
K ile biten FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 16.971 başlık/FaRk ile birlikte,
16.971 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(19/69)
- DOĞRU :/yerine DOĞRU, GERÇEK
- DOĞRU ile/ve GELECEK
( Doğru, gelecekte yerini alır. )
( RIGHT vs./and FUTURE
The right takes it's own place in future. )
- DOĞRU ile GERÇEK
( TRUE vs. REALITY )
- DOĞRUDAN SÖYLEMEK ile AÇIK AÇIK SÖYLEMEK/KONUŞMAK
( TO SAY DIRECTLY vs. TO SAY/TALK FRANKLY/OPENLY )
- DOĞRUDANLIK ile/ve/<> BİRE BİR
- DOĞRULAMA, OLUMLAMA = TAHKİK = VERIFICATION[İng.] = VÉRIFICATION[Fr.] = VERIFIKATION[Alm.] = VERIFICACION[İsp.]
- DOĞRULAMAK ile/değil DESTEKLEMEK
( [not] TO VERIFY vs./but TO SUPPORT )
- DOĞRULAMAK ile/ve/<> DOLDURMAK
- DOĞRULAMAK ile/ve/değil KANITLAMAK
( [not] TO VERIFY vs./and/but TO PROVE )
- DOĞRULAMAK = VERIFY[İng.] = VÉRIFIER[Fr.] = VERIFIZIEREN[Alm.]
- DOĞRU-LAMAK ile YANLIŞ-LAMAK
( TO VERIFY vs. ... )
- DOĞRULUK:
TUTARLILIK ile/ve/değil/||/<>/< UYGUNLUK
- DOĞRULUK ve/||/<>/>/< AŞK
( Kalemimiz olsun. VE/||/<>/>/< Mürekkebimiz olsun. )
- DOĞRU/LUK ile/ve BAĞLI/LIK
- DOĞRU/LUK ile/ve/değil GEÇERLİ/LİK
( [not] RIGHT/RIGHTEOUSNESS vs./and/but VALID/VALIDITY )
- DOĞRU/LUK ile/ve GEÇİCİ/LİK
- DOĞRU/LUK ve/> GÜVENİLİR/LİK
- DOĞRULUK = HAKİKAT = TRUTH[İng.] = VÉRITÉ[Fr.] = WAHRHEIT, RICHIGKEIT[Alm.] = VERITAS[Lat.] = ALÉTHEIA[Yun.] = VERDAD[İsp.]
- DOĞRULUK ve/||/<> İYİLİK ve/||/<> YÖN(ELİM)/İSTİKÂMET
( Hak ve hakikatte. VE/||/<> Eylemde. VE/||/<> Davranışta. )
( el-SIDK fi'l-HAKK ve/||/<> el-HAYR fi'l-AMEL ve/||/<> el-İSTİKAMET fi'l-AHVAL )
- DOĞRU/LUK ile/ve KESİN/LİK
( STRAIGHT/NESS vs./and DEFINITE/NESS )
- DOĞRU/LUK ile/ve/değil/yerine OLANAKLI/LIK
- DOĞRU/LUK ile/ve TATMİN EDİCİ/LİK
- DOĞRU/LUK ile/ve/> UYGULANABİLİR/LİK
- DOĞRU/LUK ile/ve/değil/yerine UYGUN/LUK
- DOĞRU/LUK ile/ve UYGUN/LUK
( (UP)RIGHT/NESS, RIGHT/TRUE(HONESTY) vs./and APPROPRIATE/NESS )
- DOĞRU/LUK ile YANLIŞ/LIK
( Yanlış, "gücünün artmasıyla" hiçbir zaman doğru duruma geçmez/geçir(t)ilemez. )
( RIGHT/TRUE (HONESTY) vs. WRONG/FALSE )
- DOĞRULUK ile/ve/||/<>/>/< YARDIM
- [ne yazık ki]
