Bağlaçlı
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 46.491 başlık/FaRk ile birlikte,
46.491 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(168/187)
- TOHUMUN:
İLK DURUMU ile/ve/<> SON DURUMU
( Toprak içinde/altında. İLE/VE/<> Meyvesinin içinde. )
( İdea. İLE/VE/<> İdeal. )
- TOHUMUN:
YİTMESİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/></< BİTMESİ/YEŞERMESİ
- TOK İKEN YEMEK YİYEN ile MEZARINI DİŞİYLE KAZAR
- TOK ile/ve/||/<> PEK
( Karnın. VE/||/<> Sırtın. )
- TOKA ile FİRKETE[İt.]
( ... İLE Kadınların, saçlarını tutturmak için kullandığı, U biçimindeki naylon, tel ya da bağdan saç tokası. )
- TOKA ile TOKA[İt. < TOCCO]
( Kemer, kayış, ayakkabı vb.nin iki ucunu birbirine bağlamaya, bunları istenilen genişlikte tutmaya yarayan, türlü biçimlerde tutturmalık. | Saçları bir arada tutmaya yarayan, bazen de süs olarak kullanılan araç. İLE El sıkışma. | Kadeh tokuşturma. )
- TOKA ile TOKALAŞMAK
( BUCKLE vs. SHAKING HANDS )
- TOKAMAK İLE STELLARATOR İLE ICF ile/||/<> FÜZYON YAKLAŞIMLARI
( Kontrollü füzyon yöntemleri. )
( Formül: Q = P_out/P_in > 1 )
- TOKAMAK ile/||/<> STELLARATOR
( Tokamak akım sürücü toroidal İLE stellarator harici alan kararlı. )
( Formül: ITER İLE W7-X )
- TOKAT ile FİSKE[Yun.]
- TOKAT ile !ŞAPLAK
( ... İLE "Şap" diye ses çıkaran tokat. )
- TOKAT ile Tokat ile !TOKAT
( ... İLE Karadeniz Bölgesi'nde yer alan illerinden biri. İLE İnsana el içi ile vuruş. )
- TOKAT ile/ve YUMRUK
( BERKİTME/K: Tokat atma/k. )
( TEBÂNÇE ile/ve ... )
- TOKAT ile YUMRUK
- TOKATLAMAK ile SÖĞÜŞLEMEK
- TÖKEZLEME ile/ve/değil/||/<>/< SÜRÇME
- TÖKEZLEMEK ile SENDELEMEK
- TÖKEZLEMEK ile TAKILMAK
- TOKLU ile ÖVEÇ
( Bir yaşındaki eril kuzu/hamel. İLE İki, üç yaşındaki eril kuzu. )
(
ile ... )
( EL CORDERO con ... )
- TOKLUK ŞEKERİ (ÖLÇÜMÜ) ile/ve AÇLIK ŞEKERİ (ÖLÇÜMÜ)
( Yemekten iki saat sonra. İLE/VE Sabah aç karnına. )
- TOK/LUK/YEMEK (YEMEK) ile/ve/değil/yerine/||/></< AÇ/LIK
( Öldürür. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/>< Öldürmez. )
( Açlığını gidermiş, doymuş, aç karşıtı. | Sık ve kalın dokunmuş (kumaş). | Kalın ve gür selen/sedâ. | Sevgi, sevecenlik, başarı, para, mal vb. şeyleri elde etmiş ve bunlara kavuşmuş olan.
İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/><
Yemek yemesi gereken, tok karşıtı. | Yiyecek bulamayan. | Gözü doymaz, haris. | Çok istekli, hevesli. | Karnı doymamış olarak. )
- TOK/LUK ile/ve/||/<> DOYGUN/LUK
- TOKMAK ile FİLARİZ
( ... İLE Keten dövmeye yarayan tokmak. )
- TOKMAK ile SOKU
( ... İLE Taş dibek. | Dibekte, havanda, dövme işini yapan tokmak. )
- TOKONOMA ile/ve/||/<> SHOJİ ile/ve/||/<> FUSUMA ile/ve/||/<> DOMA ile/ve/||/<> AMADO ile/ve/||/<> RANMA
(
Tokonoma (床の間)
Tanım: Zaşiki odasında yer alan, süs eşyalarının ya da sanat yapıtlarının sergilendiği dekoratif niştir.
- Rulo resim[kakejiku], ikebana[çiçek düzeni9 ya da kaligrafi yapıtları yer alır.
- Konuklara saygının ve estetik anlayışın göstergesidir.
- Odada genellikle en onurlu köşede yer alır.
Shoji (障子)
Tanım: Ahşap iskelet üzerine yerleştirilmiş yarı saydam kâğıttan oluşan sürgü kapı ya da pencere panelleridir.
- Gün ışığını yumuşatarak içeri alır.
- Odalar arasında ışık geçişini sağlar ama görüşü sınırlar.
- Doğayla geçirgen bir sınır oluşturur; engava ve zaşiki ile sık ilişkilidir.
Fusuma (襖)
Tanım: Opak, kalın kâğıtla kaplı, ahşap çerçeveli sürgü kapılardır. Odaları birbirinden ayırmakta kullanılır.
- Shoji'den farkı, ışık geçirmemesidir.
- İç mekân esnekliğini sağlar; duvar yerine geçebilir.
- Genellikle zarif manzara ya da motifli çizimlerle süslenir.
Doma (土間)
Tanım: Toprak ya da taş zeminli, ayakkabıyla girilebilen iç alan. Geleneksel evlerde mutfak ya da çalışma alanı olabilir.
- Genkan'a bağlı olabilir ya da onun devamı sayılır.
- Yarı iç mekân işlevi görür.
- Kırsal evlerde sık görülür; bazen ocak[irori] ile bütünleşir.
Amado (雨戸)
Tanım: Ahşap ya da metalden yapılmış, genellikle pencere ya da sürgü kapıların dışına yerleştirilen koruyucu panjurlardır.
- Gece kapatılarak güvenlik sağlar.
- Fırtına, yel ve dış etkenlere karşı koruma sunar.
- Engava çevresinde kullanımı yaygındır.
Ranma (欄間)
Tanım: Oda bölmeleri üzerinde yer alan dekoratif ve havalandırmaya izin veren ahşap oymalı panellerdir.
- Işık ve hava geçişini sağlar.
- Oymacılık sanatının ince örnekleriyle süslenebilir.
- Zaşiki ya da öteki odalar arasında bulunur.
- TOKONOMA ile/ve/||/<> TOKOVAKİ ile/ve/||/<> ZAŞİKİ ile/ve/||/<> OŞİİRE
(
Tokonoma [ 床の間 ]
Tanım: Geleneksel Japon odalarında[washitsu] bulunan, zeminden hafifçe yüksek, dekoratif bir niş ya da alandır.
Özellikleri:
- Genellikle bir kakemono[asılı resim/hat] ya da ikebana[çiçek düzenleme9 sergilenir.
- Alt bölümünde shikkui[sıva] ya da ahşap bir zemin bulunur.
- Konukların onur konuğu ["kamiza" tarafı9 tokonomaya bakacak biçimde oturur.
İlişki: Japon estetiğinde "ma"[boşluk] ve sadelikle bağlantılıdır.
Tokovaki [ 床脇 ]
Tanım: Tokonoma'nın yanında bulunan ikincil niş ya da depolama alanıdır.
Özellikleri:
- Genellikle chigaidana[asılı raflar] ya da tsukeshoin[yazı masası] içerir.
- Tokonoma'nın aksine daha işlevsel amaçlıdır [kitap, çay seti vb. koymak için].
Fark: Tokonoma dekoratifken, tokovaki uygulamalı kullanım içindir.
