Bağlaçlı
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 46.044 başlık/FaRk ile birlikte,
46.044 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(114/186)
- MENGGÜ ile
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Sonsuz [hâlid/ölümsüz] olan. | Sonsuzluk.[hulûd/ölümsüzlük] İLE ... )
- MENGİZ ile BENİZ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Yüzün rengi. )
- MENGÛŞ ile ...
( BEKTAŞİYYE'DE MÜCERRED BABALARIN KULAĞINA TAKTIĞI KÜPE )
- MENHÎ[Ar. çoğ. MENÂHÎ] ile MENHİR/MENHAR/MİNHİR/MUNHUR[Ar. çoğ. MENÂHİR]
( Haram olmuş, yapılması şer'an men edilmiş şey. İLE Burun deliği. )
- MENHÛS[Ar. < NAHS] ile MENHÛS[Ar.] ile MENHÛŞ[Ar.]
( Uğursuz, nuhûsetli.[MEŞ'ÛM] İLE Kuyruğunun yanları uyuz olan deve. İLE Yılan, akrep gbi hayvanlar tarafından sokulmuş. )
- MENÎ[Ar.] ile MENÎ'[Ar.] ile MENÎ[Ar.] ile MENHÎ[Ar. | çoğ. MENÂHÎ]
( Ersuyu. İLE Sarp, erişmesi/ulaşması zor yer. İLE Benlik. İLE Haram olmuş, yapılması şer'an yasaklanmış şey. )
- MENİ[Ar.] ile NUTFE[Ar.]
- MENİERE ile/||/<> LABİRENTİT
( İç kulakta sıvı birikimi ile baş dönmesi ve duyma kaybı. İLE/||/<> İç kulağın yangılanması ile baş dönmesi ve duyma kaybı. )
- MENİERE ile/||/<> VERTİGO
( İç kulakta sıvı birikimi ile baş dönmesi, duyma kaybı ve kulak çınlaması. İLE/||/<> Denge bozukluğu ve baş dönmesi ile ilişkili bir belirti. )
- [Fr. < Yun.] MENİSK ile MENİSK
( Bir yüzü içbükey, öbür yüzü dışbükey olan mercek. İLE Bazı eklemlerde, kemik arasında bulunan kıkırdak bölüm. )
- MENKİB[Ar. | çoğ. MENÂKİB] ile MENKIBE/MENKABE[çoğ. MENÂKIB]
( Omuz ve kol kemiğinin birleştiği yer. İLE Din büyüklerinin ya da tarihe geçmiş ünlü kişilerin, yaşamları ve olağanüstü davranışlarıyla ilgili öykü. )
- MENKUB[Ar. < NAKB]["ku" uzun okunur] ile MENKÛB[Ar. < NEKBET]
( Delinmiş, oyulmuş. İLE Tâlihsiz, nekbete düşmüş. | Gözden ve mevkiden düşmüş. )
- MENKUL NÜSHA ile/ve/||/<> el-MENKUL-ÜN-MİNHA
- MENKUL[Ar. < NAKL] ile ME'KÛL[Ar.]
( Nakledilmiş, bir yerden, bir yere taşınmış, taşınan. | Ağızdan ağıza geçmiş. [söz, haber, öykü] İLE Ekl olunmuş, yenilmiş şey, yiyecek. )
- MENKUL/E[Ar. < NAKL]["ku" uzun okunur] ile MENKUR[Ar. < NAKR]["ku" uzun okunur] ile MENKÛR[Ar. < NEKR | çoğ. MENÂKÎR]
( Bir yerden, bir yere taşınmış, taşınan. | Ağızdan ağıza geçmiş söz/haber/öykü. İLE Delinmiş, oyulmuş. İLE İnkâr olunmuş. )
- MENKÛS ile/||/<> MENKÛS MİNH ile/||/<> MENSÛB ile/||/<> MÜSTESNÂ ile/||/<> MÜSTESNÂ MİNH
( Çıkan. İLE/||/<> Eksilen. İLE/||/<> Pay ya da bölünen. İLE/||/<> Çıkan. İLE/||/<> Eksilen. )
- MENKUS[Ar. < NAKS]["ku" uzun okunur] ile MENKÛS[Ar. < NÜKS] ile MENKUŞ[Ar. < NAKŞ]["ku" uzun okunur] ile MENKUZ[Ar. < NAKZ]["ku" uzun okunur]
( Eksik olan. İLE Baş aşağı çevrilmiş, tersine dönmüş. | Hastalığı tekrar etmiş. | Sol ön ayağında beyaz bulunan ve Araplarca kabul görmeyen at. İLE İşlenmiş, nakış olunmuş, resim yapılmış, boya ile süslenmiş. | Nakışlı pencere, alçı pencere. İLE Bozulmuş, hükümsüz bırakılmış, nakz edilmiş. )
- MENLEH ile KESTEL
( Kale. İLE Küçük kale, hisarcık. )
- MENLEH ile KESTEL
( Kale. İLE Küçük kale, hisarcık. )
- MENNÂN ile ...
( ALLAH | ÇOK İHSAN EDEN, VEREN )
- MENŞE'[Ar. < NEŞ'ET] ile MENŞER[Ar.]
( Bir şeyin çıktığı, neşet ettiği yer, esas, kök. | Yetişilen yer, bitirilen okul. İLE Dağıtılan, neşr edilen yer. )
- MENSÛB[< NİSBET] ile ...
( BİR TARÎK'E, BİR ŞEYHE İNTİSÂB EDEN )
- MENSUBİYET[< NESEB] ile/değil/yerine AİDİYET
( Soy, ırk üzerinden. İLE/DEĞİL/YERİNE Uygarlık ve tarih üzerinden. )
( En "üst/son" noktalar üzerinden. İLE/DEĞİL/YERİNE En geri gidilemez, en alt/temel/ortak noktalar üzerinden. )
( Hayvanlarda. İLE/DEĞİL/YERİNE İnsanda. )
- MENTEŞE[Fars. < BENDKEŞE] ile/ve/||/<> TOPUK DEMİRİ
( Kapı, pencere, mobilya kapakları vb. açılır kapanır nesnelerde kullanılan, bir mille birbirine tutturulmuş, biri sabit, öbürü hareketli iki parçadan oluşmuş metal parça. İLE/VE/||/<> Kapı menteşelerinin altta kalan eril bölümü. )
- MENTEŞE ile EKLEM
( REZE ile ... )
( HINGE vs. JOINT )
- MENTEŞE ile REZE[Ar.]
( ... İLE Menteşe. | Kapıyı, içeriden ve dışarıdan açıp kapamaya yarayan ve başparmakla basılarak işletilen düzen. )
- MENUET ile ...
( Bir tür dans. )
- ME'NÛS[Ar.] ile MEN'ÛŞ[Ar.]
( Alışılmış, ünsiyet olunmuş. İLE Yukarı kaldırılmış. | Fakir düştükten sonra sevindirilmiş. | Hayır ile anılan ölmüş kişi. | Tabuta konulmuş. )
- MEN'ÛT[Ar.] ile MENÛT[Ar.]
