Bugün[26 Ekim 2025]
itibarı ile 46.048 başlık/FaRk ile birlikte,
46.048 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(105/186)


- KÜLFET[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ÜLFET[Ar.]

( Zahmet, sıkıntı, zorluk, yorgunluk, zorlu iş. | Tören, merasim. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Alışma, kaynaşma. | Görüşme, konuşma. | Dostluk, ahbaplık. | Huy etme. )

( Külfetsiz ülfet olmaz. )


- KÜLGÜ/KÜLTGÜ/KÜLÜNÇ ile KÜLÜT ile KÜLGÜ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Gülüş, kahkaha. İLE Halk için gülünç olan şey. İLE Felç. )


- KÜLHANBEYİ/KÜLHANÎ ile KABADAYI

( Eskiden, geceleri, sokağa fenersiz çıkmak yasaktı. Gece vakti sokakta fenersiz gezenlerden biçim ve kıyâfeti kendinden şüpheyi davet ettiren kişiler, kollu kuvvetlerince çevrilir, sabaha kadar çalıştırılmak suretiyle cezalandırılmak üzere külhanlara hapsedilirlerdi. Külhancılar, devriye gezen zabitin emriyle kabahatlıları sabaha kadar odun taşımak, külhan ocaklarını temizlemek gibi işlerde kullanır ve sabahleyin üstleri başları kurum ve kir içinde olduğu halde salıverilirlerdi. Bu gibi kişilerin üst ve başlarının pisliği, elbiseleriyle ve kişilikleriyle uygun olmadığından külhandan çıkıp evlerine giderken, herkes bunları görür ve geceleyin bir yerde basılıp kollular tarafından çevrilerek külhana hapsedilmiş olduğunu anlar ve bunlara alay yoluyla "Külhanbeyi" derlerdi. "Külhanbeyi" ya da "Külhânî" denilmesi bundan ileri gelmiştir. [İstanbul Argosu ve Halk Tabirleri - Mehmet Halit Bayrı / Argo Kitabı - Mehmet Arslan] İLE ... )

( LOLO[argo]: Gösteriş, kabadayılık )

( Çok sevgili Şener Şen'imizin, "Kabadayı" adlı filmini özellikle izlemenizi salık veririz. )


- KÜLİ ile/ve/||/<>/> OKSAK/OXAQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( İkiye ayrılmadan, içinde çekirdeğiyle birlikte kurutulan kayısı ve şeftali. İLE/VE/||/<>/> Kurutulmuş kayısılardan yapılan meyve şuyu. )


- KÜLL[Ar.] ile CEM'[Ar.]


- KÜLL ile/ve/||/<> KÜNH

( Bütün, tüm. İLE/VE/||/<> Bir şeyin aslı, hakikati, temeli. | Kök, dip. | Esas, öz. )


- KULLANAN ile/ve/değil/||/<>/< KULLANMIŞ


- KULLANICI ADI ile ŞİFRE

( USERNAME vs. PASSWORD )


- KULLANICI DEĞİŞTİR ile OTURUMU KAPAT


- KULLANILABİLİR/LİK ile/ve/değil UYGUN/LUK

( [not] USEFULNESS vs./and/but APPROPRIATENESS )


- KULLANILMIŞ ile/ve İKİNCİ(2.) EL


- KULLANIM DEĞERİ ile/ve/<> DEĞİŞİM DEĞERİ ile/ve/<> SİMGESEL/GÖSTERİM DEĞERİ

( THE VALUE IN USE vs./and/<> THE VALUE IN CHANGE vs./and/<> SYMBOLICAL VALUE )


- KULLANIM DEĞERİ ile/ve/<> UYGULANIM DEĞERİ

( THE VALUE IN USE vs./and/<> THE VALUE IN APPLYNESS )


- KULLANIM ile MANİPÜLASYON

( USING vs. MANIPULATION )


- KULLANIM/SAL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İŞLEV/SEL


- KULLANMA (KILAVUZU) ile/ve/||/<>/>/< KILLANMA (KILAVUZU)


- KULLANMA ile/ve/değil/yerine İŞLEME


- KULLANMA ile/ve/değil/<> YARARLANMA


- KULLANMAK ile DEVREDE TUTMAK


- KULLANMAK ile/ve/değil/yerine UYGULAMAK


- KULLANMAK ile/değil YAŞAMAK


- KULLANMAMA ile YADSIMA

( Nasıl kullandığınıza bağlıdır. )

( NOT TO USE vs. TO DENY )


- KULLARI İKNÂ ile VİCDÂNI İKNÂ


- KULLETEYN ile ...

( 1200 Irak ratlı[2564 gr. ağırlığında bir ölçü] su alan iki büyük küp. )


- KÜLLÎ ile CÜZ'Î

( Tümel.(Anlamın düşünülmesi ona olan ortaklığı engellemez). (Mefhum'u olan.) İLE Tikel.(Anlamın düşünülmesi ona olan ortaklığı engeller. )

( İnsan. İLE Zeyd[/Ad/İsim]. )

( Zâtî. İLE Arazî. )

( Metafizik ve ... İLE Doğa bilimleri. )

( 1. CEVHER ile/ve 2. CEVHER )


- KÜLLÎ ile KÜLL

( Zihnî. İLE Vücudî. )


- KÜLLÎ-İ MÜŞEKKEK ile KÜLLÎ-İ MÜTEVÂTI

( Kavramın kendi cüzlerine eşit olarak dağılmaması. İLE Kavramın kendi cüzlerine eşit olarak dağılması. )


- KÜLLÎ-İ TABİÎ ile KÜLLÎ-İ MANTIKÎ ile KÜLLÎ-İ AKLÎ


- KÜLLİYE ile CÜZZİYE(İSNAD'A BAĞLI)(NİCELİĞE/KEMMİYET'E GÖRE)

( Tüm bireyler ölümlüdür. İLE Bazı bireyler hekimdir. )


- KULLUK ile ESÂRET


- [ne yazık ki]
"KULLUK" ile/ve/değil/<> GÖNÜLLÜ "KÖLELİK"

( Annelik. )


- KULP[Yun.] ile Kulp

( Kazan, tencere, fincan, dolap, altın vb.nin tutulacak yeri. | Uydurma neden, bahane. İLE Diyarbakır iline bağlı ilçelerden biri. )


- KÜLT ile/değil/yerine/<> KÜLTÜR

( Din. | Yerel özellikler taşıyan dinî törenler. | Belirli bir dönemde aşırı ilgi gören film vb. İLE/DEĞİL/YERİNE/<> ... )


- KÜLT ile KÜRT


- KÜLTE ile KÜLTE ile KÜLTE ile KÜTLE[Ar. < KUTLE]

( Külçe. İLE Kayaç. İLE Demet, bağlam. İLE Katı nesnelerin büyük parçası. | Kitle. | Bir nesneye uygulanan güçle, oluşan ivme arasındaki orantıyı veren katsayı ya da nesne niceliği. )


- KÜLTÜR, ...
BİLİNÇDIŞINI ile/ve BİLİNÇALTINI ile/ve BİLİNÇLE

( Örgütler. İLE/VE Besler. İLE/VE Gelişir. )


- KÜLTÜR:
İNANÇ ile/ve/> DEĞER ile/ve/> KURAL ile/ve/> YASA

( ... İLE/VE/> ... İLE/VE/> ... İLE/VE/> Yaptırımı. )


