Bağlaçlı
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 46.491 başlık/FaRk ile birlikte,
46.491 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(145/187)
- SARHOŞ[Fars. < SER-HOŞ] ile MASTOR/MASTUR
( ... İLE İleri derecede sarhoş. )
- SARHOŞLUK ile ZAFER SARHOŞLUĞU
( ... İLE En kötü sarhoşluk. )
- SARI "BULGUR" ile/değil/yerine DOĞAL BULGUR
- SARI KİRAZ ile/ve/||/<> PEMBE KİRAZ ile/ve/||/<> İTALYAN KİRAZ
- SARI KÖŞK ile SARI KÖŞK
( Beylerbeyi Sarayı'nın arka bahçesindedir. İLE Emirgan Korusu'ndadır. )
( 1856'da, inşa edilen, saraylı hanımların kaldıkları bir köşk. İLE Emirgan Korusu'ndaki üç köşkten biridir. [Pembe, Beyaz ve Sarı Köşk] )
- SARI MERCİMEK ile/değil SOYULMUŞ YEŞİL MERCİMEK
- SARİ ile/ve/<> CHOLİ ile/ve/<> KAMİZ
( Hindistan'lı bayanların geleneksel giysisi. [3.5 m. - 4.5 m. boylarında bir kumaş] İLE/VE/<> Sari'nin altına giyilen, dar ve kısa bluz. İLE/VE/<> Şalvar-pijama arası bir pantolon. )
- SARI ile ERMİŞ/ERGİN
- SARİ ile SÂRİ
( Budist rahiplerin giydiği sarı renkli giysi. İLE Bulaşıcı sayrılık. )
- SAR'Î ile SARÎ' ile SÂRÎ[Ar. < SİRÂYET] ile SÂRÎ[Fars.] ile SARÎH[Ar. < SARÂHAT]
( Sar'a hastalığı ile ilgili. | Sar'alı. İLE Yere yığılmış sar'alı kişi. İLE Bulaşan/bulaşıcı. [İng. CONTAGIOUS, Fr. CONTAGIEUX] İLE Sürücü, süren. İLE Açık, meydanda. | Belirli. | Saf, halis. | Safkan Arap atı. )
- SARI ile ŞEKERRENK
( ... İLE Sarıya çalan renk. | Bu renkte olan. | İki kişi arasındaki dostluk ilişkilerinin bozuk olması. )
- SARICA ile SARICA
( Yabanarısı. | Sarıyı andıran, sarıya yakın. İLE Eyalet valilerinin buyruğundaki başıbozuk asker. )
- SARIK ile/ve/değil KAVUK
( İmamların/mürşitlerin başlarındaki sarıklar, fesin etrafına dolandırılan kefendir. Kişi, yaşama anlam vermeyi, yaşamındaki olanaklar ya da değerler üzerinden değil ancak ve özellikle ölümü düşünerek anlamlandırabilir. Dolayısıyla yaşamın önemini ve ciddiyetini "ben ölümle hesaplaşmamı her zaman yaparım/yapabilirim!" bilgisini sunan bu sarıkla/kefenle yaymaktadır/paylaşmaktadır. Sarığın, özellikle camide ve özellikle imamın başında olması aynı zamanda cemaat için de geçerlidir. İmamın kıldığı namazdan cemaatin, cemaatin kıldığından da imamın sorumluluğu vardır. Bir bütünlerdir, birbirini tamamlarlar. Cemaate katılan her bir kişinin fiziksel olarak sarık takmasına gerek kalmadan imam bu görevi üstlenmiştir. Cemaat katılımcıları da sadece camide değil, günlük yaşamda da bu bilgi üzerine ölümle ilişkilerini bu simge ve anlam üzerinden gerektikçe ve zaman zaman sürdürmelilerdir. )
( Seyr-ü sülûk'u, nefs mertebelerini ve kefeni simgeler. [7 kat sarılır] )
- SARIK ile/değil ÜSKÜF[Yun.]
- SARIKIZ ile SARIKIZ
( İnek. İLE Deve örümceği. )
- SARILI ile SARILI
( Üstünde, sarı renk bulunan. İLE Sarılmış olan. )
- SARILMA ile/ve/değil KUCAKLAŞMA/KOÇMAK
( Zaman zaman ve yakınlıkla, ortak düşünce ve duygulanımlarda. İLE/VE/DEĞİL Uzun süre görüşülememesinden dolayı buluşma/karşılaşma sırasındaki ya da coşkulu/sevinçli bir durumdaki paylaşım. )
( Dostluklarda/yakınlıklarda olabildiğince paylaşılması/yaşanması gerekenler. )
( TEÂNUK[< UNK][: Birinin boynuna sarılma.] ile/ve/değil MUÂNAKA[< UNK] )
- SARILMAK ile SARINMAK
( Sarma eyleminin yapılması. | Bir şeyin üzerine, bir ya da birkaç kez dolanmak. | Kollarını dolamak, kucaklamak. | Tüm gücü ile ele almak. | Büyük bir istekle kendini vermek, benimsemek. | Hemen yapmaya koyulmak, girişmek. İLE Kendi üstüne sarmak. )
- SARIMSAK ile KÖMÜREN
( ... İLE Yabani sarımsak. )
- SARIMSAK ile KURTLUCA/SU SARIMSAĞI
( Ballıbabagillerden, tırmanıcı sarı çiçekleri olan, kokusu sarımsağı andıran, göl, akarsu kıyıları vb. nemli yerlerde yetişen bir bitki, meşecik, yer meşesi/palamudu/pelidi. | Lohusa otu. )
- SARIMSAK ile SARIMSAKOTU
( ... İLE Turpgillerden, beyaz, küçük çiçekli, ovulduğunda sarımsak kokusu veren bir bitki. )
( ... cum ALLIARIA OFFICINALIS )
- SARIMSAK ile/<> SİYAH SARIMSAK
( ... İLE/<> Bildiğimiz sarımsaktan pek farklı değildir. Normal sarımsak, bir ay boyunca, belirli nem ve ısı altında tutularak, kontrollü bir biçimde kurutulur. Bu fermantasyon sonrasında beyaz olan sarımsağın dişleri siyaha döner.
