İngilizce karşılıkları olan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 10.540 başlık/FaRk ile birlikte,
10.540 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(29/44)
- OLUMSUZ OLASILIK ile/ve TEHDİT
- OLUMSUZ ÖZGÜRLÜK ve/= GEREKSİNİM
- OLUMSUZ(NEGATİF) BAKIŞ ile AŞAĞILAYICI BAKIŞ
- OLUMSUZ = MENFİ = NEGATIVE[İng.] = NÉGATIF[Fr.] = NEGATIV[Alm.] = NEGATIVO[İsp.]
- OLUMSUZ ile/ve/değil/yerine/>< OLUMLU
( !Üretici/yaratıcı. [!:değil] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< Üretici/yaratıcı. )
- OLUMSUZDAN "BESLENME" ile/değil/yerine OLUMLUDAN "BESLENME"
- OLUMSUZLAMA, DEĞİLLEME = NEGATION, DENIAL[İng.] = NÉGATION[Fr.] = NEGATION[Alm.] = NEGATIO[Lat.]
- OLUMSUZLAMA ve/> BELİRLEME
( LÂ İLÂHE ve/> İLLALLAH )
- OLUMSUZLAMA ile/ve/değil DEĞİL
- OLUMSUZLAMA ile DEĞİLLEME
- OLUMSUZLAMA ile/ve DÖNÜŞTÜRMEK
- OLUMSUZLAMA ve ETKİN OLABİLMEK
- OLUMSUZLAMA ile ÖRTÜLERİ KALDIRMA
- OLUMSUZLAMA ve/> ÖZNE
( Olumsuzlama, öznedir. )
- OLUMSUZLUK BELİRTİMİ ile/değil/yerine DURUM BELİRTİMİ
( Sevmiyorum. İLE/DEĞİL/YERİNE Seviyor Değilim. )
- OLUMSUZLUK ile GÜVENSİZLİK
- OLUMSUZLUK ile/ve/değil TARZ
- OLUMSUZLUK ile/ve/değil TERCİH
- OLURSA, SORUN OLMAYAN/OLMAYACAK ile OLMASA/YAŞANMASA, DAHA İYİ OLACAK OLAN
- OLUŞ ile/ve BOZULUŞ
- OLUŞ = SAYRURET, TEKEVVÜN = BECOMING, GENESIS[İng.] = DEVENIR, GENÉSE[Fr.] = WERDEN, GENESIS[Alm.] = FIERI < IN FIERE: OLUŞ HALİNDE[Lat.] = GENESIS[Yun.]
( Kesintisiz/sürekli doğuş. )
- OLUŞ ile/ve/değil SÜREKLİ OLUŞ
( Oluş. İLE/VE/DEĞİL Şe'n. )
( Oluş, bilginin kendidir. )
( Olduğum gibi oluşum, benim liyakatım değil, onların oldukları gibi oluşları da onların kusurları değil. )
( Olmak, fark edilebilir olmaktır, orada değil, burada olmaktır, o zaman değil, şimdi olmaktır, başka türlü değil de böyle olmaktır. )
( Olmak isteyen, oldurmaya çalışmaz. )
( Aradığınız, aslında olduğunuzu ifadelendirmektir. )
( Oluşun ve olmayışın, gelip geçiciliğini idrak edin ve her birinden de kurtulun. )
- OLUŞ ile/ve VAROLUŞ
- OLUŞUM ile/ve DEĞİŞİM
- OLUŞUM = TEŞEKKÜL = FORMATION[İng., Fr.] = BILDUNG[Alm.] = FORMACIÓN[İsp.]
- OMNİPOTANS/OMNİPOTENCY[İng.] değil/yerine/= TÜMGÜÇLÜLÜK
- OMT/OBJECT MODELING TECHNİQUE[İng.] değil/yerine/= NESNE MODELLEME TEKNİĞİ
- OMURGA BÖLÜMLERİ...
