Bugün[26 Ekim 2025]
itibarı ile 46.048 başlık/FaRk ile birlikte,
46.048 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(40/186)


- DAVAR ile DAVAR/SELLE

( ... İLE Keçi/koyun sürüsü. )


- DAVAR[Ar.] ile GELE[Fars.]

( Keçi/koyun sürüsü. )


- DAVAR ile MAL

( Koyun, keçi. İLE Öküz, inek. )

( MÂŞİYE[çoğ. MEVÂŞÎ] )


- DAVET:
SÖZ İLE ile/ve/değil/||/<>/< HÂL İLE


- DAV/GÛR[Fars.] ile/ve ÂNE[Ar.]

( Yabani eşek. Zebra. İLE/VE Yabani dişil eşek. | Yabani eşek sürüsü. )


- PSİKANALİZDE:
DAVID RAPAPORT ile/ve/||/<> MERTON GILL


- DAVID RICARDO ile/ve/||/<>/> ADAM SMITH

( 16 Haziran 1723 - 17 Temmuz 1790 İLE/VE/||/<> 18 Nisan 1772 - 11 Eylül 1823 )


- DAVRANIM(CONDUCT) BOZUKLUĞU ile/ve ANTİSOSYAL KİŞİLİK BOZUKLUĞU

( 18 yaş altındakilerin olumsuz davranış/tutumlarında tanımlanan. İLE/VE 18 yaş üstündekilerin olumsuz davranış/tutumlarında tanımlanan. )


- DAVRANIŞ/TUTUM ile/ve/değil/yerine/||/>< DÜŞÜNMEK


- DAVRANIŞ ile/ve/değil EŞİK


- DAVRANIŞ ile/ve İSTİKRARLI DAVRANIŞ

( Kişi, beklenti ve davranışlarında sade olmalıdır. )

( BEHAVIOUR vs./and STABLE BEHAVIOUR )


- DAVRANIŞ ile/ve/<> KURTARICI DAVRANIŞ


- DAVRANIŞ ile/ve/||/<> ÖRÜNTÜ


- DAVRANIŞ ile/ve TUTUM

( Koşullarınızı (belki) değiştiremezsiniz, fakat tavır ve tutumunuzu değiştirebilirsiniz. )

( Başkalarına açık davranırsanız kaybetmezsiniz. )

( Davranışlarda üç amaç: * Yarar, * Haz, * İyi. )

( Kendi tutumunuzu değiştirebilirsiniz. )

( Tutum, fırsatı kendine çeker. )

( Önemli[öncelikli] olan, ne yaptığınız değil, ne yapmaktan vazgeçtiğinizdir. )

( Gövdenin öfkesini gözleyin, davranışlarınız kontrol altında olsun. Hiç kimseye davranışlarınızla zarar vermeyin. )

( [sometimes] We cannot change our circumstances but our attitudes we can change.
We can change our attitude. )

( BEHAVIOUR vs./and ATTITUDE )


- DAVRANIŞLARIMIZ:
"İYİ/KÖTÜ" ile/ve/değil/||/<> GÜÇLÜ/ZAYIF


- DAVRANIŞSAL YAKLAŞIM ile/ve/||/<> BİLİŞSEL YAKLAŞIM


- DAVUL/GONG ile TAMTAM

( ... İLE Orkestrada yer alan bir tür Çin gongu. | Afrika yerlilerinin çaldığı davul. | Bazı olayları haber vermeye ya da açıklamaya yarayan, davulla yapılan ses. )


- DAVUL ile CEMBE

( ... İLE Mali'de kullanılan bir davul. )


- DAVUL ile DÜNBEK

( ... İLE Bekçi davulu. | Dümbelek. )

( TABBÂL: Davulcu. )


- DAVUL ile/ve/değil/<> KHAMU-AT

( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Soyotlar, şamanlarının davullarına verdikleri addır. "Şaman atı" anlamına gelmektedir. )


- DAVUL" ile/değil/yerine "SİVRİSİNEK"

( Anlamayana. İLE/DEĞİL/YERİNE Anlayana. )

( Az. İLE/DEĞİL/YERİNE Saz. )


- DAVUL ile/ve SÜRTMELİ DAVUL


- DAVUL ile TİMBAL[Fr.]

( ... İLE Bakırdan yapılan, küre biçiminde bir davul türü. )


- DAVUL'DA:
MEYDAN DAVULU ile/ve KOLTUK DAVULU ile/ve NAĞARA

( TABL )

( DÜHÜL )


- DAVULDA:
TOKMAK ile/ve/||/<> BIZBIZ

( ... İLE/VE/||/<> Davula sol elle vurulan ince değnek. )


- DAVULLAR'DA:
TRAMPET[İng. < DRUMBEAT] ile/ve KÖS[Fars. < KÛS]/GROSKES ile/ve NAKKARE[Ar.] ile/ve TIMPANO

( İki değnek ile çalınan küçük davul. İLE/VE Büyük davul. İLE/VE Mehterhanede kullanılan davul. İLE/VE Orkestra'da kullanılan davul. )


- DAVULLAR'DA:
TSUZIMI ile/ve MIRDANGA/MRIDANGA/MRIDANGAM ile/ve DUNDUN

( Japonya'ya özgü. İLE/VE Hindistan'a özgü. İLE/VE Nijerya'ya özgü. )


- DAYAK YEMEKTEN:
KORKMAK ile/ve/değil/<> KENDİNE YEDİREMEMEK


- DAYAK ile/ve/||/<>/< DAYATMA


- DAYAKLAR ile/ve/değil/yerine PENANLAR

( [kafatası avcılığı] Yapmışlardır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Yapmamışlardır. )

