Bağlaçlı
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 46.491 başlık/FaRk ile birlikte,
46.491 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(31/187)
- BULAŞMA ile AKIŞ
( TO SMUDGE vs. FLOWING )
- BULAŞMA ile/değil KONTAMİNASYON
( ... İLE/DEĞİL Temiz bir yüzeye, ortama ya da dokuya, başka bir ortamdan, kirliliğin taşınması. )
( Kontaminasyon Yeri [Mikroorganizma Sayısı]
Parmak Ucu [20 100 adet /cm²]
Eller [1.000 6.000 adet /cm²]
Kol [100 4.500 adet /cm²
Ayak [100 1.000 adet /cm²]
Tükürük [1 milyon 100 milyon adet/ml]
Dışkı [Yüzlerce milyar adet/gram]
Burun Akıntısı [1 milyon 10 milyon adet/ml] )
( [not] TO SMUDGE vs./but CONTAMINATION )
- BULAŞMA ile/ve/değil/yerine/||/<> YANKILA(N)MA
- BULAŞMAK ile/ve ULAŞMAK
( TO SMUDGE vs./and TO REACH )
- BULAŞTIRMAK ile YAYMAK
( TO SMUDGE vs. TO EXTEND )
- BÜLBÜL[< Fars., Ar. | çoğ. BELÂBİL, ANDELÎB] ile/ve ÖTLEĞEN/ÇALIBÜLBÜLÜ
( ... İLE/VE Çalıbülbülü. )
( MÜRG-İ SEHERÎ ile/ve ... )
( MÜRG-İ BÂG/BÂM/ÇEMEN/HEZÂR/HOŞ-HÂN/SEHER/SEHER-HÂN/SUBH/ŞEB-ÂHENG/ŞEBHÂN/ŞEB-HÎZ/TARAB, HÂKİSTER[mecaz] ile/ve ... )
( LUSCINIA MEGARHYNCHOS cum SYLVIA COMMUNIS )
- BÜLBÜL YUVASI ile BÜLBÜL YUVASI
( Küçük kadeh. İLE Bir hamurlu tatlıya verilen "ad". )
- BÜLBÜL ile BAYIRKUŞU
( ... İLE Çalıbülbülü. )
- BÜLBÜL ile LİR
- BÜLBÜL ile ŞEB-HÂN[Fars.]
( ... İLE Gece öten bir cins bülbül. )
- BÜLBÜL ile SÖĞÜT BÜLBÜLÜ
- BÜLBÜL'ÜN:
"SESİ" ile/ve/değil/||/<>/< DERDİ
- BULB/US ile BULBUS OKULİ
( Yuvar. İLE Göz yuvarı, göz küresi. )
- BULDGING ile HUMP ile KREST
( Şişkinlik, çıkıntı. İLE Tümsek, hörgüç, kambur. İLE Kabartı, çıkıntı. )
- BULDOG ile BAKSIR/BOXER
( BULLDOG vs. BOXER )
( CANIS FAMILIARIS MOLOSUS HIBERNICUS cum ... )
- BULGAK/BULGAQ ile BULGAŞ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Yaklaşmakta olan bir düşmanın etkisiyle topluluğu saran korku ve kaygı. İLE Yaklaşmakta olan bir düşmanın etkisiyle topluluğu saran itaatsizlik durumu. )
- BULGAMAK/BULGAMAQ ile BULGANMAK/BULGANMAQ ile BULGAYUK/BULGAYUQ ile BULGAMA ile BULGAK/BULGAQ ile BULGAŞ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bulandırmak. İLE Bulanma.[Suyun bulanması] İLE Bulanık. İLE Yağsız ve tatsız bulamaç.[yulaf lapası] İLE Yaklaşmakta olan bir düşmanın etkisiyle halkı saran korku ve kaygı. İLE Yaklaşmakta olan bir düşmanın etkisiyle halkı saran itaatsizlik durumu. )
- BULGU ile/ve/<> KANIT
( FINDING vs./and/<> EVIDENCE )
- BULGUNA/MALGUNA[dvnlgttrk] ile/= ÇALI
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Esnek, kızıl renkli bir çalı.[Ilgın ağacına benzer.] )
- BULGUR ile DÜĞÜ/DÜYÜ/DÜĞÜRCÜK/SİMİT
( ... İLE Elendikten sonra geriye kalan en ince bulgur. | Pirinç. )
- BULGUR ile FİRİK
- BULGUR ile HEDİK
( ... İLE Kaynatılmış buğday/bulgur. )
- BULGUR ile SİYAZ BULGURU
- BULMAK :/ile/ve/değil/>/|| BİLDİĞİNLE BULUŞMAK
- BULMAK ile/ve TESPİT ETMEK
- BULMAK ile/ve/<> UYANMAK
( TO FIND vs./and/<> TO AWAKE/AWARE )
- BULMAK ile/ve UYANMAK
- BULMAK ile YAKALAMAK
- BULMAK/BULMAQ ile BULDUKMAK/BULDUQMAQ / BULDUKTI/BULDUQTI ile BULDUZMAK/BULDUZMAQ ile BULDUNI[Kençek]
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bulmak. İLE Nesne/nin bulunması/bulundu. İLE Bulmasını sağlamak. İLE İçine kuru ya da yaş üzüm konan tatlı. )
- BÜLTEN ile/ve/değil/yerine BELLETEN
- BULUCU/KEŞFEDİCİ DENEY ile/ve/||/<>/> DOĞRULAYICI DENEY
- BÜLÛĞ ile REŞİT
( En erken başlangıcı erilde 12, dişilde 9 yaşındadır. Sonu, ikisinde de 15-16'dır. [İklime ve kişiye göre değişebilir.] İLE Reşit olma yaşı, [yasalarca] 18 yaşını tamamlayıncadır. )
( SİNN-İ BÜLÛĞ ile REŞÎD[< RÜŞD] )
- BÜLÛĞA ERMEK ile/değil RÜŞTÜNÜ İSPAT ETMEK
- BULUN ile BULNAMAK/BULNAMAQ ile BULNATMAK/BULNATMAQ ile BULUNG ile BULUŞ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Tutsak. İLE Düşmanı tutsak etmek. İLE Tutsak almayı emretmek. İLE Köşe. İLE Başka birinin yaptığı işten birinin elde ettiği kazanç. )
- BULUNÇ/VİCDAN[Ar.]:
DIŞARIDA ile/değil/yerine/>< İÇERİDE
( İlâh. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Ölçü. )
- BULUNÇ/VİCDAN[Ar.] ile/ve/<> BİLİNÇ
( CONSCIOUS vs./and/<< CONSCIOUSNESS )
