Bağlaçlı
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 46.491 başlık/FaRk ile birlikte,
46.491 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(32/187)
- BÜYÜK/KÜÇÜK ile/ve/||/<> ARD ARDALIK ile/ve/||/<> YAN YANALIK
- BÜYÜK >< KÜÇÜK ile/ve/<> UZAK >< YAKIN
- BÜYÜK LOGOS ile/ve KÜÇÜK LOGOS
( Klâsik kozmolojide evrene içkin(müdebbir) akıl. İLE/VE Büyük logostan pay alan kişinin nutkiyeti. )
- BÜYÜK OKYANUS [KUZEY]:
DOĞU ÇİN DENİZİ ile/ve/||/<> KORE BOĞAZI ile/ve/||/<> SARI DENİZ ile/ve/||/<> KORE KÖRFEZİ ile/ve/||/<> JAPON DENİZİ ile/ve/||/<> LA PEROUSE BOĞAZI ile/ve/||/<> TERPENİYA BOĞAZI ile/ve/||/<> OHOTSK DENİZİ ile/ve/||/<> TTATAR BOĞAZI ile/ve/||/<> UDSKAYA KOYU ile/ve/||/<> ŞELİHOV KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PENJUNA KOYU ile/ve/||/<> KURİLSKİYE BOĞAZI ile/ve/||/<> BERING DENİZİ ile/ve/||/<> BERING BOĞAZI ile/ve/||/<> ANADIR KÖRFEZİ ile/ve/||/<> NORTON KOYU ile/ve/||/<> KOTZEBUE KOYU
- BÜYÜK OKYANUSTA:
[AVUSTRALYA'DA]
TAZMANYA DENİZİ ile/ve/||/<> BASS BOĞAZI ile/ve/||/<> HALIFAX KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PRENSEN CHARLOTTE KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PAPUA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> CARPENTERIA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> MERCAN DENİZİ ile/ve/||/<> BISMARCK DENİZİ ile/ve/||/<> ARAFURA DENİZİ ile/ve/||/<> FLAMINGO KÖRFEZİ ile/ve/||/<> BANDA DENİZİ ile/ve/||/<> MOLUK BOĞAZI ile/ve/||/<> MAKASSAR BOĞAZI ile/ve/||/<> TİMOR DENİZİ ile/ve/||/<> JOSEPH BONAPART KÖRFEZİ ile/ve/||/<> CLARENCE BOĞAZI ile/ve/||/<> FLORES DENİZİ ile/ve/||/<> JAVA DENİZİ ile/ve/||/<> SELEBES DENİZİ ile/ve/||/<> SULU DENİZİ ile/ve/||/<> BALABAC BOĞAZI ile/ve/||/<> GÜNEY ÇİN DENİZİ ile/ve/||/<> TAYLAND KÖRFESİ ile/ve/||/<> VİETNAM KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FİLİPİNLER DENİZİ ile/ve/||/<> LUZON BOĞAZI
ile/ve/||/<>
[G. AMERİKA'DA]
PENAS KÖRFEZİ ile/ve/||/<> CORCAVADO KÖRFEZİ ile/ve/||/<> GUAYAQUIL KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PANAMA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PANAMA KANALI ile/ve/||/<> TETUANTEPEC KOYU
ile/ve/||/<>
[K. AMERİKA'DA]
KALİFORNİYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KRALİÇE CHARLOTTE BOĞAZI ile/ve/||/<> HECATE BOĞAZI ile/ve/||/<> COOK KOYU ile/ve/||/<> SHELIKOF BOĞAZI ile/ve/||/<> BRISTOL KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KUSKOKWIM KOYU ile/ve/||/<> NORTON KOYU ile/ve/||/<> BERING BOĞAZI
- BÜYÜK RESİM ile/ve/||/<> BÜTÜNCÜL BAKIŞ
- BÜYÜK SELÇUKLU YÖNETİMİ'NDE -ile
( * VEZİR(SAHİB) / BAŞBAKAN
(ULEM KÖKENLİ, BÜROKRAT GİBİ VE GENELLİKLE İRAN'LI, BÜTÇENİN %10'UNU ALIRDI)
* DİVÂN-I A'LÂ / BAKANLAR KURULU
* DİVÂN-I İSTÎFÂ / MÂLİYE BAKANLIĞI
MÜSTEVFÎ / MÂLİYE BAKANI
* DİVÂN-I İŞRÂF - SAYIŞTAY
MÜŞRİF
* DİVÂN-I ÂRZ - SAVUNMA BAKANLIĞI
ÂRIZ - SAVUNMA BAKANI
DİVÂN-I İNŞÂ VE TUĞRA / DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI
MÜNŞÎ/TUĞRÂÎ - KÂTİPLER/DEBÎR
İNŞÂ: YAZIŞMA/DİPLOMASİ
----------
ATABEG - LALA/LIK (DAR ANLAMDA) (DİVAN'A KATILIRDI)
NÂİBU'S-SALTANA / SULTAN VEKİLİ
( TÜRKİYE SELÇUKLULARI'NDA )
- BÜYÜK ŞEYLER ile/ve/değil/yerine KÜÇÜK ŞEYLER
( Yok olur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Sürekli[bâki] kalır. )
- BÜYÜK SİYAH NOKTA -ile
( HALK )
- BÜYÜK SÖZ ile/ve/||/<> BEYLİK SÖZ
- TAŞ:
BÜYÜK ile/ve/||/<> KÜÇÜK
( Değirmen döndürür. İLE/VE/||/<> Bacak sildirir. )
- BÜYÜK TERİM ile/ve ORTA TERİM ile/ve KÜÇÜK TERİM
( Özne. İLE/VE Neden. İLE/VE Sonuç. )
( Kıyasın varlıkbilimi ve fiziği. )
- BÜYÜK) TÜKÜRÜK BEZİ:
3 ile/ve/+/||/<>/> 1
- BÜYÜK TURKİA ile/ve TURKİA
( Türk adının tarih sahnesine çıkışı VI. yüzyılda Gök-Türk Devleti'nin kuruluşuna bağlıdır. )
( XIII. yüzyılda, Avrupalı gezginlerin, Kıpçak da içinde olmak üzere, Tuna boylarından Altay Dağları'na kadar uzanan tüm bölgelere verdikleri ad. İLE/VE
XIII. yüzyılda, Avrupalı gezginlerin, Selçuklu Anadolusu'na verdikleri ad.
XI. yüzyılda büyük Türk ve Selçuklu göçleri ile Türk illerinin sınırları çok genişlemiştir. Bu nedenle XIII. yüzyılda, Türkistan ya da Türk-ili(Arz üt-Türk), Çin ve Hindistan sınırlarından Rum ve Rus ülkelerine kadar yayılmış ve dünyanın dörtte biri olarak kaydedilmiştir. )
- BÜYÜK YANLIŞLARIN/HATALARIN/SUÇLARIN:
"NEDENİ" ile/ve/<>/> BEDELİ
- BÜYÜK YAZAÇ(İMLEÇ/HARF) ile KÜÇÜK YAZAÇ
- BÜYÜK YERİN ile/ve/değil/yerine/||/>< KÜÇÜK YERİN
( Küçük konuşmacısı [olmak]. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/>< Büyük konuşmacısı [olmak]. )
- BÜYÜK ile BATTAL
( ... İLE İşe yaramaz, kullanılmaz. | Alışılmış olandan büyük. )
- BÜYÜK ile/ve CİDDİ
- BÜYÜK ... ile DELİ ...
