Bugün[10 Aralık 2025]
itibarı ile 46.491 başlık/FaRk ile birlikte,
46.491 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(34/187)


- ÇAYDANLIK ile SEMAVER[Rus.]

( ... İLE Özellikle çay demlemekte kullanılan, kömür yakacak ocağı kendi içinde bulunan, elektrikle de çalışabilen, bakır, pirinç gibi metallerden yapılmış, musluklu kap. )


- CAYDIRI ile/ve/||/<> CEZA


- CAYDIRICILIK ile/ve/||/<> ISLÂH EDİCİLİK


- CAYDIRICI/LIK ile/ve YILDIRICI/LIK


- CAYDIRMA ile/ve/||/<>/> ZORLAŞTIRMA ile/ve/||/<>/> YASAKLAMA


- CÂYİ'[Ar. çoğ. CİYÂ'] ile CÂYİR[Ar.]

( Ac, ac olan, acıkmış. İLE Cevir ve cefâ eden/edici. )


- ÇAYIR MANTARI ile HOROZ MANTARI ile KAV MANTARI ile KEÇİ MANTARI/AK MANTAR ile KUZU MANTARI ile YER MANTARI/KEME/KARAKEME/DOMALAN[Lat. TUBER MELANOSPORUM] KARA KEME

( KAV MANTARI: Bazitli mantarlardan, ağaçların gövdesinde ya da dallarında yetişen ve kurusu kav olarak kullanılan bitki.[Lat. FOMES FOMENTARIUS] )


- ÇAYIRGÜZELİ -ile

( Buğdaygillerden bir bitki türü. [Lat. EROGROSTIS MAJOR] )


- ÇAYIRGÜZELİ ile ÇAYIROTU

( Buğdaygillerden bir bitki türü. İLE Buğdaygillerden küçük bir çayır otu. )

( EROGROSTIS MAJOR cum PHLEUM PRATENSE )

( ... avec FLEOL )


- ÇAYIRGÜZELİ ile ÇAYIRSEDEFİ ile ÇAYIRTİRFİLİ

( Buğdaygillerden bir bitki türü. İLE Düğünçiçeğigillerden, sulak yerlerde yetişen, kökü iç sürdürücü olarak kullanılan bir bitki. İLE Baklagillerden, hayvan yemi olarak yetiştirilen bir bitki. )

( EROGROSTIS MAJOR cum THALICTRUM cum TRIFOLIUM PRATENSE )


- ÇAYIRLIK ile/ve HAYMANA

( ... İLE/VE Hayvanların salındığı çayırlık. )


- ÇAYIROTU/FLEOL ile KOKULU ÇAYIROTU

( Çayır oluşturan çeşitli bitkilerin genel adı. | Buğdaygillerden, kuru ve kireçli yerlerde yetişen küçük bir ot. İLE Buğdaygillerden, çayırlarda yetişen, hayvanlar için iyi bir yem olan güzel kokulu bitki. )

( PHLEUM PRATENSE cum ANTHOXANTHUM ODORATUM )


- ÇAYLAK ile MISIR ÇAYLAĞI


- CAYLEY-HAMİLTON ile/||/<> MİNİMAL POLYNOMİAL

( C-H karakteristik polinom sıfır, minimal en küçük sıfır. )

( Formül: Characteristic İLE minimal degree )


- CAZİB ile/ve/<> MUZİB


- CÂZİBE ile NÂMİYE ile HASSÂSE ile MÜDRİKE


- CEZBE/CAZİBE ile/ve TAHRİK


- CBS LİMİT ile/||/<> BASİS SET HATASI

( CBS complete basis sonsuz, BSSE süperpozisyon hatası. )

( Formül: Ekstrapole İLE CP düzeltme )


- CBT ile MBT


- CCD ile/||/<> CMOS

( CCD seri okuma yüksek kalite İLE CMOS paralel hızlı düşük güç. )

( Formül: Charge transfer İLE APS )


- CD (SÜRÜCÜ) ile/||/<>/> DVD (SÜRÜCÜ) ile/||/<>/> BLUE-RAY (SÜRÜCÜ)

( ... İLE/||/<>/> kırmızı lazere maruz kalmaktadır. İLE/||/<>/> Mavi ve mor lazerler kullanılmaktadır. )

( 650 MB ile sınırlıdır. İLE/||/<>/> 4.7 GB ile sınırlıdır. İLE/||/<>/> 5 GB ile 100 GB arasında veri kaydedilebilir. )


- CDK ile/||/<> SİKLİN

( CDK katalitik alt birim İLE siklin düzenleyici. )

( Formül: Kinaz İLE aktivatör )


- CDNA ile/||/<> GENOMİK DNA

( cDNA mRNA kopyası intron yok, genomik tüm DNA. )

( Formül: Coding İLE complete DNA )


- CDW İLE SDW İLE PDW İLE FFLO ile/||/<> EGZOTİK DÜZENLER

( Alışılmadık elektron düzenleri. )

( Formül: Δ(r) ~ cos(Q·r) )


- CE ile/||/<> PAGE

( CE kapiler elektroforez otomasyon İLE PAGE jel manuel. )

( Formül: Kapiler İLE jel )


- CEBÂN[Ar.] ile CEBBÂN[Ar.]

( Korkak. İLE Peynirci. )


- CE'BE[Ar.] ile CEBE[Ar.]

( Göbek bölgesi. İLE Zincirden ya da halkadan örme zırh. )


- CEBE ile/ve/||/<> CEVŞEN

( Tek parça olmayan, kalın meşin savaş giysisi. İLE/VE/||/<> Göğüs ve sırt tarafları ile kolların dirseğe kadar olan ve kolçak denilen bölümleri tek parça çelik levhalardan ve öteki bölümleri örme kafesli çelik telden yapılmış savaş giysisi. | Demir tabakalardan/halkalardan yapılan yensiz savaş giysisi.[Ar. AL-KARKAL] )


- CEBEL ile/||/<> MAÂDÎN

( Dağ. İLE/||/<> Madenler. )


- CEBERÛT[Ar.] ile CİRİYYE[Ar.] ile KİBR[Ar.]


- CEBİR ile/||/<> ALGORİTMA

( Cebir ilminin kurulması ve algoritma kavramı )

( Harezmi tarafından 820 yılında keşfedildi/formüle edildi. (780-850) (Ülke: Harezm) (Alan: matematik) (Önemli katkıları: Cebir ve algoritma, Hint rakamları, astronomi tabloları) )


- CEBİR ile/||/<> GEOMETRİ

( Cebirsel denklemlerin geometrik çözümleri )

( Ömer Hayyam tarafından 1070 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1048-1131) (Ülke: İran) (Alan: matematik) (Önemli katkıları: Cebir çalışmaları, takvim reformu, Rubaiyat) )


- CEBÎRE[Ar.] ile CEBÎRE[Ar.]

( Kırık/çıkık olan bir örgene sarılan tahtalar. İLE Halkın bir işe hazırlanması. )


- CEBİRSEL İNŞÂ ile/ve/||/<> GEOMETRİK İNŞÂ


- CEBİR/SEL ile/ve/||/<> ARİTMETİK


- CEBL[Ar.] ile CEBR[Ar.]

