
K ile biten FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 16.971 başlık/FaRk ile birlikte,
16.971 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(28/69)
- HAKİKAT ve/||/<>/> ÖZGÜRLÜK ve/||/<>/> DOYUM
- HAKİKAT ile/ve/<> ÖZNİTELİK
( HAKİKAT: KENDİYLE ÖZDEŞ OLAN )
- HAKİKAT ile/<> UPUYGUNLUK
- HAKİKATA OLAN BAĞLILIK ile/ve/<> KİŞİYE/İNSANLIĞA YAPILAN HİZMET
( Bir'e hizmet, bin'e hizmet; bin'e hizmet, bir'e hizmet. )
( DEVOTION TO TRUTH vs./and/<> SERVICE/ATTENTION TO HUMAN/ITY )
- HAKİKATE "SAHİP OLMAK" değil HAKİKATTEN HABERDAR OLMAK
- HAKİKATE YAKLAŞMAK ile/ve HAKİKATTEN UZAKLAŞMAK
( İki uc da çıldırmaya/delirmeye neden olur. )
- HAKİKATE YAKLAŞMAK ile/ve HAKİKATTEN UZAKLAŞMAK
( İki uc da çıldırmaya/delirmeye neden olur. )
- HAKİKAT-İ MUHAMMED ve/=/<> ÖVÜLEN AHLÂK
- HAKİKAT'İ ZİKR ETMEK ile/ve HAKİKAT'İN ŞÜKRÜ
- HAKİKÂTİNİ DAĞITMAK ile/ve HAKİKÂTİNDEN VAZGEÇMEK
- HAKİKAT/REALİTE değil/yerine/= GERÇEKLİK
- HAKİKAT'TEN ÖĞRENMEK ile/ve/<> HAKİKATEN ÖĞRENMEK
- HAKİM OLMAK" ile/ve "SAHİP ÇIKMAK"
- HÂKİM OLMAK ile/ve/<> VÂKIF OLMAK
- HAKİMİYET değil/yerine/= EGEMENLİK
- HAKK BİLMEK ile/ve HAKK'TAN BİLMEK
( Vahdet-i Hakk'ı bilenin, dili lâldir, aklı mat. )
( Allah, Hakk'ın küllî mertebesidir. )
( Allah bilence olsun. )
( HAKK: Kendiyle kaim olan varolan. )
( İNSAN HAKK'TA, HAKK İNSAN'DA; HAK EDENE! )
- HAKK ve/<> HADD
- HAKK ile/ve/<> HÂK
( Bizzâtihî varlık. İLE/VE/<> Toprak. )
( ... İLE/VE/<> Kendine varlık vermeyen. )
- HAKK ile/ve/> HALK
( Hakk'ın zuhuru halktır. )
( Allah. İLE/VE/> Hakk'ın sıfatları. Hakk'ın perdesi. )
( Derdimiz. İLE/VE/> Kendi dertleri, kendilerine yeter. )
( Kendimiz/de/n. İLE/VE/> Başkası/nda/n. )
- HAKK ve/||/=/<> HAREKET[BİZÂTİHÎ]
- HAKK ve SABIR
- HAKK ve/||/=/<> VARLIK ve/||/=/<> İNSAN
( Varlıkbilimsel. VE/||/=/<> Bilgibilimsel. )
( Kişinin sırrı. VE/||/=/<> Hakk'ın zâhiri. )
- HAKK ile/ve/<> VUCUD
( Varlık.[verili olarak] | SAMED İLE/VE/<> Varlık.[kazanılmış olarak] )
( İlk doğuş. İLE/VE/<> Hakk'tan oluşan. )
( Görünmüyor. İLE/VE/<> Görünüyor. )
- HAKK'A KAVUŞMAK ile/ve/<> HAK ETTİĞİNE KAVUŞMAK
- HAKK'A RAZI OLMAK ile/ve HAKKINA RAZI OLMAK
( İltifatına aldanma, hakaretine yerinme! )
( Allah'a en yakın olduğun an, en küçük göründüğün andır. )
( HAK: Rabbin sana tahsis ettiği. )
- HAK(K)'A TESLİM OLMAK ve/||/<>/>/< KENDİNLE BARIŞIK OLMAK
- HAKKAK["ka" uzun okunur] ile HAKKÂK[Ar. < HAKK]
