Bugün[10 Aralık 2025]
itibarı ile 46.491 başlık/FaRk ile birlikte,
46.491 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(85/187)


- ÎRÂS[Ar. < İRS] ile İR'ÂS[Ar.] ile İR'ÂS-/İRÂŞ[Ar.] ile İ'RÂZ[Ar.]

( Verme/verilme. | Neden olma, gerekme/icâb olma. | Getirme. İLE Çekerek sarsma. İLE Titretme. İLE Yüz çevirme, başka tarafa dönme. | Çekinme, sakınma. )


- İRBÂ'[Ar. < RİBÂ] ile İRBÂH[Ar. < RİBH]

( Artırma, çoğaltma, yarar verip çoğaltma, nemâlandırma. İLE Faizle para verme. | Yarar ve kazanç elde etme. )


- IRC ile/||/<> PES

( IRC reaksiyon koordinatı yol İLE PES potansiyel enerji yüzeyi. )

( Formül: 1D yol İLE çok boyutlu )


- İRCÂ[Ar.] ile İLCÂ[Ar.]

( Dönmek. İLE Zorlama, zorunda bırakma. )


- İRDELEME ile/ve/<> ÇÖZÜMLEME


- İRDELEME ile/ve İNCELEME


- İRDELEMEK ile/ve/> İŞLEMEK


- İREM[Ar.] ile İrem[Ar.]

( Ok ya da kurşun atılan nişan tahtası. | Çenk denilen müzik aleti ve bunu icâd edenin adı. İLE Âd kavmi zamanında, Şeddâd tarafından, cennete benzetilerek yapılan bir bahçe.[Şam'da ya da Yemen'de bulunmuş olduğu söylenilir] )


- İR/ER ile İR
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Delik açmak için kullanılan sivri uçlu bir araç. İLE Utanma bildiren bir ilgeç. )


- İRFÂD[Ar.] ile İRFÂD[Ar.]

( Yardım etme, bir şey verme. İLE Herhangi bir çocuk. )


- İRFÂN ile ARA/F

( BİLME, ANLAMA | İLÂHÎ BİR FEYİZ OLARAK KÂİNATIN SIRLARINI BİLME KUDRETİ | KÜLTÜR )


- İRFAN ile ENTELEKTÜEL SEZGİ

( WISDOM vs. INTELLECTUAL INTUITION )

( ... ile/ve LIXING ZHIJUE )


- İRFÂNİ ile/ve/||/<> NAZARÎ

(



Kaynak: Türk Felsefe-Bilim Tarihi'nin Seyir Defteri - Türk Felsefe-Bilim Tarihi'nin Seyir Defteriİhsan Fazlıoğlu(Prof.Dr.) )


- IRGAG ile DEMİR
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Kaynağındaki buzu depoya çekip götürmek için kullanılan çengelli demir. İLE ... )


- İRGEN -ile

( Erkekler topluluğu. )


- İRHÂ[Ar.] ile İRHÂ'[Ar.] ile İRÂ[Ar.]

( Kibarca, tatlılıkla hareket etme, yumuşak davranma. İLE Gevşetme/gevşetilme, sarkıtma, aşağı salıverme, koyuverme. )


- İRHÂB[Ar.] ile İRHÂB[Ar.]

( Bol olma, bollanma, genişleme. İLE Korkutma/korkutulma, kaçırma. )


- İRHÂS[Ar.] ile İRHÂS[Ar. < İRHÂSÂT]

( Fiyat indirme, ucuzlatma. İLE Bir peygamberin gönderilmesinden önce, gönderileceğine işaret olmak üzere çıkan olağanüstü haller. | Sağlam şey. | Hayırlı işlerle uğraşma, duvar yapma. )


- İRİ (OLMAK) ile/değil/yerine İYİ (OLMAK)


- İRİ YARI ile ÇAM YARMASI/BÖLMESİ

( ... İLE İri yarı, koca gövdeliler için söylenilen. )


- İRİ ile BALABAN

( ... İLE İri, büyük. | Nazik. | Şişman, gürbüz kişi, çocuk. | Atmaca, doğan vb. yırtıcı bir kuş. )


- IRIAN JAYA ADASI'NDA:
PAPUA YENİ GİNE ile/ve/<> ENDONEZYA

( Sınırları 820 km. fakat herhangi bir sınır kapıları yok.
[Endonezya bölümünün başkenti, Jaiya-Pura] )


- İRİAYAK -ile

( Avustralya'ya özgü bir kuş. )


- İRİN ile YANGI/İLTİHAP

( Tutankamon, dizinin iltihap kapması nedeniyle ölmüştür. [Kardeşi tarafından değil!] )

( CERAHAT, MİDDE, KAYH[çoğ. KUYÛH], KÎH ile ...
TAKAYYUH/TEKAYYUH: İrinlenme. | TEKAZZU': Çıbanın irinlenmesi. )

( ÇİRK, RÎM ile ... )


- IRK ADI ile MİLLET ADI

( RACE NAME vs. NATION NAME )


- İRK ile KOYUN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Dört yaşındaki koyun. İLE ... )


- IRK ile/değil/yerine ULUS/MİLLET

( [not] RACE vs./but NATION
NATION instead of RACE )

( ... ile/değil/yerine GUO/GUOJIA )


- İRKA'["ka" uzun okunur] ile İRKÂ'[Ar.]

( Gözyaşını ve kanı akıtmayıp durdurma. İLE İftira etme. | Geciktirme. )


- İRKAB["ka" uzun okunur] ile İRKÂB[Ar. < RÜKÛB]

( Öldükten sonra yasal mirasçılarından başka, birine de bir şey bırakma. İLE Bindirme/bindirilme. )


- IRKÇI ULUSÇULUK ile ETNİK ULUSÇULUK ile KÜLTÜREL ULUSÇULUK ile VATAN ULUSÇULUK


- [NE YAZIK Kİ]
IRKÇI/LIK ile/ve/||/<> AYRIMCI/LIK


- [ne yazık ki]
!IRKÇILIK ile/ve/<> !EŞEYSELCİLİK


- [ne yazık ki]
!"IRKÇI/LIK" ile MİLLİYETÇİ/LİK


- IRKÇI/LIK" ile/ve/değil/<> OYMAKÇI/LIK / KABİLECİ/LİK


- IRKÇI/LIK ile/değil YABANCI DÜŞMAN(LIĞ)I


- IRKÎ ŞUUBİYE ile/değil LİSÂNÎ ŞUUBİYE


- İRKİLME ile/ve ÜRPERME

( Gövdede. İLE/VE Zihinde. )

( Gövdeyi korur. İLE/VE Zihni korur. )


