Bağlaçlı
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 46.491 başlık/FaRk ile birlikte,
46.491 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(51/187)
- DÜZENSİZLİK ile KEŞMEKEŞLİK
( LACK OF REGULARITY vs. DISORDER )
- DÜZENSİZLİK ile/ve/değil/||/<>/< ÖLÇÜLEMEZLİK/HESAPLANAMAZLIK
- DÜZEY ile DERECE
- DÜZEY ile MUTLAK
( LEVEL vs. ABSOLUTE )
- DÜZGÜN ÇİZGİSEL DEVİM ile/ve/||/<> DAİRESEL DEVİM
( Tanıtlı/sabit hızla düz bir çizgide devim. İLE/VE/||/<> Tanıtlı/sabit hızla bir çember üzerinde devim. )
- DÜZGÜN ÇOKGEN ile/||/<> YILDIZ ÇOKGEN
( Düzgün çokgen dışbükey tüm kenarlar eşit, yıldız çokgen içbükey yıldız şeklinde )
( Formül: İç açı = (n-2)180°/n (düzgün) İLE {n/k} notasyonu (yıldız) )
- DÜZGÜN DAİRESEL HAREKET ile DÜZGÜN DOĞRUSAL HAREKET
( Açısal hızın sabit kaldığı hareket. İLE Hız vektörünün yön ve büyüklüğünün doğru boyunca değişmediği [sabit kaldığı] hareket. )
( UNIFORM CIRCULAR MOTION vs. UNIFORM LINEAR MOTION )
( LE MOUVEMENT CIRCULAIRE UNIFORME avec LE MOUVEMENT lINÉAIRE UNIFORME )
( GLEICHFÖRMIGE KREISBEWEGUNG mit GLEICHFÖRMIGE LINEARBEWEGUNG )
- DÜZGÜN SÜREKLİLİK ile/||/<> NOKTASAL SÜREKLİLİK
( Düzgün süreklilik global İLE noktasal süreklilik yerel özellik )
( Formül: ∀ε>0 ∃δ>0 ∀x iley: |x-y|<δ ⇒ |f(x)-f(y)|<ε )
- DÜZGÜN ile/ve/değil/||/<>/< DÜZ
( Bilgiye uzanan yol, hiçbir zaman, düz ve düzgün olmamıştır. )
- DÜZGÜN ile/ve/||/<> DÜZENLİ
- DÜZGÜN ile YAMUK
- DÜZLEME/TESVİYE[Ar.]/AJÜSTAJ[Fr.] ile AJÜSTE[Fr.]
( Düzleme. İLE Pens ve büzgülerle gövdeye oturtulmuş giysi. )
- DALGALAR:
DÜZLEMSEL ile/ve/||/<> AKIŞKAN ile/ve/||/<> RAYLEIGH YÜZEY ile/ve/||/<> ENİNE
(
)
- DÜZLÜK ÜZERİNE YAPILAN RESİM ile KUBBE ÜZERİNE YAPILAN RESİM
- DÜZÜŞGEN" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SEVİŞKEN
- DÜZÜŞME ile/ve/=/<> (ENERJETİK) SPOR
- DÜZÜŞME ile GİDİP GELME
( SCREW vs. OSCILLATION )
- DÜZYAZI ile/ve ŞİİR/Şİ'R[Ar.]
( Anlatım. İLE/VE Yaratım. )
( Başka dile çevrilebilir. İLE Çevrilemezler ve/fakat yeniden/tekrar kurulabilir. )
( NESİR/MENSÛR ile/ve NAZIM/MANZUM )
( ... İLE/VE Zengin simgelerle, ritmli sözlerle, seslerin uyumlu kullanımıyla ortaya çıkan, hece ve durak bakımından denk ve kendi başına bir bütün olan edebî anlatım biçimi, manzume, nazım, koşuk. | Düş gücüne, hayale, imgeye, gönle seslenen, anı, duygu, coşku uyandıran, etkileyen şey. )
- DÜZYAZILARDA:
YALIN ile/ve SÜSLÜ ile/ve ORTA
- DÜZYAZININ GELİŞMESİ ile/ve/||/<> ARAÇLARIN, TEKNİKLEŞTİRİLMESİ
- DVESA -ile
( Tiksinti. )
- DWARF ile DWARFİSM / KRETEN/İZM
( Cüce. İLE Cücelik. )
- DYOGEN ile/ve KIBRIS'LI DYOGEN ile/ve ROMEN DYOGEN
( )
- DYSBİOSİS İLE EUBİOSİS İLE RESİLİENCE ile/||/<> MİKROBİYOM DENGESİ
( Mikrobiyal topluluk sağlığı. )
( Formül: Shannon çeşitlilik )
- E. COLİ NİSSLE 1917 ile/||/<> PATOJENİK E. COLİ
( E. coli Nissle 1917 probiyotik bir suş İLE patojenik E. coli hastalık yapıcıdır. Nissle 1917 bağırsak sağlığını korur İLE patojenik suşlar enfeksiyona neden olur. )
( Alfred Nissle tarafından 1917 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1874-1965) (Ülke: Almanya) (Alan: Mikrobiyoloji) (Önemli katkıları: Escherichia coli Nissle 1917 suşunu keşfetti, probiyotik tedavi) )
- E[Ar.] ile -E[Ar.]