( İyiliği, güzelliği söylenmiş, medh edilmiş. İLE Asılı, asılmış, rapt edilmiş. | Bağlı. )
- MENZİL[< NÜZÛL] ile ...
( Yollardaki konak yeri. | Ev. | Bir günlük yol. | Mesafe. )
- MENZİL ile/||/<> MERTEBE
( Üs ya da kök derecesi. | Basamak. İLE/||/<> Basamak, kademe. )
- MENZÛL[Ar. < NÜZÛL] ile MENZÛR[Ar.]
( İnmiş, nüzûl etmiş. İLE Va'd edilmiş, adanmış, nezr olunmuş. )
- MER'[Ar.] ile MER[Ar.]
( Adam, erkek, kişi. İLE [sayı] Elli[50]. )
- MER'[Ar.] ile RACUL[Ar.]
- MER'Â[Ar.] ile MER'A[Ar. < RA'Y]
( Aynalar. İLE Çayırlık, otlak. )
- MERÂH[Ar.] ile MERAH[Ar. çoğ. MERAHÂN]
( Rahat edilecek yer. | Yer, mekân. | Arapça nahv cümlesinden ünlü yapıt. İLE Çok aşırı sevinme. )
- MERÂHİM[Ar. < MERHAMET] ile MERÂHİM[Ar. < MERHEM]
( Acımalar, merhametler. İLE Merhemler. )
- MERÂÎ[Ar. < MİR'AT] ile MERÂÎ[Ar. < MER'A] ile MERÂİR[Ar. < MERÂRE]
( Aynalar. İLE Çayırlıklar, otlaklar. İLE Öd keseleri. )
- MERAK ETME(!) ile/ve/değil/yerine ENDİŞELENME(!)
- MERAK ile/ve/değil/< CEHÂLET
( [not] CURIOSITY vs./and/but/< IGNORANCE )
- MERAK ile/ve GERİLİM
- MERAK ile/ve/||/<>/> HAYAL
( CURIOSITY vs./and/||/<>/> TO IMAGINE )
- MERAK ile/ve HAYRANLIK
( CURIOSITY vs./and ADMIRATION )
- MERÂK[Ar.] ile MERAK[Ar.] ile MERAKK[Ar.]
( Bir şeyi anlamak ya da öğrenmek için duyulan istek. | Bir şeyi edinmek, yapmak. Bir şeyle uğraşma isteği. | İstek, heves, düşkünlük. | İç darlığı. | Kuruntu, telâş. | Kaygı, tasa. | Dalgınlık, kara sevdâ. İLE Çorba. İLE [atta] Sağrı. | [astr.] Dübb-i ekber adlı yıldız kümesinin dörtgeninde bulunan, ikinci derece parlak yıldız. [İng./Fr. MERAK | Lat. BETA URSUS MAJORIS] )
- MERAK ile/ve/<> ŞAŞKINLIK
- MERAK ile/ve SINIR
( Kişinin başına ne gelirse (sınırsız/kontrolsüz) meraktan gelir. )
( Merak ettiğin şeye ulaştıktan sonrasını merak etmiyorsan, merak etme! )
( CURIOSITY vs./and LIMIT/BORDER )
- MERAK ile TECESSÜS
- MERAKLI ile/ve/değil/yerine İLGİLİ
- MERAKLI ile KIRKMERAK
( ... İLE Çok meraklı, her şeyi anlamak isteyen. )
- MERAKLI/LIK ile/ve/değil/yerine HEVESLİ/LİK
- MERAKSIZ/LIK ile/ve/değil KAYITSIZ/LIK
- MERAKTAN" ile/ve "APTALCA"
- MERAMET ile/değil MERHAMET
( Üstünkörü tamir. İLE/DEĞİL Birinin ya da bir başka canlının karşılaştığı kötü durumdan dolayı duyulan üzüntü, acıma. )
( SUPERFICIAL REPAIR vs./not MERCY )
- MERÂRE[Ar. çoğ. MERÂİR] ile MERÂRET[Ar.]
( Öd kesesi. İLE Acılık, tadsızlık. )
- MERÂSÎ[Ar. < MERSİYE] ile MERÂRET[Ar. < MERSÂ]
( Ağıtlar, mersiyeler. İLE Limanlar, gemilerin barındığı yer. )
- MERÂTİB[< MERTEBE] ile ...
( RÜTBELER, DERECELER )
- MERÂTİB ile ...
( Manevî yolculuk. )
- MERÂTİB ile/ve/değil/||/<>/< VETÎRE
- MERATİB'ÜL FUHUM ile/ve MERATİB'ÜL UKUL
- MERÂVÎH[Ar. < MİRVAHA] ile MERÂVİH[Ar. < MİRVAHA]
( Ovalar, çöller. | Etrafı açık ve rüzgârlı yerler. İLE Yelpâzeler. )
- MERBÛT[< RABT] ile ...
( RAPTOLUNMUŞ, BAĞLANMIŞ, BAĞLI | ULAŞMIŞ, BİTİŞMİŞ, BİTİŞİK | İLİŞTİRİLMİŞ, EKLENMİŞ, ...YA BAĞLI )
- MERBÛT ile/||/<> MÜNÂKALE ile/||/<> TEDÂVÜL ile/||/<> LÂ-BÎ-ŞARTIN ile/||/<> MÜCEDDEDEN
( Bağlı. İLE/||/<> Bir taşınmazla ilgili yeni kayıtla eski kayıt arasında bağlantı kurma.[tedâvül] İLE/||/<> Tapu kayıtları oluşturulduktan sonra alım, satım, ifraz, intikal gibi nedenlerden dolayı kişiler arasında gelen değişiklikler. İLE/||/<> Koşula dayanmaksızın. İLE/||/<> Yeniden, zilyetlikten. )
- MERC[Ar. çoğ. MÜRÛC] ile MERC[Ar.]
( Çayır, çayırlık. İLE Herc ile birlikte kullanılır. [HERC Ü MERC: Karmakarışık, alt-üst.] )
- MERCAN AĞA CAMİSİ ile MERCAN AĞA MESCİDİ
( Bayezıd'ta, Mercan Yokuşu'ndadır. İLE Kapalı Çarşı'da, Tığcılar Sokağı'ndadır. )
( XVIII. yüzyıl başında, Dârüssaâde Ağası Mercan Ağa tarafından onartılan bir camidir. [Dârüssaâde Ağası Camisi adıyla da bilinir.] İLE Dârüssaâde Ağası Mercan Ağa tarafından. [ö. 1721] )
- MERCAN ile/<> ANTOZA
( ... İLE/<> Çiçek hayvan. )
- MERCAN ile KUPA MERCANI
( ... ile
)
- MERCAN ile ŞAPTAŞI
( ... İLE Kızıldeniz'den çıkarılan, beyaza çalan renkte, pek çok dalı olan mercan türü. )
- MERCÂNİYE[Ar.] ile ...
