
Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim
M'LERDE
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA VE FARKINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
EN SON YAPILMIŞ OLAN EKLEMELER
[ 06 March - 01 May 2025 arasında... ]
[ 06 March - 01 May 2025 arasında... ]
Bugün itibariyle yapılmış olan eklemeler aşağıdaki gibidir.
[ 06 March - 01 May 2025 arasında... ]
( 122 yeni ekleme, 123 katkı(bilgi/açıklama) )
- MIZMIZ/LIK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> BASKIN/LIK / BASKICI/LIK
[Eklenme Tarih ve Saati: 01 May | 02:48 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71656(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
- CIVIK ile/= MIÇÇIK
[Eklenme Tarih ve Saati: 01 May | 01:53 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71655(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
- KADIN ile/ve/||/<>/> MÜCEVHER ile/ve/||/<>/> ERKEK ile/ve/||/<>/> KADIN
[Eklenme Tarih ve Saati: 28 April | 21:15 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71635(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Birbirini tüketen döngü. )
- TEŞRİK[Ar.] ile/ve/||/<> MÜŞTEREK[Ar.]
[Eklenme Tarih ve Saati: 22 April | 13:33 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71568(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Yaptığı bir işe birini ortak etmek. İLE Ortak. | Ortaklaşa, el birliğiyle yapılan/hazırlanan. | Ortaklaşa kullanılan. | Ortaklaşa, birlikte. )
- MAHV[Ar.] ile/değil/yerine HAVF[Ar.]
[Eklenme Tarih ve Saati: 22 April | 12:28 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71561(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
- YAPRAK ve/<> MIZRAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 21 April | 11:47 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71558(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
- İZMARİT" değil/yerine/= MENEKŞE
[Eklenme Tarih ve Saati: 14 April | 11:52 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71536(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
- MANTIK(/... MANTIĞI)" ile/değil SIĞINMA
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 April | 16:54 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71532(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
- PİSUVAR[Fr. PISSOIR] ile/ve/||/<>/< BİSİKLET ile/ve/||/<>/< MERDİVENDEN İNEN KADIN
[Eklenme Tarih ve Saati: 09 April | 16:16 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71519(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( 1917 ile/ve/||/<>/< 1913 ile/ve/||/<>/< 1912 )
( ile/ve/||/<>/<
ile/ve/||/<>/<
)
- MUTLULUK "DUYGUSU" değil MUTLULUK
[Eklenme Tarih ve Saati: 31 March | 00:46 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71455(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
- MAHCUBİYET ile/ve/değil/||/<> MAHVİYET
[Eklenme Tarih ve Saati: 29 March | 22:09 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71446(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
- [ne yazık ki]
EN ÇOK KONUŞULANLAR:
MAAŞ ve/||/<> MAÇ ve/||/<> MAGAZİN
[Eklenme Tarih ve Saati: 18 March | 10:16 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71385(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
- İMLÂ ile/ve/||/<>/> MÜMLÎ
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 23:49 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71379(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
- ENKAZ ile/değil/||/<> METRUK
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 22:54 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71377(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
- MÜŞ[Çigil] = ÇETÜK[Oğuz]
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71312(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Dişi kedi. )
- MÜNGÜZGEK = NASIR
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71311(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Çalışma nedeniyle elde oluşan pürüzlü doku. )
- MÜNGÜZ ile MÜNGÜZ MÜNGÜZ
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71310(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Her türlü hayvan boynuzu. İLE Bir çocuk oyunu. )
- MÜN ile MÜN
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71309(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Sayrılık, kusur. İLE Çorba. )
- MUYAN ile MUYANÇILIK/MUYANÇILIQ
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71308(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Sevap. İLE Arabuluculuk, yatıştırma, iki kişiyi uzlaştırma. )
- MURÇ = KARABİBER
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71307(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
- MUNG ile MUNG
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71306(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Sıkıntı. İLE MUNG TAG: Yirmi yaş dişi. )
- MUNU ile MUNU
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71305(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( İşte orada. İLE Bu. )
- MUNDUZ ile/ve/||/<> MUNDUZ ile/ve/||/<> MUNGAN / MUNGAK/MUNGAQ
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71304(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Budala, şaşkın. İLE/VE/||/<> ... İLE Boşboğaz, geveze kişi. )
- MUNDA ile MUNDARU
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71303(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Burada. İLE Süslenmiş düğün odası. )
- MUGUZGAK/MUGUZGAQ[Argu] ile SİNEK
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71302(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Balarısına benzeyen bir sinek. İLE ... )
- MONÇUK/MONÇUQ ile
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71301(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Boncuk. Süs için boyuna takılan değerli taşlar. İLE )
- -MİZ = BİZ
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71300(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
- MİNG ile
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71299(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Bin sayısı.[1000] İLE ... )
- MINGAR[Oğuz] ile
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71298(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Pınar. İLE ... )
- MINGUY ile
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71297(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Kâğıt yapıştırmakta kullanılan bir tür hamur. İLE ... )
- MERDEK/ADIG MERDEKİ = TORİGUZ MERDEKİ
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71296(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Ayı yavrusu. = "Meme emen domuz". )
- MENGİZ ile BENİZ
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71295(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Yüzün rengi. )
- MENGGÜ ile
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71294(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Sonsuz [hâlid/ölümsüz] olan. | Sonsuzluk.[hulûd/ölümsüzlük] İLE ... )
- MENG ile MENG
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71293(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Kuş yemi. İLE Yüzdeki ben. )
- MEN ile/ve/||/<>/> MENDE
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71292(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Ben. İLE/VE/||/<>/> Bende, benim yanımda. )
- MEME ile MEME
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71291(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Harman döverken ortada bulunan ve öteki öküzlerin etrafında döndüğü öküz. İLE ... )
- MELDEK ile
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71290(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Keçeleşmiş olan. İLE ... )
- MEKKEH ile MÜREKKEP
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71289(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Çin'den getirilen bir mürekkep.[Türk kitapları bu mürekkeple yazılırdı.] İLE ... )
- MAYIL ile
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71288(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Olgun şeftali ya da büyük kavun gibi çürümeye yaklaşmış ve yumuşamış meyvelerin tümüne verilen ad.[: MAYIL YEMİŞ] İLE ... )
- MAYGAK/MAYGAQ ile MAYGAK/MAYGAQ
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71287(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Paytak kişi. İLE Çatal tırnaklı olmayıp top tırnaklı olan hayvanların tüyleri kısa olanları. )
- MAYAK/MAYAQ ile MEJEK
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71286(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Dışkı.[Özellikle deve gübresi anlamında kullanılır.] İLE Köpek dışkısı. )
- MAT ile
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71285(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Öyle, onun gibi. İLE ... )
- MARAZ ile MARAZ[Argu VE YAGMA]/XIYAR MARAZ ile MASIÇ
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71284(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Karanlık gece. İLE Ücretle çalışan. | Irgat. İLE Karanlık. )
- MANGIG = ADIM
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71283(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
- MANDU ile SİRKE
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71282(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Bir tür Türk sirkesi. İLE ... )
- MANDAR[Oğuz] ile SARMAŞIK
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71281(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Ağaçlara sarılan ve ağacın kurumasına neden olan bir bitkinin adı. İLE ... )
- MANÇU ile ÜCRET
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71280(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Bir zanaatkâra verilen ücret.[Başka bir ücreti anlatmak için kullanılmaz.] İLE ... )
- MAN KIŞLAG/MAN QIŞLAG ile MAN KEND
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71279(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Oğuz ülkesinde bir yer adı. İLE Eskiden Kaşgar yakınlarında olan bir kentin adı.[Şimdi harap durumdadır.] )
- MAMU ile MANDIRI[Çigil]
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71278(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Gerdek gecesi gelinle birlikte yollanan kadın. İLE Gelinle güveyin gece bir araya getirildiği ve çevresindekilerin onların başından aşağı para attığı yerin adı. )
- -MA ile MA/MAH ile MA
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]
[Eklenme Tarih ve Saati: 16 March | 17:11 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71277(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Buyrum kipindeki eylemlere gelen ve olumsuzluk bildiren bir ilgeç. İLE "İşte! | Al!" anlamına gelen bir ilgeç. İLE Oğlak ve kuzu sesinin bir yansıması. )
- LAV/LAW ile MUM
[< <a href="https://www.FaRkLaR.net/divanlugatturk" target="_blank">Divân-ü Lugât-it-Türk</a>]
[Eklenme Tarih ve Saati: 15 March | 21:24 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71269(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Mühür mumu. İLE ... )
- KOZMOPOLİTİZM ile MİLLİYETÇİLİK
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 17:20 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71194(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Tüm insanlığın tek bir topluluk olduğunu ve evrensel değerleri savunan görüş. İLE Ulusal kimliği ve çıkarları ön planda tutan görüş. )
- EPİSTEMOLOJİK İDEALİZM ile METAFİZİK İDEALİZM
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 17:20 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71191(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Bilginin zihinsel yapılar tarafından biçimlendiğini savunan görüş. İLE Gerçekliğin temelde zihinsel ya da düşüncelerden oluştuğunu savunan görüş. )
- EREKBİLİM/TELEOLOJİ ile MEKANİZM
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 17:20 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71180(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Doğadaki olayların bir amaca yönelik olduğunu savunan görüş. İLE Doğadaki olayların sadece nedensel mekanizmalarla açıklanabileceğini savunan görüş. )
- EB ile/||/<> EBEVEYN ile/||/<> EBEN AN CEDD ile/||/<> RABBE ile/||/<> ASABE-İ NESEBİYE/NESEBİYYE ile/||/<> MÜLTEKÂ-YI NESÂB ile/||/<> NESLEN BADE NESLİN ile/||/<> İRS
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:49 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71155(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Baba, ata. İLE/||/<> Ana, baba. İLE/||/<> Babadan oğula.[ebâ an cedd] İLE/||/<> Üvey ana. İLE/||/<> Kan ve soy yoluyla yakın/akraba. İLE/||/<> İki ya da daha çok kişinin kuşaklarının birleştiği kişi. İLE/||/<> Kuşaktan kuşağa. İLE/||/<> Soya çekim, verâset. )
- TEMESSÜK ile/||/<> VAKIF TEMESSÜKÜ ile/||/<> TAPU TEMESSÜKÜ ile/||/<> TEFVÎZ ile/||/<> CİHET-İ İTÂ-YI SENET ile/||/<> VAKF-I MÜSTESNÂ ile/||/<> MAZBÛT VAKIFLAR ile/||/<> MÜLHAK VAKIFLAR ile/||/<> TEVLİYET ile/||/<> MÜTEVELLİ ile/||/<> ile/||/<> MÜSTEGAL[ÇOĞ. MÜSTEGALLÂT] ile/||/<> MECLİS-İ İDÂRE
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71153(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Eski hukukta borç senedi. | Has, timar ve zeamet sahipleri ile mütevelliler tarafından verilen, miri ve vakıf arazide tasarruf yetkisini bildiren belge. İLE/||/<> Vakıf memurları tarafından eski tarihlerde verilen senet. İLE/||/<> Tapu memurları tarafından eski tarihlerde verilen senet. İLE/||/<> Para mukabilinde ya da satılan bir hak mukabilinde hükümet tarafından verilen. . İLE/||/<> Senetin veriliş nedeni, iktisâb. İLE/||/<> Vakıflar idaresinin müdahale ve mürakabesi olmaksızın, doğrudan doğruya mütevellileri tarafından idare olunan vakıflar. İLE/||/<> Yönetimi devlet tarafından ele alınmış vakıflar; bir vakıf iki biçimde mazbut vakıf olur; ya tüm vakıf yöneticileri ölmüştür ya da vakfeden kişi yönetici göstermemiştir. Bu durumda bu vakıfların yönetimi devlet tarafından ele alınır; devlet bu yönetimi Vakıflar Genel Müdürlüğü eli ile kullanır. İLE/||/<> Vakfın vakfiyesindeki şartlara göre vakfın işlerini gören (mütevellileri) tarafından yönetilen vakıflar. Vakıflar Genel Müdürlüğü denetimine tâbidir. İLE/||/<> Vakıf malları üzerinde kullanma yetkisi, vakıf işine bakma görevi. Bu görev sahiplerine mütevelli denir. İLE/||/<> Bir vakfın idaresine memur edilen kişi. İLE/||/<> Vakfa gelir getirmesi için tavanlı, damlı ve damsız vakfedilmiş olan mallar anlamına gelen müstegal kelimesinin çoğuludur. Çatısı bulunmayan arsa bağ bahçe gibi yerler. İLE/||/<> Yönetim kurulu, idare meclisi. )
- RAKABE ile/||/<> RAKABE ETMEK ile/||/<> MÜLK ARÂZİ
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71147(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Kuru mülkiyet, çıplak mülkiyet. | Bir arazinin asıl mülkiyeti. İLE/||/<> Vakfın gelirini aslına eklemek. İLE/||/<> Hem tasarruf hakkı, hem de geliri[rakabesi] kişilere ait olan her tür emlak. )
- MÜTESELSİL ile/||/<> TESELSÜL
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71146(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Ard arda. İLE/||/<> Zincirleme. )
- MÜTEÂKİB ile/||/<> ZAHRİ ile/||/<> TEMÂDİ
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71145(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Sırayla, birbirinin arkasına gelen. İLE/||/<> Arkası, arkaya ait. İLE/||/<> Birbirinin devamı, devam etmek. )
- MÜSTAKİLEN ile/||/<> MÜŞTEMİLÂT
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71144(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Yalnız, kendine ait. İLE/||/<> Taşınmazın kullanılmasını kolaylaştıran ek yapı. )
- MUSAKKAF ile/||/<> MUSAKKAFÂT ile/||/<> HÂNE
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71143(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Üstü damla örtülü (bina), gayrimenkul kiralarına ilişkin. İLE/||/<> Ev, han ve dükkan gibi üstü dam ile örtülü yerler. İLE/||/<> Ev. )
- MUSAKKÂ ile/||/<> GAYR-İ MUSAKKÂ
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71142(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Sulu[suyu olan] tarla. İLE/||/<> Susuz tarla. )
- MUKAYYED ile/||/<> MÜSECCEL
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71141(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Kaydedilmiş. İLE/||/<> Tescil edilen. )
- MUHARRER ile/||/<> TAHRÎR ile/||/<> TEVSÎK ile/||/<> MÜLÂHAZAT
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71140(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Yazılı. İLE/||/<> Yazma. İLE/||/<> Vesikalandırma, sağlamlaştırma, yazılı duruma getirme. İLE/||/<> Açıklamalar. )
- MUACCELE ile/||/<> MUECCEL
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71139(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Önden alınan. | Vakıf kiralarının ya da mâlikâne yöntemi ile işletilen mukataalardan peşin alınan bölümü. İLE/||/<> Tecil edilmiş, mühletli, sonraya bırakılan, peşin olmayan. )
- MUADDEL ile/||/<> MUNKALİB ile/||/<> TEBÂDÜL ile/||/<> TAHVÎL
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71138(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Değiştirilmiş, tâdil edilmiş. İLE/||/<> Değişen. İLE/||/<> Değişme. İLE/||/<> Değiştirme. )
- METRÛK ile/||/<> MÜNHEDİM
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71137(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Terk edilmiş. İLE/||/<> Yıkılan/yıkık, çöken.[binalar için] )
- MESÂHA ile/||/<> MİKYAS
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71135(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Ölçme, ölçümleme, yüz ölçümü. İLE/||/<> Ölçek. | Kıyas edecek alet. | Uzunluk ölçüsü. )
- MERBÛT ile/||/<> MÜNÂKALE ile/||/<> TEDÂVÜL ile/||/<> LÂ-BÎ-ŞARTIN ile/||/<> MÜCEDDEDEN
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71134(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Bağlı. İLE/||/<> Bir taşınmazla ilgili yeni kayıtla eski kayıt arasında bağlantı kurma.[tedâvül] İLE/||/<> Tapu kayıtları oluşturulduktan sonra alım, satım, ifraz, intikal gibi nedenlerden dolayı kişiler arasında gelen değişiklikler. İLE/||/<> Koşula dayanmaksızın. İLE/||/<> Yeniden, zilyetlikten. )
- MECMÛAN ile/||/<> MECMÛU
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71133(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Toplu olarak, toptan. İLE/||/<> Tümü, tamamı. )
- MÂLİK ile/||/<> MEMLÛK ile/||/<> RABBUL-MÂL
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71132(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Mülk arazinin sahibi. İLE/||/<> Birinin malı olan. İLE/||/<> Mal sahibi.[İslâm hukukunda mâlik anlamında kullanılır.] )
- MÂ-İ CÂRİ ile/||/<> MÂ-İ LEZÎZ ile/||/<> LEB-İ DERYA
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71131(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Akarsu. İLE/||/<> İçilecek su, lezzetli su, memba suyu. İLE/||/<> Deniz kenarı, sahil. )
- MAHAL ile/||/<> MÂFEVK ile/||/<> EMÂKİN ile/||/<> HÂNE ile/||/<> MESKEN ile/||/<> MINTIKA ile/||/<> SÜKNÂ
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71130(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Yer. İLE/||/<> Üst mahal. İLE/||/<> Mahaller, mekanlar, mevkiler, yerler. İLE/||/<> Ev. İLE/||/<> Kişinin fiilen oturduğu yer, konut. İLE/||/<> Bölge, yer, mahal. İLE/||/<> Oturma [oturulacak yer]. )
- MÂBEYN ile/||/<> MÂBEYN SENEDİ ile/||/<> BEYNİNDE
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71129(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Ara. İLE/||/<> Ara senedi. İLE/||/<> Arasında, aralarında. )
- MAAN ile/||/<> MARÛF
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71128(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Beraber, birlikte. İLE/||/<> Herkesçe bilinen. )
- LİVÂ ile/||/<> MUTASARRIF
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71127(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Sancak. | Osmanlı döneminde, sancak olarak tanımlanan yönetim birimi.[Başında sancakbeyi bulunurdu. Tanzimat sonrası dönemde, livânın başında bulunan görevliye mutasarrıf da denilmiştir.] İLE/||/<> Tasarruf hakkı ve salâhiyeti olan kişi. | Bir malın sahibi. | Eskiden vilâyetten küçük olan sancak ya da öteki adı ile livânın yöneticisi. | Mîrî ya da vakıf araziye tasarruf eden kişi. )
- İHYÂ ile/||/<> İHYÂEN ile/||/<> İHYÂ-YI MEVÂT ile/||/<> MÜTEVECCİHAN
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71123(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Diriltme, canlandırma, tazelik verme. İLE/||/<> (Ham arazinin) ıslahıyle iktisap. İLE/||/<> İşlenmemiş toprağı ekime elverişli bir duruma getirme, işleme. İLE/||/<> Dönülerek. )
- İFRÂZ ile/||/<> MUKÂTAA
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71122(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Parçalara ayırma. İLE/||/<> Bir bütünün, bölümlere ayrılması ve kesim olarak belirlenmesi. [Osmanlı toprak sisteminde ya da devlete ait gelir kalemlerinin belirli bölümlere ayrılması. Daha sonra bu bölümler, belirli bir ücret karşılığında kiraya verilirdi.][Aynı zamanda bağ, bahçe, arsa durumuna getirilen ekim toprağı için verilen vergi için de kullanılırdı.]. )
- ÎCÂR ile/||/<> İCÂRE ile/||/<> MECÛR
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71121(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Kiraya verme. İLE/||/<> Kira, gelir. İLE/||/<> Kiraya verilen şey, kiralanan. )
- HÂNE ile/||/<> MENZİL ile/||/<> RAB ile/||/<> MÜSTEGAL[ÇOĞ. MÜSTEGALLÂT] ile/||/<> TARÎK-İ HÂS
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71118(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
- GARB ile/||/<> ŞARK ile/||/<> MAĞRİB
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71116(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Batı. İLE/||/<> Doğu. İLE/||/<> Garp, batı, batıda bulunan. )
- FEVT ile/||/<> MEMÂT ile/||/<> MATÛH/E
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71115(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Ölüm. İLE/||/<> Ölüm. İLE/||/<> Bunamış, bunak. | Sakat, kötürüm, amelmânde. )
- FERÂĞ ile/||/<> VEFÂEN FERÂĞ ile/||/<> MERHÛN ile/||/<> GAYR-İ MENKÛL ile/||/<> MEVRÛS MAL ile/||/<> İNTİFÂ ile/||/<> MERİYET/MERİYYET ile/||/<> SÜBÛT-I-ŞERİ
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71113(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Satış[Bir mülkün tasarruf, sahip, olma hakkını başkasına terk etme. | Arazi yasasında ise mîrî ya da vakıf arazisinin yararlanma hakkının satışı. İLE/||/<> Taşınmaz mal rehni. İLE/||/<> Rehnedilen mal. İLE/||/<> Taşınmaz mal. İLE/||/<> Miras yolu ile edinilen mal. İLE/||/<> Yararlanma, kullanma. İLE/||/<> Yürürlük. İLE/||/<> Şer'i esaslara göre sabit olan haklar. )
- EVRÂK-I MÜSBİTE ile/||/<> ZABIT KAYITLARI ile/||/<> DÂİMİ KAYITLAR ile/||/<> YOKLAMA KAYITLARI ile/||/<> MAZBATA
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71111(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Tapu sicilini tamamlayan belgeler. İLE/||/<> Tapulama(kadastro) görmeden önce taşınmazlarla ilgili tutulan tapu kayıtları. İLE/||/<> Tapu Yönetimlerinde iş sahiplerinin başvurusu üzerine tutulan kayıtlar. İLE/||/<> Rumi 1288 - 1325 tarihleri arasında miri arazinin, yetkili memurlar tarafından mahalline gidilerek, yerinde görülüp incelenerek tutulan kayıtlar. İLE/||/<> Tutanak. )
- ESÂMİ ile/||/<> MEZKÛR ile/||/<> MUTEBER
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71105(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Adlar. İLE/||/<> Zikredilen, sözü edilen. İLE/||/<> İtibar edilen, kabul gören. )
- MÜTEVEFFÂ ile/||/<> MÜTEVEFFİYE
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71104(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Vefat etmiş [erkek]. İLE/||/<> Vefat etmiş [kadın]. )
- EBNÂ ile/||/<> EBNÂ-YI EBNÂ ile/||/<> HAFÎD ile/||/<> MAHDÛM ile/||/<> ZÂDE ile/||/<> BENÛN ile/||/<> BİN ile/||/<> BİNT ile/||/<> ASLAH/ESLAH ile/||/<> EKBER ile/||/<> KEBÎR ile/||/<> KEBÎRE
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71097(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Oğullar. İLE/||/<> Kız ve erkek çocukları/torunları tanımlar. İLE/||/<> Torun. İLE/||/<> Oğul, çocuk. İLE/||/<> Oğul, çocuk. İLE/||/<> Üç ya da daha çok çocuk. İLE/||/<> Oğul. İLE/||/<> Kız. İLE/||/<> En uygun [vakfiyelerde en uygun oğul]. İLE/||/<> Daha/en/pek büyük. [vakfiyelerde geçer]. İLE/||/<> Yaşça büyük. İLE/||/<> Büyük kız çocuk [vakfiyelerde geçer]. )
- DERÛN ile/||/<> HÂVÎ ile/||/<> MUHTEVİ ile/||/<> MENÂFİ
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71093(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( İçinde. İLE/||/<> İçine alan, içeren, ihtiva eden. İLE/||/<> İçinde bulunan, ihtiva eden. İLE/||/<> Menfaatler. )
- CEBEL ile/||/<> MAÂDÎN
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71089(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Dağ. İLE/||/<> Madenler. )
- CÂR ile/||/<> CÂRİ ile/||/<> MERİYET/MERİYYET
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71086(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Komşu. İLE/||/<> Uygulanan. İLE/||/<> Yürürlük. )
- BİDÂYET ile/||/<> MEBDE
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71085(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Başlangıç. İLE/||/<> Başlangıç. )
- BER-MÛCEB-İ ÂTÎ ile/||/<> BER-MUTÂD ile/||/<> BU DAHİ ile/||/<> BEYNİNDE ile/||/<> MÜTESÂVİYEN
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71083(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Aşağıda geleceği gibi, aşağıda ifade olunacağı üzere. İLE/||/<> Alışılageldiği üzere, devamlı yapılagelen yönteme göre. İLE/||/<> Bu da bir öncesi gibi, yukarıda geçenin aynısı. İLE/||/<> Arasında, aralarında. İLE/||/<> Eşit olarak. )
- BEDEL-İ FERÂĞ ile/||/<> BEDEL-İ MİSL ile/||/<> BEDEL-İ MÜSEMMÂ ile/||/<> TAKDÎR-İ BEDEL ile/||/<> MUBÂDİL
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71082(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Mîrî arazi ve çifte kiralı [icareteynli] vakıf taşınmazlarının tasarruf haklarının devredilmesi karşılığı alınan para. İLE/||/<> Arazi hukukunda tasarruf hakkı karşılığı emsaline uygun ödenen para. İLE/||/<> Akitte tayin olunan bedel. İLE/||/<> Bir gayrimenkul malın emsaline göre bedelini takdir etme . İLE/||/<> Başkasının yerine getirilmiş, bir şeye bedel tutulmuş. )
- BÂNİ ile/||/<> MEBÂNİ
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71081(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Kuran, yapan, bina eden. İLE/||/<> Binalar, yapılar. )
- ATÎK ile/||/<> KADÎM ile/||/<> MİNEL-KADÎM ile/||/<> CEDÎD
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71077(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Eski. İLE/||/<> Eski. İLE/||/<> Oluşuna, kimsenin bilemeyeceği kadar eski olan bir zaman. İLE/||/<> Yeni. )
- AKİD/AKİT ile/||/<> AHKÂM ile/||/<> BERÎÜZ-ZİMME ile/||/<> MATÛK ile/||/<> UHDE
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71074(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Sözleşme, bir sözleşmede taraf olan kişi. İLE/||/<> Hükümler. İLE/||/<> Zimmetten ya da borçlardan kurtulmuş, temize çıkmış. İLE/||/<> Azat olunmuş, azatlı. İLE/||/<> Birinin üzerinde olan iş, sorumluluk. )
- AKÂR ile/||/<> AKÂRÂT ile/||/<> AKÂRÂT-I VAKFİYE/VAKFİYYE ile/||/<> BÂD-İ HEVÂ ile/||/<> MECCÂNEN
[Eklenme Tarih ve Saati: 13 March | 02:01 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71073(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Gayrimenkullerden kirâ yoluyla sağlanan gelir. İLE/||/<> Gelir sağlayan gayrimenkuller. İLE/||/<> Vakıf gayrimenkuller; evler, dükkânlar ile bunların getirdiği gelir. İLE/||/<> Kayıt dışı, önceden belirlenenin dışında gelen gelir. | Bedava, parasız. İLE/||/<> Ücretsiz, parasız, karşılıksız. )
- STETH-/STETHO- ile/||/<> THEL-/THELO- ile/||/<> THORAC-/THORACO- ile/||/<> MAST-/-MASTİA/MASTO-
[Eklenme Tarih ve Saati: 08 March | 16:42 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71058(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Meme ya da göğüs. İLE/||/<> Meme ucu. İLE/||/<> Meme ile ilgili, meme yapıları ile ilgili. İLE/||/<> Göğüs, toraksla ilgili. )
- PSYCH-/PSYCHO- ile/||/<> PSYCHRO- ile/||/<> CRY-/CRY-MO-/CRYO- ile/||/<> -THYMİA/THYMO- ile/||/<> -MANİA ile/||/<> PHREN-/-PHRENİA/PHRENO- ile/||/<> EROT-
[Eklenme Tarih ve Saati: 08 March | 16:42 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71030(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Zihin, zekâ ile ilgili, zihinsel olaylarla ilgili, psikolojik yöntemlerle ilgili, psikolojik. İLE/||/<> Soğuk. İLE/||/<> Soğuk, donma. İLE/||/<> Psişe, psişik durumla ilgili, timusla ilgili. İLE/||/<> Delilik, manik durum. İLE/||/<> Mental bozuklukla ilgili, diyaframla ilgili. İLE/||/<> Aşk. )
- MYC-/-MYCES/-MYCEES/-MYCET-/-MYCETO-/MYCO-/-MYCOSİS ile/||/<> MYC-/MYCO-
[Eklenme Tarih ve Saati: 08 March | 16:42 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71026(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Mantar, mantar sınıfı, mantar enfeksiyonu, bir bölümün mantar enfeksiyonları. İLE/||/<> Mukus. )
- -STALSİS ile/||/<> -STASİS/-STASİA ile/||/<> SPAS- ile/||/<> SPASMO- ile/||/<> MİO-/MEİO-
[Eklenme Tarih ve Saati: 08 March | 16:42 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71024(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Kasılma. İLE/||/<> Durma, engelleme, tıkama. İLE/||/<> Çekme. İLE/||/<> Spazmla ilgili, istemsiz kas kasılması, spazmodik. İLE/||/<> Daha az, daha küçük, kasılmanın azalması. )
- MY-/MYO- ile/||/<> MİO-/MEİO- ile/||/<> -STALSİS ile/||/<> TEN-/TENDO-/TENO-/TENONT-/TENONTO- ile/||/<> SARC-/SARCO- ile/||/<> SPLANCHN-/SPLANCHO-
[Eklenme Tarih ve Saati: 08 March | 16:42 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71023(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Kas, kasla ilgili. İLE/||/<> Daha az, daha küçük, kasılmanın azalması. İLE/||/<> Kasılma. İLE/||/<> Tendon. İLE/||/<> Et, kas. İLE/||/<> İç örgenlerle ilgili. )
- MER-/-MERE/-MERİC ile/||/<> MER-/MERO- ile/||/<> GRAN-
[Eklenme Tarih ve Saati: 08 March | 16:42 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71022(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Bölüm, parça. İLE/||/<> Kalça. İLE/||/<> Parça. )
- MEN- ile/||/<> -MENİA/MENO-
[Eklenme Tarih ve Saati: 08 March | 16:42 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71021(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Ay. İLE/||/<> Âdet/menstrüasyon, âdet/menstrüasyonla ilgili. )
- MEL- ile/||/<> BUCCO- ile/||/<> -MELİA/-MELAS ile/||/<> MEL-/-MELO- ile/||/<> BRACHİ-/BRACHİO- ile/||/<> -PELLİC/PELYCO- ile/||/<> POD-/-POD/-PODİA/PODO-
[Eklenme Tarih ve Saati: 08 March | 16:42 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71020(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Yanak. İLE/||/<> Yanaklarla ilgili. İLE/||/<> Kol ve bacaklar. İLE/||/<> Ekstremite, kol ve bacaklarla ilgili durumlar. İLE/||/<> Kollarla ilgili, kol. İLE/||/<> Belirli tipte, pelvisle ilgili. İLE/||/<> Ayakla ilgili, ayaklı, ayakların oluşumuyla ilgili. )
- -MANCY/MANTİC- ile/||/<> JAC-/JEC-
[Eklenme Tarih ve Saati: 08 March | 16:42 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71019(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Kehanetle ilgili, önceden belirleme, keşif. İLE/||/<> Önder olmak, öne çıkmak, belirlenen kişi. )
- LY-/LYO- ile/||/<> LYS-/LYSİ-/-LYSİS/LYSO-/-LYTİC ile/||/<> MALAC-/MALACİA-/MALACO-
[Eklenme Tarih ve Saati: 08 March | 16:42 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71018(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Çözünmüş, erimiş. İLE/||/<> Gevşeme, çözünme, ayrılma, indirgenme, kurtulma, paralizi, cerrahi yolla yapışıklıkların açılması, yumuşama, serbestleşme. İLE/||/<> Yumuşama, yumuşaklık. )
- -LEMMA ile/||/<> MENİNG-/MENİNGO- ile/||/<> -PHYLAC/PHYLACT-
[Eklenme Tarih ve Saati: 08 March | 16:42 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/71011(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Kılıf, koruyucu zar, membran. İLE/||/<> Membran, meningsler. İLE/||/<> Korunma, savunma. )
- -FORM ile/||/<> MORPH-/-MORPH/-MORPHİC/MORPHO-/-MORPHOUS ile/||/<> -OİD ile/||/<> -OLD ile/||/<> -PLASM ile/||/<> PAR-/PARA- ile/||/<> PSEUD-/PSEUDO-
[Eklenme Tarih ve Saati: 08 March | 16:42 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/70999(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Biçim, biçiminde, andıran. İLE/||/<> Belirli bir biçimi olan, özel biçim ve yapı, biçim. İLE/||/<> Benzer, biçiminde, andıran. İLE/||/<> Andıran, benzeyen. İLE/||/<> Kalıp, biçim. İLE/||/<> Ötesinde, yanında, hatalı ve anormal durum, hemen andıran, yan kapasite ile ilgili, yakınında kaynak olmak, doğurmak. İLE/||/<> Yalancı, bir hastalığı bazı yönleri ile andıran. )
- KİLO- ile/||/<> MİLLİ-
[Eklenme Tarih ve Saati: 08 March | 16:42 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/70984(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Bin. İLE/||/<> Bin, binde bir. )
- METR-/METRO-/METRY-/-METRY ile/||/<> METRA-/-METRİUM-/-METER-
[Eklenme Tarih ve Saati: 08 March | 16:42 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/70962(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Rahim, rahim ya da bölümleri ile ilgili. | Ölçüm, ölçme sanatı, işlemler. İLE/||/<> Rahimle ilgili. )
- CHİL-/CHİLO-/CHEİL-/-CHEİLİA/CHEİLO-/-CHİLİA ile/||/<> CHİR-/CHİRO-/CHEİR-/CHEİRO-/CHEİRİA-/-CHİRİA- ile/||/<> MANİ-/MANU- ile/||/<> ONYCH-/-ONYCHİA/ONYCHO-
[Eklenme Tarih ve Saati: 08 March | 16:42 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/70954(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Dudaklarla ilgili. İLE/||/<> Ellerle ilgili, el. İLE/||/<> El, elle ilgili. İLE/||/<> Tırnak, pençe, tırnakların durumu. )
- GENİ-/GENİO- ile/||/<> GNATH-/GNATHO- ile/||/<> MENTO-
[Eklenme Tarih ve Saati: 08 March | 16:42 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/70952(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Çene. İLE/||/<> Çene. İLE/||/<> Çene. )
- CHORDO- ile/||/<> SPONDYL-/SPONDYLO- ile/||/<> SPİN- ile/||/<> RACHİ-/-RACHİDİA/RACHİO-/-RHACHİS/RRHACHİS ile/||/<> MYEL-/-MYELİA/MYELO-
[Eklenme Tarih ve Saati: 08 March | 16:42 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/70950(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Omurga/kord ile ilgili. İLE/||/<> Omurga/vertebra ile ilgili. İLE/||/<> Omurga/spina. İLE/||/<> Omurga ile ilgili. İLE/||/<> Kemik iliği, ilik, omurga ile ilgili durum. )
- AUR-/AURİ- ile/||/<> MYRİNGO- ile/||/<> OT-/OTİC-
[Eklenme Tarih ve Saati: 08 March | 16:42 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/70935(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Kulak. İLE/||/<> Kulak. İLE/||/<> Kulak zarı ile ilgili. )
- ANTHRAC-/ANTHRACO- ile/||/<> MELAN-/MELANE-/MELANO- ile/||/<> -NİGRİN-
[Eklenme Tarih ve Saati: 08 March | 16:42 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/70920(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Kömür, siyah renk ile ilgili [antrakoz: Akciğerlerde kömür tozu birikmesi]. İLE/||/<> Kara/siyah. İLE/||/<> Kara/siyah. )
- ALG-/ALGE-/ALGESİ-/-ALGESİA/-ALGİA/ALGİO-/ALGO- ile/||/<> -AGRA ile/||/<> MOGİ- ile/||/<> ODYN-/-ODYNİA/ODYNO- ile/||/<> DYS- ile/||/<> CAC-/-CACE/CACO- ile/||/<> MAL- ile/||/<> PERO- ile/||/<> PALİ-/PALİN- ile/||/<> AMBLY- ile/||/<> NECR-/NECRO- ile/||/<> STAPHYL-/STAPHYLO-
[Eklenme Tarih ve Saati: 08 March | 16:42 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/70911(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Ağrı, ağrısal, ağrı ile ilgili [miyalji: kas ağrısı, hiperaljezi: aşırı ağrı duyarlılığı]. İLE/||/<> Gut, ağrı nöbeti, ağrı. İLE/||/<> Güç, ağrılı. İLE/||/<> Ağrı. İLE/||/<> Anormal, güç, ağrılı, hatalı, hastalıklı, bozuk, patolojik, kusurlu, kötü. İLE/||/<> Kötü, hasta, bozuk. İLE/||/<> Hasta, kötü, anormal, bozukluk yapan. İLE/||/<> Deforme, bozuk, sakat. İLE/||/<> Yeniden, patolojik yineleme, geriye, tekrar. İLE/||/<> Donuk, soluk, yetmezlik, küntlük, zeki olmayan, duygusuz. İLE/||/<> Ölü, ölü doku, atrofik ceset. İLE/||/<> Üzüm salkımı, küçük dil ile ilgili, stafilokokla ilgili. )
- ADEN-/ADENO- ile/||/<> ADİPO- ile/||/<> ADENO- ile/||/<> ATHER-/ATHERO- ile/||/<> AXİLLO- ile/||/<> MYX-/MYXO- ile/||/<> MUC-/MUCO- ile/||/<> BLENN-/BLENNO- ile/||/<> -AGOGUE ile/||/<> ELEO-/ELAEO-/ELAİO-/OLEO- ile/||/<> LİP-/LİPO- ile/||/<> PİMELO- ile/||/<> STEAR-/STEARO-/STEAT-/STEATO- ile/||/<> SİAL-/SİALO- ile/||/<> PTYAL-/PTYALO- ile/||/<> LACT-/LACTO- ile/||/<> GALACT-/GALACTA-/GALACTO- ile/||/<> AMPHİ- ile/||/<> PY-
[Eklenme Tarih ve Saati: 08 March | 16:42 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/70909(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Bez, salgı bezi, bez ile ilgili [adenom: Bez tümörü]. İLE/||/<> Yağ dokusu ile ilgili [adiposit: Yağ gözesi]. İLE/||/<> Yağ, yağ dokusu. İLE/||/<> Damar plağı, yağ birikimi [ateroskleroz: Damar sertliği]. İLE/||/<> Koltuk altı ile ilgili [aksiller lenf nodu: Koltuk altındaki lenf bezleri]:. İLE/||/<> Mukus, müköz bez ve dokularla ilgili. İLE/||/<> Mukus ya da müköz membranlarla ilgili. İLE/||/<> Mukusun olması, mukusla ilgili. İLE/||/<> Salgılatan, başlatan, artıran. İLE/||/<> Yağ, akıcı yağ. İLE/||/<> Yağ. İLE/||/<> Yağla ilişkili. İLE/||/<> Yağ, donyağı, mum yağı. İLE/||/<> Tükürük ve tükürük bezleri ile ilgili. İLE/||/<> Tükürük, tükürük bezi ile ilgili. İLE/||/<> Süt. İLE/||/<> Süt, süt gibi sıvı. İLE/||/<> Cerahatle ilgili, cerahat olması. İLE/||/<> İki yönlü, çift [amfipatik: Hem suyu, hem de yağı seven moleküller]. )
- AMBİ-/AMBO- ile/||/<> AMPH- ile/||/<> -AMBİ ile/||/<> BASİ-/BASİO-/BASO- ile/||/<> -DROME ile/||/<> MARG-
[Eklenme Tarih ve Saati: 08 March | 16:42 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/70902(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( İkisi, iki yanda, iki yönlü/taraflı [ambidekster: İki elini de kullanabilen kişi]. İLE/||/<> İkisi, iki yanda, hakkında, çevresinde, çift, ikili. İLE/||/<> Yürüme, yer değiştirme. İLE/||/<> Tabanla ilgili, alt kısımla ilgili, bazionla ilgili, yürüme. İLE/||/<> Gidiş, seyir. İLE/||/<> Kenar. )
- MİCR-/MİCRO- ile/||/<>/>< MACR-/MACRO- ile/||/<>/>< MEG-/MEGA-/MEGAL-/MEGALO-/-MEGALGY
[Eklenme Tarih ve Saati: 08 March | 16:42 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/70897(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Küçük. İLE/||/>< Büyüme, çok büyük. İLE/||/<> Büyük, büyüme, anormal derecede büyüme, geniş, genişlemiş, yüce. )
- MON-/MONO- ile/||/<> UNİ- ile/||/<> HAPL-/HAPLO- ile/||/<> COAG-
[Eklenme Tarih ve Saati: 08 March | 16:42 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/70887(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Tek, yalnız, tek başına, eşi olmayan, bir. İLE/||/<> Bir, tek. İLE/||/<> Tek, yalnız, tek başına, eşi olmayan. İLE/||/<> Bir araya gelme, toplanma. )
- CAT- ile/||/<> EN- ile/||/<> END-/ENDO-/ENTO-/ESO- ile/||/<> EP-/EPİ- ile/||/<> DEXTR-/DEXTRO- ile/||/<> DİST-/DİSTO- ile/||/<> DORS-/DORSİ-/DORSO- ile/||/<> HYP-/HYPO- ile/||/<> HYPER- ile/||/<> HYPS-/HYPSİ-/HYPSO- ile/||/<> E-/EC-/EX-/EXO-/OE- ile/||/<> EXTRA-/EXTRO- ile/||/<> MES-/MESO- ile/||/<> MET-/META- ile/||/<> İM- ile/||/<> İN- ile/||/<> İNTER- ile/||/<> İNTRA-/İNTRO- ile/||/<> LATER-/LATERİ-/LATERO- ile/||/<> ULTRA- ile/||/<> UN- ile/||/<> SUB- ile/||/<> SUPER- ile/||/<> SUPRA- ile/||/<> SYN- ile/||/<> TRANS- ile/||/<> PERİ- ile/||/<> PRE-/PRAE-/PRO- ile/||/<> PROT-/PROTO- ile/||/<> RETRO- ile/||/<> PAN-/PANT-/PANTO- ile/||/<> CO-/COM-/CON- ile/||/<> POST- ile/||/<> PLEİO-/PLEO- ile/||/<> MEDİ-/MED- ile/||/<> MULT-/MULTİ-
[Eklenme Tarih ve Saati: 08 March | 16:42 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/70884(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]
( Aşağı, alt, uzak, karşıt, cot, ile. İLE/||/<> İçine, içine koymak, içte kapatmak, çevrelemek. İLE/||/<> İçinde, iç tarafta. İLE/||/<> Yukarıda, üstte, arasında, önde, yanda, tarafında, dışta, üstte, üzerinde, ek olarak. İLE/||/<> Sağda, sağa doğru, sağ tarafta. İLE/||/<> Distal, merkezden uzakta, ayrı, arkada. İLE/||/<> Sırt, sırtla ilgili, dorsal geri, arka. İLE/||/<> Altında, aşağıda, normalden az. İLE/||/<> Üzerinde, üstünde, yukarısında, ötesinde, normalden fazla, aşırı. İLE/||/<> Yüksek, yükseklik, yukarıda, yukarı, yukarıya. İLE/||/<> Ötesinde, dış, kapalı, -den, bütünüyle, olmaksızın, dışında, dış tarafta, bütünüyle. İLE/||/<> Dışında, fazladan, ötesinde, üstüne, ek olarak. İLE/||/<> Orta, arada, birleştirici bölüm, kısmı, ikincil. İLE/||/<> Sonra, ötesinde, arasında, değişim, dönüşüm, başkalaşım. İLE/||/<> Değil, olmayan, olumsuz anlam veren ön ek. Yokluk, eksik, olmaksızın. İLE/||/<> İçine, içte, içinde, e doğru, üzerinden. İLE/||/<> Arasında, içlerinde, çevrelenmiş, sarılmış. İLE/||/<> İçinde, içine, içe doğru. İLE/||/<> Yan, yanda, yan tarafta. İLE/||/<> Ötesinde, aşırı, fazla. İLE/||/<> Değil, eksik, yoksun. İLE/||/<> Boyunca, ötesinde, bütünü ile. İLE/||/<> Altında, yakınında, hemen hemen, yakın, eksik, az çok. İLE/||/<> Yukarıda, aşırı, üzerinde. İLE/||/<> Yukarıda, üzerinde, üstünde. İLE/||/<> İle, birlikte, yapışık, kaynaşmış, bağlantı [b, m, p öncesi sym, l öncesi syl olur]. İLE/||/<> Önce, önünde. İLE/||/<> Çevresinde, yakınında, ötesinde, dolaylarında. İLE/||/<> İlk kez, ilk durum. İLE/||/<> Geri, sırt, arka, arkada. İLE/||/<> Bütün, genel, hepsi. İLE/||/<> İle, birlikte. İLE/||/<> Sonra, arkasında, daha sonra. İLE/||/<> Daha fazla. İLE/||/<> Orta, orta çizgi ve düzlemle ilgili, mediyal, ara, arada. İLE/||/<> Çok, fazla, aşırı, çok sayıda bölüm tutan. )
- AMORE ve/||/<>/< MORE ve/||/<>/< ORE ve/||/<>/< RE
( Sevgi/Aşk. VE/||/<>/< Ahlâk. VE/||/<>/< Söz. VE/||/<>/< Eylem. )
- ARŞ[Ar.] ile ARŞ[Fr. < MARCHE]/MARŞ
( İslâm inanışına göre göğün en yüksek katı. İLE "Yürü" komutu. )
- ARUDUN ile/||/<> ARUMDUN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Boya. )
- ATIK ile ATMIK
( Hastane, ev, fabrika vb. yerlerde kullanılmış, artık işlenemez ya da çevre için zarar oluşturan her türlü nesne. | Üretimden tüketime kadar olan tüm aşamalarda ortaya çıkan ve kullanıcının artık işine yaramayan nesnelerin tamamı. | Atılmış, atılan. İLE Belsuyu, meni. )
- BEN-İM ile BENİM
( "Benim" bir kişiye özgü, ötekileri hesaba katmayan ayrımcılık demektir. )
( "Mine" implies exclusivity. )
( BENİM!
Uzun boylu, ay yüzlü bir kız vardı kasabanın birinde. Onun sevgisiyle herkes yolunu yitirmişti. İşi gücü dilberlikti, bez yıkarken saçlarını çözer, eteğini beline toplar, âşıklarının gönüllerine ateş çalardı.
Kemâle ermiş, yaşını başını almış bir adam da âşık oldu ona ve tez vakitte kemâlini yitirdi, tecrübeli aklı deliliğe yaklaştı, yüzünün aşkıyla beli iki kat olup gönlü belâ zinciriyle bir girdapta kaldı. Sonunda dayanamadı, kendini ona vakfetti, her işi onun için, herşeyi onun adına yapmaya başladı. Ücretle iş yapsa kazancını ona sunar, eline altın geçse gider o gümüş gövdeliye verirdi. Bir gün genç kız kendine dedi ki:
- Yanışın her an biraz daha artmada ama aşkta masraf ziyâde gerek, sendeki sermaye yalnızca âşk olursa mutfak boş kalır, daha fazlaya gücün yetmezse geç bu sevdadan, davul dengi dengine demişler...
- Sevgili, dedi âşık, gövdemde bir avuç ilikten, bir parça deriden başka bir şey kalmadı yolunda harcayacak. Bari beni sat da elde ettiğinle bir müddet daha hoş ol.
- Genç kız âşığını derhal Mısır'a götürdü, orada bir kürsü kurmuşlar, âdet etmişler, satıcı kürsüye oturur, kölesi ayakta durup müşteri beklerdi. Bir müddet beklediler. Adam hiç üzüntü göstermiyor, hiç boynunu bükmüyor, hatta müşteri çıktığı vakit baş gösterecek ayrılığı da aklına getirmiyordu. Bir adam gelip genç kıza sordu:
- Şu ayakta bekleyen yaşlı adam senin kulun mu?
- Evet, benim kulumdur!...
O sırada, yaşlı adam, bayılıp düştü. Adam pazarlık ile onu satın aldı ve kendine geldiğinde şehrin dışında bir mezarlığa götürdü. Meğer o adamın babası ölmüş, o da babasının ruhu için bir köle azâd etmeyi ahdetmiş, yaşlı adamı satın alması bundanmış. Mezarın başında zavallı yaşlı adamı azâd edip cebini de altınla doldurduktan sonra gönlünü şâd etmek için dedi ki:
- Diliyorsan ey yaşlı adam. Mısır'da kal! Malın eksilmez, seni gözetirim. Dilersen de var git, çünkü artık özgürsün, kendinin sultanısın.
Yaşlı adam, teşekkür ederek genç kızın ardınca koşup yetişti ve altınları avucuna sayıp gönlünü alana yine gönlünü teslim etti. Dünyayı onun yüzünde apaydın görüyordu ve dedi ki:
- A sevgili! Şu gönül, senin için satılmaktan aldığı lezzeti bugüne dek hiçbir şeyden almadı. Hele "benim kulumdur" dediğin andaki saadetim, sanmam ki başka bir kimsede olsun!
Haydi yine beni pazara götürüp sat ki,
tekrar "Benim!" dediğini duyayım! )
( "Ben-im" bilinci bile, yararlı bir yön gösterici de olsa sürekli değildir.[Nerede aranması gerektiğini gösterir. Neyin aranması gerektiğini değil.] )
( Even the consiousness "I am" is not continuous, though it is a useful pointer.[It shows where to seek, but not what to seek.] )
( I AM vs. MINE/MY )
- BİLMİYORUM ile/ve/||/<>/< BİLİYORUM
( Sorarsan. İLE/VE/||/<>/< Sormazsan. )
- BÜTÇE/M SIKINTILI ile/değil BÜTÇE/M SINIRLI
- ÇAĞRI ile ÇAĞRIM
( Birinin, bir yere gelmesini isteme, davet. İLE Yüksek bir sesin yetişebileceği kadarki uzaklık/mesafe. )
- ÇEKTİRİ ile/= ÇEKTİRME
( Yelkenleri olmakla birlikte, kürekle de yol alan, eskiden kullanılmış olan gemi. İLE/= Çekme eylemini yaptırmak. | Büyük, yelken kayığı. )
- CEM[Ar.] ile CEM'[Ar. çoğ. CUMÛ] ile CEMM[Ar.]
( Hükümdar, şah. | Şark söylencesinde/mitolojisinde şarap ve içkinin mucidi. | Süleyman Peygbamber'in takma adı. İLE Toplanma, yığma. | Birden fazla kişi, hayvan ve eşyayı gösteren ad. | Çoğul. [Ar. dilb.] İLE Büyük sayı, çokluk, kalabalık. )
- DANIŞMAN ile/ve/||/<> DANIŞAN
- DAVULLAR'DA:
TSUZIMI ile/ve MIRDANGA/MRIDANGA/MRIDANGAM ile/ve DUNDUN
( Japonya'ya özgü. İLE/VE Hindistan'a özgü. İLE/VE Nijerya'ya özgü. )
- DENGESİZ ile/değil DENGİ(/N/M) DEĞİL
- DEYİ ile DEYİM ile DEYİŞ
( Dil, söz, im, mimik gibi anlatım araçlarının tümü. | Hristiyan felsefesinde, Tanrı kelâmını, kişilere ulaştıran oğul [Hz. İsa], logos. İLE Genellikle, gerçek anlamından az çok ayrı bir anlam taşıyan, kalıplaşmış anlatım. İLE Söyleme/anlatım biçimi. | Halk koşuğu/türküsü. | Bir kişinin, bir konuyla ilgili anlattıkları. )
( KELÂM ile TÂBİR ile ÜSLÛP | İFÂDE )
- DİZİSEL ile DİZİMSEL
( PARADIGMA ile SYNTAGMA )
- DÜMBELEK[< DÜBALAK]
- EKSİK ile YARI/M
- EKSTRE ile EKSTREM ile EKSTREMİTE
( Öz, özüt. İLE Aşırı, uc, en ucta, en kenarda. İLE Kol ya da bacak. )
- EMÂRE ile EMMÂRE
- GİBİM" değil GİBİ
- GÖRÜŞ ile/ve/||/<>/< GÖRMÜŞ/LÜK
- GÖSTERİ ile/ve/değil GÖSTERİM
- GÖSTERİ(M) ile PAYLAŞIM
( PROJECTION vs. SHARING )
- GÖTÜRÜ ile GÖTÜRÜM ile GÖTÜRÜŞ
( Para ile satın alınan şeyler ya da para karşılığında yapılan işler için toptan fiyat vererek. İLE Dayanma. İLE Götürme eylemi ya da biçimi. )
( ... ile TAHAMMÜL )
- HÂL/İM ile/ve/değil/||/<>/< HALÎM[Ar.]
( Durumum. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Yumuşak huylu olan. )
- HAMMAL değil HAMAL
- HERETİK ile HERMETİK
- HİS[Ar.] değil/yerine/= DUYU/DUYUM
- İLERİDE OLUR" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ŞİMDİ YAPARSA/M OLUR
- İSTİYORUM / İSTEMİYORUM ile/ve/ya da/||/<> SEVİYORUM / SEVMİYORUM
( Hiçbir zaman, bir açıklama yeterliliği ve niteliğinde değillerdir. Daha çok da, kaçmaya ya da dayatmaya yönelik yanıtlardır.
Anımsanması gereken nokta da, sizin kullandığınız oranda ve koşullardaki keyfiyetle, bir başkası da aynı keyfiyetle bunları kullanabilir, karşılık verebilir ve sonuç tam bir hüsran ve boşluk/anlamsızlık yaratır/yaratacaktır.
Dolayısıyla da, yaşamın getirdiği durumlarla/zorunluluklarla yüzleşerek, kaçmaksızın, isteyip-istememe, sevip-sevmeme alanından çıkarmak gerekir. )
- İTİNÂ ile/ve/||/<>/> İMTİNÂ
- İZAHI OLMAYAN > MİZAH
( Açıklaması[izâhı] olmayan durumların, mizahı olur. )
- İZAHI yoksa/> MİZAHI
( Açıklması/izahı olmayanın, mizahı/gülmecesi olur. )
- KARI" (SEV[M]İYOR/UM) ile/değil KAR-I (SEV[M]İYOR/UM)
- KARIŞIK ile/ve/değil KARMAŞIK
( [not] MIXED vs./and/but COMPLICATED )
- KATLİAM[Ar. KATL+ÂMM] değil/yerine/= KIRIM
- KENDİ/M ile/ve/değil/||/<>/< YAPMAYABİLME OLANAĞI/BİLGİSİ/BİLİNCİ / İHTİYÂR/IM
- KOFALMAK ile/ve/||/<>/> KOFALAK
( Gururlanmak, övünmek. | Şişmek, genişlemek. | Azalmak. İLE/VE/||/<>/> Gururlu, çalımlı. | İçi boş, kof[: kuruyarak ya da çürüyerek içi boşalmış olan]. )
- KURUTAÇ ile KURUTMAÇ
( Kurutma kabı. İLE Mürekkebi kurutmak için kullanılan kurutma kâğıdı ve bunun takılı bulunduğu araç. )
- LEMMÂ[Ar.] ile LEM[Ar.]
- MECRÛH[Ar. < CERH] değil/yerine/= YARALI/İNCİNMİŞ
( Yaralanmış. | İnandırıcı sözlerle çürütülmüş düşünce/dâvâ. )
- MEĞERSE/M değil MEĞER
- ME'SEM/E[Ar.] ile MESEMM[Ar. çoğ. MESÂMM]
( Suç. Günah. İLE Deri üzerindeki küçük delik. )
- METANOL ile ETANOL
( Bir karbonlu alkol. İLE İki karbonlu alkol. )
- MİLLET ile/ve/||/<>/> İLLET
- MİZAN[Ar. < VEZN] ile/ve/||/<>/>/< İZAN[Ar.]
( Ölçü. | Sağlama. [matematik] | Bir tüccarın, ticari durumunu, işinin genel sonucunu gösteren, belirli zamanlarda yaptığı hesap özeti. İLE/VE/||/<>/>/< Anlayış, anlama yeteneği. )
- MUBAH[Ar. < İBÂHA] ile MÜSTAHAK[Ar. < HAKK]
( İşlenmesinde, sevap ya da günah olmayan şey/iş. İLE Karşılığını bulmuş, hak etmiş. )
- MÜDÂVÎ[Ar. < DEVÂ] ile MÜDÂVÎM[Ar. < DEVÂM |çoğ. MÜDÂVİMÎN]
( İlâç veren, iyileştiren, devâ bulan. İLE Devam eden, bir iş üzerinde aralıksız çalışan. | Bir yere, sürekli gidip gelen. )
- MUHAMMİR[Ar. < HAMR] ile MUHAMMİR[Ar.] ile MUHÂMÎ[Ar.]
( Mayalayan, ekşitip kabartan, tahmîr eden. | Yoğuran, mayalayan, kıvamını bulduran. İLE Kızdırıcı ilâç. İLE Savunan, koruyan, müdafaa eden. | Avukat. )
- MÜNÂFIK[< NİFÂK] ile/değil/yerine/>< MÜ'MİN[< EMN]
( İki yüzü olan. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< İki dünyası olan. )
( Günahı da, sevâbı da küçük görür. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Günahı, büyük görür. )
( Gideceği yeri beğenmeyen. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Gideceği yere koşa koşa giden. )
- MUSÎB[< SEVAB] ile ...
( İSÂBET EDEN, RASTGELEN, YANILMAYAN )
- MÜŞKİL[< ŞEKL]:
GÜÇ, ZOR, ÇETİN | ENGEL, GÜÇLÜK, ZORLUK
- MÜTEÂMI[Ar. < AMÂ] ile MÜTEAMMÎ[Ar. < AMÂ]
( Görmemezlikten gelen, taâmî eden. İLE Kör/amâ olan. )
- MÜTEHÂMİK[Ar. < HUMK] ile MÜTEHAMMİK[Ar. < HUMK]
( Kendini ahmak gösteren. İLE Ahmaklaşan, ahmak gibi davranan ya da konuşan. )
- MÜTESEMMÎ[Ar.] ile MÜTESEMMİM[Ar. < SEMM] ile MÜTESEMMİN[Ar.]
( Bir ad ile adlanan, müsemmâ olan. İLE Zehirlenen, tesemmüm eden. İLE Semiren, semen kazanan, tesemmün eden. )
- NİZÂ'[< NEZ] ile/değil/yerine/>< NİZÂM[NAZAME]
( Çekişme, kavga. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< İncileri, ipe dizmek. )
( Bilgi, güce tâbi olursa/tutulursa. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Güç, bilgiye tâbi olursa/tutulursa. )
- KİŞİ:
ÖLÜ ve ÖLÜMLÜ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DOLU ve OLUMLU
- ÖNERME ile/ve/değil/||/<>/> ÖNERİ
( [not] PROPOSITION vs./and/but/||/<>/> SUGGESTION )
- OTİZM ile/ve/değil/<>/> SUSKUNLUK/MUTİZM
- PROGRAM[İng. PROGRAM | Fr. PROGRAMME ] değil/yerine/= KOMUTLAM
- REMM[Ar.] ile REM[Ar.]
( Onarma. İLE Ürkme. | Titreme. | Sürü. )
- RESMEN ile/değil RE'SEN
( Devlet adına, devletçe, resmî olarak. | Yasaya, yönteme uygun olarak, yöntemince. | Kesinlikle, açıkça, kesin olarak. İLE/DEĞİL Kendi başına, kendiliğinden. | Bağımsız olarak, kimseye bağlı olmaksızın. )
- RİM/RİMM/RİMME[Ar.] ile RÎM[Ar.]
( Çürümüş kemik. İLE İrin. | Roma'nın bir adı. )
- ŞEMM/ŞEM[Ar.] ile ŞEM'[Ar. < ŞÜMÛ']
( Koklama, koklanma, koku alma. İLE Balmumu. | Mum. )
- SEVÂMM[Ar. < SÂMME] ile SEVÂİM[Ar. < SÂİME]
( Zehirli hayvan/lar. İLE Çayıra boşu boş olarak salıverilen hayvanlar, otlak hayvanı. | Zekât hesabına katılan çift tırnaklı hayvanlar.[koyun, keçi, sığır, deve vs.] )
- SEVİLİYORSAK ile SEVİLMİYORSAK
( Gurur duyup sarılalım. İLE Saygı gösterip uzaklaşalım. )
- SUMM/ASAMM ile/||/>< MUNTAK
( Asal sayı. | İki tam sayının oranı ile ifade edilemeyen sayı. İLE/||/>< Asal olmayan sayı. | İki tam sayının oranı ile ifade edilebilen sayı. )
- TAAM" değil TAMAM
- TAMMÂ'[Ar. < TAMA] ile TAMA'[Ar.]
( Son derece tamah eden. İLE Doymazlık, çok isteme, açgözlülük. )
- TANI ile/ve/||/<> TANIM
- TARTI ile TARTIM
( Ağırlık. | Tartma aleti, çeki. | Oran, ölçü, karar. | Yelkenleri indirip kaldırmaya yarayan ip. İLE [müzik] Dizem. )
- TASARI ile/ve/||/<>/> TASARIM
( Olması ya da yapılması istenilen bir şeyin, zihinde aldığı biçim. | Tüzel bir işlemin, o işlemi yapmakla yetkili kurul ya da organ önüne getirildiği andaki durumu, üstünde görüşme ve oylama yapılabilir durumdaki metin, layiha. İLE Zihinde canlandırılan biçim, tasavvur. | Bir sanat yapıtının, yapının ya da teknik ürünün ilk taslağı, tasar çizim, dizayn. | Bir araştırma sürecinin çeşitli dönemlerinde izlenecek yol ve işlemleri tasarlayan çerçeve, tasar çizim, dizayn. | Daha önce algılanmış olan bir nesne ya da olayın bilinçte sonradan ortaya çıkan kopyası. )
- TEŞEMMÜ'[Ar. < ŞEM] ile TEŞEMMÜM[Ar. < ŞEMM]
( Mumlaşma, mum bağlama, muşamba gibi olma. | Üzerine bal mumu sürülme. [TEŞEMMÜ-İ KEBED: Karaciğerin muşambalaşması, siroz.] İLE Koklama. )
- TÜNMEK ile/ve/||/<>/> TÜNEK
( Kuşların, kanatlı evcil hayvanların, uyumak için bir dala ya da sırığa konması. | Tabure, yüksekçe iskemle vb. üzerine oturmak. İLE/VE/||/<>/> Kuş, tavuk, horoz vb.nin üzerinde tünedikleri dal ya da sırık. )
- (TÜYLERİ/M) DİKEN DİKEN
- VARSAYISAL değil VARSAYIMSAL
- VASAT[Ar.]/MEDIA[İng.] değil/yerine/= BESİYERİ, ORTAM, ORTA
- YANLIŞSAM (BENİ) DÜZELT/İN! değil YANLIŞSA / YANLIŞ VARSA/OLU(ŞU)RSA / YANILIYORSAM DÜZELT/İN/İZ!
( Bu "M / N" harflerinin yani "BEN / SEN" "dilinin/kullanımı", "kişi temelli/odaklı" alt seviye "düşünüş"[düşünmeyiş/düşünemeyiş] ile bağlantılı olarak ya da öteki dillerden ve özellikle İngilizce'deki kullanımdan gelen kötü/yanlış bir kullanım/ifade şeklidir. )
- YAZIM/YAZI DİLİ ile SESLENDİRİŞ/KONUŞMA DİLİ
- yDNA ile/ve/||/<> mtDNA
( )
( Hablogrup. İLE/VE/||/<> Hablotip. )
- ABD[Ar.] ile MEMLÛK[Ar.]
- ABORJİN ile/ve MAORİ
( Yeni Zelanda yerlisi. İLE/VE Yeni Zelanda yerli halkı. )
- ABSOLÜ REFRAKTER PERİYOT değil/yerine/= MUTLAK DUYARSIZ DÖNEM
- AÇ ile/ve/||/<> MUHTAÇ
- ACIMA = PITY/COMMISERATION[İng.] = COMMISÉRATION[Fr.] = MITLEID[Alm.] = COMMISERATIO[Lat.]
- ÂCİZ ile/ve/değil/||/<>/> MAĞDUR
- 110 km. ile/değil/yerine 90 km.
( Ölüm ile[/değil/yerine] Yaşam arasındaki fark kadardır. )
( )
- a.c./ANTE CIBUM[İng., Lat.] değil/yerine/= YEMEKTEN ÖNCE
- ABAD ile/ve/<> AİHM
( Avrupa Birliği Adâlet Divânı İLE/VE/<> Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi )
- ABDEST, VUZÛ' ile TEYEMMÜM
( İMAM-I ZEYNEL ÂBİDİN, namaz kılacağım heyecanıyla abdest alırken bayılırmış. )
- ABSOLÜ REFRAKTER PERİYOT değil/yerine/= MUTLAK DUYARSIZ DÖNEM
- ABSORB/SİYON[Fr.] değil/yerine/= SOĞURUM
( ABSORBE: Emilmiş, soğurulmuş. )
- ABSTRAKSİYONİZM değil/yerine/= SOYUTÇULUK
- ACEM[Ar.] ile Acem[Ar.] ile A'CEM[Ar.]
( Harflere nokta koyma. | Türk müziğinde, "mi" notasına yakın bir perde. İLE Arap olmayanlar. | İran'lılar. İLE Arap kavminden olmayan. )
- ACEM ile/ve/<>/= ARAP OLMAYAN
- AÇGÖZLÜLÜK ile/değil/yerine/>< GEREKSİNİM
( [not] GREED vs./but/>< NEED
NEED instead of GREED )
- AÇI ile/ve/değil EĞİM
- AÇI ile/ve/değil YAKLAŞIM
- ACIÇİĞDEM = GÜZÇİĞDEMİ
( Zambakgillerden, 20-30 cm. boyunda, şerit yapraklı ve açık renk çiçekli, tohumları, romatizma sağaltımında kullanılan, ağılı(zehirli) bir çiğdem türü. )
( COLCHICUM AUTUMNALE )
- İLETİŞİM:
AÇIK ile/ve/||/<> ÖRTÜK
( EXPLICIT vs./and/||/<> IMPLICIT :ON COMMUNICATION )
- AÇIK SİCİM ile/ve/||/<> KAPALI SİCİM
- ACİL DURUM ile/ve/||/<>/> ACİL TEDAVİ HİZMETLERİ
( Ani gelişen hastalık kaza, yaralanma (her ne boyutta olursa olsun travma vakaları dahil) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından belirlenen 32 parametre nedeniyle ortaya çıkan, hastanın her türlü komplikasyon, morbidite, sakatlık ya da ölümden korunması için müdahale edilmesi, ayrıca hastanın başka bir sağlık kuruluşuna sevk edilmesini gerektiren tüm vakaları ifade eder. Acil durum, acil tedavi hizmetleri ve acil durum nedeniyle ortaya çıkan öteki sağlık sorunları için yapılacak tüm müdahale, tetkik ve tedaviler tamamlanıp hasta taburcu edilinceye kadar devam eder. İLE/VE/||/<>/> Acil durum nedeniyle herhangi bir sağlık kuruluşuna müracaat edilmesi durumunda, hastanın müşahede altına alınması, yatışının yapılması ya da hastaya tıbbı müdahale (hastanın acil servise başvurmasını gidermeye yönelik soğuk uygulama, oksijen uygulama, dolaşım ve solunumu desteklemek için yapılan her türlü müdahale ve uygulamalar, her türlü medikal amaçlı suppozituvar uygulamaları ve acil servise başvuru ile ilgili şikâyetleri gidermeye yönelik her türlü enjeksiyon) yapılması; ayrıca hastanın başka bir sağlık kuruluşuna sevk edilmesi ya da başka bir sağlık kuruluşundan sevkli gelmesi durumunu ifade eder. )
- ACİL İHTİYAÇ değil/yerine/= İVEDİ GEREKSİNİM
- ACİL YARDIM/TEDAVİ ile/ve/değil/||/<>/< İLK YARDIM
( İlâçlı. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< İlâçsız. )
( Uzman. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Eğitimli/belgeli. )
- AÇILIM ile AÇIKLAMA
- AÇILIM ile AÇILIŞ/KÜŞAT[Fars. < GUŞÂD]
( Açılma eylemi. | Bir yıldızla, gök eşleği arasındaki uzaklık. [Kuzey'e doğru olanı, eksi imiyle ölçülür.][Güneşin, bir yıldaki açılımı, -23 derece, 27 dakikadan; +23 derece, 27 dakikaya kadar değişir.] İLE Açılma eylemi ya da biçimi. | Yeni bir yapının, yerin ya da yeni bir kurumun çalışmaya başlaması. | Tavlada bir tür oyun. | Güzellik, hoşluk. )
- AÇILIM ile DIŞAVURUM
- AÇILIM ile EVRİM
( EXPANSION vs. EVOLUTION )
- AÇILIM ile/ve/||/<>/> GENİŞLEME
- AÇILIM ile GİRİŞİM
( EXPANSION vs. ENTERPRISE )
- AÇILIM ile/ve KATKI
( EXPANSION vs./and CONTRIBUTION )
- AÇILIM ile/ve OLUŞUM
( EXPANSION vs./and FORMATION )
- AÇILMA ile/değil AÇILIM
- AÇLIK ile/ve/değil/||/<>/< GEREKSİNİM
- AD/İSİM BELLEĞİM/HAFIZAM (ÇOK) KÖTÜ" değil/yerine ADLARI (YETERİNCE HIZLI) ANIMSAYAMAYABİLİYORUM
- AD/İSİM ile/ve/<>/||/değil/yerine EYLEM/İCRAAT
- ad lib.[Lat. < AD LIBITUM] değil/yerine/= İSTEĞİNİZE GÖRE, İSTEDİĞİNİZ KADAR
- AD ile İSİM
- AD ile/ve TERİM ile/ve KAVRAM
( Tek başına anlaşılır olan ve zaman bildirmeksizin bir anlamı gösteren lafız addır. İLE/VE ... İLE/VE ... )
- ADÂLET ile/ve AHKÂM
- ADÂLET ile/ve/<> BİLİM ile/ve/<> AŞK
- ADÂLET ve/||/<> YAŞAM
- ADAM ile/ve/||/<> EFENDİ
( Bir şey/ler biliyorsan, susma! İbret alsınlar. İLE/VE/||/<> Bir şey bilmiyorsan, sus ki, en azından, efendi sansınlar. )
- ADAM[Ar. < ÂDEM] ile HERİF[Ar. < HARİF]
- ADAM ile KOCA
( ... ile ZEVC )
( ... ile ŞÛY/ŞEVHER )
( MAN vs. HUSBAND )
- Adam yerine konulmak için DİNLE!!!
- ÂDAP ERKÂN değil/yerine/= YOL YORDAM
- ADAPTASYON ile YAPAY SEÇİLİM
( Bir türün çevresine uyum sağlama yeteneği. İLE İnsan tarafından belirli özelliklere sahip canlıların seçilerek üretilmesi ve bu özelliklerin gelecek kuşaklara aktarılması işlemi. )
- ADAPTİF BAĞIŞIKLIK ile/||/<> ADAPTİF BAĞIŞIKLIK DÜZENİ/SİSTEMİ ile/||/<> ADAPTİF DAVRANIŞ ile/||/<> ADAPTİF ÖZELLİK ile/||/<> ADAPTİF YAYILIM ile/||/<> ADAPTÖR PROTEİN
( Lenf gözelerinin antijenlere belirli ve uzun süreli tepkilerini anlatmak için kullanılan genel bir terim.[Majör histokompatibilite kompleksi, T-gözesi alıcıları[TCR], immunoglobulinlerle birlikte rekombinaz etkinliğine sahip enzimlere gereksinim duyar.][Çenesiz balıklar dışındaki tüm omurgalılarda bulunmaktadır.] İLE/||/<> Omurgalılarda patojenlere karşı oldukça özel ve uzun süreli savunma sağlayan lenfosit düzeni.[İki ana lenfosit sınıfından oluşur. Patojene ya da patojen kaynaklı moleküllere özel olarak bağlanan antikorları salgılayan B lenfositleri/gözeleri ve patojen tarafından enfekte edilmiş gözeleri doğrudan öldürebilen ya da patojeni ortadan kaldırabilecek öteki gözeleri uyaran sinyal proteinleri [göze yüzeyi proteinleri ya da göze dışına salgılanan proteinler olabilir] üreten T lenfositleri/gözeeleri.] İLE/||/<> Bir hayvanın belirli bir durum ya da çevreye uymasını sağlayan ve hayvanın uzun dönem yaşamkalımını ve üremesini destekleyen herhangi bir davranış. İLE/||/<> Bir canlının evrim sürecinde kazandığı ve gelişim sürecinde ortaya çıkan, bunun sonucunda o canlının yaşamda kalma ve/ya da üreme başarısını artıran nitelikleri. İLE/||/<> Bir türün kısa zaman içinde çok farklı türe evrimleşmesi süreci.[Bu evrimsel süreç, genellikle bir ortamdaki çeşitli ekolojik boşlukların doldurulması ya da yeni ortamlara uyum sağlanması sonucunda ortaya çıkmaktadır.][Hispaniola, Küba ve Bahamalar'dan gelen kahverengi anoller[Anolis sagrei], kabuk anolleri[Anolis distichus] ve şövalye anollerinin[Anolis equestris] Karayip Adaları'na yayılması örnek olabilir.] İLE/||/<> Temel görevi, iki ya da daha fazla sayıda proteini bir göze içi sinyal yolağında ya da protein kompleksinde birbirine bağlamak olan proteinlerin genel adı. )
- ADÂVET/LİYÂKAT değil/yerine/>< DEĞİM
- ADCILIK/NOMİNALİZM ile GERÇEKÇİLİK/REALİZM
( Evrensel kavramların sadece isimlerden ibaret olduğunu savunan görüş. İLE Evrensel kavramların gerçek ve bağımsız varlıklar olduğunu savunan görüş. )
- ADCILIK/NOMİNALİZM ile GERÇEKÇİLİK/REALİZM ile KONSEPTUALİZM/KAVRAMCILIK
- ADD-ON/THERAPY[İng.] değil/yerine/= EKLEMELİ SAĞALTIM
- ADEM ile/ve ÂDEM
( Yokluk. İLE/VE Yokluğun varlığı ve darlığı. )
( Yokluğun varlığı, bir kâmil insan! )
( Kişi, sevdiğinde yok olmalı. )
( ... ile TIFL- CİHEL-RÛZE: Hz. Âdem. )
( Yokluk, hiçlik, ölüm. | Osmanlı Türkçesi sözcüklerle birleşerek, "-siz, -lik" anlamında kullanılır. [ADEM-İ MERKEZİYET: Yerinden yönetim.] İLE/VE Dinsel inançlara göre, ilk yaratılan insan ve ilk peygamber. | Kişi, adam. | İnsanda bulunması gereken olumlu özelliklere sahip olan. )
( Nonexistence. vs./AND Existence of the nonexistence. )
( Varlık. | İlk yaratılan insan ve peygamber. İLE Yokluk. )
( NONEXISTENCE vs./and ADAM )
- A-DEM değil ÂDEM
- ÂDEM ile/ve HATEM'ÜL ENBİYÂ
- ADEM ile/ve/||/<> ZEVÂL
- ÂDEM[ADM]:
ELİF-DAL-MİM [yazılışı] | ALLAH <> DÜNYA <> MUHAMMED | KIYAM <> RÜKÛ <> SECDE [Remz'i/Simgesi/Anlamı]
- ADENİT ile/||/<> ADENOM
( Bezin yangısı. İLE/||/<> İyi huylu tümör. )
- ADENOM ile/||/<> ADENOKARSİNOM ile/||/<> ADENOPATİ ile/||/<> ADENİT
( İyicil bez uru. İLE/||/>< Kötücül bez uru. İLE/||/<> Beze sayrılığı. İLE/||/<> Ak kan beze yangısı. )
- ADENOM ile/ve/||/<>/> ADENOM KARSİNOM SEKANSI
- ADENOM[Yun.] ile ADENOPATİ[Fr.] ile ADENOİT[Fr.]
( Kansere dönüşmeyen zararsız ur. İLE Lenf bezlerinin her türlü hastalığı/bozukluğu. İLE Adenom görüntüsünde olan. )
- ADENOM ile KARSİNOM
( Hipofiz bezinde ortaya çıkan iyi huylu tümörlerdir. İLE Tüm kanserlerin %80-90'ını oluşturan en yaygın kanser tipidir.[Deride, gövde boşluklarında ve örgenlerde bulunur. Önce farklı örgenlerde kanser olarak başlayıp, metastaz olarak beyne sıçramış olabilir.] )
- ÂDET = CUSTOM[İng.] = COUTUME[Fr.] = BRAUCH[Alm.] = ABITUDINE[İt.] = COSTUMBRE[İsp.]
- ADIM
- ADIM ile ADIM
( Bir adımda alınan yol.[yaklaşık 65 cm.] İLE Yaklaşık olarak bir mimar arşınına eşit olan eski bir uzunluk ölçüsü.[75,711 cm.] )
- ADIM ile ATILIM
- ADIM ile AYAK
( Bir adım atmak için 200 kasımızı kullanırız. )
( HATVE ile KADEM )
( PACE vs. FOOT )
- ADIM ile/ve AYAK
( Yürümek üzere yapılan ayak atışlarının her biri. | Bir adımda alınan yol. [75 cm. olarak kabul edilir.] İLE/VE Yarım arşın ya da 30.5 cm. uzunluğundaki ölçü birimi. | Buzdolabı ölçülerinde -İngiliz ölçüsü fut'un- kübü alınarak hesaplanan değer. )
( [Yunan çağında, Anadolu'da] ... İLE/VE 0,296 metre. )
- ADIM ile/ve/değil DÜZEY
- ADIM ile VİDA ADIMI/HATVE[Ar.]
( ... İLE Bir vidanın, bir dönüşte aldığı yol. )
- ADIM/SOLUK/LOKMA/YUDUM ile/ve/||/<> EDİNİM
- AD/İSİM ve/<> İMGE
( Dışarıdan. VE/<> İçeride/zih(n)inde. )
- AD(İSİM) ile YÜKLEM(FİİL)
( [Hareket ve zaman ...] Yok. İLE Var. )
- ADRENALİN ile/ve/||/<>/> ADRENOKROM
( ... İLE/VE/||/<>/> Gövdede salgılanan adrenalinin oksitlenmiş durumu. [Kimyasal bir uyuşturucu. Gövde, bu kimyasalı korku ya da heyecan sırasında gerçekleşen adrenalin patlaması ile salgılar.] )
- ADSIL ÇEKİM
( NOMINAL INFLECTION )
- AEROAMBOLİZM[Fr.] değil/yerine/= DOKU VE DAMARLARDA BAĞIMSIZ GAZ KABARCIKLARININ BULUNMASI
- AERODROM[Fr.] değil/yerine/= UÇAKLARIN İNİP KALKTIĞI YER, HAVA ALANI
- AEROGRAM[Fr.] değil/yerine/= HAVA MEKTUBU
- AFEKT/AFFECT[İng.] değil/yerine/= DUYGULANIM
- AFERİM değil AFERİN
- AFFEDELİM! ile/ve/||/<>/> SABREDELİM!
( Güçlüyken. İLE/VE/||/<>/> Zayıfken. )
- AFİLİYASYON/AFFILIATION[İng.] değil/yerine/= BAĞLAŞIM
- AGE[İng.]:
YAŞ ile/ve/değil/||/<> ÇAĞ/DÖNEM
- AĞIL ile KÜM
( ... İLE Küme, yığın. | Küçük ağıl. )
- AĞIR ALAŞIM ile HAFİF ALAŞIM ile SERT ALAŞIM
( Tungsten asıllı alaşım. İLE 1939 yılından beri kullanılmakta olan alüminyum ya da magnezyum alaşımları. Alüminyum alaşımlarının yoğunlukları, ortalama 2,7; magnezyum alaşımlarınki ise 1,8'dir. İLE Demir ailesinden, bağlayıcı bir maden ya da alaşım[kobalt, nikel] yardımı ile meydana gelen alaşım. )
- AĞIR-ÂZEM
- AĞIR ile KIMKIM
( ... İLE Ağır ağır konuşan kişi. | Her işinde ağır davranan kişi. )
- SİNDİRİM:
AĞIZDA ile/ve/> MİDEDE ile/ve/> İNCE BAĞIRSAKLARDA
- AGLÜTİNASYON[Fr. < AGGLUTINATION] değil/yerine/= KÜMELEŞİM
( Herhangi bir sıvı içindeki gözelerin, parçacıkların vb.nin biraraya gelmesi. )
- AGLÜTİNASYON değil/yerine/= KÜMELEŞİM
- AGLÜTİNASYON değil/yerine/= KÜMELEŞİM
- AĞNAM[Ar.] değil/yerine/= SAYIM VERGİSİ
- AGNOSTİSİZM ile/ve/değil/yerine GNOSTİK AGNOSTİSİZM
( BİLİNEMEZCİLİK ile/ve/değil/yerine BİLGELİKLE BİLİNEMEZCİLİK )
( IGNORAMUS ET IGNORABIMUS: Bilmiyoruz ve bilemeyeceğiz. )
- AGNOSTİSİZM ile METAFİZİK DETERMİNİZM
( FARÂBÎ )
( Bkz. İSLÂM DÜŞÜNCESİ - H. ZİYA ÜLKEN )
- AGONİZM
( Hayvanların tüm davranışları. )
- AGORA ile/||/<> AKROPOLİS ile/||/<> BOULEUTERİON ile/||/<> FORUM ile/||/<> GYMNASION ile/||/<> STADION/STADIUM ile/||/<> HIPPODROMOS ile/||/<> ODEON[< ODEION: ŞARKI SÖYLEMEK]
( Antik Yunan kentlerinde, stoalar ile çevrelenmiş, içinde ya da yakınında tapınak, bouleuterion gibi dini ve resmi yapıların bulunduğu toplumsal ve ticari yaşamın yoğunlaştığı alan. İLE/||/<> Antik Yunan kentlerinin en yüksek tepesinde bulunan, savunma amaçlı surlarla sarılıp bir tepe üzerine inşâ edilen özel bölge. İLE/||/<> Antik Yunan kentinde yönetimle ilgili işlerin görüldüğü meclis binası[günümüzdeki kent kurulu/senato karşılığı]. İLE/||/<> Antik Roma kentlerinde, kent merkezinde yer alan, içindeki ve çevresindeki yapılarla Yunan kentlerindeki ağora ile aynı işlevi taşıyan alan. İLE/||/<> Eski Yunan ve Roma kentlerinde beden eğitimi ve spor etkinliklerinin yapıldığı yer. İLE/||/<> Antik Yunan ve Roma'da atletizm için kullanılan, çevresinde oturma basamakları bulunan, bir ucu yarım daire biçiminde sonlanan, uzunlamasına, dikdörtgen plana sahip olan alan. İLE/||/<> Eski Yunan ve özellikle Roma kentlerinde at ve araba koşularının yapıldığı, etrafı izleme yerleri ile çevrili alanlar. İLE/||/<> İçinde müzik yapılan yer.[Çoğu kez küçük bir tiyatro biçiminde ve genellikle üstü kapalı bir yapı.] )
- AGRONOM[Fr.] ile AGRONOMİ[Fr.] ile AGRONOMETRİ[Fr.]
( Tarımcılık uzmanı. İLE Tarım bilimi. İLE Toprağın verim gücünü ölçen bilim dalı. )
- AHBS/FAMILY PHYSICIAN INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= AİLE HEKİMLİĞİ BİLGİ SİSTEMİ
- AHENK(ARMONİ) değil/yerine/= UYUŞUM
- ÂHÎLİK ile/||/<> AHİLER ile/||/<> BÂCİYÂN-I RUM
( Ahilik, dayanışma teşkilatıdır. Aslen Horasan kökenli olup Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Anadolu'da yaşayan Türkmen halkın sanat, ticaret, ekonomi gibi çeşitli meslek alanlarında yetişmelerini sağlayan, onları hem ekonomik hem de ahlâkî yönden yetiştiren, çalışma yaşamını ve iyi bireylerin becerilerini esas alarak düzenleyen bir örgütlenmedir. Kendi kural ve kurulları vardır. Günümüzün esnaf odalarına benzer bir işlevi olan Ahilik, iyi ahlâkın, doğruluğun, kardeşliğin, yardımseverliğin kısacası tüm güzel becerilerin birleştiği bir sosyo-ekonomik düzendir. Ahi Evran Hazretlerine Ahi Baba da denir. Ahiler, 1290 yılında, Ankara'da kurulan bir Anadolu beyliğidir. 1354 yılında Osmanlı egemenliğine giren Ahiler, varlıklarını Osmanlı Devleti içerisinde sürdürmüşlerdir. Ahi Evran tarafından kurulmuştur. Ahiler, gerek Anadolu Selçuklularında gerekse Osmanlılarda önemli ekonomik etkinliklere sahipti. İLE/||/<> Anadolu Selçukluları Döneminde ortaya çıkan, esnaf örgütü. İLE/||/<> Anadolu Selçukluları Döneminde ortaya çıkan, esnaf örgütü. İLE/||/<> Anadolu kadınları birliği Ahilerin kadınlar kolu olarak yetim, kimsesiz genç kızları korumasına almış, onların eğitiminde, ev bark sahibi olmalarından, sorumlu olmuşlardır. Bunun dışında kimsesi kalmayan yaşlı kadınların bakımı, genç kızların evlendirilmesi gibi bazı toplumsal hizmetlerde bulunmuşlar, maddî sıkıntıda olanlara yardım etmişlerdir. Ahi zâviyesinde gelen konuklara yemek hazırlamada, savaş zamanlarında ordunun gereksinimi olan giysi ve savaş malzemelerinin bakımında ve onarımında yardımcı olmuşlardır. Anadolu kadınları örgütü, üyelerine şu telkinde bulunurdu. “İşine, aşına, eşine sahip ol!” Bu söz, Âhî kadın örgütünün ana ilkesi olmuştur. \"İşine sahip ol!\" yani bilge ve becerikli ol ki, evinin düzenini koruyabilesin. Tasarruf et, fazla savurgan olma ki, ocağın devamlı tütsün. Eşine sahip ol ki, evine bağlı kalsın. Anadolu kadınları sosyal yardımlar yanında ekonomiye önemli katlı sağlayan çeşitli el sanatlarında uğraşı vermişlerdir. Çadırcılık, keçecilik, halı, nakışçılık, örgücülük, kilim dokumacılık, oya dantelcilik ve kumaş üretiminde ve bunlardan giysi yapılmasında etkinlik göstermişlerdir. )
- ÂHIM-ŞÂHIM
- AHKÂM-I İSLÂMİYYE:
FARZ ile/>< HARÂM
( İnsana/kişiye yararlı şeylerin yapılması. İLE/>< Zararlı olanları yapmaması. )
- AHLÂK/ERDEM ve/||/<> EYLEM/SELLİK
- AHLÂK ve/<> EYLEM
( MORALS and/<> ACTION )
- AHLÂK ile/ve/<> İLİM
( Dünya. İLE/VE/<> Âhiret. )
- AHLÂK ve/<> İLİM ve/<> İŞ
- AHLÂK ile/ve/<> TUTUM
( MORALS vs./and/<> ATTITUDE )
- AHLÂKİ ÇOĞULCULUK ile AHLÂKİ TEKÇİLİK/MONİZM
( Birden fazla ahlâki düzenin bir arada var olabileceğini savunan görüş. İLE Tek bir evrensel ahlâki düzenin geçerli olduğunu savunan görüş. )
- AHLÂKİ ÇOĞULCULUK/PLÜRALİZM ile AHLÂKİ SALTIKÇILIK/MUTLAKÇILIK
( Birden fazla ahlâki düzenin geçerli olabileceğini savunan görüş. İLE Tek bir evrensel ahlâki düzenin geçerli olduğunu savunan görüş. )
- AHLÂKİ GÖRELİLİK ile AHLÂKİ REALİZM
( ahlâki değerlerin kültür, birey ya da bağlama göre değiştiğini savunan görüş. İLE ahlâki değerlerin nesnel ve evrensel olduğunu savunan görüş. )
- AHLÂKİ HİÇÇİLİK/NİHİLİZM ile AHLÂKİ ÖZNELCİLİK/SUBJEKTİVİZM
( Ahlâki değerlerin hiçbir gerçekliği olmadığını savunan görüş. İLE ahlâki değerlerin bireysel inanç ve yeğlemelere bağlı olduğunu savunan görüş. )
- AHMET RASİM ile/ve/||/<>/< AHMET MİTHAT EFENDİ
- AIKIDO ile/ve JAİNİZM
( AIKIDO: "AI"=UYUM, "KI"=ENERJİ, "DO"=YOL/YÖNTEM --- ENERJİYİ UYUMLANDIRMA YÖNTEMİ/YOLU
Aikido, fiziksel ve zihinsel denge oluşturma yöntemidir.
Aikido, diğer tarafın gücünü kendine yönelik kullanabilmektir.
Aikido, %100 savunma odaklı ve bir ya da daha fazla yönden gelen her türlü saldırıya karşı kullanılabilecek bir uygulama sanatıdır.
Aikido, fizik kurallarını göz önünde bulundurarak saldırganın gücünden uygun biçimde yararlanır.
Aikido, önsezi, zamanlama, hareketlerin doğru uygulanışı, dairesellik, rakibin gücünü ele geçirip bunu ona yönelik kullanma, soluklamanın verdiği güç, doğru tutuşlar ve oldukça yüksek bir konsantrasyon ister.
Aikido, önemli temel güdülenmeleri, ahlâki standartları ve asil tarzıyla tanınır.
Aikido, kendi kendimizi sürekli olarak geliştirme ve kesin zafer üzerine kuruludur.
Aikido, rakibi etkisiz durarak getirerek var olmaya devam eder.
Aikido: Savaşmadan Kazanmak: "Uyum Kuralı"
Aikido'nun içinde yatan asıl anlam, Enerji, Anlık/Zihin ve Gövde'nin uyumudur.
Aikido'nun öncelikli özelliği enerjinin terbiye edilmesidir.
Aikido'nun ayırt edici özelliği, hareketler ve tekniklerdeki yumuşak akıcılıktır.
Aikido'nun başlangıcı savunma, devamı tekniktir.
Aikido'nun zihinsel kaynakları ikiye ayrılır:
1- Doğu kültürünün din ve Şintoculuk, Konfüçyusçuluk, Taoculuk ve Budizm gibi felsefe akımlarına dayanan ahlâkî değerleri;
2- Daha uygulamalı olan ve kolaylıkla uygulanan ahlâki değerler.
Aikido'nun ahlâkî anlayışında savunma asla saldırganı yok etme ya da ciddi biçimde yaralama amacını taşımaz.
Aikido'ya dayalı bir strateji üç ahlâki aşamayı içerir:
1- Algılama,
2- Değerlendirme,
3- Karar verme ve tepki gösterme
Aikido hareketleri, ileri derecede bir koordinasyon sonucu oluşan, sertlik ve şiddet içermeyen, akıcı ve esnek hareketlerdir.
Aikido'da el, bilek tutuşları ve düz vuruşlar[atemi] o kadar serttir ki, rakip daha fazla acıyı engellemek için teslim olmayı yeğler.
Aikido'ya dayanan bir strateji aynı zamanda ahlâkî bir yaklaşım ve düşünce tarzı gerektirir.
Aikidoka'nın[Aikido çalışan kişi] ahlâkî bir yaklaşım içinde olması gerekir.
Savunmanın asıl amacı saldırganı yok etmek değil onu yönlendirmek ya da etkisiz duruma getirmektir.
Aikido'da ego ya da kahramanlık yoktur.
Aikido, Sensei[üstad] Morihei Ueshiba (1883 - 1963) tarafından geliştirilmiştir.
Aikido, efendilerin savunmacı sanatı olarak tanımlanır.
Gerçek ustalar, çevrelerinin kendini denetlemesine izin vermeyendir. )
( Bazı Aikido Terimleri
Aikidoka: Aikido yapan kişi.
Aikikai: Aiki topluluğu. Bu sözcük, kurucu tarafından Aikido'nun yaygınlaştırılması için oluşturulmuş organizasyon için kullanılır.
Dan: Siyah kemer derecesi.
Dojo: İdman yapılan yer.
Doşhu: Yolun başı anlamında kullanılır. Aikido'nun başında bulunan kişiye verilen unvandır. (Şu anda doşu MORİHEİ UESHİBA'nın torunu olan MORİTERU UESHİBA'dır.)
Fukhişhidoin: Eğitmenin yardımcısı anlamına gelen resmî bir ad.
Gi: Eğitim giysisi.
Hakama: Siyah ya da lacivert renkte, genellikle siyah kemer sahibi olmuş Aikido'cularca giyilen, parçalı etek.
Hambu Dojo: Organizasyonun merkezi dojosunu belirten terimdir. Genellikle Aikido Dünya Karargahları'nı belirtir. (AİKİKAİ)
Hanmi: Üç gensel duruş.
Happo: Sekiz yön. HAPPO-UNDO (8 yön egzersizi) ve HAPPO-GIRI (kılıç ile sekiz yönde kesme.) (Burada anlaşılması gereken, gerçekten her yönde hareket edebilmektir.)
Hara: Gövdenin ağırlık merkezi. (Aikido teknikleri, olabildiğince kişinin hara bölgesinde yapılmalıdır.)
Jiyuwaza: Tekniklerin serbest biçimde uygulanması.
Kihon: Temel olan şey. Aikido'da genel olarak aynı teknik, farklı görülen farklı yollardan yapılabilir. Temeli, yani çekirdeği kavramak için KİHON'u iyi anlamak gerekir.
Kohai: Yeni öğrenci.
Kokyu: Soluk alma. Aikido'nun bir bölümü de KOKYU RYOKUYU, yani soluk alma gücünü geliştirilmesidir. Aikido'daki pek çok teknik, KOKYU HO yani soluk egzersizi olarak adlandırılır. Bu egzersizler, kişinin KOKYU RYOKUYU yani soluk gücünü geliştirmesini sağlar.
Ku: Boşluk. Bu boşluğun doğrudan fark edilmesi, aydınlanmadır. Bu Aikido'da bilinç açıklığının geliştirilmesi, değişen durumlara çabuk ve iç güdüsel yanıt verebilmektir.
Kumi Jo: JO (bir araç) ile eşleşerek yapılan çalışma. (eşli uygulama)
Kumi Tachi: Kılıçlı çalışma. (eşli uygulama)
Kyu: Beyaz kemer düzeyi/derecesi. ŞHODAN(1. DAN)'a kadar olan(6) derece.
Maai: Rakibe göre olması gereken, düzenli aralık, uzaklaşma ve zamanlamadır.
Masagatsu: Gerçek zafer.
Mudansha: Siyah kuşak derecesi olmayan öğrenci.
Nagare: Akmak. Aikido'nun amaçlarından biri de fiziksel güce, fiziksel güçle karşılık vermemeyi öğrenmektir. Asıl olan, uygulanan gücü yönünde, onu kendi avantajına olacak biçimde yeniden yönlendirerek hareket etmeye çalışmaktır.
Nage (Tori): Savunan. Tekniği yapan.
Randori: Serbest biçimde eğitim.
Rei: Selâm ver!
Sempai: Eski öğrenci.
Sensei: Öğretmen.
Shikaku: Ölü açı. Rakibin atağına devam etmesinin çok zor olduğu ve sizin de rakibinizin hareket ve dengesini kolaylıkla kontrol edebildiğiniz pozisyon. Aikido'nun ilk aşaması, ŞHİKAKU'yu yerleştirebilmektir.
Shindoi: Öğretmen, eğitme anlamına gelen resmî bir ad/unvan/başlık.
Shodan: Siyah kemerde ilk derece (1. dan)
Sukashiwaza: Saldırganın sizi sarmasına ya da vuruşuna başlamasına olanak vermeden yapılan teknikler.
Sutemi: Birinin, tekniğin uygulanması için kendini bırakmasıdır.
Tai No Tenkan: 180 derece dönmeyi kapsayan yalın dönüşler. (Harman uygulaması)
Tai Sabaki: Gövde hareketi.
Taijutsu: Gövde sanatları, silahsız çalışma.
Takasumu Aiki: Aiki'nin (ruh, zekâ ve evrensel enerjinin uyumu) sonsuz (bitmek bilmeyen) üretken savaş sanatı " anlamına gelen kurucunun bir sloganıdır. Aikido'da yeni teknikler yaratmak olanaklıdır.
Tatami: Minder.
Tege Tana: El kılıcı ya da elin kenarı.
Tenkan: Özellikle gövdenin 180 derece döndüğü dönüş hareketi.
Tori: Uzaklaştırma, uzağa alma, elinde bıçağı alma, elinden alma.
Uchi Deshi: Dojo’nun içinde yaşayan ve kendini eğitmene, dojonun bakım ve temizliğine adamış öğrenci (Kimi zaman, dojonun Sensei'sinin kişisel işlerine de yardım eder.)
Uke: Saldıran. Tekniği alan.
---
Morihei Ueshiba: Aikido'nun kurucusu (1883-1969)
O-Sensei Morihei Ueshiba: Hocaların hocası, büyük öğretmen.
Shihan: Hocaların hocası (usta eğitmen) anlamına gelen resmî bir ad.
Ueshiba Kısshomaru: Aikido'nun kurucusunun oğlu.
Ueshiba Moriteru: Kurucunun torunu, şuan yolun başında olan kişi doşhu.
)
- AKAÇ ile AKAK ile AKI ile AKILGA ile AKIM ile AKINDIRIK ile AKINTI ile AKIŞKANLAŞTIRICI ile AKITMALIK ile AKMA ile AKMALIK
( Birikmiş suları akıtmaya yarayan boru, oluk ve benzeri araç. | Temel düzeyindeki suları toplayıp yapıların uzağına akıtan, yeraltı su borusu. İLE Su, hava, duman gibi akışkan şeylerin geçip gitmesine yarayan, her tür yol, akımlık. İLE Işık kaynağının, 1 saniyede çevresine yaydığı ışık enerjisi/akısı.[Akı birimi, lümen'dir.] İLE Suların akması için bir duvarda bırakılan düşey yarık. İLE Üslûp niteliği taşımayan sanat görüşü, çığır. | Hava, su gibi akışkan maddelerin ya da elektrik gibi kuvvetin, herhangi bir yöne doğru yer değiştirmesi, çereyan. İLE Ağaç sakızı, reçine. İLE Eğim. İLE Beton akışkanlaştırıcı. İLE Çatı kaplama işlerinde, yedirmelik ya da kurşun şerit ile örtülü birleştirme ya da tonoz geçmesi. İLE Bir gerece uygulanan gerilme sabit kaldığı halde şekil değiştirmenin artması. İLE Sokak ve bahçe yollarının iki yanında ya da ortasında, suların akıp gitmesi için yapılan oluk. )
- AKADEMİZM ile/||/<> İZLENİMCİLİK/EMPRESYONİZM ile/||/<> DIŞAVURUMCULUK/EKSPRESYONİZM ile/||/<> AYRINTI NATÜRALİZMİ ile/||/<> DEFORMASYON ile/||/<> MİTOLOJİK
( Sanat dallarında akademik öğretimin kalıplarına bağlı, yeni arayışlara karşı çıkan anlayış. İLE/||/<> 19. Yüzyıl sonunda Fransa'da ortaya çıkan, ışık etkilerine dayanarak doğayı anlık görüntüsü ile resimlemeye dayanan sanat akımı. İLE/||/<> XX. yüzyılın başlarında izlenimciliğe tepki olarak ortaya çıkan ve sanatçının duygularını renklerle ya da deformasyon yoluyla belirtmesini amaçlayan anlatımcı sanat akımı. İLE/||/<> Bir sanat yapıtındaki ayrıntıların titiz bir gözlem sonucu son derece ince bir işçilikle doğaya uygun bir biçimde betimlenmesi. Özellikle XV. yüzyıl sanatında karşımıza çıkan bu anlayışta her bir ayrıntı doğadaki aslının küçük bir kopyası gibi betimlenir. Ayrıntı natüralizminin en iyi örnekleri, XV. yüzyıl kuzey sanatında dinsel konulu resimlerin arka planlarındaki manzaralarda görülür. İLE/||/<> Biçim bozma. Bir sanat yapıtında betimlenen figürlerin belirli yerlerinin figürü tanınmaz derecesine vardırmadan bozulmaya uğratılması. Batı sanatında özellikle Maniyerist üslûbun kullandığı yöntemlerden biri olan deformasyon, Rönesans sanatındaki kusursuz anatomik tanımlamaya karşı çıkış yollarından biridir. İLE/||/<> Mitolojiye ilişkin her türlü olgu ve oluşum. Batı sanatında genellikle Yunan ve Roma mitolojilerinden konu alınmış yapılarda görülen nitelikler. )
- AKALEM ile/||/<> AKALEM
( Saltanat sancağı. İLE/||/<> Yedi Osmanlı saltanat sancağından birinin adı. )
- AKAM[Ar.] ile AKAM[ka uzun okunur]
( Kısırlık. İLE Kısır, çocuksuz. | Tedavi olanağı bulunmayan hastalık. [ÂKIM: Kısır. | Verimsiz.] )
- AKİD/AKİT ile/||/<> AHKÂM ile/||/<> BERÎÜZ-ZİMME ile/||/<> MATÛK ile/||/<> UHDE
( Sözleşme, bir sözleşmede taraf olan kişi. İLE/||/<> Hükümler. İLE/||/<> Zimmetten ya da borçlardan kurtulmuş, temize çıkmış. İLE/||/<> Azat olunmuş, azatlı. İLE/||/<> Birinin üzerinde olan iş, sorumluluk. )
- AKIL ve EL ve/||/<>/> DÜŞÜNCE ve EYLEM
- AKIL:
SÂLİM ve/> İSLÂM
- AKIL ile/ve/<>/= EYLEM
( Kişi, eylem varolanıdır. )
( AKIL: Eylemler(imiz)e düzen verme/katma. )
( REASON vs./and/<>/= ACTION )
- AKIL ve İLİM/BİLİM ve İBÂDET
( Bu 3 alanda tatil[< ÂTIL] olmaz. )
- AKIL ve/||/<> MERKEZ ve/||/<> GÜNEŞ ve/||/<> ATEŞ ve/||/<> PİRAMİT ve/||/<> TENNÛRE ve/||/<> TANDIR ve/||/<> RAHMAN/RAHİM
- AKILCILIK/RASYONALİZM ile DENEYCİLİK/EMPİRİZM
( Bilginin akıl ve mantık yoluyla elde edilebileceğini savunan felsefi görüş. İLE Bilginin deneyim ve gözlem yoluyla kazanıldığını savunan felsefi görüş. )
- AKIL/KAVRAM ile/ve/||/<>/> TEFEKKÜR/TERTİB ile/ve/||/<>/> MÂRİFET ile/ve/||/<>/> İLİM
( İki şey/işaret/alâmet arasında bağlantı/ilişkilendirme/birleştirme. İLE/VE/||/<>/> Düşünceleri belirli bir düzen içinde sağlamak. | İşaretleri/alâmetleri düzenlemek. İLE/VE/||/<>/> Kavramlar arası ilişkiler ya da her iki kavram arasındaki ilişki. İLE/VE/||/<>/> Tümel çıkarım/yargı. )
- AKIM/AQIM ile/||/<> (MUNDUZ) AKIN/AQIN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bir akışlık su. İLE Sel. | Beklenmeyen, ansızın gelen sel. )
- AKIM ile/değil AKIN
- AKIM ile/ve/değil DAMAR
- AKIM ile DİSİPLİN
- AKIM ile/ve/||/<> EKOL
- AKIM ile/ve/<> REOSTA[Fr.]
( ... İLE/VE/<> Elektrik akımının yeğinliğini azaltıp çoğaltmaya yarayan aygıt. )
- AKIM ile/ve/değil/yerine/||/<> UYANIŞ
- AKINTI ile GOLFSTRİM
( ... İLE Atlas Okyanusu'ndaki sıcak su akıntısı. )
- AKİTLERDE:
SAHİH >< FASİT ile/ve/||/<> MÜNÂKİT >< GAYR-I MÜN'AKİT ile/ve/||/<> NAFİZ >< GAYR-I NAFİZ ile/ve/||/<> LÂZIM >< GAYR-I LÂZIM
- AKİTTE:
TASAVVUN SURETİYLE BEYİ ile/ve/||/<> TEVLİYET ile/ve/||/<> TERÂBUH ile/ve/||/<> TEHASSÜR ile/ve/||/<> ŞİRKET ile/ve/||/<> İKÂLE ile/ve/||/<> MÜBÂDELE ile/ve/||/<> SARF ile/ve/||/<> TEVEHHÜP ile/ve/||/<> SULH ile/ve/||/<> BORÇ ile/ve/||/<> TEATİ ile/ve/||/<> HIYAR ile/ve/||/<> SELEM ile/ve/||/<> MEŞRÛİYET KEYFİYETİ ile/ve/||/<> RIZÂ VE MUVAFAKAT >< FUZÛLÎ
- AKKUPPRESSÖR[Lat.] değil/yerine/= PARMAK MASAJI İLE SAĞALTIM
- AKLÎ İLİM ile/ve/<> KEŞFÎ İLİM
- AKL-I SÂLİM ile/ve/> KALB-İ SELÎM ile/ve/> SEKÎNE
- AKL-I SELÎM ile/ve/<> KALB-İ SELÎM ile/ve/<> ZEVK-İ SELÎM ile/ve/<> ZEVK-İ SELÎM
- AKL-I SELÎM değil/yerine/= SAĞDUYU
- AKL-I SELİM değil/yerine/= SAĞDUYU / SAĞDUYULU/SAĞLAM USLU
- AKLIMA GELMİYOR ile/ve/değil AKLIMA GETİREMİYORUM
- AKOMODASYON[Fr.] değil/yerine/= UYUM
- AKOMODASYON değil/yerine/= UYUM
- AKOSMİZM[Fr.] değil/yerine/= DÜNYAYI REDDETME
- AKROMATİK ile/||/<> AKROMATOPSİ/AKROMATİZM
( Renksiz. İLE/||/<> Renk körlüğü. )
- AKROMATİN[Yun.] ile AKROMATİZM[Fr.] ile AKROMATOPSİ[Fr.] ile AKROMAZİ[Fr.]
( Göze çekirdeğinin, ince ipliklerden yapılmış kromatinle boyanmamış kromozomları oluşturan parçası. İLE Mercek yoluyla elde edilen görüntünün yanındaki renklerin ortadan kaldırılması. İLE Renkleri ayıramama sayrılığı. İLE Derinin rengini yitirmesi, gözelerin renk tutmaması. )
- AKROMEGALİ ile/||/<> GİGANTİZM
( Yetişkinlerde büyüme hormonu fazlalığı nedeniyle kemiklerin ve dokuların olağandışı büyümesi. İLE/||/<> Çocuklarda büyüme hormonu fazlalığı nedeniyle aşırı boy uzaması. )
- AKROMEGALİ ile/||/<> GİGANTİZM
( Yetişkinlerde büyüme hormonu fazlalığı nedeniyle kemiklerin ve dokuların olağandışı büyümesi. İLE/||/<> Çocuklarda büyüme hormonu fazlalığı nedeniyle aşırı boy uzaması. )
- AKROMEGALİ ile/||/<> GİGANTİZM
( Yetişkinlerde büyüme hormonunun aşırı üretimi ile kemiklerin ve dokuların olağandışı büyümesi. İLE/||/<> Çocuklarda büyüme hormonunun aşırı üretimi ile olağandışı boy uzaması. )
- AKROZOM ile/||/<> ANİZOGAMİ/HETEROGAMİ ile/||/<> ANJİYOSPERM
( Sperm gözesinin, göze zarının altında bulunan ve spermin ön[anterior] bölgesini kaplayan salgı keseciği. İLE/||/<> Bir cinsiyetin ötekinden daha büyük eşey gözesi[yumurta/sperm] ürettiği eşeyli üreme biçimi. İLE/||/<> Üreme örgenleri çiçeklerinde bulunan ve en yakın tarihte evrimleşmiş bitki öbeği. )
- AKS/ACUTE CORONARY SYNDROME[İng.] değil/yerine/= AKUT KORONER SENDROM
- AKSAM[Ar.] ile/değil AKŞAM
( Kısımlar. | Yedek parça. İLE/DEĞİL Güneşin batmasına yakın zamandan gecenin başlamasına kadar geçen zaman dilimi. )
- AKŞAM ile AKŞAMÜSTÜ
- AKSÂM ile ENVÂ ile ESNAF
( [tekili] "Kısım". İLE "Nev". İLE "Sınıf". )
- AKŞAM ile/ve/> GECE
( MESÂ ile/ve/> ... )
( EVENING vs./and/> NIGHT )
- AKSİYEL/DÜZLEM/AXIAL PLANE[İng.] değil/yerine/= YATAY DÜZLEM
- AKSİYOM ile ÇOK ANLAMLILIK
- AKSİYOM ile GENELLEME
- AKSİYOM ile/ve PARADİGMA
- AKSİYOM ile TEZ
( AXIOM vs. THESIS )
- AKSİYOM ile TOTOLOJİ
- AKSONOMETRİ[Yun.] değil/yerine/= MİMARLIKTA BİR YAPIYI ÜÇ BOYUTUYLA GÖSTERMEYE YARAYAN GEOMETRİK ÇİZİM
- AKTARIM
( REPORTATIVE )
- AKTARIM ile ÇABA
- AKTARIM ile/ve PAYLAŞIM ile/ve DOLAŞIM
- AKTARIM ile/ve/değil/> ÜRETİM
- AKTARIM ile/ve YATIRIM
( TRANSFER/TRANSMIT vs./and INVESTMENT )
- FAALİYET[Ar.]/AKTİVİTE[Fr. < ACTIVITE | İng. < ACTIVITY] değil/yerine/= ETKİNLİK | EYLEM
- AKTİVİZM değil/yerine/= ETKİNCİLİK
- AKTÜALİZM değil/yerine/= EDİMSELCİLİK
- AKTÜALİZM değil/yerine/= EYLEMLEŞME
- AKÜMÜLASYON değil/yerine/= BİRİKİM
- AKUPUNKTUR değil/yerine/= İĞNELİEM
- AKVAREL[Fr.] değil/yerine/= SULUBOYA RESİM
- ALÂ MERÂTİBİHİM
( RÜTBELERİNE VE DERECELERİNE GÖRE, SIRASIYLA (ALE-D-DERECÂT) )
- ALAN ile/ve ÂLEM
- ALAN ile/ve/< ÂLEM ile/ve/< ŞUBE ile/ve/< SINIF ile/ve/< TAKIM ile/ve/< AİLE ile/ve/< CİNS ile/ve/< TÜR
( ZÜMRE[Ar.]: Alttakım. )
( LEOPAR: Eukarya alanının, Hayvan/Animalia âleminin, Chordata şubesinin, Memeli/Mammalia sınıfının, Etobur/Carnivora takımının, Felidae ailesinin, Panthera cinsinin, Panthera Pardus türündendir. )
( Taksonomi Nedir? Sınıflandırma Biliminin Temel Kuralları )
( DOMAIN vs./and/||/<>/< REGNUM vs./and/||/<>/< FILUM vs./and/||/<>/< CLASSIS vs./and/||/<>/< ORDO vs./and/||/<>/< FAMILIA vs./and/||/<>/< GENUS vs./and/||/<>/< SPECIES )
- ALAN ve/<> YÖNTEM
( FIELD and/<> METHOD )
- ALANINI TANIMAK ile/ve PAYLAŞIM
- ALARM değil/yerine/= UYARI/AYTAR
- ALAŞIM BİÇİM
( PORTMANTEAU MORPH )
- ALAY EDİLECEK TUTUM/DURUM ile/değil/yerine MUHABBET
- ALBİNİZM ile VİTİLİGO
( Melanin pigmentinin eksikliği nedeniyle deri, saç ve gözlerde renk kaybı. İLE Melanin üreten gözelerin kaybı nedeniyle deride beyaz lekeler oluşması. )
- ALBÜM ile/değil/yerine/||/<>/> UZATMALI ÇALMA(EP[EXTENDED PLAY])
( ... İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> 4 - 6 arası şarkıdan oluşur. Farkı, albümden daha az şarkıdan oluşmasıdır. Süresi genel olarak 30 dakikayı geçmemektedir. )
- ALDATMA ile/değil/yerine PAYLAŞIM
- ALDIM ile/ve/değil BULDUM
- ALEL UMUM[Ar.] değil/yerine/= GENEL OLARAK, GENELLİKLE
- ÂLEM(/KAPLAM) ile EVREN(/İÇLEM)
( Bilinebileceklerin, anlamlandırılabilenlerin tümü/tamamı. Kişinin bilmesine açık olan bütünlük. İLE Fizik yasalarına ait olanların tümü. )
( İlim, Âlem'i bilme işidir. )
( Anlamlandırılabilenlerin tümü. İLE Fizik yasalarına ait olanların tümü. )
( NOUS + KÂİNAT(VAROLANLARIN TÜMÜ) = ÂLEM )
- ÂLEM ile/ve/<> ÂDEM
( Her ne ki var âlemde,
Örneği var Âdem'de!
Her ne ki var Âdem'de,
Örneği var âlem'de! )
( Bir ağaçtır, bu âlem
Meyvesi olmuş, âdem
Maksûd olan, meyvedir
Sanma ki ağaç ola. )
( Mâdem ki ademliktir âhiri bu âlemin
Âlemde her kelâmın işitme sen âdemin
[Madem ki evrenin sonu yokluktur
Kişilerin sözlerini çok fazla duyma!] )
- ALEM ile ÂLEM
( Bayrak. | Minare, kubbe, sancak direği gibi yüksek şeylerin tepesinde bulunan, madenden yapılmış ay yıldız ya da lâle biçiminde süs. İLE Yeryüzü ve gökteki nesnelerin tümü, evren. | Dünya, acun, cihan. | Aynı konu ile ilgili kişiler ya da bu kişilerin uğraşlarının tümü. | Durum ve koşullar. | Herkes, başkaları. | Ortam, çevre. | Eğlence. | Kendine özgü, birçok nitelikleri bulunan şey ya da kişi. | Duygu, düşünce, düş gücü. )
- ÂLEM ile/ve BAĞ
- ÂLEM ile/ve/<> BİLİNEN
( ÂLEM: Kendiyle başkasının bilindiği şey. )
- ÂLEM ile/ve/<> DİSİPLİN ile/ve/<> İLKE
- ÂLEM[Ar.] ile DÜNYA[Ar.]
- ÂLEM ile HAKİKAT
- ALEM ile/ve/||/<>/< KALEM
- ÂLEM ile/ve KOZMOS/KOSMOS[Yun.]
( ... İLE/VE Düzenlenmişlik, düzgünlük. Biçimlilik. )
- ÂLEM[Ar.] ile NÂS[Ar.]
- ALEM ile REMZ ile NİŞÂNE
( Bayrak. İLE Simge. )
- ÂLEM ile/ve/değil TANRIDAN GAYRI/MASİVA
- ALERJİK ASTIM ile/||/<> MESLEKİ ASTIM
( Alerjenlere maruz kalma sonucu hava yollarının daralması. İLE/||/<> İş yerinde maruz kalınan nesneler nedeniyle hava yollarının daralması. )
- ÂLET ile/ve İLİM
( Mantık. İLE/VE ... )
( Âlet işler, el/kişi övünür; tâlih işler, kul övünür.[< At işler, er ögünür.] )
( TOOL/DEVICE/INSTRUMENT vs./and SCIENCE )
- ALET ile/ve YÖNTEM
- ALEV/ŞÛLE[Ar.]/ZEBÂNE[Fars.] değil/yerine/= ALAZ/YALAZ(A)/YALIM
- ALFATERAPİ[Fr.] değil/yerine/= ALFA IŞINLARIYLA SAĞALTIM
- ALFENİT[Fr. < ALFENIDE] değil/yerine/= METAL ALAŞIM
( İçinde bakır, çinko, nikel bulunan ve çatal bıçak takımı yapımında kullanılan gümüşlü bir alaşım. )
- ALGI ile/ve/||/<>/> KAVRAM
( Duyusal. İLE/VE/||/<>/> Düşünsel. )
- ALGIDA/KABULDE:
TEK TANIM ile/yerine/değil PARANTEZ BİLGİ
( ON PERCEPTION/ACCEPTION: [not] UNIQUE DEFINITION vs./but INFORMATION IN PARENTHESIS
ON PERCEPTION/ACCEPTION: INFORMATION IN PARENTHESIS instead of UNIQUE DEFINITION )
- ALGILAMA SÜRECİNDE:
BELİRGİNLİK ile/ve/> KONUM ile/ve/> ŞİDDET ile/ve/> SÜRE
- ALGILAYIŞ ile/ve/<> DENEYİM
- ALGORİTMA/ALGORITHM[İng.] değil/yerine/= AKIŞ BASAMAKLARI
- ALIM-ÇALIM
- ALİM ile ÂLİM
( Her şeyi bilen. İLE Bilgin. )
- ALÎM[Ar.] ile ÂLİM[Ar.]
