S ve Ş ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 44.967 başlık/FaRk ile birlikte,
44.967 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(96/181)
- KİŞİLER:
EKMEK GİBİ ile İLÂÇ GİBİ ile MİKROP GİBİ
( Her zaman aranır, bazen bulunur. İLE Gereksinimin olduğunda aranır, pek az bulunur. İLE Her zaman, bizi bulur. )
- KİŞİLER İÇİN:
"BİR TANESİ" değil BİRİ
- KİŞİLER İÇİN:
"BİR TANESİ" değil İÇLERİNDEN BİRİ
- KİŞİLER ÜZERİNDE değil/yerine/< KİŞİLER ÜZERİNDEN
- MERAK":
KİŞİLER ÜZERİNE/ÜZERİNDEN ile/değil/yerine/< DÜŞÜNCELER/ZİHİNLER ÜZERİNE/ÜZERİNDEN
- KİŞİLER:
YANLIŞ <> KÖTÜ ile/değil/yerine/||/>< İYİ<> DOĞRU
( Ders bırakır. <> Deneyim bırakır. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/>< Mutluluk bırakır. <> İz bırakır. )
- KİŞİLER ile İNSANLIK
- KİŞİLER ile/ve/||/<>/> MEZAR TAŞLARI
( )
( )
( )
( )
(
)
- KİŞİ/LER değil/yerine/||/=/<>/< ZİHİN/LER
- KİŞİLERCE, BEĞENİLMEMEK ile/ve/değil/||/<>/< KİŞİLERE, YARANAMAMAK
- KİŞİLERDE BAKILMASI GEREKEN/ÖNCELİKLİ OLAN:
"VAAD/LER" değil SAMİMİYET
- KİŞİLERDE:
(")KÖTÜ(") ile/değil/yerine/>< (")İYİ(")
( [İlkesi]
Sahip olmak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Olmak.
[Simgesi]
Yılan. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Elif. [ | ]
[Sıfatı]
Yalancı. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Dürüst.
[Hak(k)'a karşı]
Başkaldırır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Boyun eğer.
[Haksızlığa karşı]
Boyun eğer. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Başkaldırır.
[Öteki ile ilişkisi]
Sömürür. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< "Öteki" diye biri yoktur.
[Etkisi]
Korku salar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Ümidi yayar.
[Duygusal durumu]
Korkak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sevecen.
[Görünüşü]
Her kılıfa girebilir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Gülümser. :)
[İletişimde]
Yargılar ve suçlar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Anlar ve eğitir.
[Toplumsal etkisi]
Köleleştirir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Özgürleştirir.
[İş/hizmet karşısında]
Sorumluluk almaz. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sorumluluk alır.
[Başarı yolunda]
Sonuç odaklıdır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Süreç odaklıdır.
[Uygarlığa katkısı]
Aydınlığı karartır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Karanlığı aydınlatır. )
- KİŞİLERE:
"ACIMAM!" değil/yerine KENDİMİ, ACIMAMAM GEREKTİĞİNE İKNÂ EDERSEM, ACIMAM/ACIMAYABİLİRİM
- KİŞİLERE/İN DAVET(İ) ile/ve NESNELERE/İN DAVET(İ)
( Gel diyene ar eyleme, gelme diyene dar eyleme! )
- KİŞİLERE/İ:
[ne] DARILACAK KADAR GÜVENMEK ile/ve/ne de/||/<> GÖNÜL KOYACAK KADAR SEVMEK
- KİŞİLERİ, AYAKTA TUTAN:
İSKELET[Fr. < SQUELETTE] VE KASLARI ve/değil/||/<>/< İLKE VE İNANÇLARI
- KİŞİLERİ:
[ne yazık ki]
!"DENEMEK/SINAMAK" değil/yerine/>< KONUŞMAK
( "Denenilen" şeyin sonucunu "elde ettirir" belki fakat o kişiyi mutlaka ve sonsuza kadar kaybettirir. DEĞİL/YERİNE/>< Kişiyi kaybetmemek/kazanmak için özellikle de yakın olduğumuz kişileri denememek/sınamamak gerekir. Çeşitli oyunlar yaparak, tuzaklar kurarak elde edilen "bilgi/sonuç" geçersizdir. Aslolan ise her koşulda, en olumsuzu söylemek bile olsa konuşmayı yeğlemektir. )
- KİŞİLERİ:
"DENEMEK" değil/yerine "TARTMAK"
- KİŞİLERİ:
"EZMEK" ile/değil/yerine "YÜKLENMEK"
- KİŞİLERİ KONUŞMAK ile/değil/yerine KİŞİLERLE KONUŞMAK
- KİŞİLERİ KULLANARAK/SÖMÜREREK ile/değil/yerine/>< KİŞİLER ARACILIĞIYLA
- KİŞİLERİ:
"OLANAK/FIRSAT OLARAK GÖRMEK" ile/değil/yerine/>< İNSAN/KENDİ OLARAK GÖRMEK
- KİŞİLERİ TANIMA:
YOLCULUKTA ve/||/<> ZORLUKTA ve/||/<>
YOKLUKTA ve/||/<> (AYNI) MASADA
- KİŞİLERİ TANIMAK:
TANIŞIRKEN ile/ve/değil/yerine/>< TARTIŞIRKEN
- KİŞİLERİ TANIMAK:
TANIŞIRKEN ile/ve/değil/||/<>/>/< TARTIŞIRKEN
- KİŞİLERİ, YARI YOLDA BIRAKMAK değil/ne yazık ki KİŞİLERİN, ÇIKARLARININ BİTTİĞİ YERDE UZAKLAŞMASI
- KİŞİLERİ, ZİHNİMİZDEN/YAŞAMIMIZDAN ÇIKARMA:
HATA YAPTIKLARINDAN DOLAYI değil ÜMİDİMİZ KESİLİRSE
- KİŞİLERİ:
"YENMEK" ile/değil/yerine/>< KAZANMAK
- KİŞİLERİN ANIMSANMASI:
"ZAYIFLIKLARI" ile/değil/yerine/>< ÇABALARI
- KİŞİLERİN, BİRBİRİNİ:
SEÇMESİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BELİRLEMESİ
- KİŞİLERİN, BİZİ HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATMASI ile/ve/değil/<>/< YANLIŞ KİŞİLERE YATIRIM YAPMAMIZ ve/ya da KİŞİLERDEN, FAZLA BEKLENTİDE OLMAK
- KİŞİLERİN/İNSANIN GÜCÜ ile/ve/||/<>/< SÖZCÜKLERİN GÜCÜ
( Sözcüklerin gücü anlaşılmadan, kişinin gücü anlaşılmaz. )
( Kişi, dilinin ardında gizlidir. )
( Söz(cük)leri/ni ve tutumunu değiştir... Dünya/n değişsin! )
- KİŞİLERİN:
HATASINDAN/YANLIŞINDAN/SUÇUNDAN/GÜNAHINDAN ve/fakat TÖVBESİNDEN
( Haberimiz olabilir. VE/FAKAT Haberimiz olmayabilir. [Dolayısıyla, kimseyi kınamamak gerek!] )
- KİŞİLERİN:
İLK SÖYLEDİKLERİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SON YAPTIKLARI
- KİŞİLERİN/İKİ KİŞİNİN:
ÖNÜNDEN/ARASINDAN GEÇMEK değil/yerine/>< ARKASINDAN GEÇMEK
- KİŞİLERİN, "ROBOTLAŞMASI" değil/yerine/>< ROBOTLARIN, KİŞİLERİ TAKLİT ETMESİ
- KİŞİLERİN/ÜNLÜLERİN:
DOĞUM TARİHİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÖLÜM TARİHİ
( Kişilerin doğum tarihini değil ölüm tarihini ölçüt almak gerekir. Nedenlerini yeterince düşünürüz umarız...