Kansere karşı daha etkilidir. Fermantasyon sonucunda, kanserle savaşan özellikleri yoğunlaştırılmıştır. Kolesterolü düşüren bir madde içerir ve bu maddenin seviyesi, normal sarımsağa göre çok daha yüksektir.
Normal sarımsağın içerdiğinden daha fazla antiseptik, antifungal, antiviral, antioksidan ve antibakteriyel bileşenler içerir. Bu sayede bakteri ve virüs kaynaklı enfeksiyonlara karşı daha etkilidir.
Normal sarımsaktan 2 kat daha fazla antioksidan içerir. Bu sayede, kronik hastalıklar, dolaşım sistemi hastalıkları, romatoid arterit ve Alzheimer'a karşı oldukça etkilidir.
Kurutulmuş meyve tadına sahiptir. Daha şekerli ve tütsülenmiş bir tadı vardır. Beyaz sarımsağın aksine ağız kokusuna da neden olmaz. )
- SABIR/SARISABIR[Süryanice ŞABRÂ] ile SARISALKIM
( Zambakgillerden, sıcak bölgelerde yetişen, yaprakları, oldukça yüksek bir sapın tepesinde, rozet biçiminde toplanmış bulunan bir süs bitkisi. | Bu bitkinin, etli ve kalın yapraklarından çıkarılan, kırmızımsı esmer renkli, tıpta ve boyacılıkta kullanılan bir madde. İLE Baklagillerden, salkım durumunda sarı çiçekleri bulunan, bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen bir ağaç. )
( ŞİBÂRU[Akatça]: Sivri bir araç. İlâç olarak kullanılan bir bitki. )
( ALOES cum LABURNUM )
- SARIŞIN ile GÖKMEN
( ... İLE Mavi gözlü sarışın. )
- SARIYER ile ...
( Toprağının altın ve bakır madenlerinden dolayı sarı renkte olmasından dolayı adını almıştır. )
- ŞARK ile Şark
( Yön. İLE Özel ad, bölge adı. )
- SARKAÇ ile/||/<> PERİYOT
( Sarkaç yasaları )
( Galileo Galilei tarafından 1602 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1564-1642) (Ülke: İtalya) (Alan: Fizik, Astronomi) (Önemli katkıları: Teleskop, Jüpiter uyduları, serbest düşme) )
- SARKAÇ ile SARKIK ile SARKIL ile SARKINTI ile SARKIŞ ile SARKIT
( Durağan bir nokta çevresinde, ağırlığının etkisiyle salınım yapan, devingen katı nesne. İLE Aşağı doğru uzanmış, sölpük, salpa, gevşek. İLE Sarkaçla ilgili, devinimi, sarkaç devinimine benzeyen. İLE Aşağı doğru uzanan, sarkan şey. İLE Sarkma eylemi ya da biçimi. İLE Mağaraların tavanında oluşan, genel olarak koni biçiminde, kalker birikintisi, damlataş, istalaktit. )
- ŞARKI OKUMAK/SÖYLEMEK ile/yerine/değil ŞARKI İCRÂ ETMEK
- ŞARKI ile/değil BARKAROL
( ... İLE/DEĞİL Venedik gondolcularının, söz ve müziği önceden yazılmadan, içlerinden geldiği gibi söyledikleri şarkı. | Ritmi, üç zamanlı, müzik yapıtı. )
- ŞARKI ile KANTO[İt. < CANTO]
( ... İLE Tuluat tiyatrolarında oyundan önce genellikle kadın sanatçıların şarkı söyleyip dans ederek yaptığı gösteri. | Bu gösteri sırasında söylenen şarkı. )
- ŞARKI ile/değil MEHTÂBİYE
- ŞARKI ile MÜZİK
( SONG vs. MUSIC )
- ŞARKI ile/ve/değil/yerine/<> NİNNİ
( Tüm ninniler, hicaz makamındadır. )
- ŞARKI ile POTPURİ[Fr.]
( ... İLE Sevilen müzik yapıtlarından seçilmiş bölümlerin sıralanmasıyla oluşan müzik parçası. )
- ŞARKI ile ŞANSON
( ... İLE Hafif şarkı. )
- ŞARKI[< ŞARKÎ] ile/ve TÜRKÜ[< TÜRKÎ]
( Bestecisi bilinir. İLE/VE Bestecisi bilinmez. )
( YIR / IR: Ezgi, türkü, nağme. | Şiir. | Şarkı. )
- ŞARKI ile VODVİL[Fr.]