( Önceden bilmeme olasılığı olmayan. İLE Sonradan bilen. )
( Âlim denilebilir ama ALÎM denmez. Allah'ın adıdır.[El-Alîm] "Abdul Alîm" olabilir ama sadece "Alîm" olmaz/denmez. )
- ÂLİM ve/> ÂMİL
( Bilen. VE/> Hem bilip, hem eyleyen/uygulayan/kullanan/işleyen. )
- ÂLİM ile/ve/||/<>/> ÂRİF
( Bilgi(sonuç). İLE/VE/||/<>/> Bilme(süreç). )
( Cins. İLE/VE/||/<>/> Fasıl. )
( Sindiren. İLE/VE/||/<>/> Geviş getiren. )
( Koşul. | Durum, hal, vaziyet. | Yemin. İLE/VE/||/<>/> Yarı, yarım. | Bölüm, kısım, parça. | Mısra. )
( Tekil.(Taksim edilir.) İLE/VE/||/<>/> Çoğul.(Tasnif edilir.) )
( İlim; Evvel ile Ahir, Batın ile Zahir'i bilip, tüm bildiklerini en iyi/üst derecede bağlantırabilme/birleştirebilme uğraşıdır. İLE/VE/||/<>/> İrfan; ilmin niteliklerinin üzerine ek olarak, hikmetine sahip olup, zaman ve zeminine/mekânına göre değerlendirme yapabilme durumudur. )
( İlim: - Kendini bilmek ve - Gayrıyı bilmek İrfan: - İlm'ul-ilim ve - İlm'un Nefs )
( İlim: - İlm-i Hudurî ve - İlm-i Husulî )
( İlim: - Tasavvur(Kavram) ve - Tasdik(Yargı) İlim: - Bilmek ve - Bilgi )
( İlimde marifet zât'ı bilmektir. Eşyanın(nesnenin) akılda hasıl olan(meydana gelen) suretine ilim denir. Hariçten kattı nazarla malûma ilim denir. )
( İhvân-ı Safâ, "Fasl fî ecnâsi'l-ulûm" başlığı altında ilimleri, -Riyâzî, -Dinî ve -Felsefî olmak üzere üç ana grupta toplamıştır. )
( Çeşm-i insaf gibi kâmile mîzân olmaz Kişi noksanını bilmek gibi irfân olmaz. )
( Âlim; Evvel ile Ahir, Batın ile Zahir'i bilen, tüm bildiklerini en iyi/üst derecede bağlantırabilme/birleştirebilme seviyesine ulaşmış kişi. İLE Ârif; aliminin niteliklerinin üzerine ek olarak, hikmetine sahip olup, zaman ve zeminine/mekânına göre değerlendirme yapabilen kişidir. )
( Birikime hizmet eden. İLE/VE/||/<>/> Yaşayışa hizmet eden. )
- ÂLİM ile/ve ÂRİF
( Âlim; Evvel ile Ahir, Batın ile Zahir'i bilen, tüm bildiklerini en iyi/üst derecede bağlantırabilme/birleştirebilme seviyesine ulaşmış kişi. İLE/VE Ârif; alimin niteliklerinin üzerine ek olarak, hikmetine sahip olup, zaman ve zeminine/mekânına göre değerlendirme yapabilen kişidir. )
( Fikir üretir. İLE/VE Akıl üretir. )
( Faal akıldaki bilgi ile ittisâl eder. İLE/VE Işk ile ittisâl eder. )
( Faal akıldaki bilgiyle belirli bir tecrîd-tehzîb süresince ve hads yoluyla ittisâl eder. İLE/VE Belirli bir riyâzet-tezkiye süresince, ilâhî ışığa doğrudan değer. )
( Doğru hisse sahip olandır. İLE/VE Doğru sonuca sahip olandır. )
( Sorunları/engelleri çözer/çözebilmelidir. İLE/VE Kişileri çözer. )
( İlmini ölümlüden tahsil eden. İLE/VE İlmini ölümsüzden alan. )
( Eşyanın (kesret) hakikatini inceler. İLE/VE Tek'in (letâfet) hakikatini inceler. )
( ... İLE/VE İlâhî inâyetin tecellî sürecini mistik riyâzetle deneyimleyen. )
( Ârifler, ilimsiz, gözsüz, habersiz, müşahedesiz, sıfatsız ve perdesiz görürler. )
( Ârifler meclisine git de, istersen uyu. )
( Âlim, bir konuyu ilm-el yakîn; Ârif, ayn-el yakîn olarak bilir. )
( Âlim fikir/hüküm icâd eder; Ârif, akıl icâd eder. )
( Ölümlüden ilmi alan. İLE/VE Allah'tan ilim sahibi olan. )
( Meselerle, konuşmakla, hükümleri icrâ etmekle adâleti teskin eden zât. İLE Gördüğü şey üzerine insana hali vermekle sekinete ulaştıran zât. )
( Yarım âlim, dinden; yarım doktor, candan eder. )
( Âlimlerin en faziletli ilmi sükûttur. )
( Asıl güneş, âşıkların, âriflerin kalplerinden, gözlerinden doğan güneştir. )
( Vazgeçer. İLE/VE Sığdırır. )
( Bilirler. İLE/VE Yaşadıklarını da bilirler. )
( Malumu bilirler. İLE/VE Mazeretleri bilirler. )
( Baba. İLE/VE Anne. )
- ÂLİM ile/ve ÂRİF ile/ve KÂMİL
( Bildiğini bilen, nesnesini bilen. İLE/VE Bilmediğini bilen, kendini bilen. İLE/VE Eksiğini bilen. )
( Âlimin ölümü, âlemin ölümü gibidir. )
( Âlimin yanında dilini, ârifin yanında kalbini tut! )
( Ârif'e, târif gerekmez! )
( Dünyanın anasını Kâmil ağlatır, Kâmil'in anasını da cahil. )
- ÂLİM ile/>< CÂHİL
( Allah'ın rızasına/râzı olduğu doğru hisse sahip olan. İLE/>< Allahîn rızasından/râzı olduğu doğru histen mahrum olan. )
( Âlim ile konuşursan alırsın mertebe, cahil ile konuşursan dönersin merkebe. )
( Öğrenmeyi sever. İLE/>< "Ders vermeyi" seçer. )
( Bin bilir, bir söyler. İLE/>< Bir bilir, bin söyler. )
( Bazı şeyleri (")bilir("). İLE/>< "Herşeyi bilir." )
- ÂLİM ile/ve CÖMERT
( Âlim ile cömerdin ayıbına bakılmaz! )
- ÂLİM[Ar.] ile HAKÎM[Ar.]
- ÂLİM <> İL(İ)M <> MALÛM
- ÂLİM ile KUDEMÂ
( ... İLE Eski âlimler. )
- ÂLİM[Ar.] ile MÜTEHAKKIK[Ar.]
- ÂLİM ile/ve/değil NÂKİL
- ALİM/ALİİM" değil ALAYIM
- ALİMİNYUM değil ALÜMİNYUM
- ALKOLİZM ile/||/<> ALKOLİK
( Alkol bağımlılığı İLE/||/<> Alkol bağımlısı. )
- ALLÂH ile/ve ÂLEM
- ALLAH ile/ve/<> RAHMAN ile/ve/<> RAHİM
( Kimlik adı. İLE/VE/<> Varlık adı. İLE/VE/<> Eylem adı. )
- ALLÂM[Ar.] ile ALLÂME[Ar.]
- ALLUSION vs. CRITICISM
- ALOFENİK/HİBRİT/KİMERİK ile/||/<> ALOJENİK ile/||/<> ALOMETRİ ile/||/<> ALOMETRİ DENKLEMİ ile/||/<> ALOPATRİ ile/||/<> ALOPATRİK MODEL ile/||/<> ALOSTERİ ile/||/<> ALOSTERİK PROTEİN ile/||/<> ALOTANIMA ile/||/<> ALOZİM
( Gözelerinde birden fazla genotip bulunan organizmalar.[İki farklı türün çiftleşmesiyle oluşan döl olarak da bilinir. En bilinen örneği, at ile eşeğin çiftleşmesi ile oluşan katırdır.] İLE/||/<> Aynı türe ait olmasına karşın bireylerin genlerinin farklı olması.[Homo sapiens türünde, tek yumurta ikizleri dışındaki her birey, birbiriyle alojeniktir.] | Bir türün farklı üyelerinden elde edilen biyolojik nesnelerin bu türün başka bir üyesi için neyle karşılandığını tanımlar.[Alojenik kök göze] İLE/||/<> Gövde büyüklüğünün, gövdenin biçimine, anatomiye, fizyolojiye ve davranışa bağlı olan ilişkisini inceleyen bilim dalı.[Çoğu zaman, bir canlının gelişimi sırasında farklı parçalarının ya da boyutlarının farklı büyüme miktarı göstermesi için kullanılsa da sadece asimetrik büyüme çözümlemesini içermez. Bir organizmanın gövde biçimi, gelişim süresince farklı parçalarının oransal büyüme hızına bağlıdır. Gövdenin kendine özgü biçimini almasını sağlayan bu orantılı büyümeye alometrik büyüme denir.][Baş, insanın gelişimi sırasında gövdeye oranla daha yavaş, bacaklar ise daha hızlı gelişmektedir.] İLE/||/<> Genel formu y = bxa olan denklem.[y ve x karşılaştırılan iki değer, a ve b ise sabittir.[Büyüme, doğrusal/izometrik ise allometrik üstel "a" nın değeri 1'dir. a > 1 olduğunda, allometri pozitif, a < 1 olduğunda negatif olarak söylenir.] İLE/||/<> Farklı coğrafi alanlarda yaşamak ya da farklı bölgelerde yaşayan topluluklar. İLE/||/<> Bir popülasyonun yalıtıldığında seçilimin ve sürüklenmenin yalıtımının iki yanındaki popülasyonlara bağımsız olarak etki etmesi yoluyla türleşmenin gerçekleştiğini ileri süren varsayım.[Günümüzde bilimsel gerçek olarak görülmektedir.] İLE/||/<> Düzenleyici bir ligandın proteinin katalitik sahası dışındaki bir bölgeye bağlanması yoluyla ya da kovalent modifikasyon yoluyla bir proteinin konformasyonunun değişmesi yoluyla protein etkinliğinin değişmesi. İLE/||/<> En az iki farklı konformasyonu benimseyebilen ve bir ligandın bir bölgesine bağlanmasıyla oluşan konformasyonel değişikliğin proteinin ikinci bir bölgesindeki protein etkinliğini değiştirdiği proteinler. Bu proteinler, bir gözedeki bir molekülün başka bir türdeki bir molekülün yazgısını etkilemesine izin verir ve bu mekanizma enzim düzenlemesinde yaygın olarak kullanılır. İLE/||/<> Bir allojenik bireyin antijen sunan gözeler üzerindeki MHC moleküllerinin, T gözeleri tarafından tanınması.[In vivo ortamda allograf reddine ve karışık lenfosit reaksiyonuna[mixed lymphocyte reaction/MLR] neden olur.] İLE/||/<> Aynı lokusta bulunan farklı alellerden salgılanan farklı özellikteki enzimler. )
- ALOPECİA AREATA ile/||/<> TELOGEN EFFLUVİUM
( Bağışıklık düzeninin saç köklerine saldırması sonucu saç dökülmesi. İLE/||/<> Stres ya da hormonal değişiklikler nedeniyle saç dökülmesi. )
- ALT KISIM = KIT'A SÜFLÂ = PARTIE INFÉRIEURE
- ALT SINIF ile ALT ŞUBE ile ALT TAKIM ile ALT TÜR
- ALTBİÇİM
( ALLOMORPH )
- ALTERNATİF ile/ve/değil UZANIM
- ALTIN:
SAF ile/ve/değil/<> SOM
( Sade(ce) altın. İLE/VE/DEĞİL/<> Altınla dolu. )
- ALTIN ile/ve/||/<> SEZYUM
- ALTIN(PARA) ile/ve/değil/yerine/||/<> SÖZ/KELÂM
( Doğada. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Kişide. )
- ALÜMİNYUM[Fr. < ALUMINIUM] ile ALPAKS[Fr. < ALPAX]
( Atom numarası 13, atom ağırlığı 26,98 olan, 660 °C'de eriyen, gümüş parlaklığında, beyaz, hafif bir öğe. [simgesi: Al] İLE Kolayca bükülebilen alüminyum ve silisyum karışımı. )
- ALÜMİNYUM ile/değil GALYUM
( ... İLE/DEĞİL Çok seyrek bulunan, alüminyumu andıran, yoğunluğu 5.9, atom ağırlığı 69.72 olan, 29.8 °C'de ergiyen öğe. [simgesi: Ga] )
- ALÜMİNYUM ile/değil/yerine KARBON
- AM[Ar.] ile ÂM[Ar. çoğ. A'VÂM] ile AMM[Ar. çoğ. AMMÂT] ile ÂMM[Ar. < UMÛM] ile HAMM[Ar.] ile HAM[Ar.]
( Sevgi. | İstek, istemek, istenilen. | Dişillik örgeni, vajina. İLE Yıl, sene. İLE Amca. İLE Genel/umûmî, herkese ait. İLE Şiddetli hararet. )
- A.M. ile/ve P.M.
- ÂM[Ar.] ile SENE[Ar.]
- AMAÇ ve/||/<>/> BİLİM
( Anlam doğar. VE/||/<>~> Açıklama sunar. )
- AMAÇ ile/ve/değil/<> GEREKSİNİM
- AMAÇ ile/ve/değil/||/<>/> YÖNELİM
- AMAÇ ile/ve YÖNTEM
( YÖNTEM ARAYIŞLARI - SARTRE kitabını okumanızı salık veririz. )
( AIM vs./and METHOD )
- AMAL-İ ERBAA[Ar.] değil/yerine/= DÖRT İŞLEM
- AMATÖR TUTUM ile ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK
( AMATEUR ATTITUDE vs. MODESTY )
- AMBALE[Fr.] değil/yerine/= AŞIRI YÜKLEME SONUCU ULAŞAN DÜŞÜNEMEME, BUNALIM
- AMBLEM ile LOGO
( Çizgi ve resimle yapılan işaretler. İLE Bir ürünün, şirketin ya da hizmetin adının, harf ve resimsel öğeler kullanılarak simgeleştirilmesidir. )
- AMBLEM[Fr. < EMBLEME] değil/yerine/= SİMGE, BELİRTGE/BELİRTKE
- AMELİYAT[Ar.]/OPERASYON[İng. < OPERATION] değil/yerine/= İŞLEMCE/ONUMİŞLEM | İŞLEM
- AMENSALİZM[Fr.] ile/>< KOMENSALİZM
( Bi̇r bi̇tki̇ türünün aynı ortamdaki̇ başka bi̇r bi̇tki̇ türünden ötürü geli̇şememesi̇. Bir organizmanın ötekine zarar verip kendisinin etkilenmediği ilişki. İLE/>< Bir organizmanın yarar sağlayıp ötekinin etkilenmediği ilişki. )
- AMERİKYUM[Fr. < AMERICIUM] = AMERİSYUM
( Atom numarası 95, yapay olarak elde edilen aktinitlerden bir öğe. [simgesi: Am] )
- AMETÇİ ile/||/<> AKLAM
( Osmanlı Dîvânı'nda, baş yazman olarak görev yapar. İLE/||/<> Resmi dairelerde yazı işleriyle ilgilenen bir bölüm. )
- AMFİARTOZ ile/||/<> AMFİPATİK ile/||/<> AMFİZEM
( Çok az ya da özel durumlarda oynayabilen eklemler.[Kalça ve omurga arasındaki eklemler] İLE/||/<> Birbirine zıt, hidrofobik ve hidrofilik molekülün birlikte bulunması.[Yağların bu yapıda olması, canlılığın su içinde başlaması için önemlidir.] İLE/||/<> Dokularda normal durumların dışında hava bulunmasına bağlı genişleme.[Genellikle akciğerde görülür. Özellikle KOAH sayrılarında rastlanma sıklığı yüksektir.] )
- AMFİARTROZ[Fr.] değil/yerine/= YARI OYNAR EKLEM
- AMFİZEM/EMFİZEM[FR. < EMPHYSÈME] değil/yerine/= SÜREĞEN BRONŞİT | HAVA YA DA GAZ GİRMESİ SONUCUNDA, BİR GÖZENİN/DOKUNUN ŞİŞMESİ | HAVA HAPSİ
- ÂMM ile/||/<> ÂMME EMLAKI ile/||/<> ÂMM VE ŞÂMİL ile/||/<> ÂMME ARÂZİSİ
( Genel/umumi, herkese ait. İLE/||/<> Kamu taşınmaz malları. İLE/||/<> Genel ve kapsamlı. İLE/||/<> Kamu toprağı. )
- ÂMM[Ar.] ile AMR[Ar.]
- ÂMM[Ar.] ile MÜBHEM[Ar.]
- AMORFİZM/AMORPHISM[İng.] değil/yerine/= BİÇİMSİZLİK
- AMPELOGRAFİ[Fr.] değil/yerine/= ASMA BİLİM
- AMPİRİZM değil/yerine/= DENEYİMCİLİK/DENEYCİLİK
- AMPİYEM değil/yerine/= İRİNCE | AKCİĞER İRİNCESİ
- AMSTERDAM ile BARSELONA ile PARİS ile NEW YORK ile DUBAİ
(
)
- ÂN ile ÂN-I DAİM
( ... İLE Güneş. )
- AN ile DÖNEM
- DOĞUM/DOĞAN:
ANADAN ile/ve/<> EĞİTİMDEN ile/ve/<> KENDİNDEN
( Beşer/beden. İLE/VE/<> İnsan. İLE/VE/<> Adı anılan/anılmayan. )
- ANAGRAM ve/||/<> FAKTORİYEL[!]
( )
- ANAKİKLİK/PALİNDROM ile AMBİGRAM
( Tersinden okununca da aynı anlamı veren sözcük ya da tümce. İLE Tersine çevirme. Sunulduğu biçimiyle okunabildiği gibi tam tersine çevrildiğinde de okunabilen görseller. )
( SANMA ŞAHIM | HERKESİ SEN | SÂDIKÂNE | YÂR OLUR
HERKESİ SEN | DOST MU SANDIN | BELKİ O | AĞYÂR OLUR
SÂDIKÂNE | BELKİ O | ÂLEMDE BİR | DİLDÂR OLUR
YÂR OLUR | AĞYÂR OLUR | DİLDÂR OLUR | SERDÂR OLUR
YAVUZ SULTAN SELÎM )
( )
- ANAKRONİZM değil/yerine/= ÇAĞAŞIM/TARİH YANILGISI/YANILTISI
- [ne yazık ki]
!"ANAM, AVRADIM OLSUN" ve/||/<> !ANASINI SATAYIM
( Bu iki rezil lâf söylenmesin ve bu saçmalıkları duymayalım artık!!! )
- ANAYASA HUKUK BİLİMİNDE:
KLASİK DÖNEM ile SİYASAL BİLİM YAKLAŞIMI ile YENİ ANAYASA HUKUKU
( 1800 - 1950 arası. İLE 1950 - 1980 arası. İLE 1980 ve sonrası. )
- ANAZARKA değil/yerine/= YAYGIN ÖDEM
- ANDIRIM ile/ve/||/<>/< ANDIRIŞLAR KURAMI
- ANDIRIM ile/ve/||/<> BENZEŞİM
- ANDIRIM ile/ve/||/<> İMGELEM
- ANEVRİZMA/ANEURYSM[İng.] değil/yerine/= BALONLAŞMA, TORBALAŞIM
- ÂN-I DAİM ile/ve/değil/<>/< ÂN-I MUHAYYEL
- AN-I DAİM ile/ve HAKİKAT
- ANI ile/değil GÖZLEM
- ANIMSAMA ile/ve/değil ÇAĞRIŞIM
( Şimdi'ye getirme. İLE/VE/DEĞİL Şimdi'yi, geçmişe/geçmiştekine taşıma/bağlama. )
( LETHOLOGICA: "Dilimin ucunda fakat söyleyemiyorum" durumu. )
( BERGÜZÂR: Andaç, hatıra, hediye. )
( [not] TO REMEMBER vs./and/but RECALL )
- ANIMSAMA ile/ve REKLÂM
( En az bilineni, en çok bilinen aracılığıyla imgeleme. İLE Az bilinenin, çok bilinen ve/ya da tanınan aracılığıyla sunulması. )
( Yapıcı bir yaklaşım daha çok etkindir. İLE/VE Yıkıcı bir yaklaşım daha çok etkindir. )
( TO REMEMBER vs./and ADVERTISEMENT )
- ANJİ[Y]OGENEZİ ile/||/<> ANJİ[Y]OPLASTİ ile/||/<> ANJİ[Y]OSPAZM
( Damarlanma. İLE/||/<> Damar onarımı. İLE/||/<> Damar kasılımı. )
- ANJİYOÖDEM/ANJİYONÖROTİK ÖDEM değil/yerine/= DEV ÖDEM
- ANKİLOZ/ANKYLOSIS[İng.] değil/yerine/= DONUK EKLEM
- ANLADIM değil PEKİ/Yİ["PİKİ" değil!] / hmmm
( [belirsiz/bilinmeyen bir şeyin sorulması/konuşulması durumunda] Belirsizliğe/bilinmeyene verilecek yanıt, "peki[pekiyi]" ya da "hmmm"dır. )
- AN/LAHZA değil/yerine/= KIPI/KIRPIM
- ANLAM
( İnsanda ve kişide karşılığı bulunmayan şey, anlam değildir. )
- [ANLAM BAKIMINDAN] SÖZ/LÂFIZ:
HAS ile/ve/||/<> ÂAM ile/ve/||/<> MÜŞTEREK ile/ve/||/<> MÜNKER
( el-FAZÜ'L-HASSA ile/ve/||/<> el-FAZÜ'L-ÂMME ile/ve/||/<> el-FAZÜ'L-MÜŞTEREK ile/ve/||/<> el-FAZÜ'L-MÜNKERE )
- ANLAM:
PARÇADA ile/ve/değil/||/<>/> BÜTÜNDE
- ANLAM SANATLARI'NDA:
İLHAM ile/ve/<> TEVRİYE[< VERÂ] ile/ve/<> İSTİHDAM ile/ve/<> MUGALATA-İ MANEVİYE ile/ve/<> TENÂSÜB[< NİSBET] ile/ve/<> LEFF Ü NEŞR ile/ve/<> TECÂHÜL-İ ÂRİF[/ÂNE/ÎN] ile/ve/<> HÜSN-İ TA'LÎL[< İLLET] ile/ve/<> SİHR-İ HELÂL ile/ve/<> İRSÂD ile/ve/<> MÜBALAĞA ile/ve/<> TEZAD ile/ve/<> İSTİĞRÂK[< GARK][GULÜVV] ile/ve/<> TEKRÎR[< KERR] ile/ve/<> RÜCÛ ile/ve/<> TEFRÎK[< FARK] ile/ve/<> KAT' ile/ve/<> TERDÎD[< REDD] ile/ve/<> İLTİFÂT ile/ve/<> TELMİH ile/ve/<> İRSÂL-İ MESEL
( İki ya da ikiden fazla anlamı olan bir sözcüğü, bir mısra ya da beyitte tüm anlamlarıyla kullanma sanatı. İLE/VE
Bir mısra ya da beyitte, birden fazla anlamı olan bir sözcüğü, anlamlarından sadece yakın anlamını söyleyip uzak anlamını kastetme sanatı. İLE/VE
Bir mısra ya da beyitte, bir sözcüğü hem gerçek, hem mecaz anlamlarını kastederek kullanma sanatı. İLE/VE
Anlamı birden fazla olan sözcük ve deyimleri beyitin anlamını değişik biçimlerde açıklanabilecek biçimde kullanma sanatı. İLE/VE
Bir konuyla ilgili birden fazla sözcüğü bir mısra ya da beyitte sıralama amacı gütmeden kullanmak. İLE/VE
Bir beyitte yer alan, birbiriyle ilgili sözcüklerin sıralanmasıyla yapılan edebî sanat. İLE/VE
Bir anlam inceliği yaratmak ya da bir lâtife yapmak amacıyla, bilinmiyormuş ya da başka türlü biliniyormuş gibi gösterme sanatı. İLE/VE
Nedeni bilinen bir olayı, düşsel ya da gerçekdışı ve güzel bir olaya bağlama yoluyla yapılan edebî sanat. İLE/VE
Bir sözcüğü ya da söz öbeğini hem kendinden önceki sözcüklerin sonunda, hem sözcüklerin başında anlamlı olacak biçimde kullanma. İLE/VE
Bir mısranın secî ya da uyağını bir iki sözcükle ima etme sanatı. İLE/VE
Bir sözün etkisini güçlendirmek için bir şeyi abartılı biçimde az ya da çok göstererek ve lâtifeli bir biçimde anlatma. İLE/VE
İki duygu/düşünce/hayal arasındaki birbirine karşıt özellikleri birarada söyleme. İLE/VE
Över gibi görünerek yermek, yerer gibi görünerek övme sanatı. İLE/VE
Söyleyişi güçlendirmek için belirli bir anlamdaki sözcüğü ya da söz öbeğini yineleme sanatı. İLE/VE
Bir sözün anlamını, bir kavramın gücünü pekiştirmek için, o sözden/kavramdan cayar gibi görünüp cayılmış görünen sözü/kavramı daha güçlü biçimde belirtmek. İLE/VE
İki şey arasındaki farkı belirtmek. İLE/VE
Söyleyişin gücünü artırmak için, sözü [mısrayı, satırı] yarıda kesmek. İLE/VE
Sözü, beklenmedik, çarpıcı bir sonuca bağlama sanatı. İLE/VE
Şiirde bir duygulanma ya da duygu değişikliğiyle şiirdeki konuyu değiştirmeden seslenilen kişiyi ya da varolanı değiştirmek. İLE/VE
Bilinen bir olay, kişi ya da nükte, fıkra, atasözünü dolaylı biçimde anlatma, ima etme sanatı. İLE/VE
Bir düşünceyi pekiştirmek amacıyla bir atasözü ya da o değerde bir söz öbeğini alıntılamak/kullanmak. )
- ANLAM ile/ve ÂLEM
- ANLAM ile/ve ALT ANLAM
( ... ile/ve HIPONOIA )
( MEANING vs./and SUB MEANING )
- ANLAM ile/ve AMAÇ
( MEANING vs./and AIM )
- ANLAM ile/ve/<> AMAÇ
- ANLAM/MA'NÂ ile/ve AMAÇ
( Denilmek istenilen şey. İLE/VE İstenilenin düzenlenmesi. )
( MEANING vs./and AIM )
- ANLAM ile ANLAM VERİCİ
( Ne olmadığını anlamak, anlamaya olanak/ortam yaratır. )
- ANLAM ile/ve/<> ANLAM VERME
( MEANING vs./and/<> TO GIVE MEANING )
- ANLAM ile/ve/<> ANLAMI ANLAMAK
( MEANING vs./and/<> TO UNDERSTAND THE MEANING )
- ANLAM ile/ve ANLAM'IN ANLAMI
- ANLAM ile/ve/<>/>/< BÜTÜNLÜK
( Anlam, bütünlük gerektirir. )
( Meaning needs integrity. )
( Anlamak, beğenmenin başlangıcıdır. )
( MEANING and/<> INTEGRITY )
- ANLAM ile/ve/> DAYANAK
( MEANING/SENSE vs./and/> SUPPORT )
- ANLAM ile/ve/||/<>/< DEĞER ile/ve/||/<>/< AMAÇ
( "Herkeste, [zannı] var." İLE/VE/||/<>/< "Herkeste var." İLE/VE/||/<>/< Herkeste yok. )
( MEANING and/< WORTH and/< AIM )
- ANLAM ile/ve/<> DERİNLİK
( Anlam, amaca yönelik olandır/olmalıdır. )
( MEANING vs./and/<> DEEPNESS )
- ANLAM ile/ve/değil EŞİK
- ANLAM ile/ve/> ETKİ
( Anlam varsa ifadesi sonsuza kadar gider. )
( MEANING vs./and/> EFFECT )
- ANLAM ve/=/||/<> FARK
- ANLAM ile/ve İÇLEM
( ... İLE/VE Bir kavramın çağrıştırdığı kaplama giren niteliklerin ya da taşıdığı özelliklerin tümü. | Bir nesnenin içeriğini oluşturan şey. )
- ANLAM ile/ve/<> İMLEM
( MEANING vs./and/<> TO SYMBOLIZE )
- ANLAM ile/ve/<> İŞLEV
( MEANING vs./and/<> FUNCTION )
- ANLAM ile/ve KAVRAM
( MEANING/SENSE vs./and CONCEPT )
- ANLAM ile KAVRAM
- ANLAM ve KRİZ
( MEANING and CRISIS )
- ANLAM ile/ve/<> MUTLULUK
( MEANING vs./and/<> HAPPINESS )
- ANLAM ile/ve NEDEN/İLLET
( MEANING vs./and REASON )
- ANLAM ile/ve/<> SORUMLULUK
( MEANING vs./and/<> RESPONSIBILITY )
- ANLAM ile/ve/<> TAD
( Bir şeyin anlamı olmazsa, tadı/lezzeti de olmaz. )
( MEANING vs./and/<> EFFECT )
- ANLAM ve/<> TARİH ve/<> DİL
( MEANING/SENSE and/<> HISTORY and/<> LANGUAGE )
- ANLAM ile/ve/<> USTALIK
( MEANING vs./and/<> PROFICIENCY )
- ANLAM ile/ve YORUM
( MEANING vs./and INTERPRETATION )
- ANLAMAK ile/ve/> DEĞİŞİM/DÖNÜŞÜM
- ANLAMAK ile/ve EYLEM
( Eylemin en yüksek biçimi, dildir/sözdür. )
( TO UNDERSTAND vs./and ACTION )
( VERSTEHEN mit/und AKTION/HANDLUNG )
- ANLAMAMIŞSIN/YANLIŞ ANLAMIŞSIN / ANLAMAMIŞSIN/YANLIŞ ANLAMIŞSIN değil SANIRIM ANLATAMAMIŞIM / ANLATAMAMIŞIMDIR BELKİ/SANIRIM
- ANLAMBİLİM = SEMANTICS[İng.] = SÉMANTIQUE[Fr.] = WORTBEDEUTUNGSLEHRE, SEMANTIK[Alm.] = SEMANTICO[İt., İsp.] = İLM el-DELÂLET[Ar.] = NAMÛGÂRŞİNASÎ[Fars.] = SEMANTIEK[Felm.]
- ANLAMIYORUM ile/ve/değil/||/<>/>/< AKLIMDA(/ZİHNİMDE) TUTAMIYORUM
- ANLAM/KAVRAM ve/||/<> NİTELİK ve/||/<> İLİŞKİ ve/||/<> KİPLİK
- ANLAMLANDIRMA ile/ve DENEYİM
- ANLAMLI YAŞAM ile/ve/yerine MUTLU YAŞAM
( Geçmiş ve/ya da gelecek üzerine kurulan. İLE/VE/YERİNE ÂN üzerine kurulan. )
- ANLATIM/AKTARIM:
YASALARLA ile/ve/<>/> MESELLERLE ile/ve/<>/> MİSALLERLE ile/ve/<>/> MASALLARLA ile/ve/<>/> KAVRAMLARLA
( Hz. Musa ve döneminde/dilinde. İLE/VE/<>/> Hz. İsa ve döneminde/dilinde. İLE/VE/<>/> Hz. Muhammed ve döneminde/dilinde. İLE/VE/<>/> Âriflerin dilinde. İLE/VE/<>/> Filozofların dilinde. )
( Tevrat'ın dili/usûlü/üslûbu. İLE/VE/<>/> İncil'in dili/usûlü/üslûbu. İLE/VE/<>/> Kur'ân-ı Kerîm'in dili/usûlü/üslûbu. İLE/VE/<>/> Âriflerin dili/usûlü/üslûbu. İLE/VE/<>/> Filozofların dili/usûlü/üslûbu. )
( Herkese, herkes için. İLE/VE/<>/> Yetişkinlere, yetişkinler için. İLE/VE/<>/> Gençlere, yetişkinlere, yetişkinler için. İLE/VE/<>/> Çocuklara, gençlere, yetişkinlere, sanatçılara. / Yetişkinler ve sanatçılarla. İLE/VE/<>/> Bilgelik aşkı olan herkese, bilgelerle, filozoflarla. )
- ANLATIM ile/ve/<> AKTARIM
- ANLATIMDA:
...'YI "BİLİYORSUNUZ" değil/yerine ...'YI BİLDİĞİNİZİ VARSAYIYORUM
- ANLATMAĞA ÇALIŞMAK/ÇALIŞAYIM değil ANLATMAYA ÇALIŞMAK/ÇALIŞAYIM
- ANLAYIŞ ile/ve DEĞİŞİM
( PARADIGM vs./and ALTERATION )
- ANLAYIŞ ile/ve/<> TANIM
- ANLAYIŞ ile/ve/||/<> YAKLAŞIM
- ANLAYIŞ ile/ve/değil/||/<>/> YORUM
- ANLIK/ZİHİN > US/AKIL ve/||/<>/> BETİMLEME > KAVRAM ve/||/<>/> OLASILIK > ZORUNLULUK (BİLİNCİ)
- ANOMİ ile HİÇÇİLİK/NİHİLİZM
( ... ile LEYSİYYE )
( ... vs. NIHILISM )
( ... avec NIHILISME )
- ANTAGONİZM ile/||/<> ANTAGONİST ile/||/<> ANTAGONİZE ETMEK
( Karşıt etkinlik. İLE/||/<> Karşı gelen, karşıt etkin. İLE/||/<> Karşı gelmek, karşıt etkimek. )
- ANTEMORTEM ile/||/<> ANTENATAL ile/||/<> ANTEPARTUM
( Ölüm öncesi. İLE/||/<> Doğum öncesi. İLE/||/<> Doğurma öncesi. )
- ANTENATAL ile/||/<> ANTEMORTEM
( Doğum öncesi. İLE/||/<> Ölüm öncesi. )
- ANTİBİYOGRAM[Fr.] ile/||/<> ANTİBİYOTİK[Yun.]
( Antibiyotiklerden hangisinin etkili olacağını belirleyen dirimsel yöntem. İLE/||/<> Özellikle küf mantarlarından ve bitkilerden elde edilen, çoğu mikroba karşı gelen nesnelerin adı. )
- ANTİDEMOKRATİK[Yun.] ile ANTİEMPERYALİST[Fr.] ile ANTİFAŞİZM/ANTİFAŞİST[Fr.] ile ANTİKAPİTALİZM[Fr.] ile ANTİKLERİKAL[Fr.] ile ANTİMİLİTARİST/ANTİMİLİTARİZM[Fr.] ile ANTİOTORİTER[Fr.] ile ANTİPARLEMENTER[Fr.] ile ANTİTEİZM[Fr.]
( Demokrat olmayan. İLE Emperyalizme karşı olan. İLE Faşizme karşı tutum/kişi. İLE Kapitalizme, kapitalist rejime karşı tutum. İLE Fransa'da kilise kurulu düşüncelerine karşı olan. İLE Militarizme karşıt. / Askeri düşünceye ve askeri kurumlara karşı olma durumu. İLE Yetke tanımaz. İLE Parlementoya karşıt olan. İLE Tanrısal doğa ile insan doğasını birbirine karşıt olarak gören öğreti. )
- ANTİK YUNAN'DA:
HELEN DÖNEMİ ile/ve/<> HELENİSTİK DÖNEM ile/ve/<> ROMA DÖNEMİ
( M.Ö. VI. - IV. yy. İLE/VE/<> M.Ö. IV. - I. yy. İLE/VE/<> M.S. I. - V. yy. )
( )
- ANTİK[Lat.] ile/ve/değil KADÎM
( ANTIQUE vs./and ANCIENT )
( ... ile/ve GU )
- ANTİSELEKSİYON[Fr.] değil/yerine/= TERS SEÇİM
( ... İLE Sigortalının karşılaşabileceği olasılıklardan, yalnızca gerçekleşme olasılığı yüksek olanı seçme. )
- ANTONİM[Fr.] değil/yerine/= KARŞIT ANLAMLI
- ANTROPOMORFİZM[Fr.] ile/ve/||/<> ANTROPOMORFOLOJİ/ANTROMORFOLOJİ[Fr.]
( İnsan biçimcilik. İLE/VE/||/<> İnsan gövdesinin biçimini inceleyen bilim dalı. )
- ANTRUM ile/||/<> ANYONİK GAP ile/||/<> ANULUS
( Boşluk, oyuk. İLE/||/<> Anyon açığı. İLE/||/<> Halka, halkacık. )
- ANTUSİYAZM[FR./İNG. < ENTHUSIASM] değil/yerine/= COŞKU, COŞKUNLUK, AŞIRI HAYRANLIK
- APİKAL MERİSTEM ile LATERAL MERİSTEM
( Bitkilerin boyca uzamasını sağlayan göze bölgesi. İLE Bitkilerin enine kalınlaşmasını sağlayan göze bölgesi. )
- ARA İNANIŞLARDA:
TUTUM ile/ve/||/<> KURAL ile/ve/||/<> SAYILTI
- ARAÇ ile/ve YÖNTEM
( VEHICLE/TOOL vs./and METHOD )
- ARADIĞIN SÜRECE/KADAR ARARIM değil ARAMADIĞIN KADAR ARAMAM
- ÂRÂM[Ar. < İREM] ile ÂRÂM[Fars.]
( Çölde, özellikle konulan belirteç/nişan. İLE Durma, eğlenme, dinlenme. | Yerleşme, dinlenme, karar kılma. )
- ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ ile DENEYSEL TASARIM
( Bilimsel araştırmalarda veri toplamak ve çözümlemek için kullanılan yöntemler. İLE Bir deneyin nasıl yapılacağını ve verilerin nasıl yorumlanacağını belirleyen bir plan. )
- ARAŞTIRMA ile/ve GÖZLEM
- ARAZBÂR ile ARAZBÂR-PÛSELİK ile ARAZBÂR-ZEMZEM
( Türk mûsikîsinin pek eski birleşik(mürekkeb) makamlarındandır. [Nevâ'da beyâtî ve rast beşlisi'nin çârgâh'taki şeddi ve uşak dörtlüsünün birleşmesinden meydana gelmiştir.] İLE III. Selim'in ihtirâ[benzeri görülmemiş bir şey icâd etme] ettiği birleşik(mürekkeb) makamlardan biridir. [Arazbâr mürekkebine bir pûselik dörtlüsü ya da beşlisi eklenerek meydana gelmiştir.] İLE Nasır Abdülbâkî'nin tetkik ve tahkikinde adı geçen makam. )
- ARAZ-I-LÂZIM ile ARAZ-I-MUFÂRIK
( Gerekli araz.[Mâhiyetten ayrılması olanaksızdır] İLE Ayrılabilir araz.[Mâhiyetten ayrılması olanaksız değildir.] )
- ARI KAVRAM ve/<> AKIL
- ÂRİF ile/ve/> HAKÎM ile/ve/> MÜTEELLİH
( ... > Hem ârif, hem de hakîm olan. )
( Kâmiller/ârifler, Allah'ın nazarıyla bakar. )
( Ârif olan... İçi, dışı, dengede tutan. )
- ÂRİM[Ar.] ile ARİM[Ar.]
( Uygunsuz, hoşa gitmez, ters. İLE İnatçı, kafa tutan. )
- ARİTMETİK/İLM-İ HİSAB değil/yerine/= SAYIŞBİLİM
- ARKADAŞIMDAYIM(ANNEMDEYİM) ile "ARKADAŞIMIN(ANNEMİN) EVİNDEYİM"
- ARKAİK ile KADÎM
- ARKAİZM değil/yerine/= ESKİCİLLİK
- ARTIRIM ile ARTIRMA ile ARTIŞ
( Bir şeyi idareli harcayarak onun bir bölümünü artırma işi, tasarruf. | Müzayedede artırma. İLE Artırma durumu. | Açık artırma. İLE Artma durumu. Çoğalma. | Harcandıktan sonra bir miktarının geri kalması. | Değerinin yükselmesi, fazlalaşması. )
- ARTIŞ/ARTIM ile ARTIMLI/ARTAĞAN
( Artma durumu. Çoğalma. | Harcandıktan sonra bir miktarının geri kalması. | Değerinin yükselmesi, fazlalaşması. İLE Pişince şiştiğinden, ölçüsü artmış gibi görünen. | Çoğalma özelliği olan. )
- ARÛSİYE ile/||/<> AŞAR/ÖŞÜR ile/||/<> AVÂRIZ ile/||/<> BÂÇ/BÂC[Fars.] ile/||/<> BÂD-I HAVA ile/||/<> BERAYA ile/||/<> CİZYE ile/||/<> ÇİFT BOZAN ile/||/<> GEVARE ile/||/<> HİM ile/||/<> İMDADİYE ile/||/<> İRÂD-I CEDÎD ile/||/<> LEZ ile/||/<> MAKİRİYE ile/||/<> OTLAKİYE ile/||/<> REAYA ile/||/<> TAPU ile/||/<> ZEAMET
( Yeni evlenen erkeklerden alınan bir tür vergi. İLE/||/<> Müslümanlardan 1/10 oranında alınan toprak vergisi. İLE/||/<> Osmanlılarda önceleri halktan yalnız olağanüstü durumlarda, sonraları ise sürekli olarak toplanan vergi. İLE/||/<> Pazar/gümrük/yol/köprü vergisi. İLE/||/<> Topraksız köylüden alınan kazanç vergisi. İLE/||/<> Vergi ve haraç vermeyen Müslüman ahaliye verilen ad. İLE/||/<> Eskiden müslüman olmayanlardan alınan bir çeşit vergi. İLE/||/<> Osmanlı Devleti'nde nedensiz yere toprağı işlemeyi bırakanlardan alınan vergi. İLE/||/<> Turfanda sebze meyvelerden alınan vergi. İLE/||/<> Bingazi ve Trablusgarp'tan alınan bir çeşit vergi. İLE/||/<> Savaş giderlerini karşılamak için alınan vergi. İLE/||/<> III. Selim'in Nizâm-ı Cedîd Ordusu için oluşturduğu, bazı vergileri kapsayan hazine. İLE/||/<> Trablus ve Bingazi'deki hurma ve zeytin ağaçlarıyla kuyulardan aldığı vergi. İLE/||/<> İskelelerden alınan vergi. İLE/||/<> Malı otlaklardan alınan vergi. İLE/||/<> Bir sultanın yönetimi altında vergi veren halk için kullanılan bir terim. Genellikle yetiştirdiği ve ürettiği mallardan vergi ödeyen köylüler için kullanılır. Böylece, toplum tabakalarından köle ve esirlerin üstünde, kentli esnaf ve tüccarların altındaki, tarımla uğraşan halk topluluğu demektir. Osmanlı'da ise bu terim zamanla özelleşerek müslüman olmayan tebaaya ayrılmıştır.[Reaya hukukunun düzenlenmesi Hz. Peygamber'in ehl-i zimmete verdiği ahidnamelerle başlar. Fetih yıllarında İslâm ordularının kumandanları ile dört halife, Hz. Peygamber'in yolunda giderek yeni açılan ülkeler halkına ahidnameler vermiştir. Bu ahidnamelerde, zimmeti kabul eden kent ve köy halkının, nüfuslarına ve gelirlerine göre tayin edilen vergi karşılığında korunması sağlanırdı.] İLE/||/<> Hazine arazisini ekip biçenlerin ödediği vergi. İLE/||/<> Osmanlı toprak düzeninde yıllık geliri 20.000 akçeyle 100.000 akçe arasında olan topraklar ve bu topraklardan alınan vergi. [Eyalet merkezlerinde oturan üst düzey yöneticilere(hazine ve tımar defterdarına, sancaklardaki alay beylerine, kale dizdarlarına, divan kâtiplerine, vs.) verilirdi.] )
- ARZ-TALEP değil/yerine/= SUNUM İSTEM
- AŞ yerine TAAM
- ASABİYE/NÖROLOJİ/NEUROLOGY[İng.] değil/yerine/= SİNİRBİLİM
- AŞAĞI EĞİLİM ile/ve YUKARI EĞİLİM
( Toprak ve Su. İLE/VE Ateş ve Hava. )
- ASALAKBİLİM ile PARAZİTOLOJİ[İng. PARASITOLOGY | Fr. PARASITOLOGIE][Osm. Ar. TUFEYLİYYÂT]
( Asalakları inceleyen bilim dalı. )
- ÂŞÂM[Fars.] ile ÂŞÂM[Fars.]
( Yiyecek ve içecek. İLE İçen, içici. )
- A'SÂM[Ar. < USME] ile A'SAM ile ASAMM ile ÂSÂN[Fars.]
( Gerdanlıklar. | Tasmalar. İLE Ön ayakları sekili olan hayvan. İLE Sağır, işitmez. | Söz işitmez. | Sert, güç, tahammül edilmez. | Arap yazısında, ikinci ve üçüncü kökünde, uzun harf bulunan bir fiil. İLE Kolay. )
( SEKİ: Atın ayağında genellikle bileğe ya da dize kadar çıkan beyazlık. )
- A'SAM ile A'SÂM-ÜL YÜMNÂ
( Ön ayakları beyaz olan at, geyik ya da koyun. İLE Sağ ayağı beyaz olan at, geyik ya da koyun. )
- ASGARİ/MİNİMAL/MİNİMUM değil/yerine/= EN ALT
- ASHAB ile/ve ÂLİM
- ASILSIZ İHBAR değil/yerine/= YALAN BİLDİRİM
- ASIM = ASMA
( Asma işi/durumu. )
- ÂSİM[Ar.] ile ESİM[Ar.]
- ASİNUS ile/||/<> ASİNİFORM
( Kesecik. İLE/||/<> Keseciksi. )
- [ne yazık ki]
AŞIRI DOYUM ve/||/<>/> KÜSTAHLIK
- AŞIRI KULLANIM ile/değil/yerine YERİNDE KULLANIM
- [ne yazık ki]
"AŞIRI YORUM" ile/ve/||/<> "YAMUK DURUŞ"
- AŞK:
[bazen]
CAN ile/<> GAM ile/<> HİÇ
- AŞK:
İKRAM değil İHSAN
- AŞK/MÂŞUK ve/<> MASUMİYET/MASUM
- AŞK/ÇOĞU DURUM:
[önce] AKIM ve/sonra/||/<>/> BAKIM
- AŞK ile GARÂM
- AŞK ile TAŞKIN SEVGİ, ĞARAM/GARAM
- ASKETİZM değil/yerine/= ADANMIŞLIK, ÇİLECİLİK
- AŞKIM" ile/ve "İMANIM"
- AŞKINSAL İDEALİZM ile/ve/||/<> ÖZNEL İDEALİZM ile/ve/||/<> AŞKINSAL VE ÖZNEL İDEALİZM ile/ve/||/<> ESTETİK İDEALİZM ile/ve/||/<> SALTIK İDEALİZM
( Kant ve Schelling. İLE/VE/||/<> Fichte. İLE/VE/||/<> Schleiermacher. İLE/VE/||/<> Schiller. İLE/VE/||/<> Hegel. )
- AŞKINSAL İDEALİZM ile/ve/||/<>/> SANAT
- ASLÎ İŞTİRAK[Ar.] değil/yerine/= İLKİL KATILIM
- ASPERGER ile/||/<> OTİZM
( )
- ASTİGMATİZM ile/||/<> HİPERMETROPİ
( Gözdeki kornea ya da lensin düzensiz eğriliği nedeniyle bulanık görme. İLE/||/<> Yakını net görememe durumu ile ilişkili bir göz kusuru. )
- ASTİGMATİZM ile/||/<> MİYOPİ
( Gözdeki kornea ya da lensin düzensiz eğriliği nedeniyle bulanık görme. İLE/||/<> Uzağı net görememe ile ilişkili bir göz ve kırma kusuru. )
- ASTIM ile/ve/||/<> KOAH
- YELPİK/ASTIM ile/||/<> SÜREĞEN/KRONİK OBSTRÜKTİF AKCİĞER SAYRILIĞI/HASTALIĞI (KOAH)
( Hava yollarının daralması, yangılanması ve soluk darlığı ile ilişkili bir solunum yolu sayrılığı. İLE/||/<> Hava yollarının daralması ve akciğerlerdeki hava akışının sınırlanması ile ilişkili, soluk almayı zorlaştıran süreğen bir sayrılık. )
- ASTRONOM[İng.] değil/yerine/= GÖKBİLİMCİ
- ASTRONOMİ[Fr./İng./Lat.]/FELEKİYAT[Ar.] değil/yerine/= GÖKBİLİM
- ASTRONOMİ değil/yerine/= UZAYBİLİM
- ASÛM[Ar.] ile ASÛM[Ar.]
( Geçimi/maişeti için çok çalışan. İLE Obur, açgözlü. )
- AT ile EDHEM
( ... İLE Karayağız at. )
- ATÂLET[Ar.] değil/yerine/= EYLEMSİZLİK/SÜREDURUM
- ATEİZM ile AGNOSTİSİZM/LAEDRİYE[Ar.]
( AGNOSTİK: Bilinemez; Sınırlarını çizmek. )
- ATEİZM ile DEİZM
- ATEİZM ile MATERYALİZM
- ATEİZM ile NATURALİZM
- ATEİZM["ATAİZM" değil!] ile TEİZM
( Ateizm, tanrı tanımazlık, tanrı bilgisine, düşüncesine, inancına sahip olmamak. İLE Teizm, öncelikle ve sadece tanrıyı, aracısız, din ve/ya da hiçbir dinî etkilenim olmadan düşünmek, kabul etmek, inanmak, yaşamak. )
- ATEŞ ile/ve/||/<> YAZI ile/ve/||/<> FELSEFE-BİLİM ile/ve/||/<> SANAYİ
( İnsanlığın gelişimindeki/tarihindeki dört önemli eşik. )
( 70.000'lerde. İLE/VE/||/<> 3500'lerde. İLE/VE/||/<> [M.Ö. ve M.S.] 1000'lerde. İLE/VE/||/<> 1800'lerde. )
- ATHEISM vs. THEISM
- ATIF ile YORUM
( Bilginin yanlış olduğu yerde yorumun doğruluğu yanlışlığı konuşulmaz. [Usûlü yanlışın füruğu tartışılmaz.] )
( ATTRIBUTION vs. INTERPRETATION )
- ATİK ile/değil KADÎM
( Eski. İLE/DEĞİL Eskiyi ardına alarak ve sağlam köklere dayanarak bugüne karşılık verecek ve geleceğe yönelik olabilmesidir. )
- ATÎK ile/||/<> KADÎM ile/||/<> MİNEL-KADÎM ile/||/<> CEDÎD
( Eski. İLE/||/<> Eski. İLE/||/<> Oluşuna, kimsenin bilemeyeceği kadar eski olan bir zaman. İLE/||/<> Yeni. )
- ATILIM ile/ve/<>/< KATILIM
- ATIYORUM değil/yerine SESLİ DÜŞÜNÜYORUM!
( Örnek vermeden önce ya da bir bağlantı kurmadan önce iyi düşünmek ve bunu doğru/iyi belirtmek gerek! )
( Benzetmede/teşbihte, hata olmaz/olmamalı! [Yanlış/yetersiz örnekle istenilen aktarılamaz, amaca ulaşılamaz(maksat hâsıl olmaz)!] )
- ATMA/ATMAN[Sansk.](ATTA[Palice]) ile ATMARAM
( Her varlıkta varolan ölmez, bozulmaz, değişmez, bileşmez özvarlık; varolan herşeyin ne kadar değişik görünümde de olsa aynı özvarlığı paylaştığı doktrin. Upanişadlar'da kendi özünü kavrayan kişinin Brahma ile bütünleştiğine, Tanrı ile bir olduğuna inanılır. İLE Öz Varlık'ın sevinci. )
- ATMOSFER değil/yerine/= ORTAM
- ATOM GRAM ile ATOM NUMARASI
( 1 mol atomun, gram cinsinden kütlesi. İLE Atomun, elektronlarının sayısı ya da çekirdekteki protonların sayısı. )
- ATOM ile/ve/değil/yerine BÖLÜNEMEYEN EN KÜÇÜK
- ATOM ile/ve/< ÇEKİRDEK ile/ve/< PROTON/NÖTRON(NÜKLEON[Fr. < Lat.]) ile/ve/< MEZON[Fr. < Yun.] ile/ve/< ELEKTRON ile/ve/< KUARK
( 10¯8 cm. İLE/VE/< 10¯¹² cm. İLE/VE/< 10¯¹³ cm. | Elektrondan ağır, protondan hafif bir atom nesneciği. İLE/VE/< 10¯¹6 cm. İLE/VE/< 10¯¹6 cm. )
( ATOM vs./and/< NUCLEUS vs./and/< PROTON/NEUTRON vs./and/< MÉSON vs./and/< ELECTRON vs./and/< QUARK )
- ATOM ile/ve/değil EŞİK
- ATOM[Fr./İng. ATOME < Yun.] değil/yerine/= EYCİK
- ATOM ile İYON
( Elektriksel olarak nötr olan temel kimyasal birim. İLE Elektrik yükü taşıyan atom ya da molekül. )
- ATOM ile/ve/||/<>/> MOLEKÜL
( Kimyanın en temel yapı taşı. Ögenin kimyasal özelliklerini belirler. İLE/VE/||/<>/> Atomların bir araya gelerek oluşturduğu yapıları tanımlar. )
( Nesnenin en küçük birimi. İLE İki ya da daha fazla atomdan oluşan yapı. )
- ATOM ile/ve/||/<>/> ÖZDECİK/MOLEKÜL[Fr./İng. MOLECULE]
( Bölünemeyen. İLE/VE/||/<>/> Pek ufak parça. )
( Bir ögenin özelliklerini taşıyan, nesnenin en küçük birimi. İLE//VE/||/<>/> İki ya da daha fazla sayıda atomun kovalent bağlarla birbirine bağlanmasıyla oluşan nesne. )
( CEVHER-İ FERDÎ )
( [kökeni/etimolojisi] TOMOS[Yun.]: Bölmek. İLE/VE ZERRE[Ar.] )
( Rotasyon. İLE/VE Sirkülasyon. )
( ATAMUS cum/et ... )
( ATOMOS )
- ATOM ile MONAD
- ATOM ile/ve/||/<> TO KENON
( Bölünemeyen. İLE/VE/||/<> Boşluk. )
( Fiziksel. İLE/VE/||/<> Matematiksel. )
- ATOM ve/||/<>/< TORYUM[Th]
( Birkaç türü birleştiğinde çeşitli molekülleri, bir tek türü ise bir kimyasal öğeyi oluşturan parçacık. VE/||/<>/< Atom numarası 90, atom ağırlığı yaklaşık 232 olan, yoğunluğu 112,6 olan, 1700 °C'de eriyen, kurşun renginde, havada bozulmaz, atom enerjisi kaynağı olarak kullanılan radyoaktif bir öğe. )
- ATOM ile ZERRE
- ATOMCU KELÂM ile/ve İBN-İ SÎNÂ'CI KELÂM
- ATON[< ADONAI] ve/<>/< ATUM/ATOM ve/<>/< AMON
( Gökteki nur. VE/<>/< Yerdeki nur. VE/<>/< Gönüldeki nur. )
( Evrende/ilâhta. VE/<>/< Dünyada/evrende. VE/<>/< İnsanda/kalbinde. )
(
)
( Güneş. VE/<>/< Zerre. VE/<>/< İnsan. )
- ATREZİ/ATRESIA[İng.] değil/yerine/= KÖRLENİM
- ATRİYUM/ATRIUM[İng.] değil/yerine/= KULAKÇIK
- ATRİ[Y]UM ile/||/<> ATRİ[Y]AL
( Kulakçık. İLE/||/<> Kulakçık [ile ilgili]. )
- ATRİYUM değil/yerine/= KULAKÇIK
- ÂTÛN, BEÇEDÂN, ZÂK, ZÂK-DÂN[Fars.], MEŞÎME[Ar.], RAHİM[Ar.] değil/yerine/= DÖLYATAĞI
- AVÂM[Ar. < ÂMM] ile A'VÂM[Ar. < ÂM]
( Herkes, kaba ve cahil halk, ayak takımı. İLE Yıllar, seneler. )
- AVAM ile/ve HAVAS ile/ve HAS ile/ve HAS'ÜL-HAS
( İctihadın parçası değil. İLE İctihadın parçası. İLE ... İLE ... )
- AVÂM ile ULEMÂ ile UREFÂ ile UMERÂ
( Tedbir peşindedir. İLE Kanıt peşindedir. İLE Tanık peşindedir. İLE Akıl peşindedir. )
( İhtiyât peşindedir. İLE İstidlâl peşindedir. İLE İstişhâd peşindedir. İLE İstişâre peşindedir. )
- AVLU ile/||/<> ATRİUM ile/||/<> AYDINLIK FENERİ
( Genellikle üstü açık iç mekân. Çevrede yapı birimlerinin dizilerek bir bütün oluşturduğu açık mekân. İLE/||/<> Antik Roma konutlarında evin bir bölümünü oluşturan, etrafı sütunlarla çevrili avlu. İLE/||/<> Örtülü iç mekânlara ışık sağlamak için düzenlenmiş bir açıklık. | Küçük bir kubbe ya da çatının ortasında daha yüksek ve etrafı camlı bölüm. )
- AY ALTI (ÂLEM) ile/ve AY ÜSTÜ (ÂLEM)
( Fizik. İLE/VE Matematik. )
( Doğrusal hareket vardır. İLE Doğrusal hareket yoktur. )
( METAFİZİK - (ÖTESİ) MATEMATİK - (ÜSTÜ) FİZİK - (ALTI) )
( Klâsik kozmolojide, Ay feleğinin altında bulunan, dört unsurun, toprak, su, hava ve ateş, karışımından meydana gelen, madenler, bitkiler, hayvanlar ve insan ile metereoloji olgu ve olaylarının yer aldığı, çizgisel hareketin hakim olduğu, oluş ve bozuluş dünyası. İLE/VE Klasik kozmolojide, atlas feleği ile ay feleği arasında yer alan, esirden meydana gelmiş, dairesel hareketin hakim olduğu, mahiyetini kozmoloji, heyetini ise astronominin incelediği dünya. )
- AYAĞA KALKMAK/KIYAM ve/||/<>/> UYANMAK/UYANIKLIK/YAKAZA ve/||/<>/> YÜRÜYÜŞ/SEYR
- AYAĞIMI/AYAKLARIMI (ÇIKARAYIM/ÇIKARMAK)" değil AYAKKABILARIMI (ÇIKARAYIM/ÇIKARMAK)
- AYAK ile/ve AĞIM
( ... İLE/VE Ayağın üstündeki tümsek. )
( Her bir ayağımızda yaklaşık bir trilyon bakteri vardır. )
- AYAKTA DURMAK/DURABİLMEK ile/ve/<>/< KİŞİSEL YÖNETİM VE GELİŞİM
- AYASOFYA'DA:
İMAM ile/ve/değil KÜRSÜ ŞEYHİ
- AYDIN = MÜNEVVER = INTELLECTUAL[İng.] = INTELLECTUEL[Fr.] = INTELLEKTUELL[Alm.] = INTELLETTUALE[İt.] = INTELECTUAL[İsp.] = PAIDEUMENOS[Yun.] = MUFEKKİR[Ar.] = RÛŞENFİKR[Fars.] = INTELLEKTUEEL[Felm.] = ZİYÂLİ[Azarbaycan = Özbek Tr.] = BİLİKTİ[Kazak Tr.] = BİLİMDÜ[Kırgız Tr.] = DIANOOUMENOS[Yun.] = PROSVEŞÇONNIY[Rusça]
- AYDINLANMA ile/ve/<>/> DEVRİM
- AYDINLANMADA:
ATİNA ile/ve/||/<>/> BAĞDAT ile/ve/||/<>/> AMSTERDAM
( )
- AYIRMA ile/ve/değil/yerine PAYLAŞIM
- AYNA:
CAM ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< CAN
( Kendi yüzünü görmek isteyenin baktığı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Özünü görmek isteyenin baktığı. )
- AYNAN YOKSA KOMŞUNA BAK ile/ve BANA ARKADAŞINI SÖYLE, SANA KİM OLDUĞUNU SÖYLEYEYİM
- AYNŞTAYN ile AYNŞTAYNİYUM
( Avagadro sayısıyla foton enerjisinin çarpımına eşit olan ve fotokimyada kullanılan bir ışık enerjisi birimi. İLE İlk kez, 1952'de, hidrojen bombası denemesinde keşfedilen, artık hızlandırıcılarda üretilen, aktinitler ailesinden, atom numarası 99, kütle numarası 244'ten 254'e kadar değişmekle birlikte, nötronlarla bombardımanı sonucunda, 15 nötronun peşi peşine U²38; çekirdeğine girmesinin ardından, 6.63MeV enerjili alfalar yayan, 20 gün yarılanma süreli, 253 kütle numaralı izotopu ve daha sonra Pu²39;'un termik nötronlarla bombardımanında, 1.1MeV enerjili betalar[Β¯] yayan, 36 saat yarılanma süreli, 200Μg-300Μg kadar 254 kütle numaralı radyoizotopları elde edilen yapay öğe. Simgesi: Es )
( EINSTEIN vs. EINSTEINIUM )
( EINSTEIN avec EINSTEINIUM )
( EINSTEIN mit EINSTEINIUM )
- AYRIK ile AYRIM
( Ayrılmış. | Ayrı tutulan, başkalarına benzemeyen. | Kuraldışı, müstesna. İLE Ayırma eylemi. | Bir kişi ya da nesnenin, ötekilerle karış(tırıl)mamasını sağlayan ayrılık, benzer şeyleri birbirinden ayıran özellik, başkalık, fark. | Alt bölüm. | Cinsleri ve türleri birbirinden ayıran ana karakter. | Ayrılma noktası. | Bir ya da daha çok sahne içinde geliştirilip, olayın tamamlanmış bir parçasını veren film bölüğü. )
- AYRILACAK ZAMAN ve/||/<> VERİLECEK SELÂM
( Vefâ bilmeyene zaman ayrılmaz/ayrılmamalı. VE/||/<> Değer bilmeyene selâm verilmez. )
- AYRILIK ile/ve/<> SAYRILIK/HASTALIK ile/ve/<> ÖLÜM
- AYRILIK/İKİLİK ile/değil SALINIM
( [not] DISTINCT vs./but OSCILLATION )
- AYRILMAMA ile/||/<> AYRIŞIM ile/||/<> AYRIKLIK(TRANS-DÜZENLEME)
( [mitoz/mayoz] Göze bölünmesi sırasında homolog kromozomların ya da kardeş kromatitlerin düzgün bir biçimde ayrılamaması.[Bir çift homolog kromozomun ayrılamaması. | Kardeş kromatitlerin ayrılamaması. | Mitoz sırasında kardeş kromatitlerin ayrılamaması.] İLE/||/<> Göze bölünmesinin anafaz evresinde kromozom çiftlerinden her birinin zıt kutuplara çekilmesi. İLE/||/<> Ebeveynlerinden mutant ve doğal aleller aktarılmış olan, iki özellik açısından da heterozigot genler. Genlerin karşılıklı iki DNA zincirinde çapraz olarak iki baskın ya da iki çekinik özellik bulunması durumu. Bireyde birbirine bağlı olarak iki baskın gen ve iki çekinik gen varken mayoz bölünme sırasında birbirine bağlı bir çekinik bir baskın gamet oluşması ve çocuğa aktarılması durumunda trans-düzenlemeye rastlanabilir. )
- AYRIM ile/değil AÇIKLAMAK/ÖĞRETMEK ÜZERE, (PEDAGOJİK)
- AYRIM ile/ve ANLAMLANDIRMA
( DISTINGUISH vs./and TO GIVE A MEANING )
- AYRIM ile AYIRIM
( DISTINGUISH vs. DIFFERENTIATION )
( ... ile VİBHAGA )
- AYRIM ile/ve/<> BİRLİK
- AYRIM <>/> ÇATIŞKI <>/> BİREŞİM
- AYRIM ve/||/<> DENGE
- AYRIM ile/ve İLİŞKİ
( DISTINGUISH vs./and RELATION )
- AYRIM/FARK ile/ve/değil/||/<> ORAN
- AYRIM ile/ve/<>/||/değil ÖTEKİLEŞTİRME
- AYRIM ile/ve SINIR
( DISTINGUISH vs./and BOUNDARY )
- AYRIM ile/ve/||/<>/< TANIM
( DIFFERENTATION vs./and/||/<> DEFINITION )
- AYRIM ile/ve/||/<>/< VERİ
- AYRINTI ile AYRIM
( DETAIL vs. DIFFERENTIATION )
- AYRINTI >< ÖLÜM
- AZAMİ/MAKSİMAL/MAKSİMUM değil/yerine/= EN ÜST
- AZEOTROP KARIŞIM ile DİSTİLASYON
( Sabit kaynama noktasına sahip karışım. İLE Bileşenlerin kaynama noktalarına göre ayrılması. )
- AZİM ile ISRAR
( DETERMINATION vs. INSISTENCE )
- AZİM ve/||/<>/> SEBAT ve/||/<>/> SABIR
( Başlarken. VE/||/<>/> Sürdürürken. VE/||/<>/> Bitirirken. )
- AZÎMU'L-KAVM[Ar.] ile KEBÎRU'L-KAVM[Ar.]
- AZM[Ar.] ile MEŞÎET[Ar.]
- AZM[Ar.] ile NİYET[Ar.]
- AZM[Ar.] ile ZEMÂ'[Ar.]
- AZMAK[Azr.]/AZDIM = YİTMEK/KAYBOLMAK[Tr.]/KAYBOLDUM
- B ve/||/<>/> İSİM ve/||/<>/> ALLAH ve/||/<>/> RAHMAN ve/||/<>/> RAHİM
( İle VE/||/<>/> Adı VE/||/<>/> Allah'ın VE/||/<>/> Doğa VE/||/<>/> Tasavvur
[Allah'ın, doğa ve tasavvur adı ile...] )
- A/AN[Yun.] ile/||/<> ANTİ[Yun.] ile/||/<> Bİ/BİS[Lat.] ile/||/<> DE/DES[Fr.] ile/||/<> DİS[Yun.] ile/||/<> EX[Lat.] ile/||/<> EXO[Lat.] ile/||/<> EPİ[Yun.] ile/||/<> FOS[Yun.] ile/||/<> GEO( >JEO)[Yun.] ile/||/<> HETER/O[Yun.] ile/||/<> HYPO(HİPO)[Yun.] ile/||/<> HYPER(HİPER) ile/||/<> HYDRO(HİDRO)[Yun.] ile/||/<> HOMO[Yun.] ile/||/<> İL/İN ile/||/<> İNTER[Lat.] ile/||/<> İZO[Yun.] ile/||/<> COZMO(KOZMO)[Yun.] ile/||/<> KONTRA[İt.] ile/||/<> KO/KOL/KOM/KON[Lat.] ile/||/<> MAKRO[Yun.] ile/||/<> MİKRO[Yun.] ile/||/<> MONO[Yun.] ile/||/<> NEO[Yun.] ile/||/<> OTO[Yun.] ile/||/<> PAN[Yun.] ile/||/<> PAR/PARA[Yun.] ile/||/<> POLİ[Yun.] ile/||/<> PRE[Fr.] ile/||/<> PRO[Yun.] ile/||/<> RE[Lat.] ile/||/<> SYN/SYM/SEM[Yun.] ile/||/<> SÜR[Lat.] ile/||/<> TELE[Yun.]
( Yok/luk. [ametal | amorf | aritmik] [analjezi | anestezi | anonim]
İLE/||/<>
Karşıt. [antibiyotik | antipatik | antitez]
İLE/||/<>
Çift, tekrar. [binok | bisiklet]
İLE/||/<>
Olumsuzluk.[demode | deforme | deşifre]
İLE/||/<>
Olumsuzluk ve güçlük. [diskalifiye | dismorf | disfonksiyon]
İLE/||/<>
Dışı, dışında, ...-dan başka. [exporte | expresyonizm | expresyon]
İLE/||/<>
Dışarıdan, dıştan bakılınca. [exotermik | exotizm]
İLE/||/<>
Üzerinde. [epiderm | epigrafi]
İLE/||/<>
Işık, parıltı. [fosfat | fosfor]
İLE/||/<>
Yerle ilgili ön ek. [jeofizik | jeoloji/jeolog]
İLE/||/<>
Öteki, öbür, başka. [heterojen | heterozigot]
İLE/||/<>
Aşağı, alt, daha alt. [hipoderm | hipotenüs | hipotez]
İLE/||/<>
Üstünde, aşırı, yukarı, dışında. [hipertansiyon]
İLE/||/<>
Su, suyla ilgili. [hidrosefali | hidrografi | hidrojen]
İLE/||/<>
Eş, benzer. [homojen | homonim | homolog]
İLE/||/<>
-dan yoksun. [illegal] [indirekt | inorganik]
İLE/||/<>
Ara, arası. [internasyonal | interpol]
İLE/||/<>
Eşitlik. [izobar | izotop | izoterm]
İLE/||/<>
Evren. [kozmogami | kozmopolit | kozmoloji]
İLE/||/<>
Karşı, aksi yönde. [kontrast | kontgerilla | kontratak]
İLE/||/<>
Birlik, beraberlik. [koalisyon | koleksiyon | konferans
İLE/||/<>
Büyük, geniş. [makrosefal | makrostopi]
İLE/||/<>
Küçük. [mikrofilm | mikrometre | mikrofon]
İLE/||/<>
Bir, tek. [monarşi | monolog | monopol]
İLE/||/<>
Yeni. [neolitik]
İLE/||/<>
Kendi, kendiliğinden. [otobiyografi | otopsi | otokritik]
İLE/||/<>
Bütün, birlik. [panorama | pankreas]
İLE/||/<>
Boyunca, karşı, üstünde, yanında. [paragraf | paralel]
İLE/||/<>
Çok. [poliandri | poliklinik]
İLE/||/<>
İlk, önceki, birinci. [prefabrik | prematüre]
İLE/||/<>
İleride, önde. [prolog | prova | prototip]
İLE/||/<>
Yeniden, tekrar, geri döndürmek. [reaksiyon | redaktör]
İLE/||/<>
Birlikte. [simetri | senfoni | sempati]
İLE/||/<>
Süper, üstünlük. [sürmenaj]
İLE/||/<>
Uzak, ırak. [teleferik | telefon | telepati] )
( ANTİ-...
- Antiaging/anti-aging: Genç kalma, yaşlanmayı önleme; yaşlanmayı önleyici.
- Antialerjik: Duyarca önleyici/giderici.
- Antidepresan: Çökkünlük giderici.
- Antidiüretik: Sidik/idrar kesici.
- Antidiyabetik: Şeker düşürücü.
- Antidot(e): Panzehir.
- Antiemetik: Kusma önleyici.
- Antienfeksiyöz/antienfektif: Bulaş önleyici/giderici.
- Anti-enflamatuvar: Yangı giderici.
- Antiflojistik: Yangı giderici.
- Antifungal: Mantar giderici/karşıtı.
- Antihelmintik: Solucan kıran/giderici.
- Antihemorajik: Kanama kesici/önleyici.
- Antihipertansif: Kan basıncı düşürücü.
- Antikoagülan: Pıhtı önleyici/çözücü.
- Antikodon: Karşıt şifre.
- Antikonsepsiyonel: Gebelik önleyici.
- Antikonvülzif: Nöbet önleyici.
- Antimalarial: Sıtma ilacı.
- Antimikotik: Mantar ilacı/karşıtı.
- Antineoplastik: Kanser ilacı.
- Antinevraljik: Sinir ağrısı dindirici.
- Antiparaziter: Asalak karşıtı/ilacı.
- Antipiretik: Ateş düşürücü.
- Antiproliferatif: Çoğalım önleyici.
- Antiprüritik: Kaşıntı giderici.
- Antisekretuvar: Salgı önleyici.
- Antisepsi: Arıtım, bulaş giderici.
- Antiseptik: Arıtkan, bulaş gideren.
- Antispazmodik: Kasılım çözücü.
- Antistres: Gerilim giderici/önleyici.
- Antite: Özgün durum.
- Antite morbid: Sayrılıklı özgün durum.
- Antitermik: Isı/sıcaklık düşürücü.
- Antitussif: Öksürük kesici/önleyici.
- Antivertijinöz: Baş dönmesi önleyici. )
- BACAĞIMI/KOLUMU) KIRDIM değil (BACAĞIM/KOLUM) KIRILDI
- BÂC-I AĞNAM ile/ve/<> BÂC-I TAMGA ile/ve/<> BÂC-I BÜZÜRK ile/ve/<> BÂC-I KIRTIL ile/ve/<> BÂC-I NİYÂBET
( BÂC[Fars.]: Vergi/harç. | Gümrük vergisi. )
- BACIKURUM ile/ve BACIMALAY
( [Malezya yöresel giysisi] Bayanların. İLE/VE Bayların. )
- BACKSCATTER değil/yerine/= GERİ SAÇILIM
- BÂDÂM[Fars.] ile BÂDÂME[Fars.]
( Bâdem. | Sevgilinin güzel gözü. İLE İpek kurdu. | Nazarlık, nazar boncuğu. | Et beni. | Zincir halkası. | Eski püskü hırka. | Süslü nesne. )
- BADEM ile ACIBADEM
( ... İLE Gülgillerden, bir meyve ağacı. | Bu ağacın, acımtırak, keskin kokulu meyvesi. )
( ... cum AMYGDALUS AMARA )
- BADEM ile/ve/||/<>/< ÇAĞLA
- BADEM ile KARGADELEN
( ... İLE Kabuğunun çok gevrek olması dolayısıyla kolay kırılan bir tür badem. )
- BADEM = LEVZE = AMANDE, NOYAU
- BADEM[Fars.] ile PAYAM/ACIPAYAM
( SOMATA: Badem şerbeti. )
( LEVZ ile ... )
( AMYGDALUS COMMUNIS cum ... )
- BADEM ile TAŞBADEMİ
( ... İLE Kabuğu çok sert bir tür badem. )
- BÂDİHE = ÂNİ İLHAM
- BAĞ-BADEM
- BAĞ/BAĞLANTI ile/ve AYRIM
( CONNECTION vs./and SEPERATION )
- BAĞ:
ÖZERKLİK ve/<> HAZIR OLMA ve/<> GÖNÜLLÜLÜK/RIZÂ ve/<> HAREKETE GEÇME/GEÇEBİLME ve/<> KURABİLME(SÜRDÜREBİLME/SÜREKLİLİK) ve/<> PAYLAŞIM ve/<> GÜÇ
- BAĞDAŞTIRMACILIK, SENKRETİZM = SYNCRETISM[İng.] = SYNCRÉTISME[Fr.] = SYNKRETISMUS[Alm.] = SINCRETISMO[İt.] = SYNCRETISMUS[Yeniçağ Lat.] = SÜNKRATISMOS[Yun.]
- BAĞIM ile BAĞINTI
( Bir şeyin ya da birinin gücü ve etkisi altında bulunma durumu. İLE Bir nesneyi başka bir nesne ile uyarlı kılan bağ. | Organizmanın değişik yapı, özellik ve olaylarında görülen karşılıklı ilgi, bağlılık, korelasyon. | İki ayrı veri grubu arasında bulunan ilişki derecesinin ölçümü, deneştirme, korelasyon. | İki ya da daha fazla değişken arasındaki bağıntı. | Görelilik. | İki ya da daha çok nitelik arasında matematik işlemleri yardımı ile kurulan bağlılık ya da eşitlik. )
- BAĞIMLI BİÇİMBİRİM
( BOUND MORPHEME vs. FREE MORPHEME )
- BAĞIMLILIK ile/değil/yerine/>< GEREKSİNİM
( [not] DEPENDENCE vs.//but/>< NEED
NEED instead of DEPENDENCE )
- BAĞINTILARDA:
YANSIMA ile BAKIŞIM(SİMETRİ) ile TERS BAKIŞIM ile GEÇİŞME
( xRx İLE xRy ise yRx İLE ... İLE xRy ^[ve] yRz ise xRz )
- BAĞIŞ ile/||/<> İHSÂN ile/||/<> LÜTÛF ile/||/<> HİMMET ile/||/<> KEREM ile/||/<>
İNÂYET ile/||/<> İLTİFAT ile/||/<> ATÂ ile/||/<> ATIFET ile/||/<> HÎBE
- BAĞLAÇ ile BAĞLAM ile BAĞLANTI/BAĞLANAK ile BAĞLAŞIK ile BAĞLAYICI ile BAĞLI
( Eş görevli sözcükleri ya da önermeleri birbirine bağlayan sözcük türü. İLE Deste. | Herhangi bir olguda olaylar, durumlar, ilişkiler örgüsü ya da bağlantısı. | Bir dil birimini çevreleyen, ondan önce ya da sonra gelen, çok sayıdaki durumda söz konusu birimi etkileyen, onun anlamını, değerini belirleyen birim ya da birimler bütünü. | Bent. İLE İki ya da daha çok şeyin birbiriyle bağlı bulunması, ilişki. | İki şey arasında ilişki sağlayan bağ. | Yapılacak işle ilgili sözlü ya da yazılı antlaşma. İLE Aralarında antlaşma ya da sözleşme sağlanmış olan kişi ya da topluluk, müttefik. | Sonuç, neden gibi birbiriyle sıkı sıkıya bağlı ve karşılıklı bağımlı olan nesne, terim. İLE Bağlama niteliği olan. | Bağlamaya ve birleştirmeye yarayan. | Uyulması zorunlu. | Kuruduğu zaman yüzeyde film oluşturan, pigment ve dolgu nesnelerini bir arada tutan, boyanın uçucu olmayan bölümü. İLE Bir bağ ile tutturulmuş olan. | Gerçekleşmesi bir şartı gerektiren, vabeste. | Sınırlanmış, sınırlı. | Kapatılmış olan, kapalı. | Bir kuruluşun yetkisi altında bulunan. | Birine, bir düşünceye, bir anıya saygı, aşk vb. duygularla bağlanan, sâdık, tutkun. | Halk inanışına göre, büyü etkisiyle eşeysel güçten yoksun edilmiş eril. )
- BAĞLAM ile/ve AÇI
- BAĞLAM ile/ve/||/<>/< ANLAM ile/ve/||/<>/< KAVRAM
( CONTEXT vs./and/<>/< MEANING vs./and/<>/< CONCEPT )
- BAĞLAM ile/ve BAĞLAÇ
( CONTEXT vs./and CONJUNCTION )
- BAĞLAM ile/ve/||/<> İTİBAR
- BAĞLAM ile/ve/||/<> KOŞULLAR
( CONTEXT vs./and/||/<> CONDITIONS )
- BAĞLAM ve/> NİYET ve/> EREK
( CONTEXT and/> INTENTION and/> AIM )
- BAĞLAM ve/||/<> YAŞAMSAL KOŞULLAR
- BAĞLAMAK ile/ve DÜĞÜM
( ... ile/ve UKDE[çoğ. UKAD] )
( ... ile/ve BEST )
- BAĞLANTI ile/ve BAĞLAM
( CONNECTION vs./and CONTEXT )
- BAĞLILAŞIK ile BAĞLILAŞMA ile BAĞLILIK/BAĞLILAŞIM
( Biri ötekine bağlı olarak var olan, biri olmadan öteki düşünülemeyen iki şeyin bu ilişki yönünden durumu. İLE İki şey arasında karşılıklı bağıntı olmak ya da bağlılık kurmak. İLE Bağlı olma durumu, merbutiyet. | Birine karşı, sevgi, saygı ile yakınlık duyma ve gösterme, sadakat. | Bağlılaşım. )
- BAĞLILIK ile/ve GEREKSİNİM
( ATTACHMENT vs./and NEED )
- BAGRAM ile/= BAKU/BAQU
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Tepe. İLE/= Tepe. )
( BAGRAM KUM/BAGRAM QUM: Kum tepesi, kumul[remi âli'c-cûbeyl]. )
( BAGRAM KUMI/BAGRAM QUMI: Kâşgar ile Yârkend arasındaki kumluk arazi. )
- BAHARİYE ile/||/<> CERÂYE ile/||/<> ARPALIK ile/||/<> DİRLİK ile/||/<> HAS ile/||/<> İLTİZAM ile/||/<> LEZEZ ile/||/<> ULÛFE
( Sultanların, Yeniçeri ağası başta olmak üzere ocak ağalarına dağıtığı yazlık giysi ya da kumaş. İLE/||/<> Evkaf idaresi tarafından yoksullara dağıtılan yiyecek ve ödenek. İLE/||/<> Devlet görevlilerine maaşlarında ayrı olarak ya da emekliliklerinde verilen ek ödenek. İLE/||/<> Devlete ait bir hizmeti yapmakla görevlendirilen kişiye ücret anlamında ayrılan geçim kaynağına verilen ad. İLE/||/<> Osmanlı'da, toprak düzeninde geliri yüz bin akçaden fazla dirlik.[Sultana, hanedan üyelerine, vezir-i azama, beylerbeyine, sancak beyleri ve üst düzey devlet görevlilerine verilirdi.] İLE/||/<> Devlete ait gelir kaynaklarının peşinen, "mültezim" adı verilen kişilere belirli bir süre bırakılması. İLE/||/<> Askerlerin aldığı üç aylık maaşın Şevval, Zilkâde ve Zilhicce aylarına denk gelen dördüncü bölümü. İLE/||/<> Kapıkulu askerlerine, saray ve devlet kuruluşlarındaki bazı görevlilere üç ayda bir verilen ücret. | Yeniçerilere verilen üç aylık ücret. )
- BAHÇE ile HARIM
( ... İLE Sebze ve meyve bahçesi. | Tarla ve bahçe çevresindeki çit. )
- BAÎD-İ LÂZIM
( Bir makamın seyir dahilinde bulunup da istimali yok denilecek kadar o makama dâhil olan perdelere denir. [Sabâ makamının seyrinde neva perdesinin cüz'i bulunması gibi] )
- BAÎM[Ar.] ile BÂİN[Ar.]
( Put, heykel. İLE Dibi geniş kuyu, bostan kuyusu. )
- BAKI KULU ile/||/<> BÖCEKBAŞI ile/||/<> DEFTERDAR ile/||/<> MÜLTEZİM
( Vergi denetimi ve tahsili ile maliyeye ilişkin soruşturmaları yapan memura verilen ad. İLE/||/<> Zabıta görevlisi. İLE/||/<> Osmanlı Divan Teşkilatı'nda mali işlerle görevli kişi. İLE/||/<> Bir bölgenin devletçe toplanacak gelirlerinin müteahhitliğini yükümlenen kişi. )
- BÂKÎ[Ar.] ile KÂDÎM[Ar.] ile MÜTEKADDİM[Ar.]
- BÂKİ ile/ve/||/<> KAİM
- BAKIM ve/<> BÜTÜNLÜK
- BAKIM ve KÜLTÜR ve UYGARLIK
- BAKIM ile/ve/<> ÖZEN
- BAKIM ile/ve/<> TEMİZLİK
- BAKIN! BEN NE YAPTIM/YAPMIŞIM değil/yerine YAPILANIN BİLGİSİ
- BAKIŞ AÇISI ile/ve/||/<>/>/< TUTUM
- BAKIŞIM/SİMETRİ ile/ve UYUM
( TENÂZUR[< NAZAR] ile/ve TENÂSÜB[< NİSBET] )
( SYMMETRY vs./and HARMONY )
( SYMÉTRIE avec/et PROPORTION )
- BAKIŞIM = SYMMETRY[İng.] = SYMÉTRIE[Fr.] = EBENMAß, SPIEGELGLEICHHEIT, SYMMETRIE[Alm.] = SIMMETRIA[İt.] = SIMETRIA[İsp.] = CONVENIENTIA PARTIUM[Lat.] = SÜMMETRIA, EMMETRIA, EURÜTHMIA[Yun.] = el-TENÂSUK, el-TAMÂSUL, TAVÂZİ, MAVÂZÂT[Ar.] = TEKÂRON, SÂZOVÂRÎ[Fars.] = SYMMETRIE[Felm.]
- BAKMAK ile/ve GÖZLEM
( NAZAR: Aklın hareketi.[HAREKET'ÜL AKL] )
( NAZAR ile/ve RASAD )
- BAKMAYALIM! > KATILALIM!
- BAKULUM ile/değil PENİS
( Klitoris/penis kemiği [os klitoris/os penis]. [Kemirgenlerde, rakun, mors, binturong ve bazı memelilerde bulunur.] [İnsan ve örümcek maymunları bu kemiğe sahip olmayan tek primatlardır.] )
- BALGAM[Ar.]/SPUTUM ile TUZLU BALGAM/MAYASIL/EGZAMA[Fr. < ECZEMA < Yun.]
( Solunum örgenlerinin salgıladığı, ağızdan dışarı atılan sümüksü sıvı. İLE Bazı deri hastalıklarının ortak adı. | Birdenbire ortaya çıkarak gelişen, kızartı, kaşınma, sulanma, kabuk bağlama gibi doku bozukluklarıyla belirginleşen bir deri hastalığı. )
- BALKIR/ŞİMŞEK ile/ve/||/<> YILDIRIM
( Bir bulutun tabanı ile yer arasında, iki bulut arasında ya da bir bulut içinde elektrik boşalırken oluşan kırık çizgi biçimindeki geçici ışık, balkır, çakım, çakın, yalabık, yıldırak. | Parıltı. İLE/VE 30 milyon volt gücündeki elektriktir. 30.000°C'lık bir sıcaklığa ulaşır. Saatte 115.000 km.'nin üzerinde bir hızla gider. Tek bir yıldırım çarpması 100.000 amperlik elektrik akımı taşır, bu mikdar 200.000 nüfuslu bir şehri 1 dakika boyunca aydınlatabilir. )
( ... İLE/VE/||/<> Dünyada her gün 17 milyondan fazla ya da saniyede 200'ün üzerinde yıldırım düşer. )
( ... İLE/VE/||/<> Baylara, bayanlardan 6 kat daha fazla yıldırım çarpar. )
( Açık havada şimşekli ve gökgürültülü bir fırtınaya yakalanırsanız, en güvenli konum, ağaçlardan uzak durup yüzükoyun yere yatmaktır. )
( Her yıl 3-6 Britanya'lı ve 100 Amerika'lı yıldırım çarpması sonucu ölür. Ölüm nedenleri daha çok gövdelerine yakın bir yerde seyyar paratonerler (golf sopaları, karbon kamışlı olta ve balenli sutyen) taşımalarıdır. )
( Yıldırım çarpmalarının en çok görüldüğü yerler kıyı bölgeleridir.[Kilometrekare başına yılda yaklaşık 2 kez!] )
( Bulutlar arasındadır. Elektrik yüklü bir bulut ile başka bir bulut arasındaki elektrik boşalmasıdır. [Önceden tahmin edilmesi oldukça zordur.] [Belirli hava koşullarında oluşur.] İLE/VE/||/<> Bulut ile yeryüzü arasındadır. Bulut ile yeryüzü arasındaki elektrik boşalmaları olarak tanımlanır. [Zikzaklı bir yol takip ederek kollar olarak aşağı doğru iner.] [Gök gürültüsü ve şimşekten oluşan, gökyüzü ile yeryüzü arasındaki elektrik boşalmasıdır.] [Genellikle şiddetli bir yağmurla birlikte görülür.] )
( BERK[çoğ. BÜRÛK], BEVE, BEVÂRİK[< BÂRİKA], [RA'D Ü BERK: Gökgürültüsü ile şimşek.] ile/ve/||/<> SÂİKA )
( ÂSMÂN-DIRAHŞ, ÂDRAHŞ, ÂZERAHŞ: Şimşek. | Yıldırım. | Gökgürültüsü. )
( LIGHTNING FLASH vs./and/||/<> THUNDERBOLT )
- BAM-GÜM
- BÂM[Fars.]/KÜMBET[Fars. < GUNBED]/SAKAF[Ar.]/KUBBE[Ar.] değil/yerine/= ÇATI, DAM
- BARINAK ile APATAM
( ... İLE Afrika yerlilerinin barınağı. )
- BARSAM ile BERLAM
( Yüzgeçleri dikenli ve zehirli, bir çeşit çarpanbalığı. İLE İnce pullu, sırtı açık kahverengi, yanları ve karnı beyaz, ortalama 30-40 cm. boyunda, Marmara ve Ege Denizi ve Akdeniz'de çokça bulunan bir balık türü. )
( TRACHINUS VIPERA cum MERLUCCIUS MERLUCCIUS )
- BARYUM[Fr.] ile
( Atom sayısı 56, yoğunluğu 3,78 olan, doğada en çok baryum sülfat ve baryum karbonat olarak bulunan, havada çabuk oksitlenen, gümüş renginde, katı ve basit bir öğe. [simgesi: Ba] )
- BÂŞÂM[Fars.] ile BÂŞÂME/BÂŞÛME[Fars.]
( Perde, örtü. İLE Hanımların örtündükleri yaşmak, bürümcük, tülbent, başörtüsü, namaz bezi. )
- BAŞCIK, KÖMEÇ, KAPİTULUM = KIMME = CAPITULE
( Papatya ve ayçiçeğinde olduğu gibi, sapın yassılaşmış ve genişlemiş ucu üzerinde çiçeklerin yan yana toplanmasıyla oluşan çiçek durumu. )
- BASİT KAPİTULUM = KIMMÎYE-İ ÂDÎYE = CAPITULE
- BASİT SALKIM = ANKÛD-I ÂDÎ = GRAPPE
- BAŞKA (BİR) ALTERNATİF (ÇÖZÜM) değil ALTERNATİF (ÇÖZÜM)
- BAŞKA (BİR ÇÖZÜM) ile/ve/değil YENİ (BİR ÇÖZÜM)
- BAŞKALAŞIM ile/ve/||/<> (")CANLANMA(")
- BAŞKALAŞIM ile/ve DEĞİŞİM
( METAMORPHISM vs./and ALTERATION )
( İSTİHÂLE ile/ve ... )
- BAŞKALAŞIM ile GELİŞİM
( METAMORPHISM vs. PROGRESS/DEVELOPMENT )
- BAŞKALAŞIM ile İÇBAŞKALAŞIM
( ... İLE Püskürük magmaların, soğurdukları kültelerin/kayaçların etkisi altında, bileşimlerinde oluşan başkalaşım. )
- BAŞKALAŞIM ile YARIBAŞKALAŞIM ile TÜMBAŞKALAŞIM
( ... İLE Böceklerde, kurtçuk evresi görülmeyen başkalaşma türü. İLE Böceklerde, kurtçuk ve koza evresi geçiren başkalaşma türü. )
- BASKILAYICI TUTUM ile/değil/yerine SINIRLAYICI TUTUM
- BAŞLANGIÇ:
EYLEM ile/ve/değil/||/<>/< ÖRTÜK EYLEM
- BAŞLANGIÇ ile/ve/||/<> KÖKEN ile/ve/||/<> DOĞUM
- BAŞLANGIÇ ve/=/||/<>/> VARSAYIM
- BAŞTAN SONA ile TÜMEVARIM
- BÂTIL ile ZULÜM
( Kendi dışında haklılık kabul etmeyen. İLE Sonuçları. )
- BATI/LI(coğrafya) = KEDİN, KURIYAKI = WEST/ERN[İng.] = OUEST, OCCIDENT/AL[Fr.] = DER WESTEN/WESTLICH[Alm.] = OCCIDENTE/OCCIDENTAL(E)[İt., İsp.] = OCCIDENS/OCCIDENTEM[Lat.] = HE DÜZIS/PROS HELION DÜZIN[Yun.] = el-ĞARB/ĞARBÎ[Ar.] = BÂKHTER/Î[Fars.] = HET WESTEN/WESTELIJK[Felm.]
- BÂTINÎ/LİK = ESOTERIC/ISM[İng.] = ÉSOTÉRIQUE/ÉSOTÉRISME[Fr.] = ESOTERISCH/ESOTERISMUS[Alm.] = ESOTERISMO[İt., İsp.] = ESOTERICUS[Lat.] = ESOTERIKOS[Yun.] = BÂTİNİ/YYE, SİRRİ/YYE[Ar.] = BÂTİNÎ/GERÎ[Fars.] = ESOTERISCH/ESOTERISME[Felm.]
- BATKI/SİTEM[Fars.] ile YAKINMA/SERZENİŞ[Fars.]
- BAYRAKTA:
UÇKURLUK ile/ve/||/<>/> UÇUM
( Direğe yakın olan ve ipe bağlı olan eni. İLE/VE/||/<>/> Öteki taraftaki eni. )
- BAYRAM ile/= BADRAM
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Toplumun hep birlikte yaşadığı sevinç ve eğlence durumu. )
( badram yer/lâtif toprak: Çiçeklerle bezenmiş toprak/yer. )
- BAYRAM ile/ve/değil/||/<>/< BAYRAM ÖZLEMİ
- BAYRAM ile POTLAÇ[Fr. < POTLATCH < K. Amerika yerli dilinden]
( ... İLE Amerikan yerlilerinin birbirine armağanlar verdikleri dinsel bayram. )
- [BAZI/ÇOĞU DURUM/SORUN/HATA/ZORLUKTA]
"(BEN) İNSANIM" ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< "İNSANIM" DÜŞÜNCESİNE/SÖZCÜĞÜNE SIĞINMIŞSIN/KAÇMIŞSIN/SAKLANMIŞSIN
- BAZI[Ar.] ile KİMİ, BİRTAKIM
- BAZI[Ar.] değil/yerine/= KİMİ/BİRTAKIM
- BB CLOUD COMPUTING | BIOMEDICAL INFORMATICS değil/yerine/= BULUT BİLİŞİM | BİYOMEDİKAL BİLİŞİM
- BB) KREM ile FONDÖTEN
( Günün her saatinde sürülebilen, günlük ve sade makyajda kullanabilecek renkli bir nemlendiricidir. Hafif kızarıklık ya da donuk bir cilt varsa BB krem daha iyidir. Cilt tonunu eşitleyerek kusurları gizlemeye yardımcı olur. Günlük makyajda ilk yeğlenilecek olmalıdır. Cilde doğal bir görünüm vererek cilt rengini eşitler. Öte yandan, güneş koruyucu özelliğine de sahip olduğundan, cildi güneş ışınlarından korur. Ayrıca, cildin parlamasını ve yağ dengesini kontrol altında tutar.
İLE
Genellikle BB kremden daha fazla kapsama alanı sunar. Daha lekeli bir cilt yapısı ya da gizlenmek istenen bölgeler varsa yoğun kapatıcılığı nedeniyle yeğlenmelidir. Kusursuz makyajın en önemli özelliğidir. Bu nedenle, ten makyajında yoğun kapatıcılık, pürüzsüz ve iddialı bir görünüm aranıldığında kullanılır. Günlük olarak kullanılması pek tavsiye edilmez. Daha yoğun bir içeriğe sahip olduğundan, her gün fondöten kullanmak cildi yoracak, yaşlanma belirtilerine neden olacaktır. Öte yandan, fondöten ya da BB krem fark etmeksizin, cilde makyaj uygulandığında iyice temizlemeyi boşlamamalıdır. )
- BDE/BIG DATA ECOSYSTEM değil/yerine/= BÜYÜK VERİ EKOSİSTEMİ
- BECEREMEDİM" ile/değil/yerine/>< OLMADI
- BECEREMİYORUM değil/yerine YÜZ VERME!
- BEÇKÜM = SOFA
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- BEDELSİZ İTHALAT değil/yerine/= ÖDEŞSİZ DIŞALIM
- BED-RÂM[Fars.] ile BED-RÂN[Fars.]
( Sert başlı at. | Sürekli/dâima. | Hoş, lâtif, yakışıklı, süslü. İLE İşleri kötü yöneten. | Çapkın. [kadın] | Orospu. )
- BEHAİM[Ar.] ile/ve EN'AM
( İnsan dışındaki tüm hareket edebilen canlılar. İLE/VE Yararı olan hayvanlar. [At, deve, sığır, koyun vs.] )
- BEHAVIORISM değil/yerine/= DAVRANIŞÇILIK
- [Ar.] BEHÎM ile BEHÎME
( Düz siyah şey, alacasız hayvan. İLE ... )
- BEKLENTİ değil/yerine/>< EYLEM
- BELÂ ile BELÂ-Yİ MÜBREM
( ... İLE Kaçınılmaz belâ. )
- BELAGAT/RETORİK değil/yerine/= SÖZDEM
- BELİRGE/SENDROM[Fr. < Yun.] ile TRAVMA[Yun.]
( Özel bir bozukluğu belirleyen, birarada görülen, tanıyı kolaylaştıran bulgu ve belirtilerin tümü. İLE Bir doku ya da örgenin yapısını ya da biçimini bozan ve dıştan, mekanik bir etki sonucu oluşan yerel yara. )
( SYNDROME vs. TRAUMA )
- BELİRLENİM ile/ve DIŞTAN BELİRLENİM
( DETERMINATION vs./and EXTERNAL DETERMINATION )
- BELİRLENİM ile/ve/||/<> İLİŞKİSELLİK
- BELİRLENİM ile/değil İLKE
( ... İLE/DEĞİL Farkları birliğe getirici olan. )
( Birliğe getiren herşey ilkedir. )
( [not] DESIGNATION vs./but PRINCIPLE )
- BELİRLENİM ile/ve KABUL
( DETERMINATION vs./and TO ACCEPT )
- BELİRLENİM ile/ve ZORUNLULUK
( DETERMINATION vs./and OBLIGATION )
- BELİRLENİM ile/ve/||/<> ZORUNLULUK
- BELİRLENİMCİLİK/DETERMİNİZM ile/>< RASTLANTISALCILIK/İNDETERMİNİZM
( Tüm olayların önceden belirlenmiş neden-sonuç ilişkilerine bağlı olduğunu savunan görüş. İLE Olayların tamamen rastgele ya da öngörülemez olduğunu savunan görüş. )
- BELİRLE(N)ME, BELİRLENİM = DETERMINATION[İng.] = DÉTERMINATION[Fr.] = DAS BESTIMMEN[Alm.] = DETERMINAZIONE[İt.] = DETERMINACION[İsp.] = CONSTITUTIO, DEFINITIO, DETERMINATIO[Lat.] = HO HORISMOS, HE TAKSIS[Yun.] = VUCHA(T), MÂL[Ar.] = TAYÎN[Fars.] = BEPALING[Felm.]
- BELİRSİZ SÖZ/MUĞLAK İFADE ile/değil/yerine KAVRAM
- BELİRSİZLİK /= TEHLİKE:
EN KÖTÜ ile/ve/||/<>/> EN İYİ ile/ve/||/<>/> EN OLASI
- BELİRSİZLİK ile/ve/değil/||/<>/< GERİLİM
- BELİRSİZLİK ile/ve/<> GİZEM
- BELİT/AKSİYOM ile/ve/değil EŞİK
- BELİT/AKSİYOM ile/ve KOYUT/ÖN DOĞRU/POSTULA(T)
( İnsan zihninin, tümel kuralları. İLE/VE Herhangi bir bilimin, tümel kuralları. )
( Kendiliğinden apaçık olan ve böyle olduğu için öteki önermelerin ön dayanağı olan temel önerme. İLE/VE Ön doğru. )
( Belitler/aksiyomlar, temellendirilmez. )
( Kendileri kanıtlanmayan, kanıtları kanıtlanmaya gereksinim duyulmayacak ilk ilkelere verilen ad. | Tüm bilimler için uyulması gereken temel kurallar. İLE/VE Bir bilim dalının [üyesinin] kabul ettiği temel kurallar. )
( ÖZDEŞLİK İLKESİ | ÇELİŞMEZLİK İLKESİ | ÜÇÜNCÜ OLASININ/ŞIKKIN OLANAKSIZLIĞI [ARISTOTELES] )
( KOINAI ENNOIAI ile/ve AITEMATA )
( MÜTEARİFE/MÜSELLEMÂT/MÜSELLEMÛN ile/ve MEVZUA[ÖN KABUL]/MÜSÂDERÂT )
( AXIOME[Fr. < Yun.] ile/ve POSTULATUM[Lat.] )
- BELİT/AKSİYOM(ATİK) = AXIOM[İng.] = AXIOME/AXIOMATIQUE[Fr.] = AXIOM, GRUNDWAHRHEIT[Alm.] = ASSIOMA[İt.] = AXIOMA[İsp.] = PRONUNTIATUM[Lat.] = AKS.OMA[Yun.] = BEDÎHİYYE, MÜSELLEM[Ar.] = ASLÎ MUTEÂREF[Fars.] = AXIOMA[Felm.]
- BELKİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SANIRIM
- BEN DE SİZDENİM ve/||/<>/> BENİM GİBİ/DURUMUMDA OLAN BAŞKA BİRİ DAHA VAR MI?
( Çok sıradışı bir ortamda/bölgede/toplumda/durumda, kişinin ilk düşündükleri. )
- BEN:
"ŞUYUM/BUYUM, BU/ŞU KADARIM!" ile/ve/değil/yerine/||/<>/></>/< BEN'İM
- BEN ile/ve BEN-İM
( "Ben" düşüncesi ve duyumsaması, her zaman bizimledir. Ne var ki, ona "gövde, düşünceler, duygular, sahip olunan mal-mülk vb. bin türlü "ekleme ve yükleme"de bulunmuşuz. Kendimizi "özdeşleştirdiğimiz" tüm bu "eklemeler" yanıltıcıdır. Onlardan dolayı kendimizi, olmadığımız şeyler olarak sanmaktayız. )
( Sense "I am" is always with us. Only we have attached all kinds of things to it -body, thoughts, feelings, ideas, possessions etc.- All these self-identifications are misleading. Because of them, we take ourselves to be what we are not. )
( I/ME vs./and I AM )
- [Ar.] BENÂM ile BENÂN
( Parmak ucu. İLE Parmaklar, parmak ucları. )
( SER-İ ENGÜŞT/SER-ENGÜŞT ile ... )
- BENCE/BANA GÖRE/BENİM İÇİN değil/yerine SANIRIM
- BENDE KUSUR VAR değil BİR HATA YAPMIŞIM
- BENİM DE CANIM VAR, BEN DE İNSANIM ile/ve/||/<> BENİM CANIM YOK MU? BEN İNSAN DEĞİL MİYİM?
- BENİM YEĞLEDİĞİM/TERCİHİM ile/ve/değil/yerine/||/<> BİLİMİN YEĞLEDİĞİ/TERCİHİ
- BEN-İM ile BENİM
( "Benim" bir kişiye özgü, ötekileri hesaba katmayan ayrımcılık demektir. )
( "Mine" implies exclusivity. )
( BENİM!
Uzun boylu, ay yüzlü bir kız vardı kasabanın birinde. Onun sevgisiyle herkes yolunu yitirmişti. İşi gücü dilberlikti, bez yıkarken saçlarını çözer, eteğini beline toplar, âşıklarının gönüllerine ateş çalardı.
Kemâle ermiş, yaşını başını almış bir adam da âşık oldu ona ve tez vakitte kemâlini yitirdi, tecrübeli aklı deliliğe yaklaştı, yüzünün aşkıyla beli iki kat olup gönlü belâ zinciriyle bir girdapta kaldı. Sonunda dayanamadı, kendini ona vakfetti, her işi onun için, herşeyi onun adına yapmaya başladı. Ücretle iş yapsa kazancını ona sunar, eline altın geçse gider o gümüş gövdeliye verirdi. Bir gün genç kız kendine dedi ki:
- Yanışın her an biraz daha artmada ama aşkta masraf ziyâde gerek, sendeki sermaye yalnızca âşk olursa mutfak boş kalır, daha fazlaya gücün yetmezse geç bu sevdadan, davul dengi dengine demişler...
- Sevgili, dedi âşık, gövdemde bir avuç ilikten, bir parça deriden başka bir şey kalmadı yolunda harcayacak. Bari beni sat da elde ettiğinle bir müddet daha hoş ol.
- Genç kız âşığını derhal Mısır'a götürdü, orada bir kürsü kurmuşlar, âdet etmişler, satıcı kürsüye oturur, kölesi ayakta durup müşteri beklerdi. Bir müddet beklediler. Adam hiç üzüntü göstermiyor, hiç boynunu bükmüyor, hatta müşteri çıktığı vakit baş gösterecek ayrılığı da aklına getirmiyordu. Bir adam gelip genç kıza sordu:
- Şu ayakta bekleyen yaşlı adam senin kulun mu?
- Evet, benim kulumdur!...
O sırada, yaşlı adam, bayılıp düştü. Adam pazarlık ile onu satın aldı ve kendine geldiğinde şehrin dışında bir mezarlığa götürdü. Meğer o adamın babası ölmüş, o da babasının ruhu için bir köle azâd etmeyi ahdetmiş, yaşlı adamı satın alması bundanmış. Mezarın başında zavallı yaşlı adamı azâd edip cebini de altınla doldurduktan sonra gönlünü şâd etmek için dedi ki:
- Diliyorsan ey yaşlı adam. Mısır'da kal! Malın eksilmez, seni gözetirim. Dilersen de var git, çünkü artık özgürsün, kendinin sultanısın.
Yaşlı adam, teşekkür ederek genç kızın ardınca koşup yetişti ve altınları avucuna sayıp gönlünü alana yine gönlünü teslim etti. Dünyayı onun yüzünde apaydın görüyordu ve dedi ki:
- A sevgili! Şu gönül, senin için satılmaktan aldığı lezzeti bugüne dek hiçbir şeyden almadı. Hele "benim kulumdur" dediğin andaki saadetim, sanmam ki başka bir kimsede olsun!
Haydi yine beni pazara götürüp sat ki,
tekrar "Benim!" dediğini duyayım! )
( "Ben-im" bilinci bile, yararlı bir yön gösterici de olsa sürekli değildir.[Nerede aranması gerektiğini gösterir. Neyin aranması gerektiğini değil.] )
( Even the consiousness "I am" is not continuous, though it is a useful pointer.[It shows where to seek, but not what to seek.] )
( I AM vs. MINE/MY )
- BENZER ile BENZEŞEN ile BENZEŞİM ile BENZEŞLİK ile BENZEŞME ile BENZETİ ile BENZETME ile BENZEYİŞ
- BENZEŞİM ile/değil BAKIŞIKLIK
- BENZETME ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TANIM
( "Ağyârını câmî, efrâdını mânî." İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Ağyârını mânî, efrâdını câmî. )
- BEREKET ve/<>/< PAYLAŞIM
- BERKELYUM
( Atom numarası 97, atom ağırlığı 294 olan yapay öğe. [simgesi: Bk] )
- BEŞ VAKİT:
SABAH ve/ ÖĞLE ve/ İKİNDİ ve/ AKŞAM ve/ YATSI
- BEŞER ile/değil/yerine/>< ÂDEM
( [Kendi sorumluluğunu] Al(a)mayan/alamamış. İLE Alan/almış. )
- BEŞÛŞ/BEŞÎR[Ar.] ile/ve HECCÂM
( Güleryüzlü, şen. İLE/VE Taşlama/hiciv yapan/sanatçısı. )
- BETHLEHEM
( Ekmeğin evi. Kudüs'ün güneyindedir. [Hz. İsa'nın doğduğu ve son yedi gününü geçirdiği bölge.] )
- BEYİN = BRAIN[İng.] = CERVEAU[Fr.] = DAS GEHIRN[Alm.] = CERVELLO[İt.] = CEREBRO[İsp.] = CEREBRUM[Lat.] = HO EGKEFALOS[Yun.] = MUKH[Ar.] = MAĞZ[Fars.] = HET HERSENEN[Felm.]
- BEZÎM[Ar.] ile BEZÎN[Fars. < BEZÎDEN]
( Kuvvetli, zorlu kişi. İLE Esici, esen, esnek. )
- BEZM ile/ve REZM
- BG/BYZANTINE GENERALS PROBLEM değil/yerine/= BİZANS GENERALLERİ SORUNU
- BI/BIOMEDICAL INFORMATICS değil/yerine/= BİYOMEDİKAL BİLİŞİM
- BİÇİM
( MORPH, FORM )
- BİÇİM ile BİÇEM
( Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü. | Biçme işi. İLE Anlatma, oluş, deyiş ya da yapış biçimi, tarz, üslûp. )
- BIÇIM =/> DİLİM
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- BİÇİM ile/ve DÜZEN
( Çoklukta, birlik olan/olduran. )
( SHAPE/MORPH vs./and ORDER/REGULARITY )
- BİÇİM ile/ve/<> İÇERİK
( Bir şey bir şeyin içeriğiyse, içeriği olduğu şey onun biçimidir. )
( FORM/MORPH vs./and/<> CONTENT )
- BİÇİM ile/ve/||/<> İDOLA/PUT/SANEM
( EIDOS ile/ve/||/<> EIDOLON )
- BİÇİM ile KİP
- BİÇİM ile/ve ÖZ
( SHAPE/MORPH vs./and ESSENCE )
- BİÇİM = SÛRET = FORM[İng.] = FORME[Fr.] = FORM[Alm.] = FORMA[Lat.] = MORPHE, EIDOS[Yun.] = FORMA[İsp.]
- BİÇİMBİLİM
( MORPHOLOGY )
- BİÇİMBİRİM ile BİÇİMBİRİMSEL
( MORPHEME vs. MORPHEMIC )
- [... BİÇİMİNDE ...]
... DÜŞÜNMEK/DÜŞÜNÜYORUM" ile/ve/değil/||/<>/< ... VARSAYMAK/VARSAYIYORUM
- BİÇİMSEL SESBİLİM ile BİÇİMSEL SESBİRİM
( MORPHOPHONOLOGY, MORPHOPHONEMICS vs. MORPHOPHONEME )
- BİHİM[Ar.] ile BİHÎN/E[Ar.]
( O, onları, onlara, onlardan, onlarla. İLE Pek/en iyi, seçkin. | Hallaç. )
- BİL BAKALIM ...:
BEN KİMİM? ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SEN KİMSİN?
- Bİ'L-MUTÂBAKA ile Bİ'T-TAZAMMUN ile Bİ'L-İLTİZÂM
( Örtüşme. İLE İçlem. İLE Gereklilik. )
- BİLÂD-I RÛM
( Osmanlı Devleti içinde bulunan kentler. Anadolu. )
- BİLANÇO[İt. < BILANCIO] değil/yerine/= DENGELEM
- BİLARDO MASASININ:
BOYU ile/ve/<> ENİ
( 284 cm. İLE/VE/<> 142 cm. )
- BİLDİĞİM/İNANDIĞIM ŞEYİ YAPARIM ile/değil BİLDİĞİM/İNANDIĞIM ŞEYİ, YAPARIM
- BİLDİĞİNİ/BİLMEDİĞİNİ GÖSTERMEK İÇİN KONUŞMAK değil/yerine GERİBİLDİRİM
( [not] TO TALK FOR TO SHOW YOUR INFORMATION but FEEDBACK
FEEDBACK instead of TO TALK FOR TO SHOW YOUR INFORMATION )
- BİLDİRGE ile/ve/değil PAYLAŞIM
( [not] DECLARATION vs./and/but TO SHARE )
- BİLDİRİM ile İŞAR[Ar.]
( ... İLE Yazı ile bildirme. )
- BİLEMEM ile ALLAH BİLİR
- BİLEŞEN ile BİLEŞİK ile BİLEŞİM ile BİLEŞKE
( Fizikte ve dilde. İLE Kimyada, doğada, dilde, felsefede. İLE Kimyada. İLE Fizikte. )
( Bir bileşke oluşturan güçlerin her biri. | Bir bileşiğin molekülündeki ögeler ya da alt öbeklerden her biri. | Bir karışımın ögeleri. | Bileşim yoluyla bir sözcüğün yapısına giren sözcük. [örn. sivrisinek] İLE Bileşerek oluşmuş, basit olmayan, mürekkep. | Kİmyasal tepkimeler sonucunda, iki ya da daha çok öğeden oluşan ve bunlardan bağımsız, fiziksel, kimyasal nitelikler gösteren özdek/madde. [örn. su] | Ses ve görüntünün birlikte yer aldığı film parçası. İLE İki ya da daha çok ögenin biraraya gelerek yeni bir öğe oluşturması, terkip. | İki ya da daha fazla nesnenin belirli oranlarda tepkimeye girerek oluşturduğu ve özellikleri kendini oluşturan nesnelerden farklı ve bileşenlerinin fiziksel yollarla birbirinden ayrılamadığı nesne. | Bir nesnenin, hangi kimyasal türlerden oluştuğun belirleyen verilerin tümü. | Bileşme sonucu oluşan nesne. İLE Bir nesneye uygulanan birkaç gücün toplam etkisine eşit olan tek güç. | Bir nesneyi oluşturan ögeler ya da bileşikler. )
( CONSTITUENT, COMPONENT vs. COMPOUND vs. COMPOSITION vs. ... )
- BİLEŞİK ÇİÇEK DURUMU, KAPİTULUM = EZHÂR-I MÜREKKEBE = CALATHIDE, CAPITULE
- BİLEŞİK ile KARIŞIM
( Aynı cins moleküllerden oluşur. İLE Farklı cins atom ya da moleküllerden oluşur. )
( Kimyasal yollarla ayrıştırılırlar. İLE Fiziksel yollarla ayrıştırılırlar. )
( Saftır. İLE Saf değildir. )
( Yapısındaki öğeler, belirli kütle oranlarında birleşir. İLE Belirli bir oran yoktur. )
( Yoğunlukları karakteristiktir. İLE Yoğunlukları karışımdaki maddelerin karışma miktarına bağlı olarak değişir. )
( MÜREKKEB/P ile MEZC/MAHLUP )
- BİLEŞİM ile BİREŞİM(/KURGUL)/TEVHİD
( Kimyasal. İLE Kavramsal. )
- BİLEŞİM ile BİRLEŞİM
( Bileşme durumu. | İki ya da daha çok ögenin bir araya gelerek yeni bir öge oluşturması, terkip. | Bir nesnenin hangi kimyasal türlerden oluştuğunu belirleyen verilerin tamamı. | Bileşme sonucu oluşan nesne. İLE Birleşme durumu. | Bir topluluğun, bir gün içindeki toplanmaları, inikat. | Döllenmek için erille dişil hayvanın bir araya gelmesi. )
- BİLEŞKE ile/ve/||/<> TOPLAM
- BİLGE/ÂRİF ile BİLİM İNSANI/ÂLİM ile AYDINLANMIŞ ile CAHİL ile AHMAK
( İzler/seyreder. İLE Söz söyler, konuşur. İLE Susar. İLE İnat eder. İLE Laklak eder. )
( Âlimler, mesafe/menzil alır; cahiller, yolun başında birinin gelip kendini götürmesini bekler. )
( Cahilin kalbi, dudağında; âlimin/ârifin ağzı/dili, kalbindedir. )
( Âlimin sözü incidir; cahilin sözü, günde, bin can incitir. )
( Asıl güneş, âşıkların, âriflerin kalplerinden, gözlerinden doğan güneştir. )
( Bilen/bilge kişi konuşur, çünkü söyleyebileceği bir şeyleri vardır. Cahil kişi konuşur, çünkü "bir şeyler söylemek zorundadır". )
( Wise people talk, because they have something to say; fools talks, because they "have to say something". )
( [hatasını gösterdiğimizde] Teşekkür eder. İLE Anlayışla kabul eder ve gülümser. İLE Yararlanır. İLE Küfür/hakaret eder. İLE ... bile görmez. )
( Akıllı, şakadan bile öğüt alır; ahmak, her öğüdü, şaka sanar. )
( Ancak yaşadıklarına/deneyimleyebildiklerine hükm eder. İLE Yaşamadıklarına da hükm eder ya da etmeye çabalar. İLE ... İLE ... İLE ... )
( Bilenle ya da bilmeyenle tartışılabilir. Fakat bildiğini sananla tartışmak, ahmaklıktır. )
- BİLGELİK = HİKMET = WISDOM[İng.] = PRAJNA/MOKSHA[Sansk.]
- BİLGELİK ile/değil MİSTİK DENEYİM
- BİLGİ ile/ve/<> BİLİM
( İşlenen/kullanılan/uygulanan veri/deneyim. İLE/VE/<> Yöntemli bilgi. )
( BÜCDET )
- BİLGİ ve/||/<>/> BİLİM ve/||/<>/> DAYANÇ(SABIR) ve/||/<>/> YETİNME
( Anamal/sermaye. VE/||/<>/> Silah. VE/||/<>/> Giysi. VE/||/<>/> Kazanç. )
- BİLGİ ile/ve/||/<>/>/< BİRGİ/BİREŞİM
- BİLGİ ile/ve BİRİKİM
( Kişiler, başağa benzer. İçi boşken havadadır, doldukça eğrilir. )
( Bilgi tohumdur. Bire yüz verir. Verdigi yüzün her biri bir tohumdur ki, sana bilgelik, torunlarına da ilham verir. )
( Deneyimi olmayan kavram yetersiz, kavramı olmayan deneyim boştur. )
( Zihinsel bilgi sürecinde 5 aşama:
1. Genel deneyim.
2. Özel deneyim.
3. Olgusal Bilim.
a. Deney ve Gözlem,
b. Kuram oluşturma,
4. Günlük Bilim.
5. Aşkın Bilimler. )
( KNOWLEDGE vs./and ACCUMULATION )
- BİLGİ ve DEĞİŞİM
( KNOWLEDGE and ALTERATION )
- BİLGİ ve/<>/= DENEYİM
( Birine, gökyüzünde 300 trilyon yıldız olduğunu söylerseniz inanır/kabul eder ama "Şu masa, boyalı!" derseniz gidip önce bir eller. )
( ... VE/<>/= Farklı durumları görmek. )
( KNOWLEDGE and/<>/= EXPERIENCE )
- BİLGİ ile/ve/||/<>/> DENEYİM ile/ve/||/<>/> YARATICILIK
( )
( KNOWLEDGE vs./and/||/<>/> EXPERIENCE vs./and/||/<>/> CREATIVITY )
- BİLGİ ve EDİM
( Mahsusun, makul duruma getirilmesi. VE Amaca bağlı davranışlar. )
- BİLGİ ve/<> EMEK/EYLEM
( İşe taşınmayan bir bilgi, kişinin sahip olduğu bir bilgi değildir. )
- BİLGİ ile/ve/= ERDEM
( KNOWLEDGE vs./and/= VIRTUE )
- BİLGİ ve/||/<>/> ERDEM ve/||/<>/> MUTLULUK ve/||/<>/> BİLGELİK
- BİLGİ(EL-İLM) ile ÖĞRENİM(TE'ALLÜM) ile ÖĞRETİM(TA'LÎM)
( İhvân'ın Îsâgûcî'de ele aldığı konulardan biridir. Ona göre; "Bilgi, bilinenin(nesne) bilenin(özne) zihnindeki suretinden; sanat ise bilen sanatkârın zihindeki bu suretleri dışa vurup maddeye uygulamasından başka bir şey değildir." Öbür taraftan, öğreticinin nefsi(zihin) fiil halinde, öğrencininki ise güç halinde "bilen"(allâme)'dir. Bu durumda öğretim , güç halindeki bilgiyi fiil haline çıkarma, öğrenim ise güç halindeki bilginin fiil haline çıkmasından öte bir şey değildir. Hal böyle olunca özü itibariyle güç halinde bilen durumundaki cüz'î insan nefislerinin fiil halinde bilen felekî-küllî nefs tarafından fiil haline geçirilmesi gerekmektedir. )
- BİLGİ ile/ve/> SEÇİM
( INFORMATION vs./and/> CHOICE )
- BİLGİ ile/ve/yerine YÖNTEM
( INFORMATION vs./and METHOD
METHOD instead of INFORMATION )
- BİLGİLEN(DİR)ME ile/ve/<> EĞİTİM
( Kanuni Sultan Süleyman döneminde eğitim bütçesi toplam bütçenin dörtte biri kadardı. )
( TO (GET) INFORM(ATION) vs./and/<> EDUCATION )
- BİLGİLEN(DİR)ME ile/ve/<> ÖĞREN(/T)İM
( Düşünmeden öğrenmek, yitirilmiş bir emektir. )
( Öğrenensiniz, yapansınız, öğretensiniz. )
( TO (GET) INFORM(ATION) vs./and/<> TO TEACH/LEARN )
- BİLGİNİN VE ÜNİVERSİTENİN ÖNCELİKLİ İŞLEVLERİNDE:
ARAŞTIRMA ve/||/<>/> AKTARIM
- BİLGİSAYAR:
VERİ ve/+ PROGRAM > ÇIKTI
ile/ve/değil/||/<>/>
VERİ ve/+ ÇIKTI > PROGRAM
( "Yapay zekâ"ya kadarki bilinç/yaklaşım/teknoloji. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> "Yapay zekâ" bilinci/yaklaşımı/teknolojisi. )
- BİLGİSİZLİK/CEHALET >< BİLİMSEL TUTUM ve BAĞNAZLIK >< FELSEFİ ANLAYIŞ ve GÜÇ/ŞİDDET >< SANATSAL DUYARLILIK
- BİLGİYE ERİŞİM:
GÖZLEM ve/+/||/<>/>/< SEZGİ ve/+/||/<>/>/< FARKINDALIK
- Bİ-L-İHTİMÂM[Ar.] ile Bİ-L-İHTİRÂM[Ar.]