( SİSÂ[Ar.]: Omurga kemiklerinin dizildiği yer. )
- OMURGA ile HAYVAN OMURGASI
( Omurgayı hiçbir eylem rahatsız etmediğinde, huzursuz zihin yavaş yavaş rahatlar. )
( MEFKUR[çoğ. MEFÂKÎR]["ku" uzun okunur]: Omurga kemikleri kırılmış olan insan ya da hayvan. )
- OMURGALILAR ile/ve OMURGASIZLAR
( Omurgalıların Sınıflandırılması )
- OMUZ/ÇİĞİN ile/ve KOLTUKALTI
- OMUZLA DİRSEK ARASINDAKİ KEMİK ile DİRSEKLE BİLEK ARASINDAKİ KEMİKLER
- ÖN BEYİN'DE:
TALAMUS ile/ve HİPOTALAMUS ile/ve LİMBİK SİSTEM ile/ve BEYİN KABUĞU
( Talamus, duyu organlarından gelen sinir hücrelerinin beyin kabuğuyla olan ilişkisini sağlar. )
( Hipotalamus, en çok araştırılan beyin kısımlarından biridir. Büyüklüğü küçük bir kesme şeker kadar olmasına karşın, gördüğü işlemler son derece önemli ve değişiktir. Heyecanların ve arzuların denetlendiği merkezdir. Eşeysel davranış, yeme-içme bu merkezce denetlenir. )
( Limbik sistem beyin sapının yukarı kısmıyla ön beyin arasında yer alan sinir hücresi ağından oluşur. Heyecan yaşantısı, saldırma ve kaçma davramışlarıyla ilişkisi vardır. )
- ON-PUMP CERRAHİ/ON-PUMP SURGERY[İng.] değil/yerine/= POMPA BAĞLANTILI KALP CERRAHİSİ
- ONA BAKMAK ile/değil/yerine ONUNLA BAKMAK
- ONAY ile/ve EMİNLİK
- ONAY ile/ve/değil TESPİT
- ONAYLA(MA)MAK ile/ve UYGUN BUL(MA)MAK
- ONAYLAMAK ile SABİTLEŞTİRMEK
- ÖNCE/Sİ ile/ve (...) SONRA/SI["SORA/SORNA" değil!]
- ÖNCEKİ ile/ve SONRAKİ
- ÖNCEL = MUKADDEM = ANTECEDENT[İng.] = ANTÉCÉDENT[Fr.] = ANTECEDENT[Alm.] = ANTECEDENS[Lat.]
- ÖNCELİK VERMEK ile "AĞIRLIK VERMEK"
- ÖNCELİK/Lİ (OLAN) ile/ve ÖNEM(Lİ) (OLAN)
- ÖNCELİK/Lİ ile/ve/değil/yerine AYRICALIK/LI
- ÖNCELİK ile/ve/değil/<>/= İLGİ
- ÖNCELİK ile/ve/değil KAYNAK
- ÖNCELİK ile/ve/değil MEŞGUL OLMA
- ÖNCELİK ile/ve ÖZELLİK
- ÖNCELİK = PRIORITY/PRECEDENCE[İng.] = [Fr.] = [Alm.] = [İt.] = [İsp.]
- ÖNCELİKLİ/LER ile/ve GENEL
( İnsanda. İLE/VE Doğada. )
( For human. VS./AND On nature. )
- ÖNCELİKLİ/ÖNCELİĞİ (OLAN) ile/ve ÖNEM(L)İ (OLAN)
( Önde gelmesi gereken, öne alınmalıdır. )
- ÖNCESİ - SONRASI
- ÖNCESİZLİK-SONRASIZLIK = EZELİYET-EBEDİYET = ETERNITY[İng.] = ÉTERNITÉ[Fr.] = EWIGKEIT[Alm.] = AETERNITAS[Lat.] = ETERNIDAD[İsp.]
- ÖNCÜLLER = MUKADDEMAT = PREMISS[İng.] = PRÉMISSES[Fr.] = PRÄMISSE[Alm.] = PRAEMISSA[Lat.] = ESTABLECIMIENTO[İsp.]
- ÖNDER
- ONDÜLAN ATEŞ/UNDULANT FEVER[İng.] değil/yerine/= DALGALI ATEŞ
- ONDÜLAN/UNDULANT[İng.] değil/yerine/= DÜZENLİ DALGALI
- ONDÜLASYON/UNDULATION[İng.] değil/yerine/= DÜZENLİ DALGALANIM
- ÖNEK ile ...
- ÖNEKLEME ile ...
