Bağlaçlı
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 46.048 başlık/FaRk ile birlikte,
46.048 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(12/186)
- ARAÇ ile/ve ÖGE
( Köprü yalnızca bir tek işe yarar - üstünden geçmeye. )
( VEHICLE vs./and ELEMENT )
- ARAÇ ile/ve YÖNTEM
( VEHICLE/TOOL vs./and METHOD )
- ARACI ile/ve/değil EŞİK
- ARAÇLAR/BİLGİLER/TUTUMLAR:
KURUCU ile/ve/||/<> TAŞIYICI ile/ve/||/<> ÖĞRETİCİ
- ARAÇLARDAN İNERKEN VE KAPILARINI AÇARKEN:
SOLDAN ile/ve/değil/yerine SAĞDAN
( Araç yolcularının, inecekleri zaman, sol kapıyı değil sağ kapıyı kullanmalarına özen gösterelim. Sürücülerin de özellikle bisikletliler, motorsikletliler ve hatta yayaları düşünerek, aniden çıkış yapmamaları gerektiğini her zaman için anımsatalım ve birbirimizi uyaralım. Aniden açılan kapılar yüzünden yaşanılan gereksiz ve büyük kazaları, bilinçli ve dikkatli davranarak önlemek olanaklıdır. Lütfen araçtan ani çıkışlar yapmadan ayna kullanarak kapıları açalım! )
- ARADA KALMAK ile/ve/||/<>/< ZOR DURUMDA KALMAK/ZOR DURUMA DÜŞMEK
- ARADA (OLMAK) ile/ve/değil/yerine AKIŞTA (OLMAK)
- A'RAF ile BERZAH
( ... İLE İki şey arası, fasıl, boşluk, sınır alanı, âlem-i dünya ile âlem-i âhire arası. Hakk ile halk arası. | Ölülerin ruhlarının kıyâmete kadar bulunacakları yer. )
- ARAF ile/ve/değil EŞİK
- ARAK[Ar.] ile ARAK
( Ter. İLE Çalma. )
- A'RÂK[Ar.] ile A'RÂK[Ar. < IRK] ile ARAK[Ar.] ile ARAKK[Ar.]
( Ter. | Üzüm ve çeşitlerinden çekilip elde edilen ispirto, rakı. İLE Kökler, damarlar. İLE Rakı. İLE [daha/çok/pek] İnce. )
- ARAKIYE ile ARAKIYE/MEY
( Dervişlerin giydiği, tiftikten yapılmış ince külâh. İLE Küçük zurna. [Doğu Anadolu'da kullanılır.] )
- ARAKNOİD KİST ile/||/<> BEYİN TÜMÖRÜ
( Beyin ya da omurilik zarları arasında sıvı dolu keseciklerin oluşması. İLE/||/<> Beyin dokusunda olağandışı göze büyümesi. )
- ARAKNOİDİT ile/||/<> MENENJİT/MENİNGİT
( Omurilik ve beyin zarlarının yangılanması. İLE/||/<> Beyin zarlarının yangılanması. )
- ARALARINDA ASAL ile/||/<> ORTAK BÖLEN
( Aralarında asal OBEB=1 İLE ortak bölen >1 ortak faktör. )
( Formül: gcd(a ileb) = 1 İLE gcd(a ileb) > 1 )
- ARALIĞI KAPATMAK ile/ve/||/<>/< UYUMLAŞ(TIR)MAK
- ARALIK/aralık ile Aralık
( Ara, boşluk. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Onikinci/son ay. )
- ARAM UT ile/= ARAM UT
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Uygur ülkesinin yakınındaki bir Türk kavmi. İLE Bir yer adı. )
- ÂRÂM[Ar. < İREM] ile ÂRÂM[Fars.]
( Çölde, özellikle konulan belirteç/nişan. İLE Durma, eğlenme, dinlenme. | Yerleşme, dinlenme, karar kılma. )
- ARAMA EMRİ ile/ve/değil/<> YAKALAMA EMRİ
- ARAMA ile ARAŞTIRMA
( Arayan ve aranılan birdir ve önemli[öncelikli] olan, yalnızca arayıştır. )
( The seeker and the sought are one and the search alone matters. )
( SEARCH vs. RESEARCH )
- ARAMA ile/ve/<> BULMA
( Aramakla bulunmaz fakat bulanlar aramış olanlardır. )
( Arayan aradığı sürece ayrı kalır. )
( TO SEARCH vs./and/<> TO FIND )
- ARAMA ile/ve/||/<> TARAMA
- ARAMADIĞIMIZI BULAMAMAK ile/ve/||/<> DOLDURMADIĞIMIZI BOŞALTAMAMAK ile/ve/||/<> SAHİP OLMADIĞIMIZDAN VAZGEÇEMEMEK ile/ve/||/<> BULUNMADIĞIMIZ YERİ TERK EDEMEMEK
- ARAMAK ile/ve/değil/yerine/<> BULMAK İÇİN/ÜZERE ARAMAK
- ARAMAK ile/ve/||/<> DENK GELMEK/DENK GETİRMEK ile/ve/||/<> YAKALAMAK
- ARAMAK ile/ve PAYLAŞMAK
( TO SEARCH vs./and TO SHARE )
- ARAMAK ile/ve/<> PAYLAŞMAK
( Bazı şeylerin paylaşıldığı kişi aranır. Birinin bizi uzun süre sonra ya da -maddi, manevi- bir gereksinimi doğrultusunda araması çıkar değil/olmayabilir, zihnimizde ve gönlümüzde bir yeri olduğundandır. )
( Sahip olduğunuz her şeyi, her kimin gereksinimi varsa, onunla severek paylaşın. )
( TO CALL/TO SEEK/TO SEARCH vs./and/<> TO SHARE )
- ARA/MAKAV/MACAW:
MAVİ SARI ile/ve/||/<> SARI KIRMIZI ile/ve/||/<> MAVİ GÖĞÜSLÜ ile/ve/||/<> MAVİ BAŞLI ile/ve/||/<> YEŞİL KANATLI ile/ve/||/<> ASKER ile/ve/||/<> HAHN ile/ve/||/<> HYACINTH ile/ve/||/<> SPIX
( ARA ARARAUNA cum ARA MACAO cum ARA GLAUCOGULARIS cum ARA COULONI cum ARA CHLOROPTERA cum ARA MILITARIS cum ARA NOBILIS cum ARA ANODORHYNCHUS HYACINTHINUS )
- ARÂMÎ ile/ve ARABÎ
- ÂRÂMÎ[Fars.] ile ÂRÂMÎ[Fars.]
( Dinlenme, rahatlık. | Ârâmca [semitik dillerden]. İLE İstanbul'da doğmuş ve vefât etmiş bir Mevlevî şairi. [ö. 1630] )
- ARAMIZ BOZULMASIN ile/ve/||/<> TADIMIZ KAÇMASIN
- ARAN ile/||/<> ARANLIG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Ahır. İLE Ahırı olan ev. )
- ARAN ile/= HEYBE
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- ARANAN ile/ve/<>/> ARINAN
- ARANJE[Fr.] ile/ve/||/<>/> ARANJMAN[Fr.] ile/ve/||/<>/> ARANJÖR[Fr.]
