
K ile biten FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 16.971 başlık/FaRk ile birlikte,
16.971 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(57/69)
- SORUNU YOK ETMEK değil/yerine SORUNU YÖNETMEK
- [ne yazık ki]
SORUNU ÇÖZMEYE:
NİYETİNİN OLMAMASI ile/ve/değil/||/<> KARARLILIK GÖSTERMEMEK
- SORUNUN:
"ÜSTÜNÜ ÖRTMEK" değil/yerine/>< ÜSTESİNDEN GELMEK
- SORUP SORUŞTURMAK
- SORUŞMAK ile SORUŞMAK
( Birbirine sormak. İLE Emilip yok olmak. | Çamaşırın, kurumaya başlaması. )
- SORUŞTURMADA:
GİZLİLİK ile/ve/||/<> KISITLILIK
( Ancak ve sadece ilk 24 saat için uygulanabilir.[Sulh ceza mahkemesi tarafından verilir. İtiraz da yine bu mahkemeye yapılabilir.][Savcı ya da kollu kuvvet tarafından da alınabilmektedir.][Şüpheli, avukat da dahil olmak üzere hiçkimseyle görüştürülmez.][Hakkında herhangi bir belge/evrak almak olanaklı değildir.] İLE/VE/||/<>/> Soruşturmanın sağlığı açısından, bilgi/belge/verilerin, kişilerin eline geçmemesi için Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilir.[Soruşturma aşamasından iddianamenin hazırlanıp mahkemece kabul edilip duruşma tarihi verildikten sonra kalkar.][Avukatlar, gizlilik kararı olan dosyalarda şüphelinin tüm araştırma raporları/tutanakları, belgeleri ve imzalı beyanlarını bu süreçte alabilir.][Gizlilik kararı, iddianame hazırlandıktan sonra (re'sen) kalkar.] )
- SOSYAL MEDYA (5C):
KONUŞMA/SÖYLEŞİ ve/+/||/<>/> ORTAKLIK ve/+/||/<>/> YORUM ve/+/||/<>/> İŞBİRLİĞİ ve/+/||/<>/> KATKI
( 5C: CONVERSATION and/+/||/<>/> COMMUNITY and/+/||/<>/> and/+/||/<>/> COMMENTING and/+/||/<>/> CONTRIBUTION and/+/||/<>/> COLLABORATION )
- SOTE"YE (YATMAK) değil "SOTA"YA (YATMAK)
( SOTE[Fr. < SAUTÉ]: Küçük küçük doğranmış sebzeleri yağda hafifçe kavrulduktan sonra su, domates, biber vb. katılarak yapılan bir tür yemek. İLE/DEĞİL SOTA[İt. < SOTTO]: Uygun, elverişli [yer]. )
- SOURCE :/yerine KAYNAK
- ŞOVENİZM[Fr. < CHAUVINISME] ile DÜŞMANLIK
( Kendi ulusunu öne çıkararak değişik ırk ve uluslar arasında düşmanlık yaratmayı amaçlayan ve bu yolda kışkırtmada bulunan aşırı akım. İLE ... )
- [ne yazık ki]
SÖVMEK ile/ve/||/<>/> DÖVMEK
- ŞÖYLE-BÖYLE(ESTEK KÖSTEK)
- ŞÖYLE DÜŞÜNMEK ve/||/<>/>/< DENEY
- SÖYLEDİĞİN ile/ve/değil EŞİK
- SÖYLEMEDİĞİN ile/ve/değil EŞİK
- SÖYLEMEK ile/değil "AĞZINDAN KAÇIRMAK"
- SÖYLEMEK ile/ve/değil AKTARMAK/NAKLETMEK
- SÖYLEMEK ile/ve/değil AKTARMAK/NAKLETMEK
- SÖYLEMEK ile BAHSETMEK
( TO SAY/TELL vs. TO MENTION )
- SÖYLEMEK ile/değil DİLE GETİRMEK
- SÖYLEMEK ile/ve KAVRAMAK
( TO SAY vs./and COMPREHENSION )
- SÖYLEMEK ile/ve KONUŞMAK
( Yılan imgesi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Değnek imgesi. )
( dd İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> mdw )
( Sonuç [odaklılık]. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Süreç ve sonuç [birlikteliği ve bütünlüğü]. )
( "Kendini merkeze alma" ve ötekileri önemsizleştirmeye neden olur/olabilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Ötekiyle birlikte kendini ve herkesin olası düşüncesini, durumunu/sürecini dikkate almayı gerektirir/sağlar. )
( [not] TO SAY/TELL vs./and/but/||/<> TO TALK
TO TALK instead of TO SAY/TELL )
- SÖYLEMEK ile/ve ÖNERMEK
( TO SAY vs./and TO SUGGEST/RECOMMEND )
- SÖYLEMEK ile/ve/yerine ÖRNEK VERMEK
- SÖYLEMEK ile SAPTAMAK
( TO SAY vs. TO DETERMINE )
- SÖYLEMEK ile SÖYLEMEMEK
( TO SAY/TELL vs. NOT TO SAY/TELL )
- SÖYLEMEK ile UYARMAK/İKÂZ ETMEK
- SÖYLEMEKTEN/YAPMAKTAN (")KURTULMAK(") ile/ve/<>/değil SORUMLULUKTAN (")KURTULMAK(")
- SÖYLEMLERİMİZİN/EYLEMLERİMİZİN:
SORUMLULUĞUNU ALMAK ve/||/<>/> (DOĞRUDAN/OLASI) SONUÇLARINA KATLANMAK
- KONUYU/SÖYLENENİ/SÖYLEDİĞİNİZİ ...:
ANLAMAMAK/ANLAMIYORUM ile/ve/değil/||/<>/> BEĞENMEMEK/BEĞENMİYORUM
- SÖYLENİLEN'İ:
YORUMLAMAK ile/yerine DİNLEMEK[Kabul etmek anlamında değil!]
