
Nesneler(Doğa ve üretim nesnelerini keşfedelim mi?)
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibariyle 6798 başlık/FaRk ile birlikte,
6797 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(16/29)
- KÜÇÜREK ile KÜÇÜMEN
( Biraz küçük. İLE Benzerlerinden daha küçük olan, pek küçük. )
- KÜF ile PAS
( ... ile ÂJÎH )
( MOULD/MILDEW vs. RUST )
- KÜFE[Ar.] değil/yerine/= SEPET
( Genellikle söğüt ya da başka ağaç dallarından örülen, yük taşımaya yarayan, kaba ve dayanıklı sepet. | [argo] Kaba et, kıç. | Bir küfenin alabileceği miktar. )
- KÜFÜR değil/yerine/>< FİKİR
( Gerçeğin üstünü örtmek. DEĞİL/YERİNE/>< Gerçeğin örtüsünü açmak. )
- KÜFÜR ile/ve/||/<> SİLAH ile/ve/||/<> BİAT ile/ve/||/<> YALAN
( Küfürden medet uman fikir,
Silahtan medet uman cesâret,
Biattan medet uman haysiyet,
Yalandan medet uman inanç, YOKSULDUR/FAKİRDİR... )
- KÜG ile KÜG ile KÜG ile KÜG ile KÜG ile KÜG ile KÜG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Şiirin aruzu, ölçüsü. İLE Türkü söylerken kullanılan bir ezgi. | Beste. İLE Bir kentin halkı arasında ortaya çıkarak belirli bir süre dilde kullanılan nükteli bir söz. İLE Koçun ya da bazı vahşi hayvanların kışa yakın dönemlerde azması. İLE Aynanın üzerinde oluşan pas cinsinden lekeler. İLE Yüzde oluşan çil. İLE Doğaya salınan. )
- KUKA[Yun.] ile KUKA[Yun.]
( Dantel ya da nakış ipliği yumağı. | Taş, konserve kutusuna benzer nesnelerle oynanan bir çocuk oyunu. İLE Tespih vb. yapımında kullanılan, siyah ya da kahverenginde Hindistan cevizi kökü. | Bu kökten yapılan. )
- KUKLA ile/ve ROBOT
- KÜL RENGİ ile GÜL RENGİ
( Odunun yanmasıyla oluşan, külün akla kara arasındaki rengi, gri. | Bu renkte olan. İLE Gül çiçeğinin rengi. | Bu renkte olan. )
- [ya/hem] KÜL ile/değil/yerine/hem de/ya da/||/<>/>< GÜL
( [ya/hem] Bir "bakış/algı/yorum". İLE/DEĞİL/YERİNE/HEM DE/YA DA/||/<>/>< Başka bir "bakış/algı/yorum". )
- KÜL ile KÜL/L[Ar.]
( Yanan şeylerden artakalan toz nesne. İLE Bütün, tüm. )
- KÜL ve/<> KURŞUN ve/<> SİRKE
( Herhangi bir nesnenin, bir sonraki aşaması bulunmayan, fiziksel ve/ya da kimyasal sonları/eşikleri. )
- KÜLÂH ile KALENSÖVE[Ar. < KALENSUVE]
( Başa giyilen. | Mevlevî sikkesi. İLE Sivri tepeli külah. | Yüksük. )
- KULLANAN ile/ve/değil/||/<>/< KULLANMIŞ
- KULLANILMIŞ ile/ve İKİNCİ(2.) EL
- KULLANIM DEĞERİ ile/ve/<> DEĞİŞİM DEĞERİ ile/ve/<> SİMGESEL/GÖSTERİM DEĞERİ
( THE VALUE IN USE vs./and/<> THE VALUE IN CHANGE vs./and/<> SYMBOLICAL VALUE )
- KULLANIM/SAL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İŞLEV/SEL
- KULLANMA (KILAVUZU) ile/ve/||/<>/>/< KILLANMA (KILAVUZU)
- KULLANMA ile/ve/değil/<> YARARLANMA
- KULLETEYN ile ...
( 1200 Irak ratlı[2564 gr. ağırlığında bir ölçü] su alan iki büyük küp. )
- KÜLLİYE ile CÜZZİYE(İSNAD'A BAĞLI)(NİCELİĞE/KEMMİYET'E GÖRE)
( Tüm bireyler ölümlüdür. İLE Bazı bireyler hekimdir. )
- KULP[Yun.] ile Kulp
( Kazan, tencere, fincan, dolap, altın vb.nin tutulacak yeri. | Uydurma neden, bahane. İLE Diyarbakır iline bağlı ilçelerden biri. )
- KÜLTE ile KÜLTE ile KÜLTE ile KÜTLE[Ar. < KUTLE]
( Külçe. İLE Kayaç. İLE Demet, bağlam. İLE Katı nesnelerin büyük parçası. | Kitle. | Bir nesneye uygulanan güçle, oluşan ivme arasındaki orantıyı veren katsayı ya da nesne niceliği. )
- KÜLTÜR:
KÂĞIT ÜZERİNE ile/ve/||/<>/< KÂĞIT DIŞINDAKİ NESNELERLE
- KÜLÜSTÜR[Yun.] değil/yerine/= YIPRANMIŞ, ESKİ, BAKIMSIZ
- KUMANDA[Fr. < COMMANDE] ile KUMANDA[Fr. < COMMANDE]
( Komuta. İLE Elektronik araçları, belirli bir uzaklıktan yönetmeye yarayan kablosuz araç. )
- KUMAŞ ile BEŞME
( ... İLE Her çubuğu ayrı ayrı beş renkte olan, bir çeşit yollu kumaş. | Çıkrıkçı tezgâhının kütüğü. )
- KUMAŞ ile/ve/||/<> HAMUR
- KUMAŞ ile KARAMANDOLA[Yun.]
( ... İLE Genellikle ayakkabı yüzü yapılan bir tür sağlam ve parlak kumaş. | Bu kumaştan yapılmış. )
- KUMAŞ ile TİRİZ
( Giysilerin yırtmacına ve eteğine eklenen ensiz kumaş parçası. | Ensiz tahta. | Çarpma ve sürtüşmelerden korunmak için güvertesiz teknelerin, direklerin ve dubaların dış kenarlarına takılan, tahtadan ya da halat örgüsüyle yapılmış çıkıntı. )
- KUMAŞI FARKLI ile BAMBAŞKA BİR RENGİ VAR
- KÜME ile DEMET
- KÜME ile KÜLÇE[Fars. < KÜLİÇE]
( Birbirine benzer ya da aynı cinsten olan şeylerin oluşturduğu bütün. | Tümsek biçimindeki yığın. | Tomar. | | Bir sınıfta öğrencilerin, belirli bir eğitim ve öğretim amacıyla bir süre için oluşturdukları takım ya da öbek. | Durum ve nitelikleri göz önünde bulundurularak belirli sayıdaki takımdan oluşturulan alt öbek. | Koşularda, kendiliğinden oluşan yarışçı öbeklerinden her biri. İLE Eritilerek kalıba dökülmüş maden ya da alaşım, külte. | Yığın durumundaki nesnelerin oluşturduğu küme. )
- KÜMELEŞME/AGLOMERASYON[Fr.] ile KÜMELEŞİM/AGLÜTİNASYON[Fr.]
- KÜMÜŞ ile KÜMÜŞ ile KÜMÜŞ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Gümüş. İLE Akçe.[içinde gümüş olduğundan] İLE Bir cariyenin adı. )
- KUNDAK ile KUNDAK[Yun.]