( ... İLE Meyhanelerde söylenen, neşeli, alaylı, taşlamalı şarkı. | Hareketli, eğlenceli bir konuya dayanan, şarkılara da yer verilen hafif güldürülü tiyatro gösterisi. )
- ŞARKICI ile/ve/değil MÜZİSYEN
- ŞARKI/CI ile YORUM/CU
- ŞARKILARINA EŞLİK ETMEK/EDİLMESİ ile/ve/||/<>/> ŞARKILARININ HEP BİRLİKTE SÖYLENMESİ
- SARKINTILIK ile/değil İLTİFAT
- ŞARKIYI ...:
BİLMEMEK ile/ve/değil/||/<>/< DUYMAMIŞ OLMAK
- SARKMA ile/ve GECİKME
( [buluşma dakikasından önce] Haber verilmişse/verilirse. İLE/VE Haber verilmemişse. )
- SARKOİDOZ ile/||/<> TÜBERKÜLOZ
( Gövdede küçük yangılı[granülom] göze kümelerinin oluşumu ile ilişkili bir bağışıklık sayrılığı. İLE/||/<> Mycobacterium tuberculosis bakterisinin neden olduğu, akciğerlerde ve öteki organlarda bulaş ile ilişkili bir sayrılık. )
- ŞARLATAN ile/değil/yerine/>< BİLGİN
( Aldatır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Aydınlatır. )
- ŞARLATAN[İt./Fr.] ile/ve/<> ŞAKLABAN
( Kendi bilgi ve niteliklerini ya da mallarını överek, çevresindekileri kandıran, dolandıran kişi. | Bilir geçinen kişi. İLE Şen, şakacı ve güldürücü kişi. | Dalkavuk. )
- SARMA ile SARMAL/YILANKAVİ/HELİSEL/HELEZONİ[Ar., Yun.] ile SARMAN ile SARMAŞAN/SARILGAN ile SARMAŞIK
( Sarma eylemi. | Saran, içine alan şey. | Yaprak ya da başka şeylerle, içlik malzeme konup sarılarak yapılan yemek. | Güreşçinin, kendi ayağını, arkasında bulunan rakibin ayağının iç tarafına sokup dolaması. | Sarılarak yapılan. İLE Sarmal biçiminde olan. İLE Azman, iri. | Sarı tüylü kedi. İLE Sarılgan. İLE Sarmaşıkgillerden, koyu yeşil renkli, değişik biçimli yaprakları olan, sap ve dallarından çıkan, küçük ek köklerle dik, düz yerlere yapışarak tırmanan bitki. )
- SARMAL ile/değil DÖNGÜSEL
- SARMAŞIK ile BAĞBOĞAN/KÜSKÜT[< Fr. < Ar.]
( ... İLE Çitsarmaşığıgillerden, ince, uzun ipliksi saplarıyla, asma, baklagiller ve kimi meyve ağaçlarına sarılarak onları sömüren, klorofilsiz bir asalak bitki, şeytansaçı, cinsaçı. )
( ... cum CUSCUTA )
- SARMAŞIK ile ÇİTSARMAŞIĞI
( ... İLE Çitsarmaşığıgillerin örnek bitkisi olan, daha çok, tarla kenarlarında yetişen, beyaz çiçekli, sarılıcı, otsu bitki. )
( ... cum CONVOLVULUS ARVENSE )
- SARMAŞIK ile FRENKASMASI
( ... İLE Asmagillerden, sonbaharda, yaprakları güzel bir renk alan, süs sarmaşığı. )
( ... cum AMPELOPSIS )
- SARMAŞIK ile JAPONSARMAŞIĞI
( Sarmaşıkgillerden, koyu yeşil renkli, değişik biçimli yaprakları olan, sap ve dallarından çıkan küçük ek köklerle dik, düz yerlere yapışarak tırmanan bitki. İLE Asmagillerden, ana vatanı Çin ve Japonya olan, sülüklerinin ucu duvarlara tutunmak için genellikle daire biçiminde genişlemiş olan, sarılcı süs bitkisi. )
( HEDERA HELIX cum AMPELOPSIS JAPONICA )
- SARMAŞIK ile LOĞUSAOTU
( Sarmaşıkgillerden, koyu yeşil renkli, değişik biçimli yaprakları olan, sap ve dallarından çıkan küçük ek köklerle dik, düz yerlere yapışarak tırmanan bitki. İLE İkiçeneklilerden, çiçekleri koyu kahverengi ve pis kokulu, tırmanıcı bir bitki. )
( HEDERA HELIX cum ARISTOLOCHIA )
- SARMAŞIK ile MORSALKIM
( ... İLE Baklagillerden, salkım durumunda mavi, mor, beyaz, pembe renkli çiçekler açan bir sarmaşık. )
( ... cum WISTARIA SINENSIS )
- SARMAŞIK ile ORMANSARMAŞIĞI/AKASMA
- SARMAŞIK ile SARILGAN
( ... İLE Sapı yakınındaki başka bitkilere ya da başka şeylere sarılıp yükselen, otsu ya da odunsu bitki. )
- SARMAŞIK ile/değil SARMAL
- SARMAŞIK ile SARMAŞIK İNCİRİ
- SARMAŞIK ile YERSARMAŞIĞI
( ... İLE Gebreotugillerden, nemli yerlerde, duvar diplerinde yetişen bir bitki. )
( ... cum CLEOME )
- SARRÂF ile/ve/değil/yerine/||/<> SAHHÂF
- SARSIM ile SARSINTI
( Sarsma eylemi. | Gök nesnelerinin[cirim], genel çekim yasasına uygun olarak birbirini çekmesi nedeniyle herhangi bir gezegenin hareketinde görülen karışıklık. İLE Birden sallanma, sarsılma. | Titreme. | Deprem. | Deprem sırasındaki yer hareketlerinin her biri. | Bir kurum ya da kuruluşun dengesini etkileyen bozukluk. | Kaza, ilaç ve uyuşturucuların yarattığı, fiziksel ya da coşkusal nitelikteki, birdenbire gelişen karmaşık belirtilerin tümü. )
- ŞART (SÜRMEK) ile/değil/yerine RİCA (ETMEK)
- ŞART ile FARZ
- ŞART ile/ve/<> ŞATR
( Koşul. | Durum, hal, vaziyet. | Yemin. İLE/VE/<> Yarı, yarım. | Bölüm, kısım, parça. | Mısra. )
- ŞART ile/ve/||/<>/> SIHHA ŞART
- ŞART ile/değil SÜS
- ŞART-I A'ZAM ile/ve ŞART-I BÂTIL ile/ve ŞART-I CÂİZ ile/ve ŞART-I LAĞV ile/ve ŞART-I MÜFSİD ile/ve ŞART-I MÜTEAHHİR ile/ve ŞART-I MÜTEÂRIZ ile/ve ŞART-I MÜTEKADDİM/EVVEL ile/ve ŞART-I NÂSİH ile/ve ŞART-I SÂNİ ile/ve ŞART-I SARÎH ile/ve ŞART-I TAKYÎDÎ ile/ve ŞART-I VÂKIF
- ŞART-I İNFİSÂHÎ ile/ve ŞART-TÂLİKÎ
( Bozucu şart. [Evimi eşime bağışlarım fakat benden önce ölürse ev benimdir.] İLE/VE Belirli bir zamana/koşula bağlı şart. [Eğer sınıfı geçersen bisiklet alırım.] )
- KOŞULLARDA:
HAKİKÎ ile/ve/||/<> CALÎ ile/ve/||/<> İLLET HÜKMÜNDE ile/ve/||/<> SEBEP HÜKMÜNDE
- ŞARTLI TAHLİYE/SALIVERME ile/ve/<> DENETİMLİ SERBESTLİK
- ŞAŞ ile ...
