Bugün[26 Ekim 2025]
itibarı ile 46.048 başlık/FaRk ile birlikte,
46.048 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(86/186)


- İSTANBUL'UN ORTASI ile/ve SIFIR(MİLYON/MILLION) TAŞI

( Şehzâde Camisi'nin köşesinde bulunan taşın bulunduğu noktadır. İLE/VE Sultanahmet'te, Divanyolu başında, Yerebatan Sarnıcı köşesinde bulunan Bizans yapıtı taş sütundur. [Dünyanın, İstanbul'un merkezi ve başlangıç noktası, Avrupa'ya İstanbul'dan başlayan yolun başı olarak değerlendirilmiştir.] )

( Osmanlı için. İLE/VE Bizans için. )


- İSTANBUL'UN:
SAFÂ SULARI ile/ve/||/<>/> ŞİFÂ SULARI


- ISTARAH[Ar.] ile/değil/= ISTAHAR[Ar.]

( ... İLE/DEĞİL/= İran'da, bir kent adı. | Su birikintisi, havuz, göl. )


- İSTÂRE[Ar.] ile İSTÂRE[Ar.]

( Perde, zar. İLE Yıldız. )


- İSTATİKSEL YASA ile/ve/||/<> ÇOK BÜYÜK SAYILAR YASASI


- İSTATİSTİK:
MATEMATİK ile/ve/||/<>/> YÖNETİM/DEVLET BİLGİSİ


- İSTATİSTİK ile/ve/değil VERİTABANI


- İSTATİSTİKSEL ANLAM/LILIK / YORUM ile/ve/<> TARİHSEL ANLAM/LILIK / YORUM


- İSTATİSTİKSEL HATA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
YETERSİZ ÖRNEK ile/ve/||/<> TEMSİL ETMEYEN ÖRNEK ile/ve/||/<> YANLIŞ BENZETME ile/ve/||/<> YOK SAYMA ile/ve/||/<> SÜMEN ALTI ile/ve/||/<> KUMARBAZ

( FALLACY OF INSUFFICIENT SAMPLE vs./and/||/<> UNREPRESENTATIVE SAMPLE vs./and/||/<> FALSE ANALOGY vs./and/||/<> SLOTHFUL INDUCTION vs./and/||/<> FALLACY OF SLANTING vs./and/||/<> GAMBLER'S FALLACY )


- İSTATİSTİKSEL/LİK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> GENELLEYİCİ/LİK


- İSTAVRİT ile KRAÇA/KIRAÇA

( ... İLE İstavrit balığının küçüğü. )


- İŞTE:
"GÖNÜL EĞLENDİRMEK" ile/ve/değil/yerine/||/></< GÖNÜLLÜLÜK


- İSTEDİĞİM ile/ve/değil/yerine SENİN İSTEDİĞİNİ İSTEMEMİ İSTET!


- İSTEDİĞİMİZ ŞEY:
OLURSA ile OLMAZSA

( 1 hayır. İLE 1000 hayır. )


- İSTEDİĞİMİZ ŞEYİ BİLMEK ile BİLDİĞİMİZ ŞEYİ İSTEMEK

( Amaç/Neden: İsteğin başlangıcının enerjetik mi, duygusal mı, zihinsel mi olup-olmadığının tam bir ayırdındalık ve bilinç/farkındalık içinde bulunma gerekliliği. Tanım: İstenilen şeyin tam bir farkındalığı, kısıtlama anlamında olmayan, gözleme dayanan kontrollülüğü ile tam olarak bilme/farkında olma gerekliliği İLE İstenilen şey hakkında daha önce bilgi sahibi olmuş olmanın getirdiği rahatlığın etkisi olup-olmadığı, o rahatlığın esiri olmama, tutkusu olmadan, tutturmadan isteme gerekliliği ile; istediğim için mi biliyor, bildiğim için mi istiyor olup-olmadığımın tam bir farkındalığı ve bunların ayırdındalığı/karıştırılmaması. )

( KNOWING WHAT I REQUEST vs. REQUESTING WHAT I KNOW )


- İSTEDİĞİN KADAR ARAMA(MA)K ile/ve/değil/hem de İSTEDİĞİN ZAMAN ARAMA(MA)K


- İSTEDİĞİNİ:
ALMAK ile/ve/değil/<> ALDIKTAN SONRA HÂLÂ İSTİYOR OLMAK


- GÖRMEK/BAKMAK:
"İSTEDİĞİNİ" ile/ve/değil/yerine/||/<> İSTEDİĞİN ŞEY İÇİN GEREKEN(LER)İ


- İSTEDİĞİNİ/AĞZINA GELENİ" "SÖYLEMEK" ile/değil/yerine/>/>< İSTEMEDİĞİN SÖZLERİ DUYMAK (ZORUNDA KALMAK/KALIR)


- İSTEK -ile

( DESIDERATIVE, OPTATIVE )


- İSTEK DIŞI/DOĞAL ÖLÜM ile/ve/değil/yerine/< İSTEYEREK ÖLÜM

( Kişinin ölümü. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/< Kişiliğin ölümü. )

( Ölmeden önce ölünüz. - MÛTÛ KABLE EN TE-MÛT )

( MEVT-İ TABİÎ ile/ve/değil/yerine/< MEVT-İ İRADÎ/İHTİYARÎ )


- İSTEK/HEVES ile/ve/değil/||/<>/>/</>< OLANAK/KOŞUL/ARAÇ/PARA

( Varken, olanak olmayabilir. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Varken, istek olmayabilir. )

( )


- İSTEK/TAMAH ile/ve/değil/yerine/>< KANAAT

( Zahmet. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< Rahatlık. )


- İSTEK ile/ve/<> AKIL

( REQUEST vs./and/<> REASON )


- İSTEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> AMAÇ

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> (Daha) İleri düşünenlerin sahip olduğu, peşinde gittiği. )


- İSTEK ile/ve/||/<> BEĞENİ

( Dopamin üretir. İLE/VE/||/<> Opioid etkisi yaratır. )


- İSTEK ile BEKLENTİ

( REQUEST vs. EXPECTATION )


- İSTEK ile/ve/<> DÜŞÜNME

( REQUEST vs./and/<> TO THINK )


- İSTEK ile EMİR

( WANT vs. BIDDING )


- İSTEK ile/ve/<> GAYRET

( YISA[İt.]: Gayret vermek için söylenilen söz. )

( REQUEST vs./and/<> EXERTION )


- İSTEK ile/ve/||/<>/> GEREKSİNİM(İHTİYAÇ) ile/ve/||/<>/> HİZMET

( WANT vs. NEED )


- İSTEK ile/ve/<> İÇGÜDÜ

( DESIRE vs./and/<> INSTINCT )

( İKHA ile/ve/<> ... )


- İSTEK/ARZU ile/ve KORKU

( Keyfin/zevkin, hazzın anısı. İLE/VE Acının/ıstırabın anısı. )

( İkisi de zihni huzursuz eder. )

( RAĞBET ile/ve RÂHBET )

( DESIRE vs./and/<> EXERTION )


- İSTEK ile/ve ŞEHVET

( HÂHİŞ ile/ve ... )


- İSTEK ile/ve/<> TERCİH

( REQUEST vs./and/<> PREFER )


- İSTEK ile/ve TESLİMİYET


- İSTEK ile/ve ZORUNLULUK


- İSTEK/LER ile/ve/değil/yerine GEREKSİNİM/LER

( Sınırsız. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Sınırlı. )

( [not] REQUEST/S vs./and/but NEED/S
NEED/S instead of REQUEST/S )


- İSTEKLERİNİ ...:
AZALTMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SINIRLAMAK


- İSTEKLİ OLMAK ile SORMAK

( WILLING vs. TO ASK )


- İSTEK/MERAM ile/ve KASIT

( REQUEST vs./and PURPOSE )


- İSTEKSİZ/LİK ile GÖNÜLSÜZ/LÜK

( ... İLE %51 isteksizlik ya da isteyip istemediği belirli olmama. )


- İSTEKSİZ/LİK ile/ve/değil KARARSIZ/LIK


- İSTEMEDEN VERMEK ile/değil İSTENİLMEDEN VERMEK


- İSTEMEDEN ile KENDİLİĞİNDEN


- İSTEMEDEN ile RASTLANTI ile DÜŞMANCA

( 1 KEZ ile 2. KEZ ile 3. KEZ )

( Bir hata, ikinci kez yapılmaz. İkinci kez yapıyorsanız, üçüncü kez de yapacaksınız demektir. )


- İSTEMEDEN ..." ile YANLIŞLIKLA ...


