Bugün[11 Temmuz 2025]
itibarı ile 16.971 başlık/FaRk ile birlikte,
16.971 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(35/69)


- KANALİZE ETMEK/OLMAK değil/yerine/= YÖNLEMEK/YÖNLENMEK


- KANAMALARDA, BASI/TURNİKE UYGULAMA NOKTALARI:
BOYUN ile/ve/||/<> KÖPRÜCÜK KEMİĞİ ile/ve/||/<> KOLTUK ALTI ile/ve/||/<> PAZU ile/ve/||/<> KASIK ile/ve/||/<> UYLUK[BACAĞIN ÜST YARISI]

( [Turnike uygulamasında dikkat edilecekler...]
- Turnike uygulamasında kullanılacak malzemelerin genişliği en az 8 – 10 cm. olmalıdır.
- Turnike uygulamasında ip, tel gibi kesici malzemeler kullanılmamalıdır.
- Turnikeyi sıkmak için tahta parçası, kalem gibi malzemeler kullanılabilir.
- Turnike kanama duruncaya kadar sıkılır, kanama durduktan sonra daha fazla sıkılmaz.
- Turnike uygulanan bölgenin üzerine hiçbir şey örtülmez.
- Turnike uygulamasının yapıldığı saat bir kağıda yazılmalı ve yaralının üzerine asılmalıdır.
- Uzun süreli kanamalardaki turnike uygulamalarında, kanayan bölgeye göre 15-20 dakikada bir turnike gevşetilmelidir.
- Turnike uzvun koptuğu bölgeye en yakın olan ve deri bütünlüğünün bozulmamış olduğu bölgeye uygulanır.
- Turnike, kol ve uyluk gibi tek kemikli bölgelere uygulanır, ancak ön kol ve bacağa el ve ayağın beslenmesini bozabileceği için uygulanmaz. Uzuv kopması durumlarında, ön kol ve bacağa da turnike uygulanabilir. )

( [Boğucu Sargı (Turnike) Uygulama Tekniği]
- İlk yardımcı, eline, geniş, güçlü ve esnemeyen bir sargı alır.
- Şerit yarı uzunluğunda katlanır, uzuv, etrafına sarılır.
- Bir ucu halkadan geçirip çekilir ve iki ucu biraraya getirilir.
- Kanamayı tamamen durduracak yeterlikte sıkı bir bağ atılır.
- Sargının içinden sert nesne[kalem gibi] geçirilir ve uzva paralel konuma getirilir.
- Kanama durana kadar sert nesne döndürülür.
- Sert nesne, uzva dik konuma getirilerek sargı çözülmeyecek biçimde sabitlenir.
- Hastanın/yaralının giysisinin üzerine, adı ve turnikenin uygulandığı zaman[saat ve dakika] yazılı bir kart iğnelenir.
- Çok sayıda yaralı olduğunda, yaralının alnına rujla ya da sabit kalemle "turnike" ya da "T" harfi yazılır.
- Hasta/yaralı, pansuman ve turnikesi görülecek biçimde battaniye ile sarılır.
- Turnike, 15-20 dakika aralıklarla gevşetilir, sonra tekrar sıkılır.
)

( [Uzuv Kopması Varsa]
- Kopan parça, temiz, su geçirmez, ağzı kapalı bir plastik torbaya yerleştirilir.
- Kopan parçanın konduğu torba, buz içeren ikinci bir torbanın içine konulur.
- Kopmuş uzuv parçasının konduğu plastik torba, ağzı kapatıldıktan sonra içinde 1 ölçek suya 2 ölçek buz konulmuş ikinci bir torbaya ya da kovaya konulur. Bu biçimde, kopmuş uzuv parçasının buz ile doğrudan teması önlenmiş ve soğuk bir ortamda taşınması sağlanmış olur.
- Torba, hasta/yaralı ile aynı araca konulur, üzerine hastanın adı ve soyadı yazılır, en geç 6 saat içinde sağlık kuruluşuna gönderilir.
- Tıbbi birimler haberdar edilir[112].
)


- KANCA ile KAPÇAK

( ... İLE Uzun saplı büyük kanca. )


- KANDIR(IL)MAK ile/ve/değil/yerine İKNA ETMEK/EDİLMEK


- KANDIRMAK ile ALDATMAK

( TO DELUDE vs. TO DECEIVE )


- KANDIRMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ALGI OLUŞTURMAK


- KANDIRMAK ile/<> "ATLATMAK"


- KANDIRMAK/ALDATMAK ile/ve/değil AVUTMAK


- KANDIRMAK ile/ve/değil "BAŞTAN ÇIKARMAK"

( ... ile/ve/değil TEDSİYE )


- KANDIRMAK ile/ve/değil "GÖZÜNÜ BOYAMAK"


- KANDIRMAK ile/değil/yerine İSTEDİKLERİNİ/BEKLEDİKLERİNİ VERMEK


- KANDIRMAK ile/değil/yerine/>< KABUL/RÂZI ETTİRMEK


- KANDIRMAK ile KAFESLEMEK[argo]

