Bugün[10 Aralık 2025]
itibarı ile 46.491 başlık/FaRk ile birlikte,
46.491 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(63/187)


- GASTRALJİ ile GASTREKTOMİ ile GASTRİT ile GASTROİNTESTİNAL ile GASTROENTEROLOG ile GASTROENTEROLOJİ ile GASTROİNTESTİNAL TRAKT ile GASTROPLASTİ ile GASTROSKOPİ

( Mide ağrısı. İLE Mide çıkarımı. İLE Mide yangısı. İLE Mide/bağırsak [ile ilgili] sindirim dizgesi, sindirim yolları. İLE Sindirimbilim uzmanı. İLE Sindirimbilim. İLE Sindirim dizgesi, sindirim yolları. İLE Mide onarımı. İLE Mide bakısı. )


- GASTRİK ÜLSER ile/||/<> DUODENAL ÜLSER

( Mide zarında yara oluşumu. İLE/||/<> On iki parmak bağırsağında yara oluşumu. )


- GASTRİT ile/||/<> GASTROENTERİT

( Mide zarının yangılanması ile mide ağrısı ve hazımsızlık. İLE/||/<> Mide ve bağırsakların yangılanması ile sürgün ve kusma. )


- GASTRİT ile/||/<> PEPTİK ÜLSER

( Mide zarının yangılanması ile mide ağrısı ve hazımsızlık. İLE/||/<> Mide ya da onikiparmak bağırsağında açık yaralar. )


- GASTRİT ile/||/<> ÜLSER

( Mide zarının yangılanması. İLE/||/<> Mide ya da bağırsak duvarında yara oluşması. )


- GASTRİT[Fr.] ile ÜLSER[Fr.]/KARHA[Ar.]

( Ansiklomedi'deki açıklamaları okumak için burayı tıklayınız... )

( Mide mukozası yangısı. İLE Sindirim örgenlerinde ve özellikle mide ile onikiparmak bağırsağında görülen yara. )


- GASTROENTERİT ile/||/<> GASTROÖZOFAGEAL REFLÜ

( Mide ve bağırsakların yangılanması ile sürgün ve kusma. İLE/||/<> Mide asidinin yemek borusuna geri kaçması. )


- GASTROENTERİT ile/||/<> GASTROÖZOFAGEAL REFLÜ

( Mide ve bağırsakların yangılanması ile sürgün ve kusma. İLE/||/<> Mide asidinin yemek borusuna geri kaçması. )


- GASTRONOMİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ASTRONOMİ

( Damağını tatmin etmek için yaşamını yok etmek/eden olmak. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Uzayın/doğanın derinliklerini araştırmak/araştıran olmak. [gerek] )


- GASTROÖZOFAGEAL REFLÜ (GERD) ile/||/<> PEPTİK ÜLSER

( Mide asidinin yemek borusuna geri kaçması. İLE/||/<> Mide ya da onikiparmak bağırsağında asit nedeniyle yara oluşması. )


- GASTRULA ile/||/<> NEURULA

( Gastrula 3 yaprak İLE neurula sinir sistemi. )

( Formül: Katman oluşumu İLE nöral tüp )


- GASTRULATİON İLE NEURULATİON İLE ORGANOGENESİS ile/||/<> EMBRİYONİK EVRELER

( Embriyo gelişim aşamaları. )

( Formül: Ektoderm → Sinir )


- GAŞY -ile

( KENDİNDEN GEÇME, BAYILMA )


- GAŞY -ile

( KENDİNDEN GEÇME, BAYILMA )

( KULUN, HALKTAN UZAKLAŞIP HAKK'A VARMASI )


- GATE İLE ANNEALİNG İLE TOPOLOGİCAL ile/||/<> KUANTUM BİLGİSAYAR TÜRLERİ

( Farklı kuantum hesaplama yaklaşımları. )

( Formül: |ψ⟩ = Σαᵢ|i⟩ )


- GATHA[Sansk.] -ile

( Dört dizeden oluşan şiir biçimi. Kutsal bir tür dörtlük. )


- GAUSS(ÇAN) EĞRİSİ ile/ve/=/||/<> RASTGELELİK

( "Matematik, tüm bilimlerin kraliçesidir." - Carl Friedrich Gauss[Matematik Kralı][Nisan 1777 - 23 Şubat 1855] )


- GAUSS İLE EİSENSTEİN İLE HURWİTZ ile/||/<> TAM SAYI HALKALARI

( Farklı sayı sistemlerindeki tam sayılar. )

( Formül: N(a+bi) = a² + b² )

( Carl Friedrich Gauss tarafından 1801 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1777-1855) (Ülke: Almanya) (Alan: Matematik) (Önemli katkıları: Sayılar teorisi, istatistik, manyetizma) )


- GAUSS İLE ORTALAMA İLE TEMEL ile/||/<> YÜZEY EĞRİLİKLERİ

( Yüzeylerin eğrilik ölçüleri. )

( Formül: K = det(II)/det(I) )

( Carl Friedrich Gauss tarafından 1801 yılında keşfedildi/formüle edildi. )


- GAUSS YASASI ile/||/<> FARADAY YASASI

( Gauss elektrik akısı ile yük ilişkisi, Faraday değişen manyetik akı ile EMK ilişkisidir. )

( Formül: ∮E·dA = Q/ε₀ İLE ε = -dΦ/dt )

( Michael Faraday tarafından 1831 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1791-1867) (Ülke: İngiltere) (Alan: Fizik, Kimya) (Önemli katkıları: Elektromanyetik indüksiyon, elektroliz) )


- GAUSSİAN ÜYELİK ile/||/<> SİGMOİD ÜYELİK

( Gaussian çan eğrisi, sigmoid S-eğrisi şeklindedir )

( Formül: μ(x) = exp(-(x-c)²/2σ²) )

( Carl Friedrich Gauss tarafından 1801 yılında keşfedildi/formüle edildi. )


- GAVÎ[Ar. çoğ. GAVÛN, GUVÂT | "ga" uzun okunur] ile GAVÎ[Ar.]