- İSTEMEDİĞİ ile/ve/değil/yerine SORMADIĞI


- İSTEMEK/SORMAK(SUAL ETMEK):
KİŞİDEN ile/ve/değil/yerine/||/<> ALLAH'TAN

( Verirse, (")minnet("); vermezse, (")zillet("). İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Verirse, nimet; vermezse, hikmet. )


- İSTEMEK ile/ve BEHCET


- İSTEMEK ile/ve/<> ÇAĞIRMAK

( REQUEST vs./and/<> TO CALL, TO INVITE )


- İSTEMEK ile/ve/değil/yerine/hem de/+/||/<>/> GERÇEKTEN İSTEMEK

( Zihindeki günlük 40-50.000 düşüncenin büyük bir bölümünün tanımlanmamış/netleşmemiş, pasif temelli, sıradan, dayanaksız, isteme eylemi. İLE Sıradan isteğin bir üst aşaması olan gerçekten istemenin, gerekeni yaparak ve istenenin umudu ve çabası, içtenliği, samimiyeti ve ciddiyeti ile istemek. )

( İstemekle tamamına ve daha da fazlasına sahip olabilirsiniz. )

( EĞİNİK: İçten istemek. )

( İSTİD'Â'[Ar. < DUA]: Yalvararak isteme. | Dilekçe. )

( You can have the whole of it and more for the mere asking. )

( [not] TO ASK/REQUIRE vs./and/but/also REALLY/DEEPLY WANT/REQUEST
REALLY/DEEPLY WANT/REQUEST instead of TO ASK/REQUIRE )

( [nicht] FORDERN/WOLLEN mit/und TATSÄCHLICH FORDERN/WOLLEN )


- İSTEMEK ile/ve/<> İNANMAK

( İnan ya da terk et! )

( Believe it or leave! )

( TO ASK/REQUIRE vs./and/<> TO BELIEVE )


- İSTEMEK ile/ve İNANMAK

( TO ASK/REQUIRE vs./and TO BELIEVE )


- İSTEMEK ile/ve/||/<>/> KARAR VERMEK


- İSTEMEK ile/ve/< ÖZENMEK

( TO ASK/REQUIRE vs./and/< TO TAKE PAINS )


- İSTEMEK ile "SULANMAK"


- İSTEMEK ile/ve/<> TENEZZÜL


- İSTEMEK ile/ve/<> UYGUNLUK

( REQUEST vs./and/<> APPROPRIATENESS )


- İSTEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> YEĞLEMEK


- İSTEMEMEK ile/ve/<>/değil/yerine GEREK GÖRMEMEK


- İSTEMEMEK ile/ve/<>/değil/yerine YEĞLEMEMEK/TERCİH ETMEMEK


- KISKANÇLIK:
İSTEMLİ ile/ve/||/<> RASTLANTISAL/TESADÜFÎ


- İŞTEN ÇIKIŞTA/ÇIKARILMADA:
KIDEM TAZMİNATI ile/ve/<> İHBAR TAZMİNATI ile/ve/<> İŞSİZLİK ÖDENEĞİ

( )


- İSTENÇ/İRÂDE:
UZAK ile/ve/||/<>/> ORTA ile/ve/||/<>/> YAKIN

( El. İLE/VE/||/<>/> Dil. İLE/VE/||/<>/> Bakış. )


- İSTENÇ/İRÂDE ile/ve AŞKINLIK

( ... ile/ve GULÜV )

( WILLPOWER vs./and TRANSCENDENCE )


- İSTENÇ(İRÂDE) ile BİLİNÇ

( Kavram olarak bilinç, aklın gözüdür. )

( WILLPOWER vs. CONSCIOUSNESS/AWARENESS )


- İSTENÇ/İRÂDE ile/ve İSTEK

( Tümdengelimli doğada. İLE/VE Tümevarımlı doğada. )

( WILLPOWER vs./and WILL )


- İSTENÇ/İRÂDE ile/ve İSTİKRAR

( WILLPOWER vs./and STABILITY )


- İSTENÇ/İRÂDE ile/ve NİYET

( WILLPOWER vs./and INTENTION )


- İSTENÇ(İRÂDE) ile/ve/||/<> BULUNÇ(KEŞF/VİCDAN)

( Gerçek, keşiftedir, keşfedilmişte değil. )

( Özgürleşme, keşfetme özgürlüğü demektir. )

( Keşif için ne başlangıç ne son vardır. )

( KEŞF: Kaldırmak. )

( To discovery there is no beginning and no end. )

( WILLPOWER vs./and/||/<> CONSCIENCE/CONSCIOUS )

( MEŞİYET[: İrâde. | Arzu, dilek, istek. | Yürüyüş, yürütme.] ile/ve ... )


- İSTENÇ/DİRETME/İRÂDE[EVET]
ile/ve/değil/yerine/önce/||/+/<>/&gt;&lt;/>/<
DİRENÇ/DİRENME/İHTİYÂR[< HAYIR]
( ile/ve/değil/yerine/önce/||/+/<>/&gt;&lt;/>/<
REVİYE[Ar.][>< BEDİHE])

( Yapma/yapabilme becerisi/isteği/coşkusu/olanağı/gücü. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Yapmama/yapmayabilme becerisi/isteği/coşkusu/olanağı/gücü. )

( "Zekâda", nefiste. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Akılda. )

( Seçim. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Yeğleme/tercih. )

( Cins. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Fasl. )

( Varoluş/sal. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Varoluşunun sürekliliği için/yönünde. )

( Bir şeyi yapmanın, tek bir yolu yoktur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Yolu, tektir! [Yapmamaktır!] )

( Başı, ortası/süreci ve sonucu, akıl iledir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Özgüven iledir ve öz/güven sağlatır. )

( Parça. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Bütün. )

( Özgürlüğümüzü yitirdiğimizde, değerini bilmeye başladığımız, anladığımız ve anımsadığımız. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Özgürlüğümüzde, sürekli bilmemiz ve anımsamamız gereken. )

( Doğadaki tüm varolanlar gibi insanın gövdesi de gelişerek ve değişerek sürecini tamamlar. Gövdemiz itibariyle bitki ve hayvanların koşullarıyla birlikte bülûğa ermesiyle tanımlanan belirli yaş, dönem ve zihinsel seviyelerden geçerek herkesle eşit olanaklara, haklara ve kararlara sahip olmak üzere birey olmaya, reşit olmaya hak kazanırız.

Olanaklarımız, 18 yılımızı tamamlayana kadar, ağırlıklı olarak bitki ve hayvanlarla ortak olduğumuz gövdemizde, varoluşsal ve canlılık gereksinimlerimize, istediklerimize gözümüzü, ağzımızı, elimizi ve dilimizi, "Evet"lerimizi yöneltmeyle yani "yapma isteği/bilgisi" anlamına gelen irâdemiz aracılığıyla sağlanır.