( Derlenmiş, düzenlenmiş. İLE/VE/||/<> Belirli bir yönteme göre yerleştirme, düzenleme. İLE/VE/||/<> Düzenlemeci. )
- ARANMAK ile/ve/değil/yerine ARINMAK
- ARANMAK ile/ve/değil ARINMAK
- ARANMAK ile/ve KAŞINMAK
- ARAP CAMİİ -ile
( [Daha önce St. Dominiko Kilisesi] [Azapkapı - Perşembe Pazarı'ndadır.] )
- ARAP TASAVVUFU ile/ve İRAN TASAVVUFU ile/ve ANADOLU TASAVVUFU
( Bilimsel/İlmî. İLE/VE Sanatsal. İLE/VE Eylemsel. )
- ARAP ile ÂRÂP
( Irkı tanımlama. İLE "...-cı" olma(savunma, koruma, kayırma) )
- ARAPAYMA BALIĞI ile ARANOVA BALIĞI ile TAMBAKUİ BALIĞI
( 3 m. uzunluğunda ve 160 kg. ağırlığındadır. İLE ... İLE 40 kg. ağırlığındadır. )
( Sürü olarak avlanırlar. İLE ... İLE ... )
( Amazon ormanlarında yaşarlar. )
- ARAPÇA HAT KALEMİ ile İBRÂNİCE HAT KALEMİ
- ARAPÇA (TERİMLER) ile PEHLEVİCE (TERİMLER)
- ARAPÇA ile FARSÇA
( SİBEVEYN: Arapça dilbilgisini oluşturan kişi. )
- ARAPÇA ile/ve/||/<> FARSÇA ile/ve/||/<> TÜRKÇE
( Felsefe/bilim dili. İLE/VE/||/<> Sanat dili. İLE/VE/||/<> Eylem dili. )
( Fasîh. İLE/VE/||/<> Lâtif. İLE/VE/||/<> Zarif. )
- ARAPÇA'DA:
GÖZ ile/ve/||/<> KÖR
(
)
( Bir noktanın eksikliği, gözü kör eder. )
- A'RÂS[Ar. < URS] ile A'RÂS[Ar.] ile ARAS[Ar.]
( Nikâh törenleri. | Düğünler. | Evliler. İLE Arsalar, boş topraklar. İLE Yorgunluk, bitkinlik. )
- ARASÂT ile ARSA
( Cennet ile cehennem arasında olduğu söylenilen yer. | Mahşer yeri, haşir ve neşir meydanı. Kıyamet günü, tüm ölülerin dirilip toplanacakları yer. )
- ARASTA ile/||/<> ŞADIRVAN ile/||/<> TABHANE ile/||/<> DARUŞŞİFA
( Çarşı, dizi dükkânlar. Bazen önlerinde revak ya da karşılıklı sıraların arasında örtü bulunanlar, bir tür kapalı çarşı oluşturur. İLE/||/<> Bir çeşit meydan çeşmesi. Özellikle cami avlularında, çepeçevre muslukları olan çokgen su tesisi. İLE/||/<> Konukevi/misafirhane. | Dini yapıların bir bölümü.[Özellikle gezici dervişlerin konuk edildiği oda.] İLE/||/<> Şifahane, hastahane gibi sağlık kuruluşlarına verilen eski adlardan biri. )
- ARAŞTIRICI ile/değil/||/<> ARACI/UZMAN/HAFİYE[Ar.] ile/değil/||/<> CASUS
( [not] DETECTIVE vs./but/||/<> AGENT vs./but/||/<> SPY )
- ARAŞTIRMA GÖREVLİSİ ile/ve/||/<> ÖĞRETİM GÖREVLİSİ
( 2547 sayılı yasanın 50/d durumuna göre sözleşmeli olarak atanabilir.[Araştırma görevlisinin ders verme yükümlülüğü yoktur. Ancak doktorasını bitiren araştırma görevlisi, kendi isteği doğrultusunda ders verebilmektedir. Ders vermediklerinden, ek dersten yararlanamaz.] İLE/VE/||/<> 2547 sayılı yasanın 31. bölümüne göre tek durumda atanır. [Haftalık asgari 12 saat ders verme zorunluluğu vardır. 12 saatten fazla verilen dersler için ek ders ücreti alır.] )
( 35 yaş sınırı vardır. İLE/VE/||/<> Yaş sınırı yoktur. [En çok iki yıl süreyle atanır.] )
( Tüm araştırma görevlisi kadrolarına başvurabilmek için ALES'ten en az 70 ve yabancı dilden en az 50 puan olması gerekmektedir. İLE/VE/||/<> Fakülte ve dört yıllık eğitim veren yüksekokullarına atanabilmek için ALES'ten en az 70 ve yabancı dilden 50 puan olması gerekir.[MYO öğretim görevlisi kadrolarında "Yabancı Dil" zorunluluğu yoktur.] )
( Yönetim görevi alamaz. İLE/VE/||/<> Yönetim görevi alabilir.[Yönetim görevi aldığında haftalık en az vermesi gereken ders saati yükü düşer.] )
( İkisi de ÖSYM ve Açıköğretim sınavlarında görev alabilir. )
- ARAŞTIRMA (YAPMAK) ile ÇALIŞMA (YAPMAK)
( RESEARCH vs. TO STUDY/WORK )
- ARAŞTIRMA YÖNTEMİ ile/ve/||/<>/> SUNUM YÖNTEMİ
( Tarihsel. İLE/VE/||/<>/> Kavramsal. )
- ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ ile DENEYSEL TASARIM
( Bilimsel araştırmalarda veri toplamak ve çözümlemek için kullanılan yöntemler. İLE Bir deneyin nasıl yapılacağını ve verilerin nasıl yorumlanacağını belirleyen bir plan. )
- ARAŞTIRMA ile/ve GÖZLEM
( RESEARCH vs./and OBSERVATION )
- ARAŞTIRMA ile İNCELEME ile ÇÖZÜMLEME/ANALİZ
( TA'MÎK[Ar. < UMK | çoğ. TA'MÎKÂT]: Derinleştirme, derin kazma. | Esasına varacak biçimde araştırma, inceleme. )
- ARAŞTIRMA/ÇALIŞMA DÖNEMLERİNDE:
KULUÇKA ile/ve/||/<>/> BELGE TOPLAMA ile/ve/||/<>/> OLGUNLAŞTIRMA(OKUMA) ile/ve/||/<>/> YAZMA
- ARAŞTIRMACI ile/ve/||/<>/> UYGULAYICI
- ARAŞTIRMA-GELİŞTİRME[AR-GE] ile/ve/||/<>/> ÜRÜN GELİŞTİRME
- ARAS[yerel < Isparta bölgesi] ile/ve/<> ARASTA[Fars. ARASTE: Süslenmiş.] ile/ve/<> ARASTAK[Fars.]
( Çarşı. İLE/VE/<> Eskiden, çarşılarda aynı çeşit mal satan esnafın bulunduğu bölüm. | Üstü örtülü ya da dükkânlarının önü saçaklı çarşı. [Eskiden, arasta, külliyelerin bir bölümünü meydana getirirdi.] | Ordu çarşısı. [Eskiden, ordugâhta kurulan seyyar çarşı.] İLE/VE/<> Yapıların üzerine gelen süslü saçak. | Tavan. | Yatak sayvanı. )
- ARAYAN KİMSENİN OLMAMASI ile/ve ARANABİLECEK KİMSENİN OLMAMASI
- ARAYIŞ ile/ve/||/<> "ANLAYIŞ"
- ARAYIŞ ile/ve BEKLENTİ
( SEEKING vs./and EXPECTATION )
- ARAYIŞ ile/ve SORGULAMA
( SEEKING vs./and TO INTERROGATE )
- ARAZ ile ARAÇ
- A'RÂZ[Ar. < ARAZ] ile ARAZ[Ar.] ile A'RÂZ[Ar. < IRZ]
( İşâretler, alâmetler. | Tesâdüfler, hastalık alâmetleri. | Kazalar, felâketler. İLE İşâret, alâmet. | Tesâdüf. | | Kaza, felâket. | [Felsefede] Kendi kendine varolmayıp başka bir cevherle meydana gelen hal ve keyfiyet. İLE Irzlar, namuslar. )
- ARAZ[Ar.]/SEMPTOM[Fr. < Yun.]/SYMPTOM[İng.] ile/ve/değil/yerine/=/||/<> BELİRTİ
( Sayrının duyumsadığı ve tanımladığı rahatsızlıklar. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/=/||/<> Hekimin gözlemlediği ve ölçtüğü sayrılık göstergeleri. )
- ARAZ ile/ve/||/<> SIFAT ile/ve/||/<> MÂNÂ ile/ve/||/<> İLLET
- ARAZBÂR ile ARAZBÂR-PÛSELİK ile ARAZBÂR-ZEMZEM
( Türk mûsikîsinin pek eski birleşik(mürekkeb) makamlarındandır. [Nevâ'da beyâtî ve rast beşlisi'nin çârgâh'taki şeddi ve uşak dörtlüsünün birleşmesinden meydana gelmiştir.] İLE III. Selim'in ihtirâ[benzeri görülmemiş bir şey icâd etme] ettiği birleşik(mürekkeb) makamlardan biridir. [Arazbâr mürekkebine bir pûselik dörtlüsü ya da beşlisi eklenerek meydana gelmiştir.] İLE Nasır Abdülbâkî'nin tetkik ve tahkikinde adı geçen makam. )
- ARAZ-I-LÂZIM ile ARAZ-I-MUFÂRIK
( Gerekli araz.[Mâhiyetten ayrılması olanaksızdır] İLE Ayrılabilir araz.[Mâhiyetten ayrılması olanaksız değildir.] )
- ARÂZİ ile ARAZÎ
- ARÂZİ[Ar. < ARZ] ile A'RÂZÎ[Ar.]
