Bugün[10 Aralık 2025]
itibarı ile 46.491 başlık/FaRk ile birlikte,
46.491 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(79/187)


- İDDİA ile/ve/değil/<> İNAT


- İDDİA" ile KANAAT


- İDDİA ile KESİNLİK


- [ne yazık ki]
İDDİA ile/ve/||/<>/< ÖFKE


- İDDİA ile/değil OLGU


- İDDİA ile/ve/değil/yerine ÖNESÜRÜM


- İDDİA ile/değil/yerine/> ÖZGÜVEN

( Özgüven oluşunca/oluşursa, "iddia" sonlanır. )


- İDDİA ile/değil/yerine SALİH AMEL


- İDDİA ile/değil SÖYLEM


- İDDİA ile SUÇLAMA

( CLAIM vs. BLAME/ACCUSATION )


- İDDİA ile VARSAYIM


- İDDİA ile YÂDES/T[< Fars. YÂD DÂŞ][LÂDES değil!]

( ... İLE Bellekte/hatırda tutulan şey. )


- İDDİACI OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İDDİALI OLMAK


- İDDİALI OLMAK ile/yerine/değil ÇABA(SINI) GÖSTERMEK

( Başarı, ancak yorulmaksızın doğru çabaları göstererek kazanılır. )

( İyi huyluluğun etkisi, alçakgönüllü ve sıralı çabalarla elde edilen kalıcı durumlarda görünür. )

( [not] TO BE ASSERTIVE vs./but TO MAKE AN EFFORT
TO MAKE AN EFFORT instead of TO BE ASSERTIVE )


- İDDİALI ile ÖNEMLİ


- İDDİALI ile/ve YETERLİ

( PRETENTIOUS vs./and ENOUGH )


- İDDİALI ile/ve YETKİN


- [ne yazık ki]
"İDDİAYA GİRMEK" ile/ve/||/<> "İDDİA ETMEK"


- İDE ile IDEEFIXE


- İDEA:
RASYONEL ile/ve/||/<> ESTETİK


- IDEA ile/ve FORM


- İDEA ile/ve/<>/> İDEAL

( Soyut tümel. İLE/VE/<>/> Somut tümel. )


- İDEA ile/ve/||/<> İMGE

( Kişide. İLE/VE/||/<> Düşünmek isteyenlerde. )


- İDEAL ÇÖZELTİ ile/||/<> GERÇEK ÇÖZELTİ

( İdeal Raoult yasasına uyar, gerçek sapmalar gösterir )

( Formül: ΔHkarışma=0 İLE ΔH≠0 )


- İDEAL GAZ ile/||/<> GERÇEK GAZ

( İdeal gaz PV=nRT İLE gerçek gaz Van der Waals denklemi )

( Formül: PV = nRT (ideal) İLE (P + a/V²)(V - b) = nRT (Van der Waals) )


- İDEAL GAZ ile/>< GERÇEK GAZ

( İdeal gaz yasalarına uyan gaz. İLE/>< İdeal gaz yasalarına tam olarak uymayan gaz. )


- İDEAL İLE ASAL İDEAL İLE MAKSİMAL İDEAL ile/||/<> HALKA İDEALLERİ

( Halkalardaki özel alt kümeler. )

( Formül: R/I cisim ⇔ I maksimal )


- İDEAL İLE GERÇEK İLE VAN DER WAALS ile/||/<> GAZ DAVRANIŞLARI

( Gazların farklı koşullardaki davranış modelleri. )

( Formül: (P + a/V²)(V - b) = RT )

( Johannes van der Waals tarafından 1873 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1837-1923) (Ülke: Hollanda) (Alan: Fizik) (Önemli katkıları: Van der Waals kuvvetleri, gerçek gaz denklemi) (Nobel: 1910) )


- İDEAL İLE REEL İLE VAN DER WAALS ile/||/<> GAZ YASALARI

( Gaz davranışı modelleri. )

( Formül: (P + a/V²)(V - b) = RT )

( Johannes van der Waals tarafından 1873 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1837-1923) (Ülke: Hollanda) (Alan: Fizik) (Önemli katkıları: Van der Waals kuvvetleri, gerçek gaz denklemi) (Nobel: 1910) )


- İDEAL OLAN ile/ve GERÇEK OLAN


- İDEAL OLAN ile/ve GERÇEK OLAN

( Değişmeyen. İLE/VE Değişen. )

( İdeal olanlar içeriksizdir. )


- İDEAL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GEREKLİLİK


- İDEAL ile/ve MİSYON

( IDEAL vs./and MISSION )


- İDEAL ile/değil/yerine ÜLKÜ


- İDEALAR ile/||/<> GÖLGELER

( Platon un mağara alegorisi )

( Platon tarafından -380 yılında keşfedildi/formüle edildi. (-428--348) (Ülke: Antik Yunan) (Alan: Felsefe, Matematik) (Önemli katkıları: İdealar teorisi, Akademi kurucusu) )


- İDEA/LAR ile/ve/<> KATEGORİ/LER ile/ve/<> AYÂN-I SÂBİTE/LER

( Platon. İLE/VE/<> Aristoteles. İLE/VE/<> İbn Arabi. )


- İDEALİST" ile ÜTOPYACI


- İDEALİZM ile REALİZM

( Gerçekliğin temelde zihinsel ya da ideallerden oluştuğunu savunan felsefi görüş. İLE Gerçekliğin zihinden bağımsız ve nesnel olduğunu savunan felsefi görüş. )


- ... İDEASI" ile/değil ... İDDİASI


- Demek ki ile her inancına ve kişisel sonuçlarına bağlamadan KONUŞ!!! -ile/ve


- İDENTİFİKASYON ile İDENTİK ile İDENTİTE

( Kimliklendirme, tanımlama, özdeşleme. İLE Özdeş. İLE Kimlik, özdeşlik. )