( Kanmasını sağlamak, inandırmak, ikna etmek. | Aldatmak. | İçme, yeme isteğini karşılamak. İLE Çıkar sağlamak için birini aldatmak. )


- KANDIRMAK ile/değil OYALAMAK


- KANDIRMAK ile SANDIRMAK


- KANDIRMAK(YEMEK) ile/değil YANILTMAK


- KANGURULARDA:
KOŞMAK değil/yerine SIÇRAMAK

( Sıçramaları, koşmaktan daha az enerji tüketmelerini sağlamaktadır. )


- KANIK = TOKGÖZLÜ/KANAATKÂR


- KANIKSAMA ile/ve/> TÜKETMEK

( TO BE INURED TO vs./AND/> EXPEND )


- KANIKSAMAK ile/ve BENİMSEMEK

( TO BE INURED TO vs./and TO MAKE ONE'S OWN )


- KANIRMAK ile KANIRTMA ile KANIRTMAÇ

( Bir şeyi eğip zorlayarak yerinden çıkarmak ya da çıkarmaya çalışmak. İLE Kanırtma işi. İLE Bir şeyi kanırtmak için kullanılan değnek ya da araç, bir tür kaldıraç. )


- KANIT ARAMAK ile/değil/yerine KAVRAYIŞ


- KANIT ile/ve KAYNAK

( PROOF vs./and SOURCE )


- KANIT ve/<> SONSUZLUK


- KANIT ile/ve/değil/||/<> TANIK


- KANITLAMAK ile/ve/||/<>/> İKNÂ ETMEK


- KANITLAMAK ile İNANDIRMAK

( TO PROVE vs. TO PERSUADE )


- KANITLAMAK ile/ve/değil/||/<>/< TEMELLENDİRMEK


- KANITLANABİLİRLİK

( EVIDENTIALITY )


- KANIT(LANABİLİRLİK) ile/ve/||/<> ZORUNLULUK


- KANITLARI:
SAKLAMAK ile/ve ÇARPITMAK ile/ve YOK ETMEK


- KANMAK/ALDANMAK ile/ve/değil KAPILMAK


- KANSA/KONSA = TAŞLIK


- KANSER değil/yerine KONSER (OLSUN) ile/değil/yerine/>< DERT değil/yerine MERT (OLMAK)

( GAZ/GÜLMEK: "İçinde kalıp kanser olacağına dışına çıkıp konser olsun." :) )


- KANT\'ÇI ETİK ile ARİSTOTELES\'Çİ ETİK

( Eylemlerin evrensel ahlâki yasalar çerçevesinde değerlendirilmesini savunan etik düzen. İLE Erdem ve karakter üzerine odaklanan, insanın mutluluğa ulaşmasını amaçlayan etik düzen. )


- KANTARIN TOPUZUNU KAÇIRMAK ile EŞEĞİN ..INA SU KAÇIRMAK


- [KANT'TA] KRİTİK:
ELEŞTİRİ ile/ve/değil/||/<>/< SINIR ÇİZMEK


- KANÜL/CANNULA[İng.] değil/yerine/= BORUCUK


- KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME(KHK) ile/ve/değil/yerine/||/<> YASA


- VARSIL/ZENGİN OLMAK:
KANUN KADAR değil KARUN KADAR


- KANUN/SANTUR = YATUĞAN/YATUK

( Kanun, santur gibi sazların ortak adı. )


- KAOTİK değil/yerine/= KARMAŞIK


- KAP-KACAK

( ÂVEND )


- KAP KALAYLAMAK ile/ve/<>/değil/yerine KALP KALAYLAMAK


- KÂP PAYI:
AYARLAMAK değil AYIRMAK


- KAP ile KAPÇIK

( ... İLE Küçük kap. | Boş mermi kovanı. | Tahıl tanelerinde kabuk. )


- KAP ile YAĞDANLIK

( ... İLE Makine parçalarına yağ akıtmak için kullanılan, ince uzun bir borusu olan kap. )


- KAPACIK / KAPAKÇIK

( Küçük kapak. | Yürekte ve damarlarda kanın ya da başka sıvıların geri dönmesini önleyen supap durumunda küçük kapak. )


- KAPAK ile/ve/değil EŞİK


- KAPAK ile KEPENK

( ... İLE İş yeri, pencere, kapı vb. yerleri kapamak için kullanılan, türlü biçimlerde sac levha, demir ya da tahta kanat. )


- KAPAK ile/değil/yerine/||/<> TABAK


- KAPALI/LIK ile ÖRTÜK/LÜK ile GİZLİ/LİK


- KAPAMAK ile KAPATMAK

( Bir açıklığı örtmek için bir şeyi, açık yerin üzerine getirmek. | Hava bulutlarla kaplanmak, sıkıntılı bir hâl almak. | Bir şeyin görünmesine engel olmak. | Geçişi engellemek. | Tıkamak, içini doldurmak. | Su, elektrik gelişini kesmek. | Çalışamaz, görev ve iş yapamaz duruma getirmek. | Üzerinde durmamak, bir şey üzerinde konuşmayı bırakmak. | Bir yere sokup dışarı çıkmasına engel olmak, hapsetmek. | Ortalıktan alıp saklamak. | Karşılamak, denk gelmek. İLE Bir malı değerinden aşağı bir karşılıkla elde etmek. | Kapamak. | Bir kadınla nikâhsız yaşamak. | Yayımını yasak etmek, yayımına son vermek. | Herhangi bir yerin tüM tüketimlerini üstlenip başkalarını içeri almadan isteği doğrultusunda eğlenmek. | Bitirmek, unutturmak, söz edilmesini engellemek. )