( Iban, Kayan, Kenyan, Melanau ve Murat aşiretleri olarak ayrılmışlardır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Nereden geldikleri kesin olarak bilinmiyor. [Miri kentinin 100 km. güneyinde yer alan Nia Mağarası'nda yapılan arkeolojik kazılar, Penanlar'ın atalarının 50.000 yıl önce bu topraklara yerleştiğini ortaya çıkarmıştır.] )


- DAYALI ile/ve/değil/||/<>/< DAYANIKLI


- DAYAMA ile DAYATMA

( Nesnelerde. İLE "Davranış ve tutumlarda". )


- DAYAMAK ile KARINLAMAK

( ... İLE Gemi yanını dayamak. )


- DAYANAK ile/ve ARKAPLAN

( SUPPORT vs./and BACKGROUND )


- DAYANAK ile DAYANAKÇA


- DAYANAK ile DÜZLEM


- DAYANAK/DAYANGAÇ ile/ve ZEMİN

( SUPPORT/BASE vs./and SOIL/GROUND )


- DAYAN(AMA)MAK" ile "KALDIR(AMA)MAK


- DAYANÇ/SABIR ile/ve/<> DİNGİNLİK

( PATIENCE vs./and/<> INERTIA )


- DAYANÇ/SABIR ile/ve/<> İSTİKRAR

( SABIR ÇİÇEĞİ / GIAN AGAVE[Lat.] [Ancak 10 yılda açar.] )

( PATIENCE vs./and/<> STABILITY )


- DAYANÇ/SABIR ile/ve/<> KANAAT

( Kanaat eden aziz olur, Kanaatsizlik eden zelil olur. [azza men kanea, zelle men tamea] )

( PATIENCE vs./and/<> CONTENTMENT )


- DAYANÇ/SABIR ile/ve MÜCADELE (ETMEK)

( Sabırla koruk tut, yaprağı Atlas olur. )

( PATIENCE vs./and TO STRUGGLE )


- DAYANÇ/SABIR ile/ve/<> RIZÂ


- DAYANÇ/SABIR ile/ve/> SELÂMET

( Sabrın sonu, selâmettir. )


- DAYANÇ/SABIR ile/ve/||/<> ŞÜKÜR

( PATIENCE vs./and/<> GRATITUDE )


- DAYANÇ/SABIR ile/ve/<> UYUM

( Olgun kişi, zayıf ve kendinden aşağı unsurlara karşı sabır gösterir ve onlara önem verir. )

( Uyumsuzluğu, ihtiyârını devrede tutmayan kişi yaratır. )

( PATIENCE vs./and/<> HARMONY )


- DAYANÇ/SABIR ile/ve BAŞARI

( Eğer sabır gösterirseniz, başarmamak olanaksızdır. )

( If you persevere, there can be no failure. )

( Büyük başarıların sahipleri, küçük işleri titizlikle yapabilme sabrını gösteren kişilerdir. )

( PATIENCE vs./and SUCCESS )


- DAYANÇ/SABIR ile/ve SIĞINMA

( PATIENCE vs./and SHELTER )


- DAYANÇ/SABIR ile/ve/<> DAYANIKLILIK

( PATIENCE vs./and/<> ENDURANCE )

( ... cum/et/<> FORTITUDO )


- DAYANÇ/SABIR ile/ve/<> "KENDİNİ TUTMAK"


- DAYANÇ/SABIR ile/ve/||/<> TEVEKKÜL


- DAYANÇ'TA/SABIR'DA:
METÂNET ile HOŞGÖRÜ ile DUA ile GÖZYAŞI ile HASRET ile AŞK

( Acıya sabredersek. İLE Kişilere sabredersek. İLE Dileğe sabredersek. İLE Duygulara sabredersek. İLE Özleme sabredersek. İLE Sevgiye sabredersek. )

( Madem görüyorsunuz... O zaman, hoşgörün!
[Âşık Veysel] )


- DAYAN(DIR)MAK ile "TAKILMAK"


- DAYANIKLI TÜKETİM ARACI ile/ve/||/<> DAYANIKSIZ TÜKETİM ARACI


- DAYANIKLI/LIK ile/ve/||/<> AĞIRBAŞLI/LIK

( METÂNET ile/ve/||/<> VAKAR )


- DAYANIKLILIK ile/ve DAYANIŞMA

( ENDURANCE vs./and/<> SOLIDARITY )


- DAYANIKLI/LIK ile SAĞLAM/LIK

( ENDURANCE vs. STRENGTH )

( FORTITUDO cum ... )


- DAYANIŞMA:
MEKANİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ORGANİK


- DAYANIŞMA ile/ve/<> GÜVEN

( Kişiler, kendilerine değil birbiriyle dayanışma içindelerse güven duyabilir ve yansıtabilir. [özellikle de eşler ve ortaklar!] )

( Aslanlar [ve birçok güçlü görünen hayvan] bile tek başına yeterli güçte değildir. Ancak birlikte ve dayanışmayla ayakta kalırlar. )

( Loncaları inceleyiniz. )

( SOLIDARITY vs./and/<> TRUST/CONFIDENCE )


- DAYANMA:
AÇLIĞA ile/ve/||/<>/> SUSUZLUĞA ile/ve/||/<>/> HAVASIZLIĞA

( 60 gün. İLE/VE/||/<>/> 6 gün. İLE/VE/||/<>/> 6 dk. )


- DAYANMA ile KATLANMA


- DAYANMAK ile ABANMAK

( TO LEAN vs. TO LEAN AGAINST/OVER )


- DAYANMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BIRAKMAK


- DAYANMAK ile/ve/değil/||/<>/< ODAKLANMAK


- DAYANMAK ile SIĞINMAK

( TO RELY vs. TO TAKE REFUGE )


- DAYANMAK ile YASLANMAK

( TO LEAN vs. TO LEAN AGAINST )


- DAYATILAN ile/değil/yerine BENİMSETİLEN


- DAYATMA ile/ve/= ARKASINDAN İŞ ÇEVİRMEK


- DAYATMA ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< BASKI


- DAYATMA ile BASTIRMA


- DAYATMA ile/ve/</değil "BİLDİĞİNİ OKUMA"


- [ne yazık ki]
DAYATMA ile/ve/||/<>/> İSYAN

( Etki. İLE/VE/||/<>/> Tepki. )


- DAYATMA ile/ve/değil/||/<>/< KURAMCILIK


- DAYATMA ile/değil/yerine ÖĞRETME[ANLATMA/GÖSTERME]


- DAYATMA ile/değil/||/</>< ÖZEN/BAKIM


- DAYATMA ile/ve/değil/yerine SINIRLAMA


- DAYATMA ile/ve/değil/||/<>/>/< YAPTIRIM


- DAYATMA ile/ve/değil/||/<>/>/< YAYGINLIK


- DAYATMA ile/ve/değil/||/<>/< YÖNLENDİRME


- DAYATMA ile/ve/</değil ZORUNDA BIRAKMA


- DAYATMA ile/değil/yerine ZORUNLULUK


- DAYATMA/CI "ÇÖZÜMLER" ile/değil/yerine/>< GERÇEK/SAĞLAM ÇÖZÜMLER


- DAYATMAK ile/ve/||/<>/> BOZMAK


- DAYATMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÇÖZÜMSÜZ/ÇARESİZ OLMAK/KALMAK


- [ne yazık ki]
DAYATMAK ile/ve/değil/||/<>/< KANDIRMAK


- DAYILANMA/DAYILIK ile/ve/değil/||/<>/< SAYGISIZLIK


- DAYK[Ar.] ile DIYK[Ar.]


- DAYK[Ar.] ile HAREC[Ar.]


- DE JURE ile DE FACTO

( Yöntem ve kurallara dayanır. İLE Ötekilerinin inancına dayanır. )


- DE NOVO İLE REFERANS TABANLI İLE HİBRİT ile/||/<> GENOM BİRLEŞTİRME

( DNA dizileme verilerinden genom oluşturma. )

( Formül: N50: Median contig uzunluğu )


- DE RHAM COHOMOLOGY ile/||/<> ČECH COHOMOLOGY

( de Rham diferansiyel form, Čech örtü intersection. )

( Formül: Differential forms İLE cover intersections )


- DEB[Ar.] ile 'ÂDET[Ar.]


- DEBDÂB[Ar.] ile DEBDÂB[Ar.]

( Davul. İLE Şöhret, azamet. )


- DEBİL ile DEBİLİTAN ile DEBİLİTE

( Bitkin, halsiz, güçsüz. İLE Bitkinleştirici, güçsüzleştirici. İLE Bitkinlik, halsizlik, güçsüzlük. )


- DEBORA -ile

( Bir bayan peygamber. )


- DEBRİDMAN ile DEBULKİNG

( Yara temizliği/kazıması. İLE Kitle/oylum azaltıcı. )


- DEBYE İLE LARMOR İLE CYCLOTRON ile/||/<> PLAZMA ÖLÇEKLERİ

( Plazmadaki karakteristik uzunluk ve frekanslar. )

( Formül: λD = √(ε₀kT/ne²) )


- DEBYE İLE LARMOR İLE PLAZMA ile/||/<> KARAKTERİSTİK UZUNLUKLAR

( Plazmadaki temel uzunluk ölçekleri. )

( Formül: λ_D = √(ε₀kT/ne²) )


- DEBYE UZUNLUĞU ile/||/<> ORTALAMA SERBEST YOL

( Debye elektrik perdeleme λ_D, serbest yol çarpışmalar arası λ. )

( Formül: λ_D = √(ε₀kT/ne²) )


- DEBYE-HÜCKEL İLE PİTZER İLE DAVİES ile/||/<> İYONİK KUVVET KURAMLERİ

( Elektrolit çözeltilerinin aktivite katsayısı modelleri. )

( Formül: log γ± = -A|z+z-|√I )


- DEBYE-HÜCKEL ile/||/<> PİTZER DENKLEMLERİ

( D-H seyreltik <0.01M basit, Pitzer yoğun çözeltiler. )

( Formül: I^(1/2) İLE kompleks )


- DEC-/DECA-/DEKA-/DECEM- ile/||/<> DECİ-

( On. İLE/||/<> On, onda bir. )


- ... DE/DA ile ... VE ...


- DEDE[Oğuz] ile/= BABA
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- DEDE/NİNE
ile/ve/||/<>/>
ANNE/BABA
ile/ve/||/<>/>
ABLA/AĞABEY
ile/ve/||/<>/>
BEN
ile/ve/||/<>/>
ERKEK/KIZ KARDEŞ

( )

( SOFU/SOBO to/||/<>/> HAHA/ÇİÇİ to/||/<>/> ANİ/ANE to/||/<>/> WATAŞİ to/||/<>/> OTOTO/İMOTO )


- DEDİKODU/GIYBET:
SÖZLE ile/ve HAREKETLE ile/ve DİNLEYEREK


- DEDİKODU/GIYBET[Ar.] ile/değil/yerine ELEŞTİRİ/TENKİD[Ar.]

