
Nesneler(Doğa ve üretim nesnelerini keşfedelim mi?)
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibariyle 6798 başlık/FaRk ile birlikte,
6797 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(23/29)
- SAYIM/TÂDÂT[Ar.] ile SAYIMLAMA/SAYIMBİLİM/İSTATİSTİK ile SAYIŞ ile SAYIŞMA
( Sayma eylemi. İLE Bir dizi olayın ya da sayı ile gösterilen olguların, yöntemli öbekleştirilmesine dayanan ve ilkelerini, olasılık kuramlarından alan, matematiğin uygulamalı dalı. İLE Sayma eylemi ya da biçimi. İLE Takas. | Çocuk oyunlarında, sayı sayarak, ebeyi belirleme. )
- SAZ ile/ve/<> TOTORA
( ... İLE/VE/<> Bolivya'da bulunan Titicaca Gölü'nün Peru bölümünde bulunan Suriqui Adası'nda bulunan sazlara yerel dilde verilen ad. [Bu adada yaşayanlar, sazdan sandal yapma tekniğini dünyada en iyi uygulayan kişilerdir.] )
- SCHRODINGER DENKLEMLERİ ile/ve/||/<> PAULI DIŞLAMA İLKESİ
( [olmasa ...] Madde yok. İLE/VE/||/<> Kuvvet yok. )
- SCOOTER[İng.]/TROTİNET[Fr.] değil/yerine/= KAYKAY
( Bir ayakla üzerine binilip öbür ayakla yeri teperek yol alınan ve bir yönetme kolu ile arka arkaya iki tekerleği bulunan araç ve çocuk oyuncağı. )
- ŞE / BİŞEY/BİŞE/BİŞİ/BİŞİY değil ŞEY / BİR ŞEY
- ŞEB-ÇERAĞ ile ...
( ONİKİ KÖŞELİ KANDİL | GECE ÇIRASI, GECE PARLAYAN YAKUT VE İNCİ )
- ŞEBEKE[Ar.]/NETWORK/WEB[İng.] değil/yerine/= AĞ
( Ülke çapında yaygınlaştırılmış ulaşım ve iletişim örgüsü, ağ. | Üniversite öğrencilerinin kimlik kartı. | Birbiriyle bağlantılı ve gizli çalışan kişilerin tümü. )
- ŞEBEKE[Ar.] değil/yerine/= ÖRÜKE
- ŞEC ile ŞECC
( ... İLE Geminin, denizi yararak yol alması. )
- SECCÂDE[Ar.]/NAMAZLIK değil/yerine/= YAYGI
- SEÇENEK ile/değil/yerine OLASILIK
- SEÇMEK/SEÇİLMİŞ ile/ve/değil AYIKLAMAK/AYIKLANMIŞ
( [not] TO CHOOSE vs./and/but TO SORT )
- ŞEDD ile ...
( SIKI BAĞLAMAK | BOYUN ATKISI, KUŞAK | TASVİR )
- SEDEF ile İNCİ
( MOTHER OF PEARL vs. PEARL )
- SEDÎL[Ar. çoğ. SEDÂİL] ile SEDÎR[Ar. < SADR]
( Askı, perde, zar, örtü. İLE Odanın baş tarafına konulan döşenmiş kerevet. | Karyola. )
- SEDİR[Fr. < CEDRE] ile AKSEDİR
( Kozaklılardan, çiçekleri sarı ya da açık yeşil renkli, boyu 40 metre kadar olabilen ve kerestesi yapı işlerinde kullanılan bir orman ağacı. İLE Kaplaması mobilyacılıkta kullanılan, açık kahverengi öz odunlu olan bir ağaç. )
( CEDRUS cum THUYA OCCIDENTALIST )
- SEDİR[Ar. < ŞADR] ile SEDİR/DAĞSERVİSİ
( Kol koyacak yeri olmayan, arkalıksız, üstü minderli ve yastıklı olabilen kerevet, divan. İLE Kozalaklılardan, boyu 40 m. kadar olabilen ve kerestesi, yapı işlerinde kullanılan bir orman ağacı. )
- SEDİR ile SEKİ
- SEDYE[İt.] değil/yerine/= KATLANABİLİR YATAK
- SEFÂLET ile/ve/değil İÇ SEFÂLET
- ŞEFFAF[Ar.]/TRANSPARAN[İng.] yerine SAYDAM
- ŞEFKÂT ve/=/||/<> BAKIM/ÖZEN(İHTİMAM)
- PARÇA/SEGMENT[İng.] ile/ve/değil/||/<> SEKME/TAB[İng.]
( Bölüm. | Kesit. | Parça. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Bölüm. )
- SEHİM/SEHM[Ar.] değil/yerine/= PAY
( Pay/hisse karşılığı/bedeli. | Pay. | Yüksek çelik binaların tepesinin sürekli olarak sağa sola yaylanması. )
- SEHİM/SEHM ile/||/<> TEZYÎD
( Hisse, pay. İLE/||/<> Artırma. )
- SEHPA[Fars.] ile MASA[Yun.]
- ŞEHRİYE[Ar. ŞARİYE] ile MAKARNA[İt. MACCHERONE | İng. PASTA]
( Çorba ve pilavda kullanılan, türlü biçimlerde kesilerek kurutulmuş buğday unu hamuru. İLE İrmik ya unla hazırlanmış türlü biçimlerdeki kuru hamur. | Bu hamurdan yapılan yemek. | İtalyan Lireti. )
- ŞEHVET ile ...
( AŞIRI İSTEK | MADDEYE OLAN BAĞIMLILIK | NEFİS )
- ŞEHVETTEN ile/ve/değil/yerine AŞKTAN
( Beşer doğulur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE İnsan olunur. )
( Geçici. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Kalıcı. )
( Beşeri aşk. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Kendi. | Tüm yetkin olanlar. )
( Mülkiyet. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Özgürlük. )
- ŞEKEL ile/ve/||/<>/> MANA
( 1 gümüş birimi. [60 tabanlı] İLE/VE/||/<>/> 60 Şekel. )
- ŞEKER ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SABUN (OYUNU)
- SEKİ ile SEKİ/L
( Evlerin önüne, oturmak için taş ve çamurdan yapılan yer. | Oturulacak sedir biçiminde taş ya da set. | Toprak üstündeki yükseklik, doğal set. | Akarsuların iki yakasındaki yamaçlarda, bazı deniz ve göl kıyılarında görülen basamak biçiminde yeryüzü şekli, set, taraça, teras. İLE Atın ayağında, genellikle bileğe ya da dize kadar çıkan beyazlık. )
- ŞEKİL-ŞEMÂİL/ŞEKLİ-ŞEMÂİLİ (ARAMAK/İSTEMEK | OLMAMASI)
- ŞEKİL ile/ve/değil/<> DESEN
- ŞEKLEN[Ar.] ile ŞEKLÎ[Ar.]
