Bağlaçlı
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 46.491 başlık/FaRk ile birlikte,
46.491 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(74/187)
- HEDEF ile UC
- HEDEFİ BELİRLEMEK ile/ve/||/<>/> ÇITAYI YÜKSELTMEK
- HEDER[Ar.] ile/değil HEBÂ[Ar.]
( Karşılığını alamama, boşa gitme, ziyan olma. İLE/DEĞİL Hiçbir işe yaramadan yok olma, boşa gitme. )
- HEDÎR ile NEVH
( Güvercin ve benzeri kuşların ötmesi. İLE Güvercinin nağme ile ötmesi. )
- HEDİYE ile RÜŞVET
( PRESENT vs. BRIBE )
- HEDY[Ar.] ile BEDENE[Ar.]
- HEDY[Ar.] ile BEYÂN[Ar.]
- HEFT-HÂN[Fars.] ile HEFT-HÂN[Fars.]
( "Yedi konaklık yol": Rüstem ile İsfendiyar'ın geçtikleri yol. İLE "Yedi sofra": Nev'î Zâde Atâî'nin tasavvuf niteliğinde olan bir mesnevîsi.[1627] )
- HEGEL ile/ve/||/<> FEUERBACH ile/ve/||/<> MARX
( Kant'ın takipçisi ve geliştiricisi. İLE/VE/||/<>/> Hegel'in öğrencisi ve Marx'ın öncüsü/hocası. İLE/VE/||/<>/> Hegel'in takipçi ve geliştiricisi. Feuerbach'ın öğrencisi. )
- HEGEL ile KEGEL
- HEGEL ile/ve/=/||/<>/< PLATON GİBİ DAVRANAN ARİSTOTELES
- HEGEMON ile/değil/yerine/>< EGEMEN
- HEGEMONYA[Yun. < HEGEMONIA]["HEGAMONYA" değil!] ile BASKI
( ... İLE Bir devletin, başka bir devlet üzerindeki siyasi üstünlüğü ve baskısı. )
- HEINZ KOHUT ile/ve/||/<> CHARLES STROZIER
( Strozier, Kohut'un yaşam öyküsünü yazmıştır. )
- HEINZ KOHUT ile/ve/||/<> JAMES F. MASTERSON
- HEİSENBERG BELİRSİZLİĞİ ile/||/<> PAULİ DIŞLAMA İLKESİ
( Heisenberg konum-momentum belirsizliği, Pauli aynı kuantum durumunda iki fermiyon olamaz. )
( Formül: ΔxΔp ≥ ħ/2 )
( Werner Heisenberg tarafından 1927 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1901-1976) (Ülke: Almanya) (Alan: Fizik) (Önemli katkıları: Belirsizlik ilkesi, kuantum mekaniği) (Nobel: 1932) )
- HEKİM ile NİTÂSÎ[Ar.]
( ... İLE Anlayışlı hekim. )
- HEKİMLER ile/ve/<> PİLOTLAR
- HEKLEMEK"[İng. < HACKING] ile/değil/yerine/>< EKLEMEK
- HEKSİS ile/ve/||/<>/> FUSIS ile/ve/||/<>/> PSUKE ile/ve/||/<>/> HEGEMONİKON
- HEKSOZ ile PENTOZ
( Altı karbonlu monosakkaritler. İLE Beş karbonlu monosakkaritler. )
- HEKTAR ile DESYATİNA[Rusça]
( ... İLE Eski Rusya'da, 1,09 hektara eşit arazi ölçüsü. )
- HELÂ/HALÂ[Ar.]/KENEF[Ar. < KENİF]/KERİZ[Fars. < KARIZ]/AYAKYOLU/WC/TOILET[İng.]/00[Fr.]/TUVALET[Fr.] ile MEMİŞHANE ile TUVALET
( Ayakyolu. İLE Gece giysisi. )
- HELÂHİL-NİSÂR[Ar.] ile HELÂHİL-RÎZ[Ar., Fars.]
( Öldürücü zehir saçan. İLE Öldürücü zehir saçan. )
- HELÂL >< HARAM ile MÂRUF >< MÜNKER
( Pek kabul edilmemek ve onaylanmamakla birlikte, farzları yerine getirmemenin, eksikliklerin, yanlışların, en son noktada cezâsı yoktur/olmaz. İLE İnsanlığı ve geneli kapsayan yanlışların cezâsı da vardır. )
( MÂRUF: Herkesçe bilinen, tanınan, belirli, sanlı. | Şeriatın uygun gördüğü, beğendiği ve buyurduğu. )
- HELÂL ile CAİZ
- HELÂL ile/ve HELÂL
- HELÂL ile/ve/||/<> HİLÂL ile/ve/||/<> LÂLEH
- HELÂL[Ar.] ile MÜBÂH[Ar.]