( Yeni doğmuş çocuğu ilk aylarda sıkıca sarıp sarmalamaya yarayan geniş bez. | Bu bezle sarılmış bebek. | Saçları yemeninin içine alıp bağlama. | Korunmak için sıkı sıkıya sarılmış şey. İLE Yangın çıkarmak için bir yere konulan tutuşmuş yağlı bez parçası vb.| Tüfek gibi bazı ateşli silahlarda bunları çeşitli yönlere çevirmeye yarayan, namlunun altında bulunan ağaç ya DA metal bölüm. | Arabalarda dingil yatağı. | Ara bozma, fitne, fesat. )
- KUNT/KUND[Fars.] değil/yerine/= DAYANIKLI, SAĞLAM, KALIN, AĞIR
- KUP[Fr. < COUPE] ile KUP[Fr. < COUPE]
( Giysi kesimi, kesimle verilen biçim. İLE Dondurma ve tatlıların konulduğu kap. )
- KÜP:
KÖP ETMEK[Eski Türkçe]/KOP[Kofti] ile HUMBARA/HUM-PÂRE[Fars.]
( Ayrıca "Copy"[İng.] sözcüğünün de köp ile bağlantılı olduğu düşünülmektedir. İLE Küçük küp. Kumbara. )
( Hititler döneminde kapalı bir alanda büyük küpler yere gömülürdü. Yiyeceklerin aynı ısı ortamında uzun zaman, bozulmadan kalmasını sağlayan bu yöntemde ne kadar çok küpünüz varsa o kadar zenginsinizdir. Baysınız, beysinizdir. En çok küpü olan yani köpetli/kuvvatlı olan şüphesiz ki devletin başı, aynı zamanda Tanrı vekili olan kraldır. )
- KÜP[Ar.] ile KÜP[Fr./ing. CUBE]
( Su, pekmez, yağ vb. sıvıları ya un, buğday gibi tahılları saklamaya yarayan, geniş karınlı, dibi dar toprak kap. | Sarhoş. İLE Birbirine eşit karelerden oluşan altı yüzlü dikdörtgen. | Altı yüzü birbirine eşit kareden oluşan dik prizma. | Bu biçimdeki nesne. | Bir cismin hacim hesabında kullanılan ölçü birimi. | Bir sayının üçüncü kuvveti. [4³ = 4 x 4 x 4 = 64] )
- KUPA ile ÇELENÇ[< İng.]
( ... İLE Sporda rekor kıranlar arasında, elden ele geçen kupa ve bu kupayı kazanmak için yapılan yarışma. )
- KUPA[Yun.] ile KUPA[Fr. < COUPE]
( Cam ya da seramikten yapılmış, kulplu, büyük bardak. | Bu bardağın alabileceği miktarda olan. | Altın, gümüş, bronz ya da kristalden yapılmış, yarışma ödülü olarak verilen ayaklı kap. | Yarışma ödülü olarak verilen herhangi bir sanat yapıtı. | İskambil kâğıtlarının dört grubundan benekleri kırmızı, kalp biçiminde olanı, yürek. İLE Kapalı ve yalnız arkada oturulacak yeri olan dört tekerlekli araba. | İki kapılı bir tür spor otomobil. )
- KÜPE:
SAĞ KULAKTA ile SOL KULAKTA
( Sadece sağ kulağa takılan küpenin anlamı, o kişinin eşeşeysel(homoseksüel) bir tercihi olduğunu belirtir. İLE Sadece sol kulakta ise çeşitli anlamları/mesajları olabileceği gibi, herhangi birinin ikisine birden küpe takmak istememesi durumunda tercih ettiği/etmesi gereken kulak. İLE İkisine de takılmışsa, tamamen takan kişinin tercihiyle/beğenisiyle ilgili. )
- KÜPE ile HIZMA
( Küpe kulak memesine takılan. İLE Hızma kulak memesinde ikinci ve/ya da kulak memesi dışında kulağın herhangi bir yerine takılan. Yüzün ve gövdenin her yerine takan görülmektedir. )
- KÜPE ile/ve/değil MENGUŞ
- KUPON[Fr. < COUPON] ile KUPON[Fr. < COUPON]
( Piyango biçiminde düzenlenmiş çekilişlerde kesilerek kullanılan basılı parça. | Gazete ve dergilerin düzenledikleri kampanyalarda verilecek hediye karşılığı olarak biriktirilmesi gereken basılı kâğıtların her biri. | Devlet tahvili, hisse senetleri vb. değerli kâğıtların üzerinde bulunan ve belirli zamanlarda sahibine faiz ya da kazanç payı olarak belirli bir gelir sağlayan kesilmiş parça. | İşveren tarafından çeşitli amaçlarda kullanılmak üzere çalışanlarına verilen para değeri olan fiş. İLE Yalnız bir giysilik dokunmuş ya da kesilmiş, üstün nitelikte kumaş parçası. )
- KUR[Fr. < COURS] ile KUR[Fr. < COUR]
( Yabancı paraların, ulusal para cinsinden değeri. | Düzey. İLE Öteki cinse ilgi göstererek onun hoşuna gitme, zihnini ve gönlünü kazanmaya çalışma. | Birinin duygularını okşayacak biçimde davranarak onun zihnini ve gönlünü kazanmaya çalışma. )
- KURÂDA[Ar.] değil/yerine/= İŞE YARAMAZ, YIPRANMIŞ/ESKİMİŞ/BOZULMUŞ, CILIZ
- KURBACIK ile/ve/||/<> TUNÇ ile/ve/||/<> İĞ
( )
( Kaynak: "ANADOLU'DA KAYBOLMAKTA OLAN BİR MADDİ KÜLTÜR UNSURU: SU DEĞİRMENLERİ (BEYPAZARI ÖRNEĞİ)" - Reşide Gürses, E. Banu Karababa Taşkın )
- KURBAĞA ile KURBAĞACIK
( ... İLE Kurbağa yavrusu, küçük kurbağa. | Küçük İngiliz anahtarı. | Ayarlanabilir somun anahtarı. | Pencere çerçevesi gibi yukarıya sürülen nesnelerin alt kenarlarına yerleştirilen tutacak. | Ağız tabanında çıkan sıvı içeren bir tür küçük kist. )
- KÜRDAN ile/ve/değil/yerine/||/<> HILTAN
( ... İLE/VE/||/<> Top durumundaki çiçekleri kuruduktan sonra sapları kürdan olarak kullanılan yabani bir bitki. )
- KÜRE ile/ve KÜME
- KÜRE ile KÜRE ile Küre
( Tüm noktaları merkezden aynı uzaklıkta bulunan bir yüzeyle sınırlı nesne. | Yeryüzü, dünya. İLE Madenci ocağı, maden fırını. İLE Kastamonu iline bağlı ilçelerden biri. )
- KÜREK ÇEKMEK ile/ve/değil/yerine/<>/>< LAVA[İt.]
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Herhangi bir yere yanaşmış filikanın, kürek çekmeden ilerlemesi için söylenilen söz/emir. )
- KÜREK ile/ve/||/<>/> FIRIN
( Düzgün. İLE/VE/||/<>/> Kızgın. )
- KÜREK ile ISIRAN
( ... İLE Teknelerdeki hamuru kazımaya yarayan araç. | Fırında, ekmek, börek çörek çevirmeye yarayan, bir tür kürek. )
- KÜREK ile SIYIRGA
( ... İLE Harmanda, samanı, bir yere toplamaya ya da damlardan, karı küremeye yarayan araç. )
- KÜREMEK/KÜRÜMEK = KÜRELEMEK
( Kürekle atıp temizlemek. )
- KÜRESEL ile/ve/değil/||/<>/< BASKIN YEREL
- KURFORSE ile ...