( Biçim bakımından, biçim yönünden. İLE Biçimle ilgili, biçimsel. )
- SEKME ile SAPMA
- SEKMEK ile/ve/||/<> TEPMEK
- SEKSİYON[Fr., İng. SECTION] değil/yerine/= BÖLÜM
- SELE ile SELE[Lat.] ile SELE/SERE
( Yayvan sepet. İLE Çifttekerin, oturulacak yeri. İLE Açık duran başparmağın ucundan, göstermeparmağının ucuna kadar olan uzaklık. )
- ŞELEK ile ŞELEK
( Sırtta taşınan yük. İLE Boynuzunun biri kırık hayvan. )
- SELEKTÖR[Fr., İng.] değil/yerine/= SEÇİCİ
( Tahılı, yabancı maddelerden ayırmak için kullanılan aygıt. | Araba farlarının, uzun ya da kısa uzaklıkta yanmasını sağlayan aygıt. )
- SELEM[Ar.] ile SELEM[Ar.]
( Diş gediği. İLE Peşin para ile veresiye mal alma. )
- SELFI(E) değil/yerine GÖRÇEK/ÖZÇEKİM/KENDİCE
- SELOFAN ile SELÜLOİT
( Selülozdan yapılmış, ince, saydam, ambalaj yapımında kullanılan tabaka. İLE Nitroselüloz ile kâfurdan oluşan, fotoğraf kâğıdı, sinema filmi, bilardo yuvarlağı, tarak gibi şeylerin yapımında kullanılan plastik madde. )
- SELÜLOZ[Fr.] ile KOLODYUM[Lat.]
( Bitkilerde, göze yapısının büyük bir bölümünü oluşturan, kâğıt, yapay ipek ve patlayıcı maddelerin yapımında kullanılan bir karbonhidrat. [C6H10O5]n. İLE Fotoğraf makinesi camı yapımında ve cerrahlıkta kullanılan, alkol ve eter karışımı içinde sıvı durumuna getirilen nitroselüloz. )
- ŞEM ile ...
( Mum. )
- ŞEMAL" değil ŞEMAİL
- SEMEN-İ HÂL ile/ve/||/<> SEMEN-İ MİSL ile/ve/||/<> SEMEN-İ MÜSEMMÂ ile/ve/||/<> SEMEN-İ RÂİYE
( Peşin olan değer. İLE/VE/||/<> Bilirkişi tarafından, gerçek değerini belirleme. İLE/VE/||/<> İki tarafın isteğiyle verilen değer. İLE/VE/||/<> Geçer değer, sürümü olan değer. )
- ŞEMME[Ar.] ile (ŞEMME-İ MUHAMMED) ile ...
( Bir kere koklama. | Pek az şey, zerre. İLE Koku. (HZ. MUHAMMED'İN KOKUSU) )
- ŞEMSE ile/||/<> SALBEK ile/||/<> TIĞ
( Süslemede kullanılan oval, dairesel biçimde dilimli ya da düz motifler. İLE/||/<> Şemsenin iki ucunda bulunan, tepelik biçimindeki uzantılar. İLE/||/<> Tezhipte, desenin bitiminde; ciltte, şemse ve köşebent kenarlarında kullanılan yardımcı süsleme motifi. )
- ŞEMSİYE[Ar.] değil/yerine/= GÜNEŞLİK/GÜNCEK
- ŞEMSİYE ile TİMKAT
( ... İLE Kudüs'te kullanılan rengârenk şemsiyelere verilen ad. )
- ŞEMSİYE ile/ve/||/<> YELPAZE
- SENCE ile ...
( Cam ağırlıklardır ve paraya ölçü oluştururlardı. Değerli madenden basılan sikkeye ölçü oluşturmak amacıyla yapılmış ağırlık ölçüleridir. [Bizans sencelerin Bizans dinarı solidus ile aynı ağırlıkta olduğu ve 68 habbeye[4,406 gram], Araplar'daki Dirhem'in ise 66 Habbe'ye[4,276 grama] karşılık geldiğini göstermektedir.][İslâmî Sence'ler, zamanla gelişerek klasik biçimlerine kavuşmuştur. Kimilerinin üstünde halife, vali, imam ya da şurta adlarıyla Aslahü Allah, Ekremehü Allah, Emta' Allah Lehü gibi Arapça yazılar ve Kur'an'dan ibareler yer alır. Genelde sadece tek yüzüne damga vurulan Senceler'in iki yüzünün de damgalanmasına Abbasiler döneminde başlanılmıştır. Bu dönemde sikkenin bir yüzüne Kelime-i Tevhid, öteki yüzüne halife, vali, imam, şurta, vb. adları basılırdı. Sencelerdeki renkler, üretim sırasında katılan hammaddeye göre değişiklik göstermiş, mavi renkteki senceler krom oksitten, kehribar rengi kükürt ve karbondan, koyu mavi senceler ise manganezden elde edilmiştir.] )
- SENİ, SENDEN EDEN ile/değil/yerine SENİ, SEN EDEN
- SENKRONİZASYON[İng. < SYCHRONIZATION] değil/yerine/= EŞLEME
- SENSOR[İng.] değil/yerine/= DUYAR
- SEPET[Fars. < SEPED] ile AĞKER
( Saz, kamış, ince dal ya da tellerden hasır biçiminde örülerek yapılan, genellikle sapı olan, yiyecek ve eşya taşımak için kullanılan kap. | Bu kabın aldığı ölçüde. | Bu kap biçiminde örülerek yapılmış. | Sazdan örülmüş balık kapanı. | Motosikletin yan tarafında bulunan, tek yolcu taşımak üzere hazırlanmış ayrı bölüm. | Basketbolda sayı kazanmak için, içine top atılmaya çalışılan demir çembere geçirilmiş altı açık ağ. İLE ... )
- SEPET ile BOTSWANA SEPETİ
( ... İLE Ünlü olan bu sepetlerin üzerindeki süslemeler, "zürafanın gözyaşları", "boğa sidiği izi", "zebra ahı" gibi ilginç adlar taşımaktadır. )
- SEPET ile İŞPORTA[İt.]