- KÜLTÜR:
KÂĞIT ÜZERİNE ile/ve/||/<>/< KÂĞIT DIŞINDAKİ NESNELERLE


- KÜLTÜR MANTARI ile ZEHİRLİ/ŞAPKALI MANTAR

( ... vs. TOADSTOOL )


- KÜLTÜR TABANLI YÖNTEM ile/||/<> MOLEKÜLER YÖNTEM

( Kültür tabanlı yöntem bakterileri laboratuvarda üretir İLE moleküler yöntem DNA/RNA analizi yapar. Kültür yöntemi yalnızca kültürlenebilenleri gösterir İLE moleküler yöntem kültürlenemeyenleri de tespit eder. )

( Robert Koch tarafından 1881 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1843-1910) (Ülke: Almanya) (Alan: Mikrobiyoloji) (Önemli katkıları: Bakteriyel hastalık teorisi, Koch postülatları, bakteriyel kültür teknikleri) )


- KÜLTÜR YAPITI ile/ve/||/<>/< BARBARLIK YAPITI


- KÜLTÜR-TARİH ARKEOLOJİSİ ile/||/<> PROSESÜEL ARKEOLOJİ

( Kültür-tarih arkeolojisi betimleyici kronoloji İLE prosesüel arkeoloji açıklayıcı süreçler arar. Kültür-tarih göçler ve difüzyon İLE prosesüel arkeoloji evrensel yasalar vurgular. Childe kültür-tarih İLE Binford prosesüel yaklaşımı temsil eder. )

( Lewis Binford tarafından 1962 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1931-2011) (Ülke: ABD) (Alan: Arkeoloji) (Önemli katkıları: İşlemeci (prosesüel) arkeoloji, orta menzil kuram, etnoarkeoloji, bilimsel yöntem uygulaması) )


- KÜLTÜR ile/ve/||/<> GELİŞİM ODAKLI DEĞERLER KÜLTÜRÜ


- KÜLTÜR ile/ve/değil/yerine İNSANLIK/İNSANLIĞIN KÜLTÜRÜ

( [not] CULTURE vs./and/but CULTURE OF HUMANITY
CULTURE OF HUMANITY instead of CULTURE )


- KÜLTÜR ile/ve TERBİYE


- KÜLTÜR ile/ve/değil/||/<>/< TOPLULUK


- KÜLTÜREL DİFÜZYON ile/||/<> BAĞIMSIZ İCAT

( Kültürel difüzyon yayılma yoluyla aktarım İLE bağımsız icat yerel gelişimdir. Difüzyon göç ve ticaret İLE bağımsız icat benzer koşullar sonucu ortaya çıkar. Neolitik yayılım difüzyon İLE bazı bölgeler bağımsız tarım geliştirdi. )


- KÜLTÜREL GELENEK ile/ve FELSEFÎ GELENEK

( CULTURAL TRADITION vs./and PHILOSOPHICAL TRADITION )


- KÜLTÜREL GELENEK ile/ve/<> FELSEFÎ GELENEK

( CULTURAL TRADITION vs./and/<> PHILOSOPHICAL TRADITION )


- KÜLTÜREL KOŞULLANMIŞLIKLAR ile/değil/yerine KÜLTÜREL COŞKULAR


- KÜLTÜREL ile/ve/değil/yerine/||/<> DÖNEMSEL


- KÜLTÜRLERARASI/LIK ile/ve/<> UYGARLIKLARARASI/LIK


- | (")KÜLTÜRLÜ(") ya da (")HOCA(") |
ile/değil/yerine/<>/>
BİLGE

( | Öğrenmeyi seven. YA DA Öğretmeyi seven. |
İLE/DEĞİL/YERİNE/<>/>
Hem öğrenmeyi seven, hem de öğretmeyi seven. )


- KULÛB[< KALB] ile ...

( KALPLER, GÖNÜLLER )


- KULÜBE ile KÜMÜLTÜ

( ... İLE Kırlarda, ormanlarda eğreti olarak yapılmış bekçi ya da kulübesi. )


- KULUÇKA[Bulgarca]/GURK ile KULUÇKA[Bulgarca]

( Civciv çıkarmak amacıyla yumurtaya yatmış ya da yatmak üzere olan dişi kuş ya da kümes hayvanı. İLE Bilim ve teknolojide araştırma, geliştirme ve uygulama için hazırlık dönemi. )


- KULVAR AÇMAK ile KULVAR YARATMAK


- KULVAR/KANAL" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLAM


- KUM ÇÖLÜ ile/ve TAŞ ÇÖLÜ ile/ve KAYA ÇÖLÜ


- KUM KAPLANI KÖPEKBALIĞI ile BOĞA KÖPEKBALIĞI

( Boyu 1.8 ile 3.6 metre arasında değişmektedir. Ahtapot ve küçük balıklarla beslenir. Yüzeye çıkıp hava yutarak, suda hareket etmeden süzülebilen tek köpek balığıdır. İLE En tehlikeli köpekbalığı. )


- KUM KÖPEKBALIĞI ile KUMKAPLANI KÖPEKBALIĞI

( Ayrıntıları için burayı tıklayınız... )


- KUM ile GÖKKUMU

( ... İLE Göktaşlarında görülen, küresel tanecikler. )


- KUMANDA[Fr. < COMMANDE] ile KUMANDA[Fr. < COMMANDE]

( Komuta. İLE Elektronik araçları, belirli bir uzaklıktan yönetmeye yarayan kablosuz araç. )


- KUMANYA[İt. < COMPAGNA] ile KUMPANYA[İt. < COMPAGNIA]

( Yolculuk için hazırlanan yiyecek. | Sefer durumundaki askerler için hazırlanan yiyecek. İLE Genellikle yabancı sınai, ticari ortaklık. | Tiyatro topluluğu. | Aynı görüşü paylaşan, aynı eylemi yapanlar topluluğu. )


- KUMAR[Ar. < KİMÂR]/KERİZ[argo < KERES] ile/ve/<>/değil MEYSİR

( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Kişiyi, Allah'ın zikrinden alıkoyan her şey. )


- KUMAŞ/DANTEL ile FİSTO[Fr.]

( ... İLE Elde ya da makinede işlenmiş, süslü şerit. | Dantele benzer süsleri olan bir tür kumaş. | Bu kumaştan yapılmış olan gömlek/bluz. )


- KUMAŞ DESENİNDE:
PÖTİKARE[Fr.][PİTİKARE değil!] ile/ve/değil/<> KAZ AYAĞI

( )


- KUMAŞ İPLİKLERİNDE:
30'a 1 ile/ve/değil/yerine/<>/> 40'a 1 ile/ve/değil/yerine/<>/> 50'ye 1 ile/ve/değil/yerine/<>/> 60'a 1 ile/ve/değil/yerine/<>/> 70'e 1 ile/ve/değil/yerine/<>/> 80'e 1


- KUMAŞ ÖRME BİÇİMLERİNDE:
SÜPREM ile KAŞKORSE ile RİBANA ile İNTERLOK


- KUMAŞ PANTOLON İZİ ile KOT PANTOLON İZİ

( Kot pantolona, kumaş pantolon izi yapılmaması daha yerinde olur. )


- KUMAŞ ile/ve/||/<> ABANİ

( ... İLE/VE/||/<> Üzeri turuncu iplikle işlenmiş, daha çok sarık, bohça, kundak ve yorgan yüzü yapılan sarımtırak bir kumaş. | Bu kumaştan yapılmış olan. )


- KUMAŞ ile ALPAKA


- KUMAŞ ile BÂKEND

( Renkli ipeklerle dokunmuş kumaş. )


- KUMAŞ ile BENG[Fars.]