( Yoktan yaratma. İLE Zor, zorlama. | Düzeltme, tamir etme. | Matematik, cebir. )


- CEBR ile/ve/değil/yerine/<>/< CEZB

( Dışsal. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< İçsel. )


- CEBR ile/ve/<> RAHMET


- CEBRÂİL/GABRIEL[İng.] ile/ve/<> MİKÂİL/MICHAEL[İng.] ile/ve/<> İSRÂFİL/RAPHAEL[İng.] ile/ve/<> AZRÂİL/AZRAEL[İng.]

( Cebrail'in görevi, haber vermektir, yani ağız. İLE/VE/<> Mikail'in görevi, Doğu'dan Batı'ya, tüm sesleri işitmekmiş, Kulak. İLE/VE/<> İsrafil'in öttürdüğü surlardan biri, kişileri öldürecek, öbürüyse diriltecekmiş, değil mi? Burnumuzdan aldığımız solukla biz de diriliyoruz, kanımızdaki canlılar da. Kapa bakalım birisinin burnunu, ölüyor mu, ölmüyor mu? Burun da, her soluk alış-verişte iki sur öttürüyor. İLE/VE/<> Azrail gözdür. İnsan ölürken, önce gözleri solar. )

( ... İLE/VE/<> Sevgi. | Cazibe. | Vahdetin gölgesi. İLE/VE/<> ... İLE/VE/<> Amellerin toplamı. )

( TÂVUS-İ SİDRE: Cebrail aleyhisselâm. )

( KERRÛBİYYÛN: Dört büyük melek. )

( GREŞTA GABET: Dört büyük melek. )

( BÂNG-İ REVÂREV[Fars.]: İsrafil'in üfleyeceği sûrun ikinci derecesi. )

( ... İLE/VE/<> ... İLE/VE/<> ... İLE/VE/<> Alıp, saklayan. )

( Epistemelojik. İLE/VE/<> Ontolojik. İLE/VE/<> ... İLE/VE/<> ... )

( Ağız/a. İLE/VE/<> Kulak/a. İLE/VE/<> Dil/e. İLE/VE/<> Göz/e. )

( ... İLE/VE/<> Allah'ın adını taşıyan melek. İLE/VE/<> ... İLE/VE/<> ... )

( Azrail'e can vermeyen,
Hakk'a, Hakikat'e varamaz. )

( NOUS/GABRIEL ile/ve/<> ... ile/ve/<> ... ile/ve/<> ... )


- CEBREN[Ar.] ile CEBRÎ[Ar.]

( [zarf] İLE [sıfat] )

( Zorla, cebr ile. İLE Zorla, zor altında. | Cebirsel. )


- CEBR/İCBAR/MECBUR ile HÜKÜM[/HÜKM]/MAHKUM


- CEBR-ÜL es-SÂM:
MATEMATİKTE ile/ve/<> MANTIKTA ile/ve/<> ŞİİRDE

( İrrasyonel [sonu olmayan, aşkın] sayı. İLE/VE/<> Açmaz/çıkmaz[paradoks]. İLE/VE/<> Aşk. )

( CEBR: Kök/köken. | SÂM: Duymak/işitmek. )


- CEC-/CECİ-/CECO-/CAEC-/CAECİ-/CAECO- ile/||/<> TYPHL-/TYPHLO-

( Kör, çekumla ilgili. İLE/||/<> Çekumla ilgili, körlükle ilgili. )


- ÇEÇEK ile ÇEÇEK[Çigil]
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Çiçek. İLE Kızamık ya da çiçek sayrılığına verilen ad. )


- CED/CEDD[Ar.] ile CED'[Ar.]

( Dede, büyükbaba. Annenin/babanın babası. İLE ... )


- CED ile/||/<> ECDÂD ile/||/<> CEDİD

( Dede, ata. İLE/||/<> Büyük babadan başlayarak geriye doğru atalardan her biri. İLE/||/<> Yeni. )


- CEDDE[Ar. < CEDDÂT] ile/ve/> CEDD[Ar. < ECDÂD]

( Babaanne. İLE/VE Dede, büyük baba. )


- CEDEL ile/değil/yerine/<> BURHAN

( Bir bilginin, yanlışları göstermesi. İLE/DEĞİL/YERİNE/<> Savını temellendirmek. )


- CEDİD MEHMED EFENDİ (KABASAKAL) MEDRESESİ ile/ve ABDURRAHMAN ŞÂMİ (SAHABE) KABRİ

( Yeşil Ev yanındalardır. [Sultanahmet'te] )

( Eski Rıfai Tekkesi de aynı yerde bulunmaktadır. )

( Hürrem Sultan Hamamı da yanındadır. )


- CEDÎD ile BİD'AT

( Yeni. İLE Sonradan ortaya çıkan. )


- CEDVEL ÇEKMEK -ile

( Kenarlara çizgi çekmek. Cedvelkeş, kalemkeş. )


- CEDVEL/HARK[Ar.] ile CETVEL

( Su yolu, su akacak yarık. İLE Ölçüm aracı/tablosu. )


- CEFÂKÂR ile CEFÂKEŞ

( [eziyet] Çeken. İLE Eden. )


- CEFR[Ar.] ile CEFR/CİFR[Ar.]

( Geniş kuyu. İLE Güyâ bilinmezden/gaipten haber veren bir ilim. )


- ÇEH[Fars.] ile ÇEH[Fars.]

( Kılıç ve hançer gibi şeylerin kını/kılıfı. İLE Kuyu. )


- CEHADEHU[Ar.] ile CEHADE[Ar.] ile BİHİ[Ar.]


- CEHÂLET KİBARLIĞI ile/değil/yerine KİBARLIK

( "Kibarlığını" yüzüne-gözüne bulaştırır. İLE/DEĞİL/YERİNE Zamanını, zeminini, gerektiği kadar ve ölçüsünü bilerek/tutturarak, bilinçle. )


- CEHÂLET ile/ve CESÂRET

( Cesaret, akıldan gelirse cesârettir. Bilgisizlikten gelirse cehalettir. )

( IGNORANCE vs./and COURAGE )


- CEHÂLET ile İLİM

( Dönüp dolaşmak. İLE Bilinenden bilinmeyene gitmek. )

( İLMİ: - Ya Öğreten, - Ya öğrenen, - Ya seven olmak gerek. )

( İlmin saati, feyzi belirli olmaz. )

( İlim öğrendikçe, ilim onun niyetini tashih eder. )

( İlim taliplerine melekler kanatlarını serer. )


- CEHÂLET["CAHÂLET" değil!] ile/ve/yerine/değil İLİM

( Dönüp dolaşmak. İLE Bilinenden bilinmeyene gitmek. )

( Dünyaya sizin cahilliğe son vermenizden daha çok yardımı olabilecek bir başka şey yoktur. )

( İLMİ: - Ya Öğreten, - Ya öğrenen, - Ya seven olmak gerek. )

( İlmin saati, feyzi belirli olmaz. )

( İlim öğrendikçe, ilim onun niyetini tashih eder. )

( There is nothing that can help the world more than your putting an end to ignorance. )

( [not] IGNORANCE vs./and/but KNOWLEDGE
KNOWLEDGE instead of IGNORANCE )


- CEHÂLET ile/ve/< KİN

( IGNORANCE vs./and/< HATRED/SPITE/GRUDGE )


- CEHÂLET/CAHİL ile/ve LAUBALİ/LİK


- CEHALET ile/ve/<>/değil OLANAKSIZLIK


- CEHÂLET ile SIDKİYET(SÂDIK OLMA)


- CEHÂLET ile/ve ŞİRK


- BİLGİSİZLİK/CEHÂLET ile/ve/<> TAKINTI


- CEHÂLET ile/ve TEVEKKÜLDEN UZAK OLMAK


- CEHÂLET ile/ve TİCARET

( IGNORANCE vs./and TRADE/COMMERCE )


- CEHÂLET ile UZAK OLMAK

( IGNORANCE vs. TO BE FAR )

( VU MING ile/ve ... )


- CEHÂLET/CÂHİL ile/ve ZULÜM/ZÂLİM

( Cahil kişi, kendinin bile düşmanı iken, başkasına dost olması nasıl beklenir? )

( Zulümle âbâd olanın, sonu, berbâd olur. )

( IGNORANCE vs./and OPPRESSION/CRUELTY )

( ... ile/ve ADHARMA )


- CEHÂM[Ar.] ile CEHÂN[Ar.]

