Bağlaçlı
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 46.048 başlık/FaRk ile birlikte,
46.048 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(165/186)
- TESLÎM[< SÜL, SELEME] ile ...
( KENDİNİ ALLAH'IN KADERİNE BIRAKMA | BİR EMÂNETİ YERİNE VERME | BİR ŞEYİ YENİ SAHİBİNE VERME | HAKİKAT OLDUĞUNU SÖYLEME | DAYANAMAYIP PES DEME | EMRE UYMAK, İTİRAZ ETMEMEK | SELÂM VERME, SELÂMETLE DUA ETME )
- TESLİM TAŞI ile ...
( TARÎK-İ BEKTÂŞİYYE'DE KULLANILAN ONİKİ DİLİMLİ TAŞ )
- TESLÎM[Ar.] ile TESLÎM[Ar. < SÜL, SELEME | çoğ. TESLÎMÂT]
( Çentme, diş diş etme. İLE Bir emâneti, yerine verme. | Bir şeyi, yeni sahibine verme. | Hakikat olduğunu söyleme. | İtiraf. | Dayanamayıp, "Pes!" deme. | Kendini, Allah'ın kaderine bırakma. | Bir saz yapıtında, asıl hâne ile mülâzimeyi bağlayan nağmeler olup bu nağmeler, her hânede tekrar edilmekle beraber, mülâzimeye dahil edilmez. Eskiden, buna "Terkib-i İntikal" da denilirdi. Fakat terkib-i intikal'in yalnız hâneleri bağlayan ve az çok tâdîlât ile tekrar edilen nağmeciklere verilen bir ad olup mülâzime ile hâne arasındaki nağmeye tevsî edilmemiş olma olasılığı da vardır. | Selam verme, selâmetle dua etme. | Âfetten masûn kılma. )
- TESLİMİYET ile/ve/||/<> ADÂLET
- TESLİMİYET ile/ve/> AŞK
( SUBMISSION vs./and/> FALL IN LOVE )
- TESLİM/İYET ile/ve BAĞLI/LIK
- TESLİMİYET ile/ve/||/<> ÇARESİZLİK
- TESLİMİYET ile/ve İMAN
- TESLİMİYET ile/ve İNSAF
- TESLİMİYET ile/ve/değil/<> MAHVİYET
- TESLİMİYET ile NEFS
( Yün yumağı fındık kadar kalsa bile yine "Ben yumağım!" der durur. Fakat son ilmiği de attılar mı, gözünü bir açar ki, güzel bir halı olmuş, yumaklığından eser kalmamış. Nefis yumağının da oraya buraya yuvarlanması bunun için. Bizi bir halı olarak dokuyor. )
( Nefsi kurtarmak için yokluk gerek. )
- TESLİMİYET ile/ve/||/<>/< SABIR
( Özellikle, Anthony Hopkins'in, "The Edge" ve "The Instinct" adlı filmlerini de izlemenizi salık veririz. )
- TESLİMİYET ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< TERK-İ DAVÂ
- TESLİMİYET ile/ve/||/<> TEVEKKÜL
( Ne kadar âlim olsak da iki dakika sonra başımıza ne geleceğini bilemeyiz. )
( İnsan da, varlık da, kudret de küçülmedikçe büyümez. [muhitleşmek] )
( Kendinden haberin olmayacak ki, vuslata çıkasın. )
( Herşeyin modeli vardır fakat hakikatin yok. Hem kafes içinde duracaksın, hem de aradan çıkacaksın. )
( Azrail'e can vermeyen,
Hakk'a, Hakikat'e varamaz. )
( KENAR GEZME!
DOLAN, GEL!
GİR İÇERİ! )
- TESLİMİYET ile/ve/||/<>/>/< TEVEKKÜL
ile/ve/||/<>/>/<
TEBESSÜM :)
( Denizde, kendini bırakırsan batmazsın. Kişiyi batıran, kendini bırakmaksızın çırpınmasıdır. )
- TESLİMİYET ile/ve/değil TUTMAMAK
- TESLİM OLMAK ile/değil/yerine/>< KAYBETMEK
- TESLÎS ile TESDİS
( Üçleme. İLE Altışarlama. )
- TESLİS ile/ve/değil/yerine/||/<>/> TEVHİD
- TEŞMÎL[Ar.] ile TEŞMÎR[Ar. < ŞEMR]
( Yayma, içine aldırma, kapsamına aldırma. | Daha genel bir anlam verme. İLE Sıvama, sıvanma. )
- TESMÎM[Ar.] ile TESMÎM[< SEMM]
( Eklemlerin yüzlerini birbirinden ayırma işi. Bir örgeni, eklem yerinden kesip atma. İLE Zehirleme, zehirlenme. )
- TESMÎN[Ar. < SÜMN] ile TESMÎN[Ar. < SEMEN]
( Sekizleme, sekize çıkarma. | Sekize bölme. | Bir şeye, paha biçme/biçtirme. İLE Semirtme, semirtilme, yağlatma. )
- TESMÎR[Ar.] ile TESMÎR[Ar. < SEMER]
( Çivileme/mıhlama, çivilenme/mıhlanma. İLE Ağaçların -çiçeklerini döküp- yemiş bağlaması. | Tasarrufla, malın çoğalması. )
- TESMİYE[Ar. < İSM] ile ADLANDIRMA, AD VERME/KOYMA
( AD KOYMA, ADLANDIRMA, İSİM VERME | BESMELE ÇEKME )
- TEŞNE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< MÜSAİT (OLMA)
- TESPİH ile/ve TENZİH
( Her tür eksiklikten tenzih, her tür kemâlle tesbih. )
- TESPİHLİ ile TESPİHLİ
( Tespihi olan, tespih çeken. İLE Üzerinde bir sıraya dizilmiş tespih taneleri gibi yuvarlakları olan. )
- TESPİT ETMEK ile/ve ELDE ETMEK
( TO DETERMINE vs. TO OBTAIN/GET )
- TESPİT ile ÇIKARIM
( TO DETERMINE vs. INFERENCE )
- TESPİT ile GENELLEME
- TESPİT ile İLERİ SÜRME
( TO DETERMINE vs. TO PUT/BRING FORWARD )
- TESPİT ile/ve/değil/||/<>/< İTİRAF
- TESPİT ile/ve TEKLİF
( TO DETERMINE vs./and TO PROPOSE )
- TESPİT ile/ve TEŞHİS
( ESTABLISHING vs./and DIAGNOSIS )
- TESPİT ile/ve/değil/||/<>/>/< (HAKKI/NI) TESLİM
- İCTİHÂD:
TEŞRÎ ile/ve/||/<> ADLÎ
- TEŞRİ ile FETVÂ
- TESRÎB[Ar.] ile TESRÎB[Ar. < SÜRÛB]
( Ayıplama, darılma. | Başa kakma. İLE Yollama, gönderme, gönderilme. )
- TEŞRİH ile TEŞBİH
- TEŞRÎH[Ar. < ŞERH | çoğ. TEŞRÎHÂT] ile TEŞRÎHÎ[Ar.] ile TEŞRÎ/Î(LEGISLATIVE)[Ar.]