Zaşiki [ 座敷 ]
Tanım: Geleneksel Japon tarzında döşenmiş, tatami kaplı ana oturma odasıdır.
Özellikleri:
- Tokonoma ve tokovaki genellikle bu odada bulunur.
- Konuk ağırlama, çay törenleri ya da dinlenme için kullanılır.
İlişki: Tokonoma, zaşiki'nin bir parçasıdır.
Oşiire [ 押入 ]
Tanım: Geleneksel Japon evlerinde tatami odalarında bulunan, fusuma[sürme kapılı] depolama alanıdır.
Özellikleri:
- Yatak[futon], yorgan ya da eşya saklanır.
- Modern dolabın Japon biçimidir.
Fark: Tokonoma, sergileme amaçlıyken; oşiire, tamamen depolama içindir.
Tokonoma, Tokovaki, Zaşiki ve Oşiire arasındaki FaRkLaR...
| Terim | İşlev | Konum | Dekoratif mi? |
|---|---|---|---|
| Tokonoma | Sergi [sanat/çiçek] | Zaşiki içinde | Evet |
| Tokovaki | Depolama/yardımcı alan | Tokonoma'nın yanı | Kısmen |
| Zaşiki | Oturma odası | Ana oda | Hayır [mekânın kendi] |
| Oşiire | Depolama [eşya/futon] | Duvar içi | Hayır |
- Tokonoma ve tokovaki, sukiya-zukuri[çay evi mimarisi] ile popülerleşmiştir.
- Oşiire, modern wardrobe'un atası sayılırken; tokonoma, Batı'daki "şömine nişi"ne benzer simgesel bir rol üstlenir.
- Japon estetiğinde bu alanlar, wabi-sabi[mükemmelsizlikteki güzellik] ve yohaku no bi[boşluğun güzelliği] gibi kavramlarla da ilişkilidir.
- TOKSİKOLOJİ ile/ve/||/<> TOKSİN
( Zehirle, onların organizmaya olan etkileriyle ve zehirlerin belirlenmesiyle uğraşan bilim dalı. İLE Canlı organizmalarda görülen zehir. )
- TOKUŞTURMAK ile YARIŞTIRMAK
- TOKYO[Jp.] ile Tokyo
( Genellikle plastikten yapılmış bir terlik türü. İLE Japonya'nın başkenti. )
- TOLSTOY ile TOLSTOY
( Lev İLE Aleksey Nikolayeviç )
( 09 Eylül 1828 - 20 Kasım 1910 ile 10 Ocak 1883 - 23 Şubat 1945 )
- TOLTEK ile/ve AZTEK ile/ve İNKA ile/ve MAYA
- TOLUA ile ...
( Upolu'da yüksek bir dağ. [Polinezya Adaları] )
- TOLÜEN[Fr. < TOLUENE] ile KREZOL[Fr. < CRESOL]/LİZOL[Fr. < LYSOL]
( Madenkömürü katranında, benzinle birlikte bulunan, eritici ve leke çıkarıcı olarak kullanılan, yanabilir sıvı hidrokarbür. C7H8 İLE Tolüenden türeyen üç fenol izomerinden biri. )
- TOMBUL ile TOMBALAK
( Yuvarlak. | Şişman, etine dolgun. İLE Kısa boylu, şişman, tıknaz ve tombulca. )
- TOMRUK ile FİLENK[Yun.]
( Kesilmiş ağacın, silindir biçimindeki gövdesi. | İşlenmek ya da biçilmek üzere hazırlanmış taş kütlesi. | Tomurcuk. | Tutukevi. İLE Ağır nesneleri bir yerden, bir yere kaydırmak ve özellikle tekneleri karaya çekmek için bunların altına sürülen yuvarlak ağaç. )
- TOMRUK ile OBRUK
- TOMURCUK ile FİLİZ
( BUD vs. SHOOT )
- TOMURCUK ile GONCA[Fars. < GONÇE]/KONCA
( ... İLE Açılmamış çiçek. )
( Divan edebiyatında sevgilinin ağzı yerine kullanılır ve açılmamışlık özelliğiyle kendini gösterir. )
- TON[Fr. < TONNE] ile KİLOTON[Fr.]
( Bir metreküp hacminde ve + 4 °C'deki arı suyun ağırlığı. | Bin kilogramlık ağırlık birimi. İLE Değeri bin ton olan kütle birimi. )
- TON[Fr. < TONNE] ile TON[Fr. < TON]
( Bir metreküp oylumda ve + 4 °C'deki arı suyun ağırlığı. | Bin kilogramlık ağırlık birimi. İLE İnsan seleninin ya da çalgı sesinin yükseklik, alçaklık derecesi. | Konuşmada selenin duyguları belirtecek biçimde çıkması. | Bir rengin koyuluk ya da açıklık derecesi. )
- TON TON ile/ve/||/<> BABACAN
- TON[Fr. < TONNE] ile TON[Fr. < TON]
( Bir metreküp hacminde ve + 4 °C'deki arı suyun ağırlığı. | Bin kilogramlık ağırlık birimi. İLE İnsan ya da çalgı sesinin yükseklik, alçaklık derecesi. | Konuşmada sesin duyguları belirtecek biçimde çıkması. | Bir rengin koyuluk ya da açıklık derecesi. | Ses titreşimlerinin yükselip alçalması, titrem. )
- TONAJ[Fr. < TONAGE] ile TONALİTE[Fr.]
( Bir taşıtın alabildiği ton miktarı. | Bir ticaret gemisinin iç hacminin hesaplanmasıyla bulunan taşıma kapasitesi. İLE Belirli bir tonda yazılmış müzik parçasının niteliği. | İnsan sesinin rengi. )
- TONAJ[Fr.] ile/ve/||/<> TONİLATO[İt.]
