K ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 52.678 başlık/FaRk ile birlikte,
52.678 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(209/212)
- YUFKAYÜREKLİ/LİK ile GÖZÜKARA/LIK
- YUFKAYÜREKLİ/LİK ile/ve/değil MERHAMET/Lİ
- YÜĞRÜK ...
( İyi yürüyen/koşan. | Çalışkan. | Çevik, güçlü. )
- YUH ile YUHA
( Hoşnutsuzluk ve öfke anlatır. İLE Birine karşı beğenilmeyen bir durumda, hep birden haykırılan bir hakaret sözü. )
- YUHSİNU[Ar.] ile YA'LEMU[Ar.]
- YÜK ile/ve/değil/yerine AĞIRLIK
( [not] (")FREIGHT(") vs./and/but BURDEN
BURDEN instead of (")FREIGHT(") )
- YÜK ile/ve/||/<> BASINÇ
- YUKARI KUARK ile/ve/||/<> AŞAĞI KUARK
- YUKARI ile AŞAĞI [özellikle asansörde]
( Yukarı çıkacaksanız aşağı okuna basılmaz! Hangi yöne gidecekseniz onun tuşuna basılır. Kendinizi asansör yerine koymayın. Siz nereye gidecekseniz onu bilin yeter. Asansörün programlanması sizin nasıl düşüneceğinizin önceden planlanmış durumudur. Siz tekrar düşünürseniz programı bozmuş olursunuz. )
- YUKARIYA değil YUKARI
- YÜKLEDİĞİN ile/ve/||/<> YÜKLENDİĞİN
- YÜKLEM = ATTRIBUTE[İng.] = ATTRIBUT[Fr., Alm.] = ATTRIBUTUM[Lat.]
- YÜKLEM = MAHMUL = PREDICATE[İng.] = PRÉDICAT[Fr.] = PRÄDIKAT[Alm.] = PRAEDICATUM[Lat.] = KATEGOREMA[Yun.]
- YÜKLEM ve/||/<>/= YETİ
- YÜKLEME ile YÜKLENME
- YÜKLEMEK ile/ve/değil/||/<> GENİŞLETMEK
- YÜKLENME ile/değil/yerine DÜŞÜNME
- YÜKLÜ PROGRAM ile YOĞUN PROGRAM
- YÜKLÜ ile/ve/<>/> AĞIRAYAK
( Karnında yavru(bebek/fetüs) bulunan. İLE/VE/<>/> Doğurması yakın yüklü. )
- YÜKSEK ATEŞTE(HARLIDA) ISITMAK ile/değil/yerine KISIK ATEŞTE ISITMAK
- YÜKSEK BAŞKENTLER:
LHASA ve LA PAZ ve QUITO ve SANAA
( Tibet'te.[En yüksek] VE Bolivya'da.[2. sırada] VE Ekvator'da.[3. sırada.] VE Yemen'de.[2400 m.][4. sırada.][Burada yaşayanların, her yıl en az bir kez deniz seviyesine inmeleri gerekmektedir.] )
- YÜKSEK FREKANS ile/||/<>/> ÇOK AŞIRI YÜKSEK FREKANS
( Frekansı 3 MHz - 30 MHz, dalga boyu da 100 m. - 10 m. aralığındaki radyo-TV dalgaları bandı. İLE/||/<>/> Frekansı 30 GHz - 300 GHz ve dalga boyu da 1 mm. - 1 cm. aralığındaki radyo-TV dalgaları bandı. )
( TEVALî-i âLi İLE TEVALî-i âLi-i âLâ )
( HiGH FREQUENCY VS. EXTREMELY HiGH FREQUENCY )
( LA FRéQUENCE HAUTE AVEC LA FRéQUENCE HAUTE EXTREMENT )
( HOCHFREQUENZ MiT ULTRAHOCHFREQUENZ )
- YÜKSEK ÖĞRENİM KALE ÖĞRENCİ YURDU :
( Yavuz Sultan Selim mahallesindedir. Ufuk Sema Eğitim ve Ticaret Kurumuna aiT olan Kale Erkek Öğrenci Yurdu 1998'de açıldı, 2004'te ise Poligon mahallesine taşındı. )
- YÜKSEK OMURGALILAR ile/ve AŞAĞI OMURGALILAR
( FIKARİYYE-İ/FEKARİYYE ÂLİYYE ile/ve FIKARİYYE-İ/FEKARİYYE SÜFLİYYE )
- YÜKSEK ORAN ile/ve YARAR
- YÜKSEK SPİN İLE DÜŞÜK SPİN ile/||/<> KOMPLEKS MANYETİZMASI
( Geçiş metali komplekslerinde spin durumları. )
( Formül: μ = √(n(n+2)) BM )
- YÜKSEK SPİN ile/||/<> DÜŞÜK SPİN
( Yüksek spin zayıf alan maksimum eşleşmemiş İLE düşük spin güçlü alan. )
( Formül: Δ < P İLE Δ > P )
- YÜKSEK TEKNOLOJİ değil İLERİ TEKNOLOJİ
- YÜKSEK UYARANLARIN (KEYİF VERİCİLERİN) ÇOĞU ...:
"KAZANIM" değil/ne yazık ki/></< KANDIRMACA/ALDATMACA
- YÜKSEK ZEKÂ ile/ve/değil/<> YARATICILIK
- YÜKSEKLİK KORKUSU ile/değil/yerine "ALÇAKLIK" KORKUSU
- YÜKSEK/LİK ile/ve/değil/yerine AŞKIN/LIK, MÜTEAL, YÜCE/LİK
( ... ile/ve/değil/yerine PARA )
- YÜKSEKTEN KORKMAK ile/ve/değil DÜŞMEKTEN KORKMAK
- YÜKSEKTEN, MEHMET (SARIYER, 1961) :
( Bahçeköylüdür. 1978'de Sultanahmet Meslek Lisesinden mezun oldu. İthalat ve pazarlama alanlarında ticari yaşamını sürdürmektedir. Siyasete 1985'te Sarıyer'de Refah Partisi (RP) saflarında başladı. 1992'de Bahçeköy Belediye Meclis Üyeliğine (RP) den seçildi. 1999 - 2004 yılları arasında Fazilet Partisinden (FP) den Bahçeköy Belediye Meclis Üyeliğine seçildi. Bu parti kapanınca bağımsız olarak görev yaptı. 2004'te ise AKP den Bahçeköy Belde Belediye Meclisi üyesi seçildi. Bahçeköy Spor Kulübü ve Sarıyer Spor Kulübü'nde yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. Sosyal, kültürel ve sportif amaçlı birçok dernekte üyedir. )
- YÜKSEL, BURHAN (EDİRNE, 1952) :
( Yıldız Kulübünden transfer edildi ve bir sezon (1980/1981) sezonunda Sarıyer Spor Kulübünde tescilli kaldı. 16 lig ve l kupa maçı olmak üzere 17 resmi ve 10 özel maçla birlikte toplam olarak 27 maçta Sarıyer forması giydi. Lig maçlarında 1 ve özel maçlarda 2 olmak üzere takımına 3 gol kazandırdı. )
- YÜKSEL, RIZA :
( CHP saflarında siyaset yaptı ve 1994/1999 döneminde CHP liztesinden Sarıler Belediye Meclisine üye seçildi ve görev yaptı. )
- YÜKSEL, SİNAN (ZARA, 1982) :
( Sarıyer Merkez Mahallesi Muhtarı (2014 - 2019, 2019 - 2024). Sporcu, Ortabayır, Gültepe, Yenimahalle, Çayıbaşı ve Gümüşdere kulüplerinde amatör olarak futbol oynadı. 2014 yerel seçimlerinde Sarıyer Merkez Mahallesi muhtarı seçildi. 2019'da ikinci kez muhtar seçilip görevine devam etmektedir. )
- YÜKSEL, TEOMAN (BÜYÜKDERE, 1954) :
( Büyükdereli sanatçıdır. İlkokulu Büyükdere ilkokulunda, ortaokulu Mümtaz Tarhan Ortaokulunda okuduktan sonra Lise eğitimini Sarıyer'de tamamladı. Askerliğini takiben işe girdi. Ailece müzikle ve estrumanla ilgilendiklerinden aynı yolu takip etti ve profesyonel olarak ses sanatçısı olarak sahne almaktadır. )
- YÜKSELİM ile YÜKSELİŞ
( Bir yıldızın, gökküresindeki ekvator düzlemine göre açısal uzaklığı. İLE Yükselme eyleme ya da biçimi. )
- YÜKSELİP/İLERLEYİP BİRLEŞMEK ile/değil/yerine BİRLEŞİP YÜKSELMEK/İLERLEMEK
( 23 + 43 = 72 İLE/DEĞİL/YERİNE (2 + 4)3 = 216 )
(
)
- YÜKSELİŞ ile/ve/||/<>/> AŞMAK
- YÜKSELOĞLU, EROL YÜKSEL (İST. 1940) :
( Cihangir Spor Kulübünden transfer edildi. Bir sezon (1963/1964) Sarıyer'de tescilli kaldı. 20 lig ve 8 özel olmak üzere 28 maçta oynadı lig maçlarında 1 ve özel maçlarda 2 olmak üzere takımına 3 gol kazandırdı. )
- YÜKÜMLÜLÜK ve/||/<> ÖZ
- YULA, SELÇUK (ANK. 1959) :
( Bleu Weiss (Almanya) kulübünden transfer edildi ve 4 sezon (1987 - 1991) Sarıyer formasını giydi. Bu süre içinde 76 lig, 9 kupa olmak üzere 85 resmi ve ayrıca 46 özel maçla birlikte 131 maçta Sarıyer takımı formasını giydi. Lig maçlarında 30, kupa maçlarında 4 olmak üzere resmi maçlarda 34 ve özel maçlarda attığı 37 golle toplam olarak takımı hesabına 71 gol kaydetti. Futbol yaşamında 21 A Milli, 9 Ümit Milli ve 13 kez de A Genç Milli takım formasını giydi. A Milli takım maçlarında 4 gol kaydetti.. Galatasaray'a giderek Sarıyer'den ayrıldı. Spor yazarı ve TV'lerde futbol yorumculuğu yapmaktadır. )
- YULAF ile ÇAYIRYULAFI
( ... İLE Buğdaygillerden, yulafa benzeyen bir kır bitkisi. )
( ... cum AVENASTRUM )
- YÜLÜME/YÜLMEK/TRAŞ/TIRAŞ[Fars. < TERAŞ] ile/ve/||/<>/> PERDAH[Fars.]
