Bağlaçlı
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 46.117 başlık/FaRk ile birlikte,
46.117 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(101/186)
- KOÇ ile KOÇKAR/KÖSEMEN
( ... İLE İri koç. | Kılavuzluk eden koç. )
- KOÇ ile/ve/<> KOYUN/MARYA[Yun.]
( Eril. İLE/VE/<> Dişil. )
( ... İLE/VE/<> Dişil koyun. | Dişil hayvan. | Bir tür küçük balık. )
( KUÇİ[Tuna Bulgarları'na ait kitâbelerde] ile/ve/<> ... )
( ... İLE/VE/<> Gebelik süreleri 147-154 gündür. )
( KEBŞ[çoğ. KİBÂŞ] ile/ve/<> GANEM, NA'CE[çoğ. NİÂC], ŞÂT )
( HÛC ile/ve/<> ... )
- KOÇ ile SAKIZ KOÇU
( ... İLE Osmanlı döneminde Sakız Adası'ndan getirtilen koç. )
( ... İLE Sultan Abdülaziz, bunların meraklılarındandı. )
- KOCA KARI İLÂCI ile/değil KOCA KARİA İLÂCI
- KOCA MUSTAFA PAŞA CAMİSİ ile KOCA MUSTAFA PAŞA CAMİSİ
( Fatih - Kocamustafapaşa'dadır. İLE Ayvansaray - Çember Sokağı'ndadır. )
( 1510'da, Sadrazam Koca Mustafa Paşa emriyle Bizans kilisesinden camiye dönüştürülmüştür. [Sümbül Efendi Camisi adıyla bilinir.] İLE XVI. yüzyılda, Koca Mustafa Paşa emriyle Bizans kilisesinden[458] camiye dönüştürülmüştür. [Câbir Camisi adıyla da bilinir.] )
- KOCA ile KOCA
( Bir kadının evlenmiş olduğu erkek, eş, zevç. İLE Büyük, geniş. | Kocaman, iri. | Yaşlı, ihtiyar, pir. | Yüksek. | Büyük, ulu. )
- KOCABAŞ ile KOCABAŞI
( İspinozgillerden, 18 santimetre uzunluğunda, sırtı kahverengi, karnı pembe bir tür kuş, flurcun. [Lat. COCCOTHRAUSTES COCCOTHRAUSTES]. | Sığır, manda vb. hayvanların genel adı, büyükbaş. | Doğu Anadolu'da, yol ve tarla kenarlarında yetişen, 30-150 santimetre yüksekliğinde, iki yıllık otsu bir bitki. [Lat. ONOPRORDON ACANTHIUM] | Pancar, şeker pancarı. İLE Köy ihtiyâr heyetinin başı, muhtar. )
- KOCABAŞ/FLURCUN ile YELVE/FLURYA
( İspinozgillerden, 18 cm. uzunluğunda, sırtı kahverengi, karnı pembe bir kuş türü. | Pancar, şeker pancarı. İLE İspinozgillerden, tüyleri yeşilimsi, ağaçlık ve fundalıklarda yaşayan, güzel ötüşli bir kuş. )
( COCCOTHRAUSTES COCCOTHRAUSTES cum CHOLORIS CHOLORIS )
- KOCAKARI SOĞUKLARI
(EYYÂM-I HUSUM, BERD-İ ACÛZ):
SIN[Ar.] ile/ve/||/<>/> SİNNABER[Ar.] ile/ve/||/<>/> VABIR[Ar.] ile/ve/||/<>/> AMİR[Ar.] ile/ve/||/<>/> MUTEMİR[Ar.] ile/ve/||/<>/> MUALLEL[Ar.] ile/ve/||/<>/> MATFİYÜLCEMER[Ar.]
( "Acüz", omurgamızdaki "kuyruk sokumu" dediğimiz son kemiğin adıdır. Yani soğuğun kuyruk sokumuna kadar duyumsanmasından dolayı böyle bir benzetme olmuş. Bu sözcük, Arapça'da kocakarı anlamına gelen "acüze" sözcüğü ile karıştırılınca, bir de üstüne bu soğuklarda çok fazla yaşlı kadının yaşamını yitirmesi söz konusu olunca, deyim, halkın ağzında "kocakarı soğukları" olarak kalmış. )
( Mart ayının ortalarında[11-17 Mart arasında] buz gibi bir soğuk getiren hava durumu. )
- KOÇAN ile MISIR KOÇANI/FUÇA
- KOÇBAŞI ile KOÇBOYNUZU
( XV. yüzyılın sonuna kadar kullanılan, kuşatılan bir kentin ya da kalenin sur ve kapılarını yıkmaya yarayan, ön tarafı koçun başına benzeyen ağır direk. | Bir ya da birkaç kişi tarafından taşınan, kol gücüyle vurularak genellikle kapıları kırmakta kullanılan demir araç. | Halı, kilim vb.nde bulunan çapaya benzer bir motif türü. İLE Üzerine ip iliştirmeye yarayan, iki kulaklı ahşap ya da metal çengel. | Eli belinde. )
- KÖÇEK ile/değil KOÇAK
( Kadın kılığına girip çengi gibi oynayan erkeklere verilen ad. | Ağırbaşlı davranışları olmayan kişi. | Deve yavrusu, köşek. İLE Yürekli, yiğit. | Eliaçık, cömert. )
- KÖÇEK ile KÖŞEK
( Kadın kılığına girip çengi gibi oynayan erkeklere verilen ad. | Ağırbaşlı davranışları olmayan kişi. İLE Bir yaşına kadar olan deve yavrusu. )
- KÖÇ/GÖÇ ile KÖÇ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Yerleşimi bir yerden bir yere taşımak. | Ordunun sefere çıkması. İLE Saat ya da belirli bir süre. )
- KOCH POSTÜLATLARI ile/||/<> MİKROP KURAMSİ HİPOTEZİ
( Koch postülatları mikroorganizma-hastalık ilişkisini kanıtlamak için dört adım İLE mikrop kuramı genel bir hipotezdir. Koch postülatları: mikroorganizma her hastada bulunmalı, kültürde üretilmeli, hastalık oluşturmalı, tekrar izole edilmeli. Koch bu postülatlarla tüberküloz ve kolera bakterilerini tanımladı. )
( Robert Koch tarafından 1890 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1843-1910) (Ülke: Almanya) (Alan: Mikrobiyoloji) (Önemli katkıları: Bakteriyel hastalık teorisi, Koch postülatları, bakteriyel kültür teknikleri) )
- KOÇ/LUK[İng. < COACH] ile YÖNDER/LİK / MENTOR/LUK[Fr./İng.]
( COACH(ING) vs. MENTOR(ING) )
- KÖÇRÜM ile KÖÇÜK ile KÖÇÜT
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Ani ve şiddetli korku. | Dehşet. İLE İnsanın kalçası. | Koyunun yağlı kuyruğu. İLE At. )
- KOD ile/ve/değil EŞİK
- KOD ile SİMGE
- KODAMAN ile KERLİ FERLİ["KELLİ FELLİ" değil!]
( İleri gelen, para ya makam sahibi kişi. İLE Giyimi düzgün, olgun ve gösterişli kişi. )
- KODON ile/||/<> ANTİKODON
( Kodon mRNA üçlüsü İLE antikodon tRNA eşleşenidir )
( Formül: AUG İLE UAC )
- KÖDÜG ile KÖDÜGLÜG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( İş ve zahmet.[Tek başına kullanılmaz. Yalnızca bu ikileme de görülür.] İLE Emek harcamak, sıkıntı çekmek. )
- KOEVRİM ile/||/<> PARALEL EVRİM
( Koevrim karşılıklı, paralel bağımsız benzer evrimdir )
( Formül: Çiçek-böcek İLE bağımsız )
- KOFALMAK ile/ve/||/<>/> KOFALAK
( Gururlanmak, övünmek. | Şişmek, genişlemek. | Azalmak. İLE/VE/||/<>/> Gururlu, çalımlı. | İçi boş, kof[: kuruyarak ya da çürüyerek içi boşalmış olan]. )
- KOĞ ile/||/<> KOĞA
( Toz toprak, kül, pislik. İLE/||/<> Güvercin ve benzeri kuşların gübresi. )
- KÖGÜRÇGÜN ile KÖGÜZ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Güvercin. İLE Göğüs. )
- KOĞUŞ ile BAŞALTI
( ... İLE Gemilerde tayfa ve erlerin ön güverte altındaki koğuşları. )
- KOHERENT İLE İNKOHERENT İLE KISMEN KOHERENT ile/||/<> IŞIK KOHERENSI
( Işık dalgalarının faz ilişkileri. )
( Formül: γ = |⟨E₁E₂*⟩|/√(I₁I₂) )
- KÖHNE[Fars. < KOHNE] ile/ve/||/<> METRUK[Ar.]
