Bugün[26 Ekim 2025]
itibarı ile 46.048 başlık/FaRk ile birlikte,
46.048 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(150/186)


- SINIRLAMA/KISITLAMA ile/<> GİZLİLİK


- SINIRLAMA ile/ve/<> BÖLÜMLEME


- SINIRLAMA ile/ve/<> ÇERÇEVELEME

( LIMITING vs./and/<> TO FRAME )


- SINIRLAMA ile/ve/< İNDİRGEME

( INTERFERENCE vs./and/< REDUCTION )


- SINIR/LAMAK ile/ve/<> "BAĞLAM/AK"

( LIMITING vs./and/<> "TO CONNECT" )


- SINIRLAMAK ile/ve/<> BELİRLEMEK

( LIMITING vs./and TO DETERMINE )


- SINIRLAMAK ile/ve/<> DIŞTALAMAK

( LIMITING vs./and/<> TO EXTERNALIZE )


- SINIRLANDIR(IL)MA ile/ve/||/<>/> YÖNLENDİR(İL)ME


- SINIRLANDIRMA ile/ve/değil/||/<>/< ÇERÇEVELENDİRME


- SINIRLANDIRMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ELEŞTİRİ


- SINIRLANDIRMA ile/ve/değil KAPSAMA


- SINIRLANDIRMA ile/ve/değil/yerine KONUMLANDIRMA


- SINIRLANDIRMA ile/ve (ÖZEL) YÖNLENDİRME


- SINIRLANDIRMA ile/ve/||/<>/> SİNİRLEN(DİR)MEME


- SINIRLAR:
GÖVDEDE ile/ve/||/<>/> DUYUDA ile/ve/||/<>/> BEYİNDE

( - İnsan gövdesinde 100 trilyon göze(hücre) vardır. [Bu gözelerden 50 milyonu her saniye yenilenir. Her gözede ise 15 milyar atom vardır.]
- Kalp, kanı 30 metre yüksekliğe fışkırtabilecek kadar güçlüdür.
- Kalp, bir dakikada gövdemizdeki kanın tamamını dolaştırır.
- Kan, bir günde gövdemizde tam 96 bin 540 km. yol alır.
- Kalp, yaşam boyunca iki buçuk milyar kereden daha fazla atar. 200 milyon litreye yakın kan pompalar.
- Toplam alyuvar sayısı [eritrosit] 25 trilyondur.
- Toplam akyuvar sayısı [lökosit] 25-100 milyar arasıdır.
- Çenemiz, bir şey çiğnerken 100 kiloya kadar basınç uygular.
- Gövdemizde 650 kas vardır, en güçlü kasımız da dilimizdir.
- Beynimizde 100 milyar sinir gözesi vardır ve bu gözelerin gönderdiği iletiler, saatte 274 km hızla yayılır.
- Bağırsaklarımızın toplam uzunluğu 200 metredir.
- Gövdemiz, Yaşam boyunca 20 kilo deri atar.
- Derideki sinirlerin uzunluğu 72 km.'yi bulur.
- Kişi, bir günde yirmidört bin kez soluk alıp verir.
- İnsan gövdesindeki damarlar, uc uca getirilse oluşan uzunluk, dünyayı iki kez dolaşır. [40.000 km. x 2 = 80.000 km.] )


- SINIRLARI BİLMEK ile/ve/değil/yerine EŞİKLERİ BİLMEK


- SINIRLARI BİLMEK ile/ve/değil/yerine öncelikle EŞİKLERİ BİLMEK


- SINIRLARI GENİŞLETMEK ile EŞİĞİ YÜKSELTMEK


- SİNİRLENMEK ile ÜZÜLMEK


- SINIRLI EVREN TASAVVURU ile/değil/yerine SINIRSIZ EVREN TASAVVURU


- SINIRLI TUTMAK ile/ve/değil/||/<>/< YETİNMEK


- SINIRLI YORUM ile/ve/||/<> DAR YORUM


- SİNİRLİ ile DELİ

( Varsılsa. İLE Yoksulsa. )


- SINIRLI ile/ve KAYNAĞI SINIRSIZDA OLAN SINIRLI


- SINIRLI ile/ve KISITLI

( LIMITED vs./and RESTRICTIVE )


- SINIRLI ile SEÇMELİ

( Sınırlı olanın sıra ile acı ve haz verici olması zorunludur. )

( LIMITED vs. ELECTIVE/MULTIPLE-CHOICE
The limited is bound to be painful and pleasant in turns. )


- SINIRLI ile/ve/||/<> SINIRLAYICI


- SINIRLI ile SONLU


- SİNİR/Lİ ile/ve/değil TELAŞ/LI


- SİNİRLİLİK ile/ve/<>/değil İSYAN


- SINIRLILIK ile/ve TEKRAR

( RESTRICTEDNESS vs./and REPETITION )


- SİNİRLİ/LİK ile/ve/değil/<> TEPKİSEL/LİK


- SINIRLI/LIK ile YETERSİZ/LİK

( RESTRICTED/NESS vs. INFSUFFICIENCY )


- SINIR(LI/SIZ) ile SON(LU/SUZ)


- [ne yazık ki]
SINIRSIZ "KONUŞMA" ile/ve/||/<>/> "SINIRSIZ SAHİP OLMA"


- SINIRSIZ ile/ve KAYNAĞI SINIRSIZDA OLAN SINIRLI

( UNLIMITED vs./and THE LIMITED WHICH IN THE SOURCE OF UNLIMITED )


- SINIRSIZ ile SINIRLANAMAYAN

( LIMITLESS/UNLIMITED/BOUNDLESS vs. NOT POSSIBLE TO LIMIT/BOUND )


- SINIRSIZ ile SONSUZ

( Mekânda. İLE Zamanda. )

( Bir gövdede odaklanmış, sonsuz olanız. )

( Sonsuz, bölünemez. )

( Sonsuz, sonsuzdan büyük ya da küçük olamaz. )

( Sonsuzluk, nicelik değildir. )

( In place. VS. On time. )

( UNLIMITED vs. INFINITE )

( INTERMINATUM vs. INFINATUM )


- SİNİZM ile ...

( Topluluk törelerini hor görme. )


- SİNMEK ile İŞLEMEK

( TO PERVADE vs. TO PROCESS )


- SİNNEN[Ar. < SENE] ile SİNNÎ[Fars.]

( Yaşça, yaş bakımından. İLE Dişe ait, dişle ilgili. )


- SİNOD ile ...