Onlarca nedenin özeti olarak;
doğduğumuzda, kendimiz olamamışızdır henüz.
Ölene kadar da her düşüncemizi,
tutum, karar ve adımızı bile değiştirebiliriz. )
- KİŞİLERLE "AYNI OLMAK" ile/değil/yerine/>< KİŞİLERE AYNA OLMAK
- KİŞİLERLE İLİŞKİDE:
ÇOK UZAKLAŞMAMAK ve/||/<> ÇOK YAKLAŞMAMAK
( Donmamak için. VE/||/<> Yanmamak için. )
- KİŞİLERLE MÜCADELE ile/değil/yerine/< KEYFİYETLE MÜCADELE
- KİŞİLEŞME ile/ve/> TOPLUMSALLAŞMA
- KİŞİLEŞTİRME ile KİŞİSELLEŞTİRME
- KİŞİLİK BOZUKLUĞU ile/değil/yerine KİŞİLİK ÖRGÜTLENMESİ
- KİŞİLİK BOZUKLUĞU ile KİŞİLİK YARILMASI
- KİŞİLİK "(MESELESİ)" ile GURUR "(MESELESİ)"
- KİŞİLİK ÖRGÜTLENMELERİ/BOZUKLUKLARI:
[PARANOİD ile ŞİZOİD ile ŞİZOTİPAL] ile [ANTİSOSYAL ile NARSİSİSTİK ile BORDERLINE ile HİSTRİONİK] ile [BAĞIMLI KİŞİLİK ile ÇEKİNGEN ile OBSESİF-KOMPULSİF] ile [PASİF AGRESİF ile KENDİNİ TEKRARLAYAN(SELF REPEATING)]
- KİŞİLİK ile/ve/değil/> AD
( Bir gazeteci, Borges'in yanına yaklaşır ve ...
- "Afedersiniz! Siz Borges misiniz?"
- Borges: "Bazen..." )
( ... İLE/VE/DEĞİL/> AD/IM/IZ üzerine... )
( PERSONALITY vs./and/> THE NAME )
- KİŞİLİK ile/ve IRA/ÖZYAPI
( PERSONALITY vs./and CHARACTER )
( ŞAHSİYET ile SECİYE )
- KİŞİLİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> KENDİLİK
( Masterson'ın, Kendilik kuramı ve çalışmalarını okumanızı/incelemenizi salık veririz... )
- KİŞİLİK ile/ve/< MESLEK
( PERSONALITY vs./and/< PROFESSION )
- KİŞİLİK ve/||/<>/>/< ONUR
( ŞAHSİYET ve/||/<>/>/< HAYSİYET )
- KİŞİLİK ile/ve/<> ÖZGÜVEN
( PERSONALITY vs./and/<> SELF-CONFIDENCE )
- KİŞİLİK = ŞAHSİYET = PERSONALITY[İng.] = PERSONALITÉ[Fr.] = PERSÖNLICHKEIT, PERSONALITÄT[Alm.] = PERSONALIDAD[İsp.]
- KİŞİLİK ile SÜPER KİŞİLİK ile KİŞİLİK ÖTESİ
( VYAKTI: Tüm fiziksel ve yaşamsal süreçlerin toplamıdır. İLE VYAKTA: Ben'in bilince "Ben-im" olarak yansımasıdır. İLE AVYAKTA: Evrensel ve gerçek saf "Ben"dir. )
( VYAKTI ile VYAKTA ile AVYAKTA )
( PERSONALITY vs. SUPER PERSONALITY vs. BEYOND OF PERSONALITY
The Avyakta is the universal and real pure 'I'. WITH
The Vyakta is its reflection in consciousness as "I am'. WITH
The Vyakti is the totality of physical and vital processes. )
- KİŞİLİK ile/değil TUTUM
( Kim olduğunla ilgili. İLE/DEĞİL Onun, "kim olduğu" ile ilgili. )
( [not] Who I am. VS./BUT Who you are. )
( [not] PERSONALITY vs./but ATTITUDE )
- KISIM ile/ve KASÎM
( Tasavvur ve tasdik, ilmin kısmıdır. İLE/VE Tasdik ve tasavvur, birbirinin kasîmidir. )
( Kısımlarla maksim arasında umum-husus-mutlak vardır. İLE/VE İki kasîm arasında mübayenet vardır. )
- KISIM ile/ve/||/<>/> KASSAM[Ar. < KASM]
( Bir bütünün bir bölümü. | Tür/nev, cins. İLE Bölen, taksim eden, kısım kısım ayıran. | Eskiden bir mîrâsı vârisler arasında bölen, yetimlerin hakkını muhâfaza ve idâre eden şer'î memur. )
( KASM: Parçalara ayırmak, bölmek. | KASSAMLIK: Kassam olan kişinin işi ve memûriyeti. )
- KISIM ile KESİM
( PART vs. SECTOR )
- KİŞİNİN:
"AĞZIYLA KUŞ TUTMASI" değil "AĞZINI (KAPALI) TUTMASI"
- KİŞİNİN:
ANLAYACAĞI DİL ile/ve/değil/yerine/||/<>/> "KENDİ DİLİ"
( Aklına ulaşı(lı)r. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> "Kalbine" ulaşı(lı)r. )
- KİŞİNİN BAKIŞINDA:
GÖRÜNEN ile/ve/||/<> KENDİ ile/ve/||/<> GÖRÜNMEYEN
- KİŞİNİN BİLGİSİ ile/ve/<> DIŞ DÜNYANIN BİLGİSİ
( Rüya, rüya görendir; bilgi, bilendir. )
( Dünyanın bir kusuru yok. Düzensizliği oluşturan, kendimizi ondan ayrı olarak düşünmemizdir. )
( Dünyanın üzerimizdeki gücü, ancak kendimizin ona verdiği güç/anlam kadardır. )
( There is nothing wrong vs. world. It is your thinking yourself to be separate from it that creates disorder.
