F ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 21.828 başlık/FaRk ile birlikte,
21.828 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(25/89)
- DUYGU:
SEMPATİK DÜZENEK ve/||/<> PARASEMPATİK DÜZENEK
( DUYGU: Düşüncenin, gövde üzerinde/eşliğinde, sempatik ve parasempatik düzenekle açığa çıkan fizyolojik etkileşimleri/yansımaları. )
- DUYGU ile/ve/||/<> "BİR DUYGUNUN, BAŞKA BİR DUYGUYLA KARŞILANMASI/KAPATILMAYA ÇALIŞILMASI"
( Ancak, bilgi ve bilinç ile doğal işleyişin dışına çıkılabilir. )
- DUYGU ile/değil ÇAĞRIŞIM
- DUYGU ve/||/<>/= DEĞİŞKİ
- DUYGU ile/ve/değil/||/<> DENEYİM
- DUYGU ile/ve DUYU/HİS
( EMOTION vs./and FEEL )
( MANAS ile/ve ... )
- DUYGU ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NİYET
- DUYGUDAŞLIK = TECAZÜP = SYMPATHY[İng.] = SYMPATHIE[Fr., Alm.] = SYMPATHEIA[Yun.] = SIMPETIA[İsp.]
- DUYGULANIM = TEESSÜR = AFFECTION[İng., Fr.] = AFFEKT, AFFEKTION[Alm.] = CARIÑO[İsp.]
- DÜŞÜNSEL İZLENİMLER:
DİNGİN ile/ve/||/<> ŞİDDETLİ
( Eylemlerde, sanat yapıtlarında ve doğa nesnelerinde, güzellik, biçimsizlik. İLE/VE/||/<> Sevgi, nefret, sevinç, keder. )
( David Hume )
- DUYGULARA BAŞVURMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
TEHDİT ile/ve/||/<> DUYGU ile/ve/||/<> ÖNYARGILI DİL ile/ve/||/<> MAZERET
( ARGUMENT FROM FORCE vs./and/||/<> ARGUMENT TO PITY vs./and/||/<> PREJUDICIAL LANGUAGE vs./and/||/<> FALLACY OF SPECIAL PLEADING )
- DUYGULARI:
ANLAMA BÜRÜME ile/ve/||/<>/> ANLAMLANDIRMA ile/ve/||/<>/> HUZUR
- DUYGULARIN KONUŞULMASI ile/ve/||/<> GEREKSİNİMLERİN GİDERİLMESİ
- DUYGUNUN:
NESNESİ ile/ve/değil/<>/< NEDENİ
- DUYGUSAL DÜŞÜNMEK değil DÜŞÜNMEK
- İÇGÖRÜ:
"DUYGUSAL" ile/ve/değil/yerine/||/<> DÜŞÜNSEL/ZİHİNSEL
- DUYGUSAL YALNIZLIK ile "ENTELEKTÜEL YALNIZLIK"
- DUYGUSAL = HİSSÎ = SENTIMENTAL[İng., Fr.] = SENTIMENTAL, EMPFINDSAM[Alm.]
- DUYGUSAL ile/ve/||/<>/> SEZGİSEL
- DUYGUSAL/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DUYARLI/LIK
- ... DUYGUSU ile/değil/yerine/>< ... DÜŞÜNCESİ VE DUYGUSU
- DUYMA(MA)K ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/> DİNLEME(ME)K
( Her dinlemiyor gibi görünen, dinlemiyor değildir! )
( Beyin ve kulak ile. İLE/VE/DEĞİL/NE YAZIK Kİ/||/<>/> Zihin, veri/bilgi, düşünce ve tutum ile. )
- DUYMAK/DUYUMSAMAK ile/ve/||/<>/< ÖNEMSEMEK
- DUYMUŞ ile/ve/||/<>/> DOYMUŞ
- DUYU ve/+ AKIL ve/+ HADS ve/+ MATEMATİK
- DUYU ile/ve/<>/değil/yerine AKLIN DOĞASI
- DUYU ve/||/<>/> ALGI ve/||/<>/> BETİMLEME/TASVİR ve/||/<>/> TASARIM ve/||/<>/> TANIM ve/||/<>/> AD/SÖZCÜK ve/||/<>/> KAVRAM/SOYUTLAMA
- DUYU/HİS ile/ve/<> DEĞER
- DUYU ve/||/<> DUYGU ve/||/<> AKIL
( Akıl eleştiri kaldırır, duygu/vicdan kaldırmaz. )
( Duygular bilgilerle ters orantılıdır. Ne kadar az biliş varsa o kadar savunuş vardır. )
( ZİHİN: İç duyuların toplam adı. )