( Azgın, azmış, yoldan çıkmış adam. İLE Çok azmış, çok azgın. )


- GAVOT[Fr.] -ile

( Bir tür, eski, Fransız halk dansı. )


- GAVS[Ar. çoğ. AGVÂS] ile GAVS[Ar.]

( Yardım, muâvenet. | Yardım istemek için bağırma, medet. | Yardımcı, imdada yetişen.[GAVS-I A'ZAM: Abdülkadir-i Geylânî] İLE Suya dalma, dalgıçlık. | İçine girmek için bir şeyi derinleştirme, iyice anlama. )


- GAVS ile GAVS-I ÂZÂM

( ... İLE İki kutbiyet makamında da bulunan zât. )

( YARDIMCI, İMDÂDA YETİŞEN | VELÎYULLAH | MEDET, NUSRET ile ABDÜLKADİR-İ GEYLÂNÎ (KUTB) )


- GAVS-I URÛC ile/ve/<> GAVS-I NÜZÛL

( ORTADA: HATT-I İSTİVÂ )


- GAVTA[Ar. çoğ. AGVÂS] ile GAVTA[Ar.]

( Toprağın çukurluğu. | Sulak yer, ağaçlık yer. Düzlük, ova. İLE Su içindeki derinlik. )


- GAY(HOMO/"İBNE") ile TRAVESTİ/TRANSVESTİ ile TRANSEKSÜEL("DÖNME")

( Gay: Homoseksüel. Lezbiyenler için de kullanılır. Gay(Daha çok bilinen): Eril görünümde olup, öteki eril görünümlü kişilerle yakın ilişki kuran ve eşeysel/anal(pasif ve/ya da aktif) ilişkiye giren kişilere verilen ad. İLE Tra(ns)vesti: Eril gövde doğumlu olup, daha sonra dış görünümünde dişilliğe bürünen fakat penis ve testisleri(ya da sadece penisleri) yerinde durmaya devam eden(bazılarının testislerin olduğu bölgeye, (penis aynı yerinde kalarak) penisin altına, görünümü ve işlevselliğini taşıyan vajina oluşturan, eril gövdelerle ilişkiye(daha çok para/maddi çıkar karşılığı) giren kişilere verilen ad. İLE Transeksüel: Gövdesini tamamen öteki gövdenin biçimine büründürmüş, göğüs ve eşeysel örgenlerini tamamıyla ve birebir değiştiren, çeşitli "homoseksüel" ilişkiler kuran kişilere verilen ad. )


- GAYB/GAİB ile/ve/değil EŞİK


- GAYB ile HARİÇ


- GAYB ile HAZIR


- GAYB ile YOK/VAROLMAYAN


- GAYDA/TULUM ile KALİNKA

( ... İLE Rus gaydası. )


- GÂYETU'Ş-ŞEY'İ[Ar.] ile MEDÂHU[Ar.]


- GAYRET ile/ve GAYÛR

( Kişinin/kulun uğraşları. İLE/VE Allah'ın kulu için uğraşı. )


- GAYRET ile GERİLİM


- GAYRET ile/ve TAHSİL

( Kişiden. İLE/VE Allah'tan. )


- GAYRET ile/ve/> TEVHİD


- GAYR-I HABERİYE(İNŞAÎ) ile HABERİYE(MEŞKÛKE)

( Emir, nehy, soru. İLE Şekk, şüphe. )


- GAYRİ İHTİYARİ ile DİRENÇ/İSTEM/İSTENÇ DIŞI/KENDİLİĞİNDEN


- GAYRÎ ile/değil/yerine DAHİLÎ


- GAYR/Î ile/değil GAYB/Î


- GAYRI ile GAYRİ

( Artık. İLE Başka. )


- GAYRI ... ile/ve/||/<> NA...


- GAYRIYET TEMEYYÜZÜ ile/ve/||/<>/> HÜVİYET TEMEYYÜZÜ


- GAYTA[Ar.] ile/değil/yerine GAYDA[Bulgarca]/TULUM

( İnsan dışkısı. İLE/DEĞİL Müzik aleti.[Trakya'lı, Bulgar, Makedon ve İskoçlar'ın ulusal çalgısı.] )

( ... ile/değil DANKİYO )

( ... ile/değil TSIMPONA )

( [Lazca] ... ile/değil GUDA )


- GAYZ -ile

( HİDDET, ÖFKE, KIZMA )


- GAZ (KİMYASI) ile/||/<> PLAZMA (KİMYASI)

( )

( Langmuir tarafından 1928 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1881-1957) (Ülke: ABD) (Alan: Kimya, Fizik) (Önemli katkıları: Plazma terimi, yüzey kimyası) (Nobel: 1932) )


- GAZ BULUTU ile HİMİKO BULUTU

( ... İLE Tüm evrende, gözlemlenebilen en büyük nesnedir.[Bizden 12 milyar ışık yılı uzaklıktaki gaz bulutu] )


- GAZ (KİMYASI) ile PLAZMA (KİMYASI)

( Belirli biçim ve oylumu olmayan nesne durumu. Moleküllerin serbestçe hareket ettiği nesne durumu. İLE İyonize olmuş gaz durumu. )

( Gaz durumundaki nesnelerin kimyasını inceleyen bilim dalı. İLE Plazma durumundaki nesnelerin kimyasını inceleyen bilim dalı. )


