Bağlaçlı
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 46.491 başlık/FaRk ile birlikte,
46.491 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(39/187)
- CÜNÛN -ile
( DELİRME, ÇILDIRMA | AŞKIN GALİP GELMESİ )
- CÜNÛN ile FÜNÛN ile SÜKÛN
( Coşkunluk. [Aşkın öncesi]. İLE İlim. [Aşkın ortası]. İLE Sakinlik. [Aşkın sonu]. )
- ÇUPAN ile YARDIMCI
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Köyün başının yardımcısı. İLE ... )
- ÇÜR ile ÇÜRGÜ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Yarar, kazanç. İLE Çocuğa çişi olup olmadığını sormak. )
- CURA/ÇURA ile/> ÇÖĞÜR ile/> TAMBURA ile/> DİVAN
- ÇURAM ile OK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Hafif bir okla yapılan atış. İLE ... )
- CURÇAN ile ...
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Çin yolu üzerindeki Müslüman sınırlarından biri. İLE ... )
- CURCUNA ile DEBDEBE
( Musikîde hızlı bir usûl. İLE ... )
- CÜRET ile/ve/değil/||/<> BİLGİSİZLİK
- CÜRET ile/değil/yerine CESÂRET
( [not] INSOLENCE | IMPUDENCE vs./but COURAGE )
- CÜRET ile/ve/<> KÜSTAHLIK
- CURİE İLE NÉEL İLE VERWEY ile/||/<> MANYETİK GEÇİŞLER
( Manyetik faz değişimleri. )
( Formül: T > Tc → paramanyetik )
- CURİE / KÜRİ ile/||/<> CURİE NOKTASI ile/||/<> CURİE SABİTİ ile/||/<> CURİE SICAKLIĞI / CURİE NOKTASI ile/||/<> CURİE SICAKLIK ÖLÇEĞİ ile/||/<> CURİE TERAZİSİ ile/||/<> CURİE WEİSS YASASI ile/||/<> CURİE YASASI
( ... VS. CURiE POiNT VS. CURiE CONSTANT VS. ... VS. CURiE TEMPERATURE SCALE VS. CURiE BALANCE VS. CURiE-WEiSS LAW VS. CURiE'S LAW )
( ... AVEC LE POiNT DE CURiE AVEC LA CONSTANTE DE CURiE AVEC ... AVEC L'éCHELLE DE LA TEMPéRATURE DE CURiE AVEC LA BALANCE DE CURiE AVEC LA LOi DE CURiE-WEiSS AVEC LA LOi DE CURiE )
( ... MiT CURiE-PUNKT MiT CURiE-KONSTANTE MiT ... MiT CURiE-TEMPERATURSCALA MiT CURiE-WAAGE MiT CURiE-WEiSSSCHES GESETZ MiT CURiE GESETZ )
- CÜRM[Ar.] ile/değil CİRM[Ar.]
( Suç. İLE/DEĞİL Oylum/hacim, nesne/cisim. )
- ÇURNI ile MÜSHİL
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Türk doktorları tarafından yapılan müshil. )
- CÜRÛF[Ar.] ile CÜRÜF[Ar.]
( Maden posası, dışık. Erimiş malzemelerin yüzeyindeki safsızlık. İLE Yar, uçurum. )
( SCUM vs. ... )
( ABSCHAUM/SCHAUM/SCHLACKEN mit ... )
( ÉCUMER avec ... )
- ÇÜRÜK ELMA MESCİDİ -ile
( Eminönü'ndedir. )
- CÜRÜM ile/değil CİRİM(ECRÂM)
( Suç. İLE/DEĞİL Kütle/oylum[hacim]. )
- ÇÜRÜME ile/ve/||/<> ARDAK
( ... İLE/VE/||/<> Ağaçlarda, mantarların oluşturduğu bir tür çürüme başlangıcı. )
- ÇÜRÜME ile/ve/değil/||/<> PÖRSÜME
- ÇÜRÜTÜLEBİLİR ile/değil AŞILABİLİR
- CURVATURE İLE TORSİON İLE CONNECTİON İLE PARALLEL TRANSPORT ile/||/<> DİFERANSİYEL GEOMETRİ
( Eğri uzayların geometrisi. )
( Formül: Rμν - ½gμνR = 8πGTμν )
- CURVE ile CURVILINEAR
( Eğri. İLE Eğri çizgisel, eğrisel. )
- CÛŞ -ile
( COŞMA, KAYNAMA )
- CÛŞ Û HURÛŞ -ile
( COŞMA VE GÜRÜLTÜ )
- CÜSÂM[Ar.] ile CÜSÂM[Ar.]
( Büyük, geniş. İLE Uykuda gelen ağırlık, ağırbasma, kâbus. )
- ÇÜŞEK[SOGD] ile ÇAYIR
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Çayır, otlak. )
- CUSHING SAYRILIĞI/HASTALIĞI ile/||/<> CUSHING BELİRGESİ/SENDROMU
( Hipofiz bezinde tümör nedeniyle aşırı ACTH üretimi. İLE/||/<> Gövdede aşırı kortizol üretimi. )
- CUSHİNG ile/||/<> ADDİSON
( Gövdede aşırı kortizol üretimi. İLE/||/<> Gövdede yetersiz kortizol üretimi. )
- [Ar.] CÜSSE ile/ve HEYBET
( Gövde, kalıp, çelim. İLE/VE Korku ile saygı duygularını birden uyandıran durum ya da gösteriş. )
- CUT DOWN ile CUT-OFF
( Damar açımı. İLE Sınır değer, ayrım değeri. )
- ÇÜTRE ile BAYAĞI ÇÜTRE
(
)
( CARPODACUS cum CARPODACUS ERYTHRINUS )
- ÇUVAL ile/değil GIRAR/GIRÂRE/GARÂR/GARÂRE[Ar. çoğ. GARÂYİR]
( ... İLE/DEĞİL Büyük, kıl çuval. )
- ÇUVAL ile TELİS[Ar. < TİLLİS]
( ... İLE Bitkisel tellerden yapılmış, kaba örgülü büyük çuval. )
- ÇUVAL ile/ve TELİS/JÜT
( ... İLE/VE Bitkisel tellerden yapılmış, kaba örgülü büyük çuval. )
( JÜT[Bengal dilinden], [Lat. CORCHORUS CAPSULARIS]: Ihlamurgillerden, Hindistan ve Bangladeş'te yetişen, ip ve çuval yapımında kullanılan, liflerinden yararlanılan bir bitki. | Bu bitkinin liflerinden yapılan dokuma. )
- ÇUVGA ile ÇUVGA[KIFÇAK VE OĞUZ]
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Gideceği yere çabuk ulaşmak isteyen habercinin yol boyunca değiştirdiği, aktarma yaptığı atlar. İLE Keşif yapan kişi, kılavuz. )
- CÛY[Fars.] ile/ve CÛY-BÂR[Fars.]