( Açma, yayma, etraflıca şerh etme/edilme. | Dilim dilim, parça parça kesme. | Bir ölü gövdesini kesip parçalara ayırma. Otopsi. | Anatomi. | İskelet. İLE Anatomiye özgü, anatomiyle ilgili. İLE Yasa ile, yasa ile ilgili. )
- TEŞRİHHANE[Ar. + Fars.] ile DERSLİK
( Otopsi yapılan yer. | Tıp fakültelerinde anatomi dersi yapılan yer. )
- TEŞRİK[Ar.] ile/ve/||/<> MÜŞTEREK[Ar.]
( Yaptığı bir işe birini ortak etmek. İLE Ortak. | Ortaklaşa, el birliğiyle yapılan/hazırlanan. | Ortaklaşa kullanılan. | Ortaklaşa, birlikte. )
- TEŞRÎK[Ar. < ŞARK] ile TEŞRÎK[Ar. < ŞİRK]
( Işıklandırıp parlatma. İLE Ortak/şerîk etme. | Allah'a ortak koşma. )
- TEŞRÎN-İ EVVEL[Ar.] ile TEŞRÎN-İ SÂNÎ[Ar.]
( Ekim ayı. İLE Kasım ayı.
[aslı, TİŞRÎN (Süryanice): Eskiden, yılın onuncu ve onbirinci aylarına verilen ortak ad.] )
- TEST ile/ve ANALİZ
( TEST vs./and ANALYSIS )
- TEST ile ANALİZ TEST vs. ANALYSIS
( TEST ile ANALİZ TEST )
- TEST ile/ve LİKERT ÖLÇEĞİ
- TESTERE ile ALÇI TESTERESİ
( )
- TESTERE[Fars.] ile BIÇKI
( Ağaç, demir vb. şeyleri kesmeye yarayan, genellikle üçgen biçiminde dişleri olan, dar ve uzunca çelik araç. İLE Tahta ya da ağaç biçmekte kullanılan, karşılıklı iki sapı olan ve iki kişi tarafından kullanılan büyük testere. | Motorla çalışan bir çeşit güçlü testere. | Saraç bıçağı. | Bağ budamaya yarayan dişli bıçak. )
- TESTERE ile KATRAK
( ... İLE Marangozlukta tomrukları biçmeye yarayan ve birden çok testeresi olan biçme makinesi. )
- TESTERE[Fars.] ile MÛŞER[Ar.]
( ... İLE Bir çeşit, eğri testere. )
- TESTİ ile ALBASTRA/ALBASTRON[Yun.]
( ... İLE İçine güzel kokular konulan, armut biçimli, Eski Yunan ya da Roma testisi. [Bu küçük testiler, çoğunlukla, albatr denilen, yumuşak, beyaz mermerden yapıldıklarından bu adı almışlardır.] [Bunların, camdan, pişmiş topraktan, madenden yapılmış olanları da vardır.] )
- TESTİ[Fars. < DESTİ] ile/ve/< AMFORA/AMFOR[Lat./Fr. < Yun.]
( Geniş gövdeli, dar boğazlı, emzikli ya da emziksiz olabilen, toprak, cam, metal vb. nesnelerden yapılan su kabı. | Bu kabın alabileceği miktarda olan. İLE/VE İki kulplu, dibi sivri, dar boyunlu, karnı geniş testi. )
(
)
- TESTİ ile/değil ANFORA[İt. < Lat.]
( ... İLE/DEĞİL İki kulplu, yumurta biçiminde, dibi çoğunlukla sivri olan ya da bir ayakla biten antik toprak kap. Eskiden, sıvıları ve tahılı korumak ve taşımakta ya da ölülerin küllerini saklamakta kullanılırdı. Dipleri sivri anforalar, kuma oturtulurdu. )
- TESTİ ile BODUÇ
( ... İLE/VE Ağaç testi. )
( SEBÛ ile/ve ... )
- TESTİ ile ÇAMÇAK
( Topraktan/çamurdan yapılan, kulplu su kabı. İLE Ağaçtan yapılan, kulplu su kabı. )
- TESTİ ile/ve CERE/CERRE
( ... İLE/VE Toprak testi. )
- TESTİ ile/ve GARGAR
( ... İLE/VE Süzgeçli testi. )
- TESTİ ile/ve/değil/||/<>/< HIZMAN/HARMAN
( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Çiriş kökünden yapılan yağ kabı. )
- TESTİ ile/ve KANATA
( ... İLE/VE Ağzı geniş tek kulplu testi. )
- TESTİ ile/ve KUMKUMA[Ar. < KUMKUME]
( ... İLE/VE Küçük testi. | Kötü, olumsuz bir özelliği kendinde fazlasıyla toplayan kişi, olay, olgu ya da yer. )
- TESTİ ile/ve KÛZE[Fars.]
( ... İLE/VE Su testisi. )
- TESTİ ile/ve LENGER
( ... İLE/VE Yayvan bakır testi. )
- TESTİ ile/ve SENEK
( ... İLE/VE Çam ağacından yapılmış su testisi. )
- TESTİS-İ ile/değil TESTİ-Sİ
( Şu sayrının erbezi/testisi. İLE/DEĞİL Şu su/şerbet testisi. )
- TESTLERDE:
POZİTİF ile/ve NEGATİF
( Bulunmuşsa/varsa. İLE/VE Bulun(a)mamışsa/yoksa. )
( Anlamlandırması/yorumlaması, beklenilen/aranılan şeyin karşılığına göre değişir. [ur/bakteri vb. için bakılmışsa pozitif çıkması olumsuzdur/kötüdür fakat gebelik, aşının tutması vb. için bakılıyorsa pozitif çıkması olumludur/iyidir.] )
( POSITIVE vs./and NEGATIVE : ON TESTS )
- TEŞVİK ETMEK ile/değil ÇANAK TUTMAK
- TEŞVİK ile/ve/<> CEVAZ
- TESVÎK[Ar. < SEVK] ile TESVÎK[Ar. < MİSVÂK]
( Sürme, ileri gitme. İLE Dişleri, misvâk ile temizleme. )
( İSTİNÂN: Dişleri, macunla ya da tozla temizleme. )
- TEŞVİKİYE CAMİSİ ile TEŞVİKİYE CAMİSİ
( Şişli'de, Nişantaşı aşağısındadır. İLE Arnavutköy'dedir. )
( 1855'te, Sultan Abdülmecid tarafından. İLE 1832'de inşa edilmiştir. )
- TESVÎL[Ar. çoğ. TESVÎLÂT] ile TESVÎR[Ar.]