( Kutucu, hokkacı. İLE Hak eden. | Mühür vs. kazıyan kişi. )
- HAKKÂK değil/yerine/= OYMACI
( Oyma/hak işleri yapan zanaatkâr. )
- HAKKETMEK değil/yerine/= KAZIMAK
- HAKK'I, KİŞİYLE TANIMAK ile/ve/||/<> KİŞİ'Yİ, HAKK'LA TANIMAK
- HAKKIN, SENİN YANINDA OLDUĞUNA İNANMAK ile/ve/değil/yerine/<> KENDİNİN, HAKKIN YANINDA OLDUĞUNA İNANMAK
- HAKKINDA KONUŞMAK ile DEDİKODU
( Çocukların ağzı fakat "büyüklerin" içi konuşur. )
( Konuştuğunda hayır söyle ya da sus! )
( "Bir Dedikodu Ne Kadar Hızlı Yayılabilir?" yazısı için burayı tıklayınız... )
( TO TALK ABOUT vs. GOSSIP )
- [ne yazık ki]
HAKKINI ARAMAK ve/||/<>/></> ZULÜM/ZALİM
( Bazı "kişilerin" nasıl zâlimleştiğini görmek istiyorsak, hakkımızı aramayı denemek yeterli olacaktır. )
- HAKKINI İADE ETMEK ve/<> HAKKINI TESLİM ETMEK
- HAKKINI VERMEK değil HAKKINI TESLİM ETMEK
- ... HAKKI ("VERMEK") ile/ve/değil/||/<>/< ... FIRSATI (TANIMAK)
- HAKK'LA İSTEMEK ve/<> HALK'LA İSTEMEK
- HAKK'TAN "SIKILMAK" ile HALK'TAN SIKILMAK
- HAK'LA İSTEMEK ve/<> HAKK'LA İSTEMEK
- HAKLARI:
TESİS ETMEK ve/||/<>/>/< TESLİM ETMEK
- HAKLI BULMAK ile/ve/değil/yerine SAVUNMAK
( [not] TO ACKNOWLEDGE TO BE RIGHT vs./and/but DEFENCE
DEFENCE instead of TO ACKNOWLEDGE TO BE RIGHT )
- HAKLI ÇIKMAK ile/değil/yerine/>< HAKLI OLMAK
- HAKLI/HAKSIZ ÇIKARMAYA ÇALIŞMAK ile/değil/yerine ANLAMAYA ÇALIŞMAK
- HAKLI OLANI, GÜÇLÜ KILAMAMAK ve/ne yazık ki/> GÜÇLÜ OLANI, "HAKLI KILMAK"
- HAKLI OLARAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HALİYLE
- HAKLI OLARAK ile/ve/değil/||/<>/< YERİNDE/GEREKLİ/İSABETLİ OLARAK
- HAKLI OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AKLI OLMAK
- HAKLILIK/HAKSIZLIK:
MECAZ değil HUKUK
- HAKLILIK/HAKSIZLIK ile/ve/değil/||/<> İSABETLİLİK/İSABETSİZLİK
- HAKLI/LIK ve/değil/||/+/<>/< AKILLI/LIK
- [ne/hem] "HAKLI/LIK" ile/ve/ya da/ne de/hem de/<>/>< KIZGIN/LIK
( Ne kadar (")haklı(") olduğumuzu zannetsek de, ne kadar kızgın olsak da,
bazı/çoğu durumu, sakinlikle ve akılla[/tüzeyle] çözerek -ve de en azından çözümleyerek- ilerlemek gerekir. )
- HAKLI/LIK ile/ve VERİCİ/LİK
- HAKLILIK/HAKSIZLIK" ile/değil ABARTI
- HAKSIZ "GÜÇ" ile GÜÇSÜZ HAK
( Zulüm oluşturur. İLE Çözümsüzlük/çaresizlik oluşturur. )
- HAKSIZLIĞA/YANLIŞ ANLAŞILMAYA:
MÂRUZ KALMAK ile/ve/+/değil/yerine/> MAĞDUR OLMAK ile/ve/+/değil/yerine/> MÜŞTEKÎ OLMAK
- HAKSIZLIK ile/değil BİLİNÇ FARKLILIKLARI
