Bugün[26 Ekim 2025]
itibarı ile 46.048 başlık/FaRk ile birlikte,
46.048 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(185/186)


- ZİHNÎ ile/ve AYNÎ

( MENTAL vs./and ... )


- ZİHNİN ALTINDA EZİLİRSEK ile/değil/yerine/>< ZİHNİ AŞABİLİRSEK

( Deli oluruz. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Veli oluruz. )


- ZİHNİN BURUŞMASI ile/değil/>< TENİN BURUŞMASI

( "Heyecanımızdan vazgeçmemizle".[Olmamalı!] İLE/DEĞİL/>< Yıllarla.[Olabilir.] )


- ZİHNİN:
"DOLULUĞU" ile/ve/değil/yerine/||/<> "YÜKLÜLÜĞÜ"


- ZİHNİN İSTEĞİ ile/ve/değil/||/<>/>/< TENİN İSTEĞİ


- ZİHNİN/AKLIN, ONA ...:
KAYMASI/KAYAR ile/ve/||/<>/> KAÇMASI/KAÇAR


- ZİHNİN VE YAŞAMIN:
ARINARAK DÖNÜŞMESİ ile/ve/||/<> DÖNÜŞEREK ARINMASI


- ZİHNİYET ile/ve/<> NİYET


- ZİHNİYET ile YAKLAŞIM


- ZİKİR/SEMÂ ile/ve/||/<> DEVRÂN

( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<> Dînî folklor, zikrullah. | Dünya, felek, zaman, tâlih, kader. | Devir. )


- ZİKİR ile/ve DEM TUTMAK


- ZİKİR ile/ve HECÎR

( Allah'ın hatırlanması ve anılması. İLE Salikin sık sık andığı ve dilinden eksik etmediği zikir. )

( KUHUD ZİKRİ: Fiziksel etkinliği en fazla olan zikir. )


- ZİKİR ile/ve MANTRA


- ZİKİR ile/ve ŞEVK


- ZİKİR ile/ve/<> ŞÜKÜR


- ZİKİR ile/ve TASDİK


- ZİKİR ile/ve TESBİH

( Bilinçlidir, anımsama eylemidir. İLE/VE ... )


- ZİKİR ile/ve USÜL


- ZİKİR ile/ve ZİKR-İ HABÎB


- ZİKR ETMEK ile İFŞÂ ETMEK


- ZİKR ETMEK ile/ve YÂD ETMEK


- ZİKR (ETMEK) ile/değil ZERK (ETMEK)


- ZİKR:
ŞERİAT'TA ile/ve RUHULLAH'TA

( Etmezsen olmaz. İLE/VE "Edersen olmaz." )


- ZİKR ile ...

( ANMA, ANILMA, ŞEREF Ü ŞAN. ALLAH İSİMLERİNİN TEKRARLANMASI(ZİKRULLAH) (EZKÂR) | BİLDİRME, BİLDİRİLME | DÜŞÜNCE YOLUYLA KENDİNİ DİNLEME )


- ZİKR[Ar.] ile HÂTIR[Ar.]


- ZİKR-İ HÂS ile/ve ZİKR-İ ZÂT


- ZİL[Fars. :Alt.] ile GONK[Malezya dilinden]

( ... İLE Keçe ya da bez kaplı bir tokmakla vurularak titreşmesi sağlanan bir kurstan oluşan vurgulu çalgı. )


- ZİL ile KASTANYET[Fr. < CASTAGNETTE]


- ZİLC[Pehlevice] ile ...

( Gökyüzü haritası. )


- ZİL'DE:
PARMAK ZİLİ ile/ve ZİLLİ MAŞA (ARAP)[Çankırı sohbet toplantılarında elden ele özel ezgisi ve gezdirme uygulamalarından.]


- ZILF[Ar. çoğ. EZLÂF, ZULÛF] ile ...

( İnek, koyun, keçi gibi hayvanların çatal tırnağı. )


- ZILL[Ar.] ile FEY'[Ar.]


- ZİLLET ile/değil/yerine/>< İZZET

( Hor görülme. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Büyüklük, yücelik, ululuk. )

( Hor görmeyi/göstermeyi[zilleti] "olağan/alışıldık" duruma getirmiş kişiler, izzetli kişilerden rahatsız olur ve onlara hakaret eder. )

( Eğer ahlâksızlığı meşrûlaştırmakla ilgili çabası olan için ahlâklı olanlar rahatsızlık verici olur. )

( Belirli düzen ve disiplinlerde "yaşayamayanlar" için düzenli olanlar, düşmandır. )


- ZİLLET ile/değil/yerine/>< MİLLET


- ZİLLET ile TENEZZÜL


- ZİMÂM-DÂR[Ar., Fars.] ile ZİLYED[Ar.]