( Nehir, akarsu, ırmak. İLE/VE Dere, ırmak, çay. )
- CÜZ'[Ar.] ile BA'Z[Ar.]
- ÇUZ ile KUMAŞ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Yaldızlarla süslenmiş, kırmızı ve siyah renkli bir Çin kumaşı. İLE ... )
- CÜZAM/CÜZZAM, LEPRA[< Yun.] -ile
( Hansel basilinin neden olduğu, bulaşıcı deri hastalığı, miskin hastalığı. )
- CÜZ'Ü MİNE'L-CÜMLE[Ar.] ile SEHMÜ MİNE'L-CÜMLE[Ar.]
- CÜZZÎ ile CÜZ
( Zihnî. İLE Vücudî. )
- CW COMPLEX ile/||/<> SİMPLİCİAL COMPLEX
( CW cell ekleme, simplicial simplex yapıştırma. )
( Formül: Cell attachment İLE simplex gluing )
- CW İLE PULSED İLE Q-SWİTCHED İLE MODE-LOCKED ile/||/<> LAZER MODLARI
( Lazer çıkış karakteristikleri. )
( Formül: Δt·Δν ≥ 0.44 )
- CYBERING ile LURKING
- CYCLOTOMİC POLYNOMİAL ile/||/<> MİNİMAL POLYNOMİAL
( Cyclotomic n-inci birlik kök, minimal en küçük derece. )
( Formül: Unity roots İLE algebraic element )
- CYCLOTRON RESONANCE ile/||/<> ELECTRON SPİN RESONANCE
( Cyclotron resonance manyetik alanda elektron orbital hareketiyken, ESR elektron spin manyetik momentinin rezonansıdır )
( Formül: ωc = eB/m )
- CYLİNDER ile/||/<> CONE
( Cylinder sabit yarıçap İLE cone değişken yarıçap. )
( Formül: Constant İLE variable radius )
- CYN-/CYNO- ile/||/<> CAUD-/CAUDO- ile/||/<> ICHTHY-/ICHTHYO- ile/||/<> ACARO- ile/||/<> ARACHNO- ile/||/<> TERAT-/TERATO- ile/||/<> ZO-/ZOO-
( Köpek. İLE/||/<> Kuyruk. İLE/||/<> Balık. İLE/||/<> Kene, uyuz. İLE/||/<> Örümcek, ince ağ benzeri yapı [araknoid: Beyin zarlarından biri]. İLE/||/<> Canavar. İLE/||/<> Hayvanla ilgili. )
- -CYTE ile/||/<> CYT-/CYTO-
( Göze. İLE/||/<> Göze ile ilgili. )
- VİTAMİN:
D2(ERGOKALSİFEROL) ile/ve/||/<> D3(KOLEKALSİFEROL)
( D vitamini, metabolizma için gerekli olan kalorisiz bir organik nesnedir. Yağlarda çözünür ve yağ dokusunda depolanır. İkisi de D vitamininin etkin biçimine dönüştürülür. D vitamini, sağlık için gerekli olan birçok süreçte yer alır. Kas gücünü artırır, bağışıklık düzenini güçlendirir, yangıyı önlemeye yardımcı olur, ince bağırsakta kalsiyum emilimini artırır, kemik oluşumu, bileşimi, büyümesi ve onarımı için gerekli olan yeterli kalsiyum ve fosfat seviyelerinin korunmasına yardımcı olur. İkisi de karaciğerde kalsifediol'e metabolize edilir. Bu nesne, böbreklere geçer ve D vitamininin etkin biçimi olan kalsitriolün salınmasını sağlar. Gıdalardan D vitamini alımı düşük olduğundan, birçok uzman takviye almayı önermektedir. Yeterli dozlar konusunda düşünce birliği yoktur. Ayrıca güneş koruyucu olmadan her gün 10-15 dakika güneşlenmek D vitamini seviyesini artıracaktır. D3 vitamininden daha az kararlı olan D2 vitamini, nem ve ısıya daha duyarlıdır. D3 vitamini gövdedeki kalsitriol seviyesini D2 vitamininden daha fazla artırmaktadır. Uzmanlar, gövde tarafından daha iyi emildiğinden, D3 vitamini desteği önermektedir. )
( Bitki kökenlidir. İLE/VE/||/<> Ultraviyole ışığın kolesterol üzerindeki etkisi ile ciltte üretilir. )
( Tahıllar gibi çoğu gıdada az oranda bulunur. İLE/VE/||/<> Yağda çözünen bir vitamindir. Gıda yoluyla alınabildiği gibi güneşlenme yoluyla da deride üretilir. )
- ...DA KALMA ile/ve/değil/||/<>/< SINIRLAMA
- ...'DA OLMAMDAN/OLUŞUMDAN DOLAYI ...(KATILAMIYORUM) ile/ve/değil ...'DA OLDUĞUMDAN DOLAYI ...(KATILAMIYORUM)
- ...'DA ... VARDIR ile/değil ...'DA ... GİZLİDİR
- AMELİYAT:
DA VINCI İLE ile/değil/yerine OLAĞAN
- DABB[Ar.] ile DÂB[Ar.]
( Kertenkele. İLE Şan ve şeref. )
- DABNE ile/ve/<> MERAK
( Büyükayının sonundaki iki parlak yıldız. )
- DAD[Ar.] ile DÂD[Ar.]
( Osmanlı abecesinin onyedinci harfidir.[ebced değeri 800'dür.] İLE Adâlet, doğruluk. | İhsan, vergi. | Veriş, satış. | Sızlanma, yanıp yakılma. | Feryâd, figan. | Kısmet, nasip. | Tuzlu balgam denilen bir cilt hastalığı. )
- DÂDER[Fars.] ile DÂDENDER[Fars.] ile DÂDER-ENDER[Fars.]
( Kardeş. İLE Üvey kardeş. İLE Üvey kardeş. )
- DADI/TAYA[Fars. < DÂYE] ile/ve DÂDÛ/LÂLÂ[Fars.]
( Bayan çocuk bakıcısı. | Süt annesi. İLE/VE Bay çocuk bakıcısı. | Şehzâdelerin özel eğitmenleri. | Sultanların, vezirlerine seslenirken kullandıkları bir söz. )
- DAĞ FARESİ ile ÇAYIR FARESİ
( )
- DAĞ KEÇİSİ ile ÇENGEL BOYNUZLU DAĞ KEÇİSİ
- DAĞ KEÇİSİ ile PİRENE DAĞ KEÇİSİ
( IBEX vs. PYRENEAN IBEX )
( PYRENAICA PYRENAICA vs. CAPRA PYRENAICA PYRENAICA )
- DAĞ, KÛH[Fars.] ile/ve RÂG[Fars.]