( Elif harfinin üstün ve ince okunan biçimi. İLE Arapça sözcükleri dişil/müennes yapmaya yarar. )
- E ile KUMAŞ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Turuncu renkte, süslü bir kumaş. İLE ... )
- E1 ELİMİNASYON ile/||/<> E2 ELİMİNASYON
( E1 karbokasyon ara ürünlü, E2 eşzamanlı anti-periplanar )
( Formül: E1: v = k[RX] İLE E2: v = k[RX][B⁻] )
- E1 ile/||/<> E2
( E1 iki basamaklı İLE E2 tek basamaklı eliminasyondur )
( Formül: Karbkatyon İLE uyumlu )
- E5 ile/ve TEM
( E5 otoyolu. İLE/VE Avrupa otoyolu. [Transportation European Motorway] )
- EB ile/||/<> EBEVEYN ile/||/<> EBEN AN CEDD ile/||/<> RABBE ile/||/<> ASABE-İ NESEBİYE/NESEBİYYE ile/||/<> MÜLTEKÂ-YI NESÂB ile/||/<> NESLEN BADE NESLİN ile/||/<> İRS
( Baba, ata. İLE/||/<> Ana, baba. İLE/||/<> Babadan oğula.[ebâ an cedd] İLE/||/<> Üvey ana. İLE/||/<> Kan ve soy yoluyla yakın/akraba. İLE/||/<> İki ya da daha çok kişinin kuşaklarının birleştiği kişi. İLE/||/<> Kuşaktan kuşağa. İLE/||/<> Soya çekim, verâset. )
- EBAD ile/ve/<> CİSİM
- EB'AD[Ar. < BA'D] ile EB'ÂD[Ar. < BU'D]
( Daha uzak. İLE Uzaklıklar, uzunluklar. )
- EBÂET[Ar. çoğ. ÂBÂ] ile EBÂİD[Ar. < EB'AD]
( Kamışlık.[yer] | Kamış. İLE En uzak.[yerler] | Yakın olmayan.[akraba] )
- EBÂRİK[Ar.] ile EBÂRÎK[Ar. < İBRİK]
( Kumlu, balçıklı.[yer] | Alaca atlar. İLE İbrikler, su kapları. )
- EBCED -ile
( ESKİ SÂMİ ABECE SIRASINA GÖRE DÜZENLENMİŞ, ARAPÇA'YA AİT SESLERİ GÖSTEREN İMLEÇ(HARF)LER EKLENMİŞ VE BU SIRAYA GÖRE İMLEÇLERE, BİRDEN ONA SIRA İLE, ONDAN YÜZE ONAR ONAR, YÜZDEN BİNE YÜZER YÜZER OLMAK ÜZERE BİRER SAYI DEĞERİ VERİLMİŞ OLAN ARAP İMLEÇLERİNİN DİZİLİŞ SIRASI VE BÜTÜNÜ. BU HARFLER SEKİZ GRUBA AYRILDIKTAN SONRA, ARALARINA SESLER KONULARAK ANLAMI OLMAYAN, FAKAT ARAP İMLEÇLERİNE KONU OLAN ŞU SEKİZ SÖZCÜK MEYDANA GETİRİLMİŞTİR. EBCED, HEVVEZ, HUTTÎ, KELEMEN, SA'FES, KARAŞET, SEHHAZ, DAZIG+LEN. )
- EBCED HESÂBI ile/değil EBCED
- EBCED'İN ANLAMLARI:
DÖRT ESAS ile DÖRT YAN
( Dört ana esas noktada:
1. Ebced(Elif, Ba, Cim)(Doğuda)(Allah, el-Bari, el-Celil, ed-Daim): Ey tâlib sen başla.
2. Hevvez(He, Vav, Za)(Batıda)(el-Hadi, el-Vehhab, el-Vedud): İşit.
3. Huttî(Ha, Tı, Ya)(Kuzeyde)(el-Hakim, el-Batın): Haberdâr ol.
4. Kelemen(Kâf, Lâm, Mim, Nun)(Güneyde)(el-Kerim, el-Latif, el-Melik, en-Nur: Söz öğren.
Dört yan noktada:
Sâ'fas(Sin, Ayn, Fa, Sad)(Kuzeydoğuda)(es-Selâm, el-Alim, el-Ferd, er-Rauf, es-Sabur): Çabuk öğren.
Karaşet(Kaf, Ra, Şın, Te)(Kuzeybatıda)(el-Kadir, er-Rahman, eş-Şehid, et-Tevvab): Tertiple oku.
Dahaz(Peltek Se, Hı, Zâl)(Güneydoğuda)(el-Varis, el-Habir, el-Müzill): Hakk'la tut.
Dâzığ(lan)(Dad, Zı, Gayn)(Güneybatıda)(ez-Zahir, el-Gafur): Tamâm eyle. )
- EBCED'İN ÇEŞİTLERİ:
KÜÇÜK EBCED HESABI(CÜMEL-İ SAĞİR) ile EN KÜÇÜK EBCED HESABI(CÜMEL-İ ASGAR) ile BÜYÜK EBCED HESABI(CÜMEL-İ KEBİR) ile EN BÜYÜK EBCED HESABI(CÜMEL-İ EKBER)
- EBCEL[Ar.] ile EBCER[Ar.]
( İri yapılı adam. İLE Büyük ve çıkık karınlı adam. )
- EBDÂN[Ar. < BEDEN] ile EBDÂN[Fars.]
