Bugün[10 Aralık 2025]
itibarı ile 46.491 başlık/FaRk ile birlikte,
46.491 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(72/187)


- HAREKET ile EYLEM

( MOVEMENT vs./and/||/<>/> ACTION )


- HAREKET ile/ve FİİL


- HAREKET ile/ve/değil/||/<>/> HARARET


- HAREKET ile HAREKÂT


- HAREKET ile/ve HAREKETİN AMACI

( MOVEMENT vs./and THE AIM OF THE MOVEMENT )


- HAREKET ile/ve/||/<>/>< (HAREKETİN) TERS YÖN(ÜN)DE(Kİ) HAREKET


- HAREKET ile/ve HİKMET


- HAREKET ile/ve İMAR

( MOVEMENT vs./and TO IMPROVE )


- HAREKET ile İNTİKAL

( MOVEMENT/MOTION vs. TRANSITION )


- HAREKET[Ar.] ile IZDIRÂB[Ar.]


- HAREKET ile/ve/değil KESİNTİSİZLİK


- HAREKET ile/ve KIMILDAMA


- HAREKET ile KIPIRTI


- HAREKET ile/ve KUVVET

( MOVEMENT vs./and POWER )


- HAREKET[Ar.] ile NUKLE[Ar.]


- HAREKET" ile/ve "NUMARA"


- HAREKET ile SES ile KONUŞMA

( MOVEMENT vs. VOICE vs. SPEECH/TO TALK )


- HAREKET ile/ve ŞEY

( Çırpıntı ve su ayrı değildir. Bizi suyun var oluşundan haberdar eden de o çırpıntıdır. )

( vs./and/||/<> THING )


- HAREKET ile/ve SINIRLILIK


- HAREKET ile/ve SÜRÜKLENME

( MOVEMENT vs./and TO DRAG )


- HAREKET ile/ve/<> TELÂŞ


- HAREKET ile/ve/||/<> UYUMLULAŞTIRILMIŞ HAREKET


- HAREKET ile/ve/değil YER DEĞİŞTİRME(İNTİKAL)

( Basit düzeydeki zihinlerde, hareket, yer değiştirme olarak yorumlanır. )


- HAREKET/DEVİM ile/ve ETKİNLİK/DEVİNİM

( MOVEMENT vs./and ACTION )


- HAREKET-İ MÜSTAKÎME ile HAREKET-İ UFKİYE ile HAREKET-İ MENKÛSE


- HAREKETİ-İ İRÂDİYE ile İRÂDE-İ AKLİYE

( Hayvan/da. İLE İnsan'da. )


- HAREKETİN KAYNAĞI ile BİLGİNİN KAYNAĞI


- HAREKETİN:
KAYNAĞI ile/ve/||/<>/> SÜREKLİLİĞİ


- HAREKET'İN:
NEDEN'İ ile/ve NASIL'I


- HAREKETİN SÜREKLİLİĞİ:
DOĞADA ile/ve/<> YAŞAMDA

( Sürekli oluşum. İLE/VE/<> Sürekli insanlaşma. )

( Yaşamdaki temeddün, doğadaki tekevvün'ün devamıdır. [ve bunun da sonsal amacı, kişinin, daha da insanlaşarak, olgunluğa/kemâle ermesidir.] )

( DOĞA: Hareket ile sükûnun ilkesi. )

( TEKEVVÜN ile/ve/<> TEMEDDÜN )


- HAREKETLİ/LİK ile/ve/<> ETKİN/LİK


- HAREKETSİZ DİRENİŞ ile/ve/||/<> SESSİZ ÇIĞLIK


- HAREKET'TE:
İŞÂRÂT-I HİSSİYE ile/ve MAKSADÜ'L HAREKET


- HAREKETTE YETENEK:
ÖNGÖRÜLEBİLİR ile/ve/||/<> ÖNGÖRÜLEMEYEN


- HAREM DAİRESİ ile/ve HAREM DAİRESİ

( HAREM-İ HÜMÂYÛN: Sultan'ın Harem'i. )

( Topkapı Sarayı'nda. İLE/VE Dolmabahçe Sarayı'nda. )

( İkinci ve üçüncü bahçelerin solunda. [1588] İLE/VE Pembe Salon. )

( 259 oda, 46 tuvalet, 12 sandık odası, 8 hamam, 4 mutfak, 6 kiler bulunmaktadır. [6720 m2] İLE/VE ... )


- HAREM[Ar.] ile HAREM[Ar.]

( Herkesin girmesine izin verilmeyen, saygıdeğer ve kutsal yer. | Hac zamanında ihrâma girilen yerden itibaren Kâbe'ye doğru olan bölüm. | Önceleri, saraylarda ve büyük konaklarda bulunan hanımlar dairesi. | Nikâhlı hanım, zevce. İLE "mefâilün"den "me"yi atarak "fâilün" sözcüğünü "mef'ûlün"e çevirme. )


- HAREM ile/ve/<> HAREMEYN

( EHLİ DIŞINDA GİRMESİ YASAK OLAN YER ile/ve/<> MEKKE İLE MEDÎNE-İ MÜNEVVERE [MÜSLÜMAN OLMAYANLAR GİREMEZ )


- HAREM ile/||/<> HAREM-İ HÜMÂYUN ile/||/<> HATUN ile/||/<> MELİKA ile/||/<> KARİN ile/||/<> KURENA ile/||/<> VALİDE SULTAN

( Saray ve konaklarda kadınlara ayrılan yer. İLE/||/<> Topkapı Sarayı'nın harem dairesine verilen ad. İLE/||/<> Yüksek makamdaki kadınlara ve hakan eşlerine verilen ad. İLE/||/<> Padişah karısı. İLE/||/<> Padişah yakınlarına ve emrinde bulunanlara verilen ad. İLE/||/<> Padişaha yakın olan görevliler, mabeyinciler. İLE/||/<> Padişahın annesine verilen ad. )


- HAREM ile MAKSÛRE

( Herkesin girmesine izin verilmeyen, saygıdeğer ve kutsal yer. | Hac zamanında ihrâma girilen yerden itibaren Kâbe'ye doğru olan bölüm. | Önceleri, saraylarda ve büyük konaklarda bulunan hanımlar dairesi. | Nikâhlı hanım, zevce. İLE Camilerde, parmaklıklarla çevrilmiş yer. | Bir evin, yabancıların girmesine izin verilmeyen bölümü. )