- HELÂL ile TAYYİP
- HELEN ile BARBAR
( BAR BAR (BAĞIRMAK), BARBAR: BIR BIR KONUŞAN )
- HELEN ile GREK
- HELİKAZ ile/||/<> LİGAZ
( Helikaz açar İLE ligaz bağlar. )
( Formül: Unwind İLE join )
- HELİKON[Fr. < Yun.] -ile
( Çalgı ağızlığı ve pistonu olan, boyundan geçirilerek tutulan, çember biçimli, üflemeli bakır çalgı. )
- HELİKOPTER ile/ve ORNİTOPTER
( ... İLE/VE Kanat çırpacak biçimde düzenlenmiş hava taşıtı. )
- HELİKS ile BETAYAPRAK
( Proteinlerin ikincil yapısındaki spiral biçimi. İLE Proteinlerin ikincil yapısındaki yassı yapı. )
- HELKE ile/değil/yerine BAKRAÇ
( Bakraç, kova. İLE/DEĞİL/YERİNE Çoğunlukla bakırdan yapılan küçük kova. | Bir bakracın alabildiği miktar. )
- HELLİK ile HELLİK
( Duvar örerken büyük taşların arasına, boşluklara konulan ufak taş parçaları. İLE Yağmurdan sonra topraktaki yumuşaklık. )
- HELVA ile KOZ HELVA
( ... İLE Ceviz ve şekerle yapılan, ağdalı bir helva türü. )
- HELVA ile SABUNİYE
( ... İLE Bir tür nişasta helvası. )
- HELVA ile/ve TATLI
( Eskiden, tatlının genel adı, Helva idi. )
- HEM -ile
( BİR, AYNI )
- [hem] ÇOK OKUYAN ile/ve/||/<>/hem de ÇOK GEZEN
( Hangisi daha çok bilir?" sorusuna, birinden yana, iki yaklaşımda bulunuluyor. Doğru yanıt diye bir şey yok! İkisi de doğru ya/ya da yanlış olabilir. Fakat bilinebilecek bir şey varsa, o da ikisini de yapanın hiçbir şey bilmediğidir. Yani ne kadar bilmediğini anlayarak ve ne kadar daha anlaması gerektiğini anlar. "ŞİO ME NİHİL ŞİRE"[En iyi bildiğim şey, hiçbir şey bilmediğim!"] )
- HEM ..., HEM DE ... ile DURUMA GÖRE ...
- HEM KARADA, HEM SUDA YAŞAYABİLEN CANLILAR ile/ve SÜRÜNGENLER ile/ve BALIKLAR
( Türkiye Kurbağa ve Sürüngenleri )
( ZÂT-ÜT-TENEFFÜS-İL-MÜZDEVİC, ZU-L-MAÂŞEYN/MÂÎŞEYN ile ... )
( FERZEND-İ ÂB: Suda yaşayan hayvanlar. )
( AMPHIBIANS vs. REPTILES and FISHES )
( AMPHIBIE avec ... et ... )
- [ne yazık ki]:
[hem] SUÇLU ile/ve/hem de/||/<>/> "GÜÇLÜ"
- HEMATEMEZ ile/||/<> MELENA
( Mide ya da yemek borusundan kan kusma. İLE/||/<> Sindirim düzeninden kanamalı dışkı. )
- HEMATİ[Fr. < Yun.] ile HEMATİT[Fr. < Yun.]
( Kanın, hemoglobinle renklenmiş kırmızı yuvarı. [Bir milimetreküp insan kanında, 5 milyon hemati vardır.] İLE Kırmızı ya da esmer renkte olan doğal demir oksidinden oluşan bir mineral [Fe2O3], kantaşı. )
- HEMATİT ile MANYATİT
- HEMATİT ile/||/<> MANYETİT/MAGNETİT
( Metalik gri ya da siyah renkte olan bir taş. İLE/||/<> Siyah manyetik bir mineral. )
- HEM(AT)OPO(İ)ETİK ile HEM(AT)OPO(İ)EZ ile HEMAGLÜTİNASYON ile HEMATEMEZ ile HEMATOJEN ile HEMATOLOG ile HEMATOLOJİ ile HEMATOM ile HEMATÜRİ
( Kan yapıcı, kan oluşumu [ile ilgili]. İLE Kan yapımı, kan oluşumu. İLE Kan kümeleşimi. İLE Kan kusma. İLE Kan yapıcı, kan yoluyla. İLE Kanbilim uzmanı. İLE Kanbilim. İLE Kan toplağı. İLE Kan işeme. )
- HEMATÜRİ ile/||/<> PROTEİNÜRİ
( Sidikte kan bulunması. İLE/||/<> Sidikte protein bulunması. )
- HEMATÜRİ ile/||/<> PROTEİNÜRİ
( Sidikte kan bulunması. İLE/||/<> Sidikte protein bulunması. )
- HEMCİNS ile/ve/değil/||/<> HEMDERT
( Varolanların tümü. | Cinsleri bir olan, aynı soydan. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Dertleri ortak/yakın olan kişiler. )
- HEM-DEM[Fars.] ile HEM-DEST[Fars.]
( Sıkı fıkı, canciğer arkadaş. İLE Kuvvet kudrette beraber olan, el ele veren. | Ortak. | Kumaş dokuyuculukta bir çırağa, artık tek başına çalışabilecek seviyeye geldiğini bildiren beratı veren kişi. )
- HEM-DEST -ile
- HEM-DİL -ile
( DÜŞÜNCELERİ, YÜREKLERİ BİR OLAN, GÖNÜLDEŞ )
- HEME İLE CHLOROPHYLL İLE COBALAMİN İLE IRON-SULFUR ile/||/<> METALLOPROTEİNLER
( Metal içeren biyomoleküller. )
( Formül: Fe²⁺ ⇌ Fe³⁺ )
- HEME OST ile HEME EZ OST
- HEMEN DEĞİŞİM ile/ve ÂNÎ DEĞİŞİM
( IMMEDIATELY ALTERATION vs./and SUDDEN ALTERATION )
- HEMEN ile DOĞRUDAN
( IMMEDIATELY vs. INDIRECT )
- HEMEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SICAĞI SICAĞINA
- HEMİANOPSİ ile HEMİPLEJİ ile HEMİSFER
( Yarım görmezlik. İLE Yarı inme. İLE Yarı küre. )
- HEMİNTH-/HEMİNTHO- ile/||/<> VERMİ-
( Kurt, solucan. İLE/||/<> Solucan. )
- HEMM[Ar.] ile GAMM[Ar.]