- İDEO- ile/||/<> İDİO- ile/||/<> LOG-/-LOGİA/-LOGO-/-LOGY-/-OLOGY ile/||/<> AUT-/AUTO-

( Düşünce, fikir. İLE/||/<> Kendiliğinden oluşan, kendine özgü, ayrı, değişik. İLE/||/<> Düşünce, konuşma, sözcük, mantık, doktrin, öğreti, sav, bilim. İLE/||/<> Kendi, aynı, kendi kendine, kendine ait, öz [otoimmün: Bağışıklık sisteminin kendi gözelerine saldırması]. )


- İDEO- ile/||/<> İDİO- ile/||/<> LOG-/-LOGİA/-LOGO-/-LOGY-/-OLOGY ile/||/<> AUT-/AUTO-

( Düşünce, fikir. İLE/||/<> Kendiliğinden oluşan, kendine özgü, ayrı, değişik. İLE/||/<> Düşünce, konuşma, sözcük, mantık, doktrin, öğreti, sav, bilim. İLE/||/<> Kendi, aynı, kendi kendine, kendine ait, öz [otoimmün: Bağışıklık sisteminin kendi gözelerine saldırması]. )


- İDEOGRAM ile PİKTOGRAM

( Trafik işaretleri gibi. İLE Tuvaletleri gösteren simgeler gibi. )


- İDEOLOJİ KAYIRMACILIĞINDA:
SİYASAL ile/ve/||/<> SIRADÜZENSEL(HİYEROKRATİK)


- İDEOLOJİDE ile/ve/değil/yerine TİNDE

( Destek. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Zevk ediş. )


- İDEOLOJİK TAVIR ile SONUÇ ODAKLILIK


- İDİ ile İDİ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Efendi [seyyid, mevlâ]. İLE Geçmiş zaman eki. )


- İDİL BULGARLI -ile

( İlk Türkî devlet. )


- İDİL ile/= VOLGA

( Tatarlar'ın dilinde. İLE/= Ruslar'ın dilinde. )

( Avrupa'nın en uzun ırmağıdır. )


- İDİŞ[YAGMA/TUKSI/YEMEK/OĞUZ/ARGU] ile TAS
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Kadeh. İLE Her türlü çanak, kap. )


- İD(İ)(Y)OPATİK ile İD(İ)(Y)OSENKRAZİ ile İDİ(Y)OT

( Nedeni bilinmeyen. İLE Özgün duyarlık. İLE Geri anlaklı/zekâlı. )


- İDOL ile/ve/||/<>/> İLÂH


- İDOLA -ile


- İDRÂK[< DERK] ile ANLAYIŞ, AKIL ERDİRME | YETİŞME, ERİŞME | OLGUNLAŞMA | [fels. ALGI]

( ANLAYIŞ, AKIL ERDİRME | YETİŞME, ERİŞME | OLGUNLAŞMA | [fels. ALGI] )


- İDRAK:
DERK ile/ve/<> EDREKE

( Kovayı, suya atıp su almak. İLE/VE/<> Koşarak ulaşıp elde etmek. )


- İDRAK (ETMEK/EDEMEMEK) ile/ve/||/<>/> İZAH (ETMEK/EDEMEMEK)


- İDRÂK[Ar.] ile İHSÂS[Ar.]


- İDRAK ile/ve İLİM


- İDRAK ile/ve/> NİYET


- İDRAK ile/ve/= TASAVVUR


- İDRÂK[Ar.] ile VİCDÂN[Ar.]


- İDRÂK-İ NAMÜTENAHİ -ile

( SONSUZ ANLAYIŞ )


- İDRAR YOLLARI HASTALIKLARI ile/ve/||/<> "İDRAK YOLLARI HASTALIKLARI"

( Gövdede. İLE/VE/||/<> Zihinde. )


- IDUK/IDUQ ile IDUK TAG/IDUQ TAG
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Kutsanmış herhangi bir şey. İLE Geçit vermeyen ve uzayıp giden dağ. )


- ÎFÂ[< VEFÂ] ile/ve/<> İCRÂ[< CEREYÂN | çoğ. İCRÂÂT]

( Ödeme, yerine getirme. | Bir işi yapma. | İş görme. İLE/VE/<> Akıtma, akıtılma. | Yapma, yerine getirme, bir işi yürütme. | Bir müzik parçasını çalarak gösterme. | Borçlunun, alacaklıya karşı ödemekle yükümlü bulunduğu bir şeyi, adlî bir oluşum aracılığıyla elde etme. )


- İFÂ[Ar. < VEFÂ] ile/ve EDÂ'

( Bir işi yerine getirme. İLE/VE Yerine getirme. | Ödemek. )


- İFÂ[Ar. < VEFÂ] ile/ve İS'ÂF

( Bir işi yerine getirme. İLE/VE Birinin isteğini kabul edip yerine getirme. )


- İFADE (EDİLEBİLEN) ile/ve/||/<>/>/< İŞARET (EDİLEBİLEN)


- İFADE ETMEK ile DİLE GETİRMEK


- İFADE ile/ve/||/<>/> EDEBİ İFADE


- İFÂDE ile/ve/<> İBÂRE


- İFADE ile/ve/değil İDDİA

( [not] EXPRESSION vs./and/but ASSERTION )


- İFÂDE ile İFŞÂ


- İFÂDE ile/ve/||/<>/> İSTİFÂDE


- İFADEDE:
KARIŞMA(MA)K ile AÇMA(MA)K


- İFÂKAT[Ar. < FEVK] -ile

( Hastalıktan kalkma, iyiliğe dönme. )


- İFDÂL[Ar.] ile TEFADDUL[Ar.]