( Gövdeler, tenler, nesneler. İLE Kavim, kabile. | Lâyık. )
- EBE ile/ve/||/<> DOULA
- EBE[Oğuz] ile/= EPE[QARLUK]
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Ana. )
- EBED ile/değil SONRA
- [Ar.] EBED/Î, BENGİ ile/ve EZEL/Î[çoğ. AZAL]
( Sonu olmayan gelecek zaman. İLE/VE Öncesi olmayan geçmiş zaman. )
( Ezel ve ebed nedir? ŞİMDİ'dir! )
( Varlık'ın gelecekte takdir edilen zaman içerisindeki sınırsızca sürekliliği. İLE/VE Varlık'ın geçmişte takdir edilen zaman içerisindeki sınırsızca sürekliliği. )
( Ezel ve ebed, ikisi birden önsüzlüğü ve sonsuzluğu bildirir. )
( CÂVİDÂN ile/ve ... )
- EBEGÜMECİ/PİNPİRİK ile AĞAÇ EBEGÜMECİ
( Çiçekleri ilâç, yaprakları sebze olarak kullanılan, kendiliğinden yetişen bir ot. İLE Ebegümecigillerden, boyu yüksek bir ot. )
( MALVA SILVESTRIS cum LAVATERE )
- EBEGÜMECİ ile MÜLÛHYÂ
( Çiçekleri ilâç, yaprakları, sebze olarak kullanılan, kendiliğinden yetişen bir ot. İLE Mülhiye, ebegümecine benzeyen bir sebze. )
( MALVA SILVESTRIS cum ... )
- EBEKİ ile/ve/||/<> EBEKİ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Küçümsemek. İLE/VE/||/<> Azımsamak. )
- EBEVEYN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAKIM VEREN
- EBEVEYN["EBEBEYN/EVEBEYN" değil!] ile VELİ
- EBHAL[Ar. < BUHL] ile EBHÂR[Ar. < BAHR] ile EBHAR[Ar.]
( Daha/en/pek cimri/pinti/hasîs. İLE Denizler. İLE Ağzı/soluğu kötü kokan. )
- EBÎ[Ar.] ile EBİR/EBR[Ar.]
( Baba. İLE Bulut. )
- EBKÂR[Ar. < BİKR] -ile
( Bakire kızlar. )
- EBLAG[Ar. < BELİĞ] ile EBLAK[Ar. < BALIK]
( Olgunluk derecesine çok yakın olan, dah beliğ, en fasîh. İLE Alaca, bulaca. | Rengârenk. | Alabacak at. )
- EBLEC[Ar.] ile EBREC[Ar.]
( Açık kaşlı. | Nurlu, parlak, vuzuhlu. İLE Gözünün akı çok fakat güzel gözlü kişi. )
- EBLEH[Ar. < BELÂHET] ile EBLEK[Fars.]
( Pek akılsız, ahmak, bön, alık. İLE Alacalı. )
- EBNÂ ile/||/<> EBNÂ-YI EBNÂ ile/||/<> HAFÎD ile/||/<> MAHDÛM ile/||/<> ZÂDE ile/||/<> BENÛN ile/||/<> BİN ile/||/<> BİNT ile/||/<> ASLAH/ESLAH ile/||/<> EKBER ile/||/<> KEBÎR ile/||/<> KEBÎRE
( Oğullar. İLE/||/<> Kız ve erkek çocukları/torunları tanımlar. İLE/||/<> Torun. İLE/||/<> Oğul, çocuk. İLE/||/<> Oğul, çocuk. İLE/||/<> Üç ya da daha çok çocuk. İLE/||/<> Oğul. İLE/||/<> Kız. İLE/||/<> En uygun [vakfiyelerde en uygun oğul]. İLE/||/<> Daha/en/pek büyük. [vakfiyelerde geçer]. İLE/||/<> Yaşça büyük. İLE/||/<> Büyük kız çocuk [vakfiyelerde geçer]. )
- EBNÂ[Ar.] ile ZÜRRİYET[Ar.]
- EBOB İLE EKOK ile/||/<> ORTAK BÖLEN VE KAT
( En büyük ortak bölen ve en küçük ortak kat. )
( Formül: gcd(a ileb) × lcm(a ileb) = ab )
- EBOB ile/||/<> EKOK
( EBOB en büyük ortak bölen İLE EKOK en küçük ortak kattır )
( Formül: GCD İLE LCM )
- EBRÂR[< BERR] -ile
( HAYIR SÂHİPLERİ, İYİLER | DİNDARLAR, ÖZÜ SÖZÜ DOĞRU OLANLAR )
- EBREŞ[ABRÂŞ ya da EBRAS değil!]/BARAS/BERAS[Ar.] ile/ya da ŞELEL
( Gövdedeki beyaz lekeler, sam lekeleri. İLE Gövdedeki renkli lekeler. | İskorbüt.[< Fr. < Lat. < Rus. C vitamini eksikliği nedeniyle dermansızlık, zayıflık ve dişetlerinin yangısı gibi belirtilerle kendini gösteren hastalık.] )
- EBSÂR[< BASAR] -ile
( GÖZLER, GÖRME HASSALARI )
- EBTAL[Ar. çoğ. EBÂTIL] ile EBTÂL[Ar. < BATTÂL]
( En boş, beyhûde. İLE Yiğitler, dövüşken erler. )
- EBTALE[Ar.] ile EDHAZA[Ar.]