- KAPAMAK ile/ve/değil KAPLANMAK


- KAPAMAK ile YUMMAK


- KAPAN ile/değil/yerine TUZAK

( Nesne. İLE Kavram. )


- KAPASİTE değil/yerine/= SIĞA/SIĞARLIK


- KAPATMAK yerine SIRLAMAK


- KAPATMAK ile/ve/değil/yerine/ne yazık ki/||/>< ÜSTÜNÜ ÖRTMEK


- KAPI ile/ve ÇIKRIK[Yörük]

( ... İLE/VE Bahçe kapısı. )


- KAPI ile/ve/değil EŞİK


- KAPI ile/değil KAPAK


- KAPI ile KAPICIK

( ... İLE Yumurtacığın tepesinde bulunan çiçek tozu borusunun geçtiği delik. )


- KAPİK ile KAPİK

( Köpek. İLE Rublenin yüzde biri değerinde para birimi. )


- KAPILANMAK ve/<> KAPLANMAK


- KAPILANMAK ile/ve/<> MAYALANMAK


- KAPILARI:
AÇIK BIRAKMAK değil/yerine KAPALI TUTMAK

( Tuvalet kapısı gibi kapıların, içeridekiler tarafından kapatılması isteği, kendilerini saklamak üzere değil kapının önünden geçecek kişileri(/bayanları) içeriyi görmek zorunda bırakmamak içindir! [Lütfen özellikle bayanların rahatsızlığını dikkate alarak ve saygı göstererek tuvalet giriş kapılarını kapalı tutmaya özen gösterelim!...] )


- KAPISINDA BEKLEMEK ile/ve/<> OYALANDIRILMAK


- [ne yazık ki]
KAPİTALİZM ve/> BİLGİSİZLEŞMEK ve/> YOKSULLAŞMAK

( Kapitalizm, okudukça cahil bırakır; çalıştıkça fakirleştirir. )

( CAPITALISM and/> IGNORANCE and/> TO GET POOR )


- KAPİTALİZM ile/ve/<> PROTESTANLIK


- KAPIYI:
VURMADAN/ÇALMADAN AÇMAK/GİRMEK ile/değil/yerine VURARAK/ÇALARAK AÇMAK/GİRMEK


- KAPIYI VURMADAN/ÇALMADAN AÇMAK/GİRMEK değil/>< KAPIYI VURARAK/ÇALARAK AÇMAK/GİRMEK

( Yanlışı. >< Doğrusu. )


- KAPLANBÖCEK ile/ve/||/<>/< KAPLANBÖCEKLER

( Başka böceklerle beslenen, tarım için çok yararlı olan kaplan böcekler ailesinin örnek türü. İLE/VE/||/<>/< Zararlı böcekleri avlayarak bitki, hayvan ve insan sağlığına yardımcı olan, güzel renkli, kın kanatlı böcekler ailesi. )

( CICINDELA CAMPESTRIS cum ... )


- KAPMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ALMAK


- KAPSAM ile/ve/= BÜTÜNLÜK

( ŞÜMÛL ile/ve/= ... )


- KAPSAMAK ile/ve KUCAKLAMAK


- KAPSAYICI/LIK ile/ve/değil AŞKIN/LIK


- KAPSAYICI/LIK ile/ve/||/<> KUCAKLAYICI/LIK


- KAPSAYICI/LIK ile/ve/||/<> OKŞAYICI/LIK


- KAPUZ ile/ve AKABE ile/ve MUHAK

( Dar ve derin geçit. İLE/VE Tehlikeli geçit. İLE/VE Dağ geçidi. )


- KÂR ETMEK ile ENAYİ YERİNE KOYMAK


- KÂR ETMEYE ÇALIŞMAK ile/değil/yerine/< ZARAR ETMEMEYE ÇALIŞMAK


- KAR ile/ve/||/<>/> KARLIK

( Atmosferdeki su buharının yoğunlaşmasıyla oluşan ve yeryüzüne beyaz ve hafif billurlar biçiminde donarak düşen su buharı. İLE/VE/||/<>/> Kar kuyusu. | Dışı hasır örgüsüyle kaplı, içinde kar ya da buz koymak için bölmesi bulunan, soğutucu olarak kullanılan büyük şişe. )


- KÂR TUTUMLU OLMAK


- KARA DELİK ile BEYAZ CÜCE

( Çok büyük kütleli yıldızların çökmesiyle oluşan, ışığın bile kaçamadığı bölge. İLE Düşük kütleli yıldızların yaşamının son evresinde oluşan yoğun ve küçük yıldız. )


- KARA DELİK ile/ve/değil EŞİK


- KARA DELİK ile/ve/||/<> OLAY UFKU


- KARA KARA (DÜŞÜNMEK)