- HEMM[Ar.] ile HİMMET[Ar.]
- HEMM[Ar.] ile İRÂDE[Ar.]
- HEMM[Ar.] ile KASD[Ar.]
- HEMODİYALİZ ile HEMOGRAM ile HEMOLİTİK ile HEMOLİTİK ANEMİ ile HEMOLİZ ile HEMOPTİZİ ile HEMORAJİ ile HEMORAJİK ile HEMOSİTOMETRE ile HEMOSTATİK ile HEMOSTAZ
( Kan süzüm. İLE Tam kan sayımı. İLE Kan yıkımlı, kan yıkıcı. İLE Yıkımlı kansızlık. İLE Kan yıkımı. İLE Kan tükürme. İLE Kanama. İLE Kanamalı, kanama[yla ilgili]. İLE Kan sayar. İLE Kanama durdurucu. İLE Kanama durması, kanın durması. )
- HEMOGLOBİN ile/||/<> MİYOGLOBİN
( Hemoglobin kanda O₂ taşır İLE miyoglobin kasta O₂ depolar )
( Formül: Hb 4 hem grubu İLE Mb 1 hem grubu )
- HEMPA ile/||/<> HEMTA
( Ayaktaş, arkadaş[kötü işlerde]. İLE/||/<>/||/<> Yandaş, denktaş, arkadaş. )
- HEMPA[Fars.] ile/değil/yerine/>< KANKA/ARKADAŞ
( Kötü işlerde aynı amaçla ve birlikte hareket eden kişi, ayaktaş. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kan kardeşliği kadar yakınlıkla birlikte hareket eden/ler. )
- HEMZ[Ar.] ile LEMZ[Ar.]
( Örtülü ayıplama. İLE İthâm ederek ayıplama. )
- [ ’ ](Hemze) ile [ ‘ ](Ayn)
- HENDEK ile/ve AZMAK ile/ve UR
( ... İLE/VE Su birikmiş hendek. İLE/VE Bir tür hendek. )
- HENDEK ile KUYU/TUYNUK
( Kuyu görüntüsü, bir kaynağı ya da bir kazanç kapısını simgeleyebilir. )
( ... ile Bİ'R[çoğ. ÂBÂR], BEVD
... ile BÂSİKA: Ağzına kadar su dolu olan kuyu. )
( ... ile ÇÂH, ÇEH )
( DITCH/TRENCH vs. WELL )
- HENGÂME[Fars.][HANGAME/ENDAME değil!] ile İZDİHÂM[Ar. < ZAHAM] ile CURCUNA
( Kavga, patırtı, gürültü. İLE Kalabalık, yığılma, kalabalıktan sıkışma. İLE Gürültülü, karışık durum. | Türk müziğinde, on zamanlı, altı vuruşlu küçük bir usûl. | Bu usûlle bestelenmiş yapıt. )
- HENÎ'[Ar.] ile MERÎ'[Ar.]
- HENRY CAVENDISH ile/ve/<> ANTOINE LAVOISIER
( [Hidrojen] Kâşifi. [1766] İLE/VE/<> Adlandıran. [1783] )
( Hidrojen )
- HENRY ile/||/<> YASASI
( Gazların çözünürlüğü yasası )
( William Henry tarafından 1803 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1774-1836) (Ülke: İngiltere) (Alan: Kimya) (Önemli katkıları: Henry yasası) )
- HEP ile/yerine/değil DAHA ÇOK
- HEP[Fars. < HEB] ile/değil İKİ (KEZ)
( [not] ALLWAYS vs./but TWO (TIMES)/TWICE )
- HEP ile İKİDE BİR
- HEP ile/değil/yerine OLABİLDİĞİ KADAR
- HEP ile/ve/<> SADECE
- HEPATİK ile HEPATOLOJİ ile HEPATOMEGALİ ile HEPATOSİT ile HEPATOSPLENOMEGALİ ile HEPATOTOKSİK
( Karaciğer [ile ilgili]. İLE Karaciğerbilim. İLE Karaciğer büyümesi. İLE Karaciğer gözesi. İLE Karaciğer/dalak büyümesi. İLE Karaciğere zararlı. )
- HEPATİT A ile/||/<> HEPATİT B ile/||/<> HEPATİT C ile/||/<> HEPATİT D ile/||/<> HEPATİT E
( Hepatit A virüsünün neden olduğu, genellikle kirli su ya da yiyeceklerle bulaşan bir karaciğer bulaşı. İLE/||/<> Hepatit B virüsünün neden olduğu, kan ve vücut sıvıları yoluyla bulaşan bir karaciğer bulaşı. İLE/||/<> Hepatit C virüsünün neden olduğu, kan yoluyla bulaşan bir karaciğer bulaşı. İLE/||/<> Hepatit B virüsü ile birlikte bulaş oluşturan bir karaciğer bulaşı. İLE/||/<> Hepatit E virüsünün neden olduğu, genellikle kirli su ile bulaşan bir karaciğer bulaşı. )
- HEPAT/O- ile KRAN(İ)YO- ile M(İ)YEL(O)- ile FLEBO- ile PNEUM-/PNEUMO-/PNEUMATO- ile PİYO- ile NEKRO-
( Karaciğer [ön ek]. İLE Kafa-, kafatası. İLE Omurilik [ile ilgili]. İLE Toplardamar [ile ilgili]. İLE Hava-, gaz-, akciğer. İLE İrinli, irin .... İLE Ölü/nekro-. )
- HEPATOMEGALİ ile/||/<> SPLENOMEGALİ
( Karaciğerin olağandışı büyümesi. İLE/||/<> Dalağın olağandışı büyümesi. )
- HEPİMİZİ BİR YAPAN ile/ve/<> BAZILARIMIZI "AYRI" YAPAN
- HEPİMİZ(İN), ... ile/değil HER BİRİMİZ(İN), ...
