
REÇETELERDE
Kılavuz: Türkçe'si Varken... FaRkLaR
Toplam 7658 FaRk bulunmaktadır
Sayfa 14 / 32
- İ'LÂM[Ar. < ELEM] ile İ'LÂM[Ar. < İLM] ile ÎLÂM[Ar.]
( Elem/keder verme. İLE Bildirme/bildirilme, anlatma. | Bir davanın, mahkemece nasıl bir yargı ve karara bağlandığını gösteren resmi belge. İLE Düğün yemeği. )
- I'LÂM[Ar.] ile İHBÂR[Ar.]
- İLÂM[Ar.] değil/yerine/= YARGI BELGESİ
- İLÂN[Ar.]/ANONS[Fr. < ANNONCE] değil/yerine/= DUYURU/DUYURMAK/DUYUT
( Söz ve yazı yoluyla verilen kısa haber. )
( ANONSE[Fr.]: Bildirilmiş, ilân edilmiş. )
- İLÂN[Ar.] ile İ'LÂN[Ar. < ALEN | çoğ. İ'LÂNÂT]
( Meydana çıkarma, açığa vurma, yayma. İLE Açığa vurma, meydana çıkarma, belirli etme. | Yayma, yaymak için gazeteye verme. | Gazetelerde bu yolda ya da reklâm için yazılmış yazı. )
- İLÂVETEN[Ar. + Fars.] değil/yerine/= EK OLARAK/EK YOLUYLA/EKLEYEREK
- İLBÂS[Ar.] ile İLBÂS[Ar. < LİBS]
( Alıkoyma, durdurma. İLE Giydirme/giydirilme, örtme/örtülme. )
- İLBAY/VALİ[Ar.]/SATRAP[Fars.] ile/ve İLÇEBAY/İLÇEBAŞ/KAYMAKAM[Ar.]
( VALİ[< VELİ: Koruyup kollayan.] ile/ve ... )
( TEKFUR[Bizans döneminde] ile/ve ... )
( [Slav] VOYVODA ile/ve ... )
( EMİR ile/ve ... )
( ÂRENG ile/ve ... )
- İLCAM[Ar.] değil/yerine/= GEMLEMEK, DİZGİNLEMEK
- İLELEBET[Ar.] değil/yerine/= SÜRGİT
- ILENÇ/İLENÇ ile YAKINMA
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Belirli bir konuya özgü görüşünün hatalı olduğu anlaşıldığında, salık veren kişiye yöneltilen yakınma. İLE ... )
- İLERSÜK = UÇKUR
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Donun kuşak/ip bölümü. İLE ... )
- İLHÂD[Ar.] ile KÜFR[Ar.]
- İLHÂK[Ar.] ile İŞGÂL[Ar. < ŞUGL]
( Katma, katılma, karışma, katıştırma. | Egemenlik altına alma, bağlama. | Sözcüğün sonuna bir harf ya da edat katma. İLE Meşgul etme, işle uğraştırma. | İşten alıkoyma. | Tutma. | Oyalama. )
- İLHÂM[Ar.] değil/yerine/= ESİN(LENME)/İÇE DOĞMA/BERGÜ
- İLHÂM[Ar.] ile MA'RİFETU'Z-ZARÛRİYE[Ar.]
- ILIG/YILIG = ILIK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- İLLÂ[Ar.] ile LÂKİN[Ar.]
- 'ILLET[Ar.] ile SEBEB[Ar.]
- İLLET-İ SEHER[Ar.]/ENSOMİ/INSOMNIA[İng.] ile ARIK[Ar.]
( Uykusuzluk hastalığı. İLE Uykusuzluk. )
- ILM/İLM[Ar.] ile MA'RİFET[Ar.]
- ILM/İLM[Ar.] ile RESH[Ar.]
- ILM/İLM[Ar.] ile RÜ'YET[Ar.]
- ILM/İLM[Ar.] ile ŞEHÂDET[Ar.]
- ILM/İLM[Ar.] ile ŞU'ÛR[Ar.]
- ILM/İLM[Ar.] ile TAKLÎD[Ar.]
- ILM/İLM[Ar.] ile TEBYÎN[Ar.]
- ILM/İLM[Ar.] ile/ve/||/<>/> YAKÎN[Ar.]
- ILM/İLM[Ar.] ile/>< ZANN[Ar.]
- ILM/İLM[Ar.] ile ZİKR[Ar.]
- 'ILM[Ar.] ile İDRÂK[Ar.]
- 'ILM[Ar.] ile İ'TİKÂD[Ar.]
- İLMÂ[Ar.] ile İLMÂ'[Ar.] ile İLMÂH[Ar.]
( Çalma. İLE Parlatma, lemeân ettirme. | Bir şeyi, olmadan önce işaretle bildirme. İLE Bir şeyi parıldatma. | Güzel bir bayanın, yüzünü gösterip hemen çekilmesi. )
- İLM-İ EDVÂR[Ar.]