Bu süreç, özellikle 1 yaşında, bazı sözcükleri söylemeye başlayarak; 2 yaşında, benlik algımızın kısmen gelişmişliğiyle erk karşısında, varolduğunu gösterebilmek üzere dışkı tutarak; 4 yaşında, kısmen başlayan öğrenim/eğitim becerisiyle; 7 yaşından itibaren bilinçlenerek; 18'den önce dereceli olarak, 12 - 15 yaş arasında ve 15 - 18 yaş arasında, ayırd etme[temyîz] ve hukuksal cezâ görme eşiğiyle; 16 yaşında, ebeveynin resmî izniyle dünyanın her yerine gidebilme; yine ebeveyn izniyle 17 yaşında evlenebilme eşiklerindeki kısmî hakları ile 18'den sonra da gözümüzü, ağzımızı, elimizi, belimizi ve dilimizi uzatmayabileceklerimiz için "Hayır!" diyerek, "yapmama bilgisi/isteği" olarak tanımlanan ihtiyârımız ve muhtariyetimizle yani kendimize ve çevremizdekilere zarar vermemek üzere, ancak bu koşullarla özgürlük hakkımızı elde ederiz ve yaşamımızı, yapmayabileceklerimiz üzerinden sürdürürüz.

Atacağımız her adımda, yapacağımız ve söyleyeceğimiz herşeyde, önce "Evet"imiz(irâdemiz) değil "Hayır!"ımız(ihtiyârımız) devrede olmak zorundadır. Birilerini yaralamak, öldürmek ya da insanlık suçlarına giren uyuşturucu("sigara vb". da) satmak gibi çevremize çeşitli zarar verebilecek eylemler ise en önemli ve olmazsa olmazımız, Sağlık ve Özgürlük'ün yitirilmesi, hastahane ya da hapishaneyle sınırlandırılmasıyla son bulmasıdır.

İlim ve irfanın öncelikleri, ilkeleri olan eline, diline ve beline hâkim olmak, tüm kadîm geleneklerin ortak uyarısıdır. Şiddet kontrolü, şiddetsizlik, zararsızlık; başkalarını, düşünce, söz ve hareketle incitmemek; yalan kontrolü ve dürüstlük; benimseme kontrolü ya da çalmama; eşeysel(cinsel) enerji kontrolü; mal/eşya biriktirme kontrolü, biriktirmemek; nefret kontrolü ve merhamet; kızgınlık kontrolü ve affetme; güçsüzlük kontrolü ve dayanıklılık; aşırılık kontrolü ve ılımlılık; yanlışlık kontrolü ve doğruluk da insan haklarının dışına çıkmamayı sağlayacak olan uyarılardır.
[ www.FaRkLaR.net/kisiselgelisim ve www.FaRkLaR.net/ilim-irfan sayfalarından da yararlanılabilir.]

Kendi haklarımızı ve başkalarının haklarını tanımamıza yardımcı olabilecek çok önemli iki çalışma ise bir kâğıda ya da bilgisayarda/cep telefonunda, iki ayrı sayfa oluşturup öncelikle "Ne yapmayabileceklerim"i/zi, ötekine ise tam ve kesin olarak "Hayır!" dediklerimizi, diyebileceklerimizi yazmamızdır.

Giyinmek, öncelikle toplum (ve düzeni/sağlığı) için ancak daha sonra kişinin kendi içindir. )

( Gereksinimimize yönelterek, önceleyerek.[Kısa ve uzun süreli olarak tehlikeli/riskli/zararlı olup olmadığına fazla bakmaksızın.] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Var oluşumuzu ve var oluşumuzun sürekliliğini önemseten, önceleyen.[Hem şu anda, hem de uzun süreli olarak.] )

( Bir şey ki, yapmasan da olur... YAPMA!
Bir şey ki, söylemesen de olur... SÖYLEME!

Yaptığımız, "kâr"; yapmadığımız, yarar!
Aldığımız, "kâr"; verdiğimiz, yarar!

Yediğimiz/içtiğimiz, "kâr"; yemediğimiz/içmediğimiz, yarar!

Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir/geliştir... Dünya/n değişsin//gelişsin! )

( Belediye. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Muhtarlık. )

( Görülen, gösterilen/gösterilebilen. | Görülebilir/lik, gösterilebilir/lik. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Görülmeyen, gösterilmeyen ve gösterilemeyen. | Görülemez/lik, gösterilemez/lik. )

( "Evet!" diyebilme (olanağı/gücü). İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< "Hayır!" diyebilme (olanağı/gücü). )

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Nefsine muhâlefet etmek/edebilmek.[MUHALEFET-ÜN-NEFS] )

(

İhtiyâr ve İrâde "Kader" - "İrâdenin Özgürce Kullanımı" Tartışması Huyların Değişmesinin Olanağı Mantıksal Belirlenimcilik
Kindî Bağdaşırcı Belirlenimci/Bağdaşırcı - -
Fârâbî Bağdaşırcı Bağdaşırcı Bağdaşırcı Bağdaşırcı
Yahyâ İbn Adî - Bağdaşırcı Belirlenimci İrâdenin Özgürce Kullanımı
Âmirî Bağdaşırcı Bağdaşırcı - -
İbn Sînâ Belirlenimci Belirlenimci Bağdaşırcı Belirlenimci
İbn Bâcce Bağdaşırcı/İrâdeci - - -
İbn Rüşd Belirlenimci/Bağdaşırcı Belirlenimci/Bağdaşırcı - Bağdaşırcı


"Meşşâî Felsefede Ahlâkî Determinizm ve Özgürlük" - Emre Çeliker

)

( "özgür irâde" için

"var mı, yok mu?"
"sahip misin/miyiz, değil misin/miyiz?" vb.

"sorularında" başlangıç yanlışı/sorunu bulunuyor.

Öncelikle,
1- "irâde"nin "özgür olanı ve özgür olmayanı"
diye çeşidi ya da başka çeşitleri ve tanımı olmaz!

2- "irâde", tekil bir sözcük/kavram değildir.

Bir kavram çiftidir.
"ihtiyâr ve irâde" olarak birliktedir ve birbirinden ayrılamaz!

( ihtiyâr[Ar. < hayr]: Kişinin/yetişkinin yapmama/yapmayabilme gücü/bilgisi/bilinci, yeğlemesi/tercihi. [Önceliklidir, belirleyici ve bağlayıcıdır.] irâde[Ar.]: Kişinin yapabilme/yönelebilme olanağı/gücü ve bilgisidir. [Ölçüt ve değerlendirme olmaksızın.] 3- ... )

( WILL/WILLPOWER vs. RESISTANCE )


- ... İSTENCİ/İRÂDESİ ile/değil ... İSTEĞİ

( ... irâdesi[yapma/yapabilme gücü]. İLE/DEĞİL ... yönelimi. )


- İSTENİLEN/BEKLENİLEN:
HAKİKAT ile/ve/değil/||/<>/> MÂRİFET

( Tek. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Çok. )


- İSTENİLEN ile/ve/<>/değil/yerine GEREKSİNİM

( "Bilir/ler." İLE/VE/<>/DEĞİL/YERİNE Bil(e)mez/ler. )

( Gereksiniminiz olmayan şeyler alırsanız, çok yakın gelecekte, gereksinim duyduğunuz şeyleri satmak zorunda kalırsınız. )


- İSTER İSTEMEZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KENDİLİĞİNDEN


- İSTER İSTEMEZ ile/ve/değil/||/<>/>< NE YAZIK Kİ


- İSTER ..., İSTER ... ile/ve/<> NE ..., NE DE ...


- İŞTEŞLİKTE/:
SÜREKLİLİK ile/ve/<> KARŞILIKLILIK


- İSTİAP/İSTİAB ETMEK ile HACM-İ İSTİÂBÎ

( İçine alma, sığdırma. | Kaplamak, toplamak, tamam etmek. | Tutulmak, zapteylemek. İLE Bir şeyin, içine alabildiği miktar. )


- İSTİÂRE ile/ve/değil MECÂZ[< CEVAZ | çoğ. MECÂZÂT]

( Bir sözcüğü kendi anlamı dışında kullanarak, bir şeyi benzediği başka şeylerin adıyla anma sanatı. İLE/VE Sözcükleri gerçek anlamları dışında kullanma sanatı. )


- İSTİ'ÂRE[Ar.] ile TEŞBÎH[Ar.]