( ... İLE/VE Dağ eteği. | Çayırlık, çimenlik, bağlık, bahçelik. )
- DAĞ NANESİ ile TAŞ NANESİ
- DAĞ OLMAK ile/değil/yerine VADİ OLMAK
( Yağmur yağar ama akar gider. İLE/DEĞİL/YERİNE Yağmuru toplar, göl olursun. )
- DAG[Argu] ile/ve/||/<>/> TEGUL[Oğuz]
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- DAĞ ile/ve AKLAN/MAİLE[Ar.]
( ... İLE/VE Bir dağ sırasının yamaçlarından her biri. )
- DAĞ ile/||/<> AŞAK/AŞAQ[Oğuz] ile/||/<>
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( ... İLE Dağ eteği. )
- DAĞ ile/ve/değil/yerine/<>/>/>< BAĞ
( Bakmazsak/özenmezsek. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>/>< Bakarsak/özenirsek. )
- DAĞ ile BALKAN
( ... İLE Sarp ve ormanlık sıradağlar. )
- DAĞ ile/ve BERDENG[Fars.]
( ... İLE/VE Çöl ortasında bulunan küçük dağ ve tepe. )
- DAĞ ile BÎSÜTÛN
( Şîrîn'in emriyle, Ferhad'ın deldiği dağ. Bugün Bağdat ile Hamedan arasında Kirman Şâh'ın 30 km. doğusunda kalır. Dik, kayalık ve sarp bir dağdır. )
- DAĞ ile/değil/yerine/>< DENİZ
( Uzaklaştırır, ayırır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yakınlaştırır, birleştirir. )
- DAĞ ile/||/<> GÖKKUŞAĞI DAĞI/VINICUNCA
( ... İLE/||/<> Peru'da. )
- DAĞ ile/ve/||/<> KAR
( Dağına göre kar. )
( MOUNTAIN vs./and/||/<> SNOW )
- DAĞ ile TEPE
( ŞİMRÂH: Dağ tepesi. )
( BÎSÜTÛN: Âşık Ferhad'ın, sevgilisi Şîrîn'in emriyle Kermanşah civarında deldiği dağ. | Gökyüzü. )
( Sevgili Ersin Alok'un çektiği dağ fotoğraflarını görmek için burayı tıklayınız... )
(
)
( En yüksek dağlar:
Mauna Kea (Hawaii) 10.200 m.
Everest (Nepal) 8848 m.
K2 (Kaşmir) 8611 m.
Kangchenjunga (Nepal) 8600 m.
Makalu (Nepal) 8481 m.
Dhaulagiri (Nepal) 8172 m.
Nanga Parbat (Kaşmir) 8126 m.
Annapurna (Nepal) 8078 m.
Gasherbrum (Kaşmir) 8068 m.
Gosainthan (Tibet) 8013 m. )
( CEBEL[çoğul > CİBÂL] ile ... )
( KÛH ile ... )
( MOUNTAIN vs. HILL )
- DAĞ ile TÛR
( ... İLE Hazreti Musa'nın ilâhi tecelliye mazhar olduğu dağ. )
- DAĞ ile/ve YANARDAĞ
( Cameroun
Cotopaxi
Etna
Fujiyama
Hecla
Mauna Loa
Mount St. Helens
Popacatapetl
Stromboli
Tristan de Cunha
Vesuvius )
( ... ile/ve
)
( CEBEL ile/ve BÜRKÂN )
( MOUNTAIN vs./and VOLCANO[< Fr.] )
- DAĞ ile/ve YAYLA
( ... İLE/VE Akarsularla derin bir biçimde yarılmış, parçalanmış, üzerinde düzlüklerin belirgin olarak bulunduğu, deniz yüzeyinden yüksek yeryüzü parçası. PLATO | Dağlık, yüksek bölgelerde, kışın, yaşam koşulları güç olduğundan dolayı boş bırakılan, yazınsa havası iyi ve serin olan dinlenme yeri. )
( CEBEL[çoğ. CİBÂL], TAVD[çoğ. ATVÂD] ile/ve ... )
( KÛH ile/ve ... )
( MOUNTAIN vs./and UPLAND/HIGH PLATEAU )
- DAĞILIM ile AYIRMA
( DISPERSION vs. ALLOCATION )
- DAĞILIM ile DAĞITIM
( DISPERSION vs. DISTRIBUTION )
- DAĞILIM/DAĞILMAK ile/ve/değil/||/<>/< YAYILIM/YAYILMAK
- DAĞILMA ÖZELLİĞİ ile/ve BİRLEŞME ÖZELLİĞİ
- DAĞILMA ile/ve/> İNCELME
- DAĞILMA ile SAÇILMA
- DAĞILMA ile/ve/> SEYRELME
- DAĞILMA ile/ve/değil YAYILMA
- DAĞILMA/SI ile/ve/<> UZAKLAŞMA/SI
- DAĞILMIŞLIK ile/ve/değil/yerine BOĞULMUŞLUK
- DAĞINIK ile/ve/değil/||/<>/< PARÇA PARÇA
- DAĞINIK ile PİS
( MESSY vs. DIRTY )
- DAĞINIK ile/değil YAYILMIŞ
- DAĞINIK/LIK ile BİÇİMSİZ/LİK
( MESSY/MESS vs. UNSHAPELINESS )
- DAĞINIK/LIK ile KOPUK/LUK
- DAĞITIM ile/ve/<> BÖLÜŞÜM
- [ne yazık ki]
DAĞITMAK/DAĞILMAK ile/ve/||/<> SAVURMAK/SAVRULMAK
- DAĞITMAK ile DAĞILMAK
- Dâğıstân[Ar.] ile DÂĞISTAN[Ar.]
( Kafkas dağlarının kuzeyinde ve Hazar Denizi'nin batı kıyısında bulunan bir bölge. İLE Dağlık yer. )
- DAĞLAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< FARKLAR
- DAHA "AKILLI" OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DAHA DİSİPLİNLİ OLMAK
- DAHA AZ DÜŞÜN! ile/ve/<> DAHA ÇOK DÜŞÜN!
( [Düşündüğün...] Kendini, kötü hissettiriyorsa/hissett(ir)diğinde. İLE/VE/<> Kendini, iyi hissettiriyorsa/hissett(ir)diğinde. )
- DAHA ÇOK SEVEN ile/ve/||/<>/< DAHA AZ SEVEN
( Sevdiğine ve hemen hemen her söylediğine/istediğine/kararına, onu kaybetmemek için "Olur." der. İLE/VE/||/<>/< Bu nedenle de ilişkiyi yönetir. )
- DAHA ÇOK ile/ve/<>/değil/yerine BİR DAHA
- DAHA FAZLA ile DAHA ŞİDDETLİ
- DAHA FAZLASI ile/ve/değil/yerine DAHA İLERİSİ
(
DAHA FAZLASINI YAPACAĞIM
Ait olmaktan daha fazlasını yapacağım,Katılacağım.