- BULUNCU(VİCDANI), TATMİN ETMEK ile/ve/||/<> AKLI, İKNÂ ETMEK
( TO SATISFY THE CONSCIENCE/CONSCIOUS vs./and TO CONVINCE THE REASON )
- BULUNDUĞUN YER ile/ve/değil EŞİK
- BULUNDUĞUN YER ile/ve/değil/yerine YÖNÜNÜN NERESİ OLDUĞU
- BULUNDURMA ile BİRİKTİRME
( KEEPING vs. COLLECTING )
- BULUNMAK ile/ve/||/<>/> TERK ETMEK
- BULUNTU ile/değil BULGU
- [ne yazık ki]
"BULUP DA BULAMAK"["BUNAMAK" değil!] ile/ve/||/<> "AZIP DA AZIMSAMAK"
- BULUŞ ile/ve/değil/||/<>/< TANIMLAMA
- BULUŞ ile YAKALAMA
( Ondokuzuncu yüzyılın en büyük buluşu, buluşun yöntemlerinin bulunmasıydı. )
( INVENTION vs. CATCH )
- BULUŞARAK, ANLAŞMAK ile/ve/||/<> ANLAŞARAK, BULUŞMAK
- BULUŞMA "NOKTASI" ile "KESİŞME NOKTASI"
- BULUŞMA ile/ve/değil EŞİK
- BULUŞMADA ve YAŞAMDA:
GEÇ ile/değil/yerine/>< ZAMANINDA ile/değil/yerine/>< (")ERKEN(")
( Kabul edilemez olan/olabilen. İLE/DEĞİL Geç kalınmış olan/olabilen. İLE/DEĞİL/YERİNE Zamanında olan/olabilen. )
( Unacceptable. VS. Late. VS. On time. )
( AT MEETING and LIFE:
[not] LATE vs./but ON TIME vs./but (")EARLY(") )
- BULUŞMAK:
NESNE(SİN)DE ile NESİNDE/NEDENİNDE
- BULUŞMAK ile/ve ÖZDEŞLEŞMEK
- BULUŞMAK ile/ve UYUŞMAK
( TO MEET vs./and TO HARMONIZE )
- BULUŞMAK ile/ve UZLAŞMAK
( TO COME TOGETHER vs./and AGREEMENT )
- BULUT BİLİŞİM'DE(CLOUD COMPUTING):
IAAS ile/ve/+/<>/> PAAS ile/ve/+/<>/> SAAS
( Infrastructure as a service. İLE/VE/+/<>/> Platform as a service. İLE/VE/+/<>/> Software as a service. )
- BULUT ile ALTIGEN BULUT
- BULUT ile ÂMÂ
( ... İLE Altında ve üstünde hava bulun(may)an bulut. )
- BULUT ile GERD
( ... İLE Toz bulutu. )
- BULUT ile GÜRLEYEN BULUT
( ... ile RÂİDE[çoğ. REVÂİD] )
- BULUT ile KARABULUT
( ... İLE Sıkıntı, felaket. )
- BULUT ile MAMMATUS BULUTLARI
( ... İLE En nadir görülen bulut kümelerinden biri... )
(
)
- BULUT ile MERCİMEK BULUTU
- BULUT ile NİSAN BULUTU/EBR-İ NÎSÂN[Fars.]
( Nisan bulutu. )
- BULUT ile/ve/||/<> PERDE ile/ve/||/<> KAPI
- BULUT ile RAF BULUTU
( CLOUD vs. SHELF CLOUD )
- BULUT ile SAÇAKBULUTU
( ... İLE İnce, tüy gibi, saçaklı görünüşü olan, buz parçalarından oluşmuş beyaz bulut. )
( ... cum SIRRUS )
- BULUT ile YAĞMUR/KAR GETİREN BULUT
( Bulutlar, atmosferde asılı kalan minik su damlacıkları ya da buz kristalleri yığınlarıdır. Bu damlacık ya da kristaller su buharının duman ya da tuz gibi daha da küçük parçacıklar etrafında yoğunlaşmasıyla oluşur.[Yoğunlaşma çekirdekleri olarak adlandırılırlar.] )
( CEHÂM: Yağmur vermeyen bulut. )
( SEHÂB, GAMÂM/E ile ... )
( EBR/EBİR/EBRÛ[< EBRÎ: Bulutumsu. | ÂB-RÛ: Su yüzü. | Kaş.] ile ... )
( CLOUD vs. NIMBUS )
- BULUTLU LEOPAR ile FORMOZA BULUTLU LEOPAR
(
ile
)
( ... İLE Tayvan'da görülmektedir. )
( ... vs. FORMOSAN CLOUDED LEOPARD )
( NEOFELIS NEBULOSA cum NEOFELIS NEBULOSA BRACHYURA )
- BULUTSULAR ile/ve/||/<> GALAKSİLER ile/ve/||/<> KARA DELİKLER
- BÛM[Ar.] ile BÛN[Ar.]
( ... İLE Kolay. | Dip, nihâyet. | Rahim. )
- BÛM/E[Ar., Fars.] ile BÛM[Ar.]
( Baykuş. İLE Yer, toprak, yurt. | Sürülmemiş tarla. | Tabiat, huy. )
- BUMERANG ile/ve BURGAÇ/EĞRİM/GİRDAP[Fars.]/ANAFOR[Yun.]
( ... İLE/VE Bir engelle karşılaşan su ya da hava akımının, dönerek ve çukurlaşarak yaptığı çevrinti, ters akıntıların oluşturduğu dönme, eğrim, çevri. )
- BUMERANG ile/ve FRİZBİ[İng. FRISBEE]
( BOOMERANG vs./and FRISBY )
- BUNA BAĞLI OLARAK ile DOLAYISIYLA
- BUNALIM/KRİZ ile/ve/||/<> YARALANMA/VURUK/TRAVMA
- BUNALIM ile/değil BUNALTI
- BUNALIM ile/ve DUYARSIZLIK
- BUNALIM ile/ve KIRILMA
- BUNALIM/BUNGUN ile/ve SIKINTI/LI
( DEPRESSION vs./and DISTRESS/BOREDOM )
- BUNALIM ile/ve YORUM
- BUNALMA ile BUNAMA/ATEH[Ar.]/DEMANS[Fr., İng. < DEMENTIA]
( Sonsuz sonucu olmayan hiçbir küçük iş yoktur. )
( ... ile ATEH [ATÛH: Bunak] )
- BUNALTI ile/ve DUYARLILIK
- BUNAMADA:
VASKÜLER ile/ve/||/<> LEWY CİSİMCİKLİ ile/ve/||/<> FRONTOTEMPORAL ile/ve/||/<> PARKINSON ile/ve/||/<> HUNTINGTON
- BÜNBEK/BENBEK ile KADIRGA BALIĞI
( Kadırga balığı denilen bir tür deniz canlısı. )
- BUNDA, ANLAŞIL(A)MAYACAK ...:
"... BİR ŞEY Mİ VAR?" / ... NE VAR?" ile/değil/yerine/>< ANLAŞIL(A)MAYAN BİR ŞEY VAR MI?