- İRKİN ile İRKİN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Belirli bir yerde biriktirilmiş olan. İLE Günlerce süren. )


- IRK/IRQ ile IRK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- IRMAK ile BÜYÜK IRMAK

( ... ile ŞATT/ŞAT )


- IRMAK ile/ve GADIR

( ... İLE/VE Küçük ırmak. )


- IRMAK ile/ve/<> GELEĞEN

( ... İLE Ana ırmağa karışan akarsu. )


- IRMAK ile/ve GÖL ile/ve DENİZ ile/ve ANADENİZ/OKYANUS

( OKYANUS: BAHR-İ MUHİT/LEBLÂYE[KARA VE YEŞİL DENİZ] )

( ÂB-I REVÂN: Akarsu, ırmak. )

( KOKYTOS ve STYKS, yeraltı ırmaklarıdır. )

( En uzun ırmaklar:
Nil (Afrika) - 6,690
Amazon (Güney/South Amerika) - 6,570
Mississippi (Missouri) (ABD/US) - 6,212
Yangtze (Çin/China) - 5,520
Irtysh (Rusya/Russia) - 5,410
Hwang Ho (Çin/China) - 4,672
Congo (Afrika) - 4,667
Amur (Asya/Asia) - 4,509
Lena (Rusya/Russia) - 4,296
Mackenzie (Kanada/Canada) - 4,241 )

( ŞEH-RÛD ile/ve İSTEL ile/ve DERYÂ ile/ve ... )

( NEHİR[çoğ. ENHÂR] ile/ve BUHAYRA ile/ve BAHR[çoğ. BİHÂR] ile/ve UMMÂN/UKYÂNUS )


- IRMAK ile ŞATT[Ar.][çoğ. ŞUTÛT]

( ... İLE Büyük ırmak/lar. )


- İRMÂN[Fars.] ile ÎRMÂN[Fars.]

( Eğreti. İLE Dalkavuk. | Davetsiz olarak bir yere giren kişi. | Eğreti. | İstek, arzu. | Pişmanlık. )


- İRMİK HELVASI ile/ve UN HELVASI

( ... ile/ve HABÎS/A, BERÎK/E, BÜRÛK )


- İRMİK ile/ve HİNT İRMİĞİ/SAGU[Malezya dilinden]

( ... İLE/VE Bazı hurma ağaçlarının özünden çıkarılan ve pirinç gibi kullanılan nişastalı bir madde, hintirmiği. )


- IRREVOCABLE ile/ve/||/<> NON-RETROACTIVITY OF LAW

( Geri dönülemez. İLE/VE/||/<> Geriye/geçmişe yürümemezlik. )


- İRRİTABL BAĞIRSAK BELİRGESİ/SENDROMU (IBS) ile/||/<> İNFLAMATUAR BAĞIRSAK SAYRILIĞI (IBD)

( Bağırsak devimlerinde düzensizlik ve karın ağrısı. İLE/||/<> Bağırsakların süreğen yangısı. )


- İRRİTABL BAĞIRSAK BELİRGESİ/SENDROMU ile/||/<> CROHN

( Bağırsak devimlerinde düzensizlik ve karın ağrısı ile ilişkili bir işlevsel bağırsak bozukluğu. İLE/||/<> Sindirim düzeninin herhangi bir bölümünü etkileyebilen, yangılı bağırsak hastalığı. )


- IRS[Ar.] ile IRZ[Ar.]

( Karı-kocadan her biri. İLE Şan ve şeref, namus, iffet. | Perde. )


- İRSÂ'[Ar.] ile İRSÂ'[Ar.] ile İRSÂ'[Ar.]

( Geminin demir atması. | Sağlamlaştırma, kuvvetlendirme, pekitme. İLE Yerinden ayrılma. İLE Uzun ve yaralayıcı bir aletle dürtme. )


- İRŞÂD HİLÂFETİ ile/ve HİZMET HİLÂFETİ


- İRŞÂD ile/ve/<> AYDINLANMA

( Kendi özüne uzanmaya yönelik hareket edilmesi/edilmişliği. İLE/VE/<> ... )


- İRŞÂD ile/ve İNSAF

( Anlaşılabilmek için çekile(bile)n zahmet. İLE/VE ... )


- İRŞÂD ile VELÂYET

( Vefatla sonlanır. İLE Vefatla bile sonlanmaz. )


- İRSÂL[Ar.] ile İNFÂZ[Ar.]


- İRSALİYE ile FATURA


- İRSALİYE ile/ve/değil/yerine İRSALİYELİ FATURA


- IRSÎ BAĞLAR ile/ve SIHRÎ BAĞLAR

( Kan bağı. İLE/VE Eşle/evlenmeyle birlikte gerçekleşen bağlar. )

( Şer'î. İLE/VE Tarikî. )


- İRTÂ'[Ar.] ile İRTÂ'[Ar.]

( Zoraki gülme. İLE Otlatma/otlatılma. )


- İRTEMEK ile İRTEŞ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Araştırmak. İLE Belirli bir konu üzerine kişiler arasında ortaya çıkan hesap sorma isteği. )


- İRTİÂS[Ar.] ile İRTİÂS/İRTİÂŞ[Ar. < RA'Ş]

( Silkinme, sıçrama, deprenme. İLE Titreme, sarsılma, ra'şeye tutulma. )


- İRTİBÂ[Ar.] ile İRTİBÂT[Ar. < RABT]

( Baharda, güzel bir yerde oturma. İLE Bağlanış, rabtedilme. | İlgi, ilgili olma. | Bağlantı, belirtilerin birbirini tutması. )


- İRTİBAK[Ar.] ile İRTİBÂK[Ar.]

( Zoraki gülme. İLE Karışma. | Çamura batma. | Bir işin ters gitmesi. | Dolambaçlı konuşma. )


- İRTİBÂS[Ar.] ile İRTİBÂS[Ar.]

( Dağılma. İLE Pek sıkışık ve karışık olma. | Zor ve perişan bir durumda kalma. )


- İRTİBAT ile ALÂKA


- İRTİBÂT[Ar. < RABT] ile/ve/<> İMTİDÂD[Ar. < MEDD]

( Bağlanış, rabtedilme. | İlgi, ilgili olma. | Bağlantı, belirtilerin birbirini tutması. İLE/VE/<> Uzama, uzun sürme. | Uzay. )


- İRTİCÂ'[Ar. < RECÂ] ile İRTİCÂ'[Ar. < RÜCÛ]

( Ümit etme/ediş, umma. İLE Geri dönme, geri dönücülük, eskiyi isteme. )


- İRTİCÂ ile İLTİCÂ

( Hak ve hakîkata, doğruya, ilme, irfâna, insanlığa dönmek. Rücûdan; geri dönücülük, eskiyi istemek. Yoldan çıkmışın yola girmesi, dönmesi. İLE Sığınma. )


- İRTİCA ile İRTİCÂ

( Hak ve hakîkata, doğruya, ilme, irfâna, insanlığa dönmek. Rücûdan; geri dönücülük, eskiyi istemek. Yoldan çıkmışın yola girmesi, dönmesi. İLE Umma, ümit etmek. )


- İRTİCA/EN ile İRTİCAL/EN

( Geri. İLE Düşünmeden, ağzına geldiği gibi söyleme. )


- İRTİCÂL[Ar.] ile İRTİCÂLEN/İRTİCÂLÎ[Ar.]

