Bugün[26 Ekim 2025]
itibarı ile 46.048 başlık/FaRk ile birlikte,
46.048 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(66/186)


- GÖKYÜZÜ ile/ve/değil BULUT/LAR


- GÖKYÜZÜ ile GÖKYÜZÜ İLE İLGİLİ

( SEMÂ'[< SÜMÜVV(: Yükseklik, yücelik.)], TÂC-I FÎRÛZE, TÂK-I MUKARNES[Gökyüzü. | Süleyman'ın tahtı.] ile ... )

( ÂSMÂN/ÂSÜMÂN, TAHT-I FÎRÛZE ile ... )

( SKY vs. CELESTIAL )


- GÖKYÜZÜ ile/ve/<> YERYÜZÜ

( Gökyüzünde ne varsa, yeryüzünde de o vardır. )

( HOKKA-İ MÎNÂ ile ... )


- GÖL VE IRMAK BALIKLARI:
SOMON(SALMON) ile ALABALIK(TROUT)


- GÖL ile ARJANTİN GÖLÜ

( 1560 km² alanı ve 27 km. uzunluğu ile Güney Amerika'nın en büyük 3. gölü. )


- GÖL ile BATAKLIK/ÇÖKEK

( LAKE vs. BOG/MARSH/SWAMP/FEN )


- GÖL ile BÜĞET/BÜRKE/BİRKE[Ar.]

( ... İLE Ufak göl, gölcük, su birikintisi. )


- GÖL ile/ve DENİZKULAĞI/LAGÜN[Fr. < LAGUNE < İt. < Lat.]

( ... İLE/VE Denizden bir resifle ayrılmış göl. )


- GÖL ile GÖLET


- GÖL ile/ve/değil/<> İRKİNTİ

( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Su birikintisi. )


- GÖL ile KOROLEV GÖLÜ

( Dünyada. İLE Mars'ta. )

( ... İLE 82 km. genişliğindeki dev kraterin, 4 milyar yıl önce, suyun bol olduğu zamanlarda oluştuğu öngörülüyor. )


- GÖL ile ZİFT GÖLÜ

( ... İLE Trinidad Tobago'da bulunan bu gölden, ham petrol ve bitum fay hattından sızarak neredeyse sonsuz bir asfalt havuzu ve kendine özgü bir ekosistem oluşmuştur. )

( LAKE vs. PITCH LAKE )


- GÖLCÜK ile/= GÖLEK ile/= GÖLET

( Küçük göl. İLE Küçük, su birikintisi. İLE Gölek. | Suyu biriktirmek için önüne yapılan set. )


- GOLDBACH İLE TWİN PRİME İLE COLLATZ ile/||/<> ÜNLÜ KONJEKTÜRLER

( Çözülmemiş sayı kuramı problemleri. )

( Formül: 6 = 3+3 İLE 8 = 3+5 )


- GÖLET ile FİLET

( ... İLE Sığ su. )


- GÖLGE:
BENİMLE ile/değil BENSİZ


- GÖLGE ile EĞLEK

( ... İLE Öğle sıcağında, sürünün dinlendiği gölgelik. | Yolcuların, geceyi geçirdiği yer, han, konak. )


- GÖLGE ile/ve/değil/yerine/=/||/<>/< GÖVDE

( Gölgeyi takip edersen güneşi de bulursun! )

( Gölgeni göremiyorsan, gölgeye kaç! )

( "Bilgi/episteme(loji)". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/=/||/<>/< Varolan/onto(loji). )

( [not] SHADOW vs./and/=/||/<>/ BODY instead of SHADOW )


- GÖLGE ile/ve/||/<> İKİNCİL/LİK


- GÖLGE ile/ve/||/<> İZ


- GÖLGE ile İZDÜŞÜM


- GÖLGE ile KÖŞİGE

( ... İLE Zayıf gölge. )


- GÖLGE ile/ve KUZ

( ... İLE/VE Gölgede kalan yan. )


- GÖLGE ile TAM GÖLGE

( Gölge, varolanı gösterir. )

( SHADOW vs. UMBRA )


- GÖLGE ile/ve/||/<> TÜREV


- GÖLGE ile/değil YANSIMA


- GÖLGE ile/ve/||/<> YARI GÖLGE

( ... İLE Bir ışık kaynağı önüne konulan, saydam olmayan bir cismin gerisindeki ekran üzerine vuran gölgesinin çevresinde görülen, çok koyu karanlık olmayan bölümü. )

( Güneş tutulması, ancak Ay'ın yeni ay evresinde gerçekleşir. Ay, Dünya ile Güneş arasından geçerken ve üçü düz bir çizgide olduklarında, Ay, Dünya'ya iki tür gölge düşürür. Daha küçük, daha koyu gölgeye Umbra; daha açık, daha büyük gölgeye ise Penumbra denilir. )

( )

( "Güneş Tutulmaları" yazısını okumak için burayı tıklayınız... )

( )

( UMBRA vs./and/||/<> PENUMBRA )


- GÖLGEBALIĞI ile TAŞLEVREĞİ/MİNAKOP

( Alabalıkgillerden, uzunluğu 20-50 cm., sırt yüzgeci büyük, tatlı su balığı. İLE Gölgebalığıgillerden, büyük, Atlantik, Akdeniz ve Karadeniz'de yaşayan bir balık. )

( THYMALLUS THYMALLUS cum UMBRINA CIRHOSA )


- GÖLGELEMEK ile/ve/||/<> KAPATMAK


- GÖLGE/LİK ile/ve/değil/||/<>/< BİLGE/LİK


- GÖLGESİ YOKTU:
SAF NURDU ile/ve/değil GÖVDESİNE TAPMAZDI


- GOLGİ AYGITI ile/||/<> ENDOPLAZMİK RETİKULUM

( Golgi paketleme-salgı, ER sentez-taşıma )

( Formül: Cis-trans yüzler (Golgi) İLE RER ve SER tipleri )


- GOLGİ ile/||/<> ER

( Golgi paketleme İLE ER sentez yapar )

( Formül: Modifikasyon İLE üretim )


- GOLYAT BÖCEĞİ -ile

( Dünyanın en ağır böceği. )


- GÖMLEĞİN KOL DÜĞMELERİNDE -ile

( BİLEK İLE DİRSEK ARASINDA KALAN DÜĞMEYİ KAPALI TUTMAK )


- GÖMLEK ile BLUZ

( CHEMISE[< KÂMİS(Ar.)] ile ... )

( [Divân şiirinde] Âşığın bağrındaki ve gövdesindeki yaralar ile kendi teni bir pîrâhen olarak düşünülür. Ayrıca sevgilinin pîrâheni aşık tarafından kıskanılır. Çünkü o, sevgiliyi sarıp kucaklamıştır. )

( PÎRÂHEN ile ... )


- GÖMLEK ile/ve/<> PLASTRON[Fr. < İt.]

