika VKİ: 22.86 (ortalama aralıkta) Kişi, sağlıklı kiloda ancak kalp sağlığı için hareket etmesi gerek. Sağlıklı yaşam tarzı, süreğen sayrılıkları önler.
İş Dünyası 100, 500, 300 (aylık satış rakamları) Ortalama aylık satış: 300 adet Satışlar, yaz aylarında artıyor. Stok ve pazarlama yönetimi, yaz aylarına göre ayarlanmalı.
Eğitim 70, 85, 90, 65 (sınav notları) Not ortalaması: 77.5 Matematikte başarılı, tarihte ek çalışma gerekli. Öğrenme biçimlerine uygun eğitim ön çalışmaları başarıyı artırır.
Finans 1000 TL, 1500 TL, 2000 TL (aylık gelirler) Ortalama aylık gelir: 1500 TL Gelir düzenli ancak tasarruf oranı düşük. Bütçe ayarlaması ve yatırım araçları değerlendirilmeli.
Trafik 50 km/s, 60 km/s, 70 km/s (araç hızları) Ortalama hız: 60 km/s Trafik hız sınırlarına uyulmuyor. Hız denetimi ve eğitimle kazalar azaltılabilir.
Tarım 10 kg, 15 kg, 20 kg (ürün verimleri) Ortalama verim: 15 kg Toprak niteliği düşük, ... gerekli. Sürdürülebilir tarım yöntemleriyle verim artırılabilir.
)

( DATA vs./and/||/<>/> INFORMATION vs./and/||/<>/> KNOWLEDGE vs./and/||/<>/> WISDOM/AWARENESS )


- VERİMLİLİK ve/> BAŞARI

( PRODUCTIVITY vs./> SUCCESS )


- VERİMLİLİK ve/||/<> BEREKET ve/||/<> ÜRETKENLİK


- VERİMLİ/LİK ile/ve/||/<> ÇİLECİ/LİK


- VERİMLİLİK ile/ve/||/<>/< ÖNCELİK ile/ve/||/<>/< AMAÇ


- VERİNCE, ALMAYI BEKLEMEK değil/yerine ALINCA, VERMEYİ BECERMEK


- VERİRKEN:
AVUÇ AŞAĞI BAKAR ŞEKİLDE UZATMAK yerine AÇIK AVUÇLA (YUKARI BAKAR ŞEKİLDE) UZATMAK


- VERİRKEN:
AVUÇ AŞAĞIYA BAKAR BİÇİMDE UZATMAK yerine/değil AÇIK AVUÇLA (YUKARI BAKAR BİÇİMDE) UZATMAK


- VERİVERMEK ile VERİ VERMEK


- VERMEK ile ALMAK

( TO GIVE vs. TO TAKE )


- VERMEK ile/ve/değil/yerine BEKLENTİ İÇİNDE OLMADAN VERMEK

( [not] TO GIVE vs./and/but TO GIVE WITHOUT EXPECTATION
TO GIVE WITHOUT EXPECTATION instead of TO GIVE )


- VERMEK ile/ve/değil/yerine BEKLENTİ İÇİNDE OLMADAN VERMEK


- VERMEK ile/ve/değil/yerine DEVRETMEK

( [not] TO GIVE vs./and/but TO TRANSFER
TO TRANSFER instead of TO GIVE )


- VERMEK ile/ve/<>/değil GERİ VERMEK


- VERMEK ile/ve/değil/yerine HEDİYE ETMEK

( TUHFE: Armağan, hediye. | İlâhî hediye. )

( [not] TO GIVE vs./and/but TO GIVE AS A GIFT
TO GIVE AS A GIFT instead of TO GIVE )


- VERMEK ile/ve/yerine İKRAM


- VERMEK ile/ve KATMAK

( TO GIVE vs./and TO ADD )


- VERMEK ile/ve/<>/< NASIL VERECEĞİNİ BİLMEK

( Aslolan/esas. İLE/VE/<>/< Yöntem/usûl. )