( Özenerek, özenle, dikkat ederek, dikkatle. İLE Saygı duyarak, saygıyla. )
- BİLİM/İLİM ile SİYASET
( İlim artıran, dert artırır. )
( İlmin en yükseği, aczini ve özrünü bilmektir. )
- BİLİM VE SANAT'TA ÜÇ DÖNEM:
KLASİK ile/ve/||/<>/> MODERN ile/ve/||/<>/> MODERN SONRASI(POSTMODERN)
( 600 - 1600 arası. İLE/VE/||/<>/> 1600 - 1950 arası. İLE/VE/||/<>/> 1950 ve sonrası. )
- BİLİM ile/ve AÇIKLAMA
- BİLİM ile/ve AHLÂK ile/ve DİN
( KANT'IN ÜÇ SORUSUNDA: NE BİLEBİLİRİM? ile/ve NE YAPMALIYIM? ile/ve NEYİ ÜMİT EDEBİLİRİM? )
- BİLİM ile AKSİYOMATİK ZEMİN
- BİLİM ile/ve BİLİM FELSEFESİ
- BİLİM ve/||/<>/> BİLİMİN BİLİMİ
( )
- BİLİM ile/ve BİLİMSEL
( Bilimsel çalışma sözlüksüz, haritasız ve tarihsiz yapılmaz! )
( Bilim/ilim hayretle başlar. )
( Bilim, yalnızca cehaletimizin sınırlarını geriye iter. )
( Bilim/ilim olasılıklara dayanmaz. )
( Bilim hakikatlerle uğraşmaz, tümel ilişkilerle uğraşır. )
( Bilimi destekleyen de, engelleyen de bilim olabilir/olur. )
( Amelsiz ilim, kitap yüklü eşeğe benzer. )
( Edep olmadan ilim olmaz. )
( İlim, bir ağacın meyvesini yetiştirmek gibidir. O meyveyi yemedikten sonra, ha yetiştirmişsin, ha yetiştirmemişsin. )
( İlmî birikimde katkısı olanlar, sevinmek ve övünmek hakkına sahiptir. )
( İlmin en yükseği, aczini ve özrünü bilmektir. )
( İlmin kral yolu yoktur. )
( İlim hâle inkılâp edince ses çıkmaz. )
( İlimler, konularının birbirinden ayrılmasıyla sağlanır. )
( Takdir edilmeyen ilim, göç eder. )
( Dış[zahir] ve iç[bâtın] tüm ilimler, ahlâkın arkasındadır. )
( BİLİM/BİLİMDE/BİLİMSELLİKTE:
(ÖNCELİKLE) VAR OLANIN[MEVCUD/ONTOS] ve/||/<>/> DOĞANIN ve/||/<>/> DOĞAL)
NESNE ve/||/<>/> OLAY ve/||/<>/> OLGU ve/||/<>/> DURUM ve/||/<>/> İLİŞKİLERİN
(VE ANCAK DAHA SONRA) ÜRETİLMİŞ NESNELERİN
(VE EN SON OLARAK) KİŞİLERİN ve/||/<>/> TOPLULUKLARIN ve/||/<>/> TOPLUMUN/TOPLUMLARDA YAŞANMIŞ/YAŞANAN/YAŞANABİLEN
OLAY ve/||/<>/> OLGU ve/||/<>/> DURUM ve/||/<>/> İLİŞKİLERİN
(ÖNCEDEN TANIMLANMIŞ ve/||/<>/> BELİRLENMİŞ BİR YÖNTEM ve/||/<>/> ARACA BAĞLI OLARAK)
(İSTİDLÂLÎ/RASYONEL [AKIL İLE])
ÖLÇÜLÜ ve/||/<>/> ÖLÇÜLEBİLİR/ÖLÇÜMLENEBİLİR
NEDENSEL ve/||/<>/> KAVRAMSAL ve/||/<>/> ELEŞTİREL (OLANAK ve/||/<>/> SINIRLARI İÇİNDE)
KANITLI ve/||/<>/> DÜZENLİ ve/||/<>/> TUTARLI (BİR BİÇİMDE)
KAMUSAL/LIK ve/||/<>/> TEKRARLANABİLİR/LİK ve/||/<>/> DENETLENEBİLİR/LİK ve/||/<>/> PAYLAŞILABİLİR/LİK (KOŞULLARINDA)
TANIM ve/||/<>/> İŞLEV ve/||/<>/> YARARA (KONU OLABİLEN/OLABİLECEK)
VERİ ve/||/<>/> BİLİ ve/||/<>/> BİLGİ/Sİ )
( Science merely pushes back the frontiers of our ignorance. )
( SCIENCE vs./and SCIENTIFIC )
- BİLİM ile/değil/yerine BİLİMSEL BİLGİ
- BİLİM ile/ve/değil/||/<>/< BİLİNEN
- BİLİM ile/ve/||/<> BİRİKİM
- BİLİM ile/ve/değil DİSİPLİN
- BİLİM ile/ve/<> DOĞA
( SCIENCE vs./and/<> NATURE )
- BİLİM ile/değil DOĞA FELSEFESİ
- BİLİM ile/ve/<> FELSEFE
( Şey üzerine düşünme. İLE/VE/<> Düşünme üzerine düşünme. )
( Şeylerin/eşyanın zihinde/akılda oluşan sûreti/bilinci. İLE/VE/<> Bilincin bilinci. )
( Dış/zahir. İLE/VE/<> İç/bâtın. )
( Açık-seçik kavramların bilinci[< bilgisi]. )
( Nesne, olay/olgu ya da durumlara, nesnelerle bakar. İLE/VE/<> Kavramlara, kavramlarla bakar. )
( FELSEFE: Varolanı açıklama bilimi. )
( Uygulayıcı. İLE/VE/<> Sorgulayıcı. )
( Süreci araştırmak. İLE/VE/<> Başı, süreci ve sonu araştırmak. )
( [başlangıç] Vardır. İLE/VE/||/<>/>< Yoktur. )
- BİLİM ile/ve/değil FELSEFE-BİLİM
- BİLİM ve/||/<> FELSEFE ve/||/<> DİN
( Zihnin yürüyüşü. VE/||/<> Aklın yürüyüşü. VE/||/<> Özün/ruhun yürüyüşü. )
- BİLİM ile FEN
- BİLİM ile/ve GEÇERLİLİK
- BİLİM ile/ve GELENEK
- BİLİM ile/ve İLİM
( + DÜZEN(KOZMOS) + NEDENSELLİK + ÖLÇME * MATEMATİK * DİLSEL + HESAP ETMEK * GEOMETRİ * ARİTMETİK * ŞİİR * MÜZİK + KEŞİF * GÖZLEM * KAYIT (İLK KAYIT: MISIR RASATHANELERİ M.Ö. 2500) + TAKLİT )
( İLİM: Yaşamın ahireti. )
- BİLİM = İLİM = SCIENCE[İng., Fr.] = WISSENSCHAFT[Alm.] = SCIENZA[İt.] = CIENCIA[İsp.]
- BİLİM ile/ve/değil KABUL GÖRMÜŞ BİLİM
- BİLİM ile/ve KELÂM
( Kelâm ilmi, öteki ilimlerin şemsiyesidir. )
- BİLİM ve/< KORKU
- BİLİM ile/ve KÜLTÜR
- BİLİM ve/=/> ÖNGÖRÜ
- BİLİM ve/<> SANAT
( Nesneler için. VE/<> İnsan için. )
( Bir kuşun, iki kanadı gibidir. Bu iki kanadı kullanabilen toplumlar, uçar ve özgür olur. Uçamayanlar ise "tavuk" olur... "Tavuk toplum", önüne atılan bir avuç yemi gagalarken, arkadan yumurtalarının alındığının farkında bile olmaz. )
( Bilim/ilim olmaksızın, sanat, bir hiçtir!
[Lat.][Ars sine scienta nihil est!] )
- BİLİM ile/ve/<> SANAT (VE HAYAL ETME (YETİSİ)[MUHAYYİLE])
( Olanı kavramak. İLE/VE/<> "Olmayanı" getirmek. )
- BİLİM ile/ve/||/<> SANAT ile/ve/||/<> FELSEFE
( İnsan olmayan her şeyden söz eder. İLE/VE/||/<> İnsanı anlatır. İLE/VE/||/<> Kişinin varoluşunu anlatır. )
( Varolan. İLE/VE/||/<> Var olması gereken. İLE/VE/||/<> Hayal ettiğini/n gerçekleştir(il)me(si). )
( Herhangi bir işi: Bilimsellikle başlat, sanatsallıkla destekle, felsefeyle tamamla! )
( Sanatın özü, içsel bir deneyimi iletebilmek için dış formları kullanmaktır. )
( Sanatı olmayan millet, her zaman dilencidir. )
( Sanat: Mekânı/zamanı iyi kullanmak. | Görüp göstermek. )
( Birleştirmek/birlikte tutmak gerekiyor. )
( MİFTÂHÜ'S-SAÂDE ve MİSBÂHÜ'S-SİYÂDE )
( FELSEFE: Aklı kullanma sanatı. )
( The essence of art is to use the outer form to convey an inner experience. )
( Sanat, dekoltedir. )
( Sanatın yolu, sanattır. )
( SANAT: Ben'in, yaratıcı gücünü keşfetmek. )
( Sanat, bir şeyi, başka bir şey olarak görme çabasıdır. | Başka bir şey olma olanağı tanımaktır. )
( Felsefe, kimsenin, itibar edip etmemesine, itibar etmeyendir/etmemektir. )
( Felsefe, olan ile olması gereken arasındaki kavramsal düzendir. )
( Felsefe, düşüncenin merdiveni ve mirâcıdır. )
( Felsefe, ekinin/kültürün bilincine varmaktır. )
( ya, ya da[0 / I] İLE/VE/||/<> hem, hem de İLE/VE/||/<> hem, hem de | ne, ne de )
( "Öğrenilmiş sanat" olmaz! )
( Felsefenin en büyük özelliği, hakikat dışındaki herşeyden uzak tutabilmesidir. )
( Felsefe, üçlülük üzerinedir/üzerindendir. )
( Felsefe, mantık bilimidir. )
( FELSEFE = MUHABBET'ÜL/İSÂR'ÜL HİKMET )
( PHILO SOPHOS:
BİLGELİĞİ SEVMEK değil TANRI'YI SEVMEK )
( Her şeyi kaybetmiş sayılmayız. Her şeyi gösteren müziğimizi/sanatımızı kaybetmediğimiz sürece... )
( Verinin/bilinin/bilginin iyileşmesi/iyileştirilmesi/geliştirilmesi. İLE/VE/||/<> Zekânın iyileşmesi/iyileştirilmesi/geliştirilmesi. İLE/VE/||/<> Aklın iyileşmesi/iyileştirilmesi/geliştirilmesi. )
( SCIENCE vs./and/||/<> PHILOSOPHY vs./and/||/<> ART )
- BİLİM ile/ve SEVGİ
- BİLİM ve/||/<> ŞİİR
( Aklın şiiri. VE/||/<> Kalbin bilimi. )
- BİLİM ile/ve/||/<> SÖZDE BİLİM ile/ve/||/<> BİLİM OLMAYAN
- BİLİM ile/ve SU
( Bilim, Su ile simgelendirilmiştir. )
- BİLİM ile/ve/||/<> TARİH
( BİLİM TARİHİ KILAVUZU - NOBEL YAY. )
( Tanrının yapıp etmelerini inceler. İLE/VE/||/<> Kişinin yapıp etmelerini inceler. )
( Türleri inceler. İLE/VE/||/<> Kişileri konuş(tur)ur. )
- BİLİM ile/ve TEEMMÜL
- BİLİM ile/ve/||/<> TEKNİK
( ... İLE/VE/||/<> Bir sanat, bir bilim, bir meslek dalında kullanılan yöntemlerin hepsi. | Fizik, kimya, matematik vb. bilimlerden elde edilen verileri iş ve yapım alanında uygulama. | Bu uygulamaya dayanan, bu uygulamaya ilişkin. | Yol, beceri, yöntem. )
( SCIENCE vs./and/||/<> TECHNICS )
- BİLİM ile TEKNOLOJİ
( SCIENCE vs. TECHNOLOGY )
- BİLİM > TEKNOLOJİ > KONFOR(MİZM)
- BİLİM ve/||/<>/< TÜMEVARIM
- BİLİM ve YAŞAM
( Cinslerle. VE Bireylerle. )
- BİLİM ile/ve/||/<> YÖNTEM
- BİLİM ile/ve YORUMBİLİM/HERMENEUTİK
- (B)İLİM ve/||/<> ZİKİR ve/||/<> AŞK
( Aklın gereği/terbiyesi/zekâtı. VE/||/<> Sözün gereği/terbiyesi/zekâtı. VE/||/<> Gönlün gereği/terbiyesi/zekâtı. )
- BİLİM/İLİM ile İKTİSAT
- BİLİM(LER)DE:
EVRİM ile/ve/değil/||/<>/< DEVRİM
- BİLİMSEL BİLGİ ile/ve BİLİMSEL TUTUM
- BİLİMSEL İLETİŞİM ile BİLİMSEL ELEŞTİREL DÜŞÜNME
( Bilimsel bulguların ve fikirlerin etkili bir biçimde aktarılması ve paylaşılması. İLE Bilimsel bilgilere karşı eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşmayı ve bu bilgileri değerlendirmeyi gerektirir. )
- BİLİMSEL KURAM ile/ve/||/<>/> BİLİMSEL YÖNTEM
- BİLİMSEL TERİM ile BİR BİLİM DALINA AİT TERİMLER
( SCIENTIFIC TERM vs. NOMENCLATURE )
- BİLİMSEL TUTUM/DURUŞ ve/||/<> FELSEFÎ ANLAYIŞ ve/||/<> SANATSAL/ESTETİK DUYARLILIK ve/||/<> HAREKETLİ(SPORCUL) YAŞAM
( Hayret. VE/||/<> Hayranlık. VE/||/<> Aşk. VE/||/<> Coşku. )
- BİLİMSEL TUTUM ve/<> BİLİMSEL TARTIŞMA
- BİLİMSEL YÖNTEM ile/ve/değil/yerine/<>/< BİLİMSEL TUTUM
- BİLİNÇ ile/ve/değil/||/<>/< BİRİKİM
- BİLİNÇ ve/=/||/<> EDİM/EYLEM ve/=/||/<> OLANAK/LI/LIK
- BİLİNÇ ve/||/<> KİŞİ ve/||/<> YAŞAM
( Gövde. VE/||/<> Kişi. VE/||/<> Yaşam. )
( Tohum. VE/||/<> Ağaç. VE/||/<> Meyve. )
- BİLİNÇ ile/ve/değil YAKLAŞIM
- İŞLEM:
BİLİNÇTE ile/ve/||/<>/< BİLİNÇALTINDA
( [saniyede] 5-9 ile/ve/||/<>/< 1300 )
- BİLİNMEYİ "İSTEDİM/İSTEMEK" değil BİLİNMEYİ SEVDİM/SEVERİM
- BİLMEK:
GÖRÜ ile/ve/||/<> KAVRAM
( ANSHAUUNG mit/und/||/<> BEGRIFF )
- BİLMEK ile/ve/<> ANLAM
( Gözyaşı kaynağının ne olduğu sorusu ve yanıtı. İLE/VE/<> Gözyaşının düşünce ve duygulalarla bağlantılarının ne olduğu sorusu ve yanıtı. )
( TO KNOW vs./and/<> MEANING )
- BİLMİYORUM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİLİMYORUM
- BİLMİYORUM ile/ve/||/<>/< BİLİYORUM
( Sorarsan. İLE/VE/||/<>/< Sormazsan. )
- BİLMİYORUM ile/ve/||/<>/> NEREDEN BİLİYORUM?
- BİNDİM yerine SÜVÂR OLDUM
- BIOFEEDBACK değil/yerine/= DİRİMSEL GERİBİLDİRİM
- BIOINFORMATICS değil/yerine/= BİYOBİLİŞİM
- 1 CİSİM <> 1001 İSİM/AD
- BİR DURUMA ya da SÖYLENİLEN SÖZE, GERİBİLDİRİMDE:
(BEN) "ANLAMADIM" ile/değil/yerine/||/<>/> "ANLAM VEREMEDİM"
- BİR HOŞ OLDUM değil/< BÎ-HÛŞ OLDUM
( ... değil/< BÎ-HÛŞ[Fars.]: Şaşkın, sersem. | Deli. )
- BİR KISIM ile/ve BELİRLİ BİR SEVİYE
- BİR LOKMA, BİR HIRKA ile/ve/||/<> AZICIK AŞIM, AĞRISIZ BAŞIM
- BİR OLAY/DURUM:
ÖNCESİNDEKİ DÜŞÜNCE/SÖZ/YORUM ile/değil/yerine SONRASINDAKİ DÜŞÜNCE/SÖZ/YORUM
- BİR TANE DAHA RİCA EDEYİM değil/yerine ÇOK GÜZELMİŞ[Bir tane daha alabilirsem memnun olurum tabii anlamında]
- BİR) KADININ RAHMİ" değil RAHİM
- BİR ile/ve/<> UYUM
( UNIQUE vs./and/<> HARMONY )
- BİREŞKEN/RİBOZOM ile LİZOSOM
( Protein sentezleyen organel. İLE Göze içi sindirim yapan organel. )
- BİREŞİM ile/ve/||/<> DENGE
- BİRİKİM ve DÖNÜŞÜM
( EXPERIENCE and TRANSFORMATION )
- BİRİKTİRME ile/yerine AKIM
( TO SAVE UP vs. MOVEMENT
MOVEMENT instead of TO SAVE UP )
- BİRİM ile/ve/||/<>/> ARD ARDALIK
- BİRİM ile/ve/||/<>/> BİLİM
- BİRİM ile/ve/||/<> PARÇA
- BİRİNCİ/I. BİÇİM ile İKİNCİ/II. BİÇİM ile ÜÇÜNCÜ/III. BİÇİM ile DÖRDÜNCÜ/IV. BİÇİM
( Orta terim(Hadd-i Evsat), suğrâda yüklem, kübrâda konu, § suğrâ olumlu, kübrâ tümel olursa sonuç verir. )
( Orta terim, suğrâda yüklem, kübrâda yüklem, § suğrâ olumlu, öncüllerden biri olumlu biri olumsuz ise sonuç verir. )
( Orta terim, suğrâda konu, kübrâda konu )
( Orta terim, suğrâda konu, kübrâda yüklem, § insan tabiatına aykırıdır. )
- BİRİNCİL NARSİSİZM ile/ve/||/<>/> İKİNCİL NARSİSİZM
( Doğuştandır.[Kohut][Bireydeki birincil narsisistik yapı, zaman içinde, kendilik nesnesi işlevleri yerinde/yeterince aynalama ve yüksek kırılma yaşatırsa ikincil narsisizme dönüşür.] İLE/VE/||/<>/> Kişinin yaratıcılığının ve etkinliğinin ortaya çıkması; yaşamı, yaşanabilecek kadar zevkli algılaması; acı ve çilelere dayanabilmesi; yaşamının, kendi yaşamı olduğunu derinden duyumsaması; yaşamını gerçekleştirmek üzere yönelmesi ve sonuçlarını da içtenlikle kabul edebilme becerisidir.[Kohut] )
( )
( )
- BİRİNİ SEVMEK İSTİYORUM! ile/ve/değil/yerine BENİ SEVEN/SEVECEK, SEVEBİLECEĞİM BİRİNİ (SEVMEK) İSTİYORUM!
- BİRİNİN ...:
NE DEMEK İSTEDİĞİNİ ANLAMAK(/ANLAMAYA ÇALIŞMAK)
ile/ve/değil/yerine/||/<>/<
NE DEDİĞİNİ ANLAMAK(/ANLAMAYA ÇALIŞMAK)
- BİRLEŞİM ile BİRLEŞTİRİM
( SESSION/UNION vs. TO UNITE )
- BİRLİK:
KADÎM ile/ve/||/<>/> HÂDİS
( Zamanda, başlangıcı ve sonu olmayan. İLE/VE/||/<>/> Başlangıcı ve sonu olan. )
- BİRLİK ile/ve AYRIM
( UNITY vs./and DIFFERENTIATION )
- BİRLİK ile/ve UYUM
( Uyum, her zaman güçlüdür ve arıdır. )
( Uyum, her yanı kaplar ve onun huzuru asla bozulmaz; bu sükûn ve sessizlik gövdendir. )
( Her şeyden çok iç huzuruna gereksiniminiz var - ki bu iç ve dış arasındaki uyumu gerektirir. )
( Sevgi ve bilgelikle yarattığınız ve yarattıklarınıza bağımlı olmadığınız zaman, sonuç, barış ve uyumdur. )
( UNITY vs./and HARMONY
The harmony(sattva) is pure and strong always.
Harmony pervades; its peace is rocklike; this peace and silence are my body.
Above all you need inner peace - which demands harmony between the inner and the outer.
When you create, vs. love and wisdom, and remain unattached to your creations, the result is harmony and peace. )
- BİRTAKIM ile/yerine/değil/< BAZI[< Ar. BA'ZI]
- BİSİKLET ve/<> ACİL YARDIM
- BİSİKLET ve/<> ÇÖZÜM
- BİSİKLET ve/<> (DAHA) UZUN YAŞAM
- BİSİKLET ve/<> DEĞİŞİM
- BİSİKLET ve/<> DÖNÜŞÜM
- BİSİKLET ve/<> GELİŞİM
- BİSİKLET ve/<> PAYLAŞIM
- BİSİKLET ve/<> TASARIM
- BİSİKLET ve/<> UYUM
- BİSİKLETİ:
HIZLI KULLANIM değil/yerine SAKİN/YAVAŞ KULLANIM
- BİSİKLETTE:
EVRİM ile/ve/değil/<> SÜREÇ
( Bisikletin sürecini izlemek için burayı tıklayınız... )
- BİSİKLETTE:
HAFİFLİK ve/<> AERODİNAMİZM
( İlgili yazı için burayı tıklayınız... )
- BITCOIN ile ETHEREUM
- BİTKİBİLİM = BOTANİK = BOTANIQUE
- BİTKİBİLİM = BOTANY[İng.] = BOTANIQUE[Fr.] = BOTANIK[Alm.] = BOTANICA[İt.] = BOTÁNICA[İsp.]
- BİTKİLER ile/ve/||/<>/> GELİŞİM
( )
- YER SAKIZI/BİTÜM[Fr. < BITUME] değil ASFALT[Fr. < ASPHALTE][ASVALT değil!]
( Keskin bir koku, alev ve koyu duman çıkararak yanan, karbon ve hidrojen bakımından çok zengin doğal yakıt nesnelerinin genel adı, yer sakızı. | Yol kaplamasında, kâğıt ve çatıların su geçirmez duruma getirilmesinde, kömür tozundan briket yapımında vb. kullanılan, doğal ısıda katı, yoğunluğu bire yakın, koyu kestane renginde nesne. İLE Siyah renkte biçimsiz bir cins bitüm. | Ana nesnesi katran olan ve yolların kaplanmasında kullanılan karışım. | Bu karışımla kaplanmış. )
- BİTÜM[Fr.] değil/yerine/= YERSAKIZI
( Keskin bir koku, alev ve koyu duman çıkararak yanan, karbon ve hidrojen bakımından çok zengin doğal yakıt maddelerinin genel adı. | Yol kaplamasında, kâğıt ve çatıların su geçirmez duruma getirilmesinde, kömür tozundan briket yapımında vb.de kullanılan, doğal ısıda katı, yoğunluğu bire yakın, koyukestane renginde madde. )
- BİYOLOJİ[İng. < BIOLOGY] değil/yerine/= DİRİMBİLİM/DİRİLBİLİM
- BİYOLOJİK BELİRLENİM ile/ve KÜLTÜREL BELİRLENİM
( Beşer. İLE/VE İnsan. )
- BİYOM ile EKO DÜZEN
( Benzer iklim ve bitki örtüsüne sahip geniş coğrafi bölgeler. Benzer ekodüzenlerin bir araya gelerek oluşturduğu geniş yaşam alanları. İLE Belirli bir bölgede yaşayan canlı ve cansız bileşenlerin, çevresinin oluşturduğu bir düzen. )
- BİYOSENTRİZM değil/yerine/= DİRİMÖZEKÇİLİK
- -BLAST ile -BORN/E ile -EKTAZİ ile -EKTOMİ ile -GRAF ile -GRAFİ ile -GRAM ile -MALASİ, -MALAZİ ile -MEGALİ ile -OSTOMİ ile -ÜRİ
( -göze[si] öncüsü. İLE ... kaynaklı. İLE ... genişlemesi. İLE ... alım/ı / çıkarım/ı. İLE -yazar, -çizer. İLE -yazım/ı, -çizim/i, -çekim/i. İLE -yazı/sı, -çizim/i, sayım/ı, -ölçüm/ü. İLE ... yumuşaması. İLE ... büyümesi, ... büyüklüğü. İLE ... ağızlaştırımı. İLE ... işeme. )
- BLUETOOTH'TA:
GFSK ile/ve/||/<> FHSS ile/ve/||/<> ISM
( Gauss Tipi Frekans Kayma Modeli. İLE/VE/||/<> Frekans Atlamalı Yayılmış Spektrum. İLE/VE/||/<> Endüstriyel Bilimsel Medikal Radyo Bandı. )
( Taşıma modülasyonu. İLE/VE/||/<> Radyo frekansı iletişim modülasyonu. İLE/VE/||/<> Veri alışverişi.[2.4 GHz frekanks bandında][lisans gerektirmez] )
- BM ile NATO
- BODRUM ile/ve/<> ÇEŞME
- BOĞAZLARIM AĞRIYOR / BOĞAZLARIMI ÜŞÜTMÜŞÜM değil BOĞAZIM AĞRIYOR / BOĞAZIMI ÜŞÜTMÜŞÜM
- BOGIM ile/> BOGIN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Parmak eklemi. | Kamışın ya da hulfa otunun boğumları. İLE Eklem. )
- BOĞUM ile ENDAZE[Fars.] ile İPLİK ile ÖRÜMCEKTELİ ile PARMAK
( Çubuk şeklinde bir şeyin üzerinde, çepeçevre sıkılmış ya da şişmiş gibi bir durumda bulunan yer. | İki boğum arasındaki bölüm. | Arşının 1/60'ı olan eski parmağın 2.5 katına eşit uzunluk ölçüsü. | Yağmur borusunun, bileziğe oturduğu noktadaki şişkin bölümü. İLE Ölçü. | Eskiden, değerli kumaşları ölçmekte yararlanılan, 0,6575 m. uzunluğunda bir Türk uzunluk ölçü birimi. İLE Arşının 1/60'ı olan parmağın, 1/10'una eşit bir uzunluk ölçüsü. İLE İpliğin, 1/100'ü eşit bir uzunluk ölçüsü. İLE Eskiden, Türk mimarlarının kullandıkları, 75,774 cm.lik arşın. )
- BÖLÜM/KISIM ile SINIF ile TÜR
( İkisi. İLE Araz. İLE Zât. )
( AKSAM ile ASNAF ile ENVÂ )
- BÖLÜM ile BENT[Fars.]
( ... İLE Bağ, râbıta. | Yasa maddesi. | Kitaplarda, kendi içinde bütünlük oluşturan bölüm. | Suyu biriktirmek için önüne yapılan set, büğet. | Gazete yazısı. | Yaz. )
- BÖLÜM ile BİRİM
( DIVISION vs. UNIT )
- BÖLÜM ile BÖLME
( DIVISION vs. PARTITION )
- BÖLÜM ile/ve/||/<> DÖNEM
- BORCUNU ÖDEMEK:
ÖNCELİKLE ...
TEK TARAFLI BİR DURUM ile/ve/değil/||/<>/< ÖZELLİKLE BORÇLU İÇİN(KENDİ İÇİNDE) BİR RAHATLAMA(YÜKSÜZLÜK)
- BORU ile/ve/değil/yerine/||/<> HORTUM
- BOŞ BİÇİM
( EMPTY MORPH )
- [ne yazık ki]
BOŞ SÖZ ile/ve/||/<>/> YANLIŞ DAVRANIŞ-TUTUM
- BOŞLUK HACİM
- BOTANİK değil/yerine/= BİTKİBİLİM
- [BÖYLE/ŞÖYLE/ÖYLE]
"HİSSEDİYORUM" değil (")SEZİYORUM(")
- BOYUT" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLAM
- BOZULMA" ile/ve/değil/> GELİŞİM ile/ve/değil/> DEĞİŞİM
- BRACCIA:
1 m. = 1.64 Braccia
- BRİFİNG değil/yerine/= ÖZETLEM
- BRİFİNG değil/yerine/= ÖZETLEM
- BRUKSİZM
( Uyku sırasında dişleri sıkmak, gıcırdatmak ve çeneyi kenetlemek. )
- BRUKSİZM ile/||/<> APNE
( Dişlerin istemsizce sıkılması ya da gıcırdatılması. İLE/||/<> Solunumun geçici olarak tamamen durması. )
- BRUKSİZM ile/||/<> TEMPOROMANDİBULAR EKLEM BOZUKLUĞU (TME)
( Dişlerin istemsiz sıkılması ya da gıcırdatılması. İLE/||/<> Çene ekleminde ağrı ve fonksiyon bozukluğu. )
- BRUKSİZM ile/||/<> TİNNİTUS
( Dişlerin istemsizce sıkılması ya da gıcırdatılması. İLE/||/<> Kulakta çınlama ya da uğultu duyulması. )
- BRUKSİZM ile/||/<> TRİSMUS
( Dişlerin istemsiz olarak sıkılması ya da gıcırdatılması. İLE/||/<> Çene kaslarının kasılması ve ağız açmada zorluk. )
- BU ŞARKIYI BİL(M)İYORUM ile/ve/değil BU ŞARKININ SÖZLERİNİ BİL(M)İYORUM
- BUĞULU CAM ile BUZLU CAM
- BUGÜNKÜ AKLIM ile/ve/değil/yerine/<>/< DÜNKÜ YAPTIKLARIM
( Bugünkü aklım olsaydı, dünkü yaptıklarımı yapmazdım.
Ama dünkü yaptıklarımı yapmayabilseydim, bugünkü aklım da olmayabilirdi. )
- BUHAR ile İSLİM/İSTİM
( ... İLE Gücünden yararlanmak için elde edilen buhar. )
- BULANIK ANLAM ile BULANIK ANLAMLI
( AMBIGUITY vs. AMBIGUOUS )
- BÛM[Ar.] ile BÛN[Ar.]
( ... İLE Kolay. | Dip, nihâyet. | Rahim. )
- BUNALIM ile/değil BUNALTI
- BUNALIM ile/ve DUYARSIZLIK
- BUNALIM ile/ve KIRILMA
- BUNALIM ve/> KÖTÜLÜK
- BUNALIM/BUNGUN ile/ve SIKINTI/LI
( DEPRESSION vs./and DISTRESS/BOREDOM )
- BUNALIM ile/ve YORUM
- BUNU ALDIM <>/||/>/< BUNALDIM değil/yerine
YANLIŞIMIN/YANILSAMAMIN/OYUNUN FARKINDAYIM
- BÜTÜN ile/ve DÜZEN/SİSTEM
- BÜTÜN ile/değil TOPLAM
- BÜTÜN ile/değil/yerine TÜM
( Parçası bulunur. İLE/DEĞİL/YERİNE Parçası bulunmaz. )
( Nitelikse. İLE/DEĞİL/YERİNE Nicelikse. )
( Tekse. İLE/DEĞİL/YERİNE Çoksa. )
( Bütün, ("Parçaların biraradalığı", "Bütünlük", "Entegrasyon/Integration/Integrity") anlamını taşıyan bir sözcüktür.
Tüm ise, (ingilizce "Whole/All") ile karşılık bulur. Parça parça olsa da, çeşitli oranlarda eksiklikler de olsa istisnasız ve ayırımsız, tamamıyla/tümüyle kapsamadır.
Bütün elmalar, bütün insanlar, bütün arabalar, bütün kitaplar, olmaz! Parçalarının ayrı ayrı kullanılma durumu olmayanlar için gereksiz/yersiz/fazladan bir sözcüktür "bütün".
Bir saksıdaki çiçeğin tüm yaprakları söz konusuysa, "bütün yapraklar" denildiğinde, --her sözcüğün, kendi anlamını taşıdığı bilgisiyle--, ucu sararmış/kırılmış, bir parçası kopmuş yapraklar devredışı bırakılmış olur, ki biz tamamını, hepsini demek istiyoruzdur.
"Bütün parçalar" diyemeyeceğimiz ve
"Bütünden Gelim/Bütüne Varım" olamayacağı gibi! )
- BÜYÜK RESİM ile/ve/||/<> BÜTÜNCÜL BAKIŞ
- BÜYÜK TERİM ile/ve ORTA TERİM ile/ve KÜÇÜK TERİM
( Özne. İLE/VE Neden. İLE/VE Sonuç. )
( Kıyasın varlıkbilimi ve fiziği. )
- BUYURUM
( IMPERATIVE )
- c.[Lat. < CUM] değil/yerine/= İLE
- ÇABA ile/ve/değil/<>/< GİRİŞİM
- ÇABA ile/ve/||/<>/> GİRİŞİM
- CAD/COMPUTER AIDED DESIGN/MANUFACTURING değil/yerine/= BİLGİSAYAR DESTEKLİ TASARIM/ÜRETIM
- ÇAĞ ile/ve DÖNEM
( AGE vs./and PERIOD )
- ÇAĞRI ile ÇAĞRIM
( Birinin, bir yere gelmesini isteme, davet. İLE Yüksek bir sesin yetişebileceği kadarki uzaklık/mesafe. )
- ÇAĞRIŞIM ile/ve/<> BAĞLAM
- ÇAĞRIŞIM ile/ve/değil/yerine/>/</||/>< KAVRAM
- ÇAĞRIŞIM ile/ve/değil/||/<>/< KOŞULLANMA
- ÇAĞRIŞIM = TEDAî = ASSOCIATION)[İng., Fr.] = ASSOZIATION[Alm.] = ASOCIACIÓN[İsp.]
- ÇAĞRIŞIM ile/ve/değil/||/<>/< UYARAN
- ÇAĞRIŞIM ile/ve/değil/||/<>/< UYDURMA
- CÂHİL ile/ve/<> ZÂLİM
( Sorgulamayan. İLE/VE/<> Sorgulatmayan. )
( Hiçbir şey, eyleme geçen cahillik kadar korkunç olamaz. )
- CAHÎM[Ar.] ile NÂR[Ar.] ile SA'ÎR[Ar.] ile HARÎK[Ar.]
- ... değil ÇALAKALEM
- ÇALI ile KATMERİBADEM
- ÇALIM/CAKA[İt. < GIACCA] ile ÇALIM
( Gösteriş, karşıdakini etkileme amacıyla yapılan davranış, kurum. İLE Kılıcın keskin yanı. | Bir şeyin, erebileceği uzaklık, erim. | Biraz benzeme, andırma. | Bir oyuncunun, topu, ayağından kaçırmadan, karşısındaki oyuncuları kıvrak hareketlerle aldatıp geçmesi. | Geminin su kesiminden aşağı bölümünün, baş ve kıç bodoslamasına doğru darlaşması. )
- ÇALIŞMA ile/ve ÜRETİM
( Siz çalışmayı sürdürün, tüm evren sizinle birlikte çalışacaktır. )
( İyi olanı isteyin, o zaman tüm evren sizinle birlikte çalışacaktır. )
( Çalışma ve bilgi elele yürümelidir. )
( Kişinin tek kazancı, çalıştığıdır. )
( Çalışan kişinin kimseye zararı dokunmadığı gibi, ondan hem milleti, hem de insanlık yararlanır. )
( Ya dünyayı bir oyun gibi görün ya da onun üzerinde var gücünüzle çalışın. Ya da ikisini de yapın. )
( Çalışmak zordur, gereksiz çalışmalardan kaçınmak ise daha da zordur. )
( Neye gereksiniminiz olduğunu en iyi siz bilirsiniz. )
( LABORARE ESTORARE: ÇALIŞMAK İBADETTİR! )
( WORKING vs./and PRODUCTION
Work on, and the universe will work vs. you.
You know best what you need!
Work and knowledge should go hand in hand.
Desire the good of all and the universe will work vs. you. )
- ÇAM ile ALAÇAM
( Çamgillerin örnek bitkisi olan çok çeşitli türleri yurdumuzda yetişen bir orman ağacı. İLE Rengi kızıla yakın bir çam türü. )
( PINUS cum PICEA EXCELSA )
- CAM ile/değil CAN
( Yüzünü görmek isteyenin baktığı. İLE/DEĞİL Özünü görmek isteyenin baktığı. )
- CAM ile İNCİTAŞI
( ... İLE Feldispat cinsinden, suyu az ve eridiği zaman inciye benzeyen taneleri olan, yanardağ kaynaklı cam. )
- ÇAM ile KATRANÇAMI
( Çamgillerin örnek bitkisi olan, dört mevsim yeşil kalabilen, iğne yapraklı, yurdumuzda birçok türü yetişen bir orman ağacı. İLE Gemilerde kullanılan katranın çıkarıldığı bir tür çam. )
( PINUS cum PINUS RIGIDA )
- CAM ile/ve/||/<> KELEBEK CAMI
( ... İLE/VE/||/<> Otomobilde ön kapı penceresinde ekseni çevresinde dönerek açılabilen ya da sabit bulunan küçük cam. )
- ÇAM ile/ve LADİN
( ... İLE 50-60 metre yüksekliği olan ağaç. )
- CAM ile/değil MÜZE CAMI
( ... İLE/DEĞİL Çok daha az yansıma yapar. )
- CAM ile PAYREKS[İng.]
( ... İLE Sıcaklığa ve kimyasal etkilere dayanıklı bir tür cam. )
- CAM | CAMDAN YAPILMIŞ değil/yerine/= SIRÇA
- CAN = TİRİM = PSYCHY[İng.] = ÂME[Fr.] = ANIMA, VITA[Lat., İt.] = LEBENSHAUCH, DAS BELEBENDE[Alm.] = TO PNEUMA, HO ZÕN[Yun.] = ALMA[İsp.] = ZIEL[Fel.] = SJÆL, İLDSJÆL[Dan.] = DUH[Rus.]
- CANCILIK = CÂNEGERÂYÎ[Fars.] = ERVÂHİYYE/T[Ar.] = ANIMISM[İng.] = ANIMISME[Fr.] = ANIMISMUS[Alm.] = ANIMISMO[İt., İsp.]
- CANIM-CİCİM
- CANIM-CİĞERİM
- CARDİO-/CARDİA-/-CARDİA/-CARDİO ile/||/<> -CARDİUM
( Kalp ya da kalbe ait yapılarla ilgili. İLE/||/<> Kalple ilgili membran, kalple bağlantılı örtücü yapılar. )
- CARNOT ÇEVRİMİ ve/||/<> İDEAL ÇEVRİM
- ÇARPILAN ile/ve/<> ÇARPAN ile/ve/<> ÇARPIM
( 12 ile/ve/<>/x 8 ile/ve/<>/= 96 )
- ÇARPIM ile/ve/||/<> KARTEZYEN ÇARPIM
- CAT- ile/||/<> EN- ile/||/<> END-/ENDO-/ENTO-/ESO- ile/||/<> EP-/EPİ- ile/||/<> DEXTR-/DEXTRO- ile/||/<> DİST-/DİSTO- ile/||/<> DORS-/DORSİ-/DORSO- ile/||/<> HYP-/HYPO- ile/||/<> HYPER- ile/||/<> HYPS-/HYPSİ-/HYPSO- ile/||/<> E-/EC-/EX-/EXO-/OE- ile/||/<> EXTRA-/EXTRO- ile/||/<> MES-/MESO- ile/||/<> MET-/META- ile/||/<> İM- ile/||/<> İN- ile/||/<> İNTER- ile/||/<> İNTRA-/İNTRO- ile/||/<> LATER-/LATERİ-/LATERO- ile/||/<> ULTRA- ile/||/<> UN- ile/||/<> SUB- ile/||/<> SUPER- ile/||/<> SUPRA- ile/||/<> SYN- ile/||/<> TRANS- ile/||/<> PERİ- ile/||/<> PRE-/PRAE-/PRO- ile/||/<> PROT-/PROTO- ile/||/<> RETRO- ile/||/<> PAN-/PANT-/PANTO- ile/||/<> CO-/COM-/CON- ile/||/<> POST- ile/||/<> PLEİO-/PLEO- ile/||/<> MEDİ-/MED- ile/||/<> MULT-/MULTİ-
( Aşağı, alt, uzak, karşıt, cot, ile. İLE/||/<> İçine, içine koymak, içte kapatmak, çevrelemek. İLE/||/<> İçinde, iç tarafta. İLE/||/<> Yukarıda, üstte, arasında, önde, yanda, tarafında, dışta, üstte, üzerinde, ek olarak. İLE/||/<> Sağda, sağa doğru, sağ tarafta. İLE/||/<> Distal, merkezden uzakta, ayrı, arkada. İLE/||/<> Sırt, sırtla ilgili, dorsal geri, arka. İLE/||/<> Altında, aşağıda, normalden az. İLE/||/<> Üzerinde, üstünde, yukarısında, ötesinde, normalden fazla, aşırı. İLE/||/<> Yüksek, yükseklik, yukarıda, yukarı, yukarıya. İLE/||/<> Ötesinde, dış, kapalı, -den, bütünüyle, olmaksızın, dışında, dış tarafta, bütünüyle. İLE/||/<> Dışında, fazladan, ötesinde, üstüne, ek olarak. İLE/||/<> Orta, arada, birleştirici bölüm, kısmı, ikincil. İLE/||/<> Sonra, ötesinde, arasında, değişim, dönüşüm, başkalaşım. İLE/||/<> Değil, olmayan, olumsuz anlam veren ön ek. Yokluk, eksik, olmaksızın. İLE/||/<> İçine, içte, içinde, e doğru, üzerinden. İLE/||/<> Arasında, içlerinde, çevrelenmiş, sarılmış. İLE/||/<> İçinde, içine, içe doğru. İLE/||/<> Yan, yanda, yan tarafta. İLE/||/<> Ötesinde, aşırı, fazla. İLE/||/<> Değil, eksik, yoksun. İLE/||/<> Boyunca, ötesinde, bütünü ile. İLE/||/<> Altında, yakınında, hemen hemen, yakın, eksik, az çok. İLE/||/<> Yukarıda, aşırı, üzerinde. İLE/||/<> Yukarıda, üzerinde, üstünde. İLE/||/<> İle, birlikte, yapışık, kaynaşmış, bağlantı [b, m, p öncesi sym, l öncesi syl olur]. İLE/||/<> Önce, önünde. İLE/||/<> Çevresinde, yakınında, ötesinde, dolaylarında. İLE/||/<> İlk kez, ilk durum. İLE/||/<> Geri, sırt, arka, arkada. İLE/||/<> Bütün, genel, hepsi. İLE/||/<> İle, birlikte. İLE/||/<> Sonra, arkasında, daha sonra. İLE/||/<> Daha fazla. İLE/||/<> Orta, orta çizgi ve düzlemle ilgili, mediyal, ara, arada. İLE/||/<> Çok, fazla, aşırı, çok sayıda bölüm tutan. )
- ÇATAL ile/ve/||/<> AYRIM
- ÇATIŞKI ile/ve/||/<> GERİLİM
- ÇAYDAM ile KEÇE
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kaban yapmakta ya da döşeğin içini doldurmakta kullanılan ince keçe. )
- CAZİBE/TRAKSİYON değil/yerine/= ÇEKİM
- CAZİP[Ar.] değil/yerine/= ÇEKİM
- CBIRS/CONTENT-BASED IMAGE RETRIEVAL SYSTEM değil/yerine/= İÇERİK TABANLI GÖRÜNTÜ ERİŞİM SİSTEMİ
- CBS/GEOGRAPHIC INFORMATION SYSTEM değil/yerine/= COĞRAFİ BİLGİ DÜZENİ
- cc[Lat. < CENTIMETRUM CUBICUM] değil/yerine/= SANTİMETRE KÜP
- CC/CORRELATION COEFFICIENT | CLOUD COMPUTING değil/yerine/= KORELASYON KATSAYISI | BULUT BİLİŞİM
- CDSS/CLINICAL DECİSION SUPPORT SYSTEM değil/yerine/= KLINİK KARAR DESTEK DÜZENİ
- CEBRÎ SATIM değil/yerine/= GÜCERLE SATIM
- CEHÂLET ile İLİM
( Dönüp dolaşmak. İLE Bilinenden bilinmeyene gitmek. )
( İLMİ: - Ya Öğreten, - Ya öğrenen, - Ya seven olmak gerek. )
( İlmin saati, feyzi belirli olmaz. )
( İlim öğrendikçe, ilim onun niyetini tashih eder. )
( İlim taliplerine melekler kanatlarını serer. )
- CEHÂLET["CAHÂLET" değil!] ile/ve/yerine/değil İLİM
( Dönüp dolaşmak. İLE Bilinenden bilinmeyene gitmek. )
( Dünyaya sizin cahilliğe son vermenizden daha çok yardımı olabilecek bir başka şey yoktur. )
( İLMİ: - Ya Öğreten, - Ya öğrenen, - Ya seven olmak gerek. )
( İlmin saati, feyzi belirli olmaz. )
( İlim öğrendikçe, ilim onun niyetini tashih eder. )
( There is nothing that can help the world more than your putting an end to ignorance. )
( [not] IGNORANCE vs./and/but KNOWLEDGE
KNOWLEDGE instead of IGNORANCE )
- CEHÂLET/CÂHİL ile/ve ZULÜM/ZÂLİM
( Cahil kişi, kendinin bile düşmanı iken, başkasına dost olması nasıl beklenir? )
( Zulümle âbâd olanın, sonu, berbâd olur. )
( IGNORANCE vs./and OPPRESSION/CRUELTY )
( ... ile/ve ADHARMA )
- CEHÂM[Ar.] ile CEHÂN[Ar.]
( Yağmur vermeyen bulut. İLE Dünya. | Sıçrayan, fırlayan, çabuk hareket eden. )
- CEHL >< HİLM
- ÇEKAP/CHECK-UP[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK TARAMASI/YOKLAMASI, TÜM/TAM BAKIM
- CEKETİMİ GİYİNECEĞİM değil CEKETİMİ GİYECEĞİM
- ÇEKİLİŞ ile/değil ÇEKİM
- ÇEKİM ile ÇEKİM EKİ
( NFLECTION vs. INFLECTIONAL AFFIX )
- ÇEKİM ile/ve/<> GEREKSİNİM
- ÇEKİM ile/ve/||/<> İTİM
( Göksel/semâvî. İLE/VE/||/<> Yersel/arzî. )
- ÇEKİM ile/ve YANILSAMA
- ÇEKİMSEL BİÇİMBİLİM ile ÇEKİMSEL BİÇİMBİRİM
( INFLECTIONAL MORPHOLOGY vs. INFLECTIONAL MORPHEME )
- ÇEKİŞME değil/yerine/>< UYUM
- CELİLÜ'L-KELÂM ile DAKİKÜ'L KELÂM
( İtikad. İLE Aklî felsefe [varlık, doğa, kişi, toplum vs...]. )
- ÇELİŞKİ ile/ve/değil/yerine EYTİŞİM
( CONTRADICTION vs. DIALECTIC )
- CELSE[Ar.] değil/yerine/= DURUŞMA/OTURUM
- CEM[Ar.] ile CEM'[Ar. çoğ. CUMÛ] ile CEMM[Ar.]
( Hükümdar, şah. | Şark söylencesinde/mitolojisinde şarap ve içkinin mucidi. | Süleyman Peygbamber'in takma adı. İLE Toplanma, yığma. | Birden fazla kişi, hayvan ve eşyayı gösteren ad. | Çoğul. [Ar. dilb.] İLE Büyük sayı, çokluk, kalabalık. )
- CEM'[Ar.] ile ECMA'U[Ar.]
- CEM'[Ar.] ile HAŞR[Ar.]
- CEM ile İCMAL
- CEM ile/></< İRTİFÂ[< REF]
( ... İLE/>< İki şeyin birarada olamazlığı. )
- CEM'[Ar.] ile KÜLL[Ar.]
- CEM ile/||/<> TEFRÎK ile/||/<> DARB ile/||/<> TANSÎF
( Toplama işlemi. İLE/||/<> Çıkarma işlemi. İLE/||/<> Çarpma işlemi. İLE/||/<> Yarıya bölme işlemi. )
- CEM[Ar.] ile TE'LÎF[Ar.]
- CEM ve/<> TERTİB
- CEM ile/ve/değil TEVHİD
- CEMM[Ar.] ile KESÎR[Ar.]
- CENÂZE NAMAZINDA:
4 SELÂM ve/<> 4 UNSUR
- CENAZEYE GİDİYORUM ile/değil/yerine AĞLAMAYA GİDİYORUM
( Lazlar ve Mingreller, cenazenin adı yerine halini ifade etmeyi tercih ederler. )
- ÇERÇEVE[Fars.] ile BAĞLAM
- ÇERÇEVE ile/ve/||/<> KAPSAM
- CEREYAN değil/yerine/= AKIM
- ÇERGE = ÇADIR HAMAM
- CERÎB-üt-TAÂM
( Dört kâfiz arpa ve buğday alan bir ölçek. )
- CERÎM[Ar.] ile CERÎN[Ar. çoğ. ECRÂN, ECRİNE, CÜRÜN]
( Kabahatli, suçlu. İLE Hurma kurutma yeri. )
- CESÂRET değil BUNALIM
- CESÂRET ile İNTİKAM
( İntikama yönelik çaba, cesâretten değil acziyettendir. )
- ÇEŞİTLİLİK ile/ve/<>/> TÜKETİM
- ÇEŞİTLİLİK ile/ve/<> UYUMLULUK ile/ve/<>
EVRİM ile/ve/<> BİYOÇEŞİTLİLİK
( Açıklamalar için burayı tıklayınız... )
( )
( )
( )
- ÇEŞM
( GÖZ )
- CESUR ÖNDERİN ANLATACAĞI:
"BAŞARI/SIZLIK" değil/yerine/< GELİŞİM
- CEVÂZ-I İSTİHDAM değil/yerine/= İŞLENDİRME OLURU
- CEVHER ile/ve/||/<>/> CİSİM
- CEVHER-İ FERD(ATOM) ile CEVHER-İ FERDÎ
- ÇEVİRİ ile/ve/<> AKTARIM
- ÇEVİRİ ile/ve YORUM
( Dillerin dili. İLE/VE ... )
- CEVİZ/BADEM ve/<> ÇİĞE
( ... VE/<> Ceviz ya da badem içi. )
- ÇEVREMDEKİ ON(10) KİŞİ YAPIYORSA, BEN DE YAPARIM/ALIRIM değil/yerine ÇEVREMDEKİ ON(10) KİŞİ YAPIYORSA, BEN DE KENDİMİ YAPAR/ALIR BULUYORUM
- CEZA ile/ve YAPTIRIM
( PUNISHMENT vs./and SANCTION )
( FALE PUİ PUİ: Cezaevi. )
- CEZM
( BİR SÖZCÜĞÜN SONUNDAKİ HARF YA DA HAREKEYİ DÜŞÜRME | KESİN KARAR, NİYET )
- ÇEPTIR/CHAPTER[İng.] değil/yerine/= BÖLÜM
- CHIDANANDA ile CHIDARAM
( Bilinç-Mutluluk, ruh sevinci. İLE Bilinç sevinci. )
- cib.[Lat. < CIBUM] değil/yerine/= GIDA, YEMEK
- ÇİÇEK TABLASI (BİLEŞİKGİLLERDE) = HÂMİL-İ ÂMM = RÉCEPTACLE
- ÇİÇEK TABLASI, RESEPTAKULUM = HÂMİL-İ ZEHRE = RÉCEPTACLE
- ÇİFT DİEZ ile DONANIM
- ÇİFTLEŞ(TİR)MEK/AŞIM ile/ve/değil BİRLEŞ(TİR)MEK
( Hayvanlarda. İLE/VE/DEĞİL İnsanda. )
( DENİZ YILDIZI: Etkin olmayan eşlere verilen ad. )
( MİKSOSKOPİ: Birleşmeyi seyretmekten hoşlanma/hoşlanan. )
( PORNO/GRAFİ: Açık, apaçık olan. [Eşeyselliğin tekelinde bir terim/sözcük değildir. (Güneşin görünürlüğü/varoluşu kadar açık/kesin/net olanlara da "pornografik" denilebileceği gibi)] )
( MEVSİM-İ SİFÂD[Ar.]: Hayvanların çiftleşme mevsimi/dönemi/zamanı. )
( VENERYEN/VENEREAL[İng.]: Eşeysel ilişkiyle ilgili, zührevî. )
( SİFÂD ile/ve/değil CİMÂ'[< CEM], VATY, !LİVÂTA[Eriller arasında, anal yolla olan.] )
- CİHANGÎRLER:
CENGİZ HAN ve (BÜYÜK) İSKENDER ve YAVUZ SULTAN SELİM ve NAPOLYON
- ÇIKAR ile/değil/yerine/>< ÇIKARIM
- ÇIKARIM" ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< ÇAĞRIŞIM
- ÇIKARIM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DOLAYIM
- ÇIKARIM ile/ve/||/<>/< İLİNEK
- ÇIKARIM = İSTİDLÅL = INFERENCE, ILLATION[İng.] = INFÉRENCE[Fr.] = SCHLUSS[Alm.] = ILLATION, CONCLUSIO[Lat.]
- ÇIKARIM ile/ve/||/<> ÖNGÖRÜ
- ÇIKARIM ile/değil/yerine (SADECE) DÜŞÜNME
( [not] INFERENCE vs./but (ONLY) THINKING
(ONLY) THINKING instead of INFERENCE )
- ÇIKARIM ile/değil SOYUTLA(N)MA
- ÇIKARSAMA ile/ve/<> BİLEŞİM
- ÇİLECİLİK = ZÜHDİYE = ASCETISM[İng.] = ASCÉTISME[Fr.] = ASKESE, ASKETIK[Alm.] = ASKEIN[Yun.]
- ÇİM ile/ve/değil/<> ARAPSAÇI
( ... İLE Bir vaziyet planında, genellikle yeşil alanları belirlemek üzere girişik kıvrımlı çizgilerle yapılan bir çeşit tarama. | Bahçelerde, çim yerine kullanılan bir yeşillik. )
- ÇİM ile ÇİM ile ÇİMGEN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bir şeyin çiğ ya da nemli olma durumunu pekiştirmek için kullanılan ilgeç. İLE Turba. Topraktan koparılmadan kuruyan ve yoğun, kömürleşmiş, sık köklü, yapısıyla ateş yakarken iyi bir tutuşturucu olan bitki örtüsü. İLE Otlak, turbalık. )
- ÇİMENTO ile KALEKİM
( ... İLE Tamir harcı. )
( İnce. İLE Kalın. )
( ... İLE İçinde ince kum yer almaktadır. )
- CİMNASTİK/JİMLASTİK değil JİMNASTİK[Fr.] değil ESNETİM
- CİNÂS-I TAMM ile/ve CİNÂS-I NÂKIS ile/ve CİNÂS-I MÜREKKEB ile/ve CİNÂS-I MEFRÛK ile/ve CİNÂS-I DARBÎ
( Söyleniş ve yazılışı aynı [eksik ya da fazlalık bulunmayan], anlamı ayrı iki sözcüğün birlikte kullanılışı. İLE/VE Cinaslı sözcüklerin birinde, bir ya da birkaç harfin fazla olması şeklinde yapılan cinas. [dem > âdem gibi] Cinaslı sözlerden biri, iki ayrı sözcük olan cinas türü. İLE/VE Cinaslı sözcüklerden biri, bağımsız iki sözcükten oluşan cinas türü. İLE/VE Pekiştirme sıfatıyla yapılan cinas türü. )
- CİNÂYET değil/yerine/= ÖLDÜRÜM
- ÇİNHİNDİ ÜLKELERİ:
TAYLAND ile/ve/||/<> MALEZYA ile/ve/||/<> KAMBOÇYA ile/ve/||/<> VIETNAM ile/ve/||/<> BALİ ile/ve/||/<> LAOS ile/ve/||/<> MYANMAR
- CİSİM ile/ve/||/<>/> CİRİM ile/ve/||/<>/> CESED
( Yeryüzünde. İLE/VE/||/<>/> Gökte/uzayda. İLE/VE/||/<>/> Ölmüş olan. )
( BODY vs./and/||/<>/> ... vs./and/||/<>/> CORPUS )
- CİSİM
( Ebâdı selâseyi kâbil olan şey. )
- CİSİM ile CİSMANÎ
( Tanrı, ne cisim, ne de cismanîdir. )
- CİSİM ile/ve/değil DÜZGÜN KESİTLİ KATI CİSİMLER
- CİSİM değil/yerine/= EYİN
- CİSİM ile/ve/<>/< MEKÂN ile/ve/<>/< HEY'ET ile/ve/<>/< SÛRET-İ VEHMİYE(CİSM-İ MEVHUM) ile/ve/<>/< TEŞEKKÜL/TAHAYYÜL/TAŞAHHUS ile/ve/<>/< SÛRET-İ NEV'İYE(İSTİDAD/TAAYYÜN İSTİDADI) ile/ve/<>/< SÛRET-İ CİSMİYE ile/ve/<>/< UNSUR(TAHAYYÜL) ile/ve/<>/< HEYULA
- CİSİM ile/ve MEVCUD
- CİSİM ile/ve ZAMAN
- CİSM[Ar.] ile CİRM[Ar.]
- CİSM[Ar.] ile ŞAHS[Ar.]
- CİSM[Ar.] ile ŞEY'[Ar.]
- CIVA ile/||/<> CIVA BUHARLI DOĞRULTUCU ile/||/<> CIVA BUHARLI LAMBA ile/||/<> CIVA HAZNELİ KATOT ile/||/<> CIVA LAMBASI ile/||/<> CIVALI ALAŞIM ile/||/<> CIVALI ARK ile/||/<> CIVALI BAROMETRE ile/||/<> CIVALI DOĞRULTUCU ile/||/<> CIVA BUHARLI DOĞRULTUCU ile/||/<> CIVALI MANOMETRE ile/||/<> CIVALI PİL ile/||/<> CIVALI SICAKLIKÖLÇER ile/||/<> CIVALI TERMOMETRE
- CIVA ile/değil GALYUM/GALLIUM
- ÇİYDEM değil ÇİĞDEM/MAHMURÇİÇEĞİ
( Zambakgillerden, türlü renklerde çiçek açan, çok yıllık, yumrulu bir kır bitkisi. )
( COLCHICUM )
- ÇİZGİ GENİŞLEMESİ / DOPPLER GENİŞLEMESİ ile/||/<> ÇİZGİSEL KUSUR ile/||/<> ÇİZGİSEL KUTUPLANMA / DOĞRUSAL KUTUPLANMA ile/||/<> ÇİZGİSEL MOMENTUM / MOMENTUM ile/||/<> ÇİZGİSEL SOĞURMA KAT SAYISI / DOĞRUSAL SOĞURMA KAT SAYISI ile/||/<> ÇİZGİSEL YÜK YOĞUNLUĞU ile/||/<> ÇİZGİ SPEKTRUMU
( ... İLE/||/<> Atom ya da molekülleri düzenli olarak sıralanmış tüm katılarda basınç, sıcaklık, ışın vb. fiziksel etkilerle düzenli yapının bir hattında ortaya çıkan kusur. İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> Bir iletken üzerinde birim uzunluk başına düşen yük miktarı. [Simgesi: X. Birimi: C/m (MKS), eyb/cm (CGS)] İLE/||/<> Enerji ya da frekans niceliklerinin kesikli değerler aldığı elektromanyetik spektrum. | Birbirine çok yakın spektral çizgi desenlerinin oluşturduğu band spektrumundan ayrılabilen, düşük basınçta gaz fazındaki atom, iyon ve moleküllerin spektrumu. )
( ... VS. LiNEAR DEFECT VS. ... VS. ... VS. ... VS. LiNEAR CHARGE DENSiTY VS. LiNE SPECTRUM )
( ... AVEC LE DEFAUT LiNEAiRE AVEC ... AVEC ... AVEC ... AVEC LA DENSiTé DE LA CHARGE LiNéAiRE AVEC LE SPEETRE DE LA LiGNE )
( ... MiT LiNEARER DEFEKT MiT ... MiT ... MiT ... MiT LiNEARE LADUNGSDiCHTE MiT LiNiENSPEKTRUM )
- ÇİZİM
( DRAW )
- CİZM[Ar.] ile CİZN[Ar.]
( Tayın, porsiyon. İLE Ağaç kütüğü. | Kök. )
- cm ile Cm
( Santimetre. İLE Küryum. )
( METRE MiT CURIUM )
( LE MÈTRE AVEC CURIUM )
( METER VS. CURIUM )
- CMS/CONTENT MANAGEMENT SYSTEM değil/yerine/= İÇERİK YÖNETİM DÜZENİ
- coch. mag.[Lat. < COCHLEARE MAGNUM] değil/yerine/= ÇORBA KAŞIĞI, YEMEK KAŞIĞI DOLUSU
- coch. parv.[Lat. < COCHLEARE PARVUM] değil/yerine/= ÇAY KAŞIĞI DOLUSU
- ÇOCUK:
"BİZE AİT/BİZİM" değil BİZDEN
- ÇOCUK:
(hem) (")MASUM(") ile/ve/değil/hem de/||/<> KURNAZ
- COĞRAFYA ile/ve İKLİM
- ÇOĞU ÖLÜM ve/=/||/<> ERKEN ÖLÜM
- ÇOK KULLANIM ile/ve/değil/||/<> KÖTÜ KULLANIM
- ÇOK YEMİŞİM/YEDİM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YEDİKLERİM ÇOK GELDİ
- ÇOK ile DELİM
( ... İLE Çok, fazla, ziyade. )
- ÇOKLU ANLAM ile/ve ÇOKLU YORUM
( Yorum çokluğu, farkların kabulünü sağlar. )
( Yorum çokluğu, bilgiyi artırmaz, anlayışı artırır. )
- ÇOKTANRICILIK = POLYTHEISM[İng.] = POLYTHÉISME[Fr.] = POLYTHEISMUS[Alm.]
- collut.[Lat. < COLLUTORIUM] değil/yerine/= AĞIZ VE BOĞAZ GARGARASI İÇİN ANTİSEPTİK SIVI
- colyr.[Lat. < COLLYRIUM] değil/yerine/= GÖZ BANYOSU İÇİN ANTİSEPTİK SIVI
- COMFORT vs. FREEDOM
- COMPUTATİONAL NEUROSCİENCE değil/yerine/= BERİMSEL SİNİRBİLİM
- CONCEPT vs. TERM
- CONSIOUSNESS vs./and PARADIGM
- CONTINUITY vs. CONTINUUM
- [not] CORRECTION vs./and TO INFORM
- CORUM ile ÇORUM
( Balık akını. | Uskumruların, büyük balıklardan korkarak, kıyıya sığınması durumu. İLE Türkiye'nin bir ili. )
- ÇÖZÜM ile/ve AÇIKLAMA
( SOLUTION vs./and EXPLANATION )
- ÇÖZÜM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ARA ÇÖZÜM
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Yukarı çekersek, ayak açıkta kalır. Aşağı çekersek, omuz. Neşeli kişiler, çözüm üreterek[dizlerini karnına çekerek] rahat uyur. )
- ÇÖZÜM ile ÇARE
( Genel ya da kavramsal bir olguya işaret eder. İLE Belirli bir olgu ya da soruna işaret eder. )
( Çare/ler...
Bbiledegil.blogspot.com.tr/2015/02/careler.html )
( ... ile BEYÂRİŞ )
( SOLUTION vs. WAY/HELP )
- ÇÖZÜM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÇÖZÜMLEME
( Çözümleme/sorgulama(analiz), her durum/konu/ayrıntı için söz konusuyken; ("kökten/toptan") "çözüm", her durum için olanaklı değildir.
Sorumluluğumuz ve önceliğimiz de
çözmek değil çözümlemektir.
Çözümleme varsa çözüm ya da ara çözüm de yakınında bir yerde bulunacaktır. )
- ÇÖZÜM ile/ve/||/<> DÜZENLEME
- ÇÖZÜM ile İDEAL
( SOLUTION vs. IDEAL )
- ÇÖZÜM ile/ve OYUN
( SOLUTION vs./and GAME )
- ÇÖZÜM = SOLUTION[İng.] = SOLUTION[Fr.] = LÖSUNG[Alm.] = SOLUZIONE[İt.] = SOLUCIÓN[İsp.]
- ÇÖZÜM ile/ve SONUÇ
( SOLUTION vs./and CONSEQUENCE/RESULT )
- ÇÖZÜM ile/ve/değil/yerine/> SÜREKLİ/ESASLI/KALICI/KÖKLÜ/GERÇEK ÇÖZÜM
( Bir olay ya da kişinin bir durumu/sorunu ile sınırlı/özel kalabilen. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/> Sürekli ve her koşulda, herhangi bir özel durumla sınırlı kalmayacak sürekli/kalıcı olan. )
( Seninle. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/> Senden sonra da! )
( Ne olduğu. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/> Ne/nasıl[ne/yin asıl] olması gerektiği. )
( [not] SOLUTION vs./and/>/but CONTINUAL/REAL SOLUTION
CONTINUAL/REAL SOLUTION instead of SOLUTION )
- ÇÖZÜM ile/ve TEDBİR
( SOLUTION vs./and PRECAUTION )
- ÇÖZÜM ile YANIT
( Geciken yanıt yanlış yanıttır. )
( Bir sorunun doğru çözümü, onun ancak evrensel, tarafsız bir araştırma ve sorgulama içinde çözümlenmesiyle bulunabilir. )
( Her sorunun kökeni geçmişte, çözümü gelecektedir. )
( SOLUTION vs. ANSWER/RESPONSE
Delayed response is wrong response.
Only in the dissolution of the problem in the universal solvents of enquiry and dispassion, can its right solution be found. )
- ÇÖZÜM ile YÖNEYLEM
( ... İLE Karmaşık sorunların çözümünde ve incelenmesinde, bilimsel ve özellikle matematiksel yöntemlerin uygulanışı. )
- CREDO UT INTELLIGAM ile/ve/||/<> NOVETIM TE, NOVETIM ME ile/ve/||/<> TE INVOCO, DEUS VERITAS ile/ve/||/<> DEUS SAPIENTIA ile/ve/||/<> DEUS BEATITUDO
- CÛD ile (CÛD-İ) KEREM ile (CÛD-İ) SEHÂ ile SADAKA
( El açıklığı. cömertlik. | Taşmak, dışlaşmak. | İstenilmeden vermek. İLE/VE/||/<>/> İstenildiğinde vermek. İLE/VE/||/<>/> Gerektiği kadar, ölçüsünde vermek. İLE/VE/||/<>/> Manevi olarak vermek. )
- -CULA/-CULE/-CULUM ile/||/<> NAN-/NANO-
( Küçültücü anlam veren son ek, küçük, ufak. İLE/||/<> Cüce, küçük. )
- ÇURAM ile OK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Hafif bir okla yapılan atış. İLE ... )
- CÜRM[Ar.] ile/değil CİRM[Ar.]
( Suç. İLE/DEĞİL Oylum/hacim, nesne/cisim. )
- CÜRÜM ile/değil CİRİM(ECRÂM)
( Suç. İLE/DEĞİL Kütle/oylum[hacim]. )
- CÜSÂM[Ar.] ile CÜSÂM[Ar.]
( Büyük, geniş. İLE Uykuda gelen ağırlık, ağırbasma, kâbus. )
- CYCLE vs. SYSTEM
- ...'DA OLMAMDAN/OLUŞUMDAN DOLAYI ...(KATILAMIYORUM) ile/ve/değil ...'DA OLDUĞUMDAN DOLAYI ...(KATILAMIYORUM)
- DAĞILIM ile AYIRMA
( DISPERSION vs. ALLOCATION )
- DAĞILIM ile DAĞITIM
( DISPERSION vs. DISTRIBUTION )
- DAĞITIM ile/ve/<> BÖLÜŞÜM
- DAHÎM[Ar. < DAHÂMET] ile DÂHİM[Ar.] ile DÂHÎM[Fars.]
( Fazla kalın olan, yoğun. İLE Nasip ve rızk. İLE Taç. )
- DAİM ile BÂKÎ
- DÂİM[Ar.] ile SERMED[Ar.]
- DALGALI/ALTERNATİF AKIM ile DOĞRU AKIM ile KUVVETLİ AKIM ile ZAYIF AKIM
( Belirli ve eşit zaman aralıkları ile yeğinliği aynı değer ve yönde olarak değişen elektrik akımı. İLE İletken bir devre üzerinde, hep aynı yöne doğru giden elektrik akımı. İLE Aydınlatmada ve makinelerin çalıştırılmasında kullanılan akım. İLE Yapıda, zil, telefon, anten, yangın ihbar düzeni gibi iletişim aygıtlarını işletmekte yararlanılan akım. )
- DAM ile DAM[Fr. < DAME]
( Yapıları, dış etkilerden korumak amacıyla, üzerlerine yapılan, çoğu kiremit kaplı bölüm. | Toprak damlı ev, küçük ev. | Tutukevi. İLE Dansta, erkeğe[kavalye] eş olan kadın. | İskambil kâğıtlarında "kız". )
- DAMPING[İng.] değil/yerine/= DÜŞÜRÜM
- HOŞLAŞMAM/AK değil ...'DAN (PEK/HİÇ) HOŞLANMAM/HOŞLANMIYORUM
- ...DAN SONRA:
GÖRÜŞÜRÜZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖRÜŞELİM
- DANS EDELİM! ve/||/<> ŞARKI SÖYLEYELİM! ve/||/<> SEVELİM! ve/||/<> YAŞAYALIM!
( Hiçkimse izlemiyormuş gibi. VE/||/<> Hiçkimse dinlemiyormuş gibi. VE/||/<> Hiç incinmemiş gibi. VE/||/<> Dünya, cennetmiş gibi. )
- DANS:
YATAY İSTEK ve/||/<>/> DİKEY ANLATIM
- DAR YORUM ile/||/<>/>< GENİŞ YORUM
- DAR'ÜL-HARB ile/değil/yerine/>< DAR'ÜL-İSLÂM
( Savaş. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Barış. )
- DARWIN/İZM ile/değil SPENCER/İZM
- DATA vs. INFORMATION vs. KNOWLEDGE vs. AWARENESS/WISDOM
- DATUM[İng.] değil/yerine/= VERİ
- DAVRANIŞSAL YAKLAŞIM ile/ve/||/<> BİLİŞSEL YAKLAŞIM
- DAVUL/GONG ile TAMTAM
( ... İLE Orkestrada yer alan bir tür Çin gongu. | Afrika yerlilerinin çaldığı davul. | Bazı olayları haber vermeye ya da açıklamaya yarayan, davulla yapılan ses. )
- DAVULLAR'DA:
TSUZIMI ile/ve MIRDANGA/MRIDANGA/MRIDANGAM ile/ve DUNDUN
( Japonya'ya özgü. İLE/VE Hindistan'a özgü. İLE/VE Nijerya'ya özgü. )
- DAYANAK ile DÜZLEM
- DAYANAK = MABİH-İL-KIVAM = SUBSTRATUM[İng.] = SUBSTRAT[Fr., Alm.] = SUBSTSRATUM[Lat.] = HYPOKEIMENON[Yun.] = LECHO[İsp.]
- DAYANÇ/SABIR ile/ve/<> UYUM
( Olgun kişi, zayıf ve kendinden aşağı unsurlara karşı sabır gösterir ve onlara önem verir. )
( Uyumsuzluğu, ihtiyârını devrede tutmayan kişi yaratır. )
( PATIENCE vs./and/<> HARMONY )
- DAYANTI = UKNUM = HYPOSTASIS[İng.] = HYPOSTASE[Fr.] = HYPOSTASE[Alm.] = HYPOSTASIS[Yun.]
- DAYATMA ile/değil/||/</>< ÖZEN/BAKIM
- DAYATMA ile/ve/değil/||/<>/>/< YAPTIRIM
- de d. in di.[Lat. < DE DIE IN DIEM] değil/yerine/= GÜNDEN GÜNE
- DEC-/DECA-/DEKA-/DECEM- ile/||/<> DECİ-
( On. İLE/||/<> On, onda bir. )
- DEDİKODUCU/KOVCU ile NEMMÂM
( ... İLE Lâf taşıyan. )
- DEDİKODUCU ile/ve/= YAĞI/DÜŞMAN/HASIM
( Biz ancak kendimizin düşmanıyızdır. )
( Kişi, bilmediğine düşman olur. )
( ... ile HASIM )
- DE(EEEEEE)RMİŞİM yerine ATLIYORUM!
- DEEP ECOLOGY değil/yerine/= DERİN ÇEVREBİLİM
- DEĞER ile ANLAM ile KARŞILIK
( WORTH vs. MEANING vs. EQUIVALENT )
- DEĞER ile/ve/<>/= GEREKSİNİM
( VALUE vs./and/<>/= NEED )
- DEĞİŞİM
( ALTERATION )
- DEĞİŞİM ile/ve/||/<>/>/< AÇILIM
- DEĞİŞİM = ALTERATION/VARIATION[İng.] = VARIATION[Fr.] = UNTERSCHIED[Alm.] = VARIAZIONE[İt.] = VARIACIÓN[İsp.]
- DEĞİŞİM ile/ve/> ANLAM KAZANMAK
- DEĞİŞİM ve/||/<> DEĞİŞİMDE DEĞİŞMEYEN ve/||/<> CANLI-CANSIZ ve/||/<> KÜTLE/YER ÇEKİMİ
- DEĞİŞİM ile DEĞİŞİNİM
( ALTERATION/VARIATION vs. MUTATION )
- DEĞİŞİM ile DEĞİŞİNİM/MUTASYON
( Bir süreç içindeki değişikliklerin tümü. | Yeni döllerin, atalarına tıpatıp benzememesini sağlayan özelliklerin tümü. | Üretilen malların, başka mallar ya da para karşılığı takası. | Bir niceliğin, birbirinden ayrı değerler alması ya da böyle iki değer arasındaki ayrım. | Rüzgârın yön değiştirmesi. İLE Doğada ve toplumda, niteliksel değişmelerin, yavaş yavaş değil birdenbire olması, bir şeyin, ortam ve koşullarını bulduğunda, birdenbire nitelik değiştirmesi. )
( ALTERATION/VARIATION vs. MUTATION )
- DEĞİŞİM ve/< DEĞİŞMEZ/LER
- DEĞİŞİM ile/ve/değil/||/>< DEVİNİM
- DEĞİŞİM ile/ve/||/<>/> DEVRİM
- DEĞİŞİM ile/ve/değil EŞİK
- DEĞİŞİM ile HAREKET
- DEĞİŞİM ile/ve/<>/yerine/değil HEMEN DEĞİŞİM
( Değişmek, acı çekmekten daha kolaydır. )
( Easier to change, than to suffer. )
( [not] ALTERATION vs./and/<>/but ALTERATION IMMEDIATELY
ALTERATION IMMEDIATELY instead of ALTERATION )
- DEĞİŞİM ve/||/<> İLKSELLİĞİN "İÇKİNLİĞİ/AŞKINLIĞI" ve/||/<> CANLILIK ve/||/<> YERÇEKİMİ
( Dünya, düşünce[felsefe/bilim] tarihinin en temel sorun(sal)ları. )
- DEĞİŞİM ile/ve KENDİ KENDİNE DEĞİŞİM
( ALTERATION vs./and ALTERATION SPONTANEOUSLY )
- DEĞİŞİM ile/ve KENDİNDE DEĞİŞİM
( ALTERATION vs./and CHANGING THE SELF )
- DEĞİŞİM ile/ve/değil/||/<> [KÜTLE ve/||/<> AN ve/||/<> ENERJİ]'DEKİ DEĞİŞİMİN ORANI/DEĞİŞİMİ
( d/dt (--->mv )
- DEĞİŞİM ile/değil MAYALANMA
- DEĞİŞİM ile/ve/||/<> SÜREKLİLİĞİ
- DEĞİŞİM ile/ve/<> SÜREKLİLİK
( ALTERATION vs./and/<> CONTINUITY )
- DEĞİŞİM ile/ve/||/<> ZORUNLULUK
- DEĞİŞTİRMEK ile/değil/yerine DEĞİŞİM
( [not] TO CHANGE vs./but ALTERATION
ALTERATION instead of TO CHANGE )
- DEGRADASYON/DEGRADATION[İng.] değil/yerine/= BOZUNMA | YIKILIM
- DEGRADASYON değil/yerine/= BOZUNMA, YIKIM
- DEİZM ile PANTEİZM
- DEİZM ile/ve SEKÜLERİZM
- [Yun.] DEKAGRAM ile DEKALİTRE ile DEKAMETRE
( Bir kilonun yüzde biri.[dag] İLE On litrelik oylum ölçü birimi.[dal] İLE On metre uzunluğunda bir ölçü birimi.[dam] )
- DEKLARASYON değil/yerine/= BİLDİRİM
- DELÂLETU'L-KELÂM[Ar.] ile DELÂLETU'L-BURHÂN[Ar.]
- DELESYON değil/yerine/= SİLİNME | YİTİM
- DEM[Ar. çoğ. DİMÂ'] ile DEM'[Ar.] ile DEM[Ar.]
( Kan. İLE Gözyaşı. Gözyaşı dökme. İLE Soluk/nefes. | İçki. | An, vakit, saat, zaman. )
- DEM ile DEHR
- DEM ile/ve DEHR
( An. İLE/VE An. | Gökkubbenin tamamı. | Felek. | Çağ. )
- DEM[Ar.] ile DEM[Fars.]
( Kan. İLE An. | Zaman, çağ. | Soluk/nefes. | İçki. | Hazırlanan çayın renk ve koku bakımından, istenilen durumu. | Koku. | Pişirilen yemeklerin, yenilecek kıvama gelmesi. )
- DEM ve/||/<> GAM ve/||/<> SERENCÂM[Fars.]
( Olsun! VE/||/<> Olmasın! VE/||/<> Hayrolsun! )
- DEMANS ile/||/<> DELİRYUM
( Bellek ve bilişsel işlevlerde kalıcı bozulma. İLE/||/<> Ani başlayan bilinç bulanıklığı ve dikkat bozukluğu. )
- DEMET ile SALKIM
( BUNCH vs. WISTERIA/WISTARIA )
( BÂKA ile UNKUD[çoğ. ANÂKID] )
- DEMOGRAFİ değil/yerine/= ÇOĞABİLİM
- DEMOKRASİ:
DİSİPLİN REJİMİ ile/değil DİSİPLİNLİ REJİM
- DEMOKRASİ ve/||/<> GÜVENLİK ve/||/<> EKONOMİ ve/||/<> İKLİM
- DEMOKRATİK TOPLUMUN GEREĞİNDE:
ÖLÇÜLÜLÜK ve/||/<> ZORLAYICI TOPLUMSAL GEREKSİNİM ve/||/<> SON ÇÖZÜM İLKESİ
- DENDROGAM
( Soyağacı. )
- DENEME ile/değil DENEYİM
- DENETİM/KONTROL ile/ve/<> HAKİMİYET
( CONTROL vs./and/<> SOVEREIGNTY/DOMINATION )
- DENETLENEMEZLİK ve/<> DÖNÜŞÜM
- DENEY BİLİMLERİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİLİM
- DENEY VE GÖZLEM ve/||/<> ÖLÇÜ VE YÖNTEM
- DENEY ile/ve DENEYİM
( Dışta. İLE/VE İçte. )
( En önemli sözcüklerden biri, "Denemek"tir. )
( Yoğun bir deneyim yaşayan kişi, güven ve cesâret yayar. )
( Geçmiş deneyimlere göre davranmayalım, yeniden ve tekrar tekrar deneyelim. )
( Doğrudan deneyim, en son kanıttır. )
( Deneyim eşsizdir/benzersizdir, kuşku götürmez ve yanlış anlaşılmaz. )
( Sürekli olan deneyimlenemez, çünkü onun sınırları yoktur. )
( Tüm deneyim, zihindedir. )
( Denemezsek, saplanıp kalırız. )
( Deneyelim! Her seferinde, bir adım daha kolaydır. )
( Deneyin ve yine deneyin! )
( Tekrar deneyin! Denemeye devam edersek, bir şey olabilir. )
( Başarıncaya kadar, denemeye devam edelim! )
( Laboratuvarda. İLE/VE Kişi(ler)de/ki. )
( Outside. VS./AND Inside.
Experiment anew, don't go by past experience.
Direct experience is the final proof.
The experience is unique and unmistakable.
The continuous cannot be experienced, for it has no borders.
All experience is in the mind.
If you don't try, you are stuck.
Try. One step at a time is easy.
Try and try again.
Try again. If you keep on trying, something may happen.
You just keep on trying until you succeed. )
( Nesnel. İLE/VE Öznel. )
( EXPERIMENT vs./and EXPERIENCE )
- DENEY ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GİRİŞİM
- DENEY ile/ve GÖZLEM
( EXPERIMENT vs. OBSERVATION )
- DENEYCİLİK = İHTİBARİYE = EMPIRICISM[İng.] = EMPIRISME[Fr.] = EMPIRISMUS[Alm.]
- DENEYİM ile/ve/<> ANI
- DENEYİM ve ANIMSATMA
( Deneyimi aktaramazsınız fakat yol gösterebilir ve anımsatabilirsiniz. )
( EXPERIENCE and REMIND )
- DENEYİM ile/ve BİRİKİM
( Doğrudan deneyim, tek geçerli doğrulamadır. )
( Geçmiş deneyimlere göre davranmayalım, yeniden deneyelim. )
( Tüm deneyim, imgelemeden doğmuştur. )
( Direct experience is the only valid confirmation.
All experience is born of imagination. )
( EXPERIENCE vs./and ACCUMULATION )
- DENEYİM ile/ve/değil/||/<>/< DENEYEYİM
- DENEYİM ile/ve/||/<> DENEYİMLENİLEN
- DENEYİM ile/ve/||/<>/> DÜZENLEYİCİ DENEYİM
- DENEYİM ile İLM-İ LEDÜN
( Kendi öğrendiğin. İLE Allah'ın öğrettiği. )
- DENEYİM ve/||/<>/> KENDİLİK
- DENEYİM ile KULLANIM
( Deneyim, kişinin başına gelen değil, başına gelenle ne yaptığıdır. )
- DENEYİM ile/değil KUŞKUCULUK
( Bazı kisiler, yavaş yavaş, inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi ve tamamen kuşkucu olmayı öğrenir. Bu süreç gerçekleştiğinde de artık çok geçtir. Ne yazık ki, (bazı) "zihinlerin", "deneyim" dediği şey budur. Aklıyla bağlantısını kaybetmiş bir kişi, "deneyimli" olarak tanımlar kendini. )
- DENEYİM ile/ve PAYLAŞIM
( EXPERIENCE vs./and SHARING )
- DENEYİM = TECRİP = EXPERIMENT, EXPERIENCE[İng.] = ERFAHRUNG, EXPERIMENT[Alm.] = EXPÉRIMENTATION, EXPÉRIENCE[Fr.] = EXPERIENTIA
- DENEYİM ile/değil/yerine/> ÜMİT
( Ümit, her zaman, deneyimi yener. )
- DENEYİM ile/ve/değil/||/<>/< YÖNTEM
( Bireysel. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Bilimsel. )
- DENEYİM ile/ve/||/<> ZİHİNSEL/OLGUSAL DENEYİM
- DENGE ile/ve/||/<> DENETİM
- DENKLEM ile/ve ÇOK BİLİNMEYENLİ DENKLEM/LER
( EQUATION vs./and POLYNOMIAL EQUATION/S )
- DENKLİK ile İZDÜŞÜM
- DEONTOLOJİZM değil/yerine/= ÖDEVBİLİMCİLİK
- DEPREM ve/||/<> YANGIN
( )
- DEPRESSION vs./and DISTRESS/BOREDOM
- DERDİNE:
TÂLİP ile/ve/||/<>/> TÂLİM
- DEREBEYCİLİK/FEODALİZM ile/ve/||/<>/< YAŞLILARIN YÖNETİMİ/GERONTOKRASİ
- DERİ KANSERİ ile/||/<> BAZAL GÖZELİ KARSİNOM
( Deri gözelerinde olağandışı büyüme ile ilişkili bir kanser türü. İLE/||/<> Derinin bazal gözelerinde başlayan ve genellikle yavaş büyüyen bir kanser türü. )
- DERİ KANSERİ ile/||/<> MELANOM
( Deri gözelerinde olağandışı büyüme ile ilişkili bir kanser türü. İLE/||/<> Melanosit pigment üreten gözelerde başlayan olağandışı büyüme ile ilişkili en tehlikeli deri kanseri türü. )
- DERİNLİK ile/ve/<> YAYILIM
- DERM[İng.] değil/yerine/= DERİ | KATMAN | YAPRAK
- DERMA/DERMATO/DERMO- ile DERMAL/DERMATİK ile DERMABRAZYON ile DERMATOGLİFİKS ile DERMATOLOG ile DERMATOLOJİ ile DERMATOLOJİK ile DERMATOM ile DERMATOZ ile DERMİS ile DERMOAKTİF ile DERMOİD
( Deri [ile ilgili]. İLE Deri [ile ilgili]. İLE Deri kazıma. İLE Deri çizgileri, deri çizgibilim. İLE Deri sayrılıkları uzmanı. İLE Deri sayrılıkları bilimi. İLE Deri sayrılıkları [ile ilgili]. İLE Duyu alanı. İLE Deri sayrılığı. İLE Alt deri. İLE Deriyi etkileyen. İLE Derimsi. )
- DERS ile/ve DERS-İ AAM
- DERS ile/ve/değil/yerine/||/<>/< OTURUM
- DERSİM ile Dersim
( Yapmam gereken ders. İLE Tunceli'nin önceki ya da eş adı. )
- DERT ile MERAM
- DEŞARJ/DISCHARGE[İng.] değil/yerine/= BOŞALIM
- DEŞARJ değil/yerine/= BOŞALIM
- DEŞARJ ile/ve/değil/yerine ORGAZM
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Küçük ölüm. )
- DESEM ile DE(EEE)RMİŞİM
- DESIRE / REQUEST / WANT vs. CHOOSING FREEDOM
- DESTEK ile/ve/<> PAYLAŞIM
( Ölçü, aynı şeye gülmek değil, aynı şeye ağlamaktır. )
( SUPPORT vs./and/<> SHARING )
- DESTRÜKSİYON/DESTRUCTION[İng.] değil/yerine/= YIKIM
- DETERMİNİZM/DETERMINISM[İng.] değil/yerine/= BELİRLEYİMCİLİK
- DEVÂM[Ar.] ile DEVÂN[Ar.]
( Sürekli/daim olma, bir halde bulunma, sürme. | Sebat. | Bir işe, bir me'muriyete gidip gelme. İLE Koşan, seğirten, hızlı yürüyen. | Koşarak, hızla/sür'atle. )
- DEVÂM[Ar.] ile HULÛD[Ar.]
- DEVAM değil/yerine/= SÜREY
- DEVAM ile/ve TAKİP
- DEVİM ile/ve/<> DEVİNİM
( Hareket. İLE/VE/<> Çeşitleri. )
- DEVİM DEVİNİM
- DEVİM = MOTION[İng.] = MOUVEMENT[Fr.] = BEWEGUNG[Alm.] = MOTUS[Lat.]
- DEVİNİM/DİNAMİK ile/ve ÇELİŞKİ
( DYNAMIC vs./and CONTRADICTION )
- DEVİNİM ile DEVİR
( Organik. İLE Mekanik. )
- DEVİNİM ile DEVİR
( Organik. İLE Mekanik. )
- DEVİNİM ile/ve/||/<>/> DEVİR
- DEVİNİM = HAREKET = MOVE, MOTION, MOVEMENT[İng.] = MOUVEMENT[Fr.] = BEWEGUNG[Alm.] = MOTUS[Lat.] = KINESIS[Yun.] = MOVIMIENTO[İsp.]
- DEVİNİM ile/ve HIZ
( MOVEMENT vs./and SPEED )
- DEVİNİM/DİNAMİK ile/ve İLİŞKİ
( DYNAMIC vs./and RELATION )
- DEVİNİM/DİNAMİK ile/ve SINIR
( DYNAMIC vs./and LIMIT )
- DEVİR/ASIR değil/yerine/= ÇAĞ/DÖNEM
- DEVİR/DEVRE[Ar.]/PERİYOT[İng. < PERIOD] değil/yerine/= DÖNEM/ÇEVRİM
( ... DEĞİL/YERİNE/= Sürekli ve düzenli değişme, devir. | Bir elektrik akımının, iletken üzerinde aldığı yol, devre. )
- DEVİR[Ar.] değil/yerine/= ÇAĞ/DÖNEM
- DEVİR ile DÖNEM
( CYCLE/ERA vs. PERIOD )
- DEVİR/DEVİR TESLİM değil/yerine/= GÖREV GEÇİŞ
- DEVLETİN (ÖNCELİKLİ/ZORUNLU) SORUMLULUKLARI:
EĞİTİM ve/||/<> SAĞLIK ve/||/<> GÜVENLİK ve/||/<> YARGI GÜVENCESİ
- DEVRAN ile/ve/||/<> SEYRAN ile/ve/||/<> HAYRET ile/ve/||/<> MERAK ile/ve/||/<> İLİM
- DEVRİ DAİM ile/ve/değil/||/<>/< DEVR-İ DAİM
- DEVR-İ DAİM değil/yerine/= SÜRER GİDER
- DEVRİK ANTİKLİNAL ile DEVRİK KANAT ile DEVRİK KATMAN ile DEVRİK KIVRIM ile DEVRİK SENKLİNAL ile DEVRİK (STRATİGRAFİK) İSTİF
( Kanatlarından birinin eğim açısının 90 dereceyi aşarak bu kanattaki katmanların devrik konum kazandığı antiklinal. İLE Kıvrımlanma sürecinde, eğim açısı 90 dereceyi aşarak devrik konum kazanan bir istif ya da katmanlardan oluşan, öteki kanat ve kıvrım eksen düzlemi ile aynı yönde eğimli olan kıvrım kanadı. İLE Çökel kayaçlarda istiflenme kuramına uymayan, daha yaşlı olan alt yüzeyi üstte, daha genç olan üst yüzeyinin altta olacak biçimde ters yüz olmuş katman. İLE Kıvrımlanma sürecinde, kanatlarından biri, eğim açısının 90 dereceyi aşmasıyla devrik konum kazanan ve dolayısıyla iki kanadı ve eksen düzlemi aynı yönde eğimli olan jeolojik kıvrım. İLE Kanatlarından birinin eğim açısının 90 dereceyi aşarak bu kanattaki katmanların devrik konum kazandığı senklinal. İLE Üst üstelik ilkesine göre yatay olarak çökelmiş ancak sonraki jeolojik süreçlerde aynı yönde artarak 90 dereceyi aşan bir eğim açısı kazanmış, yaşlı üstte, genç altta olacak biçimde ters yüz olmuş istif. )
( OVERTURNED ANTICLINE vs. OVERTURNED LIMB vs. OVERTURNED BED vs. INVERTED FOLD/OVERFOLD/OVERTURNED FOLD/REVERSED FOLD vs. OVERTURNED SYNCLINE vs. INVERTED STRATIFICATION/OVERTURNED STRATIFICATION )
( ANTICLINAL DEVERSÉ/ANTICLINAL RENVERSÉ avec FLANC INVERSE avec STRATIFICATION RENVERSÉE avec PLI DéVERSÉ/PLI OBLIQUE/PLI RÉNVERSÉ avec SYNCLINAL DEVERSÉ/SYNCLINAL RENVERSÉ avec STRATIFICATION RENVERSÉE )
( GEKIPPTE ANTIKLINE mit INVERSSCHENKEL/LIEGENDSCHENKEL/ÜBERKİPPTER FALTENFLÜGEL/ÜBERKIPPTER FALTENSCHENKEL/VERKEHRT SCHENKEL mit ÜBERKIPPTES BETT mit GEKIPPTE FALTE/ÜBERKIPPTE FALTE mit GEKIPPTE SYNKLINE mit ÜBERKIPPTE AUFSCHICHTUNG )
- DEVRİM ile BAŞKALDIRI
( Sürekli devrim, sürekliliği ortadan kaldırır. )
( Baskıya/dayatmalara başkaldırmayan kişi, en başta, kendine karşı adâletsizdir. )
( REVOLUTION vs. REBELLION )
- DEVRİM ile/ve/değil DARBE
- DEVRİM ile/ve/değil/yerine/<> DEĞİŞİKLİK
- DEVRİM ile/ve/değil/yerine/<>/> DEVİNİM
( [not] REVOLUTION vs./and/but/<>/> MOVEMENT
MOVEMENT instead of REVOLUTION )
- DEVRİM ile/ve/değil/||/<>/< DÖNÜŞÜM
- DEVRİM ile/ve/değil EŞİK
- DEVRİM ile/ve/>/değil/yerine EVRİM
( Nedenlerini bilmediğimiz olaylara verdiğimiz ad. İLE/VE/>/DEĞİL/YERİNE Nedenlerini/nasıllarını, süreçlerini ve sonuçlarını bildiklerimiz. )
- DEVRİM = İNKILÂP = REVOLUTION[İng.] = RÉVOLUTION[Fr.] = REVOLUTION UMWÄLZUNG[Alm.] = REVOLUCION[İsp.]
- DEVRİM ile/değil KEŞİF
- DEVRİM ve/ne yazık ki/||/<>/> !KIYIM
- DEVRİM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SİVİL İTAATSİZLİK
- DEYİ ile DEYİM ile DEYİŞ
( Dil, söz, im, mimik gibi anlatım araçlarının tümü. | Hristiyan felsefesinde, Tanrı kelâmını, kişilere ulaştıran oğul [Hz. İsa], logos. İLE Genellikle, gerçek anlamından az çok ayrı bir anlam taşıyan, kalıplaşmış anlatım. İLE Söyleme/anlatım biçimi. | Halk koşuğu/türküsü. | Bir kişinin, bir konuyla ilgili anlattıkları. )
( KELÂM ile TÂBİR ile ÜSLÛP | İFÂDE )
- DEYİM ile ATASÖZÜ
( * Kavram ve durum bildirirler. İLE Bir yargı ifade ederler.
* Mecazlı anlamı vardır. İLE Bu, koşul değildir.
* Deyimlerde kesin hüküm, öğüt, yol göstericilik yoktur.[Bu yüzden genel kural oluşturmazlar.] İLE Kesin bir yargı bildirirler.
* Genellikle, öyküsü, efsanesi ve kaynağı vardır. İLE Anonimdir, söyleyenleri belirli değildir.
* Anlatım kalıbı olarak görebiliriz. İLE Tek başlarına bir tümcedir. )
( * İkisinde de sözcüklerde, mecaz, istiare ve kinâye vardır.
* Sözcük dizilişleri değiştirilemez.
* Sözcüklerin eş anlamlısını, sözcüğün yerine getirmek, olumlu bir sonuç vermez, sözü bozar.
* Biçim yönünden, birbirine benzerler. )
( TÂBİR/VECÎZE ile DARB-I MESEL )
- DEYİM ile DEĞİM
( Genellikle gerçek anlamından az çok ayrı, kendine özgü bir anlam taşıyan kalıplaşmış söz öbeği, tabir. İLE Liyâkat. )
- DEYİM/DİYİM ile/değil DİYEYİM
- DEYİM ile/değil DİYEYİM[YAZIDA]/DİYİM[KONUŞMADA]
- DEYİM ile/ve/||/<> TERİM
- DEYİŞ ile/ve DEYİM
- DİASTEM- ile/||/<> VACU-
( Boşluk, aralık. İLE/||/<> Boş, boşluk. )
- DICOM/DIGITAL IMAGING AND COMMUNICATIONS IN MEDICINE[İng.] değil/yerine/= TIPTA SAYISAL GÖRÜNTÜLEME VE İLETİŞİM
- DİDEM, YÜZÜNE NAZAR ile/ve/||/<> NAZAR, YÜZÜNE DİDEM
- DİDİM ile/<> TAÇ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Gerdek gecesi gelinin giydiği taç. İLE/<> ... )
- DİDİŞME ile DİDİŞİM
( El ya da sözle birbirini hırpalamak. | Geçimini sağlamak amacıyla güç koşullarda çalışmak, uğraşmak. İLE Konuşma ve tartışmayı, bir araç değil bir amaç sayan felsefe yöntemi. )
( ... avec ERİSTİK[< Yun.] )
- (not DIFFERENT THAN) DIFFERENT FROM
- DİFRAKSİYON[Fr./İng. < DIFFRACTION] değil/yerine/= KIRINIM
( Işık, ses ve radyoelektrik dalgalarının karşılaştığı bazı engelleri dolanarak geçmesi. )
- DİFÜZYON ile YAYINIM
- DİK GÖVDE = SÂK-I MÜSTAKÎM = TIGE DROITE
- DİL BİLİM(db.) ile/ve/<> DİL BİLGİSİ(dbl.)
( Dil konularında inceleme yoluyla toplum kültürünü araştırma bilimi. İLE ... )
( DİLBİLİM: * Dilin ne olduğu. * Dilin işleyişi. * Dilin edinimi. * Eğitim-Öğretim. İLE/VE/<> DİLBİLGİSİ: * Kuralcılık. * Doğru/yanlış kullanım. * Eğitim-Öğretim. )
( PHILOLOGY vs. GRAMMAR )
- DİL ve/||/<> BELLEK ve/||/<> YAŞAM
- DİL ile/ve BİÇİM
- DİL ile/ve BİLDİRİŞİM
- DİL ve/<> İLİM ve/<> TEFEKKÜR ve/<> TAKVÂ
- DİL ve/||/<> SÖYLEM
( Toplumsal. VE/||/<> Bireysel. )
- DİL ve ÜRETİM
( Toplumları ayakta tutacak ve devam ettirebilecek en önemli iki değer. )
( 21 Aralık, Üretim Günü'dür! [Tabii sadece 21 Aralık değil her gün, her an!] )
( 10 Aralık, Tarımsal Üretim Günü'dür! )
- DİLBİLGİSEL ile DİLBİLGİSEL BİÇİMBİRİM ile DİLBİLGİSEL CİNS ile DİLBİLGİSEL DURUM ile DİLBİLGİSEL GÖRÜNÜŞ ile DİLBİLGİSEL KOŞULLAMA
( GRAMMATICAL vs. GRAMMATICAL MORPHEME vs. GRAMMATICAL GENDER vs. GRAMMATICAL CASE vs. GRAMMATICAL ASPECT vs. GRAMMATICAL CONDITIONING )
- DİLBİLGİSİ/VERİ/BİLGİ/INPUT ile/ve/||/<>/> MANTIK/ANLAYIŞ/İŞLEM ile/ve/||/<>/> SÖZ SÖYLEME SANATI/BİLGELİK/ÇIKIŞ
( Klasik. İLE/VE/||/<>/> İçrek[ezoterik]. İLE/VE/||/<>/> Modern. )
( GRAMMAR/DATA/KNOWLEDGE/INPUT vs./and/||/<>/> LOGIC/COMPREHENSION/PROCESS vs./and/||/<>/> RHETORIC/WISDOM/OUTPUT )
- DİLBİLİM ile/ve/||/<>/</> MANTIK
- DİLBİLİM ve/||/<>/> DİL ve/||/<>/> TÜMELLER ve/||/<>/> TANIM ve/||/<>/>
ÖNERME ve/||/<>/> YARGI ve/||/<>/> ÇIKARIM ve/||/<>/> TASIM/KIYAS
- DİLEMMA/KIYAS-I MUKASSEM değil/yerine/= İKİLEM
- DİLİ, DOĞRU KULLANMAK:
HER VATANDAŞIN/KİŞİNİN GÖREVİ ve/||/<>/> KENDİNE VE TOPLUMA YAPTIĞI YATIRIM
- DİLİM ile DİLİM ile DİLİM
( Ağzımdaki dil. İLE Kullandığım/konuştuğum dil. İLE Bir bütünden kesilmiş ya da ayrılmış ince, yassı parça. | Radyatör parçalarından her biri. | Belirli ölçülere göre oluşmuş bölüm. | Değişik anlatı türü, masal, efsane, bilmece vb. bir metnin, bir yapıtın, aslından az çok ayrılan değişik biçimli olanı, epizot. )
- DİLİM ile KATMAN
( SLICE vs. LAYER )
- DİMÂ'[Ar. < DEM] ile DİMÂĞ[Ar. çoğ. EDMİGA]
( Kanlar. İLE Beyin. | Akıl, şuur. [Fars. HÛŞ] )
- DİN:
(YAŞAMSAL BİR) OLGU ve/<> (BİR) YANSIMA/TECELLİ ve/<> (YÜKSEK BİR) ANLAYIŞ/İDRAK ve/<> (YÜCE/ULVÎ BİR) KEŞİF ve/<> (YÜCE/ÂLÎ BİR) DENEYİM
- DİN ile DOGMATİK TUTUM
- DİN ile/ve/> DÖNÜŞÜM
( Kişinin dini, fıtratıdır. )
( İnsana, doğru işleri bahşeden düzenin adı. )
- DİN ve/||/<>/> DÖNÜŞÜM
- DİN ve/<> YAŞAM ve/<> ETKİNLİK ve/<> İŞBÖLÜMÜ-İŞBİRLİĞİ
- DİN ile/ve YORUM
- DİNAMİK değil/yerine/= DEVİMBİLİM
- DİNAMİZM değil/yerine/= DEVİMSELLİK / DEVİMSELCİLİK
- DİN-İ İSLÂM ile/ve/<> DİN-İ FITRAT ile/ve/<> HAKK DİN
( Hz. Muhammed. İLE/VE/<> Hz. İbrahim. İLE/VE/<> Hz. Musa. )
- DİNÎ SÖYLEM ile TEOLOJİK SÖYLEM
- DİNLEMİYORSUNUZ değil DUYAMIYORSUNUZ SANIRIM
- DİNLENMEK/DİYLEM ile/ve/<> DİNGİNLEŞMEK
( Dinleyen dinlenir. [başkaları da dinleyeni dinler!] Dinleyen dinlenir. [yorulmaz, dinginleşir ve gelişir!] )
- DİNLEYELİM! ve/||/<> YÜZLEŞELİM! ve/||/<> ANLAYALIM!
( [Yoksa ...] Dilimiz, bizi sağır eder. VE/||/<> Kalbimiz, bizi tutsak eder. VE/||/<> Zihnimiz, bizi deli eder. )
- DİNLİYİM ile/değil DİNLEYEYİM
- DİREKT AKIM(DC) ile DEBİ
( Doğru akım. İLE Akım oylumu. )
- DİRENME ile/ve/değil/||/<>/< EN AZ EYLEM
- DİRİMBİLİM/DİRİLBİLİM = BIOLOGY[İng.] = BIOLOGIE[Fr.] = BIOLOGIE[Alm.] = BIOLOGIA[İt.] = BIOLOGÍA[İsp.]
- DİRİMBİLİM ve/||/<>/> EVRİM
(
Moleküler Evrimde Kullanılan Dirimbilisel(Biyoenformatik) Araçlar
Nükleotid Dizi Veritabanları
Veritabanı | Bilgi | Erişim Bağlantısı |
---|---|---|
NCBI | NCBI, biyoteknoloji ve biyotıp ile ilgili bir dizi veritabanı içerir. Biyoenformatik araçları ve hizmetleri için önemli bir kaynaktır. | https://www.ncbi.nlm.nih.gov |
EMBL | Avrupa Moleküler Biyoloji Laboratuvarı (EMBL) Nükleotid Dizisi Veritabanı, Avrupa Biyoenformatik Enstitüsü'nde (EBI) tutulan kapsamlı bir birincil nükleotid dizileri koleksiyonudur. Veriler, genom dizileme merkezlerinden, bireysel bilim insanlarından ve patent ofislerinden alınır. | https://www.embl.org |
DDBJ | DDBJ (DNA Databank of Japan) Japonya Bilgi Biyolojisi Merkezi tarafından organize bir birincil nükleotid dizi veritabanıdır. | https://www.ddbj.nig.ac.jp/index-e.html |
GenBank | NCBI’nin birincil veritabanları arasındadır. Farklı kaynaklardan toplanan nükleotid ve aminoasit dizi koleksiyonlarını içerir. Bu veritabanı, belli bir dizi bilgisini türünün aranmasını ve kullanımını kolaylaştırmak için dizi bilgilerini farklı şekillerde düzenlemeye izin veren şekilde kategorize edilmiştir. | https://www.ncbi.nlm.nih.gov/genbank |
OMIM | OMIM (Online Mendelian Inheritance in Man Database) insanda tanımlanan genlerin ve genetik hastalıklarla ilgili fenotipleri içeren kapsamlı bir veritabanıdır. | https://www.omim.org |
Entrez Moleküler Dizi Veritabanı | Entrez, nükleotid ve protein dizisi verilerine, gen merkezi ve genomik haritalama bilgilerine, 3D yapı verilerine, PubMed MEDLINE’a ve daha fazlasına entegrasyon sağlayan bir moleküler biyoloji veri tabanı sistemidir. | https://www.ncbi.nlm.nih.gov/Web/Search/entrezfs.html |
Homologene | Tamamı dizilenmiş ökaryotik genomlarda anotasyonu tamamlanmış genlerin diğer organizmalardaki homologlarının otomatik olarak bulunmasını sağlayan bir araçtır. | https://www.ncbi.nlm.nih.gov/homologene |
NCBI RefSeq | Genomik DNA, transkriptler ve protein dizi setlerini içeren ve tekrar olmayan, entegre ve kapsamlı dizi koleksiyonunu içeren bir veritabanıdır. | https://www.ncbi.nlm.nih.gov/refseq |
Protein Veritabanları
Veritabanı | Bilgi | Erişim Bağlantısı |
---|---|---|
UniProt/Swiss-Prot | Protein dizi ve işlev bilgilerine erişim sağlayan bir veritabanıdır. Proteinleri ailelere, domenlere ve korunmuş bölgelere göre sınıflandırarak işlevsel analizini sağlayan veritabanıdır. | https://www.uniprot.org |
InterPro | Hangi genlerin/proteinlerin hangi kategoriler altında ifade edildiğini ve ekspresyonlarının hangi koşullarda farklılık gösterdiğini gösteren veritabanıdır. | https://www.ebi.ac.uk/interpro/home |
Expression Atlas | Kütle spektrometresiyle belirlenmiş protein ekspresyon verilerinden oluşan bir arşivdir. | https://www.ebi.ac.uk/pride |
Genom Tarayıcıları
Veritabanı | Bilgi | Erişim Bağlantısı |
---|---|---|
Genome Data Viewer (GDV) | Harita Görüntüleyici, organizmaların tüm genomlarının ve kromozom haritalarının görüntülenmesini sağlar. | https://www.ncbi.nlm.nih.gov/genome/gdv |
Ensembl | Referans genom anotasyonlarına erişim sağlayan bir genom tarayıcısı, API ve veritabanıdır. | https://www.ensembl.org |
UCSC Genome Browser | UCSC (University of California Santa Cruz) Genom Browser genom dizi bilgilerini içeren bir veritabanıdır. | |
VEGA Genome Browser | VEGA (Vertebrate Genome Annotation) genom tarayıcısı Ensembl veritabanı üzerine kurulmuştur. Ensembl ve VEGA arasındaki fark, Ensembl'in çok sayıda omurgalı ve omurgasız türü için hesaplamalı olarak seçilmiş ("computationally curated") dizilerin görüntülenebilmesi, VEGA veritabanının ise dizilemesi tamamlanan omurgalı genomik dizilerinin yüksek kaliteli manuel anotasyonlarını içermesidir. | http://vega.archive.ensembl.org |
(
Gen Ekspresyon Veritabanları
Veritabanı | Bilgi | Erişim Bağlantısı |
---|---|---|
Gene Expression Omnibus (GEO) Database | GEO, MIAME (Minimum Information About a Microarray Experiment) uyumlu mikro dizi verilerini, yeni nesil dizileme verilerini ve bilimsel topluluk tarafından sunulan diğer yüksek verimli fonksiyonel genomik veri biçimlerini arşivleyen ve serbestçe dağıtan halka açık bir veritabanıdır. | http://www.ncbi.nlm.nih.gov/geo |
ArrayTrack Database | ABD Gıda ve İlaç İdaresi’nde mikroarray gen ekspresyon verilerinin halka açık bir veritabanıdır. ArrayTrack, mikroarray gen ekspresyonu verilerini ve farmakogenomik veya toksikogenomik çalışmalarla ilişkili deneysel parametreleri yönetmek, analiz etmek ve yorumlamak için entegre bir çözüm sunmaktadır. İlaçların veya diğer kimyasalların gen ekspresyonu üzerindeki etkileri üzerine çalışmalar için uygundur. ArrayTrack, MIAME uyumlu verileri desteklemektedir. | https://www.fda.gov/science-research/bioinformatics-tools/arraytrack-hca-pca-standalone-package-powerful-data-exploring-tools |
Dizi Benzerliği Arama Uygulamaları
Veritabanı | Bilgi | Erişim Bağlantısı |
---|---|---|
NCBI BLAST+ | Protein dizisi veritabanları için hızlı yerel benzerlik arama aracıdır. Novel dizilerin yapısı ve işlevi hakkında fonksiyonel ve evrimsel ipucu verecek dizi benzerlik bölgelerinin bulunmasında kullanılmaktadır. | https://www.ebi.ac.uk/Tools/sss/ncbiBlast |
FASTA | FASTA nükleotid ya da protein veritabanlarını bir sorgu dizisiyle aramak için kullanılan bir program paketidir. | https://www.ebi.ac.uk/Tools/sss/fasta |
(
Protein ve Genom Veritabanları
Veritabanı Adı | Açıklama | Erişim Bağlantısı |
---|---|---|
Protein Veritabanları |
|
|
Genom Tarayıcıları |
|
(
Çoklu Dizi Hizalama Araçları
Araç Adı | Açıklama | Erişim Bağlantısı |
---|---|---|
BLAST | Protein, nükleotid veya protein dizileriyle karşılaştırma ve eşleşmelerin istatistiksel olarak önemsizliğini hesaplar. | https://blast.ncbi.nlm.nih.gov/Blast.cgi |
CLUSTAL OMEGA | DNA ve protein dizilerinin çoklu dizi hizalamasında kullanılan araştırma aracı. | https://www.ebi.ac.uk/Tools/msa/clustalo |
KALIGN | Binlerce protein veya nükleotid dizisini hizalayabilen çoklu dizi hizalama programı. | |
T-COFFEE | Birden çok hizalama yöntemiyle elde edilen sonuçların birleştirilmesini sağlar. | https://tcoffee.crg.eu/apps/tcoffee |
MAFFT | Aminoasit veya nükleotid dizilerinin çoklu dizi hizalamalarını yüksek hızda gerçekleştirebilen bir programdır. | https://mafft.cbrc.jp/alignment/server |
LALIGN | Protein veya nükleotid dizilerindeki kesişmeyen yerel hizalamalarının hesaplanmasıyla duplikasyonların bulunmasını sağlar. | https://fastademo.bioch.virginia.edu/fasta_www2/fasta_www.cgi?im=lalign |
PIR SEARCH | Genomik ve proteomik araştırmalar için tasarlanmış bir protein bilgi kaynağıdır. | https://fermi.utmb.edu/cgi-bin/SDAP/sdap_10?dB_Type=0&allid=18&seqid=15&serverid=4 |
MUSCLE | Protein ve nükleotid dizileri için çoklu hizalama aracıdır. | https://www.ebi.ac.uk/Tools/msa/muscle |
Veri Formatı Dönüştürme Servisleri
Araç | Açıklama | Erişim Bağlantısı |
---|---|---|
Readseq | Belirli bir dizi formatını, dizi analizinde veya filogenetik analizde kullanılan yaygın dizi formatlarından herhangi birine dönüştürmek için kullanılan web tabanlı dizi dosyası biçimlendirme aracıdır. | https://www.ebi.ac.uk/Tools/sfc/readseq |
Segret (EMBOSS) | Dizi formatı dönüştürme aracıdır. DNA, RNA veya protein dizilerini desteklenen dizi formatlarına (FASTA, EMBL, PDB, GENBANK, REFSEQ, FASTA, ACE, GFF, Ensembl SQL gibi) dönüştürür. | https://www.ebi.ac.uk/Tools/sfc/emboss_seqret |
EMBOSS backtranambig | Bir protein dizisinin belirsiz nükleotid dizisine geri çevrilmesi için kullanılan araçtır. | https://www.ebi.ac.uk/Tools/su/emboss_backtranambig |
EMBOSS backtranseq | Kodon frekanslarını kullanarak bir protein dizisini nükleotid dizisine geri çevrilmesi için kullanılan araçtır. | https://www.ebi.ac.uk/Tools/su/emboss_backtranseq |
EMBOSS cpgplot | Nükleotid dizilerindeki potansiyel CpG adalarının tanımlanmasında kullanılır. | https://www.ebi.ac.uk/Tools/seqstats/emboss_cpgplot |
Anotasyon ve Tahmin Araçları
Veritabanı | Bilgi | Erişim Bağlantısı |
---|---|---|
EFO (Experimental Factor Ontology) | EFO, EBI veritabanlarında ve GWAS katalogu gibi projelerde bulunan birçok deneysel değişkenin sistematik bir tanımını sağlar. | https://www.ebi.ac.uk/efo |
HAVANA (Human and Vertebrate Analysis and Annotation) | İngiltere'deki Wellcome Trust Sanger Enstitüsü'nün HAVANA grubu, VEGA tarayıcısında görünen insan, fare, zebra balığı ve diğer omurgalı genomlarının manuel anotasyonunu sağlamaktadır. | https://www.sanger.ac.uk/project/manual-annotation |
Yolak Haritalama ve Moleküler Etkileşim Veritabanları
Veritabanı | Bilgi | Erişim Bağlantısı |
---|---|---|
Reactome | Yolak bilgilerinin görselleştirilerek sunulduğu açık kaynaklı ve hakemli bir veritabanıdır. | https://reactome.org |
KEGG | Moleküler etkileşim ağlarını gösteren yolak haritalarını içerir. | https://www.genome.jp/kegg/pathway.html |
(
Durum Varsayımı Dönüştürme
Veritabanı | Bilgi | Erişim Bağlantısı |
---|---|---|
EMBOSS | Protein ve nükleotit dizileriyle ilgili çeşitli dönüştürme işlemleri yapar. (Örn: FASTA formatına çevirme, ters çevirme) | https://www.ebi.ac.uk/Tools/emboss |
EMBOSS backtranseq | Kodon kullanım frekanslarını kullanarak bir protein dizisini nükleotid dizisine geri çevirmek için kullanılan araçtır. | https://www.ebi.ac.uk/Tools/emboss |
EMBOSS cpgplot | Nükleotid dizilerindeki potansiyel CG adalarının tanımlanmasında kullanılır. | https://www.ebi.ac.uk/Tools/seqstats/emboss_cpgplot |
EFO (Experimental Factor Ontology) | EFO, EBI veritabanlarında ve GWAS katalogu gibi projelerde bulunan çok sayıda deneysel değişkenin sistematik bir tanımını sağlar. | https://www.ebi.ac.uk/efo |
HAVANA (Human and Vertebrate Analysis and Annotation) | İngiltere'deki Wellcome Trust Sanger Enstitüsü'nün HAVANA grubu, VEGA tarayıcısında görünen insan, fare, zebra balığı ve diğer omurgal genomlarının manuel anotasyonunu sağlamaktadır. | https://www.sanger.ac.uk/projects/manual-annotation |
Reactome | Yolak bilgilerinin görselleştirilerek sunulduğu açık kaynaklı ve hakemli bir veritabanıdır. | https://reactome.org |
KEGG | Moleküler etkileşim ağlarını gösteren yolak haritalarını içerir. | https://www.genome.jp/kegg/pathway.html |
(
Yazılımlar
Yazılım | Bilgi | Erişim Bağlantısı |
---|---|---|
PHYLIP (Phylogeny Inference Package) | Parsimoni, mesafe matrisi, benzerlik ve olasılık yöntemleri gibi çok sayıda farklı çözümleme yapabilen filogenetik bir analiz paketidir. DNA ve protein dizileri, gen dizileri, kesim bölgeleri, uzaklık matrisler gibi farklı veri tiplerini içerir. | https://evolution.genetics.washington.edu/pbylip.html |
ADMIXtools | Popülasyon genetiği analizleri için kullanılan R temelli yazılımdır. | https://github.com/DReichl/AdmixTools |
HyPhy (Hypothesis Testing Using Phylogenies) | Filogenetik, moleküler evrim ve makine öğrenimi tekniklerini kullanarak genetik dizi analizlerine olanak sağlayan açık kaynaklı bir yazılım paketidir. | https://www.hyphy.org |
MEGA | MEGA, organizmaların moleküler düzeyde evrimsel analizi için sıklıkla kullanılan bir yazılım paketidir. Evrimsel analizler için çeşitli yöntem ve programlan içerir. | https://www.megasoftware.net |
PALEOMIX | aDNA çalışmalarında yeni nesil dizileme verilerinin işlenmesinde ve filogenetik haritaların oluşturulmasında kullanılır. | https://paleomix.readthedocs.io/en/stable |
Wasabi | Wasabi, evrimsel dizi çözümlemesi ve görselleştirme için kullanılan açık kaynaklı, web tabanlı bir grafik ortamıdır. Filogenetik içeriklerde çoklu dizi hizalamalarıyla çalışmak üzere tasarlanmıştır. | http://wasabiapp.org |
MapDamage2 | Antik DNA dizilim platformları tarafından üretilen verilerde DNA hasarlarını belirlemek için kullanılır. | https://github.com/ginolhac/mapDamage |
BEAST 2 | BEAST 2 (Bayesian Evolutionary Analysis by Sampling Trees) zaman ağaçları oluşturmak için kullanılır. | https://www.beast2.org |
Eve | Herhangi bir evrimsel modelin denenmesi için kullanılır ve genom dizilim verilerini kullanarak evrimsel hipotezleri test eder. | https://github.com/simonhmartin/Eve |
MFvol.db v1.0 | Python için ilk moleküler evrim kütüphanesidir. | https://zenodo.org/record/7261487#.ZCqLqXJBy5c |
PMDtools | Antik DNA'ya ait hasar modellerinin hesaplanması ve modern DNA kontaminasyonunun belirlenmesi için kullanılır. | https://github.com/pontussk/PMDtools |
Gargammel | aDNA simülatörüdür. Bilinen referanslardan yola çıkarak antik DNA'yı (aDNA) simüle etmede kullanılır. | https://grenaud.github.io/gargammel |
ATLAS | Mikrobiyal genomik, filogenetik ve moleküler evrimsel çözümlemelerde kullanılan bir araçtır. | https://github.com/stjohn/atlas |
DAMBE | Mitokondriyal DNA verilerinden yararlanarak kontaminasyon tahmini yapılmasını sağlar. | http://dambe.abcc.nu |
Schmutzi | DNA ve protein hizalamaları için en uygun evrim modelini seçmek için kullanılan araçtır. | |
ModelTest-NG | Yeni kuşak dizileme verilerinin çözümlemesinde ve popülasyon genetiği yaklaşımıyla varyant tanımlamada kullanılan yazılımdır. | https://github.com/dsupple/modeltest-ng |
ANGSD | Tür ya da popülasyon düzeyinde çoklu genom hizalamalarının evrimsel çözümlemesinde kullanılır. | http://www.popgen.dk/angsd/index.php/ANGSD |
POPBAM | Antik ve modern DNA örneklerinde heterozigotluk tahmini için kullanılır. | https://github.com/Bioinformatics/Archive/POPBAM |
ROHan | Dışkı materyalinden antik DNA ve mikrobiyom çözümlemeleri sağlar. | http://grenaud.github.io/ROHan |
repcold | Protein kodlayan dizilerin, değişken bölgelerin ya da dN/dS oranlarındaki değişiklikleri dizi evrimini belirlemeye yardımcı olan yazılım aracıdır. | https://github.com/nf-core/repcold |
POSE | Birlikte evrim ("co-evolution") araştırması için geliştirilen bir simülatördür. | https://github.com/CDCgov/POSE |
ACES | https://bioinformatics.org/ices | |
RASP4 | Filogenetik ilişkilerin analizi ve filogenetik ağaçların oluşturulmasında kullanılan bir yazılımdır. | http://mnh.scu.edu.cn/soft/blog/RASP |
HomoplasyFinder | Homoplasi olarak benzerliğin gibi filogenetik sinyalleri tespit eden bir yazılımdır. | https://josephryanp.github.io/ryanlab-projects/homoplasyfinder |
CAPRI | Filogenetik ilişkilerini ve seçimini çözümlemeye yarayan, evrimsel ilişkilerin araştırılmasını sağlayan bir yazılımdır. | https://github.com/BacSysMe/Caprib |
PSITE | Filogenetik ilişkileri kullanarak tümör evriminin simüle edilmesini sağlar. | https://github.com/hchyang/PSITE |
DICE | Modern veya ilkel insanlardan alınan eski DNA (aDNA) örneklerindeki hata oranlarını, demografik parametreleri ve günümüz bireylerinden kaynaklanan bulaşma oranlarını öngörmede kullanılan bir yazılımdır. | https://github.com/grenaud/dice |
EvoLSTM | İçeri bazlı diz evriminde makine öğrenmesi temelli olasılık modelleri sunar. | https://github.com/DongjoonLim/EvoLSTM |
HOPS | Antik metagenomik verilerin taksonomik profillendirmesinde kullanılır. | https://github.com/rhuebler/HOPS |
DamMet | aDNA örneklerinin incelenmesiyle antik metilomların haritalanmasını sağlayan olasılıksal bir model sunar. | https://github.com/KHanghoj/DamMet |
SourceTracker | Metagenomik çalışmalarda, mikrobiyal toplulukların kaynağını tahmin etmek için tasarlanmış bir yazılım aracıdır. | https://github.com/danknights/sourcetracker |
- DIŞ DÜNYA ile/ve/değil/yerine TOPLUM
- DİŞ PROTEZİNDE:
PORSELEN ile/değil/yerine/> ZİRKONYUM
( )
- DIŞAVURUM ve/||/<>/< AHLÂK ve/||/<>/< İHLÂS
- DIŞAVURUM ile DIŞKI
( EXPRESSION vs. FECES/EXCREMENT )
- DIŞAVURUM ile HAYKIRIŞ
( EXPRESSION vs. SHOUT )
- DIŞAVURUM = İFADE = EXPRESSION[İng., Fr.] = AUSDRUCK[Alm.] = EXPRESIÓN[İsp.]