( Doğruyu konuşmak iki kişi ister; doğru söyleyen, doğru dinleyen. )
( İmgelemeden bakmayı, çarpıtmadan dinlemeyi öğrenin, hepsi bu. )
( EXPLANATION: TO INTERPRET vs. TO LISTEN(Not in the mean of acceptance!)
EXPLANATION: TO LISTEN instead of TO INTERPRET )
- SÖYLENİLEN'İ:
YORUMLAMAK ile/değil/yerine DİNLEMEK[Kabul etmek anlamında değil!]
( İmgelemeden bakmayı, çarpıtmadan dinlemeyi öğrenin, hepsi bu. )
( Dinleyen, anlatandan ârif gerektir. )
( Çok dinlememiz ve az konuşmamız için, iki kulağımız ve bir dilimiz var. )
( EXPLANATION: TO INTERPRET vs. TO LISTEN[Not in the mean of acceptance!]
EXPLANATION: TO LISTEN instead of TO INTERPRET
Learn to look without imagination, to listen without distortion; that is all. )
- SÖYLENMEK ile DODURDA(N)MAK
- SÖYLENMEK değil/yerine SAKİN OLMAK
- SÖYLERKEN BUYRUK VERMEK ile/değil/yerine/>< SÖYLEMEK
- SÖYLEYİŞ/BİÇEM/ÜSLÛP:
YALIN/SADE ile YÜKSEK ile KARIŞIK
- SOYMAK ile/ve/<> AYIKLAMAK ile/ve/<> TEMİZLEMEK
- SOYMAK ile SIYIRMAK
( TO SHELL/PEEL vs. TO PEEL OFF )
- SOYUNMAK ile ...
( SUÂL-İ MUKADDERE YANIT )
- SOYUNMAK ile STRİPTİZ
( TEARRÎ[< URY | çoğ. URYET] ile ... )
- SOYUNMUŞ/SOYUNUK" ile (")ÇIPLAK/cıbıl(")
- SOYUN/UP DÖKÜN/MEK
- SOYUT ile BELİRLENİMSİZLİK
- SOYUT ile MİSTİK
( ABSTRACT vs. MYSTIC )
- SOYUT ile SONSUZLUK
- SOYUTLAMA GÜCÜ ile/ve/||/<> YÖNETİLEBİLİRLİK ile/ve/||/<> İLİŞKİLERİN ÖNCELİĞİ
( ABSTRACTION POWER vs./and/||/<> INTEROPERATIBILITY vs./and/||/<> PRIORITY OF RELATIONS )
- SOYUTLAMA ve KENDİNİ GÖZLEMLEYEBİLMEK
( ABSTRACTION and ABLE TO OBSERVE THE SELF )
- SOYUTLAMA ile YOK SAYMAK
- SOYUTLAMAK ile/ve/||/<>/> SOYUTLAMANIN SOYUTLA(N)MASI
- SOYUTLANMA ve/<> GÜZELLİK
- SOYUTLA(N)MAK ile/değil/yerine DERİNLEŞ(TİR)MEK
( [not] TO GET IN ABSTRACTION vs./but (TO GET) DEEPEN
(TO GET) DEEPEN instead of TO GET IN ABSTRACTION )
- SÖZ (ALMAK/VERMEK) ile/değil/yerine OLUR/ONAY (ALMAK/VERMEK)
( [not] TO GET/GIVE PROMISE vs. TO GET/GIVE APPROVAL/CONSENT
TO GET/GIVE APPROVAL/CONSENT instead of TO GET/GIVE PROMISE )
- SÖZ DİNLEMEK ile/ve/<> DİKKATE ALMAK
( Söylenilen ya da yapılması istenilen/beklenilen şeyin size [o an için] uymaması, o sözü/düşünceyi ya da durumu dikkate almamanızı gerektirmez. Gençlik/cehâlet düşünce ve tavırları olarak tepki gösterme eğiliminde olabilirsiniz fakat durum, söylenilen söze uyum gösterip göstermemekten çok [kulakardı etmek yerine] yeterince dikkate alıyor olmayı gerektirir. "Sırtına bir şey al/giy!" sözüne, hiç düşünmeden/değerlendirmeden, hızlıca "bana bir şey olmaz!", "gerek yok!", "sen yaşlı olduğun için söylüyorsun/önemsiyorsun" şeklinde yanıt vermek yerine yeteri kadar dikkate almakta yarar vardır. )
- SÖZ DİNLEMEK ile SÖZ DİNLEMEK
( "Yapma ve yap" denileni yerine getirmek, uygulamak. İLE Konuşulanları dinlemek/dinlemeye çalışmak, konuşulanlara dikkatini yöneltmek/kulak kabartmak. )
- SÖZ KESMEK ile SÖZÜ KESMEK
- SÖZ/ÖNERİ/ÖĞÜT DİKKATE ALMAK, ZİHNİNDE BULUNDURMAK
- SÖZ:
ÖRTÜK ile KİNÂYE
- SÖZ SÖYLEMEK ile/ve/||/<> ANLAMAK
( İrfan ister. İLE/VE/||/<> İnsan/kişi ister. )
- SÖZ SÖYLEMENİN KURALLARINDA:
ÖNÜNÜ ARDINI GÖZETMEK[Ar.] ve/||/<> SÖYLEMEDEN ÖNCE TEKRAR TEKRAR DÜŞÜNMEK[Ar.] ve/||/<> ON KERE DÜŞÜNÜP BİRİNİ SÖYLEMEK[Ar.] ve/||/<> "HER AĞZIMIZA GELENİ" SÖYLEMEMEK[Ar.]