- GAZ MOLEKÜLÜNDE:
SICAKLIĞIN YÜKSELMESİ ile/ve/||/<>/> HIZLI HAREKET

( Bir gazın molekülleri, sıcaklık yükseldikçe daha hızlı hareket eder. Bununla birlikte, moleküllerin arasındaki çarpışmasnın şiddeti de artar. Moleküllerin ortalama hızı, mutlak sıcaklğın kare köküyle orantılıdır. )

( Artan sıcaklığın, Güneş'in atasında bulunan hidrojen gazı üzerindeki ilk etkisi, çarpışmalar sonucunda hidrojen moleküllerinin [H2] ayrı ayrı hidrojen atomlarından oluşan bir gaz [H] üretmek üzere parçalanması olmuştur. )


- GAZ VERMEK" ile/değil/yerine/||/<>/>< "GAZ ALMAK"


- GAZ ile ÇAMUR GAZI

( ... İLE Aktifleştirilmiş çamurlu arıtım sürecinde açığa çıkan %70 metan ve %30 karbondioksit karışımı bir gaz yakıt. )


- GAZ[Fr. < Lat. CHAOS[Van Helmont] | "ga" uzun okunur] ile GAZ[Fr. < GAZE] ile GÂZ[Ar.]

( Normal basınç ve sıcaklıkta, olduğu gibi kalan, içinde bulunduğu kabın her yanına yayılma ve bu kabın iç yüzeyinin her noktasına basınç yapmak özelliğinde olan akışkan nesne. İLE Tül. İLE Diş. | Dişle tutma, ısırma. )


- GAZ ile GRİZU[Fr.]

( ... İLE Normal sıcaklık ve basınçta, kömür ocaklarında açığa çıkan ve büyük bölümü saf metandan oluşan, kolayca tutuşabilen gaz. )


- GAZ ile KRİPTON[Fr. < KRYPTON]

( ... İLE Atom numarası 36, atom ağırlığı 83,8 olan, atmosferde yarım milyonda bir oranında bulunan, renksiz, kokusuz bir soy gaz. [simgesi Kr] )


- GAZ ile KSENON[Fr. < XENON]

( ... İLE Atom numarası 54, atom ağırlığı 131,30 olan, havada on milyonda bir oranında bulunan, renksiz, kokusuz asal gaz. [simgesi: Xe] )


- GAZÂ[Ar.] ile/||/<> CİHAD[Ar.]


- [ne yazık ki]
!GAZA[Ar.] ile !GAZVE[Ar.]

( [ne yazık ki][tamamen eskide kalmış olması dileğiyle...]
İslâm'ı korumak ya da yaymak amacıyla müslüman olmayanlara karşı yapılan savaş. İLE Arap derebeylikleri arasında yapılan savaş. | Din uğruna yapılan savaş. | Savaşın başında peygamber varsa. )


- GAZAB[Ar.] ile GAYZ[Ar.]


- GAZAB[Ar.] ile HARD[Ar.]


- GAZAB[Ar.] ile İRÂDETÜ'L-İNTİKÂM[Ar.]


- GAZAB[Ar.] ile İŞTİYÂT[Ar.]


- GAZAB[Ar.] ile SUHT-SAHT[Ar.]


- GAZAL[Ar.] ile GAZEL[Ar.] ile GAZEL[Ar.]

( Ceylan. İLE Divan Edebiyatı'nda, beş ile onbeş beyit arasında değişen, ilk beytinin dizeleri birbiriyle, sonraki beyitlerinin lirik konularda yazılan nazım biçimi. | Lâtif. | Bayanlar için söylenilen güzel ve aşk dolu söz. | Türk müziğinde, belirli bir kurala bağlı olmadan, bir kişi tarafından, herhangi bir makamda gezinerek sesle yapılan taksim. İLE Sonbaharda kuruyup dökülen ağaç yaprağı. )


- GAZANFER AĞA SEBİLİ ile/ve GAZANFER AĞA SEBİLİ

( Fatih Bozdoğan Su Kemeri ve Karikatür Müzesi yanında. İLE/VE Eyüp, Otakçılar'da. )

( Kapı Ağası Gazanfer Ağa, Mimar Davud Ağa'ya yaptırtmıştır. [1596] İLE/VE Kızlar Ağası Gazanfer Ağa yaptırmıştır. [1599] )


- GAZAP ile GADAP

( Gadap kibirden beslenir, kibirin kökü şirktir. )

( İkisi de aynıdır. Z'nin D olarak okunmasından dolayı fark varmış gibi algılanır. )


- GAZE["ga" uzun okunur][Fars.] ile GÂZE[Fars.]

( Allık. İLE Çocuk salıncağı. )


- GAZEL/KASİDE ile MÜŞATTAR

( ... İLE Dizeleri arasına ek olarak ayrıca dizeler getirilmiş gazel ya da kasîde, teştîr edilmiş. )


- GAZETE OKUMAK ile/ve/<>/||/değil/yerine KİTAP OKUMAK


- GAZETE ile/ve/||/<> RESMÎ GAZETE


- GAZETE ile TAKVİM-İ VEKÂYİ

( ... İLE Osmanlı Devleti'nin ilk resmi gazetesi. 01 Kasım 1831'de yayımlamaya başlamıştır. Siyasal haberlerin ve bildirilerin yanı sıra, yasaları, tüzükleri de tam metin verir, ayrıca iç ve dış önemli olaylarla fen, sanat, ticaret ve ziraat İLE ilgili haberler de içerirdi. )


- GAZETECİ ile/ve FOTOĞRAFÇI


- GAZETECİ/LİK ile/ve/değil/||/<> YAZAR/LIK


- GAZETECİLİK ile/ve/||/<>/>< YAZIN


- GÂZİ ile GÂZİ ile GAZÎ

( Savaştan, sağlam ya da (az/çok) yaralı çıkan. İLE Mustafa Kemal ATATÜRK İLE "Gezi" için gaz yiyen. )


- GAZÎR[Ar.] ile GAZÎR[Ar.]