( Mûsikî ilmi. )
- İLRÜK[Uç]/İLDRÜK ile SEDEFOTU
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Sedefotugillerden bir bitki. İLE ... )
- İLTİFAT[Ar. < LÜTÛF[çoğ.] < LÂTİF(< L-T-F)(< LETÂFET)] ile/ve/||/<> TALTİF[Ar. < LÜTÛF < T-L-F]
( Sözel ya da duygusal bir övgü ve ilgi gösterme biçimi. | Birine güler yüz gösterme, hatırını sorma, tatlı davranma. | İlgi gösterme, rağbet etme. | Söz söylerken, daha çok etki sağlamak için beklenmedik bir anda sözü, konu ile çok yakından ilgili birine ya da bir şeye yöneltme. | Yüzünü çevirerek bakma. İLE/VE/||/<> Daha çok, somut bir ödül ya da onurlandırma anlamı taşır. | Birini ödüllendirmek, takdir etmek. Birine lütûf ve ikramda bulunmak. | Yumuşatma, güzelleştirme. | | İyi ve güzel davranarak gönül almak. | Birini nişan, madalya, aylık artırma vb. şeylerle ödüllendirme. )
( Kişiye/kişilere, (beklentisiz/karşılık beklemeksizin ve incelerek) gülümsemek/tebessüm, yüz/bakış, dans, müzik, ses, şiir, ince sözcük, selen/sedâ ve/ya da soluk/nefes(konuşma/yanıt) ikram etmek... )
- İLTİFAT[Ar. < İLTAFAT] değil/yerine/= İLGİKAYRI(/DÖNMEK/İLGİLENMEK/YÖNELMEK)
- İLTİHÂF[Ar.] ile İLTİHÂF[Ar. < LİHAF]
( Yanma, parlama. İLE Yorgan, çarşaf gibi şeylere bürünme. )
- İLTİHAP[Ar. değil/yerine/= YANGI
- İLTİKA'[Ar. < LİKA]["ka" uzun okunur] ile İLTİKA'["ka" uzun okunur]
( Rastgelme, kavuşma, karşılaşma, buluşma. İLE Rengi değişme, benzi atma. )
- İLTİMÂ[Ar.] ile İLTİMÂ'[Ar. < LEM | çoğ. İLTİMÂÂT] ile İLTİMÂH[Ar. < LEMH]
( Renk değiştirme. | Sararma, solma. İLE Parıldama, lem'alanma. İLE Bir şeye şaşkın şaşkın bakma. )
- İLTİMAS[Ar.] değil/yerine/= KAYIRMA/KAYIRIŞ
- İLTİSÂK[Ar. < LÜSÛK] ile İRTİBÂT[Ar. < RABT]
( BİTİŞME, KAVUŞMA, YAPIŞMA, BİRLEŞME | İKİ ORGANIN BİRBİRİNE YAPIŞMASI )
- İLTİSAKLI[Ar.] değil/yerine/= İLİŞKİLİ
- İLTİYÂ'[Ar.] ile İLTİYÂH[Ar.]
( İç heyecanlanması, alevlenmesi. İLE Susama. | Gövdenin/cildin güneşten yanması. | Şimşek çakması. | Yıldızın pırıltısı. )
- İLZÂM[Ar.] ile LÜZÛM[Ar.]
- İM ile/ve/<> HAREKE[Ar.]
( ... İLE/VE/<> Arap yazısında, kısa ünlü yerine kullanılan im. )
- İM ile İM
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Askeri birlikler arasında kullanılması için Hakan'ın belirlediği gizli sözcük. İLE İşaret. )
- ÎMÂ'[Ar.] ile İ'MÂ[Ar.] ile İMÂ'[Ar. < EMEN]
( İşaret. | İşaretle/dolaylı anlatma. İLE Kör etme/edilme. İLE Cariyeler. )
- İMÂD[Ar.] ile İ'MÂD[Ar.]
( Direk, sütun. İLE Direk dikme. )
- İ'MÂLÂT[Ar. < İ'MÂL] ile İMÂLÂT[Ar. < İMÂLE]
( Bir fabrikanın ya da bölgenin sanaiye ait yaptığı işler. İLE Vezne uydurmak için, kısa heceyi gereğinden fazla uzun okumalar. )
- İMÂLE[Ar.] ile İMÂLE[Ar.]
( Meylettirme, bir tarafa eğme, yatırma. | Vezne uydurmak için, kısa heceyi gereğinden fazla uzun okuma. İLE [eskiden] İşçilere ödenen gündelik ücret. )
- İMÂME[Ar.] ile İMÂMET[Ar.]
( Sarık. | Tespih, çubuk gibi şeylerin baş tarafına geçirilen, çoğu kehribardan yapılmış olan uzunca bölüm, başlık. | Fildişi oyma ve kakmalarda görünüşü tâcı ve imâmeyi andıran motif. İLE İmamlık. )
- İM'ÂN[Ar. < MAAN] ile ÎMÂN[Ar. < EMN]
( Bir işte çok ileri varma, çok dikkatli olma. | İnceden inceye araştırma. İLE İnancın pekişmişliği, emin olma. | İslâm dinini kabul etme. )
- IMGA = INGA
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Hazinedar. İLE Süfli ve ahlâksız, rezil ve aşağılık. )
- İMHÂ'[Ar. < MAHV] ile İMHÂ[Ar.]
( Yok etme, mahvetme/edilme. İLE Bileme, keskinleştirme. )
- İMHÂL[Ar.] ile İNZÂR[Ar.]
- İMİR[Oğuz] ile İNGİR
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Sis, pus. İLE Alacakaranlık. Karanlık ile aydınlığın karışımı. )
- İMLÂ[Ar. MELV] ile/ve/||/<> İMLÂ[Ar. < MEL]
( Yazım (kuralları).[< Söyleyip yazdırmak.] | Bir yapıtı ya da bir ezgiyi notaya alıp yazma. İLE/VE/||/<> [boşluğu/çukuru] Doldurmak. )
- İMLÂK[Ar.] ile İMLÂK[Ar.]
( Mülk sahibi olma. İLE Çok fakir düşme, düşkünlük. )
- İMPARATOR ile/||/<> KAYSER[Ar. < KAYSAR]
( ... İLE Roma ve Bizans imparatorlarına verilen san/unvan. )
- İMRENMEK ile/ve TELÂHHUZ[Ar.]
( ... İLE/VE İmrenerek ağzın sulanması. )
- İMSÂS[Ar. < MASS] ile İMSÂS[Ar.]
( Emdirme/emdirilme. | Suda erimiş ilâcı şırınga etme. İLE Değdirme, elle tutup sevme, messettirme. )
- İMSÂS[Ar. < MASS] ile İMTİSÂS[Ar. < MASS]
( Emdirme/emdirilme. | Suda erimiş ilâcı şırınga etme. İLE Emme, emerek çekme, soğurma. | [biyolojide] Soğurulma, emilme.[İng. ABSORPTION | Fr. ABSORBTION] )
- İMTİHÂN[Ar. < MEHN] değil/yerine/= DENEME, SINAMA | SINAV
- İMTİNA[Ar.] ile İMTİSAL[Ar. < MİSL]
( Kaçınma, sakınma, çekinme. İLE Gerekeni yapma. | Bir örneğe göre davranma, uyma, benzemeye çalışma. | Alınan buyruğa tümüyle uyma. [İNKIYÂD] )
- İMTİNÂ[Ar.] ile İSTİNKÂF[Ar.]