- BÜYÜK ile GENİŞ
- BÜYÜK ile GÜÇLÜ
- BÜYÜK ile/ve/değil/yerine/||/<> OYLUMLU/HACİMLİ
- BÜYÜK ile/||/<> PATLAMA
( Big Bang kuramı ve kozmik mikrodalga arka plan )
( George Gamow tarafından 1948 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1904-1968) (Ülke: Rusya-ABD) (Alan: Fizik) (Önemli katkıları: Büyük patlama teorisi, kuantum tünelleme) )
- BÜYÜK ile/ve/değil TÜMEL
- BÜYÜKAYI ile/ve/<> ALTIKARDEŞ
( ... İLE/VE/<> Kuzey kutup yönünde, Büyükayı'nın karşısında bulunan takımyıldız. )
- BÜYÜKAYI ile KÜÇÜKAYI
( BIG/GREAT DIPPER vs. LITTLE DIPPER )
( DÜBBÜEKBER ile DÜBBÜASGAR )
- BÜYÜKAYI ile/ve/<> YEDİGİR
( ... İLE/VE/<> Büyükayı'yı oluşturan yedi yıldız. )
- BÜYÜKELÇİ(SEFİR[Ar.]/SEFÂRET)/LİK ile/ve/||/<> KONSOLOS[Yun.]/LUK / ŞEHBENDER[Fars.]
( VİSKONSÜL: Konsolos yardımcısı. )
( Ülkesinin, öteki ülkelerin başkentinde sadece bir tane olan, temsil etmekte olduğu ülkenin en büyük yetkisine sahip diplomatik kurumudur.[Çoğunlukla ve olağan koşullarda vize ve pasaport işlemleri yapılmaz.] İLE/VE/||/<> Ülkesinin, öteki ülkelerdeki ticari çıkarlarını korumakla sorumlu, diplomatik olmayan resmi kurumlardır.[Diplomatik özelliği bulunmayan resmi görevlerin yapıldığı, resmi kurumdur. Genellikle, pasaport, evlilik, doğum ve ölüm gibi işlemler yapılmaktadır.][Konsolosluk arşivleri ile binalarının dokunulmaz hakları vardır.] )
( Kendi ülkesini başka ülkede temsil eden en üst düzeydeki devlet görevlisidir, diplomattır.[Görevli oldukları ülkelerde, vatandaşı oldukları ülkenin devlet başkanının temsilcisidir. Ülkesiyle görevli oldukları ülkeler arasındaki siyasi, ekonomik, kültürel ve askeri ilişkileri geliştirmeyi hedefler.] İLE/VE/||/<> Konsolosluk yöneticisinin unvanı, ülkelere göre farklılık gösterir.[Bulundukları kentin yetkili yöneticisiyle ilişki durumundadır. Konsolosluktaki görevlilerin diplomatik temsil hakkı yoktur.] )
( AMBASSADOR vs./and CONSUL )
- BÜYÜKELÇİ ile ORTA ELÇİ
( ... İLE Büyükelçiden önceki elçilik aşaması ve bu aşamada olan kişi. )
- BÜYÜK/KÜÇÜK ile ETKİSİ
( Küçük büyür, büyük ölür. )
( ARTAL[Ar.]: Benzerlerinden çok daha iri olan. )
- BÜYÜKLER FİZİĞİ ile/ve/||/<> KÜÇÜKLER FİZİĞİ
( [BOZULMA(DISTURBANCE)] İhmal edilebiliyorsa. İLE/VE/||/<> İhmal edilemiyorsa. )
- BÜYÜK/LÜK ile/ve/değil BÜTÜN/LÜK
( Parçalar arasındadır. İLE/VE/DEĞİL Küçüğü olmayan büyük(lük)tür. )
( Büyük, küçülebilendir. )
( Büyüğün büyüklüğü, küçüğünü düşünmesindedir, sevmesindedir. )
( Ne kadar seviyor ve düşünüyorsa o kadar büyüktür. )
( Kişi maneviyatta büyümezse, isterse 500 yıl yaşasın, yine çocuktur. )
( Yaşayanın değil, düşünenin ve anlayanın yaşı büyüktür. )
( Her büyük şey, büyük bir anlamla yaşar. )
( Büyük, küçüğü sevmeye memurdur. )
- BÜYÜK/LÜK ile/ve/değil BÜTÜN/LÜK
( Parçalar arasındadır. DEĞİL Küçüğü olmayan büyük(lük)tür. )
( Büyük, küçülebilendir. )
( Büyüğün büyüklüğü, küçüğünü düşünmesindedir, sevmesindedir. )
( Ne kadar seviyor ve düşünüyorsa o kadar büyüktür. )
( Kişi, maneviyatta büyümezse, isterse 500 yıl yaşasın, yine çocuktur. )
( Yaşayanın değil, düşünenin ve anlayanın yaşı büyüktür. )
( Büyük, küçüğü sevmeye memurdur. )
- BÜYÜK/LÜK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YÜCE/LİK
- BÜYÜKŞEHİR ile/ve/<> ÖTEKİ ŞEHİRLER
- BÜYÜLE(N)MEK ile/ve/değil HAYRAN (KALMAK/BIRAKMAK)
- BÜYÜLTEÇ/AGRANDİSÖR[< Fr.] ile BÜYÜTEÇ/PERTAVSIZ[Fars.]
( Fotoğraf ve resim büyültmeye, büyültüp basmaya yarayan alet. İLE Odak boyutu birkaç santimetre olan, yaklaştırıcı mercek. )
- BÜYÜLTME -ile
( AUGMENTATIVE )
- BÜYÜLTMEK ile/ve/=/> KÜÇÜLTMEK
( TO ENLARGE vs./and/=/> TO LOWER )
- BÜYÜME ile ÇOĞALMA
- BÜYÜME ile/ve/değil ÇOĞALMA
( [but] TO GROW vs./and/but INCREASE )
- BÜYÜME ile/ve/<> GELİŞME
( TO GROW vs./and/<> TO DEVELOP )
- BÜYÜME ile/ve/değil/||/<> GENLEŞME
- BÜYÜME" ile/ve/değil/yerine HAREKET
- BÜYÜMEK ile/ve/||/<>/>/< "ÇOCUKLAŞABİLMEK"
(
)
( İçindeki çocuğa sarıl! Sana, insanı anlatır... )
( Zamanın etkisi. İLE/VE/||/<>/>/< Kişinin becerisi. )
- BÜYÜMEK ile SEMİRMEK (MEYVE VERMEK)
( TO GROW vs. TO GIVE FRUIT )
- BUYURGANLIK ile/değil TOPLUMSALLIK
- BUYURUM -ile
( IMPERATIVE )
- BÜYÜTMEK ile BÜYÜLTMEK
- BÜYÜTMEK ile/ve/değil/||/<>/< YETİŞTİRMEK
( Gövdeyi. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Zihni. )
( Bitkiyi/hayvanı/beşeri(kişiyi). İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< İnsanı/kişiliği. )
- BUZ ile BUZ NOKTASI ile BUZ TON
( Yoğunluğu 0,92 g/mL., e.n. 0 °C olan, renksiz, donmuş ya da katı su. İLE Kelvin sıcaklık ölçeğinde, buzun e.n. 273,15 °K. | Su ve buzun standart atmosfer basıncında, dengede olduğu sıcaklık. İLE Bir ton 0 °C'deki buzun 0 °C'deki suya erimesi için gerekli ısı biriminin kuramsal sayısı. )
- BUZ ile BUZLUK/BUZLUQ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Buz. İLE Yazın kullanılmak üzere içine buz doldurulan yer. )
- BUZ ile/ve/||/<> KÖREŞE
( ... İLE/VE/||/<> Yerdeki karın yüzünde buz tutmuş olan tabaka. )
- BUZ ile/<> "SİYAH BUZ"
( Genellikle, kara fırtınası biter bitmez, yollar, asfaltın çıplak yüzüne kadar temizlenir. Bu temizlikten sonra, yollar, ıslakmış gibi görünür ama gerçekte, yol, "siyah buz" olarak adlandırılan ince bir buz tabakası ile kaplanmıştır. Siyah buz, her zaman görülemeyen, şeffaf ama çok kaygan bir buz tabakasıdır. )
- BUZ ile/ve SU
( Üzerine damga yapılmaz! İLE/VE Üzerine yazı yazılmaz! )
( ICE vs./and WATER )
- BUZ ile/ve/<> SU ile/ve/<> BUHAR
( Sıfırın altında. İLE/VE/<> Sıfırın üstünde. İLE/VE/<> 100 °C'nin üstünde. )
- BUZAĞI["BUZA" değil!] ile/<>/> DANA ile/<>/> DÜVE ile/<>/> İNEK ile/<>/> TOSUN ile/<>/> BOĞA/KELE ile/<>/> ÖKÜZ ile/<>/> SIĞIR
( Yeni doğmuş, ana sütüyle beslenen sığır yavrusu. İLE/<>/> İneğin, sütten kesildikten sonra 15 aylığa kadar olan yavrusu. İLE/<>/> Doğum yapmamış dişi inek yavrusu. İLE/<>/> 2 yaş ve üzeri dişi sığır. İLE/<>/> Danalıktan yeni çıkmış 15 - 24 ay arasındaki genç boğa. | [mecaz] Sağlıklı, tıknaz delikanlı. İLE/<>/> 2 yaş ve üzeri erkek boğa/sığır. İLE/<>/> Kısırlaştırılmış/burulmuş boğa. İLE/<>/> Geviş getirenlerden, boynuzlu büyükbaş evcil hayvanların genel adı. )
( VEAL vs./<>/> CALF vs./<>/> HEIFER vs./<>/> COW vs./<>/> STIRK vs./<>/> BULL vs./<>/> OX/OAF vs./<>/> CATTLE )
( VATSA ile/<>/> DAM ile/<>/> BACHHIYA ile/<>/> GO/GOU ile/<>/> BACHHRA ile/<>/> VRSABHA ile/<>/> PRSTHA ile/<>/> GAAY/BAIL [PASHU/GODHAN] [AGHNYA: Öldürülmemesi gereken, kesilmeyecek olan.] )
- BUZAGU ile BUZAGU TİL
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Buzağı. İLE Sıçan gibi küçük bir hayvan. )
- BUZDAĞI ile/ve/||/<>/> EKİNSEL/KÜLTÜREL BUZDAĞI
( Easy to see: Gör(ül)mesi kolay ve olanaklılar...