( Eskiyip yıpranmış, bakımsız kalmış. | İçinde yaşanılan zamana göre geride kalmış, eskimiş, çağ dışı. İLE/VE/||/<> Bırakılmış, terk edilmiş. | Kullanılmayan. )
- KOJENERASYON ile/||/<> SADECE ELEKTRİK
( Kojenerasyon elektrik+ısı %85 İLE sadece elektrik %40 atık. )
( Formül: CHP İLE power only )
- KOJİKİ ile/ve/||/<>/> NİNŞOKİ
( Japon temel kaynakları. İLE/VE/||/<>/> Bu kaynakların açıklamaları/tefsirleri. )
- KÖK ALBİÇİMLİĞİ -ile
( ROOT ALLOMORPHY )
- KÖK BOYALI ile/ve DOĞAL BOYALI ile/ve KİMYASAL BOYALI
- KÖK GÖZE İLE GÖVDE GÖZE İLE EPİTEL GÖZE ile/||/<> GÖZE FARKLILAŞMASI
( Farklılaşmış göze tiplerinin özellikleri ve işlevleri. )
( Formül: Potency: Totipotent > Pluripotent > Multipotent )
- KÖK HÜCRE:
FARKLILAŞMA ÖZELLİKLERİNE GÖRE ile/ve/||/<> ELDE EDİLDİKLERİ YERE GÖRE
(
)
- KÖK HÜCRE KAYNAKLARINDA:
EMBRİYONİK ile/ve/||/<> FETAL ile/ve/||/<> ERİŞKİN
- KÖK HÜCRE ile/||/<> DİFERANSİYASYON
( Kök totipotent/pluripotent, diferansiyasyon özelleşme. )
( Formül: Potansiyel İLE terminal )
- KÖK KURDU ile/= DANABURNU
( Toprak içinde yaşayıp bitkilere, köklerini keserek zarar veren bir böcek. | Aslanağzı çiçeği. )
( GRYLLOTALPA VULGARIS )
- KÖK SÖKTÜRMEK ile KAN KUSTURMAK
- KÖK ile/ve/<>/> ÇİÇEK
( Güçlüdür. İLE/VE/<>/> Güçsüzdür. )
( Çiçeğin gücü ve güzelliği, o kadar "güçlü" olmamasındandır. )
- KÖK ile ÇİFT KÖKLÜ
( RHIZOME vs. RHIZOBIA )
- KÖK ile ÇOTUK
( ... İLE Dışarıda kalmış ağaç kökü. | Kesilen ağacın, topraktan yukarıda kalan bölümü. )
- KÖK ile/ve KAYNAK
( ROOT vs./and SOURCE )
- KÖK ile KÖK[Fars. < KÛK] ile TOHUM[Fars. < TUHM]["TOĞUM/TOUM" değil!]
( Bitkileri toprağa bağlayan, topraktaki besi maddelerini emmesine yarayan klorofilsiz bölüm. | Kök sap, kök. | Bazı şeylerde dip bölüm. | Sapıyla çıkarılan bitkilerde tane. | Dip, temel, esas. | Kaynak, köken. | Birini bir yere bağlayan manevi temel güçlerin bütünü. | Sözcüğün her türlü ek çıkarıldıktan sonra kalan anlamlı bölümü. | Olağan koşullarda çevresinden yalıtılamayan ancak çok çeşitli tepkimeyi nitelik değiştirmeden kalabilen atom kümesi. | Denklemde bilinmeyenin yerine konulduğunda uygun düşen gerçek ya da birleşik değer.
İLE
Sazı kurmaya yarayan burgu. | Sap.
İLE
Bitkilerde döllenme sonunda yumurtacıktan oluşan ve yeni bir bitki oluşmasını sağlayan tane. | Soy sop, döl, nesil, sülale. | Ortaya bir sonuç çıkaran, bir sonucun oluşmasına sebep olan şey. | Spermatozoit. )
( ROOT vs. ... vs. SEED )
( CEZİR ile ... ile BEZRA )
- KÖK ile KÖK ile KÖM ile KÖK ile KÖKŞİN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kök, köken, menşe. İLE Koyu kurşunî renk. [Gökyüzünün rengine benzeyen her renk böyle adlandırılır.] İLE Kurşunî rengi pekiştirmek için kullanılan bir ilgeç. İLE Kentin çevresi, dış bölgeleri.[Bölgenin yeşilliğine gönderme yapılmaktadır.] İLE Gök mavisi renginde olan herhangi bir şey. )
- KÖK ile KÖKEN
- KÖK ile/ve/||/<> KÖKSÜ ile/ve/||/<> KÖKSÜZ
( ... İLE/VE/||/<> Ciğer otlarında ve yosunlarda kökü andıran, bitkinin tutunmasına yarayan bölüm. İLE/VE/||/<> Kökü olmayan. | Temeli, dayanağı ya da aslı olmayan. )
- KOK ile/ve KUKA
- KÖK ile SAÇAKKÖK
( ... İLE Buğdayda olduğu gibi asıl kökün çevresindeki ek köklerin gelişmesiyle oluşan kök topluluğu. )
- KÖK ile SONRAKİ KULLANIMI
( ROOT vs. USING FURTHER )
- KÖK ile TÜREMİŞ
( ROOT vs. DERIVE )
- KÖK ile UC
- KÖK ile YUMRU KÖK
( ROOT vs. TUBER )
- KOKAK ile KOKAK/KOKAR AĞAÇ/AYLANDIZ
( Kötü, pis kokan. İLE Sedefotugillerden, Avrupa'ya, Çin'den getirilmiş, kısa zamanda yetişip boy attığından, bir gölge ağacı olarak dikilen, kötü kokan bir ağaç. )
( ... cum AILANTHUS GLANDULOSA )
- KOKAKO ile ...