The world has only as much power over you as you give it. )
( KNOWLEDGE OF PERSON vs./and/<> KNOWLEDGE OF OUT WORLD )
- KİŞİNİN/İNSANIN:
BİREYSELLİĞİ ile/ve/<> TOPLUMSALLIĞI
( INDIVIDUALISM OF HUMAN vs./and/<< SOCIALISM OF HUMAN )
- KİŞİNİN ...:
İÇSELLEŞTİRDİĞİ ile/ve/||/<>/> KÖK SALDIĞI
- KİŞİNİN, ...:
"DELİSİ" ile/ve/||/<> "NANKÖRÜ"
( Ulaşamadığı her şeyin. İLE/VE/||/<> Ulaştığı her şeyin. )
- [hem] KİŞİNİN "HATIRI" ile/ve/değil/yerine/hem de/||/<>/< HAKKIN HATIRI
- KİŞİNİN:
İÇİNİN(ZİHNİNİN) "BOŞLUĞU" ve/||/<>/>/< DIŞIN/DIŞARIDAKİLERİN "ÖNEMİ"
- KİŞİNİN YÖNETİMİ ile/ve/<> TOPLUMUN YÖNETİMİ ile/ve/<> DEVLETİN YÖNETİMİ
( TO MANAGE THE SELF vs./and/<> TO MANAGE THE SOCIETY vs./and/<> TO MANAGE THE STATE )
- KİŞİNİN:
"KENDİ KENDİNE İTİRAF" değil İTİRAF (ETMESİ) (GEREKEN)
- KİŞİNİN, ...:
KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRMESİ ile/ve/değil/yerine KENDİNDEKİLERİ AÇIĞA ÇIKARMASI
- KİŞİNİN KİM'LİĞİ ile/ve NESNENİN NE'LİĞİ
- [ne yazık ki]
KİŞİNİN, ...:
KİŞİLERLE DİDİŞMESİ
ile/değil/yerine/><
DOĞAYLA UĞRAŞMASI
- KİŞİ:
KONUŞTUĞU ile/ve/değil/fakat/||/<>/< SUSTUĞU
- KİŞİNİN, ...:
"MİZAH GÜCÜ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< "AKIL GÜCÜ"
- KİŞİNİN:
(")ÖZ GEÇMİŞİ(") ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SÖZ GEÇMİŞİ
- KİŞİNİN:
ÖZELİ ile/ve/||/<>/> ÖZELİ OLARAK KALMASI GEREKENLER
- KİŞİNİN(KENDİ) RİTMİ(N) ile/ve/||/<> YAŞAMIN RİTMİ
- KİŞİNİN:
SESSİZLİĞİ ile SUSKUNLUĞU
( Ağzın, kapalı tutulması. İLE Ağzın, kilitli tutulması. )
( Katlanılabilir. İLE Katlanılamaz. )
- KİŞİNİN YAŞAMI:
VİTRİNLİK ile/ve/değil/||/<>/< DERİNLİK
( Bildiğimiz. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Bilmediğimiz. )
- KİŞİNİN YETİŞMESİ ve/<> YETİŞMİŞ KİŞİ
- KİŞİNİN:
ZARAR GÖRMESİNİ ENGELLEMEK ile/ve/||/<>/>/< VERMESİNİ ENGELLEMEK
- KİŞİNİN/İNSANIN ÖYKÜSÜ ve/<> İSÂ'NIN ÖYKÜSÜ
- KİŞİNİN/ULUSUN:
TOPRAĞI ile/ve/||/<>/> BİNASI
( Ümit. İLE/VE/||/<>/> Çalışma. )
- KISIR DÖNGÜ = DEVR-İ BATIL, FASİT DAİRE = CERCLE VICIEUX[Fr.] = ZIRKELBEWEIS[Alm.] = CIRCULUS VITIOSUS[Lat.]