( Bir işi elinde tutan, yöneten, yürüten. İLE Bir malı/gayrımenkulü elinde tutan, malı -sahibi olsun ya da olmasın kullanmakta bulunan kişi. )


- ZIMAR ile ZIMÂR


- ZİMMET ile KABZ


- ZİMMET ile/ve MATLUB

( Borç. İLE/VE Alacak. )


- ZIMNEN[Ar.] ile ZIMNÎ[Ar. çoğ. EZYÂL, ZÜYÛL]

( Açıktan olmayarak, dolayısıyla, kapalıca, üstü kapalı olarak. İLE Üstü kapalı, örtülü, açıktan olmayarak, dolayısıyla anlatılan. | Kendiliğinden. )


- ZİMOGEN ile/||/<> AKTİF ENZİM

( Zimogen inaktif öncül, aktif proteolitik kesim. )

( Formül: Pepsinojen İLE pepsin )


- ZİNÂ ile CİMÂ'


- ZİNCİR REAKSİYONU ile/||/<> KONTROLLÜ REAKSİYON

( Zincir kendini besler üstel, kontrollü sabit güçtedir. )

( Formül: k > 1 İLE k = 1 )


- ZİNCİR ile APİKO[İt. < A PICCO]

( ... İLE Geminin, zinciri toplayıp demirini kaldırmaya hazır olması. | Hazır, tetik. | Derli toplu, süslü, şık. )


- ZİNCİR ile BOSA, MANTİLYE

( ... İLE Gemide kullanılan bir zincir. )


- ZİNCİR ile/ve/<> ÇİPO

( ... İLE/VE/<> Gemiyi, istenilen yerde tutmak için bir zincirle denize atılan, iki ya da daha çok kolu bulunan gemi demiri. )


- ZİNCİR ile HALİÇ ZİNCİRİ

( ... İLE Sayın Uğur Genç´in, Haliç Zinciri adlı kitabından, ayrıntılarını inceleyebilirsiniz... )


- ZİNCİR ile/<> ISPARMAÇA[İt.]

( ... İLE/<> Deniz içinde, birkaç zincirin birbirine dolanması. )


- ZİNCİR ile ISTRUMAÇA

( ... İLE Birbirine takılmış zincir. )


- ZİNCİR ile/ve/||/<> KARAMUSAL[İt. < PARAMUSSELLI]

( ... İLE/VE/||/<> Çifte demir atıldığında, geminin dönmesiyle zincirlerin karışmasını önlemek için kullanılan, fırdöndüye bağlı zincir düzeni. )


- ZİNCİR ile KORZA[İt. < CROSE]

( ... İLE Denizin içinde iki zincirin birbirine dolaşması. )


- ZİNCİR ile PRANGA[İt.]

( ... İLE Ağır cezalıların ayaklarına takılan kalın zincir. )


- ZİNCİRİN GÜCÜ ile/ve/||/<>/< ZAYIF HALKA

( Zincirin gücü, en zayıf halkası kadardır. )


- ZİNDE[Fars.] ile/ve/||/<>/> İZİNDE


- ZİNK/CORNET ile ...

( Nefesli bir çalgı. )


- ZİNNAR ÜZÜMÜ ile/ve MAZRUNA ÜZÜMÜ

( Mardin'de. )


- ZİNNÛREYN ile ...

( HZ. OSMAN | EDEB VE HAYÂ )


- ZİNTL İLE LAVES İLE HEUSLER ile/||/<> İNTERMETALİK FAZLAR

( Metal alaşımlarında özel kristal yapılar. )

( Formül: MgZn₂ İLE MgCu₂ (Laves) )


- ZIP ÇIKTI ile/ve/||/<> NEV ZUHUR


- ZIPKIN GİBİ ile/ve/||/<> DİPÇİK GİBİ


- ZIPLAMA ile/ve/değil/yerine SIÇRAMA


- ZIPLAMAK ile/değil ATILMAK


- ZÎR[Ar.] ile ZÎR[Ar.]

( Sazın en ince teli. İLE Alt, aşağı. | Tîz perde. )


- ZİRÂ'[Ar.] ile ZÎRÂ[Ar.]

( Dirsekten orta parmak ucuna kadar olan bir uzunluk ölçüsü.[75-90 cm. arasındadır.] | Ay menzillerinden biri. İLE Çünkü, şundan dolayı ki. )


- [Ar.] ZİRÂ ile ZİRÂ-İ A'ŞÂRÎ ile ZİRÂ-İ AMME ile ZİRÂ-İ KİRBÂSÎ ile ZİRÂ-İ KİSRÂ/MELİK ile ZİRÂ-İ MESAHA ile ZİRÂ-I Mİ'MÂRÎ ile ...