( Yeni Zelanda'ya özgü bir kuş. )
- KOKARCA(AMERİKA/KIR SANSARI) ile ÇİZGİLİ/ŞERİTLİ KOKARCA ile DOMUZ BURUNLU KOKARCA ile KOKAN PORSUK
( 12 türünün çoğunluğu Amerika kıtasında yaşamaktadır. )
( Uzunlukları 12 – 51 cm. (+7 –41 cm. kuyruk) ve ağırlıkları 0,2 - 4,5 kg. olur. Renkleri siyah ya da kahverengi, üzerilerinde beyaz şeritleri ya da benekleri olur. Gövdeleri, zarif ve uzun, bacakları kısa ve kuyrukları çok püsküllü olur. Kazmak için kullandığı ön ayaklarının tırnakları çok uzun ve kıvrıktır. Çoğu türün burnu uzun, gözleri ve kulakları küçük olur. )
( En önemli özellikleri, çok iyi gelişmiş, kötü kokulu bir sıvı üreten anal bezeleridir. Bu kokulu sıvıyı, kendilerini korumak için alti metre bir mesafeye kadar sıçratabilirler. [Anlatılanlara göre bu iğrenç koku, sarımsak, kükürt ve yanık plastik karışımı gibi kokmaktadır.] )
( Hem Amerika'da, hem de Güneydoğu Asya'da yaşarlar. Amerika'daki yayılımları, Kanada'dan Patagonya'ya kadar uzanır. Güneydoğu Asya'da ise Sumatra, Borneo, Cava(Endonezya) adalarından, Filipinler'in güneyine ve Palavan'a kadar uzanır. Yaşam alanı olarak kır, yarı çöl ve çalılık alanlar gibi açık alanları yeğlerler. Fazla ağaçlı ormanları ve sulak alanları sevmezler. )
( Fazla yemek seçmeyen, her şey yiyicilerdir[omnivor]. Daha çok et ile beslenmeyi yeğlerler. Tavşan ve kemiriciler gibi küçük memelileri, kuş, kertenkele, yılan, kurbağa ve böcekleri avlarlar. Bitkisel beslenmeleri kök, meyve ve fındık türlerinden oluşur. )
( Dişi kokarca, 40 ila 65 gün arası süren bir gebelikten sonra genelde 4-5 [nadir olarak 16] yavru dünyaya getirir. Yavrular, ilk başta kör ve çıplaktır ama çok çabuk büyür. 35 gün sonra yürümeye başlarlar, iki ay sonra emzirilmeleri bırakılır ve yarım ya da bir yıl sonra yuvadan uzaklaşıp kendileri üreyebilecek bir olgunluğa ulaşır. Yaşamları, doğada 5-6 yıldır. )
( ZIRBÂN ile ... ile ... ile ... )
( POLECAT[< Fr. POULE CHAT: Tavuk kedisi.]/SKUNK vs. SKUNK vs. ... vs. ... )
( MUSTELA PUTORIUS | MEPHITIS cum MEPHITIS MEPHITIS cum CONEPATUS cum MYDAUS )
- KOKARCA ile SANSAR
( ... vs. MARTEN )
( ... cum MARTES )
- KÖKEN DİLLER ile/ve/<> UZLAŞIMSAL DİLLER ile/ve/<> DAVRANIŞSAL DİLLER ile/ve/<> İMGESEL DİLLER ile/ve/<> KURMACA DİLLER ile/ve/<> BİÇİMSEL DİLLER
- KÖKEN TANRI ile MİMAR TANRI ile YARATICI TANRI
- KÖKEN ile/ve/değil/||/<>/< KAYNAK
- KÖKEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/> OLUŞUM
- KÖKERTMEK ile/= KÖKLEMEK
( Köklemek. | Fide, sebze ya da asma çubuğunun ufaklarını köküyle çıkararak başka yere dikmek. )
- KOKLATMAK ile KORKUTMAK
- KÖKLEMEK ile KÖKLEMEK
( Ağaç ya da bitkiyi kökü ile birlikte topraktan çıkarmak, kökertmek. | Toprakta kalan bitki köklerini ayıklamak. | Bağ çubuklarını ya da fidanları köklendirip dikmek. | Minder, şilte vb.nin iki yüzünü yer yer dikişlerle tutturmak. | İnce saç örgülerinden birkaçını yeniden bir arada örmek. | Motorlu araçlarda gaz pedalına sonuna kadar basmak. İLE Sazı kurmak. )
- KÖKLENMEK ile KÖKLEŞMEK
( Bitkide kök oluşmak, bitki kök salmak, kök tutmak. | Köklü, temelli bir biçimde yerleşmek. İLE Güçlü bir biçimde yerleşmek, yer etmek, kök salmak. )
- KOK(MA)MAK ile/ve KORK(MA)MAK
- KOKOROZ ile KOKOROZLANMAK
( Mısır. | Sivri uçlu, uzun şey. | [argo] Çirkin. İLE Göz korkutmak, meydan okumak. )
- KOKOZLUK ile KOKOZLAMAK
( Parasız, züğürt olma durumu. İLE Parayı tüketmek, parasız kalmak. )
- KÖKSÜZ/LÜK ile/ve/||/<>/> BÖLÜNMÜŞ/LÜK
- KÖKTEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KALICI
- KÖKTEN ile KÖKTEŞ
( Yüzeyde kalmayıp derine inen, asıl konuyu da içine alan. İLE Aynı kökten gelen çeşitli yapı ve görevi olan sözcükler. )
- KÖKTENCİLİK ile/ve/||/<> REÇETECİLİK
- KOKU ALMA DUYUSU EN GELİŞKİN/LER -ile
( * KUTUP AYISI
ile ABCDEF
( * KÖPEK/LER )
- KOKU ALMA GÖZELERİ ile KOKU SİNİRİ
( OLFACTORY CELLS vs. OLFACTORY NERVE )
- KOKU ALMA ile KOKLAMAYA AİT
( OLFACTION vs. OLFACTORY )
- KOKU KULLANMAK ile/değil/yerine ÖNCE TEMİZ OLMAK/TUTMAK
- KOKU ile/ve/||/<> DOKU
- KOKU ile/ve HİS
( GANDHA ile/ve ... )
- KOKU ile/ve/||/<>/> KORKU
( SMELL/ODOR vs./and/||/<>/> FEAR )
- KOKU ile PİSLİK
( STINKY vs. DIRT )
- KOKU ile SASI
( ... İLE Küf ve çürük gibi kokan. | Kokuşmuş. )
- KOKU ile/ve/||/<> TAD/AROMA
( Burundan gelen. İLE/VE/||/<> Damaktan gelen. )
( Ortonazal. İLE/VE/||/<> Retronazal. )
- KOKUŞMAK ile/değil KOKLAŞMAK
- KÖKYUK/KÖKYUQ ile/ve/||/<> ÖNDER
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Köy önderlerine ve Türkmen büyüklerine verilen, saygı belirten bir unvan. İLE/VE/||/<> ... )
- KOL KEMİĞİ(HUMERUS) ile/ve/||/<> UYLUK KEMİĞİ(FEMUR)
(
Kol Kemiği ile Uyluk Kemiği arasındaki FaRkLaR
İnsan İskelet Düzeninin İki Önemli Uzun Kemiği
| Özellik | Humerus | Femur |
|---|---|---|
| TEMEL ÖZELLİKLER | ||
| Tanım | Üst bölümün en uzun kemiği | Gövdenin en uzun ve en güçlü kemiği |
| Konum | Üst bölüm (kol) | Alt bölüm (bacak) |
| Uzunluk | 30 - 35 cm | 40 - 50 cm |
| Ağırlık | Hafif | En ağır kemik |
| Kalınlık | İnce yapılı | Kalın ve masif |
| ANATOMİK YAPILAR | ||
| Proksimal Uç | Caput humeri (yarım küre biçiminde) | Caput femoris (2/3 küre biçiminde) |
| Boyun Yapısı | Anatomik ve cerrahi boyun | Belirgin boyun (kollum femoris) |
| Baş-Gövde Açısı | 130 - 150° | 125 - 130° |
| Özel Çıkıntılar | Büyük tüberkül, Küçük tüberkül, Deltoid tüberkül | Büyük trokanter, Küçük trokanter |
| Gövde Özellikleri | Spiral oluk (radial sinir için) | Linea aspera (kas yapışma yeri) |
| Distal Uç | Kapitulum, Troklea | Medial ve Lateral kondil |
| EKLEM İLİŞKİLERİ | ||
| Proksimal Eklem | Omuz eklemi (skapula ile) | Kalça eklemi (pelvis ile) |
| Distal Eklem | Dirsek eklemi (radius ve ulna ile) | Diz eklemi (tibia ve patella ile) |
| Hareket Genişliği | Omuzda çok yönlü, Dirsekte tek düzlem | Kalçada sınırlı çok yönlü, Dizde tek düzlem |
| İŞLEVSEL ÖZELLİKLER | ||
| Birincil İşlev | Hareket ve manipülasyon | Ağırlık taşıma ve yürüme |
| Yük Taşıma | Minimal | Tüm gövde ağırlığı |