( DUYU: (DIŞ DUYULAR) İNTİBÂ/İZLENİM/MÜŞAHEDÂT ve DUYGU: (İÇ DUYULAR) ANLAM-DEĞER, MANEVİYAT/VİCDÂNİYAT, (AHLÂK, DİN, ESTETİK) [ ZİHİN/İHSAS/MAHSUSAT ] ve AKIL: AKLİYÂT/MÜDRİKÂT, TÜMELLER-FORMLAR, BİLGİ(TANIM + YARGI + TASAVVUR + TASDİK) [ İDRAK ] )
( Sadece duyulara verilen yanıtlar/karşılıklar, kişiyi sakatlar. VE/||/<> Sadece duygulara verilen yanıtlar/karşılıklar, kişiyi köreltir. VE/||/<> Sadece akla verilen yanıtlar/karşılıklar, kişiyi ketler. )
( Sadece duyulara verilen yanıtlar/karşılıklar, kişiyi hayvanileştirir. VE/||/<> Sadece duygulara verilen yanıtlar/karşılıklar, kişiyi mistikleştirir. VE/||/<> Sadece akla verilen yanıtlar/karşılıklar, kişiyi vahşileştirir. )
( ... VE/||/<> Karanlık. VE/||/<> Aydınlık. )
( SENSE and/||/<> EMOTION and/||/<> REASON )
- DUYU ile/ve/||/<>/> ZİHİN ile/ve/||/<>/> AKIL
( "Çırak". İLE/VE/||/<>/> "Kalfa". İLE/VE/||/<>/> "Usta". )
- DUYU/HİS ile/ve/değil/||/<>/< BELLEK KAYDI
- DUYU/HİS ile/ve/değil/||/<>/< DENEYİM
- GEÇMİŞ ZAMAN:
DUYULAN ile/ve/||/<> GÖRÜLEN
- DUYULAR/DA:
SINIRLI/LIK ile/ve/||/<> ÇARPITICI/LIK
- DUYULAR:
DİRENÇSİZ/DİRENÇDIŞI/"İSTEMEDEN"(GAYR-I İHTİYÂRÎ) ile/ve/||/<>/> HEM DİRENÇLİ(İHTİYÂRÎ), HEM DE DİRENÇSİZ; NE DİRENÇLİ, NE DE DİRENÇSİZ ile/ve/||/<>/> DİRENÇLİ(İHTİYÂRÎ)
( Duyma(kulak) ve koklama(burun). İLE/VE/||/<>/> Dokunma/fiziksel duyumsama(deri). İLE/VE/||/<>/> Bakma(göz) ve tad(ağız/dil). )
- DUYULAR ile/ve/<>/değil FARKINDALIK
( [not] SENSES vs./and/<>/but AWARENESS )
- DUYULARDA:
GÖRME VE DUYMA ile TATMA VE KOKLAMA VE DOKUNMA/LÂMİSE[Ar.]
( Temsil edilebilirlik sağlayan. İLE Temsil edilebilirlik sağlayamayan. )
( "Süreklilik" sağlar. İLE "Geçici"dir. )
( Duyulara açık olan, en örtük olandır! )
- DUYULARDA KESİNLİK ile DUYULARIN KESİNLİĞİ
- HAKİKAT:
"DUYULUR OLAN" değil DÜŞÜNÜLÜR OLAN
- DUYU/M ile/ve ALGI
( SENSE/SENSATION vs./and PERCEPTION )
- DUYUM ile/ve HAZ
( SENSE vs./and PLEASURE )
( SINNLICHKEIT mit/und VERGNÜGEN )
- DUYUM ile TAHMİN
- DUYUMDA:
BASINÇ ile/ve/<> ISI ile/ve/<> AĞRI/ACI
- DUYUMSAMAK ile/ve/<> KABUL ETMEK
- DUYUMSATABİLMEK/DUYUMSAYABİLEN ile/ve/||/<>/> DUYUMSAYABİLDİĞİNİ, DUYUMSATABİLMEK/DUYUMSATABİLEN
- DUYUSAL DENEYİM ile BİREYSEL BİLİNÇLİLİK ile TOPLUMSAL İLİŞKİLER
- DUYUSAL İLE MOTOR İLE İNTERNÖRON ile/||/<> NÖRON TÜRLERİ
( Üç temel nöron sınıfı. )
( Formül: Refleks: 2-3 sinaps )
- DUYUSAL KANIT ile/ve/||/<> TÜMEL KANIT
( Anlık/zihin. İLE/VE/||/<> Us/akıl. )
- DUYUSAL-NESNE DÜRTÜSÜ ve BİÇİM DÜRTÜSÜ | ile/ve/||/<>/> OYUN DÜRTÜSÜ
( Doğal yanımız/yaşamımız. VE Akıl yanımız. İLE/VE/||/<>/> Canlı biçim.[Güzellik ve özgürlük.][İkisi arasında kurulmak istenilen uyumdur. Sanatta ortaya çıkar.][Kişi, oynayabildiği yerde tamlık kazanır.] )
- DUYUSAL SOYUT ile/ve/değil/||/<>/>/< SOYUT
( Doğa. İLE/VE/||/<>/>/< Akıl. )
- DUYUSAL["SENSÜEL" değil!] = HİSSÎ = SENSITIVE[İng.] = SENSITIF[Fr.] = SENSITIV, EMPFINDLICH[Alm.] = SENSITIVO[İsp.]