( ALE-L-İNFİRÂD )

( AVAZ AVAZ )


- KARA TOPRAK ile/=/||/<> BİLGE


- KARA ile KARANLIK


- KARABATAK / KARABATAK


- KARABATAK ile TEPELİ KARABATAK ile KÜÇÜK KARABATAK

( image )


- KARACİĞER ve/||/<> BAĞIRSAK

( %75'i olmadan yaşayabiliriz. VE/||/<> %80'i olmadan yaşayabiliriz. )


- KARAFATMA ile HAMAMBÖCEĞİ/KAKALAK ile HANIMBÖCEĞİ/GELİNBÖCEĞİ ile TAHTAKURUSU

( Kınkanatlılardan, böcek, kurt ve sümüklüböceklerle beslenen, tarıma yararlı, parlak siyah renkli bir böcek. İLE Hamamböceğigillerden, temiz tutulmayan yerlerde üreyen, zararlı bir böcek. İLE Kınkanatlılardan, kara benekli, kırmızı renkte, kurtçukları yemesinden dolayı yararlı sayılan bir böcek. İLE Yarımkanatlılardan, uzunluğu 3-5 milimetre, gövdesi oval ve yassı, kanatları körelmiş, oturulan, yatılan yerlerde üreyerek insan kanıyla beslenen, pis kokulu böcek. )

( ORIENTAL COCKROACH/BLACK BEETLE vs. COCKROACH/TICK/ACARID vs. CHINCH )

( CARABUS cum BLATTA ORIENTALIS cum COCCINELLA cum CIMEX LECTULARIUS )


- KARAGÖZ SAHNESİNDE:
ÇIRAK ile/ve/<> YARDAK ile/ve/<> DAYREZEN ile/ve/<> SANDIKKAR


- KARAKTERİSTİK değil/yerine/= IRASAL


- KARAKTERİZE (ETMEK) değil/yerine/= IRALANMIŞ / IRALAMAK


- KARAKULAK ile/<> AFRİKA ALTIN KEDİSİ ile/<> SERVAL KEDİSİ


- KARAKULAK ile KARAKULAK/MİNEKOP ile KARAKULAK

( Kedigillerden, çakala benzer vahşi bir hayvan. İLE Balık. İLE Osmanlı Devleti'nde emir çavuşu, haberci. )

( CARACAL MELANOTIS cum UMBRINA CIRROSA cum ... )


- KARAKULAK ile VAŞAK

( Asya ve Afrika'da yaşayan vahşi bir kedi türüdür. Anadolu'yu da yaşam alanı olarak seçen Karakulağın soyu tükenme tehlikesi ile karşı karşıyadır ve avlanması yasaktır. Latince adı Caracal Caracal olan bu kedinin adı, Türkçe'den gelmektedir. Kulaklarının üstündeki uzun siyah tüyler yüzünden, uzun süre, bir çeşit vaşak olduğu düşünülse de yapılan araştırmalar sonucu ayrı bir tür olduğu ortaya konulmuştur. Hatta vaşak türünün ortaya çıkmasından da önce var olduğu bilinmektedir. İLE ... )

( )

( SİYÂH-GÛŞ ile ... )


- KARALAMAK ile/ve/||/<> ÇAMUR ATMAK


- [ne yazık ki]
!"KARALAMAK" ile/değil/yerine REDDETMEK


- KARAMSAR/LIK >< İYİMSER/LİK ile/değil/yerine/>< GERÇEKÇİ/LİK

( Yelden yakınır. >< Yelin değişmesini bekler. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yelkenleri/ni ayarlar. )


- KARAMSARLIK ile KARANLIK


- [ne yazık ki]
KARAMSAR/LIK ve/||/<> KARARSIZ/LIK


- KARAMSARLIK değil/yerine/>< KAVRAMSALLIK


- KARAMSAR/LIK ve/||/<>/>/< KORKAK/LIK


- KARAMSAR/LIK ile/ve KÖTÜMSER/LİK ile/ve OLUMSUZ/LUK (NEGATİF/LİK)

( BEDBÎN )

( PESSIMISTE )

( PESSIMIST )


- KARANLIK ile ALACAKARANLIK

( TÂRÂN, TÂRÎK ile ... )

( DARKNESS vs. TWILIGHT )


- KARANLIK ile/ve/||/<> BULANIK


- KARANLIK ile/değil GÖLGE

( ... İLE/DEĞİL Göreli karanlık. )


- KARANLIK ile/ve/yerine KANDİL (-İN UYANDIRILMASI)


- KARANLIK ile/değil LOŞ

( ... İLE/DEĞİL Yeterince aydınlık olmayan, yarı karanlık, az ışık alan yer. | Az ışık veren. )


- KARANLIK ve SÖZ

( İçinde, ışık vardır. [görebilen için] VE İçinde, ümit vardır. [duyabilen/dinleyen için] )


- KARAR VERMEK ile/ve İZİN VERMEK

( TO DECIDE vs./and TO GIVE PERMISSION )