( Saç ya da sakalı kesme işi. | Erkek saçını belirli bir biçim vererek kesme. | Kesilme ve kazınma zamanı gelmiş saç ve sakal. | Bir şeyin üzerindeki pürüzleri alma, belirli bir biçim vermek üzere yontma. | Yalan, asılsız, bıktırıcı, gereksiz söz. İLE/VE/||/<>/> Parlatma, parlaklık verme. | Tıraştan sonra tersine yapılan ikinci tıraş. )
- YUMŞAK değil YUMUŞAK
- YUMULMAK ile GÖMÜLMEK
- YUMULMAK ile/ve/<>/> "YAMUL(T)MAK"
- YUMURTA ve OLUŞUM
( 

















)
- YUMURTA ile/ve/<> VİTELLÜS[Lat.]
( ... İLE/VE/<> Yumurtada, kabuk ve çekirdek dışında kalan maddelerin tümü. )
- YUMURTANIN KABUĞUNUN KIRILMASI:
DIŞARIDAN ile/değil/yerine/>< İÇERIDEN
( Ölüm. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yaşam. )
- YUMUŞAK DAMAK ile/ve SERT DAMAK
( Arkada/ki. İLE/VE Önde/ki. )
( SOFT PALATE vs./and HARD PALATE )
( PALATUM DURUM-PALATUM MOLLE )
- YUMUŞAK/NERM[Fars.] ile İNCE
- YUMUŞAK ODUN, GÖVDE ODUNUNUN DIŞ TABAKASI = HAŞEB-İ KÂZİB = AUBIER
- YUMUŞAK OLMA(!) ile/ve/<>/>< SERT OLMA(!)
( Ezilirsin. İLE/VE/<>/>< Kırılırsın. )
- YUMUŞAK/SULU ile VICIK
( ... İLE Sulanarak, kıvamı gevşemiş. )
- YUMUŞAK ile/ve/değil PÜRÜZSÜZ
- YUMUŞAKBAŞLI ile YUFKAYÜREKLİ
- YUMUŞAKÇA ile EŞİTÇENETLİ
( ... İLE İki çeneti birbirine eşit olan yumuşakçalar. )
- YUMUŞAMA ile/ve/değil/yerine/||/<> GERİ ADIM
- YUMUŞAMA ile YAVŞAMA
- YUMUŞATMA ile/ve/<> DENGELEME
- YUNAN FELSEFESİ ve/< YUNAN MİTOLOJİSİ
- YUNAN MİTOLOJİSİ ile/ve/değil MISIR MİTOLOJİSİ ile/ve/değil MEZOPOTAMYA MİTOLOJİSİ
- YUNAN ile/ve/değil RUM
- YUNİT[İng. < UNIT] değil/yerine/= BİRİM
- YÜNLÜGELİN ile/değil DENİZLİ YÜNLÜGELİNİ
( Denizli'nin, Çameli ilçesi sınırlarında bulunmuştur. )
( RINDERA )
- YUNUS EMRE CAMİİ :
( İstinye mahallesi camiylerinden biridir. Daha önce Balabandere Camii olarak biliniyordu, sonraları ismi değiştirildi. )
- YUNUS EMRE PARKI :
( Pınar Mahallesinde olup, 2.342,50 m²'lik bir alanı kapsamaktadır. 1.510,00 m²'lik yeşil alanı, 121,50 m²'lik çocuk oyun alanı ve 341,20 m²'lik tesisi bulunmaktadır. )
- YUNUS EMRE RİVÂYETLERİNDE:
KÂDI ile/ve/<> ÇİFTÇİ
- YUNUS EMRE ile/ve İSMAİL EMRE
- Yunus Emre'ye KONUŞ!!!
- YUNUS ile BAIJI BEYAZ YUNUS
( ... İLE Ne yazık ki, soyu tükenmiştir. :( )
- YUNUS ile BALİNA
( Yunuslar ve balinalar 38 cins ile 90 türden oluşur. )
( Yunuslar, balina ailesinden gelir. )
( Yunuslar, beyinlerinin bir yarısını ve aynı anda zıt yöndeki gözlerini kapatarak uyur. Beynin geri kalanı uyanık kalırken öteki göz, yırtıcı hayvanları ve engelleri izler ve su yüzüne çıkıp soluk almayı anımsar. İLE ... )
( 260'a kadar dişleri olabilir. [Dişleri sadece avı kavramaya yarar.][Avlarını bütün olarak yutar.] İLE ... )
( Yunusların derisi su akışını en üst sınıra çıkaracak biçimde iki saatte bir dökülür ve yenilenir. İLE ... )
( Yunusların ses telleri yoktur. [Çıkardıkları dil şaklatması, ıslık, inilti, ciyaklama ve havlamaya benzer seslerin tümü burun kanallarının altıdanki keselerden gelir ve saniyede 1200'ü bulduğu olur.] İLE ... )
( ... İLE Balinaların kemikleri süngerimsidir ve içi yağla doludur. [Bu sayede su üstünde durabilirler.] )
( Yağlı ve saydam bir salgı, gözleri denizin olumsuz etkisinden korur. )
( Gebelik süreleri 330-360 gündür. İLE Gebelik süreleri 330-365 gündür. )
( Doğum anında dişi yunusların yanında başka iki dişi yunus daha bulunur. Bu hayvanlar anne yunusun iki yanında yüzerler. Görevleri doğum anında savunmasız kalan anne yunusu ve yavruyu korumaktır. Doğum sırasında akan kanın kokusuna gelebilecek köpek balıklarına karşı anneyi ve yavruyu bu yardımcı yunuslar korur. )
( MECÂRÎ-İ HEVÂİYE: Balina, yunus, gergedan gibi bazı hayvanların başlarının üst tarafında bulunan bir ya da iki delik. )
(
ile
)
( Gözleri açık uyurlar. İLE ... )
(
)
(
)
( DOLPHIN vs. WHALE )
( DELPHINUS cum BALAENA MISTYCETUS )
( ... con LA BALLENA )
- YUNUS ile ÇİN IRMAK YUNUSU
( ... İLE Yangçe Nehri'nde yaşarlar. )
- YUNUS ile ÇİZGİLİ YUNUS
( ... cum STENELLA COERULEOALBA )
- YUNUS ile DÖNÜCÜ YUNUS
( ... İLE Her sıçrayış ve dönüşlerinin, farklı anlamları ve iletileri olduğu düşünülmektedir. )
- YUNUS ile/ve GANJ IRMAĞI YUNUSU
( ... ile Hindistan'da, Ganj Nehri'nde yaşarlar. )
( ... ile
)
- YUNUS ile/ve MEVLÂNÂ
( Bizim Yunus. İLE/VE Hz./Pîr Mevlânâ. )
- YUNUS ile TATLI SU YUNUSU
( ... İLE Bolivya'da, Amazon Nehri'nde ve Çin'de, Yangtze Irmağı'nda yaşarlar.[Baiji Yunusu] )
- YUNUS/BALİNA ile PASİFİK DOMUZ BALİNASI (MUTUR/YUNUS/AZAK YUNUSU)
( ... cum PHOCOENA PHOCOENA )
- YURDASİN, ATİLLA (İST. 1930 - 2006) :
( Askeri liseden mezun olmasına karşın devam etmedi ve ticarete atıldı. Sarıyerliler Derneği Kurucu Üyesidir. Sarıyer Spor Kulübü'nde bir dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. Kulübün Divan Kurulu üyesidir. )
- YÜREK YAKAN SOKAK :
( Bu sokak Sarıyer'i Yenimahalle'den ayıran sokaktır. Cumhuriyetin ilk yıllarında sokaklara isim verilirken, komisyon üyeleri bu sokağa gider, bakarlar, tetkikte bulunurlar. Muhtarında görüşlerini alarak isim verirler, Komisyon üyeleri sokakta çalışırlarken, evlerinden birinin penceresinden bakan bir Rum güzeli görürler. Kız kalabalığı görünce kapı önüne çıkar. Kızın güzelliğine vurulan komisyon üyelerinden Yusuf Erdinç (Muhtar) arkadaşlarına seslenir "Kız değil, peri değil, dilber desem o da değil. Bu kız düpedüz yürek yakan bir kız" deyince komisyon üyeleri de sokağa "Yürek Yakan Sokak" ismini verdiler. )
- YÜREKTEN ile/ve/||/<> YALIN
- YURO/EURO yerine "AVRO"
- YURT ile/ve YUVA
- YURTSEVERLİK SÖYLEMİ ile/değil/yerine YURTTAŞLIK
- YURTTA SULH, CİHANDA SULH ve/||/=/<> BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
- YURTTAGÜLER, GÜVEYRE (BÜYÜKDERE, 1952) :
( ilkokulu Büyükdere, Ortaokulu Sarıyer'de okuduktan sonra, Sarıyer İlçesinde ilk açılan lise olan Sarıyer Lisesini ve takiben İ.Ü. Orman Fakültesinden mezun oldu. Orman Bakanlığı bünyesinde memuriyete başladı. 1975'te evlendi. Sarıyer Lisesi Mezunları Derneğinin kuruluş çalışmalarına yürüttü (1991) ve uzun süre Dernek Başkanı olarak görev yaptı. Sarıyer Lisesi Mezunlar Derneği Onursal Başkanıdır. )
- YURTTAŞ, BAKİ (TRABZON, 1953) :
( İnşaatçılıkla uğraşır. Bir süre Bahçeköy Spor Kulübünde Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yaptı. 1992 - 1994 döneminde CHP'yi temsilen Bahçeköy Belediye Meclisinde üye olarak bulundu. )
- YURTTAŞ ile/ve/||/<> BİREY
- YURTTAŞLIKTA:
EŞİTLİK ile/ve/||/<> ETKİNLİK
- YÜRÜMEK:
HIZLI OLSUN İSTERSEK ile/ve/değil/||/<> UZAĞA GİTMEK İSTERSEK
( Yalnız. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Birlikte. )
- YÜRÜMEK:
TOPUĞA BASARAK ile/değil/yerine TABANI BASARAK
- YÜRÜMEK ile/ve BAHTERE[Ar.]/HİRÂM[Fars.]