( Kötü bir şeyi, güzel göstererek aldatma. İLE Toz kaldırma. | Bâtınî anlamını araştırma. )
- TEŞVÎŞ[< ŞEVEŞE] ile KARIŞTIRMA, BULANDIRMA
( KARIŞTIRMA, KARMAKARIŞIK ETME, KARIŞIKLIK )
- TESVİYE[< SEVÎ]:
TEK ŞEY ÜZERİNDE ile İKİ ŞEY ARASINDA ile ÇOK ŞEY ÜZERİNDE
( Doğrultma, kusursuz yapma, düzleme. İLE Hilâfa çözüm, iki ortağın rızâlaşması, dengeleme. İLE Düzenleme, dengeleme. )
- TESVİYE[< SEVÎ] ile İSTİVÂ'[< SEVÂ]
( Doğrultma, kusursuz yapma, düzleme. İLE Birden çok şeyin birbirine eşit ve denk olması. | Düz olma, düzlük. | Kaplama, örtme. | Ortada ve tam bir derecede bulunma. | Mevlevî sikkesinin tam ortasına gelmek üzere önden arkaya doğru çekilen iki parmak eninde yeşil çuha. )
- TESVİYE[< SEVÎ] ile/ve/<> TASFİYE[< SAFV]
( Beraber etme, düz etme, düzleme, düzeltme, düz duruma getirme. | Ödeme, verme. | Hükûmetçe bir yere gönderilen erlere verilen ve bilet yerine geçen kâğıt. İLE/VE/<> Saf kılma, saflaştırma, arıtma, ayıklama, temizleme. | Özleştirme. | Bir ticaret kuruluşunun batması, kapanması vb. nedenler üzerine hesapların kesilmesi, alacaklılara, ortada kalan mal ve paradan paylarına düşen miktarın verilmesi, likidasyon. | Türlü nedenlerle çok sayıda çalışanın görevine son verme. )
- TESYÎL[Ar. < SEYL] ile TESYÎR[Ar. < SEYR]
( Sel gibi akıtma/akıtılma. | [kimya] Sert bir cismi, akıcı duruma getirme. İLE Yürütme, yürütülme. | Gönderme/gönderilme, yollama/yollanma. )
- TETABBU'[Ar. < TETABBUÂT] ile TETÂBU'[Ar. < TEBA | çoğ. TETÂBUÂT] ile TETEBBU'[< TEBA | çoğ. TETEBBUÂT]
( Tabiatlanma. İLE Aralıksız, birbiri ardından gelme. İLE Bir şeyi etraflıca tetkik etme, mahiyetini anlamaya çalışma, kapsamlı inceleme, bir şey hakkında geniş bilgi edinme. )
- TETAHHUL[Ar.] ile TETAHHUR[< TEHÂRET, TUHR/TUHUR | çoğ. TETAHHURÂT]
( Dalak şişmesi. İLE Temizlenme. )
- TETANOZ ile/||/<> BOTULİZM
( Clostridium tetani bakterisinin neden olduğu, kas spazmları ile ilişkili bir bulaş. İLE/||/<> Clostridium botulinum bakterisinin neden olduğu, kas zayıflığı ve kötürümlük ile ilişkili bir bulaş. )
- TETANOZ ile/||/<> DİFTERİ
( Clostridium tetani bakterisinin neden olduğu, kas spazmları ile ilişkili bir bulaş. İLE/||/<> Corynebacterium diphtheriae bakterisinin neden olduğu, boğazda kalın bir zar oluşumu ile ilişkili bir bulaş. )
- TETAVVU' ile ...
( FARZ OLMAYAN İBÂDETTE BULUNMA )
- TETÂYÜR[< TAYERÂN] ile ...
( UÇMA, UÇUŞMA, UÇUŞUP DAĞILMA | MÂYİLERİN GAZ HÂLİNE GEÇMESİ )
- TETİK ile TETİK
( Ateşli silahlarda ateşlemeyi sağlamak için çekilen küçük parça. İLE Çabuk davranan, çevik, dikkatli, uyanık. | Dikkat ve özen gerektiren, nazik. )
- TETİKLEME ile DÜRTÜKLEME
( MÜRŞİD: Tetikleyici. )
- TETİKLEME ile/ve KIŞKIRTMA
- TETİKLEME ile KIŞKIRTMA
( TRIGGER vs. PROVOKE )
- TETİKLEME ile/değil YANKILANDIRMA
- TETİKLEMEK ile/ve DEŞMEK
( TRIGGING vs. TO RECALL )
- TETİKLEMEK ile KÖRÜKLEMEK
- TETİKLE(N)ME ile/ve DÖNÜŞÜM
- TETİKLE(N)ME" ile/ve "KÖRÜKLE(N)ME" ile/ve "YÜKSELME" ile/ve "HOŞLANMA"
- TETİKTE" OLMAK/KALMAK ile/ve/||/<> TEYAKKUZ
- TETRAHEDRAL İLE OKTAHEDRAL İLE KARE DÜZLEM ile/||/<> KOORDİNASYON GEOMETRİLERİ
( Metal kompleks şekilleri. )
( Formül: sp³ İLE sp³d² İLE dsp² )
- TETRALOJİ ile ...
( Bir yazarın, dört piyeslik yapıtının tümü. )
- TETT ile/ve/||/<>/> STT/SKT
( Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi İLE/VE/||/<>/> Son Tüketim Tarihi/Son Kullanım Tarihi )
- TEVÂBİL[< TÂBEL/TÂBİL] ile ...
( Yemeklere konulan, nane, biber, tarçın, karanfil gibi baharatlar. )
- TEVÂCÜD[< VECD] ile ...