- HAKSIZLIK ve/||/<> İYİLİK
( Toza yaz. VE/||/<> Mermere yaz. )
- [ne yazık ki]
HAKSIZLIK ve/||/<>/>/< ÖFKE
( Haksızlık etme. öfkenle hareket etme! )
- HAKSIZ/LIK ile/ve/||/=/<>/> ZULÜM/ZÂLİM
- HAL-HATIR (SORMAK)
- HAL-YOL (ETMEK)
- HAL ile/ve HAKK
( Peygamber ve büyük kişilerin halleri, ardından gelenlere yardımda bulunabilmelidir. )
- HAL ile HÂL/GÖVEÇLİK ile HAL[Fr. < Cerm.] ile HAL
( Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların ya da taşıdığı niteliklerin tümü, durum. | Davranış. | Şimdiki zaman, içinde yaşanılan zaman. | Güç, kuvvet, takat. | Kötü durum, sıkıntı, dert. İLE Genellikle üstü kapalı pazaryeri. İLE Çözme, çözülme eritme, karışık bir sorunun içinden çıkma, sonuca varma. İLE Tahttan indirme. )
- HÂLÂ değil/yerine/= ŞİMDİYE DEK
- HALÂK[Ar.] ile HALAK[Ar.] ile HALAK[Ar. < HALKA]
( Pay, hisse, nasip. İLE Paçavra, yıpranmış eski şey. İLE Halkalar. )
- HALÂK[Ar.] ile NASÎB[Ar.]
- HALÂVET değil/yerine SEVİMLİLİK/ŞİRİNLİK/TATLILIK
- HALÂVET[Ar.] ile TATLILIK, ŞİRİNLİK | ZEVK
( TATLILIK, ŞİRİNLİK | ZEVK )
- HALDIR HALDIR (ÇALIŞMAK)
- HALDUR HULDUR (HAREKET ETMEK)
- HÂLEN değil/yerine/= ŞİMDİ/ŞİMDİLİK
- HALİ-VAKTİ (YERİNDE OLMAK)
- HALI ile/ve KİLİM ile/ve SUMAK
- HÂLİK ile HALÎK
- Hâlik[Ar.] ile HÂLİK[Ar. < HELÂK] ile HÂLİK[Ar. çoğ. HALAKA] ile HALÎK[Ar.]
( Yaratan, yoktan var eden, yaratıcı, Allah. İLE Helâk olan, miskinlik içinde ölen. İLE Berber. İLE Traş edilmiş. )
- HÂLİKIYET değil/yerine/= YARATICILIK
( HÂLİKLİK, YARATICILIK )
- HALK (ETMEK) ile/ve SEVK (ETMEK)
( Sevgi. )
- HALK ile AHÂLİ
- HALK ile/ve/değil/yerine ÂRİF
( Zanlarıyla hareket eder. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE İrfan sahibidir. )
- HALK[Ar.] değil/yerine/= AYMAK, TOPLUM
( Toplum olabilmek, ancak, ortak bir düzen sağlayarak olanaklıdır. )
- HALK[Ar.] ile BER'[Ar.]
- HALK[Ar.] ile HALK[Ar. < HÂLÎ]
( Yaratma, yaratılma. | İcat. | Bireyler. | Kişilerden bir bölük. İLE Boğaz. | Traş etme. )
- HALK ve/<>/>< HAŞR
- HALK ile İBDÂ
- HALK[Ar.] ile İHTİLÂK[Ar.]
- HALK[Ar.] ile/ve/değil KAMU
- HALK[Ar.] ile KESB[Ar.]
- HALK[Ar.] ile NÂS[Ar.]
- HALK ile/değil/yerine/= TOPLUM/KAMU
- HALK[Ar.] değil/yerine/= TUY
- HALK ile/değil ZUHUR
( Yaratılma. İLE/DEĞİL Dışlaşma. )
- HALKERKİ = HÜKÜMET-İ AMME = DEMOCRACY[İng.] = DÉMOCRATIE[Fr.] = DEMOKRATIE[Alm.] = DEMOKRATIA, DEMOS:HALK, KRATOS:ERK, EGEMENLİK[Yun.] = DEMOCRACIA[İsp.]