( Atlas zemin üzerine işlenmiş sırma çiçekli bir tür kumaş. )


- KUMAŞ ile BEŞME

( ... İLE Her çubuğu ayrı ayrı beş renkte olan, bir çeşit yollu kumaş. | Çıkrıkçı tezgâhının kütüğü. )


- KUMAŞ ile BEZ


- KUMAŞ ile/değil (BULUNMAZ) HİNT KUMAŞI

( ... İLE/DEĞİL Kumaş, defalarca boya tankına daldırılıp güneşte kurutulur ve bu işlem, kumaşın rengi, güneşte solmayana kadar edermiş. Böylece, rengi solmayan, değerli bir kumaş elde edilirmiş. )

( Değerli ve "değersiz"[kinâyeli olarak kullanılan] nesneler/"şey"ler için, "Bulunmaz, Hint Kumaşı" (mı?) deyimi de, kumaşın elde edilmesindeki bu sürecin kolay ve kısa olmamasındaki gibi, bazı değerli eşyaların/olanakların da hiçbir uğraş göstermeden, kolaylıkla edinilemeyeceğine/erişilemeyeceğine "gönderme" olarak da kullanılmaktadır. )


- KUMAŞ ile CANFES[< Fars.]

( ... İLE Üzerinde desen bulunmayan, ince dokunmuş, parlak, tok kumaş. | Bu kumaştan yapılmış olan. )


- KUMAŞ ile DASTAR


- KUMAŞ ile EMTİA[Ar. < METÂ]

( ... İLE Ticaretin konusu olan her türlü taşınır mallar. Satılacak şeyler. | Kumaşlar. )


- KUMAŞ ile GOBLEN[Fr.]

( ... İLE Kanaviçe ya da telleri sayılabilecek türde kumaş üzerine renkli iplikle yapılan özel bir işletme. | Özel iğneler kullanılarak bir kumaş üzerine renkli ipliklerin işlenmesi ile resim oluşturma sanatı ya da bu biçimde oluşturulan sanat yapıtına verilen ad. | Bu tür işlenmiş kumaş. )


- KUMAŞ ile/ve/||/<> HAMUR


- KUMAŞ ile HASSE

( ... İLE Bir çeşit pamuklu kumaş. )


- KUMAŞ ile HASSE

( ... İLE Bir çeşit pamuklu kumaş. )


- KUMAŞ ile JARSE

( ... İLE Esnek dokunmuş bir kumaş. | Bu kumaştan yapılmış ya da esnek örülmüş giyecek. )


- KUMAŞ ile JORJET[Fr.]

( ... İLE Bürümcük görünümlü, çok bükümlü, genellikle pamuk iplikleri ile dokunmuş bir kumaş. | Bu kumaştan yapılmış olan giyecek. )


- KUMAŞ ile KÂLE

( ... İLE Desenli kumaş. )


- KUMAŞ ile KALİKO

( ... İLE Bir tür pamuklu kumaş. )


- KUMAŞ ile/ve/||/<> KAPİTONE

( ... İLE/VE/||/<> İçi pamuk ya da vatka ile doldurularak dikilmiş, döşemelik ya da giyim eşyası yapımında kullanılan kumaş. | Bu kumaştan yapılmış ya da bu biçimde dikilmiş olan. )


- KUMAŞ ile KARAMANDOLA[Yun.]

( ... İLE Genellikle ayakkabı yüzü yapılan bir tür sağlam ve parlak kumaş. | Bu kumaştan yapılmış. )


- KUMAŞ ile KARYAĞDI

( ... İLE Üstünde beyaz benekler bulunan kumaş. )


- KUMAŞ ile KUTNU

( ... İLE Pamuk dokunmuş kalın, ensiz kumaş türü. )


- KUMAŞ ile LASTİKOTİN[İng.]

( ... İLE İnce iplik ile çok sık dokunmuş yünlü, parlak bir kumaş. )


- KUMAŞ ile MARKİZET[Fr.]

( ... İLE Bir çeşit ince ve çoğu çiçekli, pamuklu kumaş. )


- KUMAŞ ile MATAH[Ar.]

( ... İLE Ticaret malı. [Daha çok kumaş cinsinden kâr getiren mal] ["Çok matah bir şey sanki"] )


- KUMAŞ ile MERMERŞAHİ[Fars. < Yun.]

( ... İLE Tülbent ile patiska arasında, ince bir tür pamuklu kumaş. )


- KUMAŞ ile MERSERİZE[Fr.][John Mercer'in adından]

( ... İLE Kimyasal bir yöntemle parlaklık verilmiş pamuk ipliği. | Bu iplikten yapılmış olan. )


- KUMAŞ ile MUARE[Fr.]

( ... İLE Dalgalı parıltılar verilmiş olan bir tür kumaş. | Bu kumaştan yapılmış olan. )


- KUMAŞ ile MÜFLONLU[Fr.]

( ... İLE İçinde keçe bulunan, çok kalın, yumuşak, parlak tüylü kumaş. | Bu kumaş geçirilerek yapılmış olan. )


- KUMAŞ ile MUSLİN[Fr. < Musul kentinin adından]

( ... İLE Sık dokunmuş, parlak, ince, yumuşak bir kumaş. | Bu kumaştan yapılmış olan. )


- KUMAŞ ile NİLA

( ... İLE Bir tür Hint kumaşı. )


- KUMAŞ ile ORGANTİN[Fr.]

( ... İLE Seyrek dokunmuş, ince, sert bir kumaş. )


- KUMAŞ ile PAZEN[Fr.]

( ... İLE Dokuması kalın, sık ve yumuşak, bir tür pamuklu bez. )


- KUMAŞ ile PENYE

( ... İLE Dokumacılıkta, özel aygıtla apresi yapılmış olan kumaş. )


- KUMAŞ ile/ve/<> POLİSAJ[Fr.]

( ... İLE/VE/<> Dokunmuş kumaşlardaki tarak izlerini yok etmek için bu kumaşları bir bıçaktan geçirme işlemi. | Parlaklık verme. )


- KUMAŞ ile POPLİN[İt.]