( ... İLE/VE Salına salına, hoş yürüyüş. )
- YÜRÜME/"YOL ALMA"[GELİŞİM, DEĞİŞİM]:
AYAKKABI İLE değil AKIL İLE!
- YÜRÜR, MUSTAFA (SORAK, 1938) :
( Fenerbahçe'den transfer edildi ve bir sezon (1956 - 1957) Sarıyer'de tescilli kaldı. Takımının 19 lig ve 1 özel olmak üzere 20 maçında yer aldı. Lig maçlarında takımına 8 gol kazandırdı. Beykoz Spor Kulübüne transfer ederek Sarıyer'den ayrıldı. Bilahare Galatasaray'a transfer etti. Sarıyer'de tescilli iken Gençlik Milli Takımda oynadı. Sarıyer'in milli takımda oynayan ilk futbolcusudur (Ordu Milli hariç). Futbol yaşamında; 6 kez A Genç Milli, 1 B Milli ve 18 A Milli olmak üzere 25 kez Milli formayı giydi. Uzun yıllar Galatasaray Spor Kulübü altyapısında antrenör olarak çalıştığı gibi çeşitli kulüplerde antrenör olarak görev yaptı. )
- YÜRÜTME ile/ve/||/<>/> SÜRDÜRME
- YÜRÜTME ile TUTTURMA
( EXECUTION vs. TO FASTEN )
- YÜRÜTME ile/ne yazık ki "YÜRÜTME"
( Sürdürme. İLE/NE YAZIK Kİ Çalma. )
- YÜRÜTMEK ile/ve/||/<> TAKİP ETMEK
- YÜRÜTMEK ile/değil/yerine/>< YÜRÜMEK
( Bir şeyleri, parçaları. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yaşamı, yolu ve bütünü. )
- YÜRÜYÜŞ ile HERVELE YÜRÜYÜŞÜ
- YUSUF AĞA CAMİİ :
( Rumelikavağı'ndaki camiden biri olup, mahallenin iç kısmındadır. Sultan IV. Mehmet'in (1648 - 1687) annesi Turhan Hatice Valide Sultan tarafından kardeşi Yusuf Ağa adına yaptırıldı (1682 - 1688). Bu cami II. Dünya Savaşı sırasında (1939 - 1945) iki yıl süre ile ibadete kapatıldı ve Rumelikavağı'ndaki askeri birliğin karargâh binası olarak kullanıldı. )
- YUSUF AĞA ÇEŞMESİ :
( Rumelikavağı'nda Maslak Sokakta ve Yusuf Ağa Camii'nin yanındadır. Kitabesinin sol üst kısmında "Yusuf Ağa Suyu", alt kısmında ise "R.Kavağı Güzelleştirme Derneği tarafından onarılmıştır. 1986" yazıları vardır. Çeşmenin Yusuf Ağa Camii'nin yapıldığı 1682 - 1688 tarihleri arasında yaptırıldığı düşünülebilir. Çeşme 1968 yılında onarıldı ve eski hüviyetini tamamen kaybetti. )
- YUSUF AĞA SUYU :
( Rumelikavağı sırtlarından çıkan bir memba suyudur. İyi bir içme suyu olup kullanılmaktadır. )
- YUSUF HEMADANİ ve/<> ARSLAN BABA
- YUSUF PAŞA (Ö. 641) :
( Asıl adı Emirgüneoğlu Tahmasb Kuli Han olan İranlı kumandan, babasının ölümü üzerine kendisine Erran Eyaleti ve Revan kalesi muhafızlığı verildi. 1634'te Sultan IV. Revan seferinde direniş göstermedi ve kaleyi savunmadan Sultan IV. Murat'a teslim etti ve Osmanlılara sığındı. Tahmasb Kuli Hana Yusuf adı ve vezirlik verildikten başka Halep Beylerbeyliğine getirildi ve kubbe vezirleri arasına katıldı. Sultan IV. Murat'ın ilgisini çekince Boğaziçi'ndeki (Emirgan'daki) Feridun Paşa Bahçesi kendisine verildi. Sultan IV. Murat öldükten sonra sefahat âlemine dalması nedeni ile gözden düştü ve öldürülerek bütün mallarına el konuldu. Emirgan semtine bu ismin verilmesine neden de Emirgüneoğlu Tahmasb Kuli Han'ın Sultan IV. Murat zamanında çok takdir görmesi¸ Feridun Bey'e ait olan bu o alanın Emirgüneoğlu'na verilmiş olmasıdır. )
- YUSUF ZİYA ÖNİŞ STADI :
( Mersinli Ahmet Spor Kompleksi içindedir. 45.00 kişilik kapasitesi vardır. Önceleri sadece antrenman sahası olarak kullanıldı. Amaç Milli takım kampa girdiğinde antrenman yapabilmesiydi. Ancak tesis yeterli gönülmedi. Sarıyer Spor Kulübü de verdiği uğraşlar sonucu 1970 yılında burada antrenmanlarını yapmaya başladı. 1980 yılında da lig maçlarına açıldı. Stad birkaç kez tadilatile bugünkü durumuna geldi. I. Türkiye Ligi maçları da oynanır hale geldi. Halen lig maçları oynanmaktadır. )
- YUSUF ZİYA PAŞA (TRABZON, Ö. 1880) :
( Osmanlı devlet adamı olup seraskerlik kaleminden yetişerek, serasker müsteşarı, muhasebat reisi ve maliye müsteşarı oldu. 1871 ve 1876'da iki defa Maliye Nazırı olarak görev yaptı. Defterdarhane ve Orman nazırlıklarında da bulundu. Rumelihisarı'ndaki Perili Köşkün sahibi olan Yusuf Ziya Paşa,1880'de Trabzon valisi iken öldü. )
- YUSUF ZİYA PAŞA KÖŞKÜ :
( Baltalimanı Caddesi üzerinde ve Rumelihisarı'na girişte sağ taraftadır. Bina sahibinin ismi ile anılıyor. Yalı 1990'lı yıllarda sahip değiştirdi ve çok büyük onarım gördü. 1913'te yapılan bu görkemli binanın halk arasındaki ismi "Perili Köşk"tür. Bina halen bir holdingin merkezidir. )
- YUSUF, MARDİN (İST. 1916 - 1995) :
( Şair, yazar ve siyaset adamı olarak bildiğimiz Yusuf Mardin, Abdülhamit Dönemi İstanbul Savcısı ve sonrada Adalet Bakanı olan Necmettin Molla'nın (Kocataş) torunu olmakla tanınır. İstanbul'da doğdu (1916 - 1994). Amerikan Kolejini (Robert Kolej), İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi (1940). Siyasete atıldı ve 1949 yılında Mardin Milletvekili olarak Mecliste bulundu. Bilahare Londra da Basın Ataşesi olarak görev yaptı. Türkiye'ye Ankara Turizm Müdürü olarak döndü. Buradan Washington Müşaviri oldu (1969) ve nihayet 1975'te emekli oldu. Yücel dergisi kurucularından biridir (1935), bir sürede Boğaziçi Dergisini çıkardı (1936). Aruz Şiiri yazan şairlerden biridir ve "Bir Ad Bulamadım" (1934), "Romeo ve Jülyet" Manzum Çeviri (1945), "Mezar Taşları" (1946), "İki Damla Yaş" (1947), "Üç Yaprak" (1948), "Bir Semtini Sevmek" (1972), "Sonelerle Seneler" (1982) isimli şiir kitaplarını yayımladı. Ayrıca, İngilizce "Türkçe Gramer" (1961), "Turistin Elkitabı" (1970), "Namık kemal'in Londra Yılları" Byograi (1974), Abdülhak Hamid'in Londrası" Biyografi (1976), ile "Yıllar Boyu Boğaziçi" (1988) ve "Bosphorus Through The Ages" (1988) inceleme eserlerini ve son olarak da "Kocataş Yalısı Anılarım" (1988) kitaplarını yayınladı. Yusuf Mardin'in aruz vezni ile yazılmış bir şiiri, Sarıyer'de Mesarburnu Caddesi üzerinde bulunan Kocataş Suyu Duvar Çeşmesinin kitabesinde yer almaktadır. )
- YUSUFÇUK/KIZBÖCEĞİ ile YUSUFÇUK