( Önün ardın gözet fikr-i dakîk et onda bir söyle
Öğütme ağzına her ne gelirse âsiyâb-âsâ
Osman Nevres[ö. 1762]
)
( )
- SÖZ VERMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÜVEN VERMEK
( Güven veriyorsan, ayrıca söz vermen gerekmez. )
- SÖZ ve/> TÂLÎK
( ... VE/> Güleryüzlü. :) | Düzgün söz söyleyen. )
- [ne yazık ki]
SÖZCÜĞÜ/TERİMİ: ANLAMAMAK ile/ve/değil/||/<>/> BAŞKA ANLAM/LAR "YÜKLEMEK"
- SÖZCÜĞÜN:
GENİŞLİĞİ ile/ve/||/<>/> DERİNLİĞİ ile/ve/||/<>/> AĞIRLIĞI/YÜKSEKLİĞİ
- SÖZ(CÜK):
GERÇEK ile/ve/||/<>/> DEĞİŞMECE/MECAZ[Ar.] ile/ve/||/<>/>
DOKUNDURMA/KİNÂYE ile/ve/||/<>/> AÇIK/SARİH
( Çıkarımsal. İLE/VE/||/<>/> Hayal/Muhayyile. İLE/VE/||/<>/> Sezgi/Hads. İLE/VE/||/<>/> Apaçık. )
( Soğan. İLE/VE/||/<>/> Sarımsak. İLE/VE/||/<>/> Koku. İLE/VE/||/<>/> Yaygın koku. )
( )
( Söz(cük)leri/ni değiştir... Dünya/n değişsin...
)
( )
( LES TERMES VRAIS avec/et/||/<>/> LES TERMES S'APPLIQUANT PAR UNE EXTENTION LOGIQUE DE LEUR SENS avec/et/||/<>/> PAR ALLUSION avec/et/||/<>/> TERMES CLAIRES )
- SÖZCÜK PEŞİNDE KOŞMAK değil/yerine ANLAM PEŞİNDE KOŞMAK
- SÖZCÜK TÜRETMEK ile/ve/değil/yerine KAVRAM/SÖZCÜK OLUŞTURMAK
- SÖZCÜK ile/ve AÇKI/ANAHTAR
- SÖZCÜK ile/ve ANAHTAR
- SÖZCÜK ve SPERM(ATA)
- SÖZCÜK ile/ve TERİM
( VERBUM ile/ve ... )
- SÖZCÜKLERDE/TERİMLERDE:
KAYNAK ve/||/<>/> OLUŞ ve/||/<>/> SINIRLAMA ve/||/<>/> YAYILMA ve/||/<>/> YERLEŞME
( NEŞ'ET ve/||/<>/> TEKVÎN ve/||/<>/> TAHDÎD ve/||/<>/> İNTİŞÂR ve/||/<>/> İSTİKRÂR )
- SÖZCÜKLERDEN, ANLAMA ULAŞMAK/"GİTMEK" ile/ve/<>/yerine/değil ANLAMDAN, SÖZCÜĞE ULAŞMAK
( Sözlerin ötesine geçmeye çalışın. )
( Sözler, gerçekleri yaratmaz; onlar ya tarif ya tahrif eder. )
( Sözün tamamı, anlamayana söylenilir. )
( Try to go beyond the words.
