Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir... Dünya/n değişsin!

Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim

KİŞİ/LER'de

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!

(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)



EN SON YAPILMIŞ OLAN EKLEMELER
[ 06 Ocak - 22 Mart 2023 arasında... ]

[22 Mart 2023]
Bugün itibariyle yapılmış olan eklemeler aşağıdaki gibidir.
[ 06 Ocak - 22 Mart 2023 arasında... ]
( 31 yeni ekleme, 18 katkı(bilgi/açıklama) )

- LÂTİF ile/ve/||/<> NARİN
[Eklenme Tarih ve Saati: 14 Mart | 14:57 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/66074(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- GARİP ile/ve/||/<> ESİR ile/ve/||/<> ÂŞIK
[Eklenme Tarih ve Saati: 07 Mart | 10:20 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/66068(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( Kolay kolay sağaltılamayacak olanlar... )

- ÇAPSIZ/LIK ile/ve/||/<> (")KİFÂYETSİZ MUHTERİS(") (OLMA)
[Eklenme Tarih ve Saati: 28 Şubat | 17:04 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/66057(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- YETKİLİ OLMAK ile/değil/yerine/||/<>/< ETKİLİ OLMAK/OLABİLMEK
[Eklenme Tarih ve Saati: 24 Şubat | 19:10 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/66049(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- MUSALLAT (OLMAK) ile/değil/yerine MÜDAHİL (OLMAK)
[Eklenme Tarih ve Saati: 24 Şubat | 19:06 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/66048(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- YAKIN KAYBI ve/||/<>/> KAYIP KAYGISI
[Eklenme Tarih ve Saati: 19 Şubat | 16:13 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/66046(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- GÜÇSÜZ/LÜK ile/ve/||/<>/> İSTEKSİZ/LİK
[Eklenme Tarih ve Saati: 19 Şubat | 15:00 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/66034(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- SESSİZ/CE ile/ve/||/<>/> SİNSİ/CE
[Eklenme Tarih ve Saati: 19 Şubat | 14:49 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/66032(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- FİRÂK <>/> VİSÂL
ve/||/<>
BELÂ <>/> ÂHİR
ve/||/<>
CEFÂ <>/> VEFÂ
ve/||/<>
GAM <>/> PÂYÂN

[Eklenme Tarih ve Saati: 16 Şubat | 15:25 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/66028(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- AZ (")ÇALAN(") ile/>< (")ÇOK(") ÇALAN
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 Şubat | 14:28 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/66026(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( Hapse girer. İLE/>< "Kariyer yapar." )

- AKIL:
YAŞTA
ile/ve/değil/||/<>/< BAŞTA
[Eklenme Tarih ve Saati: 09 Şubat | 09:58 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/66019(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- TEŞNE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< MÜSAİT (OLMA)
[Eklenme Tarih ve Saati: 03 Şubat | 18:12 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/66017(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- SAHAN ile ŞAHAN[< ŞAHİN]
[Eklenme Tarih ve Saati: 01 Şubat | 16:31 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/66010(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( Tencere. İLE [Fars.] Şahlar, padişahlar. | Şahin. )

- ZİHNİN/AKLIN, ONA ...:
KAYMASI/KAYAR
ile/ve/||/<>/> KAÇMASI/KAÇAR
[Eklenme Tarih ve Saati: 31 Ocak | 18:36 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/66008(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- AÇ ile/ve/||/<> MUHTAÇ
[Eklenme Tarih ve Saati: 23 Ocak | 18:42 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/65991(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- BİLİM KİŞİSİ:
BİLİR
ve/||/<>/> KANITLAR ve/||/<>/> DİKKAT EDİLMESİNİ İSTER
[Eklenme Tarih ve Saati: 22 Ocak | 12:50 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/65990(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( Sanmaz. VE/||/<>/> İnandırmaya çalışmaz. VE/||/<>/> Güvenilmeyi beklemez. )

- ÇİŞİ OLAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İŞİ OLAN
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 Ocak | 15:20 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/65979(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- YANILSAMA ile/ve/||/<> JASTROW YANILSAMASI
[Eklenme Tarih ve Saati: 12 Ocak | 10:57 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/65976(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- TİTİZLİK ile/ve/||/<>/> PİMPİRİK/LİK / PİMPİRMEK
[Eklenme Tarih ve Saati: 12 Ocak | 10:07 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/65975(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( ... İLE/VE/||/<>/> Gereksiz yere titizlik gösteren. | Kuşkucu. | Çok yaşlı ve güçsüz kişi. | Harap, bozuk, virâne. )

- ÂKİF[Ar. çoğ. ÂKİFÂN, AKÛF] ile/ve/||/<> ÂRİF[Ar. < İRFAN | çoğ. UREFÂ]
[Eklenme Tarih ve Saati: 12 Ocak | 08:58 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/65973(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( Sebât eden. | İbâdet eden. İLE/VE/||/<> Bilen, bilgili, irfan sahibi.[(Bildiğinin, yapacağının ve söyleyeceğinin) Zamanını ve zeminini] )

- RADYASYON ile/ve/||/<> HAWKING RADYASYONU
[Eklenme Tarih ve Saati: 12 Ocak | 00:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/65972(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- ANIMSAMA ile/ve/||/<> ZEIGARNIK ETKİSİ
[Eklenme Tarih ve Saati: 11 Ocak | 23:32 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/65971(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( ... İLE/VE/||/<> Yarım kalmış, tamamlanmamış şeylerin aniden ve daha kolay bir biçimde anımsanabildiği savunulan etki.[< Bluma Zeigarnik - 1920] )

- UNUTMA ile/ve/||/<> BUNAMA/ATEH[Ar.]/DEMANS[Fr., İng. < DEMENTIA] ile/ve/||/<> ALZHEIMER
[Eklenme Tarih ve Saati: 20 Şubat | 16:34 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/57837(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

(

Unutma eğrisi ve aralık etkisinin keşfi ile tanınan, deneysel bellek çalışmalarına öncülük eden psikolog Hermann Ebbinghaus (1850–1909), öğrenme eğrisini tanımlayan ilk kişidir. Unutma eğrisinin grafiği, kişilerin "öğrenileni" tekrar etmezse yeni öğrendiği bilgilerin, günler içinde nasıl azaldığını gösterir. )

- DÜNYA TARİHİ ile/ve/||/<>/>/< DÜŞÜNCE TARİHİ ile/ve/||/<>/>/< <a href="https://FaRkLaR.net/ad.php?ad=1242" target="_blank">FELSEFE-BİLİM TARİHİ</a>
[Eklenme Tarih ve Saati: 12 Ocak | 15:03 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/51422(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( Türk Tarih Kurumu
Felsefe ve Bilim Tarihi Söyleşileri - 1

)

- | KORKU ile/ve/||/<> KIZMA/ÖFKE ile/ve/||/<> ÜZÜNTÜ/ÜZÜLME ile/ve/||/<> UTANMA/UTANÇ[>< AÇGÖZLÜLÜK] ile/ve/||/<> İĞRENME/TİKSİNTİ | ile/ve/||/<> SEVİNÇ(NEŞE)/COŞKU ile/ve/||/<> ŞAŞIRMA/ŞAŞKINLIK/HAYRET
[Eklenme Tarih ve Saati: 02 Şubat | 10:22 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/48885(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( )

- [ne yazık ki]
!SALDIRI
ile/ve/||/<>/>/< !ŞİDDET
[Eklenme Tarih ve Saati: 11 Ocak | 18:15 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/45833(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( Şiddet, saldırganlığın da ötesinde onun, nefret, düşmanlık gibi duygu ve etkinlik kazandığı biçimi ya da çeşit ve derecesidir. )

- ÖMER HAYYAM ile ...
[Eklenme Tarih ve Saati: 20 Ocak | 17:28 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/42933(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( )

- ARİF ile ÂRİF[Ar. < İRFAN | çoğ. UREFÂ]
[Eklenme Tarih ve Saati: 12 Ocak | 09:10 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/31156(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( Ünlü, çok tanınmış. | Bilgi sahibi. İLE Bilen, bilgili, irfan sahibi.[(Bildiğinin, yapacağının ve söyleyeceğinin) Zamanını ve zeminini] )

- PERTEVNİYAL VÂLİDE SULTAN ile BEZM-İ ÂLEM VÂLİDE SULTAN
[Eklenme Tarih ve Saati: 14 Ocak | 11:33 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/6396(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( Pertevniyal Vâlide Sultan Çeşmesi, Eyüp Sultan'da, Yâvedûd Türbesi karşısında, Haliç Köprüsü'nün altındadır. [19. yy.] )

- ÖZDEŞ(TEK YUMURTA) İKİZLERİ ile KARDEŞ(ÇİFT YUMURTA) İKİZLERİ
[Eklenme Tarih ve Saati: 06 Ocak | 20:10 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/5830(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( Bir yumurtanın döllendikten hemen sonra ikiye bölünerek ortaya çıkan iki göze öbeğinin gelişimiyle. İLE İki ayrı yumurtanın, iki ayrı spermle döllenmesinden oluşan. )

( IDENTICAL/MONOZYGOTIC TWINS vs. DIZYGOTIC TWINS )

- SEVGİ ile/ve/<>/< SAYGI
[Eklenme Tarih ve Saati: 26 Ocak | 22:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/3212(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( Ferâgat ile. İLE/VE/<>/< Fedâkârlık ile. )

( LOVE vs./and/<>/< RESPECT, REVERENCE )

( ... cum/et/<>/< VENERATIO )

( ... ile/ve/<> JING )


- [ne yazık ki]
HASAN FEHMİ ile/ve/||/<> ABDİ İPEKÇİ ile/ve/||/<> ÇETİN EMEÇ ile/ve/||/<> UĞUR MUMCU ile/ve/||/<> ÖTEKİLER


- [ne yazık ki] :( ((((((
DENİZ GEZMİŞ ve/||/<> YUSUF ASLAN ve/||/<> HÜSEYİN İNAN


- [Fars.] ŞÎRÎN ile Şîrîn


- 1938 değil 193


- 7-8 HASAN PAŞA


- ABDÜLLÂTİF ile/değil/yerine ABDULLAH


- ABRAHAM ABULAFIA ve/<> İBN ARABİ


- ADLER ile/ve/<> ADLER


- ADLÎ ile ADLÎ


- ADNAN SAYGUN ve/<> HALİT REFİĞ


- AFGAN KIZI ve LENA


- | AFRODİT = VENÜS | ile/ve/||/<>/> URANYA


- AFRODİT/VENÜS ile NİNİ ile LILLITH


- AHFEŞ:
ABDÜLHAMÎD ile/ve/||/<> SAİD BİN MES'ADE ile/ve/||/<> ALİ BİN SÜLEYMAN


- AHMET NÂŞİT:
SELİM NÂŞİT ile/ve/||/<>/> ÂDİLE NÂŞİT


- ALBERT EINSTEIN ve/||/<> CHARLIE CHAPLIN


- ALBERT EINSTEIN ve/||/<> KARL SCHWARZSCHILD


- ALEXANDER FRIEDMANN ve/||/<> GEORGES LEMAITRE


- ALİ BEY ve/||/<>/> HASAN ALİ YÜCEL


- ALİ ŞİR NEVÂÎ ve BİHZAD


- ALİ UFKÎ/UFÎKÎ ile/ve/> DİMİTRİ KANTEMİR


- ALONZO CHURCH ve/||/<> ALLEN TURING


- AMERİKA'NIN İLK BAŞKANI:
GEORGE WASHINGTON ile/ve/değil/||/< PEYTON RANDOLPH


- AMU ile/ve/= DALTON


- ANAXIMANDER ile ANAXIMENES


- ANDREI KOLMOGOROV


- ANLATIM:
HZ. DAVUD'A ile HZ. MUSA'YA


- ANTOINE LAVOISIER ve/||/<>/> DIMITRIY MENDELEYEV


- APOLLONIUS ve/||/<> HIPPARKUS ve/||/<> BATLAMYUS ve/||/<> İBN ŞATIR ve/||/<> NASREDDİN TUSİ


- ARISTO VE İBNİ SİNÂ VE IMMANUEL KANT ile/ve ARISTO VE İBNİ SİNÂ VE KUTBUTTİN RÂZÎ VE IMMANUEL KANT


- ARISTO ile/ve/||/<>/> EINSTEIN


- ARISTON ile ARISTO(TELES)


- "ARISTOTALES" değil ARISTOTELES


- ARISTOTELES ile/ve/<> IMMANUEL KANT


- ÂRİF HİKMET EFENDİ ile/ve ÂRİF HİKMET


- ARİSTO ve HAREZMİ


- ARİSTOTELES ve/||/<> DEMOKRITOS


- ARNO PENZIAS ve/||/<> ROBERT WILSON


- ÂŞIK ÖĞRENCİ ile/ve/||/<> MELAHAT PARS


- ÂŞIK PAŞA ile/ve ÂŞIK PAŞA-ZÂDE


- ÂŞIK VEYSEL ve/<> SELMAN EFENDİ


- ATA EFENDİ ve/||/<> NAZİF EFENDİ


- ATATÜRK ve/||/<> ANITKABİR


- ATATÜRK ve/||/<>/< BEHİÇ ERKİN


- ATOM MODELLERİNDE:
DEMOCRITOS ile/ve/||/<>/> DALTON ile/ve/||/<>/> THOMSON ile/ve/||/<>/> RUTHERFORD ile/ve/||/<>/> BOHR ile/ve/||/<>/> MODERN ATOM KURAMI


- AUGUST COMTE ve/||/<>/> GEORGE SARTON ve/||/<>/> AYDIN SAYILI


- AUGUST COMTE ve ST. SIMON


- AUGUSTE RODIN ile/ve/||/<>/> KEMAL KÜNMAT


- AUGUSTINUS ile/ve/<> ABELARDUS


- AYASOFYA MÜZESİ ve TOPKAPI SARAYI ve/||/<> HALUK DURSUN ve/||/<> KUMRULAR


- BACON ile BACON


- bâkî[< BEKÂ çoğ. BEVÂKİ] ile bâkî[< BÜKÂ] ile BÂKÎ


- BÂKİ'NİN:
25 YAŞ ÖNCESİ ŞİİRLERİ ile/ve 25 YAŞ SONRASI ŞİİRLERİ


- (BAZI TANINMIŞ) FİLOZOF ve BİLGİNLER


- BENJAMIN ile BENJAMIN


- BERGMAN ile/ve/||/<> BORGMAN


- BEYAZIT değil BAYEZİD[BAYEZİD-İ VELÎ]


- BİLİM TARİHİ'NDE:
J.J SÉDILLOT ve/||/<> L.A SÉDILLOT


- BİLİMSEL DEVRİM:
KOPERNİK ve/<> BRAHE ve/<> KEPLER ve/<> GALILEO ve/<> NEWTON


- BİTLİS'Lİ İDRİS/İDRİS-İ BİTLİSÎ ile BİTLİS'Lİ ZARO AĞA


- BİZİM:
GOETHE ve/||/<> YUNUS


- BRUEGEL ile BOSCH


- BULAŞICI HASTALIKLAR ve/||/<> CELALETTİN ALGAN


- BURHANEDDİN-İ MUHAKİK TIRMÎZÎ ve/<> HZ. MEVLÂNÂ


- BUZULLAR İÇİN İLK TÜRK TEMSİLCİ: ONUR SABRİ DURAK


- CÂMİ ile/değil MOLLA CÂMÎ


- CARL LINNAEUS ve/<>/> GEORGES CUVIER


- CELCIUS ile/=/||/<> FAHRENHEIT ile/=/||/<> KELVIN


- CELEP değil/yerine/= İÇOĞLANI


- CEMİL TOPUZLU ve/||/<> CEMALETTİN EFENDİ


- CEZAYİR'Lİ HASAN PAŞA ile "CEZAYİR'Lİ HASAN PAŞA"LAR


- CHARLES DARWIN


- CHARLES DARWIN ve/<>/> ALFRED RUSSELL WALLACE


- CHARLES TRIPP ve/||/<> ELI BOWEN


- CİHANGÎRLER:
CENGİZ HAN ve (BÜYÜK) İSKENDER ve YAVUZ SULTAN SELİM ve NAPOLYON


- COLOMB ile COULOMB


- COPERNIC ile/ve/değil İBN ŞÂTIR


- CUMHURİYET ANITINDA:
PIETRO CANONICA ve/||/<> SABİHA ZİYA


- ÇAR =/< SEZAR


- ÇEGO VERA değil CHE GUEVARA


- ÇEHOV değil ÇEHOF


- ÇOCUK GELİŞİMİ KURAMLARINDA:
ABRAHAM MASLOW ve/||/<> ERIK ERIKSON ve/||/<> JEAN PIAGET ve/||/<> LAWRENCE KOHLBERG ve/||/<> JOHN BOWLBY


- DAHHÂK[< DIHK] ile Dahhâk[Fars.]


- DALI ile PICASSO


- DARWIN ile/ve/||/<>/> MİTHAT EFENDİ


- DARWIN/İZM ile/değil SPENCER/İZM


- PSİKANALİZDE:
DAVID RAPAPORT ile/ve/||/<> MERTON GILL


- DAVID RICARDO ile/ve/||/<>/> ADAM SMITH


- DEGAS ile CEZANNE


- DESCARTES ile/ve/||/<>/< VIETE


- DEVVÂNÎ >< DEŞTEKÎ


- DILTHEY ve/<> GADAMER


- DISCORIDES :


- DİVAN EDEBİYATI ve/||/<>/> WALTER G. ANDREWS


- DÖRT DİREK/EVTÂD-I ERBAA:
HÂCE ŞABAN-I VELÎ ve HÂCE BAYRAM-I VELÎ ve HÜNKÂR-I VELÎ ve MEVLÂNÂ CELÂLEDDİN RUMÎ


- DUHEM ile/ve/||/<> QUINE (TEZİ)


- DÜNYANIN ÇEVRESİNİ DOLAŞAN İLK KİŞİ:
MACELLAN değil HENRY


- DYOGEN ile/ve KIBRIS'LI DYOGEN ile/ve ROMEN DYOGEN


- EDMUND HALLEY ile/ve/||/<> ROBERT HOOKE ile/ve/||/<> CRISTOPHER WREN


- EIDOKSOS ve ARISTO


- EINSTEIN ve/||/<> ROSEN (KÖPRÜSÜ)/SOLUCAN DELİĞİ


- EKREM REŞİT REY ve/||/<> CEMAL REŞİT REY


- el-KÂTİP ile el-KÂTİP


- EMPATİDE:
THEODOR REIK ile/ve/||/<>/> WILHELM FLIESS ile/ve/||/<>/> DONALD WINNICOTT ile/ve/||/<>/> HEINZ KOHUT ile/ve/||/<>/> CARL ROGERS


- EPR(DOLANIKLIK) AÇMAZI(PARADOKSU):
EINSTEIN ve/+/||/<> POTENSKI ve/+/||/<> ROSEN


- ERATOSTHENES ve/||/<>/> STRABON

( Ἐρατοσθένης VE/||/<>/> Στράβων )


- | ERKİN KORAY ve/||/<>/> ZÜLFÜ LİVANELİ ve/||/<>/> HALUK LEVENT |
ve/||/<>/>
YAŞAR


- EŞREF[< ŞERÎF] ile Eşref


- EULER ve LAGRANGE ve KANT


- EWALD von KLEIST ve/||/<> PIETER VAN


- F. NIETZSCHE ve/||/<> S. FREUD ve/||/<> K. MARX


- FATİH KARATAŞ ve/||/<> BAHATTİN HEKİMOĞLU


- FATİH SULTAN MEHMET ve AKŞEMSETTİN


- FAZIL BEY ile VECİHİ HÜRKUŞ


- FELSEFE/KAVRAM ANSİKLOPEDİSİNDE:
ARİSTOTELES ile/ve HEGEL


- FELSEFE(PHILO-SOPHIA):
BİLGELİK SEVGİSİ ile/ve/||/<> SEVGİNİN BİLGELİĞİ


- FERDİ TAYFUR ile FERDİ TAYFUR


- FERİT PAŞA ile DAMAT FERİT PAŞA


- FİLOZOF CEMAL HATİPOĞLU ile/ve/||/<> HİLMİ BEY


- FRAKTALLERDE:
KOCH ile/ve LORENZ ile/ve MANDELBROT


- FRANCOIS RABELAIS = ALCOFRIBAS NASIER / SERAPHIN CALOBARSY


- FRANZ ANTON MESMER ve/||/<> JOSEF BREUER ve/||/<> PHILIP PINEL ve/||/<> JEAN MARTIN CHARCOT


- FRANZ KAFKA ile/ve/||/<> NÂZIM HİKMET


- FREUD ile/ve/||/<> İZZETTİN ŞADAN


- FREUD ile/ve NIETSZCHE ile/ve MARX


- FRIEDRICH HEINRICH JACOBI ile/değil IMMANUEL KANT


- FRIEDRICH WILHELM NIETZSCHE ve/||/<> ARTHUR SCHOPENHAUER


- FRIEDRICH WILHELM NIETZSCHE ve/||/<> RICHARD WAGNER


- FUZÛLÎ[< FUZÛL] ile FUZÛLÎ

( Boşuna, yersiz, gereksiz, haksız. | Boşboğaz, gereksiz işlerle uğraşan, kendisine düşmeyen sözler söyleyen. İLE XVI. yüzyılda yaşamış ve en büyük Türk şairlerinden biridir. Çağatay edebiyatı da içinde olmak üzere, Türk edebiyatının birçok alanında güçlü etki ve nüfûz sahibi olan şair. Azerî-Osmanlı edebiyatının kurucularındandır. Türkçe, Arapça, Farsça, manzum ve mensur birçok eser sunmuştur.[ö. 1555] )


- FUZÛLÎ ve/<> İSMAİL EMRE


- GALILEO ve/||/<>/< VINCENZO


- GAUDI ve/<> ETSURO SOTO


- GAZÂLÎ ve FAHREDDİN RÂZİ


- GAZANFER ÖZCAN ve/||/<> FECRİ EBCİOĞLU


- GÂZİ ile GÂZİ ile GAZÎ


- GENDLIN ile/ve/||/<>/< ROGERS


- GEORG CANTOR ile MORITZ BENEDIKT CANTOR


- JOHN LOCKE ile/ve/||/<>/> GEORGE BERKELEY


- GERARDO MATOS RODRIGUEZ ve EDUARDO GALEANO


- GERARDUS MERCATOR ve/||/<> JODOCUS HONDIUS


- GILBERT ve EDISON


- GOETHE ve/||/<> HERDER


- GOETHE ve/||/<> SCHILLER


- GÖDEL ile/ve/||/<> MAXWELL


- GRW KURAMI:
GHIRARDI ile/ve/||/<> RIMINI ile/ve/||/<> WEBER


- GÜL BABA ile/ve GÜL BABA


- GÜLLÜ AGOP (VARTOVYAN) =/> GÜLLÜ YAKUP


- GÜLTEN DAYIOĞLU ve/||/<> REŞAT NURİ GÜNTEKİN


- GÜNDÜZ VASSAF ile ATİLLA DORSAY


- H. L. A. HART >< LON FULLER


- HÂCE BAYRAM-I VELÎ ile/ve/<> HÂCE ŞÂBAN-I VELÎ


- HACE BAYRAM-I VELÎ ve/||/<> HASAN DEDE (UZUNKOL'LU - TAVŞANLI - KÜTAHYA)


- HACI ARİF BEY ile HACI ARİF BEY


- HAKKINDA KİTAP YAZILAN İLK SULTAN


- HAMILTON ve/||/<>/> MAXWELL


- HASAN-ül BASRİ ile/ve/<>/< VÂSIL b. ATA


- HÂTEM ile Hâtem


- HATTAT HÂMİD


- "HAYDAR KUTLU" =/< NÂBİ YAĞCI


- HAYY b. YAKZAN(AYIK) = İNSAN - İBN TUFEYL


- HÂZİN ile ABDURRAHMAN el-HÂZİNÎ


- HEGEL ile/ve/||/<> FEUERBACH ile/ve/||/<> MARX


- HEGEL ve HZ. MUHMAMMED


- HEGEL ile/ve/=/||/<>/< PLATON GİBİ DAVRANAN ARİSTOTELES


- HEINZ KOHUT ile/ve/||/<> CHARLES STROZIER


- HEINZ KOHUT ile/ve/||/<> JAMES F. MASTERSON


- HENRY CAVENDISH ile/ve/<> ANTOINE LAVOISIER


- HERA ile/ve/||/<> ATHENA ile/ve/||/<> AFRODİT


- HERDER ve/||/<>/> GOETHE ve/||/<>/> SCHILLER


- HEREDOT ile/ve/değil TUKİDİDES


- HERMANN von MEYER ve/<>/> GERHARD HEILMANN


- HERMES ile HERMES


- HIDIRELLEZ değil/< HIZIR-İLYAS


- HIEROPHANTES ile/ve/<> DADOUCHOS


- HIGGS / HICKS(-KALDOR)


- HİPOKRAT ile/ve/||/<>/> GALEN ile/ve/||/<>/> İBN-İ SİNÂ


- HOMEROS ile/ve/||/<> HESIODOS


- HRİSTİYANLIK:
(HZ.) İSA değil (AZİZ) PAVLUS ve PETRUS[ST. PIERRE][:
Kaya.]


- "HUME ÇATALI"NDA:
OLGULAR, OLGU DURUMLARI ile/ve/||/<> DÜŞÜNCELERİN BAĞINTILARI

( MATTERS OF FACT vs./and/||/<> RELATION OF IDEAS )


- HÜCCET ile HÜCCET-ÜL-İSLÂM


- (HÜCCETÜL İSLÂM / İMAM / EBÛ HAMİD) GAZZÂLÎ ile/ve AHMET GAZZÂLÎ


- HÜSEYİN BEY ile/ve/||/<> HÜSEYİN EFENDİ


- HÜSNÜ ERTUĞRUL ve/||/<>/> MUHSİN ERTUĞRUL


- [Fars.] Hüsrev ile HÜSREV


- HZ. HASAN ile/ve/||/<> HZ. HÜSEYİN


- HZ. İSA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SOKRATES


- HZ. MEVLÂNÂ:
GÖZLENİLEN ile/ve/||/<> ÖZLENİLEN ile/ve/||/<> GİZLENİLEN ile/ve/||/<> İZLENİLEN


- HZ. MUHAMMED ile/ve/<> HZ. ALİ


- HZ. MUHAMMED ile/ve HZ. ALİ


- HZ. MÛSA ile MÛSA b. MEYMÛN


- HZ. TAYFUR = BAYEZİD-İ BİSTÂMÎ


- I. RAMSES ile/ve/||/<>/> II. RAMSES


- IGNAZ SEMMELWEIS ile/ve/||/<> LOUIS PASTEUR


- II. MAHMUT ve/||/<>/> ABDÜLAZİZ ve/||/<>/> FEYZİ PAŞA/FEYZULLAH İZMİDÎ


- II. RAMSES ile/ve/||/<> HZ. MUSA


- III. AHMET ve/||/<> YİRMİSEKİZ ÇELEBİ MEHMET


- III. MUSTAFA


- IKEA:
INGVAR KAMPRAD ve/+/||/<> ELMTARYD ve AGUNNARYD


- ISAAC NEWTON ve/||/<>/> IMMANUEL KANT


- ISIS ve/||/<> OSIRIS


- ITRÎ ve/||/<> ZAHARYA(S)


- IVAN PAVLOV ve/||/<> BIANCHI ve/||/<> SANTIAGO RAMON Y CAJAL ve/||/<> ALOIS ALZHEIMER ve/||/<> HANS BERGER


- İBN ARABÎ ile HEGEL


- İBN BATUTA ile/ve/||/<>/> EVLİYA ÇELEBİ


- İBN HALDUN ile/ve AUGUST COMTE


- İBN NEDİM[v. 385/995] ve/<> HAYYAM et-TEVHÎDÎ[v. 400/1009] ve/<> YÂKÛT-ÛL HAMEVÎ[v. 629/1229]


- İBN YUNUS ile KEMALEDDIN İBN YUNUS


- İBN-İ HEYSEM ile/ve/||/<>/>< GALILEO


- İBN-İ HEYSEM ile İBN-İ HEYSEM


- İKİ MISIR'LI


- İKONALARDA:
HZ. MERYEM ve HZ. MERYEM'İN YANINDAKİ


- İLK BAYTAR, VETERİNER


- İNSÂN


- İSİDOROS ve/||/<> ANTHEMIOS


- İSTİKLÂL MARŞI ve/||/<>/< MEHMET ÂKİF ERSOY


- İZANAKİ ile/ve/||/<> İZANAMİ


- İZİDOR ile/ve/||/<>/> İZİDOR


- JEAN JACQUES ROUSSEAU ile/ve JACQUES COUSTEAU


- JEAN-BAPTISTE LAMARCK ve/||/<>/> CHARLES DARWIN


- JEREMY BENTHAM ile/ve/||/<>/> JAMES MILL ile/ve/||/<>/> JOHN STUART MILL


- JEREMY D. SAFRAN


- JOHANN GOTTLIEB FICHTE ve/||/<> WILHELM von HUMBOLDT


- JOHANN SEBASTIAN BACH ile CARL PHILIPP EMANUEL BACH


- JOHN BELL ile/ve/||/<>/< DAVID BOHM ile/ve/||/<>/< EPR


- JOHN LOCKE ile/ve/||/<>/> ALEXANDER VON HUMBOLDT ile/ve/||/<>/> MARTIN HEIDEGGER ile/ve/||/<>/> FERDINAND DE SAUSSURE ile/ve/||/<>/> LUDWIG WITTGENSTEIN ile/ve/||/<>/> JACQUES DERRIDA


- JOHN VON NEUMANN /


- JOSEPH JOHN THOMSON ile/ve/||/<>/> GEORGE PAGET THOMSON


- JOSEPH PULITZER ile GEORGES POLITZER


- JOSEPH-LOUIS LAGRANGE ve/||/<> PIERRE SIMON LAPLACE


- JUNG ile JUNG


- Kâbil[aslı KÂBÜL] ile Kabîl["ka" uzun okunur] ile KABÎL[< KABL] ile KABİL[< KABUL]["ka" uzun okunur]


- KADINLAR ve/ne yazık ki/||/<>/> ÖLDÜRÜLEN KADINLAR :( ((((((


- KADIZÂDE MEHMET EFENDİ ile/değil KADIZÂDE AHMET EFENDİ


- KÂNÎ ile Kânî ile KANİ'[< KANÂAT | çoğ. KANİÛN, KANİÎN]["ka" uzun okunur]

( Dokunaklı/iğneli söz söyleyen, kinâye eden/söyleyen. İLE XVIII. yy.da Osmanlı edebiyatının şiir/nazım ve düzyazı/nesir üstadlarındandır. Hezl ve mizah tarzında yazdığı hoş mektuplarla ün kazanmıştır. İLE Hırs. )


- KANT ile/ve/||/<>/> SCHILLER ile/ve/||/<>/> FICHTE ile/ve/||/<>/> SCHLEIERMACHER ile/ve/||/<>/> SCHLEGEL ile/ve/||/<>/> HEGEL ile/ve/||/<>/> SCHELLING ile/ve/||/<>/> SCHOPENHAUER ile/ve/||/<>/> FUERBACH ile/ve/||/<>/> DARWIN ile/ve/||/<>/> SPENCER


- KANT ve/||/<> SCHLEIERMACHER


- KANUNÎ SULTAN SÜLEYMAN ile SULTAN SÜLEYMAN


- KAREEM ABDUL JABBAR ve/||/<>/> JOHN WOODEN


- KARL MARX ile/ve/||/<> FRIEDRICH ENGELS


- KARL POPPER


- KÂRÛN ile Kârûn


- KÂŞÂNÎ ile/ve KÂSÂNÎ


- KAYGUSUZ ABDAL ve/< ABDAL MUSA EFENDİ < HÂCE BEKTAŞ-I VELÎ


- KAZASKER MUSTAFA İZZET EFENDİ ile YESERİZÂDE KAZASKER MUSTAFA İZZET EFENDİ


- KEÇECİ-ZÂDE İZZET MOLLA ve/||/<>/> KEÇECİ-ZÂDE FUAD PAŞA


- KİM II SUNG ve/<> KİM JONG II


- KİŞİ ile/değil KÎŞÎ


- KİŞİLER ile/ve/||/<>/> MEZAR TAŞLARI


- "KİŞİLERİ KONUŞMAK" ile/değil/yerine KİŞİLERLE KONUŞMAK


- KOPERNİK:
"MODERN ASTRONOMİNİN İLKİ" değil
ANTİK EVREN ANLAYIŞININ, SON TEMSİLCİSİ


- KÖPRÜLÜ MEHMET PAŞA ile/ve/||/<>/> FAZIL AHMET PAŞA ve MUSTAFA PAŞA


- KSENOFANES ile/<>/> KSENOFON

( XENOPHANES vs./<>/> XENOPHON )


- KUKLA SANATINDA:
TALAT-SÜREYYA DUMANLI ile/ve/<>/> NEVZAT AÇIKGÖZ ile/ve/<>/> DUYGU-OYA TANSI


- (KUSA'LI) NICOLAUS CUSANUS ile/ve/||/<>/> GIORDANO BRUNO ile/ve/||/<>/> HENRY MORE


- LEBRON JAMES ile/||/<>/>< KAWHI LEONARD


- LEONARDO DA VINCI ile RAFFAELLO DI SANZIO


- LEONHARD EULER ile ULF VON EULER


- LEOPOLD LÖWENHEIM ve/||/<> THORALF SKOLEM (KURAMI)


- LESLIE GREENBERG ile/ve/||/<> JUAN PASCUAL-LEONE


- LEYLÂ İLE/VE MECNUN ile/ve ROMEO VE JULIET


- LEYLA ve MECNUN ile/ve/||/<> FERHAD ve ŞİRİN ile/ve/||/<> ZÜHRE ve TAHİR


- LEYLA VE MECNUN değil/yerine NACİ VE/<> NACİYE


- LEYLÂ' ile Leylâ'


- LORENTZ ve/||/<> FITZGERALD


- LOUIS COTURAT ve/||/<> HENRI POINCARÉ


- LUKIANOS ile/ve/||/<> JULES VERNE


- MAHMÛD[< HAMD] ile Mahmûd ile Mahmûd (Kaşgarlı)


- MAKİNE'DE:
DÖRT AŞAMA ve/||/<>/> DÖRT KİŞİ


- MANET ile VAN GOGH


- AHMET BEDEVİ:
MANİSA "TARZANI" değil MANİSA APAÇİSİ


- MARCEL CAMUS ile ALBERT CAMUS


- MARCOS:
MARGARITAS ve/||/<> ALTAMIRANO ve/||/<> RANCHONUEVO ve/||/<> COMITAN ve/||/<> OCOSINGO ve/||/<> SAN CRISTOBAL


- MARCUS TULLIUS TIRO ile/ve/||/<>/> LUCIUS ANNAEUS SENECA ile/ve/||/<>/> JOHN WILIS ile/ve/||/<>/> SAMUEL TAYLOR


- MARGARET MAHLER ile/ve/||/<> JAMES F. MASTERSON


- MARGARET MAHLER ile/ve/||/<> JOHN BOWLBY


- MARIE CURIE ile/ve/||/<> PIERRE CURIE


- MARIN MERSENNE ve/||/<> THOMAS HOBBES ve/||/<> PIERRE GASSENDI


- MARTIN LUTHER ile MARTIN LUTHER KING


- MARX ve FREUD


- MATEMATİK/BİLİM EŞİKLERİ


- MECZÛB ve/||/<>/> DİLEKÇESİ...


- MEDDAH İSMET (SOKAĞI) ile BEHÇET NECATİGİL (SOKAĞI)


- MEKTUPLARDAKİ FELSEFE:
HANNAH ARENDT ile KARL JASPERS ile MARTIN HEIDEGGER


- MELTEM BOZOFLU ile MELTEM BOZOKLU


- MERCİMEK AHMET ile/ve/<> SİNAN PAŞA


- MERIT PTAH ve/||/<> ENHEDUANNA ve/||/<> AGANICE ve/||/<> TAPPUTI-BELATIKALLIM ve/||/<> SONDUK ve/||/<> THEANO ve/||/<> AGLAONIKE ve/||/<> ASPASIA ve/||/<> HIPPARCHIA ve/||/<> PAN CHAO ve/||/<> HYPATIA


- MERYEM ile HODIGITRIA MERYEM


- MEVLÂNÂ ile HZ. MEVLÂNÂ (CELÂLEDDİN RÛMÎ)


- MEVLÂNÂ ile/ve İBN ARABÎ


- MEVLÂNÂ ile Mevlânâ Muhammed Celâl-üd-dîn-i Rûmî


- MEVLÂNÂ ve SELAHATTİN ZERKÛNÎ


- MEVLÂNÂ ile/ve/<> ŞEMS


- MICHAEL J. MAHONEY ve/||/<> ROBERT A. NEIMEYER


- MICHELSON ve/||/<> MORLEY


- MİHRİMAH SULTAN ile MİHRİMAH SULTAN


- MİKROBUN TANIMLANIŞI:
1876 ve/||/<> PASTEUR


- MİLUTİN MİLANKOVİÇ ile/ve/||/<>/> ANDRE BERGER


- MİMAR SİNAN(SİNAN-I CEDİD) ile/ve SİNAN-I ATİK


- MİMAR SİNAN ve KANUNÎ SULTAN SÜLEYMAN


- MONET ile KLIMT


- MONET ile MANET

( Oscar Claude MONET ile Edouard MANET )


- MONET ile VAN GOGH


- MUHSİN ERTUĞRUL ve/||/<> MUAMMER KARACA


- MURTAZÂ[< RIZÂ]:
BEĞENİLMİŞ, SEÇİLMİŞ | HZ. ALİ'NİN LÂKABI


- MUSA ve MAYMONIDES ve LEVINAS


- MUSTAFA KEMAL/ATATÜRK ile/ve/||/<>//< KÂZIM KARABEKİR


- MUSTAFA SAMİ ve/||/<>/> MONGERİ ve/||/<>/> RAŞİT TAHSİN BEY[1870 - 1936] ve/||/<>/> MAZHAR OSMAN


- MÜSAHİB SAİT ve II. MAHMUT


- MÜTEFERRİKA ile İBRAHİM MÜTEFERRİKA


- NÂBÎ ile NÂBİ'/NÂBİA[< NEBEÂN] ile Nâbî


- NÂCÎ ile NÂCİ' ile Nâcî


- NAMIK KEMAL ve/||/<>/< ABDÜLLÂTİF SUPHİ PAŞA


- ... KEMAL:
NAMIK ile YAŞAR ile ORHAN


- NAPOLYON ile/ve/<> VIII. HENRY


- NEF'Î[< NEF] ile Nef'î


- NESNE İLİŞKİLERİNDE:
ANNA FREUD ile/ve/||/<> MELANIE KLEIN ile/ve/||/<> ROLAND FAIRBAIRN ile/ve/||/<> OTTO F. KERNBERG ile/ve/||/<> HEINZ KOHUT ile/ve/||/<> JOHN BOWLBY ile/ve/||/<> MARGARET MAHLER ile/ve/||/<> DANIEL N. STERN ile/ve/||/<> JAMES F. MASTERSON ile/ve/||/<> VAMIK VOLKAN


- NESRİN OLGUN ARSLAN ile/ve/||/<> BENGİSU AVCI


- NEV'Î ile/ve NEF'Î


- [Fars.] NEVÂÎ ile Nevâî[Ali Şîr-]


- NEVÎ[< NEV] ile NEV'Î[Fars.] ile Nev'î


- NEVRES-İ KADÎM ile/ve/değil/||/<> NEVRES-İ CEDÎD


- NEWTON ve/||/<>/> COULOMB


- NEWTON ile/ve/<> EINSTEIN ile/ve/<> FEYNMAN


- NEWTON ve/||/<> EINSTEIN ve/||/<> PLANCK


- NEWTON ve LOCKE

( "Locke, Newton'un doğa felsefesinin yöntemini çıkarmıştır." VE "Newton, Locke'un yöntemini doğa felsefesine uygulamıştır." )


- NEWTON ve/||/<>/> VOLTAIRE


- CUSANUS ve/||/<>/> KOPERNİK ve/||/<>/> PARASELSUS


- NICOLAS COPERNICUS


- NICOLAUS CUSANUS ile/ve/||/<> ANAXAGORAS


- NIELS BOHR ve/||/<> ALBERT EINSTEIN


- NIELS HENRIK ABEL ve/||/<> EVARISTE GALOIS ve/||/<> ŞÂNİZÂDE ATÂULLAH EFENDİ


- NIELS HENRIK DAVID BOHR ve/||/<> MAX BORN


- OSMANLI SULTANI VE EŞİ değil
FRANSA KRALI VE KRALİÇESİ


- ÖKSÜZ MEHMET PAŞA değil ÖKÜZ MEHMET PAŞA


- PARMENİDES ile/ve/||/<> ZENON


- PASKAL[Fr.] ile (BLAISE) PASCAL


- PAUL EKMAN ve/||/<> LESLIE GREENBERG ve/||/<> RHONDA GOLDMAN


- PEREKLITOS ile/ve PARAKLITOS(AHMED)


- PERTEVNİYAL VÂLİDE SULTAN ile BEZM-İ ÂLEM VÂLİDE SULTAN

( Pertevniyal Vâlide Sultan Çeşmesi, Eyüp Sultan'da, Yâvedûd Türbesi karşısında, Haliç Köprüsü'nün altındadır. [19. yy.] )


- PERUZ HANIM ile/ve/||/<>/> NURHAN DAMCIOĞLU


- PHILONOUS ile/ve/||/<> HYLAS


- PIERRE PAUL BROCA ile/ve/||/<> CARL VERNICKE


- PLATON ve/<>/< ARISTOKRES


- PLATON ve/||/<> EUDOKSOS ve/||/<> ARISTOTELES ve/||/<> KALLIPPOS


- PLATON ile GEMISTUS PLETHON


- PLATON ve/<>/< PINDAROS


- PLOTINUS ile/ve/<> ORIGANES ile/ve/<> LONGINUS


- POLEMARKHOS ve SOKRATES


- POLYBIUS ve/||/<> MONTESQUIEU


- "PRI MADONNA" değil PRIMA DONNA[İt.]


- PROMETHEUS ile/ve EPIMETHEUS


- PUŞKİN ve/||/<> GOGOL ve/||/<> GONÇAROV ve/||/<> DOSTOYEVSKİ ve/||/<> TURGENYEV ve/||/<> TOLSTOY ve/||/<> ÇEHOV ve/||/<> GORKİ ve/||/<> ZAMYATİN ve/||/<> BULGAKOV ve/||/<> PASTERNAK


- RABİA ile ...


- RAFAEL/RAPHAEL/RAFFAELLO ile GUIDO RENI


- RAMAZAN ile/ve/||/<>/> GAMLI RAMAZAN


- RÂZÎ ile FAHREDDİN RÂZÎ


- REMBRANDT ile BELLINI


- REMBRANDT ile PICASSO


- RENOIR ile MANET


- ROBERT HOOKE ile/ve/<> ROBERT BOYLE


- RODIN ile GIACOMETTI


- ROGER PENROSE ve/||/<> STEPHEN HAWKING


- RÛHÎ ile Rûhî

( Ruhla ilgili, ruhca. İLE XVI. yüzyılda yetişen vâdî sahibi büyük Osmanlı şairi Rûhî-i Bağdâdî. )


- SÂBİT[< SEBÂT, SÜBÛT] ile Sâbit


- SACHER-MASOCH ile/ve/||/<>/> RICHARD FREIER von KRAFT-EBING ile/ve/||/<>/> SIGMUND FREUD ile/ve/||/<>/> THEODOR REIK ile/ve/||/<>/> JACQUES LACAN ile/ve/||/<>/> GILLES DELUZE


- SADI CARNOT ve/+/||/<>/> RUDOLF CLAUSIUS


- SÂDÎ ile/ve CERRÂHÎ


- SAMAN ile SÂMÂN[Fars.] ile Sâmân


- SÂMÎ[< SÜMÜVV] ile SÂMÎ ile SÂMİ'[< SEM | çoğ. SÂMİÎN, SÂMİÛN] ile Sâmî ile Sâmî ile Sâmi ile SÂMİH

( Yüksek, yüce.[Sadrâzamla ilgili olan ve o makamdan çıkan işler için kullanılırdı] | Ünlü/şöhretli. İLE Katılık, sertlik, kuruluk. İLE Duyan/işiten. | Dinleyen/dinleyici. İLE Sâm soyundan olan. İLE Asurca, İbranice, Habeşçe gibi dilleri konuşan çeşitli kavimlerinin toplandığı kol. | Bu koldan olan. İLE XVIII. yüzyılda yaşamış, Osmanlı şairlerindendir.[Arpa Emîni Zâde adıyla ünlüdür.] İLE Eliaçık/cömert. )


- SCHLEIERMACHER ile/ve DILTHEY


- SEBASTIAN BACH


- SELAHATTİN PINAR ile/ve/||/<> SAADETTİN KAYNAK


- SEMİR ZEKİ


- SEYYİD BEY ve/||/<> ADÂLET


- SHELDON GLASHHOW ve/||/<> STEVEN WEINBERG ve/||/<> ABOUS SALAM


- SIGMUND FREUD (1895 ve 1896 ve 1897)


- SIGMUND FREUD ile/ve/||/<>/> ANNA FREUD


- SIGMUND FREUD ile/ve/||/<>/> CARL GUSTAV JUNG ile/ve/||/<>/> ALFRED ADLER


- SIGMUND FREUD ile/ve/||/<> DONALD WINNICOTT


- SIGMUND FREUD ile/ve/||/<> HEINZ KOHUT


- SIGMUND FREUD ve/||/<> LUDWIG BINSWANGER


- SIGMUND FREUD ile/ve/||/<>/> SANDOR FERENCZI


- SIGMUND FREUD ve/||/<> WILHELM FLIESS


- "SIMPLICIO" ile/ve/||/<> "SALVIATI" ile/ve/||/<> "SAGREDO"


- SIR ISAAC NEWTON


- SİNEMA'DA:
OSMANLI( XX. YY.) ile/ve/değil/||/<>/> AYASTEFANOS


- SOKRATES


- SOKRATES:
ÖNCESİ ile/ve/<>/> SONRASI


- SOKRATES ve/||/<>/> DESCARTES ve/||/<>/> FICHTE


- SOKRATES ile/ve/||/<> PATANJALI


- SOKRATES ve/<>/> PLATON ve/<>/> ARİSTOTELES


- SOKRATES ile/değil PLATON'UN "SOKRATES"İ


- ST. ANSELM ile/ve/||/<>/> ABELARD


- ST. BOETHIUS ile/ve ST. AMBROSSIUS ile/ve ST. GREGORIUS


- ST. PAUL ile ST. PAUL


- ST. THOMAS ve İBN ARABİ


- STAN LAUREL ve/||/<> OLIVER HARDY


- STEVE WOZNIAK ile/ve/||/<> STEVE JOBS


- STEVIE WONDER ile/değil RAY CHARLES


- SULTAN ABDÜLMECİD ile HALİFE ABDÜLMECİD


- SULTAN AHMED


- SULTANLARIN BİLDİĞİ DİL SAYISI:
8 || 7 || 6 || 5


- SUNA YAKIN değil SUNAY AKIN


- SUNAY AKIN ve/||/<> OYUNCAK MÜZESİ


- SÜLEYMAN ve/<> SUNULLAH ve/<> FEYZULLAH ve/<> ÂLÎ ve/<> PÎRÎ ve/<> NEV'Î


- SÜMBÜL EFENDİ ve MUSA MUSLİHİDDİN(MERKEZ) EFENDİ


- SÜRÛRÎ ile Sürûrî

( Kurtçuk. İLE XVIII. yüzyılın ikinci yarısında yaşamış Osman adlı şair. Şiirden önce Hüznî, daha sonra Sürûrî takma adını kullanmıştır. Şiirleri hiciv ve mizah ağırlıklıdır. Şiirlerinde, ebced hesabıyla yaptığı tarihlendirmelerindeki başarılarıyla da öne çıkmıştır. [ö. 1813] )


- ŞÂFİ'[< ŞEFÂAT] ile ŞÂFÎ[< ŞİFÂ] ile ŞÂFİÎ ile ŞÂFİÎ


- ŞAİR ve/||/<> SARAYBOSNA'LI ŞAİR


- ŞAMPOLYON


- ŞEHÂBEDDİN SÜHREVERDÎ ile/ve ÖMER SÜHREVERDÎ


- ŞEMSEDDİN SEMERKANDÎ


- ŞERİF MUHİDDİN TARGAN ve/||/<> BİLEN IŞIKTAŞ


- ŞERİF MUHİDDİN TARGAN ve/||/<> MEHMET ÂKİF ERSOY


- ŞERİF MUHİDDİN TARGAN ve/||/<> SAFİYE AYLA


- ŞERİFE HANİFE HANIM ile/ve/||/<> ÇOCUĞU


- ŞEYHÎ ile ŞEYHÎ ile ŞEYHÎ


- ŞİNÂSİ ile/ve/||/<>/< BURSA'LI ŞEYH ZAİK EFENDİ


- TANBURÎ CEMİL BEY ile/ve/||/<> ŞERİF MUHİDDİN TARGAN


- (TEK/BAZI) FİLOZOFLAR/DÜŞÜNÜRLER


- TEVFİK FİKRET ile/ve/||/<>/> ATATÜRK


- THALES ve/||/<>/> ANAKSİMANDROS/ANAKSİMENDER


- THALES ile/ve/değil PARMENİDES


- THOMAS HENRY HUXLEY ile


- THOMAS PAINE ile/ve/||/<>/>< EDMUND BURKE


- THOMAS YOUNG


- TİYATRODA:
ÇEHOV >< BRECHT


- TOLSTOY ile TOLSTOY


- TRAGEDYA'DA:
ASKİLOS ile/ve/<> SOFOKLES ile/ve/<> EURUPIDES


- TRELLE'Lİ ANTIMUS ile/ve/||/<> MİLET'Lİ İZİDOR


- "TRUMP" ile/değil "OBAMA / BUSH / CLINTON"


- TUYA ve/||/<> I. SETİ


- TÜRKİYE'DE, SİNEMA TARİH YAZIMINDA:
SİNEMANIN BAŞLANGICI ile/ve/||/<>/> MUHSİN ERTUĞRUL DÖNEMİ ile/ve/||/<>/> DÖNEMLER ile/ve/||/<>/> YAKLAŞIM ile/ve/||/<>/> KAYNAK KULLANIMI ile/ve/||/<>/> YÖNTEM


- TÜZE(HUKUK) ile/<> YAZIN(EDEBİYAT)


- USTALIKTA/VİRTÜÖZLÜKTE:
NICCOLO PAGANINI ve/||/<> FRANZ LIST


- ÜMMÎ SİNAN HZ. ile SİNAN ÜMMÎ HZ.


- VAHŞÎ ile Vahşî


- VÂLİDE SULTAN ile ...


- VICTOR FRANKL ve/||/<> IRVIN YALOM


- WALTER BENJAMIN ile/ve/||/<> BERTOLT BRECHT


- WALTER BENJAMIN ile/ve/||/<> FREUD


- WALTER BENJAMIN ile/ve/||/<> GERSHOM SCHOLEM


- WILHELM VON HUMBOLDT ve/||/<> ALEXANDER VON HUMBOLDT


- WILLIAM STERN ile/ve/||/<> ALLAN SCHORE ile/ve/||/<> DONALD WINNICOTT


- WILLIAM THOMSON = KELVIN (LORD)


- WOLFGANG AMADEUS MOZART ile/ve/||/<> LUDWIG VAN BEETHOVEN


- XSONOFENES:
FİLOZOF (OLAN) ile SOKRATES'İN ÖĞRENCİSİ


- [ya]
İSTİKLÂL ya da ÖLÜM


- YARARCILIKTA/PRAGMATİZMDE:
JOHN STUART MILL ve/||/<>/> CHARLES SANDERS PEIRCE ve/||/<>/> WILLIAM JAMES ve/||/<>/> JOHN DEWEY


- YAVUZ SULTAN SELÎM


- YAVUZ SULTAN SELİM ve ZEMBİLLİ ALİ (HASANÎ) EFENDİ


- YEGÂNE HANIM ile/ve/||/<>/> MÜCAP OFLUOĞLU


- YUNUS EMRE ile/ve İSMAİL EMRE


- YUNUS ile/ve MEVLÂNÂ


- YUSUF HEMADANİ ve/<> ARSLAN BABA


- ZATİ ile ZATî ile ZÂTÎ ile Zâtî


- ZENON ile/ve/||/<> ZENON


- ZEVKİ SÜREN ve/<> ZEKİ MÜREN


- ZEYNEL ABİDİN ve/<> ZEYNEB


- [ne yazık ki]
TUTUCU ile GERİCİ


- [ne yazık ki]
YIRTICI ile/ve/<> YIKICI


- ADÂLET:
DAĞITICI ile/ve/||/<> DÜZELTİCİ/DÜZENLEYİCİ


- ADMIN[İng.] değil/yerine/= YÖNETİCİ


- AFARACI

( Harman yerinde vs. toplamakta çalıştırılan işçilere verilen ad. )


- "AĞIR CEZA SAVCISI" değil AĞIR CEZA MAHKEMESİ NEZDİNDEKİ SAVCI


- AHÇI değil AŞÇI

( ... değil TABBÂH[< TABH | çoğ. TABBÂHÎN], TÂBİH[< TABH] )

( ... değil ÂŞ-PEZ )


- AKTARICI ile AKTARICI ile AKTARICI ile AKTARICI

( Dam kiremitlerini aktarıp kırıkları yenileyen kişi. İLE Kaynak kişiden derlenen herhangi bir parçayı kitlelere duyuran ve yayan kişi. İLE Görüntüyü bir bölgeden başka bir bölgeye ileten araç. İLE Bisiklette, zincirin çark geçişlerini sağlamaya yarayan parça. )


- ALEMCİ ile "ÂLEMCİ"

( Camilerin kubbelerine, minarelerine alem yapan ya da takan kişi. İLE Eğlenceyi seven, her fırsatta "eğlenen", [eğlendiğini varsayan/zanneden] kişi. )


- ALICI ile ALACAKLI


- ALICI ile/ve ANLAYICI

( Almaya/anlamaya hazır olan. | Satın almak isteyen kişi, müşteri. | Kendine bir şey gönderilen kişi. | Almaç. | Kayıt aracı. | Azrail. İLE/VE Katılmaya hazır olan. )


- ANNE ile/ve/ya da/||/<> BAKICI


- ÇALIŞTIRICI/ANTRENÖR SPORCU


- ARABULUCU ile/değil UZLAŞTIRMACI


- ARAŞTIRICI ile/değil/||/<> ARACI/UZMAN/HAFİYE[Ar.] ile/değil/||/<> CASUS

( [not] DETECTIVE vs./but/||/<> AGENT vs./but/||/<> SPY )


- ARAŞTIRMACI ile/ve/||/<>/> UYGULAYICI


- ARDIÇ OTU ile AYRIK OTU ile BEŞPARMAK OTU ile BOĞAN OTU ile CANAVAR OTU ile ÇOREK OTU ile DALAK OTU ile DELİCE OTU(RYE GRASS) ile EĞRELTİ OTU[Lat. NEPHRODIUM FILIX MAS] ile ENGEREK OTU ile GEYİK OTU ile GÜZELAVRATOTU[Lat. ATROPA BELLADONNA] ile İDRİS OTU ile KANARYA OTU ile KELEBEK OTU ile KENE OTU/HİNT YAĞI AĞACI ile KÜSTÜM OTU ile MELEK OTU ile MERCAN OTU ile NEVRUZ OTU ile ÖKSE OTU ile PİSİPİSİ OTU ile TAŞKIRAN OTU ile YÜKSÜK OTU[Lat. DIGITALIS PURPUREA] ile ACI OT ile SÜTLÜ OT


- ARKUCI

( Erkek ve kız ailelerinin arasında/tanışmasında aracı olan. )


- ASKER ile/ve/||/<> KARACI

( Kara kuvvetlerine bağlı subay, astsubay ya da er. )


- ASKER ile KARAKULLUKÇU

( ... İLE Yeniçeri Ocağı bölüklerinde odaları ve odaya gelen konukların ayakkabılarını temizleme, yemek kaplarını yıkama vb. işlerle görevli er. )


- AYARTICI ile KIŞKIRTICI


- BAĞLAÇ ile BAĞLAM ile BAĞLANTI/BAĞLANAK ile BAĞLAŞIK ile BAĞLAYICI ile BAĞLI

( Eş görevli sözcükleri ya da önermeleri birbirine bağlayan sözcük türü. İLE Deste. | Herhangi bir olguda olaylar, durumlar, ilişkiler örgüsü ya da bağlantısı. | Bir dil birimini çevreleyen, ondan önce ya da sonra gelen, çok sayıdaki durumda söz konusu birimi etkileyen, onun anlamını, değerini belirleyen birim ya da birimler bütünü. | Bent. İLE İki ya da daha çok şeyin birbiriyle bağlı bulunması, ilişki. | İki şey arasında ilişki sağlayan bağ. | Yapılacak işle ilgili sözlü ya da yazılı antlaşma. İLE Aralarında antlaşma ya da sözleşme sağlanmış olan kişi ya da topluluk, müttefik. | Sonuç, neden gibi birbiriyle sıkı sıkıya bağlı ve karşılıklı bağımlı olan nesne, terim. İLE Bağlama niteliği olan. | Bağlamaya ve birleştirmeye yarayan. | Uyulması zorunlu. | Kuruduğu zaman yüzeyde film oluşturan, pigment ve dolgu nesnelerini bir arada tutan, boyanın uçucu olmayan bölümü. İLE Bir bağ ile tutturulmuş olan. | Gerçekleşmesi bir şartı gerektiren, vabeste. | Sınırlanmış, sınırlı. | Kapatılmış olan, kapalı. | Bir kuruluşun yetkisi altında bulunan. | Birine, bir düşünceye, bir anıya saygı, aşk vb. duygularla bağlanan, sâdık, tutkun. | Halk inanışına göre, büyü etkisiyle eşeysel güçten yoksun edilmiş eril. )


- BAKICI ile/ve/değil/<> BAKIM VEREN


- BAKICI ile DADI

( ... ile TAYA, DÂYE )

( BABYSITTER vs. NANNY )


- BALTACI ile BALTACI/BALTALI

( Balta yapan ya da satan kişi. | Odun kırıcı. İLE Yangın söndürme kuruluşlarında balta kullanan er. | Önceleri sefer sırasında çalılık ve ormanlık yerleri temizlemek, yol açmak, çadırları kurup kaldırmak, yükleri bindirip indirmekle, sonraları kızlar ağasına bağlı olarak sarayı korumak ve sarayın dış hizmetlerini yapmakla görevli kişi. )


- BARIŞTIRICI ile/ve/||/<> KURTARICI


- "BAYICI" ile "BOĞUCU"


- BEKÇİ ile ASES ile ASESBAŞI

( Bir şeyi ya da bir yeri bekleyip korumakla görevli kişi. İLE Gece bekçisi. | Osmanlı döneminde, Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasından önceki güvenlik görevlisi. İLE Yeniçeri Ocağındaki askerî görevinin yanı sıra, başkentin düzenini korumakla da yükümlü olan yirmi sekizinci ortanın çorbacıbaşısı. )


- BEKÇİ ile BEN-VÂN

( ... İLE Tarla/harman/ekin bekçisi. )


- BEKÇİ ile DİZDAR[Fars.]