- SİNOD ile SENSİNOD

( Diyakosluk'ta din işlerini konuşmak üzere toplanan kilise meclisi. İLE Eski Rus kilisesi büyük meclisi. )


- SİNOPSİS ile/ve/<> TRETMAN

( İmge'nin ele alınış biçimi. İSE/VE/<> İmgenin, simgeselliğini ele alış biçimidir. )


- SİNSİ ile İÇTEN PAZARLIKLI


- SİNSİ/LİK ile/ve/değil/<> BİLGİSİZ/LİK


- SİNSİ/LİK ile/ve/||/<>/> SİNİRLİ/LİK


- SİNSİN ile HALK OYUNU

( Geceleyin, ateş çevresinde, genç erkeklerin, davul, zurna eşliğinde oynadıkları halk oyunu. )


- SİNSİTİN[< SYNCYTIN] ile/ve/||/<> SUPRESIN

( Sadece plasentada açığa çıkar.[Plasenta işlevi ve morfogenezinde kilit önemdedir.]
Etkin olarak trofoblast göze birleşimi ve farklılaşmasından sorumludur.
Sinsityotrofoblast gözelerinin yapılanmasını ve damar oluşumunu sağlayan temel moleküllerdir.
Milyonlarca yıl önce virüslerin konakçı duvarına bağlanmasını sağlayan bu proteinler, memelilerde özelleşmiş gözelerin kaynaşmasına öncülük etmiş ve plasentanın oluşumuna katkı sağlamıştır. )

( Sinsitin-1 ve HERV-W1 geni tarafından kodlanır. İLE/VE/||/<> ERVH48-1 geni tarafından kodlanır. )


- SİNTENİ ile/||/<> ORTOLOGİ

( Sinteni gen sırası korunumu İLE ortologi işlev korunumu. )

( Formül: Gene order İLE function conservation )


- SİNTERİNG İLE SLİP CASTİNG İLE SOL-GEL ile/||/<> SERAMİK ÜRETİM

( Seramik işleme yöntemleri. )

( Formül: ρ/ρₒ = 1 - (1-ρᵢ/ρₒ)exp(-kt) )


- SİNÜS İLE KOSİNÜS İLE TANJANT ile/||/<> TRİGONOMETRİK FONKSİYONLAR

( Açı-kenar ilişkileri. )

( Formül: tan = sin/cos )


- SİNÜS ile/||/<> KOSİNÜS

( Trigonometrik fonksiyonların hassas tabloları )

( Takiyüddin tarafından 1570 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1526-1585) (Ülke: Osmanlı/Şam) (Alan: matematik) (Önemli katkıları: İstanbul Rasathanesi, astronomi aletleri, optik) )


- SİNÜS[İng. < Lat.] ile SİNÜS[Lat.] ile SİNÜZOİT/SINUSOID[İng.]

( Kovuk, kanal, boşluk. Örgenlerin ya da dokuların arasında bulunan boşluklar. | Dibi ağzından geniş oyuk/yara. İLE Trigonometrik bir çember üzerine taşınmış bir yayın ucunun ve bu yaya karşılık olan merkez açısının ordinatı. Simgesi: sin İLE Boşlukçuk, toplardamar boşluğu. )


- SİNÜS ile/||/<> TABLO

( Hassas trigonometrik tablolar )

( Ulug Bey tarafından 1440 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1394-1449) (Ülke: Semerkant) (Alan: matematik) (Önemli katkıları: Zij-i Cedid yıldız kataloğu, Semerkant Rasathanesi) )


- SİNÜZİT ile/||/<> RİNİT

( Sinüslerin yangılanması ile burun tıkanıklığı ve baş ağrısı. İLE/||/<> Burun mukozasının yangılanması ile burun akıntısı ve tıkanıklık. )


- SİNYAL ile İPUCU

( SIGNAL vs. CLUE )


- SİOSEPOL KÖPRÜSÜ -ile

( 33 kemerli köprü. )


- SIP ile/||/<> SIPA

( Tay[iki yaşına girmiş]. İLE/||/<> Eşek yavrusu[bir yaşında]. )


- SIPA[Abazaca < SPAU: Çocuk.]/KODOK ile/ve KULUN/KOLON

( Eşek yavrusu. İLE/VE Altı aylığa kadar olan at ve eşek yavrusu. )

( HAR-KÜRRE ile/ve ... )


- SİPÂHÎ[Fars.] ile SÜVÂRİ[Fars.]

( Osmanlı'da tımar sahibi atlı öbek. İLE "Sü Eri", atlı asker. [Geçmişte daha çok ani baskınlarda ve vurucu saldırılarda kullanılırdı. Ateşli silahların gelişmesinden önce hedefe büyük bir hızla ulaşan süvari birliklerinin savaşa katılması çoğu kez savaşın akışını değiştirirdi.][Bugün süvarilerin yerini tankların kullanıldığı zırhlı birlikler almıştır.] )


- SİPARİŞ ile EMİR


- SİPARİŞ ile/ve ISMARLAMA


- SİPER ile/değil/||/<> ÇARKIFELEK

( ... İLE/DEĞİL/||/<> Kale kuşatmalarında kullanılan bir tür siper. )


- SİPER ile DULDA

( Yağmur, güneş ve rüzgârın etkileyemediği, gizli, kuytu yer. | Esirgeme, koruma. )


- SİPER[Fars.] ile/<> METRİS[Fars.]

( Askerin, çarpışma sırasında, korunması için yapılan toprak siper. İLE/<> Korunulacak, arkasına, altına ya da içine girerek saklanılacak yer. | Yağmur, güneş ve rüzgârın etkilemediği gizli, kuytu yer, dulda. | Güneş ve yağmurun etkisinden korunmak amacıyla şapka ve kasket gibi şeylerin önüne yapılan çıkıntı, siperlik. | Askerlerin gidiş gelişinde ya da savaşta, karşı tarafa hedef olmadan ateş edebilmesi için kazılmış, üstü açık hendek. | Kuytu, korunulabilen. )


- ŞİPŞAK ile/değil/yerine/= ÇABUCAK


- Şİ'R[Ar. çoğ. EŞ'ÂR] ile ŞÎR[Ar.]

( Anlama. | Şiir, edebî değeri olan nazımlı ve uyaklı söz. İLE Arslan. | Süt. | Yiğit, yürekli. )


- SIR:
GİZLİ ile/değil DİLE GEL(E)MEYEN


- SIR İLE SEIR İLE NETWORK ile/||/<> EPİDEMİYOLOJİ MODELLERİ

( Hastalık yayılımı matematiği. )

( Formül: R₀ = βS₀/γ )


- SIR ile/değil/yerine/>< AKIL


- SIR ile/ve/||/<> DOSTLUK

( Bir şeyi anlatmamak isteyişimizde başlar. İLE/VE/||/<> Her şeyi anlatmak isteyişimizde başlar. )


- SIR ile/değil İLİŞKİ

( Modern bilim, ilişki ve betimlemeyi ele alır. )

( Sır eylemdir - Burada ve Şimdi! )

( Birine "Sırrımı sakla!" diyorsan, o sırrı sen ilân ediyorsun demektir. )

( İki kişinin bildiği sır değildir. )

( Sır, hak etmeyenlere/etmeyenlerde kötülük demektir. )

( [not] SECRET/HIDDEN vs./but RELATIONSHIP
The secret is in action - here and now. )


- SIR ile/ve KISIR


- SIR ile/ve/<> "KOKU"


- SIR ile/ve/değil SINIR


- SIR ile/ve SINIR


- Sİ'R[Ar. çoğ. ES'ÂR] ile SÎR[Ar.]

