Bağlaçlı
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 46.491 başlık/FaRk ile birlikte,
46.491 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(172/187)
- ÜRÜN ile/ve/<> YAPIT ile/ve/<> MEYVE
- URÛS[Ar.] ile URÛŞ[Ar. < ARŞ] ile URÛZ[Ar. < ARZ]
( Ekin ya da meyve mahsullerinin zekâtı. İLE Gökler, arşlar, tavanlar. İLE Arzlar, keyfiyetler, bildirmeler. | Ârız olma, gelme. )
- US/AKIL ile/ve/değil/||/<>/< BAĞLAM
( [not] RATIO vs./and/but/||/<>/< CONTEXT )
- US/AKIL ile/ve/||/<>/> BİLİM/İLİM
- UŞ ile ...
( İşte. )
- US ile/ve DENEYİM/TECRÜBE
( REASON vs./and EXPERIENCE )
- ÜS- ile ÜS ile ÜS
( Üst sıfatının kısaltılmışı. Eklendiği sözcüğün, daha yukarı derecelisini anlatan, yeni sözcükler oluşturmaya yarayan ön ek. [Üsteğmen, üssubay vb.] İLE Bir kuvvete yükseltilmiş bir sayının üzerine yazılan ve kaçıncı kuvvete yükseltildiğini gösteren sayı. İLE Kök, asıl, temel, esas. | Bazı görevleri yürütebilmek amacıyla kurulan, özel yapıları, donatımları, işlikleri, onarım yerleri, servis alanları olan, sürekli ya da geçici olarak konaklanılan yer. | Harekatın yürütülebilmesi için gerekli birliklerin, her türlü gereçlerin tamamlandığı, donatıların toplandığı, dağıtıldığı bölge. )
- ÜS ile ÜSTEL
( ... İLE Üsü, 1 olan. )
- US ile/ve/değil/||/<> USUN YAPILANDIRILMASI/İNŞÂSI
- US ile ZİHİN
( REASON vs. MIND )
- UŞAK[< URŞAK] ile AYVAZ
( Hizmet eden erkek. | Çocuk. İLE Büyük konaklarda, mutfak ve yemek hizmetlerinde çalıştırılan uşak. | Koca, erkek, eş. | Karşılık, bedel. )
- UŞAK ile MEHTER[Fars. < MİH-TER | çoğ. MİHTERÂN]
( ... İLE Mehterhane takımında görevli kişi. | Osmanlılar'da, çalardıra bakan uşak. )
- UŞAK ile/ve/<> ODABAŞI
( ... İLE/VE/<> Hanlarda çalışan uşakların başı. | Yeniçeri örgütünde, görevi, alaylarda selam törenlerini düzenlemek ve yönetmek olan subay. )
- UŞAK/VALE[İt. < VALET] ile UŞAK ile UŞAK
( Özel, eril hizmetçi, hizmet eden. İLE Karadeniz bölgesinde, çocuğa verilen genel ad/sesleniş. İLE Türkiye'nin, Kütahya, Manisa, Afyon ve Denizli arasında bulunan bir Ege bölgesi ili. )
- US/AKIL:
HERKESİ AŞKIN ile/ve/||/<> HERKESTE İÇKİN
- US/AKIL[Ar.]/LOGOS[Yun.] ile/ve/||/<> YER/TOPOS[Yun.]
- USANÇ/GINA ile/ve/||/<>/< KANIKSAMA
( İlişki(ler)de, "sahip olmakta", [kendinden ve/ya da ötekinden] "eminlikte", en önemli eşik, kanıksama noktasıdır. [Kavuşmakta/vuslatta, gına/kanıksama vardır.]
Bu eşik, ancak, bunun bilgi ve bilinciyle, sürekli anımsanarak, ilişkiyi besleyecek/destekleyecek davranış ve tutumla, iletişim ve paylaşımla aşılabilir. )
- USB-A ile/<>/> USB-B ile/<>/> USB-C
- ÜŞENGEÇ/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<> İHMALKÂR/LIK
( TEKÂSÜL ile/ve/değil/yerine/||/<> ... )
- ÜŞENGEÇ/LİK ile/ve/değil/||/<>/>/< MUTSUZ/LUK
( Mutsuz kişiler, yorgun olur ve hiçbir şey yapmak istemezler. )
- ÜŞENME ile/ve/||/<> "GÖZÜNDE BÜYÜLTME"
- ÜŞENMEK ile YÜKSÜNMEK
( ... İLE Bir şeyi, kendine yük saymak, bir şeyi kendine yük olarak kabul etmek. | Üşenmek, tembellik etmek. )
- USHUAIA ile/değil PUERTO WILLIAMS
( Arjantin'de. İLE/DEĞİL Şili'de. )
( Güney Amerika'nın en ucundaki(/güneyindeki) iki şehir. )
- ÜSKÜDAR'DA SABAH OLDU ile GEÇTİ BORUN PAZARI, SÜR EŞEĞİNİ NİĞDE'YE
- ÜŞKÛFE[Fars.] ile ÜŞKÜFTE[Fars.]
( Çiçek. İLE Açılmış çiçek. )
- USKUMRU ile/<>/> LİPARİ[Yun.]