( İkisi de soru değil "soru" "kipinde"/"biçiminde", yukarıdan/dikey bir dille, yargı/yükleme sözleridir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Anlamaya çalışmak üzere ve anlayışla, yatay bir dille âdil/tarafsız/yüksüz/yargısız/nötr yaklaşım sözü/sorusu. )
- BUNDUK[Fars.] ile BUNDUKÎ[Fars.]
( Fındık. İLE Bir altın para. [Türkçe'de "Fındık altını" denilen Bundukî adı, Venedik şehrinin Arapça adı olan Bundukiyye'den gelmiştir.] )
- BUNLARIN DIŞINDA ile ARTI OLARAK
- BUNU DA İTİRAF ETMEK GEREK ile/ve/değil/||/<>/< BUNU DA İFADE ETMEK GEREK
- BUNU ile/ve ONU
( THIS vs. THAT )
- BUNUN/ONUN 'ANLAM'I YOK! ile/değil BUNUN/ONUN YARARI YOK!
- BUNUN/ŞUNUN/ONUN GİBİ ile/ve/||/<> BUNA/ŞUNA/ONA BENZER
- BÜNYE ile/ve/||/<> GENETİK
- BÜNYE[Ar. < BUNYE] ile/ve/||/<>/> ÖRGEN
- BÜNYESİNDE) BULUNDURMA ile (BÜNYESİNDE) BARINDIRMA
- BU/O İŞTE ELİ VAR/DIR ile/değil BU/O İŞTE (BİR) PARMAĞI VAR/DIR
- BÛR[Ar.] ile BÛR[Ar.]
( Dünya ve ahirete hayrı olmayan kişi. İLE Fıstıkî renk. | Doru, kızıla çalar at. | Sülün. )
- BURADAN GİDİLİYOR ile/değil/yerine BURADAN DA GİDİLİYOR
- ... BURADAN GELİ(YO)R ile/ve/değil ... BUNA/ŞUNA DAYANI(YO)R
- BURÂK -ile
( HZ. MUHAMMED'İN MÎRAÇ'TA BİNDİĞİ AT )
( ŞİMŞEK [IŞIK HIZINDA] )
- BURAK ile/ve DÜLDÜL
( BURAK: İnsanı, imana yaklaştıran amellere sevk eden. )
- BURÇ ile BURÇ
( Kale duvarlarından daha yüksek, yuvarlak, dört köşe ya da çok köşeli kale çıkıntısı. | Zodyak üzerinde yer alan 12 takımyıldıza verilen ortak ad. İLE Ökseotu. )
- BURÇAK ile HÜRLE
( ... İLE Bir cins burçak. )
- BURÇAK/BURÇAQ ile BURÇAK/BURÇAQ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bezelye, fasulye, bakla gibi şeylerin tanesi, tohumu. İLE Ter damlası. )
- BÜRÇEK ile PERÇEM
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( İnsan perçemi. İLE Atın perçemi, yelesi ya da kuyruk tüyü. )
- BURCU BURCU -ile
- BÜRD[Ar.] ile BÜRD[Ar.]
( Bir çeşit çubuklu kumaş, aba. İLE Bilmece, bulmaca, muammâ. )
- BÜRDE[Ar.] ile -BÜRDE[Ar.]
( Arapların giydiği bir çeşit aba, hırka. İLE Adlara eklenerek "götürülmüş, götürmüş, götüren" anlamlarına birleşik sözcükler yapar.. )
- BU'RE[Ar.] ile BÛRE[Ar.]
( Çukur. | Çölde çukur biçiminde yapılan ocak. İLE Kuyumcuların kullandıkları, tuza benzer bir madde. | Nebat şekeri.[TEBERZED] )
- BÜREYDE -ile
( SERİNLİK )
- BURGAÇ/EĞRİM/GİRDAP[Fars.] ile/ve/||/<> KISIR DÖNGÜ
- BURGATA[< İt.] -ile
( Tel ve bitkisel halatların pus[2.54 cm.] olarak çevresini belirten birim. )
- BURGAZADA ile/ve KAŞIK ADASI / "PİDE"[< PİTA] ADASI
( ... İLE/VE Burgazada'nın önünde bulunan küçük ada. )
( Tarihi kaynaklara göre bilinen ilk tarihsel olay, Büyük İskender'in komutanı Antigonos'un oğlu Dimitrios Polyerkides'in M.Ö. 298 yılında, babası adına Panarmos adasında bir kale inşa ettirmesi ve adaya Antigoneia adını vermesidir. İLE/VE ... )
( Bizans döneminde üç manastır yaptırılmıştır. )
( )
( )
- BÜRGE ile BÜRGE
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Pire. İLE Aklı olmayan, deli. )
- BÜRGU[Fars.] -ile
( Boru denilen bir çalgı. )
- BURGU ile/||/<> BASBAL
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( ... İLE/||/<> Burgulu bir şeyin tek bir kıvrımı. )
- BURGULU KAZIK ile ÇAKMA KAZIK ile FORE KAZIK ile KUM KAZIK ile MİNİ KAZIK ile SÜRTÜNME/ADERANS KAZIĞI
( Ucundaki burgu aracılığıyla burularak yere sokulan kazık. İLE Bir şahmerdan ile başına vurularak yere çakılan, ucu çelik çarıklı kazık. İLE Zemine çakılan bir kılıf borusunun içindeki toprağı boşaltıp çelik donatı indirdikten sonra yerinde beton dökülerek yapılan kazık.[Beton döküldükçe, kılıf, yukarıya çekilir.] İLE Çok çürük zeminlerde, delinen zemine kum doldurarak yapılan bir çeşit kazık. İLE Geçici toprak işleri için kullanılan, çapı 25 cm. kadar olan ve yanyana çakılarak ya da açılan deliklere beton dökülerek uygulanan kısa boylu kazıklara verilen ad. İLE Sağlam zemine ulaşılması olanaksız durumlarda, beton dökülerek yapılan ve yanlarak sürtünerek duran kazık. )
- BURHAN[Ar.] ile BUHRAN[Ar.]
- BURHÂN[Ar.] ile DELÂLET[Ar.]