( Bir taşıtın alabildiği ton miktarı. | Bir ticaret gemisinin iç hacminin hesaplanmasıyla bulunan taşıma kapasitesi. İLE Gemilerin alabileceği yükü belirtmekte kullanılan, bir tona eşit birim. )
- TONAL ile NAKUAL
- TONALİTE ile ATONALİTE
- TONOZ[Yun.] ile AĞTONOZ
( Biçimi, alttan içbükey olmak üzere, taş ya da tuğla ve harçla örülmüş yarım silindir biçiminde tavan. | Bir kemerin ötelenmesi ile meydana gelen örtü. İLE Gotik mimarlıkta kullanılmış, ağ biçiminde, parçalı tonoz. )
- TONOZ ile/||/<> ÇAPRAZ TONOZ ile/||/<> KABURGALI TONOZ ile/||/<> TROMP/TONOZ BİNGİ
( Taş ya da tuğladan örülerek oluşan bir mimari örtü ögesi.[Biçimine göre beşik tonoz, aynalı tonoz, çapraz tonoz, kaburgalı tonoz, yelken tonoz gibi adlar alır.] İLE/||/<> İki beşik tonozun dik açılı kesişmesinden oluşan tonoz biçimi. İLE/||/<> Genellikle beşik tonozlarda ve ötekilerinde destek kaburgaların görülebildiği tonoz biçimi. İLE/||/<> Kare altyapıdan kubbe eteğini hazırlayan sekizgen geçiş öğesi. )
- TOP ARABACILARI ile/değil/||/<> TOPÇU OCAĞI ile/değil/||/<> TOPÇULAR OCAĞI ile/değil/||/<> TOPHANE
( Hareketli topları kullanacak askerlerin yetiştirildiği askeri birlik. İLE/||/<> Osmanlı İmparatorluğu'nda Kapıkulu Ocakları'nın yaya kısmına mensup, top dökmek ve kullanmakla vazifeli askerlerin bağlı olduğu ocaktır. Sultan I. Murad devrinde yeniçeri ocağının teşkilinden hemen sonra, acemi ocağından alınan askerlerle ilk olarak topçu ocağı kuruldu. İstanbul'un fethinden sonra, Galata suru dışında Tophane denilen yerde topçu kışlaları ve sabit top dökümhânesi yapıldı. Zaman içinde, Belgrad, Budin, Temaşvar, İşkodra, Gülamber, Provişte gibi yerlerde ihtiyaca göre tophaneler kurulup top döktürüldü. Topçu ocağına sertopi adıyla da anılan topçu başı nezaret ederdi. Onun emrinde bulunan dökücü başı (serihtegân), dökümhâneden sorumluydu. Onun da maiyetinde; yardımcısı, tamirci, dökümcü, burgucu, yamacı, demirci, marangoz gibi zanaatkârlar bulunurdu. Tophanenin, hesap ve alım-satım işlerine tophane emini bakardı. İmalât ve ihtiyaçlarından da Tophane Nazırı mesuldü. Topları kullanmak ise, ağa bölükleriyle cemaat ortaları'nın vazifesiydi. Beş ağa bölüğü ve yetmiş cemaat ortası vardı. Her orta ya da bölükte bir çorbacı, bir odabaşı ve diğer küçük rütbeli subaylar bulunurdu. Ocak kethüdası, ocak çavuşu ve katibi de, bu ocağın büyük amirleriydi. Topçu ocağı, sarı-kırmızı bayrak taşırdı. Topların üretilmesi, muhafazası ve savaşlarda kullanılması işlerinden sorumlu tutulan birliğe topçu ocağı denilirdi Topçu ocağının Osmanlı ordu teşkilatı içinde yer alması II. Murad devrinde olmuştur. Topçu ocağı, kapıkulu ocaklarının yaya kapıkulu ocaklarının üçüncü kısmını oluşturan bir teşkilât olup, ocağın 16 ve 18. ortalarını teşkil ederdi. Topçu ocağına acemi ocağından asker alınır ve bunlara şagirt denilirdi. Topçu ocağı da yeniçeri ocağı gibi ağa bölükleri ve cemaat ortaları olarak iki kısımdan müteşekkildir. Ağa bölükleri beş tane ve cemaat ortaları yetmiş iki tane idi. Her orta ve bölükte bir çorbacı, bir odabaşı ve diğer küçük rütbeli kişiler bulunurdu. Topçu ocağı efradının kuruluşundan itibaren zamanla çoğaldığı ve buna bağlı olarak da mevâciblerinin arttığı görülür. Topçu ocağının kendine has sarı kırmızı renklerden oluşan bir bayrağı bulunmaktaydı. Kırmızı zemin üzerine beyaz sim ile işlenmiş bir top ve bunun ağız tarafında bulunan üç gülle resmi mevcuttu. Kenarları ise sarı işlemeleydi. Bu sebeble sefere giden topçulara hazineden yirmibeş zira kırmızı ve yirmi beş zira sarı bayraklık ‘dârayî' adı verilen bez verilmesi kanun idi. İLE/||/<> Osmanlı ordusunda Kapıkulu Ocaklarından biri. Top dökmek, top mermisi yapmak ve top atmak için oluşturulmuştur. İLE/||/<> Osmanlı Devleti'nde top dökülen ve topçu askerleri yetiştirilen yer. )
- TOP-DOWN İLE BOTTOM-UP ile/||/<> NANO ÜRETİM
( İki temel nanofabrikasyon yaklaşımı. )
( Formül: Self-assembly (bottom-up) )
- TOP ile ARMUT TOP
( ... İLE İçi havalı, dışı deri, armut biçiminde top. )
- TOP ile/değil ÇAKALOZ[Yun.]
( Gülle ya da şarapnel atan büyük, ateşli silah. İLE/DEĞİL Mermi olarak, çakıl taşı atan bir tür top. )
- TOP ile/değil/||/<> ÇAKALOZ ile/değil/||/<> DEHEN ile/değil/||/<> KRUP
( ... İLE/DEĞİL/||/<> Mermi yerine çakıl taşı atan bir tür top. İLE/DEĞİL/||/<> Osmanlı ordusunun kullandığı bir tür top. İLE/DEĞİL/||/<> 1888 tarihinden başlayarak Osmanlıda kullanılan bir top. )
- TOP ile/ve/||/<>/< GÜLLE
- TOP ile TOMAK
( ... İLE Ağaçtan yapılmış top. | Ağaçtan yapılmış gürz. | Bir tür kalın ve ağır çizme. )
- TOP ile TOPAK ile TOPARLAK
( Birçok spor oyununda kullanılan, türlü büyüklükte, genellikle kauçuktan yapılmış yuvarlak nesne. | Bazı araçlarda bulunan toparlağımsı parça. | Kumaş, kâğıt gibi şeylerin belirli miktardaki bağı. | Kumaş, kâğıt vb. şeylerin düzenli bir yığın durumuna getirilmiş bağı. | Yuvarlak biçimde olan, toparlak. | Tamamen, bütünüyle. | Gülle ya da şarapnel atan büyük, ateşli silah. İLE Yuvarlak biçimde olan nesne, toparlak. | Yufka açmak için avuç içinde yuvarlak bir biçim verilen hamur parçası. | Bu biçim verilmiş nesne. | Hayvanlarda, parmakların ardında topuğu andıran çıkıntı. | Şişe ya da kadeh. İLE Top cephanesi taşıyan araba. | Top biçiminde olan, yuvarlak, kürevi. )
- TOPAÇ ile PIRLANGIÇ