- KISIR DÖNGÜ ile/||/<> SARMAL
- KISIR DÖNGÜYE NEDEN OLAN ile/yerine ARTIRMAYI SAĞLAYAN
( WHICH THE REASON TO VICIOUS CIRCLE vs./and WHICH TO GET TO SAVING )
- KISIRKAYA CAMİİ :
( Köyün alt kısmında denize yakın ve hakim bir yerdedir. Camiin tarihinin bir özelliği yoktur. )
- KISIRKAYA KÖY ÇEŞMESİ :
( Kısırkaya Köyünün plaja inen yolu üzerindedir. Uzun yıllar kaynak suyu yokluğu nedeniyle kullanılmayan çeşme 2000 yılında onarılarak kullanıma açıldı. Çeşmenin kitabesinde şöyle yazmaktadır: Mürvet Hanım ve Kudsiye Hanım anısına 2000 yılında onarıldı". )
- KISIRKAYA KÖYÜ :
( İlçenin sahil şeridinde ye alan köylerden biridir. Gümüşdere ve Çiftalan'dan sınır alır. Son yıllar yazlık binaların ve daha sonra da sitelerin yapılması köyün büyümesine neden oldu. 1992 nüfus sayımına göre köy nüfusu 312 dir. )
- KISIRKAYA MEYDAN ÇEŞMESİ :
( Bu meydan çeşmesi Kısırkaya Köyü meydanında ve muhtarlığın önündedir. Aynı yerde önceleri basit bir çeşme vardı ve bir Yüzbaşı tarafından yaptırılmıştı. Bu çeşmenin yerine yapıldı. )
- KISIRKAYA PARKI :
( Kısırkaya köyü içindedir, Parkta oyun gupları bulunmaktadır. )
- KISIRKAYA PLAJI :
( Kilyos Tahlisiyesi önünde başlayan kumsal, Gümüşdere Plajını takiben Kısırkaya'nın kuzeyine ve Çiftalan sınırlarına kadardır. Plajın üst kısımlarında çadır kurularak kamp yapılabiliyor. Sahil şeridi sığ ve temiz olduğu gibi deniz sörfü içinde elverişlidir. Yaz aylarında binlerce insanı ağırlayabilecek kapasiteye sahiptir. )
- KISIRKAYA SPOR KULÜBÜ :
( Sarıyer'in Kısırkaya köyünde 03.05.2009 tarihinde Hikmet Atar'ın Başkanlığında Emin Atar, Süver Aksoy, Harun Bala ve Bilal Kurt tarafından kurulmuştur. Forma rengi Lacivert - beyaz'dır. İstanbul II. Amatör Kümesinde yer almakta olup, yaş grupları takımları bulunmaktadır. Sadece futbol dalında faaliyet göstermektedir. )
- KISIR/LIK" ile "KABIZ/LIK"
- KİŞİSEL ÇELİŞİM ile/değil/yerine/>< KİŞİSEL GELİŞİM
- KİŞİSEL DÜŞÜNCEM ile/ve/değil/yerine OLMASI/OLMAMASI GEREKEN
( [not] MY PERSONAL IDEA vs./and/but THAT IS THE WAY SHOULD/SHOULDN'T BE
THAT IS THE WAY SHOULD/SHOULDN'T BE instead of MY PERSONAL IDEA )
- KİŞİSEL GELİŞİM ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< KİŞİSEL YÖNETİM
( Kişi, ne yaparsa kendi yapar, kendine yapar. )
( [not] SELF DEVELOPMENT vs./and/but/||/<>/>/< SELF MANAGEMENT
SELF MANAGEMENT instead of SELF DEVELOPMENT )
- Kişisel Gelişim'in için DİNLE!!!
- Kişisel Gelişim'in için KONUŞ!!!
- Kişisel Gelişim'in için SUS!!!
- KİŞİSEL İSTEK ile/ve/değil/yerine İYİ İSTEK
( [not] PERSONAL REQUEST vs./and/but GOOD REQUEST
GOOD REQUEST instead of PERSONAL REQUEST )
- KİŞİSEL) "KABUL" ile/ve/değil/yerine/></< TANIM
- KİŞİSEL/ÖZEL KÖTÜLÜKLER ile/ve/||/<>/> KAMUSAL YARAR/KAZANÇ
- KİŞİSEL MÜLK ile/ve/değil/yerine VAKIF MÜLKÜ
- KİŞİSEL VERİLERİN:
KORUNMASI HUKUKU ile/ve/||/<>/< İŞLENMESİNDEKİ İLKELER
- KİŞİSEL YÖNELİM ve KİŞİSEL YÖNETİM
( PERSONAL INTENTION and PERSONAL MANAGEMENT )
- KİŞİSEL YÖNETİM ile/ve/<> İÇSEL YÖNETİM
( PERSONAL DEVELOPMENT vs./and/<> INNER MANAGEMENT )
- Kişisel Yönetim'in için DİNLE!!!
- Kişisel Yönetim'in için KONUŞ!!!
- Kişisel Yönetim'in için SUS!!!
- KİŞİSEL) YORUM ile/ve/değil/yerine/<> NESNELLİK
( Yorum niteliğindeki hiçbir yaklaşım/açıklama, nesnellik iddiasında bulunamaz. )
- KİŞİSEL ile/ve/||/<> KİTLESEL
- KİŞİSEL = ŞAHSİ = PERSONAL[İng.] = PERSONNEL[Fr.] = PERSÖNLICH, PERSONAL[Alm.]
- [ne yazık ki]
"KİŞİSELLEŞTİRME" "YANSITARAK KİŞİSELLEŞTİRME"
- KİŞİSELLEŞTİRMEK/ŞAHSİLEŞTİRMEK ile KİŞİLEŞTİRMEK/ŞAHISLAŞTIRMAK
( Kişiye özel duruma getirmek. | Bilişim teknolojisinde kullanılan araçları kişiye özgü duruma getirmek. | Birine mal etmek, bağlamak. | Sözü edilen konudan uzaklaşarak olumsuz yönleriyle kişiler üzerinde durmak. İLE Bazı durum, süreç, olayları ya da bazı nesne, bitki ya da hayvanların bazı olumlu ya da olumsuz durumlarını/"özelliklerini", birine/birilerine "yakıştırmak/ilişkilendirmek". )
- KİŞİSELLEŞTİRMEK ile KARAKTERLEŞTİRMEK
- KİŞİ/TOPLUM, DİN İÇİN değil DİN, KİŞİ/TOPLUM İÇİNDİR!
( DİN: Kendine verdiğin söz. )
- KİŞİYE BIRAKMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< KİŞİYE GÜVENMEK
- KİŞİYE GÖRE RENK DEĞİŞTİRMEK ile/değil/>< KİŞİLİĞİNİN, RENKLİ OLMASI
- Kişiye KONUŞ!!!