- HALKIN İRFANI ile/değil İLGİSİZLİK/KAYITSIZLIK
- [ne yazık ki]
HALKIN PARASINI, KENDİ ÇOCUKLARINA AYIRMAK değil/>< KENDİ PARANI, HALKIN ÇOCUKLARINA BIRAKMAK
- HÂLLÂK
( HER TÜRLÜ YARATMAYI, HER TÜRLÜ YAPAN, ALLAH )
- HALLÂK/HÂLIK[Ar.] ile HALLÂK[Ar.]
( Berber. İLE Halk edici, hâlik. )
- HALLENMEK ile/değil HEMHAL OLMAK
- HALLETMEK ile BAĞLAMAK
- HALLETMEK değil/yerine/= ÇÖZMEK/ÇÖZÜME KAVUŞTURMAK/YOLUNA KOYMAK
- HALLETMEK ile OTURTMAK
- HALSİZLİK ile REHÂVET
- HALT (ETMEK) ile/değil/yerine/>< HÂL (ETMEK)
- HALT (ETMEK) ile/değil/yerine/||/>< HALK (ETMEK)
( Uygunsuz söz söyleme, uygunsuz iş yapma. | Uygun olmayan, beğenilmeyen. | Bir şeyi başka bir şeyle karıştırma. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/>< Oluşturma, "yaratma". )
- HALT[< HALATA]:
KARIŞTIRMAK
- HÂLÛK[Ar.] ile/değil HALÛK[Ar.]
( Sıçan otu. | Mercimek ocağı. İLE İyi huylu, ahlâklı, insaniyetli, geçim ehli olan. )
- HALUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/= MEVCUD
- HALVET'E GİRMEK ile/ve/yerine YAPILMAYACAKLARIN YAPILMAMASI
- HAM ile GÖK
- HAMAK[Fr. HAMAC] ile ŞEZLONG[Fr. CHAISELONGUE]
( İki ağaç ya da direk arasına asılarak kurulan, içine yatılarak sallanılabilen, ağ, bez vb.nden yapılmış yatak, ağ yatak. İLE Üzerine uzanılabilecek biçimde ayarlanan, döşeme yerine bez gerilen bir tür taşınabilir koltuk. )
- HAMÂKÂT ile/ve AHMAKLIK
( Aptallık. İLE/VE Aptallığın da ötesinde aptallık. )
- [ne yazık ki]
HAMAKAT/AHMAK ile/ve/||/<> İHANET/HAİN
- HAMAL/LIK" ve AHMAK/LIK
- HAMAL/LIK ile/ve/||/<> HAİN/LİK
( (")Düşmanından("), bir şey almayanların durumu. İLE/VE/||/<> (")Düşmanından("), yanlış şeyler alanların durumu. )
- HAMAM[Ar.] değil/yerine/= YUNAK
- HAMD/MEDED ile/ve ŞÜKÜR ile/ve MEDİH ile/ve HİMMET
( Genel. İLE/VE Özel. İLE/VE ... )
( Gövdemin her zerresi gelse de dile şükrünün binde birini yapamaz bile )
- HAMLÂC[Ar.] değil/yerine/= ÜFLEÇ/KAMIŞÇIK
( Kuyumcuların, bir ucunu aleve yakın tutup öbür ucunu üfleyerek alevi, altın ve gümüşün yumuşatmak istedikleri noktasına yönelttikleri eğri boru. )
- HAMLE[Ar.] değil/yerine/= ATILIM/ATAK
( İleri atılma, atılım. | Saldırış, savlet. | Satrançta ve damada, taş sürme eylemi. | Atak. )
- HAMMADDE değil/yerine/= ÇİĞÖZDEK
- HÂNE[Fars.] ile/değil/yerine/||/<>/< BASAMAK
- HANEDANLIK değil HANEDAN
- HANEK[Ar. :
Damak.] değil/yerine SÖZ/KONUŞMA
- HANG :/yerine ASMAK
- HANIM HANIMCIK
- HANIM-HANIMCIK (OTURMAK, HAREKET ETMEK)
- HANTALLIK ile/ve/> ATÂLET
( Hantallık, atâlete ve sonrasında da gittikçe kişinin kendini tüketmesine yöneltir/neden olur. )