( Çevresine ip sarılıp birden bırakılarak ya da kamçı ile vurularak döndürülen koni biçiminde ucu sivri oyuncak. | Kurşun borunun ağzını genişletmekte kullanılan bir tür ağaç tıkaç. | Kayık küreğinin toparlakça yeri. | Toparlak sepet ya da küçük küfe. İLE Ses çıkararak dönen topaç. )
- TOPAÇ ile/ve/||/<> YOYO
- TOPAK TOPAK ile YUMAK YUMAK ile ÇOMAK ÇOMAK
- TOPAL ile TOPALLAMAK
( LAME vs. LIMP )
- TOPALTI ile/ve/||/<>/> TOPALTI
( Kale toplarının koruması altındaki yer. İLE Kale ile korunan bir kentin yakın çevresi. )
- TOPARLAK ile/ve/||/<>/> TOSTOPARLAK
( Top biçiminde olan, yuvarlak. İLE/VE/||/<>/> Bütünüyle toparlak. )
- TOPARLAMA ile/ve BÜTÜNLEŞTİRME
( TO (BE ABLE TO) PACK vs./and TO INTEGRATE )
- TOPARLAMAK ile AYAKTA TUTMAK
( TO PACK/TIDY [UP] vs. TO KEEP ALIVE )
- TOPARLAMAK ile/ve/değil TAMAMLAMAK
- TOPARLA(N)MAK ile/ve/değil/yerine/||/<> SİLKELE(N)MEK
- TOPAZ ile/||/<> AMETİST
( Çeşitli renklerde bulunabilir. İLE/||/<> Mor renkte bir kuvars türü. )
- TOPAZ ile/||/<> DİASPOR
( Çeşitli renklerde bulunabilir. İLE/||/<> Işık altında renk değiştiren bir mineral. )
- TOPAZ ile/||/<> GRANAT
( Çeşitli renklerde bulunabilir. İLE/||/<> Genellikle kırmızı tonlarda olan bir taş. )
- TOPAZ ile/||/<> KRİZOBERİL
( Çeşitli renklerde bulunabilir. İLE/||/<> Sarı-yeşil renkte ve sert bir mineral. )
- TOPAZ ile/||/<> RODOKROZİT
( Çeşitli renklerde bulunabilir. İLE/||/<> Pembe ile beyaz çizgili bir karbonat. )
- TOPAZ ile/||/<> SPİNEL
( Çeşitli renklerde bulunabilir. İLE/||/<> Çeşitli renklerde bulunabilen bir mineral. )
- TOPAZ ile/||/<> TURMALİN
( Çeşitli renklerde bulunabilir. İLE/||/<> Birçok renkte bulunabilen bir taş. )
- TOPAZ ile/||/<> ZİRKON
( Çeşitli renklerde bulunabilir. İLE/||/<> Çeşitli renklerde bulunabilen bir taş. )
- TOPHANE ÇEŞMESİ ile TOPHANE SEBİLİ / NUSRETİYE SEBİLİ
( ... İLE Nusretiye Camisi yanındadır. 1825'te, Sultan II. Mahmud tarafından. [Kitâbe yazıları Hattat Yeserîzâde İzzet tarafındandır.] )
- TOPHANE ile Tophane
( Top yapılan, top dökülen yer. | Topçu askerinin eğitildiği yer. İLE İstanbul'da, Karaköy'den sonra gelen semtin adı. )
- TOPKAPI SARAYI'NDA:
ALAY MEYDANI ile/ve/||/<>/> BÂB-I ÂLÎ ile/ve/||/<>/> BÂB-I HÜMÂYÜN ile/ve/||/<>/> BÂB-I SELÂM ile/ve/||/<>/> BÂB-I SAADE
( Topkapı Sarayı'nın ilk bahçesi. İLE/VE/||/<>/> Yüksek kapı. | Sadrazamlık. [Osmanlı hükümeti XVIII. yüzyıldan itibaren bu adı almıştır.] İLE/VE/||/<>/> Topkapı Sarayı'nın yazılarla süslü ilk büyük kapısı. Saltanat kapısı. İLE/VE/||/<>/> Topkapı Sarayı'nda Fatih Sultam Mehmet'in yaptırdığı tuğralı ikinci kapı. Orta kapı adıyla tanınır. İLE/VE/||/<>/> Topkapı sarayı'nın üçüncü kapısı. [Harem ve taht kapısı olarak da bilinir.] )
- TOPLAM ile/ve/değil AŞILMIŞ BİRLİK
- TOPLAM ile/ve/değil TOPTAN
- TOPLAMA BİSİKLET ile/ve/<>/değil/yerine MARKALI BİSİKLET
- TOPLAMA ile ÇARPMA | ile/hem TOPLAMA ve/||/<>/hem de ÇARPMA
( |[tek başına] Kolay. İLE Kolay. | İLE [birlikte] [tasımla/nispeten] [ilk başta] [pek] !"Kolay değil". [gibi görünür] )
- TOPLAMA İLE ÇIKARMA İLE ÇARPMA İLE BÖLME ile/||/<> TEMEL İŞLEMLER
( Dört işlem ve özellikleri. )
( Formül: a÷0 tanımsız )
- TOPLAMA ile "AYARLAMA"
- TOPLAMA ile/||/<> ÇARPMA
( Toplama birleştirme, çarpma tekrarlı toplama )
( Formül: a+b = b+a İLE a×b = b×a )
- TOPLAMA ile/ve/değil/yerine TEVHİD
( Maneviyatta bulunduğumuz yeri beğenmek ölümdür. Tevhid ise ölümsüzdür, ebedidir. )
- TOPLAMA ile YIĞMA
- TOPLAMAK ile/ve/||/<> ÇIKARMAK
- TOPLAMAK ile/değil TOPARLAMAK
- TOPLAMANIN:
DAĞILMASI ile/ve/||/<> DEĞİŞMESİ
- MEYVELER:
TOPLANDIKTAN SONRA OLGUNLAŞMAYA ...
DEVAM EDEN ile DEVAM ETMEYEN
- TOPLANMA ÇADIRI:
HAYME ile TABERNACLE
( ... İLE Gönül. )
- TOPLANMA ile/ve/||/<> MERKEZLEŞME
- TOPLANTI SALONU ile/ve/||/<> FUAYE[Fr.]
( ... İLE/VE/||/<> Bir gösteri ya da toplantı salonunda, sunum ya da toplantı aralarında kullanılan dinlenme yeri. )
- TOPLANTI ile/değil/yerine GÖRÜŞME
- TOPLANTI ile/ve OTURUM
- TOPLARDAMAR ile ATARDAMAR
( Kirli kanın, gövdenin her yanından kalbe gitmesini sağlayan damar. İLE Kalbin sağ karıncığından akciğerlere, sol karıncığından gövdenin öteki bölümlerine kan taşıyan damar. )
( VÜRÛD[< VERÎD] ile ŞİRYAN )
( VEIN vs. ARTERY )
( VENA cum ARTERI/A )
- TOPLARDAMAR ile/ve/<> FLEBİT/FİLİBİT[Fr.]
( ... İLE/VE/<> Toplardamlarda, içzar yangısı. )
- TOPLAYICI/LIK ile/ve DERLEYİCİ/LİK
- TOPLU) ALLAH ZİKRİ ile/ve ARI VIZILTISI
- TOPLU ZEREFŞAN ile/||/<> KÖRÜKLÜ ZEREFŞAN
- TOPLU ile ...
( COLLECTIVE )
- TOPLU ile/ve GRUP
- TOPLU" ile ŞİŞMAN
- TOPLU ile TOPTAN
- TOPLULUK EKOLOJİSİ ile EKO DÜZEN EKOLOJİSİ
( Belirli bir bölgedeki tüm canlı popülasyonlarının ve bunların birbiriyle olan ilişkilerini inceleyen bir alt dal. İLE Bir ekodüzenin tüm bileşenlerini ve bunların birbiriyle olan etkileşimlerini inceleyen bir alt dal. )
- TOPLULUK ile/ve AZINLIK
( CEMAAT ile/ve AKALLİYET )
( GÜRÛH ile/ve ... )
( SOCIETY vs./and MINORITY )
- TOPLULUK ile/ve BİRLİK
( SOCIETY vs./and UNITY )
- TOPLULUK ile/ve/<> TOPLUM
( Tarihi olan. İLE/VE/<> Sosyete. )
( Gerçek bağlam. İLE/VE/<> Tüzel bağlam. )
( Çeşitli arçalar/durumlar ve sevgi bağı ile sürdürülür. İLE/VE/<> Adâlet/yasa ile ayakta tutulur. )
( Bilgisi ve/ya da bilgisizliği[cehaleti] çok olabilen. İLE/VE/<> İlmi ve irfanı yüksek olan/olması gereken. )
( Doğrudan ilişkiler ile. İLE/VE/<> Dolay(ım)lı ilişkiler ile. )
( Sevgi. İLE/VE/<> Akıl )
( COMMUNITY vs./and/<> SOCIETY )
( ... ile/ve/<> KOINONIA )
( CEMAAT/CEMİYET ile/ve/<> CEMİYET )