Words do not create facts; they either describe them or distort. )
( [not] GOING TO MEANING (BASED) FROM WORD vs./and/<>/but GOING TO WORD (BASED) FROM MEANING
GOING TO WORD (BASED) FROM MEANING instead of GOING TO MEANING (BASED) FROM WORD )
- SÖZCÜKTEN, ANLAMA GİTMEK ile/yerine/değil ANLAMDAN, SÖZCÜĞE GİTMEK
( Sözlerin ötesine geçmeye çalışın. )
( [not] GOING TO MEANING (BASED) FROM WORD vs. GOING TO WORD (BASED) FROM MEANING
GOING TO WORD (BASED) FROM MEANING instead of GOING TO MEANING (BASED) FROM WORD )
- SÖZCÜKTEN ANLAMA GİTMEK değil/>< ANLAMDAN SÖZCÜĞE GİTMEK
( Yanlışı. >< Doğrusu. )
- SÖZDEN ÖNCEKİ 3 EŞİK:
İYİLİK ve/||/<> İNCELİK ve/||/<> GEREKLİLİK
- SÖZE DÖKMEK" ile/ve "DİLE GETİRMEK"
- SÖZE:
KULAK VERMEK ile/ve/> EN İYİLERİNE UYMAK
- SÖZE TÂBİ OLMAK ile/ve/<> TEDAVİYE TÂBİ OLMAK
- SÖZE UYUMAK değil/yerine SÖZE UYMAK
- SÖZ/KELÂM ile/ve/değil EŞİK
- SÖZ/KONUŞMA:
"UZAMASIN!" yerine/değil NE KADAR GEREKİYORSA O KADAR KONUŞMAK
- SÖZLERİN ALTINDA KALMAK ile/<> TÜKÜRDÜĞÜNÜ YALAMAK ZORUNDA KALMAK
- SÖZLERİNİ DUYURMAK İÇİN:
KİŞİLERİ TUTMAK değil/yerine ÇENEYİ TUTMAK
- SÖZLEŞMEDE:
İYİ NİYET ve/||/<>/> SADÂKAT ve/||/<>/> İÇERİK
( Adının geçmesiyle. VE/||/<> İmza atarak. VE/||/<> Uygulayarak. )
- SÖZLÜ KÜLTÜR(/GELENEK) ile/ve/<> YAZILI KÜLTÜR(/GELENEK)
( Göçerlerin. İLE/VE/<> Yerleşiklerin. )
( [daha çok] Doğu'da. İLE/VE/<> Batı'da. )
- SÖZLÜK KULLANIMI ile/ve/||/<>/> SÖZLÜK YAZMAK
- SÖZLÜK ile/ve/yerine/<> ANSİKLOPEDİK SÖZLÜK
( İlk sözlük yazarı... Halil b. Ahmed [ö. 786] )
( DICTIONARY vs./and/<> ENCYCLOPEDIC DICTIONARY
ENCYCLOPEDIC DICTIONARY instead of DICTIONARY )
- SÖZLÜK ile/ve BEYDER
( ... İLE/VE Doğru sözlük. )
- SÖZLÜK ile/ve KİTAP
( Kapağı hiçbir zaman kapatılmaz/kapatılmamalı, kapalı tutulmamalı! İLE/VE ... )
- SÖZLÜK = LÛGAT/KAMUS = DICTIONARY[İng.] = DICTIONNAIRE[Fr.] = WÖRTERBUCH[Alm.] = DIZIONARIO[İt.] = DICCIONARIO[İsp.]
- SÖZLÜK ile SÖZLÜK KÜTÜĞÜ ile SÖZLÜKBİRİM ile SÖZLÜKÇE ile SÖZLÜKSEL ile SÖZLÜKSEL BİÇİMBİLİM ile SÖZLÜKSEL KÜTÜK ile SÖZLÜKSEL BİÇİMBİRİM
( LEXICON vs. LEXICAL ENTRY vs. LEXEME vs. LEXICON vs. LEXICAL vs. LEXICAL MORPHOLOGY vs. LEXICAL ENTRY vs. LEXICAL MORPHEME )
- SÖZLÜK ile/ve/||/<> TÜRK YAZINI BAĞLAMLI DİZİN VE İŞLEVSEL SÖZLÜK(TEBDİZ)
( TEBDİZ Sözlüğü için burayı tıklayınız... )
- SÖZ(Ü) DİNLEMEK ile/ve/değil/yerine SÖYLENİLENİ/İSTENİLENİ YAPMAK/YAPABİLMEK
- SÖZÜ KABUL ETMEK ile/ve/değil SÖZÜ TASDİK ETMEK
- SÖZÜ/DÜŞÜNCEYİ/NESNEYİ:
"KALDIRMAK/KALDIR(A)MAMAK" ile/ve "TAŞIMAK/TAŞI(YA)MAMAK"
- [ne yazık ki]
"SÖZÜ/SORUYU, TARTMADAN SÖYLEMEK" ve/||/<>/> ALACAĞIN YANITTAN İNCİNMEMEK
- SÖZÜ "UZATMAK" ve/<> SABRI ZORLAMAK
- SÖZÜ:
YAYMAK ile UZATMAK
( SÖZCÜKLERİ/YAZAÇLARI(HARFLERİ)! )
- SÖZÜNDEN ÇIKIL(A)MAYANLAR:
SU ile/ve/<> EKMEK ile/ve/<> ÖLÜM
( Çocuklukta. İLE/VE/<> Yetişkinlikte. İLE/VE/<> Yaşlılıkta. )
- SPA/SALUS PER AQUA, HEALTH FROM WATER[İng.] değil/yerine/= SUDAN GELEN SAĞLIK
- SEREBRAL PALSİ:
SPASTİK ile/||/<> DİSKİNETİK ile/||/<> ATAKSİK
- SPATÜLSÜ YAPRAK = VARAK-I MİSVATÎ = FEUILLE SPATULÉE
- SPEAK vs. TALK
- SPEAK :/yerine KONUŞMAK
- SPECIFIC GRAVITY[İng.] değil/yerine/= ÖZGÜL AĞIRLIK
- SPECIFIC :/yerine BELİRLİ, SPESİFİK
- SPECIMEN/SPECİMEN[İng.] değil/yerine/= PARÇA ÖRNEK
- SPEKÜLATİF ile/değil MİSTİK
- SPEND :/yerine HARCAMAK, GEÇİRMEK
- SPESİFİK[İng. < SPECIFIC] değil/yerine/= ÖZGÜL