DOĞRU OLDUĞUNU BİLDİĞİN HALDE, YAPMAMAK ile/ve/<> YANLIŞ/HATALI/EKSİK OLANI, BİLMENE KARŞIN, YAPMAK
- DOĞRU/SÂDIK ile/ve/değil/yerine OLDUĞU GİBİ
( Doğru, gün gibi âşikârdır. )
( RIGHT vs./and AS WHAT IT IS )
- DOĞRUYA EN YAKIN ile/ve YANLIŞTAN EN UZAK
( THE CLOSEST TO THE STRAIGHT vs./and THE FAREST FROM THE FALSE )
- DOĞRUYU SÖYLEME ZORUNLULUĞU ile/ve/değil/||/<> GÜVENİLİRLİK
( Hukukçular, güvenilir kişilerdir; ancak, doğruyu söylemek zorunda değillerdir. )
- DOĞRUYU SÖYLEMEK, HER ZAMAN DOĞRU DEĞİLDİR değil HER DOĞRUYU, HER ZAMAN VE HER YERDE SÖYLEMEMEK GEREK
( "Doğruyu söylemek, her zaman doğru değildir" diyenler, kendileri için "en yararlı olabilecek" yanlışı söylemek için en uygun zamanı bekleyenlerdir... )
- DOĞU/MAŞRIK[Ar. < ŞARK] ile MAĞRİP/MAĞRİB[Ar. < GARB]
( DOĞU, GÜNEŞİN DOĞDUĞU TARAF )
- DOĞUM ile/ve/değil EŞİK
- DOĞURMAK ve/||/<>/> DOYURMAK | ile/ve/değil/||/<>/> YOĞURMAK
- DOĞURMAK >< ÖLÜM
( Doğurmayan ölür. )
- DOĞURTMA = İSTİLÂT, SANAT-I TEVLİT = MAIEUTICS[İng.] = MAIEUTIQUE[Fr.] = MAIEUTIK[Alm.] = MAIEUTIKE[Yun.]
- DOĞUŞTAN/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KENDİLİĞİNDEN/LİK
- DOKANMAK" değil DOKUNMAK
- DÖKMEK ile/değil AKITMAK
( Katılarda. İLE/DEĞİL Sıvılarda. )
( [not] TO POUR vs. TO FLOW
[not] Solids. WITH Liquids. )
- 9/8'LİK ile/ve 9/8'LİK
( Türk. İLE/VE İrlanda. )
- DOKTORA "VERMEK" ile/değil DOKTORA VERMEK/YAPMAK
- DOKTRİN değil KADİM BİLGELİK
- DOKTRİNEL ile/<> DİDAKTİK
- DÖKTÜRMEK ile DÖŞENMEK
- DOKUN(DUR)MAK ile/||/<> DEĞ(DİR)MEK
- DOKUNARAK ile/ve/değil/yerine/||/<> YOKLAYARAK
- DOKUNMAK ile/ve/||/<> ANLAMAK
- DOKUNMAK ile/ve/||/=/<> ANMAK
- DOKUNMAK ile/ve/değil DEĞİNMEK
( Fiziksel. İLE/VE/DEĞİL Zihinsel/kavramsal. | Bağlantı kurmak, ilişkiye geçmek. )
- DOKUNMAK ile/ve DUYUMSAMAK/HİSSETMEK
( TOUCHING vs./and FEELING )
( SPARSA ile/ve ... )
( ... ile/ve QINGGAN[çoğ.: Hisler] )
- DOKUNULAMAZLIK ile ELE GEÇİRİLEMEZLİK
- DOKUNULMAZ/LIK ile/değil/yerine AYRICALIK/LI
- DOKUNULMAZLIK ile/ve/değil/yerine KORUMA
- DOLAMAQ[Azr.] = DALGA GEÇMEK[Tr.]
- DOLANDIRMAK ile DOLANDIRMAK
( Üçkağıt. İLE Uzatmak. )
- DOLANDIRMAK ile DOLAŞTIRMAK
- DOLANDIRMAK ile UZATMAK
- DOLANMAQ[Azr.] = GEÇİNMEK[Tr.]