( Böcek. İLE Kuş. )
( Yusufçuk böceği, yalnızca 24 saat yaşar. )
( Parlak renkli, iri kanatlı ve büyük bir böcek. İLE Dağlık ve ormanlık bölgelerde yaşayan, güvercine benzeyen, ondan daha küçük bir kuş. )
( LIBELLUIA VARIEGATA cum TURTUR AURITUS )
- YUSYUVARLAK
- YUTMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YEMEK
( Hayvanlarda. İLE/VE/YERİNE/||/<>/> İnsanda. )
- YUTTURMA ile/değil/yerine/>< TUTTURMA
- YUTUVERMEK/İÇİVERMEK ile/değil/yerine YUTMAK/İÇMEK
( Yeterince çiğnemeden/ağızda tutmadan. İLE/DEĞİL/YERİNE Yeterince[uzunca] çiğnedikten/ağızda tuttuktan sonra. )
( ŞÜRB[Ar.]: İçme, içilme. )
- YUTUVERMEK/İÇİVERMEK(/"MİDEYE İNDİRMEK/BIRAKMAK/ATMAK") ile/değil/yerine ÇİĞNEMEK
- YUVA ile KÖRE[Fars < KÛRE]
( ... İLE Karınca yuvası. | Demirci körüğünün, kömürlerin yandığı bölüme açılan deliği. )
- YUVARLAK YÖNDEÇ(PUSULA) ile "SİLVA" TİPİ YÖNDEÇ(PUSULA)
( Küçük ve yuvarlak. İLE Harita ile birlikte kullanılır. )
- YUVARLAK ile/ve ALTIGEN
( En uygun/ideal biçim. İLE/VE Küreye en yakın biçim. | Belirli/sınırlı bir alanı en iyi ve en az boşluk kalacak biçimde değerlendirmeyi sağlayan biçim. | Arı peteğinin her bir kovuğu. )
- YUVARLAK ile YUMRU
( ... İLE Yuvarlak, şişkin şey, kabartı. | Şişkin, kabarık, yuvarlak biçimli. | Sap, kök ya da dallarda bulunan, yedek besin taşıyan şişkinlik. )
- YUVARLAMA ile/ve/||/<> KESTİRME
- YUVARLAMAK ile BURMAK
- YUVARLANMAK ile/ve/||/<> AĞNAMAK
( ... İLE/||/<> Hayvanın yere yatıp yuvarlanması. )
- YÜZ FELCİ ve/||/<> HOUSE-BRACKMANN EVRELEMESİ
( FACIAL NERVE and/||/<> HOUSE-BRACKMANN GRADING SYSTEM )
- YÜZ GİYDİRMEDE[Adli Tıp'ta]:
AMERİKAN MODELİ ile RUS MODELİ ile İNGİLİZ MODELİ ile İSTANBUL MODELİ
- YÜZ-GÖZ OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/></< SAMİMİ OLMAK
- YÜZ KIZARMASI ile YÜZ MORARMASI
( Utanma. İLE Bozulma. )
- YÜZ KIZARMASI ile YÜZ SARARMASI
( Utanma. İLE Korku. )
( Bağın olsun, üzüm olsun, yiyecek yüzün olsun. )
( ... ile RÛY-İ ZERD[: Sararmış, solgun yüz.] )
- 100/60 MUMLUK değil 100/60 WATT'LIK
- YÜZ VERİLDİ DİYE ASTARINI İSTEMEK ile ENSEYE TOKAT, GÖTE PARMAK
- YÜZ VERMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YOL VERMEK
- YÜZ YÜZE (GÖRÜŞMEK)
- YÜZ ile/ve/||/<> ÇEHRE[Fars.]
( ... İLE/VE/||/<> Yüze bakıldığında göze çarpan tüm örgenler. )
- YÜZ ve/<> EL
( Yüz, kalbin aynasıdır. )
( LİKÂ ve/<> ... )
( DÎDÂR, PEYKER ve/<> ... )
- YÜZ ile/ve/<> GÖVDE(BEDEN)
( FACE vs./and/<> BODY )
- YÜZ ile/ve/||/<> GÖZ
( DÎDÂR ile/ve/||/<> DÎDE )
( FACE vs./and/||/<> EYE )
- YÜZ ile/ve/||/<>/> GÖZ ile/ve/||/<>/> DİL ile/ve/||/<>/> SÖZ
( İnsanın süsü. İLE/VE/||/<>/> Yüzün süsü. İLE/VE/||/<>/> Aklın süsü. İLE/VE/||/<>/> Dilin süsü. )
- YÜZ ile/ve/||/<> YÜREK
( Yüzümüz kime ve kiminle gülüyorsa yüreğimiz de onunladır. )
- YÜZ ile YÜZ
( Doksandokuzdan sonra gelen sayını adı ve bu sayıyı gösteren im. 100 | Kez, kere sözcükleri ile birlikte kullanılarak, yapılan işin çokluğunu abartılı bir biçimde anlatı.[Yüz kere söyledi.] İLE Başta, alın, göz, burun, ağız, yanak ve çenenin bulunduğu ön bölümü. | Keskin kenar. | Bir şeyin ön tarafta bulunan bölümü, alnaç, cephe. | Bir kumaşın dikiş sırasında dışa getirilen gösterişli bölümü. | Yastığa geçirilen kılıf. | Bir şeyin, görünün bölümünde kullanılan kumaş. | Utanma. | Birinin, görülegelen ya da umulan hoşgörürlüğüne güvenilerek gösterilen cüret. | Nedeniyle. | Yan, taraf. | Bir yapının dışa bakan düşey yüzeylerinin tümü. )
( FACE/SURFACE vs. FACE/SURFACE )
- YÜZBAŞI/BİNBAŞI ile KOLAĞASI
( ... İLE Osmanlı ordusunda yüzbaşı ile binbaşı arasında yer alan rütbe: )
- YÜZÇEÇ ile GÖĞÜS YÜZGECİ ile SIRT YÜZGECİ ile KARIN YÜZGECİ ile KUYRUK YÜZGECİ ile ANAL YÜZGEÇ
( FIN vs. PECTORAL FIN vs. DORSAL FIN vs. PELVIC FIN vs. CAUDAL/TAIL FIN vs. ANAL FIN vs. )
- %51 ve %49 ve/||/<>/> %66 ve 33
( [Herhangi bir durumda ya da süreçte ...]
İlk bakılması, dikkate alınması gereken. VE/||/<>/> İkinci bakılması, dikkate alınması gereken. )
- YÜZERGEZER/SUCULKARACIL/AMFİBİ[Fr. < AMPHIBIE] ile/ve/||/<> AMFİBYUMLAR
( İki yaşamlılar. | Yüzergezer. İLE/VE/|/<> Kurbağa ve semenderleri içine alan iki yaşamlı omurgalılar sınıfı. )
- YÜZEY GERİLİMİ İLE ARA YÜZEY İLE TEMAS AÇISI ile/||/<> YÜZEY ÖZELLİKLERİ
( Faz sınırlarındaki özellikler. )
( Formül: γ_SV = γ_SL + γ_LV cosθ )
- YÜZEYEL değil YÜZEYSEL
- YÜZEYSEL (ETKİ) ile DERİN (ETKİ)
( Yüzeysel olduklarını bilmek, deneyimlerinize değer kazandırmış olmaz. )
( Su, derinlerden durmaksızın fışkırarak yinelenen derini simgeler. )
( Yetersiz derinlik yani yüzeysel anlayış ya da plânlama, dikkatsizlik, aşırılık ve ihmal konularında tedbirli olun. )
( SUPERFICIAL (EFFECT) vs. DEEP (EFFECT)
Knowing them to be superficial, give no value to your experiences. )
- YÜZEYSEL ile/değil/yerine/>< YETERİNCE
- [ne yazık ki]
"YÜZEYSEL/LİK" ile/ve/||/<> "SIĞ/LIK"
- YÜZGEÇ, MEHMET (ARTVİN, 1910 - ?) :
( Büyükdere'de ikamet etti. Tekel Kibrit Fabrikasında imalat kontrolörü olarak çalıştı ve emekli oldu. Üyesi olduğu Sarıyer Spor Kulübü'nde bir dönem (1946/47) yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. )
- YÜZGEÇ ile YÜZGEÇ
( Balıklarda ve yüzen memelilerde, karın ve göğüste çift, sırt ve kuyrukta tek olarak bulunan, hareketi ve dengeyi sağlayan örgenler. İLE Suda iyi yüzen kişi ya da hayvan. )
- YÜZ-GÖZ (OLMAK)
- YÜZ-GÖZ (OLMAK)
( HERC Ü MERC
SER-Â-PÂ, SER-TE-SER
BERG Ü ŞÂH
ZÂNÛ-BE-ZÂNÛ / ZÂNÛ-BER-ZÂNÛ
ÜFTÂN Ü HÎZÂN
REFTE REFTE
BÂRÂN-DÎDE
BÎ-SER Ü BÛN
ÇÂR-NÂ-ÇÂR, HÂH NÂ HÂH, KÂM-U NÂ-KÂM
ÂVEND )
- YÜZLEŞME ile ÖZELEŞTİRİ
- YÜZLEŞMEK ile/ve/||/<>/> GERİDE BIRAKMAK
- YÜZMEK ve UÇMAK
( İkisinde de her yönde yapılabilecek hareketler çok geniştir. )
- YÜZMEYİ ÖĞRENMELİ/BİLMELİ!
