Bağlaçlı
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 46.048 başlık/FaRk ile birlikte,
46.048 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(142/186)
- ŞAKAYIK ile AYIGÜLÜ
( Düğünçiçeğigillerden, çiçekleri türlü renkte, güzel bir süs bitkisi. İLE İkiçenekliler sınıfının, dügünçiçeğigiller ailesinden, bir şakayık türü. )
( PAEONIA cum PECONIA COROLLINA )
- ŞAKAYIK ile GELİNCİK
( Çin ve Japonya kültüründe zenginliğin simgesi/göstergesidir. İLE ... )
( PAOENIA cum PAPAVER RHOEAS )
- SAKÎ[Ar.] ile SÂKÎ[Ar. < SAKY | çoğ. SUKAT]
( Kırağı, çiy.[Fars. JÂLE, ŞEBNEM, BEŞG, BEŞM | Yun. DROSOSTALIDA] İLE Su veren/dağıtan. | Kadeh, içki sunan. | Baldıra, ya da baldır kemiğiyle ilgili. | İnsana/kişilere, Allah sevgisi/nuru saçan kişi. )
- ŞÂKÎ[Ar. < ŞİKÂYET] ile ŞAKÎ[Ar. < ŞEKÂVET]
( Şikâyetçi, şikâyet eden. İLE Bahtsız, kötü hareketli, haylaz, habîs. | Yol kesen, haydut. )
- ŞAKIMAK ile "ŞAKIMAK"
( Ötücü kuşlar ezgili ses çıkarmak, ötmek, şakramak, terennüm etmek. İLE Çok konuşmak, çenesi düşmek. | Şarkıları/şiirleri hoş söylemek ya da okumak. )
- SAKIN HA! ile AMAN HA!
- SAKİN OLMAK ile/ve/<> (KENDİNE) HÂKİM OLMAK
- SAKİN OLMAK ile/ve/||/<> SESSİZ OLMAK ile/ve/||/<> KENDİN OLMAK
( Huzur arıyorsak. İLE/VE/||/<> Bilgelik arıyorsak. İLE/VE/||/<> Aşk arıyorsak. )
- SÂKİN[< SÜKÛN] / MUKÎM[< KIYAM] ile/ve ŞÂGİL[< ŞUGL]
( Konutta/meskende yaşayan/oturan, ikâmet eden. İLE/VE Meşgul eden, edici. | Meşgul olmayı gerektiren. | İşgâl eden, tutan. | Bir mülkte oturan. )
- SAKİNLİK:
MANTIKSIZLIĞI ANLAMA ile/ve/||/<> FARKINDALIĞI ARTIRMAK
- SAKİN/LİK ile AĞIRBAŞLI/LIK
( ... ile REZÂNET )
( ... cum SOBRITEAS )
- SAKİN/LİK ile "AĞIR/LIK"
( Zihinsel. İLE Davranış ve tutumlarla. )
( Bilinçli/farkındalıklı iç devinimle. İLE Çevredekilerin bağdaştırdıkları/bekledikleri sıfatla. | [Mizactan dolayı da olabilir] )
( Sakin bir yaşama biçimine sahip kişiler, sıkı ve alçakgönüllü çalışmalarını sürdürmeli. )
( ... ile BETAET )
- SAKİNLİK ile/ve DAYANÇ/SABIR
( Belirli bir bilgi ve bilinç/tutum gerektirir! )
( CALMNESS vs./and PATIENCE )
- SAKİN/LİK ile İÇİNE KAPANIK/LIK
( Bilinçle. İLE Olumsuz, zihinsel dalgalanmalarla. )
- SAKİN/LİK ile/değil KAYITSIZ/LIK
( Her sakin/lik görüntüsü sakinlik olmayabilir hatta kayıtsızlıktan/ilgisizlikten/içekapanıklıktan kaynaklanıyor olabilir! )
- SAKİN/LİK ile/ve/<> KETUM/LUK
( Etkili ve yaratıcı bir konumdaysa, kişi ketum olmalıdır. )
- SAKİNLİK ile/ve SAKİNLİK(YUMUŞAKBAŞLILIK)
( Yumuşaklık ve iyilik, kişiye anneannesinden mirastır. )
( QUIETNESS vs./and CALMNESS )
- SAKİN/LİK ile/ve/<> SESSİZ/LİK, SÜKÛNET
( CALM/NESS vs./and/<> QUIET/NESS )
- SAKİN/LİK ile SOĞUK/LUK
( Her sakin/lik görüntüsü sakinlik olmayabilir hatta anlamamasından/uzak kalmasından kaynaklanıyor olabilir! )
- SAKINMA ile MASKE
- SAKINMAK ile KAÇINMAK
( TO PROTECT vs. ABSTAIN, SHUN )
- SAKINMAK ile/ve/değil/yerine KORUMAK
- ŞÂKİR[< ŞÜKÜR] ile MİNNETTÂR
( Şükreden, gördüğü iyilik için dua eden. İLE Birinden gördüğü iyiliğe karşı kendini borçlu sayan, gönül borcu olan kişi, gönül borçlusu. )
- SAKIRDAMAK ile ŞAKIRDAMAK
( Korkudan ya da soğuktan dolayı titremek. İLE "Şakır" diye ses çıkarmak. )
- ŞAKIRRÂK/ŞIKIRRÂK[Ar.] ile ŞAKRAK[Ar.]
- SAKIT[Ar.] ile Sakıt
( Düşen, düşmüş. | Hükmü kalmamış, eski önemini yitirmiş. | Düşük. İLE Merih, Mars. )
- SÂKİ-Yİ ŞEB ile ...
( Mehtap, ayışığı. )
- SAKIZ AĞACI ile MAVİ SAKIZ AĞACI
( Antepfıstığıgillerden, meyvesi üzüme benzeyen ve yağlı, küçük bir ağaç. İLE Malawi'de bulunur. )
( PISTACIA LENTISCUS cum ... )
- SAKIZ AĞACI ile SAKIZ AĞACI ile SAKIZ AĞACI
( Cevizlik - Kazlıçeşme arasında bulunan bir semt. İLE Moda İskelesi - Mühürdar arasında bulunan bir semt. İLE Kasımpaşa'da bulunan bir semt. )
- SAKIZ ile ÇENGEL SAKIZI / KENGEL/KENGER SAKIZI
( ... İLE Kenger sütünden yapılan bir sakız türü. )
- SAKIZ ile KARDEŞKANI
( ... İLE Kardeşkanı ağacından alınan, hekimlikte ve boyacılıkta kullanılan, koyu renkte bir sakız. )
- SAKIZ ile/ve MERİNOS[Fr. < İsp. < Ar.]