- İSTİÂZA[Ar. < İVAZ] ile İSTİÂZE[Ar. < İYAZ]

( Karşılık olarak bir şey isteme. İLE Allah'a sığınma.[eûzü billâhi min-eş-şeytân-ir-racîm ya da neûzü billâh] | Sığınma. )


- İSTİÂZE[< İYAZ] -ile

( NEÛZU BİLLAH(EÛZÜBİLLÂHİMİNEŞŞEYTÂNİRRACÎM) | SIĞINMA, ALLAH'A SIĞINMA )


- İSTİB'ÂD[Ar. < BU'D] ile İSTİ'BÂD[Ar.]

( Uzaksama, uzak görme, olasılık vermeme. İLE ... )


- İSTİ'BÂR[Ar.] ile İSTİBÂR[Ar.]

( Rüya tabir ettirme. İLE Yoklama, muayene etme. )


- İSTİBDÂ'[Ar.] ile İSTİBDÂ'[Ar.] ile İSTİBDÂD[Ar.]

( İşedikten sonra akıntıyı tam arıtma. | Nikâhlanılan bir dulun gebe olmadığına sonucunu elde etmek üzere bir adet dönemi görene kadar ona yaklaşmamak. İLE Nadide sayma, bedi'. İLE Keyfî yönetme düzeni. | Yönetimde baskı/tazyık. )


- İSTİBKÂ'[Ar. < BEKA]["ka" uzun okunur] ile İSTİBKÂ'[Ar. < BÜKÂ]

( Devamını, sürmesini isteme. | Saklama, koruma, muhafaza etme.[İng., Fr. CONSERVATION] İLE Ağlatma. )


- İSTİBRÂ' -ile

( KÜÇÜK ABDESTEN SONRA AKINTIYI TAM ARITMA [bkz. İSTİBDÂ'] )


- İSTİBŞÂR[Ar.] ile SÜRÛR[Ar.]


- İSTÎCÂB[Ar.] ile İSTİ'CÂB[Ar. < ACEB]

( Haklı sayma, vacib görme. İLE Hayrette kalma, şaşma, taaccübetme. )


- İSTÎCÂL[Ar.] ile İSTİ'CÂL[Ar. < ACEL] ile İSTÎCÂR[Ar. < ECR]

( Sonraya bırakılmasını, te'cîl edilmesini isteme. İLE Acele etme, tez olmasını isteme, çabuklaştırma. İLE Kira ile tutma, kiralama. )


- İSTİDÂ'[Ar.] ile İSTÎDÂ'[Ar. < VEDÂ] ile İSTİD'Â'[Ar. < DUA] ile İSTİDÂA/İSTİZÂA[Ar. < ZİYA]

( El uzatma. İLE Birinin yanına bırakma, bir şeyi saklamak üzere birine emanet etme. İLE Yalvararak isteme. | Dilekçe, istidâ. İLE Aydınlanma, ışıklanma, ziyalanma. )


- İSTİ'DÂD ile HAL

( Küpün içinde ne varsa, dışarı da o sızar. )


- İSTİDÂD[Ar.] ile İSTİ'DÂD[Ar.]

( Doğrulma. | Alışma. İLE Bir şeyin kabulüne, kazanılmasına olan doğal eğilim, beceri. | Akıllılık. | Anlayışlılık. | Becerisi olan kişi. )


- İSTİ'DÂD ile/ve KÂBİLİYET


- İSTİDÂD-I SÂİD[Ar.] ile İSTİDÂD-I YED[Ar.]

( Bileğin alışması. İLE Elin alışması. )


- İSTİDLÂL[< DELÂLET] -ile

( BİR DELİLE DAYANARAK BİR ŞEYDEN BİR SONUÇ ÇIKARMA, DELİL İLE ANLAMA | DELÂLETTE BULUNMASINI İSTEME, AYARTMAYA ÇALIŞMA )


- İSTİDLÂL[Ar.] ile İSTİDLÂL[Ar. < DELÂLET | çoğ. İSTİDLÂLÂT]

( Ayartmaya çalışma, dalâlette bulunmasını isteme. İLE Bir delile dayanarak bir şeyden sonuç çıkarma, delil ile anlama. )


- İSTİDLÂL[Ar.] ile NAZAR[Ar.]


- İSTİFA ETMEK ile/ve/||/<> AFFINI İSTEMEK


- İSTİFÂ[Ar.] ile/ve/değil ÇEKİLME

( Görevden. İLE/VE/DEĞİL Önderlikten. )

( Siyasette. İLE/VE/DEĞİL Dinde. )


- İSTİFA ile/||/<> FERAGAT


- ISTIFÂ'[< SAFVET] ile/ve/< İSTİ'FA'[< AFV]

( Bir şeyin hâlisini, temizini seçip alma. | Ayıklama. | Seçme, seçkinlik. İLE/VE Affını isteme. | Bir işten, kendi isteğiyle çekilme. )


- İSTÎFÂ'[Ar. < VEFÂ] ile İSTİ'FÂ'[Ar. < AFV] ile İSTİFHÂM[Ar. < FEHM | çoğ. İSTİFHÂMÂT] ile İSTİHFÂ'[Ar.]

( Tamamıyla alma/alınma, ödetilme. İLE Affını isteme. | Bir işten kendi isteğiyle çekilme. İLE Sorma, anlama. Anlamak, öğrenmek için sorma. İLE Saklanma, gizlenme. )


- İSTİFA ile/ve/||/<>/> İSTİĞFAR

( Affını isteme. | Bir işten, kendi isteğiyle çekilme. İLE/VE/||/<>/> Tövbe. | Allah'tan günahın bağışlanmasını isteme. | Estağfirullah. )


- İSTİFÂDE ile/ve/<>/< İSTİFÂ

( İstifâ etmediğimizden, istifâde edemeyiz. )


- İSTİFÂZA[< FEYZ] ile İSTİFÂDE


- İSTİFHÂM[< FEHM (çoğ. İSTİFHÂMÂT)] -ile

( SORMA, ANLAMA | ANLAMAK, ÖĞRENMEK İÇİN SORMA )


- İSTİFSÂR[Ar. < FESR] ile/ve/<> İSTİNTÂK[Ar. < NUTK]

( Bir şeyin açıklanmasını, aydınlığa kavuşmasını isteme, anlamaya çalışma, sorma. İLE/VE/<> Sorgu. | Sorguya çekme. )


- İSTİFTÂ'[Ar. < FETVÂ] ile İSTİFTÂH[Ar. < FETH]

( Fetvâ almak/istemek. Müftüye başvurma. İLE Siftah etme. | Başlama, başlanılma. | Açma, açılma. )


- İSTİĞFÂR[< GUFRÂN] -ile

( TÖVBE | ALLAH'TAN GÜNAHIN BAĞIŞLANMASINI İSTEME | ESTAĞFİRULLAH )


- İSTİĞFAR ile/ve SEYİD'ÜL İSTİĞFAR(TÖVBENİN EFENDİSİ)


- İSTİĞFÂR[Ar.] ile TEVBE[Ar.]


- İSTİĞRAK ile MURAKEBE


- İŞTİHÂ'[Ar. < ŞEHVET] ile İŞTİHÂR[Ar. < ŞÖHRET]

( İstek, meyil. | Yemek yeme isteği, iştah. İLE Ün alma, ünlü olma, şöhret bulma, şöhretlenme, meşhur olma. )


- İSTİHÂB/ISTIHÂB ile İSTİHÂB ile İSTİHÂB/İŞTİHÂB ile İSTÎÂB[< VAB]

( Saklama, gizleme. | Dostluk kurma. | Konuşma, musâheb etme. İLE Hibe ve armağan olarak isteme. Bağış olarak arzulama. İLE Ağarma, beyazlama, kırlaşma. İLE İçine alma, sığdırma. | Kaplamak, toplamak, tamam etmek. | Tutulmak, zapteylemek. )


- İSTÎHÂL[Ar. < EHL] ile İSTÎHÂR[Ar.]