( ... İLE/<>/> Çirozluktan sonra yağlanmaya başlayan uskumru. )
- ÜSLÛB/ÜSLÛP ile/ve EKOL
- ÜSLUB ile/ve USLÛB
- ÜSLÛP ile TAVIR
( [ne yazık ki] Doğruyu dile getirmenin üslûbundan dem vuranlar, yanlışı en kaba biçimde ifade etmekten kaçınmıyorlar... )
- ÜSLÛP ile TUTUM
- ÜSLÛP ile/ve/||/<> USTURUP/LU[İt. < STROPA]
( Tarz. İLE/VE/||/<> Biçimine getirmek, uygun zamanı bulmak, denk düşürmek. )
- USSAL BİLGİ ile/ve/<> SEZGİSEL BİLGİ
( İkinci türden bilgi. )
( Gerçeği yanlıştan ayırdeden bilgi. )
( Zorunlu olarak gerçektir. )
( RATIONAL KNOWLEDGE vs./and/<> INTUITIONAL KNOWLEDGE )
( COGNITIONEM SECUNDI GENERIS cum/et/<> SCIENTIA INTUITIVA )
- USSAL ile/ve/||/<> KAVRAMSAL
- USSAL/LIK ile/ve/<> EVRENSEL/LİK
- US/SAL/LIK ile/ve/=/<> OLGU/SAL/LIK
- ÜSSÜ:
KARE/Sİ(2) ile/ve KÜP/Ü(3)
( ... İLE/VE Çoğaltmak kopyalamak. KÖP ETMEK[Eski Türkçe] )
( Ayrıca "Copy"[İng.] sözcüğünün de köp ile bağlantılı olduğu düşünülmektedir. )
- ÜSSÜ[Ar. < USS] ile/||/<> ÜSSÜ[Ar. < USS] ile/||/<> ÜSTÜ[< ÜST]
( [matematikte] Bir sayının üstüne yazılan ve kendiyle kaç kez çarpıldığını gösteren sayı, kuvvet. [62 'de 2 üs, 6 ise taban] İLE/||/<> Esas. | Bazı görevleri yürütebilmek amacıyla kurulan, özel yapıları, donatımları, atölyeleri, onarım yerleri, hizmet alanları olan, sürekli ya da geçici olarak konaklanılan yer. | Bir askerî harekâtta, birliklerin gereksinim duyduğu her türlü gerecin toplandığı, dağıtıldığı bölge. İLE/||/<> Bir nesnenin ya da yerin, yukarı, göğe doğru olan yanı. )
- ÜST BACAK KEMİĞİ ile KAVAL KEMİĞİ/BACAK KALEMİ
( ... İLE Baldırda olan iki kemikten kalını. )
( FEMUR vs. TIBIA )
- ÜST METİN İŞARETLEME DİLİ/HYPERTEXT MARKUP LANGUAGE/HTML[İng.] ile/ve/||/<> GENİŞLETİLEBİLİR İŞARET DİLİ/EXTENSIBLE MARKUP LANGUAGE/XML[İng.]
( Verileri ve içerikleri görüntülemek için kullanılır. İLE/VE/||/<> Verileri depolamak ve paylaşmak için kullanılır. )
( Etiketleri önceden tanımlanmıştır. İLE/VE/||/<> Etiketleri önceden tanımlanmamıştır. Kullanıcı kendi etiketlerini oluşturmaktadır. )
- ÜST SEVİYE ile ALT KATMAN
- ÜST SINIF ile ORTA SINIF ile ALT SINIF
( Yaşar. İLE Yakınır. İLE Şükreder. )
( Paraya tapar. İLE Öndere tapar. İLE Tanrı'ya tapar. )
- ÜST-AŞAĞI ile/||/<> ALT-YUKARI
( Üst-aşağı litografi aşındırma İLE alt-yukarı kendiliğinden düzenlenme. )
( Formül: Top-down İLE bottom-up )
- ÜST ile/ve AYRI
( TOP vs./and DIFFERENT )
- ÜST ile/ve NİTELİKLİ
( TOP vs./and QUALIFIED )
- USTA ile/||/<> ARMADIR[İsp.]
( ... İLE/||/<> Gemilerdeki her türlü donanımı yapan usta. )
- USTA ile ÜSTÂD
( Üstad, işi başından aşkın olduğunda dingin ve neşelidir. )
( Usta, kendini bilgiye verir, ilkelere bağlı kalır ve sınırı aşmaz. )
( RÂSİHÛN: Uzman.[kök salmış] )
( HAZÂKÂT: Ustalık, üstadlık. )
- USTA ile/ve/<>/|| USTALIK
- ÜSTÂD ile/||/<> USTA ile/||/<> KALFA ile/||/<> ÇIRAK ile/||/<> YAMAK/ELULAĞI ile/||/<> MİÇO/MUÇO[İt.]
( ... İLE/||/<> Yaşadıklarımızın. İLE/||/<> Yaşamakta olduklarımızın. İLE/||/<> Yaşayacaklarımızın. İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... )
( ... ile ... ile ... ile TİLMÎZ ile ... )
- USTALIK ile/ve ANLAYIŞ
( PROFICIENCY vs./and PARADIGM )
- USTALIK ile/ve BECERİ
( PROFICIENCY vs./and SKILL )
- USTA/LIK ile/ve BİLGE/LİK
- USTALIK ile/ve İRFAN
- USTALIKLA ile/ve/<> USÛLÜNCE
- ÜSTE ÇIKMAYA ÇALIŞMAK ile/ve/değil/yerine SAVUNMA
- ÜSTEL FONKSİYON ile/||/<> LOJİSTİK FONKSİYON
( Üstel Fonksiyon ve Lojistik Fonksiyon arasındaki ilişki )
- ÜSTELİK ... ile HATTA ...