( KENDİNE VECİD DÂVET ETME, VECD İÇİNDE OLABİLMEK İÇİN GAYRET SARFETME, VECDİ TALEP ETMEK )
- TEVÂCÜD ile/ve/sonra/||/<>/> TEVECCÜD[< VECD]
( | Kendine vecid dâvet etme, vecd içinde olabilmek için gayret sarfetme, vecdi talep etmek. İLE/VE/SONRA/||/<>/> Vecde gelme, hallenme, coşma. | Kendinden geçerek ilâhi aşka dalma. | Aşırı heyecan. | Kederlenme. )
- TEVAFFUK[Ar. < VEFK] ile TEVÂFUK[Ar. < VEFK | çoğ. TEVÂFUKÂT]
( Başarma, muvaffak olma. İLE Uyma, uygun gelme. )
- TEVÂFUK ile TEVÂRÜS
- TEVÂLÎ[Ar. < VELY] ile TEVÂRÎ
( Birbiri ardından gelme, arası kesilmeksizin devam etme, sürme. İLE Bir şeyin arkasına saklanıp görünmez olma, gizlenme. )
- TEVÂLÜD[Ar. < VELED] ile TEVÂRÜD[Ar. < VÜRÛD]
( Doğma, doğurma. İLE Arka arkaya gelme, her yandan gelip birikme. | İki şairin, birbirinden habersiz olarak aynı dize[mısrâ] ya da iki dize[beyit] söylemesi/yazması. )
- TEVÂRÎ[Ar. < VERÂ] ile TEVÂRÎH[Ar. < TÂRİH]
( Bir şeyin arkasına saklanıp görünmez olma, gizlenme. İLE Tarihler. )
- TEVÂRÜS[Ar. < VERÂSET] ile/ve/> TEMELLÜK[Ar. < MELK/MÜLK] ile/ve/> TEMESSÜL[Ar. < MİSL] ile/ve/> TERCÜME[Ar. < TERCEME] ile/ve/> TELİF[Ar. < ÜLFET] ile/ve/> TEKELLÜM[Ar. < KELÂM]
( Birinden miras kalması, mirasa konma. | Kalıtım yoluyla birinden ötekine geçme. İLE/VE/> Kendine mâl etme. İLE/VE/> Benzeşme. | Özümleme. İLE/VE/> Çeviri. İLE/VE/> Birleştirmek. İLE/VE/> Dile getirmek, anlatmak, söylemek. )
- TEVÂTÜR ile RİVÂYET
- TEVÂTÜR ile ŞÂYİA
( ... İLE Yayılmış haber, yaygın olan, söylenti. )
- TEVÂZÛ ("ETME[ME]K") ile/değil TENEZZÜL (ETME[ME]K)
( Küçük gibi görülen tenezzül makamı, saltanat makamından daha yüksektir. )
- TEVÂZÛ GÖSTERMEK ile TEVÂZU GÖSTERİSİNDE BULUNMAK
- TEVÂZÛ ile DAAT
- TEVÂZÛ ile/ve HİKMET
- TEVÂZÛ ile SAFÂ'[Ar.]
( ... İLE Saflık, berraklık. | Kişinin kendine ve başkasına iltifat etmediği hali. )
( ... İLE Bazı kabullerde, ilim ve iltifat tecellinin tertemiz olmasına engeldir. Telvin[< LEVN Ar.(: renk verme, boyama)] bu ilim ve iltifattır. )
- TEVÂZÛ ile/değil/< TEFÂHÜR[< FAHR)
- TEVÂZU'[Ar. < VAZ | çoğ. TEVÂZUÂT] ile TEVAZZU'[Ar.] ile TEVAZZUH/TAVAZZUH[Ar. < VUZÛH | çoğ. TETEBBUÂT]
( Alçakgönüllülük (gösterme). İLE Konulma, konuluş. İLE Açıklanma, açıklığa kavuşma, aydınlanma. )
- TEVBE ile İ'TİZÂR
( Tövbe, işlenmiş bir günah ya da suçun bir daha işlenmeyeceğine dair verilen söz. | Kulun, sahf bir kalple Hakk'a yönelmesi, tekrar günah işlememeye ahd etmesi. İLE Özür dileme, bir şeyin, kendinden uzaklaştırılması. )
- TEVBÎH ile TEKDÎR ile MUÂHEZE[< AHZ | çoğ. MUÂHEZÂT]
( Azarlama, paylama. | Memurlara uygulanan bir disiplin cezası. İLE Bulandırma. | Kederlendirme. | Azarlama. | Öğrenciye verilen ve siciline işlenen bir cezâ. İLE Azarlama, paylama, çıkışma, darılma. | Tenkîd. )
( ... İLE Tevbîhten daha ağırdır. )
( Nush ile uslanmayanı, etmeli tekdîr
Tekdîr ile uslanmayanın hakkı kötektir! )
- TEVCÎH[AR. < VECH] ile/ve/||/<> TEVDÎ[AR. < VED]
( Çevirme, yöneltme, döndürme, söz atma, bakma, anlam verme, yorumlama, rütbe/mevki verme. İLE Bırakma, emânet etme, vedâlaşma. )
- TEVDÎ (ETMEK) ile/ve/||/<> HAVÂLE (ETMEK)
( Bırakma, emânet etme. | Vedâlaşma. İLE/VE/||/<> Bir işi bir başkasının sorumluluğuna bırakma, ısmarlama, devretme. | Banka, postane vb. aracılığıyla gönderilen para. | Postane, banka vb. aracılığıyla para gönderildiğinde gönderenle alacak olanın adları ve para miktarı yazılı kâğıt, havale kâğıdı, havalename. | Genellikle çocuklarda görülen, ateşli ya da ateşsiz olan çırpınma nöbetleri. | Bir arsayı çevirmek, kapamak için çekilen perde ya da duvar. | Yüksek ve büyük bir görünüşü olma. )
- TEVEKKÜL ile/ve/<> İTİMAT
- TEVEKKÜL ile SABIR
- TEVELLÂ[< VELY] ile/ve TEBERRÂ[< BERÂ]
( Yanaşma, yakınlaşma, bağlılık. İLE/VE Uzaklaşma. )
- TEVELLU'[Ar.] ile TEVELLÜH[Ar. < VELEH | çoğ. TEVELLÜHÂT]
( Sevme, aşk ve ilginin oluşması. İLE Şaşakalma. )
- TEV'EM[Ar.] ile İKİZ | EŞ, BENZER
( İKİZ )
( EŞ, BENZER )
- TEVESSÜ[Ar. < VÜSET] ile TEVESSÜL[Ar. < VESÎLE]
( Genişleme, yayılma. İLE Sarılma. | İnanma. | Neden gösterme. | Başvurma, girişme. )
- TEVESSÜL ile/ve/||/<> TENEZZÜL
- TEVEŞÜ ile TEVEŞÜL
- TEVFİK FİKRET ile/ve/||/<>/> ATATÜRK
( Kimseden ümmîd-i feyz etmem, dilenmem perr-ü-bâl
Kendi cevvim, kendi eflâkimde kendim tâirim,
İnhinâ tavk-ı esâretten girandır boynuma;
Fikri hür, irfanı hür, vicdânı hür bir şâirim.
(Kimseden bir yarar ummam ben, dilenmem kol kanat.
Kendi boşluk, kendi gökkubbemde kendim gezginim.
Bir eğik baş, bir boyunduruktan ağırdır boynuma;
Fikri hür, irfânı hür, vicdanı hür bir şairim.)