( Mercanlar, mercangiller. )
- MERCANKÖŞK[Fars.]/MERZENGÜŞ[Fars.]/ŞİLE ile YABANİ MERCANKÖŞK/FAREKULAĞI
( Ballıbabagillerden, küçük yapraklı, güzel kokulu bir saksı bitkisi. İLE ... )
( ORIGANUM MAJORANA cum ORIGANUM VULGARE )
- MERCEK ile CODDINGTON MERCEĞİ
- MERCİMEK AHMET ile/ve/<> SİNAN PAŞA
( Nesrin temsilcisi. İLE/VE/<> Süslü nesrin temsilcisi. )
( )
- MERCİMEK ÇORBASI ile EZOGELİN ÇORBASI
- MERCİMEK ÇORBASI ile MAHLÛTA
( ... İLE Bulgurla karıştırılmış mercimek çorbası. )
- MERCİMEK ile DHAL
( ... İLE Sulu mercimek yemeği.[Nepal'de] )
- MERCÛ/V[Ar. < RECÂ] ile MERCÛH/A[Ar. < RÜCHÂN]
( Ümit edilen. | Rica olunan. İLE Başka bir şeyin kendine üstün tutulduğu şey. | Düşmanından önce iddiasını kanıta yetkisi olmayan. )
- MERCÛL[Ar.] ile MERCÛL-ÜL-BATN[Ar.]
( Ayakları yerinde olan, kanatları karnında ya da başında bulunan hayvan. İLE Karından ayaklı/lar. )
- MERDÂNE[Ar.] ile MERDÂN/E[Fars.]
( Türlü işlerde kullanılan, silindir biçiminde araç. | Oklava. İLE Erkeğe yakışır biçimde, mert/çe, yiğit/çe. )
- MERDEK ile MERTEK
( Domuz yavrusu. İLE Yapıda kullanılan, dört köşe ya da yuvarlak, kalınca sırık. )
- MERDİVEN ile/ve BASAMAK
( SÜLLEM ile/ve ATEBE )
( STAIRS vs./and STEP )
- MERDİVEN ile/ve/değil EŞİK
- MERDİVEN ile/değil/yerine ÖRCİN
( ... İLE/DEĞİL/YERİNE İp merdiven. )
- MERDÛD[< REDD] ile REDDEDİLMİŞ, KOVULMUŞ | GERİ DÖNDÜRÜLMÜŞ, ÇEVRİLMİŞ
- MERDÛD[Ar.] ile FÂSİD[Ar.] ile MENHÎYYUN 'ANH[Ar.]
- MERET[Ar.] ile ZIKKIM[Ar.]
( Sıkıntı veren, hoşlanılmayan şeyler ya da kişiler için sövgü sözü olarak kullanılır. İLE Ağı, zehir. | İçki ve sigaranın, kötü ve zararlı etkisini belirtmek için kullanılır. )
- MERFÛ'[< REF] ile ...
( KALDIRILMIŞ, YÜKSELTİLMİŞ | HÜKÜMSÜZ BIRAKILMIŞ | ZAMME [O, Ö, U, Ü] İLE HAREKELENMİŞ HARF | [mat.] İFADE EDİLEN BİR KUVVETE YÜKSELTİLEN MİKTAR )
- MERG[Fars.] ile MERG[Fars.]
( Çayır, çimen. | Sebze. İLE Ölüm. )
- MERG-A-MERGÎ[Fars.] ile MERG-İ-ŞÂDÎ[Fars.]
( Genel ölüm, hastalıktan dolayı ölüm. İLE Sevinç ölümü. )
- MERGUB[< RAĞBET] ile ...
( RAĞBET EDİLMİŞ, BEĞENİLMİŞ, HERKESCE SEVİLİP ARANILMIŞ | İSTENİLEN, SEVİLEN )
- MERHALE ile/ve MERÂSİM
- MERHALE ile MERTEBE
- MERHAMET ile ACIMAK
( MERCY vs. PITY )
- MERHAMET ile/ve AF
( Taş kalpleri, en iyi mezar taşları yumuşatır. )
- MERHAMET ile/ve/<> KALBİN MERHEMİ
- MERHAMET ile/ve SABIR
- MERHEM[Ar.]["MELHEM" değil!] ile POMAT[İt.]
( Deriye sürülerek kullanılan, içinde birçok etkili madde bulunan, yumuşak ve koyu kıvamda, yağlı ya da yağsız ilâç. | Çözüm/çare. İLE Genellikle saça sürülen, yağlı ve kokulu merhem. )
- MERHÛB ile ...
( ARSLAN | KORKUNÇ ŞEY )
- MERHUM ile/ve/||/<> "MAHRUM"
( [Osmanlı mahkeme kayıtlarında] Vefât etmiş müslümanlar için kullanılan. İLE/VE/||/<> Vefât etmiş müslüman olmayanlar için kullanılan. )
- MERÎ[Ar.] ile MER'Î[Ar. < RİÂYET] ile MER'Î[Ar. < RÜ'YET] ile Merîh/MİRRÎH[Ar.]
( Mide ile gırtlak[bül'ûm] arasında bulunan yemek borusu. İLE Saygı gösterilen, riâyet edilen. | Gözetilen, yürürlükte olan. İLE Gözle görülen. İLE Dünyadan sonra güneşe en yakın olan gezegen. )
- MERİ[Ar.] ile YÜRÜRLÜKTE, GEÇERLİ
( Yürürlükte olan, geçerli olan. )
- MERİDYEN[Fr. < MERIDIÉN] ile/ve/||/<> KOŞUT/MÜVÂZİ/MÜTEVÂZİ/PARALEL[Fr. < PARALLÈLE]
( Ekvatoru dik olarak kestiği ve iki kutup noktasından geçerek dünyayı çevrelediği varsayılan daire. İLE/VE/||/<> Aynı düzlem içinde ikişer ikişer bulunan ve kesişmeyen. | Başlangıç meridyenine birer derecelik açılarla çizilen, Ekvator’a koşut ve arasında 111 km’lik uzaklık bulunduğu varsayılan çemberlerden her biri. | Aynı zaman içinde gelişen ya da aynı özellikleri gösteren olay, düşünce vb. )
( 180 ile/ve/||/<> 360 )
- MERİT ile/ve MARAZ
- MERİTOKRASİ ile ARİSTOKRASİ
- MER'İYÂT[Ar. < MER'Î] ile MER'İYET[Ar.]