( )


- DEDİKODU/KOĞUCULUK/FİSKOS/GIYBET ile/ve "ÇEKİŞTİRME"

( NEMÎMESÂZ: Dedikoducu. )

( NEMÎME ile/ve ... )

( GOSSIP vs./and BACKBITE )


- [ne yazık ki]
!DEDİKODU ile/değil/yerine/>< BİLGİ

( "Dilde". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Akılda. )


- DEDİKODU ile/ve/<>/= CEHÂLET

( GOSSIP vs./and/<>/= IGNORANCE )


- DEDİKODU ile/ve GEVEZELİK


- DEDİKODU ile/değil/yerine HATA

( Çalışmayanın "yaptığı". İLE/DEĞİL/YERİNE Çalışanın yaptığı. )


- [ne yazık ki]
DEDİKODU ile/ve/değil/||/<>/>/< İFTİRA


- DEDİKODU ile SÖZ/LÂF TAŞIMA


- DEDİKODU ile/ve/değil/< TEVÂTÜR[Ar. < VİTR]

( Söylenti. [Olumsuz/istenmeyen.] İLE/VE/DEĞİL Bir haberin/bilgi(nin) yayılması. [Olumludur.] )

( [not] GOSSIP [-] vs./and/but RUMOUR [+] )


- DEDİKODUCU/KOVCU ile NEMMÂM

( ... İLE Lâf taşıyan. )


- DEDİKODUCU ile/ve/= YAĞI/DÜŞMAN/HASIM

( Biz ancak kendimizin düşmanıyızdır. )

( Kişi, bilmediğine düşman olur. )

( ... ile HASIM )


- DEDİLER Kİ ... ile DİYORLAR Kİ ...


- DEEP LEARNİNG ile/||/<> SHALLOW LEARNİNG

( Deep learning çok katmanlı sinir ağları kullanırken İLE shallow learning tek gizli katmanlı veya lineer modeller kullanır )

( Formül: Backpropagation )


- DEF' -ile

( ÖTEYE İTME, SAVMA, UZAKLAŞTIRMA | VERME, ORTADAN KALDIRMA | GİDERME )


- DEF ETMEK ile/ve DEFN ETMEK


- DEF ETMEK ile/ve DEFN ETMEK


- DEF'[Ar.] ile DEFF[Ar.]/DEF[Fars.]/[Ar.]

( Öteye itme, savma, savulma. | Verme, ortadan kaldırma. | Giderme. | Bir dâvâyı savunmak üzere açılan başka bir dâvâ. İLE Tef. Zilli ve pullu bir çembere gerilmiş deriden oluşturulan çalgı, daire. )


- DEF ile/ve TEF/DAİRE ile/ve MAZHAR/MIZHER/BENDER/BENDİR

( ... İLE/VE Etrafında ziller olan. İLE/VE Tekkelerde zikir esnasında kullanılan ve bazılarının kenarlarında halkalar bulunan, kasnağı çifte kirişli, zilsiz, kasnak çapı 50-60 cm. civarında, def biçimindeki ritim sazı. )


- DEFATEN[Ar. DEF-AT[çoğ.] + Fars. -EN] ile/değil DEFAATLE[Ar. DEFA-AT[çoğ.] + Tr. İLE]

( Ansızın, bir kerede, bir çırpıda. İLE/DEĞİL Yineleyerek/tekrarlayarak, defalarca. )


- DEF'ATEN[Ar.] ile DEF'ATEYN[Ar.]

( Bir defada, birden. İLE Şöhret, azamet. )


- DEFEKT ile DEFEKTİF

( Kusur, bozukluk, eksiklik. İLE Kusurlu, bozuk, eksik. )


- DEFEKT ile/||/<> DEFEKTİF ile/||/<> DEFİSİT

( Eksiklik. | Kusur. İLE/VE/|| Kusurlu. İLE/VE/|| Eksiklik. | Fark. )


- DEFERENS ile/||/<> DEFEYANS

( Götürgen. İLE/VE/|| Bayılma. )


- DEFİSİT ile GAP ile Hİ(Y)ATUS ile PATENT

( Açık. İLE Aralık, açıklık, gedik. İLE Açıklık, yarık. İLE Açık [damar]. )


- DEFNE[Yun.] ile YABANDEFNESİ

( Defnegillerden, yaprakları hoş kokulu ve yaz-kış yeşil olan bir ağaç. İLE İkiçeneklilerden, çiçekleri beyaz, sarı ya da pembe renkli, orman ve çayırlarda yetişen bir süs bitkisi. )

( LAURUS NOBILIS cum DAPHNE PONTICA )


- DEFNE/DEVELİK ile YABAN DEFNESİ ile ARABİSTAN DEFNESİ

( Defnegillerden, yaprakları güzel kokulu ve yaz kış yeşil olan bir ağaç. İLE İki çeneklilerden, çiçekleri beyaz, sarı ya da pembe renkli, orman ve çayırlarda yetişen bir süs bitkisi. İLE Dulaptal otugillerden, Asya ve Afrika'nın sıcak bölgelerinde yetişen, kabukları tıpta kullanılan bir ağaççık. )


- DEFORMASYON ile DEFORME ile DEFORMİTE

( Biçim bozukluğu, biçimini bozmak. İLE Bozuk biçimli, biçimsiz. İLE Biçim bozukluğu. )


- DEFTER[Ar.] ile KİTÂB[Ar.]


