Değil (... değil ...) bağlaçlı FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(75/79)
- VERONİKA[İt.] değil/yerine/= YAVŞANOTU
- VERSİYON[Fr., İng. VERSION] değil/yerine/= SÜRÜM/UYARLAMA
- VERTEKS/VERTEX[İng.] değil/yerine/= TEPE | KAFA TEPESİ
- VERTİGO[İng.] değil/yerine/= BAŞ DÖNMESİ
- VESAİT[Ar.] değil/yerine/= ARAÇ
- VESAİT değil/yerine/= TAŞITLA
- VESAİT değil/yerine/= TAŞITLIK
- VESÂYET[Ar.] değil/yerine/= GÖZETME
- VESİLE OLMAK değil/yerine/= ARACI OLMAK
- VESİLE[Ar.] değil/yerine/= NEDENCE
- VESTIBÜL/VESTIBULE[İng.] değil/yerine/= GİRİŞ BOŞLUĞU | İÇ KULAK
- VESTIBÜLER/VESTIBULER[İng.] değil/yerine/= İÇ KULAKLA İLGILİ)
- VETO (ETMEK) değil/yerine/= OLMAZ/LAMAK
- VETO HAKKI değil/yerine/= OLMAZ ÜLEVİ
- VETO ile/değil/yerine/= İPTAL
( Bir yetkinin/yasanın/kararın yürürlüğe girmesine karşı çıkma hakkı. )
- VEZİKÜL/VESICLE[İng.] değil/yerine/= KESECİK | SULU KABARCIK
- VİBRASYON/VİBRATION[İng.] değil/yerine/= TİTREŞİM
- VİBRATÖR değil/yerine/= TİTREŞTİRİCİ
- VİCÂHÎ HÜKÜM[Ar.] değil/yerine/= YÜZE KARŞI YARGI
- VİCÂHÎ değil/yerine/= YÜZ YÜZE
- VİCDAN AZÂBI değil/yerine/= BULUNÇ/DUYUNÇ ACISI
- VİCDAN[Ar. < VCD]["VİJDAN" değil!] değil/yerine/= BULUNÇ/DUYUNÇ
- VİCDAN ile/ve/değil EŞİK
- VİCDÂNEN değil/yerine/= BULUNÇÇA
- VİCDÂN-I MUNSİFÂNE değil/yerine/= DUYUŞLU BULUNÇ
- VİCDÂNÎ[Ar.] değil/yerine/= BULUNCUL
- VİCDAN/LI ile/değil/ne yazık ki/>< KORKU/KORKAK
- VİCDANSIZ/LIK değil/yerine/>< YÜREKLİ/LİK
- VİDA:
ALYAN ile/değil TORK
( Tüm dünyada. İLE/DEĞİL İngiliz ve Fransız ürünlerinde. )
- VİDA[İt. VİTE] ile/ve/değil/||/<> BİJON
( Döndürülerek bir yere sokulan burmalı çivi. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Motorlu taşıtlarda jantın şafta sabitlenmesi için kullanılan bir tür cıvata. )
- VİDEO değil/yerine/= GÖREZ
- VİGLA[İt.] değil/yerine/= NÖBET YERİ
( Savaş ve ticaret gemilerinin direklerine ve dalyanlarda, dikine gömülmüş gönderler üzerine, gözcülerin nöbet tutmaları için yapılmış yer. )
- VİJİLANS/VİGILANCE[İng.] değil/yerine/= UYANIKLIK | SÜREÇ İZLEM
- VİKTORYA ÇAĞLAYANLARI değil/< GÜRLEYEN DUMANLAR ÇAĞLAYANI
( Dünyanın en geniş şelâlesi.[1700 m.][Debisi, en yağışlı dönemde 500 milyon litre][Ort. 100 m.'den dökülmektedir] )