( Yumuşak, mülâyim, tatlı, nâzik, uysal. İLE Çok. )


- GAZLAR ile ASAL/SOY GAZLAR

( ... İLE Atomlarının dış elektron halkaları tamamıyla ya da geçici olarak elektrona doymuş olan helyum, neon, argon, kripton, ksenon gazları. )


- GAZLAR ile/ve ASIL GAZLAR

( ... İLE/VE Helyum, neon, argon, kripton, ksenon, radon. )


- GAZYUVARI/ATMOSFER ile/ve/değil EŞİK


- GAZZÂLÎ ÖNCESİ ile/ve SONRASI

( Meşşaîlerin diliyken, Gazzâlî sonrasında, aklın küllî dili haline geldi. Bu nedenle Kategoriler konusu Mantık'tan çıkartılıp Fizik'e aktarıldı. )


- GC İLE HPLC İLE TLC İLE CE ile/||/<> KROMATOGRAFİ TÜRLERİ

( Ayırma için kullanılan kromatografik yöntemler. )

( Formül: Rs = 2(t₂-t₁)/(w₁+w₂) )


- Gd ile Ge

( Gadolinyum'un simgesi. İLE Germanyum'un simgesi. )


- GEBE, YÜKLÜ -ile

( HÂMİLE[Ar.], ÂBİST/E[Fars.] (ÂBİSTENÎ )


- GEBE ile AKUK[Ar.]

( Gebe hayvan. )


- GEBELİK BELİRTİLERİ ile/ve/değil/||/<> ÂDET BELİRTİLERİ


- GEBELİK ile/ve/||/<>/> EBELİK

( Ben/sen. İLE/VE/||/<>/> Ben/o. )


- GEBELİKTE:
İLK 3 AY ile/ve/<> İKİNCİ 3 AY ile/ve/<> ÜÇÜNCÜ 3 AY

( http://www.DilaraKocak.com.tr/gebelik )


- GEBERMEK/MÜRT[Fars.]/CIZLAMI ÇEKMEK[argo] ile ÖLMEK

( Hayvanlar üzerine/için. İLE Kişiler üzerine/için. )


- GEBREOTU ile/ve/<>/> GEBRE/KEBERE

( Gebreotugiller ailesinin, çalıya benzer örnek bitkisi. İLE/VE/<>/> Gebreotunun yemişi. )

( CAPPARIS cum ... )


- GEÇ!:
EMİR VERMEK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< DÜŞÜNCESİNİ/İSTEĞİNİ DÜMDÜZ SÖYLEMEK

( Bazı/çoğu (bilgisiz/görgüsüz) kişi/ler, bazen/çoğunlukla kendini, herkesin/herşeyin merkezinde "görenler"/zannedenler, başkalarına söylediklerini, emir olarak değil zihninde ne varsa, hiçbir dilbilgisine sahip olmadan ya da uymadan, kabalıkla söyler. Bunu görür görmez, anladığımız anda, üstlerine fazla gitmemek ve bunları karıştırmamak gerekir. [Bazen de hadlerini bildirmek gerekiyorsa bildirilebilir tabii.] )


- GEÇ EVLENMEK ile/değil/yerine/>< GENÇ EVLENMEK


- GEÇ GELEN/KALAN "ADÂLET" ile/değil/>< ADÂLET

( Geç gelen "adâlet", adâlet değildir! )


- GEÇ KALMAK ile/değil/yerine GENÇ KALMAK


- GEÇ KALMAK ile/değil YETİŞEMEMEK

( Asla, "çok geç" değildir! )


- GEÇ KALMIŞLIK ile/ve/||/<> GERİ DÖNÜLEMEZLİK


- GEÇ YAŞTA ile/değil/yerine GENÇ YAŞTA


- GEÇ ile GEÇ

( Zamanın sarkması, erken olmayan. İLE Geçmenin buyruk kipi. )


- GEÇ ile/ve GÜÇ
[BİR ŞEYİN:
GEÇ OLMASI ile/ve GÜÇ OLMASI/OLMAMASI]

( Olsun. İLE/VE Olmasın! )


- GEÇ ile SON ANDA


- GECE:
BUBAŞ ile/ve/||/<>/> ARABAŞ ile/ve/||/<>/> OBAŞ

( Çay içilip çerez yenen akşam saati. İLE/VE/||/<>/> Yatmadan önceki zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> Gecenin sabaha yakın olan bölümü, sahur vakti. )


- GECE/KARANLIK ile/ve/değil KAR FIRTINASI/TİPİ


- GECE UYKUSU ile/ve/||/<> GÜNDÜZ (ÖĞLE) UYKUSU/KAYLÛLE[Ar.]