- DOLAŞMAK ile/ve/değil BAKINMAK
( CEVELÂN ile/ve/değil SEYR )
- DÜŞÜNMEK:
DOLAYLI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DOĞRUDAN
- DOLAYLI OLARAK ile ÜZERİNDEN
- DOL(DUR)MAK ile/ve BOŞAL(T)MAK
( TO (GET) FILL vs./and TO DISCHARGE )
- DOLDURMAK ile/ve/<> ŞİŞİRMEK
- DOLGUNLUK ile/yerine OLGUNLUK
( STUFFED vs. RIPENESS
RIPENESS instead of STUFFED )
- DOLİKO- ile DOLİKOEKTAZİK
( Uzun. İLE Uzamış ve genişlemiş. )
- DOLMAK ile/ve/||/<> ŞİŞMEK
- DOLUDİZGİN (İLERLEMEK, YOL ALMAK)
- DOLUP TAŞMAK
- DOMİNANS/DOMINANCE[İng.] değil/yerine/= BASKINLIK
- DOMINATE :/yerine HAKİM OLMAK
- DOMİNE ETMEK değil/yerine/= YÖNLENDİRMEK
- DOMUZ ile FESEK
( ... İLE Yabani domuz. )
( Gebelik süreleri 119-130 gündür. İLE ... )
( Çin, yaban domuzlarının ilk olarak evcilleştirildiği yerdir. [9000 yıl önce] )
( Dünyada bir milyardan fazla domuz vardır. )
( Domuzlar, ter bezleri olmadığından dolayı terlemezler. [Güneş yanığına karşı zayıflardır, buna karşın yalıtıcı kalın bir yağ tabakasına sahiplerdir.] [Serin kalmak ve korunmak için gövdelerini saran çamurdan bir tabakaya gereksinim duyarlar.] )
( DOKS[Tuna Bulgarları'na ait kitâbelerde] ile ... )
( ile
)
( BOCUK ile ... )
( HINZÎR[çoğ. HANÂZÎR] ile ...
HINZIÎRİYYE: Domuzgiller. )
( BAĞRÂ[Eril], GÜRÂZ[: Azgın eril domuz.], HÛK ile ... )
( PIG/HOG vs. WILD BOAR )
( SUS SCROFA DOMESTICA cum SUS SCROFA )
( EL CERDO con ... )
( PUAA ile ... )
- DOMUZ ile HİNT DOMUZU/KOBAY
( ... İLE Büyük Okyanus adalarında yaşayan, köpekdişleri boynuz gibi yukarı doğru kıvrık, iri yapılı bir domuz türü. )
( ... cum PORCUS BABYRUSSA )
- DOMUZ ile/ve YERDOMUZU/AARDVARK
( )
- DON-GÖMLEK ([ORTALIKTA] DOLAŞMAK)
- DON-PAÇA ([ORTALIKTA] DOLAŞMAK)
- DONAKALMAK değil/yerine/>< ODAKLANMAK
- DONANIM ile/ve YATKINLIK
- DONANIMLI OLMAK ile/ve HAZIRLIKLI OLMAK
( İlerleme, ancak hazırlık [sadhana] aşamasında olur. )
( MÜCEHHEZ[< CİHAZ] ile/ve ... )
( TO BE RIGGED vs./and TO BE READY
There can be progress only in the preparation [sadhana]. )
- DONANIMLI (OLMAK) ile HAZIRLIKLI (OLMAK)
( İlerleme ancak hazırlık(sadhana) aşamasında olur. )
- DONANMAK ile/ve/değil/||/<> KUŞANMAK
- DONATMAK ile/ve BEZEMEK
( TO RIG vs./and TO EMBELLISH )
- DÖNDERMEK değil DÖNDÜRMEK
- DONDURMAK ile SABİTLEMEK
( "TO SET" vs. TO FIX )
- DÖNDÜRMEK ile ÇEVİRMEK
- DÖNDÜRMEK ile/değil DÖNÜŞTÜRMEK
- DÖNDÜRMEK ile EVİRMEK
- DÖNEK ile DÖNME
- DÖNEM ile/ve/||/<>/< DOLAYLILIK
- DÖNGE/ÇEMBER ile/ve/||/<> YUVARLAK
- DÖNGÜ ile ALIŞKANLIK
( CYCLE/CYCLONE vs./< HABIT )
- DÖNGÜ ile/ve/değil EŞİK
- DÖNGÜ ile/ve/değil SÜREKLİLİK
( [not] CYCLE/CYCLONE vs./and/but CONTINUITY )
- DÖNGÜSEL ile/>< APERİYODİK[Fr.]