- DUYUSAL ile/ve/<> USSAL
( Geçici. İLE/VE/<> Kalıcı. )
- DÜZ ANLAM ile TERS ANLAMLANDIRMA
- DÜZ AYNA ile/||/<> KÜRESEL AYNA (İKİLİ KARŞILAŞTIRMA)
( Düz ayna düzlem, küresel ayna eğri yüzeydir )
( Formül: Düz İLE çukur/tümsek )
- | DÜZ/"DONUK" BAKIŞ ile/ve DİK BAKIŞ | ile/değil/yerine/>< YANSIZ/NÖTR BAKIŞ
- DÜZ ER ile/||/<> GRANÜLLÜ ER
( Düz ER lipit sentezi İLE granüllü ER protein sentezidir )
( Formül: Lipit İLE protein )
- DÜZ EVREN ile/||/<> KAPALI EVREN
( Düz evren Öklid geometrisi İLE kapalı evren pozitif eğrilik gösterir. Düz evren sonsuz genişleme İLE kapalı evren büzülmeye döner. Gözlemler evren düz İLE kritik yoğunluktadır. )
- DÜZ KAS ile/||/<> ÇİZGİLİ KAS
( Düz istemsiz tek çekirdek, çizgili çok çekirdek sarkomere. )
( Formül: Smooth İLE striated )
- SÖZ:
DÜZ ile/ve/||/<> ETKİ ile/ve/||/<> EDİM
- DÜZ YAZI ile DANS
( Yürümeye benzetilebilir.[Kendi dışında bir amacı vardır.] İLE Şiire benzetilebilir.[Amacı, kendidir.] )
- DÜZ YÖNELTEÇ/GİDON ile/ve/>< TERS YÖNELTEÇ/GİDON
( )
- DÜZELTME ile/ve/değil/yerine/||/<>/< CESÂRET VERME
- DÜZELTME ile/ve/değil/<>/> GELİŞTİRME
- DÜZELTME ile/değil/yerine ZENGİNLEŞTİRME
- DÜZELTMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AYARLAMAK
- DÜZEN ile/ve/||/<> BAĞLAM
- DÜZEN ile/ve DENGE ile/ve UYUM
( Düzenli bir hayat yaşayın ama onu kendi içinde bir amaç haline getirmeyin. )
( SETTING/ORDER/REGULARITY vs. BALANCE
Live an orderly life, but don't make it a goal by itself. )
- DÜZEN ile/ve/değil DÜZENEK
( [not] SYSTEM vs./and/but MECHANISM )
- DÜZEN ile/ve "DÜZENSİZ" DÜZEN
- DÜZEN ile/ve/||/<>/> DÜZEY
- DÜZEN ve/<> GÜZELLİK ve/<> UYUM
( ORDER and/<> BEAUTY and/<> HARMONY )
- DÜZEN ile/ve KAVRAM
( Örgütlenmiş bir bütünlüğü oluşturacak biçimde karşılıklı olarak birbirine bağlı maddî ya da maddî olmayan unsurların tamamı. İLE/VE ... )
( SYSTEM vs./and CONCEPT )
- DÜZEN = NİZAM = ORDER[İng.] = ORDRE[Fr.] = ORDNUNG[Alm.] = ORDEN[İsp.] = ORDO[Lat.]
- DÜZEN ile/ve/||/<>/< ÖLÇÜ
- DÜZEN ve/||/<>/>/< SÜKÛNET
- DÜZENİ:
KURMAK ile/ve/||/<>/> KORUMAK
- DÜZEN'İN:
İÇTE ARANMASI ile DIŞTA ARANMASI
( İçinize yönelin ve ne olmadığınızı keşfedin. )
( TO FIND ORDERLINESS: INSIDE/INSELF vs. OUTSIDE/OUTSELF
Go within and discover what you are not. )
- DÜZENLEME ve/+/||/<>/> ANLAMA ve/+/||/<>/> DÖNÜŞTÜRME
- DÜZENLEME ile/ve/||/<>/< BİR ARAYA GETİRMEK
- DÜZENLEME ile TOPARLAMA
( TO ORGANIZE vs. SUMMARIZE )
- DÜZENLEMEK ile/ve/||/<> AYARLAMAK
- DÜZENLEYİCİ KAVRAMLAR ile/ve/<> VAROLUŞSAL KAVRAMLAR
( ORGANIZER/REGULATOR CONCEPTS vs./and/<> ONTOLOGICAL CONCEPTS )
- DÜZENLEYİCİ(KOMPOZİTÖR) ile YARATICI
- DÜZENLİ/LİK ile/ve/<> BÜTÜNLÜK/LÜ/LÜK
- DÜZENLİLİK ile/ve/<> BÜTÜNLÜLÜK
- DÜZEN/Lİ/LİK ile/ve/||/<>/> KURUM/SAL/LIK
- DÜZENSİZLİK İÇİNDE/Kİ DÜZEN ile/ve DÜZEN İÇİNDE/Kİ DÜZENSİZLİK
( REGULARITY IN DISORDER vs./and DISORDER IN REGULARITY )