- ZİRÂÂT[Ar. < ZİRÂ] ile ZİRÂÂT[Ar.] ile ZİRÂÂT[Ar. < ZİRÂAT]

( Uzunluk ölçüleri. İLE Ekincilikler, çiftçiler, tarımlar. İLE Ekincilik, çiftçilik, tarım. )


- ZİRAAT ile/ve ZANAAT


- ZIR/DELİ ile/değil DÂHİ

( Kişilerin/toplumun anlayamadıkları ve/ya da kabul edemedikleri. İLE/DEĞİL Deliliğini, topluma kabul ettire(bile)n. )

(
Özellikle sözlük çalışması, dilin önemi, bireyin farkı ve değeri, yaşam hakkı, aşk, dostluk, psikoloji, ümit, hizmet, hukuksal süreç bağlamında ve daha çoğu bireysel (||/<>) toplumsal düşünce, duygu ve değerler açısından izlenilmesi gerekli olan, gerçek bir yaşam öyküsünün işlenilmiş olduğu etkileyici, ilginç ve harika bir film. )

( "Oxford İngilizce Sözlüğü'nü Olanaklı Kılan Şizofren Cerrah: William Chester Minor" ve James Augustus Henry Murray hakkındaki ve sözlük yazma sürecindeki ilişkiyi okumak için burayı tıklayınız... )


- ZIRH ile ÇOKAL

( ... İLE Savaşlarda giyilen zırh. )


- ZIRH ile KALKAN


- ZIRH ile/||/<> YANÇAK

( ... İLE/VE/||/<> Atın yanlarına bağlanan zırh. )


- ZİRKON[Fr.] ile ZİRKONYUM[Fr. < Lat.]

( Zirkonyum'un doğal durumda bulunan en önemli bileşiği. Renkszi, sarı, yeşil, kahverengi türleri olan, doğal ve saydam, değerli taş. | Ergime noktası 2700 °C'ye yaklaşan, ateşe çok dayanıklı, beyaz renkli, katı, zirkonyum bileşiği. ZrO2 İLE Atom sayısı 40, atom ağırlığı 91,22, yoğunluğu 6.25 olan, siyah toz biçiminde bir öğe. Simgesi: Zr )


- ZİRKONYUM ile/ve/<> HAFNİYUM[< HOFNIA: Kopenhag kentinin önceki adı]

( Atom numarası 40, atomik ağırlığı 91.22, ergime sıcaklığı 1852 °C, kaynama sıcaklığı 4377 °C, yoğunluğu 6.5 g/cm³, kütle numarası87-97 arasında izotopları bulunan, beta ve gama yayınlayan, 63 gün yarılanma süreli, 95 kütle numaralı izotoplu [Zr95] petrol boru hatlarında, izleyici olarak kullanılan, ısıl [0.0253eV enerjili ya da 2200 m/s hızlı] nötronlar için soğurma etki kesiti çok düşük [185mb], saçılma etki kesiti büyük [6.4b] olduğundan, reaktörlerde yakıt kılıfı [zarfı] malzemelerinde yavaşlatıcı olarak kullanılan ve suda çözünmeyen, derişik asitlerde çözünen, cevherlerinde hafniyumla birlikte bulunan, beyazımtrak-gri metal. [Simgesi: Zr]
İLE/VE/<>
Atom numarası 72, atomik ağırlığı 178.49, kütle numarası 166-184 arasında izotopları bulunan, ancak 176 [%5.21], 177 [%18.56], 178 [%27.1] kütle numaralı izotopları tam kararlı, 179 [%13.75] ve 180 [%35.22] kütle numaralı izotopları da iç dönüşümlerde kararlı duruma geçen, ergime sıcaklığı 2231 °C, kaynama noktası 4602 °C, yoğunluğu 13.3 g/cm³ olan, ısıl [0.0253eV enerjili ya da 2200 m/s hızlı] nötronlar için soğurma etki kesiti yüksek [102b], saçılma etki kesiti küçük [8b] olduğundan, reaktör denetim çubuklarında kullanılan, doğada zirkonyum cevheriyle birlikte bulunan ve ona çok benzeyen, beyaz metalik öğe. [Simgesi: Hf] )


- ZIRNIK/ZIRNÎH[Fars.] ile ...

( Sıçanotu, arsenik madeni ile kükürt karışımı bir madde. | Herhangi bir şeyin en küçük, önemsiz ve işe yaramaz parçası. )


- ZIRT ile/değil/yerine/>< SIRT


- ZIRT-FIRT ile ZIRT-PIRT ile ZIRT-ZIRT


- ZIRVA ile ZIRVA[Fars. < ZİRE-BÂ] ile/değil/yerine/>< ZİRVE/DORUK

( Zirvelerin, zırvalar ile işi olmaz. )

( Saçma, saçma sapan, boş, anlamsız söz. İLE Nohut ve çeşitli meyveler yapılan bir tür yemek. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Dağın/tepenin en üst noktası. | Bir işte ulaşılan en üst aşama. )


- ZIRVA/LAMAK ile SAÇMA/LAMAK

( TO TALK NONSENSE/ROT vs. TO BULLSHIT )


- ZİRVE ile SON SINIR


- ZİRVE-İ HÎÇ ile ZİRVE-İ ASLÎYE


- Zİ-ŞÂN[Ar.] ile Zİ-ŞÂN[Ar.]