( ... İLE/>< Kendine özgü bir salınım döngüsü olmayan. )
- DONMA NOKTASI ile DONUKLUK
( Bir maddenin, katı ve sıvı eşiklerinin, belirli bir basınçta [normal olarak 1 At basınçta] birlikte dengede bulundukları sıcaklık. İLE Bir madde üzerine gelen ışık akısının, geçen akıya oranı. )
( FREEZING POINT vs. OPACITY, DULLNESS )
( LE POINT DE LA CONGÉLATION avec L'OPACITÉ )
( GEFRIERPUNKT mit UNDERCHSICHTIGKEIT )
- DONMA NOKTASI ile/ve/değil EŞİK
- DONMAK ile DONUP-KALMA
( Gövde ısısı düşük birine konyak vermek çok vahim bir hatadır! )
- DÖNMEK ile/ve/değil SEMÂ ETMEK
- DONUK ile/ve/değil/||/<>/< DURGUN
- DONUKLUK ile/değil BULANIKLIK
- DONUK/LUK ile/değil ÇİĞ/LİK
- DÖNÜM NOKTASI ile/ve/değil EŞİK
- DÖNÜP DOLAŞMAK
( Dönüp dolaşıp aynı yere gelmek. Başlanılan noktaya geri dönmek zorunda kalmak. )
- DONUP KALMAK ile APIŞIP KALMAK
- DÖNÜŞTÜREREK ile/değil/<> DÖNÜŞEREK
- DÖNÜŞTÜRMEK ile İÇSELLEŞTİRMEK
( Dıştakileri. İLE/VE Kavramları. )
- DÖNÜŞÜM ile/ve/değil EŞİK
- DÖNÜŞÜM ile/ve/<> ETKİNLİK
( TRANSFORMATION vs./and/<> ACTIVITY )
- DÖRT AYAK ÜZERİNE DÜŞMEK ile ...
- DÖRT DÖRTLÜK ADAM OLMAK ile/ve KALIBININ ADAMI OLMAK
( Dört unsur ve dört hıltın [bkz. İnsan'da!] en uyumlu ve dengeli bir biçimde biraradalığı. İLE/VE Sözleri ve yaptıklarında tutarlı ve bütünlüklü olmak/davranmak. )
- DÖRT İSTEK:
AÇGÖZLÜLÜK ile/ve/||/<>/> ÇEKİŞME ile/ve/||/<>/> GÖSTERİŞ ile/ve/||/<>/> GÜÇ TUTKUSU
- DÖRT PARMAK ve/<> BAŞPARMAK
( [elini, kalbinin üzerine getirdiğinde] Geleneği/e işaret eder. VE/<> Kişiyi/e[seni/sana] işaret eder. )
- DÖRT PARMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SERÇE PARMAK
( Bazı yiyecekleri tadarken ya da nesneyi temizlerken baş, işaret, orta ve yüzük parmağı yerine serçe parmağın kullanılması, daha az mikrop bulaştırma olanağı ve sağlık koşulları nedeniyle yeğlenebilir/yeğlenmeli. )
- 4 UNSUR ile/ve/değil EŞİK
- DORUK ile/ve/değil EŞİK
- DORUK/ZİRVE[Ar.] ile TEPE
( Dorukta, tüm yollar, aşağı doğru götürür. )
( From the summit all roads lead downwards. )
( EVC, ŞÂHİKA ile ... )
( BERMÂL ile ... )
( SUMMIT vs. HILL/TOP )
- DORUK ile UC
( SUMMIT vs. TIP )
- DORUK ile/ve/değil UC
( [not] SUMMIT vs./and TIP )
- DORUM/KÖŞEK/KÖÇEK/POTUK/TAYLAK/YELEK ile TAYLAN
( Bir yaşına kadar olan deve yavrusu. İLE İki yaşında deve yavrusu. )