( Tüketiciyi korumak amacıyla, özellikle zorunlu gereksinim maddeleri için devletçe saptanan fiyat. [Fars. NARH] İLE Tok, doymuş. | Sarmısak. )


- SIR ile/||/<> SIRALTI TEKNİĞİ ile/||/<> SLİP TEKNİĞİ ile/||/<> PERDAH TEKNİĞİ/LÜSTER ile/||/<> RENKLİ SIR TEKNİĞİ ile/||/<> KARBOTİ

( Keramikler üzerinde koruyucu, cam benzeri tabaka. İLE/||/<> Keramik boyalarının bisküvi halindeki keramikler üzerine boyanarak üstlerine sır çekilmesi, boyaların sır altında kalması ile oluşan teknik. İLE/||/<> İlk dönem Osmanlı keramiklerinde hamur kırmızıdır. İşte bu kırmızı rengi kapanak, beyaz ve düzgün bir yüzey elde etmek için keramikler astarlanır. Slip tekniğinde de esas olan bu astardır. Bu teknikte süsleme astarla yapılır. Burada astar, normaldeki halinden daha koyudur. Kırmızı hamurlu kap üzerine, istenen motiflere göre fırça ile astarla süsleme yapılır ve istenen renk, saydam sırlanır. İLE/||/<> Perdah tekniği çini ve keramik alanında bir sır üstü çalışmasıdır. Kap istenen renkte sırla sırlanıp fırınlandıktan sonra perdah adı verilen madde ile istenen örnekler yapılır ve az hararetli, dumanlı bir fırında tekrar fırınlanır. Bu fırınlamadan sonra, kap madeni bir parlaklık kazanır. İLE/||/<> Osmanlılar tarafından uygulanan bir çini tekniği. Bu teknikte boya sır altındadır. Sırın kendisi renklidir. İlk olarak, levha üzerine sınır birbirine karışmasını önleyen, kontur oluşturan bir madde ile sınırlar belirlenir. Daha sonra, istenen renkler sırasıyla boya gibi kullanılarak levha renklendirilir. En son fırın işlemiyle renkler ve yüzey tarafında içinden kaynaklanan bir mermerleşme karışması sağlanır. İLE/||/<> Keramiklerin süslenmesinde kullanılan bir teknik. Doğrudan kabın üzerine yapılan ya da ikinci hamuru yapıştırmak yoluyla bir takım kabartma figürlerin işlenmesi. )


- ŞIRA ile GÜNBALI

( ... İLE Güneş altında bırakılarak koyulaştırılmış üzüm şırası. )


- ŞIRA ile HARDALİYE[Ar.]

( ... İLE İçine hardal katılarak yapılan üzüm şırası. )


- ŞİRÂ'[Ar.] ile İSTİBDÂL[Ar.]


- ŞİRÂ'[Ar.] ile ŞİRÂ'/Şİ'RÂ'[Ar.] ile Şİ'RÂ'[Ar.]

( Satın alma/alınma. İLE Yelken, gemi yelkeni. İLE İki yıldızın adı. )


- SÎR-ÂB/SERAP[Fars.] ile ILGIM

( Suya kanmış. | Doymak, tokluk. | Taze, körpe. İLE Yanılsama. )


- SIRACA ile SIRACAOTU

( Deride ve daha çok, boyunda görülen değişiklik; lenf düğümlenmelerinin şişkinliğiyle beliren tüberküloz türü. İLE Sıracagillerden, birçok türünün kökleri tıpta kullanılmış olan bir bitki. )

( ... cum SCROPHULARIS )


- SIRADAN BİRİ ile/yerine/değil HERHANGİ BİRİ


- SIRADAN KİŞİ ile/değil AYDINLANAN KİŞİ

( Aydınlandığını sanır. İLE/DEĞİL Sıradan olduğunu anlar. )


- SIRADAN ile KLÂSİK

( ORDINARY vs. CLASSIC/AL )


- SIRADAN ile/değil OLAĞAN

( [not] ORDINARY vs./but USUAL )


- SIRADAN ile/ve/||/<> SONRADAN


- SIRADAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YALIN


- SIRADANLAŞMA ile/ve/||/<> NORMALLEŞME


- SIRADANLAŞMAK ile/ve/değil/yerine/<>/>< "UYUM SAĞLAMAK/GÖSTERMEK"


- SIRADANLAŞTIRMA ile/ve/<> KANIKSAMA


- SIRADAN/LIK ile YAVAN/LIK

( ... İLE Yağı az. | Katıksız. | Hoşa gitmeyen, tatsız. | Görgüsüz, bilgisiz. )


- SIRADÜZEN/SİLSİLE-İ MERÂTİB/HİYERARŞİ ile/ve/||/<> BAKIŞIMSIZLIK/ASİMETRİ


- SIRADÜZEN(HİYERARŞİ) YETKİSİ ile/ve/||/<> VESÂYET YETKİSİ


- SIRADÜZENSİZLİK ile/ve/||/<> KARMAŞA

( ANARCHY vs. CHAOS )


- ÖLÜM:
"SIRALI" ile/ve/değil/||/<>/< SIRASIZ


- SIRALI ile SÖKÜN

( ... İLE Birbiri ardınca gelmek, görünmek. )


- SIRAT ile/ve/değil EŞİK


- SİRÂYET ile/ve/<> NÜFÛZ


- ŞÎRÂZE[Fars.] ile ...

( Ciltçilikte, kitap yapraklarını düzgün tutmaya yarayan ibrişimden örülmüş ince şerit. | Pehlivan kispetinin paçası. | Esas, düzen, nizam. )


- ŞİRB[Ar.] ile ...

( Su hissesi, suya ait hak. Ekin ya da hayvan sulama nöbeti. )


- SIRÇA[Tr. < SIRIÇGA]/CAM[Fars. < KUPA] ile/ve/||/<>/> AYNA[Ar.]

( Cam, camdan yapılmış. İLE/VE/||/<>/> Camın sırlanmışı. )


- SIRF VARLIK(ENE) ile/ve MUTLAK VARLIK ile/ve MUKAYYET VARLIK

( Deneyimi olanaklı kılan Mutlak'tır. Onu gerçektleştiren ise Öz Varlık'tır. )


- SIRF ile/ve HAKİKAT

( ONLY/MERE/SHEER vs./and TRUTH )


- SIRF ile SAF

( MERE/SHEER vs. PURE )


- SIRF ile/ve/> TÜMEL/KÜLLÎ

( ONLY/MERE/SHEER vs./and/> UNIVERSAL )


- SIRIK DOMATES ile YER DOMATESİ ile YEŞİL DOMATES ile KAVATA ile OVAL ile ELİKA ile SALKİTO

( Salatalık. İLE Yemeklik. İLE Turşuluk. İLE Dolmalık. [Kızarmayan domates] )

( LYCOPERSICON ESCULENTUM )


- SIRIK ile HEREK/İSPALYA[Fr.]