( Onurlu/şerefli. İLE Bir çeşit lâle. )


- ZIT ile/değil İHTİLÂF

( [not] OPPOSITE vs./but CONFLICT )


- ZIT ile/yerine/değil ÖBÜR UC


- ZIT ile/yerine/değil ÖBÜR/ÖTEKİ UC

( [not] OPPOSITE vs./but OTHER TIP
OTHER TIP instead of OPPOSITE )


- ZITLAR ile/değil/yerine FARKLAR

( Zıtlar vardır fakat zıtlık yoktur. )

( Zıtları, birbirinden farklı ve ayrı haller olarak düşünürüz. Değillerdir. )

( Zihnin ötesinde, tüm farklar biter. )

( Fark gözetmeyin ve ayrılmaz olanı ayırmayın. )

( There are opposites, but no opposition.
You imagine that they are distinct and separate states. They are not.
Beyond the mind all distinctions cease.
Make no distinction, don't separate the inseparable. )

( DIDD ile/değil/yerine FURKAN )

( ÂHŞÎG/ÂN ile/değil/yerine ... )

( [not] CONTRARIES/ANTONYMS vs./but DIFFERENCES
DIFFERENCES instead of CONTRARIES/ANTONYMS )


- ZITLARIN BİRLİĞİ ile PARADOKSLARIN BİRLİĞİ


- [ne yazık ki]
"ZITLAŞMA" ile/ve/değil İNATLAŞMA


- ZIT/LIK ile/değil İKİ/LİK

( [not] ANTONYM vs./but DICHOTOMY )


- ZITLIK ile İKİLİK

( CONTRARINESS vs. DICHOTOMY/DUALITY )


- ZIT/LIK ile/değil İKİ/LİK


- ZIT/LIK ile OLUMSUZ/LUK

( CONTRARINESS vs. NEGATIVE/NESS )


- ZITLIK ile/değil SORUNSALLIK


- ZIT/LIK ile/ve/değil/yerine TAMAMLAYICI/LIK / TAMAMLAYICI/LAR

( [not] ANTONYM vs./and/but COMPLEMENTARY
COMPLEMENTARY instead of ANTONYM )


- ZİYÂ[Ar.] ile/ve/||/<>/> NUR[Ar.] ile/ve/||/<>/> ŞUA ile/ve/||/<>/> TAYF

( Güneşin ışığı. İLE/VE/||/<>/> Ayın ışığı. İLE/VE/||/<>/> Devinen ışık. İLE/VE/||/<>/> Güneşin yoğunlaşan ışığı.[Bulutun arasından bir boru gibi düşen ışık.] )

( Celâl. İLE/VE/||/<>/> Celâl ve cemâl. İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> ... )


- ZIYA'/ZIYÂ'[Ar. < ZAY] ile ZIYA'[Ar.]

( Tarlalar, küçük çiftlikler. İLE Kayıp, yitim, kaybolma. )


- ZİYÂDE[Ar.] ile NEMÂ[Ar.]


- ZÎYÂFET[Ar.] ile ZÎYÂFET[Ar.]

( Değişik ve karışık olma. İLE Konuk kabul etme. | Konuğa yedirip içirme, şölen. )


- ZİYAN ile/değil/yerine/>< EHLİYET/EHİL

( Ehline denk gelmeyen hizmetler[/işler, kişiler, konular/sorunlar, araçlar/nesneler], ziyan olur. )


- ZİYAN ile İSRAF


- ZİYARET:
"BASKIN" ile/değil SÜRPRİZ


- ZİYÂRET[Ar.] ile/ve/||/<>/> ZİYÂFET[Ar.]


- ZİYARETÇİ ile KONUK/MİSAFİR[< Ar. MÜSÂFİR(< SEFER/SEYAHAT EDEN):
Yolculuk ve yolculuk eden. | ZAYF[çoğ. ZÎFÂN, ZUYÛF]


- ZİYARETİN, "KISA"SI MAKBULDÜR ile/ve/değil/||/<>/< ZİYARETİN, "KISAS"I[KARŞILIKLI OLANI] MAKBULDÜR


- ZİYÂ-Yİ KAMER[Ar.] ile ZİYÂ-Yİ MUNTAFÎ[Ar.]

( Ayışığı. İLE Bazı akşamlar, güneş battıktan sonra Batı ufkunda ve sabahları güneş doğmadan önce doğu ufkunda görülen hafif ışık. )


- ZİYÂ-Yİ KAMER[Ar.] ile ZİYÂ-Yİ MUNTAFÎ[Ar.] ile ...

( Ayışığı. İLE Bazı akşamlar, güneş battıktan sonra Batı ufkunda ve sabahları güneş doğmadan önce doğu ufkunda görülen hafif ışık. )


- ZN-FE2+ (İNDİRGEME POTANSİYELİ) ile STANDART ELEKTROT POTANSİYELİ

( Çinko ve Demir(II) iyonları arasındaki redoks potansiyel farkı. İLE Bir standart hidrojen elektrotla karşılaştırıldığında yarı hücre potansiyeli. )


- ZODYAK ile ...

( Kümelenmiş sabit yıldızlar. )


- ZOLOTA ile ...