- BURHAN ile/ve IYÂN
( ... İLE/VE Doğrudan deneyim/gözlem. [İşrâkilik'te!] )
- BURHAN ile/ve IYÂR
( ... İLE/VE Saadete doğru gitme. [> AYÂR: Altının, gümüşün ve öteki değerli madenlerin karışma derecesi.] )
- BURHAN-I LİMMÎ ile/ve BURHAN-I İNNÎ
( Fizik. İLE/VE Matematik. )
( Niçin? İLE/VE Nasıl? )
( Tabii. İLE/VE Tâlimî. )
( Zihinde. İLE/VE Hem zihinde, hem dışarıda. )
( Aposteriori. İLE/VE Apriori. )
- BÜRİ/BAŞAK BÜRİSİ ile BÜRİ ile BÜRGÜÇ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Okun ucuna geçirilen temrenin oyuğu. İLE Ark ya da kuyu gibi şeylerin ağzına takılan ve bu ağızları destekleyerek suyun şiddetiyle yarılmasını engelleyen yuvarlak içi boş tahta parçası. İLE Fırın içindeki ekmeyi çevirmeye yarayan, kılıca benzeyen geniş bir tahta parçası. )
- BÜR'/İLTİYÂM[Ar.] -ile
( Yaranın iyileşip kapanması, onulma. )
- BURKSAN/BURXAN/FURKSAN/FURXAN ile BUSUG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Put [Budha heykeli]. İLE Pusu. )
- BURKULMA ile/değil BURULMA
- BIYIKLARDA:
BURMA ile NEVHAT ile GAYTAN ile YOLUK ile KIRPIK ile PIRASA ile YASTIKLI
( ÇÂR-DARB[Fars.]: Dört darp. Kalenderîlerin arasında sakal, bıyık, kirpik ve kaş yerine kullanılan bir deyimdir. )
( BURÛT: Bıyık. )
- BURMA ile BURMA ile BURMA
( Burmak. | Burularak yapılmış altın bilezik. Burulmuş, burularak yapılmış, kıvrılmış. | Yaşken burularak kurutulan ot. | Kuru incir. | Sarığıburma. İLE Musluk. | Kapı tokmağı/kolu. İLE Myanmar/Birmanya. [ülke] )
- BURMAK/BURMAQ ile BURUTMAK/BURUTMAQ ile BURIŞ(BURUŞMA) ile BURKI/BURQI ile BURKITMAK/BURQITMAQ ile BURKIG/BURQIG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kokma. | Buharının yükselmesi. İLE buharlanmasına neden olmak. İLE Kırışıklık.[deride ya da kumaşta] İLE Kırışık/buruşuk. İLE Buruşturmak. İLE Deride ya da benzer bir nesnede oluşan kırışıklık/buruşma. )
- BURNU BÜYÜK/LÜK ile/değil/yerine SEÇKİN/LİK
- BURNUN AKMASI ile/ve/değil/yerine SÜMKÜRMEK
( MÜTEMAHHIT: Sümküren, temahhut eden. )
- BÜROKRASİ ile "DERİN DEVLET"
- BÜROKRASİ ile/ve/ne yazık ki/<>/>< YOLSUZLUK
- BURS- ile/||/<> CYST-/CYSTİ-/CYSTO-/CYSTİDO- ile/||/<> VESİCO-
( Kese. İLE/||/<> Kese, torba. İLE/||/<> İdrar kesesi, kese, kabarıklık. )
- YASTIKÇIK/KESE/TORBA/BURSA[Lat. < BURSA SYNOVIALIS] ile Bursa
( Eklem bölgelerinde bulunan, içi sıvı dolu küçük kesecikler. [Kaslar, tendonlar ve kemikler arasındaki sürtünmeyi azaltarak hareketi kolaylaştırır.] İLE Türkiye'de, Marmara bölgesindeki bir il. | M.Ö. II. yüzyılda kurulan kent, Prusias[Bitinya Kralı] adını almış ve zamanla Bursa biçiminde değişmiştir. )
- BURTLAK -ile
( Taşlık, çalılık yer. )
- BURTLAK/MOZAK/MERDEK ile ÇORPA
( Domuz yavrusu. İLE Dağ domuzu yavrusu. )
( PIGLET vs./and ... )
- BURÛDET -ile
( KALPTEKİ SOĞUKLUK )
- BÜRÛK[Ar.] ile BÜRÛK[Ar. < BERK]
( Un helvası. İLE Şimşekler. )
- BURUN YANGISI ile DİŞETİ YANGISI/PİYORE[Fr.]
( NEZLE | ZÜKÂM[Ar.] | ZÜKÂM-I MÜZMİN )
- BURUN ile BURNAZ
( ... İLE İri ve uzun burunlu. )
- BURUN ile BURUN ile BURUN ile BURUNG ile BULUNG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Burun. İLE Dağın doruğu. | Herhangi bir şeyin ilk parçası. İLE Ön. İLE Olanağı bulunan en uzak noktaya göre kabul edilen ok atım uzaklığı. İLE Köşe. )
- BURUN ile/ve/değil GAGA
( HATM[insanda ve hayvanda] ile/ve/değil HATM[: Kuş gagası.] )
( MOUTH vs./and BEAK )
- BURUN/ZİRVE ile KEREMPE
( ... İLE Denize doğru uzanan taşlık burun. | Dağın en yüksek yeri. )
- BURUN ile KIL BURUN
( ... İLE Deniz içine uzanmış ince kara parçası. )
- BURUN ile ÖN
- BÜRÜNÇÜK ile BÜRÜNG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kadın peçesi, yaşmak. İLE Girdap. )
- BURUNDİ -ile
( Küçük Baldırlı İnsan Ülkesi )
- BURUNDİ'DE:
FRANSIZCA ile/ve/değil/yerine KURUNDİ
( UMUGOFE: Kadın. | IZUBU: Gündüz. | UKWEZI: Gece )
- BÜRÜNME ile/ve/değil/yerine ÖRTÜNME
- BÜRÜNME ile/ve/||/<> SARINMA
- BÜSBÜTÜN ile/değil/yerine TÜMÜYLE/TAMAMEN
- BÛS/E[Fars.] ile -BÛS[Fars.]
( Öpme, öpücük, öpüş. İLE Öpen. [DÂMEN-BÛS: Etek öpen.] )
- BÛSE ile ÖPÜCÜK
- BÛSELİK -ile
( En eski makamlardandır. Minör karşılığıdır. Bûselik beşlisi ve hicaz dörtlüsünden oluşur. Dizisi çıkıcı olup hüseynîde son bulur. İnici biçimi şehnâz ve bûselik adıyla anılır. Nihâvend, sultân-ı yegâh, ruh ve nüvâz gibi makamlar bundan çıkmıştır. Orta derecede kullanılmış makamlardandır. )
- BUSHİDO[Jap.] -ile
( Samurai'nin ahlâk yasası. Japon şövalyelik mesleği. )
- BÜSLE[Ar.] ile HULVÂN[Ar.] ile RİŞVET[Ar.]