- ÜSTENCİL ile/ve/değil/||/<>/< DOĞRUDAN
- ÜSTENCİLİK ile/ve/||/<> KUYRUĞU DİK TUTMAK
- ÜSTESİNDEN GELMEK ile ALTINDAN KALKMAK
- ÜSTİNSAN ile/||/<> SON İNSAN
( Tanrı öldü tezi )
( Friedrich Nietzsche tarafından 1883 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1844-1900) (Ülke: Almanya) (Alan: Felsefe) (Önemli katkıları: Üstinsan, güç istenci, nihilizm) )
- ÜSTLENME ile/ve/||/<> KABULLENME
- ÜSTÜBEÇ/KİRŞEN[dvnlgttrk]/İSFÎDÂC[Fars.] ile/ve/<> ÜSTÜBEÇ MACUNU
( Boyacılıkta kullanılan, zehirli, bazik kurşun karbonat. İLE/VE/<> Üstübeç ya da tutkaldan, dövülmüş tebeşir tozu ile hazırlanan onarma macunu. )
- ÜSTÜN KAVRAMLAŞMIŞ DİL(LER) ile YETERİNCE KAVRAMLAŞAMAMIŞ DİL(LER)
- ÜSTÜN ile/ve/değil ÖTE
( [not] SUPERIOR vs./and/but BEYOND )
- ÜSTÜN ile/ve/değil ÜNLÜ
( Sakınan ve ümit edenlerin dışında kimsenin kimseye üstünlüğü yoktur. )
- ÜSTÜN" ile/değil ÜSTTE DURAN
- ÜSTÜN ile ÜSTÜN[Ar.]/FETHA
( Benzerlerine göre daha yüksek bir düzeyde olan, onları geride bırakan. | Birine ya da bir şeye göre, nitelik bakımından daha yüksek, daha elverişli olan.[FAİK] İLE Arap yazısında, bir ünsüzün, geniş, kısa ve düz [a, e] okunacağını gösteren im. )
- ÜSTÜNDE DURMAK ile ALTINI ÇİZMEK ile PEŞİNDEN KOŞMAK
- ÜSTÜNDE DURMAMA ile GEÇİŞTİRME
- ÜSTÜNDE DURMA(MA)K ile CİDDİYE ALMA(MA)K
- ÜSTÜNE GİDERLER ile/değil ÜSTÜNE GELİRLER
- ÜSTÜNE GİTMEK ile KÖŞEYE SIKIŞTIRMAK
- ÜSTÜNE TUZ BİBER EKMEK ile/ve YANGINA KÖRÜKLE GİTMEK
- ÜSTÜNE ile ÜZERİNE
- ÜSTÜNKÖRÜ ile/ve SORGULAMADAN
- ÜSTÜN/LÜK / GERİ/LİK ile/ve/değil/yerine FARK/LI/LIK
- ÜSTÜNLÜK ile AYRICALIK
- ÜSTÜNLÜK ile/değil/yerine BÜTÜNLÜK
(
)
- ÜSTÜNLÜK ile/yerine ÇEŞİTLİLİK
( SUPERIOR/ITY vs. VARIETY
VARIETY instead of SUPERIOR/ITY )
- ÜSTÜN/LÜK ile/ve/değil/yerine/||/<> FARKLI/LIK
( [not] SUPERIOR/ITY vs./and/but/||/<> DIFFERENT/DIFFERENCE, DIVERSITY
DIFFERENT/DIFFERENCE, DIVERSITY instead of SUPERIOR/ITY )
- ÜSTÜN/LÜK ile/ve/değil/yerine KAPSAYICI/LIK
- ÜSTÜNLÜK ile/değil/yerine KARŞITLIK
- ÜSTÜNLÜK ile/değil/yerine ÖNCELİK
- ÜSTÜN/LÜK ile/değil/yerine ÖZGÜVEN/Lİ
- ÜSTÜNLÜK ile/değil/yerine/>< (SADECE) BİLMENİN (BELKİ/BİRAZCIK) FARKI
- ÜSTÜNLÜK ile/değil/< YENMEK/GALEBE
- ÜSTÜNLÜK" ile/değil/yerine YÜCELİK
- ÜSTÜN/LÜK(GALİBİYET) ile/ve/değil/yerine YÜCE/LİK
- ÜSTÜN/LÜK / ALÇAK/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÖNCE/LİK / SONRA/LIK
- ÜSTÜNÜ ÖRTMEK ile GÖZARDI ETMEK
- ÜSTÜNÜZE ALMAYIN ile/ve/değil/||/<>/< SİZE YÖNELİK DEĞİL
- ÜSTÜSTE ile PEŞPEŞE[Fars. PEŞT Â PEŞT]
- USTUVÂNE KÂİME ile/||/<> USTUVÂNE MÂİLE ile/||/<> USTUVÂNE MÜSTEDÎRA ile/||/<> USTUVÂNE MUDALLA
( Dik silindir. İLE/||/<> Eğik silindir. İLE/||/<> Dairesel silindir. İLE/||/<> Çokgen prizma. )
- USÛL - ESAS ile/ve/||/<> KEM ÂLET - KEMALÂT
( Yöntem, içerikten önce gelir. İLE/VE/||/<> Yanlış ya da kötü araç/âlet ile iş çıkarılmaz, olgunluk sağlan(a)maz. )
- USÛL ile ...