( Bir şeye uygun/lâyık/ehil olma. İLE Geri kalma/bırakılma. )


- İSTÎHÂLE[Ar. < HAVL | çoğ. İSTİHÂLÂT] ile İSTÎHÂRE[Ar. < HAYR]

( Olanaklı/mümkün olmayış, olanaksızlık/imkânsızlık, olamazlık. | Bir durumdan/halden başka bir duruma/hâle geçiş. [KEVN <> FESAD] | Başkalaşma. [İng. METAMORPHOSE, METAMORPHOSIS | Fr. MÉTAMORPHOSE] İLE Bir işin hayırlı olup olmayacağını öngörmek üzere abdest alıp dua edip uykuya yatma. | Hayırlı olmayı arzu etme.[Fr. ONIROMANCIE] )


- İSTİHÂRE[Ar. < HAYR] ile İSTİ'ÂRE[Ar. çoğ. İSTİÂRÂT] ile İSTİŞÂRE[< ŞÛRÂ | çoğ. İSTİŞÂRÂT]

( Allah'a sual etmek. Bir durumun/işin hayırlı olup olmayacağını öngörmek üzere abdest alıp dua edip uykuya yatma. [Uyku durumu/hali koşulu/şartı yoktur.] | Hayırlı olmayı arzu etme.[Fr. ONIROMANCIE] İLE Ödünç alma, birinden eğreti bir şey alma. | Bir sözcüğün anlamını geçici/eğreti olarak başka bir sözcük üzerine kullanma. İLE Düşünce sorma, danışma. Sohbet ederek sual etmek. )


- İSTİHÂSE -ile

( ORGANİK NESNELERİN, BİÇİMLERİNİ KORUYARAK ZAMANLA TAŞ DURUMUNA GEÇMESİ )


- İSTİHDAF[Ar. < HEDEF] ile HEDEF TUTMA, AMAÇ EDİNME[Ar.]

( HEDEF TUTMA, AMAÇ EDİNME )


- İSTİHFÂF[< HİFFET] ile/değil/yerine/>< İSTİ'FÂF[Ar. < İFFET]

( Küçümseme, hor görme, tahkir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Haram ve çirkin şeylerden kaçınmak, kötülükten, günahtan kaçınmak, iffetli olmak. )


- İSTİHKAK[Ar. < HAKK]["ka" uzun okunur] ile İSTİKÂK[Ar.] ile İŞTİKAK[Ar. < ŞAKK]

( Hakkı olma, hak kazanma. | Hak kazanılan şey. İLE Bitkilerin çokluktan dolayı birbirine dolaşık/sarmaşık olması. İLE Yarılmış bir şeyin bir bölümünü alma. | Aynı kökten çıkma, türeme. | Aynı kökten türemiş sözcükleri aynı mısra ya da beyitin içinde kullanma sanatı. [teslîm, selâmet, selâm] )


- İSTİHKÂM ile İSTİHDAM

( Düşman saldırısını durdurmak, düşmana karşı savunma yapmak amacıyla düzenlenmiş yer. | İstihkam işleriyle uğraşma. İLE Bir görevde/işte kullanma. )


- İSTİHLÂB[Ar.] ile İSTİHLÂB[Ar.]

( Şerbet kıvamına getirme. | Yemeğin, bağırsaklarda sindirilmek üzere yoğun sıvı kıvamına geçmesi. | Süt sağma/sağılma. İLE Tırmalama. )


- İSTİHLÂL[Ar. < HELÂL] ile İSTİHLÂL[Ar. < HİLÂL] ile BERÂ'AT-İ İSTİHLÂL

( Helâl sayma. | Helâlleşme. | Helâl edilmesini isteme. İLE Yeni Ay'ın görünmesi, hilâli görme. | Çocuğun doğar doğmaz ağlamaya başlaması. İLE Bir sözün, yazının ya da yapıtın giriş bölümünde, konuya doğrudan girmeden önce, yapıt sahibinin ustalığını gösteren, dikkat çekici, zarif, sanatlı bir başlangıç yapması. | Edebî metinlerde, özellikle kaside, mersiye, gazel gibi divan edebiyatı ürünlerinde, konuya geçmeden önce yapılan sanatlı ve etkileyici giriş bölümler. [Amaç, dinleyicinin ya da okuyucunun ilgisini çekmek, şairin ustalığını sergilemek ve yapıta güçlü bir giriş yapmak.] )


- İSTİHMÂM[Ar.] ile İSTİHMÂM[Ar.]

( Hamama girme, yıkanma. İLE Bağlı bulunduğu cemaate özgü işler için her türlü sıkıntıya girme. )


- İSTİHRAÇ ile İSTİHSAL ile İSTİNTAÇ

( Anlam, sonuç çıkarma/çıkarsama. İLE Çıkarma, elde etme. | Üretim, üretme. İLE Sonuç çıkarma. | Bir büyük önermeden küçüğe ve sonurguya, yasalardan olaylara, nedenden sonuca giderek sonuç çıkarma. )


- İSTİHSÂL[Ar. < HÂSIL çoğ. İSTİHSÂLÂT] ile İSTİHZAR[Ar. < HUZÛR (çoğ. İSTİHZÂRÂT)]

( Elde etme, ele geçirme/geçirilme, çıkarma, meydana getirme, hâsıl etme. | Üretim, üretme. Üretme. İLE Hazırlama. | Anımsama. )


- İSTİHSÂN[Ar. < HISN] ile İSTİHSÂN[Ar. < HASEN]

( Savunma, müdâfaa etme, karşı koyma. İLE Beğenme, beğenilme, güzel sayılma, güzel bulma. )


- İSTİHZA ile/değil İSTİHSA


- İSTİHZÂ[Ar.] ile MİZÂH[Ar.]


- İSTİHZÂ[Ar.] ile SUHRİYYET[Ar.]


- İSTÎKA'["ka" uzun okunur] ile İSTÎKA'["ka" uzun okunur] ile İSTİKA'[Ar. < SAKY]["ka" uzun okunur] ile İSTİKA/İSTEKA[İt. < Cerm.]

( Olacak/gerçekleşecek, vuku' bulacak diye endişelenme. İLE Olmasını bekleme, olacak diye endişeye düşme. İLE İçecek su alma, su isteme. İLE Ayakkabıların altını parlatmak için kunduracıların kullandığı kemik. )


- İŞTİKAK[Ar.]/ETİMOLOJİ[Fr./İng.] ile İHTİRÂ[Ar.]

( Ad ve fiillerin kök ya da gövdelerine yapım eki getirilerek sözcük kurma. | Aynı kökten gelen fakat ayrı anlamları olan sözcüklerle yapılan benzetme/cinas. İLE Bilinen bazı şeylerden yararlanarak düşünce gücüyle yeni bir şey bulma. | Benzeri görülmemiş bir şey oluşturma. )


- İŞTİKÂK[Ar.] ile TÜREME | [Edebiyatta, aynı kökten türemiş olan sözcükleri bir arada bulundurma sanatı.]


- İSTİKÂMET[Ar.] ile İSÂBET[Ar.]


- İSTÎKAN["ka" uzun okunur] ile İSTİKÂN/E/T[Ar.]

( Kesin/yakînen bilme/biliş. İLE Alçakgönüllülük. | Küçülme. )


- İSTİKBÂLEN[Ar.] ile İSTİKBÂLÎ[Ar.]

( Gelecek zamanda, ileride. | Karşılayarak, karşılamak üzere. İLE Gelecek zamanla ilgili. )


- İSTİKBÂR[Ar.] ile İSTİNKÂF[Ar.]


- İSTİKFÂ'[Ar.] ile İSTİKFÂ[Ar.]