( ... İLE/VE/<> Erkek giyiminde, gömleğin göğüs tarafının üzerine takılan parça. )


- GÖMLEK ile TESPİT(/DELİ) GÖMLEĞİ


- GÖMÜLÜ ile/ve/||/<> ÖRTÜK


- GÖMÜT/MEZAR ile/ve/değil/||/<> MORG

( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<> Adliyece kovuşturmayı gerektiren olaylar sonucu ya da birdenbire ve kuşkulu ölümlerde, ölüm nedeninin ve ölünün kim olduğunun saptanması için ölülerin konulduğu ve inceleme yapılan yer ya da yapı. )


- GONAT -ile

( Eşeybezi. )


- GONCA[Fars. < GONÇE] ile YONCA/TRIFOLIUM[Lat.]

( Açılmamış çiçek. İLE Baklagillerden, başak durumundaki çiçekleri kırmızı ya da mor renkli, hayvanlara yem olarak yetiştirilen çayır bitkilerinin genel adı. )


- GÖNDER ile/||/<> GÖNDERE

( Bayrak direği. İLE/||/<> Küçük mızrak. )


- GÖNDER ile SEREN

( Bayrak direği. İLE Yelkenli gemilerde üzerine dört köşe yelken açmak ve işaret kaldırmak için direğe yatay olarak bağlanan gönder. | Konut kapılarında, menteşe ve kilidin takıldığı düşey konumdaki kalın parça. )


- GÖNDERGE ile/ve/||/<> GÖSTEREN ile/ve/||/<> GÖSTERİLEN

( Veri/harf. İLE/VE/||/<> Biçim. İLE/VE/||/<> Anlam/sözcük. )

( Görüntü/simge. İLE/VE/||/<> Harflerle. [E.V] İLE/VE/||/<> Sözcük olarak[EV] )

( REFERENCE vs./and/||/<> SIGNIFIER vs.and/||/<> SIGNIFIED )


- GÖNDERİM -ile

( REFERENCE )


- GÖNDERME" ile/ve/<> ANIMSATMA


- GÖNDERME" ile/ve/değil/yerine BAŞVURU


- GÖNDERME ile/ve/değil/||/<>/< ÇAĞRIŞIM


- GÖNDERME ile/ve/değil/yerine/<> KATKI


- GÖNDERME ile ORTADAN KALDIRMA


- GÖNDERME ile/yerine UĞURLAMA


- GÖNDERME ile/ve/değil/||/<> YÜKLEME


- GÖNDERMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YÖNLENDİRMEK


- GONDOL ile/değil PEREME[Yun.]

( ... İLE/DEĞİL Gondola benzeyen bir kayık. )


- GONDOLUN:
SANCAĞI ile/ve/||/<> İSKELESİ

( Gondolların sağ tarafı olan sancakları ile sol tarafı olan iskeleleri arasındaki fark 24 cm.'dir. )

( 20 farklı ağaç kullanılarak yapılırlar. )

( Gondolların önünde altı dişli, bir tarağı andıran gümüş simge, Venedik'teki altı büyük mahalleyi simgeler. Tarak benzeri bu biçimin en altındaki ters çıkıntı, San Marco Adası'ndan (Venedik), tarihte ilk gondolu yapan Cüdeka Ada'sındakilere bir gönderme olarak konulmuştur: "En iyi gondolu, San Marco'lular yapar". İlk )


- GÖNELMEK -ile

( Yönelmek, yüzünü döndürmek. )


- GÖNENCE/KONFOR ALANI ile/ve/||/<>/< GÜVEN ALANI


- GÖNENCE(KONFOR) ile LÜKS

( COMFORT vs. LUXURY )


- GON-/GONO- ile/||/<> GONY-/GONYO-/GONO- ile/||/<> ANKYL-/ANKLYO- ile/||/<> GONİO- ile/||/<> CHORO-/CHORİ- ile/||/<> GENO- ile/||/<> ANDRO-

( Tohum, döl, doğurucu, semenle ilgili. | Diz. İLE/||/<> Diz. İLE/||/<> Yapışma, dirsek, ek. İLE/||/<> Açı, köşe. İLE/||/<> Koryon ya da koryoidle ilgili. İLE/||/<> Irk, cins, eşeysel üreme, yaşlı. İLE/||/<> Erkek ile ilgili [androjen: Erkeklik hormonu]. )


- GÖNÜL -ile

( İLÂHİ GÖRÜNÜŞÜN MEKÂNI(TECELLİGÂH'I İLÂHİ) | KALP GÖZÜ | FUAD )


- GÖNÜL HIRSIZ(LIĞ)I ile/ve/||/<> AÇIK KAPI ARSIZ(LIĞ)I


- GÖNÜL KOYMAK ile/değil/yerine/||/<>/< MESAFE KOYMAK


- GÖNÜL VERMEK ile/ve GÖNÜL KOYMAK


- GÖNÜL ile/ve/||/<>/> GÖRÜNMEYEN GÖNÜL

( Kişi/nin. İLE/VE/||/<>/> Toplum/un. )


- GÖNÜLLÜ ile/ve/||/<>/> BAĞIŞÇI


- GÖNÜLLÜ ile/ve/||/<> GÖNÜLVEREN


- GÖNÜLLÜ ile/ve/değil/<> KATILIMCI


- GÖNÜLLÜ/LÜK ile/ve/||/<> ADANMIŞ/LIK


- GÖNÜLLÜLÜK ile/ve/||/<> NEŞE


- GÖNÜLLÜLÜK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< SORUMLULUK ALMAK


- GÖNÜL'ÜN:
ABDESTİ ile/ve KULLUĞU

( Gözyaşı ile. İLE/VE Zikir ile. )