- TOPLUM BİLİMLERİ ile FEN BİLİMLERİ
- ÇALIŞMA:
TOPLUM İÇİN ile/ve/||/<> İNSAN/LIK İÇİN
- TOPLUM ile KALABALIK/KALABA[Ar. < ĞALEBE]
( Kavram. İLE Tekler. )
- TOPLUM ile/ve/||/<>/> SİYASET ile/ve/||/<>/> AHLÂK
( [kişinin] Başkası ile ilişkisi. İLE/VE/||/<>/> Kamusal alandaki yetki. İLE/VE/||/<>/> Kendi ile ilişkisi. )
- TOPLUM ile/ve/||/<>/< TOPRAK
( SOCIETY vs./and/||/<>/< SOIL/EARTH )
- TOPLUM ile/<> ÜLKE ile/<> EGEMENLİK
- TOPLUMDA YAŞAYAN ile/ve/<> TOPLUMLA YAŞAYAN
- TOPLUM'DA ile/ve DEVLET'TE
( Birey. İLE/VE Vatandaş. )
- TOPLUMDIŞI/ASOSYAL ile TOPLUM KARŞITI/ANTİSOSYAL
( Başkalarına uymamaya yöneliklerdir. İLE Başkalarının, kendilerine "uymasını beklerler". )
- TOPLUMLAŞMA ile/ve TOPLUMSALLAŞMA
( Olgu ya da kavram. İLE/VE Kişinin/kişilerinin katılımı. )
- TOPLUMSAL ADÂLET'İN TANIMLARINDA:
GENEL ile/ve TOPLUMSAL ile/ve SİYASAL
( Toplum içinde ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal yönden yoksul, mahrum ve zayıfların doğrudan doğruya toplum tarafından korunmaları. İLE/VE Kişinin, insan onuruna uygun bir düzeye, sadece emeğinin karşılığı ile çıkabilmesinin sağlanması. İLE/VE Kişilerde, kültürel ve siyasal zayıflığı doğuran olumsuz etmenlerin toplum gücüyle kaldırılması. )
- TOPLUMSAL AHLÂK ile/ve İDEOLOJİK AHLÂK ile/ve DİNİ AHLÂK
( SOCIAL MORALS vs./and IDEOLOGICAL MORALS vs./and RELIGIOUS MORALS )
- TOPLUMSAL AHLÂK ile/ve ÖDEV AHLÂKI
( SOCIAL MORALS vs./and MORALS OF DUTY )
- [ne yazık ki]
DIŞLA(N)MA:
TOPLUMSAL ile BİREYSEL
- TOPLUMSAL DIŞLA(N)MA ile/ve/||/<> KÜLTÜREL DIŞLA(N)MA
- TOPLUMSAL GÜVEN ile/ve/||/<> BİREYSEL GÜVEN
- TOPLUMSAL İNSANBİLİM/ANTROPOLOJİ ile/ve FİZİK İNSANBİLİM/ANTROPOLOJİ
( İstanbul'da. İLE/VE Ankara'da. )
- TOPLUMSAL KABUL/LER ile/ve TOPLUMSAL 'KALIP/LAR'
( Aynı toplumdaki birçok birey [ve çoğunluk] tarafından, [kendileri için ne kadar uygun olmasa da] -sözlü ya da sözsüz, yazılı ya da yazısız- sürdürülen kurallara/geleneklere işaret eder. İLE/VE Daha çok, içleri boş [dayanaksız] olarak algılanan [ve olumsuz olarak değerlendirilen] alışkanlıklara/geleneklere işaret eder. )
( "SOCIAL ACCEPTANCE/S" vs./and "SOCIAL 'PATTERN/S'" )
- TOPLUMSAL KALKINMA ile/ve/<> BİREYSEL DONANIM
- TOPLUMSAL (OLAN) ile/ve KİŞİSEL (OLAN)
( Bir topluluk/toplum, en güçsüz bireyini yalnız bıraktığı anda, dağılmaya başlar. )
( SOCIAL vs./and PERSONAL )
- TOPLUMSAL YAŞAM ile EĞİTİM
- TOPLUMSAL ile/ve/||/<>/>/< BİREYSEL/ÖZNEL
( Kumaş. İLE/VE/||/<>/>/< Giysi. )
( Saygı. İLE/VE/||/<>/>/< Sevgi. )
- TOPLUMSAL ile KİTLESEL
- TOPLUMSAL/LAŞMA ile KAMUSAL/LAŞMA
- TOPLUMSAL/LIK ile/ve TARİHSEL/LİK
( SOCIAL/NESS vs./and HISTORICAL/NESS )
- TOPLUM/SAL/LIK ile/ve/değil/||/<>/< YAŞAM ORTAKLIĞI/SİMBİOSİS
- TOPLUMSAL/SOSYAL BİLİMLER ile/ve/||/<> TOPLUMSAL/SOSYAL BİLGİLER
- TOPLUMU DEĞİŞTİRME OLANAĞI/"GÜCÜ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KENDİNİ DEĞİŞTİRME OLANAĞI
- TOPLUMU:
"DÜZENLEME" ile/ve/değil/yerine DAVET
- TOPOLOGİCAL INSULATOR ile/||/<> BAND INSULATOR
( Topological insulator yüzey iletkenliği gösterirken İLE band insulator hem bulk hem yüzey izoledir )
( Formül: Z₂ topological invariant )
- TOPOLOGİCAL İNVARİANT ile/||/<> SİMETRİ KIRILMASI
( Topological invariant topolojik özelliklerle korunan nicelikken, simetri kırılması sistem simetrisinin kaybıdır )
( Formül: Chern sayısı )
- TOPOLOGİCAL ORDER ile/||/<> SYMMETRY BREAKİNG
( Topological order yerel parametrelerle tanımlanamayan düzenken İLE symmetry breaking yerel düzen parametresi vardır )
( Formül: Ground state degeneracy )
- TOPOLOGİCAL QUANTUM FİELD THEORY ile/||/<> CONFORMAL FİELD THEORY
( TQFT topolojik invariant quantum field theoriyken, CFT konformal invariant field theorisidir )
( Formül: Atiyah-Segal axioms )
- TOPOLOGİCAL QUBİT ile/||/<> SPİN QUBİT
( Topological anyonlar korumalı, spin manyetik alan hassas. )
( Formül: Braiding İLE precession )
- TOPOLOGİCAL SÜPERİLETKENİ ile/||/<> KONVANSİYONEL SÜPERİLETKENİ
( Topological süperiletken Majorana modları barındırırken, konvansiyonel süperiletken sadece Cooper çiftleri içerir )
( Formül: Δ_p + iΔ_s )
- YER ADI/TOPONYMIE[Yun. < tópos/τόπος: yer + ónoma/ὄνομα: ad] ile/ve/||/<> DAĞ ADI/ORONYMIE[Yun. < ὄρος/óros: dağ + ónoma/ὄνομα: ad] ile/ve/||/<> SU/IRMAK/GÖL ADI/HYDRONOMIE[Yun. < ὕδωρ/hydor: su + ónoma/ὄνομα: ad]
- TOPOS İLE SHEAF İLE SİTE ile/||/<> TOPOS KURAMSİ
( Kategorik mantık ve geometri. )
( Formül: Sh(X) = Sheaves on X )
- TOPOS ile/||/<> CATEGORY
( Topos mantık yapısı İLE category ok ve nesne. )
( Formül: Logic structure İLE arrows objects )
- TOPRAĞI:
GÜNEŞTE SULAMAK ile/yerine GÖLGEDE/AKŞAMÜSTÜ SULAMAK
- TOPRAĞIN ALTINDA ile/değil/yerine/olacağına/>< DAĞIN ARDINDA (OLSUN)
- TOPRAK KAP ile/ve/||/<> KUNGİNA
- TOPRAK:
ÖŞRÎ ile/||/<> HARACÎ ile/||/<> IKTA/İKTA
( Ya zapt edildiğinde müslümanlara verilmiş ya da müslümanlara ait olan topraklar. İLE/||/<> Devlet tarafından belirlenen, vergi karşılığında gayri müslimlere verilen topraklar. İLE/||/<> Selçuklular'da geliri Tımarlı Sipahilere verilen toprak. | Sultanın bir toprağı birine mülkî olarak ya da gelirinden yararlanmak üzere vermesi. )
- TOPRAK TİPLERİNDE:
"KUMLU" ile "KİLLİ" ile "BEREKETLİ"
( Suyu[bilgiyi] geçirir. İLE Suyu[bilgiyi] geçirmez/almaz. İLE Suyu[bilgiyi] [ürüne] dönüştürür. )
- TOPRAK ile/ve/||/<> AYNA
( Ne verirsek, kendini katmadan onu verir. )
- TOPRAK ile AZOİK[Yun. A: Olumsuzlayan ön ek. | ZOE: Yaşam.]