Dil, Giysi, Yiyecek-İçecek, Yazın(Edebiyat), Güzel Sanatlar, Toplumsal davranışlar, tatiller ve şölenler...
Not easy to see: Gör(ül)mesi kolay olmayanlar...
İnanç ve zanlar, Aile rolleri, Otorite ilişkisi, Öz kavramı, Çekirdek değerler, Tavırlar, Yanlılıklar/taraflılıklar, Gövde dili, Güzellik düşünceleri, Yorumlar, Açık /Temiz olma/kalma, Okula yönelik tutum, Aile değerleri, Eşeysel roller, Yönetme/yürütme kuralları, Sağlık ve Tıbba yaklaşım, Mizah, Gurur, Adâlet düşüncesi ve duygusu, alçakgönüllülük, Çevre bilinci, Yarışabilme, İş ahlâkı, Çocuklaşabilme çabaları, Kabuller, Düşünce örüntüleri, Jestler, Kişisel alan, Estetik... )
( ... ile/ve/||/<>/>
)
- BUZDAĞI ile MAVİ BUZDAĞI
(
)
- BUZDAĞININ:
GÖRÜNEN BÖLÜMÜ ile/ve GÖRÜNMEYEN BÖLÜMÜ
( Gördüğümüz, olan değildir. )
( Görünüşler, aldatıcıdır. )
( Adı değiştirebiliriz fakat gerçek yine kalır. )
( Appearances are deceptive. )
( What you see is not what is.
You may change the name, but the fact remains. )
( VISIBLE PART OF ICEBERG vs./and INVISIBLE PART OF ICEBERG )
- BUZDOLABINDA SAKLANMASI GEREKEN SEBZELER ile/değil/yerine BUZDOLABINDA SAKLANMAMASI GEREKENLER
( ... İLE/DEĞİL/YERİNE Kabak, soğan, patates, sarımsak. )
- BUZDOLABINDAKİ KÖTÜ KOKULARI ALMADA:
KARBONAT ile/ve KÖMÜR
- BÜZGEN ile/ve/<> BÜZÜK
( Kasılarak, gövdedeki herhangi bir deliği açan ya da kapayan, çember biçimindeki kasların genel adı. İLE/VE/<> Toplanarak büzülmüş. | Kalınbağırsağın sona erdiği yer, anüs. | [argo] Yüreklilik, cesâret. )
- BÜZGÜ ile BALGÜMECİ
( ... İLE Bal peteğini andıran bir dikiş büzgüsü türü. )
- BUZI ile YANIK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Ekmeğin üzerinde oluşan yanık. İLE ... )
- BUZLA ile BUZULKAR
( Deniz suyunun donmasıyla kutup bölgelerinde oluşan buz alanı. Bankiz, aysfild. İLE Bir buzulun oluşmasında temel olan katılaşmış kar kümesi. )
- BÜZ(ÜL)ME ile/ve/||/<> BURK(UL)MA
- BUZUL DAĞLARI ile/değil SAYDAM BUZUL DAĞLARI
( ... İLE/DEĞİL En tehlikeli olan buzul dağları. [Eğer buzul içindeki su erir ve çatlaklar da tekrar donarsa saydam buzul oluyor.] [Titanik, saydam buzul dağlarından birine çarparak batmıştır.] )
- BUZUL ile PERİTO MORENO BUZULU
- BUZULMASASI ile BUZYALAĞI
( Çevresindeki buzlar erirken, altına rastlayan bölümü erimekten koruyan ve böylece buzdan bir ayak üzerinde kalan kütle. İLE Yüksek dağlarda kalıcı kar ve buzulun birlikte oluşturduğu, arkası ve yanları dik, önü açık, çember biçimli çukurluk. )
- C BANDI ile C BANTLAMA/KONSTİTUTİF HETEROKROMATİN
( Genellikle meteoroloji radarlarında kullanılan 3,75 ila 7,5 GHz dalga boyu arasındaki elektromanyetik tayftaki frekans aralığı. İLE Kromozomların genellikle sentromerik bölgeler ile heterokromatin yapı içeren öteki bölgelerin boyanmasında görevli, türlerin kromozomal olarak tanılanmasında, türler arasındaki genomik yakınlık derecelerinin belirlenmesinde, polimorfizm ve çeşitli kromozom mutasyonları çalışmaları ile karyotip çözümlemesinde en çok kullanılan boyama tekniği. )
( C-BAND vs. C BANDING/CENTROMERIC BANDING )
( BANDE C avec COLORATION DES BANDES C/MARQUAGE DES BANDES C )
( C-BAND mit C BANDERUNG )
- Çile çekmemek için SUS!!! -ile
- C-H ACTİVATİON ile/||/<> TRADİTİONAL FUNCTİONALİZATİON
( C-H activation doğrudan C-H bağını aktive ederken İLE traditional functionalization fonksiyonel grup dönüşümü yapar )
( Formül: Directed metallation )
- C# ile JAVA
- C ile/ve C++
- C ile/>< A
( [Lat.] CONDEIMO[: Suçlu.] İLE/>< APSOLBO[: Suçsuz.] )
- C ile C
( Türk abecesinin üçüncü harfi. | Sınıflama ve sıralamalarda, maddelerin sırası harfle gösterildiğinde, üçüncü maddenin başına getirilen. | Nota imlerini harflerle gösterme yönteminde, "do" sesini gösterir. | Romen rakamlarında, 100 sayısını gösterir. İLE Karbon'un simgesi. | Elektrik sığasının simgesi. )
- C ile Ca ile C.G.S.[İng.][cm. | Gram | Second]
( Abecenin üçüncü harfi.[Sesbilim bakımından, dişeti damak ünsüzlerinin, ötümlüsüdür.] | Sınıflama ve sıralamalarda, maddelerin sırası, harfle gösterildiğinde, üçüncü maddenin başına getirilir. | Nota imlerini, harflerle gösterme yönteminde, "do" sesini gösterir. | Karbon öğesinin simgesi. | Celsius sıcaklık derecesinin simgesi [°C]. | Isınma ısısının simgesi. | Kapasitör ve kapasitesi simgesi. | Elektrik sığasının simgesi. | Elektrik yükü birimi, Kulomb'un simgesi. | Isıl sığanın simgesi. | %1 anlamındaki santi[10¯²] simgesi. | Kritik durum ve kristal duruma işaret etmek için alt indis olarak kullanılan simge. | Işık hızını belirtmek için kullanılan simge. | Romen rakamlarında, 100 sayısını gösterir. İLE Kalsiyum'un simgesi. İLE Santimetre, gram, saniye sözcüklerinin baş harfleri ile gösterilen birim düzeni. )
- C14 İLE THERMOLUMİNESCENCE İLE XRF ile/||/<> TARİHLENDİRME YÖNTEMLERİ
( Arkeolojik buluntu yaş tayini. )
( Formül: t = -ln(N/N₀)/λ )
- BİTKİLER:
C-3 ile C-4
( Karbondioksitin indirgenmesi ile başlangıç ürünleri olarak 3-karbonlu bileşiklerin elde edildiği, karbondioksitin yakalanması ve karbonhidrat sentezinin tümünün yaprak mezofil gözelerinde gerçekleştiği ve Calvin döngüsünü içeren fotosentetik yol izine sahip bitki türleri. İLE Karbondioksitin indirgenmesi ile başlangıç ürünleri olarak 4-karbonlu bileşiklerin elde edildiği, karbondioksitin mezofil gözelerinde yakalandığı, karbonhidrat sentezinin ise demet kını gözelerinde gerçekleştiği, biri Calvin döngüsü olmak üzere iki fotosentetik yol izine sahip bitki türleri. )