- BUŞON ile BUTON
( Tıkaç. İLE Düğme. )
- BÜST ile HERME
- BÜST ile/||/<> SFENKS ile/||/<> EQUESTERİAN
( İnsanın gövdesinin başını ya da göğüsten yukarısını gösteren heykel. İLE/||/<> Başı ve gövdesi farklı türlerden (genellikle başı kadın ve gövdesi aslan gibi) olan fantastik yaratık. İLE/||/<> Atlı portre. Batı sanatında resim ve heykel alanında soylu ya da önemli kişileri betimlemek için kullanılmış bir portre türü.[En başarılı örneklerini Rönesans'ta Donatello ve Verrocchio'nun yapıtlarında gördüğümüz bu tür portreler, modeli onurlandırıcı ve yüceltici bir anlam taşırdı.] )
- BÜST[Fr.] ile TORS
( Yontu sanatında başı, göğsü, kimi zaman da omuzları içine alan yontu türü. İLE Gövde heykeli. )
- BUSTROFEDON[İng. BOUSTROPHEDON < Yun. βουστροφηδόν]:
GERÇEK ile/ve/||/<> SÖZDE ile/ve/||/<> YİNELEYEN
(
Antik Yunanca kökenli bu terim, yazının öküzün tarlayı sürerken izlediği yol gibi her satırda yön değiştirmesi anlamına gelir. Tıpkı bir öküzün saban ile tarlayı sürerken her sıranın sonunda dönüp ters yönde devam etmesi gibi, metin de satır sonlarında yön değiştirir. Bustrofedon, antik dönemde yaygın olarak kullanılan çift yönlü bir yazı düzenidir. Özellikle MÖ VIII. - VI. yüzyıllar arasında Yunan, Etrüsk, Sabaean ve Safaitic gibi çeşitli dillerde kullanılmıştır. Modern yazı sistemlerinden farklı olarak, okuyucunun gözünün satır sonundan başa dönmesi gerekmez; bu da okuma sürecini daha akıcı duruma getirir. Klasik ve en yaygın bustrofedon türü. Satır yönü her satırda değişir ve yazaçlar, yatay olarak aynalı (mirrored) yazılır. Girit adasındaki en önemli Yunan hukuk yazıtı İtalya'daki antik Etrüsk mezar taşları Almanca "Schlangenschrift" (Yılan Yazısı) olarak da bilinir. Yazaçlar, aynalı değil 180° döndürülerek (baş aşağı) yazılır. Etrüsk serpantin bustrofedon örneği Adriyatik kıyısı yazıtları Metin aşağıdan yukarıya doğru ilerler ve her satır 180° döndürülür. Tableti fiziksel olarak çevirmek gerekebilir. Paskalya Adası'nın gizemli yazı düzeni Eski Macar çomak yazıtları
Ders: Elde edemediğimiz şeyleri küçümsemek, kendimizi kandırmaktan başka bir şey değildir.
Sözde bustrofedonda yazaçlar aynalı değil 180° döndürülmüş olarak yazılır (baş aşağı).
Okumaya sol alt köşeden başlanır. Her satırdan sonra tablet 180° çevrilir.
Antik Yunan'ın en kapsamlı hukuk metni. 12 sütundan oluşan bu yazıt, aile hukuku, mülkiyet ve kölelik konularını düzenler. Bustrofedon yazımın en iyi korunmuş örneğidir.
Hitit İmparatorluğu'nun yazı düzeni. Hayvan ve insan figürleri içeren hiyerogliflerde, figürlerin baktığı yön okuma yönünü belirler. Kesintisiz yineleyen bustrofedon kullanılır.
Hâlâ çözülememiş gizemli bir yazı düzeni. Okuyucu tableti her satırdan sonra 180° çevirir. Dünyada bilinen tek ters bustrofedon örneğidir.
Etrüsk dilinin en uzun yazıtlarından biri. Serpantin bustrofedon (Schlangenschrift) kullanır - yazaçlar, aynalı değil baş aşağı döndürülmüştür.
Saba Krallığı'nın yazı düzeni. Güney Arap abecesi kullanılır. Anıtsal yazıtlarda bustrofedon yeğlenmiştir.
Göçebe Arap kabilelerinin bıraktığı binlerce kaya yazıtı. Yazı yönü tutarsız olabilir - bazen bustrofedon, bazen tek yönlü.
Latince "sinister" (sol) sözcüğünden. İbranice, Arapça, Farsça gibi dillerde kullanılır. Tek yönlü, tutarlı sağdan sola yazım. Latince "dexter" (sağ) sözcüğünden. Latince, Türkçe, İngilizce gibi dillerde kullanılır. Modern Batı dillerinin standardı. Yazaçların hem yatay, hem de dikey olarak hizalandığı yazı stili. Her yazaç, bir ızgara gözesine yerleştirilir. Antik Yunan anıtlarında yaygındır. Metnin tamamının aynalı yazıldığı sistem. Leonardo da Vinci'nin defterlerinde görülür. Bustrofedondan farklı olarak yön değiştirmez. Metnin merkezden dışa ya da dıştan merkeze doğru spiral biçiminde ilerlediği yazım. Bazı antik diskler ve mühürlerde görülür. Çince, Japonca ve Korece'nin geleneksel yazım yönü. Sütunlar sağdan sola sıralanır. Modern kullanımda yatay da yaygın. ( ( Dağ ıspanağı. İLE ... ) ( Halihazırda/anda Olan. [ŞOL] İLE/VE Olmuş/olan/olabilecek. ) ( Gövdede çıkan sivilce, ufak çıban. İLE Lânet, beddua, ilenme, ilenç. ) ( Soyluların oğullarının ya da kızlarının perçemine takılan büyük ve değerli bir türkuvaz. İLE Soylu birinin yolladığı armağanı getiren kişiye verilen bahşiş. ) ( But. İLE Dal. ) ( BOUGETTE[Fr.]: Küçük çanta. [İngiltere'de Maliye Bakanı'nın yıllık hesaplarını meclise küçük bir çanta içinde getirmesinden dolayı.] ) ( Çok. İLE Dışkı, kaka.[Yalnızca çocuklar için kullanılır.] ) ( Herhangi bir şeyin dalı. İLE Küçük bir su tulumu. ) ( Bütirat 4 karbonlu KZYA İLE asetat 2 karbonlu KZYA'dır. Bütirat kolonositlerin ana enerji kaynağı İLE asetat karaciğerde metabolize edilir. İkisi de mikrobiyota tarafından üretilir. ) ( Kesin hükümsüzlük. ) ( COMPLETE vs./and CONNECTED/RELATED ) ( Herhangi bir şeyin güvenilir ve sağlam olanı. İLE/||/<>/= Parçaların biraradalığı. ) ( ... cum MILVUS MIGRANS ) ( Bir kavramın, bireylerinin toplamı, bütünü vermez. ) ( Bütün, parçaların toplamından daha fazla birşeydir. ) ( ZIRNIK[Fars. < ZIRNÎH]: Sıçanotu, arsenik madeni ile kükürt karışığı bir madde. | Herhangi bir şeyin en küçük, önemsiz ve işe yaramaz parçası. ) ( PIECE vs./and ENTIRE/WHOLE ) ( ... ile/ve/değil/<> BERH: Parça, az şey, hisse, nasip. | Su birikintisi. | Şimşek. | Yaş odunun yanarken çıkardığı yaşlık. | Balık. ) ( HOLON ile MEROS ) ( Parçası bulunur. İLE/DEĞİL/YERİNE Parçası bulunmaz. ) ( Nitelikse. İLE/DEĞİL/YERİNE Nicelikse. ) ( Tekse. İLE/DEĞİL/YERİNE Çoksa. ) ( Bütün, ("Parçaların biraradalığı", "Bütünlük", "Entegrasyon/Integration/Integrity") anlamını taşıyan bir sözcüktür.