- İFHÂM[Ar. < FUHÛM] ile İFHÂM[Ar. < FEHM]

( Ağız açtırmama, susturma. İLE Anlatma/anlatılma, bildirme/bildirilme. )


- İFK[Ar.] ile KEZİB[Ar.]


- İFKÂR[Ar.] ile İHBÂL[Ar.]


- İFLÂ[Ar.] ile İFLÂH[Ar.]

( Memeden ayırma, sütten kesme. İLE Kutlu, başarılı olma. | Kötü bir durumdan kurtulup iyi bir duruma girme, felâh bulma, selâmete çıkma. )


- İFLÂH (OLMA[MA]K) ile İSLÂH (OLMA[MA]K)


- İFLÂS ETMEK ile/ve DİBİ/Nİ BULMAK


- İFLÂS[Ar.] ile/değil/yerine/>< İFLÂH[Ar.]

( Borçlarını ödeyemediği mahkeme kararı ile tespit ve ilân olunan iş adamının durumu. | Yenilgiye uğrama, değerini yitirme. | İşlevini ya da görevini yapamama. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kutlu, başarılı olma. | Kötü bir durumdan kurtulup iyi bir duruma girme, felâh bulma, selâmete çıkma. )


- İFLÂS[Ar.] ile/değil/yerine/>< İHLÂS[Ar.]


- İFNÂ'[< FENÂ] -ile

( TÜKETME, BİTİRME, YOK ETME | YERSİZ SARFETME )


- İFNÂ ile/değil/yerine İCBAR ile/değil/yerine İKNÂ


- İFNÂ ile/ve/değil/yerine İHYÂ


- İFRÂZ ile/||/<> MUKÂTAA

( Parçalara ayırma. İLE/||/<> Bir bütünün, bölümlere ayrılması ve kesim olarak belirlenmesi. [Osmanlı toprak sisteminde ya da devlete ait gelir kalemlerinin belirli bölümlere ayrılması. Daha sonra bu bölümler, belirli bir ücret karşılığında kiraya verilirdi.][Aynı zamanda bağ, bahçe, arsa durumuna getirilen ekim toprağı için verilen vergi için de kullanılırdı.]. )


- IFS İLE L-SYSTEMS İLE CELLULAR AUTOMATA ile/||/<> FRAKTAL ÜRETİM

( Fraktal oluşturma yöntemleri. )

( Formül: F → F+F--F+F )


- İFŞÂ ETMEK ile AFİŞE ETMEK

( İÇERİK[sanatta]: Yapıtın ifşâ ettiği fakat afişe etmediği. Sezdirdiği fakat göstermediği. )


- İFŞÂ ile DEŞİFRE[Fr. < DÉCHIFFRÉ]

( Gizli bir şeyi açığa çıkarma, yayma. İLE Çözülmüş, açıklanmış. )


- İFŞÂ ile İFTİRA


- İFŞÂ ile İMÂ

( Gizli bir şeyi yayma, ortaya dökme, açığa vurma. İLE İşaret. | İşaretle/dolaylı anlatma. )


- İFŞÂ ile/ve/<> KEŞF

( Varoluş. İLE/VE/<> Şuur. )

( Yukarıdan aşağı.[İNZAL] İLE/VE/<> Aşağıdan yukarı.[URÛC] )


- İFŞÂ ile VAHİY


- İFSÂH[Ar. < FASÂHET] ile İFSÂH[Ar. < FÜSHAT] ile İFSÂH[Ar. < FESH]

( Açık ve düzgün söz söyleme. İLE Açma, genişletme. İLE Unutma, akıldan çıkarma, ihmal etme. )


- İFTÂ'[Ar. < FETVÂ] ile İFTÂH[Ar. < FETH]

( Fetvâ verme, bir işi fetvâ ile halletme. İLE Açma, fethetme. )


- İFTÂR[< FITR] ||/<>/> İSRAF |
ile/değil/yerine/><
ORUÇ

( "Kaptırıp koyvermek." İLE/DEĞİL/YERİNE Kendini tutmak. )


- İFTAR KÖŞKÜ ile İFTARİYE KÖŞKÜ

( Dolmabahçe Sarayı arkasındaydı. [Şimdi yerinde yoktur.] İLE Topkapı Sarayı'nda, Bağdat Köşkü'nün yanındadır. )

( ... İLE ŞAHNİŞİN[< Fars.]: Çıkıntılı ve kapalı balkon. )

( 1741'de, I. Mahmud tarafından. İLE 1640'ta, Sultan İbrahim Han tarafından. )


- İFTARA YAKINKEN ile/ve SON RÜKÛ VE SECDE ile/ve İHRAM

( Allah'a en yakın olunan anlar/zamanlar. )


- İFTERÂ[Ar.] ile İHTELAKA[Ar.]


- İFTİÂL[Ar.] ile İFTİÂL[Ar.]

( İş edinme, iş yapma. | [Ar. dilbilgisinde] Beş harfli sözcüklerin birinci bâbı, iftiâl bâbı. İLE Fala bakma, fal tutma. )


- İFTİDA'[Ar. < FİDYE] ile İFTİDÂH/İFTİZÂH[Ar. < FADÂHAT/FAZÂHAT]

( Fidye vererek kölelikten kurtulma. İLE Kırma, kırıp ufalama. | Rezil/maskara olma. )


- İFTİDA'[Ar. < FİDYE] ile/ve/||/<> TALAK[Ar.]