- KARAR VERMEK ile/ve KARAR ALMAK

( Karar vermek, acıyı yok eder. | Karar verebilen, acıyı yener. )


- KARAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DÜŞÜNMEK


- KARAR ile/ve/değil EŞİK


- KARAR ile/ve/değil GEREKLİLİK

( [not] DECISION vs./and/but NECESSITY )


- KARARI-DUVARI (OLMAMAK)

( Bir kişinin nasıl hareket edeceğinin bilinememesi. )


- KARARIMIZI MANTIKSALLAŞTIRMAK ile/ve/değil/yerine/>< UYGUN MANTIKTA KARARLILIK GÖSTERMEK


- KARARLI/LIK ile/ve/||/<> (ALÇAK)GÖNÜLLÜ/LÜK


- KARARLI/LIK ve/||/<>/< DAYANIKLI/LIK


- KARARLILIK yerine/ya da SEVGİ

( Sevgi )


- KARARLI/LIK ve/||/<> TUTARLI/LIK


- KARARLILIK ve ULAŞMAK

( DECESIVENESS and TO ATTAIN )


- KARARLILIK ile/ve/||/<> YARILANMA


- KARARSIZLIK ile/değil/yerine/>< KARARLILIK

( Kör bir bıçak gibidir.[parçalar/yırtar] İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Keskin bir bıçak gibidir.[bir kerede ve dümdüz keser] )


- | KARARSIZLIK ve/ya da KORKAKLIK |
ile/değil/yerine/><
CESÂRET

( | Tehlikeye sokar. VE Ölüme götürür/götürebilir. | İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Zafere taşır. )


- KARARTMA ile KARARTMAK

( Savaş durumunda düşman uçaklarından korunma amacıyla ışıkları örtme ya da söndürme biçiminde alınan önlemlerin tümü. İLE Rengini karaya çevirmek, esmerleştirmek, siyahlaştırmak. | Karanlık duruma getirmek. | Işığı kısmak ya da örtmek. | Kötü bir duruma getirmek. )


- KARATAVUK ile KIZILKUYRUK

( Karatavukgillerden, tüyleri kara, meyve ve böceklerle beslenen ötücü kuş. İLE Karatavukgillerden, kışın göçen, küçük, güzel bir kuş. )

( TURDUS MERULA cum PHOENICURUS )


- KARDEŞLENMEK ile KARDEŞLENMEK

( Ekin bir kökten birkaç sap birden üremek. İLE Kardeş sahibi olmak. )


- KARDEŞLİK ile/ve/<> BİRLİK


- KARDEŞLİK ve/||/<>/< ÖZGÜVEN (İLE)


- KARDİYOJENİK ŞOK ile/||/<> HİPOVOLEMİK ŞOK

( Kalbin yeterli kan pompalayamaması sonucu oluşan şok. İLE/||/<> Kan hacminin azalması sonucu oluşan şok. )


- KARE ve HALK


- KARE ile/ve/||/<> KAREKÖK

( Kenarları ve açıları birbirine eşit olan dörtgen, dördül, murabba. | Bu biçimde olan. | İskambil oyunlarında aynı türden dört kâğıdın biraraya gelmesi. İLE Karesi verilen bir sayıya eşit olan sayı. )

( "Hesap Makinesi Olmadan Karekök Almak İçin İki Basit Yöntem" yazısını da okumak için burayı tıklayınız... )


- KARELEME ile KARELEMEK

( Karelemek. | Bir resmin, büyülterek ya da küçülterek benzerini çıkarma yöntemi. | Herhangi bir çokgenle eş değerli bir kare çizme. | Eş değer bir kare ile hesaplama. İLE Karelere ayırmak. | Bir resmi büyültme ya da küçültme işleminden sonra asıl örneğin oranlarını kopyasında da elde etmek için bir resmi eşit sayıda karelere ayırmak. )


- KARGA-TULUMBA (TAŞIMAK, GÖTÜRMEK)


- KARGACIK-BURGACIK (YAZMAK)


- KARGACIK BURGACIK = ÇARPIK, DÜZENSİZ


- KARGILIK ile KARGILIK

( Fişeklik. İLE Kamış yetişen yer. )


- KARI-KIZ (PEŞİNDE KOŞMAK)


- KARI-KOCA (ARASINA GİRMEMEK)


- KARIK ile KARIK

( Kar yağmış bir alana bakma sonucu ortaya çıkan göz kamaşması. | Karlı bir alana bakma sonucu kamaşmış (göz). İLE Ark. | Arklar arasında kalan toprak parçası. | Sabanla açılan çizi. )


- KARİKATÜR (ÇİZMEK) ile/ve/||/<>/< KARAGÖZ (ÇİZMEK)

( )


- KARIN ile GÖBEK

( BECRÂ'[Ar.]: Göbeği çıkık [kadın]. | Yüksek [yer, tepe]. )

( ... ile SÜRRE, SÜRR[: Yeni doğmuş bebeğin kesilmiş göbeği.], CE'BE[: Göbek bölgesi.] )

( ... ile NÂH, NÂF )

( ABDOMEN/PAUNCH vs. NAVEL )


- KÂRINCA KARARINCA (YAŞAMAK, DAVRANMAK)