( C-3 PLANTS vs. C-4 PLANTS )
( PLANTES DU TYPE C3 avec PLANTES DU TYPE C4 )
( C-3 PFLANZEN mit C-4 PFLANZEN )
- C3 BİTKİLER ile/||/<> C4 BİTKİLER
( C3 normal fotosentez, C4 sıcak-kuru adaptasyon )
( Formül: RuBisCO (C3) İLE PEP karboksilaz (C4) )
- C3 İLE C4 İLE CAM ile/||/<> FOTOSENTEZ TİPLERİ
( Farklı karbon fiksasyon yolları. )
( Formül: CO2 + RuBP → 2 × 3PG )
- C3 İLE C4 İLE CAM ile/||/<> FOTOSENTEZ YOLAKLARI
( Farklı karbon fiksasyon stratejileri. )
( Formül: CO2 + RuBP → 2 PGA )
- ÇABA/GAYRET[Ar.] ile/ve/||/<>/< REKABET
- ÇABA HARCAMADAN ... ile/değil/yerine DAHA KOLAYCA ...
- ÇABA ile CABA
( Herhangi bir işi yapmak için ortaya konulan güç, zorlu, sürekli çalışma. İLE Bir şey ödemeden, para vermeden alınan şey. | Ek olarak. )
- ÇABA ile/ve/||/<>/> GİRİŞİM
- ÇABA ile/ve/değil/<>/< GİRİŞİM
- ÇABA ile/ve İYİ NİYET
- ÇABA/GAYRET[Ar.] ile/ve/||/<> ÖZEN
- ÇABALAMAK ile/ve/<> DEBELENMEK
- CABASI ile ÇABASI
- CÂBE[Ar.] ile CA'BE[Ar. < BEYT]
( İLE )
- ÇABUK ile/değil/yerine BİLENMİŞ
- CÂBÜLKÂ ile/ve CÂBÜLSÂ
( Doğunun en doğusunda, bin kapısı olan gayet büyük bir şehirmiş. İLE/VE Batının en batısında, bin kapısı olan gayet büyük bir şehirmiş. )
- ÇAÇIR/ÇATIR ile/= ÇAŞIR[Oğuz]
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Çadır. )
- CA'D[Ar.] ile CÂDD/E[Ar.]
( İLE )
- -CAD ile/||/<> -PTOSİS
( Düşme, azalma. İLE/||/<> Düşme, prolapsus ile ilgili. )
- ÇAD ile/ve UGANDA
( İkisinin de ulusal simgesi, ibikli, endemik bir kuştur. )
- CÂDDE[Ar.] ile CADDE[Ar.]/ŞÂH-RÂH[Ar.]
( İLE )
- CÂDÎ[Ar. çoğ. CÜDÂT] ile CÂDÎ[Ar.]
( İLE )
- ÇAD'IN:
GÜNEYİ ile/ve/>< KUZEYİ
( Tropikal iklim. İLE/VE/>< Çöl.[Sahra Çölü] )
- ÇADIR ile/||/<> ALÂÇU
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( ... İLE Büyük çadır. )
- ÇADIR ile/değil ÇERGE/ÇERGİ
( ... İLE/DEĞİL Derme çatma çadır. | Otağ. )
- ÇADIR ile/ve HİBA
( ... İLE/VE Göçebe çadırı. )
- ÇADIR[Fars. < ÇADER/ÇETR] ile/ve OTAĞ/OTAG[dvnlgttrk]/OTAK
( Gölgelik. İLE/VE Büyük ve süslü çadır. | Sultan ve vezirlere ait çadırlara verilen addır. Bu çadırlara otağ denmesinin nedeni, içinde "od" yani ateş yakılabilmesidir. )
( [Yun. (Türkçe'den)] ÇADÍRİ [Dağınık ev ya da oda.] ile/ve ... )
( [Çince (Türkçe'den)] CHÁDIÉ'ÉR ile/ve ... )
( [Urduca (Türkçe'den)] ÇATR [Sultan için kullanılan büyük şemsiye.] ile/ve ... )
- ÇADIR ile/ve SÂYE-BÂN[Fars.]
( ... İLE/VE Büyük çadır. | Gölgelik, tente, sayvan. )
- CAĞ ile CAĞ ile CAĞ ile ÇAĞ
( Parmaklık, korkuluk. İLE Büyük bez. İLE Lavabo, banyo. İLE Zaman dilimi, vakit. | Yaşamın çocukluk, gençlik vb. dönemlerinden her biri, yaş. | Kendine özgü bir özellik taşıyan zaman parçası, dönem, devir. | Tarihin ayrıldığı dört büyük bölümden her biri, kurun. | Bir katmanın oluştuğu süre. )
- ÇAĞ ile/ve DÖNEM
( AGE vs./and PERIOD )
- ÇAĞ ile EKSEN ÇAĞI
( AGE vs. AXIAL AGE )
- ÇAĞ ile/ve KOŞULLAR
( AGE vs./and CONDITIONS )
- ÇAĞ ile/ve/değil/yerine SÜREÇ
( [not] AGE vs./and/but PROCESS
PROCESS instead of AGE )
- ÇAĞ ile/||/<> YENİ ÇAĞ
( İstanbul'un Fethi'nden [1453'ten] Fransız İhtilâli'ne [1789'a] kadar süren dönem. )
- ÇAĞANOZ -ile
( Kabukluların on ayaklılar alttakımından olan, küçük su canlısı. [Lat. CARCINUS] )
- ÇAĞANOZ -ile
( Kabukluların on ayaklılar alttakımından olan, küçük su canlısı. )
( CARCINUS )
- ÇAĞANOZ ile ÇALPARA
( ... İLE Parmaklara takılıp çalınan zil ya da buna benzer ses çıkarıcı araç. | Bir çeşit çağanoz balığı. )
( ... cum PORTUNUS PUBER )
- ÇAĞATAY TÜRKÇESİ ile/ve/||/<> OSMANLI TÜRKÇESİ
( )
- ÇAĞDAŞLIK:
TARİHSEL ile/değil DÜŞÜNSEL
- CÂGER[Fars.]/HAVSALA[Ar.] -ile
( Kuş kursağı/midesi. )
- ÇAĞIN:
KUŞATMASI ile/ve/||/<> KUCAKLAMASI
- ÇAĞIN MİTOSLARINDA:
TARAFSIZLIK ile/ve EVRENSELLİK ile/ve NESNELLİK
- ÇAGIR ile ÇAGIR
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Meyve suyu[şıra]. İLE Şarap. )
- C-AĞIRLIKLI ...:
SES/GÜRÜLTÜ DÜZEYİ ile SES MARUZİYET DÜZEYİ
( Özellikle motor gürültüsü, makine gürültüsü, patlama sesi gibi gürültülerin ölçümünde kullanılan, 30-10.000 Hz arasını tekdüze ağırlıklandırmanın yapıldığı, desibel ölçeğinde ifade edildiğinde dBC etiketinin kullanıldığı gürültü düzeyi. İLE Deneğin maruz kaldığı gürültünün nicel ölçümlerinde C-ağırlıklandırma eğrisinin kullanılması. )
( C-WEIGHTED LEVEL/SOUND LEVEL vs. C-WEIGHTED SOUND EXPOSURE LEVEL (LCE) )
( NIVEAU DE PRESSION AOUSTIQUE PONDÉRÉE EN dB (C) | NIVEAU AOUSTIQUE PONDÉRÉE C avec EXPOSITION SONORE (LCE) )
( C-BEWERTETER SCHALLPEGEL mit C-BEWERTETER ABGESTRAHLTER SCHALLPEGEL )
- ÇAĞIRMAK ile/ve/değil/||/<>/< ÇAĞRIŞTIRMAK
- ÇAĞIRMAK ile/ve/<>/değil/yerine DAVET ETMEK
( [not] MESSAGE vs./and/<>/but TO INVITE
TO INVITE instead of MESSAGE )
- ÇAĞIRMAK ile/ve/değil/||/<>/< GELEBİLECEĞİ BİLGİSİNİ/HABERİNİ VERMEK
- ASSELİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ARTİNSKİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ANİZİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> AALENİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> APSİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ALBİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> AKİTANİYEN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> TORTONİYAN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> MESSİNİYAN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ZANKLEYAN ÇAĞ ile/ve/||/<>/> BOREYAL ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ATLANTİK ÇAĞ ile/ve/||/<>/> SUBBOREYAL ÇAĞ ile/ve/||/<>/> SUBATLANTİK ÇAĞ
( [yaklaşık...]