- DÜZENSİZ/LİK ile/ve/||/<>/>/< BELİRSİZ/LİK
- DÜZENSİZLİK ile/ve/değil/||/<>/< ÖLÇÜLEMEZLİK/HESAPLANAMAZLIK
- DÜZEY ile DERECE
- DÜZGÜN ÇOKGEN ile/||/<> YILDIZ ÇOKGEN
( Düzgün çokgen dışbükey tüm kenarlar eşit, yıldız çokgen içbükey yıldız şeklinde )
( Formül: İç açı = (n-2)180°/n (düzgün) İLE {n/k} notasyonu (yıldız) )
- DÜZGÜN DAİRESEL HAREKET ile DÜZGÜN DOĞRUSAL HAREKET
( Açısal hızın sabit kaldığı hareket. İLE Hız vektörünün yön ve büyüklüğünün doğru boyunca değişmediği [sabit kaldığı] hareket. )
( UNIFORM CIRCULAR MOTION vs. UNIFORM LINEAR MOTION )
( LE MOUVEMENT CIRCULAIRE UNIFORME avec LE MOUVEMENT lINÉAIRE UNIFORME )
( GLEICHFÖRMIGE KREISBEWEGUNG mit GLEICHFÖRMIGE LINEARBEWEGUNG )
- DÜZGÜN SÜREKLİLİK ile/||/<> NOKTASAL SÜREKLİLİK
( Düzgün süreklilik global İLE noktasal süreklilik yerel özellik )
( Formül: ∀ε>0 ∃δ>0 ∀x iley: |x-y|<δ ⇒ |f(x)-f(y)|<ε )
- DÜZGÜN ile/ve/değil/||/<>/< DÜZ
( Bilgiye uzanan yol, hiçbir zaman, düz ve düzgün olmamıştır. )
- DÜZGÜN ile/ve/||/<> DÜZENLİ
- DÜZYAZININ GELİŞMESİ ile/ve/||/<> ARAÇLARIN, TEKNİKLEŞTİRİLMESİ
- DYOGEN ile/ve KIBRIS'LI DYOGEN ile/ve ROMEN DYOGEN
( )
- DYSBİOSİS İLE EUBİOSİS İLE RESİLİENCE ile/||/<> MİKROBİYOM DENGESİ
( Mikrobiyal topluluk sağlığı. )
( Formül: Shannon çeşitlilik )
- E. COLİ NİSSLE 1917 ile/||/<> PATOJENİK E. COLİ
( E. coli Nissle 1917 probiyotik bir suş İLE patojenik E. coli hastalık yapıcıdır. Nissle 1917 bağırsak sağlığını korur İLE patojenik suşlar enfeksiyona neden olur. )
( Alfred Nissle tarafından 1917 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1874-1965) (Ülke: Almanya) (Alan: Mikrobiyoloji) (Önemli katkıları: Escherichia coli Nissle 1917 suşunu keşfetti, probiyotik tedavi) )
- E = mc²
( Enerji = Kütle[m] - Işık hızı[c]'nın karesi [3 x 1010 cm s-1] )
- E1 ELİMİNASYON ile/||/<> E2 ELİMİNASYON
( E1 karbokasyon ara ürünlü, E2 eşzamanlı anti-periplanar )
( Formül: E1: v = k[RX] İLE E2: v = k[RX][B⁻] )
- E1 ile/||/<> E2
( E1 iki basamaklı İLE E2 tek basamaklı eliminasyondur )
( Formül: Karbkatyon İLE uyumlu )
- EBAD ile/ve/<> CİSİM
- EBAD-I SELÂSE değil/yerine/= ÜÇ BOYUT
- EBCED'İN ANLAMLARI:
DÖRT ESAS ile DÖRT YAN
( Dört ana esas noktada:
1. Ebced(Elif, Ba, Cim)(Doğuda)(Allah, el-Bari, el-Celil, ed-Daim): Ey tâlib sen başla.
2. Hevvez(He, Vav, Za)(Batıda)(el-Hadi, el-Vehhab, el-Vedud): İşit.
3. Huttî(Ha, Tı, Ya)(Kuzeyde)(el-Hakim, el-Batın): Haberdâr ol.
4. Kelemen(Kâf, Lâm, Mim, Nun)(Güneyde)(el-Kerim, el-Latif, el-Melik, en-Nur: Söz öğren.
Dört yan noktada:
Sâ'fas(Sin, Ayn, Fa, Sad)(Kuzeydoğuda)(es-Selâm, el-Alim, el-Ferd, er-Rauf, es-Sabur): Çabuk öğren.
Karaşet(Kaf, Ra, Şın, Te)(Kuzeybatıda)(el-Kadir, er-Rahman, eş-Şehid, et-Tevvab): Tertiple oku.
Dahaz(Peltek Se, Hı, Zâl)(Güneydoğuda)(el-Varis, el-Habir, el-Müzill): Hakk'la tut.
