
K ile biten FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 16.971 başlık/FaRk ile birlikte,
16.971 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(22/69)
- ENGEL OLMAK ile ARAYA GİRMEK
- ENGEL OLMAK değil/yerine TEŞVİK ETMEK
- [hem, ne] ENGEL ile/ve/değil/yerine/hem de/ne de/||/<>/> KAYNAK
( [hem, ne] Kendimizden başka yoktur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/HEM DE/NE DE/||/<>/> Kendimizden başka yoktur. )
- ENGEL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< OLANAK
- ENGEL ile/ve TUZAK
( BARRIER vs./and TRAP )
- ENGELLEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ENGELLEMEYİ ENGELLEMEK
- ENGELLEMEK ile/değil/yerine SINIRINI/HADDİNİ BİLDİRMEK
- ENGELLİLERE:
"ACIMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DESTEK/YARDIM
- ENGELLİYE:
ACIMAK ile/değil/yerine SAYGI GÖSTERMEK
- ENGEREK ile BATI AFRİKA GABON ENGEREĞİ
( ... İLE En uzun dişe sahip yılanlardır. )
- ENGEREK ile BOYNUZLU ENGEREK
( ... İLE Türkiye'de, Batı Karadeniz sahil bölgesinde yaşarlar. )
( ... İLE Avrupa'nın en zehirli yılanlarından biridir. )
( ... İLE Haftada bir ya da iki av yakalaması onun için yeterlidir. )
- ENGEREK ile KAFKAS/HOPA ENGEREĞİ
( ... vs. CAUCASIAN VIPER )
( ... cum VIPERA KAZNAKOVI )
- ENGEREK ile KATIRYILANI
( Başı üç köşeli, rengi siyah ya da siyaha yakın, taşlık ve güneşli yerlerde yaşayan zehirli bir yılan. İLE Zehirli bir engerek. )
- ENGEREK ile MOĞOL ENGEREĞİ
- ENGEREK ile ŞİŞEN ENGEREK
- ENGINEERING :/yerine MÜHENDİSLİK
- ENGLİK ile ALLIK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Yanağa sürülen kırmızı boya. )
- ENHANCE :/yerine ARTIRMAK
- ENİK/ENCİK[Ar.] ile SEG-PEÇE[Fars.]
( Kedi, köpek yavrusu. İLE Köpek yavrusu. )
- ENİNE BOYUNA (DÜŞÜNMEK, DEĞERLENDİRMEK)
- ENJEKSİYON ile ENJEKTABL/E ile ENJEKTE ETMEK ile ENJEKTÖR
( İğne yapma. İLE İğneyle verilmeye elverişli. İLE İğneyle vermek. İLE İğne, şırınga. )
- ENJEKTE/ZERK ETMEK değil/yerine/= İÇİTMEK
- ENJOY :/yerine ZEVK ALMAK
- ENKAZ ile/değil/||/<> METRUK
- ENSE YAPMAK ile ENSELENMEK
- ENSELEMEK" ile "TEPELEMEK"
- ENSTANTANE değil/yerine/= KIPILIK
- ENSURE :/yerine SAĞLAMAK
- ENTEGRE OLMAK/ETMEK değil/yerine/= BÜTÜNLEŞ(TİR)MEK / KAYNAŞ(TIR)MAK
- ENTER :/yerine GİRMEK
- ENTER/O- ile ENTERAL/ENTERİK
( Bağırsak-, bağırsak [ile ilgili], -arası. İLE Bağırsak yoluyla, bağırsak [ile ilgili]. )
- ENTOLERANS/İNTOLERANCE[İng.] değil/yerine/= DAYANAMAMAZLIK, TAHAMÜLSÜZLÜK
- ENTRENSEK/İNTRENSEK/İNTRINSİC[İng.] değil/yerine/= İÇSEL
- ENTÜBASYON ile ENTÜBE ile ENTÜBE ETMEK
( Borulama. İLE Borulanmış, boru takılmış. İLE Boru takmak. )
- ENÜK ile ENÜK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Aslan, sırtlan, kurt ve köpek yavrusu. İLE Dişlilerin dişi. )
- ENZİMATİK ETKİNLİK ile SUBSTRAT
( Enzimlerin katalizleme yeteneği. İLE Enzimlerin etkileşimde bulunduğu molekül. )
- EPİDEMİ ile EPİDEMİK ile EPİDEMİYOLOJİ
( Salgın. İLE Salgın [ile ilgili]. İLE Sağlık araştırma yöntembilim. )
- EPİGRAF değil/yerine/= TANIMLIK
- EPİK ile/ve/||/<> TRAJİK ile/ve/||/<> KOMİK
- EPRİMEK : EKŞİYİP BOZULMA
( Ekşiyip bozulmak. | Yemişin dura dura olgunlaşması, yumuşaması. | Erimek. )
- DOMATESTE:
ERCİK ile/ve/||/<> YUMURTALIK ile/ve/||/<> STİGMA ile/ve/||/<> DİŞİCİK