- HANÜMAN[Fars.] değil/yerine EV/BARK/OCAK
- HANYA'YI-KONYA'YI GÖRMEK ile "EBESİNİN ÖREKESİNİ/AMINI/NİKAHINI" GÖRMEK
- HAPI YUTTUK" ile/ve/||/<> "AYVAYI YEDİK"
- HAPPEN :/yerine OLMAK, MEYDANA GELMEK
- HAPSETMEK değil/yerine/= KISINGILAMAK
- HAPŞIRIRKEN:
AÇIĞA/HAVAYA DOĞRU değil/yerine/>< ELİMİZLE/KOLUMUZLA AĞZIMIZI KAPATARAK
- HAPŞIRMAK ile ÖKSÜRMEK
( NAHNAHA: Öksürük. | Hırıltılı soluma. )
( TO SNEEZE/STERNUTATION vs. TO COUGH )
- HAPSOLMAK değil/yerine/= KISINGILANMAK
- HAPUR-HUPUR (YEMEK)
- HAPUR HUPUR/HAPPURU HUPPURU (YEMEK, "GÖTÜRMEK")
- HAR HAR (YAKMAK)
- HAR VURUP HARMAN SAVURMAK ile BOL KESEDEN HARCAMAK/SAVURMAK
- HARALA-GÜRELE (YAŞAMAK, UĞRAŞMAK)
- HARARET[Ar.] değil/yerine/= COŞKUNLUK
- HARÂRET değil/yerine/= SICAKLIK; ISI; SUSUZLUK
- HARCADIKLARINDAN KALANI BİRİKTİRMEK değil/yerine/>< BİRİKTİRDİKTEN SONRA, KALANI HARCAMAK
- HARCAMA ile/ve/<>/> YALNIZLIK
( Kazanmak için etrafındakileri harcayanların elde edeceği şey "galibiyet" değil yalnızlıktır. )
- HARCAMAK ile TÜKETMEK
( TO SPEND vs. TO CONSUME )
- HARCAMALARINDAN KALANI TASARRUF ETMEK değil/yerine TASARRUFLARINDAN KALANI HARCAMAK
- HARCIRAH[Ar., Fars.] değil/yerine YOLLUK
- HARCIRAH[Ar.] değil/yerine/= YOLLUK
- HAREKET ETMEK değil/yerine/= DAVRANMAK
- HAREKET ETMEK değil/yerine/= DEVİNMEK/KIMILDA(N)MAK/KIPIRDA(N)MAK
- HAREKET ETMEK değil/yerine/= YOLA GİTMEK/YOLA ÇIKMAK
- HAREKET ETTİRİLMEK değil/yerine/= DEVİNDİRİLMEK/KIMILDATILMAK/KIPIRDATILMAK
- HAREKET ETTİRMEK değil/yerine/= DEVİNDİRMEK/KIMILDATMAK/KIPIRDATMAK
- HAREKET ile/ve ARDIŞIKLIK
- HAREKET ile/ve BELİRLEYİCİLİK
( MOVEMENT vs./and DETERMINATION )
- HAREKET ile/ve BELİRSİZLİK
( MOVEMENT vs./and INDEFINITENESS )
- HAREKET ve/<> DİNGİNLİK
- HAREKET ile/ve DİRİLİK
- HAREKET ile/ve ETKİNLİK
( Hareket, tamamlanmamış etkinlik; etkinlik ise tamamlanmış harekettir. )
( Geçmiş-Şimdi-Gelecek'in bütünlüğü. )
( MOVEMENT vs./and ACTIVITY )
- HAREKET ve/= HAKK
- HAREKET ve/<> HAREKETTE DİNGİNLİK
- HAREKET ile/ve/değil KESİNTİSİZLİK
- HAREKET ve SABİTLİK
( MOVEMENT and CONSTANCY )
- HAREKET ile/ve SINIRLILIK
- HAREKET ve/> SÜREKLİLİK
- HAREKETLİ/LİK ile/ve/<> ETKİN/LİK
- HAREKETSİZ DİRENİŞ ile/ve/||/<> SESSİZ ÇIĞLIK
- HAREKETSİZLİK ve/||/<>/> ÇÜRÜME
- HAREKET'TE:
YER DEĞİŞTİRMEK değil KENDİ İÇİNDE DEĞİŞMEK
- HAREMLİK-SELÂMLIK değil HAREM-SELÂMLIK
( SELÂMLIK: Saray, köşk ya da konkalarda, erkeklerin bulunduğu ve erkek konukların alındığı bölüm. | Osmanlı sultanlarının, Cuma namazını kılmaları için camiye giderken yapılan tören. )
- HARÎK[Ar.] ile CAHÎM[Ar.] ile NÂR[Ar.] ile SA'ÎR[Ar.]