( Yerler, topraklar. İLE Ârızî, tesâdüfî, rastgele. )
- ARAZİ[Ar. < ARZ] ile/ve/<> ARSA[Ar.]
( Yeryüzü parçası, yerey, yer, toprak. İLE Üzerinde yapı kurulmak üzere ayrılmış yer. Yasanın tanımlamasına göre, belediye sınırları içinde bulunup belediyece parsellenmiş arazi. )
- ARAZİ ile BATAKLIK
( FIELD vs. MARSH )
- ARAZİ ile BOSTAN[Fars. < BÛSTÂN]
( ... İLE Sebze bahçesi. | Kavun, karpuz tarlası. | Kavun ve karpuza verilen ortak ad. )
- ARAZİ ile ÇAL
( .. İLE Taşlık yer. )
- ARAZİ ile ÇİMENLİK
( FIELD vs. MEADOW )
- ARAZİ ile DAZ
( ... İLE Çıplak toprak. )
- ARAZİ ile/ve TOPRAK
( TOPRAK
Tarlam, sana üçyüz fidan aşılasam
Tarla coşar, fidan coşar, el coşar
Gücüm yetse, hemen işe başlasam
Kazma coşar, kürek coşar, bel coşar
Muhidime örnek olmak maksadım
Sevinir evlâdım, söylenir adım
Hız ile yürür idim olsa kanadım
Yolcu coşar, ayak coşar, yol coşar
Çalışırsan toprak verir cömerttir
Emeksiz istemek, dermansız derttir
Çalışmak, insana büyük servettir
Kese coşar, gönül coşar, el coşar
Yılda bir kez, çiçek açan ağaçlar
Hayatta insana ömür bağışlar
Her taraftan cıvıldaşır o kuşlar
Seher coşar, bülbül coşar, gül coşar
Güzelin kulağı, küpeyi saklar
Ağacın yaprağı, meyveyi koklar
Mehtap ile birleşince yapraklar
Gölge coşar, mehtap coşar, dal coşar
Yel, dala değdikçe, sor ki, dallar ne çeker
Durmaz inler, ırgalanır, Hû çeker
Demişler ki, bu derdi bu çeker
Veysel ağlar, sazı ile tez coşar
[ Veysel (Âşık) 'ın yazdığı ilk şiirdir. ]
[ Sürekli erişim adresi...
www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/12792 ]
)
( ... ile/ve TÜRÂB )
( ... ile/ve HÂK, ÂCÂK )
( ... ile/ve PİTHİRİ )
- ARC LENGTH ile/||/<> CHORD LENGTH
( Arc eğri boyunca uzunluk, chord doğru mesafe. )
( Formül: Curved İLE straight distance )
- ARCHAEA ile/||/<> BACTERİA
( Archaea ekstrem ortam İLE bacteria normal. )
( Formül: Extremophile İLE common )
- ARCH-/ARCHE-/ARCHEO-/ARCHİ- ile/||/<> PALAE-/PALAEO-/PALEO-
( Eski, başlangıç, birinci, orijinal, ilkel, öncü. İLE/||/<> Eski, eski devirlere ait, ilkel. )
- ARCHO- ile/||/<> PROCT-/PROCTO-
( Rektal. İLE/||/<> Anüs, rektumla ilgili. )
- ÂRD[Fars.] -ile
( Buğday ve benzerlerinden öğütülen un. | Değirmen taşına buğdayı akıtan oluk. )
- ARDA ile/ve BAGET[Fr. < BAGUETTE]
( İşaret olarak yere dikilen çubuk. Uzun değnek. | Maden üzerine kazıma yapmak ve çıkrıkta çevrilen şeyleri yontmak için kullanılan çelik kalem. | Ardıl. İLE/VE İnce kısa değnek. | Bateri çalmaya yarayan ince, kısa çubuk. | Tıraşlanmış, dikdörtgen biçiminde değerli taş. | Düşük gramajlı ince, uzun ekmek. | Çorabı gergin tutmak ve düşmesini engellemek için kullanılan sert lastik. )
- ARDAK ile ARDIŞIK
( Mantarların etkisiyle ahşapta meydana gelen ve renk değişikliği doğuran çürüme başlangıcı. İLE Aynı öğenin birbiri ardına gelmesi. )
- ÂRDEN[Fars.] -ile
( Süzgü. | Kevgir. )
- ARDIÇ OTU ile AYRIK OTU ile BEŞPARMAK OTU ile BOĞAN OTU ile CANAVAR OTU ile ÇOREK OTU ile DALAK OTU ile DELİCE OTU(RYE GRASS) ile EĞRELTİ OTU[Lat. NEPHRODIUM FILIX MAS] ile ENGEREK OTU ile GEYİK OTU ile GÜZELAVRATOTU[Lat. ATROPA BELLADONNA] ile İDRİS OTU ile KANARYA OTU ile KELEBEK OTU ile KENE OTU/HİNT YAĞI AĞACI ile KÜSTÜM OTU ile MELEK OTU ile MERCAN OTU ile NEVRUZ OTU ile ÖKSE OTU ile PİSİPİSİ OTU ile TAŞKIRAN OTU ile YÜKSÜK OTU[Lat. DIGITALIS PURPUREA] ile ACI OT ile SÜTLÜ OT
- ARDIÇ ile ANDIZ
( Servigillerden, güzel kokulu, yapraklarını kışın da dökmeyen, yuvarlak kara yemişleri ilâç olarak kullanılan bir ağaçcık. İLE Bir çeşit ardıç. | Kırlarda yetişen, yabani bir otun kökü. )
- ARDIÇ ile HABEŞ ARDICI
- ARDIÇ ile KARAARDIÇ
( ... İLE Güney Avrupa'da yetişen bir tür ardıç. )
( ... cum JUNIPERUS SABINA )
- ARDIÇ ile/ve TAG
- ARDIŞIK/LIK ile/ve/||/<> ÖNSEL/LİK
- ARDIŞIK/LIK ile/ve/||/<> ÖZDEŞ/LİK
- ARDUTAL/ORDU TAL ile/= HAMAMOTU
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- AREA[Lat.] ile ARENA[Lat. HARENA: Kum, kumlu yer.] ile ARENİT
( Bölge, avlu, saha. | Yüzölçümü. | İlk Doğu kiliselerini çevreleyen, ağaçlı kutsal avlu. [Bu avlulardan bazıları, bölge papazlarının barınaklarına açılan revaklarla çevriliydi.] İLE Çok ince kum. | Antikçağda, anfitiyatro, hipodrom, sirk gibi yerlerin ortasında güreş, yarış, oyun gibi yerlerin ortasında, güreş, yarış, oyun gibi çeşitli gösteriler yapılan, üzerine kum serilmiş alan. | Siyasi çekişmelere sahne olan yer. İLE Kum böyüklüğünde taneciklerden oluşan tortul kayaçların genel adı. )
- ÂREC[Fars.] ile AREC ile A'REC[Ar.] / LENG[Fars.]
( Dirsek. İLE Topallık. İLE Topal, aksak. )
- ARENA[Fr.] ile AGORA[Yun.]
( Yarış, oyun vb. gösteriler yapılan alan. | Siyasi çekişmelerin geçtiği yer. İLE Yunan klasik devrinde, sitenin yönetim, politika ve ticaret işlerini konuşmak için halkın toplandığı alan, halk meydanı. )
- ARGO ile ADİCE/BAYAĞI/ÂMİYÂNE[Ar., Fars.]