- KARINCA ile YÜRÜYEN ÇUBUK


- KARINCIK ile KARINCIK

( Gövdenin çeşitli örgenleri içinde bulunan boşluk. İLE Kalbin alt bölümünde bulunan ve biri sağdaki akciğere kan pompalayan, öbürü soldaki akciğerden gövdeye pompalanacak kanı alıp gövdeye göndermeye yarayan iki boşluk. )


- KARIŞ KARIŞ (GEZMEK, ARAMAK/BAKMAK)


- KARIŞIK-KURUŞUK (İŞLER YAPMAK)


- KARIŞIK ile/ve/değil/||/<>/< ÇOK


- KARIŞIK = CONFUSED[İng.] = CONFUS[Fr.] = UNKLAR[Alm.] = CONFUSUS[Lat.]


- KARIŞIK ile/ve/değil DAĞINIK

( [not] MIXED vs./and/but MESSY )


- KARIŞIK ile/ve/değil KARMAŞIK

( [not] MIXED vs./and/but COMPLICATED )


- KARIŞIK ile KATIŞIK

( TAGŞÎŞ[Ar. < GIŞ | çoğ. TAGŞÎŞÂT]: Karıştırma, saflığını giderme. | Değerli bir şeyi değersiz bir şeyle karıştırma. | İmrenme. )

( TAHALLUT[Ar.]: Karışma, eşyanın karışık olması. )

( TEDÂHÜL[Ar.]: Birbirinin içine girme. | Karışma. )


- KARIŞIK/LIK ile/ve/değil/||/<>/< ÇEŞİTLİ/LİK


- KARIŞIKLIK = CONFUSION, DISORDER[İng.] = CONFUSION[Fr.] = WERWIRRUNG[Alm.] = CONFUSIO[Lat.]


- KARIŞIM ile/ve/||/<> ERİYİK


- KARIŞMAK ile BURNUNU SOKMAK

( "TO INTERFERE/MEDDLE" vs. "TO NOSE INTO" )


- KARIŞMAK ile "BURNUNU SOKMAK"


- KARIŞMAK ile HAKKINDA/ÜZERİNE KONUŞMAK

( Konuşmayı bilmeden, kişileri tanımak olanaksızdır. )

( "TO INVOLVE" vs. TO TALK ABOUT/ON )


- KARIŞMAK ile/ve İÇİNE GİRMEK

( TO MIX vs./and GET INSIDE )


- KARIŞMAK ile MÜDAHALE (ETMEK)

( "TO INTERFERE/MEDDLE" vs. TO INTERVENE )


- KARIŞMAK ile MÜDAHALE ETMEK


- KARIŞMAK ile SORGULAMAK

( "TO INTERFERE/MEDDLE" vs. TO INTERROGATE )


- KARIŞMAK ile UĞRAŞMAK

( "TO CONFUSE" vs. TO BOTHER )


- KARIŞMAK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< ZORLAMAK


- KARIŞMA(MA)K ile/ve KAVUŞMAK

( (NOT) TO MIX vs./and TO UNITE )


- KARIŞTIRMAK ile/ve/değil/yerine/ne yazık ki/||/<>/< ANLAYAMAMAK


- KARIŞTIRMAK ile/ve BAĞDAŞTIRMAK

( TO CONFUSE vs./and TO RECONCILE )


- KARIŞTIRMAK ile/ve BENZETMEK

( TO CONFUSE vs./and TO LIKEN )


- KARIŞTIRMAK ile/ve/değil/||/<>/< BİLMEMEK


- KARIŞTIRMAK ile/ve BİRLEŞTİRMEK

( TO CONFUSE vs./and TO UNITE )


- KARIŞTIRMAK ile/ve BULAŞTIRMAK

( TO CONFUSE vs./and TO SMUDGE )


- KARIŞTIRMAK ile/ve ÇAĞRIŞTIRMAK

( TO CONFUSE vs./and TO CALL )


- KARIŞTIRMAK ile/ve ÇALKALAMAK

( TO MIX vs./and TO SHAKE )


- KARIŞTIRMAK ile/ve/değil/ve (en az) 2 (ve üzeri) İLİŞKİSİZİ/OLMAZI YAN YANA GETİRMEK/KOYMAK


- KARIŞTIRMAK ile/ve/<>/değil/yerine EŞELEMEK


- KARIŞTIRMAK ile İÇ İÇE GEÇİRMEK


- KARIŞTIRMAK ile/ve İLİŞ(TİR)MEK

( TO CONFUSE vs./and TO FASTEN/ATTACH )


- KARIŞTIRMAK ile/ve İNCELEMEK

( TO CONFUSE vs./and TO RESEARCH )


- KARIŞTIRMAK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/> KAKTIRMAK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/> KAKALAMAK


- KARIŞTIRMAK ile/ve KARIŞTIRMAMAK

( TO CONFUSE vs./and TO NOT CONFUSE )


- KARIŞTIR(MA)MAK ile/ve KARŞILAŞTIR(MA)MAK

( TO CONFUSE vs. TO COMPARE )