( TAŞKENT )
- ŞAŞA ile ŞATAFAT
- ŞA'ŞAA ile ...
( Parlaklık, parlama. | Gösteriş, yaldız. )
- ŞAŞAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< AŞAR
( Torun. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Dede. )
( İstenç[irâde]. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Direnç[ihtiyâr]. )
( Aynı dönemde ve birlikte yaşarlar. )
- ŞASE[Fr. SACHET] ile ŞASİ[Fr. CHÂSSIS]
( İçine mendil, gecelik vb. şeyleri koymaya yarayan, çeşitli büyüklükte, kumaştan koruncak. İLE Motorlu kara taşıtlarının iskelet bölümü. | Fotoğrafçılıkta içine duyarlı bir cam ya da kâğıt konulan, yassı, ışık geçirmez kutu. | Yapı işlerinde sürme çerçeve. )
- ŞAŞI/LIK ile/değil ŞAŞIL/ŞEHLÂ
( Birbirine paralel görme ekseni olmayan (göz ya da kişi.) | Gözlerini çarpıtarak. İLE Kusurlu sayılmayacak kadar hafif şaşı göz. )
( AHVEL ile/değil ... )
( LÛC ile/değil ... )
( [not] GOGGLE/CROSS-EYE/SQUINT vs./and/but ... )
- ŞAŞIRMAK ile/ve AFALLAMAK
- ŞAŞIRMAK ile "KIRILMAK"
- ŞAŞIRMAK ile/ve/||/<> SARSILMAK
- ŞAŞIRTICI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DÜŞÜNDÜRÜCÜ
- ŞAŞIRTMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
DEVEDE KULAK ile/ve/||/<> YA SİYAH, YA BEYAZ ile/ve/||/<> KANITLAMA ZORUNLULUĞU ile/ve/||/<> FELÂKET ÇIĞIRTKANLIĞI ile/ve/||/<> İMÂLI SORU ile/ve/||/<> ÇOK SORULU ile/ve/||/<> SINIRLI SEÇENEK
( FALLACY OF THE BEARD vs./and/||/<> BLACK OR WHITE FALLACY vs./and/||/<> ARGUMENT FROM IGNORANCE vs./and/||/<> FALLACY OF SLIPPERY SLOPE vs./and/||/<> COMPLEX QUESTION vs./and/||/<> FALLACY OF MANY QUESTIONS vs./and/||/<> FALLACY OF LIMITED CHOICES )
- ŞAŞIRTMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EZBER BOZMAK
- ŞAŞKIN BAKKAL ile ...
( Göztepe'dedir. )
- ŞAŞKINLIK(/HAYRET) ile/ve/||/<>/> KUŞKU
( Zihinde. İLE/VE/||/<>/> Felsefede. )
- ŞAŞKIN/LIK ile/değil/yerine AŞKIN/LIK
- ŞAŞKINLIK ile BELİNLEME
( .. İLE Birden uyanarak, çevresine korku ile şaşkın şaşkın bakmak. )
- ŞAŞKINLIK ile "GÖT OLMAK"
- ŞAŞKIN/LIK ile/ve/<> GÜVENSİZ/LİK
- ŞAŞKIN/LIK ile/ve/değil HAYRAN/LIK
( BEHT )
- ŞAŞKIN/LIK ile/ve/<> KARARSIZ/LIK
- ŞAŞKINLIK ile KORKU
( BEWILDERMENT vs. FEAR )
- ŞAŞKIN/LIK ile/ve/> SUSKUN/LUK / SUSMA
- ŞAŞMA/ŞAŞIRMA/HAYRET (ETMEK) ile/ve/<>/> ŞAŞAKALMA/HAYRANLIK
( Felsefeye yöneltir. İLE/VE/<>/> Sanata yöneltir. )
( Doğaya/doğada. İLE/VE/<>/> İnsana/insanda. )
( Kısa süreli. İLE/VE/<>/> Uzun süreli. )
( Hem olumlu, hem olumsuzlara yöneliktir. İLE/VE/<>/> Olumsuzlara yönelik değildir. )
( Parçaya yöneliktir. İLE/VE/<>/> Tamamlanmışlara/olgunlara yöneliktir. )
( Anlayamadıklarımıza yöneliktir. İLE/VE/<>/> Aydınlatıcıdır. Kavrama ve kuşatmamızla birliktedir. )
( Açmazlarda, çelişki ve sıkıntılarda deneyimlediğimiz. İLE/VE/<>/> Sonsuzluğu, yüceliği ve üstünlüğü "duyumsatır". )
( ASTONISHMENT/AMAZEMENT vs./and/<>/> ADMIRATION )
( ADMIRATIO cum/et/<>/> ... )
- ŞAŞMAK/ŞAŞALAMAK ile ŞAŞIRMAK
( Şaşan ve şaşıran kişi, bilmediğini bilen kişidir. )
- ŞAŞMAZ/LIK ile/ve/||/<>/> SAPMAZ/LIK
- ŞASTRA[Sansk.] -ile
( Sutraların yorumlarını yapan yapıtlara verilen ad. )
- SASTRA(/ŞASTRA) ile ...