( Tüyleri uzun koyun. İLE/VE En nitelikli tüylülerden olan koyun. )
( OVIS ARIES HISPANICA )
- ŞAKK[Ar.] ile FALK[Ar.]
- ŞAKK[Ar. çoğ. ŞÜKUK] ile ŞÂKK[Ar. < MEŞAKKAT]
( Yarma, yarılma, çatlama, yırtma, paralama, kırma. | Yarık, çatlak. İLE Eziyetli, zahmetli. )
- SAKKARA PİRAMİDİ ile DAHSHUR PİRAMİTLERİ
( Kahire'nin 24 kilometre güneybatısında yer alan, Mısır'ın en eski başkenti Memphis'te yaşayanların defnedildiği bölge olarak kullanılmış Sakkara'da bulunmaktadır. [İnşâ: M.Ö. 2500] İLE Mısır'da, Kahire'nin yaklaşık 40 kilometre güneyinde, Nil'in batı kıyısındaki çölde bulunan bir kraliyet nekropolisidir. Dahshur, içinde bulunan piramitler ile tanınmaktadır ve bu piramitlerden ikisi, Mısır'daki en eski, en büyük ve en iyi korunmuş olanlarıdır. [İnşâ: M.Ö. 2613-2589] )
( Mısır'daki Giza Piramitleri, 165 adettir. )
- ŞAKK-I GALSAMÎ[Ar.] ile ...
( Solungaç yarığı. )
- SAKLA BENİ, VARKEN; BULUNAYIM SANA, YOKKEN ile/ve SAKLA SAMANI, GELİR ZAMANI
- SAKLAMA ile BULUNDURMA
- SAKLAMAK ile/değil AYIRMAK
( [not] TO HIDE vs./but TO SEPARATE )
- SAKLAMAK ile/ve/<> BARINDIRMAK
- SAKLAMAK ile KORUMAK
( TO HIDE vs. TO SAVE )
- SAKLAMAK ile ÖRTMEK
- SAKLAMAK ile/ve/değil PAYLAŞMAMAK
( [not] TO CONCEAL vs./and/but NOT TO SHARE )
- SAKLAMAK ile/ve/||/<>/> SAYIKLAMAK
( Aşkı/nı. İLE/VE/||/<> Adı/nı. )
- SAKLAMA(MA)K ile/ve/<> ESİRGEME(ME)K
- SAKLANMAK ile/ve/değil/yerine GERİDE DURMAK
- SAKLI ile/ve/değil GİZLİ
- SAKLIKENT ile SAKLIKENT
( Fethiye'de. İLE Antalya'da. )
- ŞAKRAK ile ŞAKRAK
( Şen, neşeli, yaşam dolu. İLE İspinozgillerden, başı siyah, boynu kırmızı, ötücü bir kuş. )
( ... cum PYRRHULA PYRRHULA )
- SAKSAĞAN ile TAYVAN MAVİ SAKSAĞANI
(
)
- ŞAKŞAK ile ŞAK ŞAK
( Çoğunlukla hokkabazların kullandıkları, hafifçe vurulduğunda hızla vurulmuş gibi "şak" diye ses çıkaran tahta maşa. İLE Eller birbirine vurulduğunda çıkan ses. )
- [ne yazık ki]
ŞAKŞAKÇI/LIK ile YALAKA/LIK
- SAKSI ile VAZO[İt.]
( Toprak bulunur. İLE En fazla su bulunur. )
( Geniş. İLE İnce. )
( Pişmiş topraktan yapılan, içine toprak konularak çiçek yetiştirmekte yararlanılan kap. İLE Çiçek koymak için kullanılan kap. )
- ŞAKUHAÇİ ile ...
( Nefesli bir çalgı. )
- ŞÂKÛLÎ[Ar.] ile ŞÂKÛLÎ[Ar.]
( Çekülle ilgili. İLE [matematik] Düşey. )
- SAKURA[Jap.] ile ...
( Kiraz çiçeği (ağacı). )
- ŞAL ile LAHURİ[Ar. Batı Pakistan'da, Lahor kentinin adından]
( ... İLE Lahor'da yapılan, bir tür şal, Lahor şalı. )
- ...SAL ile/değil OLUŞTURULMUŞ
- SAL ile/ve/||/<> ŞAL
- SAL'[Ar.] ile SÂL[Ar.]
( Baş tepesinin dazlaklığı/kılsızlığı. İLE Yıl/sene. )
- SALÂ'[Ar.] ile SALÂH[Ar.]
( Cuma namazına ve bazı yerlerde cenazeye çağırmak için minarelerde okunan salavat. | Meydan okuma, "kendine güvenen varsa çıksın!" diyerek bağırma. | Bir mahalle çocuklarının, başka bir mahalle çocuklarıyla taş kavgalarına çıkmaları. | Mevlevîlerde, "can"ları namaza/mukabeleye/yemeğe çağırma. İLE Düzelme, iyileşme, iyilik. | Rahatlık, barış. | Dine olan bağlılık. )
- SALÂBET[Ar.] ile KASVET[Ar.]
- SALÂH ile/ve/||/<>/> FELÂH
- SALAK ile/değil ASALAK
( "Asalak" sözcüğünün salak ile hiçbir ilişkisi yoktur. )
- SALAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SAF
- SALAK/LIK ile/ve/<>/değil ÇARESİZ/LİK
- SALAK/LIK ile/ve "ÖKÜZ/LÜK"
- SALAK/LIK ile/değil/yerine/>< SABIRLI/LIK
- SALAK/LIK ile/ve/değil/||/<> ŞAŞKIN/LIK
- SALAK/LIK ile/ve ZAVALLI/LIK
( Kısa sürelidir. İLE/VE Uzun sürelidir. )
( Sonuçtadır. İLE/VE Hem süreçte, hem de sonuçtadır. )
( Hepimiz arada bir salak durumuna düşebiliriz fakat salaklıklarımızda ısrarcı olmak zavallılığa düşürür. )
- SALAŞ ile ...
( Eğreti yapılmış kulübe, baraka. )
- SALÂT ile ...