Tüm ise, (ingilizce "Whole/All") ile karşılık bulur. Parça parça olsa da, çeşitli oranlarda eksiklikler de olsa istisnasız ve ayırımsız, tamamıyla/tümüyle kapsamadır. ( INTEGRAL vs. UNIVERSAL ) ( ) ( TO (GET) COMPLETION vs./and TO (BECOME) COMPLETE ) ( INTEGRATION vs. TO GET COMPLETION ) ( INTEGRATION vs./and TO BECOME DIFFERENT ) ( INTEGRANT vs. COMPLEMENTARY ) ( Parçaların biraradalığı/birliği. İLE/VE/DEĞİL Uyum. ) ( INTEGRITY vs./and IMMUNITY ) ( ... İLE Esrime, duyulur olanlardan, bir başka deyişle tikel şeylerden başlayıp derece derece iç algıya ve iç algıdan da geçip bir an için bile olsa yokluğa dalmak, aslına kavuşmak demektir. ) ( ENTIRE/INTEGRITY vs./and THE SELF/NESS ) ( INTEGRITY vs. CONCENTRATION ) ( TO COMPLETE/COMPLETION vs. TO REDUCE ) ( INTEGRITY vs. SURROUNDING ) ( INTEGRITY vs./and/<> LOVE ) ( Fıstığa benzeyen bir diken. İLE ... ) ( Açık mor renk. | Bu renkte olan. İLE Açık mor/eflatun renk. | Bu renkte olan. ) ( ... İLE Bir tür büvelek. ) ( ... ile ZÜBÂB-I BAKARÎ ) ( Su birikintisi, gölcük. İLE Yiyecek ve içecek şeyler satılan küçük büfe. ) ( Bir yemek adı. ) ( Belirli bir davranışta bulunmaya zorlayıcı söz, emir. | İLE/DEĞİL/||/<>/> İnceliğin ve/ya da anlayışın en üst seviyede olduğunu yansıtmak üzere kullanılan söz ya da kinâyeli söz. | Nispetli bir davranış ya da tutumla ve gerisi suskunlukla yansıtılan/gösterilen, ikinci sözcüğü tek sözcük olan[olarak kullanılan] bir karşıt pekiştirme[oxymoron]. ) ( Evrenin, "büyücülerden" ve "ara varolanlardan" temizlenmesini, kelâm sağlamıştır. ) ( Yok olma. İLE Mesken, hane, ev, oda, oba. ) ( AVARYA: Gemiye ya da yüke sonradan gelen maddi hasar ile umulmayan masraflar. ) ( Tüm malların ortaklaşa kurtuluşunu sağlamak amacıyla yapılan akla uygun fakat olağanüstü giderler. İLE/VE
Yolculuğun gereği olarak ortaya çıkabilen hasar ve giderlerdir. [Sahibine aittir.] ) ( Gemiyi batmaktan korumak için bazı yüklerin denize atılması. İLE/VE Geminin karaya oturması ya da gemideki yükün dalgalar tarafından alınması. ) ( BÜYÜK ÇATIŞMALAR/KARŞITLIKLAR/GERİLİMLER
- AKIL - DİNİ "İNANÇ/İMAN" ) ( Bilginlerle düşüp kalkanlar. İLE/<> Devlet başkanlarıyla düşüp kalkmayanlar. ) ( VESTİBÜL: Küçük dudaklar tarafından sarılan boşluk. ) ( LABIA MAJOR ile/ve LABIA MINOR ) ( [yanlışlarını] Bilirler. İLE Bilirler fakat "kabul etmezler". ) ( MAGNO ile/ve/<> PARVOSEÜLER ) ( ) ( Amerika'da. İLE Meksika'da. ) ( ... İLE Büyük Kanyon'dan, 4 kat daha büyüktür. ) ( ... İLE/VE Osmanlı'da "Koltuk Kapısı" alarak adlandırılırdı. ) ( Fatih )BUSTROFEDON
Köken ve Tanım
βουστροφηδόν (boustrophēdón)
Bustrofedon Türleri
Gerçek Bustrofedon
TRUE
Gortyn Yasaları
Etrüsk Yazıtları
Sözde Bustrofedon
FALSE / SCHLANGENSCHRIFT
Capua Steli
Sabellik Yazıtları
Ters Bustrofedon
REVERSE
Rongorongo
Macar Rovás
Karşılaştırma
Özellik
Gerçek (True)
Sözde (False)
Ters (Reverse)
Yineleyen (Recursive/Iterating)
Satır Yönü Değişimi
* Her satırda
* Her satırda
* Her satırda
* Kesintisiz
Yazaç/Harf Dönüşümü
Yatay aynalama (mirror)
180° rotasyon (invert)
180° rotasyon
Türe göre değişir
Okuma Ekseni
Yatay zigzag
Yatay zigzag
Dikey zigzag (↑)
Yatay sürekli
Tablet Çevirme
X Gerekmez
X Gerekmez
* Gerekli (180°)
X Gerekmez
Paragraf Kesintisi
Olabilir (yön sıfırlanır)
Olabilir
Nadir
X Yok (sürekli)
Başlangıç Noktası
Sol üst köşe
Sol üst köşe
Sol alt köşe
Sol üst köşe
Yerine Ad
-
Schlangenschrift, Serpentine
-
Continuous Boustrophedon
Yaygınlık
En yaygın
Nadir
Çok nadir
Uzun metinlerde
Önemli Örnek
Gortyn Yasaları
Capua Steli
Rongorongo
Luwi Hiyeroglifleri
Bustrofedon Örnekleri
Tilki ve Üzüm - Ezop Masalı
GERÇEK BUSTROFEDON
Kaplumbağa ve Tavşan
SÖZDE BUSTROFEDON (Schlangenschrift)
Rongorongo Stili — Ters Bustrofedon
TERS BUSTROFEDON
Tarihsel Metin Örnekleri
Gortyn Yasaları
Luwi Hiyeroglifleri
Rongorongo Tabletleri
Capua Etrüsk Steli
Sabaean Yazıtları
Safaitic Yazıtları
İlişkili Yazı Yönü Kavramları
Sinistrograd
Dekstrograd
Stoichedon
Ayna Yazısı
Spiral Yazı
Dikey Yazı
Dijital Araçlar ve Kaynaklar
Araç / Kaynak
Tür
Açıklama
Bağlantı
dCode Boustrophedon
Çevrimiçi Dönüştürücü
Metni bustrofedon formatına dönüştürür. Hem aynalama hem de ters çevirme seçenekleri sunar.