( ... İLE Asma, fasulye gibi sarılgan bitkilerin tutunması için yanlarına dikilen sırık. )


- SIRIK ile/ve TERAZİ

( Değnekten uzun ve kalınca ağaç. İLE/VE İp cambazlarının kullandığı uzun sırık. )


- SIRIM ile/ve/||/<> SIRIM ile/ve/||/<> SIRIM ile/ve/||/<> SIRIM ile/ve/||/<> SIRIM ile/ve/||/<> SIRIM ile/ve/||/<> SIRIM ile/ve/||/<> SIRIM

( Dar, uzun tarla parçası. İLE Dönümden küçük toprak ölçüsü. İLE Bataklık kıyılarında biten, sert yapraklı bir çeşit bitki. İLE İnatçı. İLE Kara kuru, sağlam yapılı [kişi]. | Çevik, güçlü. | İnce yapılı ve güçlü. İLE Erikten yapılan ekşi. İLE Çok fazla, sık. İLE Çarık yamalığı, çok dayanıklı. )


- ŞÎRÎN[Fars.] ile Şîrîn[Fars.]

( Tatlı. | Sevimli, cana yakın. | Türk müziğinde büyük bir usul. İLE Ferhâd[Husrev] ile Şîrîn öyküsünün kahramanı. )


- ŞIRINGA[İt. SIRINGA] ile ...

( SYRINGE )


- ŞİRİN/LİK / SEVİMLİ/LİK ile/ve/değil/||/<>/< SAF/LIK


- ŞİRİN/LİK / SEVİMLİ/LİK ile/ve/değil/||/<>/< ŞAPŞAL/LIK


- ŞİRİN/LİK ile/ve CANA YAKIN/LIK


- ŞİRİN/LİK ile GÜZEL/LİK


- ŞİRİN/LİK ile/ve/||/<> MASUM/İYET


- SIRITMAK ile/değil/yerine GÜLMEK

( Aptallık, şaşkınlık, kurnazlık ya da alay belirtir biçimde gülmek. [Durumdaki hoşluğa ya da durumun algılanamamasında düşünsel/duygusal karşılığı olmadan yüz kaslarını düşünce komutlarıyla güler konuma getirmek.] İLE ... )

( TO GRIN vs. LAUGHING
LAUGHING instead of TO GRIN )


- GÖKBÖRİ/KÖPEKYILDIZI/SİRİUS[Fr., Alm., Rusça]/SOTHIS[Mısır]/SEIRIOS[Yun.]/İŞVARA[Hintçe]/ŞİRA[Ar.]:
A ile/ve/||/<> B


- SİRİYOLOJİK HİYEROGLİF ile/ve TROPOLOJİK HİYEROGLİF

( Bütünü göstermek üzere parça yazılır. İLE/VE Benzerlik ölçütlerine göre bir şey bir başkasının yerine konur. )


- ŞİRK/ZINDIKLIK ile/ve/değil/yerine TEVHİD

( Herşeyi hem birbirinden ayrı, hem de birbirinin aynısı görmek. )

( O'nu bilen, başka ne bilir ki, şirk'e düşe? )


- ŞİRK ile ...

( ALLAH'A ORTAK KOŞMAK [bkz. İŞRÂK] | İLHÂD | Kendini beğendirme isteği. )


- ŞİRK ile GAFLET


- ŞİRK ile İKİLİK

( POLYTHEISM vs. DUALITY )


- ŞİRK ile/ve/> İŞRAK


- ŞİRK ile/değil KÂMİL KÜFÜR


- ŞİRK ile/ve/||/<> KİBİR

( Tanrı'ya, başka bir şeyi/birini ortak koşmak. İLE/VE/||/<> Tanrı'ya, kendini ortak koşmak. )


- ŞİRK ile ÖRTÜLÜ/GİZLİ ŞİRK


- ŞİRK ile ŞİRKTEN SONRAKİ GÜNAHLAR


- ŞİRK ile/ve ZINDIKLIK

( Herşeyi birbirinden ayrı tutmak ve toplamamak. İLE/VE Herşeyi toplayıp birbirinden ayırmamak. )


- SİRKADİYEN ile SİRKALUNAR ile SİRKASEPTAN ile SİRKANUAL

( )


- SİRKAT[Ar.] ile/ve/||/<> KATAKULLİ[Fr. < FAIT ACCOMPLI][argo]

( Çalma, hırsızlık. İLE/VE/||/<> Yalan dolan, oyun, tuzak, düzen. )


- SİRKE ile/ve/||/<> ASETİK[Fr. < ACÉTIQUE]

( ... İLE Sirkeyle ilgili, sirkeyle aynı özellikleri taşıyan. )


- SİRKE[Ar.] ile SİRKE[Ar.]

( Ekşimiş üzüm suyu. | Birtakım kimyasal yöntemlerle hazırlanmış bileşiklerin ortak adı. İLE Bit, tahtakurusu gibi asalak böceklerin yumurtası. )


- SİRKECİ ile/ve/||/<>/< SİRKE-Cİ


- SİRKEN ile/ve/||/<> BAMBA/İSTİFNO


- ŞİRKET ADI ile MARKA


- ŞİRKET SANI/UNVANI[Ar.] ile/ve/<> MARKA


- ŞİRKETLER, HİZMETLERİNDE:
UCUZ İSE ile/ya da/<> HIZLI İSE ile/ya da/<> NİTELİKLİ İSE

( Niteliksiz ve hızlıdır. İLE/YA DA/<> Ucuz ve niteliksizdir. İLE/YA DA/<> Pahalı ve yavaştır. )

( Dünyada, hiçbir şirket, bir işi, hem ucuz, hem hızlı, hem de nitelikli yapamaz. )


- SİRKÜLASYON ile SİKLON/SİKLUS/KİKLON[Alm. < KYKLON]

( CIRCULATION vs. CYCLONE )


- SİRKÜLER ile SEKÜLER


- SIRLAMAK ile NİHÂYETE ERDİRMEK


- SIRLAR'DA:
KİŞİYE VERİLEN SIR ile/ve AÇILDIKÇA ÇOĞALAN SIR ile/ve SAKLANDIKÇA ÇOĞALAN SIR


- SİRMO ile İNCALİZ/INCALIZ

( Yabani soğan. İLE Turşusu yapılan yabani soğan. )


- SIRNAŞMAK ile/ve/||/<> YILIŞMAK


- SİROZ[Fr. < Yun.] -ile

( Karaciğerin irileşmesi ya da körleşmesi biçiminde görülen hastalık. )


- SİROZ ile/||/<> HEPATİT

( Karaciğerin süreğen hasar görmesi ile skar dokusu oluşumu. İLE/||/<> Karaciğerin yangılanması ile ilişkili bir bulaş. )