( NAMAZ | DUA | YÖNELİŞ | KURTULUŞ )
- SALATA" ile/değil/yerine KOMEDİ
- SALATA ile SELÎTA
( ... İLE İçine zeytinyağı konulan salata. )
- SALATA ile SÖĞÜŞ
( ... İLE Üzerine, yağ, limon dökülmeden ve birbirine karıştırılmadan yenen domates, salatalık vb. )
- SALATALIK/HIYAR ile ACUR
( ... İLE Kabakgillerden, kabuğu çizgili ve tüylü, açık yeşil renkte, irice bir tür hıyar. )
( ... cum CUCUMIS ANGURIA )
- SALATALIK/HIYAR ile ALKAM
( ... İLE Acı salatalık. )
- SALATALIK ile/||/=/<> DİN KABAK
( ... İLE Kütahya'daki adı. )
- SALATALIK/HIYARDA:
BADEM ile SİLOR ile DİKENLİ
( KISSA ile ...
KISSÂ ÜL-HİMÂR: Eşek hıyarı.(ÉLATER) )
- SALÂTÎN CAMİLERİ ile ...
( SULTAN CAMİLERİ )
- SALÂVAT:
DUA BAŞINDA ile/ve DUA SONUNDA
( Allah'a niyazın yükselmesi için, duanın kabulü için. İLE/VE Hz. Muhammed'in dualarına ilhak olması ve duanın tashihi için. )
- SALÂVÂT[< SALÂT)(SALÂT Ü SELÂM] ile ...
( NAMAZLAR | HZ. MUHAMMED'E VE ONUN SOYUNDAN GELENLERE OKUNAN DUA [ALLAHÜMME SALLİ ALÂ SEYYİDİNÂ MUHAMMEDİN VE ALÂ ÂLİ MUHAMMED ile ABCDEF ( EFENDİMİZ MUHAMMED'E VE ONUN SOYUNA SOPUNA SALÂT VE SELAM OLSUN] )
- SALDIRAY ile/ve/||/<> BATIRAY ile/ve/||/<> ATILAY ile/ve/||/<> YILDIRAY
( 1939'da, Haliç Tersanesi'nden denize indirilen ve ne yazık ki, 1942'de batan, Türkiye'nin ilk denizaltısı Batıray ile birlikte Atatürk'ün belirlediği öteki üç denizaltının adları... )
( TRT Arşiv - Twitter[1] paylaşımını görmek için burayı tıklayınız...
TRT Arşiv - Twitter[2] paylaşımını görmek için burayı tıklayınız... )
- [ne yazık ki]
SALDIRGAN/LIK ile/ve "AZGIN/LIK"
( Psişik. İLE/VE Ahlâkî. )
- SALDIRI SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
KARALAMA ile/ve/||/<> NİTELİKSEL ile/ve/||/<> "SEN / SEN DE ..." ile/ve/||/<> DOLDURUŞA GETİRME
( ARGUMENT AGAINST THE MAN vs./and/||/<> CIRCUMSTANTIAL AD HOMINEM vs./and/||/<> FALLACY OF "YOU / YOU ALSO" vs./and/||/<> POISONING THE WELL )
- SALDIRI ile/değil/yerine ÇIKIŞ
- SALDIRI ile/ve/değil/yerine/<> EYLEMSİZLİK/KAYITSIZLIK
- SALDIRI ile/değil/>< HAKKINI SAVUNMAK
( Etkin olmaya alışık olmayana, hakkını savunmak, "saldırı" gibi gelebilir. )
- SALDIRI ile/değil SAPTAMA/TESPİT/BEYAN
( [not] ATTACK vs./but TO DETERMINE/ESTABLISHING/TO DECLARE )
- [ne yazık ki]
!SALDIRI ile/ve/||/<>/>/< !ŞİDDET
( Şiddet, saldırganlığın da ötesinde onun, nefret, düşmanlık gibi duygu ve etkinlik kazandığı biçimi ya da çeşit ve derecesidir. )
- [NE YAZIK Kİ]
SALDIRI ile/ve/değil/yerine TEPKİ
- SALDIRMAK ile/değil/yerine/>< SARILMAK
- SALDIRMAK ile/ve/değil/yerine "SARMAK"
- SALDIRMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SATAŞMAK
- SALDIRMAK ile/ve/<>/> "SAYDIRMAK"
- SALDIRMAK ile/ve/değil YÜKLENMEK
- SALEP ile ASILMIŞADAM
( ... İLE Salepgillerden, çiçekleri asılmış, bir insana benzeyen ve köklerinden salep çıkarılan bir bitki. )
- SALEP[Ar.] ile SA'LEB[Ar. çoğ. SAÂLİB]
( Salepgillerin örnek bitkisi, orkide. [Lat. ORCHIS] | Bu bitkinin yumru durumundaki köklerinden dövülerek hazırlanan beyaz toz. | Bu tozun, şekerli süt ya da su ile kaynatılmasıyla yapılan sıcak içecek. İLE Tilki. )
- SALEP[Ar.] ile VANİLYA[İsp.]
( Salepgillerin örnek bitkisi. | Bu bitkinin yumru durumundaki köklerinden, dövülerek hazırlanan beyaz toz. | Bu tozun, şekerli su ile kaynatılmasıyla yapılan sıcak içecek. İLE Salepgillerden, çiçekleri beyaz, kokulu, tırmanıcı küçük bir bitki. | Bu bitkinin, tatlılara hoş koku vermesi için kullanılan meyvesi. )
( 
Vanilya )
( ORCHIS cum VANILIA PLANIFOLIA )
- ŞALGAM ile ALABAŞ/ALMAN ŞALGAMI/GULUMBRA/KOLORABİ/YER LAHANASI
( Turpgillerden, yumru köklü bir bitki. İLE Turpgillerden, şalgama benzeyen bir bitki. )
( BRASSICA RAPA cum BRASSICA OLERACEA GONGYLODES )
- ŞALGAM ile ŞEYTANŞALGAMI
( Kabakgillerden, iri ve etli, nişastadan oluşan, kök sapından müshil olarak yararlanılan, tırmanıcı bir süs bitkisi. )
( BRYONIA DIOCIA )
- SALGI ile/ve YAYILMA
( Kimyasal. İLE/VE Kimyasal/Elektriksel. )
- SALGILAMAK ile BOŞALTMAK
( SECRETION vs. EXCRETION )
- SALGILAMAK ile/değil YAYMAK
- SALGIN ile "... DALGA"
- SALGIN ile KOLERA[Fr. < CHOLERA]
( ... İLE Şiddetli ishal ve kusmalarla kendini gösteren, çok bulaşıcı, salgın ve öldürücü bir hastalık. )
- SALI PAZARI ile SALI PAZARI ile SALI PAZARI
( Fındıklı - Tophane arasındaki semt. İLE Kadıköy'de, Altıyol - Selâmiçeşme arasında bulunan bir semt ve pazar. İLE Şehremini'de kurulan semt pazarı. )
- SALI ile SALI
( Haftanın ikinci günü. İLE Onun sahip olduğu sal. )
- SALÎB[Ar. çoğ. SILÂB] ile SÂLİB[Ar. < SELB]
( Haç. [Fars. ÇELİPÂ] İLE Kapıp götüren, alan, alıp yok eden. | Olumsuzlaştıran/menfîleştiren. | İnkâr eden. )
- SÂLİH[< SALÂH] ile ...