( Polen üreten eril üreme örgenidir. Domates çiçeklerinde altı eril örgeni bulunur. İLE/VE/||/<> Yumurta gözesi üreten dişil üreme örgenidir. Domates çiçeklerinde tek bir yumurtalık bulunur. İLE/VE/||/<> Yumurtalığın tepesinde bulunan ve poleni yakalayan yapıştırıcı bir yüzeye sahip bölümüdür. İLE/VE/||/<> Yumurtalığı ve stigmayı içeren dişil üreme örgenidir. )
( Domates çiçeği tozlaştığında, eril örgenlerden gelen polenler, dişil örgenlerdeki stigmaya yapışır. Polen tanesi, stigmaya yapıştıktan sonra polen tanesinden çıkan bir tüp, yumurtalığa kadar uzanır ve yumurta gözesiyle döllenme gerçekleşir. Bu döllenme sonucunda tohumlar oluşur.[Tohumlar, domatesin meyvesinin içinde bulunur. Tohumlar, domatesin yeni kuşağını oluşturmak için kullanılır.] )
- ERDEM ile FEDÂKÂRLIK
- ERDEM ve/||/<> TÜZE(HUKUK)
( Erdemin ölçüsü, tüze'dir. )
- EREK = GAYE = PURPOSE, END[İng.] = FIN[Fr.] = ZWECK[Alm.] = FINIS[Lat.] = TELOS[Yun. < TELEUTE]
- EREK ile/ve/||/<>/> GEREK
- EREK ile/ve "KIBLE"
- EREK ile/ve TAVIR
( AIM vs./and MANNER )
- ERGOMANİ/ERGOMANIA[İng.] değil/yerine/= İŞKOLİKLİK
- ERGON/OMİK değil/yerine/= İŞLEV/SEL
- ERGONOMİK değil/yerine/= KULLANIŞLI, ELVERİŞLİ
- ERİK ile AYNABAKAR
( ... İLE Büyük, yumurtamsı, kırmızımsı mavi renkli bir tür erik. )
- ERİK ile BARDAKERİĞİ
( ... İLE İri ve tatlı bir tür erik. )
- ERİK ile DOMUZ ERİĞİ
- ERİK ile MALTA ERİĞİ/YENİ DÜNYA
( PRUNUS DOMESTICA cum ERIOBOTRYA )
- ERİK ile MOGOLA ERİĞİ
- ERİK ile MÜRDÜMERİĞİ
( ... İLE Bir cins, küçük ve siyah erik. )
- ERİK ile TÜRBE
- ERİK ile/ve/||/<>/> ÜZÜM ile/ve/||/<>/> CEVİZ/KOZ
( [Yenilebilen] Dışı. İLE/VE/||/<>/> Hem dışı, hem de içi. İLE/VE/||/<>/> İçi. )
( Ekşi/tatlı. İLE/VE/||/<>/> Tatlı. İLE/VE/||/<>/> [ince zarı/kabuğu soyulmazsa] hem acı, hem de tatlı | Ne acı[ince zarı/kabuğu soyulursa], ne de tatlı. )
( Şeriat. İLE/VE/||/<>/> Tarikat. İLE/VE/||/<>/> Hakikat. )
( Çıktım erik dalına
Anda yedim üzümü
Bostan ıssı kakıyıp
Der ne yersin kozumu
Yunus Emre )
( Niyâzî Mısrî'nin şerhini (de) okumanızı salık veririz. )
- ERİK ile/ve/||/<> YÖRÜK
( Bahçeden uzak. İLE/VE/||/<> Kentten uzak. )
- ERİL YALANCI EŞEYSEL BOZUKLUK[Ar.] ile DİŞİL YALANCI EŞEYSEL BOZUKLUK[Ar.] ile ANORMAL EŞEYSEL GELİŞİM[Ar.]
( Erillik göstergesi/örgeni baskın gelen hünsâ. İLE Dişillik göstergesi/örgeni baskın gelen hünsâ. İLE [hukukta] Erillik ya da dişillik örgenlerinden her biri kendinde bulunan fakat bu örgenlerden birinin etkinliği, hareketi ve oluşumu ötekine baskın gelmediği ya da önde olmadığı gözönünde bulundurularak durumu belirgin olmayan hünsâ. )
( HÜNSÂ-Yİ RECÛLÎ ile HÜNSÂ-Yİ NİSÂÎ ile HÜNSÂ-İ MÜŞKÎL )
- ERİLLİK ile/ve/> İSTİKRAR
- ERİNÇ, DİNGİNLİK = PEACE, REPOSE[İng.] = TRAQUILLITÉ[Fr.] = BERUHIGUNG[Alm.] = QUIETUS[Lat.]
- ERİNÇ/ORUNLUK/HUZUR ile/ve DİNGİNLİK
( BAYSAL: Erinç ve dinginlik içinde olan. )
- ERİNMEK ile UTANMAK
- ERİŞKİN/LİK ile/ve YETKİN/LİK
- ERİŞMEK ile/ve/||/<> YETİŞMEK
- ERİTEN ile ERİTİCİ ile ERİYİK
( İçinde katı bir madde eriyebilen ya da katı bir maddeyi eritebilen sıvı. İLE Eritme özelliği olan. | Bir başka maddeyi eriten, çözündüren cisim. İLE İçinde katı bir madde erimiş bulunan sıvı, mahlul. )
- ERİTROSİT ile/||/<> ERİTROPOİETİK
( Alyuvar. İLE/||/<> Alyuvar yapımı. )
- ERK ile/ve EREK
( POWER vs./and PURPOSE )
- ERK ile ERKE
- ERK = İKTİDAR, KUDRET = POWER[İng.] = POUVOIR, PUISSANCE[Fr.] = MACHT[Alm.] = PODER[İsp.]