- KİŞİYE ÖZEL ile/ve/değil TEKRAR EDİLEMEZLİK
- KİŞİYE ÖZGÜ ile/ve/değil/||/<>/< KİŞİYE ÖZEL
- TESLİMİYET:
"KİŞİ"YE ile/ve/değil/||/<>/< YOL'A
- KİŞİYE/ONA ...:
UY(MA)MAK/UYAYIM/UYMAYAYIM ile/ve/||/<>/> EŞLİK ETMEK
- KİŞİYE/KİŞİNİN:
SIĞINMA ile/ve/değil/||/<>/>/< GÜCÜNDEN YARARLANMA
- KİŞİYİ/ÇOCUĞU ELEŞTİRMEK ile/değil/yerine/></< DAVRANIŞI ELEŞTİRMEK
( Utancı artırır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Ahlâkı artırır. )
- KİŞİYİ:
FARKLI KILAN ve/||/<> GÜÇLÜ KILAN ve/||/<> KENDİ KILAN
( Affettiklerimiz. VE/||/<> Sabrettiklerimiz. VE/||/<> Vazgeçtiklerimiz. )
- KORUMAK/KORUYAN:
[hem] KİŞİYİ, KENDİNDEN hem de DOĞAYI, İNSANDAN
- KİŞİYİ YIKAN:
DÜŞMAN(LAR)IN SÖZLERİ ile/değil/||/<>/< DOSTLARIN SESSİZLİĞİ
- KİŞİYİ/ÇOCUĞU ÖVMEK ile/değil/yerine/||/></< DAVRANIŞI ÖVMEK
( Kibri geliştirir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kişiyi/çocuğu geliştirir. )
- KİŞİYİ/İNSANI:
DOĞRUDAN ANLAMAK ile/ve/değil/yerine DOLAYLI OLARAK ANLAMAK
( Kişi/ler, dolaylı olarak, ancak, bir şeyler üzerinden anlaşılabilir. Doğrudan anlamak olanaklı değildir. Ve de kişi, ancak, kendinden bahsettiği oranda anlaşılabilir, bilinebilir/tanınabilir. )
- KISKAÇ ile KISKANÇ
( Bir şeyi tutup sıkıştırmaya yarayan kerpeten, pense vb. araç. | Açılıp kapanan eğreti merdiven. | Böceklerde besinleri parçalamaya ve kendilerini savunmaya yarayan örgen. | Demircilerin kızgın demiri tuttukları maşa vb. araç. İLE Kıskanma huyunda olan kişi, günücü, haset, hasetçi, hasetli, hasut. )
- KISKAÇ ile MAKAS
- KISKAÇ ile KISKIÇ/MENGENE[Yun.]
( Yengeç. İLE Tahta için. )
( CHELA(E) vs. CLAMP )
- | KISKANÇLIK ile/ve ÇEKEMEMEZLİK | ile/değil/yerine İMRENMEK ile/ve KEREM
( |Benim var, onun olmasın! İLE/VE Benim yok, onun da olmasın!| İLE/DEĞİL/YERİNE Onun var, benim de olsun. İLE/VE Benim var, onun da olsun. )
- KISKANÇLIK:
HALK ARASINDA ile SINIRLI/BELİRLİ BİR ÇEVREDE (/[eskiden] SARAYDA)
( İğne ucu gibidir. İLE Hançer ucu gibidir. )
- KISKANÇLIK ile/ve BEĞENMEME
- KISKANÇLIK ile ÇEKEMEMEZLİK
- KISKANÇLIK ile/değil/yerine GIPTA
( İlgili olanağın o kişinin elinden çıkmasını istemek. [ve gerçekleşmesi için anlamsız sorunlar çıkarmaya çabalamak.] İLE/DEĞİL/YERİNE Kendi elinde de bulunmasını istemek [ve gereklerini yerine getirmeye çabalamak.] )
( Kişi, başkalarını kıskanarak, pek çok şanssızlığı üzerine çeker. )
( HASED, GAYRA ile/değil/yerine GIBTA )
( REŞK ile/değil/yerine BÜJHÂN )
( [not] JEALOUSY vs./but ADMIRE
ADMIRE instead of JEALOUSY )
( ZELOTYPIA cum/et ... )
- KISKANÇ/LIK ile/ve/değil/||/<>/< GÜVENSİZ/LİK
- KISKANÇ/LIK ile/ve/değil HUYSUZ/LUK
- KISKANÇLIK ile/ve/değil İĞRENME
- KISKANÇLIK = JEALOUSY[İng.] = JALOUSIE[Fr.] = EIFERSUCHT[Alm.] = ZELOTYPIA[Lat.]
- KISKANÇLIK ile/ve/<> KİN
- KISKANÇLIK ile/ve/değil TAKDİR ETMEMEK
- KISKANMAK ile/değil "KUDURMAK"
- KIŞKIR(T)MAK ile/ve/||/<> KAYNA(T)MAK ile/ve/||/<> KABAR(T)MAK
- KIŞKIRTICI ile TAHRİK EDİCİ
- KIŞKIRTMA ile/ve/> FIŞKIRTMA
- KIŞKIRTMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< "GIDIKLAMA"
- KIŞKIRTMA ile/ve/</değil/yerine TETİKLEME
- KIŞKIRTMAK ile "KAMÇILAMAK"
- KISKIVRAK (YAKALA(N)MAK)
- KIŞLA ile KIŞLA ile KIŞLA ile KIŞLAK
( Askerlerin toplu olarak barındıkları yapıların tümü. İLE Koyun ve keçi sürülerinin gecelediği ya da kışın barındığı kapalı ağıl. İLE Kış ile [soğuk/kar ile] (baş etmek/edememek). İLE Kışın barınılan yer. | Kışın orduların, göçebe oymakların hayvanlarıyla birlikte yayladan inip konakladıkları yer. )
- KIŞLA ile/||/<> KIŞLAK ile/||/<> ODA