298.9 - 295.5 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Sisuraliyen Dönemi'nin dört evresinden ilki.] İLE/VE/||/<>/> 290.1 - 279.3 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 247.2 - 242 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Orta Triyas Dönemi'nde bulunan iki çağın altta olanı.] İLE/VE/||/<>/> 174 - 170.3 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi.[Orta Jura Dönemi'nin dört bölümünden en küçüğüdür. Bajosiyen Çağı'nın altında, Alt Jura Devresi'ndeki Toarsiyen Çağı'nın üzerinde yer alır.] İLE/VE/||/<>/> 125 - 113 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Dünya çapında biriken kayaları simgeleyen Alt Kretase Dönemi'ndeki altı ana bölümden beşincisi.][Bu çağın kayaları, Barremiyen Çağı'na ait kayaların üzerinde, Albiyen Çağı'na ait kayaların altında bulunur.] İLE/VE/||/<>/> 113 - 100.5 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Alt Kretase Dönemi'nin altı ana bölümünden en üstte olanı.][Apsiyen Çağı kayaçlarının üzerinde, Senomaniyen Çağı kayaçlarının altında] İLE/VE/||/<>/> 23.03 - 20.4 milyon yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. [Miyosen Devri kayaçlarının en erken ve en alt bölümü.][Aquitaine bölgesinde (Güneybatı Fransa) bulunan kayaçlardan] İLE/VE/||/<>/> 11.608.000 - 7.246.000 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 7.246.000 - 5.332.000 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 5.332.000 - 3.600.000 yılları arasındaki zaman dilimini kapsayan jeolojik zaman dilimi.9.000 - 7.500 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 7500 - 5000 yıl öncesine ait ıslak okyanus iklimi dönemi.[Kuzeybatı Avrupa'da, sıcaklıkların şimdikinden daha sıcak olduğu dönem.] İLE/VE/||/<>/> 5.000 - 2.500 yıl öncesi arasını kapsayan jeolojik zaman dilimi. İLE/VE/||/<>/> 2.500 yıl öncesinden başlar.[Holosen epoku içindeki son dönemdir.] )
- ÇAĞLAYAN ile ÇAĞLAYAN/ÇAĞLAR
( Mecidiyeköy'de/ki bir bölge/durak. İLE Şelâle. ) )
- ÇAĞLAYAN ile/değil/yerine/= ÇAVLAN
( ... İLE/DEĞİL/YERİNE/= Çağlayanın/şelâlenin büyüğü. )
- ÇAĞLAYAN ile/||/<> GELİN ÇAĞLAYANI
( ... İLE Peru'da. )
- ÇAĞLAYAN ile SIZAK
( ... İLE Dağ sırtlarından, kayalardan sızan su. )
- ÇAĞLAYAN/ÇAĞLAR ile ÇAĞLAYIK
( Küçük bir akarsuyun, çok yüksek olmayan bir yerden dökülüp aktığı yer. İLE Yerden, sesle kaynayarak çıkan su, kaynak. )
- ÇAĞMAK ile ÇAĞNAK
( Güneş ışığının vurması. İLE Döl kesesini dolduran ve dölütü içinde bulunduran sıvı, amnios suyu. )
- ÇAGMUR ile/= ÇAMGUR
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Şalgam. )
- CAGRATA-AVASTHA ile/ve SVAPNA-AVASTHA ile/ve SUŞUPTA-AVASTHA ile/ve TURİYA-AVASTHA
( Uyanık-lık/uyumama durumu. İLE/VE Uyku durumu. [rüya görerek] İLE/VE Uyku durumu. [rüyasız] İLE/VE Aşkın durum. )
- ÇAĞRI ile ÇAĞRIM
( Birinin, bir yere gelmesini isteme, davet. İLE Yüksek bir sesin yetişebileceği kadarki uzaklık/mesafe. )
- ÇAĞRIŞIM ile/ve/||/<>/> AKTARIM
- ÇAĞRIŞIM ile/ve/<> BAĞLAM
- ÇAĞRIŞIM ile/ve/değil/yerine/>/</||/>< KAVRAM
- ÇAĞRIŞIM ile/ve/değil/||/<>/< KOŞULLANMA
- ÇAĞRIŞIM ile/ve/değil/||/<>/< UYARAN
- ÇAĞRIŞIM ile/ve/değil/||/<>/< UYDURMA
- ÇAĞRIŞIM ile/ve/||/<> YAKIŞTIRMA
- ÇAĞRIŞTIRMA ile/ve/<> DÜŞÜNDÜRME
- CAHD[Ar.] ile CÂHİD[Ar. < CAHD] ile CÂHİD[Ar. < CEHD]
- CAHD[Ar.] ile İNKÂR[Ar.]
- CAHD[Ar.] ile KEZİB[Ar.]
- CAHİL ile/ve AKL-I EVVEL
( ... İLE/VE Kendini, en akıllı sanan. )
- CÂHİL ile/değil/yerine/||/>/>< ÂLİM ve ÂRİF
( "Keser atar." İLE/DEĞİL/YERİNE/>/>< Temkinli/ihtiyatlı konuşur. )
( [Her sözünde] Kendini aklar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>/>< Kendini yoklar. )
( Kişiyi, hedef yapar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>/>< Kişiye hitap eder. )
( "Cahil" dediğimizde, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir.