- HEPİMİZ(İN) ile HERKES(İN)
- HEPTANRICILIK/TÜMTANRICILIK/PANTEİZM ile KÖKEN TANRI ile MİMAR TANRI ile YARATICI TANRI ile KİŞİ TANRI ile KAVRAM TANRI
- HEPTANRICILIK/TÜMTANRICILIK(PANTEİZM) ile HEPTANRIDACILIK(PANENTEİZM)
( Tanrı ile evrenin aynı şey olduğunu savunan görüş. | Tanrı'yı, etkin yaratıcı güç olarak belirlemekle birlikte Tanrı'yla dünyayı özdeşleştiren öğreti. ["Tek gerçek varlık, Tanrı'dır, dünya onun yansısıdır ya da türevidir. Buna göre, dünya, Tanrı'dan ayrı bir töz değildir".]
İLE
Tanrı'nın evreni kapsadığını ancak ondan daha büyük olduğunu savunan görüş. |
Her şeyin, Tanrı'da olduğunu öne süren öğreti. ["Gerçeklik, üç öğeden; ruhtan, doğadan, insandan oluşur. Ancak, bu üç öğenin temelinde, yüce varlık olan Tanrı vardır. Dünya, Tanrı'yla ve Tanrı'dadır, Tanrı'nın yanında değil ondadır, onun bağımlılığı altındadır, insanlık bu dünya ve yeryüzüyle sınırlı değildir, insanlık Tanrı'dadır, dolayısıyla ölümsüzdür ve tüm evrene yayılmıştır."] )
( PANTEISM vs. PANENTEISM )
- HER AN ile/ve/||/<>/> SÜREKLİ
- HER ANLAM/DA ile/ve/değil/||/<>/< HER ALAN/DA
- HER BABAYİĞİDİN HARCI DEĞİL ile HER BABAYİĞİDİN KÂRI DEĞİL
- HER BİLDİĞİMİZİ ... ile/ve/||/<> HER SÖYLEDİĞİMİZİ ...
( Söylemiyoruz! İLE/VE/||/<> Biliyoruz! )
- HER BİR/BEHER[Fars.] ile BEHER/BEHERGLAS[Alm. < BECHER/GLAS]
( Her bir. İLE Silindir biçiminde cam deney çubuğu. )
- HER DERDE DEVÂ OLAN:
(")SARIMSAK(") ile/ve/değil/||/<>/< SARILMAK
- HER ELİNİ SIKAN İLE ... ile/ve/<> HER CANINI SIKAN İLE ...
( Dost olma! İLE/VE/<> Düşman olma! )
- HER GÜN ...:
BİR ile/ve/||/<>/> ÜÇ ile/ve/||/<>/> BEŞ
İŞ/GÖREV
( [Her gün ...]
Büyük bir işi/görevi yerine getirebilmek. İLE/VE/||/<>/> En az üç orta işi/görevi yerine getirebilmek. İLE/VE/||/<>/> En az beş küçük işi/görevi yerine getirebilmek. )
- HER HAFTA ile AYDA DÖRT KERE
- HER İLE OER İLE ORR İLE CO2RR ile/||/<> ELEKTROKATALİTİK REAKSİYONLAR
( Önemli elektrokimyasal dönüşümler. )
( Formül: 2H₂O → 2H₂ + O₂ )
- HER KOŞUL ALTINDA GEÇERLİLER ile/ve/||/<>/> MÜKEMMELLEŞME
- (HER KOŞULDA) YAP!:
NE YAPABİLİYORSAN ile/ve/||/<> NE KADARINA SAHİPSEN ile/ve/||/<> NEREDEYSEN
( (IN ANY CONDITION) DO:
WHAT YOU CAN vs./and/||/<> WHAT YOU HAVE vs./and/||/<> WHERE YOU ARE )
- HER NE MENEMSE" ile "HER NE ŞEYİMSE/SİKİMSE" |
ile/değil/yerine/||/<>/<
"HER NEYSE"
- HER ŞEY ile/ve/||/<> GERİ KALAN NE VARSA
- HER ŞEY ile/ve/değil/||/<>/>/< HER ŞEYDE
- HER ŞEY ile HER ŞEY('İ)
( EVERY THING vs. EVERY THING )
- HER ŞEY ile HERŞEY('İ)
( Her şey, her şeyle ilişkili olduğu için hiçbir şeyi, sadece ve tek başına "her şey" olarak düşünemez ve dillendiremezsin. )
( Her şey, biraraya getirilmiş parçalar anlamını taşır. )
( EVERY THING vs. EVERYTHING
Everything implies a collection of particulars. )
- HER ŞEY(DE)/YER(DE) ile/ve HİÇBİR ŞEY(DE)/YER(DE)
( When we realise that all is in our mind and that we are beyond the mind, that we are truly alone; then all is us.