( YARAR, ELVERİŞLİ, İYİ, UYGUN, YAKIŞIR | YETKİSİ VE HAKKI OLAN | DÎNİN EMRETTİĞİ ŞEYLERE UYGUN HAREKETTE BULUNAN )
- SALİH ile MÜTTAKÎ
- SALİH ile/ve SAHİH
- SALİHA SULTAN ÇEŞMESİ / AZAPKAPI ÇEŞMESİ ile SALİHA SULTAN SEBİLİ
( Azapkapı'da, Azapkapı Camisi önündedir. İLE Azapkapı'da, Azapkapı Camisi karşısındadır. )
( 1733'te, Sultan II. Mustafa'nın eşi Saliha Sultan tarafından. [Rokoko üslûbundadır.] İLE 1732'de, Sultan II. Mustafa'nın eşi Saliha Sultan tarafından. )
- SÂLİK-MECZUB ile MECZUB-SÂLİK
- SÂLİK ile/ve BENDEGÂN
- SÂLİK ile MECZUB
- SÂLİK ile/ve/||/<>/> SÂDIK
- SÂLİK ile/ve/||/<>/> SAHİP
- SALİK ile/değil SAİK
- SÂLİK-İ MECZUB ile/||/<> MECZUB-U SÂLİK
( Allah'ın ahlâkıyla ahlâklanan kişi. İLE/||/<> Allah'ın, varoluşunu, aklını, "benliğini" hak makamına çektiği kişi. )
- SÂLİM ile/ve/<> SELİM
( Güvende olmak, güven vermek. İLE/VE/<> Duru olmak. )
( Aklın. İLE/VE/<> Kalbin. )
( ... İLE/VE/<> Doğru, dürüst, kusursuz. | Ur ya da bazı sayrılıklarda, sonu iyi, tehlikesiz, kötücül olmayan, iyicil. )
- SALINGAÇ ile/değil SALINCAK
- SALINIM ile/ve DEVİNİM
( OSCILLATION vs./and MOVEMENT )
- SALINIM ile/ve/||/<>/> HASTALIK/PATOLOJİ
- SALINIM ile/değil SALIM
( OSCILLATION vs. EMISSION )
- SÂLİS ile/||/<> SÂLİSEN
( Üçüncü. İLE/||/<> Üçüncü olarak. )
- SALİSİLAT[Fr.] ile SALİSİLİK ASİT
( Salisilik asidin tuzu. | Salisilik asidin, türlü alkollerle ve fenollerle yaptığı ester. İLE Söğüt kabuğundan çıkarılan antiseptiklerle ilgili olan. [Aldehidin yükselgenmesiyle elde edilen, türlü uçucu yağlarda ester biçiminde bulunan, ekşi ya da tatlı olabilen, 155 °C'de ergiyen bir asit.] )
- SALİSİLİK ASİT ile GLİKOLİK ASİT
- SALKIM ile CINGIL/CİNGİL/ŞINGIL
( ... İLE Küçük, üzüm salkımı. | Boncuk, gümüş ya da altın para ile yapılmış, başlığa ya da giysiye takılan süs, )
- SALKIM ile/ve ÇİTMİK
( ... İLE/VE Üzüm salkımının küçük dalı. | İki parmak ucu ile alınan miktar, çimdik. )
- SALKIM ile SALKIM
( Üzüm gibi, çoğu bir sap üzerinde, birarada bulunan yemiş. | Ana saptan çıkan yan çiçeklerin sapları, hep aynı uzunlukta olan çiçek durumu. | Baklagillerden, salkım durumunda mor çiçekler açan ve çoğu asma gibi çardağa sarılan ağaç türü ve çiçeği. İLE Topla atılan demir parçaları. )
( ... | ... | WISTERIA SINENSIS cum ... )
- SALLAMAK ile ATMAK
- SALLAMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SARSMAK
- SALLA(N)MAK ile SİLKELE(N)MEK
( TO SWING vs. SHAKE OFF )
- SALLAMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YUVARLAMAK
- SALLANMA ile/ve/değil/yerine SALINIM
- SALLANMAK ile SARSILMAK
- SALLANMAK ile YALPALA(N)MAK
( TO SWING vs. TO LURCH )
- SALLANTI ile ÇALKANTI
- SALLANTI ile SARSINTI
- SALMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> SAÇMAK
- SALMAK/SALAN ile/ve/||/<> SARMAK/SARAN
- SÂL-NÂME[Fars.] ile ...
( Yıllık. [Belirli konulara dair yıldan yıla çıkarılan dergi/kitap] | Cep takvimi. )
- SALSA ile BACHATA ile MAMBO ile MERENGUE ile SAMBA ile RUMBA ile CHA CHA CHA ile PASO DOBLE ile JIVE
( Dünyanın her yerinde bilinen Salsa, Avrupa'da, Karayipler'de, özellikle Küba ve Porto Riko'da, Orta Amerika'da, Panama, Guatemala ve New York'un Latin kolonilerinde çok gelişir. Elektrikli çalgıların da kullanıldığı Salsa danslarında, Afrika kökenli vurmalı çalgılar ve bakır üflemeli sazlar büyük rol oynar. Salsa'da, şarkılar her zaman İspanyolca olup şarkıların başlıca işlevi, dans figürlerine eşlik etmektir. Dünyanın belirli bölgelerinde, belirgin olarak ötekilerden ayrılan Salsa stilleri vardır. Birbirinden farklı figürlere sahip olan Salsa'nın tarzları, aynı dansın farklı yaklaşımları ve felsefeleri olarak kabul edilebilir.
İLE
1980'lerde, Dominik Cumhuriyeti'nde, turizmin gelişmesi ve ülkenin dünyaya açılması sonucu popülerliği artan Bachata, içinde aşk, tutku gibi duyguları yansıtan romantik şarkılarla yapılan bir dans türüdür. Bachata, ayrıca, ülkemizde Salsa'dan sonra en çok yeğlenen, yakın eşli bir danstır.