Tevfik Fikret )
( )
- TEVFİKAT:
TAM ile/ve/değil/yerine/<> KISMÎ
( Ayrıntılarını okumak için burayı tıklayınız... )
- TEVHÎD[< VAHDET] ile/ve/<> MÜNÂCÂT[< NECV]
( Klasik Türk dînî şiir müziğinde bir biçim. Güftesinin konusu Allah'ın birliğidir. Allah'ın tevhîd ve azameti hakkındadır. İLE/VE/<> Allah'a dua etme, yalvarma. | Allah'a dua konulu manzûme. Divan Edebiyatı'nda, Tanrı'yı öven koşuk türü ya da koşuğun bir bölümü. )
- TEVHİD ile/ve AMEL
( İlimlerin amacı. İLE/VE Amellerin amacı. )
( Amellerin en hayırlısı, az da olsa sürekli olandır. )
( Tevhid insan üzerinedir. )
- TEVHİD ile/ve/||/<> FITRAT
- TEVHÎD ile/ve/<> İTTİHÂD
- TEV'ÎD[Ar. çoğ. TEV'ÎDÂT] ile TEHDÎD[HÜDÛD | çoğ. TEHDÎDÂT]
( Sözle korkutma. İLE Birinin gözünü korkutma, göz dağı verme. )
- TE'VÎD[Ar.] ile TEV'ÎD[Ar. çoğ. TEV'ÎDÂT]
( Eğriltme, eğritilme. İLE Sözle korkutma. )
- TEVİL ile İSTİNBÂT
- TEVİL ile/ve ŞİİR ile/ve METAFİZİK
- TE'VÎLEN[Ar. < MEÂL] ile TE'VÎLÎ[Ar. < MEÂL]
( Te'vîl ederek, sözü çevirerek. İLE Te'vîl ile ilgili. )
- TEVİL-İ GARİB ile TEVİL-İ BAİD ile TEVİL-İ MÜSTEBÂD
( Yakın yorum. İLE Uzak yorum. İLE Zoraki yorum. )
- TEVKİ'[Ar. < VUKÛ] ile TEVKİÎ[Ar.]
( Sultan buyruklarına çekilen nişan. | Padişahın nişanlı buyruğu. İLE Tevki'ci. Padişah buyruklarına nişan işaretini yapan memur, tuğrakeş. )
- TEVKÎD[Ar. < EKD] ile TEVKİD[Ar. çoğ. TEVKİDÂT] ile TEVKİT[Ar. < VAKT]
( Sağlamlaştırma. İLE Tutuşturup yakma. İLE Vakti, saati belirli kılma. )
- TEVKİÎ ile/||/<> SÜLÜS ile/||/<> RİK\'A ile/||/<> KÛFÎ ile/||/<> NESİH ile/||/<> MURAKKA ile/||/<> MÜSELSEL ile/||/<> DİVANÎ
( Sözcüklerin arası birleştirilerek yazılan bir yazı biçimi.[Resmî yazışmalarda kullanılan bir yazı çeşidiydi.][Sülüse benzeyen daha yumuşak hatlı ve hareketli büyük boy yazılar.] İLE/||/<> Yuvarlak karakterli, daha çok kitabelerde kullanılan, kitaplarda ise başlıklara mahsus büyük boy bir yazı üslûbu. İLE/||/<> Türklerin ortaya çıkardığı bir yazı çeşidi. "Mim"lerin gözü kapanmış, "Sin" ve benzeri harflerin dişleri kalkmış, noktalar çizgilere dönüşmüştür. Daha çok el yazısında kullanılır. İLE/||/<> Arap harflerinin düz ve köşeli olarak kullanılmasıyla oluşmuş erken dönem İslâm yazı türü ve bundan geliştirilmiş bir yazı türü. İLE/||/<> Metinlerin kopya edilerek çoğaltılmasında kullanılan yuvarlak karakterli bir yazı üslûbu. İLE/||/<> İstenilen kalınlığı sağlayacak kadar kâğıdın birinin suyunu ötekinin aksi yöne gelecek biçimde kola ile yapıştırılmasıyla elde edilen mukavvadan yapılan albüm. Üzerine hatların ayrı ayrı kâğıtlara yazılarak hatlar, minyatürler, varaklar v.s. yapıştırılır. İLE/||/<> Tüm yazaçları/harfleri ve sözcükleri birbirine bitişik olarak yazılan bir yazı biçimi. İLE/||/<> Türklere özgü hareketli ve girişik bir yazı üslûbudur. Harfler ve sözcükler, birbirine kaynaşmıştır. )
- TEVKÎL[Ar. < VEKÂLET] ile TEVKÎR[Ar. < VEKAR | çoğ. TEVKİRÂT]
( Vekil etme. İLE Güzel karşılama, ağırlama, ululama. )
- TEVRAT ile/değil/yerine ESKİ AHİT
- TEVRİYE'DE:
YALIN[MÜCERRET] ile/<> TERBİYE EDİLMİŞ[MÜREŞŞAH] ile/<> AÇIKLANMIŞ[MÜBEYYEN] ile/<> HAZIRLANMIŞ[MÜHEYYÎ] ile/<> ÎHÂM-I KABÎH
( [beyitte] Sözcüğün, uzak anlamıyla kullanıldığını gösterir bir ipucu bulunmayan. İLE/<> Sözcüğün, yakın anlamıyla ilgili bir ipucu bulunan. İLE/<> Sözcüğün, uzak anlamıyla ilgili bir ipucu bulunan. İLE/<> Tevriyeye konu olan sözcüğün, başka sözler yardımıyla anlaşılması. İLE Sözcük, müstehcen bir anlam içeriyorsa. )
- TEVSİ[Ar.] ile TEVŞİ[Ar.]
( Genişletme, yayma. İLE Süsleme. )
- TEVSÎH[Ar. < VESAH] ile TEVŞÎ'[Ar.] ile TEVŞÎH[Ar. < VİŞÂH | çoğ. TEVŞÎHÂT]
( Kirletme. | Paslandırma. İLE Süsleme. İLE Süsleme, süslendirme. Süslü giysi giydirme. | Mukayyed kâfiye ile şiir yazma, çifte kâfiye. | Kur'ân-ı Kerîm'i, usûl, âdâb ve erkânı ile okuma. | Mevlîd bahirleri arasında, dînî ve tasavvufî mahiyette kasîde ve beste okuma. | Türk dînî müziğinde bir biçim.[Na't, tekkelerde ve başka yerlerde okunduğu halde, tevşîh denilenler, mevlîd ve mi'râciyye arasında tegannî edilir.] )
- TEVZÎ'[< VEZ |çoğ. TEVZÎÂT] ile TEVZÎÎ[Ar.]
( Dağıtma/dağıtılma. | Herkese payını dağıtma, üleştirme. İLE Dağıtma, üleştirme ile ilgili. )
- TEYEMMÜM[Ar.] ile İRÂDE[Ar.]