- SPESIFIKASYON/SPECİFICATION[İng.] değil/yerine/= ÖZGÜLLEME | ÖZGÜL ÖZELLİK
- SPESIFISITE/SPECİFICITY[İng.] değil/yerine/= ÖZGÜLLÜK
- SPESİMEN/SPECİMEN[İng.] değil/yerine/= PARÇA ÖRNEK
- SPIN :/yerine DÖNDÜRMEK, DÖNMEK
- SPLIT :/yerine BÖLMEK, AYIRMAK
- SPOR YAPMAK ile STONE SENDROMU
- SPOR değil/yerine/= ÇEYNİK
- SPORADİK/SPORADIC[İng.] değil/yerine/= TEK TÜK
- SPOT :/yerine YER, BENEK
- SPREAD :/yerine YAYMAK, YAYILMAK
- SQUEEZE :/yerine SIKMAK
- SSD/SOLİD STATE DISK[İng.] değil/yerine/= KATI HAL SÜRÜCÜSÜ
- HARD DISK:
SSD ile M2 SSD
- STABILITE/STABILITY[İng.] değil/yerine/= DENGELİLİK
- STABİLİZE ETMEK değil/yerine/= SÜRDENGELEMEK
- STAGFLASYON değil/yerine/= DURGUN ŞİŞKİNLİK
- STAIR :/yerine BASAMAK
- STAND :/yerine AYAKTA DURMAK
- STANDARDİZE ETMEK değil/yerine/= ÖLÇÜNLENMEK
- STANDART ile MUTLAK
( STANDARD vs. ABSOLUTE )
- STANDART ile/değil YAYGIN/LIK
- STANT[İng.] değil/yerine/= SERGİLİK
- STARE :/yerine DİK DİK BAKMAK
- START ALMAK/ALDIRMAK / VERMEK değil/yerine/= BAŞLAMAK/BAŞLATMAK
- START :/yerine BAŞLAMAK
- STATİK ile/>< ANTİSTATİK[Fr.]
( ... İLE/>< Statik elektrik yüklerinin birikimini azaltmak ya da engellemek için kullanılan nesneler. )
- STATİK değil/yerine/= DURUK
- STATİK[Fr. < Yun.]/STATOR[Lat.] değil/yerine/= DURUK/DURAĞAN/DEĞİŞMEZ[>< DEVİNİM]
- STATÜ[Fr.] değil/yerine/= TÜZÜK
- STAY :/yerine KALMAK
- STAZ/STASIS[İng.] değil/yerine/= DURGUNLUK
- STEAL :/yerine ÇALMAK
- STEEL :/yerine ÇELİK
- STEM/SCIENCE, TECHNOLOGY, ENGINEERING, MATHEMATICS[İng.] değil/yerine/= FEN, TEKNOLOJİ, MÜHENDISLİK, MATEMATİK
- STENOZ/STENOSIS[İng.] değil/yerine/= DARLIK
- STENT[İng.] değil/yerine/= KAFESÇİK
- STEVE WOZNIAK ile/ve/||/<> STEVE JOBS
( Donanımcı/sı. İLE/VE/||/<> Geliştirici/si. )
( Stephen Gary Wozniak İLE/VE/||/<> Steven Paul Jobs )
- STICK :/yerine ÇUBUK, YAPIŞMAK
- STILE[İng.] değil/yerine/= KILAVUZ ÇUBUK
- STİLİZE ile/||/<> STUCCO/STUK ile/||/<> SİLME
( Üslûplaştırılmış. Doğadaki biçimlerin belirli bir üslûbun ya da tekniğin denetiminde sadeleştirilmiş biçimi. Stilize çiçek motifi... İLE/||/<> Alçı yoğunluklu süsleme tekniği. İLE/||/<> Duvar yüzeylerinde süsleme amacıyla yapılmış şerit biçimindeki çıkıntılara verilen ad. )
- STIR :/yerine KARIŞTIRMAK
- [ne yazık ki]
STK ile/değil "SDK"
( Sivil Toplum Kurumu İLE/DEĞİL "Sivil Devlet Kurumu" )
- STK ile STK
( Sivil Toplum Kuruluşu İLE Sanat - Tarih - Kültür )
- STOACILIK ile EPİKÜRCÜLÜK
( Erdem, öz disiplin ve doğayla uyum içinde yaşamayı savunan felsefi okul. İLE Hazza ulaşmayı ve acıdan kaçınmayı yaşamın amacı olarak gören felsefi okul. )
- STOACILIK = REVÂKİYE
( Aklın egemenliğini, doğaya uygun yaşamayı, ruhun duyumsamazlığı ve dünya yurttaşlığı ülküsünü amaç edinen, Kıbrıs'lı Zenon'un kurduğu, öğretiye ilişkin derslerin stoa denilen direkli galeride verildiği öğreti. )
- STOCK :/yerine STOK, HİSSE
- STOK[İng.] değil/yerine/= YIĞIM, YIĞILIM | YIĞIMLIK
- STOKASTİK[İng.] değil/yerine/= REGRESÖR MODEL
- STOP :/yerine DURMAK
- STORE :/yerine MAĞAZA, DEPOLAMAK
- STRABISMUS[İng.] değil/yerine/= ŞAŞILIK
- STRATEGIC :/yerine STRATEJİK
- STRATEJİK "ORTAKLIK" ile/ve/||/<>/< SİYASAL ORTAKLIK" ile/ve/||/<>/< ÇÖZÜM ORTAKLIĞI"
- STRATEJİK ile/değil KAYPAK
- STRATEJİ/K değil/yerine/= YOLİZLEM/LİK / YOLİZLEMSEL
- STREET :/yerine CADDE, SOKAK
- STRENGTHEN :/yerine GÜÇLENDİRMEK