( 1855 yılında, Dr. Livingstone, Mokololo kabilesine, hasta olarak bir hafta zorunlu konuk olduktan sonra 13 gün süren bir yolculuk sonunda kşefetmiş ve dönemin İngiltere kraliçesinin adını vermiştir.[Kraliçe Viktorya, kendi adını taşıyan bu şelâleyi hiçbir zaman görememiştir.] )
( Zimbabwe ve Zambiya doğal sınırını da oluşturmaktadır. Zimbabwe tarafında yer alan bıçak ağzı noktası[knife edge point] olarak anılan kayalıkların üstünden dökülür. )
( ... değil/< MOSİ OA TUNYA )
- VİLADİ[Ar.] değil/yerine/= DOĞUŞTAN
- VİLÂYET değil/yerine/= İL
- VİLÜS/VILLUS, VILLI[İng.] değil/yerine/= PARMAKSI ÇIKINTI
- VİP değil/yerine/= ÇÖK (ÇOK ÖNEMLİ KONUKLAR)
- VİRA[İt.] değil/yerine/= DURMADAN/ARALIKSIZ
- VİRAJ[Fr. < VIRAGE] değil/yerine/= DÖNEMEÇ
- VİRAN[Fars.] değil/yerine/= YIKIK
- VİRÂNE[Fars.] değil/yerine/= YIKINTI/ÖREN
( Yıkık, harap yer. | Yıkılmış ya da yanmış olan yapılardan geriye kalan. )
- VİRGÜL ile/ve/değil/||/<> BAŞLIK
- VİRGÜL değil/yerine/= ÇEKİK
- VİRMAN[İng. < VIREMENT] değil/yerine/= AKTARIM
- VİRTOPSİ/VIRTOPSY[İng.] değil/yerine/= KAPALI ÖLÜ TANILAMA
- VIRTUAL DOM/VIRTUAL DOCUMENT OBJECT MODEL[İng.] değil/yerine/= SANAL BELGE NESNESİ MODELİ
- VİRTUAL REALITY TERAPİSİ/VIRTUAL REALITY THERAPY[İng.] değil/yerine/= SANAL GERÇEKLİK SAĞALTIMI
- VIRTUAL REALITY[İng.] değil/yerine/= SANAL GERÇEKLİK
- VIRTUAL[İng.] değil/yerine/= SANAL
- VIRTUALIZATION[İng.] değil/yerine/= SANALLAŞTIRMA
- VİRÜLAN/VIRULENT[İng.] değil/yerine/= SAYRILANDIRAN
- VİRÜLANS/VIRULENCE[İng.] değil/yerine/= SAYRILANDIRMA YETISİ
- VİRÜS:
YAPISI SAĞLAM ile/değil/>< YAPISI BOZULMUŞ
- VİSER/VISCUS (VİSCERA)[İng.] değil/yerine/= İÇ ÖRGEN
- VİSERAL/VISCERAL[İng.] değil/yerine/= İÇE AIT | İÇ ÖRGENE AIT
- VİSKÖZ/VISCOUS[İng.] değil/yerine/= AKIŞMAZ
- VİSKOZİTE/VISCOSITY[İng.] değil/yerine/= AKIŞMAZLIK
- VİŞNE SUYU ile/değil PİSAP SUYU
( ... İLE/DEĞİL Vişne suyunun tadına benzeyen, kurumuş ottan elde edilen, Moritanya'ya özgü bir tad. )
- VITAL KAPASİTE/VITAL CAPACITY[İng.] değil/yerine/= YAŞAMSAL SIĞA
- VITALİTE/VITALITY[İng.] değil/yerine/= YAŞAMA GÜCÜ
- VİTALİZM değil/yerine/= DİRİMSELCİLİK
- VİTAMİN[Lat.] değil/yerine/= DİRİLEK
- VİTES değil/yerine/= HIZLIK
- VİTRAY[Fr.] değil/yerine/= REVZEN[Fars.]