dcode.fr
TextFixer Reverse Text
Metin Ters Çevirici
Metni ters çevirir ve aynalar. Bustrofedon oluşturmak için kullanılabilir.
textfixer.com
Unicode Bidirectional Algorithm
Teknik Standart
Unicode'un çift yönlü metin işleme standardı. RTL ve LTR karışık metinler için.
unicode.org
Wikipedia - Boustrophedon
Ansiklopedi
Kapsamlı tarihsel bilgi, örnekler ve referanslar.
wikipedia.org
Omniglot Writing Systems
Referans Sitesi
Dünya yazı düzenleri ansiklopedisi. Bustrofedon kullanan diller hakkında bilgi.
omniglot.com
Unicode Denetim Karakterleri
Karakter
Unicode
İsim
Kullanım
U+200F
Right-to-Left Mark (RLM)
Metnin sağdan sola yönünü zorlar
U+200E
Left-to-Right Mark (LRM)
Metnin soldan sağa yönünü zorlar
U+202E
Right-to-Left Override (RLO)
Tüm sonraki karakterleri RTL yapar
U+202D
Left-to-Right Override (LRO)
Tüm sonraki karakterleri LTR yapar
U+202C
Pop Directional Formatting (PDF)
Yön geçersiz kılmasını sonlandırır
Aynalı Yazaç
)
Bölüm
Açıklama
Tanım
Satırların bir sağa bir sola; yani öküzün tarlayı sürerken izlediği yol gibi gidiş-geliş yönünde düzenlendiği eski yazı biçimi.
Köken
Yunanca boustrophēdón (βουστροφηδόν) → bous (öküz) + strophē (dönüş) + -dón (zarf eki).
Anlamı: “Öküz gibi dönerek (yazarak)”.
Yazım Yönü
Bir satır sağdan sola, sonraki satır soldan sağa ilerler.
Sağdan sola giden satırlarda çoğunlukla harfler de ayna yönünde yazılır.
Görsel Mantık
Yazı bir yılan gibi kıvrılarak ilerler. Satır sonuna gelindiğinde yeni satır ters yönden devam eder.
Kullanıldığı Dönemler
MÖ 7–5. yüzyıllar arasında Arkaik Yunan yazıtları.
Ayrıca bazı Ege ve Anadolu yazılarında: Luwi, Likya, Karya.
Etrüsk yazıtlarında sınırlı örnekler.
Runik yazmalarda ender örnekler.
Bustrofedon Türleri
1. Gerçek bustrofedon: Satır yönü değişir, yazaçlar da aynalanır.
2. Sözde/rotasyonlu bustrofedon: Satır yönü değişir fakat yazaçlar, aynalanmaz.
3. Yineleyen/rekursif bustrofedon: Satır içi yön okları ya da simgeler kullanılır.
Teknik İşlevler
Satır başına dönme gereksinimini azaltır; yazıcı için hız ve ergonomi sağlar.
Taş yazıtlar ve blok yazım için özellikle uygulanabilirdi.
Modern Kullanım
Kodlama ve matematikte zigzag tarama algoritmaları.
QR ve optik dizilerde bustrofedon tarama mantığı.
Steganografi ve veri dizilimlerinde “bustrofedon pattern” olarak geçer.
Somut Eski Örnekler
Gortyn Yasası (Girit, MÖ V. yy) - en ünlü bustrofedon metinlerden biri.
Eski Yunan stel ve taş yazıtlarının büyük bölümü (özellikle Arkaik dönem).
Etrüsk ayna yazımlı mezar yazıtları.
...
Günümüzde doğal dillerde kullanılmaz; tarihsel ve teknik bir yazım düzeni olarak incelenir.
- BUSTULI ile ISPANAK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]- BU/ŞU:
"TABLO" ile "SAHNE"- BU/ŞU ile/ve O
- BÜSÛL[Ar. < BESR] ile BÜSÛL/BÜSÛR[Fars.]
- [BU/ŞU/O] ANLAMI:
"TAHSİL ETMEK" ile/ve/||/<>/>/< ZEVK ETMEK- BU/ŞU/O SÖZ/DÜŞÜNCE/DAVRANIŞ:
DOĞRU MU? ile/ve/değil/yerine/||/<>/< OLANAKLI MI?- BÜT ile BÜT
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]- BUT ile BUTAK/BUTAQ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]- BÜTÇE YÖNETİMİNDE:
NAKİT ile/ve/<> TAHAKKUK- BÜTÇE ile/ve BÜTÇELENDİRME
- BÜTÇE/M SIKINTILI ile/değil BÜTÇE/M SINIRLI
- BÜTE ile BÜTGÜ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]- BUTIK/BUTIQ ile BUTIK/BUTIQ[KÂŞGAR]
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]- BÜTİRAT ile/||/<> ASETAT
- BUTLÂN ile/ve/||/<>/> MUTLAK BUTLÂN
- BÜTÜN CANLI ORGANİZMALAR ile/ve/değil/||/<>/> TÜM VAR OLANLAR
- BÜTÜN HEPSİ ile/yerine/değil HEPSİ/TÜMÜ/TAMAMI
- BÜTÜN:
PARÇALARIN BİRARADALIĞI ile/ve/||/<> BAŞLANGICI, ORTASI VE SONU OLAN- BÜTÜN ile/ve BAĞLANTILI
- BÜTÜN ile/||/<>/= BÜTÜN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]- BÜTÜN ile/ve/<> BÜTÜNSEL
- BÜTÜN ile/ve/||/<> DEMET
- BÜTÜN ile/ve DÜZEN/SİSTEM
- BÜTÜN ile/ve/||/<> GÖRÜNMEYEN
- BÜTÜN ile/ve/değil/<> PARÇA
- BÜTÜN ile/değil TOPLAM
- BÜTÜN ile/değil/yerine TÜM
Bütün elmalar, bütün insanlar, bütün arabalar, bütün kitaplar, olmaz! Parçalarının ayrı ayrı kullanılma durumu olmayanlar için gereksiz/yersiz/fazladan bir sözcüktür "bütün".