- HARF ABECESİ ile/ve/||/<>/< HECE ABECESİ


- HARF (KULLANIMI) ile/ve RAKAM (KULLANIMI)

( Sürekli nicelik ve süreksiz nicelik farkını karşılayabilmeye yarar. )

( Rakamların, değerlerle karışmamasını da sağlar. )

( NAKŞ ETMEK )

( Türk abecesinde en yüksek dereceye sahip olan yani en sık kullanılan yazaçlar, A, E, İ, N, R, L; üst-orta derecede olanlar, I, D, K, M; alt-orta derecede olanlar, U, Y, T, S, B, O; düşük dereceli olanlar, Ü, Ş, Z, G, Ç, H, Ğ, V, C, Ö, P, F, J'dir.

Gazete köşe yazıları ve 9 yazara ait 37 kitaptan elde edilmiş, 11 milyon karakterden oluşan 13.4 MB boyutundaki metin seti üzerinden elde edilmiş Türkçe yazaçlara ait kullanım sıklıkları aşağıdaki adreste belirtilmiştir. Türk abecesindeki yazaçların kullanım sıklıkları )

( İngilizce'de:
E T A O I N S H R D L C U M W F G Y P B V K J X Q Z

Almanca'da:
E N I S R A T D H U L G C O M W B F K Z Ü V P Ö Ä ß J Y X Q

İspanyolca'da:
E A O S R N I D L C T U M P B G V Y Q H F Z J X W K

Fransızca'da:
E S A I T N R U L O D C P M É V Q F B G H J À X Y È Ê Z W Ç Ù K Î Œ Ï Ë

Çekçe'de:
O E A N T I V L S R D K U P Í M C H Á Z Y J B Ř Ě É Č Ž Ý Š Ů G F Ú Ň W Ď Ó X Ť (Q) (časopis, 2500 besed)

Lehçe'de:
A I E O N Z W S C R Y T K D P M J U L Ł G B H Ą Ę Ó Ź Ś Ć Ń F Ż X V (Q) (časopis, 11.000 besed)

Rusça'da:
О Е А И Н Т С В Л Р К Д М П У Ы Я Г Б З Ч Й Х Ж Ш Ю Ц Щ Э Ф Ё (Solženicin, 86.000 besed)
О Е А И Н Т С Р В Л К М Д П У Ы Я Г З Б Ч Й Ж Х Ю Ш Ц Щ Э Ф Ё (časopis 25.000 besed) )

( FaRkLaR Kılavuzu'ndaki sözcüklerin yazaçlara göre kayıt oranı )


- HARF ile/ve/<> ANTROPOMORF HARF

( ... İLE/VE/<> İnsan yüzü biçiminde büyük harf. [Bu harfleri, özellikle VIII. - XI. yy.lar arasında, minyatürcüler kullanmışlardır.] )


- HARF ile/ve/<>/> HECE ile/ve/<>/> CÜZ ile/ve/<>/> TEFİLE ile/ve/<>/> VEZİN ile/ve/<>/> BAHRİ


- HARF ile/ve/<>/> SESLEM/HECE

( HARF ile/ve el-MAKTA )


- HARF-İ MUKATTA -ile

( AYN SİN KAF )


- HARF-KEŞ[Ar.] ile HARF-ZEN[Ar.]

( Yazı yazan, çizgi çeken. | Saçmasapan konuşup can sıkan. İLE Çalçene, geveze. )


- HARFLER'DE:
ARAP ile/ve İBRÂNÎ

( Ayn, Ba, Cim, Dad, Dal, Elif, Fa, Gayın, Ha, Kaf, Kha, Lam, Mim, Nun, Ra, Sat, Sin, Şın, Ta, Tha, Vav, Ya, Za, Zay İLE/VE He, Kapt, Koph, Lamedh, Mem, Neth, Nun, Pe, Resh, Sadhe, Shin, Sin, Tav, Teth, Vav, Yodh, Zayın )


- HARFLERİN BİT DEĞERİ:
8 ile/ve/||/<>/> 16

( A/a, B/b, C/c, D/d, E/e, F/f, G/g, H/h, I/i, J/j, K/k, L/l, M/m, N/n, O/o, P/p, R/r, S/s, T/t, U/u, V/v, Y/y, Z/z

İLE/VE/||/<>/>

Ç/ç, Ğ/ğ, İ/ı, Ö/ö, Ş/ş, Ü/ü )


- HARİ ile/ve/||/<> HAR

( Dişil. İLE/VE/||/<> Eril. )


- HARÎ[Ar.] ile HÂRÎ[Ar.]

( Lâyık, müstahak. İLE Horluk, hakirlik. )


- HÂRİB[Ar.] ile HARÎB[Ar.] ile HÂRİB[Ar. < HARÂB]

( Kaçan, firar eden. İLE Yağma olunmuş, soyulmuş, talan edilmiş. İLE Yıkan, harâb eden. | Haydut, yol kesen. )


- HARİÇ:
FARAZÎ ile AYNÎ


- HARİÇ:
FARAZÎ ile ZİHNÎ


- HÂRİC[Ar.] ile HÂRİC[Ar.] ile HARÎC[Ar.]

( Dış, dışarı. | Dışarı çıkan, dışarıda, dışta. | Hiç ilgisi olmayan kişi. İLE Suçlu, günah işlemiş. İLE Dar, ensiz. | Kuşatılmış. )


- HARİCÎ ile/ve AYNÎ

( EXTERNAL vs./and ... )


- HARİCİ ile/||/<> HARİCİYE

( Dış, dışarıdaki. | İslâm tarihinde, ne Hz. Ali'nin, ne de Muaviye'nin tarafında olanlara verilen ad. İLE Dışişleri (Bakanlığı). )


- HÂRİCÎ ile/ve ZİHNÎ ile/ve LİSÂNÎ ile/ve LUGÂVÎ/KİTÂBÎ


- HÂRİD[Ar.] ile HARÎD[Ar.] ile HARÎD[Ar.]