- SIRP ile/ve BOŞNAK

( Müslüman olmayan Slavlar. İLE/VE Müslüman olan Slavlar. )


- SIRT İLE MTOR İLE AMPK ile/||/<> YAŞLANMA YOLAKLARI

( Ömür uzunluğunu düzenleyen sinyal yolları. )

( Formül: CR → SIRT↑ mTOR↓ )


- SIRT ile BALIKSIRTI

( Omurgalı ya da omurgasız hayvanlarda boyundan kuyruk sokumuna kadar uzanan üst bölüm. | İnsanda boyundan bele kadar uzanan üst bölüm. | Kesici araçların kesmeyen kenarı. | Dağların ya da tepelerin üst bölümü. | İnsanın üstü. | Bir şeyin üstü, üst bölümü. | Dikilmiş ya da ciltlenmiş kitaplarda dikişin bulunduğu bölüm. İLE Balık iskeleti biçiminde birbirine paralel ve çapraz çizgili kumaş deseni. | Suların toplanmaması için ortası şişkin bir biçimde yapılan yol. | Orta bölümü yüksek olup yanlara doğru alçalan bir biçimde. )


- SIRT/EĞİN ile YAĞIR

( ... İLE Sırt, arka, iki kürek kemiği arası. | Atın omuzları arasındaki yer. | Kel. )


- SIRTINI DAYAMAK ile/değil/yerine/>< GÜVENMEK


- SIRTLAN/YELELİKURT/ANDIK/ANDUK ile YABAN KÖPEĞİ

( 4 modern türleri bulunmaktadır. İLE ... )

( Sırtlanların, köpeklerle bir akrabalığı yoktur. [En yakın akrabaları misk kedileridir.] )

( Aslanlarınkinden iki kat büyüklükte kalpleri vardır. İLE ... )

( 5 kilometre boyunca saatte 55 kilometre hızla koşabilirler. İLE ... )

( Sırtlanlar çok miktarda ve çok hızlı yerler. [Gövde ağırlıklarının 3 katı kadar] İLE ... )

( Hedefteki avı kaçmaktan vazgeçene kadar kilometrelerce takip ederler. Kurban pes ettiği anda, karnına ve bacaklarına saldırırlar. İLE ... )

( Av hayvanı ölümlerinin 1/4'ünden sorumlulardır. [Çok sayıdaki bölgede, avladıkları hayvanlar, aslanların en büyük besin kaynağıdır.] İLE ... )

( Tek rakipleri aslanlardır. [Aralarında sürekli bir savaş hali bulunur.][İkisi de birbirinden yemek çalarlar fakat yaygın inancın aksine, daha çok aslanlar sırtlanların leşlerinden aşırırlar.]Bir ısırıştaki uyguladığı çene gücü, aslanınkinden daha fazladır. İLE ... )

( Midelerindeki konsantre hidroklorik asit sayesinde deri ve kemikleri de sindirebilirler. [Kalsiyumun etkisiyle dışkıları beyaz renktedir.] İLE ... )

( Yavruları çiftler halinde doğar. [Yavrulardan birinin egemenlik kurmak için ikizini öldürdüğü sıkça görülmektedir.] İLE ... )

( Dişillerin önderlik ettiği topluluklar halinde yaşarlar. İLE ... )

( Bir ailedeki sırtlan sayısı 80'e kadar çıkabilir.[Fakat avlanmak için küçük gruplara bölünürler.] İLE ... )

( Yaşlanmış aslanlar sürünün dışında kaldıklarından dolayı sırtlanlar tarafından parçalanırlar.] )

( BEHDEL[Ar.]: Sırtlan yavrusu. )

( Etiyopya'nın Harar bölgesinde yaşayan bir hayvansever, her akşam, yüzlerce sırtlanı, tek tek adıyla çağırarak kendi eliyle beslemektedir.[Tebrik ve teşekkür ediyoruz!] )

( ZAB', ZABU'/DABU'[çoğ. ZIBÂ/DİBÂ'], ARCÂ/ARFÂ ile ... )

( KEFTAR ile ... )

( HYENA vs. WILD DOG )

( HYANENA cum CANIS AUREUS )


- SIRTLAN ile BENEKLİ DİŞİ SIRTLAN

( ... İLE Erilin penisine denk gelecek büyüklükte klitorisleri bulunur. )

( ... cum CROCUTA CROCUTA )


- SIRTLAN ile BUDUK


- SIRTLAN ile KARINCAYİYEN SIRTLAN


- SIRTLAN ile MAĞARA SIRTLANI

( Size: Roughly‭ ‬1‭ ‬meter high at the shoulder,‭ ‬1.5‭ ‬meters long,‭ ‬70-120 ‬kilograms in weight.

Locations: Across Eurasia.

Time period: Pleistocene.

The cave hyena (Crocuta crocuta spelaea) is an extinct subspecies of spotted hyena (Crocuta crocuta) native to Eurasia, ranging from northern China to Spain and into the British Isles. Though originally described as a separate species from the spotted hyena due to large differences in fore and hind extremities, genetic analysis indicates no sizeable differences in DNA between Pleistocene cave hyena and modern day spotted hyena populations. It is known from a range of fossils and prehistoric cave art. With the decline of grasslands 12,500 years ago, Europe experienced a massive loss of lowland habitats favoured by cave hyenas, and a corresponding increase in mixed woodlands.The main distinction between the spotted hyena and the cave hyena is grounded on different lengths of the hind and fore limb bones. They have been estimated to have weighed 102 kg. Little is known of their social habits. Their use of caves as dens is widely accepted, although sites in the open-air are also known. Indications of whether cave hyenas lived in large clans or on a more solitary basis is lacking, though large clans are not considered likely in their Pleistocene habitat. )

( ... cum CROCUTA CROCUTA SPELAEA )


- SIRTLAN ile OKAPİ


- SIRTTA TAŞINAN GİYSİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YÜZDE TAŞINAN İFADE


- SİS ile DUMAN

( FOG vs. SMOKE )


- SİS ile İS

( Atmosferin alt tabakalarındaki küçük su ya da buhar tanelerinden oluşan bulutların, çok alçalarak yeryüzüne kadar inmesiyle oluşan duman. İLE Dumanın, değdiği yerde bıraktığı, kara leke. | Sürme. )

( FOG vs. SOOT )


- SİS ile/ve/||/<>/> İZ

( Havada/çevrede. İLE/VE/||/<>/> Zihinde. )

( FOG vs./and/||/<>/> TRACE/TRACK )


- SİS ile/değil ÖLÜMCÜL "SİS"

( ... İLE/DEĞİL 1952 yılında Londra’'da oturanlar ısınmak için her zamankinden daha fazla ölçüde kömür yakmıştı. Yine aynı dönemde elektrikli tramvaylar kaldırılmış, yerine benzin ve mazotla çalışan binlerce otobüs alınmıştı.