| Kas Bağlantıları | Deltoid, Biceps, Triceps, Rotator cuff | Gluteuslar, Quadriceps, Hamstringler, Adduktörler |
| KLİNİK ÖNEM | ||
| Kırık Sıklığı | Orta | Yaşlılarda çok yüksek |
| Kırık Nedenleri | Düşme, direkt travma | Yüksek enerjili travma, osteoporoz |
| Sinir Hasarı Riski | Radial sinir hasarı | Siyatik sinir (nadir) |
| Kan Kaybı Riski | Düşük | 1 - 2 litre |
| İyileşme Süreci | Nispeten hızlı | Uzun (özellikle yaşlılarda) |
| Protez Cerrahisi | Daha az sıklıkta | Çok sık (kalça protezi) |
| BENZERLİKLER | ||
| Kemik Tipi | İkisi de uzun (tübüler) kemiktir | |
| Doku Yapısı | İkisi de kompakt ve spongioz kemik içerir | |
| Kemik İliği | İkisi de kırmızı kemik iliği içerir (kan gözesi üretimi) | |
| Gelişim | İkisi de endokondral ossifikasyon ile gelişir | |
| Anatomik Bölümler | İki kemik de baş, boyun, gövde ve kondiller içerir | |
Katkı (Femur)
- KOL ile/ve/değil/||/<>/< BACAK
( Denge. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Güç. )
- KOL/EL ile KOL ile KOL
( İnsan gövdesinde, omuz başından parmak uçlarına kadar uzanan bölüm. İLE Giyside gövdenin bu bölümünü saran parça. | Makinelerde tutup çevirmeye, çekmeye yarayan ağaç ya da metal parça. | Ağaçlarda gövdeden ayrılan kalın dal. | Bazı çalgıların elle tutulan sap bölümü. | Koltuk, divan vb.nin yan tarafında bulunan dayanmaya yarayan parça. | Bir halat oluşturan bükülmüş lif demetlerinden her biri. İLE Bir şeyin ayrıldığı bölümlerden her biri, dal, kısım, şube, branş. | İş takımı. | Kanat. | Dizi, düzen. )
- KÖL ile KÖL ile KÖL ile KÖLÜNG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Su birikintisi. İLE Gölcük. İLE Deniz. İLE Durgun bir suyun olduğu gölcük.[Kuşlar bu çevrede yuva yapar.] )
- KOL ile/ve/<> ÖNKOL
( ... İLE/VE/<> Kolun, dirsekle bilek arasındaki bölümü. )
- KOL ile/ve SAP
- KOL ile YEKE
( ... İLE Kayıkta, dümeni kullanmak için dümenin baş tarafına takılan kol. )
- KOLA ile KOLA ile KOLAGİLLER
( Gömlek, örtü vb. şeyleri kolalamakta kullanılan özel nişasta. | Kâğıt ya da bez yapıştırmakta kullanılan kaynatılmış nişasta bulamacı. | Kolalama. İLE Kolagillerden, Afrika'nın sıcak bölgelerinde yetişen ve kola cevizi adıyla anılan, çekirdekleri kahveden daha uyarıcı olan bazı içeceklerde ve hekimlikte kullanılan bir bitki. [Lat. COLA ACUMINATA] | Bu bitkinin yaprağından çıkarılan kokulu bir nesneyle kokulandırılan ve içine şeker, karbonat katılarak yapılan, yararsız ve zararlı "içecek". İLE Ayrı taç yapraklı iki çeneklilerden, büyük ve küçük kola ağaçları gibi birçok türü içine alan bir bitki ailesi. )
- KOLAJ ile/değil KAKOFONİ
- KOLAN ile KOLANCI
( Dokuma, kenevir vb. nesnelerden yapılan, yassı ve enlice bağ. | İplikten yapılmış, üzeri işli ince kuşak. İLE Yedekçi. )
- KOLAY KOLAY ile/değil HİÇ
- KOLAY (OLAN) ile/ve/değil/yerine ETKİLİ (OLAN)
- KOLAY OLDUĞUNDAN YAPMAMAK
ile/ve/değil/yerine/||/<>/<
(YETERİNCE)
(B)İLGİLENMEDİĞİNDEN/ANLAMADIĞINDAN YAPMAMAK/ERTELEMEK
- KOLAY OLMAYAN/ZOR "YAŞAM" İÇİN ile/değil/yerine/>< KOLAY YAŞAM İÇİN
( "Kolay/kısa seçimler/sonuçlar". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kolay/kısa olmayan seçimler/süreçler. )
- KOLAY ULAŞIM ile YAKINLIK
- KOLAY "YOL/YÖNTEM" ile/ve/değil/yerine/||/></< KOLAY OLMAYAN YOL/YÖNTEM
( [Yaşamı ...]
Zorlaş[tır]ır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/>< Kolaylaş[tır]ır. )
- KOLAY ile/>< DEĞER
( Kolay, değerin düşmanıdır. )
( vs./and/||/<> VALUE )
- KOLAY ile/ve EKONOMİK
( EASY vs./and ECONOMICAL/LY )
- KOLAY ile/ve/değil EN KOLAY
( Doğa, kolayı değil en kolayı tercih eder. )
( [not] EASY vs./and/but THE EASIEST
Nature prefers the easiest, not the easy one! )
- KOLAY ile KOLAY DEĞİL
( EASY vs. NOT EASY )
- KOLAY ile/ve/||/<> KOLAYCA ile/ve/||/<> KOLAYCACIK ile/ve/||/<> KOLAYLAMAK
( Sıkıntı çekmeden, yorulmadan yapılabilen, emeksiz, zahmetsiz, güç(II) ve zor karşıtı. | Kolaylık. | Kolayca, sıkıntısız bir biçimde, basitçe. İLE Oldukça kolay. | Kolaylıkla, sıkıntı çekmeden. İLE Çok kolay. | Çok kolay bir biçimde: İLE Bir işi bitirmek üzere olmak, bir işin sonuna yaklaşmak. )
- KOLAY ile/ve SIRADAN
( EASY vs./and ORDINARY )
- KOLAY ile/ve UYGULAMA/PRATİK
( ÂSÂN ile/ve ... )
( EASY vs./and PRACTICAL )
- KOLAY ile/>< ZOR
( [hiçbir şey ...] Göründüğü kadar kolay değildir. İLE/VE/>< Zannedildiği kadar zor değildir. )
( EASY vs./>< DIFFICULT )
- KOLAYCILIK ile/ve/||/<> KAÇIŞ
- KOLAYCILIK ile/ve/değil/<> TESLİMİYET
- KOLAYCILIK ile/değil/yerine/>< YARDIM GEREKSİNİM EŞİĞİ
- ANNE/LİK/TE:
KOLAYLAŞTIRICI/LIK ile/değil/yerine/>< DÜZENLEYİCİ/LİK
( [Yaklaşım] Esnek ve destekleyici. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Katı ve kurallara dayalı.
[Amaç] Çocuğun özgüvenini ve bağımsızlığını artırmak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çocuğun disiplinli ve sorumlu bir birey olmasını sağlamak.
[Destekleyici Rol] Çocuğun ilgi ve yeteneklerini keşfetmesine yardımcı olmak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çocuğa net sınırlar ve beklentiler koymak.
[Özgüven] Çocuğun kendine güvenini artırmak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çocuğa sorumluluklar vererek güvenli bir çerçeve sağlamak.
[Bağımsızlık] Çocuğun kendi kararlarını almasına olanak tanımak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çocuğun belirli kurallara ve sorumluluklara uymasını sağlamak.
[Disiplin ve Kurallar] Daha az vurgu. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Belirli bir düzen ve disiplin içinde yetiştirme.
[Net Beklentiler] Esneklik gösterme. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çocuklardan ne beklendiğini açıkça belirtme.
[Sorumluluk] Çocuğun sorun çözme becerilerini geliştirmek. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çocuğa belirli görevler ve sorumluluklar verme. )
( [Annelik] Bir gelişim aşaması. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Bir rol.
[Annelik] Kendini gerçekleştirme. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yaşama geçici bir ara vermek.