( [şiir ve sözü] Birdenbire, düşünmeden içine doğduğu gibi söyleme/söyleyiş. İLE Düşünmeden, birdenbire, irtical suretiyle. )


- İRTİCÂS[Ar.] ile İRTİCÂZ[Ar.]

( Gök gürlemesi. İLE Kısaltma. | Bahr-i recez'den şiir söyleme.[BAHR-İ RECEZ: Titrek.] )


- İRTİDÂ'[< RİDÂ] -ile

( ÖRTÜNME, ÇARŞAF GİBİ ŞEYE BÜRÜNME )


- İRTİDÂ'[Ar. < RİDÂ] ile İRTİDÂ'[Ar. < RIDÂ]/İRTİZÂ'[Ar. < RIZÂ] ile İRTİDÂ'[Ar.] ile İRTİDÂD[Ar. < REDD]

( Örtünme, çarşaf gibi şeye bürünme. Beğenme, seçme. | Uygun bulma, râzı olma. İLE Süt emme. İLE Yasak olan şeyden geri durma, çekinme. İLE İslâm dinini bırakarak başka bir dini kabul etme. )


- İRTİDÂ'[< RIDÂ]/İRTİZÂ'[< RIZÂ] ile İRTİZÂH

( Bir şey kesilme, bir şeyden ziyân görme. | Beğenme, seçme. | Uygun olma, uygun bulma, râzı olma. İLE Özür dileme. | Biraz bahşiş alma. )


- İRTİDÂD[< REDD] ile DİNİNİ BIRAKARAK BAŞKA BİR DİNİ KABUL ETME

( DİNİNİ BIRAKARAK BAŞKA BİR DİNİ KABUL ETME )


- İRTİDÂD[Ar. < REDD] ile/>< İHTİDÂ'[Ar. < HİDÂYET]

( İslâm dinini bırakarak başka bir dini kabul etme. İLE/>< Doğru yola girme. İslâm dinini kabul etme, müslüman olma. )


- İRTİFÂ ile İRTİFAK

( Yükseklik. | Yükselti. İLE Dayanma. )


- İRTİFÂ ile/değil RAKIM


- İRTİHÂL ile/değil İNTİHÂL

( Ölüm. İLE/DEĞİL Alıntı. )


- İRTİHÂS[Ar.] ile İRTİHÂŞ[Ar.] ile İRTİHÂZ[Ar.]

( Ucuz sayma/sayılma. İLE Istırap ve sıkıntı içinde bulunma, huzuru kaçma. İLE Rezil, kepâze olma. )


- [ne yazık ki]
İRTİKÂB SUÇU:
ZORLAMAYLA(İCBAR) ile/ve/||/<> İKNÂYLA ile/ve/||/<> MUHATABININ HATASINDAN YARARLANARAK


- İRTİKAB["ka" uzun okunur] ile İRTİKÂB[Ar. çoğ. İRTİKÂBÂT]

( Bekleme, gözleme. İLE Kötü bir iş işleme. | Yiyicilik, rüşvet yeme. )


- [ne yazık ki]
İRTİKÂB ile/ve/||/<> RÜŞVET ile/ve/||/<> ZİMMET ile/ve/||/<> GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA

( [TCK md.] 250 ile/ve/||/<> 252 ile/ve/||/<> 247 İLE/VE/||/<> 257 )

( Kamu görevlisinin (memur, bilirkişi vb.), icra ettiği kamu görevinin kendine sağladığı nüfûzu kötüye kullanarak, muhatap olduğu kişilerden yarar sağlamaya ya da bu kişileri yarar sağlama yönünde vaatte bulunmaya yönlendirmesi ile oluşur. Kamu görevlisinin tek taraflı olarak mağdurun irâdesini etkilemesi sonucunda işlenen bir suçtur. Seçimlik hareketli bir suç olup kamu yönetiminin güvenilirliğine ve işleyişine karşı suçlar arasındadır. [ “Özgü suç” olarak kabul edilen suçlardandır.][İrtikap suçunun edimcisi, kamu görevlisidir. Kamu görevlisi dışındaki kişilerin irtikap suçu işlemesi olanaklı değildir. Kamu görevlisi olmayan kişiler, suça katıldıklarında, irtikap suçuna yardım etme ya da azmettirme gibi katılım vargıları gereği yargılanabilirler.]

İLE/VE/||/<>

Görevinin gereği olan bir işi yapması ya da yapmaması için doğrudan ya da aracılarla bir kamu görevlisine ya da başka bir kişiye çıkar sağlanması.[Dört yıldan on iki yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaktadır.]

İLE/VE/||/<>

Üstünde olan şey. | Kurum ve kuruluşlarda çalışanlara ya da para işleri ile uğraşan görevliye imza karşılığı teslim edilen para ya da eşya. | Birinin, yasal olmayan yollardan üzerine geçirip ödemeye zorunlu olduğu para. | Bir ticaret kuruluşunun borçlarının tümü.

İLE/VE/||/<>

Kamu görevlisinin görevlerinin gereklerine aykırı hareket etmesiyle oluşan genel bir suçtur. )


- [ne yazık ki]
!İRTİKÂB ile/değil/yerine/= !YİYİCİLİK, RÜŞVET[Ar. < RİŞVET] YEME

( Bekleme, gözleme. | Kötü bir iş işleme. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/= Yaptırılmak istenilen bir işte yasa dışı kolaylık ve çabukluk sağlanması için birine mal ya da para olarak sağlanan çıkar. )

( MÜRTEKİP[Ar.]: Kötü, uygunsuz işler çeviren. | Rüşvet yiyen/yiyici. )


- İRTİKAS[Ar. < RAKS]["ka" uzun okunur] ile İRTİKÂS[Ar.] ile İRTİKAŞ["ka" uzun okunur] ile İRTİKÂZ[Ar. < REKZ] ile İRTİKÂZ[Ar.]