( Birbirine bağlı kurşun bölmelere yerleştirilmiş, renkli cam parçalarından oluşan, saydam pencere süslemesi ya da resim. )
- VITREOUS HUMOR[İng.] değil/yerine/= GÖZ İÇİ SIVISI
- VİTRİN[Fr.] değil/yerine/= CAMLI DOLAP
- VİTRÖZ/VITREOUS[İng.] değil/yerine/= CAMSI
- VİYABIL/VIABLE[İng.] değil/yerine/= CANLI
- VİYABILITE/VIABILITY[İng.] değil/yerine/= YAŞAYABİLİRLİK, CANLILIK
- VİYADÜK[Fr. < VIADUC] değil/yerine/= AŞIT
- VİYAL/VIAL[İng.] değil/yerine/= SIVI İLAÇ ŞİŞESİ
- VİZÜEL AGNOZİ/VISUAL AGNOSIA[İng.] değil/yerine/= GÖRSEL TANIMAZLIK
- VİZÜEL ALGI/VISUAL PERCEPTION[İng.] değil/yerine/= GÖRSEL ALGI
- VİZÜEL/VISUAL[İng.] değil/yerine/= GÖRSEL
- VİZÜEL değil/yerine/= GÖRSEL
- VİZÜELİZASYON/VISUALIZATION[İng.] değil/yerine/= GÖRSELLEŞTİRME
- VİZYON[İng. VISION] değil/yerine/= GÖRÜŞ, GENİŞ ÖNGÖRÜ, GÖSTERİM
- VİZYON/VISION[İng.] değil/yerine/= UZAKGÖRÜ, UZGÖRÜ | GÖRME | GÖSTERİM
- VİZYONA GİRMEK değil/yerine/= GÖSTERİME GİRMEK
- VİZYON/EL / VİSİONAL değil/yerine/= GÖRÜM/SEL
- VİZYON/ER değil/yerine/= İLERİ GÖRÜŞ(LÜ)/UZAK GÖRÜ(LÜ)
- VK/VİTAL KAPASİTE/VITAL CAPACITY[İng.] değil/yerine/= YAŞAMSAL SIĞA
- VLOG/VIDEO BLOG[İng.] değil/yerine/= VİDEO KAYDI İLE WEB BLOG UYGULAMASI
- VOG/VİDEO OKÜLOGRAFİ/VIDEO OCULOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= VİDEO GÖZ ÇİZGELEMESİ
- VOKAL KORT/VOCAL CORD[İng.] değil/yerine/= SES TELİ
- VOKALİST/HANENDE[Fars.] değil/yerine YORUMCU
- VOLATIL/VOLATILE[İng.] değil/yerine/= UÇUCU
- VOLKAN ile/değil ERİŞİLEBİLİR VOLKAN
( ... İLE/DEĞİL Dünyanın erişilebilir en etkin volkanı, Vanuatu'nun, Tanna Adası'ndaki, Yasu'dur. )
- VOLKAN[Fr.] değil/yerine/= YANARDAĞ
- VOLONTER/VOLUNTARY[İng.] değil/yerine/= GÖNÜLLÜ
- VOLTAJ[Fr.] değil/yerine/= GERİLİM
- VOLÜM/HACİM/VOLUME[İng.] değil/yerine/= OYLUM
- VOLÜM değil/yerine/= OYLUM, | SES YÜKSEKLİĞİ
- VOLÜMETRİK/HACİMSEL/VOLUMETRIC[İng.] değil/yerine/= OYLUMSAL
- VÖRKŞOP[İng. < WORKSHOP] değil/yerine/= ÇALIŞTAY
- VOYVO[İsp.] değil/yerine/= SATAŞMA
( Alay ederek sataşmak için söylenir. )
- VR/VIRTUAL REALITY[İng.] değil/yerine/= SANAL GERÇEKLİK
- VRML/VIRTUAL REALITY MODELING LANGUAGE[İng.] değil/yerine/= SANAL GERÇEKLİK MODELLEME DİLİ
- vs. değil/yerine ><
- VUCA:
VOLATILITY | UNCERTAINTY | COMPLEXITY | AMBIGUITY ile/değil/yerine/>/>< VISION | UNDERSTANDING | CLARITY | AGILITY
( Değişkenlik, Oynaklık | Belirsizlik | Karmaşıklık | Anlaşılmazlık İLE/DEĞİL/YERİNE/>/>< İleri Görüş/Ülkü | Anlayış | Belirginlik | Kavrayış, Çeviklik )
(
)
- VÜCÛD ile/değil VÜCÛB
- VUCUT değil/yerine/= EĞİN
- VÜCUT ile/ve/değil/yerine GÖVDE(BEDEN)
( Vücut/vücud, "Varlık" demektir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Gövde, fiziği/örgenleri tanımlar. )
( Gövde olmadığında gövdeden ayrılmış değiliz -sadece Biz'iz. )
( Ne gövdeyiz, ne de gövde içindeyiz. )
( Küre ile gövde birdir. )
( Gövde üzerinde aşırı yoğunlaşma, kendi amacına ters düşer ve ters sonuç verir. )
( Gövdemiz [3 Boyutlu] [Google] [tarayıcınızın gelişmiş olması gerekmektedir] )
( Gövdemizde... )
( ... ile/ve/değil/yerine BER )
( SOMA: Hapis. )
( - En küçük göze: Sperm
- En büyük göze: Kadın yumurtası
- Gebelik dönemi: 280 gün [40 hafta]
- Ortalama yeni doğan bebek ağırlığı: 3 kg
- Kromozom Sayısı: 46 (23 çift)
- Normal gövde ısısı: 37 °C [98.4 f°]
- Yaşam döngüsü: 10 - 15 gün
- Yaşam döngüsünde kırmızı kan gözeleri: 120 gün
- Ortalama kan oylumu: 4 - 5 lt.