( ... İLE Yeterli sayma, kâfi. Varolan ile geçinmek isteme. )


- İSTİKFÂL[Ar.] ile İSTİKFÂL[Ar. < KEFÂLET]

( Çekmecede/kasada kilit altında bulundurma. İLE Kefil olma, kefilliği kabul etme. )


- İSTİKLÂL (SAVAŞI):
"KURTULUŞ" (SAVAŞI) ile/ve/değil/||/<>/>/< BAĞIMSIZLIK (SAVAŞI)


- İSTİKLÂL ile/ve/||/<>/> İSTİKBÂL

( Bağımsızlık. İLE/VE/||/<>/> Gelecek. )


- İSTİKRÂ[Ar.] ile İSTİKRÂ[Ar. İKTİRÂ] ile İSTİKRÂH[Ar. < KERH]

( Gezme, dolaşma; âvârelik. | Bir şey hakkında etraflı bilgi edinme. | Tümevarım. [İng. INDUCTION, Fr. ÉPAGOGIQUE] İLE Kira ile tutma/tutulma, kiralama. İLE İğrenme, tiksinme. | [Ar.: İstemeyerek zorla yapma.] )


- İSTİKRÂR[Ar. < KARAR] ile İSTİKRÂR[Ar. < TEKRAR]

( Karar bulma, yerleşme. | Kararlaşma, iyice belirli olma. İLE Tekrarlatma. )


- İSTİKRAR ile İKTİDAR


- İSTİKRARSIZLIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DALGALANMA


- İSTİKŞÂF[< KEŞF | çoğ. İSTİKŞÂFÂT][İSTİŞKÂF değil!] ile/ve/<>/> İSTİŞÂRE

( Keşfetmeye çalışma, ne olup bittiğini öğrenmek için araştırmada bulunma. | [coğr.] Açınsama. İLE Fikir sorma, danışma. )


- İSTİKTÂL[Ar.] ile İSTİKTÂR[Ar. < KATR]

( Ölümden korkmayarak kendini tehlikeye atma. İLE Damla damla akıtma, damıtma. )


- İSTÎLÂ'[Ar. < VELY] ile İSTİ'LÂ'[Ar. < ULÜVV]

( Bir yeri kuvvet kullanarak ele geçirme. | Yayılma, kaplama. | Basma.[Jeoloji'de] İLE Yükselme. | Üste çıkma, üstün gelme. )


- ISTILÂ[Ar.] ile ISTILÂH[Ar. < SULH | çoğ. ISTILAHÂT]

( Ateşte ısınma. İLE Terim, tabir, ilim/bilim sözü/sözcüğü. )

( ... İLE Barış sağlatan kavram. )


- İSTİLÂ[Ar.] ile/ve/||/<> İSTİSMÂR[Ar.]


- [ne yazık ki]
İSTÎLÂ ile/ve/||/<>/> SÖMÜRÜ


- İSTİ'LÂM[< İLM] -ile

( YAZI İLE BİLGİ İSTEME | BİLGİ İSTEME )


- İSTİ'LÂM[Ar. < İLM] ile İSTİLÂM[Ar.]

( Karar bulma, yerleşme. | Kararlaşma, iyice belirli olma. İLE Öpme ya da el sürme. | Kâbe'nin tavâfı sırasında "Hacer-ül-Esved"in elle okşanması ve izdiham dolayısıyla bizzat el sürülemiyorsa uzaktan okşama işaretinin yapılması. | Allah'ın madde ilhâm etmesi niyâzında bulunma. )


- İSTİMÂ'[Ar.] ile İSTİMÂ'[Ar. < SEM | çoğ. İSTİMÂÂT]

( Birinin ziyaretine gitme. İLE Dinleme/dinlenilme, duymalar/işitme. | Dinleyip kabul etme. | Kulak verip dinleme. )


- İSTİMÂL[Ar. < AMEL] ile İSTİMHÂL[Ar. < MEHL]

( Kullanma. İLE Zaman, mühlet isteme. )


- İSTİMAL[Ar.] ile/ve/||/<> İSTİFÂDE[Ar.]

( Kullanım. İLE/VE/||/<> Yararlanma. )


- İSTİMÂL[Ar. < AMEL] ile İSTİMÂR[Ar. < TAMİR]

( Kullanma. İLE İmâr ettirme. | Bir yerin imarını isteme. | İstimlâk etme, sömürgeleştirme. )


- İSTİMATÖR[İt.] -ile

( Gümrüklerde, mallara değer biçen görevli. )


- İSTİMLÂK[Ar. < MİLK] ile/ve/||/<> İSTİMÂR[Ar. < TAMİR]

( Bir yeri satın alma, mülk alma. | Kamulaştırma. Devletin, genelin yararına olarak bir şeyi sahibinden satın alması. İLE/VE/||/<> İmâr ettirme. | Bir yerin imarını isteme. | İstimlâk etme, sömürgeleştirme. )


- İSTİMLÂK ile DAYATMA


- İSTİMTÂ'[Ar. < TEMETTÜ] ile İSTİMTÂR[Ar.]

( Yararlanma, kazanç. İLE Yağmur isteme, yağmur duasına çıkma. )


- İSTİ'NÂD[Ar. < İNÂD] ile İSTİNÂD[Ar.]

( İnat etme, direnme. İLE Dayanma. | Güvenme. | Senet, delil, hüccet sayma. )


- İSTİNBÂ'[Ar.] ile İSTİNBÂT[Ar.]

( Haber sorma, bilgi isteme. İLE Bir söz ya da işten gizli bir anlam çıkarma. Açık olmayarak, dolayısıyla, zımnen anlama. )


- İSTİNBÂT[Ar.] ile/ve/||/<> İSTİDLÂL[Ar.] ile/ve/||/<> İSTİBSÂR[Ar.]

( Bir söz ya da işten gizli bir anlam çıkarma. Açık olmayarak, dolayısıyla, zımnen anlama. İLE Bir delile dayanarak bir şeyden sonuç çıkarma, delil ile anlama. İLE Basiretli olmak. Düşünceli, hesaplı ve dikkatli iş yapmak ve hareket etmek. )


- İSTİNKAS["ka" uzun okunur] ile İSTİNKÂŞ[Ar. < NAKŞ]["ka" uzun okunur]

( Bir şeyin fiyatını/değerini düşürmeye çalışma. İLE Nakşedilmesini isteme. | Nakşetme. )


- İSTİNSÂ'[Ar.] ile İSTİNSÂH[Ar. < NESH] ile İSTİNSÂH[Ar. < NUSH]

( Borç ödemek için zaman/mühlet isteme. | Veresiye almak isteme. İLE Nüshasını çıkarma, bir sûretini çıkarma, kopya etme. )


- İSTİNSÂR[Ar.] ile İSTİNSÂR[Ar. < NASR] ile İSTİNŞÂ'[Ar.]

( Su ya da başka bir ilâç çekip burnu temizleme. | Püskürme. İLE Yardım isteme. İLE Haber/havâdis araştırma. )


- İSTÎRÂ'[Ar.] ile İSTİR'Â[Ar.] ile İŞTİRA[Ar.]