- ÖNEM VERMEK ile DEĞER/DESTEK VERMEK
- ÖNEM/DEĞER VERMEMEK ile/ve ÖNEMSİZ/DEĞERSİZ GÖRMEK
- ÖNEM/Lİ ile/ve/değil/yerine BELİRLEYİCİ/LİK
- ÖNEM ile/ve/<> ANLAM
- ÖNEM ile/ve/<> DEĞER
- ÖNEM ile ÖNCELİK
- ÖNEMLİ(ÖNCELİKLİ) ile/ve/değil/yerine/<>/>< DEĞERLİ
( Siyaset ve ticaretin itibar ettiği. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< İlim ve irfanın itibar ettiği. )
- ÖNEMLİ ile/ve/<> CİDDİ
- ÖNEMLİ ile/ve İLGİNÇ
- ÖNEMLİ ile/ve ÖZEL
- ÖNEMSİZ ile/ve/değil İKİNCİL
- ÖNERİ ile/ve/<>/yerine ÇÖZÜM
( Burada/şurada/orada değil! Sende! )
- ÖNERİ ile ÖĞÜT
( NUSH İLE USLANMAYANI ETMELİ TEKDÎR TEKDÎR İLE USLANMAYANIN HAKKI KÖTEKTİR )
- ÖNERME ile DENKLEM
- ÖNERME = KAZİYE = PROPOSITION[İng., Fr.] = LEHRSATZ[Alm.] = PROPOSITIO[Lat.] = PROPOSICION[İsp.]
- ÖNERME ile/ve/değil/||/<>/> ÖNERİ
- ÖNERMEK ile/ve/<> KULLANMAK
- ÖNGÖRÜ ile DURUGÖRÜ
- ÖNGÖRÜ ile/ve İDDİA
- ÖNGÖRÜ ile/ve/||/<>/> ÖNERME
- ÖNGÖRÜ ile ÜÇÜNCÜ GÖZ
- ÖNGÖRÜ ile UZAK GÖRÜŞ
- ÖNGÖRÜ ile/ve/değil/yerine/<> VERİ
- ÖNGÖRÜ ile ZAN[Ar.]
- ÖNGÖRÜLEBİLİR BİLİNMEYEN ile/ve/<> BİLİNEMEYECEK BİLİNMEYEN
- ÖNGÖRÜSÜZLÜK ile/ve/< BİLGİSİZLİK/CEHALET
( CEHALET: Dönüp dolaşmak, sabitesi olmamak. )
( Cehalet diye bir şey yoktur, yalnızca dikkatsizlik ve ilgisizlik vardır. )
( Cehalet neden acı verici olsun? Acı verici durumlar ve sonu gelmez yanılgıların kaynağı olan arzu ve korkunun kökeninde o vardır. )
( Kederin nedeni, cehalettir. Mutluluk anlayışı izler. )
( Bilgisizliğin belirtisi, adâletsizlik ve trajediye olan inancın derinliğidir. )
( Üzüntü, zihinsel bir acıdır (ıstırap) ve acı, mutlaka dikkat ister. Ona dikkatinizi verdiğinizde, çağrı durur ve cehalet sorunu da kaybolur. )
( Bilmeyene yaraşan ceza, bilen birinden öğrenmektir. )
( Bilgisizlik, öğrenim ile de öğrenilir. )
( Meğer, cehalet, esaretten betermiş. )
( Cehalet, tahsil ile tahsil olunur. )
( There is nothing like ignorance, only inattention.
Why should ignorance be painful?
It is at the root of all desire and fear, which are painful states and the source of endless errors.
Ignorance causes sorrow. Happiness follows understanding.
Worry is mental pain and pain is invariably a call for attention. The moment you give attention, the call for it ceases and the question of ignorance dissolves. )
- ÖNKABUL ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< ÖNYARGI
( Çoğu kişi, zihinindeki önyargıları başka bir biçimde düzenlerken düşündüğünü zannetmektedir. )
( Önyargıları yok etmek, atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur. )
- ÖNKABUL ile ÜST KABUL
- ONKOGENEZ/ONCOGENESIS[İng.] değil/yerine/= KANSER OLUŞUMU
- ONKOJEN/ONCOGENOUS[İng.] değil/yerine/= KANSER OLUŞTURAN
- ONKOLOJİ/ONCOLOGY[İng.] değil/yerine/= UR BİLİMİ, KANSER BİLİMİ
- ÖNLEM ile/ve UYARI
- ÖNLEME ile BASTIRMA
- ONLINE[İng.] değil/yerine/= ÇEVRİMİÇİ
- ONLİNE[İng.] değil/yerine/= ÇEVRİMİÇİ
- ÖNSEL = KABLÎ = A PRIORI[İng., Fr., Alm., Lat.]
- ÖNSEZİ = HİS-İ KABL EL-VUKÛ = PRESENTIMENT[İng., Fr.] = AHNUNG[Alm.]
- ONU ve ONU
- ONUNLA ONU
- ONUR = HAYSİYET = DIGNITY[İng.] = DIGNITÉ (HUMAINE)[Fr.] = WÜRDE, MENSCHENWÜRDE[Alm.] = DIGNITAS[Lat.] = DIGNIDAD[İsp.]