( ... İLE Pamuk ya da ketenden dokunmuş, ince bir tür kumaş. | Bu kumaştan yapılmış olan. )


- KUMAŞ ile SATEN[Fr. < Çince]

( ... İLE Atlas. | Atlas gibi parlak, pamuklu kumaş. | Bu kumaştan yapılmış olan. )


- KUMAŞ ile ŞİLE BEZİ

( Gecelik, gömlek, peçete yapımında kullanılan, bir tür ince, yıkanabilir pamuklu kumaş. | Bu kumaştan yapılan. )


- KUMAŞ ile TARAZLAMAK

( ... İLE Tezgâhtan çıkan kumaşın tarazlarını ayıklamak. )


- KUMAŞ ile TELES[Ar. TALLİS]

( ... İLE Yıpranmış, tel tel iplikleri çıkmış kumaş. )


- KUMAŞ ile TİRİZ

( Giysilerin yırtmacına ve eteğine eklenen ensiz kumaş parçası. | Ensiz tahta. | Çarpma ve sürtüşmelerden korunmak için güvertesiz teknelerin, direklerin ve dubaların dış kenarlarına takılan, tahtadan ya da halat örgüsüyle yapılmış çıkıntı. )


- KUMAŞ ile TOKUZ

( ... İLE Sık ve kalınca, tok kumaş. )


- KUMAŞI FARKLI ile BAMBAŞKA BİR RENGİ VAR


- KÜMBET ile TÜRBE

( Silindir ya da çokgen gövdeli, konik ya da piramit çatılı olanlar. İLE Dört duvarının üzeri kubbe ile örtülenler. )


- KUMCUL ile KURAKÇIL

( Kumlu toprakta yetişen, kumlu toprağı seven bitki. İLE Kurak yerde yetişen, kurak yerden hoşlanan bitki. )


- KÜME KURAMI ile/>< AÇMAZ(PARADOKS)


- KÜME ile/ve/||/<> ALT KÜME


- KÜME ile DEMET


- KÜME ile/ve/||/<>/> GÜÇ KÜMESİ


- KÜME ile KÜLÇE[Fars. < KÜLİÇE]

( Birbirine benzer ya da aynı cinsten olan şeylerin oluşturduğu bütün. | Tümsek biçimindeki yığın. | Tomar. | | Bir sınıfta öğrencilerin, belirli bir eğitim ve öğretim amacıyla bir süre için oluşturdukları takım ya da öbek. | Durum ve nitelikleri göz önünde bulundurularak belirli sayıdaki takımdan oluşturulan alt öbek. | Koşularda, kendiliğinden oluşan yarışçı öbeklerinden her biri. İLE Eritilerek kalıba dökülmüş maden ya da alaşım, külte. | Yığın durumundaki nesnelerin oluşturduğu küme. )


- KÜMELEŞME/AGLOMERASYON[Fr.] ile KÜMELEŞİM/AGLÜTİNASYON[Fr.]/AGGLUTINATION[İng.]


- KUMKAPI NİŞANCASI ile/ve FATİH NİŞANCASI ile/ve EYÜP NİŞANCASI


- KUMRU ile ÜSKÜDAR KUMRULARI


- KUMRULU ÇEŞME ile ...

( Fatih'tedir. )


- KUMSAL ile/||/<> KUMLA

( Kumu olan yer. | Denize, göle vb. yerlere girilebilen genellikle kumluk alan. İLE/||/<> Kumluk yer, geniş kumsal. )


- KUMUÇ ile KUMUÇ

( Sivrisineğe benzer çok küçük bir tür sinek. İLE Bir tür börek. )


- KUMUL LODGE ile ...

( Papua Yeni Gine'nin tropikal ve endemik kuşlarının görülebileceği bölge. )


- KÜMÜŞ ile KÜMÜŞ ile KÜMÜŞ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Gümüş. İLE Akçe.[içinde gümüş olduğundan] İLE Bir cariyenin adı. )


- KÜN ile KÜN ile KÜNDÜZ ile KÜNLÜK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Gün. İLE Güneş. İLE Gündüz, gün ışığı. İLE Günlük bir konu. )


- KÜNÂM[Fars.] ile ...

( Kuş yuvası. | Vahşi hayvan ini. )


- KUNDAK ile KUNDAK[Yun.]

( Yeni doğmuş çocuğu ilk aylarda sıkıca sarıp sarmalamaya yarayan geniş bez. | Bu bezle sarılmış bebek. | Saçları yemeninin içine alıp bağlama. | Korunmak için sıkı sıkıya sarılmış şey. İLE Yangın çıkarmak için bir yere konulan tutuşmuş yağlı bez parçası vb.| Tüfek gibi bazı ateşli silahlarda bunları çeşitli yönlere çevirmeye yarayan, namlunun altında bulunan ağaç ya DA metal bölüm. | Arabalarda dingil yatağı. | Ara bozma, fitne, fesat. )


- KUNDUZ/SUİTİ/KASTOR[< Fr. < CASTOR] ile DUCKBILL

( Yorkshire'da bulunan Beverly kasabası [< Beaver], adını kunduzlardan almıştır. [Bazı bilimkişileri Pennine ormanlarının yok olarak yerini Fens ormanlarına bırakmasını, XIII. yüzyılın başına kadar İngiltere'de yaşayan kunduzların varoluşuna bağlar.] )

( KUNDÜS, KAZIME-İ ZÂT-ÜT-TERKOVA ile ... )

( BÎDESTER/BÂDESTER, SEG-ÂBÎ ile ... )

( BEAVER vs. DUCKBILL )

( CASTOR FIBER cum ORNITHORHYNCHUS ANATINUS )


- KUNDUZ ile/ve DAĞKUNDUZU

( Avrasya kunduzu. İLE/VE Kuzey Amerika'da yaşar. )

( Bu iki tür, 24.000 yıl önce ayrılmıştır ve artık çiftleşememektelerdir. )

( Kunduzlar 15 dakikaya kadar suyun altında kalabilirler. [Suyun altındayken su girmemesi için dudakları ön dişlerinin arkasında sımsıkı kapanır] )

( Öndeki dört kesici dişleri açık turuncu renktedir. [Büyümesi hiç durmayan bu dişlerin minelerinde, fazladan kuvvet sağlayan demir bulunur] )

( İlkbahar ve sonbahar aylarında kunduzların kuyruk boyu ikiye katlanır. [Enerjilerini kuyruklarında depoladıkları için, yağın kullanıldığı kış aylarında hacmini kaybeder] )

( CASTOR FIBER cum CASTOR CANADENSIS )


- KUNDUZ ile/ve DEV KUNDUZ

( ... İLE/VE 10.000 yıl önce nesli tükenmiştir. )

( Kunduzlar düşünebileceğinizden çok daha büyüktür. [Gelişimini tamamlamış bir kunduz 8 yaşındaki bir çocuğun boyundadır] )

( ... cum CASTOR OHIOENSIS )


- KUNDUZ ile/değil KAPİBARA

( ... İLE/DEĞİL Amazon ormanlarında yaşarlar. )

( ... İLE/DEĞİL 5 dk.'ya kadar, suyun altında kalabilirler. )

( ... İLE/DEĞİL Yavrularının, ancak %5'i, yaşamda kalır. )

( ... İLE/DEĞİL En büyük kemirgendir. )


- KÜNEFE ile KÜNEFİ

( Tatlı. İLE Bir tür üzüm. )


- KUNİK ile ...

( Eskimolar, burnunu birbirine sürtmez! Şefkatli koklaşmadır. [Eşeysel değildir!] )


- KUNÛ'[Ar.] ile SUÂL[Ar.]