( Gözle görülen şeyler. İLE Hükmü yürürlükte olma. | Gözle görülür olma. )
- MERKAB/E, MARKAB[Ar. çoğ. MERÂKIB] ile MERKEB[Ar. < RÜKÛB | çoğ. MERÂKİB]
( Gözetleme, gözleme yeri/kulesi. | Gökyüzünün kuzey yarım küresinde Feres-i Ekber[Pegasus] burcunun büyük dörtgeninin büyük kenarının sağ köşesinde bulunan yıldız. [Lat. BETA PEGASUS] İLE Vapur, gemi, kayık gibi şeyler. | Eşek. )
- MERKANTİLİZM[İt. < MERKANTA] ile KOLBERTİZM
( Değerli maden stoklarının artırılmasını öngören ekonomik düzen. | Avrupa pazarında doğulu tüccar. [Merkantilistlere göre, devlet ancak altın stoğunun artırılmasıyla zengin olabilir] [1500-1600 yılları arasında geçerlilik/değer bulmuştur] İLE Fransız merkantilizmi. )
- MERKEZ ile/ve/değil BAŞKENT
- MERKEZ ile ÇAP ile ALAN ile HAT
( AHAD ile ALLAH ile RAHMA ile RABB )
- MERKEZ ile/ve/<> ÇEVRE/Sİ
( FOCAL POINT vs./and/<> SURROUNDINGS/AROUND )
- MERKEZ ile EŞİT ile ORTA
- MERKEZ ile/ve/<> EV
( HESTIA: Yuva/ocak tanrıçası. )
- MERKEZ ile/ve/<>/değil SEMTLER/İLÇELER
- MERKEZ ile/ve TAHT
( CENTER vs./and THRONE )
- MERKEZCİL KUVVET ile/||/<> MERKEZKAÇ KUVVETİ
( Merkezcil gerçek kuvvet merkeze doğru, merkezkaç sahte kuvvet dışa doğru )
( Formül: F_c = mv²/r (merkezcil) İLE F_cf = -mv²/r (merkezkaç) )
- MERKEZCİL KUVVET ile/||/<> MERKEZKAÇ KUVVETİ (İKİLİ KARŞILAŞTIRMA)
( Merkezcil merkeze doğru gerçek, merkezkaç dışa doğru görünürdür )
( Formül: Fc=mv²/r )
- MERKEZCİL ile MERKEZÎ
( Merkeze doğru yaklaşan. İLE Merkezde olan, merkezi oluşturan. )
- MERKEZCİ/LİK ile/ve/<>/> BAĞIMLI/LIK
- MERKEZİ LİMİT İLE BÜYÜK SAYILAR İLE GLİVENKO-CANTELLİ ile/||/<> LİMİT TEOREMLERİ
( Olasılığın temel limit teoremleri. )
( Formül: √n(X̄ - μ) → N(0 İLE σ²) )
- MERKEZİ PLANLI YAPILAR ile/||/<> IZGARA PLANI/DAMA TAHTASI ile/||/<> YUNAN HAÇI PLANLI YAPILAR
( Bu biçimin zemin şeması altıgen, sekizgen veya yuvarlaktır. Üstleri kubbe ile örtülüdür. İLE/||/<> Birbirine paralel ve dik sokaklar arasında kalan kare ya da dikdörtgen yapı alanlarından (adalardan) oluşan kent planı. [Bu tür kent planlarının mimarının Miletoslu Hippodamos olduğu ileri sürülmektedir.] İLE/||/<> Zemin planları haç biçimli kiliseler. Ortada pandantifli kubbe yer alır. Yunan haçı planı serbest ve kapalı olmak üzere iki tiptir. Serbest haç planında, haçın kolları arasında hiçbir mekân yoktur ve boş bırakılmıştır. Bu tipte daha çok binanın üzeri çatı ile örtülüdür. Kapalı Yunan haçı planında, haçın kollarının arası kapatılmıştır. Burada birtakım mekânlar yer alır. )
- MERKEZİ SİNİR ile/||/<> ÇEVRESEL SİNİR
( Merkezi beyin+omurilik, çevresel sinirler. )
( Formül: CNS İLE PNS )
- MERKEZİN:
KAYMASI ile/değil YER DEĞİŞTİRMESİ
- [ne yazık ki]
MERKEZİYETÇİ/LİK ile/ve/<> KEYFİYETÇİ/LİK
- MERKÜR ile TrES-2b
( ... İLE Evrendeki en karanlık gezegendir. Yüzeyine ulaşan ışığın %1'ini bile yansıtmadığından, kömürden bile karadır. Kendi yıldızına olan uzaklığı, Merkür'ün, Güneş'e olan uzaklığı kadar olmasına karşın Merkür, %10'luk ışık yansıtması yaparken, TrES-2b, %1'den bile az yansıtmaktadır. Bilimkişileri, hâlâ bu gizemli durumu çözebilmiş değildir. )
- MERKÜR ile/||/<> GÖZLEM
( Merkür geçişi gözlemleri )
( Ali Kuşçu tarafından 1460 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1403-1474) (Ülke: Semerkant/Osmanlı) (Alan: matematik) (Önemli katkıları: Risaletu Fethiyye, Ay gözlemleri, matematik ve astronomi) )
- MERMER KONAK ile MERMER KÖŞK
( Kadıköy'de, Moda Caddesi'ndedir. İLE Beylerbeyi Sarayı'nın arka bahçesindedir. )
( Bahriye Nâzırı Mahmud Muhtar Paşa'ya aitti. [Mahmud Muhtar Paşa Köşkü adıyla da bilinir. Kadıköy Kız Lisesi olarak kullanılmaktadır.] İLE ... )
- MERMER ile KAYMAKTAŞI/SUMERMERİ/BEKTAŞİTAŞI/ALBATR[Fr. ALBÂTRE < Yun.]
( ... İLE Parlatılmaya uygun, yumuşak, beyaz, yarı saydam bir çeşit mermer. )
- MERMER ile/ve/||/<>/> KEFEKİ/KÖSELE TAŞI
( ... İLE/VE/||/<>/> Mermerleri parlatmakta kullanılan taş. | Kunduracıların, üstünde kösele dövdükleri taş. | Avadanlıkların ağızlarındaki pürüzleri düzeltmek ve inceltmek için kullanılan bir taş türü. )
- MERMER ile/ve ONİKS[Yun.]/HACEBEKTAŞTAŞI/BALGAMTAŞI/MÜHRÜSENK
- MERMER ile SOMAKİ[Ar.]