- YÜZSÜZ/LÜK ile/||/<> YÜZSÜZ/LÜK
- YÜZSÜZLEŞMEK değil/yerine/>< YÜZLEŞMEK
( Ya hatalarımızla yüzleşiriz ya da hatalarımızla yüzsüzleşiriz. )
- YÜZSÜZLÜK = IMPUDENCE[İng., Fr.] = UNVERSCHÄMTHEIT[Alm.] = IMPUDENTIA[Lat.]
- [ne yazık ki]
YÜZSÜZ/LÜK ile/ve/||/<> SIRNAŞIK/LIK
( ... İLE/VE/||/<> Can sıktığına, rahatsız ettiğine aldırmadan, birinden, sürekli, yalvarırcasına istekte bulunan ve bu isteğinde direnen kişi. | Sıkıntı veren, rahatsız eden, musallat olan. )
- YÜZÜ-GÖZÜ (AÇILMAK)
- YÜZÜK ile YÜKSÜK
( Parmağa geçirilen, genellikle metal halka. | Yüzük oyunu. İLE Dikiş dikerken, iğnenin batmasını önlemek için parmak ucuna takılan kesik koni biçiminde koruncak. | Köklerin ucunda bulunan ve kökün üretken dokusunu korumaya yarayan oluşum. KALENSÖVE )
( RING vs. THIMBLE )
- YÜZÜMÜZ ve/||/<> ÖZÜMÜZ
( Her neye bakarsak ... VE/||/<> Kimde, ne görürsek ... )
- ... YÜZÜNDEN ile/ve/değil/yerine ... NEDENİYLE
- YÜZÜSTÜ ile YÜZÜSTÜ
( Yüzü yere gelecek biçimde. İLE Başlanmış fakat tamamlanmamış bir durumda. )
- YÜZYILLARA GÖRE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DÖNEMLERE GÖRE
- Z: YAŞAM/HAYAT ve/||/<> ZÕIO[< ZÕION]: CANLI
- ZÂ[Ar.] ile -ZÂ[Ar.] ile ZÂ[Ar.] ile ZÂ[Ar.] ile -ZÂ/ZÂY[Ar.] ile ZEL/ZELL[Ar.] ile ZI[Ar.]
( "Ze" harfinin adı. İLE "Bu, şu" anlamlarına gelerek birleşik sözcükler oluşturur.[BA-DE-ZÂ: Bundan sonra. | HÂ-KE-ZÂ: İşte bunun gibi.] İLE "Sahip, mâlik" anlamlarına gelerek, Eski Türkçe'de zî/zû biçimleriyle kullanılır. İLE "Zı" harfinin bir adı. İLE "Doğuran" anlamlarına gelerek birleşik sözcükler yapar.[NÂDİRE-ZÂ: Nadir, bulunmaz şey oluşturan. | SUHAN-ZÂ: Söz doğuran, icad eden.] İLE Osmanlı abecesinin 11. harfidir.[Ebced hesabında 700 sayısının karşılığıdır.] İLE Osmanlı abecesinin 20. harfidir.[Ebced hesabında 900 sayısının karşılığıdır.] )
- ZAAF ile BEKLENTİ
- ZAAF[Ar.] değil/yerine/= DÜŞKÜN/LÜK
- ZAAF ile/ve/değil/yerine/<> EĞİLİM
- ZAAF ile/ve/değil EKSİK
- ZAAF ve/||/<> SAVUNMA
- ZAAF ile/ve/değil/yerine SINIR(LAMA)
- ZAAFİYET ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HASSASİYET
- ZABIT KÂTİBİ değil/yerine/= TUTANAK YAZMANI
- ZABIT/ZAPT/ZABT[Ar.] değil/yerine/= TUTANAK
- ZABT-U-RABT[Ar.]/DİSİPLİN[İng.] değil/yerine/= SIKIDÜZEN
- ZÂCİR ve/||/<>/>/< RAM
( Men ve yasak eden. VE İtaat eden. )
- ZÂD[çoğ. EZVÂD/EZVİDE/ZEVÂD] ile ZÂD[Ar. < ZİYÂDET] ile ZÂT ile ZÂT ile -ZÂD[Fars.]
( Azık, yiyinti. İLE Çoğalsın, artsın. İLE Kendi. | Asıl, öz, cevher. | Saygıya değer kişi. İLE Sahip, mâlik[hanım][<(dişil/müennes) ZÛ]. | Hekimlik terimlerinde hastalık [ZÂT-ÜD-DİMÂĞ: Beyin dokusunun/nescinin yangısı/iltihabı.], bitkibilim[botanik] ve hayvanbilim[zooloji] terimlerinde "-li, -giller" gibi anlamlarıla sınıflamalar oluşturur.[ZÂT-ÜL-İBRE: İğneli böcekler.] İLE "Doğma, doğuş" anlamına gelerek birleşik sözcükler yapar.[MÂDER-ZÂD: Anadan doğup büyüme. | NEV-ZÂD: Yeni doğmuş.] )
- ZÂDE[Ar.] ile ZÂDE[Fars. | çoğ. ZÂDEGÂN] ile -ZEDE[Ar.] ile ZEDE[Ar.]
( "Çok olsun!", "Artsın!" anlamlarında iyi bir dilek sözü. İLE Evlât, oğul. | Doğru, insaniyetli kişi. | "Doğmuş, meydana gelmiş" anlamlarıyla birleşik sözcükler yapar.[MERDÜM-ZÂDE: İnsan.] İLE ... kişi. İLE Vurma, çarpma, düşme sonunda oluşan yara ya da ezilme. )
- ZA'F[Ar.] ile ZA'F[Ar.] ile ZAHF[Ar.]
( ... İLE Zayıflık, güçsüzlük, arıklık. | Gönül akışı, meyil, bir şeye yönelik duyulan aşırı istek. İLE Sürünerek yürüme, ayaklarını sürüyerek yürüme. | Emekleme. | Düşman üzerine gönderilen asker; askerin düşmana karşı yürümesi. )
- ZAFER ile/ve/değil/<>/< ÇABA
( Süreçsiz, sonuç olmaz! )
( Tatmin, elde edilende değil çabada yatar. Zafer de, tüm çabayı ortaya koymaktır. )
- ZAFER ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SEFER
( Sonuç. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Süreç. )
- ZAFER[Ar.] değil/yerine/= UTKU
- ZAFER/YENİLGİ değil/yerine SEFER
- ZÂFİR[Ar. < ZAFER] ile ZAFÎR[Ar. < ZAFER] ile ZAFÎR[Ar.]
( Zafer kazanan. İLE Zafer bulan, zafere erişen. İLE Sinir demeti.[İng., Fr. PLEXUS] )
- ZAGAN[Ar. < ZÂG]["ga" uzun okunur] ile ZAGAN[Ar.]
( Kargalar. İLE Çaylak. )
- ZÂHİB[< ZEHÂB] ile ...
( GİDİCİ, GİDEN | BİR FİKİR YA DA ZANNA UYAN, KAPILAN | (~OLMA) ile ABCDEF ( VARSAYIMINA KAPILMA )
- ZÂHİL[Ar.] ile ZÂHİL[Ar.] ile ZÂHİL[Ar.] ile ZÂHİR[Ar.]
( Zakkum ağacı. İLE Sağlığı düzelen ya da sıkıntıdan sonra gönlü ferahlayan. | Unutan. İLE İhmal eden, unutan. İLE ... )
- ZÂHİR[Ar. < ZUHÛR] ile ZAHÎR[Ar. < ZAHR] ile ZAHÎR[Ar.] ile ZÂHİR[Ar.] ile ZÂHİR[Ar.] ile ZÂHİR[Ar.] ile ZAHR[Ar.]