- GOOGLE HARİTASININ:
ÖNCESİ ile/değil/yerine/> SONRASI

( Google Maps, çevremizi daha iyi anlamamız için masaüstü, Android ve iOS’ta kullanıma hazır birkaç görsel değişiklik ve ek özellik ile yenilendi. Yeni Google Maps, daha temiz ve sade bir görünüm, ilgi alanları ve daha dengeli bir renk şeması ile öne çıkıyor. )

( )


- GOOGLE ile/ve/<>/yerine 6D


- GÖRDÜĞÜM KADARIYLA ile/ve/||/<> BÜYÜK/AZ OLASILIKLA


- KİŞİ:
"GÖRDÜĞÜMÜZ" ile/ve/değil/yerine TANIDIĞIMIZ


- GÖRDÜĞÜNÜ "SEVMEK" ile/değil/yerine/>< SEVDİĞİNİ GÖRMEK


- GÖREBİLDİĞİMİZ IŞIK:
KIRMIZI ile/ve/<> MOR ARASI

( 400 nanometre. İLE/VE/<> 700 nanometre arası. )

( [Güneşten gelen beyaz ışığın, yansıma ve kırılmasıyla birlikte]
Az saçılmayla. İLE/VE/<> Çok saçılmayla. )


- GÖRECE/Lİ/LİK" ile/ve/değil GÖRELİ/LİK


- GÖRELİ/İZÂFÎ[Ar.] ile ÎTİBÂRÎ


- [ne yazık ki]
GÖRELİ YOKSULLUK ile/ve/||/<> MUTLAK YOKSULLUK ile/ve/||/<> İNSANİ YOKSULLUK


- GÖRELİ ile/ve/||/<> DURUMA GÖRE


- GÖRELİ ile/ve/||/<> İLİŞKİSEL


- GÖRELİ/LİK ile/>< AHLÂK


- GÖRELİLİK ile ÇOĞULCULUK


- GÖRELİLİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/&gt;&lt;/< GÖREVLİLİK


- GÖRELİ/LİK ile/ve/||/<> YARARCI/LIK


- GÖRELİLİK ile/ve YASALI GÖRELİLİK


- GÖRELİLİK(İZÂFİYET) ile KUVANTUM


- GÖR(E)MEMEK ile DİKKAT ETMEMEK/EDEMEMEK

( TO (CAN) NOT SEE vs. TO (CAN) NOT ATTEND )


- GÖREMEZSİN ile/değil GÖRÜNMEZ


- GÖREMİYORUZ ile/değil/yerine PEK (FAZLA) GÖREMİYORUZ


- GÖRENEDİR GÖRENE, KÖRE NEDİR KÖRE NE? ile/ve ANLAYANA SİVRİSİNEK SAZ, ANLAMAYANA DAVUL-ZURNA AZ


- GÖRENEK ile GÖRGÜ

( Bir şeyi, eskiden beri görüldüğü gibi yapma alışkanlığı. İLE Bit toplum içinde var olan ve uyulması gereken saygı ve incelik kuralları, terbiye. | Bir kimsenin, karşılaştığı ve kişiliği üzerinde olumlu etki yapan deneysel bilgi, deneyim. | Görmüş olma durumu. )


- GÖREV ile/ve/||/<>/> HAK

( Modern öncesindeki öncelikler. İLE/VE/||/<>/> Modern dönemdeki öncelikler. )

( DUTY vs./and/||/<>/> RIGHT )


- GÖREV ile/ve İŞ

( Kişinin görev üstlenmesinde kazanç vardır. )

( TASK vs./and WORK )


- GÖREV ile/ve ROL


- GÖREV ile/ve/<>/değil SORUMLULUK

( [not] TASK vs./and/<>/but RESPONSIBILITY )


- GÖREV ile/ve/<> YETENEK

( TASK vs./and/<> TALENT )


- GÖREVİNİ YAPMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> GEREĞİNİ YAPMAK


- GÖREVLİ ile MANDARİN[Portekizce < Sans.]

( ... İLE Avrupa'lıların, Çin devlet görevlilerine verdikleri ad. | İmparatorun emrinde çalışan en yüksek dereceli Çin devlet memurlarına verilen unvan. )


- GÖRGÜ ile/ve/> UFUK

( Görgülü kuşlar, gördüğünü işler. )


- GÖRGÜSÜZ/LÜK ile/değil/yerine BİLGİSİZ/LİK

( Bilgisizlik, görgüsüzlükten daha ağırdır ve görgüsüzlüğe yeğdir. )

( Görgü, sürekliliğin, kalıcılığa dönüşmesiyle gerçekleşir. )


- GORİL[Fr. GORILLE] ile ORANGUTAN[< (Malayca), ORANG: İnsan. UTAN: Orman.]

( Ekvator bölgesinde ormanlarda yaşar. Maymunların en iri ve en güçlü olanıdır. İLE Sumatra ve Borneo'da yaşar. İnsana benzer. )

( Dişilleri ve genç olanları ağaçlarda, eriller ve gümüşsırt(silverback) denilenleri yerde uyumayı tercih eder. )

( Goriller, yüzemez. )

( ... İLE Yavrularının annesini/bölgesini terk etmesi belirli donanımları edinmesiyle ya da edinmeleri için en az 9 yıl gerektirir. [200 çeşit meyveyi/otu ayırd edebilmelilerdir] )

( ... İLE 50 yıl kadar yaşayabilirler. )

( 48 kromozomları vardır. [İnsandan 2 fazla] )

( Goril ile Orangutan )

( ... İLE Erilleri, dişillerine oranla, 2 kat daha iridir. )

( GURİLLÂ ile ... )

( GORILLA vs. ORANGUTAN, ORANG-OUTANG
)

( TROGLODYTES/GORILLA GORILLA cum PONGO PYGMAEUS, SIMIA SATYRUS )


- GORİLLER ile İNSAN

( [Grip olunca] Ölüyorlar. İLE Ölmüyoruz. )

( [Ebola olunca] Ölmüyorlar. İLE Ölüyoruz. )

( Yüzemez.[Bellerini geçen yere/suya de gitmezler.] İLE Yüzebilir. )


- GÖRKEM:
BAKILANDA ile/ve/değil/||/<>/< BAKIŞTA


- GÖRKEM ile GÖRK

( Göz alıcı ve gösterişli olma durumu. İLE Güzellik, gösteriş. )


- GÖRME ile/ve/<> NÜFÛZ ETME


- GÖRMEK/DUYMAK ile/ve BAKMAK/DİNLEMEK

( İşlevsel. İLE/VE Niyetle. )


- GÖRMEK ile/ve/||/<>/> BAKMAK

( İşlevsel/lik. İLE/VE/||/<>/> Niyetli, bilinçli, amaçlı. )

( GÖRMEK: Can kulağıyla dinlemek. )

( Görmek, dinlemek ile başlar. )

( image )

( İnsanın her bir gözü, doğrudan doğruya karşıya baktığı zaman, burundan dışarı doğru 95 derecelik bir görüş alanına sahiptir.