- DIŞAVURUM ile PAYLAŞIM
( EXPRESSION vs. SHARING )
- DIŞAVURUM ile/ve/||/<> UZANTI
- DISCIPLINE vs. SYSTEM
- DİSEKİLİBRİUM/DYSEQUILIBRIUM[İng.] değil/yerine/= DENGESİZLEŞME
- DİSKUR değil/yerine/= SÖYLEM
- DIŞLAŞIM ile DIŞAVURUM
- DİSPERSİYON değil/yerine/= DAĞILIM
- DIŞSATIM ile/ve DIŞALIM
( İHRACAT/TASDÎR ile/ve İTHALAT/İSTİRÂD )
( EXPORT vs./and IMPORT )
- DİSTRİBÜSYON/DISTRIBUTION[İng.] değil/yerine/= DAĞILIM
- DİSTRİBÜTÖR["DİSPÜTÖR" değil!][İng. DISTRIBUTOR][Fr. DISTRIBUTEUR] değil/yerine/= DAĞITICI/DAĞITIM
- DİVAN-I MEZÂLİM ile/> DİVAN-I HÜMÂYÛN
( Osmanlı öncesi. İLE/> Osmanlı'da. )
- DİVİM ile/ve GİDİŞAT
- DİYABET/DİABETES MELLITUS[DM][İng.] değil/yerine/= ŞEKER HASTALIĞI
- DİYABETİK KETOASİDOZ ile/||/<> HİPEROSMOLAR HİPERGLİSEMİK DURUM
( Diyabetin denetimsiz kalması sonucu kanda keton birikimi. İLE/||/<> Yüksek kan şekeri seviyeleri ile ilişkili, ancak keton birikimi olmayan bir durum. )
- DİYABETİK RETİNOPATİ ile/||/<> MAKULA DEJENERASYONU ile/||/<> MAKÜLER DEJENERASYON ile/||/<> GLOKOM
( Diyabetin neden olduğu retina hasarı. İLE/||/<> Retinanın merkezi bölümünün bozulması ile görme kaybı. İLE/||/<> Yaşa bağlı olarak makula bölgesinde oluşan dejenerasyon. İLE/||/<> Göz içi basıncının artması ile optik sinir hasarına yol açan bir durum. )
- DİYADOKINEZİ/DİADOCHOKINESIS[İng.] değil/yerine/= ARDIŞIK DEVİNIM
- DİYAFRAM ile ENSTANTANE
- DİYAFRAM ile KULAK ZARI, TABL, TİMPANİK ZAR KULAKDAVULU
( Göğüs ve karın boşluğunu ayıran zar. İLE Kulakta sesi yankılayan zar. )
( ... ile TABL, GIŞÂ-İ TABLÎ )
( ÂB-GÂH: Karnın, kaburga kemikleri kıkırdağı ve kısa kaburgalar altında olan bölümü, boş böğür. İLE ... )
( DIAPHRAGM vs. EAR DRUM )
- DİYAFRAM ile/ve/||/<> PLEVRA
( Göğüs ve karın boşluğunu ayıran zar. İLE/VE/||/<> Göğüs zarı. )
( DIAPHRAGM vs./and PLEVRA )
- DİYAFRAM ile/ve/||/<> VAGUS STİMİLASYONU
- DİYAGRAM//DIAGRAM[İng./Fr. < Yun.] ile DİYAGRAM[Fr. < Yun.]
( Herhangi bir olayın değişimini gösteren çizge. İLE Bir çiçeğin, tüm ayrıntılarını gösteren taslak. )
- DİYALEKTİK değil/yerine/= EYTİŞİM
- DİYALİZ/DIALYSIS[İng.] değil/yerine/= ARITIM, SÜZDÜRÜM
- DİYASTAZ/DİASTASIS[İng.] değil/yerine/= YAVAŞ DOLUŞ | AYRILIM
- DİYASTAZ değil/yerine/= YAVAŞ DOLUŞ | AYRILIM
- DİYE BİLİYOR/UM ile/ve/||/<> DİYEBİLİYOR/UM
- ... DİYEYİM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ... DİYELİM
- DİZAYN/DESİGN[İng.] değil/yerine/= TASARIM
- DİZEM ile/değil DİZYEM[Fr.]
( Düzenli aralıklarla yineleme niteliği. | Uyumlu üslûp. | Vezin. | Bir dizede ya da notada, vurgu, uzunluk ya da ses özelliklerinin, durakların, düzenli bir biçimde yinelenmesinden doğan ses uygunluğu. [DÜZÜN/TARTIM] İLE/DEĞİL Sıcakölçerde, santigratın onda biri. )
- DİZGE ile DİZİLİM
- DİZGE = SİSTEM, MANZUME, MESLEK = SYSTEM[İng., Alm.] = SYSTÈME[Fr.] = SYSTEMA[Yun.] = SISTEMA[İsp.]
- DİZİLİM
- DMS/DATABASE MANAGEMENT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= VERİTABANI YÖNETİM SİSTEMİ
- DNA ile KROMOZOM
( Kalıtsal verinin taşındığı nükleik asit. İLE DNA'nın proteinlerle paketlendiği yapı. )
- DOĞA ile/ve/||/<>/> EYLEM
( Koşullu. İLE/VE/||/<>/> Koşulsuz. )
- DOĞA ile/ve GEREKSİNİM
( Kişileri, dilin seslerini çıkarmaya iten, doğadır. İLE/VE Şeylerin adlarının ortaya çıkmasını sağlayan, gereksinimlerdir. )
( CIK CIK ile/ve IH IH )
- DOĞA ile/ve/||/<> YAŞAM
( Doğru. İLE/VE/||/<> Yanlış. )
( Aynı. İLE/VE/||/<> Ayrı. )
- DEĞİŞİM ve GELİŞİM:
DOĞADA ile/ve/||/<>/> EKİNDE ile/ve/||/<>/> DEVLETTE ile/ve/||/<>/> ALTYAPIDA ile/ve/||/<>/> TİCARETTE ile/ve/||/<>/> MODADA ile/ve/||/<>/> TEKNOLOJİDE
( Milyonlarca yılda. İLE/VE/||/<>/> Binlerce yılda. İLE/VE/||/<>/> Yüzyıllarda. İLE/VE/||/<>/> Onlarca yılda. İLE/VE/||/<>/> Yıllarda. İLE/VE/||/<>/> Aylarda. İLE/VE/||/<>/> Günlerde. )
- DOĞAL BESLENMEDE:
MESAFE ile/ve/||/<> ZAMANLAMA ile/ve/||/<> TOHUM ile/ve/||/<> KAYNAK ile/ve/||/<> İŞLEME ile/ve/||/<> SAĞLIK ile/ve/||/<> CANLILAR
( Yakın. İLE/VE/||/<> Döngüsel. İLE/VE/||/<> Yerli. İLE/VE/||/<> Aracısız. İLE/VE/||/<> Organik/zehirsiz. İLE/VE/||/<> Dirimsel çeşitlilik. )
- DOĞAL DEĞİŞİM ile YAPAY/SUNİ DEĞİŞİM
( NATURAL ALTERATION vs. ARTIFICIAL ALTERATION )
- DOĞAL SEÇİLİM ile/ve/değil/||/<>/> BİRİKİMLİ SEÇİLİM
- DOĞAL SEÇİLİM ile/ve/||/<> EŞEYSEL SEÇİLİM
- DOĞAL/TABİÎ SİSTEM = KAİDE-İ TABÎÎYE = SYSTÈME NATUREL
- İNAK/DOGMA ile/ve BELİRLENİM
( DOGMA vs./and DETERMINATION )
- DOĞRU AKIM ile/ve/||/<> ALTERNATİF AKIM
( Çarpmaz. İLE/VE/||/<> Çarpar. )
- DOĞRU AKIM ile/ve/||/<> ALTERNATİF AKIM
( Doğru Akım, elektrik yüklerinin tek yönde devim ettiği akımdır. İLE/VE/||/<> Alternatif Akım, elektrik yüklerinin yön değiştirdiği akımdır. )
- DOĞRU SEÇİM ile/ve/<> DENGELİ TÜKETİM
- DOĞRU/YANLIŞ ile/ve/değil İDEOLOJİK TUTUM
( [not] TRUE/FALSE vs./and/but IDEOLOGICAL ATTITUDE )
- DOĞRUDAN YARDIM ile/değil/yerine DOLAYLI YARDIM
( Politikacıdan gelir. İLE/DEĞİL/YERİNE Bilgelerden gelir. )
- DOĞRULUK ile/ve/||/<>/>/< YARDIM
- DOĞRULUM/YÖNELİM ile KEMOTROPİZM ile YEREDOĞRULUM ile SUYA DOĞRULUM ile IŞIĞA DOĞRU EĞİLİM ile ISI KAYNAĞINA YAKLAŞMA
( DOĞRULUM/YÖNELİM: Bitki ve hayvanların, besin, ısı gibi uyarıcıların etkisi ile bu uyarıcılara ya da tersine yer değiştirmeleri. İLE KEMOTROPİZM: Kimyasal maddelerin etkisiyle bitkilerde görülen, maddeye doğru ya da ters yöne yönelme durumu. İLE YEREDOĞRULUM: Bitkilerde kök ve sapların, yerçekimi etkisi ile belirli bir doğrultu alma özellikleri. İLE SUYA DOĞRULUM: Bitkilerin suya doğru eğilimi. İLE IŞIĞA DOĞRU EĞİLİM (Fototaksi, ışık göçüm): a) Bir hücrelilerde birdenbire aydınlanma sonucu görülen tepkime. | b) Bitki gövdelerinin ışığa doğru dönmeleri. İLE ISI KAYNAĞINA YAKLAŞMA: Bir ısı kaynağına yaklaşma ya da uzaklaşma. )
( TROPISM vs. CHEMOTROPISM vs. GEOTROPISM vs. HYDROTROPISM vs. PHOTOTROPISM vs. THERMOTROPISM )
- DOĞU TOPLUMU ile/değil/yerine DOĞULU TOPLUM
- DOĞUM ve/> BÜYÜME ve/> GELİŞİM
( Aşk ile. VE/> Şevkât ile. VE/> Muhabbet ile. )
( İSTİHLÂL[Ar. < HİLÂL]: Çocuğun doğar doğmaz ağlamaya başlaması. )
( TELAHHUM[Ar. < LAHM]: Semirme, etlenme. )
( TERBİYE[Ar.< RÜBÜV]: Besleyip büyütme, beslenip büyütülme. | Eğitim. | Görgü. | Alıştırma. | Hafif cezalandırma. | Bazı yemeklere konulan limon, sirke, salça gibi şeyler. | Alıştırma.[hayvan] | Tavsiye, kayırma, koruma. )
- DOĞUM ile DOĞUŞ
- DOĞUM ile/ve/değil EŞİK
- DOĞUM ile/ve/=/:/<> EVRENDOĞUM
( İNSAN! )
- DOĞUM ile/ve GELİŞİM
- DOĞUM ile LAMAZE DOĞUM
- DOĞUM ile TÜREME
- DOĞUM ile/ve/||/<>/> YAŞAM ile/ve/||/<>/> ÖLÜM
( [öncelik-sonralık] ... İLE/VE/||/<>/> Vardır. İLE/VE/||/<>/> Söz konusu bile değildir. )
( ... İLE/VE/||/<>/> Esneklik. İLE/VE/||/<>/> Sertlik. )
- DOĞURMAK >< ÖLÜM
( Doğurmayan ölür. )
- | DOKTOR ile HEKİM | ile/ve/değil/yerine TABİP
( | Fakültelerin bölümleri üzerine doktora yapmış kişi. Akademik bir derecenin adı. | Öğretme yeterliliği. İLE Hikmet sahibi. Doğruyu, yanlıştan ayırabilen kişi. | Tıp fakültesi öğrenimi/eğitimi almış pratisyen ya da eğitimini devam ettirmiş tüm hekimler. [Doğrudan doktora[Doktor] unvanı verildiğinden ve bu sıfatının öne geçirilmesinden dolayı doktor adı yerleş(tiril)miştir. | İLE/DEĞİL/YERİNE Tıp/tababet bilimiyle/ilmiyle uğraşan, insan gövdesiyle ilgili bilgiye sahip kişi. )
( | ... ile ... | ile/ve/değil/yerine BİCİŞK/BİZİŞK )
- DOKUNUM ile DOKUNUŞ
( Çevremizdeki nesnelerin, sıcaklık/soğukluk, sertlik/yumuşaklık gibi niteliklerini, derimiz aracılığıyla bildiren duyarlık yeteneği. İLE Dokunmak eylemi ya da biçimi. | Dokuma ipliklerinin çaprazlama biçimi. )
( LAMİSE ile TEMAS )
- YATIRIM:
"DOLAR"A ile/değil/yerine DOĞAYA
- DOLAŞIM(SİRKÜLÂSYON) ile DEVİNİM
( Hiçbir şey kendi başına devinmez ve durmaz. )
( By itself nothing moves, nothing rests. )
( CIRCULATION vs. MOVEMENT )
- DOLAŞIM ile/değil DOLAYIM
- DOLAŞIYIM" değil DOLAŞAYIM
- DÖLLEYİCİ KELÂM yoksa ŞERİAT
- DOLMUŞTA ANLATIRIM ile DOLMUŞ DA ANLATIYOR
- DOLU ile TAM
( FULL vs. COMPLETE )
- DOM ile/ve SPQR
( Mezartaşlarında ve kiliselerde görülen bu harfler "Herşeyin en iyisi ve en fazlası Tanrı'ya" anlamına kullanılmıştır. İLE/VE Roma'da pekçok binada ve kamu alanında görülen bu harfler/simge "Aziz Roma ve Halkı için!" anlamına kullanılmıştır. )
( Allah'a. İLE/VE İnsan'a. )
( DEO OPTIMO MAXIMO ile/ve SENATUS POPULUS QUE ROMANUS )
- DONANIM ile/ve/<> DENEYİM
( RIGGING vs./and/<> EXPERIENCE )
- DONANIM ile/ve YATKINLIK
- DÖNEM ile ANTİKİTE[Fr.]
( ... İLE Antik devir, ilk/eski çağ. | Eski Yunan/Roma uygarlıkları. )
- DÖNEM ile/ve/||/<>/< DOLAYLILIK
- DÖNEM ile/ve SÜREÇ
( PERIOD vs./and PROCESS )
- DÖNGÜ ile/ve/||/<> DEVİNİM
- DÖNGÜ ile/ve/<> OLUŞUM
- DÖNGÜ ile/ve/||/<> SALINIM
- DÖNÜŞÜM ile/ve/<> DEĞİŞİM
( Değişimi kavrayan kişi, işaretleri farkeder ve bu belirtilerin ardındaki zamansal beklentileri karşılar. )
( Değişim, ancak şimdi olabilir. Gelecekte değil! )
( Bilinç, tümüyle değişimin bilincidir. )
( Emek ve çaba harcayarak değişebileceğimizi düşlemeyelim! )
( Olgun kişi, bir panter gibi farkettirmeden değişir. )
( Kişisel arzularınızı terk edin ve böylece tasarruf edilen gücü dünyanın değişmesi yolunda kullanın! )
( Sessizlik bir kez idrak edildiğinde, o, değişebilir olanı derin biçimde etkiler, kendi etkilenmeden kalarak. )
( Değişmez olan, işimize yaramaz. )
( Ancak değiştirebileceklerinizden sorumlusunuz. Tüm değiştirebileceğiniz ise kendi tavrınızdır. Sorumluluğunuz oradadır. )
( Sadece değişebilir olan üzerine düşünülüp konuşulabilir. )
( Çevremizi o kadar değiştirdik ki, şimdi bu yeni çevreye uyabilmek için kendimizi değiştirmemiz gerekiyor. )
( İSTİDÂRE[Ar. < DEVR]: Daire biçimine girme, değirmi olma, değirmilenme. )
( All consciousness is consciousness of change.
Do not imagine that you can change through effort.
Abandon every personal desire and use the power thus saved for changing the world!
Once realised of silence, it will deeply affect the changeable, itself remaining unaffected.
The unchangeable is of no use to you.
You are responsible only for what you can change. All you can change is only your attitude. There lies your responsibility.
Only the changeable can be thought of and talked about. )
( TRANSFORMATION vs./and/<> ALTERATION )
- DÖNÜŞÜM ile/ve/||/<> DEĞİŞKEN DÖNÜŞÜMÜ
- DÖNÜŞÜM ve/||/<>/> DOĞUM
- DÖNÜŞÜM ile/ve/değil/||/<>/< DÖNGÜ
- DÖNÜŞÜM ile/ve/değil EŞİK
- DÖNÜŞÜM ile/ve/<> ETKİNLİK
( TRANSFORMATION vs./and/<> ACTIVITY )
- DÖNÜŞÜM ile/ve/||/<>/> "SIÇRAMA"
- DÖNÜŞÜM ile/ve/değil/yerine YERİNİ BULMA
- DOPİNG değil/yerine/= GÜÇKATIM
- DORSUM ile DORSAL ile DORSO-LOMBER ile DORSİFLEKSİYON
( Sırt, arka. İLE Sırt[la ilgili], arka[yla ilgili]. İLE Sırt-bel [ile ilgili]. İLE Geriye bükme. )
- DORSUM[İng.] değil/yerine/= SIRT
- 4 YÖN ile/ve/<> KOZMİK YÖN/2 KONUM
- DOS/DISK OPERATING SYSTEM[İng.] değil/yerine/= DİSK İŞLETIM DÜZENİ
- DOSTLUK ve/||/<> YARDIM
( Eli. VE/||/<> Seli. )
- DOWNREGULATION[İng.] değil/yerine/= AZALARAK DÜZENLENİM
- DOWNSTREAM[İng.] değil/yerine/= AŞAĞI AKIŞ
- DOYUM ve/||/<>/< BÜTÜNLÜK
- DOYUM ile/ve/> TEKRAR
( SATISFACTION vs./and/> REPETITION )
- DOZAJ/DOSAGE[İng.] değil/yerine DOZLAMA/DÜZEM
( Bir bileşiğe ya da bir karışıma girecek madde miktarlarının belirtilmesi. )
- DRAM[Fr. < Yun.] ile DRAMATURGİ[Yun.]
( Dram yazma ve oyun yönetme kurallarını ele alan sanat ve bu sanatın uygulanması. | Tiyatro yapıtları incelemesi. )
- DRAM ile KOMEDİ
( Duyguya yöneliktir. İLE Zekâya yöneliktir. )
- DRAM[Fr. < Yun.] ile MELODRAM[Fr. < Yun.]
( Sahnede oynanmak üzere yazılmış oyun. | Acıklı, üzüntülü olayları, bazen güldürücü yönlerini de katarak konu alan sahne oyunu türü. | Tiyatro yazını. | Acıklı olay. İLE Yunan trajedilerinde koro başı ile bir oyuncu arasında geçen şarkılı konuşma. | Müzik eşliğinde, oyuncuların sahneye girip çıktığı bir oyun türü. | Çağdaş tiyatroda, hareketli ve duygusal olaylara dayalı bir oyun türü. )
- DRAM ile/değil/yerine/||/<>/> SDRAM
- DSM ile ICD 10 ile CCMD
( APA'nın. İLE DSÖ'nün. İLE Çin'in. )
- DSS/DECİSION SUPPORT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= KARAR DESTEK DÜZENİ
- DUA ile YOM
( ... İLE Uğurlu dua. )
- DUALİTE değil/yerine/= EŞLEKLİK/İKİLİK/İKİLLİK/İKİLEM
- DUALİZM değil/yerine/= İKİCİLİK
- DÜALİZM değil/yerine/= İKİCİLİK
- DÜĞÜM ile/ve BOĞUM
- DÜĞÜM değil/yerine/>< ÇÖZÜM
- DÜĞÜM ile/değil/yerine DÜĞÜN
( Kişiye[zih(ni)ne], durumlara/koşullara göre değişir. )
- DÜĞÜM ile/ve/değil EŞİK
- DÜĞÜM ile İLMİK
( ... İLE Çözülmesi kolay düğüm, eğreti düğüm. )
- DÜĞÜM ile/değil KÖRDÜĞÜM
( ... İLE/DEĞİL Çözülemeyen, ilmiksiz düğüm. | Çözülmesi hemen hemen olanaksız olan sorun. )
- DUHEM ile/ve/||/<> QUINE (TEZİ)
( 10 Haziran 1861 - 14 Eylül 1916 İLE/VE/||/<> 25 Haziran 1908 - 25 Aralık 2000 )
- DÜNYA KADAR MAL ile/ve/değil/yerine/>< FINDIK KADAR .M
- DÜNYA ile/ve ÂLEM
( Âlemi hoş bilen boşa varır, boş bilen hoşa varır. )
- DÜNYA ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< AŞK/IM
( [Ne kadar büyük olsa da ...] (daha) Küçük. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>< [Ne kadar küçük olsa da ...] (daha) Büyük. )
- DUODENUM ile DUODENAL
( Onikiparmak bağırsağı. İLE Onikiparmak bağırsağı [ile ilgili]. )
- DUODENUM ile/ve JEJUNUM ile/ve ILEUM
( İnce bağırsakların ilk bölümü.[12 parmak bağırsağı.] İLE/VE İnce bağırsağın duodenum ile ileum arasındaki bölümü. İLE/VE İnce bağırsakların son bölümü.[Jujenum ile çekum arasında uzanır ve ince bağırsakların 3/5'ini oluşturur.] )
- DURAĞAN TOPLUM ile/değil/yerine/>< DEVİNGEN TOPLUM
- DURAN ADAM ve/||/<> OTURAN TOPLUM
- DURUM
( CASE )
- DURUM ile/ve/<> ARADURUM
- DURUM ile BADİRE
( ... İLE Birdenbire ortaya çıkan tehlikeli durum. )
- DURUM ile/ve/<> DURUŞ
- DURUM ile/ve/değil GEREKSİNİM
( [not] STATE/SITUATION vs./and/but NEED )
- DURUM ile/ve GÖRÜNTÜ
( STATE/SITUATION vs./and SPECTRE/PHANTOM/PHENOMENON )
- DURUM ile/ve/<> KONUM
( STATE/SITUATION vs./and/<> POSITION )
- DURUM ile/ve/<> OLGU
( STATE/SITUATION vs./and/<> FACT )
- DURUM ile/ve/değil/<> ÖTESİ
- DÜRÜM ile/değil SIKMA
- DURUM ile/ve/> SONUÇ
( Neden-sonuç, sadece zihindedir. )
( Kişi, tüm etmenleri bilmeden, hemen sonuçlar çıkarmamalıdır. )
( Durum beter, durun yeter! )
( STATE/SITUATION vs./and/> CONSEQUENCE/RESULT
Causality is in the mind.
One must not draw conclusions without understanding all the factors. )
- DURUM ile/ve/<> SÜREÇ
( Durumun doğasını değerlendirmeden zorla sürdürmeye çalışmak sorunlara yol açmıştır. )
( Durumunun doğasını ve ruhunun derinliklerini araştırmaktan daha yaşamsal bir şey yoktur. )
( STATE/SITUATION vs./and/<> PROCESS )
- DURUM ile/ve/||/<> SÜREDURUM/EYLEMSİZLİK
- DURUM = VAZİYET = SITUATION[İng., Fr., Alm.] = SITUS[Lat.] = SITUACION[İsp.]
- DURUŞ ile/ve TUTUM
( Sen doğru dur, kötüler ecelini bulur! )
( POSTURE/POSITION vs./and ATTITUDE )
- DÜŞLEM = HAYAL = FANTASY[İng.] = FANTAISIE[Fr.] = EINBILDUNG, PHANTASIE[Alm.] = PHANTASIA[Lat., Yun.] = FANTASÍA[İsp.]
- DUŞUMU ALDIM, (...) değil/yerine YIKANDIM / DUŞ ALDIM
( "Ben" ve/ya da "Benim" tanımları/sözcükleri, öteki kişilerden ayırma durumunda kullanılır. "Duşum" diye bir şey olmaz. Yıkanmak ya da "duş almak" diye tanımlayabiliriz. )
- DÜŞÜNCE ile/ve/değil/||/<>/< ÇAĞRIŞIM
- DÜŞÜNCE ile/ve/||/<> DUYGU ile/ve/||/<> DAVRANIŞ/TUTUM ile/ve/||/<> DENEYİM ile/ve/||/<> DEĞER ile/ve/||/<> DİL
( Akıl[doğru bağ/lar] ve ilim ile yapılandırılır. İLE/VE/||/<> Çeşitli fizyolojik ve psikolojik isteklerle ve eğlencelerle doyurulur. İLE/VE/||/<> Çalışarak, iş yaparak, kazanarak ve kazandırarak dengelenir. İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> ... )
( Düşünceler, duygulardan önce gelir. )
( %80 İLE/VE/||/<> %20 İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> ... )
( Duygu yok fakat [çeşitli oranlarda/yoğunluklarda] etkisi olabilir. İLE/VE/||/<> Düşünce var. İLE/VE/||/<> Düşünce ve duygu var. İLE/VE/||/<> Öncenin, kendimizin ve başkalarının düşünceleri var. İLE/VE/||/<> Tümü var. )
( Saniyelerde. İLE/VE/||/<> Milisaniyelerde. İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> ... )
( Zihnimizin konuşma dili. İLE/VE/||/<> Gövdemizin konuşma dili. İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> ... )
- DÜŞUNCE ile EDİM
- DÜŞÜNCE ile/ve/||/<>/> İZLENİM
( David Hume )
- DÜŞÜNCE ile/ve VARSAYIM
( IDEA vs./and HYPOTHESIS )
- DÜŞÜNME ile/ve/||/<>/> EYLEM
- DÜŞÜNÜNCE (YANITLARIM) ile/ve/değil DÜŞÜNDÜKTEN SONRA (YANITLAYAYIM)
- DÜŞÜNÜŞ" ile/ve/||/<> "ELE/DİLE ALIŞ" ile/ve/||/<> "YAKLAŞIM" ile/ve/||/<> "ANLAYIŞ" ile/ve/||/<> "YÖNTEM"
- DUYARLILIK ile/ve İMGELEM
( DUYUSALLIK + DUYGUSALLIK = DUYARLILIK )
( SENSITIVITY vs./and IMAGINATION )
- DUYGU ile/değil ÇAĞRIŞIM
- DUYGU ile/ve/değil/||/<> DENEYİM
- DUYGULANIM = TEESSÜR = AFFECTION[İng., Fr.] = AFFEKT, AFFEKTION[Alm.] = CARIÑO[İsp.]
- DUYU ve/||/<>/> ALGI ve/||/<>/> BETİMLEME ve/||/<>/> TASARIM
- DUYU ile/ve/||/<>/> GEREKSİNİM
- DUYU/HİS ile/ve/değil/||/<>/< DENEYİM
- DUYU/M ile/ve ALGI
( SENSE/SENSATION vs./and PERCEPTION )
- DÜYÜM değil DÜĞÜM
- DUYUM ile/ve HAZ
( SENSE vs./and PLEASURE )
( SINNLICHKEIT mit/und VERGNÜGEN )
- DUYUM ile TAHMİN
- DUYUSAL DENEYİM ile BİREYSEL BİLİNÇLİLİK ile TOPLUMSAL İLİŞKİLER
- DÜZ ANLAM ile TERS ANLAMLANDIRMA
- DÜZ (DOKUNMUŞ) ile/ve SUMAK ile/ve CECİM/CİCİM ile/ve ZİLİ ile/ve HEYBE
( ... İLE/VE ... İLE/VE Nakışlı ve ince. Sivas/Divriği bölgesinde. İLE/VE Ağrı/Patnos, Çanakkale bölgelerinde. İLE/VE Urfa bölgesinde. )
- SÖZ:
DÜZ ile/ve/||/<> ETKİ ile/ve/||/<> EDİM
- DÜZELSİN/DÜZELTİN/DÜZELTELİM ile/ve/değil/yerine DÜZELTİYORUM(DEĞİŞİME ŞİMDİ/ŞU AN BAŞLIYORUM!)
- DÜZEN ile/ve/||/<> BAĞLAM
- DÜZEN ile/ve DENGE ile/ve UYUM
( Düzenli bir hayat yaşayın ama onu kendi içinde bir amaç haline getirmeyin. )
( SETTING/ORDER/REGULARITY vs. BALANCE
Live an orderly life, but don't make it a goal by itself. )
- DÜZEN ile/ve DİZGE/SİSTEM
( Kurulabilir en geniş düşünce kalıpları. )
( SETTING/ORDER/REGULARITY vs./and SYSTEM )
- DÜZEN ve/<> GÜZELLİK ve/<> UYUM
( ORDER and/<> BEAUTY and/<> HARMONY )
- DÜZEN ile/ve KAVRAM
( Örgütlenmiş bir bütünlüğü oluşturacak biçimde karşılıklı olarak birbirine bağlı maddî ya da maddî olmayan unsurların tamamı. İLE/VE ... )
( SYSTEM vs./and CONCEPT )
- DÜZEN = NİZAM = ORDER[İng.] = ORDRE[Fr.] = ORDNUNG[Alm.] = ORDEN[İsp.] = ORDO[Lat.]
- DÜZEN ile SİSTEM
- DÜZEN ile/ve UYUM
( Düzen ve uyumu içinizde aramalısınız. )
( ORDER vs./and HARMONY
To find order you must search within. )
- DÜZGÜ = KAİDE, NUMUNE = NORME[İng., Fr.] = NORM[Alm.] = NORMA[Lat.]
- DÜZGÜN ADAM değil FATİHÂ'SI DÜZGÜN
- DÜZGÜN ÇİZGİSEL DEVİM ile/ve/||/<> DAİRESEL DEVİM
( Tanıtlı/sabit hızla düz bir çizgide devim. İLE/VE/||/<> Tanıtlı/sabit hızla bir çember üzerinde devim. )
- DÜZLÜK ÜZERİNE YAPILAN RESİM ile KUBBE ÜZERİNE YAPILAN RESİM
- DWARF ile DWARFİSM / KRETEN/İZM
( Cüce. İLE Cücelik. )
- E5 ile/ve TEM
( E5 otoyolu. İLE/VE Avrupa otoyolu. [Transportation European Motorway] )
- ead.[Lat. < EADEM] değil/yerine/= AYNI
- EBAD ile/ve/<> CİSİM
- EBNÂ ile/||/<> EBNÂ-YI EBNÂ ile/||/<> HAFÎD ile/||/<> MAHDÛM ile/||/<> ZÂDE ile/||/<> BENÛN ile/||/<> BİN ile/||/<> BİNT ile/||/<> ASLAH/ESLAH ile/||/<> EKBER ile/||/<> KEBÎR ile/||/<> KEBÎRE
( Oğullar. İLE/||/<> Kız ve erkek çocukları/torunları tanımlar. İLE/||/<> Torun. İLE/||/<> Oğul, çocuk. İLE/||/<> Oğul, çocuk. İLE/||/<> Üç ya da daha çok çocuk. İLE/||/<> Oğul. İLE/||/<> Kız. İLE/||/<> En uygun [vakfiyelerde en uygun oğul]. İLE/||/<> Daha/en/pek büyük. [vakfiyelerde geçer]. İLE/||/<> Yaşça büyük. İLE/||/<> Büyük kız çocuk [vakfiyelerde geçer]. )
- EBYS/ELECTRONIC DOCUMENT MANAGEMENT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK BELGE YÖNETİM DÜZENİ
- ECC/EXTRACORPOREAL CIRCULATION[İng.] değil/yerine/= GÖVDE DIŞI DOLAŞIM
- ECRÂM ve/<> ECSÂM
( Cirim. VE/<> Cisim. )
( Uzayda.VE/<> Dünyada. )
( Ay üstü. VE/<> Ay altı. )
( 4 öğeden/unsurdan oluşmayan. VE/<> 4 öğeden/unsurdan oluşan. )
( Güneş. VE/<> Madde. )
- ECR-İ AZÎM ile/ve ECR-İ KERÎM
( Düşünebileceğinin ötesinde verilen. İLE/VE Hiç düşün(e)mediğinin verilmesi. )
- ECZEM[Ar. < CÜZÂM] ile ECZEM[Ar.]
( Cüzâmlı, miskinlik illetine uğramış olan. | Parmakları ya da eli kesik kişi. İLE Burnu kesilmiş. )
- EDEB ve/> İLİM
( Edep, ilimden önce gelir. )
- EDEB ve/<>/> İMAN ve/<>/> İLİM ve/<>/> AMEL ve/<>/> İHLÂS
- EDEBÎ TANIM/YAKLAŞIM ile FELSEFÎ TANIM/YAKLAŞIM
- EDİM ile/ve EYLEM
( ACT vs./and ACTION )
- EDİM = FİİL, AMEL = ACT[İng.] = ACTE[Fr.] = AKT[Alm.] = ACTUS[Lat.] = ENERGEIA[Yun.] = ACTO[İsp.]
- EDİM ile/ve İŞLEV
( ACT vs./and FUNCTION )
- EDİNİM ile ÇIKARIM
( TO OBTAIN vs. INFERENCE )
- EEG/ELEKTROENSEFALOGRAM ELECTROENCEPHALOGRAM[İng.] değil/yerine/= BEYİN ELEKTRİK ÇİZGESİ
( )
- EF'AL:
SIHHAT ile/ve/||/<> İNİKAT ile/ve/||/<> NİFAZ ile/ve/||/<> LÜZÛM
( LEGALITE avec/et/||/<> CONCLUSION avec/et/||/<> VALIDITE avec/et/||/<> NECESSITE D'EXECUTION )
- EFENİM" değil EFENDİM
- EFHÂM[Ar. < FEHM] ile EFHAM[Ar. < FEHÎM]
( Zihinler, anlamalar, idrâkler. İLE En ulu, çok şeref sahibi, daha fehâmetli. )
- EĞİK DURUM
( OBLIQUE CASE )
- EĞİLİM ile/ve/<> ÇEKİLEN
- EĞİLİM ile/ve/<> EĞİTİM
( TENDENCY vs./and/<> EDUCATION )
- EĞİLİM ile/ve/||/<>/> EYLEM
- EĞİLİM ile/ve/<> İLGİ
( Tanım: Nedenleri zihinsel/duygusal olarak belirli ya da belirsiz etkilenim süreci. İLE/VE/<> Zihinde ya da duygularda bir karşılık/anlam oluşması ve içsel geribildirimi. Sözlükte: Benimseme, benimseyiş, eğinim, heves, ilgi, ilgilenme, istidat, merak, meyil, meyletme, önemseme, temayül, yetenek, yönelim, yöneliş, yönelme, yönseme )
( TENDENCY vs./and/<> INTEREST )
( PROPENSI cum/et/<> ... )
- EĞİLİM ile/ve/<> İSTEK
( TENDENCY vs./and/<> REQUEST )
- EĞİLİM ile/ve/<> İSTENÇ(İRÂDE)
( TENDENCY vs./and/<> WILL )
- EĞİLİM = TEMAYÜL = INCLINATION[İng., Fr.] = NEIGUNG, ZUNEIGUNG[Alm.] = PROPENSIO, INCLINATIO[Lat.] = INCLINACIÓN[İsp.]
- EĞİLİM ile/ve/<> YÖNELİM
( SAMSKARA )
- EĞİM ile/ve/||/<> ALAN
- EĞİM ile EĞİN
( Eğilmiş olma durumu. | Bir yüzeyin, yatay düzleme doğru eğilmesi, eğiklik. İLE Arka, sırt. | Gövde. | Boy bos, endam. )
- EĞİM ile UC
- EĞİM ile YATIM
( ... İLE Gemi direklerinin, başa ya da kıça doğru olan eğimi. )
- EĞİM ile/ve/değil YÜKSEKLİK
- EĞİTİM ve/> ÇİLE
( Şekillenmesi üzerine. VE/> Kalıcılığı/pişmesi üzerine. )
( Topraktan/kilden yapılan ürünlerin oluşumu gibi. )
- EĞİTİM ve/||/<> ÇOK SESLİLİK
- EĞİTİM ile/ve/||/<>/> DENETİM
- EĞİTİM ile/ve/<> DONANIM
( EDUCATION vs./and/<> RIGGING )
- EĞİTİM ile/ve/> DUYARLILIK
( EDUCATION vs./and/> SENSITIVENESS )
- EĞİTİM ile/ve/||/<> EDİNİM
- EĞİTİM ile/ve/||/<> GÖRGÜ
- EĞİTİM ile/ve/<> KÜLTÜR
( EDUCATION withand/<> CULTURE )
- EĞİTİM ile/ve ÖĞRETİM
( Zaman gerektirir. İLE/VE İlgi gerektirir. )
( EDUCATION vs./and INSTRUCTION
Needs time. WITH/AND Needs interest. )
- EĞİTİM ve/<>/|| TEDAVİ
( eğitim şart )
- EĞİTİM = TERBİYE = EDUCATION[İng., Fr.] = ERZIEHUNG[Alm.] = EDUCAIÓN[İsp.]
- EĞİTİM ile/ve/= VAROLUŞTA SÜREKLİLİĞİ SAĞLAMAK
- EĞİTİM ile/ve/<> YÖNLENDİRME
- ERDEM:
EĞİTİMLE ile/ve/||/<>/< ALIŞKANLIKLARLA ile/ve/||/<>/< DOĞAL
- EĞİTİM/LER ile/ve/||/<>/> AKLA EĞİTİM/KATILIM
- EĞİTİM/ÖĞRETİM:
KAZANIM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< PAYLAŞIM/AKTARIM
- EGOISM ile EGOTISM ile EGOTHEISM
- EGRİM ile
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Girdap, suyun toplandığı yer. )
- EHRS/ELECTRONIC HEALTH RECORD SYSTEM[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK SAĞLIK KAYDI DÜZENİ
- EHS/ELECTRONIC HEALTH SYSTEM[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK SAĞLIK DÜZENİ
- EHS/ELECTRONIC PATIENT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK SAYRI DÜZENİ
- EK ile ZAM
- EKG/ELECTROCARDIOGRAM ELEKTROKARDİYOGRAM[İng.] değil/yerine/= YÜREK ELEKTRİK ÇİZGESİ
- EK/İLÂVE ile/ve AÇILIM
- EKİLİBRİYUM/EQUİLİBRIUM[İng.] değil/yerine/= EŞİTLENME
- EKİM/ekim ile/ve/||/<> Ekim
( Toprağa tohum/bitki yerleştirme. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Eylül'den sonraki ay. )
- EKİM ile EKİN[Oğuz] ile EKİNÇ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bir kerede ekilecek büyüklükte olan yer. İLE Ekilmiş toprak. İLE Herhangi bir şey sayılırken ikinci olan. )
- EKİM ile/ve/||/<>/> KIRLANGIÇ DÖNÜMÜ
( Yılın onuncu ayı. İLE/VE/||/<>/> Ekim ayının ilk günleri. )
- EKİN/KÜLTÜR ile/ve BİLİM
( Bilim, doğanın her köşesinde var; görmesini bilirsek! Kültür, sokakta dolanır; almasını bilirsek! )
- EKİP/TEAM[İng.] değil/yerine/= TAKIM
- EKİPMAN/EQUİPMENT[İng.] değil/yerine/= DONANIM
- EKİZ ÇEKİMİNDE:
DİYAFRAM ile/ve/||/<> ENSTANTANE ile/ve/||/<> ISO
( )
- EKLEKTİZM değil/yerine/= SEÇMECİLİK
- EKLEM ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> ANKİLOZ[Fr. < Yun. < ANKYLOSE]
( ... İLE Oynar eklemlerde oynaklığın kalmamasıyla eklemin işlemez duruma gelmesi, eklem kaynaşması, oynaklığın yitimi. )
- EKLEM ile DÖNER EKLEM
( JOINT vs. TROCHOID )
- EKLEM ile PARMAĞIN OYNAK YERİ
( MAFSAL[çoğ. MEFÂSIL] ile ... )
( JOINT vs. KNUCKLE )
- EKLİPTİK[Fr./İng.] değil/yerine/= TUTULUM
( Bir yıl boyunca, Güneş'in, gök küresi üzerinde çizdiği çemberin sınırladığı daire. )
- EKO DÜZEN/EKO SİSTEM ile BİYOSFER
( Birbiriyle etkileşim durumunda olan canlı ve cansız bileşenlerin oluşturduğu bir düzen. İLE Dünyadaki tüm canlıların yaşadığı yer. )
- EKOLOJİZM değil/yerine/= ÇEVREBİLİCİLİK
- EKOSENTRİZM değil/yerine/= ÇEVREÖZEKÇİLİK
- EKOSİSTEM değil/yerine/= ÇEVREDİZGE
- EKRAN ve/<> LİTYUM
( ... VE/<> Bilgisayar ekranlarının yapımında kullanılan "lityum"u üreten tek ülke, Şili'dir. )
- EKREM[Ar.]/CÖMERT[Fars. CEVÂN+MERD] ile (EN) ELİAÇIK
( EN KERÎM, EN CÖMERT )
- EKSANTEM ile EKSANTEMATÖZ
( Deri döküntüsü. İLE Döküntülü [deri]. )
- EKSİK ile YARI/M
- EKSİKLİK ile/ve GEREKSİNİM
( DEFICIENCY vs./and NEED )
- EKSKRESYON/EXCRETION[İng.] değil/yerine/= DIŞ ATIM
- EKSPERİMENTALİZM/EXPERIMENTALISM[İng.] değil/yerine/= DENEYİMCİLİK
- EKSPİRİYUM/EXPIRIUM[İng.] değil/yerine/= SOLUK VERİM
- EKSPİR(İ)YUM ile EKSPİRASYON
( Solukverim. İLE Solukverim, soluk verme, sonlanma. )
- EKSPLANTASYON/EXPLANTATION[İng.] değil/yerine/= DIŞ EKİM, GÖVDE DIŞI EKİM
- EKSPÜLSİYON/EXPULSION[İng.] değil/yerine/= DIŞA ATIM
- EKSTAKORPORAL SİRKÜLASYON/EXTRACORPOREAL CIRCULATION[İng.] değil/yerine/= GÖVDE DIŞI DOLAŞIM
- EKSTERİYOR/EXTERIOR[İng.] değil/yerine/= DIŞ BÖLÜM
- EKSTİRPASYON/EXTİRPATION[İng.] değil/yerine/= TÜMÜYLE ÇIKARIM
- EKSTRANSPLANTASYON/EXPLANTATION[İng.] değil/yerine/= DIŞ ORTAMDAN AKTARIM
- EKSTRE ile EKSTREM ile EKSTREMİTE
( Öz, özüt. İLE Aşırı, uc, en ucta, en kenarda. İLE Kol ya da bacak. )
- EKSTREM[İng., Fr. < EXTREME] değil/yerine/= UC/AŞIRI/SIRADIŞI
- EKZİSTANSİYALİZM değil/yerine/= VAROLUŞÇULUK
- EL-ÂLEM
- ELEKTRİK AKIMI ile/ve/||/<> GERİLİM
( Bir iletkenden geçen elektrik yükü. İLE/VE/||/<> Elektrik yüklerini devim ettiren potansiyel fark. )
- ELEKTROENSEFALOGRAM/ELECTROENCEPHALOGRAM[İng.] değil/yerine/= BEYİN ELEKTRİK ÇİZGESİ
- ELEKTROKARDİYOGRAM/ELECTROCARDIOGRAM[İng.] değil/yerine/= YÜREK ELEKTRİK ÇİZGESİ
- ELEKTROMİYOGRAM/ELECTROMYOGRAM[İng.] değil/yerine/= KAS ELEKTRİK ÇİZGESİ
- ELEKTROMOTOR GÜÇ ile GERİLİM
( Bir devrede elektrik akımını oluşturan Güç. İLE İki nokta arasındaki elektriksel potansiyel farkı. )
- ELEKTROOKÜLOGRAM/ELECTROOCULOGRAM[İng.] değil/yerine/= GÖZ ELEKTRİK ÇİZGESİ
- ELEKTROTERAPİ/ELECTROTHERAPY[İng.] değil/yerine/= ELEKTRİKLE SAĞALTIM
- ELEKTRO-ZAYIF ETKİLEŞİM:
ELEKTROMANYETİK ETKİLEŞİM ve/+/||/<> ZAYIF ETKİLEŞİM
- ELEM ile/>< EMEL
( Kişi, ya elem ya da emel içinde sürdürür yaşamı/nı. )
- ELEM ile/ve EMEL
- ELEM[Ar.] ile VEC'[Ar.]
- ELEM[Ar.] ile VESAB[Ar.]
- YAKLAŞIM/YORUM:
ELEŞTİREL ile/değil/yerine/>< ENTELLEKTÜEL
- ELEŞTİRİ ile/değil/yerine/< GERİBİLDİRİM
- ELEŞTİRİ ile/ve YARATIM
( CRITIQUE vs./and CREATION )
- ELEŞTİRİ ile YORUM
( CRITIQUE vs. INTERPRETATION/COMMENT )
- ELEŞTİRİCİLİK/KRİTİSİZM ile İNAKÇILIK/DOGMATİZM
( Bilginin sınırlarını ve koşullarını eleştirel bir biçimde inceleyen felsefi yaklaşım. İLE Kesin ve sorgulanamaz doğruların varlığını savunan felsefi yaklaşım. )
- ELİF ve/<>/> LÂM ve/<>/> MİM
( Hz. Allah. VE/<>/> Hz. Cebrail. VE/<>/> Hz. Muhammed. )
- ELİM[Ar.] değil/yerine ACINACAK/ACIKLI
- ELIMINASYON/ELIMINATION[İng.] değil/yerine/= ELEME | ÇIKARTIM
- ELKOYLU ALIM değil/yerine/= ALACAĞIN HACZİ
- ELZEM[Ar.] değil/yerine VAZGEÇİLMEZ
- EM = EM SAM
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( İlaç. )
- EM- ile/||/<> -EMİA/-AEMİA ile/||/<> AP-/APO-/APH- ile/||/<> HEM-/HEMA-/HEMAT-/HEMATA-/HEMATO-/HEMO- ile/||/<> SANGUİ-/SANGUİN- ile/||/<> -PLASMİA ile/||/<> THROMB-/THROMBO-
( Kan. İLE/||/<> Kan, kanla ilgili durum. İLE/||/<> Kan. İLE/||/<> Kan, kanla ilgili. İLE/||/<> Kan. İLE/||/<> Kan plazmasının özel bir durumu ile ilgili. İLE/||/<> Pıhtı ya da trombusla ilgili. )
- EM[Ar.] ile EV[Ar.]
- EMBRİYO = RÜŞEYM = EMBRYON
- EMEK ile/ve EYLEM
( İnsan kendi emeğinin varlığıdır. )
( İnsan için emeğinden fazlası yoktur. )
( SA'Y ile/ve ... )
( LABOUR vs./and ACTION )
- EMG/ELECTROMYOGRAM[İng.] değil/yerine/= ELEKTROMİYOGRAM, KAS ELEKTRİK ÇİZGESİ
- EMISYON/EMISSION[İng.] değil/yerine/= DIŞA YAYIM | DIŞA ATIM
- EMPATİK:
ANLAYIŞ ile/ve/||/<> DOĞRULAMA ile/ve/||/<> İRDELEME ile/ve/||/<> KATILIM ile/ve/||/<> YORUMLAMA
- EMPERYALİZM ile/ve/||/<>/< "İLERLEMECİ TARİH"
- EMPERYALİZM ile İMPARATORLUK
- EMPRESYONİST/EMPRESYONİZM değil/yerine/= İZLENİMCİ/LİK
- EMPRİZM ile EKSPERİMENTALİZM
( JOHN LOCKE ile ROBERT BOYLE )
- EN ANLAMLI YEMİN ile EN BÜYÜK İNTİKAM ile EN ADİ SÖZ ile EN İYİ YANIT
( Söz vermek. İLE Affetmek. İLE "Seni hiç sevmemiştim." İLE Gülüp geçmek. )
- EN BÜYÜK HAMAM
( HASEKİ HAMAMI )
- EN BÜYÜK MAKAM
( AİLE VE/YA DA DOSTLA/RLA OTURULAN YEMEK MASASI )
- EN BÜYÜK MONOLİT KİLİSE:
BİETA MEHDAN-I ÂLEM
( "Dünyanın kurtarıcısının evi" anlamına gelen kilise, Etiyopya'da bulunmaktadır. )
- EN İYİ BİLDİĞİM ŞEY, HİÇBİR ŞEY BİLMEDİĞİMDİR ile/ve/<>/> EROS'TAN BAŞKA HİÇBİR ŞEY BİLMİYORUM
- EN ÜST DEĞERDE TUTULAN BESİNLER:
ÜZÜM ve SUSAM/SİMSİM/KÜNCÜ
( İNEB ve SİMSİM )
( VITIS LABRUSCA et SESAMUM INDICUM )
- EN YÜKSEK İYİ = HAYR-İ ÂLÂ = SUMMUM BONUM[İng., Lat.] = LE SOUVERAIN BIEN[Fr.] = DAS HÖCHSTE GUT[Alm.]
- EN YÜKSEK MAKAM ve/||/<> EN YÜKSEK HÂL/DURUM
( Bilgi. VE/||/<> Sevgi. )
- EN DAM
- EN ile/ve/||/<> TAM
- ENÂM[Ar.] ile NÂS[Ar.]
- ENANTEM ile ENANTEMATÖZ
( [mukozada] Döküntü. İLE Döküntülü [mukoza]. )
- ENCÂM[Ar.] ile/ve/<>/> SERENCÂM[Fars.]
( Son, nihayet. İLE/VE/<>/> Bir işin sonu. | Başına gelen. | Olay/vak'a. )
- EN-DAM
- ENDERÛN ve HAREM
- ENDO- ile ENDODERM ile ENDOJEN ile ENDOKRİN ile ENDOKRİNOLOJİ ile ENDOKRİNOLOJİK ile ENDOTERMİK ile ENDOTOKSİN
( İç-, iç [ile ilgili]. İLE İç deri, iç tabaka, iç yaprak. İLE İçsel, iç kaynaklı. İLE İç salgı. İLE İç salgıbilim. İLE İç salgıbilim [ile ilgili]. İLE Isı alan. İLE İç ağı/zehir/toksin. )
- ENDODERM ile/ve/<> EDEME
( İç deri. İLE/VE/<> Alt deri. )
- ENDOPLAZMİK RETİKULUM ile GOLGİ AYGITI
( Gözede protein ve lipid sentezinin yapıldığı organel. İLE Gözede proteinlerin işlenmesi ve paketlenmesinde görev alan organel. )
- ENDOPLAZMİK RETİKULUM değil/yerine/= İÇ KANSIVISI AĞI/TOPAĞI
- ENDOSITOZ/ENDOCYTOSIS[İng.] değil/yerine/= GÖZEİÇİ ALIM
- ÜRETİM:
ENDÜSTRİYEL ile/ve/<> ÖZEL
( Özel üretim yapan işletmelerde, ürünler sıfırdan tasarlanarak ya da siparişe özel olarak mühendislik çalışmaları sonucunda ortaya çıkar. Sipariş için gerçekleştirilen tasarım, ürünün sonucuna aktarılacağından dolayı ve hazırda bulunan pek çok tahmin nedeniyle, tüm üretim sürecinde esnek bir yapı olmasını gerektirmektedir. Varolan süreçlerin esnekliği dolayısıyla da, özel üretim yapan işletmeler, ERP sistemlerinden temel olarak esneklik ve çeviklik beklemektelerdir. Endüstriyel üretim yapan işletmeler tarafında ise ürünler, sipariş bazlı olarak ayarlanır. Müşteriler, stokta bulunan bir ürünü sipariş edebilecekleri gibi, önceden tasarlanmış ve katalogda yer alan bazı özellikler ve seçenekleri de satın alınacak ürüne katarak sipariş verebilirler ancak değişiklik istekleri, kataloglar ile sınırlıdır.
Özel üretim yapan firmalar, esneklik ve çevikliğe önem verirken, endüstriyel üretim yapan firmalar daha çok operasyonel verimliliğe odaklanmaktadır. Aynı zamanda, endüstriyel üretim yapan firmalar, üretim süreçlerinde, özel üretim sürecindeki her bir projenin değiştiği durumun aksine, tahmin edilebilirlik ve süreklilikten gelen avantajlara da sahip olurlar. Tahminler ve yansıtmalar sayesinde de, yöneticiler, sonuçları ölçebilirler ve gerektiğinde yönlerini değiştirebilirler. Bu değerler de bulunulan süreçlerin gelişmesini ve tüm zincirin bütünleşmesinin güçlenmesini sağlar. )
- ENERJİ ile/ve/<> UYUM
( Celâl. İLE/VE/<> Cemâl. )
- ENFEKSİYON[İng. < INFECTION] değil/yerine/= BULAŞ/İÇBULAŞIM
- ENFORMASYON SİSTEMİ/INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= BİLİ DÜZENİ
- ENFORMATİK/INFORMATICS[İng.] değil/yerine/= BİLİŞİM
- ENGEL değil/yerine/>< DEVRİM
( Boş konuşan kişiler arasında, dilsizlik(susmak), engel değil devrimdir. )
- ENGELLİLERE:
"ACIMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DESTEK/YARDIM
- ENKARNASYON(GÖVDELENME) ile DOĞUM
( Gövdelenme. İLE Gövdelenme kavramının/olgusunun öncelikle ve sadece anne karnından çıkış ile sınırlandırılması. )
- ENLEM ile/ve BOYLAM/TUL[Ar.]
( )
( Enlem Farkı[111 km.] ile Uzaklık Hesaplama
Enlem farkı bulunurken verilen merkezler aynı yarımkürede ise büyük olan enlem derecesinden küçük olan çıkarılır. İLE/VE/>< Farklı yarımkürede olurlarsa enlem dereceleri toplanır.
A - B = ?
50 - 20 = 30 [enlem farkı]
30 x 111 = 3330 km.
İLE/VE/><
B + D = ?
20 + 15 = 35 [enlem farkı]
35 x 111 = 3885 km.
)
( LATITUDE vs./and LONGITUDE )
- ENTELLEKTÜALİZM/İNTELLECTUALISM[İng.] değil/yerine/= DÜŞÜNSELCİLİK
- ENTERNASYONAL ÜNİTE/INTERNATIONAL UNİT[İng.] değil/yerine/= ULUSLARARASI BİRİM
- ENZİM ile/||/<> ETKİN/AKTİF BÖLGE
( ... İLE/||/<> Bir enzimin kendisine ait substratına özel olarak bağlanmasını sağlayan bölge. )
- ENZİM ile HORMON
( Biyokimyasal tepkimeleri hızlandıran protein molekülü. İLE Gövdede belirli işlevleri düzenleyen kimyasallar. )
- ENZİM ile KATALİZÖR
( Biyolojik tepkimeleri hızlandıran proteinler. İLE Kimyasal tepkimeleri hızlandıran nesneler. )
- ENZİM/ENTZİM/ENZYME[İng.] değil/yerine/= ÖZGEN | DİRİMSEL/BİYOLOJİK TEPKİLEYİCİ
- EOG/ELECTROOCULOGRAM[İng.] değil/yerine/= ELEKTROOKÜLOGRAM, GÖZ ELEKTRİK ÇİZGESİ
- EPDS/ELECTRONIC PERFORMANCE SUPPORT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK PERFORMANS DESTEK DÜZENİ
- EPİDURAL HEMATOM ile/||/<> SUBDURAL HEMATOM
( Kafatası ile dura mater arasında kan birikmesi. İLE/||/<> Dura mater ile beyin arasında kan birikmesi. )
- EPİSTEMOLOJİK İDEALİZM ile METAFİZİK İDEALİZM
( Bilginin zihinsel yapılar tarafından biçimlendiğini savunan görüş. İLE Gerçekliğin temelde zihinsel ya da düşüncelerden oluştuğunu savunan görüş. )
- EPİSTEMOLOJİK İYİMSERLİK/OPTİMİZM ile EPİSTEMOLOJİK KÖTÜMSERLİK/PESİMİZM
( İnsanın gerçeği bilme kapasitesine dair olumlu ve iyimser tutum. İLE İnsanın gerçeği bilme kapasitesine dair kuşkucu ve kötümser tutum. )
- EPİZOT/EPISODE[İng.] değil/yerine/= DÖNEM
- ERDEM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DEĞER
- ERDEM = FAZİLET = VIRTUE[İng.] = VERTU[Fr.] = TUGEND[Alm.] = VIRTUS[Lat.] = ARETE[Yun.] = VIRTUD[İsp.]
- ERDEM ile FEDÂKÂRLIK
- ERDEM/FAZİLET ile/ve ARTAM/MEZİYET
( Erdem, toplum çıkarını kişisel çıkarın üstünde tutmaktır. )
( Bilgi erdem, erdem de mutluluk üretir. )
( Erdeminiz ayakta kalmanızı sağlayan şeydir. )
( Erdem, kişinin kendini inşâ edeceği tuğlalardır. )
( Erdemler kendileri içindir. Başka şeyler için değildir. )
( Erdemler ve güçler kendini-idrakle birlikte gelir, daha önce değil. )
( Erdemli olanlar, kaygıdan; akıllı olanlar, korkudan uzaktır. )
( Güçlükleri yenmeyi birinci ödevi olarak kabul eden ve ödülü sonraya bırakan bir kişiye 'erdemli' denilir. )
( Erdemli kişinin önem verdiği üç şey vardır: Davranışlarında dikkatsiz ve düşüncesiz olmaktan sakınmak; yüz anlatımında içtenlik; sözlerinin kabalık ve bayağılıktan uzak olması. )
( Gerçekte olduğunuz şey, özünüz, sizin erdeminizdir, erdeminiz kendinizsiniz. )
( Özünüzü, gerçek benliğinizi anımsamak erdemdir. )
( Hiçbir çiçeğin kokusu rüzgâra karşı yayılamaz, fakat erdemlerin kokusu hiçbir engel tanımadan her yere yayılır. )
( Kişi, yaşamını meziyetlerinin yönettiğinden ve bu meziyetlerin en beklenmedik ve en sıkıcı koşullara bile direneceğinden emin olmalıdır. )
( Kişinin sınırlarını bilmesinden doğan alçakgönüllülük bir meziyettir ama vicdanla birleşmediği sürece bir zayıflık olarak görülebilir. )
( Olgun kişi, meziyetlerini parıldar hale getirir. )
( Olgun kişi, meziyetleri parıldarken ışıltıyı gizleyerek çevresiyle uyum içinde kalmayı başarır. )
( Kaynak ve meziyetlerin açığa vurulması yerine sadelikle alçakgönüllülük salık verilir. )
( Kişinin ışığı yararlı bir parlaklık sağlıyorsa, onu tartının altına gizlemelidir. Eğer sağlamıyorsa, meziyetleri geliştirmek amacıyla durmadan çalışılmalıdır. )
( Meziyet yalnız kalmaz, sürekli komşu bulur. )
( 4 Büyük Erdem:
* MAITRI/METTA[Palice] (Dostluk, iyi dilek, iyilik, sevgi ve merhamet göstermek. )
( Merhamet ve herkesin acılarına üzülmek. )
( Herkesin iyiliğine sevinmek. )
( Herkesin hatasını affetme ve görmemezlikten gelmek. )
( Erdemin ölçüsü, tüze'dir. )
( Bir şeyin, işlevini, yerine getirmesi. İLE/VE ... )
( What you are really is your virtue.
Remembering your self is virtue. )
( Aklını, en yüksek düzeyde kullanmak, tefekkür yaşamı, kuramsal temâşâ. İLE/VE ... )
( Ötekinin haklarını sağlamak, korumak ve savunmak. İLE/VE ... )
( VIRTUE vs./and MERIT )
- ERDEM ve/> ONUR
( Kişi, onuru için erdemli olur. )
- ERDEM ile/ve/||/<> ÖVGÜ
- ERDEM < SEKÎNE
- ERDEM ve/||/<> TÜZE(HUKUK)
( Erdemin ölçüsü, tüze'dir. )
- EREKBİLİM
- EREKBİLİM = MEBHAS-I GAYAT = TELEOLOGY[İng.] = TÉLÉOLOGIE[Fr.] = TELEOLOGIE[Alm.]
- EREKBİLİM/TELEOLOJİ ile MEKANİZM
( Doğadaki olayların bir amaca yönelik olduğunu savunan görüş. İLE Doğadaki olayların sadece nedensel mekanizmalarla açıklanabileceğini savunan görüş. )
- ERHAM[Ar. < RAHÎM] ile ERHÂM[Ar. < RAHM]
( Daha/pek merhametli. İLE Döl yatakları. | Akrabalar, hısımlar. )
- ERİK ile/ve/||/<>/> ÜZÜM ile/ve/||/<>/> CEVİZ/KOZ
( [Yenilebilen] Dışı. İLE/VE/||/<>/> Hem dışı, hem de içi. İLE/VE/||/<>/> İçi. )
( Ekşi/tatlı. İLE/VE/||/<>/> Tatlı. İLE/VE/||/<>/> [ince zarı/kabuğu soyulmazsa] hem acı, hem de tatlı | Ne acı[ince zarı/kabuğu soyulursa], ne de tatlı. )
( Şeriat. İLE/VE/||/<>/> Tarikat. İLE/VE/||/<>/> Hakikat. )
( Çıktım erik dalına
Anda yedim üzümü
Bostan ıssı kakıyıp
Der ne yersin kozumu
Yunus Emre )
( Niyâzî Mısrî'nin şerhini (de) okumanızı salık veririz. )
- ERİM ile ERİM
( Bir şeyin erebileceği uzaklık, menzil. İLE İyi bir şeye işaret olan durum, beşaret. )
- ERKEN BAHAR/EVVEL BAHAR/İLKBAHAR değil/yerine/= DOĞ/İLKYAZ/KÖKLEM
- ERKİNCİLİK = SERBESTİYE = LIBERALISM[İng.] = LIBÉRALISME[Fr.] = LIBERALISMUS[Alm.] = LIBERALIS[Lat.] = LIBERACIÓN[İsp.]
- ERRATUM[İng.] değil/yerine/= DÜZELTİ (YAZI)
- EŞ GÖNDERİM ile EŞ GÖNDERİMSEL
( CO-REFERENCE vs. CO-REFERENTIAL )
- EŞ ÖZDEŞİM ile TAMAMLAYICI ÖZDEŞİM
- EŞADLI = HOMONYM[İng., Alm.] = HOMONYMIE[Fr.] = HOMONYMIA[Yun.]
- ESAS ile/ve/< USÛL/YÖNTEM
( Temel, öz. İLE/VE/||/< Yöntem, yol, uygulayım, metot. )
( Usûl olmadan vusûl olmaz.[Yöntem olmazsa kavuşulmaz/ulaşılmaz.] )
( Anayasa ve bazı/çoğu önemli davalar, önce usûlden sonra esastan ele alınır. )
( Kızgın tencere, bir kulpundan tutulmaz. )
( [öncelik ve simge/benzetme olarak]
Dere. İLE/VE/||/< Okyanus.
"Okyanus". İLE/VE/||/< "Dere".
[örnek ve deyim olarak]
Okyanus[u geçmek]. İLE/VE/||/FAKAT/NE YAZIK Kİ Dere[de boğulmak][usûlün öncelikli tutulması ve/ya da bulunmaması durumunda]. )
( BASE vs./and/||/< METHOD )
- ESEF[Ar.] ile GAMM[Ar.] ile HASRET[Ar.]
- ESEME/MANTIK ile/ve/> ÇIKARIM
( LOGIC vs./and/> INFERENCE )
- EŞHÜR-ÜL-HURUM
( İSLÂM'DAN ÖNCE, HARBİN VE ÖLÜMÜN HARAM KABUL EDİLDİĞİ ARABÎ AYLARINDAN "ZİLKA'DE, ZİLHİCCE, MUHARREM VE RECEB" AYLARI )
- ESİNLENME ile/ve/değil/||/<>/< ÇAĞRIŞIM
- EŞİT HAK ile/ve/||/<>/>/< EŞİT PAYLAŞIM
- EŞİTLİK ile/ve PAYLAŞIM
( EQUALITY vs./and SHARING )
- EŞKAL/SURET/FİZİK değil/yerine/= GÖRÜNÜŞ/BİÇİM
- ESKİ ile/değil/yerine ESKİL/BAYRI/KADÎM
- ESKS/ELECTRONIC HEALTH RECORD SYSTEM[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK SAĞLIK KAYIT DÜZENİ
- ESMÂ'[Ar. < İSM] ile ESMÂ'[Ar. < SEM] ile ESMAH[Ar.]
( Adlar. İLE Kulaklar, kulak işitmeleri. İLE En semahatli, eli açık, pek cömert. )
- ESNÂN-I HİLM ile ESNÂN-I KATIA ile ESNÂN-I NÂBİYE
( Akıl dişi, yirmi yaş dişi. İLE Kesici dişler. İLE Küçük azıdişleri. )
- ES-SELÂMÜN ALEYKÜM değil/ya da ES-SELÂM-Ü ALEYKÜM değil/ya da SELÂMÜN ALEYKÜM
- ETHEREUM ile ALGORAND
- ETİ SENİN, KEMİĞİ BENİM! değil ONU, ETİNDEN VE KEMİĞİNDEN (SAPLANTISINDAN) AYIR!
- ETKİ ile/ve/<> DENETİM
( EFFECT vs./and/<> CONTROL )
- ETKİLEŞİM
- ETKİLEŞİM ile/ve DEĞİŞİM
( INTERACTION vs./and ALTERATION )
- ETKİLEŞİM ile/ve DÖNÜŞÜM
( INTERACTION vs./and TRANSFORMATION )
- ETKİLEŞİM ile/ve/değil/yerine ETKİNLEŞMEK
( Duygusallık. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Koşulsuz sevgi. )
( Alışveriş. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Veriş. )
( [not] REACTIVE vs./and/but ACTIVE
ACTIVE instead of REACTIVE
[not] Emotional. WITH/AND/BUT Unconditional love. )
- ETKİLEŞİM ile/ve/||/<>/> EYTİŞİM
- ETKİLEYİŞ ile/değil ETKİLEŞİM
- ETKİNLİK/PERFORMANS =/ve İLETİŞİM =/ve GÜDÜLENME =/ve YETKİNLİK/LER
( NE? ve NEDEN? ve NASIL? )
- ETKİNLİK ile/ve/değil/yerine/> ÜRETİM
( [not] ACTIVITY vs./and/but TO PRODUCE
TO PRODUCE instead of ACTIVITY )
- ETKİNLİK/FİİL ile/ve DAVRANIŞ ile/ve EYLEM
( İş üretir. Durumu değiştirmektir. İLE/VE Psişik durumların dışavurumu. İLE/VE Bilinçli, amaçlı etkinlik. )
- ETMEN" ile/değil ETMEYİN
- ETRAFINDA:
"ÇOK KİŞİ" değil/yerine (SADECE) KİŞİ/ADAM
- ETS/EARLY DIAGNOSIS SYSTEM[İng.] değil/yerine/= ERKEN TANILAMA DÜZENİ
- EUDOS ile/ve/||/<>/> SCHEMA/FORM ile/ve/||/<>/> MORPHE[/FİGÜR/ŞEKİL/BİÇİM]
- EV:
HAZIRYAPIM(PREFABRİK) ile ÇELİK
- EVDE BAKIM ile/ve/||/<> HASTAHANEDE BAKIM
- EVHAM ile VESVESE
- EVİSERASYON/EVISCERATION[İng.] değil/yerine/= KARIN DIŞINA ÇIKIM
- EVLÂD-I SULBİYE/SULBİYYE ile/||/<> EVLÂD-I ÜMM
( Vakıfta birinin çocuklarını anlatan terim.[Birin torunları, onun evlâd-ı sulbiyyesidir.]. İLE/||/<> Ölenin, ana bir oğlan ve kız kardeşleri. )
- EVOLÜSYON/EVOLUTION[İng.] değil/yerine/= EVRİM
- EVRE ile/ve/||/<> DEVRE/DÖNEM
- EVREN:
YAYILIM ve/||/<>/> BÖLÜNEBİLİRLİK
- EVRENBİLİM = KEVNİYAT = COSMOLOGY[İng.] = COSMOLOGIE[Fr.] = KOSMOLOGIE[Alm.] = COSMOLOGIA[Lat.] = KOSMOLOGIA[Yun.]
- EVRENBİLİM(KOZMOLOJİ) ve PSİKOLOJİ ve GEOMETRİ/MANTIK
- EVRENDE:
İKİLEM değil/yerine BÜTÜNLÜK
- EVRENDOĞUM = KİYANİYAT, TEŞEKKÜL-İ ÂLEM = COSMOGONY[İng.] = COSMOGONIE[Fr.] = KOSMOGONIE[Alm.] = KOSMO-GONIA[Yun.]
- EVRENSEL BİLİM ile/ve/||/<> DÜNYA GÖRÜŞÜNÜN BİLİMİ
- EVRENSEL BİLİM ile/değil EGEMEN BİLİM
( Bilim, evrensel olmaz; bilim, egemen olur. Evrensel bilim yoktur, egemen bilim vardır. )
- EVRİM ile ADAPTASYON
( Canlıların zaman içindeki genetik değişim süreci. İLE Bir canlının çevresine uyum sağlama yeteneği. )
- EVRİM ile BİYOÇEŞİTLİLİK
( Canlı türlerinin zamanla değişimi. İLE Dünyadaki tüm canlı türlerinin çeşitliliği. )
- EVRİM ile/ve/değil/||/<>/> ÇEŞİTLENDİRICİ/LIK
- EVRİM ile/ve/değil/yerine DEĞİŞİKLİK
( [not] EVOLUTION vs./and/but ALTERATION
ALTERATION instead of EVOLUTION )
- EVRİM ile/ve/değil/yerine DEĞİŞİM
( [not] EVOLUTION vs./but ALTERATION
ALTERATION instead of EVOLUTION )
- EVRİM/EVOLASYON[İng. < EVOLUTION] ile DEĞİŞİNİM/MUTASYON
( Canlının tür olarak gelişmesi, bir canlıyı ötekilerden ayırt eden morfolojik ve fizyolojik karakterlerin gelişmesi yolunda geçirilen bir seri değişim. İLE Genetik yapıda, kendiliğinden ya da bir dış etken aracılığı ile ortaya çıkan değişiklik. | Doğada ve toplumda, niteliksel değişmelerin, yavaş yavaş değil birdenbire olması, bir şeyin, ortam ve koşullarını bulduğunda, birdenbire nitelik değiştirmesi. )
( 1500 milyon yıl ilâ 2 milyar yıl gerekir. )
( )
( )
( )
( EVOLUTION vs. MUTATION )
- EVRİM ile/ve/değil/<> DOĞAL SEÇİLİM
( Canlı türlerinin zamanla değişimi. İLE/VE/DEĞİL/<> Evrimin itici gücüdür ve yaşamda kalma ve üreme olasılığı en yüksek olan canlıların genlerini gelecek kuşaklara aktarmasını sağlar. )
- EVRİM ile/ve/<> ESKİME
- EVRİM/SEL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GELİŞİM/SEL
( )
( [not] EVOLUTION vs./and/but/||/<> PROGRESS/DEVELOPMENT
PROGRESS/DEVELOPMENT instead of EVOLUTION )
- EVRİM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İLERLEME
- EVRİM ile/ve/||/<> MOZAİK EVRİM
- EVRİM = TEKÂMÜL = EVOLUTION[İng.] = ÉVOLUTION[Fr.] = ENTWICKLUNG, EVOLUTION[Alm.] = EVOLUTIO[Lat.] = EVOLUCIÓN[İsp.]
- EVRİŞİM
( CONVERSION )
- EVSÂM[Ar. < VESM/VEŞM] ile EVSÂM[Ar. < VASM]
( Gövde üzerine bir iğne ile kara bir tozdan yapılan resimler, şekiller ya da yazılan yazılar, döğmeler. İLE Ayıplar, utanmalar, arlar, hayâlar. )
- EXCESS vs./and PROBLEM
- EXCITEMENT vs./and ENTHUSIASM
- EXCURSION[İng.] değil/yerine/= AÇILMA | GEZİNIM
- [not] EXPECTATION vs. DREAM
- ext. sup. alut.[Lat. < EXTENDE SUPER ALUTEM] değil/yerine/= DERİ ÜZERİNE YAYINIZ
- EYİLİM değil EĞİLİM
- EYİM değil EĞİM
- EYİTİM değil EĞİTİM
- EYLEM ve/||/<>/> ANDA OLMAK ve/||/<>/> KENDİLİĞİNDENLİK ve/||/<>/> YARATICILIK
- EYLEM ve BİRLİK
( ACTION and UNITY )
- EYLEM ile/ve/değil/yerine BÜTÜNLÜK İÇİNDE EYLEM
( [not] ACTION vs./and/but ACTION IN THE INTEGRITY
ACTION IN THE INTEGRITY instead of ACTION )
- EYLEM ile/ve/değil/||/=/<>/< DİRENME
- EYLEM ve/<>/>< DÜŞÜNME
- EYLEM ile/||/<> EK EYLEM/MECHÛL ile/||/<> EYLEMLİK ile/||/<> ETKEN/EDEN ile/||/<> EDİLGEN EYLEM ile/||/<> BUYRUM ile/||/<> ORTAÇ/FERÎ FİL ile/||/<> GEÇİŞLİ/MÜTEADDÎ ile/||/<> GEÇİŞSİZ/LÂZIM ile/||/<> KİŞİSİZ/MEÇHUL
( ... İLE/||/<> Ad soylu dil birimlerinin yüklem işlevi üstlenmesini sağlayan eylem. İLE/||/<> Başlıca işlevi, eylemin belirttiği oluşu göstermek olan ad özellikli eylemsi. İLE/||/<> Etken biçimde oluşa katılan öğe. İLE/||/<> Öznenin, yapılan işin etkisi altında kaldığını belirten çatıyla kurulan eylem. İLE/||/<> Eylemin yapılması gerektiğini buyurarak anlatan isteme kipi. İLE/||/<> Eylemden türemiş, çoğunlukla ön ad/sıfat, bazen de ad olarak kullanılan eylemsi. İLE/||/<> Nesneyle kullanılan eylem. İLE/||/<> Nesnesiz kullanılan eylem. İLE/||/<> Kişi belirtisi olmayan eylem kipleri ile üçüncü tekil kişi çekimlerinde öznesi belirli olmayan eylem biçimleri için kullanılan bir tanım.+ Diller/Arapca )
- EYLEM ile/ve/||/<>/> ETKİ
- EYLEM ile/değil EYLEME(K)
- EYLEM ile/ve/değil/||/<>/< EYLEMİN DEĞERİ
( Bilim. | Sanat. | Fizik/doğa. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Felsefe. )
- EYLEM = FİİL = ACTION, ACTIVITY[İng.] = ACTION[Fr.] = AKTION, HANDLUNG[Alm.] = ACTION[Lat.] = ACCIÓN[İsp.]
- EYLEM ile/ve/değil/||/<> İŞLEM
- EYLEM ile/ve/||/<> İŞLEMİ TAMAMLAMAK
- EYLEM ile/ve ÖZGÜRLEŞTİRİCİ EYLEM
( O, ırmağa götürür fakat geçiş size aittir. )
( It will take you to the river, but the crossing is your own. )
( ... ile/ve SATSANG )
- EYLEM ile ÖZGÜRLEŞTİRİCİ EYLEM(SATSANG)
( O, ırmağa götürür ama geçiş size aittir. )
- EYLEM ile/ve UYGULAMA
( Doğruluk ve eylemin birliği! )
( Bencil olmayan ve arzudan arınmış eylem! )
( ACTION vs./and TO APPLY
Union of righteousness and action!
Unselfish and desireless action! )
- EYLEM ve/||/<>/> YOL GÖSTERİCİ/LİK
- EYLEMCİL ÇEKİM
( VERBAL INFLECTION )
- EYTİŞİM/DİYALEKTİK ile/ve/||/<>/> ÇOKLU EYTİŞİM
- EYTİŞİM/DİYALEKTİK ile/ve DEVİM/DİNAMİK
( DIALECTIC vs./and DYNAMIC )
- EYTİŞİM = FENN-İ MÜNAZARA, İLMİ- CEDEL, İLM-İ HİLAF Ü CEDEL = DIALECTIC[İng.] = DIALECTIQUE[Fr.] = DIALEKTIK[Alm.] = DIALEKTIKE[Yun.] = DIALECTO[İsp.]
- EYTİŞİM(DİYALEKTİK) ve/||/<> GÖRELİLİK ve/||/<> HOLOGRAFİK EVREN ve/||/<> SİBERNETİK ve/||/<> KUVANTUM
- EYTİŞİM ile/ve KAVRAMSAL EYTİŞİM
- EYTİŞİM/DİYALEKTİK ile/ve/değil/yerine ile/ve/değil/yerine ÇOKLU EYTİŞİM / POLİ-DİYALEKTİK
- EYTİŞİM(DİYALEKTİK) ile SÜREÇ(VETÎRE)
( DIALECTIC vs. PROCESS )
- EYTİŞİM ve UZAKDOĞU KÜLTÜRÜ
- EYTİŞİM ve/||/<> YÖNTEMSEL KUŞKU
- EZEL ile KADÎM
- EZİYET değil/yerine/= İNCİTİM
- FACEBOOK ile X/TWITTER ile YOUTUBE ile LINKEDIN ile INSTAGRAM ile PINTEREST ile BLOG ile FOUR SQUARE
( Kurabiye yemeyi seviyorum. İLE Kurabiye yiyorum. İLE Bakın nasıl da yiyorum kurabiyeyi. İLE Nasıl kurabiye canavarı oldum? İLE Buyurun, kurabiye yerkenki fotoğrafım. İLE Kurabiye tarifimi de paylaşayım. İLE Kurabiye yapma/yeme anılarım. İLE Şurada, kurabiye yiyorum. )
( I like eating cookie. VS. I'm eating cookie. VS. This is how I eat my cookie. VS. My skills include eating cookie. VS. Here's a photo of the cookie I eat. VS. Here's my recipe for the cookie. WITH Here's my cookie eating experience. VS. This is where I am eating the cookie. )
- FAHR-İ ÂLEM
( Âlemlerin övüncü, kumandanı. )
- FAİZ/NEMA[Ar.] değil/yerine/= GETİRİ/ÜREM
- FANATİZM[İng. FANATICISM | Fr. < FANATISME] değil/yerine/= BAĞNAZLIK
- FANTEZİ değil/yerine/= DÜŞLEM
- FANTOM/PHANTOM[İng.] değil/yerine/= HAYALET
- FARK:
CEM ÖNCESİ ile/ve/değil/yerine CEM ile/ve/değil/yerine CEM SONRASI
( Şirk. İLE/VE Zındıklık. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Tevhid. )
- FARK ÖNCESİNDEKİ CEM ile/değil/yerine FARK SONRASINDAKİ CEM
( Zevktelerdir. İLE/DEĞİL/YERİNE Ancak, zahmette olanlar/olabilenler içindir. )
- FARK ile/ve/||/<> AYRIM
- FARK ile/ve/<>/= CEM
- FARK ile/ve/değil DİZİLİM
( [not] DIFFERENCE vs./and/but STRING )
- FARK ile ÖNEM
( DIFFERENCE vs. IMPORTANCE )
- FARKINDALIK ile/ve/<> İÇ GERİLİM
- FARKINDALIK ve/||/<> TUTUM ve/||/<> ÖZGÜNLÜK
( AWARENESS and/||/<> ATTITUDE and/||/<> AUTHENTICITY )
- FARKLI BİR BAKIŞ AÇISI ile/ve/değil/||/<> FARKLI BİR TANIM
- FARMAKOLOJİ değil/yerine/= EMBİLİM
- FASİKÜL/CÜZ ile BÖLÜM
- FAŞİZM ile/ve SOYKIRIM
- FASM[Ar.] ile KASM[Ar.]
- FÂTİHA SURESİNDEKİ DÖRT ANA İLİM
- FAZÎLET[Ar.] değil/yerine/= ERDEM
- FEHÎM[Ar. < FEHM] ile FEHM[Ar.]
( Zeki, anlayışlı, akıllı. İLE Anlama, anlayış. )
- FEHM ile/ve/||/<> AKIL ile/ve/||/<> İLLET ile/ve/||/<> HİKMET
( Kavram. İLE/VE/||/<> Bağlam. İLE/VE/||/<> Neden/içsel. İLE/VE/||/<> Dışsal. )
- FEHM ile/ve FİKİR
( Tekrar vardır. İLE/VE Hareket vardır. )
- FEHM[Ar.] ile 'İLM[Ar.]
- FEHM ile TEDEKKÜR ile TEFEKKUH
- FELSEFE ile/ve/||/<> BİLİM ile/ve/||/<> İDEOLOJİ
- FELSEFE:
BETİMLEME > KAVRAM
( Felsefe, betimlemeden, kavrama geçiştir. )
- FELSEFE-BİLİM TARİHİ ile/ve/||/<> ANADOLU'DA FELSEFE-BİLİM
( )
- FELSEFE:
EĞİTİM ile/ve/değil/||/<>/> YETKİNLEŞTİRME
- FELSEFE:
NESNEL İDEALİZM ile/ve/||/<> ÖZNEL İDEALİZM
- FELSEFE ve AYRIM
- FELSEFE ve BİLDİRİŞİM
- FELSEFE ile/ve/değil FELSEFE-BİLİM
- FELSEFE ve KİŞİSEL YÖNETİM
- FELSEFE ile/ve/değil/||/<>/< KURAM
- FELSEFE ile/ve/||/<>/>/< YAKLAŞIM
- FELSEFE ile/ve/||/<> YORUMBİLİM
( Toplumu yapılandırır. İLE/VE/||/<> Bireyi yapılandırır. )
- FELSEFESİZ ...:
BİLİM ile SANAT ile HUKUK/DİN ile YAŞAM
( Kör. İLE "Süsleme". İLE "Kural". İLE Yaşanmamış. )
- FELSEFESİZ SANAT ve FELSEFESİZ BİLİM ve FELSEFESİZ FELSEFE
( Zanaat. VE Teknokrasi, işçilik. VE İdeoloji. )
- FELSEFİ AKILCILIK/RASYONALİZM ile FELSEFİ AKILDIŞILIK/İRRASYONALİZM
( Bilginin, akıl ve mantık yoluyla elde edilebileceğini savunan görüş. İLE Bilginin, "akıl dışı yollarla[sezgi, duygu]" elde edilebileceğini savunan görüş. )
- FELSEFİ AKILCILIK/RASYONALİZM ile FELSEFİ DENEYCİLİK/EMPİRİZM
( Bilginin akıl ve mantık yoluyla elde edilebileceğini savunan görüş. İLE Bilginin deneyim ve gözlem yoluyla kazanıldığını savunan görüş. )
- FELSEFİ ANARŞİZM ile SİYASİ ANARŞİZM
( Devlet ve otoritenin meşrûiyetini reddeden felsefi görüş. İLE Devletsiz bir toplum yapısını savunan siyasi düşünce. )
- FELSEFİ BELİRLEMECİLİK/DETERMİNİZM ile FELSEFİ RASTLANTISALCILIK/İNDETERMİNİZM
( Tüm olayların önceden belirlenmiş neden-sonuç ilişkilerine bağlı olduğunu savunan görüş. İLE Olayların tamamen rastgele ya da öngörülemez olduğunu savunan görüş. )
- FELSEFİ BELİRLENİMCİLİK/DETERMİNİZM ile FELSEFİ ÖZGÜRLÜKÇÜLÜK/LİBERTERYENİZM
( Tüm olayların önceden belirlenmiş neden-sonuç ilişkilerine bağlı olduğunu savunan görüş. İLE Kişinin yapmayabilme gücü[ihtiyâr] ve yapabilme gücüne[irâde] sahip olduğunu ve kendi yeğleme ve seçimlerini yapabildiğini savunan görüş. )
- FELSEFİ DOĞALCILIK/NATURALİZM ile FELSEFİ DOĞAÜSTÜCÜLÜK/SÜPERNATURALİZM
( Doğa yasaları ve bilimsel yöntemlerle açıklanamayan hiçbir şeyin olmadığını savunan görüş. İLE "Doğaüstü" "var olanlar" ve "olayların" "gerçekliğini" "kabul eden görüş". )
- FELSEFİ DÜŞÜNCECİLİK/İDEALİZM ile FELSEFİ GÖRÜNGÜCÜLÜK/FENOMENOLOJİ
( Gerçekliğin temelde zihinsel ya da düşüncelerden oluştuğunu savunan görüş. İLE Bilinç ve deneyimlerin yapısını inceleyen felsefi yaklaşım. )
- FELSEFİ GERÇEKÇİLİK/REALİZM ile FELSEFİ ADCILIK/NOMİNALİZM
( Evrensel kavramların, gerçek ve bağımsız olduğunu savunan görüş. İLE Evrensel kavramların, sadece adlardan oluştuğunu savunan görüş. )
- FELSEFİ HÜMANİZM ile FELSEFİ ANTİ-HÜMANİZM
( Kişinin değerini, özgürlüğünü ve potansiyelini vurgulayan görüş. İLE Kişi/insan merkezli düşünce düzenlerini eleştiren ve kişiyi/insanı merkezden çıkaran görüş. )
- FELSEFİ İDEALİZM ile FELSEFİ MATERYALİZM
( Gerçekliğin, temelde zihinsel ya da ideallerden oluştuğunu savunan görüş. İLE Gerçekliğin, nesnel unsurlardan oluştuğunu savunan görüş. )
- FELSEFİ İDEALİZM ile FELSEFİ POZİTİVİZM
( Gerçekliğin temelde zihinsel ya da düşüncelerden oluştuğunu savunan görüş. İLE Bilginin sadece gözlemlenebilir ve ölçülebilir olgulara dayandığını savunan görüş. )
- FELSEFİ İDEALİZM ile FELSEFİ REALİZM
( Gerçekliğin temelde zihinsel ya da ideallerden oluştuğunu savunan görüş. İLE Gerçekliğin zihinden bağımsız ve nesnel olduğunu savunan görüş. )
- FELSEFİ İNSANCILIK/HÜMANİZM ile FELSEFİ ÖTEİNSANCILIK/TRANSHÜMANİZM
( İnsanın değerini, özgürlüğünü ve potansiyelini vurgulayan görüş. İLE İnsanın biyolojik sınırlarını aşarak teknolojiyle geliştirilmesini savunan görüş. )
- FELSEFİ İYİMSERLİK ile FELSEFİ HİÇÇİLİK/NİHİLİZM
( Dünyanın ve insanlığın temelde iyi olduğunu savunan görüş. İLE Her türlü anlam, değer ve amaç reddini savunan görüş. )
- FELSEFÎ KAYGI ile/ve/değil FELSEFÎ YAKLAŞIM
- FELSEFİ ÖĞRETİ ile FELSEFİ SİSTEM
- FELSEFİ ÖZDEKÇİLİK/MATERYALİZM ile TARİHSEL ÖZDEKÇİLİK/MATERYALİZM
( Gerçekliğin nesnel unsurlardan oluştuğunu savunan felsefi görüş. İLE Tarihin sınıf çatışmaları ve ekonomik etmenlerle biçimlendiğini savunan görüş. )
- FELSEFİ REALİZM ile BİLİMSEL REALİZM
( Gerçekliğin zihinden bağımsız ve nesnel olduğunu savunan felsefi görüş. İLE Bilimsel kuramların gerçekliği doğru bir biçimde temsil ettiğini savunan görüş. )
- FELSEFÎ SÖYLEM/DİSKUR ile/ve FELSEFÎ EDİM
- FELSEFİ TEKÇİLİK/MONİZM ile FELSEFİ İKİCİLİK/DUALİZM
( Gerçekliğin tek bir temel unsurdan oluştuğunu savunan görüş. İLE Gerçekliğin iki temel unsurdan[anlık/zihin ve özdek/madde] oluştuğunu savunan görüş. )
- FELSEFİ YARARCILIK/PRAGMATİZM ile FELSEFİ AKILCILIK/RASYONALİZM
( Bir düşüncenin doğruluğunu uygulamalı sonuçlarıyla değerlendiren felsefi yaklaşım. İLE Bilginin akıl ve mantık yoluyla elde edilebileceğini savunan felsefi yaklaşım. )
- FELSEFİ YARARCILIK/PRAGMATİZM ile FELSEFİ İNAKÇILIK/DOGMATİZM
( Bir düşüncenin doğruluğunu uygulamalı sonuçlarıyla değerlendiren felsefi yaklaşım. İLE Kesin ve sorgulanamaz doğruların varlığını savunan felsefi yaklaşım. )
- FEMİNİST EKOLOJİ/EKOFEMİNİZM değil/yerine/= DİŞİCİ ÇEVREBİLİM/ÇEVREDİŞİCİLİK
- FEMİNİZM değil/yerine/= DİŞİCİLİK
- FENÂ-YI HÂDİS ile FENÂ-YI KADÎM
- FEODAL/İZM değil/yerine/= DEREBEYCİ/LİK
- FEODALİZM ile/ve/||/<>/> FEDERALİZM
- FERÂGAT ve DÖNÜŞÜM
- FERDİYET-İ SELÂSE:
ZÂT ve/||/<>/> İHTİYÂR/İRÂDE ve/||/<>/> SÖZ/EYLEM
- FERRUM[İng.] değil/yerine/= DEMİR
- FETAL DİSTRES ile/||/<> PRETERM DOĞUM
( Fetüsün oksijen yetersizliği nedeniyle sıkıntıya girmesi. İLE/||/<> Gebeliğin 37. haftasından önce gerçekleşen doğum. )
- FETAL DİSTRES ile/||/<> PRETERM DOĞUM
( Bebekte oksijen yetersizliği nedeniyle sıkıntı belirtileri. İLE/||/<> Gebeliğin 37. haftasından önce doğumun gerçekleşmesi. )
- FİBER ile FİBRİL ile FİBRÖZ ile FİLAMENT ile FİLAMENTÖZ ile FİLİFORM ile FİLUM ile FİLUM TERMİNALE
( Lif, iplik. İLE Lifçik, iplikçik. İLE Lifli, ipliksi. İLE İplik, tel. İLE İpliksi. İLE İpliksi. İLE İplik, budun. İLE Uç iplik. )
- FİDBEK[İng. < FEEDBACK] değil/yerine/= GERİBİLDİRİM
- FİGÜR ile FORM
( Şekil. İLE Biçim/Suret. )
- FİGÜR ile FORM
( Şekil. İLE Biçim/Sûret/Minvâl[Ar.]. )
- FİİL ile/ve DAVRANIŞ ile/ve EYLEM
( İş üretir. Durumu değiştirmektir. İLE/VE Psişik durumların dışavurumu. İLE/VE Bilinçli, amaçlı etkinlik. )
- FİİL[Ar.] değil/yerine/= EDİM
- FİİL ile EYLEM
- FİİL değil/yerine/= EYLEM/EDİM; YÜKLEM
- FİİL-İ MUZÂRİ CAHDİ MÜSTEĞRAK (MALUM) ile FİİL-İ MUZÂRİ CAHDİ MUTLAK (MALUM) ile FİİL-İ MUZÂRİ NEFYİ HAL (MALUM) ile FİİL-İ MUZÂRİ NEFYİ İSTİKBAL (MALUM) ile FİİL-İ TAACCÜB SÂNİ
- FİLIFORM[İng.] değil/yerine/= İPLİKSİ | ZAYIF
- FİLİZ ile/ve KIVILCIM
( "SHOOT" vs./and "SPARK" )
- FİLM/FİLİM değil/yerine/= ÇEL, YARGAK,(ZAR GİBİ İNCE) | ÇELKİ (ÜZERİNE GÖRÜNTÜ ÇEKİLMİŞ ÇEL)
- FİLMDE:
HAREKET İMGELEMİ ile/ve/||/<> ZAMAN İMGELEMİ
- FİLOLOJİ değil/yerine/= ÖRÜBİLİM
- FİNAL[İng.] değil/yerine/= SON/LAMA, BİTİM
- FIRSAT ile/ve ORTAM
( OPPORTUNITY vs./and AMBIENCE IN POTENTIAL )
- FİTOTERAPİ/PHYTOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= BİTKİSEL SAĞALTIM
- FITRİYE/NATİVİZM değil/yerine/= DOĞUŞTANCILIK
- FİYAT ile/ve ÖNEM
- FİZİK ve/||/<>/>/< DENEYİM
- FİZİK ile/ve/||/<>/> KİMYA ile/ve/||/<>/> DİRİMBİLİM
( [nesne ...] Kımıldamıyorsa. İLE/VE/||/<>/> Kokuyorsa. İLE/VE/||/<>/> Kımıldıyorsa. )
( ... ile/ve/||/<>/> 1790'dan sonra. ile/ve/||/<>/> 1850'den sonra. )
- FİZİKÖTESİ ile/ve/||/<> VAROLUŞBİLİMLER ile/ve/||/<> VAROLUŞBİLİM ile/ve/||/<> VAROLUŞBİLİM
( Felsefede. İLE/VE/||/<> Felsefede. İLE/VE/||/<> Teknolojide. İLE/VE/||/<> Bilimde. )
( METAPHYSICS vs./and/||/<> ONTOLOGIES vs./and/||/<> ONTOLOGY vs./and/||/<> ONTOLOGY )
- FİZİKSEL CİSİM ile MATEMATİKSEL CİSİM
- FİZİKSEL DEĞİŞİM ile/ve/||/<> KİMYASAL DEĞİŞİM
( Nesne, kimyasal olarak değişmez fakat fiziksel durumu değişir. İLE/VE/||/<> Yeni nesnelerin oluştuğu tepkime. )
- FİZYOLOJİ değil/yerine/= İŞLEVBİLİM
- FİZYOLOJİK PSİKOLOJİ değil/yerine/= İŞLEVBİLİMSEL USBİLİM
- FİZYOTERAPİ değil/yerine/= İŞLEVONUM
- fldxt.[Lat. < FLUIDEXTRACTUM] değil/yerine/= BİTKİSEL İLÂCIN SIVI DURUMDAKİ ÖZÜ
- FLOKÜLASYON/FLOCCULATION[İng.] değil/yerine/= BULUTSU ÇÖKÜŞÜM
- FLÜKTÜASYON/FLUCTUATION[İng.] değil/yerine/= ÇALKALANIM
- FOLKLOR[Fr. < FOLKLORE]/HALKİYAT[Ar.] değil/yerine/= TUYBİLİM/HALKBİLİM
- FONEM ile MORFEM
( Sesbirim, harf. İLE Biçimbirim, hece. )
- FONOGRAM değil/yerine/= SESYAZI
- FONOKARDİYOGRAM/PHONOCARDIOGRAM[İng.] değil/yerine/= KALP SES ÇİZGESİ
- FONOLOJİ[Fr., İng. < Yun.] değil/yerine/= SESBİLİM
- FORERUNNER vs. HARBINGER vs. HERALD vs. MESSENGER vs. OMEN vs. PORTENT vs. SIGN vs. SYMPTOM
- FORM ile AMORF
- FORM değil/yerine/= BİÇİM
- FORM ile FORM
( Biçim, şekil. | Bir şeyin, istenilen ve olması gereken durumu. İLE İstenilen şeylerin yazılması, doldurulması için hazırlanmış basılı belge. )
- FORM ile/ve/değil MORF
( SURET ile/ve/değil ŞEKİL )
( Biçimden soyutlanmış suret'in kalıcılığı olanaklı değildir.[Şekil'den mücerred suret'in bekâsı mümkün değildir.] )
( [not] FORM vs./and/but MORPH )
- FORM MORF
- -FORM ile/||/<> MORPH-/-MORPH/-MORPHİC/MORPHO-/-MORPHOUS ile/||/<> -OİD ile/||/<> -OLD ile/||/<> -PLASM ile/||/<> PAR-/PARA- ile/||/<> PSEUD-/PSEUDO-
( Biçim, biçiminde, andıran. İLE/||/<> Belirli bir biçimi olan, özel biçim ve yapı, biçim. İLE/||/<> Benzer, biçiminde, andıran. İLE/||/<> Andıran, benzeyen. İLE/||/<> Kalıp, biçim. İLE/||/<> Ötesinde, yanında, hatalı ve anormal durum, hemen andıran, yan kapasite ile ilgili, yakınında kaynak olmak, doğurmak. İLE/||/<> Yalancı, bir hastalığı bazı yönleri ile andıran. )
- FORMASYON/FORMATION[İng.] değil/yerine/= BİÇİMLENME | OLUŞUM
- FORMASYON[Fr., İng.] değil/yerine/= YETİŞİM
- FORMASYON değil/yerine/= YETİŞİM
- FOSİLBİLİM değil/yerine/= TAŞILBİLİM
- FOTOĞRAFTA:
PUNCTUM ile/ve/||/<>/> STADIUM
- FOTOMORFOZ ile FOTOSENTEZ ile FOTOŞİMİ ile FOTOTAKTİZM/FOTOTAKSİ ile FOTOTERAPİ ile FOTOTROPİZM
( Canlıların, bireyoluş sırasındaki gelişimi üzerinde, ışığın yaptığı etki. İLE Yeşil bitkilerin, ışıkta, basit bileşiklerinden, karmaşık yapılı organik moleküller yapması. İLE Fotokimya. İLE Işığagöçüm. İLE Işığın, sağaltım amacıyla kullanılması. İLE Işığadoğrulum. )
- FOTOSENTEZ ile GÖZE/SEL SOLUNUM
( Bitkilerin güneş ışığını kullanarak besin üretmesi ya da üretme süreci. İLE Gözelerin enerji üretme süreci. Besinleri moleküllerden enerjiye dönüştürme süreci. )
- FOTOSENTEZ ile/ve/||/<> SOLUNUM
( * Sadece bitki gözelerinde olur. İLE/VE/||/<> Bitkisel ve hayvansal tüm gözelerde olur.
* Sadece ışık altında gerçekleşir. İLE/VE/||/<> Günün her saatinde (gece-gündüz) devam eder.
* Fotosentez sırasında su ve karbondioksit kullanılır. İLE/VE/||/<> Organik besinler ve oksijen kullanılır.
* Fotosentez sırasında oksijen açığa çıkar. İLE/VE/||/<> Solunum sonrasında su ve karbondioksit açığa çıkar.
* Güneş enerjisi kimyasal enerjiye dönüşür. İLE/VE/||/<> Kimyasal enerji, serbest iş enerjisine dönüşür.
* Ağırlık artışı olur. İLE/VE/||/<> Ağırlık azalması olur.
* Organik besinler yapılmış olur. İLE/VE/||/<> Organik besinler yıkılıp, parçalanmış olur. )
- FOTOTAKSİ ile/ve TROPİZM
( Işığa doğru hareket. İLE/VE Işık, ısı gibi dış etkilerle bir organizmanın belirli bir yöne doğru yer değiştirmesi. Doğrulum. )
- FOTOTROPİZM ile/ve/||/<> GEOTROPİZM/GRAVİTROPİZM
( Bitkilerin ışığa yönelme devimi. İLE/VE/||/<> Bitkilerin yerçekimine karşı yaptığı devimi. )
- FRAKSİYON/FRACTION[İng.] değil/yerine/= PARÇA | BÖLÜM | KESİM
- FRAKTAL/LER ve KUVANTUM
( KUVANTUM:
* Gözlenen ile gözleyeni ayrı saymaz. Birbirini etkilerler.
* Süreksiz ve kesiktir.
* Olasılıklar üzerinedir. )
- FREEDOM vs. INTERNAL FREEDOM
- FREMITUS[İng.] değil/yerine/= ELE GELEN TİTREŞİM
- FRONTAL DÜZLEM/FRONTAL PLANE[İng.] değil/yerine/= KORONAL DÜZLEM
- FULTAYM değil/yerine/= TÜM GÜN/TÜM SÜRE
- FUNDAMENTALİZM değil/yerine/= KÖKTENKÖNECİLİK
- FÜTÜRİZM değil/yerine/= GELECEKÇİLİK
- FÜZİFORM/FUSIFORM[İng.] değil/yerine/= İĞSİ
- GAFÛR-ÜR-RAHÎM
( ESİRGEYEN, SUÇ BAĞIŞLAYAN (ALLAH) )
- GAİP | GAİBE ve MUHATAP | MUHATABA ve MÜTEKELLİM
( Serçe Parmak | Yüzük Parmağı VE Orta Parmak | İşaret Parmağı VE Baş Parmak )
( Müzekker | Müennes VE Müzekker | Müennes VE Ben. )
( Sağ elin avuç içine bakar biçimde )
(
(müzekker) |
(müennes) |
(müzekker) |
(müennes) |
- |
|||
NASARÛ |
NASARNE |
NASARTÜM |
NASARTÜNNE |
(cemi) |
NASARNÂ |
(meal gayr) (Biz) |
|
NASARÂ |
NASARATA |
NASARTÜMÂ |
NASARTÜMÂ |
(tesniye) |
|||
NASARA |
NASARAT |
NASARTE |
NASARTİ |
(müfred) |
NASARTÜ |
(vahide) (Ben) |
|
(gaip) |
(gaibe) |
(muhatab) |
(muhataba) |
(mütekellim)
|
|||
(serçe parmak) |
(yüzük parmağı) |
(orta parmak) |
(işaret parmağı) |
(başparmak) |
- GALİSİZM
( Kuraldışı olarak Fransızca'da yapılan bazı dil özellikleri. )
- GALO RİTMİ/GALLOP RHYTHM[İng.] değil/yerine/= DÖRTNAL DİZEMI
- GAM[Ar.] ile GAM[Yun.] ile KÂM[Ar.]
( Tasa, kaygı, üzüntü. İLE Notaların baştan sona [kalından inceye] ve/ya da sondan başa [inceden kalına], tek solukta okunması. [ DO-RE-Mİ-FA-SOL-LA-Sİ--D0--Sİ-LA-SOL-FA-Mİ-RE-DO ] İLE Ağzın üstü, damak. | Meram, arzu, emel, istek. | Lezzet, zevk. )
- GAM ile/değil/yerine KAYGI
( Uyku getirir. İLE Uyutmaz. )
( Kalbe zarar verenler. )
- GAM ile MAJÖR GAM
( Notaların baştan sona ve/ya da sondan başa tek solukta okunması. [ DO-RE-Mİ-FA-SOL-LA-Sİ--D0--Sİ-LA-SOL-FA-Mİ-RE-DO ] İLE Beş tonla iki yarım tondan oluşan gam. )
- GAMET/SPERM ile/||/<> GAMET HAVUZU ile/||/<> GAMETOFİT
( Eril üreme gözesi. Eşeyli üremede öncül eşey gözelerinin mayoz bölünmesi sonucunda oluşan özelleşmiş haploit göze. İLE/||/<> Bir popülasyonda, gelecek popülasyona aktarılabilecek olan ya da bu konuda potansiyeli olan tüm gamet genotiplerinin tüm kopyaları.[Popülasyon içinde var olan gametlerin tamamı olarak düşünülebilir.] İLE/||/<> Döl almaşında haploid kuşak.[Haploid gametleri[yumurta ve sperm] üretir.] )
- GAMM[Ar.] ile HEMM[Ar.]
- GARİBİM ile/değil KARÎBİM
- GAVS ile GAVS-I ÂZÂM
( ... İLE İki kutbiyet makamında da bulunan zât. )
( YARDIMCI, İMDÂDA YETİŞEN | VELÎYULLAH | MEDET, NUSRET ile ABDÜLKADİR-İ GEYLÂNÎ (KUTB) )
- GAVS-I ÂZÂM / KUTB-U ÂLEM
- GAYDA/TULUM ile KALİNKA
( ... İLE Rus gaydası. )
- GAYRET ile GERİLİM
- GAYTA[Ar.] ile/değil/yerine GAYDA[Bulgarca]/TULUM
( İnsan dışkısı. İLE/DEĞİL Müzik aleti.[Trakya'lı, Bulgar, Makedon ve İskoçlar'ın ulusal çalgısı.] )
( ... ile/değil TSIMPONA )
( [Lazca] ... ile/değil GUDA )
( ... ile/değil DANKİYO )
- GECE ve/<> İÇ ÂLEM
- GEÇİCİ ÇÖZÜM ile/ve/değil/||/<>/< ARA ÇÖZÜM
- GEÇİM yoksa SEÇİM
- GEÇİŞ ile AYRIM
- GEÇMİŞ YAŞAM değil GEÇMİŞ YAŞANTI
- GEÇMİŞE YÜRÜMEZLİK/TEK YÖNDE DEĞİŞİM ile/ve/=/||/<> TERSİNEMEZLİK
- GELGELELİM
- GELİŞİM
( DEVELOPMENT )
- GELİŞİM ve/||/<> ARINMA ve/||/<> YOZLAŞMAMA
- GELİŞİM ile/ve/<> DERİNLEŞME
( DEVELOPMENT vs./and/<> DEEPEN )
- GELİŞİM = DEVELOPMENT[İng.] = DÉVELOPPEMENT[Fr.] = ENTWICKLUNG[Alm.] = SVILUPPO[İt.] = DESARROLLO[İsp.]
- GELİŞİM ile/ve DÖNÜŞÜM
( DEVELOPMENT/IMPROVEMENT/PROGRESS vs./and TRANSFORMATION )
- GELİŞİM ile/ve/||/<> GELİŞMEK
( DEVELOPMENT vs./and/||/<> EVOLVE )
- GELİŞİM ile/ve/> İLERLEME
( Yaptığı işi iyi yapan kişi ilerleyecektir. )
( İlerleme ancak hazırlık aşamasında olur. )
( Kişinin daha da ilerlemesi için olanca cesârete gereksinimi vardır. )
( Sessizlik ve Sükûnet içinde, gelişirsiniz. )
( Nasıl ilerlemeli? İki kâse pirinç feda edilerek. )
( Doğru yönde ilerlediğimi nereden bileceğim? Göreviniz hakkında gösterdiğiniz azim, kararlılık, berraklık ve sadakatte ilerleyişinizle. )
( Olgun kişi, atalarının bilgelik ve deyişlerini inceleyerek kişiliğini geliştirir. )
( İlerlemenin işaretleri nelerdir? Tüm endişelerden kurtulmuşluk, bir rahatlık ve sevinç hali, içte derin bir huzur, dışta bol enerji. )
( Yükselen güneş, ilerlemeyi simgeler. )
( Senden ileride olanlara gelişmek için, geride olanlara da rahatlamak için bak. )
( One needs all the courage to go further.
In Silence and Peace, you grow.
How shall I know that I am moving in the right direction?
By your progress in intentness, in clarity and devotion to the task.
What are the signs of progress?
Freedom from anxiety; a sense of ease and joy; deep peace within and abundant energy without. )
( DEVELOPMENT/IMPROVEMENT vs./and/> PROGRESS )
- GELİŞİM ile/ve/||/<>/> OLGUNLAŞMA
- GELİŞİM ile/ve OLUŞUM
( DEVELOPMENT vs./and FORMATION/CONSTITUTION )
- GELİŞİM ile/ve SIRADÜZEN
( DEVELOPMENT vs./and HIERARCHY )
- GELİŞİM ile/ve TAMAMLANMA
( DEVELOPMENT vs./and TO GET COMPLETE, COMPLEMENT )
- GELİŞİM ile/ve/||/<>/> UYGARLIK
- GELİŞİM ve/||/<>/>/< UYGULAMA
- GELİŞİM ile/ve/> YENİLİK
( DEVELOPMENT/IMPROVEMENT vs./and/> INNOVATION/REFORM/NEWNESS )
- GELMİYİM" değil GELMEYEYİM
- GEN ve/<> HOLOGRAM
- GEN ile/ve/||/<>/> KROMOZOM
( DNA'nın işlevsel bir birimi. İLE/VE/||/<>/> Genleri taşıyan yapı. )
- GENEL İDARE değil/yerine/= GENEL YÖNETİM
- GENEL/UMUM ile MUTLAK
( GENERAL vs. ABSOLUTE )
- GENEL ile TÜM
( GENERAL vs. WHOLE )
- GENELLEME ile ÇIKARIM
( GENERALIZATION vs. INFERENCE )
- GENELLEME ile/ve EKSİK TÜMEVARIM
( Her şeyi genelleştirmeyi seven kişi, çoğunlukla yalan söyler. )
- GENELLEME ile TOPTANCI TUTUM
( GENERALIZATION vs. WHOLENESS ATTITUDE )
- GENELLEME ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YORUM
- GENELLEŞTİRME = TAMİM = GENERALIZATION[İng.] = GÉNÉRALISATION[Fr.] = GENERALISATION[Alm.] = GENERALIS[Lat.]
- GENETİK SEKANS/GENETIC SEQUENCE[İng.] değil/yerine/= GENETİK DİZİ/DİZİLIM
- GENETİK[Alm./İng.] değil/yerine/= KALITIMBİLİM
( Kalıtım bilimi.| Genlerle ilgili, genlerin belirlediği, genlerle geçen. | Genlerle ilgili, kalıtımla ilgili. )
- GENİŞ KAVRAM" ile "DERİN KAVRAM"
( "WIDE CONCEPT" vs. "DEEP CONCEPT" )
- GENİŞ KAVRAM ile DERİN KAVRAM
( WIDE CONCEPT vs. DEEP CONCEPT )
- GENOM ile PROTEOM
( Bir organizmanın tüm genetik nesnesi. İLE Bir organizmanın ürettiği tüm proteinlerin toplamı. )
- [ne yazık ki]
!GENOSİT[İng./Fr. < GENOCIDE] değil/yerine/= SOYKIRIM
- GEOMETRİ ve/||/<> RİTİM
- GEOMETRİ değil/yerine/= UZAMBİLİM
- GERÇEK YAŞAM ile/ve/<> SİNEMA
( Gerçek yaşamda, taklit ederiz. İLE/VE/<> Sinemada, gerçek oluruz. )
- GERÇEK ile/ve ÖLÇÜ/M
( [Sans.] ... ile/ve PRAMANA )
( REALITY vs./and MEASUREMENT )
( ... ile/ve LIANG )
- GERÇEKÇİ YAKLAŞIM ile/ve/||/<> AKLÎ GÖRÜ
- GERÇEKLEŞ(TİR)MEK ile/ve/<> KAZANIM
- GERÇEKLİK ve/||/<> EYLEM
- GERÇEKLİK ile/ve/değil/||/<>/< GEREKSİNİM
- GERÇEKLİK ile/ve (TOPLUMSAL) UZLAŞIM
( REALITY vs./and [SOCIAL] COMPROMISE )
- GEREKLİLİK ile/ve GEREKSİNİM
( NECESSITY vs./and NEED )
- GEREKSİNİM ile/ve BEKLENTİ
- GEREKSİNİM ile/ve/> DAVET
( NEED vs./and/> TO INVITE )
- GEREKSİNİM ve/||/<>/> DİLE GETİRMEK
( Gereksinimi olduğu halde dile getirmeyen, dilsiz kalsa daha iyidir. )
- GEREKSİNİM ile/ve/<> DOYUM
( NEED vs./and/<> SATISFACTION )
- GEREKSİNİM ve/> EYLEM
( NEED and/> ACTION )
- GEREKSİNİM ile/ve GEREKLİLİK
( Gereksiniminiz olduğuna inandıklarınız, gereksiniminiz olanlar değildir. )
( Eğer gereksiniminiz olmayanları istemezseniz gereksiniminiz olan şeyler size gelecektir. )
( Kendiniz olmaktan başka hiçbir şeye gereksiniminiz yok. )
( Gereksiniminiz olan her şey, sizin içinizde. )
( NEED vs./and NECESSITY
What you believe you need is not what you need.
What you need will come to you, if you do not ask for what you do not need.
You need nothing except to be what you are.
All you need is already within you. )
- GEREKSİNİM ile/ve İLERLEME
( NEED vs./and PROGRESS )
- GEREKSİNİM ile/ve/<> İŞE YARARLIK
- GEREKSİNİM ile İTİLİM
- GEREKSİNİM ile/ve/<> KİŞİ/İNSAN
( ... İLE/VE/<> Gereksinimlerinin gereksinimi(/hedefi) durumuna getirilmiş/düşürülmüş olan. )
- GEREKSİNİM ile MUTLAKLIK
( Tüm gereksinimimiz, gereksinim duyuyor olmamızın gerekliliği ve bunun kabulüdür. )
( NEED vs. ABSOLUTENESS )
- GEREKSİNİM ile/ve/değil/||/<>/< TAMAMLAYICI/LIK
- GEREKSİNİM ile/ve/> UYGARLIK
( Gereksinim, uygarlığın dinamosudur. )
( NEED vs./and/> CIVILIZATION )
- GEREKSİNİM ile ZORUNLULUK
( NEED vs. OBLIGATION )
- GERİ ADIM ile/değil GERİLEME
- GERİBİLDİRİM ve/<> DİRİMLİLİK
( )
( FEEDBACK and/<> LIFE )
- GERİBİLDİRİM ile/ve "GİT-GEL"
- GERİBİLDİRİM'DE:
"HIIIIII" ile/değil/>< HMMM
( Dinleyenin, küçümseyici/reddedici, kinâyeli bir tutum göstererek çıkardığı ses. İLE/DEĞİL/>< Dinleyenin, sözü/konuyu, tam olarak anlamasıyla çıkardığı ses. )
- GERİLİM ile/ve/değil/yerine/||/<>/> DENGE
- GERİLİM ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< DENGE
- GERİLİM ile/ve/||/<> GERİLİM YAYI/KEMERİ
( ... İLE/VE/||/<> Bireyin, hırsları ve tutkuları tarafından itilerek düşüncelerinin peşinden gitmesi ile yaşanan iki kutup arasındaki gerilim.[Yaşamda kalmamızı, yaşama tutunmamızı sağlar.][Kohut] )
( ... vs./and/||/<> TENSION ARC )
- GERİLİM ile/ve/değil/||/<>/< GİDİŞ-GELİŞ
- GERİLİM ile/ve/değil/||/<> İKİLEM
- GERİLİM ile/ve/değil/yerine SALINIM
- GERİOLUŞUM
( BACKFORMATION )
- GERUNDIUM[Lat.] değil/yerine ULAÇ
( Belirteç olarak kullanılan, eylem kökenli sözcükler. [Koşa koşa / güle güle vb...] )
- GESTALT[İng.] değil/yerine/= BİÇİM
- GEZEGENLERDEKİ YAĞIŞ TÜRLERİNDE:
SU ile SÜLFÜRİK ASİT ile METAN ile ELMAS ile CAM ile SIVI DEMİR
( Dünya'da. İLE Venüs'te. İLE Titan'da. İLE Neptün'de. İLE HD189733b'de. İLE OGLE-TR-56b'de. )
( )
- GİBİM" değil GİBİ
- GİRDİ ile/ve/||/<>/> KAZANIM
- GİRİŞİM ile/ve ATILIM
- GİRİŞİM ile/ve PARLAMA
( ENTERPRISE vs./and TO SHINE/BRIGHTEN UP )
- GIS/GASTROINTESTINAL SYSTEM[İng.] değil/yerine/= SİNDİRİM DÜZENİ, SİNDİRİM SİSTEMİ, GASTROİNTESTİNAL SİSTEM
- GIS/GEOGRAPHIC INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMİ
- GIYABÎ HÜKÜM değil/yerine/= IRAKÇIL YARGI
- GİYSİ/KIYAFET ile/ve KOSTÜM
- GİZEM ile/ve/değil/yerine GENELE/HERKESE AÇIK OLMAYAN
( [not] MYSTERIOUS vs./and/but NOT OPEN TO ALL/PEOPLE/GENERAL
NOT OPEN TO ALL/PEOPLE/GENERAL instead of MYSTERIOUS )
- GİZEM = SIR = MYSTERY[İng.] = MYSTÈRE[Fr.] = MYSTERIUM, GEHEIMNIS[Alm.] = MYSTERION[Yun.] = MISTERIO[İsp.]