Dâzığ(lan)(Dad, Zı, Gayn)(Güneybatıda)(ez-Zahir, el-Gafur): Tamâm eyle. )
- EBED ile/değil SONRA
- EBEDÎ/İLÂ NİHÂYE[Ar.] değil/yerine/= SONSUZ/UÇSUZ
- EBEDİYET[Ar.] değil/yerine/= SONSUZLUK
- EBEDİYETE İNTİKAL[Ar.] ETMEK değil/yerine/= SONSUZLUĞA GÖÇ ETMEK
- EBEVEYN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAKIM VEREN
- EBOB İLE EKOK ile/||/<> ORTAK BÖLEN VE KAT
( En büyük ortak bölen ve en küçük ortak kat. )
( Formül: gcd(a ileb) × lcm(a ileb) = ab )
- EBOB ile/||/<> EKOK
( EBOB en büyük ortak bölen İLE EKOK en küçük ortak kattır )
( Formül: GCD İLE LCM )
- EBSÂR[< BASAR] -ile
( GÖZLER, GÖRME HASSALARI )
- EB-ÜL-BEŞER -ile
( HZ. ÂDEM )
- ECDYSOZOA ile/||/<> LOPHOTROCHOZOA
( Ecdysozoa kabuk değiştirme İLE lophotrochozoa trokofon larva. )
( Formül: Molting İLE trochophore )
- ECEL ile/ve/||/<>/> AMEL ile/ve/||/<>/> EMEL
- ECEL[Ar.] değil/yerine/= ÖLÜNÇ
- ECEL ve RIZK
( Ecel, iki türlüdür:
* Ecel-i Kazâ
* Ecel-i Müsemmâ (Zamanı belirlenmiş ölüm) )
( Kişiler, ana rahmine, çoğunlukla gece düşerler. Düştükleri saatte doğar, o saatte de ölürler. Bu, Ecel-i müsemmâ'dır. )
- ECLIPTIC PLANE and TILT
( %23,5 and % 22 - 24,5 )
- ECLIPTIC değil/yerine/= TUTULUM DÜZLEMİ
- ECONOMETRİCS ile/||/<> PURE ECONOMİCS
( Econometrics istatistiksel yöntemlerle ekonomik verileri analiz ederken İLE pure economics kuramk ekonomik modeller geliştirir )
( Formül: Regression analysis )
- ECRÂM ve/<> ECSÂM
( Cirim. VE/<> Cisim. )
( Uzayda.VE/<> Dünyada. )
( Ay üstü. VE/<> Ay altı. )
( 4 öğeden/unsurdan oluşmayan. VE/<> 4 öğeden/unsurdan oluşan. )
( Güneş. VE/<> Madde. )
- EDB ve/||/<>/> İAE
( Elinde, diline ve beline sahip olmak. VE/||/<>/> İşine, aşına ve eşine sahip çıkmak. )
- EDEB[çoğ. ÂDÂB] -ile
( İYİ TERBİYE, NEZÂKET, ZARÂFET | ELİNE, DİLİNE, BELİNE SAHİP OLMAK [ELİF, DAL, BE] | DAVET, ÇAĞRI | ÜST SEVİYE AHLÂKI | ALLAH'A YAKLAŞMANIN ÖLÇÜSÜ )
- EDEB ile/ve ÂDÂB
( Elif, Dal, Be. Edebli olmak, eline, diline, beline sahip olmak anlamını taşır. İLE/VE Edeb'in çoğulu. )
( Âdap eksikliği, öze dair bilginin eksikliğindendir. )
( EDEB YÂ HÛ )
- EDEB ve ADÂLET
( Yerli-yerince hareket etmek. VE Yerli-yerinde olmak. )
- EDEB ile/ve/||/<> AHLÂK ile/ve/||/<> MATEMATİK
( İnsanlığın gelişimindeki/tarihindeki üç önemli eşik. )
- EDEB ve/<>/= DİL
( BREEDING and/<>/= LANGUAGE )
- EDEB ve EDEBİYAT
( Söylemesini bilmeyen, eylemesini bilemez. )
- EDEB ile/ve EMNİYET
- EDEB ile/ve ERKÂN
( Muktezâ-yı hal üzere söylemek ve eylemek. İLE/VE ... )
- EDEB ile/ve/<> HAYÂ
( : ZİNNÛREYN )
- EDEB ve/> İLİM
( Edep, ilimden önce gelir. )
- EDEB ve/<>/> İMAN ve/<>/> İLİM ve/<>/> AMEL ve/<>/> İHLÂS
- EDEB ve/=/<> İRFAN
- EDEB ile/ve KORKU
- EDEB ile/ve/<> SAMİMİYET
( Ne kadar samimi olunsa da edebten uzaklaşmamak gerekir! )
- EDEB ve/=/<> TEVHİD
- EDEB ile/ve USÛL
- EDEB ile/ve/<> ZARÂFET
- Edeben SUS!!!
- EDEB-İ HAKİKAT ile/ve/||/<>/> EDEB-İ CEMÂL
- EDEBÎ (OLAN) ile/ve/||/<>/>/< EBEDÎ (OLAN)
- EDEBÎ (OLAN/LAR, ALAN/LAR, KONU/LAR) ile/ve/<> MANEVÎ (OLAN/LAR, ALAN/LAR, KONU/LAR)
- EDEBÎ TANIM/YAKLAŞIM ile FELSEFÎ TANIM/YAKLAŞIM
- EDEBÎ ZENGİNLİK ile/ve FELSEFÎ FAKİRLİK
- EDEBÎ ve/> EBEDÎ
- Edebinle KONUŞ!!!
- EDEBİYAT ile/ve EDEBÎYAT
( Dili, dildeki göstergeleri, dil üzerinden ve dil aracılığıyla dile getirmenin dili. İLE/VE Tasavvufun dile getirilişi. )
- EDEBİYAT ve/<> İLÂHİYAT
- EDEBİYAT ile/ve TARİH
( Bilim olarak görülmese de her âlimin bilmesi gerekir. )
- EDEBİYAT[Ar.] ile/=/||/<> YAZIN
( "EDEB" sözcüğünün uzatmalı -Î eki ile "Edeb'e ait olan", "Edeb alanında bulunan" anlamının, -YÂT eki [Türkçe'deki -SEL eki] ile çoğulu olarak kullanımıdır.