( SABAH, AKŞAM VE YATSI USÛLÜ )
- USÛL ile/ve ARUZ ile/ve MAKAM ile/ve EDEB
- USÛL ile/ve ERKÂN
( Yöntemler. İLE/VE Esaslar, destekler. | Reisler. )
- USÛL ile/ve/<> FÜRÛG[Fars.]
( Yöntem. İLE/VE/<> Işık/ziyâ/nur, parlaklık, parıldayış. )
- USÛL ile/ve/||/<>/> HUSÛL
- USÛL ile/ve/değil/yerine MENHEC
( İlkelere teallük eder, eylemsel bir şey sunmaz. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Herhangi bir bilim dalına ait konunun/nesnenin bilgisini elde etme yolu. )
- USÛL ile/ve/||/<> TEAMÜL
- USÛL ile USÛL["USÜL" değil!]
( Kökler, asıllar. | Bir kişinin, anne, baba, dede ve nineleri. İLE Bir amaca erişmek için izlenen, tutulan yol, yöntem. )
- USÛL[Ar. < ASL] ile USÛR[Ar. < ASR]
( Asıllar, kökler. | Bir ilmin ya da tekniğin asıl konusundan önce öğrenilmesi gereken esas, başlangıç, bilgi. | Başlangıç. | Yol, yöntem, tertip, metod, nizam, kaide, düzen. İLE Yüzyıllar. )
- USÛLEYN:
USÛL-İ FIKIH ile/ve/||/<> USÛL-İ DİN
( USULEYN: USUL-I ISLAMIC JURISPRUDENCE vs./and/||/<> USUL-I RELIGION )
- USÛLSÜZ/LÜK ile HAKSIZ/LIK/GADR[Ar.]
( ILLEGAL vs. UNFAIR )
- USÛL-Ü FIKIH'TA:
KİTAP ile/ve/||/<> SÜNNET ile/ve/||/<> İCMÂ ile/ve/||/<> KIYAS
- ÜŞÜMEK ile/ve/> TİTREMEK
( ÂCÎŞ ile/ve/> ... )
- ÜŞÜMEK ile/ve/değil/<> ÜŞÜTMEK
- USUVV[Ar.] ile FESÂD[Ar.]
- UT ile UD[Ar.]
( Utanma. İLE Türk müziği araçlarından, iri karınlı, kirişli, çalgıçla çalınan bir çalgı. )
- UTANÇ:
BENCİL OLMAK ile/değil/ne yazık ki BENCİL GÖRÜNMEK
( [ne yazık ki] Kişiler, bencil olmaktan değil "bencil görünmek"ten utanır. )
- UTANÇ VERİCİ ile/ve/||/<> KÜÇÜK DÜŞÜRÜCÜ
- UTANÇ ile/ve/||/<> ÖZERKLİĞE KARŞI UTANÇ
- UTANIYORUM ile/değil/yerine/>< TANIYORUM!
- UTANMA ile/ve/değil/||/<>/< AĞRINA GİTMESİ
- UTANMAK/UTANGAÇ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ALÇAKGÖNÜLLÜ/LÜK
- UTANMAK ile ÇEKİNMEK
( SHAME vs. ABSTAIN )
- UTANMAK ile EDEB
( SHAME vs. BREEDING )
- UTANMAK ile/ve/değil/||/<>/< GARİPSEMEK
- UTANMAK ile GOCUNMA
( SHAME vs. TO TAKE OFFENCE (AT) )
- UTANMAK ile/ve/değil KAÇMAK
( Utanmak, başkalarından olabilir fakat en çok da kendinden kaçmaktır. )
- UTANMAK ile/ve/||/<> KENDİNE YAKIŞTIR(A)MAMAK
- UTANMAK ile/ve/||/<>/> UTANDIRILMAK
( Erdem. İLE/VE/||/<>/> Karabasan/kâbus. )
- UTAN(DIRIL)MAK ile/ve/||/<>/> UYAN(DIRIL)MAK
- UTANMAZ ile/değil/yerine ...'DAN UTANMAZ O
- UTANMAZ ile NARSİSİST
( Her utanmaz, narsisist değildir/olmayabilir fakat her narsisist, utanmazdır. )
- UTİLİTARİZM ile PRAGMATİZM
- Utksepana ile ...
( Yükselme, hurûç. )
- ÜTMEK ile ÜTMEK
( Ateşten ya da yüksek bir ısıdan geçirmek. | Bir şeyi, tüylerini yakmak için alevden geçirmek. | Taze buğday ya da mısırı, ateşe tutup pişirmek. İLE Oyunda, kumarda kazanmak, yenmek. )
- UTM/UTÜM[Ar.] ile UTUM[Ar.]