Ayrıca, gözlerimiz sayesinde burundan aşağıya doğru 75 derece, burna doğruysa 60 derecelik bir açıyı görebiliriz.

İki gözün görüş açısının, yani sol gözümüzün burna ve sağa doğru 60 derecelik görüş alanıyla, sağ gözümüzün burna ve sola doğru 60 derecelik görüş alanının çakıştığı bölge, kabaca 3 boyutlu görüş alanımızdır.

Bu 3 boyutlu görüş alanı, sadece 114 derecelik bir alanı kapsar. Bu iki alanın çakışması sayesinde derinlik algılanabilir. 114 derecenin geri kalan alanında teknik olarak 2 boyutlu görebiliriz ve derinlik algısı yok denecek kadar azdır.

İki göz hesaba katıldığında, insanın yatayda (göz ekseninde) 180 dereceden birazcık büyük bir görüş alanı vardır. Bunun üzerine göz hareketleri de görüş alanını değiştirir. Her bir gözümüz, yuvası içinde 90 dereceye yakın bir açıyla sola ya da sağa dönebilir. Bu sayede, kafamızı hareket ettirmeksizin, görüş alanımız göz ekseninde 270 dereceye kadar ulaşabilir. Kafamız da 100-130 dereceye kadar sağa ya da sola dönebilir. Bu sayede görüş alanımızı toplamda 340-350 dereceye kadar çıkarmamız mümkündür. Kafa ve boyun hareketine, göğüs ve bel dönüşü (rotasyonu) da eklenirse, bacakları hareket ettirmeksizin 360 dereceyi görmemiz olanaklıdır.

Her bir gözümüzde, dimdik ileri baktığımızda 12-15 derece dışa, 1.5 derece aşağıya denk gelecek biçimde optik sinirin retinayı yararak girdiği kör nokta bulunur. Bu kör nokta, görüş alanını gövde eksenimizde 7.5 derece, göz eksenimizde 5.5 derece kısıtlayan bir evrimsel kusurdur. )

( BASAR ile/ve/||/<>/> NAZAR )

( DÎDÂR: Görme, görüş gücü. İLE/VE/||/<>/> ... )

( TO SEE vs./and/||/<>/> TO LOOK )


- GÖRMEK ile/ve/||/<>/> BAKMAK ile/ve/||/<>/> İZLEMEK

( Denk gelerek, istemeden de görülmüş olabilir. İLE/VE/||/<>/> Dikkati yönelterek. İLE/VE/||/<>/> Bakışı kararlı bir biçimde sürdürerek. )

( BASAR ile/ve/||/<>/> NAZAR ile/ve/||/<>/> SEYİR/SEYR )

( TO SEE vs./and/||/<>/> TO LOOK vs./and/||/<>/> TO WATCH )


- GÖRMEK ile/ve/<> BİLMEK

( Görüyorum demek göz ile değil, Biliyorum demek dil ile değil! )

( Duyduğumu unuturum, gördüğümü anımsarım, okuduğumu anlarım. )

( TO SEE vs./and/<> TO KNOW )


- GÖRMEK ile/ve/değil EŞİK


- GÖRMEK ile/ve GÖRENİ GÖRMEK

( Gözümüzü iyi görmeye ve iyiyi görmeye alıştırmalıyız. )

( GÖRMEK: Nur'un Nur'a olan iştiyakı. )


- GÖRMEK ile GÖRÜŞMEK


- GÖRMEK ile/ve/<> İLGİ

( Göz görmeyince, gönül katlanır. )

( Gözden ırak/uzak, gönülden ırak/uzak olur/kalır. )

( TO SEE vs./and/<> INTEREST )


- GÖRMEK ile/ve KABUL ETMEK

( "TO SEE" vs./and TO ACCEPT )


- GÖRMEMEK ile GÖRÜNENİ GÖRENİ GÖRMEMEK

( Nakışa bak, nakkaşı anla! )


- GÖRMEMEK ile/ve/değil "KATLANMAK"


- GÖRMEMEZLİKTEN GELMEK ile/ve/<> KAÇMAK


- GÖRMEMEZLİKTEN GELMEK ile/ve/||/<> YOK SAYMAK


- GÖRMEMEZLİKTEN GELMEK ile/ve YUTTURMAK


- GÖRMESİN! ile/ve/değil/yerine/<> GÖSTERME!


- GÖRME/TATMA/KOKLAMA/DOKUNMA ile/ve/değil/||/<>/< DUYMA

( Uyur. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Uyumaz. )

( Dirençli/ihtiyârî. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Dirençsiz/gayr-ı ihtiyârî. )


- [önce] | "GÖRMEMEZLİKTEN GELİRLER"
sonra
"ALAY EDERLER"
sonra
"SAVAŞIRLAR" |
ile/değil/yerine/||/>/><
[sonunda]
KAZANIRSIN


- GÖRMEZLİKTEN GELMEK ile/değil GÖRMEMEZLİKTEN GELMEK


- GÖRSEL/LİK ile DIŞSAL/LIK

( DIŞSALLIĞI İLE ALGINDA, İÇSELLİĞİ İLE AKLINDA )

( VISUAL/NESS vs. EXTERIOR/NESS )


- GÖRÜ AKSİYONLARI ile/ve/||/<> ALGI ÖNGÖRÜLERİ ile/ve/||/<> DENEYİM ANALOJİLERİ ile/ve/||/<> AMPİRİK DENEYİMİN POSTULATLARI[genel]