( Yağmur vermeyen bulut. İLE Dünya. | Sıçrayan, fırlayan, çabuk hareket eden. )


- CEHD ile/ve/||/<> GAYRET


- CEHL ile/||/<>/< CEHL-İ BASİT ile/||/<>/< CEHL-İ MÜREKKEB ile/||/<>/< CEHL-İ MİK'AB[KÜP] ile/||/<>/< CEHL-İ MURABBÂ, TAKLİT

( Bir şeyi mutlak olarak bilmemek.
İLE/||/<>/<
Bilmemek. Bilmediğini bilmek.
İLE/||/<>/<
Bilmemek. Bilmediğini bilmemek. [Olgu ve olaya uygun olmayan kesin inanç.]
İLE/||/<>/<
Bilmemek. Bilmediğini bilmemek fakat bildiğini iddia etmek. ["Bildiğinin" ya da bildiğini varsaydığının, yanlışının, en doğru/kesin olduğunu iddia etmek.]
İLE/||/<>/<
Ötekinin iddiasını/sözünü delilsiz/kanıtsız kabul etmek. )

( ... İLE/VE Tek boyutlu. İLE/VE İki boyutlu. İLE/VE Üç boyutlu. İLE/VE Dört boyutlu. )

( [Felsefe'de] BEBGAİYYE[Ar.]/PSITTACISME[Fr.]: Papağanlık. )

( Sadece bir iyi vardır, bilgi; sadece bir kötü vardır, cehalet. )

( TÂC MÂRİFET TÂCIDIR, SANMA GAYRI TÂC OLA
TAKLİT İLE TOK OLAN, HAKİKATTE AC OLA )

( )

( Anlayanlar(those who get it) <> Anlayıp da anlamamış gibi yapanlar(those who get it do not get it) <> Anlamayanlar(those who do not get it)
-----------------------------------------------------

Anlayanlar(those who get it) <> Anlayıp, anlaşılacak hiçbir şey olmadığı gerçeğini görenler(those who get it but realise there is nothing to get) <> Anlaşılacak bir şey olmadığı gerçeğini görenler(those who realise there is nothing to get)
----------------------------------------------------

Anlamayanlar(those who get it) <> Anlamayıp, anlaşılacak hiçbir şey olmadığı gerçeğini görenler(those who do not get it and realise there is nothing to get) <> Anlaşılacak bir şey olmadığı gerçeğini görenler(those who realise there is nothing to get)
-----------------------------------------------------

Karmakarışık durumda olanlar/hiçbir nasibi ol(a)mayanlar(those who are very confused) )

( O ki, bilmiyor ama biliyor bilmediğini;
çocuktur, onu eğitin/yetiştirin.

O ki, bilmiyor ama bilmiyor bilmediğini;
cahildir, ondan uzakça durun.

O ki, biliyor ama bilmiyor bildiğini;
(belki) uykudadır, onu uyandırın.

O ki, biliyor ama biliyor bildiğini;
bilge kişidir, onu izleyin. )


- CEHL[Ar.] ile CEHR[Ar.]

( Bilmezlik, cehâlet. İLE Yüksek sesle söyleme. )

( CEHL: Köyde/çölde kaybolmuş deve yavrusu. )


- CEHL[Ar.] ile HUMK[Ar.]


- CEHL-İ BASİT ile CEHL-İ MÜREKKEB

( Bilmediğini bilen. İLE Bilmediğini bilmeyen. )

( Şekk. İLE Eş-şekk. )

( O ki, bilmiyor ama biliyor bilmediğini; çocuktur, onu eğitin/yetiştirin. O ki, bilmiyor ama bilmiyor bilmediğini; cahildir, ondan uzakça durun. O ki, biliyor ama bilmiyor bildiğini; (belki) uykudadır, onu uyandırın. O ki, biliyor ama biliyor bildiğini; bilge kişidir, onu izleyin. )


- CEHL-İ MÜREKKEB ile/ve ECHEL-Ü CÜHELÂ

( Bilmediğini bilmemek. İLE/VE Bilmediği halde bildiğini doğru kabul etmek ve iddia etmek. )

( TECHÎL (ETMEK): Cahile cahilliğini söylemek. )


- CEHR[Ar.] ile I'LÂN[Ar.]


- CEHR[Ar.] ile IZHÂR[Ar.]


- CEHR[Ar.] ile KEŞF[Ar.]


- CEHRE[< Fars.] ile ÇEHRE[< Fars.]

( Pamuk, yün gibi şeyleri eğirip iplik durumuna getirmeye yarayan araç, iğ. İLE Yüz. | Görünüş. | Somurtkanlık. )


- ÇEHRE[Fars. ÇİHRE] ile/ve/||/<> ÇEVRE


- CEHRÎ -ile

( AÇIKTAN YA DA YÜKSEK SESLE YAPILAN )


- ÇEKEK ile ÇEÇGE ile ÇEK ÇUK ile ÇEK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Çekiç. İLE Dokumacı tarağı. İLE Ivır zıvır, eski eşya. İLE . Çizgili kumaşa[bürd] benzeyen bir pamuklu dokuma.[Atkı, şal gibi şeylerin yapımında kullanılır.] )


- CEKET ile CEPKEN

( ... İLE Kolları yırtmaçlı ve uzun, harçla işlenmiş, bir tür kısa, yakasız, üst giysisi. )


- CEKET ile JAKETATAY[Fr.]

( ... İLE Resmi ziyaret ve davetlerde, erkeklerin giydikleri arkası yırtmaçlı, etekleri uzun ve ön köşeleri yuvarlak kesilmiş ceket. )


- CEKET ile KRUVAZE[Fr. < CROISE]

( ... İLE Ön parçaları, birbiri üzerine gelecek biçimde yapılan ceket, yelek. )


- ÇEKİ ile ÇEKER

( Tartı. | 250 kg.'a eşit olan, odun, kireç gibi ağır ve kaba şeyleri tartmakta kullanılan bir ağırlık ölçüsü. | Üzüntü, sıkıntı. İLE Bir tartma aygıtının kaldırabildiği ağırlık miktarı. )


- ÇEKİÇ (KEMİĞİ) ile/ve ÖRS (KEMİĞİ) ile/ve ÜZENGİ (KEMİĞİ) ile/ve ORTA KULAK KEMİKLERİ

( AZM-İ MITRAKA ile/ve AZM-İ SENEDÂNÎ ile/ve AZM-İ RİKÂBÎ ile/ve ... )

( image

image )

(

)

( MALLEUS vs./and ANVIL/INCUS vs./and STIRRUP/STIR BONE/STAPES vs./and OSSICLE )


- ÇEKİÇ ile BALYOZ/VARYOS[Yun./Lat.]