Yoksa, okumuş olanlardan, en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okuma bilmeyenlerden de hakikati gören, gerçek âlimler çıkabilir. )
( [Hatasını gösterdiğinde ...] Küfür ve hakaret eder. İLE/DEĞİL/YERİNE/>/>< Teşekkür eder. )
( (Kendi) "Sonuçlar"/ı ile hareket eder. İLE/DEĞİL/YERİNE/>/>< Süreçleri bilir ve takip eder. VE Hem süreç, hem sonuç birliği ve bütünlüğüyle hareket eder. )
( Bilmeyenle/câhille oturup pekmez yiyeceğine, bilenle oturup kuru ekmek ye. )
- CÂHİL ile CESUR
( Davranışlarını kontrol edemeyen. İLE Davranışın/ın sonunu hesap edememe. )
- CAHİL ile/ve/değil/yerine DÜŞÜNEMEYEN
( Herkes düşünür fakat herkes düşünmeyi düşünemez! )
- CAHİL ile/ve EÇHEL
( ... İLE/VE Çok/en cahil. )
( MÜTECÂHİL: Cahil gibi görünen, bilmemezlikten gelen, bilmez görünen, tecâhül eden. )
- CÂHİL ile/ve/ne yazık ki/||/<>/< GÂFİL
( Sen'i bilmeyen. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/< Ben'i bilmeyen. )
( Bilmediğini bilir. Bilmediğini kabul eder. Bu kabul, öğrenmeye yatkın kılabilir, en azından bilene saygı göstermeyi sağlayabilir. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/< Bilmediğini asla kabul etmez. Asla öğrenmeye yatkın değildir ve bilene saygı göstermez. )
( Şaşırabilme becerisini henüz yitirmeyen. Merak edebilir, soru sorabilir, eğitilebilme olanağı taşıyabilir. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/< Şaşırmaz, düşüncelerini sorgulamaz, hatalı olabileceğini kabul etmez, eğitime gereksinim duymaz. )
( Bilenlerin yanında eziktir, bilenin konumunu/yetkisini kabul eder ve genellikle bu konuma/yetkiliye pek de sorgulamadan bakar. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/< Kendi, tek başına yetkidir. Başkalarının yetkisinden, özellikle de bilenlerin yetki ve konumundan nefret eder. )
( Henüz gerçeklikten kopuk değildir. Gerçeği bilmese de sezgisel olarak gerçeğe yakındır. Gerçekle arasında köprü kurabilme becerisini yitirmemiştir. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/< Gerçeklikten tamamen kopmuştur. Kendi hayal dünyasında, safsata ile örülmüş yüksek duvarların ardında yaşar. Gerçeğe ulaşmak için gerekli tüm bağları reddeder. )
( Uyanabilir, uyandırılabilir. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/< Uyandırılamaz. )
- CÂHİL ile/ve/değil/||/<> GENÇ
( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<> Cahil, [daha çok] bilmeyen değil, davranış ve tutumuna sahip olamayan demektir. Gençlerin/gençliğin de sorunu, bilgili ya da bilgisizlikleri değil davranışlarında aşırıya kaçabilmeleridir. )
- CAHİL ile/ve KABA
( Kişiyi/cahili, bilgili ya da bilgisizliğinden değil yaklaşımından tanırsınız/anlarsınız! )
( Erkeğin okumuşu Kâdı, kadının okumuşu cadı olurmuş. )
( IGNORANT vs./and RUDE
You recognize the person/ignorant by his/her approach but also not by knowledge, nor ignorance. )
- CÂHİL ile KÂMİL
( Uzak ol/dur! İLE Yakın ol/dur! )
- CAHİL ile NÂDÂN[Fars.]
- CAHİL ile/ve/||/<> "PİSLİK"
- CAHİL ile ÜMMÎ
( ... İLE Okumamış, öğrenim görmemiş kişi. )
- CÂHİL ile/ve/<> ZÂLİM
( Sorgulamayan. İLE/VE/<> Sorgulatmayan. )
( Hiçbir şey, eyleme geçen cahillik kadar korkunç olamaz. )
- CAHİLİN AĞLAYIŞI ile/değil/yerine ÂLİMİN AĞLAYIŞI
- CAHİLİN, CEHALETİNE SUSMASI ile/= ÂLİMİN, İLMİNİ SAKLAMASI
( İkisi de kabul edilebilir ve doğru değildir! )
- CAHİLİN YAŞADIĞI/"DÜŞÜNDÜĞÜ" CEHALET ile BİLENİN YAŞADIĞI/"DÜŞÜNDÜĞÜ", ZANNETTİĞİ CEHÂLET
( Bilgisiz kişiye, hikmet dolu sözlerin yararı nedir? Kör bir kişiye, bir lambanın yararı nedir? )
- CAHİLLER ile ZEKİLER
( Kendilerini, mükemmel görmeye eğilimlilerdir. İLE Yeteneklerini, hafife almaya eğilimlilerdir. )
- CAHİL/LİK ile/ve/<> APTAL/LIK
( Elif'i, mertek zannetmek. [Bir şey bilmediği halde konuşanlar için kullanılan deyim. (Elif harfini ve bu kadar basit bir şeyi bile bilmeyecek kadar bilgisiz olma durumu.)][MERTEK: Eskiden evleri yaparken kullanılan dört köşe ya da yuvarlak kalınca ağaç gövdesi.] )
( CAHİLLER...
* Her şeyde, hemen öfkelenir.
* Yararı olmayan şeylerden konuşur.
* Yersiz [yanlış yerlere] sadaka verir.
* Sırrı korumayıp açık ederler ve yayar.
* Dostunu ve düşmanını birbirinden ayıramazlar.
* Merhametsiz ve vicdansızlardır. Hoşgörü, onları bırakmıştır.
* Kindar olup, fitne ve fücûr çıkarmayı sever.
* İftira atmaktan, başkasının âhını almaktan kaçınmaz.
* Dedikodu ve yalanları çoktur.
* Güvenilmezdir, emanete ihanet eder.
* Dünya nimetleri için el-etek öpmeyi çok sever, utanmaz.
* Yoldaşını yarı yolda bırakır, yedikleri kaba etmekten çekinmez.
* Kalplerinde vefâ, diğergamlık, kadirşinaslık olmaz.
* Nezâket ve letâfet onlara hiç değmemiş, olmamış meyve misali hamdır!
* Edep, onları terk etmiştir! )
( IGNORANCE vs. STUPID/NESS )
- CAHİL/LİK ile/ve SARHOŞ/LUK
- CAHİLLİKTE ile/değil/yerine/></> BİLGELİKTE
( Bilgisizlik/deneyimsizlik, bir yerlere düşürür ya da "çıkarır/taşır". İLE/DEĞİL/YERİNE/>> Varolmak, tek başına ve sürekli olarak yeterlidir. )
( [Gösterge] Kavrayamadığın şeyin "doğruluğuna inanmak". İLE/DEĞİL/YERİNE/>> Kavrayamadığı şeyin cahili olduğunu bilmek. )
( Kin çoğalır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>> Sevgi çoğalır. )
- CAHÎM[Ar.] ile NÂR[Ar.] ile SA'ÎR[Ar.] ile HARÎK[Ar.]
- CÂHİZ[Ar.] ile CAHİZ/CAFİZ[Ar.]
( Cesaretli, gözüpek. İLE Katılar için kullanılan hacim ölçüsü. )
- CÂİL[Ar.] ile CÂHİL[Ar. < CEHL]
( ... İLE Bilmeyen, bilgisiz. | Genç, tecrübesiz, toy. )
- CÂİL[Ar. < CEVELÂN] ile CÂİL[Ar.]
( Dönüp dolaşan, cevelân eden. İLE İşleyen, yapan, eden, yaratan. )
- CAİZE -ile
( Lâyık olana vermek. )
- ÇAKAL ÇUKAL -ile
- ÇAKAL/KURT/KÖPEK ile/değil ÇAKUPEK
( İlgili açıklamaları okumak için burayı tıklayınız... )
- ÇAKALBOĞAN -ile
( Kırlarda rastlanan bir bitki. )
- ÇAKALOZ[Yun.] ile ÇAKANOZ[Yun.]