( ... İLE Kale bekçisi. )


- BEKÇİ ile/ve/||/<>/< GÖZETİCİ ile/ve/||/<>/< KURTARICI (OLMAK/OLMAMAK)


- BEKÇİ ile KİZİR

( ... İLE Köy bekçisi/kâhyası. )


- BEKÇİ ile/ve/<> POLİS

( ... İLE/VE/<> Şehir. [Şehirleşmiş yaşamı, şehirde yaşama kurallarını takip eden.] )

( image )

( Silah kullanabilir, kimlik sorabilir, parmak izi ve fotoğraf alabilir. İLE/VE/||/<> Polisin yetkisinin olup da bekçilerin olmadığı durumlar...

* Önleme arama
* Denetim yapma
* İstihbarat toplama, iletişimin tespiti, teknik araçla izleme
* Suça el koyma
* İfade alma
* Olay yeri inceleme
* Adlî arama ve el koyma
* Gözaltına alma
* Kişilerin ikametgah ve ev adreslerinden ayrılmamalarını isteme
* Teşhis yaptırma
* Yer gösterme yaptırma )

( ... ile/ve/<> ÂCÂN )


- BEKÇİ ile/ve/değil/||/<> TÜRBEDAR


- BELEŞÇİ ile/ve/değil PARASIZ


- BEYİN:
YANSITICI değil/yerine YARATICI

( [not] MONITOR but CREATOR
CREATOR instead of MONITOR )


- BİLİMCİ ile/ve/<>/> ÖKE ile/ve/<>/> BİLGER ile/ve/<>/> BİLGEN ile/ve/<>/> BİLMEN ile/ve/<>/> YETİLBEY ile/ve/<>/> BİLİMBEY

( Biliminsanı, akademisyen. İLE/VE/<>/> Doktor. İLE/VE/<>/> Yardımcı doçent. İLE/VE/<>/> Doçent. İLE/VE/<>/> Profesör. İLE/VE/<>/> Dekan. İLE/VE/<>/> Rektör. )


- BİRLEŞTİRİCİ ile BÜTÜNLEYİCİ

( CONNECTIVE vs. INTEGRANT )


- BÜYÜKELÇİ(SEFİR[Ar.]/SEFÂRET)/LİK ile/ve/||/<> KONSOLOS[Yun.]/LUK / ŞEHBENDER[Fars.]

( VİSKONSÜL: Konsolos yardımcısı. )

( Ülkesinin, öteki ülkelerin başkentinde sadece bir tane olan, temsil etmekte olduğu ülkenin en büyük yetkisine sahip diplomatik kurumudur.[Çoğunlukla ve olağan koşullarda vize ve pasaport işlemleri yapılmaz.] İLE/VE/||/<> Ülkesinin, öteki ülkelerdeki ticari çıkarlarını korumakla sorumlu, diplomatik olmayan resmi kurumlardır.[Diplomatik özelliği bulunmayan resmi görevlerin yapıldığı, resmi kurumdur. Genellikle, pasaport, evlilik, doğum ve ölüm gibi işlemler yapılmaktadır.][Konsolosluk arşivleri ile binalarının dokunulmaz hakları vardır.] )

( Kendi ülkesini başka ülkede temsil eden en üst düzeydeki devlet görevlisidir, diplomattır.[Görevli oldukları ülkelerde, vatandaşı oldukları ülkenin devlet başkanının temsilcisidir. Ülkesiyle görevli oldukları ülkeler arasındaki siyasi, ekonomik, kültürel ve askeri ilişkileri geliştirmeyi hedefler.] İLE/VE/||/<> Konsolosluk yöneticisinin unvanı, ülkelere göre farklılık gösterir.[Bulundukları kentin yetkili yöneticisiyle ilişki durumundadır. Konsolosluktaki görevlilerin diplomatik temsil hakkı yoktur.] )

( AMBASSADOR vs./and CONSUL )


- BÜYÜKELÇİ ile ORTA ELÇİ

( ... İLE Büyükelçiden önceki elçilik aşaması ve bu aşamada olan kişi. )


- CEFÂKÂR değil/yerine/= KIRAV/CI


- ÇAPACI ile/ve ÇİFTÇİ


- "ÇARPICI" ile "ÇARPITICI"


- ÇARPICI ile/ve/değil/yerine/<> ŞAŞIRTICI


- ÇERÇİ ile TÜCCAR

( Mal takasıyla sınırlı. İLE Pazar yaratan. )

( Köy, pazar gibi yerlerde dolaşarak, ufak tefek tuhafiye eşyası satan, gezgin esnaf. İLE ... )


- ÇİFT-Çİ ile/değil/yerine İKİ-Cİ


- ÇİFTÇİ ile/ve/değil KÖYLÜ

( FELLAH[Ar.]: Çiftçi. | Mısır köylüsü. | Siyahi, arap. )

( ZÂRİ[çoğ. ZÜRRÂ'] ile/ve/değil ... )

( ... ile/ve/değil RUSTAYİ )

( TAOPOU: Köy güzeli. )


- DAVACI ile/>< DAVALI

( PLAINTIFF vs./>< DEFENDANT )


- DEDİKODUCU/KOVCU ile NEMMÂM

( ... İLE Lâf taşıyan. )


- !DEDİKODUCU ile/ve/= !YAĞI/DÜŞMAN/HASIM

( Biz ancak kendimizin düşmanıyızdır. )

( Kişi, bilmediğine düşman olur. )

( ... ile HASIM )


- DELİL:
İZHAR EDİCİ ile/ve/||/<> İSPAT EDİCİ


- DIŞLAYICI

( EXCLUSIVE )


- DIŞLAYICI ile/değil/yerine KAPSAYICI


- DİKKAT ÇEKİCİ ile/ve/değil ALIMLI

( AR'AR: Güzeldeki boy-pos. )


- DİLENCİ ile CERRAR

( .. İLE Çekici, sürükleyici. | Zorla para alan. | Savaş araçlarıyla donatılmış, kalabalık ordu. | Dilenci. )

( GEDA ile ... )


- DİLENCİ ile ISKATÇI

( ... İLE Iskat verilen kişi. | Mezarlık dilencisi. )


- DİLENCİ ile/değil MECNÛN


- DOĞRUCU ile DOĞURUCU


- DOKUMACI ile ÇULHA[Fars.]

( ... İLE El tezgâhında bez dokuyan kişi. )


- DOLANDIRICI ile/değil KALPAZAN

( ... İLE/DEĞİL Sahte para basan ya da piyasaya süren kişi. | Yalan ve hile ile iş gören kişi. )


- DOLANDIRICI ile TAVCI

( ... İLE Birini kandırarak, yüze gülerek aldatan kişi. | Yurt dışından geldiğini söyleyerek üzerindeki değeri düşük altın ya da mücevherleri çok değerli gösterip dolandırıcılık yapan kişi. )


- DÖNÜŞTÜRÜCÜ ile/ve/değil/yerine UZLAŞTIRICI


- DUBLÂJ/CI değil/yerine/= SESLENDİRME / SESLENDİRİCİ


- DUBLAJ/CI[Fr.] değil/yerine/= SESLENDİRME / SÖZLENDİRİCİ/SESLENDİRMECİ/SELENDİRMEN/SELENDİREN


- DÜMENCİ ile/değil/yerine/>< KÜREKÇİ

( image )


- DÜŞÜNCEDEN DAHA ZARARLI OLAN:
"USTA SALDIRICI" ile/ve/değil/||/<> ACEMİ SAVUNUCU


- DÜZEN KURUCU ile "DÜZEN KORUYUCU" ile "DÜZENİN PARÇASI"


- DÜZENLEYİCİ(KOMPOZİTÖR) ile YARATICI


- EDEPLİ:
FELSEFECİ ve/||/<> MATEMATİKÇİ ve/||/<> HUKUKÇU

( Ancak, felsefeci, matematikçi ve hukukçular edeplidir.[Ancak, dile hâkim olabildikleri ve sorgulayabildikleri oranda.] [Ne hareketi/sporu temel/öncelikli alan, ne bilimsel tutarlılığı olan, ne de sanatsal duyarlılığı ile sınırları/nı aşan.] )


- EDİLGEN ALICI ile/ve/değil/yerine/<>/< ETKİN KURUCU


- ELÇİ/HABERCİ değil/yerine/= ULAK


- EMEKÇİ ile/ve/||/<>/> EMEKLİ


- EMEKÇİ ile/ve/değil/||/<>/= GİRİŞİMCİ


- ENGEISTON değil/yerine/= SANATÇI


- ENGELLEYİCİ ile/değil/yerine DENGELEYİCİ


- ENGELLEYİCİ ile/ve/değil/yerine/<> ÖNLEYİCİ


- ENGELLİLER:
GÖVDESEL ile/ve/ne yazık ki/||/<> DUYUSAL ile/ve/ne yazık ki/||/<> İŞİTME ile/ve/ne yazık ki/||/<> KONUŞMA ile/ve/ne yazık ki/||/<>
ZİHİNSEL ile/ve/ne yazık ki/||/<> GEÇİCİ ile/ve/ne yazık ki/||/<> YAŞLILAR


- ETKİLEYİCİ ile/ve/||/<> "ÇARPICI"


- ETKİLEYİCİ ile "DOKUNAKLI"


- FARK:
"ÜSTÜNLÜK"/"OLUMSUZLUK"/"YIKICI"
değil
AYRIM/ARTI/EK/ÖZELLİK/YAPICI


- FELSEFECİ ile/ve FİLOZOF


- FIRSATÇI/ÇIKARCI ile/değil KÂMİL


- FİLOZOF ile/ve/||/<> SANATÇI

( Soyutlayan. İLE/VE/||/<> Soyutlanan. )


- FOTOĞRAFÇI ile/ve/değil FOTOĞRAF

( Yalan söyleyebilir. İLE/VE/DEĞİL Yalan söyleyemez. )


- GAZETECİ ile/ve FOTOĞRAFÇI


- GİRİŞİMCİ ile/ve/değil/||/< "SUÇLU"


- GÖÇMEN ile SIĞINMACI


- GÖNÜLLÜ ile/ve/değil/<> KATILIMCI


- GÖRÜNTÜNÜN/MANZARANIN:
EN ÇİRKİNİ/KORKUNCU ile/değil/yerine/>< EN GÜZELİ

( Somurtan bir "yüz". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Gülen bir yüz. :) )

( Gülen İnsan Yüzünün Görsel FaRkLaR'ı için burayı tıklayınız... )

( Kara delik. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Güneş. )

(

ile/değil/yerine/><

)


- GRAFİK DİZAYN/IR / DESİGNER değil/yerine/= ÇİZGE TASARIM/CI


- HABERCİ ile CAŞIT/ÇAŞIT

( Haber ulaştırıcı, haber veren. İLE Bir devletin ya da biri(leri)nin sırlarını, başkalarının hesabına öğrenmeyi üstüne alan kişi. | Yasadışı olan bir durumu, yetkililere bildiren kişi. | Ara bozmak amacıyla söz taşıyan kişi. )

( MUHBİR ile CASUS )


- HABERCİ ile ELÇİ

( ULAK ile ... )

( AVATAR ile ... )

( BERÎD[çoğ. BERÎDÂN] ile ... )


- HACI ile/ve/değil HÂCE

( HACE BEKTÂŞÎ VELÎ )


- HADEME ile AVADANCI

( ... İLE Osmanlı sarayında, bir sınıf hademe. )


- HAKKÂK değil/yerine/= OYMACI

( Oyma/hak işleri yapan zanaatkâr. )


- HAMAL[Ar.] değil/yerine/= YÜKÇÜ


- HIRSIZ / KAPKAÇÇI

( Kapıp kaçmak yoluyla hırsızlık yapan kişi. | Üstünkörü, gereken önem verilmeyen, baştan savma, alelade. )


- HİZMETÇİ ile BESLEK/BESLEME


- HİZMETÇİ ile/değil/yerine HİZMETLİ


- HİZMETÇİ ile/ve/||/<> KAVVAM

( Hizmet gören kişi. İLE/VE/||/<> Gözeten ve koruyan kişi. İşlerin sorumluluğunu üzerine alıp iyi yöneten. )


- HİZMETÇİ ile/ve/değil/||/<> TABLAKÂR


- HOCA ile/ve/değil KONUŞMACI


- HURDACI ile/ve/değil/yerine/<>/>< ANTİKACI

( Bağırır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Bağırmaz. )


- İCRACI ile BESTELEYEN/BESTECİ/BESTE-KÂR[Fars.]/KOMPOZİTÖR/COMPOSITEUR[Fr.]


- İCRACI ile DÜZENLEYİCİ(KOMPOZİTÖR)


- İCRA/CI ile/ve/<> SANAT/ÇI


- [ne yazık ki]
İÇTEN PAZARLIKLI ile ÇIKARCI


- "İDEALİST" ile ÜTOPYACI


- İHMALKÂR değil/yerine/= SAVSAK/SAVSAGAN/SAVSAMACI/BOŞLAGAN/BOŞLAMACI


- İNATÇI ile HARIN

( ... İLE Bir şeyden huylanıp yürümeyen, geri geri giden hayvan. | [mecaz] Hain, huysuz. | [mecaz] Obur. )


- İNCİ ile/ve/||/<> MERCAN

( [Divân Edebiyatında] Gözyaşını simgeler. İLE/VE Kanlı gözyaşını simgeler. )

( Barış. İLE/VE/||/<> Feragat. )

( Hz. Hasan. İLE/VE/||/<> Hz. Hüseyin. )


- İŞÇİ ile BİLİMBİREYİ

( Emeğinin karşılığını almazsa çalışmaz, çalışmaya devam etmez.[Haklı olarak!] İLE Hiçbir karşılık almasa da sonuna kadar çalışır. )


- İŞÇİ ile/ve EMEKÇİ


- İŞÇİ ile/ve/||/<>/> USTA ile/ve/||/<>/> SANATKÂR

( Elleriyle çalışan. İLE/VE/||/<>/> Elleri ve aklıyla çalışan. İLE/VE/||/<>/> Elleri, aklı ve gönlüyle çalışan. )


- KÂĞITTA:
TERBİYECİ ile/ve/||/<>/> AHERCİ ile/ve/||/<>/> BOYAYICI ile/ve/||/<>/> TAMİRCİ

( [bkz.]
Kâğıtlar ve Su Damgaları - Süheyl Ünver - Türk Tarih Kurumu, Belleten
XVIII. ve XIX. yy.'da, Türkiye'de Kâğıt - Osman Ersoy (Prof.) - Ankara, 1963 )


- KAPICI ile BEVVAP

( ... İLE Kapıcı. | Mahalle okullarında hademe. )


- KAPICI ile ÇUHADAR[Fars.]

( ... İLE Dışarıdaki ayak işlerine bakan kişi. )


- KARAVAŞ ile YARDIMCI

( Cariye, yardımcı kız. )


- KARDEŞ ile BACI

( ... İLE Kız kardeş. | Bir evde uzun zaman çalışmış yaşlı kadınlara verilen unvan. | Büyük kız kardeş, abla. | Tarikat şeyhlerinin karısı. | Kadınlara söylenilen bir seslenme sözü. )


- KEFİL ile/ve/değil ARACI

( ... ile/ve/değil VESÂTET[Ar.]: Aracılık. )


- KIŞKIRTICI ile TAHRİK EDİCİ


- KIYICI ile KIYICI/GADDAR ile KIYICI

( Kıyma işini yapan kişi. İLE Gaddar. İLE Kıyılara vuran enkazı devletten aldığı izinle toplayan kişi. )


- KİŞİ ve/<> SANATÇI

( Ben-im gören, hem gösteren. )

( HUMAN and/<> ARTIST )


- KOLAN ile KOLANCI

( Dokuma, kenevir vb. nesnelerden yapılan, yassı ve enlice bağ. | İplikten yapılmış, üzeri işli ince kuşak. İLE Yedekçi. )


- KOLAYLAŞTIRICI ARABULUCU ile/ve/<> DEĞERLENDİRİCİ ARABULUCU


- KOMEDYEN ile ŞAKACI

( ... cum BALATR )


- KOMİSYONCU/SİMSAR[Ar.] değil/yerine/= ARACI


- KOMPRADOR[Fr. < COMPRADOR] değil/yerine/= ARACI

( Aracı. | Çok zengin kişi. | Uzak Doğu ülkelerinde yabancı ortaklıklar hesabına iş sözleşmesi yapan yerli aracı. )


- KREATİF değil/yerine/= YARATICI


- KURBAN ile/<> ZORBA ile/<> KURTARICI


- KURUCU ile/ve SAVUNUCU


- KURYE[Fr. < COURRIER] değil/yerine/= TAŞIYICI

( Genellikle elçilik postasını yerine ulaştırmakla görevli kişi. | Posta, kargo, mektup vb. gönderileri alıcıya ulaştıran kişi. | Uçakla gönderilen mektup, koli ya da havale. | Düzenli olarak ticari bir hizmet gören taşıt. )


- KUŞÇU ile KUŞÇU

( Kuşlarla ilgilenen. | Saraylarda şahin, doğan vb. avcı kuşların bakımıyla görevli kişi. İLE Suç işleyen saray hasekilerini cezalandırmak ve yola getirmekle görevli haseki subayı. )


- KUYUMCU ile SARRÂF

( ... İLE Mesleği, kâğıt ve metal paraları birbiriyle değiştirmek, tahvil alışverişi yapmak olan kişi. )

( ZERGER ile ... )

( JEWELLER vs. GOLD DEALER )


- MARABA/RENÇBER[Fars.]/IRGAT[Yun.] değil/yerine/= ÇİFTÇİ/ORTAKÇI


- MEDÂR-I İFTİHÂR değil/yerine/= ÖVÜNME NEDENİ/ARACI


- MENFAATPERVER değil/yerine/= ÇIKARCI


- MERCİ'[Ar. < RÜCÛ] değil/yerine/= DÖNÜLECEK YER | BAŞVURULACAK YER, KİŞİ


- MEREMMET/Çİ[Ar.] değil/yerine/= TAMİR/Cİ


- MUAVİN[Ar.] değil/yerine/= YARDIMCI


- MUGANNÎ[Ar. < GINÂ][Fr. CHANTEUR] değil/yerine/= ŞARKICI

( Şarkıcı, hanende. | Hoş öten kuş. )


- MUHÂCİM[Ar. < HÜCUM] değil/yerine/= SALDIRAN/SALDIRICI


- MUMCU ile ...

( Beyaz adam.[Orta Afrika Cumhuriyeti'nde] )


- MÜLTECİ[Ar.] değil/yerine/= SIĞINAN / SIĞINMACI / SIĞINIK


- MÜLTECİ ile ŞARTLI MÜLTECİ

( YUKK61 ile YUKK62 )


- MÜNCÎ[Ar. < NECÂT] değil/yerine/= KURTARAN


- MÜNEBBİH[Ar.] değil/yerine/= UYARICI


- RTECİ ile MÜLTECİ


- MÜRTECÎ[< RECÂ] ile MÜRTECİ'[< RÜCÛ] ile MÜRTECİL

( Umucu, uman, ümitli, irticâ eden. İLE Geri dönen, irticâ eden. | Gerilik, geriye dönme taraflısı. İLE Düşünmeden, irticâlen, hemen söz ya da şiir söyleyen, hazırcevap. )


- MÜSÂBIK[Ar. < SEBK] değil/yerine/= YARIŞMACI


- [ne yazık ki]
!MÜSTEHZÎ/SARKASTİK[İng. < SARCASTIC] değil/yerine/= ALAYCI/İĞNELEYİCİ


- MÜTEVECCİ ile MÜTEVECCİH[< VECH | çoğ. MÜTEVECCİHÎN]

( Ağrı duyan, veca'lanan. | Sıkıntılı, dertli. İLE Bir yöne/cihete, tarafa dönen, yönelen, teveccüh eden. | Birine yönelik sevgisi ve iyi düşünceleri olan. | Bir tarafa gitmeye kalkan. )


- NÂCÎ ile NÂCİ' ile Nâcî

( Kurtulan, selâmete kavuşan, necat bulan. | Cehennemden kurtulmuş, cennetlik. İLE Sindirimi kolay yiyecek. İLE Birçok eseri bulunan, Tercemân-ı Hakîkat gazetesi yazarı.[öl. 1893] )


- NÖBETÇİ / BEKÇİ


- OLUŞTURUCU ile/ve KURUCU


- OYUNCU:
"TEŞHİRCİ" değil/yerine UTANMAYABİLEN


- ÖNCÜ ve/||/<> İNCİ


- ÖNCÜ ile/ve/||/<> ÖNCÜL


- ÖNCÜ ile/ve/değil/||/<> ÖNE GEÇEN/ÇIKAN


- ÖYKÜCÜ ile "SİYASETÇİ"

( "Ben öykücüyüm, isterseniz inanmayabilirsiniz!" derler. İLE ... [Burayı, gerektiği gibi kendiniz dolduruyorsunuzdur (umarız).] )


- "POLİTİKACI" değil/yerine DEVLET ADAMI

( Seçimleri düşünür. DEĞİL/YERİNE Gelecek kuşakları düşünür. )


- POSTACI ile/değil/yerine POSTA KUTUSU

( Papua Yeni Gine'de, hiç postacı bulunmuyor. Ancak posta kutusu kiralayabiliyorsunuz. )


- POSTNİŞİN ile/ve SERTARÎK ile/ve SERTABBÂH ile/ve SERZÂKİR ile/ve İMÂM ile/ve MEYDANCI ile/ve TÜRBEDÂR ile/ve ÂSÂDÂR ile/ve NAKÎB ile/ve PAZARCI ile/ve ÇERÂĞÎ ile/ve SÂKÎ ile/ve FERRÂŞ ile/ve KAPUCU


- PROVOKATÖR değil/yerine/= KIŞKIRTMACI


- RÂCİ'/RÂCİA[< RÜCÛ] ile RÂCÎ[< RECÂ]

( Geri dönen. | İlgisi/münâsebeti olan. | [dilb.] Bir kişiden kinâye olan zamir. İLE Ricâ eden, yalvaran. | Ümitli. )


- RAHATSIZ EDİCİ ile İTİCİ

( DISTURBER vs. PUSHING )


- RAPORTÖR değil/yerine/= DEĞERLENDİRME YAZAN/YAZICI


- REHBER ile/ve MEYDANCI


- RESÛL ile/ve/||/<> NEBÎ[Ar. < NEBE, çoğ. ENBİYÂ]/SAVACI

( Elçi. İLE/VE/||/<> Haber veren. )

( İtikatta değil ama amelde ve hükümler bakımından yeni bir tebliğ, emirler zinciri sunan peygamber. İLE/VE/||/<> Daha önceki bir peygamberin tebliğini aynen yineleyen, tekrarlayan peygamber. | Kitap getirmemiş peygamber. )

( Ku'an-ı Kerim'de yazılı yirmibeş peygamber vardır. Sırasıyla: Hz. ÂDEM, İDRİS, NUH, HUD, SALİH, İBRAHİM, LUT, İSMAİL, İSHAK, YAKUP, YUSUF, EYÜP, ŞUAYIP, MUSA, HARUN, DAVUT, SÜLEYMAN, İLYAS, ELYASA, YUNUS, ZÜLKİFL, ZEKERİYA, YAHYA, İSA, MUHAMMED )

( Hz. ÜZEYİR, LOKMAN ve ZÜLKARNEYN, bazı bilginlere göre Nebî, bazılarına göre ise Velî'dir. )

( Şeriat getirir. İLE/VE/||/<> İrşâd eder. )

( Baba. İLE/VE/||/<> Anne. )


- SAĞALTIM:
DAVRANIŞÇI ve/ya da BİLİŞSEL ile/ve/||/<> DİNAMİK ile/ve/||/<> VAROLUŞÇU


- SANAT değil SANATÇI ve/<> TARİH değil TARİHÇİ

( Sanat diye bir şey yoktur, sadece sanatçı/lar vardır. VE/<> Gerçekleri incelemeye başlamadan önce tarihçiyi inceleyin! )


- SANAT ve/<> SANATÇI/KİŞİ/İNSAN

( Bir resimde, bir sanat yapıtında aradığım, sevdiğim şey, insandır. Sanatçının kendi! )

( Dans le tableau [l'oeuvre d'art] je cherche, j'aime l'homme l'artiste. )

( Çalışkanlıkta, arı, sana ustalık eder
Beceride, bir böcek, seni okutur
Seçkinlerde de var sendeki bilgiler
Sanat ise ey insan! Yalnız sana özgüdür! )

( Yaşam ciddidir, sanat ise neşeli.
Fakat ciddiyet içinde bile, neşe ya da sükûnet,
sanatın aslî ve özsel yapısı olarak kalır. )

( Schiller'in, "Sanatkârlar" adlı şiirini okumanızı salık veririz. )

( Durumun/sürecin/konunun/işin içine kişi/insan ve sanat girince/girmişse öteki herşey ikinci sıraya geçer/geçmeli/geçirilmelidir, indirilmelidir. )


- SANATÇI ile/ve/||/<> BİLGE/ÂRİF

( Dönüştürücü. İLE/VE/||/<> Geliştirici/ilerletici. )


- SANATÇI ile/ve DEVRİMCİ


- SANATÇI ve/||/<> DÖNEM/ÇAĞ

( Sanatçı, kendi çağının çocuğudur. )


- SANATÇI ile/değil TASARIMCI


- SANATÇI değil/yerine/= ÜNERMEN


- SATICI ile ALICI

( Satmaya "bakar". İLE Nereye bakar? )


- SEYİRCİ[Ar.] yerine İZLEYİCİ, DİNLEYİCİ


- SIĞINMACI ile/ve/||/<> GÖÇMEN ile/ve/||/<> MÜLTECİ

( ASYLUM SEEKER vs./and/||/<> MIGRANT vs./and/||/<> REFUGEE )


- SIKICI ile ÇILDIRTICI


- SIKICI ile İÇ KARARTICI


- SIKICI ile/ve/değil ZORLAYICI


- SÖZLÜK ÇALIŞMASI/OKUMASI:
HERKESİN HARCI ile/ve/değil/||/<>/< HERKESİN İHTİYACI


- SUNUCU değil/yerine/= SUNUCU


- SUNUCU ile TEMSİLCİ


- SÜRÜCÜ ARAÇ


- ŞARKICI ile/ve/değil MÜZİSYEN


- ŞARKI/CI ile YORUM/CU


- ŞEFKÂT:
KORUYUCU ve BAKICI ve YETİŞTİRİCİ


- TAHTACI ile TAHTACI

( Orman işletmelerinin izni doğrultusunda ağaçları işleyen, budayan, doğrayan kişi. İLE Özellikle Toroslarda yaşayan Aleviler'e verilen ad. )


- TAKİPÇİ ile SAVUNUCU

( PURSUER vs. DEFENCER )


- TAKİPÇİ ile/ve TAKLİTÇİ


- TAMBURACI ile TAMBURÎ/TANBURÎ[Ar.]

( Tambura çalan ya da yapan kişi. İLE Tambur çalan kişi. )


- TAMİRCİ[Ar.]/YEMENİCİ[Ar.] ile KÖŞKER/KÖŞGER[Fars. < KEVŞGER]

( ... İLE Ayakkabı tamircisi. )


- TARİHÇİ ile VAK'A-NÜVÎS[Ar., Fars.]

( ... İLE Tarihi olayları günü gününe kaydeden tarihçi. | Osmanlı'larda devletçe görevlendirilen tarih yazarı. )


- TELHÎSEN ile TELHÎSÎ/TELHİSÇİ

( Özet olarak, kısaltılarak.[HÜLÂSETEN] İLE Bâbıâlî'den, padişaha yazılacak şeylerin özetini çıkaran görevli. )


- TEVKİCİ[Ar.] değil/yerine/= NİŞANCI


- TORNACI ile TURNACI

( Torna işi yapan kimse, torna işçisi. İLE Yeniçeri Ocağı'nda, turna taşıyan bir sınıf asker. )


- TUTUCU ile APTAL ile KÖLE

( Düşünmeyen. İLE Düşünemeyen. İLE Düşünmüyor olmasına aldırmayan. )


- TUTUCU ile TUTUCU ile TUTUCU/İTİCİ[Fr. TENEUR] ile TUTUCU

( Süregiden toplumsal düzeni, düşünceleri ve kurumları değiştirmeden olduğu gibi korumak isteyen kişi. İLE Tutumlu. İLE Durmalı çıkışlarda, çiftekerciye yardım eden kişi. [Eskiden "itici" denilirdi. Çıkışta, koşucuyu itmek yasak olduğundan, bugün, bu yardımcılara "tutucu" denilmektedir.] İLE Ateş maşası. )


- TÜKETİCİ = CONSUMER[İng.] = CONSOMMATEUR[Fr.] = KONSUMENT[Alm.] = CONSUMATORE[İt.] = CONSUMIDOR[İsp.]


- TÜKETİCİ ile/ve/değil/yerine/<> TÜRETİCİ


- TÜKETİCİ ile/ve/<>/değil/yerine UYGULAYICI


- UYGULAYICI ile/ve/<>/|| UYGULATICI

( Sanatçı, hem uygulayıcı, hem uygulatıcı olabilmelidir. )


- "ÜÇKAĞITÇI" ile/ve/||/<>/> HAİN


- "ÜÇKAĞITÇI" ile İÇTEN PAZARLIKÇI/ÇIKARCI


- VİRTÜÖZ ile/ve/> SANATÇI

( Aleti/ni unutan. İLE/VE/> Kendini unutan. )


- YABANCI ile/ve/değil/yerine BAŞKALARI

( [not] FOREIGN vs./and/but OTHERS
OTHERS instead of FOREIGN )


- YABANCI ile/ve/değil/yerine/||/<> BİLİNMEYEN/TANINMAYAN


- YABANCI ile DIŞARIDA TUTULAN

( YABANCİN ile ... )

( PAPALAGİ: Yabancı. | Göğü delen adam. [Göğü Delen Adam (Ayrıntı Yay.) kitabını okumanızı salık veririz] )


- YALANCI yerine SAHTE


- YALANCI ile/değil YANILICI


- YARARLI ile/ve YARARCI


- YARATICI ile/ve/değil ÖZGÜN


- YARDIMCI ile/ne yazık ki !YARDAK/ÇI

( ... İLE Özellikle kötü işlerde birine yardım eden kişi. )


- YARGIÇ ile YARGICI

( Ulus adına, yargı yetkisini kullanarak yasaya aykırı davranışlarda ya da uyuşulmayan işlerde, yasayı yerine getirmekle, tüzeyi gerçekleştirmekle görevli kişi. İLE Bir anlaşmazlığı çözmek için iki tarafın başvurduğu kişi ya da kendine seçme yetkisi verilen bilirkişi, hakem. )


- YARICI ile YARICI

( Yarma işini yapan, parçalayan, bölen. İLE Ürünü, mal sahibi ile yarı yarıya bölüşerek çalışan işçi. )


- YAVER[Fars.] değil/yerine/= YARDIMCI

( Yardımcı. | Devlet ve hükümet başkanlarıyla komutanların yanında bulunan ve onların komutlarını yazmakla, gereğinde yerine ulaştırmakla görevli subay, emir subayı. )


- YAZAR ile YAZICI


- YAZILIM UZMANI ile/ve/<> YAZILIM GELİŞTİRİCİ ile/ve/<> YAZILIM KORSANI

( )

( Çoğu yazılım uzmanı ve geliştiriciler bile yazılım korsanlarının göz önünde bulundurdukları kadar yaratıcı değildir. İLE/VE/<> Çoğu yazılım uzmanı ve yazılım korsanı, geliştiricilerin eğitim ve deneyimlerine sahip değildir. İLE/VE/<> Tüm yazılım korsanları, aynı zamanda yazılım "uzmanı ve geliştiricisidir". )

( Many programmers, and even developers, are not creative enough to be considered hackers. VS./AND/<> Many programmers, and even hackers, are not educated or experienced enough to be considered developers. VS./AND/<> All hackers and developers are programmers. )

( The Difference Between a Programmer, a Hacker, and a Developer )

( PROGRAMMER vs./and/<> DEVELOPER vs./and/<> HACKER )


- YELKENCİ ile/ve/değil/||/<>/< DENİZCİ

( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Ya dalan, ya iyi ve uzun yüzebilen, ya kürek çeken ya da üçünü birden yapabilen. )


- YEMENİ/Cİ[Ar.] ile YEMENİ/Cİ[Ar.]

( Kalıpla basılıp elle boyanan, kadınların başlarına bağladıkları tülbent. | Yemeni yapan ya da satan kişi. İLE Bir tür hafif ve kaba ayakkabı. | Yemeni yapan ya da satan kişi. )


- YÖNETİCİ ile/ve/değil/yerine GİRİŞİMCİ


- YÖNETİCİ ile/ve/yerine/değil ÖNDER

( BUU/BUĞ: İnsan kümelerinin önderi/yöneticisi. [Birden fazla Buğ varsa içlerinden biri Baş Buğ olmuştur.] [Kişileri koruyup gözeten, birbirine sevgi ve saygıyla bağlayan Bağ, Buğ ve Ban olmuştur.] )

( Kişinin el parmakları, toplumsal örgütlenmeye köz/model olmuştur. Kişi öbekleri/grupları, 10'luk sisteme göre örgütlenmiştir. Buu, 10'luk düzenin önderi olmuştur. )

( İşi, doğru yapan. İLE/VE/YERİNE/DEĞİL Doğru işi yapan. )

( ZİMAMDAR ile/ve/yerine/değil PÎŞVÂ[Reis, başkan]/PÎŞDÂR )

( [not] MANAGER vs./and/but LEADER
LEADER instead of MANAGER )


- ZİLYET[Ar.] değil/yerine/= ELDECİ

( İyesi kendi olsun ya da olmasın, bir malı kullanmakta olan, elinde tutan kişi. )


- ZİYARET/Çİ değil/yerine/= GÖRMELİK/Çİ


- ZİYARETÇİ ile KONUK/MİSAFİR[< Ar. MÜSÂFİR(< SEFER):
Yolculuk ve yolculuk eden. | ZAYF[çoğ. ZÎFÂN, ZUYÛF]


- ZORLAYICI ve/<> EĞLENCELİ

( İş zorlayıcı, zorlayıcı olan ise eğlenceli olmalı/olabilmelidir. )


- [ne yazık ki]
BAĞIMLI ile/değil TUTKUN


- [ne yazık ki]
EDEPSİZ ile/değil/yerine/>< EDEPLİ

( Bildiği sözcükler kadar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Bilmediği sözcükler kadar. )


- [ne yazık ki]
!MÜPTELA[Ar. < BELÂ] değil/yerine/= BAĞIMLI | DÜŞKÜN, TUTULMUŞ


- [ne yazık ki]
TERBİYESİZ ile/değil/yerine DİK KAFALI


- 1 BAĞIMLI > 4 BAĞIMLI YAKINI

( Alkolik yakınları ve arkadaşlarının ortak sorunlarını çözebilmek için deneyimlerini ve umutlarını paylaştıkları bir topluluk. | http://www.al-anon-tr.org )


- ACUZE ile/değil/yerine YAŞLI

( Huysuz, yaşlı kadın. İLE/DEĞİL/YERİNE ...[Yaşının/bıkkınlığının getirdiği olumsuzlukları görmemezlikten gelerek!] )


- "AÇIK SÖZLÜ" ile/değil AHMAK


- "AÇIK SÖZLÜ" ile/değil PATAVATSIZ

( ... İLE/DEĞİL Sözlerinin nereye varacağını düşünmeden, saygısızca konuşan, davranışlarına dikkat etmeyen. )


- ADAM:
ER KİŞİ ile/ve/değil İNSANİYETLİ


- AHLÂKLI değil AHLÂK KİŞİSİ


- AHLÂKSIZ ile/değil KÖTÜ AHLÂKLI


- AHMAK KİŞİNİN ARADIĞI değil/yerine/>< AKILLI KİŞİNİN ARADIĞI

( Başkalarında. DEĞİL/YERİNE/>< Kendinde. )


- AHMAK ile ANDAVALLI

( Aklını gereği gibi kullanamayan, bön, budala, hamakat gösteren. İLE Ahmak, aptal, beceriksiz, şaşkın, bön, görgüsüz kişi. )


- AKILLI ÇALIŞKANLAR ile/ve AKILLI TEMBELLER ile/ve
AKILSIZ ÇALIŞKANLAR ile/ve AKILSIZ TEMBELLER

( Ödüllendirilmeli! İLE Teşvik edilmeli! İLE Ceza verilmeli! İLE Kovmalı! )

( Takdir etmeli! İLE Dikkat etmeli! İLE İkaz etmeli! İLE Terk etmeli! )

( [+ +] ile [+ -] ile
[- +] ile [- -] )


- AKIL/LI ile/ve ERDEM/Lİ

( Akıllı kişiler, sudan hoşlanır. Erdemli kişiler, dağlardan zevk alır.
Akıllılar kıpır kıpırdır, erdemliler dingindir.
Akıllılar neşelidir, erdemlilerse uzun ömürlüdür. )


- AKILLI ile/ve "GÖZÜNDEN AKILLI"

( Ancak görünene/gördüğüne yönelmiş (zavallı) zihinlerin/kişilerin, kavramsalların alanına girdiklerinde nasıl da insafsızca genellemeler yaptıklarına dikkat ediniz! )


- ALAYLI ile ALAYLI ile ALAYLI

( Erlikten yetişmiş, askerî okullarda okumadan başarı gösterip yükselen subay. | Gerekli okul eğitimini görmeden kendini yetiştirmiş olan kişi, [>< OKULLU/MEKTEPLİ] İLE Alay edici, küçümseyici, müstehzî. İLE Gösterişli, görkemli, debdebeli. )


- ALICI ile ALACAKLI


- ALIMLI ile ÇEKİCİ


- ÂLİCENAP[Ar.] ile ELİ AÇIK | ONURLU


- ANLAYIŞLI ile/ve/değil FEDÂKÂR


- ANLI ŞANLI


- ANNELERİN/BABALARIN EN BÜYÜK KORKUSU ile/ve/<> ENGELLİ ANNELERİNİN/BABALARININ EN BÜYÜK KORKUSU

( Çocuklarının ölmesi. İLE/VE/<> Çocuklarından önce ölmek. )


- APTAL "DOST" ile/değil/yerine AKILLI "DÜŞMAN"


- | APTAL/LIKTA ile/ve/<> SAF/LIKTA |
ile/değil/yerine/><
AKILLI/LIKTA

( Ne affeder/affedilir, ne de unutur/unutulur. İLE/VE/||/<> Affeder/affedilir ve unutur/unutulur.
İLE/DEĞİL/YERİNE/><
Affeder/affedilir ama unutmaz/unutulmaz. )


- ARDIÇ OTU ile AYRIK OTU ile BEŞPARMAK OTU ile BOĞAN OTU ile CANAVAR OTU ile ÇOREK OTU ile DALAK OTU ile DELİCE OTU(RYE GRASS) ile EĞRELTİ OTU[Lat. NEPHRODIUM FILIX MAS] ile ENGEREK OTU ile GEYİK OTU ile GÜZELAVRATOTU[Lat. ATROPA BELLADONNA] ile İDRİS OTU ile KANARYA OTU ile KELEBEK OTU ile KENE OTU/HİNT YAĞI AĞACI ile KÜSTÜM OTU ile MELEK OTU ile MERCAN OTU ile NEVRUZ OTU ile ÖKSE OTU ile PİSİPİSİ OTU ile TAŞKIRAN OTU ile YÜKSÜK OTU[Lat. DIGITALIS PURPUREA] ile ACI OT ile SÜTLÜ OT


- ARSIZ ile/değil/yerine/>< HAKLI ...

( Olan yerde/için. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< "Suçlu" "olur"/"görülür". )


- ASABİ[Ar.] değil/yerine/= SİNİRLİ

( Sinirli. | Sinirsel. | Sinirli bir biçimde. )


- ASABÎ değil/yerine/= SİNİRLİ


- ASTSUBAY ile BAŞGEDİKLİ

( ... İLE En yüksek rütbeli astsubay. )


- AŞK'IN:
BEDELİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KUDRETİ


- AŞNA FİŞNE/HAŞNE FİŞNE = GİZLİ DOST/LUK


- AZIKLI = AZIĞI OLAN | YOKSULLARI DOYURAN


- AZÎZ[Ar.] değil/yerine/= MUHTEREM, SAYIN, İZZETLİ, ONURLU, GÜÇLÜ | SEVGİLİ


- BÂDELİ ÂŞIK ile BÂDESİZ ÂŞIK


- BÂDELİ ŞAİR ile/ve BÂDESİZ ŞAİR


- BAĞLAÇ ile BAĞLAM ile BAĞLANTI/BAĞLANAK ile BAĞLAŞIK ile BAĞLAYICI ile BAĞLI

( Eş görevli sözcükleri ya da önermeleri birbirine bağlayan sözcük türü. İLE Deste. | Herhangi bir olguda olaylar, durumlar, ilişkiler örgüsü ya da bağlantısı. | Bir dil birimini çevreleyen, ondan önce ya da sonra gelen, çok sayıdaki durumda söz konusu birimi etkileyen, onun anlamını, değerini belirleyen birim ya da birimler bütünü. | Bent. İLE İki ya da daha çok şeyin birbiriyle bağlı bulunması, ilişki. | İki şey arasında ilişki sağlayan bağ. | Yapılacak işle ilgili sözlü ya da yazılı antlaşma. İLE Aralarında antlaşma ya da sözleşme sağlanmış olan kişi ya da topluluk, müttefik. | Sonuç, neden gibi birbiriyle sıkı sıkıya bağlı ve karşılıklı bağımlı olan nesne, terim. İLE Bağlama niteliği olan. | Bağlamaya ve birleştirmeye yarayan. | Uyulması zorunlu. | Kuruduğu zaman yüzeyde film oluşturan, pigment ve dolgu nesnelerini bir arada tutan, boyanın uçucu olmayan bölümü. İLE Bir bağ ile tutturulmuş olan. | Gerçekleşmesi bir şartı gerektiren, vabeste. | Sınırlanmış, sınırlı. | Kapatılmış olan, kapalı. | Bir kuruluşun yetkisi altında bulunan. | Birine, bir düşünceye, bir anıya saygı, aşk vb. duygularla bağlanan, sâdık, tutkun. | Halk inanışına göre, büyü etkisiyle eşeysel güçten yoksun edilmiş eril. )


- BAĞLI ile/değil BAĞIMLI


- BAĞLI/LIK ile/ve/<> SAYGILI/LIK


- BAHRİYELİ değil/yerine/= DENİZGÜÇLÜ


- BÂKÎ ile/ve/||/<> ASLÎ


- BARBAROS[İt.] ile KIRMIZI SAKALLI

( Kırmızı sakallı. )


- BAŞAK ile SAKSIGÜZELİ

( ... İLE Damkoruğugillerden, yaprakları etli, çiçekleri başak biçiminde bir süs bitkisi. )

( ... cum COTYLEDON UMBILICUS )


- BAŞARILI ile/değil/yerine DEĞERLİ

( Verdiğinden, fazlasını alır/almaya çalışır. İLE/DEĞİL/YERİNE Aldığından, fazlasını vermeye çalışır. )


- BATI/LI ile BATI/LI

( Coğrafya. İLE Uygarlık. )


- BEBEK ile/ve/<>/> ÇOCUK ile/ve/<>/> ERGEN ile/ve/<>/> GENÇ ile/ve/<>/> ORTA YAŞ ile/ve/<>/> YAŞLI

( [yaş arası] 0-1 İLE/VE/<>/> 1-12. İLE/VE/<>/> 12-18. İLE/VE/<>/> 18-65. İLE/VE/<>/> 66-79. İLE/VE/<>/> 79-99.[Dünya Sağlık Örgütü'nün kabulü olarak] )


- BEBEK/ÇOCUK GELİŞİMİNDE İLİŞKİLER:
İKİLİ ile/ve/||/<>/> ÜÇLÜ ile/ve/||/<>/> TOPLUMSAL


- BENZETME:
AYRINTILI ile KISALTILMIŞ ile PEKİŞTİRİLMİŞ ile GÜZEL(BELİĞ)

( )


- BERHUDAR[Fars. < BERHURDAR] değil/yerine/= MUTLU


- BEYAZ BASTON/LU ile/ve/||/<> KIRMIZI - BEYAZ BASTON/LU

( ... İLE Görme engelli bir kişi, kırmızı - beyaz renkli baston kullanıyorsa bu, aynı zamanda kişinin işitme sorunu olduğu anlamına gelmektedir. )

( )


- "BEYAZ YAKALI" ile/ve/||/<> "MAVİ YAKALI"


- BİLGE ve/||/<> ALÇAKGÖNÜLLÜ

( Herkesten farklı olduğumuzu kavrayabilecek kadar. VE/||/<> Kimseden daha iyi olmadığımızı sürekli anımsayabilecek kadar. )

( ÂRİF ve/||/<> MÜTEVÂZI )

( WISE and/||/<> MODESTY )


- BİLGİLİ ile/ve/<>/değil EDİB


- BİLGİN (OLMAK) ile/ve/değil/||/<>/> AKILLI (OLMAK)

( Başkalarının bilgisiyle (de) olabiliriz. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Ancak, kendi aklımızla olabiliriz. )


- BİLİNÇLİ ile/değil/yerine BİLİNÇLENMİŞ


- CAMGÜZELİ

( Evlerde süs olarak yetiştirilen, kırmızı çiçekler açan, bir tür kınaçiçeği. [Lat. IMPATIENS SULTANİ] )


- CANLI ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< BİLİNÇLİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< BİLİNCİNİN BİLİNCİNDE OLAN/OLABİLEN

( Uyurken. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< "Uyurgezer". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Uyanıkken. )

( Bitki. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Hayvan. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< İnsan. )


- CANLI ile/ve HAREKETLİ/HAREKET EDEBİLEN

( ALIVE vs./and ACTIVE )


- CESÂRET/CESUR ve/<> AZİM/Lİ


- CESUR/CESURCA değil/yerine/= YÜREKLİ/KORKUSUZ/GÖZÜPEK


- CÜZDAN(/LI) değil/yerine VİCDAN(/LI)


- ÇAYIRGÜZELİ

( Buğdaygillerden bir bitki türü. [Lat. EROGROSTIS MAJOR] )


- ÇELİŞKİLİ ile/ve/değil/<> ÖZENSİZ


- ÇİFT ile/ve/değil İKİLİ


- ÇİFTÇİ ile/ve/değil KÖYLÜ

( FELLAH[Ar.]: Çiftçi. | Mısır köylüsü. | Siyahi, arap. )

( ZÂRİ[çoğ. ZÜRRÂ'] ile/ve/değil ... )

( ... ile/ve/değil RUSTAYİ )

( TAOPOU: Köy güzeli. )


- ÇOK BİLGİLİ OLMAK ile/ve/||/<>/> ÇOK GÜZELLİK VE ACI GÖRMEK/YAŞAMAK


- ÇOK TERBİYESİZ ile ÇOK TERBİYELİ

( İkisi de çok tehlikelidir. )


- DAVACI ile/>< DAVALI

( PLAINTIFF vs./>< DEFENDANT )


- (")DELİ(") ile/değil/yerine/<>/>< (")AKILLI(")

( Sadece, aklı başında olanlar, deli olduklarını kabul ederler. )

( Dışından, kendi kendine konuşunca. İLE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< İçinden, kendi kendine konuşunca. )


- DELİ ile/değil/yerine "AKLI DALGALI"


- "DELİ" ile/değil DONANIMLI

( Sadece aklı başında olanlar, deli olduklarını kabul ederler. )


- DELİ ile SUÇLU


- "DENSİZ/LİK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< "HEVESLİ/LİK"


- DERDE DEVÂ ile/ve/değil DERDE TESELLİ


- DERİN/LİK ile/ve TUTARLI/LIK

( Derinlik, kişinin en kapsamlı gereksinimlerine olan duyarlılığında oluşturulan dengeden söz eder. Tutarlılıksa güvenilirliğe değinir. )

( DEEP/NESS vs./and CONSISTENCY )


- DERTLİ ile/ve/<> EDİP ile/ve/<> ÂŞIK ile/ve/<> ÂRİF

( [Derdini] Yalın anlatan. İLE/VE/<> Hoş anlatan. İLE/VE/<> Haliyle anlatan. İLE/VE/<> Gülümseyişiyle örterek anlatan. )


- DEVLETLÜ RE'FETLÜ ile RİF'ATLÜ ile SAÂDETLÜ

( Seraskerelere verilen unvan. İLE Askerlikte binbaşılarla, mülkiyede üçüncü rütbe sahiplerinin unvanı.[SÂLİSE] İLE Askerlikte albay/miralay ile korgeneral[birinci ferik], sivilde vezir ile mîrülümerâlık rütbeleri arasındaki kişilerin resmî unvanı. )


- DEVLETLÜ ile DEVLETLÜ İNÂYETLÜ ile DEVLETLÜ NECÂBETLÜ ile DEVLETLÜ RE'FETLÜ ile DEVLETLÜ SEMÂHATLİ ile DEVLETLÜ SİYÂDETLÜ ile DEVLETLÜ UTÛFETLÜ[< UTÛF: Şefkât göstermek.]

( Sultanlara hitapta kullanılan unvan. | Refâh, saâdet ve nîmet sahibi, vezir ve müşir gibi büyük rütbe sahiplerine verilen unvan. İLE Sarayın kızlarağasına verilen unvan. İLE Şehzâdeler hakkında kullanılan unvan. İLE Seraskerelere verilen unvan. İLE Şeyhülislâmlar hakkında kullanılan unvan. İLE Mekke şerîfine, Hz. Muhammed'e intisâb şerefinde bulunan kişilere hitapta kullanılan unvan. İLE Vezirlere, müşirlere, sultan damatlarına verilen unvan. )


- DEVLETLÜ ile/ve ŞEVKETLÜ ile/ve ASÂLETLÜ ile/ve İSMETLÜ

( Sultanlara hitapta kullanılan unvan. | Refâh, saâdet ve nîmet sahibi, vezir ve müşir gibi büyük rütbe sahiplerine verilen unvan. İLE/VE Azamet ve heybet sahibi sultanlar için kullanılırdı. İLE/VE Yabancı elçilere verilen unvan. İLE/VE Derece bakımından yüksek kimselere, sultan ve şehzâdelerin hanımlarıyla kızlarına verilen bir unvan. )


- DİKKAT ÇEKİCİ ile/ve/değil ALIMLI

( AR'AR: Güzeldeki boy-pos. )


- DOĞRUDAN SEN ile/ve/<> DOLAYLI SEN

( Kendin. İLE/VE/<> Çocuğun. )


- DOKUNULMAZ/LIK ile/değil/yerine AYRICALIK/LI


- DONANIMLI (OLMAK) ile HAZIRLIKLI (OLMAK)

( İlerleme ancak hazırlık(sadhana) aşamasında olur. )


- DÜŞÜNCEDEN DAHA ZARARLI OLAN:
"USTA SALDIRICI" ile/ve/değil/||/<> ACEMİ SAVUNUCU


- DÜŞÜNEN ile/ve/<> DÜŞÜNCELİ


- DÜZENLİ ile/ve DİSİPLİNLİ

( SYSTEMATIC vs./and DISCIPLINED )


- EĞİLİMLİ ile/değil EĞİMLİ


- EMEKÇİ ile/ve/||/<>/> EMEKLİ


- EN ANLAMLI YEMİN ile EN BÜYÜK İNTİKAM ile EN ADİ SÖZ ile EN GÜZEL YANIT

( Söz vermek. İLE Affetmek. İLE "Seni hiç sevmemiştim." İLE Gülüp geçmek. )


- EN CESUR ve/||/<> EN GÜÇLÜ ve/||/<> EN MUTLU

( İlk özür dileyen. VE/||/<> İlk affeden. VE/||/<> İlk unutan. )


- ETKİLEYİCİ ile "DOKUNAKLI"


- ETKİN ile/ve/<> ETKİLİ


- "EZİK" ile/değil ALÇAKGÖNÜLLÜ


- FEHÂMETLÜ DEVLETLÜ ile ÜBBEHETLÜ DEVLETLÜ

( Sadrazamlara, Mısır hidivi ve yabancı prenslere, eyalet beylerine hitapta kullanılan unvan. İLE Sadrazamlık etmişlere hitapta kullanılan unvan. )


- FERİŞTAH[Fars. < FİRİŞTE] değil/yerine/= UZMAN / EN YETKİLİ


- GEÇİCİ/LİK ile/ve/<> GEÇİŞLİ/LİK


- GELENEK:
DÜZ değil KIRILMALI


- "GENÇ" / "YAŞLI" diye bir şey yok!


- GENÇLİK ile/<>/>< YETİŞKİNLİK ile/<>/>< YAŞLILIK

( [ne yazık ki] Zaman ve enerji vardır fakat cepte (pek/yeterince) para yoktur/olmaz. İLE/<>/>< Para ve enerji vardır fakat (pek/yeterince) zaman yoktur/olmaz. İLE/<>/>< Zaman ve para vardır fakat (yeterince) enerji yoktur/olmaz. )

( image )

( Genç/lik, bilse; yaşlı/lık, yapabilse...
Si jeunesse savait, si vieillesse pouvait. )


- GERİ ZEKÂLI değil/yerine ZEKÂ GERİLİĞİ

( Hakaret. DEĞİL/YERİNE Durum. )


- GERİZEKÂLI değil/yerine/>< GEZİ ZEKÂLI


- GİRİŞİMCİ ile/ve/değil/||/< "SUÇLU"


- GİZLİ EVSİZLER ile GEÇİCİ EVSİZLER ile SÜREKLİ EVSİZLER

( Evsiz kalabilme olasılığı yüksek olan ve zaman zaman evsiz kalan kişiler.[Yoksulluk sınırının altında yaşarlar ve sürekli olarak evsiz kalma olasılığıyla karşı karşıyadır.] İLE Evsizlik süresi çok uzun olmayan evsiz kişiler. [Kendilerini, evsizlerden farklı olarak toplumun bir parçası olarak tanımlar. Kaygı, depresyon belirtileri, alkol ve madde kullanımı görülebilir. Evlerini, işlerini ve toplumsal konumlarını tekrar kazanmak için çaba gösterir.] İLE Uzun süre boyunca evsiz olan kişiler. [Sokak ve parklarda yaşamayı, olağan olarak görür ve açıkça evsiz olarak tanımlanır. Öteki kişilerle iletişimlerinde çok kuşkucudur.] )


- GÖNÜLLÜ ile/ve/||/<> GÖNÜLVEREN


- GÖNÜLLÜ ile/ve/değil/<> KATILIMCI


- GÖREVLİ ile MANDARİN[Portekizce < Sans.]