( ... İLE Gezici satıcıların mallarını koymaya yarayan, yayvan sepet ya da bu işi gören, ona benzer araç, sergi, tezgâh. | Açıkta yapılan satış. )
- SEPET ile KAZEVİ[Ar. < GAZEVÎ]
( ... İLE Saz ya da kamıştan örülmüş büyük sepet. )
- SER[Fars.] ile SER/SERA[Fr.]
( Baş, kafa. | Başkan. İLE Limonluk. )
- [ne yazık ki]
SERA GAZI SALIMINDA:
1990 ile/ve/||/<>/> 2002 ile/ve/||/<>/> 2016
( )
- SERAMİK ile/ve ÇİNİ
- SERAMİK ile/||/<> LAKABİ
( ... On ikinci yüzyılda Selçuklular döneminde İran'ın Kaşan kentinde üretilen bir tür seramik. )
- SERAMİK[Fr. < Yun.] ile PORSELEN[İt.]
( Yüksek ısıda pişirilmiş toprak, fayans, porselen yapımıyla ilgili olan. | Yüksek ısıda pişirilmiş topraktan yapılan vazo, çanak, çömlek gibi nesne. İLE Kaolinden yapılma, beyaz, sert ve yarı saydam çömlek hamuru. | Bu hamurdan yapılmış çanak, çömlek. )
- SERAMİK ile RAKU
( ... İLE Japon işi seramik kap. )
- SERAMİK'TE:
İZNİK ile/ve KÜTAHYA
- SERAMİKTE:
ONARIM ile/ve/||/<> KINTSUGI
( ... İLE/VE/||/<> Japon seramik sanatında, kırılan ya da çatlayan parçaları daha anlamlı ve değerli duruma getirmek için hasarlarını göstererek toz altın ile onarma sanatı. )
- SER-Â-PÂ[Fars.] değil/yerine/= BAŞTAN BAŞA/AŞAĞI/AYAĞA, HEPSİ, TÜMÜ
- SERÇE PARMAK ile/ve/||/<>/> BAŞ PARMAK ile/ve/||/<>/> ÜÇ PARMAK ile/ve/||/<>/> YUMRUK ile/ve/||/<>/> İŞARET-SERÇE PARMAK ARASI ile/ve/||/<>/> KARIŞ
( 1 cm. İLE/VE/||/<>/> 2 cm. İLE/VE/||/<>/> 5 cm. İLE/VE/||/<>/> 10 cm. İLE/VE/||/<>/> 15 cm. İLE/VE/||/<>/> 20 cm. )
( )
- SEREN ile GABYA
( Yelkenli gemilerde, üzerine dört köşe yelken açmak ve işaret kaldırmak için direğe yatay olarak bağlanılan gönder. | Konut kapılarında, menteşe ve kilidin takıldığı, düşey konumdaki kalın parça. İLE Ana direklerin üzerine sürülen çubuklara ve ana direklerin üstlerinde bulunan serenlere verilen ad. )
- SERE/SELE ile ...
( Açık duran başparmağın ucundan, gösterme(işaret) parmağının ucuna kadar olan uzaklık. )
- SEREYANÎ ile CİVÂRÎ
- SERGİLEMEK ile PAYLAŞMAK
( TO EXHIBIT/DISPLAY vs. TO SHARE )
- SERGİN ile SERGİN
( Serilmiş olan. İLE Yatan sayrı. )
- SERİ[Fr.]/SERIAL[Ing.] değil/yerine/= DİZİ
( SERIAL vs. STRING )
- SERİ[Ar.] değil/yerine/= HIZLI
- SERÎR ile ...
( TAHT | YATILACAK YER )
- ŞERİT ile ÇİZGİ
- SERMEK ile "SERMEK"
( Asmak. | Gösterme amacıyla asmak ya da yaymak. | Kurutmak için düz bir yere yaymak. | Açarak yaymak ya da döşemek. | Boylu boyunca yere yatırmak, düşürmek ya da hırpalamak. İLE Boşlamak, savsamak. )
- SERPANTİN[Fr.] değil/yerine/= ŞERİT | ISITICI | YILANTAŞI
( Eğlencelerde kullanmak için kendi üzerine sarılarak hazırlanan, savrulduğunda çözülen, renkli kâğıttan yapılmış, ince ve uzun şerit. | Kalorifer döşemesinde, bükülmüş borularla yapılmış ısıtıcı. | Yılantaşı. )
- SERPİLME ile/||/<> SAÇILMA
- SER-PÛŞ değil/yerine/= BAŞLIK
( BAŞA GİYİLEN ŞEY, BAŞLIK )
- SERPUŞ[Fars.] değil/yerine/= BAŞLIK
- SERT ile KALIN
- SERT ile/ve/değil PÜRÜZLÜ/TIRTIKLI
- SERT ile SIKI
( HARD vs. TIGHT )
- SER-TÂC ile ...
( BAŞ TÂCI OLAN, ÇOK SEVİLEN, SAYILAN )
- SERTİFİKA[Fr.]["SERFİTİKA" değil!]/DİPLOMA[Yun.] ile ÖĞRENİM BELGESİ/ÖĞRENİBELGE
- SERTİFİKA ile BRÖVE
- SERT/LİK ile YOĞUN/LUK
- SERVER[Fars.] ile SERVER[İng.]
( Baş. İLE Sunucu. )
- SERVET[Ar.] ile/değil/yerine/hem de/||/<>/>< SERMAYE[Fars.]
( FORTUNA: Kader. | Servet. )
( WEALTH/FORTUNE vs. CAPITAL )
( ... mit VERMÖGEN )
( ... avec FORTUNE/BIENS )
- SERVET ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SERMAYE
( Hangi amaç ve/ya da bağlamda kullanılmasına bağlıdır. )
- SERVET[Ar.] değil/yerine/= VARLIK
- SES DUVARINI AŞAN İLK NESNE:
UÇAK değil KIRBAÇ
( 7 bin yıl önce, Çin'de icat edilmiştir. Kırbaç "şaklaması"nın, mini bir ses duvarı patlaması olduğunun anlaşılması ancak 1927'de yüksek hızda fotoğrafçılığıyla sağlandı. )
- SES DUVARINI GEÇEN İLK UÇAK VE PİLOT
( BELL XI - CHUCK YEAGER [1947] )
- SESBİLİMSEL ÖLÇÜT ile ...