( [evliliğin sona ermesi] Kadının, kocasını boşaması. İLE/VE/||/<> Evliliğin sona ermesi. Erkeğin, karısını boşaması. )


- İFTİKÂL[Ar.] ile İFTİKAR["ka" uzun okunur]

( Fazla çalışma, bir işte çok emek harcama. İLE Fakirlik gösterme. | Büyük/çok gereksinimi olma. | Alçakgönüllülük. )


- İFTİRA ile/ve/||/<> ÇAMUR ATMAK


- İFTİRA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İDDİA


- [ne yazık ki]
!İFTİRA ile !İFK

( Birine, aslı olmayan bir suç yükleme. İLE Bir suçu, birine yükleme. )


- BÜHTÂN ile KARA ÇALMA/KARALAMA, YALAN

( YALAN, İFTİRA )


- İFTİRA ile/ve KARALAMA/KARAMA/KARA ÇALMAK/KARA SÜRMEK

( !TAKVÎL[çoğ. TAKVÎLÂT], İSNÂD[çoğ. İSNÂDÂT] ile/ve ... )


- İFTİRA ile/ve/değil/||/<> YANLIŞ ANLAŞILMA


- İFTİRÂS[Ar.] ile İFTİRÂZ[Ar. < FARZ]

( Yırtıp paralama, zorla yere yıkma. İLE Gerekli sayma, farz kılma. )


- İFTİTÂH TEKBİRİ ile/ve/<> İSTİFTÂH TEKBİRİ ile/ve/<> TAHRİME TEKBİRİ ile/ve/<> TEŞRÎK TEKBİRİ

( Namaza başlarken alınan ilk tekbir. İLE/VE/<> Namaza başlarken alınan ilk tekbir. İLE/VE/<> İhrama girmek gibi yapılmaması gerekenlerin başladığı tekbir. İLE/VE/<> Arefe Günü, Sabah namazı ile başlayıp Kurban Bayramı'nın 4. günü ikindi namazına kadar, namazların farzını kılıp selâm verdikten sonra ara vermeden, yerinden kalkmadan, dünya kelâmı konuşmadan yerine getirilir ve vaciptir. )

( ... İLE/VE/<> ... İLE/VE/<> Allah-u Ekber[Allah sözü farzdır, Ekber sözü vacib'tir. El kaldırıp kulağa götürmek ise sünnettir.] İLE/VE/<> Vaciptir. )

( "ALLAHÜ EKBER(ALLAH ULULARIN ULUSUDUR)", "ALLAHÜ EKBER, ALLAHÜ EKBER, LÂİLÂHE İLL'ALLAHÜ V'ALLAHÜ EKBER, ALLAHÜ EKBER VE Lİ-LLÂH-İL HAMD" )


- İĞ ile İĞİPLİK

( Pamuk gibi şeyleri eğirmekte kullanılan, ortası şişkin, iki ucu sivri ve bunlardan biri, çoğu kez çengelli ağaç araç, eğirmen, kirmen. | Araba okunun ekseni. | Değirmen taşının ortasında bulunan ve üstündeki üst taşa geçen demir eksen. | İğiplik. İLE Mitoz bölünme sırasında oluşan, iğ biçimindeki uzantı. )


- İG ile İRİG/İDRİG[Argu] ile İRİG ile İRİG ile İRİG ile İRİNG ile İRİNÇÜ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Sayrılık. İLE Katı olan herhangi bir şey. İLE Çürümüş herhangi bir nesne. İLE Sadık ve becerikli. İLE Uyuz olmuş birinin kafası.[yara kabukları nedeniyle] İLE iririg. İrin, cerahat. İLE Günah. )


- İĞAĞACI ile İĞDE

( Anayurdu, Asya'nın dağlık bölgeleri olan, bazı türlerinde yaprakları kışın dökülen, odunu, tornacılık ve kaplamacılıkta kullanılan, kömürü ile karakalem resim yapılan küçük bir ağaç. İLE İğdegillerin örnek bitkisi olan bir ağaç. | Bu ağacın, zeytin biçiminde, kabuğu kırmızıya çalan, sarı renkte, beyaz unlu, tadı mayhoş yemişi. )

( EVONYMUS cum ELAEAGNUS )


- İĞDE -ile

( SÜZEN )


- İĞDE ile/ve ÇİLA

( ... İLE/VE Büyük, kurutulmuş iğde. [Urumçi] )


- İĞFÂL ile/değil/yerine/>< İFÂ

( Bir kadını aldatma, baştan çıkarma. | Bir ya da kadının ırzına geçme; tecavüz etme. | Aldatma, ayartma, kandırma, baştan çıkarma. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Bir işi yapma, yerine getirme. | Ödeme. )


- İĞFAL["İFAL" DEĞİL!] ile/değil/yerine/||/>< İFLÂH


- IGG ile/||/<> IGM

( IgG ikincil cevap uzun İLE IgM birincil cevap pentamer. )

( Formül: Secondary İLE primary )


- İGLOO -ile

( İGLU, APUTİAK )


- İĞMÂZ[Ar.] ile İĞMÂZ[Ar.]

( Ayıplama. İLE Göz yumma, görmezlikten gelme. )


- IGNAZ SEMMELWEIS ile/ve/||/<> LOUIS PASTEUR

( 01 Temmuz 1818 - 13 Ağustos 1865 İLE/VE/||/<> 27 Aralık 1822 - 28 Eylül 1895 )

( )


- İĞNE ile/ve/||/<>/> AKUPUNKTUR[Fr./İng. < ACUPONCTURE/ACUPUNCTURE]

( ... İLE/VE/||/<>/> Gövdenin belirli noktalarına genellikle altın iğne batırılarak yapılan sağaltım. )


- İĞNE ile BİZ

( ... İLE Meşin gibi şeyler dikilirken iğneye yol açmak için kullanılan, bir sapa çakılmış ince çivi gibi, kalın iğne. )


- İĞNE ile/değil/< ÇUVALDIZ[< Fars. CÜVÂL-DÛZ, BENDERZ]

( Dikim sağlayan alet. İLE/DEĞİL Çuval gibi şeyleri dikmekte kullanılan büyük iğne. )

( İğneyi, başkasına; çuvaldızı, kendimize batırmalıyız! )


- İĞNE ile/ve/değil/yerine/||/<> İBRE

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Ölçü aygıtlarında, sayı ya da im göstermeye yarayan, devingen iğne. | Çam, ardıç, sedir gibi ağaçların yaprağı. )


- İĞNE ile KIYIK

( ... İLE Kalın yorgan iğnesi. )


- İĞNE ile KLİPS[Fr. < CLIPS]

( ... İLE Yaylı bir pensle tutturulmuş küpe, iğne vb. )


- İĞNE ile RAFİT[Fr. < Yun.]