- GİZEMCİLİK = TASAVVUF = MYSTICISM[İng.] = MYSTICISME[Fr.] = MYSTIZISMUS[Alm.]
- GİZEMCİLİK(MİSTİSİZM) ile/ve TASAVVUF
- GİZLİ = SECRET[İng.] = SECRET[Fr.] = GEHEIM[Alm.] = SEGRETO[İt.] = SECRETO[İsp.]
- GLOKOM[Fr.] değil/yerine KARASU
( Ağır akan su. | Çoğunlukla gözün iç basıncının çoğalmasıyla kendini gösteren, körlüğe neden olabilen bir göz sayrılığı. )
- GLOKOM ile/||/<> KATARAKT
( Göz içi basıncının artmasıyla optik sinir hasarına neden olan bir sayrılık. İLE/||/<> Göz merceğinin bulanıklaşmasıyla görme kaybı. )
- GLOMERÜLONEFRİT ile/||/<> NEFROTİK SENDROM
( Böbrek glomerüllerinin yangılanması. İLE/||/<> Böbreklerde protein kaybı ve ödem. )
- GNO-/-GNOSİA/-GNOSİS/-GNOSY ile/||/<> -GRAM ile/||/<> -GRAPH/GRAPHO-/-GRAPHY
( Bilmek, biliş, anlayış, anlamak, tanıma, bilgi dalı, özelleşmiş dal. İLE/||/<> Belirgin, yazılan, beliren, ortaya çıkan, çizme, işaretleme, iz bırakma, yazdırma. İLE/||/<> Yazdırma, film ya da makale halinde ortaya koyma, yazıcı araç. )
- GNOSTİK ile KADÎM
- GNOSTİSİZM ile/ve HERMETİZM
- GÖÇ ile GÖÇÜM
( ... İLE Bazı kimyasal maddelerin ya da ışık, ısı, elektrik gibi güçlerin etkisiyle protoplazmanın, yanaşma ya da uzaklaşma biçiminde olan yer değiştirmesi. )
( ... avec TAKSİ )
- GÖKBİLİM = ASTRONOMY[İng.] = ASTRONOMIE[Fr., Alm.] = ASTRONOMIA[İt.] = ASTRONOMÍA[İsp.]
- GÖLGE ile İZDÜŞÜM
- GÖNDERİM
( REFERENCE )
- GÖNÜLLÜLÜK:
ÜCRETSİZ YAPILAN İŞ/LER değil KARŞILIKSIZ GELİŞİM
- GÖRELİLİK(İZÂFİYET) ile KUVANTUM
- GÖRKEM ile GÖRK
( Göz alıcı ve gösterişli olma durumu. İLE Güzellik, gösteriş. )
- GÖRMEDE:
HAREKET ve/||/<> BİÇİM ve/||/<> RENK
- GÖRÜNEN UYUM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖRÜNMEYEN UYUM
- GÖRÜNGÜBİLİM = PHENOMENOLOGY[İng.] = PHENOMÉNOLOGIE[Fr.] = PHÄNOMENOLOGIE[Alm.] = PHAINOMENON[Yun.]
- GÖRÜNTÜ ile/ve/değil GÖRÜNÜM
- GÖRÜNTÜ ile GÖRÜNÜM
- GÖRÜNÜM ile/ve/değil GÖRÜNGÜ
( [not] APPEARANCE vs./and/but PHENOMENON )
- GÖRÜNÜŞ ile/ve ANLAM
( APPEARANCE vs./and MEANING )
- GÖRÜRSEM ile GÖRDÜĞÜMDE
- GÖRÜŞ ile/ve/değil/yerine KAVRAM
( [not] OPINION vs./and/but CONCEPT
CONCEPT instead of OPINION )
- GÖRÜŞ ile/ve/||/<> YORUM
- GÖRÜŞMEDEN ÇIKTIM:
"GÖRÜŞMEDEN ÇIKTIM" ile "ÇIKTIM, GÖRÜŞMEDEN"
( Görüşmenin yapıldığı yeri ve/ya da görüşmeyi merkeze aldığını vurgular. İLE Bulunduğun yerden çıktığını ve görüşmediğini vurgular. )
- GÖSTERGE = İŞARET = SIGN[İng.] = SIGNE[Fr.] = ZEICHEN[Alm.] = SIGNUM[Lat.] = SENAL[İsp.]
- GÖSTERGEBİLİM = SEMIOTIC[İng.] = SÉMIOTIQUE, SÉMIOLOGIE[Fr.] = SEMIOTIK[Alm.] = SEMA, SEMEION[Yun.]
- GÖSTERİ ile/ve/değil GÖSTERİM
- GÖSTERİM ile GÖSTERİŞ
( PROJECTION vs. DEMONSTRATING )
- GÖSTERİM ile GÖSTERİŞ
( Görüntülerin gösterici yardımıyla bir yüzeye yansıtılması işi. | Sinema, tiyatro, konser gibi sanat dallarında verilen gösterilerden her biri, seans. İLE Gösterme eylemi ya da biçimi. | Başkalarını aldatmak, şaşırtmak, korkutmak ya da kendini beğendirmek için birinin yaptığı yapay davranış. | Göze çarpıcı nitelik, göz alıcılık. )
- GÖSTERİ(M) ile PAYLAŞIM
( PROJECTION vs. SHARING )
- GÖTÜRÜ ile GÖTÜRÜM ile GÖTÜRÜŞ
( Para ile satın alınan şeyler ya da para karşılığında yapılan işler için toptan fiyat vererek. İLE Dayanma. İLE Götürme eylemi ya da biçimi. )
( ... ile TAHAMMÜL )
- GÖVDE = BEDEN = BODY[İng.] = CORPS[Fr.] = DAS LEIB, DER KÖRPER[Alm.] = IL CORPO[İt.] = EL CUERPO[İsp.] = CORPUS[Lat.] = TO SOMA, HO KHROS[Yun.] = CİSM, CESED, CURM[Ar.] = BEDEN[Fars.] = HET LICHAAM[Felm.] = DEHA[Sansk.]
- GÖVDE/MİZ:
OKSİJEN ve/||/<> KARBON ve/||/<> HİDROJEN ve/||/<> NİTROJEN ve/||/<>
KALSİYUM ve/||/<> FOSFOR ve/||/<> + 54 ÖĞE
( %65 ve/||/<> %18 ve/||/<> %10 ve/||/<> %3 ve/||/<> %1.4 ve/||/<> %1.1 ve/||/<> + %0 - 0.99 )
( OXYGEN and/||/<> CARBON and/||/<> HYDROGEN and/||/<> NITROGEN and/||/<> CALCIUM and/||/<> PHOSPHORUS and/||/<> + 54 ELEMENTS )
- GÖZETİM ile/ve/<> DENETİM
- GÖZLEM ve/||/<>/> DENEY ve/||/<>/> ÖLÇÜM
- GÖZLEM ile HESAP
- GÖZLEM ile/ve/> İÇ KONUŞMA
- GÖZLEM ile/ve/yerine KATILIM
( Düşüncelerinizi, duygularınızı, sözlerinizi ve eylemlerinizi gözlemleyin. )
( OBSERVATION vs./and PARTICIPATION
PARTICIPATION instead of OBSERVATION )
- GÖZLEM = MÜŞAHEDE = OBSERVATION[İng., Fr.] = BEOBACHTUNG[Alm.] = OBSERVAR, MIRAR[İsp.]
- GÖZÜNÜ:
"SEVİM" değil SEVEYİM
- GPS/GLOBAL POSITIONING SYSTEM[İng.] değil/yerine/= KÜRESEL KONUMLAMA DÜZENİ
- GÜÇ ile/ve/<>/değil/yerine DONANIM
- GÜDÜLENME ve/> KATILIM
( MOTIVATION and/> PARTICIPATION )
- GÜDÜLENMEDE:
UYARILMA ve/||/<>/> MERAK ve/||/<>/> DENETİM ve/||/<>/> OLGUNLAŞMA
- GÜDÜMBİLİM/SİBERNETİK = CYBERNETICS[İng.] = CYBERNÉTIQUE[Fr.] = KYBERNETIK[Alm.] = KYBERNETIKE, KYBERNETES[Yun.]
- GÜFTE değil/yerine/= YAZAN, YAZIM
- GÜĞÜM ile DEBBE
- GULAM ile/||/<> ALABEYİ ile/||/<> CANBAZ ile/||/<> MİRAHUR ile/||/<> ÇARKA ile/||/<> BELDAR ile/||/<> BOSTANCI ile/||/<> AKINCI ile/||/<> CEBELİ ile/||/<> DALKILIÇ ile/||/<> DELİ ile/||/<> FARİSAN
( Asker. İLE/||/<> Bir bölgede tüm tımarlı sipahilerin en büyük amiri. İLE/||/<> Atlı fedai asker. İLE/||/<> Has ahırın en büyük yöneticisi. İLE/||/<> Osmanlılar'da öncü görevi. İLE/||/<> Dağ geçitlerini aşan, temizleyen ve koruyan, buradan geçenlerin güvenliğini sağlayan görevliler. İLE/||/<> Sarayın ve kentin güvenliğinden sorumlu askerler. İLE/||/<> Osmanlı'nın askerî örgütlenmesinde, sınır bölgelerinde, düşman ülkelerine akınlar, baskınlar tertipleyerek yıpratma harekâtında bulunan hafif süvari birlikleri. İLE/||/<> Tımar sahiplerinin savaşa hazır olarak beslemek zorunda olduğu asker. İLE/||/<> Gönüllü olarak tehlikeli işlerde kullanılan asker. İLE/||/<> Vezir ve Beylerbeyine bağlı olarak görev yapan hafif süvari örgütünün askeri. İLE/||/<> Eyâletlerde, hudutlardaki muhafız askerler. )
- GÜNAH ile/ve/değil/||/<>/< HARAM
( Davranışta. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Nesneler için. )
- GÜNDELİK DENEYİM/YAŞAYIŞ ile/değil/yerine ÖZGÜN DENEYİM/YAŞAYIŞ
( ERLEBNIZ mit ERFAHRUNG )
- GÜNDEM ile/ve/<> GÜNCEL
( ORDER/DIARY/AGENDA vs./and/<> ACTUAL )
- guttat.[Lat. < GUTTATIM] değil/yerine/= DAMLA DAMLA
- GÜVENLİK/EMNİYET KEMERİ ve/||/<>/> YAŞAM
( Güvenlik kemeri, bizi, yaşama bağlar. )
( Trafik kazalarında yaşamını yitiren sürücülerin %80'inin, kemer takmadığı tespit edilmiştir ne yazık ki. )
- GÜYÜM değil GÜĞÜM
- GÜZEL AHLÂK ve/=/<> İLİM
- GÜZEL SÖZ ile/ve GÜZEL EYLEM
- HABER ALIRSAM ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< HABER ALINCA
- HABERLEŞME ile İLETİŞİM
( INFORM vs. COMMUNICATION )
- HABER/MAHMUL değil/yerine/= YÜKLEM
- HACÎM[Ar.] ile HACÎM[Ar.] ile HACM/HACİM[Ar.]
( Hacamat eden. İLE Saldıran, hücum eden. İLE Bir cismin kapsadığı boşluk. | Oylum. )
- HACİM/CİRİM[Ar.] değil/yerine/= OYLUM/SIYGI
( Bir nesnenin, uzayda doldurduğu boşluk. | İçi oyulmuş, çukur duruma getirilmiş. | [resimde] Derinlik, üç boyutluluk etkisi. | [mimarlıkta] Yer/mekân. )
( 1 cubic kilometer [km3] = 1000000000 cubic metre/meter[m3]
1 cubic centimeter [cm3] = 1.0E-6 cubic metre/meter[m3]
1 cubic millimeter [mm3] = 1.0E-9 cubic metre/meter[m3]
1 liter [L, l] = 0.001 cubic metre/meter[m3]
1 milliliter [mL] = 1.0E-6 cubic metre/meter[m3]
1 gallon (US) [gal (US)] = 0.0037854118 cubic metre/meter[m3]
1 quart (US) [qt (US)] = 0.0009463529 cubic metre/meter[m3]
1 pint (US) [pt (US)] = 0.0004731765 cubic metre/meter[m3]
1 cup (US) = 0.0002365882 cubic metre/meter[m3]
1 tablespoon (US) = 1.47868E-5 cubic metre/meter[m3]
1 teaspoon (US) = 4.92892159375E-6 cubic metre/meter[m3]
1 cubic mile [mi3] = 4168181825.4406 cubic metre/meter[m3]
1 cubic yard [yd3] = 0.764554858 cubic metre/meter[m3]
1 cubic foot [ft3] = 0.0283168466 cubic metre/meter[m3]
1 cubic inch [in3] = 1.63871E-5 cubic metre/meter[m3]
1 cubic decimeter [dm3] = 0.001 cubic metre/meter[m3]
1 exaliter [EL] = 1.0E+15 cubic metre/meter[m3]
1 petaliter [PL] = 1000000000000 cubic metre/meter[m3]
1 teraliter [TL] = 1000000000 cubic metre/meter[m3]
1 gigaliter [GL] = 1000000 cubic metre/meter[m3]
1 megaliter [ML] = 1000 cubic metre/meter[m3]
1 kiloliter [kL] = 1 cubic metre/meter[m3]
1 hectoliter [hL] = 0.1 cubic metre/meter[m3]
1 dekaliter [daL] = 0.01 cubic metre/meter[m3]
1 deciliter [dL] = 0.0001 cubic metre/meter[m3]
1 centiliter [cL] = 1.0E-5 cubic metre/meter[m3]
1 microliter [µL] = 1.0E-9 cubic metre/meter[m3]
1 nanoliter [nL] = 1.0E-12 cubic metre/meter[m3]
1 picoliter [pL] = 1.0E-15 cubic metre/meter[m3]
1 femtoliter [fL] = 1.0E-18 cubic metre/meter[m3]
1 attoliter [aL] = 1.0E-21 cubic metre/meter[m3]
1 cc [cc, cm3] = 1.0E-6 cubic metre/meter[m3]
1 drop = 5.0E-8 cubic metre/meter[m3]
1 barrel (oil) [bbl (oil)] = 0.1589872949 cubic metre/meter[m3]
1 barrel (US) [bbl (US)] = 0.1192404712 cubic metre/meter[m3]
1 barrel (UK) [bbl (UK)] = 0.16365924 cubic metre/meter[m3]
1 gallon (UK) [gal (UK)] = 0.00454609 cubic metre/meter[m3]
1 quart (UK) [qt (UK)] = 0.0011365225 cubic metre/meter[m3]
1 pint (UK) [pt (UK)] = 0.0005682613 cubic metre/meter[m3]
1 cup (metric) = 0.00025 cubic metre/meter[m3]
1 cup (UK) = 0.0002841306 cubic metre/meter[m3]
1 fluid ounce (US) [fl oz (US)] = 2.95735E-5 cubic metre/meter[m3]
1 fluid ounce (UK) [fl oz (UK)] = 2.84131E-5 cubic metre/meter[m3]
1 tablespoon (metric) = 1.5E-5 cubic metre/meter[m3]
1 tablespoon (UK) = 1.77582E-5 cubic metre/meter[m3]
1 dessertspoon (US) = 9.8578431875E-6 cubic metre/meter[m3]
1 dessertspoon (UK) = 1.18388E-5 cubic metre/meter[m3]
1 teaspoon (metric) = 5.0E-6 cubic metre/meter[m3]
1 teaspoon (UK) = 5.9193880208333E-6 cubic metre/meter[m3]
1 gill (US) [gi] = 0.0001182941 cubic metre/meter[m3]
1 gill (UK) [gi (UK)] = 0.0001420653 cubic metre/meter[m3]
1 minim (US) = 6.1611519921875E-8 cubic metre/meter[m3]
1 minim (UK) = 5.9193880208333E-8 cubic metre/meter[m3]
1 ton register [ton reg] = 2.8316846592 cubic metre/meter[m3]
1 ccf = 2.8316846592 cubic metre/meter[m3]
1 hundred-cubic foot = 2.8316846592 cubic metre/meter[m3]
1 acre-foot [ac*ft] = 1233.4818375475 cubic metre/meter[m3]
1 acre-foot (US survey) = 1233.4892384682 cubic metre/meter[m3]
1 acre-inch [ac*in] = 102.790153129 cubic metre/meter[m3]
1 dekastere = 10 cubic metre/meter[m3]
1 stere [st] = 1 cubic metre/meter[m3]
1 decistere = 0.1 cubic metre/meter[m3]
1 cord [cd] = 3.6245563638 cubic metre/meter[m3]
1 tun = 0.9539237696 cubic metre/meter[m3]
1 hogshead = 0.2384809424 cubic metre/meter[m3]
1 board foot = 0.0023597372 cubic metre/meter[m3]
1 dram [dr] = 3.6966911953125E-6 cubic metre/meter[m3]
1 cor (Biblical) = 0.22 cubic metre/meter[m3]
1 homer (Biblical) = 0.22 cubic metre/meter[m3]
1 bath (Biblical) = 0.022 cubic metre/meter[m3]
1 hin (Biblical) = 0.0036666667 cubic metre/meter[m3]
1 cab (Biblical) = 0.0012222222 cubic metre/meter[m3]
1 log (Biblical) = 0.0003055556 cubic metre/meter[m3]
1 Taza (Spanish) = 0.0002365882 cubic metre/meter[m3]
1 Earth's volume = 1.083E+21 cubic metre/meter[m3] )
( 1 barrel dry (US) [bbl dry (US)] = 115.6271236039 liter [L,l]
1 pint dry (US) [pt dry (US)] = 0.5506104714 liter [L,l]
1 quart dry (US) [qt dry (US)] = 1.1012209428 liter [L,l]
1 peck (US) [pk (US)] = 8.8097675424 liter [L,l]
1 peck (UK) [pk (UK)] = 9.09218 liter [L,l]
1 bushel (US) [bu (US)] = 35.2390701696 liter [L,l]
1 bushel (UK) [bu (UK)] = 36.36872 liter [L,l]
1 cor (Biblical) = 219.9999892918 liter [L,l]
1 homer (Biblical) = 219.9999892918 liter [L,l]
1 ephah (Biblical) = 21.9999989292 liter [L,l]
1 seah (Biblical) = 7.3333329764 liter [L,l]
1 omer (Biblical) = 2.1999998929 liter [L,l]
1 cab (Biblical) = 1.2222221627 liter [L,l]
1 log (Biblical) = 0.3055555407 liter [L,l] )
- HAD ile/ve HARAM
( Akılda. İLE/VE Dinde. )
- HADD-İ TÂM(MÂHİYET) ile/ve HADD-İ NÂKIS ile/ve RESM-İ TÂM ile/ve RESM-İ NÂKIS
( Tam tanım.(yakın(karib) cins + yakın fasıl)(İnsan, düşünen canlıdır). İLE/VE
Eksik tanım.(uzak(baid) cins + yakın fasıl)(İnsan, düşünen nesnedir). İLE/VE
Tam tanıtım.(yakın(karib) cins + gerekli özellik)(İnsan, gülen canlıdır). İLE/VE
Eksik tanıtım.(uzak(baid) cins + gerekli özellik)(İki ayak üzeri yürüyen, tırnakları geniş, tüysüz/kılsız, dik yürüyen, tab'an gülen) )
- HADEME/MÜSTAHDEM değil/yerine/= ODACI/İŞGÖREN
- HÂDİSE değil/yerine/= OLAY | DURUM
- HAFNİYUM ile HAHNYUM/NİLSBOHRYUM
( ... İLE Atom numarası 105 olan, kaliforniyum atomlarının, azot çekirdekleriyle bombardımanından elde edilmiş yapay öğe. [Simgesi: Ha] )
- HAFRİYAT değil/yerine/= KAZIM
- HÂİZ ile HÂKİM
( Sahip, taşıyan. İLE Egemenliğini yürüten, buyruğunu yürüten, sözünü geçiren. | Başta gelen, başta olan, baskın çıkan. | Duygu, davranış vb.ni iradesiyle denetleyebilen kimse. | Yüksekten bir yeri bütün olarak gören. | Yargıç. | Bilge. | Baskın. )
- HAKİKAT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KAVRAM
- HAKİKAT ve/||/<>/> ÖZGÜRLÜK ve/||/<>/> DOYUM
- HAKİM ... ile BASKIN ...
- HÂKİM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİLİRKİŞİ
( Yöntemi/usûlü bilir ve süreci takip etmekle görevli ve yetkilidir. Esasa dayalı bilgi, belge ve kanıtlara dayanarak son kararı belirler. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Esası, içeriği[konuyu, alanı ve terimlerini] (daha) iyi/geniş/derin bilir ve/ya da belirler.[Bazı/çoğu davada, hâkimin değil/yerine bilirkişilerin ortak görüşleri ve uzlaşımsal kararı önceliklidir ya da dikkate alınmalıdır.] )
- HÂKİM ile/ve/değil/yerine/||/<> HÂDİM
( Ancak, hizmet eden [hâdim], [duruma/olguya] hâkim olur. )
- HÂKİM[Ar.] ile HAKEM[Ar.]
- HAKİM ile HÂKİM
( Hikmet sahibi. İLE Yargıç. )
- HAKÎM ile HÂKİM ile HAKEM ile HEKİM
( Bilge, hikmet sahibi. İLE Hüküm veren, yargıç. İLE Karar veren. İLE Tabip, tıp doktoru. )
( BİCİŞK ile ... ile ... ile ... )
( ... ile PULENU ile ... ile ... )
- HAKİM ile/ve/<> MUHTESİB
- HÂKİM ile/<> (SULH/CEZA) SORGU HAKİMİ
- HÂKİM değil/yerine/= YARGIÇ
- HAKİMİYET ile/yerine UYUM
- [ne yazık ki]
HAKKINI ARAMAK ve/||/<>/></> ZULÜM/ZALİM
( Bazı "kişilerin" nasıl zâlimleştiğini görmek istiyorsak, hakkımızı aramayı denemek yeterli olacaktır. )
- HAL değil/yerine/= DURUM
- HAL ile MAKAM
( ... ile/ve CÂH/E )
- HÂL ile MAKAM
( Geçici. İLE Kalıcı. )
( Her bireye bakma, kişilerin hallerine bak. Hangisinin hâli kâmilse ona bak. )
( Seni kaldır, beni kaldır! O hali yakalayalım! )
( Bizim için ne din, ne mezhep, ne millet var, yekpâre bir hâl. )
- HÂLET değil/yerine DURUM
- HALI ile/ve KİLİM ile/ve SUMAK
- HALI/KİLİM ile/ve BERCED[Ar.]
( ... İLE/VE Kalın kilim. | Türk halısı. )
- HÂL/İM ile/ve/değil/||/<>/< HALÎM[Ar.]
( Durumum. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Yumuşak huylu olan. )
- HALİTA değil/yerine/= KARIŞIM
- HALK[Ar.] değil/yerine/= AYMAK, TOPLUM
( Toplum olabilmek, ancak, ortak bir düzen sağlayarak olanaklıdır. )
- HALÜSİNASYON/HALLUCINATION[İng.]/BİRSAM değil/yerine/= VARSANI
- HÂM[Fars.] ile AM
( Pişmemiş, olmamış, çiğ. | İşlenmemiş, üzerinde çalışılmamış. | Boş, nâfile, beyhûde. | Terbiye, deneyim görmemiş, acemi. İLE Sevgi. | İstenilen. | Dişilik örgeni, vajina. )
- HAM ile/ve/değil/||/<> BİÇİMSİZ
- HAM ile ÇİĞ
- HÂM değil/yerine/= ÇİĞ/OLMAMIŞ/OLGUNLAŞMAMIŞ
- HAM ile GÖK
- HÂM[Fars.] ile HAM[Fars.]
( Pişmemiş, olmamış, çiğ. | İşlenmemiş, üzerinde çalışılmamış. | Boş, nâfile, beyhûde. | Terbiye, deneyim görmemiş, acemi. İLE Eğri, bükülmüş. )
- HAM ile/ve/||/<> KEKRE
( ... İLE/VE/||/<> Tadı acımtırak, ekşimsi ve buruk olan. )
- HAMAM[Ar.] ile/ve KAPLICA[< KAPALI ILICA]
( ... İLE/VE Suyu sıcak olarak yerden çıkan hamam. )
( KAPLI: Kaplanmış olan. | Altındakini göstermeyecek kadar çok olan. | Kabı olan. )
( ... ile ÇERMİK )
- HAMAM ile SAUNA[Fince] ile FURO
( ... İLE Fin hamamı. İLE Japon hamamı. )
- HAMAM[Ar.] değil/yerine/= YUNAK
- HAMUR[Ar. < HAMİR] değil/yerine/= SUVUN/YOĞRUM
- HAPİSHANE değil/yerine/= KISINGIDAM
- HARAM ve HADD
( Haram nedir? Kendi nefsine revâ görmediğini başkasına yapmaktır. )
( Bir kiloluk demirden havayı çekseler, bir tondan ağır gelir. )
- HARAM ile HARAM
( Din kurallarına aykırı olan, dinî bakımdan yasak olan, helal karşıtı. Caiz olmayana davet eden. İLE Yasak. )
- HARAM ile/ve HARAMA YAKIN MEKRUH
- [ne yazık ki]
HARAM ile/ve/değil/yerine/>< HELÂL
( Helâl damlar, haram akar. )
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< Dinin hükümleri bakımından kullanılabilen. | Haram olmayan. )
- HARAM ve/>/hem de HÜRMET
- HARAM ile/değil/yerine/>< HUZUR
( Haramda huzur ararsan, huzur sana haram olur. )
- HARÂM[Ar.] ile MAHZÛR[Ar.]
- HARAM ile MEKRUH
- HARÂM[Ar.] ile SUHT[Ar.]
- HAREKET/AKSİYON değil/yerine/= DEVİM/DEVİNİM
- HAREKET:
NOKTA ve/<> HAT ve/<> SATIH/YÜZEY ve/<> HACİM/CİSİM
- HAREKET ve/<> BİÇİM ve/<> UZAM
- HAREKET ile/ve/değil DEĞİŞİM
( [not] MOVEMENT vs./and/but ALTERATION )
( GAMANA ile/ve/yok/değil VIPARINAMA )
- HAREKET ve/||/<> DUYGULANIM ve/||/<> BENZETME
( İki kişi arasındaki tüm ilişkilerde ve temelinde, anne ile çocuğun ilişkisinde, yerli yerinde ve yeterince bulunması gerekenler... )
- HAREKET ile/ve ETKİLEŞİM
- HAREKET ile EYLEM
( MOVEMENT vs. ACTION )
- HAREKET ile EYLEM
( MOVEMENT vs. ACTION )
- HAREKET ve/> EYLEM ve/> YAŞAM ve/> BİLİNÇ
( HAREKET: Bil-kuvve olanın, bil-fiil olması için gerekli çaba. )
( MOVEMENT and/> ACTION and/> LIFE and/> CONSCIOUSNESS )
- HAREKET/DEVİM ile/ve ETKİNLİK/DEVİNİM
( MOVEMENT vs./and ACTION )
- HAREM[Ar.] ile HAREM[Ar.]
( Herkesin girmesine izin verilmeyen, saygıdeğer ve kutsal yer. | Hac zamanında ihrâma girilen yerden itibaren Kâbe'ye doğru olan bölüm. | Önceleri, saraylarda ve büyük konaklarda bulunan hanımlar dairesi. | Nikâhlı hanım, zevce. İLE "mefâilün"den "me"yi atarak "fâilün" sözcüğünü "mef'ûlün"e çevirme. )
- HAREM ile/ve/<> HAREMEYN
( EHLİ DIŞINDA GİRMESİ YASAK OLAN YER ile/ve/<> MEKKE İLE MEDÎNE-İ MÜNEVVERE [MÜSLÜMAN OLMAYANLAR GİREMEZ )
- HAREM ile/||/<> HAREM-İ HÜMÂYUN ile/||/<> HATUN ile/||/<> MELİKA ile/||/<> KARİN ile/||/<> KURENA ile/||/<> VALİDE SULTAN
( Saray ve konaklarda kadınlara ayrılan yer. İLE/||/<> Topkapı Sarayı'nın harem dairesine verilen ad. İLE/||/<> Yüksek makamdaki kadınlara ve hakan eşlerine verilen ad. İLE/||/<> Padişah karısı. İLE/||/<> Padişah yakınlarına ve emrinde bulunanlara verilen ad. İLE/||/<> Padişaha yakın olan görevliler, mabeyinciler. İLE/||/<> Padişahın annesine verilen ad. )
- HAREM ile MAKSÛRE
( Herkesin girmesine izin verilmeyen, saygıdeğer ve kutsal yer. | Hac zamanında ihrâma girilen yerden itibaren Kâbe'ye doğru olan bölüm. | Önceleri, saraylarda ve büyük konaklarda bulunan hanımlar dairesi. | Nikâhlı hanım, zevce. İLE Camilerde, parmaklıklarla çevrilmiş yer. | Bir evin, yabancıların girmesine izin verilmeyen bölümü. )
- HÂRİC-İ KISMET değil/yerine/= BÖLÜM
- HARÎK[Ar.] ile CAHÎM[Ar.] ile NÂR[Ar.] ile SA'ÎR[Ar.]
- HARÎM[Ar.] ile HARÎM[Ar.]
( Saygısız, çekinmez, kayıtsız. İLE Biri için kutsal olan şeyler. | Harem dairesi, harem. | Evin içi gibi başkasına kapalı olan yer. | Bir evin civârı. | Avlu. | Ortak, şerîk. | Hacıların, hac zamanında büründükleri örtü. )
- HARİM[Ar.] değil/yerine KUTSAL
( Girilmesi, yabancıya yasak olan, kutsal tutulan, korunulan yer. )
- HARVESTING[İng.] değil/yerine/= ELDE EDİM
- HAS değil/yerine/= SOM
- HASAR[Ar.] değil/yerine/= ÇIĞIM
- HAŞÎM[Ar.] ile HÂŞİM[Ar.]
( Gösterişli, haşmetli. | Ezen, yaran, kıran, parçalayan. İLE [Çorba vb. şeylere] Kuru ekmek kırıntısı doğrayan. )
- HASIM ile/değil/yerine HISIM
( Yağı, düşman. İLE/DEĞİL/YERİNE Akraba, yakın. )
- HASM[Ar.] ile HASM[Ar. çoğ. HUSÛM]
( Kesme, kesip atma, kesin olarak hal ve fasletme. İLE Düşman. | Karşı taraf, muhâlif. )
- HAŞMET[Ar.] yerine GÖRKEM
- HASRET değil/yerine/= ÖZLEM
( (")İnsan("), (")bireyler(") içinde, birey'e özlem duyarak yaşar. )
- HASSAS/LIK ile/ve/<> PAYLAŞIM
( SENSITIVENESS vs./and/<> SHARING )
- HAT ile/||/<> HATT MÜSTAKÎM
( Çizgi. İLE/||/<> Doğru. | Varsayılan iki nokta arasını bağlayan en kısa çizgi. )
- HATA ile/ve/||/<> DENEYİM
( Hatalarımız, deneyimimizi artırır; deneyimlerimiz de hatalarımızı azaltır. )
- HATA ile TUTUM
( Aynı hatayı, iki kez yapamayız. Birincisi hataydı belki fakat ikincisi, artık bir yeğlemedir, yanlış bir tutumdur. )
( MISTAKE vs. ATTITUDE )
- HÂTEM[Ar.] ile Hâtem[Ar.]
( Mühür, üstü mühürlü yüzük. İLE Arap kabîleleri arasında tanınmış "Tayyi" kabîlesine mensup ve cömertliğiyle ünlü olan "İbnü Abd-illâh Bin Sa'd"ın takma adı. | Çok cömert. )
- HÂTEM ile HÂTEM
( MÜHÜR, ÜSTÜ MÜHÜRLÜ YÜZÜK | EN SON, NİHAYETE ERDİREN ile HITAM )
- HATIRLADIM/ANIMSADIM yerine HATIRLATILDI/ANIMSATILDI
- HATM[Ar.] ile HATM[Ar.]
( Hâlis. | Hüküm ve kaza gerektirme, icab ettirme. | Sağlamlaştırma. İLE Kuş gagası. | Burun.[insanda ve hayvanda] )
- HATM[Ar.] ile RESM[Ar.]
- HATM[Ar.] ile TAB'[Ar.]
- HAVA (DURUMU) ile/ve/<>/değil İKLİM
( 21 - 22 derecenin altında ve üstünde olan ortamlarda, kişilerin, konu ne kadar önemli olursa olsun toplantılarda konuşmacıya beş dakikadan fazla odaklanamadıkları araştırmalar sonucu tespit edilmiştir. )
( Günümüz belediye yönetmeliklerinde, apartmanlardaki kalorifer kazanları ve ısılar için şu yönerge vardır: "Dışarıda havanın ısısı 17 derecenin altına düştüğünde kalorifer yakılmak zorundadır. Oda sıcaklıkları ortalama 21 - 22 derece dolayında olmalıdır." )
( Hayvanların iklimin genel gidişine göre doğurdukları ve doğacak yavru sayısını ayarladıkları tespit edilmiştir. )
( Bitki tohumlarının belirli bir ısı ve nem olmadıkça filizlenmediği bilinmektedir. )
( Ağustos böcekleri, 17 yıl toprak altında yetişir. Havanın 17 C olduğu günün gecesi dışarı/yüzeye çıkar. İki günde ağaçların tepesine ulaşmaya çalışırlar. )
( ERZE[Fars.]: Eski yönteme göre yeryüzünün bölündüğü yedi iklim.[yedi parçadan birinci iklim, ekvatora yakın olan bölge. )
( ... ile/ve/<>/değil MERZÜBÛM )
( [not] WEATHER vs./and/<>/but CLIMATE )
( VAYU ile/ve/<>/değil ... )
- HAVA/AMBİYENS[Fr.]["AMBİYANS" değil!] değil/yerine/= ORTAM
- HAVAS ile/ve/||/<> LEVÂZIM
- HAVUÇ/PÜRÇÜKLÜ ve/<>/|| ŞALGAM
( ... VE/<>/|| Kırmızı havuç. )
- HAYAL ile VEHİM
- HAYALÎ İHRACAT değil/yerine/= DÜZMECE DIŞSATIM
- HAYÂT ile HAYÂT-I CÂVİDÂN[Î]/SÜREKLİ YAŞAM
( Dirilik, canlılık. İLE/VE/||/<>/>/< Sürekli yaşam. )
- HAYAT ve/||/<>/> İLİM ve/||/<>/> SEMİ ve/||/<>/> BASAR ve/||/<>/>
KUDRET ve/||/<>/> İRÂDE ve/||/<>/> KELÂM ve/||/<>/> TEKVÎN
- HAYÂT[Ar.] değil/yerine/= YAŞAM
- HAYIRLI ÖMÜR ile/ve/||/<>/> HAYIRLI ÖLÜM
- BEHAİM(HAYVAN) ile BEŞER ile İNSAN(>/< KİŞİ)
( İçgüdü varolanı. İLE Güdü varolanı. İLE Cezbe varolanı. )
- HAYVAN HORTUMU ile FİL HORTUMU ile BÖCEKLERDE GÖRÜLEN HORTUM
( HORTUMLULAR: HORTÛMİYYE[Ar.], PROBOSCIDIAN[İng.], PROBOSCIDIENS[Fr.] )
( ... İLE Fillerin hortumları, 15.000 kastan oluşmaktadır. İLE ... )
( ... ile HURTÛM[çoğ. HARÂTÎM] ile ... )
( SNOUT vs. TRUNK vs. PROBOSCIS )
- HAYVAN yerine BEHAİM
- HAYVAN(CANLI) = BEHAİM = ANIMAL[İng., Fr., İsp.] = TIER[Alm.] = ANIMALE[İt.]
- | "HAZ YAŞAMI" ile/ve/||/<> "POLİTİK YAŞAM" |
ile/ve/değil/yerine/||/<>/>
KURAMSAL YAŞAM
- HAZCILIK/HEDONİZM ile ÇİLECİLİK/ASCETİZM
( Hazza ulaşmayı yaşamın temel amacı olarak gören felsefi görüş. İLE Keyiflerden ve maddi hazlardan uzak durmayı savunan felsefi görüş. )
- HÂZIM[Ar.] ile HÂZIM[Ar.]
( Hazmeden, hazimli, ihtiyatlı, akıllı, işinde gözü açık, sağlam olan. İLE Sindiren/sindirici, hazmettiren. )
- HAZIM değil/yerine/= SİNDİRİM
- HAZIM değil/yerine/= SİNDİRİM/SİNDİRME
- HAZIMSIZLIK değil/yerine/= GÜÇ SİNDİRİM
- HAZIRLIK ile/ve DONANIM
( TO PREPARE vs./and RIGGING )
- HAZM[Ar.] ile HAZM[Ar.]
( Kesin karar, sebat, direnme. | Doğru ve sağlam oy ve karar. İLE Midedeki yiyecekleri eritme, sindirme. )
- HBS/HOSPITAL INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= HASTANE BİLGİ DÜZENİ
- HBYS/HOSPITAL INFORMATION MANAGEMENT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= HASTANE BİLGİ YÖNETİM DÜZENİ
- HECE[Ar.] yerine SESLEM
- HEKİM ile NİTÂSÎ[Ar.]
( ... İLE Anlayışlı hekim. )
- HELÂL >< HARAM ile MÂRUF >< MÜNKER
( Pek kabul edilmemek ve onaylanmamakla birlikte, farzları yerine getirmemenin, eksikliklerin, yanlışların, en son noktada cezâsı yoktur/olmaz. İLE İnsanlığı ve geneli kapsayan yanlışların cezâsı da vardır. )
( MÂRUF: Herkesçe bilinen, tanınan, belirli, sanlı. | Şeriatın uygun gördüğü, beğendiği ve buyurduğu. )
- HELYOTERAPİ/HELIOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= GÜNEŞLE SAĞALTIM
- HELYUM[Fr. < Yun.] ve/> HİDROJEN[Fr. < Yun.: HYDOR: Su. | GENNAN: Doğurmak.]
( Atom numarası 2, kaynama noktası 270 °C, ergime noktası -272 °C olan kimyasal olarak inert olan, atmosferde, radyoaktif minerallerde ve doğal gazlarda bulunan, renksiz bir gaz ve element. 2,2 K'de çok düşük viskoziteli bir süper iletken sıvıya dönüşür. Oksitlenmeyi önleyici olarak kullanılır. Orto helyum iki elektronunun spinleri paralel, parahelyumun terstir. [simgesi: He] VE/> Oksijenle birleşerek suyu oluşturan, atom numarası 1, rengi, kokusu ve tadı olmayan bir gaz. | XVI. yy.'da Paracellus tarafından keşfedilmiş, ilk kez 1766'da Cavandish tarafından çalışılmış ve daha sonra yakıldığında su elde edildiğini bulmuştur. 1898'de, Dewar, sıvı ve katı hidrojen elde etmiştir. Amonyak ve metanol sentezinde, metal oksit minerallerinin indirgenmesinde kullanılır. [simgesi: H] )
( ... VE/> MÜVELLİD-ÜL-MÂ )
- HEM
( BİR, AYNI )
- HEM(AT)OPO(İ)ETİK ile HEM(AT)OPO(İ)EZ ile HEMAGLÜTİNASYON ile HEMATEMEZ ile HEMATOJEN ile HEMATOLOG ile HEMATOLOJİ ile HEMATOM ile HEMATÜRİ
( Kan yapıcı, kan oluşumu [ile ilgili]. İLE Kan yapımı, kan oluşumu. İLE Kan kümeleşimi. İLE Kan kusma. İLE Kan yapıcı, kan yoluyla. İLE Kanbilim uzmanı. İLE Kanbilim. İLE Kan toplağı. İLE Kan işeme. )
- HEM-DEM
( SIKI FIKI, CANCİĞER ARKADAŞ )
- HEMEN DEĞİŞİM ile/ve ÂNÎ DEĞİŞİM
( IMMEDIATELY ALTERATION vs./and SUDDEN ALTERATION )
- HEMM[Ar.] ile GAMM[Ar.]
- HEMM[Ar.] ile HİMMET[Ar.]
- HEMM[Ar.] ile İRÂDE[Ar.]
- HEMM[Ar.] ile KASD[Ar.]
- HEMODİLÜSYON/HEMODILUTION[İng.] değil/yerine/= KAN SEYRELIM
- HEMODİYALİZ/HEMODIALYSIS[İng.] değil/yerine/= KAN ARITIM/SÜZDÜRÜM
- HEMODİYALİZ ile HEMOGRAM ile HEMOLİTİK ile HEMOLİTİK ANEMİ ile HEMOLİZ ile HEMOPTİZİ ile HEMORAJİ ile HEMORAJİK ile HEMOSİTOMETRE ile HEMOSTATİK ile HEMOSTAZ
( Kan süzüm. İLE Tam kan sayımı. İLE Kan yıkımlı, kan yıkıcı. İLE Yıkımlı kansızlık. İLE Kan yıkımı. İLE Kan tükürme. İLE Kanama. İLE Kanamalı, kanama[yla ilgili]. İLE Kan sayar. İLE Kanama durdurucu. İLE Kanama durması, kanın durması. )
- HEMOFİLTRASYON/HEMOFILTRATION[İng.] değil/yerine/= KAN SÜZDÜRÜM
- HEMOGRAM/HEMOGRAM[İng.] değil/yerine/= KAN GÖZE ÇİZGESİ
- HEMZEMİN ve/<> HEMDEM
- HENGÂME[Fars.][HANGAME/ENDAME değil!] ile İZDİHÂM[Ar. < ZAHAM] ile CURCUNA
( Kavga, patırtı, gürültü. İLE Kalabalık, yığılma, kalabalıktan sıkışma. İLE Gürültülü, karışık durum. | Türk müziğinde, on zamanlı, altı vuruşlu küçük bir usûl. | Bu usûlle bestelenmiş yapıt. )
- HEPTANRICILIK/TÜMTANRICILIK/PANTEİZM ile KÖKEN TANRI ile MİMAR TANRI ile YARATICI TANRI ile KİŞİ TANRI ile KAVRAM TANRI
- HER KAVRAM ve/<> HER KAHRAMAN(/KİŞİ)
- HER ile TÜM
( EACH/EVERY vs. ALL )
- HEREDİTE/HEREDITY[İng.] değil/yerine/= KALITIM, SOYA ÇEKİM
- HERETİZM ile ATEİZM ile PANTEİZM
- HERHALDE["HERALDE" değil!] ile/değil/yerine SANIRIM
- HERKES YAPIYORSA BIRAK YAPSINLAR | KİMSE YAPAMIYORSA BEN NASIL YAPAYIM ile/değil/yerine/>< HERKES YAPIYORSA BEN DE YAPABİLMELİYİM | KİMSE YAPAMIYORSA BEN YAPAYIM
- HERKESE ...'YA DİKKAT ETMESİNİ TAVSİYE EDİYORUM değil HERKESİ ...'YA DİKKAT ETMESİ İÇİN UYARIYORUM
- HERMETİK EĞİTİM
( 1. Gövde Eğitimi.
2. Hayvansal Ruh Eğitimi.
3. İnsani Ruh Eğitimi. )
- HESAP ile/ve GÖZLEM
( TO THINK vs./and OBSERVATION )
- HESAPLAMA/COMPUTATION değil/yerine/= SAYIŞIM
- HETEROATOM ile KARBON İSKELE
( Karbon dışındaki atomları içeren bileşik. İLE Sadece karbon ve hidrojen atomlarından oluşan iskelet. )
- HEYECAN ve/=/<> YARATIM
- HEYECANLAN(M)IYORUM ile/ve/değil/yerine/<> HEYECANI(MI) İÇİMDE TAŞIYORUM/TUTUYORUM
- HEY'ET:
HEYULA ve/ SÛRET-İ CİSMİYE ve/ SÛRET-İ NEV'İYE ve/ ŞEKİL/BİÇİM ve/ SÛRET-İ VEHMİYE
- HEZEYAN/DELİRİUM değil/yerine/= SABUKLANI/SAÇMALAMA
- HİÇ SEVMEM ile/değil/yerine PEK SEVMEM
- HİÇÇİLİK = ADEMİYUM MEZHEBİ = NIHILISM[İng.] = NIHILISME[Fr.] = NIHILISMUS[Alm.] = NIHIL[Lat.]
- HİÇÇİLİK/NİHİLİZM ile VAROLUŞÇULUK/EGZİSTANSİYALİZM
( Her türlü anlam, değer ve amaç reddini savunan felsefi görüş. İLE Bireyin özgürlüğünü ve varoluşsal sorumluluğunu vurgulayan felsefi görüş. )
- HİÇLİK = ADEM = NON-BEING[İng.] = NÉANT[Fr.] = NICHTS[Alm.] = NON ENS[Lat.]
- HİCRÎ TAKVİM ile/ve MÎLÂDÎ TAKVİM(EFRENCÎ/GREGORYEN TAKVİM) ile/ve MUSEVÎ TAKVİMİ
( Güneş yılına göre ayarlanmış olan Musevî takvimi. M.S. 2000=5761 )
( İslâm'ın takvimi olmaz, takvim müslümanlarındır, kullanım(ı) içindir. )
( 103 ile/ve 100 ile/ve ... )
( 309 ile/ve 300 )
( Takvimin başlangıç noktası, Hz. Muhammed'in 622 yılındaki Mekke'den Medine'ye hicretidir. Hicrî takvimde bir ay yılı 354 gündür. 29 ve 30 gün çeken 12 aydan oluşur. Hicrî(H) 300=Mîlâdî(M)(M.S.) 912-913, H 600=M 1203-1204, H 1000=M 1591-1592, H 1300=M 1822-1823'tür. İLE/VE ( Mîlâd/Nexus, Hz. İsa'nın doğumu ile başlar. [M.Ö.(Mîlât'tan Önce) / B.C.(Before Christ / İsa'dan Önce)] - 0 - [M.S.(Mîlâttan Sonra) / A.D.(Anno Domini)]. Papa XIII. Gregorius tarafından 1582'de düzeltilip, şimdiye kadar kullanılmakta olan ve 1926'dan beri Türkiye'de de kullanılan takvim. )
- HİDDET ile HIŞIM/HIŞM
- HİDROLOJİ değil/yerine/= SUBİLİM
- HİGROTROPİZM değil/yerine/= NEME YÖNELİM
( Canlıların, zorunlu olarak havanın nemine göre yönelmesi ve yer değiştirmesi. )
- HİLM >< CEHL
- HİLM[Ar.] ile İMHÂL[Ar.]
- HİLM ile MÜLÂYİM
- HİLM[Ar.] ile VAKÂR[Ar.]
- HİLOMORFİZM/HYLOMORPHISM[İng.] değil/yerine/= ÖZDEKBİÇİMCİLİK/MADDEBİÇİMCİLİK
- HİLUM[İng.] değil/yerine/= SAP
- HİMÂYE[Ar.] değil/yerine/= KORUMA/GÖZETME/ESİRGEME/KORUYUCULUK/GÖZETİM
- HINÇ/GAYZ ile İNTİKAM
( Zayıf olan, nefret etme ve intikam alma eğilimindedir. Tembel olduğundan da, yatışır ve bu düşüncelerden vazgeçer. )
( GAYZ ile ZAHL[çoğ. ZÜHÛL] )
- HİPERPARATİROİDİZM ile/||/<> HİPOPARATİROİDİZM
( Paratiroid bezlerinin aşırı hormon üretimi. İLE/||/<> Paratiroid bezlerinin yetersiz hormon üretimi. )
- HİPERTİROİDİZM ile/||/<> HİPOTİROİDİZM
( Tiroid bezinin aşırı hormon üretimi ile metabolizmanın hızlanması. İLE/||/<> Tiroid bezinin yetersiz hormon üretimi ile metabolizmanın yavaşlaması. )
- HİPERTONİ/HYPERTONIA[İng.] değil/yerine/= AŞIRI GERİM | AŞIRI GEÇİŞİM
- HİPERTRİKOZ ile HİRŞUTİZM
( Aşırı kıllanma. İLE Kadında kıllanma. )
- HİPERTROFİ/HYPERTROPHY[İng.] değil/yerine/= İRİLEŞİM
- HİPNOZ AŞAMALARINDA:
LETARJİ ile/ve/||/<>/> KATALEPSİ[Fr. < CATALEPSIE] ile/ve/||/<>/> SOMNAMBUL/İZM
- HİPOPLAZİ/HYPOPLASIA[İng.] değil/yerine/= AZ GELİŞİM
- HİPOPOTAM değil/yerine/= SUAYGIRI
- HİPOTEZ/HYPOTHESIS[İng.] değil/yerine/= VARSAYIM
- HİPOTONİ/HYPOTONIC[İng.] değil/yerine/= AZ GERİM | AZ GEÇİŞİM
- HİRÂM[Ar. < HEREM] ile HİRÂM[Fars.]
( Piramitler, ihramlar. İLE Salınma, salınarak edâlı yürüme. )
- HIRS ile/yerine AZİM
( Kişiyi bitirir. İLE/YERİNE Kişiyi geliştirir. )
( Hırs, başarısızlığın son sığınağıdır. )
( Hırs, gözü kör, kulağı sağır, aklı felç eder. )
- HIRS değil/yerine GEREKSİNİM
( Dünya, herkesin gereksinimine yetecek kadarını sunar; fakat herkesin hırsına yetecek kadarını değil. )
- HİRSUTİZM ile/||/<> ALOPESİ
( Kadınlarda aşırı kıllanma. İLE/||/<> Saç dökülmesi ya da saç kaybı. )
- HİRSUTİZM ile/||/<> HİPERTRİKOZİS
( Kadınlarda aşırı kıllanma. İLE/||/<> gövdede aşırı kıllanma. )
- HIS/HOSPITAL INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= HASTANE BİLGİ DÜZENİ
- HİS[Ar.] değil/yerine/= DUYU/DUYUM
- HİS" değil/yerine İZLENİM
- HİSABÜL MALUM ile/ve/||/<> HİSABÜL MECHUL
- HISÂM[Ar. < HASM] ile HISÂM[Ar.]
( İki kişi, birbirine düşmanlık etme. | Muhâsama[: İki taraf arasındaki düşmanlık]. İLE Kavga, çekişme, mücâdele, münâkaşa, uğraşma, iddia. )
- HİSAR ile/||/<> HARİM
( Sur, kale. İLE/||/<> Camiileri mahalleden ayıran duvar. )
- HISIM ile HIŞIM
( Evlilik yoluyla birbirine bağlı olan kişiler, yan soy. İLE Öfke. )
- HİSS KABL-EL-VUKÛ'(HİSS-İ MUKADDEM) değil/yerine/= ÖNSEZİ, ÖNCEDEN HİSSETME [Fr. PRÉSSENTIMENT]
- HİSSETMEZSEM ile/değil HİSSETMEDİĞİM ZAMAN
- HİSS-İ SELÎM/İLHÂMÂT-I RABBÂNÎ/BON SENS[Fr.] değil/yerine/= SAĞDUYU
- HİSTON ile/ve/||/<>/> NÜKLEOZOM
( DNA'nın etrafına sarıldığı proteinler. İLE/VE/||/<>/> DNA ve histon proteinlerinin oluşturduğu yapı. )
- HİTÂM değil/yerine/= SON, NİHÂYET | BİTME, TÜKENME | MÜHÜRÜN, BASILDIĞI KÂĞITTA KALAN İZİ
- HIZLI KULLANIM değil/yerine SAKİN KULLANIM
- HİZMET ile/ve/<> DEVİNİM
( Hizmet etmek/edebilmek, devindirici ve dönüştürücüdür. )
( TO SERVE vs./and/<> MOVEMENT )
- HİZMETÇİ ile/ve/||/<> KAVVAM
( Hizmet gören kişi. İLE/VE/||/<> Gözeten ve koruyan kişi. İşlerin sorumluluğunu üzerine alıp iyi yöneten. )
- HOLİZM/HOLISM[İng.] değil/yerine/= BÜTÜNCÜLLÜK
- HOLOGRAM ve/||/<> MIKNATIS
- HOLOGRAM ile ÜÇ BOYUTLU RESİM
- HOMEOPATİ/HOMEOPATHY[İng.] değil/yerine/= BENZERİ BENZERLE SAĞALTIM
- HOMİSİT/HOMICİDE[İng.] değil/yerine/= ELKIYIM
- HOMOJEN KARIŞIM ile HETEROJEN KARIŞIM
( Bileşenlerin eşit dağıldığı ve tek evrede bulunduğu karışımlar. İLE Bileşenlerin eşit dağılmadığı ve iki ya da daha fazla evrede bulunduğu karışım. )
- HOMOLOG KROMOZOM ile HETEROSOM KROMOZOM
( Eşleşen ve aynı genleri taşıyan kromozomlar. İLE Cinsiyet belirleyen kromozomlar.[X ve Y kromozomları] )
- HOMONİM[Fr. < Yun.] değil/yerine/= SESTEŞ/EŞSESLİ/EŞADLI
- HORDEOLUM değil/yerine/= ARPACIK
- HORTUM[Ar.]/GİRDAP[Fars.] değil/yerine/= BURGAÇ
- HORTUM ile HORTUM ile HORTUM
( Musluklara takılan, uzun ve plastik boru. İLE Fil, karıncayiyen, fare ya da bazı memeli ve böceklerde, boru biçiminde uzamış burun ya da ağız. İLE Hava ya da suyun, hızla dönüp sütun biçiminde yükselmesiyle oluşan, alanı dar, doğal ve fiziksel bir döngü çeşidi. )
- HOŞ SÖZ ile/ve/<> HOŞ EYLEM
( NICE WORD vs./and/<> NICE ACTION )
- HTBS/MAP BASED INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= HARİTA TABANLI BİLGİ DÜZENİ
- HTMS/PATIENT TRACKING INTERVENTION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= HASTA TAKİP MÜDAHALE DÜZENİ
- HTS/RAPID TREATMENT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= HIZLI TEDAVİ DÜZENİ
- HÜCCET ile HÜCCET-ÜL-İSLÂM
( SENET, VESİKA, DELİL | SEÇKİN ÂLİMLERE VERİLEN UNVAN ile İMÂM-I GAZÂLÎ )
- HÜCUM değil/yerine/= İLERİ
- HUDDÂM[Ar. < HÂDEM] ile HÜDÂM[Ar.]
( Hizmetçiler, hizmet edenler. İLE Deniz tutması. )
- HÜKM[Ar.] ile KADÂ[Ar.]
- HUM değil/yerine/= UĞULTU
- HUMÂM[Ar.] ile KAMKÂM[Ar.]
- HUMAN vs./and ADAM
- HURMA'LARDA:
MEBRUM ile SAFAVİ ile SUFRİ ile SUGAYİ
- HÜSN-Ü NİYET değil/yerine/= SAĞİSTEM
( İyi niyet. )
- HÜSRANINI BELİRTMEK/BİLDİRMEK:
"TEPKİ" ile/değil PAYLAŞIM
- HUSÛM[Ar.] ile HUSÛM[Ar. < HASM]
( Uğursuzluk. | Birbiri ardınca devam etmek üzere olma. | Sürekli esen rüzgâr, fırtına. İLE Düşmanlar. )
- HUY[Aniden "gelen"/çıkan.] değil/yerine/>< ERDEM
- HUY ile/ve/değil/yerine TUTUM
- HÜYÂM[Ar.] ile HÜYYÂM[Ar. < HÂİM]
( Azgınlık. [HÜYÂM-İ RAHM/NEMFOMANİ: Hanımlarda.] İLE Sevgiden şaşırmış olanlar. )
- HUZUR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLAM
- HZ. ÂDEM
( PROPHET ADAM )
- HZ. ÂDEM ve/<> HZ. MUHAMMED
( Çekirdek. VE/<> Meyve. )
- HZ.) ÂDEM ile/ve İNSAN
( Tanrı ve beşer/insan ile ilişki kurabilen. İLE/VE Beşer/insan ve Tanrı ile ilişki kurabilen. )
- HZ. İBRAHİM ile/ve HZ. İSHAK ile/ve HZ. YAKUP ile/ve HZ. MUSA ile/ve İSRAİLOĞULLARI
( Ahid. İLE/VE And. İLE/VE Yasa/Akıl. İLE/VE Yollar. İLE/VE İşler. )
- i. inf.[Lat. < INFUSUM] değil/yerine/= ENFÜZYON
- İBN-İ HEYSEM ile/ve/||/<>/>< GALILEO
( )
- İBN-İ HEYSEM ile İBN-İ HEYSEM
( Filozof. İLE Matematikçi. )
( )
( "İbn-i Heysem: İlk Modern Bilim İnsanı" yazısını okumak için burayı tıklayınız... )
- İBRÂM[Ar.] ile TE'RÎB[Ar.]
- İÇ DENETİM ile/ve/<> BAĞIMSIZ DENETİM
( İç denetçiler ve bağımsız denetçiler, finansal kontrollerin etkinliği konusunda ortak paydalardır. İki taraf da etik kurallar ve profesyonel standartlara bağlı kalmaktadır. Bununla birlikte şirketle olan ilişkileri ve çalışma amaçları konusunda büyük farklılıkları bulunmaktadır.
İç denetçiler, şirketin bir parçasıdır. Hedefleri, profesyonel standartlar, yönetim kurulu ve üst yönetim tarafından belirlenmiştir. Birincil müşterileri, yönetim ve yönetim kuruludur. Bağımsız denetçiler, şirketin bir parçası değildir ancak şirket tarafından tutulur. Hedefleri, öncelikli olarak, yasalar tarafından belirlenir ve birincil müşterileri yönetim kuruludur.
İç denetçilerin çalışma amaçları çok kapsamlıdır. Şirket hedeflerine ulaşılmasına ve operasyonlar, risk yönetimi, iç kontrol ve yönetişim süreçlerini iyileştirmeye yardımcı olurlar. Şirketin her yönüyle -finansal ve operasyonel- ilgili olarak, iç denetçiler, kontrollerin ve süreçlerin sürekli gözetimi ve değerlendirilmesi etkinliklerinin bir sonucu olarak geleceğe odaklanır. Aynı zamanda, her türde yolsuzluk ve hilenin de önlenmesi ile ilgilidir.
Bağımsız denetçilerin öncelikli misyonu, şirketin yıllık finansal raporları hakkında bağımsız bir fikir vermektir. Raporların, genel kabul edilmiş muhasebe standartlarına uygunluğunu, şirketin finansal bildirimleri tarafsızca yaptıklarını, belirli dönemdeki operasyonların sonuçlarının doğru olarak gösterildiğini değerlendirirler.
İç ve bağımsız denetçiler, periyodik olarak ortak paydalarını tartışmak; tamamlayıcı yetkinlikler, deneyim alanları ve bakış açılarından yararlanmak; birbirinin çalışma amaçları ve yöntemlerini anlamak; denetim kapsamı ve programını tartışmak; raporlara, programlara ve çalışma kâğıtlarına erişmek ve risk alanlarını ortaklaşa değerlendirmek amacı ile toplanmalıdır. Yönetim kurulu, güvence için gözetim sorumluluklarını yerine getirmek ve denetim sürecinin bütününün etkinliğini ve verimliliğini artırmak amacı ile iç ve bağımsız denetim çalışmalarını koordine etmelidir. )
- İÇ GÖZLEM ile/ve/||/<> İÇE DİKKAT ile/ve/||/<> ÖZ DÜŞÜNÜM
( INTROSPECTION vs./and/||/<> SELF-ATTENDING vs./and/||/<> SELF-REFLECTION )
- İCBAR değil/yerine/= GÜCEM
- İÇE YANSITMA ile/ve/||/<> YANSITMALI ÖZDEŞİM
- İÇERİK ile/ve ANLATIM
( Süreklilik | Töz | Biçim İLE/VE Biçim | Töz | Süreklilik )
( Doğal dilin göstergebilimsel bir közü/modeli. )
( Avrupa Kültüründe Kusursuz Dil Arayışı - Umberto Eco )
- İÇERİK ile/ve BAĞLAM
( CONTENT vs./and CONTEXT )
- İÇERİK ile BİÇİM
- İÇERİK ve/||/<> BİÇİM ve/||/<> TEKNİK
- İÇERİK ile İÇERİM
- İÇERİM değil İÇERİK
- İÇLEM = TAZAMMUN = COMPREHENSION[İng.] = COMPRÉHENSION[Fr.] = INHALT[Alm.] = COMPREHENSIO[Lat.]
- İÇTİMA değil/yerine/= KAVUŞUM
- ÎD[çoğ. A'YÂD] değil/yerine/= BAYRAM
- İDAM değil/yerine ADÂLET
( [not] DEATH PENALTY but JUSTICE
JUSTICE instead of DEATH PENALTY )
- İDÂM[Ar.] ile İ'DÂM[Ar. < ADEM]
( Katık, ekmeğe katık edilen şey. İLE Bir kimsenin yasa/yargı gereği ölümü. )
- [ne yazık ki]
İDAM ile/ve/değil/<> İTHAM
- İDÂRE[Ar.] ETMEK değil/yerine/= YÖNETMEK/YÖNETİM
- İDARE değil/yerine/= YÖNETİM
- İDDİA ile/ve/değil/yerine ÖNESÜRÜM
- İDDİA ile/değil SÖYLEM
- İDDİA ile VARSAYIM
- IDEA ile/ve FORM
- İDEALİZM = MEFKÛRECİLİK, İFTİKÂRİYE = IDEALISM[İng.] = IDÉALISME[Fr.] = IDEALISMUS[Alm.]
- İDEALİZM ile REALİZM
( Gerçekliğin temelde zihinsel ya da ideallerden oluştuğunu savunan felsefi görüş. İLE Gerçekliğin zihinden bağımsız ve nesnel olduğunu savunan felsefi görüş. )
- İDEOGRAM ile PİKTOGRAM
( Trafik işaretleri gibi. İLE Tuvaletleri gösteren simgeler gibi. )
- İDEOGRAM/LOGOGRAM değil/yerine/= DÜŞÜNYAZI/İMLEKYAZI
- İDİODYNAMİCS değil/yerine/= ÖZGÜDEVİNİM
- İDOLA = SANEM[Ar.] = PUT[Fars.] = IDOL[İng.] = IDOLE[Fr.] = IDOL[Alm.] = EIDOLON[Yun.] = ÍDOLO[İsp.]
- İDRAK ile/ve İLİM
- İFADE değil/yerine/= DIŞAVURUM
- İFHÂM[Ar. < FUHÛM] ile İFHÂM[Ar. < FEHM]
( Ağız açtırmama, susturma. İLE Anlatma/anlatılma, bildirme/bildirilme. )
- İFRAĞ[Ar.] değil/yerine BOŞALTIM
( Bir şeyi, başka bir biçime çevirme. | Boşaltım. DEĞİL/YERİNE ... )
- İFTARA YAKINKEN ile/ve SON RÜKÛ VE SECDE ile/ve İHRAM
( Allah'a en yakın olunan anlar/zamanlar. )
- İĞTİNAM[Ar.] değil/yerine/= YAĞMA
- İHCÂM[Ar.] ile KEFF[Ar.]
- İHKÂM[Ar.] ile İTKÂN[Ar.]
- İHKÂM[Ar.] ile RASF[Ar.]
- İHLÂS ve/<> EYLEM
( İhlâs, bir eylemi, o eylemin özüne özgü kılmaktır. )
- İHLÂS ile/ve İLİM
( Rab. İLE/VE Süs. )
- İHLÂS ve/||/<>/> İSLÂM[< SLM] ve/||/<>/> İMÂN[< EMN] ve/||/<>/> İKÂN[< YAKÎN] ve/||/<>/> İHSÂN[< HÜSN]
( Elimizde ve dilimizde. VE/||/<>/> Zihnimizde.[İSLÂM: Bilinçli ihlâs.] VE/||/<>/> Kalbimizde. VE/||/<>/> Kalbimizde. VE/||/<>/> Kalbimizde. )
(
)
- İHMAL ile/ve/> İKİLEM
( NEGLIGENCE vs./and/> DILEMMA )
- İHRACAT/İHRAÇ değil/yerine/= DIŞSATIM
- İHRAM ile/ve KEFEN
( Ölmeden önce ölmek! - MÛTÛ KABLE EN TE-MÛT )
- İHSAN ile/ve/değil/yerine İKRAM
( İsteyene verilen/vermek. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE İstenmeden verilen/vermek. )
- İHSAS[Ar.] değil/yerine/= DUYUM
- İHTİLÂL[Ar.] değil/yerine/= DEVİRİ/DEVRİM
- İHTİMÂM[Ar.] ile İHTİMÂM[Ar.] ile İHTİMÂM[Ar. < HEMM | çoğ. İHTİMÂMÂT]
( Süpürme. İLE Elemden/kederden dolayı uyuyamama. İLE Dikkatle, çabayla çalışma, özenle iş görme. )
- İHTİMAM[< HEMM] ile/ve/||/<> İTİNÂ[< UNİYY]
( Dikkatle, çabayla çalışma, özenle iş görme. İLE Çok dikkat etme. )
- İHTİMÂM[Ar. < HEMM] (GÖSTERMEK) değil/yerine/= ÖZEN (GÖSTERMEK)
- İHTİŞÂM değil/yerine/= GÖRKEM/GÖZALICILIK
- İHTİŞAM[< HAŞMET] ile/ve/||/<> ŞATAFAT
( Şanlı görünüş, tantana, debdebe. | Büyüklük, gözalıcılık, gösterişlilik, görkem. İLE/VE/||/<> Süs ve gösteriş. )
- İHTİYAÇ ile/yerine GEREKSİNİM
- İHTİYATÎ TEDBİR değil/yerine/= SAKINTIL ÖNLEM
- İHTİZAZ[Ar.]/VİBRASYON[Fr./İng.]/REZONANS[Fr./İng. < RESONANCE] değil/yerine/= TİTREŞİM/SESELİM/TINLAŞIM
- İKDÂM[Ar.] ile TEKAHHUM[Ar.]
- İKİ CİSİM ile/ve/||/<>/> ÜÇ CİSİM
( Dünya ve Ay. İLE/VE/||/<>/> Dünya, Ay ve Güneş. )
- İKİCİLİK = SÜNAİYE = DUALISM[İng.] = DUALISME[Fr.] = DUALISMUS[Alm.] = DUALIS[Lat.]
- İKİCİLİK/DUALİZM ile TEKÇİLİK/MONİZM
( Gerçekliğin iki temel unsurdan [anlık/zihin ve özdek/madde] oluştuğunu savunan görüş. İLE Gerçekliğin tek bir temel unsurdan oluştuğunu savunan görüş. )
- İKİLEM ile/ve/||/<> ÇATIŞMA
- İKİLEM ile İKİLEME ile İKİLİ ile İKİRCİK
( DILEMMA/CONFLICT vs. DUPLICATE/DOUBLING vs. DOUBLE/DUAL/BINARY/BILATERAL vs. HESITATION/INCERTITUDE )
- İKİLEM ile/ve/||/<> İKİRCİK
( DILEMMA vs. HESITATION )
- İKİLEM ile/değil İLİŞKİ
- İKİLEM = KIYAS-I MUKASSİM = DILEMMA[İng., Alm., Yun.] = DILEMME[Fr.] = DILEMA[İsp.]
- İKİLEM/DUALİTE ile/ve PARADOKS
- İKİRCİK ile İKİRİM
( TEREDDÜT ile/ve KARARSIZLIK )
( HESITATION vs./and INDECISION )
- İKLİM ile/ve/||/<> BİSİKLET
( Erkan Karavelioğlu'nun çalışmasını okumak için burayı tıklayınız... )
- İKONALARDA:
HZ. MERYEM ve HZ. MERYEM'İN YANINDAKİ
( Kilisenin kime ithâf edildiğini gösterir. )
- İKRAM ile/ve BAĞIŞ
( VÂHİB[Ar. < VEHB]: Hibe eden, bağış yapan kişi. )
( MEVHİBE: Bahşiş, ihsan, bağış. )
( MEVHÛB[Ar. < VEHB]: Bağışlanan mal. )
- İKRAM ile/ve İNAM
- İKRAM ile/ve İNFÂK
( Birey. İLE/VE Aydın. )
- İKRAM ile/ve KABAHAT
- İKSÂM[Ar.] ile İKSÂM[Ar.]
( Yemin etme, and içme, kasem. İLE Kökünü kırma, hepsinin silinip süpürülmesi. | Çok mal alma/biriktirme. )
- İKTER/US ile İKTERİK ile İKTERUS NEONATORUM
( Sarılık. İLE Sarılıklı. İLE Yenidoğan sarılığı. )
- İLÂÇ değil/yerine/= EM
- İLÂH ve/ CİRİM ve/ CİSİM ve/ İNSAN
( TANRI ve TANRISAL ve DÖRT UNSUR ve İNSAN )
- İLAHİYAT ile/ve/||/<> MİSTİSİZM
- İ'LÂM[Ar. < ELEM] ile İ'LÂM[Ar. < İLM] ile ÎLÂM[Ar.]
( Elem/keder verme. İLE Bildirme/bildirilme, anlatma. | Bir davanın, mahkemece nasıl bir yargı ve karara bağlandığını gösteren resmi belge. İLE Düğün yemeği. )
- I'LÂM[Ar.] ile İHBÂR[Ar.]
- İLÂM[Ar.] değil/yerine/= YARGI BELGESİ
- İLÂN ile İLÂM
( Duyuru. | Açıkça bildirme/duyurma. İLE Bildirme, anlatma. | Bir davanın, mahkemece nasıl bir hükme bağlandığını gösteren resmi belge. )
- İLCAM[Ar.] değil/yerine/= GEMLEMEK, DİZGİNLEMEK
- İLERİ SÜRÜM ile/ve/değil OLAN
- İLERİ SÜRÜM ile/ve/değil ÖNGÖRÜ
- İLETİŞİM ile/ve BİLDİRİŞİM
- İLETİŞİM = COMMUNICATION[İng., Fr.] = KOMMUNIKATION[Alm.] = COMUNICAZIONE[İt.] = COMUNICACIÓN[İsp.]
- İLETİŞİM ile/ve/değil/önce/||/<>/< ETKİLEŞİM
( [not] COMMUNICATION vs./and/first/but/||/<>/< INTERACTION )
- İLETİŞİM ile KOORDİNASYON
( COMMUNICATION vs. COORDINATION )
- İLETİŞİM ile/ve PİKTOGRAFİ
( ... İLE/VE Resim ve çizim aracılığıyla iletişim. )
( COMMUNICATION vs./and PICTOGRAPHY )
- İLETİŞİM ile TEKELLÜM
- İLETİŞİM ile/ve/||/<>/>/< ULAŞIM ile/ve/||/<>/>/< ENERJİ
( İnsanlığın/bilginin/aklın gelişim, araç ve kaynak yönetimindeki önceliklerindeki/sıralamasındaki üç temel alan. )
- İLGİ ile/ve/<> BELİRLENİM
( İlgilendiğimiz şeyle belirleniriz. )
- İLGİ ve/<> GEREKSİNİM
( Başlangıçta gerekli olan. VE/<> Tamamlamak ve başarmak için gerekli olan. )
- İLGİ ve/> İSTEK ve/> YÖNTEM ve/> EYLEM
( INTEREST and/> REQUEST and/> METHOD and/> ACTION )
- ILGIM/SERAP[Fars. < SERÂB] ile YANILSAMA
( Yanılsamalar dünyasında yaşadığımızı anlamaya çalışalım, onları inceleyelim ve köklerini açığa çıkaralım. )
( Burnumuza sarımsak tıkamışız, gül kokusu arıyoruz. )
( Hiçbir şey, apaçık ortada olan kadar aldatıcı değildir. )
( Bir şeyi saklamak istiyorsan, ortalıkta bırak. )
( YANILSAMA NEDENLERİ:
* ARAÇLAR
* İLİŞKİLENDİRME
* "AKIL YÜRÜTME" )
( Try to understand that we live in a world of illusions, examine them and uncover their roots.
We plugged the garlic to our nose but we are seeking the smell of the rose. )
( MIRAGE vs. ILLUSION )
- İLHAM ile DEHÂ
- İLHÂM[Ar.] değil/yerine/= ESİN(LENME)/İÇE DOĞMA/BERGÜ
- İLHAM ile İGVA/İĞVÂ'[< GAVÂYE]
( ... İLE Azdırma, azdırılma, baştan çıkarma, baştan çıkarılma, yolunu şaşırtma, ayartmak. )
- İLHAM ile İLHAN
( Esin. | Allah tarafından peygamberlerin ve seçkin kulların gönlüne verilen ilahi düşünce. İLE imparator. | İran Moğollarında hükümdarın unvanı. )
- İLHÂM[Ar.] ile MA'RİFETU'Z-ZARÛRİYE[Ar.]
- İLHAM ile SEZGİ
( Kaynağının nerede olduğu/nereden geldiği gibi soruların sorulmadan kullanıldığı veri İLE Kaynağının tanımlanamaz/belirsiz fakat kendinde bir yerlerde (düşünce-duygu-tecrübelerin birleştiği alan/varsayılan alan olabilir) olduğu düşüncesinden hareketle kullanılan/pratiğe yönelik işlenme potansiyelli/pratik bilgi. )
( INSPIRATION vs. INTUITION )
- İLHAM ile SEZGİ
( Kaynağının nerede olduğu/nereden geldiği gibi soruların sorulmadan kullanıldığı veri. İLE Kaynağının tanımlanamaz/belirsiz fakat kendinde bir yerlerde (düşünce-duygu-tecrübelerin birleştiği alan/varsayılan alan olabilir) olduğu düşüncesinden hareketle kullanılan/pratiğe yönelik işlenme potansiyelli/pratik bilgi. )
( Sezgi, organik düzeyden başlayarak, içgüdü ve duygu alanlarının içinden yükselerek ve ansal süreçlere bağlanıp onları besleyen ve bunu sibernetik deyimiyle "feed-back/geri besleme/bildirim" yaparak sürdüren bir "İç-Kaynak". )
( Açık zihinle, işleri derin ve kapsamlı bir önseziyle organize etmelidir. )
( INSPIRATION vs. INTUITION )
- İLHAM ile VAHİY
( Kuşkulu. İLE Kuşkusuz. )
( ... İLE Özdeki kaydın, açığa çıkması. )
- İLHÂM/AT ile VESVESE
- İLİM:
YARGI/HÜKÜM ile/ve/değil/ya da YARGI/HÜKÜM OLMASA DA
- İLİM ve/<> ÂLİM
( İLİM: Âlemin, bilendeki sûreti. )
- İLİM ile/ve/=/||/<>/> AMEL
( Kim ilmiyle amel ederse, Allah da onu bilmediği ilimlere varis kılar. )
( [Nedenini] Temellendirerek ve gerekçelendirerek ortaya koyuş. İLE/VE/=/||/<>/> [Nedenlerini] Göstermeden anlatmak. )
( Hakikati verir. İLE/VE/=/||/<>/> Hayrı verir. )
- İLİM ile/ve/değil/yerine ANLAYIŞ
( [not] SCIENCE vs./and/but PARADIGM
PARADIGM instead of SCIENCE )
- İLİM ile/ve/<>/değil AŞK
( Âşk imiş her ne var âlemde
İlim bir kıyl ü kâl imiş ancak )
- İLİM ile/ve/||/<>/< DURUM/HÂL
( Önce durum/hâl gerek... Neylesin, ilim. )
- İLİM ile/ve FEHM
- İLİM ile/ve/değil FEN/TEKNOLOJİ
- İLİM ve/<> HAKİKAT
( "Cahil" dediğimizde, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir.
Yoksa, okumuş olanlardan, en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okuma bilmeyenlerden de hakikati gören, gerçek âlimler çıkabilir. )
- İLİM ve/> HAL
( İlim, hale inkılâp etmezse, hiçbir değer ifade etmez. )
- İLİM ile HİLİM
- İLİM ile/ve/<> HİZMET
( Kibirlendir(ebil)ir. İLE/VE/<> Erdir(ebil)ir. )
( Bilen, bilmeyenin hizmetçisi değilse hainliktir. )
- İLİM ve/<> İLİM
( İDRAK + MELEKE + MESAİ ve/<> İDRAK + İLLET + SURET )
( İLİM: Nesnesine/maluma ve yöntemin[nesneyle/nesnesiyle olan ilişikisine] tâbidir. )
- İLİM ile/ve/değil/<> İLM-İ HÜVVİYET
( Dıştan. İLE/VE/DEĞİL/<> İçten. )
- İLİM ile/ve İMAN
- İLİM ve/> İMAN ve/> ÎKAN ve/> İHSAN ve/> İSLÂM
( ... ve/> ... ve/> Sağlam biliş. Kuşkudan uzak olma. ve/> ... ve/> ... )
- İLİM ve İRÂDE ve KUDRET
- İLİM ile/ve İRFAN
( Sahip olmak. İLE/VE Olmak. )
( Soyutlama. İLE/VE Soyutlanma. )
( İlim; Evvel ile Ahir, Batın ile Zahir'i bilip, tüm bildiklerini en iyi/üst derecede bağlantırabilme/birleştirebilme uğraşıdır. İLE İrfan; ilmin niteliklerinin üzerine ek olarak, hikmetine sahip olup, zaman ve zeminine/mekânına göre değerlendirme yapabilme durumudur. )
( İlim: - Kendini bilmek ve - Gayrıyı bilmek İrfan: - İlm'ul-ilim ve - İlm'un Nefs )
( İlim: - İlm-i Hudurî ve - İlm-i Husulî )
( İlim: - Tasavvur(Kavram) ve - Tasdik(Yargı) İlim: - Bilmek ve - Bilgi )
( İlimde marifet zât'ı bilmektir. Eşyanın(nesnenin) akılda hasıl olan(meydana gelen) suretine ilim denir. Hariçten kattı nazarla malûma ilim denir. )
( İlmi, asıl sahibine götürüp teslim eden kurtulur. )
( İlim, ilim bilmektir. İlim kendin bilmektir. Sen kendin bilmezsen ya nice okumaktır? )
( İlim, ilim ilmektir. İlim ilim ilmektir. )
( "İlmi öğreniniz. İlim için de dinginliği(sekîne) ve hilmi öğreniniz". )
( Çeşm-i insaf gibi kâmile mîzân olmaz Kişi noksanını bilmek gibi irfân olmaz. )
- İLİM ile/ve İRFAN ile/ve AŞK ile/ve MUHABBET
( Gurur verir. İLE/VE Anlayış verir. İLE/VE Yok/ifnâ eder. İLE/VE Yaşam verir. )
- İLİM ve/<>/>/< İRFAN ve/<>/>/< BURHAN ve/<>/>/< BEYAN
( Başkası. VE/<>/>/< Kendi. VE/<>/>/< Özü. VE/<>/>/< Bunların da merkezi/kaynağı. )
- İLİM ve/<> İSİM
- İLİM >< İTİRAZ
- İLİM ile/ve/<> KEMÂL
- İLİM ile/ve/<> KEREM
- İLİM ve/<>/|| KİŞİLİK
- İLİM ve/+/<> TASAVVUR
( ... VE/+/<> Bir şeyin sûretinin zihinde bulunması/oluşması. )
( Bir ilme başlamak, o ilmi tasavvur etmeye/etmeyi bağlıdır/gerektirir. )
( Bir şeyi, hiçbir yönünden bilmemek olanaksızdır. )
( Bir ilmi bilmek bile ucundan tutmaktır. )
- İLİM ile/ve/değil TEDRİS
- İLİM ile TEFEKKÜR
( İlâhî sıfat. İLE Tabiî sıfat. )
- İLİM ile ULUM
( Tekil.(Taksim edilir.) İLE Çoğul.(Tasnif edilir.) )
- İLİM >< ZANN
- ILIMAN İKLİM ile/ve/> BOREAL ile/ve/> TUNDRA ile/ve/> KUTUP
- İLİMLER(ULÛM) ile/ve/||/<> FENN(FÜNÛN) ile/ve/||/<> MEBHAS[MEBÂHİS]
( * İLM-EL-YAKÎN: KESİN BİLGİ
* İLM-İ AHCÂR: TAŞBİLİMİ, JEOLOJİ
* İLM-İ AHLÂK: AHLÂK BİLGİSİ
* İLM-İ AHVÂL-İ CEVV: METEOROLOJİ
* İLM-İ AKVÂM: MİLLETLERİN, KAVİMLERİN, KÜLTÜR, GÖRENEK GİBİ HALLERİNİ ARAŞTIRAN, İNCELEYEN İLİM, ETNOLOJİ, IRKIYYÂT
* İLM-İ ARÛZ: [ed.] VEZİN, NAZIM ÖLÇÜLERİYLE İLGİLİ BULUNAN BİLİM
* İLM-İ ARZ, İLM-ÜL-ARZ: JEOLOJİ
* İLM-İ ÂSÂR-I ATÎKA: ARKEOLOJİ
* İLM-İ BEDÂYİ': ESTETİK
* İLM-İ BEDEN, İLM-ÜL-EBDÂN: HEKİMLİK BİLGİSİ
* İLM-İ BEDÎ': [ed.] GÜZEL SÖZ SÖYLEME VE YAZMA BİLİMİ, ESTETİK
* İLM-İ BEDÎHÎ: GERÇEĞİ SEZEREK ANLAMA BİLİMİ
* İLM-İ BELÂGAT: İYİ, GÜZEL, PÜRÜZSÜZ SÖZ SÖYLEME, UZDİLLİLİK; SÖZÜN DÜZGÜN, KUSURSUZ, YERİNDE VE ADAMINA GÖRE SÖYLENMESİNİ ÖĞRETEN BİLİM
* İLM-İ BEYÂN: İFADE BİLİMİ
* İLM-İ CEBR: CEBİR BİLGİSİ (CEBİR(GABER) [SÜMERCE'DEN](HAREZMİ)): Kırılan kemiği yerine koymak.
* İLM-İ CEDEL: BİLİMSEL TARTIŞMA
* İLM-İ CERR-İ ESKAL: MAKİNE VE KUVVETLER İLE BU KUVVETLERDEN DOĞAN HAREKETLER ARASINDAKİ İLİŞKİLERİ ARAŞTIRAN BİLİM
* İLM-İ EDEB: ARAP DİLBİLGİSİ
* İLM-İ EDVÂR: MÜZİK BİLGİSİ
* İLM-İ EHÂDİS, İLM-İ AHBÂR, İLM-İ ÂSÂR: HZ. MUHAMMED VE YAKINLARININ SÖZLERİYLE, HAREKETLERİYLE İLGİLİ BULUNAN GELENEKLERİ KONU EDİNEN BİLİM
* İLM-İ EKTÂF: KÜREKKEMİĞİNE YA DA BU KEMİĞİN PARÇALARINA GEÇMİŞİ BİLME VE GELECEKTEN HABER VERME BİLİMİ
* İLM-İ ELSİNE: DİLBİLİM, LİNGUİSTİK
* İLM-İ EMRÂZ, İLM-ÜL EMRÂZ: PATOLOJİ
* İLM-İ ENSÂB, İLM-ÜL ENSÂB: JENEOLOJİ
* İLM-İ ENSÂC, İLM-ÜL ENSÂC: DOKUBİLİM, HİSTOLOJİ
* İLM-İ ENVÂ: AY'IN ZAMANLARINI ARAŞTIRAN BİLİM
* İLM-İ ESMÂ': ALLAH ADLARININ VE NİTELİKLERİNİN ANLAM VE AÇIKLAMALARIYLA İLGİLİ OLAN BİLİM
* İLM-İ EZELÎ: ALLAH'IN EZELÎ BİLGİSİ, ÖNCEBİLİM
* İLM-İ FERÂİZ: (huk.) ŞER'İ MİRAS İLMİ
* İLM-İ FETVÂ: (huk.) İSLÂM DİNİ YASALARINI İNCELEYEREK BAZI İDARÎ VE ADLÎ KONULARDA BİR KARARA VARMA BİLGİSİ
* İLM-İ FIKH: (huk.) ŞERÎAT İLMİ, ŞERÎATIN USUL VE HÜKÜMLERİ, AMELÎ VE ŞER'Î MESELELER BİLGİSİ, BİR ŞEYİ GEREĞİ GİBİ ANLAYIP BİLME
* İLM-İ HABER, İLM-İ HADÎS: HZ. MUHAMMED'İN SÖZLERİNİ İNCELEYEREK BUNLARDAN ÇIKAN ANLAMLARI AÇIKLAYAN BİLİM
* İLM-İ HÂL: DİN KAİDELERİNİ ÖĞRETMEK ÜZERE YAZILMIŞ KİTAP; TEKKEDE ÖĞRENİLEN BİLGİLER
* İLM-İ HAYVÂNÂT: ZOOLOJİ
* İLM-İ HENDESE/MESÂHA/MİSÂHA: GEOMETRİ BİLİMİ
* İLM-İ HESÂB: ARİTMETİK
* İLM-İ HEY'ET: ASTRONOMİ
* İLM-İ HİKMET: FELSEFE İLE İLGİLİ KONULARI İNCELEYEN BİLİM
* İLM-İ HİLÂF Ü CEDEL: TARTIŞMA/MÜNÂKAŞA YOLLARINI ÖĞRETEN BİLİM
* İLM-İ HİSÂB: ARİTMETİK
* İLM-İ HİYEL, İLM-ÜL HİYEL: MEKANİK BİLGİSİ
* İLM-İ HUKUK: HUKUK BİLGİSİ
* İLM-İ İCTİMÂ': TOPLUMBİLİM, SOSYOLOJİ
* İLM-İ İDÂRE: İDARE BİLGİSİ
* İLM-İ İKTİSÂD: EKONOMİ POLİTİK
* İLM-İ İLÂHÎ: TEODİSE
* İLM-İ İMLÂ: DİLBİLGİSİ KURALLARINA UYGUN YAZI BİLGİSİ; PERSPEKTİF RESİMDE KURALA UYGUN RESİM ÇİZME İLMİ
* İLM-İ İSNÂD: İLK NAZARİYE SAHİBİNİ İNCELEYEN VE BU NAZARİYENİN ONA BAĞLANMASI GEREKTİĞİNİ SAVUNAN İLİM
* İLM-İ İŞTİKAK: SÖZCÜK TÜRETME YOLLARINI ARAŞTIRAN İLİM, ETİMOLOJİ
* İLM-İ KABL-ET-TÂRİH: TARİHÖNCESİ DEVİRLERE AİT VARLIKLARI VE OLAYLARI KONU EDİNEN İLİM, PREHİSTORYA
* İLM-İ KAFİYE: ŞİİRDE RİTİM SAĞLAMA İLMİ
* İLM-İ KAL: MEDRESEDE ÖĞRENİLEN İLİM
* İLM-İ KEFF: AVUÇ ÇİZGİLERİNE BAKARAK GEÇMİŞİ VE GELECEĞİ BİLME İLMİ
* İLM-İ KELÂM: KUR'AN'IN HÜKÜMLERİNİ AÇIKLAYAN VE YORUMLAYAN İLİM
* İLM-İ KELÂM VE AKAİD: METAFİZİK
* İLM-İ KIHIF: KAFATASI KEMİĞİNİN ŞEKİL BAKIMINDAN AKLÎ MELEKE/YETİLERİN BELİRTİSİ OLDUĞUNU İLERİ SÜREN GÖRÜŞ, FRENOLOJİ
* İLM-İ KIRÂAT: KUR'AN'IN İLK YEDİ KİŞİ TARAFINDAN YEDİ TÜRLÜ OKUNUŞ TARZINI SAVUNAN VE BU YOLDAKİ ÇALIŞMALARI KAPSAYAN İLİM
* İLM-İ KIYÂFET: İNSANIN YÜZÜNDEN VE DIŞ GÖRÜNÜŞÜNDEN, İÇ VASIFLARINA, İÇ YAŞAMINA DAİR AHKAM ÇIKARMA BİLGİSİ
* İLM-İ KİMYÂ: KİMYA BİLGİSİ; SUN'Î OLARAK ALTIN VE GÜMÜŞ YAPMA İLMİ
* İLM-İ KİTÂB: KUR'AN'IN AÇIKLANMA VE YORUMUNA ÖZGÜ İLİM
* İLM-İ KİTÂBET: YAZI YAZMA, BİR MADDEYİ KURALLARINA UYGUN OLARAK EN GÜZEL BİR ŞEKİLDE KALEME ALMA İLMİ
* İLM-İ LEDÜN: ALLAH'IN SIRLARINA AİT MANEVİ BİLGİ
* İLM-İ LÛGAT: SÖZLÜKBİLİM, LEKSİKOLOJİ
* İLM-İ MAÂD: YAŞAM SONU BİLGİSİ, ESKATOLOJİ
* İLM-İ MAÂNÎ: SÖZCÜĞÜN GEREKEN DURUMA, YANİ AÇIKLAMANIN ÖZÜNE YAKIŞMASI YOLLARINI GÖSTEREN İLİM, ANLAMBİLİM, SEMANTİK
* İLM-İ MAÂŞ: MAİŞET, GEÇİM, YAŞAM BİLGİSİ
* İLM-İ MÂ-BA'D-ÜD-TABÎA: METAFİZİK
* İLM-İ MA'DENİYYÂT: MADEN ARAŞTIRMA VE İNCELEME İLMİ
* İLM-İ MAHÂSİN: ESTETİK
* İLM-İ MA'NÂ: GÜZEL SÖZ SÖYLEME İLMİ
* İLM-İ MA'NEVÎ: RÛHÎ VE ZİHNÎ OLGULARI VE OLAYLARI KONU EDİNEN İLİM
* İLM-İ MENÂHİC: YÖNETME İŞLERİ İÇİN GEREKLİ BİLGİYİ VEREN İLİM, METODOLOJİ
* İLM-İ MENAKİT: KRONOLOJİK VE ASTRONOMİK ZAMANLARI İNCELEYEN İLİM
* İLM-İ MENŞE'-İ AKVÂM: KAVİMLERİN, MİLLETLERİN MENŞEİ İLE, DOĞUŞU İLE İLGİLİ OLAN İNCELEME VE ARAŞTIRMALAR YAPAN İLİM
* İLM-İ MERÂYÂ: BİR İŞİN EN İNCE AYRINTILARINA KADAR İNMEYİ ÖĞRETEN İLİM
* İLM-İ MERÂYÂ-Yİ MUHRİKA: MERCEKLERİN, YAPIM, KULLANILMA VE YAKICI OLAN TÜRLERİNİ ARAŞTIRARAK KURALLARA BAĞLAYAN İLİM
* İLM-İ MESÂHA: YÜZÖLÇÜMÜ BİLGİSİ
* İLM-İ MEVCÛDÂT: DOĞANIN TÜM VARLIKLARINI İNCELEYEN İLİM
* İLM-İ MUÂMELE: MÜMİNLERİN, ALLAH VE KULLARINA KARŞI OLAN VAZİFE İLE İLGİLİ BİLGİLERDEN BAHSEDEN İLİM
* İLM-İ MÛSIKÎ: MÜZİĞİN TÜM KONULARINI İÇİNE ALNA İLİM, MÜZİK BİLGİSİ, MÜZİKOLOJİ
* İLM-İ MÜSTEHÂSÂT: ESKİ VARLIK-BİLİM, PALEONTOLOJİ
* İLM-İ NEBÂTÂT: BOTANİK
* İLM-İ NEFS, İLM-ÜN-NEFS: PSİKOLOJİ
* İLM-İ NÜCÛM: ASTROLOJİ
* İLM-İ PÎŞÂNÎ: ALINA BAKARAK, KARAKTERİ, ALINYAZISINI OKUMA İLE İLGİLİ İLİM
* İLM-İ REML: GEREKLİ OLAN ARAÇLAR KULLANILARAK FALA BAKMA
* İLM-İ RİVÂYET: GELENEKLERİN DOĞRULUK DERECESİNİ ARAŞTIRAN İLİM
* İLM-İ RİYÂZET: TASAVVUFU KONU EDİNEN İLİM
* İLM-İ RÛH, İLM-ÜR-RÛH: PSİKOLOJİ
* İLM-İ RÜSÛM: VERGİ MEVZUATI VE GÜMRÜĞE AİT KONULARLA İLGİLİ OLAN İLİM
* İLM-İ RÜŞEYN: DÖLLENMİŞ YUMURTACIĞIN CENİN DURUMUNA KADAR GEÇİRDİĞİ SAFHALARI İNCELEYEN İLİM, EMBRİYOLOJİ
* İLM-İ SAÂDET: MUTLULUĞU EN BÜYÜK GAYE EDİNEN BU GÖRÜŞLE İLE İLGİLİ BULUNAN BİLGİLERİ ELE ALAN İLİM
* İLM-İ SARF: SÖZCÜKLERİ, ONLARIN KONULUŞLARINI, TÜREYİŞ VE ÇEKİMLERİNİ KONU EDİNEN DİL VE EDEBİYAT BÖLÜMÜ
* İLM-İ SARF VE NAHV: GRAMER-SENTAKS İLMİ
* İLM-İ SAVT: AKUSTİK
* İLM-İ SECÂYÂ: IRABİLİM, ETOLOJİ
* İLM-İ SERVET: SİYASÎ İKTİSAT İLMİ
* İLM-İ SİHR: İNSAN RUHUNU ETKİLEYEN VE BAZI OLAYLARIN SEYRİNİ DURDURACAĞINA İNANILAN BÜYÜ İLE İLGİLİ OLAN İLİM
* İLM-İ SİMYÂ: HARFLERLE, SAYILARLA, İLÂHÎ SÖZLER VE ALLAH'IN ADLARINI KULLANMAKLA KÂİNATIN SIRLARINI ÇÖZME İLMİ
* İLM-İ SÛRÎ: ÜRETİM BİLGİSİ, ÜRETİMİ GELİŞTİRME BİLGİSİ
* İLM-İ SÜLÛK: ALLAH VE DİN UĞRUNA ÇİLE DOLDURMA YOLUNU ÖĞRETEN İLİM
* İLM-İ ŞERÎF: MÛSIKÎ
* İLM-İ ŞUHÛD: GÖZLEME, DENEYE DAYANAN BİLİM
* İLM-İ TABAKAT-ÜL-ARZ: YERBİLİMİ, JEOLOJİ
* İLM-İ TABÎÎ: DOĞABİLİM
* İLM-İ TASAVVUF: TASAVVUF İLMİ, TASAVVUFÎ DÜŞÜNCE VE MEVZU TARZINI YORUMLAYIP İNCELEYEN BİLİM
* İLM-İ TASVÎR-İ MİYÂH: [coğr.] SU BİLGİSİ, HİDROGRAFİ
* İLM-İ TAVSÎF-İT-TABÎA: FİZYOGRAFYA
* İLM-İ TEDBÎR-İ MENZİL: EV EKONOMİSİ İLMİ
* İLM-İ TEDKÎK-İ HUTÛT: ESKİ YAZILARI OKUYUP, ÇÖZME İLMİ
* İLM-İ TEFSÎR: KUR'AN'I İZAH ETMENİN YOLLARINI, USULLERİNİ BİLDİREN İLİM
* İLM-İ TEKVÎN: KÂİNATIN YARATILIŞINI İNCELEYEN BİLİM, KOZMOGONİ
* İLM-İ TE'LİF: MÜZİK KOMPOZİSYONU İLMİ
* İLM-İ TENCÎM: YILDIZLARA BAKARAK GEÇMİŞTEN VE GELECEKTEN HÜKÜM ÇIKARMA İLMİ
* İLM-İ TERBİYE-İ ETFÂL: EĞİTBİLİM, PEDAGOJİ
* İLM-İ TEŞRİH: KUTSAL KİTAPLARIN AÇIKLANMA VE YORUMLANMASIYLA İLGİLİ BULUNAN İLİM
* İLM-İ TEVHÎD: ALLAH'IN BİRLİĞİNE AİT BİLGİ, YORUM GİBİ ŞEYLERİ TOPLAYIP İNCELEYEN İLİM
* İLM-İ TE'VÎL: KUR'AN İLE İLGİLİ OLAN BİLGİLERLE UĞRAŞAN İLİM
* İLM-İ TEVLÎD: BAHÇIVANLIK İLMİ
* İLM-İ TIBB: TIP İLMİ, HEKİMLİK BİLİMİ
* İLM-İ TILSIMÂT: TILSIM, BÜYÜ İLMİ
* İLM-İ VEZÂİF: ÖDEV BİLGİSİ, DEONTOLOJİ
* İLM-İ VÜCÛH: KUR'AN'IN TÜRLÜ TÜRLÜ OKUNUŞLARINI ÖĞRETEN İLİM
* İLM-İ YAKÎN: İLÂHÎ ÂLEMLERE İLİŞİK BİLGİLERİ TOPLAYAN VE DOĞRULUĞUNDAN ŞÜPHE EDİLMEYEN İLİM
ile/ve/<>
- FENN(FÜNÛN)
* FENN-İ :
* FENN-İ DERYÂ: DENİZCİLİK
* FENN-İ İNŞÂ: YAZI YAZMA SANATI
* FENN-İ KİMYÂ: KİMYÂ İLMİ
* FENN-İ MA'DENİYYÂT: MİNERALOJİ
* FENN-İ MENÂFİ'-ÜL-A'ZÂ: FİZYOLOJİ
* FENN-İ MESÂHA-İ ARÂZÎ: YER ÖLÇME BİLGİSİ[fr. GÉODÉSIE]
* FENN-İ SAYDELÂNÎ: ECZACILIK
* FENN-İ TABAKAT-ÜL-ARZ: JEOLOJİ
* FENN-İ TERBİYE-İ ETFÂL: PEDAGOJİ
* FENN-İ TEŞRÎH: ANATOMİ BİLGİSİ
* FENN-İ ZİRÂAT: ZİRÂAT, EKİNCİLİK BİLGİSİ
ile/ve/<>
- MEBHAS[Ar. çoğ. MEBÂHİS]: Bir şeyin arandığı yer. | Arama, araştırma yeri. | Bâb, fasıl. | Logic[İng.]/Logie[Fr.] sözünün karşılığı.
* MEBHAS-I ADALÂT: KAS BİLİMİ
* MEBHAS-İ AHCÂR: TAŞBİLİM, LİTOLOJİ
* MEBHAS-İ A'SÂB: SİNİRBİLİM, NEVROLOJİ
* MEBHAS-İ CÜMÛDİYYE: BUZUL BİLİMİ, GLASİYOLOJİ
* MEBHAS-İ ENHÂR: AKARSU BİLİMİ, POTAMOLOJİ
* MEBHAS-İ ESBÂB: NEDENBİLİM, ETYOLOJİ
* MEBHAS-İ ESVÂT: SES BİLGİSİ, FONETİK
* MEBHAS-İ GAYÂT: EREKBİLİM, TELEOLOJİ
* MEBHAS-İ HAYVÂNÂT-I NÂİME: YUMUŞAKÇALAR BİLİMİ
* MEBHAS-İ KUVVET-İ HAVÂ: HAVA DEVİNİMİ BİLGİSİ, AERODİNAMİK
* MEBHAS-İ MA'RİFET: BİLGİ KURAMI, EPİSTEMOLOJİ
* MEBHAS-İ MÜSTEHÂSÂT: ESKİVAROLAN BİLİMİ, PALEONTOLOJİ
* MEBHAS-İ RÜŞEYM: EMBRİYOLOJİ
* MEBHAS-İ TASVÎR-İ CİBÂL: DAĞ BİLGİSİ
* MEBHAS-İ TAVSÎF-İ MAÂDİN: METALOGRAFİ[kimya]
* MEBHAS-İ TUFEYLÂT: ASALAKBİLİMİ
* MEBHAS-İ ZIYÂ: IŞIK BİLGİSİ
* MEBHAS-İ VUCUD: VAROLAN BİLİMİ, ONTOLOJİ
* MEBHAS-ÜL-BEŞER: İNSANBİLİM, ANTROPOLOJİ
* MEBHAS-ÜL-EŞKÂL: BİÇİMBİLİM, MORFOLOJİ
* MEBHAS-ÜL-EV'İYE: DAMARBİLİMİ
* MEBHAS-ÜL-EZHÂR: ÇİÇEKLER BİLİMİ/BİLGİSİ
* MEBHAS-ÜL-HAREKÂT: DEVİNBİLİMİ, DİNAMİK
* MEBHAS-ÜL-İZÂM: KEMİK BİLİMİ
* MEBHAS-ÜL-MİYÂH: SU BİLİMİ, HİDROLOJİ )
( ... İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> Bir şeyin arandığı yer. | Arama, araştırma yeri. | Bâb, fasıl. | Logic[İng.]/Logie[Fr.] sözünün karşılığı. )
- [ne yazık ki]
İLİMSİZ HAL ile/ve/||/<> HALSİZ İLİM
( Meczûbiyet. İLE Şeytaniyet. )
( Evvela hal gerek, neylesin ilim. )
- İLİŞKİ ile/ve AYIRIM(-/)BİRLEŞİM
( Fark gözetmeyin ve ayrılmaz olanı ayırmayın. )
( Ortak etmeni bulmak için tüm ayrımları terk etmek zorundasınız. Ancak evrensel olan ortaktır. )
( To find the common factor you must abandon all distinctions. Only the universal is in common. )
( RELATION vs./and DISCRIMINATION(-/)UNION )
- İLİŞKİ ile/ve EĞİLİM
( RELATION vs./and TENDENCY )
- İLİŞKİ ile/ve/<> HİZMET/EYLEM
- İLK ADIM
- İLK DOĞUM
- İLK NEDEN ile/ve/||/<>/> YÖNELİM
- İLK SELÂM
- İLK YARATIM
- İLKAH ile/ve/||/<> İLHAM
- İLKE ile/ve BELİT/AKSİYOM
( Fizik'te. İLE/VE Matematik'te. )
( ... İLE/VE Geriye götürülemeyen ilke. )
( On physics. WITH/AND On mathematics. )
( PRINCIPLE vs./and AXIOM )
- İLKE ile/ve/<> DÖNÜŞÜM
( PRINCIPLE vs./and/<> TRANSFORMATION )
- İLKE ile/ve/||/<> ERDEM
- İLKE = MEBDE, UMDE = PRINCIPLE[İng.] = PRINCIPE[Fr.] = PRINZIP, GRUNDSATZ[Alm.] = PRINCIPIUM[Lat.] = ARKHE[Yun.] = PRINCIPIO[İsp.]
- İLKE ile/ve VARSAYIM
( PRINCIPLE vs./and HYPOTHESIS )
- İLKELERİM ile/değil/yerine İLKELER (VE İLKESELLİK)
- İLM
( OKUYARAK ÖĞRENİLEN BİLGİ, NAZARÎ BİLGİ | BİLME, BİLİŞ, BİR ŞEYİN DOĞRUSUNU BİLME | SIFÂT-I KEMÂLİYE )
- ILM/İLM[Ar.] ile MA'RİFET[Ar.]
- ILM/İLM[Ar.] ile RESH[Ar.]
- ILM/İLM[Ar.] ile RÜ'YET[Ar.]
- ILM/İLM[Ar.] ile ŞEHÂDET[Ar.]
- ILM/İLM[Ar.] ile ŞU'ÛR[Ar.]
- ILM/İLM[Ar.] ile TAKLÎD[Ar.]
- ILM/İLM[Ar.] ile TEBYÎN[Ar.]
- ILM/İLM[Ar.] ile/ve/||/<>/> YAKÎN[Ar.]
- ILM/İLM[Ar.] ile/>< ZANN[Ar.]
- ILM/İLM[Ar.] ile ZİKR[Ar.]
- 'ILM[Ar.] ile İDRÂK[Ar.]
- 'ILM[Ar.] ile İ'TİKÂD[Ar.]
- İLMİ EĞİTİM ve/<> İRFÂNÎ TERBİYE
- İLM-İ HEY'E(T) ile/= İLM-İ FELEK ile/= İLM-İ NÜCÛM/İLM el-NÜCÛM ile/= İLM-İ AHKÂM ile/= İLM-İ el-MİKAT
( ... İLE/= İLM-İ MİKAT'ta: Şemsedin Halili VE Muhammed Konevi. )
- İLM-İ KELÂM ve İLM-İ FIKIH ve İLM-İ HÂL
( İman ve itikadı anlatan geniş ve derin ilim.[Bu ilmi anlatan kitaplara AKÂİD de denilir.] VE Gövde ile yapılacak ahkâm-ı islâmiye'yi bildiren ilim ve kitapları. VE Halk için, tahsili olmayanlar için yazılmış olan ve herkesin bilmesi, inanması ve yapması gereken kelâm, ahlâk ve fıkıh bilgilerini kısaca ve açıkça anlatan ilim ve kitapları. )
- İLTİMAS ile İLTİZAM
( Haksız yere, yasa ve kurallara uymaksızın kayırma, arka çıkma. | Birine, herhangi bir konuda öncelik ve ayrıcalık tanıma. İLE Kayırma, bir tarafı tutma. | Gerekli bulma. | Kesenek. )
- İLZÂM ile/ve/<> İCBÂR
- İLZÂM[Ar.] ile LÜZÛM[Ar.]
- İM ile/ve/<> HAREKE[Ar.]
( ... İLE/VE/<> Arap yazısında, kısa ünlü yerine kullanılan im. )
- İM ile İM
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Askeri birlikler arasında kullanılması için Hakan'ın belirlediği gizli sözcük. İLE İşaret. )
- İM ile İNDİS[Fr. < Lat.]
( ... İLE Bir harf üzerine konulan im. | Bir harf, benzer fakat yine de değişik biçimlerde iki ya da daha çok kez kullanılmak istenildiğinde, harfin üstüne ya da altına eklenen ayırıcı im. | Bir kökün derecesini göstermek için kök iminin kolları arasına konulan sayı. )
- İMAJİNASYON/IMAGINATION[İng.] değil/yerine/= İMGELEM
- İMÂL/İMÂLAT değil/yerine/= İŞLEYİM
- İMAM ile/ve 1
- İMAM ile/ve/||/<>/> CEMAAT
( "Osurursa." İLE/VE/||/<>/> "Sıçar." )
- İMAM ve/||/<> FATİH
( ... VE/||/<> Sıra(saf), mihrabtaki imamın hemen arkasındaki kişiden, iki tarafa birden açılmasıyla, ikinci ve öteki sıralar da sıranın ortasındaki "Fatih" ile başlatılır ve sağlı sollu olarak devam ettirilir. )
( ... VE/||/<> İmamın arkasında bulunan kişi. Saf tutulurken hiza alınan kişi. )
( ... VE/||/<> Nefsini feth eden. )
- İMAM ile/ve GÖZETİLEN KALP
- İMAM ile/ve SAĞLIK
( Sağlık olmazsa saadet olamaz. )
- İMAN ETTİM ve/||/<>/> TESLİM OLDUM
( AMENNA ve/||/<>/> ESLEMNA )
- İMÂN ve/<> İLİM ve/<> TAKVÂ
( Gövde. VE/<> Koruyucu giysi. VE/<> En dış koruyucu giysi. )
- İMAN ile/ve İSLÂM
( ... İLE/VE İman ettiğin biçimde yaşamak. )
( ... İLE/VE Allah'ın emirlerine tâzim, kullarına hizmet. )
( İman olmadan islâm olmaz. )
- İMÂN ile VARSAYIM
( İlksel ya da Sonsal. İLE Sonsal. )
( Üç yanlış varsayım:
* Kişinin, başkaları ile meşgul olmasının gerekliliği,
* Kişinin, öbürüne değer biçebileceği,
* Öğrencinin ilerlemesinden, öğretmenin sorumlu olduğu. )
- I/ME vs. I AM
- İMGELEM ile/ve/= HAYAL GÜCÜ
- İMGELEM = MUHAYYİLE = IMAGINATION[İng., Fr.] = EINBILDUNGSKRAFT[Alm.] = IMAGINATIO[Lat.] = PHANTASIA[Yun.] = IMAGINACIÓN[İsp.]
- İMGESEL DÖNEM ile/ve/||/<>/> SİMGESEL DÜZEN
( )
- İMPARATORLUK ile EMPERYALİZM
- İMPARATORLUK ile YENİ EMPERYALİZM
- İMPLANTASYON/IMPLANTATION değil/yerine/= EKİM
- İMZA/SİGNATÜR değil/yerine/= ÖZİM
- İN'ÂM[Ar.] ile İHSÂN[Ar.]
- İN'ÂM[Ar.] ile TEMETTU'[Ar.]
- [İNANÇ +] İLİM ile/ve/||/<> İRFAN ile/ve/||/<> HÜZÜN ile/ve/||/<> NEŞE ile/ve/||/<> [bunlar yoksa]
( Hikmet. İLE/VE/||/<> Rahmet. İLE/VE/||/<> Zarâfet. İLE/VE/||/<> Muhabbet. İLE/VE/||/<> Şiddet. )
- İNANÇ ile/ve/değil/||/<>/< KURUNTU/VEHİM
- İNANÇ ile/ve/değil/||/<>/< VARSAYIM
- İNANÇ ile/ve YAŞAM
( BELIEF/FAITH vs./and LIFE )
- İNANÇLAR(IM) İÇİN (YAŞIYORUM) ile/değil/yerine İNANÇLAR(IMIN) DOĞRULTUSUNDA (YAŞIYORUM)
- İNANILACAK BİLİM değil/yerine GÜVENİLİR BİLİM
- İNCİZÂM[Ar.] ile İNCİZÂM[Ar.]
( Meczûm olma, sözcüğün son harfinin harekesiz olarak seslendirilmesi. | Kemiğin kırılması. İLE Cüzzam hastalığına yakalanmış birinin bir örgeninin kopması. )
- İNDİM yerine AYRILDIM
- İNDİRİM ile BİNDİRİM
- İNDİRİM/ISKONTO[İt.][İSKONTO değil!] ile/ve/değil/yerine "İYİLEŞTİRME"
- İNDÜKSİYON/INDUCTION[İng.] değil/yerine/= UYARTIM
- İNDÜKSİYON/INDUCTION değil/yerine/= İRGİTİM
- İNEĞİM" ile/değil İNEYİM
- INFANTILİZM/INFANTILISM[İng.] değil/yerine/= BEBEKSİLİK
- INFINATUM ile/ve/||/<> INTERMINATUM
- İNFİSAL ile İNKİSAM ile İNFİKAK
- INFLAKS/INFLUX[İng.] değil/yerine/= İÇ AKIM
- INFRARED RADYASYON/INFRARED RADIATION[İng.] değil/yerine/= KIZILÖTESİ IŞINIM
- İNHİDAM[Ar.] değil/yerine/= ÇÖKME/YIKILMA
- İNHİDAM ile İZMİHLAL
( Çökme, yıkılma. )
- İN'İSÂM[Ar.] ile/değil/yerine/>< İN'İSÂR[Ar.]
( Sıkılma. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Koruma. )
- İNKILÂP değil/değil/yerine/=/= DEVRİM
- İNKIRAZ ile İNKISAM ile İNKITA
( Batma, dağılma, çöküş, yok olma, son bulma. İLE Bölünme, taksim edilme. | Parçalanma. İLE Kesilme, kesinti. )
- İNKLINASYON/INCLINATION[İng.] değil/yerine/= EĞİM
- İNKORPORASYON/INCORPORATION[İng.] değil/yerine/= İÇE KATIM
- INLET[İng.] değil/yerine/= GİRİM
- İNOVASYON/INNOVATION[İng.] değil/yerine/= YENİLEŞİM
- İNŞAALLAH ile/ve/<> MAAŞALLAH ile/ve/<> DUR BAKALIM
( Türk "felsefesi". )
- İNSAN YAŞAMI değil/yerine YAŞAM
( Hayvanların yaşamı değil yaşam süresi olur. )
( Nesnelerin, varoluş süresi olur. )
- İNSAN ile/ve ÂDEM
( HUMAN vs./and ADAM )
- İNSANBİÇİMCİLİK = MÜŞEBBİHE = ANTHROPOMORPHISM[İng.] = ANTHROPOMORPHISME[Fr.] = ANTHROPOMORPHISMUS[Alm.] = ANTHROPOS:İNSAN. MORPHE:BİÇİM[Yun.]
- İNSANBİLİM = BEŞERİYAT = ANTHROPOLOGY[İng.] = ANTHROPOLOGIE[Fr., Alm.] = ANTHROPOS:İNSAN. LOGOS:BİLİM[Yun.] = ANTROPOLOGÍA[İsp.]
- İNSANBİLİM ile/ve/=/> EVRENBİLİM
( ANTROPOLOJİ ile/ve/<> KOZMOLOJİ ile/ve/<> TEOLOJİ )
- İNSANCILIK = HUMANISM[İng.] = HUMANISME[Fr.] = HUMANISMUS[Alm.] = HUMANUS[Lat.]
- İNSANİÇİNCİLİK = Lİ-L-BEŞERİYE = ANTHROPOCENTRISM[İng.] = ANTHROPOCENTRISME[Fr.] = ANTHROPOZENTRISMUS[Alm.] = ANTHROPOS-KHENTRON[Yun.]
- [ne yazık ki]
İNSANLIK SUÇLARI:
SOYKIRIM ile/ve/||/<> İŞKENCE/ŞİDDET ile/ve/||/<> TERÖR ile/ve/||/<> NEFRET/DÜŞMANLIK ile/ve/||/<> IRKÇILIK ile/ve/||/<> KÖLELEŞTİRME ile/ve/||/<> İNSAN KAÇAKÇILIĞI ile/ve/||/<> ORGAN TİCARETİ ile/ve/||/<> BAĞIMLILAŞTIRMA
( Bağımlılaştırma - İnsanlık Suçu İlişkisi - Muharrem Balcı )
( * Kasten öldürme
* Kasten yaralama
* İşkence, eziyet ya da köleleştirme
* Kişiyi, özgürlüğünden yoksun kılma
* Bilimsel deneylere tâbi kılma
* Eşeysel saldırıda bulunma, çocukların eşeysel istismarı
* Zorla gebe bırakma
* Zorla fuhşa sevketme )
( [unfortunately] HUMAN CRIMES: GENOCIDE and/||/<> TORTURE and/||/<> DISCRIMINATION and/||/<> HATRED and/||/<> TO PUSH ADDICTION (and/||/<> TO DISSAPOINT) )
- İNSİCÂM ve/> İNTİZÂM
- İNSİCÂM ile MERBÛTİYET
( Yağmurun sürekli yağması. | Gitme, gidiş. | Düzgün söz. İLE Bağlılık, eklilik, ilinti. )
- İNŞİKÂK[Ar. < ŞAKK]["ka" uzun okunur] ile İNŞİRÂK[Ar.] ile İNŞİRÂM[Ar.] ile İNŞİRÂS[Ar.]
( Yarılma, çatlama, ikiye ayrılma. İLE Çatlayıp yarılma, yarık olma. | Parlama. İLE Çok yarılma, yarık yarık olma. İLE Soğuktan el derisinin çatlaması. )
- INSPIRASYON/INSPIRATION[İng.] değil/yerine/= SOLUKALIM
- INSPIRYUM/INSPIRIUM[İng.] değil/yerine/= SOLUKALIM
- INSTEAD vs. EUPHEMISM
- INTELLIGENCE vs./and/<> WISDOM
( ZEKÂ ile/ve/<> BİLGELİK )
- INTERAKSİYON/INTERACTION[İng.] değil/yerine/= ETKİLEŞİM
- İNTERAKSİYON değil/yerine/= ETKİLEŞİM
- INTERİYOR/INTERIOR[İng.] değil/yerine/= İÇ BÖLÜM
- INTERPRETASYON/INTERPRETATION[İng.] değil/yerine/= YORUM
- İNTIBÂ[Ar.] değil/yerine/= İZLENİM
- İNTİBAK[Ar.]/ENTEGRASYON[İng. < INTEGRATION] değil/yerine/= ÖLÇÜDEŞLİK/ÖLÇÜ UYUM, UYUM
- İNTİHAL/PLAJİRİZM değil/yerine/= ALINTI
- İNTİHAR[Ar.]["İNTAHAR" değil!]/SUİSİT[İng. < SUICIDE] değil/yerine/= ÖZKIYIM
- İNTİKAM ile/değil/yerine ADÂLET
( "Öfke", "kıskançlık" ve "nefret" "kaynaklıdır". İLE/DEĞİL/YERİNE Gücünü, sevgiden alır. )
- İNTİKAM değil/yerine/>< AFFETMEK
( En etkili/büyük intikam, affetmektir. )
- İNTİKAM ile/ve/değil/yerine/<> DENGE
- İNTİKAM ve/>/= KAYBETMEK
- İNTİKAM değil/yerine/= ÖÇ
- İNTİZAM[Ar.] değil/yerine/= DÜZEN/ÇEKİDÜZEN
- INTROITUS[İng.] değil/yerine/= GİRİM
- İNTROJEKSİYON/INTROJECTION[İng.] değil/yerine/= İÇE ATIM
- İNTUİTIONİSM değil/yerine/= SEZGİCİLİK
- İP ile/ve SİCİM
( ... İLE/VE Keten, kenevir gibi bitkilerin liflerinden yapılan ince ip. )
- İPEK/İBRİŞİM[Fars. < EBRİŞUM] ile/ve KEMHA
- İPLİK ile SÜYÜM
( ... İLE İğneye geçirilen, bir sap iplik. )
- İRAB ile/||/<> HAREKE/SESÇİL İM ile/||/<> İŞMÂM ile/||/<> HECÂ/HECE/SESLEM
( Sözcüğün sonundaki yazacın ya da imin değişmesi. İLE/||/<> Arapça'da bir yazacın nasıl okunacağını gösteren ve fetha[üstün], kesre[esre], zamme[ötre] denilen imlerden her biri. İLE/||/<> Bir yazacın asıl sesçil imini vurgulama. İLE/||/<> Bir tek sesleme eylemiyle çıkarılan ses ya da sesler öbeği. )
- İRÂDECİLİK ile DETERMİNİZM
( Kişinin yapmayabilme gücü[ihtiyâr] ve yapabilme gücünün[irâde] özgürce olması gerektiği ve belirleyici olduğunu savunan görüş. İLE Tüm olayların önceden belirlenmiş neden-sonuç ilişkilerine bağlı olduğunu savunan görüş. )
- İREM[Ar.] ile İrem[Ar.]