- DEFTER-DÂR[Ar./Fars.] -ile

( İl'de Maliye Bakanlığı'nın en yüksek memuru. )


- DEFTER-İ HÂKÂNÎ ile/||/<> DEFTER-İ HÂKÂNÎ İDARESİ ile/||/<> DEFTER-İ HÂKÂNÎ NÂZIRI

( Eskiden taşınmazlar hakkındaki kayıt ve tescillerin işlendiği defterin adı. | Tapu-Tahrir Defterleri.[Bugünkü tapu sicilinin karşılığı] İLE/||/<> Şimdiki tapu dairelerinin eski adı. İLE/||/<> Osmanlı Devleti zamanında tapu ve kadastro işlerine bakan nâzır/bakan. )


- DEGAS ile CEZANNE


- DEĞER DÜŞÜRÜCÜ/LÜK ile/değil DÜŞ/HAYAL KIRIKLIĞI


- DEĞER "YARGISI" ile/değil/yerine/>< DEĞER BİLGİSİ


- DEĞER ile ANLAM ile KARŞILIK

( WORTH vs. MEANING vs. EQUIVALENT )


- DEĞER ile/ve/||/<> AYAR


- DEĞER ile/ve/<> BAĞIL DEĞER

( ... İLE/VE/<> Bir aritmetik sayısının, önüne (+) ya da (-) imleri yazıldıktan sonraki değeri. | Bir sayının, rakamlarından her birinin, bulunduğu basamağa göre aldığı değer. )


- DEĞER ile/ve GELENEK

( VALUE vs./and TRADITION )


- DEĞER ile/ve/<> GELENEK

( VALUE vs./and/<> TRADITION )


- DEĞER ile/ve/<>/= GEREKSİNİM

( VALUE vs./and/<>/= NEED )


- DEĞER ile KARŞILIK

( VALUE vs. EQUIVALENT )


- DEĞER ile KRİTER

( WORTH vs. CRITERION )


- DEĞER ile/ve/<> KULLANIM DEĞERİ

( THE VALUE vs./and/<> THE VALUE IN USE )


- DEĞER ile/ve/<>/< KULLANIM DEĞERİ ile/ve/<>/< PAYLAŞIM DEĞERİ ile/ve/<>/< DEĞİŞİM/SOYUT DEĞERİ ile/ve/<>/< ÜRETİM DEĞERİ ile/ve/<>/< ARTI DEĞERİ


- DEĞER ile/ve/<> NİYET

( VALUE vs./and/<> INTENTION )


- DEĞER ile/ve/<> SİMGE

( VALUE vs./and/<> SYMBOL )


- DEĞER ile/ve/değil TESPİT


- DEĞER ile/ve/||/<> YARAR


- DEĞER ile/değil YÖN

( [not] VALUE vs./but DIRECTION )


- DEĞERİ OLMAYAN ile/ve/değil DEĞERİNİ ÖLÇME OLANAĞI BULUNMAYAN


- DEĞER/İNİ BİLMEK:
SAHİP OLMADAN ÖNCE ile SAHİP İKEN ile KAYBETTİKTEN SONRA

( )

( )

( )

( )


- DEĞERİNİ BİLMEK ile ELİNDE TUTMAYA ÇALIŞMAK

( TO KNOW THE VALUE OF ... vs. TRYING TO HOLD )


- DEĞERİNİ:
TAKDİR (ETMEK) ile/ve/||/<>/> TESLİM (ETMEK)


- DEĞERLENDİRME ile/ve/> ANLAMLANDIRMA


- DEĞERLENDİRME ile DEĞER-LENDİRME


- DEĞERLENDİRME ile HESAPLAMA

( TO ESTIMATE vs. TO RECKON )


- DEĞERLENDİRME ile NİTELENDİRME

( TO ESTIMATE vs. TO CHARACTERIZE/TO DESCRIBE )


- DEĞERLENDİRME ile/ve/değil/||/<>/> TEKLİF


- DEĞER/LER ile/ve/<> KAVRAM/LAR

( Uğruna yaşanılacak kavramlar. İLE/VE/<> ... )

( VALUE/S vs./and/<> CONCEPT/S )


- DEĞER/LER ile/ve/<> TARİH

( VALUE/S vs./and/<> HISTORY )


- DEĞER/LER ile/ve/<> TARİH

( VALUE/S vs./and/<> HISTORY )


- DEĞERLİ OLAN BİR ŞEYİ/ŞEYLERİ SEVMEK ile/ve/<>/değil/yerine DEĞERİ SEVMEK

( [not] TO LOVE WHICH ARE VALUED vs./and/<>/but TO LOVE THE VALUE
TO LOVE THE VALUE instead of TO LOVE WHICH ARE VALUED )


- DEĞERLİ OLDUĞUNDAN ÖNEMLİ ile/değil/yerine ÖNEMLİ OLDUĞUNDAN DEĞERLİ


- DEĞERLİ TAŞ/CEVHER ile/ve/<> GANG[Alm.]