- GEÇE ile GEÇE ile GECE

( Herhangi bir saat başını geçerek/geçerken. İLE Karşılıklı iki yandan/yakadan her biri. İLE Güneşin batmasıyla oluşan karanlık. [>< GÜNDÜZ] )


- GECE[< GEÇ(>< ERKEN)]/TÜN/DÜN ile/ve/değil/yerine/<>/>< GÜN/DÜZ

( Birlik/Vahdet. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Çokluk/Kesret. )

( Gece/karanlık önceliklidir. )

( [Fars., Ar.] ŞEB-TÂ-BE-SEHER: Geceden sabaha kadar. )

( ŞEB Ü RÛZ: Gece gündüz. | RÛZ Ü ŞEB: Gündüz gece. )

( MELEVÂN: Gece ile gündüz.[MÂ-DÂM-EL-MELEVÂN: Gece ve gündüz devam ettikçe. | MÂ-TEÂKAB-EL-MELEVÂN: Gece ile gündüz birbiri ardı sıra geldikçe.] YA'FUR[çoğ. YAÂFÎR]: Gecenin beşte/altıda bir gibi bölümü. )

( Hakikat. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Şeriat. )

( TÜNMEK: Havanın kararıp gece olması. )

( LEYL ile/ve/değil/yerine/<>/>< ... )

( DÜN, ŞEV, ŞEB[çoğ. ŞEBÂN], TAHT-I ABNÛSÎ ile/ve/değil/yerine/<>/>< NEHÂR, RÛZ, TAHT-I ÂC )

( [not] NIGHT vs./and/but/<>/>< DAYTIME/DAYLIGHT
DAYTIME/DAYLIGHT instead of NIGHT )


- GECE ile/ve KARANLIK GECE

( ŞEB-İ YELDÂ: En uzun gece/ler. [20. ve 26. günleri arasındaki 1 haftalık süre.] | 22 Aralık'taki en uzun gece. )

( NIGHT vs./and DARK NIGHT )


- GECE ile/ve MUHAK


- GECEKONDU ile FAVELA

( Brezilya'ya özgü gecekondu. )


- GECEKONDU ile/ve/değil VİLLAKONDU


- GECELERİ BİSİKLETTE:
SİYAH ile MAVİ ile KIRMIZI ile SARI ile BEYAZ ile YEŞİL

( Görünmez. İLE 17 m.'ye kadar. İLE 24 m.'ye kadar. İLE 37 m.'ye kadar. İLE 55 m.'ye kadar. İLE 130 m.'ye kadar. )


- GEÇERLİ BİLGİ ile GEÇERSİZ BİLGİ

( Bilginin yanlış olduğu yerde yorumun doğruluğu yanlışlığı konuşulmaz. / Usûlü yanlışın füruğu tartışılmaz. )

( VALID KNOWLEDGE/INFORMATION/DATA vs. INVALID KNOWLEDGE/INFORMATION/DATA )


- GEÇERLİ DURUM/KONJONKTÜR ile BAĞLAM/KONTEKST


- GEÇERLİ ile GERÇEK


- GEÇERLİ ile/ve/||/<> İŞLEYEN


- GEÇERLİ ile MANTIKLI


- GEÇERLİK ile/ve/değil/||/<>/> GEÇERLİLİK


- GEÇERLİLİK ile/ve/<> BAĞLAYICILIK


- GEÇERLİ/LİK ile/ve/= GERÇEK

( Gerçek, samimi eylemin meyvesidir. )

( Bİ-L-Fİ'L: Gerçekten. )

( VALID vs./and/= REAL
Truth is the fruit of earnest action. )


- GEÇERLİ/LİK ile/ve/değil GÜNCEL/LİK


- GEÇERLİ/LİK ile/ve YARARLI/LIK

( VALID vs./and BENEFICIAL )


- GEÇERLİ/LİK ile/ve/<>/değil YETERLİ/LİK


- GECESEFÂSI ile GECE SEFÂSI

( İkiçeneklilerden, gece açan küçük kokulu çiçekleri olan, otsu bir bitki. İLE Yaz gecelerinde, havanın ve doğanın güzelliklerini yaşamak üzere yapılan etkinlik, yürüyüş, dolaşma. )


- GEÇİCİ ÇÖZÜM ile/ve/değil/||/<>/< ARA ÇÖZÜM


- GEÇİCİ NUR ile/ve SOYUT NUR ile/ve NURLAR NURU


- GEÇİCİ/ÖN YARGI ile/ve/||/<>/> YARGI


- GEÇİCİ ile/ve ALDATICI

( TEMPORARY vs./and ILLUSION )


- GEÇİCİ ile/ve KALICI

( Kendi, istikrarlı, sabit olmayan bir zihinde, herhangi bir şey nasıl kalıcı olabilir? )

( Geçici olanın içindeki kalıcı olanı, gerçek olmayanın içinde gerçek olanı araştırın. )

( Geçicilik, gerçek olmayışın kanıtıdır. )

( Geçicilik, gerçekdışılığın en iyi kanıtıdır. )

( Olgun kişinin nutuğu, içerikli; yaşama biçimiyse kalıcı olmalıdır. )

( TEMPORARY vs./and PERMANENT
How can anything be steady in a mind which itself is not steady?
Enquire what is permanent in the transient, real in the unreal.
Transiency is the best proof of unreality. )


- GEÇİCİ ile/ve/değil ÖZEL


- GEÇİCİ/LİK ile/ve/<> GEÇİŞLİ/LİK


- GEÇİCİ/LİK ile/ve/||/<> (")UÇUCU/LUK(")


- GECİKME ile/ve/<> "FİJİ ZAMANI"

( ... İLE/VE/<> Fiji'lilerin randevuya geç kaldıklarındaki mazeretleri ve sözleri. )


- GECİKME ile HİSTEREZİS[Fr. < Yun.]