- GÖRÜ:
BÜTÜNSEL ile/ve/=/||/<> TANRISAL


- GÖRÜ ile/ve TANIKLIK


- GÖRÜLEN ile/ve GÖRÜLMEYEN

( VISIBLE vs./and INVISIBLE )


- GÖRÜLEN ile/ve/||/<>/< GÖRÜNEN


- GÖRÜLMEMİŞ HASTALIK ile/ve/<> GÖRÜLMÜŞ OLSA DA TEDAVİ EDİLEMEYEN HASTALIK


- GÖRÜMCE ile BALDIZ


- GÖRÜNEN/BİLİNEN/DUYULAN ile/ve/yerine GÖRÜNENİN/BİLİNENİN/DUYULANIN ÖTESİ


- GÖRÜNEN UYUM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖRÜNMEYEN UYUM


- GÖRÜNEN/DEN BLİNEN/E ile/ve/||/<>/> BİLİNEN/DEN GÖRÜNEN/E


- GÖRÜNGÜ BİLİM/FENOMENOLOJİ ile YORUMBİLİM/HERMENEUTİK

( Bilinç ve deneyimlerin yapısını inceleyen felsefi yaklaşım. İLE Metinlerin ve anlamların yorumlanması üzerine odaklanan felsefi yaklaşım. )


- GÖRÜNGÜ BİLİMİ/FENOMENOLOJİ ile VAROLUŞÇULUK

( Bilinç ve deneyimlerin yapısını inceleyen felsefi yaklaşım. İLE Bireyin özgürlüğünü, sorumluluğunu ve varoluşsal anlamını vurgulayan felsefi yaklaşım. )


- GÖRÜNME ile/ve YAKIŞMA


- ... GÖRÜNMEK ile/ve OLMAK

( "TO APPEAR AS ..." vs./and TO BE )


- GÖRÜNMEZ KAZA" ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< GÖRÜNÜR(ÖNGÖRÜLEBİLİR) "GÖRÜNMEZ KAZA"


- GÖRÜNMEZ ile/ve/<> MELEKÎ


- GÖRÜNTÜ/FOTOĞRAF:
ÇEKMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TASARLAMAK


- GÖRÜNTÜ PANELLERİNDE:
TN ile VA ile IPS


- GÖRÜNTÜ ile/ve/değil EŞİK


- GÖRÜNTÜ ile GÖRSEL


- GÖRÜNTÜ ile/ve/değil GÖRÜNÜM


- GÖRÜNTÜ ile GÖRÜNÜM


- GÖRÜNTÜ ile/ve GÜZELLİK

( Rüya. İLE/VE Gerçek. )

( APPEARANCE vs./and BEAUTY )


- GÖRÜNTÜ ile/yerine RAHATLIK (+ GÖRÜNTÜ)

( Ayna, görüntüyü yansıtır ama görüntü, aynayı düzeltmez. )


- GÖRÜNTÜNÜN/MANZARANIN:
EN ÇİRKİNİ/KORKUNCU ile/değil/yerine/>< EN GÜZELİ

( Somurtan bir "yüz". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Gülen bir yüz. :) )

( Gülen İnsan Yüzünün Görsel FaRkLaR'ı için burayı tıklayınız... )

( Kara delik. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Güneş. )

(

ile/değil/yerine/><

)


- GÖRÜNTÜSEL YANSITICI ile/ve/||/<> SAYMACA UZLAŞIMSAL GÖSTERGELER


- GÖRÜNTÜSELLİK -ile

( ICONICITY )


- GÖRÜNTÜSÜ ile/ve/değil/yerine İŞLEVSELLİĞİ

( [Beynin] Sağ yarımküresi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Sol yarımküresi. )


- GÖRÜNÜM ile/ve/değil GÖRÜNGÜ

( [not] APPEARANCE vs./and/but PHENOMENON )


- GÖRÜNÜR HAREKET ile/ve GERÇEK HAREKET


- GÖRÜNÜR HAREKET ile/ve GERÇEK HAREKET

( VISIUAL/EXTERNAL MOVEMENT vs./and REAL MOVEMENT )


- GÖRÜNÜRLÜK ile/ve/<> SAYDAMLIK


- GÖRÜNÜŞ -ile

( ASPECT )

( APPEARANCE )


- GÖRÜNÜŞ ile/ve ANLAM

( APPEARANCE vs./and MEANING )


- GÖRÜNÜŞ ile/ve DUYARLILIK

( APPEARANCE vs./and SENSITIVITY )


- ÖZ ile/ve/||/<>/> GÖRÜNÜŞ ile/ve/||/<>/> EDİMSELLİK


- GÖRÜNÜŞ ile FENOMEN

( APPEARANCE vs. PHENOMENON )


- GÖRÜNÜŞ ile GÖRÜNTÜ


- GÖRÜNÜŞ/LER ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HAREKET/LER


- [ne yazık ki]
GÖRÜNÜŞTE ile/ve/||/<> SÖZDE


- GÖRÜRSEM ile GÖRDÜĞÜMDE


- GÖRÜŞ ile/ve/||/<>/< GÖRMÜŞ/LÜK


- GÖRÜŞ ile/ve/değil/yerine KAVRAM

( [not] OPINION vs./and/but CONCEPT
CONCEPT instead of OPINION )


- GÖRÜŞ ile/ve/||/<> YORUM


- GÖRÜŞMEDEN ÇIKTIM:
"GÖRÜŞMEDEN ÇIKTIM" ile "ÇIKTIM, GÖRÜŞMEDEN"

( Görüşmenin yapıldığı yeri ve/ya da görüşmeyi merkeze aldığını vurgular. İLE Bulunduğun yerden çıktığını ve görüşmediğini vurgular. )


- GÖRÜŞME/EYLEME:
"UYGUN OLDUĞUN(UZ)DA ..."
ile/ve/değil/yerine/<>/>
"UYGUN OLURSAN(IZ) ..."


- GÖSTERGE ile/ve BELİRTİ

( INDICATOR vs./and SIGN )


- GÖSTERGE ile/ve GARANTİ

( INDICATOR vs./and GUARANTY )


- GÖSTERGE ile/değil/||/<>/> KANA[İt. < CANNA]

( ... İLE/DEĞİL/||/<>/> Geminin çektiği suyu göstermek için baş ve kıç bodoslamaları üzerine konulan işaretler. )


- GÖSTERGE ile/ve/değil/||/<> ÖLÇÜT

( [not] INDICATOR vs./and/||/<>/but/< CRITERION
CRITERION instead of INDICATOR )


- GÖSTERGE ile/ve/||/<> PARAKETE[İt.]