- KUNZİT ile/||/<> AMETRİN

( Pembe ila mor renkte bir spoddumen. İLE/||/<> Ametist ve citrin karışımı. )


- KUNZİT ile/||/<> MORGANİT

( Pembe ila mor renkte bir spoddumen. İLE/||/<> Pembe ila turuncu renkte bir beril. )


- KUNZİT ile/||/<> SPİNEL

( Pembe ila mor renkte bir spoddumen. İLE/||/<> Çeşitli renklerde bulunabilen bir mineral. )


- KUNZİT ile/||/<> SUGİLİT

( Pembe ila mor renkte bir spoddumen. İLE/||/<> Mor renkli nadir bir mineral. )


- KUNZİT ile/||/<> TANZANİT

( Pembe ila mor renkte bir spoddumen. İLE/||/<> Mavi ve mor tonlarında bir zoisit türü. )


- KUP[Fr. < COUPE] ile KUP[Fr. < COUPE]

( Giysi kesimi, kesimle verilen biçim. İLE Dondurma ve tatlıların konulduğu kap. )


- KÜP:
KÖP ETMEK[Eski Türkçe]/KOP[Kofti] ile HUMBARA/HUM-PÂRE[Fars.]

( Ayrıca "Copy"[İng.] sözcüğünün de köp ile bağlantılı olduğu düşünülmektedir. İLE Küçük küp. Kumbara. )

( Hititler döneminde kapalı bir alanda büyük küpler yere gömülürdü. Yiyeceklerin aynı ısı ortamında uzun zaman, bozulmadan kalmasını sağlayan bu yöntemde ne kadar çok küpünüz varsa o kadar zenginsinizdir. Baysınız, beysinizdir. En çok küpü olan yani köpetli/kuvvatlı olan şüphesiz ki devletin başı, aynı zamanda Tanrı vekili olan kraldır. )


- KÜP[Ar.] ile KÜP[Fr./ing. CUBE]

( Su, pekmez, yağ vb. sıvıları ya un, buğday gibi tahılları saklamaya yarayan, geniş karınlı, dibi dar toprak kap. | Sarhoş. İLE Birbirine eşit karelerden oluşan altı yüzlü dikdörtgen. | Altı yüzü birbirine eşit kareden oluşan dik prizma. | Bu biçimdeki nesne. | Bir cismin hacim hesabında kullanılan ölçü birimi. | Bir sayının üçüncü kuvveti. [4³ = 4 x 4 x 4 = 64] )


- KUPA ile ÇELENÇ[< İng.]

( ... İLE Sporda rekor kıranlar arasında, elden ele geçen kupa ve bu kupayı kazanmak için yapılan yarışma. )


- KUPA[Yun.] ile KUPA[Fr. < COUPE]

( Cam ya da seramikten yapılmış, kulplu, büyük bardak. | Bu bardağın alabileceği miktarda olan. | Altın, gümüş, bronz ya da kristalden yapılmış, yarışma ödülü olarak verilen ayaklı kap. | Yarışma ödülü olarak verilen herhangi bir sanat yapıtı. | İskambil kâğıtlarının dört grubundan benekleri kırmızı, kalp biçiminde olanı, yürek. İLE Kapalı ve yalnız arkada oturulacak yeri olan dört tekerlekli araba. | İki kapılı bir tür spor otomobil. )


- KUPA ile/ve/||/<>/> MAÇA ile/ve/||/<>/> KARO ile/ve/||/<>/> SİNEK

( [simgeledikleri] Asiller. İLE/VE/||/<>/> Ordu. İLE/VE/||/<>/> Orta sınıf. İLE/VE/||/<>/> (Yoksul) Halk. )

( İskambil kartları, tarım takvimi düzenlemesidir. Bir yılda 52 kart olduğundan, her kart, bir haftayı simgelemektedir.[Kart renkleri de dört mevsimi simgeler.]

Her rengin, onüç olması, bir mevsimde, onüç haftanın olmasına karşılık gelir.

Her rengin kartlarının değerini topladığımızda 91 eder. [1 + 2 + 3 + 4 + 5 + 6 + 7 + 8 + 9 + 10(Vale) + 11(Dam/kız) + 12(Rua/Papaz) + 13 = 91] (Bu da bir mevsimdeki gün sayılarını simgeler.) Yılda dört mevsim olduğundan, 91 x 4 = 364 gün olarak bir yıla karşılık gelir.

İki "Joker"den biri, yılı tamamlar.[364 + 1] İkinci "Joker" de dört yılda bir gelen "artık yıl"ın gün sayısını tamamlar.

Her mevsim, Rua/Papaz ile simgelenir. Mevsim değişikliğini de "As" sağlar. )

( )

( HEARTS vs./and/||/<>/> SPADES vs./and/||/<>/> DIAMONDS vs./and/||/<>/> CLUBS )


- KÜPE:
SAĞ KULAKTA ile SOL KULAKTA

( Sadece sağ kulağa takılan küpenin anlamı, o kişinin eşeşeysel(homoseksüel) bir tercihi olduğunu belirtir. İLE Sadece sol kulakta ise çeşitli anlamları/mesajları olabileceği gibi, herhangi birinin ikisine birden küpe takmak istememesi durumunda tercih ettiği/etmesi gereken kulak. İLE İkisine de takılmışsa, tamamen takan kişinin tercihiyle/beğenisiyle ilgili. )


- KÜPE ile HIZMA

( Küpe kulak memesine takılan. İLE Hızma kulak memesinde ikinci ve/ya da kulak memesi dışında kulağın herhangi bir yerine takılan. Yüzün ve gövdenin her yerine takan görülmektedir. )


- KÜPE ile/ve/değil MENGUŞ


- KÜPİG ile YASTIK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Arasına pamuk ya da benzer bir malzeme koyulan iki kat kumaştan dikilen herhangi bir şey. İLE ... )


- KUPON[Fr. < COUPON] ile KUPON[Fr. < COUPON]

( Piyango biçiminde düzenlenmiş çekilişlerde kesilerek kullanılan basılı parça. | Gazete ve dergilerin düzenledikleri kampanyalarda verilecek hediye karşılığı olarak biriktirilmesi gereken basılı kâğıtların her biri. | Devlet tahvili, hisse senetleri vb. değerli kâğıtların üzerinde bulunan ve belirli zamanlarda sahibine faiz ya da kazanç payı olarak belirli bir gelir sağlayan kesilmiş parça. | İşveren tarafından çeşitli amaçlarda kullanılmak üzere çalışanlarına verilen para değeri olan fiş. İLE Yalnız bir giysilik dokunmuş ya da kesilmiş, üstün nitelikte kumaş parçası. )


- KUPÜR[Fr. < COUPURE] ile KUPUR

( Giyside kesim. | Kesik. İLE ... )


- KUR[Fr. < COURS] ile KUR[Fr. < COUR]

( Yabancı paraların, ulusal para cinsinden değeri. | Düzey. İLE Öteki cinse ilgi göstererek onun hoşuna gitme, zihnini ve gönlünü kazanmaya çalışma. | Birinin duygularını okşayacak biçimde davranarak onun zihnini ve gönlünü kazanmaya çalışma. )


- KÜR[Fr. < CURE] ile KÜR

( İyi bakım ve ilaç tedavisi. | Özel tedavi yöntemi. İLE İnatçı, hırslı kişi. )


- KÜR ile/ve REJİM

( CURE vs./and REGIMEN )


- KUR'A[Ar. çoğ. KURÂ'] ile KURÂ[Ar. < KARYE] ile KURRÂ'[Ar. < KARİ]

( Sadece tesadüfe ve şansa bağlı bir ayırma yapmak üzere başvurulan her türlü araç, ad çekme. İLE Köyler, kasabalar. İLE Kur'ân'ı, Yedi Kırâet ve On Rivâyet dahilinde okuyan üstad hafızlar. )


- KURAK/LIK ile/ve KIT/LIK


- KURAL GÜDÜMLÜ YAPI İLKESİ ile ...