- SESİMİZİ:
DOĞRUDAN DUYMAK ile/ve/||/<> KAYIT ARACINDAN DUYMAK
( Ses Kaydımızı Dinlediğimizde Sesimizi Neden Kendi Duyduğumuzdan Farklı Algılarız?
Ses, havada basınç dalgaları oluşturarak yayılır. Kulağımıza ulaşan ses dalgaları, kulak kanalı boyunca ilerler ve iç kulaktaki koklea olarak adlandırılan salyangoz şeklindeki yapıda bulunan tüy hücreleri tarafından algılanır. Tüy hücreleri, ses dalgalarını, sinir iletilerine dönüştürür. Bu sinyaller, sinir hücreleri tarafından beyne iletilir ve böylece ses duyulmuş olur.
Kendi ses kaydımızı dinlediğimizde, çoğunlukla duyduğumuz sesten rahatsız olur ve kayıttakinin kendi sesimize benzemediğini düşünürüz. Çünkü, normalde kendi sesimizi iki biçimde algılarız. Konuştuğumuzda oluşan ses dalgaları öteki dış kaynaklı sesler gibi havada yayılırken kulağımıza ulaşır ve kokleadaki tüy hücreleri tarafından algılanır. Ancak, ses dalgalarını oluşturan ses telleri titreştiğinde, bu titreşimler, boynumuzdaki ve başımızdaki kemikler tarafından da iletilir. Kokleaya ulaşan bu titreşimlerin frekansı havada yayılan sesin frekansından daha düşüktür. Kendi sesimizi bu iki farklı yoldan ulaşan ses dalgalarının birleşimi şeklinde algılarız.
Ses kayıt araçları, sadece havada yayılan ses dalgalarını algıladığı için sesimizin vücudumuzun içinde iletilen bileşenini duyamamış oluruz. Dışarıdan gelen sesleri engelleyen kulaklıkları taktığımızda ise sadece "kendi iç sesimizi" algılarız. )
- ŞEŞPER[Fars.] değil/yerine/= TOPUZ
( Savaş araçlarından, altı dilimli topuz. İLE ... )
- SESSİZ ADÂLET ile/ve SESLİ ADÂLET
( Para. İLE/VE Yöneticiler. )
( QUIET JUSTICE vs./and VOICED JUSTICE
Money. WITH/AND Directors. )
- SETİR[Ar.] değil/yerine/= ÖRTME, GİZLEME
- SETR ile KÜFR
- [SEVGİLİNLE/EŞİNLE] TEK KİŞİLİK YATAKTA, BİRLİKTE UYUMAK/YATMAK ile ÇİFT KİŞİLİK YATAKTA, BİRLİKTE UYUMAK/YATMAK
- [SEVİŞİRKEN/DÜZÜŞÜRKEN] YATAĞI:
DİKİNE KULLANMAK ile/ve/yerine YATAY KULLANMAK
( Yatak gıcırtısından kurtulmak için. )
- SEVİYE ile/ve/||/<> DERİNLİK
- SEVİYE[Ar.] değil/yerine/= DÜZEY
- ŞEY:
CİSİM ANLAMINDA ile/ve VAR ANLAMINDA
( THING: MEANING IN SUBSTANCE vs./and MEANING IN EXISTS )
- ŞEY/EŞYA[çoğulu] ile/ve "DIŞ DÜNYA"
- ŞEY ile/ve NESNE
( ... İLE/VE Bükülmüş zaman ve mekân, uzayın yoğunlaşması. )
( THING vs. OBJECT )
- ŞEY ile/ve/||/<> NESNE ile/ve/||/<> GÖSTERGE
( )
- ŞEY = THING[İng.] = CHOSE[Fr.] = DING[Alm.] = RES[Lat.] = ENS[Skolastik'te]
- ŞEY ile/ve/değil/yerine/||/<> ÜRÜN
- ŞEY/LER ARACILIĞIYLA KENDİNDEN HOŞLANMAK ile/ve/yerine/değil ŞEY(LER)DEN HOŞLANMAK
( Bir şeyden hoşlanmaktan söz edilir, doğrusu, bu şey aracılığıyla kendinden hoşlanmasıdır. )
- ŞEYLERİ:
HAYAL ETTİĞİMİZ GİBİ GÖRMEK yerine (ONLARI) OLDUKLARI GİBİ GÖRMEK
( Hayal ettiklerinizin varlığını reddetmeniz daha akıllıca olurdu. )
( Eğer kendinizi her zaman sınamazsanız, gerçek ile hayali ayırt edemezsiniz. )
( Sizi kendinize karşı kör eden, sizin davranışlarınızdır. )
( Düşüncelerinizi ve duygularınızı, sözlerinizi ve eylemlerinizi yakından izlemedikçe ve nedenini ve nasılını bilmeden sizde meydana gelen değişimlere hayretle bakmadıkça, gerçeğe vardığınızı nasıl söyleyebileceksiniz? )
( Düşünülüp hayal edilebilen hiçbir şeyin kendiniz olamayacağını bir kez anladığınızda, imgelemelerinizden kurtulmuş olursunuz. )
( You would be wiser to deny the existence of what you imagine.
If you do not test yourself all the time, you will not be able to distinguish between reality and fancy.
It is your behaviour that blinds you to yourself.
How do you know that you have realised unless you watch your thoughts and feelings, words and actions and wonder at the changes occurring in you without your knowing why and how?