( ... İLE Avrupa'lıların, Çin devlet görevlilerine verdikleri ad. )


- GÖRÜNTÜNÜN/MANZARANIN:
EN ÇİRKİNİ/KORKUNCU ile/değil/yerine/>< EN GÜZELİ

( Somurtan bir "yüz". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Gülen bir yüz. :) )

( Gülen İnsan Yüzünün Görsel FaRkLaR'ı için burayı tıklayınız... )

( Kara delik. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Güneş. )

(

ile/değil/yerine/><

)


- GURUR(LU OLMAK)/MAĞRUR ile/değil/yerine VAKUR (OLMAK)


- "GÜÇLÜ OLAN" ile/değil/yerine (")HAKLI(") OLAN

( Güçlü olan, haklı değildir! Haklı olan ise güçlü olandır! )


- GÜÇLÜ ve/||/<>/> DAHA GÜÇLÜ

( Zayıf yanını, herkesten daha iyi bilen. VE/||/<>/> Zayıf yanına hükmedebilen. )


- GÜÇLÜ ile/ve/değil/||/<>/> ETKİLİ


- GÜÇLÜ ile/ve/değil/||/<>/< UYUMLANAN


- GÜÇLÜ(") ile/ve/||/<> (")ZENGİN(") ile/ve/||/<> (")AKILLI(")

( Hırslarını yenen. İLE/VE/||/<> Durumundan memnun olan. İLE/VE/||/<> Herşeyden ve herkesten öğrenen. )


- GÜVENLİ ile/ve TEKİN

( ... İLE/VE Boş, içinde kimse bulunmayan. | Güvenilir (kişi, yer). | İçinde doğaüstü "varolanlar" bulunmadığına inanılan (yer). | Eski Türklerde bir babanın taşınmaz mallarının mirasçısı olan en küçük oğlu. )


- GÜZEL GENÇ ve/||/<> GÜZEL YAŞLI

( Doğanın yapıtıdır. VE/||/<> Sanatın yapıtıdır. )


- GÜZEL ile/ve/değil/||/<>/< FARKLI


- GÜZEL ile/ve/değil "HAVALI"


- GÜZEL ile/ve/değil/||/<> IŞILTILI


- GÜZELDE/GÜZELLİKTE ARANANLAR:
BAKIŞIM/LI(SİMETRİ/K) ve ORANTI/LI(EURYTMIE) ve UYUM/LU(HARMONİ/K)

( DÜZGÜN ve DÜZENLİ ve DİZGELİ ve AÇIK/LIK/PARLAK/LIK(CLARITAS/MUŞÂ'ŞÂA) )


- GÜZEL/LİK ile BAKIMLI/LIK

( BEAUTINESS vs. WELL CARED )


- GÜZEL/LİK ile İDDİALI GÜZEL/LİK


- HABERDAR değil/yerine/= ÇAVLI


- "HAKLI" OLAN ile/değil/yerine AKLI OLAN


- "HAKLI OLAN" ile/ve/değil/yerine/||/<> HAKÇA OLAN


- HALÂVET[Ar.] ile TATLILIK, ŞİRİNLİK | ZEVK

( TATLILIK, ŞİRİNLİK | ZEVK )


- HAMİDİ VELİ

( SOMUNCU BABA )


- HAMİLE[Ar.] değil/yerine/= GEBE/YÜKLÜ


- HASSAS değil/yerine/= DUYARLI


- HASSAS değil/yerine/= DUYARLI


- HASSAS[Ar.]/SANTİMANTAL[Fr.] değil/yerine/= DUYARLI


- "HASTA" ile/ve/değil/<> FARKLI


- (")HASTA(") ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SIKINTILI


- "HAVALI" ile "ALIMLI"


- HEVESLİ ile/ve HAZIR


- HIZLI DÜŞÜNMEK ile/ve/değil HAYAL (ETMEK)


- HIZLI ile/ve/değil/yerine HAREKETLİ

( [not] FAST vs./and/but ACTIVE
ACTIVE instead of FAST )


- HİPERAKTİF ile/değil HAREKETLİ

( Öğrenme becerisi gösteremeyenler için geçerlidir. İLE ... )

( Nohut, boncuk vb. gibi şeyleri, önündeki ağzı dar şişeye 1-2-3 dk. boyunca doldurabiliyorsa ve dikkatini belirli sürelerde bir şeyler üzerinde tutabiliyorsa hiperaktif değildir! )


- HİZMETÇİ ile/değil/yerine HİZMETLİ


- HİZMETLİ ile MÜTEFERRİKA

( ... İLE Küçük giderler için ayrılan para. | Güvenlik örgütünde, kuşkulu kişilerin ilgili yerlere gönderilmek üzere geçici olarak barındırıldıkları bölüm. | Sultan, vezir ve daha başka devlet büyüklerinin yanında, türlü hizmetlerde bulunan. )


- HÜKÜMLÜ ile YÜKÜMLÜ


- ILIMLI ile/ve DENGELİ


- [ne yazık ki]
İÇTEN PAZARLIKLI ile ÇIKARCI


- İÇTEN PAZARLIKLI ile İKİYÜZLÜ


- İDDİALI ile/ve YETKİN


- İHTİYÂR ile/ve DENGELİ(İTİDALİ/İTİDALLİ) İHTİYÂR


- İHTİYÂR ile/değil/yerine/=/<>/> YAŞLI


- İHTİYATLI/İHTİYATKÂR değil/yerine/= SAKINGAN


- İHTİYAT/LI[Ar.] değil/yerine/= SAKINMA/SAKINGAN

( Herhangi bir korku ya da düşünce ile bir şeyi yapmaktan uzak uzak durmak, içtinap etmek. | Olabileceği düşünülen kötülüklere karşı önlemler almak. | Korumak, esirgemek, gözetmek. )


- [ne yazık ki]
İKİ "ÇETE":
"HIRSLI" ile/ve/||/<> HIRSIZ


- "İNANIR" ile/ve/<> ÖFKELİ "İNANIR"


- İNSAF/LI değil/yerine/= DUYUŞ/LU


- İNSAN/KİŞİ:
OLGUN ile/ve/değil/<> ONURLU


- İPOTEKLİ ve/<> ÇOCUK


- İŞKOLİK ile/değil/yerine VERİMLİ ÇALIŞAN

( )


- İTİBÂR/LI değil/yerine/= SAYGIN/LIK


- İYİ NİYETLİ ile/ve/< YUFKAYÜREKLİ/RAKÎK[Ar. < RİKKAT]


- İYİ NİYETLİ/LİK ile ENAYİ/LİK


- KAÇAK ile GİZLİ ile YERALTI

( ILLEGAL vs. SECRET/HIDDEN )


- KADROLU ile SÖZLEŞMELİ


- KALİFİYE/VASIFLI değil/yerine/= NİTELİKLİ


- KANDİLLİ ile KANDİLLİ

( Kandili olan. İLE Çok sarhoş. )


- !KARAÇALI = ÇALIDİKENİ

( Hünnapgillerden, kurak yerlerde yetişen, çiçekleri altın sarısı renginde, dikenli bir bitki. | İki kişinin arasına girerek ilişkileri bozan kişi. )

( PALIURUS SPINOSA )


- KARARLI/LIK ve/||/<>/< DAYANIKLI/LIK


- KARARLI/LIK ve/||/<> TUTARLI/LIK


- KARNI AÇ (OLAN) ile AÇGÖZLÜ

( Doyar. İLE Doymaz! )


- KARŞILIKLI ile YANSIMALI

( MUTUAL )


- KARTAL ve/||/<> KÖPEK ve/||/<> AKILLI GELİN

( Sinek avlamaz. VE/||/<> Kuşa hırlamaz. VE/||/<> Kaynanaya hırlamaz. )


- KAVUKLU ile PİŞEKÂR[Fars.]

( ... İLE Ortaoyununda, kavuklu ile konuşarak oyunu açan kişi. )


- KAYYUM/KAYYIM ile MÜTEVELLİ

( Belirli bir malın yönetilmesi ya da belirli bir işin yapılması için görevlendirilen kişi. İLE Bir vakfın yönetimi, kendine verilmiş kişi. )


- KENDİNİ HAKLI ÇIKARAN >< DÜRÜST

( Kendini haklı çıkaran, dürüst değildir. )


- KEPÇE KUYRUK ile "ASALAK"/"PARAZİT"/ABACI/EKTİ/OTLAKÇI/TUFEYLİ

( Başkalarının sırtından geçinen kişi. İLE Başkalarının sırtından geçinen kişi. )


- KERLİ-FERLİ ("KELLİ FELLİ" DEĞİL!)

( KERR Ü FER: BİR İLERİ-BİR GERİ [GİDEREK YÜRÜYEN] )


- "KIRILMAMA NOKTASINDAKİ" KİŞİ İÇİN SÖYLENİLECEK OLAN:
[ya] "KALPSİZ" ile/ya da "GÜÇLÜ"


- KIRLI ile ...

( Ege bölgesinde özellikle hasat mevsiminde Orta Anadolu'dan gelen mevsimlik işçilere verilen ad. )


- KISA SÜRELİ ile/ve/<> GEÇİCİ


- "KİBİRLİ" ile "KASINTI"


- KİŞİ:
"SERT" ile/ve/||/<>/> SICAKKANLI ile/ve/||/<>/> KARARLI

( Uzaktan bakıldığında. İLE/VE/||/<>/> Yaklaşıldığında. İLE/VE/||/<>/> Konuşmaya başladığında. )


- KİŞİLER:
(")AKILLI(") ile/ve/||/<> (")DUYARLI(") ile/ve/||/<> (")ETKİLİ(")

( Duygusuz. İLE/VE/||/<> Etkisiz. İLE/VE/||/<> Akılsız. )


- KİŞİYİ/İNSANI:
DOĞRUDAN ANLAMAK ile/ve/değil/yerine DOLAYLI OLARAK ANLAMAK

( Kişi/ler, dolaylı olarak, ancak, bir şeyler üzerinden anlaşılabilir. Doğrudan anlamak olanaklı değildir. Ve de kişi, ancak, kendinden bahsettiği oranda anlaşılabilir, bilinebilir/tanınabilir. )


- KİTAB-I:
TENZÎLÎ ile/ve/||/<> TEKVÎNÎ ile/ve/||/<> TELÎFÎ/TAHRÎRÎ


- KODAMAN ile KERLİ FERLİ["KELLİ FELLİ" değil!]

( İleri gelen, para ya makam sahibi kişi. İLE Giyimi düzgün, olgun ve gösterişli kişi. )


- "KOMİK" ile/ve/değil/<> ZAVALLI


- | KORKU ile/ve/||/<> KIZMA/ÖFKE ile/ve/||/<> ÜZÜNTÜ/ÜZÜLME ile/ve/||/<> UTANMA/UTANÇ[>< AÇGÖZLÜLÜK] ile/ve/||/<> İĞRENME/TİKSİNTİ | ile/ve/||/<> SEVİNÇ(NEŞE)/COŞKU ile/ve/||/<> ŞAŞIRMA/ŞAŞKINLIK/HAYRET

( )

( Farklı coğrafyalarda yaşayıp farklı dilleri konuşsa da, yeryüzünde yaşayan tüm bireyler, şu 6 ya da 7 duygu-durum için aynı yüz ifadesi ve mimikleri kullanıyor. )

( )


- KÖLE ile/değil/yerine GÖNÜLLÜ "KÖLE"


- KÖŞKLÜ ile/ve "İKİ KEÇELİ"

( Osmanlı'da yangın habercileri. )

( ... İLE/VE Üst kıdemli. )


- KÖTÜMSER ile/değil SORUNLU


- KÖYDEŞ ile/ve/=/||/<> KÖYLÜ

( Aynı köyde oturan kişilerin birbirine göre her biri. )


- KÖYLÜ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KÖY KÖKENLİ


- KÖYLÜ ile/ve KULAK

( ... İLE/VE Varlıklı Rus köylüsü. )


- KÖYLÜ ile MUJİK

( ... İLE Rus köylüsü. )


- KÖYLÜ ile TAŞRALI


- KURTLU ile "KURTLU"

( İçinde kurt bulunan, kurtlanmış. İLE Yerinde rahat duramayan, sürekli kıpırdanan kişi. )


- KURUMSALLAŞMA YÖNETİMİNDE/ÖNDERLİĞİNDE, ÖNDER VE ÇALIŞANLAR:
BAŞLANGIÇTA ve/||/<>/> GEÇİŞTE ve/||/<>/> DENEYİMLİ ve/||/<>/> YETİŞMİŞ

( )


- MAĞRUR[Ar.] değil/yerine/= GURURLU


- MAHİR[Ar.] değil/yerine/= USTA/BECERİKLİ

( MÂHİRÂNE[Ar., Fars.]: Becerikli bir biçimde, becerikli olarak, ustaca. )


- MAKYAJLI ile/yerine MAKYAJSIZ


- MANTIKLI ile MANTIKSAL

( Mantığa uygun, usa/akla uygun. | Mantığa uygun davranan. İLE Mantıkla ilgili olan. )


- "MAYMUN İŞTAHLI" ile "GEL-GİT GÖNÜLLÜ"


- MEBÛS[Ar.] değil/yerine/= SAYLAV/MİLLETVEKİLİ


- MEDYUN[Ar. < DEYN] değil/yerine/= BORÇLU/VERECEKLİ


- MEHDÎ[Ar. < HEDY] değil/yerine/= DOĞRU YOLU TUTAN, HİDÂYETE EREN/ERDİREN


- MEKÎN[< MEKÂN] değil/yerine/= OTURAN, YERLEŞEN | VAKARLI, TEMKİNLİ | SAĞLAM OTURAKLI KARARGÂH


- MEKRÜMETLÜ/MEKREMETLÜ ile FAZÎLETLÜ ile SEMÂHATLÜ ile FÜTÜVVETLÜ ile MEVEDDETLÜ ile ZEHÂDETLÜ

( İlmiyede sadreyn pâyesinin resmi unvanı. İLE İlmiye sınıfına ait olanlardan, İstanbul ve Harameyn unvanını alanlara hitapta kullanılan unvan. İLE Din âlimleri arasında kazaskerlik pâyesinde bulunanlara özel resmî takma ad. İLE Askerlikte mülâzım[teğmenler] ile kol ağası ve yüzbaşılara mülkiyede, rabia ve hâmise rütbeleri taşıyan kimselere verilen unvan. İLE Rütbesi olmayan kadılara verilen unvan. İLE Şeyhlere ve din adamlarına hitâben kullanılan unvan. )


- MERAKLI ile/ve/değil/yerine İLGİLİ


- MERAKLI ile KIRKMERAK

( ... İLE Çok meraklı, her şeyi anlamak isteyen. )


- MERAKLI/LIK ile/ve/değil/yerine HEVESLİ/LİK


- MESRÛR[< SÜRÛR] ile NEŞELİ

( SEVİNMİŞ, NEŞELİ, MEMNUN, ARZUSUNA KAVUŞMUŞ )


- MESUT/MESUD[Ar.] değil/yerine/= MUTLU


- METFUN[Ar.] değil/yerine/= GÖMÜLÜ

( Gömülmüş olan. )


- MEYYÂL[Ar. < MEYL] ile EĞİLİMLİ/EĞİMLİ

( EĞİLEN | ÇOK İSTEKLİ, DÜŞKÜN )


- MİMAR İÇİN FELSEFENİN SAĞLADIĞI:
İLKELİLİK ile/ve/||/<> ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK/TEVÂZU

( Felsefe, mimarı, ilke sahibi ve alçakgönüllükle açgözlü olmadan, dürüst, nazik ve âdil kılar.[VITRUVIUS] )


- MUALLÂ[Ar. < ULÜVV] değil/yerine/= YÜCE, YÜKSEK | MAKAMI, RÜTBESİ YÜKSEK | BİR YAZI BİÇİMİ


- MUKÂVİM[Ar.] değil/yerine/= DİRENÇLİ

( Dayanıklı, güçlü, dirençli. | Karşı koyan, başkaldıran. )


- MUKTEDİR[Ar. < KUDRET] değil/yerine/= ERKLİ

( Bir şey yapmaya gücü yeten, becerebilen. )


- MUKTESİT[Ar.] değil/yerine/= TUTUMLU


- MUTEDİL[Ar.] değil/yerine/= DENGELİ | ILIMAN


- MUTENA[Ar.]/GÜZİDE[Fars.]/ELİT[Fr.] değil/yerine/= ÖZENİLMİŞ | SEÇİLMİŞ, SEÇKİN, BEĞENİLMİŞ, ÖNEMLİ


- MUTLU ile/ve/<> MEMNUN

( Başarının sırrı nedir bilmiyorum fakat başarısızlığın sırrı herkesi memnun etmeye çalışmaktır. )

( HAPPY vs. PLEASED/GLAD )


- MUTTALİ'[< TULÛ] değil/yerine/= ÖĞRENMİŞ, HABER ALMIŞ, BİLGİLİ, HABERDAR


- MUVAZZAF[Ar.] değil/yerine/= GÖREVLİ

( Bir görev ve hizmetle yükümlü olan kişi. | Silahlı Kuvvetler'de çalışan, meslekten subay ve astsubaylarla, askerlik hizmetini yapan erler. )


- MÜDÂVİM[Ar.] değil/yerine/= GEDİKLİ


- MÜEDDEP[Ar.] değil/yerine/= USLU, TERBİYELİ


- MÜFİT[Ar.] değil/yerine/= YARARLI | ANLATAN


- MÜLÂYİM[Ar.] değil/yerine/= UYGUN | YUMUŞAK HUYLU


- MÜLTECİ ile ŞARTLI MÜLTECİ

( YUKK61 ile YUKK62 )


- MÜLTEFİT[Ar.] değil/yerine/= GÜLERYÜZLÜ


- MÜREFFEH değil/yerine/= GÖNENÇLİ


- MÜSTAHDEM/HADEME[Ar.] değil/yerine/= HİZMETLİ


- MÜSTAİT[Ar.] değil/yerine/= DOĞUŞTAN YETENEKLİ


- MÜŞEKKEL[Ar.] değil/yerine/= BİÇİM VERİLMİŞ | İRİ, GÖSTERİŞLİ


- MÜŞTEHİ[Ar.] değil/yerine/= İSTEKLİ

( Bir şey için çok istek gösteren, istekli. | İştahlı. )


- MÜŞTERÎ[Ar. < ŞİRÂ] değil/yerine/= ALICI/İLGİLİ

( Satın alan/alıcı, iştirâ eden. | Alışverişte bulunan. | İstekli. | Hem satın alan, hem satan. )


- MÜTECESSİS[Ar.] değil/yerine/= MERAKLI


- MÜTEESSİR[< ESR < ESÂRET] değil/yerine/= HÜZÜNLÜ, KEDERLİ, ÜZÜNTÜLÜ | BİRİNİN ACISIYLA ACILANAN | DUYGULANMIŞ


- MÜTEHÂLLÎ[< HALY] ile MÜTEHÂLLÎ

( Süslenmiş, donanmış, tahallî etmiş. İLE Boşalan, boş kalan, tahallî eden. )


- MÜTEHAMMİL[Ar.] değil/yerine/= DAYANIKLI, GÖTÜRÜMLÜ


- MÜTEKAİT[Ar.]/ÇERAĞ[Fars.] değil/yerine/= EMEKLİ


- MÜTEREDDİT[Ar.] değil/yerine/= İKİRCİKLİ


- MÜTEVÂZI değil/yerine/= ALÇAKGÖNÜLLÜ/GÖNLÜ YERDE/KOTKU


- NAMDAR[Fars.] değil/yerine/= ÜNLÜ


- NANKÖR[Fars.] ile/değil/yerine/>< VEFÂLI

( Tek bir yanlışınızı/eksiğinizi/zararınızı görse, tüm iyiliklerinizi/artılarınızı/yararlarınızı unutur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çok fazla yanlışınızı/eksiğinizi/zararınızı görse bile iyiliklerinizi/artılarınızı/yararlarınızı unutmaz. )


- NÂZİK[Ar.] değil/yerine/= İNCELİKLİ


- NEFSÂNÎ ile/ve/||/<>/< ŞEHVÂNÎ/ŞEHVETLİ


- NÜFUZLU değil/yerine/= SÖZÜGEÇER


- OBSESİF değil/yerine/= TAKINTILI


- OLUMSUZ ile/ve/değil/yerine/>< OLUMLU

( !Üretici/yaratıcı. [!:değil] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< Üretici/yaratıcı. )

( [not] NEGATIVE vs./and/but/>< POSITIVE
POSITIVE instead of NEGATIVE )


- OMURGALI ile/ve BİR DURUŞU OLAN/OLABİLEN


- OTODİDAKT/İZM[Fr./İng.] değil/yerine/= ÖZÖĞRENEN / ÖZÖĞRENİM/Lİ


- OYUNCU:
İSTEKLİ ile YETENEKLİ ile HEM İSTEKLİ, HEM DE YETENEKLİ


- ÖKE/DEHÂ:
DOLU ile KEŞF

( Hazır. İLE Çabayla. )


- KİŞİ:
ÖLÜ ve ÖLÜMLÜ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DOLU ve OLUMLU


- ÖLÜ ile/ve/değil/||/<>/< ÖLÜMLÜ


- ÖNCELİK/Lİ ile/ve/değil/yerine AYRICALIK/LI

( [not] PRIORITY vs./and/but PRIVILEGED
PRIVILEGED instead of PRIORITY )


- ÖZEL/LİKLİ ile/ve AYRICALIKLI


- ÖZENTİ ile/değil/yerine ÖZENLİ

( Olma! İLE/DEĞİL/YERİNE Ol! )


- ÖZGÜN ile/ve/<>/|| FARKLI


- ÖZGÜR ile/ve/değil ÖZGÜVENLİ


- [ne yazık ki]
"ÖZGÜVENLİ" CAHİL ile/ve/||/<> GÖRGÜSÜZ VARSIL ile/ve/||/<> SIMARTILMIŞ APTAL ile/ve/||/<> ÇOCUK DAVRANIŞLI "YETİŞKİN"


- ÖZÜRLÜ değil/yerine/= ENGELLİ


- PARALI ile ZENGİN


- PÂYİDAR/PÂY-DÂR[Fars.] değil/yerine/= KALIMLI/YERLEŞMİŞ


- PİŞMAN/LIK değil/yerine/>< DAYANÇ/LI / SABIR/LI

( Uzun süreli. DEĞİL/YERİNE/>< Kısa süreli.
[Kısa süreli dayanç, uzun süreli pişmanlıktan korur.] )


- PİVOT[İng.] değil/yerine/= BEŞ NUMARALI OYUNCU [basketbol]


- PRENSİPLİ değil/yerine İLKELİ


- RENKLİ GÖZ/LÜ ile GÜZELLİK


- RİÂYETLÜ ile RÜTBETLÜ

( Saygılı anlamına bir Müslüman'ın bir Hristiyan'a yazdığı mektupta kullanılırdı. İLE Hristiyanlara, ruhani önderlere ve patriklere verilen unvan. )


- RİYÂKÂR değil/yerine/= İKİYÜZLÜ


- RİYA(KÂR) değil/yerine/= İKİYÜZLÜLÜK/(İKİYÜZLÜ)


- RUSTAİ[Fars.] değil/yerine/= KÖYLÜ


- SAÂDET[Ar.] ile SÜREKLİ MUTLULUK

( SÜREKLİ MUTLULUK )


- SALAK/LIK ile/ve ZAVALLI/LIK

( Kısa sürelidir. İLE/VE Uzun sürelidir. )

( Sonuçtadır. İLE/VE Hem süreçte, hem de sonuçtadır. )

( Hepimiz arada bir salak durumuna düşebiliriz fakat salaklıklarımızda ısrarcı olmak zavallılığa düşürür. )


- SATRANÇ ile ÂRİFLERİN SATRANCI/YILANLI DAMA

(

)

( ... İLE Mat yoktur. )

( )


- SAYGILI ile SAYGIN

( Kişinin, başkalarına gösterdiği tutum dolayısıyla. İLE Başkalarının, kişiye gösterdiği tutum dolayısıyla. )


- "SELVİ BOYLU" değil SERVİ BOYLU


- SEMPATİK/SYMPATHETIC[İng.] değil/yerine/= SEMPATİK (SİNİR BİLİMİ) | SEVİMLİ, CANA YAKIN


- SEMPATİK ile/değil/yerine/<> YAKIŞIKLI/GÜZEL

( LIKABLE vs./and/<> HANDSOME/BEAUTIFUL )


- SENDEN FARKLI DÜŞÜNEN(E TAHAMMÜL) ile SENDEN FARKLI İNANAN(A TAHAMMÜL)


- MİKROPLU/SEPTİK[İng. < SEPTIC] ile/değil KUŞKUCU/SKEPTİK[İng. < SCEPTIC]


- SESSİZ ADÂLET ile/ve SESLİ ADÂLET

( Para. İLE/VE Yöneticiler. )

( QUIET JUSTICE vs./and VOICED JUSTICE
Money. WITH/AND Directors. )


- SEVGİLİ ile/ve ÂŞIK

( Sultan. İLE/VE Kul. )

( Âşıksan, o da sana âşık olur. [Âşık-mâşuk ayrımı/farkı da kalmaz.] )

( Sevgili ile başbaşa olana, ağyâr gerekmez. )

( Birbirinin güneşinde ısınırlar. İLE/VE Yanarlar. )

( DAVUD: Sevgili. )


- SEVGİLİ ve/değil GÖLGE


- SEVGİLİ ile METRES


- SEVİMLİ ile/ve GÖSTERİŞLİ

( Ördek. İLE/VE Kuğu. )


- "SIKINTILI" ile/değil SIKINTIDA


- SIKINTILI ile ÜZGÜN


- SİNİR/Lİ ile/ve/değil TELAŞ/LI


- SİNSİ ile İÇTEN PAZARLIKLI


- SİNSİ/LİK ile/ve/||/<>/> SİNİRLİ/LİK


- "SOĞUK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< MESAFELİ


- SORUMLU/LUK ile/ve SUÇLU/LUK

( Sorumlu olmak, suçlulukla bağdaştırılmamalıdır. )

( RESPONSIBILITY vs./and TO INTERROGATE )


- SORUNLU ile/değil/yerine/>< SORUMLU


- "SORUN/SIKINTI":
"FARKLI OLMAK/TA" ile/ve/||/<>/ne yazık ki FARKINDA OLMAMAK/TA

( )


- SOYLU" ve/||/=/<> İNSAFA GELEN

( En "soylu" kişi/ler, insafa gelen(ler)dir. )


- SÖZ/LÜ ile NİŞAN/LI

( YAVUKLU: Sözlü, nişanlı. | Sevgili. )

( NAMZET[Fars.]: Aday. | Sözlü, yavuklu. )


- ...'NIN:
"SUÇLUSU" ile/ve/değil/yerine/<>/< SORUMLUSU


- SÜSLÜ ile KIRNAK

( ... İLE Çalımlı, süslü kişi. | Güzel, titiz. | Cilveli, oynak. | Boylu boslu. | Çevik. | Cariye. )


- SÜSLÜ ile KOKET[Fr. < COQUETTE]

( ... İLE Güzel görünmeye çalışan, süse düşkün, kırıtan kadın. )


- ŞÂD[Fars.] değil/yerine/= NEŞELİ, SEVİNÇLİ


- ŞAHANE değil/yerine/= ÇOK GÜZEL, EŞSİZ, GÖRKEMLİ


- ŞAİR ve/||/<> SARAYBOSNA'LI ŞAİR

( )


- ŞAN/LI-ŞEREF/Lİ


- ŞARKÎ/ŞARKLI değil/yerine/= DOĞULU


- ŞEFKÂT ile/ve/<> KARŞILIKLI (KOŞULSUZ) SEVGİ

( Verili. İLE/VE/<> Kendi oluşturacağımız. )

( Birinci/l Sevgi. İLE/VE/<> İkinci/l Sevgi. )

( Anne sevgisi. İLE/VE/<> Senin/sizin sevgin/iz [çevrendekilerle]. )

( FEYZ-İ AKDES ile/ve/<> FEYZ-İ MUKADDES )


- ŞEFKÂTLÜ ile ...

( Babalar hakkında kullanılan unvan. )


- ŞİRİN değil/yerine/= SEVİMLİ


- ŞİRİN/LİK / SEVİMLİ/LİK ile/ve/değil/||/<>/< SAF/LIK


- ŞİRİN/LİK / SEVİMLİ/LİK ile/ve/değil/||/<>/< ŞAPŞAL/LIK


- ŞİŞMAN ile/ve/değil/yerine YAPILI


- ŞÜPHELİ ile SANIK


- TEFE ile TEFELİ ile TEFECİ

( Dokuma tezgâhında tarağı tutan ahşap ya da metal parça. İLE Sık dokunmuş bez. İLE El altından yüksek faizle ödünç para veren kişi, faizci, murabahacı. )


- TEHDİTKÂR[Ar.] değil/yerine/= KORKUTULU/GÖZDAĞILI


- TEHLİKELİ:
AÇLIK ve TEHDİTTE ile/ve/<>/>< TOKLUK ve GÜÇLÜLÜKTE

( (")Hayvanlar("). İLE/VE/<>/>< [bazı/"bilinçsiz"] "Kişiler". )


- TEHLİKE/Lİ ile/ve RİSK/Lİ

( Tehlike, insana zarar verebilecek bir olgu gibi yorumlansa da, doğru davranış biçimleriyle aynı tehlike, ilerleme ve iç gelişme de sağlayabilir. )

( Tehlike, ruhu güçlendiririr ve içsel barışın, başarının en önemli kuralı olduğunu kavramamızı sağlar. )

( DANGER/OUS vs./and RISK/Y )


- TEMBEL ile/değil/yerine/>< DERTLİ

( Uyanık iken uyuyan. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Uykudayken uyanan. )


- "TERS" ile/değil/yerine İLKELİ


- TESPİHLİ ile TESPİHLİ

( Tespihi olan, tespih çeken. İLE Üzerinde bir sıraya dizilmiş tespih taneleri gibi yuvarlakları olan. )


- TEYZEZÂDE[Tr. + Fars.]/KUZEN[İng. < COUSIN] değil/yerine/= TEYZENİN OĞLU


- TİRENDAZ[Fars.] değil/yerine/= OK ATAN | BECERİKLİ | ÖZENLİ


- TOPLU" ile ŞİŞMAN


- TOPRAK TİPLERİNDE:
"KUMLU" ile "KİLLİ" ile "BEREKETLİ"

( Suyu[bilgiyi] geçirir. İLE Suyu[bilgiyi] geçirmez/almaz. İLE Suyu[bilgiyi] [ürüne] dönüştürür. )


- TÜVÂNÂ[Fars. < TEVÂNÂ] değil/yerine/= GÜÇLÜ, DİNÇ, CANLI


- UÇUK ile/ve/değil/yerine/||/<> FARKLI


- "UYDUM AKILLI" ile/ve "YARIM AKILLI"


- UYSAL ve/||/<> UYUMLU

( Hayvanlarda. VE/||/<> İnsanda. )


- UZUN KOLLU ile UZUN KOLLU ile/değil/yerine UZUN KOLLU

( Giyecek. İLE Hırsız. İLE/DEĞİL/YERİNE Uzaktan erişen/erişir. )


- ÜNLÜ/ANGIN/MEŞHUR/ŞÖHRET ile/ve/değil/yerine TANINMIŞ/LIK

( Ün/şöhret, âfettir. )

( [not] FAMOUS vs./and/but KNOWN
KNOWN instead of FAMOUS )


- "ÜSTÜN" ile/ve/değil ÜNLÜ

( Sakınan ve ümit edenlerin dışında kimsenin kimseye üstünlüğü yoktur. )


- "ÜSTÜN/LÜK" ile/değil/yerine ÖZGÜVEN/Lİ


- VÂMIK[Ar.] değil/yerine/= SEVEN, ÂŞIK, SEVDÂLI


- VELİYY-ÜD-DİN değil/yerine/= DÎNE SIMSIKI BAĞLI


- VİZYON/ER değil/yerine/= İLERİ GÖRÜŞ(LÜ)/UZAK GÖRÜ(LÜ)


- VOLONTER/VOLUNTARY[İng.] değil/yerine/= GÖNÜLLÜ


- YAKIŞIKLI ile GÜZEL

( Baylar için kullanılır. İLE Bayanlar için kullanılır. Yüz güzelliği için özel bir sözcük vardır["Sabâhat"]. [Nadiren erkekler için de kullanılıyor.] ( Öz Türkçe'de "Göz-el"dir. Göze hitap eden. Zamanla "Güzel"e dönüşmüştür. )

( HANDSOME vs. BEAUTIFUL )


- YANYANA ile/ve/<> KARŞILIKLI


- "YARARLI >< ZARARLI" ile/ve/<>/> İYİ >< KÖTÜ ile/ve/<>/> DOĞRU >< YANLIŞ ile/ve/<>/> GÜZEL >< ÇİRKİN ile/ve/<>/> SEVAP >< GÜNAH

( Akl-ı temyizî. İLE/VE/<>/> Akl-ı amelî. İLE/VE/<>/> Akıl. Akl-ı Nazarî. İLE/VE/<>/> İç duyular. İLE/VE/<> Vicdan. )

( ... İLE/VE/<>/> Düşünce ve eylemin uygunluğu/uyumluluğu. İLE/VE/<>/> Kavram ve nesnenin uygunluğu/uyumluluğu. İLE/VE/<>/> Biçim ve içeriğin uygunluğu/uyumluluğu. İLE/VE/<> ... )

( Spor. İLE/VE/<>/> Felsefe/Ahlâk. İLE/VE/<>/> Bilim. İLE/VE/<>/> Sanat. İLE/VE/<> Din. )

( İyi, yarar ve hazın sürekliliği olarak yorumlanır. )

( İyilik konusunda, kişiler, dört bölümdür:
1. Herkesten önce yapanlar: Bunlar, kerîmdir;
2. Taklit yoluyla yapanlar: Bunlar, hakîmdir;
3. Engelleyenler: Bunlar, eşkiyâdır;
4. Hoşlandıklarından dolayı yapanlar: Bunlar, kötü niyetlilerdir. )

( Kendiniz için neyin iyi olduğunu bilmezken, başkaları için neyin iyi olduğunu nasıl bilebilirsiniz? )

( When you do not know, what is good for yourself; how can you know, what is good for others? )

( ... VS./AND/<>/> Appropriateness/harmony of thought and action. WITH/AND/<>/> Appropriateness/harmony of concept and object. WITH/AND/<>/> Appropriateness/harmony of shape and content. WITH/AND/<> ... )

( ... VS./AND/<>/> Ethic. VS./AND/<>/> Rational. VS./AND/<>/> Aesthetics. VS./AND/<> Religious. )

( Sport. VS./AND/<>/> Philosophy. VS./AND/<>/> Science. VS./AND/<>/> Aesthetics. VS./AND/<> Religion. )

( NÂFİ'[< NEFY] >< ZARAR/MAZARRAT ile/ve/<>/> HAYR >< ŞER ile/ve/<>/> SIDK >< KİZB ile/ve/<>/> HÜSN >< KABÎH ile/ve/<> SEVAB-GÜNAH )

( BENEFICIAL-HARMFUL vs./and/<>/> GOOD-BAD vs./and/<>/> RIGHT-WRONG/TRUE-FALSE vs./and/<>/> BEAUTIFUL-UGLY vs./and/<> MERIT [IN RELIGION] )

( ... ile/ve/<>/> TO AGATHON[iyilik] ile/ve/<>/> ... ile/ve/<>/> TO KALLOS[güzellik]/KALON/TOKALON ile/ve/<>/> ... )

( ... ile/ve/<>/> SHIVAM ile/ve/<>/> SATYAM ile/ve/<>/> SUNDARAM ile/ve/<> ... )


- YARARLI ile DOĞRU ile İYİ ile GÜZEL ile SEVAP

( Akıl. İLE Ahlâk. İLE Estetik. İLE Din. )

( Kavram ve nesnenin uygunluğu. İLE Düşünce ve eylemin uygunluğu. İLE Biçim ve içeriğin uygunluğu. İLE ... )

( Kendiniz için neyin iyi olduğunu bilmezken, başkaları için neyin iyi olduğunu nasıl bilebilirsiniz? )

( İyilik konusunda, kişiler, dört bölümdür:
1. Herkesten önce yapanlar: bunlar kerimdir.
2. Taklid yoluyla yapanlar: bunlar hakîmdir.
3. Engelleyenler: bunlar eşkiyadır.
4. Hoşlandıklarından dolayı yapanlar: bunlar kötü niyetlilerdir. )

( Rational. WITH Ethic. WITH Aesthetics. WITH Religious.
Appropriateness of concept and object. WITH Appropriateness of thought and action. WITH Appropriateness of shape and content. WITH ... )

( DEMIURGE: İYİ İDEASI (TANRI VE DÜNYANIN MİMARI) )

( RIGHT vs. GOOD vs. BEAUTIFUL vs. MERIT [IN RELIGION] )

( SATYAM ile SHIVAM ile SUNDARAM ile ... )


- YARARLI ile/ve YARARCI


- YARARLI/LIK ile/ve/<> ANLAMLI/LIK

( USEFUL/NESS vs./and/<> MEANINGFUL/NESS )


- YAŞLI-BAŞLI


- YAŞLI ile AKVES[Ar.]

( ... İLE Yaşlılıktan beli bükülmüş olan. )


- YAŞLI ile ÇOK YAŞLI/MÜSİNN[Ar. < SİNN], A'MER


- YAŞLI ile KARAKOCA

( ... İLE Saçı ağarmamış yaşlı kişi. )


- YAŞLI ile YAŞLICA

( ... İLE Biraz yaşlı olan. )


- YERLİ ile/ve YEREL


- YETERSİZ ÇÖMEZ ile/ve ORTA NİTELİKLİ ÇÖMEZ ile/ve İYİ ÇÖMEZ

( Yetersiz bir çömez, öğretmenin ününden yararlanır. İLE/VE Orta nitelikli bir çömez, öğretmenin sevecenliğine hayrandır. İLE/VE İyi bir çömez ise öğretmenin düzencesiyle(disipliniyle) güçlenir, gelişir. )


- "YETERSİZ" ile/değil/yerine/>< AKILLI

( Daha fazla bilinmek için "uğraşırlar". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Daha fazla bilmek için çalışırlar. )


- YETKİLİ ile/değil/< YETKİN


- YUFKAYÜREKLİ/LİK ile/ve/değil MERHAMET/Lİ


- YUMUŞAKBAŞLI ile YUFKAYÜREKLİ


- YÜKLÜ ile/ve/<>/> AĞIRAYAK

( Karnında yavru(bebek/fetüs) bulunan. İLE/VE/<>/> Doğurması yakın yüklü. )


- ZANLI ile SANIK

( Bir suç dolayısıyla sorguya çekilen. İLE Aleyhine ceza davası açılan. )

( MAZNÛN[< ZANN] ile ... )

( SUSPECT vs. ACCUSED )


- ZARÎF değil/yerine/= GÜZEL, ŞIK, ZARÂFETLİ | NÂZİK, İNCE, YAKIŞIKLI | İNCE NÜKTELİ, İNCE NÜKTELERLE KONUŞAN


- "ZAYIF" ya da "GÜÇLÜ" ile/değil/yerine ZEKİ

( İntikam alır. YA DA Affeder. İLE/DEĞİL/YERİNE Görmemezlikten gelir. )


- ZENGİN ile/değil/yerine VARLIKLI

( Yılmaz Özdil'in, Mustafa Koç yazısı için burayı tıklayınız... )


- ZEYTİN-EKMEĞİ BİRLİKTE YEMEK ile ZEYTİN, ÜSTTE VE KÜRDAN SAPLI YEMEK

( "Gariban olursun." İLE "Havalı/üst sınıf vs. olursun." )


- ZİHNİ:
"DALGALI" ile/ve/||/<> "ÇALKANTILI"


- ZORLAYICI ve/<> EĞLENCELİ

( İş zorlayıcı, zorlayıcı olan ise eğlenceli olmalı/olabilmelidir. )


- [ne yazık ki]
BAĞIMLI ile/değil TUTKUN


- [ne yazık ki]
"BEN" DEYİP DURAN ile KENDİNİ/KENDİNDEKİNİ DAYATAN


- [ne yazık ki]
DÜŞÜNMEYEN ile DÜŞÜNEMEYEN ile DÜŞÜNEMİYOR OLMASINA ALDIRMAYAN

( Tutucu. İLE Aptal. İLE Köle. )


- | "İNANAN" ile/ve/>< "KUŞKULANAN" |
değil/yerine/>
BAKMAYI BİLEN

( | "Mutludur." ile/ve/>< (")Bilgilidir.(") | DEĞİL/YERİNE Anlayandır. )


- [ne yazık ki]
!İTEN ile/||/<> !TUTMAYAN


- [ne yazık ki]
İTEN ile/ve/değil/||/<>/< TUTMAYAN


- [Fr.] MİLİS ile MİLİTAN

( Savaş sırasında, orduya yardımcı olarak toplanan halk gücü. İLE Bazı ülkelerde, yardımcı güvenlik gücü. İLE Bir düşüncenin, bir görüşün başarı kazanması için savaşan, mücadele eden. | Bir örgütün etkin üyesi. )


- [ne yazık ki]
SAVAŞLARDA:
PARTİZAN ile/<> GERİLLA ile/<> TERÖR


- [ne yazık ki]
TÖREYE DOĞAN ve/||/<> İSVİÇRE TÜZESİYLE EVLENEN ve/||/<> ALMAN YÖNETİM ZİHNİYETİYLE YÖNET(İL)EN ve/||/<> İTALYAN TÜZESİYLE CEZALANDIR(IL)AN ve/||/<> İSLÂMÎ KURALLARA GÖRE GÖMÜLEN


- ...'YI:
BAŞLATAN ile/ve/değil/||/<>/> BAŞLATICILARDAN BİRİ


- "1000 TARAKTA BEZİ OLMAK/OLAN" ile/değil/yerine/>< "10 PARMAĞINDA, 10 MARİFET(İ OLAN)"


- ACI DUYABİLEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/&gt;/&lt; (KENDİ)/(ONUN/ÖTEKİNİN) ACISINI DUYABİLEN

( Canlı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< İnsan. )

( )


- ACİL YARDIMDA:
BEBEK ile/ve/||/<>/> ÇOCUK ile/ve/||/<>/> YETİŞKİN

( 0 - 1 yaş arası. İLE/VE/||/<> 1- 8 yaş arası. İLE/VE/||/<> 8 yaş üstü. )


- AÇAN ile AÇAR ile AÇKI ile AÇACAK

( Açma işini yapan. | Oynak kemiklerin arasındaki açıları genişletmeye yarayan kasların genel adı. [>< BÜKEN] İLE Anahtar. | İştah açmak üzere, yemekten önce içilen içecek. İLE Bir cismin, yüzeyi üzerine, sert bir madde ya da bir araç sürterek, onu düzleştirip parlatma. [PERDAH] | [demircilikte] Delik büyültmekte kullanılan araç. | Anahtar ve her türlü açma aracı. İLE Açmaya yarayan araç. | Açma işleminin yapılacak olmasını, birinin, gelecek zaman kipinde gerçekleştireceğini belirten söz. )


- ÂDİL ile/ve/||/<>/> AYDIN

( Dışımız. İLE/VE/||/<>/> İçimiz. )


- AGRESİF[İng. AGRESSIVE] değil/yerine/= SALDIRGAN


- AKADEMİSYEN değil/yerine/= BİLİMCİ


- AKİL BALİĞ/BALİĞ değil/yerine/= ERGEN/ERİN/YENİYETME


- AKRAN[Ar.] değil/yerine/= YAŞIT/ÖĞÜR/BÖĞÜR/BOYDAŞ/TAYDAŞ[halkta]

( Yaşça yakın, yaşıt, boydaş, taydaş. | Öğrenmiş, alışmış. | Alışılmış, yadırganmaz olmuş, menus. | Takım, fırka, zümre. )


- ALBİNİZM/ALBİNO[Fr. < Lat.] ile AKŞIN

( Saç, kirpik, kaş ve deride aşırı beyazlık hastalığı. (Soydan geçer.) )


- ALDANAN ya da ALDATAN ile/ve/||/<> HEM ALDANAN, HEM ALDATAN

( Hayvan. İLE/VE/||/<> İnsan. )


- "ALIŞKIN" ile/değil/yerine ALIŞKANLIĞI OLAN


- ÂLİM/ÂRİF ile/ve/değil/yerine/<> İMAN EDEN


- AMATÖR ile AZ ANLAYAN


- ÂN ve/||/<>/> CÂN ve/||/<>/> CANÂN ve/||/<>/> CİHÂN


- ANCHORMAN[İng.] değil/yerine/= ANA HABER SUNUCUSU | BAŞKAN


- ANLAYAN ile/ve UYGULAYAN ile/ve ÖNEMSEMEK


- ANLIK/ZİHİN:
SABİT ile/değil/yerine/>< GELİŞİME AÇIK/YAKIN

( "Zeki görünme isteğinde olur." İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Öğrenme isteğine sahip olur. )

( Zorluklardan kaçınır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Zorluklara kucak açar.
Engellerde, kolaylıkla vazgeçer. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Terslikler karşısında sağlam durur.
Çabayı, yararsız görür. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çabayı, ustalığa giden yol olarak görür.
Yararlı olumsuz geribildirimleri "gereksiz görür." İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Eleştirilerden öğrenir. )


- ANNE/BABA ile/ve/||/<>/> ÇOCUK ile/ve/||/<>/> TORUN ile/ve/||/<>/> TORLAK

( )

( ... İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> Torun çocuğu. )

( ... İLE/VE/||/<>/> Ceviz [kabuğu]. İLE/VE/||/<>/> Ceviz içi. İLE/VE/||/<>/> ... )


- ANNE-ÇOCUK İLİŞKİSİNDE:
[ne yazık ki]
İHMÂL (EDEN) ile/ve/ya da/||/<> İŞGÂL (EDEN) ile/ve/ya da/||/<> İSTİSMÂR (EDEN)

( [Sağaltıcıya/terapiste ve sürece] Uyum gösterir. İLE/VE/YA DA/||/<> Uyum göstermez. İLE/VE/YA DA/||/<> Uyum göstermez. )


- ANNEDEN DOĞAN ile/ve "BABADAN" DOĞAN


- ANSİKLOPEDİYE GİREN ile MEZARA GİREN


- ANŞANTE/ANJANTE[Fr.] değil/yerine/= BÜYÜLENMİŞ, HAYRAN


- APTAL "DOST" ile/değil/yerine AKILLI "DÜŞMAN"


- ARANAN ile/ve/<>/> ARINAN


- ARAŞTIRICI ile/değil/||/<> ARACI/UZMAN/HAFİYE[Ar.] ile/değil/||/<> CASUS

( [not] DETECTIVE vs./but/||/<> AGENT vs./but/||/<> SPY )


- ARIK ile ALGIN

( Ark, açık oluk, karık, dren[Fr. < DRAIN]. | Fide ya da fidan dikilen yer. | Zayıf, cılız, kuru, sıska. İLE Cılız, zayıf, hastalıklı. | Birine gönül vermiş, tutkun, vurgun. )


- ARİFE değil/yerine/= ÖNGÜN


- ÂSÛDE[Fars.] değil/yerine/= RAHAT, DİNÇ OLAN


- ÂŞIK ile/ve/değil/yerine/<> HAYRAN


- AŞK:
ANLAMAYAN İÇİN ile/değil/yerine ANLAYAN İÇİN

( Bir günlük. İLE/DEĞİL/YERİNE Ömürlük. )


- ATAK ile/değil/ne yazık ki !SALDIRGAN


- ATAŞE[Fr. < ATTACHÉ]["ATEŞE" değil! ] değil/yerine/= UZMAN

( Bir elçiliğe bağlı uzman, elçilik uzmanı. )


- ATILGAN = INTREPID[İng.] = INTRÉPIDE[Fr.] = UNERSCHROCKEN[Alm.] = INTREPIDUS[Lat.]


- ATILGAN ile KAPILGAN

( ... İLE Kolayca etkilenen, herşeye çabuk kapılan. )


- AZ ANLAYAN ile ÇOK ANLAYAN


- AZ VEREN değil/yerine ÇOK VEREN

( Candan. DEĞİL/YERİNE Maldan. )

( Az veren canından, çok veren malından olur. )

( Aldığımız, "kâr"; verdiğimiz, yarar! )


- AZIKLI = AZIĞI OLAN | YOKSULLARI DOYURAN


- AZINI AZIMSAMA!:
ATEŞ ve/||/<> DÜŞMAN ve/||/<> SAYRILIK ve/||/<> BİLGİ


- BABA:
EVE, "EKMEK" GETİREN ile/ve/değil/||/<> SEVGİSİNE, EMEK VEREN


- BABALAR:
KAHRAMAN ve/||/<> İLK ÂŞIK OLUNAN


- BAĞIRAN değil/yerine/>< BAĞIRMAYAN

( Değeri yüksek olmayan mal satanlar. DEĞİL/YERİNE/>< Değeri yüksek olan mal ve/ya da hizmet sunanlar. )

( İşportacı, eskici. DEĞİL/YERİNE/>< Kuyumcu/sarraf. antikacılar. )

( "Pop", "rock" vb. müzikçiler. DEĞİL/YERİNE/>< Sanat müziği/klasik müzik vb. söyleyen ve dinleyenler. )


- BAHÇIVAN[Fars.] < BÂĞÇEVÂN

( Bir bahçenin düzenlenmesi ve bakımıyla görevli kişi. | Geçimini bahçe ürünlerini yetiştirip satmakla sağlayan kişi. )


- BAKICI ile/ve/değil/<> BAKIM VEREN


- BAKTIĞIN ve/<> AKTIĞIN


- BÂLİĞ değil/yerine/= ERİN


- BÂNİ[Ar.] değil/yerine/= KURUCU/YAPAN


- [İt.] BAS ile BASBARİTON ile BARİTON ile TENOR ile KONTRTENOR

( En kalın, eril seleni. | En kalın sesli orkestra çalgısı. İLE Basın çıkamadığı ince tonlara çıkabilen, buna karşın, basın indiği kalın ve tok tonlara inemeyen eril seleni. İLE Bas ve tenor selenleri arasında bulunan eril seleni. İLE En tiz ya da en ince eril seleni. İLE Basın çıkamadığı ince tonlara çıkabilen ve buna karşılık basın indiği kalın ve tok tonlara inemeyen bir eril seleni. )


- BASKIN ile/ve/||/<> EGEMEN


- BAŞKAN ile ASBAŞKAN

( ... İLE İkinci başkan. )


- BAŞKAN ile BAŞBUĞ

( ... İLE Eski Türklerde baş, başkan, komutan. | Osmanlı Devleti'nde savaş zamanı başka birliklerden ayrılıp bir araya getirilerek oluşturulan birliğin ya da milis güçlerinin komutanı. )


- BAŞKAN ile/ve/||/<> DANIŞMAN ile/ve/||/<> MUHTAR

( Dernek, vakıf, parti, enstitü, belediye, spor kulübü vb. gibi, "başkanlık" konumu ile sürdürülen kurum ve kuruluşlarda, "Başkan" olarak görev yapan kişinin, öteki yönetim kurulu üyelerinden hiçbir farkı, önceliği ya da üstünlüğü yoktur ve de ol(a)maz! Sadece, üstlenmiş olduğu geçici görevinde, biraz daha sorumluluk ve çok büyük bir fark ya da ayrıcalık oluşturmayacak bazı küçük ama önemli yetkileri bulunmaktadır. Bu, sınırsız ve sonsuz olmayan "yetkilerini" de, öncelikle ve tamamen, kurumun/kuruluşun ve yönetim kurulunun ne yapacakları değil ne gibi yanlışlıkların, eksikliklerin kalmaması, sorunların daha az çıkması yönünde, bilgi ve deneyim artılarını, kurum/kuruluş ve topluma sunacağı hizmeti amacıyla kullanmak durumundadır. Söz ya da karar verme makamı diye bir üstünlüğü de söz konusu değildir. Ortak alınmış/alınacak olan uygulama, yürütme kararlarında, oy fazlalığının bulunması, kişisel isteği ya da çıkarları yönünde değil sadece toplumun ortak çıkarları yönünde kullanılmak üzere, biraz daha fazla olan bilgi ve deneyimiyle, olası yanlış karar ve uygulamalara engel olabilmesi içindir. Dolayısıyla, bir şeyleri kendilerine sormak ya da izin istemek gibi bir üstünlükleri de söz konusu değildir. Fakat ne yazık ki, "Aman, işimiz ve aramız bozulmasın" kaygısıyla, kişiler, olması ve yapılması gereken süreçlerde sessiz kalır ve bu da başkanlık görevinde bulunan kişinin yetkilerini aşmasına, kötüye kullanmasına ve bu yanlışlara göz yumulmasına kadar gitmektedir. Bu tıkanıklığın giderilmesi için de başta, yönetim ve yürütme kurulu olmak üzere, tüm üyelerin ve vatandaşların, kişi değil kavram, kurum ve hizmet esaslı bir çalışma sürecinde olunduğunu anımsaması gerekmektedir.

İLE/VE/||/<>

Kişi, kurum ve kuruluşlara hizmet etmekte olan danışmanlar, kendilerine danışılan konuların uygulayıcısı durumunda değildir ve bu durumda bırakılamaz. Olası uygulamalardaki, girilmeyecek, sapılmayacak yönleri ve yolları işaret etmekle görevlilerdir. Ne yapılması hakkında, bilgi ve deneyim aktarımında bulunurlar fakat önerdikleri alanda daha fazla bilgili diye, işi ya da süreci, danışmana bırakmak gibi bir tutum ya da beklenti sergilenemez.

İLE/VE/||/<>

Halk tarafından seçilerek ve belirli bir dönem, koşul, sorumluluk, yetki ve görevlerle sınırlı kalmak üzere, yaşanılan bölgenin ilk yönetimsel yetkilisi olarak, bölgedeki ne yapılacaklarla değil ne yapılmayacaklarla, neyin, ne kadar süre ve koşulda, eksik ya da sorunlu kalmamasını sağlamak üzere, ihtiyâr heyeti desteği ile işbirliğinde bulunan kişidir. "Muhtar" sözcüğü, "Hayır!" kökünden gelerek, kendi ya da yakın çevresinin irâdesiyle değil ne yapılmayacağının ya da engel olunacağının bilgisine sahip olan kişi, ihtiyârını devrede tutan kişi anlamına gelmektedir. Fiziksel olarak yapılması gereken işlerde de belediye başkanını, güvenlik amacıyla da vali, kaymakam, polis, jandarma gibi ilgili kurum ve yetkililerle daha yakın ve doğrudan ilişki içinde olma görevindelerdir. Kaymakam ve valilerden daha alt bir yetki ve konumda olsalar da, belediye başkanından sonra değil önce gelirler. )


- BAŞKAN/SERVER[Fars.] ile PATRON


- BAYAN ile/değil/yerine KADIN

( Kadınların, ad ya da soyadlarının önüne getirilen saygı sözü. | Kadın. | Eş, karı. | Kadınlara bir seslenme sözü. İLE/DEĞİL/YERİNE Erişkin dişil kişi, hatun, hatun kişi. | Analık ya da ev yönetimi bakımından gereken erdemleri, becerileri olan. )


- BAYGIN ile/değil/yerine/>< AYGIN


- BEBEK ile/ve/<>/> ÇOCUK ile/ve/<>/> ERGEN ile/ve/<>/> GENÇ ile/ve/<>/> ORTA YAŞ ile/ve/<>/> YAŞLI

( [yaş arası] 0-1 İLE/VE/<>/> 1-12. İLE/VE/<>/> 12-18. İLE/VE/<>/> 18-65. İLE/VE/<>/> 66-79. İLE/VE/<>/> 79-99.[Dünya Sağlık Örgütü'nün kabulü olarak] )


- BEHRE-YÂB ile HİSSE VE NASÎBİ OLAN


- BELGİ ile/ve/<> BELGİN

( Bir şeyi, benzerlerinden ayıran özellik. | Duyuş, düşünüş ve inanıştaki ayırıcı özellik. İLE Tam ve kesin olarak belirlenmiş olan. )

( ŞİAR/ALÂMET/NİŞAN ile/ve/<> SARİH )


- BELLEĞE DAYANARAK YAŞAYAN ile BELLEĞİ (GEREKTİĞİNDE) KULLANARAK YAŞAYAN


- BEZGİN ile/değil/yerine/>< GEZGİN


- BİLDİĞİNE GİDEN ile/ve/değil/yerine/<> BİLMEDİĞİNE GİDEN


- BİLEN ile/ve/||/<> ÖĞRENEN ile/ve/||/<> DİNLEYEN

( ÂLİM ile/ve/||/<> MÜTEALLİM ile/ve/||/<> MÜSTEMİ' )


- BİLGE ile/ve İLERİ GELEN

( el-HUKEMÂ ile/ve er-RUESÂ )


- [BİLGİ/SÖZ]
"KULAĞINDAN":
GİRMEYEN ile GİRİP-ÇIKAN ile ZİHNİNE[/"KALBİNE"] ULAŞAN

( Hiçbir biçimde dinlemeyen/anla(ya)mayan. İLE Anlasa/Dinlese de unutan, kayıtsız kalan. İLE Tutan/kaydeden, dönüştüren, işleyen, uygulayan. )


- BİLGİÇ ile BİLGİN ile BİLGE

( Bildiğini zannetme, gereksiz/yararsız/yersiz bilgi sahibi olma, zamansız/bağlantısız paylaşma çabası. Bilgi obezi.[Malûmat-füruş/luk] İLE Âlim. Derin ve geniş bilgilere sahip olan. )

( [Söz(cük)lerin...] Gerçek anlamlarını kullanarak anlaşırlar. İLE Mecaz anlamlarıyla anlaşırlar. İLE Kinâye yoluyla anlaşırlar. )

( Bilge olmaya cesaret et![Sapere aude!] )

( PEDANT vs. SCHOLAR )


- BİLİMDEN/İLİMDEN YARARLANANLAR:
SORAN ile/ve/||/<> YANITLAYAN ile/ve/||/<> DİNLEYEN ile/ve/||/<> SEVGİSİ/İLGİSİ OLAN


- BİR İŞİ:
BİLEN ile AZ BİLEN ile BİLMEYEN ile YAPAMAYAN

( Yapar. İLE Akıl verir. İLE Eleştirir. İLE Çamur atar. )


- BİR KİTAP OKUYAN ile/ve/<> İKİ KİTAP OKUYAN ile/ve/<> ÜÇ KİTAP OKUYAN

( Herşeyi bildiğini sanar. İLE/VE/<> Kuşkuya düşer. İLE/VE/<> Hiçbir şey bilmediğini anlar. )


- BORÇ ALMAK/ALAN ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> EMİR ALMAK/ALAN


- CAHİL:
BİLMEYEN değil/ne yazık ki BİLMEK İSTEMEYEN, BİLMEMEKTEN "MUTLU OLAN"


- CAHİL ile/ve/değil/yerine DÜŞÜNEMEYEN

( Herkes düşünür fakat herkes düşünmeyi düşünemez! )


- CANLI ile/ve HAREKETLİ/HAREKET EDEBİLEN

( ALIVE vs./and ACTIVE )


- ÇALIŞKAN ile/ve/değil (İYİ) ÇALIŞAN

( [not] DILIGENT vs./and/but (WELL) WORKER )


- ÇALIŞMAK/ÇALIŞAN ve/||/<>/> SESSİZ/LİK

( Çalışanın sesi çıkmaz. )


- ÇEKİMSER ile ÇEKİNGEN/SINGIN

( ABSTAINER vs. TIMID )


- ÇEKİNGEN ile ÇEKİNİK ile ÇEKKİN

( Herşeyden çekinme huy olan, ürkek, sıkılgan. İLE Birkaç kuşak sonra ortaya çıkan ve o zamana kadar aradaki döllerde gizli kalan soyaçekim nitelikleri için kullanılır. [ÇEKİNİK GEN] İLE Elini çekmiş, ilgisiz. )


- ÇEVİRMEN / KAPIOĞLANI

( ... İLE Kapı çuhadarı yamağı. | Elçiliklerde, çevirmen yardımcısı. )


- ÇİRKİN ile/ve/değil/||/<> ÇİRKEF


- "ÇİRKİN" ile/değil/yerine ŞEKLEN "ÇİRKİN"


- ÇİRKİN ile/değil YETERİNCE GÜZEL DEĞİL


- ÇOBAN ile ÂBİL[Ar.]