( ... İLE Kızıl ya da yeşil renkte, damarlı ve çok sert bir porfir türü mermer. | Bu mermerden yapılmış olan. )
- MERMER'DE/HARA:
AFYON ile/ve BEJ
- MER-/-MERE/-MERİC ile/||/<> MER-/MERO- ile/||/<> GRAN-
( Bölüm, parça. İLE/||/<> Kalça. İLE/||/<> Parça. )
- MERMİ ile ŞARAPNEL[Fr. < SHRAPNEL]
( ... İLE Patladığında etrafa küçük parçalar saçan bir tür top mermisi. )
- MERSENNE ASAL ile/||/<> FERMAT SAYI
( Mersenne 2^p-1 formunda, Fermat 2^(2^n)+1 formunda. )
( Formül: M_p İLE F_n )
- MERSİN BALIĞI ile BELUGA MERSİN BALIĞI
( ... ile
)
( Mersinbalığıgillerden, ılık denizlerde, göllerde yaşayan, tatlı sularda yumurtlayan bir balık. İLE ... )
( STURGEON / ACIPENSER STURIO vs. BELUGA STURGEON )
- MERSİN[Ar. < Yun.] ile BEYAZ MERSİN
- MERSİN[Ar. < Yun.] ile YABAN MERSİNİ/KEÇİYEMİŞİ
( Mersingillerden, yaprakları yaz kış yeşil kalan, beyaz çiçekli bir ağaç. İLE Fundagillerden, çiçekleri beyaz ya da pembe, yaprakları taneli bir bitki. )
( MYRTUS COMMUNIS cum VACCINIUM MYRTILLUS )
- MERSİNBALIĞI ile MERSİNMORİNASI
( Mersinbalığıgillerden, ılık denizlerde, göllerde yaşayan, tatlı sularda yumurtlayan bir balık. İLE Mersinbalığıgillerden, Karadeniz, Hazar Denizi ve bu denizlere açılan ırmaklarda yaşayan bir balık. )
( STURGEON / ACIPENSER STURIO cum HUSO HUSO )
- MERT ile/ve/||/<> CÖMERT
( [derler ...] Canını alırlar. İLE/VE/||/<> Malını alırlar. )
- MERT/MERD[Fars.] ile ÖZÜ, SÖZÜ DOĞRU, YİĞİT
- MERTEBE ile/ve HAZRET
- YOKLUK:
MERTEBEDE ile SALTIK OLARAK
( Vardır. İLE Yoktur. )
- MERYEM ile 12 MERYEM
( Bulunduğu yeri terk eden. | Uzaklaşmış (olan). İLE Hz. İsa'nın annesi Kutsal Bakire Meryem, Havari James'in annesi Meryem, Evangelist=İncil'in dördüncü kitabının yazarı Yuhanna'nın (John) annesi Meryem, kim olduğu bilinmeyen ve esrarengiz bir kadın olarak kalan ve sadece 'ÖTEKİ' [Other] diye tanıtılan Meryem, fahişe Meryem, Mary Jacoby diye adı ve soyağacıyla belirtilmiş olan Meryem, Maria Magdalena [Mecdel'li Meryem], Mark'ın yazdığı ikinci kitapta adı geçen Bethany'li Meryem ve son olarak da Mısır'lı Meryem. [16.yy'da, iki Meryem daha eklenmiştir.] )
- MERYEM ile HODIGITRIA MERYEM
( ... İLE Doğru yolu gösteren. )
- (MERZİFON'LU) KARA MUSTAFA PAŞA CAMİSİ ile KARA MUSTAFA MESCİDİ / KASAPLAR MESCİDİ
( Bayezıd'ta, Çarşıkapı karşısında, Yeniçeriler Caddesi'ndedir. [Minaresizdir.] İLE Yedikule'dedir. [Kasaplar kullandığı için Kasaplar Mescidi olarak tanınmıştır.] )
( 1690'da, Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa tarafından başlatılmış, oğlu Maktûlzâde Ali Paşa tarafından tamamlanmıştır. İLE XVII. yüzyılda, Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa tarafından. )
- MERZİFONLU KARA MUSTAFA PAŞA ÇEŞMESİ ile MERZİFONLU KARA MUSTAFA PAŞA SEBİLİ
( Zeytinburnu, Kazlıçeşme'de, Kara Mustafa Paşa Mescidi yanındadır. İLE Bayezıd'ta, Çarşıkapı semtinde, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camisi yanındadır. )
( XVII. yüzyılda, Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa tarafından. [1823'te onarılmıştır.] İLE 1683'te[vefat tarihi], Merzifonlu Kara Mustafa Paşa için yaptırılmıştır. )
- MESÂ'[Ar.] ile MESÂ'[Ar.]
( Akşam. İLE Kuyumcu eşyası. )
- MEŞÂ'[Ar.] ile MEŞÂ'[Ar.]
( Açıklanan, duyulan. | Bölünmeyip karışık ve ortak olan. İLE İshal yaptırıcı ilâç. )
- MESAFE KOYMAK ile/ve/<> MESAFE YARATMAK
- MESAFE KOYMAK ile MESAFE/Yİ KORUMAK
- MESÂFE[Ar. çoğ. MESÂFÂT, MÜSÂF] ile KAT'-I MESÂFE
( Ara, uzaklık. İLE Yol alma. | [jeod.] Bir tür arazi ölçme ve hesaplama yöntemi. )
- MESAFE NAVLUNU ile/ve PİŞMANLIK NAVLUNU
( NAVLUN/FREIGTH[İng.]: Denizde mal taşıma karşılığı verilen ücret. )
( C.F. [COST - FREIGTH]: Mal bedeli ve nakliye ücreti içinde olmak üzere belirli bir yerde malın teslimi için yapılan satış. [Sigorta dahil değildir. Alıcı isterse teslim anına kadar risklerini karşılayacak sigortayı yaptırabilir.] )
( Beklenilmeyen bir drurum sonucunda geminin taşınmaz malı kaybetmesi nedeniyle navlun sözleşmesi sona ermekle birlikte bir miktar mal kurtarılmış ise bu mallar için ödenen ücret. İLE/VE Kiracının yolculuk başlamadan önce navlun akdinden vazgeçmesi halinde ödemekte zorunlu olduğu orandır. )
- MESAFE ile GENİŞLİK
( DISTANCE vs. WIDTH )
- MESAFE ile YÖN
( DISTANCE vs. DIRECTION )
- MESAFELİ OLMAK ile/ve POLİTİK DAVRANMAK
- MESÂHA ile/||/<> İMTİHÂN
( Ölçüm. | Alan ölçümü. | Hacim ölçümü. İLE/VE/||/<> Deneme, sağlama. )
- MESÂHA ile/||/<> MİKYAS
( Ölçme, ölçümleme, yüz ölçümü. İLE/||/<> Ölçek. | Kıyas edecek alet. | Uzunluk ölçüsü. )
- MESÂHA-İ MUHÎTİYYE ile/ve MESÂHA-İ SATHİYYE
( Taban çevresi. İLE Bir yerin, toprağın yüzünün ölçümü, yüzölçümü. )
- MEŞÂHİR[Ar. < MEŞHER] ile MEŞÂHÎR[Ar. < MEŞHÛR]
( Sergiler, sergilenecek, teşhir olunacak yerler. İLE Ünlü kişiler. )
- MESÂİB[Ar. < MUS'AB] ile MESÂİB[Ar. < MUSÎBET]
( Zor işler. İLE Felâketler. | Uğursuzlar. )
- MEŞÂİL[Ar. < MEŞ'AL/E] ile MEŞÂİR[Ar. < MEŞ'AR]
( Meş'aleler. İLE Hacı olmadan önce durulması gereken önemli yerler. | Duyular, hasseler. )
- MESÂİL[Ar. < MES'ELE] ile MESÂİR[Ar. < MİS'AR]
( Meseleler. İLE Ateş küsküleri, ateş karıştırmaya yarayan demirler. )
- MEŞÂİM[Ar. < MEŞÎME] ile MEŞÂÎM[Ar. < MEŞ'ÛM]
( Dölyatakları, sonlar. İLE Uğursuzlar. )
- MEŞÂİYUN[Ar.] ile PERİPATETİZM[Fr. < Yun. PERIPATEIN: Gezinmek.]