Once you have understood that nothing perceivable, or conceivable can be yourself, you are free of your imaginations. )
( THE THINGS: TO SEE WHAT EVER THEY ARE, AS BEING instead of TO SEE HOW YOU IMAGINE/DREAM )
- ŞEYLERİN DÜZENİ ve/||/<>/= DÜŞÜNCELERİN DÜZENİ
- ŞEY/LİK ile/ve/+ ŞEY ile/ve/+ ŞEY
( THE THING/NESS vs./and THE THING + THE THING )
- SEYREK ile AZ
- SEYREK >< SIK
( Benzerleri ya da parçaları arasında çok aralık bulunan, aralıklı. | Çok bulunmayan, az rastlanan. | Uzun zaman aralıklarıyla, arada sırada. | Aralıklı olarak, aralıklı bir biçimide. İLE Benzerleri ya da parçaları arasında çok az aralık bulunan. Çok bulunan, çok rastlanan. | Kısa zaman aralıklarıyla, az aralıklarla. | Aralıksız olarak. )
- SEYREKLEŞME ile/değil SEYRELME
( Özellikle saçlar için... )
- SEYR-Ü-SEFER[Ar.]/TRAFİK[Fr., İng.] değil/yerine/= GİDİŞ-GELİŞ
- ŞEYSİ" değil ŞEYİ
- SEYYAH ile/ve/||/<> SEYYAR
- SEYYÂL[< SEYELÂN] ile LÂTİF
( Akıcı, akan. | Akışkan. İLE Yumuşak, hoş, güzel, nazik. | İnce. )
- SEYYANEN[Ar.] değil/yerine/= EŞİT OLARAK
- SEYYÂR[Ar. < SEYR] değil/yerine/= GEZGİN/GEZİCİ
( Belirli bir yeri olmayan. | Kolay taşınabilen, katlanarak taşınabilir olan. )
- ŞİÂ'[Ar. < ŞUÂ] ile ŞÎA/ŞİYA/EŞYÂ[Ar.]
( Işın, güneşten ya da başka bir ışık kaynağından uzanan tel ışıklar. | Vektör. İLE Taraflılar, yardımcılar (topluluğu). | Hz. Ali taraflısı. | Şiîlik. )
- SİBİRYA'DA:
ÖZEL ARAÇ ile/ve/değil/<> TAKSİ
- SICACIK ile SICAKÇA
( Yeterli derecede ve hoşa giden bir sıcaklığı olan. İLE Biraz sıcak, sıcağa yakın. )
- SICAKLIKÖLÇER/TERMOMETRE[Fr. < Yun.] ile YÜKSEK SICAKLIKÖLÇER/PİROMETRE[Fr.]
( Sıcaklıkölçer. İLE Çok yüksek sıcaklıkları ölçmeye yarayan aygıt. )
- SIÇANKULAĞI/FAREKULAĞI ile SIÇANKUYRUĞU
( Çuhaçiçeğigillerden, tohumu, kuşyemi olarak kullanılan bitkilerin cins adı. | Yabanimercanköşk. İLE Delikleri genişletmek için kullanılan, konik ve uzun bir tür törpü. )
( ANAGALLIS | ... cum ... )
- SİCİM ile ISPAVLİ[İt.]
( ... İLE Gemilerde kullanılan, bir çeşit kalın sicim. )
- ŞİDDET[Ar. < ŞEDD] değil/yerine/= YEĞİNLİK
( Yeğin olma durumu. | Bir etkinliğin ya da bir gücün derecesi. | Bir ses çıkarılırken algılanan ve titreşimlerin genliğinden kaynaklanan özellik. )
- SIDKIN SIYRILMASI ile/ve/<> GÖZÜNDEN DÜŞMEK
- SIFAT ile NİTELİK
( CAPACITY vs. QUALITY )
- SIFIR BİÇİM ile SIFIR TÜRETİM
( ZERO MORPH vs. ZERO DERIVATION )
- ŞİFONYER[Fr. CHIFFONNIER] değil/yerine/= DOLAP
( Çekmecelerine, çamaşır konulan dolap. )
- ŞİFRE[Fr. CHIFFRE] = KOD[Fr., İng. CODE]
( Gizli haberleşmeye yarayan işaretlerin tümü, kod. | Gizliliği olan kasa, kapı, çanta vb. şeylerin açılması için gereken rakam/harf. )
- ŞİFRE ile/ve/değil KAPI
- SİFTAH[Ar. < İSTİFTAH] değil/yerine/= İLK ALIŞVERİŞ/İLK KEZ
( Siftah etme. | Başlama, başlanılma. | Açma, açılma. )
- SIĞ ile/ve/||/<> KOF ile/ve/||/<> GÜDÜK
- SİGORTA[İt.]/ASFALYA[Yun.] değil/yerine/= KORUNÇ
- SİGORTA[İt.] ile REASÜRANS[Fr.]
( Bir şeyin ya da birinin, herhangi bir yönden, ileride karşılaşabileceği zararı gidermek için, önceden ödenen önödeme karşılığında, bu işle uğraşan kuruluşla yapılan bağlnatı sözleşmesi. | Bu tür sözleşmeleri yapan şirket. | Özellikle elektrik devresinde, akım çok güçlü olduğunda, eriyerek, güvenliği sağlayan, kazayı önleyen nesne ya da düzenek. İLE Bir sigorta ortaklığının, sigorta ettiği paranın bir bölümünü, olabilecek zarara karşı, başka bir ortaklığa yeniden sigorta ettirmesi işi. )
( INSURANCE vs. REINSURANCE )
- ŞIK[Ar. < ŞİKK] ile ŞIK[Fr. < CHIC]
( Seçenek. İLE Güzel, zarif, modaya uygun. | Güzel, modaya uygun giyinmiş olan. | Yerinde, uygun. )
- SİKÂYE ile ...
( SU İÇİLEN KAB | İÇİLECEK SUYUN TOPLANMASI İÇİN YAPILAN YER, BÜĞET )
- SİKE SİKE ile/ve/değil/||/<> SİKKE SİKKE (ÖDEMEK)
- ŞIK[Fr. CHIC] ile ŞIK[Ar. ŞİKK]
( Güzel, zarif, modaya uygun. | Güzel, modaya uygun giyinmiş olan. | Yerinde, uygun. İLE Seçenek. )
- SIKI SIKI (BAĞLAMAK)
- SIKI ile/ve/||/<> DAR
- SİKİK ile "SİKİNDİRİK"
- SIKI/LAŞMA ile KATI/LAŞMA
( STRICT/NESS vs. STERN/NESS )
- SIKILIK ile/ve/değil AÇI
- SIKIŞMA ile/ve BÜZÜŞME
- SIKIŞTIRMAK ile BASTIRMAK
- SIKIŞTIRMAK ile KISTIRMAK
- SIKIŞTIRMAK ile PAKETLEMEK
- SIKIT/KOMPRİME[Fr.] ile SIKIT
( Çoğu kez yassı ya da silindir biçiminde katı ilaç. | Bir konuyla ilgili olarak, derinliği olmayan kalıplaşmış bilgi. İLE Düşük. )
- SİKKE[Ar.] ile SİKKE
( Madeni para. | Madeni paralara vurulan damga. | Ağırlık, yük. İLE Mevlevi dervişlerinin giydikleri, yüksek ve tepesi düz, keçe külah. )
- SİKLAMEN[Fr. < Yun.] ile SİKLAMEN[Fr. < Yun.]