( Çakmak taşından ateş çıkartma. | İki ağaç parçasını birbirine sürte sürte tutuşturma. İLE Riayet isteme. İLE Satın alma. )


- ISTIRAP/B ile AZAB

( ... ile İKAB["ka" uzun okunur] )


- İSTÎRÂHAT[Ar. < RÂHAT] ile İSTÎRÂHÂT[Ar. < İSTÎRÂHAT]

( Rahat etme, dinlenme. İLE Dinlenmeler. )


- İSTİRÂK[Ar. < SİRKAT] ile İSTİ'RÂK[Ar.] ile İŞTİRÂK[Ar. < ŞİRKET]

( Çalma/çalınma, hırsızlık. İLE Terlemek üzere/için yatmak. İLE Ortaklık, ortak olma, paydaşlık. | Bir işte yer alma, paydaşlık etme. | Bir işe, bir düşünceye katılma, katılım. | İktisadi devlet teşekküllerinin ya da kamu iktisadi kuruluşlarının ya da bağlı ortaklıklarının, sermayelerinin en az yüzde onbeşine, en çok yüzde ellisine sahip bulundukları anonim şirketler. | Bir ortaklık ile işletme arasında, sözkonusu ortaklığın yönetimine ve ortaklık politikalarının belirlenmesine katılma anlamında sürekli bir bağ yaratan, doğrudan ya da dolaylı sermaye ve yönetim ilişkisi. )


- İŞTİRÂK[Ar. < ŞİRKET] ile/ve/<>/< İŞTİYÂK[Ar. < ŞEVK]

( Ortaklık, ortak olma, paydaşlık. | Bir işte yer alma, paydaşlık etme. | Bir işe, bir düşünceye katılma, katılım. | İktisadi devlet teşekküllerinin ya da kamu iktisadi kuruluşlarının ya da bağlı ortaklıklarının, sermayelerinin en az yüzde onbeşine, en çok yüzde ellisine sahip bulundukları anonim şirketler. | Bir ortaklık ile işletme arasında, sözkonusu ortaklığın yönetimine ve ortaklık politikalarının belirlenmesine katılma anlamında sürekli bir bağ yaratan, doğrudan ya da dolaylı sermaye ve yönetim ilişkisi. İLE/VE/<>/< Şevklenme, göreceği gelme, özleme. )


- İŞTİRÂK ile/||/<> MÜCENNİS ile/||/<> MÜTEMÂSİL

( Ortaklık, iki ya da daha fazla sayının başka bir sayının ortak katları olması durumu. İLE/||/<> Aynı cins durumuna getirilmiş olan. | Tam sayılı kesrin bileşik kesre çevrildikten sonraki payı. İLE/||/<> Aynı. )


- [ne yazık ki]
ISTIRAP:
HAFİF ile DERİN

( Konuşulabilir. İLE Konuşulamaz, dile gel(e)mez/getiril(e)mez. )


- ISTIRAP:
SAĞLIKSIZ/KİRLİ ile/değil/yerine/>< SAĞLIKLI/TEMİZ


- ISTIRAP ile ARUF[Ar.]

( ... İLE Uzun süre ıstırap çeken. )


- ISTIRAP ile/ve/> ÇİLE

( ... İLE/VE/> Kemalâta erdiren ıstırap. )


- ISTIRAP ile/ve DAYANÇ/SABIR

( Annesi ölene, "öksüz"; babası ölene, "yetim"; eşi ölene, "dul" denilir. Fakat çocuğu ölene, hiçbir şey diyemezler. Çünkü bu, öyle bir ıstıraptır ki, o ıstırabı anlatabilecek bir sözcük bile yoktur. )


- İSTİRCÂ'[Ar. < RECÂ] ile İSTİRCÂ'[Ar. < RÜCÛ]

( Rica etme, yalvarma, dileme. İLE Bir cenâze görüldüğü zaman belirli bir âyeti okuma. [innâ li-llâh ve innâ ileyhi râciûn: Şüphe yok ki biz, Allah'ın kuluyuz, ve yine şüphe yok ki ona dönücüleriz] | Geri dönme, tepme. )


- İSTİRİDYE ile/ve/||/<>/> İNCİ İSTİRİDYESİ/KABUĞU

( SADEF/SEDEF )


- İSTİ'SÂB[Ar.] ile İSTİS'ÂB[Ar. < SA'B]

( İğrenme. İLE Güç sayma, bir şeyin zor gelmesi. )


- İSTİSÂBE[Ar.] ile İSTİSÂBE[Ar.]

( Sevap kazanmayı isteme. İLE Sevap görme/görülme. )


- İSTİS'ÂL[Ar. < SUÂL] ile İSTÎSÂL[Ar. < ASL] ile İSTİSHÂL[Ar. < SEHL]

( Soruşturma. İLE Kökünden koparıp çıkarma/çıkarılma, kökünü kurutma. | Bir urun çıkarılması. İLE Kolay sayma/görme. )


- İSTİŞ'ÂR[Ar. çoğ. İSTİŞ'ÂRÂT] ile İSTİŞHÂR[Ar.]

( Yazı ile bildirilmesini isteme. [POLEMİK: Yazarak/yazılı tartışma.] İLE Ün kazanma, şöhret bulma. )


- İSTİ'SÂR[Ar.] ile İSTÎSÂR[Ar.] ile İSTÎSÂR[Ar.] ile İSTİSHÂR[Ar.]

( Bir işin güç olmasını isteme. İLE Bir şeyi nefsine ayırma. [Fr. ÉGOÏSME] İLE Kolaylaşma, kolay sayma/addedilme. İLE Alay etme, eğlenme. )


- İSTİŞÂRE ile/ve/<> İSTİFÂDE


- İSTİŞÂRE ile/ve İSTİHÂRE

( Sohbet ederek sual etmek. İLE/VE Allah'a sual etmek. [Uyku hali şart değildir.] )


- İSTİSÂRE[Ar.] ile İSTİŞÂRE[Ar. < ŞÛRÂ (çoğ. İSTİŞÂRÂT)]

( Tozutma, toz savurma. | Fitnecilik, fesatçılık etme. İLE Fikir sorma, danışma. )


- İSTİŞÂRE[< ŞÛRÂ | çoğ. İSTİŞÂRÂT] ile TEÂTÎ[< ATÂ]


- İSTİŞÂRÎ ile/ve/||/<> İSTİDLÂLÎ


- İSTİŞFÂ'[Ar. < ŞİFÂ] ile İSTİŞFÂ'[Ar. < ŞEFÂAT]

( Şifa talebetme, hastalığa ilâç arama, derdine derman arama. İLE Şefâat isteme, birinin aracılığını dileme. )


- İSTİSFÂR -ile


- İSTİŞHÂD[Ar.] ile İSTİŞHÂD[Ar.]

( Tanık getirme, tanık gösterme. | Şehit olma. İLE Edebî bir düşüncenin sağlamlığını kanıtlamak için, değerli yapıtlardan örnek gösterme. )


- İSTİSHÂL[Ar. < SEHL] ile İSTİSHÂR[Ar.]

( Kolay sayma/görme. İLE Alay etme, eğlenme. )


- İSTİSMÂR ile/ve/değil FEDÂ


- İSTİSMAR ile/ve RİYÂ


- İSTİSMÂR[Ar. < SEMERE] ile/ve/<>/değil SÛ-İ İSTİ'MÂL[Ar. < AMEL | çoğ. İSTİ'MÂLÂT]

( )

( İşletme, yararlanma. | Sömürme. İLE/VE/<>/DEĞİL Kötü/yersiz/yolsuz kullanma. )


- [ne yazık ki]
İSTİSMÂR ile/ve/||/<>/> TECÂVÜZ


- İSTİSNA ile KAİDE

( İstisnalar kaideyi bozmaz, kuvvetlendirir! )

( İstisnalar bilinmedikçe, kaide bilinmiyor demektir. )


- İSTİSRÂ'[Ar. < SÜR'AT] ile İSTİSRÂR[Ar.]

( Hızlandırma, süratlendirme. İLE Odalık alma. )


- İSTİTÂ'AT[Ar.] ile KUDRET[Ar.]


- İSTİTÂBE[Ar.] ile İSTİTÂBE[Ar.]

( Tövbe ettirme/talebetme. İLE Hoş/iyi bulma/bulunma. )


- İSTİ'TÂF[Ar. < ATF | çoğ. İSTİ'TÂFÂT] ile İSTÎTÂF[Ar.]

( Yardım ve merhamet dileme. İLE Kaplama. )


- İSTİTÂRE[Ar.] ile İSTİTÂRE[Ar.]