( ... İLE/VE/||/<> Geminin saatteki [deniz mili] hızını anlamak için kullanılan araç. )


- GÖSTERGE ile/ve/değil UZANTI

( [not] INDICATOR vs./and/but EXTENSION )


- GÖSTERİ İLE SİMÜLASYON İLE HANDS-ON ile/||/<> FİZİK ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ

( Etkili fizik eğitimi yaklaşımları. )

( Formül: Active learning )


- GÖSTERİ ile/ve/değil DİNLETİ


- GÖSTERİ ile/ve/değil GÖSTERİM


- GÖSTERİ ile GÖSTERİŞ (YAPMAK)


- GÖSTERİM ile GÖSTERİŞ

( PROJECTION vs. DEMONSTRATING )


- GÖSTERİM ile GÖSTERİŞ

( Görüntülerin gösterici yardımıyla bir yüzeye yansıtılması işi. | Sinema, tiyatro, konser gibi sanat dallarında verilen gösterilerden her biri, seans. İLE Gösterme eylemi ya da biçimi. | Başkalarını aldatmak, şaşırtmak, korkutmak ya da kendini beğendirmek için birinin yaptığı yapay davranış. | Göze çarpıcı nitelik, göz alıcılık. )


- GÖSTERİ(M) ile PAYLAŞIM

( PROJECTION vs. SHARING )


- GÖSTERİMİ OLAN ile GÖSTERİMİ OLMAYAN


- GÖSTERİMİ OLAN ile GÖSTERİMİ OLMAYAN


- GÖSTERİMSEL -ile

( DEICTIC )


- GÖSTERME ile/ve/değil/yerine İMLEMEK/İŞARET (ETME)

( [not] TO SHOW vs./and/but TO INDICATE
TO INDICATE instead of TO SHOW )


- GÖSTERMEK ile/ve KANITLAMAK

( TO SHOW vs./and TO PROVE )


- GÖSTERMEK ile ORTAYA KOYMAK

( TO SHOW vs. TO PUT FORWARD, TO EXPOSE )


- GÖSTERMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÖRTEREK GÖSTERMEK

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>< Sanat. )


- GÖSTERMEK ile/ve/değil/yerine/<> SİMGELERLE/ÖYKÜLERLE/MASALLARLA ANLATMAK


- GÖSTERMEK ile/ve/değil/yerine SUNMAK

( [not] TO SHOW vs./and/but TO PRESENT
TO PRESENT instead of TO SHOW )


- GÖSTERMEK ile/ve/||/<> TANITMAK


- GÖSTERMEK ile/ve/değil/yerine YAŞAMAK

( [not] TO SHOW vs./and/but TO LIVE/VALUE
TO LIVE/VALUE instead of TO SHOW )


- GOTİK ile/||/<> ULUSLARARASI GOTİK ile/||/<> STİL GALANTE

( Avrupa'da Ortaçağ mimarisine verilen ad. XII. yüzyılın ortasından Rönesans'a kadar süreci içeren Gotik, resim ve heykel de kapsayan geniş bir sanat akımıdır. Geç Gotik, Uluslararası Gotik (Bkz. "Bkz." ile geçen madde) altı bir dönemi niteler. İLE/||/<> XIV. yüzyıl sonunda ilk kez Fransız sarayında beliren bir sanat üslûbu. Bir üslûp olarak temelde Gotik'e bağlı olan bu anlayışta özellikle manzara ayrıntılarına, hayvanlara ve giysilere gerçekçi bir yaklaşım söz konusudur. Ama bu gerçekçilik, daha geç dönemin esinini doğadan alan ve Masaccio ile Donatello'nun yapıtlarında anlatımını bulan gerçekçi yaklaşımdan farklıdır. İLE/||/<> Zarif üslûp. Almanya'da XIV. yüzyıl sonu ile XV. yüzyıl başında egemen olmuş bir sanat anlayışı. Uluslararası Gotik'le sıkı sıkıya ilişkili olan bu anlayışta, figürler yumuşak, zarif ve incelikli bir biçimde betimlenir, sıcak renklerle boyanırdı. )


- GÖTÜ KALKMAK ile/ve/değil/yerine KANI BİTLENMEK


- GÖTÜRMEK ile YÜRÜTMEK


- GÖTÜRÜ ile GÖTÜRÜM ile GÖTÜRÜŞ

( Para ile satın alınan şeyler ya da para karşılığında yapılan işler için toptan fiyat vererek. İLE Dayanma. İLE Götürme eylemi ya da biçimi. )

( ... ile TAHAMMÜL )


- GÖTÜRÜLMEK ile/ve/değil/yerine GİTMEK


- GÖVDE -ile

( STEM )


- GÖVDE AMELİYATI ile/ve/||/<> MANEVİ AMELİYAT

( [Kişinin] Uyut(ul)ması gerekir. İLE/VE/||/<> Uyan(dırıl)ması gerekir. )


- GÖVDE GELİŞTİRME ile/değil/yerine FITNESS

( )


- GÖVDE/İNSAN ile/ve/<> NEY

( İNSAN ve NEY: 60 )


- GÖVDE ISISINDA:
41/42 ÜSTÜ ile/ve/||/<> 34.5 ALTI ile/ve/||/<> 31 ALTI

( Tehlikelidir. İLE/VE/||/<> Tehlikelidir. İLE/VE/||/<> Ölümcüldür. )


- GÖVDE ile/ve ben


- GÖVDE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BEN

( Gövde ve gövdeyle özdeşlik duygusu var oldukça, düş kırıklıkları kaçınılmazdır. )

( Gövde olmadığında siz gövdeden ayrılmış değilsiniz - sadece Siz'siniz. )

( Gövde, üzerinde aşırı konsantrasyon kendi amacına ters düşer ve aksi sonuç verir. )

( Kendinin, gövde ve zihin olmadığını bilen bir kişi, bencil olamaz. Çünkü, bencillik nedeni olabilecek bir şeye sahip değildir. )

( Benlik, öylesine kendinden emindir ki, cesâreti tümüyle kırılmadıkça vazgeçmez. )