( Tavşankulağı, buhurumeryem. İLE Kırmızıya çalar, eflatun renk. | Bu renkte olan. )
- SIKLAŞTIRMA ile SIKILAŞTIRMA
- SIK/LIK ile/ve/||/<> SIKI/LIK ile/ve/||/<> YOĞUN/LUK
- SIKMAK ile BÜZMEK
- SIKMAK ile/ve EZMEK
- SİKMEK ile/değil SİLKMEK
- SİLÂ'[Ar. çoğ. SELEÂT] ile SİL'A[Ar.]
( Hıyarcıklar, urlar. İLE Ticaret malı. | Gövdede olan ur. | Sülük. )
- SİLAH ile ARKEBÜZ[Fr. < ARQUEBUSE]
( ... İLE XV. yüzyılda, Fransa'da kullanılmaya başlanan, taşınabilir ateşli silah. )
- SİLECEK ile SİLGİ
( Taşıtlarda, ön cama düşen yağmur damlalarını silmeye, gidermeye yarayan aygıt. İLE Kalem ya da daktiloyla yazılmış ya da çizilmiş şeyleri sürterek yok etmeye yarayan, bileşiminde kauçuk olan madde. | Hamam takımı, havlu. )
- SİLİ ile SİLİ
( Arı, temiz. İLE İffetli. )
- SİLİKON ile/ve/değil/yerine GRAFEN
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Saf karbonun saydam biçimi. )
( Ayrıntıları için burayı tıklayınız... )
- ŞİLİN[İng. SHILLING] ile PENİ[İng. PENNY]
( Avusturya para birimi. | Birleşik Tanzanya Cumhuriyeti, Kenya, Somali ve Uganda para birimi. | İngiliz lirasının yirmide biri olan para. İLE Sterlin'in yüzde biri değerindeki para birimi. )
- SİLİNDİR ile/ve YUNGU TAŞI
- SİLME ile KAZIMA
- SİLMEK ile YIKAMAK/YUĞMAK
- SİLO[Yun.] değil/yerine/= SARPIN
( Tahıl kuyusu, zahire ambarı. | Ekmeği koymaya yarayan, dört gözlü sandık. )
- PLAKET/ŞİLT[İng. SHIELD] değil/yerine/= ERGİLİK
( Üzerine, genellikle bir kurum ya da kuruluşun adı, işareti kazınmış ya da basılmış olan ve armağan olarak bir kişiye ya da takıma verilen levha. )
- ŞİLTE = DÖŞEK
( Üstünde oturulan, yatılan, içi yünle, pamukla doldurulmuş döşek. )
- SÎM MECÎDİYYE ile ...
( Yirmi kuruş değerinde gümüş para. )
- SİM ile/ve/değil/||/<> PUL
- SİM[Fars.] ile SİM
( Gümüş. | Genellikle, işlemelerde kullanılan, gümüş görünüş ve parlaklığında olan iplik vb. | Gümüş gibi parlayan. İLE İm, işaret. )
- ŞİMENDİFER[Fr. CHEMIN DE FER] değil/yerine/= DEMİR YOLU | TREN
- SİMETRİ ile ASİMETRİ
- SİMETRİ ile SENKRON
- SİMETRİ/K[İng.]/MÜTENAZIR[Ar.] değil/yerine/= BAKIŞIM/LI
( İki ya da daha çok şey arasında konum, biçim ve belirli bir eksene göre ölçü uygunluğu. | [mat.] Eksen olarak alınan bir doğrudan, benzer noktaları karşılıklı olarak aynı uzaklıkta bulunan iki benzer parçanın birbirine göre olan durumu, tenazur. )
- SİMGE:
AÇAN ile/ve/||/<> ÖRTEN/KAPATAN ile/ve/||/<> ÖRTEREK GÖSTEREN/GÖSTERİLEN
- SİMGE:
ANAHTAR ile/ve/||/<> MÜHÜR
- SİMGE:
[ÇOK FARKLI/ÇEŞİTLİ ANLAMI/DEĞERİ]
GÖSTEREN/TAŞIYAN ile/ve/değil/||/<>/< BİRARAYA GETİREN
- SİMGE ile/ve/||/<>/> SİMGENİN SİMGESİ (ARACI VE KAYNAĞI)
( ... İLE/VE/||/<>/> Ayna ve birey[insan]. )
- SİMGE/LER:
KENDİLERİ değil KENDİNİ AŞAN ANLAMI/ANLAMA İŞARET EDEN
( SİMGE: Kendinden başka bir şeyi gösteren. )
- ŞİMŞEK ile/= YALABIK
( ... İLE/= Parlak, parıltılı, ışıltılı. | Alevin, oynayarak parıldaması, parlama, parıltı. | Şimşek. | Güzel, yakışıklı, sevimli. | İkiyüzlü, kaypak. )
- SIMSIKI ile DİPDİRİ
( VERY TIGHT vs. FULL OF LIFE )
- TAHTA KAŞIK'TA:
ŞİMŞİR ile/ve/değil/yerine SANDAL AĞACINDAN
- SİMÜLASYON/SİMÜLATÖR[Fr.] değil/yerine/= BENZETİM/BENZETİMLİK | SAYRIMSAMA
- SINAAT/ZANAAT ile/ve/değil/yerine/||/<>/> SANAT
( Tasarım. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Yaratıcı imgelem. )
( İşlevi/nde olan. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> İşlevinden/görünüşünden arındırılmış olan. )
( Aktarılabilir, tekrarlanabilir, devredilebilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Aktarılamaz, tekrarlanamaz, devredilemez. )
( [not] CRAFT vs./and/||/<>/>/but ART
ART instead of CRAFT )
- SİNEMA:
SANAT ile/ve/değil/||/<>/> SANAYİ/ENDÜSTRİ
- Sînî[Ar.] ile SÎNÎ/SİNÎ[Ar.]