- Bir dakikada nabız oranı: 72 kez
- Kan viskosu: 4.5'e 5.5
- Evrensel bağışçı kan öbeği: 0
- Evrensel alıcı kan öbeği: AB
- En büyük akyuvar: Monocito
- Daha küçük beyaz kan gözesi: Lenfocito
- Alyuvar sayımının artması: Policitemia
- Gövdedeki kan bankası ve en büyük lenf örgeni: Dalak
- En büyük atardamar: Aort
- Normal tansiyon: 120/80 Mmhg
- Kan Ph: 7.4
- Normal kan kolesterol seviyesi: 100 mg/dl
- Kanın akıcı bölümü: Plazma
- Kalpte pompa sayısı: 2
- Ortalama ince bağırsak uzunluğu: 7 m
- Ortalama kalın bağırsak uzunluğu: 1.5 m
- Kemik sayısı: 206 [Yeni doğan: 306]
- Kaburga sayısı: 24 [12 çift]
- Omurga sayısı: 33
- Boyundaki omurga sayısı: 7
- Kafatasındaki kemik sayısı: 22
- Orta kulaktaki kemik sayısı: 6
- Yüzdeki kemik sayısı: 14
- Süt dişi sayısı: 20
- Göğüs kemik sayısı: 25
- Kollardaki kemik sayısı: 6
- Ayaklardaki kemik sayısı: 33
- Her bilekteki kemik sayısı: 8
- Eldeki kemik sayısı: 27
- En büyük ve güçlü kemik: Uyluk kemiği
- En küçük kemik: Orta kulak istilası
- En küçük kas: Orta kulak(Stapedius)
- Kas sayısı: 639
- Koldaki kas sayısı: 72
- En geniş örgen: Deri
- En büyük bez: Karaciğer
- En büyük endokrin bezi: Tiroidler
- Böbrek sayısı: 2
- İlk örgen nakli: Böbrek
)
( You are neither the body nor in the body.
Too much concentration on the body defeats its own purpose. )
( ESSE cum/et CORPUS HUMANUM )
- VÜCUT[Ar.] değil/yerine/= GÖVDE
- VUKÛ BULMAK/CEREYAN ETMEK değil/yerine/= OLMAK/GERÇEKLEŞMEK
- VURDUMDUYMAZ/LIK ile/değil/yerine NEŞELİ/LİK
- VURGU ile/ve/değil "GÖNDERME"
- VURMA ile/değil ÇARPMA
- VÜRUT[Ar.] değil/yerine/= GELİŞ/GELME
- VUSLAT ve/değil ÖZGÜNLÜK
- VYS/DATABASE MANAGEMENT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= VERİTABANI YÖNETİM DÜZENİ
- WAD/WEARABLE AID DEVICE[İng.] değil/yerine/= GİYİLEBİLİR YARDIM AYGITI
- WAN/WIDE AREA NETWORK[İng.] değil/yerine/= GENİŞ ALAN AĞI
- WAP/WIRELESS APPLICATION PROTOCOL[İng.] değil/yerine/= KABLOSUZ UYGULAMA PROTOKOLU
- WBAN/WIRELESS BODY AREA NETWORK[İng.] değil/yerine/= KABLOSUZ GÖVDE ALAN AĞI
- WBC/WHITE BLOOD CELL, LEUKOCYTE[İng.] değil/yerine/= AKYUVAR
- WCD/WEARABLE CLINICAL DEVICE[İng.] değil/yerine/= GİYİLEBİLİR TIBBİ AYGIT
- WEBINAR[İng.] değil/yerine/= ÇEVRİM İÇİ TOPLANTI, SANAL SUNUM
- WI-FI/WIRELESS FIDELITY[İng.] değil/yerine/= KABLOSUZ BAĞLANTI ALANI
- WIMAX/WORLDWIDE INTEROPERABILITY FOR MICROWAVE ACCESS[İng.] değil/yerine/= KABLOSUZ HIZLI INTERNET ERİŞİMİ