( ... İLE Bazı hayvan ve bitki gözelerinde bulunan, iğne biçiminde billur madde. )


- İĞNE ile TOPLU İĞNE

( NEEDLE vs. PIN )

( MİHYÂT ile ... )

( SÛZEN ile ... )


- IGO ile INGO ile PVO ile BINGO ile TGO ile HO

( INTERSTATE/INTERGOVERNMENT ORGANIZATIONS vs. INTERNATIONAL NONGOVERNMENTAL ORGANIZATIONS vs. PUBLIC VOLUNTARY ORGANIZATIONS vs. BUSINESS INTERNATIONAL NONGOVERNMENTAL ORGANIZATIONS vs. TRANSGOVERNMENTAL ORGANIZATIONS )


- İĞRENMEK/TİKSİNMEK ile ÇİĞRİMEK

( ... İLE Tiksinmek, ürpererek iğrenmek. )

( İKRAH ile ... )


- İĞRETİ" ile/değil EĞRETİ/İĞRENÇ


- İGSÂS[Ar.] -ile

( Güzel yemek yedirme/yedirilme. )


- İGSÂS[Ar.] ile İGSÂS[Ar.]

( Güzel yemek yedirme/yedirilme. İLE Sıkıştırma, tazyik etme; bir yer halkını sıkıntıya düşürme. )


- İĞTİLÂ[Ar.] ile İĞTİLÂL[Ar.] ile İHTİLÂL[Ar. < HALEL, çoğ. İHTİLÂLÂT]

( Hızlı, çabuk yürüme. İLE İçme. | Giysiyi, üst üste giyme. | Hayvanın, çok susaması. İLE Bozukluk, bozulma, karışıklık, düzensizlik. | Bir devletin siyasi, toplumsal ve iktisadi yapısını ya da yönetim düzenini değiştirmek amacıyla tüze kurallarına ve yasalara uymaksızın güç kullanarak yapılan geniş halk devimi. )


- İĞTİLÂF[Ar.] ile İHTİLÂF[Ar. < HİLÂFET, çoğ. İHTİLÂFÂT] ile İTİLÂF[Ar. < ÜLFET, çoğ. İTİLÂFÂT]

( Kılıf içine girme. İLE Ayrılık, uymayış/uymama, anlaşmazlık, aykırılık. İLE Alışma, ülfet etme. | Uyuşma, uygunluk. )


- İGTİMÂD/İGMÂD[Ar. < GIMÂ] | İĞTİLÂF/İGLÂF[Ar. < GILÂF] [Ar.] ile İTİMAD[Ar. < AMD]

( Kınına/kılıfına sokma. İLE Dayanma, güvenme. | Emniyet, güven. )


- İGTİMÂS[Ar.] ile İGTİMÂZ[Ar.]

( Suya dalma. İLE Gözünü yumma. )


- İGUANA ile/ve KOMODO EJDERİ

( Amerika'ya özgü bir kertenkele. Hint Kertenkelesi. İLE/VE ... )

( ... İLE/VE En büyük zehirli hayvan. )


- İGUANA ile/ve/<> DENİZ İGUANASI

( ... İLE/VE/<> Galapagos Adaları'nda yaşamaktalardır. )

( Kara iguanaları, rengârenktir. İLE/VE/<> Koyu renktedir. )


- IGUANA ile GALAPAGOS KARA IGUANASI ile GALAPAGOS DENİZ IGUANASI


- İGUANA ile KALAKBAŞ/TEPEGÖZ

( ... İLE Kafalarının ön tarafında üçüncü bir "göz"leri vardır. [Işığa duyarlıdır ve büyük olasılıkla gövde ısısını düzenlemeye yarar.] )

( ... İLE 100 yıldan uzun yaşayabilirler. )

( ... İLE Yeni Zelanda'nın kıyılarındaki adalarda yaşarlar. [Serin adalarda yaşayabiliyorlar.] )

( ... İLE En ilkel sürüngenlerdir. )

( ... İLE Dişleri yoktur. [Tek parça bir çene kemikleri vardır.] )

( ... İLE Kıçlarını birbirine bastırarak çiftleşirler. )

( ... İLE Dişilleri 4 yılda sadece bir kez yumurtlar ve kuluçkaları 1 yıldan uzun sürer. )

( ... İLE Yavrunun, dişil mi eril mi olduğu, yumurta sıcaklığından anlaşılır. )

( ... İLE Nüfusu 2 kat daha fazla eril üretmektedir. [toplam 55.000 kadarlardır] )

( ... İLE İpe bağlı bir topu ısırıp bırakmadıkları için yakalanırlar. [Maymunların, sadece ellerinin girebileceği büyüklükteki bir delikten muzu almak üzere sepetten çıkartmak isterken ellerinin yumruk olmasıyla ve muzu bırakmamalarıyla yakalandıkları gibi] )

( [Maori dilinde] ... ile SİVRİ SIRTLI )

( ... vs. TUATARA )

( ... cum SFENEDON ailesi )

( CYCLOPS STRENUUS )