( Çakıl taşı atan bir tür savaş topu. İLE Bir tür şapka. )
- ÇAK/ÇAQ ile ÇAK ÇOK/ÇAQ ÇOQ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bir şeyin kesin ve öz durumu. İLE Odun ve ceviz gibi şeylerin kırılması sırasında çıkan çatırdama sesi. )
- ÇAKIL ile KAYDIRAK
( Çakıl taşı. İLE Yassı, kaygan çakıl taş. | Çocukların, kaydırılan bir taşı ayakla kaydırarak oynadıkları oyun. | Çocuk bahçelerinde, çocukların oturup kayarak eğlendikleri oyun aracı. | Tomrukların kolay taşınması için dağdan kaydırıldığı yer. )
- ÇAKILIŞ ile/değil/yerine/>< ÇIKIŞ
- ÇAKIR ile ÇAKIR
( Mavi hareli elâ göz. | Çakırdoğan. İLE Şarap. )
- ÇAKIŞ(TIR)MAK ile/ve/değil/||/<>/< ÖRTÜŞ(TÜR)MEK
- ÇAKMA ile KAÇAK
- ÇAKMAK TAŞI ile/ve/||/<> DÜVEN
( Demir ya da çeliğe sürtüldüğünde kıvılcım çıkartan bir kuvars türü. | Düvenlerin altına çakılan küçük ve kesici taş. İLE/VE/||/<> Harmanda ekinlerin sapı ve tanelerini ayırmak için kullanılan, önüne koşulan hayvanlarla çekilen, alt yüzünde keskin çakmak taşları dikine çakılı bulunan, kızak biçiminde araç: )
- ÇAKMAK ile ÇAKMAK ile ÇAKMAK
( Taşa vurulup kıvılcım çıkarılan çelik parçası. | Çelik, taş ve tutuşacak maddeden yapılmış tutuşturma aygıtı. İLE Kuruyunca, kalın kabuk bağlayan, kabarcıklarla beliren ve genellikle yüzde çıkan bir deri hastalığı. İLE Vurarak sokup yerleştirmek. | Çivi ile tutturmak. | [argo] Kabul edilmeyecek bir şeyi, kurnazlıkla kabul ettirmek. | Vurmak. | Bir şeyi, başka bir şeye sürtmek, vurmak ya da çarpmak. | Sezinlemek. | İçki içmek. | Parıldamak, ışık vermek. )
- ÇAKMAK" ile/ve/||/<>/> "ÇAKOZLAMAK"
- ÇAKTIRMAMAK ile/ve/||/<> KAKTIRMAK
- ÇAKTIRMA(MA)K ile/ve RENK VERMEMEK
- ÇAL KOY/ÇAL QOY ile KOYUN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Alacalı koyun. )
- CA'L[Ar.] ile CÂL/Î[Ar.]
( Yapma, meydana getirme. | Sabır, tahammül. | İşe başlama, alma. İLE Tuzak. | Misvak ağacı. )
- CALABİ-YAU MANİFOLDU ile/||/<> KÄHLER MANİFOLDU
( Calabi-Yau manifoldu özel metrik özelliklerine sahipken İLE Kähler manifoldu genel kompleks yapı taşır )
( Formül: Ricci-flat metric )
- ÇALAP -ile
( Allah. )
- CALC- ile/||/<> CALCİ- ile/||/<> CALCANO- ile/||/<> -LİTH-/LİTHO-
( Kalsiyum, taş, topuk. İLE/||/<> Kalsiyum, kireç. İLE/||/<> Topuk. İLE/||/<> Taş, sertleşmiş birikinti. )
- ÇALGAY ile KANAT
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kuş kanadının ucları. )
- ÇALI BEBEĞİ ile AY AY
- ÇALI DİKENİ ile DEMİR DİKENİ ile DEVE DİKENİ ile EŞEK DİKENİ ile GEYİK DİKENİ
( MÜŞVİKE: Dikenli ağaç. )
( HÂR )
- CÂLÎ[Ar.] ile CÂLİ'[Ar.] ile CA'LÎ[Ar.] ile CÂL/CÂLÎ[Ar.]
( Parlayan, cilâlı. | Cilâlayan, parlatan, temizleyen. | Sürgün eden. İLE Açık-saçık hanım. | Utanması kıt adam. İLE Sahte, yapmacıklı, düzme. | [Felsefe'de] Yapma. [ARTIFICE(Fr.)] İLE Tuzak. | Misvak ağacı. )
- ÇALI ile ÇIKRA
( ... İLE Sık çalı. )
- ÇALI ile KARDİKENİ
( Böğürtlen, ahududu gibi küçük, dalları dibinden çatallanan ve sapları odunsu bitki: İLE Dişotugillerden, pembe çiçekli bir tür çalı. )
( ... cum ACANTHOLIMON ECHINUS )
- ÇALI ile KATMERİBADEM
- ÇALI ile/ve LİMONOTU
( ... İLE/VE Çokyıllık bir çalı. )
- ÇALI ile PIRNAL[Yun.]
( ... İLE Bir tür yeşil meşe çalısı. )
- ÇALI ile SARIÇALI/KADINTUZLUĞU
- ÇALI ile SINCAN
( ... İLE Sakızlı, bir tür dikenli çalı. )
( ... cum ASTRAGALUS )
- ÇALIG ile ÇALING ile ÇALING
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kayıp, başıboş hayvan. İLE Sanki yanmış gibi çorak ve siyah olan, ot bitmeyen yer. İLE Bir Çin kâsesi. )
- ÇALIKUŞU -ile
( WREN )
- ÇALIM/CAKA[İt. < GIACCA] ile ÇALIM
( Gösteriş, karşıdakini etkileme amacıyla yapılan davranış, kurum. İLE Kılıcın keskin yanı. | Bir şeyin, erebileceği uzaklık, erim. | Biraz benzeme, andırma. | Bir oyuncunun, topu, ayağından kaçırmadan, karşısındaki oyuncuları kıvrak hareketlerle aldatıp geçmesi. | Geminin su kesiminden aşağı bölümünün, baş ve kıç bodoslamasına doğru darlaşması. )
- ÇAL(IN)MA ile/değil KAÇIR(IL)MA
( Nesneler için geçerlidir. İLE/DEĞİL Canlılar[insan ve/ya da hayvan] için geçerlidir. )
- ÇALINTI ile/değil ALINTI
- CÂLİS[Ar. < CÜLÛS] ile CÂLİŞ[Fars.]
( Oturan, oturucu, tahta çıkan, cülûs eden. İLE Çiftleşme. | Naz ve gamze ile salınan. )
- ÇALIŞARAK ÇALIŞMAMAK ile/ve/||/<> ÇALIŞMAYARAK ÇALIŞMAK
- ÇALIŞKAN ile/ve/değil (İYİ) ÇALIŞAN
( [not] DILIGENT vs./and/but (WELL) WORKER )
- ÇALIŞKANLIK/SANAT ÜRETİMİ ile/ve/değil/||/<>/< İÇİNDEKİ "CANAVARI" GİZLEYEN UYGARLIK MASKESİ
- ÇALIŞKAN/LIK ile/ve/> ZEKİ/LİK
( Çalışkan ve alçakgönüllü kişiler, şansı yakalayacaktır. )
( Çalışan kişi, sürekli saf; tembel ise hilekârdır. )
( ... ile/ve/> BÂZIK )
( DILIGENCE vs./and/> TO BE INTELLIGENT )
- ÇALIŞMA SÜRESİ/SAATİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EMEK YOĞUNLUĞU/NİTELİĞİ
- ÇALIŞMA ile/ve/değil ARINMA
- ÇALIŞMA ile/ve/||/<>/< ELE ALMA
- ÇALIŞMA ile ETKİN-LİK/FAALİYET
( Çalışma, bütün tarafından bütün içindir. İLE Etkin-lik, ego tarafından ego içindir. )
( WORKING vs. ACTIVITY/ACTIVE-NESS
Work is by the whole for the whole, activity is by oneself for oneself. )
- ÇALIŞMA ile SALT ETKİN-LİK
( WORKING vs. PURE ACTIVITY/ACTIVE-NESS )
- ÇALIŞMA ile/ve UĞRAŞMA
( Uğraşmak gerçek doğanızdır. )
( Sonuç beklemeden uğraşın, hırstan yoksun bir çaba gösterin. )
( WORKING vs. STRIVING
Striving itself is your real nature.