( Çekinme. İLE Çekinme, geri durma, sakınma. )
- İMZA[Ar.] ile/ve/||/<> İMCE/PARAF[Fr. < PARAPHE]
( ... İLE/VE/||/<> Sadece baş harflerle yazılan, kısa imza. )
- ÎN/İYN[Ar. < AYNÂ] ile ÎN[Fars.]
( İri ve güzel gözlüler. İLE Bu. )
- İNÂ'[Ar. < EVÂNÎ] ile İ'NÂ[Ar.] ile ÎNÂ'[Ar.] ile ÎNÂ'[Ar.]
( Kap kacak. İLE Zahmete uğratma. İLE Yemiş toplama zamanının gelmesi. İLE Geciktirme, alıkoyma. )
- İN'ÂM[Ar.] ile İHSÂN[Ar.]
- İN'ÂM[Ar.] ile TEMETTU'[Ar.]
- ÎNÂS[Ar. < ÜNSÂ] ile ÎNÂS[Ar. < ÜNS]
( Bayanlar. İLE Alıştırma/alıştırılma. | Görme, bilme. )
- İNBÂ'[Ar.] ile İNBÂH[Ar.]
( Haber verme. İLE Uyandırma/uyandırılma. | Kımıldatma, hareket ettirme. )
- ÎNCÂ'[Ar. < NECÂT] ile İNCÂH[Ar.]
( Kurtarma/kurtarılma. İLE İşi bitirme/tamamlama. | İsteğe erme. )
- İNCÂS[Ar. < NECİS] ile İNCÂZ[Ar. çoğ. İNCÂZÂT]
( Pisleme/pislenme, necîsleme, necâsetleme. İLE Yerine getirme. )
- İNCİZÂM[Ar.] ile İNCİZÂM[Ar.]
( Meczûm olma, sözcüğün son harfinin harekesiz olarak seslendirilmesi. | Kemiğin kırılması. İLE Cüzzam hastalığına yakalanmış birinin bir örgeninin kopması. )
- INDAG ile/ve/||/<> ELEK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Eleğin çerçevesi. İLE/VE/||/<> ... )
- 'INDE[Ar.] ile MA'A[Ar.]
- 'INDÎ KEZÂ[Ar.] ile KIBELÎ KEZÂ[Ar.] ile FÎ BEYTÎ KEZÂ[Ar.]
- 'INDÎ[Ar.] ile LEDÜNNÎ[Ar.]
- İNDİFA[Ar.] değil/yerine/= PÜSKÜRME
( Yanardağlardaki püskürme. | Kızamık, kızıl vb. sayrılıklarda, gövdede kırmızı lekeler görülmesi. )
- İNDİRÂ[Ar.] ile İNDİRÂ[Ar.]
( Yayılıp dağılma. İLE Öne geçme. | Bir işe girişme. | Bulutun altından sıyrılması. )
- İNFÂL[Ar.] ile İNFİÂL[Ar. < Fİ'L]
( Ganimetten mal ayırıp verme. İLE Gücenme, darılma. | Edilgi. )
- İNFAZ[Ar.] ETMEK değil/yerine/= YÜRÜTÜMLEMEK
- İNFÂZ[Ar. < NÜFÛZ | çoğ. İNFÂZÂT]/EXECUTION[İng.] değil/yerine/= YÜRÜTÜM, YERİNE GETİRME, UYGULAMA
- İNFİLÂK[Ar.] ile İNFİRAK[Ar.]
( Güçlü bir biçimde patlama. İLE Ayrılma. )
- İNFİLÂK[Ar.] (ETMEK) değil/yerine/= PATLAMA
- İNFİRÂD[Ar.] ile İHTİSÂS[Ar.]
- İNFİRÂT[Ar. < FERD] ile İNHİSÂR[Ar. < HASR]
( Topluluktan ayrı durma. İLE Tekel. | Tek başına sahip olma. )
- İNFİSÂD[Ar. < FESÂD] ile İNFİSÂH[Ar. < FESH] ile İNFİSÂH[Ar. < FESH]
( Bozulma, fesada uğrama. İLE Bozulma, etkisiz/hükümsüz kalma. İLE Bollaşma, genişleme. )
- İNGEK ile İNGEK[Oğuz] ile İNGEN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( İnek. İLE Dişil kaplumbağa. İLE Dişil deve. )
- İNGIMÂS[Ar.] ile İNGISÂS[Ar.] ile İNGITÂT[Ar.]
( Suya dalma. İLE Suya batma. İLE Suya dalma. )
- İNGLİÇ ile SARIMSAK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Sarımsağa benzeyen bir dağ bitkisi. İLE ... )
- İNHA[Ar.] ile YÖNERGE
( Resmi bir göreve atama ya da bir üst aşama için yazılan yazı. İLE ... )
- İNHİDAM[Ar.] değil/yerine/= ÇÖKME/YIKILMA
- İNHİDÂR[Ar.] ile İNHİDÂR[Ar.]
( Yokuş aşağı inme. | Derinin vurulma ile şişmesi. İLE Perdelenme, örtülme, örtünme. )
- İNHİKAK["ka" uzun okunur] ile İNHİKÂK[Ar.]
( Kördüğüm olma. İLE Kaşınma. )
- İNHİMÂK[Ar.] ile İNHİMÂK[Ar. çoğ. İNHİMÂKÂT]
( Ahmak gibi görünme. İLE Bir şeyin üzerine fazla düşme, fazlasıyla düşkünlük. )
- İNHİMAK[Ar.] ile İPTİLÂ[Ar.]
( Bir şeye, aşırı düşkünlük gösterme, kapılma. İLE Düşkünlük, tiryakilik. )
- İNHİSÂR[Ar. < HASR] ile İNKİSAR[Ar. < KESR]
( Bir malın yapımının yalnızca bir kuruluşun elinde bulunduğu durum. | Devletin herhangi bir üretim alanını elinde tutması, satışı tek elden yönetmesi ve fiyata hâkim olması durumu. | Bir kişi ya da kuruluşun herhangi bir alanda kazandığı büyük güç. İLE Kırılma. | Gücenme. | İlenme, ilenç. )
- İNHİSÂR[Ar. < HASR] ile İNHİZÂL[Ar.]