- HÂRIK[Ar.] ile HÂRIK[Ar.]
( Yırtıcı, yırtan. İLE Yakan, yakıcı. | Yanan, tutuşmuş. )
- HARÎK[Ar.] ile HARÎK[Ar.]
( Yangın, ateş. İLE Hadım. )
- HARÎKA[Ar.] ile HÂRİKA[Ar. < HAVÂRIK] ile HÂRİKA[Ar.]
( Bulamaç, yulaf vs. lapası. | Acı, sızı. İLE Olanakların üstünde olup kişide hayret uyandıran. İLE Ateş, od. )
- HARİKA değil/yerine/= OLAĞANÜSTÜLÜK
- HARIL HARIL ile HALDIR HALDIR (ÇALIŞMAK)
- HARİTA[Ar.] ÇİZMEK değil/yerine/= ÇİZİNÇ ÇIKARMAK
- HARİTA/CILIK ile HALÎTA/CILIK / ALAŞIM/CILIK
( )
- HARK[Ar.] ile HARK[Ar.]
( Yarıp yırtma, yırtılma. | Su akacak yarık, ark. İLE Yakma. )
- HARP/CENK değil/yerine/= SAVAŞ
- HAS/MAHSUS/TİPİK değil/yerine/= ÖZGÜ
- HASENÂT[< HASENE] ile İNFÂK
( İYİLİKLER, HAYIRLI İŞLER, GÜZELLİKLER )
- HAŞERE değil/yerine/= BÖCEK
- HASET ETMEK değil/yerine/= KISKANMAK/ÇEKEMEMEK/KISKANÇLIK ETMEK
- HÂSIL OLMAK değil/yerine/= OLUŞMAK/ORTAYA ÇIKMAK/TÜREMEK
- HAŞ(I)R-NEŞ(İ)R OLMAK ile YAKINLIK
- HASL ETMEK ile/ve/değil/yerine VASL ETMEK
- HASRETMEK[Ar.] değil/yerine/= ÖZGÜLEMEK
- HAŞR[Ar.]-KALKMAK/KOPMAK
( Gizlendiği yerden ortaya çıkmak.[HA-ŞA-RA > HA-ŞA-RE: Açıkta olmayan. Gizlendiği yerden çıkan.] İLE/VE/||/<> Oturduğu/görüldüğü yerden kalkmak.[Kıyam, kıyamet.] )
- HASSASİYET değil/yerine/= DUYARLILIK
- HASSASİYET değil/yerine/= DUYARLILIK/DUYGUNLUK
- HASSAS/LIK ile DUYARLI/LIK
( SENSITIVE/NESS vs. AWARE/NESS )
- HASSAS/LIK ile/ve/<> PAYLAŞIM
( SENSITIVENESS vs./and/<> SHARING )
- HASTA ile/değil/yerine HAYRAN/LIK
( SNOBİZM: Moda olan herşeye, yapmacıklı ve budalaca hayranlık. )
- HASTA değil PARASIZLIK
- HASTALIĞI, ZİHİN/DÜŞÜNCE GÜCÜYLE:
"İYİLEŞTİRMEK" ile/ve/<>/değil/yerine İLERLEMESİNİ ENGELLEMEK
- HASTALIK ile/ve/||/<> EN AĞIR HASTALIK
( Akılda ya da mantıkta/algıda/yorumda ise. [Çözüm/ü yoktur!] İLE/VE/||/<> Bunları hafife almaktır. )
- HASTA/LIK ile/değil FARKLI/LIK
( Özellikle Down Sendromu'nda. )
- HASTALIK ile/ve/değil/yerine HAL
- HASTALIK ile/ve/<> HASAR
( Daha çok, geçicidir. İLE/VE/<> Daha çok, kalıcıdır. )
- HASTALIK ile/ve/değil HASTA
( Hastalık yoktur, hasta vardır! [Her hastanın kendi özel/"karmaşık" durumu ve hastalığı vardır.] )
- HASTALIK ile KALITSAL/IRSÎ HASTALIK
( DISEASE vs. HEREDITARY DISEASE )
- HASTA/LIK değil/yerine/= SAYRI/LIK / SAYRU
- HASTALIKLI BAĞIMLILIK ile/değil/yerine/||/<>/< SAĞLIKLI BAĞIMLILIK
( )
- HATA/KUSUR ARAMAK/BULMAK (İÇİN/ÜZERE) ile/değil/yerine BİR EKSİĞİNİ/HATASINI (DAHA) DÜZELTTİRMEYE ARACI OLMAK
- HATA ile/ve/değil/yerine/||/<> APTALLIK (ETMEK)