( ... İLE Çayırda otlayarak suya gereksinimi olmayan hayvan. | Koyun, at ve deve gibi hayvanlara iyi bakan kişi. )


- ÇOBAN ile GAUCHO

( ... İLE Patangonya'da yaşayan koyun çobanları. )


- (İÇ):
ÇOCUK ile/ve/||/<> YETİŞKİN ile/ve/||/<> EBEVEYN


- "DAHA İYİ OLAN" ile/ve/||/<> "DAHA İYİ HİSSETTİREN"


- DANIŞMAN ile/ve/||/<> DANIŞAN


- DANIŞMAN ile/ve/değil/||/<>/< DANIŞILAN


- DARGIN/LIK ile/ve KIRGIN/LIK


- DEĞİŞEN ile/ve/<> DEĞİŞMEYEN

( Değişmeyen de değişecek olanın/değişmesi gerekenin değişimine etkide/katkıda bulunabilir. )

( Değişme gereksiniminde olan nasılsa değişecektir. )

( İçinizde değişmeyen nedir? )

( Değişmez olan, ancak sessizlik içinde idrak edilebilir. )

( Doğrulukta, değişmez oluruz. )

( Değişmez olan, işimize yaramaz. )

( Değişmeyenin bilincinde olamayız. )

( Değişmez-olanı anlamak, değişmez-olan olmak demektir. )

( Kendinizi değişmek olarak, değişken zihnin tanığı olarak bilin. Bu yeterlidir. )

( Hareket eden'in içinde devinimsiz olan'ı, değişenin içinde değişmez olanı ayırt edebilmeyi öğrenelim, ta ki tüm farkların sadece görünüşte olduğunu ve birliğin gerçek olduğunu idrak edinceye kadar. )

( Değişmez ve mutluluk-verici olanı bulmak için değişen ve acı verici olana sarılmayı bırakmak zorundasınız. )

( TÜREV: Değişkenin değişkeni. )

( What needs changing shall change anyhow.
What is it in you that does not change?
The unchangeable can only be realised in silence.
You become immovable in reticence.
You cannot be conscious of what does not change.
To realise the immovable means to become immovable.
Know yourself to be the changeless witness of the changeful mind. That's enough.
Learn to distinguish the immovable in the movable, the unchanging in the changing, till you realise that all differences are in appearance only and oneness is a fact.
To find the immutable and blissful you must give up your hold on the mutable and painful. )

( DEĞİŞENDE DEĞİŞMEYEN: ORAN )

( IN THE TERM OF CHANGE vs./and/<> NOT IN THE TERM OF CHANGE )


- DEĞİŞİMLERDE, DEĞİŞMEDEN KALAN ile DEĞİŞMEZ OLANLARIN, DEĞİŞİMLERDE ORTAYA ÇIKMASI

( Hareket eden'in, içinde devinimsiz olan'ı, değişenin içinde değişmez olanı ayırt edebilmeyi öğrenelim, ta ki tüm farkların sadece görünüşte olduğunu ve birliğin gerçek olduğunu idrak edinceye kadar. )

( Yunan Düşüncesi: Değişkenliğin içindeki değişmezliği[subûtiyeti] aramak. )

( Harekete neden olan, hareket etmeyen/ler. )

( LEFT BEHIND THE ALTERATION WITHOUT CHANGE vs. APPEARING OF CONSTANTS IN ALTERATION )


- DEĞİŞKEN ile/ve GİZLİ DEĞİŞKEN

( VARIABLE vs. HIDDEN VARIABLE )


- DEĞİŞMEYEN/LER ile/ve DEĞİŞENLERDE DEĞİŞMEYEN


- DEKAN değil/yerine/= YETİLBEY

( Mâlî Papaz. DEĞİL/YERİNE ... )


- "DELİSİ OLMAK/OLAN" ile/değil/yerine DÜŞKÜN


- DENEYEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖZLEMLEYEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DİNLEYEN

( "Aptal/ahmak". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< "Yarı akıllı". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Akıllı. )

( DİNLEYEN, DİNLENİR [DİNLEYENİ, DİNLERLER]
DİNLEYEN, DİNLENİR [DİNLEYEN, RAHAT EDER]
DİNLEYEN, DİNLENİR [DİNLEYEN, DİN SAHİBİ OLUR] )


- DENEYİMLEYEN ile/ve/||/<> DENEYİMLEME BAĞI ile/ve/||/<> DENEYİMLENİLEN


- DENGİNİ ARAMAK/ARAYAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KENDİNİ ARAMAK/ARAYAN

( "Küçük zihinliler". DEĞİL/YERİNE İleri zihinliler. )


- DERTLERİ "ÇOK/BÜYÜK" OLAN ve/||/<>/> GÜLÜŞÜ SICAK OLAN :)


- DERVİŞ =/||/<>/< DÜŞMANI OLMAYAN


- !DESPOT[Fr.] değil/yerine/= !BUYURGAN


- DİL-HÛN[Fars.] değil/yerine/= İÇİ KAN AĞLAYAN


- DİLİNİ:
YUVARLAYABİLEN ile/ve YUVARLAYAMAYAN


- DİNLEYEN ile/ve/||/<> OKUYAN

( Ne düşüneceğini öğrenir. İLE/VE/||/<> Nasıl düşüneceğini öğrenir. )


- "DİRENÇLİ DANIŞAN" ile/ve/değil/||/<>/< BİLGİSİZ/BECERİKSİZ SAĞALTIMCI[TERAPİST]

( Yoktur. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Vardır. )


- DOĞAYA DOĞAN ile/ve/değil YAŞAMA DOĞAN

( Behaim("hayvan"). İLE/VE/DEĞİL Beşer/İnsan. )

( Yaşam, yaşamla beslenir. [Doğada bu süreç zorunluludur, toplumda ise gönüllü olmalıdır.] )

( Yaşamın tamir edemediğine ölüm son verir. )

( [not] TO BORN IN NATURE vs./and/but TO BORN IN LIFE
What life cannot mend, death will end. )


- DOĞRU SÖYLEYEN ile/değil/yerine/ya da/>< "ÇOK İYİ YALAN SÖYLEYEBİLEN"


- DOĞRU ile/ve ÖZGÜN

( Her zaman geçerli. İLE/VE Modern çağda geçerli. )

( RIGHT vs./and ORIGINAL/AUTHENTIC )


- (")DOLANAN(") ile/değil DOLAŞAN


- DOLANDIRICI ile/değil KALPAZAN

( ... İLE/DEĞİL Sahte para basan ya da piyasaya süren kişi. | Yalan ve hile ile iş gören kişi. )


- DONÖR/DONOR[İng.] değil/yerine/= VERICİ, BAĞIŞLAYICI, BAĞIŞLAYAN


- DOST:
YANLIŞINI DUYURAN/YAYAN değil YANLIŞINDA UYARAN ve/sonra KORUYAN/KOLLAYAN


- BAŞ DİPLOMAT[Fr. < DIPLOMATE]/DUAYEN[Fr. < DOYEN]

( Kordiplomatikte başta gelen diplomat. )


- DUBLÜR ile FİGÜRAN

( STUNT vs. EXTRA )


- DURAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/></>/< DÜŞÜNEN

( Susmak bilmez. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Hemen susar.
bkz. www.FaRkLaR.net/SUS )


- DURUMU/OLAYI BÜYÜLTMEYE:
"YAKIN" ile/ve/değil/<> "AÇIK"

( Cahil ve/ya da ahmak kişiler[zihin(li)ler]dir. )


- DUYUMSATABİLMEK/DUYUMSAYABİLEN ile/ve/||/<>/> DUYUMSAYABİLDİĞİNİ, DUYUMSATABİLMEK/DUYUMSATABİLEN


- DÜRTEN ile/ve/||/<>/> DÜŞÜNDÜRTEN


- DÜŞMAN(") ile/ve/değil KARŞI GÜÇ


- DÜŞMAN(") ile/değil/yerine RAKİP


- DÜŞMAN/LIK ile/değil/yerine/>< DOST/LUK

( Düşmanın en büyük hilesi, "dostluğudur". )

( Dostluğunun bedelini ödemekten kaçınanın, "düşmanlığı"nı önemsemeyebilirsin. Fakat düşmanlığının bedelini ödemeye hazır olanın, "dostluğu"nu ciddiye al! )

( Dedikodu/nu eder. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Uyarır/ikaz eder. )

( )

( [ölümü] Unutturan. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Anımsatan. )

( "Ne yapmamız gerektiğini" gösterir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Ne yapabileceğimizi gösterir. )

( Her canımızı sıkanla. VE Her elimizi sıkanla. [Olmayalım!] )

( Her başımızı ağrıtanı düşman bilmeyelim/saymayalım. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Her başımızı okşayanı dost bilmeyelim/saymayalım. )

( ADÂVET ile/değil/yerine/>< SÂDIK[< SIDK] )


- DÜŞÜNEN ile/ve/<> DÜŞÜNCELİ


- DÜŞÜNME/KONUŞMA:
"OLANAK(LI/SIZ)" ile/ve/değil/yerine VAROLAN


- "DÜZÜŞGEN" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SEVİŞGEN


- EBEVEYN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAKIM VEREN


- EDİLGEN ile GAİB


- EHLİHİBRE/EHLİVUKÛF/EKSPER değil/yerine/= BİLİRKİŞİ/UZMAN


- EN BÜYÜK DÜŞMAN

( ARZU VE İHTİRASLAR )

( En büyük düşman, bakacağın son yerde saklanır. )


- ENTELEKTÜEL ile/ve/değil/yerine AYDIN

( [Bilgiyi/düşünceyi] Tüketen. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Üreten. )


- ER ile ERGEN ile ERMİŞ


- ERBAB ile UZMAN


- ERGEN/YENİYETME ile/ve/<>/> YETİŞKİN ile/ve/<>/> BİLGE

( Yetişkinlerin, mükemmel olmadığını anladığımız gün. İLE/VE/<>/> Yetişkinleri affettiğimiz gün. İLE/VE/<>/> Kendini affettiğimiz gün. )


- ERGEN ile ERKEN


- ERİN ve ERİŞKİN ile/ve/||/<>/> ERGİN

( 13-15 yaş civarına gelmiş, bülûğa ermişler. VE 18-21 yaşlarını doldurmuşlar. İLE/VE/||/<>/> İhtiyârını devrede tutanlar, nelere, ne kadar HAYIR! diyeceğini ve istencini/irâdesini neye, ne kadar yönelteceklerini bilenler/uygulayanlar. )


- ETKİN ile/ve/<> ETKİLİ


- ETKİN ile/ve İŞLEYEN

( FÂİL ile/ve ÂMİL )


- ETKİ/N ile/ve/<> YETKİ/N


- EVLENMEMİŞ ile EVLİ OLMAYAN

( Bekâr(< [Ar. BEKÂRET][Fars. BİKÂR]), evlenmemiş demektir. [Evli olmayan anlamına gelmez!] )


- "FANATİK" değil/yerine/= "BAĞNAZ/TUTKUN"


- FÂTİHA-HÂN ile FÂTİHÂN

( Birinin ruhuna Fatiha suresi okuyan. İLE Fethedenler, fatihler. )


- GAMGÎN değil/yerine/= GAMLANAN


- GARİBAN ile FAKİR


- GARİP/GARİBAN değil/yerine/= KİMSESİZ


- GARİP[Ar.] değil/yerine/= ELGİN


- GELEN ile/ve/||/<> GEÇEN


- GELİN ve/<> DAMAT

( İ'SÂR[Ar.]: Gelin olma çağına gelme. )

( ARÛS ve/<> ARÎS )

( BEYÛ/BEYÛG ve/<> ARÎS )

( BRIDE and/<> GROOM )


- GELİN ile EĞRETİ GELİN


- GELİN ile/değil KUMA


- GEVEZE/YANŞAK, "ÇENESİ DÜŞÜK" ile/değil/yerine KONUŞKAN


- TURİST[İng.]/GEZEN ile/değil/yerine GEZGİN

( Gezen tilki, yatan aslandan evlâdır. )

( Evliyâ Çelebi, [o zamanın koşullarında] 257 şehir, 7600 kale gezmiştir. )

(









)

( [not] TOURIST vs./and/but TRAVELLER
TRAVELLER instead of TOURIST )


- GEZGİN TURİST

( TRAVELLER
TOURIST )


- GİRİFTÂR[Fars.] ile TUTKUN


- GİRİŞİM/KALKIŞMA ve/<>/> BOZGUN


- GİRYÂN[Fars.] ile/değil/yerine/= AĞLAYAN


- GÖÇMEN ile SIĞINMACI


- GÖKTEN DÜŞEN ile GÖNÜLDEN DÜŞEN

( Parçası bulunur. İLE Parçası bulunmaz. )


- GÖLGENDE DİNLENEN değil/yerine GÖNLÜNDE DİNLENEN


- GÖVDEDEN DOĞMAK/DOĞAN ile/ve TOPLUMDAN DOĞMAK/DOĞAN ile/ve KENDİNDEN DOĞMAK/DOĞAN


- GURBETTE OLDUĞUNU:
ANLAMAYAN/ANIMSAMAYAN değil/yerine ANLAYAN/ANIMSAYAN


- "GÜÇLÜ OLAN" ile/değil/yerine (")HAKLI(") OLAN

( Güçlü olan, haklı değildir! Haklı olan ise güçlü olandır! )


- GÜÇLÜ ile/ve/değil/||/<>/< UYUMLANAN


- GÜÇLÜ(") ile/ve/||/<> (")ZENGİN(") ile/ve/||/<> (")AKILLI(")

( Hırslarını yenen. İLE/VE/||/<> Durumundan memnun olan. İLE/VE/||/<> Herşeyden ve herkesten öğrenen. )


- GÜNÜ, GÜNÜNE EŞİT OLAN ve/> ÂN'I, ÂN'INA EŞİT OLAN


- GÜVENLİ ile/ve TEKİN

( ... İLE/VE Boş, içinde kimse bulunmayan. | Güvenilir (kişi, yer). | İçinde doğaüstü "varolanlar" bulunmadığına inanılan (yer). | Eski Türklerde bir babanın taşınmaz mallarının mirasçısı olan en küçük oğlu. )


- GÜZEL (OLAN) ile/değil İSTEDİĞİM GİBİ (OLAN)

( [not] THE BEAUTIFUL vs./but WHICH/WHAT I WOULD LIKE TO )


- GÜZELLİK:
İZLENİLEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YAŞANILAN


- HÂCE[< HÂCET] ile HÂCE[Fars. | çoğ. HÂCEGÂN]

( Gereklilik, ihtiyaç, lüzum. İLE Hoca, efendi, ağa, çelebi, sahip, muallim, öğretmen, müderris. | Tüccar. )


- HAFİT/HAFÎD[Ar. çoğ. AHFÂD]/NEVE[Fars.] değil/yerine/= TORUN

( Eril torun. DEĞİL/YERİNE/= ... )


- HAİN değil/yerine/= SATKIN


- HAKAN ile HAN


- "HAKLI" OLAN ile/değil/yerine AKLI OLAN


- "HAKLI OLAN" ile/ve/değil/yerine/||/<> HAKÇA OLAN


- "HASTA" ile/değil DANIŞAN


- HATİP değil/yerine/= SÖZEN


- HAYRAN ile/ve/> HAYRAT

( Hayran olduğuna, hayrat ol! )


- HAYVAN GİBİ YAŞAYAN "KİŞİ/İNSAN" ile/değil/>< İNSAN GİBİ HAREKET EDEN "HAYVAN"


- HAZIR OLMAK/OLAN ile/ve/<> İSTEKLİ OLMAK/OLAN


- HAZÎRE ile/ve/değil HÂMÛŞÂN

( ... İLE/VE/DEĞİL Sessizler, susmuşlar. [Mevlevî mezarlıkları] )


- [hem] ÇOK OKUYAN ile/ve/||/<>/hem de ÇOK GEZEN

( Hangisi daha çok bilir?" sorusuna, birinden yana, iki yaklaşımda bulunuluyor. Doğru yanıt diye bir şey yok! İkisi de doğru ya/ya da yanlış olabilir. Fakat bilinebilecek bir şey varsa, o da ikisini de yapanın hiçbir şey bilmediğidir. Yani ne kadar bilmediğini anlayarak ve ne kadar daha anlaması gerektiğini anlar. "ŞİO ME NİHİL ŞİRE"[En iyi bildiğim şey, hiçbir şey bilmediğim!"] )


- "HERŞEYİ BİLEN" ile/değil KENDİNİ BİLEN


- HERŞEYİ İÇİNE ALAN ile/ve HERŞEYİN İÇİNDE OLAN

( INCLUDES EVERYTHING vs./and IN EVERYTHING )


- HÜKÜMDAR[Ar. + Fars.] ile HAKAN[< KAĞAN]

( Padişah, kral, hakan gibi taht sahibi devlet başkanı. İLE Türk, Moğol ve Tatar hanları için "hükümdarlar hükümdarı" anlamında kullanılan bir san. | Osmanlı sultanlarına verilen san. )


- HÜKÜMDAR ile/değil/yerine/=/<> İLHAN

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE/=/<> Bir ilhanlığın başında bulunan hükümdar/imparator. | İran Moğollarında hükümdarın sanı. )


- İBRET ALAN ile İBRET ALMAYAN

( Bulunduğu derecenin üzerine çıkar/tılır. İLE Bulunduğu derecenin altına düşer/düşürülür. )

( İbret alınır. İLE İbret olur. )


- SUSABİLMEK/SUSABİLEN:
İCÂBEN ile/ve/değil/||/<>/< EDEBEN


- İHTİYÂR SAHİBİ (OLMAK/OLAN) ile/ve/<>/|| TASARRUF SAHİBİ (OLMAK/OLAN)


- İHTİYAT/LI[Ar.] değil/yerine/= SAKINMA/SAKINGAN

( Herhangi bir korku ya da düşünce ile bir şeyi yapmaktan uzak uzak durmak, içtinap etmek. | Olabileceği düşünülen kötülüklere karşı önlemler almak. | Korumak, esirgemek, gözetmek. )


- İHVÂN ile DERVİŞÂN ile MÜRÎDÂN


- İLK:
ÖZÜR DİLEYEN ve/<>/|| AFFEDEN ve/<>/|| UNUTAN

( En cesurdur. VE/<>/|| En güçlüdür. VE/<>/|| En mutludur. )


- İLMİNE, İRFÂN (İSTEYEN/ARAYAN) ile/ve DERDİNE, DERMÂN (İSTEYEN/ARAYAN)


- İNANAN ile KÂFİR


- İNATÇI ile HARIN

( ... İLE Bir şeyden huylanıp yürümeyen, geri geri giden hayvan. | [mecaz] Hain, huysuz. | [mecaz] Obur. )


- İNSAN/KİŞİ:
OLGUN ile/ve/değil/<> ONURLU


- İNSAN:
"YOK" VAROLAN ile/ve/=/değil "YOK OLAMAZ" VAROLAN


- İNSAN/KİŞİ:
NE İSTEDİĞİNİ BİLEBİLEN ile/ve/değil/||/<>/< NE İSTEMEDİĞİNİ BİLEBİLEN


- İSYAN ÇIKARMA/ÇIKARAN ile/ve/||/<>/> İSYANI KIŞKIRTMA/KIŞKIRTAN


- "İŞE YARAMAYAN" ile/değil İŞİNE GELMEYEN


- İŞE YARAYAN ile/ve/değil/||/<>/< İŞ GÖREN


- İŞİ:
BİLMEYEN ile/değil/yerine/>< BİLEN

( "Hocası". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yapıcısı. )


- İŞKOLİK ile/değil/yerine VERİMLİ ÇALIŞAN

( )


- KABA ile/değil/yerine ENGİN


- KAÇAK ile KAÇIK ile KAÇINTI ile KAÇKIN

( Bir kapalı kaptan, bir borudan sızan gaz ya da sıvı. | Gizlice kaçırılmış olan mal ya da nesne. | Bağlı bulunduğu yerden ya da yasadan kaçan, uzaklaşan. | Yasaca yapılması yasak olan ya da yapılması için gerekli izin alınmayan. | Yasaca belirtilmiş gerekli gümrük ve vergileri ödenmeden bir yere sokulan ya da bir yerden çıkarılan. | Yasalara, kurallara uymayarak, gizlice. İLE İlmeği kaçmış (çorap vb.). | Bir yana kaçmış, kaymış. | Bazı davranışları dengesiz olan, zıvanasız. | Çorabın ilmeği kaçmış yeri. İLE Erken doğan kuzu. | Sızıntı, kaçak. İLE Bir yerden ya da bir işten kaçmış kişi. | Toplumdan uzak duran, toplum içine çıkmak istemeyen kişi. )


- KAÇAK ile KAÇKIN


- KAÇAN ile/değil/yerine/>< KAZANAN

( Kazanamaz. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kaçmaz. )


- KADIN ile/değil KADINLIK/KADINLAR

( MER'A ile/değil NİSÂ )


- KADIN ile KARI

( HÜRRE: Cariye(eme) ya da esir olmayan kadın. )


- "KAHRAMAN" ile/ve/değil/||/<>/< "BAŞ ROL"


- KAHRAMAN >< KURBAN


- KAKAVAN = KENDİNİ BEĞENMİŞ, SEVİMSİZ, DÜŞÜNCESİZ, BİLGİSİZ, BUDALA


- KALTABAN[Fars.] değil/yerine/= NAMUSSUZ | ŞARLATAN, YALANCI, HİLECİ


- KAM/ŞAMAN ile KAM' ile KÂM[Fars.]

( Şamanlığa katılan kişi. İLE Ezme, kırma, zapetme. İLE Ağzın üstü, damak. | Meram, arzu, emel, istek. | Lezzet, zevk. )


- KANAATKÂR değil/yerine/= YETİNGEN

( Kazandığı ile meşgul olup, başkasının kazandığı ile meşgul olmamak. )


- KAPTAN[İt. < CAPITAN] ile/ve/değil/<> LOSTROMO[İt.]

( Gemi yönetimiyle ilgili en yüksek görevli. | Takım oyunlarında takımı temsil eden kişi. | Kaptan pilot. | Yolcu otobüsü sürücüsü. | Balkanlarda çete savaşı yapan milis gücünde çarpışan kişi, efe. İLE/VE/DEĞİL/<> Ticaret gemilerinde, tayfaların başı. )


- KARAGÖZ SAHNESİNDE:
ÇIRAK ile/ve/<> YARDAK ile/ve/<> DAYREZEN ile/ve/<> SANDIKKAR


- KARARSIZ ile YERİNDE DURAMAYAN


- KARNI AÇ (OLAN) ile AÇGÖZLÜ

( Doyar. İLE Doymaz! )


- KARŞICIL/MUHÂLİF[Ar.] ile/ve/değil/||/<> ÇEKİNGEN


- KARTAL ve/||/<> KÖPEK ve/||/<> AKILLI GELİN

( Sinek avlamaz. VE/||/<> Kuşa hırlamaz. VE/||/<> Kaynanaya hırlamaz. )


- KATİL[Ar.] değil/yerine/= ÖLDÜRÜMCÜ/ÖLDÜREN


- (")KAYIP("):
GERİ GEL(E)MEYECEK OLAN ile/ve/||/<> YERİ DOLDURULAMAYACAK OLAN


- KAYPAK[mecaz]/DÖNEK ile/değil/=/||/<> KAYAĞAN/KAYGAN


- KAZULET = KOCAMAN


- KENDİ BAŞINA OLAN ile KENDİNE YETEN


- KENDİ DIŞINDAKİ DÜNYAYI: BİLMEYEN >< BİLEN ile İÇ DÜNYASINI: BİLMEYEN >< BİLEN

( Câhil. >< Âlim. İLE Gâfil. >< Ârif. )


- KENDİ DÜNYASINDA OLMAK/OLAN ile/ve "KENDİNİ BEĞENMİŞ"LİK

( Olgun kişi, kendini beğenmiş değildir ve işlerinde âdil ve tutarlıdır. )

( NAHVET[Ar.]: Kibir, gurur, böbürlenme. Kendini beğenme. )


- KENDİ YAZAN ile YAZDIRAN


- KENDİLİK ile/ve/||/<> DENEYİM ile/ve/||/<> DENEYİMLEYEN


- KENDİNE GÖRE ile ÖZGÜN


- "KENDİNE ÖZGÜN" değil KENDİNE ÖZGÜ ya da ÖZGÜN


- KENDİNİ HAKLI ÇIKARAN >< DÜRÜST

( Kendini haklı çıkaran, dürüst değildir. )


- KENDİNİ ÖVEN ile/değil/yerine/>< KENDİNİ BİLEN


- KENDİNİ:
"YÜCELTEN" değil/yerine/>< ALÇALTAN

( Alçalır. DEĞİL/YERİNE/>< Yücelir. )


- KENDİYLE:
DOLAN ile/ve/||/<> DOYAN


- KESKİN ile/değil/yerine/>< SAKİN

( Zâhirde. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Mânâda. )


- [ne yazık ki]
KEYİF EHLİ ile/ve İŞİNE GELDİĞİ GİBİ YAŞAYAN


- KEZBAN(")[Ar.] ile/değil/>< KEZBAN[Fars.]

( Kötü kadın. | (")Deneyimsiz, beceriksiz, bilgisiz, görgüsüz kadınlara yakıştırılan söz("). İLE/DEĞİL/>< Becerikli, hamarat kadın. )


- KIÇINDAN ANLAMAK/ANLAYAN/UYDURAN değil/< KIŞRINDAN(KABUĞUNDAN) "ANLAMAK/ANLAYAN/UYDURAN"


- KIRAN/ÖLET/AFET ile KIRAN

( Kırma işini yapan kişi. | Bir topluluğun ve özellikle hayvanların büyük bir bölümünü yok eden hastalık ya da başka neden. İLE Kıyı, kenar, çevre, uç. | Dağ sırtı, tepe, bayır. | Kıraç toprak. | Birbirine paralel olarak uzanan iki akarsu arasında kalmış dağ sırtı. )


- "KISA/KÜÇÜK" ile/değil MİNYON[Fr.]

( ... İLE/DEĞİL İnce, küçük, sevimli, zarif. )


- "KIYMATARYEN" değil/yerine KIYMETARYEN

( Hayvanlara/canlılara kıyan ya da "kıyma" denilen şeyden yapılan "şeyler" yiyen. DEĞİL/YERİNE Hayvanların değerini bilip tüm canlılara saygı göstererek yaşama olanağı sunmayı yeğleme zihninde/bilincinde, tutum ve davranışında olanlar. )


- KIZAN ile KIZAN

( Erkek çocuk. | Silahlı köy delikanlısı. | Çoluk çocuk. İLE Dişi köpek, kedi gibi hayvanların çiftleşme isteği gösterdikleri durum ya da zaman. )


- KIZGIN/LIK ile/ve/değil/<> ÜZÜNTÜ/ÜZGÜN

( Üzüntü bir zihinsel acıdır ve bu ıstırap, mutlaka dikkat ister. Ona dikkatimizi verdiğimizde, çağrı durur ve bilgisizlik sorunu da kaybolur. )

( Üzüntülerimiz hakkında üzülmemize gerek yoktur. )

( Üzüntü, sen ve ben olduğu sürece devam eder. )

( Worry is mental pain and pain is invariably a call for attention. The moment you give attention, the call for it ceases and the question of ignorance dissolves.
You need not worry about your worries. )


- KİRALAYAN ile/ve KİRAYA VEREN


- KİŞİ:
"YARGILAYAN" ile/değil/yerine/>< KATILAN


- KİŞİ/İNSAN ile/ve/> İNSAN/LIKTA OLAN KİŞİ

( KİŞİ/İNSAN: Yolu, özgürlük; yönü, özgünlük... )

( HUMAN vs./ve/> HUMAN IN HUMANITY )


- KORUMAK/KORUYAN:
[hem] KİŞİYİ, KENDİNDEN hem de DOĞAYI, İNSANDAN


- KİTAP OKUMAYI SEVMEYEN ile/değil/yerine/<> ARADIĞI KİTABI HENÜZ BULAMAMIŞ OLAN


- KODAMAN ile KERLİ FERLİ["KELLİ FELLİ" değil!]

( İleri gelen, para ya makam sahibi kişi. İLE Giyimi düzgün, olgun ve gösterişli kişi. )


- KOMEDYEN ile ŞAKACI

( ... cum BALATR )


- KOMUTAN ile MİR[Fars.]

( ... İLE Baş, kumandan, amir. | Bey. )


- KONUŞMAYAN/KONUŞAMAYAN ile/değil/yerine SUSAN/SUSABİLEN

( Bilgisiz/cahil, bazı/birçok şey(ler)i bilmeyen/algılayamayan/anlayamayan/kavrayamayan. İLE/DEĞİL/YERİNE Bilen, farkındalıklı. )


- KORKAN ile/değil/yerine/>< GÜVENEN

( "Sahiplenir". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sahip çıkar. )


- KORKUTAN ile/ve/||/<> KORKAN

( Korkutanlarla ile korkanlar arasında sessiz bir suç ortaklığı vardır. )


- [ne yazık ki]
!KÖLEMEN ile !KARAVAŞ

( Kölelerden kurulan bir asker sınıfı. | Birinin sahip olduğu köle ya da karavaş. İLE Savaşta tutsak edilen ya da satın alınan kadın köle. )


- KÖR" ile "GÖREN"

( Köre renk, sağıra ahenk olmaz! )


- KÖTÜ/LÜK ile/ve/değil/<> KÖTÜLÜKLERE NEDEN/VESİLE OLAN

( Kendinden çok, başkalarından az isteyen bir kişi, kendini, kötülüklerden uzak tutar. )

( HABÂSET ile HASED )


- "KUDURUK" ile/ve "AZGIN"


- KURBAN ile/değil/yerine MAĞDUR


- KURBAN ile/<> ZORBA ile/<> KURTARICI


- KUZİN[Fr. < COUSINE] değil/yerine/= KIZ YEĞEN


- "KÜFÜR ETMEK/EDEN"/ŞATİM[Ar. < ŞETM] ile/değil/yerine/>< ŞÜKÜR ETMEK/EDEN


- LÂF GETİREN ile/ve/> LÂF GÖTÜREN


- LÂFZEN ile LÂF-ZEN[Fars.]

( Sözcüğün söylenilişine/yapısına göre, yazılı olmayarak. İLE Geveze, lâfazan. | Övünen, övüngen. )


- LÂL OLANDAN ve AÇ OLANDAN ve HİÇ OLANDAN

( Sözün değerini öğreniriz. VE Ekmeğin değerini öğreniriz. VE Aşk'ın değerini öğreniriz. )

( Bir yılın değerini anlamak için, sınıfta kalmış bir öğrenciye sor.
Bir ayın değerini anlamak için, 8 aylık bir bebek doğuran anneye sor.
Bir haftanın değerini anlamak için, haftalık dergi çıkaran bir yayıncıya sor.
Bir saatin değerini anlamak için, kavuşmayı bekleyen sevgililere sor.
Bir dakikanın değerini anlamak için, trenini kaçıran yolcuya sor.
Bir saniyenin değerini anlamak için, bir kazayı önleyemeyen sürücüye sor.
Bir saniyenin yüzde birinin değerini anlamak için, olimpiyatlarda, gümüş madalya kazanan koşucuya sor.

Her an'ını, değerlendir; her dakikanı, çok özel biriyle paylaş!
Zamanında ortak edebileceğin kadar özel biri. Unutma! Zaman, hiçkimse için durmaz.
Geçmiş zaman, Tarih; Gelecek zaman, Gizemli; ŞU AN ise sana verilen gerçek bir armağandır. )


- LEKTÖR[Fr.] değil/yerine/= OKUTMAN


- MAHRUM[Ar.] değil/yerine/= YOKSUN


- MAKTUL[Ar.] değil/yerine/= ÖLDÜRÜLEN


- MAYSTRO/MAESTRO değil/yerine/= UNGAN

( Besteci. | Orkestra şefi. )


- MEBHÛS ile MEBHÛS[< BAHS] ile MEB'ÛS[çoğ. MEB'ÛSÂN]

( Sözü geçmiş, bahs olunmuş. İLE Solugan, tık soluk kişi/hayvan. İLE Gönderilmiş, ba's olunmuş. | Peygamber olarak gönderilmiş. | Halk tarafından seçilerek, mecliste yer alan kişi, milletvekili. )


- MEKÎN[< MEKÂN] değil/yerine/= OTURAN, YERLEŞEN | VAKARLI, TEMKİNLİ | SAĞLAM OTURAKLI KARARGÂH


- MELHÛZ[Ar.] değil/yerine/= UMULAN/BEKLENEN

( Düşünülebilen, olabilen, hatıra gelen, mülâhaza edilen. )


- MELİK ile SULTÂN


- MERT değil/yerine/= YİĞİT/ALP/KAHRAMAN

( CELÂDET: Yiğitlik, kahramanlık, bahadırlık. )


- MEST[Ar.] ile MEST[Fars. çoğ. MESTÂN]

( Mesh edilen ve üzerine pabuç giyilen, kısa konçlu, hafif ve yumuşak ayakkabı. İLE Sarhoş. )


- "MEŞGUL" ile/değil/yerine/>< ÜRETKEN


- MİSANTROP[Fars.]/MERDÜMGİRÎZ[Fars.] değil/yerine/= KİŞİLERDEN/İNSANDAN "KAÇAN"


- MİSKİN ile KÜLKEDİSİ

( Çok uyuşuk olan kişi. | Hoş görülemeyecek durumlar karşısında tepki göstermeyen kişi. | Cüzzam hastalığına tutulmuş olan kişi. | Âciz, zavallı. İLE Çok üşüyen, ateşin yanından ayrılmayan kişi. | Uyuşuk, miskin kişi. | Sakin, yumuşak, uyumlu kişi. | Pasaklı, görgüsüz kadın. )


- MİSKİN[Ar.] değil/yerine/= YOKSU

( Allah'ta yok olan, fenafillah. )


- MUALLİM[Ar. < İLM] değil/yerine/= ÖĞRETMEN

( Tâlim eden, öğreten, öğretmen, hoca. )


- MÛCİT/KÂŞİF değil/yerine/= GELİŞTİRİCİ/BULUCU/ORTAYA ÇIKARAN


- MUĞBER[Ar.] değil/yerine/= GÜCENMİŞ/GÜCENİK, KÜSKÜN


- MUHÂFIZ[Ar.] değil/yerine/= KORUYAN/KOLLAYAN

( Birini ya da bir şeyi koruyan, kollayan. | Bir kalenin ya da bir kentin önemli yerlerini korumak, düzeni ve güvenliği sağlamakla görevli komutan. )


- MUHAMMİN[Ar.] değil/yerine/= ORANLAYAN


- MUHATAP[Ar.] değil/yerine/= KONUŞULAN


- MUHAVVİL[Ar. < HAVL] değil/yerine/= DEĞİŞTİREN/DÖNÜŞTÜREN

( Tahvîl, tahvîl eden, değiştiren, başka şekle soran. )


- MUHTEBER ile MU'TEBER/E[< UBÛR | çoğ. MU'TEBERÂN]

( Başvurma. | Başvurma yeri. | El kitabı. İLE Saygın, hatırı sayılır, îtibarlı. | İnanılır, güvenilir. | Yürürlükte olan, geçerli olan. )


- MUKİM ile SAKİN

( Bir evde oturan, ikamet eden. İLE Durgun, dingin. | Sessiz. | Kimseyi rahatsız etmeyen, kızgınlık göstermeyen. | Huysuzluğu, rahatsızlığı azalmış ya da geçmiş. | Bir yerde oturan. )


- MUKNİ[Ar.] değil/yerine/= İNANDIRAN


- MU'TAZIB[Ar.] ile BİRBİRİNE YARDIM EDEN

( BİRBİRİNE YARDIM EDEN )


- MUTEDİL[Ar.] değil/yerine/= DENGELİ | ILIMAN


- MUTLU ile/ve/<> MEMNUN

( Başarının sırrı nedir bilmiyorum fakat başarısızlığın sırrı herkesi memnun etmeye çalışmaktır. )

( HAPPY vs. PLEASED/GLAD )


- MUZAHİR[Ar.] değil/yerine/= DESTEKLEYEN, YARDIM EDEN


- MÜBEZZİR değil/yerine/= TEBZÎR EDEN, GEREKSİZ, YERSİZ HARCAYAN, İSRÂF EDEN


- MÜBTESİM[< TEBESSÜM] ile GÜLÜMSEYEN, TEBESSÜM EDEN


- MÜCBİR[< CEBR] değil/yerine/= ZORLAYICI/ZORLAYAN


- MÜDÂVİM ile/değil MUHİBBÂN


- MÜDÜR ile/ve EMİN


- MÜFİT[Ar.] değil/yerine/= YARARLI | ANLATAN


- MÜFLİS[Ar.] değil/yerine/= BATKIN

( Borçlarını ödeyemez duruma düşen, iflas etmiş kişi. )


- MÜLAHHAM[Ar.] değil/yerine/= ŞİŞMAN


- MÜLÂKÎ[< LİKA]:
BULUŞAN, KAVUŞAN | GÖRÜŞEN


- MÜMASİL[Ar.] değil/yerine/= BENZEYEN, ANDIRAN


- MÜNKİR[< NEKR] değil/yerine/= İNKÂR EDEN, KABUL ETMEYEN


- MÜNTESİB ile MUHİBBÂN


- MÜPTEDİ[Ar.] değil/yerine/= ÖĞRENMEYE YENİ BAŞLAYAN


- MÜREBBÎ[< TERBİYE] değil/yerine/= EĞİTİCİ | BESLEYEN


- MÜRECCAH[< RÜCHÂN] ile YEĞLENEN, TERCİH EDİLEN, ÜSTÜN TUTULAN


- MÜSAİT[Ar.] değil/yerine/= UYGUN


- MÜSLÜMAN ile/ve/<> DERVİŞ

( Rikkatli kişi. İLE/VE/<> Rikkatli müslüman. )


- MÜSLÜMAN ile/yerine DİNÎ DUYARLILIĞI YÜKSEK OLAN


- MÜSTA'Fİ[< AFV] ile MÜSTAGFİR[< GUFRÂN]

( İstifa eden, işinden kendi isteğiyle ayrılarına. | Suçunun bağışlanmasını isteyen. İLE İstiğfar eden, günahlarının bağışlanmasını Allah'tan dileyen. )


- MÜSTA'MEL[< AMEL] ile MÜSTA'MER[< UMRÂN]

( Kullanılmış. | Eski, köhne. İLE Göçmen yerleştirerek, ma'mur, şen, bayındır bir duruma getirilen yer. [Fr. COLONIE] )


- MÜSTEFİT[Ar.] değil/yerine/= YARARLANAN


- MÜSTEHLİK[Ar. < HELÂK] değil/yerine/= TÜKETİCİ | YİYİP İÇEREK TÜKETEN, BİTİREN


- MÜSTENSİH[Ar. < NESH] değil/yerine/= ÇOĞALTAN


- MÜSTESNÂ[Ar. < SENY] değil/yerine/= AYRI TUTULAN

( İSTİSNÂ EDİLEN, KURAL DIŞI BIRAKILAN | ÜSTÜN | AYRI TUTULAN | BENZERLERİNDEN BASKIN )


- MÜSTEŞÂR[Ar. < MEŞVERET] değil/yerine/= DANIŞILAN/DANIŞMAN


- MÜŞ'İR[< ŞUÛR] ile MÜŞÎR[< ŞEVR | çoğ. MÜŞÎRÂN]

( Yazı ile haber veren, bildiren, iş'âr eden. | [fizik] Gösterge. İLE Emir ve işâret eden. | En yüksek aşamadaki asker, Mareşal[Fr. < Cerm.]. )


- [ne yazık ki]
!MÜTECÂVİZ[Ar.] değil/yerine/= SALDIRGAN/SALDIRICI/SATAŞKAN


- MÜTEHARRİK[Ar.] değil/yerine/= DEVİNGEN | İŞLEYEN/ÇALIŞAN


- MÜTENÂDÎ[< NİDÂ] ile BİRBİRİNİ ÇAĞIRAN, BİRBİRİNE NİDÂ EDEN


- MÜZEVİR/MUZEVVİR[Ar.] değil/yerine/= ARABOZAN

( İki kişinin arasındaki dostluğu ya da geçimi bozan "kişi". )


- MÜZİKÇİ/MÜZİSYEN[Fr.] ile MÜZİKSEVER

( Müzik yapan. İLE Müzik tutkusu olan, müziği seven kişi. )


- MÜZİSYEN değil/yerine/= KÜYCÜ, KÜĞCÜ


- MÜZİSYEN ile VİRTÜÖZ

( MUSICIAN vs. VIRTUOSO )


- [Fars.] NÂDÂN ile/değil/yerine/>< DÂNÂ

( Bilmez. | Nobran, kaba, terbiyesi kıt. | Kendini beğenmiş, kibirli. >< Bilen, bilici, bilgiç. )


- NÂDÂN değil/yerine/>< YÂRÂN


- NÂS(I)R[Ar.] ile YARDIMCI, YARDIM EDEN

( YARDIMCI, YARDIM EDEN )


- NEFSİNİ:
"SİLEN" değil/yerine/>< BİLEN


- NEREDEN GELDİĞİNİ:
BİLMEYEN ile/değil/yerine/>< BİLEN

( [nereye gideceğini] Bilmez. İLE/DEĞİL/YERİNE Bilir. )


- NEYZEN/NÂYÎ[Fars.] ile ...

( Ney üfleyen. )


- ...'NIN:
"KARŞITI" ile/değil DIŞINDA KALAN/BIRAKILAN


- NİGÂH-BÂN değil/yerine/= GÖZCÜ, BEKÇİ


- OKUR-YAZAR OLMAYAN ile/değil CAHİL


- OKUYAN/YAZAN ile/ve/değil/yerine OKUR-YAZAR


- [ne yazık ki]
OKUYAN ile/ve/||/<> ANLAYAN

( Az. İLE/VE/||/<> Sınırlı/kıt. )


- OLAN ile/ve/<>/değil/yerine OLABİLEN

( Evren/dekiler. İLE/VE/<>/DEĞİL/YERİNE İnsan... )


- OLAN ile/ve/||/<> ORAN


- OLAN ile/ve/<>/||/hem de ÖLEN ile/ve/<>/||/hem de YANAN ile/ve/<>/||/hem de YENİLEN

( Hiçbirine, çözüm yoktur. )


- OLGUN KİŞİ:
"GÜZEL SÖZ SÖYLEYEN" değil SÖYLEDİĞİNİ YAPAN VE YAPABİLECEĞİNİ SÖYLEYEN


- OLGUN KİŞİ:
"KIZMAYAN" değil ÖFKESİNİ YÖNETEBİLEN/YUTABİLEN


- OLGUN ile/ve/değil/||/<> "DURGUN"


- OLGUN ile/ve/<>/+ YETKİN


- OLMA!:
[ne] PİŞMAN ne DÜŞMAN ne [de] KAHRAMAN


- (OLMUŞ) OLAN ile OLMAKTA OLAN

( Nesne/ler. İLE Özne/kişi. / İnsan. )


- OLUMSUZ BAKIŞ/BAKAN ile/değil/yerine/>< OLUMLU BAKIŞ/BAKAN

( Her çözüm için mutlaka bir "sorun" bulmak/bulanlar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Her "sorun" için en az bir çözüm bulmak/bulanlar. )


- OMURGALI ile/ve BİR DURUŞU OLAN/OLABİLEN


- SAYGI DUYMAK/GÖSTERMEK | DUYAN/GÖSTEREN:
ÖĞRENCİ(N)DEN değil ÖĞRENCİ(N/Y)E


- ÖĞRENECEK OLAN ile "AYAK UYDURACAK OLAN"


- ÖĞRENEN ANCAK DÜŞÜNMEYEN ile/ve/||/<> DÜŞÜNEN ANCAK ÖĞRENMEYEN

( Kaybolmuştur. İLE/VE/||/<> Tehlikededir. )


- ÖNCE:
ALICI(MÜŞTERİ) değil ÇALIŞAN


- ÖNCE CÂN, SONRA CÂNAN ile/ve/değil ÖNCE CÂNAN, SONRA CÂN

( "Canım var!" diyen ölüdür. )

( Canından vazgeçen ölüler için ölüm var mı? )

( ÂŞIK OLDUR KİM KILÂR CANIN FEDÂ CÂNÂNINA
MEYL-İ CÂNÂN ETMESİN HER KİM Kİ KIYMAZ CÂNINÂ

CÂNI KİM CÂNÂNI İÇİN SEVE CÂNÂNIN SEVER
CÂNI İÇİN KİM Kİ CÂNÂNIN SEVER CÂNIN SEVER )

( [Ancak] Verirsek canı, alırız cananı. )


- ÖNCÜ ile/ve/değil/||/<> ÖNE GEÇEN/ÇIKAN


- ÖNDE GELEN ile/ve/değil DİKKATE DEĞER


- ÖZEL ile/ve/değil ÖZGÜN


- ÖZGÜ ile ÖZGÜN


- ÖZGÜN ile ...

( IDIOSYCRATIC )


- "ÖZGÜN" ile/değil "KAFASI KARIŞIK"


- ÖZGÜN ile/ve/<> ÖZEL


- ÖZGÜN ile/ve YENİ

( ORIGINAL/AUTHENTIC vs./and NEW )


- [ne yazık ki]
"ÖZGÜVENLİ" CAHİL ile/ve/||/<> GÖRGÜSÜZ VARSIL ile/ve/||/<> SIMARTILMIŞ APTAL ile/ve/||/<> ÇOCUK DAVRANIŞLI "YETİŞKİN"


- [ne yazık ki!]
ÖZÜR DİLEYEMEMEK/DİLEYEMEYEN ile/ve/<> TEŞEKKÜR EDEMEMEK/EDEMEYEN


- PARALI ile ZENGİN


- PARAYI, MEZARA GÖTÜREN >< PARANIN, MEZARA GÖTÜRDÜĞÜ

( Yoktur. >< Çoktur. )


- PEHLİVAN[Fars.] değil/yerine/= GÜREŞÇİ


- PERİŞAN[Fars.] değil/yerine/= DAĞILGAN


- PERSONEL yerine ÇALIŞAN


- PEŞİN SATAN ile/ve/<> VERESİYE SATAN

( Şişman. İLE/VE/<> Pişman. )


- PROFESYONEL ile ÇOK ANLAYAN


- PSİKOLOJİSİ BOZUK OLAN ile KARAKTERİ BOZUK OLAN

( Düzelir. İLE Düzelmez. )


- PÜR TEMKÎN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EHL-İ TEMKÎN

( Çok ağırbaşlı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Ağırbaşlı. | Televvünden kurtulup huzur ve sükûna mazhar olmuş kişi. | Kendini sadece Tanrı yoluna adamış kişi. )


- REDDÂDE ile/ve/||/<> ÇOBAN ile/ve/||/<> MÜŞHİR

( VI. yy.'dan itibaren kullanılmaya başlanmıştır. )


- [Fars.] REHBER ile REHDÂN ile REHZEN

( Yol gösterici/gösteren, kılavuz. | Derviş olanı, şeyh huzuruna götüren. | Hz. Cebrail. İLE Yol bilen. İLE Yol kesici. )


- REÎS[Ar.] ile/değil/yerine/= BAŞKAN

( KIYÂMÎ TEKKELERİNDE KIYÂMEN EDİLEN ZİKİRLERDE ZİKRİ İDARE EDEN )


- SABIRLI KİŞİLER:
GEMİLERİ YAKAN ile/ve/değil/||/<>/> LİMANLARI YAKAN


- SABRI OLMAYAN ile/ve/değil/yerine/&gt;/<>/>< RÂZI OLAN

( İntizar eden. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/>/<>/>< Zevk eden. )


- SAHRUBAN ile ...

( KERVAN BAŞI )


- SAKIN!:
ADAMIN, YERE BAKANINDAN
ve/||/<>
SUYUN, YAVAŞ AKANINDAN


- SAKİN değil/yerine/= DİNGİN


- SAKİN/MUKİM/MÜTEMEKKİN[Ar.] değil/yerine/= OTURAN/OTURGAN/YERLEŞİK


- "SAPIK" ile/değil AZGIN


- "SAPKIN" ile/değil/yerine ÇAPKIN


- SARI ile ERMİŞ/ERGİN


- SARIŞIN ile GÖKMEN

( ... İLE Mavi gözlü sarışın. )


- SAYGILI ile SAYGIN

( Kişinin, başkalarına gösterdiği tutum dolayısıyla. İLE Başkalarının, kişiye gösterdiği tutum dolayısıyla. )


- SEBATKÂR değil/yerine/= DİREŞKEN


- SEÇKİN ile/ve/değil/yerine ÖNCÜ


- SEFER ile/ve SEFERÂN

( Arabî ayların ikincisi.[yılbaşının Muharrem olması itibariyle] İLE Muharrem ve Sefer ayları. )


- SEMPATİZAN[Fr.] değil/yerine/= DUYGUDAŞ


- SENİ, SENDEN EDEN ile/değil/yerine SENİ, SEN EDEN


- SERKEŞ[Fars.] değil/yerine/= KAFA TUTAN, BAŞKALDIRAN


- SEVDİĞİN ile/değil/yerine GÜVENDİĞİN


- SEVEN/SÖVEN ||/>< ÖVEN

( (Fazla) Sövmek ile övmek arasında fark yoktur. )


- SEVİLEN ve SEVİLENİN ARKADAŞLARI/ÇEVRESİ ve SEVİLENİ SEVENLERİ SEVMEK


- SEYYAH[Ar.]/TURİST[İng.] değil/yerine/= GEZGİN


- SIÇAN ile SIÇAN

( Fare türü. İLE Dışkılama eylemi içinde olan. )


- SIĞINMACI ile/ve/||/<> GÖÇMEN ile/ve/||/<> MÜLTECİ

( ASYLUM SEEKER vs./and/||/<> MIGRANT vs./and/||/<> REFUGEE )


- SIKINTILI ile ÜZGÜN


- !SİGARA İÇEN ile/ve/değil/<> İÇİREN/İÇTİREN/İÇTİRTEN

( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Etkin/Edilgin/Ettirgen. )

( [ne yazık ki] İçmeyenler. İLE/VE/DEĞİL/<> İçenler ve içmeyenler. )


- SİGORTALAYAN SİGORTALANAN


- SOLGUN değil/yerine/</>< OLGUN


- SORAN ile YANITLAYAN

( İstediği her şeyi sorabilen/sorabilecek olan. İLE Her şeyden yanıt veremeyecek olan. )


- SORAN ile YANITLAYAN ile DİNLEYEN ile SEVGİSİ/İLGİSİ OLAN


- SOYLU" ve/||/=/<> İNSAFA GELEN

( En "soylu" kişi/ler, insafa gelen(ler)dir. )


- SÖVEN ile/değil/yerine/&gt;&lt;/< SEVEN


- SÖZ VERMEK/VEREN ve/||/+/<>/> SÖZÜNDE DURMAK/DURAN


- SÖZÜNÜN ARDINDA DURAN ile/ve/değil SÖZÜNÜ, KENDİ TAKİP EDEN


- SULTAN[Ar.] ile SULTAN ile "SULTAN"

( Müslüman, özellikle Sünni hükümdarların kullandıkları unvan, padişah. | Padişahların erkek ve kız çocukları ile anne ve eşlerine verilen unvan. İLE Bektaşi azizi. İLE Belirli bir alanda en üst düzeyde olanlar için kullanılan bir söz. )


- SULTAN değil/yerine/= YETKEMEN


- SUSAN ile/değil/yerine SUSABİLEN


- SÜPERVİZÖR/"SÜPERVAYZIR" değil/yerine/= GÖZETMEN


- SÜRÜDEN:
AYRILAN ile/değil/yerine/>< AYRI OLAN

( Kurt kapar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kurtulur. )


- ŞÂDÂN ile ...

( SEVİNÇLİ, NEŞELİ, KEYİFLİ | ŞAD KİMSELER )


- ŞAHSEN ile/ve/||/<> BİZZAT


- ŞAİR[Ar.] değil/yerine/= OZAN

( Şiir söyleyen ya da yazan kişi. | Hayal gücü geniş olan, duyarlı, duygulu kişi. )

( )


- ŞAMPİYON[Fr., İng. < CHAMPION] değil/yerine/= BÖKE


- "ŞANSLI" (OLAN) ile/ve/değil/yerine "ŞANSINI" YARATAN (OLMAK)

( Kişileri değil de, konu/kavram, olgu ve olayları düşünerek yaşamanın ve konuşmanın önemli(öncelikli) olduğunu anımsayarak, kişinin "şanslı" olup olmadığı değil, olanaklarını, fırsatlarını değerlendirmesini/yaratmasını, olasılıkları yönetmenin esas olduğunu düşünmektir aslolan. )


- ŞANSÖLYE[Fr. CHANCELIER]:
BAŞBAKAN ile/ve MALİYE BAKANI

( Almanya ve Avusturya'da. İLE/VE İngiltere'de. )


- ŞARLATAN ile/değil/yerine/>< BİLGİN

( Aldatır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Aydınlatır. )


- ŞARLATAN değil/yerine/>< FİLOZOF

( Filozofların aydınlatmadığı bir toplumu, şarlatanlar aldatır. )


- ŞARLATAN[İt./Fr.] ile/ve/<> ŞAKLABAN

( Kendi bilgi ve niteliklerini ya da mallarını överek, çevresindekileri kandıran, dolandıran kişi. | Bilir geçinen kişi. İLE Şen, şakacı ve güldürücü kişi. | Dalkavuk. )


- ŞİİR:
ŞAİRİN ile/ve/değil/||/<>/< HAKİKATİN


- ŞİKÂYETÇİ/MÜŞTEKÎ[Ar.] değil/yerine/= YAKINAN


- ŞİKESTE[Fars.] değil/yerine/= DARGIN

( Kırılmış, kırık. | Yenilmiş, yenik düşmüş. | Gücenmiş, kırgın, kederli. )


- ŞİŞMAN ile SEMİZ

( BEYDAHA: Etine dolgun, iri ve şişmanca hanım. )


- ŞİŞMAN ile/||/<> TUMBADIZ

( ... İLE/||/<> Kısa boylu ve şişman. )


- ŞİŞMAN ile/ve/değil/yerine YAPILI


- TABİP/TABİB/HEKİM/DOKTOR değil/yerine/= SAĞAN/SAĞALTMAN/SAGUN/ONULTMAN


- TANIDIK ile TANINAN

( Benim/senin [tanıdığı]. İLE Bizim [tanıdığımız]. )


- TANIMLAYAN ile/ve/değil/yerine TANIYAN


- TAVŞAN ile TAVŞAN

( Tavşangillerden, hızlı koşan, kemirgen, bir tür memeli. | Atletizm yarışlarında rekor kırılabilmesi için tempoyu yüksek tutup belirli bir mesafeyi öteki yarışmacıların önünde koşan atlet. İLE Değerli ağaçlar üzerine, ince oymalar işleyen sanatçı, tahta oymacısı. )


- TEKİN ile/>< TEKİNSİZ

( Boş, içinde kimse bulunmayan. | Güvenilir (kişi, yer). | İçinde doğaüstü "varolanlar" bulunmadığına inanılan (yer). | Eski Türklerde bir babanın taşınmaz mallarının mirasçısı olan en küçük oğlu. İLE Tekin olmayan, uğursuz. | Güvenilir olmayan, muammalı (kişi, yer). | Belirli davranış ya da sözlerin bir toplumca, bir toplumsal öbekçe tehlikeli sayılması ve olumsuz yaptırımlara bağlanarak yasaklanması, tabu. )


- TERCÜMAN[Ar.] değil/yerine/= DİLMAÇ/ÇEVİRMEN


- TERZİ[Ar.]/HAYYATİ[Ar.]/DERZİ[Fars.]/BAHYEZEN[Fars.] değil/yerine/= DİKMEN


- TOPLU" ile ŞİŞMAN


- TOPLUMDA YAŞAYAN ile/ve/<> TOPLUMLA YAŞAYAN


- TÖRÜN ile/ve/||/<> TÖRÜNGE


- ULAŞIM ARAÇLARINDA:
KORİDORU YEĞLEYEN ile/ve
PENCERE KENARINDA OTURAN


- URYAN/[Ar.] değil/yerine/= ÇIPLAK/YALINCAK


- UYARAN ile UYARILAN

( STIMULUS/IMPULSE vs. IMPULSED )


- UYUMSUZ ile/ve/değil/||/<> TUTUNAMAYAN


- UYUYAN ile/değil UYUMA NUMARASI YAPAN

( Uyandırabilirsin. İLE/DEĞİL Uyandıramazsın. )


- UZAK DURMALI!:
KÖRDEN değil NANKÖRDEN <>
YÜZSÜZDEN değil İKİYÜZLÜDEN <>
"TİPİ BOZUK"TAN değil "SÜTÜ BOZUKTAN"


- UZMAN ile AZMAN


- ÜRETTİĞİNİ TÜKETEN ile/ve/yerine/<> TÜKETTİĞİNDEN ÜRETEN


- "ÜSTÜN" ile/ve/değil ÜNLÜ

( Sakınan ve ümit edenlerin dışında kimsenin kimseye üstünlüğü yoktur. )


- ÜSTÜN" ile/değil ÜSTTE DURAN


- ÜSTÜN ile ÜSTÜN[Ar.]/FETHA

( Benzerlerine göre daha yüksek bir düzeyde olan, onları geride bırakan. | Birine ya da bir şeye göre, nitelik bakımından daha yüksek, daha elverişli olan.[FAİK] İLE Arap yazısında, bir ünsüzün, geniş, kısa ve düz [a, e] okunacağını gösteren im. )


- ÜZGÜN ile/ve/||/<>/> SÜZGÜN


- VAR OLAN ve/<> GÖRÜNMEYEN VAR OLAN

( Evrendeki her şey. VE/<> İnsan. )


- VAROLAN ile/değil OLUMSUZLANMIŞ VAROLAN


- VAROLDUĞUNDAN DOLAYI DÜŞLENEN ile/ve/||/<> DÜŞLENDİĞİNDEN DOLAYI VAR OLACAK OLAN


- VARSIL/ZENGİN
ile/ve/değil/yerine/=/||/&lt;/<>/><
YOKSUL/FAKİR

( )

( "Beş parasızmış" gibi yaşadıklarından dolayı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/=/||/


- VARSIL/ZENGİN ile/ve/<> GÖNÇ

( ... İLE Varlıklı. )


- VATANDAŞ ile SEÇMEN


- VEHHÂB[< VEHB] değil/yerine/= ÇOK HÎBE EDEN, FAZLA BAĞIŞLAYAN, KARŞILIKSIZ VEREN


- VEJETARYEN ile VEGAN

( [hiçbir hayvanın canına kıymamak üzere]
Etini yememeyi yeğleyen. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/> Etini ve tüm hayvansal ürünleri tüketmemeyi ve kullanmamayı yeğleyen. Hayvanları, mal, kaynak ve köle olarak görmemek ve kullanmayan. )

( Bitkisel beslenme bilgisi ve bilincinde olmak. )


- ...'YA (ÇOK) DÜŞKÜN" ile/ve/değil/yerine "...'YI (ÇOK) SEVEN"


- YABANCI ile/ve/değil/yerine/||/<> BİLİNMEYEN/TANINMAYAN


- YABANCI ile DIŞARIDA TUTULAN

( YABANCİN ile ... )

( PAPALAGİ: Yabancı. | Göğü delen adam. [Göğü Delen Adam (Ayrıntı Yay.) kitabını okumanızı salık veririz] )


- "YAKIN" ile EŞ

( "NEAR/CLOSE" vs. MATCH )


- (")YAKIN(") ile/ve/değil/<>/> UZAK DURULAN/TUTULAN "YAKIN"


- [ne yazık ki]
YALAN SÖYLEYEN ile/değil/yerine/>< DOĞRU SÖYLEYEN

( İkna etmeye çalışır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sadece anlatır. )

( Yalan söyleyen/ler, doğru söyleyen(ler)e inanmaz. )


- YAMAN

( Güç, etki ya da beceri olarak alışılmışın üzerinde olan. | Kötü, korkulan. )


- YANINDA OLABİLEN ile/ve/değil/||/<>/> YARIN'DA OLABİLEN


- YAPAN ile/ve/<> YAPTIRAN


- YÂRÂN[Fars. < YÂR]/YÂREN ile YARAN

( Dostlar. | Bir erek çevresinde toplanmış ya da aynı ereği güttükleri için biraraya gelmiş olanların tümü. İLE Yarma işlemini/eylemini gerçekleştiren kişi. )


- YARARLANAN ile ...