( Çivi çakma, madenleri dövme vb. işlerde kullanılan saplı bir el aleti. | Yaklaşık 1,20 metre uzunluğundaki madenî tele bağlı ve ağırlığı 7,257 kilogram olan gülle. İLE Taş kırma, kazık çakma, duvar yıkma vb. işlerde kullanılan, iki ucu az keskin, çok iri, ağır çekiç. )


- ÇEKİÇ ile BARDA

( ... İLE Dam ustalarının kullandığı, başının bir ucu çember parçası biçiminde eğri, öbür ucu keskin çekiç. | Fıçıcı keseri. )


- ÇEKİÇ ile DİŞEĞİ

( ... İLE Taşları yontmak için kullanılan, dişli bir çekiç. )


- ÇEKİÇ ile ŞAHMERDÂN[Fars.]

( ... İLE Vurucu ağırlığın, mekanik olarak yükselmesi ve düşmesi sonucu dövme işlemi yapan makine. | Bir yapının, temel kazıklarını çakmakta kullanılan bir çeşit araç. | Çok ağır bir çeşit tokmak ya da çekiç. )


- ÇEKİÇ ile/ve/değil/||/<> TOKMAK


- ÇEKİG ile ÇEKİK/ÇÜPEK ile ÇEKİK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Bir yazıdaki yardımcı imler. İLE Küçük erkek çocuğunun eşeysel örgeni, pipi. İLE Serçeye benzer benekli bir kuş.[Kayalık yerlerde yaşar.] )


- ÇEKİLGİ/İNZİVA ile/ve/değil/yerine/||/<> OYALANMA


- ÇEKİLİŞ ile/değil ÇEKİM


- ÇEKİM / ÇEKİM KUVVETİ ile/||/<> ÇEKİM KÜTLESİ / KÜTLE

( Nesnelerin çekim(gravitasyon), elektrik, manyetik ve nükleer nitelikli güçlerle birbirini çekmesi. )

( ATTRACTiON VS. MASS )

( L'ATTRACTiON AVEC LA MASSE )

( ANZiEHUNG MiT MASSE )

( CâZiBE iLE KüTLE )


- ÇEKİM GÜCÜ ile/ve/||/<> ELEKTROMANYETİK GÜÇ

( Kütleler arasındaki çekim gücü. İLE/VE/||/<> Elektrik yükleri ve manyetik alanlar arasındaki güç. )


- ÇEKİM ile ÇEKİM EKİ

( NFLECTION vs. INFLECTIONAL AFFIX )


- ÇEKİM ile/ve/<> GEREKSİNİM


- ÇEKİM ile/ve/||/<> İTİM

( Göksel/semâvî. İLE/VE/||/<> Yersel/arzî. )


- ÇEKİM ile/ve YANILSAMA


- ÇEKİMSEL BİÇİMBİLİM ile ÇEKİMSEL BİÇİMBİRİM

( INFLECTIONAL MORPHOLOGY vs. INFLECTIONAL MORPHEME )


- ÇEKİMSER ile ÇEKİNGEN/SINGIN

( ABSTAINER vs. TIMID )


- ÇEKİMSER/LİK ile/ve/||/<> KAÇINGAN/LIK


- ÇEKİMSER/LİK ile/ve/değil/||/<>/< UYUMLU/LUK


- ÇEKİNCE ile SAKINCA

( DRAWBACK vs. INCONVENIENCE )


- ÇEKİNCE ile/değil/yerine SAYGI

( [not] AVOID vs./but RESPECT
RESPECT instead of AVOID )


- ÇEKİNCE ile SIKINTI


- ÇEKİNGEN ile ÇEKİNİK ile ÇEKKİN

( Herşeyden çekinme huy olan, ürkek, sıkılgan. İLE Birkaç kuşak sonra ortaya çıkan ve o zamana kadar aradaki döllerde gizli kalan soyaçekim nitelikleri için kullanılır. [ÇEKİNİK GEN] İLE Elini çekmiş, ilgisiz. )


- ÇEKİNGEN/LİK ile/ve/<> DAYANÇLI/LIK/SABIRLI/LIK


- ÇEKİNGEN/LİK ile İÇE KAPANIK/LIK


- ÇEKİNGEN/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> MESAFELİ/LİK


- ÇEKİNİLMESİ GEREKEN:
SALDIRGAN/LIK ile/ve/||/<>/> ŞIMARIK/LIK

( [Çekinilmesi gereken ...]
İyi birinin aç kaldığındaki saldırganlığı. İLE/VE/||/<>/>Kötü birinin doyduğundaki şımarıklığından. )


- ÇEKİNME ile EMPATİ

( ABSTAIN vs. EMPATHY )


- ÇEKİNME ile/ve/değil/||/<> NEZÂKET


- ÇEKİNMEK ile ÇEKİLMEK

( TO AVOID vs. TO RETREAT )


- ÇEKİNMEK ile SAKINMAK

( AVOID vs. TO PROTECT )


- ÇEKİP GİTMEK ile/ve/||/<> ÇIKIP GİTMEK


- ÇEKİRDEK BÖLÜNMESİ ile/||/<> ÇEKİRDEK BÖLÜNMESİ ENGELİ / BÖLÜNME ENGELİ ile/||/<> ÇEKİRDEK BÖLÜNMESİ REAKTÖRÜ / NÜKLEER REAKTÖR ile/||/<> ÇEKİRDEK BÖLÜNMESİ ÜRÜNLERİ / BİRİNCİL BÖLÜNME ÜRÜNLERİ ile/||/<> ÇEKİRDEK BÖLÜNMESİ VERİMİ ile/||/<> ÇEKİRDEK DÖNÜŞÜMÜ / GEÇİŞ ile/||/<> ÇEKİRDEK ENGELİ ile/||/<> ÇEKİRDEK FİZİĞİ ile/||/<> ÇEKİRDEK GERİ TEPMESİ ile/||/<> ÇEKİRDEK İNDÜKSİYONU ile/||/<> ÇEKİRDEK İZOMERİ / İZOMER ile/||/<> ÇEKİRDEK KAYNAŞMASI ile/||/<> ÇEKİRDEK KAYNAŞMASI NOKTASI ile/||/<> ÇEKİRDEK KAYNAŞMASI REAKTÖRÜ / KAYNAŞMA REAKTÖRÜ ile/||/<> ÇEKİRDEK KAYNAŞMASI YAKITI / KAYNAŞMA YAKITI ile/||/<> ÇEKİRDEK KUTUPLANMASI ile/||/<> ÇEKİRDEK KUVVETLERİ ile/||/<> ÇEKİRDEK KÜTLESİ ile/||/<> ÇEKİRDEK LAZERİ ile/||/<> ÇEKİRDEK MANYETİK MOMENTİ ile/||/<> ÇEKİRDEK MANYETİK REZONANSI[ÇMR] ile/||/<> ÇEKİRDEK MANYETİK REZONANS SPEKTROMETRESİ ile/||/<> ÇEKİRDEK MANYETİK REZONANS TOMOGRAFİSİ ile/||/<> ÇEKİRDEK MANYETOMETRESİ ile/||/<> ÇEKİRDEK MANYETONU ile/||/<> ÇEKİRDEK MODELLERİ (SIVI DAMLASI | KABUK | ORTAK) ile/||/<> ÇEKİRDEK PARÇALANMASI ile/||/<> ÇEKİRDEK PİLİ ile/||/<> ÇEKİRDEK POTANSİYEL ENERJİSİ ile/||/<> ÇEKİRDEK POTANSİYELİ / COULOMB ENGELİ ile/||/<> ÇEKİRDEK REZONANSI ile/||/<> ÇEKİRDEK REZONANS MANYETOMETRESİ / ÇEKİRDEK MANYETOMETRESİÇEKİRDEK SPİNİ ile/||/<> ÇEKİRDEK TABAN DURUMU / ÇEKİRDEK TABAN ENERJİ DURUMU ile/||/<> ÇEKİRDEK TABAN ENERJİ DURUMU ile/||/<> ÇEKİRDEK TEPKİMESİ ile/||/<> ÇEKİRDEK ETKİ KESİTİ / ETKİ KESİTİ / ÇEKİRDEK TESİR KESİTİ / TESİR KESİTİ ile/||/<> ÇEKİRDEK YARIÇAPI ile/||/<> ÇEKİRDEK YOĞUNLUĞU ile/||/<> ÇEKİRDEK YÜKÜ ile/||/<> ÇEKİRDEK ZİNCİR TEPKİMESİ / ZİNCİR TEPKİMESİ