- ERKEK ÇİÇEK = ZEHRE-İ MÜZEKKER = FLEUR MÂLE
- ERKEK OLMAK değil/yerine ÖNCE ADAM/İNSAN OLMAK, SONRA ERKEK OLMAK
( Ayrımlar yerine bütünlük üzerine düşünülerek yapılanmak gerek! )
- ERKEK değil/yerine ERİL
- ERKEK ile/ve KADIN
( Coşkusu başta ve fakat nispeten daha güçsüz. İLE/VE Coşkusu sonradan ve de güçlü. )
- ERKEN BAROK ile BAROK
- ERKEN ...:
(")BOŞANMA(")K ile/ve/değil/||/<>/< BOŞALMAK
- ERKEN DAVRANMAK yerine DÜŞÜNMEK/FELSEFE YAPMAK
- ERKİNCİLİK = SERBESTİYE = LIBERALISM[İng.] = LIBÉRALISME[Fr.] = LIBERALISMUS[Alm.] = LIBERALIS[Lat.] = LIBERACIÓN[İsp.]
- ERNEK/ERNGEK ile ERNGEN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Parmak. İLE Bekâr. )
- EROTİK ile/ve PORNOGRAFİK
( İnsan gövdesinin, sevişmenin, düzüşmenin belirli bir sınır/konu çerçevesinde, çıplaklığını, eşeysel uyarıcılığını yansıtması/taşıması. İLE Sevişme ve düzüşmenin, eşeysel örgenlerin tüm çıplaklığı, yoğunluğu ve yakın çekimiyle sunulması. )
( Zevkli. İLE/VE Heyecanlandırıcı. )
- ERTELEME ile/ve/||/<>/< ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK
- ERTİK ile YOL
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( İşlek yol. İLE ... )
- ERÜK ile ERÜK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Şeftali, kayısı, erik gibi meyveler. İLE Duvar ya da duvara benzer şeylerin üzerindeki gedik ya da çatlak. )
- EŞ ANLAMLI/LIK ile/ve ÇİFT ANLAMLI/LIK
- EŞ ANLAMLI/LIK ile/ve ÇOK ANLAMLI/LIK
- EŞ ANLAMLI/LIK ile/ve EŞ ZAMANLI/LIK
( SYNONYM vs./and SYNCHRONIZE )
- EŞ ANLAMLI/LIK ile/ve/değil YAYGIN ANLAMLI/LIK
- EŞ-DOST(LA GÖRÜŞMEK)
- ES VERMEK ile/değil/yerine VİRGÜL KOYMAK
- EŞ ile/ve ORTAK
( Allah'a şirk, eşe şerîk koşulmaz. )
( ZEVC/E ile/ve ŞERÎK[çoğ. ŞÜREKÂ] )
( SPOUSE vs./and PARTNER )
- EŞANTİYON/PROMOTIONAL MATERIAL[İng.] değil/yerine/= TANITMALIK
- EŞANTİYON değil/yerine/= ÖRNEKLİK
- KELEBEK(PAPILLON)[1973] ve/<>/> ESARETİN BEDELİ(SHAWSHANK REDEMPTION) ve/<>/> OZ ve/<>/> PRISON BREAK ve/<>/> KELEBEK(PAPILLON)[2018]
- ESAS değil/yerine/= DOĞRU/GERÇEK
- ESAS/ASIL ile/ve/||/<> DAYANAK
- ESCAPE :/yerine KAÇMAK
- EŞDEĞERLİ ile EŞDEĞERLİLİK ile EŞDEĞERLİLİK İLKESİ
( ... İLE ... İLE Sabit ivmelenen bir düzen(sistem) ile sabit genel çekim alanı, birbirinden ayırt edilemez. )
- EŞDEĞERLİLİK ile/ve/||/<> BÜTÜNLÜK
- EŞDEĞERLİLİK = MUADELET = EQUIVALENCY[İng.] = ÉQUIVALENCE[Fr.] = AEQUIVALENZ[Alm.]
- EŞDUYUM/DUYGUDAŞLIK/EMPATİ[İng. < EMPATHY < Yun.] ile/ve ÖZGECİLİK BEN DÜŞMANLIĞI DİĞERGÂMLIK[Fars.]["DİĞERKÂMLIK" değil!]/ALTURİZM/ALTRUİZM/ALTRUISM[İng.] ile/ve İNSAN SEVGİSİ/FİLANTROPİ[İng.;Fr. < Yun. PHILO-ANTHROPOS]
- EŞEK/EŞGEK/EŞYEK[dvnlgttrk] ile AHDERİY/YAHMÛR[Ar.]/GÛR[Fars.]
( ... İLE Yaban eşeği. [ÂNE: Dişil ve yabanî eşek. | Yabanî eşek sürüsü.] [BEYDÂNE: Yabani dişil eşek.] )
- EŞEK ile ASYA YABAN EŞEĞİ
( ... İLE Moğolistan'da. )
- EŞEK ve/<> DEVE
( İkisi de birbirini takip eder/miş. :) )
- EŞEK[Ar.] ile EŞEKK[Ar.]
( Hayvan. İLE Çok şek sahibi, fazla ikircikli, tereddüd eden. [SEPTİK] )
- EŞEK ile/değil/yerine/>< EŞİK
( Eşiğe yatmayan, eşektir. )
- EŞEK ile HİMÂR
( ... İLE Eril eşek. )
- EŞEK ile KARAKAÇAN
( ... İLE Atgillerden, uzun kulaklı hayvan. | Odun kesme, duvar örme, sıva yapma vb. işlerde kullanılan üç ya da dört ayaklı sehpa. )
( ... cum EQUUS ASINUS )
- EŞEK ile YABANEŞEĞİ
( ... İLE Atgillerden, Hazar Denizi dolaylarında yaşayan, eşeğe çok benzeyen yaban hayvanı. )
( ... cum EQUUS ONAGER )
- EŞELEMEK ile DEŞMEK
( TO SCRATCH vs. TO DIG UP )
- EŞELEMEK ile KAZMAK/KAZIMAK
- ESEME/ESTEM/MANTIK ile/ve/<> ALGI DÜZENEĞİ(/"DÜŞÜNCE KALIBI")(/PARADİGMA)
- ESEME/MANTIK ile/ve/<> ANLAMA YÖNTEMİ
( LOGIC vs./and/<> METHOD OF MEANING )
- ESEME/MANTIK ile/ve/> ÇIKARIM
( LOGIC vs./and/> INFERENCE )
- ESEME = MANTIK = LOGIC[İng.] = LOGIQUE[Fr.] = LOGIK[Alm.] = LOGIKE[Yun.] = LÓGICA[İsp.]