( BENEFACTIVE )


- YARATICI ile/ve/değil ÖZGÜN


- YAŞAMIN DEĞİŞTİRDİĞİ ile/ve/<>/değil/yerine YAŞAM(LAR)I/NI DEĞİŞTİREN


- YAZAR ile/ve/değil/yerine YAZAN


- "YENEN" ile "YENİLEN"

( Boş konuşur. İLE Boşu boşuna susar ya da savunur. )


- "YERE BAKAN YÜREK YAKAN" ile/ve "UMMADIK TAŞ, BAŞ YARAR"


- YERLEŞİK ile/ve/<> GEZGİN

( İnsanlığın gelişimi ve dünya tarihi, bulunduğu olanakları[yer/bölge/koşulları], yeterli gören kişi/ler ile daha da ileriyi[öteyi/yukarıyı] düşünen, merak eden, isteyen/ler arasındaki ilişki[birlik/telik ya da çatışma] ile süregelmiştir.

Bu durum ve süreç, dünya ne kadar daha devam edecekse, en başta, felsefede, bilimde ve sanatta olmak üzere, o kadar daha aynen devam edecektir. Herhangi iki kişi arasında, erkek-kadın, ebeveyn-çocuk, yaşlı-genç, bilen-bilmeyen, zengin-fakir gibi, "doğu"-"batı" gibi her türlü ayrışma ve çatışma ile hem birbirlerini geliştirecek, hem de engel olacaklardır.

Aslolan ve anlaşılması gereken de şu ki, bu devinim/döngü, hiçbir zaman ve koşulda sonlan(a)mayacağından dolayı, bu süreçteki "zorlukların"/uğraşıların, yaşamın [ve anlamının], bireyler arasında değil doğayla/fizikle olduğunu anımsayarak, paylaşım ve dayanışma içinde, bilgilerimizi, farkındalıklarımızı paylaşarak ve ümit aşılayarak sürmesi gerektiğidir.
[ Başkalarından/dışarıdan, hazır gelmesini değil kendim(iz)den başlay(/t)arak! Şimdi, burada ve içinde bulunulan, yeterli/yetersiz, "olumlu/olumsuz", tüm koşullarda! Vazgeçmeden, ertelemeden, üşenmeden!] )


- YETİŞKİN ile/ve OLGUN

( Yaşlı olanlara rahatlık sağlamak, arkadaşlara içtenlikle, gençlere de incelikle davranmak isterim. )

( ADULTHOOD ile MATURE )


- YETİŞKİN ile/ve/<>/değil YENİYETME


- YETKİN ile YETİŞKİN


- YILGAR/SATKIN/HAİN[Ar.] ile/ve/değil BİLGİSİZ/CAHİL[Ar.]


- YİRMİ YIL ÇALIŞAN ÖĞRETMEN:
[ya] BİR YILLIK "DENEYİMİNİ", YİRMİ YIL BOYUNCA TEKRAR EDEN
ile/değil/yerine/ne yazık ki/ya da/><
YİRMİ YILLIK DENEYİMİ OLAN


- YOKLUĞA DAYANAMAYAN ile/>< VARLIĞA DAYANAMAYAN


- YOKSUL:
AZA SAHİP OLAN değil "ÇOK"U İSTEYEN


- YOKSUN ile/değil UZAK


- YOKTUR:
YOLA ÇIKIP VARMAYAN ve/||/<> YOLDAN ÇIKIP VARAN


- YOLA ÇIKAMAYAN ile/ve/<> YOL ALAMAYAN

( Niyetinden kuşku duyan. İLE/VE/<> Amacından kuşku duyan. )


- YOLDAN ÇIKAN ile/değil/yerine/>< YOLA ÇIKAN

( Yola çıkıp varmayan, yoldan çıkıp varan olmamıştır. )


- YÖNETİCİLER:
"SEÇKİN" ve/<> "KOZMİK" ve/<> "İLÂHİ"


- YÖNETMEN OYUNCU


- ZÂDE ile ZÂDE[Fars. | çoğ. ZÂDEGÂN]

( "Çok olsun!", "Artsın!" anlamlarında iyi bir dilek sözü. İLE Evlât, oğul. | Doğru, insaniyetli kişi. | "Doğmuş, meydana gelmiş" anlamlarıyla birleşik sözcükler yapar.[MERDÜM-ZÂDE: İnsan.] )


- ZAMAN GEÇTİKÇE:
YÜZSÜZLEŞEN değil HATALARIYLA YÜZLEŞEN


- ZARÎF değil/yerine/= GÜZEL, ŞIK, ZARÂFETLİ | NÂZİK, İNCE, YAKIŞIKLI | İNCE NÜKTELİ, İNCE NÜKTELERLE KONUŞAN


- ZÂT:
BİLİNMEZ değil TEK BİLİNEN

( ... DEĞİL Şüphe edil(e)meyen tek şey. )


- ZAYIF ile SÜZÜK/SÜZGÜN

( ... İLE Zayıf, güçsüz, süzgün. | Süzgünleşmiş, süzülmüş. )


- ZELÎL[Ar. < ZİLLET] değil/yerine/= AŞAĞILANAN/HOR GÖRÜLEN

( HOR, HAKİR, ALÇAK, AŞAĞI TUTULAN, AŞAĞILANAN )


- ZEN[Jap. < ZENNA < CHENNA(Çince)] ile ZEN[Fars.]

( Felsefe, düşünüş, yaşam biçimi. İLE Kadın. )


- ZENCİ[Ar.]/SİYAHÎ[Fars. + Ar.] ile/değil/yerine/<> KARAŞIN

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE/<> Rengi karaya çalan, esmer kişi. )


- ZENGİN ve/||/=/<> GÖNÜL AÇAN(FETHEDEN)

( En zengin kişi/ler, gönül fetheden(ler)dir. )


- ZENGİN ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< HESAPSIZ


- ZENGİN ile/değil/yerine VARLIKLI

( Yılmaz Özdil'in, Mustafa Koç yazısı için burayı tıklayınız... )


- ZİHNİ ve GÖNLÜ:
DAR OLAN ile/değil/yerine/>< ZENGİN OLAN

( Dünyayı da sunsan, "Daha yok mu?" der. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kuru ekmek de versen, şükreder. :) )

( Yüzünü asar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yüzü güler. :) )


- MÂHÂBİS[< MAHBES] ile MAHÂBÎS[< MAHBÛS] ile MAHÂBİZ[< MAHBEZE]

( Hapishaneler. İLE Hapsedilmiş, bir yere kapatılmış olanlar. İLE Ekmek fırınları/dükkanları. )


- MAHÂZÎL[< MAHZÛL] ile MAHÂZÎR[< MAHZÛR]

( Rezil/rüsva olan kişiler. İLE Sakınılacak, korkulacak, hazer olunacak şeyler, engeller, sakıncalar. )


- MAHFÛZ[< HIFZ] ile MAHFÛZ

( Saklanmış, hıfz olunmuş. | Korunmuş, gözetilmiş. | Gizlenmiş. | Ezberlenmiş. İLE Alçalmış. )


- MAHİYET ile/ve/<> MALİYET


- MAHİYET ile/ve/değil/= VARLIK

( Hiçbir nitelik ve nicelik, mahiyete yüklen(e)mez. )

( [not] QUIDITY/ESSENCE vs./and/but/= EXISTENCE )


- MAHİYET'TE VARLIK:
AYNİYET ile/ve GAYRİYET ile/ve CÜZZİYET


- MAHLÛK[< HALK] ile MAHLÛK

( Yaratılmış, halk olunmuş. İLE Traş edilmiş baş/yüz. )


- MAHLÛK/ÂT ile/ve MEVCÛD/ÂT


- MAHMÛD[< HAMD] ile Mahmûd ile Mahmûd (Kaşgarlı)

( Övülmeye değer, hamdolunmuş, senâ edilmiş. | Hz. Peygamber'in adlarından biri. İLE Ebrehe'nin Kâbe'yi yıkmak üzere getirdiği filin adı. İLE Türk bilgini, sözlük yazarı ve edibi. | Dîvân-ü Lügat-it Türk'ün yazarı. )


- MAHREF ile MA'REF

( Yemiş sepeti. İLE Yüzün, sürekli açık görünen yeri/yerleri. )


- MAHREM[< HARÂM | çoğ. MAHÂRİM] ile MAHREM

( Haram. Şeriatın yasak ettiği şey. | Nikâh düşmeyen, şeriatçe evlenilmesi yasak edilen. | Şeriatçe, kadının kendinden kaçmadığı erkek. | Biriyle çok samimi, içli-dışlı olan. | Gizli olan, herkese söylenilmeyen. | Herkesçe bilinmemesi gereken. | Tanrı'nın sırlarını öğrenmeye başlayan kişi. İLE İki dağ arasındaki yol. )


- MAHSUN[< HISN] ile MAHZÛN[< HAZÎNE] ile MAHZÛN[< HÜZN]

( Güçlendirilmiş, istihkâmlı. İLE Hazinede saklanılan şey. İLE Hüzünlü, tasalı, kaygılı. )


- MAHSÛS[< HİSS] ile MAHSÛS[< HUSÛS | çoğ. MAHÂSÎS, MAHSÛSÂT] ile MAHZÛZ[< HAZZ]

( Duyumsanan, hissedilen. İLE Başkasında bulunmayan, sadece bir kişiye ait olan. | Birine ayrılmış olan. | Lâyık. | Ayrı, müstakil, başlı başına. | Özel olarak. | İsteyerek, bile bile. | Şakadan. İLE Hoşlanmış, haz etmiş. )


- MAHŞER[Ar.] ile MAŞER[Ar.]

( Kıyâmet günü dirilenlerin toplanacaklarına inanılan yer. | Büyük kalabalık. İLE İnsan topluluğu, toplum. )


- MAKUL[< KAVL]["ku" uzun okunur] ile MA'KUL/MA'KULE[< AKL]["ku" uzun okunur]

( Söylenilmiş, denilmiş. Söylenilen söz. İLE Akıllıca, akla uygun, akıllıca iş gören, anlayışlı, mantıklı. )


- MÂLİK[< MÜLK | çoğ. MÜLLEK] ile Mâlik ile Mâlikî

( Sahip, bir şeye sahip olan. İLE Yedi Cehennem'in hâkimi ve kapıcısı olan, Zebânileri idâre eden melek. RIDVÂN )


- MÂNÂ[< A'NÎ] ve/< KASD


- MÂNİ'[< MEN | çoğ. MENEA] ile MA'NÎ/MÂNÂ[Fars.] ile Mânî[Fars.] ile MANİ

( Geri bırakan, alıkoyan, engel olan, men eden. | Engel, özür. İLE Eş, benzer. İLE Ünlü Çin'li nakkaşın adı. Behram Şâpûr zamanında İran'a gelip Zerdüşt ve Îsâ dinlerinin karışımı olan bâtıl mezhebini yaymaya başlamış olmasından dolayı idam edilmiştir. [Erteng/Erjeng adlı yapıtı ünlüdür.] )


- MA'SÛM[< İSMET] ile MASÛN[< SAVN]

( Suçsuz, kabahatsiz. | Küçük çocuk. İLE Saklanmış. | Korunmuş, korunan, sıyânet olunmuş. | Sâlim, sağlam. )

( INNOCENT vs. PROTECTED )


- MATÂİN[< MATÎN] ile MATÂİN[< MAT'AN] ile MATÂÎN[< MIT'ÂN]

( Balçıkla sıvanmış yerler. İLE Ta'n edilecek, sövülecek yerler. İLE Mızrakla vurmakta becerikli olan. )


- MATARA[Ar. < MİTHARE] ile MADARA[Fars.]

( Yolculukta kullanılan, boyna ya da bele asılı olarak taşınan, genellikle metalden yapılmış su kabı. İLE Kötü, sevimsiz. )


- MATRÛK ile METRÛK[< TERK]

( Gevşek, sölpük kişi/adam. | Kuruduktan sonra yağmurun tazelediği/tarâvetlendirdiği yer. İLE Terk edilmiş, bırakılmış, kullanılmaktan vazgeçilmiş, battal. )


- MAZÂRR[< MAZARRAT < ZARAR] ile MAZHAR[< ZUHÛR | çoğ. MAZÂHİR]

( Zararlar, ziyanlar. İLE Bir şeyin, göründüğü/çıktığı yer. | Nâil olma, onurlanma/şereflenme. | Bazı tekkelerde, oturarak uyunurken, dayanılan kısa değnek. | Bir çeşit tef. )


- MEBHÛS ile MEBHÛS[< BAHS] ile MEB'ÛS[çoğ. MEB'ÛSÂN]

( Sözü geçmiş, bahs olunmuş. İLE Solugan, tık soluk kişi/hayvan. İLE Gönderilmiş, ba's olunmuş. | Peygamber olarak gönderilmiş. | Halk tarafından seçilerek, mecliste yer alan kişi, milletvekili. )


- MECÂL[Ar.] ile TÂKAT[Ar. < TÂK]

( Güç, kuvet. | Fırsat, olanak. İLE Güç, dinçlik. | İktidar. )


- MECBÛL[< CİBİLLET] ile MECBÛR[< CEBR]

( Yaratılmış. | Yaratılışında, bir durum/hal ve sıfat bulunan. [Ar. "Yaradılışı iri olan"] İLE Zorlanmış, zor görmüş, zorla bir işe girişmiş, icbâr edilmiş. | Hatırı, gönlü alınmış. | Bağlı, düşkün. )


- MECBÛREN ile MECBÛRÎ

( Kendi isteğinin dışında, zorla. İLE Kaçınılmaz, zorunlu. )


- MECDÛL[< CEDL] ile MECDÛR

( Sağlam şey. | Bükülmüş. [Ar. "Kemikli ve yapısı sağlam kişi"] İLE Çiçek hastalığı çıkarmış olan. )


- MECNÛN[< CİNN | çoğ. MECÂNÎN] ile Mecnûn

( Çıldırmış, deli, divâne. | Delice seven, tutkun. İLE Leylâ ile Mecnûn öyküsünün, erkek kahramanı. Kays. )


- MECZÛM[< CEZM] ile MECZÛM[< CÜZÂM]

( Niyet edilmiş, kesin karar verilmiş. | Cezimli, son harfi harekesiz olarak okunan sözcük. ["İlm, cezb" gibi] İLE Cüzâmlı, miskinlik hastalığına/durumuna tutulmuş kişi. )


- MEDÂİN/MEDÂYİN[< MEDÎNE] ile MEDÂYÎN[< MİDYÂN] ile Medâin

( İller/kentler. [BÜLDÂN < BELD/BELDE] İLE Borca saplanmış, sürekli borç alan kişiler. İLE Eski İran'da, Dicle etrafında, yedi kentin adı olup, İslâm fetihleri sırasında, başkent konumundaydı. )


- MEFTÛL[< FETL] ile MEFTÛR[< FITRET] ile MEFTÛR[< FÜTÛR]

( Bükülmüş, kıvrılmış, fitil durumuna getirilmiş. İLE Yaratılmış, fıtretlenmiş. | Tabîî, cibillî. İLE Bezgin, bezmiş, kederli, ümitsiz. )


- MEFTÛM ile MEFTÛN[< FİTNE]

( Memeden, sütten kesilmiş çocuk. İLE Fitneye düşmüş. | Gönül vermiş, tutkun, vurgun. | Hayran olmuş, şaşmış. )


- MEHÎRE ile MEHÎR[Fars.]

( Nikâh bedeli çok olan kadın. | Usta, becerikli, mâhir. İLE [astr.] Ay. )


- MELÂMİ'[< LEM'A] ile MELÂMÎ[< MELÂMET | çoğ. MELÂMİYYÛN] ile MELÂMİH[< LEMHA]

( Parıltılar. İLE Her türlü gösterişten uzak, dünya malından yüz çeviren, dervişliği, rintliği kendine ilke edinen kişi. Melâmiye tarikatından olan.[Hem tarikattir, hem de değildir | Ne tarikat, ne de değildir] İLE Lemhalar[: Bir kez bakma. | Parıltı, parlama.]. | Bir şeyin başka bir şeye benzeme noktaları. | Güzellik ya da çirkinlik yapıtları. )


- MELİK ile SULTÂN


- MEMNUN ile/ve/||/<> MECNUN


- ME'MÛL[< EMEL] ile ME'MÛR[< EMR | çoğ. ME'MÛRÎN, MEÂMÎR]

( Ümit olunan/edilen, beklenilen, amaç edinilen. | Ümit. İLE Emir almış olan kişi. | Bir işle görevlendirilen kişi. Devlet hizmetinde maaş ya da ücretle çalıştırılan kişi, görevli. | Emrolunan, emirle yaptırılmış olan iş/şey. )


- MEN ile MEN' ile MEN[Fars.] ile MENN

( O kişi ki, kim ki. İLE Yasak etme, bırakmama, durdurma, esirgeme, vermeme, önleme. İLE Ben. İLE Kudret helvası. | İyilik etme, bağışlama, ihsan etme. | Batman. | Edilen iyiliği başa kakma. )


- MEN'Â' ile MEN'Â[çoğ. MENÂÎ]

( Ölüm haberi. İLE Ölüm haberi, kara haber. )


- MENÂÎ[< MEN'Â] ile MENÂÎH[< MENÂHE]

( Ölüm haberleri, kara haberler. İLE Ölü için ağlanacak yerler. )


- MENÂKIBNÂME ile/ve/||/<> TEZKİRE

( Önemli kişilerin övülecek özelliklerini anlatan yazılar. İLE/VE/||/<> Divan şairlerinin yaşamlarını ve şiirlerini genellikle öznel bir bakış açısıyla değerlendiren yapıt. )


- MENHÛS[< NAHS] ile MENHÛS ile MENHÛŞ

( Uğursuz, nuhûsetli.[MEŞ'ÛM] İLE Kuyruğunun yanları uyuz olan deve. İLE Yılan, akrep gbi hayvanlar tarafından sokulmuş. )


- MENÎ ile MENÎ' ile MENÎ[Fars.] ile MENHÎ[Ar. | çoğ. MENÂHÎ]

( Ersuyu. İLE Sarp, erişmesi/ulaşması zor yer. İLE Benlik. İLE Haram olmuş, yapılması şer'an yasaklanmış şey. )


- MENKUB[< NAKB]["ku" uzun okunur] ile MENKÛB[< NEKBET]

( Delinmiş, oyulmuş. İLE Tâlihsiz, nekbete düşmüş. | Gözden ve mevkiden düşmüş. )


- MENKUS[< NAKS]["ku" uzun okunur] ile MENKÛS[< NÜKS] ile MENKUŞ[< NAKŞ]["ku" uzun okunur] ile MENKUZ[< NAKZ]["ku" uzun okunur]

( Eksik olan. İLE Baş aşağı çevrilmiş, tersine dönmüş. | Hastalığı tekrar etmiş. | Sol ön ayağında beyaz bulunan ve Araplarca kabul görmeyen at. İLE İşlenmiş, nakış olunmuş, resim yapılmış, boya ile süslenmiş. | Nakışlı pencere, alçı pencere. İLE Bozulmuş, hükümsüz bırakılmış, nakz edilmiş. )


- ME'NÛS ile MEN'ÛŞ

( Alışılmış, ünsiyet olunmuş. İLE Yukarı kaldırılmış. | Fakir düştükten sonra sevindirilmiş. | Hayır ile anılan ölmüş kişi. | Tabuta konulmuş. )


- MER' ile MER[Fars.]

( Adam, erkek, kişi. İLE [sayı] Elli[50]. )


- MERÂHİM[< MERHAMET] ile MERÂHİM[< MERHEM]

( Acımalar, merhametler. İLE Merhemler. )


- MERÂK ile MERAK ile MERAKK

( Bir şeyi anlamak ya da öğrenmek için duyulan istek. | Bir şeyi edinmek, yapmak. Bir şeyle uğraşma isteği. | İstek, heves, düşkünlük. | İç darlığı. | Kuruntu, telâş. | Kaygı, tasa. | Dalgınlık, kara sevdâ. İLE Çorba. İLE [atta] Sağrı. | [astr.] Dübb-i ekber adlı yıldız kümesinin dörtgeninde bulunan, ikinci derece parlak yıldız. [İng./Fr. MERAK | Lat. BETA URSUS MAJORIS] )


- MES'ÛL-Bİ-L-MÂL ile MES'ÛL-Bİ-L-NEFS

( Para ile sorumlu ve kefîl olan. İLE Şahsen sorumlu ve kefîl olan. )


- MESÂKİN[< MESKEN] ile MESÂKÎN[< MİSKÎN]

( Oturulacak yerler, meskenler. İLE Fazlasıyla fakir olanlar. | Miskinler, uyuşuklar. )


- MESÎH ile MESÎH[< MESH] ile Mesîh

( Üzerine yağ sürülmüş olan. İLE Başka bir şekle, hayvan kılığına girmiş olan kişi, mesh olunmuş. | Acîbe, garîbe. İLE Hz. Îsâ.[elini sürdüğü hastaların, anında iyileşmesinden kinâye olarak] )


- MESKUM["ku" uzun okunur] ile MESKÛN[< SÜKÛN]

( Hasta ve yoksul. İLE İçinde, kişinin oturduğu/bulunduğu/yaşadığı yer. | İnsan bulunan, şenlenmiş yer. )


- MESMÛ'[< SEM] ile MESMÛR

( Duyulmuş/işitilmiş, haber alınmış. | Dilenilen, işitilen. İLE Ufak tefek olmasının yanısıra sinirleri güçlü adam. )


- MEST[Ar.] ile MEST[Fars. çoğ. MESTÂN]

( Mesh edilen ve üzerine pabuç giyilen, kısa konçlu, hafif ve yumuşak ayakkabı. İLE Sarhoş. )


- MESTÛR[< SATR] ile MESTÛR/E[< SETR]

( Yazılmış, çizilmiş, satırlanmış. İLE Örtülü, kapalı, gizli. | Açık gezmeyen kadın. )


- MESTÛRE[< SETR] ile MESTÛRE

( Örtülü, kapalı, gizli. | Açık gezmeyen kadın. İLE Tanıkları gizli olarak, temize çıkarmak üzere, yargıç tarafından ait oldukları makama yazılan yazı. )


- MEŞ'ÛR[çoğ. MEŞ'ÛRÂT] ile MEŞHUR[< ŞÖHRET | çoğ. MEŞÂHÎR]

( Bilinçlenilmiş olan, bilinç[uygulama] durumuna geçmiş/yükselmiş olan. İLE Ünlü, ün kazanmış/almış/salmış. )


- MEŞÂHİR[< MEŞHER] ile MEŞÂHÎR[< MEŞHÛR]

( Sergiler, sergilenecek, teşhir olunacak yerler. İLE Ünlü kişiler. )


- MEŞÂİL[< MEŞ'AL/E] ile MEŞÂİR[< MEŞ'AR]

( Meş'aleler. İLE Hacı olmadan önce durulması gereken önemli yerler. | Duyular, hasseler. )


- MEŞGUL[< ŞUGL]["gu" uzun okunur] ile MEŞKÛL

( Bir işle uğraşan, iş görmekte olan. | Doldurulmuş, tutulmuş, işgal edilmiş. | Tutuk, dalgın; dolgun. İLE Bileklerine kadar üç ayağı beyaz olan at. )


- MEŞHÛM[çoğ. MEŞÂHÎM] ile MEŞHÛN

( Yürekli, cesur. İLE Doldurulmuş, dolu. )


- MEŞKÛL ile MEŞKÛR[< ŞÜKR]

( Bileklerine kadar üç ayağı beyaz olan at. İLE Şükre, teşekküre değer, beğenilmiş, övülmüş, makbul. )


- MEŞKÛR[< ŞÜKR] ile MEMDÛH/A[< MEDH | çoğ. MEMDÛHÂT]

( Şükre, teşekküre değer, beğenilmiş, övülmüş, makbul. İLE Övülmüş, övülecek, medh olunmuş. )


- MEŞŞÂT ile MEŞŞÂTA

( Tarak yapan, tarakçı. İLE Gelini süsleyen, gelin giysisi yapan kadın. )


- MEŞÛM ile MEŞ'ÛM[çoğ. MEŞÂİM] ile MEŞ'ÛN

( Gövdesi benekli kişi. | Şomi, meş'um. İLE Uğursuz. İLE Dağınık saç. )


- METÎN/E[< METÂNET] ile METN[< MÜTÛN]

( Sağlam, dayanaklı, metânetli. İLE Bir yazıyı, şekil ve noktalama özellikleriyle birlikte oluşturan sözcüklerin tümü. )


- MEVÂLİD[< MEVLİD] ile MEVÂLÎD[< MEVLÛD]

( Doğulan yerler, mevlitler. İLE Yeni doğmuş bebekler. | Mevcutlar. )


- MEVÂNÎ-İ HİSSİYE ile MEVÂNÎ-İ ŞER'İYE

( [eskiden] Küçüklük ya da zararlı hastalık gibi nedenler ile eşlerin birlikte olmalarına engel olan durumlar. İLE [eskiden] Kadın ile kocadan birinin, hac için ihrâma girmesi, oruçlu olması, namazda bulunması ve kadının âdet/hayz ve nifâs durumunda olması gibi durumlar.[Eşlerin birlikte olmasına engeldir.] )


- MEVEDDET ile/ve/||/<> HUB

( Kişiye özgü sevgi. İLE/VE/||/<> Sevgi. )


- MEVHÛM[< VEHM] ile MEVHÛN

( Aslı yokken, zihinde kurulmuş olan, kuruntuya dayanan, vehm olunmuş. İLE Arık, zayıf kişi. )


- MEVLÂNÂ ile Mevlânâ Muhammed Celâl-üd-dîn-i Rûmî

( "Efendimiz" anlamınadır. | Bazı ilim bireylerinin ve şeyhlerinin takma adı. | "Hazret" anlamına kullanılan bir hitap. İLE ... )


- MEVLİD[< VELÂDET | çoğ. MEVÂLİD] ile MEVLÛD[< ELÂDET | çoğ. MEVÂLİD]

( Kişinin doğduğu yer. | Doğma, dünyaya gelme. | Doğulan zaman. | Hz. Muhammed'in doğumunu anlatan manzum eser.[en yaygın olanı, Süleyman Çelebi'nin yazdığı kitaptır.] İLE Yeni doğmuş bebek. | [galat] Mevlid. )


- MEVLİD[< VELÂDET | çoğ. MEVÂLİD] ile MEVRİD[< VÜRÛD | çoğ. MEVÂRİD]

( Kişinin doğduğu yer. | Doğma, dünyaya gelme. | Doğulan zaman. | Hz. Muhammed'in doğumunu anlatan manzum eser.[en yaygın olanı, Süleyman Çelebi'nin yazdığı kitaptır.] İLE Varılacak yer/yol. )


- MEVTÂ[< MEYT, MEYYİT] ile MEVTÂ'

( Ölüler, ölmüşler. İLE Ayağın bastığı yer. )


- MEZÂİK[< ZÎK] ile MEZÂK[< ZEVK]

( Sıkıntılı, dar yerler. İLE Zevk alma, tad duyma, tadma. | Zevk, lezzet. | Tad duyulan yer, damak. )


- MINTÎK ile MISKÂL

( Çok hatip, pek düzgün konuşan. İLE Parlatan, cilâlayan âlet. | İnce, zarif bir hatip. )


- MİFZAL ile MİFZÂL

( Gündelik iş giysisi. İLE Onur ve erdem sahibi. )


- MİHRÂK ile MİHRÂK

( Odak, küre içi biçiminde bir aynaya [ya da dışbükey(konveks) bir merceğe] paralel olarak gelen ışınların yansıdıktan ve kırıldıktan sonra toplandıkları nokta, odak noktası. İLE Çok hareket eden. )


- MİKSÂR/MİKSÎR ile MİKVÂL

( Sözü uzatan, geveze, çok konuşan. | Çoğaltan, teksir eden. İLE Çok konuşan. )


- MİN-EL-ARŞ İLE-L-FERŞ ile MİN-EL-AŞK

( Gökten yere kadar, baştan aşağı. İLE Aşk yüzünden. )


- MİNNETTAR ile/ve/değil/||/<> MÜTEŞEKKİR


- Mİ'ZÂD/Mİ'ZED ile MÎZÂD

( Ağaç budama bıçağı. | Kolçak, pazvant. İLE Sevinç, neşe/sürûr. )


- MOLLA[< MEVLÂNÂ] ile MOLLA ile MOLA[İt.]

( [eskiden] Büyük kadı, büyük âlim. İLE [sonradan] Medrese talebesi. İLE Ara verme, dinlenme, duraklama. )


- MU'TEZİL[< AZL] ile MU'TEZİR[< ÖZR]

( Topluluktan/toplumdan ayrılıp bir tarafa çekilen, îtizâl eden. İLE Özür dileyen. )


- MU'TÎ/A[< TÂAT] ile MU'TÎ[< ATÂ]

( Boyun eğen, itaat eden. | Bağlı. | Rahat. İLE Veren, îta eden. )


- MUÂKADE[< AKD] ile/ve/||/<>/> MÜKÂTEB/E[< KETB]

( Sözleşme yapmak, antlaşma, akid. İLE/ve/||/<>/> Tamamlandığı zaman özgürleştirilmek üzere bedele bağlanan köle/lik. )


- MUÂSARA/T[< ASR] ile MUHASARA[< HASR] ile MUÂSERE

( Çağdaşlık, başkalarıyla bir yüzyılda yaşamış bulunma. İLE Kuşatma, etrafını çevirme. İLE Güçlük. | Fakirlik. )


- MUÂTTAL[< ATAL] ile MUATTAR[< ITR]

( Bırakılmış, tâtil edilmiş. | Kullanılmaz, battal. | Boş, işsiz. İLE Hoş kokulu, ıtırlı. | Ünlü bir lâle. )


- MUBAHHAL ile MUBAHHAR[< BUHÂR]

( Eli sıkı, cimri, pinti, bahîl. | Tebhîl olunmuş. İLE Buharlaşmış, buhar durumuna geçmiş. | Tütsülenmiş. )


- MU'CİB[< ACEB] ile MÛCİB[< VÜCÛB] ile MÜCÎB[< CEVÂB]

( Hayrete/taaccübe düşüren, şaşkınlık veren, icâb eden. İLE Gereken, gerektiren. | Neden, vesîle. İLE Teklifi kabul eden, istenileni yapan, sorulana yanıt veren, icâbet eden. )


- MÛCİBE ile MU'CİBE

( Olumlu. İLE Şaşılacak, taaccüb olunacak. )


- MUCÎZ[< VECZ, VÜCÛZ] ile MU'CÎZ[< ACZ] ile MÛCİZ[< VECZ, VÜCÛD]

( İzin/icâzet veren. İLE Başkalarını, bir şey yapmada geri bırakan, acze düşüren. | Kimsenin yapamayacağı yolda olan. İLE Kısaltan, îcâz eden. | Kısa, toplu. )


- MÛDİ'[< VED] ile MUDÎ/E, MUZÎ'[< ZİYÂ]

( Emânet olarak bırakan/veren, tevdî eden. İLE Kaybeden, zâyi eden. )


- MUDİL[çoğ. MUDİLÂT] ile MUDİLL[< DALÂLET]

( Güç, zor, çetin. İLE Doğru yoldan çıkarıp eğri yola saptıran, dalâlete düşüren. )


- MUHACCİL[< HACLET] ile MUHÂCİR[< HİCRET]

( Utandıran, tahcil eden. İLE Göçmen, göç eden. Bir ülkeden ayrılıp, başka bir ülkeye yerleşen. )


- MUHADDAB[< HAD] ile MUHÂTAB[< HUTBE]

( Boyanmış, tahdîb olunmuş. İLE Kendine söz söylenilen. | İkinci kişi. | Eskiden, Şeyhülislâm tarafından, medresede yetişmiş kişiler arasından seçilen ve huzur derslerine katılan, en çok dört kişiden biri. )


- MUHADDED ile MUHADDED

( Sınırı çizilmiş, sınırlanmış, tahdîd edilmiş. İLE Derisi buruşmuş olan. )


- MUHÂDENET ile MUHÂDENET

( Dostluk, yakın arkadaşlık. İLE Barışma, barışık olma. )


- MUHÂLAA ile MUHÂLÂT

( Kadının, kocasına, biraz mal vererek, birbirlerinden resmen ayrılmaları. | Karşılıklı boşanma isteği, kararı ve rızâsı. İLE Olanaksız, olmaz, olmayacak şeyler. )


- MUHÂLEFET ile/>< MUHÂLESET

( Uygunsuzluk, aykırılık, muhâliflik. | Düşmanlık. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Birbiriyle dost geçinme, dostluk ve iyi davranma. )


- MUHÂLLİM[< HİLM] ile MUALLİM[< İLM]

( Sakin. Yavaş kılan, halîm eden. İLE Öğreten, öğretmen, hoca, tâlim ettiren. | Muallim Naci'nin, 1886'da basılmış, Tercemân-ı Hakîkat gazetesinin edebî sayfasındaki şiirlere yazdığı tenkitleri topladığı bir yapıtı. )


- MUHAMMER[< HİMÂR] ile MUHAMMER[< HAMR] ile MUAMMER[< ÖMR]

( Eşeğe benzetilmiş, eşek denilmiş, tahmîr olunmuş. İLE Mayalanmış, ekşiyip kabarmış. | Yoğurulmuş. Kaynayıp kıvamını bulmuş. İLE Yaşayan, yaşamış, ömür süren. )


- MUHAMMIS ile MUHAMMIZ

( Tava. İLE Oksitleyen, humuzlayan. )


- MUHÂNET[< MUHÂN] ile MUHANNET

( İhânet eden, hain, alçak. İLE Mumyalanmış, tahnît olunmuş. )


- MUHARREF[< HARF] ile MUHARREF

( Değiştirilmiş, üzerinde kalem oynatılmış, tahrîf edilmiş. İLE Bunak denilmiş, tahrif olunmuş. )


- MUHASSAN[< HISN] ile MUHASSEN[< HÜSN] ile MUHASSER

( Güçlendirilmiş, istihkâmlanmış. İLE Beğenilmiş, güzel, yararlı, hayırlı iş. İLE Hasret kalmış, tahsîr olunmuş. )


- MUHAŞŞİ ile MUHAŞŞİ' ile MUHAŞŞÎ[< HAŞYET]

( Hâşiye yazayan, hâşiyeleyen. İLE Kibirlinin, kibrini kıran. İLE Korkutan, haşyete düşüren. )


- MUHAYYEL[< HAYÂL] ile MUHAYYER[< HAYR]

( Hayal kurulmuş, tahayyül olunmuş. İLE Seçmeli, beğenmeye bağlı. | Beğenilmediğinde geri verilen eşya. | Türk müziğinin en eski ve en çok kullanılan makamlarından. )


- MUHAYYİL[< HAYÂL] ile MUHAYYİR[< HAYRET] ile MUHAYYİR[< HAYR]

( Hayal kuran, tahayyül eden. İLE Şaşırtan, hayret veren, hayrette bırakan. İLE İki şey arasında tercih edilmesini serbest bırakan. )


- MUHÂZARA[< HUZÛR | çoğ. MUHÂZARÂT] ile MUÂZALA

( Hatırda tutulan şeyler. | Edebî fıkralar, öyküler anlatma ve bunlar üzerine konuşma. İLE Bir beyitin anlamını, başka bir beyitle tamamlaması. )


- MUHÂZÂT ile MUHÂZÂT[< HİZÂ]

( Yüz yüze gelme. İLE Aynı hizâda bulunma, karşı durma/olma. )


- MUHÂZELE ile MUHÂZERE

( Aşağılık, hakirlik. İLE Birbirini korkutma. )


- MUHBİR ile/değil MUHABİR

( Haber ulaştırıcı/veren. | Yasadışı olan bir durumu, yetkili oruna bildiren. İLE/DEĞİL Basın ve yayın kurumlarına haber toplayan, bildiren ya da yazan kişi. | Herhangi bir kuruluşun çalışmasıyla ilgili olarak, merkezle başka bir ülke arasında bağlantıyı sağlayan görevli. )


- MUHLİS ile MUHLİS[< HULÛS]

( Saç ve sakalına kır düşmüş kişi. İLE Katkısız, hâlis. | Dostluğu, samimiyeti ve hali içten, gönülden olan. [eskiden, büyükten küçüğe yazılan resmî yazılarda, bir nezâket dili olarak "ben" anlamına gelen, "muhlisiniz" şeklinde kullanılırdı] )


- MUHSIN/MUHASSIN ile MUHSİN[< HASEN]

( Kale gibi korunaklı ve sağlam kılan. | Nâmâhremden saklayan. İLE İyilikte, bağışta bulunan. )


- MUHTÂL[< HİLE] ile MUHTAL ile MUHTÂL[< HATL]

( Hileci, dalavereci, dubârâcı. İLE Havaleyi alan kişi. İLE Kibirli, büyüklük taslayan. )


- MUHTATIB[< HATAB] ile MUHTATIB[< HATAB]

( Nikâhla isteyen, ihtitâb eden. | Hutbe okuyan, nutuk veren. İLE Odun kesen ya da toplayan. | Baltalık. )


- MUHTEBER ile MU'TEBER/E[< UBÛR | çoğ. MU'TEBERÂN]

( Başvurma. | Başvurma yeri. | El kitabı. İLE Saygın, hatırı sayılır, îtibarlı. | İnanılır, güvenilir. | Yürürlükte olan, geçerli olan. )


- MUHTEKIR ile MUHTEKİR[çoğ. MUHTEKİRÎN]

( Hor gören, aşağı gören, ihtikar eden. İLE Yolsuz kazanç elde eden, vurguncu, istifçi, ihtikâr yapan. )


- MUHTELİK ile MUHTELİK[< HALK]

( Tıraş eden. İLE Yalancı, uydurucu. )


- MUHTEMÎ ile MUHTEMİR[< HAMR]

( Perhîz eden, ihtimâ eden. İLE Mayalanarak ekşiyip kabaran. | Örtüye bürünen, yaşmaklanan. )


- MUHTERİS[< HİRÂSET] ile MUHTERİS[< HIRS] ile MUHTERİZ[< HIRZ]

( Sakınan, çekinen. İLE Hırs sahibi. | Çok istekli. | Ateşli. İLE Sakınan, çekinen, ihtirâz eden. )


- MUHTEZİN ile MUHTEZİN

( Hüzünlü, kederli. İLE Biriktirip hazineye koyan, saklayan, anbara atan. )


- MUÎD[< AVD] ile MUİDD[< ADD]

( İnzibat teminine memur, muallim yardımcısı. İLE Hazırlayan, îdâd eden. )


- MUÎL ile MUİLL ile MUÎR

( Çoluğu çocuğu ve yakınları çok olan kişi. İLE Hasta eden, alîl eden. İLE Ödünç veren, iare eden. )


- MUKABBİL[< KABL | çoğ. MUKABBİLÎN] ile MUKABİL[çoğ. KABİLE]["ka" uzun okunur]

( Öpen, takbîl eden. İLE Karşı karşıya gelen, bir şeyin karşısında bulunan. | Bir şeye karşı/karşılık yapılan. | Karşılık. | Karşılığında. )


- MÛKAD ile MUK'AD[< KU'ÛD]

( Ağır yüklü. İLE Kötürüm, yatalak. )


- MÛKALKAL ile MUKALKALE

( Kararsız. | Şarap. İLE Surâhi. Şişe. )


- MUKARRİ' ile MUKARRİH ile MUKARRİR[< KARÂR | çoğ. MUKARRİRÎN]

( Başa kakan, azarlayan, paylayan, takri' eden. İLE Yara açan ilaç. İLE Yerleştiren, sabit kılan. | Anlatan, bir maddeyi, etraflıca anlatan. | Medresede, dersi tekrar ederek anlatan müderris yardımcısı. | Huzur hocası.[Ramazan ayında, sultanın huzûrunda ders vermek, Kur'ân-ı Kerim'i tefsir etmekle görevli müderris.] )


- MÛKIR ile MUKIRR[< KARÂR]

( Meyvelerinin çokluğu nedeniyle dalları sarkmış ağaç. İLE İkrar eden, doğruyu söyleyen, kusurunu, kabahatini gizlemeyen. | Birinin, kendinde hakkı olduğunu haber veren kişi. )


- MUKTEDÎ[< KADV] ile MUKTEDİR[< KUDRET]

( Uyan, arkadan gelen, iktidâ eden. İLE Gücü yeten, becerebilen, iktidarlı. )


- MUKTÎ ile MUKTİR

( Koruyan, kudretli. | Tanrı. İLE Kocasını, nafaka için sıkıştıran. )


- MUNTAVÎ[< TAYY] ile MUNTAVİ'

( Dürülüp bükülen, toplanmış, devşirilmiş. İLE Söz dinler. )


- MÛRİS[< VERÂSET] ile MU'RİZ[< ARZ]

( Getiren, veren, kazandıran, îrâs eden. | Miras bırakan. İLE Yüz çeviren, başka tarafa dönen, i'râz eden. | Dokunaklı söz söyleyen, "taş atan", ta'rîz eden. )


- MURTAZI'[< RIZÂ] ile MURZI'[< RIZÂ]

( Süt emen, irtizâ' eden. İLE Bebek emziren, ırza' eden. )


- MUSÂFAA ile MUSÂFAHA[< SAFH] ile MUSAFFÂ[< SAFVET] ile MUSÂFÂ/T[< SAFVET] ile MUSAFFAF[< SAFF]

( Birbirinin boynuna sarılma. | Gözün, her uzaklıkta bulunan nesneyi görebilme özelliği. İLE İki el ile tokalaşma.[İç tarafta kalan elin işaret ve orta parmakları, ötekinin bileğinin iç tarafında, nabzını duyabilecek, kişinin/dostunun durumunu/zihnini en derinden anlayan, anlamaya çalışan biçimdedir.] İLE Süzülmüş, yabancı maddelerden ayrılmış, tasfiye edilmiş. İLE Samimi ve saf/özlü/hâlis dostluk. İLE Sıra sıra, saf saf dizilmiş, tasfîf edilmiş. )


- MUSAFFÎ[< SAFVET] ile MUSAFFİR[< SUFRET] ile MUSÂFİH

( Süzen, sızdıran. İLE Islık çalan, seslenen, tasfîr eden. | Sarıya boyayan, sarartan, sarılaştıran. İLE El sıkışanlardan her biri, musâfaha eden. )


- MUSÂRAA[< SAR] ile MUSÂRÂHA[< SARÂHAT]

( Güreşme, pehlivanlık. İLE İşi, meydanda görme. )


- MÛSİL[< VUSÛL] ile MÛSİR ile MUSİRR[< SARR]

( Ulaştıran, yetiştiren, vardıran, îsâl eden. İLE Zengin. İLE Direnen, ayak direyen, ısrâr eden. )


- MUTÂ'/A[< TAV] ile MU'TÂ[< ATÂ]

( Boyun eğilen, itaat olunan, başkalarının kendine itaat ettikleri. İLE Verilmiş, îtâ olunmuş. | Veri. )


- MUTAATTIL[çoğ. ATELE] ile MUTAATTIR[< ITR]

( İşsiz kalan, taattul eden. İLE Hoş koku ile koklanan, taattur eden. | Hoş koku sürünen. )


- MUTAHHİR[< TAHÂRET] ile MUTAHHAR[< TAHÂRET] ile MUTÂHİR

( Temizleyen, tathîr eden. İLE Temizlenmiş, temiz. | Mübârek. İLE Temizleyici. )


- MUTÂLİ'[< TULÛ | çoğ. MUTÂLİÎN] ile MUTÂLİÎN[< MUTÂLİ]

( Kitap okuyan, mütâlâ eden. İLE Kitap okuyanlar, mütâlâa edenler. )


- MUTASADDI'[< SAD] ile MUTASADDIR[< SADR | çoğ. SADDIRÎN] ile MUTASADDÎ[< SADV]

( Dağılan. | Yarılıp çatlayan. İLE Baş sedire geçip oturan, baş köşeye kurulan. İLE Bir işe girişen, tasaddî eden. | Başkasına saldıran. )


- MUTASAVVER[< SÛRET] ile MUTASAVVİR[< SÛRET]

( Tasarlanmış, düşünülmüş, tasavvur edilmiş. | Akla gelebilir, olabilir. İLE Tasarlayan, zihninde kurup karar veren, tasavvur eden. )


- MUTAZACCI' ile MUTAZACCIR[< ZUCRET]

( Üşengeç. İLE İçi sıkılan, sıkıntılı, tazaccur eden. )


- MU'TEMİL ile MU'TEMİR[< UMRE]

( Zoru göze alarak tek başına iş gören. İLE Bir yeri ziyaret eden. | Kâbe'yi tavaf eden. )


- MUVÂHÂT[< UHUVVET] ile MUVAHHAD/E[< VAHDET]

( Kardeş etme, birbirini kardeşliğe kabul etme. İLE Bir ve tek duruma getirilmiş. | Tek noktalı harf. )


- MUVÂZAA[< VAZ] ile MUVAZZA' ile MUVAZZAH[< VUZÛH]

( Bir konuda bahse girişme. | Danışıklı dövüş. İLE Saygı gösterilmeyen kişi. İLE Açıklanmış, etraflıca anlatılmış, îzâh edilmiş, tavzîh edilmiş. )


- MUZA'FER ile MUZAFFER[< ZAFER]

( Safran renginde, sarı renkte. | Safranlı. [pilav vb.] İLE Üstün, üstünlük, zafer kazanmış. )


- MUZCER[< ZUCRET] ile MUZCİR[< ZUCRET]

( Sıkıntılı, ıstıraplı. İLE Sıkıntı veren, ıstırap. )


- MUZDARİP/MUZTARİB[< DARB] ile MÜSTARİB[< ARAB] ile MÜSTAHLİB[< HALBB]

( Istırap çeken. İLE Araplaşmış olan, aslen Arap olmadığı halde sonradan Araplaşmış olan. İLE Tırmalayan, istihlâb eden. )


- MUZIRR[< ZARAR] ile MÜNZİR[< NEZR][>< MÜBEŞŞİR]

( Zararlı, zarar veren, zarara sokan. İLE Sonunun kötülüğünü söyleyerek korkutan. )


- MUZÎ' ile MÛZÎ[< EZÂ] ile MUZÎ'[< ZÂYİ] ile MUZÎ/E[< ZİYÂ] ile MÛZİH/MUVAZZİH[< VUZÛH]

( Meydana çıkaran, açığa vuran, izâa eden. İLE İnciten, eziyet veren, rahat bırakmayan, îzâ eden. İLE Kaybeden, zâyi' eden. İLE Işık veren, parlayan, parlak, ziyâlandıran. İLE Açıklayan, ayrıntılı olarak anlatan, îzâh eden. )


- MÜ'SÎ ile MÜSÎ[< SU]

( Kederli birini avutan. İLE Kötülükte bulunan, isâet eden. )


- MÜ'TEFİK ile MÜTTEFİK[< VEFK]

( Tersine dönen, dönmüş. İLE Bağlaşmış, birleşmiş, antlaşmış. | Düşüncede birlikte olan. )


- MÜBÂDİL[< BEDEL] ile MÜBÂDİR[< BÜDÛR]

( Başkasının yerine getirilmiş, bir şeye bedel tutulmuş, mübâdele olunmuş. | Türkiye'den gönderilen Rumlar'a karşı Yunanistan'dan gelen Türkler'e verilen bir ad. İLE Bir işe hemen girişen. )


- MÜBERKA ile MÜBERKAA

( Yüzü peçeyle örtülü, peçeli. İLE Başı beyaz olan kara, dişil koyun, marye. | Türk müziğinin en az altı yüzyıllık bir mürekkep makam. )


- MÜBEŞŞER[< BEŞÂRET] ile MÜBEŞŞİR[< BEŞÂRET | çoğ. MÜBEŞŞİRÎN]

( Kendine müjde verilmiş, tebşîr olunmuş. İLE Müjdeci, muştucu, tebşîr eden. | Dört İncil'i yazanlardan biri. )


- MÜBÎ'[< BEY] ile MÜBÎH

( Satılmış şey. İLE İzin veren, ibâha eden. )


- MÜBREZ[< BÜRÛZ] ile MÜBRİZ[< BÜRÛZ]

( Gösterilmiş, meydana çıkarılmış, ibrâz olunmuş. İLE Gösteren, meydana çıkaran, ibrâz eden. )


- MÜBŞER[< BEŞÂRET] ile MÜBŞİR

( Müjdelenmiş, ibşâr olunmuş. İLE Müjdeleyen, ibşâr eden. )


- MÜBTEDÎ[< BED | çoğ. MÜBTEDİÎN, MÜBTEDİYÂN] ile MÜBTEDİ'[< BED]

( Bir şey öğrenmeye yeni başlayan. Acemi. İLE Yeni bir şey ortaya çıkaran, bir yenilik ortaya koyan. )


- MÜBTELÂ'[< BEL] ile MÜBTELA[< BELÂ] ile MÜBTENÂ/MÜBTENÎ[< BİNÂ]

( Yutulmuş, yenilmiş. İLE Düşkün, bağımlı.[kötü şeylere] | Tutkun, tutulmuş. İLE Kurulu, kurulmuş olan, ibtinâ eden. | Dayanan. )


- MÜCEDDED ile MÜCEDDİD[< CEDÎD]

( Yenilendirilmiş, yeni, yepyeni, tecdîd olunmuş. İLE Yenileyen, yenileyici, yeni bir şekil ve sûret veren, tecdîd eden. | Dine yeni bir açı katan kişi. )


- MÜCEHHEZ[< CİHÂZ] ile MÜCEHHİZ[< CİHÂZ]

( Donanmış, donatılmış, hazırlanmış, techîz olunmuş. İLE Donatan, techîz eden. | Armadar. )


- MÜCELLED[< CİLD] ile MÜCEMMED[< CÜMÜD] ile MÜCENNED

( Ciltlenmiş, teclîd olunmuş. İLE Dondurulmuş. İLE Sıralanmış asker. )


- MÜCELLED[< CİLD] ile MÜCELLİD[< CİLD | çoğ. MÜCELLİDÎN]

( Ciltlenmiş, teclîd olunmuş. İLE Kitap ciltleyen, ciltçi. )


- MÜCERREB[< TECRİBE] ile MÜCERRİB[< TECRİBE | çoğ. MÜCERRİBÎN]

( Denenmiş, sınanmış, tecrübe edilmiş. İLE Deneyen, sınayan, tecrübe eden. )


- MÜCERRED[< TECRİBE] ile MÜCERRİD

( Soyulmuş, çıplak, tecrîd edilmiş. | Tek, yalnız. | Karışık ve katışık olmayan. | [dilb./felsefe] Yalın, soyut. | Eski yazıda noktasız harflerle yazılmış manzûme ya da mensûre. | Bekâr. | Yalnız, ancak, fakat. İLE Ayıran, tecrîd eden. | Yalıtkan. )


- MÜCERRED ile TAAZZÜB[< AZEB] ile TE'EBBÜD

( Tek, yalnız. İLE Evlenmeyip bekâr kalma. İLE Ürküp çekinme. | Evlenmeme. )


- MÜCİDD[< CİDD] ile MÛCİD[< VÜCÛD] ile MÜCÎZ[< İCÂZET] ile MÛCİZ[< VECZ, VÜCÛZ]

( Çok çalışan. İLE Yeni bir şey oluşturan, icâd eden, vücut veren. | Düşünce ve anlam yaratan. İLE İzin veren, icâzet veren. İLE Kısaltan, îcâz eden. | Kısa, toplu. )


- MÜCTERÎ[< İCTİRÂ] ile MÜCTERİN

( Cesâret eden, cür'et eden. İLE Mesleğinde deneyimli, becerikli/mâhir olan. )


- MÜÇTEHED[< TECRİBE] ile MÜCTEHİD[< CEHD]

( İçtihâd olunmuş. İLE Gücü yettiği kadar çalışan. | Âyet ve hadislerin şer'î hükümler çıkaran din allâmesi. )


- MÜDÂMELE ile MÜDÂMERE

( Yüze gülme, idâre etme. İLE Keder ve sıkıntı ile sabahlama. )


- MÜDÂRÂ[Fars.] ile MÜDÂVÂ/T[< DEVÂ]

( Yüze gülme, dost gibi görünme. İLE Hastaya bakıp ilâç verme, devâ arama. )


- MÜDÂVÂ/T[< DEVÂ] ile MÜDÂVÎ[< DEVÂ]

( Hastaya bakıp ilâç verme, devâ arama. İLE İlâç veren, iyileştiren, devâ bulan. )


- MÜDÂVEME[< DEVÂM] ile MÜDÂVİM/E[< DEVÂM]

( Devam etme, bir yere her zaman gidip gelme. | Bir iş üzerinde aralıksız çalışma. İLE Devam eden, bir iş üzerinde aralıksız çalışan. | Bir yere, sürekli gidip gelen. )


- MÜDÂVÎ[< DEVÂ] ile MÜDÂVÎM[< DEVÂM |çoğ. MÜDÂVİMÎN]

( İlâç veren, iyileştiren, devâ bulan. İLE Devam eden, bir iş üzerinde aralıksız çalışan. | Bir yere, sürekli gidip gelen. )


- MÜDDEÂ[DA'VÂ] ile MÜDDEÎ[< DA'VÂ]

( İddia olunmuş, iddia edilen/olunan şey. | Dâvâ edilen şey. | Asılsız iddia edilen şey. | Sav, tez. İLE İddia eden, dâvâcı. | Bir yargıda ayak direyen. | İnatçı. )


- MÜDDEÎ[< DA'VÂ] ile MÜDDÎ

( İddia eden, dâvâcı. | Bir yargıda ayak direyen. | İnatçı. İLE [felsefe] ... [Fr. PROTENSIF] )


- MÜDEBBER/E[< DÜBÛR] ile MÜDEBBİR[< DÜBÛR | çoğ. MÜDEBBİRÂN, MÜDEBBİRÎN]

( Düşünce ile hareket edilmiş, tedbîr alınmış. | Özgürlüğü, efendisinin ölümüne bağlı bulunan köle. İLE Tedbir alan, tedbirli, düşünce ile hareket eden, düşünceli. | [eskiden] Kölesinin özgürlüğünü, kendi ölümünden sonraya bırakmış olan. )


- MÜDENNES[< DENÂSET] ile MÜDENNİS[< DENÂSET]

( Kirletilmiş, tednîs edilmiş. İLE Kirleten, tednîs eden. )


- MÜDESSÎ[< DESÎSE] ile MÜDESSİR[< DİSÂR]

( Yolunu şaşırtan, baştan çıkaran. İLE Giyinmiş, bir örtüye bürünmüş. | Kur'ân-ı Kerîm'in 74. sûresi olup 56 âyettir. )