( Görünen, görünücü, açık, belirli, meydanda. | Elbette, şüphesiz, öyledir ya. | Galiba, zannederim, umulur ki. | Görünüşe göre, anlaşılan, meğer. | Dış yüz, görünüş. İLE Arka çıkan, yardımcı. İLE İç ağrısı. | Bâsur ve mesâne yangısında olan ağrılı ıkıntı. İLE Parlak.[daha çok, yıldızlar için] İLE Taşkın, coşkun. İLE Semiz, tavlı, bol. İLE Arka, sırt. | Kâğıt vs.'nin arka tarafı, gerisi. )
- ZÂHİR ve/<> ÂHİR
- ZÂHİR ve/<> EDEB
- ZÂHİRE[Ar.] ile ZÂHİRE[Ar. < ZEVÂHİR] ile ZAHÎRE[Ar. < ZAHÂİR]
( Dışarı fırlamış göz, lokma göz. İLE Parlak. İLE Gerektiği zaman harcanmak üzere ambarda saklanan hubûbat, yiyecek. )
- ZÂHİREN[Ar.] ile ZÂHİRÎ[Ar.]
( Görünüşte, görünüşe göre, göründüğü gibi, meydanda olarak. İLE Görünen, görünürdeki. | Ebû Dâvûd-ı Zâhirî'nin kurduğu mezhebe ait/mensup. )
- AŞK:
ZÂHİRÎ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BÂTINÎ
- ZÂHİRÎ MUAMELE[Ar.]/SCHEINGESECHAEFT[Alm.] değil/yerine/= GÖRÜNÜŞTEKİ İŞLEM
- ZÂHİRLER ile ÂRİFLER
( Tariften anlar. İLE Halden anlar. )
- ZAHİT[Ar.] ile ZAİT[Ar.]
( ... İLE Çoğaltan, artıran. | Gereksiz. | Artı[+]. )
- ZAHMET OLMAZSA ile/değil SAKINCASI YOKSA
- ZAHMET değil/yerine/= GÜÇLÜK
- ZAHMET ve/||/<> HİKMET ve/||/<> İBRET
- ZAHMET değil/yerine/= SIKINTI, EZİYET, RAHATSIZLIK | ZOR, GÜÇ | YORGUNLUK
- ZAHMET[Ar.] ile ZAMET[< SAMET < SAMED]
- ZAHMET/Lİ ile/ve/değil/||/<>/> RAHMET/Lİ
( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> "Zahmet"i, zevk edinmek. )
( Zahmet ile Rahmet arasında, sadece bir nokta fark vardır. )
- ZAHR[Fars.] ile/ve/||/<> ZAHR[Ar.]
( Ağu, zehir, sem, yılan/akrep vb. zehiri.[> ZAHRA: Öd, safra, öç, öfke.] İLE/VE/||/<> Çiçek, özellikle sarı çiçek. )
- ZAHRİYE ile ...
( Fatih devrinde çift sahifedir. İlk sahifede Fatih'in mütalaası için kaydı. İkincisi normal... Bazıları madalyon biçimindedir. )
- ZÂİM[Ar.] ile ZAÎM[Ar.]
( Zeâmeti olan. İLE Zeâmet sahibi. | Kefil. | Prens, şef. )
- ZAİR ve DAL
( Ziyaret eden. VE Delâlet eden. )
- ZAİTSEV ile/||/<> KURALI
( Eliminasyon reaksiyonlarında Zaitsev kuralı )
( Alexander Zaitsev tarafından 1875 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1841-1910) (Ülke: Rusya) (Alan: Kimya) (Önemli katkıları: Zaitsev kuralı) )
- ZÂKİ[Ar.] ile ZAKÎ[Ar. < ZEKÂ] ile ZAKÎ[Ar. < ZEKÂ] ile ZÂKİR[Ar.]
( Saf, halis, temiz, pak. İLE Keskin/güzel kokulu. İLE Saf, temiz, doğru hareketli. İLE Anan, zikreden/zikredici. | Tekkelerde zikir sırasında dervişleri teşvik için ilâhiler okuyan kişi. )
- ZÂKİR ile/değil/>< GÂFİL
( [zikrettiğini] Bilen. İLE/DEĞİL/>< Bilmeyen. )
- ZÂKİRBAŞI ile ...
( DEVRÂNİ ZİKİRLERDE ZÂKİRLERİN REİSİ )
- ZAKKUM[Ar.] değil/yerine/= AĞIAĞACI/AĞIÇİÇEĞİ
( Zakkumgillerden, çiçekleri beyaz ya da pembe renkli, çoğunlukla kurumuş dere yataklarında kendin kendine yetişen, ağılı bir bitki. )
( NERIUM OLEANDER )
- ZÂLİK[Ar.] ile ZÂLİK[Ar.]
( Gidici/giden. İLE Şu, o. )
- ZÂLİM <>/>< ÂLİM
( Zâlim olan, âlim olabilir fakat zâlim olan, ârif ol(a)maz. )
( Yol sırasında, süreçte, kimin zâlim, kimin âlim olduğu/olacağı bilinmez. )
- ZÂLİM[Ar.] değil/yerine/= KIYINÇÇI
- ZÂLİM ile/değil/yerine LEVVÂM
( Başkasına kötülük. İLE/DEĞİL/YERİNE Kendine, [kendini geliştirmek üzere] "yüklenme". | Özeleştiri. )
( Zâlime uyan ve/ya da susan, zâlimden beterdir. )
- ZÂLİMCE değil/yerine/= KIYINÇLA
- ZAMAN ALGISINDA:
24 SAAT ile/ve/değil/yerine/<> (HER) AN
( Kesikli süreklilik. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<> Kesiksiz süreklilik. )
( Güneşe ve güne göre. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<> İnternette. )
( Doğal. İLE/VE/<> Yapay. )
( Dengeli. İLE/VE/<> Dengesiz. )
( Doğal sınırların güvenliği ve güvencesinde. İLE/VE/<> Şişirilmiş "sınırsızlığın" ve ucların uçurumunda. )
- ZAMAN:
| BEKLERKEN ve/||/<> KORKARKEN ve/||/<> KEDERLİYKEN ve/||/<> SEVİNÇLİYKEN/NEŞELİYKEN |
ve/değil/yerine/||/<>/<
SEVERKEN
( [ [çok] "Yavaş". VE/||/<> "Hızlı". VE/||/<> "Uzun". VE/||/<> "Kısa". | VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Sonsuz. )
- ZAMAN:
BEKLEYİNCE ile/ve/||/<> GECİKİNCE ile/ve/||/<> ÜZÜLÜNCE ile/ve/||/<> MUTLU OLUNCA ile/ve/||/<> ACI ÇEKİNCE ile/ve/||/<> SIKILINCA
( "Yavaşlar". İLE/VE/||/<> "Hızlanır". İLE/VE/||/<> "Can yakar". İLE/VE/||/<> "Kısallır". İLE/VE/||/<> "Bitmek bilmez". İLE/VE/||/<> "Uzar". )
- ZAMAN GEÇİRMEK ile/değil/yerine ZAMANI DOLDURMAK
- ZAMAN ...:
" 'GEÇSE/GEÇSİN' DİYE BEKLEDİĞİNDE" ile/ve/||/<> " 'DURSA/DURSUN' DİYE BEKLEDİĞİNDE"
( Durur [gibi algılanır]. İLE/VE/||/<> Geçer [gibi algılanır]. )
- ZAMAN GEÇTİKÇE:
YÜZSÜZLEŞEN değil HATALARIYLA YÜZLEŞEN
- ZAMAN GENİŞLEMESİ ile/||/<> UZUNLUK DARALMASI
( Zaman genişlemesi hareket eden saat yavaş İLE uzunluk daralması hareket yönünde kısalma )
( Formül: Δt = γΔt₀ İLE L = L₀/γ İLE γ = 1/√(1-v²/c²) )
- ZAMAN KAZANMAK ile FIRSAT ARAMAK/BEKLEMEK
- ZAMAN:
UD ve ÖD
( Sümerce'si. VE Türkçe'si. )
- ZAMAN:
UNUTTURMAYABİLİR ve/fakat UYUŞTURABİLİR
- ZAMAN VE ENERJİ TÜKETİMİMİZ:
"NASIL GÖRÜNDÜĞÜMÜZ" ile/değil/yerine NASIL GÖRDÜĞÜMÜZ
- ZAMAN VE KOŞULLARIN DEĞİŞİMİ ve/<> YASALARIN DEĞİŞİMİ
( Zamanın ve koşulların değişmesiyle birlikte yasaların da değişikliğe uğraması kaçınılmazdır.
Ezmanın tagayyürü ile ahkâmın tagayyürü inkâr olunamaz! )
- ZAMAN VE ZEMİNDE NESNE değil BİRLİKTE OLUŞMAYLA
( Özdek/nesne, zamanı gerçekleştiren devinimdir. )
- ZAMAN VE ZEMİNİNİ BİLMELİ!
- ZAMAN YÖNETİMİNDE:
ACİL ve ÖNEMLİ ile/ve/||/<> ÖNEMLİ ve ACİL DEĞİL
ile/ve/||/<>
ACİL DEĞİL ve ÖNEMSİZ ile/ve/||/<> ÖNEMSİZ ve ACİL
( Hemen yap/alım! İLE/VE/||/<> Yapacağımız zamanı belirle/yelim!
İLE/VE/||/<>
İşi yapabilecek biri(leri)ne yönlendir/elim! İLE/VE/||/<> Yapma/yalım! )
- ZAMAN ZAMAN
( BÂRHÂ )
- (ZAMAN ZAMAN/SIK SIK) GERİNMELİ!