İLE
Küba'da ortaya çıkan Mambo, Kuzey Amerika'daki, Swing ve Rock gibi türlerden etkilenerek günümüzde yapılan biçimini alır. Erkek dansçının sol ayakla başladığı ve ağırlık merkezini ise kalça olarak belirlediği bu dans türü, en yaygın biçimde Küba'da karşımıza çıkar. 1950'li yıllarda, Avrupa tarafından da tanınan Mambo, kıtaları aşan bir dans olarak tüm dünyaya yayılır.
İLE
Dominik Cumhuriyeti'nin yerel dansı olan Merengue, özellikle küçük ve kalabalık dans salonlarına karşı oynanan bir dans türüdür. Oldukça hareketli figürler içeren Merengue, öğrenilmesi kolay, doğaçlamaya açık bir "eğlence" dansı olarak da bilinir. Çiftlerle değil, bir çember biçiminde uygulanan Merengue, hızlı ayak hareketleri, omuzların silkilmesi ve kıvrak kalça hareketleri, bu dansın ana yapısını oluşturur.
İLE
Samba, Brezilya'nın Rio kentinde düzenlenen karnavallarda, kutlama ve eğlenceyi temsil eden dans olarak bilinir. Brezilya müziğine ait kuvvetli bir davulun da yer aldığı, özgün bir müziğe sahip olan Samba, Rio Karnavalı'ndaki dansçıların, gösterişli giysileriyle gösteriye dönüşür. Karnavallarda yapılan bu tip Samba, daha gelişmiş bir biçim olan Uluslararası Samba'dan farklıdır. Samba, Rio Karnavalı'nda, kişisel olarak uygulansa da uluslararası gösterilerde eşli olarak uygulanır.
İLE
Yavaş tempolu, zor bir Latin Amerikan dansı olan Rumba, dans eden çiftler arasındaki tutkuyu hareketlere yansıtır. Aşkın dansı olarak da nitelendirilen rumbada, dansın tutkusunun ve etkisinin büyük bölümü, müzikteki ezgilerde yaşam bulur. Rumba'yı, kusursuz olarak uygulamak için müziğe ve teknik ayrıntılara bağlılık gerekir. Bu ayrıntılar da dansçılardaki güçlü bir denge ve bilek, diz ve kalça koordinasyonu sonucunda ortaya çıkar.
İLE
Amerika'da, 1950'li yıllarda, Mambo ve Rumba'nın birleşiminden doğarak ortaya çıkan Cha Cha Cha, neşeli ritmleri ve müzikleriyle zamanla tüm dünyaya yayılan bir dans türü olur ve Uluslararası Latin Amerikan Dansları'nın vazgeçilmezlerinden sayılır. Canlı, dinamik, hızlı hareketler içeren Cha Cha Cha; neşeli, sevinçli, yerinde duramayanların dansı olarak adlandırılır.
İLE
Kökleri İspanya'ya uzanan "Paso Doble", "iki adım" anlamına gelir. Temiz ve canlı hareketler gerektiren Paso Doble'nin ruhunu seyirciye aktarabilmek için yavaş ve sakin hareketlerden kaçınmak gerekir. Latin dansları arasında en son öğrenilen Paso Doble'de, doğaçlama figürler yoktur, önceden belirlenmiş bir koreografiyi gerektirir.
İLE
Temelinde akrobatik hareketler barındıran bu dans türü, İkinci Dünya Savaşı süresince, Amerika'dan İngiltere'ye yayılır ve ilk olarak 1944 yılında, Londra'lı bir dans öğretmeni olan Victor Silvester tarafından "Jive" olarak adlandırılır. Canlı ve enerjik olmanın yanısıra, zarif bir görünüm de gerektiren bir Latin Amerikan dansı olan Jive, oldukça hareketli figürler içerir. )
- SALSA ile/ve RUEDA
- SALSA ile SALSA
- SALT SOYUTLAMA ile/ve/> HİÇÇİLİK(NİHİLİZM)
- SALT ile SALTIK
( Yalnız, tek, sırf. | İçinde yabancı bir öğe bulunmayan. | İçinde, kendine yabancı hiçbir şey karışmamış, arı. İLE Kendi başına var olan, hiçbir şeye bağlı olmayan, bağımsız, koşulsuz. | Koşulsuz, bağımsız, göreli olmayan ve kendi başına, tam sayılan bir olgunun niteliği. )
- SALTA[İt.] ile SETRE[Ar.]
( Yakasız, iliksiz, kolları bolca, bir tür kısa ceket. İLE Düz yakalı, önü ilikli bir tür uzun ceket. )
- SALTA[İt.] ile SALTA[İt.] ile SALTA[İsp.]
( Köpeğin, arka ayakları üzerinde ayağa kalkması. İLE Yakasız, iliksiz, kolları bolca bir tür kısa ceket. İLE Gergin duran bir halatı, biraz koyuverme eylemi. )
- ŞALTER[Alm.] ile ŞALTER[Alm.] ile ŞALTER[Alm.]
( Anahtar. İLE [fizik] Genellikle, binaların girişine gelen, elektrik akımını açıp kapamaya yarayan araç. İLE Gişe. )
- SALTIK GÖRÜNÜŞLER ile/değil GÖRÜNÜŞLERİN SALTIK İLKESİ
( [not] ABSOLUTE APPEARANCES vs./but ABSOLUTE PRINCIPLE OF THE APPEARANCES )
- SALTIK İSTENÇ ile/ve/||/<> BEN
- PARLAKLIK:
SALTIK/MUTLAK ile/ve/||/<> GÖRÜNÜR
- SALTIK/MUTLAK:
SONSUZ ile/ve/||/<> TÜKETİLEMEZ OLAN
- SALTIK TİN:
SANAT ile/ve/||/<> DİN ile/ve/||/<> FELSEFE
- SALTIK ile SABİTE
- SALTIK ile/ve YALITILMIŞ
( ABSOLUTE vs./and INSULATED )
- SALTIK/LIK ile/ve/||/<>/< ETKİLENMEYİŞ
- SÂLÛS[Ar. çoğ. SILÂB] ile SÂLÛS[Ar.]