( Kutsal belge ya da sutraların yorumu. (Şerh) )
- SAT ile SAT-SANG
( Etkin durumdaki Sonsal İlke'nin, aşkın[transandantal] yüzü. İLE Doğru ve bilge kişilerle beraberlik. )
- ŞÂT[Ar.] ile ŞAT/ŞATT[Ar. çoğ. ŞUTÛT] ile ŞATH[Ar.] ile ŞAT[Fr. CHATTE]
( Koyun. İLE Büyük ırmak. İLE Ciddi bir hissi ya da düşünceyi mizahî bir edayla anlatan şiir. İLE Sığ sularda, ağır yükleri taşımak için kullanılan, altı düz, bir çeşit tekne. )
- SATAŞMAK ile/ve/||/<> DALAŞMAK
- SATAŞMAK ile/ve/||/<>/> SÜRTÜŞMEK
- SATEN ile/değil ZÂT-EN
- SATH ile/||/<> SATH MÜSTEVÎ
( Yüzey. | İki boyutluların yüzeyi. İLE/||/<> Düzlemsel yüzey. )
- SATHEN[Ar.] ile SATHÎ[Ar.]
( Dıştan, dış yüzden. İLE Dış yüzeyle ilgili. | [matematikte] Yüzeysel. [İng. SUPERFICIAL, Fr. SUPERFICIEL] | Üstünkörü. )
- SATHÎ ile ...
( DIŞ YÜZEYLE İLGİLİ | YÜZEYSEL | ÜSTÜNKÖRÜ )
- ŞATHİYAT ile ŞATHİYE
( Ciddi bir düşünceyi, konuyu, şaka ve alay yollu anlatmak için yazılmış deyişler. İLE Yergiye, alaya, şakaya yer veren manzum yapıt. | Tasavvuf konularını mizahlı bir biçimde işleyen, coşku hâlinde söylenen bir şiir türü. )
- ŞATHİYE[Ar.] ile ŞÂTIİYE[Ar.]
( Ciddi bir düşünceyi, konuyu, şaka ve alay yollu anlatmak için yazılmış deyişler. İLE Uzunbacaklılar.[Fr. ECHASSIERS] )
- SATİ ile ...
( Farkındalık. )
- SATI ile SATIH[Ar.]
( Satmak, satış. İLE Yüz, yüzey. )
- SATICI ile ALICI
( Satmaya "bakar". İLE Nereye bakar? )
- ŞÂTIİYE[Ar.]/ÉCHASSIERS[Fr.] ile ...
( Uzunbacaklılar. )
- SATILABİLİRLİK ile/ve/değil/<> DEĞİŞİM DEĞERLİLİK
- SATILAMAZ ile/ve/||/<> DEVREDİLEMEZ
- SATIN ALMAK ile/değil/yerine/>< KENDİN YAP!
- SATIR ARASI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLAM
- SATIR İLE SÜTUN İLE NULL ile/||/<> MATRİS UZAYLARI
( Matrise bağlı vektör uzayları. )
( Formül: dim(N(A)) + rank(A) = n )
- ŞÂTIR[Ar. < ŞETÂRET | çoğ. ŞUTTÂR] ile ŞÂTR[Fars.]
( Neşeli, zevkli, şen, şenlik. | Büyük bir kişinin atı yanında gitmekle görevli ağa. | Tören ve alaylarda, sultanın, vezirin yanında yürüyen görevliler. İLE Yarı, yarım. | Bölüm, parça, kısım. | Dize/mısra. )
- ŞATIR ile/||/<> RİKABDAR
( Tören ve alaylarda Sultan'ın, Vezir'in yanında yürüyen görevliler. İLE/||/<> Sultan'ın ata binerken üzengisini tutan görevli. )
- SATIR ile/ve SADIR
- SATIR'DAN ile/ve/yerine SADIR'DAN (OKUMAK/KONUŞMAK)
- SATİRİAZİS ile/ve/||/<> NEMFOMANİ
( [Aşırı eşeysel istekli/lik]
Erilde. İLE/VE/||/<> Dişilde. )
- SATIRSONU ile SATIRBAŞI
- SATIŞ/SATIM ile SATIN (ALMAK)
( Satıcı ile alıcı arasında yapılan ve bir malın, alıcıya verilmesi ve bunun karşılığında bir eder alınması yoluyla yapılan işlem, satma eylemi. İLE Ederini vererek bir şey almak. )
- SATIŞTA:
N ile/ve/||/<> A ile/ve/||/<> I ile/ve/||/<> D ile/ve/||/<> A ile/ve/||/<> S
( Gereksinim. İLE/VE/||/<> Dikkat. İLE/VE/||/<> İlgi. İLE/VE/||/<> İstek. İLE/VE/||/<> Eylem. İLE/VE/||/<> Tatmin. )
( Need. VS./AND/||/<> Attention. VS./AND/||/<> Interest. VS./AND/||/<> Desire. VS./AND/||/<> Action. VS./AND/||/<> Satisfaction. )
- SATMAK ile GÖTÜRÜ SATMA
( ... ile MÜCÂZEFE )
- SATMAK ile/ve "OKUTMAK"[argo]
- SATMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> VERMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> DAĞITMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BAĞIŞLAMAK
- SATORİ[Jap.](Nirvana) ile ...
( Kişinin gerçek yaratılışını tanımasıyla sonuçlanan Zen yaşantısı. Uyanma, aydınlanma. Her türlü ikici, karşıt görüşler aşılarak kişinin küçük, göreli benliğinin yok olmasını sağlayan dönüşüm. (Tasavvuf'ta )
- SATRANÇ OYUN AÇILIŞINDA:
İSPANYOL ile/ve/||/<> İTALYAN
( [beyaz için] Bb5[< e4, e5 > Nf3, Nc6] İLE/VE/||/<> Bc4[e4, e5 > Nc3, Nc6] )
- SATRANÇ TAHTASINDA:
AK TAŞLAR ile/ve/<>/>< KARA TAŞLAR
( a1 ile başlar. İLE/VE/<>/>< h8 ile başlar. )
- SATRANÇ TAŞLARININ DEĞERLERİNDE:
1 ile/ve/||/<>/< 3 ile/ve/||/<>/< 5 ile/ve/||/<>/< 9 ile/ve/||/<>/< SONSUZ
( Piyon. İLE/VE/||/<>/< Filler. İLE/VE/||/<>/< Atlar ve kaleler. İLE/VE/||/<>/< Vezir. İLE/VE/||/<>/< Şah. )
- SATRANÇ TAŞLARININ HAMLE HARFLERİ/KODLARI:
Ş | V | K | F | A ile/ve/||/<> K | Q | R | B | N
( Ş[ah] | V[ezir] | K[ale] | F[il] | A[t]
ile/ve/||/<>
K[ing] | Q[ueen] | R[ook] | B[ishop] | [K]N[ight] )
( PİYON: simgesizdir/harf karşılığı yoktur
X: Alış.
o - o: Küçük rok.
o - o - o: Büyük rok.