( AKLI KILAVUZ SAYANLAR )
- MESAJ ile/ve YÖNLENDİRME
( MESSAGE vs./and TO ORIENTATE )
- MESÂKİN[Ar. < MESKEN] ile MESÂKÎN[Ar. < MİSKÎN]
( Oturulacak yerler, meskenler. İLE Fazlasıyla fakir olanlar. | Miskinler, uyuşuklar. )
- YUL/YULA/MEŞALE[Ar.] ile KÜÇÜK MEŞALE
( ... ile BLOSS )
- MEŞ'AL/E[Ar. < ŞU'L | çoğ. MEŞÂİL] ile MEŞ'AR[Ar.]
( Aydınlatıcı âlet, lamba, kandil. | Ucunda, alev çıkarak yanan bir madde bulunan sopa/değnek. İLE Hacı olmadan önce durulacak yerlerden her biri. | Duyu, hasse. )
- MESÂMİ'[Ar. < MİSMA] ile MESÂMÎR[Ar. < MİSMÂR]
( Duyma/işitme aletleri. | Kulaklar. İLE Çiviler, mıhlar. )
- MESÂVÎ[Ar. < MESVA] ile MESÂVÎ[Ar. < SÛ'ÜN]
( Evler, haneler, meskenler. İLE Kötülükler, fenâlıklar. )
- MEŞÂYİH[< ŞEYH] ile ...
( ŞEYHLER )
- MESCİD ile/ve MEKREM
- MESCİD-İ AKSÂ ile/değil AKSÂ CAMİİ
( Bir bina değil bir yer/alandır. İLE/DEĞİL Kudüs'te, Mescid-i Aksâ'da bulunan camii. )
- MESCİD-İ AKSÂ ile MESCİD-İ HARAM
( Mürşid. İLE Kendin.[başkasına kapalı olan] )
( Kudüs. İLE Kâbe. )
- MESCİT ile/||/<> KÖŞK MESCİT
( Küçük cami. Anadolu'da minberi olmayan, vakit namazları için kullanılan küçük camiler. İLE/||/<> Genellikle Sultanhanı adı verilen bir dizi XIII. yüzyıl kervansarayının avlu ortasında dört kemer üstünde yer alan mescit bölümüne verilen ad. Osmanlı döneminde de kullanılmıştır. )
- MESCÛD ile SECDE EDİLEN | ALLAH
- MEŞE PALAMUDUNUN:
ÇEKİRDEĞİ ile/ve KADEHİ
( PELİT ile ... )
( Meşe ağaçları, elli yaşından önce palamut vermez. )
( KADEHÇİK: Meşe, fındık, gürgen vb. ağaçlarda, meyve sapının genişlemesiyle oluşan ve meyveyi ortasına kadar içine alan küçük kadeh biçimindeki oluşum. )
- MEŞE ile MANTARMEŞESİ/SEZÜ
( ... İLE Mantar katmanı çok gelişen, bir tür meşe. )
( ... cum QUERCUS SUBER )
- MEŞE ile MEŞE[Fars. :Çalılık.]
( Misket. İLE Kayıngillerden, üçyüz kadar türü arasında, yaz-kış yapraklarını dökmeyenleri de bulunan, kerstesi dayanıklı bir orman ağacı. | Bu ağaçtan yapılmış olan. )
( Türkiye'de, 18 meşe türü vardır. )
( ... cum QUERCUS )
- MEŞE ile VIRGINIA MEŞESİ[QUERCUS VIRGINIANA]
( Filmlerde görülen yosundan halkalarla süslenmiş olan ağaç. )
- MESEL[Ar.] ile MENKIBE[Ar.]
( Örnek, benzer, nümûne. | Dokunaklı, anlamlı, örnek alınacak söz. | Atasözü. | Eğitici ve ahlâka yararlı olan öykü/masal. İLE Din büyüklerinin ya da tarihe geçmiş ünlü kişilerin, yaşamları ve olağanüstü davranışlarıyla ilgili öykü. )
- BİLFARZ/MİSAL/MESELÂ[Ar.]/ÖRNEĞİN/YANİ ile/değil/yerine SÖZGELİMİ/SÖZGELİŞİ
- MESELE" ile "DAVÂ"
- MESELE ile/ve/değil/||/<>/< MEVZÛ
- ME'SEM/E[Ar.] ile MESEMM[Ar. çoğ. MESÂMM]
( Suç. Günah. İLE Deri üzerindeki küçük delik. )
- MESEMME[Ar.] ile ...
( Deri üzerindeki küçük delikler. )
- MEŞFER[Ar. çoğ. MEŞÂFİR] ile ...
( Sarkık hayvan dudağı. )
- MESFÛ'[Ar.] ile MESFÛH[Ar.]
( Nazar değmiş. İLE Dökülmüş, akıtılmış. | Dağ eteği. )
- MEŞGUL OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ETKİN OLMAK
- MEŞGUL OLMAK ile/ve HEMHAL OLMAK
- MEŞGUL ile BİŞKÛL
( ... İLE Becerikli, çevik, işe düşkün. | Akıllı. | Güçlü. | Uyanık, tedbirli, ihtiyatlı. | Rastık. )
- MEŞGUL[Ar. < ŞUGL]["gu" uzun okunur] [Ar.] ile MEŞKÛL[Ar.]
( Bir işle uğraşan, iş görmekte olan. | Doldurulmuş, tutulmuş, işgal edilmiş. | Tutuk, dalgın; dolgun. İLE Bileklerine kadar üç ayağı beyaz olan at. )
- MEŞGUL ile/değil/yerine/>< ÜRETKEN
- MEŞGUL ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< VERİMLİ
- MESH[Ar.] ile MESH[Ar.]
( Silme, sığama. | Bir şeyi, elle sığama. | Abdest alırken ıslak eli, başın dört bölümünden bir bölümüne sürme. İLE Şeklini değiştirerek, çirkin bir duruma getirme. )
- MEŞHER[< TEŞHİR] ile ...
( Sergi yeri. - Mekanlar | Sil )
- MEŞHÛM[Ar. çoğ. MEŞÂHÎM] ile MEŞHÛN[Ar.]