- WLAN/WİRELESS LOCAL AREA NETWORK[İng.] değil/yerine/= KABLOSUZ YEREL ALAN AĞI
- WLLR/WEIGHTED LOG LIKELIHOOD RATIO[İng.] değil/yerine/= AĞIRLIKLI LOGARITMİK OLASILIKLI ORAN
- WORKSHOP[İng.] değil/yerine/= ÇALIŞTAY
- WORLD HEALTH ORGANIZATION(WHO) değil/yerine/= DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ(DSÖ)
- WPAN/WIRELESS PERSONAL AREA NETWORK[İng.] değil/yerine/= KABLOSUZ KİŞİSEL ALAN AĞI
- WRD/WEARABLE REHABILITATION DEVICE[İng.] değil/yerine/= GİYİLEBİLİR SAĞALTIM AYGITI
- WSN/WIRELESS SENSOR NETWORK[İng.] değil/yerine/= KABLOSUZ ALGILAYICI AĞ
- WT/WEARABLE TECHNOLOGY[İng.] değil/yerine/= GİYİLEBİLİR TEKNOLOJİ
- X PARÇACIĞI değil HIGGS PARÇACIĞI/BOZONU
- X-RAY[İng.] değil/yerine/= RÖNTGEN AYGITI, DİREKT GRAFİ
- XD/EXPIRATION DATE[İng.] değil/yerine/= SON KULLANMA TARİHİ
- XSS/CROSS SITE SCRIPTING[İng.] değil/yerine/= SİTELER ARASI KOMUT DOSYASI ÇALIŞTIRMA
- ...YA AİT ile/ve/değil ...YA ÖZGÜ
- ..'YA:
BİNÂEN ile İSTİNÂDEN -ile/ve/değil/||/<>/<
- ...'YA (ÇOK) DÜŞKÜN" ile/ve/değil/yerine "...'YI (ÇOK) SEVEN"
- ...YA DAYANIKLI" değil DAYANAN
- ...YA "DEĞER"/"DEĞMEZ" ile/değil/yerine GEREKİR/GEREKMEZ
- ...'YA:
DÖNEN ile/değil DÖNÜK
- ...YA DÖNÜK ile/ve/değil ...YA YÖNELİK
- ...'YA GEREK YOK ile/değil/yerine ... YETERLİ
- [ya] KALMAK ile/değil/yerine/ya da İLERLEMEK
- ...'YA KARŞI ile/ve/değil ...'YA YÖNELİK
- ...'YA ...:
NAZARAN ile/ve/değil/||/<>/< KIYASLA
- ...'YA NAZARAN ile/ve/değil ...'YA NİSPETEN
- ...'YA NEDEN OLACAK ... değil ...'YI SAĞLAYACAK ...
- ...'YA:
"RAST GELME" ile/ve/değil/yerine "DENK GELME"
- ...'YA RÂZI OLMA ile/ve/değil/||/<>/< ...'YI SAVUNMA HAKKI
- YA RESULULLAH değil YA RESULALLAH
- ...'YA SIĞMAYACAK ile/değil ... İLE SINIRLANDIRIL(A)MAYACAK
- YA/YA DA ile/ve/değil/yerine/||/+/<>
( HEM, HEM DE ve/||/<> NE, NE DE )
( Ayrım. | İLE/VE/<> Birlik/bütünlük. )
( 0 1 ile/ve/<> [ 1 ile/ve/<> 0 ] )
( "Ne, ne de", "hem, hem de" ile birliktedir![ayrı değildir!] [sadece insana/gelişmiş zihinlere özgüdür!] )
( Doğada/fizikte/hayvanlarda, deneyde/laboratuvarda. İLE/VE/<> Sadece İNSAN'da. )
( Bir şey(ler)i bildirtir. İLE/VE/<> Kendini bildirtir. )
( EL: [Bağlamına/işlevine/yerine/gereksinime göre]
Hem kirli, hem de temiz...
Ne kirli, ne de temiz. )
( DEKOLTE:
Hem açık, hem de kapalı...
Ne açık, ne de kapalı. )
( BEYİN:
Hem ayrık, hem de bitişik...