( Öfkeli, hiddetli, kızgın. İLE Tek, ayrı. İLE Satın alma. )


- HÂRİF[Ar.] ile HARÎF[Ar. < HİRFET] ile HARÎF

( Yemiş toplayan. İLE Meslektaş, sanat arkadaşı. | Herif, adi ve bayağı adam.| Teklifsiz dost. İLE Sonbahar, güz. )


- HARÎK[Ar.] ile CAHÎM[Ar.] ile NÂR[Ar.] ile SA'ÎR[Ar.]


- HÂRIK[Ar.] ile HÂRIK[Ar.]

( Yırtıcı, yırtan. İLE Yakan, yakıcı. | Yanan, tutuşmuş. )


- HARÎK[Ar.] ile HARÎK[Ar.]

( Yangın, ateş. İLE Hadım. )


- HARÎKA[Ar.] ile HÂRİKA[Ar. < HAVÂRIK] ile HÂRİKA[Ar.]

( Bulamaç, yulaf vs. lapası. | Acı, sızı. İLE Olanakların üstünde olup kişide hayret uyandıran. İLE Ateş, od. )


- HARİKA ile/ve/||/<> ŞAHİKA


- HARIL HARIL ile HALDIR HALDIR (ÇALIŞMAK)


- HARÎM[Ar.] ile HARÎM[Ar.]

( Saygısız, çekinmez, kayıtsız. İLE Biri için kutsal olan şeyler. | Harem dairesi, harem. | Evin içi gibi başkasına kapalı olan yer. | Bir evin civârı. | Avlu. | Ortak, şerîk. | Hacıların, hac zamanında büründükleri örtü. )


- HARIN ile KULAN/TARPAN

( Huysuz at. İLE Yabani at. )

( HERGELE: Yabani at sürüsü. )

( ... cum EQUUS GMELINI )


- HARÎRÎ/HARÎRİYYE[Ar.] ile Harîriyye[Ar.]

( İpekle ilgili, ipekten yapılmış. İpek gibi yumuşak. | Güzel sanatlarda kullanılan ve Semerkand'da ipekten yapılan bir kâğıt cinsi. İLE Seyyit Ahmet-ür-Rufâî tarafından kurulan Rufâiyye tarikatının şubelerinden biri.[kurucusu: Ebü-l-Hasan Aliy-ül-Harîrî'dir.] )


- HÂRİS ile HÂRİS[< HİRÂSET] ile HARÎS[< HIRS]


- HÂRİS[Ar. < HARS] ile HÂRİS[Ar. < HİRÂSET] ile HÂRİS ile HARÎS[Ar. < HIRS] ile HÂRİŞ[Fars.]

( Çiftçi, ekinci, harâset eden. İLE Bekçi, gözcü, koruyan, koruyucu, muhâfız. İLE Son derece hırslı olan. İLE Hırslı, tamahkâr, bir şeye çok düşkün, gereğinden fazla istekli. İLE Kaşıma, kaşınma. )


- HÂR-İSTÂN[-ZÂR] -ile

( DİKENLİK, ÇALILIK )


- HARİTA ile/ve/||/<>/> ATLAS


- HARİTA ile/||/<> COĞRAFYA

( Tabula Rogeriana, ortaçağ dünya haritası )

( İdrisi tarafından 1154 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1100-1165) (Ülke: Sicilya) (Önemli katkıları: Dünya haritası, coğrafya kitabı) )


- HARİTA ile/||/<> DENİZCİLİK

( Amerika kıtasını gösteren dünya haritası )

( Piri Reis tarafından 1513 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1465-1553) (Ülke: Osmanlı) (Önemli katkıları: Dünya haritası, Kitab-ı Bahriye denizcilik ansiklopedisi) )


- HARİTA/CILIK ile HALÎTA/CILIK / ALAŞIM/CILIK

( )


- HARİTALAR ile/ve KROKİ

( ... İLE/VE/||/<> Bir konu ya da nesnenin başlıca özelliklerini yansıtacak biçimde hazırlanmış taslağı. )

( ATLAS: Haritaları birarada bulunduran. [XVII. yüzyıldan beri bu tanım kullanılmaktadır] | Yunan mitolojisinde dünyayı omuzları üzerinde taşıyan Tanrı. )

( MAP vs./and SKETCH )


- HARİTA ile/ve/<> PLANÇETE[Fr. < Yun.]

( ... İLE/VE/<> Harita çıkarmaya yarayan bir aygıt. )


- HARÎZ[Ar.] ile HARÎZ[Ar.]

( Güçsüz, tâkatsiz. İLE Saklanmış, hıfzolunmuş. )


- HARK[Ar.] ile HARK[Ar.]

( Yarıp yırtma, yırtılma. | Su akacak yarık, ark. İLE Yakma. )


- HARMAN[Fars.] ile/ve/<>/> BADAS

( Tahıl demetlerinin üzerinden döven geçirilerek tanelerin başaklarından ayrılması işi. | Bu işin yapıldığı yer ya da mevsim. | Birçok çeşitten birer parça alıp yeni bir bileşim oluşturma işi. İLE/VE/<>/> Harman kaldırıldıktan sonra yerde kalan toprak, çöp ve samanla karışık tahıl taneleri, harman döküntüsü. )


- HARMANİ(YE)/PELERİN[Fr.] ile/değil/<> PARKA[İng.]

( Omuzlardan aşağı dökülen, geniş, kolsuz bir çeşit üstlük. İLE/DEĞİL/<> Genellikle, askerin, açık hava eğitimi ve manevra sırasında, kaput yerine giydiği, soğuğa karşı koruyucu bir çeşit üstlük. )


- HARMONİC İLE TİMBRE İLE TEMPERAMENT ile/||/<> MÜZİK KURAMSİ

( Sesin müzikal özellikleri. )

( Formül: f = 440 × 2^(n/12) Hz )


- KEÇİBOYNUZU / HARNUP/HARRUP[Ar.] ile KEÇİ BOYNUZU

( Bitki. İLE Keçinin boynuzu. )


- HARP ile/ve/değil MUHAREBE

( Bütünü. İLE/VE/DEĞİL Çarpışma. )


- HARR[Ar. çoğ. HARÛR] ile HÂRR/E[Ar.]