İlgilenmekten daha fazlasını yapacağım,
Yardımcı olacağım.
İnanmaktan daha fazlasını yapacağım,
Anlayışlı olacağım.
Hayal kurmaktan daha fazlasını yapacağım,
Çalışacağım.
Ögretmekten daha fazlasını yapacağım,
İlham vereceğim.
Kazanmaktan daha fazlasını yapacağım,
Kazandıracağım.
Vermekten daha fazlasını yapacağım,
Hizmet edeceğim.
Yaşamaktan daha fazlasını yapacağım,
Büyüyeceğim.
Arkadaşlıktan daha fazlasını yapacağım,
Dost olacağım.
Denemekten daha fazlasını yapacağım,
BAŞARACAĞIM! )
( [not] MORE EXCESS vs./and/but MORE FURTHER
MORE FURTHER instead of MORE EXCESS )
- DAHA FAZLA/SI ile/ve/değil/yerine İSABETLİ OLMASI
- DAHA GENÇ ile DAHA GENÇ
( Henüz yaşlanmamış. İLE Yaşı daha az. )
- DAHA İYİ DUYMAK/DİNLEMEK ile/ve/||/<>/> BAĞ KURMAK
- DAHA İYİ OLAN ile/ve/||/<> DAHA İYİ HİSSETTİREN
- DAHA KOLAY ile/ve/||/<>/> EN KOLAY
( [ne yazık ki]
Kolay/rahat/hızlı kazanılan paranın tüketilmesi. İLE/VE/||/<>/> Başkasının/vatandaşın/emekçinin parasının "tüketilmesi". )
- DAHA/EN) KORKUNÇ/VAHİM OLAN:
SOKAKTAKİ KARGAŞA ile/değil DİLDEKİ KARMAŞA
( Yaşamdaki en korkunç "durum" ya da deneyim, birini çok sevmektir.
[Sevgi kadar değerli bir duygunun nesi, nasıl korkunç olabilir? O sevgimizin yoğunluğunun o kişiyi kendimizden kaçırma olasılığının artırması ve ölümünün duyulmasından dolayı her an için geçerli ve etkisi yüksek olan çok korkutucu bir durumdur.] )
- DAHA ÖTE ile/ve/değil/yerine DAHA FARKLI
- DAHA ÖZEL ALGILA/YORUMLA! ile/ve/<> DAHA GENEL DÜŞÜN
( Kendini, iyi hissettiğinde. İLE/VE/<> Kendini, kötü hissettiğinde. )
- DAHA) ("ÜST") GÜCE[OLANAKLARA/KİŞİLERE] TAPARLIK ile/ve/değil/yerine/||/<> ÖYKÜNME
( Düşük bilgi/bilinç seviyesindeki ya da çıkarcı kişilerin(zihinlerin), iyiliğ(in)e yönelimde, güdülenmesini ve kötülüğ(ün)e başvurmada da kendini tutmasını sağlatan en etkili/etkin iki durum/tutum. )
- DAHA UYGUN ile/ve/||/<> SONRAKİ ile/ve/||/<> ÖZEL
( LEX SUPERIOR vs./||/<> LEX POSTERIOR vs./||/<> LEX SPECIALIS )
- DAHA ile ÇOK
( MORE vs. MUCH/MANY )
- DAHA ... ile/ve (fakat)/ne yazık ki/||/<>/>< DAHA ...
( "Daha yüksek binalarımız var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha kısa sabrımız var.
"Daha geniş otoyollarımız var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha dar bakış açılarımız var.
"Daha büyük evlerimiz var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha küçük ailelerimiz var.
"Daha çok ev gereçlerimiz var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az zamanımız var.
"Daha çok eğitimimiz var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az sağduyumuz var.
"Daha fazla bilgimiz var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az bilgeliğimiz var.
"Daha çok uzmanımız var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha çok sorunumuz var.
"Daha çok ilacımız var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az sağlığımız var.
"Daha çok mal varlığımız var." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az değerlerimiz var.
"Daha rahat geçinmeyi öğrendik." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Yaşam kurmayı öğrenemedik.
"Daha büyük işler yaptık." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha iyi işler yapamadık.
"Daha çok harcıyoruz." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az şeye sahibiz.
"Daha fazla satın alıyoruz." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az hoşnut kalıyoruz.
"Daha fazla söylüyoruz." İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az konuşuyoruz.
Daha çok nefret ediyoruz. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az seviyoruz.
Daha az gülüyoruz. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha çok somurtuyoruz.
Daha çok sigara, alkol, şeker tüketiyoruz. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha savurganca para harcıyoruz.
Daha hızlı araba kullanıyoruz. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha çabuk kızıyoruz.
Daha geç saatlere kadar oturuyoruz. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha yorgun kalkıyoruz.
Daha az okuyor, daha çok televizyon izliyoruz. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Daha az şükrediyoruz.
Yaşamımıza, yıllar kattık. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Yıllarımıza, yaşam katamadık.
Uzayı fethettik. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< İç dünyamızı fethedemedik.
Havayı temizledik. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Ruhumuzu kirlettik.
Atoma hükmettik. İLE/VE (FAKAT)/NE YAZIK Kİ/||/<>/>< Önyargılarımıza hükmedemedik.
)
- DAHA ile/değil/yerine HÂLÂ
- DAHA ile/ve/değil/yerine/=/||/<> HENÜZ ile/ve/değil/yerine/=/||/<> HÂLÂ ile/ve/değil/yerine/=/||/<> ARTIK
- DAHA ile/yerine KERE
- DAHHÂK[Ar. < DIHK] ile Dahhâk[Fars.]
( Çok gülen/gülücü. İLE Çemşîd'in yerini almış olan Îran'ın zâlim ve gaddar bir hükümdarıydı. )
- ... DAHİ ... ile ... BİLE ...
- DAHİ ile DÂHİ
( Bile. İLE Yaratıcı gücü olan kişi. )
( ... İLE Bir Milletin Bekâsı - Teoman Duralı... )
- DÂHİ ile/ve DEVRİMCİ
( Dâhi kişi, başkasına da dehâ aşılayabilen kişidir. )
- DAHİL[Ar.] ile DÂHİL[Ar.] ile DAHÎL[Ar. < DÜHÛL]
( Karışma. İLE İç, içeri, içeride, içeri girmiş. İLE Yabancı, sığıntı, sığınan, sığınmış. )
- DAHİLEN[Ar.] ile DAHİLİ[Ar.]