- KARIŞTIRMAK ile/ve KATIŞTIRMAK

( TO MIX vs./and TO (GET) INCLUDE )


- KARIŞTIRMAK ile/ve KATMAK

( TO MIX vs./and TO PUT )


- KARIŞTIRMAK ile KURCALAMAK

( TO MIX vs./and TO DELVE )


- KARIŞTIRMAK ile/ve ŞAŞIRMAK

( TO CONFUSE vs./and TO LOSE )


- KARIŞTIRMAK ile/ve TOKUŞTURMAK


- KARIŞTIRMAMAK ile/ve "KAÇIRMAMAK"

( NO CONFUSE vs./and "NO MISSING" )


- KARİZMA ile/ve AŞK


- KARİZMA/İMAJ ile/yerine SAĞLIK

( Dünyanın en büyük mülkü sağlık, en büyük hazinesi memnun olmasını bilme, en büyük dost kendine-güven, en büyük sevinç de aydınlanmaya ulaşmadır. )


- KARLUK

( Eski Türk boylarından biri. )


- KARMA ile/ve/değil BİRLEŞİK


- KARMAKARIŞIK

( ŞÛLÎDE )


- KARMAN ÇURMAN/ÇORMAN (ETMEK)

( Karıştırmak. )


- KARMAŞA ile/ve/||/<> BELİRSİZLİK


- KARMAŞA ile/ve/||/<> KARARSIZLIK


- KARMAŞIK ALGILAMA SÜREÇLERİ'NDE:
ÖRÜNTÜ ve/<> HAREKET ve/<> DERİNLİK

( PATTERN PERCEPTION and/<> MOVEMENT PERCEPTION and/<> DEPTH PERCEPTION )


- KARMAŞIK SÖZCÜK ile KARMAŞIK TÜMCE

( COMPLEX WORD vs. COMPLEX SENTENCE )


- KARMAŞIK YAPININ DEĞERİNİ DÜŞÜRMEK ile/değil/yerine KARMAŞIK YAPIYI, BASİT/KOLAY ÇÖZÜMLE ÇÖZMEK


- KARMAŞIK ile/ve/değil ÇEŞİTLİ

( [not] COMPLEX/COMPLICATED vs./and/but VARIOUS )


- KARMAŞIK ile/ve/değil DOLAŞIKLIK

( [not] COMPLEX/COMPLICATED vs./and/but ENTANGLEMENT )


- KARMAŞIK ile/değil/yerine "SARMAŞIK"


- KARMAŞIK/LIK ile ÇAPRAŞIK/LIK

( TÂR Ü MÂR[Fars.]: Karmakarışık; dağınık, perişan. )

( COMPLEX/COMPLICATED vs. CONFUSED )


- KARMAŞIK/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DERİN/LİK


- KARMAŞIKLIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ZENGİNLİK


- KARMAŞIK/LIK ile/ve/<>/> ZOR/LUK


- KARPAL TÜNEL BELİRGESİ/SENDROMU ile/||/<> TETİK PARMAK

( El bileğinde sinir sıkışması. İLE/||/<> Parmak tendonlarının yangılanması, bükülmesi sırasında takılma ya da parmağın kilitlenmesi. )


- KARPUZ yerine YUVARLAK


- KARŞI ÇIKMAK ile/değil/yerine ELEŞTİRMEK


- KARŞI ÇIKMAK ile "KAFA TUTMAK"


- KARŞI ÇIKMAK ile/ve YASAKLAMAK


- KARŞI KARŞIYA GELMEK" ile "AYNI DÜZLEMDE OLMAK"

( TO COME ACROSS vs. BEING ON THE SAME PLANE )


- KARŞI KOYMAK ile/değil/yerine FARKINDALIK


- KARŞI OLMAK ile/değil/yerine AŞMAK/AŞMIŞ OLMAK


- KARŞI OLMAK ile GEÇİŞTİRMEK


- KARŞI" (OLMAK) ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TEMKİNLİ (OLMAK)


- KARŞI OLMAK ile/yerine UZAK OLMAK


- KARŞI ile KARŞILIK

( OPPOSITE vs. TO OPPOSE )


- KARŞI ile/yerine YÖNELİK

( OPPOSITE vs. TO/DIRECTED )


- KARŞI ile YÖNELİK

( OPPOSITE vs. TO/DIRECTED )


- KARŞILAMAK ile GÖĞÜSLEMEK


- KARŞILAŞMAK ile GÖRÜŞMEK


- ARŞILAŞMALARDA/BULUŞMALARDA/KÜLTÜRLERDE:
HİÇ ÖPÜŞMEMEK ile İKİ KEZ ile ÜÇ KEZ ile DÖRT KEZ YANAKTAN ÖPÜŞMEK


- KARŞILA(YA)(MA)MAK ile "KALDIR(A)(MA)MAK"


- KARŞILIK ile/ve/değil/||/<> BAKIŞIM


- KARŞILIK ile/ve/değil/<> IŞILTI


- KARŞILIK ile/ve ŞÜKRAN

( RESPONSE vs./and GRATITUDE )