( Sıcaklık, sıcak, harâret. İLE Kızgın, sıcak, yakıcı, harâretli. )


- HARS[Ar.] ile KEZİB[Ar.]


- Hârûn[Ar.] ile HARÛN[Ar.]

( Musa peygamberin büyük kardeşi.[AARON] | Bağdad halifelerinden Hârûn-ür-Reşîd. İLE Harın, ilerleyecek yerde duran ya da geri giden hayvan. | Sokak kedilerinin en büyüğü. )


- HAŞA ile HÂŞÂ

( Kalın kumaş parçası. İLE Asla. )


- HAŞÂHİŞ[Ar. < HAŞHÂŞ] ile HAŞÂİŞ/HAŞÂYİŞ[Ar. < HAŞÎŞ]

( Haşhaşlar. | Gelincikgillerden, kapsüllerinden, afyon, tohumlarından da yağ çıkarılan bitki. İLE Kuru otlar. )

( PAPAVER SOMNIFERUM cum ... )


- HASÂİS[Ar. < HÂSSİYYET] ile HASÂİS[Ar. < HASÎSE]

( Bir şeye, birine özgü/has olan nitelikler/keyfiyetler. İLE Kötü, fenâ, alçak huylar/tabiatlar. )


- [ne yazık ki]
HASAN FEHMİ ile/ve/||/<> ABDİ İPEKÇİ ile/ve/||/<> ÇETİN EMEÇ ile/ve/||/<> UĞUR MUMCU ile/ve/||/<> ÖTEKİLER

( 06 Nisan 1909 tarihinde, Serbesti gazetesinin yazarı Hasan Fehmi, Galata Köprüsü'nde öldürülür... Hasan Fehmi, düşüncelerinden dolayı katledilen ilk gazetecidir. Bu nedenle, 06 Nisan, "Öldürülen Gazeteciler Günü" olarak anılır... )

( Öldürülen Gazeteciler... )


- HASAN-I FERÂGÂT ile/ve/||/<> HÜSEYİN-İ ŞAHÂDET


- HASAN-ül BASRİ ile/ve/<>/< VÂSIL b. ATA


- HASÂRET[Ar.] ile HASÂRET[Ar. çoğ. HASÂRÂT]

( Zarar, ziyan. İLE Sıvık, sulu şey. Koyulaşıp katılaşma. )


- HASAT/HASAD ile/ve/||/<>/> SON HASAT/AFARA

( Ürün kaldırma, ekin biçme işi. | Bu yolla elde edilen ürün. İLE/VE/||/<>/> Son hasat.[3. hasat] )


- HASAT ile TAHSİLAT

( Ürün kaldırma, ekin biçme işi. | Bu yolla elde edilen ürün. İLE Alacakların toplanması ya da süresi içinde ödenmeyenlerin yasal yollarla alınması. )


- HASBELKADER ile/ve/<> TESADÜFEN

( Rastlantı sonucu olarak. )


- HASBETEN[Ar.] ile HASBÎ[Ar.]

( Karşılıksız, parasız, bedava. İLE Karşılıksız, parasız, bedelsiz, bedava. | Gönlüllülükle, beklentisiz, Allah rızâsı için yapılan iş, hizmet, emek, katkı. )


- HASBÜN-ALLAH VE Nİ-MEL-VEKÎL -ile

( BİZE ALLAH YETER, O HER İŞİMİZİ GÜZEL YAPAR )


- HASED ile BUHUL ile ŞUH ile GIPTA
ile/değil/yerine/&gt;&lt;/>/<
SEHÂVET ile İSÂR ile CÛD ile FAKR ile MAHV

( | "Bende yok, onda da olmasın." İLE "Bende var ama onda olmasın". İLE "Onunki, benim olsun". İLE "Onda var, bende de olsun". |

İLE/DEĞİL/YERİNE/>/<

| "Bende var ama onda da olsun". İLE "Benim değil onun olsun". İLE "Benim yok ama onun, olsun". İLE "Onda yok, bende de olmasın". İLE "[Paylaştığı/bölüştüğü halde ...] Bir şey mi vermişim/z?". | )


- HAŞEFE[Ar.]/GLANS[İng.] ile/ve/=/<>/hem de/ne de BIZIR/KLİTORİS[Yun.]

( GULFE[Ar.]: Haşefenin etrafında bulunan deri. )


- HASEKİKÜPESİ -ile

( Düğün çiçeğigillerden bir süs bitkisi. )

( AQUILEGIA )


- HASEN[Ar.] ile 'ADL[Ar.]


- HASEN[Ar.] ile HASENE[Ar.]


- HASEN[Ar.] ile MUBÂH/MÜBÂH[Ar.]


- HASENÂT[< HASENE] ile İNFÂK

( İYİLİKLER, HAYIRLI İŞLER, GÜZELLİKLER )


- HASENE(İYİ) ile SEYYİE(KÖTÜ)

( İyiyi murad edenler memnun olacaktır, kötüyü murad edenler lâyıkını bulacaktır. )

( Allah yoluna giden kişiler, kendilerine yapılan kötülüğü ve kötülük yapanları, bir de kendilerinin başkalarına yaptıkları iyilikleri unuturlar. Fakat kendilerinin yaptığı kötülükleri ve kendilerine yapılan iyilikleri unutmazlar. )


- HAŞERE[Ar. çoğ. HAŞERÂT] -ile

( Küçük böcekler. | Arı, karınca, örümcek, akrep, fare, yılan ve benzerleri gibi küçük hayvanlar, böcekler. )


- HASET[AR.] ile/ve/||/<> FESAT[AR.]


- HASH İLE MAC İLE DİJİTAL İMZA ile/||/<> KRİPTOGRAFİK PRİMİTİFLER

( Temel güvenlik yapı taşları. )

( Formül: H(m) → sabit boyut )


- HASÎB[Ar.] ile HASÎB[Ar.] ile HÂSİB[Ar.]