( İçeriden, içten. | İçilerek, yutularak. İLE İçle ilgili, içsel. )
- DAHÎM[Ar. < DAHÂMET] ile DÂHİM[Ar.] ile DÂHÎM[Fars.]
( Fazla kalın olan, yoğun. İLE Nasip ve rızk. İLE Taç. )
- DÂHİYÂNE ile/ve/||/<>/> ÂHİYÂNE
- DAI ile/>< TAI
( Dua eden. İLE/VE Tanrı'yı inkâr eden. )
- DAİM ile BÂKÎ
- DÂİM[Ar.] ile SERMED[Ar.]
- DAİRE ile/ve ÜÇGEN ile/ve KARE
( Hareketli. İLE/VE Etkin. İLE/VE Durağan. )
- DAİRE ile/ve OLANAK/KAPASİTE
- DAİRE[Ar.] ile/değil/=/||/<>/< SONSUZ/ÇOK KÖŞELİ/LİK / SONSUZ KENARLI ÇOKGEN
- DAİREDE:
İÇ ALAN ile/ve/<> DIŞ ALAN
- DAİRESEL YÖRÜNGE ile/ve/||/<>/> ELİPTİK YÖRÜNGE
( Aristoteles. İLE/VE/||/<>/> Kepler. )
- DA'IY/MÜTEBENNÂ[< BENÎ] -ile
( Evlâtlık, evlât edinilen çocuk. (TEBENNÎ[< BENÎ] ile ABCDEF ( Evlât edinme. )
- DAKKA" ile/değil DAKİKA
( Kapı çalıcı. | Kapı kapı dolaşan, eşik aşındıran. İLE Bir saatin altmışta biri ya da altmış saniyenin toplamı. )
- DAKKA[Ar. > DAKKÂK] ile/ve/||/<>/> DUKKA
( Kapı çalıcı. | Kapı kapı dolaşan, eşik aşındıran.[daḳḳa: Bir şeyi kırıp ufalamak. | Kapıyı çalmak.] İLE/VE/||/<>/> Birinin kapısını çalanın kapısı çalınır.[Men dakka dukka] )
- DAKTİLODA/KLAVYEDE:
A KLAVYE/DVORAK ile F KLAVYE ile E KLAVYE ile Q KLAVYE
( Klavyede, harflerin bulunduğu sol üst köşeye göre ad alırlar. )
( Hiyeroglif klavyesi... http://discoveringegypt.com/egyptian-hieroglyphic-writing/hieroglyphic-typewriter )
(
ile
)
( What I learned about languages just by looking at a Turkish typewriter )
( İHSAN SITKI YENER KİMDİR?
Liseyi, 1942 yılında, İzmir Ticaret Lisesi'nde bitirdi. Ortaokul yıllarında, daktiloda on parmak yazı yazmaya başlayan İhsan Sıtkı Yener, 1940'lı yıllardan itibaren standart klavye konusunda çalışmaya başladı.
Yüksek öğrenimini, 1946 yılında, İstanbul'da Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde tamamladı. Aynı yıl, Sultanahmet Lisesi'nde daktilografi öğretmenliği yaptı. Yüksek Lisans için ABD'ye giderek New York Üniversitesi'nde “Ölçme ve Değerlendirme” konusunda yüksek lisans yaptı ve aynı yıl doktorasını tamamladı.
Yener, 1946 yılında öğretmenliğe başladığı sırada, Türk dilinin özelliklerine göre yapılmış bir daktilo icat etme çalışmalarına başladı. "On parmak için ideal Türk Klavyesi"ni, 1955 yılında kabul ettirdi ve 1974 yılında tüm daktiloların F klavye olmasını sağladı. )
( Ümit Kıvanç'ın, "F klavye, Türkiye'de yapılmış tek düzgün iştir" yazısı için burayı tıklayınız... )
(
)
( Bilgisayarınızda klavyeler tanımlanmışsa "Alt + Shift" komutu ile direkt olarak geçiş yapabilirsiniz. Aynı klavyeyi ister F, ister Q olsun, hem F, hem Q olarak kullanabilirsiniz. )
( F klavyenin mucidi İhsan Sıtkı Yener, yaşamını kaybetti - 02 Eylül 2016 )
( )
( )
( Q klavyeyi oluşturan: Christopher Latham Sholes (1867) )
( "Neden Q (QWERTY) Klavye Kullanmaktan Vazgeçemiyoruz?" yazısı için burayı tıklayınız... )
- DAL -ile
( BRANCH )
- DAL/FINDIK ile/ve/||/<>/> ÇOTANAK
( ... İLE/VE/||/<>/> Üzerinde çok sayıda fındık bulunan dal. )
- DAL ile/ve/||/<> DAĞ
- DAL ile DAL ile DAL ile DAL ile DAL ile DAL ile DAL ile DAL
( Ağacın gövdesinden ayrılan kollardan her biri. | Kol, bölüm. | Canlıların bölümlenmesinde, sınıfların biraraya gelmesiyle oluşan birlik, şube. İLE Arka, sırt. | Kol. | Boyun, ense. İLE Çıplak, yalın. İLE Zaman belirten sözcüklerin karşısına getirildiğinde sözcüğün anlamını güçlendirir. İLE Arap abecesindeki yazaç/harf. İLE Suda derinlere doğru ilerlemek. İLE Düşlemek, düşünmek, dalmak. İLE Bir tür Hint yemeği. )
- DÂL ile/ve/> DELÂLET
- DAL ile FIŞKIN
( ... İLE Bir ağacın dibinden süren, ince dal. | Asma kütüğünde, hereğin üst yanında biten dal. )
- DAL ile/ve/||/<> KOL
( BRANCH vs./and/||/<> ARM/BRANCH )
- DAL ile/ve/||/<>/> TAÇ UTANGAÇLIĞI
( ... İLE/VE/||/<>/> Ağaç dallarının birbirine dokunamaması. )
- DALAI LAMA ile TASHI LAMA ile PACHA LAMA
- DALÂL[Ar.] ile GAYY[Ar.]