( ... İLE/VE/<> Bir maden cevherini, bir değerli taşı saran değersiz madde. )


- DEĞERLİ TAŞ/MÜCEVHER:
YARI DEĞERLİ ile/ve/||/<>/> DEĞERLİ


- DEĞERLİ ile/ve/||/<> GÜÇLÜ


- DEĞERLİ/LİK / DEĞERSİZ/LİK ile/ve/değil/yerine/<> GEÇERLİ/LİK / GEÇERSİZ/LİK


- DEĞERLİLİK ile/ve/||/<> YARATICILIK


- DEĞERSİZ ile YALIN/BASİT

( KIYTIRIK: Değersiz, bayağı, basit. )

( WORTHLESS vs. SIMPLE )


- DEĞERSİZ/"KÜÇÜK" GÖRMEK ile/değil UZAK(LAŞMIŞ) OLMAK

( [not] TO SEE WORTHLESS/LITTLE vs./but TO (HAD) BEEN FARAWAY )


- DEĞERSİZLEŞİR ile/ve/||/<> YOLDA KALIR ile/ve/||/<> YALNIZLAŞIR ile/ve/||/<> TÜKENİR ile/ve/||/<> BİLGİSİZ SAYILIR

( Her durumunu anlatan. İLE/VE/||/<> Herkese güvenen. İLE/VE/||/<> Her sırrını açığa vuran. İLE/VE/||/<> Her becerisini ortaya döken. İLE/VE/||/<> Her bildiğini söyleyen. )


- [ne yazık ki]
DEĞERSİZLEŞTİRME ile/ve/||/<> AŞAĞILAMA ile/ve/||/<> SUÇLAMA


- DEĞERSİZLEŞTİRMEK ile/değil ÖNCELİK (BELİRLEMEK)


- DEĞERSİZLİK ile/değil/sadece REDDEDİLMEK


- DEĞİL ile BİLE DEĞİL


- DEĞİL["DİİL/DEYİL" değil!] ile BİLE DEĞİL

( NOT vs. EVEN NOT )


- DEĞİL ile/ve HAYIR!

( NOT vs./and NO )


- DEĞİL ile OLMAMA

( NOT vs. NON-BEING )


- DEĞİL ile OLMAYAN

( NOT vs. UN )


- DEĞİL ile/ve/değil/yerine YERİNE


- DEĞİL ile "YOK"


- DEĞİLLİK ile ...

( NEGATIVE )


- DEĞİL/LİK ile/ve OLAMAZ/LIK

( NEGATION vs./and NOT POSSIBLE, IMPOSSIBILITY )


- DEĞİM/LİYÂKAT ile HAK EDİŞ


- DEĞİM/LİYÂKÂT ile/ve/değil LÜTÛF

( Bazı nasip olanlar/olabilecekler, liyâkat ile değil lütûfladır. )


- DEĞİN ile DEĞİN ile DEĞGİN

( "...'ya kadar/dek" gibi bir işin/durumun sona erdiği/ereceği zamanı/yeri gösteren sözcük. İLE Sincap. İLE İlişkin, üstüne, ait, dair. )


- DEĞİN ile DENLİ


- DEĞİNMEK ile/ve/||/<> DEYİNMEK

( Bir konuyu ele alarak ondan kısaca söz etmek. İLE Yakınma, sitem yollu söylenme. )


- DEĞİNMEK ile İŞLEMEK

( TO MENTION vs. TO PROCESS )


- DEĞİŞEBİLİRLER ile/ve DEĞİŞMEMESİ GEREKENLER


- DEĞİŞEBİLİR/LİK ile KEYFÎ/LİK

( EXCHANGEABLE/NESS vs. ARBITRARY/-I-NESS )


- DEĞİŞEN ile/ve/<> DEĞİŞMEYEN

( Değişmeyen de değişecek olanın/değişmesi gerekenin değişimine etkide/katkıda bulunabilir. )

( Değişme gereksiniminde olan nasılsa değişecektir. )

( İçinizde değişmeyen nedir? )

( Değişmez olan, ancak sessizlik içinde idrak edilebilir. )

( Doğrulukta, değişmez oluruz. )

( Değişmez olan, işimize yaramaz. )

( Değişmeyenin bilincinde olamayız. )

( Değişmez-olanı anlamak, değişmez-olan olmak demektir. )

( Kendinizi değişmek olarak, değişken zihnin tanığı olarak bilin. Bu yeterlidir. )

( Hareket eden'in içinde devinimsiz olan'ı, değişenin içinde değişmez olanı ayırt edebilmeyi öğrenelim, ta ki tüm farkların sadece görünüşte olduğunu ve birliğin gerçek olduğunu idrak edinceye kadar. )

( Değişmez ve mutluluk-verici olanı bulmak için değişen ve acı verici olana sarılmayı bırakmak zorundasınız. )

( TÜREV: Değişkenin değişkeni. )

( What needs changing shall change anyhow.
What is it in you that does not change?
The unchangeable can only be realised in silence.
You become immovable in reticence.
You cannot be conscious of what does not change.
To realise the immovable means to become immovable.
Know yourself to be the changeless witness of the changeful mind. That's enough.
Learn to distinguish the immovable in the movable, the unchanging in the changing, till you realise that all differences are in appearance only and oneness is a fact.
To find the immutable and blissful you must give up your hold on the mutable and painful. )

( DEĞİŞENDE DEĞİŞMEYEN: ORAN )

( IN THE TERM OF CHANGE vs./and/<> NOT IN THE TERM OF CHANGE )


- DEĞİŞEN ile/ve/değil DÖNÜŞEN

( Doğa. İLE/VE/DEĞİL Zekâ. )


- DEĞİŞEREK DEVAM ETMEK ile/ve/||/<>/> DEVAM EDEREK DEĞİŞMEK


- DEĞİŞİK/LİK ile/ve/değil/||/<> ÇEŞİTLİ/LİK


- DEĞİŞİK/LİK ile FARKLI/LIK

( CHANGE/ALTERATION vs. DIFFERENCE )


- DEĞİŞİK/LİK ile İLGİNÇ/LİK

( CHANGE/ALTERATION vs. TO BECOME INTERESTED )


- DEGİŞİK/LİK ile ÖZEL/LİK

( CHANGE/ALTERATION vs. SPECIAL/ITY )