( ... İLE İçinde taşıl bulunmayan toprak. | En eski yerbilimsel düzen. )
- TOPRAK ile ETTOPRAK
( ... İLE Yumuşak, kırmızı ve özlü toprak. )
- TOPRAK ile KUM
( Toprak, herşeyi, hem iyiyi, hem de kötüyü içinde barındırır. )
( * hâk-dân-ı fenâ(fânilik toprağı): DÜNYÂ
* hâk-i beden: GÖVDE TOPRAĞI
* hâk-i beyâbân: ÇÖLÜN TOPRAĞI
* hâk-i bîmâr(hasta toprak): (mecaz) KIRMIZI ALTIN
* hâk-i kadem: AYAK TOPRAĞI
* hâk-i mezâr: MEZAR TOPRAĞI
* hâk-i mezellet: HORLUK, DÜŞKÜNLÜK TOPRAĞI
* hâk-i mürde(ölmüş toprak): VERİMSİZ TOPRAK
* hâk-i pâk: TEMİZ TOPRAK
* hâk-i pây: AYAK TOPRAĞI/TOZU
* hâk-i râh(yolun toprağı): UĞUR, KADEM
* hâk-i târîk(karanlık toprak): (mecaz) İNSAN CESEDİ
* hâk-i teng: MEZAR, KABİR, SİN
* hâk-i tîre(karanlık, siyah toprak): MEZAR, SİN
* hâk-i vatan: VATAN TOPRAĞI
* hâk-i zaîf: İNSAN )
( Yer kabuğunun, toz durumuna gelmiş türlü kütle kırıntılarıyla, çürümüş organik nesnelerden oluşan ve canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü. | Yer kabuğunun bu bölümünden yapılmış. | Arazi, tarla. | Memleketli. | Kara. | Ülke. İLE Silisli kütlelerin, kayaların, doğal etkenlerle parçalanarak ufalanmasından oluşan, deniz kıyısı, dere yatağı vb. yerlerde çok bulunan, ufak, sert tanecikler. | Armut, ayva vb. meyvelerin etli bölümlerindeki sert tanecikler. | Gövdedeki bezlerin, özellikle böbreğin ürettiği ince ve katı tanecikler. )
( SOIL vs. SAND )
- TOPRAK ile LATERİT[Fr.]
( ... İLE Sıcak, nemli iklimlerde oluşan, parlak kırmızı ya da kahverengiye çalan kırmızı renkli, demir oksit ve alüminyum bakımından zengin toprak. )
- TOPRAK ile LOM
( ... İLE Tüm toprakların en verimli olanı. [Eşit miktarda kum, mil ve kil içerir.] )
- TOPRAK ile ŞEVL[çoğ. EŞVÂL]
( ... İLE Vazodaki su kalıntısı. | Geniş, ıssız, tenha toprak. )
- TOPRAK ile/ve/||/<>/> SINIR
( MERZ[Fars.]: Toprak, yer. | Sınır, hudut. | Parmak ucuyla çimdiklemek ve tırmalamak. )
- TOPRAKTA:
CIVA ile/ve/||/<> SÜLFÜR ile/ve/||/<> TUZ
- TOPRAK/TIMAR[Fars.] ile/ve/||/<> VASAL[Fr. < VASSAL < Lat.]
( Anadolu Selçukluları ve Osmanlılarda, belirli görev ve hizmet karşılığında kişilere verilen, yıllık geliri 3.000-20.000 akçe olan toprak. İLE/VE/||/<> Ortaçağ Avrupa'sında hizmet ve vergi gibi yükümlülükler karşısında kendisine toprak ve köylü verilen tımar sahibi kişi. )
- TOPTAN" ile/ve "KÖKTEN"
- TOPTAN ile PERAKENDE
- TOPTAN ile SPOT
- TOPTANCI(TOTALİTER) GÖZETİM >< VATANDAŞIN GÜÇLENDİRİLMESİ ile ULUSAL AYRIŞMA >< KÜRESEL DAYANIŞMA
- TOPU TAÇA ATMAK ile/ve/||/<> MİNDER DIŞINA KAÇMAK
- TOPUK ile/ve MİRFAK
( Ayağın yuvarlakça olan alt bölümü. | Ökçe. | Belirli bir amaçla kazılmaksızın asıl yerinde bırakılan kömür bloku ya da cevher kütlesi. İLE/VE Küçük topuk. )
( KÂ'B[Ar.]/BÜCÛL/BÜCÜL/BÜJÛL[Fars.]: Topuk kemiği. Aşık. )
( RUSG-ÜL-KADEM: Topuk kemiğini oluşturan yedi kemik. )
- TOPUK ile TOPUK
( İnsan ayağının toparlakça olan alt arka bölümü. | Ökçe. | Belirli bir amaçla kazılmaksızın asıl yerinde bırakılan kömür bloku ya da cevher kütlesi. | Akarsu ağzının az ilerisinde oluşan kum birikintisi. | Sütun ve direklerin alt bölümü. İLE Kaçmak. )
( HEEL vs. HEEL )
- TOR ile TOR ile TOR ile TOR ile TOR ile TOR[Fr. < TORE]
( Sık gözlü ağ. | Bir metre uzunluğunda dört santimetre eninde örgü ip.| Tuzak. | Örgü sırası. | Giysi ya da örgülerde, çorap koncunun ağzı gibi büzülen kısım. | Çorap boğazına örülen lastik örgü. | Ağ gibi seyrek örgülü bir cins dokuma. | Fanila, çorap vb. giysilerde gövdeyi saran lastik örgü. | İnce örülmüş para kesesi. | Baş örtüsü. | Hamam havlusu, peştemal. | Saman taşırken kağnı arabasına takılan ot ve kendirle örülmüş ağ. | Uçkur uçlarına yapılan düğümler. | Çözülemeyen ilmek. | Süzgeç.
İLE
İşe alışkın olmayan, yabani. | Toy, acemi kişi. | Olgunlaşmamış, ham.| Çok hareketsizlikten ileri gelen hamlık. | Çekingen, utangaç. | Soğukkanlı. | Ters. | Aptal. | Kendini beğenmiş, kibirli. | Eşeysel gücü çok olan.
İLE
İnci gerdanlık. | Boncuktan yapılan bilezik.
İLE
Buzağılamamış üç yaşındaki inek yavrusu.
İLE
Fidan.
İLE
Bir dairenin kendi düzleminde bulunan fakat merkezinden geçmeyen bir doğru çevresinde dönmesiyle oluşan nesne. )
- TOR ile/ve/||/<>/< TORUK
( Acemi. İLE/VE/||/<>/< Çok acemi. )
- TORAK ile TORAK
( Kömürleştirilecek ağaç ya da pişirilecek tuğlalarla dolu olan ve dışı çamur ile sıvanan kubbe, kümbet. İLE Tortu, çökelek. )
- TORBA ile BİLUM
( ... İLE Örülerek yapılan bir torba.[Papua Yeni Gine'de] )
- TORBA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KESE KÂĞIDI
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< İçine bazı nesneler konulmak için kâğıttan yapılmış kese biçiminde torba. )
- TORBA ile/ve ZEMBİL[Ar.]
( ... İLE/VE Hasırdan örülmüş kulplu torba. )
( HEMYÂN ile/ve ... )
- TORBO/THEORBO ile ...