( STRUCTURE DEPENDENCY PRINCIPLE )


- KURAL KOYMAK ile/ve/değil/yerine KURAL/LARI BELİRLEMEK

( Bilenler kurallar koyar, bilmeyenler kurallara uyar. )

( Kuraldan çok kuralcı, kraldan çok kralcı olmamak gerek! )

( [not] "TO MAKE THE RULE" vs./and/but "TO DETERMINE THE RULE/S"
"TO DETERMINE THE RULE/S" vs./and "TO MAKE THE RULE" )


- KURAL KOYUCU/LUK ile/ve/değil/yerine KURAL BULUCU/LUK


- KURAL ile AMAÇ

( RULE vs./and AIM )


- KURAL ile/ve İZLENCE


- KURAL ile KAPRİS

( Kuraldan çok kuralcılığın, kraldan çok kralcılığın anlamı yoktur. )

( RULE vs. CAPRICE/WHIM )


- KURAL ile/ve/değil KARAR

( [not] RULE vs./and/but DECISION )


- KURAL ile/ve/değil KURAM

( [not] RULE vs./and/but THEORY )


- KURAL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KURUL


- KURAL ile/ve OLURLUK

( RULE vs. LAW )


- KURAL ile/ve/> YASA

( İnsanda/yaşamda. İLE/VE/> Doğada. )

( Tüzel/hukukî kabullere/kararlara her ne kadar "yasa" denilmişse de "kural"lardır. )

( SOLON [M.Ö. 640 - 559/8] )

( [Uyulmadığında ...] Cezası yoktur. İLE/VE/> Cezası vardır. )

( RULE vs./and/> LAW )


- KURALA UY/MAK ile/ve/||/<> KUR'AN'A UY/MAK


- KURALCI/LIK ile/ve BİLGİSİZ/LİK


- ALLEN ile/||/<> AYRILMA ile/||/<> HAECKEL BİYOGENETİK ile/||/<> HAMİLTON ile/||/<> HARDY-WEİNBERG ile/||/<> VON BAER

( Soğuk bölgelerde yaşayan sıcakkanlı hayvanların, sıcak bölgelerde yaşayanlara göre daha kısa uzuvlarının olduğunu belirten kural.[< Joel Asaph Allen(zoolog ve ornitolog)] İLE/||/<> Bir genin iki farklı alelinin ayrılarak farklı gametlere dağılması.[Tamamen rastgele gerçekleşir. Eğer genler homozigot ise gametlerdeki ayrılan genler %100 aynı olur. Fakat eğer ayrılan genler heterozigot ise gametlerin %50'si baskın aleli, öteki %50'si ise çekinik aleli alır.] İLE/||/<> 1874 yılında öne sürülen bu kural, ontogeni ile filogeni arasındaki ilişkiyi açıklar.[< Ernst Haeckel][Ontogeni, filogeniyi yineler. Bir canlının embriyolok dönemdeki gelişimi, atalarının evrimsel geçmişindeki değişimlerini yineler. Bu kural, dirimbilim, insanbilim ve gelişim psikolojisi gibi bazı disiplinlerce kabul görmüş ya da genişletilmiştir.] İLE/||/<> Akraba seçilimi konusunda ileri sürdüğü kural.[< William Hamilton][Hamilton, akrabalar için fedakârlık gerektiren durumları matematiksel tanıma dökmüştür. Fedakârlık gerektiren bir devinimde, "c" fedakârlık yapanın ödediği bedel, "r" akrabalık derecesi ve "b" fedakârlık sonucu olası kazanç olmak üzere: C < R * B ise bu devinim, akraba seçilimi için yararlı bir devinimdir.] İLE/||/<> Gen frekanslarının hesaplanması için Harold Hardy[matematikçi] ve Wilhelm Weinberg'in, 1908 yılında geliştirdiği formül. İLE/||/<> Embriyoloji hakkında öne sürülen kural.[< Karl Ernst von Baer] )


- KURAL/LAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KOŞUL/LAR


- KURALLAR ile/ve/||/<>/> KURALLILIK


- KURAL(LILIK) ile/ve NEDEN(SELLİK)


- KURALSIZLIK ile/değil/yerine/>< KURALLILIK

( En kötü "kurallılık", en iyi kuralsızlıktan iyidir. )


- KURAM ile/ve/||/<> AMAÇ

( TEORIA vs./and/||/<> TELOS )


- KURAM ile/ve/değil ANLAYIŞ


- KURAM ile/ve/< GÖZLEM

( THEORY vs./and/< OBSERVATION )


- KURAM ile/ve/||/<>/> İNANÇ

( ... İLE/VE/||/<>/> Kuramı, uygulamaya geçiren tek ve en önemli olgu. )


- KURAM ile KURAN ile KURAL


- KURAM/GÖRÜNCE/TEORİ ile "SENARYO"

( THEORY vs. SCENARIO )


- KURAM ile/ve/değil TEKLİF


- KURAM" ile/değil TEMENNİ


- KURAM ile/ve/değil/||/<> YAKLAŞIM


- KURAM ile/ve/değil/yerine YARAR

( [not] THEORY vs./and/but BENEFIT
BENEFIT instead of THEORY )


- KURAM ile/ve/||/<> YÖNTEM

( THEORY vs./and/||/<> METHOD )


- KURAMDAN KOPUK UYGULAMA ile/ve/<> UYGULAMADAN KOPUK KURAM

( Kördür. İLE/VE/<> Topaldır. )


- KURAMIN:
DOĞRULUĞU ile/ve/değil/yerine/||/<>/< UYGUNLUĞU


- KURAMLAR/TEORİLER ile VARSAYIMLAR/HİPOTEZLER

( -- ABBE KURAMI(ABBE'S THEORY):
( Gerçek bir görüntü elde edilecek bir mercek, cismin tüm kırınım saçaklarını geçirecek kadar büyük olmalıdır. )

-- BATLAMYUS KURAMI(PTOLEMIAN THEORY):
( Yerküre, evrenin merkezidir ve güneş ile ay, yer çevresinde döner. )

-- BÜYÜK PATLAMA KURAMI(BIG BANG THEORY):
( Evren başlangıçta tıkız bir madde kitlesi (kozmik yumurta) halindeydi. Daha sonra bu patladı ve gaz kırıntılarından oluşan bir kitle haline dönüştü. Bu kırıntılar da yoğunlaşarak yıldızları meydana getirdi. )

-- DALTON'UN ATOM KURAMI(ATOMIC THEORY OF DALTON):
( 1) Tüm maddeler yok edilemez, küçücük, bölünmez taneciklerden oluşmuştur.
2) Fiziksel ve kimyasal değişimlerde atomlar, varoluşlarını korur. Parçalanamaz ya da yeniden oluşturulamaz.
3) Aynı elemetin atomları büyüklük, biçim, kütle ve daha başka özellikleri bakımından birbirinden ayırt edilemez. Ancak bir element atomları başka elementlerin atomlarından farklıdır.
4) Kimyasal olaylar atomların birleşmesi ya da ayrılması sonucudur. Atomlar birleşerek molekülleri oluşturur. Bu bileşik moleküller tamamen birbirinin aynıdır. )