( Ucuzluk, bolluk yer. | Hayır sahibi, eli açık, cömert. İLE Değerli, itibarlı, saygın/muhterem, yetenek sahibi. | Sayman, muhasebeci. | Allah'ın sıfatlarından. İLE Hesap eden/edici. )


- HÂSİF[Ar. < HUSÛF] ile HASÎF[Ar.]

( Sararmış, rengi, parlaklığı kalmamış. İLE Aklı başında, olgun, hasâfetli. )


- HAŞIL -ile

( Dokumacılıkta kullanılan, unlu ya da çirişli sıvı. [ÇİRİŞ: Çirişotunun kökünün öğütülmesiyle yapılan ve su ile karıştırılarak tutkal gibi kullanılan, esmer, sarı bir toz.] )


- HASIL ile HÂSIL[Ar.] ile HAŞIL

( Yeni başak tutmaya başlamış ekin. İLE Olan, ortaya çıkan, görünen. İLE Dokumacılıkta kullanılan, unlu ya da çirişli sıvı. [ÇİRİŞ: Çirişotunun kökünün öğütülmesiyle yapılan ve su ile karıştırılarak tutkal gibi kullanılan, esmer, sarı bir toz.] )


- HÂSILA[Ar.] ile/ve/<> HÂSILAT[Ar.]

( Bir işten elde edilen sonuç. Elde edilen kazanç. | Sonuç, netice. İLE/VE/<> Herhangi bir işten husûle gelen şeyler, temettü', yarar/fayda, îrât, vâridat, gelir, kazanç. | Ürün. )


- HÂSILAT[Ar.] ile PARSA[Fars.]

( Ürün. | Gelir, kazanç. İLE Bir izleyici topluluğu önünde yapılan gösteriden sonra toplanan para. )


- HAŞÎM[Ar.] ile HÂŞİM[Ar.]

( Gösterişli, haşmetli. | Ezen, yaran, kıran, parçalayan. İLE [Çorba vb. şeylere] Kuru ekmek kırıntısı doğrayan. )


- HASIM ile/değil/yerine HISIM

( Yağı, düşman. İLE/DEĞİL/YERİNE Akraba, yakın. )


- HAŞ(I)R-NEŞ(İ)R OLMAK ile YAKINLIK


- HAŞIR-NEŞİR ile/ve MED-CEZİR


- HASÎR[Ar.] ile HÂSİR[Ar. < HASRET] ile HÂSİR[Ar. < HASÂR | çoğ. HÂSİRÂN, HÂSİRÎN, HÂSİRÛN] ile HÂSÎR[Ar.]

( Feri gitmiş, donuklaşmış göz. | Hasret çeken. İLE Hasret çeken, merâmına nail olmayan. | Çıplak, silahsız, eliboş, savunmadan âciz. İLE Zarara, ziyana uğrayan. İLE Hasır. | Söyler ya da okurken dili tutulan. )


- HAŞIR ile/ve NEŞİR


- HÂŞİYE ile/ve HÂŞİYETÜ'L-HÂŞİYE ile/ve HÂŞİYETÜ'L-HÂŞİYETÜ'L-HÂŞİYE


- HASL ETMEK ile/ve/değil/yerine VASL ETMEK


- HASLET ile HASLET-İ CEMÎLE

( Huy. İLE İyi huy. )


- HASM[Ar.] ile HASM[Ar. çoğ. HUSÛM]

( Kesme, kesip atma, kesin olarak hal ve fasletme. İLE Düşman. | Karşı taraf, muhâlif. )


- HAŞMET ile HEYBET

( MAJESTY vs. GRANDEUR )


- HASNÂ[Ar.] ile HASNÂ'[Ar.]

( Namuslu bayan. İLE Güzel bayan. )


- HASR[Ar.] ile HASR[Ar.]

( Sıkıştırma, dar bir yerin içine alma. | Hereketten men etme, etrafını çevirme. | Mahsus kılma/kılınma. | Vakfetme, tahsîs etme. | Zaman ayırma. | Konuşurken ya da okurken tutulup kalma. İLE Böğür. | Bel. )

( HÂSIRA: Boş bögür. )


- HASR[Ar.] ile İHSÂR[Ar.]


- HASRET[Ar.] ile/değil HASLET[Ar.]

( Özlem. İLE Huy, doğa, mizac. )


- HASRET ile/ve HAYAL

( "Öldürür." İLE/VE "Diriltir." )


- HAŞR[Ar.]-KALKMAK/KOPMAK -ile/ve/||/<>

( Gizlendiği yerden ortaya çıkmak.[HA-ŞA-RA > HA-ŞA-RE: Açıkta olmayan. Gizlendiği yerden çıkan.] İLE/VE/||/<> Oturduğu/görüldüğü yerden kalkmak.[Kıyam, kıyamet.] )


- HÂSS ile HÂSS

( Özel. İLE Saf, hâlis. )


- HÂSS[Ar. çoğ. HAVÂS] ile HÂSS[Ar. < HİSS] ile HASS[Ar.] ile HASS[Ar.]

( Özel, mahsus. | Hükümdarın kendine özgü olan. | Saf, hâlis. | Osmanlı döneminde, devletin büyüklerine ayrılan ve yıllık geliri yüzbin akçadan yukarı olan arazi. İLE Hisseden, duyan. İLE Birini bir işe teşvik etme, kandırıp ayartma. İLE Alçak, adi. | Marul. )


- HÂSS[Ar.] ile HUSÛS[Ar.]