( Çin'li. | Çin'de yapılmış, Çin işi porselen. İLE Büyük tepsi. )
- SİNİ ile YASTAĞAÇ
( Büyük tepsi. İLE Üzerinde hamur açılan, yemek yenilen tahta. )
- SINIFTA KALMAK ile/ve/||/<> SINIFTA KALMAK
( Öğretimde aynı yılı tekrar okumak. İLE Okulun binasındaki sınıfların zorunlu ya da turizm amaçlı, konaklama/geceyi geçirme ortamı olarak kullanılması. )
- ŞİNİK[Yun.]
( Tahıl için kullanılan sekiz kiloluk ölçek. )
- SINIR[Yun. < PERAS]/HADD/HUDUT[Ar.] ile KOTA[Fr./İng. < QUOTA]
( İki komşu devletin topraklarını birbirinden ayıran çizgi. | Komşu il, ilçe, köy ya da kişilerin topraklarını birbirinden ayıran çizgi. | Bir şeyin yayılabileceği ya da genişleyebileceği son çizgi, uc. | Bir şeyin nicelik bakımından inebileceği ya da çıkabileceği en alt ve en üst yer. | Değişken bir büyüklüğün istenildiği kadar yaklaşabildiği durağan büyüklük. | Uc, son. İLE Bir ülkede ithal edilecek nesnelerin çeşitlerini, oranlarını ya da miktarlarını gösteren dizin. | Bir ülkede ithal edilecek mallar için getirilen sınırlama. | Kuruluşlarda ya da derneklerde bir öbeğe tanınan sayı. | Bazı ülkelerde, sinemalarda belirli bir süre oynatılması zorunlu olan yerli film sayısının yabancı filmlere oranı. )
( BOUNDARY vs. QUOTA )
- SINIR ile/ve/||/<> NESNENİN SINIRLILIĞI
- SINIRLAMA ile/ve/<> BÖLÜMLEME
- SINIRLI ile/ve KISITLI
( LIMITED vs./and RESTRICTIVE )
- SINIRLI ile/ve/||/<> SINIRLAYICI
- SİNTİGRAFİ[Fr.]
( Gama ışınları yayan radyoaktif bir izotopun, organizma içindeki yolunu izlemek temeline dayanan tanı yöntemi. )
- SİNYAL[İng.,Fr. < SIGNAL] değil/yerine/= İMLEM
- SİPER[Fars.]/KAZAMAT[Fr. < CASEMATE] değil/yerine/= KUYTU, DULDA[yerel]
( KAZAMAT: Toplardan, bombalardan korunmak için yerin altına kazılmış siper. )
- SİPER ile/değil/||/<> ÇARKIFELEK
( ... İLE/DEĞİL/||/<> Kale kuşatmalarında kullanılan bir tür siper. )
- SİPER[Fars.] ile/<> METRİS[Fars.]
( Askerin, çarpışma sırasında, korunması için yapılan toprak siper. İLE/<> Korunulacak, arkasına, altına ya da içine girerek saklanılacak yer. | Yağmur, güneş ve rüzgârın etkilemediği gizli, kuytu yer, dulda. | Güneş ve yağmurun etkisinden korunmak amacıyla şapka ve kasket gibi şeylerin önüne yapılan çıkıntı, siperlik. | Askerlerin gidiş gelişinde ya da savaşta, karşı tarafa hedef olmadan ateş edebilmesi için kazılmış, üstü açık hendek. | Kuytu, korunulabilen. )
- SİPER-İ SAİKA[Ar.]/PARATONER[Fr. < PARATONNERRE]["PARATONEL" değil!] değil/yerine/= YILDIRIMSAVAR/YILDIRIMKIRAN/YILDIRIMLIK
- SIR:
GİZLİ ile/değil DİLE GEL(E)MEYEN
- SIR ile/||/<> SIRALTI TEKNİĞİ ile/||/<> SLİP TEKNİĞİ ile/||/<> PERDAH TEKNİĞİ/LÜSTER ile/||/<> RENKLİ SIR TEKNİĞİ ile/||/<> KARBOTİ
( Keramikler üzerinde koruyucu, cam benzeri tabaka. İLE/||/<> Keramik boyalarının bisküvi halindeki keramikler üzerine boyanarak üstlerine sır çekilmesi, boyaların sır altında kalması ile oluşan teknik. İLE/||/<> İlk dönem Osmanlı keramiklerinde hamur kırmızıdır. İşte bu kırmızı rengi kapanak, beyaz ve düzgün bir yüzey elde etmek için keramikler astarlanır. Slip tekniğinde de esas olan bu astardır. Bu teknikte süsleme astarla yapılır. Burada astar, normaldeki halinden daha koyudur. Kırmızı hamurlu kap üzerine, istenen motiflere göre fırça ile astarla süsleme yapılır ve istenen renk, saydam sırlanır. İLE/||/<> Perdah tekniği çini ve keramik alanında bir sır üstü çalışmasıdır. Kap istenen renkte sırla sırlanıp fırınlandıktan sonra perdah adı verilen madde ile istenen örnekler yapılır ve az hararetli, dumanlı bir fırında tekrar fırınlanır. Bu fırınlamadan sonra, kap madeni bir parlaklık kazanır. İLE/||/<> Osmanlılar tarafından uygulanan bir çini tekniği. Bu teknikte boya sır altındadır. Sırın kendisi renklidir. İlk olarak, levha üzerine sınır birbirine karışmasını önleyen, kontur oluşturan bir madde ile sınırlar belirlenir. Daha sonra, istenen renkler sırasıyla boya gibi kullanılarak levha renklendirilir. En son fırın işlemiyle renkler ve yüzey tarafında içinden kaynaklanan bir mermerleşme karışması sağlanır. İLE/||/<> Keramiklerin süslenmesinde kullanılan bir teknik. Doğrudan kabın üzerine yapılan ya da ikinci hamuru yapıştırmak yoluyla bir takım kabartma figürlerin işlenmesi. )
- SIR ve/<> YANSITMA
( SIR: GÜMÜŞ NİTRAT )
- SİRÂC[Ar.] değil/yerine/= IŞIK, KANDİL, MUM, GÜNEŞ
- SIRALI ile SÖKÜN
( ... İLE Birbiri ardınca gelmek, görünmek. )
- SİRÂYET ile/ve/<> NÜFÛZ
- ŞÎRÂZE[Fars.] ile ...
( Ciltçilikte, kitap yapraklarını düzgün tutmaya yarayan ibrişimden örülmüş ince şerit. | Pehlivan kispetinin paçası. | Esas, düzen, nizam. )
- SIRÇA/CAM[Fars. < KUPA] ile/ve/<>/> AYNA[Ar.]