( Bir paraya, hükümetçe verilen (belirtilen) değer. )
- KÜRGEK ile KÜRGEK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Sandal küreği. İLE Toprağı kazmaya ya da kar küremeye yarayan her tür kürek. )
- KÜRİN ile SEPET
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( İçinde sebze ve meyve taşınan sepet. İLE ... )
- KURMAK ile/ve/||/<> ÖRMEK
- KURNA[Ar. < KURNE] ile/ve/||/<> ZURNA[Fars. < SURNÂY]
( Hamama gidildiğinde/gidip beğenilmeyen/beğenmeyen. İLE/VE/||/<> Düğüne gidildiğinde/gidip beğenilmeyen/beğenmeyen. )
( Hamam ve banyolarda musluk altında bulunan, içinde su biriktirilen, yuvarlak, mermer, taş ya da plastik tekne. İLE/VE/||/<> Ağaçtan yapılan, iki karış boyunda, ağız bölümü yayvan, keskin bir ses çıkaran ve çoğu zaman davulla ya da dümbelekle birlikte çalınan nefesli çalgı. )
- KÜRSÜ[Ar. < KÜRSİ] değil/yerine/= KONUŞAK
- KÜRSÜ[Ar. < KÜRSÎ] ile PODYUM
- KÜRSÜ[Ar. < KÜRSÎ] değil/yerine/= SEKİ
( Kalabalığa karşı konuşma yapanların önünde bulunan yüksekçe yer. | Ana bilim dalı. | Sandalye. | Bir fakültede araştırma ve öğretim birimi, bölüm. )
- KURŞUN ile/değil GRAFİTİ
- KURTAĞZI ile KURTAYAĞI ile KURTBAĞRI
( Gemi ve sandallarda halatın geçmesi için teknenin kenarına tutturulmuş, açık ağız biçiminde metal parça. | Doğramanın birbirine geçen dişleri. | Çatıdaki dışa açılan küçük pencere. İLE Damarlı çiçeksizlerden, küçük yapraklarla örtülü ince bir sap görünüşünde olan bir bitki. İLE Zeytingillerden, yaprakları mızrağa benzer, çiçekleri beyaz, kokulu ve salkım durumunda olan, çit yapmakta kullanılan bir süs bitkisi. )
( ... cum LYCOPODIUM CLAVATUM cum LIGUSTRUM VULGARE )
- KURTULUŞ SAVAŞI'MIZDA:
KAĞNI ve/||/<>/> UÇAK
( )
- KURU ÇİÇEK ile BAŞAK
- KURU ile KUPKURU
- KURUCU/LUK ile/ve KALICI/LIK
- KÜRÛM ile/||/<> KÖM
( Bağ çubuğu. İLE/||/<> Küme, yığın. | Küçük ağıl. )
- KURUM ile KURUM ile KURUM
( Evlilik, aile, ortaklık, mülkiyet gibi köklü bir yapıyı içeren, genellikle devletle ilişkisi olan yapı ya da birlik. İLE Bacalarda biriken kalın is. İLE Kendini büyük ve önemli gösterme davranışı, büyüklenme, gösteriş, azamet, tekebbür. )
- KURUMLU ile KURUMLU
( Kurum tutmuş olan [yer/nesne]. İLE Gururlanarak kasılan, mağrur, dikbaşlı. )
- KURUŞ[Alm. < GROSCHEN] ile KURUŞ
( Liranın yüzde biri değerinde Türk parası. İLE Kurma işi, durumu. )
- KURUTAÇ ile KURUTMAÇ
( Kurutma kabı. İLE Mürekkebi kurutmak için kullanılan kurutma kâğıdı ve bunun takılı bulunduğu araç. )
- KÜŞADE[Fars. < GUŞÂDE] değil/yerine/= AÇIK, AÇILMIŞ
- KUŞATAN ile/ve/||/<> KAPSAYAN
- KÜSKÜ ile KÜSTERE/KÖSTERE[Yun.]
( Taşa ya da duvara delik açmak için kullanılan uzun, ağır ve bir ucu sivri demir. | Taş kaldırmakta kullanılan uzun demir çubuk ya da basit, ağaçtan kaldıraç. İLE Değirmen taşı yapılan taş. | Bileği çarkı. )
- KUSMA/İSTİFRA[Ar.] ile/ve/||/<> KUSMAK
( Kusmak durumu. | Üzerine bir boya uygulandığında alttaki rengin üste çıkması. İLE Midenin içindekini basınçla ağızdan dışarı atmak, çıkarmak. | Reddetmek. | Boyanan ve temizlenen şeyler yeniden ortaya çıkmak. | İçinde birikmiş kinini, öfkesini söyleyerek açığa vurmak. )
- KÜT ile KÜT ile KÜT
( Kısa ve kalınca. | Keskin olmayan. İLE Tahta vb. katı şeylere vurulduğunda çıkan ses. İLE Smaç. )
- KÜTLE ile/ve/||/<> AĞIRLIK
( Bir nesnenin miktarı.[Kavram] İLE/VE/||/<> Bir nesnenin yerçekimi gücü ile çekilmesi. )
( )
( 1 gram [g] = 0.001 kilogram [kg]
1 milligram [mg] = 1.0E-6 kilogram [kg]
1 ton (metric) [t] = 1000 kilogram [kg]
1 pound [lbs] = 0.45359237 kilogram [kg]
1 ounce [oz] = 0.0283495231 kilogram [kg]
1 carat [car, ct] = 0.0002 kilogram [kg]
1 ton (short) [ton (US)] = 907.18474 kilogram [kg]
1 ton (long) [ton (UK)] = 1016.0469088 kilogram [kg]
1 Atomic mass unit [u] = 1.6605402E-27 kilogram [kg]
1 exagram [Eg] = 1.0E+15 kilogram [kg]
1 petagram [Pg] = 1000000000000 kilogram [kg]
1 teragram [Tg] = 1000000000 kilogram [kg]
1 gigagram [Gg] = 1000000 kilogram [kg]
1 megagram [Mg] = 1000 kilogram [kg]
1 hectogram [hg] = 0.1 kilogram [kg]
1 dekagram [dag] = 0.01 kilogram [kg]
1 decigram [dg] = 0.0001 kilogram [kg]
1 centigram [cg] = 1.0E-5 kilogram [kg]
1 microgram [µg] = 1.0E-9 kilogram [kg]
1 nanogram [ng] = 1.0E-12 kilogram [kg]
1 picogram [pg] = 1.0E-15 kilogram [kg]
1 femtogram [fg] = 1.0E-18 kilogram [kg]
1 attogram [ag] = 1.0E-21 kilogram [kg]
1 dalton = 1.6605300000013E-27 kilogram [kg]
1 kilogram-force square second/meter = 9.80665 kilogram [kg]
1 kilopound [kip] = 453.59237 kilogram [kg]
1 kip = 453.59237 kilogram [kg]
1 slug = 14.5939029372 kilogram [kg]
1 pound-force square second/foot = 14.5939029372 kilogram [kg]
1 pound (troy or apothecary) = 0.3732417216 kilogram [kg]
1 poundal [pdl] = 0.0140867196 kilogram [kg]
1 ton (assay) (US) [AT (US)] = 0.02916667 kilogram [kg]
1 ton (assay) (UK) [AT (UK)] = 0.0326666667 kilogram [kg]
1 kiloton (metric) [kt] = 1000000 kilogram [kg]
1 quintal (metric) [cwt] = 100 kilogram [kg]
1 hundredweight (US) = 45.359237 kilogram [kg]
1 hundredweight (UK) = 50.80234544 kilogram [kg]
1 quarter (US) [qr (US)] = 11.33980925 kilogram [kg]
1 quarter (UK) [qr (UK)] = 12.70058636 kilogram [kg]
1 stone (US) = 5.669904625 kilogram [kg]
1 stone (UK) = 6.35029318 kilogram [kg]
1 tonne [t] = 1000 kilogram [kg]
1 pennyweight [pwt] = 0.0015551738 kilogram [kg]
1 scruple (apothecary) [s.ap] = 0.0012959782 kilogram [kg]
1 grain [gr] = 6.47989E-5 kilogram [kg]
1 gamma = 1.0E-9 kilogram [kg]
1 talent (Biblical Hebrew) = 34.2 kilogram [kg]
1 mina (Biblical Hebrew) = 0.57 kilogram [kg]