- ÇEKİRDEK FÜZYONU ile/>< ÇEKİRDEK FİSYONU

( Hafif atom çekirdeklerinin birleşerek daha ağır bir çekirdek oluşturması. İLE/>< Ağır bir atom çekirdeğinin bölünerek daha hafif çekirdekler oluşturması. )

( Füzyon tepkimeleri, büyük miktarda enerji açığa çıkarır ve güneşte gerçekleşen tepkimelerdir. [iki hidrojen atomunun birleşerek bir helyum atomu oluşturması.] İLE/>< Fisyon tepkimeleri de büyük miktarda enerji açığa çıkarır ve nükleer reaktörlerde kullanılır. [uranyum-235 çekirdeğinin nötronlarla bombardıman edilerek iki daha hafif çekirdeğe ve nötronlara bölünmesi] )

( NUCLEAR FUSION VS./>< NUCLEAR FISSION )


- ÇEKİRDEK TEPKİMESİ ile/ve/||/<> KİMYASAL TEPKİME

( Atom çekirdeklerinin değişime uğradığı tepkimeler. İLE/VE/||/<> Atomların elektron düzenlemelerinin değiştiği tepkimeler. )


- ÇEKİRDEK ile/ve/<> ÇEKİRDECİK

( Evli meyvelerin içinde, bir ya da birden çok bulunan, çoğu sert bir kabukla kaplı tohum. | Yenmek için satılan kabak çekirdği. | Bir gözenin merkezini oluşturan nesnecik. | Atom çekirdeği. | 5 santigrama eşit olan, kuyumculukta kullanılan ağırlık ölçüsü. | Bir şeyin temelini oluşturan öz, nüve. İLE Göze çekirdeğinin içinde, tek ya da birden çok bulunan, yuvarlak nesne. )


- ÇEKİRDEK ile/||/<> ÇEKİRDEK BAĞLANMA ENERJİSİ / BAĞLANMA ENERJİSİ ile/||/<> ÇEKİRDEK BOZULMA MODU / BOZULMA ile/||/<> ÇEKİRDEK BÖLÜNMESİ

( Temel olarak proton ve nötronlardan oluşan, yükü +Ze olan, etrafında elektronların döndüğü ve atomun hemen hemen tüm kütlesini oluşturan çok yoğun merkezî kısmı. | Bir düzenek sargısının ortasında bulunan, manyetik çekirdek ya da kor olarak da bilinen manyetik nesne. )

( NUCLEUS, CORE VS. ... VS. ... VS. NUCLEAR JiSSiON )

( LE NUCLéUS / LE NOYAU AVEC ... AVEC ... AVEC LA FiSSiON NUCLéAR )

( KERN MiT ... MiT ... MiT KERNSPALTUNG )

( NüVE )


- ÇEKİRDEK ile/||/<> ÇEKİRDEKÇİK

( Çekirdek DNA içerir, çekirdekçik rRNA üretir )

( Formül: Nükleus İLE nükleolus )


- ÇEKİRDEK ile/değil ÇİĞİT

( ... İLE/DEĞİL Pamuk çekirdeği. )


- ÇEKİRDEK ile/||/<> DEFORMASYON

( Deforme çekirdek modeli ve dönen çekirdekler )

( Aage Bohr tarafından 1952 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1922-2009) (Ülke: Danimarka) (Alan: fizik) (Önemli katkıları: Atom çekirdeğinin kollektif ve parçacık hareketleri modeli) (Nobel: 1975) )


- ÇEKİRDEK ile/ve/=/||/<> GİLİK

( ... İLE/VE/=/||/<> Antalya bölgesinde meyve çekirdeklerine verilen ad. )


- ÇEKİRDEK ile/ve/||/<> GÖZE SIVISI/SİTOPLAZMA[Fr. < CYTOPLASME]/CYTOPLASM[İng.] ile/ve/||/<> PROTOPLAZMA[Fr. < PROTOPLAZMA < Yun.]

( Bir gözenin merkezini oluşturan nesnecik. | Atom çekirdeği. İLE/VE/||/<> Çekirdek dışta kalmak üzere, protoplazma yığını. İLE/VE/||/<> Yapı bakımından, çekirdek ve sitoplazmadan oluşan, yarı sıvı, saydam ve canlı gözenin metabolizma olaylarının oluştuğu yer. )


- ÇEKİRDEK ile/||/<> MODEL

( Atomik çekirdeğin kollektif modeli )

( Aage Bohr tarafından 1952 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1922-2009) (Ülke: Danimarka) (Alan: fizik) (Önemli katkıları: Atom çekirdeğinin kollektif ve parçacık hareketleri modeli) (Nobel: 1975) )


- ÇEKİRDEK ile SIMIŞKA


- ÇEKİRDEK ile/||/<> SİTOPLAZMA

( Çekirdek DNA içerir İLE sitoplazma göze sıvısı )

( Formül: Kromatin İLE Organeller + sıvı )


- ÇEKİRGE ile BASIK ÇEKİRGE

( ... İLE Düzkanatlılar (Orthoptera) takımının cüce çekirgeler (Tetrigidae) ailesinde yer alan, erginleri 15-16 mm boyunda, kahverengi, ergin ve nimfleri çeşitli bitki türlerinde beslenen böcek türü. )

( ... avec TÉTRIX DÉPRiMÉ )

( ... mit DEPRESSOTETRIX DEPRESSUS )


- ÇEKİRGE ile BOZKIR KARAÇEKİRGESİ

( ... İLE Düzkanatlılar (Orthoptera) takımının karaçekirgeler (Gryllidae) ailesinde yer alan, erginleri 12-20 mm boyunda, siyah renkli, ergin ve nimfleri sebzeler, mısır, şekerpancarı gibi bitkilerle beslenerek zarara yol açan böcek türü. )

( CRICKET vs. DESERT CRICKET )

( ... avec GRILLON NOIRÂTRE/PUBESCENT )

( ... mit STEPPENGRILLE )

( MELANOGRYLLUS vs. MELANOGRYLLUS DESERTUS )


- ÇEKİRGE/ÇEKÜRGE[Oğuz] ile BÜRKAN/BİRKAN[Ar.]