- HATA ile/ve/değil/||/<>/< ÇIKMAZ "SOKAK"
( İnsanda/kişide[kişinin emeğinde, üretiminde, davranış ve tutumunda, sözünde/yazısında/çiziminde, yeğlemesinde ve seçiminde] İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Doğada/fizikte/kimyada, dirimbilimde. )
- HATA ile/değil FARK
( Kişiler arasında ve kişisel özelliklerde/"eksikliklerde", hata değil, ancak fark olabilir. )
- HATA ile HELÂK
( MISTAKE vs. DESTRUCTION )
- HATA ile/ve/<>/değil/yerine İSABETSİZLİK
- HATA ile/ve/değil/yerine/||/<> YETERSİZLİK
- HATADAN:
ÇEKİNMEK ile/değil KAÇINMAK
- HATAİ/HATAYİ ile/||/<> ALTILI ÇİÇEK
( Doğu Asya kökenli süsleme motifleri öbeği. Stilize edilmiş şakayık, nar, iri gonca ve sapları başlıca ögeleridir. İLE/||/<> Enine kesitli altı yapraklı hatayi. )
- HATALARINLA:
[ya] YÜZSÜZLEŞMEK ya da/değil/yerine YÜZLEŞMEK
( Kişinin, kendiyle yüzleşmeye yüzü yoksa, başkalarının hatalarıyla oynar durur. )
- HATAYA ŞANS VERMEK değil HATA(YA) (YAPMAYA DA) FIRSAT VERMEK
- HATE :/yerine NEFRET ETMEK
- HATIR HATIR (KAŞINMAK)
- HATIRLAMAK[Ar.] ile/değil/yerine/= ANIMSAMAK
- HATM ETMEK ile/ve/<> HAZM ETMEK
- HATT:
TERKİB ve/||/<> SEYYALLİK ve/||/<> İBDÂ ve/||/<> MEVZUN(ÖLÇÜLÜLÜK)
- HAVA ATMAK ile/ve/değil/yerine/||/</>< HAVA KATMAK
- HAVA "ATMAK" ile/değil/yerine PAYLAŞMAK
- HAVA ATMAK" ile "SİDİK YARIŞTIRMAK" ile "KÖR DÖVÜŞÜ"
- HAVA/CI/LIK değil/yerine/= GÖĞEY/Cİ/LİK
- HAVADAN-CIVADAN (KONUŞMAK)
- HAVADAN EN İYİ FARK EDİLEN RENK
( FOSFOR )
- HAVALANDIRMAK değil/yerine/= GÖĞELTMEK
- HAVALANMAK değil/yerine/= GÖĞELMEK
- HAVARİ ile/||/<> PATRİK ile/||/<> PİSKOPOS ile/||/<> VOYVODA ile/||/<> MİSYONER
( Bir öndere bağlı, onun düşünce ya da inançlarını yayan kişi. İLE/||/<> Ortodoks ve Doğu kiliselerinin başkanlarına verilen ad. İLE/||/<> Katoliklerde bir bölgenin din işlerine başkanlık eden, papalığın en yüksek aşamasında olan din görevlisi. İLE/||/<> Anadolu ve Rumeli'deki resmî Hıristiyan yöneticiler. [Slav dillerinde kumandan ya da prens anlamına gelir. Osmanlı'da, Eflak ve Boğdan'ı topraklarına katmadan önce bu ülkelerin kralları voyvoda adıyla anılmaktaydı. Osmanlı zamanında aynı terim, Eflak ve Boğdan vilayetlerine Sultan tarafından tayin edilen valiler için kullanılmaya devam etti. Voyvodalar Osmanlı'nın kadrolarında sancak beylerine eşit konumdaydı.] İLE/||/<> Bir dini, özellik Hıristiyanlığı yaymakla görevli kişi. )
- HAVAYA GİRMEK ve BUNALIMA GİRMEK
- HAVE :/yerine SAHİP OLMAK
- HAVLU ile/değil PEŞTAMÂL[< Fars. PÜŞT-MÂL), MİZER/NİTÂK[Ar.]