1 shekel (Biblical Hebrew) = 0.0114 kilogram [kg]
1 bekan (Biblical Hebrew) = 0.0057 kilogram [kg]
1 gerah (Biblical Hebrew) = 0.00057 kilogram [kg]
1 talent (Biblical Greek) = 20.4 kilogram [kg]
1 mina (Biblical Greek) = 0.34 kilogram [kg]
1 tetradrachma (Biblical Greek) = 0.0136 kilogram [kg]
1 didrachma (Biblical Greek) = 0.0068 kilogram [kg]
1 drachma (Biblical Greek) = 0.0034 kilogram [kg]
1 denarius (Biblical Roman) = 0.00385 kilogram [kg]
1 assarion (Biblical Roman) = 0.000240625 kilogram [kg]
1 quadrans (Biblical Roman) = 6.01563E-5 kilogram [kg]
1 lepton (Biblical Roman) = 3.00781E-5 kilogram [kg]
1 Planck mass = 2.17671E-8 kilogram [kg]
1 Electron mass (rest) = 9.1093897E-31 kilogram [kg]
1 Muon mass = 1.8835327E-28 kilogram [kg]
1 Proton mass = 1.6726231E-27 kilogram [kg]
1 Neutron mass = 1.6749286E-27 kilogram [kg]
1 Deuteron mass = 3.343586E-27 kilogram [kg]
1 Earth's mass = 5.9760000000002E+24 kilogram [kg]
1 Sun's mass = 2.0E+30 kilogram [kg] )
- KÜTLE ve/||/<> ERİM/ETKİ ALANI
- KÜTLE ile SPIN
- KÜTLE ile/ve/||/<> UZAY-ZAMAN ile/ve/||/<> EĞİM
- KUTR ve KADR
( Boy. VE Çap. )
- KUTSAL NESNELERİ TUTMADA:
ELLE ile/ve/değil/yerine KUMAŞLA
- KUTSAL ile/ve/<> MUKADDES
( Kişi, inanırsa. İLE/VE/<> Kişiler/toplum, kişiye inanırsa. )
- KUTSALLIK ile ...
( İnsan emeğinin katıldığı (her) şey. )
- KÜTTEDEK = BİRDEN BİRE
( "küt" diye ses çıkararak. )
- KUTU[Yun.] ile KOLİ[Fr. < COLIS]
( İnce tahta, mukavva, teneke, plastik vb.nden yapılmış, genellikle kapaklı kap. | Bu kabın alabildiği miktarda olan. | Elektrik ya da telefon tellerinin toplanıp bağlandığı kap. | Birinde, bir yerde, bir şeyde iyi ya da kötü bir özelliğin fazlalığını belirten bir söz. İLE Posta paketi. | İçinde türlü nesne bulunan çeşitli büyüklükte paket. )
- KUTU ile/ve/değil/||/<> KUKU
- KUTÛ'[Ar.] ile KUTU
( Kuşların göç etmesi. )
- KÜTÜK ile/değil/||/<>/> ODUN
( Kalın ağaç gövdesi. | Kesilmiş ağaç gövdesi. | Kesimden sonra ağaç gövdesinin toprakta kalan bölümü. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Yakılmak için kesilmiş, parçalanmış ağaç. | Bitkilerde besi suyunu ileten damarlarla bunlara eşlik eden özek doku ve liflerden oluşan, aynı zamanda bitkiye destek görevi yapan nesne. )
- KUTUP ile KUTUP ENGEL
( ... İLE Bir pilde elektromotor kuvveti düşüren polarma olayına karşı gelmek ve elektrik akımının durmasını önlemek için kullanılan kimyasal nesnelerden her biri. )
- KUVANTUM KURAMI değil/yerine KUVANTUM MEKANİĞİ
( )
( )
( )
- KUVANTUM MEKANİĞİ/NDE:
[NESNE + ...] ÖLÇÜM ile/ve/||/<> SIRALI ÖLÇÜMLER ile/ve/||/<> BAĞLAMSALLIK
- KUVARS[Alm. < QUARZ] ile MOR YAKUT/AMETİST[Fr. < AMETHYSTE]
( Türlü silislerin genel adı. | Billurlaşmış silisin doğada çok yaygın bir türü. İLE Süs taşı olarak kullanılan, mor renkte bir kuvars türü. )
- KUVARS[Alm. < QUARZ] ile YILDIZTAŞI
( ... İLE İçinde, ışık altında parlayan mika tanecikleri bulunan, sarı esmer renkte bir kuvars türü. )
- KÜVET[Fr. < CUVETTE] ile JAKUZİ[< Jacuzzi]
( İçinde bazı şeyler ya da el yıkanan kap. | Banyoda içinde yıkanılan tekne. İLE Sağlık havuzu. )
- KÜVLÜK/KÜWLÜK ile KÜVRÜG/KÜWRÜG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kilden yapılmış ufak misketler.[Kurumadan önce ya da kuruduktan sonra yuvarlanarak oynanır.] İLE Kös. )
- KUVÖZ[Fr. < COUVEUSE] değil/yerine/= YAŞANAK
- KUVVET ile/ve/<> GRAMKUVVET/GRAMAĞIRLIK
( ... İLE/VE/<> Bir gram kütleye, 45° enlemindeki deniz yüzeyinde, Yer'in uyguladığı kuvvet. )
- KÜZEÇ ile/||/<>/> KÜZEÇLİK ile/||/<>/> KÜZEÇLİG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Testi, ibrik. İLE/VE/||/<>/> Çömlek yapılacak kil.[KÜZEÇLİK TİTİG] İLE/VE/||/<>/> Bu kile sahip olan kişi. )
- KWACHA ile EMALANGANİ ile METİKEŞ
( Malawi'nin para birimi. İLE/VE/<> Swaziland'ın para birimi. İLE/VE/<> Mozambik'in para birimi. )
- KYOTO PORSELENİ ile KUTANI PORSELENİ
- LABİL/LABILE[İng.] değil/yerine/= OYNAK | DEĞİŞKEN
- LACİVERT[Far.] değil/yerine/= KOVAK, KEVEK
- LAGUN ile BARDAK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( İçecek kabı. İLE ... )
- LAĞV ile/değil/yerine/>< MÜFÎD[< FEYD]
( Yararsız/faydasız, beyhûde, boş. | Yanılma, atlama. | Kaldırma, hükümsüz bırakma. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Anlatan, ifâde eden, anlamlı/mânâlı. | Yararlı/faydalı. )
( YEMÎN-İ LAĞV: Alışkanlıkla edilen ve şer'an kefâret gerektirmeyen yemin. )
- LAHİD KABARTMALARINDA:
ERKEK ile KADIN
( Kadın da yanında yer alır. İLE Tek başına yer alır. )
- LAHİT ile/||/<> NEKROPOL ile/||/<> TÜMÜLÜS ile/||/<> SUNAK/ALTAR
( Tahta, taş (mermer), kurşun ya da pişmiş topraktan yapılan, içine ölünün yerleştirildiği özel sanduka. İLE/||/<> Antik Yunan ve Roma kentlerinde genellikle kentin dışında yer alan mezarlık alanı. İLE/||/<> Eski Yunan ve Roma'da bir yeraltı mezar odası ile bunun üzerine toprak ya da taş yığılmasıyla oluşturulan yapay tepeden oluşan mezar biçimi. İLE/||/<> Tapınağın içinde ya da yakınında bulunan, tanrılara sunulan adaklar için kullanılan, genellikle taştan yapılmış öğe. Küçük boyutlarda olduğu gibi, anıtsal yapı türünde olanları da vardır. )
- LÂLE ile LÂLEAĞACI
( Zambakgillerden, yaprakları uzun ve mızraksı, çiçekleri kadeh biçiminde, türlü renkte, bir süs bitkisi. | Meyve koparmak için ucuna üçlü ya da dörtlü bir çatal geçirilmiş sırık. | [tarih] Ağır hapis mahkûmlarının boynuna geçirilen demir halka. İLE Manolyagillerden, anayurdu Güney Amerika olan, çiçekleri laleye benzeyen bir süs ağacı. )
( TULIPA GESNERIANA cum LIRIODENDRON TULIPIFERA )
- LAM[Fr.] ile/ve/<> LAMEL[Fr.]