- İGUANA ile MADAGASKAR İGUANASI


- İGUANA ile YAKALI İGUANA

( ... İLE Madagaskar'da yaşar. )


- İGUANA ile YEŞİL İGUANA


- İGZÂ'[Ar.] ile İGZÂ'[Ar. < GAZÂ]

( Görmemezliğe gelme. İLE Gazâya, cenge/savaşa gönderme/gönderilme. )


- İHÂLE ETMEK ile/ve EMÂNET ETMEK


- İHÂN[Ar. < VEHN] ile İHAN[Ar. < İHNET]

( Birini zayıf, güçsüz tutma, güçsüzleştirme. | Birini hor görme, tahkir etme. İLE Öfkeler, hiddetler, gazaplar. )


- [ne yazık ki]
İHÂNET ile/ve/değil CEHÂLET

( Kimse, kimseye ihanet edemez. Ancak kendi, kendine eder. )


- İHÂNET ile/ve/<> GÜNAH


- İHÂNET ile/değil MUHÂLEFET


- İHÂTA DUVARI ile/ve/||/<> İSTİNÂD DUVARI

( Daha kısadır.[Bahçe ya da binayı çevreler] İLE/VE/||/<> Daha uzundur. Yükseklik önemlidir.[Toprağın tipi ve kayması hesaplanarak kalınlık belirlenir.] )

( İncedir. İLE/VE/||/<> Kalındır[taşla örüldüğünden]. )


- İHBÂL[Ar.] ile İFKÂR[Ar.]


- İHBAR ile/ve/değil DEDİKODU

( [not] DENUNCIATION vs./and/but GOSSIP )


- İHBAR ile/ve/değil İKAZ


- İHBAR ile/ve İTİRAF

( DENUNCIATION vs./and CONFESSION )


- İHBÂRÎ ÖNERME ile İNŞÂÎ ÖNERME


- İHBÂS[Ar.] ile İHBÂS[Ar.]

( Hayır ve iyilik için mal ve hayvan vakfetme. İLE Birinin hakkını yok etme. )


- İHBÂT[Ar.] ile TEKFÎR[Ar.]


- İHCÂM[Ar.] ile KEFF[Ar.]


- İHDÂ[müennesi[Ar.] ile AHAD] ile İHDÂ'[Ar. < HEDİYYE]

( Bir. İLE Armağan yollama, hediye verme/etme/gönderme. )


- İHDÂL[Ar.] ile İHDÂR[Ar.] ile İHDÂR[Ar. < HADR]

( Islatma, ıslatılma. İLE İptal etme, hükümsüz bırakma. İLE Bir örgenin/uzvun hissini iptal etme, uyuşturma. [İng. ANESTHESIA | Fr. ANESTHÉSIE] | Genç kızı yaşmaklandırma, ferâce giydirme. )


- İHKAK-I HAK[Ar.] ile/ve/||/<>/> YARGILAMA

( Bir hakkı, usûlü dairesinde yerine getirme, mürâfaa ve muhâkeme sonucunda, ispat ve izhâr etme. )


- İHKÂM[Ar.] ile İTKÂN[Ar.]


- İHKÂM[Ar.] ile RASF[Ar.]


- İHKÂMU'Ş-ŞEY'[Ar.] ile İBRÂMUHU[Ar.]


- İHKAR["ka" uzun okunur] ile İHKAR[Ar.]

( Tahkir etme, rezil etme. İLE Bir yere bina yapmak ya da ağaç dikmek için yıllık belirli bir para ile ve üzerinde kalması koşuluyla o yeri kiralama. )


- İHLÂ'[Ar.] ile İHLÂ'[Ar. < HULV]

( Boş bırakma, boşaltma. İLE Tatlılaştırma, tatlılandırma. )


- İHLÂK[Ar.] ile İ'DÂM[Ar.]


- İHLÂL[Ar. < HALEL] ile İHLÂL[Ar. < MAHALL]

( Bozma, sakatlama, halel getirme. İLE Yer gösterme, yerleştirme. )


- [ne yazık ki]
İHLÂL ile/ve/||/<> JUS COGENS İHLÂLLERİ


- IHLAMUR ile JÜT[Bengal dilinden]

( ... İLE Ihlamurgillerden, Hindistan ve Bengaldeş'te yetişen, ip ve çuval yapımında kullanılan, liflerinden yararlanılan bir bitki. | Bu bitkinin liflerinden yapılan dokuma. )

( ... cum CORCHORUS CAPSULARIS )


- İHLÂS[Ar.] ile İHLÂS[Ar. < HULÛS | çoğ. İHLÂSÂT]

( Bozma, sakatlama, halel getirme. İLE Temiz/doğru/hâlis sevgi. | Gönülden gelen dostluk, samimiyet, doğruluk, bağlılık. | Yalandan uzaklaşma. )

( HULUS[Ar.]: Gönül temizliği. )


- İHLÂS ile/ve İLİM

( Rab. İLE/VE Süs. )


- İHLÂS ile/ve/= RABB


- İHLÂS ile/ve SAMİMİYET


- [Ar.] İHLÎL ile MEBÂL

( Penisin deliği, sidik yolu. İLE Sidiğin çıktığı yer. )


- İHMAL ETMEK ile/ve/değil/yerine İMAL ETMEK


- İHMAL ile GÖZARDI

( NEGLIGENCE vs. TO IGNORE )


- [ne yazık ki]
İHMAL ile/ve/||/<>/> İHLÂL


- İHMÂL[Ar. < HAML] ile İHMÂL[Ar.]