[Annelik] İdealize edilmiş. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Küçük görülen.
[Öznel deneyim] Uyarıcı. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Tüketici.
[Rol dağılımı] Anneliğin sıradüzeni. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Eş ile eşitlik.
[Kimlik] Anne. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Birey.
[Anne bakımı] İçgüdüsel. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Edinilen.[Doğru yöntemleri uygulamak]
[Yönetim] Sezgisel doğaçlama. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Alışılagelmişleri önemsemek.
[Hedef] Kendiliğindenlik. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Öngörülebilirlik.
[Bebeğin imgesi] Savunmasız, iyi huylu. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Güçlü, doyumsuz.
[Oryantasyon] En iyisini bebek bilir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< En iyisini yetişkin bilir.
[Anne-bebek] Karşılıklı memnuniyet. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Gereksinim bakışımsızlığı.
[Annenin işlevi] Vezgeçilmez. Tam zamanlı. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Başka biri tarafından da gerçekleştirilebilir. )
( Çocuğun bireysel gelişimini desteklemeyi, bağımsızlık kazanmasını desteklemeyi ve onların özgüvenini artırmayı amaçlar.
[Bu yaklaşımda anneler, çocuklarının kendi kararlarını almalasına, sorun çözme becerilerini geliştirmesine ve kendi yeteneklerini keşfetmesine yardımcı olur.]
[Destekleyici Rol] Anneler, çocuklarının ilgisini ve yeteneklerini keşfetmesi için onları destekler.
[Özgüven] Çocukların kendine güvenini artırmak için teşvik edici bir ortam sağlar.
[Bağımsızlık] Çocukların kendi kararlarını almasına ve sorunları çözmesine olanak tanır.
İLE/DEĞİL/YERİNE/><
Çocukların belirli kurallara ve disiplin çerçevesine uygun biçimde yetiştirilmesini hedefler. Bu yaklaşımda anneler, çocuklarına net sınırlar ve beklentiler koyar ve bu kurallara uyulmasını sağlar.
[Disiplin ve Kurallar] Çocukların belirli bir düzen ve disiplin içinde yetişmesini sağlar.
[Net Beklentiler] Anneler, çocuklardan ne beklendiğini açıkça belirtir ve bu beklentilere uyulmasını denetler.
[Sorumluluk] Çocukların sorumluluk sahibi bireyler olarak yetişmesi için belirli görevler ve sorumluluklar verir. )
( [Yaklaşımlar] Daha esnek ve destekleyici bir yaklaşımla çocuğun bireysel gelişimini ön planda tutar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Daha katı ve kurallara dayalı bir yaklaşımla çocuğun toplumsal düzene ve disipline uygun biçimde yetişmesini hedefler.
[Amaçlar] Çocuğun özgüvenini ve bağımsızlığını artırmayı amaçlar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çocuğun disiplinli ve sorumlu bir birey olmasını sağlamayı hedefler.
[Yöntemler] Çocukların kendi kararlarını alması teşvik edilir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çocukların belirli kurallara ve sorumluluklara uymaları sağlanır.
[Çocuk Üzerindeki Etki] Çocukların yaratıcılıklarını ve sorun çözme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olabilir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çocukların daha disiplinli ve düzenli bireyler olarak yetişmesini sağlar. )
( MOTHER:
[not] FACILITATOR vs./but/>< REGULATOR
REGULATOR instead of FACILITATOR )
- KOLAYLAŞTIRICI ARABULUCU ile/ve/<> DEĞERLENDİRİCİ ARABULUCU
- KOLAYLAŞTIRICI/LIK ile/ve/||/<>/> VARSILLAŞTIRICI/LIK
- KOLAYLAŞTIRMA ile/ve/değil KAÇMA
( [not] TO FACILITATE vs./and/but TO ESCAPE )
- KOLAYLAŞTIRMA ile PAZARLAMA
( TO FACILITATE vs. MARKETING )
- KOLAYLAŞTIRMAK ile/ve/<> ZORLAŞTIRMAMAK
- KOLAY/LIK ile YALIN/LIK / BASİT/LİK
( EASY/NESS vs. SIMPLE/NESS )
- KOLAY/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DOĞRUDAN/LIK
- KOLAY/LIK ile/ve/<> YAKIN/LIK
- KOLAYLIKLA BAŞARABİLMEK ile/değil ÜSTESİNDEN GELMEK
- KOLAY(LIKLA) SÖYLEMEK ile/ve/değil/<> İNAN(M)IYOR OLMAK
- KOLÇAK ile KOLLUK ile KOLLUK
( Yalnız başparmağı ayrı, öteki dört parmağı bir örülmüş eldiven. Ceket ya da gömlek kollarının kirlenmesine engel olmak için bilekten dirseğe kadar geçirilen eğreti/çakma kolluk. | Kadınların dirseklerine kadar taktıkları basmadan yapılan süs eşyası. | Kola geçirilen işaretli bağ, pazubent. | Zırhın kola geçirilen parçası. | Koltuk ya da sandalyenin kol konacak parçası. | Çark kolu. İLE Gömlek kollarının ucundaki iliklenen bölüm, manşet. | İş yaparken giysiyi korumak için bilekten dirseğe kadar kola geçirilen, genellikle koyu renkli kumaştan dikilmiş parça. | Kollara takılan ve dikkati çekmesi istenen görevlilerin kimliklerini gösteren şerit. İLE Güvenliği sağlamakla görevli polis ya da jandarma. )
- GÜÇ/DAYANIKLILIK/DENGE:
KOL/DA ile/ve/değil/||/<>/< BACAK/TA
( Yüzmede[özellikle suyun üstünde durmada], tutunma ve tırmanmada kolun gücüne değil bacakların gücüne ve olanaklarına yönelmek/odaklanmanın önceliği ve farkındalığı... )
- KÖLE OLMAK ile "ROBOTLAŞMAK"
( Geçmişin tehlikesiydi. İLE Geleceğin tehlikesi. )
- KÖLE ile/değil CERAHOR
- KÖLE ile/>< EFENDİ
( Köleler, efendilerine olan sadakati, efendilerini köleleştirmek için yapar. )
- KÖLE ile/değil/yerine GÖNÜLLÜ "KÖLE"
- KÖLE ile/değil/yerine GULÂM[Ar. çoğ. GILMÂN]
- KÖLE ile/değil/<>/< İŞÇİ
( [not] SLAVE vs./but/<>/< WORKER )
- KÖLE ile KAMBER[Ar. < KANBER]
( ... İLE Sadık köle. )
- KÖLE ile MEVÂLİ
( ... İLE Âzâdlı köle. )
- KÖLE ile SERF[Lat.]