Nothing is me, so I am nothing. )
( Hiçbir "şey", ben değildir; böylece, ben, hiçbir şeyim. )
( Herhangi bir şey, sadece o şey değildir. )
( Herhangi bir şey, bütünün bir yanını göstererek gizleyendir. )
( Herşey, kendi olmayanı da işaret etmektedir. )
( Can sıkmanın sırrı, herşeyi anlatmaktır. )
( Herşeyin, zihnimizde olduğunu, bizim, zihinden öte olduğumuzu ve gerçekten yalnız başımıza olduğumuzu, ne zaman anlarsak, işte o zaman, herşey biziz. )
( [ON] EVERYTHING/PLACE vs./and [ON] NOTHING/PLACE )
- HER ŞEYİN KONUŞULABİLİRLİĞİ ile/ve/||/<>/>/< SÖYLEDİKLERİNİ TAMAMLAMASINI BEKLEMEK
- HER YERDE ile/ve/<> DİLDE, GÖNÜLDE
- HER YER(İ)(NDE) ile/ve HİÇBİR YER(İ)(NDE)
( EVERYWHERE vs./and NOWHERE | NOT ANYWHERE )
- HER ZAMAN ile "HER ZAMAN"I
( Genelin içinde düşünülen zaman. İLE Özelliği/farkı olan üzerine düşünülen "ZAMAN"ı. )
( EACH TIME vs. EVERYTIME )
- HER ZAMAN ile SÜREKLİ/DAİMA[Ar.]
( Zaman-ötesi oluş, tümüyle Şimdi'dedir. )
( EVERY TIME vs. ALWAYS/FOREVER
Timeless being is entirely in the now. )
- HER ile/ve BASİT HER
- HER ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< BAZI
( [kitap] Okunmaz. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Bazılarına başvurulur. )
( [eşya] Kullanılmaz. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Bazıları saklanır. )
( [yazar] Sevilmez. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Bazıları (sadece) beğenilir. )
- HER ile HEP
( EACH/EVERY vs. ALWAYS )
- HER ile/ve HERHANGİ
- HER ... ile/değil HİÇBİR ...
- HER ile TÜM
( EACH/EVERY vs. ALL )
- HERA ile/ve/||/<> ATHENA ile/ve/||/<> AFRODİT
- HERAKLEITOS AÇMAZI ile/ve/||/<> ÇOKLUK AÇMAZI ile/ve/||/<> THESEUS AÇMAZI
- HERCAİ MENEKŞE ile YABANİ HERCAİ MENEKŞE
( PANSY vs. WILD PANSY )
( VIOLA TRICOLOR HORTENSIS cum VIOLA TRICOLOR )
- HEREDİTE ile HEREDİTER ile HERİTABİLİTE
( Kalıtım, soyaçekim. İLE Kalıtsal. İLE Kalıtılabilirlik. )
- HEREDOT ile/ve/değil TUKİDİDES
- HEREKE ile/ve KAYSERİ ile/ve BÜNYAN ile/ve YAHYALI ile/ve TAŞPINAR ile/ve SİVAS ile/ve KARS ile/ve BERGAMA ile/ve LADİK ile/ve MİLAS ile/ve ISPARTA
- HEREKE ile/ve SİVAS
- HERETİK ile HERMETİK
- HERETİZM ile ATEİZM ile PANTEİZM
- HERHALDE ile/ve/||/<> BELKİ (DE)
- HERHALDE ile HER HALDE
( Tahmin, belki. İLE Mutlaka, kesinlikle. )
- HERHALDE["HERALDE" değil!] ile/değil/yerine SANIRIM
- HERHANGİ BİR ARKADAŞININ, SENİ, PARA İSTEMEK İÇİN ARAMASI ile TANIDIĞIN VE SEVDİĞİN BİR ARKADAŞININ, SENİ, PARA İSTEMEK İÇİN ARAMASI
- HERHANGİ BİR) DÜŞÜNCEYE:
MAHKÛM/İYET ile/ve/değil/yerine HÂKİM/İYET
- HERHANGİ BİR KİŞİ (OLAN/OLMAK) ile/ve/değil/yerine BELİRLİ BİR KİŞİ (OLAN/OLMAK)
- HERHANGİ BİR ŞEY ile HERHANGİ BİR ŞEY('İ)
( ANYTHING vs. ANYTHING )
- HERHANGİ BİRİ OLMAK ile/değil/yerine BELİRLİ BİR KİŞİ OLMAK
- [ne yazık ki]
HERHANGİ BİR YERDEKİ ADÂLETSİZLİK ile/değil/yerine/></> HER YERDEKİ ADÂLET
( Tehdit. İLE/DEĞİL/YERİNE/>> Düzen. )
( Herhangi bir yerdeki adâletsizlik, adâleti tehdit eder her yerde. )
( Injustice anywhere is a threat to justice everywhere. )
- HERKELE[Ar.] ile HERGELE[Ar.]