- DOSLUK" değil DOSTLUK
- DOST / KİŞİ/LERİ KAZANMAK ile/ve/değil/yerine DOSTU/DOSTLARI/KİŞİ/LERİ KAYBETMEMEK
( Dost kazanmak yerine varolan dostları [tanıyarak/anlayarak] kaybetmemeye çalışmalı! )
- DOST ile KARDEŞLİK
( Kardeş olma durumu, karındaşlık, uhuvvet. | Kardeş kadar yakın sayılan kimse, yakın dost. | Birlik, beraberlik. | Adı bilinmeyen kişilere söylenilen bir seslenme sözü. )
- DOSTLARINLA DÜŞMAN OL(MA)MAK/OLABİLMEK ile/||/<> DÜŞMANLARINLA DOST OL(MA)MAK/OLABİLMEK
- DOSTLUK:
"KUSURSUZ/LUK" değil/yerine SAMİMİYET
- DOSTLUK ve/||/<> YARDIM
( Eli. VE/||/<> Seli. )
- DOSTLUK/TA:
ÜST/AŞAĞI değil/yok DENKLİK
- DOSYA değil/yerine/= KOVLUK
- DÖVÜNMEK ile/değil/yerine/>< ÖVÜNMEK
- DOYA DOYA (YEMEK/İÇMEK, SEVMEK/ÖPMEK)
- DOYAMAMAK ile/ve DAYANAMAMAK
- DOYGUNLUK ile/ve/değil/yerine TADINA VARMAK
- DOYMAK(SINIRA GELMEK) ile/yerine GEREKSİNİM DUYDUĞUN KADARINI ALMAK
- DOYMAK ile "KESİLMEK"
- DOYMAK ile "KESİLMEK"
- DOYMAK ile/ve/değil ŞİŞMEK
( Beyin, doyma bilgisini, 20 dak. sonra oluşturur. )
- DOYUM:
"İNANARAK" ile/değil ANLAYARAK
- DOYUM ve/||/<>/< BÜTÜNLÜK
- DOYUMLULUK ve/||/<> GÜVEN
( En büyük zenginlik. VE/||/<> En iyi yakınlık/akrabalık. )
- DOYUMSUZ/LUK ile/ve/<>/|| DUYARSIZ/LIK
- DOYURMAK ÜZERE ile/ve/değil/yerine HAREKETE GEÇİRMEK
- DOZ ile DOZAJ ile DOZE ETMEK ile DOZİMETRE
( verit, ölçü. İLE Kullanım ölçüsü, düzem. İLE Ölçüsünü ayarlamak. İLE Işınölçer. )
- DOZUNU KAÇIRMAK ile ABARTMAK
( TO OVERDO vs. TO EXAGGERATE )
- DRAFT :/yerine TASLAK
- DRAG :/yerine SÜRÜKLEMEK
- DRAMATIC :/yerine DRAMATİK
- DRAW :/yerine ÇİZMEK
- DRESS :/yerine ELBİSE, GİYİNMEK
- DRINK :/yerine İÇMEK
- DRIVE :/yerine SÜRMEK
- DROP :/yerine DÜŞÜRMEK
- DRUGLAMAK" ile/değil/yerine DURAKLAMAK
- DRY :/yerine KURU, KURUTMAK
- DUA ETMEK ile/ve BOYNUNU BÜKMEK
- DUA ile/ve DİLEMEK
- DUA ile/ve İSTEK
- DUALİTE değil/yerine/= EŞLEKLİK/İKİLİK/İKİLLİK/İKİLEM
- DUALİZM değil/yerine/= İKİCİLİK
- DÜALİZM değil/yerine/= İKİCİLİK
- DUBROVNİK
( Meşe ağacı. )
- DUDAK BÜKMEK ile/ve/||/<> BURUN KIVIRMAK
- DUDAK BÜKMEK ile DUDAK SARKITMAK
( Beğenmemek. İLE Somurtmak. )
- DUDAK ile DURAK
- DUDAK ile/ve/değil EŞİK
- DUDAK/ERİN[dvnlgttrk] ile/ve/değil YANAK ile/ve/değil YAKA
( ŞEFE ile/ve/değil HADD, VECNE )
( LEB, LA'L ile/ve/değil BÎLE, KELE )
( [not] LIP vs./and/but CHEEK )