Bir şeyi düşünür, dile getirir ve yazarken, paylaşıma, aktarıma sokarken sahip olunması gereken dikkat, incelik(rikkat), titizliklerin önemini eserde yansıtmak üzere vurgu olarak ve -çoğul olarak ifade edilişiyle- önemini işaret etmek üzere bu adı almıştır.
[ Bugünkü Türkçe kullanımıyla "YAZIN" olarak, niteliksel özelliğinden çok
nesnesinin üzerinden tanımlanmaktadır. ] )
- EDEBİYATTA/ŞİİRDE:
ÇİFT DİLLİLİK ile ÇİFT DİLLİLİK ile ÇİFT DİLLİLİK
( Sanatın kendi özgür yapısında. İLE Siyasi baskı altında. İLE Bilinçdışında. )
( Sanatın kendi olanakları açısından. İLE Siyasi baskılar altında oluşmuş, bilinçli anlamda kurulmuş olan. İLE Bilinçdışına atılmış simgelerin etkileşimli ve travmatik dışavurumları ile. )
- EDEBLİ OLMALI!
- EDEB(SİZ/LİK) ile/ve AHLÂK(SIZ/LIK)
( İçte. İLE/VE Dışta. )
( [olmaması] Ayıptır. İLE/VE Suçtur. )
( [olmaması] Açıkça yapılır. İLE/VE Gizlice yapılır. )
( [olmamasında] Utanmaz. İLE/VE Utanır. )
( [olmamasında] İğrenilir. İLE/VE Kızılır. )
( Kavramsal/kurumsal/meslekî. İLE/VE Kişisel. )
( Çoğul. İLE/VE Tekil. )
- EDEN BULUR (KADER[Ar. < KADAR]/KARMA[Hintçe]) ile/ve/||/<>/> NE EKERSEN, ONU BİÇERSİN
- EDEN / KILICI -ile
( AGENT )
- EDEN > BULUR
- EDEP ve/||/<>/< AKIL
( Kişinin, aklı kadar edebi; edebi kadar da ederi vardır. )
- EDEP/TERBİYE değil/yerine/= GÖRGÜ/İNCELİK/İYİ KILINÇ
- EDEP/EDEB ve/||/<> HİKMET
( Sağa sola fazla "bakmayanın" sahip olabildiği. VE/||/<> Fazla konuşmayanın sahip olabildiği. )
- EDEPLİ:
FELSEFECİ ve/||/<> MATEMATİKÇİ ve/||/<> HUKUKÇU
( Ancak, felsefeci, matematikçi ve hukukçular edeplidir.[Ancak, dile hâkim olabildikleri ve sorgulayabildikleri oranda.] [Ne hareketi/sporu temel/öncelikli alan, ne bilimsel tutarlılığı olan, ne de sanatsal duyarlılığı ile sınırları/nı aşan.] )
- [ne yazık ki]
EDEPSİZ ile/değil/yerine/>< EDEPLİ
( Bildiği sözcükler kadar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Bilmediği sözcükler kadar. )
- EDEPSİZLERE SUSMAK değil EDEBEN SUSABİLMEK
- EDEPSİZLİK" ile/değil/yerine COŞKU
- EDGE ile/ve/||/<> FRINGE
( Eşik. İLE/VE/||/<> [Kuantum] Işık/parçacık yansımalarının arasındaki [0 | arasındaki] eşik. )
- EDİB ve/||/<> NAZİK ve/||/<> HAZİK
( Sözümüzde. VE/||/<> Davranışımızda. VE/||/<> İşimizde[ustalığımızda]. )
- EDİLGEN ALICI ile/ve/değil/yerine/<>/< ETKİN KURUCU
- EDİLGEN ile/ve/değil/||/<>/< ETKİN OL(A)MAYAN
- EDİLGİN = MÜNFAİL = PASSIVE[İng.] = PASSIF[Fr.] = PASSIV[Alm.] = PASSIVUS[Lat.] = PASIVO[İsp.]
- EDİM = FİİL, AMEL = ACT[İng.] = ACTE[Fr.] = AKT[Alm.] = ACTUS[Lat.] = ENERGEIA[Yun.] = ACTO[İsp.]
- EDİMSELLİK:
DOĞADA ve/||/<>/> TİNDE
( İkisinde de kuvvettir. )
- EDİMSEL/LİK = BİLFİİL = ACTUAL/ITY[İng.] = ACTUEL/ITÉ[Fr.] = AKTUELL, WIRKLICHKEIT[Alm.] = ACTUALITAS[Lat.] = EFECTIVO[İsp.]