( Bir şeyi/maddeyi/işi, -başkası yapmamak üzere- sadece bir kişiye/kuruma/oluşuma verme. | Tekel. [Fr. MONOPOLE] )
- İNHİSÂR[Ar. < HASR]/MONOPOL[Fr.] değil/yerine/= TEKEL
( Bir malın yapımının yalnızca bir kuruluşun elinde bulunduğu durum. | Devletin herhangi bir üretim alanını elinde tutması, satışı tek elden yönetmesi ve fiyata hâkim olması durumu. | Bir kişi ya da kuruluşun herhangi bir alanda kazandığı büyük güç. )
- İNHİTÂT[Ar.] ile/||/<> İNZİLÂL[Ar. < ZELÎL]
( Son bulma, yıkılıp dağılma. | Güçten düşme, yaşlanma, inginlik. İLE Hor görme, aşağı tutma, aşağılama. )
- İNHİZÂM[Ar. < HEZÎMET | çoğ. İNHİZÂMÂT] ile İNHİZÂM[Ar. < HAZM]
( Bozgunluk, bozulma, alt olma, hezimete uğrama. İLE Bir şeyin üzerine fazla düşme, fazlasıyla düşkünlük. )
- İNİ ile KARDEŞ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Yaşça küçük kardeş. İLE ... )
- İN'İSÂB[Ar.]/INNERVATION[İng./Fr.] değil/yerine/= SİNİRLERİ GÜÇLENDİRME | SİNİRLERİN GÖVDEDEKİ DAĞILIŞI
- İN'İSÂM[Ar.] ile/değil/yerine/>< İN'İSÂR[Ar.]
( Sıkılma. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Koruma. )
- İNKA'["ka" uzun okunur] ile İNKA'["ka" uzun okunur] ile İNKÂH[Ar. < NİKÂH]
( Temiz/pak olma. İLE Suda ıslatma. İLE Nikâh etme/edilme. )
- İNKAS[Ar. < NAKS]["ka" uzun okunur] ile İNKAZ["ka" uzun okunur] ile İNKAZ["ka" uzun okunur]
( Azaltma, eksiltme. İLE Küçük bir hayvanın ya da cansız bir şeyin kendine özgü bir ses çıkarması. | Atları yürümeye teşvik için çıkarılan ses. | Sakız çiğnerken çıkarılan ses. | Gövdedeki oynak yerlerin çatlaması. İLE Kurtarma/kurtarılma. )
- İNKİLAP[Ar. < KELB] ile/değil İNKILÂP[Ar. < KALB]
( Köpekleşme. İLE/DEĞİL Toplum düzenini ve yapısını daha iyi duruma getirmek için yapılan köklü değişiklik, iyileştirme, devrim. | Bir durumdan başka bir duruma geçiş, dönüşüm. )
- İNKIŞÂ'[Ar.] ile İNKIŞÂR[Ar.]
( Hava açık olup ayazlama, ayaza çekme. İLE Deri ya da kabuğun soyulması. )
- İNKİŞAF/TEKÂMÜL[Ar.] değil/yerine/= GELİŞİM/GELİŞME
- İNKITÂ[Ar.] ile KESİLME, ARASI KESİLME, TÜKENME, BİTME
( KESİLME; ARASI KESİLME )
- İNSÂF[Ar.] ile İNSÂF[Ar. < NISF]
( Yaprak yaprak, lîme lîme olma, dağılma. İLE Merhamete, vicdana ya da mantığa dayanan adâlet. | Ortalama davranış. )
- İNSÂF[Ar.] ile/ve/<> İNTİSÂF[Ar.]
( Merhamete, vicdana ya da mantığa dayanan adâlet. | Ortalama davranış. İLE/VE/<> Hakkını, tamamen alma. | Hakkını ve adâleti isteme. | [zamanda] Yarıyı bulma. )
( Hakkını verme. İLE/VE/<> Hakkını alma. )
- İNSAN ile/ve ADEM[Ar.]/YOKLUK
( HUMAN vs./and NON-BEING )
- İNSAN[Ar.]/ZÂT[Ar.] =/||/<>/< GÖZBEBEĞİ
- İNSÎ[Ar.] ile İNSÂN[Ar.]
- İNŞİKÂK[Ar. < ŞAKK]["ka" uzun okunur] ile İNŞİRÂK[Ar.] ile İNŞİRÂM[Ar.] ile İNŞİRÂS[Ar.]
( Yarılma, çatlama, ikiye ayrılma. İLE Çatlayıp yarılma, yarık olma. | Parlama. İLE Çok yarılma, yarık yarık olma. İLE Soğuktan el derisinin çatlaması. )
- İNSİLÂL[Ar.] ile İNSİLÂL[Ar.]
( Gizlice savuşma, sıvışma. İLE Bir yere toplanma, üşüntü etme. )
- İNŞİRAH[Ar. < ŞERH] ile AÇILMA | AÇIKLIK, FERAHLIK
( AÇILMA | AÇIKLIK, FERAHLIK )
- İNSİYÂG[Ar.] ile İNSİYÂK[Ar.]
( Kalıba dökülüp düzelme. İLE Bir gücün etkisiyle çekilip gitme. | Ardı sıra gitme. | İçgüdü. [İng., Fr. INSTINCT] )
- İNSİYÂK[Ar.] değil/yerine/= İÇGÜDÜ | ARDI SIRA GİTME | BİR GÜCÜN ETKİSİYLE ÇEKİLİP GİTME
- İNSİYYÜ'L-CİNNÎ[Ar.] ile ŞEYTÂN[Ar.]
- İNTÂ[Ar.] değil/yerine/= ÇOK TERLEMEK | KUSMAK
- İNTIBÂ[Ar. < TAB] ile İNTİBÂH[Ar.] ile İNTIBÂH[Ar.]