( Saklanma, örtü altına girip gizlenme. İLE Uçurma/uçurulma, gönderme/gönderilme. )


- İSTİVÂ'[Ar.] ile İNTİSÂB[Ar.]


- İSTİVÂ'[Ar. < SEVÂ] ile İSTİ'FÂ'[Ar. < AFV] ile İŞTİFÂ'[Ar.]

( Birden çok şeyin birbirine eşit ve denk olması. | Düz olma, düzlük. | Kaplama, örtme. | Ortada ve tam bir derecede bulunma. | Mevlevî sikkesinin tam ortasına gelmek üzere önden arkaya doğru çekilen iki parmak eninde yeşil çuha. İLE Affını isteme. | Bir işten kendi isteğiyle çekilme. İLE İyi olma, şifâ bulma. )


- İSTİVÂ'[Ar.] ile İSTİKÂMET[Ar.]


- İSTİYÂK[Ar.] ile İŞTİYÂK[Ar. < ŞEVK]

( Misvak kullanma. İLE Şevklenme, göreceği gelme, özleme. )


- İŞTİYÂT[Ar.] ile GAZAB[Ar.]


- İSTİYORUM / İSTEMİYORUM ile/ve/ya da/||/<> SEVİYORUM / SEVMİYORUM

( Hiçbir zaman, bir açıklama yeterliliği ve niteliğinde değillerdir. Daha çok da, kaçmaya ya da dayatmaya yönelik yanıtlardır.

Anımsanması gereken nokta da, sizin kullandığınız oranda ve koşullardaki keyfiyetle, bir başkası da aynı keyfiyetle bunları kullanabilir, karşılık verebilir ve sonuç tam bir hüsran ve boşluk/anlamsızlık yaratır/yaratacaktır.

Dolayısıyla da, yaşamın getirdiği durumlarla/zorunluluklarla yüzleşerek, kaçmaksızın, isteyip-istememe, sevip-sevmeme alanından çıkarmak gerekir. )


- İSTİZÂA[Ar. < ZİYÂ] ile İSTÎZÂH[Ar. < VUZUH | çoğ. İSTÎZÂHÂT]

( Aydınlanma, ışıklanma, ziyâlanma. İLE Bir şeyin açık olarak bildirilmesini isteme, açıklama isteme. | Gensoru.[mecliste] )


- İSTİ'ZÂR[Ar. < ÖZR] ile İSTİZHÂR[Ar. < ZAHR]

( Bağışlamasını isteme, af/özür dileme. İLE Dayanma, güvenme, arka verme. | Yardım isteme, arka/zâhir olmasını isteme. )


- İSTİZLÂL[Ar. < ZİLL] ile İSTİZLÂL[Ar. < ZILL]

( Bayağı/aşağılık görme/görülme, zelil görme. İLE Gölgelenme, gölge altına girme. | Gölgede oturma. | Sığınma. )


- İŞVE[Ar.] ile/ve CİLVE[Ar.]

( Güzelin, gönül aldatan/çelen, naz ve edâsı. İLE/VE Kırıtma. | Görünüş, tecelli. )

( TEBÂÜL: Karı-koca cilvesi. )


- İSVEÇ/ŞİVED ile İSVİÇRE

( SWEDEN vs. SWITZERLAND )


- İSVİÇRE-BELLINZONA'DA, ÜÇ KALE:
CASTELGRANDE ile/ve/||/<> MONTEBELLO ile/ve/||/<> SASSO CORBARO


- İSYAN ÇIKARMA/ÇIKARAN ile/ve/||/<>/> İSYANI KIŞKIRTMA/KIŞKIRTAN


- İSYAN ile/ve/değil/yerine FERYAD


- İSYAN ile HAREKÂT

( REBELLION vs. OPERATIONS )


- İSYÂN ile/ve/<> İNTİZÂR

( Emre boyun eğmeme, itaatsizlik. | Başkaldırı, ayaklanma. İLE/VE/<> Bekleme, gözleme. | İlenme, beddua. )


- İSYAN ile/ve/> İSTİFÂ

( Bilinçli ve/ya da bilinçsiz. İLE Kararlı ve bilinçli. )


- İSYAN ile İTİRAZ


- İSYAN ile KABUL EDEMEMEK

( UPRISING vs. NOT ABLE TO ACCEPT )


- İSYAN ile/ve KÜFÜR

( !UPRISING vs./and !CURSING )


- İSYAN ile/ve/||/<> ŞİKÂYET


- İSYAN ile/ve ŞİKÂYET

( UPRISING vs./and COMPLAINT )


- İSYAN ile/ve/||/<>/> TEPKİ


- İSYAN ile/değil/yerine YAS


- İSYANDA:
BAŞ EDEMEME ile/ve/değil/||/<>/< ALT EDEMEME


- İSYAN/KÂR/LIK ile/ve/değil/yerine/<> TEPKİ/SEL/LİK


- İŞYERİNE, ÖZELLİKLE EVE YENİ GELMİŞ EŞİNİZE/BİRİNE GİRER GİRMEZ BİRŞEY SÖYLEMEK ile/yerine 5-10 DAKİKA SONRA SÖYLEMEK


- İT:
KÖPEK ile/ve/<> KANCIK

( Eriline verilen ad. İLE/VE/<> Dişiline verilen ad. )


- [İt.] LİRİK SOPRANO ile DRAMATİK SOPRANO ile KOLORATUR SOPRANO

( Duygusal ve yumuşak renkteki selen. İLE Tok ve derin renkteki selen. İLE Parlak, tiz ve ajilitesi yüksek selen. )


- [İt.] ORSA ile/ve ORSA ALABANDA ile/ve ORSA POCA/BOCA

( Yelkenleri, rüzgârın estiği yöne çevirmekte kullanılan, iki taraftan, yelkenlinin ortasına bağlanan ip. | Geminin rüzgâr alan yanı, rüzgâr üstü. İLE/VE Gemiyi birdenbire rüzgârın üstüne çevirme. İLE/VE Geminin, bazı rüzgâr yönüne yaklaşarak, bazen rüzgârdan uzaklaşarak yol alması. | Geminin rüzgâr almayan yanı. | [mecaz] Bata çıka, iyi kötü. )


- [İt.] PASTA ile PASTA

( İçine katılmış türlü maddelerle özel bir tat verilmiş, fırında ya da başka bir yolla pişirilerek hazırlanmış bir tür hamur tatlısı. İLE Giysilerde dikişli kıvrım. )


- [İt.] SOPRANO ile/ve MEZZO SOPRANO ile/ve KONTRALTO SOPRANO/ALTO

( Kadın ya da genç erkek çocuklarda en ince selen. | Bir çalgı topluluğunda, en ince sesleri veren müzik araçları. İLE Soprano ile kontralto arasında kadın seleni. İLE Kadın selenlerinin en kalını. )


- İT ile İD

( Köpek. İLE Dürtü, bilinçaltı.[İd-egp-süper ego] )


- İT ile İT

( Köpek. İLE İleri doğru devinim kazandırmanın buyruk kipi. )


- İ'TÂ'[Ar.] ile İNFÂK[Ar.]


- ÎTÂ'[Ar.] ile İ'TÂ'/ÎTÂ[Ar. < ATÂ]

( Kafiyenin bir anlamda olarak aynen tekrarı. İLE Verme/verilme, ödeme. )


- İTAAT ile/ve/değil/<> DÜZEN


- İTAAT ile/değil/yerine/>< İTTİHAT


- İTAAT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KABUL


- İTAAT" ile/ve/||/<>/> "RAHAT"


- İTAAT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< RIZÂ


- İTAAT ile/ve/değil/yerine/<> "TAPMAK" ile/ve/değil/yerine/<> TESLİMİYET

( [not] OBEY vs./and "WORSHIP" vs./and/but/<> SUBMISSION
SUBMISSION instead of OBEY and "WORSHIP" )

Bugün[26 Ekim 2025]
itibarı ile 46.048 başlık/FaRk ile birlikte,
46.048 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(86/186)