( ... İLE/DEĞİL Hamamda, örtünmek ve kurulanmak için kullanılan ince dokuma. | İş yaparken, bele bağlanan, uzun, geniş dokuma. | Başa örtülen dokuma. )
( PÎŞ-GÎR[PEŞKİR şeklinde galat olarak kullanılmıştır.] ile PÜŞT-MÂL[: Arka örten/silen şey.] )
- HAYAL ETMEK değil/yerine/= DÜŞLEMLEMEK/DÜŞLEMEK
- HAYAL (ETMEK) ile/ve/değil/yerine HEDEF/LEMEK
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Eylem. )
- HAYAL KIRIKLIĞI ile/ve/||/<> MUTSUZLUK
- HAYAL KIRIKLIĞI ile/ve/değil/<> YAŞANABİLECEK MUTLULUK
( İnsanı en çok üzen, hayal kırıklığı değil yaşanabilecekken yaşanamayan mutluluklardır. )
- HAYAL KIRIKLIĞI(NA UĞRAMAK) ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÜZÜLMEK
- HAYAL-MEYAL/MAYAL (ANIMSAMAK)
- HAYÂL değil/yerine/= DÜŞ(LEM)/SAYIK
- HAYAL ile GERÇEKLİK
( Kusursuzdur. İLE "Kusurludur." )
( "Paris". İLE Bitlis. )
- HAYAL ile/ve/||/<>/> OLANAKLI ile/ve/||/<>/> GERÇEK
( Konuşuyorsak. İLE/VE/||/<>/> Öngörüyorsak. İLE/VE/||/<>/> Planlıyorsak. )
- HAYALHÂNE ile/ve/||/<> HÂFIZA/BELLEK
( Tekil biçim deposu. İLE/VE/||/<> Tekil anlam deposu. )
- HAYALÎ[Ar.]/FANTASTİK[Fr. FANTASTIQUE/İng. FANTASTIC] değil/yerine/= DÜŞLEMSEL
- HAYAL(İN)DEN "YOLA ÇIKMAK" ile/değil/yerine HAYALLER(İN)DEN YARARLANMAK
- HAYALPERESTLİK ile ABARTMA
( FANCIFULNESS vs. TO EXAGGERATE )
- HAYATI/NI YAŞAMAK ile/değil/yerine ADAM OLMAK
- HAYATINI YAŞAMAK ile/ve/<>/değil/yerine HAYATI YAŞAMAK
- HAYIFLANMAK ile SIZLANMAK
- HAYIR! DİYEBİLMEK ve/||/<>/> ÖNCELİKLİLERİN BELİRLENMESİ ve/||/<>/> YAKINMAMAK
- HAYIR ile/ve DEĞİL ile/ve YOK ile/ve HİÇ
( Hiç, yoktan iyidir. )
( NO vs./and NOT vs./and NON-EXISTENT/ABSENT/THER IS/ARE NOT vs./and NOTHING )
- HAYIR değil/yerine/= İYİLİK
- HAYIRLARA VESİLE OLMAK değil/yerine/= İYİLİKLERE YOL AÇMAK
itibarı ile 16.971 başlık/FaRk ile birlikte,
16.971 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(28/69)
🔒 Sınırlı Erişim
Tüm başlıkları görmek için üyeliğiniz/katılımınızı rica ediyoruz...
Giriş Yap / Üye Ol