( Yürekli, cesur. İLE Doldurulmuş, dolu. )
- MEŞHUR" ile/değil MEŞRÛ
- MEŞHUR ile/ve MÜSELLEM
- MEŞHÛRÂT ile MAKBÛLÂT
( İnsan ile var olanlar arasında ilişki kuran kabûller. İLE İnsan ile Tanrı arasında ilişki kuran kabûller. )
- MESİH/HIZIR ile/değil/yerine DÜŞÜNCE(MİZ)
- MESİH PAŞA CAMİSİ ile MESİH PAŞA CAMİSİ
( Fatih, Yavuz Selim'de, Hırka-i Şerif Camisi yanındadır. İLE Küçük Çamlıca Tepesi'ndedir. )
( 1586'da, Sadrazam Hadım Mehmed Mesih Paşa tarafından yaptırılan Mimar Sinan eseridir. [Mehmed Mesih Paşa Camisi ya da Eski Ali Paşa Camisi adlarıyla da bilinir.] İLE XIX. yüzyılda, Şeyhülislâm Bodrum'lu Ömer Lütfi tarafından. [Bodrumî Camisi adıyla da bilinir.] )
- MESÎH[Ar.] ile MESÎH[Ar. < MESH] ile Mesîh[Ar.]
( Üzerine yağ sürülmüş olan. İLE Başka bir şekle, hayvan kılığına girmiş olan kişi, mesh olunmuş. | Acîbe, garîbe. İLE Hz. Îsâ.[elini sürdüğü hastaların, anında iyileşmesinden kinâye olarak] )
- MEŞÎHAT ile ...
( Şeyhülislâmlık makamı. | Şeyhlik. )
- MESÎL[Ar.] ile MESÎL[Ar. < SEYELÂN] ile MESÎR/E[Ar. < SEYR]
( Benzer. İLE Suyun aktığı, geçtiği yer. İLE Seyir edilecek, gezilecek yer, gezinti yeri. )
- MEŞÎMÎ[Ar.] ile ...
( Etenliler. PLACENTAIRES[Fr.] )
- MESİR MACUNU ile LERP
( Kuvvet macunu. Afrodizyak. [Manisa'da] İLE Kudret helvası. [Avustralya'da] )
- MEŞİYET ile/ve/||/<> TEVEKKÜL
( MEŞİYET: Sürekli istenç/irâde. | Belirleyicilik. )
- MEŞİ(Y)(Y)ET[Ar.] ile/ve/> İRÂDE/İSTENÇ[Ar.]
( İrâdeden önce gelir. İLE/VE/> ... )
- MEŞK ile/ve/<> FASIL
- MEŞK[Ar.] ile MEŞK[Ar.]
( Yazı örneği. | Alışmak, öğrenmek üzere yapılan çalışma, alışma/alıştırma. | Yazı ya da müzik dersi. İLE Tulumdan yapılmış su kabı, saka kırbası. )
- MESKEN Ü MEDFEN[Ar.] ile ...
( Oturulacak ve gömülecek yer. )
- MESKENET[Ar.] ile MÂZERET[Ar.]
( "Meskenet, mâzeret teşkil eder mi?" )
- MESKUB[Ar. < SAKB]["ku" uzun okunur] ile MESKÛB[Ar. < SÜKÛB]
( Delinmiş, delikli, sakb olunmuş. İLE Kalıba dökülmüş, akıtılmış. )
- MESKÛKÂT[< MESKÛK] ile MESKÛK
( Sikke durumuna getirilmiş madeni paralar, akçeler. İLE Kuşku uyandıran, kuşkulu/şüpheli. )
- MEŞKÛL[Ar.] ile MEŞKÛR[Ar. < ŞÜKR]
( Bileklerine kadar üç ayağı beyaz olan at. İLE Şükre, teşekküre değer, beğenilmiş, övülmüş, makbul. )
- MESKUM["ku" uzun okunur] ile MESKÛN[Ar. < SÜKÛN]
( Hasta ve yoksul. İLE İçinde, kişinin oturduğu/bulunduğu/yaşadığı yer. | İnsan bulunan, şenlenmiş yer. )
- MEŞKÛR[Ar. < ŞÜKR] ile MEMDÛH/A[Ar. < MEDH | çoğ. MEMDÛHÂT]
( Şükre, teşekküre değer, beğenilmiş, övülmüş, makbul. İLE Övülmüş, övülecek, medh olunmuş. )
- MESLEK LİSELERİNDE:
ALAN MESLEK PROGRAMI(AMP) ile/ve/||/<> ALAN TEKNİK PROGRAMI(ATP)
- MESLEK YÜKSEK OKULU(MYO) ile/ve/değil/yerine/||/<>/> FAKÜLTE
- MESLEK ile/ve HAL
- MESLEK ile İŞTİGAL
( ... İLE Uğraşma, ilgilenme, meşgul olma. )
- MESLEK ile/ve MEŞGALE
- MESLEK ile/ve/||/<>/> SEVDÂ
( "Karşılık" alınıyorsa/bekleniyorsa. İLE/VE/||/<>/> "Karşılık" alınmıyorsa/beklenmiyorsa. )
- MESLÛ'[Ar.] ile MESLÛH[Ar. < SELH]
( Gövdesinde ur bulunan kişi. İLE ... )
- MESMÛ'[Ar. < SEM] ile MESMÛR[Ar.]
( Duyulmuş/işitilmiş, haber alınmış. | Dilenilen, işitilen. İLE Ufak tefek olmasının yanısıra sinirleri güçlü adam. )
- MESNEVÎ ile/ve RUBÂÎ
( İkili. İLE/VE Dörtlü. )
- MESNEVÎ-İ MÂNEVÎ'NİN:
ÖNSÖZÜ(DİBÂCESİ) ile/ve/<> METNİ
( Arapça'dır. İLE/VE/<> Farsça'dır. )
- MESNÛN ile ...
( Şekillendirilen, fırınlanmamış çamur. | Bilenmiş bıçak/çakı. | Sünnet olan şey.[EMR-İ MESNÛN )
- MESRÂ[Ar.] ile MESRAH[Ar. çoğ. MESÂRİH]
( Gece vakti yola çıkma. İLE Otluk, çayırlık. )
- MEŞREB ile ...
( İÇECEK YER | YARADILIŞ, DOĞA, MİZÂÇ | HUY, AHLÂK | İLÂHİ SUYU TUTACAK KAP | ÇEŞME )
- MEŞREB ile MEZHEB
( Yaradılış, huy. | Davranış biçimi. İLE Bir dinin görüş ve anlayış ayrılıkları nedeniyle ortaya çıkan kollarından her biri. | Öğreti. | [mecaz] Anlayış, görüş. )
- MESREBE[Ar. < MESÂRİB] ile MEŞREBE[Ar. < MİŞREBE][Ar. çoğ. MEŞÂRİB]
( Çayır, mera, otlak. | Göğüsten, karına kadar uzanan kıllı bölge. İLE Maşrapa. )
- MEŞRÛ MÜDÂFAA:
BİRLİKTE/ORTAK ile/ve/||/<> BİREYSEL/TEK BAŞINA
- MESRÛ'[Ar.] ile MEŞRÛ'/MEŞRÛA[Ar. < ŞER] ile MEŞRÛH/A[Ar. < ŞERH]
( Sar'a hastalığına tutulmuş, sar'alı. kişi. İLE Şeriatın izin verdiği, şer'an caiz olan, şeriata, hukuka/yasaya uygun. İLE Açıklanmış, şerh olunmuş. | Uzun uzadıya anlatılan. )
- MESRÛD[Ar. < SERD] ile MESRÛD[Fars.]