( Mikroskopla incelenecek maddelerin üzerine konulduğu dar, uzun cam parçası. | Dar, çok ince metal parça. İLE/VE/<> Mikroskopla yapılan incelemede, bazen lamların üzerine kapatılan dört köşe ve ince cam parçası. )
- LAMBA[Yun.] ile FENER[Yun.]
( Petrol gibi yanıcı bir nesne yakarak ya da elektrik akımıyla içindeki teller akkor durumuna geçerek ışık veren araç. | Radyo ve televizyonlarda kullanılan, havası boşaltılmış ya da içine düşük basınçlı bir gaz doldurulmuş cam, seramik ya da çelikten ampul. | Kapı, pencere kenarlarına açılan, genellikle dik açılı girinti. İLE Saydam bir nesneden yapılmış ya da böyle bir nesne ile donatılmış, içinde ışık kaynağı bulunan aydınlatma aracı. | Gemilere yol gösteren ışık kulesi. | Askı. )
( LAMP vs. LANTERN )
- LAMBA[Yun.] ile KEDİGÖZÜ
( ... İLE Taşıtların arkasındaki kırmızı renkli işaret lambası. | Yollarda, ışık vurduğunda parlayan trafik işareti. )
- LAMBA[Yun.] ile STROBOSKOP[Fr.]
( Petrol gibi yanıcı bir nesne yakarak ya da elektrik akımıyla içindeki teller akkor durumuna geçerek ışık veren araç. | Radyo ve televizyonlarda kullanılan, havası boşaltılmış ya da içine düşük basınçlı bir gaz doldurulmuş cam, seramik ya da çelikten ampul. | Kapı, pencere kenarlarına açılan, genellikle dik açılı girinti. İLE Dönme ve titreşim hareketi yapan bir nesneyi, kısa ve eşit aralıklarla aydınlatmaya yarayan araç. )
- LAMBADER[Fr. < LAMPADAIRE] değil/yerine AYAKLI LAMBA
( Genellikle odanın köşelerine konulan. )
- LANSMAN[Fr. < LANCEMENT] yerine TANITIM/SUNUM
- LAP ile LARP
( Yumuşak ve ağır bir şey düştüğünde çıkan sesi anlatan sözcük. İLE Ansızın ve güçlü bir biçimde. )
- ...'LARI:
SAYMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SIRALAMAK
- LASTA[Hollanda dilinden] ile ...
( Gemi yüklerine uygulanan ağırlık ölçüsü birimi. Geminin alabildiği yük. | Kuzey Avrupa'da kullanılan, 2000 kg.'a yakın gemi yüklerine ve büyük miktardaki ticaret mallarına değer biçmeye yarayan kütle ölçü birimi. )
- LASTİK ile POLİÜRETAN[Fr.]
( ... İLE Yoğunluğu çok düşük cam, vernik, kauçuk ya da köpük görünüşündeki lastiğe benzeyen madde. )
- LATA[Alm.] ile LATA[İt.]
( Dar ve kalınca tahta. İLE Osmanlı'larda, ilmiyenin giydiği bir tür üstlük. )
- LÂTİF ile KESİF
- LÂTİF ile ŞEFFAF
- LAVAJ[Fr.] ile LAVMAN[Fr.]
( [metalurji] Bir işlem sonrasında, metal yüzeyleri su ile yıkama. | Bir örgeni, su vererek yıkayıp temizleme. İLE Kalınbağırsağı, anüs yoluyla su fışkırtarak yıkama. | Bu iş için kullanılan araç ve sıvı. )
- LAV/LAW ile MUM
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Mühür mumu. İLE ... )
- LAVTA[Alm. < Ar.] ile LAVTA[İt.]
( Mızrapla çalınan, gövdesi uddan küçük bir çalgı. İLE Ebe. | Doğacak çocuğu, ana rahminden çekmeye yarayan araç. | [eskiden] Erkek doğum uzmanı. )
- KESİM:
LAZER ile/ve/||/<> PLAZMA
( Kaynak, kazıma ve düzeltme gibi amaçlarla da kullanılabilir.[Plazma kesim makinelerinin böyle bir özelliği/artısı yoktur.] İLE/VE/||/<> Lazer kesimden daha kalın nesneleri [180 mm'ye kadar] işleyebilir.[Hem basit tasarımlarda, hem de büyük iş parçalarında iyi sonuç verir.] )
( Güçlendirilmiş lazer ışığı kullanılır.[Lazer kesim makineleri, bilgisayarla kontrol edilen lazer ışınlarını kullanır.] İLE/VE/||/<> İletken nesneleri plazma kullanarak keser.[Plazma kesim makineleri, nitrojen ve hidrojen gibi gazlar ile basınçlı bir hava kullanır.] )
( Radyasyon üretimi yapmaz.[İşçi sağlığı bakımından daha güvenlidir.] İLE/VE/||/<> Radyasyon kullanılır. [Dolayısıyla koruyucu gözlük takmak gerekir.] )
- LAZER ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BUZ LAZER
- LEĞEN[Fars.] ile LENGER[Fars.]
( Genellikle, içinde bir şey yıkamak için kullanılan, metal ya da plastikten, yayvan kap. İLE Yayvan ve kenarları geniş, büyük bakır kap. | Bir lengerin alabileceği miktarda olan. | Gemi demiri. )
- LEĞEN[Fars.] ile TEŞT[Fars.]
( ... İLE Çamaşır leğeni. )
- LEHİM ile BRONZ/TUNÇ ile FAKFON ile KUPRONİKEL ile PERMALLOY
( Kalay ve kurşun alaşımı. İLE Bakır ve kalay alaşımı. İLE Bakır, çinko ve nikel alaşımı. İLE Bakır ve nikel alaşımı. İLE Demir ve nikel alaşımı. )
- LEHİM[Ar.] ile PÜRMÜZ[Primus marka adından]["HÜRMÜZ" değil!] ile/değil/yerine KAYNAK
( Ergime noktaları düşük metalleri tutturma işlemlerinde kullanılan, kalay ve kurşun alaşımlarının genel adı. | Bu alaşımla yapılan işlem. İLE Genellikle metalleri lehimlemede kullanılan, güçlü alev çıkaran, benzin ya da gazla çalışan araç. İLE/DEĞİL/YERİNE İki metal ya da yapay parçayı, ısıl yolla birleştirme yöntemi, kaynaştırarak yapıştırma. )
- LEKE ile İZ
( ŞAİBE[< ŞEVB] )
- LENDUHA ile ...