- MÜDHİL[< DAHL] ile MÜDHİR

( Girdiren, sokan, idhâl/dâhil eden. İLE Hor, hakir gören. )


- MÜDÎR[< DEVR | çoğ. MÜDÎRÂN] ile MÜDİRR[< İDRAR]

( Çeviren, bakan, idâre eden. | İdâre eden anlayan. | İdâre memuru. | Yönetici. | Bölgedeki en büyük memur. İLE İdrar veren/verici. )


- MÜECCEL[< ECEL] ile MÜECCİL[< ECEL]

( İleriye bırakılmış, peşin olmayan, ileride yapılmak üzere zamanı belirtilen, ertelenmiş, te'cîl edilmiş. İLE İleriye bırakan, erteleyen, te'cîl eden. )


- MÜEDDEB[< EDEB] ile MÜEDDİB[< EDEB]

( Terbiyeli, edepli, edeplendirilmiş, te'dîb edilmiş. | Okumuş, bilgili. İLE Bilgi ve terbiye veren, edeplendiren, te'dîb eden. )


- MÜEKKED[< EKKED/VEKKED] ile MÜEKKİD[< EKKED/VEKKED]

( Sağlamlaştırılmış, te'kîd edilmiş. | Tekrar edilmiş, bir daha haber verilmiş, tenbih edilmiş. İLE Sağlamlaştıran, te'kîd eden. | Tekrar eden, bir daha haber veren, tenbih eden. )


- MÜELLEF[< ÜLFET] ile MÜELLİF[< ÜLFET]

( Kitap olarak oluşturulmuş, te'lîf edilmiş. | Yazılmış, toplanmış. | Bir yazı tarzı. | Uyumlu. İLE Kitap yazan, yapıt/eser sahibi. | Uyum gösteren, imtizâc ettiren. )


- MÜESSER ile MÜESSİR[< ESER]

( Kendine bir şey etki/te'sir etmiş olan. İLE İz bırakan, etki/te'sir eden. | İşleyen, kararını yürüten. | Çok duyumsanan, içe işleyen. | Dokunan, dokunaklı. | Yapıt sahibi. | [kimya] Etken. )


- MÜESSES[< ESÂS] ile MÜESSİS[< ESÂS | çoğ. MÜESSİSÎN]

( Kurulmuş, kurulu, te'sîs edilmiş. İLE Kuran, temel atan, te'sîs eden. | Kuran, kurucu. )


- MÜFERRİG ile MÜFERRİK[< FARK]

( Dolu kabı boşaltan. | Yemeği kurtaran. İLE Kısaltan, taksîr eden. )


- MÜFHİM[< FAHM] ile MÜFHİŞ

( Ağız açtırmayan, susturan, yıldıran, ifhâm eden. İLE Kötü söz söyleyen. )


- MÜFÎK[< İFÂKAT] ile MÜFRİG[< FİRÂG]

( İyileşen hasta, ifâkat bulan. İLE Döken, dökücü, ifrâğ eden. )


- MÜFRİD[< FERD] ile MÜFRİT/E[< FART]

( Tek başına bırakan. Yalıtıcı/izolatör. İLE Sınırı geçen, ileri vardıran, aşırı, ifrât eden. )


- MÜFTERÎ[< FERİYY] ile MÜFTERİH[< FERAH]

( İftira atan, kara çalıcı. İLE Şen, keyifli. )


- MÜHELHİL ile MÜHELLİL[< TEHLÎL]

( Bir şeyi, nâzik ve lâtif yapan. | Nâzik ve lâtif söz söyleyen. İLE "Lâ ilâhe ill-Allah" diyen, tehlîl eden. )


- MÜHEZZEB[< HEZB] ile MÜHEZZİB[< HEZB]

( Düzeltilmiş, yoluna koyulmuş, tehzîb olunmuş. İLE Düzelten, yola koyan, terbiye eden, tehzîb eden. )


- MÜHİMM[< HEMM] ile MÜHÎN[< HEVN]

( Önemli, ehemmiyetli. | Düşündüren, düşündürücü. | Gerekli. İLE İhânet eden, hor gören. | Hor, hakir, alçak. | Hayin. )


- MÜKÂTEBE[< KETB] ile/>< MÜKÂTEME[< KETM]

( Tamamlandığı zaman özgürleştirilmek üzere bedele bağlanan köle/lik. İLE/>< Gizleme. )


- MÜKEDDER[< KEDER] ile MÜKEDDİR[< KEDER]

( Bulandırılmış, bulanık. | Azarlanmış, tekdîr edilmiş. | Kederli, üzüntülü, tasalı. İLE Bulandıran, keder veren. )


- MÜKENÂ[< MEKÎN] ile MÜKENNÂ[< KÜNYE]

( Oturanlar, yerleşenler. | İktidar ve vakar sahipleri. İLE Künyelenmiş, künyeli. )


- MÜKREM[< KEREM] ile MÜKRİM[< KEREM]

( Ağırlanmış, ikrâm olunmuş. İLE Ağırlayan, ağırlayıcı, misafirsever, ikrâmcı, ikrâm eden. )


- MÜLÂTIF[< LÜTF] ile MÜLÂTTIF[< LÜTF]

( Lâtife eden/edici. İLE Bir iyilikle gönül alan, taltîf eden. | Yumuşatıcı ilâç. )


- MÜLEYYEN[< LÎNET] ile MÜLEYYİN[< LÎNET]

( Yumuşatılmış, telyîn edilmiş. İLE Yumuşatan, yumuşatıcı, telyîn eden, lînet veren. | Bağırsakları boşaltan, dışkının, dışarı çıkmasını kolaylaştıran ilaç. )


- MÜLHİME[< LEHM] ile MÜLİMME[< ELEM]

( İçine doğduran, ilhâm eden. İLE Felâket. )


- MÜLTEHİF[< LİHAF] ile MÜLTEHİF[< LEHF]

( Yorgan gibi bir şeye bürünüp sarılan. İLE Alevli. | Kederle yanan, çok üzgün. )


- MÜLTEMİS[< LEMS | çoğ. MÜLTEMİSÎN] ile MÜLTESİM

( Kayıran, iltimas eden. İLE Yaşmaklı. )


- MÜLZİM/E[< LÜZÛM] ile MÜLZİME

( Bir konuda baskın çıkarak susturan, susturucu kişi. | Gerekli gören, gerektiren. İLE Masa üzerindeki kâğıdın dağılmaması, uçmaması için üzerine konulan bir araç. )


- MÜMÂCEDE[< MECD] ile MÜMÂDEHE[< MEDH] ile MÜMÂHADE

( Övünme, biriyle "soyluluk" yarışında bulunma. İLE Övülmeye hak kazanmak üzere birbiriyle çekişme. İLE Övünme. )


- MÜMESSEL[< MESL] ile MÜMESSİL[< MESL]

( Örnek getirilmiş, örnek olarak söylenilmiş, temsîl edilmiş. | Basılmış, tab edilmiş. İLE Benzeten, temsîl eden. | Kitap bastıran. | Biri ya da bir kurum adına hareket eden. | Oyuncu. | Gıdayı eriterek kan ve et yapan. | Sınıfta yoklama yapan ve düzeni sağlayan öğrenci. )


- MÜMEYYEZ[< MEYZ] ile MÜMEYYİZ[< MEYZ]

( Seçilmiş, ayrılmış, temyiz edilmiş. İLE Seçen, ayıran, temyîz eden. | Bir kurumda, yazıcıların yazdıkları yazıları düzelten kâtip. | Sınavda bulunup öğrencinin bilgisini sınayan kişi. )


- MÜMHİL[< MEHL] ile MÜMİLL[< MELÂL]

( Bekleyen, mühlet/mehil veren. İLE Usandıran, bıktıran, melâl veren. )


- MÜNÂDÎ[< NİDÂ] ile MÜN'ADİL[< ADÛL]

( Nidâ eden, tellâl. | Müezzin. İLE Doğru yoldan sapan, sapmış, in'idâl eden. )


- MÜNÂDİM[< NEDÎM] ile MÜN'ADİM[< ADEM]

( Ortam arkadaşı, nedimlik eden. İLE Yok olan, in'idâm eden. )


- MÜNÂKASA[< NOKSÂN | çoğ. MÜNÂKASÂT] ile MÜNÂKAŞA[< NAKŞ | çoğ. MÜNÂKAŞÂT] ile MÜNÂKAZA[< NAKZ]

( [alışveriş, ihâle gibi işlerde] Eksiltme. İLE Atışma, çekişme. | Tartışma. | İrdeleme. İLE İki sözün birbirini tutmaması, bir önceki sözün öteki ucu olan söz. )


- MÜNÂKKAH[< NAKH] ile MÜNAKKİH

( Soyulmuş, ayıklanmış, temizlenmiş, tenkîh edilmiş. | En iyisi seçilmiş. | Yönetim amacıyla fazlası kesilmiş masraf. | Uzun ve yararsız, dolma/doldurma[haşvsiz] söz. İLE Soyan, ayıklayan, temizleyen. )


- MÜNÂSAHA ile MÜNÂSAHA ile MÜNÂZAA[< NEZ | MÜNÂZAÂT]

( Öğütte bulunma, öğüt/nasîhat. İLE Bir vârisin, kendine kalan mirâsı alamadan ölmesi. | Birçok kişinin, birbirini ortadan kaldırarak birbirlerinin yerine geçmesi. İLE Ağız kavgası, çekişme. )


- MÜNÂSİP/MÜNÂSIB[Ar. < NİSBET] ile MÜSÂİT/MÜSAİD[Ar. < SÜÛD] ile MUVÂFIK[Ar. < VEFK]

( Uygun, yerinde. | Yakışık, yaraşık. İLE Yardım eden. | Elverişli, uygun. | İzin veren, müsâade eden. İLE Uygun, yerinde. | Ali Şah bin Hacı Büke'nin edvârında andığı makam.[XV. yy.] )


- MÜNÂZİ'[< NEZ] ile MÜN'AZİL[< AZL]

( Ağız kavgası eden, çekişen, kavgacı. İLE Ayrılan, in'izâl eden. | Görevden alınmış, azl edilen. )


- MÜNCEZ ile MÜNCİZ

( Sözü yerine getirilmiş, incâz edilmiş. İLE Sözünü yerine getiren, incâz eden. )


- MÜNEVVER[< NÛR] ile MÜNEVVİR[< NÛR]

( Aydınlatılmış, parlatılmış, nurlandırılmış, tenvîr edilmiş. | Aydın kişi. İLE Aydınlatan, parlatan, nurlandıran, tenvîr eden. )


- MÜNHEDİM[< HEDM] ile MÜNHEZİM[< HEZÎMET | çoğ. MÜNHEZİMÎN]

( Yıkılan, yıkılmış, harab olmuş, inhidâm eden. İLE Bozguna uğrayan/uğramış, bozgun, hezîmete uğrayan, inhizâm eden. )


- MÜNTEFÎ[< NEFY] ile MÜNTEFİH[< NEFH]

( Yok olan, intifâ eden. | Kovulan, çıkarılan. İLE Kabaran, şişen, şişkin, hava ile doldurulmuş, intifâh eden. )


- MÜNTEHİR[< NEHR] ile MÜNTEHİR[< NAHR]

( Sürekli akan, intihâr eden. İLE Kendini öldüren, intihâr eden. )


- MÜNTEZİ'[< NEZ] değil/yerine MÜNTEVÎ[< NEV]

( Bir şeyi söken, yerinden çekip koparan. DEĞİL/YERİNE Bir şey yapmaya niyetlenen. )


- MÜNZEVÎ[< ZUVVİYY / ZEYY] ile MÜCÂVİR[< CİVÂR]

( Topluluktan uzak duran, yalnız kalmayı seven. | Köşesine çekilip kimse ile görüşmeyen. İLE Komşu. | Mabet ya da tekke yakınlarına çekilip oturan. | Yurdunu ve diyârını terk ederek, zamanını ibadetle geçiren. )


- MÜREBBEB ile MÜREBBİB

( Ergenlik çağına kadar beslenmiş. | Hoş kokulu şeylerle hoş olmuş. İLE Çocuğu, ergenliğine kadar besleyen. )


- MÜREFFEH[< RÜFÛH] ile MÜREFFİH[< RÜFÛH]

( Rahata, refaha, bolluğa kavuşturulmuş, terfîh edilmiş. İLE Rahata, refaha, bolluğa kavuşan, terfîh eden. )


- MÜRETTEB[< RETB] ile MÜRETTİB[< RETB | çoğ. MÜRETTİBÎN]

( Dizilmiş, yerli yerine konulmuş, tertîb olunmuş. | Bir şey/yer için ayrılmış, tâyin edilmiş. | Sonradan kurulmuş. | Danışıklı, uydurma, yalandan düzenlenmiş. İLE Sıraya koyan, düzene sokan, tertîb eden. | Matbaada, yazı dizicisi. )


- MÜRTECÎ[< RECÂ] ile MÜRTECİ'[< RÜCÛ] ile MÜRTECİL

( Umucu, uman, ümitli, irticâ eden. İLE Geri dönen, irticâ eden. | Gerilik, geriye dönme taraflısı. İLE Düşünmeden, irticâlen, hemen söz ya da şiir söyleyen, hazırcevap. )


- MÜRTEHİS ile MÜRTEHİZ

( Ucuz sayan, irtihâs eden. İLE Rezîl olan, irtihâz eden. )


- MÜRTEKIB[< RAKB] ile MÜRTEKİB[< RÜKÛB | çoğ. MÜRTEKİBÎN]

( Bekleyen, göz hapsine alan, irtikab eden. İLE Kötü, yakışıksız iş yapan, irtikâb eden. | Rüşvet alan/yiyen. )


- MÜRTEŞÎ[< RİŞVET] ile MÜRTEŞİH[< REŞH]

( Rüşvet alan, irtişâ eden. İLE Süzülmüş. )


- MÜSAHHAR[< SİHR, SEHHAR] ile MÜSAHHAR[< SİHRİYY] ile MÜSAHHİR[< SİHRİYY]

( Büyülenmiş, büyülü, büyü ile aldanmış. İLE Teshîr olunmuş, elde edilmiş, ele geçirilmiş. | Tutkun, boyun eğmiş, itâat etmiş. İLE Ele geçiren, teshîr eden. )


- MÜSÂİD[< SÜÛD] ile MÜSÂİF

( Yardım eden. | Elverişli, uygun. | İzin veren, müsâde eden. İLE İş bitiren, uygunluk gösteren, müsâafe eden. )


- MÜSBİT[< SÜBÛT] ile MÜSBİT

( İsbât eden/edici. İLE Yara ve hastalıktan dolayı pek halsiz kalan. )


- MÜSECCEL[< SECL] ile MÜSECCİL[< SECL]

( Deftere/sicile geçirilmiş, tescil edilmiş. | Mahkeme defterine geçirilmiş. İLE Deftere/sicile geçiren. | Mahkeme defterine geçiren. )


- MÜSTA'Fİ[< AFV] ile MÜSTAGFİR[< GUFRÂN]

( İstifa eden, işinden kendi isteğiyle ayrılarına. | Suçunun bağışlanmasını isteyen. İLE İstiğfar eden, günahlarının bağışlanmasını Allah'tan dileyen. )


- MÜSTA'Fİ[< AFV] ile MÜSTASFÎ[< SAFÂ]

( İstifa eden, işinden kendi isteğiyle ayrılan. | Suçunun bağışlanmasını isteyen. İLE Safını/hâlisini alan, istisfâ eden. )


- MÜSTA'MEL[< AMEL] ile MÜSTA'MER[< UMRÂN]

( Kullanılmış. | Eski, köhne. İLE Göçmen yerleştirerek, ma'mur, şen, bayındır bir duruma getirilen yer. [Fr. COLONIE] )


- MÜSTA'MEL[< AMEL] ile MÜSTA'MİL[< AMEL]

( Kullanılmış. | Eski, köhne. İLE Kullanan, isti'mâl eden. )


- MÜSTA'MİL[< AMEL] ile MÜSTA'MİR[< UMRÂN]

( Kullanan, isti'mâl eden. İLE Bir yere göçmen yerleştirerek, orayı, ma'mur, şen, bayındır bir duruma getiren, sömüren, sömürgeci. [Fr. COLONISATEUR] )


- MÜSTA'CEB[< ACEB] ile MÜSTA'CİB[< ACEB]

( Şaşılacak olan. İLE Şaşan, şaşakalan, isti'câb eden. )


- MÜSTAĞRAK[< GARK] ile MÜSTAGRIK[< GARK]

( Batmış. İLE Gark olmuş, dalmış, daldırılmış, batmış. | Kendini bilmeyecek derecede dalgın, düşüngen. )


- MÜSTAHBER[< HABER | çoğ. MÜSTAHBERÂT] ile MÜSTAHBİR[< HABER]

( Haber alınmış, duyulmuş, işitilmiş, istihbâr olunmuş. İLE Haber alan, duyan, işiten, istihbâr eden. )


- MÜSTAHDES ile MÜSTAHDİS

( Yeni bulunmuş, yeni ortaya atılmış. İLE Yeni bir şey bulan/bulucu. )


- MÜSTAHFAZ[< HIFZ | çoğ. MÜSTAHFAZÎN] ile MÜSTAHFİZ[< HIFZ]

( Koruyan, hıfz eden. | [Tanzîmat'tan sonra] Kırk yaşını aşmış olan yurttaşların ve -muvazzaf ve rediflikten sonraki- askerlik hizmeti. İLE Koruyan, koruyucu. )


- MÜSTAHİL[çoğ. MÜSTAHÎLÂT] ile MÜSTAÎR[< ÂRİYET]

( Olanaksız, anlamsız, boş, saçma şey. İLE Ödünç alan, istiâre eden. | Kinâyeli konuşan. )


- MÜSTAHKEM[< HÜKM] ile MÜSTAHKİM[< HÜKM]

( Sağlamlaştırılmış, sağlam, istihkâm edilmiş, istihkâmlı. İLE Sağlamlaştıran, istihkâm eden. )


- MÜSTAHLEB[< HALB] ile MÜSTAHLİB[< HALB] ile MÜSTAHLİB[< HALB]

( Beyaz ve sübye tarzında yapılmış olan ilâç. | Sübye.[Fr. ÉMULSION] İLE Tırmalayan, istihlâb eden. İLE Sağan, istihlâb eden. )


- MÜSTAHLEF[< HALEF] ile MÜSTAHLİF[< HALEF]

( Kendi yerine geçirilmiş, başkasının yerine konulmuş, istihlâf edilmiş. İLE Kendi yerine geçiren, başkasının yerine koyan, istihlâf eden. )


- MÜSTAHMİL[< HAML] ile MÜSTA'MİL[< AMEL]

( Yüklenen, istihmâl eden. İLE Kullanan, isti'mâl eden. )


- MÜSTAHREC[< HURÛC] ile MÜSTAHRİC[< HURÛC]

( Çıkarılmış, bir şeyden çıkarılmış, alınmış, bir kitaptan alınmış, istihrâç edilmiş. İLE Çıkaran, istihrâc eden. | Simgeden, anlam çıkarma gücünde olan. )


- MÜSTAHSAL[< HÂSIL | çoğ. MÜSTAHSALÂT] ile MÜSTAHSİL[< HÂSIL | çoğ. MÜSTAHSİLÎN]

( Yetiştirilmiş, üretilmiş, hâsıl olmuş, istihsâl edilmiş. İLE Yetiştiren, yetiştirici, üretici, istihsâl eden, husûle getiren. )


- MÜSTAHSİL[< HÂSIL | çoğ. MÜSTAHSİLÎN] ile MÜSTAHSİR

( Yetiştiren, yetiştirici, üretici, istihsâl eden, husûle getiren. İLE Yorulup halsiz düşen. )


- MÜSTAHZAR[< HUZUR] ile/ve/||/<>/>/< MÜSTAHZIR

( Hazırlanmış, huzura getirilmiş, istihzar edilmiş. | Zihinde tutulmuş. İLE/VE/||/<>/>/< Hazırlayan, istihzar eden. )


- MÜSTAKBEL[< KABL] ile MÜSTAHKİM[< KABL | çoğ. MÜSTAKBİLÎN]

( Karşılanan, istikbal edilen. | Önde bulunan, ilerideki, gelecek. | Gelecek zaman, istikbal sîgası. İLE Karşılayan, istikbâl eden. | Kıbleye dönen. )


- MÜSTAKÎL ile MÜSTAKİLL[< KILLET]

( Pazarlığın bozulmasını isteyen. İLE Başlı başına, kendi başına, kendin kendine, ayrıca, bağımsız. )


- MÜSTA'MER[< UMRÂN] ile MÜSTA'MİR[< UMRÂN]

( Göçmen yerleştirerek, ma'mur, şen, bayındır bir duruma getirilen yer. [Fr. COLONIE] İLE Bir yere göçmen yerleştirerek, orayı, ma'mur, şen, bayındır bir duruma getiren, sömüren, sömürgeci. [Fr. COLONISATEUR] )


- MÜSTAS'AB[< SA'B] ile MÜSTASHAB[< SOHBET]

( Zor, güç olan, zor iş. İLE Yanında arkadaş olarak bulundurulan. )


- MÜSTAS'AB[< SA'B] ile MÜSTAS'İB[< SUÛBET]

( Zor, güç olan, zor iş. İLE Güç sayan, çoğu şeyi zor gören. )


- MÜSTASHAB[< SOHBET] ile MÜSTASHİB[< SOHBET]

( Yanında arkadaş olarak bulundurulan. İLE Yanına alan, beraber olunan, istishâb eden. )


- MÜSTASVEB[< SAVÂB] ile MÜSTASVİB[< SAVÂB]

( Doğru, mâkul, savap görülmüş, istisvâb edilmiş. İLE Doğru, mâkul, savap gören, istisvâb eden. )


- MÜSTAVZI' ile MÜSTAVZİH[< VUZÛH]

( Pazarlık eden. İLE Açıklama isteyen, istîzah eden. )


- MÜSTAZRAF[< ZARF] ile MÜSTAZRIF[< ZARF]

( İçine almış, etrafı kuşatılmış. İLE İçine alan, etrâfını kuşatan, kuşatmış olan. )


- MÜSTE'HİR[< İSTİ'HÂR] ile MÜSTEHİLL[< ÂRİYYET]

( Olanaklı ve kabil olmayan şey. | Anlamsız, saçma şey. İLE Ödünç alan, istiâre eden. )


- MÜSTE'NİF[< ENF] ile MÜSTENKİF[< NEKF]

( Yeniden başlayan, istinâf eden. | Bidâyet mahkemesinden[davaların ilk görüldüğü mahkeme] verilen kararı kabul etmeyip davasına, bir üst derecede bulunan başka mahkemede bakılmasını isteyen kişi. İLE Kabul etmeyen, geri duran, el çeken, çekimser, istinkâf eden. )


- MÜSTE'SAL ile MÜSTE'SIL

( Kökünden koparılmış, istisal olunmuş. İLE Kökünden koparan, istîsal eden. )


- MÜSTE'ZEN[< İZN] ile MÜSTE'ZİN[< İZN]

( Kendinden izin istenilmiş kişi. İLE İzin isteyen. )


- MÜSTEAR[Ar.] ile MAHLAS[Ar.]

( Eğreti olarak alınmış. | Türk müziğinde bir makam. İLE Bir kişinin ikinci adı. | Ozanların/yazarların, yapıtlarında kullandıkları takma ad. )


- MÜSTEBDI'[< BEDEL] ile MÜSTEBDİ[< BEDEL]

( Kazancı, kendine, verene ait olmak üzere sermâye verilen kişi. İLE Eşi, örneği pek az bulunur sanan. )


- MÜSTEBHİR[< BAHR] ile MÜSTEBİ

( Deniz gibi geniş olan kişi, istibhâr eden. İLE Esir eden. )


- MÜSTEB'İD[< BU'D] ile MÜSTEBİDD[< İSTİBDÂD]

( Uzak gören, uzak sayan. İLE Hükmü altında bulunanlara, söz hakkı ve hareket rahatlığı vermeyen, istibdâdda bulunan, despot. )


- MÜSTEBİK ile MÜSTEBKİ[< BEKÂ]

( Yarışa çıkan, istibak eden. İLE Sürekli/kalıcı, bâki olmasını isteyen. )


- MÜSTE'CHİL[< CEHL] ile MÜSTE'CİR[< ECR | çoğ. MÜSTE'CİRÎN]

( Bilgisiz/cahil sayan. İLE Kira ile tutan, isticâr eden. | Kiracı. )


- MÜSTE'CİR[< ECR | çoğ. MÜSTE'CİRÎN] ile MÜSTECÎR[< CİVÂR]

( Kira ile tutan, isticâr eden. | Kiracı. İLE Aman dileyen, koruma bekleyen, isticâre eden. )


- MÜSTE'CİREN ile MÜSTE'CİRÎN[< MÜSTE'CİR]

( Kiracı olarak. İLE Kira ile tutanlar. | Kiracılar. )


- MÜSTEDÎM[< DEVÂM] ile MÜSTEDÎN[< DEYN]

( Devamını isteyen, istidâme eden. Sürekli.[Fr. RÉMANENT] İLE Borç alan, istidâne eden. )


- MÜSTEDREK[< DERK] ile MÜSTEDRİK[< DERK]

( Arapça'da, bir ölçü/vezin. İLE Anlamak isteyen, istidrâk eden. )


- MÜSTEFHEM[< FEHM] ile MÜSTEFHİM[< FEHM]

( Anlaşılan. İLE Anlamak isteyen, soran. )


- MÜSTEFÎD[< FEYD] ile MÜSTEFÎZ[< FEYZ]

( Yararlanan, istifâde eden. İLE Feyz alan, feyzlenen, istifâze eden. )


- MÜSTEFTÎ[< FETVÂ] ile MÜSTEFTİH[< FETH]

( Müftüden fetvâ isteyen. | Bir müşkülün halini, çözülmesini isteyen. İLE Açan, başlayan, istiftâh eden. )


- MÜSTEHÂM ile MÜSTEHÂN

( Şaşırmış, şaşa kalmış. İLE Alçak, değersiz, âdî. )


- MÜSTEHÂS[< HAVS] ile MÜSTEHÂZA

( Toprak altında saklı bulunan. İLE Aybaşı gören kadın. )


- MÜSTEHCEN[< HÜCNET] ile MÜSTEHCİN[< HÜCNET]

( Açık açık, edepsizce, istihcân edilmiş. İLE Çirkin, kötü, kötü gören, istihcân eden. )


- MÜSTEHDÎ[< HEDY ve HİDÂYET] ile MÜSTEHZÎ[< HEZÂ]

( Doğru yolu bulan, Müslümanlık yolunu isteyen. İLE Biriyle alay eden, herkesle alay etme alışkanlığında olan, istihzâ eden. )


- MÜSTEHÎL[< HAVL | çoğ. MÜSTEHÎLÂT] ile MÜSTEHİLL[< HELÂL]

( Olanaklı ve kabil olmayan şey. | Anlamsız, saçma şey. İLE Helâllik dileyen, istihlâl eden. | Helâlleşen. )


- MÜSTEHLEK[< HELÂK] ile MÜSTEHLİK[< HELÂK]

( Yiyip içilerek tüketilmiş, bitirilen. İLE Yiyip içerek tüketen/bitiren. [Fr. CONSOMMATEUR] )


- MÜSTEKFİ ile MÜSTEKİF

( Yetecek kadarını isteyen. İLE Dilenmek üzere elini uzatan. | Bakarken, gözünü korumak için elini, kaşının üstüne koyan. )


- MÜSTEKÎN ile MÜSTEKİNN[< KENN]

( Alçakgönüllülük gösteren. İLE Gizlenen/saklanan, istiknân eden. )


- MÜSTEKRÂ[< HİRÂ] ile MÜSTEKRÎ[< KİRA]

( Kiraya verilen eşya. İLE Kira ile tutan, istikrâ eden. )


- MÜSTEKREH[< KERÂHET | çoğ. MÜSTEKREHÂT] ile MÜSTEKRİH[< KERÂHET]

( Tiksinilen, iğrenilen, iğrenç, istikrâh edilmiş. İLE Tiksinen, iğrenen, kerîh gören, istikrâh eden. | İştah kesen. )


- MÜSTELEZZ[< LEZZET | çoğ. MÜSTELEZZÂT] ile MÜSTELİZZ[< LEZZET]

( Lezzet alınmış, tadına varılmış. İLE Lezzet alan, tad alan, tadına varan. )


- MÜSTEMEDD ile MÜSTEMEN[< EMN] ile MÜSTEMEND[Fars.]

( Kendine yardım edilen, edilmiş olan. İLE Kendine aman verilmiş olan. | Yabancı olan. İLE Üzüntülü, kederli, hüzünlü. | Çaresiz, zavallı. | Talihsiz, mutsuz. )


- MÜSTEMİ'[< SEM | çoğ. MÜSTEMLÎN] ile MÜSTEMİRR[< MÜRÛR]

( Dinleyen, dinleyici, işiten, istimâ eden. | Bir okula, sadece dinleyici olarak devam eden. İLE Uzayıp giden, istimrâr eden. | Sürekli, devamlı. )


- MÜSTEMİİN[< SEM | < MÜSTEMİ] ile MÜSTE'MİN[< EMN]

( Dinleyiciler. İLE Aman dileyen, istimân eden. | Zamanında, yabancılara verilen bir unvan. | Sığınan, canını kurtarmak koşuluyla teslim olan. )


- MÜSTENKİH ile MÜSTENKİR

( Ağız koklayan. | İnceleyen, araştıran. İLE İnkâr eden. )


- MÜSTERHAM[< RAHM ve RUHUM] ile MÜSTERHİM[< RAHM]

( Yalvarılmış, yalvarılan, niyâz olunmuş, istirhâm edilmiş. İLE Yalvaran, niyâz eden, istirhâm eden. | Merhamet dileyen. )


- MÜSTERHÎ[< REHÂ] ile MÜSTER'İ ile MÜSTERİH[< RAHAT]

( Gevşek, sarkık, sölpük, istirhâ eden. İLE Birinden, bir şeyin korunmasını ve saklanmasını isteyen, istir'â eden. İLE Kaygısız, gönlü rahat, istirahat eden. )


- MÜSTERHÎ[< REHÂ] ile MÜSTERHİM[< RAHM] ile MÜSTERHİN[< REHN]

( Gevşek, sarkık, sölpük, istirhâ eden. İLE Yalvaran, niyâz eden, istirhâm eden. | Merhamet dileyen. İLE Rehin alan, rehin isteyen, istirhân eden. )


- MÜSTESHİL[< SEHL] ile MÜSTESHİR

( Kolay sayan, istishâl eden. İLE Alay eden, istîshâr eden. )


- MÜSTEŞÂR[< MEŞVERET] ile MÜSTEŞ'AR[< ŞUÛR]

( Kendine iş danışılan, meşveret edilen, müşaverede bulunulan. | Vekâletlerde, vekilden sonraki âmir. İLE Bildirilen, haberli. )


- MÜSTEŞFİ'[< ŞEFÂAT] ile MÜSTEŞFÎ[< ŞİFÂ]

( Bağışlanmasını isteyen, şefâat dileyen. İLE İyilik isteyen, şifâ dileyen. | Kendine baktıran. )


- MÜSTEŞHED[< ŞEHÂDET | çoğ. MÜSTEŞHEDÂT] ile MÜSTEŞFÎ[< ŞEHÂDET]

( Tanık olarak gösterilen, şâhit tutulan. İLE Şâhit tutan, istişhâd eden. )


- MÜSTEVDA'[< VED] ile MÜSTEVDÎ'[< VED]

( Emânet bırakılan. | Emânet olarak bir malı kabul eden. İLE Emânet bırakan. | Emânet bırakılan yer. )


- MÜSTEVFÂ / MÜSTEVFÎ[< VEFÂ] ile MÜSTEVFİR[< VEFR]

( Yeteri kadar, tam, dolgun, mükemmel, kâfî derecede. İLE Borçludan, alacağının tamamını alan. )


- MÜSTEVSİ ile MÜSTEVZİ

( Bollaşan, genişleyen. İLE Hakk dergâhından, ilham isteyen. )


- MÜSTEYSER ile MÜSTEYSİR

( Kolaylanmış, hazır. İLE Kendine/nefsine ayıran, istîsar eden. )


- MÜSTEZİLL[< ZELÎL] ile MÜSTE'ZİN[< İZN]

( Birini, hor, hakîr, zelîl gören, istizlâl eden. İLE İzin isteyen. )


- MÜSÛL ile MÜSÜL[< MİSÂL]

( Saygıdan dolayı ayakta durma. İLE Örnekler. | Platon'un, "İdealar" olarak bahsettiği. )


- MÜŞ'İR[< ŞUÛR] ile MÜŞÎR[< ŞEVR | çoğ. MÜŞÎRÂN]

( Yazı ile haber veren, bildiren, iş'âr eden. | [fizik] Gösterge. İLE Emir ve işâret eden. | En yüksek aşamadaki asker, Mareşal[Fr. < Cerm.]. )


- MÜŞÂ' ile MÜŞÂÂT

( Yayılmış, herkese duyurulmuş, şuyû bulmuş, işâa olunmuş. | Hissedarlar, ortaklar arasında birlikte kullanıldığı halde, hisselere ayrılmamış olan şey/yer. İLE Yarış etme. | İleri geçme. )


- MÜŞAHHAS[< ŞAHS] ile MÜŞAHHIS[< ŞAHS]

( Tanınmış, teşhîs edilmiş. | Kişi görünümüne girmiş, kişileşmiş. | Somut. İLE Taslağın adını koyan, teşhîs eden. )


- MÜŞÂKAT["ka" uzun okunur] ile MÜŞÂKAT

( Sıkıntıya dayanma üzerine yarışma. İLE Düşmanlık. Aykırılık. )


- MÜŞBİ'[< ŞİB] ile MÜŞEBBA'[< ŞİB]

( Doyuran. İLE Doymuş, tok, işbâ' olunmuş. [Fr. SATURÉ] )


- MÜŞTÂK[< ŞEVK] ile MÜŞTAKK[< ŞAKK]

( İştiyaklı, özleyen, göreceği gelen, can atan. İLE Başka bir sözcükten çıkmış, türemiş, türeme. )


- MÜŞTERÎ[< ŞİRÂ | çoğ. MÜŞTERÎÎN] ile Müşterî/SA'D-İ EKBER[Ar.]

( Satın alan, alıcı, iştirâ eden. | Alışverişte bulunan. | İstekli. İLE Sakıt / Erendiz / Jüpiter gezegeni. )

( ... İLE Sakıt, Erendiz, Jüpiter, Mars. )


- MÜTEADDÎ[< UDVÂN] ile MÜTEÂDÎ[< ADÛ]

( Saldıran, zulm eden, taaddî eden. | Geçişli fiil.[düşündürmek, anlatmak vb.] | Türk müziğinin en az altı yüzyıllık bir mürekkep makamı olup, zamanımıza kalmış bir örneği bulunmamaktadır. İLE Düşmanlık eden, teâdî eden. )


- MÜTEAFFİFÎN[< MÜTEAFFİF] ile MÜTEAFFİN[< UFÛNET]

( İffetli, onurlu, namuslu kişiler. İLE Bozulup kötü/pis kokan, kokmuş, kokuşuk, çürük, taaffün eden. )


- MÜTEÂKID[< ADED] ile MÜTEAKKID[< AKD]

( Antlaşma/akid yapan iki kişiden her biri. İLE Düğümlenen, karışık, çapraşık olan, taakkud eden. )


- MÜTEÂMI[< AMÂ] ile MÜTEAMMÎ[< AMÂ]

( Görmemezlikten gelen, taâmî eden. İLE Kör/amâ olan. )


- MÜTEÂNNİD[< İNÂD | çoğ. MÜTEANNİDÎN] ile MÜTEANNİT[< ANÎT]

( Dediğinden dönmeyen, direnen, inad/taannüd eden. İLE Yanlış arayan, şunun bunun yanlışını bulma merâkında olan, taannüt eden. )


- MÜTEÂTIF[< ATF] ile MÜTEATTIF[< ATF]

( Birbirini seven, teâtuf eden. | Kendine atfolunan, bağlanan. İLE Bağışlayan, esirgeyen, şefkat gösteren, taattuf eden. )


- MÜTEÂZIM ile MÜTEAZZIM[< AZAMET]

( Gözde büyüyen, göze büyük görünen, taâzum eden. İLE Benlik gösteren, büyüklük taslayan, taazzum eden. )


- MÜTEÂZZİL[< AZL] ile MÜTEAZZİR[< ÖZR]

( İşinden çıkarılmış, azledilmiş, ma'zul olan, taazzül eden. İLE Özürlü/mazeretli, özürü/mazereti bulunan, taazzür eden. )


- MÜTEBÂDİL[< BEDEL] ile MÜTEBÂDİR[< BÜDÛR]

( Birbirinin yerine geçen, tebâdül eden. | Sıra ile değişen. | [geometri] Karşılıklı. İLE Birdenbire akla gelen. | Üstün, birinci olmak için çırpınan. )


- MÜTEBÂHHİR[< BUHÂR] ile MÜTEBÂHHİR[< BAHR | çoğ. MÜTEBAHHİRÎN] ile MÜTEBÂHÎ[< BEHÂ]

( Buharlaşan, buğu haline gelen, dumanlanan, tütsülenen, tebahhur eden. İLE Bilgisi, deniz gibi engin olan. İLE Övünen. )


- MÜTEBÂKÎ[< BEKÂ] ile MÜTEBÂKÎ[< BÜKÂ]

( Geri kalan, artan, bâkî kalan. İLE Ağlar gibi görünen, yalandan ağlayan, tebâkî eden. )


- MÜTEBÂLÎ ile MÜTEBÂLİH

( Birini sınayan. İLE Ebleh gibi görünen, eblehlik, bönlük tavrı takınan. )


- MÜTEBELLİL ile MÜTEBELLİR[< BİLLÛR]

( Islanan, nemlenen şey, tebellül eden. | Altını ıslatan. İLE Billurlaşan, tebellür eden. | Billurlaşmış. | Beliren, belirgin. )


- MÜTEBERRÎ[< BERÂ' ve BERÂET] ile MÜTEBERRİ'[< BÜRÛ]

( Yüz çeviren, uzaklaşan, teberrî eden. | Kurtulmuş, gereksinimi olmayan. | Herşeyden elini, eteğini çeken, yüz çeviren. | Şiî ve Alevî'lerde hulefâ-yı râşidini sevmeyen. İLE Bağışlayan, bağışta bulunan, teberru' eden. )


- MÜTEBESSİM[< BESM] ile MÜTEBEŞBİŞ

( Gülümseyen, gülen, tebessüm eden. İLE Güler yüz gösteren, tebeşbüş eden. )


- MÜTECÂHİD[< CEHD] ile MÜTECA'İD[< CA'D]

( Çalışıp çabalayan. | Zora karşı uğraşan. İLE Kıvırcık olan, kıvrık, teca'üd eden. )


- MÜTECÂVİL[< CEHD] ile MÜTECÂVİR[< CİVÂR]

( Dolaşan, cevelân eden. İLE Bir civarda olan, komşu. )


- MÜTECERRİD[< CERED] ile MÜTEFERRİD[< FERD | çoğ. MÜTEFERRİDÎN]

( Soyunan, çıplak olan, tecerrüd eden. | Evli olmayan. | Tek başına kalan. | Dünya işlerinden vazgeçip Allah'a yönelen. İLE Tek ve yalnız olan, eşi benzeri olmayan, teferrüd eden. )


- MÜTEDELLÎ ile MÜTEDENNÎ[< DENÂET] ile MÜTEDERRİ'

( Nazlanan, tedellî eden. İLE Gerileyen, aşağılayan, tedennî eden. İLE Zırhlanan, zırh giyen. )


- MÜTEEMMİL[< EMEL] ile MÜTEEMMİR

( Derin düşünen, dalgın, teemmül eden. İLE Âmirlenen, âmirlik eden. )


- MÜTEFECCİ' ile MÜTEFECCİR[< FECR]

( Acıklanan, acınan, dertli olan. İLE Açılan, görünen, tefeccür eden. )


- MÜTEFER'İN ile MÜTEFERRİ'[< FER]

( Firavunlaşan, firavun tavrı takınan, firavun kesilen. | Kibirli. İLE Bir kökten ayrılan, dal budak salan, tefeccür eden. | Bir kökle ilgili olan. )


- MÜTEFERRİ'[< FER] ile MÜTEFERRİH[< FERAH]

( Bir kökten ayrılan, dal budak salan, tefeccür eden. | Bir kökle ilgili olan. İLE İçi açılan, ferahlayan. )


- MÜTEFERRİG ile MÜTEFERRİK[< FARK]

( Vazgeçen, ferâgat eden. İLE Dağınık, ayrı ayrı, teferruk eden. )


- MÜTEFERRİS[< FERÂSET] ile MÜTEFERRİŞ ile MÜTEFERRİZ[< FERZ]

( Anlayan, anlayışlı, sezişli, teferrüs eden. İLE Döşenen, mefrûş olan, teferrüş eden. İLE Ayrılan, teferrüz eden. )


- MÜTEGAVVİL ile MÜTEGAVVİR[< VEFK]

( Uğraşan, tegavvül eden. | Bir şeyin rengine giren. İLE Derine dalan, tegavvür eden. )


- MÜTEHADDIR ile MÜTEHÂDI'

( Yeşillenen, yeşil renk bağlayan, tahaddur eden. İLE Aldanmamış iken aldanmış gibi görünen. )


- MÜTEHADDİ'[< HUD'A] ile MÜTEHADDÎ

( Bilerek aldanan, tahaddu' eden. İLE Çekişen, tahaddî eden. )


- MÜTEHADDİR[< HADER] ile MÜTEHADDİR

( Örtünen, bürünen, tahaddür eden. İLE Yokuş aşağı giden, hızla aşağı doğru inen, yuvarlanan. )


- MÜTEHADDİS[< HUDÛS] ile MÜTEHADDİŞ

( Meydana gelen ya da çıkan, peydâ olan, tehaddüs eden. İLE Tırmalanan, ıstırap çeken, tahaddüş eden. )


- MÜTEHÂLİF[< HALF] ile MÜTEHÂLİF[< HULF]

( İki düşmandan ikisine de yemin veren. İLE Birbirine uymayan, tehâlüf eden. )


- MÜTEHÂLLÎ[< HALY] ile MÜTEHÂLLÎ

( Süslenmiş, donanmış, tahallî etmiş. İLE Boşalan, boş kalan, tahallî eden. )


- MÜTEHÂLLİD[< HULD] ile SÂKİN

( Bir yerde sürekli olarak kalan, tahallüd eden. İLE Bir yerde yaşayan/bulunan/oturan. )


- MÜTEHÂMİK[< HUMK] ile MÜTEHAMMİK[< HUMK]

( Kendini ahmak gösteren. İLE Ahmaklaşan, ahmak gibi davranan ya da konuşan. )


- MÜTEHAMMİL[< HAML | çoğ. MÜTEHAMMİLÎN] ile MÜTEHAMMİR[< HAMR]

( Dayanan, tahammül eden, yük altında bulunup ses çıkarmayan, tahammül eden. İLE Mayalanan, ekşiyen, tahammür eden. )


- MÜTEHANNİ ile MÜTEHANNİN

( Eğrilen, münhanî olan. İLE Çok göreceği gelen, özleyen. )


- MÜTEHANNİN ile MÜTEHASSİR[< HASR]

( Çok göreceği gelen, özleyen. İLE Özleyen, hasret çeken. )


- MÜTEHASSIS[< HUSÛS] ile MÜTEHASSİS[< HİSS]

( Bir işin bir alanını çok iyi bilen, uzman. | Sadece bir şeye ayrılmış, ayrı bir işte kullanılan. İLE Duygulanan, hislenen. )


- MÜTEHASSİR[< HASER] ile MÜTEHASSİR[< HASR]

( Pıhtılaşmış, tahassür eden. İLE Özleyen, hasret çeken. )


- MÜTEHÂŞÎ[< HUŞÛ] ile MÜTEHÂŞÎ[< HAŞY] ile MÜTEHÂŞİ'[< HUŞÛ]

( Korkup çekinen, haşyet gösteren. İLE Sakıngan, çekingen, tehâşî eden. İLE Huşû ile eğilen. )


- MÜTEHÂŞŞÎ ile MÜTEHÂŞŞİ'[< HAŞYET]

( Korkan, saygı ile karışık korkup çekinen, tehâşî eden. İLE Alçakgönüllü, tahaşşu' eden. )


- MÜTEHÂTİR ile MÜTEHÂTTÎ

( Birbirini yalanlayan, tekzîb eden. İLE Atlayıp geçen. | Hata işleyen, yanılan. )


- MÜTEHÂVİR ile MÜTEHÂVVİL[< HAVL]

( Birbiriyle konuşan, tehâvür eden. İLE Değişen, değişmiş, değişik, kararsız, tahavvül eden. | [matematik] Değişken. )


- MÜTEHÂYYİL[< HAYÂL] ile MÜTEHAYYİR[< HAYRET | çoğ. MÜTEHAYYİRÎN]

( Hayâle dalan, hayal kuran, tahayyül eden. İLE Şaşmış, şaşırmış, hayrette kalan. )


- MÜTEHÂZZIR ile MÜTEHÂZZIR

( Yeşillenen, yeşil renk bağlayan, tahazzur eden. İLE Huzurda bulunan, hazır olan. )


- MÜTEKÂSİL[< KESEL | çoğ. MÜTEKÂSİLÎN] ile MÜTEKÂSİR[< KESRET]

( Üşenen, üşengeç, tembelce davranan, tekâsül gösteren. İLE Çoğalan, çoğalmış, çok, tekâsür eden. | Aruz ölçüsü. )


- MÜTEKASSÎ ile MÜTEKAŞŞİ'[< KAŞ]

( Dikkatle araştıran, tekassî eden. İLE Balgam söktüren ilaç. | Balgam çıkaran hasta. )


- MÜTELÂHHIZ ile MÜTELÂHIZ

( Ekşi bir şey yiyenin yanında ağzı sulanan, telâhhuz eden. İLE Gözucu ile birbirine bakan, telâhuz eden. )


- MÜ'TELİF[< ÜLFET] ile MUHTELİF/E[çoğ. HALEFE]

( Alışan, alışık, ülfet eden. | Uygun, denk. İLE Birbirine uymayan, birbirinin öteki ucu. | Türlü, çeşitli, çeşit çeşit. )


- MÜTEMESSİH ile MÜTEMESSİH

( Bir şeye el süren, sıvazlayan, temessüh eden, mesh eden. | Bir şeye sürünen. İLE Çirkin görünüme giren, temessüh eden. )


- MÜTENÂDİM ile SÂKÎ[< SAKY | çoğ. SUKAT]

( Bir ortamda, arkadaşlık eden, nedimlik eden, tenâdüm eden. İLE Su veren/dağıtan. | Kadeh, içki sunan. | Baldıra, ya da baldır kemiğiyle ilgili. | Kişilere, Allah sevgisi/nuru saçan kişi. )


- MÜTENAHHİM ile MÜTENA'İM[< Nİ'MET | çoğ. MÜTENA'İMÎN]

( Balgam çıkaran. İLE Varlık içinde ve nazlı büyüyen. )


- MÜTENÂKIS[< NOKSÂN] ile MÜTENÂKIZ[< NAKZ]

( Eksilen, gittikçe azalan, tenâkus eden. İLE Zıt olan, birbirine muhâlif, tenâkuz eden. | İkinci sözü, birinci sözüne zıt olan, uymayan. | Çelişik. )


- MÜTENÂSIR[< NÂSIR] ile MÜTENASSIR[< NASR] ile MÜTENÂSİR[< NESR] ile MÜTENÂSİL[< NESL]

( Yardımlaşan, birbirine yardım eden. İLE Hristiyan olan, tenassur eden. İLE Saçılan, intisâr eden. İLE Doğup büyüyen, tenâsül eden. )


- MÜTENÂZIR[< NAZAR] ile MÜTENAZZIR

( Birbirinin karşısında bulunan, birbirine bakan, tenâzur eden. | [mat.] Bakışık, simetrik. | [kimya] Bakışık. | [toplumb.] Karşılık. İLE Düşünerek dikkatle bakan, dikkatle bakarak düşünen. )


- MÜTENEBBÎ[< NEBE] ile MÜTENEBBİH[< NÜBH]

( Peygamberlik iddiasında bulunan, peygamberlik taslayan, yalancı peygamber. İLE Uyanan, uyanık, intibâh eden. | Uslanan, aklını başına toplayan. )


- MÜTENEFFİL ile MÜTENEFFİR[< NEFRET]

( Nâfile namaz kılan. İLE Nefret eden, iğrenen, tiksinen. )


- MÜTENEFFİS[< NEFES] ile MÜTENEFFİZ[< NÜFÛZ | çoğ. MÜTENEFFİZÂN]

( Soluk alan, soluyan, teneffüs eden. | Yorgunluk alan, dinlenen. İLE Sözü geçen, nüfuzlu. )


- MÜTENEKKİRÂNE ile MÜTENEKKİREN

( Giysi değiştirerek kendini gizleyene yaraşır biçimde, mütenekkire. İLE Giysi değiştirerek kendini gizleyen, mütenekkir olarak. )


- MÜTENEMMİL ile MÜTENEMMİR

( Karınca gibi kaynaşan. İLE Kaplanlaşan, kaplan huylu olan. | Sert bir dille korkutan. )


- MÜTENESSİK[< NASK] ile MÜTENESSİK

( Sürekli olarak, aynı biçimde, biteviye olan, yeknesak, tenessuk eden. İLE Kulluk eden. )


- MÜTENEVVİ[< NEV] ile MÜTENEVVİH[< NEVHA] ile MÜTENEVVİR[< NÛR]

( Türlü, çeşitli, çeşit çeşit, değişik, nevîlenen, tenevvü eden. İLE Ağlayan, feryâd eden, tenevvüh eden. İLE Parlayan, nurlanan, tenevvür eden. )


- MÜTERAHHİL/E ile MÜTERAHHİR ile MÜTERÂHİ[< RAHVET]

( Göç eden, bir yerden bir yere göçen, terahhül eden. İLE Deniz gibi dolup taşan, dolup taşan. İLE Geri çekilen, ağır davranan, yavaş hareket eden. )


- MÜTEREFFİ[< REF] ile MÜTEREFFİH[< REFH] ile MÜTESÂİD[< SUÛD]

( Yukarı kalkan, yükselen, tereffu eden. | Ululuk gösteren. İLE Refah bulan, rahat ve bolluk içinde yaşayan. İLE Yukarı çıkan, yükselen, ağan, suûd eden. )


- MÜTESÂİB ile MÜTESA'İB

( Esneyen, tesâüb eden. İLE Güç olan, güçleşen. )


- MÜTESÂLİH[< SULH] ile MÜTESALİH

( Barışan, sulh yapan, tesâlüh eden. İLE Sağır gibi görünen, sağırlık gösteren. )


- MÜTESÂLİK[< SULH] ile MÜTESALLİK

( Tırmanıcı, tırmanan. | Uçucu, uçan. İLE [bitkibilim] Etrafındaki şeylere dolanarak yukarı doğru çıkan, tırmanan. )


- MÜTESEHHİR[çoğ. MÜTESEHHİRÎN] ile MÜTESE'İL[< SU'AL]

( Gece uyuyamayıp sabahlayan. İLE Dilenen, dilenci, tesâül eden. )


- MÜTESELLİ[< SÜLVÂN] ile MÜTESELLİH[çoğ. MÜTESELLİHÎN]

( Avunan, acıyı/kederi unutur gibi olan, teselli bulan. İLE Silahlanan, silah kuşanan. )


- MÜTESEMMÎ ile MÜTESEMMİM[< SEMM] ile MÜTESEMMİN

( Bir ad ile adlanan, müsemmâ olan. İLE Zehirlenen, tesemmüm eden. İLE Semiren, semen kazanan, tesemmün eden. )


- MÜTESERRÎ ile MÜTESERRİ[< SÜR'AT]

( Odalık edinen, teserrî eden. İLE Hız(sür'at) gösteren, koşan, teserrü eden. )


- MÜTESEYYİB ile MÜTESEYYİB[< TESEYYÜB | çoğ. MÜTESEYYİBÎN]

( Dul kalan kadın, teseyyüb eden. İLE Kayıtsız davranan, aldırış etmeyen, teseyyüb eden. )


- MÜTEŞA'İR[< ŞAAR] ile MÜTEŞÂİR[< Şİ'R]

( Saçlı, kıllı, kılı çok olan. İLE Şairlik taslayan. )


- MÜTEŞÂKÎ ile MÜTEŞÂKİL[< ŞEKL]

( Birbirlerine, durumlarından şikâyet edenlerden her biri. İLE Bir biçimde olan, şekli birbirine benzeyenlerden her biri. | Aruz bahirlerinden, fâilâtün mefâîlün mefâîlün vezni. )


- MÜTEŞEKKÎ[< ŞEKVÂ] ile MÜTEŞEKKİK

( Şikâyette bulunan, şikâyetçi, sızlanan. İLE Şekk[%50-50] ve şüphede kalan, şüpheden kurtulamayan. )


- MÜTEŞEKKİL[< ŞEKL] ile MÜTEŞEKKİR[< ŞÜKR]

( Şekillenmiş, şekillenen, teşekkül etmiş. | Meydana gelmiş, kurulmuş, olmuş, oluşmuş, olma. İLE Teşekkür eden, iyilik bilen, iyiliğe karşı nâzik davranışla. )


- MÜTEŞEMMİL ile MÜTEŞEMMİR[< ŞEMER]

( İhrâma bürünen, teşemmül eden. İLE İşe hazırlanan, kollarını sıvayan, teşemmür eden. )


- MÜTEŞETTÎ ile MÜTEŞETTİT/E[< ŞETAT]

( Bir yerde kışlayan, kışı geçiren, teşerrî eden. İLE Dağılan, karışan, perişan olan, teşettüt eden. )


- MÜTETEVVEC[< TÂC] ile MÜTETEVVİC[< TÂC]

( Taç giydirilmiş. İLE Taç giymiş, taçlı. | [bitkibilim] Taçyapraklı. )


- MÜTEVÂDD ile MÜTEVÂDİ

( Birbirine sevgi gösteren. İLE Düşmanlığı bırakarak barışan, tevâdu eden. )


- MÜTEVAKKI[< VAK] ile MÜTEVAKKİ[< VİKAYE]

( Bekleyen, uman, medet uman, tevakku eden. İLE Kendini gözeten, sakınan, çekinen, tevakkî eden. )


- MÜTEVÂLÎD[< VÂLİDE] ile MÜTEVÂRİD/E[< VÜRÛD]

( Birbirinden doğup üreyen. İLE Gelen, tevârüd eden. )


- MÜTEVÂZI[< VAZ | çoğ. MÜTEVÂZIÎN] ile MÜTEVÂZİ[< VEZY] ile MÜTEVÂZZÎ

( Alçakgönüllü, kibirsiz, tevâzu gösteren. | Gösterişsiz. İLE Birbirine muvâzî olan. | Paralel. İLE Abdest alan. )


- MÜTEVECCİ ile MÜTEVECCİH[< VECH | çoğ. MÜTEVECCİHÎN]

( Ağrı duyan, veca'lanan. | Sıkıntılı, dertli. İLE Bir yöne/cihete, tarafa dönen, yönelen, teveccüh eden. | Birine yönelik sevgisi ve iyi düşünceleri olan. | Bir tarafa gitmeye kalkan. )


- MÜTEVEFFÂ[< VEFÂT] ile MÜTEVEFFÂT[< VEFÂT]

( Ölmüş, ölen, ölü, vefât etmiş olan. İLE Ölmüş, vefât etmiş kadın. )


- MÜTEVELLÎ[< VELY] ile MÜTEVELLİH ile MÜTEVERRİ[< VERÂ]

( Birinin yerine geçen. | Bir vakfın yönetimi, kendine verilmiş olan kişi. İLE Hayran olan/olmuş, şaşan/şaşmış, aklı başından giderek sersem ve hayran olan, tevellüh eden. İLE Dinin emrettiği şeylere sımsıkı bağlı kalan. )


- MÜTEZAHHİR[< ZAHR] ile MÜTEZÂHİR[< ZUHÛR]

( Karısına, nikâhı bozacak bir söz söyleyen. | Biri tarafından yardım edilen, taraflısı olan. İLE Görünen, çıkan, tezâhür eden. )


- MÜTEZÂHİF[çoğ. MÜTEZÂHİFÎN] ile MÜTEZÂİF[< ZIF]

( Savaşta, birbirinin üzerine yürüyüp çatan. İLE Kat kat artan, iki ya da daha çok katı olan, tezâüf eden. )


- MÜTEZÂVİL ile MÜTEZÂVİR[çoğ. MÜTEZÂVİRÎN]

( Bir şeyi, bir şeye yaklaştıran, tezâvül eden. | Bir şey ortaya çıkarmaya çalışan. İLE Birbirini ziyaret eden, birbirini gidip gören. )


- MÜVECCEH[< VECH] ile MÜVECCİH

( Yüzü bir tarafa döndürülmüş, tevcîh edilmiş. | Herkesin teveccüh ettiği, makbul, uygun/münâsip. İLE [mat.] Doğrultman. )


- MÜVEKKEL[< VEKÂLET] ile MÜVEKKİL/MÜEKKİL[< VEKÂLET]

( Biri tarafından vekil edilen kişi. İLE Birini, kendine vekil olarak seçen kişi. )


- MÜVELLED[< VİLÂDET] ile MÜVELLİD[< VİLÂDET]

( Doğmuş, doğurulmuş, doğma. | Melez, kanı karışık. | Yok iken, sonradan ortaya çıkmış. İLE Doğuran, tevlîd eden. | Doğurtan, doğurtucu, ebe. | [kimya] Ortaya çıkan/çıkaran. )


- MÜVESSİ'[< VESÜ ve SAAT] ile MÜVESSİH ile MÜVEZZİ'[< VEZ | çoğ. MÜVEZZİÎN]

( Genişleten, tevsi eden. İLE Kirleten, tevsîh eden. İLE Dağıtan, tevzi ve taksim eden. | Postacı, posta, mektup, telgraf gibi şeyleri, ev ev dağıtan kişi. | Gazeteci, evlere, gazete dağıtan kişi. )


- MÜYESSER[< YÜSR] ile MÜYESSİR[< YÜSR]

( Kolayı bulunup yapılan, kolay gelen, kolaylıkla olan. İLE Kolayını bulup yapan, kolaylıkla ortaya çıkaran. )


- MÜZELLİL[< ZÜLL ve ZİLLET] ile MÜZERRİ'[< ZER]

( Hakirleştiren, zelilleştiren. İLE Tohum eken makine. )


- MÜZEVVER[< ZEVER] ile MÜZEVVİR[< ZEVER]

( Uydurulmuş, düzme söz, haber, tezvîr olunmuş. İLE Yalanı, telleyip pullayan, arabozucu, tezvîr eden. )


- MÜZEYYEN[< ZÎNET | çoğ. MÜZEYYENÂT] ile MÜZEYYİN[< ZÎNET]

( Süslenmiş, süslü, zînetlendirilmiş. İLE Süsleyen, tezyîn eden. )


- MÜZÎL[< ZEVÂL] ile MÜZİLL ile MÜZİLL[< ZELLE]

( Yok eden, gideren, izâle eden. İLE Zelil kılan, izlâl eden. İLE Ayak kaydırıcı. | Yanlış yaptıran, yanlış iş gördüren. )


- MÜZZEMMEL ile MÜZZEMMİL

( Giysi içine sarılmış, tezmîl edilmiş. İLE Giysi içine saran, tezmîl eden. )


- !TÜFEK ile !MAVZER[< MAUSER'in adından]


- "(ZIR)DELİ" ile/değil DÂHİ


- "DAHA ÇOK OLAN"I ARAMAK değil/yerine DAHA AZ OLANIN TADINI ÇIKARMAK


- "EKMEK BULAMAYANLAR PASTA YESİN":
PASTA değil ÇÖREK


- "EN İYİ BİLDİĞİM ŞEY, HİÇBİR ŞEY BİLMEDİĞİMDİR" ile/ve/<>/> "EROS'TAN BAŞKA HİÇBİR ŞEY BİLMİYORUM"


- "FALAKA" ile "FALAKA"


- "GEÇMİŞE DÖNME İSTEĞİ" ile/değil/yerine GEÇMİŞLE İLİŞKİ KURMAK


- "HIZIR TÜRBESİ" değil FERİDUN AHMET PAŞA TÜRBESİ(NİŞANCI)


- "KARTAL"IN:
SOLA BAKAN TARAFI ile SAĞA BAKAN TARAFI


- "OLASILIĞIN DOĞUŞU" ve/||/<> "ŞANSIN TERBİYE EDİLİŞİ"


- "PARALEL EVREN" değil ÇOKLU EVREN


- "SANKİ YEDİM" CAMİSİ


- "SELAHADDÎN CAMİLERİ" değil SALÂTÎN (SULTAN) CAMİLERİ


- "SEN DE Mİ BRÜTÜS?" değil "SEN DE Mİ OĞLUM?"