- DALÂLET ile FAZLA/ZİYÂDE AŞK
( Fazla aşk/tutku, kişiyi birçok hatanın eşiğinde tutar. )
( Beşerin böyle dalâletleri var, Kendi yapar, kendi tapar. )
( ABERRATION vs./< TOO MUCH LOVE )
- DAL/BUDAK/ÇANGAL ile BURÇ
( ... İLE Ağacın taze dalı, filizi. )
- DALDIRMAK ile/ve/<> BATIRMAK
- d'ALEMBERT İLKESİ ile/ve/<> d'ALEMBERT AÇMAZI/PARADOKSU
( m kütleli bir nesne üzerine etkiyen birden fazla dış kuvvetler, cisme, a ivmesi kazandırdığında, uygulanan kuvvetlerin vektörel toplamının F büyüklüğü, ma'ya eşittir. Eğer -ma; etkin kuvvet ya da iç kuvvet olarak kabul edilirse, bu kuvvetlerle sistemin iç kuvvetlerinin toplamı eşittir ve F - ma = 0 ile gösterilir. İLE/VE/<> İlk hızı sıfır ya da düzgün hareket eden, ağdalı olmayan ve sıkıştırılamaz çok büyük kütleli bir akışkan içinde bir doğru boyunca sabit hızla hareket eden bir cisme hiçbir kuvvet etkimez. )
( 1752 )
- DALEMBERT İLKESİ ile/||/<> NEWTON YASALARI
( DAlembert dinamiği statiğe çevirir (F-ma)=0, Newton F=ma. )
( Formül: (F - ma) = 0 denge )
( Isaac Newton tarafından 1687 yılında keşfedildi/formüle edildi. )
- DALGA BOYLARI ile/ve DALGA GENLİĞİ
( Işığın rengini oluşturur. İLE/VE Işığın şiddetini[intensity] ya da parlaklığını[brightness] oluşturur. )
- DALGA BOYU ile/||/<> FREKANS
( Dalga boyu uzaysal periyot İLE frekans zamana göre tekrar sayısıdır )
( Formül: λ İLE f=1/T İLE c=λf )
( James Clerk Maxwell tarafından 1865 yılında keşfedildi/formüle edildi. )
- DALGA BOYU ile/||/<> FREKANS
( Dalga boyu uzaysal periyot İLE frekans zamana göre tekrar sayısıdır )
( λ İLE f=1/T İLE c=λf )
- DALGA:
DALGA BOYU ile/ve/||/<> DÖNGÜ/PERİYOT ile/ve/||/<> SIKLIK/FREKANS ile/ve/||/<> GENLİK
- DALGA FONKSİYONU ile/||/<> OLASILIK YOĞUNLUĞU
( Dalga fonksiyonu ψ sistemin durumu İLE |ψ|² bulunma olasılık yoğunluğudur. )
( Formül: ψ(x ilet) İLE P = |ψ|² )
- DALGA GEÇMEK İÇİN GÜLMEK ile/değil SEVDİĞİNDEN DOLAYI GÜLMEK
- DALGA GEÇMEK ile/ve/değil/||/<>/< BİLMEMEK
- DALGA GEÇMEK ile/ve/değil CİDDİYE ALMAMAK
( Ciddiye almayabilirsiniz fakat dalga geçmek gerekmiyor! )
- DALGA GEÇMEK ile/değil/yerine (SADECE) TAKLİT ETMEK
( Bozarak, yamultarak tekrar/taklit. İLE/DEĞİL/YERİNE Birinin davranışını/tutumunu, sözünü/sesisini gerçeğine en yakın durum çabasıyla tekrarlama. )
( Olumsuz. İLE/DEĞİL/YERİNE Olumlu ya da nötr. )
( Gereksiz, yersiz, anlamsız. İLE/DEĞİL/YERİNE Belirli bir ölçüde kabul görebilecek kadar/biçimde. )
- DALGA İŞLEVİ İLE OLASILIK YOĞUNLUĞU İLE BEKLENEN DEĞER ile/||/<> KUANTUM ÖLÇÜMLER
( Dalga işlevi sistemin durumunu, karesi olasılık yoğunluğunu, integrali beklenen değeri verir. )
( Formül: ∫|ψ|²dx = 1 İLE
- DALGA İŞLEVU ile/||/<> OLASILIK YOĞUNLUĞU
( Dalga işlevu sistemin kuantum durumunu, karesi olasılık yoğunluğunu verir )
( Formül: iℏ∂ψ/∂t = Ĥψ (Schrödinger denklemi)\nP = |ψ|²dV (Olasılık) )
- DALGA SÖRFÜ ile YEL/RÜZGÂR SÖRFÜ
( SURF vs./to WINDSURF )
- DALGA-PARÇACIK İKİLİĞİ ile/||/<> BELİRSİZLİK İLKESİ
( İkilik çift doğa, belirsizlik ölçüm limitidir )
( Formül: λ=h/p İLE ΔxΔp≥ħ/2 )
( Louis de Broglie tarafından 1924 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1892-1987) (Ülke: Fransa) (Alan: Fizik) (Önemli katkıları: Madde dalgaları) (Nobel: 1929) )
- DALGA ile/değil AKINTI
- DALGA ile/ve/||/<> CHICAMA DALGALARI
( Dünyada yasa ile korunan ilk dalgadır. Bir kilometre boyunca yapı yetkisi verilmemektedir. Peru'dadır. )
(
)
- DALGA" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DÖNEM
- DALGA ile/ve/||/<>/> KARE DALGA
(
)
( ... İLE/VE/||/<>/> Birbirine dik açıyla hareket eden iki dalganın çarpışması ile ortaya çıkmaktadır. Nadir gözlemlenen doğa olaylarındandır. Birkaç dakika içinde görünüp kaybolabilir.
Kare dalgaları izlemek için en ünlü yer, Île de Ré[Fransa] adasıdır. )
- DALGA ile KARINTI
( ... İLE Geminin yanından vurarak gemiyi sarsan dalga. | Anaforlarda oluşan çevrinti. )
- DALGA ile/ve/<>/hem de/ne de/>< PARÇACIK
( Enerjiyi bir ortamda taşıyan titreşimler. İLE/VE/||/<>/hem de/ne de/>< Kütlesi ve hızı olan nesne.[Nesneyi oluşturan temel birimler.] Nesneyi oluşturan temel birimler. )
( WAVE vs./and/<>/also/ne de/>< PARTICLE )
- DALGA ile/||/<> PARÇACIK
( Işığın ve maddenin hem dalga hem parçacık özelliği göstermesi (dalga-parçacık ikiliği) )
( Louis de Broglie tarafından 1924 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1892-1987) (Ülke: Fransa) (Alan: Fizik) (Önemli katkıları: Madde dalgaları) (Nobel: 1929) )
- DALGA ile RİLEY/RAYLEIGH DALGASI
- DALGA ile TİDAL DALGASI TİDAL DALGALARI TIDAL WAVES
( Denizaltı yer sarsıntısından oluşan iri dalgalar. )
- DALGA ile TSUNAMI
( Gel-git etkisiyle, havayla, rüzgârla ya da çeşitli doğal nedenlerle denizde oluşan dalga. İLE Denizaltındaki yer sarsıntısından ileri gelen büyük dalga. )
( AZİYY[çoğ. EZÂVÎ] ile ... )
- DALGALANMA ile/ve ÇALKALANMA
- DALGALARDA:
ALFA ile BETA ile GAMMA ile TETA
( [Saniyede] 8-12 titreşim. İLE 25-100 titreşim. İLE 1 sn. İLE ... )
- DALGALI/ALTERNATİF AKIM ile DOĞRU AKIM ile KUVVETLİ AKIM ile ZAYIF AKIM
( Belirli ve eşit zaman aralıkları ile yeğinliği aynı değer ve yönde olarak değişen elektrik akımı. İLE İletken bir devre üzerinde, hep aynı yöne doğru giden elektrik akımı. İLE Aydınlatmada ve makinelerin çalıştırılmasında kullanılan akım. İLE Yapıda, zil, telefon, anten, yangın ihbar düzeni gibi iletişim aygıtlarını işletmekte yararlanılan akım. )
- DALGI/GAFLET ile/ve/||/<> HADSİZLİK
- DALGI/GAFLET ile YANLIŞ(HATÂ) ile YANILGI/SAPKI/SAPINÇ/DALÂLET
( Kişi, yanlışları olup da bunları düzeltmezse, bunları benimsemiş demektir. )
( Gaflet de bir nimettir. )
- DALGI/GAFLET[Ar.] ile/ve/<>/değil/yerine BOŞLAMA/İHMAL[Ar.]