( Yükletme, yükletilme. İLE Önem vermeme, önemsememe, boşlama, terk etme. Olduğu gibi bırakma, savsaklama. )


- İHMAL ile/ve/> İKİLEM

( NEGLIGENCE vs./and/> DILEMMA )


- İHMAL ile/ve/değil/yerine İMHAL

( Boşlama, önemsememe, bırakma. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Mühlet verme. )

( ["]Allah, ihmal etmez, imhal eder.["] [Mühlet verir.] )


- [ne yazık ki]
İHMAL ile/ve/<> İŞGÜZARLIK


- İHMAL ile/ve/değil/>/< OLASI KAST


- İHMAL ile TERK

( NEGLIGENCE vs. ABANDONMENT )


- İHMAL[Ar.] ile/değil/yerine/>< İMAR[Ar.]


- İHMÂLÎ ile/ve/<> İCRÂÎ


- İHRÂB[Ar.] ile İHRÂB[Ar.] ile İHRÂB[Ar.]

( Harâb etme/edilme. İLE Azmetme. | Kaçmaya zorunlu kılma. İLE Kavgayı kızıştırma. )


- İHRÂK[Ar.] ile İHRÂK[Ar. < HARK]

( Dökme, akıtma. İLE Yakma, yakılma. )


- İHRÂM[< HAREM] -ile

( HACILARIN KÂBE'YE GİDERKEN ÖRTÜNDÜKLERİ DİKİŞSİZ BEYAZ ÖRTÜ )


- İHRAM ile/ve KEFEN

( Ölmeden önce ölmek! - MÛTÛ KABLE EN TE-MÛT )


- İHSÂ'[Ar.] ile İHSÂ'[Ar. < HASÂ | çoğ. İHSÂİYYÂT] ile İHSÂ'[Ar.]

( Hayvan tezeği yakma. İLE Sayma, sayılma. İLE Yalnız bir ilim ve sanat ile uğraşıp onda geniş bilgi elde etme. | Eneme, eusyelerini çıkarma, hadım/iğdiş etme. )


- İHSÂN ETMEK ile İKRÂM ETMEK

( İstenileni vermek. İLE Elindekini vermek. )


- İHSAN FAZLIOĞLU BETİKLERİNDE:
KENDİLİK ile/ve/||/<> KİMLİK


- İHSÂN[< HASEN (çoğ. İHSÂNAT)] -ile

( İYİLİK ETME | BAĞIŞ | VERİLEN, BAĞIŞLANAN ŞEY | LÜTF | BİR YERİ SAĞLAMLAŞTIRMA | İFFETLİ VE NAMUSLU OLMA )


- İHSÂN[Ar.] ile İCMÂL[Ar.]


- İHSÂN[Ar.] ile İFDÂL[Ar.]


- İHSÂN[Ar. < HISN] ile İHSÂN[Ar. < HASEN | çoğ. İHSÂNAT]

( Bir yeri sağlamlaştırma. | İffetli ve namuslu olma. İLE İyilik etme. | Bağış, bağışlama. | Verilen, bağışlanan şey. | İyilik, lütûf. )


- İHSAN ile/ve/değil/yerine İKRAM

( İsteyene verilen/vermek. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE İstenmeden verilen/vermek. )


- İHSÂN ile/ve/||/<>/< İSÂR

( Fazlasıyla vermek. İLE/VE/||/<>/< Kendi muhtaçken vermek. )


- İHSÂN ile LÜTÛF


- İHSÂN[Ar.] ile NEF'[Ar.]


- İHSÂNEN[Ar.] ile İHSÂNÎ[Ar.]

( İyilik ederek, bağışlayarak, ihsan suretiyle. İLE İhsana ait, ihsan ile ilgili, ihsan yoluyla. )


- İHSAS ile/ve AKIL

( MAHSUSAT ve MAKULÂT )


- İHSÂS[Ar.] ile İHSÂS[Ar.] ile İHSÂS[Ar. < HİSS | çoğ. İHSÂSÂT]

( Hisse verme/verilme, pay etme. İLE Kandırma. İLE Üstü kapalı anlatma, duyurma, sezdirme. | Duyum. )


- İHTÂ'[Ar.] ile İHTÂR[Ar. < HUTÛR | çoğ. İHTÂRÂT]

( Hataya düşürme/düşürülme. | Yanılma/yanıltılma. İLE Anımsatma. | Dikkatini çekme, tenbih. )


- İHTAR[Ar.] ile/ve/||/<>/> İHBAR[Ar.]

( Uyarma, dikkat çekme, uyarı. | Bir şeyi, birine anımsatma. İLE/VE/||/<>/> Bildirme, bildirim, haber verme. | Suçlu saydığı birini ya da suç saydığı bir olayı yetkili kuruma gizlice bildirme, ele verme. )


- İHTELAKA[Ar.] ile İFTERÂ[Ar.]


- İHTİBÂR[Ar.] ile TECRÎB[Ar.]


- İHTİBÂRSIZ İHTİYÂR ile/değil/yerine İHTİYÂR

( Deneyimsiz/ihtibarsız ihtiyâr, ne doğru, ne de sağlıklı olur. )


- İHTİCÂC[Ar.] ile İSTİDLÂL[Ar.]


- İHTİDÂ'[Ar. < HADA] ile İHTİDÂ'[Ar. < HİDÂYET] ile İHTİDÂ'/İHTİZÂ'[Ar.]