( Osmanlı zamanında geçerli olan Leh parası. )


- ZOM ile ZUM(< ZOOM)

( Sarhoş. | Olgun olan kişi. İLE Odaklanma. )


- ZOMBİ ile FELSEFÎ ZOMBİ


- ZONA ile/||/<> SUÇİÇEĞİ/KUŞAKÇA

( Varicella-zoster virüsünün neden olduğu, ağrılı deri döküntüleri. İLE/||/<> Aynı virüsün neden olduğu, çocukluk çağında görülen ve kaşıntılı döküntüler ile ilişkili bir bulaş. )


- ZONK ile ...


- ZONTA[Yun.] ile ZORBA[Fars. < ZORBAZ]

( Kaba ve kültürsüz kişi. İLE Güç gösterisi yapan, ağırlık kaldıran sporcu. )


- ZOR ANLATMAK ile/değil/yerine ANLATMAKTA GÜÇLÜK ÇEKMEK


- ZOR ile "AĞIR"


- ZOR ile/ve/değil/||/<>/< AYRINTILI


- ZOR ile/ve/değil/yerine DÜŞÜK OLASILIKLI

( İSTİBAT: Olmasını uzak görme, olasılık vermeme. )


- ZOR ile/ve/değil/||/<>/< KAPSAMLI


- ZOR ile OLANAKSIZ

( DIFFICULT vs. IMPOSSIBLE )


- ZOR ile/ve PİS


- ZOR ile/ve/değil/yerine SORUNLU

( [not] DIFFICULT vs./and/but PROBLEMATIC
PROBLEMATIC instead of DIFFICULT )


- ZOR ile ZOR DEĞİL

( DIFFICULT vs. NOT DIFFICULT )


- ZOR ile/ve ZORLA(N)MA!

( İse sev! İLE/VE Sevmiyorsa.
[Zor ise sev, sevmiyorsa zorlama!] )


- ZORA DAYANAMAYAN/LAR ile/>< ÖDÜLE "DAYANAMAYAN/LAR"


- [ne yazık ki]
ZORA GELEMEMEK ile/ve/değil/||/<>/< "KONFOR"


- [ne yazık ki]
ZORA KOŞMA ile/ve/||/<> "YOKUŞA SÜRME"


- ZORBA[Fars. < ZURBÂZ] ile/ve/||/<> ZALİM[Ar.]

( Gücüne güvenerek buyruğu altında bulunanlara söz hakkı ve davranış olanağı tanımayan "kişi". İLE/VE/||/<> Acımasız ve haksız davranan, zulmeden. )


- [ne yazık ki]
ZORBALIK ile/ve/değil/<>/> AKRAN ZORBALIĞI


- ZORLAMA ile/ve/||/<> ABARTI


- ZORLAMA ile/ve DAYATMA


- ZORLAMA ile KANIRTMA

( COMPULSION vs. TO BEND, TO FORCE BACK )


- ZORLAMA(") ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÖNERİDE/TEKLİFTE CİDDİYETİ VURGULAMA/PEKİŞTİRME


- ZORLAMA ile ZORBALIK


- ZORLAMA ile/ve/değil/< ZORUNDA BIRAKMA


- ZORLAMA ile/ve/değil/yerine/<> ZORUNLULUK

( Kişilerde/insanda. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<> Doğada. )


- ZORLAMAK ile/ve/||/<> HIRPALAMAK


- ZORLAMAK ile SIKIŞTIRMAK


- ZORLAMAK ile/değil/yerine "ÜZERİNE GİTMEK"


- ZORLAMAK ile/ve/||/<>/> ZORTLAMAK


- ZORLANARAK ile/değil ZORLAYARAK


- ZORLANMA ile SIKINTI


- ZORLAYICI/LIK ile YOL KESİCİ/LİK


- ZORLU ile/ve/değil ZORUNLU


- ZORLUK" ile/değil GELİŞİM/GELİŞME


- ZOR/LUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KARMAŞIK/LIK


- ZORLUK ile/ve SIKINTI


- ZORLUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ZORLANMA

( Dışarıda/ki/ler/de. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< İçeride/ki/ler/de/n. )


- ZORLUKLAR KARŞISINDA:
"PES ETMEK" ile/değil/yerine/>< OLGUNLAŞMAK


- ZORLUKLARA/SIKINTILARA:
KATLANMAK ile/ve/||/<> AYAK UYDURMAK


- ZORLUKLARI GÖZE ALMAK ile/ve ZORLUKLARA GÖĞÜS GERMEK


- ZORLUKLARI:
"ÜSTLENMEK" ile/ve/değil "GÖĞÜSLEMEK"


- ZORUMA GİDİYOR ile AĞIRIMA GİDİYOR


- ZORUNDA DEĞİL/İM ile/değil/yerine/>< ZORUNLULUĞU YOK/OLMAZ


- ZOR(UN)DA KALMAMIŞ/LIK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> ÇOCUK KALMIŞ/LIK