- ARGO[Fr.] ile KÜFÜR[Ar.]
( SLANG vs. SWEARWORD )
- ARGO ile MÜSTEHCEN
- ARGO[Fr.] ile YÜKSEK ARGO ile DÜŞÜK ARGO
( [Türkmen, Gagauz, Özbek, Uygur, Tatar, Başkurt, Kumuk, Karaçay-Malkar, Nogay, Kazak, Kırgız, Altay, Hakas, Tuva, Şor Türkçe'lerinde] ARGO )
( Külhanbeylerin kullandığı söz ve deyimler. | Bir meslekte ya da toplumda kullanılan özel söz. )
( [Çin'de] HSIANG T'AN, HSIANG Ç'ANG )
( [Finlandiya'da] MONGERRUS )
( [Hindistan'da] SÂSÎ, DOM, NATÎ [Çingene dili asıllılardır], BALAÎBALAN )
( [Hollanda'da] BARGOENS )
( [İran'da] LÛTRÂ, ZEBÂN-I ZERGERÎ[kuyumcu dili], LOTİZEBÂNÎ, KURBATÎ/ESSÎM ARGOSU[Ar. İran'ın kuzeyinde] )
( [İspanya'da] CALO, [eskiden] GERMANIA )
( [İtalya'da] FURBESCO, ZERGA[Venedik'te], GERGO[Jargon anlamına] )
( [Macaristan'da] TOLVANJNYELV[hırsız dili] )
( [Mısır'da] HALEBÎ ARGOSU )
( [Norveç'te] FANTESPROG )
( [Portekiz'de] CALAO )
( [Romanya'da] ŞMECHEREASCA, LIMBA CARAITORILOR )
( [Rusça] ARGO [Kril abecesiyle APRO], VOROVSKIY YAZIK[hırsız dili] )
( [Yunanistan'da] MALLIARA GLOSA[bayağı dil anlamına] )
( [Çekoslavakya'da] HANTYRKA )
( SLANG, COCKNEY, CANT vs. HIGH-LIFE SLANG vs. LOW SLANG )
( ARGOT )
( ROTWELSCH [ya da CHESSENLOSCHEN, JENISCHE SPRACHE, KOCHEMER SPRACHE, KALOSCHENSPRACHE] [GAUNERSPRACHE: Hırsız dili] )
( [Türkmen, Gagauz, Özbek, Uygur, Tatar, Başkurt, Kumuk, Karaçay-Malkar, Nogay, Kazak, Kırgız, Altay, Hakas, Tuva, Şor Türkçe'lerinde] ARGO
[Hollanda'da] BARGOENS
[İran'da] LÛTRÂ, ZEBÂN-I ZERGERÎ[kuyumcu dili], LOTİZEBÂNÎ, KURBATÎ/ESSÎM ARGOSU[Ar. İran'ın kuzeyinde]
[İtalya'da] FURBESCO, ZERGA[Venedik'te], GERGO[Jargon anlamına]
[Mısır'da] HALEBÎ ARGOSU
[Rusça] ARGO [Kril abecesiyle APRO], VOROVSKIY YAZIK[hırsız dili] )
- ARGU ile/||/<> ARGUÇ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( İki dağ arası.[Tirâz/Talâs ile Balâsâgün arasındaki ülke.] İLE Kişinin aldandığı herhangi bir şey. )
( arguç ajun: Yalan dünya. )
- ARGUE ile DISAGREEMENT
- ARHAT ile/ve/||/=/<> TATHAGATHA ile/ve/||/=/<> SIDDHA ile/ve/||/=/<> MUKTA
( Caynacılık'ta/Jainizm'de, sonsal aydınlanmaya ulaşan kişilere verilen adlar. )
- ÂRÎ:
ÇIPLAK ile ÖZGÜR/HÜR
- ARI KUŞU ile AVRUPA ARI KUŞU
(
)
- ARI KUŞU ile KIZIL ARI KUŞU
( )
(
)
- ARI KUŞU ile YEŞİL ARI KUŞU
( MEROPS APIASTER vs. MEROPS ORIENTALIS )
- ARI ile ALBİNO ARI
( ... vs. ALBINO BEE )
- ARI ile/ve/||/<> APİDOLOJİ[Fr.]
( ... İLE/VE/||/<> Arı bilim. )
- Ârî"[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/></< ÂRÎ[Ar. < URY/E]
( İran'dan geçerek Kuzey Hindistan'a yerleşen, eski bir kavim olan Aryalar ya da "bu toplumdan olduğunu savunan kişi". | Hint-Avrupa dil ailesinden olan ["ırk", "topluluk" ya da "kişi"]. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>< Arınmış, soyutlanmış olan. | Çıplak. )
- ARI[Ar.] ile ARI[Ar.] ile ÂRÎ[Ar.] ile ÂRÎ[Ar.] ile ÂRÎ[Ar.]
( Sade, temiz. | Yabancı şeylerden arınmış, katışıksız, saf, halis, öz. | Günahsız. İLE Zar kanatlılardan, bal ve bal mumu yapan, iğnesiyle sokan böcek. İLE Çıplak. | Hür. | -sız. İLE Hint-Avrupa dil ailesinden olan topluluk/kişi. İLE Evet. )
( Dünyada, 20.000'e yakın arı türü bulunmaktadır. )
( ... cum APIS MELLIFICA )
- ARI ile BRİTANYA KARA ARISI
- ARI ile DEV JAPON ARISI
- ARI ile/ve/<> DURU
- ARI ile GAL ARISI
- ARI ile HAWAII ARISI
( Birleşik Devletler Balık ve Vahşi Yaşam Servisi, sarı yüzlü Hawaii arılarının 7 türünü 'soyu tükenmekte olan canlılar' dizinine aldı. [2016] )
- ARI ile HİMALAYA ARISI
- ARI ile İĞNESİZ ARI
( ARI İĞNESİ: STING/ER )
( ... vs. MELIPONINI )
- ARI/SİNEK ile/||/<> İNCİR ARISI/SİNEĞİ
- ARI ile MAZI ARISI
- ARI ile ORKİDE ARISI
- ARI ile YAĞMUR ORMANI ARISI
- ÂRİF HİKMET EFENDİ ile/ve ÂRİF HİKMET
( Şeyhülislâm. İLE/VE Medine'li. )
- ARİF ile ÂRİF[Ar. < İRFAN | çoğ. UREFÂ]
( Ünlü, çok tanınmış. | Bilgi sahibi. İLE Bilen, bilgili, irfan sahibi.[(Bildiğinin, yapacağının ve söyleyeceğinin) Zamanını ve zeminini] )
- ÂRİF ile ARRÂFE
( GNOSTIC vs. ARRAFE )
- ÂRİF ile/ve/> HAKÎM ile/ve/> MÜTEELLİH
( ... > Hem ârif, hem de hakîm olan. )
( Kâmiller/ârifler, Allah'ın nazarıyla bakar. )
( Ârif olan... İçi, dışı, dengede tutan. )
- ÂRİF ile MUHLİS
- ÂRİF ile/ve ZARÂFET
( GNOSTIC vs./and ELEGANCE )
- ÂRİF ile/ve ZARİF
( Karşılık almaz/beklemez. İLE/VE Fazladan verir. )
( Ârif, muhatabının, kendi selâmıyla selâmlar. )
( ÂRİF: Devr eden. )
- ÂRİF-İ MÜKEMMEL ile/ve/değil ÂRİF-İ MÜKEMMÎL
- ARIG[BARSGAN] ile/||/<> ARRIG ile/||/<> ARIG NERİG ile/||/<> ARIKLIK/ARIGLIQ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Çadır örtüsü. İLE Pek temiz nesne.[r'nin tekrar pekiştirme içindir.] İLE Temiz olan bir şey. İLE Temizlik, arılık. )
- ARIQ ile/||/<> ARIQLANDI ile/||/<> ARIQLIG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Irmak, ark. İLE Suyun yerde yarlar ve hendekler açması. İLE Üzerinde arklar olan yer. )
- ARIK ile ALGIN
( Ark, açık oluk, karık, dren[Fr. < DRAIN]. | Fide ya da fidan dikilen yer. | Zayıf, cılız, kuru, sıska. İLE Cılız, zayıf, hastalıklı. | Birine gönül vermiş, tutkun, vurgun. )
- ARIK ile ARIK
( Ark. | Fide ya da fidan dikilen yer. İLE Zayıf, kuru, sıska. )
- ÂRİLER/ARYANS -ile
( M.Ö. 1500 ile 100 yılları arasında Hindistan'a gelip İndus Vadisi Arîlerine, Kuzey Hindistan'a~son olarak da Ganj ovası Arîlerine yerleştiler ve buraya "Arîler, Arîler'in Anavatanı" anlamına gelen "Aryavarta" dediler. Hindistan'a kast sistemini getirdiler. )
- ÂRİM[Ar.] ile ARİM[Ar.]