( Askerlerin toplu olarak barındığı büyük yapı. Çevresine göre daha yüksek yerlerde kış aylarının aşırı soğuklarından etkilenen göçebe yaşam tarzını benimseyenlerin gittiği, daha sıcak olan görece alçak bölgelerdir. Kışlaklar, genelde deniz, göl ve akarsu kıyılarıdır. Deniz ve göl kıyıları çevresine göre genelde düşük yükseklikteki bölgeler olduğundan iklimi, yaylaklara göre daha ılıman olan yerlerdir. İLE/||/<> Yeniçeri kışlası. )
- KISMEN "DOĞRU" ile/ve/||/<>/> ABARTI
- KISMEN "DOĞRU" ile/ve/||/<> ÇARPITMA
- KISMET ile/ve RIZK
( Bu meyve rızkım mıdır? Yiyebilirsen rızkındır! )
- [KISMÎ ANLAM BAKIMINDAN] SÖZ/LÂFIZ:
DELÂLET ile/ve/||/<> İŞARETLE DELÂLET ile/ve/||/<> DELÂLETLE DELÂLET ile/ve/||/<> İKTİZÂ ÜZERİNE DELÂLET
( DÂL Bİ'L-İBÂRE ile/ve/||/<> DÂL Bİ'L-İŞÂRE ile/ve/||/<> DÂL Bİ'D-DELÂLE ile/ve/||/<> DÂL Bİ'L-İKTİZÂ )
- KISMİ TÜREV ile/||/<> TAM TÜREV
( Kısmi tek değişken, tam tüm değişkenlerdir )
( Formül: ∂f/∂x İLE df/dx )
- KİSPET = KİSVET
( Yağlı güreşte pehlivanların giydiği, belden baldıra kadar uzanan, dar paçalı pantolon. )
- KIŞR[Ar. < KUŞÛR] ile KABUK
( KABUK )
- KISS ile KISS
( ...~Keep It Simple & Stupid )
( Öpmek. İLE/VE/||/<> Yalın ve bir aptalın bile anlayabileceği kadarını sağla/yeğle! )
- KISSA ile/ve/||/<>/> HİSSE
( Fıkra, öykü/hikâye, rivâyet. | Vak'a. İLE/VE/||/<>/> ... )
- KISSA[Ar. < KISAS] ile KISSA'[Ar.] ile KISA[>< UZUN]
( Fıkra, öykü, söylence. | Vak'a, macera. İLE Salatalık/hıyar.[KISSÂ ÜL-HİMÂR: Eşek hıyarı.(Fr. ÉLATER)] İLE Boyu, uzunluğu az olan, kesik. )
- KISSA[Ar.] ile MENKIBE/MENKABE[Ar. çoğ. MENÂKIB]
( Fıkra, öykü, rivâyet. | Olay, macera. İLE Din büyüklerinin ya da tarihe geçmiş ünlü kişilerin, yaşamları ve olağanüstü davranışlarıyla ilgili öykü. )
- KISSA[Ar.] değil/yerine/= OLAY/DURUM ANLATI
- KİST ile UR(TÜMÖR) ile YAĞ BEZESİ
( İçi, sıvı ya da gazla dolu keseciktir. Enfeksiyon ve iltihaplanma gibi durumlarda oluşur. Yumuşaktır. [Her kistten korkmamak ve bilgili/bilinçli olmak gerekir.][Kansere daha az neden olur.] İLE Gövdenin bir yerindeki kistin olağandışı büyümüşlüğüne işaret eder. Serttir.[Daha büyük dokulardan oluşur.][Gövde içindeki bir kist parçalanıp içeriğini gövde içine yayabilir ve dolayısıyla zarar verebilir.]Kansere neden olmadığı sürece zararsızdır ve iyi huylu tümörler gövdenin herhangi bir işleviyle etkileşime girmez.] İLE Yağ ve/ya da bağ dokusunun [lipom] katı ya da sıvı oluşuna göre birikinti, beze, kist biçiminde olabilir.[Yangılı(iltihaplı) olanlarına apse/li denilmektedir.] )
( ... İLE ... İLE/ Bir yağ hücresinin içinde depoladığı yağ miktarını sınırlayamaması ve aşırı yağ depolaması ile oluşur. (Yağlı yiyecek ya da (ne az, ne de çok) yağlı yemekten kaynaklanmamaktadır.] )
- KISTÂS[Ar.] ile/ve/||/<> KISAS[Ar.]
( Bir suçlunun, başkasına yaptığı kötülüğü, aynı biçimde uygulayarak cezalandırılması. İLE/VE/||/<> Ölçü. | Büyük terazi. )
- KISTAS[Ar.]/CRITERION, CRITERIA[İng.]/KRİTER[Fr. < CRITERE] değil/yerine/= ÖLÇÜT/ÖLÇEK
- KISTIRMAK ile KISTIRMAK
( Kaçamayacak bir duruma getirmek, köşeye sıkıştırmak. İLE Birinin/birinden sesi kısmasını sağlatmak/istemek. )
- KİST/UR:
SIVI ile/ya da KATI
- KİSVE[Ar.] değil/yerine/= KILIK
- KİSVE[Ar.] ile/ve/||/<> LİBÂS[Ar.] ile/ve/||/<> ESVÂB[Ar. < SEVB]
( Kisvet. | Giysi/giyecek. | Özel giysi/giyecek. | Kisbet, yağlı güreş yapan pehlivanların giydiği dar paçalı, meşin pantolon. | Birinin ya da bir şeyin dış görünüşü. )
( Giyecek, kılık kıyafet. | Hacıların Kâbe'de giydiği beyaz üstlük. İLE/VE/||/<> Biçim verilmiş giyecek. İLE/VE/||/<> Gövdeyi örten herhangi bir giyecek. )
- KİS/ZEVCE[Ar.] ile KİŞ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Eş. İLE Samur. )
- KIT[Ar. < KAHT] ile AZ/YETERSİZ
- KIT KANAAT (GEÇİNMEK, YAŞAMAK)
- KITÂ[Ar.] değil/yerine/= ANAKARA | BİRLİK | DÖRTLÜK
- KITA[Ar.] değil/yerine/= KESİT
- KITÂ'[Ar.] ile KIT'A[Ar.]