( Basılma, matbû olma. | Zihinde iz bırakma. | İzlenim. İLE Uyanma, uyanış. İLE Pişme. )
- İNTIBÂ[Ar.] değil/yerine/= İZLENİM
- İNTİBAK[Ar.]/ENTEGRASYON[İng. < INTEGRATION] değil/yerine/= ÖLÇÜDEŞLİK/ÖLÇÜ UYUM, UYUM
- İNTİFÂ'[Ar.] ile İNTİFÂ'[Ar. < NEF | çoğ. İNTİFÂAT] ile İNTİFÂH[Ar. < NEFH]
( Ortadan yok olma, aradan çıkma. İLE Yararlanma, menfaatlenme. İLE Kabarma, şişme. | Örgenlerden birinin şişmesi. )
- İNTIFÂ[Ar.] ile İNTIVÂ[Ar.]
( Sönme. İLE Sarılıp devşirilme, katlanıp sarılma, dürülme. )
- İNTİHÂ'[Ar.] ile İNTİHÂ'[Ar. < NİHÂYET]
( Yanına dayanma, yaslanma. İLE Son bulma, sona erme. | Bitme, tükenme. | Son, nihâyet. )
- İNTİHÂB[Ar. < NAHB | çoğ. İNTİHÂBÂT] ile İNTİHÂB[Ar. < NEHB | çoğ. İNTİHÂBÂT]
( Seçme/seçilme. | Seçim. | En güzel. İLE Yağma ile mal alma, kapışma, talanlama. )
- İNTİHÂBAT[Ar. < İNTİHÂB] ile İNTİHÂBÂT[Ar. < İNTİHÂB]
( Seçmeler/seçilmeler. | Seçimler. İLE Yağmalar, kapışmalar, talanlamalar. )
- ÖZKIYIM/İNTİHAR[Ar.] ile/ve/değil/||/<> ÖLÜM ORUCU
- İNTİHAR[Ar.]["İNTAHAR" değil!]/SUİSİT[İng. < SUICIDE] değil/yerine/= ÖZKIYIM
- İNTİHARÎ[Ar.]/SUİSİDAL değil/yerine/= ÖZKIYIMSAL
- İNTİHÂZ[Ar.] ile İNTİHÂZ[Ar.]
( Fırsat gözleme, fırsatı kaçırmama. İLE Hareket etme, yola çıkma. )
- İNTİKAL[< NAKL (çoğ. İNTİKALÂT)] ile İNTİMÂ'[Ar.]
- İNTİKAL[Ar.] değil/yerine/= GEÇİNÇ | GEÇİŞ | GEÇİŞSİZ
- İNTİKAL[Ar.] ile/ve/değil/<> İŞTİRAK[Ar.]
- İNTİKÂL[Ar.] ile ZEVÂL[Ar.]
- İNTİKAS["ka" uzun okunur] ile İNTİKÂS[Ar. < NÜKS] ile İNTİKÂŞ[Ar. < NAKŞ]["ka" uzun okunur] ile İNTİKAZ["ka" uzun okunur]
( Eksilme. İLE Başaşağı düşme ya da dönme. İLE Kazılma, nakşolunma. İLE Bozulma, çözülme. )
- İNTİMÂ'[Ar.] ile İNTİSÂB[Ar. < NİSBET] ile İNTİSÂB[Ar. < NASB]
( Kuşun bir yerden uçup başka bir yere konması. | Birine mensûb olma. İLE Bir kişiye mensûb olma. | Bir yere bağlanma, kapılanma. | Birinin adamı olma. İLE Dikilip durma. | Yükseğe kaldırma. | Kurala göre sözcüğün mensûb olması. )
- İNTİSÂH[Ar. < NESH] ile İNTİSÂH[Ar.]
( Kopyasını/nüshasını/sûretini çıkarma, istinsah. İLE Verilen öğüdü tutma. )
- İNTİSÂR[Ar. < NESR] ile İNTİSÂR[Ar. < NASR] ile İNTİŞÂR[Ar.] ile İNTİZÂR[Ar. < NAZAR]
( Saçılma, dağılma. | Püskürme/püskürtme. | Aksırma. İLE Öc alma. İLE Yayılma, dağılma, neşr olunma. | Üreme. | Gizli bir şeyin ağızdan ağza yayılması. | Genelleşme. | [fizik] Ayrılma. [İng./Fr. DISPERSION] | [kimya] Dağılım, yayınma. [İng./Fr. DIFFUSION] İLE Bekleme, gözleme. | İlenme, beddua. )
- İNTİŞÂR[Ar. < NEŞR] değil/yerine/= YAYILMA, DAĞILMA | ÜREME
- İNTİYÂH[Ar.] ile İNTİZÂC[Ar.]
( Ağlama, gözyaşı dökme. İLE Çıbanın olgun duruma gelmesi. | Çok gözyaşı dökme. )
- İNTİZÂ'[Ar. < NEZ]/DISSOCIATION[İng./Fr.]:
Çekip koparma, koparıp alma.
- İNTİZÂ'[Ar. < NEZ]/DISSOCIATION[İng./Fr.] ile İNTİZÂH[Ar.]
( Çekip koparma, koparıp alma. İLE Dışkılama sonrası temizlenme, tahâret alma. )
- İNTİZAM[Ar.] değil/yerine/= DÜZEN/ÇEKİDÜZEN
- İNTİZÂR[Ar.] ile İMHÂL[Ar.]
- İNTİZÂR[Ar.] ile NAZAR[Ar.]
- İNTİZÂR[Ar.] ile TERABBUS[Ar.]
- İNTİZÂR[Ar.] ile TERACCÎ[Ar.]
( Beklemek. İLE Ümit etmek. )
- İNZÂL[Ar. < NEZR | çoğ. İNZÂLÂT] ile İNZÂR[Ar.] ile İNZÂR[Ar. < NEZF | çoğ. İNZÂRÂT] ile İNŞÂR[Ar.]
( İndirme/indirilme. | Tanrı buyruklarının peygamberlere inmesi. | Uykuda düş azması, meni boşalması. İLE Geciktirme, te'hîr etme. İLE Sonunun kötü olacağını haber vererek korkutma, uyarıda/ihtarda bulunma. İLE Ölüyü diriltme. )
- İNZÂR[Ar.] ile VASİYET[Ar.]
- İPEK ile/ve KAZZ[Ar.]