- EŞEŞEYSEL/LİK ile/değil HEMEŞEYSEL/LİK
( Eşeysel işlevler, beyin ve eşeşeysellik - Sinan Canan )
( [not] HOMOSEXUALITY vs./but BISEXUALITY )
- EŞEYSELLİK/SEKS ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SARILMAK
( ... ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KOÇA )
- EŞEYSELLİK/SEKS:
"GÜÇ KAYBETMEK" ile/değil/yerine DENGELENMEK/UYUMLANMAK/FABRİKA AYARLARINA GERİ DÖN(DÜR)MEK
- EŞEYSELLİK/"SEKS YAPMAK" ile/ve/değil/yerine EŞEYSELLİĞİN HAKKINI TESLİM ETMEK
- EŞEYSELLİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ARKADAŞLIK/DOSTLUK
( BAHNÂME: Eşeysellik ilminden bahseden kitaplardır. [Daha önceleri tıp kitabı olarak çalışılmıştır.] )
(
ARKADAŞ-SEVGİLİ OLABİLMEK
Kişi, bazen arkadaşlarına sevgili gibi davranıyor. Sahipleniyor, kıskanıyor ama gırtlağına çökmeden. Tatlı tatlı flört ediyor ama sınırları aşmadan. Birlikte gülmekten ölüyor, çok ama çok eğleniyor, dağıtıyor, yerlere düşüyor, gecenin cılkını çıkarıyor ama o arkadaş ya, sevgili değil ya, hiç sorun olmuyor. Her şeyi konuşuyorlar, pek fazla sansür uygulamıyor, sürekli anlatıyorlar, fazlasıyla ilgili oluyor; kulaklarını kocaman kocaman açıp, dinliyor. En önemlisi de büyük bir coşkuyla sonsuza kadar yapılan işler üzerine konuşabiliyorlar, çünkü iş paylaşılabiliyor, birlikte benzer işler üretiliyor. Müthiş bir "zevkle" dedikodu yapabiliyor, hatta kendi karısını, kocasını, sevgilisini bile çekiştirebiliyor. Arkadaşlık, bu açıdan kişinin yaşamını sürdürebilmesi için büyük bir avantaj oluyor.Ama kişiler, sevgilisine her zaman arkadaş gibi davranamıyor. Bir kere, eleştiriler, haliyle bu kadar net dile getirilemiyor. Sevgiliyle bir arkadaşla konuşulduğu gibi her zaman rahat da konuşulamıyor. Tehlikeli sularda dolaşmaktan kaçınmak gerekiyor. Çünkü sonuçları var bunun, bedelleri var bunun, ödemek gerekiyor, burnundan fitil fitil getirebilir, dikkatli olmak gerekir, çünkü sevgililik onuru yaralanıyor. Kişiler, sevgiliyken, evliyken çok daha duyarlılaşıyor. En küçük davranışa bile "Bana bunu nasıl yapar?" oluyor. Oysa arkadaşının kaldırabileceği sınırlar çok daha geniş. Kişi, her zaman sevgiliyi dinlemek de istemiyor. Tüm gün başkalarını dinlemiş olduğundan sıkılmış oluyor, gına gelmiş oluyor. Ya da öteki, seni dinlemek istemiyor. Eve bir sessizlik çöküyor, "Tetiği ilk kim çekecek?" diye gergin bir bekleyişe giriliyor. Bir de tabii sevgiliyle ya da kocayla sabahlara kadar zıplanıp eğlenilemiyor. Kalabalık içinde işin içine baskalarının ne düşüneceği girdiğinden gerilim artıyor, "biz"i düşünmekten "ben" karambole gidiyor.
Sevgiliyle başka bir koza yaratılıyor, o koza içine giriliyor. Hiç itirazım yok, o da güzel ama ayrı kategorilerdeki ilişkiler gibi sanki: Arkadaş olunca başka şeyler paylaşılıyor, sevgili ya da evli olunca başka şeyler paylaşılıyor. Bana daha iyisi, bu iki kategoriyi birleştirebilmek gibi geliyor. Bunun ideal bir şey olduğunu düşünüyorum: Arkadaş-sevgili olabilmek. Hem arkadaşın, hem de sevgilin gibi olabileceğin biri, hem arkadaşlığı, hem de sevgililiği paylaşabileceğin biriyle üretmek, gülmek, ağlamak, konuşmak, çekiştirmek çok daha heyecan verici geliyor. Kolay bir şeyden söz etmiyorum tabii. Arkadaş gibi zamanı geldiğinde geri çekilebilmek, uygun düştüğünde de sevgili gibi saldırabilmek, bu iki rolü birbirine karıştırmadan oynayabilmek her baba yiğidin harcı değil. Ama yapabilenler de yok değil. Yapabilenler mutluluğu ve güzellikleri yakalayabiliyor.