( Telli bir çalgı. )
- TÖRE ile/ve/<> AK TÖRE
( Toplumsal. İLE/VE/<> Bireysel. )
- TÖRE ile/değil GELENEK
( Tarihsel deneyim. İLE/DEĞİL Toplumsal deneyim. )
- TÖRE ile/ve/<> KAVRAM ile/ve/<> KURUM
- TÖRE ile/ve KİMLİK
( MORES vs./and IDENTITY )
- TÖRE ile/||/<> TÖRENE
( Görenek, âdet. İLE/||/<> Alışkanlık, âdet. )
- TÖRE ile/ve/<>/değil/yerine TÜZE/YASA
- TÖREN -ile
( Maddi dünyaya, metafizik yorum getirme. )
- TÖREN ile/ve/yerine EYLEM
- TÖREN ile KUDAS[Ar.]/LİTURYA[Yun.]
( ... İLE Hz. İsa'nın havarileriyle birlikte yediği son yemeği anmak için, kilisede, bir kap içinde, ekmek ve şarabı kutsayarak yaptığı tören. )
- TÖREN ile/ve POTLAÇ[Fr. < POTLATCH]
( ... İLE/VE Bazı ilkel toplumlarda yapılan sözleşme töreni. )
- TÖREN ile SAVİTRİ
( ... İLE Erginlenme töreni. )
- TÖREN/MERASİM[Ar.]/SEREMONİ[Fr. CEREMONIE] ile/ve ŞÖLEN[Moğolca]
( TOY, BÂR-İ ÂM: Genel ziyâfet. )
( LİTURYA: Din töreni. )
( Bir toplulukta, üyelerin, belirli bir olayı, kişiyi ya da değeri ayırt edip simgeleştirmesi, bunların anlam ve öneminin güçlendirilmesi amaçlarıyla düzenlenen hareket dizisi. | Anma, kutlama, nişan, evlenme, ölüm gibi nedenlerle yapılan toplantı. İLE Ziyafet. | Belirli bir amaçla düzenlenen eğlence. | Sanat gösterisi. | Din töreni niteliğinde yemek toplantısı. )
- TÖREN ile YUĞ
( ... İLE Eskiden, Türkler'de, ölüler için yapılan tören, yas. )
- TÖRENSİ/RİTÜEL ile/ve/||/<> YÜCE
- TORF ile ...
( Su birikmesi sonucu havasızlıktan çürüyen bitki. )
- TORK ile/ve/||/<> BEYGİR GÜCÜ
( Tork gücü, çekiş kuvveti, beygir gücü ise daha çok, hız ile ilgilidir. Gücün kullanılacağı gereksinimler farklıdır ve temel ayrım da budur. Örneğin, yarış arabalarında, beygir gücü fazladır; çünkü hızlı olmaları gerekir. Tork gücünün hızla bir ilgisi yoktur. )
( Arabalarda, döndürme gücü olarak tanımlanır. Aracın motorunda bulunan krank milinin bir dakika içinde yaptığı dönüş sayısıdır. Dönüşlerin çok ya da az olması, aracın hızını ve çekişini belirler. Arabalarda motorun dönme kuvvetinin tekerlekleri itme kuvvetine dönüştürülmesini sağlar. Yani, aracın çekiş gücü ve özellikle yokuş çıkarken gösterdiği performans, torkun iyi olması ile sağlanır.
İLE/VE/||/<>
75 kg. ağırlığındaki bir aracın, 1 saniyede, 1 metre hareket ettirilmesi için gereksinim duyulan güç miktarıdır.
[1 beygir gücü, atın, saniyede 1 metre ileriye taşıdığı güç 50 kg.'dır.]
[Arabalarda belirlenen beygir gücü ise mühendisler tarafından 75 kg. olarak belirlenmiştir.]
[İlk olarak makineler üreten James Watt tarafından kullanılmıştır. Makinelerin gücü sorulduğunda herkesin bildiği güç miktarı ile karşılaştırma yapması gerektiğini düşünerek yalın biçimiyle atların güçleriyle kıyaslayarak açıklamıştır.] )
- TORK ile/||/<> KUVVET (İKİLİ KARŞILAŞTIRMA)
( Tork döndürme etkisi, kuvvet öteleme etkisidir )
( Formül: τ=r×F İLE F )
- TORLAK ile TORLAK/ABDAL
( Torun çocuğu. İLE Gezgin derviş. )
- TORNA[İt.] ile MALAFA
( Ağaç ya da metal eşyaya yuvarlak bir biçim vermek için kullanılan çarklı tezgâh. İLE Önceden delinmiş parçaları tornalamaya özgü torna tezgâhı bağlama aygıtı. )
- TORNACI ile TURNACI
( Torna işi yapan kimse, torna işçisi. İLE Yeniçeri Ocağı'nda, turna taşıyan bir sınıf asker. )
- TORNİSTAN[İt. < TORNO STANTE] ile VİYA ile VİYA BÖYLE
( İleri ya da geri gidilmesi için verilen dümen komutu. İLE Teknenin dönüşünü, en hızlı biçimde durdurmak üzere dümen komutu. İLE Teknenin, istenilen rotaya gelince, orda durdurulması için verilen dümen komutudur. )
- TORPİL ile/değil/yerine ARACILIK
- TORPİL ile/ve/değil/yerine HAKKINI TESLİM ETMEK
( [not] "PULL/INFLUENCE" vs./and/but TO GIVE (HIS/HER/ITS) DUE
TO GIVE (HIS/HER/ITS) DUE instead of "PULL/INFLUENCE" )
- TORPOR ile ...
( Hayvanlarda kalp atış hızını ve solunumu yavaşlatmak üzere enerji korunması sağlayan fizyolojik durum. )
- TÖRPÜ ile RASPA[İt.]
( Ağaç, kurşun, kalay vb. yumuşak metallerin kabasını almaya yarayan, dişleri uzun ve aralıklı olan eğe. | Bir şeyin yüzündeki pürüzleri gidermek, düzgünleştirmek için kullanılan kısa, ince, pürtüklü eğe. İLE Demir, tahta yüzeylerdeki boya, pas gibi şeyleri çıkarmak, pürüzleri gidermek için kullanılan, iri dişli bir törpü. )
- TÖRPÜLE(N)ME ile/ve/||/<> ÖRSELE(N)ME
- TÖRPÜLE(N)MEK ile/ve/değil/yerine/||/>< DENGELE(N)MEK
- TORTİKOLİS ile/ve/||/<> SKOLYOZ
( Eğri boyunlu olma durumu. İLE/VE/||/<> Omurganın eğrilmesi ya da eğri olması. )
- TORTU[Fars. DURDÎ]/ÇÖKELTİ/KALINTI ile SÜZÜNTÜ
( Çökelti. | Bir şeyin bayağı, işe yaramaz duruma gelmiş olanı. | Bir topluluğun, kötüleşmiş üyeleri. | Kalıntı. İLE Bir sıvıyı süzerek elde edilen tortu. | Gövde suyunun dışarı atılması sırasında böbrekte kıvrımlı kanalcıklara geçen ve içinde çeşitli kimyasal maddeler bulunan sıvı. )
- TORTU ile ARTIK
- TORTUL KAYAÇLAR ile/ve/||/<>/>< MAGMA KAYAÇLARI
( Ayrışmayla oluşur. İLE/VE/||/<>/>< Buharlaşmayla oluşur. )
( Magma kayaçlarından daha yüksek oranda uçucu öğe içerir. Magma kayaçları, tortul kayaçları oluştururken, uçucu öğe kaynakları gerekmektedir. )
( Karbondioksit, silikat minerallerini, karbonat minerallerine, yani temel olarak kalsiyum ve magnezyumun karbon ve oksijenle yaptığı bileşiklere dönüştüren ayrışma tepkimeleriyle atmosferden alınır. )
(
)
- TORUM ile TORUM
( Deve yavrusu. İLE Yalan, uydurma söz. )
- TORUN ile/ve/||/<> NEBİSE[Ar.]