( ... İLE Derebeylik toplum düzeninde, toprakla birlikte alınıp satılan köle. )
- [ne yazık ki]
KÖLELİK ile/ve/||/<>/> BORÇ KÖLELİĞİ
- KÖLE/LİK ile/ve ŞAŞKIN/LIK
- [ne yazık ki]
!KÖLEMEN ile !KARAVAŞ
( Kölelerden kurulan bir asker sınıfı. | Birinin sahip olduğu köle ya da karavaş. İLE Savaşta tutsak edilen ya da satın alınan kadın köle. )
- KOLESİSTEKTOMİ ile/||/<> KOLELİTİAZİS
( Safra kesesinin cerrahi olarak çıkarılması işlemi. İLE/||/<> Safra kesesinde taş oluşumu. )
- KOLESİSTİT ile/||/<> PANKREATİT
( Safra kesesinin yangılanması. İLE/||/<> Pankreasın yangılanması. )
- KOLESTAZ ile/||/<> HEPATOMEGALİ
( Kolestaz, safra akışının durması ya da azalması. İLE/||/<> Hepatomegali, karaciğerin normalden büyük olması. )
- KOLESTAZ ile/||/<> KOLESTROL
( Safra akışının durması ya da azalması. İLE/||/<> Kanda yüksek seviyede kolesterol bulunması. )
- KOLESTEROL[Fr. < CHOLESTEROL]/KOLESTERİN[Fr. < CHOLESTERINE] ile/değil KOLESTEROLÜN ARTMASI
- KOLESTEROL ile TRİGLİSERİT
( Göze zarının yapısında bulunan lipid. İLE Enerji depolayan yağ molekülü. )
- KOLESTEROL'DE:
İDEAL ile KABUL EDİLEBİLİR ile SINIRDA YÜKSEK ile YÜKSEK
( 180 altı. İLE 180 - 199 İLE 200 - 219 İLE 220 üstü. )
- KOLİGATİF ile/||/<> KONSTİTÜTİF
( Koligatif sayıya bağlı ΔTf İLE konstitütif yapıya bağlı. )
( Formül: Van"t Hoff faktörü )
- KÖLİK ile KÖLİGE ile KÖLİKLİG/KÖŞİKLİG ile KÖŞİGE ile KÖLÜK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Gölge. İLE Koyu gölge. İLE Gölgelik yer. İLE Zayıf gölge. İLE Ödünç alınan. )
- KOLİN ile/ve/||/<> KARNİTİN
( Yumurta tüketimi ile alınır. İLE/VE/||/<> Et, süt ve süt ürünleri, enerji içecekleri ile alınır. )
(
)
- KOLİT[Fr. < COLITE] ile/ve/||/<> ANTERİT[Fr. < ANTERITE]
( Kalın bağırsak yangısı/iltihabı. İLE/VE/||/<> İnce bağırsak yangısı/iltihabı. )
- KOLLARI:
SIYIRMAK ile/değil KIVIRMAK
- KOLLİGATİF ÖZELLİK ile/||/<> KİMYASAL ÖZELLİK
( Kolligatif sayıya, kimyasal yapıya bağlıdır )
( Formül: Kaynama noktası yükselmesi )
- KOLLİGATİF ÖZELLİK ile/||/<> YOĞUN ÖZELLİK
( Kolligatif parçacık sayısına, yoğun madde miktarından bağımsız. )
( Formül: ΔTf İLE yoğunluk )
- KOLLOİD KİMYA ile/||/<> ÇÖZELTİ KİMYASI
( Kolloid sistemlerin kimyasını inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Çözeltilerin kimyasını inceleyen bilim dalı. )
- KOLLOİD KİMYA ile/||/<> EMÜLSİYON KİMYASI
( Kolloid sistemlerin kimyasını inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Emülsiyonların kimyasını inceleyen bilim dalı. )
- KOLLOİD KİMYA ile/||/<> SÜSPANSİYON KİMYASI
( Kolloid sistemlerin kimyasını inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Süspansiyonların kimyasını inceleyen bilim dalı. )
- KOLLOİD KİMYA ile/||/<> YÜZEY KİMYASI
( Kolloid sistemlerin kimyasını inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Yüzeylerdeki kimyasal süreçleri inceleyen bilim dalı. )
- KOLLOİD ile ÇÖZELTİ
( Bir nesnenin öteki nesne içinde dağılmasıyla oluşan ve ara evrede bulunan karışım. İLE Bir nesnenin öteki nesne içinde homojen olarak çözünmesiyle oluşan karışım. )
- KOLLOİD ile SÜSPANSİYON
( Çok küçük parçacıkların sıvıda dağılmış olduğu karışımlar. İLE Büyük parçacıkların sıvıda asılı kaldığı karışımlar. )
- KOLMOGOROV İLE COX İLE DE FİNETTİ ile/||/<> OLASILIK AKSİYOMLARI
( Olasılık kuramınin farklı temelleri. )
( Formül: P(Ω) = 1 İLE P(A∪B) = P(A) + P(B) if A∩B = ∅ )
- KOLOFAN[Fr. < COLOPHANE] ile KOLOFAN
( Hidratlı doğal kalsiyum sülfat. İLE Çam sakızının damıtılmasıyla oluşan, saydam, sarı renkli reçine. [Anadolu'da bir Lidya kentinin adından] )
- KOLOİDAL ile/||/<> GERÇEK ÇÖZELTİ
( Koloidal çözeltilerde parçacıklar 1-1000 nm arası, gerçek çözeltilerde moleküler boyutta )
( Graham tarafından 1861 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1805-1869) (Ülke: İskoçya) (Alan: Kimya) (Önemli katkıları: Graham yasası, kolloid kimyası) )
- KOLOİT[Fr. < COLLOIDE] ile/ve/||/<> KOLOİDAL[Fr. < COLLOIDAL]
( Jelatin niteliğinde olan ve suda dağılmışı zarlardan geçmemekle billursulardan ayırt edilen nesnelerin genel adı, billursu karşıtı. İLE/VE/||/<> Zamk, jelatin yapısında olan, koloit nitelikleri taşıyan. )
- KOLOKYUM ile KOLOKYUM
( Konuşu. İLE Doçentlik sözlü sınavı. )
- KOLON[Fr. < COLONNE] ile KOLON[Fr. < CÔLON]
( Dikme/sütun. | Katlardaki döşemeleri birbirine bağlayan düşey boru. İLE Kalın bağırsağın gödenden önceki bölümü. )
- KOLON[Fr. < COLONNE] ile/değil HOPARLÖR[Fr. < HAUT-PARLEUR < HAUT: Yüksek < Lat. ALTUS(> İt. ALTO) + PARLEUR: Konuşan.(Fr. PAROLE: Söz. > PAROLA: Gizli söz/cük. PALAVRA[< PALABRA])]
( Dikme/sütun. | Katlardaki döşemeleri birbirine bağlayan düşey boru. İLE/DEĞİL Elektrik dalgalarını ses dalgasına çeviren ve gerektiğinde sesi yükseltmeye yarayan aygıt. | Radyo, pikap, teyp vb. araçlarda sesi işitilebilecek duruma getiren aygıt. )
- KOLON KANSERİ ile/||/<> REKTUM KANSERİ
( Kalın bağırsağın kolon bölümünde olağandışı göze büyümesi ile ilişkili bir kanser türü. İLE/||/<> Kalın bağırsağın rektum bölümünde olağandışı göze büyümesi ile ilişkili bir kanser türü. )
- DİKME/KOLON ile/ve/<> KİRİŞ
( Dikey. İLE/VE/<> Yatay. )
- KOLONİ[Fr. < COLONIE] ile/ve/||/<> KOLONYAL[Fr. < COLONIAL]
( Sömürge. | Göçmen topluluğu ya DA bu topluluğun yerleştiği yer. | Bir ülkede bulunan küçük yabancı topluluğu. | Birlik durumda yaşayan aynı türden organizmaların oluşturduğu topluluk. İLE/VE/||/<> Sömürgeyle ilgili. | Sömürgede yaşayan. )
- KOLONİ ile SİMBİYOZ
( Bir arada yaşayan ve iş birliği yapan organizmalar topluluğu. İLE İki organizma arasında karşılıklı yarar sağlayan ilişki türü. )
- KOLONİZASYON ile/||/<> MANDA
( Bir ülkenin başka bir ülke üzerinde egemenlik kurarak o ülkenin maddi ve manevi kaynaklarını kendi yararına kullanacak biçime getirmesi. İLE Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra bazı az gelişmiş ülkeleri, kendini yönetecek bir düzeye eriştirip bağımsızlığa kavuşturuncaya dek Milletler Cemiyet adına yönetmek için bazı büyük devletlere verilen vekillik. )
- KOLŞİSİN TEDAVİSİ (BEHÇET) ile/||/<> KORTİKOSTEROİD TEDAVİSİ (BEHÇET)
( Kolşisin hafif-orta Behçet için İLE kortikosteroid şiddetli tutulum için kullanılır. Kolşisin nötrofil aktivitesini azaltır İLE kortikosteroid genel inflamasyonu baskılar. Kolşisin yan etkileri az İLE kortikosteroid uzun dönem komplikasyonlar yapar. )
( Hulusi Behçet tarafından 1937 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1889-1948) (Ülke: Türkiye) (Alan: Dermatoloji, İmmünoloji) (Önemli katkıları: Behçet hastalığını 1937 yılında tanımladı. Üçlü semptom kompleksini (ağız yaraları, genital yaralar, göz iltihabı) bir hastalık olarak ortaya koydu. İsmini taşıyan ilk Türk doktor.) )
- KOLTUK ile BERJER[Fr.]