- DUDU DUDU (KONUŞMAK)
- DÜDÜK ile/ve/değil DUDUK
( ... İLE/VE/DEĞİL Kayısı ağacından yapılır. )
- DÜDÜK ile/ve/değil KAVAL
( ... ile/ve/değil PİŞE )
- DÜDÜK ile SİPSİ
( ... İLE Ağaç dallarından yapılan düdük. | Gemici düdüğü. | Zurnanın, dudaklara gelen, kamış bölümü. )
- DÜĞÜM ile/ve/değil EŞİK
- DÜĞÜM ile İLMİK
( ... İLE Çözülmesi kolay düğüm, eğreti düğüm. )
- DÜĞÜMÜ KESMEK ile/değil/yerine DÜĞÜMÜ ÇÖZMEK
- DÜĞÜN-DERNEK
- DÜK ile DÜK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Yumruk. İLE DÜK MİNG: Binlerce. )
- DÜK =/< DUKA
( ... =/< Dük sanının, eskiden kullanılan biçimi. | XIII. yüzyılda Venedik'te çıkarılmış altın akçesine verilen ad. )
- [Fr.] DÜK ile GRANDÜK
( Büyük bir düklüğün egemenine verilen ad. | Çarlık Rusya'sında, prenslere verilen ad. )
- DÜLEK ile/<> KIRIK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kırık çanak çömlek, ağzı kırık bir testi. İLE/<> ... )
- DÜMBELEK[< DÜBALAK]
- DÜNYA İŞLERİNİ BİLMEK ile/ve AHİRET İŞLERİNİ BİLMEK
( Aldanmamak için. İLE/VE Aldatmamak için. )
( Kişinin ibadeti bilmektir. )
- DÜNYADA, BİR KİŞİ/İNSAN OLMAK ile/ve/değil/||/<> BİR KİŞİ İÇİN DÜNYA OLMAK
- DÜNYADA EŞEYSELLİK/SEKS ile/ve UZAYDA/BOŞLUKTA/YERÇEKİMSİZ ALANDA EŞEYSELLİK/SEKS
- DÜNYAYA GELMEK/GELDİK değil DÜNYADAN GELMEK/GELDİK
- DÜNYAYI DEĞİŞTİRMEK ile/değil/yerine DÜNYANI[İSTEKLERİNİ/ÇEVRENİ/KOŞULLARINI] DEĞİŞTİRMEK
- DÜNYAYI YERİNDEN OYNATMAK ile/ve/||/<>/< OTURDUĞUMUZ YERDEN KALKMAK
- DÜNYAYI/ÜLKEYİ/KİŞİLERİ KURTARMAK/KORUMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KENDİNİ KURTARMAK VE KORUMAK
- DURABILITY[İng.] değil/yerine/= DAYANIKLILIK, SAĞLAMLIK
- DURABİLMEK ile/ve/||/<> UNUTABİLMEK ile/ve/||/<> SUSABİLMEK ile/ve/||/<> AFFEDEBİLMEK
- DURAĞANLIK ile/ve/değil/yerine/||/>< DEVİNİMSEL/LİK
- DURAĞAN/LIK ve YOK/LUK
( STABLE/STABILITY and NONEXISTENT/NONEXISTENCE )
- DURAĞAN/STATİK ile/>< DEVİNGEN/DİNAMİK
( Durağan nesnelerin dengesi ve Güçlerle ilgilenen fizik dalı. İLE/>< devimli nesnelerin Güç ve devimle ilgilenen fizik dalı. )
- DURAK ile/ve/değil EŞİK
- DURAK ile/değil İSKELE
- DURAK ile PERON[Fr.]
( ... İLE Tren istasyonlarında, tren yolu boyunca uzanan, inilip binilen, yüksekçe döşeme. )
- DURAKLAMAK ile/ve/değil DURAKSAMAK
- DÜRBÜN ile PERİSKOP[Fr. < Yun. PERI: Dolay. SKOPEIN: Gözetlemek.]