( Ok ya da kurşun atılan nişan tahtası. | Çenk denilen müzik aleti ve bunu icâd edenin adı. İLE Âd kavmi zamanında, Şeddâd tarafından, cennete benzetilerek yapılan bir bahçe.[Şam'da ya da Yemen'de bulunmuş olduğu söylenilir] )
- IRRADYASYON/IRRADİATION[İng.] değil/yerine/= IŞINLANIM
- İRTİFÂ ile/değil RAKIM
- İRTİSÂM[Ar. < RESM] ile İDRAK
( Resmi çıkma/çizilme. | İzdüşüm. İLE ... )
- İŞ ve/<> (B)İLİM ve/<> İSTEK
( DAVRANIŞ/TUTUM ve/<> DÜŞÜNCE ve/<> DUYGU )
( Çalışarak, iş yaparak, kazanarak ve kazandırarak sağlanır ve dengelenir. VE/<> Akıl[doğru bağ/lar] ve ilim ile yapılandırılır. VE/<> Çeşitli fizyolojik ve psikolojik isteklerle ve eğlencelerle karşılanır. )
( Yarar/lılık ilkesiyle işler. VE/<> Doğru/luk ilkesiyle işler. VE/<> İyi ve güzel ilkeleriyle işler. )
( İlişkilerin yapılandığı üç alan. )
- İŞ ile/ve/<> İŞLEM
- İSÂM[Ar. < İSM] ile İSÂM[Ar. < İSM]
( Ceza, bir suçun gerektirdiği sonuç. İLE Günaha sokma/sokulma. )
- İŞARET değil/yerine/= İM/BELİRTİ/İZ, SİM
- IŞIĞADOĞRULUM ile/<> IŞIĞAGÖÇÜM/IŞIKGÖÇÜM
( Işık etkisiyle bir bitkinin büyüme devinimi. İLE/VE/<> Birgözelilerde birdenbire aydınlanma sonucu görülen tepkime. )
( PHOTOTROPISM vs./<> PHOTOTACTISM )
- İSİM[Ar. < İSM | çoğ. ESMÂ] ile/ve/||/<> SEMÂ'[Ar. < SAMÂ | SÜMÜVV | çoğ. SEMÂVÂT]/GÖK
( Yukarı kaldıran/çıkaran. İLE/VE/||/<> Kalkık. )
- İSİM değil/yerine/= AD
- İSİM ile/ve/<> CİSİM/RESİM
- İSİM ve FİİL ve HARF/EDAT
( Anlamı/mânâsı olan, zamana bitişmeyen. VE Anlamı/mânâsı olan fakat bir zamana bitişmiş. VE Tek başına anlam/mânâ ifade etmeyen isim. )
- İSİM ile/değil İŞİM
- İSİM[Ar.] ile SIFAT[Ar.]
- AD/İSİM ile/ve/||/<> ÖNAD/SIFAT ile/ve/||/<> EDİM/FİİL
( İşaret. İLE/VE/||/<> Nitelik. İLE/VE/||/<> Gerçekleşme. )
- İSKAN (ETMEK) değil/yerine/= YURTLANDIRMAK / YURTLANMA/YERLEŞİM
- İSKEMİK PERİYOT/ISCHEMIC PERIOD[İng.] değil/yerine/= YETERSİZ KANLANAN DÖNEM
- İSKONTO/TENZİLAT değil/yerine/= İNDİRİM
- ISKONTO[İt.]/TENZİLÂT[Ar.] değil/yerine/= İNDİRİM
- İŞKÜM ile TEPSİ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Hakan'ların önüne konan, büyük, çanak biçimindeki, ayakları bulunmayan tepsi. İLE ... )
- İSLÂM FELSEFESİNDE, İKİ TEMEL AYRIM
( * ASALET'ÜL VÜCUD
* ASALET'ÜL MAHİYE )
- İSLÂM ile HRİSTİYANLAŞTIRILMIŞ İSLÂM
- İSLÂM ile/ve/<> İMÂN
( Dış güven/ce. İLE/VE/<> İç/öz güven/ce. )
( Toplumda. İLE/VE/<> Kendinde. )
( İnandığına teslim olma, selâmete ermek, kurtulmak. İLE/VE/<> İnancın pekişmişliği. )
- İSLÂM ve/> İMAN ve/> İHSAN
( Saygı. VE/> Sevgi. VE/> Ahlâk. )
( HZ. MUSÂ(KELİMULLAH) ve/> HZ. İSÂ ve/> HZ. MUHAMMED )
- İSLÂM[Ar.] ile ÎMÂN[Ar.] ile SALÂH[Ar.]
- İŞLEM ile İŞLEV
- İŞLEV ile/ve/<> BİÇİM ile/ve/<> NİTELİK
- İŞLEV ile/ve/değil/yerine/<> EYLEM
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<> Bilinçli, amaçlı etkinlik. )
( Kişi, eylemiyle tanınır. )
( İşlet fiilin, duysun kulağın. )
( Human recognize by action. )
( Alkışı, en sessiz biçimde karşılayan, alkışı, hak etmiş demektir. )
( [not] FUNCTION vs./and/but ACTION
ACTION instead of FUNCTION )
- -İSM ile/||/<> -İST
( Durum, olay, koşul, yerleşim, yönelim. İLE/||/<> Bir konuyla ilgilenen kişi. )
- İSM[Ar.] ile ZENB[Ar.]
- İSPANYOL MERKANTİLİZMİ ile FRANSIZ MERKANTİLİZMİ(KOLBERTİZM) ile İNGİLİZ MERKANTİLİZMİ
( Altın ve gümüş madenlerinin ülkeden çıkmasının önlenmesini ister. İLE Sanayi sayesinde, altın ve gümüş stoğunun artırılmasını ister. İLE Ticaret sayesinde, altın ve gümüş stoğunun artırılmasını ister ve ihracatın, ithalattan çok olmasıyla artacağını iddia eder. )
- IST/IMMÜNOSÜPRESİF TEDAVİ/IMMUNOSUPPRESSIVE THERAPY[İng.] değil/yerine/= BAĞIŞIKLIK BASKILAYICI SAĞALTIM
- İSTATİSTİKSEL ANLAM/LILIK / YORUM ile/ve/<> TARİHSEL ANLAM/LILIK / YORUM
- İSTEDİĞİM ile/ve/değil/yerine SENİN İSTEDİĞİNİ İSTEMEMİ İSTET!
- İSTEK DIŞI/DOĞAL ÖLÜM ile/ve/değil/yerine/< İSTEYEREK ÖLÜM
( Kişinin ölümü. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/< Kişiliğin ölümü. )
( Ölmeden önce ölünüz. - MÛTÛ KABLE EN TE-MÛT )
( MEVT-İ TABİÎ ile/ve/değil/yerine/< MEVT-İ İRADÎ/İHTİYARÎ )
- İSTEK/MERAM ile/ve KASIT
( REQUEST vs./and PURPOSE )
- İSTENÇ = İRÂDE = WILL[İng.] = VOLONTÉ[Fr.] = WILLE[Alm.] = VOLUNTAS < VELLE:İSTEMEK. VOLO:İSTİYORUM[Lat.] = VOLUNTAD[İsp.]
- İSTENİLEN ile/ve/<>/değil/yerine GEREKSİNİM
( "Bilir/ler." İLE/VE/<>/DEĞİL/YERİNE Bil(e)mez/ler. )
( Gereksiniminiz olmayan şeyler alırsanız, çok yakın gelecekte, gereksinim duyduğunuz şeyleri satmak zorunda kalırsınız. )
- İSTİ'DÂD ve YÖNELİM
- İSTİDLÂL[Ar.] değil/yerine/= ÇIKARIM
- İSTİHDAM değil/yerine/= İŞLENDİRME
- İSTİHKÂM ile İSTİHDAM
( Düşman saldırısını durdurmak, düşmana karşı savunma yapmak amacıyla düzenlenmiş yer. | İstihkam işleriyle uğraşma. İLE Bir görevde/işte kullanma. )
- İSTİHMÂM[Ar.] ile İSTİHMÂM[Ar.]
( Hamama girme, yıkanma. İLE Bağlı bulunduğu cemaate özgü işler için her türlü sıkıntıya girme. )
- İSTİ'LÂM[Ar. < İLM] ile İSTİLÂM[Ar.]
( Karar bulma, yerleşme. | Kararlaşma, iyice belirli olma. İLE Öpme ya da el sürme. | Kâbe'nin tavâfı sırasında "Hacer-ül-Esved"in elle okşanması ve izdiham dolayısıyla bizzat el sürülemiyorsa uzaktan okşama işaretinin yapılması. | Allah'ın madde ilhâm etmesi niyâzında bulunma. )
- İŞTİRÂK[< ŞİRKET] değil/yerine/= ORTAK OLMA, ORTAKLIK | KATILIM
- İŞTİRAK[Ar.] yerine ORTAKLIK, KATILMAK/KATILIM
- İSTİRHÂM[Ar. < RUHM]["İSTİRÂM" değil!] değil/yerine/= YALVARMA
- İSTİŞAM değil İNSİCAM/BAĞDAŞIM
( Benzer nesneler arasındaki ya da bir bütünü oluşturan parçalar arasındaki uyum. | Tutarlılık. )
- İSTİYORUM / İSTEMİYORUM ile/ve/ya da/||/<> SEVİYORUM / SEVMİYORUM
( Hiçbir zaman, bir açıklama yeterliliği ve niteliğinde değillerdir. Daha çok da, kaçmaya ya da dayatmaya yönelik yanıtlardır.
Anımsanması gereken nokta da, sizin kullandığınız oranda ve koşullardaki keyfiyetle, bir başkası da aynı keyfiyetle bunları kullanabilir, karşılık verebilir ve sonuç tam bir hüsran ve boşluk/anlamsızlık yaratır/yaratacaktır.
Dolayısıyla da, yaşamın getirdiği durumlarla/zorunluluklarla yüzleşerek, kaçmaksızın, isteyip-istememe, sevip-sevmeme alanından çıkarmak gerekir. )
- ITÂM[Ar.] ile IT'ÂM/İT'ÂM[Ar. < TAAM]
( İşeme tutulması/zorluğu. İLE Yemek yedirme/verme. )
- İT'ÂM[Ar.] ile İT'ÂM[Ar.] ile İTHÂM[Ar.]
( İkiz doğurma. İLE Yemek yedirme/verme/verilme. İLE Suçlama. )
- İTFA değil/yerine/= SÖNÜM
- İTGES/CONTENT-BASED İMAGE RETRİEVAL SYSTEM[İng.] değil/yerine/= İÇERİK TABANLI GÖRÜNTÜ ERİŞİM DÜZENİ
- İTHAL/İTHALAT değil/yerine/= DIŞALIM
- İTHAM ile AŞAĞILAMA
( Suçlama, suçlu görme. İLE Küçük görme. )
- İTHAM ile/değil/yerine/||/>< ELEŞTİRİ
- İTHAM ile/ve/<> GENELLEME
- [ne yazık ki]
İTHAM ile İMÂ
- İTHAM ile İSNÂD
- [ne yazık ki]
!İTHAM ile !TEKFÎR
( Çoğunlukla/bazen itham, küfürden daha ağırdır. )
( Suçlama. İLE Kâfir sayma. )
- İTHAM ile/ve/||/<> YAFTALAMA
- İTS/PHARMACEUTICAL TRACKING SYSTEM[İng.] değil/yerine/= İLAÇ TAKİP DÜZENİ
- IU/INTERNATIONAL UNIT[İng.] değil/yerine/= ULUSLARARASI BİRİM
- İVYS/RELATIONAL DATABASE SYSTEM[İng.] değil/yerine/= İLİŞKİSEL VERITABANI YÖNETİM DÜZENİ
- İYİ EĞİTİM ile/ve/||/<>/< İYİ ÖĞRETMEN/EĞİTİMCİ
( Bazı şeyleri (yüksek oranda) değiştirebilir. İLE/VE/||/<>/< Herşeyi (tamamen) değiştirebilir. )
- İYİ HEKİM ile/ve/||/<>/> USTA HEKİM
( Hastalığı iyileştirir. İLE/VE/||/<>/> Hastayı iyileştirir. )
- İYİ NİYET(Lİ YAKLAŞIM) ile/ve/<>/değil/yerine ÇÖZÜMCÜ (VE YAPICI) YAKLAŞIM
( İyi niyet, bir şeyleri çözmekte/aşmakta yeterli değildir/olmayabilir. )
- İYİMSERLİK = NİKBİNLİK = OPTIMISM[İng.] = OPTIMISME[Fr.] = OPTIMISMUS[Alm.]
- İYS/CONTENT MANAGEMENT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= İÇERİK YÖNETİN DÜZENİ
- İZ ile/ve/||/<>/> İZLENİM
- İZÂM[Ar. < AZÎM] ile İ'ZÂM[Ar. < AZM] ile İ'ZÂM[Ar.]
( Büyükler, ulular. | Kemikler. İLE Büyütme/büyütülme. | Gereğinden fazla önem verme. İLE Yollama, gönderme. )
- İZAM ile İZAM
( Birini, gönderme, yollama. İLE Olduğundan büyük gösterme, büyütme, abartma. )
- İZDİHAM[Ar.] değil/yerine/= İNSAN YIĞILMASI/YIĞILIŞMA
- İZDÜŞÜM ile/ve/<> UZANTI
- İZLENİM ile ÇAĞRIŞIM
( IMPRESSION vs. ASSOCIATION )
- İZLENİM = İNTİBA = IMPRESSION[İng., Fr.] = EINDRUCK[Alm.] = IMPRESSIO[Lat.] = IMPRESIÓN[İsp.]
- İZLENİM ile TESPİT
( IMPRESSION vs. TO DETERMINE )
- İZLENİM ile/değil YANILSAMA
- ...İZM ile İNDİRGEMECİLİK
- İZOMER[Fr. < Yun. MEROS: Bölüm. | BAROS: Basınç.] ile EŞBÖLÜM
( Aynı oranlarda bileşmiş aynı öğelerden oluşan fakat moleküllerinde atom öbekleşmeleri değişik olduğundan, birbirinden farklı özellikler gösteren maddeler. )
- İZOMORF değil/yerine/= EŞBİÇİM
( Başka bir şeyin biçim ya da yapı bakımından aynısı olan şey. )
- İZOMORFİZM değil/yerine/= EŞBİÇİMLİLİK
- İZOTERM değil/yerine/= EŞSICAK
- İZOZOM ile ANEUPLOİD
( Homolog eşleşmesi sırasında farklı boyutlara sahip olan kromozomlar. İLE Normal kromozom sayısından farklı sayıda kromozom bulunduran gözeler. )
- CAYNACILIK(JAİNİZM) ile HİNDUİZM
( Mahavira[Büyük Kurtarıcı] adıyla tanınan, Vardhamana[M.Ö. 540-470]'nın kurucusu olduğu Caynacılık/Jainizm Dini.
Jina: Muzaffer. Doğum-ölüm-yeniden doğum döngüsüne galip gelen anlamında, "Nirvana'ya ulaşan kişi" anlamındadır. (Mahavira[: Büyük kahraman.])
[Üç incisi, "doğru iman", "doğru bilgi" ve "doğru davranış"tır.] )
- JEODEZİ[Fr.] değil/yerine/= YERÖLÇÜM
- JEODİNAMİK ile/ve/<> JEOFİZİK ile/ve/<> JEOKİMYA ile/ve/<> JEOLOJİ[Fr. < Yun. GEO: Yer. | LOGOS: Bilim.] ile/ve/<> JEOMORFOLOJİ
( İç [volkan, deprem vb.] ve dış (aşınma) etkenlerle yerkabuğunda oluşan değişikliklerin incelenmesi. İLE Yeryuvarlağını ve atmosferi etkileyen, doğal fiziksel olayların incelenmesi. İLE Yerkabuğunu oluşturan kimyasal öğelerin tümü. İLE Yerbilim. İLE Yeryüzünün engebelerini ve aşınma ile ilgili gelişimleri inceleyen bilim. )
- JEREMY BENTHAM ile/ve/||/<>/> JAMES MILL ile/ve/||/<>/> JOHN STUART MILL
( 15 Şubat 1748 - 06 Haziran 1832 İLE 06 Nisan 1773 - 23 Haziran 1836 İLE 20 Mayıs 1806 - 08 Mayıs 1873 )
- JERUSALEM
( ÇİFTE(İÇ VE DIŞ) BARIŞ )
- JOHN BELL ile/ve/||/<>/< DAVID BOHM ile/ve/||/<>/< EPR
( 1963 ile/ve/||/<>/< 1950 ile/ve/||/<>/< 1935 )
- JUS INTER GENTES and JUS CIVILE and JUS COGENS and JUS GENTIUM and JUS NATURALE and JUS SANGUINES and JUS SOLI
- KABALIĞIM ile/ve/değil KALABALIKLIĞIM
- KÂBİLİYET-İ TAKSİM değil/yerine/= BÖLÜNEBİLME
- KABİN[Fr. < CABINE] değil/yerine/= BÖLÜM
( Küçük, özel bölme. | Gemilerde, uçaklarda, uzay gemilerinde, küçük bölme. | Uçakta, yolcuların oturduğu bölüm. | Plajda, soyunma yeri. )
- KABUL ile SÖYLEM
( ACCEPTANCE vs. DISCOURSE, DISSERTATION )
- KABUL ile SÖYLEM
- SAĞRAK/KADEH:
TOPRAK ile/ve METAL ile/ve CÂM
( XV. yy.'da. İLE/VE XVI. yy.'da. İLE/VE XVII. yy.'da. | İçi şarap dolu kadeh. )
- KADEM ve/<> HATEM
- [Ar.] KADEM[Ar.] ile KADEM[Ar.]
( Kıdem, derece. İLE Yarım arşın uzunluğunda bir ölçü. | Mimari arşının yarısı kadardır ve 12 parmak uzunluğundadır.[Hafriyatlarda kullanılırdı] | Ayak. )
- KADER ve/değil/yerine/||/<>/>/< EYLEM
- KADÎM ile/ve ATİK
- KADÎM değil/yerine/= ESKİL
- KADÎM ile HÂDÎS
( Başlangıcı ve sonu olmayan. İLE Oluşta olan. )
- KADÎM ve/<> KABUL
- KADÎM ve/<> ŞİMDİ
( Bugüne, şu AN'a (da) etki ediyorsa, kadîmdir. )
- KADIN DOĞUM değil KADIN, DOĞUM
- KAFAM KARIŞTI ile/ve/değil/yerine BİLMİYORUM
- KAFATASI = SCULL, CRANIUM[İng.] = LE CRÂNE[Fr.] = SCHÄDEL[Alm.] = TESCHIO[İt.] = CRANEO[İsp.] = CALVA[Lat.] = TO KRANION[Yun.] = CUMCUME(T)[Ar.] = KÂSEH-İ SER[Fars.] = SCHEDEL[Felm.]
- KAİM[< KIYÂM] ile/ve/<> DAİM
( Kaimse daim de olur. )
( Daim değilse kaim de değildir. )
( Var. | Ayakta duran/bulunan. | Birinin yerini tutan, birinin yerine geçen. | Bir işte sebât eden. | Her zaman var olan [Tanrı]. İLE/VE/<> Sürekli/daima, sonsuz. )
- KÂİNÂT ile/ve/||/<> ÂLEM
( Ol(un)an. İLE/VE/||/<> Bil(in)en. )
( (B)ilim. İLE/VE/||/<> Bilinen kainat. )
- KALB-İ SELÎM ile KALB-İ SAKİM
( Temiz gönül. İLE Temiz olmayan gönül. )
( Ne mal istenir, ne ilim Kalb-i Selîm istenir! )
- KALDIRAÇ/MANİVELA[İt. < MANOVELLA] ile KALDIRAN ile KALDIRICI ile KALDIRIM ile KALDIRIŞ ile KALDIRMAK
( Az bir kuvvet ile büyük bir yükü kaldırmaya yarayan, bir dayanma noktası üzerinde hareket edebilen, inip kalkabilen sert çubuk. İLE Bazı organları yukarıya doğru hareket ettiren kas. İLE Kriko. İLE Yaya kaldırımı. | Yollarda taşlarla yapılan döşeme. İLE Kaldırma işi. İLE Bulunduğu yerden almak. | Yukarı doğru hareket ettirmek. | Yükseltmek. | Ürün toplamak, taşımak. | Çekmek, taşımak. | Bir kuruluşun çalışmasına son vermek, feshetmek, lağvetmek. | Hastayı hastaneye götürmek. | Tören yaparak ölüyü gömmek. | Toplamak. | Alıp başka yere götürmek. | Uyandırmak. | Piyasadan çekmek. | Elin ulaşamayacağı yere koymak, saklamak. | Kaçırmak. | İyi etmek, iyileştirmek. | Bir şeyden çokça satın almak. | Tayin etmek, atamak. | Yok etmek, ortadan silmek. | Uygun gelmek, yakışmak. | Çalmak, aşırmak. )
- KALDIRIM ile ARNAVUT KALDIRIMI
( Özellikle yayaların kullanımına ayrılmış ve yükseltilmiş yol. | Yollarda taşlarla yapılan döşeme. İLE Yollarda irili ufaklı taşlarla gelişigüzel yapılan kaldırım. )
- KALEM ile/ve DOLMA KALEM
( HÂME ile/ve ... )
( PENCIL vs./and PEN )
- KALEM ile/||/<> GENELGE/TAMİM ile/||/<> MUHTIRA ile/||/<> HATT-I HÜMÂYUN ile/||/<> NOTA ile/||/<> NİŞANCI
( Resmî belgeleri hazırlayan yazıcıların çalıştığı yer. İLE/||/<> Yasa ve yönetmeliklerin uygulanmasında yol göstermek. İLE/||/<> Herhangi bir şeyi anımsatma, uyarma amacıyla yazılan yazı. | Bir devletin başka bir devlete politik sorunlarla ilgili olarak yolladığı uyarı yazısı. İLE/||/<> Sultan tarafından herhangi bir iş için çıkarılan yazılı emir. İLE/||/<> Bir devletin başka bir devletle ya da elçisine yaptığı bildiri. İLE/||/<> Osmanlı yasalarını iyi bilen, yasalar konusunda Dîvân'a görüş veren yabancı devletlerle yazışmaları hazırlayan, Sultan mektuplarına tuğra çeken, Divan-ı Hümayûn üyesi. )
- KALEM ile KAMIŞ
- KALEM ile KEÇİTIRNAĞI
( ... İLE Kesici ağzı üçgen biçiminde olan oyma kalemi. )
- KALEM ile KURŞUN KALEM
( ... İLE İçi grafitli, yazısı kolayca silinebilen, değişik biçimleri olan bir kalem türü. )
( PEN vs. PENCIL )
- KALEM ile/||/<> TAŞÇI/OYMACI KALEMİ
( ... İLE/||/<> Yontma işlerinde kullanılan, ucu sivri/keskin araç. )
- KALIN BAĞIRSAK ile/ve/>/> GÖDEN[< GÖD/GÖT]/REKTUM
( ... İLE/VE/> Kalınbağırsağın son bölümü. )
( MAYASIL/BÂSÛR[Ar.]/HEMAROİD/HÉMORROÏDES[Fr.]: Kalın bağırsakta ve makadın etrafındaki siyah kan damarlarının şişmesinden ve bazen yangılanmasından dolayı, makadın içinde ve dışında oluşan memeler yüzünden, makattan, kan ya da cerahat gelmesi. )
- KALIP ile/değil/yerine/>< KAVRAM
- KALITIM/SOYAÇEKİM ile DOĞAL
( HEREDITY/HERITAGE vs. NATURAL )
- KALITIM ile ALLEL
( Canlıların özelliklerinin ebeveynlerden yavrulara aktarılması. İLE Bir genin farklı biçimlerine verilen ad. )
- KALITIM ile GENETİK
( Canlıların özelliklerinin ebeveynlerden yavrulara aktarılması. İLE Kalıtımın biyolojik temeli olan bilim dalı. )
- KALITIM ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< KATILIM
( [not] HERITAGE vs./and/but/||/<>/>/< PARTICIPATION
PARTICIPATION instead of HERITAGE )
- KALORİMETRİ[Fr.] değil/yerine/= ISIÖLÇÜM
- KALSİYUM / KALSEMİ
( ... İLE Kandaki kalsiyum miktarı. )
- KALSİYUM[Ca] ile TAMANİT[Fr. TAMANITE]
( Atom numarası 20, atom ağırlığı 40,80, yoğunluğu 1,55 olan, 845 °C'de eriyen, kireç ve alçının birleşimine giren, sarımtırak beyaz bir öğe. İLE Doğal kalsiyum ve demir fosfat. )
- KAM' değil/yerine/= EZME, KIRMA; ZAPTETME
- KÂM[Ar.] ile/ve/değil/yerine/<>/< GAM[Ar.]
( Ağzın üstü, damak. | Meram, arzu, emel, istek. | Lezzet, zevk. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/< Tasa, kaygı, üzüntü. )
- KAM ile KÂM[Fars.]
( Şaman. İLE Zevk, mutluluk, tat. )
- KAM/ŞAMAN[Ar.] ile KAM'[Ar.] ile KÂM[Ar.]
( Şamanlığa katılan kişi. İLE Ezme, kırma, zapetme. İLE Ağzın üstü, damak. | Meram, arzu, emel, istek. | Lezzet, zevk. )
- KÂM[Fars.] ile/ve/değil/yerine/||/<> RÂM[Fars.]
( Ağzın üstü, damak. | Meram, arzu, emel, istek. | Lezzet, zevk. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Boyun eğen, kendini başkasının buyruğuna bırakan. )
- KAMBRİYUM
( En eski jeolojik tabaka. )
- KAMBRİYUM ile ARKEEN[Fr. ARCHÉEN < Yun.]
( ... İLE Kambriyumlardan önce oluşan, en eski yer katı. )
- KÂMİL ile HATEM
- KÂMİL ile/ve/||/<> KÂZIM
( Olgun. İLE/VE/||/<> Öfkesini tutan/yutan. )
- KÂN(OLUŞ) ||/>
MEKÂN ile/ve/||/<>/> DUYU ile/ve/||/<>/> DUYGU ile/ve/||/<>/> HAL ile/ve/||/<>/> MAHAL ile/ve/||/<>/> MAKAM
||/> AKIL/KAVRAM
- KAN:
ACİL GEREKSİNİM ile/ve/<>/değil SÜREKLİ GEREKSİNİM
- KANAAT ile/değil/yerine/||/<>/< KAVRAM
- KANALİZASYON ve/||/<> HAMAM ve/||/<> KÜTÜPHANE
( Kentin kirini alır götürür. VE/||/<> Gövdenin kiri temizlenir. VE/||/<> Aklın boşlukları/"tozları" alınır. )
( Pis ve atık suların özel kanallar aracılığıyla belirli merkezlerde toplanıp atılmasını sağlayan düzen, lağım döşemi. VE/||/<> Yıkanılacak yer, yunak, ısıdam. | Para karşılığında yıkanma işinin yapıldığı yer. VE/||/<> Betiklik/kitaplık. | Betik satılan dükkân, betikevi. )
- KANIT ve/||/<>/< KAVRAM
- KANSER (GÖZELERİ) ile/||/<> KARSİNOM ile/||/<> SARKOM
( ... İLE/||/<> Kas, bağ doku, kemiklerde. İLE/||/<> ... )
( Bulaşma, sıçrama, yayılma olur/olabilir. İLE/||/<> Bulaşma/sıçrama olmaz fakat aynı yerde yoğunlaşması ve tekrarlaması oranındadır. İLE/||/<> ... )
( Kemoterapi, ışın terapisi ve cerrahi gibi çeşitli/çoklu tedavi yöntemleri uygulanır. İLE/||/<> Ameliyat gerektirir. İLE/||/<> ... )
( ... İLE/||/<> Deri bölgesinde de olabildiği gibi, daha çok, gövde boşluklarında ve derinliklerinde. İLE/||/<> ... )
( İlgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )
( CANCER (CELL) vs./||/<> CARCINOME vs./||/<> SARCOME )
- KANT'TA, TEMEL AYRIMLAR:
A PRIORI | A POSTERIORI ile/ve/||/<> TEZÂHÜR | KENDİNDE ŞEY ile/ve/||/<> GÖRÜ | KAVRAM
( ... und ERSCHEINUNG | DING AN SICH und ANSCHAUUNG | BEGRIFF )
- KAODAİZM
( Vietnam'ın, Tay Ninh kentinde, Budizm, Taoizm, Katolik Hristiyanlık ve Konfüçyüs'ten etkilenerek 1928 yılında, Cao Dai tarafından oluşturulmuş bir din. Victor Hugo'nun eserleri de bu dinin ilkelerinin belirleyicilerinden biri olmuştur.[Tay Ninh'deki mabedleri, 1932 yılında tamamlanmıştır.]
"Tek göz", bir simge olarak kullanılmaktadır.[Yaşamın ve ibadetin yolu olan ve kalbe yakın olduğundan dolayı olarak değerlendirilen sol göz.]
06:00, 12:00, 18:00 ve 00:00'te olmak üzere, günde dört kez ibadet etmektelerdir. Törenlerde, kadın-erkek ayrımı olmaksızın yanyana yer alır.
5 ana ilkeleri vardır:
1. Kimseyi öldürme!
2. Yalan söyleme!
3. Hırsızlık yapma!
4. Tek eşli ol!
5. Alkollü içki içme! )
- KAPASITANS/CAPACITANCE[İng.] değil/yerine/= YÜKLENİM
- KAPILMA ile DUYGULANIM
( TO BE CARRIED AWAY vs. SENSATION )
- KAPİTAL ile/ve/||/<>/> KAPİTALİST ile/ve/||/<>/> KAPİTALİZM
- [ne yazık ki]
KAPİTALİZM ve/> BİLGİSİZLEŞMEK ve/> YOKSULLAŞMAK
( Kapitalizm, okudukça cahil bırakır; çalıştıkça fakirleştirir. )
( CAPITALISM and/> IGNORANCE and/> TO GET POOR )
- KAPİTALİZM ile/ve/<> PROTESTANLIK
- KAPİTALİZM ile/ve SAVAŞ
- KAPİTALİZM ile/ve TÜKETİM TOPLUMU
( CAPITALISM vs./and CONSUMPTION SOCIETY )
- KAPİTULUM = EZHÂR-I KIMMÎYE = CAPITULE
- KAPSAM ile/ve/= BÜTÜNLÜK
( ŞÜMÛL ile/ve/= ... )
- KAPSAM ile İSTİAP
( ... İLE İçine alma, içine sığdırma. )
- KAPSAM = ŞÜMUL = EXTENTION[İng., Fr.] = UMFANG, EXTENTION[Alm.] = EXTENTIO[Lat.] = EXTENSIÓN[İsp.]
- KARA ÇAM ile KIZIL ÇAM ile YEŞİL ÇAM
( )
- KARAİM = KARAY
( Çoğu Türk soyundan olan ve genellikle Polonya ve Litvanya topraklarında oturan bir Musevi topluluğu. )
- KAPILMAYALIM!:
KARANLIĞA ve/||/<> KARAMSARLIĞA
- KARANLIK:
ZULÜM ile SIKINTI
( Algısı. İLE Duygusu. )
- KARAR VERELİM! ve/||/<> HAZIRLANALIM! ve/||/<> BAŞLAYALIM! ve/||/<> ÖĞRENELİM! ve/||/<>
ÇALIŞALIM! ve/||/<> DİNLEYELİM! ve/||/<> ÇABALAYALIM! ve/||/<> GÜLÜMSEYELİM! :)
( [başkaları] Ertelese de. VE/||/<> Düşlere dalsa da. VE/||/<> Sonraya bıraksa da. VE/||/<> Uyusa da. VE/||/<> Dilese de. VE/||/<> Konuşsa da. VE/||/<> Vazgeçse de. VE/||/<> Kaşlarını çatsa da. )
- DEĞİŞİM:
KARARDA ile/ve/||/<> YAŞAMDA ile/ve/||/<> KİŞİDE
( Bir sözcükle. İLE/VE/||/<> Bir duyguyla. İLE/VE/||/<> Bir kişiyle[seninle/onunla]. )
- KARARLI DURUM ile/>< KARARSIZ DURUM
( Bir yapının/sürecin zamanla değişmeyen durumu. İLE/>< Bir yapının/sürecin zamanla değişen ve bozunan durumu. )
- KARDEŞİM ile "KARDEŞİM!"
- KARI" (SEV[M]İYOR/UM) ile/değil KAR-I (SEV[M]İYOR/UM)
- KARICIĞIM/KOCACIĞIM ile/ve/değil/=/||/<>/< KARABASAN
- KARIŞIM ile/ve/değil ALAŞIM
( [not] MIXTURE vs./and ALLOY )
- KARIŞIM ile/ve/||/<> ERİYİK
- KARMAŞA ile/ve DÖNÜŞÜM
( CONFUSION vs./and TRANSFORMATION )
- KARŞILIK ile/ve/değil/||/<> BAKIŞIM
- KARŞILIKLI" ...LAŞIM değil ...LAŞIM
- KARŞİM" değil KARDEŞİM
- KARŞITLIK ile/değil/yerine/>< EYTİŞİM
( Uzlaşmaz karşıtlıklara düşkünlük, zekânın zayıflığındandır. )
- KARŞITLIK = KARŞI GELİM
- KARŞITSAL DAĞILIM
( CONTRASTIVE DISTRIBUTION )
- KARTEZYEN İKİCİLİK ile TEKÇİLİK/MONİZM
( Zihin ve gövdenin birbirinden ayrı ve farklı olduğunu savunan görüş. İLE Gerçekliğin tek bir temel unsurdan oluştuğunu savunan görüş. )
- KARTOGRAF/YA / KARTOGRAFİ[İng. < CARTOGRAPHY] değil/yerine/= HARİTALAMA, HARİTACILIK, ÇİZİNÇÇİ/LİK, ÇİZİMBİLİM
- KASEM ile YEMİN
- KAŞIK ile KASTANYET[Fr.]/KASTANUELAS[İsp.]/CATERERS/PALILLOS ile CROTALUM
( ... İLE ... İLE Eski Yunanistan ve antik Roma'da. )
- KASIM[< KISMET]["ka" uzun okunur] ile KASIM[çoğ. KAVÂSIM]["ka" uzun okunur] ile KASIM[Fars.] ile Kasım[Ar. < KÂSİM] ile KASIM[Ar. < KÂSİM]
( Taksim eden, ayıran, bölen. | [matematik] Bölen. İLE Kırıcı, ezici, ufaltıcı. İLE İnce, narin, çabuk kırılabilen. İLE Yılın on birinci ayı, son teşrin, teşrin-i sâni. İLE Kışın başlangıcı sayılan 08 Kasım günü başlayıp Hıdırellez'in ilk günü olan 06 Mayıs'a kadar altı ay süren dönem. )
( Yüz elli, yaz belli. )
( Kasım'ın 150. günü (08 Nisan) olunca, kötü havalar geçer, yazın ucu görünür. )
( Kasım'dan on gün evvel ek, on gün sonra ekme. )
- KASIT ile/ve/<> AYRIM
- KASIT ile/ve/değil/||/<>/< BAĞLAM
- KATABOLİZMA/CATABOLISM[İng.] değil/yerine/= YIKIMLAMA | YADIMLAMA
- KATALEPSİ/CATALEPSY[İng.] değil/yerine/= KASILAKALIM
- KATAPLEKSİ/CATAPLEXIA[İng.] değil/yerine/= GEVŞEYİKALIM
- KATATONİ/CATATONIA[İng.] değil/yerine/= TUTULAKALIM
- KATEKSİS/CATHEXIS[İng.] değil/yerine/= DUYGUSAL YATIRIM
- KATILIM ile/ve/> BÜTÜNLEŞME
( PARTICIPATION vs./and/> INTEGRITY )
- KATILIM ve/+/||/<>/> COŞKU
- KATILIM ile/ve ERGİNLENME/İNTİSAB/İNİSİYASYON
( ... İLE/VE Perdenin arkasına geçmek/geçebilmek. | İç âlemine yolculuk. )
( Katılım, nefsani arzulardan uzaklaşmakla başlar. )
- KATILIM ve/||/<>/< İLGİ
- KATILIM ile/ve İZLENİM
( PARTICIPATION vs./and IMPRESSION )
- KATILIM ÖNCELİK/ÖNEM VERMEK
- KATILIM ile/ve PAYLAŞIM
( PARTICIPATION vs./and TO SHARE )
- KATILIM ve/||/<> ÜSTLENME
- KATILIM ile/ve/<> VERİMLİLİK
( PARTICIPATION vs./and/<> PRODUCTIVITY )
- KATIM ile KATIMLIK
( Katma durumu/eylemi. İLE Bir kezde katılacak miktarda olan. )
- KATKI ile/ve/||/<>/> KAZANIM
- KATLİAM[Ar. KATL+ÂMM] değil/yerine/= KIRIM
- KAVGA ile/ve/değil/yerine TUTUM
( [not] !FIGHT vs./and/but ATTITUDE
ATTITUDE instead of !FIGHT )
- KAVGA ile ZULÜM
- KAVİM ile/ve/||/<>/< AŞÎRET/BOY ile/ve/||/<>/< KABÎLE ile/ve/||/<>/< AKRABA ile/ve/||/<>/< AİLE
- KAVL/KAVİL[Ar.] ile/ve/<> KELÂM
( Yok olanı, var ettiğimiz olana verdiğimiz ad. İLE/VE/<> Var olana ilim vermek. )
- KAVRAM ile/ve/<> ANLAM
( Zihnin, nesne ve olgulara bakan tarafı. İLE/VE Sözcüklere/terimlere bakan tarafı. )
( İçi/dışı yoktur/olmaz. İçeriği vardır. İLE/VE/<> İçi/bâtını ve dışı/zâhiri vardır. )
( Nesneler/olgular/olaylar dünyasıdır. İLE/VE/<>Değerler dünyasıdır. )
( Sözcüğün anlamı, nesnenin kavramı olur. )
- KAVRAM ile/ve/<> AYRIM
( CONCEPT vs./and/<> SEPERATION )
- KAVRAM ile AYRINTI
- KAVRAM ve/<> BELİRGİNLİK
( CONCEPT and/<> CLARITY )
- KAVRAM ile/ve/<> BETİMLEME
( CONCEPT vs./and/<> TO DESCRIBE )
- KAVRAM ile/ve/<> BİLİNÇ
( CONCEPT vs./and/<> CONSCIOUSNESS )
- KAVRAM ve/<> BÜTÜN/LÜK
- KAVRAM ile/ve/<> ÇÖZÜM
( CONCEPT vs./and/<> SOLUTION )
- KAVRAM ile/ve/<> DERİNLİK
( CONCEPT vs./and/<> PROFUNDITY/DEEPNESS )
- KAVRAM ile/ve/değil EŞİK
- KAVRAM ile/ve/<> FİLOZOF ÇIĞLIĞI
- KAVRAM ve/||/<>/> FORMÜL
- KAVRAM ve/||/<> GÖRÜSEL KARŞILIK
- KAVRAM ile/ve/<> İMGE
( )
( CONCEPT vs./and/<> IMAGE )
- KAVRAM ile İMGE
( İlke. İLE Eylem. )
- KAVRAM ile KARÎNE
- KAVRAM ile/ve/<> KAVRAM BAĞLAMI
( CONCEPT vs./and/<> CONTEXT OF CONCEPT )
- KAVRAM ile/ve/değil/||/<>/>/< KAVRAM ÇİFTLERİ
- KAVRAM ile KENDİ
- KAVRAM ile/ve/||/<>/> KURAM
( Bir kuramın varoluşu[ontolojisi] yoksa herhangi bir kuramdır. )
( Kavram ve kuram, genellikle bilim, felsefe ve öteki akademik alanlarda kullanılan iki temel kavramdır.
Bir kavram, genellikle bir düşüncenin ya da bir şeyin anlıksal[zihinsel] karşılığıdır/temsilidir.
Kavramlar, genellikle somut ya da soyut var olanları tanımlamak için kullanılır. "masa", "adâlet", "eşitlik" gibi kavramlar, düşünceleri ya da nesneleri karşılar/temsil eder.
Dilde simgeler ya da sözcükler olarak tanımlanır ve bireylerin düşünme ve iletişim kurma yeteneklerini yönlendirir.
Genellikle bir nesnenin ya da bir durumun temel özelliklerini ya da niteliklerini tanımlamak için kullanılır.
İLE/VE/||/<>/>
Bir kuram, genellikle bir görüngüyü, bir olguyu ya da belirli bir alanı açıklamak ya da açıklamak için geliştirilmiş dizgeli bir açıklamadır.
Genellikle gözlemlere dayanarak olgu ve görüngüleri anlamak, öngörmek ya da açıklamak için kullanılır.
Bilimde, felsefede, matematikte ve öteki alanlarda kullanılır.[evrim, kütleçekim kuramı]
Genellikle bir dizi varsayım, ilke ve kavramın bir araya getirilmesiyle oluşturulur ve denenir. Bilimsel yöntemle desteklenir. Bilişsel karşılıklardır ve genellikle düşünceleri ya da nesneleri tanımlamak için kullanılır ancak dizgeli açıklamalardır. Genellikle gözlemlere dayanarak olgu ve görüngüleri anlamak ya da açıklamak için kullanılır. Ancak kavramları kullanarak tanımlama yapılır. )
( FaRkLaR Kılavuzu içinde daha geniş tarama olarak şu sayfaları da okuyabilirsiniz...
FaRkLaR.net/kavram/kavram
FaRkLaR.net/kavram/kuram )
( CONCEPT vs./and/||/<>/> THEORY )
- KAVRAM ve/<> KURUM
- KAVRAM ile/ve KURUM ile/ve KARŞILIK
( Zihinde. İLE/VE Toplumda. İLE/VE Gövdede. )
- KAVRAM ve/<> KURUM ve/<> UYGARLIK ve/<> BULUNÇ/VİCDAN
- KAVRAM = MEFHUM[Ar. < FEHM] = CONCEPTION, NOTION[İng.] = CONCEPT, NOTION[Fr.] = NOTIO, BEGRIFF[Alm.] = CONCEPTUS, NOTIO[Lat.] = LOGOS, ÉNNOIA, HOROS, NOEMA[Yun.] = CONCEPCÍON[İsp.]
- KAVRAM ile/ve/<> NİYET
( Felsefe. İLE/VE/<> Kavrama niyet girince, ideolojiye dönüşür. )
( CONCEPT vs./and/<> INTENTION )
- KAVRAM ile/ve/değil/||/<>/< ÖĞE/UNSUR[Ar.]
- KAVRAM ile/ve/<>/= ÖLÇÜ
( CONCEPT vs./and/<>/= MEASUREMENT )
- KAVRAM ile/ve/||/<> OLUMSUZLAMA
- KAVRAM ve ÖNERME ve ÇIKARIM
- KAVRAM ve SABİTE
( CONCEPT and CONSTANT/STATIC )
- KAVRAM ile/>< SAÇMA
- KAVRAM ve/||/<>/= SAF DÜŞÜNCE/DÜŞÜNME
- KAVRAM ile SALTIK
( CONCEPT vs. ABSOLUTE )
- KAVRAM ile SALTIK
- KAVRAM ve/||/<>/> SANAT
- KAVRAM ile/ve/<> SİMGE
( İndirgeme. İLE/VE/<> Çoğaltma. )
( ... İLE/VE/<> Bireşim/tevhid. )
( Aralarında belirli özellikleri paylaşan bir öbek nesne ya da olaya verilen simgedir. İLE/VE/<> İçinde bulunduğumuz anın ve çevrenin esiri olmaktan bizi kurtarır ve daha önceden görmüş olduğumuz dış çevreyi ve o çevre içinde yer alan deneyimlerimizi istediğimiz zaman yeniden yaratma olanağını bize verir. )
( Simgeler bizi geçmişe, geleceğe ve dışarıda gözlenmesi olanaksız olan yaratıcılığa götürür. )
( Simge, zâtı/sizi gösterir/işaret eder. )
( Olanı gösterir. İLE/VE/<> Olanaklılığı gösterir. )
( Reduction. VS./AND/<> Increase. )
( CONCEPT vs./and/<> SYMBOL )
- KAVRAM ile/ve/<> SİMGE
( İndirgeme. İLE/VE Çoğaltma. )
( Aralarında belirli özellikleri paylaşan bir grup nesne ya da olaya verilen simgedir. İLE/VE İçinde bulunduğumuz anın ve çevrenin esiri olmaktan bizi kurtarır ve daha önceden görmüş olduğumuz dış çevreyi ve o çevre içinde yer alan deneyimlerimizi istediğimiz zaman yeniden yaratma olanağını bize verir. )
( Simgeler bizi geçmişe, geleceğe ve dışarıda gözlenmesi olanaksız olan yaratıcılığa götürür. )
( Olan'ı gösterir. İLE/VE/<> Olanaklı olan'ı gösterir. )
( Olguyu açıklar. İLE/VE "Kişisel deneyimler"i ansıtan ve her bireyde farklı yansımaları işaret eden bir özellik gösterir. )
( Kavramsal düşünme, öğrenmeye ve belirlemeye yardım eder. İLE/VE Simgesel düşünme, yorumlamaya olanak tanır. )
( "Küptaş", geometrinin taşta gösterimi olarak "bilimsel us"u simgeler. )
( Mâbedi, herhangi bir yapıdan ayıran en temel özellik, onun baştan sona simgesel bir donanımda olmasıdır. | Mâbedin yapımında kullanılan hemen her nesne ya da öğe, kendi nesnel ve özdeksel yapısından başka bir değeri göstermekle birer simgedir. [Bilge Süleyman, mâbedi, Tanrı'ya değil Tanrı'nın adına yaptırmıştır.] )
( Adlar, bir nesneyi/kişiyi değil de, bir değeri/erdemi ya da ilkeyi gösteriyorsa simgesellerdir. )
( CONCEPT vs./and SYMBOL
Reduction. WITH/AND Increase. )
- KAVRAM ve/||/<> SİMGE ve/||/<> İÇ DENEYİM
- KAVRAM ile/ve/<> SINIR
( CONCEPT vs./and/<> LIMIT )
- KAVRAM ile/ve/<>/= SÜREÇ
( CONCEPT vs./and/<>/= PROCESS )
- KAVRAM ile/ve/<> TAM AYIRD EDİCİ (BİLGİ)
( CONCEPT vs./and/<> DISTINGUISHED (INFORMATION) )
- KAVRAM ile/ve TARTIŞMA
- KAVRAM ile/ve/||/<>/>/< TERİM
( Genel/leştirir. İLE/VE/||/<>/>/< Özel/leştirir. )
( Kavramlar, felsefededir. İLE/VE/||/<>/>/< Öteki disiplinlerde terim adını alır, terime dönüşür. )
( Kavramlar, terimlerin aklıdır. )
( ISTILAH: BARIŞ/SULH )
( ... İLE/VE/<> Bir bilim, sanat, meslek dalıyla ya da bir konu ile ilgili özel ve belirli bir kavramı olan sözcük. | Geleneksel mantıkta, özne ya da yüklem. )
( Felsefenin ve terim(ler)in bilinci. İLE/VE/||/<>/>/< Nesnenin bilinci. )
( CONCEPT vs./and/||/<>/>/< TERM )
( VORSTELLUNG mit/und/||/<>/>/< AUSDRUCK )
( MEFHUM ile/ve/||/<>/>/< ISTILAH )
- KAVRAM ile TERİM
- KAVRAM ve/||/<>/> TİKEL SANAT
( KANT ve/||/<>/> HEGEL )
- KAVRAM ile/ve/||/<> TOPLUMSAL YAŞAM
- KAVRAM ile/ve TÜMEL
- KAVRAM ve/<> TUTARLILIK
( CONCEPT and/<> CONSISTENCY )
- KAVRAM ile/ve/||/<> VARSAYIM
- KAVRAM ile/ve/<> YAŞAM
( ... İLE/VE/<> Üzerine konuşulamayan. )
( CONCEPT vs./and/<> LIFE )
- KAVRAM ile/ve/||/<> YETERLİ KAVRAM
- KAVRAMLARDA:
HAKÎKÎ ile/ve İTİBÂRÎ ile/ve VEHMÎ
- KAVRAMSAL BİRLİK ile/ve/<> ZAMANSAL AYRIM
- KAVRULMUŞ BADEM değil/yerine ÇİĞ BADEM
- KAVUM/CAVUM[İng.] değil/yerine/= OYUK, BOŞLUK
- KAVUŞUM ile/ve/||/<> KAVUŞUM DÖNEMİ
( Yer yuvarlağı bir ucta kalmak üzere, yerin, güneşin ve herhangi bir gezegenin bir doğru üzerine gelmesi. İLE/VE/||/<> Bir gezegenin, iki kavuşumu arasında geçen zaman aralığı. )
- KAYAÇLARDA:
MAGMA ile/ve/||/<> TORTUL ile/ve/||/<> BAŞKALAŞIM
( Başlangıçta erimiş durumdayken, daha sonra soğuyup kristalleşmiş nesnelerden oluşur. İLE/VE/||/<> Başka kayaçlardan, aşınma yoluyla kopmuş nesnelerin, rüzgâr ya da suyla taşınarak toprak üstünde ya da su altında birikmesiyle oluşur. İLE/VE/||/<> Magma ya da tortul kayaçların, kimyasal ya da yapısal değişikliğe uğrayacak ölçüde yüksek basınç ve sıcaklığa uğramasıyla oluşur. )
( Dünya üzerinde şimdiye kadar keşfedilen en eski kayaçlar, yaklaşık 3 milyar 800 milyon yıl öncesine tarihlenmektedir.[İlk 800 milyon yılı hakkında doğrudan bir kayıt bulunmamaktadır.] )
( Tüm kayaçlar, mineral karışımlarıdır. )
- KAYBOLMA ile/yerine/değil DÖNÜŞÜM
( [not] TO DISAPPEAR vs./but TRANSFORMATION
TRANSFORMATION instead of TO DISAPPEAR )
- KAYGI ile/ve/||/<> GEREKSİNİM
- KAYGI ile TUTUM
( ANXCIETY vs. ATTITUDE )
- KAYNAK ile/ve/||/<>/> YÖNELİM
- KAYYİM
( CAMİ HİZMETLİSİ )
- KAYYUM/KAYYIM ile MÜTEVELLİ
( Belirli bir malın yönetilmesi ya da belirli bir işin yapılması için görevlendirilen kişi. | Cami görevlisi. İLE Bir vakfın yönetimi, kendine verilmiş kişi. )
- KAYYUM ile/ve/||/<> Kayyûm
( Cami hizmetlisi. | Birinin yerine geçen, mütevellî. İLE/VE Ebedî ve ezelî olan. Allah. )
- KAZANÇ ile/ve/değil KAZANIM ile/ve/değil KÂR ile/ve/değil ÇIKAR
- KAZANÇ'TA:
TİCARET ile/ve/yerine ÜRETİM
- KAZANIM ile/ve/değil/yerine/||/<>/> DONANIM
( "Kâr". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Yarar. )
- KAZANIM ile/ve ELDE EDİŞ
( BENEFIT vs./and TO GET/OBTAIN )
- KÂZIM ile/ve/||/<>/> KÂZÎM
( Öfkesini tutan. [ara sıra] İLE/VE/||/<>/> Öfkesini tutan. [sürekli] )
- KÂZIM ve/||/<>/> NÂZIM
( Öfkesini tutan. VE/||/<>/> Düzenleyen, düzene koyan, tertip eden. )
- KBYS/PERSONAL INFORMATION MANAGEMENT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= KİŞİSEL BİLGİ YÖNETİMİ DÜZENİ
- KDS/DECİSION SUPPORT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= KARAR DESTEK DÜZENİ
- KEDİ ile LAPERM
- KELÂM ile/ve/||/<> AKAİD/AKÎDE
( Amacı dinî olmakla birlikte temellendirmesi akılsal olan bilim dalı. İLE/VE İnanca ilişkin ve sem'î[ilgili dinin kutsal metninden alınma] kanıtlara dayalı bilim dalı. )
( Matematik mutlak, fizik mukayyettir. Akaid mutlaktır. )
( NESEF-İ AKAİD'ini okumanızı salık veririz. [TAFTAZÂNİ'nin şerhinden yararlanılabilir.] )
- KELÂM ile/ve/||/<> AKÂİD
( Gövdemizi nasıl gıda büyütüyorsa, aklımızı da sevgi ve kelâm büyütür. )
( Kelâmı anladıktan sonra harfler canlanır. )
( Kelâm, söyleyenin değil, dinleyenindir! )
- KELÂM ve/||/<>/< ARAP DİLBİLGİSİ/GELENEĞİ/ANLAYIŞI
- KELÂM ve/<> AŞK
- KELÂM ile/ve/<>/> CAMİ-ül-KELÂM
( Doğa varolanları. İLE/VE/<>/> İnsan. )
- KELÂM ile FELSEFE
( KÂDİR-İ MUHTAR )
- KELÂM ile/ve FELSEFÎ KELÂM
( Sem'î Kelâm. İLE/VE Nazarî kelâm. )
( CELiL'ÜL KELÂM ile/ve DAKİK'ÜL KELÂM )
( İslâm kelâm tarihinde, naklî kanıtlara dayanarak temellendirilen bilgilerin oluşturduğu dizge. Özellikle akaid ve itikada ilişkin bilgiler. İLE/VE Aklî felsefe [varlık, doğa, kişi, toplum vs...]. İslâm kelâm geleneğinde, naklî kanıtlara dayanmaksızın olgu ve olaylar hakkında aklî sınırlar içerinde üretilen bilgilerin oluşturduğu dizge. )
- KELÂM ve FIKIH ve İRFAN
- KELÂM ve İNSAN
( Kelâm, kelâm oluşu bakımından tektir. Bölünme kelâmda değil, konuşulan şeydedir. Emir, yasaklama, haber verme ve istemek kelâmda tektir. )
( [İbn. Arabî, Fütuhât-ı Mekkiye] )
- KELÂM ve/<> İRFAN
- KELÂM ile/ve/<> İRFAN ile/ve/<> BURHAN
- KELÂM ile KAVL-İ ŞÂRİH
( Söz. İLE Açıklayıcı Söz. | Tanım. | Bir şeyin ne idüğünü/olduğunu belirleyen söz öbeği. )
- KELÂM ile KELÂM-I KADÎM ile KELÂM-I KİBAR
( Söz. | Söyleyiş biçimi, söyleme. | Başta Tanrı'nın varlığı, birliği, peygamberlik ve ahiret olmak üzere İslâmiyet'in ana ilkelerini konu edinen bilim. İLE Kur'ân-ı Ker3im. İLE Özdeyiş. )
- KELÂM ile KELİME/SÖZCÜK
( Kelâmın anlaşılmayanı kabuğu, anlaşılanı içidir. )
- KELÂM ve MÂNÂ
- KELÂM ile "ŞİÎ KELÂMI"
( ... İLE Varolanbilimi[ontoloji] ve bilgibilimi[epistemoloji] farklı. )
- KELÂM[Ar.] değil/yerine/= SÖZLEM
- KELÂM ile/ve TASAVVUF
- KELÂM[Ar.] ile TEKLÎM[Ar.]
- KELÂM ile/ve VAHDET-İ VÜCÛD
- KELÂMCI(MÜTEKELLİM) ile FİLOZOF(HUKEMA)
( Onlar, "Ve nefahtü"den, yani kelâmdan gıda alırlar. )
- KELÎM[Ar. < KİLÂM] ile KELİM[Ar. < KELİME]
( Söz söyleyen, konuşan. | İkinci kişi.[muhâtab] İLE Sözler. )
- KEM[Ar.] ile KEM[Ar.]
( Soru edatı.[bir şeyin mikdarını öğrenmek üzere kullanılır][kaç?, ne kadar? vb.] İLE Az, eksik. | Kötü, fena; bozuk. )
- KEM ile KEM[Fars.]
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Sayrılık. İLE Kötü, eksik. )
- KEMÂL ve/||/<>/< KELÂM
( Olgunluğumuz/olgunlaşmamız(kemâlimiz], sözlerimizin altındadır/ardındadır.
[Kemâlimiz, kelâmımızın altındadır.]
)
- KEMÂL ve/||/<>/< KELÂM
- KEMOLİZ/CHEMOLYSIS[İng.] değil/yerine/= KİMYASAL AYRIŞIM
- KEMOTAKSİ/CHEMOTAXIS[İng.] değil/yerine/= KİMYASAL YÖNELIM
- KEMOTERAPİ/CHEMOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= İLAÇLA KANSER SAĞALTIMI | İLAÇLA SAĞALTIM
- KENDİLİK ÇEKİRDEĞİ ile/ve/||/<> OTİZM
( WINNICOTT > STERN > MAHLER )
- KENDİLİK ile/ve/||/<> DENEYİM ile/ve/||/<> DENEYİMLEYEN
- KENDİ/M ile/ve/değil/||/<>/< YAPMAYABİLME OLANAĞI/BİLGİSİ/BİLİNCİ / İHTİYÂR/IM
- KENDİMLE OYNUYORUM değil KENDİ KENDİME OYNUYORUM
- KENT ve/||/<>/> KAVRAM
( Kentin olmadığı yerde, sanat da olmaz. )
- KENTSEL "ÖTELEME" ile/değil/yerine/||/<>/< KENTSEL DÖNÜŞÜM
( )
- KERATOKONUS ile/||/<> ASTİGMATİZM
( Kornea biçiminin konik duruma gelmesi ile ilişkili bir göz sayrılığı. İLE/||/<> Gözdeki kornea ya da lensin düzensiz eğriliği nedeniyle bulanık görme. )
- KERATOKONUS ile/||/<> PTERJİUM
( Kornea biçiminin konik duruma gelmesi ile ilişkili bir göz sayrılığı. İLE/||/<> Gözün beyaz bölümünde büyüyen ve korneaya doğru ilerleyen bir doku. )
- KEREM ve/<> İNFÂK
- KEREM ile/ve/||/<>/>/< SEHÂVET
( İkram. İLE/VE/||/<>/>/< Cömertlik. )
- KEREM[Ar.] ile/ve/||/<>/> TEKRÎM[Ar. < KEREM]
( Vermek. | İyilik. | Cömertlik. | Verdiğinde gözü olmamak/kalmamak. İLE/VE/||/<>/> Saygı gösterme, ululama. | Cömertlik. )
- KERİM ile MUHSİN
- KERİM ile PERDE
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Desenli perde. İLE ... )
- KESİM ve/||/<>/> DİKİM
- KESİNCİLİK/ABSOLUTİZM ile GÖRELİLİK/RELATİVİZM
( Mutlak ve evrensel doğruların varlığını savunan görüş. İLE Doğruların kişi, kültür ya da bağlama göre değiştiğini savunan görüş. )
- KESİŞİM ile/ve/<> AYRIM
- KEŞKE, YAPMAZ OLAYDIM değil YAPMAZ OLAYDIM / KEŞKE YAPMASAYDIM
- KEŞKE ile/değil UMARIM
- KESTEM ile SOFRA
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Önceden sözleşmeden, aniden konuk olarak gelenler için verilen ziyafet. İLE ... )
- KETLEMEK/ENGELLEMEK değil/yerine ÜRETİM/DÖNÜŞÜM
- KETM ile ...
( BİR SÖZÜ/HABERİ/SIRRI SAKLAMA, GİZLİ TUTMA )
- KETÛM[< KETM]:
SIR SAKLAYAN, AĞZI SIKI
- KEVN ile/ve/<> ÂLEM
( Olan. İLE/VE/<> Bilinen. )
- KEYİF değil/yerine/>< GEREKSİNİM
- KEYİF ile/değil/< YAŞAM
( Keyifler değildir yaşamı değerli yapan. Yaşamdır, keyif almayı değerli kılan. )
- KİBAR-I KELÂM = BÜYÜKLERİN KELÂMI
- KİBAR-I KELÂM ile/değil KELÂM-I KİBAR
- KİLİM ile BİSÂT[Ar. çoğ. BUSAT]
( ... İLE Kilim, minder, döşeme, keçe, yaygı. )
- KİLİM ile/ve PALA
( ... İLE/VE Adi kilim, yaygı. )
- KİLİM ile/ve SAVAN
( ... İLE/VE Pamuk ipliğinden yapılan kalınca kilim. )
- KİLİM ile SAVAN
( ... İLE Pamuk ipliğinden yapılan, kalınca kilim. | Yaygı, örtü. )
- KİLİM ile/ve SİLİ
( ... İLE/VE Bir tür yaygı. )
- KİLİM ile/ve TATAMİ
( ... İLE/VE Japon kilimi. )
- KİLİM ile TÜYLÜ
( ... İLE Uzun tüyleri olan kilim. )
- KİLİSE:
KURUM değil DÜZEN
- KILLIK ile/değil (BİLİNÇLİ) TAVIR/TUTUM
- KİM ile KİM
( "Hangi kişi?" anlamında tümcede, özne, tümleç, nesne, yüklem görevinde kullanılan bir sözcük. İLE [eskiden] Ki bağlacı. )
- KİM? ile NİÇİN?(NE İÇİN?)
( Felsefe ve din alanının sorularıdır. )
( WHO? vs. FOR/TO WHAT?
Questions of the philosophy and religion. )
- KİMYA DOĞRULUMU/ŞİMİOTROPİZM ile KİMYA GÖÇÜMÜ/ŞİMİOTAKSİ
( Kimyasal nesnelerin etkisi ile bitkilerde görülen, nesneye doğru ya da ters yöne yönelme durumu. İLE Bir gözeli varolanlarda, kimyasal nesnelerin etkisi altında yanaşma ya da uzaklaşma biçiminde görülen yer değiştirme durumu. )
- KİMYANIN İNCELEDİĞİ:
MADDE değil DEĞİŞİM
- KİN ile/ve/||/<> İNTİKAM
- KİNÂYE ÇEŞİTLERİNDE [YAZINDA/EDEBİYATTA]:
MUGÂLATA-İ MANEVİYE ile TEVRİYE ile İSTİHDÂM ile TEVCÎH ile TA'RÎZ ile REMZ
( ... İLE Örtmek, merâmı gizlemek. | [edebiyatta] Nükte yapmak amacıyla birkaç anlamı olan bir sözcüğün, en uzak anlamını kastederek kullanma sanatı.[Anlam sanatlarındandır ve telvîn'in bir bölümüdür.] İLE Hizmet ettirme. | Birden fazla anlamı olan bir sözcüğün, her anlamını, anlama uygun düşecek biçimde kullanma sanatı. [Sözcüğün, mecâz ve gerçek anlamı, başka sözcüklerin etkisiyle kullanım alanına çıkar. Çoğu zaman, aynı sözcüğün yerine özne biçimi kullanılır. Sözcüğün iki anlamı da kendileriyle ilgili yönde ele alınır.] İLE ... İLE "Taş atma." Birini, küçük düşürmek ve onunla alay etmek amacıyla, söylenecek sözü, tam tersi olan bir söz ile nükte yaparak anlatma sanatı. | Zarif bir biçimde, ifadenin yönünü değiştirerek sitemde bulunmak. ["Ne kadar da cömert davranıyorsunuz..."] [Bu sanatta, söz söylenilen kişi, karşılık vermekten yoksun bırakılır.][Kinâye sözcüğe, ta'rîz ise anlama dayandırılır.] İLE ... )
- KINESTETİK KOMÜNİKASYON/KINAESTHETIC COMMUNICATION[İng.] değil/yerine/= DOKUNSAL İLETİŞİM
- KINK[İng.] değil/yerine/= BÜKÜM
- KINNAP değil/yerine/= SİCİM
- KIRNAP/KINNAP[Ar. < KİNNEB] değil/yerine/= SİCİM
( Keten, kenevir gibi bitkilerin liflerinden yapılan, kaba şeyler dikmeye, bağlamaya yarayan ince sicim ya da kalın ip. )
- KİP ile BİÇİM
( MOOD )
- KIPI = AN = DEM = MOMENT[İng., Fr., Alm.] = ATTIMO/MOMENTO[İt.] = MOMENTO/RATO[İsp.]
- KİRÂM[< KERÎM] ile ...
( SOYU TEMİZ, ULULAR, ŞEREFLİLER | CÖMERTLER )
- KIRILMA ve/> DEĞİŞİM ve/> GÜÇLENME ve/> UMURSAMAMA
- KIRIM ile KIRIM ile Kırım
( Savunmasız kişilerin ya da tutsakların toplu olarak öldürülmesi, katliam. İLE Hayvanların hastalık, soğuk gibi sebeplerle ölmesi. İLE ... )
- KIRIM ile/= TAURIS ile/= TAVRIA/TAVRIDA
( ... İLE/= Kırım'dan, ilk kez Antik Çağ'da, Heredotos söz etmiş ve bu adı vermiştir. İLE/= Roma'lılar da, bu adlarla anmıştır. )
- KIRIŞIK ile/ve/değil/yerine/||/<> KIVRIM
( Kırışmış olan. | Kırışmış yer, kırışıklık. | Deride esnekliğin kaybolmasından oluşan kıvrım. )
- KİRLENMEKTEN KORUNMA ve/<> ERDEM
- KİRM[Fars.] ile/ve GÜRG-ZÂDE[Fars.]
( Kurt. İLE/VE Kurt yavrusu. )
- KIRMIZI ÖLÜM ile/ve BEYAZ ÖLÜM ile/ve YEŞİL ÖLÜM ile/ve SİYAH ÖLÜM
( Hırs ve ihtirasların, şehvetin ölümü. Alışkanlıkların[murâdât'ın], alışkanlıklardan dolayı oluşmuş yakınlıkların [menusât'ın] ölümü. İLE/VE İştahın ölümü.[Tokluğun, tıkınmanın] İLE/VE Kıyafetin ölümü. Giyim-kuşamdan uzaklaşma, libası terk etme. İLE/VE Halkın arasına girmek, halkın içinde yaşamak, halkın ıstırabını yüklenmek. )
( MEVT-İ AHMER ile/ve MEVT-İ EBYEZ ile/ve MEVT-İ AHDER ile/ve MEVT-İ ESVED )
( Ölümün Dört Rengi - Dücâne Cündioğlu )
- KİROTERAPİ/CHIROTHERAPY[İng.] değil/yerine/= ELLE SAĞALTIM
- KÎSE-İ FEM ile ...
( Bazı hayvanların avurtları içindeki kese. )
- KİŞİ İÇİN:
"ÇİZİLEN RESİM" ile "BİÇİLEN KAFTAN"
- KİŞİ/İNSAN ve/<> DENEYİM
( HUMAN and/<> EXPERIENCE )
- KİŞİ/İNSAN ve/||/<> KÜLTÜR ve/||/<> TOPLUM ve/||/<> DİL
- KİŞİ DURUM
- KİŞİ ile/ve/||/<> TOPLUM
( [Kendini/zihnini/davranışını/adâletini] Kızdığında gösterir. İLE/VE/||/<> Savaşta gösterir. )
- KİŞİ/İNSAN ile/ve ÂLEM
( İNSAN: İki âlemin kavuştuğu fakat karışmadığı. )
( Sendedir mahzen-i esrâr-ı muhabbet sende
Sendedir ma'den-i envâr-ı fütuvvet sende
Gizli gizli dahi vardır nice hâlet sende
Marifet sende, hüner sende, hakikat sende
Nazar etsen yer ü gök düzah u cennet sende
Arş u kürsi ü melek sendedir elbet sende
Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen! )
( Kendine, bir hoşça bak; sen, âlemin özüsün
Varolanların gözbebeği olan insansın! )
- KİŞİ/İNSAN ve/<> EYLEM
( Ayinesi iştir kişinin, lâfına bakılmaz! )
( Kişinin "büyüklüğü", başkası/başkaları için de yapabildikleriyle orantılıdır. )
( İnsana özgü/dair hiçbir şey bana/sana yabancı değildir. )
- KİŞİLERE:
"ACIMAM!" değil/yerine KENDİMİ, ACIMAMAM GEREKTİĞİNE İKNÂ EDERSEM, ACIMAM/ACIMAYABİLİRİM
- KİŞİLİK ile/değil TUTUM
( Kim olduğunla ilgili. İLE/DEĞİL Onun, "kim olduğu" ile ilgili. )
( [not] Who I am. VS./BUT Who you are. )
( [not] PERSONALITY vs./but ATTITUDE )
- KISIM, PARÇA, BÖLÜM = KIT'A = PARTIE
- KISIM ile/ve KASÎM
( Tasavvur ve tasdik, ilmin kısmıdır. İLE/VE Tasdik ve tasavvur, birbirinin kasîmidir. )
( Kısımlarla maksim arasında umum-husus-mutlak vardır. İLE/VE İki kasîm arasında mübayenet vardır. )
- KISIM ile KESİM
( PART vs. SECTOR )
- KISIM ile TARAF
( PART vs. SIDE )
- KİŞİSEL DÜŞÜNCEM ile/ve/değil/yerine OLMASI/OLMAMASI GEREKEN
( [not] MY PERSONAL IDEA vs./and/but THAT IS THE WAY SHOULD/SHOULDN'T BE
THAT IS THE WAY SHOULD/SHOULDN'T BE instead of MY PERSONAL IDEA )
- KİŞİSEL GELİŞİM ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< KİŞİSEL YÖNETİM
( Kişi, ne yaparsa kendi yapar, kendine yapar. )
( [not] SELF DEVELOPMENT vs./and/but/||/<>/>/< SELF MANAGEMENT
SELF MANAGEMENT instead of SELF DEVELOPMENT )
- KİŞİSEL YÖNELİM ve KİŞİSEL YÖNETİM
( PERSONAL INTENTION and PERSONAL MANAGEMENT )
- KİŞİSEL YÖNETİM ile/ve/<> İÇSEL YÖNETİM
( PERSONAL DEVELOPMENT vs./and/<> INNER MANAGEMENT )
- KİŞİSEL) YORUM ile/ve/değil/yerine/<> NESNELLİK
( Yorum niteliğindeki hiçbir yaklaşım/açıklama, nesnellik iddiasında bulunamaz. )
- KİŞİYE/ONA ...:
UY(MA)MAK/UYAYIM/UYMAYAYIM ile/ve/||/<>/> EŞLİK ETMEK
- | KISKANÇLIK ile/ve ÇEKEMEMEZLİK | ile/değil/yerine İMRENMEK ile/ve KEREM
( |Benim var, onun olmasın! İLE/VE Benim yok, onun da olmasın!| İLE/DEĞİL/YERİNE Onun var, benim de olsun. İLE/VE Benim var, onun da olsun. )
- KİTAP ile MUSHAF ile KUR'ÂN-I KERÎM
( * KUR'ÂN-I KERÎM(Zât'ı temsil eder.)
* İNCİL("YENİ AHİT" diye de geçer.)(İsimler tecellisidir.)
* TEVRAT: Beş kitap. ("ESKİ AHİT" diye de geçer.)(Sıfatlar tecellisidir.)
* ZEBUR(Fiiller tecellisidir.)
( Zebur'u ilkokul, Tevrat'ı ortaokul, İncil'i de lise öğrenimine benzetecek olursak, Kur'an yüksek öğrenime benzer. )
- KIVAM ile/ve/||/<> İSÂBET
- KIVAM ile/ve/||/<>/> KIYAM
( Ölçü/kıvam oluşturmadan, kalkış/kıyam, ilerleme, gelişim olmaz. )
- KIVAM[Ar.] değil/yerine/= KOYULUK/YOĞUNLUK
- KIVAM ile SEVİYE
( CONSISTENCY vs. LEVEL )
- KIVÂM[Ar.] ile/<> TAV[Fars.]
( Koyuluk. | Bir şeyin, en uygun zaman ya da durumu. | Spor çalışmalarında başarılı olabilmek için, fizik ve moral yönünden istenilen iyi durum. İLE/<> İşlenecek bir nesnede bulunması gereken ısının, nemin yeterli olması durumu. | [hayvanlarda] Semizlik. | [mecaz] En uygun durum ve zaman. )
- KIVILCIM ile ÇINGI
( ... İLE Kıvılcım. | Parça, zerre. | Maşrapa. )
- KIVILCIM ve/||/<> SİVİLCE
( [fazla] Güvenme servetine! Bir kıvılcım yeter. VE/||/<> [fazla] Güvenme güzelliğine! Bir sivilce yeter. )
- KIVRIM ile BÜZGÜ
( ... İLE Dikişte kumaşın bir ucundan, istenilen yere kadar geçirilen bir ipliğin çekilmesi ile oluşan, kumaşın bolluğunu azaltan sık, küçük kıvrım. )
- KIYÂFET/KİSVE/ESVAP/LİBAS[Ar.}/KOSTÜM[Fr./İng. < COSTUME] değil/yerine/= GİYSİ/GİYİM/GİYECEK/OTRAN
- KIYAM ve/<> RÜKÛ ve/<> SECDE
( Duruş. VE/<> Saygı. VE/<> Sevgi. )
- KIYÂM ve/||/<> SÜKÛNET ve/||/<> KAVL ve/||/<> HAYAT
( Hizmet ile olsun! VE/||/<> Hürmet ile olsun! VE/||/<> Hikmet ile olsun! VE/||/<> Edep ile olsun! )
- KIYAM ve/||/<> SÜKÛNET ve/||/<> KAVL(SÖZ) ve/||/<> HAYAT
( Hizmet ile. VE/||/<> Saygı ile. VE/||/<> Hikmet ile. VE/||/<> Edeb ile. )
- KIYAS ile/ve YORUM
( COMPARISON vs./and INTERPRETATION/COMMENT )
- KIYAS(LAMA)/TASMİM[Ar.] değil/yerine/= TASIM(LAMA)
- KIYIM ile KIYIM ile KIYIM
( Kıyma işi. İLE Kıyılma biçimi. İLE Görev yönünden kötü bir duruma sokma, haksızlığa uğratma. )
- [ne yazık ki]
!KIYIM ile/ve/||/<> !"YIKIM"
- KIYIYOR/UM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KINIYOR/UM
- KIZIM/OĞLUM yerine ÇOCUĞUM
- KKDS/CLINICAL DECİSION SUPPORT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= KLINİK KARAR DESTEK DÜZENİ
- KKE/PERSONAL PROTECTIVE EQUİPMENT KİŞİSEL KORUYUCU EKİPMAN, KİŞİSEL KORUYUCU DONANIM
- KLASİK REALİZM ile NEO REALİZM
- KLASİK ile/ve/değil/yerine KADÎM
( Her dönem geçerli olan. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE ... )
( [not] CLASSICAL vs./and/but ANCIENT
ANCIENT instead of CLASSICAL )
- KLAS/MAN[Fr. < CLASSE/MENT] değil/yerine/= BÖLÜM
- KLOROFİL[Fr. < CHLOROPHYLLE] ile KLOROFORM ile KLOROMETRİ/KLORÖLÇER ile KLOROPLAST[Fr. < CHLOROPLASTE] ile KLOROZ/SARICALIK
( Güneş ışığını soğurarak bitkilerde karbon özümlemesini sağlayan ve bitkilere yeşil renklerini veren nesne. İLE Renksiz, hoş kokulu, genellikle anestezide kullanılan, yatıştırıcı ve uyuşturucu birleşik. [CHCI3] | Bir tür organik yağ çözücü. İLE Bir sıvının içindeki erimiş bulunan klor miktarını ölçmeye yarayan araç. İLE Yeşil bitkilerde gözelerin içinde bulunan, klorofil moleküllerinden oluşan, karmaşık yapılı kromoplast. İLE Kanda alyuvar sayısının azalmasından ileri gelen, genellikle genç kızlarda görülen kansızlık. | Yaprakların sarımtırak bir renk aldığı bitki hastalığı. )
- KOAGÜLÜM/COAGULUM[İng.] değil/yerine/= PIHTI
- KOALİSYON[Fr./İng. < COALITION] değil/yerine/= ORTAKLIK, ORTAK YÖNETİM
( Çeşitli güçlerin biraraya gelmesiyle oluşturulan birlik. )
- KOAPTASYON/COAPTATION[İng.] değil/yerine/= KAVUŞUM
- KOBALT ile/> NİKEL ile/> KADMİYUM ile/> KURŞUN
( Atom numarası 27, atomik kütlesi 58.933, yoğunluğu 8.9 g/cm³, ergime sıcaklığı 1495 ºC, kaynama sıcaklığı 2870 ºC, kütle numaraları 54-62 arasında izotopları bulunan, ancak sadece 59 kütle numaralı izotopu [27Co59, %100] kararlı olan, 60 kütle numaralı radyoizotopu [Co60], 5.3 yıl yarılanma süresi ve 1.17 MeV ve 1.33 MeV enerjili iki gama fotonuyla tıpta ışın tedavisinde ve endüstride kullanılan, demir ve nikele benzeyen beyaz metal. Simgesi: Co
İLE/>
Atom numarası 28, atomik kütlesi 58.71, ergime sıcaklığı 1453 ºC, kaynama sıcaklığı 2732 ºC ve yoğunluğu 8.9 g/cm³ olan, 360 ºC'den sonra ferromanyetik özelliğini kaybeden, kütle numaraları 57-66 arasında izotopları bulunan, nikel pillerin ışına maruz kalmasıyla oluşan 63 kütle numaralı radyoizotopu [Ni63] radyoaktif izleyici olarak kullanılan, geçiş metalleri öbeğinden, manyetik özellikli alaşımlarda, trafolarda, elektrik iletkenliği düşük olduğundan, direnç malzemelerinde, elektrik ve elektronik devrelerde, seramik kaplama sanayiinde kullanılan, parlak beyaz metal öğe. Simgesi: Ni
İLE/>
Atom numarası 48, atomik ağırlığı 112.40, ergime sıcaklığı 320.9 ºC, kaynama sıcaklığı 765 ºC ve yoğunluğu 8.6 g/cm³ olan, 0.6 eV'un üstündeki nötronlar için saçılma etki kesitleri yüksek fakat soğurma etki kesitleri küçük, ısıl [0.0253 eV enerjili ya da 2200 m/s hızlı] nötronlar için soğurma etki kesiti çok yüksek [2450 b], saçılma etki kesiti çok düşük [5.6 b] olduğundan, reaktörlerin denetim çubuklarında ve ayrıca ölçüm aygıtlarında nötronlara karşı ekranlama işlevi için kullanılan, çinkoya benzeyen, genellikle çinko yataklarında, onunla birlikte bulunan beyaz metal öğe. Simgesi: Cd
İLE/>
Atom numarası 82, atomik kütlesi 207.2, ergime sıcaklığı 327.5 ºC, kaynama derecesi 1740 ºC ve yoğunluğu 11.35 g/cm³ olan, kütle numarası 190-218 arasında izotopları olan, maliyet/yoğunluk oranı düşük olmasından dolayı ve fiziksel ve mekanik özellikleri, ışından dolayı önemli bir değişikliğe uğramadığından dolayı, gama ışınlarına karşı etkin zırh malzemesi olarak ve özellikle nükleer reaktörlerde nötron+gamalara karşı zırhlamada, sanayide akü yapımında, elektrik iletiminde kullanılan kabloların kaplanmasında, silah sanayiinde mermi yapımında, inşaat sanayiinde bina çatılarının kaplanması ve ses yalıtımında, otomotiv ve gemi endüstirilerinde dengeleme ağırlığı, petrol sanayiinde oktan artırıcı olarak yakıt maddelerinde ve matbaacılıkta harflerin dökümünde kullanılan, kararlı izotopları Pb206[%25.1], Pb207[%21.7] ve Pb208[%52.3]'un sırasıyla uranyum[92U238], aktinyum[92U235, AcU] ve toryum[90Th232] radyoaktif serilerinin son halkalarını oluşturduğu mavimsi gri renkte çok ağır metal. Simgesi: Pb )
( Co İLE/> Ni İLE/> Cd İLE/> Pb )
( COBALT vs./> NICKEL vs./> CADMIUM vs./> LEAD )
( COBALT avec/> NICKEL avec/> CADMIUM avec/> LE PLOMB )
( KOBALT mit/> NICKEL mit/> KADMIUM mit/> BLEI )
- KÖÇRÜM ile KÖÇÜK ile KÖÇÜT
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Ani ve şiddetli korku. | Dehşet. İLE İnsanın kalçası. | Koyunun yağlı kuyruğu. İLE At. )
- KOENZİM/COENZYME[İng.] değil/yerine/= EŞENZİM
- KÖK ve/<> AÇILIM
- KÖK ile KÖK ile KÖM ile KÖK ile KÖKŞİN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kök, köken, menşe. İLE Koyu kurşunî renk. [Gökyüzünün rengine benzeyen her renk böyle adlandırılır.] İLE Kurşunî rengi pekiştirmek için kullanılan bir ilgeç. İLE Kentin çevresi, dış bölgeleri.[Bölgenin yeşilliğine gönderme yapılmaktadır.] İLE Gök mavisi renginde olan herhangi bir şey. )
- KÖKEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/> OLUŞUM
- KÖKSAP, RİZOM = SÂK-I ZÂHİF = RHIZOME
( Süsende olduğu gibi her yıl kök süren ve yer üstüne sap çıkaran, çok yıllık yer altı gövdesi. )
- KÖKTENCİLİK = CEZRİYE = RADICALISM[İng.] = RADICALISME[Fr.] = RADIKALISMUS[Alm.] = RADICALMENTE[İsp.]
- KOKTEYL[İng. < COCKTAIL] değil/yerine/= YİYİMLİK-İÇİMLİK | KARIŞIM
- KOLAY ULAŞIM ile YAKINLIK
- KOLAY "YOL/YÖNTEM" ile/ve/değil/yerine/||/></< KOLAY OLMAYAN YOL/YÖNTEM
( [Yaşamı ...]
Zorlaş[tır]ır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/>< Kolaylaş[tır]ır. )
- KÖLE ile/değil/yerine GULÂM
- KOLEKSİYON[Fr./İng.] değil/yerine/= DERLEM
- KOLOKYUM ile KOLOKYUM
( Konuşu. İLE Doçentlik sözlü sınavı. )
- KOLOMBİYUM = NİYOBYUM[Fr. < NIOBIUM]
( Atom numarası 41, atom ağırlığı 92,91, yoğunluğu 8,57 olan, oksijen, kükürt, klor vb.nesnelerle birleşikler veren bir öğe. [simgesi Nb] )
- KOM ile ...
( Yayla evi. )
- .KOM değil/yerine .COM
- KOMA ile/<>/> "BİTKİSEL" "YAŞAM"/DURUM ile/<>/> KİLİT DURUM
( COMA vs./||/<>/> VEGETATIVE STATE )
- KOMBİNASYON/COMBİNATION[İng.] değil/yerine/= BİRLEŞİM
- KOMBİNE/KOMBİNASYON değil/yerine/= BİRLEŞİK/BİRLEŞİM
- KOMENSALİZM ile MUTUALİZM
( Komensalizm, bir canlının yarar sağladığı, ötekinin etkilenmediği ilişki türü. İLE Mutualizm, iki canlının karşılıklı yarar sağladığı ilişki türü. )
- KOMİK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<> VAHİM
- KOMPARTIMAN/COMPARTMENT[İng.] değil/yerine/= ODACIK | BÖLÜM
- KOMPLET/COMPLETE[İng.] değil/yerine/= TAM
- KOMPLO TEORİSİ ile/değil/yerine TEORİ/KURAM
( [düşük/yüksek olasılıklı] Akıl hastalığı içinde. İLE/DEĞİL/YERİNE Akıl[felsefe/bilim/sanat] ile. )
- KOMPOZİSYON/COMPOSITION[İng.] değil/yerine/= BİLEŞİM
- KOMÜNİKASYON/COMMUNICATION[İng.] değil/yerine/= İLETİŞİM
- KOMÜNİKASYON değil/yerine/= İLETİŞİM
- KOMÜNİZM = COMMUNISM[İng.] = COMMUNISME[Fr.] = KOMMUNISMUS[Alm.] = COMMUNIS:ORTAK[Lat.] = COMUNISMO[İsp.]
- KOMÜNİZM ile LENİNİZM
- KONFİGÜRASYON/CONFİGURATION[İng.] değil/yerine/= BİÇİM | DİZİLENİM
- KONFÜÇYANİZM ile/ve TAOİZM
( Konfüçyanizm, toplumsal örgütlenişin, insan aklının ve pratik bilginin felsefesi. İLE/VE Taoizm, doğanın gözlemlenmesi yolu ile doğanın yolunu (Tao) keşfetmeye çalışmak. )
- KONGLOMERA[Fr. < CONGLOMERAT] değil/yerine/= YIĞIŞIM
- KONGRÜENS değil/yerine/= EŞLEŞİM
- KONİZASYON/CONIZATION[İng.] değil/yerine/= KONİK KESİM
- KONJONKTÜR değil/yerine/= TOPLU DURUM/GEÇERLİ DURUM
- KONSANTRASYON/CONCENTRATION[İng.] değil/yerine/= GÖZEÇLENME/YOĞUNLAŞMA/DERİŞİM
- KONSENSUS[KONSENSÜS değil!] değil/yerine/= UZLAŞIM
- KONSENT/CONSENT[İng.] değil/yerine/= ONAM
- KONSEPT/CONCEPT[İng.] değil/yerine/= KAVRAM
- KONSEPT[İng. < CONCEPT] değil/yerine/= KAVRAM
- KONSERSİYUM değil/yerine/= YARDIM YÜRÜTÜM BİRLİĞİ
- KONSERVATİF TEDAVİ/CONSERVATIVE THERAPY[İng.] değil/yerine/= MUHAFAZAKÂR SAĞALTIM
- KONSORSİYUM[Fr. < CONSORTIUM] değil/yerine/= KURULUŞLAR/ŞİRKETLER BİRLİĞİ
- KONSÜLTASYON/CONSULTATION[İng.] değil/yerine/= DANIŞIM
- KONT[Fr.] ile/ve/<> MARKİ[Fr. < Cerm.] ile/ve/<> DÜK[Fr.]
( Roma İmparatoru'nun, danışman olarak seçtiği kişi. | Derebeylik düzeninde, derebeyi. | Batı toplumlarında, dördüncü derecede bir san. İLE/VE/<> Bazı Batı devletlerinde, kont ile dük arasındaki unvan. İLE/VE/<> Prensten sonra gelen en büyük san. )
- KONTEKS/T değil/yerine/= BAĞLAM
- KONTRAKTÜR/CONTRACTURE[İng.] değil/yerine/= BÜZÜLÜ KALIM
- KONTROL ile/ve ÖLÇÜM
( CONTROL vs./and MEASUREMENT )
- KONTRPULSASYON/COUNTERPULSATION[İng.] değil/yerine/= KARŞI VURUM
- KONTRTRANSFERANS/COUNTERTRANSFERENCE[İng.] değil/yerine/= KARS¸I AKTARIM
- KONU BİRLİĞİ ve/||/<>/> KAVRAMSAL TUTARLILIK ve/||/<>/> KURUMSAL OLUŞUM
- KONU ile/ve/||/<> ANLATIM
( MEVZÛ ile/ve/||/<> İFÂDE )
- KONU ile BİÇİM
( SUBJECT/TOPIC vs. FORM )
- KONU ile DURUM
( SUBJECT/TOPIC vs. SITUATION )
- KONU ile/ve YÜKLEM ile/ve KESİNLİK/BURHAN
- KONULARI/SORUNLARI/DURUMLARI:
UZATMAYALIM! ile/ve/||/<> UZLAŞALIM! ile/ve/||/<> UNUTALIM!
- KONUM ve/||/<>/> KARŞI KONUM ve/||/<>/> BİLEŞTİRME
( POSITION and/||/<>/> OPPOSITION and/||/<>/> COMPOSITION )
- KONUM ile/ve/||/<> SURET/FORM ile/ve/||/<> ŞEKİL/MORF
- KONUŞMA/DA:
"YORGUNLUK" ile/değil/yerine GELİŞİM/DÖNÜŞÜM
- KONUŞMAK ve EYLEM
( Kişi, konuşmadan önce eyleme geçer ve [ancak] daha sonra eylemine göre konuşur. )
( Düşünce goncadır, dil tomurcuk, eylem ise bunların ardındaki meyve. )
( TO TALK and ACTION )
- KONUŞMAK ile/ve İLETİŞİM
( TO TALK vs./and COMMUNICATION )
- KONUŞTUĞUMUZU:
SAN(M)IYORUM ile/değil/yerine ANIMS(AM)IYORUM
- KONUŞTURAN/KONUŞULAN REKLÂM ile/ve/<>/değil/yerine SATTIRAN REKLÂM
- KONUYU:
DAĞITMAK/"DAĞITTIM" ile/ve/değil/||/<>/< DALLANDIRMAK/DALLANDIRDIM
- KONVEKSİYON/CONVECTION[İng.] değil/yerine/= ISI YAYIMI/ISIYAYIM
( Devinen nesnelerle belirli nicelikte ısının taşınması olayı, iletim. )
- KOORDİNASYON/COORDİNATION[İng.] değil/yerine/= EŞGÜDÜM
- KOORDİNASYON[İng./Fr. COORDINATION] değil/yerine/= DÜZENLEME/EŞGÜDÜM
- KOORDİNAT ile İZDÜŞÜM, KONAÇ/YERLEM
- KOPYA[İng. < COPY]/NÜSHA[Ar.] değil/yerine/= EŞLEM
- KOPYA değil/yerine EŞLEM
- KORKARAK SÖYLEMEK değil/yerine İDDİALI SÖYLEMİŞ OLMAYAYIM
- KORKU ile GERİLİM
- KORONAL DÜZLEM/CORONAL PLANE[İng.] değil/yerine/= YANAY DÜZLEM
- KORPUS/BODY, CORPUS[İng.] değil/yerine/= GÖVDE | CİSİM
- KORUK ile ÜZÜM
- KORUM" ile KOYARIM
- KOŞUL ile/ve/<>/||/> KOŞULLU ile/ve/<>/||/> KAVRAM
( ZAMAN/UZAM(MEKÂN) ile/ve/||/<>/> NESNE ile/ve/||/<>/> KAVRAM )
- KOŞULSUZ) SEVGİ:
(EN BÜYÜK) ZAAF ve ERDEM
- KOŞUTLUK = MÜVAZAT = PARALLELISM[İng.] = PARALLELISME[Fr.] = PARALLELISMUS[Alm.] = PARALLELOS[Yun.] = PARALELO[İsp.]
- KÖTÜ ADAM ile/değil ANTİ-KAHRAMAN
- [ne yazık ki]
KÖTÜ KULLANIM ile/ve/||/<>/> KÖTÜYE KULLANIM
( [... olduğunu/olacağını] "biliyorsun/biliyordun." İLE/VE/||/<>/> "ZÂTEN"/"SONUÇTA"/"ASLINDA" biliyorsun/biliyordun." )
( "Bir alışveriş, bir fiş." şeklinde, fazladan/gereksiz açıklama yapmak, uyarıda bulunmak. İLE/VE/||/<>/> "Ama bunu söylemenize gerek yok ki! Ben yapınca alışverişi, ZÂTEN/SONUÇTA alıyorum satış fişi." şeklinde [soluksuz/beklemeksizin/düşünmeksizin] "yanıt vermek." )
( Bir kişinin, neyi bilip bilmediğini ve/ya da o an/dönem için anımsayıp anımsamadığını "belirlemek", beklentisi içinde olmak, dilin/ifadenin kötü kullanılmasıdır. [Hiçkimsenin, neyi bilip bilmediği, isteyip istemediği ya da yapıp yapamayacağı, hiçbir zaman, zemin ve koşulda bilinemez!] İLE/VE/||/<>/> Sözcüklerin yetersiz ve kötü kullanımıyla birlikte "niyet okumak" ya da genelleyici/indirgeyici/özdeştleştirici/köktenci/toptancı/sonuç odaklı bir yargı ifadesi ise sürecin ve ilişkinin tükenmesine neden olacak/olmuş bir kötüye kullanımdır. [Güç ve baskı uygulama isteği ve/ya da nedeniyle olduğu/olabileceği gibi sorumluluktan kaçmak gibi çok çeşitli anlamsız/gereksiz nedenlerden de kaynaklanmaktadır.] )
( Dünyadaki Yaşamın Tehlikede Olduğunun 21 Kareyle Kanıtı )
- KÖTÜMSER HERMETİZM ile İYİMSER HERMETİZM
- [ne yazık ki]
KÖTÜMSERLİK = BEDBİNLİK = PESSIMISM[İng.] = PESSIMISME[Fr.] = PESSIMISMUS[Alm.] = PESSIMUS[Lat.]
- KOZMOGONİ değil/yerine/= EVRENDOĞUM
- KOZMOLOJİ değil/yerine/= EVRENBİLİM
- KOZMOPOLİTİZM ile MİLLİYETÇİLİK
( Tüm insanlığın tek bir topluluk olduğunu ve evrensel değerleri savunan görüş. İLE Ulusal kimliği ve çıkarları ön planda tutan görüş. )
- KREM ile İLÂÇ
( ... İLE DÂRÛ )
( CREAM vs. MEDICINE )
- KREM ile LOSYON
( Yağ içine su damlacıklarının karışımıdır.[Yüksek yağ yüzdesine sahiptir.][Kıvamı daha koyudur. Losyondan daha ağır ve daha zengin olabilir.] İLE Su içine yağ damlacıklarının karışımıdır.[Daha yüksek su yüzdesine sahiptir.][Hafif biçimde, yağsız ve deride daha kolay emilmeye yöneliktir.][Deride yağlı bir kalıntı bırakmamasını istenildiği zaman kullanılmaktadır.] )
- KREM ile VAZELİN[Alm.]
( ... İLE Ham petrolden çıkarılan ve 31 °C'de ergiyen bir tür mineral yağ. )
- KRİBRİFORM/CRİBRİFORM[İng.] değil/yerine/= ELEKSİ
- KRİYOTERAPİ/CRYOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= DONDURARAK SAĞALTIM
- KRİZ değil/yerine/= BUNALIM
- KRİZ ile SENDROM
( CRISIS vs. SYNDROME )
- KRİZANTEM[Fr. < CHRYSANTHÈME] değil/yerine/= KASIMPATI
- KROM değil/yerine/= YİNİT
- KROMATİN ile KROMOZOM
( Göze çekirdeğindeki DNA ve protein kompleksi. İLE Göze bölünmesi sırasında yoğunlaşan ve belirginleşen DNA ve protein yapısı. )
- KROMOZOM ve/<> KİNETOKOR
( )
- KROMOZOM değil/yerine/= SOYAKTARAN
- KRONOLOJİ değil/yerine/= SÜREDİZİM
- KUBBE/KÜMBET değil/yerine/= YUVARDAM
- KÜÇÜK ŞALGAM = YAĞ ŞALGAMI
( Turpgillerden, çiçekleri kokulu, tohumlarından ışık araçlarında ve sabun yapımında kullanılan bir yağ çıkarılan, kolzaya benzeyen bir bitki. )
( BRASSICA RAPA )
- KÜFÜR ile ZULÜM
- KULLANIM ile MANİPÜLASYON
( USING vs. MANIPULATION )
- KULVAR/KANAL" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLAM
- KUM ile GÖKKUMU
( ... İLE Göktaşlarında görülen, küresel tanecikler. )
- KUMAŞ ÖRME BİÇİMLERİNDE:
SÜPREM ile KAŞKORSE ile RİBANA ile İNTERLOK
- KÜMÜLASYON/CUMULATION[İng.] değil/yerine/= BİRİKİM
- KÜNÂM[Fars.] ile ...
( Kuş yuvası. | Vahşi hayvan ini. )
- KÜR/CURE[İng.] değil/yerine/= TAM SAĞALTIM
- KÜR ile/ve REJİM
( CURE vs./and REGIMEN )
- KURAL ile/ve/değil KURAM
( [not] RULE vs./and/but THEORY )
- KURAM ile/ve/||/<> AMAÇ
( TEORIA vs./and/||/<> TELOS )
- KURAM ile/ve/değil ANLAYIŞ
- KURAM ile/ve/< GÖZLEM
( THEORY vs./and/< OBSERVATION )
- KURAM ile/ve/||/<>/> İNANÇ
( ... İLE/VE/||/<>/> Kuramı, uygulamaya geçiren tek ve en önemli olgu. )
- KURAM ve/||/<> KİŞİ ve/||/<> SAYRILIK/HASTALIK ve/||/<> KİŞİLİK BOZUKLUĞU
( Davranışçı Terapi | Benedict | Paraonoid Bozukluk | Depresif Kişilik
Bilişsel Kuram | Beck | Obsesif Kompulsif Bozukluk | Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğu
Bireysel Psi.(Adler) | Adler | Karşı Olma, Karşı Gelme Bozukluğu | Şizotipal
Ego state | Ecstein | Paylaşılmış Psikotik bozukluk | Pasif Agresif
Psikotoplumsal Gelişim | E.Erickson | Eşeysel İşlev Bozukluğu | Antisosyal
Kendilik Psikolojisi | Kohut | Uyku Bozukluğu | Mazoşistik
DDDT | Ellis | Özgül Fobiler | Çekingenlik
Evrimsel Psikiyatri | Maslow | Vajinismus | Paranoid
Roger'cı Sağaltım | Rogers | Yaygın Kaygı Bozukluğu | Histriyonik
Ego Psikolojisi | Anna Freud | Travma Sonrası Stres Bozukluğu[PTSB] | Obsesif Kompulsif Kişilik Bozukluğu
Varoluşçu Terapi | Yalom | Yaz Etkileşimi | Self-defeating
Bireysel Psikoloji(Adler) | Bandura | Somatizasyon Bozukluğu | Pasif Agresif
Ayrılma-Bireyleşme | Mahler | Panik Bozukluk | Çekingenlik
Masterson Kuramı | Masterson | Şizofreni | Narsisistik
Transpersonel Psi. | Jung | Depresyon | Şizoid
Fenomenolojik Kuram | Kernberg | Sosyal Fobi | Borderline
Dürtü-Savunma Kuramı | Fairbairn | Madde Bağımlılığı | Şizoid
Biyolojik Kuram | E. Fromm | Egodistonik | Eşeşeysellik | Antisosyal
T.A | Watkins | Tikler | Sadistik
Oyun ve Gerçeklik | Winnicott | Kimlik krizi | Paranoid
Dürtü-Savunma Kuramı | Freud | Fobiler | Antisosyal
Logoterapi | Frankl | Dürtü Kontrol Bozukluğu | Pasif agresif
Hümanistik Psi. | Otto Rank | Konversiyon Bozukluğu | Histriyonik
Nöropsikanaliz | Schore | Hiperaktivite | Karışık tip
Nesne ilişkileri | Sullivan | Yeme Bozukluğu | Depresif Kişilik
Varoluşçuluk | Rollo May | Bipolar Bozukluk | Bağımlı
T.A. | Jacobson | İntihar | Self-Defeating
Gestalt | Bowlby | Davranım Bozukluğu(Ergen) | Narsisistik
Toplumsal Travama | Vamık Volkan | Toplumsal Travmanın Çözümü | Onarıcı ve Yıkıcı Önder
Şema Terapi | Risley | Parafidiler | Borderline )
- KURAM ile KURAN ile KURAL
- KURAM = NAZARİYE = FUAD = THEORY[İng.] = THEÉORIE[Fr.] = THEORIE[Alm.] = THEORIA, THEOREIN[Yun.] = TEORIA[İsp.]
- KURAM/GÖRÜNCE/TEORİ ile "SENARYO"
( THEORY vs. SCENARIO )
- KURAM ile/ve/değil TEKLİF
- KURAM" ile/değil TEMENNİ
- KURAM ile/ve/değil/||/<> YAKLAŞIM
- KURAM ile/ve/değil/yerine YARAR
( [not] THEORY vs./and/but BENEFIT
BENEFIT instead of THEORY )
- KURAMDAN KOPUK UYGULAMA ile/ve/<> UYGULAMADAN KOPUK KURAM
( Kördür. İLE/VE/<> Topaldır. )
- KUR'ÂN-I KERÎM:
FELSEFE değil BİLİM
- KUR'ÂN-I KERÎM ve/<> AYET/LER [âfâk'taki]
( Doğa. VE/<> Doğa nesneleri.[bitki/ler, hayvan/lar ve olaylar] )
- KURBAĞA ADAM = DALGIÇ
- KURÇATOVYUM = RUTHERFORDYUM
( ... = Amerika'lıların verdiği ad. [Simgesi: Rf.] )
- KÜRE ve YÖNETİM
( Bir ülke iyi yönetiliyorsa, yoksulluk ve düşkünlüğün varlığı utanç verici bir şeydir. Bir ülke kötü yönetiliyorsa, zenginlik ve onur gibi şeylerin varlığından utanç duyulmalıdır. )
- KURGU-BİLİM değil BİLİM-KURGU
- KURGU ile/ve/||/<> ANLATIM
- KÜRİYUM[Fr. < CURIUM] ile KÜRİT[Fr. < CURIDE]
( Atom numarası 96, atom ağırlığı 248 olan, aktinitlerden, plütonyum 239'un helyum çekirdekleriyle bombardımanından elde edilen radyoaktif bir öğe. [simgesi: Cm] İLE Atom numaraları, 96 - 103 arasında bulunan öğelerin genel adı. )
- KÜRSÜ[Ar. < KÜRSÎ] ile PODYUM
- KÜRÛM ile/||/<> KÖM
( Bağ çubuğu. İLE/||/<> Küme, yığın. | Küçük ağıl. )
- KURUM ile/ve/değil/yerine/< KURUL
- KURUM ile KURUM ile KURUM
( Evlilik, aile, ortaklık, mülkiyet gibi köklü bir yapıyı içeren, genellikle devletle ilişkisi olan yapı ya da birlik. İLE Bacalarda biriken kalın is. İLE Kendini büyük ve önemli gösterme davranışı, büyüklenme, gösteriş, azamet, tekebbür. )
- KURUM ile/ve/||/<>/> KURUN!
- KURUM ve/<> TÖREN(MERÂSİM)
( Her kurum, törenleri ile yaşa(tılı)r. )
- KURUNTU/YANILSAMA = VEHİM = ILLUSION[İng., Fr.] = ILLUSION, TÄUSCHUNG[Alm.] = ILLUSIO[Lat.] = DOXA[Yun.] = ILUSIÓN[İsp.] = MAYA[Sansk.]
- KUŞ ÜZÜMÜ ile KURU ÜZÜM
- KUŞKUCULUK = HİSBANİYE, REYBİYE = SCEPTICISM[İng.] = SCEPTICISME[Fr.] = SKEPTIZISMUS[Alm.] = SKEPTESTHAI[Yun.]
- KUŞKUCULUK/SKEPTİSİZM ile İNAKÇILIK/DOGMATİZM
( Bilginin kesinliğine kuşkuyla yaklaşan felsefi tutum. İLE Kesin ve sorgulanamaz doğruların varlığını savunan felsefi tutum. )
- KUŞLU ve/||/<>/> TAKVİM
( 2021 yılı Kuşlu Takvim için burayı tıklayınız... )
( )
- KUTB ile/ve KUTB-U ÂLEM
- KUTLAMA ile/ve BAYRAM
( [Tatarlar'da] "Beyremi bar balık, bay balık"[Bayramı olan halk, zengin halktır.] )
- KÜTLE ÇEKİMİ
ile/ve/+/||/<>
ELEKROMANYETİK ETKİLEŞİM
ile/ve/+/||/<>
GÜÇLÜ ÇEKİRDEK ETKİLEŞİMİ
ile/ve/+/||/<>
ZAYIF ÇEKİRDEK ETKİLEŞİMİ
( Nesneler arasındaki kütlesel çekim gücü, aralarındaki uzaklığın karesiyle ters orantılı olarak değişir. )
( )
( )
( )
- KÜTLE ile/ve/||/<> UZAY-ZAMAN ile/ve/||/<> EĞİM
- KÜTLEÇEKİM ile ELEKTROSTATİK
( Kütlelerin birbirine uyguladığı çekim gücü. İLE Elektrik yüklerinin birbirine uyguladığı çekim ya da itme gücü. )
- KUTSAL OLMAZ/DEĞİLDİR!:
DİN ve DİYÂR ve DEM
- KUVANTUM MEKANİĞİ/NDE:
[NESNE + ...] ÖLÇÜM ile/ve/||/<> SIRALI ÖLÇÜMLER ile/ve/||/<> BAĞLAMSALLIK
- KUVANTUM ve/||/<> FEYNMAN PATH İNTEGRALİ
( h = 6.626070040 x 10-³4 J s
h > 0 olduğunda: Klasik mekanik, yeniden kurulur.
^x = 0 ise ^p > ~ olur. Konumu biliyor isek momentumu ya da başka bir tanım ile hızı, sonsuz olur.[<> Işık hızının "saltık/mutlak"lığı ve bu sonuç ilişkisi] )
- KUVANTUM ile "KELEBEK ETKİSİ"
- KUVANTUM ile/ve/||/<>/> SİCİM KURAMLARI
- KUZEN ile KUZUM
- LÂFIZ ile LÂF ile SÖZCÜK/KELİME ile KAVL ile TERİM/ISTILAH ile KELÂM
( Anlam taşıyıp taşımadığı dikkate alınmaksızın ağızdan çıkan sesler. İLE Hiçbir anlam taşımıyorsa. İLE Bir anlam taşıyorsa. İLE Tamlamaları kapsıyorsa. İLE Belirli bir öbek/grup/kesim tarafından özel olarak kullanılan sözcükler. İLE Tümceyi/cümleyi kapsıyorsa. )
- LÂFIZ +/+/= MÂNÂ +/+/= NAZIM +/+/= KELÂM
( KELİME )
- LAFZ ile MÂNÂ ile NAZM
- LÂFZÎ TEFSİR değil/yerine/= SÖZEL YORUM
- LAHANA/KELEM ile KARALAHANA
( Turpgillerden, geniş ve kalınca kat kat yaprakları olan, güz ve kış sebzesi olarak yetiştirilen ve çok sayıda türü olan bitki. İLE Yaprakları koyu yeşil olan bir tür lahana. )
( BRASSICA OLERACEA cum SABELLICA )
- LAICISM vs. SECULARISM
( Management style. vs. To be out/far of religion. )
- LÂKÂP/LÂKÂB[Ar.] ile/ve/||/<> NAM[Fars.] ile/ve/||/<> SIFAT[Ar.]
( Takma ad. İLE/VE/||/<> Ad. | Ün. İLE/VE/||/<> Birinin görev, ödev, toplumsal ya da tüzel bakımdan yeri ve özelliği. | Bir adın önüne gelerek o adı nitelik, nicelik, yer, sıra vb. bakımlardan belirten sözcük. | Yüz, kılık ve dış görünüş. )
- LAKONİK[Fr. < Yun.] değil/yerine/= DEYİM
( Kısa, özlü söz. )
- LALA ile SADRAZAM
( Sultanların sadrazamlara verdikleri unvan. )
- LAM[Fr.] ile/ve/<> LAMEL[Fr.]
( Mikroskopla incelenecek maddelerin üzerine konulduğu dar, uzun cam parçası. | Dar, çok ince metal parça. İLE/VE/<> Mikroskopla yapılan incelemede, bazen lamların üzerine kapatılan dört köşe ve ince cam parçası. )
- LÂM[Ar.] ile/ve LÂM-ELİF[Ar.]
( Osmanlı abecesinin yirmialtıncı harfi.[ebced hesabında 30 sayısının karşılığıdır] | Şevval ayı. İLE/VE Osmanlı abecesinde lâm ile elif harflerinin birarada yazılmış şekli. | Eğri, dolambaç. )
- LANSMAN[Fr. < LANCEMENT] yerine TANITIM/SUNUM
- LARİNGOSPAZM ile/||/<> BRONKOSPAZM
( Gırtlak kaslarının ani ve istemsiz kasılması. İLE/||/<> Bronş kaslarının ani ve istemsiz kasılması. )
- KESİM:
LAZER ile/ve/||/<> PLAZMA
( Kaynak, kazıma ve düzeltme gibi amaçlarla da kullanılabilir.[Plazma kesim makinelerinin böyle bir özelliği/artısı yoktur.] İLE/VE/||/<> Lazer kesimden daha kalın nesneleri [180 mm'ye kadar] işleyebilir.[Hem basit tasarımlarda, hem de büyük iş parçalarında iyi sonuç verir.] )
( Güçlendirilmiş lazer ışığı kullanılır.[Lazer kesim makineleri, bilgisayarla kontrol edilen lazer ışınlarını kullanır.] İLE/VE/||/<> İletken nesneleri plazma kullanarak keser.[Plazma kesim makineleri, nitrojen ve hidrojen gibi gazlar ile basınçlı bir hava kullanır.] )
( Radyasyon üretimi yapmaz.[İşçi sağlığı bakımından daha güvenlidir.] İLE/VE/||/<> Radyasyon kullanılır. [Dolayısıyla koruyucu gözlük takmak gerekir.] )
- LÂZIM/LÜZÛM(LU)[Ar.] değil/yerine/= GEREK(Lİ)
- LBS/LABORATORY INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= LABORATUVAR BİLGİ DÜZENİ
- [not] LEARNED FREEDOM vs. FREEDOM
- LEHİM ile BRONZ/TUNÇ ile FAKFON ile KUPRONİKEL ile PERMALLOY
( Kalay ve kurşun alaşımı. İLE Bakır ve kalay alaşımı. İLE Bakır, çinko ve nikel alaşımı. İLE Bakır ve nikel alaşımı. İLE Demir ve nikel alaşımı. )
- LEHİM[Ar.] ile PÜRMÜZ[Primus marka adından]["HÜRMÜZ" değil!] ile/değil/yerine KAYNAK
( Ergime noktaları düşük metalleri tutturma işlemlerinde kullanılan, kalay ve kurşun alaşımlarının genel adı. | Bu alaşımla yapılan işlem. İLE Genellikle metalleri lehimlemede kullanılan, güçlü alev çıkaran, benzin ya da gazla çalışan araç. İLE/DEĞİL/YERİNE İki metal ya da yapay parçayı, ısıl yolla birleştirme yöntemi, kaynaştırarak yapıştırma. )
- LEKSİKOLOJİ[Fr., İng.] değil/yerine/= SÖZCÜKBİLİM/SÖZLÜKBİLİM
- LEM'[Ar.] ile LEMH[Ar.]
- LEM ile/ve LEMMÂ
( Olasılık. İLE/VE Hiç! )
( Fiil-i muzârinin başına gelerek nunsuz sıgaların sonunu sessiz kılar. )
( Fiil-i muzârinin başına gelerek nunlu sıgaların nunlarını düşürür. )
- LENGÜİSTİK/LİSANİYAT/FİLOLOJİ değil/yerine/= DİLBİLİM
- LEOPOLD LÖWENHEIM ve/||/<> THORALF SKOLEM (KURAMI)
- LEVAZIM değil/yerine/= GEREÇLER
- LEVM[Ar.] ile TESRÎB[Ar.] ile TEFNÎD[Ar.]
- LEVREK ile/değil BARGAM
( ... İLE/DEĞİL Levreğe benzer bir balık. )
- LİBERAL AKILCILIK ve/||/<> ARAÇSAL LİBERALİZM
- LİBERALİZM değil/yerine/= ERKİNCİLİK
- LİBERALİZM ile/ve/||/<>/> NEOLİBERALİZM
( LİBERALİZM'DE
- Bireycilik
- Özgürlük
- Akılcılık
- Eşitlik
- Hoşgörü
- Sınırlı Devlet
İLE/VE/||/<>/>
NEOLİBERALİZM'DE
- Özelleştirme
- Muhafazakârlık
- Otoriter Devlet
- Deregülasyon
- Strateji ve Yönetişim
- Yeniden Dağıtım ve Rekabet
- Kriz ve Şiddet
- Demokrasinin Çöküşü ve Neo-Feodalizm
- Neoliberal Özne
- Esneklik ve Girişimcilik )
- LİBERALİZM ile/ve/||/<>/> SOSYALİZM ile/ve/||/<>/> MUHÂFAZAKÂRLIK
( * Bireycilik
* Özgürlük
* Sınırlı devlet
* Piyasa ekonomisi
İLE/VE/||/<>/>
* Birliktelik
* Eşitlik
* Yeniden dağıtım
* Dayanışma
İLE/VE/||/<>/>
* Aile
* Aşamalı değişim
* Ara kurumlar
* Sınırlı etkinlik olarak siyaset )
- LİBERALİZM ile/ve/||/<> TOPLUMSAL REFAH LİBERALİZMİ
- Lİ-EBB ile/||/<> Lİ-ÜMM
( Baba bir kardeş. İLE/||/<> Ana bir kardeş. )
- LİKEFAKSİYON/LIQUEFACTION[İng.] değil/yerine/= SIVILAŞIM
- LİMON ile LİM
( Turunçgillerden, bir ağaç. | Bu ağacın, sarı renkli, kabuğu kokulu, suyu ekşi meyvesi. İLE Küçük limon, misket limonu. )
( CITRUS LIMONUM cum ... )
- lin.[Lat. < LINIMENTUM] değil/yerine/= ETKİLİ NESNENİN YAĞ YA DA ALKOLDE ERİTİLMESİYLE HAZIRLANAN SIVI İLÂÇ
- LİNÇ ile/ve/||/<> İDAM
- LINEAR TIME PARADIGM vs. VICIOUS CIRCLE TIME PARADIGM
- LIS/LABORATORY INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= LABORATUVAR BİLGİ DÜZENİ
- LİSAN[Ar.]/ZEBAN[Fars.] değil/yerine/= DİL/DİLDEM
- LİSTE[İng. < LIST] yerine DİZİN/DİZELGE/DÖKÜM
- LİTOLOJİ[Fr., İng.] değil/yerine/= TAŞBİLİM
- LİZOZOM değil/yerine/= SİNDİRGEN
- LLM ile LWM
( LARGE LANGUAGE MODEL vs. LARGE WORLD MODEL )
- LOB değil/yerine/= BÖLÜM
- LOKALİZASYON/LOCALIZATION[İng.] değil/yerine/= YERLEŞİM
- LOKMAN HEKİM
- KERTE ÇİZGİSİ/LOKSODROM ile/ve/<> ORTODROM
( Dünya üzerindeki tüm meridyenleri, aynı açı ile kesen varsayımsal çizgi. Rotanın sürekli güncellenmesini gerektirmediğinden, -başta denizcilik olmak üzere- yolculuklarda yaygın olarak kullanılır. İLE/VE/<> Yerküresi üzerinde, iki nokta arasındaki uzaklığın tanımlanmasında kullanılan ve bu iki noktadan geçen büyük daire yayı parçası. )
- LOKUM ile KUŞLOKUMU
( ... İLE Lokumun küçük olanı. | Un ve şekerle yapılan bir kurabiye türü. )
- LOVE vs./and PARADIGM
- LÜTFEN ile/ve RİCA EDERİM
- LÜTUF/İHSAN/ATIFET/İNAYET değil/yerine/= KAYRA/İYİDEM/KUTBAĞIŞ/KUTYARDIM
- MADDE ile/ve/||/<>/> CİSİM ile/ve/||/<>/> SÛRET
( Yayılan. İLE/VE/||/<>/> Maddenin biçim almış durumu. İLE/VE/||/<>/> ... )
- MADDE ile/ve/||/<>/> SÛRET ile/ve/||/<>/> CİSİM ile/ve/||/<>/> NEFS ile/ve/||/<>/> AKIL
- MADDÎ EDİM değil/yerine/= EYCİL EDİM
- MADDÎ İKRAM ile/ve/<>/|| MANEVÎ İKRAM
( Anımsayamayabiliriz. İLE/VE/<>/|| Unutmayız. )
- MAFSAL[Ar.] değil/yerine/= EKLEM
- MAGÂNİM[Ar. < MAGNEM] ile MAGÂRİM[Ar. < MAGREM]
( Ganimetler, düşmandan ele geçirilen mallar. İLE Ödenilecek borçlar, diyetler. )
- [ne yazık ki]
MAĞDUR ile/ve/||/<> MAZLUM
- MAĞDUR ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/>< ZÂLİM
- MAGNEZYUM ile KELİFİT[Fr. < KELYPHITE]
( Atom numarası 12, atom ağırlığı 24,30, yoğunluğu 1,7 olan, gümüş renginde, parlak bir alevle yanan, çok hafif bir öğe. İLE Hidratlı doğal magnezyum silikat. )
- MAGNEZYUM MAGNEZYUM SÜLFAT
( Atom numarası 12, atom ağırlığı 24.30, yoğunluğu 1.7 olan, gümüş renginde, parlak bir alevle yanan, çok hafif bir öğe. [Simgesi: Mg.] İLE Kimyasal formülü MgSO₄ olarak bilinen bir bileşiktir. Magnezyum, kükürt ve oksijen içerir. Yapısı gereği, inorganik bir tuzdur. Genellikle heptahidrat formundaki sülfat minerali olan, "Epsomit" ya da öteki adıyla, "Epsom tuzu" durumunda bulunmaktadır. "Epsom" adını ise, İngiltere'de bulunan bir yerleşim yerinden almıştır. )
( Magnezyum, klasik bir öğedir. İLE Magnezyum sülfat ise, bir bileşik olarak nitelendirilir. Yani, magnezyumun yapısına; kükürt ve oksijen ilavesiyle oluşur. Saf magnezyumdan, daha kompleks yapıda olup; farklı öğelerin magnezyum ile birleşmesinden oluşur. Magnezyum, temel öğe ve metabolizmanın yapı taşlarından biri iken; magnezyum sülfat, onun farklı nesnelerle birleşimidir.
Magnezyum sülfat, endüstri açısından; üst düzey kullanım alanına sahip bir bileşiktir. Epsom tuzu, genellikle magnezyum sülfat olarak bilinmektedir. Epsom tuzu, sofra tuzundan; tümüyle farklı bir bileşiktir. Epsom tuzunun da, magnezyumdan ayrı olarak; belirli işlevleri ve yararları bulunmaktadır.
Sofra tuzuna benzer görünüme sahip epsom tuzu, genellikle banyolarda eritilir. Bu yüzden, "banyo tuzu" olarak da bilinir. Sofra tuzuna benzese de tadı belirgin oranda farklıdır. Epsom tuzu, son derece acı bir tada sahiptir. Tadı nedeniyle, yemeğe ekleme amaçlı olarak pek kullanılmaz. )
- MAGNEZYUM ile TALK[Ar.]
( Atom numarası 12, atom ağırlığı 24,30, yoğunluğu 1,7 olan, gümüş renginde, parlak bir alevle yanan, çok hafif bir öğe. [simgesi Mg] İLE Genellikle açık yeşil, toz durumundayken yağlı bir görünümde, özgül ağırlığı 2,7, sertliği 1 olan, hidratlı doğal magnezyum. )
- MAGNİTÜT/MAGNİTUDE[İng.] değil/yerine/= BÜYÜKLÜK | ÖNEM
- MAHDUM[Ar.] ile/ve/||/<> KERÎME[Ar.]