Tüm bunlara yel akışının azlığı da eklenince ciddi bir hava kirliliği oluştu.

Kentin üstünü dumanlı sis bulutu kapladı ve bir haftadan fazla sürdü. Yüksek ozon seviyesi, kalp atışlarında düzensizliklere neden oldu; soluk alma güçlüğü yüzünden pek çok kişi hastahanelere başvurdu.

Günde 135 olan ölü sayısı, ikinci gün 500'e çıktı ve üç hafta boyunca günlük ölü sayısı 200 kişinin altına düşmedi.

İngiliz hükümeti, başlangıçta ölümlerin kirlilik yüzünden oluştuğunu kabul etmek istemedi. Ancak halkın baskısı ve bilimsel kanıtların ortaya çıkması sonucunda, hava kirliliği konusunda ciddi önlemler almak zorunda kaldı.

Bu olay tüm dünyanın hava kirliliğine bakış açısını değiştirdi. O güne kadar bireyler, hava kirliliği ile öyle ya da böyle yaşamaya alışmış ve kabullenmisti fakat bu olay ile birlikte havayı kirleten endüstriyel kuruluşlara birçok sınırlama getirildi. )


- SİS ile/ve/||/<>/> PUS

( [Görüş uzaklığı] 1 km.den az ise. İLE/VE/||/<>/> 1 km.den çok ise. )


- ŞİŞ ile ŞİŞ

( Şişmiş olan yer, şişlik. | Şişmiş, şişkin. İLE Bir ucu sivri, demir ya da ağaçtan, bazen silah gibi kullanılabilen ince uzun çubuk. | Örgü örmekte kullanılan, metal, ağaç, kemik vb.nden yapılan uzun çubuk. )


- ŞİŞ ile/ve TIĞ


- ŞİŞE ile POTKAL[İt.]

( ... İLE Kaza ya da başka bir olayı karadakilere bildirmek için gemilerden denize salınan, içinde mektup olan şişe. )


- ŞİŞE ile/ve/değil/yerine/<> SAĞRAK/KADEH


- ŞİŞE[Fars. :Cam.] ile ŞİŞE

( İçerisine sıvı konulan, cam ya da plastikten yapılmış, dar ağızlı uzun kap. | Bu kabın aldığı miktarda olan. | Gaz lambasında fitil çevresine konulan cam koruyucu. İLE Tavan tahtaları arasındaki açıklığı kapatmak için uzunluğuna çakılan çıta. )


- ŞİŞE ile SÜBEK

( ... İLE Bazı yerlerde, beşikteki çocukların bacakları arasına yerleştirilen sidik şişesi ya da sidiği bir kaba akıtacak boru. )


- ŞİŞE ile/||/<> SÜRAHİ


- ŞİŞEK ile ÇEBİŞ ile FERİK

( [1 yaşındaki] Koyun. İLE Keçi. İLE Tavuk. )


- ŞİŞEK ile/ve ÖVEÇ

( İki yaşını geçmemiş, doğurmamış koyun. İLE/VE İki-üç yaşındaki eril koyun. )


- ŞİŞİNMEK ile ŞİŞİNMEK

( Surat asmak, dargın durmak. | Başkalarına yüksekten bakar gibi bir tavır takınmak, böbürlendiğini davranışlarıyla belirli etmek, kabarmak, gururlanmak. İLE Bazı böceklerin/hayvanların, saldırıya uğradıklarında tüm uzantı ve eklentilerini, düşmanını korkutup ürkütecek biçimde yayarak genişletmesi. )


- ŞİŞİRME ile "ŞİŞİRME"/ŞİŞİRMECE

( Şişirme işi. İLE Baştan savma, kötü iş. )


- ŞİŞİRMEK ile/ve/||/<> KÖPÜRTMEK


- ŞİŞKİNLİK ile NOKRA

( ... İLE Büveleğin neden olduğu, başta sığır olmak üzere çeşitli memeli hayvanlarda, seyrek olarak insanda rastlanılan, ortası delik şişkinliklerle tanınan hastalık. )


- SİSLİ ile DUMANLI/PUSLU

( FOGGY vs. HAZY )


- ŞİŞMAN OLAN BEYNİMİZ ile/değil ŞİŞMAN OLAN, BEYNİMİZ/ZİHNİMİZ

( Beynin, temelde ve her koşulda şişman olduğunu "düşünmek/iddia etmek". İLE/DEĞİL Şişmanlığın, gövdede değil beyinde/zihinde olması/olmayabilmesi [uyarısı]. )


- ŞİŞMAN OLAN BEYNİNİZ ile/değil ŞİŞMAN OLAN, BEYNİNİZ


- ŞİŞMAN/MÜLAHHAM[Ar.] ile/değil/yerine TOPLUCA

( Deri altında fazla yağ toplanması nedeniyle gövdenin her yanı şişkin görünen kişi. İLE/DEĞİL/YERİNE Gövdece biraz dolgun. | Toplu olarak, beraber. )


- ŞİŞMAN ile/değil/yerine KALIN


- ŞİŞMAN ile SEMİZ

( BEYDAHA: Etine dolgun, iri ve şişmanca hanım. )


- ŞİŞMAN ile/||/<> TUMBADIZ

( ... İLE/||/<> Kısa boylu ve şişman. )


- ŞİŞMAN ile/ve/değil/yerine YAPILI


- ŞİŞMANLIK ile SELÜLİT


- ŞİŞMEK ile HAVAKMAK

( ... İLE Yaranın, irinlenip şişmesi. )


- SİSMOGRAF (ÇİN) ile/||/<> MODERN SİSMOGRAF

( Zhang Heng ilk sismografı MS 132de yaptı İLE modern sismograflar 19. yüzyılda gelişti. )

( Zhang Heng tarafından 132 yılında keşfedildi/formüle edildi. (78-139) (Ülke: Çin) (Alan: Astronomi, Mühendislik) (Önemli katkıları: Sismograf, gök küresi) )


- ŞİŞ/ŞİŞLİK ile ...