Ne ayrık, ne de bitişik. )
- [ya] YALAN BEYAN ile/değil/yerine/ya da SUSMA HAKKI
( Sanık, yalan söylese bile sözlerinde çelişkiye düşer ve onlardan ipuçları elde edilebilir. İLE/DEĞİL/YERİNE/YA DA Sanığı, doğru söylemeye zorlamak, insanın varoluşuna, onuruna ve kişi haklarına aykırı olur. [Kişinin, kendini, ceza tehdidi altına sokması olanaklı değildir.] )
- [ya] YENİLECEĞİZ değil/yerine/ya da/>< YENİLENECEĞİZ
- ...YA YOL AÇAR ile/ve/değil ... SAĞLAR
- ...'YA YOL AÇIYOR/AÇAN ile/değil ...'YI SAĞLIYOR/SAĞLAYAN
- YABAN DOMUZU ile/değil/yerine/>< TURNA
( İlkel toplumlar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Gelişmiş toplum ve kültür. )
- YABAN MERSİNİ ile/değil ÇAKAL ÜZÜMÜ
- YABANCI DİLDE EĞİTİM ile/değil/yerine YABANCI DİL EĞİTİMİ
- YABANCI SÖZCÜKLER ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ALINTI SÖZCÜKLER
- YABANCI ile/ve/değil/yerine BAŞKALARI
( [not] FOREIGN vs./and/but OTHERS
OTHERS instead of FOREIGN )
- YABANCI ile/ve/değil/yerine/||/<> BİLİNMEYEN/TANINMAYAN
- YABANCI/LAŞTIRMA ile/ve/değil/||/<>/< TAŞRALI/LAŞTIRMA
- YABANCI ile/ve/değil/||/<>/< YENİ
( [not] STRANGE vs./and/but/||/<>/< NEW )
- Yabancı dil değil TÜRKÇE KONUŞ!!! -ile/değil
- YADA ile/değil YÂDA[< YÂD(Fars.) + A(Tr.)] ile/değil YA DA
( Doğal taş. İLE/DEĞİL Anma/ya. İLE/DEĞİL Bağlaç.[Seçeneği, çeşitliliği ya yeğlemeyi/tercihi belirten söz.] )
- YADIRGAMA ile/değil/yerine/<> BENİMSE(YE)MEME
- YADIRGAMAK ile/ve/değil/||/<>/< TANIMLAYAMAMAK
- YADIRGAMA(MA)K ile/ve/değil/||/<> YABANA ATMA(MA)K
- YADSIMA ile/ve/değil/yerine SORGULAMA
( [not] TO DENY | REJECT vs./and/but TO INTERROGATE
TO INTERROGATE instead of TO DENY | REJECT )
- YAĞ ile/ve/değil SELÜLİT
- YAĞLARI/NI YAKMAK değil YAĞLARI/NI ERİTMEK
- YAĞLIK ile/değil ÇEVRE
( Sırma işlemeli mendil. İLE/DEĞİL Büyük mendil. )
- YAĞMUR ile/değil ÇİLENTİ
( ... İLE/DEĞİL Hafif yağmur, serpinti. )
- YAĞMUR ile/değil ÇIVGIN/ŞIVGIN
( ... İLE/DEĞİL Rüzgâr ve karla karışık yağan yağmur. | Ağaç sürgünü, filiz. )
- YAĞMUR ile/ve/değil/<> HAMSİN
( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Kum yağdırır. )
- YAĞMUR ile/ve/değil/||/<>/< YAĞIŞ
- YAĞYI/YAĞSI değil YAĞI
- YAHNÎ[Fars.] değil/yerine/= KATIK
( Katık, zâhire. | Pişmiş şey. )
- YAHUDİ ile/değil/yerine/= MUSEVÎ
- YÂHUT değil/yerine/= YA DA
- KÖPRÜ:
YAKACAĞIN ile/ve/değil/yerine/>< GEÇECEĞİN
- YAKAMOZ[Yun.] ile/değil GÜMÜŞSERVİ
( ... İLE/DEĞİL Ayın, suya yansımasıyla oluşan parıltılı görünüm. )
- YAKAN TOP değil YAKANTOP
- YAKÎN:
KESİN/LİK ile/ve/değil YAKLAŞIK/LIK
- YAKIN OLMAK:
"ASRA" ile/değil ASLA
- YAKIN ile/ve/değil ARDIŞIK
( [not] NEAR vs./and/but CONSECUTIVE )
- YAKÎN ile/ve/değil CEZM
- YAKIN ile/ve/değil/<>/> UZAK DURULAN/TUTULAN "YAKIN"
- YAKINDIĞIMIZ" ile/ve/değil/yerine/ne yazık ki/||/<>/< (")YAKINIMIZ(")
- YAKINLIK[< KURBİYET / KURBAN] BAYRAMIMIZ:
HAYVAN KESEREK / CAN ALARAK değil/yerine
SEVDİKLERİMİZİ, BİRBİRİMİZİ ANLAMAK VE
YAKINLAŞMAK[< KURBİYET / KURBAN] İÇİN BİR ŞEYLER(İN)DEN VAZGEÇEREK/VEREREK...