- ONUR = ŞEREF[Ar.] = HONOUR[İng.] = HONNEUR[Fr.] = EHRE[Alm.] = ONORE[İt.] = HONOR[İsp.]
- ÖNYARGI ile/ve/||/<> GENELLEME
( Ne kadar genelleme yapılıyorsa düşünce de o derece yoktur. )
- ÖNYARGI ile/ve/değil/yerine ÖN ANLAMA
- ÖNYARGI = PEŞİN HÜKÜM, FİKR-İ BATIL, İTİKAT-I BATIL = PREJUDICE[İng.] = PRÉJUGÉ[Fr.] = VORURTEIL[Alm.] = PRAEJUDICIUM[Lat.] = PERJUICIO[İsp.]
- ÖNYARGI ile/ve SAPLANTI
- ÖNYARGI ile TESPİT
- OOSE/OBJECT ORIENTED SOFTWARE ENGINEERING[İng.] değil/yerine/= NESNE YÖNELIMLİ YAZILIM MÜHENDISLİĞİ
- OP./OPERATION[İng.] değil/yerine/= AMELİYAT
- OPAK[İng. OPAQUE]/MAT[Fr.] değil/yerine/= DONUK[>< PARLAK]
- OPAK/OPAQUE[İng.] değil/yerine/= IŞIKGEÇİRMEZ
- OPASITE/OPACITY[İng.] değil/yerine/= IŞIKGEÇİRMEZLİK
- OPENEHR/OPEN ELECTRONIC HEALTH RECORD[İng.] değil/yerine/= AÇIK ELEKTRONİK SAĞLIK KAYDI
- OPERABL/OPERABLE[İng.] değil/yerine/= AMELİYAT EDİLEBİLİR
- OPERAN ŞARTLANMA/OPERANT CONDİTIONING[İng.] değil/yerine/= EDİMSEL KOŞULLANMA
- OPİYUM/OPIUM[İng.] değil/yerine/= AFYON
- ÖPMEK ile ÖPÜŞMEK
- OPORTÜNIST/OPPORTUNIST[İng.] değil/yerine/= FIRSATÇI
- OPORTÜNISTİK ENFEKSİYON/OPPORTUNISTIC INFECTION[İng.] değil/yerine/= FIRSATÇI BULAŞ
- OPORTÜNİZM/OPPORTUNISM[İng.] değil/yerine/= FIRSATÇILIK
- OPSİYON[İng. < OPTION] değil/yerine/= SEÇENEK/ÖZGESEÇİM
- OPSİYONEL/OPTIONAL[İng.] değil/yerine/= SEÇİMLİK | ISTEĞE BAĞLI
- OPTİK DİSK/OPTIC DISK[İng.] değil/yerine/= KÖR NOKTA
- OPTİK PAPİLLA/OPTIC PAPILLA[İng.] değil/yerine/= KÖR NOKTA
- OPTİK/OPTIC[İng.] değil/yerine/= GÖZ YA DA GÖRME (İLİŞKİLİ)
- OPTIMAL[[İng.] değil/yerine/= EN UYGUN
- OPTIMİZM/OPTIMISM[İng.] değil/yerine/= İYİMSERLİK
- OPTIMUM[İng.] değil/yerine/= EN UYGUN
- OR/ODDS RATIO[İng.] değil/yerine/= GÖRELİ ORAN
- ORAL[İng.] değil/yerine/= AĞIZDAN
- ORAN/TI/LI/LIK / NİSBÎ ile/ve/<> GÖRELİ/LİK / İZÂFİYET
- ORAN ile/ve BAKIŞIM/SİMETRİ
- ORAN ile/ve/<> ETKİ
- ORAN ile/ve/<> ORANTI
- ORANGUTAN ile BORNEO ORANGUTANI
(
)
- ORCA'LARDA:
RESIDENTS ile/ve TRANSIENTS ile/ve OFFSHORES
( 25 ya da daha kalabalık öbekler halinde yaşarlar. İLE/VE 3-5'inin birarada bulunduğu, geçici olarak oluşturukları öbekler halinde yaşarlar. İLE/VE ... )
( Başta Somon olmak üzere sadece balıklar ile beslenirler. İLE/VE Yunuslar ve foklar olmak üzere sadece memelilerle beslenirler. İLE/VE ... )
( Orca'lar denizlerdeki en hızlı memelidir. [Avlarına saldırırken 30 mil'e ulaşırlar.] )
- ORCID/OPEN RESEARCHER AND CONTRİBUTOR IDENTIFICATION[İng.] değil/yerine/= ARAŞTIRMACI DİJITAL KİMLİĞİ
- ÖRDEK/BADİ ile KAZ