( Yabani zeytin ağacı. İLE Köşk. | Taş duvar/yapı. )
- ÜTÜLÜ ile/ve KATLI
- UV-VİS İLE IR İLE NMR İLE MS ile/||/<> SPEKTROSKOPİ TEKNİKLERİ
( Dört temel spektroskopik analiz yöntemi. )
( Formül: E = hν = hc/λ )
- UV-VİS SPEKTROSKOPİ ile/||/<> IR SPEKTROSKOPİ
( UV-Vis elektronik geçiş π→π*, IR titreşim C-H, O-H. )
( Formül: 200-800nm İLE 4000-400cm⁻¹ )
- UV-VİS ile/||/<> IR
( UV-Vis elektronik geçiş İLE IR titreşim geçişidir )
( Formül: 200-800nm İLE 2.5-25μm )
- ÜVEY ile/ve/<> TAYGELDİ
( ... İLE/VE/<> İkinci kez evlenen kadının, beraberinde getirdiği çocuk/lar. )
- ÜVEYİK ile KUSKUĞUK
( Yabani güvercin. İLE Eril yabani güvercin. )
( FÂHİTE[çoğ. FEVÂHİT], VERKA'[çoğ. VERÂKİ']["ka" uzun okunur] ile ... )
( STREPTOPELIA TURTUR cum ... )
( TURTLE DOVE vs. MALE TURTLE DOVE )
- ÜVEZ ile ÜVEZ
( Gülgillerden bir ağaç. | Bu ağacın, muşmulaya benzeyen yemişi/meyvesi. İLE Sivrisineğe benzer bir böcek. )
( MESPILUS GERMANICA cum SORBUS )
- UY(>< İN) ile/||/<> UYA(> YUVA)
( Çukur. İLE/||/<> Yuva. )
- UYAK(KAFİYE) ÇEŞİTLERİNDE:
YARIM ile/ve/<> TAM ile/ve/<> ZENGİN ile/ve/<> TUNÇ ile/ve/<> CİNASLI
( )
- UYAK/KÂFİYE ile/ve AYAK SUNMAK
( Şiirde. İLE/VE Halk şiirinde uyak. )
- UYAK ÖRGÜSÜNDE:
DÜZ ile/ve/<> ÇAPRAZ ile/ve/<> SARMAL ile/ve/<> ÖRÜŞÜK ile/ve/<> MÂNİ
( )
- UYAK(KÂFİYE) ile/ve İKFÂ
( ... İLE/VE Sesleri birbirine yakın olan harflerle uyak yapma. )
- UYAK(KAFİYE) ile SECİ
( Şiirdeki uyum. İLE Düzyazıdaki uyum. )
- UYANDIRMA" ile TETİKLEME
- UYANDIRMA ile UYARMA
- UYANIK/UYKUSUZ ile "UYANIK"
( BÎDÂR ile ZEYREK )
- UYANIK -ile
( "KUL, HAKK'I YÂD ETTİĞİ ZAMAN, HAKK'IN, KENDİNİ YÂD ETTİĞİNDEN HABERDAR OLUR" )
- UYANIK ile AYIK
( AWAKE vs. SOBER )
- UYANIK ile KÖPOĞLU
( ... İLE Kurnaz, işini bilen, düzenbaz, açıkgöz, uyanık kişi. | Hakaret içeren bir seslenme sözü. )
- UYANIK/LIK ile/ve/||/<>/> AYDIN/LANMIŞ/LIK
- UYANIK/LIK ile/ve AYIK/LIK
- UYANIK/LIK ile GERGİN/LİK
- UYANIK/LIK ile "UYANIK/LIK"
- UYANIK/LIK ile/ve YANIK/LIK
- UYANMAK ile/ve/||/<> AYDINLANMAK ile/ve/||/<> YAKALAMAK
- UYANMAK ile/ve/değil EŞİK
- UYANMAK ile/ve/değil/<> GÖZÜN AÇILMASI
- UYANMAK ile KALKMAK
( Uyanmak sözcüğü, zihin, gözler ve/ya da duyular açıldığında, baş/gövde yastıkta/yatakta olsa bile kullanılabilir. İLE Kalkmak sözcüğü ise, başın yastıktan ayrılması/kalkması, en az gövdenin yarısının doğrulması ya da tamamen yataktan uzaklaşmış olmanın karşılığıdır. )
- UYARAN ile UYARILAN
( STIMULUS/IMPULSE vs. IMPULSED )
- [ne yazık ki]
(")UYARI("):
(")AŞIRI(") ile/ve/||/<> (")YETERSİZ(") ile/ve/||/<> (")YERSİZ(") ile/ve/||/<> (")YANLIŞ(")
- UYARI/DÜZELTME ile/ve/değil SUBHANALLAH
- UYARI ile/ve/değil/||/<>/< ÇAĞRI
- UYARI ile DERECESİ
- UYARI ile/değil DİKKAT ÇEKMEK
( Kendileri ve/ya da kişilerle sorunları olanlar, dikkat çekilmesi gereken ortak konuları kişisel algılayarak anlamsız/çocukça sorunlar yaratabilirler. )
- UYARI ile/ve/değil ESPRİ
( [not] WARNING vs./and/but WIT/JOKE )
- UYARI ile/ve/değil/yerine/>< MÜJDE[Fars.]