( Uygunsuz, hoşa gitmez, ters. İLE İnatçı, kafa tutan. )
- ARINDIRMA ile/ve KESİNLEŞTİRME
- ARIN(DIR)MA'DA:
| SU İLE / ATEŞ İLE / SIYIRARAK |
ile/değil/yerine/<>/>/<
DÜŞÜNCE/ZİHİN İLE
- ARINMA/ARINDIRMA ile/ve/=/<> AYDINLANMA ile/ve/=/<> YAPILANDIRMA
( Arınma, duyguların eğitilmesi ve duyarlılık-yetisinin geliştirilmesi için yöntem olarak kullanılmaktaydı. Sanat bu arınmanın yöntemi olarak benimsenmişti. )
( Büyüklüğü tanıyabilmek için olgunlaşmanız, kutsallık için gönlünüzü arındırmanız gerekir. )
( Zaferin sırrı, Arınma ve Bilgi'ye ulaştıktan sonra çalışmaktır. )
( Aydınlanma, kültürden uygarlığa geçiştir. )
( "Bir"deki "Birlik"i ya da "Birlik"in "Bir", "Tek" ve "Bütünsel" oluşunun farkındalığına ulaşmak "Aydınlanma"dır. )
( Aydınlanma, insan aklına güvenmek; onu tanımak ve akla dayalı bir yaşamı gerçekleştirmeyi amaçlar. )
( Aydınlanma, Varlığın Armonik Birliği'nin kavranmasını temel almış; buna bağlı olarak Toplum'un armonik birliğe ulaştırılması ve toplum içndeki kişilerin 'Tekil-Bütünlük'e gelerek 'Bireyleşmesi'ni amaç edinmiştir. )
( İngilizce'de "Enlightenment", Fransızca'da "Enlaitement", Almanca'da "Aufklærung", İtalyanca'da "Essere Illuminato", Osmanlıca'da "Tenevvür", Tasavvuf'ta "İşrak". )
( Tüm ezoterik okullarda Arınma, Aydınlanma ve Sevgi, Bilgeliğin Yöntemi, ortak bir tutum olarak benimsenmiştir. )
( Kavramlar dünyasına giren her insan evrensellikle bağ kurmuştur. Bunun ayırdında olmak, aydınlanmaya başlamak demektir. )
( Ancak anlayış aydınlatır. )
( Aydınlanmış kişi erdemli olmalıdır. )
( Ermişliğin özü, içinde bulunulan AN'ı(şimdiyi) tümüyle kabul etmek ve olmakta olanlarla uyumlanmaktır. )
( Only understanding enlighten. )
( Aydınlanma, felsefi bir kavram olarak XVIII. yy. Avrupa'sında "Akla dönüş akımı" olarak kullanılmaya başlanmış ve döneme adını vermiştir. )
( You must mature to recognise greatness and purify your heart for holiness.
The essence of saintliness is total acceptance of the present moment, harmony vs. things as they happen. )
( PURIFICATION vs./and/=/<> ENLIGHTENMENT )
- ARINMA ile/ve/> AŞKINLIK
( PURIFICATION vs./and/> TRANSCENDENCY )
- ARINMA ile/< ELEŞTİRİ
- ARINMA ile/ve/> MÜŞÂHEDE
- ARINMAK ile/ve/değil/<> DUYARLILAŞ(TIR)MAK
- ARİOSO[İt.] ile/||/<>
( ... İLE/||/<> Dramatik ve lirik bakımdan yüksek bir anlatım gücü olan ağır başlı hava. )
- ÂRİŞ[Ar.] ile ARÎŞ[Ar.]
( Anlam/mânâ, kavram/mefhum. İLE Asma çardağı. | Samandan yapılmış bir çeşit ev. | Sundurma. )
- ARIŞ/İRİŞ ile ARIŞ ile ARIŞ
( Kolun, dirsekten parmaklara kadar olan bölümü. İLE Çözgü. İLE Araba oku. )
- ARISTO VE İBNİ SİNÂ VE IMMANUEL KANT ile/ve ARISTO VE İBNİ SİNÂ VE KUTBUTTİN RÂZÎ VE IMMANUEL KANT
- ARİSTO ile/ve/||/<>/> EINSTEIN
- ARİSTOKRASİ[Fr.] ile/||/<> ARİSTOKRAT[Yun.] ile/||/<> ARİSTOKRATİK[Fr.]
( Aristokrat olma durumu. İLE Sınıf farkı güden ülkelerde soylu sınıftan olan. İLE/||/<> Aristokrasiye ilişkin. | Seçkin, ince, yüksek tabakaya özgü. )
- ARISTON ile ARISTO(TELES)
- ARİSTOTELES ASTRONOMİSİ ile/ve BATLAMYUS KOZMOLOJİSİ[astronomisi değildir!]
- ARİSTOTELES MANTIĞI/SERT NESNELER MANTIĞI ile/ve BULANIK MANTIK
- ARISTOTELES ile/ve/<> IMMANUEL KANT
- ARİSTOTELES ile/||/<> YORUM
( Aristoteles felsefesinin yorumlanması )
( İbn Rüşd (Averroes) tarafından 1180 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1126-1198) (Ülke: Endülüs) (Önemli katkıları: Aristoteles yorumları, felsefe ve tıp çalışmaları) )
- ARITA PORSELENİ ile KOPYALARI
( ... İLE 3 çeşittir. )
- ARITA/IMARI PORSELENİ ile/ve NABESHIMA PORSELENİ
- ARİTHMETİC GEOMETRY ile/||/<> DİOPHANTİNE GEOMETRY
( Arithmetic geometry sayı kuramı ve cebirsel geometri birleşimiyken İLE Diophantine geometry rasyonel nokta problemleri üzerine odaklanır )
( Formül: Heights and L-functions )
- ARITMAK ile ARINDIRMAK
- ARITMAK ile ISLAH (ETMEK)
- ARİTMETİK İLE GEOMETRİK İLE HARMONİK ile/||/<> DİZİ TÜRLERİ
( Sayı dizisi çeşitleri. )
( Formül: an = a1 + (n-1)d )
- ARİTMETİK ORTALAMA ile/||/<> GEOMETRİK ORTALAMA
( Aritmetik toplam/n, geometrik n.kök(çarpım) )
( Formül: Σ/n İLE ⁿ√(Π) )
- ARİTMETİK[Yun.] ile/||/<> ARİTMİ[Fr.] ile/||/<> ARİTMİK[Fr.]
( Matematiğin sayısal özelliklerini ve işlemlerini konu edinen dalı, sayısal. İLE/||/<> Yürek atışlarındaki düzensizlik. İLE/||/<> Düzensiz kalp ya da nabız atışı. )
- ARİTMETİK ile/ve/değil CEBİR ile/ve/değil GEOMETRİ
( Zaman. İLE/VE/DEĞİL Zemin/mekân. )
( ... İLE/VE/DEĞİL Aksiyomatik olarak kurulan ilk ilim. )
( ... İLE/VE/DEĞİL Dengeyi/itidali simgeler. )
( Geometri, mekânın yorumudur. )
( [not] ARITHMETIC vs./and/||/<>/< ALGEBRA
ALGEBRA instead of ARITHMETIC )
- ARİTMETİK ile/ve/||/<> LOGARİTMA[Yun.]