( Teslîs. [fels. TRIVIUM] İLE İkiyüzlü/riyâkâr. )
- ŞALVAR[Fars. < ŞELVÂR] ile ALTINOLUK
( Genellikle ağı çok bol olan, bele bir uçkurla bağlanan, geniş bir pantolon türü. İLE İşlemeli kadın şalvarı. | Altın sırma ya da kılaptanla işlenmiş çizgili kumaş. | Bu cins kumaşların üstünde bulunan sırma işlemeli yollar. | Sarıkların üstüne sarılan sırma şerit. )
- ŞALVAR[Fars. ŞELVÂR]/DİMİ ile/değil/yerine PANTOLON
( Genellikle, ağı çok bol olan, bele bir uçkurla bağlanan, geniş bir pantolon türü. İLE ... )
- ŞALVAR/DİMİ ile ÇAKŞIR
( ... İLE Bir çeşit erkek şalvarı. | Kuşların ayağında bulunan ve süs gibi görünen tüy. )
- ŞALVAR ile/değil ÇİNTAN
( ... İLE/DEĞİL Kadın şalvarı. )
- SALVO[İt.] ile SALTO[İt.]
( Yaylım ateşi. | Yoğun bir biçimde yapılan atak. | Gemide kullanıldığı yere göre belirli uzunluğu olan ince halatlara verilen ad. İLE Rakibin gövdesini kollarıyla birlikte kavrayarak yana ya da arkaya savurma, devirerek bastırma biçiminde uygulanan bir güreş oyunu. )
- SALYA[Ar. < Yun.]/RÎK[Ar.] ile TÜKÜRÜK
( Ağızdan sızan tükürük. İLE Tükürük bezlerinin, ağza akan salgısı. )
( MEL'UB: Salyalı ağız. )
( SALIVA vs. SPITTLE )
- SALYANGOZ ile DELİKLİSALYANGOZ/İSKERLET
- SALYANGOZ ile DEV AFRİKA SALYANGOZU
- SALYANGOZ ile DİKENLİ SALYANGOZ
( ... İLE Karındanbacaklılar sınıfından, ılık ve tropik denizlerde yaşayan, kabuğu üzerinde birçok dikeni olan bir yumuşakça. )
( ... cum MUREX )
- SALYANGOZ ile/ve ELONA
- SALYANGOZ ile/ve KONİK SALYANGOZ
( Karada. İLE/VE Denizde. )
( Bir salyangoz üç yıl kesintisiz uyuyabilir. )
( ... İLE/VE Avustralya'da, resiflerde yaşarlar. )
( ... İLE/VE Dünyanın en zehirli canlılarındandır. )
( ... İLE/VE Zehirleri, çeşitli hastalıkları tedavide kullanılırlar. )
( ... İLE/VE 600 çeşidi vardır. 100'ü Avustralya Büyük Mercan Resif'lerinde bulunur. )
( ... İLE/VE İnsan için en zehirli olan hayvanları avlarlar. )
- SALYANGOZ ile PULLUK SALYANGOZU
- SALYANGOZ ile YAĞMACI SALYANGOZ
- SAM İLE LB İLE LBL ile/||/<> YÜZEY MODİFİKASYON
( Kontrollü yüzey kaplama teknikleri. )
( Formül: Alkanetiyol-Au SAM )
- ŞÂM[Ar. < ŞÂME] ile ŞÂM[Fars.]
( [gövdede] Benler. İLE Akşam. )
- ŞÂM[Fars.] ile ...
( Akşam. )
- SAM ile/||/<> LB FİLM
( SAM kendiliğinden tek tabaka tiol-Au, LB transfer çok. )
( Formül: Spontan İLE mekanik )
- SÂM[çoğ. SILÂB][Fars.] ile Sâm[Fars.]
( Gökkuşağı, eleğimsağma. İLE Hz. Nuh'un oğlu.[Semitik kavimler, bu nesildendir] )
- SAMADHİ[Sansk.](CH'AN TİNG, SANWEİ SAMOTİ[Çince]) ile ...
( Bilinç üstü (üstün bilinç) hali, derin meditasyon, trans, vecd hali. Yoga uygulamasında arayıcının(sadhara) meditasyon nesnesi, konusu(sadhya) ile bir olması, böylece tarifsiz ve koşulsuz mutluluğa ermesi. Aşkın bilinç hali. Zihnin onu çevreleyenlerden tam olarak geri çekilmesi, mükemmel uygulanmış bir meditasyonun meyvesi; zihnimiz ya da gerçek doğamız üzerine saf bir tefekkür. Dhyana yoluyla ulaşılan durum. Theravada Budizmi'nde Dört Yüce Gerçek'ten 4.'sü olan Dharma'yı oluşturan 8 basamaklı yüce yolun en üst basamağı.
1. Evre: Saf düşünceler, anımsama, meditasyon.
2. Evre: Düşüncenin durdurulması ve kontemplasyon; sevinç ve huzur bilinci.
3. Evre: Sessizlik ve sakinliğin yaşanması.
4. Evre: Kişinin ego yükünden özgürleşmesi.
( Samadhi'nin tipleri:
* Savikalpa, dualistik âlemde bir duyusal nesne (genellikle bir ideal ya da bir tanrı) tasavvur etmek,
* Nirvikalpa, tüm kuşkuların, biçimlerin ve isimlerin ötesi,
* Nissankalpa, tüm arzuların “sankalpa“ biçimindeki gelişlerinin durması, nirvrittik, hatta istemsiz tasavvurlar(vritti'ler) durur,
* Nirvasana, vasanalar'ın içgüdüsel kabarışı bile durur. )
- SAMAN EV ile/ve/değil/yerine HUĞ EV ile/ve/değil/yerine KERPİÇ EV ile/ve/değil/yerine BAĞDADÎ EV
( HUĞ EV/ÇUKUROVA EVİ: Duvarları murt ya da hayt çubuğu ile sepet örer gibi örülür. Çatısı saz ile kaplanır. İç duvarlarına kerpiç sıva yapılır. Yapımı kolaydır. [Taş duvar ustasına ücret verecek olanağı bulunmayanlar bu tarz evler yapardı.] )
- SAMAN ile BART
( ... İLE Katı saman. )
- SAMAN ile ÇELMİK
( ... İLE Buğday ve başakla karışık, iri saman. )
- SAMAN ile KESMİK
( ... İLE Başakla karışık iri saman. | Taş gibi olmuş toprak parçası. )
- SAMAN ile ŞAMAN
- SAMAN[Ar.] ile SÂMÂN[Ar.] ile Sâmân[Ar.]