( 16 boyun omuru vardır. İLE ... )
(
ile
)
( İnsandan kaçıyorsa. İLE İnsanı kovalıyorsa. )
- ÖRDEK ile DODO
( ... İLE 1700'de soyu tamamen tükenmiştir. )
( ... İLE 1865'te, Alice Harikalar Diyarı'nda kitabında görülene kadar unutulmuştu. )
- ÖRDEK ile GAGALIMEMELİ/ORNİTORENK
( ... İLE Gövdesi kunduza benzeyen, ördek gibi gagası olan ve ayakları perdeli Avustralya'ya özgü bir hayvan. Hem yumurtlayan hem de memeli olan tek hayvandır. )
( ... İLE Geceleri beslenir, gündüzleriyse yuvalarında uyuklarlar. [ya da bir kayanın, ağaç kökünün altında] )
( ... İLE Gagaları 40.000 alıcıyla kaplıdır. [60.000 hareket algılayıcıları vardır ve bunlar da hem göz, hem de el gibi hareket eder, mekanik ve elektriksel veriyi birleştirir ve karanlık sualtı dünyasının net bir resmini çizmesine yardımcı olur] )
( ... ile
)
- ÖRDEK ile KUĞU
( ... İLE 25 boyun omurları vardır. )
( ... İLE İngiltere'deki tüm kuğular, Kraliyet ailesine aittirler. )
- ORDIR/ORDER[İng.] değil/yerine/= HEKİM İSTEMİ
- ORGAN HARVESTING[İng.] değil/yerine/= AKTARIM İÇİN ÖRGEN ELDE ETME
- ORGAN PROCUREMENT[İng.] değil/yerine/= AKTARIM İÇİN ÖRGEN ALIMI
- ORGANİK DÜŞÜNCE ile SINIFSAL DÜŞÜNCE
- ORGANİK[İng. < ORGANIC] değil/yerine/= DİRİMSEL
- ORGANİZASYON/ORGANIZATION[İng.] değil/yerine/= DÜZENLEME | YAPILANMA | ÖRGÜT
- ORGANİZATÖR/ORGANİZER[İng.] değil/yerine/= DÜZENLEYİCİ
- ORGANİZE/ORGANIZED[İng.] değil/yerine/= DÜZENLENMİŞ | YAPILANMIŞ
- ORGANİZMA/ORGANISM[İng.] değil/yerine/= CANLI VAR OLAN
- ÖRGENLER ile/ve İÇ ÖRGENLER
- ORKİDE ile/ve VANDA
- ORMAN ile CENGEL[< Fars. < Hintçe]
( ... İLE Otlarla örtülü, geniş, Hindistan ormanlarına verilen ad. )
- ÖRNEK VERMEK ile/ve/<> İŞARET ETMEK
( Kötü örnek, örnek değildir! [Su-i misal, misal teşkil etmez!] )
( Örnekte/benzetmede, hata olmaz/olmamalıdır! [Teşbihte, hata olmaz!] )
( Örnekler topaldır, üstüne gidilmez. )
- ÖRNEK ile/ve AÇIKLAMA
- ORTAK ALAN ile/ve ORTAK NOKTA
- ORTAK DUYU = HİSS-İ MÜŞTEREK = COMMON SENSE[İng.] = SENS COMMUN[Fr.] = GEMEINSINN[Alm.] = SENSUS COMMUNIS[Lat.] = KOINE AISTHESIS[Yun.] = COMÚN SENTIDO[İsp.]
- ORTAK KAVRAMLAR = COMMON NOTIONS[İng.] = NOTIONS COMMUNES[Fr.] = GEMEINBEGRIFFE[Alm.] = NOTIONES COMMUNES[Lat.]
- ORTAK NOKTA ile/ve/değil/yerine ALT KATILIM(ASGARİ MÜŞTEREK)
- ORTAK NOKTA ile/ve BENZE(T)MEK
- ORTAK, GENEL = COMMON[İng.] = COMMUN[Fr.] = COMMUNISGEWÖHNLICH[Alm.]
- ORTAK/LIK ile/ve BENZER/LİK
- ORTAK/LIK ile/ve FARKLI/LIK
- ORTAKLAŞALIK = CEMAAT = COMMUNITY[İng.] = COMMUNAUTÉ[Fr.] = GEMEINSCHAFT[Alm.] = COMUNIDAD[İsp.]