( İnce, zarif, hoş. | Hoşluk, incelik. İLE Eşek sürüsü. | Binek ve taşıta alışmamış [akıllı] hayvan. | Terbiye ve görgüden uzak, bayağı, aşağılık kişi. )
- HERKES, "HER ŞEYİN FARKINDA"
ile/değil/||/<>/<
"HİÇKİMSE, HİÇBİR ŞEYİN FARKINDA DEĞİL" DEĞİL
- HERKES YAPAMAZ ile/ve/değil HERKES, HER ZAMAN (KOLAY KOLAY) YAPAMAZ
- HERKES YAPIYORSA BIRAK YAPSINLAR | KİMSE YAPAMIYORSA BEN NASIL YAPAYIM ile/değil/yerine/>< HERKES YAPIYORSA BEN DE YAPABİLMELİYİM | KİMSE YAPAMIYORSA BEN YAPAYIM
- HERKES ile BİRÇOK
( EVERYBODY vs. MANY )
- HERKES ile/değil/yerine ÇOĞUNLUK
- HERKES ile/ve/değil/yerine HAZIR OLAN HERKES
( [not] EVERYBODY vs./and/but EVERYBODY WHO ARE READY
EVERYBODY WHO ARE READY instead of EVERYBODY )
- HERKES ile HEPİMİZ
( EVERYBODY vs. ALL OF US )
- HERKES ile/ve/değil/||/<>/< HER BİREY
- HERKES ile/ve/değil/||/<> HERHANGİ BİRİ
- HERKES ile "HERKES"İ
( Genelin içinde düşünülen kişiler. İLE Özelliği/farkı olan üzerine düşünülen "KİŞİ"yi. )
( EVERYBODY vs. "EVERYBODY" )
- HERKES ile MİLLET
( EVERYBODY vs. PEOPLE )
- HERKES ile ORTAK DİLDE HERKES ile AYRIMSIZ HERKES
- HERKESİN:
YANLAŞTIĞI KİŞİ/LER ile/ve/değil/||/<>/< İYİ ANLAŞTIĞI KİŞİ/LER
- HERMENEUTİK ile/ve FELSEFÎ HERMENEUTİK
- HERMES ile HERMES
( MISIR - BÂBİL - İRAN / İSLÂM'DA[İDRİS] ile YUNAN )
( TOTH ile HERMES TRIMEGISTES )
- HERMETİK EĞİTİM -ile
( 1. Gövde Eğitimi.
2. Hayvansal Ruh Eğitimi.
3. İnsani Ruh Eğitimi. )
- HERMETİK ÖĞRETİ ile HERMES
- HERMETİK ile/ve HERMENEUTİK
( ... İLE/VE Farklı bakışlarla aynı olguya bakma olanağını sunmak/kazandırmak. Çok anlamlılığa izin vermektir. )
( Hermes. İLE/VE Dilthey. )
( Hermeneutik'in amacı: Tekil tarihsel varoluşun anlaşılması. )
( ... İLE/VE Aslına uygun okuyabilme. )
- HERMETİK ile/ve/> HERMENION ile/ve/> HERMENEUTİK
( Kilitli, örtük, mühürlü. İLE/VE/> Anlamlandırma. İLE/VE/> Şifrelerin çözümlenip yorumlanması. )
- HERMİTİAN İLE UNİTER İLE NORMAL ile/||/<> ÖZEL MATRİSLER
( Karmaşık matrislerin özel sınıfları. )
( Formül: A† = (A*)^T )
- HERMİTİAN ile/||/<> SKEW-HERMİTİAN
( Hermitian A=A* İLE skew-Hermitian A=-A*. )
( Formül: Self-adjoint İLE anti-self-adjoint )
- HER ŞEY İLE HER ŞEY ile/ve HER ŞEY İLE BİR ŞEY
( EVERYTHING WITH EVERYTHING vs./and EVERYTHING WITH A THING )
- HERŞEY ile/ve/değil/yerine ÇOK ŞEY
- HERŞEY ile/ve GÜVENİLİRLİK
( Masum ve basit olana güvenme cesâretine pek az kişi sahiptir. )
( EVERYTHING vs./and RELIABILITY
Very few are those who have the courage to trust the innocent and the simple. )
- HER ŞEY ilefakat HERKES/TE
( Olabilir. İLE/FAKAT Olamaz. )
- HER ŞEY ile/ve HER ŞEYE HER ŞEYİ SÖYLEYEBİLMEK
( HER SÖYLEDİĞİN DOĞRU OLMALI HER DOĞRUYU SÖYLEMEK DOĞRU DEĞİLDİR HER SÖYLEDİĞİN HAKK OLMALI HER HAKK'I SÖYLEMEK HAKKIN DEĞİLDİR )
- HER ŞEY ile HER ŞEY('İ)
( EVERYTHING vs. EVERYTHING )
- HER ŞEY ile HİÇBİR ŞEY
( Zamanla telâfi edilebilir. İLE Geçip giden zaman, hiçbir şeyle telâfi edilemez. )
- HER ŞER'DE/ŞEYDE, BİR HAYIR VARDIR ile/değil HER ŞER'DE/ŞEYDE, BİR OLABİLİR/ARAMAK GEREK
- HERŞEYDEN ÖNCE ... ile/değil/yerine TÜM BUNLARIN YANISIRA ...