( ... İLE/VE Ham ipek. )
- İPLİK ile KILAPTAN[Ar. KULLÂB + Fars. -dān]
( Pirinç, bakır, kalay vb. madenlerden çekilerek gümüş ve altın yaldız vurulmuş ince metal iplik. | Pamuk ipliğine sırma katılarak eğrilmiş iplik. | Bu tür iplikten yapılmış olan. )
( KULLAP/KULLAB: İplik üzerine sırma sarmaya yarar bir dolap. | Bir tür menteşe. )
- İPTİDAİ[Ar.]/PRİMİTİF[Fr./İng.] değil/yerine/= İLK(S)EL
- ÎRÂ'[Ar.] ile İ'RÂ'[Ar.] ile İR'Â[Ar.] ile İRHÂ'[Ar.]
( İyilikte bulunma. | Çakmaktan ateş çıkması/parlaması. İLE Soyma, çıplak bırakma. İLE Otlatma. )
- İRÂDE[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/> İDÂRE[Ar.]
- İHTİYÂR[Ar.] ile/ve/||/<>/> REVİYE[Ar.]
( Yapmayabilme gücü/olanağı/bilgisi/çabası/özeni. İLE/VE/||/<>/> Bir konuda uzun uzun düşünmek. )
- İRÂDE[Ar.] ile İSÂBET[Ar.]
- İRÂDE[Ar.] ile KASD[Ar.]
- İRÂDE[Ar.] ile MAHABBET[Ar.]
- İRÂDE[Ar.] ile MA'NÂ[Ar.]
- İRÂDE[Ar.] ile/ve/değil/||/<>/< RIZÂ[Ar.]
- İRÂDE[Ar.] ile ŞEHVET[Ar.]
- İRÂDE[Ar.] ile TAHARRÎ[Ar.]
- İRÂDE[Ar.] ile TAVTÎNU'N-NEFS[Ar.]
- İRÂDE[Ar.] ile TEVAHHÎ[Ar.]
- Irâk[Ar.] ile IRAK[Ar.] ile IRÂK[Ar.]
( Ülke. | Dicle nehrinden aşağı Basra'ya kadar Şat Suyu'nun iki tarafı. İLE Uzak. İLE Türk müziğinde, aynı adla anılan ve kalın fa diyez notasını andıran perdedeki makamlardan biri.[en eski mürekkep makamlarındandır] )
- İRAN[Ar.] ile İRÂN[Ar.]
( Ülke. İLE Neşeli olma. | Tabut. )
- ÎRÂS[Ar. < İRS] ile İR'ÂS[Ar.] ile İR'ÂS-/İRÂŞ[Ar.] ile İ'RÂZ[Ar.]
( Verme/verilme. | Neden olma, gerekme/icâb olma. | Getirme. İLE Çekerek sarsma. İLE Titretme. İLE Yüz çevirme, başka tarafa dönme. | Çekinme, sakınma. )
- İRBÂ'[Ar. < RİBÂ] ile İRBÂH[Ar. < RİBH]
( Artırma, çoğaltma, yarar verip çoğaltma, nemâlandırma. İLE Faizle para verme. | Yarar ve kazanç elde etme. )
- İRCÂ[Ar.] ile İLCÂ[Ar.]
( Dönmek. İLE Zorlama, zorunda bırakma. )
- İREM[Ar.] ile İrem[Ar.]
( Ok ya da kurşun atılan nişan tahtası. | Çenk denilen müzik aleti ve bunu icâd edenin adı. İLE Âd kavmi zamanında, Şeddâd tarafından, cennete benzetilerek yapılan bir bahçe.[Şam'da ya da Yemen'de bulunmuş olduğu söylenilir] )
- İR/ER ile İR
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Delik açmak için kullanılan sivri uçlu bir araç. İLE Utanma bildiren bir ilgeç. )
- İRFÂD[Ar.] ile İRFÂD[Ar.]
( Yardım etme, bir şey verme. İLE Herhangi bir çocuk. )
- IRGAG ile DEMİR
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kaynağındaki buzu depoya çekip götürmek için kullanılan çengelli demir. İLE ... )
- İRHÂ[Ar.] ile İRHÂ'[Ar.] ile İRÂ[Ar.]
( Kibarca, tatlılıkla hareket etme, yumuşak davranma. İLE Gevşetme/gevşetilme, sarkıtma, aşağı salıverme, koyuverme. )
- İRHÂB[Ar.] ile İRHÂB[Ar.]
( Bol olma, bollanma, genişleme. İLE Korkutma/korkutulma, kaçırma. )
- İRHÂS[Ar.] ile İRHÂS[Ar. < İRHÂSÂT]
( Fiyat indirme, ucuzlatma. İLE Bir peygamberin gönderilmesinden önce, gönderileceğine işaret olmak üzere çıkan olağanüstü haller. | Sağlam şey. | Hayırlı işlerle uğraşma, duvar yapma. )
- İR/IRRA = UTANÇ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- İRİTASYON/IRRITATION[İng.]/TAHRİŞ[Ar.] değil/yerine/= TIRMALAMA | YAKIŞ, KAŞINDIRMA
- İRK ile KOYUN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Dört yaşındaki koyun. İLE ... )
- İRKA'["ka" uzun okunur] ile İRKÂ'[Ar.]
( Gözyaşını ve kanı akıtmayıp durdurma. İLE İftira etme. | Geciktirme. )
- İRKAB["ka" uzun okunur] ile İRKÂB[Ar. < RÜKÛB]
( Öldükten sonra yasal mirasçılarından başka, birine de bir şey bırakma. İLE Bindirme/bindirilme. )
- İRKİN ile İRKİN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Belirli bir yerde biriktirilmiş olan. İLE Günlerce süren. )
- IRK/IRQ ile IRK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- IRMAK ile ŞATT[Ar.][çoğ. ŞUTÛT]
( ... İLE Büyük ırmak/lar. )
- IRS[Ar.] ile IRZ[Ar.]
( Karı-kocadan her biri. İLE Şan ve şeref, namus, iffet. | Perde. )
- İRSÂ'[Ar.] ile İRSÂ'[Ar.] ile İRSÂ'[Ar.]