- HASSA ile HASSAS

( Özgülük, özellik. İLE Duyum ve duyguları algılayan. | Çabuk duygulanan, duygun, duyar, duyarlı, içli, alıngan. | Çabuk etkilenen. | Yapımı ve bakımı özen isteyen, aksamadan, çok doğru çalışan, kesin ölçüler gerektiren işlerde kullanılan araç. )


- HASSAS (KONU) ile ÖZEL (KONU)


- HASSAS YAN" ile "YUMUŞAK KARIN"


- HASSASİYET ile/ve GÜÇ

( SENSITIVENESS vs./and POWER )


- HASSAS/LIK ile DUYARLI/LIK

( SENSITIVE/NESS vs. AWARE/NESS )


- HASSAS/LIK ile/ve/<> PAYLAŞIM

( SENSITIVENESS vs./and/<> SHARING )


- SAYRI/HASTA SAHİBİ ile/değil SAYRI/HASTA YAKINI


- HASTA ile/değil DANIŞAN


- HASTA ile/ve/değil/<> FARKLI

( [not] PATIENT/SICK vs./and/but/<> DIFFERENT )


- HASTA ile/değil/yerine HAYRAN/LIK

( SNOBİZM: Moda olan her şeye, yapmacıklı ve budalaca hayranlık. )


- HASTA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SIKINTILI


- HASTA ile/ve/değil/||/<>/< YASTA


- HASTALIĞI, ZİHİN/DÜŞÜNCE GÜCÜYLE:
"İYİLEŞTİRMEK" ile/ve/<>/değil/yerine İLERLEMESİNİ ENGELLEMEK


- HASTALIK GECİKTİRME ile/ve HASTALIK ÖNLEME


- HASTALIK:
KİŞİLERDE ile/ve/değil/||/<>/< İLİŞKİLERDE


- HASTALIK SONRASI SÜMÜK (TADI) ile BALGAM (TADI)


- HASTALIK TIBBI ile/ve/||/<>/< SAĞLIK TIBBI


- HASTALIK ile/ve/||/<> EN AĞIR HASTALIK

( Akılda ya da mantıkta/algıda/yorumda ise. [Çözüm/ü yoktur!] İLE/VE/||/<> Bunları hafife almaktır. )


- HASTA/LIK ile/değil FARKLI/LIK

( Özellikle Down Sendromu'nda. )


- HASTALIK ile/ve/değil/yerine HAL


- HASTALIK ile/ve/<> HASAR

( Daha çok, geçicidir. İLE/VE/<> Daha çok, kalıcıdır. )


- HASTALIK ile/ve/değil HASTA

( Hastalık yoktur, hasta vardır! [Her hastanın kendi özel/"karmaşık" durumu ve hastalığı vardır.] )

( [not] DISEASE/ILLNESS vs./and/but PATIENT/SICK )


- HASTALIK ile KALITSAL/IRSÎ HASTALIK

( DISEASE vs. HEREDITARY DISEASE )


- HASTALIKLARDA:
GEÇTİ ile DÜZELDİ ile İYİLEŞTİ


- HASTALIKLARI TEDAVİDE:
DURDURMA ile/ve/||/<>/>/< GERİLETME


- HASTALIKLI BAĞIMLILIK ile/değil/yerine/||/<>/< SAĞLIKLI BAĞIMLILIK

( )


- HASTE[Fars.] ile HÂSTE[Fars.] ile HÂSTE[Fars.]

( Hasta, rahatsız, sayrı. İLE Ayağa kalkmış. | Uzanmış. İLE İstenilmiş, istenilen. )


- HAŞYET[Ar.] ile İTTİKÂ[Ar.]


- HAT(HÜSN-İ HAT) ile/||/<> HATTAT

( Arap harfleriyle güzel yazı yazma sanatı. İLE/||/<> Güzel yazı yazan sanatçı. )


- HAT SÂHİBİ ile/ve/değil/<> HAL SÂHİBİ


- HAT ile HAD

( LINE vs. LIMIT/BOUNDARY )


- HÂT ile/değil HATT


- HAT ile/||/<> HATT MÜSTAKÎM

( Çizgi. İLE/||/<> Doğru. | Varsayılan iki nokta arasını bağlayan en kısa çizgi. )


- HAT ile/ve/> SATH ile/ve/> ŞEKİL

( Tek boyut. İLE/VE/> İki boyutlu. İLE/VE/> Üç boyutlu. )


- HATA/KUSUR ARAMAK/BULMAK (İÇİN/ÜZERE) ile/değil/yerine BİR EKSİĞİNİ/HATASINI (DAHA) DÜZELTTİRMEYE ARACI OLMAK


- HATA PAYI ile/ve/<> HATA OLASILIĞI


- HATA ile AÇIK, HESAP AÇIĞI

( MISTAKE vs. BLANK/DEFICIT )


- HATA ile/ve/değil/yerine/||/<> AĞMAN

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Eksiklik, kusur, ayıp. )


- HATA ile/ve/değil/yerine/||/<> APTALLIK (ETMEK)


- HATÂ ile ATÂ

( Kuldan. İLE Allah'tan. )


- HATA ile/ve/değil/<> ATÂLET


- HATA ile BASİT HATA


- HATA ile/ve/değil/||/<>/< ÇIKMAZ "SOKAK"

( İnsanda/kişide[kişinin emeğinde, üretiminde, davranış ve tutumunda, sözünde/yazısında/çiziminde, yeğlemesinde ve seçiminde] İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Doğada/fizikte/kimyada, dirimbilimde. )


- HATA ile/ve/||/<> DENEYİM

( Hatalarımız, deneyimimizi artırır; deneyimlerimiz de hatalarımızı azaltır. )


- HATA ile/değil FARK

( Kişiler arasında ve kişisel özelliklerde/"eksikliklerde", hata değil, ancak fark olabilir. )


- HATA ile/ve/||/<>/< GURUR


- HATA ile/ve/||/<>/> HASAR


- HATÂ[Ar.] ile HATA'[Ar.]


- HATÂ'[Ar.] ile Hatâ[Ar.]

( Yanlış, yanlışlık, yanılma. | Günah. | Kusur, kabahat. İLE Kuzey Çin. )


- HATA ile HATHA


- HATÂ[Ar.] ile/değil HATTÂ[Ar.]/DAHASI ile/değil HATTA

( Yanlış. İLE Dahası. İLE Sınırda[hat üzerinde]. )


- HATA ile HELÂK

( MISTAKE vs. DESTRUCTION )


- HATA ile/ve/||/<>/> İHLÂL ile/ve/||/<>/> İKRAR


- HATA ile/ve/değil İHMAL

( [not] MISTAKE vs./and/but NEGLIGENCE )


- HATA ile/ve/<>/değil/yerine İSABETSİZLİK


- HATA ile/ve KAZÂ


- HATA'[Ar.] ile LAHN[Ar.]