- DEĞİŞİM ARACI ile/ve/değil/||/<>/< DEĞER


- DEĞİŞİM:
KİMYASAL ile/ve/||/<> FİZİKSEL

( * Nesnenin molekül yapısı değişir.
* Nesnenin görünür yapısı değişir.
* Hem moleküler yapısı, hem de görünür yapısı itibariyle yeni bir nesne oluşur. [kâğıdın yanması]
* Ortaya çıkan yeni nesne, eski durumuna kesinlikle geri dönemez. [Yanan nesneden [kağıttan vs.] arta kalan küllerle yeni bir nesne [kağıt vs.] oluşturulamaz.]
[Örnekler: Yanıcı nesne olan hidrojen ve oksijen moleküllerinin tepkimeye girerek; yanıcı olmayan suyun ortaya çıkması. | Kâğıdın yakılması. | Un helvası yapımı. | Mumun yanması. | Demirin paslanması. | Odunun yanması. | Sebzelerin çürümesi.

İLE/VE/||/<>

Nesnenin molekül yapısında değişme oluşmaz.
Nesnenin sadece biçimi, görüntüsü değişir.
Sadece görünür yapısı değişen, moleküler yapısı değişim göstermemiş yeni bir nesne ortaya çıkar [Suyun buharlaşması]
Ortaya çıkan bu madde, eski durumuna dönebilir.[Buharlaşan suyun, tekrar suya dönüşebilmesi. Bulut ve yağmur]
[Örnekler: Eriyen mumun tekrar donarak tekrar kullanılması. | Kâğıdın yırtılması. | Çaydanlıkta bulunan suyun kaynaması ve ortaya çıkan buharın tekrar yoğunlaşarak suya dönüşmesi.] )


- DEĞİŞİM:
KIRILINCA ile/ve/||/<> KANDIRILINCA ile/ve/||/<> ÇOK FAZLA ŞEY ÖĞRENİNCE ile/ve/||/<> ÂŞIK OLUNCA ile/ve/||/<> ZORDA/ZORUNDA KALINCA


- DEĞİŞİM:
UZAYDA ile/ve DÜNYADA

( Tekil. İLE/VE Türsel. )


- DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM:
ZORLUKTA VE ZORLANDIĞIMIZDA ile/ve/||/<> YETERİNCE GÖRDÜĞÜMÜZDE ile/ve/||/<> İSTEYECEK KADAR ÖĞRENDİĞİMİZDE ile/ve/||/<> YAPABİLECEK KADAR ALDIĞIMIZDA


- DEĞİŞİM ile/ve/||/<>/>/< AÇILIM


- DEĞİŞİM ile/ve/> ANLAM KAZANMAK


- DEĞİŞİM ile DEĞİŞİNİM

( ALTERATION/VARIATION vs. MUTATION )


- DEĞİŞİM ile DEĞİŞİNİM/MUTASYON

( Bir süreç içindeki değişikliklerin tümü. | Yeni döllerin, atalarına tıpatıp benzememesini sağlayan özelliklerin tümü. | Üretilen malların, başka mallar ya da para karşılığı takası. | Bir niceliğin, birbirinden ayrı değerler alması ya da böyle iki değer arasındaki ayrım. | Rüzgârın yön değiştirmesi. İLE Doğada ve toplumda, niteliksel değişmelerin, yavaş yavaş değil birdenbire olması, bir şeyin, ortam ve koşullarını bulduğunda, birdenbire nitelik değiştirmesi. )

( ALTERATION/VARIATION vs. MUTATION )


- DEĞİŞİM ile/ve/değil/||/>< DEVİNİM


- DEĞİŞİM ile/ve/||/<>/> DEVRİM


- DEĞİŞİM ile/ve/değil EŞİK


- DEĞİŞİM ile HAREKET

( vs./and/||/<> MOVEMENT )


- DEĞİŞİM ile/ve/<>/yerine/değil HEMEN DEĞİŞİM

( Değişmek, acı çekmekten daha kolaydır. )

( Easier to change, than to suffer. )

( [not] ALTERATION vs./and/<>/but ALTERATION IMMEDIATELY
ALTERATION IMMEDIATELY instead of ALTERATION )


- DEĞİŞİM ile/ve KENDİ KENDİNE DEĞİŞİM

( ALTERATION vs./and ALTERATION SPONTANEOUSLY )


- DEĞİŞİM ile/ve KENDİNDE DEĞİŞİM

( ALTERATION vs./and CHANGING THE SELF )


- DEĞİŞİM ile/ve/değil/||/<> [KÜTLE ve/||/<> AN ve/||/<> ENERJİ]'DEKİ DEĞİŞİMİN ORANI/DEĞİŞİMİ

( d/dt (--->mv )


- DEĞİŞİM ile/değil MAYALANMA


- DEĞİŞİM ile/ve/||/<> SÜREKLİLİĞİ


- DEĞİŞİM ile/ve/||/<> SÜREKLİLİK

( ALTERATION vs./and/<> CONTINUITY )


- DEĞİŞİM ile/ve/||/<> ZORUNLULUK

( vs./and/||/<> NECESSITY )


- DEĞİŞİM'DE:
ÖZ ile/ve/<> HAL/LER ile/ve/<> HEM ÖZ, HEM HAL/LER

( Başkalaşım [tagayyür]. İLE/VE/<> Değişim [tahavvül]. İLE/VE/<> Gelişim [tekâmül]. )