( Geminin demir atması. | Sağlamlaştırma, kuvvetlendirme, pekitme. İLE Yerinden ayrılma. İLE Uzun ve yaralayıcı bir aletle dürtme. )
- İRSÂL[Ar.] ile İNFÂZ[Ar.]
- IRSİ/YET[Ar.] değil/yerine/= KALITIM/SAL
- İRTÂ'[Ar.] ile İRTÂ'[Ar.]
( Zoraki gülme. İLE Otlatma/otlatılma. )
- İRTEMEK ile İRTEŞ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Araştırmak. İLE Belirli bir konu üzerine kişiler arasında ortaya çıkan hesap sorma isteği. )
- İRTİÂS[Ar.] ile İRTİÂS/İRTİÂŞ[Ar. < RA'Ş]
( Silkinme, sıçrama, deprenme. İLE Titreme, sarsılma, ra'şeye tutulma. )
- İRTİBÂ[Ar.] ile İRTİBÂT[Ar. < RABT]
( Baharda, güzel bir yerde oturma. İLE Bağlanış, rabtedilme. | İlgi, ilgili olma. | Bağlantı, belirtilerin birbirini tutması. )
- İRTİBAK[Ar.] ile İRTİBÂK[Ar.]
( Zoraki gülme. İLE Karışma. | Çamura batma. | Bir işin ters gitmesi. | Dolambaçlı konuşma. )
- İRTİBÂS[Ar.] ile İRTİBÂS[Ar.]
( Dağılma. İLE Pek sıkışık ve karışık olma. | Zor ve perişan bir durumda kalma. )
- İRTİBÂT[Ar. < RABT] ile/ve/<> İMTİDÂD[Ar. < MEDD]
( Bağlanış, rabtedilme. | İlgi, ilgili olma. | Bağlantı, belirtilerin birbirini tutması. İLE/VE/<> Uzama, uzun sürme. | Uzay. )
- İRTİCÂ'[Ar. < RECÂ] ile İRTİCÂ'[Ar. < RÜCÛ]
( Ümit etme/ediş, umma. İLE Geri dönme, geri dönücülük, eskiyi isteme. )
- İRTİCÂL[Ar.] ile İRTİCÂLEN/İRTİCÂLÎ[Ar.]
( [şiir ve sözü] Birdenbire, düşünmeden içine doğduğu gibi söyleme/söyleyiş. İLE Düşünmeden, birdenbire, irtical suretiyle. )
- İRTİCALEN[Ar.] değil/yerine/= DOĞAÇLAMA
- İRTİCÂS[Ar.] ile İRTİCÂZ[Ar.]
( Gök gürlemesi. İLE Kısaltma. | Bahr-i recez'den şiir söyleme.[BAHR-İ RECEZ: Titrek.] )
- İRTİDÂ'[Ar. < RİDÂ] ile İRTİDÂ'[Ar. < RIDÂ]/İRTİZÂ'[Ar. < RIZÂ] ile İRTİDÂ'[Ar.] ile İRTİDÂD[Ar. < REDD]
( Örtünme, çarşaf gibi şeye bürünme. Beğenme, seçme. | Uygun bulma, râzı olma. İLE Süt emme. İLE Yasak olan şeyden geri durma, çekinme. İLE İslâm dinini bırakarak başka bir dini kabul etme. )
- İRTİDÂD[Ar. < REDD] ile/>< İHTİDÂ'[Ar. < HİDÂYET]
( İslâm dinini bırakarak başka bir dini kabul etme. İLE/>< Doğru yola girme. İslâm dinini kabul etme, müslüman olma. )
- İRTİFÂ/RAKIM[Ar.] değil/yerine/= YÜKSELTİ
( Bir noktanın, deniz yüzeyinden olan yüksekliği. | Bir yıldızdan bir bir gözlemcinin gözüne gelen ışın ile ufuk düzleminin oluşturduğu açı. )
- İRTİHÂS[Ar.] ile İRTİHÂŞ[Ar.] ile İRTİHÂZ[Ar.]
( Ucuz sayma/sayılma. İLE Istırap ve sıkıntı içinde bulunma, huzuru kaçma. İLE Rezil, kepâze olma. )
- İRTİKAB["ka" uzun okunur] ile İRTİKÂB[Ar. çoğ. İRTİKÂBÂT]
( Bekleme, gözleme. İLE Kötü bir iş işleme. | Yiyicilik, rüşvet yeme. )
- [ne yazık ki]
!İRTİKÂB ile/değil/yerine/= !YİYİCİLİK, RÜŞVET[Ar. < RİŞVET] YEME
( Bekleme, gözleme. | Kötü bir iş işleme. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/= Yaptırılmak istenilen bir işte yasa dışı kolaylık ve çabukluk sağlanması için birine mal ya da para olarak sağlanan çıkar. )
( MÜRTEKİP[Ar.]: Kötü, uygunsuz işler çeviren. | Rüşvet yiyen/yiyici. )
- İRTİKAS[Ar. < RAKS]["ka" uzun okunur] ile İRTİKÂS[Ar.] ile İRTİKAŞ["ka" uzun okunur] ile İRTİKÂZ[Ar. < REKZ] ile İRTİKÂZ[Ar.]
( Salıntı, salınım. İLE Başaşağı yuvarlanma. İLE Savaşta askerlerin birbirine karışması. İLE Saplanıp yerinde durma, dikilme. | Bağlanma. | Nabzın atması, seğirme. İLE Iztırap duyma. | Gebelikte çocuğun karında hareket etmesi. )
- İRTİMÂS[Ar.] ile İRTİMÂZ[Ar.] ile İRTİMÂZ[Ar.]
( Suya dalıcılık, dalgıçlık. İLE Iztırap içinde kıvranma. İLE Yerinden oynatıp sıçratma. | Birini koruma. )
- İRTİSÂM[Ar. < RESM] ile İDRAK
( Resmi çıkma/çizilme. | İzdüşüm. İLE ... )
- İRTİVÂ'[Ar.]
( Gövdedeki örgenlerin ve eklemlerin/mafsalların kalınlaşması. )
- İRTİVÂ'[Ar.] ile İRTİVÂH[Ar.]