( Türlü ekinlerin, taneleri ayrıldıktan sonra kalan sapları ve daha çok bunların harmanda parçalanmışı. İLE Servet, zenginlik. | Rahat, dinçlik. | Düzen. | Kudret, iktidar. İLE Sâmânî devletinin kurucusu. )
- SAMANA ile SAMANYA
( Huzur içinde yaşayan Brahmin. | Rahip. İLE Tümellik. )
- SAMÂNÎ[Ar.] ile Sâmânî[Ar., Fars. çoğ. SÂMÂNİYÂN]
( Saman renginde, açık sarı. İLE Sâmânî devletinden olan. )
- ŞAMANİZM ile/||/<> ORGANİZE DİN
( Şamanizm bireysel aracılık İLE organize din kurumsal yapıdır. Şamanizm avcı-toplayıcı İLE organize din tarımsal toplumların dinidir. Göbeklitepe ritüel alanı şamanizm İLE organize din arasında geçiş olabilir. )
- [ne yazık ki]
ŞAMAR OĞLANI (NA DÖN[DÜR/ÜL]MEK) ile/ve/||/<> GÜNAH KEÇİSİ (İLÂN ETMEK/EDİLMEK)
- SAMATHA ile ...
( Sükûnet, yoğunlaşmak, sakinlik, dinginlik. | Konsantrasyon Meditasyonu. )
- SAMAVAYA ile ...
( İçkinlik. )
- SAMBOGAKAYA ile ...
( Feragat Elbisesi/Gövdesi. Nirvana'ya ulaşmış, Dharma'da bir süre kalmış fakat evrende aydınlanmamış tek bir kişi kalmayana kadar hizmet için geri dönme. )
- ŞAMDAN ile/değil ÇIRAKMA/ÇIRAKMAN
( ... İLE/DEĞİL Üzerine, kandil, mum ya da herhangi bir ışık konulan, yüksek tabla. )
- ŞAMDAN ile MENORA
( ... İLE Museviliğin simgesi olan sekiz kollu şamdan. )
- ŞÂME[Ar. çoğ. ŞÂM, ŞÂMÂT] ile ŞÂME[Ar.]
( [gövdede] Ben. İLE Akşam. )
- SAMED/[İng. SUBSTANCE] ile ...
( PEK YÜKSEK, ULU, DÂİM, EZELÎ, EBEDÎ | KİMSEYE VE HİÇBİR ŞEYE GEREKSİNİMİ OLMAYAN ALLAH | KENDİNDE, KENDİNDEN ÖNCE OLANA PRİM VERMEMEK ( O bir şeyden çıkmamıştır, ondan da bir şey çıkmaz. )
- SAMED[Ar.] ile SEYYİD[Ar.]
- SAMEDÂNİYYET ile ...
( HİÇBİR ŞEYE GEREKSİNİMİ OLMAMAK, KENDİNDEN ÜSTÜNÜ OLMAMAK (ULÛHİYYET) )
- ŞÂM-GÂH/ŞÂM-GEH[Fars.] ile ...
( Akşam vakti. )
- ŞÂM-I İSRÂ[Fars.] ile ...
( Mi'râc gecesi. )
- SÂMÎ[Ar. < SÜMÜVV] ile SÂMÎ[Ar.] ile SÂMİ'[Ar. < SEM | çoğ. SÂMİÎN, SÂMİÛN] ile Sâmî[Ar.] ile Sâmî[Ar.] ile Sâmi[Ar.] ile SÂMİH[Ar.]
( Yüksek, yüce.[Sadrâzamla ilgili olan ve o makamdan çıkan işler için kullanılırdı] | Ünlü/şöhretli. İLE Katılık, sertlik, kuruluk. İLE Duyan/işiten. | Dinleyen/dinleyici. İLE Sâm soyundan olan. İLE Asurca, İbranice, Habeşçe gibi dilleri konuşan çeşitli kavimlerinin toplandığı kol. | Bu koldan olan. İLE XVIII. yüzyılda yaşamış, Osmanlı şairlerindendir.[Arpa Emîni Zâde adıyla ünlüdür.] İLE Eliaçık/cömert. )
- SÂMİ'[Ar.] ile ÂLİM[Ar.]
- SÂMÎ ile SEMÎ
( Zaman zaman duyan. İLE Sürekli duyan. )
- SÂMÎ ile SEMÎ
( Zaman zaman duyan. İLE Sürekli duyan. )
- ŞÂMİL[< ŞEML < ŞÜMÛL] ile/ve/<> KÂMİL[< KEMÂL]
( Topluma. İLE/VE/<> Kişiye/sana! )
( Genele. İLE/VE/<> Özele. )
( İçine alan, kaplayan, çevreleyen. İLE/VE/<> Tam, eksiksiz, bütün. | Olgun. | Bilgin, âlim. )
- SAMİMİYET ile AÇIKLIK ile SAYDAMLIK/ŞEFFAFLIK
( Açıklığı ve iyilikseverliği sayesinde hem çevresine, hem de sonuç olarak kendine yararlı olan biri simgelenir. )
( SINCERE | INTIMACY vs. OPENNESS vs. TRANSPARENCY )
- SAMİMİYET ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/> ÇIKAR
- SAMİMİYET ile/ve/<> DOĞALLIK
- SAMİMİYETSİZLİK ile/ve/değil/||/<> MESAFELİLİK
- SÂMİN[Ar.] ile SÂMİN[Ar.]
( Yağlı, semiz. İLE Sekizinci. )
- SÂMİR[Ar.] ile SÂMİR[Ar.]
( Gece toplantıları. İLE Meyveli, meyve tutmuş. )
- SAMKHYA ile ...
( Sayı. )
- SAMSARA ile ...
( Görecelilik, geçicilik ve yanılsama âlemi. Doğum ile ölüm dünyası/döngüsü. Nirvana'nın sonsuzluk ve sükûtu ile kıyaslanır. )
- SAMSKARA ile ...
( Zihinsel izlenim, anı. Vasana, artakalan izlenim olarak da adlandırılır. | Eğilim, yönelim. )
- SAMSKRTA ile ...
( Geçici olana dair. Dünya. (<->Asamskrta) )
- SAMSUN[Yun.] ile SAMSUNHANE
( Savaşta kullanılan köpeklere verilen ad. İLE Ayaspaşa'da, XVI. yüzyılda sultanın köpeklerinin yetiştirilip beslendiği yer. )
- SAMUR ile DENİZ SAMURU
( ... İLE Amerika'nın kuzey okyanus kıyılarında yaşayar. Çok avlanıldığından soyu tükenme tehlikesi geçirmektedir. Yasalarla korunmaya çalışılmaktadır. Gerçek bir su hayvanıdır. Suda yavrular, suda uyur ve suda beslenir. Karaya seyrek çıkar. )
( Uzunluğu 120 ve kuyruğu 30 cm.'dir. Ağırlığı 40 kg.'ı bulur. Çoğunlukla deniz kestanesi, midye, istiridye, mürekkepbalığı ve salyangozlarla beslenir. Rahatça 30 metre derine dalar. Suyun yüzüne çıkınca sırtüstü yatarak avını midesinin üstüne koyar. Göğsüne yerleştirdiği yassı bir taşa vurarak kabuklarını kırar. Araç kullanabilen nadir hayvanlardandır. )
( Her yıl tek bir yavru yavrular. Sırtüstü yüzerken yavrusunu emzirir. Avlanacağı zaman yavruyu yosunlar arasında gizler. )
(
)
( LUTRA cum LUTAX LUTRIS )
- SAMUR ile SUSAMURU/LUTR[Fr.]