( Erkek çocuk. İLE/VE/||/<> Kız çocuk. )
- AYRIM:
MAHİYETİ GEREĞİ ile/ve/||/<> SURETİ GEREĞİ
- MAHLUT[Ar.] değil/yerine/= KATIŞIK | KARIŞIM
- MAHREM[Ar. < HARÂM | çoğ. MAHÂRİM] ile MAHREM[Ar.]
( Haram. Şeriatın yasak ettiği şey. | Nikâh düşmeyen, şeriatçe evlenilmesi yasak edilen. | Şeriatçe, kadının kendinden kaçmadığı erkek. | Biriyle çok samimi, içli-dışlı olan. | Gizli olan, herkese söylenilmeyen. | Herkesçe bilinmemesi gereken. | Tanrı'nın sırlarını öğrenmeye başlayan kişi. İLE İki dağ arasındaki yol. )
- MAHREM değil/yerine/= GİZLİ
- MAHREM değil/yerine/= İÇREK, GİZLİ
- MAHRUM ile MAZLUM
- MAHRUM[Ar.] değil/yerine/= YOKSUN
- MAHRÛT ile/||/<> MAHRÛT KÂİM ile/||/<> MAHRÛT MÂİL ile/||/<> MAHRÛT MUDALLA ile/||/<> MAHRÛT NÂKIS
( Koni. İLE/||/<> Dik koni. İLE/||/<> Eğik koni. İLE/||/<> Çokgen koni. İLE/||/<> Kesik koni. )
- MAHSUL[Ar.] değil/yerine/= ÜRÜN/VERİM
- MAHSUM" değil MASUM
- MAHYALARDA:
YAZI ile/ve/||/<>/> RESİM
( [Ramazan ayının ...] ... ilk onbeş gününde. İLE/VE/||/<>/> İkinci onbeş gününde. )
( )
- MAJORITY and ABSOLUTE MAJORITY and QUALIFIED MAJORITY and QUORUM and UNANIMITY and UNANIMOUSLY
( Çoğunluk. VE Salt çoğunluk. VE Nitelikli çoğunluk. VE Karar yeter sayısı, nisap. VE Oybirliği. VE Oybirliğiyle. )
- MAKABLE TEŞMİL değil/yerine/= GERİ YÜRÜTÜM
- MAKAM ile/ve/<> AYAK
( Şarkılarda. İLE/VE/<> Türkülerde. )
- MAKAM ile/ve HAL
- MAKAM ile/ve HUZUR
- MAKAM ile/ve KİŞİ
- MAKAM ile KÜRDÎ
( ... İLE Klasik Türk müziğinde si bemol notasını andıran perde. | Dügâh perdesindeki bir makam. )
- MÂKAM ile MAHLÂS
- MAKAM ile/ve MERCİ
- MAKAM ile/ve MERTEBE
- MAKAM ile/ve TAHT
( ... ile/ve ERÂİK[< ERÎKE] )
- MAKSAT ve/||/<>/> ANLAM
- MAKSAT ile/ve/||/<>/> HÜKÜM
- MAKSİMİZASYON/MAXIMIZATION[İng.] değil/yerine/= EN ÇOKLAMA, EN ÇOKLAYIM, EN ÇOKLATIM
- MAKSİMUM/MAXIMUM[İng.] değil/yerine/= EN ÇOK | EN YÜKSEK
- MAKSİMUM değil/yerine/= EN ÇOK/YÜKSEK
- MAKSİMUM ile EN GEÇ
- MAKSİMUM değil/yerine/= SON SINIR / EN FAZLA
- MAKSÛM ile/||/<> MAKSÛM ALEYH ile/||/<> MENSÛB İLEYH
( Bölünen. İLE/||/<> Bölen. İLE/||/<> Payda ya da bölen. )
- MAKTUL ile/ve/değil/||/<> MÂDUM
- MALPOZİSYON/MALPOSITION[İng.] değil/yerine/= KÖTÜ KONUM
- MÂLUM ile/ve ÂŞİKÂR
- MA'LÛM[Ar. < İLM | çoğ. MA'LÛMAT] < BİLİNEN, BELİRLİ
- MALUM ile/||/<> MÂLUM
( Elma. İLE/||/<> Bilgi. )
( Latince. İLE/||/<> Arapça. )
( ELEMA: Gizli, gizlenmiş. )
- MÂLUM ile/ve MEÇHUL
( Etken. İLE/VE Edilgen. )
( Parmak/el açık. İLE/VE Parmak bükülü.[başparmakla birleştirerek!] )
- MALUMAT ile İLİM
- MÂNÂ[Ar.] değil/yerine/= ANLAM
- MÂNÂ/ANLAM ile/ve MEFHUM ile/ve MUSTALAH ile/ve MA'SADAK/MİSDAK ile/ve DELÂLET
( Sözcüğe aittir. Demek istenilen. Her sözcükte konuşanın irâdesi içkindir; bu iradeye anlam denilir. Nesnenin anlamı olmaz. İLE/VE Nesneyi anlamayı olanaklı kılan kavram. Tekil olarak zihne, tümel olarak akla yöneliktir. Nesnenin mefhumu olur. İLE/VE Belirli bir alana ilişkin kavramlar. İLE/VE Mefhumun nesnesine mutabakatı; referansı. İLE/VE Bir şeyin bilgisinin başka bir şeyin bilgisini gerektirmesi. )
- MANGA ile/ve/||/<>/> TAKIM ile/ve/||/<>/> BÖLÜK ile/ve/||/<>/> TABUR ile/ve/||/<>/> ALAY ile/ve/||/<>/> TUGAY/LİVA ile/ve/||/<>/> TÜMEN/FIRKA ile/ve/||/<>/> KOLORDU ile/ve/||/<>/> ORDU ile/ve/||/<>/> KUVVETLER ile/ve/||/<>/> GENEL KURMAY
( Onbaşı/çavuş/asteğmen/teğmen yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Üstteğmen yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Yüzbaşı yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Binbaşı/yarbay yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Albay yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Tuğgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Tümgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Korgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Orgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Orgeneraller yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Genel Kurmay Başkanı yönetiminde. )
( 10 er. İLE/VE/||/<>/> Birkaç[4/5] manga. İLE/VE/||/<>/> Birkaç takım. İLE/VE/||/<>/> Birkaç[dört] bölük. | Küme, yığın, grup. İLE/VE/||/<>/> Birkaç tabur. İLE/VE/||/<>/> Birkaç alay. İLE/VE/||/<>/> Birkaç tugay. İLE/VE/||/<>/> Birkaç tümen. İLE/VE/||/<>/> Birkaç kolordu. İLE/VE/||/<>/> Birkaç ordu. İLE/VE/||/<>/> Birkaç kuvvet. )
( [OSMANLI'da] Mülâzım-ı Sânî yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Mülâzım-ı Evvel yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Yüzbaşı yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Kolağası yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Binbaşı yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Kaymakam yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Miralay yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Mirliva yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Mirliva/Ferik yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Ferik yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Birinci Ferik yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Birinci Ferikler yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Genel Kurmay Başkanı yönetiminde. )
( SECOND LIEUTENANT vs./and/||/<>/> (FIRST) LIEUTENANT vs./and/||/<>/> CAPTAIN vs./and/||/<>/> MAJOR/COMMANDANT vs./and/||/<>/> LIEUTENANT COLONEL vs./and/||/<>/> COLONEL vs./and/||/<>/> BRIGADIER GENERAL vs./and/||/<>/> MAJOR GENERAL vs./and/||/<>/> LIEUTENANT GENERAL vs./and/||/<>/> GENERAL vs./an/||/<>/> GENERALS vs./and/||/<>/> HEAD OFFICER )
( II. Dünya Savaşı "WEHRMACHT", Kara Kuvvetleri (HEER), Deniz Kuvvetleri (KRIEGSMARINE), Hava Kuvvetleri (LUFTWAFFE) ve Özel "SS" Birlikler'inden oluşuyordu. )
( RİYALA[İt.]: Osmanlı donanmasında, Tümgeneral'e eş bir rütbe. )
- MANİATÜ'L HULÛV ile MANİATÜ'L CEM
( "Hem, hem de" ol(a)mayanlar için. İLE "Ne, ne de" ol(a)mayanlar için. )
- MANİPÜLASYON değil/yerine/= YÖNLENDİRİM
- MANTIK ile EYTİŞİM
- MANTIK ile/ve ÇIKARIM
( LOGIC vs./and INFERENCE )
- MANTIK ve TÜMDENGELİM
- MANTIK ile/ve YÖNTEM
( ... İLE/VE Gelecekte olacak bir şeyi yakalamak. )
( ... İLE/VE Modern bilimlerin mantığı. )
( Yöntemi bilen bilgiyi elde eder. )
- MANTIK ile/ve/değil/yerine YÖNTEM
- MANYETİK ETKİLEŞİM ile/ve/<> ZAYIF ETKİLEŞİM
- MARDİN ÇÖREĞİ ile/ve/<> PAYLAŞIM
- MÂRİFET ile/ve/||/<>/>/< İLİM
( Özel ya da genel. İLE/VE/||/<>/>/< Tümel. )
( [bilgelik/irfan/hikmet'te] Tanımak.[deneyimle] İLE/VE/||/<>/>/< Bilmek.[zihinsel çözümlemeyle] )
- MÂR-İ HAM-BE-HAM[Fars.] ile MÂR-İ SERMÂDÎDE[Fars.]
( Kıvrım kıvrım, çöreklenmiş yılan. İLE Kışın soğuğundan uyumuş ve uyuşmuş yılan. )
- MASİF[Fr.] değil/yerine/= SOM
( Kütlesi, görünürdeki tüm oylumu kaplayan, kaplama ya da doldurma olmayan. )
- MASUM ile/değil DOKUNULMAMIŞ
- MÂSUM ile MAHFUZ
- MASUM ile/ve/||/<> MAHZUN
- MASUM ile/ve/||/<> MAZLUM
- MASUMİYET ile/ve/||/<> İLK DURUM
- MATÂİM[Ar. < MAT'AM] ile MATÂİM[Ar. < MIT'ÂM]
( Yemek yenilecek yerler, yemek odaları. İLE Başkalarını beslemeler. | Doymak bilmezler, oburlar. )
- MATBAACILAR:
ERMENİ ile/ve/||/<>/> ACEM
- MÂTEM[Ar.] değil/yerine/= YAS
- MATEM değil/yerine/= YAS
- MATEMATİK ile/ve BİLİM
( Mutlakı dikkate alarak kurguda bulunur. İLE/VE Tekil ve tikel olanı dikkate alır. )
( Olanaklı zorunlu bağlantılar. İLE/VE ... )
( Matematik, modern bilimin metafiziğidir. )
( EL-ULUM'UN İNTİZAİYYE ile/ve ... )
( A'MÂL-İ ERBAA[Ar.]: Dört işlem. [Toplama, çıkarma, çarpma, bölme] )
( EIDOKSOS )
( MATHEMATICS vs./and SCIENCE )
- MATEMATİK ile MİSTİSİZM
( MATHEMATICS vs. MYSTICISM )
- MATEMATİK ve VARLIKBİLİM
( Matematiğin Güzelliği...[tam ekran izleyiniz!] )
( MATHEMATICS and ONTOLOGY )
- MATEMATİKSEL CİSİM ile FİZİK CİSİM
- MATEMATİKSEL YAKLAŞIM ile FİZİKSEL YAKLAŞIM
- MATHEMATICS vs. MYSTICISM
- [Fr.] MATMAZEL ile/> MADAM
( Evlenmemiş kızlar için kullanılan san. İLE/> Evli kadınlara verilen san. )
( [Türkçe'de], "Bayan" sözcüğü yerine kullanılırdı. İLE/> Müslüman olmayan evli kadınlar için kullanılırdı. )
- MAT'ÛM[Ar. çoğ. MAT'ÛMÂT] ile MAT'ÛN[Ar. < TA'N]
( Yenilecek yemek. İLE Ayıplanmış, ta'n olunmuş. | Vebâ'ya(taûn'a) yakalanmış. )
- MAZERET değil/yerine/>< EYLEM
( İstemiyorsak. DEĞİL/YERİNE/>< Gerçekten istiyorsak. )
- [ne yazık ki]
MAZLUM ile/ve/||/<> HORLANANLAR
- MAZLUM[Ar.] değil/yerine/= KIYILGIN
- MAZMUN değil/yerine/= İÇANLAM
- MAZOŞİST/MAZOŞİZM[Fr., İng.] değil/yerine/= ÖZEZER/LİK
- MBIS/MAP BASED INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= HARITA TABANLI BİLGİ DÜZENİ
- MBS/SPATIAL INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= MEKANSAL BİLGİ DÜZENİ
- MDSS/MANAGERIAL DECİSION SUPPORT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= YÖNETİMSEL KARAR DESTEK DÜZENİ
- MECAZ ile İHAM
( ... İLE Kuruntuya düşürme. | İki anlamı olan bir sözcüğün, akla en az gelen anlamının amaçlanarak kullanılması sanatı. )
- MEÇHUL ile/ve MALÛM
- MECMÛ/A[Ar. < CEM] ile MECMÛA[Ar. çoğ. MECÂMÎ']
( Toplanmış, biraraya getirilmiş şey, tüm. | Bir yazı şekli/tarzı. İLE Toplanılıp biriktirilmiş, düzenlenmiş şeyler. | Seçilmiş yazılardan oluşturulmuş yazma kitap. | Dergi. )
- MECZÛM[Ar. < CEZM] ile MECZÛM[Ar. < CÜZÂM]
( Niyet edilmiş, kesin karar verilmiş. | Cezimli, son harfi harekesiz olarak okunan sözcük. ["İlm, cezb" gibi] İLE Cüzâmlı, miskinlik hastalığına/durumuna tutulmuş kişi. )
- MEDENİYET ve FELSEFE-BİLİM
- MEDED[Ar.] değil/yerine/= YARDIM
- MEDICAL FUTILITY[İng.] değil/yerine/= BOŞA SAĞALTIM
- MEDİKAL ONTOLOJİ/MEDICAL ONTOLOGY[İng.] değil/yerine/= TIBBİ VARLIKBİLİM
- MEDIUM[İng.] değil/yerine/= ORTA | BESİYERİ
- MEDLÛL[Ar.] değil/yerine/= ANLAM
- [MEDLÛLLERİ BAKIMINDAN] SÖZ/LÂFIZ:
NAS ile/ve/||/<> ZÂHİR ile/ve/||/<> MUHKEM ile/ve/||/<> MÜFESSER
( TERMES PEREMPOIRES avec/et/||/<> TERMES EVIDENTS avec/et/||/<> TERMES FORTIFIES avec/et/||/<> TERMES ANNOTES )
- MEDRESE TALEBELERİ:
DÂHİL ve/> ÂLİM ve/> FÂZIL ve/> KÂMİL
- MEFHÛM[< FEHM] ile ...
( ANLAŞILMIŞ | SÖZDEN ÇIKARILAN ANLAM | KAVRAM )
- MEFHUM ile/ve MÂNÂ
( Kavram. İLE/VE Anlam. )
( Nesneler için. İLE/VE Sözcük için. )
( Nesnenin gösterdiği şey. | Demek istenilen şey. İLE/VE Lafzın gösterdiği şey. )
( Zihinde. İLE/VE Olguda/nesnede. )
( REFERENCE vs./and SENSE )
- MEFHÛM[Ar.] ile MEFHÛM[Ar. < FEHM | çoğ. MEFÂHÎM]
( Kömürleşmiş, kömür olmuş, fahim durumuna geçmiş. İLE Anlaşılmış, fehm olunmuş. | Sözden çıkarılan anlam, kavram. )
- MEFHÛM ile MEVHÛM
- MEFHUM ile/ve TASAVVUR
( Mâhiyeti saf zihni olanlar. İLE/VE Dış dünyada kökü olanlar. )
( MEFHUM: Temsil edilen. | Temsil edilemeyen. )
( TASAVVUR: Resim + kavram. )
( ... İLE/VE Suret. )
( ... cum/et CONCEPT )
- MEFHUM-U MUHALİF değil/yerine/= KARŞIT KAVRAM
- MEFTÛM[Ar.] ile MEFTÛN[Ar. < FİTNE]
( Memeden, sütten kesilmiş çocuk. İLE Fitneye düşmüş. | Gönül vermiş, tutkun, vurgun. | Hayran olmuş, şaşmış. )
- MEĞERSE/M değil MEĞER
- MEKÂN ile/ve/<> MAKAM
- MEKÂN ile/ve ORTAM
- SİNDİRİM:
MEKANİK ile/ve/||/<>/> KİMYASAL
- MEKANİK değil/yerine/= İŞLEYBİLİM
- MEKANİK/Çİ/LİK/MEKANİZM değil/yerine/= İŞLEYSEL/Cİ/LİK
- MEKANİZMA/MECHANISM[İng.] değil/yerine/= DÜZENEK
- MELÂMET[< LEVM] ile ...
( AYIPLAMA, KINAMA | AZARLAMA, ÇIKIŞMA )
- MELANOM ile/||/<> KARSİNOM
( Derideki melanositlerden kaynaklanan bir kanser türü. İLE/||/<> Epitel dokulardan kaynaklanan bir kanser türü. )
- MELODİ ile/ve/||/<> RİTİM ile/ve/||/<> ARMONİ
( EZGİ ile/ve/||/<> DİZEM ile/ve/||/<> UYUM )
( Tek sesli. | Kurallı ses dizisi. İLE/VE/||/<> Düzenli aralıklarla yineleme niteliği. | Bir dizede ya da notada, vurgu, uzunluk ya da ses özelliklerinin, durakların, düzenli bir biçimde yinelenmesinden doğan ses uygunluğu. | Uyumlu üslûp. | Vezin. [DÜZÜN/TARTIM] İLE/VE/||/<> Çok sesli/porteli. )
( Müziğin, ikinci kategorisidir. [Tek sesli(monofonik) ya da eş sesli(homofonik) olabilir.] [Melodi dünyasındaki hareket yeteneği, 30 hz. ile 15.000 hz. arasında sınırlıdır.] İLE/VE/||/<> Müziğin, ilk ve en temel kategorisidir. Müziğin her tarzı, ritme sahiptir; ritim olmaksızın hiçbir müzik var değildir. İLE/VE/||/<> Müziğin, üçüncü ve son kategorisidir. Ritim ve melodi, ardışıktır. Armoni ise kendi içinde, art ardalığa ve bir birlikte oluşa sahiptir. )
- MELTEM ile FRİŞKA[İt. < Cerm.]
( ... İLE Yelkeni dolduramayacak kadar hafif rüzgâr. )
- MELTEM ile IPILTI/NESİM
( ... İLE Hafif esinti. )
- MEMÂT[Ar.] değil/yerine/= ÖLÜM
( ÖLÜM )
- MEME KANSERİNDE:
İLERİ EVRE / ÖLÜM değil/yerine TARAMA
( Memedeki olası kanserleri hücrelerin, 2., 3., 4. evrelerde tespit edilmesi ya da ölümle sonuçlanabilecek çok geç evrelerde tanı koymak. DEĞİL/YERİNE Mamografinin, 40 yaşından sonra her yıl düzenli olarak yaptırılması ve elle takip edilmesiyle gecikmiş olmamak için tarama ve korunmanın önemi/farkı çok büyüktür. )
- MENÂM[< NEVM] ile ...
( UYUNACAK YER, YATAK ODASI | UYKU | RÜYA | DÜŞ )
- MENÂM[< NEVM] ile NEAM
( Uyunacak yer, yatak odası. | Uyku. | Düş, rüya. İLE Hayır! )
- MENTEŞE ile EKLEM
( REZE ile ... )
( HINGE vs. JOINT )
- MENZİL[Ar.] değil/yerine/= ERİM
- MENZİL-İ CÂN değil/yerine/= İNSAN GÖVDESİ | ULVÎ ÂLEM
- MERÂHİM[Ar. < MERHAMET] ile MERÂHİM[Ar. < MERHEM]
( Acımalar, merhametler. İLE Merhemler. )
- MERAK EDİYORUM değil DÜŞÜNÜYORUM
- MERAK ile/ve GERİLİM
- MERATİB'ÜL FUHUM ile/ve MERATİB'ÜL UKUL
- MERHALE ile/ve MERÂSİM
- MERHAMET[< RAHM] = CLEMENCY, MERCY[İng.] = CLÉMENCE[Fr.] = MILDE[Alm.] = CLEMENTIA[Lat.]
( Şefkat gösterme, acıma. | Birini esirgeme. )
- MERHEM[Ar.]["MELHEM" değil!] ile POMAT[İt.]
( Deriye sürülerek kullanılan, içinde birçok etkili madde bulunan, yumuşak ve koyu kıvamda, yağlı ya da yağsız ilâç. | Çözüm/çare. İLE Genellikle saça sürülen, yağlı ve kokulu merhem. )
- MERHUM ile/ve/||/<> "MAHRUM"
( [Osmanlı mahkeme kayıtlarında] Vefât etmiş müslümanlar için kullanılan. İLE/VE/||/<> Vefât etmiş müslüman olmayanlar için kullanılan. )
- MERİSTEM[Fr.] değil/yerine/= SÜRGEN DOKU
( Bitkilerde, kök ve sapların, gelişebilecek durumda olan uc bölümlerindeki, çok yüzlü, kolay üreyebilir hücrelerden oluşan bir doku türü. )
- MERIT PTAH ve/||/<> ENHEDUANNA ve/||/<> AGANICE ve/||/<> TAPPUTI-BELATIKALLIM ve/||/<> SONDUK ve/||/<> THEANO ve/||/<> AGLAONIKE ve/||/<> ASPASIA ve/||/<> HIPPARCHIA ve/||/<> PAN CHAO ve/||/<> HYPATIA
( Merit Ptah bilindiği kadarıyla, tarihte kayıtlı en eski kadın hekim ve bilim tarihinde adı geçen ilk kadındır. Krallar Vadisi'ndeki bir Mısır mezarına resmi çizilidir. Burada Merit Ptah, oğlu olan yüksek bir rahip tarafından "başhekim" olarak tasvir edilmiştir.
VE/||/<>
Astronom, matematikçi ve şair. Ay Tanrısı Nanna'nın Ur Kenti'ndeki ana tapınağının başrahibesi Enheduanna, yıldızlar ve ayın döngülerini kaydetmek için gözlemciler görevlendiren ilk rahibedir. Döneminde, gökcisimlerinin hareketlerini gösteren haritalar yapılmıştır. Enheduanna,ilk dinsel takvimlerden biri olan ay takviminin oluşturulmasına katkıda bulunur. Bu takvim, günümüzde hâlâ Paskalya Yortusu, Hamursuz Bayramı gibi dinsel uygulamaları tarihlendirmek için kullanılır. Çalışmalarının ve ilahilerinin yanında, Enheduenna'nın 42 epik şiiri de tabletler üzerinde günümüze ulaşmıştır. Kayıtlı edebiyat tarihinde birinci tekil şahıs kullanarak yazan ilk kişidir.
Enheduanna'ya ait taştan bir disk ve iki mühür günümüze kadar ulaşmıştır. Disk üzerinde üç yardımcısıyla birlikte görülen Enheduenna'nın kabartması profildendir. Bu kabartmanın arkasında, Enheduanna, "Nanna'nın (Ay Tanrısı) karısı ve Sargon'un kızı" olarak tanımlanır.
VE/||/<>
Doğa filozofu. Aganice, gezegenlerin hareketlerini tahmin edebilmek için bir sistem geliştirmiştir.
VE/||/<>
Mezopotamyalı kimyager. Tapputi-Belatikallim, çeşitli kimyasallarla çalışmalar yaparak parfüm ve kozmetik malzemeler elde etmiştir. Tapputi Belatikallim'in adı, günümüze bir tablet üzerinde gelmiştir.
Parfüm üretimi Mezopotamya'da çok önemliydi. Çünkü aromatik maddeler, kozmetik dışında ilaç ve dinsel amaçlarla da kullanılırdı. Parfümcülük araçları ve tarifleri, aşçılıkta kullanılanlara benzerdi. Parfüm üretiminde kullanabilmek için, bitkilerin özütlerini çıkaracak farklı kimyasal teknikler geliştirilmişti.
VE/||/<>
Silla Krallığı'nın kraliçesi ve astronom. Sonduk, Uzakdoğu'da bilinen ilk gözlemevini inşa ettirmiştir. Hanedanındaki tüm erkeklerin ölmüş olması nedeniyle MÖ 634'de tahta oturan Kraliçe Sonduk, MÖ 647'ye kadar Silla Krallığı'nı (bugünkü Kore) yönetir. Bu krallığa yöneticilik yapacak üç kadından ilkidir. Savaşlarla geçen hükümranlığı sırasında, krallığını bir arada tutabilmeyi başarır ve Çin'le ilişkilerini geliştirir. Sonduk'un yaptırdığı, ay ve yıldızların kulesi (Ch'omsong-dae) adıyla anılan gözlemevi, eski Silla Başşehri Kyongju'da, günümüze kadar ulaşmıştır.
VE/||/<>
Pisagorcu, Antik Ege'li filozof. Pisagor'un yandaşı ve karısı olan Theano, Pisagor'dan sonra Pisagorcu topluluğu yönetmiştir. Onun döneminde Pisagor öğretisi, Antik Ege'nin tümüne ve Mısır'a dek yayılır. Theano, yaşadığı zamanda hastalık sağaltıcı özelliğiyle de tanınmaktadır.
Theano başlangıçta, Pisagor'un dinleyicisidir. Ciddi ve sert ahlaklı filozofu, erdemleri ve bilgiye susamışlığıyla etkiler, böylece evlenirler. Yerel yönetim üzerindeki etkileriyle tepki çeken Pisagor'cu topluluk, en sonunda düşmanlarının saldırısına uğrar. Pisagor'un bu saldırıdan sağ çıkıp çıkmadığı bilinmemektedir. Ama bu olaylardan sonra dağılan Pisagor'cu topluluğu tekrar toparlayan Theano olmuştur. Kızları Damo, Mya, Arignote birlikte topluluğu manevi olarak bir arada tutmaya çalışmıştır.
Theano'dan bize anlamlı, kısa sözler ve ahlak öğütlerinden oluşan toplu anlatılar kalmıştır. Bir yandan kendi düşüncelerini, ama öbür yandan Pisagor'un düşüncelerini yazmıştır.
VE/||/<>
Antik Egeli, astronom. Aglaonike, ay tutulmalarının zaman ve konumunu tahmin etme konusunda uzmanlaşmıştır. Teselya'da yaşadı. Zamanın yaşayan kişileri, Aglaonike'nin istediğinde ayı kaybedebildiğini sanmış; bu niteliğini cinsiyetinden ötürü, bilimsel birikiminden çok güçlü bir büyücü olmasına bağlamışlardır. Tarihin ilk kadın astronomlarından olan Aglaonike'nin adını Venüs gezegeninde bir krater yaşatıyor.
VE/||/<>
Antik Ege'de yaşamış, Milet'li filozof. Aspasia Antik Ege düşüncesinde, özellikle Sokrates üzerinde etkili olmuştur. Sokrates'in Aspasia ile felsefi konuşmalar yaptığı ve bu düşünce alışverişinden çok şeyler öğrendiği bilinir. Hatta Sokratik yöntem olarak bilinen yöntemin, gerçekte Aspasia'nın yöntemi olduğunu ve öğrencisi Sokrates'in bunu gençlik yıllarında ondan öğrendiği tahmin edilmektedir.
Aspasia, 20'li yaşlarında Atina'ya gider ve kendinden 30 yaş büyük devlet adamı Perikles'le evlenir. Aspaisa'nın Perikles'in politikaları üzerinde çok etkili olduğu bilinir. Hatta, Perikles'in bazı konuşmalarını Aspasia'nın yazdığına ilişkin kanıtlar vardır.
Aspasia Atina'da Anaxagoras, Archimedes, Sophokles ve Sokrates gibi birçok filozofun müdavimleri arasında olduğu, devlet adamları, sanatçılar ve iyi eğitim almış kadınların geldiği, tartışmaların yapıldığı bir salon açar. Böylelikle bir kadın, Atina düşünce yaşamını derinden etkileyen bir oluşumu gerçekleştirmiş olur.
Aspasia'nın salonu uzun yıllar açık kalır ve Aspasia "üst düzeyde diyalektik ve retorik hocası" olarak aranan bir kişi olmayı sürdürür. Bugün Aspasia'nın bir büstü, İzmir Arkeoloji Müzesi'nde de yer almaktadır.
VE/||/<>
Kinik okulundan, Antik Ege'li filozof. Hipparchia felsefesiyle, Sokrates'in öğrencisi Antisthenes'in kurduğu Kinik okulundan sayılır. Kadınların geleneksel rollerinden kurtulmaları için de mücadele etmiştir. Ailesi, soylu ve zengindir. Hipparchia erkek kardeşi aracılığıyla, Kinik filozoflardan Krates ile tanışır. Kinizm, gereksinimsizlik öğretisini temsil etmektedir. Bu öğreti, gereksinimlerin insanı toplumun kurallarına ve zorlamalarına bağladığını söylerdi. Hipparchia, Krates'in öğretisinden o kadar etkilenir ki ailesinin karşı çıkmasına rağmen onunla evlenir ve devamında onun yoksul, göçebe hayatına katılır.
VE/||/<>
Çin'li tarihçi ve yazar. Pan Chao, Çin İmparatorluğu'nun tarihini anlatan ve birkaç kuşak tarihçinin üzerinde çalıştığı Han'ın Kitabı'nı tamamlamıştır. Ayrıca 8 adet kronolojik tablo hazırlamış ve astronomi üzerine bir de tez yazmıştır. En ünlü yapıtı ise, Kadınlar İçin Dersler'dir (Nu Jie). Ahlaki öğütler içeren bu kitapta Chao, kadınların erkeklere "mutlak itaatini" önerir. Pan Chao, edebiyatçıların ürünleri üzerine yorumlar ve şiirler de yazmıştır.
VE/||/<>
İskenderiye'li filozof ve matematikçi. Hypatia, Antikçağ'ın son dönemlerinin en etkili ve önemli bilgini, Yeni Platoncu felsefenin temsilcisidir. Üniversitede felsefe, matematik ve astronomi dersleri vermiştir. Hypatia, İskenderiye Üniversitesi'nde matematik dersleri veren ve bu okulun yöneticiliğini de yapan babası Theon tarafından, "yetkin bir insan olması" amacıyla yetiştirilir. Hypatia daha genç yaşlarda, soru sormayı, araştırmayı ve kuşku duymayı öğrenir. Babası onun, el sanatları, şiir, felsefe, din, astronomi, astroloji ve matematik konularında eksiksiz bilgilenmesi için elinden geleni yapar.
Hypatia hitabet sanatında da gelişir; güzel ve etkili konuşmasını öğrenir. Hypatia biraz büyüdüğünde, dünyayı dolaşmaya çıkar. Roma'ya ve Atina'ya gider. Yeni Platoncu düşünür Plutarkhos'dan dersler alır. Kimi kaynağa göre 1 yıl, kimine göre 10 yıl sonra İskenderiye'ye döner. Aranan ve sevilen bir öğretmen olur. Avrupa, Asya ve Afrika'nın çeşitli bölgelerinden gelen öğrenciler, sınıfını ve evini doldurur. Hypatia, güzelliği, bilgisi ve zekâsıyla, saygı ve hayran lık uyandırmaktadır.
Hypatia matematik üzerine birçok yapıt yazmıştır. Ne yazık ki, çoğu ünlü İskenderiye yangınında zarar gören bu yapıtlardan günümüze parçalar ulaşmıştır. En önemli yapıtı, cebirin babası sayılan Diophantos'un Aritmetica'sına yaptığı 13 ciltlik yorumdur. Hypatia, Diophantos'un eşitliklerine alternatif çözümler üzerinde çalışmıştır. Bunlar sonradan, Diophantos'un yapıtları içine alınmıştır. Hypatia'nın Diophantos'un astronomi üzerine çalışmalarına katkıda bulunan bir yapıtı daha vardır. Yine, Pergeli Apollonius'un konikleri hakkında 8 ciltlik bir çalışma kaleme aldığı bilinmektedir. Bu yapıtında, Apollonius'un teorisini anlaşılır bir biçimde açıklamaya çalışmıştır. Bundan başka babasıyla birlikte, Öklit üzerine en az bir kitap yazdığı sanılmaktadır.
MS 4. yüzyılda İskenderiye yeni yeni gelişen Hıristiyanlık ve pagan dinlerin çatışmasına sahne olmaya başlamıştır. İskenderiye Patrikhanesi'nin başına, Kiril adında sofu bir Hıristiyan atanır. Hypatia da pagan olduğu için, Kiril tarafından kışkırtılmış kişilerin saldırısına uğrar. Saldırganlar üniversitenin önünde, arabasında yakaladıkları Hypatia'yı, önce soyar; sonra bedenini parçalara ayırıp, yakarlar.
Hypatia'nın ölümü, Roma'nın Hıristiyanlaştığını ve aynı zamanda antik bilimlerin gerilediğini de gösterir. Hypatia, bugün Antikçağ'ın en çok tanınan bilim kadınlarındandır. )
( M.Ö. 2700
VE/||/<>
M.Ö. 22354
VE/||/<>
M.Ö. 1878
VE/||/<>
M.Ö. 1200
VE/||/<>
M.Ö. 600'ler
VE/||/<>
M.Ö. 500'ler
VE/||/<>
M.Ö. 500'ler
VE/||/<>
M.Ö. 460-401
VE/||/<>
M.Ö. 360-280
VE/||/<>
M.Ö. 50-112
VE/||/<>
M.Ö. 370-415 )
- MERKANTİLİZM[İt. < MERKANTA] ile KOLBERTİZM
( Değerli maden stoklarının artırılmasını öngören ekonomik düzen. | Avrupa pazarında doğulu tüccar. [Merkantilistlere göre, devlet ancak altın stoğunun artırılmasıyla zengin olabilir] [1500-1600 yılları arasında geçerlilik/değer bulmuştur] İLE Fransız merkantilizmi. )
- MERTEK[Erm.] değil/yerine/= SIRIK
( Yapıda kullanılan, dört köşe ya da yuvarlak, kalınca sırık. )
( "Elif'i görse, mertek zanneder.": Bilgisizleri ve en alt seviyedeki bilgisizliklerinin derecesini tanımlamak üzere kullanılan deyim. )
- MERYEM ile 12 MERYEM
( Bulunduğu yeri terk eden. | Uzaklaşmış (olan). İLE Hz. İsa'nın annesi Kutsal Bakire Meryem, Havari James'in annesi Meryem, Evangelist=İncil'in dördüncü kitabının yazarı Yuhanna'nın (John) annesi Meryem, kim olduğu bilinmeyen ve esrarengiz bir kadın olarak kalan ve sadece 'ÖTEKİ' [Other] diye tanıtılan Meryem, fahişe Meryem, Mary Jacoby diye adı ve soyağacıyla belirtilmiş olan Meryem, Maria Magdalena [Mecdel'li Meryem], Mark'ın yazdığı ikinci kitapta adı geçen Bethany'li Meryem ve son olarak da Mısır'lı Meryem. [16.yy'da, iki Meryem daha eklenmiştir.] )
- MERYEM ile HODIGITRIA MERYEM
( ... İLE Doğru yolu gösteren. )
- MERYEM ve/||/<>/< İTİKÂF
( Ayrılıp kenara çekilen. VE/||/<>/< Bir yere kapanıp ibadetle zaman geçirme.[özellikle, Ramazan'ın son on gününde, camide, maksûrede kapanarak] )
- MESCİD ile/ve MEKREM
- MESCİD-İ AKSÂ ile MESCİD-İ HARAM
( Mürşid. İLE Kendin.[başkasına kapalı olan] )
( Kudüs. İLE Kâbe. )
- MEŞHÛM[Ar. çoğ. MEŞÂHÎM] ile MEŞHÛN[Ar.]
( Yürekli, cesur. İLE Doldurulmuş, dolu. )
- MEŞHUR ile/ve MÜSELLEM
- MESKUM["ku" uzun okunur] ile MESKÛN[Ar. < SÜKÛN]
( Hasta ve yoksul. İLE İçinde, kişinin oturduğu/bulunduğu/yaşadığı yer. | İnsan bulunan, şenlenmiş yer. )
- MEŞRÛ ve/||/+/<>/> MAKUL ve/||/+/<>/> MASUM
( Tütün[sigara vb.], çevremizdeki en çok maruz kaldığımız ve en sorunlu dayatmalardandır ne yazık ki. Tabii, bizim izin/fırsat vermememiz dışında! )
- MEŞÛM[Ar.] ile MEŞ'ÛM[Ar. çoğ. MEŞÂİM] ile MEŞ'ÛN[Ar.]
( Gövdesi benekli kişi. | Şomi, meş'um. İLE Uğursuz. İLE Dağınık saç. )
- METABOLİZMA ile ENZİM
( Canlılarda kimyasal tepkimelerin ve enerji değişiminin gerçekleştiği süreçlerin bütünüdür. İLE Bu tepkimeleri hızlandıran proteinler. )
- METAFİZİK GÜVENLİK ile/ve METAFİZİK BUNALIM
( Kişinin, kendine soru sormaya başlamasıyla devreye girer. )
- METAFİZİK (ŞARTLAR) ile/ve FELSEFE-BİLİM
- METAFİZİK ile/ve/||/<> FİZİK ile/ve/||/<> ANLAM
- METAFİZİK ile/ve/değil/||/<>/< KURUNTU/VEHİM
- METAFİZİK ile MİSTİSİZM
( METAPHYSICS vs. MYSTICISM )
- METAFİZİK ile VARLIKBİLİM
( METAPHYSICS vs. ONTOLOGY )
- METAFİZİK/DİN ile/ve/||/<> BİLİM
( Saltık. İLE/VE/||/<> Aşkınlık. )
( İçeriği baştan belirli olan tek alan. İLE/VE/||/<> ... )
- METAL ile ALAŞIM
( Yüksek ısı ve elektrik iletkenliği olan, ağır, sert, parlak, haddeden çekilebilir, [biçim değiştirmeye yatkın] ve katyon oluşturma eğilimi gösteren öğeler. İLE En az bir bileşeni metal olan iki ya da daha fazla öğenin birlikte eritilmesi sonucunda oluşan, metalik özellikleri saf bir metalden farklı olan katı karışım. )
( METAL vs. ALLOY )
( LE MÈTAL avec ALLIAGE )
( METALL mit LEGIERUNG )
- METALURJİ değil/yerine/= METALBİLİM
- METAMORFOZ/METAMORPHOSIS[İng.] değil/yerine/= BAŞKALAŞIM
- METAMORFOZ/METAMORFİZM değil/yerine/= BAŞKALAŞIM/BAŞKALAŞMA
- METAPHYSICS vs. MYSTICISM
- METAPLAZİ/METAPLASIA YOZ[İng.] değil/yerine/= DÖNÜŞÜM
- METİN/METANETLİ[Ar.] değil/yerine/= DAYANIKLI/SAĞLAM
- METODOLOJİ değil/yerine/= YÖNTEMBİLİM
- USÛL/METOD/OLOJİ[Fr. < Yun.] değil/yerine/= YÖNTEMBİLİM
- METOT(/D)//METHOD[İng.] değil/yerine/= YÖNTEM
- METRE[m] ile/||/<>/> KİLOMETRE[km]
( Yer meridyen çemberinin kırk milyonda biri olarak kabul edilen, 100 cm'lik temel uzunluk ölçüsü birimi. | Genellikle desimetre, santimetre, milimetrelere bölünmüş ölçü aracı. İLE/||/<>/> 1.000 metrelik uzunluk ölçü birimi. )
( 1 kilometer [km] = 1000 metre/meter [m]
1 decimeter [dm] = 0.1 metre/meter [m]
1 centimeter [cm] = 0.01 metre/meter [m]
1 millimeter [mm] = 0.001 metre/meter [m]
1 micrometer [µm] = 1.0E-6 metre/meter [m]
1 nanometer [nm] = 1.0E-9 metre/meter [m]
1 mile [mi, mi(Int)] = 1609.344 metre/meter [m]
1 yard [yd] = 0.9144 metre/meter [m]
1 foot [ft] = 0.3048 metre/meter [m]
1 inch [in] = 0.0254 metre/meter [m]
1 light year [ly] = 9.46073047258E+15 metre/meter [m]
1 exameter [Em] = 1.0E+18 metre/meter [m]
1 petameter [Pm] = 1.0E+15 metre/meter [m]
1 terameter [Tm] = 1000000000000 metre/meter [m]
1 gigameter [Gm] = 1000000000 metre/meter [m]
1 megameter [Mm] = 1000000 metre/meter [m]
1 hectometer [hm] = 100 metre/meter [m]
1 dekameter [dam] = 10 metre/meter [m]
1 micron [µ] = 1.0E-6 metre/meter [m]
1 picometer [pm] = 1.0E-12 metre/meter [m]
1 femtometer [fm] = 1.0E-15 metre/meter [m]
1 attometer [am] = 1.0E-18 metre/meter [m]
1 megaparsec [Mpc] = 3.08567758128E+22 metre/meter [m]
1 kiloparsec [kpc] = 3.08567758128E+19 metre/meter [m]
1 parsec [pc] = 3.08567758128E+16 metre/meter [m]
1 astronomical unit [AU, UA] = 149597870691 metre/meter [m]
1 league [lea] = 4828.032 metre/meter [m]
1 nautical league (UK) = 5559.552 metre/meter [m]
1 nautical league (int.) = 5556 metre/meter [m]
1 league (statute) [st.league] = 4828.0416560833 metre/meter [m]
1 nautical mile (UK) [NM (UK)] = 1853.184 metre/meter [m]
1 nautical mile (international) = 1852 metre/meter [m]
1 mile (statute) [mi, mi (US)] = 1609.3472186944 metre/meter [m]
1 mile (US survey) [mi] = 1609.3472186944 metre/meter [m]
1 mile (Roman) = 1479.804 metre/meter [m]
1 kiloyard [kyd] = 914.4 metre/meter [m]
1 furlong [fur] = 201.168 metre/meter [m]
1 furlong (US survey) [fur] = 201.1684023368 metre/meter [m]
1 chain [ch] = 20.1168 metre/meter [m]
1 chain (US survey) [ch] = 20.1168402337 metre/meter [m]
1 rope = 6.096 metre/meter [m]
1 rod [rd] = 5.0292 metre/meter [m]
1 rod (US survey) [rd] = 5.0292100584 metre/meter [m]
1 perch = 5.0292 metre/meter [m]
1 pole = 5.0292 metre/meter [m]
1 fathom [fath] = 1.8288 metre/meter [m]
1 fathom (US survey) [fath] = 1.8288036576 metre/meter [m]
1 ell = 1.143 metre/meter [m]
1 foot (US survey) [ft] = 0.3048006096 metre/meter [m]
1 link [li] = 0.201168 metre/meter [m]
1 link (US survey) [li] = 0.2011684023 metre/meter [m]
1 cubit (UK) = 0.4572 metre/meter [m]
1 hand = 0.1016 metre/meter [m]
1 span (cloth) = 0.2286 metre/meter [m]
1 finger (cloth) = 0.1143 metre/meter [m]
1 nail (cloth) = 0.05715 metre/meter [m]
1 inch (US survey) [in] = 0.0254000508 metre/meter [m]
1 barleycorn = 0.0084666667 metre/meter [m]
1 mil [mil, thou] = 2.54E-5 metre/meter [m]
1 microinch = 2.54E-8 metre/meter [m]
1 angstrom [A] = 1.0E-10 metre/meter [m]
1 a.u. of length [a.u., b] = 5.2917724900001E-11 metre/meter [m]
1 X-unit [X] = 1.00208E-13 metre/meter [m]
1 fermi [F, f] = 1.0E-15 metre/meter [m]
1 arpent = 58.5216 metre/meter [m]
1 pica = 0.0042333333 metre/meter [m]
1 point = 0.0003527778 metre/meter [m]
1 twip = 1.76389E-5 metre/meter [m]
1 aln = 0.5937777778 metre/meter [m]
1 famn = 1.7813333333 metre/meter [m]
1 caliber [cl] = 0.000254 metre/meter [m]
1 centiinch [cin] = 0.000254 metre/meter [m]
1 ken = 2.11836 metre/meter [m]
1 Russian archin = 0.7112 metre/meter [m]
1 Roman actus = 35.47872 metre/meter [m]
1 vara de tarea = 2.505456 metre/meter [m]
1 vara conuquera = 2.505456 metre/meter [m]
1 vara castellana = 0.835152 metre/meter [m]
1 cubit (Greek) = 0.462788 metre/meter [m]
1 long reed = 3.2004 metre/meter [m]
1 reed = 2.7432 metre/meter [m]
1 long cubit = 0.5334 metre/meter [m]
1 handbreadth = 0.0762 metre/meter [m]
1 fingerbreadth = 0.01905 metre/meter [m]
1 Planck uzunluğu/length = 1.61605E-35 metre/meter [m]
1 Electron yarıçapı/radius (classical) = 2.81794092E-15 metre/meter [m]
1 Bohr yarıçapı/radius [b, a.u.] = 5.2917724900001E-11 metre/meter [m]
1 Dünyanın ekvator yarıçapı/Earth's equatorial radius = 6378160 metre/meter [m]
1 Dünyanın kutup yarıçapı/Earth's polar radius = 6356776.9999999 metre/meter [m]
1 Dünyanın Güneş'ten uzaklığı/Earth's distance from sun = 149600000000 metre/meter [m]
1 Güneş yarıçapı/Sun's radius = 696000000 metre/meter [m] )
- METROBÜSLERDE:
BULAŞIM değil/yerine ULAŞIM
- METROLOJİ ile ÖLÇÜMBİLİM
( Ölçüm bilimi. )
- METRÛK ile/||/<> MÜNHEDİM
( Terk edilmiş. İLE/||/<> Yıkılan/yıkık, çöken.[binalar için] )
- MEVDUAT[Ar.] değil/yerine/= YATIRIM
( Belirli bir süre sonunda ya da istenildiğinde geri alınmak üzere, bankalara yatırılan para. )
- MEVHÛM[Ar. < VEHM] ile MEVHÛN[Ar.]
( Aslı yokken, zihinde kurulmuş olan, kuruntuya dayanan, vehm olunmuş. İLE Arık, zayıf kişi. )
- MEVSİM[Ar.] ile/ve/||/<> FASL[Ar.]
( Yılın dört bölümünden her biri. | Bir şeyin belirli zamanı. İLE/VE/||/<> Ayrıntı, ayırma, ayrılma. | Kesme, kesinti, bölüm. | Sonuçlandırma, halletme. | Aleyhte bulunma, birini çekiştirme. | Bir kitabın ya da tiyatro oyununun başlıca bölümlerinden her biri. | Sözcükler, düzenlemeler, tümceler arasında bağlantı edatı bulunmadan yazı yazma yöntemi. | Bir defada çalınan peşrev, şarkı vb. | Dört mevsimden biri. | Bir bestekârın, aynı makamdan bestelediği iki beste ile iki semai. | Türk müziğinde klasik bir konser programı. | İki yüzeyin birleşmesinden oluşan çizgi. | Eklem, gövdenin oynak yerleri. )
- MEVSİM/SEZON[Fr., İng. < SEASON] değil/yerine/= YILYÜZÜ/SÜREM
- MEYNSTRİM[İng. < MAINSTREAM] değil/yerine/= ANA AKIM
- MEZAR ile/değil MAKAM
- MEZENKİM/MESENCHYMA[İng.] değil/yerine/= DESTEK BAĞ DOKUSU
- MEZODERM değil/yerine/= ORTA DERİ
( Dış deri ile iç deri arasındaki göze katmanı. )
- MEZOZOM ile MİTOKONDRİ
( Bazı bakterilerde göze zarının içe doğru kıvrılarak oluşturduğu yapı olup gözesel solunum ve bölünmede görev alır. İLE Ökaryotik gözelerde enerji üretimini sağlayan organel. )
- MHRS/CENTRAL HOSPITAL APPOİNTMENT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= MERKEZİ HASTANE RANDEVU DÜZENİ
- MİHCEM[Ar. çoğ. MEHÂCİM] ile MİHCEN[Ar.]
( Çekip emmeye yarayan örgen ya da âlet. | Hacamat şişesi. İLE Çomak. )
- MİKA ile CAM
( MICA vs. GLASS )
- MIKNATIS ile SARIM
( ... İLE Sarma eylemi. | Bir şeyi, bir kez saracak miktar. | Elektromıknatıslarda, makara biçiminde sarılan iletken telin, her bir halkası. )
- MİKOLOJİ[Fr.] değil/yerine/= MANTARBİLİM
- MİKRO EVRİM ile MAKRO EVRİM
( Küçük ölçekli genetik değişiklikler. İLE Türlerin büyük ölçekli evrimsel değişimleri. )
- MİKROBİYOLOJİ değil/yerine/= KÜÇÜDİRİMBİLİM
- MİKROBİYOTA ile/ve/||/<> MİKROBİYOM ile/ve/||/<> METAGENOM
( Mikropların[bakteri, arke, virüs, mantar] kimliği. İLE/VE||/<> Mikropların genetiği. İLE/VE||/<> ... )
( Bir organizmanın belirli bir bölgesinde ve bir arada yaşayan mikroorganizmalar topluluğu. İLE/VE||/<> Mikrobiyotada yer alan mikroorganizmaların genomlarının tümü. Mikrobiyotanın genetik nesnesi. İLE/VE||/<> Mikrobiyotayı oluşturan mikroorganizmaların DNA'larını birarada dizileyen deneysel yaklaşım. )
( )
- MİKROSPOR ile MİKROSPORANGİUM
( Bitkilerde erkek gametofitleri oluşturan spor türü. İLE Mikrosporları üreten yapı. )
- MÎLÂDÎ TAKVİM(EFRENCÎ/GREGORYEN TAKVİM) ile/ve CELÂLÎ TAKVİMİ ile/ve HİCRÎ TAKVİM ile/ve RÛMÎ TAKVİM ile/ve MUSEVÎ TAKVİMİ
(
Here is an interesting historical fact. Just have a look at the calendar for the month of September 1752.
Go to Google type "September 1752 calendar" & see for yourself.
You will notice, 11 days are simply missing from the month.
Here's the explanation: This was the month during which England shifted from the Roman Julian Calendar to the Gregorian Calendar.
A Julian year was 11 days longer than a Gregorian year. So, the King of England ordered 11 days to be wiped off the face of that particular month.
So, the workers worked for 11 days less that month, but got paid for the whole month. That's how the concept of "paid leave" was born. Hail the King!!!
In the Roman Julian Calendar, April used to be the first month of the year; but the Gregorian Calendar observed January as the first month. Even after shifting to the Gregorian Calendar, many people refused to give up old traditions and continued celebrating 1st April as the New Year's Day. When simple orders didn't work, the King finally issued a royal dictum; which stated that those who celebrated 1st April as the new year's day would be labelled as fools. From then on, 1st April became April Fool's Day.
History is really interesting! )
- MİLİTARİZM değil/yerine/= ORDUCULUK/SÜERCİLİK
- MILYÖ/MILLİEU[İng.] değil/yerine/= ORTAM
- MİM[Ar.] ile MİM[Lat. < Yun.]
( Arap abecesinde, m harfinin adı. | Ebced hesabında, karşılığı 40 olan harf. | Bir bir yazının altına konulan im. İLE Eski Yunan ve Roma'da, yaşamı, töreleri taklit amacı güden komedi türü. | Bir oyuncunun, herhangi bir davranış ya da duyguyu, yüz ve gövde devinimleriyle anlattığı komedi türü. | Bu türü gerçekleştiren sanatçı. )
- MİM ile/ve VÜCÛD
( Vücûd mim'le bilinir ve MEVCÛD olur. )
- MİMAR ve/ TERİM ve/ KURUM ve/ TEKKE/TARİKÂT
- MİMARLIKTA:
TASARIM ile/ve/||/<> MİMARLIK KURAMI ile/ve/||/<> MİMARLIK TARİHİ ile/ve/||/<> TEKNOLOJİ ile/ve/||/<> TOPLUMSAL VE EKİNSEL ÇALIŞMALAR
( )
( )
( )
( )
- MİMİK değil/yerine/= YÜZİM
- min.[Lat. < MINIMUM] değil/yerine/= EN AZ, EN KÜÇÜK, EN DÜŞÜK
- MİNARE ile/||/<> ALEM
( Camilerde ezanın okunmasına mahsus kuleler. Genellikle birkaç basamakla yükselir bir mimari öğe. Kapı, basamak, balkon kondukları, köşk ve külah (taç) bölümleri bulunur. Ağaç ya da taştan olabilir. Çok basitlerinden çok bezemelilerine kadar değişik türlerine rastlanır. İLE/||/<> Yapıların kubbe ve külah gibi yerlerinin tepesinde, sancaklarda çoğunlukla bulunan, maden ya da taş işçiliği ile yapılan, bir çeşit tepelik. )
- MİNERALOJİ ile MİNERALBİLİM
( Maden bilimi. )
- MINIMUM[İng.] değil/yerine/= EN AZ, EN DÜŞÜK
- MİNİMUM[Lat.] vs. MAKSİMUM/MAXIMUM[Lat.]
( Bir şey için gerekli en küçük derece, nicelik. | Değişebilen bir niceliğin, varabileceği en küçük olan sınır. İLE Bir şey için gerekli, en büyük derece, nicelik. | Değişebilen bir niceliğin, varabileceği en yüksek olan sınır. )
- MİNVAL[Ar.] değil/yerine/= BİÇİM/YOL | BAĞLAM
- MİRÂC ve/=/||/<> TÂLİM
- MİRAS:
MADDE[YAPI] değil/yerine/>< İLİM
- MİRAS ile İZDÜŞÜM
( INHERITANCE vs. PROJECTION )
- MİRKELÂM[Fars. (AMİR, BAŞ, BEY)MÎR-İ KELÂM] ile ...
( KONUŞMAYI/SÖZÜ/SOHBETİ BAŞLATAN, BAŞLATACAK OLAN, BAŞLATMASI BEKLENEN | GÜZEL, DÜZGÜN, ZARİF KONUŞAN )
- MIS/MANAGEMENT INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= YÖNETİM BİLGİ DÜZENİ
- MİSÂL ile/>< SÂLİM
( İlk yazacı illet yazaçlarından biri olan sözcük. İLE/>< İçinde illet yazaçlarından [elif, vav, y e] biri bulunmayan sözcük. )
- MİSTİİZİM değil MİSTİSİZM
- MİSTİSİZM ile/ve DOĞALLIK
- MİSTİSİZM değil/yerine/= GİZEMCİLİK
- MİSTİSİZM ile/ve HALK KÜLTÜRÜ
- MİSTİSİZM ile MİTOLOJİ
- MİSTİSİZM ve ŞİİR ve SANAT
- MİSTİSİZM ile SUFİZM
- MİT ile/ve/<> PUT/TOTEM
( Doğru düşünmeyi engeller. İLE/VE/<> Doğru inancı engeller. )
- MİTOKONDRİYAL SOLUNUM ile GÖZESEL SOLUNUM
( Mitokondrilerde gerçekleşen ve besinlerden enerji üretilen bir süreç. İLE Tüm canlı gözelerinde gerçekleşen ve besinlerden enerji üretilen genel bir süreç. )
- MİTOLOJİ ve HERMETİZM
- MİYOM ile POLİP
( Rahimdeki iyi huylu ur/lar. İLE Sindirim kanalı boşluğu içinde görülen iyi huylu doku kabarıklığı. )
( Her dört kadından birinde bulunmaktadır. [Dünyada, en çok 45 kg.'ya kadar olanı da görülmüştür.] İLE Bazı hallerde kansere dönüşebilir. Kalınbağırsakta daha sık olur. [Teşhis ve tedavisi endoskopi yöntemiyle yapılan, çıkarılarak kanserleşme tehlikesi önlenen polipler, tüm sindirim kanalı boyunca, en çok bağırsaklarda rastlanan lezyonlar olarak kabul edilir.] )
( Rahimde, her ay oluşabilen ve fakat atılan, 2 cm.lik, olağan fizyolojik kistlerden korkulmaması gerekmektedir. İLE ... )
- MİZAN[< VEZN] ile/ve NİZAM
( Farkta cem, cemde fark. | Terazi, ölçü aleti, tartı, ölçek. | Adâlet ve eşitlik. | Akıl, idrak. | Şeriat. | Hesap özeti. İLE/VE Düzen. )
- MİZAN ile/ve USÛL/YÖNTEM
- MMS/MODEL MANAGEMENT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= MODEL YÖNETIM SİSTEMİ
- MODA[İt.] ile AKIM
- MODA[İt.] ile/ve/değil DÖNEM
- MODEL vs./and PARADIGM
- MODEM[İng.] değil/yerine/= ÇEVİRGE
- MODEM[İng.] değil/yerine/= ÇEVİRGE
- MODERN BİLİM ile/ve/değil/yerine ÇAĞDAŞ BİLİM
- MODERN BİLİM ile/ve/değil YENİ DOĞA FELSEFESİ
( COLINGWOOD'un DOĞA TASARIMI adlı kitabını da okumanızı salık veririz. )
- MODERN DÜŞÜNÜŞ/ANLAYIŞ/YAKLAŞIM ile/ve/değil/yerine/> POSTMODERN DÜŞÜNÜŞ/ANLAYIŞ/YAKLAŞIM
( "Ya, ya da" ilkesiyle/yaklaşımıyla. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/> "Hem, hem de ve Ne, ne de" ilkesiyle/yaklaşımıyla. )
- MODERNİZM ile BATI'LILAŞMA
- MODERNİZM ile/ve/değil MODERNİTE
( Modernitedeki çelişkilerin billurlaştırılması. İLE/VE/DEĞİL Modernizmi forma sokmak. )
( Kayıp. İLE/VE/DEĞİL Kazanç/kazanım. )
( Fransız protestanlığını anlamadan Modernizm'i anlamak olanaksızdır. )
( "Konuşmaları". İLE/VE/DEĞİL Kazanımları. )
- MODÜL/MODULE[İng.] değil/yerine/= BİRİM
- MODÜLASYON değil/yerine/= KİPLEME/KİPLENİM
- MODÜLER SİSTEM değil/yerine/= PARÇALI DÜZEN/EK
- MOLEKÜL OLUŞUMUNDA:
İKİ ATOM değil ÜÇ ATOM
- MOLEKÜL ile/ve/||/<>/< ELEKTRON ile/ve/||/<>/< ATOM ile/ve/||/<>/< ÇEKİRDEK ile/ve/||/<>/< PROTON - NÖTRON ile/ve/||/<>/< QUARK ile/ve/||/<>/< PLANCK ile/ve/||/<>/< [HIGGS BOZONU?]
( 10üzeri-9 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-18 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-10 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-15 / 10üzeri-14 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-15 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-19 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-43 m. İLE/VE/||/<>/< ??? )
- MOLEKÜLLERDE:
TİTREŞİM ile/ve/||/<> ÖTELEME ile/ve/||/<> DÖNME
- MOMENTUM ile/ve/||/<> AÇISAL MOMENTUM
- MOMENTUM = m x v
- MONARŞİ ile/değil/yerine/||/> BAŞKANLIK ile/değil/yerine/||/> PARLAMENTARİZM
( MONARCHY vs./but/||/> PRESIDENCY vs./but/||/> PARLIAMENTARISM )
- MONİZM:
MATERYALİZM ile/<> İDEALİZM ile/<> TARAFSIZ MONİZM
- MONİZM > DUALİTE > TESLİS > TEVHİD
- MONO MORFİZM ile POLİ MORFİZM
( Bir toplulukta bir genin tek bir aleli bulunması. İLE Bir toplulukta bir genin birden fazla aleli bulunması. )
- MONOTERAPİ/MONOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= TEKLİ SAĞALTIM
- MOR ile GÖĞEM
( ... İLE Yeşile çalar mor. )
- MORATORYUM[Fr. < Lat.] değil/yerine/= BORÇ ERTELEME
- MORTALITE/MORTALITY[İng.] değil/yerine/= ÖLÜM
- MOTIVATION[İng., Fr., Alm.] değil/yerine/= GÜDÜLENİM
- MOZAİK[Fr. < MOSAIQUE] ile/değil/yerine BAĞDAŞTIRIM
- MUAF ile/ve/<> MASUM
- MUALLİM[Ar. < İLM] değil/yerine/= ÖĞRETMEN
( Tâlim eden, öğreten, öğretmen, hoca. )
- MUAZZAM[Ar.] değil/yerine/= KOCAMAN/KOSKOCA/KOSKOCAMAN
- MUAZZAM ve/<> MUNTAZAM
- MÜBAŞERET[Ar.] değil/yerine/= GİRİŞİM
( Bir işe başlama. )
- MÜBTESİM[< TEBESSÜM] ile GÜLÜMSEYEN, TEBESSÜM EDEN
- MÜCESSEM[Ar.] değil/yerine/= BELİRMİŞ OLAN
( Nesne/cisim/madde durumunda olan. | Somut bir varolanda, tam olarak belirmiş olan. )
- MUCİZE değil/yerine KALB-İ SELÎM
- MÜCRİM[Ar.] değil/yerine/= SUÇLU
- MÜDAHALE değil/yerine/= ELATIM
- MÜDÂM[< DEVÂM] değil/yerine/= DEVÂM EDEN, SÜREN, SÜREKLİ | ARASI KESİLMEYEN
- MÜDÂVEME[Ar. < DEVÂM] ile MÜDÂVİM/E[Ar. < DEVÂM]
( Devam etme, bir yere her zaman gidip gelme. | Bir iş üzerinde aralıksız çalışma. İLE Devam eden, bir iş üzerinde aralıksız çalışan. | Bir yere, sürekli gidip gelen. )
- MÜDÂVİM ile/ve BELEŞÇİ
- MÜDÂVİM ile FANATİK
- MÜDÂVİM[Ar.] değil/yerine/= GEDİKLİ
- MÜDÂVİM ile/değil MUHİBBÂN
- MÜDGAM[< DAĞM] ile ...
( Arka arkaya gelen iki sözcüğün, ilkinin son, ikincisinin baş harflerinin aynı olması. )
- MÜESSES NİZAM[Ar.] değil/yerine/= KURULU/YERLEŞİK DÜZEN
- MÜESSESE[Ar.] değil/yerine/= KURUM
- MÜESSİR FİİL değil/yerine/= DOKUNÇLU EYLEM
- MÜEYYİDE[Ar.] değil/yerine/= YAPTIRIM
- MÜFHİM[Ar. < FAHM] ile MÜFHİŞ[Ar.]
( Ağız açtırmayan, susturan, yıldıran, ifhâm eden. İLE Kötü söz söyleyen. )
- MUĞLAK ile MÜPHEM ile MECHUL ile MUAMMA
( Anlaşılması güç, anlaşılmaz, karışık, çapraşık. İLE Belirsiz. | Açık ve seçik olmadan. İLE Bilinmeyen. İLE Şiir sanatında harflerle yapılan bilmece/ler. )
- MUHABBET ile/ve/<> İLİM
- MUHABBETİN/AŞKIN DERECELERİ'NDE:
MEYL ile/||/<>/> ARZU ile/||/<>/> SAHÂBET ile/||/<>/> GARÂM ile/||/<>/> VEDÂD ile/||/<>/> ŞEGAF ile/||/<>/> TEFÎN ile/||/<>/> TEABBÜD ile/||/<>/> HULLET ile/||/<>/> IŞK
( Öteki dillerde bizim "muhabbet" gibi çok anlamlı bir sözcük var mıdır bilmem. Ama şu kadarını söyleyeyim... Bizi bilmek demek, biraz da bu sözcüğü tüm anlamlarıyla bilmek demek...
Muhabbeti; sevgi, aşk, sevdâ, dostluk, bağlılık, sohbet, yârenlik etmek anlamlarında kullanıyoruz. Birini sevdiğimizde ona muhabbet besleriz. Sevdiğimizle oturup konuştuğumuzda muhabbet etmiş oluruz. Bir erkek ile bir kadının birbirini tanımasına ve sevmesine vesile olanlara "muhabbet tellâlı" deriz. Ama konu tasavvuf olunca sözcük farklı anlamlar kazanmaya başlar.
Eskiler, muhabbeti, şiddetine göre on dereceye ayırmış. Öncesi ilgi duymak, sonrası muhabbetin şiddetiyle yok olmak olan muhabbet olmaz ise yolculuk da olmaz. Sırayla açıklayalım...
1. MEYL: Sözlükte bir yöne doğru yönelmek, eğilmek, eğik duruma gelmek anlamı verilmiş. Biz ise birine ya da bir şeye yönelmek, sevgi, ilgi göstermek, istek ve arzu duymak anlamlarında kullanıyoruz. Tasavvufta yolun en başındakilere muhib deriz. Muhib, ilgi duyan kişidir. Yolun başı ise ilgi duymaktır. O yüzden;
Âşık oldur kim kılar cânın fedâ cânânına
Meyl-i cânân itmesin her kim ki kıymaz cânına
(Fuzûlî)
İlgi duymaya başladığımız anda yolculuğumuz başlar. Çünkü meyl ile başlayan yolculuğun sonu bu uğurda canını vermektir.
2. ARZU: Meyl, irâdeye yükselirse arzu adını alır. İrâdeye yükselmesi ise yâri istemek ile olur. Ama bunun da bir bedeli vardır.
Cân la’lin eyler arzû yâr içmek ister kanımı
Yârâb ne vâdîdir bu kim cân teşne cânân teşnedir
(Bâkî)
3. SAHÂBET: Benimseyip koruma, kayırma suretiyle sâhiplenme, sâhip çıkma anlamlarında kullandığımız sözcük, Arapça olmasına karşın anlamını Türkçe'de kazanmış. Kişinin arzu ettiği kişiye karşı, gönlünden bir akış, bir eğilim peyda olması sonucunda da korumaya, sahiplenmeye başlar.
4. GARÂM: Olağanüstü sevgi, şiddetli arzu ve iştiyâk, büyük aşk anlamına gelen garâm, sevginin gönle âdeta yapışmasıdır.
Cenap Şehabeddin;
Uyan ey bister-i sînemde yatan tıfl-ı garâm
derken âşık olmaya başladığını ya da âşık olmak arzusunu dile getiriyordu.
5. VEDÂD: Sevgi, dostluk, muhabbet anlamlarına gelen vedâd, muhabbetin saf ve katıksız durumu. Gönülden öteki eşya ve kişilere olan ilginin atılması durumu. Aynı sözcükten türeyen vedûd ise “Kullarını çok seven, onları lûtfa, ihsâna gark eden; sevilmeye lâyık ve müstahak yalnız kendi olan” anlamında Allah’ın adlarındandır.
6. ŞEGAF: Sevginin kalbi istilâ etmesi, aşırı sevgi, mecnûnca, çılgınca sevme. Kalp, sevilen şey dışındakilerden temizlenince bu sefer sevgi coşmaya başlar, kalbin tamamını fetheder, istilâ eder.
7. TEFÎN: Örümcek ağı demek olan tefîn, aşkın bir üst derecesi. Kalbin her yanını istilâ eden sevgi, kalpten taşmaya başlar. Kalpten taşmaya başlaması ise kontrolün aşk sahibinin elinden çıkıp aşkın eline geçmeye başlamasıdır. Öyle ki aşk, örümceğin ördüğü ağ gibi kişinin her tarafını kapsar, örer, onu âdeta sıkı sıkı bağlar.
8. TEABBÜD: Kul köle olmak, tapınmak anlamındaki teabbüd, kişinin artık aşkın elinde oyuncak olduğu haldir. Bu durumdaki âşığı, Hayretî şöyle anlatır:
Gam yeriz kan yutarız kûşe-i mihnette müdâm
Sanma biz kevser-i cennât-ı naîmin kuluyuz
9. HULLET: Gerçek dostluk anlamındaki hullet, sevgiliden başka kimsenin kalmadığı durumu açıklamak için kullanılır. Hullette iki özellik bulunur. Biri sadâkât yani doğruluk, öteki de samimiyet. Aşkın sondan bir önceki durumudur. Artık aşkın gerçek olduğundan, heves ya da yanılsama olmadığından emin olunmuştur.
10. IŞK: Muhabbetin en son hali ve en aşırı derecesidir. Halkanın tamamlandığı son zincir. Zât, sıfata meylettiğinde, kalpte ortaya çıkarak tüm damarlarda akıp tüm organlara yayılan aşırı muhabbet. Hallâc’ın her tarafı kesildiğinde, kanının yerlere Allah Allah diyerek akmasının nedeni de Züleyha’nın kanının Yusuf diye diye akmasının nedeni de budur. Işk öyle bir durumdur ki kişinin nazarında, sevdiğinden başka bir şey olmaz ve tüm ilgisini sevdiğine gösterir. Sadece gözleriyle ve gönlüyle değil baştan ayağa tüm âzâsıyla sevdiğini müşâhede eyler.
Tasavvuf, meyl ile başlayıp ışk ile biten bir yolculuktur. O yüzden,
Muhabbet bir kef-i Dâvud’dur pûlâdı mûm eyler
(Suzî-i Prizrenî)
ve
Muhabbet öyle bir sırdır ki bin setr et nihân olmaz
(Îzzet Molla)
Işk sahipleri nerede olursa olsun hemen bilinir.
Son sözü de Fuzûlî söylesin:
Aşk imiş her ne vâr âlemde
Muhabbetiniz daim, aşkınız bâkî ve dâim olsun.
İsmail Güleç (Prof.Dr.) | www.ismailgulec.net
)
( Aşk Merdiveni [Diotima]
6. Basamak: Aşkın kendine duyulan aşktır. Kişi, güzelliği kendi biçiminde görür ve aşkın güzelliğini olduğu gibi sever. Her özel ve güzel olan, bu biçimle bağlantısı nedeniyle güzeldir.
5. Basamak: Genel olarak bilgiye duyulan aşktır.
4. Basamak: Yasalara ve kurumlara duyulan aşktır.
3. Basamak: Nefs sevgisidir. Bu, fiziksel özelliklerin bir kenara bırakıldığı, manevi ve ahlâkî güzelliğin sevgiyi tetiklediği aşamadır. Bu adımda, kişi, nitelikli zihinlere âşık olacaktır.
2. Basamak: Tüm güzel gövdelerin sevgisidir. Kişi, tüm gövdesindeki güzelliği görür ve farkları sevmeyi öğrenir.
1. Basamak: Tek bir gövdenin sevgisidir. Bu aşk, belirli bir gövdeye duyulur. Fiziksel özelliklere duyulan bir istektir. )
- MUHABERE SINIFI değil/yerine/= SÜEL İLETİŞİM
- MUHABERE/KOMÜNİKASYON değil/yerine/= İLETİŞİM/ÇAVLAŞIM/BİLDİRİŞİM
- MUHÂCİM[Ar. < HÜCUM] değil/yerine/= SALDIRAN/SALDIRICI
- MUHÂLLİM[Ar. < HİLM] ile MUALLİM[Ar. < İLM]
( Sakin. Yavaş kılan, halîm eden. İLE Öğreten, öğretmen, hoca, tâlim ettiren. | Muallim Naci'nin, 1886'da basılmış, Tercemân-ı Hakîkat gazetesinin edebî sayfasındaki şiirlere yazdığı tenkitleri topladığı bir yapıtı. )
- MUHARREM[Ar.] değil/yerine/= AŞÛRE AYI
( Ay takviminin birinci ayı. )
- MUHAŞŞİM[Ar.] ile MUHAŞŞİN[Ar.]
( Keskinliği dolayısıyla sarhoş edici şey. İLE Gücendiren, öfkelendiren. )
- MUHDES ve/||/<> MANZUM ve/||/<> MALÛL ve/||/<> MAKÛL ve/||/<> MAHDUT ve/||/<> MÜSPET
- MÜHİM[Ar.] değil/yerine/= ÖNEMLİ
- MÜHİMM[Ar. < HEMM] ile MÜHÎN[Ar. < HEVN]
( Önemli, ehemmiyetli. | Düşündüren, düşündürücü. | Gerekli. İLE İhânet eden, hor gören. | Hor, hakir, alçak. | Hayin. )
- HARFLER:
MUHKEM ile/ve/||/<> MUKATTA
- MUHKEM ile/ve MÜTEŞÂBİH
- MUHKEM[Ar.] değil/yerine/= SAĞLAM/LAŞTRILMIŞ
- MUHTEREM[Ar. < HÜRMET] ile SAYGIDEĞER/SAYIN
( Saygıdeğer, sayın, ihtirâm olunmuş. )
- MUHTEŞEM[Ar.] değil/yerine/= GÖRKEMLİ/GÖSTERİŞLİ
- MUHTEŞEM ve/> SAÇMALIK
( Mutheşemlikten, saçmalığa, sadece bir adım vardır.
[En'ler, uc'lar, tek'ler, peşinde koşulacak, hedef tutulacak noktalar değildir! Neyin müşterisi olup olmadığın ise en önemli eşiktir.] )
- MUHTIRA[Ar.]/MEMORANDUM[İng.] değil/yerine/= YÖNERGE/ANDAÇ/GÜNLÜK
( Herhangi bir şeyi anımsatma, uyarma amacıyla yazılan yazı. | Bir devletin, başka bir develete, siyasal sorunlarla ilgili olarak yolladığı uyarı yazısı, diplomatik nota. | Andaç. | Günlük. )
- MÜHÜR ile/ve HATEM
( ... İLE/VE Yüzük gibi parmağa takılan mühür. )
- MUKADDEM değil/yerine/= ÖNCÜL
- MUKADDEM ile/ve/+ TÂLÎ
( Mantık ilmini tasavvur etmezsen İLE/VE/+ mutlak mechûlün tâlibi olursun! )
( Tâlî olan bâtılsa, mukaddem de bâtıldır! )
( Öncül. İLE/VE/+ Sonuç. )
- MUKARRİR ile MUALLİM ile MÜDERRİS
( OKUTMAN/ÖĞRETİM GÖREVLİSİ ile DOKTOR/DOÇENT ile PROFESÖR )
- MUKASSEM[Ar.] değil/yerine/= AYRILMIŞ, BÖLÜNMÜŞ
- MUKÂVİM[Ar.] değil/yerine/= DİRENÇLİ
( Dayanıklı, güçlü, dirençli. | Karşı koyan, başkaldıran. )
- MÜKEMMELLİK/KEMÂL ile/ve ÖLÜM
( Ölmeden önce ölün! - MÛTÛ KABLE EN TE-MÛT )
( Ölüm, ölüler için! Diriler için ölüm yok. )
( ÂŞIKLAR ÖLMEZ YERDE ÇÜRÜMEZ ÖLEN, HAYVAN İMİŞ )
- MUKÎM ile KÂİM
( Sürekli aynı işi yapan kişi. İLE O anda, geçici. )
- MUKİM ile SAKİN
( Bir evde oturan, ikamet eden. İLE Durgun, dingin. | Sessiz. | Kimseyi rahatsız etmeyen, kızgınlık göstermeyen. | Huysuzluğu, rahatsızlığı azalmış ya da geçmiş. | Bir yerde oturan. )
- MÜKREM[Ar. < KEREM] ile MÜKRİM[Ar. < KEREM]
( Ağırlanmış, ikrâm olunmuş. İLE Ağırlayan, ağırlayıcı, misafirsever, ikrâmcı, ikrâm eden. )
- MÜKRİM[Ar.] değil/yerine/= KONUKSEVER
- MÜLAHHAM[Ar.] değil/yerine/= ŞİŞMAN
- MÜLÂYİM[Ar.] değil/yerine/= UYGUN | YUMUŞAK HUYLU
- MÜLHEM[Ar.] değil/yerine/= İÇE DOĞMUŞ, ESİNLENİLMİŞ
- MU'LİM[Ar. < ELEM] ile MU'LİN[Ar. < ALEN]
( Ağrıtan, sızlatan, inciten, elem veren. İLE İlân eden, genele bildiren, haber veren. )
- MULTİMEDYA[İng. < MULTIMEDIA] değil/yerine/= ÇOKLUORTAM
- MUM ile TUB'ÂN
( ... İLE Mühür mumu. )
- MÜMİN ile/ve/<> İSLÂM ile/ve/<> İHSAN
( Elinden, dilinden ve belinden emin olan/olunan. İLE/VE/<> ... İLE/VE/<> ... )
- MÜNÂDİM[Ar. < NEDÎM] ile MÜN'ADİM[Ar. < ADEM]
( Ortam arkadaşı, nedimlik eden. İLE Yok olan, in'idâm eden. )
- MÜNECCİM değil/yerine/= ÖNBİLİCİ/BİLİCİ/YUMCU
- MÜNHATT ile MÜNHEDİM[< HEDM] ile METRÛK[< TERK]
( Alçak, çukur. İLE Yıkılan, yıkılmış. İLE Terk edilmiş, bırakılmış, kullanmaktan vazgeçilmiş. )
( Arazide. İLE Binalarda. İLE Binalarda. )
- MÜNHEDİM[Ar. < HEDM] ile MÜNHEZİM[Ar. < HEZÎMET | çoğ. MÜNHEZİMÎN]
( Yıkılan, yıkılmış, harab olmuş, inhidâm eden. İLE Bozguna uğrayan/uğramış, bozgun, hezîmete uğrayan, inhizâm eden. )
- MUNTAZAM[Ar.] değil/yerine/= DÜZGÜN/DÜZENLİ
- MUNZAM[Ar.] değil/yerine/= KATILMIŞ, EKLENMİŞ
- MÜPHEM ile ...
( BELİRSİZ, KAPALI, ÖRTÜLÜ | ANLAŞILMAZ, KAPALICA )
- MÜPHEM ile MEÇHUL
- MURÂKABE[< RAKB] değil/yerine/= DENETLEME/DENETİM
( BAKMA, GÖZETME, GÖZ ALTINDA BULUNDURMA | KENDİ İÇ ÂLEMİNE BAKMA, KENDİNİ HESABA ÇEKME, DALIP KENDİNDEN GEÇME | GECEYARISI, DİZÜSTÜ OTURULARAK, GÖVDENİN HİÇBİR UZVUNU KIMILDATMADAN, GÖZLER KAPALI DURUMDA DALINAN "TEFEKKÜR" HALİ )
- MURAKKAM[Ar. < RAKAM] ile MURAKKAN[Ar.]
( Yazılmış, yazılı. | Sayı/rakam konulmuş, numaralanmış, numaralı. İLE Bozulmuş, aradan çıkarılmış, terkîn edilmiş. )
- MURAKKIM[< RAKAM] ile ...
( Pusulanın iğnesi. )
- MÜRTESEM/İRTİSAM[Ar.]/PROJEKSİYON[Fr., İng.] değil/yerine/= İZDÜŞÜM
- MÜŞÂHEDE[Ar. < ŞUHÛD] değil/yerine/= GÖRME | GÖZLEM
- MÜSÂVEME[< SEVM] ile ...
( Pazarlık etme. | Bir malın önceki değerini dikkate almadan herhangi bir değer ile satmak. )
- MÜSEKKİN/MÜNEVVİM[< NEVM] ile/>< MÜNEBBİH[< NEBEH]
( Sakinleştirici, uyutucu/uyutan. İLE/>< Uyarıcı. )
- MUSHAF ile/ve/<>/değil KUR'AN-I KERİM
( Kağıtların biraradalığı. İLE/DEĞİL Okunması gereken. )
( Aşk yoktur. İLE/VE/<>/DEĞİL Aşk vardır/olur. )
( Öznesi yoktur. İLE/VE/<>/DEĞİL Öznesi vardır. )
- MÜSTAHKEM[Ar. < HÜKM] ile MÜSTAHKİM[Ar. < HÜKM]
( Sağlamlaştırılmış, sağlam, istihkâm edilmiş, istihkâmlı. İLE Sağlamlaştıran, istihkâm eden. )
- MÜSTAKÎM[Ar. < KIYÂM] değil/yerine/= DOĞRU, DÜZ, DİK | TEMİZ, NAMUSLU
- MUSTAKÎM[Ar.] ile SAHÎH[Ar.] ile SAVÂB[Ar.]
- MÜSTEDÎM[Ar. < DEVÂM] ile MÜSTEDÎN[Ar. < DEYN]
( Devamını isteyen, istidâme eden. Sürekli.[Fr. RÉMANENT] İLE Borç alan, istidâne eden. )
- MÜSTEFHEM[Ar. < FEHM] ile MÜSTEFHİM[Ar. < FEHM]
( Anlaşılan. İLE Anlamak isteyen, soran. )
- MÜSTEHÂM[Ar.] ile MÜSTEHÂN[Ar.]
( Şaşırmış, şaşa kalmış. İLE Alçak, değersiz, âdî. )
- MÜSTELZİM[Ar.] değil/yerine/= GEREKTİREN | GEREKEN/GEREKLİ OLAN
- MÜSTERHAM[Ar. < RAHM ve RUHUM] ile MÜSTERHİM[Ar. < RAHM]
( Yalvarılmış, yalvarılan, niyâz olunmuş, istirhâm edilmiş. İLE Yalvaran, niyâz eden, istirhâm eden. | Merhamet dileyen. )
- MÜSTERHÎ[Ar. < REHÂ] ile MÜSTERHİM[Ar. < RAHM] ile MÜSTERHİN[Ar. < REHN]
( Gevşek, sarkık, sölpük, istirhâ eden. İLE Yalvaran, niyâz eden, istirhâm eden. | Merhamet dileyen. İLE Rehin alan, rehin isteyen, istirhân eden. )
- MÜSTEVÎ[Ar.] değil/yerine/= DÜZ | DÜZLEM
- MÜSTEVÎ[Ar.] değil/yerine/= DÜZLEM
- MUTÂBAKAT(Mantık) ile/ve TAZAMMUN ile/ve İLTİZAM
( Hakikat.(Dil) İLE Mecaz. İLE Kinâye. )
( Kuşatma. İLE/VE İçerme. )
( Kavramla nesnenin örtüşmesi. İLE/VE Bir kısmı dışarıda kalırsa. İLE/VE Bir anlamın bir kavrama bitiştirilmesi. )
( Mantık mutabakat üzerine yapılır. İLE/VE Tazammun ve iltizam ile edebiyat yapılır. )
( İnsan: Hayvan-ı Nâtık.(Kök) İLE İnsan: -Hayvan, -Nâtık.(Akıl) İLE Gerekli görme.(Çağrışım ile karıştırılmamalı) (İnsan: "İlim ve yazma kabiliyeti olandır.") )
( Vaz'i Lafzî Delâlet. )
( Vaz: Sesi anlama bitiştirme. )
- MÜTALAA değil/yerine/= İRDELEM
- MUTÇULUK = İSTİSADİYE = EUDAEMONISM[İng.] = EUDÉMONISME[Fr.] = EUDÄMONISMUS[Alm.] = EUDAIMONISMOS[Yun.]
- MÜTEALİYE[Ar.]/TRANSANDANTALİZM[İng..] değil/yerine/= DENEY ÜSTÜCÜLÜK/AŞKINCILIK
- MÜTEÂZIM[Ar.] ile MÜTEAZZIM[Ar. < AZAMET]
( Gözde büyüyen, göze büyük görünen, taâzum eden. İLE Benlik gösteren, büyüklük taslayan, taazzum eden. )
- MÜTEBESSİM[< BESM] değil/yerine/= GÜLÜMSEYEN/GÜLEÇ :)
- MÜTEBESSİM[Ar. < BESM] ile MÜTEBEŞBİŞ[Ar.]
( Gülümseyen, gülen, tebessüm eden. İLE Güler yüz gösteren, tebeşbüş eden. )
- MÜTEKELLİM[Ar.] ile KİLMÂNÎ[Ar.]
- MÜTEKELLİM ile/ve MUHATAP ile/ve GAİP
( Ben. İLE/VE Sen. İLE/VE O. )
- MÜTEMMİM[Ar. < TEMÂM] ile TAMAMLAYICI
( Tümleç. Herhangi bir sözcüğün anlamını tamamlayan. | Bütün haline getiren. )
- MÜTEMMİM[Ar.] değil/yerine/= TÜMLEÇ
( COMPLEMENT )
( Tamamlayan, bütünleyen, bitiren. | [mat.] Bütünler. | Tümleç. )
- MÜTENÂDİM[Ar.] ile SÂKÎ[< SAKY | çoğ. SUKAT]
( Bir ortamda, arkadaşlık eden, nedimlik eden, tenâdüm eden. İLE Su veren/dağıtan. | Kadeh, içki sunan. | Baldıra, ya da baldır kemiğiyle ilgili. | Kişilere, Allah sevgisi/nuru saçan kişi. )
- MÜTENAHHİM[Ar.] ile MÜTENA'İM[Ar. < Nİ'MET | çoğ. MÜTENA'İMÎN]
( Balgam çıkaran. İLE Varlık içinde ve nazlı büyüyen. )
- MÜTERCİM[Ar.] değil/yerine/= ÇEVİRMEN
- MÜTESEMMÎ[Ar.] ile MÜTESEMMİM[Ar. < SEMM] ile MÜTESEMMİN[Ar.]
( Bir ad ile adlanan, müsemmâ olan. İLE Zehirlenen, tesemmüm eden. İLE Semiren, semen kazanan, tesemmün eden. )
- MÜTEVEFFÂ ile/değil/yerine MERHUM
- MUTİZM/MUTISM[İng.] değil/yerine/= KONUŞMAZLIK
- MÜVECCİBE[Ar.] değil/yerine/= TALKIM
( Ana sapın bir çiçekle sonuçlandığı, büyümeyi yan sapların sürdürdüğü bir tür uzama biçimi. )
- MÜVELLİDÜLHUMUZA[Osm. Tr.] = OKSİJEN[Fr. < Yun. OKSYS: Ekşi. | GENNAN: Doğurmak.]
( Hidrojenle birleşerek suyu oluşturan, atom ağırlığı 16, rengi, kokusu ve tadı olmayan, havada, %20 oranında bulunan bir gaz. [Simgesi: O] )
- MUZ ile KANDOM
( ... İLE Tatsız, şişman bir muz. [Papua Yeni Gine'de] )
- MUZLİM[Ar.] değil/yerine/= KARANLIK | GİZLİ/BELİRSİZ
- MYS/MODEL MANAGEMENT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= MODEL YÖNETİM DÜZENİ
- NÂDİM ile ...
( PİŞMÂN OLAN )
- NÂİM[< NEVM] ile ...
( LEZZETİ ALINAN HER TÜRLÜ NİMET, BOLLUKTA YAŞAYIŞ | CENNETİN BİR KISMI | UYUYAN )
- NÂİM[Ar. < NEVM | çoğ. NÂİMÎN, NİYÂM, NÜVVÂM, NÜVVEM, NÜYYEM] ile NÂİM[Ar. < Nİ'M] ile NAÎM[Ar.]
( Lezzeti alınan her türlü yiyecek, bollukta yaşayış. | Cennetin bir bölümü. | Uyuyan, uykuda bulunan. İLE Taze, körpe. | Yumuşak, kemiksiz şey. İLE Bollukta yaşayış. | Cennetin bir bölümü. )
- NAKİL[Ar.]/TRANSPORT[Fr.] değil/yerine/= TAŞIMACILIK/AKTARIM
- NAKŞ (ETMEK):
HARF[HRF] ile/ve/<> RAKAM[RKM] ile/ve/<> KİTAP/KETEBE[KTB]
( Üçünün de anlamı, "Kazıyarak nakşetmek"tir. )
- NAKZ ile/ve/||/<> TAHSİS ile/ve/||/<> TAMİM ile/ve/||/<> İCMÂL ile/ve/||/<> TEFSİR
( ANNULATION avec LA RESTRICTION DU SENS OU DE LA PORTEE avec EXTENSION DU SENS OU DE LA PORTEE avec COLLECTIF avec ANNOTATION )
- NAPALM değil/yerine/= YANGIN KÖPÜĞÜ
( Yangın tüplerinin doldurulmasında kullanılan, alüminyum ya da sodyum palmitatla kıvamlaştırılmış madde. [Sodyum ve Palmitat] )
- NARSİSİZM/NARSİSİST ile SOLİPSİZM/SOLİPSİST
- NARSİSİZM ile AŞAĞILIK DÜŞÜNCE VE DUYGUSU
- NARSİSİZM ile/ve/||/<> KÖTÜCÜL(MALIGNANT) NARSİSİZM
- NARSİSİZM değil/yerine/= ÖZSEVERLİK
- NASIL YARARLANIRIM? değil/yerine/>< NASIL YARARLI OLABİLİRİM?
- NASİP ile/ve/değil/yerine AZİM
( Nasip bilmeyip, azim biliriz. )
- NASYONALİZM ile/||/<>/> KONSERVATİZM ile/||/<>/> LİBERALİZM ile/||/<>/> SOSYALİZM
- NATÜRALİZM değil/yerine/= DOĞALCILIK
- NATÜRİZM değil/yerine/= DOĞACILIK
- NAZAR BERKADEM ile BAKIŞLAR, AYAK ÜZERİNE
( BAKIŞLAR AYAK ÜZERİNE )
- NAZARÎ ERDEM ile/ve FİKRÎ ERDEM ile/ve HULKÎ ERDEM ile/ve AMELÎ ERDEM(SANATLAR)
- NAZIM ile NÂZIM
( Manzume. İLE Düzenleyen. )
- NAZZÂM ile ...
( ÇEKİRDEK MADDE )
- [ne] AGNOSTİSİZM ile/ve/değil/yerine/hem de/ne de ZEN
- NE ÖĞRENDİMSE/YAPTIMSA değil NE ÖĞRENDİYSEM/YAPTIYSAM
- NE OLDUM! ile/değil/yerine NE OLACAĞIM?
- [ne] "VARLIĞA YERİNİRİM" ne de "YOKLUĞA ERİNİRİM"
( Ancak, yokluğu birebir, kendin deneyimle(yebil)dikten sonra söyleyebilirsin/söylemelisin! )
- NE YAPABİLİRİM? ve/> NASIL YAPABİLİRİM?
( Kişinin, kendine sorabileceği en temel sorulardır! )
( WHAT I CAN DO? and/> HOW I CAN DO? )
- NE YAPARSAK/YAZARSAK YAPALIM/YAZALIM,
HİÇBİR KONUDA:
ACELE ETME(YELİM)! ve/||/<>/> ÖZEN GÖSTER(ELİM)!
( )
- NEC(İ)M ile ...
( SÖNÜP-YANAN YILDIZ, VAKİT, ÜLKER YILDIZI | KUR'AN-I KERİM )
- NECM ile KEVKEB
( Sönüp-yanan yıldız. İLE Sürekli yanan gezegen. )
- NEDÂMET ile LEVM
- NEDEM[Ar.] ile TEVBE[Ar.]
- NEDÎM ile ...
( Yeniçeri ocağına yeni yazılan. )
- NEDÎM[Ar.] ile Nedîm
( Meclis/sohbet arkadaşı. | Büyükleri, fıkra ve öyküleriyle eğlendiren. | Güzel, öykü anlatan, tatlı konuşan. | Yeniçeri ocağına yeni yazılan. İLE Osmanlı şairlerindendir. [öl. 1730] )
- NEFHÂ-YI RAHMAN ile/ve NEFHÂ-YI RAHÎM
( Oksijen. İLE/VE ... )
( Bu iki nefhanın birleşmesi Bismillahirrahmanirrahim'dir. )
- NEFRON/NEPHRON[İng.] değil/yerine/= BÖBREK BİRİM
- NEFROTİK SENDROM ile/||/<> NEFRİTİK SENDROM
( Böbreklerde protein kaybı ve ödem. İLE/||/<> Böbreklerde yangılanma ve kanama. )
- NEGATİVİZM/NEGATIVISM[İng.] değil/yerine/= OLMAZCILIK
- NEHM[Ar.] ile ...
( Horlayarak soluma, hırıltılı soluk alma. | Kükreme. )
- NEKROZ/NECROSIS[İng.] değil/yerine/= DOKU ÖLÜM
- NEM ile BAĞIL NEM
( ... İLE Bir m³ hava içinde bulunan su buharı ağırlığının, aynı koşullardaki havanın doymuş su buharının ağırlığına oranı. )
- NEM <> GAM
( Duvarı yıkar. <> İnsanı yıkar/bitirir[/öldürür]. )
- NEM ile GÖNEN
( ... İLE Ekilecek toprağın sulandırılması. | Nem, rutubet. | Nemli toprak. )
- NEM ile ÖL/HÖL
( ... İLE Toprağın nemi, yaşlık. )
- NEME" değil NEYİME LÂZIM?
- NEO-KLASİK (TÜRK) ile/||/<> NEO-KLASİSİZM
( XIX. yüzyıl sonları ve XX. yüzyıl başlarında bir sanat akımı. Eski Türk ve İslâm sanatından alınmış mimari ve süsleme öğelerinin kullanılması ile ortaya çıkan ilk ulusal akım. İLE/||/<> XVIII. yüzyılın ikinci yarısında Almanya'da ortaya çıkan, ancak Fransa'da daha çok uygulanma olanağı bulan ve antikiteden esinlenerek klasik formlara dönüşü amaçlayan sanat anlayışı ve üslûbu. )
- NEOLİBERALİZM ve/=/||/<> "ZENGİNLER İÇİN SOSYALİZM"
- [ne yazık ki]
| NEPOTİZM[< NEPHEW] ile/ve/||/<> KRONİZM[< CRONY] |
ile/ve/||/<>
TRİBALİZM
( | Akraba/"yeğen" kayırmacılığı. İLE/VE/||/<> Uzun süren arkadaşlık, hemşehricilik kayırmacılığı. | İLE/VE/||/<> Aşiretçilik/kabilecilik. )
- NEPOTİZM ile PATRONAJ ile KAYIRMA
- NESEB değil/yerine EDEB ve/||/<> MAL değil/yerine AMEL ve/||/<> CEMÎ-İ DÜNYA değil/yerine İLİM
( Edeb, yeğdir nesebden; amel, yeğdir maldan; ilim, yeğdir cemî'-i dünyadan. )
- NEŞİR[Ar.] değil/yerine/= YAYIM
- NESNE/KAVRAM ile/ve/> OLAY ile/ve/> OLGU
( Çıraklık. İLE/VE/> Kalfalık. İLE/VE/> Ustalık. )
( Duyusal. İLE/VE/> Tasarımsal. İLE/VE/> Düşünsel. )
( Kağıt, yazı değildir; fakat o, yazıyı taşır. )
( SUBJECT vs./and/> EVENT vs./and/> FACT )
- NESNE:NE İSE NE = ŞEY = OBJECT[İng.] = OBJET[Fr.] = OBJEKT, GEGENSTAND[Alm.] = OBJECTUM[Lat.] = OBJETO[İsp.]
- NESNE ve/||/<>/> AD/KAVRAM ve/||/<>/> DÖNEM/KOŞUL ve/||/<>/> BAĞLAM/ANLAM/DEĞER
( ONTOLOJİ/K ve/||/<>/> EPİSTEMOLOJİ/K ve/||/<>/> KRONOLOJİ/K ve/||/<>/> AKSİYOLOJİ/K )
- NESNE ile/ve/değil/yerine/<>/>< KAVRAM
( Yıkılabilen ve yıkanabilen. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Yıkılamayan ve yıkanamayan. )
- NESNE ile/ve/değil SERT NESNE
- NESNE ile/ve TANIM ile/ve KAVRAM
- NESNENİN DURUMLARINDA:
KATI ile/ve AMORF KATI ile/ve SIVI ile/ve GAZ ile/ve PLAZMA ile/ve SÜPER AKIŞKAN ile/ve SÜPER KATI ile/ve DEJENERE KATI ile/ve NÖTRONYUM ile/ve GÜÇLÜ SİMETRİK NESNE ile/ve ZAYIF SİMETRİK NESNE ile/ve KUARK-GLUON PLAZMA ile/ve FERMİYONİK YOĞUNLAŞTIRMA ile/ve BOSE-EINSTEIN YOĞUNLAŞTIRMASI ile/ve ACAYİP NESNE
( ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE Bir gaz boşalma tüpünde, elektron ve artı iyonları, yaklaşık olarak eşit sayıda içeren, iyonlaşmış gaz ortamı. | Güneşteki ısıl nükleer tepkimelerin oluştuğu, çok yüksek sıcaklıkta oldukça yüksek derecede iyonlanmış, maddenin dördüncü durumu olarak da tanımlanan akışkan ortam. İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... )
( )
- NESNESİNE/KONUSUNA GÖRE İLİM ile/ve AMACINA GÖRE İLİM
- NEVRES-İ KADÎM ile/ve/değil/||/<> NEVRES-İ CEDÎD
( )
( ABDÜRREZZAK NEVRES ile/ve/değil/||/<> OSMAN NEVRES )
( XVIII. yüzyılda yaşamıştır. İLE/VE/DEĞİL/||/<> XIX. yüzyılda yaşamıştır. )
- NEZÂRET değil/yerine/= GÖZALTI/GÖZETİM
- NEZLE/DUMAĞI/TUMAĞI/İNGİN/ZÜKÂM[Ar.] ile ALERJİ
- NICOTIANA RUSTICA ile NICOTIANA TABAKUM
( Rusya ve Hindistan'da yetişir. İLE Dünyanın çoğu bölgesinde bulunanın adıdır. )
- NİHÂYET-İ AZM[Ar.] değil/yerine/= KEMİK UCU
( Kemik ucu. )
- NÎM[Fars.] ile NÎM[Fars.]
( Makam. İLE Yarı, yarım, buçuk. )
- NİTELİK ile/ve ANLAM
- NİTELİK ile/ve/değil/||/<>/< KAPSAM
- NİYÂM[Ar. < NEVM, NÂİM] ile NİYÂM[Fars.]
( Uyuyanlar, uykuda olanlar. İLE Kın, kılıö kını, kılıf. )
- NİYET ile/ve EĞİLİM
( INTENTION vs./and TENDENCY )
- NİYET ile/ve/<>/>/< EYLEM
( Niyet, eylemden önceliklidir. )
( Eylem, içtenliğin kanıtıdır. )
( Eylem, gerçeğin mihenk taşıdır. )
( Berraklık ve sevecenlik eylemdir. )
( Eylem konusunda tasa çekmeyin, aklınıza ve gönlünüze özen gösterin. )
( Gerçeği bulmak için günlük hayatınızın en küçük eylemlerinde gerçek olmalısınız. )
( Gerçek, samimi eylemin meyvesidir. )
( Kalbi değiştiren eylemdir. )
( Sağlam bir anlayışa sahip bir kişi, eylemden sakınmaz. )
( İmgenin ardında ve ötesinde olan idrak ve eylem gücüsünüz. )
( Eylem, gizli, bilinmeyen, bilinemez olandır. Sadece onun meyvesini bilebilirsiniz. )
( Hiç kimse, bir başkası adına eylemde bulunamaz. )
( Vazgeçme! Üşenme! Erteleme! )
( Nobody can act for another. )
( Do not give up! Do not dilatory! Do not delay! )
( Action is a proof of earnestness.
Action is the touchstone of reality.
Clarity and charity is action.
You need not worry about action, look after your mind and heart.
Action is hidden, unknown, unknowable. You can only know the fruit.
A man of steady understanding will not refrain from action. )
( INTENTION vs./and/<>/>/< ACTION )
- NİYET ile/ve EYLEM
( Eylem, içtenliğin kanıtıdır. )
( INTENTION vs./and ACTION )
- NİYET EYLEM
- NİYET ile/ve/<> GEREKSİNİM
( INTENTION vs./and/<> NEED )
- NİYET ve/> GİRİŞİM
- NİYET ile/ve/||/<> GİZEM
- NİYET +/=/> İDRAK +/=/> İLİM
- NİYET ile/ve/||/<> İZLENİM
- NİYET ve/||/<> NAZAR ve/||/<> MÂNÂ-İ HARF ve/||/<> MÂNÂ-İ İSİM
- NİYET ile/ve/değil YAKLAŞIM
( [not] INTENTION vs./and/but APPROACH )
- NİYET ile/ve YÖNELİM
( INTENTION vs./and TO TEND )
- NİYET YÖNELİM
- NİYET ve/||/<> YÖNELİM ve/||/<> BAĞLILIKLAR ve/||/<> YATKINLIKLAR
- NİYET ile/ve/<> YÖNTEM
- NİZAM[Ar.] değil/yerine/= DÜZEN
- NİZÂM ile/ve/||/<> İNTİZÂM
( Düzen. İLE/VE/||/<> Düzenli olma, düzenlilik. )
- NİZAM ile/||/<> NİZÂM-I CEDÎD
( Düzen. İLE/||/<>/> Yeni Düzen, III. Selim'in 1794 - 1807 yılları arasında uygulamaya koyduğu ilk ciddi yenilik programı. )
- NİZAM-I ÂLEM ile ...
( Nazm sözlükte, incileri bir ipe dizmek anlamına gelir. Terim olarak ise, bir şeyi/şeyleri aklın gerektirdiği, zorunlu kıldığı başka bir şeye delalet edecek biçimde tertip etmek demektir. )
- NOD/NODE[İng.] değil/yerine/= DÜĞÜM
- NOKTA ve/||/<>/> DÜZLEM ve/||/<>/> ALAN ve/||/<>/> BİÇİM/ŞEKİL
- NOKTA ve/||/<> DÜZLEM ve/||/<> NESNE/ŞEY
( Biraradalığı vermezler. )
- NOKTA ile/ve/değil YOĞUN TİTREŞİM
- NOM ile DİN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- NONVERBAL İLETİŞİM/NONVERBAL COMMUNICATION[İng.] değil/yerine/= SÖZSÜZ İLETİŞİM
- NORM[İng.]/NORME[Fr.] değil/yerine/= DÜZE/DÜZGÜ
- NORM/E[İng./Fr. < Lat.] değil/yerine/= DÜZE/DÜZGÜ
( Kural olarak benimsenmiş, yerleşmiş ilke ya da yasaya uygun durum. )
- NÖROBİLİM ile PSİKOLOJİ
( Sinir düzeninin yapısını, işlevini ve gelişimini inceleyen bir bilim dalı. İLE İnsan ve hayvan davranışlarını inceleyen bir bilim dalı. Bu iki dalın kesiştiği noktada, sinir düzeninin davranışları nasıl etkilediği ve zihinsel süreçlerin sinirsel temeli araştırılmakta. )
- NÖROENDOKRİNOLOJİ değil/yerine/= SİNİRİÇSALGIBİLİM
- NÖROTRANSMİTERLER ile SİNAPTİK İLETİM
( Sinir gözeleri arasında bilgi iletimini sağlayan kimyasal haberciler. İLE Sinir gözeleri arasında sinyallerin nasıl iletildiğini gösteren süreç. )
- NOSYON[Fr./İng. < NOTION] değil/yerine/= KAVRAM
( Bir şey üzerindeki gerekli bilgi, kavram. )
- KÂTİB-İ ÂDİL/NOTER[Fr. < NOTAIRE] ile/ve/||/<> HAKEM
- NÖTR ile SAYDAM
- NSHIMA ile SORGHUM
( [Zambiya'da] Mısırdan yapılan lapa. İLE Darıdan yapılan lapa. )
- NÜBÜVVET ve/> İLİM
- NUH'UN ÇOCUKLARI:
SÂM/SHEM[İng./İbr. ŞEM] ile/ve/||/<>/> HÂM ile/ve/||/<>/> YÂFES / JAPHETH[İng.] / YEFET/YAFET[İbr.]
( Ad/isim, ün/şöhret. [Semitik < Shem] İLE/VE/||/<>/> Sıcak/karanlık/yanık tenli.[Ham'ın "soyunun", "siyah ırk"ı temsil ettiği "iddiası", bazı Batı'lı sömürgeci yaklaşımlarda çarpıtılarak kullanılmıştır.] İLE/VE/||/<>/> Genişlemek/yayılmak. )
- NÜKUL değil/yerine/= CAYIM
- O, BEN DEĞİLİM değil O, BEN DEĞİL
- OBEZİTE ile/||/<> METABOLİK BELİRGE/SENDROM
( Aşırı gövde yağı birikimi. İLE/||/<> Birlikte görülen yüksek tansiyon, yüksek kan şekeri ve olağandışı kolesterol seviyeleri. )
- OBJECTİVE SENSUALİSM değil/yerine/= NESNEL DUYUMCULUK
- OBJEKTİVİZM değil/yerine/= NESNELCİLİK
- ZULMET-İ CEHL-İ İLTİZAM[Ar.]/OBSKÜRANTİZM[İng. < OBSCURANTISM] değil/yerine/= BİLMESİNLERCİLİK
- OBSKÜRANTİZM değil/yerine/= KARARTMACILIK
- OBZERVASYON/OBSERVATION[İng.] değil/yerine/= GÖZLEM
- OCT/OKT/OPTİK KOHERENS TOMOGRAFİ OPTIC COHERENCE TOMOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= GÖRME EŞEVRELİ KESITÇEKİM
- OD ile KIVILCIM
( ... ile ŞERARE[çoğ. ŞERER] )
( ÂTEŞ ile ÂYİJ, ÂYÎJEK )
( FLAME vs. SPARK )
( TEJAS ile ... )
- ODA ile/ve MAKAM
( Koltuğun üstüne çıkarsan yükselirsin, başının üstüne alırsan altında ezilirsin! )
( ROOM vs./and POSITION )
- ÖDEM[Fr. < Yun.] ile BEZE
( Bazı hastalıklarda yüzde, ellerde ve ayaklarda görülen yangısız şiş. İLE Yara ya da çıban nedeniyle gövdenin herhangi bir yerinde oluşan şişkinlik. )
( ... ile GUDDE )
- ÖDEV ile/değil/yerine ERDEM
( "Yükleme." İLE/DEĞİL/YERİNE "Yüklenme." )
- ÖDEV = VAZİFE = DUTY[İng.] = DEVOIR[Fr.] = PFLICHT[Alm.] = DEON, KATHETON[Yun.] = OFFICIUM[Lat.] = DEBER[İsp.]
- ODİTORYUM/AUDİTORIUM[İng.] değil/yerine/= TOPLANTI SALONU
- ODSS/ORGANIZATIONAL DECİSION SUPPORT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= ÖRGÜTSEL KARAR DESTEK DÜZENİ
- ODUN TABAKASI, KSİLEM = TABAKA-İ HAŞEBÎYE = BOIS
- ODYOGRAM/AUDIOGRAM[İng.] değil/yerine/= İŞİTME ÇİZGESİ
- OFİDİZM ile ...
( Yılan ısırması sonucu zehirlenme. )
- ÖĞE = UNSUR = ELEMENT[İng., Alm.] = ÉLÉMENT[Fr.] = ELEMENTUM[Lat.] = ELEMENTO[İsp.]
- ÖĞELER ile/ve/||/<>/> KİMYASAL EVRİM ile/ve/||/<>/> DİRİMSEL(BİYOLOJİK) EVRİM
( )
( Kimyasal evrimin, hidrojen siyanür[HCN] ve formaldehid[H2CO] gibi basit organik moleküllerin, abiyotik sentezleriyle başladığı sanılmaktadır. Bu moleküllerin oluşumuyla ilgili olası mekanizmalar bilinmektedir fakat oluşum oranları hakkında belirsizlikler bulunmaktadır. Gereken şey, reaktif olmayan atmosfer moleküllerinin, yeni moleküller oluşturmak üzere birbiriyle birleşmleri için reaktif bileşenlere ayrılmalarını sağlayacak bir enerji kaynağıdır. Şimşekler ve güneşten gelen mor ötesi ışınlar, yerin ilk zamanlarında, uygun enerji kaynağı yaratmış olabilir.
Polimerlerin, bileşenleri olan monomerlerden oluşmaları için enerji girişi gerekir. Polimerler ve öteki organik bileşikler, daha basit bileşikler olarak yalınlaştıklarında, enerji açığa çıkar.
Tüm organizmalarda, metabolik ve genetik aygıttan başka, protein ve başka polimerlerden oluşan zarlar bulunur. Bazı zarlar, hücreyi kuşatarak canlı protoplazmayı çevresindeki ortamdan ayırır; ötekiler ise iç zarlardır. Son araştırmalar, zarların sadece basit bir koruma olmadıklarını, hücrenin biyokimyasal işlemlerinin çoğunun zarlarda oluştuğunu göstermiştir. Örneğin, hücre çeperinin etkin işlevlerinden biri, çevredeki bileşenler ortamından hücre için gereken özütleme işleminin yapılması ve artık ürünlerin çevreye atılmasıyla ilgilidir. Kimyasal evrim, yaşam başlamadan önce yüksek olasılıkla ham biyolojik zarlar üretmek zorunda kalmıştır.
Hücrenin ortaya çıkmasıyla birlikte yeryüzü tarihinin kimyasal çağı sona ermiştir. Ne yazık ki, kimyasal evrim, jeolojik kayıtlarda kesin bir iz bırakmamış. Yaşamın kökenini kavrayışımız, kurama, laboratuvarda yapılan benzetim çalışmalarına ve karşılaştırmalara dayanmaktadır. )
- ÖĞRETMENİ OLALIM! ve/||/+/<>/>/< ÖĞRENCİSİ OLALIM!
( Nefsimizin. VE/||/+/<>/>/< Vicdanımızın. )
- OKDS/ORGANIZATIONAL DECİSION SUPPORT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= ÖRGÜTSEL KARAR DESTEK DÜZENİ
- ÖKE = DÂHİ = GENIUS[İng.] = GÉNIE[Fr.] = GENIE[Alm.] = GENIUS < GIGNO:YARATIYORUM[Lat.] = GENIO[İsp.]
- OKSİJENLİ SOLUNUM ile FERMANTASYON
( Oksijen varlığında enerji üretimi. İLE Oksijensiz enerji üretimi. )
- ÖKSÜZ/YETİM ile/||/<> NANHAR
( Ya annesi, ya babası ya da ikisi birden olmayan. İLE/||/<> Ölen yeniçerilerin çocuklarına verilen ad. )
- OKTAV ile/ve/< GAM ile/ve/< AKOR(D)[< Lat. ADCORDIS: Akıl ve gönüle doğru.]
( İki Do arası. Sekiz sesten oluşan ses. İLE/VE Notaların baştan sona ve/ya da sondan başa tek solukta okunması. [ DO-RE-Mİ-FA-SOL-LA-Sİ--D0--Sİ-LA-SOL-FA-Mİ-RE-DO ] İLE/VE Üç ya da daha çok sesten oluşan üçlü aralıklar şeklinde dizilebilen her uyum. | En az üç sesin aynı anda çalınması. )
( Türk mûsikîsinde Akord Ney'e göre yapılır. )
( OCTAVE vs./and SCALE(/HEXACHORD) vs./and ACCORD )
- OKUL ile/ve/||/<>/>< YAŞAM
( Önce ders verir, sonra dener, sınav yapar. İLE/VE/||/<>/>< Önce sınav yapar, sonra [dene(yimle)terek] ders aldırır. )
- KUR'ÂN-I KERÎM:
OKUNAN ile/ve/değil/||/<>/< İŞİTİLEN
- OLABİLDİĞİNCE ...:
KÜÇÜLTELİM!/AZALTALIM! ve/||/<> ARTIRALIM!
( Lokmalarımızdaki oranı. VE/||/<> Çiğneme sayımızı. )
- ... OLACAĞINI TAHMİN ETMİYORUM değil SANMIYORUM
- OLAĞAN GERİBİLDİRİM(REFLEKS) ile/ve/değil BEYİN TRAVMASI
( [Bilinci kapalı bir hastanın, (olası/çeşitli) fiziksel tepkilerinin anlamı için ayağın tabanı gıdıklanınca, ayak parmakları...] İleri doğru kasılıyorsa. İLE/VE/DEĞİL Geriye doğru kasılıyorsa. )
- OLAĞANÜSTÜ DURUM/HAL ile/ve/<> SIKIYÖNETİM
- OLANI BİLİRİM/BİLEYİM ile/ve/||/<>/< OLMASI GEREKENİ (")BİLEBİLİRİM(")/BİLEYİM
( Aristoteles. İLE/VE/||/<>/< Platon. )
- OLAY/OLGU/DURUM ile/ve/||/<>/>< YADSIMA
- OLAY ve/<> TASARIM
- OLAY/DURUM ile/ve/||/<> AYRINTI/LAR(I)
- OLAYLAR VE KİŞİLER ve/||/<> YÜKLENEN ANLAM ve/||/<> ALGI ve/||/<> YORUM | BİLİŞSEL ÇARPITMALAR
- ÖLÇÜ ve/||/<>/> TEKRAR ÜRETİM
- ÖLÇÜT = MISDAK, MİYAR, KISTAS = CRITERION[İng.] = CRITÉRIUM, CRITÈRE[Fr.] = KRITERIUM[Alm.] = KRITERION < KRINEIN:AYIRMA, YARGILAMA[Yun.] = CRITERIO[İsp.]
- OLDRUM ile OLDUK/OLDUQ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Sakatlanmış kişi. İLE Nalsız. )
- ... OLDUĞUNU:
"DÜŞÜNÜYORUM" ile/değil TAHMİN EDİYORUM
- OLGU = VAKIA = FACT[İng.] = FAIT[Fr.] = FAKTUM[Alm.] = FACTUM[Lat.] = HECHO[İsp.]
- OLGUCULUK/POZİTİVİZM ile GÖRÜNGÜ BİLİM/FENOMENOLOJİ
( Bilginin sadece gözlemlenebilir ve ölçülebilir olgulara dayandığını savunan felsefi yaklaşım. İLE Bilinç ve deneyimlerin yapısını inceleyen felsefi yaklaşım. )
- OLGUN BİRİKİM ve/||/<> GENÇ ENERJİ
- OLİM" değil OLAYIM
- OLMAZ ÖYLE ŞEY değil/yerine BENİM İÇİN UYGUN DEĞİL / BEN YAPAMAM
- OLMUŞ HAM
- ÖLÜM:
ZORUNLU/IZDIRARÎ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İHTİYÂRÎ
( Ölmeden önce ölünüz... )
- ÖLÜM ve/<> APTALLIK
( Öldüğünde, öldüğünü bilmezsin. Sadece, başkaları için zordur. VE/<> Aynı şey, aptallıkların için de geçerlidir. )
- ÖLÜM >< AŞK
( Ölümün karşısındaki tek güç ve olanak, ancak ve ancak aşktır! )
- ÖLÜM ile/ve/değil/< AYRILIK/MEHCÛR[Ar. < HİCR]/HİCRET
( Bir kere ölmek. İLE/VE/DEĞİL Her an ölüp ölüp dirilmek. )
( İnsan/kişi ancak öldükten sonra bilince konu olur/olabilir. )
- ÖLÜM ile/değil COTARD SENDROMU
( ... İLE/DEĞİL Yaşayan biri tarafından, kendinin ölü olduğu "iddia"sıdır. Cotard'ı olanlar, sıklıkla kendinin ve dünyanın varoluşundan "kuşku duyar". Bu sanrılara, sıklıkla intihar girişimleri ve düşünceleri de eşlik etmektedir. Cotard sanrısında, genellikle gerçek dışılık düşüncesi, görsel tanıma zorluğu ve kişinin gövdesinin çürüdüğü ve kötü koktuğu inancı vardır. Cotard sanrısının nedeniyle ilgili olarak araştırmacılar arasında uyuşmazlık vardır. Bazı araştırmacılar, bunu bir muhakeme bozukluğu olarak görmektedir. )
- ÖLÜM ile/ve/değil/yerine DAĞILMA/YAYILMA/AYRIŞMA
( MEVT ile/ve/değil/yerine NEŞR )
- ÖLÜM ile/ve/değil/yerine EMR-İ HAKK
- ÖLÜM ile/ve/değil EŞİK
- ÖLÜM ile ESTONYA FERİBOTU SENDROMU
( Batan Gemideyken, Geminin Batışını 'İzleme/Bekleme' Belirgisi/Sorunu
(Estonya Feribotu Sendromu)
Modern deniz tarihinin en büyük kazası, 28 Eylül 1994 yılında Baltık Denizi’nde yaşandı. 1980 yılında, Almanya’da, Mayer Werft tersanesinde inşâ edilen Estonya Feribotu’nun batmasıyla 852 yolcu yaşamını kaybetti. Bu korkunç kazadan 137 kişi kurtuldu. Kıyıya yakın uzaklıkta su alması nedeniyle yan yatarak batan feribot, sadece gemi mühendisleri tarafından değil aynı zamanda kazadaki ölümlerin nedeni açısından da davranış psikolojisi uzmanlarınca yıllarca incelendi.
İnsan davranış psikolojisi uzmanları, bu kazada ölen 852 yolcunun neden kurtulamadığını araştırdı. Aileleriyle görüşüp geçmişlerini incelediler. Ölenlerin yüzde 98’inin çok iyi yüzme bildiğini belirleyen uzmanlar, son olarak kazadan kurtulanlarla görüştü.
Ortaya çıkan sonuç şuydu:
Feribot, 28 Eylül gecesi saat 00.50’de sert dalgalar nedeniyle su almaya başladı. Feribota giren sular, 50 santim yüksekliğe ulaşınca feribot yan yatmaya başladı. Su miktarının artmasıyla birlikte gemiyi boşaltma süreci başladı. Ancak 987 yolcudan sadece 137’si feribotu, su almaya başlar başlamaz hemen terk etti. Geri kalan 852 yolcu ise gemi kaptanının “panik yapmayın, dünyanın en güçlü feribotundasınız” sözlerine kanarak su boşaltma işlemini izledi. Saatler ilerledikçe feribot daha da yan yattı ama 852 yolcu izlemeye devam etti. Sonunda, saatler 01.50’yi gösterirken, feribot tamamen yan yatarak sulara gömüldü. 852 kişinin, feribotun su aldığını ve yan yatmaya başladığını görmesine karşın son saniyeye kadar rahat rahat batışını izlemesi, psikoloji ders kitaplarında “Estonya Feribotu Sendromu” olarak yer almıştır. Psikoloji bilimi, o kişilerin davranış biçimlerine bugüne dek mantıklı bir açıklama getirememiştir. )
- ÖLÜM ile/ve GÖMÜT/SİN OBRUĞU/MEZAR/MAKBER/E / MERKAD/MERKAT/METFEN[Ar.], GÛR[Fars.], MAŞATLIK[Yahudi mezarlığı], DARÎH/ZARÎH[Ar.]/NEKROPOL[Yun.]
( Ölüler kokmasın diye, derin çukurlara gömülür. Ölçünün olmadığı dönemlerde bu çukurların derinliğini "mezarı kazanın beline kadar" diyerek ölçüye vurmuşlardır. Bu, "bele kadar" ölçüsü, eril gövdeler içindir. Dişil gövdeler daha yağlı olduklarından, onların mezarlarını, "mezarı kazanın göğsüne kadar" diyerek tarif etmişlerdir. )
( Yakının ölümünü kabul aşamaları: Reddediş > Öfke > Uyum > Üzüntü > Kabul )
- ÖLÜM ile İNTİHAR
( Dünyada yılda bir milyon, kırk saniyede bir intihar etmektedir. )
( )
- ÖLÜM değil İRTİHAL ETMEK
( Allah ihmal etmez, imhal eder. [Mühlet verir.] )
( Kağıtların biraradalığı. İLE/DEĞİL Okunması gereken. )
- ÖLÜM ile/değil İRTİHAL-İ DÂR-I BEKÂ
- ÖLÜM ile/ve "IŞIK KAYBI" (SENDROMU)
- ÖLÜM ile ISIL ÖLÜM
- ÖLÜM ile/||/<> KIYIM/CİNAYET[Ar.] ile/||/<> ÖZKIYIM/İNTİHAR[Ar.]