- EBU'L BEŞER ile/değil/yerine EBU'L ERVÂH
- EBUL FET CAMİİ -ile
( Yedikule surlarının olduğu yerdeki yıkılmış camii. [İstanbul'un ilk camii] )
- EBÜ'L VAKT ile İBN-İ VAKT
- EB-ÜL-BEŞER -ile
( HZ. ÂDEM )
- EBÜLYOSKOP[Yun. EBULLIRE -ile
( Kaynamak. | SKOPEIN ile ABCDEF ( Gözetlemek.] ile ABCDEF ( Nesnelerin kaynama sıcaklığını saptamaya yarayan aygıt. )
- EBYAZ ile BEYAZ
( Cüz. İLE Küll. )
- ECDYSOZOA ile/||/<> LOPHOTROCHOZOA
( Ecdysozoa kabuk değiştirme İLE lophotrochozoa trokofon larva. )
( Formül: Molting İLE trochophore )
- ECE -ile
( Kraliçe, melike. | Güzel kadın. )
- EÇE/EKE/EZE ile EÇİ ile EKEÇ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Yaşça büyük kız kardeş. İLE Yaşça büyük olan erkek kardeş. İLE Halkın kız kardeşi(uht-ul-kavm).[Bilgece davranan küçük kız çocuğu.] )
- ECEL[Ar. çoğ. ÂCÂL] ile ECELL[Ar. < CELÎL]
( Belirli olan süre/vâde. Ömrün sonu, hayatın son anı. İLE Çok büyük, en ulu. )
- ECEL ile/ve/||/<>/> AMEL ile/ve/||/<>/> EMEL
- ECEL[Ar.] ile MÜDDET[Ar.]
- ECHEL[Ar. < CÂHİL] ile ECHER[Ar.]
( Çok cahil. | Nâdân, aksi kişi. İLE Son derece güzel hanım. | Gündüz iyi görmeyen, kamaşık gözlü adam. )
- ECİR/ECR[Ar. < UCÛR] ile ECÎR[Ar. < ECR]
( Bir iş/hizmet karşılığında verilen şey. | Âhirete ait ödül/mükâfat, sevap. | Ücret. İLE Ücretle çalışan, gündelikçi. )
- ECİRGAT ile AMELE
- ECLA'[Ar.] ile ECLÂ[Ar. < CELÎ]
( Kısa dudaklı ve miskin adam. İLE Pek belirli, çok âşikâr. )
- ECMA'U[Ar.] ile CEM'[Ar.]
- ECONOMETRİCS ile/||/<> PURE ECONOMİCS
( Econometrics istatistiksel yöntemlerle ekonomik verileri analiz ederken İLE pure economics kuramk ekonomik modeller geliştirir )
( Formül: Regression analysis )
- ECR-İ AZÎM ile/ve ECR-İ KERÎM
( Düşünebileceğinin ötesinde verilen. İLE/VE Hiç düşün(e)mediğinin verilmesi. )
- ECR-İ HASS ile/ve/<> ECR-İ MÜŞTEREK
- ECT-/ECTO- ile/||/<> -ECTASİA/-ECTASİS ile/||/<> -ECTOMİZE ile/||/<> -ECTOMY ile/||/<> -CENOSİS ile/||/<> -STEREİSİS ile/||/<> ECTRO-
( Dış, dışta, olmaksızın. İLE/||/<> Dilatasyon, genişleme. İLE/||/<> Eksizyondan uğrama. İLE/||/<> Cerrahi olarak çıkarma. İLE/||/<> Akıntı, cerrahi olarak çıkarma. İLE/||/<> Bir bölümün cerrahi olarak çıkarılması, eksiklik. İLE/||/<> Doğuştan, konjenital olarak eksik. )
- ECZANE ile/değil APOTHEKE[Yun.]
( ... İLE/DEĞİL Eski Yunan ve Roma evlerinde, yiyecek ambarı ve özellikle şarap mahzeni. )
- ECZEM[Ar. < CÜZÂM] ile ECZEM[Ar.]
( Cüzâmlı, miskinlik illetine uğramış olan. | Parmakları ya da eli kesik kişi. İLE Burnu kesilmiş. )
- ED ile ED
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( İşlenmiş, üretilmiş herhangi bir şey. [Süslü bir kumaş ya da benzerleri.] İLE İyiye işaret olan herhangi bir şey. )
- EDÂ ile EDÂ
( Davranış, tavır. | Naz, işve. | Anlatış yolu. İLE Verme, ödeme. | Namazı kılma, yerine getirme. )
- EDÂ[Ar.] ile İBLÂĞ[Ar.]
- EDÂ ile/ve/<>/değil KAZÂ
( Namazın, vaktinde kılınması. İLE/VE/<>/DEĞİL Vaktinde edâ edilemeyen namazın, başka bir vakitte farzının kılınması. )
- EDEB[çoğ. ÂDÂB] -ile
( İYİ TERBİYE, NEZÂKET, ZARÂFET | ELİNE, DİLİNE, BELİNE SAHİP OLMAK [ELİF, DAL, BE] | DAVET, ÇAĞRI | ÜST SEVİYE AHLÂKI | ALLAH'A YAKLAŞMANIN ÖLÇÜSÜ )
- EDEB ile/ve ÂDÂB
( Elif, Dal, Be. Edebli olmak, eline, diline, beline sahip olmak anlamını taşır. İLE/VE Edeb'in çoğulu. )
( Âdap eksikliği, öze dair bilginin eksikliğindendir. )
( EDEB YÂ HÛ )
- EDEB ile/ve/||/<> AHLÂK ile/ve/||/<> MATEMATİK
( İnsanlığın gelişimindeki/tarihindeki üç önemli eşik. )
- EDEB ile/ve EMNİYET
- EDEB ile/ve ERKÂN
( Muktezâ-yı hal üzere söylemek ve eylemek. İLE/VE ... )
- EDEB ile/ve/<> HAYÂ
( : ZİNNÛREYN )
- EDEB ile/ve KORKU
- EDEB ile/ve/<> SAMİMİYET
( Ne kadar samimi olunsa da edebten uzaklaşmamak gerekir! )
- EDEB ile/ve USÛL
- EDEB ile/ve/<> ZARÂFET
- EDEB-İ HAKİKAT ile/ve/||/<>/> EDEB-İ CEMÂL
- EDEBÎ (OLAN) ile/ve/||/<>/>/< EBEDÎ (OLAN)
- EDEBÎ (OLAN/LAR, ALAN/LAR, KONU/LAR) ile/ve/<> MANEVÎ (OLAN/LAR, ALAN/LAR, KONU/LAR)
- EDEBÎ TANIM/YAKLAŞIM ile FELSEFÎ TANIM/YAKLAŞIM
- EDEBÎ ZENGİNLİK ile/ve FELSEFÎ FAKİRLİK
- EDEBİ ile EBEDİ
- EDEBİYAT ile/ve EDEBÎYAT
( Dili, dildeki göstergeleri, dil üzerinden ve dil aracılığıyla dile getirmenin dili. İLE/VE Tasavvufun dile getirilişi. )
- EDEBİYAT ile/ve TARİH
( Bilim olarak görülmese de her âlimin bilmesi gerekir. )
- EDEBİYAT[Ar.] ile/=/||/<> YAZIN
( "EDEB" sözcüğünün uzatmalı -Î eki ile "Edeb'e ait olan", "Edeb alanında bulunan" anlamının, -YÂT eki [Türkçe'deki -SEL eki] ile çoğulu olarak kullanımıdır.