( ... İLE Arkası kabarık, oturulacak yeri geniş koltuk. )
- KOLTUK ile KOLTUK
- KOLTUK ile MARKİZ[Fr. < Cerm.]
( ... İLE Marki'nin eşi. | İki kişilik, alçak, oldukça geniş koltuk. | Bir kapı ya da pencere önünü yağmurdan korumak için yapılan saçak. )
- KOLTUK ile/değil SANDALYE
- KOLUGO ile ...
( Asya'ya özgü memeli bir hayvan. )
- KOLYOZ[Yun.] ile KOLORİDYE[Yun.]
( Uskumrugillerden, uzunluğu 30-35 cm. olan, Akdeniz ve Karadeniz'de yaşayan bir tür balık. İLE Kolyoz balığının küçüğü. )
( SCOMBER COLIAS cum ... )
- KOM ile ...
( Yayla evi. )
- KOMA ile/<>/> "BİTKİSEL" "YAŞAM"/DURUM ile/<>/> KİLİT DURUM
( COMA vs./||/<>/> VEGETATIVE STATE )
- KOMA[Fr. < COMA] ile KOMA[Yun.]
( Bazı sayrılıklar, yaralanmalar, zehirlenmeler sırasında görülen anlama, duyma ve devimin tamamen ya da az çok kaybolmasıyla beliren bilinç kaybı durumu, bilinç yitimi. İLE Eşit olmayan iki ses arasında kulakla seçilebilecek en küçük aralık. )
- KOMANDİT[Fr. < COMMANDITE] ile KOMANDİTE[Fr. < COMMANDITE] ile KOMANDİTER[Fr. < COMMANDITAIRE]
( Yalnızca konulan sermaye kadar sorumluluğu olan ortaklık biçimi. İLE Komandit şirkette sınırsız sorumlu olan ortak. İLE Komandit şirkette ancak kendi koyduğu para kadar sorumlu olan ortak. )
- KOMBİ (HERMETİK) ile/değil/yerine YOĞUŞMALI KOMBİ
( Küçük alanlarda. İLE/DEĞİL/YERİNE Büyük alanlarda. )
( ... İLE/DEĞİL/YERİNE Daha verimlidir. )
( ... İLE/DEĞİL/YERİNE Daha çevrecidir. )
- KOMBİNA[Fr. < COMBINAT] ile KOMBİNE[Fr. < COMBINE]
( Birkaç sanayi kuruluşunun tek yönetimde birleşmesi: İLE Toplu. | Bir spor dalında değişik türdeki yarışmaların sonuçlarına göre birleştirilmiş derecelendirme, toplam puana göre değerlendirme. )
- KOMBİNASYON ile KONJONKTÜR
- KOMBİNE ile/ve/||/<> ENTEGRE
- KOMBİNEZON[Fr. COMBINAISON]/KOMBİNASYON[İng. COMBINATION] ile/değil/yerine/= DÜZENLEME | BİRLEŞTİRME
( Kadınların giydikleri kısa ve kolsuz iç çamaşırı. İLE/DEĞİL/YERİNE/= Bir işi başarıya ulaştırmak için alınan önlemler, düzenleme. | Birleştirme. )
- KÖMÇÜ/KÖMÜÇ ile KÖMEÇ ile KÖMİÇE
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Gömü, define. İLE Küllerin içine gömülerek pişirilen yassı ekmek. İLE Sivrisinek. )
- KOMEDİ ile KOMİK
( Sanatçının yaptığı. İLE Abartanın, dozu kaçıranın yaptığı. )
- KOMEDYEN ile ŞAKACI
( ... cum BALATR )
- KOMENSALİZM ile MUTUALİZM
( Komensalizm, bir canlının yarar sağladığı, ötekinin etkilenmediği ilişki türü. İLE Mutualizm, iki canlının karşılıklı yarar sağladığı ilişki türü. )
- KOMENSALİZM ile/||/<> MUTUALİZM
( Komensalizm tek yarar İLE mutualizm karşılıklı yarardır )
( Formül: +/0 İLE +/+ )
- KOMENSALİZM ile/||/<> PARAZİTİZM
( Komensalizmde bir tür yarar diğeri etkilenmezken İLE parazitizmde bir tür yarar diğeri zarar görür )
( Formül: Simbiyotik ilişki )
- KOMİ[Fr. < COMMIS] ile/ve/||/<>/> GARSON[Fr. < GARÇON]
( Otel, pansiyon vb. yerlerde çalışan hizmetli. | Lokantalarda garson yardımcısı. İLE/VE/||/<>/> Lokanta, pastane vb. yerlerde müşterilere hizmet eden çalışan. )
- KOMİK ile GÜLÜNÇ
- KOMİK ile/ve/değil "İNANILMAZ"
- KOMİK ile/ve/değil/||/<>/> SAÇMA
- KOMİK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<> VAHİM
- KOMİK ile/ve/değil/||/<>/> YAZIK
- KOMİK ile/ve/değil/<> ZAVALLI
- KOMİSYON ile !RÜŞVET
( COMMISION vs. BRIBE )
- KOMİTA[Lat./Sırpça] ile KOMİTE[Fr. < ]
( Siyasi bir amaca ulaşmak için silah kullanan gizli topluluk. İLE Alt kurul. )
- KOMMENSALİZM ile/||/<> AMENSALİZM
( Kommensalizm +/0 tek fayda zarar yok İLE amensalizm 0/- tek zarar. )
( Formül: Neutral benefit İLE neutral harm )
- KOMODİN[Fr. < COMMODINE]/KOMOT ile KOMODOR[Fr. < COMMODORE]
( Karyolanın yanı başına konulan üstü masa biçimindeki küçük dolap. İLE Amiral yetkisiyle görevli deniz subayı. | Bir kuruluşa bağlı yolcu gemilerinin en eski kaptanı. )
- KOMPAKT UZAY ile/||/<> HAUSDORFF UZAYI
( Kompakt her açık örtüden sonlu alt örtü, Hausdorff farklı noktalar ayrılabilir )
( Formül: Heine-Borel teoremi İLE T₂ ayırma aksiyomu )
- KOMPAKT ile/||/<> BAĞLI
( Kompakt her açık örtüden sonlu alt örtü İLE bağlı iki açık ayrık yok. )
( Formül: Cover İLE separation )
- KOMPAKT ile/||/<> NON-KOMPAKT
( Kompakt kümeler kapalı ve sınırlı İLE non-kompakt kümeler bu özelliklerden birini taşımaz )
( Heine tarafından 1872 yılında keşfedildi/formüle edildi. (Ülke: Bilinmiyor) (Alan: matematik) )
- KOMPARTIMAN ile FAKÜLTE
- KOMPER ile KUMBARAOS
( Yeni doğan çocuğun adını koyan kişi/adam. [Katoliklerde] İLE Vaftizde çocuğun adını koyan kişi/adam. )
- KOMPETİTİF İNHİBİSYON ile/||/<> NON-KOMPETİTİF
( Kompetitif aktif bölge yarışma, non-kompetitif başka bölge. )
( Formül: Km artar İLE Vmax azalır )
- KOMPLE ile KOMPLO
- KOMPLEKS ile KARMAŞA/KARMAŞIK
- KOMPLEKS ile/ve MÜCADELE
- KOMPLEKS ile RAFİNE
- KOMPLEKS ile/||/<> SAYI
( Kompleks sayıların sistematik kullanımı )
( Rafael Bombelli tarafından 1572 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1526-1572) (Ülke: İtalya) (Alan: Matematik) (Önemli katkıları: Karmaşık sayılar) )
- KOMPLO TEORİSİ ile/değil/yerine TEORİ/KURAM
( [düşük/yüksek olasılıklı] Akıl hastalığı içinde. İLE/DEĞİL/YERİNE Akıl[felsefe/bilim/sanat] ile. )
- KOMPOZİTÖR ile YARATICI
- KOMŞU ile/ve/değil AKRABA
( Çoğu zaman ve durumda komşu akrabadan daha yakındır! )
( Komşu komşunun küll'üne[herşeyine] muhtaçtır. )
( Hayır dile komşuna, hayır gelsin başına. )
( CÂR[çoğ. CÎRÂN] ile/ve EKARİB[< AKREB (< KARÎB: Yakın.) (< KURB: Yakınlık. [KURBİYET: Arapça dilbilgisi yönünden yanlış olmakla birlikte kullanılmaktadır.])] )
( NEIGHBOUR vs./and RELATIVE )
- KOMŞU ile/ve ÖTEKİ
( NEIGHBOUR vs./and OTHER )
- KOMÜNİZM ile LENİNİZM
- KÖMÜR ile/ve CEMRE
( ... İLE/VE Ateş halinde kömür. | Kor halinde ateş. )
( KÖMÜR (ORHAN KURAL) kitabından yararlanabilirsiniz. )
( FAHM ile/ve ... )
- KÖMÜR ile/ve/||/<>/> ELMAS
( FaRkLaR'ı, bulundukları derinlikleri itibariyle maruz kaldıkları basınçtadır. )
- KÖMÜR ile KOK[İng. < COKE] ile SÖMİKOK[Fr.]