( ... İLE/VE/||/<> Büyük çarpmaları, bölmeleri, kök ve kuvvet alışlarını yapabilmek için bulunan bir yol. Biri geometrik, öbürü aritmetik olarak kurulan iki sayı dizisinden, aritmetik olanın her sayısı, karşılaştığı geometrik sayının logaritmasıdır. [1=0 | 10=1 | 100=2 | 1000=3 | 10.000=4 vb.] )
( ... İLE/VE/||/<> Çok büyük ve çok küçük olan sayılarla yapılacak işlemlerde kullanılır.
[Uzay bilimlerinde, bileşik faiz ve koordinat hesaplamalarında, deprem ve ses şiddetinin hesaplamalarında, kimyada pH hesabında, matematiksel konumu belirli olan iki nokta arasındaki uzaklığın hesaplanmasında ve bakterilerin çoğalma hızının hesaplanmasında kullanılır.]
[İlk kez, John Napier tarafından kullanılmıştır.] )
- ARİTMETİK/ASTRONOMİ ile/ve GEOMETRİ ile/ve ŞİİR ile/ve MÜZİK
( Zamanı hesap ettiğinizde Aritmetik, Astronomi; mekânı ölçmeye başladığınızda geometri; dili ölçmeye başladığınızda da şiir ortaya çıkar. Zaman ve dili beraber ölçtüğünüzde müzik ortaya çıkar. )
- ARITMOS ile/ve MEGETHOS
( Adet. İLE/VE Mikdar. )
( Sayılar kuramı. İLE/VE Geometrik cebir. )
( Hermes/Hermetik. İLE/VE Phytagoras/Pisagor. )
- ARİVA[İt.] ile ARİYA[Yun.]
( Yelkenli gemilerde direklere çıkma komutu. İLE Sancağı, yelkeni ya da sereni direkten aşağı alma. )
- ARİYA ATHANGİKA/MAGGA ile
( Sekiz Katlı Soylu Yol.
( 1. Samyag Drishti [Doğru ve tam görüş.]
2. Samyag Samkalpa [Doğru ve tam anlayış.]
3. Samyag Vak [Doğru ve tam konuşmak.]
4. Samyag Karmanta [Doğru ve tam etkinlik.]
5. Samyag Ajiva [Doğru ve tam yaşamını kazanma yolları.(İlkelerle iş yapmaktır.)]
6. Samyag Uyayama [Doğru ve tam çaba uygulamak.]
7. Samyag Smriti [Doğru ve tam farkındalık.]
8. Samyag Samadhi [Doğru ve tam uyanıklık.] )
- ARİYA SACCA ile
( Dört Soylu Hakikat.(Budizm'de)
( 1. Dukha [Tüm varoluş biçimleri.][Özellikle insan varoluşu, acı çekmeyle karakterize edilir.]
2. Samudaya [Acının nedeni arzular ve tutkulardır.]
3. Nirodha [Arzu ve tutkuların kaynaklarının kurutulmasıyla acı sona erdirilebilir.]
4. Magga [Arzu ve tutkuların kaynaklarını kurutacak olan, Sekiz Katlı Soylu Yol'un uygulanmasıdır.] )
- ARİYYE[Ar.] ile İFKÂR[Ar.]
- ÂRIZ[Ar. < ARZ] ile ÂRIZÎ[Ar. < ÂRIZ]
( Gelen. | Rastlantısal olay. | Dağ, bulut vs. gibi görünmeye engel olan her şey. | Yanak. İLE Sonradan çıkan. | Gelip-geçici, muvakkat. )
- ÂRIZ OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÂRİF OLMAK
- ÂRİZ[Ar.] ile ARÎZ[Ar.] ile ARÎZ[Ar. < ARZ]
( Ardıç ağacı. İLE Semiz. | Enli, geniş. | Alçakgönüllü, lâtif, lâyık. İLE Geniş, enli. )
- ÂRIZA[Ar.] ile ARÎZA[Ar. < ÂRIZ]
( Engebe. | Aksama, aksaklık. | Bir notanın sesini yarım ton yükseltmek, alçaltmak ya da eski durumuna getirmek için notanın soluna konulan diyez, bemol ve bekar belirteçlerinin ortak adı. İLE Küçüğün büyüğe yazdığı yazı. )
- ÂRIZÂN[Ar.] ile ÂRIZÂN[Ar. < ÂRIZ] ile ÂRIZÎ[Ar. < ÂRIZ | çoğ. AVÂRIZ]
( İki yanak. İLE Geçici olarak. | Tesadüfen, rastgele. İLE Sonradan çıkan. | Gelip geçici, muvakkat. )
- ARJU ile/= ÇAKAL
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- ARK/ARQ ile/||/<> ARKA/ARQA ile/||/<> ARKAG/ARQAG ile/||/<> ARKAR/ARQAR
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Dışkı. İLE Sırt, arka. | Sıkıntılı anlarda yardım eden kişi. İLE Argaç.[bez, halı, kilim gibi şeyler dokunurken, enlemesine atılan iplik] İLE Dişi dağ keçisi. )
- ARKA ÇIKMA ile/ve/değil/yerine KENDİNİ, ONUN YERİNE KOYMA
- ARKA PARMAK BULUNANLAR ile/ve ARKA PARMAK BULUNMAYANLAR
- ARKA TEKER ile/ve/değil/||/<>/> ÖN TEKER
( Ön teker nereye giderse, arka teker de oraya gider. )
- ARKADA ile/ve/değil ARKANDA
- ARKADAN İTİŞLİ (RWD) ile/ve/değil/||/<>/> ÖNDEN ÇEKİŞLİ (FWD) ile/ve/değil/||/<>/> DÖRT ÇEKER (AWD/4WD)
(
| Özellik | Arkadan İtiş (RWD) | Önden Çekiş (FWD) | Dört Çeker (AWD/4WD) |
|---|---|---|---|
| Güç Aktarımı | Motor gücü arka tekerleklere iletilir. | Motor gücü ön tekerleklere iletilir. | Motor gücü dört tekerleğe dağıtılır. |
| Çekiş ve Yol Tutuş | Yüksek hızda dengeli, ancak kaygan zeminde arkadan kayma riski vardır. | Yağmur ve karlı havalarda iyidir, ancak yüksek hızda sınırlıdır. | Her zeminde üstün çekiş ve denge sağlar. |
| Performans | Daha iyi hızlanma ve denge sunar, genellikle spor ve lüks araçlarda kullanılır. | Yakıt tasarrufludur, ancak spor amaçlı kullanım için sınırlıdır. | En iyi yol tutuş performansına sahiptir ancak yakıt tüketimi daha yüksektir. |
| Kullanım Alanları | Spor, performans ve lüks araçlar | Kent içi, ekonomik otomobiller | Arazi, SUV ve yüksek performanslı araçlar |
(
| Özellik | Arkadan İtişli (RWD) | Önden Çekişli (FWD) |
|---|---|---|
| Ağırlık Merkezi | Ağırlık merkezi daha dengelidir. | Motor ve güç aktarım parçaları önde olduğundan, ağırlık merkezi öndedir. |
| Motor Konumu | Motor, dikine konumlandırılır. | Motor, enlemesine konumlandırılır. |
| Maliyet | Şaft tüneli gibi ek bileşenler nedeniyle daha maliyetlidir. | Daha az aksam bulunduğundan, maliyet, düşüktür. |
| Bakım | Şaft ve diferansiyel bulunduğundan, bakım maliyeti daha yüksektir. | Bakımı ve yağlaması daha kolaydır. |