-- DARWIN KURAMI(DARWIN'S THEORY):
( Organizmalar tümünün yaşaması olanaksız sayıda yavru ürettiklerinden, yavrular sağ kalabilme savaşına girerler ve içlerinden ancak yeterince gelişmiş olanlar yaşamlarını sürdürebilirler. Sağ kalmalarını sağlayan özellikler kalıtım yoluyla bir sonraki kuşağa geçtiğinden, bu kuşağın canlıları da bir önceki kuşağın başarılı yönlerini edinirler. )

-- FLOJİSTON KURAMI(THEORY OF PHLOGISTON):
( Yanıcı maddelerde bir akışkan madde vardır ve bunun içinde bulunduğu maddeden ayrılması yanma olayına rol açar. )

-- GEZEGENLERİN OLUŞUMU KURAMI(PLANETESTIMAL THEORY):
( Bir yıldız güneşe yaklaşarak gaz kütlelerini çeker ve soğuyarak ufak gezegenleri oluşturur. )

-- GÖRELİLİK/İZAFİYET KURAMI(THEORY OF RELATIVITY):
( Einstein'ın açıkladığı, enerji ile kütle arasında bir eşdeğerliğin bulunduğu, herhangi bir enerji kaybının bir kütle kazancına kütle kaybının da enerji kazancına yol açacağı ilkesi. )

-- HÜCRE KURAMI(CELL THEORY):
( 1) Tüm organizmalar hücrelerden oluşur.
2) Yaşamsal etkinliklerin tümü hücrelerde gerçekleşir.
3) Tüm canlı hücreler öteki hücreler tarafından bölünme ya da üreme yolu ile oluşturulur. )

-- IŞIĞIN DALGA KURAMI(WAVE THEORY OF LIGHT):
( Işık dalgalar halinde yayılır. )

-- IŞIĞIN PARÇACIK KURAMI(PARTICLE THEORY OF LIGHT):
( Işık çok küçük hızlı taneciklerden oluşur. )

-- KENDİLİĞİNDEN OLUŞ KURAMI(THEORY OF SPONTANEUS GENERATION):
( Abiyogenez; cansız maddelerin birden ve kendiliğinden bir canlı oluşturması kuramı. )

-- KOPERNİK KURAMI(COPERNICUS THEORY):
( Yerküre de dahil olmak üzere gezegenler eksenleri etrafında döner ve güneş etrafında bir yörünge üzerinde hareket ederler. )

-- KUVANTUM KURAMI(QUANTUM THEORY):
( Işın-enerji, "kuanta" denen belirli, küçük birimler verir ve emer; bir nesne, enerji verirken de alırken de içindeki atomların durumu bozulur, titreşmeye başlar; atomların bu titreşimi ışık biçiminde ortaya çıkar, bu ışık da bize renk biçiminde görünür. )

-- LAMARK'IN EVRİM KURAMI(LAMARC'S THEORY OF EVOLUTION):
( 1) Kullanılan her organ büyür ve ve kuvvetlenir. Kullanılmayanlar da zayıflar, küçülür ve sonuçta körelir.
2) Gereksinim, yeni organların oluşmasına neden olur. Ve böylece canlının ortama uyması olanaklı olur.
3) Sonradan kazanılan bu karakterler, dölden döle geçerek canlının ortama daha iyi uymasını sağlar ve yeni türler meydana gelir. )

 

-- AVOGADRO VARSAYIMI(AVOGADRO'S HYPOTHESIS):
( Aynı basınç ve sıcaklık koşulları altında bulunan tüm gazların eşit hacimleri, aynı sayıda molekül içerir. [6.02 x 10 üssü 23] )

-- NEBULA VARSAYIMI(NEBULA HYPOTHESIS):
( Güneş sistemi dönen bir Nebula(bulutsu), gazdan iç içe halkalar oluşturmuş daha sonra bu gaz halkalar soğuma sonucu yoğunlaşarak gezegenleri ve bunların uydularını; nebulanın çekirdek bölümü ise güneşi meydana getirmiştir. ) )


- KURAMSAL BİLGİ ile/ve ESTETİK BİLGİ ile/ve DEĞER/AKSİYOLOJİK[Fr.] BİLGİ

( THEORICAL KNOWLEDGE vs./and AESTHETICAL KNOWLEDGE vs./and AXIOLOGICAL KNOWLEDGE )


- KURAMSAL(TEORİK) BİLGİ ile TEKNİK BİLGİ

( Kuram, yanlışlanamadığı sürece geçerlidir. İLE Kullanımdaki/uygulamadaki başarılı yansıması oranında geçerlidir. )


- KURAMSAL/TEORİK FİZİK ile MATEMATİKSEL FİZİK


- KURAMSAL/TEORİK KİMYA ile/||/<> DENEYSEL KİMYA

( Kimyasal süreçleri kuramsal modellerle inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Kimyasal süreçleri deneylerle inceleyen bilim dalı. )


- KURAMSAL/TEORİK AHLÂK(MORAL) ile/ve UYGULAYIMSAL/KILGISAL/PRATİK AHLÂK

( THEORICAL MORALS vs./and PRACTICAL MORALS )


- KURAMSALLIK ile/ve/<> YARATICILIK

( Aklın mâbedi. İLE/VE/<> Kalbin mâbedi. )


- KURAMSAL(NAZARÎ) TASAVVUF ile/ve UYGULAYIMSAL/KILGISAL/AMELÎ TASAVVUF


- KURAMSAL(TEORİK) FELSEFE ile UYGULAYIMSAL(PRATİK) FELSEFE


- KURAMSAL/TEORİK KİMYA ile/||/<> KUVANTUM KİMYASI

( Kimyasal süreçleri kuramsal modellerle inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Kuvantum mekaniği ile kimyasal süreçleri inceleyen bilim dalı. )


- KURAMSAL/TEORİK KİMYA ile/||/<> MOLEKÜLER MODELLEME

( Kimyasal süreçleri kuramsal modellerle inceleyen bilim dalı. İLE/||/<> Moleküler yapıların bilgisayar modellerini inceleyen bilim dalı. )


- KURAM/TEORİ[İng. THEORY] ile ...

( Hareket halinde olan şeyin dışına çıkıp, dışarıdan incelemek. )


- KURAM/TEORİ ile/ve/<> UYGULAMA/PRATİK


- KUR'AN HAFIZLIĞI ile/ve/<>/değil KURRÂ' HAFIZLIĞI


- KUR'ÂN ile/ve KADÎM ÖĞRETİLER


- Kur'ân[Ar.] ile KÛRÂN[Fars. < KÛR] ile KÜRÂN[Ar.]

( Kur'ân-ı Kerîm. [FURKAN] İLE Körler. İLE Kırmızı/al renkli at. )


- KUR'AN ile/ve/değil MUSHAF

( BELÂG-UL-MÜBÎN: İlâhî teblîgat. Kur'an-ı Kerim. )


- KUR'ÂN'DA ÇEVİRİLER:
SATIRARASI ile/ve/||/<>/> TEFSİRLİ


- KUR'AN-I KERÎM AHKÂMINDA:
İBÂRET-İ NASS ile/ve İŞÂRET-İ NASS ile/ve DELÂLET-İ NASS ile/ve MAZMÛN-İ NASS ile/ve İLTİZÂM-İ NASS ile/ve İKTİZÂ-İ NASS

( Her âyette, ibâret, işâret, delâlet, iltizâm, iktizâ ve tazammün bakımından çeşitli anlamlar ve hükümler vardır. )

( NASS: Anlamları açık ve meydanda olan ayet ve hadislere denilir. )


- KUR'ÂN-I KERÎM:
BAŞAT TAVIR ile/ve/<> REVNAK[Fars.][: Parlaklık, güzellik, tazelik, süs.]