( İçerek kanma. | Gövdedeki örgenlerin ve eklemlerin/mafsalların kalınlaşması. İLE Nöbetle çalışma. )
- İRTİYÂ'[Ar.] ile İRTİYÂH[Ar. < RİH]
( Korkma, ürkme. İLE Ferahlama. | Rüzgârlanıp rahatlama. )
- İRTİZÂ[Ar.] ile İRTİZÂ'[Ar. < RIZÂ] ile İRTİZÂ'[Ar. < RIZÂ] ile İRTİZÂH[Ar.]
( Bir şeyin eksilmesi, bir şeyden zarar/ziyan görme. İLE Beğenme, seçme. | Uygun bulma, râzı olma. İLE Süt emme. İLE Özür dileme. | Biraz bahşiş alma. )
- İRTİZÂK[RIZK] ile/ve/<> İRTİBAT[Ar. < RABT]
( Rızıklanma, rızk alma. İLE/VE/<> Bağlanış, bağlanma. | İlgi, ilgili olma. | Bağlantı. )
- İRVİ/İRWİ ile İRVİ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Hindistan'dan gelen bir ilaç. İLE Sivri, ince. )
- IR/YIR ile YIR
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Aşk şiirleri/şarkıları. [gazel, gınâ] İLE Türkü, şarkı. )
- İRZÂ'[Ar.] ile İRZÂ'[Ar. < RAZV]
( Emzirme/emzirilme. İLE Gönül alma, hoşnut etme, kandırma. )
- IRZA[Ar.] ile IRZÂ'[Ar.] ile IRZ'A GEÇMEK[Ar.]
( Otu çok olan yer, çayırlık. İLE Emzirmek, emzirilmek. İLE Tecavüz. )
- İ'ŞÂ'[Ar.]
- Îsâ[Ar.] ile ÎSÂ[Ar.] ile ÎSÂ'[Ar.] ile ÎSÂ'[Ar.] ile İSÂH[Ar. < VESAH]
( Hristiyanlık dininin peygamberi. İLE Teselli edip sabırlılığa teşvik etme/edilme. İLE Vasî yapma, vasiyet yapmaya memur etme. | Vasiyet etme. İLE Zenginleştirme/zenginleştirilme. | Genişletme. İLE Kirletme/kirletilme. )
- İ'ŞÂ'[Ar.] ile İŞ'Â'[Ar.] ile ÎŞÂ'[Ar.] ile İŞÂA/İŞÂAT[Ar. < ŞÜYÛ] ile İŞÂHA[Ar.]
( Akşam yemeği verme. İLE Şuâlanma, güneş, ışığını dağıtma. İLE Ağacın çiçek açması. İLE Haber yayma, herkese duyurma. İLE Misvak kullanma.[İSTİYÂK] )
- İŞÂAT/İŞÂA[Ar. < ŞÜYÛ] ile İŞÂÂT[Ar. < İŞÂA]
( Haber yayma, herkese duyurma. İLE Duyurmalar, yaymalar. )
- İS'ÂD[Ar. < SUÛD] ile İS'ÂD[Ar. < SA'D]
( Yükseltme, yukarı çıkarma. İLE Kutlu kılma, mes'ûd etme. )
- İSÂE[Ar.] ile MAZARRAT[Ar.]
- İSÂET[Ar.] ile SÛ'[Ar.]
- İS'ÂF[Ar.] ile ÎSÂF[Ar.] ile İsâf[Ar.]
( Birinin isteğini kabul edip yerine getirme. İLE Darıltma, eseflendirme. İLE Mekke putlarından biri. )
- İSAF[Ar.] ile İSAL[Ar.]
( Bir isteği, yerine getirme. İLE Ulaştırma. )
- İSÂGA[Ar.] ile İSÂGA[Ar.]
( Kalıba dökme/dökülme. İLE Kolaylıkla yutma. )
- İŞ'ÂL[Ar. < ŞAAL] ile İŞ'ÂR[Ar. çoğ. İŞ'ÂRÂT]
( Alevlendirme, alevi parlatma, tutuşturma, şûlelendirme. | Şiddetlendirme. İLE Yazı ile bildirme, haber verme. )
- İSÂLE[Ar. < SEYL | çoğ. SEYELÂN] ile İZÂLE[Ar. < ZEVÂL]
( Akıtmak. İLE Yok etme, giderme. )
- İSÂM[Ar. < İSM] ile İSÂM[Ar. < İSM]
( Ceza, bir suçun gerektirdiği sonuç. İLE Günaha sokma/sokulma. )
- ÎSÂR[Ar.] ile İS'ÂR[Ar.] ile ÎSÂR[Ar.] ile İS'ÂR/İSGAR["ga" uzun okunur] ile İ'SÂR[Ar.] ile İ'SÂR[Ar.] ile İ'SÂR[Ar.] ile İSÂR[Ar.]
( Bağ, sargı. | Esirlik. İLE Fiyat biçme, narh koyma. İLE İkram, bahşiş. | Cömertlikle verme. | Dökme, saçma, serpme. | Kendi muhtaç olduğu halde bahşiş verme. | Seçme. İLE Çocuğun diş çıkarması. İLE Sürçdürme, ayak kaydırma. | Birini, büyüklere kötüleme/zemmetme. İLE Güçleştirme. | Fakirleşme. İLE İkindi zamanında bulunma. | Gelin olma çağına gelme. | Kasırga. İLE Keçi memesine takılan kese/torba. )
- İSÂRE[Ar.] ile İSÂVE[Ar.]
( Tozu havaya kaldırma. İLE Ağız karalığı, gammazlık. )
- İSBA[Ar.]
( Arapların uzunluk ölçüsü.[kadem'in 1/12'si]. )
- İSBA[Ar.] ile İSBÂH[Ar. < SEBH] ile İŞBÂ'[Ar. < ŞİB]
( Arapların uzunluk ölçüsü.[kadem'in 1/12'si] İLE Suda yüzdürme/yüzdürülme. İLE Karnını doyurma, doyrulma. | Doyma. | Çoğalma, çoğaltılma. | Arap nazımında, vezin ve kâfiye zorunluluğundan dolayı sözcüğe bir harf katma. )
- İSBÎDÂC[Ar.] ile İSFÎDÂC[Ar.]
( Üstübeç. )