( ... İLE Doğa olaylarının gelişmesindeki gecikme. )


- GECİKME ile "SÜRÜNCEME"

( ... İLE Bir işin, sonuçlanıncaya kadar boş yere uğradığı gecikmelerin tümü. )


- GECİKTİRME ile/ve/değil/yerine/<> ÖTELEME


- GEÇİLEMEZ ile/ve/değil/||/<>/< GEÇİŞTİRİLEMEZ


- GEÇİM SIKINTISI ile/ve/> CAN SIKINTISI

( Geçim sıkıntısı olanların, can sıkıntısı yaşama fırsatları bulunmaz. )


- GEÇİMSİZ/LİK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< SEVGİSİZ/LİK


- BAĞIRSAK:
GEÇİRGEN/SIZDIRAN ile/değil/yerine/>< SAĞLIKLI

( image )


- GEÇİRGEN ZAR ile GEÇİRGEN OLMAYAN ZAR ile YARI GEÇİRGEN ZAR

( PERMEABLE MEMBRANE vs. NON-PERMEABLE MEMBRANE vs. SEMI-PERMEABLE MEMBRANE )


- GEÇİRGEN ile/değil/<> İLETKEN


- GEÇİRGEN ile/ve/||/<> SAYDAM


- GEÇİRİMLİ / BİRLEŞİMSEL ile/>< GEÇİRİMSİZ

( TRANSPARENT / COMPOSITIONAL vs./>< OPAQUE )


- GEÇİRMEK ile GEÇİŞTİRMEK


- GEÇİRMEK ile GİYDİRMEK


- GEÇİRMEK ile KAKALAMAK


- GEÇİRMEK ile/ve/değil/||/<>/< ULAŞTIRMAK


- GEÇİŞ DURUMU ile/||/<> ARA ÜRÜN

( TS maksimum enerji hayali frekans, ara ürün minimum gerçek. )

( Formül: Saddle İLE minimum )


- GEÇİŞ KARTINI:
YAVAŞ BASMAK ile/değil/yerine ÜZERİNDE TUTMAK/BEKLEMEK


- GEÇİŞ METALİ ile/||/<> ANA GRUP METALİ

( Geçiş d orbitalli, ana grup s/p orbitalli metaldir )

( Formül: Fe İLE Cr İLE Na İLE Al )


- GEÇİŞ METALİ ile/||/<> İÇ GEÇİŞ METALİ

( d-blok ögeleri. İLE/||/<> f-blok ögeleri. )


- GEÇİŞ ile AYRIM


- GEÇİŞ ile/ve/değil/||/<>/< EŞİK


- GEÇİŞ ile/ve/||/<> SÜREKLİLİK


- GEÇİŞKEN/LİK ile/ve/||/<> İLİŞKİLİ/LİK


- GEÇİŞLİ ile/>< GEÇİŞSİZ

( TRANSITIVE vs./>< INTRANSITIVE )


- GEÇİŞTİRMEK ile/ve/||/<> ATLAMAK


- GEÇİŞTİRMEK ile/ve "BASTIRMAK"


- GEÇİŞTİRMEK ile/değil/yerine DİNDİRMEK


- GEÇİŞTİRMEK ile/ve/değil/yerine HIZLANDIRMAK


- GEÇİŞTİRMEK ile/ve/<> "İDARE ETMEK"


- GEÇİŞTİRMEK ile/ve/<> ÖTELEMEK


- GEÇİT ile AŞIT

( ... İLE Siper, kuytu yer. | Aşılacak yer. | Dağ geçidi. )


- GEÇİT ile/ve/değil EŞİK


- GEÇİT ile GEÇİŞ


- GEÇİT ile/ve KOYAK/KISIK/KLÜZ

( ... ile/ve VADİ )


- GECKO İLE LOTUS İLE VELCRO ile/||/<> DOĞADAN İLHAM

( Biyolojik sistemlerin taklit edilmesi. )

( Formül: Süperhidrofobik θ > 150° )


- GEÇMEDİ" ile/ve/||/<>/> DUVARA TOSLAMIŞ O ZAMAN


- GEÇMEK ile AKMAK


- GEÇMEK ile/ve AŞMAK


- GEÇMEK ile ATLAMAK


- GEÇMEK/GEÇKİN ile/ve/||/<> AŞMAK/AŞKIN


- GEÇMİŞ DIŞI -ile

( NON-PAST )


- GEÇMİŞ İNANÇ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GEÇMİŞİN KOŞULLARI


- GEÇMİŞ ile/ve/değil GEÇMİŞTEKİ


- GEÇMİŞ ile/ve/değil GEÇMİŞTEKİ


- GEÇMİŞ ile/ve/<>/> ŞİMDİ ile/ve/<>/> GELECEK

( Anılardadır. İLE/VE/<>/> Hayal gücündedir. )

( Değişmezdir. İLE/VE/<>/> Belirsizdir. )

( Değiştiremeyiz fakat bilebiliriz. İLE/VE/<>/> Bilemeyiz fakat değiştirebiliriz. )

( Constant. vs./AND/<>/> Unknown/indefinite.
In memory. vs./AND/<>/> In imagination.
We cannot change but we can/should know. vs./AND/<>/> We cannot know but we can/might/should change. )

( "Şimdi"ye odaklanmış olan bir şey, benimledir. Çünkü ben, sonsuz şimdiyim, an içinde var olanım. Şimdi olan olaya verdiğim de kendi gerçekliğimdir. )

( A thing focussed in the now is with me, for I am ever present; it is my own reality that I impart to the present event. )

( Nesneler ve düşünceler, sürekli değişmektedir. Şu anda olanın gerçek olduğu deneyimi ise asla değişmez; düşlerde bile. )

( Things and thoughts have been changing all the time. But the feeling/experience that what is now is real has never changed, even in dream. )

( PAST vs./and/<>/> FUTURE )


- GEÇMİŞ ile/ve/değil/||/<> GELENEK


- GEÇMİŞ ile/ve/fakat/ne yazık ki SENDE/ONDA GEÇMEMİŞ


- GEÇMİŞE DÖNME İSTEĞİ ile/değil/yerine GEÇMİŞLE İLİŞKİ KURMAK


- GEÇMİŞE ODAKLILIK ile ÜST BİLİŞ

( PAST FOCUSED/RUMINATION va. METACOGNITION )