- ORTAKLIK ile/ve/değil/yerine TOPLUMSAL ADÂLET
- ORTALAMA (OLARAK) ile/ve GENELLEME
- ORTALAMA ile/ve/değil/yerine YAKLAŞIK
- ORTALIKTA DURAN ile ORTALIKTA DÖNEN
- ORTAYA ÇIKARMA ile ÖNE ÇIKARMA
- ÖRTBAS["ÖRTPAS" değil!] ETMEK ile KORUMAK ile BASTIRMAK ile GÖZARDI ETMEK
- ORTOREKSİYA NERVOZA/ORTHOREXIA NERVOSA[İng.] değil/yerine/= SAĞLIKLI BESLENME TAKINTISI
- ORTOSTATİK HİPOTANSİYON/ORTHOSTATIC HYPOTENSION[İng.] değil/yerine/= AYAKTA KAN BASINCI DÜŞÜKLÜĞÜ
- ORTOSTATİK/ORTHOSTATIC[İng.] değil/yerine/= AYAKTA
- ÖRTÜ/LÜ ile PERDE/Lİ
- ÖRTÜK TASIM = KIYAS-I MATVİ = ENTHYMEME[İng.] = ENTHYMÈME[Fr.] = ENTHYMEM[Alm.] = ENTHYMEMA[Yun.]
- ÖRTÜK = ZIMNİ = IMPLICIT[İng.] = IMPLICITE[Fr.] = IMPLIZITE[Alm.]
- ÖRTÜLÜ/PERDELİ ile AÇIK
- ÖRTÜŞEBİLİRLİK ile/ve/||/<> ÖRTÜŞTÜRÜLEBİLİRLİK
- ÖRTÜŞME ile BİRLEŞME
- ÖRTÜŞME ile/ve BULUŞMA
- ÖRTÜŞME = TETABUK = COINCIDENCE[İng.] = COÏNCIDENCE[Fr.] = KOINZIDENZ[Alm.] = COINCIDENTIA[Lat.] = COINCIDIR[İsp.]
- ÖRÜMCEK AĞI =/=/= TENE, KERÎ[Fars.] =/=/= BEYT-ÜL-ANKEBUT[Ar.] =/=/= COBWEB[İng.] )
- ÖRÜMCEK ile BÖĞ/KARADUL/POY/RÜTEYLÂ[Ar.]/TARANTULA
( ... İLE Zehirli ve bazı örümcekler. )
( RÜTEYLÂ[Ar.]: Zehirli ve iri bir cins kır örümceği. )
( Madagaskar'da, 500'ün üzerinde, örümcek türü bulunmaktadır.[400'ü, dünyanın hiçbir yerinde bulunmaz.] )
( ... İLE 2.5 yıl yiyeceksiz yaşayabilirler. )
- ÖRÜMCEK ile/değil DEVE ÖRÜMCEĞİ/SARIÖMER/SARIKIZ/BÖĞ/BÖĞÜ/BÖYÜ
( İlgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )
( Kuzey Irak çöllerinden gelen bu böcek, zehriyle bir insanı öldürebilecek güçtedir. )
( Sıcak ve kuru arazilerde yaşarlar. Genellikle geceleri ortaya çıkarlar. )
( Çok saldırgan yapıları vardır. Güçlü çene yapısı nedeniyle et parçasını dahi koparabilirler. )
( Yetişkin bir Sarı Ömer'in boyu, yetişkin bir insan eli kadardır. )
( İkisi aynı ortamda kalsa ikisinden biri ölene kadar durmadan savaşırlar. )
( Hızlı zıplama yetenekleri sayesinde avını kolayca yakalayabilirler. Bir metreye kadar zıplayabilen türleri vardır. )
( Örümceğimsiler sınıfının en hızlısıdır. Hızlı koşma konusunda eklembacaklılar filumu içinde yer alan Amerika hamamböceği (Periplaneta americana) türünden sonra ikinci sırada Galeodes cinsinden, Sarı Ömer'ler yer alır. )