- YAKINLIK:
SIKICI ile/ve/değil/||/<>/< BOĞUCU
( Kavuşmada[vuslatta], bıkma/sıkılma[gına] vardır. )
- YAKINLIK ile/ve/<>/değil ACIMA
- YAKINMA ile/değil/yerine "DİLE GETİRME"
- YAKINMA ile/ve/değil/||/<>/> DÜŞ KIRIKLIĞI
- YAKINMA/ŞİKÂYET" değil/yerine/>< CESARET
- YAKIŞAN/YAKIŞMAYAN" ile/ve/değil/||/<>/< UYGUN DÜŞEN/DÜŞMEYEN
- YAKIŞMAMA ile/ve/değil/||/<>/< ALIŞMAMA
- YAKLAŞIK/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< (YÜKSEK/DÜŞÜK) OLASILIK (İLE)
( [not] APPROXIMATE/LY vs./and/but/||/<>/< PROBABILITY
PROBABILITY instead of APPROXIMATE/LY )
- YAKLAŞIM ile/ve/değil/<> İRDELEME
- YAKLAŞMAK ile/ve/değil/<>/> YAKINLAŞMAK
( [not] TO GET CLOSE vs./and/but/<>/> TO GET CLOSER )
- YAKMAK ile KAVURMAK ile/değil/yerine/>< ISITMAK
- YAKMAK ile/ve/değil/||/<> DAĞLAMAK
- YAKOMOZ değil YAKAMOZ
- YALAKACI değil YALAKA
- YALAKA/LIK ile/değil/yerine/>< SAYGI/LI
- YALAN:
HATA değil İHANET
- YALAN KONUŞMAK değil YALAN SÖYLEMEK
- YALAN SÖYLEME! ile/değil/yerine DOĞRUYU SÖYLE!
( Suçlamak. İLE/DEĞİL/YERİNE Yol göstermek. )
- YALAN SÖYLEMEK ile/ve/değil DOĞRUYU SÖYLEYEMEMEK
( [not] TO LIE vs./and/but NOT TO SAY THE TRUTH )
- YALAN SÖYLEMEK ile/ve/değil/<> DUYMAK İSTENİLENİ (İSTENİLDİĞİ BİÇİMDE) SÖYLEMEK
- YALAN SÖYLEMEK ile/değil/yerine/>< GERÇEĞİ SÖYLEMEK
( Geleceğinizin önemli/belirleyici bir parçası olur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Geçmişinizdeki (herhangi) bir parçadır. )
( If you tell the truth, it becomes a part of your past. If you lie, it becomes a part of your future. )
( [not] TO LIE vs./but/>< TO SAY THE TRUTH
TO SAY THE TRUTH instead of TO LIE )
- YALAN SÖYLEMEK ile/ve/değil/<>/< GİZLEMEK
- [ne yazık ki]
YALAN SÖYLEYEN ile/değil/yerine/>< DOĞRU SÖYLEYEN
( İkna etmeye çalışır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sadece anlatır. )
( Yalan söyleyen/ler, doğru söyleyen(ler)e inanmaz. )
- YALAN SÖYLEYİP UTANMAK değil/yerine/>< DOĞRUYU SÖYLEYİP/DÜRÜST OLUP "KAYBETMEK"(/KAZANMAK)
- YALAN SÖYLÜYORSUN! ile/değil/yerine HATA EDİYORSUN
- YALAN SÖYLÜYORSUN! değil YALAN!