( ... İLE Alaca çekirge. )


- ÇEKİRGE ile CADI ÇEKİRGESİ

( ... İLE Dünyanın, en uzun böceğidir. [25 cm.] )


- ÇEKİRGE ile CIRCIR BÖCEĞİ / CIRLAK

( Çekirgenin kulakları, dizlerinde bulunmaktadır. )

( CERÂDE/CERÂD[Çoğul] ile ... )

( MELÂH ile ... )

( GRASSHOPPER/LOCUST vs. CRICKET )

( ACRIDIUM | LOCUSTA cum GRYLLUS/GRILLUS DOMESTICUS/CAMPESTRIS )


- ÇEKİRGE ile JAPON YAPRAK ÇEKİRGESİ

( Ayrıntılarını okuyabilmeniz için burayı tıklayınız... )

( ... cum RICANIA JAPONICA )


- ÇEKİRGE ile KIR ÇEKİRGESİ


- ÇEKİŞME ile ÇELİŞME


- [ne yazık ki]
ÇEKİŞME ile/ve/<>/< İNATLAŞMA


- ÇEKİŞMEK" ile "SİDİK YARIŞTIRMAK"

( Akıllı kişi, kimseyle yarışmaz. Böylece, kimse, onunla yarışamaz. )


- BOŞANMA:
ÇEKİŞMELİ ile/değil/yerine/>< ANTLAŞMALI


- ÇEKME ile/||/<> ÇEKME DEĞERİ ile/||/<> ÇEKME DİRENCİ / ÇEKME SINIRI

( Bir elektronik sinyal üreteci, bağımsız sinyal üreten başka bir devreyle çiftlenim yaptığında ilk üreteç frekansının bağımsız üreteç frekansına doğru değişme eğilimi göstermesi. İki frekans arasındaki fark küçükse bu eğilim çok güçlüdür. İLE/||/<> Yük empedansı yansıma kat sayısının fazı 360 derece değişliğinde bir sinyal üretecinin frekansının uc değerleri arasında ısıl etkiler dışında oluşan fark. [Bu yansıma kat sayısının mutlak değeri 0.20'dir.] İLE/||/<> Bir nesnenin kopuncaya kadar dayanabildiği, birim kesiti başına düşen çekme gücüyle ölçülen zorlanma. )

( PULLiNG VS. PULLiNG FiGURE VS. ULTiMATE TENSiLE STRESS )

( LA TiRE AVEC LA FiGüRE DE LA TiRE AVEC LA TENSiON ULTiME DE LA TRACTiON )

( ZiEHEN, ANZiEHUNG MiT ZiEHUNGSWERT MiT ZUGSPANNUNGSGRENZE )


- ÇEKMECE KÖPRÜSÜ ile MİMAR SİNAN

( Mimar Sinan'ın, tek, imzasının bulunduğu yapıtıdır. )


- ÇEKMECE ile PEŞTAHTA[Fars.]

( ... İLE İş masası gibi kullanılan çekmece. | Sarrafların, üzerinde para saydıkları tahta. )


- ÇEKMEK ile ALIKOYMAK

( TO PULL PLACE vs. TO DETAIN )


- ÇEKMEKAT -ile

( Apartmanlarda ya da evlerde, dört yanı teras olarak bırakılan en üst kat. )


- ÇEKTİRİ ile/= ÇEKTİRME

( Yelkenleri olmakla birlikte, kürekle de yol alan, eskiden kullanılmış olan gemi. İLE/= Çekme eylemini yaptırmak. | Büyük, yelken kayığı. )


- ÇEKÜL/ŞAKUL -ile

( Ucuna bir ağırlık bağlanmış iple oluşturulan, yerçekiminin doğrultusunu belirtmek için sarkıtılarak kullanılan bir araç. )


- ÇEKÜN ile GELİNCİK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Gelincik yavrusu. İLE Gelincik. )


- CELÂDET[Ar.] ile NEFÂZ[Ar.]


- CELÂL ile/ve/<> CEMÂL

( Kişinin yüzünde hem Celâl, hem Cemâl gizli. Suratı astın mı Celâl, güldün mü Cemâl... )

( İçte[bâtın]. İLE/VE/<> Dışta/n[zâhir]. )

( ... İLE/VE/<> İkram edilen. )

( Batırır. İLE/VE/< Çıkarır. )


- CELÂL ile GADAP


- CELÂLET[Ar.] ile HEYBET[Ar.]


- CELB (ETMEK) ile/ve/||/<> CEZB (ETMEK)

( Kendi üzerine çekmek. | Getirtmek, davet etmek, çağırtmak. İLE/VE/||/<> Kendine çekmek. | Etkileyerek kendine bağlamak. )


- CELP/CELB[Ar.] ile ÇAĞRI

( MESSAGE vs. SUMMON )


- CELCIUS ile/=/||/<> FAHRENHEIT ile/=/||/<> KELVIN

( °C = 1 ile/=/||/<>  °C x 1.8 + 32 ile/=/||/<> °C + 273.15 )

( 100 °C ile/=/||/<> 212 °F ile/=/||/<> 373 K [Suyun kaynama noktası]

0 °C ile/=/||/<> 32 °F ile/=/||/<> 273 K [Suyun donma noktası]

-78 °C ile/=/||/<> -109 °F ile/=/||/<> 195 K [Karbondioksitin donma noktası]

-183 °C ile/=/||/<> -298 °F ile/=/||/<> 90 K [Oksijenin donma noktası]

-196 °C ile/=/||/<> -321 °F ile/=/||/<> 77 K [Azotun donma noktası]

-273 °C ile/=/||/<> -460 °F ile/=/||/<> 0 K [Mutlak sıfır noktası] )

( image )

( 1 Celsius [°C] = 274.15 kelvin [K]

1 Fahrenheit [°F] = 255.9277777778 kelvin [K]

1 Rankine [°R] = 0.5555555556 kelvin [K]

1 Reaumur [°r] = 274.4 kelvin [K] )


- CELEB[Ar.]/İÇOĞLANI/İZLATKO ile CELEB[Ar.]

( ... | İstanbul sarayında ilk işe başlamış acemi. İLE Orospu, fahişe. | Çan. )


- ÇELEBİ ile Çelebi

( Bektaşî ve Mevlevî pirlerinin en büyüklerine verilen unvanç | Hristiyan tüccar. | Görgülü, terbiyeli, olgun kişi. | Sultanların erkek çocuklarına verilen ad. İLE Kırıkkale iline bağlı ilçelerden biri. )


- ÇELEBİ ile/> ŞEHZÂDE[Fars.] ile/> VELİAHD

( Görgülü, terbiyeli ve olgun. | Bay. | Bektâşî ve Mevlevî Pîr'lerinin, en büyüklerine verilen san. İLE/||/<> Sultanların ve oğullarının erkek çocuklarına verilen san. İLE/||/<> Bir hükümdarın ölümünden ya da tahttan çekilmesinden sonra tahta geçmeye aday olan kişi. | Herhangi bir göreve ya da makama geleceği beklenilen kişi. )


- CELÎ[Ar.] -ile

( Hat sanatında, iri ve büyük yazı. | Kalın ve okunaklı, her çeşit yazı. )


- CELÎD[Ar.] ile CELÎD[Ar.]