- STRES değil/yerine/= GERGİNLİK
- STRESS :/yerine STRES, VURGULAMAK
- STRETCH :/yerine GERMEK, UZATMAK
- STRIKE :/yerine GREV, VURMAK
- STRIP :/yerine ŞERİT, SOYMAK
- STRİYA STRETCH MARK[İng.] değil/yerine/= STRİA DERİ ÇATLAĞI
- STRUCTURE :/yerine YAPI, YAPILANDIRMAK
- STRUGGLE :/yerine MÜCADELE ETMEK
- STRÜKTÜRALİZM değil/yerine/= YAPISALCILIK
( Bilimin her dalında, "yapı"dan yola çıkarak, sonuçlara ulaşma yöntemi. | Dilin tümüyle bir yapı özelliği gösterdiğini, terimlerin bu ilişkileri belirlediğini ileri süren dilbilim öğretisi. )
- STUDY vs. WORK
- ŞU/BU "OLMAK" ile/ve/<>/değil/yerine İNSAN OLMAK
- SU DOLABI ile ÇARK
( Bağ bahçe sulamak amacıyla bir eksen etrafında dikey biçimde dönerek bir akarsudan su aktarmaya yarayan düzenek, dolap. İLE Bir eksenin döndürdüğü, tekerlek biçimindeki makine parçası. | Herhangi bir askerî birliğin, biçimini ve düzenini bozmadan, kanatlarından biri çevresinde dönerek yön değiştirmesi. )
- SU GEÇİRMEZ/LİK ile/ve/||/<>/< IŞIK GEÇİRMEZ/LİK
- SU KAÇIRMAK ile KANTARIN TOPUZUNUN KAÇMASI
- SU KOYVERMEK ile YELKENLERİ SUYA İNDİRMEK
- SUAL ETMEK ile BUHÛ'[Ar.]
( 1. Sormak. | 2. İstemek. [fakat uygunsa ve/ya da uygun olabileceği kadarıyla isteyerek!] İLE Alçakgönüllülükle hakkını isteme. )
- SUAL ETMEK değil/yerine/= SORMAK/SORUP SORUŞTURMAK
- SUAL ETMEK ile SORU TEVCİH ETMEK
( Soru, soruna dönüşmezse/dönüşmemişse yola giremezsin. )
- SUBASMAN[Fr. < SOUBASSEMENT] değil/yerine/= OTURMALIK
- SUBJEKTİVİST/SÜBJEKTİVİZM/SÜBJEKTİVİTE değil/yerine/= ÖZNELCİ/ÖZNELCİLİK/ÖZNELLİK
- SUBMIT :/yerine SUNMAK, TESLİM ETMEK
- SUBRA[Fr.] değil/yerine/= KOLTUKLUK
( Koltuk yapmaya ve kaplamaya elverişli olan (kumaş). | Giysinin, terden lekelenmemesi için koltuk altına içten dikilen parça. )
- SUBSTANTIAL :/yerine ÖNEMLİ, BÜYÜK
- SUÇ "ATFETMEK" değil SUÇ İSNÂD ETMEK
- SUCCEED :/yerine BAŞARMAK
- SUÇLAMAK ile/değil/yerine DEĞERLENDİRMEK
- SUÇLAMA/K ile/değil/yerine ELEŞTİRİ/ELEŞTİRMEK
( [not] TO BLAME vs./but TO CRITICIZE
TO CRITICIZE instead of TO BLAME )
- SUÇLAMAK ile/değil/yerine ELEŞTİRMEK
- SUÇLAMAK ile/değil/yerine SORUMLU OLMAK
- SUÇLAMAYI/İTHAMI:
DEF ETMEK ile/ve/||/<> İNKÂR ETMEK
- SUÇLU ATFETMEK değil SUÇLU ADDETMEK
- SUÇLULUK ile/değil/yerine SUSLULUK
- SUÇSUZLUĞUNU İDDİA ETMEK ile/ve/||/<> SUÇU/NU İNKÂR ETMEK
- SUE :/yerine DAVA AÇMAK
- SUFFER :/yerine ACI ÇEKMEK
- SUFFOLK ile COOPWORTH ile PORSET HORN ile HAMPSHIRE
- SÛFÎ ile MUHAKKİK
- SUGGEST :/yerine ÖNERMEK
- SUIT :/yerine TAKIM ELBİSE, UYGUN OLMAK
- SUJE[Fr.]/KOBAY[Fr. < COBAYE] değil/yerine/= KONU | ÖZNE | DENEK
( Kobaygillerden, bilimsel araştırmalarda kullanılan bir deney hayvanı. Hint domuzu[Lat. CAVIA PORCELLUS] | Deney konusu. )
- SÜJESTIBİLİTE/SUGGESTIBILITY[İng.] değil/yerine/= TELKINE YATKINLIK
- SÛK[Ar. < SÂK] ile SÛK[Ar. çoğ. ESVÂK]
( Ballardır, incikler. | [botanikte] Saplar. | [geom.] Kenarlar. İLE Çarşı, pazar, alım-satım yeri. )
- SÜKLÜM-PÜKLÜM (EĞİLMEK)
- ŞÜKUK ile/ve/||/<> OLASILIK
- SÜKÛN ve/<> UYUM, BÜTÜNLÜK
( UYUM: Hareketin dinginliği. )
( QUIETNESS and/<> HARMONY, INTEGRITY )
- SÜKÛN ile/ve YOKLUK
( QUIETNESS vs./and NON-BEING )
- SÜKÛNET ve/<>/= MUTLULUK
( Evrensel bir nimet olan sessizlikten zevk alabilenler dünyanın en mutlu kişileridir. )
( QUIETNESS and/<>/= HAPPINESS )
- ŞÜKÜR NEDENİNİ ARTIRMAK ...