| Ağırlık | Şaft tüneli ve ek aksamlar nedeniyle daha ağırdır. | Daha hafiftir. |
Performans Farkları
| Özellik | Arkadan İtişli (RWD) | Önden Çekişli (FWD) |
|---|---|---|
| Kalkış Performansı | Kalkış performansı daha düşük olabilir. | Daha iyi çekiş sağladığından, ilk hızlanma daha iyidir. |
| Genel Performans | Performanslı sürüş için daha uygundur. | Ekonomik ve günlük kullanım için uygundur. |
| Viraj Kabiliyeti | Yüksek hızda daha dengeli kalır ancak dikkatli kullanım gerektirir. | Virajlarda genellikle daha avantajlıdır. |
| Kaygan Zeminde Denetim | Kaygan zeminde arkadan kayma riski vardır ancak deneyimli sürücüler için toparlaması kolaydır. | Daha kolay denetlenir. |
- ARKADAŞ:
SAYISI ile/ve/değil/yerine NİTELİĞİ
( Başarıda belirli olur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Sıkıntıda belirli olur. )
- ARKADAŞ ile "ARKADAŞ"
( Herkesi arkadaş olur, her "arkadaş"ı da arkadaştır zannetme! )
- ARKADAŞ ile/ve/<> DOST ile/ve/<> KARDEŞ
- ARKADAŞ ile/ve REFÂKATÇİ
- ARKADAŞ ile/ve/değil TANIDIK
( [ne yazık ki] Hesap yapanların, arkadaşları/dostları yoktur. Sadece, "hesaplarına"/"çıkarlarına"/"beklentilerine" uyan "tanıdıkları" vardır. )
( [not] FRIEND vs./and/but ACQUAINTANCE )
- ARKADAŞIMDAYIM(ANNEMDEYİM) ile "ARKADAŞIMIN(ANNEMİN) EVİNDEYİM"
- ARKADAŞINLA KARDEŞ (GİBİ) OLMAK/OLABİLMEK ile/ve KARDEŞİNLE KARDEŞ OLMAK/OLABİLMEK
- ARKADAŞLARI ile/ve/<> DÜŞMANLARI
( Yakın tutmalı! İLE/VE/<> Daha da yakın tutmalı! )
- ARKADAŞ/LIK ile DOST/LUK ile KARDEŞ/LİK
( Belirli seviyede tutulan iletişim ve paylaşımın, dolayısıyla ilişkinin durumu. İLE Dostlukta son derece derin ve yoğun yakınlık, iletişim ve paylaşım vardır. Bir kişinin birini "Samimi arkadaşım/kankam(kan kardeşim)" olarak tanıtması için en temelde, o iki kişinin sırlarını paylaşabilmesi ve Para ve Seks durumu hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olma durumu vardır. )
( Dostluk, duygulu, erdemli iki kişi arasında, kendiliğinden oluşuveren bir anlaşmadır. Duygulu diyorum, çünkü bir keşiş, dünyadan el etek çekmiş biri, hiç kötü olmaz da dostluk nedir bilmeden yaşayabilir. Erdemli diyorum, çünkü kötülerin, olsa olsa suç ortakları olur, haz düşkünlerinin zevk ve eğlence arkadaşları, çıkarlarını arayanların ortakları vardır, siyaset kişileri, çevrelerine fitne fücurlar toplar, çoğu avarenin bağlılıkları, prenslerin dalkavukları olur; erdemli kişilerin, yalnız onların dostları vardır. )
( Eğlenebildiklerimizle. İLE/VE/<> Anlatabildiklerimizle. İLE/VE/<> Ağlayabildiklerimizle. )
( "Geçerken uğra" der. İLE "Geç, erken uğra!" der. )
( ... İLE Kişiyi, hiçbir zaman/koşulda, terk etmeyen. )
( Herkes dost olamaz! Dost olmayana, arkadaş demenin farkını görmek ve buna göre kullanmak gerekir. )
( Eğer hiç dostun yoksa sen bir dost ol! )
( Derviş, dostum demez! Dost, hiçbir zaman, yanından ayrılmayacak kişidir. Ancak, gerçekten dost olunacak kişi için kullanılabilir. )
( Tek dostumdur... Gökteki yıldızlar! )
( SEN, SANA DOSTSUN!
[HABERİN YOK] )
( Kişilerin en âcizi, dost edinmeyendir! Bundan da âcizi ise dostunu yitirendir. )
( İyi arkadaş, yanında, yüksek sesle konuşup düşünebileceğin kişidir. )
( "Dostlarım! Dünyada dost yoktur!" )
- ARKADAŞ/LIK ile/ve/değil/||/<>/< YOLDAŞ/LIK
( Bir yere kadar. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Yolun sonuna kadar. )
- ARKAİK[Fr.] ile/||/<> ARKAİZM[Yun.]
( Klasik çağ öncesinden kalma. | Modası geçmiş, eskimiş. İLE/||/<> Konuşulan ve yazılan dilde kullanımdan düşmüş eski sözcük ve deyimleri kullanma. | Geçerliliğini yitirmiş, bir başka çağa özgü şeylerin niteliği. )
- ARKAİK ile/ve/<> GELENEKSEL
- ARKAİK ile KADÎM
- ARKA/SINDAKİ ile/değil ARD/INDAKİ
- ARKATASAR/ARKAPLAN ile ALTYAPI
( BACKGROUND vs. SUBSTRUCTURE )
- ARKATASAR ile ZEMİN
( BACKGROUND vs. GROUND )
- ARKE ile/ve/değil/yerine İLKE
( Doğada. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Zihinde. )
- ARKEOLOG[Yun.] ile/||/<> ARKEOLOJİ[Yun.] ile/||/<> ARKEOLOJİK[Fr.] ile/||/<> ARKEOZOİK[Fr.] ile/||/<> ARKETİP[Fr.]
( Arkeoloji uzmanı. İLE/||/<> Eski çağlardan kalan eserleri, tarih ve sanat yönünden inceleyen bilim. İLE/||/<> Arkeoloji ile ilgili. İLE/||/<> Tüm taşlarda şiddetli başkalaşımların olduğu zaman. İLE/||/<> Sanatın çeşitli kollarında olabilecek özellik taşıyan, ilk örnek. )
- ARKEOLOJİ:
GEÇMİŞİN BİLİMİ ile/ve/değil/||/<>/> GELECEĞİN BİLİMİ
- ARKEOLOJİ ileve/||/<> BİYOLOJİ
( ARCHAEOLOGY vs./and/||/<> BIOLOGY )
- ARKEOLOJİ ile/ve/||/<>/> DENEYSEL ARKEOLOJİ
( )
- ARKETİP ile PROTOTİP
( Tarihsellik. İLE İlkesellik. )
- ARKHİTRAV(ARŞİTRAV) ile/||/<> GÖLGELENDİRME ile/||/<> VOLÜT
( Antik mimarlıkta, sütunların taşıdığı, bir sütun ekseninden öteki sütun eksenine uzanan taş hatıllar(kiriş). İLE/||/<> Batı sanatında nesnelere oylum ve derinlik kazandırma yöntemi. Açık ve belirli bölümlerin karanlık bırakılması, böylece keskin belirli yerlerinde sertlik ve körelik boyaması sonucu elde edilen görsel etki. İLE/||/<> İyon sütun başlıklarında bulunan, spiral biçimli kıvrımlar. )
- ARKIŞ/ARQIŞ ile/||/<> ARKIŞ/ARQIŞ/MÜRSEL[Ar.] ile/||/<> ARKUÇI/ARQUÇI/RESUL[Ar.]