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< Sevinç haberi, muştu. | Sevinçli, hayırlı bir haber getirene verilen bahşiş. )
( Olumsuz(luk)lara/yanlış(lık)lara/kötü(lük)lere. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< Olumlulara/doğru(luk)lara/iyi(lik)lere. )
- UYARI ile SAVUNMA
- UYARI ile/ve/<> VURGU
- UYARICI ile/ve/||/<> "AYAR VERME"
- UYARICI ile/ve/<>/> UYANDIRICI
- UYARICI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< UYARAN
- UYARI/İKAZ ile/ve/değil/yerine OLUMSUZ SONUÇLARA/SONUÇLARI İŞARET
- UYARIM ile UYARIM ile UYARIM
( Uyarma, uyarılma. İLE Uyum göstere(bile)ceğini geniş zamanlı olarak belirtmek/bildirmek. İLE Bir durum ya da ayrıntı üzerine ya da biri(leri)ne, başkasının değil benim yaptığım bildiri/anımsatma. )
- UYARLAMAK ile/değil UYGULAMAK
- UYARMAK ile/ve/değil/yerine BİLGİLENDİRMEK
- UYDU TELEFONU ile/ve/||/<> "AKILLI TELEFON"
- UYDULAR ile/ve ACE UYDUSU
( ... İLE/VE Güneşten gelen/gelebilecek etkilerin/zararların bilgisini dünyaya ileten, dünyaya en uzak mesafede bulunan tek uydu. )
- UYDUM AKILLI ile/ve YARIM AKILLI
- UYDURMA ile/değil/yerine/>< HAYAL
- UYDURMAK ile/değil/yerine DUYURMAK
- UYDURMAK ile "KAFADAN ATMAK"
- UYDURMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< OLUŞTURMAK
- UYDURMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TASARLAMAK
- UYDURMAK ile/yerine TÜRETMEK
( ... ile/yerine İHTİRA )
- UYDURMAK ile/değil/yerine UYARLAMAK
( TO IMPROVISE vs./and TO ADAPT )
- UYDURMAK ile YAKIŞTIRMAK
- UYDURMAK ile YAKIŞTIRMAK
- ÜYE ile/ve/değil/||/<>/< SEÇMEN
- ÜYELİK FONKSİYONU ile/||/<> KARAKTERİSTİK FONKSİYON
( Karakteristik fonksiyon 0 veya 1 değeri alır, üyelik fonksiyonu [0,1] aralığında sürekli değerler alabilir )
( Formül: μA: X → [0 ile1] )
( Lotfi A. Zadeh tarafından 1965 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1921-2017) (Ülke: Azerbaycan/ABD) (Alan: Matematik, Bilgisayar) (Önemli katkıları: Bulanık mantık, bulanık kümeler) )
- ÜYE/LİK ile/ve ABONE/LİK
- UYGAR/MEDENÎ ile MODERN
- UYGARLAŞMA ile/ve/||/<>/< GÖÇ
- UYGARLAŞMA ile/ve/<> UYGARLAŞAMAMA
( Nevroz doğurur.[Freud] İLE/VE/<> Yeterince uygarlaşamama, nevroz doğurur.[Adler] )
- UYGARLAŞMADA:
KILIÇ ile/ve/fakat/değil/yerine/<>/> KALEM ve KİTAP
( Başlattı. İLE/VE/FAKAT/DEĞİL/YERİNE/<>/> Yaşattı VE Sürdürdü. )
- UYGARLIK BANKASI ile İLKEL KABİLE BANKASI
- UYGARLIK/MEDENİYET ile/ve/||/<> EKİN/KÜLTÜR
( Evrensel. İLE/VE/||/<> Yerel. )
( Denetimli. İLE/VE/||/<> Bilinçdışı. )
( Toprak, kişiye aittir. İLE/VE/||/<> Kişi, toprağa aittir. )
( Uygarlık, olay ve olguları birbirinden büyük titizlikle ayırd edebilmektir. )
( Kültür, en geniş tanımıyla yaşam biçimini gösterir. )
( Kültür, insan-doğa ve kişi-kişi[toplum] ilişkilerinin toplamıdır. )
( Uygar kişi, dünyanın neresinde ve hangi kültürde üretilirse üretilsin, insanlık değerlerine sahip çıkan, onu benimseyen ve yaşamına katan kişidir. )
( Evrenseller kültürler içinde yer almış olmalıdır. )
( UYGARLIK/MEDENİYET = ZANAAT-FEN ve AHLÂK )
( MEDENİYET OLUŞTURABİLMEK İÇİN:
* TANRI/İLK İLKE,
* EVREN/DOĞA,
* İNSAN )
( Farkındalık ile. İLE/VE/||/<> Farkında olmadan. )
( Yöntemli. İLE/VE/||/<> Alışkanlıklar. )
( İnsan - İnsan ilişkisi (ile). İLE/VE/||/<> Doğa - İnsan ilişkisi (ile). )
( Sanat. İLE/VE/||/<> Zanaat. )
( Öğrenilir. İLE/VE/||/<> Yaşanır. )
( Kimsin/iz? İLE/VE/||/<> Kimlerdensin/iz? / Nerelisin/iz? )
( Uluslararası. İLE/VE/||/<> Ulusal. )
( ZAMAN: Doğrusal. İLE/VE/||/<> Döngüsel. )
( Us. İLE/VE/||/<> Us dışı. )
( Yasa. İLE/VE/||/<> Töre. )
( Medine. İLE/VE/||/<> Yesrib. )
( Çatışmalar içinde. İLE/VE/||/<> Zahmetler içinde. )
( Kâmil kültür, kendinden sonra gelecek kültürün gübresidir. )
( Gerçek üstü. İLE/VE/||/<> Gerçek. )
( Ancak, felsefenin getirebildiği/sağladığı/sunduğu. İLE/VE/||/<> Sanat ve dinin getirdiği. )
( Bilim. İLE/VE/||/<> Felsefe. )
( Saygıyla... İLE/VE/||/<> Sevgiyle... )
( CIVILIZATION vs./and CULTURE )
( MEDENİYET ile/ve HARS )