- TEYEMMÜM[Ar. < YEMAM] ile TEYEMMÜN[Ar. < YÜMN]
( Su bulunmayan yerde su niyetiyle toprak, kum vb. şeylerle abdest alma. İLE Uğur sayma, uğur olarak kabul etme. )
- TEYİD ile TASDİK
- TEYZE / KÜKÜ/Y[dvnlgttrk] ile/ve/||/<> ANNE
( [Biyolojik açıdan] Anneyle kardeşlik bağlantısı olan dişil gövdeli kişi/ye verilen ad. İLE/VE/||/<> Yaşama, karnında(uterus'ta/rahim'de) gelişerek başlanılan kişi. )
( AUNT vs./and MOTHER )
- TEYZE ile YENGE/BULA
( Annenin kız kardeşi ya da ablası. İLE Amca ya da dayının eşi.[< "yeni gelen" ya da "yanına gelen"] )
- TEZ ile/||/<> ANTİTEZ-SENTEZ
( Diyalektik yöntem )
( Georg Wilhelm Friedrich Hegel tarafından 1807 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1770-1831) (Ülke: Almanya) (Alan: Felsefe) (Önemli katkıları: Diyalektik, mutlak idealizm) )
- SAV/TEZ ile/ve/||/<>/> | ÖNSAV/HİPOTEZ ile/ve/||/<>/> KARŞISAV/ANTİTEZ | ile/ve/||/<>/> BİREŞİM/SENTEZ
( Sav. İLE/VE/||/<>/> | Varsayım[ispatta geçici olarak kabul edilen doğrular][faraziye]. İLE/<> Karşı Sav. | İLE/VE/||/<>/> Bireşim. )
- TEZ ile SAV
( Ödev. İLE Mantıkça sıkı dokunmuş bir çıkarımlar dizisinin vargı'sıdır. )
( THESIS "AS HOMEWORK" vs. THESIS )
- TEZ ile TAVIR
- TEZ[Fars.] ile TEZ[Fr.]
( Çabuk olan, hızlı. | Hızlı bir biçimde. İLE Sav. | Üniversitelerde öğrencilerin ya da öğretim üyelerinin hazırlayıp bazen bir sınav kurulu önünde savundukları bilimsel çalışma. )
- TEZAD ile ABES
- TEZAD ile AKS
- TEZAD ile/ve KOMİK
- TEZAD ile KONTRAST
( OPPOSITION vs. CONTRAST )
- TEZAD ile/ve/> MİZAH
( OPPOSITION vs./and/> COMEDY )
- TEZAD ile TAHDE TEZAD
- TEZAD ile TAHT-EL-TEZAD
- TEZÂD ile TENÂKUZ
( KARŞIT ile ÇELİŞİK/ÇELİŞKİ )
( ÇELİŞKİ/TENAKUZ: Hem nitelik, hem nicelik. )
- TEZAHÜR[< ZUHÛR] ile ...
( MEYDANA ÇIKMA, BELİRME, GÖRÜNME | BELİRTİ | BİRBİRİNE YARDIM ETME [İng. TO APPEAR] )
- TEZÂHÜR[Ar.] ile/<> TEBÂRÜZ[Ar.]
- TEZAHÜR ile/ve/||/<>/> TESİR
- TEZAT ile KONTRAST
( OPPOSITION vs. CONTRAST )
- TEZÂYÛF/CONNOTER[Fr.] ile BİRBİRİNİ AYNI ANDA GEREKTİREN
( Birbirini aynı anda gerektiren. )
- TEZBÎL[Ar.] ile TEZBÎR[Ar. < ZEBR | çoğ. TEZBÎRÂT]
( Toprağı gübreleme. İLE Yazma, yazılma. )
- TEZEHHUR[Ar.] ile TEZEHHÜR[Ar. < ZEHRE | çoğ. TEZEHHÜRÂT]
( Denizin köpürüp taşması. İLE Çiçeklenme. | [kimya] Çiçeksime, tuzlanma.[Fr. EFFLORESCENCE] | Üst derinin üstünde görülen ufak ufak kabarcıklar. )
- TEZEKKÜR ile/ve/||/<>/> TEDEBBÜR
( Geçmişe yönelik. İLE/VE/||/<>/> Geleceğe yönelik. )
( İlgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )
- TEZELLÜL ile/değil/yerine/< TEVÂZÛ
( Aşağılanma. İLE/DEĞİL/YERİNE/< Alçakgönüllülük. )
( "Alçakgönüllüğün" aşırısı ve sonu. İLE/DEĞİL/YERİNE/< ... )
- TEZELLÜL[Ar.] ile ZÜLL[Ar.]
- TEZENELİ SAZLARDA:
[büyükten küçüğe] MEYDAN SAZI ile/ve DİVAN SAZI ile/ve KARA DÜZEN SAZ(BOZUK DÜZEN) ile/ve TAMBURA/DÜNBÜRE/DÜNBÛRE[Fars.] ile/ve BAĞLAMA ile/ve CURA ile/ve TAR
- TEZGÂH ile/ve/||/<> BANGO
- TEZGÂH[Fars. < DESTGÂH] ile ISDAR/ISTAR
( Genellikle dükkânlarda satıcıların önündeki uzun masa. | Kahve, meyhane vb.nde müşterilerin üzerinde yiyip içtikleri uzun masa ya da büfe. | Üzerinde genellikle el ya da küçük makinelerle iş görülen yapım aracı. | Tersane. | Genellikle yasal olmayan bir işi yapmak için tutulan uygunsuz yol. İLE Halı, kilim dokunan tezgâh. )
- TEZGÂHLAMAK ile DOLANDIRMAK
( Dokunacak bezi tezgâha yerleştirmek. | Bir iş için hazırlık yapmak, işe girişmek. | Yasal olmayan bir işi gerçekleştirmek için plan yapmak. İLE Dolanma işini yaptırmak. | Dolaştırmak. | Birini aldatarak parasını ya da malını elinden almak. )
- TEZGÂHTAR ile ESNAF/SÛKA[Ar.]
( TEZGÂH[< Fars. DEST-GÂH: Dokuma aleti, atölye. | Zenginlik.] )
- TEZGÂHTAR ile "TEZGÂHTAR"
( Satışla uğraşan. İLE Üçkağıtçı. )
- TEZGÂHTAR ile VANDÖZ
( ... İLE Tezgâhtar kadın. )
- TEZHİB'DE:
ZÂHRİYE ile/ve/||/<> BAŞLIK ile/ve/||/<> SER LEVHA ile/ve/||/<> HÂTİME ile/ve/||/<> CETVEL ile/ve/||/<> HARİTA ile/ve/||/<> MİNYATÜR
- TEZHÎP[< ZEHEB] ile/ve TASVİR/MİNYATÜR
( Altın sürme. | Yaldızlama. | Süsleme. İLE/VE .... )
- TEZKÎR[Ar.] ile TENBÎH[Ar.]
- TEZKİYE[< ZEKÂT] ile ...
( TEMİZ ETME (KUSURDAN), TEMİZE ÇIKARMA, AKLAMA, ARINMA | SORUŞTURARAK BİRİNİN İYİ HALLİ OLDUĞUNU MEYDANA ÇIKARMA )
- TEZVÎD ile/ve/||/<> TEZEVVÜD
( Yol için yiyecek/azık verme, azıklandırma. İLE/VE/||/<> Yol için yanına yiyecek/azık alma. )
- TEZYÎF[Ar. < ZEYF] ile/ve/||/<> İSTİHFAF[Ar.]