( Bir gövdede odaklanmış sonsuz olansınız. )

( "Ben Gövde'yim" düşüncesini yok edin, o zaman iç ve dış bir olacak. )

( "Ben Gövde'yim" düşüncesinin ötesine geçin. )

( Gövde ve zihin sınırlılardır, onun için de incinmeye açıklardır, onların, korunmaya gereksinimleri vardır ve bu da korkuya yol açar. )

( Gövde ve zihin içinde olmadığınızı, fakat her birinin de farkında olduğunuzu bilmek, kendini-biliştir. )

( Sükûnet ve sessizlik içinde "Ben" kabuğu erir ve iç ile dış bir olur. )

( Her kim, varoluşu hakkında bir yanıt arayarak düşünürse ve kendi kaynağını bulmayı içtenlikle isterse, her zaman mevcut olan "Ben-im" duygusunu kavrayabilir ve zihni karartan bulutlar dağılıp, varlığın özü tüm ihtişamıyla görününceye dek onun üzerinde büyük dikkatle ve sabırla durabilir. )

( As long as there is the body and the sense of identity vs. the body, frustration is inevitable.
Without the body you are not disembodied - you Just are.
The self is so self confident, that unless it is totally discouraged, it will not give up.
Go beyond the I-am-the-body idea.
The body and the mind are limited and therefore vulnerable; they need protection which gives rise to fear.
Whoever is puzzled by his very existence as a conscious being and earnestly wants to find his own source, can grasp the ever-present sense of I am and dwell on it assiduously and patiently, till the clouds obscuring the mind dissolve and the heart of being is seen in all its glory. )

( [not] BODY vs./and/<>/but I
I instead of BODY )

( ZÂT ile/ve/<>/değil VÜCÛD/SIFAT )


- GÖVDE ile/ve/||/<> BİLİNÇ

( Zuhur/tezahür. İLE/VE/||/<> Tecelli. )

( Kişi, önce gövdesine bakmalıdır. )

( İnsan gövdesi, doktoru, eczanesi kendinde olan bir yapıya sahiptir. )

( MENZİL-İ CÂN: İnsan gövdesi. | Ulvî âlem. )

( TENÂVÜR[Ar.]: İri gövdeli kişi. )


- GÖVDE ile/ve/<> BÜNYE[Ar.]


- GÖVDE ile KONGÖVDE

( ... İLE Palmiyelerde olduğu gibi, üzerinde yaprak kalıntıları, izleri bulunan dalsız, budaksız gövde. )


- GÖVDE ile/ve/<> ZİHİN

( Gövde ile gövdede barınan bilinç arasında zihin yer alır. )

( Gövde, ölçüsünü bilir, ama zihin bilmez. )

( Gövde ve zihin sınırlılardır, onun için de incinmeye açıklardır, onların, korunmaya gereksinimleri vardır ve bu da korkuya yol açar. )

( Gövde, dış varlığı, bilinç iç varlığı tanımlar, saf farkındalık halinde ise En Yüce Olan'la temas kurulur. )

( Gövdenin ötesine geçmek için sağlıklı olmalısınız; zihnin ötesine geçmek için ise zihniniz kusursuz bir düzen içinde olmalı. )

( BODY vs./and/<> MIND
Between the body and the indwelling consciousness lies the mind.
The body knows its measure, but the mind does not.
The body defines the outer self, consciousness the inner, and in pure awareness the Supreme is contacted.
To go beyond the body you must be healthy; to go beyond the mind, you must have your mind in perfect order. )


- DİNLENME:
GÖVDEDE ile/ve/||/<> BEYİNDE ile/ve/||/<> GÖNÜLDE

( Uzanarak. İLE/VE/||/<> Uyuyarak. İLE/VE/||/<> Paylaşarak![Aynı zaman ve mekânda, aynı durumları paylaşarak!] [Söyleşerek DEĞİL susuşabilerek!] )


- ÖLMEK:
GÖVDEDE ile/ve/değil/yerine/<>/< KENDİNDE


- GÖVDEDEN DOĞMAK/DOĞAN ile/ve TOPLUMDAN DOĞMAK/DOĞAN ile/ve KENDİNDEN DOĞMAK/DOĞAN


- GÖVDEMİZİ ...:
(YETERİNCE) KULLANMAMAK ile/ve/değil/ne yazık ki/=/||/<>/> KÖTÜYE KULLANMAK


- GÖVDENİN/TEN'İN ABDESTİ ile/ve AKIL'IN/VİCDANIN ABDESTİ ile/ve NEFS'İN ABDESTİ

( Su ile. İLE/VE Gözyaşı ile. İLE/VE Kelâm/sohbet ile. )


- GÖVDE'NİN:
ABDESTİ ile/ve KULLUĞU

( Su ile. İLE/VE İşlevi ile. )


- GÖVDENİN EYLEMİ ile/ve/<> NEFSİN EYLEMİ ile/ve/<> ÖZÜN EYLEMİ

( El ile. İLE/VE/<> Hayal ile. İLE/VE/<> Sevgi ile. )


- ENGELLİLER:
GÖVDESEL ile/ve/ne yazık ki/||/<> DUYUSAL ile/ve/ne yazık ki/||/<> İŞİTME ile/ve/ne yazık ki/||/<> KONUŞMA ile/ve/ne yazık ki/||/<>
ZİHİNSEL ile/ve/ne yazık ki/||/<> GEÇİCİ ile/ve/ne yazık ki/||/<> YAŞLILAR


- GÖVDESEL ile GÖVDE BAĞIMLI


- GÖVEM ERİĞİ/GEYİK DİKENİ/AKDİKEN ALIÇ[Fars. < ALUÇA] ile ALIÇ[Fars. < ALUÇA]

( Hünnapgillerden, kırlarda kendiliğinden yetişen, hekimlikte ve boyacılıkta kullanılan, sert odunlu bir ağaç. İLE Bu ağacın mayhoş yemişi. )


- GÖYNÜK ile GÖYÜK

( Yanık. | Güneşte yanmış. | İyice olmuş yemiş/meyve. | Acısı olan, elemli. İLE Yanık, yanmış. | Sayrılık ateşi, humma. )


- GÖYNÜMEK -ile

( İçin için yanmak. )