( Fazla celâdetli[yiğit/kahraman] olan. İLE Kırağı, çiy, şebnem. )


- ÇELİK ÜRETİMİ (WOOTZ) ile/||/<> AVRUPA ÇELİK ÜRETİMİ

( Hint Wootz çeliği yüksek karbonlu çelik İLE Avrupa çeliği sonradan geliştirildi. )

( Hint Demirciler tarafından -300 yılında keşfedildi/formüle edildi. )


- ÇELİK YAPI ile (DEMİRLİ) BETON YAPI(KARKAS[Fr. < CARCASSE]


- ÇELİK ile ÇELİK

( Su verilerek çok sert ve esnek bir duruma getirilebilen, bileşiminde az miktarda karbon bulunan demir ve karbon alaşımı. | Çelikten yapılmış. İLE Kısa kesilmiş dal. | Kök salmak amacıyla yere dikilen dal. | Çocukların çelikçomak oyununda, ucuna çomakla vurarak havaya kaldırdıkları, iki tarafı sivri, kısa değnek. | Gemilerde, üzerine halat ya da ip geçirip tutturmaya yarayan ağaç ya da metalden yapılmış kısa değnek. )

( PULAT ile ... )


- ÇELİK ile/ve/||/<> ÇELİK YÜNÜ


- ÇELİK ile GRAFEN

( )


- ÇELİK ile PASLANMAZ ÇELİK

( ... İLE Çeliğe %10-30 krom katılarak. )


- ÇELİKPAMUĞU -ile

( Verniklenmiş yüzeyleri düzeltmeye ya da matlaştırmaya yarayan, uzun ve keskin kenarlı, çelik tel tomarı. )


- CELİLÜ'L-KELÂM ile DAKİKÜ'L KELÂM

( İtikad. İLE Aklî felsefe [varlık, doğa, kişi, toplum vs...]. )


- ÇELİŞİK OLAN ile/ve/değil/||/<>/< ÇELİŞİK GÖRÜNEN


- ÇELİŞİK ile/ve/değil BARIŞMAMIŞ


- ÇELİŞİK" ile/değil ÇELİŞKİ OLDUĞUNU İDDİA EDENİN BİLGİSİZLİĞİ/YETERSİZLİĞİ


- ÇELİŞKİ ile/||/<> AÇMAZ


- ÇELİŞKİ ile/ve/değil/||/<>/< ANA ÇELİŞKİ


- ÇELİŞKİ ile/ve ÇATIŞKI

( Düşündürür. İLE/VE Güldürür ya da ağlatır.[öfkeden] )

( Goes to think. WITH/AND Goes to laugh or cry.[by the anger] )

( CONTRADICTION vs./and CONFLICT )


- ÇELİŞKİ ile/değil/< DAYANÇ/SABIR


- ÇELİŞKİ ile/ve/değil/yerine EYTİŞİM

( CONTRADICTION vs. DIALECTIC )


- ÇELİŞKİ ile/ve/||/<> İKİRCİK


- ÇELİŞKİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İLİŞKİ

( [not] CONTRADICTION vs./and/but/||/<>/< RELATION
RELATION instead of CONTRADICTION )


- ÇELİŞKİ ile/değil/yerine/>< İLİŞKİ


- [ne yazık ki]
ÇELİŞKİ ile/ve/||/<> KISIR DÖNGÜ


- ÇELİŞKİ ile/ve/||/<> TUTARSIZLIK


- ÇELİŞKİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< UYUMSUZLUK


- ÇELİŞKİ ile/ve YANILSAMA

( CONTRADICTION vs./and ILLUSION )


- ÇELİŞKİLİ ile/ve/<> ÇEKİCİ/CÂZİBELİ


- ÇELİŞKİLİ ile/ve/değil FARKLI

( [not] CONTRADICTED vs./and/but DIFFERENT )


- ÇELİŞKİLİ ile/ve/değil/<> ÖZENSİZ


- ÇELİŞKİYE/ÇATIŞKIYA İŞARET (ETMEK) ile/ve/değil/<> SERZENİŞ


- ÇELİŞMEZLİK ile/ve ÇOKLUK


- CELLULAR İLE MOLECULAR İLE SYSTEMİC İLE EVOLUTİONARY ile/||/<> YAŞLANMA KURAMLERİ

( Yaşlanmanın farklı seviyeleri. )

( Formül: Hayflick limit ~50 )


- ÇELME ile ÇELGİ

( Yolundan çevirmek, engel olmak, engellemek. | Düşürme. | Birini yere düşürmek için ayağının önüne ayak uzatma. | Örtünüp iki ucunu bağlamak. Arkadan, hafifçe bağlanan başörtüsü. | Bir şeyin kenarını, verev ya da çapraz kesmek, çalmak. | Düşüncenin/sözün, birbirini tutmaması, birbirine ters düşmesi. İLE Çene altından bağlanan başörtüsü. )


- CELSIUS DERECESİ ile/ve/<> CELSIUS SICAKLIK ÖLÇEĞİ

( Sıcaklık aralığı ya da farkının, 1 kelvin'e ve Celsius ölçeğindeki sıcaklık aralığının 1/100'üne eşit sıcaklık birimi. [simgesi: °C] İLE/VE/<> Normal koşullarda, suyun donma sıcaklığını 0 derece ve kaynama sıcaklığını da 100 derece kabul eden ve kelvin olarak mutlak sıcaklığa, °C = °T-273.15 ile bağlı olan ölçek. )


- CELSİUS ile/||/<> FAHRENHEİT

( Celsius suyun donma-kaynama 0-100 İLE Fahrenheit 32-212 )

( Formül: °C = (°F - 32) × 5/9 )

( Anders Celsius tarafından 1742 yılında keşfedildi/formüle edildi. )


- ÇELTİK ile/ve/> PİRİNÇ ile/ve/> PİLAV

( Kabuğu ayıklanmamış pirinç. İLE/VE/> Kabuğu ayıklanmış çeltik. İLE/VE/> Bu pirinçlerden yapılan yemek. [Ayıklanmış/kabuksuz, "beyaz pirinç", besin değerlerinden yoksun, neredeyse posa olarak mideyi şişiren özelliğinden öte pek bir etkisi/katkısı olmayan bir gıdadır. Çeltiği yeğlemekte yarar vardır!] )


- CELVET -ile

( YERİNİ YURDUNU TERK ETMEK )


- CEM ETMEK ile BİRLEŞTİRMEK / İLÂÇ HAZIRLAMAK

( İLÂÇ HAZIRLAMAK )


- CEM[Ar.] ile CEM'[Ar. çoğ. CUMÛ] ile CEMM[Ar.]

( Hükümdar, şah. | Şark söylencesinde/mitolojisinde şarap ve içkinin mucidi. | Süleyman Peygbamber'in takma adı. İLE Toplanma, yığma. | Birden fazla kişi, hayvan ve eşyayı gösteren ad. | Çoğul. [Ar. dilb.] İLE Büyük sayı, çokluk, kalabalık. )


- CEM'[Ar.] ile ECMA'U[Ar.]


- CEM'[Ar.] ile HAŞR[Ar.]


- CEM ile İCMAL


- CEM ile/></< İRTİFÂ[< REF]

( ... İLE/>< İki şeyin birarada olamazlığı. )


- CEM'[Ar.] ile KÜLL[Ar.]