- DEĞİŞİMLERDE, DEĞİŞMEDEN KALAN ile DEĞİŞMEZ OLANLARIN, DEĞİŞİMLERDE ORTAYA ÇIKMASI

( Hareket eden'in, içinde devinimsiz olan'ı, değişenin içinde değişmez olanı ayırt edebilmeyi öğrenelim, ta ki tüm farkların sadece görünüşte olduğunu ve birliğin gerçek olduğunu idrak edinceye kadar. )

( Yunan Düşüncesi: Değişkenliğin içindeki değişmezliği[subûtiyeti] aramak. )

( Harekete neden olan, hareket etmeyen/ler. )

( LEFT BEHIND THE ALTERATION WITHOUT CHANGE vs. APPEARING OF CONSTANTS IN ALTERATION )


- DEĞİŞİYOR ile/değil DEĞİŞEBİLİYOR


- DEĞİŞKE/VARYANT[FR. VARIANTE | İNG. VARIANT] ile/||/<> SÜRÜM/VERSİYON[FR./İNG. VERSION]

( Bir yol ağı üzerinde, belirli bir noktadan ayrılarak başka bir noktadan aynı yolla birleşen ikinci derecedeki yol. | Masal, efsane, bilmece, oyun, gelenek vb. bir metnin, bir yapıtın, bir olayın aslından az çok ayrılan değişik biçimli olanı. | Değişke. İLE/||/<> Yorum. | Sürüm. )


- DEĞİŞKEN AYIRMA ile/||/<> PERTÜRBASYON KURAMSİ

( Değişken ayırma tam çözüm, pertürbasyon yaklaşık seri. )

( Formül: Ψ = R(r)Θ(θ)Φ(φ) İLE ε^n )


- HAZ:
DEĞİŞKEN ile/değil/yerine DEVİNGEN

( Gövdede ve gövdeye yönelik.[keyif] İLE/DEĞİL/YERİNE Zihinde ve zihne yönelik.[zevk] )


- DEĞİŞKEN HESABI ile/||/<> DİFERANSİYEL HESAP

( Değişken fonksiyonel δS[y], diferansiyel fonksiyon df/dx. )

( Formül: δS/δy = 0 İLE df/dx = 0 )


- DEĞİŞKEN ile/ve DEĞİŞKİ

( VARIABLE vs./and ... )

( ... cum/et AFFECTION )


- DEĞİŞKEN ile/ve GİZLİ DEĞİŞKEN

( VARIABLE vs. HIDDEN VARIABLE )


- DEĞİŞKEN ile/ve/değil/||/<>/< OLASILIK

( [not] VARIABLE vs./and/||/<>/and/but/< PROBABILITY
PROBABILITY instead of VARIABLE )


- DEĞİŞKEN ile/||/<> SABİT

( Değişken bilinmeyen İLE sabit belirli değerdir )

( Formül: x İLE 5 )


- DEĞİŞKEN ile/ve/değil/||/<>/< VERİ

( Her değişken, bir veridir fakat her veri bir değişken değildir. )

( [not] VARIABLE vs./and/||/<>/but/< DATA
DATA instead of VARIABLE )


- DEĞİŞKEN/LİK ile/ve AKICI/LIK

( VARIABLE/VARIATION vs./and FLUENT/FLUENCY )


- DEĞİŞKEN/LİK ile/ve GÖRELİ/LİK

( VARIABLE/VARIATION vs./and RELATIVE/NESS )


- DEĞİŞKEN/LİK ile/ve/||/<> NEDENSEL/LİK ile/ve/||/<> UZAKLIK/MESAFE

( INVARIANCE vs./and/||/<> CAUSALITY vs./and/||/<> DISTANCE )


- DEĞİŞKEN/PARAMETRE ile/ve/||/<> ETMEN/FAKTÖR


- DEĞİŞME ile/ve/değil BİR BAŞKA OLMA

( Sizi, eskisi gibi kullanamadıklarında, değiştiğinizi "söylerler". )

( [not] ALTERATION vs./and/but BEING AN OTHER )


- DEĞİŞMEK ile DEĞİŞTİRİL(E)ME(ME)K

( TO CHANGE vs. TO GET (NOT) (ABLE TO) CHANGE )


- DEĞİŞMEK ile/ve/değil/||/<>/< FARKINA VARMAK


- DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY -ile

( DEĞİŞİM )


- DEĞİŞMEYEN ile/ve/>/değil/yerine DÖNÜŞÜMDE, DEĞİŞMEYEN


- DEĞİŞMEYEN ile/ve/değil/||/<> ORTAK


- DEĞİŞMEYEN/LER ile/ve DEĞİŞENLERDE DEĞİŞMEYEN


- DEĞİŞMEZ/LİK ile/ve/değil/yerine BENZER/LİK


- DEĞİŞMEZ/LİK ile SÜREKLİ/LİK

( Süreklilik, geçmiş-şimdi-gelecek'teki kimlik aynılığını gerektirir. Böyle bir ayrılık olanaklı değildir, çünkü tanımlama vasıtası durmadan dalgalanıp değişir. )

( Süreklilik, kalıcılık, bunlar belleğin yarattığı yanılsamalardır; yalnızca zihnin yansıttığı -aslında var olmayan- bir resim, bir kalıptır. )

( Şehrin yeri değişirse de kuyunun yeri değişmez. )

( INVARIABLE/NESS vs. CONTINUITY
Continuity implies identity in past, present and future. No such identity is possible, for the very means of identification fluctuate and change.
Continuity, permanency, these are illusions created by memory, mere mental projections of a pattern where no pattern can be. )


- DEĞİŞMEZ/LİK ile/değil TUTARLI/LIK

Bugün[26 Ekim 2025]
itibarı ile 46.048 başlık/FaRk ile birlikte,
46.048 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(40/186)