( Salıntı, salınım. İLE Başaşağı yuvarlanma. İLE Savaşta askerlerin birbirine karışması. İLE Saplanıp yerinde durma, dikilme. | Bağlanma. | Nabzın atması, seğirme. İLE Iztırap duyma. | Gebelikte çocuğun karında hareket etmesi. )


- İRTİMÂS[Ar.] ile İRTİMÂZ[Ar.] ile İRTİMÂZ[Ar.]

( Suya dalıcılık, dalgıçlık. İLE Iztırap içinde kıvranma. İLE Yerinden oynatıp sıçratma. | Birini koruma. )


- İRTİSÂM[Ar. < RESM] ile İDRAK

( Resmi çıkma/çizilme. | İzdüşüm. İLE ... )


- İRTİVÂ'[Ar.] -ile

( Gövdedeki örgenlerin ve eklemlerin/mafsalların kalınlaşması. )


- İRTİVÂ'[Ar.] ile İRTİVÂH[Ar.]

( İçerek kanma. | Gövdedeki örgenlerin ve eklemlerin/mafsalların kalınlaşması. İLE Nöbetle çalışma. )


- İRTİYÂ'[Ar.] ile İRTİYÂH[Ar. < RİH]

( Korkma, ürkme. İLE Ferahlama. | Rüzgârlanıp rahatlama. )


- İRTİZÂ[Ar.] ile İRTİZÂ'[Ar. < RIZÂ] ile İRTİZÂ'[Ar. < RIZÂ] ile İRTİZÂH[Ar.]

( Bir şeyin eksilmesi, bir şeyden zarar/ziyan görme. İLE Beğenme, seçme. | Uygun bulma, râzı olma. İLE Süt emme. İLE Özür dileme. | Biraz bahşiş alma. )


- İRTİZÂK[< RIZK] -ile

( RIZIKLANMA, RIZIK ALMA )


- İRTİZÂK[RIZK] ile/ve/<> İRTİBAT[Ar. < RABT]

( Rızıklanma, rızk alma. İLE/VE/<> Bağlanış, bağlanma. | İlgi, ilgili olma. | Bağlantı. )


- İRVİ/İRWİ ile İRVİ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Hindistan'dan gelen bir ilaç. İLE Sivri, ince. )


- IRVİNG-WİLLİAMS SERİSİ ile/||/<> LİGAND BİTE AÇISI

( I-W M²⁺ kararlılık MnZn, bite açı chelate geometri. )

( Formül: Metal tercihi İLE sterik )


- IR/YIR ile YIR
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Aşk şiirleri/şarkıları. [gazel, gınâ] İLE Türkü, şarkı. )


- İRZÂ'[Ar.] ile İRZÂ'[Ar. < RAZV]

( Emzirme/emzirilme. İLE Gönül alma, hoşnut etme, kandırma. )


- IRZA[Ar.] ile IRZÂ'[Ar.] ile IRZ'A GEÇMEK[Ar.]

( Otu çok olan yer, çayırlık. İLE Emzirmek, emzirilmek. İLE Tecavüz. )


- İŞ GÖREMEMEZLİK ile/ve/değil/yerine ENGELLİLİK ORANI


- İŞ HAYATI ile/ve/<> ÖZEL HAYAT

( Hayat-veren kaynağa ulaşıncaya dek, su olmayan herşeyi atarsınız. )


- ÖNLEME:
İŞ KAZALARINDA ile/ve/||/<> MESLEK HASTALIKLARINDA

( [Gereken doğru/uygun koşulların sağlanmasıyla] %98 ile/ve/||/<> %100 )


- [ne yazık ki]
İŞ KAZASI ile/ve/değil BÜYÜK İHMAL


- İS MÜREKKEBİ ile/ve ZER/ALTIN MÜREKKEBİ


- İŞ VERMEK:
KİFÂYETSİZE ile/ve/||/<> MUHTERİSE ile/ve/||/<> KİFÂYETSİZ MUHTERİSE

( Başarısızlığa davettir. İLE/VE/||/<> Kavgaya davettir. İLE/VE/||/<> Fitneye davettir. )


- İŞ VERMEK:
YETERSİZE ile/ve/<> HIRSLIYA ile/ve/<> YETERSİZ HIRSLIYA

( Başarısızlığa neden olur. İLE/VE/<> Kavgaya neden olur. İLE/VE/<> Fitneye neden olur. )

( KİFÂYETSİZE ile/ve/<> MUHTERÎSE ile/ve/<> KİFÂYETSİZ MUHTERÎSE )


- İŞ YAPMAK ile ÇALIŞMAK


- İŞ YAŞAMINDA:
ÖZVERİ ile/ve/yerine PROFESYONELLİK

( IN BUSINESS: SELF-SACRIFICE vs./and PROFESSIONALISM
IN BUSINESS: PROFESSIONALISM instead of SELF-SACRIFICE )


- İŞ ile ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK/TEVÂZÛ

( BUSINESS vs. MODESTY )


- İŞ ile/ve/+/||/<> ARKADAŞ ile/ve/+/||/<> UYKU

( )


- İŞ ile/ve/||/<>/> BEN YAPMAZSAM HİÇKİMSENİN YAP(A)MAYACAĞI İŞ


- İŞ ile/||/<> ENERJİ

( İş enerji aktarımı İLE enerji sistemin iş yapabilme kapasitesi )

( Formül: W = F·d = ΔE )

( James Prescott Joule tarafından 1843 yılında keşfedildi/formüle edildi. )


- İŞ ile/||/<> GÜÇ

( İş kuvvetin yol boyunca etkisi İLE güç işin zamana oranıdır )

( Formül: W=F·d İLE P=W/t )

( James Watt tarafından 1776 yılında keşfedildi/formüle edildi. )


- İŞ ile/||/<> GÜÇ

( İş kuvvetin yol boyunca etkisi İLE güç işin zamana oranıdır )

( W=F·d İLE P=W/t )


- İŞ" ile/ve/||/<> HAREKET


- İŞ ile İLGİLENİLEBECEK BİR ŞEY

( BUSINESS vs. SOMETHING TO INTEREST )


- İS ile İŞ


- İŞ ile/ve/<> İŞLEM


- İŞ ile/ve İŞLEV

( WORK vs. FUNCTION )


- İŞ ile/ve/||/<> SİPARİŞ


- İŞ ile YUMUŞ BUYURMAK(BİR İŞİN YAPILMASINI İSTEMEK)


- İŞ ile/ve/||/<> ZAMAN

( Çok. İLE/VE/||/<> Az.["Yok" değil!] )

( JOB/ACT vs./and/||/<> TIME )


- İ'ŞÂ'[Ar.] -ile


- Îsâ[Ar.] ile ÎSÂ[Ar.] ile ÎSÂ'[Ar.] ile ÎSÂ'[Ar.] ile İSÂH[Ar. < VESAH]

( Hristiyanlık dininin peygamberi. İLE Teselli edip sabırlılığa teşvik etme/edilme. İLE Vasî yapma, vasiyet yapmaya memur etme. | Vasiyet etme. İLE Zenginleştirme/zenginleştirilme. | Genişletme. İLE Kirletme/kirletilme. )


- İ'ŞÂ'[Ar.] ile İŞ'Â'[Ar.] ile ÎŞÂ'[Ar.] ile İŞÂA/İŞÂAT[Ar. < ŞÜYÛ] ile İŞÂHA[Ar.]