Bir şeyi düşünür, dile getirir ve yazarken, paylaşıma, aktarıma sokarken sahip olunması gereken dikkat, incelik(rikkat), titizliklerin önemini eserde yansıtmak üzere vurgu olarak ve -çoğul olarak ifade edilişiyle- önemini işaret etmek üzere bu adı almıştır.
[ Bugünkü Türkçe kullanımıyla "YAZIN" olarak, niteliksel özelliğinden çok
nesnesinin üzerinden tanımlanmaktadır. ] )
- EDEBİYATTA/ŞİİRDE:
ÇİFT DİLLİLİK ile ÇİFT DİLLİLİK ile ÇİFT DİLLİLİK
( Sanatın kendi özgür yapısında. İLE Siyasi baskı altında. İLE Bilinçdışında. )
( Sanatın kendi olanakları açısından. İLE Siyasi baskılar altında oluşmuş, bilinçli anlamda kurulmuş olan. İLE Bilinçdışına atılmış simgelerin etkileşimli ve travmatik dışavurumları ile. )
- EDEB(SİZ/LİK) ile/ve AHLÂK(SIZ/LIK)
( İçte. İLE/VE Dışta. )
( [olmaması] Ayıptır. İLE/VE Suçtur. )
( [olmaması] Açıkça yapılır. İLE/VE Gizlice yapılır. )
( [olmamasında] Utanmaz. İLE/VE Utanır. )
( [olmamasında] İğrenilir. İLE/VE Kızılır. )
( Kavramsal/kurumsal/meslekî. İLE/VE Kişisel. )
( Çoğul. İLE/VE Tekil. )
- EDEN BULUR (KADER[Ar. < KADAR]/KARMA[Hintçe]) ile/ve/||/<>/> NE EKERSEN, ONU BİÇERSİN
- EDEN / KILICI -ile
( AGENT )
- EDENLİ EDİLGEN ile EDENSİZ EDİLGEN
( PERSONAL PASSIVE vs. IMPERSONAL PASSIVE )
- [ne yazık ki]
EDEPSİZ ile/değil/yerine/>< EDEPLİ
( Bildiği sözcükler kadar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Bilmediği sözcükler kadar. )
- EDEPSİZ/LİK ile/ve/||/<> AHLÂKSIZ/LIK
- EDEPSİZLİK" ile/değil/yerine COŞKU
- EDEPSİZ/LİK ile/ve/değil/||/<> MÜSTEHCEN/LİK
- EDEYÂN[Fars.] -ile
( Çok koşan hayvan. )
- EDGE ile/ve/||/<> FRINGE
( Eşik. İLE/VE/||/<> [Kuantum] Işık/parçacık yansımalarının arasındaki [0 | arasındaki] eşik. )
- EDİB ile MUHARRİR
- EDİLGEN ALICI ile/ve/değil/yerine/<>/< ETKİN KURUCU
- EDİLGEN ile/ve/değil/||/<>/< ETKİN OL(A)MAYAN
- EDİLGEN ile ETTİRGEN
( PASSIVE vs. CAUSATIVE )
- EDİLGEN ile GAİB
- EDİLGEN/LİK(PASİF/LİK) ile/ve/değil TAM YERİNDE OLMAK
- EDİM ile/ve EYLEM
( ACT vs./and ACTION )
- EDİM ile/ve İŞLEV
( ACT vs./and FUNCTION )
- EDİN(İL)ME ile/ve/<> ERİŞ(İL)ME
- EDİNİM ile ÇIKARIM
( TO OBTAIN vs. INFERENCE )
- ED'İYE[< DUÂ] ile/ve/<>/> HEDİYE
( Yalvarmalar, yakarmalar. İLE/VE/<>/> Armağan. )
- EDİZ ile EDİZ TAG ile EDİZ YER ile EDİZLİK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Herhangi bir şeyin yükselmiş durumu. İLE Aşılamayan dağ. İLE Yüksek yer. [Yüksek başka bir şey için de kullanılabilir.] İLE Yükselti, yükseklik. )
- EDMUND HALLEY ile/ve/||/<> ROBERT HOOKE ile/ve/||/<> CRISTOPHER WREN
- EDRA'[Ar.] -ile
( Başı kara, gövdesi beyaz hayvan. )
- EF'AL:
SIHHAT ile/ve/||/<> İNİKAT ile/ve/||/<> NİFAZ ile/ve/||/<> LÜZÛM