( Değersiz gösterme. | Alay etme. İLE/VE/||/<> Küçümseme, hor görme, tahkir. )
- TEZYÎF[Ar. < ZEYF] ile/ve/||/<> TAHKİR[Ar.]
( Değersiz gösterme. | Alay etme. İLE/VE/||/<> Aşağılama, onur kırma, onuruna dokunma. | Hakaret. )
- TEZYÎN[< ZÎNET] ile TEZHİB
( Süsleme, süslenme, ziynetlen(dir)me. İLE Altın sürme. | Yaldızlama. | Süsleme. )
- TG İLE TM İLE TC İLE TD ile/||/<> POLİMER GEÇİŞ SICAKLIKLARI
( Kritik termal geçiş noktaları. )
( Formül: Tg ~ 0.67 Tm (K) )
- TG İLE TM İLE TD ile/||/<> POLİMER GEÇİŞ SICAKLIKLARI
( Polimerlerin kritik sıcaklıkları. )
( Formül: Tg < Tm < Td )
- TGA ile/||/<> DSC
( TGA kütle kaybı termal İLE DSC ısı akışı faz geçişleri. )
( Formül: Δm İLE ΔH )
- TH1 İLE TH2 İLE TH17 İLE TREG ile/||/<> T HÜCRE ALT GRUPLARI
( CD4+ yardımcı T hücre türleri. )
( Formül: IFN-γ İLE IL-4 İLE IL-17 İLE TGF-β )
- TH1 ile/||/<> TH2
( Th1 hücresel bağışıklık virus İLE Th2 hümoral allerji. )
( Formül: Cell-mediated İLE humoral )
- THALES ile/ve/değil PARMENİDES
( İlk filozof, Thales değil Parmenides olarak kabul edilir. )
( PARMENİDES - PERİ PHYSEOS(DOĞA ÜZERİNE) )
- THEIA ile/ve/||/<> DÜNYA
( İlgili konuşmayı izlemek için burayı tıklayınız... )
- THEORIA ile TEMÂŞÂ
( Şey'i sürecin dışına çıkarmak. İLE Şey'i sürecin içinde görmek. )
( İdrakle bütüne bakmak. )
( Vicdanla/Zihinle bütüne bakmak. )
( İhsas/duygu. İLE İdrak. )
( Metafizik. İLE "Mistik." )
( Holistic. vs. Universal. )
- THERAVADA ile ...
( "Eskilerin Okul Sistemi". Pirlerin Öğretisi adı da verilen Güney Budizmi. Budizm'in başlangıçtaki durumuna benzerliğini yitirmemiş olan Budist Mezhebi. Budizm'in Ortodoks ve orijinal biçimi olarak kabul edilir. Özellikle Seylan, Burma, Tayland, Laos ve Chittagong'da uygulanmaktadır. )
- THERMOPHİLE İLE PSYCHROPHİLE İLE HALOPHİLE İLE ACİDOPHİLE ile/||/<> EKSTREMOFİLLER
( Ekstrem ortam organizmaları. )
( Formül: Tmax = 122°C )
- THERMOPLASTİC İLE THERMOSET İLE ELASTOMER ile/||/<> POLİMER SINIFLARI
( Temel polimer malzeme türleri. )
( Formül: Tg < T < Tm )
- THETA ÇÖZÜCÜ ile/||/<> İYİ ÇÖZÜCÜ
( Theta Χ = 0.5 ideal, iyi Χ < 0.5 genişleme. )
( Formül: Flory İLE excluded volume )
- THETA FUNCTİON ile/||/<> ETA FUNCTİON
( Theta θ(z,τ) quasi-periodic, eta Dedekind η(τ). )
( Formül: Quasi-periodic İLE modular form )
- THOMAS HENRY HUXLEY ile
( 04 Mayıs 1825 - 29 Haziran 1895 İLE 26 Temmuz 1894 - 22 Kasım 1963 )
- THOMAS PAINE ile/ve/||/<>/>< EDMUND BURKE
- TRAK/THRAK TANRILARI ile/ve YUNAN TANRILARI
- T'I ve/ile YUNG ve/ile ...
( Madde ve görev. T'I evrensel zihin, madde, biçimsiz, maddi olmayan, algılanamayan. YUNG ise onun görevi. )
- TİARA ile ...
( Papalık'ın simgesi olan üç katlı taç. )
- TIBÂ[Ar. < TAB] ile TIBÂA[Ar.]
( Yaradılışlar, âdetler. İLE Kılıç yapma zanaatı. | Kitap vs. basma işi. )
- TIBBEN[Ar.] ile TIBBÎ[Ar.]
( Hekimliğe uygun olarak, hekimliğin gösterdiği yolda. İLE Hekimliğe özgü, hekimlikle ilgili. | Hekimce. )
- TİBET BUDİZMİ'NDE:
KASİD ile/ve SAGYA ile/ve NINGMA ile/ve GELUGBA
( Beyaz Nilüfer Grubu. İLE/VE Çiçek Grubu. İLE/VE Kırmızı Grubu. İLE/VE Sarı Grubu. )
- TİBET MANDALASI ile/ve/||/<> HİNT MANDALASI
( )
- TİBET ile ...
( TANRI EVİ )
- TİCÂNÎ ile TİCÂNÎ
( Yobaz, gerici. İLE Kuzey Afrika'da kurulmuş bir tarikat ve bu tarikattan olan kişi. )
- TİCARET, BİLİM VS. ile SANAT ve FELSEFE
( Ortalama akıl, yeterlidir. İLE Ortalama akıl, yetmez. )
- TİCARET:
T ile/ve/||/<> İ ile/ve/||/<> C ile/ve/||/<> A ile/ve/||/<> R ile/ve/||/<> E ile/ve/||/<> T
( Tecrübe/deneyim. İLE/VE/||/<> İtibar/saygınlık. İLE/VE/||/<> Cesaret. İLE/VE/||/<> Risk. İLE/VE/||/<> Emek. İLE/VE/||/<> Tedbir. )
- TİCARET ile/ve BİLGİ
- TİCARET ile/değil KAÇAKÇILIK
- TİCARETLE KAZANILAN PARA (-NIN RİSK EDİLMESİ) ile EMEKLE KAZANILAN PARA (-NIN RİSK EDİLMESİ)
- TIDAL VOLUME ile ...