- KUR'AN-I KERÎM:
EMİR ile/değil/yerine NASİHAT/ÖĞÜT


- KUR'ÂN-I KERÎM:
KİTAB ile/ve/||/<>/< HİTAB


- KUR'AN-I KERÎM:
TEVHİD ile/ve/<> HAŞR/ÂHİRET ile/ve/<> NÜBÜVVET ile/ve/<> İBÂDET ve ADÂLET


- KUR'ÂN-I KERÎM'İ:
ARAPÇA'SINDAN OKUMAK ile/ve/= YÜZÜNDEN OKUMAK


- KUR'AN-I NÂTIK ile KUR'AN-I SÂMİT

( Âşıklar, Kur'ân'ı, canlı Kur'ân'dan okur. )


- KUR'ÂN'I TEFSİR ile/ve/<> KENDİNİ TEFSİR

( Kur'ân-ı Kerîm'i tefsir etmeye kalkışmadan önce kendini tefsir etmelisin. )


- KURBACIK ile/ve/||/<> TUNÇ ile/ve/||/<> İĞ

( )

( Kaynak: "ANADOLU'DA KAYBOLMAKTA OLAN BİR MADDİ KÜLTÜR UNSURU: SU DEĞİRMENLERİ (BEYPAZARI ÖRNEĞİ)" - Reşide Gürses, E. Banu Karababa Taşkın )


- KURBAĞA OTU ile KURBAĞAZEHRİ

( Düğün çiçeğigillerden bir bitki. İLE Kurbağazehrigillerden, tatlı sularda yaşayan, beyaz çiçekli, yaprakları yürek biçiminde olan bir süs bitkisi. )

( BUFONIA cum HYDROCHARIS )


- KURBAĞA ile AFRİKA YAĞMURU KURBAĞASI

( )


- KURBAĞA ile ALASKA KURBAĞASI

( ... ile )

( )


- KURBAĞA ile BOĞA KURBAĞA


- KURBAĞA ile BREZİLYA ZEHİRLİ KURBAĞASI


- KURBAĞA ile (BUSHWELT) YAĞMUR KURBAĞASI


- KURBAĞA ile ÇOÇUİ(KUKU)

( ... İLE Ufak bir ağaç kurbağası.[Porto Riko'nun simgesidir.] )


- KURBAĞA ile ÇÖL KURBAĞASI


- KURBAĞA ile ÇÖL YAĞMURU KURBAĞASI

( ... İLE )


- KURBAĞA ile DOMATES KURBAĞASI


- KURBAĞA ile GECE KURBAĞASI

( image )

( ... cum BUFOTES VIRIDIS )


- KURBAĞA ile HİNT KURBAĞASI

( ... İLE Muson yağmurlarıyla birlikte ortaya çıkan Hint kurbağalarının yeşil olan rengi, üreme döneminde sarıya döner.[Renk değişiminin nedeni, dişileri etkilemektir.] )


- KURBAĞA ile KAFESLİ AĞ KURBAĞASI


- KURBAĞA ile KARA KURBAĞA/OTLUBAĞA

( 5000'in üzerinde kurbağa türü vardır. [Sri Lanka'da, 2002 yılında, 100 yeni tür daha bulunmuştur] )

( 2.600 değişik cins kurbağa vardır. Türkiye'de ise 29 kurbağa türü bulunmaktadır. )

( Ne yazık ki, kurbağaların nesli, hızla tükenmektedir. :( [Kurbağalar, derileri aracılığıyla soluk alan canlılar olduklarından, tüm türlerin üçte biri tehlike altındadır.][Zehirleri, bizim için tehlikeli olabilir fakat kişilerin etrafa saçtığı zehirler, onlar için çok daha öldürücüdür.] )

( Kurbağa ile Kara Kurbağası Kurbağa )

( MUKNİA: Kurbağa yavrusunun, yumurtadan çıktığı ilk durumu.
VAKVAKA: Kurbağa sesi. )

( BÜRKE, DIFDEA/DIFDA'[DIFDAİYYE: Kurbağagiller] ile ... )

( GÛK ile ... )

( FROG vs. TOAD )

( RANUCULA cum BUFA )

( LA RANA con ... )


- KURBAĞA ile KAZICI KURBAĞA


- KURBAĞA ile (KIÇI) KILLI KURBAĞA

( FROG vs. ... )


- KURBAĞA ile KÜÇÜK ZEHİRLİ KURBAĞA


- KURBAĞA ile KURBAĞA BALIĞI

( )

( FROG vs. FROG FISH )


- KURBAĞA ile KURBAĞACIK

( ... İLE Kurbağa yavrusu, küçük kurbağa. | Küçük İngiliz anahtarı. | Ayarlanabilir somun anahtarı. | Pencere çerçevesi gibi yukarıya sürülen nesnelerin alt kenarlarına yerleştirilen tutacak. | Ağız tabanında çıkan sıvı içeren bir tür küçük kist. )


- KURBAĞA ile LİOPELMA


- KURBAĞA ile MANTELLA KURBAĞASI


- KURBAĞA ile MAYMUN KURBAĞASI

( FROG vs. MONKEY FROG )

( ... cum PHYLLOMEDUSA CAMBA )


- KURBAĞA ile MİKROHİLİD KURBAĞA/NOKTALI VINLAYAN KURBAĞA

( ... İLE Peru, Hindistan ve Sri Lanka'da yaşarlar. )

( ... cum CHIASMOCLEIS VENTRIMACULATA )


- KURBAĞA ile NİNJA KURBAĞA


- KURBAĞA ile ÖKÜZ KURBAĞASI

( ... İLE Güney Afrika'da yaşar. )

( )


- KURBAĞA ile OVA KURBAĞASI


- KURBAĞA ile TOROS KURBAĞASI

( ... İLE Dünyanın, vraklamayan tek kurbağa türü. [Bolkar Dağları'nda, Karagöl-Ulukışla-Niğde'de yaşar.] )


- KURBAĞA ile YEŞİLBAĞA

( ... İLE Yeşil renkli bir tür küçük kurbağa. )


- KURBAĞA ile ZÂT-ÜL-GALSAME-İ DÂİME[Ar.]

( ... İLE Biçimini değiştirme özelliği eksik olan bir tür kurbağa. )


- KURBAĞA ile (ZEHİRLİ) CAM KURBAĞA

( )


- KURBAĞALAMA ile KURBAĞALAMA

( Kurbağanın yüzmesine benzer yatay hareketler yaparak yüzme. İLE Birbirine paralel iki tırmanma sırığına baldırları ve ayak sırtlarını kenetleyerek ya dışarıdan diz altına sıkıştırarak tırmanma. )


- KURBAĞANIN ile KURBANIN

Bugün[26 Ekim 2025]
itibarı ile 46.048 başlık/FaRk ile birlikte,
46.048 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(105/186)