( LEGALITE avec/et/||/<> CONCLUSION avec/et/||/<> VALIDITE avec/et/||/<> NECESSITE D'EXECUTION )
- EF'AL ile/ve AMEL
- EF'AL ile AMEL
- EFDAL[Ar. < FÂDIL/FÂZIL] ile EFDÂL[Ar. < FAZL]
( Daha erdemli/fazîletli. | En üstün/âlâ. İLE Fazlalar/ziyâdeler. | İyilikler, ihsanlar, meziyetler, lütûflar. )
- EFDAL ile/ve EKMEL
- EFDAL ile HAYIR/LI
( ... İLE Bu varken buna bakılmaz anlamında kullanılır. )
- EFEKT ile EFEKTİF ile EF(F)EKTÖR
( Etki. İLE Etkin, etkili. İLE Etkileyen. )
- EFEMİNE ile METROSEKSÜEL
- EFFAK[Ar.] ile EFFÂK[Ar. < İFK]
( Ticaret için tüm dünyayı gezen. İLE Fazla iftirâ eden. )
- EF(F)ERENT ile EF(F)ÜZYON
( Götüren. İLE Sıvı [birikimi]. )
- EFFICACY ile EFLÜKS/EFFLUX
( Etkinlik. İLE Dış atım. )
- EFGÂN -ile
( Bağırıp çağırma, feryâd. )
- EFHÂM[Ar. < FEHM] ile EFHAM[Ar. < FEHÎM]
( Zihinler, anlamalar, idrâkler. İLE En ulu, çok şeref sahibi, daha fehâmetli. )
- EFHÂS[Ar. < FAHS] ile EFHÂZ[Ar. < FAHZ]
( Herşeyin içi/boşlukları. İLE Yakın akrabalar. )
- EFHÂS[Ar.] ile EFHÂZ[Ar. < FİKR]
( Daha fakir ve muhtaç. İLE Düşünceler. )
- EF'Î-İ MÜCELCEL ile EF'Î-İ MÜNAKKAŞ
( Çıngıraklı yılan. İLE Alaca derili engerek yılanı. )
- EFLÂK -ile
( ROMANYA )
- EFLÂK[Ar. < FELEK] ile EFLÂK[Ar. < FİKR]
( Gökler, semâlar, felekler, küreler, zamanlar. | Bahtlar, tâlihler, kaderler. İLE Osmanlı döneminde, merkezi Bükreş olan, iki memleketten bir kısım. )
- EFRA'[Ar.] ile EFRÂH[Ar. < FERH] ile EFRÂH[Ar. < FERAH]
( Vesveseli, kuruntulu. | İşi gücü olmayan. İLE Piliçler. | Piçler. İLE İç açıklıkları, sevinmeler. )
- EFRÂD-I ZİHNİYE ile EFRÂD-I HARİCİYE
- EFRÂS[Ar. < FERES] ile -EFRÂZ/FİRÂZ[Fars.]
( Atlar, beygirler, kısraklar. İLE Kaldıran, yükselten. )
- EFRÛZ[Fars.] ile -EFRÛZ[Fars.]
( Parıltı, şûle. İLE Aydınlatan, parlatan. | Tutuşturan, yakan. )
- EFSANE ile/ve/||/<> ECZANE
- EFSÂNE CÛ/Y[Fars.] ile EFSÂNE GÛ/Y[Fars.]
( Efsâne arayan/arayıcı. Boş vakit geçirmek isteyen. İLE Masal söyleyen, saçmasapan söyleyen. )
- EFSÂNE ile/||/<> ESÂTİR ile/||/<> KISSA ile/||/<> HİKÂYE ile/||/<> HABER ile/||/<> MASAL
( Güzelliğin ileri derece etkileyici niteliği. İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... )
( ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> Kendi deneyimini anlatmak. İLE/||/<> İkinci elden aktarmak/anlatmak. İLE/||/<> Olmuşu aktarmak/anlatmak. İLE/||/<> ... )
- EFSANE ile MASAL
( Türkiye/Türkçe Masal Haritası'nı görmek için burayı tıklayınız... )
- EFSÂNEVÎ ile/ve/||/<> ÂBİDEVÎ
- EFSÛN[Fars.] ile EFZÛN[Fars.]
( Gözbağcılık, "büyü", "sihir", arpağ. İLE Fazla, çok, yukarı, aşkın. )
- EFŞÜRDE[Fars.] ile EFŞÜRE[Fars.]
( Sıkılmış, posası çıkarılmış şey. İLE Öz, uşâre. )
- EFZÂ'[Ar. < FEZÂ] ile -EFZÂ/-FEZÂ[Fars.] ile EFZAH/EFDAH[Ar. < FAZÎH] ile EFZÂR[Fars.]