Bir saksıdaki çiçeğin tüm yaprakları söz konusuysa, "bütün yapraklar" denildiğinde, --her sözcüğün, kendi anlamını taşıdığı bilgisiyle--, ucu sararmış/kırılmış, bir parçası kopmuş yapraklar devredışı bırakılmış olur, ki biz tamamını, hepsini demek istiyoruzdur.
"Bütün parçalar" diyemeyeceğimiz ve
"Bütünden Gelim/Bütüne Varım" olamayacağı gibi! )- BÜTÜNCÜL ile/ve/||/<> BÜTÜNLEŞİK
- BÜTÜNCÜL ile/ve/||/<> ORGANİK
- BÜTÜNCÜL ile TÜMEL
- BÜTÜNLENME ile/ve/||/<> TAMAMLANMA
- BÜTÜNLENME ile/ve/||/<> TAMLANMA
- BÜTÜNLE(N)MEK ile/ve TAMAMLA(N)MAK
- BÜTÜNLEŞME ile BÜTÜNLENME
- BÜTÜNLEŞME ile/ve FARKLILAŞMA
- BÜTÜNLEŞMEK ile BOYUN EĞMEK
- BÜTÜNLEYİCİ ile TAMAMLAYICI
- BÜTÜN/LÜK(ĞÜNDE) ile/ve/||/<> BAĞLAM(INDA)
- BÜTÜNLÜK ile/ve/||/<> BİREŞİM/TEVHİD
- BÜTÜNLÜK ile/ve/<> BÜTÜNCÜLLÜK
- BÜTÜNLÜK ile/ve/değil DİREYSEL/ORGANİK BÜTÜNLÜK
- BÜTÜN/LÜK ile/ve/||/<> DİZGESEL/LİK
- BÜTÜNLÜK ile/ve DOKUNULMAZLIK
- BÜTÜNLÜK ile ESRİME
- BÜTÜNLÜK ile/ve/değil/||/<>/< GÜZELLİK
- BÜTÜNLÜK ile/ve/||/<> HAKİKAT
- BÜTÜNLÜK ile/ve/<> İÇ İÇELİK
- BÜTÜN/LÜK ile/ve KENDİ/LİK
- BÜTÜN/LÜK ile KENDİNİ TEKRARLAYAN
- BÜTÜN/LÜK ile/||/<> KUŞATICI/LIK
- BÜTÜNLÜK ile/ve/<> SÜREKLİLİK
- BÜTÜNLÜK ile/değil TÜMEL
- BÜTÜNLÜK ile YOĞUNLAŞMA/KONSANTRASYON
- BÜTÜNSEL ile BÜTÜNLÜKLÜ
- BÜTÜNSELLEŞTİRME ile İNDİRGEME
- BÜTÜNSELLİK ile KUŞATICILIK
- BÜTÜNSELLİK ile/ve/<> SEVGİ
- BUTURGAK/BUTURGAQ ile DİKEN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]- BUVALDUR/EFLATUN[Ar. < Yun.] ile KIZILŞAP
- BÜVELEK/EĞRİLCE ile CIZSİNEĞİ
- BÜVET/BÜĞET ile BÜVET[< Fr.]
- BUXSI/BUKSI ile
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]- BUYRUK/BUYUR ile/değil/||/<>/> (")BUYURUN(")
- BUYRUK/EMİR[Ar. < EMR] ile/ve/||/<>/< YAPTIRIM/CEBİR[Ar. < CEBR]
- BUYRUK/EMİR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DİLEK/TEMENNİ
- BUYRUK/EMİR ile/ve/değil SINAV
- BÜYÜ/CADI[Fars.] ile/değil/yerine/>< DİN
- BÜYÜCÜLER ile/ve/<> ARA VAROLAN/LAR
- BÜYÜCÜ/LÜK" / "SİHİRBAZ/LIK" /"KÂHİN/KEHÂNET" ile/değil YANILTICI/LIK / İLÜZYON/İST
- BÜYÛD[Ar.] ile BÜYÛT[Ar. < BEYT]
- BÜYÜĞÜN İÇİNDEKİ KÜÇÜK ile/ve/değil/yerine KÜÇÜĞÜN İÇİNDEKİ BÜYÜK
- BÜYÜK ARMUTLU ile/ve KÜÇÜK ARMUTLU
- BÜYÜK AVARYA ile/ve KÜÇÜK AVARYA
- BÜYÜK AYI ile/ve/<> KÜÇÜK AYI
- BÜYÜK BEBEK ile/ve KÜÇÜK BEBEK
- BÜYÜK ...:
ÇATIŞMALAR ile KARŞITLIKLAR ile GERİLİMLER- BÜYÜK ÇÖKÜŞ/LER ile/ve/<> !SAVAŞ
- BÜYÜK DEVLET BAŞKANLARI ile/<> BÜYÜK BİLGİNLER
- BÜYÜK DEVLET ile/ve/değil/yerine KÜÇÜK DEVLET
- BÜYÜK DÖNGÜLER ile/ve/+/||/<> KÜÇÜK/İÇ/ALT DÖNGÜLER
- BÜYÜK DUDAKLAR ile/ve/<> KÜÇÜK DUDAKLAR
- BÜYÜK DÜŞÜNÜRLER ile EN BÜYÜK DÜŞÜNÜRLER
- BÜYÜK EL ÖRTÜLERİ ile/ve/<> ORTA EL ÖRTÜLERİ
- BÜYÜK ESMA SULTAN YALISI ile/ve KÜÇÜK ESMA SULTAN YALISI
- BÜYÜK HATA:
BİR ŞEYE/KİŞİYE, GEREĞİNDEN FAZLA DEĞER VERMEK ile/ve/değil/<> KENDİNE, HAK ETTİĞİNDEN DAHA AZ DEĞER VERMEK- BÜYÜK GÖZELER/HÜCRELER ile/ve/<> KÜÇÜK GÖZELER/HÜCRELER
- BÜYÜK KANYON ile COPPER KANYONU
- BÜYÜK KAPI/LAR ile/ve KÜÇÜK KAPI/LAR
- BÜYÜK KARAMAN ile/ve KÜÇÜK KARAMAN
- BÜYÜK KONUŞMA ile/ve/değil/||/<> İDDİA
(1996'dan beri)