( Akşam yemeği verme. İLE Şuâlanma, güneş, ışığını dağıtma. İLE Ağacın çiçek açması. İLE Haber yayma, herkese duyurma. İLE Misvak kullanma.[İSTİYÂK] )


- İŞÂAT/İŞÂA[Ar. < ŞÜYÛ] ile İŞÂÂT[Ar. < İŞÂA]

( Haber yayma, herkese duyurma. İLE Duyurmalar, yaymalar. )


- İSABETLİLİK ile/ve TUTARLILIK


- İSABETSİZ "HAKLILIK" ile/değil/yerine İSABETLİ "HAKLILIK"


- İSABETSİZ/LİK ile/ve/değil/yerine HEDEFİ TUTTURAMAMA


- İS'ÂD[Ar. < SUÛD] ile İS'ÂD[Ar. < SA'D]

( Yükseltme, yukarı çıkarma. İLE Kutlu kılma, mes'ûd etme. )


- İSÂE[Ar.] ile MAZARRAT[Ar.]


- İSÂET[Ar.] ile SÛ'[Ar.]


- İS'ÂF[Ar.] ile ÎSÂF[Ar.] ile İsâf[Ar.]

( Birinin isteğini kabul edip yerine getirme. İLE Darıltma, eseflendirme. İLE Mekke putlarından biri. )


- İSAF[Ar.] ile İSAL[Ar.]

( Bir isteği, yerine getirme. İLE Ulaştırma. )


- İSÂGA[Ar.] ile İSÂGA[Ar.]

( Kalıba dökme/dökülme. İLE Kolaylıkla yutma. )


- İŞ'ÂL[Ar. < ŞAAL] ile İŞ'ÂR[Ar. çoğ. İŞ'ÂRÂT]

( Alevlendirme, alevi parlatma, tutuşturma, şûlelendirme. | Şiddetlendirme. İLE Yazı ile bildirme, haber verme. )


- İSÂLE[Ar. < SEYL | çoğ. SEYELÂN] ile İZÂLE[Ar. < ZEVÂL]

( Akıtmak. İLE Yok etme, giderme. )


- İSÂM[Ar. < İSM] ile İSÂM[Ar. < İSM]

( Ceza, bir suçun gerektirdiği sonuç. İLE Günaha sokma/sokulma. )


- ÎSÂR[Ar.] ile İS'ÂR[Ar.] ile ÎSÂR[Ar.] ile İS'ÂR/İSGAR["ga" uzun okunur] ile İ'SÂR[Ar.] ile İ'SÂR[Ar.] ile İ'SÂR[Ar.] ile İSÂR[Ar.]

( Bağ, sargı. | Esirlik. İLE Fiyat biçme, narh koyma. İLE İkram, bahşiş. | Cömertlikle verme. | Dökme, saçma, serpme. | Kendi muhtaç olduğu halde bahşiş verme. | Seçme. İLE Çocuğun diş çıkarması. İLE Sürçdürme, ayak kaydırma. | Birini, büyüklere kötüleme/zemmetme. İLE Güçleştirme. | Fakirleşme. İLE İkindi zamanında bulunma. | Gelin olma çağına gelme. | Kasırga. İLE Keçi memesine takılan kese/torba. )


- İSÂR ile İS'ÂR ile îSÂR ile İS'ÂR/İSGAR ile İ'SÂR ile İ'SÂR ile İ'SÂR ile İSÂR

( Bağ, sargı; Esirlik. İLE
Narh koyma, fiyat biçme. İLE
İkram; bahşiş. | Cömertlikle verme. | Dökme, saçma, serpme. | Kişinin, kendi, gereksinim duymasına karşın bahşiş vermesi. | Seçme. İLE
Çocuğun diş çıkarması. İLE
Sürçtürme, ayak kaydırma; birini büyüklere kötüleme. İLE
Güçleştirme; Fakirleşme. İLE
İkindi zamanında bulunma; Gelin olma çağına gelme; Kasırga. İLE
Keçi memesine takılan kese, torba. )


- İŞÂRÂT ile/ve/<> İBÂRÂT


- İSÂRE[Ar.] ile İSÂVE[Ar.]

( Tozu havaya kaldırma. İLE Ağız karalığı, gammazlık. )


- İŞARET ETMEK ile DİKKATLERİ ÇEKMEK/ÇEKMEYE ÇALIŞMAK


- İŞARET PARMAĞI ile/ve/değil/||/<>/< ÖTEKİ ÜÇ PARMAK

( Bir yanlışın/eksiğin savunması olarak kendimizi hatasız/suçsuz göstermek için başka bir şeyi/kişiyi işaret ettiğimizde, işaret ettiğimiz parmağımız, işaret edilen şeyle ilgili olsa bile olayların/olguların kökenindekinin, kaynağının ve ağırlığın bizim "düşünce/davranış" ve "yorumumuz" olduğunu, öteki üç parmağımız bizi gösterir. )

( %25. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< %75. )

( İyi birini gördüğünüzde, onu taklit etmeye çalışın. Kötü birini gördüğünüzde, onun kusurlarını, kendinizde de arayın. )


- İŞARET PARMAĞIYLA GÖSTERMEK ile/ve/değil/yerine/|| AYAK İZİ


- İŞARET ile DELİL

( SIGN vs. PROOF )


- İŞARET ile ÎMÂ


- İŞARET ile İŞMAR

( ... İLE El, göz ya da baş ile yapılan işaret. )


- İSBA[Ar.] ile İŞBÂ[Ar.]

( Arapların uzunluk ölçüsü.[kadem'in 1/12'si]. | Uzatma. İLE Karnını doyurma. | Doyum, doyma. )


- İSBA[Ar.] ile İSBÂH[Ar. < SEBH] ile İŞBÂ'[Ar. < ŞİB]

( Arapların uzunluk ölçüsü.[kadem'in 1/12'si] İLE Suda yüzdürme/yüzdürülme. İLE Karnını doyurma, doyrulma. | Doyma. | Çoğalma, çoğaltılma. | Arap nazımında, vezin ve kâfiye zorunluluğundan dolayı sözcüğe bir harf katma. )


- İSBÎDÂC[Ar.] ile İSFÎDÂC[Ar.]