( Çok iri ve kaba şey. )
- ADESE[Ar.]/LENS[İng.] değil/yerine/= MERCEK
( İçinden geçen koşut ışınları, düzenli bir biçimde birbirine yaklaştıran ya da birbirinden uzaklaştıran, camdan ya da ışık kırıcı herhangi bir maddeden yapılmış, genellikle küresel yüzeylerle sınırlanmış saydam cisim. )
- LENTO[İt.] ve LENTO[Fr.]
( [müzik] Bir parçanın, ağır çalınacağını anlatır. | Bu tempoda çalınan parça. İLE Kapı ve pencerelerin üstüne yerleştirilen, ağaç, taş ya da beton kiriş, üst eşik, boyunduruk/yük. )
- LESEPASE ile/ve PRATİKA
( Sınırı geçmek için verilen yazılı izin. İLE/VE Gemilere verilen giriş ve çıkış izni. )
- LEV ile LEVA
( Romanya para birimi. İLE Bulgar para birimi. )
- LEVEL[İng.]/SEVİYE[Ar.] değil/yerine DÜZEY
- LEVHA[Ar.]/TABELA[İt. < TABELLA] ile ARMADURA[İt. < ARMATURA]
( Bir yere asılmak için yazılmış yazı, safiha. Üzerinde tanıtıcı, belirtici bir yazı, açıklama, işaret ya da resim bulunan, tahta ya da sac parçası. | Hastahane, yatılı okul, askerî birlik gibi toplu yemek verilen yerlerde, günlük yemek için çıkarılan erzakın türünü, miktarını gösteren çizelge. | Hastahanelerde her hastanın gündelik yemek ve ilacının yazıldığı kâğıt. İLE Gemide direklere takılı halatları bağlamak için küpeştenin iç tarafında bulunan delikli ve çubuklu levha. )
- LEVHA[Ar.] ile ANTERLİN/ENTERLİN[Fr.]
( ... İLE Basımcılıkta, satır aralarını denkleştiren ince kurşun levha. )
- LEYBIL[İng. < LABEL] değil/yerine/= ETİKET
- LİBRE ile ...
( Fransa'da 500 gr., İngiltere'de 454 gr. gelen ağırlık ölçüsü. )
- LIMOUSINE ile/değil HUMVEE
( Uzun, konforlu araç. İLE/DEĞİL Çok uzun, konforlu araç. )
- LİNOTİP[İng.] değil/yerine/= DİZGİ MAKİNESİ
( Basımevinde, harfleri dizen ve satırları, blok durumunda döken makine. )
- LİRA ile LİRA[< İt. Altın para]
( Telli bir çalgı. İLE Yüz kuruş değerinde, Türkiye para birimi. )
- LİSTE[İng. < LIST] yerine DİZİN/DİZELGE/DÖKÜM
- LİTRE ile RATL
( ... İLE Litreye yakın bir sıvı ölçeği. )
- LOBUT[Ar. < NEBBUT]["LABUT" değil!] değil/yerine SOPA
( Kalın, kısa ve düzgün sopa. | Kol gücünü geliştirmek için kullanılan jimnastik aracı. [gürgenden] | Bovling oyununda devrilmesi amaçlanan, alt bölümü geniş, üst bölümü tek boğumlu, çeşitli malzemeden yapılmış hedef. )
- LOCA[Fr. < İt.] ile LOÇA[İt.]
( Bazı izleyicilerin oturdukları özel bölüm. | Masonların, toplantı yeri. İLE Gemilerin baş bodoslamalarının iki yanında, çapayı içine alabilen ve güverteye açılan demir zincirin geçtiği delik. )
- LOĞ/YUVAK/YUVGU/YUVGUZ ile/değil/yerine/= SİLİNDİR[Fr. < Yun.]/ÜSTÜVANE[Ar.]
( Alt ve üst tabanları birbirine eşit dairelerden oluşan bir nesnenin eksenini dikey olarak kesen, birbirine koşut iki yüzeyin sınırladığı cisim. | Metalleri inceltmek, kumaşları parçalatmak, kâğıt üzerine baskı yapmak gibi işler için sanayide kullanılan merdane. | Motorlu taşıtların motorunda, pistona güçlü bir itiş sağlamak ve gaz karışımının yandığı ya da patladığı yer. | Yollarda, toprak damlarda, yeri bastırmak ya da tarlalarda, toprakları ezmek için gezdirilen taş silindir. )
- LOJİSTİK = HESAP = LOGISTIC[İng.] = LOGISTIQUE[Fr.] = LOGISTIK[Alm.] = LOGISTIKE[Yun.]
- LOKOMOTİF[Fr. < LOCOMOTIVE] değil/yerine/= ÖNYEDEN
- LOKSTAY/LOXTAY ile KUMAŞ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Üzerinde sarı pullar olan kırmızı renkte süslü bir Çin kumaşı. İLE ... )
- LONGYİ:
PASO ile/<> HTA MEİN
( [Myanmar'da] Erillerin giydiği etek. İLE/<> Dişillerin giydiği etek. )
- LOSTRA[İt.] ile ...
( Ayakkabı boyama. )
- LUÇNUT[Kençek]/KÖÇNÜT/KÖÇÜT ile HİZMET
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Buğday ve benzeri bitkilerin temizlenmesine yardım etme.[Köylüler birbirine köle ya da hayvan yollayarak harman dövme işinde yardımlaşır.] İLE ... )
- LÜKS ile/ve/||/<>/> İSRAF
- LÜMİNESANS ile ...
( Işıldama. )
- LUP[İng. < LOOP] değil/yerine/= DÖNGÜ
- LUZÛMİYYE ile İTTİFÂKIYYE
( Gereklilik bildiren.(Eğer Güneş doğarsa gündüz olur). İLE Rastlantı bildiren.(Eğer insan düşünense, eşek de anırandır). )
- MAL/MÜLK/MADDİ ZENGİNLİK değil/yerine/= OD, OCAK
- MAÂZIR[Ar. < ME'ZER] ile MAÂZIR[Ar. < MA'ZERET] ile MAÂZÎR[Ar. < Mİ'ZÂR]
( Sığınılacak yerler. İLE Mâzeretler. İLE Perdeler. )
- MAÇA[İt.] ile MAÇA[İt.]
( Oyun kâğıtlarında, mızrak ucuna benzer, ayaklı siyah benek, pik. İLE Döküm parçasında, içi boş kopya elde etmek için kullanılan kum, maden ya da ergimiş durumdaki döküm maddesine dayanıklı başka bir maddeden yapılmış dolgu kalıp. )
- MACAR FORİNTİ ile PENGÖ
( ... İLE İkinci Dünya Savaşı sonuna değin kullanılan, Macar para birimi. )
- MADALYA[İt.] ile MADALYON[İt.]