PENCEREDEN DIŞARI BAKMAK ZORUNDA DEĞİLSEK-KENDİ BAŞINA TUVALETE GİDEBİLİYORSAK-YEDİĞİMİZ/İÇTİĞİMİZ HER LOKMAYI/YUDUMU SORUNSUZ YUTABİLİYORSAK
- SULAK ile ...
( Kuşlar için su konulan kap. )
- SULAK ile SULAK
( Suyu olan, suyu bol (yer). İLE Kuşlar için su konulan küçük kap. )
- SULAR SELLER (GİBİ EZBERLEMEK)
- SÜLÂSİ(ÜÇLÜ/K) ile/ve/||/<>/> RUBAİ(DÖRTLÜ/K)
( Üçlü, üç şeyden oluşan. İLE/VE/||/<>/> Dörtlü, dörtle ilgili. )
( ZEVÂTÜS-SELÂSE: Üç yazaca sahip olan [ortası illetli] sözcükler.
ZEVÂTÜL-ERBAA: Dört yazaca sahip olan [sonu illetli] sözcükler. )
- SÜLFÜRİK[Fr.] ile SÜLFÜRİMETRE[Fr. < Yun.]
( Sülfürle ilgili. İLE Bir maddedeki kükürt oranını tespit etmek için kullanılan alet. )
- SULKUS/SULCUS[İng.] değil/yerine/= OLUK
- SULTÂN[Ar.] ile/ve/||/<> MELİK[Ar.]
( Yönetimi/hükmü/sultayı elinde tutan. İLE/VE/||/<> Araziyi elinde tutan, toprak/ülke sahibi. )
- SULTANÎ (YAPRAK/PUL) MERCİMEK[Fars.] ile YEŞİL(SIRA) MERCİMEK[Fars.] ile (KABUKLU) KIRMIZI MERCİMEK[Fars.] ile KIRMIZI İÇ MERCİMEK[Fars.] ile YEŞİLİMSİ/SARI İÇ MERCİMEK[Fars.]
( YASMIK )
( Kabuk renkleri, yeşil ya da sarımsı yeşildir. Pembemsi-sarı yeşil, grimsi-sarı yeşil, sarımsı-yeşil üzerinde koyu yeşil benekli olanları da vardır. Kotiledon renkleri, yeşilimsi sarı, taneleri yassı, yuvarlak ve çapı, 6 mm.'den büyüktür. İLE Genellikle yeşil ya da sarımsı olmakla birlikte sarımsı-pembe yeşil, grimsi-yeşil olanları da vardır. Taneler, yanlardan basık, yuvarlak ve tane çapı, 3 mm.'den büyüktür. İLE Kabuk rengi, genellikle grimsi-kırmızı olmakla birlikte, sarımsı pembe üzerine koyu mavi ya da grimsi üzerine koyu mavi ya da siyah benekli ve sarımsı yeşil renkli olanları da vardır. Kotiledon rengi, turuncu kırmızıdır. Tanelerin yanları basık, yuvarlak ve tane çapları, 3 mm.'den büyüktür. İLE Kotiledon renkleri, turuncu kırmızıdır. Kotiledonların iç yüzeyleri yuvarlaktır. İLE Kotiledon renkleri, yeşilimsi sarıdır. Kotiledonların iç yüzeyi düz, dış yüzeyi yuvarlaktır.[Türkiye'de, Kışlık Pul 11, Kışlık Yeşil 21, Kışlık Yeşil 31, Fırat 87, Sazak 91, Kışlık Yerli Kırmızı, Emre 20, Kayı 91, Erzurum 89, Malazgirt 89, Seyran 96, Ali Dayı, Meyveci 2000 adlarında tohumluk üretimi yapılan çeşitleri bulunmaktadır.] )
( ADES[çoğ. A'DÂS], BÎKA )
( ÂŞ-I HALÎL[bitkibilimde]: Mercimek. )
( LENS CULINARIS )
- SÜLÛK[< SİLK] ile ...
( BİR YOLA GİRME | ÖZEL BİR SINIFA, BİR GRUBA KATILMA | TARÎKATE İNTİSAB )
- SÜLÛK ile HİCAB
( ... İLE Sülûka engel olan her nesne.