- UYGARLIKLARARASI/LIK ile/ve/<> KÜLTÜRLERARASI/LIK
- UYGARLIKTA:
SAYGI ile/ve/||/<>/> TÜZE
- GELENEK:
UYGULAMALI ile/ve/||/<>/< METİN TABANLI
- UYGULAMAYA YÖNELİK BİLGİ ile/ve SAF SOYUT BİLGİ
( PRACTICAL KNOWLEDGE vs./and PURE ABSTRACT KNOWLEDGE )
- UYGULANMAYAN AHLÂK ile/değil/yerine/>< UYGULANAN AHLÂK
( Sözü edilir fakat kendi yoktur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sözü edilmez fakat uygulanır. )
- BİLİMİNSANI:
UYGULAYICI ile/ve/değil/||/<>/< DÜŞÜNÜR
- UYGULAYICI ile/ve/<>/|| UYGULATICI
( Sanatçı, hem uygulayıcı, hem uygulatıcı olabilmelidir. )
- UYGULAYICI/PRATİSYEN HEKİM ile UZMAN HEKİM
- UYGUN OLMAK" ile/ve/değil/||/<>/< AİT OLMAK
( Bir yere "uygun olmak", oraya ait olduğumuz anlamına gelmez. )
(
)
- UYGUN OLMA/MA ile/ve/değil YETERİNCE UYGUN OLMA/MA
- UYGUN OLMAMAK ile YETERİ KADAR UYGUN OLMAMAK
- UYGUN OLMAMAK ile YETERİ KADAR UYGUN OLMAMAK
( NOT TO BE IN APPROPRIATE vs. NOT ENOUGH AS MUCH AS TO BE IN APPROPRIATE )
- UYGUN ile/ve ANIK/HAZIR[Ar.]
( Hazır olmak, olgun olmaktır. )
( Hazıra, Hızır gerekmez. )
( Hazır, huzurdadır. )
( ÂMÂDE[Fars.]: Hazır, hazırlanmış. )
( APPROPRIATE/FIT vs./and READY )
- UYGUN ile/ve İLİŞKİN
( APPROPRIATE vs./and RELATING TO )
- UYGUN ile/ve KULLANIŞLI
( APPROPRIATE/FIT vs./and USEFUL )
- UYGUNLUK KURAMI (DOĞRULUK) ile/||/<> TUTARLILIK KURAMI
( Uygunluk kuramı doğruluk gerçeğe uygunluk İLE tutarlılık kuramı doğruluk iç tutarlılıktır. Uygunluk dış dünya ile uyum İLE tutarlılık sistem içi uyumdur. Uygunluk klasik İLE tutarlılık tutumlu yaklaşımdır. )
- UYGUNLUK ile/ve/||/<> BECERİ
( LİYÂKAT ile/ve/||/<> MEZİYET )
- UYGUNLUK ile/ve/<>/>< ENGEL
- UYGUNLUK ile/ve GEÇERLİLİK
( APPROPRIATENESS vs./and VALIDITY )
- UYGUNLUK ile/ve/||/<> ÖRTÜŞME
- UYGUN/LUK ile/ve TUTARLI/LIK
( SEZÂ ile/ve ... )
( CORRESPONDENCE vs./and COHERENCE )
- UYGUNLUK ile UYGUNSUZLUK
( APPROPRIATENESS vs. IMPROPRIETY )
( EUSKHEMOSYNE ile ASKHEMOSYNE )
- UYGUNLUK ile/ve YAKINLIK
( APPROPRIATENESS vs./and CLOSENESS )
- UYGUR HARFLERİYLE YAZILMIŞ ARAPÇA METİN ile/ve ARAP HARFLERİYLE YAZILMIŞ UYGURCA METİN
- UYGURLAR ile/ve/||/<>/> KARAHANLILAR ile/ve/||/<>/> SELÇUKLULAR ile/ve/||/<>/> OSMANLILAR ile/ve/||/<>/> TÜRKİYE
( 742 - 840 ile/ve/||/<>/> 840 - 1212 ile/ve/||/<>/> 1212 - 1299 ile/ve/||/<>/> 1299 - 1923 ile/ve/||/<>/> 1923 - ~ )
- UYKU:
TEK FAZLI(MONOFAZİK) ile/ve/||/<> ÇOK FAZLI(POLİFAZİK)
( Tek sefer yatağa gidip gün içinde tek bir uyku alma davranışıdır.["Saf monofazik uyku", "kuasi monofazik uyku" ve "yarı monofazik uyku" biçiminde alt başlıkları da bulunmaktadır.] İLE/VE/||/<> Gün içinde birden fazla kez, daha kısa süreler boyunca uyuma davranışıdır.["Saf", "kuasi" ve "yarı" biçimde üç alt başlığı bulunmaktadır.] [Saf polifazik uykuda, her dört saatte bir uyunurken, kuasi polifazik uykuda, 24 saatlik gün içinde eşit aralıklarla dağılmamış biçimde uyunur.][Polifazik uykunun genellikle çocuklarda görülen en yaygın örneği ise, günde iki ayrı kez uyuma düzeni olan bifazik uykudur.] )
- UYKU/UYUMA ile/ve ÖĞLE UYKUSU
( Uyku Eksikliği, Gövdenizde, Nelere Neden Oluyor? )
( ... ile/ve MAKİL )
- UYKU ile/ve KIŞ UYKUSU
( SLEEPING vs./and HIBERNATION )
- UYKU ile/ve LETARJİ
( ... İLE/VE Çok uzun süren, derin uyku hali. | Uyuşukluk, atâlet. )
( Uykuya dalış süresi ortalama yedi dakikadır. )
( NEVM, NÜÂS, RAKDE, SİNE ile/ve ... )
( HÂB ile/ve ... )
( SLEEP vs./and LETHARGY )
- UYKU ile/ve/değil/||/<>/>/< ÖYKÜ
- UYKU ile TEŞTİYE[< ŞİTÂ]
( ... İLE Kışın uyuyacak olan hayvanların uykusu. )
- UYKU ile UYKU SAYRILIĞI
( ... İLE Botswana'nın Okavanga vadisinde bulunan çeçe[tsetse] sineğinin bulaştırdığı bu hastalık, kurtuluşu olmayan ve ölümle sonuçlanan bir hastalıktır.[Bu hastalığa tutulan kişi, sürekli uyur, uyanınca acıkır, yemek yer ve tekrar uyur. Zaman içinde, aşırı şişmanlamadan dolayı da çatlarmış.] )
- UYKUDAN) UYANMAK ile/ve/<>/< BİLMEK
( Göz ile değil! İLE/VE/<> Söz ile değil! )
- UYKUNUN KAÇMASI ile/ve UYKUNUN AÇILMASI
- UYKUSUZLUK EŞİĞİ ile ...