- KARŞILIKLI AŞK ile KARŞILIKSIZ AŞK

( Hoş olan aşk şarkılarını dinletir. İLE (Olumlu/olumsuz, üzücü/mutlu edici, yıkıcı/umutlandırıcı) Tüm şarkıların sözleri, bulunduğun duruma karşılık verir. )

( "EQUIVALENT LOVE" vs. "WORTHLESS LOVE" )


- KONUŞMAK:
KARŞILIKLI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİRLİKTE


- KARŞILIKSIZ AŞK'TA:
ÜZÜNTÜ ile KIZGINLIK


- KARŞILIKSIZ HİZMET ile/ve/<> GÖNÜLLÜ HİZMETÇİLİK


- KARŞIT ile ÇELİŞİK


- KARŞIT ile KARŞI/LIK

( OPPOSITE vs. TO OPPOSE )


- KARŞITLAR ile/ve BİRLİK

( KARŞITLARIN BİRLİĞİ/CEM'UL EZDÂD[Ar.]/COINCIDENTIA OPPOSITORUM[Lat.] )


- KARŞIT/LIK ile/ve BÜTÜN/LÜK


- KARŞITLIK ile/değil/yerine/>< EYTİŞİM

( Uzlaşmaz karşıtlıklara düşkünlük, zekânın zayıflığındandır. )


- KARŞITLIK = KARŞI GELİM


- KARŞIT/LIK ile/değil/yerine KARŞILIK/LILIK


- KARŞITLIK = TEZAT, ZIDDİYET = CONTRARIÉTÉ[Fr.] = GEGENSATZ[Alm.] = CONTRARIETAS[Lat.]


- KARŞIT/LIK ile/ve/||/<> TUTARSIZ/LIK


- KARŞITLIK" değil/yerine/>< ZEKÂ

( Uzlaşmaz karşıtlıklara düşkünlük, zekânın zayıflığındandır. )


- KARTAL ve/||/<> KÖPEK ve/||/<> AKILLI GELİN

( Sinek avlamaz. VE/||/<> Kuşa hırlamaz. VE/||/<> Kaynanaya hırlamaz. )


- KARTAL ile ŞAHİN/KEKÜK[dvnlgttrk] ile DOĞAN

( Ne olmadıkları üzerinden tanımlanırlar. ["Çaylakların, akbabaların, atmacaların, şahinlerin ve doğanların dışında kalan, gündüz avlanan, büyük bir yırtıcı kuş."] İLE ... İLE ... )

( Dişilleri, erillerinden daha iridir. [Türün yırtıcılık düzeyi arttıkça, dişil ile erili arasındaki fark belirginleşir.] İLE ... İLE ... )

( Gözleri, gövdelerine oranla, insandakinden 20 kat daha büyüktür. [Görme keskinlikleri, kişininkinden 8 kat fazladır.][Bir tavşanı 3 km. öteden fark edebilirler.][Avlarının üzerine çullandığında, göz kasları mercek bombesini sürekli olarak ayarlayarak saldırı boyunca odak keskinliğini ve derinlik algısını korur.] İLE ... İLE ... )

( Yüksekte uçan türlerin, havanın ısınarak hafiflemesini beklemeleri gerekir. İLE ... İLE ... )

( Ne kadar ağırlarsa, av o kadar geç başlar. [Pike yapan bir kartalın hızı saatte 300 km. hıza çıkabilir fakat bu girişimlerin ancak 1/4'ü hedefe ulaşır.] İLE ... İLE ... )

( Ölü ya da diri herşeyi yerler. İLE ... İLE ... )

( İkişerli kümeler halinde yumurtlarlar. [Yumurtadan ilk çıkan yavru kartal kardeşini öldürür.] İLE ... İLE ... )

( Güneşi simgeler. İLE ... İLE ... )

( Bizans İmparatorluğu'nun simgesiydi. [Başlardan biri Eski Roma, öteki ise Yeni Roma(Konstantinopolis)] İLE ... İLE ... )

( Kartal ile Şahin Kartal ile

Kartal Şahin Doğan )

( Kartalların fotoğrafı neden yandan çekilir?

İşte nedeni!...

image )

( NESR, UKAB[çoğ. AKABE, IKBÂN]["ka" uzun okunur] ile ...
YERHÛM: Eril kartal. )

( EAGLE vs. HAWK )

( AQUILA[< ACCIPITER: Avcı kuş.] cum ACCIPITER, BUTEO BUTEO
ACCIPITRADAE [ailesi] cum ... )


- KARTEZYEN İKİCİLİK ile TEKÇİLİK/MONİZM

( Zihin ve gövdenin birbirinden ayrı ve farklı olduğunu savunan görüş. İLE Gerçekliğin tek bir temel unsurdan oluştuğunu savunan görüş. )


- KARXANA[Azr.] = MADEN, OCAK[Tr.]


- KAŞ-GÖZ (ETMEK)

Bugün[11 Temmuz 2025]
itibarı ile 16.971 başlık/FaRk ile birlikte,
16.971 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(35/69)

🔒 Sınırlı Erişim

Tüm başlıkları görmek için üyeliğiniz/katılımınızı rica ediyoruz...

Giriş Yap / Üye Ol