( CARELESSNESS vs./and/<>/but NEGLIGENCE
NEGLIGENCE instead of CARELESSNESS )
- DALGI/GAFLET ile/ve YANILGI/SAPKI/SAPINÇ/DALÂLET
( Tembih ile giderilir. İLE/VE Tâlim ile giderilir. )
( CARELESSNESS vs./and ABERRATION )
- DALGIÇBÖCEKLER -ile
( Sivrisinek kurtçuklarına saldırarak yok eden, durgun sularda yaşayan kınkanatlılar ailesi. )
- DALGIÇKUŞLARI ile/ve/<> DALGIÇKUŞU
( Gagaları bir kılıfla örtülü, kanatları ve kuyruğu kısa, ayakları perdeli, iyi yüzen ve dalan bazı kuşları içine alan kuşlar takımı. İLE/VE/<> Dalgıçkuşlarından, Amerika ve Avrupa'nın kuzeyinde yaşayan bir hayvan. )
( ... cum/et/<> COLYMBUS GLACIALIS )
- DALGIN BAKIŞ ile BAYGIN BAKIŞ
( Bakış yakındakine olsa da zihin/düşünceler uzakta/kine. İLE Bakış da, zihin de yakındakine. )
( İlgi, başka bir yerdekine. İLE İlgi, baktığında. )
- DALGIN/LIK ile/ve/||/<> DURGUN/LUK
- DALGIR[Fars. MENEVŞE | Ar. HARE] -ile
( Bir yüzeyde, renk dalgalanması sonucu görülen parlaklık. )
- DALI ile PICASSO
- DALINÇ/İSTİĞRAK ile KONSANTRASYON
- DALIZ -ile
( İçkulaktaki kemik dolambacın orta bölümü. )
- DALKAVUK ile/değil/yerine/>< SOYTARI
( "Erke/kişiye/saraya". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Halka. )
- DALKIRAN ile DALKIRAN
( Kabuk böcekleri ailesinden, fındık ağaçlarında yaşayan, kınkanatlı böcek. İLE Zorlu esen yel/rüzgâr. )
( ANISANDRUS DISPAR cum ... )
- DALKIRAN ile DALKURUTAN
( Kabuk böcekleri ailesinden, fındık ağaçlarında yaşayan, kınkanatlı böcek. İLE Kabuk altındaki odun katında oyuklar açarak dişbudak sürgünlerini ve zeytin dallarını kurutan, kınkanatlı böcek. )
( ANISANDRUS DISPAR cum HYLESINUS OLEIPERDA )
- DÂLL[Ar. < DELÂLET] ile DÂLL/E[Ar. < DALÂLET]
( Gösteren, işâret eden, delâlet eden. İLE Doğru yoldan ayrılmış. | Hataya düşmüş. )
- DALLAMA ile/||/<> ANDAVALLI[Yun.]
( Aptal, enayi. İLE/||/<> Ahmak, aptal, beceriksiz, şaşkın, bön, görgüsüz kişi. )
- [ne yazık ki]
DALLAMA/LIK ile/ve/||/<>/> DALYARAK/LIK
- DALMADAN ile/değil/yerine DAĞILMADAN
- DALMAK ile TAKILMAK
- DALYA[< İt.] ile DALYA[< DAHL(İsveç'li bitkibilimci)]
( Bir şey sayılırken, birim olarak alınan sayıya gelince söylenilen uyarma sözü. İLE Yıldızçiçeği. )
( ... cum DAHLIA )
- DALYA[İt. < TAGLIA] ile JÜBİLE[Fr. < İbr.]
( Bir şey sayılırken, birim olarak alınan sayıya gelince söylenilen uyarma sözü. İLE Eski Ahit'e göre, Yahudilerde, elli yılda bir Tanrı'ya ve dinlenmeye ayrılan yıl. | Katoliklerde, Roma'ya Hacc'a gidenlerin, kilisece günahlarının tam olarak bağışlandığı yıl. | Evliliğin ellinci yılında düzenlenen kutlama şenliği. | Bir meslekte uzun süre başarılı olarak çalışanlar için düzenlenen tören. )
- DAL/YAPRAK ile/ve/||/<> KAVRAK
( ... İLE Ateş yakmak için kullanılan kuru yaprak, ince dal. )
- DAM ile DAM[Fr. < DAME]
( Yapıları, dış etkilerden korumak amacıyla, üzerlerine yapılan, çoğu kiremit kaplı bölüm. | Toprak damlı ev, küçük ev. | Tutukevi. İLE Dansta, erkeğe[kavalye] eş olan kadın. | İskambil kâğıtlarında "kız". )
- DAMA ile/ve ÇİN DAMASI
- DAMA ile/değil/yerine SATRANÇ
( 2000 sonrası. İLE/DEĞİL/YERİNE 2000 öncesi. )
- DAMAK ile/ve/||/<> ART DAMAK
( Ağız boşluğunun tavanı. İLE/VE/||/<> Damağın arka bölümü. )
- DAMAKSILLAŞTIRMA/İMÂLE ile/||/<> ART DAMAKSALLAŞTIRMA ile/||/<> EKLEMLEME NOKTASI/ÇIKAK ile/||/<> GENİZSİL/GUNNE ile/||/<> SALÂBET
( İki ses arasından, asıl seslere katılmayacak bir ses çıkarma. | Bir sesin eklemlenme bölgesini art damaktan ön damağa kaydırma. [iki ses arasından, asıl seslere katılamayacak bir ses çıkarma]. İLE/||/<> Yumuşak damak bölgesinde, sert damağın art uç noktasıyla küçük dil arasında oluşturulan ses. İLE/||/<> Sesler oluşturulurken eklemleyicilerin birbirine yaklaşması ya da değmesi sonucu ses yolunun daraldığı ya da tıkandığı yer. İLE/||/<> Geniz yoluyla[nazal] çıkarılan ses. İLE/||/<> Sertlik. )
- DAMÂN[Ar.] ile KEFÂLET[Ar.]