- EDİMSELLİK ve/||/<>/> OLUMSUZLAMA
- EDİNİM ile ÇIKARIM
( TO OBTAIN vs. INFERENCE )
- EFDAL[Ar. < FÂDIL/FÂZIL] ile EFDÂL[Ar. < FAZL]
( Daha erdemli/fazîletli. | En üstün/âlâ. İLE Fazlalar/ziyâdeler. | İyilikler, ihsanlar, meziyetler, lütûflar. )
- EFEKT ile EFEKTİF ile EF(F)EKTÖR
( Etki. İLE Etkin, etkili. İLE Etkileyen. )
- EFEKTİF[İng. < EFFECTIVE/EFFECTIF(Fr.)] değil/yerine/= ETKİLİ
- EFENDİSİ ve/||/<>/< KÖLESİ
( Bilginin. VE/||/<>/< Çalışmanın. )
- EFERENT/EFFERENT[İng.] değil/yerine/= GÖTÜRGEN
- EF(F)ERENT ile EF(F)ÜZYON
( Götüren. İLE Sıvı [birikimi]. )
- EFHÂM[Ar. < FEHM] ile EFHAM[Ar. < FEHÎM]
( Zihinler, anlamalar, idrâkler. İLE En ulu, çok şeref sahibi, daha fehâmetli. )
- EFLATUN[Ar. < Yun.] değil/yerine/= BUVALDUR
- EFSANE ile/ve/||/<> ECZANE
- EFSÂNE ile/||/<> ESÂTİR ile/||/<> KISSA ile/||/<> HİKÂYE ile/||/<> HABER ile/||/<> MASAL
( Güzelliğin ileri derece etkileyici niteliği. İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... )
( ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> Kendi deneyimini anlatmak. İLE/||/<> İkinci elden aktarmak/anlatmak. İLE/||/<> Olmuşu aktarmak/anlatmak. İLE/||/<> ... )
- EFSANE[Ar.] değil/yerine/= GÜZELLEME
- EFSÂNEVÎ ile/ve/||/<> ÂBİDEVÎ
- EFSÛN[Fars.] ile EFZÛN[Fars.]
( Gözbağcılık, "büyü", "sihir", arpağ. İLE Fazla, çok, yukarı, aşkın. )
- EFTEN-PÜFTEN (KONULARA DEĞİNMEK/TAKILMAK)
- EGALE[Fr. < ÉGALE | İng. < EQUAL] ile ANGAJE/ENGAJE[Fr./İng. < ENGAGÉ]
( Her ne kadar "yinelemek/tekrar" olarak bilinse ve kullanılsa da "eşitlemek/eşit değer" köküyle düşünmek ve anlamak gerekir. İLE Bağlamak, bağlanmak, ilişkilenmek, yer tutmak, işe almak/girmek. )
- EĞİLİM ile/ve/<> EĞİTİM
( TENDENCY vs./and/<> EDUCATION )
- EĞİLİM ile/ve/||/<>/> EYLEM
- EĞİLİMLİ ile/değil EĞİMLİ
- EĞİLME:
BARDAK ile/ve/değil/||/<>/>/< SÜRAHİ
( Çırak. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Usta. )
( Derin olan, dolu olan, usta olan, boyun büker/bükmelidir! Çırak değil! )
- EĞİLMEDE:
"ÇIKAR" / "ÜSTÜNLÜK" ile/değil/yerine SAYGI
( Nokta kadar "çıkar/ın" için, virgül kadar eğilme! / Kimse, kimseden "üstün" ya da yukarıda değildir/olamaz. İLE/DEĞİL/YERİNE Bir kişinin, hizmetine, emeğine, çabasına saygı duyuyorsak... )
- EĞİLMEK ve/||/<> BAŞAK
( Kişiler, başağa benzer. İçi boşken havadadır, doldukça eğrilir. )
- EĞİLMEK ile/ve/değil/yerine ÇÖMELMEK
( Yerden bir şeyi alacağamız zaman belden eğilerek değil dizleri kırıp çömelerek yükü dizlere vermek gerekir! )
- EĞİLMEK["EYİLMEK" değil!] ile "EĞİLMEK"
( Fiziksel. İLE Yönelmek. )
- EĞİM ile YATIM
( ... İLE Gemi direklerinin, başa ya da kıça doğru olan eğimi. )
- EĞİTİLMİŞ/LİK ile/ve/||/<>/< ADANMIŞ/LIK
- EĞİTİM:
"BOŞ KABI DOLDURMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KIVILCIMLA ATEŞ YAKMAK
- EĞİTİM > ÖZGÜVEN ve/||/<>/> ÖZGÜVEN > ÜMİT ve/||/<>/> ÜMİT > BARIŞ
- EĞİTİM:
SÜS ile/ve/||/<> SIĞINAK
( İyi/bahtiyâr zamanlarda/koşullarda. İLE/VE/||/<> Kötü/bedbaht zamanlarda/koşullarda. )
- EĞİTİM ile/ve/||/<>/> DENETİM
- EĞİTİM ile/||/<> DENETİM
- EĞİTİM ile/ve/<> DONANIM
( EDUCATION vs./and/<> RIGGING )
- EĞİTİM ile/ve/> DUYARLILIK
( EDUCATION vs./and/> SENSITIVENESS )
- EĞİTİM ile/ve/||/<> EDİNİM
- EĞİTİM ile/ve/||/<> GÖRGÜ
- EĞİTİM = TERBİYE = EDUCATION[İng., Fr.] = ERZIEHUNG[Alm.] = EDUCAIÓN[İsp.]