( ... İLE Denizaltılarda, tanklarda, siperlerde kullanılan, gözlemcinin gözünü çevirmeksizin çevreyi araştırmasını sağlayan optik araç. )
- DUR-DURAK (BİLMEMEK)
- DURDURMAK ve/||/<>/< DURMAK
( Yaşamımızdaki ve çevremizdeki tüm yakın ya da uzak sorunları, öncelikle sorunların ve sorunları yaratanların karşılarında durarak, yapmayarak, yaptırmayarak, "Hayır!" deme olanağımızla[ihtiyârımızla/muhtariyetimizle] durdurabiliriz. )
- DURDURMAK ile/ve/<> ENGELLEMEK
- DURDURMAK ile/ve/||/<> KURTULMAK
- DURDURMAK ile/ve/değil SABİTLEMEK
- DURDURMAK ile/ve YAVAŞLATMAK
( TO CEASE/STOP vs./and TO SLOW DOWN )
- DURGUN/LUK ile/ve/değil/yerine DİNGİN/LİK
- DURGUN/LUK ile/ve/değil/||/<> DURAĞAN/LIK
- DURMAK ve/<> DURU BAKMAK
- DÜRMEK ile KATLAMAK
- DÜRTMEK ile GIDIKLAMAK
- DÜRTMEK ile İTMEK
- DÜRTMEK ile/değil/yerine UYARMAK
- DÜRÜM DÜRÜM (KATLAMAK)
- DURUM ile/ve/||/<> SÜREDURUM/EYLEMSİZLİK
- DURUMDAN/HALDEN ANLAMAK ve/||/<> GÖNÜL KIRMAMAK
- ["DURUMU"] KABUL ETME(ME)K ile KABULLENME(ME)K
( TEK ELİNİ KALDIRMAK ile İKİ ELİNİ BİRDEN KALDIRMAK )
- DURUMUNDA OLMAK ile/ve KONUMUNDA OLMAK
( BEING IN THE STATE OF vs. HAD TO IN THE STATE OF )
- DURUMUNDA OLMAK ile ZORUNLULUK
( BEING IN THE STATE OF vs. OBLIGATION )
- DURUMU/OLAYI BÜYÜLTMEYE:
"YAKIN" ile/ve/değil/<> "AÇIK"
( Cahil ve/ya da ahmak kişiler[zihin(li)ler]dir. )
- DURUP DURURKEN (AĞLAMAK, GÜLMEK VS.)
- DOĞRU/DÜRÜST[Fars.] OLMAK =/||/<> "MANZARA KAPATAN AĞAÇ OLMAK"
( Ne yazık ki, bazı "kişiler" için dürüst kişilerin (istenilmeme) durumu. )
- DOĞRU/LUK/DÜRÜST/LÜK[Fars.] ile/ve AÇIK/LIK
( TO BE HONEST vs./and OPEN/NESS, CLARITY )
- DÜRÜST/LÜK >< BİLGİSİZ/LİK(CEHÂLET)
- DOĞRULUK/DÜRÜSTLÜK[Fars.] =/> RAHATLIK
- DOĞRULUK/DÜRÜSTLÜK[Fars.] ile/ve/<> SAYGI
( Dürüst olmayan cezalandırılır. İLE/VE Saygı göstermeyene toplumda yer verilmez. )
( Teşekkür ve özür dilemeyi bilmek/uygulamak ile. )
( TO BE HONEST vs./and RESPECT )
- DUŞ ALMAK değil/yerine YIKANMAK
- DÜŞ/ÜNÜ KURMAK ve/||/<>/> HAREKETE GEÇMEK
- DÜŞKÜNLÜK ile/ve/değil/yerine ÖNCELİK (VERMEK/VERİLEN)
( [not] FONDNESS/ADDICTION vs./and/but PRIORITY
PRIORITY instead of FONDNESS/ADDICTION )
- DÜŞKÜNLÜK ile/ve/değil/yerine SEVGİ
( Sevgi, tutkunluk ve düşkünlük göstermez, düşkünlük ise sevgi değildir. )
- DÜŞMAN ve DELİ ile/değil/yerine/||/>< DOST ve ÂŞIK
( İşine geleni söyler. VE Ağzına geleni söyler. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Gerçekleri söyler. VE Gönlünden geçeni söyler. )
- DÜŞMAN OLMAK değil/yerine/>< BİRBİRİNE HAYRAN OLMAK
- DÜŞMAN OLMAK ile/ve "GICIK" OLMAK
- DÜŞMANA:
| "ZARAR VERMEK ve/ya da ÖÇ ALMAK" |
ile/değil/yerine/><
BAĞIŞLAMAK
( | Düşmanından daha alçağa düşürür. VE/YA DA Düşmanınla aynı seviyeye düşürür. | İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yüceltir. )