( ... İLE/DEĞİL
)
- ÖRÜMCEK ile/ve KÖR ÖRÜMCEK
( ... İLE/VE Büyük gözlü Kurt Örümceği ailesine mensuptur. )
- ÖRÜNTÜ ile/ve/<> GÖRÜNTÜ
- ÖRÜT/DOKU/METİN[Ar.]/TEXT[İng.] ile/ve/||/<>/> METÎN ile/ve/||/<>/> Metin
( Bir yazıyı, biçim, anlatım ve noktalama özellikleriyle oluşturan sözcüklerin tümü. | Basılı ya da el yazması parça. İLE/VE/||/<>/> Acılar karşısında, dayanma gücünü yitirmeyen, sağlam, dayanaklı, değerli, kavî. İLE/VE/||/<>/> Kişi adı. )
- ORYANTASYON/ORIENTATION[İng.] değil/yerine/= UYUM | YÖNELIM
- ÖS-DA/FEATURE LEVEL SENTIMENT ANALYSIS[İng.] değil/yerine/= ÖZELLİK SEVİYESİ DUYGU ÇÖZÜMLEMESİ
- OSA/OBSTRUCTIVE SLEEP APNEA OBSTRÜKTİF[İng.] değil/yerine/= UYKU APNE
- OSAS/OBSTRÜKTİF UYKU APNE SENDROMU OBSTRUCTIVE SLEEP APNEA SYNDROME[İng.] değil/yerine/= TIKAYICI UYKU-SOLUK DURMASI BELİRGESİ
- OSI/OPEN SYSTEM INTERCONNECTION[İng.] değil/yerine/= AÇIK DÜZEN ARA BAĞLANTISI
- OSIFIKASYON/OSSIFICATION[İng.] değil/yerine/= KEMIKLEŞME
- OSİLASYON/OSCİLLATION[İng.] değil/yerine/= SALINIM
- OSİLOMETRİ/OSCİLLOMETRY[İng.] değil/yerine/= ELEKTRİK SİNYAL ÖLÇÜMÜ
- OSİLOSKOP/OSCİLLOSCOPE[İng.] değil/yerine/= ELEKTRİK SİNYAL GÖRECİ
- OŞİNOGRAFİ[İng. < OCEAN] değil/yerine/= ANADENİZ BİLİMİ
- OSKÜLTASYON/AUSCULTATION[İng.] değil/yerine/= DİNLEME
- ÖSTAKİ BORUSU ile ...
- OT YİYEN MEMELİLER ile ET YİYEN MEMELİLER ile ÇOKLU (HEM OT, HEM ET İLE) BESLENENLER (HEPÇİL)
( )
- OT YİYENLER/OTOBURLAR ile/ve ET YİYENLER/ETOBURLAR ile/ve HEPÇİLLER[hem OT, hem ET YİYENLER] ile/ve LEŞ YİYENLER/LEŞOBURLAR ile/ve AYRIŞTIRICILAR
(
)
( )
- OT ile/||/<> ÖT
( Zehir[acı kavramından, ilaç/ilaç için kullanılan ve ilaç yapılan bitki]. İLE/||/<> Acı, safra. )
- ÖTANAZİ["ÖTENAZİ" değil!]/EUTHANASIA[İng.]/EUTHANASIE[Fr.]/STERBEHILFE[Alm.] ile ÖLÜM İSTEĞİ VE HAKKI
- OTANTİKLEŞTİRME/AUTHENTICATION[İng.] değil/yerine/= ÖZGÜNLEŞTİRME | KİMLİK DOĞRULAMA
- OTC/OVER-THE-COUNTER DRUGS[İng.] değil/yerine/= TEZGÂH ÜSTÜ İLAÇ, RAFÜSTÜ İLAÇ
- ÖTE(SİNDE) = BEYOND[İng.] = AU DELÀ DE[Fr.] = JENSEITS[Alm.] = PIÙ IN LÀ DI[İt.] = MÁS ALLÁ[İsp.]