( Bir hayvanın her soluk alış-verişinde aldığı havanın hacmi. )
- TİFO ile/||/<> KOLERA
( Salmonella typhi bakterisinin neden olduğu, ateş ve karın ağrısı ile ilişkili bir bulaş. İLE/||/<> Vibrio cholerae bakterisinin neden olduğu, şiddetli sürgün ve dehidrasyon ile ilişkili bir bulaş. )
- TIĞ ile BİZ
( ... İLE Katı bir şeyi dikerken iğne geçirilecek yeri delmek için kullanılan, çelikten yapılmış, sivri uclu ve ağaç saplı araç. )
- TIĞ ile MEKİK[Fars.]
( ... İLE El ya da otomatik dokuma tezgâhlarında, atkı ya da argaç denilen ve enine olan iplikleri, uzunlamasına olan arışların arasından geçirmeye yarayan masuralı araç. | Oya yapmakta kullanılan, kemik, ağaç ya da plastikten, iki ucu sivri, arasından iplik geçecek bir yarığı bulunan küçük araç. )
- TÎHÛ[Fars.] ile ...
( Çil kuşu. )
- TIKAMA KURALI ile ...
( BLOCKING RULE )
- [ne yazık ki]
TIKANIKLIK ile/ve/||/<> KISIR DÖNGÜ
- TIKANMA ile/ve/||/<> ENGELLENME
- TIKANMAK ile TAKILMAK
- TIKANMAK ile/ve/||/<>/>/< TÜKENMEK
- TİKEL ile/ve/||/<>/< EVRENSEL
- TİKEL ile/ve/<> TÜMEL
( Dışarıda. İLE/VE/<> Zihinde. )
( Zihin ile. İLE/VE/<> Akıl ile. )
- TİKEL/LER ile/ve/||/<> NİTELİK/LER ile/ve/||/<> İLİŞKİ/LER
- TIKILIP KALMAK ile SIKIŞMAK
- TIKINMA/K ile/değil/yerine YEME/K
( Eline geçen yiyeceği oburca yemek. İLE/DEĞİL/YERİNE Yemek yemek. )
- TIKIZ ile/= TIKNAZ
( Tıknaz. | Çok sıkıştırılmaktan ya da çok sıkı doldurulmaktan katılaşmış, sıkı. | Yoğunluğu çok, katı. İLE/= Şişmanca, toplu, kısa ve kalın yapılı, tıkız. )
- TIKMAK ile/ve/<>/> TEPMEK
- TIKMAK ile/ve/||/<>/> TIKAMAK
- TIKNAZ/TIKIZ ile BODUR
( Şişmanca, toplu, kısa ve kalın yapılı. İLE Enine göre boyu kısa ve tıknaz. )
- TIK[TEK TIK] ile TIK TIK [ÇİFT TIK]
- TİLAKA ile ...
( Hint kadınlarının alınlarına taktığı süs. )
- TİLÂVET ile/ve/||/<>/> KIRAAT ile/ve/||/<>/> TERTİL ile/ve/||/<>/> MAKAM
( [Kur'ân-ı Kerîm'i, ...] Dil ile okumak. İLE/VE/||/<>/> Akıl ile okumak. İLE/VE/||/<>/> Gönül ile okumak. İLE/VE/||/<>/> ... )
- TİLKİ ile BENGAL/HİNT TİLKİSİ
(
)
( ... cum VULPES BENGALENSIS )
( ... vs. BENGAL/INDIAN FOX )
- TİLKİ ile BOZTİLKİ, ÇÖL TİLKİSİ, KIRTİLKİ, KUMTİLKİSİ
- TİLKİ ile ÇAKAL
( Gebelik süreleri, 50-54 gündür. İLE ... )
( Tilki, hileyi simgeler. İLE ... )
( KELÎLE ile DİMNE )
( KELÎLE ve DİMNE (BEYDEBÂ) adlı kitabı okumanızı salık veririz. )
( ANUBIS: Çakal Tanrı. )
( ... İLE Avının üzerine atılmağa hazır kişi. | Dehşet günlerinde vurgunculuk yapan kişi. | Gösterişli cenaze törenleri düzenleyen kişi. )
( SA'LEB, KELBİYYE-İ SA'LEBİYYE, VA' ile İBNÜ'L ÂVİ, KELBİYYE-İ ŞEGALİYYE )
( RÛBÂH/RÛBEH ile ŞEGAL[ga uzun okunur] )
( FOX vs. JACKAL )
( RENARD avec CHACAL/CHAKAL[< Türkçe] )
( FUCHS mit SCHAKAL )
( VULPES cum CANIS AUREUS )
( ZORRO con CHACAL )
( VOLPE con SCIACALLO, SCIACAL, JACAL[< Türkçe] )
- TİLKİ ile ÇÖL (FENNEC) TİLKİSİ
( ... İLE Genellikle 1 kg. civarında ağırlığa ve 24-42 santimetre uzunluğa, 20 santimetre kadar yüksekliğe sahiptir. [Kuyruklarının ucu siyahtır ve toplamda 18-31 santimetre uzunluğundadır.] )
( ... İLE 10-15 santimetreye ulaşabilecek kadar büyük ve sivri kulakları vardır. [Temel işlevi vücut sıcaklığını sabit tutmaktır.] )
( Tüm tilkiler, 35-39 arası kromozoma sahiptir. İLE Sadece 32 kromozom bulunur. )
( ... İLE Öteki tilkilerin aksine, misk bezleri bulunmaz. )
( Çoğu, tekil yaşar. İLE Öbekler durumunda yaşarlar. )
( ... İLE Koruma altında, 14 yıl kadar yaşayabilirler ve en başta gelen avcısı şahin baykuşudur. Avcılarından ve sıcaktan korunmak için çöl içinde inler kazarlar ve bazılarının inleri 120 m² alana yayılabilir. )
( ... ile
)
( VULPES cum VULPES ZERDA )
( FOX vs. FENNEC FOX )
- TİLKİ ile GÜMÜŞ TİLKİ
- TİLKİ ile İNARİ TİLKİSİ
- TİLKİ ile KIZILTİLKİ
( ... İLE Yeryüzündeki en yaygın ve sayıca kalabalık vahşi etobur türüdür. )
( ... İLE Dünyanın her yerinde ve koşulunda yaşayabilmektelerdir. [Özellikle şehir tilkileri, çok çeşitli hayvan ve sebze/meyveyle beslenebilirler.] )
( ... İLE Fare avlamada kedilerden daha başarılılardır. [Ürken fare yukarı doğru zıplar fakat tilkiler 90 cm. yukarı kadar zıplayabilir ve "fare dalışı" denilen biçimde tepelerine inerler.] )
(
ile
)
- TİLKİ ile KORSAK/KARSAK
( ... İLE Köpekgillerden, soluk kahverengi, karnı beyaz tüylü, kısa kulaklı bir tür memeli. )
( VULPES cum VULPES CORSAC )
- TİLKİ ile KUTUP TİLKİSİ
- TİLKİ ile MELANİSTİK TİLKİ
(
)
itibarı ile 46.048 başlık/FaRk ile birlikte,
46.048 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(165/186)
(1996'dan beri)