ŞAH ÇEKME: +
ŞAH - MAT: #
)
( Türkçe'de. İLE/VE/||/<> İngilizce'de. )
- SATRANÇ ile ÂRİFLERİN SATRANCI/YILANLI DAMA
( ... İLE Mat yoktur. )
(
)
(
)
- SATRANÇ ile BİSÂT-I SATRANÇ
( Satranç tahtası. )
- SATRANÇ ile/ve/||/<> KÖRLERİN SATRANCI ile/ve/||/<> KÖRLEME SATRANÇ
( )
- SATRANÇ ile ŞATRANÇ
- SATTVA ile ...
( Varlık, varoluş, gerçek öz. Yoga'da saflık ya da iyilik niteliği. "Sattvik", saf, doğru. )
- SATTVANUBHAVA ile ...
( Evrenin gerçek uyumunu (sattva, varlık) duymak, yaşamak deneyimi(anubhava). )
- SATURATED İLE UNSATURATED İLE TRANS ile/||/<> YAĞ ASİTLERİ
( Lipid yapı taşlarının sınıflandırması. )
( Formül: C₁₆H₃₂O₂ (palmitik) )
- SATURATION ile ...
( Rengin tokluğu. )
- SATÜRN ile BJ1407b
( ... İLE Satürn'ünkine benzer halkaları olan ilk öte gezegendir. Bizden yaklaşık olarak 420 ışık yılı uzakta olan bu gezegenin halkaları, Satürn'e göre o kadar çok ve uzundur ki, neredeyse Güneş'ten, Venüs'e kadar olan alanı kaplamaktadır. Jüpiter'den 20-30 kat daha büyük olan bu gezegen, Satürn'ün yerinde olsaydı, halkaları, Dünya'nın gökyüzüne kadar gelir ve dolunaydan çok daha büyük görünürdü. )
- SATÜRN ile/ve/||/<> ENCELADUS
- SATÜRN'ÜN HALKALARI:
3 ile/ve/değil/||/<>/> 6
- SATYAM-SHİVAM-SUNADRAM ile ...
( Doğru, iyi, güzel. Satyam(doğruluk), shivam(lütufkâr~hayırkâr shiva), sundaram(güzel). )
- SAUNA[Fince] ile/ve/<> MUNÇA
( ... İLE/VE/<> Taşkömürü ile ısıtılan sauna.[Kazan'da.] )
- SAV ile İLERİ SÜRÜŞ | DENETLENEBİLİR İDDİA
- SAV ile/||/<> SAVA
( Haber. İLE/||/<> Havadis. )
- SAVAB - HATA ile SEVAP - GÜNAH
- SAVÂB[Ar.] ile SEVÂB[Ar.] ile SEVVÂB[Ar.] ile SAVB[Ar.]
( Doğruluk, dürüstlük. Doğru hareket/davranış/düşünce. | Doğru, dürüst. İLE Ödüllendirilen hareket/davranış/tutum. | Hayırlı hareket, hayır işleme. İLE Elbiseci. İLE Yön/cihet, taraf. )
- SAVANNA(H)/SAVANA[Fr. < İsp.] ile ...
( Ekvator kuşağındaki geniş çayırlar. )
- [ne yazık ki]
!SAVAŞ ile ASKERİCİLİK/MİLİTARİZM
- SAVAŞ ile/değil FETİH
( [not] WAR vs./but CONQUEST )
- [ne yazık ki]
!SAVAŞ ile/ve/değil/||/<> !İÇ SAVAŞ/AYAKLANMA
( POLEMOS ile STAZIS )
- SAVAŞ ile KORSANLIK ile TİCARET
- SAVAŞ ya da KORSANLIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< TİCARET
- SAVAŞ ile/ve/değil/yerine/< SALDIRI/Ş
- SAVAŞ ile/ve/değil/yerine SAVAŞIM
- SAVAŞ ile/ve/değil/||/<>/< TUZAK
- [ne yazık ki]
SAVAŞ DÖNEMLERİNDE:
RİTÜELLEŞMİŞ ile SINIRLAMACI OLAN ile FETİH ile MUTLAK AMACI OLAN ile SINIRI OLMAYAN
- [ne yazık ki]
SAVAŞLARDA:
PARTİZAN ile/<> GERİLLA ile/<> TERÖR
- [ne yazık ki]
!SAVAŞLAR:
RASYONEL ile/ve/<> KİTLELERİN SEFERBER EDİLDİĞİ ile/ve/<> ASİMETRİK
- SAVAŞMAMA ile/ve/||/<> MESAFE ALMA
- [ne yazık ki]
SAVAŞTAN GERİYE KALANLAR:
ÖLÜLER "ORDUSU" ile/ve/||/<>/> YAS TUTANLAR "ORDUSU" ile/ve/||/<>/> HIRSIZLAR "ORDUSU"
- SAVCI/LIK ile GENEL SORGU SAVCI/LIĞI
- SA'VE[Ar. çoğ. SA'VÂT, SIÂ] ile ...
( Kuyruk sallayan kuş. )
- SAVM ile/ve ZÜHD
- SAVM-I DÂVÛD ile ...