( SUSAMURUGİLLER: SEMMÛRİYYE[Ar.] | MUSTÉLIDÉS[Fr.] )
( Susamurları, akıntıyla farklı yerlere sürüklenmemek için uyurken el ele tutuşur. )
( ... İLE Sansargillerden, tüyleri koyu kahverengi, iyi yüzen, küçük bir tür hayvan. )
( SEMMÛR[çoğ. SEMÂMÎR] )
( SABLE vs. OTTER )
( ... avec LOUTRE )
( ... mit OTTER )
( MARTES ZIBELINA cum LUTRA LUTRA )
( ... con NUTRIA )
( ... con LONTRA )
- SAMURAİ[Jap.] ile ...
( Japonya'da Zen'den çok etkilenmiş, mesleği savaşçılık olan sınıf. Bir tür şövalyelik. bkz. Bushido )
- SAMVİD ile ...
( Gerçek farkındalık. )
- SAMYAMA ile/ve SAMADHI ile/ve SAMYOGA
( Süper kontrol. İLE/VE Süper odaklanma. İLE/VE Süper birleşme. )
- SAMYOGA ile ...
( Bağ, bağlantı. )
- ŞAN[Ar.] ile ŞAN[Fr. < CHANT]
( Ün. | Gösteriş, gösterişlilik. İLE İnsan gırtlağından makamla çıkan ve perde ayrımlarıyla çeşitli duyumlar uyandıran ses dizisi. | Ünleme, ses çıkarma eğitimi. )
- SANA GÖRE ile BANA GÖRE
( ACCORDING TO YOU vs. ACCORDING TO ME )
- SANA YAPILAN "KÖTÜLÜK" ile/değil/yerine/ne yazık ki/>< SENİN YAPTIĞIN KÖTÜLÜK/YANLIŞ/HATA
( Unut/abil! İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Unutma! )
- SANAL DİN ile/değil/yerine DİN
( Onun/onların "dini". İLE/DEĞİL/YERİNE Senin olan/sa! )
- SANAL GERÇEKLİK'TE:
NESNE'NİN YİTİRİLMESİ ile/ve ÖZNE'NİN YİTİRİLMESİ
- SANAL ile/ve KURGU/SAL
( VIRTUAL vs./and SPECULATIVE )
- SANAL ile SOYUT
- SANAL ile UYDURMA
- SANAT:
[hem] ARAÇ OLARAK ile/ve/hem de/||/<>/> AMAÇ OLARAK
- SANAT:
BİÇİM ile/ve/değil/||/<>/< BİÇİMİN İLKESİ/YASASI
- SANAT BİÇİMİNDE:
SİMGESEL ile/ve/||/<>/> KLASİK ile/ve/||/<>/> ROMANTİK
- SANAT DÖNEMLERİ/NDE:
SİMGESEL ile/ve/<>/> KLASİK ile/ve/<>/> ROMANTİK ile/ve/<>/> MODERN
( Mimarlık sanatı. İLE/VE/<>/> Heykel sanatı. İLE/VE/<>/> Resim, müzik ve şiir sanatı. İLE/VE/<>/> Sürekli değişim/dönüşüm. )
( ... =/> ETİK )
( Sümer, Mısır, Çin, Hint. İLE/VE/<>/> Eski Yunan. İLE/VE/<>/> Avrupa.[XIX. yüzyıl] İLE/VE/<>/> Çağımız. )
- SANAT YAPITI SUNMAK ile SANAT YAPITI "ÜRETMEK"
( Sanat yapıtı üretilebilir mi, üretilen midir? )
- SANAT YAPITININ:
İFŞÂ ETTİĞİ ile/ve/değil AFİŞE ETMEDİĞİ (ŞEY/LER)
( BAYKUŞ: Güzel sanatların simgesi. | Sanatın yaratıcısı. )
( AS THAT WHICH A WORKS BETRAYS BUT DOES NOT PARADE :ON ART )
- SANAT:
GEÇMİŞİ GERİ ALMAK ile/ve/değil/||/<>/> GELECEĞİ ÖNGÖREBİLMEK
- SANAT ...:
GEÇMİŞ/TEN ile/ve/||/<>/> BUGÜN/E ile/ve/||/<>/> GELECEK/E
( Kopuk olmamalı. İLE/VE/||/<>/> Hitap etmeli. İLE/VE/||/<>/> Dönük olmalı. )
( MÂZÎ ile/ve/||/<>/> HÂL ile/ve/||/<>/> İSTİKBÂL )
- SANAT:
İÇTEN DIŞA ile/ve/değil/||/<>/< DIŞTAN İÇE
- SANAT NESNESİ ile/ve/> SANAT YAPITI
- SANAT NESNESİNE BİÇİM VERME ile/ve/||/<> KİŞİNİN, KENDİNE BİÇİM VERMESİ
- SANAT[Ar. < SUN] ile ...
( Yapmak, üretmek. | İlâhî olarak üretilmiş olan. )
- SANAT YAPITININ:
AYDINLATILMASI ile/ve/<> AYDINLATMASI
( Sanat yapıtının nesnesini dışarıdan aydınlatırız ve fakat o da bizi içeriden aydınlatır. )
- SANAT ile ...
( DUA )
- SANAT ile/ve/||/<>/> DAHA/EN SANAT/SİMGE
- SANAT ile/ve/değil DİNSEL DIŞLAŞIM
- SANAT ile/ve EĞLENCE
( ART vs./and ENTERTAINMENT )
- SANAT ile/ve/||/<> FARKLILIK
- SANAT ile/ve/||/<>/>/< HAKİKAT
- SANAT ile/ve/||/<> İNCELİK/RİKKAT[Ar.]
itibarı ile 46.048 başlık/FaRk ile birlikte,
46.048 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(142/186)
(1996'dan beri)