- (HERŞEYE) BURNUNU SOKMAK/SOKUYOR OLMAK ile/ve (HERŞEYE) MAYDANOZ OLMAK
- HERŞEYİ BİLEN ile/değil KENDİNİ BİLEN
- HERŞEYİ İÇİNE ALAN ile/ve HERŞEYİN İÇİNDE OLAN
( INCLUDES EVERYTHING vs./and IN EVERYTHING )
- HERŞEYİ KAPSAYICI/LIK ile/ve/değil/<> HİÇBİR ŞEYE İNDİRGENEMEZ/LİK
- HERŞEYİ YAZMAK ile/ve/değil/yerine YAZILABİLDİĞİ KADAR/INI YAZMAK
- ... HERŞEYİN EN İYİSİNE LÂYIKTIR ile/değil ... HERŞEYİN EN İYİSİNİ YAPAR/DI
- HERTZ:
60 ile/<>/> 90 ile/<>/> 120 ile/<>/> 144
- HERTZ ile KİLOHERTZ
( Saniyede bir titreşim yapan devirli bir olayın frekansına eşit frekans birimi. İLE Bir saniyede bin titreşimi olan elektromanyetik dalga boyu ölçüsü birimi. )
- ... HESABI (İLE) ile/değil ... HASEBİ (İLE)
- HESABI:
"YIKMAK" ile/ve/değil/yerine "YÜKLEMEK"
- HESABINI GÜDMEK/YAPMAK ile/<> DAVASINI GÜDMEK/YAPMAK
- HESABINI SORMAK ile HESABI TAKİP ETMEK
- HESABINI TUTMAK ile HESABINI YAPMAK
- HESABINI YAPMAK ile/ve HESABINI TUTMAK
- HESAP MAKİNESİ ile/ve/||/<>/></> TELEFON
(
)
- HESAP SORMAK ile/değil/yerine ANLAMAK ÜZERE SORU SORMAK
- HESAP SORMAK ile/değil/yerine ÇÖZÜM/KATKI SUNMAK
- HESAP SORMAK ile/değil/yerine ÖRNEK OLMAK
- HESAP SORMAK ile/değil/yerine UYARMAK
- HESAP VERİLEBİLİRLİKTE:
DİKEY ile/ve/||/<> YATAY
( Oy/seçim. İLE/VE/||/<> ... )
- HESAP ile/ve/değil/||/<>/< AKD
( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Parmak hesabı. )
- HESAP ile/ve GEREKÇE
- HESAP ile/ve GÖZLEM
( TO THINK vs./and OBSERVATION )
- HESAPLAMA ile/ve/<> AÇIKLAMA
( vs./and/||/<> EXPLANATION )
- HESAPLAMA ile PARAKETE HESABI
( Gemilerin gittiği yön ve yaptığı hıza göre, bulunduğu yerin tahmini olarak hesaplanması. )
- HESAPLAMALI ile BELİMSEL
- HESAPLANABİLİRLİK ile/ve/>< HESAPLANAMAZ SAYILAR
- HESAPLAŞMA ile/ve/değil/yerine YÜZLEŞME
- HESAPLAŞMAK ile/ve/değil/||/<> HELÂLLEŞMEK
- HESAPLAŞMAYI:
KENDİNLE YAPMAK ile/ve KENDİNE YAPMAK
( TO GET EVEN WITH: YOUR SELF vs./and TO YOUR SELF )
- HETEROATOM ile KARBON İSKELE
( Karbon dışındaki atomları içeren bileşik. İLE Sadece karbon ve hidrojen atomlarından oluşan iskelet. )
- HETEROCHRONY İLE HETEROTOPY İLE HETEROMETRY ile/||/<> EVRİMSEL GELİŞİM
( Gelişim değişiklikleri ve evrim. )
( Formül: Paedomorphosis )
- HETEROJEN FENTON ile/||/<> HOMOJEN FENTON
( Heterojen Fenton demir katalizi katı fazda olurken İLE homojen Fenton çözelti fazında demir iyonu kullanır )
( Formül: Fe³⁺/Fe²⁺ + H₂O₂ )
- HETEROJEN (KARIŞIMLAR) ile HOMOJEN (KARIŞIMLAR)
( Gözle ayırt edilebilen farklı fazlardan oluşur. İLE Tek bir fazda homojen bir biçimde dağılmış nesnelerden oluşur. )
- HETEROJEN KATALİZ ile/||/<> HOMOJEN KATALİZ
( Heterojen katı yüzey, homojen çözelti tek faz. )
( Formül: Yüzey İLE bulk )
- HETEROJEN ile/||/<> HOMOJEN
( Heterojen düzensiz dağılım İLE homojen düzenli dağılımdır )
( Formül: Süspansiyon İLE çözelti )
- HETEROSİKLİK KİMYA ile/||/<> AROMATİK KİMYA / KARBOHİDRAT KİMYASI
( Heterosiklik bileşiklerin kimyasını inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Aromatik bileşiklerin kimyasını inceleyen bilim dalı. )
- HEVÂ -ile
( HEVES, İSTEK, ARZU | KEYİF )
- HEVÂ[Ar.] ile ŞEHVET[Ar.]
- HEVENK[< Fars.] -ile
( Bir ipe geçirilmiş ya da birbirine bağlanmış, yaş yemiş ya da sebze bağı. )
- HEVES ile GIPTA
- HEVES ile/ve/değil/yerine/||/<>/> HEDEF
( [kişiyi ...] Oyalar. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Yola çıkarır. )
- HEVES ile/ve HEYECAN
- HEVES ile/değil/yerine İDEAL
( Yetersiz zihinlerde. İLE/DEĞİL/YERİNE Yetkin zihinlerde. )
- HEVES ile/ve/değil/yerine/<>/> TUTKU
- HEVESKÂR ile/ve/değil/yerine GAYRETKÂR
( Olgun kişi, kişileri topluma yararlılık konusunda heveslendirerek, iyi çalışmalarını sağlar. )
- HEVESKÂR ile TALEBE
( İsteme[/eğilimli]. İLE Gayret eden, İsteyen[talep eden]. )
- HEVESKÂR ile/değil/yerine TALEPKÂR
( Tembel olur. İLE/DEĞİL/YERİNE Gereğini yerine getirebilecek kadar çalışkan olur. )
- HEVESLİ ile/ve HAZIR
- HEY ... ile EY ...