- ZORUNLU DOĞRU ile/ve ZORUNLU YANLIŞ


- ZORUNLU HAREKET ile/ve/değil ZORLAMALI HAREKET


- ZORUNLU NEDEN ile/ve/||/<> YETERLİ NEDEN

( Yetinilenler. İLE/VE/||/<> ... )


- ZORUNLU "RIZÂ" ile/değil/yerine/>< GÖNÜLLÜ RIZÂ


- ZORUNLU SORULAR ile/ve MÜMKÜN SORULAR ile/ve MÜMTENÎ SORULAR


- SÜKÛT:
ZORUNLU(ZARÛRÎ) ile/ve/<> DOĞAL(TABİÎ)


- ZORUNLU SÜREÇ ile/ve/değil ZORUNLULUK İÇEREN SÜREÇ


- ZORUNLU VARLIK ile MÜMKÜN VARLIK ile MÜMTENİ VARLIK

( Tüm zamanlarda oluş. İLE Mekânı dolduruş. İLE ... )


- ZORUNLU ile BAŞKA TÜRLÜ OLAMAZ OLAN


- ZORUNLU ile/değil/yerine/>< GÖNÜLLÜ

( [not] COMPULSORY vs./but VOLUNTARY
VOLUNTARY instead of COMPULSORY )

( ... ile/değil/yerine ZIYUAN )


- ZORUNLU ile KASITLI


- ZORUNLU ile/ve/<> SORUNLU


- ZORUNLU ile ZORLAYARAK/ZORLANARAK


- ZORUNLU ile/ve/değil ZORLAYICI


- ZORUNLULUK AHLÂKI ile/ve VAROLMA AHLÂKI

( MORALS OF OBLIGATION vs./and MORALS OF EXISTENCE )


- ZORUNLULUK ile/ve/değil/||/<> ASGARİ KOŞUL


- ZORUNLULUK ile/ve/değil/||/<>/>/< AŞKINLIK


- ZORUNLULUK ile/ve/değil/yerine/<>/< BAĞLAYICILIK


- ZORUNLU/LUK ile GEREKLİ/LİK

( OBLIGATION vs. NECESSITY )


- ZORUNLU/LUK ile/değil/yerine İHTİYÂR


- ZORUNLULUK ile/ve İLİŞKİLİLİK

( COMPULSORY vs./and RELATENESS )


- ZORUNLU/LUK / ZARÛRÎ ile/değil/yerine/=/< KAÇINILMAZ/LIK


- ZORUNLULUK ile/ve/değil/yerine/||/<> KENDİLİĞİNDENLİK


- ZORUNLULUK ile/ve/<>/> KORKU

( COMPULSORY vs./and/<>/> FEAR )


- ZORUNLULUK ile/ve KURALLILIK

( COMPULSORY vs./and REGULARNESS )


- ZORUNLULUK ile MANTIK


- ZORUNLULUK ile/ve/||/<> MANTIKSAL ZORUNLULUK


- ZORUNLULUK ile/||/<> OLASILIK

( Zorunluluk başka türlü olamazlık İLE olasılık başka türlü olabilirlik kavramıdır. Modal mantık zorunlu doğruları İLE olası doğruları ayırt eder. Kripke modal mantığın semantiğini geliştirdi. )

( Saul Kripke tarafından 1963 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1940-2022) (Ülke: ABD) (Alan: Mantık, Felsefe) (Önemli katkıları: Modal mantık semantiği, Kripke modelleri, isim teorisi, zorunluluk ve olasılık) )


- ZORUNLULUK ile OLMAZSA OLMAZ

( OBLIGATION vs. IF NOT HAPPENS, NOTHING HAPPENS
... ile CONDITIO SINE QUA NON )


- ZORUNLULUK ile/ve/||/<>/>< ÖZGÜRLÜK

( COMPULSORY vs./and/||/<>/>< FREEDOM )


- ZORUNLU/LUK ile/değil/yerine SABİT/LİK


- ZORUNLULUK ile/değil/yerine/||/<>/>/>< SAMİMİYET


- ZORUNLULUK ile/ve/değil/||/<> SORUMLULUK

( Her kişi, herkes karşısında, her şeyden sorumludur. )

( COMPULSORY vs./and/<> RESPONSIBILITY )


- ZORUNLULUK ile TANITLAMA


- ZORUNLU/LUK ile/ve/değil/yerine/<> TUTARLI/LIK


- ZORUNLULUK ile/ve/<> YASALILIK


- ZORUNLULUK ile/ve/||/<> ZAMAN ile/ve/||/<> ÜMİT

( En güçlü. [Çünkü, her şeye boyun eğdirir.] İLE/VE/||/<> En bilge. [Çünkü, her şeyi öğretir.] İLE/VE/||/<> En yaygın. [Çünkü, hiçbir şeyi olmayan bir kişide bile vardır.] )


- ZORUNLULUK ile/ve/> ZEKÂ

( COMPULSORY vs./and/> INTELLIGENCE )


- ZORUNLU/ŞER'Î İLİMLER ile/ve/<> ZORUNLU/ŞER'Î OLMAYAN İLİMLER

( USÛL | FÜRÛ | MUKADDİMÂT | MÜTEMMİMÂT ile/ve MAHMUD | MEZMÛM | MÜBAH )


- ZÜBDE ile ...