( Korku ile bağırmalar. İLE Artıran, çoğaltan. İLE Daha/pek rezil. İLE Ayakkabı, kundura. | Gemi yelkeni. | Sanatçıların kullandıkları aletler. | Yemeğe konulan baharat. )
- EGALE[Fr. < ÉGALE | İng. < EQUAL] ile ANGAJE/ENGAJE[Fr./İng. < ENGAGÉ]
( Her ne kadar "yinelemek/tekrar" olarak bilinse ve kullanılsa da "eşitlemek/eşit değer" köküyle düşünmek ve anlamak gerekir. İLE Bağlamak, bağlanmak, ilişkilenmek, yer tutmak, işe almak/girmek. )
- EĞE -ile
( Göğüs kafesini oluşturan kemiklerden her biri. )
- EĞE KEMİĞİ[AZM-İ DIL'Î] -ile
( (HZ. ADEM'İN) SOL KABURGA(SI) )
- EĞE ile EĞE
( Göğüs kafesini oluşturan, arkadan omurgaya, önden de göğüs kemiğine eklenen, uzun, yassı ve eğri kemiklerden her biri, kaburga. İLE Madenleri, tahtayı vb. yontmak, düzeltmek, perdahlamak için kullanılan, sert, ensiz, çelik araç. )
- EGEME ile/<> LAVTA
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bir lavta çeşidi. İLE ... )
- EGEMEN GÜÇ ile/değil "HÜKÜMET"
- EGEMEN ile/değil/yerine YAYGIN
- EGEMENLİK ile/ve/||/<> BAĞIMSIZLIK
- EGEMENLİK ile/ve/değil/yerine ÇEKİM/CAZİBE/CEZBE
- EGEMENLİK ile/ve ERK
( SOVEREIGNTY vs./and POWER )
- EGEMENLİK ile İLÂHLAŞMA
- EGEMENLİK ile/ve ÖZGÜRLÜK
( SOVEREIGNTY vs./and FREEDOM )
( ZHU QUAN ile/ve ... )
- EGET -ile
( Gerdek gecesi gelin ile gönderilen hizmetçi. )
- EGET ile GELİN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Gerdek gecesi geline hizmet için yollanan genç kız. İLE ... )
- EĞİÇ -ile
( Yemiş koparırken, dalları çekmeye yarayan araç. )
- EĞİK DURUM -ile
( OBLIQUE CASE )
- EĞİLİM ile/ve/<> ÇEKİLEN
- EĞİLİM ile/ve/<> EĞİTİM
( TENDENCY vs./and/<> EDUCATION )
- EĞİLİM ile/ve/||/<>/> EYLEM
- EĞİLİM ile/ve/<> İLGİ
( Tanım: Nedenleri zihinsel/duygusal olarak belirli ya da belirsiz etkilenim süreci. İLE/VE/<> Zihinde ya da duygularda bir karşılık/anlam oluşması ve içsel geribildirimi. Sözlükte: Benimseme, benimseyiş, eğinim, heves, ilgi, ilgilenme, istidat, merak, meyil, meyletme, önemseme, temayül, yetenek, yönelim, yöneliş, yönelme, yönseme )
( TENDENCY vs./and/<> INTEREST )
( PROPENSI cum/et/<> ... )
- EĞİLİM ile/ve/<> İSTEK
( TENDENCY vs./and/<> REQUEST )
- EĞİLİM ile/ve/<> İSTENÇ(İRÂDE)
( TENDENCY vs./and/<> WILL )
- EĞİLİM ile/ve/<> YÖNELİM
( SAMSKARA )
- EĞİLİMLİ ile/değil EĞİMLİ
- EĞİLME:
BARDAK ile/ve/değil/||/<>/>/< SÜRAHİ
( Çırak. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Usta. )
( Derin olan, dolu olan, usta olan, boyun büker/bükmelidir! Çırak değil! )
- EĞİLMEDE:
"ÇIKAR" / "ÜSTÜNLÜK" ile/değil/yerine SAYGI
( Nokta kadar "çıkar/ın" için, virgül kadar eğilme! / Kimse, kimseden "üstün" ya da yukarıda değildir/olamaz. İLE/DEĞİL/YERİNE Bir kişinin, hizmetine, emeğine, çabasına saygı duyuyorsak... )
- EĞİLMEK ile/ve/değil/yerine ÇÖMELMEK
( Yerden bir şeyi alacağamız zaman belden eğilerek değil dizleri kırıp çömelerek yükü dizlere vermek gerekir! )
- EĞİLMEK ile/değil DİZLERİ KIRARAK YERE YAKLAŞMAK
( Belden eğilmek çok dikkat edilmesi gereken bir eylemdir. Olabildiğince dikkat ederek belden eğilmemek gerekir. Yerden bir şey alınacağı, özellikle kaldırılacağı zaman mutlaka dizleri kırarak yere yaklaşıp, bacak kuvvetiyle doğrulmaktır doğru olan. )
- EĞİLMEK ile DOMALMAK
- EĞİLMEK["EYİLMEK" değil!] ile "EĞİLMEK"
( Fiziksel. İLE Yönelmek. )
- EĞİLMEK ile YÖNELMEK
- EĞİM ile/ve/||/<> ALAN
( SLOPE/INCLINATION vs./and/||/<> AREA )
- EĞİM ile EĞİN
( Eğilmiş olma durumu. | Bir yüzeyin, yatay düzleme doğru eğilmesi, eğiklik. İLE Arka, sırt. | Gövde. | Boy bos, endam. )
- EĞİM ile UC
- EĞİM ile YATIM
( ... İLE Gemi direklerinin, başa ya da kıça doğru olan eğimi. )
- EĞİM ile/ve/değil YÜKSEKLİK
- EĞİM ile YÜKSEKLİK/RAKIM
- EGİN ile EGİN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Omuz. İLE Eni bir buçuk karış, uzunluğu dört arşın gelen bir bez. )
- EGİŞ ile PİSLİK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Arıtmak için eritilen herhangi bir maden filizinden geriye kalan pislik. İLE ... )