- CEM ile/||/<> TEFRÎK ile/||/<> DARB ile/||/<> TANSÎF

( Toplama işlemi. İLE/||/<> Çıkarma işlemi. İLE/||/<> Çarpma işlemi. İLE/||/<> Yarıya bölme işlemi. )


- CEM[Ar.] ile TE'LÎF[Ar.]


- CEM ile/ve/değil TEVHİD


- CEMÂ'AT[Ar.] ile BEVŞ[Ar.]


- CEMÂAT[Ar. < CEM] ile CEMÂÂT[Ar. çoğ. CEMÂAT] ile CEMÂD[Ar.]

( İnsan topluluğu. | İmamın arkasında namaz kılanlar. İLE İnsan toplulukları. | İmamın arkasında namaz kılanlar. | Bir mezhepten olan topluca halk. | Yeniçeri teşkilâtında birkaç odadan oluşan bölüm. İLE Taş gibi cansız olan şey. )


- CEMAAT ile/ve CEMİYET

( COMMUNITY vs. SOCIETY )

( GEMEINSCHAFT mit GESELLSCHAFT )


- CEMÂ'AT[Ar.] ile FERÎK[Ar.]


- CEMÂ'AT[Ar.] ile FERÎK[Ar.]


- CEMÂ'AT[Ar.] ile FEVC[Ar.] ile SÜLLE[Ar.] ile ZÜMRE[Ar.] ile HİZB[Ar.]


- CEMÂ'AT[Ar.] ile Fİ'E[Ar.]


- CEMAAT ile İHVÂN


- CEMÂ'AT[Ar.] ile MELE'[Ar.]


- CEMÂ'AT[Ar.] ile ŞİRZİME[Ar.]


- CEMÂ'AT[Ar.] ile TÂİFE[Ar.]


- CEMAAT ile TARİKAT

( Sufi ile Zahit Öyküsü - İsmail Güleç )


- CEMÂDÂT ile/ve/||/<>/> NEBÂTÂT ile/ve/||/<>/> HAYVANÂT ile/ve/||/<>/> BEŞERİYET > İNSAN

( Donmuş akıl[/logos]. İLE/VE/||/<>/> Yukarı doğru yönelebilen. İLE/VE/||/<>/> Hareket eden. ["canlı" anlamına ge(tiri)l(e)mez!] İLE/VE/||/<>/> Düşündüğünü, düşünebilen. > Düşünerek hareket edebilen. )


- CEMÂH[Ar.] ile CENÂH[Ar.]

( Atın baş sertliği, harınlık. İLE Kanat, kuş kanadı. | Kol, pazı. | Yan, kol. | Âhiret. )


- CEMAL:
GÜZELLİK ile/ve YÜZ


- CEMÂL:
İNSAN YÜZÜ ile/ve/değil/||/<>/< İNSAN SÖZÜ


- CEMÂL[Ar.] ile BAHÂ'[Ar.]


- CEMÂL ile/ve/değil CEMÂL'İNİN NÛRU


- CEMÂL[Ar.] ile NEBL[Ar.]


- CEMÂL[Ar.] ile SERV[Ar.]


- CEMÂLULLAH -ile

( İNSANIN YÜZÜ, ALLAH'IN İNSANA VERDİĞİ KİTABIN ÖN SAYFASI, YANİ FATİHA'SI )


- ÇEMÂN[Ar.] ile ÇEMEN[Erm.]

( Naz ile salınarak yürüyen. | Şarap kadeni. | Çemen. İLE Yeşil ve kısa otlarla örtülü yer, çimen. | Ağaç ve çiçeği olan çayır, yeşillik. )

( ... cum CUMINUM CYMINUM )


- ÇEMBER ile/değil ÇEPER


- ÇEMBER ile DAİRE

( ... İLE Bir noktaya eşit uzaklıktaki noktaların toplamı. )

( CIRCUMFERENCE vs. CIRCLE )


- ÇEMBERİN:
ÇEVRESİ ile/ve/<> ALANI

( )


- ÇEMBERLİTAŞ ile KIZTAŞI[< MARKIANOS SÜTUNU]


- CEMİ ile/ve/||/<> KESİR ile/ve/||/<> MEBZUL[Ar. < BEZL] ile/ve/||/<> CÜMLE

( Toplam. İLE/VE/||/<> Çok. İLE/VE/||/<> Bol, çok, ucuz. | Tıka basa. İLE/VE/||/<> Ne var, ne yok ise hepsi. | O andaki hepsi. )


- CEMÎ[Ar.] ile/ve/||/<> KÜLLÎ[Ar.]


- CEM'İN:
ÖNCESİ ile/ve SONRASI

( "Musevî'lik". İLE/VE "Muhammedî'lik". )


- CEMİYETÇİ BAKIŞ/ANLAYIŞ ile/ve/<> STRATEJİK BAKIŞ/ANLAYIŞ ile/ve/<> FARKLI BAKIŞ/ANLAYIŞ


- ÇEMKİRMEK ile ÇEMKİRMEK

( Birine karşı gelmek, sert yanıt vermek.İLE Köpeğin kesik kesik havlaması. )


- CEMM[Ar.] ile KESÎR[Ar.]


- ÇEMREMEK ile/ve/||/<> ÇEMRENMEK

( Kol, paça, etek gibi şeyleri sıvamak. İLE/VE/||/<> Kendi kol, etek ya da paçalarını çemremek. | Bir işe girişmek için hazırlanmak, paçaları sıvamak. )


- CENÂB-I[: Taraf, yön. < Hazret. ] HAKK ile ALLÂH-Ü TEÂLÂ (olarak tanımlamak)


- CENÂH ile/||/<> CENÂB ile/||/<> ZIMN

( Yan taraf. İLE/||/<> Evin yan tarafı, avlu (hürmet bildirilen sıfat olarak da kullanılır). İLE/||/<> İç taraf. )


- CENAH ile/||/<> CEPHE ile/||/<> MİLNE HATTI

( Savaş düzenindeki ordunun merkeze göre iki yanından her biri. İLE/||/<> Üzerinde savaşın sürdüğü bölge. İLE/||/<> İzmir'in işgalinden sonraki ilk Yunan ilerlemesinde fiilen kurulan Yunan duraklama cephesi.[Ayvalık Kozluca'nın kuzeyinde, Soma, Akhisar, batısından Ödemiş ve Aydın'ın doğusundan geçerek Büyük Menderes Irmağı boyunca uzanan çizgi] )


- CENÂH ile VECHE[aslı VİCHE]

( Kanat, kuş kanadı. | Kol, pazı. | Yan, kol. | Âhiret. İLE Yüz. | Yan, taraf, semt. )


- CENÂH-I ZÜBÂB[Ar.] -ile

( Sinek kanadı. )


- CENAZEYE GİDİYORUM ile/değil/yerine AĞLAMAYA GİDİYORUM

( Lazlar ve Mingreller, cenazenin adı yerine halini ifade etmeyi tercih ederler. )


- [ne yazık ki]
CENDEREYE ALMAK SOKMAK ile/ve/<> KISKACINA ALMAK


- ÇENE:
ALTI ile/ve/<> ÜSTÜ

( Ya dişil, ya eril. İLE/VE/<> Hem dişil, hem eril; ne dişil, ne eril. )

( Gövde[beden/vücut]. İLE/VE/<> Baş. )


- ÇENE ile ÇÂH-I ZENAHDÂN[Fars.]

( Çene çukuru. )