( BİR GÜN ORUŞ TUTMAK, BİR GÜN TUTMAMAK )
- SAVRUK ile SAVSAK
( Aklını işine vermeyen, dikkatsiz. | Düzensiz, dağınık. İLE İşlerine önem vermeyip onları gelişigüzel yapıveren ya da daha sonraya bırakan. )
- SAVRULMAK ile/değil/yerine/>< SALINMAK
- SAVRULMAK ile/değil SARSILMAK
- [ne yazık ki]
SAVSAKLAMA ile/ve/||/<> BOŞVERME
- SAVSAKLAMA ile/ve/<> SALLAMA
- SAVT[Ar.] ile KELÂM[Ar.]
- SAVT[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< SAMT[Ar.]
( Ses, sadâ[insan sesi], selen. | Bağırma, haykırma, çığlık. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Susmak. )
- SAVT[Ar.] ile SAVT[Ar.] ile ŞAVT[Ar.]
( Ses, sadâ[insan sesi], selen. | Bağırma, haykırma, çığlık. İLE Kamçı, kırbaç. İLE Tavafta, her dönüşün adı. )
- SAVT[Ar.] ile SIYÂH[Ar.]
- SAVUNDUĞUNDAN DOLAYI BİLMEK ile/değil/yerine/>< BİLDİĞİNDEN DOLAYI SAVUNMAK
- SAVUNMA HAKKI ile/ve/||/<> KENDİNİ İFADE ETME HAKKI
- SAVUNMA İÇİN BAHANE (BULMAK) ile/yerine/değil ŞÜKÜR İÇİN BAHANE (ARAMAK/BULMAK)
( Bulmak için değil, kaybetmek için arıyoruz. )
( Her mazharata bir mazeret bulunur. )
( [not] EXCUSE FOR DEFENSE vs./but EXCUSE FOR GRATITUDE
EXCUSE FOR GRATITUDE instead of EXCUSE FOR DEFENSE )
- SAVUNMA MEKANİZMALARINDA:
BASTIRMA ile/ve/değil/||/<> BÖLME
- SAVUNMA MEKANİZMALARINDA:
FİZİKSEL OLARAK KAZANILMIŞ SAVUNMA SİLAHLARI ile/ve DAVRANIŞSAL OLARAK KAZANILMIŞ SAVUNMA HAREKETLERİ
- SAVUNMA MEKANİZMASI ile/ve/||/<> AVUNTU
- SAVUNMA ile/ve/değil/yerine ARKASINDA/ARDINDA DURMA
- SAVUNMA ile CAHİLLERİN "SAVUNMASI"
( Konu/olgu çerçevesinde kalarak geçerli dayanakçaları öne sürme çabası ve hakkı. İLE Konuyu/olguyu değerlendirmek yerine ya kendilerini savunurlar ya da kişileri örnek gösterir ve saldırırlar. )
( Duygular, bilgilerle ters orantılıdır. Ne kadar az biliş varsa o kadar savunuş vardır. )
( DEFENCE vs. DEFENCE OF IGNORANTS )
- SAVUNMA ile DESTEKLEME
( TO DEFENCE vs. TO SUPPORT )
- SAVUNMA ile ÖNCELLEME
( TO DEFENCE vs. TO PRECEDE )
- SAVUNMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SAVUŞTURMA
- SAVUNMA ile/ve/||/<> "... SAYMA"
- SAVUNMA ile/değil/yerine SERİMLEME
- SAVUNMA ile/ve/değil "TUTMA"
- SAVUNMAK ile DİRENMEK
( TO DEFEND vs. TO RESIST )
- SAVUNMAK ile KORU(N)MAK
( TO DEFEND vs. TO (GET) SAVE )
- SAVUNUCU YAKLAŞIM/AÇIKLAMA ile/değil/yerine İKİNCİL/ALTERNATİF YAKLAŞIM/AÇIKLAMA
- SAVURGAN/LIK ile/ve/<>/değil/yerine DAĞINIK/LIK
- SAVURGAN/LIK ile/değil/yerine/>< SADÂKAT
- SAVURMAK ile SALLAMAK
- SAVURMAK ile/değil/yerine/>< SAVUNMAK
- SAVUŞMA/CIZLAM[argo] ile SIVIŞMA
( Kaçma. İLE Ortadan kaybolma. )
- SA'Y/SA'Y Ü GAYRET ile ...
( ÇALIŞMA, ÇABALAMA, GAYRET, EMEK | GEÇİNMEK İÇİN İŞ İŞLEME )
- SAY ile/||/<> SAYA
( Düz tabaka biçiminde ince, yassı taş, çakıl. İLE/||/<> Yumuşak taş. )
- SAYA ile ...
( Ayakkabının yumuşak olan üst bölümü. )
- SAYD ile ...
( İnsandan kaçan yabani hayvan. [kaçmamaları için bir neden mi var ki?] )
- SAYDAM ile YARI SAYDAM
( TRANSPARENT vs. TRANSLUCENT )
- SAYDAM ile YARISAYDAM
( İçinden, ışığın geçmesine ve arkasındaki şeylerin görülmesine engel olmayan cisim. | Açık seçik, belirgin. İLE Işığı geçiren fakat arkasındaki nesnelerin sınırlarını ve biçimini belirgin olarak göstermeyen nesne. )
- SAYDAMLIK/ŞEFFAFLIK ile/ve/||/<> ÖZDENETİM
- SAYDIRMAK ile/ve/||/<>/> SALDIRMAK
- SAYDIRMAK ile SAYDIRMAK
- SÂYE[Fars.] ile SÂYEBÂN[Fars.]
( Gölge. | Koruma, sahip çıkma. | Yardım. İLE Gölgelik. )
- SAYENDE ile/değil YÜZÜNDEN
( Olumlular için. İLE/DEĞİL Olumsuzlar için. )
( Olumsuz bir şey için "Senin sayende" değil "Senin yüzünden" denilir. )
( SÂYE[Fars.]: Gölge. | Koruma, sahip çıkma. )
- ... SAYESİNDE ile/ve/değil/yerine ... ARACILIĞIYLA/VESİLESİYLE
- SAYESİNDE ile DESTEĞİYLE
- SAYFA[Ar. < SAHİFE] ile/ve/değil/||/<>/< YAPRAK
( PAGE vs. PAPER )
- SAYGI DUYMAK ile/ve/değil/<> SAYGILI OLMAK, SAYGI GÖSTERMEK
( İçsel. İLE/VE/DEĞİL/<> Dışsal. )
( Saygı duymak zorunda değilsinizdir fakat saygılı olmak zorundasınızdır. )
( [not] TO RESPECT vs./and/but/<> TO SHOW RESPECT, TO BEHAVE RESPECTFULLY
[not] Inner. WITH/AND/BUT/<> Outer/exterior.