( BİR ŞEYİN EN SEÇKİN PARÇASI | ÖZ )


- ZÜBDET'ÜL ÂLEM ile ...

( MAKRO/MİKRO KOZMOS, İNSAN )


- ZÜBÛR[Ar. < ZİBR] ile ZÜBÜR[Ar. < ZEBÛR]

( Mektuplar, kitaplar. İLE Kitaplar, mektuplar. )


- ZÜCÂCÎ[Ar.] ile ZÜCÂCÎ[Ar.]

( Camcı, sırçacı. İLE Camdan/sırçadan yapılmış. )


- ZU'F[Ar.] ile ZA'F[Ar.]

( Gövdedeki zayıflık/güçsüzlük. İLE Gövdede, görüşte ve akılda zayıflık/güçsüzlük. )


- ZÜHD ile FERÂGAT


- ZÜHD ile UZLET


- ZUHR[Ar.] ile ZUHR[Ar. çoğ. AZHÂR]

( Gereksinim zamanı için alınan ve saklanılan şey.[en çok maneviyatta kullanılır][A'mâl-i sâliha, kişinin zuhrudur.] İLE Öğle, öğle vakti. )


- ZÜHÛL[< ZAHL] ile ZÜHÛL[< ZEHL]

( Öcler, intikamlar, düşmanlıklar. İLE Dalgınlıkla unutma ya da geciktirme. | İşin çokluğu nedeniyle geciktirme. )


- ZÜHÛL[Ar. < ZAHL] ile ZÜHÛL[Ar.] ile ZÜHÛR[Ar.]

( Düşmanlıklar, öcler, intikamlar. İLE Dalgınlıkla unutma ya da geciktirme. | İşin çokluğu yüzünden geciktirme. İLE ... )


- ZUHUR[< Ar. ZHR] ile ...

( DIŞLAŞMAK~IŞIMAK[< İbr. ZOHAR ile ABCDEF ( Işık] | Görünme, baş gösterme, meydana çıkma. )


- ZUHUR[< Ar. ZHR]:
DIŞLAŞMAK ile/ve/=/<> IŞIMAK[< İbr. ZOHAR:
Işık]

( Işımak. [ZÜHRE: Işıyan yıldız] İLE/VE/=/<> Işık. )


- ZUHUR ile/ve/<> SUDUR


- ZUHUR ile TECELLÎ

( Varlığın sürekliliği. İLE Varlığın geçiciliği. Görünme, belirme. )


- ZÜHUR[Ar. çoğ. EZHÂR] ile ZÜHÛR[Ar.] ile ZÜHÛR[Ar.]

( Darlıkta çıkarmak üzere biriktirilip saklanan şey. İLE Çiçekler. İLE Parlaklık, parıldama. )


- ZUHURAT ile ...

( HESAPTA OLMAYAN )


- ZÜKÂ[Ar.] ile ZÜKÂ[Ar.]


- ZÛLÂ' ile ...

( Hayvanların ayaklarında çıkan ve hayvanı aksatan bir hastalık. )


- ZÛLÂ'[Ar.] ile ZULA[Tr. argo]

( Hayvanların ayaklarında çıkan ve hayvanı aksatan bir hastalık. İLE Saklama yeri. | Saklanılan nesne/şey. )


- ZÜ-L-AKL VE-L-AYN ile ...

( Hakk'ı, halkta ve halkı, hakk'ta gören kişi. )


- ZÜ-L-AKL ile ...

( HALKI ZÂHİR VE HAKK'I BÂTIN GÖREN (KİMSE) )


- ZÜ-L-CENÂHEYN[Ar.] ile ...

( Zâhirî ve bâtınî, yani dünya ve âhirete ait bilgisi geniş olan kişi. | Hâl-i enbiyâ ve evliyâ. | Hz. Cafer-i Tayyar. | İki kanatlılar. )


- ZÜ-L-CENÂH-I MÜCELLED[Ar.] ile ...

( Abalı memeliler. | DERMAPTÈERES[Fr.] )


- ZÜ-L-EFVÂH-I CENBİYYE[Ar.] ile ...

( Köpekbalıkları. )


- ZÜ-L-EHDÂB[Ar.] ile ...

( Kirpikliler. | CILIÉS[Fr.] )


- ZÜLF ile ZÜLFARİS/ZÜLFARUZ[Fars. zülf + Ar. arus]

( ... İLE Baklagillerden bir süs bitkisi ve bunun hoş kokulu, mor, beyaz renkli, saç lülesi görünüşünde olan kıvrıntılı çiçeği. )

( ... cum PHASEOLUS CARACALLA )


- ZÜLF[Ar.] ile/ve/<> ZÜLFE[Ar.]