* Kişilerin,
* Dünyanın,
* Nefsin perde olması. )
- SÜLÜK ile SÜLÜK
( Sülüklerden, tatlı sularda yaşayan, gövdesinde yirmi iki sindirim kesesi olduğundan, bir kerede, ağırlığının sekiz katı kan emebilen, halk arasında bazı kan hastalıklarının tedavisinde yararlanılan hayvan. İLE Asma bıyığı.[Asma dallarının çevresine tutunmasına yarayan yeşil uzantılar.] )
( SÜLÜKLER: Halkalılar takımından, tatlı ve tuzlu sularda yaşayan, uzun ve yassı gövdeleri, otuz dört parçadan oluşmuş, gözleri gelişmemiş, iki çekmenli; kan emen türlerinde, tükürük bezlerinin bir salgısı, kanın pıhtılaşmasını önleyen bir enzim yapan asalaklar sınıfı. )
( HIRUDO MEDICINALIS cum ... )
- SU'LÛK[Ar. çoğ. SAÂLİK] ile SÜLÛK[Ar. < SİLK]
( Yoksul/fakir. | Serseri. | Dilenci. İLE Bir yola girme, bir yol tutma. | Özel bir sınıfa/öbeğe katılma. | Bir tarikata intisâb etme. )
- SULULUK ile "SULULUK"
( Sulu olma durumu. İLE Yersiz şakalar yapma ya da kadınlara tatsız iltifatlarda bulunma durumu. )
- SUMAK'TA:
TÜRK ile/ve İRAN ile/ve RUS
- SÜMBÜL[Azr.] = BAŞAK[Tr.]
- SUMM/ASAMM ile/||/>< MUNTAK
( Asal sayı. | İki tam sayının oranı ile ifade edilemeyen sayı. İLE/||/>< Asal olmayan sayı. | İki tam sayının oranı ile ifade edilebilen sayı. )
- SÜMSÜK ile KAP(CAPE) SÜMSÜĞÜ
( ... İLE 90 km. hızla, 8 m. derinliğe dalış yaparak avlanabilirler. )
( ... İLE Yumurtadan çıktıktan çok kısa sürede yetişkin boyuta gelirler fakat yeterince büyüyene ve uçana kadar anne-babalarına bağımlılardır. )
- SÜMSÜK ile MAVİ AYAKLI SÜMSÜK
- SUMSUK ile SÜMSÜK ile SÜMSÜK
( Yumruk. | Yumrukla vurma. İLE Uyuşuk davranan, miskin, aptal, mıymıntı, sünepe, pısırık. İLE Sümsükgillerden, sivri gagalı, kısa bacaklı deniz kuşu. )
( SÜMSÜKGİLLER: Leyleksiler takımının, kanatları, kuyrukları çok uzun deniz kuşları sınıfı. )
( ... cum ... cum SULABASSANA )
- SÜMÜK[Azr.] = KEMİK[Tr.]
( SÜMÜK = BONE )
- SÜMÜK ile SOĞUK AKINTISI
( MUHÂT ile ... )
( MUCUS vs. CURRENT IN COLD )
- SÜMÜK ile/ve SÜMÜK DOKU/MUKOZA[Lat.]
( Sümük doku hücrelerinin ve üzerinde bulunan bezlerin, doku yüzünde, nemli, akıcı, kaygan bir tabaka oluşturan salgısı. İLE/VE Üzerinde çok sayıda ince memecik ve salgı bezi delikleri bulunan, iç örgenleri kaplayan koruyucu doku. )
- SÜMÜKLÜBÖCEK ile/ve DENİZ SÖMÜKLÜBÖCEĞİ
( Zehirsizlerdir. İLE/VE Zehirlilerdir. )
- SÜMÜKLÜBÖCEK ile KABUKLU SÜMÜKLÜBÖCEK
( BÜZZÂKA ile HALEZÔN )
- SÜMÜKLÜBÖCEK ile MUZ SÜMÜKLÜBÖCEĞİ
- SÜMÜKLÜBÖCEK ile SALYANGOZ[Yun.]
( Karındanbacaklılardan, akciğerli, otçul ve kabuksuz yer yumuşakçası. İLE Yumuşakçalardan, bahçelerde yaşayan, sarmal kabuklu, küçük hayvan. )
( ... ile BEZZÂKA )
( SLUG vs. SNAIL )
( LIMAX cum HELIX )
( ... ile KOHLİL )
- SÜMÜKLÜBÖCEK ile SOLUCAN
( BÜZZÂKA, HALEZUUN ile HURTUUN )
( SLUG vs. EARTHWORM )
( LIMAX cum LUMBRICUS TERRESTRIS )
- SUNAK
( Tapınaklarda, üzerinde günlük yakılan, dinî tören yapılan taş masa. )
- SÜNBÜK[Ar. | çoğ. SENÂBİK] ile ...
( Toynak, at, eşek gibi tek tırnaklı hayvanların tırnağı. )
- SÜNEPE/LİK ile/değil/yerine ALÇAKGÖNÜLLÜ/LÜK
- SÜNGER/KÖPÜK/PLASTİK ile/ve/değil/yerine/||/> D30
- SUN'İ/SENTETİK değil/yerine/= YAPAY/YAPMACIK, BİREŞİMLİ
- SUNMEK ile/||/<> SÜNMEK
( Sunmak, salmak, uzamak. İLE/||/<> Eğmek. | Esnekliğini yitirerek gevşemek. | Kopmadan uzamak, gerilmek. | Sarkmak. )
- SÜNNÎLİK ile/> CAFERÎLİK
- SUNUCU(SERVER):
TOWER ile/ve/değil/yerine/<> RACK ile/ve/değil/yerine/<> BLADE
itibarı ile 16.971 başlık/FaRk ile birlikte,
16.971 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(57/69)
🔒 Sınırlı Erişim
Tüm başlıkları görmek için üyeliğiniz/katılımınızı rica ediyoruz...
Giriş Yap / Üye Ol