You don't have to respect but you have to behave respectful. )
- SAYGI (GÖSTERMEK) ile/ve/||/<>/> ANLAYIŞ (GÖSTERMEK)
- SAYGI ile/ve/<>/< ASÂLET
( Saygı, asâletin, süreklilik kazanmış durumudur. )
( RESPECT vs./and/<>/< NOBILITY )
- SAYGI ile/ve/<> BAĞ
- SAYGI ile/ve/||/<> ÇEKİNMEK
- SAYGI ile/ve/<> DAYANÇ/SABIR
( [çoğu kişiye] Sonsuz olmalı. İLE/VE/<> Sınırlı olmalı! )
( RESPECT vs./and/<> PATIENCE )
- SAYGI ile/ve/<> DEĞER VERMEK
( RESPECT vs./and/<> TO ESTEEM/APPRECIATE )
- SAYGI ile/ve/||/> DÜRÜSTLÜK ile/ve/||/> GÜVEN ile/ve/||/> BAĞLILIK/SADÂKAT
( Gösterilir(se). İLE/VE/||/> Değerlenir. İLE/VE/||/> Kazanılır. İLE/VE/||/> Sağlanır. )
( Earned. vs./AND/||/> Appreciated. vs./AND/||/> Gained. vs./AND/||/> Returned. )
( Yükün dürüstlükse, gücün düşer belki fakat "başın düşmez". )
( RESPECT vs./and//||/> HONESTY vs./and/||/> TRUST vs./and/||/> LOYALTY )
- SAYGI ile/ve/<> EDEB
( ... ile/ve/<> HUMANITAS )
( RESPECT vs./and/<> PERTINENCE )
- SAYGI ile/ve/<> EMPATİ
( RESPECT vs./and/<> EMPATHY )
- SAYGI ile EZİLİP-BÜZÜLME(/ME!)K
( Saygı, ezilip-büzülerek gösterilmez/gösterilmiş olmaz! )
- SAYGI ile/ve/değil HAYRANLIK
( [not] TO RESPECT vs./and/but ADMIRATION )
- SAYGI ile/ve/<> İMAN
( RESPECT vs./and/<> FAITH )
- SAYGI ile/ve/<> KABUL
( RESPECT vs./and/<> ACCEPTANCE )
- SAYGI ile/ve/> KRİTER
( RESPECT vs./and/> CRITERION )
- SAYGI ile/ve/<> MESAFE
- SAYGI ile/ve/<> MUHABBET
- SAYGI/İHTİRAM[Ar.] ile OTORİTE
( Özsaygı ile. İLE Bilgi ile. )
- SAYGI ile/ve/< ÖZSAYGI
( HÜRMET ile/ve/< EDEB )
( HÜRMET ile/ve/< İZZET-İ NEFS )
- SAYGI ile/ve/> SELÂM
- SAYGI ile/ve/||/<>/> YÜKSEK SAYGI/TAZİMAT[Ar.]
- SAYGILI ile SAYGIN
( Kişinin, başkalarına gösterdiği tutum dolayısıyla. İLE Başkalarının, kişiye gösterdiği tutum dolayısıyla. )
- SAYGINLIK/PRESTİJ[Fr.,İng. < PRESTIGE] ile GÖSTERİŞ
( ... ile NÜMÂYİŞ )
( ... ile AFİLİ[Gösterişli, çalımlı.] )
- SAYGIN/LIK ile/ve TAKİP EDİLEBİLİR/LİK
- SAYGINLIK/İTİBAR ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< BEKLENTİ
- SAYGISIZ/LIK:
ÇEKİNMEMEK(TEN) ile/ve/değil/||/<>/< YETERİNCE ÇEKİNMEMEK(TEN)
- SAYGISIZLIK ile/ve/değil/<> DİKKATSİZLİK
( [not] DISRESPECTFULNESS vs./and/but/<> CARELESSNESS )
- SAYGISIZLIK ile/ve/değil DÜŞÜNCESİZLİK
( [not] DISRESPECTFULNESS vs./and/but THOUGHTLESSNESS )
- SAYGISIZLIK ile/ve/değil EDEPSİZLİK
( [not] DISRESPECTFULNESS vs./and/but IMPERTINENCE )
- SAYGISIZLIK ile/değil/yerine/>< ELEŞTİRİ
- SAYGISIZLIK ile/değil/yerine (FAZLA/AŞIRI/AYKIRI) RAHATLIK
- SAYGISIZLIK ile/ve/değil/<> İLGİSİZLİK
( [not] DISRESPECTFULNESS vs./and/but/<> INDIFFERENCE )
- SAYGISIZ/LIK ile/ve/<> SEVGİSİZ/LİK
( DISRESPECTFULNESS vs./and/<> LOVELESSNESS )
- SAYI DÜZENLERİNDE:
10 TABANLI ile/ve 12 TABANLI ile/ve 60 TABANLI ile/ve 150 TABANLI
- ŞÂYİ'[< ŞÜYÛ] ile ŞÂYİA
( Duyulmuş, herkesçe bilinmiş. Belirli olan, duyulan. | Bölüşülmemiş ortak hisse. | Bir şeyin her noktasıyla ilgili bulunan. İLE Yayılmış haber, yaygın söylenti, duyultu. )
- SAYI UYUMU ile ...
( NUMBER AGREEMENT )
- SAYI ile ÇEŞİT
( NUMBER vs. KIND )
(1996'dan beri)