( Yararlık gösterenlere, yarışlarda ve sergilerde derece alanlara ödül, bazen de önemli bir olay dolayısıyla, ilgililere, andaç olarak verilen metal nişan. İLE İçine küçük resim, saç teli gibi andaçlar konulan, bona zincirle asılan, genellikle değerli metalden yapılmış, türlü biçimde süs eşyası. )
- MADAM RÉCAMIER KOLTUK ile JOSEPHINE KOLTUK
- MADDE ile/ve/||/<>/> CİSİM ile/ve/||/<>/> SÛRET
( Yayılan. İLE/VE/||/<>/> Maddenin biçim almış durumu. İLE/VE/||/<>/> ... )
- MADDE ile/ve SÛRET
( Cins. İLE/VE Fasıl. )
( MADDE: Olma ve olmama olanağı. )
- MADDEN değil MADDETEN[Ar.]/EYCE
- MADDİ MALLAR değil/yerine/= EYCİL TAVARLAR
- MADEN/TAŞ/LİNYİT[Fr. < Lat.] KÖMÜRÜ ile/değil ODUN KÖMÜRÜ
( Madenleri odunla, maden kömürüyle ya da linyit kömürüyle eritmek olanaklı değil/di. İLE/DEĞİL Maden, ancak odun kömürüyle eritilebilir/di. )
( Bileşimindeki karbon oranı %60-70 olan, kahverengi ya da siyah, taşıl kömür. İLE Odunun kömürleştirilmesiyle elde edilen, kalori değeri düşük kömür, mangal kömürü. )
( Jeolojik dönemler boyunca dönüşüme uğrayarak büyük bir kalori gücü kazanan, bitki fosillerinden oluşan doğal yakıt. İLE/DEĞİL Odunun, kömürleştirilmesiyle elde edilen, kalori değeri düşük kömür. )
( ... ile/değil ÂLÂS )
- MAGÂNİM[Ar. < MAGNEM] ile MAGÂRİM[Ar. < MAGREM]
( Ganimetler, düşmandan ele geçirilen mallar. İLE Ödenilecek borçlar, diyetler. )
- MAĞAZA ile/ve/<> REYON[Fr. < RAYON]
( ... İLE/VE/<> Bir mağazanın yalnız bir tür eşya satılan bölümü. )
- MAĞŞUŞ[Ar.] değil/yerine/= KARIŞIK
- MÂH[Fars.] ile MÂH[Fars.]
( Ay. | Yılın 1/12'si. İLE Geçersiz [para]. | Rezil, münâfık, alçak. )
- MAHÂFİL[Ar. < MAHFİL] ile MAHÂFİR[Ar. < MİHFER/E]
( Oturulacak, görüşülecek yerler, toplantı yerleri. | Büyük camilerde, sultanlara ya da müezzinlere ayrılmış etrafı parmaklıkla çevrilmiş olan yerler. İLE Hattatların, yanlışı kazımakta kullandıkları, bir çeşit kalemtraş. | Beller. Kazmalar. )
- MAHCUR[Ar.] değil/yerine/= KISITLI
- MAHFAZA[Ar.] değil/yerine/= KORUNCAK
- MAHFÛZ[Ar. < HIFZ] ile MAHFÛZ[Ar.]
( Saklanmış, hıfz olunmuş. | Korunmuş, gözetilmiş. | Gizlenmiş. | Ezberlenmiş. İLE Alçalmış. )
- MAHFUZ[Ar.] değil/yerine/= KORUNAN/KORUNMUŞ/SAKLANMIŞ/SAKLI
- MAHFUZ[Ar.]["MAFUZ" değil!] değil/yerine/= SAKLANMIŞ/KORUNMUŞ
( MAHFUZEN: Gözaltında olarak. )
- MAHİYET[Ar.] değil/yerine/= İÇYÜZ
- MAHİYET[Ar.] değil/yerine/= ÖZLÜK/İÇYÜZ
( Bir şeyin durumu. | Kişi. )
- MAHKÛM ETMEK ile/ve/yerine ELEMEK
- MAHLÛL[Ar. < HALL] ile MAHLÛL[Ar.]
( Çözülmüş, dağılmış, hallolunmuş. | Erimiş, eritilmiş, eriyik. | Sahipsiz maaş ya da memurluk. | Mirasçısı bulunmayan ve hükümete kalan miras. İLE Delinmiş, öbür tarafına işlenmiş olan şey. )
- MAHLUL[Ar.] değil/yerine/= ÇÖZÜLMÜŞ/DAĞILMIŞ
- MAHMUZ[Ar.] değil/yerine/= ÇIKINTI
( Tavukgillerin ve bazı kuşların ayakları ardında bulunan, boynuz yapısındaki sivri uzantı. | Eski tür savaş gemilerinde, su kesimi altında, ileriye doğru uzanan, karşısındaki gemiyi batırabilen uzantı. | Köprü ayaklarında, basıncı azaltmak için suyun geldiği ve gittiği yanlardaki çıkıntı. )
- MAHPUS[Ar.] değil/yerine/= KAPATILMIŞ
( Kapatılmış, hapsedilmiş. | Bir çeşit tavla oyunu. )
- MAHREF[Ar.] ile MA'REF[Ar.]
( Yemiş sepeti. İLE Yüzün, sürekli açık görünen yeri/yerleri. )
- MAHRUKAT[Ar.] değil/yerine/= YAKIT/YAKACAK
- MAHRUT[Ar.] değil/yerine/= KONİ
- MAHSÛR[Ar.] değil/yerine/= KISIĞ
- MAHSÛR[Ar. < HASR] ile MAHSÛR[Ar.] ile MAHZUR[Ar.]
( Yorulmuş, feri gitmiş göz. İLE Kuşatılmış, muhâsara edilmiş. | Sınırlanmış, belirli edilmiş, hasredilmiş. | Men edilmiş. | Sıkıştırılmış, tazyik edilmiş. İLE Sakınılacak, korkulacak şey. | Engel. | Sakınca. )
- MAHSÛS[Ar. < HİSS] ile MAHSÛS[Ar. < HUSÛS | çoğ. MAHÂSÎS, MAHSÛSÂT] ile MAHZÛZ[Ar. < HAZZ]
( Duyumsanan, hissedilen. İLE Başkasında bulunmayan, sadece bir kişiye ait olan. | Birine ayrılmış olan. | Lâyık. | Ayrı, müstakil, başlı başına. | Özel olarak. | İsteyerek, bile bile. | Şakadan. İLE Hoşlanmış, haz etmiş. )
- MAHZÛR[Ar. < HAZR] ile MAHZÛR[Ar. < HAZER]
( Haram edilmiş, yanına yaklaşılması yasak edilmiş, haram. İLE Sakınılacak, korkulacak şey. | Engel. | Sakınca. )
- ENGEL/SAKINCA/MAHZUR[Ar.] ile ENGEL/SAKINCA/BEİS[Ar.]
- MAİ[Ar. < MA: Su.] değil/yerine/= MAVİ/GÖKÇE
- MAKADÎR[Ar. < MİKDÂR/MAKDÛR] ile MAKADİR[Ar. < MAKDERET]
( Miktarlar, kısımlar. İLE Kudretler, kuvvetler. )
- MAKADÎR-İ MÜŞTEREKE[Ar.] ile MAKADÎR-İ MÜTENÂSİBE[Ar.]
( Aynı ölçü ile ölçülebilen miktarlar. İLE Orantılı çokluklar. )
- MAKARA ile ÇARK
( PULLEY vs. WHEEL )
- MAKARA ile MANDAR[Yun.]