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kervan. İLE Uzak bir ülkedeki birine yollanmış kişiye verilen ad. İLE İki kişi arasında aracı olan. Evliliklerde dünürler arasında gidip gelen kişi. )
- ARKOZ[Fr. < ARKOSE] ile TORTUL KAYAÇ
( ... İLE Birleşiminde feldspat bulunan, kum taşı türünden bir tortul kayaç. )
- ARKTİKA ile/ve ANTARTİKA
( Kuzey kutbunda kutup noktasıyla birinci enlem içinde kalan kara ve deniz parçası. İLE/VE Güney kutbu. )
( KUTB-İ ŞİMÂLÎ: Kuzey kutbu. )
- ARKUCI -ile
( Erkek ve kız ailelerinin arasında/tanışmasında aracı olan. )
- ARKUK/ARQUQ ile ARKUK/ARQUQ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Dik kafalı kişi. İLE İki duvar ya da iki sütun arasındaki tahta engel. )
- ARKUN/ARQUN ile ARKUN/ARQUN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Yaban aygırı ile evcil kısrağın çiftleşmesinden olan at. İLE Gelecek yıl. )
- ARKURU -ile
( Eğri, karşı, ters, aykırı. )
- ARK[US] ile/||/<> ARKUS AORTA
( Kemer, yay. İLE/||/<> Ana atardamar kemeri. )
- ARMADİLLO ile BAĞIRTKAN, TÜYLÜ ARMADİLLO
( ... İLE Günün 17 saatini uyuyarak geçirirler. [uyku sırasında kaldırmaya çalışsanız da uyanmazlar] )
( ... cum CHAETOPHRACTUS VELLEROSUS )
- ARMADİLLO ile DEV ARMADİLLO
( ... İLE 60 kg. ağırlığındalardır. )
( ... İLE En fazla sayıda dişe sahip memelilerdir. )
( ... İLE Tırnakları 20 cm. civarındadır. )
( ... cum PRIODONTES MAXIMUS )
- ARMADİLLO ile DOKUZ KEMERLİ ARMADİLLO
( ... cum DASYPUS NOVEMCINCTUS )
- ARMADİLLO ile PANGOLİN
- ARMADİLLO ile PEMBE GÖĞÜSLÜ ARMADİLLO
( ... cum CHLAMYPHORUS TRUNCATUS )
- ARMADİLLO ile ÜÇ KEMERLİ ARMADİLLO
( ... İLE Top gibi yuvarlanabilen tek türdür. )
( ... cum TOLYPEUTES TRINCINTUS )
- ARMAĞAN/HEDİYE ile ÖRTÜLÜ RÜŞVET
- ARMAĞAN ile/ve/<> GÖRÜMLÜK
( ... İLE/VE/<> Yalnız görülmek için konulan nesne. | Nişanlanılacak kıza ilk kez görmeye gidildiğinde, erkek tarafından takılan ya da verilen armağan. )
- ARMAĞAN ile SAÇI
( ... İLE Gelinin başından saçılan çiçek, şeker, arpa, para gibi şeyler. | Düğün armağanı. )
- ARMAĞAN ile/ve/||/<> SEVGİ
( Kendinden çok, onun gereksinimi olan önceliği[nesneyi/olanağı], ona veriyorsan. İLE/VE/||/<> Ondan çok, kendi gereksinimin olan önceliği[nesneyi/olanağı], ona veriyorsan. )
- ARMAĞAN ile SUNGU
( ... İLE Bir büyüğe sunulan armağan. | Bir tanrıya ya da tapınağa yapılan bağış. )
- ARMAĞAN ile SÜRRE
( ... İLE Osmanlı sultanlarının, her yıl, Mekke ve Medine'ye gönderdikleri para ve armağanlar. )
- ARMATÖR[İt. < ARMADOR] ile ARMATÖR ile ARMATÜR[Fr. < Lat.] ile ARMATUR[Alm. < Lat.]
( Ticaret gemisi iyesi/sahibi. | Geminin direk, seren, yelken, ip vb. donanımını düzenleyen usta. İLE Betonarme teçhizatı, donatı. | Akkor telli lambalı sortide duy, kordon, tavan kapaı, varsa tij ve glop; floresan lambalı sortide balast, starter, şasi. [Lambalar, armatürün dışında sayılır.] | Ventil, batarya, geri tepme ve emniyet ventili ve benzeri gereçlerin, hepsine verilen ad, donatı. İLE Bir aygıtın ana bölümünü oluşturan tümü. | Bir mıknatısın iki kutbu arasında, kuvvet akımını, toplu bir duruma getirmek için bu kutuplar arasına yerleştirilen demir parçası. | Bir kondansatördeki iki iletken yüzeyden her biri. )
- ARMONİKA[İt.]/ARMONİK/MIZIKA ile ARMONİKA[İt.]
( Yan yana sıralanmış deliklerden her biri üflendiğinde ayrı notada sesler çıkaran küçük ağız çalgısı. İLE Akordiyon. )
- ARMUDUN SAPI ile/ve/||/<>/< ÜZÜMÜN ÇÖPÜ
- ARMUT, DİBİNE DÜŞER ile/ve/||/<> DEDESİ KORUK YEMİŞ, TORUNUN DİŞİ KAMAŞMIŞ
- ARMUT/KAVUN ile PAPEY
( ... İLE Görünüşü armuda benzer fakat tadı kavunu andırır.[Uzakdoğu'da ve özellikle Singapur'un Little India bölgesinde bulunmaktadır.] )
- ARMUT ile HİNTARMUDU
( ... İLE Mersingillerden, sıcak bölgelerde yetişen, meyvesi yenilen, tahtası sert bir ağaç. )
( ... cum PSIDIUM )
- ARMUT ile/ve/||/<> ÜZÜM
( Sapı. İLE/VE/||/<> Çöpü. )
- ARNAVUTLUK/İŞKODRA -ile
( Kartallar Ülkesi. )
- AROMATİK BİLEŞİK ile ALİFATİK BİLEŞİK
( Halkalı yapıya sahip bileşikler. İLE Düz zincirli ya da dallanmış yapıya sahip bileşikler. )
- AROMATİK HALKA ile ALİSİKLİK HALKA
( Benzen gibi özel stabil halka yapısı. İLE Benzen gibi özel olmayan halka yapısı. )
- AROMATİK İLE ANTİAROMATİK İLE NONAROMATİK ile/||/<> AROMATİKLİK DURUMLARI
( Halkalı moleküllerin elektron delokalizasyon durumları. )
( Formül: 4n+2 π elektron )
- AROMATİK ile ALİFATİK
( Halkalı yapıya sahip bileşikler. İLE Düz zincirli ya da dallanmış yapıya sahip bileşikler. )
- AROMATİKLİK ile/||/<> ANTİAROMATİKLİK
( Aromatik 4n+2 π elektronu kararlı, antiaromatik 4n π elektronu kararsız )
( Formül: Hückel kuralı: 4n+2 (aromatik) İLE 4n (antiaromatik) )
- ARP ile/ve AÇILI ARP
- ARP ile/< ÇENG
- ARP ile/ve SAUNG GZUK
( ARP: Dostluğun simgesi. [İki arkadaş, her fırsat bulduğuklarında, biri arp çalar öteki de dikkatli bir biçimde dinlermiş. Dinleyen arkadaşı, bir gün beklenmedik bir biçimde erkenden ölmüş. Bunun üzerine, arp çalan arkadaşı, arpın tellerini koparmış ve bir daha hiç arp çalmamış. O gün bugündür, arp, dostluğun simgesi olarak kalmış. ] )
( ... İLE/VE Myanmar(Burma) çalgısı. Yay-arpların en zarifi. )
- ARPA ile/||/<> ARPAGAN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( ... İLE Arpaya benzer bir bitki.[Başağı vardır ama tane vermez.] )
- ARPA/CEVDE ile MALT
( ... İLE Kurutulmuş arpa. )
- ARPA ile PİSİPİSİ OTU
( ... İLE Buğdaygillerden, tarla ve yol kenarlarında kendi kendine biten bir tür arpa.[Fazla kılçıklı olduğundan, hayvan yemi bile olmaya elverişli değildir.] )
( HORDEUM VULGARE cum HORDEUM MURINUM )
- ARPACIK ile ARPACIK ile ARPACIK ile ARPACIK
( İtdirseği/çıban. İLE Soğan/kıska, tohumluk soğan. | Taze, ufak hıyar. | Çorbalık arpa biçiminde şehriye. | Amerikan tohumlu buğday. İLE Tüfek, tabanca vb. ateşli silahlarda namlunun en ileri bölümünde bulunan ve nişan alırken gezle birlikte göz ile hedef arasında aynı çizgi üzerine getirilen küçük çıkıntı. | Değirmen çarkının merkezinde bulunan demir parça. İLE Erkek geceliğine[entari/anteri] yapılan bir çeşit nakış. )
- ARPALAMA -ile
( Atların ayaklarında görülen ve rahat yürümelerini engelleyen bir hastalık. )
itibarı ile 46.048 başlık/FaRk ile birlikte,
46.048 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(12/186)
(1996'dan beri)