DEĞERİNİ/Zİ BİLİN!
Kırlangıç, birine âşık olmuş.Penceresinin önüne konmuş, tüm cesaretini toplamış, tüylerini kabartmış, güzel durduğuna ikna olduktan sonra....
Küçük sevimli gagasıyla cama vurmuş.
Tık...tık...tık...
Adam, cama bakmış. Ama içeride kendi işleriyle ugraşıyormuş. Bir meşgulmüş, bir meşgulmüş! Kimmiş onu işinden alıkoyan?
Minik bir kırlangıç!
Heyecanlı kırlangıç, telâşını bastırmaya çalışarak, deriiin bir nefes almış, şirin gagasını açmış, sözcükler dökülmeye başlamış:
- Hey adam! Ben seni seviyorum. Nedenini, niçinini sorma! Uzun zamandır seni izliyorum. Bugün cesaret buldum konuşmaya. Lütfen pencereyi aç ve beni içeri al. Birlikte yaşayalım.
Adam, birden parlamış.
- Yok daha neler?
- Durduk yerde sen de nereden çıktın şimdi? Olmaz alamam! demiş.
Gerekçesi de sersemceymiş:
- Sen kuşsun! Hiç kuş, insana âşık olur mu?
Kırlangıç, mahçup olmuş. Başını önüne eğmiş. Ama pes etmemiş, bir süre sonra tekrar pencereye gelmiş, gülümseyerek bir kez daha denemiş:
- Adam, adam! Haydi aç artık şu pencereni. Al beni içeri! Ben sana dost olurum. Hiç canını sıkmam.
Adam kararlı ve ısrarlı:
- "Yok, yok! Seni içeri alamam" demiş. Biraz da kabaymış, sözü kısa kesmiş:
- İşim gücüm var, git başımdan!
Aradan bir zaman geçmiş, kırlangıç, son kez adamın penceresine gelmiş:
- "Bak soğuklar da başladı, üşüyorum dışarıda. Aç şu pencereyi al beni içeri. Yoksa, sıcak yerlere göç etmek zorunda kalırım. Çünkü, ben ancak sıcakta yaşarım. Pişman olmazsın, seni eğlendiririm. Birlikte yemek yeriz, bak hem sen de yalnızsın! Yalnızlığını paylaşırım..." demiş.
Bazıları, gerçekleri duymayı sevmezmiş. Adam bu yalnızlık sorununa içerlemiş. Pek sinirlenmış.
- Ben yalnızlığımdan memnunum demiş. Kuştan onu rahat bırakmasını istemiş. Düpedüz kovmuş. Kırlangıç, son denemesinden de başarısızlıkla çıkınca, başını önüne eğmiş, çekip gitmiş.
Yine aradan zaman geçmiş. Adam, önce düşünmüş, sonra kendine itiraf etmiş:
- "Hay benim akılsız başım!" demiş.
- Ne kadar aptallık ettim! Beklenmedik bir anda karşıma çıkan bir dostluk fırsatını teptim. Niye onun teklifini kabul etmedim? Şimdi böyle kös kös oturacağıma, zevkli vakit geçirirdik birlikte.
Pişman olmuş olmasına ama iş işten geçmiş. Yine de kendi kendini rahatlatmayı ihmal etmemiş:
- Sıcaklar başlayınca, kırlangıcım nasıl olsa yine gelir. Ben de onu içeri alır, mutlu bir yaşam sürerim.
Ve çok uzunca bir süre, sıcakların gelmesini beklemiş. Gözü yollardaymış. Yaz gelmiş, başka kırlangıçlar gelmiş. Ama... Onunki hiç görünmemış!
Yazın sonuna kadar penceresi açık beklemiş ama boşuna. Kırlangıç yokmuş!
Gelen başka kırlangıçlara sormuş ama gören olmamış. Sonunda danışmak ve bilgi almak için bir bilge kişiye gitmiş.
Olanları anlatmış. Bilge kışi, gözlerini adama dikmiş ve demiş ki:
- Kırlangıçların ömrü altı aydır...
* * * * *
Yaşamda bazı fırsatlar vardır, sadece bir kez elimize geçer ve değerlendiremezsek uçup gider.
Yaşamda bazı kişiler vardır, sadece bir kez karşımıza çıkar, değerini bilemezsek kaçıp gider. Ve asla geri gelmez. )
( [not] SEXUALITY vs./and/but/||/<>/< FRIENDSHIP
FRIENDSHIP instead of SEXUALITY )
- EŞEYSELLİK ile EŞEYSEL BİRLEŞME/BİRLİKTELİK
- EŞEYSELLİK/SEKS ve/> (İLK) TÖREN/ŞÖLEN
- EŞEYSELLİK = SEXOLOGY[İng.]