( TO GIVE vs./and/<>/< WISDOM OF HOW TO GIVE )


- VERMEK ile/ve/değil/yerine SUNMAK

( [not] TO GIVE vs./and/but TO OFFER
TO OFFER instead of TO GIVE )


- VERMEK ve/||/<>/> VAR OLMAK


- VERMEK ve/||/<>/> VARMAK


- VERMEK ile/ve/||/<>/>/< VAZGEÇMEK

( TO GIVE vs./and TO GIVE UP )


- VERMEK ile/ve/değil ZAMANINDA VERMEK/İNFÂK[Ar.]

( [not] TO GIVE vs./and/but TO GIVE IN RIGHT TIME )


- VERMEK/ALMAK ile PAYLAŞMAK

( Paylaşmak, zevki bir kat artırır. )

( TO GIVE/TO TAKE vs. TO SHARE )


- VERNİK[Yun.] değil/yerine/= KORUYUCU

( Sürüldükleri yüzeyde, koruyucu katman yapan katı cisimlerle ya da kuruyan yağlarla, bunları eritme özelliğindeki sıvılardan hazırlanan gereç. )


- VERTIGO ve/||/<> HITCHCOCK

( Alfred Hitchcock'un en çok sevilen filmi. )


- VERY :/yerine ÇOK


- VESAİT değil/yerine/= TAŞITLIK


- VESİLE OLMAK değil/yerine/= ARACI OLMAK


- VESTIBÜL/VESTIBULE[İng.] değil/yerine/= GİRİŞ BOŞLUĞU | İÇ KULAK


- VESVESE ile "KUR(MAK)"


- VETED:
MECMÛ ile/ve/<> METRÛK

( İlk ikisi harekeli, sonundaki sakin ise. [örnek: sekiz] İLE/VE/<> Sondaki sakin, ortaya gelmişse. [örnek: altı] )

( Kısa hece önce ve uzun hece sonra. İLE/VE/<> Uzun hece önce ve kısa hece sonra. )


- VETO (ETMEK) değil/yerine/= OLMAZ/LAMAK


- VEYL[Ar.] ile YAZIK[Ar.]

( Vay! | Yazık, vah vah. | Cehennemde bir derenin adı. İLE Herkesi üzebilecek şey, günah. | Acınma, üzüntü anlatan bir söz. | Kınama anlatan bir söz. )


- VEZİKÜL/VESICLE[İng.] değil/yerine/= KESECİK | SULU KABARCIK


- VEZİN ile/ve UYAK/KÂFİYE, AYAK SUNMAK

( Eskiden bazı meclislerde, bazı zamanlarda söylenecek sözün şiirle söyleme gerekliliği ve zorunluluğu bulunurmuş. )


- VİCDAN ile/ve/değil EŞİK


- VİCDÂNÎ AHLÂK ile/ve/<> İDRÂKÎ AHLÂK ile/ve/<> İRFÂNÎ AHLÂK

( MORALS OF CONSCIENCE vs./and/<> MORALS OF PERCEPTION vs./and/<> MORALS OF WISDOM )


- VİCDÂNÎ DİN ve/+/||/<> AHLÂKSIZLIK


- VİCDANSIZ/LIK değil/yerine/>< YÜREKLİ/LİK


- VİDA:
ALYAN ile/değil TORK

( Tüm dünyada. İLE/DEĞİL İngiliz ve Fransız ürünlerinde. )


- VIDI VIDI (KONUŞMAK)


- VİK VİK


- VIOLATE :/yerine İHLAL ETMEK


- VIR VIR (KONUŞMAK)

Bugün[11 Temmuz 2025]
itibarı ile 16.971 başlık/FaRk ile birlikte,
16.971 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(64/69)

🔒 Sınırlı Erişim

Tüm başlıkları görmek için üyeliğiniz/katılımınızı rica ediyoruz...

Giriş Yap / Üye Ol