- ZAMAN ve ZEMİN(BAĞLAM) ile/ve/değil/yerine/||/<> ZİHİN ve ZEMİN(KOŞULLAR)
( Bir şeyin(/durumun/olgunun/olayın), öyle olması ya da olmamasındaki, az ya da çok oranında(etmenliliğinde) olmasındaki belirleyiciler. )
( Dış. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> İç. )
( İkincil. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Birincil. )
- ZAMAN/OĞUR/ÖYLEK ile/ve/||/<>/değil/yerine AN/KIPI
( Zamlanmış AN. İLE/VE/||/<>/DEĞİL/YERİNE ÂN'ın ÂN'a geçtiği AN'daki AN! )
( "Anlamlı" bir yaşam sunar. İLE/VE/||/<>/DEĞİL/YERİNE Mutlu bir yaşam sunar. )
( Dirimlilik içinde. İLE/VE/||/<>/DEĞİL/YERİNE Sürekli dirimlilik ile. )
( [kökeni/etimolojisi] ZEMAN[Ar.]: Eskime, bir nesne üzerinde sürenin geçmesi. > ZAMAN: Süre, eskiye, geçmişe karışan süre. [Ar.] Somut bir anlamı varken, gerçek bir nesneyi yansıtırken soyutlaştı. İki nesne arasında, birinden ötekine giderken geçen süreye, eskiye karışan süreye zeman denirken sonraları vakt anlamında soyut bir varlığı yansıtır oldu. )
( ... İLE/VE/||/<>/DEĞİL/YERİNE Göktanrı dili.(N) )
( ... İLE/VE/||/<>/DEĞİL/YERİNE Bilginin kaynağı. (N) | [Özdek/Madde'nin kaynağı (H).] (HN) )
( ... İLE/VE/||/<>/DEĞİL/YERİNE Akıllı enerji. )
( ... İLE/VE/||/<>/DEĞİL/YERİNE Dişil ve eril enerji olarak ikili sistemi yansıtır. )
( [Sümer Türkçesi'nde]... İLE/VE/||/<>/DEĞİL/YERİNE Gök Tanrı. )
( ... İLE/VE/||/<>/DEĞİL/YERİNE Evrenin başlangıcının simgesi. )
( Zaman, AN'ların birbirini izlemesidir. )
( Zaman sonsuzdur, ama sınırlıdır; ebediyet ise şimdi'nin zerresindedir. )
( Zaman içindeki ebediyet sadece tekrarlanıştır. )
( Zaman, yalnızca, bilinçte varolur. )
( Zaman, bizi zamanın dışına götüremez. )
( Zamanın getirmiş olduğunu, yine zaman götürecektir. )
( Zaman, içindeki bir deneyimdir ama deneyimleyen zaman-ötesinde. )
( Zamansızlık içinde, "ebediyen" sözcüğünün bir anlamı yoktur. )
( Batmayan güneşi bulanlar için zaman diye bir şey yoktur. )
( Zamansız olan, zamanı bilir; zaman ise zamansız olanı bilmez. )
( Zaman-ötesi olana ancak zaman-ötesi olanla erişilebilir. )
( İnandığınızı yapın ve yaptığınıza inanın. Başka her şey enerji ve zaman savurganlığıdır. )
( Nasıl, okyanusun her bir damlası okyanusun tuzunu taşırsa, öylece her AN da ebediyetin lezzetini taşır. )
( Bir kez, Şimdi'de iyice yerleşirseniz, gideceğiniz başka yer olmaz. )
( Anımsanan ile yaşanan an arasında, bir an'dan bir an'a gözlemlenebilen bir temel fark vardır. Yaşanan an, zamanın hiçbir noktasında, anımsanan olamaz. İkisi arasında, sadece yoğunluk değil çeşit farklılığı vardır. Yaşanan an, hiçbir yanılgıya yer vermeyecek biçimde öyledir. )
( Yaşanan an gerçektir, halbuki anımsananda bir hayli kararsızlık ve belirsizlik vardır. )
( Yaşanan anı eşsiz kılan nedir? Apaçıktır ki, sizin mevcut olduğunuz duygusu. Bellekte ve beklentide, bunun gözlem altındaki bir zihinsel hal olduğu hakkında açık ve belirgin bir duygu vardır; yaşanan anda ise bu duygu en başta, bir hazır bulunuş ve farkında oluş duygusudur. )
( ÂN-I GAYRI MUNKASİM: BÖLÜNEMEYECEK OLAN AN! )
( Mutlak, zamandan öncedir. )
( Bellek ve beklenti olmadıkça zaman da yoktur. )
( El'in sermayesi. [Kendinin olmayan] ["Allah'a ait olan"] )
( Ne içindeyim zamanın
Ne de tümüyle dışında
Yekpâre, geniş bir ÂN'ın
Parçalanmaz akışında )
( Yüzünü toprağa indir dem-be-dem Dem bu demdir dem bu demdir dem bu dem )
( Dem, bu demdir, dem, bu dem! Dem, bu demdir, dem, bu dem! )
( An, bu andır, an, bu an! An, bu andır, an, bu an! )
( BÎ HENGÂM[Fars.]: Vakitsiz. )
( CARPE DIEM: GÜNÜ/ÂNI/YAŞANANI YAŞA/YAKALA! [Lat.] [günlük yaşa değil!] )
( HAKUNA MATATA: AN'I YAŞA! [Kenya dilinde] )
( CHRONOS ile/ve/||/<>/değil/yerine CAIROS )
( Ne içindeyim zamanın,
Ne de büsbütün dışında;
Yekpare, geniş bir anın
Parçalanmaz akışında.
Ahmet Hamdi TANPINAR )
( ZAMAN'ı...
Durdurmak istiyorsan... ÖPÜŞ!
Duyumsamak istiyorsan... YAZ!
Bırakmak istiyorsan... SOLUK AL!
ZAMAN'da...
Yolculuk yapmak istiyorsan... OKU!
ZAMAN'dan...
Kaçmak istiyorsan... MÜZİK DİNLE! )
( Zaman, herşeyin aynı anda olmasını engellemek için doğanın kullandığı araçtır. )
( Time is endless, though limited, eternity is in the split moment of the now.
Time exists in consciousness only.
Time is a succession of moments.
Time is an inner experience but the experiencer is timeless.
The absolute precedes time.
What time has brought about, time will take away.
The timeless can be reached only by the timeless.
Time cannot take us out of time.
Just as every drop of the ocean carries the taste of the ocean, so does every moment carry the taste of eternity.
The timeless knows the time, the time does not know the timeless.
Eternity in time is mere repetitiveness.
In the timeless the words 'for ever' have no meaning.
Without memory and expectation there can be no time.
Once you are well-established in the now, you have nowhere else to go.
Do what you believe in and believe in what you do. All else is a waste of energy and time.
Between the remembered and the actual there is a basic difference which can be observed from moment to moment. At no point of time is the actual the remembered. Between the two there is a difference in kind, not merely in intensity. The actual is unmistakably so.
The actual is real, while there is a good deal of uncertainty about the remembered.
What makes the actual unique? Obviously, it is your sense of being present. In memory and anticipation there is a clear feeling that it is a mental state under observation, while in the actual the feeling is primarily of being present and aware. )
( An olmadan, zaman olmaz; ancak, sonsuz zaman olmadan da ân'a ilişkin düşünüş olmaz. )
( ZAMAN ve/değil/yerine/||/<>/< AN
Kaygının neden oldukları, olabilecekleri ve ortadan kaldırılmasındaki araç ve çözümlerin merkezinde, zaman ve algı yönetimi bulunur.
Geleceğin olumsuzu olan ve "Ya ..." ile başlayan düşünce, söz ve kaygıların yanlışlığı ve yanıltıcılığını da ancak yoğunlaşılması gereken iki düşünce üzerinde/n aşabiliriz. Birincisi, en az %51 olmak üzere, ŞU AN'da ve BURADA bilincinin yanı sıra, ikinci olarak, %46-48 oranında da geleceğin belirgin ve olumlu bakışı olan "... İSTİYORUM." düşüncesi ve sözüyledir. Tabii, tortuları, bahaneleri, mazeretleri, yani "... da"/"... ama" sözlerinin tamamen devre dışı tutulmasıyla.
Geçmişin olumsuzu olan "Keşke ..." düşünce ve sözü, hiçbir zaman düşünülmeyeceği gibi, geçmiş ve değişmezliğini ancak geçmişin olumlu deneyimlerini, "İyi ki ..." düşünce ve sözüyle, isabet kaydedilmiş, olumlu durumlar, kayıtlar, süreç ve sonuçlarla dengeleyebiliriz.
"Belirsiz" olan geleceğin belirli kılınmasını da, "Değişmez" olan geçmişin tatminkârlığını da şu anda ve buradaki bilincimiz belirlemektedir. Yaşanmış ve "değişmez" olanların pişmanlığı ya da yaşanmamış ve "belirsiz" olan belirginliğini, ancak ve ancak şu anda ve buradaki %99'lara çıkarılabilecek düşünce, eylem ve tutumlarımızla, direncimizle[ihtiyârımızla] belirleyip, geri kalan sürecin de isteklerimizle/istencimizle[irâde] doldurulması, anlamsız ve değersiz kaygıların ortadan kalkması, daha verimli bir yaşam ve kendilik deneyiminin verimliliğiyle taçlanacaktır.