- EŞFAK[Ar. < ŞEFÎK] ile EŞFÂK[Ar. < ŞAFAK]
( Daha şefkatli, çok merhametli. İLE Şefkatler, merhametler, acımalar. )
- EŞİ-BENZERİ (BULUNMAMAK/OLMAMAK)
- EŞİĞE YATMAK ve/||/<>/>/< YOKLUĞA TALİP OLMAK
- EŞİĞİNİ YÜKSELTMEK ile/yerine KENDİNİ GELİŞTİRMEK
- EŞİK
- EŞİK ile/ve/||/<> ARALIK
- EŞİK ile/ve/||/<> AYRIT
( ... İLE/VE/||/<> İki düzlemin arakesiti. )
- EŞİK ile/ve/||/<> BEŞİK
- EŞİK ile/ve/||/<> BEŞİK
- EŞİK ile/ve GÖZERİMİ/UFUK
( THRESHOLD, EDGE vs./and HORIZON )
- EŞİK ile KATMAN
- EŞİK ile/ve/||/<> KIRILMA NOKTASI
- EŞİK ile KIYI
- EŞİK ile/ve/||/<> KURUCU UNSUR
- ESİP GÜRLEMEK
- ESİR DÜŞMEK değil TESLİM OLMAMAK
- ESÎR[Ar.] değil/yerine/= TUTSAK
- EŞİT HAK ile/ve/||/<>/>/< EŞİT PAYLAŞIM
- EŞİT OLMASINA YAKIN TUTMAYA ...:
ÇALIŞMAK ve/||/<> ÇABALAMAK
- EŞİT ile/ve BENZERLİK ile/ve FARK
( Benzerliklerin en üst olduğu nokta. İLE/VE Benzerliklerin ayrılmaya başladığı nokta/lar. İLE/VE Benzerliklerin en alt olduğu nokta. )
- EŞİT ile/ve/değil EŞİK
- EŞİT/DENK ile/ve/değil/||/<>/> AKRAN
- EŞİTLEME ile EŞDEĞERLİLİK
- EŞİTLİK
- EŞİTLİK ile AYNILAŞMAK
- EŞİT/LİK ile BAĞDAŞIK/LIK
- EŞİTLİK ile/ve/değil BERABERLİK
- EŞİT/LİK ile DENK/LİK
( MÜSÂVÎ[< SEVİYY] ile MÜTEKABİL[< KABL] )
(
Kavram | Açıklama | Kullanım Alanları | Örnek |
---|---|---|---|
Eşit / Eşitlik | Aynı niceliğe, değere veya ölçüye sahip olma durumudur. | Matematik, hukuk, felsefe, sosyal bilimler | 2 + 3 = 5 ifadesinde sol ve sağ taraf birbirine eşittir. |
Denk / Denklik | Aynı etkiye, sonuca ya da işlevselliğe sahip olma durumudur. | Matematik, mantık, eğitim, mühendislik | Bir dikdörtgen ile aynı alanı kaplayan bir paralelkenar denktir. |
(
Anlamı | Kullanım Alanları | Örnek | |
---|---|---|---|
= (Eşittir) | İki tanımın tam olarak aynı değerde olduğunu gösterir. | Temel matematik, cebir, denklem çözme | 2 + 3 = 5 x=10 (x'in değeri 10'dur.) |
≡ (Denk ya da Özdeşlik) | İki tanımın belirli bir bağlamda, her zaman eşdeğer olduğunu gösterir. | Cebir, modüler aritmetik, mantık | Cebirde: (x + 1)2 ≡ x2 + 2x + 1 (Bu eşitlik, her x için doğrudur.) Modüler Aritmetikte: 17 ≡ 5 (mod 6) (17 ve 5, 6'ya bölündüğünde aynı kalanı verir.) |
- EŞİT/LİK ile/ve/değil EŞDEĞER/LİK
- EŞİT/LİK ile/ve/değil/<>/< EŞDEĞERLİ/LİK
- EŞİT/LİK ile/ve/= <> EŞİK/LİK
- EŞİTLİK ile/ve/değil/||/<>/< EŞİTLEYEN
- EŞİTLİK ile/ve/||/<>/> FIRSAT EŞİTLİĞİ
- EŞİTLİK ile/ve/değil/||/<> FIRSAT/OLANAK/KOŞULLAR EŞİTLİĞİ
- EŞİTLİK ile HAKKANİYET
( EQUALITY vs. JUSTICE/EQUITY )
- EŞİTLİK ve KONFOR
( Ancak mezarda olur. )
- EŞİTLİK = MÜSÂVÂT = EQUALITY[İng.] = ÉGALITÉ[Fr.] = GLEICHHEIT[Alm.] = AEQUALITAS[Lat.] = IGUALDAD[İsp.]