- GEÇMİŞE YÜRÜMEZLİK/TEK YÖNDE DEĞİŞİM ile/ve/=/||/<> TERSİNEMEZLİK


- GEÇMİŞİ:
AYDINLATMAK ile/ve/||/<>/> ANLAMAK

( Tarih uzmanlarınca. İLE/VE/||/<>/> Her bir kişi, düşünür ve felsefe uzmanlarınca. )


- GEÇMİŞİ "UNUTMAK" ile/ve/||/<> YARINI "ANIMSAMAK"


- GEÇMİŞİNİ ÖNEMSEMEMEK ile/ve/>/değil GEÇMİŞİNDEN GERİDE KALMAK


- GEÇMİŞTEKİ (BAZI DURUMLARI) UNUTMAMAK ile/ve/değil/fakat/||/<>/> SAPLANIP KALMAMAK


- GEÇMİŞTEN GELEN ile GEÇMİŞTEN KALAN


- GEDÂ[çoğ. GEDÂYÂN] -ile

( DİLENCİ, YOKSUL )


- GEDİZ ile/değil GÖRDES


- GEDO ZEN ile/değil/yerine/>< ZEN

( Sadece olağanüstü, doğaüstü güçler elde etmek için yapılan uygulamalar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< ... )


- GEEK ile/ve/||/<>/> NERD

( )


- GEĞİRMEK ile/ve OSURMAK

( Kültürlere göre ikisi de çok büyük ayıp/yanlış/hata olarak da, sıradan bir durum olarak da algılanabilmekte/değerlendirilebilmektedir. )

( Bazı kültürlerde, yemek sırasında yellenme bile sıradan bir durum olarak karşılanabilmektedir. )

( FLATUS VOCES )

( Üstten. İLE/VE Alltan. )

( Ağızdan. İLE/VE Anüsten. )

( TECEŞŞÜ', TEFTÎH[< FETH | çoğ. TEFTÎHÂT] ile/ve ZARTA )

( ÂRÛG, ÂCÜL ile/ve ... )

( TO BELCH, BURP, ERUCTATION vs./and TO FART )


- GEĞREK -ile

( Kaburga altındaki boşluk. )


- GEIST[Alm.] ile GEMÜT[Alm.] ile SEELE[Alm.]


- GEKO ile YAPRAK KUYRUKLU GEKO

( ... cum UROPLATUS PHANTASTICUS )


- GEL DENİLEN YERE GİTMEYE AR EYLEME; GELME DENİLEN YERE GİDİP YERİNİ DAR EYLEME ile MİSAFİR UMDUĞUNU DEĞİL, BULDUĞUNU YER


- GEL-GİT/MED-CEZİR ile BEŞ GÜNDE BİR OLAN GEL-GİT

( TIDE vs. NEAP TIDE )


- GEL-GİT ile/ve/||/<> GİT-GEL


- GELDİLER" ile DELİRMEK


- GELECEĞE (BİR/KAÇ) ÇOCUK BIRAKMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÇOCUK(LAR)A GELECEK BIRAKMAK


- GELECEĞİ MERAK ETME!(K) ile/değil/yerine GEÇECEK OLANI İYİ DÜŞÜN!(MEK)

( Nasıl olsa gelecek. İLE/DEĞİL/YERİNE Zihninden hiç silinmeyecek. )


- GELECEK "BİLİMİ" (ESKATOLOJİ) ile GELECEKÇİ(FUTURİST) AKIMLAR


- GELECEK ve MİMARÎ ile/ve/||/<> MİMARÎ ve GELECEK


- GELECEK ile FERDÂ[Fars.]

( ... İLE Yarın, yarınki, gün, günün ertesi, ertesi gün, öbür gün. | Âtî, gelecek zaman. | Âhiret, öbür dünya, kıyamet. )


- GELECEK ile/ve/<> UZAK GELECEK

( )


- GELECEK/TE:
BELİRSİZ/LİK ile/ve/||/<> BİLİNMEZ/LİK


- GELECEKTEN ÜMİDİ/Nİ KESMEK ile/ve/değil/<> YAPACAKLARINDAN VAZGEÇMEK


- GELEN ile/ve/||/<> GEÇEN


- GELEN ile/ve/=/||/<> GİDEN ile/ve/=/||/<> KALAN

( Üçü de "Bir"! [Fark yoktur, "aranmaz"/bulunmaz!] )

( ['e ...]
"Git" dememek. İLE/VE/=/||/<> "Kal" dememek. İLE/VE/=/||/<> ... )


- GELENEK ile/ve/değil/<> BELLEK

( Sürüyorsa/yaşanıyorsa. İLE/VE/DEĞİL/<> "Yaşatılmaya" çalışılıyorsa. )


- GELENEK ile/ve/değil/<> ÇOĞUNLUK


- GELENEK ile/ve DİZGE

( TRADITION vs./and SYSTEM )


- GELENEK ile/ve GELENEKÇİ GELENEK

( TRADITION vs./and TRADITIONAL TRADITION )


- GELENEK ile/ve/<> GENELLİK


- GELENEK ile/ve/<> GEREKLİLİK

( TRADITION vs./and/<> NECESSITY )


- GELENEK ile/ve/değil/<> GÖRENEK

( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Bir şeyi, eskiden beri görüldüğü gibi yapma alışkanlığı. )


- GELENEK ile/ve/<> MODERNİTE


- GELENEKÇİLİK ile/değil/yerine/>< GELENEK

( Yaşayanların, ölmüş durumudur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Ölmüşlerin, yaşayan durumudur. )