( Üstübeç. )


- İŞBİRLİĞİ/ÇÖZÜM ORTAKLIĞI ile/ve/||/<> DESTEK ALMA ile/ve/||/<> YARDIM ALMA ile/ve/||/<> YARARLANMA

( %60-70[kendin] - %30-40[öteki]. İLE/VE/||/<> %40-50[kendin] - %50-60[öteki]. İLE/VE/||/<> %70-80[öteki] - %20-30[kendin]. İLE/VE/||/<> %80-90[öteki] - %10-20[kendin]. )


- İŞBİRLİĞİ ile/ve/<> GÜÇ BİRLİĞİ


- İŞBİRLİĞİ ile/ve/<> İŞBÖLÜMÜ

( ... İLE/VE/<> Kendiyle ilgili her işi yapmamak. )

( COOPERATION vs./and/<> DIVISION OF LABOUR )


- İŞBÖLÜMÜ ile/ve/> İŞBİRLİĞİ


- İŞÇİ ile BİLİMBİREYİ

( Emeğinin karşılığını almazsa çalışmaz, çalışmaya devam etmez.[Haklı olarak!] İLE Hiçbir karşılık almasa da sonuna kadar çalışır. )


- İŞÇİ ile/ve EMEKÇİ


- İŞÇİ ile/ve/||/<>/> USTA ile/ve/||/<>/> SANATKÂR

( Elleriyle çalışan. İLE/VE/||/<>/> Elleri ve aklıyla çalışan. İLE/VE/||/<>/> Elleri, aklı ve gönlüyle çalışan. )


- İŞÇİLİK ile/ve HİZMET


- İŞE ALINMA ile/ve İŞTEN ÇIKARILMA

( Bilgi, beceri gibi özelliklerle. İLE/VE Davranış ve tutumlarla. )


- İŞE/ÇALIŞMAYA BAŞLAYAMAMAK ile/ve/<>/değil İŞİN/ÇALIŞMANIN BÖLÜNMESİ/KESİLMESİ KAYGISI

( Her iş/çalışma, başlayana, elin değene kadardır. )


- İŞE YARAMAYAN ile/değil İŞİNE GELMEYEN


- İŞE YARARLILIK ile/ve DEĞİM/LİYÂKAT


- İŞE YARARLILIK ile/ve DEĞİM/LİYÂKAT

( Ne kadar yararlıysan, o kadar adamsındır. )

( USEFULNESS vs. MERIT )


- İŞE YARAYAN ile/ve/değil/||/<>/< İŞ GÖREN


- İŞEME ile KAŞAN

( ... İLE Hayvanların durup işemesi. )


- İŞEME ile/değil SİYME

( ... İLE/DEĞİL Kedi, köpeğin işemesi. )


- İŞEMEK ile/ve BOŞALMAK


- İŞEMEK/ÇÖĞDÜRMEK ile/ve SIÇMAK

( Değişim. İLE/VE Gelişim. )

( TO PEE/PISSING vs./and TO SHIT/DEFECATE/EGESTION/EXCRETION
Alteration. WITH/AND Development. )


- Isfahan ile ISFAHAN

( İran'da bir kent/eyâlet. İLE Türk müziğinde, dügâh perdesindeki makamlardan biri. )


- İSFENCİYYE-İ KARNİYYE ile İSFENCİYYE-İ KİLSİYYE

( Yumuşak susüngerleri. İLE Kireçli süngerler. )

( CÉRATOSPONGES avec CALEISPONGES )


- İŞGAL[Ar. < ŞUGL] ile/>< FERAĞ

( Bir yeri ele geçirme. | Bir yeri geçici bir süre için ele geçirme. | Birini işten alıkoyma, engelleme, oyalama. | Uğraştırma. İLE/>< Bir işten vazgeçme, çekilme, el çekme, terk etme. | Bir taşınmazı başkasına bırakma, başkasının üstüne geçirme. | Boşaltma. )


- [ne yazık ki]
İŞGAL ile/ve/||/<>/> ÇÖLLEŞTİRME


- İŞGAL ile/ve/<> DEĞERSİZLEŞTİRME


- İŞGAL ile/değil/yerine ETKİLEME


- İŞGAL ile/değil FETİH

( ... İLE/DEĞİL "Ele geçirdiği" yere ve yaşayanlarına teklif sunuyorsa. )

( [not] OCCUPATION vs./but CONQUEST )


- İŞGAL[Ar. < ŞUGL] ile İŞKÂL[Ar. < ŞEKL]

( Meşgul etme, işle uğraştırma. | İşten alıkoyma. | Tutma. | Oyalama. İLE Müşküllük, güçlük. | Güçleştirme, çetinleştirme. )


- İŞGAL ile İŞTİGAL


- İŞGAL[Ar. < ŞUGL] ile İSTÎLÂ'[Ar. < VELY]


- İŞGAL ile/ve/||/<>/>/< SAVAŞ


- İŞGAL ile/değil YAYILMA


- İŞGÜZAR/LIK ile/ve/||/<>/< BİLGİSİZ/LİK


- [ne yazık ki]
İŞGÜZÂR/LIK ile/ve/<> BOŞBOĞAZ/LIK


- İŞGÜZAR/LIK ile/değil/yerine/>< GAYRETKEŞ/LİK


- İSHÂB[Ar.] ile ITNÂB[Ar.]


- İSHAK AĞA ÇEŞMESİ ile İSHAK AĞA ÇEŞMESİ ile İSHAK AĞA ÇEŞMESİ ile İSHAK AĞA ÇEŞMESİ

( Beykoz, Meydan Çarşısı'nda. [ON ÇEŞMELER adıyla da tanınır] [1746] İLE Beykoz'da, Ortaçeşme semtinde. İLE Yalıköy (Serbostanî Mustafa Ağa) Camisi'nin mihrabı önündeki bahçede. İLE Kireçburnu (Ağaçaltı) Camisi önündeki meydanda. )

( Dördü de Gümrük Emini İshak Ağa tarafından yaptırılmıştır. )


- İSHAK KUŞU/BATAKLIK BAYKUŞU ile ÇİZGİLİ İSHAK KUŞU

( )

( OTUS SCOPS cum OTUS BRUCEI )


- İSHAK ile/ve/||/<> İSMAİL


- İSHAL ile/değil ISHAL


- İSHÂL[Ar. < SEHL] ile İSHÂR[Ar.]

( Sürgün, iç sürme, mülâyim dışkılama. İLE Gece uyutmayıp uyanık bulundurma. )


- ISHAL ile/ve/<> ISLAH


- ISHAL ile İZHÂR


- İSHÂN[Ar.] ile İSHÂN[Ar.]