- "TANIDIK MASA" ile/ve/||/<> "BİLİMSEL MASA"


- (!)ÖLDÜRME ile !KIYA/!CİNAYET[Ar.]


- (")GÜZEL/LİK(") ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< DÜRÜST/LÜK


- (")SAHİP OLMAK(") ile/ve/değil/yerine/ya da/||/<> OLMAK


- (KANT'IN):
GÖRÜŞLER/İ ile/ve/||/<> ÇÖZÜMLER/İ


- (MERZİFON'LU) KARA MUSTAFA PAŞA CAMİSİ ile KARA MUSTAFA MESCİDİ / KASAPLAR MESCİDİ

( 1690'da, Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa tarafından başlatılmış, oğlu Maktûlzâde Ali Paşa tarafından tamamlanmıştır. İLE XVII. yüzyılda, Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa tarafından. )


- [Fars.] KÂLÂ ile KÂLE ile KAL'A[Ar. çoğ. KILÂ']


- [Fars.] NİGÂL ile NİGÂR ile Nigâr


- [Fars.] PEŞÎN/PÎŞÎN ile PESÎN ile Peşîn


- [Fars.] ZER-İ DEH-PENCÎ ile ZER-İ KAMER-TÂB ile ZER-İ KÂMİL ile ZER-İ MAHBÛB ile ZER-İ MAKLÛB ile ZER-İ SÂV/SÂVE ile ZER-İ ŞEŞ-SERÎ/VÎJE


- [KANT'TA] KRİTİK:
ELEŞTİRİ ile/ve/değil/||/<>/< SINIR ÇİZMEK


- [ne yazık ki]
DİKENLİ TELLER


- [ne yazık ki]
NİCE KİŞİLER ile NİCE GİYSİLER


- [ne yazık ki]
SAVAŞTAN GERİYE KALANLAR:
ÖLÜLER "ORDUSU" ile/ve/||/<>/> YAS TUTANLAR "ORDUSU" ile/ve/||/<>/> HIRSIZLAR "ORDUSU"


- [ne yazık ki]
YALAN SÖYLEMEK ile/ve/||/<>/> KENDİ YALANINA İNANMAK


- [not] TAXONOMY ile/ve/değil/yerine/<>/> CLADISTIC TAXONOMY


- [SORUNSAL]
AKLIN:
NEYİ BİLİP ile/ve/||/<> NEYİ BİLEMEYECEĞİ


- [ya]
İSTİKLÂL ya da ÖLÜM


- FELSEFE ile/ve/||/<>/> BİLİM


- Devlet-i Aliyye - Halil İnalcık


- 1 RAKAMI ile TEK SAYILAR ile ASAL SAYILAR


- 2 GÖZ ile/ve/||/<> 3. GÖZ


- 7 TEPE:
İSTANBUL ile/ve ROMA


- AŞK


- ABRAMS DENEYİ ve/<>/< ABRAMS KURALI


- ABU SIMBEL TAPINAĞI ile/ve/||/<> NEFERTARI TAPINAĞI


- AÇIK ile/ve SEÇİK


- ÂDEM ile/ve HATEM'ÜL ENBİYÂ


- AĞAÇ KURBAĞASI ile KIRMIZI GÖZLÜ AĞAÇ KURBAĞASI

( BATES TAKLİDİ: Henry Walter BATES [1852 - 1892 yılları arasında Alfred Russel ile Amazon'larda yedi yıllarını geçirerek bilim dünyasına 8000 yeni tür kazandırmışlardır.] )


- AĞLAMAK ve/değil/yerine/<>/>< GÜLMEK :)


- AHLÂK ile/ve/||/<>/< MERHAMET


- ALAWILHELM[Fr.] değil/yerine/= ALMAN İMPARATORU WILHELM BİÇİMİNDE BIYIK


- ALFRED PRUFROCK'UN AŞK TÜRKÜSÜ[T S ELIOT] ŞİİRİNİN ÇEVİRİSİNDE:
CAN YÜCEL ile SUPHİ AYTEMUR ile NURDAN SÜMER


- ALGI YANILSAMALARI'NDA:
MÜLLER-LYLER ve POGGENDORFF ve WUNDT ve ZOLLNER ve BOURDON


- ALTIN ORAN ve/<> FIBONACCI SAYILARI/DİZİSİ

( GOLDEN PROPORTION/RATIO/MEAN/SECTION and/<> FIBONACCI NUMBERS/SERIAL )


- ALTIN ZEHİRLİ OK KURBAĞASI ile KARA AYAKLI OK KURBAĞASI

( PHYLLOBATES TERRIBILIS cum PHYLLOBATES BICOLOR )


- AMAÇ ile/ve YÖNTEM

( AIM vs./and METHOD )


- AN ile/ve/||/<> ANLAK ile/ve/||/<> ANLIK ile/ve/||/<> US

( RUH ile/ve/||/<> ZEKÂ ile/ve/||/<> ZİHİN ile/ve/||/<> AKIL )

( GEIST mit/und/||/<> INTELLIGENZ mit/und/||/<> VERSTAND mit/und/||/<> VERNUNFT )

( SOUL vs./and/||/<> INTELLIGENCE vs./and/||/<> MIND vs./and/||/<> REASON )


- ANAKİKLİK/PALİNDROM ile AMBİGRAM


- ANIMSAMA ile/ve/||/<> ZEIGARNIK ETKİSİ

( ... İLE/VE/||/<> Yarım kalmış, tamamlanmamış şeylerin aniden ve daha kolay bir biçimde anımsanabildiği savunulan etki.[< Bluma Zeigarnik - 1920] )


- ANITKABİR ile ANITMEZAR/MOZOLE[Fr. < MOUSELEE]


- ANTİK YUNAN'DA:
HELEN DÖNEMİ ile/ve/<> HELENİSTİK DÖNEM ile/ve/<> ROMA DÖNEMİ


- ARAZBÂR ile ARAZBÂR-PÛSELİK ile ARAZBÂR-ZEMZEM


- ARAZİ ile/ve TOPRAK

( ... ile/ve TÜRÂB )

( ... ile/ve HÂK, ÂCÂK )

( ... ile/ve PİTHİRİ )


- ARİSTOTELES MANTIĞI/SERT CİSİMLER MANTIĞI ile/ve BULANIK MANTIK


- ARİTMETİK ile/ve/||/<> LOGARİTMA[Yun.]


- ARŞİMET(ARCHIMEDES):
KATISI ile/ve/||/<> SAYISI ile/ve/||/<> YASASI


- ARÛZ ile/değil ARÛS


- ASAL SAYILARDA:
MILLS ile/ve/||/<> WRIGHT


- AŞÎRÂN ile AŞÎRÂN-MÂYE ile AŞÎRÂN-PÛSELİK/PÛSELİK-AŞÎRÂN ile AŞÎRÂN-ZEMZEME


- ÂŞİYAN MEZARLIĞI değil KAYALAR MEZARLIĞI


- AŞKA DÜŞMEK:
GÖNÜL İLE ile ZEKÂ İLE ile AKIL İLE ile DUYGU İLE ile DÜŞMEZSEK


- AŞKINSAL İDEALİZM ile/ve/||/<> ÖZNEL İDEALİZM ile/ve/||/<> AŞKINSAL VE ÖZNEL İDEALİZM ile/ve/||/<> ESTETİK İDEALİZM ile/ve/||/<> SALTIK İDEALİZM


- AŞKINSAL ile AŞKIN

( TRANSCENDENTAL vs. TRANSCENDENT )


- AT ile AŞKAR/EŞKAR[Ar.]


- ATATÜRK ve/||/<> ANITKABİR


- ATOMCU KELÂM ile/ve İBN-İ SÎNÂ'CI KELÂM


- AVUKAT/EUATHLOS AÇMAZI ile/ve/||/<> KÖPRÜ AÇMAZI ile/ve/||/<> İKİ ZARF AÇMAZI ile/ve/||/<> UYUYAN GÜZEL AÇMAZI


- AYAZ ile/ve/||/<> BOĞAZ


- AYDAKİ 3 DORUK:
ULUĞ BEY ve/<> KOPERNIK ve/<> GALILEO


- AYDINLANMADA:
ATİNA ile/ve/||/<>/> BAĞDAT ile/ve/||/<>/> AMSTERDAM


- AYIRDEDİLEMEZLİK ile/ve/||/<> BELİRSİZLİK


- AYNŞTAYN ile AYNŞTAYNİYUM

( EINSTEIN vs. EINSTEINIUM )

( EINSTEIN avec EINSTEINIUM )

( EINSTEIN mit EINSTEINIUM )


- AZ (")ÇALAN(") ile/>< (")ÇOK(") ÇALAN

( Hapse girer. İLE/>< "Kariyer yapar." )


- B KAT SAYISI[EINSTEIN KAT SAYILARI] ile B KAYNAĞI

( EINSTEIN COEFFICIENTS vs. B-POWER SUPPLY )

( LES COEFFICIENTS avec LA SOURCE DE LÉNERGIE DE B, LA SOURCE-B )

( EINSTEINKOEFFIZIENT mit B-STROMVERSORGUNG )


- BAĞIMSIZLAŞMA ile/ve/||/<> WILLIAM/WILHELM TELL


- BÂHTER ile BÂHTER


- BAKIŞIM/SİMETRİ ile AYAR/GAUGE SİMETRİLERİ


- BALIK ÖLÇÜSÜ[ARCHIMEDES]:
YÜKSEKLİK ve/||/<> UZUNLUK ORANI

( VESICA PISCIS )


- BALON ile ZEPLİN[Alm. < FERDINAND VON ZEPPELIN]


- BANDIRMA VAPURU ile/ve/||/<>/> KARADENİZ VAPURU


- BANU ÇİÇEK ve/<> BAMSI BEYREK


- BARIŞ MANÇO KÜLTÜR MERKEZİ ile BARIŞ MANÇO KÜLTÜR MERKEZİ


- BASINÇ ve/||/<> HIZ


- BAYEZİD YANGIN KULESİ değil OSMANLI TOPU('nun dikilmiş hali)


- BAZI NOTA ÇEŞİTLERİ


- BEGONYA[Fr. < Michel Bégon] ile PAŞAÇADIRI

( BEGONIA cum BEGONIA FEASTI )


- BELİRLEME, OLUMSUZLAMADIR ile/değil/yerine OLUMSUZLAYARAK BELİRLEME


- BİÇİM ESTETİĞİ ile/ve/||/<> İÇERİK ESTETİĞİ


- BİLDİĞİMİZİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİLMEDİĞİMİZİ


- BİLGİDE/BİLİMDE/BİLİMSELLİKTE,
DÜŞÜNCEDE/UYGULAMADA/YAŞAMDA:
DOĞRULANABİLİRLİK ile/ve/değil/||/<>/< YANLIŞLANABİLİRLİK


- BİLİM KİŞİSİ:
BİLİR ve/||/<>/> KANITLAR ve/||/<>/> DİKKAT EDİLMESİNİ İSTER

( Sanmaz. VE/||/<>/> İnandırmaya çalışmaz. VE/||/<>/> Güvenilmeyi beklemez. )


- BİLİM TERİMİ/KAVRAMINDA:
1924 ve/<>/< 1837


- BİLİM ile/ve AHLÂK ile/ve DİN


- BİLİM ve/||/<>/> BİLİMİN BİLİMİ


- BİLİMSEL/İLMÎ (ÇALIŞMA) ile AKADEMİK (ÇALIŞMA)


- BİLMEK ile/ve/<> BİLMEDİĞİNİ BİLMEYİ BİLMEK

( TO KNOW vs./and/<> TO KNOW THAT, YOU DON'T KNOW IT )


- BİR ile/ve/||/<> VAR


- BİSİKLET ve/||/<> MUSTAFA KEMAL


- BOHR KURAMI ile (BOHR) BREIT WIGNER ile (BOHR) SOMMERFELD KURAMI/ATOM MODELİ ile BOHR VAN LEEUWEN KURAMI ile BOHR WHEELER KURAMI ile BOHR MANYETONU ile (BOHR) KARŞILIKLILIK/UYUMLULUK İLKESİ/KURAMI


- BOHR YARIÇAPI ile BOHR YÖRÜNGESİ


- BOLİVYA <> VELLAGRANDE


- BOSE-EINSTEIN YOĞUNLAŞMASI ile/ve/||/<>/> SIVI ile/ve/||/<>/> KATI ile/ve/||/<>/> GAZ ile/ve/||/<>/> PLAZMA


- BOZON/LAR ile/ve FERMİYON/LAR


- BÖLÜNMEK ile/değil/yerine/>< BÖLÜŞMEK


- BRACHISTOCHRONE EĞRİSİNDE:
EN KISA YOL ile/ve/değil/||/<>/< EN KISA ZAMAN


- BRAGG (KLEEMAN):
KURALI ile/ve/||/<> YASASI/DENKLEMİ ile/ve/||/<> KIRINIMI/YANSIMASI


- BRAGG KLEEMAN KURALI/YASASI ile BRAGG PIERCE YASASI


- BURGAZADA ile/ve KAŞIK ADASI / "PİDE"[< PİTA] ADASI


- CAMİ ile DEFTERDAR CAMİİ[1541]
(NAZLI MAHMUT EFENDİ)


- CÂMİ ve/||/<> MÂNİ


- CANLILARI İNCELEME (B)İLİMİ ile/ve İNSANIN OTOPSİSİNİN (B)İLİMİ


- CARNOT ÇEVRİMİ ve/||/<> İDEAL ÇEVRİM


- CAUCHY SAYISI = HOOKE SAYISI


- CEDİD MEHMED EFENDİ (KABASAKAL) MEDRESESİ ile/ve ABDURRAHMAN ŞÂMİ (SAHABE) KABRİ


- CELSIUS DERECESİ ile/ve/<> CELSIUS SICAKLIK ÖLÇEĞİ


- CESÂRET ile/ve/<> GÜÇ

( COURAGE vs./and/<> POWER )


- CEZA:
AMAÇ değil/yerine/>< ARAÇ


- CHARLES YASASI


- CHIHUAHUA ile YORKSHIRE TERİYERİ


- CLAISEN BALONU ile CLAISEN TEPKİMESİ

( CLAISEN FLASK vs. CLAISEN REACTION )

( CLAISEN KOLBEN mit CLAISEN REAKTION )


- CLASIUS-CLAPEYRON EŞİTLİĞİ


- COĞRAFYA ile COĞRAFYA


- ÇALIŞMAYA ALIŞMAK ile/ve/||/<>/> ALIŞMAYA ÇALIŞMAK


- ÇEKMECE KÖPRÜSÜ ile MİMAR SİNAN


- ÇİÇEK AŞISI ve/||/<>/< EDWARD JENNER


- ÇİÇEK ile ATATÜRK ÇİÇEĞİ/NOEL YILDIZI/POINSETTIA

( ... cum EUPHORBIA PULCHERRIMA )


- ÇİNTE/BOZ KİRAZ KUŞU ile ALACA ÇİNTE/KAR KİRAZ KUŞU ile MAHMUZLU ÇİNTE ile AK KAŞLI ÇİNTE ile BATAKLIK ÇİNTESİ ile KÜÇÜK ÇİNTE

( EMBERIZA CINERACEA cum PLECTROPHENAX NIVALIS cum CALCARIUS LAPPONICUS cum EMBERIZA RUSTICA cum EMBERIZA SCHOENICLUS cum EMBERIZA PUSILLA )


- ÇOCUK GELİŞİMİNDE:
OTİSTİK EVRE ile/ve/||/<>/> SİMBİYOTİK EVRE


- ÇOK KATLI PAZARLAMANIN YAPISI VE İŞLEYİŞİ ile PİRAMİT ŞEMA ORGANİZASYONLARININ YAPISI VE ÖZELLİKLERİ


- d'ALEMBERT İLKESİ ile/ve/<> d'ALEMBERT AÇMAZI/PARADOKSU


- DAĞ ile BÎSÜTÛN


- DAĞ ile TEPE

( CEBEL[çoğul > CİBÂL] ile ... )

( KÛH ile ... )

( MOUNTAIN vs. HILL )


- DAĞ ile TÛR


- DAKTİLODA/KLAVYEDE:
A KLAVYE/DVORAK ile F KLAVYE ile E KLAVYE ile Q KLAVYE


- DARÜŞŞİFA:
FATİH ile/ve/||/<> HASEKİ ile/ve/||/<> SÜLEYMANİYE ile/ve/||/<> ATİK VÂLİDE SULTAN ile/ve/||/<> SULTAN AHMED ile/ve/||/<> TOPKAPI SARAYI ENDERUN


- DAS CAPITAL:
1867 ile/ve/||/<>/> 1873


- DEMOKRİTOS ATOMCULUĞU ile/ve/||/<> PLATON KOZMOLOJİSİ


- DEPREM ve/||/<> YANGIN


- DEPREMDE:
ÇÖKMEK ile/ve/||/<> KAPANMAK ile/ve/||/<> TUTUNMAK


- DEPREMDE:
RICHTER ÖLÇÜMÜ ile/ve/yerine MMS[Moment Magnitude Scale-Moment Büyüklüğü Ölçeği]


- DERTLİ ile/ve/<> EDİP ile/ve/<> ÂŞIK ile/ve/<> ÂRİF

( [Derdini] Yalın anlatan. İLE/VE/<> Hoş anlatan. İLE/VE/<> Haliyle anlatan. İLE/VE/<> Gülümseyişiyle örterek anlatan. )


- DETERMINUS ile/ve/değil/||/<>/< PERIAKTEON


- DIRAC AÇISI ile/ve FERMI-DIRAC İSTATİSTİĞİ ile/ve DRAKE DENKLEMİ


- DISCORIDES :


- DIŞA BAKAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İÇE BAKAN


- DİL-DÂR


- DİVAN EDEBİYATI ve/||/<>/> WALTER G. ANDREWS


- DİVAN ŞİİRİ TÜRLERİ [DİNSEL]:
TEVHÎD ile/ve/<> MÜNÂCÂT[< NECV] ile/ve/<> NAAT ile/ve/<> MİRÂCİYE ile/ve/<> MAKTEL-İ HÜSEYİN ile/ve/<> HİLYE ile/ve/<> MEVLİD ile/ve/<> KIRK HADİS ile/ve/<> MENÂKIBNÂME ile/ve/<> KISSA ile/ve/<> SİYER


- DOPPLER ETKİSİ/OLAYI ile/ve/<> DOPPLER GENİŞLEMESİ ile/ve/<> DOPPLER GENİŞLİĞİ ile/ve/<> DOPPLER KAYMASI/FREKANSI ile/ve/<> DOPPLER ORTALAMA ETKİ KESİTİ

( DOPPLEREFFEKT mit DOPPLER-VERBREITERUNG mit DOPPLERBREITE mit DOPPLER-VERSCHIEBUNG mit DOPPLERMITTELQUERSCHNIT )

( L'EFFECT DE DOPPLER avec LA DILATATION DE DOPPLER avec LA LARGEUR DE DOPPLER avec LE DÉPLACEMENT DE DOPPLER avec LA SECTION TRANSVERSALE )

( DOPPLER EFECT vs. DOPPLER BROADENING vs. DOPPLER WIDTH vs. DOPPLER SHIFT vs. DOPPLER MEAN CROSS-SECTION )


- DÖNGÜSEL(CYCLOID) GEOMETRİ - 1599


- DUA ile/ve/||/<> MAHATMA GANDHI'NİN DUASI


- DÜNYA TARİHİ ile/ve/||/<>/>/< DÜŞÜNCE TARİHİ ile/ve/||/<>/>/< FELSEFE-BİLİM TARİHİ

( Türk Tarih Kurumu
Felsefe ve Bilim Tarihi Söyleşileri - 1

)


- DÜŞÜNCE ile/ve/||/<>/> İZLENİM


- DÜŞÜNME ile/ve/<> SİMGESEL DÜŞÜNME


- DÜŞÜNMEK => VAR OLMAK
ve/||/<>/>
VAR OLMAK =< ALGILANMIŞ OLMAK

( COGITO ERGO SUM and/||/<>/> ESSE EST PERCIPI )


- DÜŞÜNSEL İZLENİMLER:
DİNGİN ile/ve/||/<> ŞİDDETLİ


- DÜZEN ile/ve DİSİPLİN

( REGULARITY vs./and DISCIPLINE )


- DYOGEN ile/ve KIBRIS'LI DYOGEN ile/ve ROMEN DYOGEN


- EARNSHAW KURAMI


- EĞİTİM:
GERÇEKLERİN ÖĞRETİLMESİ ile/ve/değil/||/<>/< DÜŞÜNMEK İÇİN AKLIN EĞİTİLMESİ


- EKİZDE(FOTOĞRAFTA):
70'LER ile/ve/||/<>/> 80'LER ile/ve/||/<>/> 90'LAR ile/ve/||/<>/> 2000'LER ile/ve/||/<>/> 2010'LAR


- EKİZDE(FOTOĞRAFTA):
ANALOG ile/ve/||/<>/> DİJİTAL


- EKSİK/LİK ile YETERSİZ/LİK

( DEFICIENCY vs. INSUFFICIENCY )


- EKVADOR ile/ve/<> GALAPAGOS ADALARI

( ECUADOR cont/et/<> GALAPAGOS[Tr. Kaplumbağa] )


- ELEKTRON ile İZOTOP


- EN BÜYÜK SARAY:
ISTANA SARAYI (BRUNEİ)


- EN ESKİ TEKKE:
EBÜ'L-FETH GÂZİ TEKKESİ/SİRKECİ TEKKESİ


- EN KISA GECE ile EN UZUN GECE

( ... ile ŞEB-İ YELDÂ )


- EN UZUN BOYLU KİŞİ/LER


- EROS ve/||/<> LİBİDO
ile/ve/||/<>/<
TANATOS ve/||/<> DESTRUDO


- ESARETİN BEDELİ(SHAWSHANK REDEMPTION) ile/ve/||/<>/< RASHOMON


- ESPERANTO ile/ve POLİGRAFİ


- EŞLERİN ÖRTÜŞMEZLİĞİ AÇMAZI(PARADOKSU)'NDA:
LEIBNIZ ve GEOMETRİ ile/ve/||/<> EŞLER ve ÖRTÜŞMEZLİK ile/ve/||/<> YERLERİN, UZAYDA FARKLILAŞMASI(1768)


- EVRENSEL DİL ARAYIŞI ile/ve/||/<>/> YETER NEDEN İLKESİ


- EVRİM:
DOĞAL SEÇİLİM KURAMI/ÖRNEĞİ ile/ve/değil/yerin/<>/>< DAYANIŞMA(SYMBIOSIS) KURAMI/ÖRNEĞİ


- FAHRENHEIT ile/ve/<> CELSIUS


- FÂNİ[Ar.] ile FANİ[Yun.]


- FAZIL BEY ile VECİHİ HÜRKUŞ


- FELSEFE'DE SEZGİ ile NIETZSCHE'DE SEZGİ


- FELSEFE(PHILO-SOPHIA):
BİLGELİK SEVGİSİ ile/ve/||/<> SEVGİNİN BİLGELİĞİ


- FELSEFE ve DİN


- FELSEFE ile/ve DÜŞÜNCE


- FESLERDE:
MAHMUDÎ ile/ve/<> MECÎDÎ ile/ve/<> AZİZÎ ile/ve/<> HAMİDÎ


- FİJİ'DE:
VİTU LEVU ile/ve/<> VANAU LEVU


- FİRÂK <>/> VİSÂL
ve/||/<>
BELÂ <>/> ÂHİR
ve/||/<>
CEFÂ <>/> VEFÂ
ve/||/<>
GAM <>/> PÂYÂN


- FİZYOLOJİ ile/ve/||/<> NÖROFİZYOLOJİ


- FOUCAULT SARKACI ile HUYGENS DÖNGÜSEL(CYCLOID) SARKACI


- FOURIER ile/ve/||/<>/> CAUCHY ile/ve/||/<>/> DIRICHLET


- GALİLEO DÖNÜŞÜMLERİ ile/ve/||/<>/> LORENTZ DÖNÜŞÜMLERİ


- GALVANİ ve/||/<> VOLTA


- GAUSS(ÇAN) EĞRİSİ ile/ve/=/||/<> RASTGELELİK


- GAZ[Fr. < Lat. CHAOS[Van Helmont] | "ga" uzun okunur] ile GAZ[Fr. < GAZE] ile GÂZ[Fars.]


- GAZANFER ÖZCAN ve/||/<> FECRİ EBCİOĞLU


- GERÇEK/LİK ile/ve HAKİKAT[Ar.]

( REALITY vs./and TRUTH )

( WIRKLICHKEIT mit/und WAHRHEIT )

( ... ile/ve ALETHEIA )


- GERİLİM ile/ve/||/<> GERİLİM YAYI/KEMERİ

( ... vs./and/||/<> TENSION ARC )


- GEYİK ile FARE/CÜCE GEYİK

( ... avec TRAGULUS KANCHIL )


- GEZEGEN ile/ve ACUN/DÜNYA

( SEYYÂRE[Güneşin etrafında dolaşan gezegen.] ile/ve RÜB-İ MESKÛN )

( ... ile/ve CİHÂN )

( PLANET vs./and EARTH )

( ... ile/ve KUN )


- GİRDİLER DÖRTLÜSÜ ile/ve/<> YAŞAM DÖRTLÜSÜ ile/ve/<> UYUM DÖRTLÜSÜ ile/ve/<> DEĞERLER DÖRTLÜSÜ

( INPUT QUARTET vs./and/<> LIFE QUARTET vs./and/<> HARMONY QUARTET vs./and/<> VALUES QUARTET
Positive | Negative | Neuter | X [Indefinite]. WITH/AND/<> Business | Social | Family | Private. WITH/AND/<> Expectation | Environment/Ambience | Possibility | Time. WITH/AND/<> Vision | Mission | Notion | Gusto. )


- GÖKBİLİM/ASTRONOMİ ile/ve GÖK CİSİMLERİNİ TANIMLAMA BİLİMİ

( ASTRONOMY vs. URANOGRAPHY )


- GÖNÜL:
ONA...
KAYAR ve/||/<>/> KAÇAR


- GREV ile/ve/<>/< BOYKOT[< İng. < Charles Boycott]


- GÜLMEK ile/ve/değil/<> GÜLÜŞÜNE MEŞRÛ KAYNAK BULMAK/BULABİLMEK


- GÜLÜMSEME :) ve/||/<> DUCHENNE GÜLÜMSEMESİ :)


- GÜMÜŞ ile ALMANGÜMÜŞÜ/FAKFON/MAYŞOR[< Maillot ve Charier'in adından]


- GÜMÜŞSUYU(AYASPAŞA) ile/ve GÜMÜŞSUYU ile/ve GÜMÜŞSUYU


- GÜNEŞ TUTULMASI ile/ve AY TUTULMASI

( KÜSÛF ile/ve HUSÛF )

( SOLAR ECLIPSE vs./and LUNAR ECLIPSE )


- GÜZELLİK ve/||/<> BİRİNİ SEVMEK


- HAFNİYUM ile HAHNYUM/NİLSBOHRYUM


- HALİL İBRAHİM SOFRASI ile ZEKERİYÂ SOFRASI


- HALK MÛSİKÎSİ'NDE:
UZUN HAVA/LAR ile/ve KIRIK HAVA/LAR


- HAMILTON ve/||/<> LAGRANGE ÇÖZÜMLEMELERİ


- HAREKET HALİNDEKİ TEK BUZUL:
PERITO MORENO


- HAREKET ve/> YÖN

( MOVEMENT and/> DIRECTION )


- HATİCE SULTAN ve/<> MERLING (ve YAZIŞMALARI)


- HATT ile ŞEYH HAMDULLAH KARAHİSAR HATTI


- HAVAS ile/ve/||/<> LEVÂZIM


- HÂZİN ile ABDURRAHMAN el-HÂZİNÎ


- HEGEL'DE:
MANTIK BİLİMİ = METAFİZİK


- HEGEL'İN:
"DİYALEKTİK FELSEFESİ" değil
KURGUL FELSEFESİ


- HEINZ KOHUT ve/||/<> EMPATİ


- HERMETİK ile/ve HERMENEUTİK


- HERŞEYİN KURAMI[THE THEORY OF EVERYTHING] ve/<> I ORIGINS


- HIGGS BOZONU ile/ve/||/<> GRAVITON


- HIGGS PARÇACIĞI/BOZONU ile/ve/||/<>/> PENTAKUARK


- HILBERT ve/||/<> MİLENYUM SORUNLARI MİLENYUM PROBLEMLERİ


- HİLYE ile HZ. MUHAMMED


- HİPNOZ UYGULAMALARINDA:
GELENEKSEL ile/ve/||/<>/> MODERN ile/ve/||/<>/> M. H. ERICKSON


- HİPOTALAMUS ve/||/<> EPİFİZ ve/||/<> HİPOFİZ


- HİTÂB/EN ile/değil İTHÂF/EN


- HOOKE YASASI ve/||/<>/> "NE KADAR KUVVET, O KADAR UZAMA"

( ... et/||/<> "UT TENSIO SIC VIS" )


- HÜKÜMDAR["KRAL/PAPA"]:
"YASALARLA BAĞLANMIŞ/SINIRLANDIRILMIŞ DEĞİLDİR" ve/||/<> AKILLA BAĞLANMIŞ/SINIRLANDIRILMIŞ DEĞİLDİR

( LEGIBUS SOLUTUS et/||/<> RATIONE ALLIGATUS )


- HÜSREV PAŞA TÜRBESİ ile/ve HÜSREV PAŞA TÜRBESİ


- HZ. EBÛ BEKİR CAMİLERİ ile/ve/değil/yerine HZ. ÖMER CAMİLERİ


- HZ. İBN ARÂBÎ ve/||/<> AZİZ PAVLUS (SEYAHATNÂMELERİ)


- HZ. YÛŞÂ'NIN:
"UZUNLUĞU" değil ÇOK SEVİLMİŞLİĞİ(NDEN)


- II. MAHMUT ve/||/<>/> ABDÜLAZİZ ve/||/<>/> FEYZİ PAŞA/FEYZULLAH İZMİDÎ


- II. RAMSES'İN:
YAŞAM TAPINAĞI ile/ve/||/<> ÖLÜM TAPINAĞI


- IMMANUEL KANT'IN, ÜÇ KİTABI:
SAF AKLIN ELEŞTİRİSİ ile PRATİK AKLIN KRİTİĞİ ile YARGI GÜCÜNÜN ELEŞTİRİSİ


- IMMANUEL KANT'TA, İNSANIN 4 YETENEĞİ


- IŞIK HIZI ile/ve/||/<>/< ELEKTRON DENEYİ


- İ'TİZÂL[< AZL] ile İ'TİZÂR[< ÖZR | çoğ. İ'TİZÂRÂT]


- İÇKİN/IMMANENT ile/ve TİNSEL/AŞKIN/TRANSANDANS


- İDEA/LAR ile/ve/<> KATEGORİ/LER ile/ve/<> AYÂN-I SÂBİTE/LER


- İHSAN FAZLIOĞLU BETİKLERİNDE:
KENDİLİK ile/ve/||/<> KİMLİK


- İKİÇENEKLİ/LER ile İKİÇENETLİ


- İKİLİK(/DUALİTE) ile EYTİŞİM(DİYALEKTİK/CEDEL/ZÜLFİKÂR)

( SENEVİYE ile ÂDAB'UL-BAHS VE'L-MÜNÂZARA )

( DUALLY vs. DIALECTIC )


- İKLİM HARİTASI ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ANAKARA/KITA HARİTASI


- İLİŞKİLİ/LİK:
UZAYSAL/LIK ile/ve/||/<> NEDENSEL/LİK


- İLK "ORKESTRA"YI KURAN:
HZ. DAVUD


- İLK KONULU TÜRK FİLMİ:
PENÇE ve/||/<>/> CASUS


- İLK SİNEMA GÖSTERİMİ:
1895 ile/ve/||/<>/> 1896


- İMRAHOR ile İMRAHOR ile İMRAHOR


- İMZA ile CEMAL SÜREYYA'NIN İMZASI


- İNCELTME (SİMGESİ) ile/ve/||/<>/< İNCELİK


- İNCİNMEMEK ve/||/<>/< AFFETMEK


- İNCİTME! ve/||/<>/> İNCİNME!


- İNSÂN


- İNSAN GELİŞİMİ KURAMCILARINDA:
MARGARET MAHLER ile/ve/||/<> JOHN BOWLBY ile/ve/||/<> SIGMUND FREUD ile/ve/||/<> ERIK ERIKSON ile/ve/||/<> JEAN PIAGET ile/ve/||/<> DANIEL STERN


- İNSAN:
DÜNYANIN ve/||/<> TOPRAĞIN TUZU


- İSTANBUL EVİ ile RAKOCZY EVİ


- İSTATİSTİK ve/||/<> BOLTZMANN İSTATİSTİK YASASI


- İYİLİK:
NESNEL ile/ve/||/<> ÖZNEL


- JAMES COOK'UN:
I. YOLCULUĞU ile/ve/||/<>/> II. YOLCULUĞU ile/ve/||/<>/> III. YOLCULUĞU)


- JERSEY ADASI ile/ve/<> GUERNSEY


- JIM CROW YASALARI ile NÜRNBERG YASALARI


- JODO[Jap.]


- JUL[Fizik bilgini Joule'ün adından] ile/ve/<>/> KİLOJUL


- JURO[Juro özel adından]


- JÜPİTER/GALILEO UYDULARI:
IO ile/ve/||/<> EUROPA ile/ve/||/<> GANYMEDE ile/ve/||/<> CALLISTO


- KÂBE ile/ve/= ANITKABİR


- KAMIŞ ile ARAROT KAMIŞI/MARANTA[bitkibilimci MARANTA'nın adından]

( ARUNDO DONAX cum MARANTA ARUNDINACA )


- KANAL ile MİDİ KANALI


- KANALİZASYON ve/||/<> HAMAM ve/||/<> KÜTÜPHANE


- KANT'I ETKİLEYENLER:
LİZBON DEPREMİ(1755)[9.0] ile/ve/||/<> HUME VE NEDENSELLİK SORUNU ile/ve/||/<> ROUSSEAU VE ÖZGÜRLÜK SORUNU


- KANT'IN, KRİTİK YAZIMI DÖNEMLERİNDE:
YAZIM ÖNCESİ ile/ve/||/<> YAZIMI ile/ve/||/<> YAZIM SONRASI


- KANT'IN, ÖNE SÜRDÜĞÜ TEMEL VARSAYIM:
AKLÎ GÖRÜNÜN İPTALİ ile/ve/||/<>/> MATEMATİK ZEMİNİN ORTAYA KONULMASI


- KANT'IN, YÜRÜYÜŞLERİNİN DAKİKLİĞİ ile/ve/||/<>/> BOZULMASI


- KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN'IN CENAZE NAMAZI:
BELGRAD ve İSTANBUL


- KANUNÎ ile KANUNÎ ile KANUNÎ


- KAODAİZM


- KARİKATÜR (ÇİZMEK) ile/ve/||/<>/< KARAGÖZ (ÇİZMEK)


- KARMAŞIK SAYILARIN GÖSTERİMİ


- KASIMPAŞA CAMİSİ ile KASIM PAŞA CAMİSİ


- KATEGORİLER:
ARİSTOTELES'TE ile/ve/||/<>/> KANT'TA ile/ve/||/<>/> HEGEL'DE


- KATOLİK/LİK ile/ve ORTODOKS/LUK


- KAVRAM ve/||/<>/> TİKEL SANAT


- KAVRAMIN:
AKILSALLIĞI ile/değil TARİHSELLİĞİ


- KAYISI ile KAMAREDDİN


- KEFÂRET:
AHLÂKÎ ile/ve/||/<> HUKUKÎ


- KELEBEK ile KRAL KELEBEĞİ

( BUTTERFLY vs. ... )

( EL MARIPOSA con ... )


- KEMÂL ve/||/<>/< KELÂM


- KENDİLİĞİNDENLİK ile/ve/||/<>/= RASTGELELİK


- KENDİLİK ÇEKİRDEĞİ ile/ve/||/<> OTİZM


- KENDİNDE ŞEY ile/ve/||/<> KENDİ BAŞINA ŞEY

( DING AN SICH mit/und/||/<> ... )


- KENTSEL "ÖTELEME" ile/değil/yerine/||/<>/< KENTSEL DÖNÜŞÜM


- KEREN ile/değil KARAN


- KETOZİS ile KETOJENİK BESLENME


- KETTÂB ile HATTAT


- KIZKULESİ ile/ve/||/<> KIZKULESİ SOKAĞI


- KİM II SUNG/KİMİLSUNG ÇİÇEĞİ ile ...


- KİMYA/GER ile SİMYA/GER ile el-KİMYA


- KİŞİ, KİŞİNİN KURDUDUR[HOMO HOMINUS LUPUS]:
"THOMAS HOBBES'UN SÖZÜ" değil PLAUTUS'UN SÖZÜ[ASINARIA'da]


- KİŞİLER ile/ve/||/<>/> MEZAR TAŞLARI


- KİŞİNİN:
ANLAYACAĞI DİL ile/ve/değil/yerine/||/<>/> "KENDİ DİLİ"


- KİTÂBET/KETEBE/MUKABELE/KUBİLE KAYDI = FERAĞ KAYDI = İSTİNSAH KAYDI


- KLAVYE KULLANIMI(/CISI) ile FARE KULLANIMI(/CISI)

( Büyük Harf[Caps Lock] tuşu aktifken [AltGr + Q] işaretini çıkartamazsınız. )


- KOAN[Jap.](Kung-an[Çince]) ile/ve MUAMMA


- KOCA MUSTAFA PAŞA CAMİSİ ile KOCA MUSTAFA PAŞA CAMİSİ

( 1510'da, Sadrazam Koca Mustafa Paşa emriyle Bizans kilisesinden camiye dönüştürülmüştür. [Sümbül Efendi Camisi adıyla bilinir.] İLE XVI. yüzyılda, Koca Mustafa Paşa emriyle Bizans kilisesinden[458] camiye dönüştürülmüştür. [Câbir Camisi adıyla da bilinir.] )


- KOMPER ile KUMBARAOS


- KONİKLER:
ELİPS[Fr. < Yun.]/İHLÎCÎ[Ar.] ile PARABOL[Fr. < Yun.] ile HİPERBOL[Yun.]


- KONUT/MESKEN[Ar.] ile KONUT


- KOOPERATİFÇİLİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SOSYAL KOOPERATİFÇİLİK


- KORKU[PHOBOS] ile/ve/<> DEHŞET[DEIMOS]


- KORKU ile/ve/değil/||/<>/> KAYGI

( REV', REV'A, HAVF ile/ve/değil/||/<>/> GAMM )

( BÂK, PERVÂ ile/ve/değil/||/<>/> ENDİŞE[< Pehlevice/Farsça]: Düşünüyorum] )

( [not] FEAR vs./and/||/<>/>/but ANXIETY/CONCERN )

( METUS cum//et/./||/<>/> ... )


- KOTA KİNABALU ile/ve/<> KİNABALU MİLLİ PARKI


- KOZMOLOJİK KANITLAR


- KÖMÜR ile/ve CEMRE

( FAHM ile/ve ... )


- KÖRLER ÇARŞISINDA ve/||/<> SAĞIRLAR ÇARŞISINDA


- KUKLA SANATINDA:
TALAT-SÜREYYA DUMANLI ile/ve/<>/> NEVZAT AÇIKGÖZ ile/ve/<>/> DUYGU-OYA TANSI


- KUMAŞ ile MERSERİZE[Fr.][John Mercer'in adından]


- KURABİYE HIRSIZI


- KURAM ve/||/<> KİŞİ ve/||/<> SAYRILIK/HASTALIK ve/||/<> KİŞİLİK BOZUKLUĞU


- KURÇATOVYUM = RUTHERFORDYUM


- KURTULUŞ SAVAŞI'MIZDA:
KAĞNI ve/||/<>/> UÇAK


- KUSURSUZ DİL ARAYIŞI ile TEK KÖKEN VARSAYIMI


- KUŞKONMAZ CAMİİ ile KUŞKONMAZ MESCİDİ


- KUŞKU ile/ve/değil/yerine/>< İYİMSERLİK ve DAYANÇ/SABIR


- KUŞLAR DÎVÂNI [ÖMÜR CEYLAN - KAPI YAY.] adlı kitabı okumanızı salık veririz.


- KUŞLAR ile/ve/||/<> KARS KUŞLARI


- KUVANTUM KURAMI değil/yerine KUVANTUM MEKANİĞİ


- KUVANTUM ve/||/<> FEYNMAN PATH İNTEGRALİ


- KUVANTUMDA:
JOHN STEWART BELL ve/||/<> BELL EŞİTSİZLİKLERİ


- KÜÇÜK KAN DOLAŞIMI ile/ve/<> BÜYÜK KAN DOLAŞIMI


- KÜLHANBEYİ/KÜLHANÎ ile KABADAYI


- KÜRESEL ISINMA ile/ve/değil KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ


- KÜTÜPHANE ile/ve/değil/||/<> EŞEKLİ KÜTÜPHANE


- LAGRANGE NOKTALARI ve/<>/> FOURIER DİZİLERİ

( OPTICS )


- LAVROVİT[Fr.] ile LAVSONİT[A. Camper Lawson'un adından]


- LAZERDE:
A SABİTLERİ ile/ve/||/<>/> B SABİTLERİ


- LUKIANOS ile/ve/||/<> JULES VERNE


- MACH SAYISI:
SERBEST AKIM HIZI ve/<> SES HIZI


- MAHMÛD[< HAMD] ile Mahmûd ile Mahmûd (Kaşgarlı)

( Övülmeye değer, hamdolunmuş, senâ edilmiş. | Hz. Peygamber'in adlarından biri. İLE Ebrehe'nin Kâbe'yi yıkmak üzere getirdiği filin adı. İLE Türk bilgini, sözlük yazarı ve edibi. | Dîvân-ü Lügat-it Türk'ün yazarı. )


- MALİ ve/<> BURKİNA FASO


- MÂLİK[< MÜLK | çoğ. MÜLLEK] ile Mâlik ile Mâlikî

( Sahip, bir şeye sahip olan. İLE Yedi Cehennem'in hâkimi ve kapıcısı olan, Zebânileri idâre eden melek. RIDVÂN )


- MANDELBROT FRAKTALİ ve DENİZ KIYISI


- MANDELBROT KÜMESİ ile/ve/<>/< JULIA KÜMESİ


- MÂNİ'[< MEN | çoğ. MENEA] ile MA'NÎ/MÂNÂ[Fars.] ile Mânî[Fars.] ile MANİ

( Geri bırakan, alıkoyan, engel olan, men eden. | Engel, özür. İLE Eş, benzer. İLE Ünlü Çin'li nakkaşın adı. Behram Şâpûr zamanında İran'a gelip Zerdüşt ve Îsâ dinlerinin karışımı olan bâtıl mezhebini yaymaya başlamış olmasından dolayı idam edilmiştir. [Erteng/Erjeng adlı yapıtı ünlüdür.] )


- MANOLYA[MAGNOL'un adından(bitkibilimci)] ile ...

( MAGNOLIA GRANDIFLORA )


- MANTIK ve/||/<>/> FİZİK ve/||/<>/> ETİK


- MANTIKU'T TAYR [FERİDÜDDİN ATTAR - KAKNÜS YAY. adlı kitabı okumanızı salık veririz.


- MARCUS TULLIUS TIRO ile/ve/||/<>/> LUCIUS ANNAEUS SENECA ile/ve/||/<>/> JOHN WILIS ile/ve/||/<>/> SAMUEL TAYLOR


- MARTI[İt.] ile ALBATROS[Fr.]

( BÜRKE ile ... )

( SEA GULL vs. ALBATROS )

( LARUS cum DIOMEDEA EXULANS )


- MATEMATİK ve/||/<> MARX


- MAXWELL EŞİTLİKLERİNDE:
GAUSS YASASI ile/ve/||/<> GAUSS'UN MANYETİK YASASI ile/ve/||/<> FARADAY'IN TÜMEVARIM YASASI ile/ve/||/<> AMPER'İN DEVRE YASASININ DOĞRULAMASI


- MAYMONIDES - DELÂLETÜL HAİRİN


- MEDDAH İSMET (SOKAĞI) ile BEHÇET NECATİGİL (SOKAĞI)


- MEDRESE ile/ve/değil KÜLLİYE


- MEDRESE ile/ve MİDRAŞ ile/ve VİHARA


- MEHMED II TÜRBESİ (FATİH TÜRBESİ) ile MEHMED III TÜRBESİ ile MEHMED V TÜRBESİ


- MEKÂN:
BOŞLUK ile/ve İÇ İÇE GEÇMİŞLİK

( TO KENON ile/ve TOPOS/KHORA )


- MEKANİK FELSEFE'DE:
DESCARTES ile/ve LEIBNIZ ile/ve NEWTON


- MEKANİKTE:
NEWTON ile/ve/||/<>/> LAGRANGE


- MEKTUPLARDAKİ FELSEFE:
HANNAH ARENDT ile KARL JASPERS ile MARTIN HEIDEGGER


- MENDELEVYUM[Fr. < Mendeleyev'in adından]


- MENGÛŞ ile ...


- MERYEM ile 12 MERYEM


- MERZİFONLU KARA MUSTAFA PAŞA ÇEŞMESİ ile MERZİFONLU KARA MUSTAFA PAŞA SEBİLİ

( XVII. yüzyılda, Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa tarafından. [1823'te onarılmıştır.] İLE 1683'te[vefat tarihi], Merzifonlu Kara Mustafa Paşa için yaptırılmıştır. )


- MEVLİD[< VELÂDET | çoğ. MEVÂLİD] ile MEVLÛD[< ELÂDET | çoğ. MEVÂLİD]

( Kişinin doğduğu yer. | Doğma, dünyaya gelme. | Doğulan zaman. | Hz. Muhammed'in doğumunu anlatan manzum eser.[en yaygın olanı, Süleyman Çelebi'nin yazdığı kitaptır.] İLE Yeni doğmuş bebek. | [galat] Mevlid. )


- MINKOWSKI DENKLEMİ: 1908


- MISIR TAKVİMİ ile/ve/||/<> ÖMER HAYYAM TAKVİMİ


- MİMAR İÇİN FELSEFENİN SAĞLADIĞI:
İLKELİLİK ile/ve/||/<> ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK/TEVÂZU

( Felsefe, mimarı, ilke sahibi ve alçakgönüllükle açgözlü olmadan, dürüst, nazik ve âdil kılar.[VITRUVIUS] )


- MİMAR SİNAN'IN YAPITLARI


- MİMAR SİNAN(SİNAN-I CEDİD) ile/ve SİNAN-I ATİK


- MİMARLIK:
ROMA'DA ile/ve/||/<>/> OSMANLI'DA ile/ve/||/<>/> MODERN


- MİNARE ile "EĞİK MİNARE"


- MİRAS/TEREKE ile/değil İNAM/EMÂNET

( [not] INHERITANCE vs./but DEPOSIT )


- MODERN PERİYODLAR TABLOSU


- MOLLA HÜSREV MESCİDİ ile MOLLA HÜSREV MESCİDİ

( XV. yüzyılda, Şeyhülislâm Molla Hüsrev tarafından. [Sofular Mescidi adıyla da bilinir.] İLE XV. yüzyılda, Şeyhülislâm Molla Hüsrev tarafından. [Küçük Mustafa Paşa Camisi olarak da bilinir.] )


- MORION ile/ve/||/<> HIGGS


- MORS ABECESİ ile/ve/||/<> BREYL(BRAILLE) ABECESİ

( MORSE CODE vs./and/||/<> BRAILLE )


- MÖBİUS ŞERİDİ ile/ve KLEIN ŞİŞESİ


- MRI ile/ve/||/<>/> fMRI


- MUHABBETİN DERECELERİ'NDE:
MEYL ile/||/<>/> ARZU ile/||/<>/> SAHÂBET ile/||/<>/> GARÂM ile/||/<>/> VEDÂD ile/||/<>/> ŞEGAF ile/||/<>/> TEFÎN ile/||/<>/> TEABBÜD ile/||/<>/> HULLET ile/||/<>/> IŞK


- MURAD IV ÇEŞMESİ / TAVUSLU ÇEŞME ile ...


- MUSTAFA III ÇEŞMESİ ile MUSTAFA III ÇEŞMESİ


- MUSTAFA RÂKIM'IN:
NESNELERE NAKŞI ile/ve/değil CAMİLERDEKİ NAKŞI


- MÜDDET-İ İDDET:
BOŞANMIŞ ile DUL ile GEBE


- MÜNÂSİP/MÜNÂSIB[Ar. < NİSBET] ile MÜSÂİT/MÜSAİD[Ar. < SÜÛD] ile MUVÂFIK[Ar. < VEFK]

( Uygun, yerinde. | Yakışık, yaraşık. İLE Yardım eden. | Elverişli, uygun. | İzin veren, müsâade eden. İLE Uygun, yerinde. | Ali Şah bin Hacı Büke'nin edvârında andığı makam.[XV. yy.] )


- MÜSÛL ile MÜSÜL[< MİSÂL]

( Saygıdan dolayı ayakta durma. İLE Örnekler. | Platon'un, "İdealar" olarak bahsettiği. )


- MÜZİK ve/<> MİMARLIK

( MUSIK und/<> ARCHITEKTUR )

( MUSIC and/<> ARCHITECTURE )


- NÂCİZ[çoğ. NEVÂCİZ] ile NÂ-ÇÎZ[Fars.] ile NÂCİS


- NAVIER ve/||/<> STOKES (DENKLEMLERİ)


- NESNE SÜREĞENLİĞİ ile/ve/<> NESNE SÜREKLİLİĞİ

( OBJECT PERMANENCE vs./and/<> CONSTANCY )


- NEVŞEHİR'Lİ İBRAHİM PAŞA ÇEŞMESİ ile NEVŞEHİR'Lİ İBRAHİM PAŞA ÇEŞMESİ VE SEBİLİ


- NEWTON ile NEVTON[< NEWTON]


- NİŞANTAŞI ile NİŞANTAŞI


- NOEL (SANTA CRUZ) ile/ve/değil YILBAŞI (ST. SYLVESTER)


- NOESIS ile FRONESIS ile POESIS


- NOTA ile KANTEMİR NOTASI


- NÖRON/LAR ile/ve AYNA NÖRON/LAR


- NURUOSMANİYE ÇEŞMESİ ile NURUOSMANİYE SEBİLİ


- NUSRAT["NUSRET" değil!] ve/||/<>/>/< ERTUĞRUL


- NÜMİSMATİKTE[Fr. NUMISMATIQUE < Lat. < NUMISMA / Yun. < NOMISMA]:
KAVRAMLAR ile TERİMLER ile TARİHÇE


- OCAK ile ...


- ODABAŞI CAMİSİ ile ...


- OEDIPUS:
ŞİŞ AYAK ile/ve/||/<> BİLEN AYAK(KİŞİ)


- OKUMAK! ile/ve/değil/||/<>/> OKUMAK! ile/ve/değil/||/<>/> OKUMAK!

( READING! and READING! and READING! )


- OLANI BİLİRİM/BİLEYİM ile/ve/||/<>/< OLMASI GEREKENİ (")BİLEBİLİRİM(")/BİLEYİM


- OLASILIK ile MARKOV ZİNCİRİ/SÜRECİ


- OLMASI GEREKEN ile/ve/||/<> OLANIN FELSEFESİ


- ORGANİZMA[Fr.] ile/ve/değil/+/||/<>/> ALGORİTMA[Yun.]


- ORTA OYUNU ile/ve/||/<>/> DOĞAÇLAMA/TULUAT[Ar.]


- ÖD ile ÖD


- ÖKLİD GEOMETRİSİ:
YER/DÜNYA İÇİN değil GÖK İÇİN


- ÖKLİD ile LOBACHEVSKI ile RHEIMANN GEOMETRİLERİ


- ÖKLİD ve/||/<>/> POSTULATLARI


- ÖLÇEK ile VERNİYE[< VERNIER adından]


- ÖRÜMCEK ile DARWIN KABUKLU ÖRÜMCEĞİ


- ÖYKÜSEL KENDİLİK'TE:
KURGUSAL ile TÖZSEL


- ÖZGÜRLÜK ve/||/<>/> AŞK (AHLÂKI) ve/||/<>/> BİLGELİK/İRFAN

( FREEDOM and/||/<>/> MORALS OF LOVE and/||/<>/> WISDOM )


- PALTO ile REGLAN[LORD REGLAN'ın adından]/RAGLAN


- PAPA'NIN:
SOYUNMASINDA ile GİYDİRİLMESİNDE


- PASCAL UÇURUMU ile/ve ASTRONOT SENDROMU ile/ve SİMURG SENDROMU


- PASCAL ÜÇGENİ ve/||/<> BİNOM DAĞILIMI


- PASİFİK OKYANUSU:
MALENEZYA ile/ve/<> MİKRONEZYA ile/ve/<> POLONEZYA


- PATİSKA[Baptiste de Cambrai'nin adından] ile/<> NANSUK


- PAZAR ile/ve/değil/||/<>/> MEZAR


- PERTEVNİYAL VÂLİDE SULTAN ile BEZM-İ ÂLEM VÂLİDE SULTAN

( Pertevniyal Vâlide Sultan Çeşmesi, Eyüp Sultan'da, Yâvedûd Türbesi karşısında, Haliç Köprüsü'nün altındadır. [19. yy.] )


- PHI PHI DON ile/ve/<> PHI PHI LEE


- PIERRE LOTI değil/yerine/ya da ÜÇ ŞEHİTLER değil/yerine/ya da İDRİS-İ BİTLİSÎ TEPESİ


- PISA KULESİ ve/<> SÜYÜMBİKE KULESİ ve/<> ASİNELLİ VE GARİSENDA KULESİ


- PİRAMİT ile/<> KONİ


- PLANCK:
SABİTİ/KALINLIĞI ile/ve/||/<> ZAMANI ile/ve/||/<> UZUNLUĞU ile/ve/||/<> SICAKLIĞI


- PONZO YANILSAMASI ile/ve/<> MÜLLER-LYER YANILSAMALARI


- PROTON/LAR ile/ve ELEKTRON/LAR


- RADYASYON ile/ve/||/<> HAWKING RADYASYONU


- RAMAZAN ile/ve/||/<>/> GAMLI RAMAZAN


- RASTLANTI ile/ve/<> YAPISAL RASTLANTI


- RECAİ MEHMED ÇEŞMESİ ile RECAİ MEHMED SEBİLİ


- RESİM ve/||/<>/< BİLİM


- REVÂKİYUN ile/ve/değil/yerine MEŞŞAİYUN[Ar.]/PERİPATETİZM[Fr. < Yun.]