( Doğru/yanlış, tüm bireylere ve olguya/olaylara tâbidir. Dolayısıyla doğrudan ya da "dolaylı" olarak belirli/bir kişiyle sınırlanamaz/odaklanamaz! )
- YALAN ile/ve/değil/||/<>/> ALDATMA
- YALAN ile/değil (BAŞKASINI İLGİLENDİRMEYEN) AYRINTI/"BİLGİ"
- YALAN ile/değil BİR ŞEY SÖYLEMEMEK
- YALAN ile/değil/yerine/>< DOĞRU
( [ne yazık ki] Yalan, öyle işlemiş ki bireylerin diline, "doğruyu söylemek gerekirse" diye bir kalıp "var". )
( Ocağını batırır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Onurunu artırır. )
( Doğruları biliyorsak, yalanları dinlemek, eğlencelidir. )
- YALAN ile/ve/değil/yerine FELSEFE
( [not] LIE vs./and/but PHILOSOPHY
PHILOSOPHY instead of LIE )
- YALAN ile/değil/yerine/>< GERÇEK
( Yüksek sesle çıkar, gürültülüdür ve çok söz söyletir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sessizdir ve az söz söyletir. )
- YALAN ile/ve/değil/yerine/||/<> KISMEN "DOĞRU"
- YALAN ile/değil/yerine MASAL
( Portakalı soydum
Başucuma koydum
Ben bir yalan uydurdum. İLE/DEĞİL/YERİNE Ben bir masal uydurdum. )
- YALAN ile/ve/değil OYALAN
( "O yalan, bu yalan"... Var, biraz da sen oyalan! )
- YALAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÖZVERİ
( )
- YALAN ile/ve/değil/<> SANAL
- YALAN ile/değil ÜSTLENME
( [not] LIE vs./but TO TAKE ON )
- YALAN ile/ve/değil/||/<> YANLIŞ
( İzin verilmez. İLE/VE İzin verilebilir. )
( [argo] MAVAL[: Uydurma söz.] ile/ve ... )
( "Yalan söylemişim" ve "Yanlış anlattım" diyemeyiz.["Yalan söyledim" ve "Yanlış anlatmışım" diyebiliriz.]
"Zannedersem" de diyemeyiz.["Zannediyorum/zannederim" diyebiliriz.] )
( MEYN ile/ve GALAT
BECEL: Yalan, iftirâ. | Şaşma.
BEHÎTE: İftirâ, yalan söz. )
( LIE vs./and WRONG )
( MAVAL[: Uydurma söz.] ile/ve ... )
- YALANCI ile/ve/değil/||/<>/< YABANCI
- YALANCI ile/değil YANILICI
- YALANCI/LIK ile/değil/yerine/>< DOĞRULUK / DÜRÜST/LÜK[Fars.]
( Haksız da olsa hiç susmaz. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< İncitilirse, bir daha hiç konuşmaz. )
- YALANLAMAK ile/değil/yerine YANLIŞLAMAK
- [ne yazık ki]
YALANLARLA OYALANMAK ile/değil/yerine/>< GERÇEKLERLE "YARALANMAK"
- YALAN/YANLIŞ ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<> "ÇOK AKILLICA OLAN"/KANDIRMA
( Yapılmaması gereken [yapılmamalı!]. İLE/VE/DEĞİL/NE YAZIK Kİ/||/<> Yapılan, yapılmaya çalışılan. )
- YALI ile/değil SAHİLHANE
- YALIN/BASİT[Ar.] ile/ve/değil/||/<>/>< BİLEŞİK/MÜREKKEP[Ar.]
- YALMAÇ ile/değil/||/<>/< MAMA
( İnek, köpek vb. hayvanlara yedirmek için hazırlanan unla kepek karışımı sulu yiyecek, bulamaç. İLE/DEĞİL/||/<>/< Bebek için hazırlanan yiyeceklerin genel adı. )
- YALNIŞ değil YANLIŞ
- YALNIŞ değil YANLIŞ
( "Yanılma"dan akılda kalabilir. )
- YALNIZ, İNSAN, ... değil YALNIZCA İNSAN, ...
- YALNIZ OLMAK ile/değil YALNIZ KALMAK
- YALNIZCA ile/değil İLKSEL OLAN
- YALNIZLIK:
FARKINDA OLUNMAYAN ile/değil/yerine FARKINDA OLUNAN
( Hakkında, "konuşabildiğin". İLE/DEĞİL/YERİNE Susmaktan başka çarenin olmadığı. )
- YALNIZLIK ile/değil/yerine/||/<>/> ÜRETKEN YALNIZLIK
- YALPALAV -değil/yerine/=
- YALVARMAK ile/değil/yerine KİBARLIK(TAN)
( "Uygun bir yerde indirir misin!" diyen bir yolcuya, minibüs şöförünün yanıtı: "Ne yalvarıyorsun! 'İndir!' de, indirelim!" )
- YAMUK ile/değil/yerine/>< DÜZGÜN OLMAYAN
- YAMUK ile/değil YILIK
( ... İLE/DEĞİL Çarpık, eğri ağız. | Şaşı göz. )
- YAMYAM("İNSAN YİYEN İNSAN") ile/değil/yerine/>< İNSAN
( )
(1996'dan beri)