( En fazla 11 gün [olabilir]. [Çok uzun süre uykusuz olduğunu düşünen/söyleyenlerin durumu uykuyu algılayamama sorunudur.] )
- UYKU/UYUMA "YÖNELİMİ/İSTEĞİ" ile/ve/değil/||/<>/< SOĞUKTA DONMAK
- UYLUK/OYLUK ile/ve BALDIR/İNCİK/SÂK[Ar.]
( Kalçadan dize kadar olan bölüm. İLE/VE Dizle ayak bileği arasındaki bölümün arkasındaki bölüm. )
( AZM-İ FAHZ ile/ve AZM-İ KASABA )
( THIGH vs./and CALF, SHANK/SHIN
[Alm..] OBERSCHENKEL mit/und WADE )
( CUISSE avec/et MOLLET )
( MUSLO con/y PANTORRILLA )
( COSCIA con/e POLPACCIO )
- UYMAK ile/ve/||/<>/< AYAK UYDURMAK
- UYMAK ile KARŞILIK BULMAK
- UYMAMAK ile AYKIRI OLMAK
- UYMAZ" ile "TERS DÜŞER"
- UYMAZ ile/ve/değil/||/<>/< "UYUMAZ"
- UYUKLAMA/UYKUNUN GELMESİ ile İÇ/İNİN GEÇMESİ
- UYUM DAVALARI/SAVUNMALARI ile/>< KOPUŞ DAVALARI/SAVUNMALARI
( Savunma Saldırıyor - Jacques Verges - Metis Yay. )
- UYUM ile/ve/||/<>/> ÇATIŞMA ile/ve/||/<>/> ÇÖZÜLME
- UYUM ile/ve ÇELİŞKİLİ UYUM
( HARMONY vs./and CONTRADICTED HARMONY )
- UYUM ile/ve/<> DENGE
( Her varolan, öteki bir varolan ile uyum içindedir. )
( Uyumun içinde, korkuya yer yoktur. )
( Şehvet gibi ateş, nefret gibi kötülük, uyumsuzluk gibi acı ve aydınlanma gibi de sevinç yoktur. )
( En büyük hastalık, doyumsuz istekler; en büyük acı da uyumsuzluktur. )
( Sarı, öğle güneşinin rengi yani orta noktanın ve dengenin simgesidir. )
( Gerçek, Sattva'dan ötededir. )
( İFRÂT[< FART] - İTİDAL - TEFRİT )
( Tamas donuklaştırır, rajas çarpıtır, sattva uyumlu kılar. )
( İnsan-altı olanlar, Tamas'ın ve Rajas'ın egemenliği altındalardır; kişiler ise Sattva'nın. )
( Berraklık ve yardımseverlik, zihni ve eylemi etkilemesinden dolayı Sattva'dır. )
( Sattva'nın olgunlaşmasıyla tüm arzu ve korkular son bulur. )
( Tamas obscures, rajas distorts, sattva harmonises. )
( Every being is compatible vs. every other being.
In harmony there is no place for fear.
The sub-human - the 'humanoids' - are dominated by tamas and rajas and the humans by sattva.
Clarity and charity is sattva as it affects mind and action.
With the maturing of the sattva all desires and fears come to an end.
The real is beyond sattva. )
( HARMONY vs./and/<> BALANCE )
( SOPHROSYNE: İtidal. )
( RAJAS - SATTVA - TAMAS )
- UYUM ile/ve EŞ ZAMANLAMA
( HARMONY vs./and SYNCHRONIZATION )
- UYUM ile/ve/||/<> EŞZAMANLILIK
- UYUM ile/ve/||/<>/> EVRENSEL/KOZMİK UYUM
- UYUM ile/ve EYLEME GEÇMİŞ UYUM
( Dinler, hakikatlerini, eylem içinde [sessiz eylem içinde] gösterirler. )
( HARMONY vs./and HARMONY IN ACT
Religions show their true face in action, in silent action. )
- UYUM ile/ve/||/<> SENTEZ
- UYUM ile/ve/<> TEVHİD
- UYUM ile/ve TINLAMA
( HARMONY vs./and RESONANCE )
(1996'dan beri)