( Düşmanı perişan etme. İLE Isıtma/ısıtılma, kızdırma/kızdırılma. )


- İSHAR ile İZHAR


- İŞİ:
BİLMEK ile/ve/||/<>/> TUTTURMAK


- İŞİ:
BİLMEYEN ile/değil/yerine/>< BİLEN

( "Hocası". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yapıcısı. )


- ISI ve IŞIK...:
OLSUN ile/ve/||/<>/> DOLSUN


- ISI YALITIMI ile/ve/değil/<> ISI YÖNETİMİ


- ISI YALITIMINDA:
BETON ile/değil/yerine/< AHŞAP ile/değil/yerine/< KÜTÜK ile/değil/yerine/< TAŞ ile/değil/yerine/< KERPİÇ ile/değil/yerine/< SAMAN

( Daha/en düşük. İLE/DEĞİL/YERİNE/< Daha/en yüksek. )


- İŞİ YÜRÜTMEK ile "İŞİ GÖTÜRMEK"

( EXECUTE vs. "TO BEAR" )


- ISI ile ÖZGÜL ISI

( ... İLE 1 gram maddenin sıcaklığını, 1 ºC değiştirmek için emilmesi ya da kaybedilmesi gereken su miktarı. )


- ISI ile/||/<> SICAKLIK

( Isı enerji aktarımı İLE sıcaklık moleküler hareket ölçüsüdür )

( Q=mcΔT İLE T(K) )


- ISI ile/||/<> SICAKLIK

( Isı enerji aktarımı İLE sıcaklık moleküler hareket ölçüsüdür )

( Formül: Q=mcΔT İLE T(K) )

( Daniel Gabriel Fahrenheit tarafından 1724 yılında keşfedildi/formüle edildi. )


- İSİG ile İSİG KÖL/İSİG GÖL
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Sıcak. İLE Barsgan'da bir göl.[Uzunluğu otuz, eni on fersah.] )


- IŞIĞA, IŞIKLA BAKMAK ile/ve YÖNTEME, YÖNTEMLE BAKMAK


- IŞIĞADOĞRULUM ile/<> IŞIĞAGÖÇÜM/IŞIKGÖÇÜM

( Işık etkisiyle bir bitkinin büyüme devinimi. İLE/VE/<> Birgözelilerde birdenbire aydınlanma sonucu görülen tepkime. )

( PHOTOTROPISM vs./<> PHOTOTACTISM )


- IŞIĞI GÖRMEK ile/ve/değil/||/<>/< IŞIKLA GÖRMEK

( )


- IŞIĞI HAYAL ETMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KARANLIĞI ANLAMAK


- IŞIĞIN:
YANSIMASI ile/ve/değil/||/<>/> KIRILMASI ile/ve/değil/||/<>/> SAÇILMASI

( Bir dalganın bir yüzeye çarparak geri dönmesi. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Bir dalganın bir ortamdan başka bir ortama geçerken yön değiştirmesi. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Işığın farklı yönlere dağılması. )

( REFLECTION vs./and/||/<>/> REFRACTION vs./and/||/<>/> SCATTERING :OF LIGHT )


- ... IŞIĞINDA ile/<> ... ÇERÇEVESİNDE


- İSİGLİK ile İSİGLİK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Sıcaklık .İLE Aşk, sevgi. )


- IŞIK -ile

( TEVHİD )


- IŞIK DALGASINDA:
ŞİDDET ile/ve/||/<> RENK ve DOĞRULTU

( Dalga yüksekliği. İLE/VE/||/<> Dalga boyu uzunluğu. )

( Gümüşlü levha üzerine çekilen ve siyah-beyaz fotoğraflarda, ışıktaki şiddet değişiklikleri kaydedilirken, renkli fotoğraflarda, dalga boyu değişiklikleri de kaydedilir. Hologramda, ışığın şiddetiyle birlikte, ışık dalgalarının doğrultusu da kaydedilerek bir nesneyi üç boyutlu görmemiz sağlanır.[Bu, tek renk hologramlar için geçerli olsa da renkli hologramlar için ışığın üç özelliği de kaydedilir.] )


- IŞIK HIZI ile/değil/< DÜŞÜNCE HIZI

( Saniyede, 300.000 km. İLE/DEĞİL/< En hızlı olan. )


- IŞIK HIZI ile/ve/||/<>/< ELEKTRON DENEYİ

( Joseph John Thomson[18 Aralık 1856 - 30 Ağustos 1940] - 1897 )


- IŞIK HIZININ:
ALTI ile/ve/<> ÜSTÜ

( Madde. İLE/VE/<> Anti madde. )

( Fizik. İLE/VE/<> Metafizik. )

( V < C ile/ve/<> V > C )


- IŞIK KONİSİ ile/||/<> NEDENSELLİK

( Işık konisi nedensel ilişkili olaylar, dışındakiler nedensel bağlantısızdır. )

( Formül: Timelike İLE spacelike )


- IŞIK MİKROSKOBU ile/ve ELEKTRON MİKROSKOBU ile/ve KUVANTUM MİKROSKOBU

( Işık, cam merceklerden oluşan kondansör tarafından örnek üzerine odaklanır, daha sonra görüntü objektif ve okulerdeki mercekler tarafından büyütülerek gözle ya da fotoğraf filmi üzerinde izlenir. İLE/VE Işık yerine elektron yayıcı kaynak [mikroskobun üst kısmında] kullanılır ve cam mercekler yerine elektromıknatıslar kullanılır. Yayılan elektronlar, kondansör mercekler tarafından örnek üzerine odaklanır. Objektif ve projektör mercekleri tarafından büyütülen görüntü, izlenmek üzere bir ekrana ya da fotoğraf filmi üzerine düşürülür. )


- IŞIK - PARÇACIK BELİRSİZLİĞİ ile/ve/<>/= YER - YÖN BELİRSİZLİĞİ


- IŞIK ŞİDDETİ ile/||/<> IŞIK AKISI (İKİLİ KARŞILAŞTIRMA)

( Şiddet birim alan başına, akı toplam ışık miktarıdır )

( Formül: I=Φ/A İLE Φ )


- IŞIK YILI ile/ve GAUSS YILI

( Işığın bir yılda boşlukta aldığı mesafe. [Zaman birimi değildir!] İLE/VE 1 Astronomik Birimi[AU], kütlesi sıfır kabul edilen bir taneciğin 1 Gauss yılı[365,256.898.300 gün] sürede çizdiği düzgün dairesel yörüngenin yarıçapı olarak kabul edilmiştir. )