- HEYA ile/ve/||/<> İMA
(
Heya [ 部屋 ]
Anlamı: Oda. Her tür odayı tanımlamak için kullanılır.
Kapsamı:
- Evdeki tüm odaları kapsar: Yatak odası, çalışma odası, banyo vb.
- Mekânsal ve yapısal anlamda tarafsız bir terimdir.
Örnek kullanımlar:
- Neru heya [ 寝る部屋 ] – Uyuma odası
- Kono heya wa hiroi desu [ この部屋は広いです ] – Bu oda, geniştir.
İma [ 居間 / いま]
Anlamı: Yaşam alanı/oturma odası"
Özellikleri:
- Ailenin birlikte zaman geçirdiği ana yaşam alanıdır.
- Modern evlerde, "yaşam odası/living room//salon" karşılığıdır.
- Geleneksel Japon evlerinde genellikle merkezî konumda yer alır.
Örnek:
- Kazoku wa ima ni imasu [ 家族は居間にいます ] – Aile, oturma odasında.
Heya ve İma arasındaki FaRkLaR...
| Özellik | Heya (部屋) | İma (居間) |
|---|---|---|
| Anlam | Genel olarak "oda" | Oturma odası / yaşam alanı |
| Kapsam | Tüm oda türlerini kapsar | Sadece ortak kullanım alanını belirtir |
| Kullanım tipi | Nötr, yapısal terim | İşlevsel ve toplumsal anlamda kullanılır |
İma, bir Heya türüdür. Her İma, bir heyadır ancak her Heya, bir İma değildir.
Heya, üst kavramdır; ima ise onun içinde özel bir alt sınıfı karşılar.
)- HEYBE/ÇANTA ile/ve/||/<> CEP
( Bilgiyi, heybene/çantana at / cebinde bulunsun! [Ne zaman, nerede, nasıl işe yarayabileceği bilinmez!] )
- HEYBE[Ar. < AYBE] ile HEYBET[Ar.]
( Omuzda taşınan, içine öteberi koymaya yarayan, kilim ya da halıdan yapılmış iki gözlü torba. | Omuza geçirilebilen tek gözlü bir çanta türü. | Eril üreme örgeni.[Güney İkizdere -Rize'de] İLE Korku ve saygı uyandıran görünüş. )
- HEYBE ile HURÇ
( ... İLE Genellikle yelken bezinden yapılmış büyük heybe. )
- HEYBE[Ar. < AYBE] ile/||/<>/> ARTMAK
( Omuzda taşınan, içine öteberi koymaya yarayan, kilim ya da halıdan yapılmış iki gözlü torba. | Omuzda/sırtta taşınabilen tek gözlü bir çanta türü. İLE/||/<>/> Büyük heybe. )
- HEYBET[Ar.] ile CELÂLET[Ar.]
- HEYECAN ile/ve ACELE
( EXCITEMENT vs./and HASTE )
- HEYECAN ile/ve/||/<>/< BELİRSİZLİK
- HEYECAN ile/ve DAVET
- HEYECAN ile/ve ENERJİ
( EXCITEMENT vs./and ENERGY )
- HEYECAN ile/ve/> ETKİ
- HEYECAN ile GERGİNLİK
- HEYECAN ile HELECAN
( ... İLE Yürek çarpıntısı, çarpıntı. )
- HEYECAN ile/ve/değil/||/<>/< ÜMİT
- HEYECAN ile/ve YOĞUN İLGİ/İSTEKLİLİK
( EXCITEMENT vs./and ENTHUSIASM )
- HEYECANLAN(M)IYORUM ile/ve/değil/yerine/<> HEYECANI(MI) İÇİMDE TAŞIYORUM/TUTUYORUM
- HEYET ile/ve/||/<> HAZİRUN
- HEYET ile/ve/||/<>/< MAHİYET
( Mâhiyet + Sûret + Ârazlar. İLE/VE/||/<>/< Öz. )
( Mâhiyet, taksim edilmez. )
( Mâhiyetten istisna yapılmaz. )
( CONFIGURATION vs./and/||/<>/< QUIDDITY/ESSENCE )
- HEYET ile/ve/<> METAFİZİK
- HEYET-İ ÂYÂN ile/ve/||/<> HEYET-İ MEBÛSAN
- HEY'Î[Ar.] ile HEYÎ[Ar.]
( Astronomi ile ilgili. İLE Madde, varolan. )
- HEYKEL ile KOLOSAL
( ... İLE Büyük boyutlu ve masif mimari ögeleri ve heykelleri niteler. )
- HEYKEL ile/ve/değil MOZOLE[Fr. < Yun.]
- HEYKEL ile PIETA
( ... İLE Kucağında, ölü İsa Mesih'i tutan Meryem Ana heykeli. )
- HEYKEL ile/ve TORS
( ... İLE/VE Gövde heykeli. )
- HEYKELTRAŞ ile/ve/||/<> MİMAR
( Her mimar, heykeltraş değildir fakat her heykeltraş, aynı zamanda da mimardır. )
- HEZEL[Ar. < HEZL] ile MİZÂH[Ar.]
( Çevresindekileri neşelendirmek amacıyla yazılan ya da söylenilen söz. | Bir şiiri ya da şiir parçasını şakalı bir anlatıma çevirme. İLE Eğlendirme, güldürme ve birinin davranışına, incitmeden takılma amacını güden ince alay. | Gerçeğin güldürücü yanlarını ortaya koyan yazın türü. )
- HEZER -ile
( Çekinme, zarar verecek şeyden korunma. )
(1996'dan beri)