- GÖZ -ile

( ÖZ | ÖZ'ÜN AYNASI, KAPISI, DIŞLAŞMASI | ZÂT | "SUYUN AKMAYA BAŞLADIĞI KAYNAK" )


- GÖZ AKI -ile

( SCLERA )


- GÖZ GÖRE GÖRE ile/ve BAĞIRA BAĞIRA


- GÖZ GÖRE GÖRE ile BAĞIRA BAĞIRA


- GÖZ HÜCRESİ ile/ve/<> ÇUBUK HÜCRE

( ... İLE/VE/<> Retina tabakasında bulunan, ışığa duyarlı iki hücreden biri. )

( ... vs./and/<> ROD )


- GÖZ KAPAĞI ile/ve/||/<>/> PİTOZİS

( ... İLE/VE/||/<>/> Göz kapağı düşüklüğü. )


- GÖZ KAPAKLARI YANGISI(İLTİHABI) ile/ve GÖZYAŞI YANGISI(İLTİHABI)

( BLEFARİT ile/ve DAKRİYORİSSİT )


- GÖZ KARARI ile/ve EL KARARI


- GÖZ KARARI ile/değil/yerine ÖLÇÜ


- GÖZ KIRPMAK/KIPMAK ile GÖZ KIRPIŞTIRMAK/KIPIŞTIRMAK

( TWINKLE )


- GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURMAK ile/ve/ya da ÇÖZMEK


- GÖZ ÖNÜNDE:
()TUTMAK() ile/ve/değil/<> ()BULUNDURMAK()


- GÖZ RENKLERİNDE:
SEVDÂ ile SERKÂ ile ŞEHLÂ ile ŞEVLÂ

( Siyah renkte. İLE Yeşil ya da mavi renkte. İLE Elâ ya da açık kahverengi renkte. [Gözlerin "iki ayrı yönde" gibi bakışı.] [Kadının en arzulu bakışı.] İLE Koyu kahverengi. )


- GÖZ TANSİYONUNDA:
AÇIK AÇILI ile KAPALI AÇILI


- GÖZ UYGARLIĞI ile/ve/<> SÖZ UYGARLIĞI

( Dışa bakar. İLE/VE/<> İçe bakar. )


- GÖZ ile/ve/değil EŞİK


- GÖZ ile/ve GÖRGÜ


- GÖZ ile/ve GÖZ KÜRESİ ile/ve GÖZBEBEĞİ ile/ve GÖZ ÇUKURU ile/ve GÖZ KAPAĞI

( Göz açık olmalı, aklını bulunduğu yere almalı. )

( "Suyun akmaya başladığı kaynak." )

( Göz, Zât'ı; geri kalanı, sıfatı simgeler. )

( Gözlerimiz hayatımız boyunca doğduğumuz andaki boyutlarında kalıyor. Burnumuz ve kulaklarımızın ise büyümesi hiç sona ermiyor. )

( Bir gözün, 1.800.000 damarı vardır. )

( EŞFÂR[Ar. < ŞÜFR]: Gözkapağının kenarları, kirpik yerleri. )

( Her bir göz, 130 milyon görme siniri hücresinden oluşmaktadır. )

( ... İLE ... İLE Gözbebeği, ilgi çekici bir nesneye baktığımızda ya da bir olaya şahit olduğumuzda, %45 oranında büyür. İLE ... İLE ... )

( Bazı örgenimizde, işlevlerinin tamamına ulaşması zaman alırken, gözlerimiz, sürekli olarak etkindir. )

( Gözler, saatte 36.000 bit bilgiyi işleyebiliyor. )

( Gözlerimiz, tüm öteki örgenlerimizden daha fazla olarak, beyin gücünün %65'inden yararlanıyor. )

( Neredeyse herkesin bir gözü, ötekinden az da olsa daha güçlüdür. )

( AYN, MEDMA'[çoğ. MEDÂMİ'] ile/ve ... ile/ve HADEKA, İNSÂN-ÜL-AYN, MANZAR[< NAZAR], MANZAR-I ÇEŞM, NOKTA-İ BÎNİŞ, BÜ-BÜ', MUKLE ile/ve MEDÂR-ÜL-AYN ile/ve ...

RÂFİ'[< REF]: Gözkapağı gibi bazı örgenleri yukarı kaldırmaya yarayan kas/adale, sinir.
TARFE: Gözkapağının bir kere açılıp kapanması. )

( DÎDE, ÇEŞM ile/ve ... ile/ve MERDÜM, MERDÜME, BÎNEK, DÎDE ile/ve ... ile/ve BÂM-I ÇEŞM[üstteki], BERG-İ ÇEŞM[BERG: Yaprak.]

BÂDÂM: Sevgilinin bademi andıran gözü. | Badem. )

( EYE vs./and EYE BALL vs./and PUPIL/APPLE OF THE EYE vs./and ORBIT/EYE HOLE vs./and EYE LID )


- GÖZ ile/ve GÖZDEKİ ANLAM VE DERİNLİK


- GÖZ ile/||/<> GÖZE

( Suyun çıktığı yer, kaynak. İLE/||/<> Gözlü, pınar, çeşme. | İlkbaharda çıkıp yazın kaybolan su. | Örme, örgü, yama. | Süzgeç. | Hücre. )


- GÖZ ile/ve/<> İRİS[Yun.]

( ... İLE/VE/<> Saydam tabaka ile göz merceği arasında bulunan, ince, kasılabilen bir zardan oluşan, gözün renkli bölümü. )


- GÖZ ile KENE GÖZ

( ... İLE Çok küçük gözlü. )


- GÖZ ile/ve/=/<> KİŞİLİK/AKIL


- GÖZ ile/ve/||/<> KULAK

( Simgenin/ibretin müşterisi. İLE/VE/||/<> Sözün müşterisi. )

( Göz, dostu görendir. )

( %84 İLE/VE/||/<> %11 )

( [Renklerde dalgaboyu] 400 - 700 nm. İLE/VE/||/<> 20 - 20.000 Hz aralığı. )


- GÖZ ile/ve/<> ÖNODA

( ... İLE/VE/<> Gözde, saydam tabaka ile iris arasında kalan boşluk. )

Bugün[26 Ekim 2025]
itibarı ile 46.048 başlık/FaRk ile birlikte,
46.048 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(66/186)