- DAMAR YAŞLANMASI ile/ve BAĞIŞIKLIK YAŞLANMASI
( Yaşımız, damarlarımızın yaşlan(ma)dığı kadardır. )
- DAMAR ile ATARDAMAR
( VESSEL vs. ARTERY )
( IRK ile ŞİRYÂN )
- DAMAR ile/ve/||/<> KANAL
- DAMAR ile/ve/<> KILCAL DAMAR
( VESSEL vs./and/<> CAPILLARY (VESSEL) )
- DAMAR ile ŞAH DAMARI
( ... ile HABL-ÜL-VERÎD )
( ... İLE Boynun iki yanında, kanı, başa taşıyan aort damarlarından her biri. | En önemli nokta. )
- DAMAR ile SEFANVEN (DAMARI)
( ... İLE Kalp ameliyatları için yararlanılan bacaktaki damar. )
- DAMAR ile SUREDÂN[Ar.]
( ... İLE Dil altında bulunan iki siyah damar. )
- DAMAR ile YAPRAK DAMARI
( VESSEL vs. NERVURE )
- DAMARSIZ BİTKİLER ile/ve DAMARLI BİTKİLER
- DAMGA ile/ve/değil MARKA
- DAMGA ile/ve MÜHÜR
- DÂMİA[Ar.] ile DAMİYE[Ar.]
( Damla damla kan sızdıran yara. İLE Kanı akan yara. )
- DAMÎN[Ar.] ile HAMÎL[Ar.]
- DAMITMA ile/||/<> SAFLAŞTIRMA
( Damıtma yöntemleri ve saflaştırma teknikleri )
( Cabir bin Hayyan tarafından 790 yılında keşfedildi/formüle edildi. (721-815) (Ülke: İran) (Alan: kimya) (Önemli katkıları: Kimyanın babası, damıtma, kristalizasyon, asit keşfi) )
- DAMIZLIK HİNDİLERDE:
NORFOLK BLACK ile/ve WHITE HOLLAND
( İngiliz damızlığı olan cinslerdir. )
( ABD'deki hindilerin çoğu bu cinslerdendir. )
- DAMKORUĞU ile/ve/<> DAMKORUĞUGİLLER
( Damkoruğugillerden, bir ya da çok yıllık türleri olan, ılık iklimlerde yetişen, otsu bir bitki. İLE/VE/<> İkiçeneklilerden, örnek bitkisi damkoruğu olan bir bitki ailesi. )
( SEDUM cum/et/<> ... )
- DAMLA ile/ve/<> DERYA
( Deryanın damlaya gereksinimi yoktur fakat damlayı kurtardım diye sevinir. )
( DAMLAMIZ DERYAYA SALDIK BİZ BUGÜN
DAMLA NİCE ANLAR
DERYA OLAN ANLAR
HAYVAN NİCE ANLAR
HAYRAN OLAN ANLAR )
- DAMLA ile/ve/||/<>/> GUTASYON
( ... İLE/VE/||/<>/> Bitkilerde su basıncının arttığı zamanlarda yapraklarda "hidadot" denilen özel yapılardan, ksilem özsuyunun damlalar durumunda dışarı çıkması. )
(
)
- DAMLA/NİKRİS[Ar.]/GUT[Fr.] ile/ve/<> KURUL
( Organizmadaki ürik asidin atılmayarak gövdenin bazı yerlerinde, özellikle ayak başparmağında, topuk ve ekleme yerlerinde birikmesinden kaynaklanan, ağrı ve şişlerle ortaya çıkan sayrılık. İLE/VE/<> İnsan eti yemekten kaynaklanan bir hastalık.[En son, 1979'da, Papua Yeni Gine'de rastlanmıştır.] )
- DAMLA ile SU
( Küçük bir kürecik içinde toplanmış, boyutları akışkanın özelliklerine ve fizikî koşullarına bağlı olarak değişen, çok küçük miktardaki sıvı. İLE ... )
- DAMLAYA DAMLAYA GÖL OLUR ile/ve/||/<> TAŞI DELEN, SUYUN GÜCÜ DEĞİL DAMLALARIN SÜREKLİLİĞİDİR
- DAMPİNG[İng.] ile/>< ANTİDAMPİNG[İng.]
( Düşürüm. İLE/>< Karşı düşürüm. )
- ...'DAN:
BERİ ile İTİBAREN
- DOĞRUYU BİLMEK/BULMAK:
...'DAN DOLAYI ile/ve/değil/yerine/||/<> ...'YA KARŞIN
- ...DAN DOLAYI ile ... SAYESİNDE
- ...DAN KALKARAK ile ...DAN HAREKET EDEREK
- ...'DA/N:
"NE ANLADIĞIN" ile/ve/değil "NE BEKLEDİĞİN"
- ...DAN ÖNCE ile/ve/değil ... YANISIRA
- ...DAN SONRA:
GÖRÜŞÜRÜZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖRÜŞELİM
- ...DAN ŞÜPHE ETMEK ile ...NIN UZAK GELMESİ
- -DÂN[Fars.] ile DÂN[Fars.]
( Arapça, Farsça, bazen de Türkçe sözcüklere takılarak, yer, mahfaza, kab anlamına sözcükler oluşturur. [CÜZ-DÂN vs.] | Bilen, bilir.[SUHAN-DÂN: Söz bilir. | NA-DÂN: Cahil.] İLE Tâne. )
- DANA[Ar. IJL] ile DANA ile DÂNÂ[Fars.]
( İneğin, sütten kesildikten sonra bir yaşına kadar olan yavrusu. İLE Vakıf ve hayır için yapılan sadaka ya da benzerleri. | Terketme, bırakma. İLE Bilen. )
- DANAAYAĞI ile DANABURNU ile DANAKIRANOTU
( Yılanyastığıgillerden, yaprakları lekeli bir bitki. İLE Toprak içinde yaşayıp bitkilere, köklerini keserek zarar veren bir böcek, kökkurdu. | Aslanağzı çiçeği. İLE Salepgillerden, bataklık yerlerde yetişen bir bitki. )
( ARUM cum GRYILOTALPA cum EPIPACTIS )
- DANGALAK/LIK ile ÂCİZ/LİK
- DÂNİK[Ar.] -ile
( Bir dirhemin dörtte(/altıda) biri. | Mangır. )
- DÂNİK[Ar.] ile DÂNG[Fars.]
( Mangır, para. | Bir dirhemin dörtte biri. İLE Bir dirhemin altıda biri. )
(1996'dan beri)