Kaygının ortadan kalkmasındaki en önemli yani öncelikli bilgi ve uygulama, pek alışık olmasak bile mutlaka sürekli anımsanması ve devrede tutulması gereken, bilinemeyecek olanların varolduğu ve bilinemeyecekleri yönündeki teslimiyet ve tevekkülümüzdür. Bu, ilk başta ve çoğumuz için pek geçerli ve olanaklı "görülmese" bile hep birlikte yaşıyor olduğumuz halde, her birimizin, "kendini öncelikli ve ayrıcalıklı görerek", "sürekli ve tek kazananın kendimiz olması gerektiği" "düşüncesi/zannı", tavrı ve tutumu kadar yanlış ve yanıltıcı, bir başka ötekileştirici ve birbirimizden uzak düşürücü büyüklükte bir tutum olamaz.
Bir başka kaygı verici ve büyük yanlışlardan biri de, hepimizin, kendi ve yakınları için, aynı anda, "en"leri istemesi, dilemesi ve dile getirmesidir. Herşeyin "en güzeli"ni, "en baştakini/tepedeki"ni, "en değerlisi"ni, "en başarılısı"nı, "en güçlüsü"nü, "en büyüğü"nü, sürekli diline dolamış bir birey ve toplum için de refah ve ferah söz konusu değildir ve hiçbir zaman da olmayacaktır.
Olan biten herşeyin uclarında ve uçurumlarında dolaşmanın, iddia sahibi olmanın, bir anlamının, bir değerinin olmayacağını, teknolojinin hızlı gelişimi ve konforun artmasındaki yanılgının taşıdığı, ne ve "ne kadar" yaşanılacak olursa olsun, her şeyi ve herkesi, sonuç odaklılıkla, süreci, bir şeyleri, başlamadan bitirmenin peşinde koşulduğu, yaşamın, tavında, kıvamında, hızlı gitmek yerine yavaş yaşamanın değeri bilinmediği, önceliği yaşanmadığı sürece daha da anlamsız bir kartopu-çığ ilişkisine döneceğini görememenin bedelleri, her ne kadar istenilmese de ne yazık ki, gerçek anlamda "kaygılanmamızı" gerektirecek çok büyük sorunların oluşacağına ve çığ altında kalarak, ezilerek yok olunacağına bir kanıttır.
"En büyük" ya da tek kaynağı "merak" olan, ancak sonuçların değer gördüğü niteliksiz "sorgulamaların" da ne içeriği, ne süreci, ne de sonucu, kişileri ve toplumları hiçbir nitelikli sonuca götürmeyeceği gibi, kendi, yakınları, vatanı, toprağı, bayrağı, sancağı, dili ve geleceği için "kaygılanılması" gereken bir durumu da ortaya sermektedir.
"Geleceği/ni merak eden/ler,
fallara değil mezarlıklara baksın!"
Bireysel ve toplumsal olarak "kaygılanmak" durumunda kalacağımız olumsuz durumları, zihnimizin üst köşelerinde, kenarda tutmak üzere, tekrar kaygının çözümlerine yönelik kişisel yönetim bilgilerimize geri dönelim...

Kaygı DEĞİL/YERİNE Saygı - B (bile değil) )
( [daha iyi olabilmek için zihnin yönlendirilmesi gereken] Olumsuz/sorunlu/yetersiz/hasta(lıklı) vb. durumlarda. İLE/VE/||/<>/DEĞİL/YERİNE Olumlu/mutlu/yeterli durumlarda. )
( [Odaklanılması gereken] Daha az. İLE/VE/||/<>/DEĞİL/YERİNE Daha çok. )
( )
( En mutsuz kişi, geçmiş ve/ya da geleceğe (fazla) odaklı olandır. )
(
ZAMAN
Bankada bir hesap sahibi olduğunu düşün, hesabına her sabah $ 86.400 para yatırılıyor, fakat bu paranın hepsini akşama kadar harcamak zorundasın, ertesi güne transfer edilemez. Paranı kullansan da kullanmasan da hesap her akşam sıfırlanıyor. Ne yaparsın? Tabi ki hepsini harcamaya çalışırsın. Hepimiz Zaman adlı bu bankanın müşterileriyiz. Her sabah 86.400 saniyeye sahip oluyoruz, her akşam gün boyunca kullanmadığımız saniyelerimiz kadar zarara girmiş oluyoruz, yarına transfer edilemez. Her sabah hesabımız dolar, her akşam boşalır. Geri dönüş yok, saniyelerini ŞU AN`ı yaşayarak harca, en iyisi bunlarla iyi bir yatırım yap. Sağlık, mutluluk ve başarı için! Zaman kaçıyor. Her gün işinin en iyisini yap.Bir senenin değerini anlamak için,
sınıfta kalmış bir öğrenciye sor.
Bir ayın değerini anlamak için,
8 aylık bir bebek doğuran anneye sor.
Bir haftanın değerini anlamak için,
haftalık dergi çıkaran bir editöre sor.
Bir saatin değerini anlamak için,
kavuşmayı bekleyen sevgililere sor.
Bir dakikanın değerini anlamak için,
trenini kaçıran yolcuya sor.
Bir saniyenin değerini anlamak için bir kazayı önleyemeyen sürücüye sor.
Bir saniyenin yüzde birinin değerini anlamak için olimpiyatlarda gümüş madalya kazanan koşucuya sor.
Her anını değerlendir, her dakikanı çok özel biriyle paylaş.
Zamanında ortak edebileceğin kadar özel biri. Unutma zaman hiç kimse için durmaz.
Geçmiş zaman Tarih,
Gelecek zaman Gizemli,
ŞU AN ise
sana verilen gerçek bir armağandır.
------------------------------
1000 yılın değerini anlamak için sene değerini iki hane olarak programlamış olan bir programcıya sorun.
100 yılın değerini anlamak için El değiştirmeye (Handover) tanık olmuş bir Hong Kong vatandaşına sorun.
70 yılın değerini anlamak için ölmekte olan bir insana sorun.
40 yılın değerini anlamak için çölde dolaşmış (traveled in the wilderness) bir Yahudi'ye sorun.
7 yılın değerini anlamak için 7 yıllık iznini (sabbatical leave) alamamış bir profesöre sorun.
5 yılın değerini anlamak için bir daha seçilememiş bir milletvekiline sorun.
Bir milisaniyenin değerini anlamak için şehri karanlığa gömen bir elektrik (power) mühendisine sorun.
Bir mikrosaniyenin değerini anlamak için pentium makine almış olan birine sorun.
Bir nanosaniyenin değerini anlamak için yeni terfi etmiş bir dijital devreler tasarımcısına sorun.
Bir pikosaniyenin değerini anlamak için birçok patentin sahibi olan analog devreler tasarımcısına sorun.
Bir femtosaniyenin değerini anlamak için Nobel Ödülü kazanmış fizikçiye sorun.
)
( TARFET-ÜL-AYN: Bir kere göz açıp kapayıncaya kadar olan AN.
ÂNÂT, LÂHZE: An. Göz ucu ile bir kere bakıncaya kadar geçen zaman.
VEHLE: Dakika, An. ["O günün vehrinde" DEĞİL "O günün vehlinde"] )
( RÛZİGÂR/ZAMAN ile/ve/<>/değil/yerine DEM )
( [not] TIME vs./and/<>/but MOMENT )
( TEMPS avec/et/<> MOMENT, NUANCES )
( ZEIT mit/und/<> MOMENT )
( TEMPUS cum/et/<> ... )
( TIEMPO con/y/<> MOMENTO/RATO )
( TEMPO con/e/<> ATTIMO/MOMENTO )
( KALA ile/ve/<>/değil/yerine ZEN )
( ... ile/ve/<>/değil/yerine LAN )
- ZAMAN ile GÖRELİ ZAMAN
( TIME vs. RELATIVE TENSE )
- ZAMAN ve/||/<>/< HAREKET ve/||/<>/< DEĞİŞİM
( Zaman, hareketin ölçüsüdür ve değişimin tanımlanma çabasıdır. )
( TIME and/||/<>/< MOVEMENT and/||/<>/< ALTERATION )
- ZAMAN[Ar.] ile HIKBE[Ar.] ile BURHE[Ar.]
- ZAMAN ile/ve/||/<> MATEMATİK
( TIME vs./and/||/<> MATHEMATICS )
- ZAMAN ile/||/<> "MUMYALANMIŞ ZAMAN"
( ... İLE/||/<> Fotoğraf. )
- ZAMAN ile/ve/değil/||/<>/< ÖNCELİK-SONRALIK
- ZAMAN ile/ve SABIR
( Zamanı gelmeden görürsek, yanarız. )
( TIME vs./and PATIENCE )
- ZAMAN ile SAHİB-İ ZAMAN
( AKILLARINDAN GEÇİRDİKLERİ KÂİNATTA OLUŞMAYA BAŞLAYAN KİŞİ | ALLAH'IN AYNASIDIR )
- ZAMAN ile SAMAN
( Evvel. İLE/VE/||/<> Kalbur.
[Evvel, zaman içinde. İLE/VE/||/<> Kalbur, saman içinde.] )
itibarı ile 52.678 başlık/FaRk ile birlikte,
52.678 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(209/212)
(1996'dan beri)