( Kat etme, kesme. | Daireden bir parça/kesme/kıt'a. [İng., Fr. SEGMENT] İLE Parça, bölük, cüz. | Arazi, memleket, ülke. | Askeri birlik. | En az iki beyitten oluşan, gazel tarzında kafiyelenen, ancak ilk beytinin mısraları birbiriyle kafiyeli olmayan nazım biçimi. )
- KITA ile KITA ile KITA ile KITA
( Yeryüzündeki altı büyük kara parçasından her biri, ana kara. İLE Askerlerin bir komutanın emrinde biraraya gelmesinden oluşan birlik. İLE Dörtlük. İLE Parça, tane. )
- KİTABET ile/ve/||/<> HİTABET
- KİTÂBET/KETEBE/MUKABELE/KUBİLE KAYDI = FERAĞ KAYDI = İSTİNSAH KAYDI
( İstinsah kayıtlarında, tarihler, yazıyla verilir.[nadiren de rakamla] )
( İstinsah kayıtları, genellikle Arapça'dır. [XI. yy.'dan sonra Farsça da görülmektedir. XIV. yy.'dan sonra çok az sayıda Türkçe olarak da görülmektedir. Bazen de ebced ile kaydedilmiştir.][bkz. İslâm İlimleri Dergisi - Esad Coşan, 2. Sayı, 55-56 s., 1975, Ankara] )
- KİTAB-I TEKVİNÎ ile/ve KİTAB-I TEDVİNÎ
( Kainat Kitabı. İLE/VE Kuran-ı Kerim. )
- KİTAB-I:
TENZÎLÎ ile/ve/||/<> TEKVÎNÎ ile/ve/||/<> TELÎFÎ/TAHRÎRÎ
- KİTABIN ORTASINDAN KONUŞMAK ile/ve/||/<> SONDA SÖYLEYECEĞİNİ BAŞTA SÖYLEMEK
- KITAL[Ar. < KİTAL] değil/yerine/= SAVAŞ
( Vuruşma, birbirini öldürme. | Savaş. )
- KİTAP:
BELLEK ve/||/<> İDDİA
( Korutur. VE/||/<> Sağlatır. )
- KİTAP BİLGİSİNİN EKSİKLİĞİ (VE BU DURUMUN GETİRDİĞİ BİLGİSİZLİK) ile KENDİ HAKKINDAKİ BİLGİSİZLİĞİ
( LACK OF KNOWLEDGE BY BOOK (AND THE IGNORANCE WHICH THIS SITUATION BRINGS) vs./and LACK OF KNOWLEDGE THE SELF (AND THE IGNORANCE OF IT) )
- KİTAP HEDİYE ETMEK:
EHLİNE ve İSTEKLİSİNE
- KİTAP OKUMAK:
"UYUMAK İÇİN" değil UYANIK KALMAK/OLMAK ÜZERE
- KİTAP OKUMAK ile/||/<> "DENİZ SUYU İÇMEK"
( Okumak, deniz suyu içmek gibidir. İçtikçe susanır, susadıkça içilir. )
- KİTAP OKUMAYI SEVMEYEN ile/değil/yerine/<> ARADIĞI KİTABI HENÜZ BULAMAMIŞ OLAN
- KİTAP OKUYANLAR ile/>< HIRSIZLAR
( Kitap çalmaz. İLE/>< Kitap okumaz. )
- BETİK/KİTAP:
SIRTI ile/ve/||/<> ARKASI
- KİTAP/YAZMA ile/ve/değil RİSÂLE
( ... İLE/VE/DEĞİL Kısa yazılmış küçük kitap. )
- KİTAP ile/ve/değil/||/<>/< CİLT
- KİTAP ile/yerine/değil YAPIT/ESER
( ... İLE/YERİNE/DEĞİL Bir şeyin varlığına delâlet eden başka bir şeyin hasıl olması. Sonuç. )
( [not] BOOK vs./but WORK
WORK instead of BOOK )
- KİTAP ile HİTAP
- KİTAP ve/||/<> HİTAP
- KİTAP ve/<> KİŞİ ve/<> MUHABBET
- KİTAP ile/ve/<>/< KİTÂBE
( BOOK and INSCRIPTION )
- KİTAP ile/ve/||/<>/> KİTAP SEVDÂSI VE AŞAMALARI
(
)
( KİTAP SEVDÂSI AŞAMALARI...
9- Kitapları/nı, sonraki kuşağa bırakma...
8- Kitap biriktirme...
7- Yeniden keşfetme...
6- Kitaba yer/gereksinim yok...
5- Kitaplardan beklenilenin dayanılmaz hayal kırıklığı... ["Ben bir kitap yazayım da görsünler!"]
4- Kitapları, kişilerle etkileşimde olmanın yerine koyma...
3- Kimlik olarak kitaplar...
2- Kitap aşkı...
1- Kitapların keşfi... )
- KİTAP ile LİBRETTO[İt.]
( ... İLE Bir operanın, sözlerinin yazılı bulunduğu kitap. | Bir pantomimi ya da baleyi açıklayan kitap. )
- KİTAP ile MUSHAF ile KUR'ÂN-I KERÎM
( * KUR'ÂN-I KERÎM(Zât'ı temsil eder.)
* İNCİL("YENİ AHİT" diye de geçer.)(İsimler tecellisidir.)
* TEVRAT: Beş kitap. ("ESKİ AHİT" diye de geçer.)(Sıfatlar tecellisidir.)
* ZEBUR(Fiiller tecellisidir.)
( Zebur'u ilkokul, Tevrat'ı ortaokul, İncil'i de lise öğrenimine benzetecek olursak, Kur'an yüksek öğrenime benzer. )
- KİTAP ile/ve/<> ÖĞRETMEN/HOCA/MÜRŞİT/GURU
( Neyi/neleri nasıl yapacağını/yapabileceğini anlatır/gösterir. İLE/VE/<> Neyin/nelerin yapılmayacağını/yapılmaması gerektiğini gösterir/anlatır. )
( Veri/bilgi. İLE/VE/<> Bilgi + Tecrübe. )
( ... ile/ve/<> GURU: Can bağdaşması. )
- BETİK/KİTAP ile SUPARA[Fars. SÎ+PÂRE]
( ... İLE Osmanlı Devleti'nde, okul kitaplarının genel adı. )
- KİTAP ile TRETE[Fr.]
( ... İLE Bir bilim ya da sanatın ana kurallarının yazılı olduğu kitap. )
- KİTAPSIZLIK ile/değil/yerine "HESAPSIZLIK"
- KITİPİYOZ[Yun.] değil/yerine/= DEĞERSİZ, BAYAĞI, KÖTÜ
- KITIR KITIR (YEMEK, KESMEK, DOĞRAMAK)
- KITIR ile TIKIR
( Minderin sertleşmesini sağlayan içindeki saman parçaları. | Yalan. | Patlamış mısır. İLE Tıkırdayan, birbirine vuran, çarpan şeylerin çıkardığı ses. | Para. )
- KİTLEME" değil KİLİTLE(ME)!
- KİTLE ile KÜTLE[Ar.]
( Katı maddelerin büyük parçası, küme, yığın. | [fizik] Bir nesneye uygulanan kuvvetle, oluşan ivme arasındaki orantıyı veren katsayı ya da nesne niceliği. )
- KITLIKTA:
AÇLIK değil TOKLUK
( Kıtlık zamanlarında, kişileri, açlık değil alışmış oldukları tokluk öldürür. )
- KITSCH değil/yerine/= BAYAĞI/ZEVKSİZLİK
- KIVAM ile/ve/||/<>/> KIYAM
( Ölçü/kıvam oluşturmadan, kalkış/kıyam, ilerleme, gelişim olmaz. )
- KIVÂM[Ar.] ile/<> TAV[Fars.]