- EĞİTİM:
GERÇEKLERİN ÖĞRETİLMESİ ile/ve/değil/||/<>/< DÜŞÜNMEK İÇİN AKLIN EĞİTİLMESİ
- EĞİTİMİN:
KÖKLERİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> MEYVESİ
( Acı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Tatlı. )
- ERDEM:
EĞİTİMLE ile/ve/||/<>/< ALIŞKANLIKLARLA ile/ve/||/<>/< DOĞAL
- EĞİTİM/LER ile/ve/||/<>/> AKLA EĞİTİM/KATILIM
- EĞLENCE ile/ve/değil/yerine EYLEMCE
- EĞLENEBİLDİKLERİN ile/ve/||/<> ANLATABİLDİKLERİN ile/ve/||/<> AĞLAYABİLDİKLERİN
( Arkadaş. İLE/VE/||/<> Dost. İLE/VE/||/<> "Kardeş". )
- EĞLENMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EYLEMEK
- EĞLENMEYİ SEVMEK
ile/ve/değil/yerine/||/<>/<
ÖĞRENMEYİ SEVMEK
( Sıradan kişilerin peşinde koştuğu. İLE/DEĞİL/YERİNE Sıradışı kişilerin aradığı. )
- EGO/N/(/U) ile/değil/yerine BENLİK/ĞİNİ
( Yok bil! İLE/DEĞİL/YERİNE Var bil! )
- EĞRİ OTURMAK ve/fakat/||/<> DOĞRU SÖYLEMEK
- EĞRİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/></>/< DOĞRU
( Doğrulabilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/< Eğrilebilir. )
( Ne "eğriler", doğrula; ne "doğrular", eğrile. )
( Oturalım. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/< Konuşalım. )
- EĞRİ ile HELİS[Fr. < Yun.]
( ... İLE Bir silindirin anadoğrularını, sabit bir açı altında kesen eğri. )
- EĞRİLİK İLE BURULMA İLE FRENET ile/||/<> EĞRİ KURAMSİ
( Uzayda eğrilerin karakteristikleri. )
( Formül: κ = |r' × r'|/|r'|³ )
- EGRİM ile
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Girdap, suyun toplandığı yer. )
- EĞRİSİ/YLE DOĞRUSU/YLA
- EGZERSİZ[İng. < EXERCISE] ile/değil/yerine ALIŞTIRMA ÇALIŞMA
- EHEMMİYET[Ar.] değil/yerine/= ÖNEM, DEĞERLİLİK
- EHLEN ile/ve/||/<>/> SEHLEN
( Beceriyle. İLE/VE/||/<>/> Kolaylıkla. [hoş geldiniz ve sefalar getirdiniz] )
- EHL-İ DİL ile/ve/>/değil/yerine GÖNÜL EHLİ
- EHLİYET ile/ve SELÂHİYET
- EHVEN-İ ŞER[Ar.] değil/yerine/= KÖTÜNÜN İYİSİ
- EHVEN ile EFDAL
- EIDOKSOS ve ARİSTO
( Akademi'nin kurulmasında! )
- EİGENVALUE ile/||/<> EİGENVECTOR
( Eigenvalue skaler λ İLE eigenvector yön koruyan v. )
( Formül: Av = λv )
- EINSTEIN ve/||/<> ROSEN (KÖPRÜSÜ)/SOLUCAN DELİĞİ
( Nathan Rosen ve Albert Einstein tarafından ileri sürülmüştür. Genel olarak beyaz delikler ve kara delikler arasındaki bağlantıya, "solucan deliği" denilmektedir. Bu bağlantı sayesinde, zamanda kısayol bir yol oluşturmaktadır. Kara deliğin en dip noktasında hacim sıfırdır ve yoğunluk sonsuzdur. Yani, kara deliğin dibinde çok güçlü bir çekim etkisi vardır. Bu yüzden buradaki zaman ve mekân bilinenin dışındadır. Bu kuram ile iki kara deliğin farklı boyutlarda bağlanması ile çekim etkisinden yararlanılarak bir kara deliğin içine girip öteki kara deliğin içinden kısa bir zamanda çıkılabilir. )
- EINSTEIN ile/ve/||/<> SÜRÜCÜSÜ
- EK OLMAK değil/yerine HAK OLMAK
- EK ile/ve/<> ÖRNEK
- EKARTE[Fr. < ÉCARTÉ] (ETMEK) ile/ve/||/<> EKARTÖR
( Dışlamak, ayırmak, konu dışında tutmak. İLE/VE/||/<> Ayırgaç. )
- EKİN(KÜLTÜR):
MİRAS değil EMÂNET
- EKİN/KÜLTÜR ile/ve/<> ANLATI
- EKİN/KÜLTÜR = İKİNCİ/L DOĞA
- EKİN/KÜLTÜR ve/<> SEVGİ
( CULTURE and/<> LOVE )
- EKİN/KÜLTÜR ile/ve BİLİM
( Bilim, doğanın her köşesinde var; görmesini bilirsek! Kültür, sokakta dolanır; almasını bilirsek! )
- EKİN/KÜLTÜR ve/=/||/<>/>/< ÇOCUKLARARASILIK/ÇOCUKLAR ÜZERİNDEN/ARACILIĞIYLA
- EKİN/KÜLTÜR ve/||/<>/> TAT
- EKİP ve/||/<>/> BİÇMEK
- EKLEKTİK "OLAN" ile/ve/değil/||/<>/< BÜTÜNCÜL/ENTEGRATİF OLAN
- EKLEKTİK değil/yerine/= DERLENMİŞ
- EKLEM ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> ANKİLOZ[Fr. < Yun. < ANKYLOSE]
( ... İLE Oynar eklemlerde oynaklığın kalmamasıyla eklemin işlemez duruma gelmesi, eklem kaynaşması, oynaklığın yitimi. )
itibarı ile 21.828 başlık/FaRk ile birlikte,
21.828 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(25/89)
(1996'dan beri)