( SWELLING )


- ŞİST[Fr. < Yun.] ile YAPRAKTAŞ

( Kolayca yapraklara ayrılabilen, silisli, alüminli tortul kayaçların genel adı. | Molozla karışık tüm moloz maddelerinin bilimsel adı. İLE İçinde mıka parçacıkları bulunan, değişime uğramış şist. )


- SİSTEM FELSEFESİ/FİLOZOFU ile PROBLEM(/SORUN) FELSEFESİ/FİLOZOFU


- SİSTEM KODU "0" ile KOD

( Tüm dünyada ve Türkiye'de belirlenmiş olan "0" bir kod olarak belirtilmez/yazılmaz! Şehirlerarası "0" ve/ya da uluslararası "00" aramalarda tuşlanma gerekliliği bilinen/bilinmesi gereken bir sistem kodudur. Şehirin ve ülkenin kodu ise belirtilebilir olan/belirtilmesi gerekendir. 0212, 0216, 0312, 0535 denmez! Sadece kod söylenir! 212. 212 22 22 gibi. )


- SİSTEM ile PROGRAM

( SYSTEM vs. PROGRAM )


- SİSTEM[İng., Fr.] ile/ve ŞABLON[Alm. SCHABLONE]

( Düzen. | Bir sonuç elde etmeye yarayan yöntemler düzeni. | Yol, yöntem. | Bir aracı oluşturan düzen, düzenek/tertibat. | Model, tip. | [felsefe] Dizge. İLE Üzerindeki harf ve biçimlerin çevre çizgileri kalem ucu girecek biçimde oyuk olan, bu çizgilerden kalemle istenilen biçim elde edilen, metal ya da plastikten cetvel. | Değişik alanlarda düzeltme, belirleme, ölçme, denetleme işlerinde kullanılan ve yaptığı işe göre yapısı değişen araç. | Çok kez tekrarlandığından, kanıksanmış basmakalıp örnek. )

( SYSTEM vs./and TEMPLATE )


- YAZILIM:
SİSTEM ile/ve/||/<>/> UYGULAMA


- SİSTEMATİK ile TARİHSEL (AÇI/YÖN/DOĞRULTU/BOYUT/AÇILIM)


- | SİSTEME AİDİYET ile SİSTEMSİZLİK | ile/yerine/değil SİSTEMLİ ÖZGÜRLÜK


- ... SİSTEMİ ile ... MAKİNASI


- SİSTEMİK İLE PULMONER İLE KORONER ile/||/<> DOLAŞIM SİSTEMLERİ

( Kan dolaşım yolları. )

( Formül: LV → Aort → Vücut )


- SİSTİT[Fr. < Yun.] -ile

( Genellikle bakterilerin neden olduğu sidiktorbası yangısı. )


- SİSTOL ile/||/<> DİYASTOL

( Sistol kalp kasılması İLE diyastol gevşemesidir )

( Formül: Kasılma İLE gevşeme )


- SİSTOL/İK ile/ve DİASTOL

( Yürek kasılım/sal. İLE/VE ... )


- SİSTOLİK ile/||/<> DİYASTOLİK

( Sistolik kalp kasılma İLE diyastolik gevşeme. )

( Formül: Contraction İLE relaxation )


- ŞİT ile ...

( ALLAH BAĞIŞI, LÜTUF )


- SİT[Ar.] ile SÎT[Ar.]

( Hanım. | Altı. İLE Ün, iyi şöhret. | Çatırdı, patırtı. )


- ŞİTÂÎ[Ar.] ile ŞİTEVÎ[Ar.]

( Kışa ait, kışla ilgili. İLE Kışa ait, kışla ilgili. | Kış sebzesi. )


- -SİTÂN[Fars.] ile -SİTÂN[Fars.]

( Yer adı yapmaya yarayan ek. [GÜL-SİTÂN: Gül bahçesi, güllük. | SENG-SİTÂN: Taşlı yer, taşlık.] İLE "Alan/alıcı" anlamlarıyla birleşik sözcükler yapar. [DİL-SİTÂN: Gönül alan.] )


- SİTÂRE[Ar. < SETR | çoğ. SETÂİR] ile SİTÂRE[Fars. çoğ. SİTÂREGÂN]

( Örtünülecek, perdelenecek şey. İLE Yıldız. | Taih, kader, baht. )


- SİTE[Fr. < Yun.] ile POLİS[Fr. < Yun.]

( Daha çok, belirli meslek bireyi için yapılmış ya da belirli amaçlarla kurulmuş konutlar topluluğu. | İlkçağda, kendi yasalarıyla yönetilen, bir ya da birkaç kentten oluşan devlet. | Kent. İLE Kent. | Kent düzenini sağlayan yetkilendirilmiş güç. )


- SİTEM[Fars.] ile/değil BATKI/HÜSRAN


- SİTEM ile KİNÂYE


- SİTEM ile/ve/< SEVGİ


- SITMA ile AGZEL

( ... İLE En şiddetli sıtma. )


- SITMA ile/||/<> CUHARLANMAK

( ... İLE/||/<> Sıtmaya benzer ateşli bir hastalığa tutulmak. )


- SITMA/MALARYA[İt.] ile/ve DANG

( Sivrisineklerle bulaşan hastalıklar. )

( Anofel türü sivrisineğin kesmesiyle insandan insana bulaşan, titreme, ateş ve ter nöbetleriyle kendini gösteren bir hastalık. İLE ... )

( HUMMA, TEKATTU': Bir sıtma nöbetinin düzenli aralıklara ayrılması. İLE ... )

( TEB ile/ve ... )


- SITMA ile/ve/<> DENGİ

( ... İLE/VE/<> Önce, üç gün boyunca yüksek ateş olur. İlaçla ya da iğne ile ateş düşürülünce, ardından öldürücü olan ikinci aşaması geliyor.[İkisi de sivrisinekten geçer.] )


- SİTOKİNEZ ile KARYOKİNEZ

( Göze bölünmesi sırasında sitoplazmanın bölünmesi. İLE Göze bölünmesi sırasında çekirdeğin bölünmesi. )


- SİTOLOJİ[Fr., İng.] ile GÖZEBİLİM

( Hücre bilimi. )


- SİTOLOJİ ile HİSTOLOJİ

( Gözelerin yapısını ve işlevlerini inceleyen bilim dalı. İLE Dokuların yapısını ve işlevlerini inceleyen bilim dalı. )


- SİTOPLAZM/CYTOPLASM ile/||/<> SİTOİSKELET/CYTOSKELETON

( Göze içi sıvı. İLE/||/<> Göze iskeleti. )


- SİTOPLAZMA ile/||/<> SİTOSOL

( Sitoplazma organeller dahil İLE sitosol sıvı kısımdır )

( Formül: Tümü İLE sıvı kısım )


- SİTOSOL ile/||/<> SİTOPLAZMA

( Sitosol su fazı İLE sitoplazma organelsiz tüm iç. )

( Formül: Sıvı İLE bütün )


- SİTRİN ile/||/<> AMETİST

( Sarı renkli bir kuvars türü. İLE/||/<> Mor renkli bir kuvars türü. )


- SİTRİN ile/||/<> SAFİR

( Sarı renkte bir kuvars türü. İLE/||/<> Korund mineralinin mavi renkli çeşidi. )


- SİTTİN SENE ile Fİ TARİHİNDE

( 60 yıl. | Sonu gelmeyecek kadar uzun zaman. )


- SIVAMAK ile SIVAMAK

( Sıva ile kaplamak, sıva vurmak. | Harcı bir yere vurmak. | Sıvar gibi bulaştırmak. | Okşamak, sıvazlamak. İLE Kol ya da paçayı yukarı çekip toplamak ya da kıvırmak. )


- SIVI SABUN ile/ve/değil/yerine/||/<>/> KATI SABUN

( pH dengesi daha değişkendir.[Yapımında, potasyum hidroksit kullanıldığından.][Yapısını bozmadan içine çok daha fazla ek madde konulabildiğinden, katı sabuna oranla içindeki bazı nesnelerden dolayı elleri daha çok yıpratabilir.] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Raf süresi daha uzundur.[Eriyebilmesinden dolayı.] )

( Çevreye duyarlılık için katı sabun yeğlenmelidir.[Sıvı sabunlar, katı sabunlara oranla %25 oranında daha fazla karbon ayak izi bırakır. )

( Ev ortamında katı sabun kullanılabilir fakat hastahane, okul, alışveriş merkezleri gibi ortak ve kalabalık ortamlarda katı sabun kullanılmamalıdır. )


- SIVI YAĞ ile/ve/yerine ZEYTİNYAĞI/SELÎT[Ar.]