( Koyuluk. | Bir şeyin, en uygun zaman ya da durumu. | Spor çalışmalarında başarılı olabilmek için, fizik ve moral yönünden istenilen iyi durum. İLE/<> İşlenecek bir nesnede bulunması gereken ısının, nemin yeterli olması durumu. | [hayvanlarda] Semizlik. | [mecaz] En uygun durum ve zaman. )
- KIVAN ile/||/<> GÜVEN
( Kıvanmak. İLE/||/<> Kendini beğenmek, gururlanmak; övünmek, iddia etmek. )
- KIVILCIM ile ÇINGI
( ... İLE Kıvılcım. | Parça, zerre. | Maşrapa. )
- KIVILCIM ve/||/<> SİVİLCE
( [fazla] Güvenme servetine! Bir kıvılcım yeter. VE/||/<> [fazla] Güvenme güzelliğine! Bir sivilce yeter. )
- KIVILCIM/ŞERÂRE[Ar.] ile/değil UÇKUN
( ... İLE Ateşten fırlayan kıvılcım. )
- KIVIRCIK ile KIVIRCIK ile KIVIRCIK
( Küçük küçük kıvrımları olan. İLE Marul. İLE Koyun. )
- KIVIRMAK ile KIRITMAK
- KIVRAK ZEKÂ" ile "HAZIR YANIT"
- KIVRAK/LIK ile USTA/LIK
- KIVRAMAK ile KIVRANMAK
( Bir nesnenin buruşup toplanması, kıvırcık duruma gelmesi. | Hızlı yürümek. | Harekete geçmek. İLE Ağrı, sancı gibi gövdesel ya da korku, heyecan gibi ruhsal nedenlerle gövdenin eğilip bükülmesi. | Acı çekmek, üzülmek. | Bir şeye çok gereksinim duymak. )
- KİWİ ile KİWİ
( Meyve. İLE Kuş. )
- KİWİ ile OKARİTO KAHVERENGİ KİWİSİ
( ... İLE Yeni Zelanda'da yaşarlar. )
- KIYÂFET/KİSVE/ESVAP/LİBAS[Ar.}/KOSTÜM[Fr./İng. < COSTUME] değil/yerine/= GİYSİ/GİYİM/GİYECEK/OTRAN
- KIYAFET ile/değil KİFÂYET
( Giysi/giyecek. İLE Yeterli oranda olma, yetme, kâfi gelme. | Yeterlilik. )
- KIYAK ile/ve/değil/yerine KATKI
( [not] "FAVOUR" vs./and/but CONTRIBUTION/ADDITION
CONTRIBUTION/ADDITION instead of "FAVOUR" )
- KIYÂM ve/||/<> SÜKÛNET ve/||/<> KAVL ve/||/<> HAYAT
( Hizmet ile olsun! VE/||/<> Hürmet ile olsun! VE/||/<> Hikmet ile olsun! VE/||/<> Edep ile olsun! )
- KIYAM ve/||/<> SÜKÛNET ve/||/<> KAVL(SÖZ) ve/||/<> HAYAT
( Hizmet ile. VE/||/<> Saygı ile. VE/||/<> Hikmet ile. VE/||/<> Edeb ile. )
- KIYÂMET ile/değil HELÂK
- KIYÂMET ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KIYMET
- KİYANİT ile/||/<> ANDALUZİT
( Mavi renkli ve sertliği değişken bir mineral. İLE/||/<> Renk değişimi gösterir. )
- KİYANİT ile/||/<> STAUROLİT
( Mavi renkli ve sertliği değişken bir mineral. İLE/||/<> Çapraz biçimli ikiz kristalleri ile bilinir. )
- KIYAS ile GIYÂS
- KIYAS ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<> HAKARET
( Kimseye ve de özellikle çocuklara, ne kıyas, ne de hakaret edilir! )
- KIYAS ile/yerine KARŞILAŞTIRMA
( Tanım/Örnek: Bir sayfanın ikiye bölünerek, iki ayrı olgunun/kavramın kendi özlerinin iki ayrı sütunda sadece veri olarak dizilişi ve öylece yorum eklemeden bırakılması. İLE Yapılan tablonun/karşılaştırmanın altına ekleme/yorum biçiminde göreceliliği, sınırlılığı ve kısıtlılığı potansiyelinin gözardı edilerek bir değerlendirme yapılması.(sınırı aşmak/bilmemek). Sonuç: Kıyasın değil, karşılaştırmanın daha yerinde, arı, saf, doğru olacağı ve kıyas yapmama gerekliliği. )
( Nispet. İLE/YERİNE Oran. )
( TO COMPARE vs. COMPARISON
COMPARISON instead of TO COMPARE )
- KIYAS ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KISTAS
- KIYAS ile/değil YANLIŞ KIYAS
( ... İLE Bilgisizin/cahilin yaptığı. )
- KIYAS ile/ve YORUM
( COMPARISON vs./and INTERPRETATION/COMMENT )
- KIYASİ[Ar.] ile KIYASEN[Ar.]
( Uygulama ve benzetme ile elde edilen. | Kurala göre yapılmış, kurallı. İLE Kıyas edilerek, kıyas yoluyla. | Karşılaştırarak, oranlayarak. | Benzeterek. )
- KIYASIN ENGELLERİNDE(DEF-İ KIYAS):
MEN ile/ve/||/<> MUARAZA ile/ve/||/<> NAKZ-I İCMÂLÎ ile/ve/||/<> NAKZ-I TAFSİLÎ/ŞEBİHÎ
( EMPECHEMENT PROPREMENT DIT avec/et/||/<> CONTESTATION avec/et/||/<> REFUTATION COLLECTIVE avec/et/||/<> REFUTATION PARTIELLE OU RESSEMBLANTE )
- KIYASIYA = ŞİDDETLİ/YOĞUN BİR BİÇİMDE
( Çok şiddetli, korkunç, müthiş. | Şiddetli bir biçimde. )
- KIYASLAMA HATALARI:
GENELLEŞTİRME ile/ve/||/<> ÖZELLEŞTİRME
( FALLACY OF CONVERSE ACCIDENT vs./and/||/<> FALLACY OF ACCIDENT )
- KIYASLAMA ile "TOKUŞTURMA"
( TO COMPARE vs. "TO KNOCK" )
- KIYASLAMA ile/ve/||/<>/> YARGILAMA ile/ve/||/<>/> SUÇLAMA ile/ve/||/<>/> AŞAĞILAMA
itibarı ile 44.967 başlık/FaRk ile birlikte,
44.967 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(96/181)
(1996'dan beri)