( Sileriz, "ayna gibi" oldu "denilir". İLE/VE/<> Sileriz, "cam gibi" oldu "denilir". )
( ... İLE/VE/<>/> Camın sırlanmışı. )
- SIRIK DOMATES ile YER DOMATESİ ile YEŞİL DOMATES ile KAVATA ile OVAL ile ELİKA ile SALKİTO
( Salatalık. İLE Yemeklik. İLE Turşuluk. İLE Dolmalık. [Kızarmayan domates] )
( LYCOPERSICON ESCULENTUM )
- SIRIK ile HEREK/İSPALYA[Fr.]
( ... İLE Asma, fasulye gibi sarılgan bitkilerin tutunması için yanlarına dikilen sırık. )
- SIRIK ile/ve TERAZİ
( Değnekten uzun ve kalınca ağaç. İLE/VE İp cambazlarının kullandığı uzun sırık. )
- ŞİRİN değil/yerine/= SEVİMLİ
- ŞIRINGA[İt. SIRINGA] ile ...
( SYRINGE )
- ŞİRKET ADI ile MARKA
- ŞİRKETLER, HİZMETLERİNDE:
UCUZ İSE ile/ya da/<> HIZLI İSE ile/ya da/<> NİTELİKLİ İSE
( Niteliksiz ve hızlıdır. İLE/YA DA/<> Ucuz ve niteliksizdir. İLE/YA DA/<> Pahalı ve yavaştır. )
( Dünyada, hiçbir şirket, bir işi, hem ucuz, hem hızlı, hem de nitelikli yapamaz. )
- SİRKÜLASYON[İng. < CIRCULATION] değil/yerine/= DOLAŞIM/YAYILMA
- SIRT ile BALIKSIRTI
( Omurgalı ya da omurgasız hayvanlarda boyundan kuyruk sokumuna kadar uzanan üst bölüm. | İnsanda boyundan bele kadar uzanan üst bölüm. | Kesici araçların kesmeyen kenarı. | Dağların ya da tepelerin üst bölümü. | İnsanın üstü. | Bir şeyin üstü, üst bölümü. | Dikilmiş ya da ciltlenmiş kitaplarda dikişin bulunduğu bölüm. İLE Balık iskeleti biçiminde birbirine paralel ve çapraz çizgili kumaş deseni. | Suların toplanmaması için ortası şişkin bir biçimde yapılan yol. | Orta bölümü yüksek olup yanlara doğru alçalan bir biçimde. )
- ŞİŞ ile ŞİŞ
( Şişmiş olan yer, şişlik. | Şişmiş, şişkin. İLE Bir ucu sivri, demir ya da ağaçtan, bazen silah gibi kullanılabilen ince uzun çubuk. | Örgü örmekte kullanılan, metal, ağaç, kemik vb.nden yapılan uzun çubuk. )
- ŞİŞ ile/ve TIĞ
- ŞİŞE ile POTKAL[İt.]
( ... İLE Kaza ya da başka bir olayı karadakilere bildirmek için gemilerden denize salınan, içinde mektup olan şişe. )
- ŞİŞE ile/ve/değil/yerine/<> SAĞRAK/KADEH
- ŞİŞE[Fars. :Cam.] ile ŞİŞE
( İçerisine sıvı konulan, cam ya da plastikten yapılmış, dar ağızlı uzun kap. | Bu kabın aldığı miktarda olan. | Gaz lambasında fitil çevresine konulan cam koruyucu. İLE Tavan tahtaları arasındaki açıklığı kapatmak için uzunluğuna çakılan çıta. )
- ŞİŞE ile SÜBEK
( ... İLE Bazı yerlerde, beşikteki çocukların bacakları arasına yerleştirilen sidik şişesi ya da sidiği bir kaba akıtacak boru. )
- ŞİŞE ile/||/<> SÜRAHİ
- ŞİŞİRME ile "ŞİŞİRME"/ŞİŞİRMECE
( Şişirme işi. İLE Baştan savma, kötü iş. )
- ŞİST[Fr. < Yun.] ile YAPRAKTAŞ
( Kolayca yapraklara ayrılabilen, silisli, alüminli tortul kayaçların genel adı. | Molozla karışık tüm moloz maddelerinin bilimsel adı. İLE İçinde mıka parçacıkları bulunan, değişime uğramış şist. )
- SIVAMAK ile SIVAMAK
( Sıva ile kaplamak, sıva vurmak. | Harcı bir yere vurmak. | Sıvar gibi bulaştırmak. | Okşamak, sıvazlamak. İLE Kol ya da paçayı yukarı çekip toplamak ya da kıvırmak. )
- SİVİ[İng. < CV] değil/yerine/= ÖZGEÇMİŞ
- SIVI SABUN ile/ve/değil/yerine/||/<>/> KATI SABUN
( pH dengesi daha değişkendir.[Yapımında, potasyum hidroksit kullanıldığından.][Yapısını bozmadan içine çok daha fazla ek madde konulabildiğinden, katı sabuna oranla içindeki bazı nesnelerden dolayı elleri daha çok yıpratabilir.] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Raf süresi daha uzundur.[Eriyebilmesinden dolayı.] )
( Çevreye duyarlılık için katı sabun yeğlenmelidir.[Sıvı sabunlar, katı sabunlara oranla %25 oranında daha fazla karbon ayak izi bırakır. )
( Ev ortamında katı sabun kullanılabilir fakat hastahane, okul, alışveriş merkezleri gibi ortak ve kalabalık ortamlarda katı sabun kullanılmamalıdır. )
- SIVIRYA[Yun.] değil/yerine/= ALABİLDİĞİNE
( [ticarette] Alabildiğine. | Sürekli olarak. | Birbiri ardı sıra. )
- SİVRİ ile/ve SERT
- SİYA[İt.]
( Kürekleri tersine kullanarak, sandalı, geriye yürütme. )
- SİYABEND[Fars.] değil/yerine/= GÖLGE
- SİYAH/KÖMÜR ile ANTRASİT[Fr. < ANTHRACITE]
( ... İLE Güçlükle tutuşan, koku, duman çıkarmadan büyük bir ısı vererek yanan bir taş kömürü türü. )
- SİYAH[Fars.] değil/yerine/= KARA
- SİYAH ile NEFTİ[Fars., Ar.]
( ... İLE Siyaha yakın, koyu yeşil. )