- DÜŞMANDAN KORUNMAK ile/ve/değil/||/<> "DOST"TAN KORUNMAK
( Kendin korunabilirsin. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Bir şeylerin ve/ya da birilerinin de koruması gerekir. )
( Dostlarım! Dünyada, dost yoktur! )
( Kusursuz dost isteyen, dostsuz kalır. )
( Ayıpsız yâr isteyen, yârsız kalır. )
- DÜŞMANLIK değil/yerine/>< BİREŞİM/TEVHİD
- DÜŞMAN/LIK ile/değil/yerine/>< DOST/LUK
( Dostluğunun bedelini ödemekten kaçınanın, "düşmanlığı"nı önemsemeyebilirsin. Fakat düşmanlığının bedelini ödemeye hazır olanın, "dostluğu"nu ciddiye al! )
( Düşmanın en büyük hilesi, "dostluğudur". )
( Dedikodu/nu eder. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Uyarır/ikaz eder. )
( )
( [ölümü] Unutturan. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Anımsatan. )
( "Ne yapmamız gerektiğini" gösterir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Ne yapabileceğimizi gösterir. )
( Her canımızı sıkanla. VE Her elimizi sıkanla. [Olmayalım!] )
( Her başımızı ağrıtanı düşman bilmeyelim/saymayalım. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Her başımızı okşayanı dost bilmeyelim/saymayalım. )
( Düşmana sus. İLE/VE/>< Dost ile konuş. )
( ADÂVET ile/değil/yerine/>< SÂDIK[< SIDK] )
- DÜŞMAN/LIK ile/değil/yerine FARKLI/LIK
- [ne yazık ki]
DÜŞMAN/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<> KARŞIT/LIK
- DÜŞMAN/LIK ve KİN
- DÜŞMAN/LIK ve/||/<> YAKIN/LIK
( "Hiçbir şey, çetin düşmanlar kadar birbirine yakın değildir." )
- DÜŞMEK ile İNMEK
- DÜŞMEK ile KAPAKLANMAK
- DÜŞMEMEK değil/yerine KALKABİLMEK
( Hiç. DEĞİL/YERİNE Her düştüğünde. )
- DÜŞMƏK[Azr.] = İNMEK[Tr.]
- DUŞTA/YIKANMADA SICAK/SOĞUK SU AYAKLARDAN YUKARI DOĞRU ISLATMAYA BAŞLAYARAK DÖK(ÜN)MEK
- DUŞU:
YEMEKTEN SONRA, DOLU MİDEYLE YAPMAK değil/yerine YEMEKTEN ÖNCE, BOŞ MİDEYLE YAPMAK
- DUŞU:
YEMEKTEN/KAHVALTIDAN SONRA, DOLU MİDEYLE YAPMAK değil/>< YEMEKTEN/KAHVALTIDAN ÖNCE, BOŞ MİDEYLE YAPMAK
- DÜŞÜK YOĞUNLUK ile YÜKSEK YOĞUNLUK
( Düşük kütle/oylum oranı. İLE Yüksek kütle/oylum oranı. )
- DÜŞÜK ile HAFİF/YEĞNİ
- DÜŞÜK ile YETERSİZ
( "LOW" vs. INSUFFICIENT )
- DÜŞÜNCE, DÜŞÜNMEK yerine ZAMANINDA DÜŞÜNMEK
( Düşünce, düşünce başlar. [yere/aşağı düşünce!][düşen, düşünce/düştükten sonra anlar/bilir!] )
( "Melek Şehri" filmini de izlemenizi salık veririz. )
- DÜŞÜNCE ve/||/<>/< MANTIK
ve/||/<>
EYLEM ve/||/<>/< EDEB
( Düşüncenin edebi, mantıktır. VE/||/<> Eylemin mantığı, edebdir. )
- DÜŞÜNCE ve/||/<> BİLGİ ve/||/<> BELLEK
- DÜŞÜNCE ve/||/<> IŞIK ve/||/<> KİŞİ ve/||/<> İLİŞKİ
( Her zaman, zemin ve koşulda, her yöne ilerleyebilirler. )
itibarı ile 16.971 başlık/FaRk ile birlikte,
16.971 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(19/69)
🔒 Sınırlı Erişim
Tüm başlıkları görmek için üyeliğiniz/katılımınızı rica ediyoruz...
Giriş Yap / Üye Ol