- HATA ile/ve/değil/< NİYET BOZUKLUĞU


- HATA ile/ve SONUÇ

( MISTAKE vs./and RESULT/CONSEQUENCE )


- HATA ile TUTUM

( Aynı hatayı, iki kez yapamayız. Birincisi hataydı belki fakat ikincisi, artık bir yeğlemedir, yanlış bir tutumdur. )

( MISTAKE vs. ATTITUDE )


- HATA ile/ve/değil/yerine/||/<> YETERSİZLİK


- HATA ile/ve/değil/||/<>/> (YÜKSEK) BEDEL


- HATADAN:
ÇEKİNMEK ile/değil KAÇINMAK


- HATAİ/HATAYİ ile/||/<> ALTILI ÇİÇEK

( Doğu Asya kökenli süsleme motifleri öbeği. Stilize edilmiş şakayık, nar, iri gonca ve sapları başlıca ögeleridir. İLE/||/<> Enine kesitli altı yapraklı hatayi. )


- HATALU'L-LİSÂN[Ar.] ile ZELEKU'L-LİSÂN[Ar.]


- HATÂR[Ar.] ile HATAR[Ar. çoğ. HATARÂT]

( Çadır eteklerine bağlanan parça. | Bir şeyin etrafını çevreleyen pervaz, çember gibi şeyler. İLE Tehlike. )


- HATAR ile/ve/> HAVF

( Tehlike. İLE/VE/> Korku. )


- HATÂT[Ar.] ile HATÂT[Ar.] ile HATTÂT[Ar.]

( Cilt yangısından/iltihabından meydana gelen kabukların soyularak iyi olanları. İLE Bağırma, çığırma. İLE El yazısı çok güzel olan sanatkâr. Hatt[güzel yazı] sanatçısı. )


- HATAY/ANTAKYA ile HATAY

( İl. İLE İlçe[İzmir'de] )


- HATÂYÎ[Ar.] ile Hatâyî[Ar.]

( Hatay kumaşı. | Süslemede/tezhipte açılmış nilüferi andıran bir çiçek motifi. | Tezhipte, merkezini hatâyî denilen çiçek motifi işgal etmek üzere birbirine geçmiş spiral dallardaki çiçek motiflerinden oluşan süsleme tarzı. | Güzel sanatlarda kullanılan ve Çin'de pirinçten yapılan bir kâğıt cinsi. İLE Hatay'a ait, Hatay ile ilgili. )


- HÂTEM ile HÂTEM

( MÜHÜR, ÜSTÜ MÜHÜRLÜ YÜZÜK | EN SON, NİHAYETE ERDİREN ile HITAM )


- HÂTEM[Ar.] ile Hâtem[Ar.]

( Mühür, üstü mühürlü yüzük. İLE Arap kabîleleri arasında tanınmış "Tayyi" kabîlesine mensup ve cömertliğiyle ünlü olan "İbnü Abd-illâh Bin Sa'd"ın takma adı. | Çok cömert. )


- HÂTEMÎ[Ar.] ile HÂTEMÎ[Ar.]

( Hâtem'e mensup. İLE Mühürle ilgili. | Mühür yapan. )


- HÂTEM'ÜL ENBİYÂ ile HÂTEM'ÜL EVLİYÂ


- HATF[Ar.] ile HATF[Ar.]

( Ölüm, ölme. İLE Kapma, aşırma, çalma. | Şimşeğin göz kamaştırması, gözü alması. )


- HÂTİB[Ar.] ile HATÎB[Ar. çoğ. HUTEBÂ]

( Hitâbeden, söz söyleyen. İLE Camide hutbe okuyan. | Düzgün konuşan. )


- HATÎ'E[Ar.] ile İSM[Ar.]


- HÂTIR[< HUTÛR] ile HAVÂTIR[< HÂTIRA]

( Zihin, fikir. | Keyif, hâl. | Gönül. (FÜTÛHÂT[< FETH]-SÜNÛHÂT[< SÜNÛH]-ZUHÛRÂT[< ZUHÛR]-İLHÂMÂT[< İLHAM])(HÂTIR~İLM-İ LEDÜN) İLE Hâtıralar, düşünceler/fikirler. )


- HATIR ile DEĞER

( INFLUENCE/CONSIDERATION vs./and WORTH )


- HATÎR/HATTÂR/HATÛR[Ar.] ile HATÎR[Ar.]

( Hilekâr. İLE Şan ve şeref sahibi. | Yüce, ulu. | Tehlikeli, muhataralı. )


- HÂTIR[Ar.] ile NAZAR[Ar.]


- HATIRA[Ar.] ile ANI


- HATIRLAMAK[Ar.] ile/değil/yerine/= ANIMSAMAK


- HATM ETMEK ile/ve/<> HAZM ETMEK


- HATM[Ar.] ile HATM[Ar.]

( Hâlis. | Hüküm ve kaza gerektirme, icab ettirme. | Sağlamlaştırma. İLE Kuş gagası. | Burun.[insanda ve hayvanda] )


- HATM[Ar.] ile RESM[Ar.]


- HATM[Ar.] ile TAB'[Ar.]


- HATM-İ HÂCEGÂN -ile

( NAKŞÎ TARİKATİ MÜRİTLERİNİN, ŞEYH HUZURUNDA DİZ ÇÖKÜP, FİKRÎ VE NAZARÎ MÂSİVÂDAN TECERRÜD EDEREK ŞEYHE VE DOLAYISIYLA HAKK'A VASL İLE YÖNELİP, ŞEYHİN İŞARETLERİYLE "FÂTİHA, İHLÂS, İNŞİRAH" SÛRELERİNİ BELİRLİ SAYIDA OKUMASI )


- HATRINA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HAYRINA


- HATT:
CUMARTESİ GÜNÜ YAZILANLAR ile/değil/yerine ÖTEKİ GÜNLERDE YAZILANLAR

( Satılmazdı ve alınmazdı. İLE/DEĞİL/YERİNE Satılırdı ve alınırdı. )

( Hattatlar, her gün yazdıkları fakat Cuma günleri izin yaptığından, Cumartesi günleri yazdıkları hatlar, bir günlük aranın girerek ellerinin "soğuması"/uzaklaşmış olması nedeniyle Cumartesi günkü yazdıkları, alıştırma yazısı/günü olarak kabul edilir ve değer görülmezdi. )


- HATT ile HATT

( Çizgi. | Satır. | Yol. | Yazı. | Parmağın onikide biri olan bir ölçü. İLE Sevgilinin yüzündeki ayva tüyleri. | Gençlerin yüzünde yeni çıkan sakal ve bıyık, sarı tüyler. )

( Yazı/hatt, üstâdın öğretisinde gizlidir. Kıvamı, çok yazmaktadır; devamı, İslâm dini üzere olmaktır. )


- HATT[Ar. çoğ. HUTÛT] ile HATT[Ar.]