- EŞİT/LİK ile/ve/değil/||/<>/< ORTAK/LIK
- EŞİT/LİK ile/ve PARALEL/LİK
- EŞİTLİK ile/ve PAYLAŞIM
( EQUALITY vs./and SHARING )
- EŞİTLİK ve/=/||/<>/>/< SAVAŞÇILARI
( Özellikle hukuk mantığı ve tarihi açısından, "Eşitlik Savaşçısı[On The Basis of Sex]"'nı izlemenizi öneririz... )
( )
- EŞİT/LİK ile/ve/<> UYUMLU/LUK
- EŞİTLİK/TESÂVÎ ile TESÂVUK
- EŞİTSİZLİK ile/ve/||/<>/> BAŞKALDIRI
- EŞİTSİZLİK ile/ve DENGESİZLİK
- ESİZ ile ESİZLİK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Yaramaz, ele avuca sığmaz çocuk. İLE Kötülük. )
- EŞKAL/SURET/FİZİK değil/yerine/= GÖRÜNÜŞ/BİÇİM
- EŞKALİNİ TARİF ETMEK değil/yerine/= GÖRÜNÜŞÜNÜ TANIMLAMAK
- ESKATOLOJİK ile/ve/||/<>/> ONTOLOJİK
- ESKİ KÖYE, YENİ ÂDET GETİRMEK ve/değil/yerine/||/<> EZBER BOZMAK
- ESKİ ile/değil/yerine ANTİK
- ESKİ ile KLÂSİK
( OLD vs. CLASSICAL )
- ESKİ ile YIPRAK
( ... İLE Yıpranmış, aşınmış. )
- ESKİYLE "SAVAŞMAK" ile/değil/yerine YENİSİNİ YARATMAK
- ESKİZ değil/yerine/= TASLAK
- ESKİZ değil/yerine/= TASLAK
- EŞLERİN ÖRTÜŞMEZLİĞİ AÇMAZI(PARADOKSU)'NDA:
LEIBNIZ ve GEOMETRİ ile/ve/||/<> EŞLER ve ÖRTÜŞMEZLİK ile/ve/||/<> YERLERİN, UZAYDA FARKLILAŞMASI(1768)
( IMMANUEL KANT )
- EŞLİK ETMEK ile/ve KATILMAK
- EŞMEK ile EŞELEMEK
( Toprağı ya da toprak gibi yumuşak bir şeyi biraz kazmak. | Araştırmak, incelemek. İLE Dağıtıp karıştırmak. | Bir işin, sorunun aslını anlamaya çalışmak, kurcalamak. )
- ESNEK ile EVRENSEL
- ESNEK ile/ve GENİŞ
- ESNEK ile HIZLI
( FLEXIBLE vs. FAST )
- ESNEK/LİK ile/ve/<> GENİŞ/LİK
- ESNEKLİK ve/||/<>/> SAĞLAMLIK/GÜÇ ve/||/<>/> BİLGELİK/İRFAN/HİKMET
( Çocuk gibi. VE/||/<>/> Demir gibi. VE/||/<>/> Bilge gibi. )
- ESNEMEK ile/ve HAPŞIRMAK
( BESEK/BESDEK, FÂJ/FÂJE, PÂSEK ile/ve ... )
( YAWN vs./and )
- ESNETMEK ile SÜNDÜRMEK
( ... İLE Bir şeyi çekerek uzatmak, esnetmek. )
- ESPİYONAJ değil/yerine/= CASUSLUK
- EŞSESLİ = EQUIVOCAL[İng.] = ÉQUIVOQUE[Fr.] = ÄQUIVOK[Alm.] = AEQUIVOCUS < AEQUUS[Lat.]
- ESTABLISH :/yerine KURMAK
- ESTATE :/yerine MÜLK
- ESTEK-KÖSTEK
- ESTETİK
- ESTETİK ile/ve/||/<> BAKIŞIM(SİMETRİ)
- ESTETİK = BEDİİYAT = AESTHETICS[İng.] = ESTHÉTIQUE[Fr.] = AESTHETIK[Alm.] = AISTHETIKÉ[Yun.] = ESTÉTICO[İsp.]
- ESTETİK ve/||/<>/> ESNEKLİK
- ESTETİK ile ESTETİZE
( AESTHETIC vs. AESTHETISED )
- ESTETİK ile ESTETİZE
( AESTHETIC vs. AESTHETISED )
- ESTETİK değil/yerine/= GÖRKEYSEL
- ESTETİK değil/yerine/= GÜZELDUYU
- ESTETİK ile KİÇ(KITSCH[Alm.])
- ESTETİK ile/ve/<> METAFİZİK
( Kişinin, kendinde duyduğu eksikliğe arayış. İLE/VE/<> Kişinin, varlıkta, evrende ve kendinde aradığı ilkesellik ve anlamlılık. )
- ESTETİK ile/ve/<> SANAT
( Estetik, sanatın ahlâkıdır. )
( Estetik, duyarlılıkta oluşan tikel anlamın şeyleşmesini/nesneleşmesini hem duyarlılık, hem de nesneleşme yönünden inceleyen bilimdir. )
( Sanatın nesneleri, estetiktir fakat estetiğin nesneleri, sorun yaratır. )
( Estetik duygulanım, estetik değildir. )
( Estetik için süreklilik gerekir. )
( Estetik duyuş, kavrama dayanmaz. )
( Estetiği kuran, şiirdir. )
( İLM-İ MAHÂSİN ile/ve/<> FENN )
- ESTETİK ile SANAT
( Estetik sanatın ahlâkıdır. )
- ESTETİK ile/ve SİLÜET
( AESTHETICS vs./and SILHOUETTE )
- ESTETİK ile/ve/||/<> TARİH
- ESTIMATE :/yerine TAHMİN ETMEK
- EŞÜK ile EŞÜK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Yatak örtüsü. İLE Bir bey ya da hakan öldüğü zaman, ona gösterilen saygının bir işareti olarak mezarının üzerine örtülmesi için yollanan işlemeli kumaş. )
- EŞVÂK[Ar. < ŞEVK] ile EŞVÂK[Ar. < ŞEVK]
( Şiddetli istekler/arzular, neşveler. İLE Bitkilerin dikenleri. | Kemiklerin uzamaları. )
- EŞYA UNUTMAK ile BEBEK/ÇOCUK UNUTMAK
- EŞYALARI VİTRİNDE/SANDIKTA/... TUTMAK/SAKLAMAK değil/>< EŞYALARI KULLANMAK
( Yanlışı. >< Doğrusu. )
- EŞYALARI:
VİTRİNDE/SANDIKTA/... TUTMAK/SAKLAMAK ile/yerine/değil KULLANMAK
( "Bir gün kullanılır", "Misafir için" vb. düşünceler/tutumlar yerine kullanalım onları! )
- EŞYALARI/ÇANTAYI:
BIRAKMAK, ORTAMA GÜVENMEK yerine/değil YANINDA TUTMAK, SAHİP ÇIKMAK
( Eşyanın/çantanın yanınızda tutulmasının gerekliliği, çalınmaması için değil/yanısıra, bir hasar/kayıp ya da hırsızlık durumunda orada bulunan herkesi zan altında bırakmaması içindir. )
- ET-TIRNAK ile/ve/||/<> "ET-KEMİK"
- ET ve/<> KEMİK
( FLESH and/<> BONE )
- ETAP ile BASAMAK
( LAP vs. STEP )
- ETEK ile/||/<> ANVELOP[Fr.]