Strive without seeking, struggle without greed. )
- ÇALIŞMA ile/ve ÜRETİM
( Siz çalışmayı sürdürün, tüm evren sizinle birlikte çalışacaktır. )
( İyi olanı isteyin, o zaman tüm evren sizinle birlikte çalışacaktır. )
( Çalışma ve bilgi elele yürümelidir. )
( Kişinin tek kazancı, çalıştığıdır. )
( Çalışan kişinin kimseye zararı dokunmadığı gibi, ondan hem milleti, hem de insanlık yararlanır. )
( Ya dünyayı bir oyun gibi görün ya da onun üzerinde var gücünüzle çalışın. Ya da ikisini de yapın. )
( Çalışmak zordur, gereksiz çalışmalardan kaçınmak ise daha da zordur. )
( Neye gereksiniminiz olduğunu en iyi siz bilirsiniz. )
( LABORARE ESTORARE: ÇALIŞMAK İBADETTİR! )
( WORKING vs./and PRODUCTION
Work on, and the universe will work vs. you.
You know best what you need!
Work and knowledge should go hand in hand.
Desire the good of all and the universe will work vs. you. )
- ÇALIŞMA ile/ve/<> VERİMLİLİK
( ONGUN: Çok verimli olan. | Yarar duruma gelmiş. | Mutlu. | Kutlu. | Totem. | Arma. )
( WORKING vs./and/<> PRODUCTIVITY )
- ÇALIŞMADA (KENDİNDEN/İŞLERİNDEN) ÖDÜN VERMEK ile/ve/<>/değil/yerine ÖZVERİLİ ÇALIŞMAK
- ÇALIŞMAK:
HİÇ ERİŞEMEYECEKMİŞİZ GİBİ ile/ve/ya da/||/<> HERŞEYİ YİTİRECEKMİŞİZ GİBİ
- ÇALIŞMAK İÇİN DİNLENMEK ile/ve/<>/değil/yerine ÇALIŞTIKTAN SONRA DİNLENMEK
- ÇALIŞMAK ile/ve/değil/||/<>/< AKILLICA ÇALIŞMAK
(
)
- ÇALIŞMAK ile/ve BAŞLAMAK
( Her iş, başlayana kadardır! )
- ÇALIŞMAK ile/ve/||/<>/< KAPILANMAK
( ... İLE/VE/||/<>/< Bir işe girmek ve o işte devam etmek. | Bir işe girmek. )
- ÇALIŞMAK ile/ve TEMBELLİK SONRASI ÇALIŞMAK
( ... İLE/VE Olumlu bir yaklaşımla, daha dönüştürücü, üretken bir çalışmaya dönüştürülebilir. )
- ÇALIŞMALARI:
YOĞUNLAŞTIRMA ile/ve DERİNLEŞTİRME
- ÇALIŞMALARI:
YÜRÜTMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> SÜRDÜRMEK
- ÇALIŞMA/MESAİ SAATLERİ:
20 ile 30 YAŞ ARASI ile/ve/||/<>/> 30 ile 40 YAŞ ARASI ile/ve/||/<>/> 40 ile 50 YAŞ ARASI ile/ve/||/<>/> 50 ile 60 YAŞ ARASI ile/ve/||/<>/> 60 ile 70 YAŞ ARASI
( 8 saat. İLE/VE
7 saat. + 1 saat. İLE/VE
6 saat. + 2 saat. İLE/VE
5 saat. + 3 saat. İLE/VE
4 saat. + 4 saat. İLE/VE
2 saat. + 4 saat. )
( Zorunlu ve fiziksel. İLE/VE
Zorunlu ve fiziksel. + Gönüllü ve zihinsel/toplumsal.
İLE/VE
Zorunlu ve yönetimsel. + Gönüllü ve toplumsal/eğitsel.
İLE/VE
Zorunlu ve yönetimsel. + Gönüllü ve toplumsal/eğitsel.
İLE/VE
Zorunlu ve yönetimsel. + Gönüllü ve eğitsel. )
- ÇALIŞMAYA ALIŞMAK ile/ve/||/<>/> ALIŞMAYA ÇALIŞMAK
( Okulda. İLE/VE/||/<> Yaşamda. )
- ÇALIŞTIĞIN YERİ/İŞİ SEVMEK ile/ve/ya da/||/<> SEVDİĞİN YERDE/İŞTE ÇALIŞMAK
( Sevdiğin işi yaparsan, çalışmış sayılmazsın. )
- ÇALKALA(N)MAK ile/ve/<>/değil SALLA(N)MAK
- ÇALKANTI ile GULGULE
( Deniz ve gölde dalgalanma. | Çalkalanmış nesne. | Kalbur yardımıyla ayrılan çer çöp. | Coşku. | Kargaşa ve bunalımın yol açtığı düzensiz, karışık, sıkıntılı durum. İLE Her ağızdan bir ses çıkmasından meydana gelen, dalga dalga ortalığa yayılan karışık gürültü. )
- ÇALMA ile ÇALPANG ile ÇALPAK/ÇALPAQ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kesek/tezek, kurutulmuş hayvan dışkısı. İLE Çamur. İLE Kir, pislik. )
- ÇALMA ile/değil ÖYKÜNME
- ÇALMAK ile/değil/yerine/>< ÇALIŞMAK
(
)
- ÇALMAK ile/ve/||/<>/> ÇAR ÇUR ETMEK
- CALYC-/-CALYX ile/||/<> -CELE/-COELE ile/||/<> -RRHEXİS ile/||/<> -COELEİ ile/||/<> CAV- ile/||/<> STEN-/STENO-/-STENOSİS ile/||/<> DOLİCH-/DOLİCHO-
( Kaliks, fincan biçiminde oluşum ya da yapı. İLE/||/<> Tümör, herni. bkz. fıtık. İLE/||/<> Fıtık, rüptür. İLE/||/<> Kavite, ventrikül, bölme, oyuk, gövde bölmesi. İLE/||/<> Kavite, oyuk, lezyon. İLE/||/<> Dar, daralma, bir açıklık ya da kavitenin daralması, sıkışma. İLE/||/<> Uzun, dar. )
- ÇAM AĞACI/KÖKNAR ile/ve SÖĞÜT AĞACI ile/ve KAVAK AĞACI
( Sağlığı simgeler. İLE/VE ... İLE/VE ... )
( ... ile/ve BÎD ile/ve ... )
( FIR vs./and WILLOW vs./and POPLAR )
( ABIES cum/et SALIX cum/et POPULUS )
- ÇAM BÖCEĞİ ile GÜNEY ÇAM BÖCEĞİ
- ÇAM "DEVİRMEK" ile/ve/<> "CEVİZ KIRMAK"
- CAM DİRENÇ ile/||/<> CAM FİBER
( Üzeri helezonî bir karbon direnç elemanıyla kaplanmış bir cam tüp. İLE Ses, ısı ve elektrik yalıtımında kullanılan 25nm'den daha ince seyrek yapıdaki bir cam lif. )
( GLASS RESiSTOR VS. GLASSY FıBRE )
( LA RESiSTANCE / VERRE AVEC LA FiBRE VERRE )
( GLASNiDERSTAND MiT GLASFASER, GLASFASERSTOFF )
- CAM GEÇİŞ SICAKLIĞI ile/||/<> ERİME SICAKLIĞI
( Tg amorf sertleşme, Tm kristal erime. )
( Formül: Tg < Tm )
- ÇAM ile ALAÇAM
( Çamgillerin örnek bitkisi olan çok çeşitli türleri yurdumuzda yetişen bir orman ağacı. İLE Rengi kızıla yakın bir çam türü. )
( PINUS cum PICEA EXCELSA )
- CAM ile/değil CAN
( Yüzünü görmek isteyenin baktığı. İLE/DEĞİL Özünü görmek isteyenin baktığı. )
( [not] GLASS vs./but LIFE/SOUL )
- CAM ile İNCİTAŞI
( ... İLE Feldispat cinsinden, suyu az ve eridiği zaman inciye benzeyen taneleri olan, yanardağ kaynaklı cam. )
(1996'dan beri)