- GELENEKSEL ENTELEKTÜEL ile/ve/<> ORGANİK ENTELEKTÜEL

( Öğretmenler, yöneticiler vb. İLE/VE/<> Kurum, sınıf, küme vb. )


- [ne yazık ki]
GELENEKSEL KİŞİ ile MODERN KİŞİ

( Ebeveynlerine tapar. İLE Çocuklarına tapar. )


- GELENEKSEL MİTOLOJİ ile/ve DİNSEL MİTOLOJİ


- TARİH YAZIMI:
GELENEKSEL ile/ve/||/<>/> BÜTÜNSEL ile/ve/||/<>/> YENİ SİNEMA ile/ve/||/<>/> MİKRO


- GELENEKSEL ile/ve/değil/yerine/||/<> KAVRAMSAL


- GELENEKSELCİLER ile MODERNİSTLER

( Şimdisi olmayan bir geçmişi yaşayanlar. İLE Geçmişi olmayan bir şimdide yaşayanlar. )


- GELENEKSELLEŞME/GELENEKSELLİK ile/ve/||/<>/< KURUMSALLAŞMA/KURUMSALLIK


- GELENEKSELLİK ile/ve/||/<>/< KALICILIK


- GELENEKTE:
İNŞÂ ile/ve/ya da İMHÂ


- GELENEKTE:
SÜREKLİLİK ile/ve/||/<> ELEŞTİRELLİK


- GELENEKTE:
SÜREKLİLİK ile/ve/<> TUTARLILIK

( CONTINUITY vs./and/<> CONSISTENCE :IN TRADITION )


- GELENEKTE, TEVHİD:
AKIL ÜZERİNDEN ile/ve/> KALP VE DUYGU ÜZERİNDEN

( Tenzih ile. İLE/VE/> Teşbih üzerinden. )

( İkisinde de, sur üflenerek çağrılırdı. )


- GELENİN ile/ve/<> DÖNENİN

( Malı. İLE/VE/<> Canı. )


- GELİN ile EĞRETİ GELİN


- GELİN ile/değil KUMA


- GELİNCİK ile GELİNCİK ile GELİNCİK ile GELİNCİK

( Yazın kırlarda yetişen, kırmızı ve büyük çiçekli bitki. İLE Sansargillerden, ince uzun yapılı, sivri çeneli, küçük bir hayvan. İLE Mezgitgillerden, yılanbalığına benzer bir balık. İLE Yılancık, arpacık, çıban vb. verilen ad. )


- GELİNCİK ile GELİNCİKÇİÇEĞİ

( Yazın kırlarda yetişen, kırmızı ve büyük çiçekli bitki. İLE Zambakgillerden bir bitki. )

( PAPAVER RHOEAS cum FRITILLARIA IMPERIALIS )


- GELİNCİK ile/<> KAKIM/KAKUM/ERMİN/AS/AZ[dvlgtrk]

( ... İLE/<> Kutup gelinciği. Sansargillerden, yazın, esmer kırmızı, kışın beyaz renkli gelincik. )

( İLE/<> )

( WEASEL vs./<> ERMINE )

( MUSTELA NIVALIS cum/<> MUSTELA ERMINEA )


- GELİNCİK ile/||/<> KIRLANGIÇ OTU

( .. İLE/||/<> Gelincikgillerden, çiçekleri altın ve limon sarısı renginde olan, tanelerinden asitsiz bir yağ elde edilen çok yıllık ve otsu bir bitki. )


- GELİNCİK ile LOTA[Lat.]

( ... İLE Tatlı sularda yaşayan, bir tür gelincik balığı. )

( ... cum LOTA VULGARIS )


- GELİNCİK ile SANSAR

( WEASEL vs. MARTEN )

( BELETTE avec MARTRE )

( WIESEL mit MARDER )

( MUSTELA PUTORIUS FURO[: Misk otuyla beslenen kötü kokulu hırsız] cum MARTES )

( COMADREJA con MARTA )

( DONNOLA con MARTORA )


- GELİNCİK ile YABAN GELİNCİĞİ

( Evcilleştirilmiş Avrupa kokarcaları olarak da bilinirler. İLE ... )

( 18 saat boyunca uyurlar. İLE ... )

( İnsana özgü olarak bilinen bazı hastalıklara yakalanabilirler. [Pankreas ve lenf kanseri oldukça yaygındır.] İLE ... )

( ... ile Yaban Gelinciği )

( WEASEL vs. FERRET )


- GELİP GEÇEN ile/ve/değil/yerine SÜREKLİLİK


- [ne yazık ki]
GELİR ADÂLETSİZLİĞİ ile/ve/||/<>/> "SERVET" ADÂLETSİZLİĞİ


- GELİR GEÇER ile GENEL GEÇER


- GELİR VERGİSİ ile KURUMLAR VERGİSİ


- GELİR ile GİDER

( TEFÂVÜT-İ HASENE: Hicrî yıl ile mâlî yıl arasındaki 10 gün ve 21 saatlik farktan meydana gelen gelir[vâridât] farkı. )

( INCOME/REVENUE vs. EXPENSE/EXPENDITURE )


- GELİR ile/ve KAZANÇ

( İRAT ile/ve ... )

( INCOME/REVENUE vs./and EARNINGS/GAIN )


- GELİŞ ile/ve/||/<> DOĞUŞ


- GELİŞİGÜZEL "ÇOK ANLAMLILIK" ile/değil/yerine ÇOK ANLAMLILIK


- GELİŞİGÜZEL ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< KENDİNCE


- GELİŞİGÜZELLİK ile/ve KEYFÎLİK

( CASUAL vs./and ARBITRARINESS )


- GELİŞİM ODAKLI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GELİŞİME YÖNELİK