- EĞİTİLMEK ile/ve/yerine EĞİTİMİ, KENDİ EĞİMLİLİĞİNDE TUTMAK
- EĞİTİLMİŞ/LİK ile/ve/||/<>/< ADANMIŞ/LIK
- EĞİTİM:
"BOŞ KABI DOLDURMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KIVILCIMLA ATEŞ YAKMAK
- EĞİTİM:
SÜS ile/ve/||/<> SIĞINAK
( İyi/bahtiyâr zamanlarda/koşullarda. İLE/VE/||/<> Kötü/bedbaht zamanlarda/koşullarda. )
- EĞİTİM ile/ve/||/<>/> DENETİM
- EĞİTİM ile/||/<> DENETİM
- EĞİTİM ile/ve/<> DONANIM
( EDUCATION vs./and/<> RIGGING )
- EĞİTİM ile/ve/> DUYARLILIK
( EDUCATION vs./and/> SENSITIVENESS )
- EĞİTİM ile/ve/||/<> EDİNİM
- EĞİTİM ile/ve/||/<> GÖRGÜ
- EĞİTİM ile/ve/<> KÜLTÜR
( EDUCATION withand/<> CULTURE )
- EĞİTİM ile/ve ÖĞRETİM
( Zaman gerektirir. İLE/VE İlgi gerektirir. )
( EDUCATION vs./and INSTRUCTION
Needs time. WITH/AND Needs interest. )
- EĞİTİM ile/ve/= VAROLUŞTA SÜREKLİLİĞİ SAĞLAMAK
- EĞİTİM ile/ve/<> YÖNLENDİRME
- EĞİTİM:
GERÇEKLERİN ÖĞRETİLMESİ ile/ve/değil/||/<>/< DÜŞÜNMEK İÇİN AKLIN EĞİTİLMESİ
- EĞİTİMİN:
KÖKLERİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> MEYVESİ
( Acı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Tatlı. )
- ERDEM:
EĞİTİMLE ile/ve/||/<>/< ALIŞKANLIKLARLA ile/ve/||/<>/< DOĞAL
- EĞİTİM/LER ile/ve/||/<>/> AKLA EĞİTİM/KATILIM
- EĞİTİM/ÖĞRETİM:
KAZANIM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< PAYLAŞIM/AKTARIM
- EĞLENCE ile/||/<> ÇIRAĞAN
( ... İLE/||/<> Işıklı gece eğlencelerine verilen ad. )
- EĞLENCE ile/ve/değil/yerine EYLEMCE
- EĞLENCE ile/ve/<> HEYECAN
- EĞLENCE ile TOY
( ... İLE Yemekli eğlence. )
- EĞLENEBİLDİKLERİN ile/ve/||/<> ANLATABİLDİKLERİN ile/ve/||/<> AĞLAYABİLDİKLERİN
( Arkadaş. İLE/VE/||/<> Dost. İLE/VE/||/<> "Kardeş". )
- EĞLENMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EYLEMEK
- EĞLENMEK ile/ve/değil/||/=/<> OYALANMAK
( [not] TO ENJOY vs./and/but/||/=/<> TO DAWDLE )
- EĞLENMEYİ SEVMEK
ile/ve/değil/yerine/||/<>/<
ÖĞRENMEYİ SEVMEK
( Sıradan kişilerin peşinde koştuğu. İLE/DEĞİL/YERİNE Sıradışı kişilerin aradığı. )
- EGLOG[Yun.] ile/ve İDİL[Yun.]
( Kısa kır/pastoral koşuğu. İLE/VE Kır yaşamı içinde, aşk konusunu işleyen kısa koşuk/şiir, yazı. )
- EGME ile KEMER
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Evin kemeri. İLE ... )
- EGO ile/<>/> LEGO
( "Adamın egosunu lego yaparız." )
- EGOISM ile EGOTISM ile EGOTHEISM
- EGO/N/(/U) ile/değil/yerine BENLİK/ĞİNİ
( Yok bil! İLE/DEĞİL/YERİNE Var bil! )
- EĞRELTİ OTU ile/ve/||/<> KANSER
- EĞRETİ OTU -ile
( Kömür madenlerinin bulunduğu yerlerde biter. Evrim geçirmemiş tek bitkidir. )
- EĞRİ KAPI -ile
( Edirnekapı'dadır. )
- EĞRİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/></>/< DOĞRU
( Doğrulabilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/< Eğrilebilir. )
( Ne "eğriler", doğrula; ne "doğrular", eğrile. )
( Oturalım. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/< Konuşalım. )
- EĞRİ ile HELİS[Fr. < Yun.]
( ... İLE Bir silindirin anadoğrularını, sabit bir açı altında kesen eğri. )
- EGRİK ile İP
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Dokuma ipi. İLE ... )
- EĞRİLİK İLE BURULMA İLE FRENET ile/||/<> EĞRİ KURAMSİ
( Uzayda eğrilerin karakteristikleri. )
( Formül: κ = |r' × r'|/|r'|³ )
- EGRİM ile
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Girdap, suyun toplandığı yer. )
- EGVÂL[Ar. < GUL] ile EGVÂR[Ar. < GAVR]
( Büyük kazalar, felâketler. | Şeytanlar, türlü biçim alan periler. | Gulyabaniler, gövdesi olmayan hayvanlar. İLE Dipler, çukurlar. Sonlar. )
- EGZAJERASYON ile EGZAJERE ile EGZAJERE ETMEK
( Abartı. İLE Abartılı. İLE Abartmak. )
- EGZERSİZ[İng. < EXERCISE] ile/değil/yerine ALIŞTIRMA ÇALIŞMA
- EHAD[Ar.] ile EHADD[Ar. < HADD]
( Tek, bir, ilk sayı. İLE Daha keskin. )
- EHÂLÎ/AHÂLİ[Ar. < EHL] ile EHÂLÎL[Ar. < İHLÎL]
( Bir mahallede/semtte/kasabada/köyde yerleşip oturanlar. | Halk, umûm. İLE Penis deliği. )
(1996'dan beri)