( ... İLE Gemilerde kullanılan küçük makara. )
- MAKARA ile TURNO[İt. ]
( ... İLE Tek dilli, bir tekerlekli makara. )
- MAKAS/SINDI ile AYMAKAS
( ... İLE Üst ve alt başlıkları bir hilâl biçimi oluşturacak biçimde farklı eğrilikte bükülerek düzenlenmiş makas. [Alt ve üst başlıkların arasında köşegenler bulunur.] )
- MAKBUZ[Ar.] değil/yerine/= ÖDENDİ BELGESİ
- MAKET HELİKOPTERDE:
4 KANALLI ile/ve/<>/> 6 KANALLI
( )
- MAKİNA ile/ve/değil/||/<>/< ÇARK
- MAKİNA ile/ve/değil MEKANİZMA
- MAKİNE'DE:
DÖRT AŞAMA ve/||/<>/> DÖRT KİŞİ
( )
- MAKOSEN değil MOKASEN
- MAKRO- ile MEGA- ile MİKRO-
( İri, büyük. İLE Büyük, -milyon. İLE Küçük .... )
- MAKSÛR/E[Ar. < KASR] ile MAKSÛRE[Ar. çoğ. MAKASÎR]
( Kısalmış/kısaltılmış, kasr olunmuş. | Alıkonulmuş. | Bir şeye ayrılmış. | Bazı Arapça sözcüklerin sonunda bulunan "Y" şeklinde yazılan Elif harfi. İLE Camilerde, etrafı parmaklıklı yüksek yer.[Biraz daha yüksek olursa "mahfil" denilir.] )
- MAKTA'[Ar. < KIYÂS] ile MAKTAA[Ar.]
( Kesilen yer, bir şeyin kesildiği yer, eski kamış kalemlerin, yontulduktan sonra üzerine yatırılıp uclarının kesildiği, sert ağaçtan ya da kemikten yapılan alet. | [mat.] Kesit. | Bir gazel ya da kasîdenin son beyti. İLE Üzerinde kamış kalemin ucu kesilerek düzeltilen kemik, şimşir ya da madenden yapılmış alet. )
- MAKTÛ'/MAKTÛA[Ar. < KAT | çoğ. MAKATÎ'] ile MAKTÛA[Ar. < KAT | çoğ. MAKTÛAB]
( Kesilmiş, kat olunmuş. | Değeri biçilmiş, pazarlıksız. | Götürü. İLE Gazete, dergi ve benzeri şeylerden kesilmiş parça. [Fr. COUPURE] )
- MAKYAJ ile/ve/değil BOYA
( [not] MAKE-UP vs./and PAINT )
- MAKYAJ[Fr.] değil/yerine SÜSLEM / YÜZ BOYAMA
- MAL ALMAK ile MAL ÇEKMEK
- MAL "TAKASI" ile/ve KÜLTÜR "TAKASI"
- MAL ve/||/<> ARKADAŞLIK ve/||/<> AŞK
( [Değeri yoktur!] Cömertlik yoksa. VE/||/<> Vefâ yoksa. VE/||/<> Karşılık yoksa. )
- MAL/META ile/değil/yerine CAN
- MAL ile/ve/||/<> DEĞER/TUTAR/SEMEN[Ar. çoğ. ESMÂN]
- MAL ile/ve/||/<> EMTİA
( Birinin, tüzel kişinin sahip olduğu, taşınır ya da taşınmaz varolanların tümü. İLE/VE/||/<> Alınıp satılabilen, her türlü tecim nesnesi. )
- MAL ile/ne yazık ki/>< KAPAROZ
( ... İLE/NE YAZIK Kİ/>< Yolsuzca ya da zorla elde edilen mal. )
- MÂL[Ar. çoğ. EMVÂL] ile -MAL[Ar.]
( Bir kişinin tasarrufu altında bulunan değerli ve gerekli şey. | Varlık, servet. | Para, nakit, gelir. | Tüccar eşyası. İLE "Süren, sürülen, takılan, sarılan" anlamlarıyla oluşumlar yapar.[RÛ-MÂL: Yüz süren.] )
- MAL ile MARDA[Yun.]
( ... İLE Değerini kaybetmiş[ıskarta(İt.)] mal. )
- MALA[Fars.] değil/yerine/= SÜRGÜ
( Harç alıp sürmeye yarayan, çoğu üçgen biçiminde, yassı, demirden, tahta saplı, duvarcı ve sıvacı aracı. )
- MALEZYA ve/<> PALMİYELER
( İlk kez, 1860'da, Sri Lanka'dan getirilerek yetiştirilmeye başlanılan Palmiyeler, Malezya'nın en önemli ihraç kalemlerindendir.[Bir yıl içinde, 2 milyon hektar alandan, 7 milyon ton palmiye yağı elde edilmektedir.] )
- MÂLÎ[Ar.] ile MÂLÎ[Ar.] ile MALİ[Ar.] ile MÂLİH[Ar.]
( Malla, parayla ilgili. | Devlet, gelir ve giderlerinin yönetimine ait. İLE Çok fazla. | Dolu. İLE Afrika'da bir ülke. İLE Tuzlu. )
- MALİ'DE:
PAMUK ve MISIR
( Mısır ve pamukta, dünyanın en önemli (nitelikli) pamuk üreticisi.[Pamuk, ne kadar inceyse o kadar makbuldür.] )
- MÂLİYET ile/ve/değil BEDEL
- MALTIZ[< Malta Adası] ile Maltız
( Çoğunlukla yemek pişirmekte kullanılan, içinde ızgarası bulunan, ayaklı ve taşınır ocak. İLE Malta Adası halkından olan kişi. )
- MALZEME[Ar.] değil/yerine/= GEREÇ
- MALZEME ile/ve/||/<> MAL
( Ara ürün ve kullanım. İLE/VE/||/<> Sonsal ürün ve kullanım. )
- MALZEME ile/ve POTANSİYEL
( MATERIAL/SUPPLIES vs./and POTENTIAL )
- MALZEME ile/ve VERİ
- MAMÜL değil MAMUL
- MA'NÂ[Ar. çoğ. MAÂNÎ] ile MÂNÂ[Ar.]
( Anlam. | İç, iç yüz. | Düş/rüya. | Akla yakın neden. İLE Eş, benzer. )
- MANCANA[İt.] değil/yerine/= FIÇI
( Gemilerde, içme suyu konulan, büyük, yassı fıçı. )
- MANCINIK[Ar. < MANCANIK] ile SCORPIONE
( Top yapımının bilinmediği çağlarda, kale kuşatmalarında, ağır taş gülle fırlatmakta kullanılan basit bir savaş aracı. | Çıkrık. İLE ... )
- MANÇU ile ÜCRET
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bir zanaatkâra verilen ücret.[Başka bir ücreti anlatmak için kullanılmaz.] İLE ... )
- MANDAL[Ar.] ile MANDAL[Ar.]
( Kapı, pencere kanadı, dolap kapağı gibi şeyleri kapalı tutmaya yarayan, döner tahta ya da metal parça. | İpe serilen çamaşırı tutturmak için kullanılan yaylı kıskaç. İLE Ud, keman gibi çalgıların tellerini geren düğme. )
- MANEVRA[Fr.] değil/yerine/= DÖNÜŞ/HAREKET
( Bir aygıtın işleyişini düzenleme, yönetme eylemi ya da biçimi. | Geminin bir yere yanaşmak ya da bir yerden çıkmak için yaptığı hareket. | Lokomotifin, katar katmak ya da katar dağıtmak için ileri geri giderek hattan hasa geçmesi. | Hareket, gidiş-geliş. | Asker birliklerini, savaşa hazırlamak amacıyla, arazi üzerinde yapılan geniş ölçüde savaş denemesi, tatbikat. | İstenilen amaca ulaşmak için tutulması gereken yol. )
- MANGIR ile MANGİZ[Romence]
( İki buçuk para değerinde, bakırdan yapılmış sikke. | Para. İLE [argo] Para. )
- MÂNİ[Ar.]/ENGEL[Fars. :Parazit.] değil/yerine/= ENGEL
- MÂNİ/MÂNİA[Ar.] ile MÂNİ[Ar.] ile MANİ[Fr. < Yun. MANİA]
( Engel. İLE 1.,2. ve 4. mısraları uyaklı(kâfiyeli) halk şiiri. İLE Tutku, düşkünlük, saplantı, taşkınlık. )