( 1 ışık yılı = 63.241 AU [ 1 AU = 149.597.870.691 ± 30 m. ] | [9.5 Trilyon km. / 9.460.718.940.369.531 m. ± 1.897.230 m.] )

( Astronomik Birim [AU], Dünya'nın Güneş çevresinde çizdiği eliptik yörüngenin büyük ekseninin yarısı kabul edilir. )

( Dünya ile Ay arasındaki en fazla mesafe 1.3 ışık saniyesidir. )

( Dünya ile Güneş arasındaki en fazla mesafe 499 ışık saniyesidir [8.3 ışık dakikası]. )

( Güneş Sistemi'nin çapı yaklaşık 150 ışık saatidir. )

( Oort Bulutu[güneşin etrafında dönen kuyrukluyıldızlar kümesi] yaklaşık 2 ışık yılı çapındadır. )

( Güneş'e en yakın yıldız sistemi olan Alfa Centauri yıldız sistemi, Güneş Sistemi'nden yaklaşık 25 astronomik birim, yani 3,75 milyar km. uzaklıktadır. )

( Samanyolu Galaksisi'nin çapı 100.000 ışık yılı kadardır. )

( Samanyolu'nun komşu galaksilerinden Andromeda, bize 2.4 - 2.7 milyon ışık yılı uzaklıktadır. )

( Güneş'ten sonra dünyaya en yakın yıldız olan Proxima Centauri, 4.2 ışık yılı uzaklıktadır. )

( LIGHT YEAR vs./and GAUSS YEAR )


- IŞIK ile/ve/<> AN

( LIGHT vs./and/<> MOMENT )


- IŞIK ile/ve/<> ANTİ MADDE

( ... İLE/VE/<> Işık hızından daha hızlıdır. )


- IŞIK ile GAZIŞI

( ... İLE Termik etki olmaksızın, kendiliğinden görülen ışık. [Radyum, gazışıl bir öğedir.] )


- IŞIK ile/değil/yerine/||/<>/< GELECEK (VAR/VAAD EDİYOR)


- IŞIK ile/||/<> GÖRME

( Görme kuramı ve ışığın doğası )

( İbn Heysem (Alhazen) tarafından 1015 yılında keşfedildi/formüle edildi. (965-1040) (Ülke: Basra/Kahire) (Alan: fizik) (Önemli katkıları: Kitabul Menazır, optik biliminin kurucusu, bilimsel yöntem) )


- IŞIK ile/ve/||/<> GÜNEŞ IŞIĞI

( ... ile/ve/||/<> FÜRÛG-İ ÂFTÂB )

( SET ile/ve/||/<> JANSET )


- IŞIK ile HUZME[Ar.]

( ... İLE Işın demeti. )


- IŞIK ile/ve/||/<> IŞIĞIN YAYILIMI

( Fiziğin konusudur/alanıdır. İLE/VE/||/<> Matematiğin konusudur/alanıdır. )


- IŞIK ile IŞILTI

( ... İLE Hafif ışık. | Bir şeyin, ışıldarken saçtığı ışık. )


- IŞIK ile IŞIN

( ... ile HUZME[Demet. | Işın demeti.(HUZME-İ ZİYÂİYYE)] )

( LIGHT vs. RAY )


- IŞIK ile IŞITAÇ/IŞITIN/LAMBA[Yun.]

( Ateş, ampül vb.'den gelen ışık. )

( GLAUKOS ve KYANOS: Işığın ve karanlığın göreli yoğunluğunu ifade etmek için kullanılırdı. )


- IŞIK ile/ve IŞTIN/AYDINLIK

( LUX cum/et LUMEN )


- IŞIK ile/ve/değil/yerine/||/&gt;&lt;/< KARANLIK

( Görmek isteyenler için. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/>

( [not] LIGHT vs./and/but/||/>DARKNESS instead of LIGHT )


- IŞIK ile/ve LAZER

( ... İLE/VE Tek dalga boyu yansıtan ışık. )

( LIGHT vs./and LASER[Light Amplification by Stimulated Emission of Radiation] )


- IŞIK ile/ve/<> PARÇACIK

( LIGHT vs./and/<> PARTICLE )


- IŞILKÜFLER ile IŞILKÜFLÜCE

( Çeşitli türleri, insan ve hayvanlarda, asalak yaşayan tatlıbitkiler takımı. İLE Evcil hayvanlarda, özellikle sığırlarda, ışılküflerden ileri gelen ve insana da bulaşabilen ilkel mantar sayrılığı. )


- İSİM CÜMLESİ ile/ve FİİL CÜMLESİ

( İsim + İsim'den ya da İsim + Fiil'den oluşur. İLE/VE Fiil + İsim'den oluşur. )

( Örnek: Hasan kaim. İLE/VE Nasara Hasan. )

( CÜMLE: Yargı bildiren sözcükler/kelimeler bütünü. )


- İSİM[Ar. < İSM | çoğ. ESMÂ] ile/ve/||/<> SEMÂ'[Ar. < SAMÂ | SÜMÜVV | çoğ. SEMÂVÂT]/GÖK

( Yukarı kaldıran/çıkaran. İLE/VE/||/<> Kalkık. )


- İSİM ile/ve/<> CİSİM/RESİM


- İSİM ile/değil İŞİM


- İSİM[Ar.] ile SIFAT[Ar.]


- AD/İSİM ile/ve/||/<> ÖNAD/SIFAT ile/ve/||/<> EDİM/FİİL

( İşaret. İLE/VE/||/<> Nitelik. İLE/VE/||/<> Gerçekleşme. )


- IŞIMA ile/ve/||/<> ISIL IŞIMA


- IŞIN ile/||/<> DOĞRU PARÇASI

( Işın tek yönlü sonsuz İLE doğru parçası iki ucu sınırlıdır )

( Formül: [A ile∞) İLE [A ileB] )


- IŞIN ile IŞINIM/IŞIMA/RADYASYON[Fr.]

( Bir ışık kaynağından çıkarak her yöne yayılıp giden ışık demeti. | Işınetkin özdeklerin saçtıkları alfa, beta, gama ışınlarından her biri. | Bir noktadan çıkıp sonsuza giden yarım doğrulardan her biri. İLE Işın ya da tanecik yayımı, radyasyon. | Uzayda yayılan bir dalgayı oluşturan öğelerin tümü. | Bir erkenin ışık demeti durumunda yayılması. | Isının, bir kaynaktan ışın ve dalga devinimi yoluyla yayılması. )

( LIGHT vs. RADIATION )


- IŞIN ile ÖZIŞIN

( ... İLE Ağaç gövdesinde, yatay yönde besin iletimi yapan ve özkesitte parıltılı görünen gözeler topluluğu. )


- İŞİNE GELDİĞİ GİBİ ile ANLADIĞI KADAR