( Çizgi. | Satır. | Yol. | Yazı. | Buyruk/ferman, sultan yazısı. | Sıra, saf. | Gemiler için hareket istikameti olarak belirtilen taraf. | Yalnız uzunluğu olan boyut/buut. | Gençlerde terleyen bıyık/sakal. | Parmağın onikide biri olan bir ölçü. İLE Aşağı inme/indirme. | Oyunda taş çıkarma. )


- HATT ile/ve/||/<> ÖTEKİ SANATLAR


- HATT ile ŞEYH HAMDULLAH KARAHİSAR HATTI


- HATT ile/||/<> TAHCÎR

( Çizgi, sınır çizgisi. İLE/||/<> Arazinin çevresinde başkaları tarafından el konulmaması için taş ve benzeri şeyler koymak. )


- HATTÂT -ile

( EL YAZISI ÇOK GÜZEL OLAN | SANATKÂR )


- HATTAT["HATAT" değil!] ile KÂTİP

( ... ile TUSSİ-TUSSİ: Mektup yazıcısı. [TUSSİ: Mektup] )


- HATTAT'IN/"USTA"NIN YAZDIKLARININ, ...:
HEM KENDİNİN, HEM DE HERKES TARAFINDAN OKUNABİLENLERİ ile/ve/||/<> SADECE KENDİNİN OKUYABİLDİKLERİ ile/ve/||/<> NE KENDİNİN, NE DE BAŞKASININ OKUYABİLDİKLERİ


- MÜDAFAA:
HATTI ile/ve/değil/||/<>/< SATHI


- HAT/YÜZ ile/ve/||/<>/> SÜSLEME/BEZEME/TEZYÎN

( LINEAMENT vs./and/||/<>/> ORNAMENT )


- HAUSDORFF İLE BOX İLE CORRELATİON ile/||/<> FRAKTAL BOYUT

( Kesirli boyut ölçüm yöntemleri. )

( Formül: D = lim log(N)/log(1/r) )


- HAUSDORFF İLE COMPACT İLE CONNECTED ile/||/<> TOPOLOJİK ÖZELLİKLER

( Temel topolojik uzay özellikleri. )

( Formül: X = U ∪ V İLE U ∩ V = ∅ )


- HAUSDORFF İLE KOMPAKT İLE METRİK ile/||/<> TOPOLOJİK UZAY TÜRLERİ

( Farklı aksiyomları sağlayan uzaylar. )

( Formül: d(x iley) ≥ 0 )


- HAUSDORFF ile/||/<> REGULAR

( Hausdorff farklı nokta ayrık açık İLE regular nokta-kapalı ayrık. )

( Formül: Point separation İLE point-closed separation )


- HÂV[Ar.] ile PÜRZ[Ar.]

( Şeftalide olduğu gibi bazı meyvelerin üstündeki ince tüy. | Çuha ve benzeri kumaşların ters yüzünde bulunan tüy. İLE Kumaş tüyü/hâvı. )


- HAVA ATMAK ile/ve/değil/yerine/||/</>< HAVA KATMAK


- HAVA "ATMAK" ile/değil/yerine PAYLAŞMAK


- HAVA ATMAK" ile "SİDİK YARIŞTIRMAK" ile "KÖR DÖVÜŞÜ"


- HAVA CIVA" ile HAVACIVA

( Değer ve önemi olmayan, boş, etkisiz. İLE Sığırdiligillerden, Akdeniz bölgesinde yetişen ve köklerinden kırmızı boya elde edilen bir bitki. )

( ... cum ALKANNA TINCTORIA )


- HAVA (DURUMU) ile/ve/<>/değil İKLİM

( 21 - 22 derecenin altında ve üstünde olan ortamlarda, kişilerin, konu ne kadar önemli olursa olsun toplantılarda konuşmacıya beş dakikadan fazla odaklanamadıkları araştırmalar sonucu tespit edilmiştir. )

( Günümüz belediye yönetmeliklerinde, apartmanlardaki kalorifer kazanları ve ısılar için şu yönerge vardır: "Dışarıda havanın ısısı 17 derecenin altına düştüğünde kalorifer yakılmak zorundadır. Oda sıcaklıkları ortalama 21 - 22 derece dolayında olmalıdır." )

( Hayvanların iklimin genel gidişine göre doğurdukları ve doğacak yavru sayısını ayarladıkları tespit edilmiştir. )

( Bitki tohumlarının belirli bir ısı ve nem olmadıkça filizlenmediği bilinmektedir. )

( Ağustos böcekleri, 17 yıl toprak altında yetişir. Havanın 17 C olduğu günün gecesi dışarı/yüzeye çıkar. İki günde ağaçların tepesine ulaşmaya çalışırlar. )

( ERZE[Fars.]: Eski yönteme göre yeryüzünün bölündüğü yedi iklim.[yedi parçadan birinci iklim, ekvatora yakın olan bölge. )

( ... ile/ve/<>/değil MERZÜBÛM )

( [not] WEATHER vs./and/<>/but CLIMATE )

( VAYU ile/ve/<>/değil ... )


- HAVA KESESİ ile AKCİĞERDEKİ HAVA KESECİĞİ

( AIR BLADDER vs. ALVEOLUS )


- HAVA KİRLİLİĞİ ile/ve/değil/||/<> İÇ ORTAM/MEKÂN HAVA KİRLİLİĞİ


- HAVA TAHMİNİ ile/ve/||/<>/> SEL UYARISI

( Bölgesel. İLE/VE/||/<>/> Noktasal. )

( )


- HAVA ile HAVVA