( Karbonlu nesnelerin kapalı ve havasız yerlerde için için yanmasından ya da çok uzun süre derin toprak katmanları altında kalıp birtakım kimyasal değişmelere uğramasından oluşan, siyah renkli, bitkisel kaynaklı, içinde yüksek oranda karbon bulunan katı yakıt. İLE Maden kömürünün damıtılmasıyla elde edilen, birleşiminde kömürden çok daha az oranda uçucu nesne bulunan katı yakıt, kok kömürü. İLE Taşkömürünü çok yüksek olmayan sıcaklıkta [500-600 °C'de] damıtarak elde edilen kömür. )
- KÖMÜR ile MARSIK
( ... İLE Üretilirken gerektiği kadar yakılmadığından, tüterek ve koku vererek yanan, niteliksiz odun kömürü. | Zayıf ve teni koyu renkte olan. )
- KÖMÜR ile/değil ÖKSÜ
( ... İLE/DEĞİL Yarı yanmış odun. )
- KÖMÜR ile/ve/<> ŞİSTLEŞMEK
( ... İLE/VE/<> Kömüre karışmış moloz oranının çok olması yüzünden bir tabaka tümüyle işletilemez olmak )
- KÖMÜR ile/ve/değil/< TÜRBİYE
( ... İLE/VE/DEĞİL/< Kömür oluşumunun başlangıcı. )
( ... İLE/VE/DEĞİL/< Su oranı yüksek ve ısı değeri çok düşüktür. )
( ... İLE/VE/DEĞİL/< İrlanda arazilerinin %17'si türbiyelerle kaplıdır. )
( ... İLE/VE/DEĞİL/< İrlanda halkı, zamanında, türbiyelerden, buzdolabı olarak bile yararlanmış. )
- KÖMÜRCÜ SAKASI ile KASIM SAKASI (KENESEKLİ SAKA)
( Her yerde görülebilen sakalara verilen ad. İLE Kasım ayında Karadeniz'den İstanbul'a göç etmiş olan sakalar. )
( GOLDFINCH vs. ... )
( CARDUELIS CARDUELIS cum ... )
- KOMUT ile/değil/yerine SORGU
- KOMUTAN/KUMANDAN[Fr. < COMMANDANT] ile MALKOÇ
( ... İLE Osmanlı'da, Akıncılar Ocağı'nın komutanı. )
- KOMUTAN ile MİR[Fars.]
( ... İLE Baş, kumandan, amir. | Bey. )
- KON ile ...
( İlâhi Ruh. )
- KÖN ile KÖNÇÜK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( İnsan ve at derisi. İLE Yaka. )
- KONAK ile/ve KÂŞÂNE
- KONAK ile KONAK ile Konak
( Büyük ve gösterişli ev. | Vali, kaymakam gibi yüksek dereceli devlet görevlilerinin resmî konutu. | Konakçı. | Araçla bir günde alınan yol. | Yolculukta geceyi geçirmek için inilen, konaklanılan yer. İLE Kundak çocuklarının başlarında görülen kepek tabakası. | Gözde oluşan ince tabaka. İLE İzmir iline bağlı ilçelerden biri. )
- KONAK ile ŞATO[Fr. CHATEAU]
( ... İLE Avrupa'da, "soylu" kişilerin oturduğu, çevresi hendek, sur ve kulelerle çevrili konak. | Geniş toprağı olan, büyük konut. )
- KONAKLAMA YAPILARI ile/ve/||/<> SAVUNMA YAPILARI ile/ve/||/<> KONAKLAMA VE SAVUNMA YAPILARI
- KONAKLAMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BARINMA
- KONALGA[Moğolca] ile/||/<> KONAK
( Göçebe ve yolcuların yolculuk ya da göç sırasında konakladıkları sulu ve otlu yer, konak yeri. İLE/||/<> Yolculukta geceyi geçirmek için inilen, konaklanılan yer. )
- KONAR GÖÇER/LİK ile/ve/||/<> YÜZER GEZER/LİK
- KONAR ile/değil KONUR
- KONÇERTO ile KONÇERTO GROSSO
( Tek. İLE Çoklu. )
( İlk Konçerto: Trompet ile yapılmıştır. [GASPARO TORELLI] )
- KONDANSASYON POLİMERİZASYONU ile KATILMA POLİMERİZASYONU
( Küçük moleküllerin ayrılmasıyla monomerlerin birleşmesi. İLE Monomerlerin doğrudan birleşmesi. )
- KONDO İLE RKKY İLE DOUBLE EXCHANGE ile/||/<> MANYETİK ETKİLEŞİMLER
( Malzemelerdeki manyetik mekanizmalar. )
( Formül: TK ~ exp(-1/Jρ) )
- KONDRİKTHYES ile/||/<> OSTEİKTHYES
( Kondrikthyes kıkırdak balık İLE osteikthyes kemik balık. )
( Formül: Cartilage İLE bone fish )
- KONDUKTOMETRİK SENSÖR ile/||/<> POTANSİOMETRİK SENSÖR
( Konduktometrik sensör elektrik iletkenlik değişimini ölçerken İLE potansiometrik sensör potansiyel farkı ölçer )
( Formül: σ = 1/R )
- KONDÜKTÖR ile/||/<> İZOLATÖR
( Kondüktörler elektriği iletirken, izolatörler elektriği iletmez )
( Faraday tarafından 1833 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1791-1867) (Ülke: İngiltere) (Alan: Fizik, Kimya) (Önemli katkıları: Elektromanyetik indüksiyon, elektroliz) )
- KONDURAMAMAK ile/ve/||/<> YAKIŞTIRAMAMAK
- KONFERANS[Fr.] ile SEMİNER[Fr.]
( CONFERENCE vs. SEMINAR )
- KONFİGÜRASYON ile KONFORMASYON
( Atomların belirli bir düzenle dizilişi. İLE Molekül içi dönme sonucu oluşan düzen. )
- KONFOR ALANI ile/değil/ne yazık ki "KAYGI/KORKU" ALANI
- KONFOR "ZİNCİRİNİ":
"KORUMAK/SÜRDÜRMEK" ile KIRMAK
- KONFOR ile/ve/değil/||/<>/< ASGARİ ARAÇ
itibarı ile 46.117 başlık/FaRk ile birlikte,
46.117 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(101/186)
(1996'dan beri)