( Yüzün iki yanından sarkan saç lülesi. | Sevgilinin saçı. İLE/VE/<> Küçük saçak, püskül. | Eski sülüs yazısı Elif'lerinin ucundaki çengel. )


- ZÜLFEKAR[ZÜLFİKAR değil!][Ar.] ile/değil ZÜLFİYÂR

( Hz. Muhammed'in, Hz. Ali'ye armağan ettiği ucu çatallı kılıç.[Hz. Ali'nin kahramanca kullanmasıyla ün kazanmıştır.] İLE/DEĞİL Sevgilinin saçı/zülfü[yüzün iki yanından sarkan saç lülesi. | Sevgilinin saçı.] | Çıkar/menfaat. )


- ZÜ-L-FEM-İL-MÜSTEDÎR[Ar.] ile ...

( Yuvarlakağızlılar. | CYLOSTOME[Fr.] )


- ZÜ-L-HÂFİR[Ar.] ile ...

( Toynaklılar, tek tırnaklılar. | ONGULÉS[Fr.] )


- ZÜ-L-HASALE[Ar.] ile ...

( Kavuzlular. | GLUMIFLORES[Fr.] )


- ZÜ-L-KARNEYN ile ...

( KUR'ÂN-I KERÎM'DE ADI GEÇEN NEBÎ Mİ, VELÎ Mİ OLDUĞUNDAN TEREDDÜT EDİLEN ZÂT | (RİVÂYETE GÖRE) BÜYÜK İSKENDER )


- ZÜLL[Ar.] ile HİZY[Ar.]


- ZÜLL[Ar.] ile SAGÂR[Ar.]


- ZÜLL[Ar.] ile ZAA[Ar.]


- ZÜLL[Ar.] ile ZULM[Ar.]

( Utanç verici, küçültücü davranış. | Alçalma, horluk, hakirlik. İLE Bir şeyi, kendi yerinden başka bir yere koyma. | Haksızlık, eziyet. )


- ZÜ-L-LEVÂHİK[Ar.] ile ...

( Kamçılılar. )


- ZULM[Ar.] ile BAĞY[Ar.]

( Bir şeyi, kendi yerinden başka bir yere koyma. | Haksızlık, eziyet. İLE Hakkı olunmayan bir şeyi zor kullanarak ve ihtirasla istemek. )


- ZULM ile/ve/değil/yerine/<>/< CEBR


- [ne yazık ki]
!ZULM ile/ve/||/<> !DALKAVUKLUK

( [ne yazık ki] "Küçük gördüklerine." İLE/VE/||/<> "Büyük gördüklerine." )


- ZULM[Ar.] ile GAŞM[Ar.]


- ZULM[Ar.] ile HEZM[Ar.]

( Bir şeyi, kendi yerinden başka bir yere koyma. | Haksızlık, eziyet. İLE Hakkını, kısmen eksik almak. )


- ZULMÂNÎ PERDELER ile NÛRÂNÎ PERDELER('İ)


- ZULMÂNİ ZEVKLER ile NURÂNİ ZEVKLER

( Fesat, Yalan, Hile. İLE Sayılmak, Sevilmek, Hayır Hasenat. )


- ZÜ-L-MEFÂSIL[Ar.] ile ...

( Eklemliler. )


- ZULMET/DÜCÂ ile KARANLIK


- ZÜ-L-MİMÂS[Ar.] ile ...

( Sifonlular. )


- ZULMİYE CAMİSİ ile ...

( Eminönü'ndedir. )


- ZÜ-L-TARAFEYN-İ MÜFEVVEHE[Ar.] ile ...

( Bir çeşit şerit solucanı. )


- ZULÜM/ZÂLİM ile ADÂLETTEN UZAKLAŞMAK/UZAKLAŞAN | BİR ŞEYİN YERİNDE OLMAMASI

( ADALETTEN UZAKLAŞMAK/UZAKLAŞAN | BİR ŞEYİN YERİNDE OLMAMASI )


- ZULÜM ile EZİYET


- ZULÜM ile/ve/değil/||/<> İHMALKÂRLIK


- ZULÜM ile KAHR

( Dışarıdan. İLE İçeriden. )


- ZULÜM[Ar.] ile SİTEM[Ar.]

( Bir şeyi, kendi yerinden başka bir yere koyma. | Haksızlık, eziyet. İLE Zulüm, haksızlık. | Eziyet. | Çıkışma. )


- ZULÜM ile/<>/>< "ZEVK"

( Eziyet, başkaları tarafından kendinize/birine yapılmış/yapılıyor ise. İLE/<>/>< Eziyeti, kendi, kendine yapıyor ise/niz. )


- ZÜ-L-YEDEYN[Ar.] ile ...

( İki elliler. | İnsan. )


- ZÜMRÜD-İ ANKÂ ile ...

( ADI OLAN, ZÂHİRİ OLMAYAN KUŞ )

Bugün[26 Ekim 2025]
itibarı ile 46.048 başlık/FaRk ile birlikte,
46.048 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(185/186)