- SIVI ile/ve/değil/||/<>/< AKIŞKAN/LIK


- SİVİL İTAATSİZLİK ile/ve/değil/||/<>/< BİREYSEL EYLEM


- SİVİL VE SİYASİ HAKLAR ile/ve/||/<> İKTİSADİ/EKONOMİK VE TOPLUMSAL/SOSYAL HAKLAR

( * Düşünce/düşünme hakkı/olanağı
* İfade hakkı/olanağı
* Seyahat hakkı/olanağı

İLE/VE/||/<>

* Eğitim hakkı/olanağı
* Sağlık hakkı/olanağı
* Sanattan yararlanma hakkı/olanağı
* Ücretli tatil )


- SİVİL YARDIM KURULUŞU ile/ve/değil/||/<>/> SİVİL TOPLUM KURULUŞU


- SİVİLCE ile ERGENLİK SİVİLCESİ/ERGENCE/AKNE[Yun.] ile SİVİLCEMSİ/AKNEİFORM

( SİVİLCE TERİMLERİ
ANDROJEN
Temel erkeklik hormonu; ancak daha düşük düzeyde bayanlarda da bulunur.

BEYAZ NOKTA
Cilt yüzeyinde görülen bazen beyazımsı, bazen de ciltle aynı renkte küçük pütürler, kapalı komedon olarak geçer.

FOLİKÜL
Ciltte bulunan, kıl kökünü barındıran, yağ bezinin bir kanal aracılığı ile içine açıldığı ve kendisi de bir gözenekle cilt yüzeyine açılan anatomik yapı. Bu gözenekler cildin hemen hemen tamamında bulunur. Salgılanan yağlı sebum gözenekler aracılığıyla cildin yüzeyine atılır.

HORMON
Gövdede değişik salgı bezlerinden salgılanan ve tüm gövde işlevlerini düzenleyen kimyasal nesneler.

KOMEDON
Siyah nokta ve pütürlerin genel adı.

LEZYON
Hekimler tarafından çeşitli oluşumları anlatmak için kullanılan bir terim.

MİKROKOMEDON
Gözle görülemeyen sadece büyüteç yardımıyla görülebilen, gözenekleri tıkamış tıkaçlar. Bunlar genelde, zaman içinde siyah ve/veya beyaz noktalara ve daha sonra da sivilcelere yol açarlar.

NODÜLER AKNE
Genellikle dışarı açılıp akmayan ama ele gelen bir sertlik biçiminde olan, iri, bir kısmı, üzerine basıldığıda ağrı veren büyük lezyonlar. Kist, nodüle benzer özellikleri de olan ama sonuçta farklı bir lezyondur. Bu durumdaki akneler düzelince genellikle iz ya da leke bırakır.

NON-KOMEDOJENİK
Bu terim genellikle, akne yapma riski olan kozmetik ürünlerin, akneye yol açmadıklarını anlatmak amacıyla kullanılır.

P. ACNES
Bir bakteri adı. Bu bakteri normalde de cildimizde bulunur. Ancak, gözenekler tıkandığıda dışarı atılamayan yağlı sebum maddesi içinde aşırı miktarlarda çoğalarak akneye yol açabilir.

PAPÜL
Küçük, çevresine göre kabarık, ancak iltihaplı beyaz "baş"ı olmayan kırmızı sivilceler.

PÜSTÜL
Çevresi kırmızı, çok büyük olmayan ama ortasında beyaz uç olan, irinli sivilceler.

SEBASE BEZ
Deriye yağını veren nesneyi salgılayan küçük bezler, yağ bezleri.

SEBUM
Yağ bezleri(sebase bezler) tarafından salgılanan yağdan zengin bir madde. Özellikle gençlik yıllarının başlarında çok fazla salgılandığı bilinmektedir.

SİYAH NOKTA
Cilt yüzeyinde görülen siyah küçük noktacıklar. Bulunduğu yerdeki gözeneklerin tıkanmış olduğu anlaşılır. Açık komedon olarak bilinir.

)

( BECE, BİSRE [BİSR: Gövdesi sivilceli kişi.], BESR/BESERE[çoğ. BESÛR] ile ...
TEBESSÜR: Sivilce çıkması. )

( PERÛŞ ile ... )

( PIMPLE vs. ACNE )


- SİVİLCE ile/değil İSİLİK/ISIRGIN

( [not] PIMPLE vs./but PRICKLY HEAT )


- SİVİLCE ile ŞÎR-PENÇE[Fars. < ARSLAN-ELİ]

( İçinde irin bulunan, küçük, deri kabarcığı, en küçük çıban. İLE En çok ensede ve sırtta çıkan, çabuk genişleyen ve tehlikeli bir durumda olabilen, çoğu istafilokok mikrobundan ileri gelen bir kan çıbanı. )


- SIVIŞ ile/||/<> SİVİŞ

( Kaçmak. İLE/||/<> Gizlice kaçmak, kimseye görünmemeye çalışarak kaçmak, çekilip gitmek. )


- SIVIŞMAK ile/değil/yerine/>< SAVAŞMAK


- SİVRİ ile/ve SERT


- SİVRİLMEK ile/ve SIYRILMAK


- SİVRİSİNEK ISIRIĞI ile/değil ÖRÜMCEK ISIRIĞI


- SİVRİSİNEK ile ASYA KAPLAN SİVRİSİNEĞİ

( ... İLE Zika virüsünü taşıyan sivrisinek. )


- SİVRİSİNEK ile/ve/değil/yerine/||/<> BATAKLIK


- SİVRİSİNEK ile DAVUL-ZURNA

( Farkı, anlayacak olanda, anlaması gereken kişide. )


- SİVRİSİNEK ile/ve GÖLE/K


- SİVRİSİNEK ile HELİKOPTER SİNEĞİ


- SİVRİSİNEK ile HEMEC[Ar.]


- SİVRİSİNEK ile KARAİĞNE

Bugün[26 Ekim 2025]
itibarı ile 46.048 başlık/FaRk ile birlikte,
46.048 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(150/186)