( Söylenilmiş, bildirilmiş, serd olunmuş. İLE Büyü, sihir, efsun. )
- MEŞRÛ/İYET(GEÇERLİ/LİK) ile/ve/||/<> TUTARLI/LIK
- MEŞRÛİYET:
HUKÛKÎ ile/ve/||/<> KANUNÎ
- MEŞRÛİYET ile MEŞRÛTİYET
( Yasanın, kamu vicdanının ve dinin doğru bulduğu. İLE Hükümdarla yönetilen bir ülkede, hükümdarın başkanlığı altında parlamento yönetimine dayanan hükümet biçimi. | Osmanlı döneminde, 1876 anayasasıyla başlayan ve 1918 Mondros Antlaşması'na kadar süren ve I. ve II. Meşrutiyet dönemi adlarıyla anılan süre. )
- MEŞRÛLAŞTIRMA ile KILIFLANDIRMA
- MESRÛR[< SÜRÛR] ile NEŞELİ
( SEVİNMİŞ, NEŞELİ, MEMNUN, ARZUSUNA KAVUŞMUŞ )
- MEŞŞÂÎLİK ile/ve/||/<> İŞRÂKÎ/LİK
( 
İLE/VE/||/<>

Hikemî Meşşâî
| Meşşâî | İşrâkî | Bilim ve Mantık |
|---|---|---|
| Fârâbî (ö. 950/339) | Şihâbuddin Sühreverdî (ö. 1191/587) | İbn Heysem (ö. 1039/430) |
| İbn Sînâ (ö. 1037/428) | Şemsuddin Semerkandî (ö. 1303/702) | Ömer Hayyâm (ö. 1131/525) |
| Behmenyâr (ö. 1066/458) | Şemsuddin İsfahânî (ö. 1345/746) | Fahreddîn Râzî (ö. 1209/606) |
| Ebû'l Abbas Levkerî (ö. 1109/503) | Celâluddin Devvânî (ö. 1502/908) | Kemâluddin b. Yunus (ö. 1242/639) |
| Zeynüddîn Ömer Sâvî (ö. 1169/565) | Müneccimbaşı Ahmed Dede (ö. 1702/1113) | Nasîruddin Tûsî (ö. 1273/672) |
| Ebû'l-Hasan Beyhakî (ö. 1169/565) | Ebulfadl Tûsî (ö. 1314/713) | |
| Ebû'l-Berekât Bağdâdî (ö. 1152/547) | Abdurrahman Câmî (ö. 1492/898) | |
| Esîrüddîn Ebherî (ö. 1265/663) | Mehmed Emin Üsküdarî (ö. 1738/1151) | |
| Necmuddin Kazvînî (ö. 1276/675) | ||
| Kutbuddin Şîrâzî (ö. 1311/710) | ||
| Kutbuddin Râzî (ö. 1365/766) | ||
| Mirîm Çelebi (ö. 1525/931) | ||
| İbn Kemâl (ö. 1534/940) | ||
| Taşköprülüzâde (ö. 1561/968) | ||
| Muslihuddin Lârî (ö. 1571/979) | ||
| Takiyüddin Râsî (ö. 1585/993) | ||
| Kınalızâde Ali (ö. 1571/979) | ||
| Mehmed Emin Sivânî (ö. 1627/1036) |
İLE/VE/||/<>
İşrâkî
| İşrâkî | Meşşâî | Tasavvufî |
|---|---|---|
| İbn Sînâ (ö. 1037/428) | İbn Sînâ (ö. 1037/428) | İbn Arabî (ö. 1240/638) |
| Şihâbuddin Sühreverdî (ö. 1191/587) | Nasîruddin Tûsî (ö. 1273/672) | Mevlânâ (ö. 1273/672) |
| Şemsuddin Şehrezûrî (ö. 1297-98/697) | Seyyid Şerîf Cürcânî (ö. 1413/816) | Aydemir Cildekî (ö. 1361-62/762) |
| Kutbuddin Şîrâzî (ö. 1311/710) | İbn Kemâl (ö. 1534/940) | Fuzûlî (ö. 1556/963) |
| Kemâluddin Fârisî (ö. 1319/718) | Kınalızade (ö. 1604/1012) | Fazlı Ali Bey (ö. 1609/1018) |
| Celâluddin Devvânî (ö. 1502/908) | Kâtib Çelebi (ö. 1658/1067) | Şeyh Gâlib (ö. 1799/1213) |
| Müneccimbaşı Ahmed Dede (ö. 1702/1113) |
Kaynak: Türk Felsefe-Bilim Tarihi'nin Seyir Defteri - Türk Felsefe-Bilim Tarihi'nin Seyir Defteriİhsan Fazlıoğlu(Prof.Dr.) )
- MEŞŞÂT[Ar.] ile MEŞŞÂTA[Ar.]
( Tarak yapan, tarakçı. İLE Gelini süsleyen, gelin giysisi yapan kadın. )
- MEST ile/ve KAMARÇİN
( Ayağa giyilen. İLE/VE Mest'in üzerine giyilen. )
- MEST ile/ve MESH
( Ayağa giyilen. İLE/VE Bir şeyi el ile sığama. )
- MEST[Ar.] ile MEST[Fars. çoğ. MESTÂN]
( Mesh edilen ve üzerine pabuç giyilen, kısa konçlu, hafif ve yumuşak ayakkabı. İLE Sarhoş. )
- MEŞTÂ/T[< ŞİTÂ | çoğ. MEŞÂTÎ] ile ...
( Kışlak. Kışlıklar, kış mevsiminde barınılacak yerler, şitâ. )
- MESTÛR[Ar. < SATR] ile MESTÛR/E[Ar. < SETR]
( Yazılmış, çizilmiş, satırlanmış. İLE Örtülü, kapalı, gizli. | Açık gezmeyen kadın. )
- MESTÛRE[Ar. < SETR] ile MESTÛRE[Ar.]
( Örtülü, kapalı, gizli. | Açık gezmeyen kadın. İLE Tanıkları gizli olarak, temize çıkarmak üzere, yargıç tarafından ait oldukları makama yazılan yazı. )
- MESÛD ile SÜRÛRÎ
- MES'ÛL-Bİ-L-MÂL[Ar.] ile MES'ÛL-Bİ-L-NEFS[Ar.]
( Para ile sorumlu ve kefîl olan. İLE Şahsen sorumlu ve kefîl olan. )
- MEŞÛM[Ar.] ile MEŞ'ÛM[Ar. çoğ. MEŞÂİM] ile MEŞ'ÛN[Ar.]
( Gövdesi benekli kişi. | Şomi, meş'um. İLE Uğursuz. İLE Dağınık saç. )
itibarı ile 46.044 başlık/FaRk ile birlikte,
46.044 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(114/186)
(1996'dan beri)