- ÖTE ile/ve İLERİ
- ÖTEDUYUM/ÖTEGÖRÜ/UZADUYUM/RÂBITA/TELEPATİ ile/değil AYNI ŞEYİ DÜŞÜNMEK
- ÖTEDUYUM/UZADUYUM(TELEPATİ) ile DURUGÖRÜ
- ÖTESİNDE ile DIŞINDA
- ÖTIMİ/EUTHYMIA[İng.] değil/yerine/= DENGELİ DUYGU DURUMU
- OTİSTİK/AUTISTIC[İng.] değil/yerine/= DIŞA KAPANIK
- OTİZM/AUTISM[İng.] değil/yerine/= DIŞAKAPANIM
- OTOBİYOGRAFİK HAFIZA/AUTOBIOGRAPHICAL MEMORY[İng.] değil/yerine/= YAŞAMÖYKÜSEL BELLEK
- OTOBÜSLERDE:
SESSİZE ALMAK değil KAPATMAK/TAMAMEN KAPALI TUTMAK
- OTODİDAKT/İZM[Fr./İng.] değil/yerine/= ÖZÖĞRENEN / ÖZÖĞRENİM/Lİ
- OTOKLAV/AUTOCLAVE[İng.] değil/yerine/= BASINÇLI MİKROPKIRAN KAZAN
- OTOKRİTİK[İng. < AUTOCRITIC] değil/yerine/= ÖZELEŞTİRİ
- OTOLOG/AUTOLOGOUS[İng.] değil/yerine/= KENDİNDEN
- OTOMASYON/AUTOMATION[İng.] değil/yerine/= ÖZ İŞLEME
- OTOMATİK TAKSONOMİ SİSTEMİ/AUTOMATIC TAXONOMY SYSTEM[İng.] değil/yerine/= OTOMATİK SINIFLANDRMA DÜZENİ (YAPAY ZEKÂ)
- OTOMATİK/AUTOMATIC[İng.] değil/yerine/= ÖZİŞLER
- OTOMATİZM/AUTOMATISM[İng.] değil/yerine/= ÖZİŞLERLİK
- OTONOM/İ[Fr. < Yun. ATUOS: Kendi, öz. | NOMOS: Yasa.]/AUTONOMOUS[İng.] değil/yerine/= ÖZERK/LİK
- OTOPSİ/AUTOPSY[İng.] değil/yerine/= ÖLÜ AÇIMI
- OTOREGÜLASYON/AUTOREGULATION[İng.] değil/yerine/= ÖZ DÜZENLENİM
- OTORİZASYON[İng. < AUTHORISATION] değil/yerine/= YETKİLENDİRME
- OTOTRANSFÜZYON/AUTOTRANSFUSION[İng.] değil/yerine/= KENDINE KAN AKTARIMI
- OTOZOM/AUTOSOME[İng.] değil/yerine/= GÖVDE KROMOZOMLARI
- OTOZOMAL/AUTOSOMAL[İng.] değil/yerine/= GÖVDE KROMOZOMU (İLİŞKİLİ)
- OTUR(T)MAK ile ÖRTÜŞ(TÜR)MEK
- OTURMA!:
TAŞA ile YAŞA ile BAŞA
( Taşa, başa, yaşa oturmamak gerek. )
( Do not sit/stand on/at stone, wet, front! )
- OUTFLOW[İng.] değil/yerine/= DIŞA AKIŞ
- OUTLET[İng.] değil/yerine/= ÇIKIM
- OUTPUT[İng.] değil/yerine/= ÇIKTI | DEBİ
- OVA/YAZI ile/değil ÇATALAĞIZ
( ... İLE/DEĞİL Bir ırmağın, denize kavuştuğu yerde, lığların birikmesiyle oluşan, üçgen biçimli ova. )
- OVA ile/ve PAMPA
( ... İLE/VE Orta Arjantin'deki ovalar. )
( ... vs./and Plains in Middle Argentina. )
- OVERDOSE[İng.] değil/yerine/= DOZ AŞIMI
- ÖVGÜ = PRAISE[İng.] = LOUANGE[Fr.] = LOB[Alm.] = LAUS[Lat.]
- ÖVME ile/ve YÜCELTME
- ÖVÜNMEK/"HAVA BASMAK" ile/değil MUTLULUĞUN DIŞAVURUMU
- OY ÇOKLUĞU ile/ve/değil/yerine OY BİRLİĞİ
( Aptal, bir oylamanın, sonucunun, "Oy çokluğu" ile alınmasına sevinir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Abdal, "Oy birliği" ile alınmasını bekler/ister. )
- ÖYKÜ/HİKÂYE ile ROMAN
( TAHKİYE[< HİKÂYE]: Hikâye etme, anlatma. )
( )
- OYALANMAK ile DÜŞKÜ/HOBİ
- ÖYKÜNME = TAKLİT = IMITATION[İng., Fr.] = NACHAHMUNG[Alm.] = IMITATIO[Lat.] = MIMESIS[Yun.] = IMITACIÓN[İsp.]
- ÖYKÜNME ile YAPMACIK
( TETABBU' ile TEKELLÜF )
- ÖYLE["ÖLE" değil!] ile BÖYLE["BÖLE" değil!]
( Oradaki/zihindeki/paylaşılmaz. İLE Buradaki/görünür/görünür varsayma/paylaşılır. )
( Konuşma sırasında araya giren gereksiz/yerli-yersiz "Böyle" eklemelerine dikkat edilmeli, sakınılmalı/kaçınılmalıdır, yer verilmemelidir/kullanılmamalıdır. Kendi zihninizdeki süreci "Böyle" sözcüğünü kullanarak "anlatabildiğiniz düşüncesi"nden vazgeçmek gerekiyor. )
(1996'dan beri)