- RUMELİ HİSARI ile/ve RUMELİ KAVAĞI ile/ve RUMELİ FENERİ


- RUSSELL AÇMAZI ile/ve/||/<> CANTOR AÇMAZI ile/ve/||/<> RICHARD AÇMAZI ile/ve/||/<> YALANCI AÇMAZI ile/ve/||/<> CURRY AÇMAZI ile/ve/||/<> YABLO AÇMAZI ile/ve/||/<> BERRY AÇMAZI ile/ve/||/<> HETEROLOJİK AÇMAZ


- RÜZGÂRLAR SARAYI = HAWA MAHAL


- SABIRLI KİŞİLER:
GEMİLERİ YAKAN ile/ve/değil/||/<>/> LİMANLARI YAKAN


- SABİT ile/ve/||/<>/> KOZMİK SABİT[1917 < ARKÜTAS (M.Ö. 320)]


- SAĞIR/İŞİTMEZ ile/ve/ya da DİLSİZ ile/ve/ya da SAĞIR VE DİLSİZ

( ATREŞ ile/ve AHRAS )

( KÜND-GÜŞ: Sağır. [ KERİ: Sağırlık.] ile/ve ... )

( DEAF vs. DUMB or DEAF-MUTE )


- SAİT FAİK ABASIYANIK MÜZESİ =/< SPANUDİS KÖŞKÜ


- SALÂTÎN CAMİLERİ ile ...


- SALÂTÎN(SULTAN) CAMİLERİ


- SANAT YAPITINDA:
DUYUSAL/LIK ve/||/<> TİNSEL/LİK


- SANAT ve/<> SANATÇI/KİŞİ/İNSAN

( Bir resimde, bir sanat yapıtında aradığım, sevdiğim şey, insandır. Sanatçının kendi! )

( Dans le tableau [l'oeuvre d'art] je cherche, j'aime l'homme l'artiste. )

( Çalışkanlıkta, arı, sana ustalık eder
Beceride, bir böcek, seni okutur
Seçkinlerde de var sendeki bilgiler
Sanat ise ey insan! Yalnız sana özgüdür! )

( Yaşam ciddidir, sanat ise neşeli.
Fakat ciddiyet içinde bile, neşe ya da sükûnet,
sanatın aslî ve özsel yapısı olarak kalır. )

( Schiller'in, "Sanatkârlar" adlı şiirini okumanızı salık veririz. )

( Durumun/sürecin/konunun/işin içine kişi/insan ve sanat girince/girmişse öteki herşey ikinci sıraya geçer/geçmeli/geçirilmelidir, indirilmelidir. )


- SANATIN GÜZELLİĞİ ile/ve/||/<> DOĞANIN GÜZELLİĞİ


- SAPMA ile/ve/||/<> YAŞAMDA KALMA SAPMASI


- SARAY ile HATİCE SULTAN SARAYI


- SATRANÇ ile/ve/||/<> KÖRLERİN SATRANCI ile/ve/||/<> KÖRLEME SATRANÇ


- SCHILLER ve/||/<> GOTTFRIED KÖRNER İLE KALLIAS (GÜZELLİK ÜZERİNE)


- SELÂMİÇEŞME ile SELÂMİ ÇEŞME


- SELÂTİN KÜLLİYELERİ ile/ve SADRAZAM KÜLLİYELERİ ile/ve TEKKE KÜLLİYELERİ


- SELİM III ÇEŞMESİ ile SELİM III ÇEŞMESİ


- SELİMİYE CAMİSİ ile SELİMİYE CAMİSİ


- SERVİ[SELVİ değil!] ve/||/<> SEVGİ


- SEVGİ BAĞLARININ:
BOZULMASI ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< KURULMASI


- SEVGİ ile/ve/<>/< SAYGI

( Ferâgat ile. İLE/VE/<>/< Fedâkârlık ile. )

( LOVE vs./and/<>/< RESPECT, REVERENCE )

( ... cum/et/<>/< VENERATIO )

( ... ile/ve/<> JING )


- SİNAN PAŞA CAMİSİ ile SİNAN PAŞA MESCİDİ


- SİNEMA ile/ve/||/<> SANAT


- SOFULAR MESCİDİ ile SOFULAR TEKKESİ


- SOKRATES'İN DEDİKLERİ ile/ve/ya da SOKRATES ÜZERİNDEN SÖYLENİLENLER/"SOKRATES'E SÖYLETTİRİLENLER"


- SOLUCAN ile CHIKILIDAE


- SOLUNUMDA:
TAM TIKANMA ile/ve/||/<> KISMÎ TIKANMA


- SONSUZ/LUK ile/ve/||/<> Pİ ile/ve/||/<> GOOGOLPLEX ile/ve/||/<> GRAHAM ile/ve/||/<> RAYO


- SOTO[Jap.] ile ...


- SOY ile "SOYLU"

( ANCESTRY vs. "NOBLE" )


- SÖMÜRGECİLİK ile EMPERYALİZM


- SÖZ SÖYLEMENİN KURALLARINDA:
ÖNÜNÜ ARDINI GÖZETMEK ve/||/<> SÖYLEMEDEN ÖNCE TEKRAR TEKRAR DÜŞÜNMEK ve/||/<> ON KERE DÜŞÜNÜP BİRİNİ SÖYLEMEK ve/||/<> "HER AĞZIMIZA GELENİ" SÖYLEMEMEK


- SÖZ ile/ve/<>/> DOLAYLAMA


- SPINOZA SİSTEMİ ile DESCARTES SİSTEMİ ile LEIBNIZ SİSTEMİ


- SPİRAL ve/||/<> HELİS ve/||/<> ELİPS


- STENO(GRAFİ)[Fr.] ile STEGANOGRAFİ[Fr.]


- STOACILIK = REVÂKİYE


- SU:
HİDROJEN ile/ve/||/<> OKSİJEN


- SULTAN TÜRBELERİ:
BURSA'DA ile/ve ŞAM'DA ile/ve İSTANBUL'DA


- SUPHİ PAŞA KONAĞI ile SUPHİ PAŞA YALISI


- SUSMA HAKKININ TARİHÇESİNDE, DÖNÜM NOKTALARI:
JOHN LILBURNE'NİN TUTUMU ve/||/<>/>/< MIRANDA UYARILARI

( RIGHT TO REMAIN SILENT and/||/<>/>/< MIRANDA WARNING )


- SUSmamayı Mecnun'dan, SUSmayı Leylâ'dan öğren! ve sen de SUS!!!


- SÜLEYMAN'IN:
MÜHRÜ ile/ve/<> SİMGESİ


- SÜLEYMANİYE (TEKİYYE) CAMİSİ ile SÜLEYMANİYE CAMİSİ


- SÜLEYMANİYE CAMİİ ile/ve SELİMİYE CAMİİ

( Son derece teknik ve gelişmiş is odası bulunur. İLE/VE Çift pencereli sistem uygulanmıştır. )


- SÜLEYMANİYE CAMİSİ ile/ve SELİMİYE CAMİSİ

( Son derece teknik ve gelişmiş is odası bulunur. İLE/VE Çift pencereli sistem uygulanmıştır. )


- SÜLEYMANİYE CAMİİ/KÜLLİYESİ ve ST. PIER KATEDRALİ


- SÜLEYMANİYE'DE:
İS ODASI ya da SÜS ODASI


- ŞAİR ile ŞAHİR


- ŞEHZÂDEBAŞI CAMİİ değil ŞEHZÂDE CAMİİ


- ŞEMS CAMİSİ ile ŞEMSİ PAŞA CAMİSİ


- ŞEVK-I DİL ile/<> ŞEVK Ü TARAB


- ŞEY ile/ve/||/<> NESNE ile/ve/||/<> GÖSTERGE


- ŞEYHÜLİSLÂM (OLABİLMEK)


- TABİÎYYUN ile/ve TALİMÎYYUN


- TÂİB[< TEVBE] ile TAYYİB/E

( Tövbe eden. | XVIII. yüzyılda, Lâle Devri'nde, şairlerin önderi sayılan şair. İLE İyi, güzel, hoş. | Hz. Muhammed'in, annesi Âmine'ye verdiği bir ad. )


- TAKRÎZ[< KARZ] ile TAKRÎZ


- TAMAMLAMAK ile BİTİRMEK

( COMPLETE vs. FINISH )


- TAMAMLANMAZLIK ve/||/<> GÖDEL


- TANRI ile İLKE


- TAPINCA/PUT[Fars. < BUT]/İDOLE[Fr.]:
SOY ile/ve/||/<> MAĞARA ile/ve/||/<> ÇARŞI ile/ve/||/<> TİYATRO

( IDOLA TRIBUS avec IDOLA SPECUS avec IDOLA FORI avec IDOLA THEATRI )


- TARİH-FELSEFE İLİŞKİSİNDE:
I. AŞAMA ile/ve/<> II. AŞAMA ile/ve/<> III. AŞAMA


- TARİH ve/<> COĞRAFYA

( HISTORY and/<> GEOGRAPHY )


- TARİH ve/||/<>/< KİŞİ/İNSAN ÖYKÜLERİ


- TARİH ile ŞEHNÂME[Fars. ŞEH+NÂME]


- TASAVVUF MANZÛMESİ ve MESNEVÎ-İ ŞERİF ve SU KASÎDESİ


- TAŞ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> TOPRAK


- TAVŞAN ADASI ile/ve SEDEF ADASI ile/ve BÜYÜKADA ile/ve HEYBELİADA ile/ve BURGAZADA ile/ve KINALIADA


- TEKİRDAĞ'DA:
MERKEZ İSKELE ile/ve RÜSTEM PAŞA İSKELESİ


- TEKKE ile/ve/||/<> KELÂMÎ TEKKESİ


- TEKRAR/TEKRÎR (ETMEK) değil/yerine/= YİNELEME


- TESLİMİYET ile/ve/||/<>/< SABIR


- TEVFİK FİKRET ile/ve/||/<>/> ATATÜRK


- THALES KURAMI ve/||/<> ÜÇGENLER KURAMI


- THE TRUMAN SHOW ve/<>/> ASCENSION


- TIP ve/||/<> SANAT


- TITANIC ve/||/<>/> HALOMONAS TITANICAE


- TİCARETLE İLGİLİ İLK KİTABI YAZAN:
BENKO KOTRULCIC


- TOBAR İLKESİ ile ...


- TOPHANE ÇEŞMESİ ile TOPHANE SEBİLİ / NUSRETİYE SEBİLİ


- TÖZ İKİLİĞİ(DUALİZMİ) ile/ve/||/<> NİTELİK İKİLİĞİ(DUALİZMİ)


- TURUNCÎ ŞEYH ile/ve TURUNCÎ UŞŞÂKÎ ZÂDE


- TÜKENMİŞLİK SENDROMU ile/ve/||/<>/< HERBERT FREUDENBERGER


- TÜRK DİLİ KOLLARINDA:
YAZI DİLLERİ ile/ve/<> KONUŞMA DİLLERİ


- TÜZE'NİN TEMEL İLKELERİ - ULPIAN[M.S. 170 - 223]:
ONURLU YAŞAMAK ve/||/<> BAŞKASINI İNCİTMEMEK ve/||/<> HERKESE, HAKKINI TESLİM ETMEK

( JURIS PRAECEPTA SUNT HAEC - [ULPIAN]:
HONESTE VIVERE et/||/<> ALTERUM NON LAEDERE et/||/<> SUUM CUIQUE TRIBUERE )

( THE BASIC PRINCIPLES OF THE LAW - [ULPIAN]:
LIVE HONESTLY and/||/<> DO NOT OFFEND OTHERS and/||/<> GIVE TO EACH PERSON WHAT IS DUE )


- TÜZE(HUKUK) (DAİRESİ) ile/ve TÜRE(ADÂLET) (DAİRESİ)
HUKUK ve/||/<> ADÂLET ve/||/<> ÖZGÜRLÜK ve/||/<> MEŞRÛİYET(GEÇERLİLİK)

( LAW vs./and JUSTICE )

( JURISTISCHE/RECHTSWISSENSCHAFTLICHE mit/und GERECHTIGKEIT )

( DROIT avec/et JUSTICE )

( ... cum/et JUSTITIA )

( ... ile DÍKÊ )


- ULTRASON ile DOPPLER


- ULUDAĞ =/< KEŞİŞ DAĞI


- UNIVERSALIS ANTE REM ile/ve UNIVERSALIS INREBUS ile/ve UNIVERSALIS POST REM


- UNUTACAĞIZ ve/||/<> UNUTULACAĞIZ


- UNUTMA ile/ve/||/<> BUNAMA/ATEH[Ar.]/DEMANS[Fr., İng. < DEMENTIA] ile/ve/||/<> ALZHEIMER

(

Unutma eğrisi ve aralık etkisinin keşfi ile tanınan, deneysel bellek çalışmalarına öncülük eden psikolog Hermann Ebbinghaus (1850–1909), öğrenme eğrisini tanımlayan ilk kişidir. Unutma eğrisinin grafiği, kişilerin "öğrenileni" tekrar etmezse yeni öğrendiği bilgilerin, günler içinde nasıl azaldığını gösterir. )


- UNUTULMA HAKKI'NDA:
LEBACH KARARI ve/||/<> MELVIN V. REID KARARI


- US/AKIL/LOGOS:
KİŞİDE ve AİLEDE ve TOPLUMDA


- UZAKGÖRÜR/TELESKOP:
HUBBLE ile/ve/değil/yerine/||/<>/> JAMES WEBB


- ÜÇ İSTANBUL <> MİTHAT CEMAL KUNTAY


- ÜÇ NESİL ile/ve/||/<> ÜÇ HAYAT


- ÜÇGEN ile PENROSE ÜÇGENİ


- ÜÇGEN ile POLİTZER ÜÇGENİ


- ÜMİT YİTİMİ ile/ve/||/<>/>/< UTANÇ


- VALİDE SEBİLİ ile VALİDE ÇİNİ SEBİLİ ile VALİDE-İ CEDİT SEBİLİ / YENİ VALİDE SEBİLİ


- VAPUR ile/ve/||/<> BANDIRMA VAPURU


- VAR OLMAK =< ALGILANMIŞ OLMAK
ile/ve/||/<>/>
ALGILAMAK ya da ALGILAYAN OLMAK

( ESSE EST PERCIPI and/||/<>/> ESSE EST PERCIPERE )


- VAR OLUŞUMUZ:
"DÂVÂ" İÇİN ile/değil/yerine/>< SEVGİ/SEVİ İÇİN


- VATİKAN ile ...


- VE ile/ve/||/<> İLE


- VEBÂ/COCOLIZTLI[Aztek dili]:
HIYARCIKLI/BUBONİK ile/ve/||/<> AKCİĞER/PNÖMONİK ile/ve/||/<> PULMONER/SEPTİSEMİK


- VEREM ve/||/<> VEREM/KOH BASİLİ(MİKROBU)[< R. Koh adından]


- VİKTORYA ÇAĞLAYANLARI değil/< GÜRLEYEN DUMANLAR ÇAĞLAYANI

( ... değil/< MOSİ OA TUNYA )


- VOLT ile/ve/||/<> AMPER[< AMPÈRE (Fizikçi)] ile/ve/||/<> OHM/OM


- VOLT ile/ve WATT


- WABP:
WERNICKE ve/||/<> ANGULER GIRUS ve/||/<> BROCHA ve/||/<> PREFRONTAL KORTEKS


- WEBER KATSAYILARI'NDA:
GÖRME/PARLAKLIK ile/ve KİNESTEZİ ile/ve ACI [ısıyla ortaya çıkan] ile/ve İŞİTME [orta frekanslar] ile/ve BASINÇ [deri] ile/ve KOKU ile/ve TAD [tuz]


- WTER ile/ve/<> GAICHA ile/ve/<> LOSSI


- YAĞ DAMLASI DENEYİ ve/||/<> ELEKTRONUN YÜKÜNÜN ÖLÇÜLMESİ


- YAKLAŞIK OLARAK ile/ve/||/<>/> SONSUZ İŞ/GÖREV

( QUAM PROXIME > INFINITE TASK )


- YANILSAMA ile/ve/||/<> JASTROW YANILSAMASI


- YAPILAN/OLAN ile YAPILMASI/OLMASI GEREKEN


- YAPISAL DÖNÜŞÜM ile/ve/değil/||/<>/< KENTSEL DÖNÜŞÜM


- YARDIMCI OLMAK ile/ve FIRSAT VERMEK

( TO HELP vs./and TO GIVE AN OPPORTUNITY )


- YAS ile/ve/||/<>/> MELANKOLİ


- YAŞAM AĞACI ile/ve/||/<> DARWIN


- YAŞAM ile/ve/||/<> ÖZGÜRLÜK ile/ve/||/<> MÜLKİYET


- YAŞAMAK ve/||/<>/>/< YAŞARKEN YAŞATMAK


- YAVUZ SELİM CAMİSİ ve YAVUZ SELİM TÜRBESİ


- YAVUZ SELİM ile YAVUZ SELİM


- YEGÂNE HANIM ile/ve/||/<>/> MÜCAP OFLUOĞLU


- YENİ SARAY / SARAY-I HÜMÂYÛN / CEDİDE-İ ÂMİRE ile/ve ESKİ SARAY / SARAY-I ATİK


- YERLERDEYİZ ile/değil/yerine/>< AYAKTAYIZ


- YIL ile YAZSIZ YIL


- YILDIZ PARALAKSI/IRAKLIK AÇISI ve/||/<>/> DOPPLER ETKİSİ/KAYMASI ve/||/<>/> FAUCAULT SARKACI


- YILDIZ/LAR ile/ve/değil GEZEGEN/LER

( NECM, KEVKEB, SİTÂRE, ZÜKÂ ile/ve SEYYÂRE )

( AHTER ile/ve ... )

( STAR vs./and PLANET )


- YOKSUL:
YENİ ile ÖZGÜR ile YARATICI ile BİRLEŞMİŞ ile DÜŞKÜN


- YÖNTEMLER:
AŞKINSAL ile/ve/||/<>/> KURGUL ile/ve/||/<>/> EYTİŞİMSEL/DİYALEKTİK ile/ve/||/<>/> OLGUSAL/FENOMENOLOJİK


- YUNUS EMRE RİVÂYETLERİNDE:
KÂDI ile/ve/<> ÇİFTÇİ


- Yunus Emre'ye KONUŞ!!!


- YÜZ FELCİ ve/||/<> HOUSE-BRACKMANN EVRELEMESİ

( FACIAL NERVE and/||/<> HOUSE-BRACKMANN GRADING SYSTEM )


- ZAMAN:
PLATON'DA ile/ve/||/<>/> ARISTOTELES'TE


- ZAMAN ve/<> UZAY

( TIME and/<> SPACE )


- ZAMANDA OLMAYAN ile/ve/fakat/||/<> ZAMANDA OLAN


- ZEKÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AKIL


- ZEVRÂK[Ar.] ile/değil/yerine/= KAYIK


- ZEYREK[Fars.] ile ZEYREK[Fars.] ile ZEYREK


- ZİHNİN/AKLIN, ONA ...:
KAYMASI/KAYAR ile/ve/||/<>/> KAÇMASI/KAÇAR


- ZİNCİR ile HALİÇ ZİNCİRİ


- ZORUNLULUK ile/ve/||/<> ZAMAN ile/ve/||/<> ÜMİT


- ZÜ-L-CENÂHEYN[Ar.] ile ...


- ZÜBÜK ve/||/<> PIRT


- ZÜLFEKAR[ZÜLFİKAR değil!][Ar.] ile/değil ZÜLFİYÂR

devamı için burayı tıklayınız...


- !"IRKÇI/LIK" ile/ve/değil/<> OYMAKÇI/LIK / KABİLECİ/LİK


- "Hiç kimse" demeden KONUŞ!!!


- "Sen" diliyle kişileri katmadan, hedef almadan KONUŞ!!!


- "AZERİ" değil AZERBAYCAN TÜRKÜ/TÜRKÇE'Sİ


- "DÜRZÜ" değil/>< DÜRZİ


- "KIZILDERİLİ" değil/yerine AMERİKA(N) YERLİSİ/ESKİ HİNTLİLER/OLD INDIANS


- "LAHANACILAR" ile/ve "BAMYACILAR"


- (Sadece) kişi/kul hakkı için SUSMA!


- (SİGARA) "YASAĞI" değil SINIRLAMASI/KISITLAMA/SI


- [Fars.] BERBER ile BERBER


- [ne yazık ki]
EZİLENLER ile/ve/||/<> BASKILANANLAR


- 17 KAVİM


- 3 KİŞİ/ARKADAŞ ile/yerine/ve 2, 4, 5, 6 [< üzeri] KİŞİ/ARKADAŞ


- ABORJİN ile/ve MAORİ


- ACEM ile Acem ile A'CEM


- ACEM ile/ve/<>/= ARAP OLMAYAN


- ADA ile ATOL[Maldiv yerlileri dilinde]


- ADI GEÇEN/GEÇECEK KİŞİ İÇİN:
"... DENEN" değil ... ADLI/ADINDAKİ


- AFRO[Fr.] ile AFRO[İng.]


- AFŞAR = AVŞAR


- AHÎ ile AHÎ


- AK KEŞİŞ/LER ile/ve KARA KEŞİŞ/LER


- AKRAN[Ar.] değil/yerine/= YAŞIT/ÖĞÜR/BÖĞÜR/BOYDAŞ/TAYDAŞ[halkta]

( Yaşça yakın, yaşıt, boydaş, taydaş. | Öğrenmiş, alışmış. | Alışılmış, yadırganmaz olmuş, menus. | Takım, fırka, zümre. )


- AMAZON[Fr. < Lat.] ile AMAZON ["AMOZON" değil!]


- AMERINDIAN


- ÂMÎ


- ANGLİKAN ile ANGLOSAKSON


- ARAB ile ÂRÂB[< İREB, İRBE] ile A'RÂB[< ARAB]


- ÂRÂM[Ar. < İREM] ile ÂRÂM[Fars.]


- ARÂMÎ ile/ve ARABÎ


- ARAP ile ÂRÂP


- ARI ile ARI ile ÂRÎ[Ar.] ile ÂRÎ[Ar.] ile ÂRÎ[Fars.]

( ... cum APIS MELLIFICA )


- ÂRİLER/ARYANS


- ASURLULAR ile/ve/<> PERSLER


- AŞİRET ile KABİLE


- Ayinesi iştir kişinin, SUS!!!


- Ayinesi susmaktır kişinin, SUS!!!


- AZERİLER


- AZINLIK ile/değil ETNİK ÖBEK

( [not] MINORITY vs./but ETHNICAL GROUP )


- BACCAO


- BAHÂÎ ile BAHAÎ/LİK


- BAŞ ile BAŞ/HEAD[İng.]


- BEDEVÎ ile Bedevî


- BEDEVÎ ile/değil/yerine/>< MEDENÎ


- BEYAZ ORDU:
ÇEK LEJYONU ve/<> KOLÇAK KUVVETLERİ


- BOLŞEVİKLER ile/ve MENŞEVİKLER


- BOY ile BOY


- BOZKURT ile/değil GÖKKURT


- BOZOKLAR ile/ve ÜÇOKLAR


- BRAHMANLAR ile/ve KŞATRİYALAR ile/ve VAYSYALAR ile/ve SUDRALAR ile/ve PARYALAR


- CAMİA[Ar., Fars.] = COMMUNITY[İng.] = COMMUNAUTÉ[Fr.] = COMMUNITAS[Lat.] = GEMEINSCHAFT[Alm.] = HË METUZIA[Yun.] = COMUNITA[İt.] = COMUNIDAD[İsp.] = GEMEENSCHAP[Fel.] = FÆLLESSKAB[Dan.] = OBŞÇESTVO[Rus.]


- CİBİLİYET ile CİBİLİYETSİZ


- ÇANDIR/MELEZ[Ar.]/METİS[Fr.] ile/ve TOPA


- ÇAPUT BAĞLAMA ile/ve/<> SALAMA


- ÇAR =/< SEZAR


- Çıfıt ile çıfıt


- ÇİN('Lİ) ile JAPONYA('LI)


- ÇİNGENE/KIPTİ[Ar. < KIBTİ] değil/yerine/= ROMAN


- ÇİNGENE ile DENİZ ÇİNGENESİ(BAJAU/BADJAU)


- ÇOBAN ile GAUCHO

( ... İLE Patangonya'da yaşayan koyun çobanları. )


- ÇOĞUNLUK/AZINLIK değil/yerine HEP BİRLİKTE


- DAYAKLAR ile/ve/değil/yerine PENANLAR


- DİASPORA[Fr.] değil/yerine/= KOPUNTU | AZINLIK


- DRAVİDLER ile/ve MİKENLER ile/ve DORLAR ile/ve İYONLAR


- DÜNYA VATANDAŞI ile/ve/<> DÜNYA BİREYİ


- DÜNYA VATANDAŞI ile/ve VATANSIZ/HAYMATLOS


- EHL-İ SALİP = HAÇLILAR


- ESKİMO ile/değil/yerine İNUİT


- Fars ile FARS[Fr.]


- FATMA ile/ve/||/<> FATMA


- FEODAL/İZM değil/yerine/= DEREBEYCİ/LİK


- FERİSİLER ile SADDUKİLER ile ESSENİLER


- FİLOZOF ile/ve/= KELDANÎ


- GERMEN ile GERMEN[Lat.] ile CERMEN


- GERMİYAN OĞULLARI ve AYDIN OĞULLARI ve CANDAR OĞULLARI


- GİRİTLİLER ile/ve FENİKELİLER


- GÖÇEBE ile GÖÇMEN


- GÖÇEBE ile HORDA


- HABEŞÎ ile Habeşî


- HATÂYÎ ile Hatâyî


- HÂTEMÎ ile HÂTEMÎ


- HAYTA/SERSERİ/KÜLHANBEYİ/APAŞ[Fr. < APACHE] ile Hayta


- HAZAR[Ar.] ile Hazar


- HAZAR ile HAZAR ile HAZARA


- HELEN ile BARBAR


- HELEN ile GREK


- HİCRET[Ar. < HECR] değil/yerine/= GÖÇ


- HİÇKİMSE...


- HİÇKİMSE ile/ve HERKES


- HOTANTO


- IRK ADI ile MİLLET ADI

( RACE NAME vs. NATION NAME )


- IRK ile/değil/yerine ULUS/MİLLET

( [not] RACE vs./but NATION
NATION instead of RACE )

( ... ile/değil/yerine GUO/GUOJIA )


- IRSİ/YET[Ar.] değil/yerine/= KALITIM/SAL


- İL


- İNSÂN


- İNSAN:
DÜNYANIN ve/||/<> TOPRAĞIN TUZU


- İNSAN:
YURTTAŞ ve/||/<> YURTTAŞ


- İNSAN/KİŞİ:
NE İSTEDİĞİNİ BİLEBİLEN ile/ve/değil/||/<>/< NE İSTEMEDİĞİNİ BİLEBİLEN


- İRGEN


- İSTANBUL('UN):
EFENDİSİ ile/ve MANEVÎ EFENDİSİ ile/ve KÜLTÜREL EFENDİSİ

( ALİİ: Efendi. ile/ve ... )


- JAİNİST(/CAYN) ile ADEMÎ


- KABADAYI ile PALİKARYA[Yun.]


- KABALA[İng.] ile KABALA[Ar.]


- KABİLE MENSUBİYETİ ile/ve YER MENSUBİYETİ


- KABİLE ile/ve/değil/||/<>/> KÖY


- KÂFİLE[Ar.] değil/yerine/= TOPLULUK


- KAKAO/HİNTBADEMİ ve/<> SU

( THEOBROMA CACAO et/<> ... )


- KALAALLİTLER ile/ve İNUVİALUİTLER ile/ve İNUPİATLAR, YUPİGETLER, YUPLİTLER, ALUTİİTLER ile/ve YUPİKLER[:
Gerçek kişi]


- KARAİM = KARAY


- KARAKURUM:
HUNLAR ile/ve GÖKTÜRKLER ile/ve MOĞOLLAR


- KARGIN ile KARGIN ile Kargın


- KARLUK


- KATAZAN ile/ve BACAU ile/ve MURUT


- KATHARLAR ile/ve/<> AMİŞLER


- KAVİM ile/ve/||/<>/< AŞÎRET/BOY ile/ve/||/<>/< KABÎLE ile/ve/||/<>/< AKRABA ile/ve/||/<>/< AİLE


- KAYIBOYU ile KARAKEÇELİ


- KAZAK ile KAZAK ile KAZAK[Fr. < CASAQUE]


- KEHF ile KEYF


- KELDANİ'LER


- KELTLER ile/ve İTALİKLER ile/ve GERMENLER


- KENGERLER(SÜMERLER) ile/ve KHMERLER ile/ve KHOİSANLAR


- KIBLE ve/<> KABUL ve/<> KABİLE


- KIDVE ile ...


- KINIK BOYU ile/ve KAYI BOYU ile/ve BAYAT BOYU


- KIPÇAK ile ...


- KİMİ-KİMSESİ (OLMAMAK, BULUNMAMAK, KALMAMAK)


- KİMSENİN DİNİNE VE DİLİNE, DİL UZATMAMALI!


- KİMSESİZLER [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- KİŞİ, NE YAPARSA:
KENDİ YAPAR ve/+/<> KENDİNE YAPAR


- KLAN[Fr.]/SEMİYE[Osm. < Ar.] ile SOP


- KULAK ile/değil !GULAG


- KUMAN = KIPÇAK


- KUNİK ile ...


- KUZEY YEMEN('LİLER) ile/ve/<> GÜNEY YEMEN('LİLER)


- LAİKLER:
!"SOYLU" ile/ve ASKER ile/ve RENÇBER ile/ve YAHUDİ


- M'BORORO ile/ve/<> FULANİ


- MAĞARUL = AVAR


- MALAYLAR ile/ve/<> DAYAKLAR


- MALTIZ[< Malta Adası] ile Maltız


- MARUNİ ile


- MECÛSÎ[Ar.] = ZERDÜŞTÎ[Fars.]


- MEDLER ile/ve/<>/> PERSLER


- MELEZ[Ar.]/METİS[Fr.] ile MESTİZO


- MİKAİLOĞULLARI ile YABGULAR


- MİNYATÜR ÜSLÛB DÖNEMLERİNDE:
EMEVİLER ve ABBASİLER ve FATIMİLER ve SİCİLYA ve İSPANYA


- MİNYATÜRDE:
MİRAN ÜSLÛBU ile/ve UYGUR ÜSLÛBU


- MİSSİRUKOFO ile ...


- MOĞOLLAR ve TUNGUZLAR ve TÜRKLER


- MOSKOF = RUS


- MUHAMMEDÎ'LİK:
MUSEVÎ'LİK ve İSEVÎ'LİK


- MUSA ile/ve/||/<> MUSA


- MUZDARİP/MUZTARİB[< DARB] ile MÜSTARİB[< ARAB] ile MÜSTAHLİB[< HALBB]

( Istırap çeken. İLE Araplaşmış olan, aslen Arap olmadığı halde sonradan Araplaşmış olan. İLE Tırmalayan, istihlâb eden. )


- RTECİ ile MÜLTECİ


- MÜLTECİ ile KOŞULLU MÜLTECİ ile İKİNCİL KORUMA DURUMU


- MÜZİSYEN ile/ve/ya da MÛSİKÎŞİNAS


- NASRANİ[Ar.] değil/yerine/= HRİSTİYAN


- Oğuz ile OĞUZ


- ORMAN MOĞOLLARI ile/ve BOZKIR MOĞOLLARI


- OSMANLI < GERMİYANOĞULLARI


- OYMAK ile OYMAK ile OYMAK


- OYMAKLAR ile BOYLAR ile ALT BOYLAR

( TRIBUS vs. CLANS vs. SOUSCLANS )


- ÖBEK = GROUP[İng.] = GROUPE[Fr.] = GRUPPE[Alm.] = GRUPO[İsp.]


- PAPUA YENİ GİNE KİŞİLERİ ile ...


- PASİFİK OKYANUSU'NUN ile ...


- PEÇENEK ile


- PİGME ile ABORJİN ile AINU ile İNUİT


- PİGME ile/ve EFE


- POLİÇE[< İt. < Yun.] ile BOLİÇE


- POLİÇE[İt. < BOLIZZA] ile BOLİÇE[İbr.]


- POMAK


- PORSELEN ile FAĞFUR[Fars.]


- RÂHT/REHT[çoğ. ERHÂT] ile RAHT[Fars.]


- RÂZÎ/RAZİYYE[< RIZÂ] ile RAZÎ/RADÎ[çoğ. RUZAÂ] ile Râzî


- ROMANYA'LI = ULAH


- RUM ile/ve/=/||/<> BALAMA


- RUS ile/değil ÇUVAŞ


- SAKA[Ar. < SEVK/SAİK]/BEYYÂB ile SAKA ile SAKA (TÜRKLERİ)

( ... cum CARDUELIS CARDUELIS )


- SAT-SANG:
Doğru ve bilge kişilerle beraberlik.


- SEÇEMEDİKLERİMİZ ile/ve/||/<>/> YEĞLEYEBİLECEKLERİMİZ


- SEÇİLMİŞLER ile/ve TUTSAKLAR ile/ve ÇAĞRILMIŞLAR


- SIRP ile/ve BOŞNAK


- SİBİRYA'DAKİ TÜRK BOYLARI ile/ve SİBİRYA DIŞINDAKİ TÜRK HALKLARI


- SİNİK ile SİNİK/KİNİK[Fr. < Yun.]


- SOĞDAK ile/ve BUKARAK


- SÜRYANİ[Ar.]


- ŞECERE değil/yerine/= SOYAĞACI/SOYKÜTÜĞÜ


- ŞİÂ'[< ŞUÂ] ile ŞÎA/ŞİYA/EŞYÂ


- ŞÖVALYELER'DE:
TAPINAK ŞÖVALYELERİ ile/ve TÖTON ŞÖVALYELERİ ile/ve ST. JEAN/HOSPİTALER ŞÖVALYELERİ


- TAKLİT[Ar. < TAKLİD] ile/değil/yerine/>< ASIL[Ar. < ASL]


- TAMİLLER ile/ve/<>/>< SEYLAN'LILAR


- TAT ile TAT ile Tat


- TATAR ile Tatar


- TECRİT ile/ve/değil/yerine TEHCİR


- TEV'EM[Ar.] ile İKİZ | EŞ, BENZER


- TOLTEK ile/ve AZTEK ile/ve İNKA ile/ve MAYA


- TURAN


- TUVAREK ile ...


- TÜRK'ÜM <> ÖZBEK'İM


- TÜRK = ER, GÜÇLÜ


- TÜRK ve/||/<> KUMANDI


- TÜRK ile/||/<> KUMUK


- TÜRK ile/ve/değil/yerine TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞI


- TÜRKLER ile/ve/<> SAHALAR


- TÜRKMEN = TÜRK-İ İMAN


- UGARİT/LER ve/> FENİKE/LİLER ve/> YUNAN/LAR


- ULUSAL BİRLİK ile/ve/<> KABİLE BİRLİĞİ


- VANTOK KÜLTÜRÜ ile ...


- VAROŞ ile/<> FAVELA


- VATANSIZ/LAR ile/ve/||/<> KÂĞITSIZ/LAR


- VOYVODA[Slavca] ile VOYVODALIK


- WTER ile/ve/<> GAICHA ile/ve/<> LOSSI


- YÂHÛD[Fars.] ile Yahûd/Yehûd


- YAHUDİLİK'TE:
SEFERADLAR ile/ve AŞKENAZLAR ile/ve KARAİLER


- YAKUT[Ar.]/KIZILTAŞ/ALTAŞ ile YAKUT


- YERLİ ile/değil ONO(PATAGONYA) YERLİSİ


- YONUGİ ile/ve/<> KARENBİ ile/ve/<> GİNDO ile/ve/<> SEBU ile/ve/<> DEGOGO


- YÖRÜK/YÜRÜK ile Yörük/Yürük


- YÖRÜK ile TÜRKMEN[< TURKOMAN < TÜRK-İMAN]


- YUNAN ile/ve/değil RUM


- YURTTAŞ ile/ve/||/<> BİREY


- ZÂDE ile ZÂDE[Fars. | çoğ. ZÂDEGÂN]

( "Çok olsun!", "Artsın!" anlamlarında iyi bir dilek sözü. İLE Evlât, oğul. | Doğru, insaniyetli kişi. | "Doğmuş, meydana gelmiş" anlamlarıyla birleşik sözcükler yapar.[MERDÜM-ZÂDE: İnsan.] )


- ZENCİ/FELLAH[Ar.] değil/yerine/= SİYAH/KARA TENLİ


- ZULMET-İ CEHL-İ İLTİZAM[Ar.]/OBSKÜRANTİZM[İng. < OBSCURANTISM] değil/yerine/= BİLMESİNLERCİLİK


- ZÜRRİYET[Ar.] değil/yerine/= DÖL/SOY


Bugün[ 22 Mart 2023 ]
itibariyle 8115 başlık/FaRk ile birlikte,
10190 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.

(2/9)


- "ARKADAŞIMDAYIM(ANNEMDEYİM)" ile "ARKADAŞIMIN(ANNEMİN) EVİNDEYİM"


- "ARSLAN" ve "KARTAL" ve "BOĞA" ve İNSAN

( Adâlet. VE Hikmet. VE Kudret. VE Muhabbet. )


- "ASALAK" ile/değil KALENDER/RİNT[Fars.]/DERVİŞ

( Başkalarının sırtından geçinen kişi. İLE/DEĞİL Parayı, malı, mülkü öncelikli saymayan, gösterişsiz, sade yaşamaktan yana olan, alçakgönüllü kişi. | Yalnız biri hareketli, üst üste konulmuş belirli sayıda silindirden oluşan ve düzgün yüzeyli kâğıt üretmek için kullanılan bir makine. | Özensiz, kılıksız bir biçimde. )


- "ASALAK" ile/değil SIĞINTI


- "ASİL" ile ÂCİZ ile BASİT

( ASİLLER İDARE EDER ACİZLER ŞİKÂYET EDER BASİTLER İFTİRA EDER )


- "ASİL" ile/değil AĞA


- "AŞIRI ALÇAKGÖNÜLLÜ/LÜK" ile/ve/<>/>/< YAĞCI/LIK


- "AŞIRI/LIK" ile/ve/değil SIRADIŞI/LIK

( [not] "EXCESSIVE/NESS" vs./and/but EXTRAORDINARY/INESS )


- "AŞKIM" ile/ve "İMANIM"


- "AŞKIN EKSİKLİĞİ" ile/değil/ne yazık ki/< ARKADAŞLIĞIN EKSİKLİĞİ


- "ATAİST" ile/değil "ATEİST"


- "AYAKTA DURMAK/DURABİLMEK" ile/ve/<>/< KİŞİSEL YÖNETİM VE GELİŞİM


- "AYNAN YOKSA KOMŞUNA BAK" ile/ve "BANA ARKADAŞINI SÖYLE, SANA KİM OLDUĞUNU SÖYLEYEYİM"


- "AYNISININ, TIPKISI" değil "AYNISI" ya da "TIPKISI"


- "AZERİ" değil AZERBAYCAN TÜRKÜ/TÜRKÇE'Sİ


- "BABA, HİMMET!" > "OĞLUM, HİZMET!" değil "BABA, HİMMET!" =/<>/|| "OĞLUM, HİZMET!"

( "Hizmet edersen, himmet görürsün/ederim" DEĞİL Hizmet ederken himmet görürsün. )


- "BABA!" ile/ve/<> "ANNE!"

( Çocukların çıkardıkları seslerdeki anlamları: Oyun için. İLE/VE/<> Önemli ve acil durumlarda. )


- "BABAYİĞİT" ile/değil "BİTİRİM"(KÖTÜRÜM)


- "BAKAN/LIK" ile/değil/yerine/> KALEM(SEKRETER/YA)


- "BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ" ile/ve/değil GAZETECİLERİN SERBESTLİĞİ

( [not] FREEDOM OF PRESS vs./and/but FREEDOM OF JOURNALIST )


- "BAŞKALARI" değil BAZILARI


- "BAŞKASI" İLE "GELEN" "MUTLULUK"
ile/ve/değil/||/<>/>
BAŞKASI İLE GİDEN MUTLULUK


- "BAŞTAN DÜŞÜNMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<> ZAMANINDA DÜŞÜNMEK


- "BAYICI" ile "BOĞUCU"


- "BAZI ŞEYLER KOLAYLAŞIYOR" ile/ve/değil/||/<>/< GÜÇLENİYORUZ


- "BECEREMİYORUM" değil/yerine YÜZ VERME!


- "BEN OLMA" GEREKSİNİMİ ile/ve/||/<>/> "AİT OLMA" GEREKSİNİMİ

( En temel/öncelikli gereksinimler. )


- "BENİM YEĞLEDİĞİM/TERCİHİM" ile/ve/değil/yerine/||/<> BİLİMİN YEĞLEDİĞİ/TERCİHİ


- "BENLİKTEN/EGODAN" "VAZGEÇMEMEK" ve/ne yazık ki/> KENDİNDEN VAZGEÇMEK


- "BEYAZ YAKALI" ile/ve/||/<> "MAVİ YAKALI"


- "BİLİMADAMI" ile/ve/değil BİLEN KİŞİ


- "BİR TANE DAHA RİCA EDEYİM" değil/yerine "ÇOK GÜZELMİŞ"["Bir tane daha alabilirsem memnun olurum tabii" anlamında]


- "BİRİNİ SEVMEK İSTİYORUM!" ile/ve/değil/yerine "BENİ SEVEN/SEVECEK, SEVEBİLECEĞİM BİRİNİ (SEVMEK) İSTİYORUM!"


- "BOYUN EĞMEK" ile/ve/||/<> DONUP KALMAK


- "BOZUKLUK" ile/ve/değil/||/<>/< "RAHATSIZLIK"


- "BÖBÜRLENME" değil/yerine/>< KENDİNİN/KİŞİNİN/İNSAN(IN) DEĞERİ(Nİ) BİLMEK, ONUR/GURUR DUYMAK


- "BURNU BÜYÜK/LÜK" ile/değil/yerine SEÇKİN/LİK


- "BUZDAĞININ":
GÖRÜNEN BÖLÜMÜ ile/ve GÖRÜNMEYEN BÖLÜMÜ

( Gördüğümüz, olan değildir. )

( Görünüşler, aldatıcıdır. )

( Adı değiştirebiliriz fakat gerçek yine kalır. )

( Appearances are deceptive. )

( What you see is not what is.
You may change the name, but the fact remains. )

( VISIBLE PART OF ICEBERG vs./and INVISIBLE PART OF ICEBERG )


- "BÜYÜK" ZEKÂ ve/<> BÜYÜK SORUNLARI

( ...VE/<> Kusursuzluk arayışı/çabası/tutkusu/hayranlığı/beklentisi. )


- "CESÂRET" değil BUNALIM


- "CİNS/LİK" / "KIL/LIK" ile "UYUZ/LUK"


- "ÇARPICI" ile "ÇARPITICI"


- "ÇEVREMDEKİ 10 KİŞİ YAPIYORSA, BEN DE YAPARIM/ALIRIM" değil/yerine "ÇEVREMDEKİ 10 KİŞİ YAPIYORSA, BEN DE KENDİMİ YAPAR/ALIR BULUYORUM"


- "ÇIKIŞ" ile/>< "ÇÖKÜŞ"


- "ÇİRKİN" ile/değil/yerine ŞEKLEN "ÇİRKİN"


- "ÇİRKİN/LİK" ile/değil/yerine BAKIMSIZ/LIK

( "Çirkinlik"ten değil bakımsızlıktandır! )


- "ÇİRKİN/LİK" ile/ve/<> ÇİĞ/LİK


- "ÇOCUKLARA, DAHA İYİ BİR DÜNYA BIRAKMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DÜNYAYA, DAHA İYİ ÇOCUKLAR BIRAKMAK


- "ÇOK DÜŞÜNME" ile/ve/değil/yerine İYİ/DOĞRU/YETERLİ/NİTELİKLİ DÜŞÜNME

( Çok düşün(ül)memeli, iyi/doğru/yeterli/nitelikli düşün(ül)meli! )

( [not] TO THINK MUCH vs./and/but TO THINK WELL/RIGHT/ENOUGH/QUALIFIED
TO THINK WELL/RIGHT/ENOUGH/QUALIFIED instead of TO THINK MUCH )


- "ÇOK GÜZELSİN!" DEMENİN:
ÖNCESİ ile/ve/||/<>/> SONRASI

( )

( "Çok Güzelsin!" Demenin Etkileri... yazısı için burayı tıklayınız... )


- "ÇOK MUHABBET, TEZ AYRILIK GETİRİR" ile/ve/değil/yerine/||/<> "VUSLATTA, GINA VARDIR" ile/ve/değil/yerine/||/<> "GÖZDEN IRAK/UZAK OLAN, GÖNÜLDEN DE UZAK OLUR"


- "ÇOK SEVMEK" ile/değil/yerine SEVMEK


- "ÇÖKME" ile/ve/||/<> YAŞLANMA


- "ÇÖZMEK" ile/ve/değil/yerine "SÜZMEK"


- "DAĞ" OLMAK ile/değil/yerine "VADİ" OLMAK

( Yağmur yağar ama akar gider. İLE/DEĞİL/YERİNE Yağmuru toplar, göl olursun. )


- "DAHA ÇOK OLAN"I ARAMAK değil/yerine DAHA AZ OLANIN TADINI ÇIKARMAK


- "DAHA İYİ OLAN" ile/ve/||/<> "DAHA İYİ HİSSETTİREN"


- "DARLIK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< FERAHLIK


- "DAYAK YEMEKTEN":
KORKMAK ile/ve/değil/<> KENDİNE YEDİREMEMEK


- "DEĞİŞİK AÇILARDAN/YÖNLERDEN" değil ÇEŞİTLİ AÇILARDAN/YÖNLERDEN


- "DELİ" ile/değil DONANIMLI

( Sadece aklı başında olanlar, deli olduklarını kabul ederler. )


- "DELİ" ile GÖZÜKARA


- "DELİCİ/LİK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/</>< VERİCİ/LİK


- "DELİSİ OLMAK/OLAN" ile/değil/yerine DÜŞKÜN


- "DENEME-YANILMA" değil/yerine YAŞANMIŞLIKLARDAN DERS ALMAK


- "DENEYİM" ile/değil KUŞKUCULUK

( Bazı kisiler, yavaş yavaş, inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi ve tamamen kuşkucu olmayı öğrenir. Bu süreç gerçekleştiğinde de artık çok geçtir. Ne yazık ki, (bazı) "zihinlerin", "deneyim" dediği şey budur. Aklıyla bağlantısını kaybetmiş bir kişi, "deneyimli" olarak tanımlar kendini. )


- "DENGESİZ" ile/değil DENGİ(/N/M) DEĞİL


- "DENSİZ/LİK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< "HEVESLİ/LİK"


- "DERİNLİK" ile/ve/<> İÇİÇELİK


- "DERT/LERİNİ ANLATMAK" ile/değil/yerine (NİTELİKLİ VE YÜKSÜZ) İLİŞKİ (KURMAK)


- "DEVRİMCİ/LİK" ile/ve/<>/></> KORUMACI/LIK

( En radikal devrimciler bile devrimin ertesi günü, korumacı[muhafazakâr] olur. )


- "DIŞ DÜNYA" ile/ve/değil/yerine TOPLUM


- "DİRENÇLİ DANIŞAN" ile/ve/değil/||/<>/< BİLGİSİZ/BECERİKSİZ SAĞALTIMCI[TERAPİST]

( Yoktur. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Vardır. )


- "DOĞUM/ÖLÜM" TARİHİ ile/ve/değil KAYIT TARİHİ


- "DOSTU" ile/ve "OĞLU" ile/ve "KÖLESİ"

( Hz. Musa. İLE/VE Hz. İsa. İLE/VE Hz. Muhammed. )


- "DUYARLIK" değil DUYARLILIK


- "DUYGU" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NİYET


- "DUYGUSAL/LIK" ile/ve/||/<> TEPKİSEL/LİK

( Bilgisizlikle. İLE/VE/||/<> Bilinçsizlikle. )


- "DÜNYA KADINLAR GÜNÜ" ve/değil DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ

( Kadının/kişinin "günü" olmaz. Her gün, kadının günüdür! )


- "DÜRZÜ" değil/>< DÜRZİ

( Ağır bir hakaret ve küfür sözü olarak kullanılır. DEĞİL/>< Suriye'nin, Havran bölgesinde yaşayan ve kendilerine özgü mezhepleri olan bir müslüman topluluğu. )


- "DÜŞMEMEK" değil/yerine KALKABİLMEK

( Hiç. DEĞİL/YERİNE Her düştüğünde. )


- "DÜŞÜNCEME" değil DÜŞÜNMEK


- "DÜŞÜNMEK" ile/değil GELİŞTİRMEK


- "DÜŞÜP BAYILMAK" değil BAYILIP DÜŞMEK


- "DÜZÜŞGEN" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SEVİŞGEN


- "EKMEK BULAMAYANLAR PASTA YESİN":
PASTA değil ÇÖREK

( Sözde geçen, pasta değil "brioche" adı verilen ve ekmeğe çok benzeyen bir çörekti. Bu sözü söyleyen de Marie Antoinette değildi. Bu söz, 1760'tan beri "Aristokratik" çürümenin betimlemesi olarak yazılı bir biçimde kullanılıyordu. Jean-Jacques Rousseau, bu sözü 1740'ta duyduğunu ileri sürüyordu. )


- "EL DELİSİ" ile/ve/||/<>/> "EL AĞZI"


- "EL DELİSİ" ile/ve/||/<>/> "EV DELİSİ"


- "ELİNİ/AYAĞINI/BAŞINI KIR" fakat GÖNÜL KIRMA!


- "EMANETİ, EHLİNE VERMEK" ile/ve/||/<>/> İŞİ, O İŞE UYGUN/YETKİN KİŞİYE VERMEK


- "EN ÇİRKİN" değil EN CESUR

( Lizzie Velasquez )


- "EN İYİ BİLDİĞİM ŞEY, HİÇBİR ŞEY BİLMEDİĞİMDİR" ile/ve/<>/> "EROS'TAN BAŞKA HİÇBİR ŞEY BİLMİYORUM"


- "EN KESTİRME YOL, BİLDİĞİN YOLDUR" ile/ve/||/<> BİLDİĞİN "CEHENNEM". BİLMEDİĞİN "CENNET"TEN İYİDİR


- "ENGELLEMEK" ile/değil/yerine SINIRINI/HADDİNİ BİLDİRMEK


- "ERKEK (MİLLETİ)/KADIN (KISMI) DEĞİL Mİ, HEPSİ AYNI!(BÖYLE/ŞÖYLE) / ŞÖYLE/ŞUNU İSTER/YAPAR" değil/yerine "HER BİRİ AYRIDIR!"

( Genellememek gerekir! Büyük yanlıştır! )


- "ERKEK OLMAK" değil/yerine ÖNCE ADAM/İNSAN OLMAK, SONRA "ERKEK OLMAK"

( Ayrımlar yerine bütünlük üzerine düşünülerek yapılanmak gerek! )


- "ET-TIRNAK" ile/ve/||/<> "ET-KEMİK"


- "ETİ SENİN, KEMİĞİ BENİM!" değil ONU, ETİNDEN VE KEMİĞİNDEN (SAPLANTISINDAN) AYIR!


- "ETİKET/LEMEK" ile "YAFTA/LAMAK"


- "EZİK" ile/değil ALÇAKGÖNÜLLÜ


- "EZİK" ile/değil UTANGAÇ/SİNGİN


- "FALAKA" ile "FALAKA"

( Ömer Seyfettin'in, öykü kitabı. İLE Ahmet Rasim'in, anı kitabı. )


- "FANATİK" değil/yerine/= "BAĞNAZ/TUTKUN"


- "FARKLI DÜŞÜNMEK" ile/ve "GENİŞ DÜŞÜNMEK"


- "FIRLAMA" ile "PİÇ"


- "GARANTİCİ/LİK" ile/ve/değil/||/< KORKAK/LIK

( Doğru yolu görüp de gitmemek, korkaklıktır. )


- "GEÇİMSİZ/LİK" ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< SEVGİSİZ/LİK


- "GEÇMİŞE DÖNME İSTEĞİ" ile/değil/yerine GEÇMİŞLE İLİŞKİ KURMAK


- "GENÇ" / "YAŞLI" diye bir şey yok!


- "GİYDİKÇE AÇILIR" ile/ve/||/<> "UZADIKÇA ŞEKİL ALIR" ile/ve/||/<> "ZAMANLA UNUTURSUN"

( Tezgâhtarın "kandırmacası"/kaktırması. İLE/VE/||/<> Kuaförün "kandırmacası"/kaktırması. İLE/VE/||/<> "Arkadaşın" kayıtsızlığı. )


- "GÖNÜL HIRSIZ(LIĞ)I" ile/ve/||/<> "AÇIK KAPI ARSIZ(LIĞ)I"


- "GÖNÜL YAPMAK" ve/||/<> RIZÂ DEVŞİRMEK


- "GÖRDÜĞÜM KADARIYLA" ile/ve/||/<> "BÜYÜK/AZ OLASILIKLA"


- "GÖRENEDİR GÖRENE, KÖRE NEDİR KÖRE NE?" ile/ve "ANLAYANA SİVRİSİNEK SAZ, ANLAMAYANA DAVUL-ZURNA AZ"


- "GÖZDEN IRAK OLAN, GÖNÜLDEN IRAK OLUR"
ile/ve/değil/yerine
"GÖNÜLE GİREN, GÖZDEN UZAK OLSA NE OLUR"


- "GÖZÜN GÖRMEYİP GÖNLÜN KATLANMASI"
ile/ve/||/<>
"GÖZDEN UZAK/IRAK, GÖNÜLDEN UZAK/IRAK"


- "GRUPLAŞ(TIR)MA" ile/ve/değil/ne yazık ki/<> "KUTUPLAŞ(TIR)MA"


- "GÜCÜN" "ADÂLETİ" ile/değil/>< ADÂLETİN GÜCÜ


- "GÜÇ" ile/değil/yerine/>< SEVGİ

( Amacınız zarar vermekse yeterlidir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Herşey için yeterlidir. )


- "GÜÇLÜ OLAN" ile/ve/||/<>/< "DAHA GÜÇLÜ OLAN"

( Zayıf yönünü bilen. İLE/VE/||/<>/< Zayıf yönünü yönetebilen. )


- "GÜÇLÜ OLAN" ile/değil/yerine (")HAKLI(") OLAN

( Güçlü olan, haklı değildir! Haklı olan ise güçlü olandır! )


- "GÜÇLÜ/LÜK" ve/||/<>/> KIRILGAN/LIK


- "GÜVEN KAPISI" ARAYIŞI ></< ÖZGÜVEN EKSİKLİĞİ/YARALANMASI


- "GÜZEL DEĞİL" değil BAKILIŞI (YETERİNCE) GÜZEL DEĞİL


- "GÜZEL İNSAN" değil/yerine İNSANDAKİ "GÜZELLİK"


- "GÜZEL OLAN, SEVGİLİDİR" değil/yerine SEVGİLİ OLAN, GÜZELDİR


- "GÜZEL"/"ÇİRKİN" diye birşey yok!

( There is no "BEAUTIFUL"/"UGLY"! )


- "GÜZELE, GÜZEL DEMEM, GÜZEL, BENİM OLMADIKÇA" yerine/değil GÜZELE, GÜZEL DERİM, GÜZEL, BENİM OLSUN DİYE! / BENİM OLAN, GÜZEL OLSUN DİYE!


- "GÜZELLİK YAPMAK" ile "KIYAK GEÇMEK"


- "GÜZELLİK" ile İÇTENLİK/CANA YAKINLIK

( İçtenlik vermez. İLE Güzellik verir. )


- "HAKLI OLAN" ile/ve/değil/yerine/||/<> HAKÇA OLAN


- "HAKLI" OLAN ile/değil/yerine AKLI OLAN


- "HAKLI/LIK" ve/değil/||/+/<>/< AKILLI/LIK


- "HAKLILIK/HAKSIZLIK":
MECAZ değil HUKUK


- "HAMAL/LIK" ve AHMAK/LIK


- "HASTA SAHİBİ" ile/değil HASTA YAKINI


- "HASTA" ile/değil DANIŞAN


- "HASTA" ile/ve/değil/<> FARKLI


- "HASTA" ile/değil/yerine HAYRAN/LIK

( SNOBİZM: Moda olan herşeye, yapmacıklı ve budalaca hayranlık. )


- "HASTA" değil PARASIZLIK


- "HASTA/LIK" ile/değil FARKLI/LIK

( Özellikle Down Sendromu'nda. )


- "HAVA ATMAK" ile "SİDİK YARIŞTIRMAK"


- "HAVALI" ile "ALIMLI"


- "HAYDAR KUTLU" =/< NÂBİ YAĞCI


- "HAYVAN/LIK" ile/değil/yerine/>< HAYRAN/LIK


- "HAYVANSEÇER" değil/yerine/>< HAYVANSEVER

( Kedi, köpek sevip inek, koyun, balık yediğinizde, hayvansever değil, hayvan seçer oluyorsunuz. Ne zaman bir köpeğe duyduğunuz sevgiyi ve dostâne yakınlaşmayı bir ineğe de duyarsınız; işte o zaman kendinizle çelişmemiş olacaksınız. )

( Kendime, evrene, çevrem(iz)e, hayvanlara, tüm canlıların yaşam hakkına saygı göstermek üzere ve sağlığım/ız için de et ve hayvansal ürünleri yememeyi yeğliyorum/z...

Bu duyarlılığı gösteren ve gösterecek herkese teşekkür ediyorum/z... )

( )


- "HER ELİNİ SIKAN" İLE ... ile/ve/<> "HER CANINI SIKAN" İLE ...

( Dost olma! İLE/VE/<> Düşman olma! )


- "HERKES, KENDİ İŞİNE BAKSIN!" değil "HERKES, KENDİ İÇİNE BAKSIN!"


-