( Hilekârlık, hilecilik. | Aldatma, oyun etme. İLE Doğru yola girme. İslâm dinini kabul etme, müslüman olma. İLE Alçakgönüllülük/tevâzu. )


- İHTİDÂ'[Ar. < HİDÂYET] ile İMTİDÂD[Ar. < MEDD]

( ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK, TEVAZÛ [bkz. İHTİZÂ] | HÎLEKÂRLIK | ALDATMA | DOĞRU YOLA GİRME, HİDAYETE ERME | İSLÂM DİNİNİ KABUL ETME, MÜSLÜMAN OLMA )


- İHTİFÂ'[Ar.] ile İHTİFÂ'[Ar. < HAFÎ]

( Çıplak ayakla yürüme. İLE Saklanma, gizlenme. )


- İHTİFÂL[Ar.] ile İNFİÂL[Ar. < Fİ'L | çoğ. İNFİÂLÂT]

( Büyük kalabalıkla yapılan anma töreni. İLE Gücenme, darılma. )


- İHTİKÂK[Ar. < HİKKE] ile İHTİKAK["ka" uzun okunur]

( Değme, birbirine sürünme. | Kaşınma. İLE İki taraftan her birinin "hak benimdir" diye ayak diremesi. )


- İHTİKAR[Ar. < HAKARET] ile İHTİKÂR[Ar.]

( Hor, hakir görme. | Hakarete katlanma. İLE Halkın, yiyecek ve içecek gibi zorunlu gereksinimlerini ucuz ucuz toplayıp, fırsat bulunca pahalı satma, vurgunculuk, boğuntu, madrabazlık. )


- İHTİKÂR ile İHTİLAS

( Vurgunculuk, vurgun. İLE Aşırma, para aşırma, aşırtı. )


- İHTİLÂ'[Ar.] ile İHTİLÂ'[Ar.]

( Taze ot biçme. İLE Bayanın, mehrinden vazgeçip ya da çok para vererek kocasından boşanması, nikâhı bozdurma. )


- İHTİLÂB[Ar.] ile İHTİLÂB[Ar.]

( Aldatma, aldatılma. İLE Süt sağma. )


- İHTİLAÇ ile İHTİYAÇ

( Çırpınma. İLE Gereksinim. )


- İHTİLÂF EKOLÜ ile/değil/yerine İTTİFAK EKOLÜ


- İHTİLÂF[< HİLÂFET] -ile

( AYRILIK, UYUŞMAZLIK, ANLAŞMAZLIK, AYKIRILIK )


- İHTİLÂF ile HİLÂF

( Köke ilişkin. İLE Basit bir konuya ilişkin. )

( Delillendirilen. Müdellel. İLE Delillendirilmeyen. Gayr-ı müdellel. )

( Kişiler arasında. İLE Yöntem(usûl) ve ilkelerde. )

( Olabilir. İLE Olmamalı. )


- İHTİLÂF ile İRTİDÂD[< REDD]


- İHTİLÂF ile İTİRAZ


- İHTİLÂF[Ar.] ile TEFÂVÜT[Ar.]


- İHTİLÂF ile TEFRİKA


- İHTİLÂK[Ar.] ile İHTİLÂK[Ar.]

( Traş etme/edilme. İLE Yalan uydurma. )


- İHTİLÂL ile/ve/değil/yerine/||/<>/> İNKILÂP

( Başlar ve biter. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Sürer. )


- İHTİMAM[Ar. < HEMM] ile/ve/||/<>/>/< İTİBAR[Ar.]


- İHTİMÂM[Ar.] ile İHTİMÂM[Ar.] ile İHTİMÂM[Ar. < HEMM | çoğ. İHTİMÂMÂT]

( Süpürme. İLE Elemden/kederden dolayı uyuyamama. İLE Dikkatle, çabayla çalışma, özenle iş görme. )


- İHTİMAM ile/ve/||/<>/< İHTİYÂR


- İHTİMAM[< HEMM] ile/ve/||/<> İTİNÂ[< UNİYY]

( Dikkatle, çabayla çalışma, özenle iş görme. İLE Çok dikkat etme. )


- İHTİRÂ'[Ar.] ile İBTİDÂ'[Ar.]

( Daha önce benzeri olmayan bir şey icat etme; türetme. | Uydurulan bir yalanı gerçek gibi gösterme. | Daha önce kimse tarafından söylenmemiş yeni şeyler söyleme. | Özgün söz, şiir vb. İLE Başlangıç. | Bir işe başlama. | Önceleri, en önce, ilk önce. )


- İHTİRÂS[Ar. < HİRÂSET] ile İHTİRÂS[Ar. < HIRS] ile İHTİRÂZ[Ar. < HIRZ]

( Çekinme, sakınma, korunma. İLE Şiddetli istek/arzu. İLE Sakınma, çekinme. | Korkma. )


- İHTİRÂS[< HIRS] ile/ve/değil/yerine İŞTİYÂK[< ŞEVK]

( Gövdeye/fiziğe yönelik. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Aşkınlığa yönelik. )


- İHTİRAS ile İTİRAZ


- İHTİRAS ile/ve/> YABANCILAŞMA


- İHTİŞÂM[< HAŞMET] -ile

( ŞANLI GÖRÜNÜŞ, GÖSTERİŞ, DEBDEBE, TANTANA )


- İHTİŞAM[< HAŞMET] ile/ve/||/<> ŞATAFAT

( Şanlı görünüş, tantana, debdebe. | Büyüklük, gözalıcılık, gösterişlilik, görkem. İLE/VE/||/<> Süs ve gösteriş. )


- İHTİSÂR[Ar. < HASR]/İKTİSÂR/SIMPLIFICATION[Fr., İng.] ile KISALTMA

( Kısaltma tekniği. )


- İHTİSÂR[Ar.] ile ÎCÂZ[Ar.]


- İHTİSÂS[Ar. < HİSS | çoğ. İHTİSÂSÂT] ile İHTİSÂS[Ar. < HUSÛS] ile İHTİZÂZ[Ar.] ile İ'TİSÂS[Ar.]

( Duyumsama/hissetme. | Duygulanma. İLE Bir ilim ya da sanat üzerinde fazla çalışarak onda derinleşmiş olma, uzmanlık. İLE Gece gezip dolaşma, bekçilik görevi görme. )