( ... İLE/||/<> Üst üste katlanmış parçalardan oluşan bir etek biçimi. )
- ETEK ile EVAZE[Fr.]
( ... İLE Etek ucuna doğru genişleyen etek. )
- ETEK ile FİSTAN[İsp.]
( ... İLE Giysi. | İskoç, Arnavut ve Yunan'larda, erkeklerin giydikleri, kısa, pilili etek. )
- ETEK ile/ve/<> JÜPON[Fr.]
( ... İLE/VE/<> Giysi altına giyilen etek. )
- ETEK ile KLOŞ[Fr. < CLOCHE]
( ... İLE Alt tarafı çan biçiminde genişleyen etek. )
- ETEK ile LAMPASA
( ... İLE Uzun yırtmaçlı etek. )
- ETEK ile/ve TARLATAN[Fr.]
( ... İLE Kabarık görüntü vermek için değişik malzemelerle yapılan bir tür iç giysisi. )
- ETEK ile TÜTÜ
( ... İLE Balerin eteği. )
- ETEN ile/ve EŞELEK
( Meyvelerin/yemişlerin yenen bölümü. İLE/VE Meyvelerin/yemişlerin yenmeyen iç bölümü. )
- ETHICS :/yerine ETİK
- ET(H)İK
- ET(H)İK = İLM-İ AHLÂK = ETHICS[İng.] = ÉTHIQUE[Fr.] = ETHIK[Alm.] = ETHICA[Lat.] = ETHIKE[Yun.] = ÉTICA[İsp.]
- ETHNIC :/yerine ETNİK
- ETİK ile/ve/< ESTETİK
( Birlikte görmek/tutmak gerekiyor. )
- ETİK ile/ve/||/<> ETİĞİN ETİĞİ
- ETİKET değil/yerine/= YARLIK
- ETİKET/LEMEK ile YAFTA/LAMAK
- ETİYOLOJİK/ETIOLOGICAL[İng.] değil/yerine/= NEDENSEL
- ETKİ ETMEK ile "KARIŞMAK"
( INFLUENCE/TO EFFECT vs. "TO INVOLVE" )
- ETKİ ile/ve/||/<> GERÇEKLİK
- ETKİ ile/ve/<> ÖZELLİK
- ETKİLEMEK ile/ve/<> "TAMAMLAMAK
- ETKİLEMEYE ÇALIŞMAK (İÇİN) KONUŞMAK/ANLATMAK ile/ve/değil/yerine (SADECE) KENDİNİ ANLATMAK/TANIMLAMAK (İÇİN) KONUŞMAK/ANLATMAK
- ETKİLENMEK = AFFECT[İng.] = AFFECTER[Fr.] = AFFIZIEREN[Alm.] = AFFICERE[Lat.]
- ETKİLENMEK ile ALIMLAMAK
( TO GET IMPRESS vs. TO TAKE )
- ETKİLENMEK ile/ve/> ESİNLENMEK
( TO GET EFFECTION vs./and/> TO BE INSPIRED )
- ETKİLEŞİM ile/ve/değil/yerine ETKİNLEŞMEK
( Duygusallık. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Koşulsuz sevgi. )
( Alışveriş. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Veriş. )
( [not] REACTIVE vs./and/but ACTIVE
ACTIVE instead of REACTIVE
[not] Emotional. WITH/AND/BUT Unconditional love. )
- ETKİLİ UZAKLIK ile UZAK UZAKLIK
( Kısa uzaklıkta sinyal ya da etkilerin iletilmesi. İLE Uzun uzaklıktaki sinyal ya da etkilerin iletilmesi. )
- ETKİLİLİK ile/ve/<> YERELLİK
- ETKİN/AKTİF İMMÜNİTE ile/||/<> ETKİN/AKTİF İMMÜNİZASYON ile/||/<> ETKİN/AKTİF TRANSPORT ile/||/<> AKTİVASYON ile/||/<> AKTİVATÖR ile/||/<> AKTİVE ETMEK ile/||/<> AKTİVE OLMAK ile/||/<> AKTİVİTE
( Uyarılmış bağışıklık, etkin bağışıklık. İLE/||/<> Uyarılmış bağışıklama, etkin bağışıklama. İLE/||/<> Etkin taşınım. İLE/||/<> Etkinleşme, etkinleştirme, alevlenme. İLE/||/<> Etkinleştirici, tetikleyici. İLE/||/<> Etkinleştirmek. İLE/||/<> Etkinleşmek. İLE/||/<> Etkinlik. )
- ETKİNLİK ile EDİLGENLİK
( Tarihte yerini alır. İLE Yazında[edebiyatta] yer bulur. )
- ETKİNLİK = FAALİYET, FAİLİYET = ACTIVITY[İng.] = ACTIVITÉ[Fr.] = AKTIVITÄT, TÄTIGKEIT[Alm.] = ACTIVIDAD[İsp.]
itibarı ile 16.971 başlık/FaRk ile birlikte,
16.971 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(22/69)
🔒 Sınırlı Erişim
Tüm başlıkları görmek için üyeliğiniz/katılımınızı rica ediyoruz...
Giriş Yap / Üye Ol