( ... İLE/VE/||/<> Kız torun. )
- TÖRÜN ile/ve/||/<> TÖRÜNGE
- TOS ile TOS
( Alın ya da boynuzla vuruş. İLE Topaç oyunu. )
- TÖS ile TÖSKÜRTMEK/TÖSKÜRÜ
( Hayvanı geri geri yürütmek. İLE Düşmanı püskürtmek. Karşısındakini yıldırarak kavgadan kaçırtmak. )
- TOTEM ile/ve/||/<> OJIBWA (ÖYKÜLERİ/MİTOSU)
- TOTİPOTENT ile/||/<> PLURİPOTENT
( Totipotent tüm hücre tiplerine farklılaşabilirken İLE pluripotent sadece vücut hücrelerine farklılaşabilir )
( Formül: Potency gradient )
- TOTOLOJİ ile/değil/yerine/>< BÜTÜNSEL
- TOTOLOJİ(HULF) ile DEVRİK TÜMCE/CÜMLE
- [ya] TÖVBE ile/ve/ya da/||/<>/> AFFETMEK
- TÖVBE ile/ve/<> BAĞIŞ
- TÖVBE ile/ve/değil/yerine/||/<> FARKINDALIK
- TÖVBE ile/ve İNÂBET
( Dışlaşmış olan pisliklerden temizlenmek. İLE/VE Bâtınî, kimsenin hissetmediği günahlardan temizlenmek. )
( Şeriatte. İLE/VE Tarikatte. )
- TÖVBE["TÖBE" değil!] ile/ve İSTİĞFAR["İSTİFAR" değil!]
- TÖVBE ile/ve/değil/=/||/<>/< ÖZELEŞTİRİ
( Değişmek. İLE/VE/DEĞİL/=/||/<>/< Değişmeye çalışmak. )
- TÖVBE ile/ve RÜCÛ
( Tövbe bir kere olur, iki kere olan tövbe, tövbe değildir. )
( Tövbeyle büyük günahlar küçülür, ihmal ile küçük günahlar büyür. )
- TÖVBE ile/ve SIĞINMA
- TÖVBE ile/ve/değil/yerine TÖVBEDEN, TÖVBE
- TÖVBE ile/ve/<> VEFÂ
( İkisi de süreklidir/sürekli olmalıdır. )
- TÖVBE ile/ve/<> VEFÂT
- TÖVBEDEN ÖNCEKİ HİDÂYET ile/ve TÖVBEYE HİDÂYET ile/ve TÖVBEDEN SONRAKİ HİDÂYET
- TOX-/TOXİ-/-TOXİC/TOXİCO-/-TOXO- ile/||/<> VİR- ile/||/<> SEPSİS-/SEPT-/SEPTİ-/SEPTO-
( Zehir. İLE/||/<> Zehir. İLE/||/<> Zehirlenme, çürüme. )
- TOXİCOGENOMİCS ile/||/<> CLASSİCAL TOXİCOLOGY
( Toxicogenomics toksik maddelerin gen ifadesine etkisini incelerken İLE classical toxicology genel toksisite mekanizmalarını inceler )
( Formül: Dose-response genomics )
- TOY ile TOY ile TOY
( Gençliği nedeniyle görgüsüz ve beceriksiz olan. İLE Ziyafet. İLE Kızıl tüylü bir kuş.[Lat. OTIS TARDA] )
- TOY ile TOYDAN
( Kızıl tüylü bir kuş.[Lat. OTIS TARDA] İLE Bir tür iri toy kuşu. )
- TOY ile/ve TOYDAN
( Tuz Gölü civarı, Kütahya ve Doğu Anadolu'da bulunur. İLE/VE Toy kuşunun iri bir türü. )
- TOYGAR KUŞU ile BOĞMAKLIKUŞ
( ... İLE Toygar kuşunun bir türü. )
- TÖZ:
BİRİNCİL ile/ve/||/<>/> İKİNCİL
( Yapılandığını, kendinde barındıran. )
- TÖZ FELSEFESİ ile/ve/yerine ÖZNE FELSEFESİ
- TÖZ İKİLİĞİ(DUALİZMİ):
ETKİLEŞİMCİLİK ile/ve/||/<> EPİFENOMENALİZM ile/ve/||/<> PARALELİZM
- TÖZ İKİLİĞİ(DUALİZMİ) ile/ve/||/<> NİTELİK İKİLİĞİ(DUALİZMİ)
( ... İLE/VE/||/<> Nagel. | Chalmers. )
- TOZ ile DUMAN
( [Divan şiirinde] Bir toprak parçası olarak gubâr, sevgilinin yüceliğinin ve değerinin büyüklüğünü anlatmada kullanılır. )
( GUBÂR ile ... )
( GERD ile DÛD )
( DUST vs. SMOKE )
- TOZ ile HEBÂ'
( ... İLE Gayet ince toz, zerre. | Yok yere, boş, nâfile. )
- TÖZ ile/<> MODUS ile/<> CONATUS
( Kendinde varolan ve yine kendi aracılığıyla kavranan. İLE/<> Varoluşu, bir başkasına dayanan ve yine o başkası aracılığıyla kavranan. İLE/<> Bir şeyin, gücü yettiğince varoluşunu sürdürme çabası, yaşamda kalma isteği/arzusu. )
- TOZ ile/ve/||/<>/> PUDRA
- TOZ ile/değil REGOLİT
( ... İLE/DEĞİL Meteorit çarpmasından kalan toz katmanı. )
- TÖZ ile/ve TİNSEL TÖZ
- TÖZ ile TÖS
( Kök, asıl, cevher. | Değişenlerin özünde değişmeden kaldığı varsayılan idealist kavram. İLE Hayvanı geri geri yürütmek. | Düşmanı püskürtmek. Karşısındakini yıldırarak kavgadan kaçırtmak. )
- TOZ ile TOZ ile TOZ ile TOZ
( Çok küçük ve hafif parçacıklara bölünmüş toprak. | Çok küçük parçacıklara bölünmüş olan herhangi bir nesne. | Katıların fiziksel etkilerle ufalanması sonucu oluşan, tane irilikleri yaklaşık bir mikron büyüklüğünde parçacıklar. | Genellikle tanelerin temizlenmeleri ya da öğütülmeleri sırasında meydana gelen ince durumdaki kuru parçacıklar. | Bu durumda olan. İLE Yayın kabzası üzerine kaplanan kayın ağacı kabuğu ve kirişi. İLE Asalak öldürücü olarak kullanılan katı bitkisel ya da madensel nesnelerin öğütülmüşü. | Hayvansal, bitkisel ve madensel kökenli nesnelerden elde edilen, organik ve inorganik yapılı, kuru ve birbiriyle bağlantısı olmayan ilaç biçimi. İLE Diz. )
( DUST vs. DUST vs. DUST vs. DUST )
- TOZ ile/ve TOZAN
( ... İLE/VE İncecik toz tanesi. | Tozu çok olan yer. )
- TÖZ ile/||/<>/> TÖZE
( Kök. İLE/||/<>/> Köklü. )
- TOZ ile ÜLGER/HÂV[Ar.]
- TOZ ile/ve VAKIF/CAMİ TOZU
- TOZAN ile TOZAN
( İncecik toz tanesi. | Tozu çok olan yer. İLE Kar fırtınası. )
(1996'dan beri)