- ÖLÜM ile/ve KÜÇÜK ÖLÜM
( ... İLE/VE Orgazm. )
- ÖLÜM ile/ve MATEM
( Ölüm sonrasında kendini paralamak, aşırı tepkiler göstermek, çok uzun süre matem tutmak uygun/yerinde değildir. )
( ... ile/ve YUĞ/DOHIYA )
- ÖLÜM ile/ve/||/<>/> MİRAS
( Hak. İLE/VE/||/<>/> Helâl. )
- ÖLÜM ile/ve/||/<>/> ORGAZM
( Tüm ölçü(t)lerin ölçütü. İLE/VE/||/<>/> Tüm deneyimlerin/duyumların ölçütü. )
- ÖLÜM ile ÖTANAZİ["ÖTENAZİ" değil!]
( Hayatın tamir edemediğine, ölüm son verir. )
( [argo] KUYRUĞU TİTRETMEK, CIZLAMI ÇEKMEK ile ... )
( Ölüm riski, Duckworth Ölçeği kullanılarak hesaplanabilir[Royal Statistical Society dergisi düzenleyicisi Frank Duckworth(Dr.) tarafından tasarlanmıştır]. Bu ölçek, herhangi bir eylem sonucundaki ölme olasılığını ölçer. En güvenli eylem türü 0 sonucunu verirken, sonucun 8 çıkması eylemin kesin ölümle sonuçlanacağı anlamına gelir.
Rus Ruleti oyunu 7.2'lik bir risk taşır. 20 yıllık kaya tırmanışının riski 6.3'tür. Bir kişinin öldürülme riski 4.6'dır. Ayık ve orta yaşlı bir sürücünün direksiyonda olduğu ve 160 km. hızla gerçekleşen bir araba yolculuğu 1.9'luk bir risk taşır. Yıkıcı bir asteroid çarpmasından (1.6) biraz daha risklidir.
Bu ölçekte 5.5 özellikle tehlikeli bir sonuçtur. Bu değer trafik kazası nedeniyle, bir kişinin kazayla düşmesi sonucu ya da elektrik süpürgesi kullanırken, bulaşık yıkarken ya da sokakta yürürken ölme riskini belirtir. )
( http://olmehakki.blogspot.com.tr )
( RİHLET, İRTİHÂL, KÛS-İ RAHÎL, ZIYÂ-İ EBEDÎ ile ... )
( MERG ile ... )
( DEATH vs./avec [Fr.] EUTHANASIE )
( KUYRUĞU TİTRETMEK ile ... )
- ÖLÜM ile/ve/yerine RABITA-I MEVT
- ÖLÜM ile TAN TUN
( ... İLE "Öldürülmek ya da başı belaya uğramak" anlamına gelen tan tuna gitmek deyiminde geçen bir söz. )
- ÖLÜM ile/ve/||/<>/> TEMEVVÜT[Ar. < MEVT]
( ... İLE/VE/||/<> Bir örgenin çürüyüp ölü duruma geçmesi. )
- ÖLÜM ile/ve/||/<> UYKU
( Uyku, ölümün kardeşidir. )
( ZIBARMAK: Ölmek, gebermek. | Uyumak, sızmak. )
( Ağır uyku. İLE/VE/||/<> Hafif ölüm. )
- ÖLÜM yerine/değil VEFÂT
- ÖLÜM ile/ve YAKÎN
- OLUMLU TEPKİ değil OLUMLU GERİBİLDİRİM
- OLUMSUZ ÖZGÜRLÜK ve/= GEREKSİNİM
( NEGATIVE FREEDOM vs./and/= NEED )
- ÖLÜRSE/M" değil ÖLÜNCE
- OLUŞ'TA(KEVN): SÜKÛN ve/||/<> HAREKET ve/||/<> ELVAN ve/||/<> ASVAT ve/||/<> TUUM(TADLAR) ve/||/<> REVAYİH(KOKULAR) ve/||/<> İTİMAT ve/||/<> HARARET ve/||/<> BÜRÛDET ve/||/<> RUTÛBET ve/||/<> YÜBÛSET(KURULUK) ve/||/<> TELİF ve/||/<> HAYAT ve/||/<> ELEM ve/||/<> KUDRET ve/||/<> İRADET ve/||/<> KERÂHET ve/||/<> ŞEHVET ve/||/<> NEFRET ve/||/<> İTİKAT ve/||/<> ZAN
( LA STABILITE et/||/<> LE MOUVEMENT et/||/<> LES COULEURES et/||/<> LES SONS et/||/<> LES GOUTA et/||/<> LES ODEURS et/||/<> L'APPUI et/||/<> LA CHALEUR et/||/<> LE FROID et/||/<> L'HUMIDITE et/||/<> LA SECHERESSE et/||/<> L'ACCORD et/||/<> LA VIE et/||/<> LA DOULEUR et/||/<> LA PUISSANCE et/||/<> LA VOLONTE et/||/<> LA REPUGNANCE et/||/<> LE DESIR SEXUEL et/||/<> L'AVERSION et/||/<> LA CONVICTION et/||/<> L'AVIS )
- OLUŞUM ile/ve/||/<> BAŞLANGIÇ
- OLUŞUM ile/ve DEĞİŞİM
( FORMATION vs./and ALTERATION )
- OLUŞUM ile DEĞİŞİM
- OLUŞUM ile/ve/||/<> DÜZEN
- OLUŞUM ile/ve/||/<>/> OLGUNLAŞMA
- OLUŞUM ile/ve/<> OLUŞ
- OLUŞUM = TEŞEKKÜL = FORMATION[İng., Fr.] = BILDUNG[Alm.] = FORMACIÓN[İsp.]
- OLUŞUM ile/ve/||/<> TÜRÜM
( ... İLE/VE/||/<> Varolanların oluşumu. )
- OM MANI PADME HUM ile ...
( SELÂM OLSUN LOTUS'TAKİ CEVHERE )
- OM ile OM/OHM[Alm.] ile OM/AUM
( Kemiklerin toparlak ucu. İLE Elektrik direnç birimi. İLE Uzakdoğu öğretilerinde adı geçen, doğaya ve bütünlüğe yakın ve yaklaşılabilen, meditasyonlar sırasında kullanılan ses/selen. )
- ÖMER HAYYAM ile ...
( Ömer Hayyam diye bilinen bilginin doğru olan adı Ömer Hayyamî'dir. )
( )
- ÖMÜR[< ÖMR < UMÜR]/HAYAT[Ar.] değil/yerine/= YAŞAM
- ÖN BEYİN'DE:
TALAMUS ile/ve HİPOTALAMUS ile/ve LİMBİK SİSTEM ile/ve BEYİN KABUĞU
( Talamus, duyu organlarından gelen sinir hücrelerinin beyin kabuğuyla olan ilişkisini sağlar. )
( Hipotalamus, en çok araştırılan beyin kısımlarından biridir. Büyüklüğü küçük bir kesme şeker kadar olmasına karşın, gördüğü işlemler son derece önemli ve değişiktir. Heyecanların ve arzuların denetlendiği merkezdir. Eşeysel davranış, yeme-içme bu merkezce denetlenir. )
( Limbik sistem beyin sapının yukarı kısmıyla ön beyin arasında yer alan sinir hücresi ağından oluşur. Heyecan yaşantısı, saldırma ve kaçma davramışlarıyla ilişkisi vardır. )
( THALAMUS vs./and HYPOTHALAMUS vs./and LIMBIC SYSTEM vs./and CEREBRAL CORTEX )
- [önce] YORUM ile/ve/sonra/> AŞIRI YORUM
( YORUM VE AŞIRI Y0RUM (UMBERTO ECO) kitabını okumanızı salık veririz.
)
( INTERPRETATION/COMMENT vs. EXCESSIVE INTERPRETATION/COMMENT )
- ÖNCEL = MUKADDEM = ANTECEDENT[İng.] = ANTÉCÉDENT[Fr.] = ANTECEDENT[Alm.] = ANTECEDENS[Lat.]
- (ÖNCELİKLİ/ÖNEMLİ/[ÖNCEKİ] OLMAZSA OLMAZ)
KAVRAM ÇİFTLERİ:
ÖNCELİK ve/||/<>/> SONRALIK
ve/||/<>
VAR OLAN ve/||/<>/> BİLGİ
ve/||/<>
SÜREÇ ve/||/<>/> SONUÇ
ve/||/<>
YÖNTEM/USÛL ve/||/<>/> İÇERİK/ESAS
ve/||/<>
BAĞLAM ve/||/<>/> ANLAM
ve/||/<>
ÇÖZÜMLEME ve/||/<>/> ÇÖZÜM
ve/||/<>
ÖNCÜL ve/||/<>/> ÖNERME
ve/||/<>
SAYGI ve/||/<>/> SEVGİ
[en az %99 ve/||/<>/> en az %1]
ve/||/<>
US/AKIL ve/||/<>/> ANLIK/ZEKÂ
ve/||/<>
EMİK/BEYİN ve/||/<>/> ANLIK/ZİHİN
ve/||/<>
DİRENÇ/İHTİYÂR ve/||/<>/> İSTENÇ/İRÂDE
ve/||/<>
DEVİM/HAREKET ve/||/<>/> ZAMAN
ve/||/<>
AN ve/||/<>/> ZAMAN
( Düşünme, konuşmak ve yaşamak üzere bilinmesi ve uygulanması gereken öncelikli ve olmazsa olmaz kavram çiftleri... [önceki olmadan sonraki olmaz!] )
- ONDÜLASYON/UNDULATION[İng.] değil/yerine/= DÜZENLİ DALGALANIM
- ÖNEM ile/ve/<> ANLAM
( IMPORTANCE vs./and/<> MEANING )
- ÖNEM ile/ve/<> DEĞER
( IMPORTANCE vs./and/<> VALUE/WORTH )
- ÖNEM ile ÖNCELİK
( IMPORTANCE vs. PRIORITY )
- ÖNEM ile/ve/değil YAYGINLIK
- ÖNERİ ile/ve/<>/yerine ÇÖZÜM
( Burada/şurada/orada değil! Sende! )
( SUGGESTION vs./and/<> CONSEQUENCE
CONSEQUENCE instead of SUGGESTION )
- ÖNERME ile DENKLEM
- ÖNERME ile/ve VARSAYIM
- ÖNGÖRÜ ile/ve YORUM
- 12 İMAM ve/<> 14 MÂSÛM-U PÂK ve/<> 17 KEMERBEST
- ÖNLEM ile/ve UYARI
( PRECAUTION vs./and CAUTION )
- ÖNLÜK ile/ve/değil/yerine/||/<> TULUM
- ONSEKİZBİN ÂLEM ile ...
( KÂİNAT )
- ÖNSÖZ ve/||/<> İLK BÖLÜM
- [ne yazık ki]
"ONU KASTETMEDİM" ve/||/<> "NE İLGİSİ VAR?"
( Söz sahibinin, söyleyeceği sözün olası yetersizliği/uygunsuzluğu ardından kullanmaya "saklı tuttuğu" savunma "sözü". İLE Dinleyenin, söylenilen sözün yetersizliği/uygunsuzluğu ardından kullanmaya "saklı tuttuğu" savunma "sözü". )
- ONU/ŞUNU (ŞÖYLE ŞÖYLE) YAPACAK BİRİ DEĞİLİM ile/değil/yerine ONU/ŞUNU (ŞÖYLE ŞÖYLE) YAPACAK ZİHNE SAHİP (BİRİ) DEĞİLİM
- ÖNYARGI = PEŞİN HÜKÜM, FİKR-İ BATIL, İTİKAT-I BATIL = PREJUDICE[İng.] = PRÉJUGÉ[Fr.] = VORURTEIL[Alm.] = PRAEJUDICIUM[Lat.] = PERJUICIO[İsp.]
- 17 KAVİM
( M.Ö. 300'E KADAR )
- OO- ile/||/<> OVİ-/OVO- ile/||/<> OÖPHOR-/OÖPHORO- ile/||/<> OVARİ-/OVARİO-/OARİ-/OARİO- ile/||/<> SALPİNG-/SALPİNGO-/-SALPİNX ile/||/<> ORCHİ-/ORCHİD-/ORCHİDO-/ORCHİO-/-ORCHİSM ile/||/<> OSCHE-/OSCHEO- ile/||/<> BLAST-/-BLASTİC/BLASTO-/-BLASTY ile/||/<> -SPERM/SPERM-/-SPERMA/SPERMAT-/SPERMATO-/-SPERMİA/SPERMO-
( Yumurta. İLE/||/<> Yumurta. İLE/||/<> Yumurtalık, yumurtalığa ait, ovaryum. İLE/||/<> Yumurta/ovaryum ile ilgili. İLE/||/<> Tüp, boru, Östaki ya da Fallop tüpleri. İLE/||/<> Testis, testis ile ilgili durum. İLE/||/<> Testis torbası, skrotum. İLE/||/<> Germ; döl; öz; ateşleme, patlama; tomurcuk, tomurcuklanma, filizlenme ile ilgili, doğurgan göze ile ilgili, ana göze ile ilgili. İLE/||/<> Tohum, döl, semen. )
- OPERKULUM ile ...
( Balıkların solungaçlarını örten koruyucu kapak. )
- OPIDUM ile ...
( Kutsal kale. )
- OPİYUM/OPIUM[İng.] değil/yerine/= AFYON
- OPORTÜNİZM/OPPORTUNISM[İng.] değil/yerine/= FIRSATÇILIK
- OPOSSUM değil/yerine/= KESELİ SIÇANGİL
( Keseli, memeli bir hayvan. Avustralya dışında olan ve Amerika'da yaşayan tek keseli hayvan. )
- OPSİYON[İng. < OPTION] değil/yerine/= SEÇENEK/ÖZGESEÇİM
- OPTİK değil/yerine/= GÖRCÜL/IŞIKBİLİM
- OPTIMİZM/OPTIMISM[İng.] değil/yerine/= İYİMSERLİK
- OPTIMUM[İng.] değil/yerine/= EN UYGUN
- OPTİMUM ile MAKSİMUM
- ORAN ile/ve/||/<> ANDIRIM
- ORANTI ile/ve/değil/<> BAĞLAM
- [ne yazık ki]
ORANTISIZ (YORUM) ile AŞIRI (YORUM)
- ORB- ile/||/<> GYRO- ile/||/<> CİRCUM- ile/||/<> CİNG-
( Halka, daire. İLE/||/<> Halka, daire, gyrus. İLE/||/<> Çevresinde, hakkında, ilgili. İLE/||/<> Çevreleme, girinci. )
- ÖRF-Ü ÂAM ile ÖRF-Ü HÂSS
( Sözlük anlamıyla. İLE Terim anlamıyla. )
- ORGANİK TARIM ile/ve/<> İYİ TARIM
- ORGANİZMA/ORGANISM[İng.] değil/yerine/= CANLI VAR OLAN
- ORGANİZMA ile/ve EYTİŞİM
- ORGANOLOJİ değil/yerine/= ÇALGIBİLİM
- ORİENTALİZM ile/||/<> ORİENTALİZAN/ŞARKKÂRÎ ÜSLÛP ile/||/<> NATÜRALİZM ile/||/<> SFUMATO
( Batı resim sanatında Delacroix gibi sanatçıların öncülüğünü yaptığı, konusunu Doğu'dan alan sanat yapıtlarına yer verilen üslûp. İLE/||/<> İ.Ö. VIII. yüzyılda gelişen kolonizasyon hareketlerinin sonucunda Doğu'ya özgü panter, aslan, geyik gibi hayvanların; lotus palmet gibi bitki ve çiçeklerin; sfenks, grifon gibi fantastik yaratıkların Yunan sanatında yaygın bir biçimde kullanılmasıyla oluşan üslûp. İLE/||/<> Sanat yapıtlarının doğal gerçekliğe uygun bir biçimde yapılmasını savunan anlayış. Batı sanatında Rönesans'la birlikte ortaya çıkan Natüralizm, çağımızın başlangıcına kadar etkili olmuştur. Natürallist üslûp içinde nesneler doğadaki gibi, insan gözünün gördüğü gibi betimlenirler. Araştırmacılar, natüralist üslûbun ilk belirtilerini İtalyan ressam Giotto'nun yapıtlarında bulur. Yine de natürallizmin en özgün anlatımı Rönesans sanatçılarının yapıtlarında görülür. İLE/||/<> Hava perspektifi. İlk kez Rönesans'ın büyük ustası Leonardo'nun yapıtlarında rastlanan bu yöntemde figürlerin arkasında uzanan manzara gittikçe soluklaşır, buğulu gri bir ton alır. Bu yolla izleyicide bir derinlik etkisi uyandırılır. Rönesans dönemine kadar çizgisel perspektifle sağlanan derinlik, bu buluşla daha inandırıcı ve gerçekçi bir boyut kazanmıştır. )
- ORTAKLIK ile/ve/<> AYRIM
- ORTAM ile ALTYAPI
- ORTAM ile/ve/||/<> KOŞULLAR
- ORTAM ile/değil ORTAĞIM
- ORTAM ile/ve/değil/<> ORTALIK
- ORTA YOL ile/ve/değil/||/<> ARA ÇÖZÜM
- ÖRTÜ/PERDE[Fars.]/HİCAB[Ar.]:
BURKU ile NİKAB ile LİFAM ile LİSAM ile HIMAR ile NASİF ile MİKNE'A ile CİLBAB
- ÖRTÜK TASIM = KIYAS-I MATVİ = ENTHYMEME[İng.] = ENTHYMÈME[Fr.] = ENTHYMEM[Alm.] = ENTHYMEMA[Yun.]
- ORUM ile ORUT
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bir tutam ot. İLE Bir yıllık kurumuş ot. )
- ORYANTASYON/ORIENTATION[İng.] değil/yerine/= UYUM | YÖNELIM
- TERBİYE/ORYANTASYON değil/yerine/= EĞİTME/EĞİTİM/YÖNLENDİRME/UYUM
- OSİLASYON/OSCİLLATION[İng.] değil/yerine/= SALINIM
- OŞİNOGRAFİ değil/yerine/= DENİZBİLİM
- OSMİYUM[Fr. < Yun.] ile ...
( Mavi renkte, 2700 °C'de ergiyen, platin filizlerinde bulunan, çok kırılgan bir öğe. [Simgesi ile ABCDEF ( Os] )
- ÖTEKİ DENEYİMLER/İ/M ile/ve/değil/||/<>/< ÖNCEKİ DENEYİMLER/İ/M
- OTİZM/AUTISM[İng.] değil/yerine/= DIŞAKAPANIM
- OTİZM ile/ve/<> BENCİLLİK ile/ve/<> TEKBENCİLİK
- OTİZM[Fr. < Yun.] değil/yerine/= İÇEYÖNELİKLİK
- OTİZM ile/değil LYME
- OTİZM ile/ve/değil/<>/> SUSKUNLUK/MUTİZM
- OTODİDAKT/İZM[Fr./İng.] değil/yerine/= ÖZÖĞRENEN / ÖZÖĞRENİM/Lİ
- OTOGESTİYON[Fr. < Yun.] değil/yerine/= ÖZYÖNETİM
( Sosyalist ülkelerde, tarım ya da endüstri kuruluşlarında, işçilerin söz ve karar sahibi olmaları ilkesine dayanan yönetim biçimi. )
- OTOJESTİYON değil/yerine/= ÖZYÖNETİM
- OTOMASYON değil/yerine/= ÖZDEVİM
- OTOMATİK TAKSONOMİ SİSTEMİ/AUTOMATIC TAXONOMY SYSTEM[İng.] değil/yerine/= OTOMATİK SINIFLANDRMA DÜZENİ (YAPAY ZEKÂ)
- OTOMATİZM/AUTOMATISM[İng.] değil/yerine/= ÖZİŞLERLİK
- OTOMATİZM değil/yerine/= ÖZDEVİNİM
- YAPAY "ZEKÂ":
OTONOM ile/ve/<> OTONOM OLMAYAN ile/ve/<>
YARI OTONOM
- OTOREGÜLASYON/AUTOREGULATION[İng.] değil/yerine/= ÖZ DÜZENLENİM
- OTURUM ile OTURUŞ
( Bir meclis ya da kurulun, çözümlenmesi ve/ya da çözülmesi gereken sorunları görüşüp tartışmak üzere yaptığı toplantı, celse. | Yasama meclislerinin birleşimlerinden her biri. İLE Oturma eylemi ya da biçimi. )
- OUTLET[İng.] değil/yerine/= ÇIKIM
- OVUM[Fr. < Yun.] ile/değil/<> OVOGON[Fr. < Yun. ]
( Yumurta. İLE/DEĞİL/<> İlkel bitkilerde, dişillik gözesi. )
( OVOGON DAĞARCIĞI: Çiçeksiz bitkilerin çoğunda, üreme örgenlerini barındıran boşluk. )
- OVUM[Fr. < Yun.] ile OVOLİT[Fr. < Yun. OVUM: Yumurta. | LITHOS: Taş. ]
( Yumurta. İLE İç içe mineral kabuklardan oluşan balık yumurtası biçiminde kalker. )
- OYLUM ile/ve/<> EKOYLUM
( ... İLE/VE/<> Camilerde, yarım kubbelerin iki ya da üç yanında, küçük yarım kubbelerle yapılan oylum eklemeleri. )
- OYLUM/HACİM[Ar.] ile/ve KAPASİTE
( VOLUME vs./and CAPACITY )
- OYLUM/HACİM[Ar.] ile KÜTLE[Ar.]
( )
- OYNAMAZ EKLEM ile/ve AZ OYNAR EKLEM ile/ve OYNAR EKLEM
( SYNARTHROSIS JOINT vs./and SYMPHYSE JOINT vs./and SYNOVIAL JOINT )
- OYUNDA:
SU ve/||/<> KUM ve/||/<> TAHTA
- ÖZ ile BİÇİM
( ESSENCE vs. FORM )
- ÖZ DIŞAVURUM
( ESSENCE
EXPRESSION )
- ÖZ ile/ve/değil UZAM
( Özde, hareket aranmaz/"bulunmaz". )
( [not] ESSENCE vs./and/but EXTENT )
- ÖZDEŞİM ile/ve/||/<> YANSITMALI ÖZDEŞİM
- ÖZDEŞLİK ile/ve/||/<> AYRIM
- ÖZDEŞLİK ile/değil BİLEŞİM
- ÖZDEVİM/OTOMASYON ile ÖZDEVİNİM/OTOMATİZM
( Endüstride, yönetimde ve bilimsel işlerde, insan aracılığı olmadan, işlerin otomatik olarak yapılması. İLE Bir araca, bir şeye otomatik bir işleyiş kazandırmak için gerekli olan düzen. )
- ÖZEL EĞİTİM ile/ve/+/||/<>/>/< KENDİNİ GELİŞTİRMEK
- ÖZEL YAŞAM ile/ve/değil GİZLİ YAŞAM
- ÖZELLİK ile/ve/değil DURUM
- ÖZEN GÖSTERMEYE:
ÇALIŞIRIM ile/ve/<> ÇALIŞAYIM
- ÖZENDİRME ile/ve/değil/yerine (SADECE) ANLATIM
( [not] TO ENCOURAGE vs./and/but (ONLY) EXPLAINING
(ONLY) EXPLAINING instead of TO ENCOURAGE )
- [ne yazık ki]
ÖZENSİZ ÜRETİM ve/||/<>/> SINIRSIZ TÜKETİM
- ÖZGÜN TANIM ile BİRİNİN/...'NIN TANIMI
( ORIGINAL/AUTHENTIC DEFINITION vs. SOMEONE'S DEFINITION )
- İSTENÇ = İRADE-İ CÜZİYE = FREE WILL[İng.] = LIBRE ARBITRE[Fr.] = WILLENSFREIHEIT[Alm.] = LIBERUM ARBITRIUM[Lat.] = LIBRE VOLUNTAD[İsp.]
- ÖZGÜRLÜĞÜNE YÖNELİM/EĞİLİM ile/ve/değil/yerine ÖZGÜRLÜĞE YÖNELİM/EĞİLİM
- ÖZGÜRLÜK ile/ve BELİRLENİM
( Dış varlık yasası. İLE/VE Tin'in yasası. )
( FREEDOM vs./and DETERMINATION )
- ÖZGÜRLÜK = HÜRRİYET = LIBERTY, FREEDOM[İng.] = LIBERTÉ[Fr.] = FREITHEIT[Alm.] = LIBERTAS[Lat.] = LIBERTAD[İsp.]
- ÖZGÜRLÜK ile/ve/<> ÖZGÜRLEŞTİRİCİ EYLEM
( Özgürleşme, doğal bir süreçtir. Ve sonucunda, kaçınılmazdır. Şimdi'ye getirmek ise bizim gücümüz(tercihimiz/önceliklerimiz) dahilindedir. )
( FREEDOM vs./and/<> THE ACT WHICH BRINGS TO FREEDOM )
- ÖZLEDİM ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ÇOK GÖRESİM GELDİ
( Ahmet Hamdi Tanpınar'ın, eşine yazdığı mektubu sonlandırırken, "özledim" demekten utanıp "çok göresim geldi" diye yazmış olması... )
- ÖZLEM ve/<>/< AYRILIK
- ÖZLEM ve/||/<>/> GÖZLEM ve/||/<>/> SÖZLEM ve/||/<>/> EYLEM ve/||/<>/> İŞLEM ve/||/<>/> İZLEM
- ÖZLEM = LONGING, REGRET[İng.] = SOUHAIT, FRUSTRÉ[Fr.] = SEHNSUCHT[Alm.] = DESIDERIUM[Lat.]
- ÖZLEM ile/ve/||/<> ÖZENTİ
- ÖZLEM ve/ne yazık ki/||/<> SIKILMA ve/ne yazık ki/||/<> TUTULMA
( Geride bıraktıklarımızı. VE/NE YAZIK Kİ/||/<> Elimizin altındakinden. VE/NE YAZIK Kİ/||/<> Ulaşamadıklarımıza. )
- ÖZLEM ve/<> ZEVK
- ÖZNE DURUMUNDAKİ KAVRAM ile/ve/||/<> YÜKLEM DURUMUNDAKİ KAVRAM
( [Yüklem durumundaki kavramı] İçeriyorsa, analitik. İLE İçermiyorsa, sentetik. )
- ÖZNE = FAİL, MEVZU = SUBJECT[İng.] = SUJET[Fr.] = SUBJEKT[Alm.] = SUBJECTUM[Lat.] = HYPOKEIMENON[Yun.] = SUJETO[İsp.]
- ÖZÜR "DİLERİM" ile "KUSURA BAKMA"
- ÖZÜR DİLERİM değil/yerine ÖZÜR/ÖZRÜMÜ BEYAN EDİYORUM/EDERİM
- PAK EDELİM! ve/||/<>/< HAK EDELİM!
( Bulunduğumuz/vardığımız yeri. VE/||/<>/< Yediğimiz lokmayı. )
- PALESTRA ile/ve/||/<>/> GMYNASIUM
( Çalışma alanı. İLE/VE/||/<>/> Yarışma alanı. )
( Sadece sporcuların alanı. İLE/VE/||/<>/> Sporcuların ve izleyicilerin alanı. )
- PALYATİF TEDAVİ/PALLIATIVE TREATMENT[İng.] değil/yerine/= RAHATLATICI SAĞALTIM
- PANCAR/KOCABAŞ/ÇÜKÜNDÜR ile ŞALGAM
( Ispanakgillerden, vitamince zengin bir bitki. | Bu bitkinin, şeker elde edilen kalın ve etli kökü. İLE Turpgillerden, yumru köklü bir bitki. | Bu bitkinin, besin olarak kullanılan etli ve tatlı kökü. )
( BEET(ROOT) vs. TURNIP )
( BETA VULGARIS cum BRASSICA RAPA )
- PANENTEİZM ile/ve VAHDET-İ VÜCÛD
- PAPATYA ile/değil PYRENTUM
( ... İLE/DEĞİL Zehir olarak kullanılmaktadır. )
- PARA:
GEREKSİNİM değil MASKELEME
- PARA TUTKUSU/HAMAN ile/ve ORUN/MEVKİ TUTKUSU/BELÂM ile/ve RUHBANLIK/İLÂH OLMA TUTKUSU
( KÂRUN ile/ve FİRAVUN ile/ve BELÂM )
( Emeğin sömürücüsü. İLE/VE Siyasetin zâlimi. İLE/VE Maneviyatın gaspçısı. )
- PARAFİNDEN YAPILMIŞ MUM ile/yerine %100 STEARİN YA DA DONYAĞI İÇEREN MUM
- PARALOJİZM ile ...
( Mantığa uymazlık. )
- PARANOYA:
ERDEM ve/||/<> AMAÇTAN UZAKLAŞMA/"SOYUTLANMA"
- PARAZİTİZM ile KOMENSALİZM
( Bir canlının ötekine zarar vererek yaşadığı ilişki türü. İLE Bir canlının yarar sağladığı, ötekinin etkilenmediği ilişki türü. )
- PARÇALANMIŞLIK ile/değil AYRIM
- PARÇALI YAPRAK = VARAK-I MÜNKASİM = FEUILLE DIVISÉE
- PARTİSYON değil/yerine/= BÖLME, BÖLÜM
- PATENT ile YARARLI/FAYDALI MODEL ile TASARIM
( )
- PATRİYARKALİZM ile PATRİMONYALİZM
- PATRONAJ[Fr. < PATRONAGE] ile/ve/değil/yerine/<> YARDIM | YÖNETİM, GÖZETİM
( Cezaevinden serbest bırakılan suçlunun, toplum yaşantısına yeniden uyabilmesini sağlamak amacıyla yapılan yardım çalışması. )
- PATTERN vs. FORM
- PAYE[Fars.] ile/ve/değil/||/<>/< PAY/ÜLEŞ/HAK/HİSSE/SEHİM
( Aşama, rütbe. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Birden fazla kişi arasında bölüşülmüş bir bütünden, bu kişilerin her birine düşen bölüm. | Eşit bölüm. | Ticari bir işlemde zarar tehlikesine karşı ayrılan para, marj. | Bayağı kesirlerden birinin eşit parçalardan kaç tane aldığını gösteren sayı. | Katkı. )
- PAYLAŞIM ile/ve DAĞITIM
( SHARING vs./and DISTRIBUTION )
- PAYLAŞIM ile/ve DAYANIŞMA
( SHARING vs./and SOLIDARITY )
- PAYLAŞIM ve/> DÖNÜŞÜM
( SHARING and/> TRANSFORMATION )
- PAYLAŞIM ile/ve/||/<> İŞLEM ile/ve/||/<> ARŞİV
( Verilerin ve özellikle de e-postaların düzenlenmesinde gerekli olan, öncelikli ve işlevsel en üst üç bölüm/leme. )
- PAYLAŞIM ile/ve/değil PAYLAŞIMI YAŞAMAK
( [not] SHARING vs./and TO LIVE/FEEL THE SHARING )
- PAYLAŞIM ile/ve/<> SAYGINLIK
- PAYLAŞIM ile/ve YAKLAŞIM
( SHARING vs./and APPROACHING )
- PAZAR ile PASAR MALAM
( Yerde, tezgâh ya da bir şeylerin üzerinde. İLE Brunei'nin başkenti Bandar Seri Begawan'da, yerli halkın, kayıklarının içinde çeşitli tropikal meyveler sattığı bir pazar. )
- PAZARLAMA ile/ve/<> HALKLA İLİŞKİLER ile/ve/<> REKLAM ile/ve/<> MARKALAŞTIRMA
( "Ben büyük bir âşığım." İLE/VE/<> "İnan bana! O çok büyük bir âşık." İLE/VE/<> "Büyük âşığım! Büyük âşığım! Büyük âşığım!" İLE/VE/<> "Anladım ki, büyük bir âşıksın!" )
( "I'm great lover." vs./AND/<> "Trust me! He's a great lover." vs./AND/<> "I'm a great lover. I'm a great lover. I'm a great lover." vs./AND/<> "I understand. You are a great lover." )
( MARKETING vs./and/<> PUBLIC RELATIONS vs./and/<> ADVERTISING vs./and/<> BRANDING )
- p.c.[Lat. < POST CIBUM] değil/yerine/= YEMEKLERDEN SONRA
- PC/POST CİBUM[İng.] değil/yerine/= YEMEKTEN SONRA
- PCI/PERCUTANEOUS CORONARY INTERVENTION[İng.] değil/yerine/= DERİDEN KORONER ATARDAMAR GİRİŞİMİ, PERKÜTAN KORONER GİRİŞİM
- PDÖ/PROBLEM-BASED TEACHING[İng.] değil/yerine/= SORUNA DAYALI ÖĞRETIM
- PEDOLOJİ[Fr. < Yun. PAİD: Çocuk. LOGOS: Bilim.] ile PEDOLOJİ[Fr. < Yun. PEDON: Toprak. LOGOS: Bilim.]
- PEKİŞTİRME ile/ve/||/<> VURGU/ÜNLEM
( Bazı sözler, argolar ve küfürler, sözcüğün birebir anlamı/karşılığı için kullanılmaz. Daha çok pekiştirme sıfatı ya da vurgu, ünlem olarak kullanılır. )
- PEKMEZ'LERDE:
HURMA ile/ve KAYISI ile/ve DUT ile/ve ÜZÜM ile/ve KEÇİBOYNUZU/HARNUP ile/ve ANDIZ ile/ve KIZILCIK
( )
- PERFEKSİYONİZM/PERFECTIONISM[İng.] değil/yerine/= MÜKEMMELLİYETÇİLİK
- PERFORMANS değil/yerine/= BAŞARIM
- PEROKSİZOM değil/yerine/= AYIRGAN
- PERSEVERASYON/PERSEVERATION[İng.] değil/yerine/= TEKRARLI TAKILIM
- PERTEV değil/yerine/= IŞIK, PARLAKLIK, YALIM
- PERUZ HANIM ile/ve/||/<>/> NURHAN DAMCIOĞLU
( )
- PES ile/ve/||/<>/> TİZ ile/ve/||/<>/> UYUM
( Hafif, yavaş sesle söylenen. | Yenilgiyi kabul ettiğini belirtmek için ya da birinin şaşkınlık veren davranışlarına karşılık olarak kullanılır. İLE/VE/||/<>/> İnce, keskin selen/sadâ. İLE/VE/||/<>/> ... )
- PET/POZİTRON EMISYON TOMOGRAFİ POSITRON EMISSION TOMOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= POZİTRON YAYILIMLI KESİTÇEKİM
- PEYGAMBER ile HEKİM
( ... İLE Peygamberlikten nasibi olan. )
( İkisi de gelecekten haber verir. )
( Topluluğu değiştirme gücü olmayanlar, kendini düzeltemez. )
- PEYGAMBER ve/||/<>/> İLİM
( Peygamberler, yalnızca, ilmi, kalıt[miras] bırakır. )
- PİETİZM ile ...
( Dini kuralları tutarlı ve sıkı yaşamak. )
- PİKTOGRAFİ değil/yerine/= ÇİZİYAZIM
- PİKTOGRAM değil/yerine/= ÇİZİYAZI
- PIMS/PERSONAL INFORMATION MANAGEMENT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= KİŞİSEL BİLGİ YÖNETİM DÜZENİ
- PIRİFORM[İng.] değil/yerine/= ARMUDUMSU
- PİSİFORM[İng.] değil/yerine/= BEZELYEMSİ
- PIYRIM-PIYRIM
( Çok eskimiş, çok yıpranmış. )
- PLAN/PLANE[İng.] değil/yerine/= DÜZLEM
- PLAN ile/ve/<>/> SAHNE ile/ve/<>/> SEKANS ile/ve/<>/> FİLM
- PLANETARYUM[Fr.] değil/yerine/= GÖKEVİ/GEZEGENEVİ
- PLASMAN değil/yerine/= YATIRIM
- PLASTİD ile LİZOZOM
( Bitki gözelerinde fotosentez ve depo işlevlerini üstlenen organel. İLE Hayvan gözelerinde sindirim ve atık bertarafını sağlayan organel. )
- PLATFORM ile ALTYAPI
( PLATFORM vs. SUBSTRUCTURE )
- PLATFORM değil/yerine/= YAYKIN, | BATNAR
- PLEOMORFİZM/PLEOMORPHISM[İng.] değil/yerine/= ÇOK BİÇİMLİLİK
- PLÜRALİZM değil/yerine/= ÇOĞULCULUK
- PLÜRALİZM değil/yerine/= ÇOKÇULUK
- PLUTONYUM[Fr.] ve/<>/< NEPTUNYUM
( Atom numarası 94 olan, neptunyumdan elde edilen, radyoaktif bir öğe. [Simgesi: Pu] VE/<>/< ... )
- pocul.[Lat. < POCULUM] değil/yerine/= BARDAK
- PODYUM[Yun.] değil/yerine/= ÇIKMALIK, YAYKIN
( Genellikle atletizm yarışmalarında derece alan atletlerin ya da giysileri sergilemek için mankenlerin çıktığı, merdivenli, yüksekçe yer. )
- POETRY vs. POEM
- POLIFORM/POLYFORM[İng.] değil/yerine/= ÇOK BİÇİMLİ
- POLIMORFİZM/POLYMORPHISM[İng.] değil/yerine/= ÇOK BİÇİMLİLİK
- POLINOM[İng.] değil/yerine/= ÇOK TERİMLİ
- POLİP[Fr. < Yun.] ile LİPOM[Fr.] ile SARKOM[Fr.]
( İyi huylu ur. Selenterelerden, toplu ya da tek başına yaşayabilen, basit yapılı hayvan. | Mukoza ile kaplı boşluklar içinde gelişen, yumuşak, telsel, genellikle saplı ve armut biçiminde ur. İLE Zararsız ur. Yağ dokusunun, bulunduğu yerde büyümesiyle oluşan iyicil ur. İLE Tehlikeli bir ur. )
- POLİTEİZM ile HENOTEİZM ile DÜEİZM ile MONOTEİZM
( Çok tanrılılık. İLE Üç tanrılılık. İLE Çift tanrılılık. [Zerdüştlük.] İLE Tek tanrılılık. [Yahudilik. Hristiyanlık. İslâm.] )
- POPÜLASYON GENETİĞİ ile DOĞAL SEÇİLİM
( Bir popülasyondaki genlerin ve genotiplerin zamanla nasıl değiştiğini inceleyen bilim dalı. İLE Evrimin itici gücüdür. Yaşamda kalma ve üreme olasılığı en yüksek olan canlıların genlerini gelecek kuşaklara aktarmasını sağlar. )
- POPÜLASYON YOĞUNLUĞU ile DAĞILIM
( Belirli bir bölgedeki birey sayısının o bölgenin yüzölçümüne oranı. İLE Bir nüfustaki bireylerin bir bölgeye nasıl dağıldığını gösterir. )
- POSTER değil/yerine/= ASKILI SUNUM, ASKILI TANITIM
- POSTMORTEM[İng.] değil/yerine/= ÖLÜM SONRASI
- POSTNİŞİN ile/ve SERTARÎK ile/ve SERTABBÂH ile/ve SERZÂKİR ile/ve İMÂM ile/ve MEYDANCI ile/ve TÜRBEDÂR ile/ve ÂSÂDÂR ile/ve NAKÎB ile/ve PAZARCI ile/ve ÇERÂĞÎ ile/ve SÂKÎ ile/ve FERRÂŞ ile/ve KAPUCU
- POTASYUM[Fr. < Lat.] ile/ve/<> POTAS[Fr. < Alm.]
( Potasyum hidroksit içinde bulunan, atom numarası 19, atom ağırlığı 39.10 olan, 0.87 yoğunluğunda, 62.5 °C'de ergiyen, 15 °C'de mum gibi yumuşak, soğukta sert ve kırılgan öğe. [Simgesi: K] İLE/VE/<> Potasyum hidratı, potasyum karbonatı gibi potasyum bileşiklerine verilen genel ad. )
- POTASYUM ile POTASYUM HİDROKSİT(POTASKOSTİK) ile POTASYUM KLORÜR ile POTASYUM NİTRAT ile POTASYUM SÜLFAT ile POTASYUM SÜLFÜR
( Potasyum hidroksit içinde bulunan, atom numarası 19, atom ağırlığı 39.10 olan, 0.87 yoğunluğunda, 62.5 °C'de ergiyen, 15 °C'de mum gibi yumuşak, soğukta sert ve kırılgan öğe. [Simgesi: K] İLE Akkor derecede uçucu olan, 360 °C'de ergiyen, suda ısı açığa çıkararak çözünen, beyaz bir katı. [KOH] İLE Öteki potasyum bileşiklerinin çoğunun hazırlanmasında kullanılan, susuz durumda, 768 °C'de ergiyen, renksiz küpler biçiminde billurlaşan madde. [KCI] İLE Güherçile. İLE Potasyum klorür üstüne sülfirik asidin etkisiyle elde edilen, tarımda gübre olarak kulanılan madde. [K2SO4] İLE Kükürtlü hidrojenin, potasyum hidroksite etkimesiyle oluşan bileşik. [KHS] )
- POTASYUM ile RUBİDYUM[Fr. < Lat.]
( ... İLE Atom numarası 37, atom ağırlığı 85.46 olan, 1.52 yoğunluğunda, 39 °C'de ergiyen, çabuk oksitlenen, pancar gibi bazı bitkilerde, madensularında bulunan, potasyuma benzer kimyasal öğe. [Simgesi: Rb.] )
- POZİSYON/POSITION[İng.] değil/yerine/= KONUM | DURUM
- POZİSYON/STATÜ/VAZİYET değil/yerine/= KONUM
- POZİTİF BİLİM yerine DENEY BİLİMİ
( POSITIVE SCIENCE instead EXPERIMENTAL SCIENCE )
- POZİTİF BİLİM ile/ve MANEVÎ BİLİM
( Açıklayıcı. İLE/VE Anlamaya yönelik. )
- POZİTİVİZM ve MODERNİZM ve NİHİLİZM
- POZİTİVİZM değil/yerine/= OLGUCULUK
- POZİTİVİZM ile PRAGMATİZM
- POZİTRON ile POZİTRONYUM
( Pozitif elektron. İLE Negatif bir elektronla bir pozitrondan oluşan, hidrojen atomuna benzeyen kararsız yapı. )
- PPE/PERSONAL PROTECTIVE EQUİPMENT[İng.] değil/yerine/= KİŞİSEL KORUYUCU EKİPMAN, KİŞİSEL KORUYUCU DONANIM
- p.r.[Lat. < PER RECTUM] değil/yerine/= REKTUM/ANÜS YOLUYLA
- PRAGMACILIK = PRAGMATISM[İng.] = PRAGMATISME[Fr.] = PRAGMATISMUS[Alm.] = PRAGMA[Yun.]
- PRAGMATİK/PRAGMATICS[İng.] değil/yerine/= YARARCILIK, EDİMBİLİM
- PRAKSİ/PRAXIS[İng.] değil/yerine/= EDİM
- PREMEDİKASYON/PREMEDICATION[İng.] değil/yerine/= HAZIRLAYICI SAĞALTIM
- PRENSİP ile YÖNTEM
( PRINCIPLE vs. METHOD )
- PREZANTASYON/PRESENTATION[İng.] değil/yerine/= SUNUM
- PREZENTASYON[İng. < PRESENTATION] yerine SUNUM
- PRİMİTİVİZM değil/yerine/= İLKELCİLİK
- PRIMUM[İng.] değil/yerine/= İLK | ÖNCE
- PROBABİLİZM değil/yerine/= OLASICILIK
- PROBLEM" değil AYRIM
- PROBLEM/Lİ yerine SORUN/LU
- PRODROM[İng.] değil/yerine/= ÖNBELİRTİ
- PRODÜKSİYON değil/yerine/= YAPIM
- PROFICIENCY vs./and PARADIGM
- PROGNOZ/PROGNOSIS[İng.]/AKIBET[Ar.] değil/yerine/= SONLANIM
- PROGRAM[İng.] değil/yerine/= İZLENCE, İZLİK
- PROGRAM[İng. PROGRAM | Fr. PROGRAMME ] değil/yerine/= KOMUTLAM
- PROGRAM ile/ve TASARIM
( PROGRAMME vs./and DESIGN )
- PROJEKSİYON/PROJECTION[İng.] değil/yerine/= YANSITMA | İZ DÜŞÜM
- PROJEKTİF/IDENTIFIKASYON PROJECTIVE IDENTIFICATION[İng.] değil/yerine/= YANSITMALI ÖZDEŞİM
- PRÖMİYER/GALA["İLK PRÖMİYER/İLK GALA" değil!] değil/yerine/= İLK GÖSTERİM
- PROMOSYON değil/yerine/= TANITIM
- PROSEDÜR/PROCEDURE[İng.] değil/yerine/= İŞLEM
- PROZODİ değil/yerine/= SESLEM UYUM
- PSİKODRAMADA:
ISINMA ve/||/<>/> OYUN ve/||/<>/> PAYLAŞIM
- PSİKOLOJİ[6D] ile/ve/||/<>/> AKTARIM
- PSİKOLOJİ ile/ve BİLİM ile/ve FELSEFE
( Bilinçle. İLE/VE Nesnelerle. İLE/VE Bilincin bilinci. )
- PUKÖ/PICA/PLAN, İMPLEMENT, CONTROL, ACTION[İng.] değil/yerine/= PLAN, UYGULAMA, KONTROL, ÖNLEM
- PULSASYON/PULSATION[İng.] değil/yerine/= VURUM
- PULUÇ/INNÎN, ANÂNET[Ar.]/IMPOTENCE[İng.]/IMPUISSANCE[Fr.]/EMPTOTANS[Fr. IMPUISSANT] ile/>< PRİAPİZM
( Eşeysel güçsüzlük, iktidarsızlık. Ereksiyon olamama. (Kalkmaması) | Kısır, güçsüz. İLE/>< Sürekli erekte durumunda olma. [Tarihte ilk olarak M.Ö. 1550'lerde Antik Mısır'da yazılmış olan Ebers tıp papirüsünde "Priapizm" hastalığından söz edilmiştir. Bu hastalığın tarihteki ilk tarifi ise M.Ö. 300'lü yıllarda Apamealı Demetrius tarafından yapılmıştır.] [Çok tanrılı Yunan mitolojisinde, Bereket Tanrısı dışında, Dionysus, Pan ve Hermes gibi tanrılar da büyük üreme örgenleri ile bilinir.] )
- PUTPERESTLİK:
(")TAPMAK(") değil YÖNELİM
( Putperestlik, bir şeye tapmak değil soyut olana somut bir şey üzerinden yönelmektir. )
- p.v.[Lat. < PER VAGINAM] değil/yerine/= VAJİNA YOLUYLA
- RADİKALİZM değil/yerine/= KÖKTENCİLİK
- RADYASYON/RADIATION[İng.] değil/yerine/= IŞINIM
- RADYOEKOLOJİ değil/yerine/= IŞINÇEVREBİLİM
- RADYOGRAFİ değil/yerine/= IŞINYAZIM
- RADYOPROTEKSİYON/RADIOPROTECTION[İng.] değil/yerine/= IŞINDAN KORUNUM
- RAFİNAJ[Fr.] değil/yerine/= ARITIM
- RAHİM[Ar. < ERHÂM] ile RAHÎM[Ar. < RAHMET | çoğ. RUHAMÂ] ile RAHÎM[Ar.] ile RÂHİM[Ar. < RAHM | çoğ. RÂHİMÎN, RÂHİMÛN]
( Dölyatağı. | Akrabalık/hısımlık.[anne tarafından] İLE Esirgeyen, koruyan, acıyan, merhametli Cenâb-ı Hakk. [Allah'ın adlarından] İLE Hafif/lâtif sözlü hanım. İLE Acıyan, acıyıp esirgeyen, merhametli. )
- RAHİM ile RAHÎM
( Döl yatağı. İLE Koruyan, merhamet eden. )
- RAHİM ile/ve VİCDAN
( Kişinin/insanlığın oluştuğu yerler. )
- RAHMAN ve/<> RAHÎM ve/<> ALLAH
( İsm-i Kemâl. VE/<> İsm-i Cemâl. VE/<> İsm-i Celâl. )
( Kalıbımız. VE/<> Fiilimiz. VE/<> Ruhumuz. )
- RAHMAN ve/<> RAHMET ve/<> RAHÎM
( Doğa. VE Bilgi. VE Kılavuz. )
( ... VE/<> Bir varolanın, öteki tüm varolanlarca desteklenmesi. VE/<> ... )
- RAHMİN, DOĞUŞTAN OLMAMASI [ROKITANSKY KUSTER HAUSER MAYER BOZUKLUĞU (RKM)] ile/<>
ERİL DUYARLILIK BOZUKLUĞU (TESTİKÜLER FEMİNİZASYON)
( Açıklamaları için burayı tıklayınız... İLE/<> Açıklamaları için burayı tıklayınız... )
( Ayşe Arman'ın, "Vajinası olmayan kadın" söyleşisi için burayı tıklayınız... )
- RAKÎM ile RÂKIM[< RAKM]
( YAZI YAZACAK LEVHA | YAZI, KİTAP VE SAİRE ile YAZAN, ÇİZEN | KOT, BİR YERİN DENİZDEN OLAN YÜKSEKLİĞİ )
- RAKIM ile YÜKSEKLİK
( TEFÂZUL-İ İRTİFÂ': İki noktanın deniz yüzeyinden yükseklikleri arasındaki fark. )
( ELEVATION/ALTITUDE vs. HEIGHT )
- RAKİP/HASIM[Ar.] değil/yerine/= ÇEKİŞTEŞ/KARŞIDAŞ/YARIŞTAŞ
- RAKKAM değil RAKAM
- RAM ile HARD DISK
( Kısa süreli bellek. İLE Uzun süreli bellek. )
( Random-access memory.[akronim/acronym] İLE Hard Disk. )
- RAMA ile/ve SİCİM
- RAMAZAN ve KELÂM
- RANDIMAN[Fr.] değil/yerine/= VERİM
- RANDOM[İng.] değil/yerine/= RASTGELE
- RASAT[Ar.] değil/yerine/= GÖZLEM
- RAŞİTİZM[Fr. RACHITISME< Yun.]/KÜSÂHAT[Ar.] SISKALIK
( Çocuklarda, kalsiyum, fosfor eksikliğinden ya da dengesizliğinden ileri gelen, biçim bozukluğuna neden olan kemik sayrılığı. )
- RASYONALİZM/RATIONALISM[İng.] değil/yerine/= USÇULUK
- RASYONALİZM ile MEKANİZM
- RAUF ile/ve RAHÎM
- RAUNT/RAVNT[İng.] değil/yerine/= DÖNEM
- RBS/RADIOLOGY INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= RADYOLOJİ BİLGİ DÜZENİ
- RDS/RELATIONAL DATABASE SYSTEM[İng.] değil/yerine/= İLİŞKİSEL VERİTABANI YÖNETİM DÜZENİ
- REABSORPSİYON/REABSORPTION[İng.] değil/yerine/= GERİ EMILIM
- [not] REACH/CLAIM TO THE FREEDOM - OBLIGATORY OF THE FREEDOM (AND CONSEQUENTLY TO GET RESPONSIBILITY OF THE FREEDOM
- REALİZM değil/yerine/= GERÇEKÇİLİK
- REALİZM ile İDEALİZM
( Modernitedeki çelişkilerin billurlaştırılması. İLE/VE/DEĞİL Modernizmi forma sokmak. )
( Kayıp. İLE/VE/DEĞİL Kazanç/kazanım. )
( Fransız protestanlığını anlamadan Modernizm'i anlamak olanaksızdır. )
( Değerli maden stoklarının artırılmasını öngören ekonomik düzen. | Avrupa pazarında doğulu tüccar. [Merkantilistlere göre, devlet ancak altın stoğunun artırılmasıyla zengin olabilir] [1500-1600 yılları arasında geçerlilik/değer bulmuştur] İLE Fransız merkantilizmi. )
( Altın ve gümüş madenlerinin ülkeden çıkmasının önlenmesini ister. İLE Sanayi sayesinde altın ve gümüş stoğunun artırılmasını ister. İLE Ticaret sayesinde altın ve gümüş stoğunun artırılmasını ister ve ihracatın ithalattan çok olmasıyla artacağını iddia eder. )
( AGNOSTİK: Bilinemez; Sınırlarını çizmek. )
( FARÂBÎ )
( Bkz. İSLÂM DÜŞÜNCESİ - H. ZİYA ÜLKEN )
( BİLİNEMEZCİLİK ile/ve/değil/yerine BİLGELİKLE BİLİNEMEZCİLİK )
( IGNORAMUS ET IGNORABIMUS: Bilmiyoruz ve bilemeyeceğiz. )
( QUIETISM vs./and AGNOSTICISM
QUIETISM vs./and EXISTENTIALISM )
- REALİZM ile İDEALİZM/LİBERALİZM ile MARKSİZM
- REBOUND[İng.] değil/yerine/= GERİ TEPİM
- RECOVERY ROOM[İng.] değil/yerine/= UYANMA ODASI (ANESTEZIDEN)
- REDISTRİBÜSYON/REDISTRIBUTION[İng.] değil/yerine/= YENIDEN DAĞILIM
- REDOKS (ETKİLEŞİM) ile/||/<> ASİT-BAZ (ETKİLEŞİMİ)
( Elektron aktarımı ile gerçekleşen tepkime. İLE/||/<> Proton aktarımı gerçekleşir.[H+ ve OH- iyonlarının tepkimesi.] )
- REFLEKS ile ATILIM
- REFRAKTER PERİYOT/REFRACTORY PERIOD[İng.] değil/yerine/= DUYARSIZ DÖNEM
- REJENERASYON/REGENERATION[İng.] değil/yerine/= YENİLENİM
- REKLÂM ile/ve/değil OLTA
- REKLÂM = ADVERTISEMENT[İng.] = RÉCLAME[Fr.] = ANZEIGE/REKLAME[Alm.] = PUBBLICITÀ[İt.] = ANUNCIO[İsp.]
- REKLÂM ile/değil HABER
( ["not"] ADVERTISEMENT vs. NEWS/MESSAGE )
- REKLAM[Fr. < RÉCLAME] değil/yerine/= TANITI
( Bir şeyi topluma tanıtmak, beğendirmek ve böylelikle sürümünü sağlamak için denenilen her türlü yol. | Bu amaç için kullanılan yazı, görsel, film vb. )
- REKTUM ile/ve/> ANÜS[Lat.]/MAKAT[Ar. MAK'AD]/DÜBR[Ar./ŞERÇ/ŞERC
( Kalın bağırsak. İLE/VE/> Bağırsak sonu. Dışkı boşaltım yeri/deliği. )
( RECTUM vs./and/> ANUS )
- REMM[Ar.] ile REM[Ar.]
( Onarma. İLE Ürkme. | Titreme. | Sürü. )
- REPARASYON/REPARATION[İng.] değil/yerine/= ONARIM
- REPLANTASYO/N REPLANTATION[İng.] değil/yerine/= YERİNE TAKMA | YENİDEN EKİM
- REPRINT[İng.] değil/yerine/= TIPKI BASIM
- RES/RETICULOENDOTHELIAL SYSTEM[İng.] değil/yerine/= RETİKÜLOENDOTELİYAL DÜZEN
- RESİM ÖĞRETMENİ ile/ve RESSAM
( Ressamları konu alan bazı filmler...
- Artemisia (1997)
- Basquiat (1996)
- Big Eyes (2014)
- Camille Claudel, 1915 (2013)
- Caravaggio (2007)
- Carrington (1995)
- Frida (2002)
- Girl with a Pearl Earring (2003)
- Goya's Ghosts (2006)
- Klimt (2006)
- Love Is the Devil: Study for a Portrait of Francis Bacon (1998)
- Modigliani (2004)
- Nightwatching (2007)
- Pollock (2000)
- Séraphine (2008)
- Surviving Picasso (1996)
- Van Gogh (1991) )
- RESİM ile AKADEMİ
( ... İLE Yüksekokul. | Çıplak modelden yapılmış insan resmi. | Bilginler, yazarlar, sanatçılar kurulu. )
- RESİM değil/yerine/= BEZEK
- RESİM ve/||/<>/< BİLİM
( "Resim bir bilimdir ve tüm bilimler, matematiğe dayanır. İnsanın ortaya koyduğu hiçbir şey, matematikte yerini bulmaksızın bilim olamaz." )
- RESİM ile DAĞLAMA RESMİ/PİROGRAVÜR[Fr.]
( ... İLE Ağaç üzerine, kızgın demirle yapılan bir tür resim, yakma resim. )
- RESİM ile/ve/değil EŞİK
- RESİM ile/ve EKİZ/FOTOĞRAF
( Resim, ressamın zihninde ve resmin içinde; resim, ressamın zihnindeki resmin içindeki ressamın zihninde! )
( Ekleyerek. İLE/VE/<> Ayıklayarak. )
( PICTURE vs./and PHOTOGRAPH )
- RESİM/KALEM ile FÜZEN[Fr.]
( ... İLE Resim çizerken kullanılan, taflan çubuklarından yapılan kalem, kömür kalem. | Bu kalemle yapılmış resim. )
- RESİM ile HEYKEL/SİN-TAŞ
- RESİM değil/yerine/= İZCE
- RESİM ile KARAKALEM
( ... İLE Resim yapmada kullanılan kömür kalem. | Bu kalemle yapılan resim. )
- RESİM ile PEYZAJ[Fr.]
( ... İLE Kır resmi. | Bahçe düzenleme işi. )
- RESİM ile/ve/> PİKTOGRAM ile/ve/> PETROGLİF ile/ve/> YAZIT
( ... İLE/VE/> Resimli, anlamlı simgeler. İLE/VE/> Çeşitli biçimli harflerden oluşan, ilk dönem simgeleri/tamgaları. İLE/VE/> ... )
- RESİM ile/ve/<> PİTORESK[Fr.]
( ... İLE/VE/<> Durumu ve görünüşü, resim konusu olmaya değer görünüş. )
- RESİM ile RESMİN, MİMARÎ YAPIYLA OLAN İLİŞKİSİ
- RESİM ile/ve/||/<> SANAT
( )
- RESİM ile/ve/değil/||/<>/> TARİHSEL RESİM
- RESPIRASYON/RESPIRATION[İng.] değil/yerine/= SOLUNUM
- RESSAM değil/yerine/= BEZEKÇİ
- RESTORASYON/RESTORATION[İng.] değil/yerine/= ONARIM
- RESTORASYON değil/yerine/= ÖZONARIM
- RETİNA DEKOLMANI ile/||/<> GLOKOM
( Retinanın altındaki destek dokudan ayrılması ile görme kaybı. İLE/||/<> Göz içi basıncının artması ile optik sinir hasarına yol açan bir durum. )
- RETİNİTİS PİGMENTOSA ile/||/<> GLOKOM
( Retina gözelerinin bozulması ile gece körlüğü ve görme kaybı. İLE/||/<> Göz içi basıncının artması ile optik sinir hasarına yol açan bir durum. )
- RETROSPEKTİF ile/değil VİGİZM
- REUPTAKE[İng.] değil/yerine/= GERİ ALIM
- REVÂÇ[Ar.] değil/yerine/= SÜRÜM
- REVELATION değil/yerine/= GİZAÇILIM
- REVİZYON değil/yerine/= ONARIM
- REZORPSİYON/RESORPTION[İng.] değil/yerine/= GERİ EMILIM
- RİCA EDEBİLİRSEM/EDEBİLİR MİYİM? değil RİCA EDEYİM
( İnceliğin, duyarlılığın, nezaketin ve kibarlığın da ölçülü, mantık çerçevesinde olması, abartılmaması gerekir.
Koşulun, koşulu olmaz! İki kere eğer ya da ise olmaz! ise'den sonra tekrar "ise", eğer'den sonra tekrar "eğer" olmaz! Mantıksızdır, anlamsızdır ve işlevsizdir! )
- RİCA EDERİM değil/yerine/= DİLERİM
- RİM[İng.] değil/yerine/= KENAR
- RİM/RİMM/RİMME[Ar.] ile RÎM[Ar.]
( Çürümüş kemik. İLE İrin. | Roma'nın bir adı. )
- RIS/RADIOLOGY INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= RADYOLOJİ BİLGİ DÜZENİ
- RİTİM[Fr. < Yun.]/RHYTHM[İng.] değil/yerine/= DİZEM / TARTIM | DÜMTEK, VURUŞ
- RİTM ile EZGİ ile UYUM/ARMONİ
- RİTM ile/ve TEKRAR
( RHYTHM vs./and REPEAT )
- RİVÂYET ile/ve YORUM
( MERVÎ[Ar. < RİVÂYET]: Rivâyet olunan, birinden işiterek söylenilen, sağlam olarak bilinmeyen. İLE/VE ... )
- ROL ile NORMAL YAŞAM
( ROLE vs. NORMAL LIFE )
- ROMANESK ile/||/<> KAROLENJ ile/||/<> ROMANTİZM ile/||/<> REALİZM ile/||/<> ROKOKO
( Karolenj dönemini izleyen ve Gotik'e geçişi sağlayan dönem. Bu dönem mimarisinde kitlesel görünüm, ağır bir taş işçiliği ve kaba oranlar dikkat çeker. İLE/||/<> Charlemagne(Şarlman) döneminde (IX. yüzyıl) gelişmiş olan sanat üslûbu. İLE/||/<> XVIII. yüzyıl sonlarında ortaya çıkan ve aklın kurallarına karşıt, duyguların yansıtılmasına önem veren sanat akımı. İLE/||/<> Romantizme tepki olarak doğmuş, görünenin gerçekliği olduğu gibi tuvale aktarmayı amaçlayan sanat akımı. İLE/||/<> XVIII. yüzyılda ortaya çıkan süslemeci sanat akımı. Resim sanatında saray yaşamından alınan konular ön plana geçmiş, heykeller dekoratif amaçlı biblolara dönüşmüş, mimaride ise bitkisel motifli bezemeler tavan ve duvar yüzeylerinde süsleme amacıyla bolca kullanılmıştır. )
- ROMANTİZM:
AKIM değil ÖNCÜL
- ROMANTİZM ile NOSTALJİ
- ROTASYON[Fr./İng. < ROTATION] değil/yerine/= DÖNGÜ/DÜZENLİ DEĞİŞİM
- RUAM[Ar.] değil/yerine/= SAKAĞI
( En çok atlarda görülen, insana da bulaşan, ölümcül bir hayvan sayrılığı. )
- RÜCÛ[Ar.] değil/yerine/= KAYITIM
( Bir olayın kendi nedenleri üzerindeki tepkisi. )
- RÜCU değil/yerine/= KAYITIM
- RÜKÛN ile/ve/||/<> ŞART ile/ve/||/<> HÜKÜM ile/ve/||/<> SENET
( SUPPORT avec/et/||/<> CONDITION avec/et/||/<> CONSEQUENCE LEGALE avec/et/||/<> PREUVES A L'APPUI )
- RUM ile/ve/=/||/<> BALAMA
( Orta oyununda Rum tipi. | Karagöz, matiz ve külhanbeyi tipleri tarafından yabancı ülkelerin tiplerine seslenirken kullanılan söz. )
- RÜSÛM ile ...
( Vergiler. | Gelenek, töre. | Usûl, merâsim. )
- RUTUBET[Ar.]/NEM[Fars.] değil/yerine/= KALIKBUĞ/SUBUĞ/Çİ[dvnlgttrk]
- RÜYA GÖRDÜM yerine RÜYA GÖSTERİLDİ
- RÜYALANMA/İHTİLÂM[Ar. < AHLÂM < HULM] ile/ve BOŞALMAK/İNFİTÂH[< FETH]
( Rüyalar. | Açık saçık rüyalar. Rüyada boşalma. İLE/VE Açılma. | Tıkanmış bir şeyin açılması. | Safra, belsuyu[meni] gibi sıvıların boşalması, akması. )
( İHTİLÂM[Ar. < AHLÂM < HULM] ile/ve İNFİTÂH[< FETH] )
- RÜYET değil/yerine/= GÖRÜLÜM
- YEL/RÜZGÂR ile HUSÛM
( ... İLE Sürekli esen rüzgâr, fırtına. )
- s.a.[Lat. < SECUNDUM ARTEM] değil/yerine/= SANATIN GEREKTİRDİĞİ BİÇİMDE, SANATINIZA GÖRE
- SABAH-AKŞAM
( Bİ-L-GUDÜV-Vİ VE-L-ÂSÂL )
- SABAH-İHLÂS ve İKİNDİ-SELÂT Ü SELÂM ve AKŞAM-İSTİĞFAR
- SABIR ve/<> TAVIR/TUTUM
( Hiçbir şeyin yokken gösterdiğin. VE/<> Her şeyin varken sergilediğin. )
- SABİT MİTLER:
KOZMOGONİK ile/ve/<> ÖLÜM | ile/ve/<> EROS
- SAÇILIM ile/değil/yerine/>< AÇILIM
- SADÂRET ile/||/<> SADRAZAM
( Başbakanlık. İLE/VE/||/<> Başbakan. )
- SADECE ŞAKAYDI ile/ve/||/<> BİLMİYORUM ile/ve/||/<> UMRUMDA DEĞİL ile/ve/||/<> TAMAM
( [Ardında, en azından, küçük bir ... ]
Gerçeklik yatar. İLE/VE/||/<> Bilgi yatar. İLE/VE/||/<> Düşünce ve/ya da duygu yatar. İLE/VE/||/<> Acı yatar. )
- SADRAZAM ile SERASKER
( ... İLE Sadrazamlık göreviyle yükümlü olmayan ve Osmanlı ordusunun komutanlığını yapan vezirin sanı. )
- SAĞ SALİM değil/yerine/= SAĞ SAĞLAM/SAĞ ESEN/ESENLİKLE
- SAĞALTIM ile/ve/değil/||/<>/< DAYANIŞMA
- SAHÂBE-İ KİRÂM ile/ve/||/<>/>/ ASHÂB-I SUFFÂ
( Kendilerine, sohbet ikram edilenler. İLE/VE/||/<>/> Sohbet ikram edilenlerin sohbetine, özel ve kapalı olarak katılanlar. )
( Zâhirî. İLE/VE/||/<>/> Bâtınî. )
( 40 kişi. İLE/VE/||/<>/> 360 kişi. )
( İlim geleneği. İLE/VE/||/<>/> Mürşîd geleneği. )
- SAHİBİYİM ile/yerine (BU/ŞU/BURASI) BANA AİT
- SAHİH ile SAKÎM
- SAHTE BİLİM ile/değil/yerine/>< BİLİM
- ŞAİR ile/ve/||/<> NÂZIM
- ŞAKA ile/ve/||/<>/> İNTİKAM
- SAKAM[Ar. çoğ. ESKAM] ile SAKAM[Ar. çoğ. ESKAM]["ka" uzun okunur]
( Hastalık, illet. İLE Hastalık, illet. )
- SAKÎM[Ar. < SAKAMET] değil/yerine/= BOZUK/YANLIŞ/EKSİK
( Hasta, hastalıklı. | Yanlış. | Rivâyeti doğru, sağlam olmayan hadîs. )
- SÂKİN[< SÜKÛN] / MUKÎM[< KIYAM] ile/ve ŞÂGİL[< ŞUGL]
( Konutta/meskende yaşayan/oturan, ikâmet eden. İLE/VE Meşgul eden, edici. | Meşgul olmayı gerektiren. | İşgâl eden, tutan. | Bir mülkte oturan. )
- SALAM[Azr.] = SELAM[Tr.]
- SALATALIK/HIYAR ile ALKAM
( ... İLE Acı salatalık. )
- SALATALIK/HIYARDA:
BADEM ile SİLOR ile DİKENLİ
( KISSA ile ...
KISSÂ ÜL-HİMÂR: Eşek hıyarı.(ÉLATER) )
- SALÂT-I KÂİM > SALÂT-I DÂİM
- SALÂVÂT[< SALÂT)(SALÂT Ü SELÂM] ile ...
( NAMAZLAR | HZ. MUHAMMED'E VE ONUN SOYUNDAN GELENLERE OKUNAN DUA [ALLAHÜMME SALLİ ALÂ SEYYİDİNÂ MUHAMMEDİN VE ALÂ ÂLİ MUHAMMED ile ABCDEF ( EFENDİMİZ MUHAMMED'E VE ONUN SOYUNA SOPUNA SALÂT VE SELAM OLSUN] )
- SALEP ile ASILMIŞADAM
( ... İLE Salepgillerden, çiçekleri asılmış, bir insana benzeyen ve köklerinden salep çıkarılan bir bitki. )
- ŞALGAM ile ALABAŞ/ALMAN ŞALGAMI/GULUMBRA/KOLORABİ/YER LAHANASI
( Turpgillerden, yumru köklü bir bitki. İLE Turpgillerden, şalgama benzeyen bir bitki. )
( BRASSICA RAPA cum BRASSICA OLERACEA GONGYLODES )
- ŞALGAM ile ŞEYTANŞALGAMI
( Kabakgillerden, iri ve etli, nişastadan oluşan, kök sapından müshil olarak yararlanılan, tırmanıcı bir süs bitkisi. )
( BRYONIA DIOCIA )
- SÂLİM[Ar.] değil/yerine/= ESEN, SAĞLAM
- SÂLİM değil/yerine/= ESEN/SAĞLAM
- SÂLİM ile/ve/<> SELİM
( Güvende olmak, güven vermek. İLE/VE/<> Duru olmak. )
( Aklın. İLE/VE/<> Kalbin. )
( ... İLE/VE/<> Doğru, dürüst, kusursuz. | Ur ya da bazı sayrılıklarda, sonu iyi, tehlikesiz, kötücül olmayan, iyicil. )
- SALINIM ile/ve DEVİNİM
( OSCILLATION vs./and MOVEMENT )
- SALINIM ile/ve/||/<>/> HASTALIK/PATOLOJİ
- SALINIM ile/değil SALIM
( OSCILLATION vs. EMISSION )
- SALKIM, RASEMUS, RASEM = ANKÛD = GRAPPE
- SALKIM ile CINGIL/CİNGİL/ŞINGIL
( ... İLE Küçük, üzüm salkımı. | Boncuk, gümüş ya da altın para ile yapılmış, başlığa ya da giysiye takılan süs, )
- SALKIM ile/ve ÇİTMİK
( ... İLE/VE Üzüm salkımının küçük dalı. | İki parmak ucu ile alınan miktar, çimdik. )
- SALKIM ile SALKIM
( Üzüm gibi, çoğu bir sap üzerinde, birarada bulunan yemiş. | Ana saptan çıkan yan çiçeklerin sapları, hep aynı uzunlukta olan çiçek durumu. | Baklagillerden, salkım durumunda mor çiçekler açan ve çoğu asma gibi çardağa sarılan ağaç türü ve çiçeği. İLE Topla atılan demir parçaları. )
( ... | ... | WISTERIA SINENSIS cum ... )
- SALLANMA ile/ve/değil/yerine SALINIM
- ŞÂM[Fars.] ile ...
( Akşam. )
- SÂM[çoğ. SILÂB][Fars.] ile Sâm[Fars.]
( Gökkuşağı, eleğimsağma. İLE Hz. Nuh'un oğlu.[Semitik kavimler, bu nesildendir] )
- ŞAM değil ŞAM-I ŞERÎF
- SANA SÖVÜYORUM değil/yerine/>< SENİ SEVİYORUM
( DEĞİL/YERİNE/><
)
- SANAT:
BİÇİM ile/ve/değil/||/<>/< BİÇİMİN İLKESİ/YASASI
- SANAT:
İÇERİK ve/||/<> AMAÇ ve/||/<> ANLAM
- SANAT:
KİŞİSEL/ŞAHSÎ ve/||/<> KİŞİYE ÖZGÜ/MUHTEREM
- SANAT:
"PROPAGANDA" değil/yerine ÖĞRETİM
- SANAT:
UYUM ve/||/<> ORGANİK ve/||/<> BİRLİK
( Sanat, uyumlu, organik birliğin yeniden ele geçirilmesinin aracıdır. )
- SANAT ile/ve/değil DİNSEL DIŞLAŞIM
- SANAT ile/ve/<> TASARIM
( Sanat kavramda olur, tasarımda değil. )
- SANAT ve/||/<>/>< YAŞAM
( Sanat, tüm alanların son noktasıdır. VE/||/<>/>< Yaşam da sanatın son noktası ve yansımasıdır. )
( Uzun. VE/||/<>/>< Kısa. )
( ARS LONGA, VITA BREVIS )
- SANAYİ/ENDÜSTRİ[< INDUSTRY]/URAN değil/yerine/= İŞLEYİM
- SANIRIM ile/ve/||/<> ANLADIĞIM KADARIYLA
- SANIRSAM değil SANIRIM
- SANIRSAM değil SANIRIM/SANIYORUM
( Anlatımda, bir koşulun[eğer/ise] tekrar ya da ikinci kez koşulu olmaz! Zannetmek ya da sanmak, bir koşuldur.
Zannetmek, bir şeyin, sözü geçtiği biçimde olduğunu/olacağını ya da olmadığını/olmayacağını, %51 - 99 oranında "kabul" ya da "iddia" etmenin ikinci kez ve başka bir olasılığı, belirsizliği barındırması ya da "tanımlaması" olanaksız ve anlamsızdır. )
- SANIYORUM ile/ve/||/<> SAYIYORUM
- SANKİ ile/değil/yerine SANIRIM
- ŞANS ile/ve ADIM
( CHANCE vs./and STEP )
- ŞANS ile/değil/yerine/>< ÖZEN/BAKIM
- ŞANS değil/yerine/= UĞUR/YOM
- SANSÜALİZM[İng. < SENSUALISM] değil/yerine/= DUYUMCULUK
- SANSUALİZM[Fr.]/SENSÜALİZM[İng.] değil/yerine/= DUYUMCULUK
- SANSÜR[Fr.] değil/yerine/= DENETLEME/DENETKİ/SIKIDENETİM
( Her türlü yayının, sinema ve tiyatro yapıtlarının, hükümetçe, önceden denetlenmesi. Yayın ve gösterilmesinin, izne bağlı olması, sıkıdenetim. | Denetleme işini yapan kurul. )
- SANTİAR[Fr.] ile/ve/<> SANTİGRAM[Fr.] ile/ve/<> SANTİGRAT[Fr.] ile/ve/<> SANTİLİTRE[Fr.] ile/ve/<> SANTİM[Fr.] ile/ve/<> SANTİMETRE[Fr.]
( Bir ar'ın, yüzde biri, bir metrekare. İLE/VE/<> Bir gramın, yüzde biri, bir desigramın onda biri. İLE/VE/<> Suyun, buz olma noktasını sıfır, buharlaşma noktasını 100 sayarak, arası, derece olarak adlandırılan yüz eşit kısma bölme yoluyla bulunan ısı ölçeği. İLE/VE/<> Bir litrenin, yüzde biri. İLE/VE/<> Herhangi bir birimin, yüzde biri. İLE/VE/<> Bir metrenin, yüzde biri. )
- SAPASAĞLAM ile TAŞ GİBİ
- SABIR/SARISABIR[Süryanice ŞABRÂ] ile SARISALKIM
( Zambakgillerden, sıcak bölgelerde yetişen, yaprakları, oldukça yüksek bir sapın tepesinde, rozet biçiminde toplanmış bulunan bir süs bitkisi. | Bu bitkinin, etli ve kalın yapraklarından çıkarılan, kırmızımsı esmer renkli, tıpta ve boyacılıkta kullanılan bir madde. İLE Baklagillerden, salkım durumunda sarı çiçekleri bulunan, bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen bir ağaç. )
( ŞİBÂRU[Akatça]: Sivri bir araç. İlâç olarak kullanılan bir bitki. )
( ALOES cum LABURNUM )
- ŞARKİYAT/ORYANTALİZM değil/yerine/= DOĞU BİLİ/Mİ
- SARMAŞIK ile MORSALKIM
( ... İLE Baklagillerden, salkım durumunda mavi, mor, beyaz, pembe renkli çiçekler açan bir sarmaşık. )
( ... cum WISTARIA SINENSIS )
- SARSIM ile SARSINTI
( Sarsma eylemi. | Gök nesnelerinin[cirim], genel çekim yasasına uygun olarak birbirini çekmesi nedeniyle herhangi bir gezegenin hareketinde görülen karışıklık. İLE Birden sallanma, sarsılma. | Titreme. | Deprem. | Deprem sırasındaki yer hareketlerinin her biri. | Bir kurum ya da kuruluşun dengesini etkileyen bozukluk. | Kaza, ilaç ve uyuşturucuların yarattığı, fiziksel ya da coşkusal nitelikteki, birdenbire gelişen karmaşık belirtilerin tümü. )
- ŞART-I A'ZAM ile/ve ŞART-I BÂTIL ile/ve ŞART-I CÂİZ ile/ve ŞART-I LAĞV ile/ve ŞART-I MÜFSİD ile/ve ŞART-I MÜTEAHHİR ile/ve ŞART-I MÜTEÂRIZ ile/ve ŞART-I MÜTEKADDİM/EVVEL ile/ve ŞART-I NÂSİH ile/ve ŞART-I SÂNİ ile/ve ŞART-I SARÎH ile/ve ŞART-I TAKYÎDÎ ile/ve ŞART-I VÂKIF
- ŞATAFAT değil/yerine/= GÖRKEM
- SATELLIT SİSTEM/SATELLITE SYSTEM[İng.] değil/yerine/= UYDU DÜZENİ
- SATIR ARASI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLAM
- SATIŞ/SATIM ile SATIN (ALMAK)
( Satıcı ile alıcı arasında yapılan ve bir malın, alıcıya verilmesi ve bunun karşılığında bir eder alınması yoluyla yapılan işlem, satma eylemi. İLE Ederini vererek bir şey almak. )
- SATYAM-SHİVAM-SUNADRAM ile ...
( Doğru, iyi, güzel. Satyam(doğruluk), shivam(lütufkâr~hayırkâr shiva), sundaram(güzel). )
- [ne yazık ki]
!SAVAŞ ile ASKERİCİLİK/MİLİTARİZM
- SAVAŞ ile/ve/değil/yerine SAVAŞIM
- SAVLET/HAMLE[Ar.] değil/yerine/= ATILIM
- SAVM ile/ve ZÜHD
- SAYDAM ile YARI SAYDAM
( TRANSPARENT vs. TRANSLUCENT )
- SAYDAM ile YARISAYDAM
( İçinden, ışığın geçmesine ve arkasındaki şeylerin görülmesine engel olmayan cisim. | Açık seçik, belirgin. İLE Işığı geçiren fakat arkasındaki nesnelerin sınırlarını ve biçimini belirgin olarak göstermeyen nesne. )
- SAYDAMLIK/ŞEFFAFLIK ile/ve/||/<> ÖZDENETİM
- SAYGI "DUYMAMIZ" GEREK/LÂZIM değil "SAYGI GÖSTERMEMİZ GEREK/LÂZIM"
- SAYGI ile/ve/> SELÂM
- SAYGI ve/||/<>/> SEVGİ ve/||/<>/> SELÂM
( Üçü de koşulsuzdur, koşulsuz olmalıdır! )
- SAYI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< RAKAM
( )
- SAYILABİLİRLİK ile/ve/||/<>/> BİREYLEŞİM
- SAYIM ile/ve ÖLÇÜM
( COUNT vs./and MEASUREMENT )
- SBS/SEQUENTIAL BACKWARD SELECTION[İng.] değil/yerine/= SIRALI GERİ YÖNLÜ SEÇİM
- SCD/ANİ KARDİYAK ÖLÜM/SUDDEN CARDIAC DEATH[İng.] değil/yerine/= KALP YETMEZLİĞINE DAYALI ANİ ÖLÜM
- [not] SCIENCE vs./and PARADIGM
- SEANS[İng.] değil/yerine/= OTURUM
- SEANS/SESSION[İng.] değil/yerine/= OTURUM
- SEBAT ile/ve AZİM
( PERSEVERANCE vs./and DETERMINATION )
- SEBAT değil/yerine/= DİREŞİM
- SEBR ve TAKSÎM
- SEÇİCİ ÇİFTLEŞTİRME/EHLİLEŞTİRME ile/ve/||/<>/> YAPAY SEÇİLİM
- SEÇİM ile/ve KATILIM
( TO CHOOSE vs./and PARTICIPATION )
- SEÇİM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< STRATEJİ
- SEÇMECİLİK, EKLEKTİZM = İNTİHÂBİYE, İSTİFÂÎYE = ECLECTICISM[İng.] = AUSERWÄHLUNGSLEHRE, EKLEKTIZISMUS[Alm.] = ECLECTISME[Fr.] = ELIGENTIA[Lat.] = EKLEKTISMOS[Yun.] = ECLECTISMO[İt.]
- ŞEDDE[Ar.] ile İM
( Arap yazısında, iki kez okunması gereken ünsüzün üstüne konulan im. )
- SEDİMENTASYON | SEDİMENTOLOJİ[Fr./İng./Alm.] ile TORTULAŞMA | TORTUBİLİM
( Tortu oluşması, çökelme. | Pıhtılaşması önlenmiş kanda, alyuvarların dibe çökme hızının ölçülmesiyle yapılan, bir tür kan gözlemi. | Tortulaşma. )
- (not SEE/SAW A DREAM) HAVE A DREAM
- ŞEFFAF[Ar.] ile SAYDAM
- ŞEFFAF[Ar.]/TRANSPARAN[İng.] yerine SAYDAM
- ŞEFFAFLIK ile REKLÂM
- SEĞİRDİM ile SEĞİRME
( Yaya koşusu. | Top atıldığında, kundağın geri tepmesi. | Değirmene su veren oluğun eğimi. İLE Hafif kımıldama ve daha çok, gövdenin bir yerinde, deri ile birlikte derinin hemen altındaki kasların hafifçe oynaması. )
- SEHİM/SEHM[Ar.] değil/yerine/= PAY
( Pay/hisse karşılığı/bedeli. | Pay. | Yüksek çelik binaların tepesinin sürekli olarak sağa sola yaylanması. )
- SEHİM/SEHM ile/||/<> TEZYÎD
( Hisse, pay. İLE/||/<> Artırma. )
- SEHM[Ar. çoğ. SİHÂM] ile SEHM[Ar.]
( Ok. | Yay. | Aksiyon, hisse bedeli. | Pay, hisse, kısım. | [tomruklarda] Eğrilik payı. İLE Korku, dehşet. )
- SEKESTRASYON/SEQUESTRATION[İng.] değil/yerine/= KAN GÖLLENMESİ | AYRIKLAŞTIRMA | YIKILIM
- ŞEKİL değil/yerine/= BİÇİM
- ŞEKİL ile/> KAVRAM/MEFHUM ile/> BURHAN
( Gözün ikna olmasını sağlar. İLE Zihnin ikna olmasını sağlar. > İkisinin birlikteliğiyle burhan oluşur. )
- ŞEKK ile/||/<>/< ZANN ile/||/<>/< ZAN-I GALİP ile/||/<>/< VEHİM ile/||/<>/< ŞÜPHE[< TEŞBİH]
( Birbirine muhalif iki şeyden birini, ötekine yeğleme sırasında kişide ortaya çıkan ikircik. Bir yargıda herhangi birini yeğlemeksizin "...dır" ile "...değildir" arasında yaşanan ikircik(tereddüt).
İLE/||/<>/<
Birinin yeğlenip ötekinin terk edilememesi.
İLE/||/<>/<
Birinin yeğlenip ötekinin terk edilebilmesi. [Yakîn(kesinlik) derecesindedir.]
İLE/||/<>/<
Yargının yeğlenen tarafı.
İLE/||/<>/<
Kavramın/olgunun gizliliği, karmaşıklığı ve kapalılığı. )
- SEKSİYON[Fr., İng. SECTION] değil/yerine/= BÖLÜM
- SEKTÖR/SECTOR[İng.] değil/yerine/= KESİM
- SEKUNDUM/SECUNDUM[İng.] değil/yerine/= İKINCİL
- SELÂM
( SALUTATION )
- SELÂM ile ...
( BARIŞ, RAHATLIK | SONU İYİ VE HAYIRLI ÇIKMA | FÂNÎ, GELİP GEÇİCİ OLMAMA | ÂŞİNÂLIK, BİLDİK | SELÂM, ESENLEME )
- SELÂM ve/> İKRAM ve/> KELÂM
- SELÂM ve/> KELÂM
( Önce. VE/> Sonra. )
- SELÂM ile/ve/<> SEVGİ
( SALUTATION/GREETING vs./and/<> LOVE )
- SELÂM[Ar.] ile TAHİYYE[Ar.]
- SELÂM[Ar.] ile TEMENNÂ[Ar. < MÜNYE]
( Biriyle karşılaşıldığında, birinin yanına gidildiğinde ya da yanından uzaklaşıldığında kendine söz ve işaretle bir nezket gösterme, esenleme. İLE Eli, başa götürerek verilen esenleme. )
- SELÂM ve/<> TEVHİD
- SELÂMET ve DONANIM
- SELÂMÜN ALEYKÜM değil/yerine/= ESENLİKLER/ESENLİK/ESEN OLSUN/ESENOLA/UĞROLA
- SELEM[Ar.] ile SELEM[Ar.]
( Diş gediği. İLE Peşin para ile veresiye mal alma. )
- SELF-ASSESSMENT[İng.] değil/yerine/= ÖZ DEĞERLENDİRİM
- SELÎM/SELÂMET/İSLÂM ve/<>/||/= HUZUR
( Ancak huzurlu isen selimsindir. Huzurlu kişi, selamete de erer. )
- ŞEM ile ...
( Mum. )
- SEM'[Ar.] ile İSGÂ'[Ar.]
- SEM'[Ar.] ile İSTİMÂ'[Ar.]
- ŞEMM/ŞEM[Ar.] ile ŞEM'[Ar. < ŞÜMÛ']
( Koklama, koklanma, koku alma. İLE Balmumu. | Mum. )
- SEMÂ:
DÖNÜŞ değil DÖNÜŞÜM
- SEMÂVÎ CİSİM ile DÜNYEVÎ CİSİM
( Klâsik kozmolojide ayüstü âlemde esir maddesinden oluştuğu kabul edilen Nûrânî nesneler. İLE Ayaltı âlemde dört unsurdan oluşan nesneler. )
- SEMERE değil/yerine/= VERİM
- SEMERE/Lİ[Ar.] değil/yerine/= MEYVE, ÜRÜN | VERİM
( YARAR(LI), VERİM(Lİ) | SONUÇ | BİR ŞEYDEN ELDE EDİLEN GELİR )
- SEMÎ'[< SEM] ile ...
( İŞİTEN, İŞİTME KUVVETİ OLAN | ALLAH'IN ADLARINDAN )
- SEMPATİ/SYMPATHY[İng.] değil/yerine/= HOŞ DUYUM
- SEMPOZYUM/SYMPOSIUM[İng.] değil/yerine/= BİLGİ ŞÖLENİ
- ŞEMSİYE ve/<> KELÂM
( ... VE/<> İlimleri koruyan. )
- SEN ÇOK DEĞİŞTİN ile/değil/ne yazık ki SENİ ESKİSİ GİBİ KULLANAMIYORUM
( (Hint Denizi'ndeki bir adanın adından) Bir cins kokulu sandal ağacı, yalancı öd ağacı. | Bir cins mısır. )
- SENARYO ile/değil BAĞLAM
- SENİ SEVİYORUM! ile/belki/yerine/değil AYAK SESİNİ SEVİYORUM! (AMA SENİ DEĞİL)
- SENİ SEVİYORUM! ile/ve/değil SENİ (DAHA ÇOK) SEVMEK İSTİYORUM!
( "I LOVE YOU" vs./and "I WOULD LIKE TO LOVE YOU" )
- SENİ SEVİYORUM! ile/belki/yerine/değil SENİN, BENİ SEVEBİLME OLASILIĞINI SEVİYORUM!
- SEN(İN)LE (DALGA GEÇİYORUM) ile/yerine/değil SEN(İN)LE BİRLİKTE (DALGA GEÇİYORUM)
- SENKRETİZM ile ...
( Her dine/felsefeye/bilgiye gösterilen eşitlikçi hoşgörü. )
- SENKRETİZM değil/yerine/= BAĞDAŞTIRMACILIK
- SENKRON TRAMSMİSYON/SYNCHRONOUS TRANSMİSSION[İng.] değil/yerine/= EŞ ZAMANLI İLETIM
- SENKRONİ/SENKRONİZM değil/yerine/= EŞOĞURLULUK
- SENKRONİZM/SYNCHRONISM[İng.] değil/yerine/= EŞ ZAMANLILIK
- SENSASYON/SENSATION[İng.] değil/yerine/= DUYUM
- SENSITİF/PERİYOT SENSITIVE PERIOD[İng.] değil/yerine/= DUYARLI DÖNEM
- SENTEZ/SYNTHESIS[İng.] değil/yerine/= BİREŞİM
- SENTIENTİZM değil/yerine/= SEZİŞÇİLİK
- SEPTUM[İng.] değil/yerine/= ARA BÖLME
- SERAMİKTE:
ONARIM ile/ve/||/<> KINTSUGI
( ... İLE/VE/||/<> Japon seramik sanatında, kırılan ya da çatlayan parçaları daha anlamlı ve değerli duruma getirmek için hasarlarını göstererek toz altın ile onarma sanatı. )
- SERBEST ÇAĞRIŞIM ile/ve/değil SALLAMAK
- SERBEST NAZIM değil/yerine/= ERKİN OZ
- SERDAR ile/||/<> SERDAR-I EKREM
( Başkomutan, başbuğ. İLE/||/<> Osmanlı'da, Sadrazam'ın sefer sırasında kendi yetkilerinin yanında Sultan'a ait olan yetkileri de kullanmasından dolayı aldığı san. )
- SEREBRAL PALSİ:
"HASTALIK" değil DURUM
( )
( )
- ŞERİFE HANİFE HANIM ile/ve/||/<> ÇOCUĞU
( Osmanlı devrindeki nadir mezar taşlarından biri,
Şerife Hanife Hanım ile çocuğuna aittir.
1735'te, doğum sırasında bu hanımefendi ile birlikte karnındaki oğlu da vefât etmiş ve ikisi için bu manidar mezar taşı işlenmiştir. )
( )
- SERUM[İng.] değil/yerine/= KAN SIVISI
- SERÜVEN ile SERENCÂM
- SERVET ile/ve/değil/yerine İLİM
( Sen korursun. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Seni korur. )
- SERYUM
( Atom sayısı 58, atom ağırlığı 140,13 olan, 6,7 yoğunluğunda, 810 °C'de ergiyen, bileşme değeri, bazı bileşiklerde 3, bazısında 4 olan, gümüş parlaklığında, akkor temeline dayanan lambaların yapımında kullanılan bir öğe. Simgesi: Ce )
- SESBİLİM ile ...
( PHONOLOGY )
- SESBİRİM/FONEM ile SESBİLİM/FONOLOJİ ile FONETİK
( Selen düzeni/birimi. İLE Konuşma. )
- FİLM:
SESSİZ ile/ve/||/<>/> SESLİ
- ŞETM[Ar.] ile SEFEH[Ar.]
- SEVDİM değil SEVDİRİLDİ
- SEVGİ:
"İNANMA" değil EDİM
- SEVGİ ve/<> ANLAM
( LOVE and/<> MEANING/SENSE )
- SEVGİ ile/ve/değil/< ÇEKİM
( İnsanda. İLE/VE/DEĞİL/< Doğada. )
( Önce akım, sonrası bakım. )
( [not] For human. vs./AND/BUT/< In nature. )
( [not] LOVE vs./and/but/< CONJUGATION )
- SEVGİ ve/||/<> İLETİŞİM
( Kişinin/kişinin, en temel, öncelikli/olmazsa olmaz iki gereksinimi. )
- SEVGİLİ ile/ve SEVDİĞİM
( Kişi, sevdiğinden ne zaman ayrılır?
Onu sevme nedenini, ondan daha çok sevdiği zaman. )
- SEVİYORUM ile/ve/değil/yerine YEĞLİYORUM / TERCİH EDİYORUM
( [not] "I LOVE" vs./and/but I PREFER
I PREFER instead of "I LOVE" )
- SEVMİYORUM ile/ve/değil/yerine "BANA HİTAP ETMİYOR"
- SEWER vs. SEWER SYSTEM
- ŞEY ile/ve/+ YÖNELİM
( THING vs./and/+ TENDENCY )
- ŞEYH ile/ve/= SAMED'ÜL KAVM
- ŞEYH-ÜL İSLÂM ile/||/<>/> DİYÂNET İŞLERİ BAŞKANI
( Osmanlı Devleti'nde kabinede din işlerine bakmakla birlikte, dünya işlerini de din bakımından yürüten üye. İLE/||/<>/> ... )
- SEYİR ile GELİŞİM
- ŞEYLEŞME ile/ve/<> YİTİM
- SEYYİDU'L-KAVM[Ar.] ile KEBÎRİHUM[Ar.]
- SEZARYEN ile/değil/yerine NORMAL DOĞUM
( İTİLÂN: Âşikâr, meydanda olma. | Doğum sırasında, bebeğin görünmesi. )
( İT'ÂM: İkiz doğurma. )
( BIRTH vs. HYSTEROTOMY )
- SEZGİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> KAVRAM
- SEZGİ ile/ve YORUM
( INTUITION vs./and INTERPRETATION )
- SEZON[Fr., İng.] değil/yerine/= DÖNEM/MEVSİM
- SFS/SEQUENTIAL FORWARD SELECTION[İng.] değil/yerine/= SIRALI İLERİ YÖNLÜ SEÇİM
- SHELDON GLASHHOW ve/||/<> STEVEN WEINBERG ve/||/<> ABOUS SALAM
( 1979 yılı Nobel Ödülü sahipleri... )
- SİBERNETİK değil/yerine/= GÜDÜMBİLİM
- SİCİLE KAYIT/TESCİL değil/yerine/= KÜTÜĞE YAZIM/KÜTÜKLEM
- SİCİM ile ISPAVLİ[İt.]
( ... İLE Gemilerde kullanılan, bir çeşit kalın sicim. )
- ŞİDDETTE, KİŞİ:
[önce] MAĞDUR ile/ve/değil/sonra/||/<>/> MAZLUM ile/ve/değil/sonra/||/<>/> ZALİM
- SIFAT değil/yerine/= NİTEM
- SIFFEYN/SIFFİN SAVAŞI:
KARDEŞ KAVGASI ile/ve/değil/||/<>/>/< DEVRİM KARŞITLARIYLA DEVRİM ÇATIŞMASI ve/sonra tekrar/||/<>/> KARŞI DEVRİM
- SIFIR BİÇİM ile SIFIR TÜRETİM
( ZERO MORPH vs. ZERO DERIVATION )
- SİGARA İÇİLMEYEN BÖLÜM yerine SİGARA İÇİLEN BÖLÜM
( NONSMOKING AREA instead of SMOKING AREA )
- SIĞINMA ya da BUNALIM
- ŞİİR = POEM[İng.] = POÈME[Fr.] = GEDICHT[Alm.] = POEMA[İt., İsp.]
- ŞİİR/POEM değil/yerine/= OZ
- SILAYT değil/yerine/= SAYDAM
- SİM ile/ve/değil/||/<> PUL
- SİM[Fars.] ile SİM
( Gümüş. | Genellikle, işlemelerde kullanılan, gümüş görünüş ve parlaklığında olan iplik vb. | Gümüş gibi parlayan. İLE İm, işaret. )
- SİM[Azr.] = TEL[Tr.]
- SİMBİYOZ/SYMBIOSIS[İng.] değil/yerine/= ORTAK YAŞAM
- ŞİMDİ (YAPACAĞIM/GİDECEĞİM vs.)" değil BİRAZDAN YAPACAĞIM/GİDECEĞİM vs.
- SİMGE ile/ve/<> KAVRAM
( SYMBOL vs./and/<> CONCEPT )
- SİMGE ile KAVRAM
( SYMBOL vs. CONCEPT )
- SİMGEBİLİM = SYMBOLICS[İng.] = SYMBOLIQUE[Fr.] = SYMBOLIK[Alm.]
- SİMGESEL (ANLATIM) ile/ve/<> ÇOKLU (ANLATIM)
( Akıllı kişiler, canlı bir varolanın, dil ve sözle çizilerek anlatılmasını, boya ya da herhangi bir sanat yapıtıyla gösterilmesine yeğ tutar; akılla izleyemeyen kişilere ise sanat yapıtı daha uygun gelir. )
( SYMBOLIC (EXPOSITION) vs./and MULTIPLE (EXPOSITION) )
- SİMGESEL (ANLATIM) ile/ve ÇOKLU (ANLATIM)
- SİNDİRİM ile EMİLİM
( )
( DIGESTION vs. ABSORPTION )
- SİNDİRİM ile/ve/<>/> ÖZÜMSEME
- SİNDİRİM ile/ve/||/<> SIĞAMSAL
( ... İLE/VE/||/<> Besin maddelerinin, sindirim kanalı içinde ilerlemesini sağlayan devinim. )
- SİNEMA ile/ve FİLM
( CINEMA vs./and FILM, MOVIE )
- SINERJİZM/SYNERGISM[İng.] değil/yerine/= YÖNDEŞ ETKİLEME | ARTI ETKİLEME
- SİNGULUM/CINGULUM[İng.] değil/yerine/= KUŞAK, HALKA
- SINIF ile/ve/değil/yerine KESİM
- SINIRLI YORUM ile/ve/||/<> DAR YORUM
- SİNİZM ile ...
( Topluluk törelerini hor görme. )
- SİNTILASYON/SCINTILLATION[İng.] değil/yerine/= SAÇILIM
- SİNYAL[İng.,Fr. < SIGNAL] değil/yerine/= İMLEM
- SIR ve/=/||/<>/< BİLİM
- SÎR-ÂB/SERAP[Fars.] ile ILGIM
( Suya kanmış. | Doymak, tokluk. | Taze, körpe. İLE Yanılsama. )
- ÖLÜM:
"SIRALI" ile/ve/değil/||/<>/< SIRASIZ
- SIRÇA/CAM[Fars. < KUPA] ile/ve/<>/> AYNA[Ar.]
( Sileriz, "ayna gibi" oldu "denilir". İLE/VE/<> Sileriz, "cam gibi" oldu "denilir". )
( ... İLE/VE/<>/> Camın sırlanmışı. )
- SIRILSIKLAM
- SİRKADİYEN RITIM/CIRCADIAN RHYTHM[İng.] değil/yerine/= GÜNLÜK DİZEM
- SİRKÜLASYON/CIRCULATION[İng.] değil/yerine/= DOLAŞIM
- SİRKÜLASYON değil/yerine/= SÜRDOLAŞIM
- SİRKÜLER/CIRCULAR[İng.] değil/yerine/= DAIRESEL | İÇ YAZIM
- SİRKÜLER değil/yerine/= DUYURUM
- SIS/SPATIAL INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= UZAMSAL BİLGİ DÜZENİ
- ŞİŞMAN/MÜLAHHAM[Ar.] ile/değil/yerine TOPLUCA
( Deri altında fazla yağ toplanması nedeniyle gövdenin her yanı şişkin görünen kişi. İLE/DEĞİL/YERİNE Gövdece biraz dolgun. | Toplu olarak, beraber. )
- SİSMOLOJİ/SEISMOLOGY değil/yerine/= DEPREMBİLİM
- SİSTEM = KAİDE, KÂ'İDE = SYSTÈME, MÉTHODE
- SİSTEM = MANZÛME = SYSTEM[İng.] = GLIEDERUNG, LEHRBAU, SYSTEM[Alm.] = SYSTÈME[Fr.] = SÜSTEMA[Yun.] = SİSTEMA[İt.]
- SİSTEM ile PROGRAM
- SİSTEM[İng., Fr.] ile/ve ŞABLON[Alm. SCHABLONE]
( Düzen. | Bir sonuç elde etmeye yarayan yöntemler düzeni. | Yol, yöntem. | Bir aracı oluşturan düzen, düzenek/tertibat. | Model, tip. | [felsefe] Dizge. İLE Üzerindeki harf ve şekillerin çevre çizgileri kalem ucu girecek biçimde oyuk olan, bu çizgilerden kalemle istenilen biçim elde edilen, metal ya da plastikten cetvel. | Değişik alanlarda düzeltme, belirleme, ölçme, denetleme işlerinde kullanılan ve yaptığı işe göre yapısı değişen araç. | Çok kez tekrarlandığından, kanıksanmış basmakalıp örnek. )
( SYSTEM vs./and TEMPLATE )
- YAZILIM:
SİSTEM ile/ve/||/<>/> UYGULAMA
- SİTEM[Fars.] ile/değil BATKI/HÜSRAN
- SİTEM ile KİNÂYE
- SİTEM ile/ve/< SEVGİ
- SİTƏM[Azr.] = ZULÜM[Tr.]
- SİTOLOJİ[Fr., İng.] ile GÖZEBİLİM
( Hücre bilimi. )
- SİTOPLAZM/CYTOPLASM ile/||/<> SİTOİSKELET/CYTOSKELETON
( Göze içi sıvı. İLE/||/<> Göze iskeleti. )
- SITOPLAZMA/CYTOPLASM[İng.] değil/yerine/= GÖZE SIVISI
- SITUS İNVERSUS[İng.] değil/yerine/= TERS KONUM
- SITUS SOLITUS[İng.] değil/yerine/= DOĞRU KONUM
- SITUS[İng.] değil/yerine/= KONUM
- SİVİL İTAATSİZLİK ile/ve/değil/||/<>/< BİREYSEL EYLEM
- SİVİL TOPLUM < SİVİL İTAATSİZLİK
( Sivil itaatsizlik olmadan, sivil toplum ol(uş)maz. )
- [ne yazık ki]
SİYASAL KAYIRMACILIKTA:
PATRONAJ(BOSISM) ile/ve/||/<> KLIENTALIZM ile/ve/||/<> HİZMET KAYIRMACILIĞI
- SİYASAL LİBERALİZM ve/||/<> EKONOMİK LİBERALİZM ve/||/<> KAPİTALİZM
- SİZİ KESEYİM/KESİYORUM değil SÖZÜNÜZÜ KESEYİM/KESİYORUM
- SKANDİYUM
( Atom numarası 21, atom ağırlığı 46 olan, az rastlanan bir öğe. Simgesi: Sc )
- SKGS/HEALTH PROTECTION ENHANCEMENT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK KORUMA GELİŞTİRME DÜZENİ
- SKLEROZ[Fr. < Yun.] ile MULTIPLE SKLEROZ(MS)/ÇOKLU SERTLEŞİM
( İçindeki katılgan dokunun artmasından dolayı, bir örgen ya da dokunun, patolojik sertleşmesi. İLE Beyni ve omuriliği tutan, özbağışıklık hastalığı. )
- SKYPE ile/ve/||/<> WHATSAPP ile/ve/||/<> TELEGRAM
- Sm ile Sn
( Samaryum'un simgesi. İLE Kalay'ın simgesi. )
- SNOB/İZM değil/yerine/= ZÜPPE/LİK
- SODYUM ile KALİBORİT
( ... İLE Hidratlı doğal sodyum ve magnezyum boratı. )
- SODYUM[Fr., İng.] değil/yerine/>< POTASYUM[Fr., İng.]
( Sodyumu düşük olan gıdalar tüketilmelidir. DEĞİL/YERİNE/>< Potasyumu yüksek olan gıdalar tüketilmelidir. )
( Atom numarası 11, atom ağırlığı 22,990, yoğunluğu 0,971 olan, 97,5 °C'de eriyen, deniz ve kaya tuzlarında, doğada birleşik olarak çok yaygın bulunan, beyaz, parlak, mum gibi yumuşak bir öğe. Simgesi: Na DEĞİL/YERİNE Atom numarası 19, atom ağırlığı 39,10, yoğunluğu 0,87 olan, 62,5 °C'de eriyen, 15 °C'de mum gibi yumuşak, soğukta sert ve kırılgan, potasyum hidroksit içinde bulunan bir öğe. Simgesi: K )
- SOFTVEYR[İng. < SOFTWARE] değil/yerine/= YAZILIM
- SOĞUKTA/SERİNLİKTE GİYİNMEK:
GEREKSİNİM ile/ve/değil/||/<>/< TEDBİR
- SOHAM ile ...
( Ben O'yum. )
- SOHBET ve ÇAĞRIŞIM
- SÖLGENTAŞ ile/ve/||/<> ARKAİM
- SÖLOM ile/ve/||/<>/> KORDALILAR
( Orta derinin iki tabakası arasında bulunan ve oğulcukta genel gövvde boşluğunu oluşturan oyuk. İLE/VE/||/<>/> Sölomları iyi gelişmiş çok gözeli hayvanlar topluluğu. )
- SÖLOM[Yun.] değil/yerine/= OYUK
( ... İLE Ortaderinin iki tabakası arasında bulunan ve oğulcukta genel gövde boşluğunu oluşturan oyuk. )
- SOLUK/NEFES ile/ve/<> KELÂM
( ... İLE/VE/<> Soluğa/nefese verilen şekil. )
- SOLUK ve/||/<> BESLENME ve/||/<> PSİKOLOJİ ve/||/<>
FİZYOLOJİ ve/||/<> EŞEYSELLİK ve/||/<> İLETİŞİM
- SOLUK = NEFES = BREATH[İng.] = SOUFFLE[Fr.] = ATEM[Alm.] = RESPIRO[İt.] = ALIENTO[İsp.]
- SOLUNUM ve/||/<>/> DOĞRU SOLUNUM ve/||/<>/> DİYAFRAMA ALMA
( Türkçe, soluk verirken konuşulan bir dildir. Konuşmanın etkili olabilmesi ve söyleyişin düzgün olabilmesi için, konuşan kişilerin, doğru solunum uygulamalarını biliyor ve kullanıyor olmaları gerekir. VE/||/<>/> İyi bir solunum, soluk alırken, akciğerlere yeterli ölçüde havayı alıp yorgunluk duymadan geri vermektir. [İyi bir solunum elde edebilmek için diyaframı kullanarak soluk almamız gerekmektedir.] VE/||/<>/> Akciğerleri çevreleyen kaburga kafesinin altında bulunan boşluğu kullanarak soluk almaktır. [Bebeklerin soluk alış-verişi, diyafram soluğuna, en iyi örnektir.] )
- SOLUNUM ile MİTOKONDRİ
( Besinleri moleküllerden enerjiye dönüştürme süreci. İLE Gözenin enerji santrali olarak bilinen organeli. )
- ŞOM[Fars. ŞÛM] değil/yerine/= "UĞURSUZ"
- SOM ile SOM ile SOM
( İçi dolu olan ve dışı kaplama olmayan. | Katışıksız. İLE Rıhtımın, su üstünde kalan bölümü. İLE Hem denizde, hem de tatlı sularda yaşayan, irice bir balık. )
( ... cum ... cum SALMO SALAR )
- SOMNAMBULİZM/SOMNAMBULISM[İng.] değil/yerine/= UYURGEZERLİK
- SOMNAMBULİZM/SOMNAMBULISM[İng.] ile ...
( Uyurgezerlik. )
- SÖMÜRGECİLİK ile EMPERYALİZM
( )
- SOMUT ve/=/||/<> EYLEM
- SON BÖLÜM
- SON EYLEM
- SON NOKTA ile/ve DOYUM
- SON NOKTA ile DOYUM
- SON ÖLÜM
- SON YUDUM
- SONDAN BAŞA ile TÜMDEN GELiM
- SONOGRAM[İng.] değil/yerine/= SES ÖTESİ GÖRÜNTÜ
- DENKÖBEK/SONSAL SINIFLAMA = CATEGORY[İng.] = CATEGORIE[Fr.] = KATEGORIE[Alm.] = PRAEDICAMENTUM[Lat.] = KATEGORIA[Yun.] = CATEGORÍA[İsp.]
- SONSAL SINIFLAMA(KATEGORİ) ile/ve/||/<>/> KAVRAM
- SONSUZ/LUK ile/ve/||/<> Pİ ile/ve/||/<> GOOGOLPLEX ile/ve/||/<> GRAHAM ile/ve/||/<> RAYO
( ∞ İLE İLE Googol, matematikteki büyük sayılardan biridir ve 10 üzeri 100'e eşittir. Başka bir deyişle 1 googol, 1 rakamına yüz sıfır ekleyerek yazılır. Bu terim, Amerika'lı matematikçi Edward Kasner'ın yeğeni Milton Sirotta[1929–1980] tarafından 1938 yılında kullanılmaya başlanmıştır.[Milton, bu sırada dokuz yaşındaydı.] )
( Bir trilyon, oniki sıfırla yazılır. Yüz tane sıfır kullanırsak, buna, bir "gogol" denilir. Bir gogol sıfır kullanılarak yazılan sayıya, "gogolplex" denilir. Evrendeki tüm moleküllerin sayısını yazmak için 79 sıfır yetiyor. Bir milyon gün, ancak 2739 yıl oluyor. İstanbul'un fethinden bu yana, sadece 17 milyar saniye geçmiş. Yazının bulunuşundan bugüne ise ancak 189 milyar saniye geçmiş.[Bu, trilyonun ancak beşte biridir.] Bir kişinin yaşamı, ortalama 2 milyar saniyedir. )
( "Graham ve Rayo Sayısı" ile ilgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )
- SONTEŞRİN/TEŞRİN-İ SÂNÎ[Ar.] değil/yerine/= KASIM
- SONUÇ ile/değil/yerine ÇIKARIM
- SONUÇ ile TOPLAM
( RESULT/CONSEQUENCE vs. TOTAL )
( PAYAN ile ... )
- SONUÇ ile/ve/değil TÜMDENGELİM
- SONUÇTA ... ile/ve/değil/yerine/<> GEREKSİNİM
- SORİT[Fr. < Yun.] değil/yerine/= ÇIKARIM
( Öncül sayısı ikiden çok olan tasımsal çıkarım. )
- SORU ile/ve YORUM
( Soru sorma biçimi, konuyu/nesneyi belirler. )
( QUESTION vs./and INTERPRETATION/COMMENT )
- SORUMLULUK ve/<> BAKIM
- SORUN = MESELE = PROBLEM[İng., Alm.] = PROBLEME[Fr.] = PROBLEMA < PRO:ÖNE. BALLEIN:ATMAK[Yun.] = PROBLEMA[İsp.]
- DURUM/RESİM:
SORUNLU ile/ve/değil/||/<>/< SORUNLULARIN
- SORUNLU "YASALARI":
REDDEDELİM değil/yerine DEĞİŞTİRELİM
- SORU-YORUM ile/ve YORUM-SORU
( QUESTION-COMMENT vs./and COMMENT-QUESTION )
- SOSYAL MEDYA (5C):
KONUŞMA/SÖYLEŞİ ve/+/||/<>/> ORTAKLIK ve/+/||/<>/> YORUM ve/+/||/<>/> İŞBİRLİĞİ ve/+/||/<>/> KATKI
( 5C: CONVERSATION and/+/||/<>/> COMMUNITY and/+/||/<>/> and/+/||/<>/> COMMENTING and/+/||/<>/> CONTRIBUTION and/+/||/<>/> COLLABORATION )
- SOSYOMETRİ değil/yerine/= UYUMÖLÇÜM
- SOY ve/<> İLİM
( "Soy", ancak ilme tâbi olmakladır. )
- SÖYLEM ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< EYLEM
- SÖYLEM ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/> SÖYLENTİ
- SÖYLEM ile SÖYLEV
- SÖYLENCEBİLİM = İLM-İ ESATİR = MYTHOLOGY[İng.] = MYTHOLOGIE[Fr., Alm.] = MYTHOLOGIA[Yun.] = MITOLOGIA[İsp.]
- KONUYU/SÖYLENENİ/SÖYLEDİĞİNİZİ ...:
ANLAMAMAK/ANLAMIYORUM ile/ve/değil/||/<>/> BEĞENMEMEK/BEĞENMİYORUM
- SÖYLEYİŞ ile/||/<> YANSIMA ile/||/<> ULAM ile/||/<> KAPLAM ile/||/<> GÖÇÜŞME ile/||/<> YALINLAŞTIRMA/SADELEŞTİRME/HAFİFLETME/TAHFİF ile/||/<> KATMERLENME/MUZÂAF ile/||/<> AKIŞMA ile/||/<> BENZEŞİM ile/||/<> ÖTÜMLÜ/TİTREŞİMLİ/SEDÂLI ile/||/<> ÖTÜMSÜZ/TİTREŞİMSİZ/SEDÂSIZ
( Sesleme edimi sırasında seslerle bürünsel öğeleri söyleme, gerçekleştirme biçimi. İLE/||/<> Dış gerçeklik düzleminde var olan ses ya da gürültüleri, işitimsel izlenimi yansıtacak biçimde aktaran, adlandırılan gerçeği ses öykünmesi yoluyla belirten dilsel öğe. İLE/||/<> Dilbilgisel ya da anlamsal sınıflandırma birimi. Çeşitli ortak dilbilgisel ve anlamsal ölçütlere göre dil öğelerinin yerleştirildiği ya da oluşturduğu sınıf. İLE/||/<> Bir kavramın kapsamına giren, o kavramın tanımladığı öğelerin tümü. İLE/||/<> Bir sözcük içinde birbirini izleyen iki ses biriminin yer değiştirmesi. İLE/||/<> Kolaylık sağlama amacıyla sözcükten bazı yazaçların düşürülmesi. İLE/||/<> Bir sözcükte ortadaki yazaç ile son yazacın aynı yazaçla tekrarlanması. İLE/||/<> Kulağa hoş gelen seslerin birbirini izlemesi. İLE/||/<> Bir sesin söz zincirinde kendisinden önce ya da sonra gelen bir başka sesle birlikte bulunmasından doğan ve birinden öbürüne özellik aktanmı yoluyla gerçekleşen değişim. İLE/||/<> Ses tellerinin titreşimiyle nitelenen sesler için kullanılır. İLE/||/<> Ses telleri titreşmeden oluşan sesler için kullanılır (p, ç, q, k). )
- SOYUT ile/ve/||/<> EYLEM
- SOYUT ile/ve/> EYTİŞİM ile/ve/> KURGUL
( Fizik/sel. İLE/VE/> Kimya/sal. İLE/VE/> Organik. )
- SOYUT = MÜCERRET = ABSTRACT[İng.] = ABSTRAIT[Fr.] = ABSTRAKT[Alm.] = ABSTRACTUM[Lat.] = ABSTRACTO/TA[İsp.]
- SÖZ ile/ve/<> ÇÖZÜM
( RIGHT WORD vs./and/<> CONSEQUENCE )
- SÖZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< EYLEM ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< NİYET
- SÖZCÜK SINIFI ile SÖZCÜKBİÇİM ile SÖZCÜKSEL KOŞULLANMA ile SÖZDİZİM ile SÖZDİZİMSEL ÖLÇÜT
- SÖZCÜK ile/ve TERİM
( VERBUM ile/ve ... )
- SÖZCÜK/KAVRAM ile " " İÇİNDE SÖZCÜK/KAVRAM
( ... ile SÖZÜMONA/GÜYA/ONA GÖRE )
- SÖZDİZİMİNDE:
ÖZNE > EYLEM > NESNE ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ÖZNE > NESNE > EYLEM
(
)
- SÖZ/EYLEM ile/ve/<> DOĞRU YER
( Meyvesiz sözler söyleyip, söylediklerini yaşamında uygulamayan kişi, güzel ve renkli görünen fakat kokusu olmayan bir çiçeğe benzer. )
( WORD/ACTION vs./and/<> RIGHT PLACE )
- SÖZ/EYLEM ile/ve/<> DOĞRU ZAMAN
( WORD/ACTION vs./and/<> RIGHT TIME )
- SÖZ/KELÂM ile/ve/değil EŞİK
- SÖZLÜ İLETİŞİM/BİLDİRİŞİM ile/ve SÖZSÜZ İLETİŞİM/BİLDİRİŞİM
( Doğal | Aklî | Uzlaşımsal İLE/VE Doğal | Aklî | Uzlaşımsal )
( Ah/oh gibi seslerle. | Görülmediği halde duyulan sözlerden durumun ne olduğunu çıkarsayarak. | Dil/konuşma/sözcükler ile. İLE/VE Yüzün kızarması/saraarması gibi durumlardan yansıyarak. | Dumanın göründüğü yerde ateşin varolabileceğini düşünerek. | Trafik işaretleri gibi ortak kullanımda olan üzerinde uzlaşılmış işaretlerle. )
( Sözün tamamı, anlamayana söylenilir. )
- SÖZLÜK ile SÖZLÜK KÜTÜĞÜ ile SÖZLÜKBİRİM ile SÖZLÜKÇE ile SÖZLÜKSEL ile SÖZLÜKSEL BİÇİMBİLİM ile SÖZLÜKSEL KÜTÜK ile SÖZLÜKSEL BİÇİMBİRİM
( LEXICON vs. LEXICAL ENTRY vs. LEXEME vs. LEXICON vs. LEXICAL vs. LEXICAL MORPHOLOGY vs. LEXICAL ENTRY vs. LEXICAL MORPHEME )
- SÖZÜ/SORUYU:
"ANLAMADIM" ile/değil DİNLEYEMEDİM/ODAKLANAMADIM/TAKİP EDEMEDİM
- SÖZÜ/KONUYU:
"UZATMAYAYIM" değil UZATMIŞ OLMAYAYIM
- SÖZ(ÜM) MECLİSTEN DIŞARI ile SİZİ TENZİH EDERİM
- SÖZÜNDEN ÇIKIL(A)MAYANLAR:
SU ile/ve/<> EKMEK ile/ve/<> ÖLÜM
( Çocuklukta. İLE/VE/<> Yetişkinlikte. İLE/VE/<> Yaşlılıkta. )
- SPAZM/SPASM[İng.] değil/yerine/= KASILIM
- SPECT/TEK FOTON EMISYON BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ/SINGLE PHOTON EMISSION COMPUTERIZED TOMOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= TEK FOTON SAÇILIMLI BİLGİSAYARLI KESITÇEKİM
- SPERM ile/ve/<> BELSUYU/ERSUYU
( Sperm, belsuyu/ersuyu içinde varolan bir organizmadır. Günlük dilde daha rahat kullanılan "sperm" sözcüğünde daha çok meni kast edilir. İLE/VE/<> Belsuyu/ersuyu, erilin/penisin boşaldığı(ejakülasyon) anda fışkırarak çıkan, koyu, süt rengine yakın [yapışkan, kopmadan uzayan(lüzûcî[Ar.])] sıvı/mâyi'[Ar.]/sekresyondur[gövde sıvılarının genel adı]. )
( HÜVEYNÂT ile/ve MENÎ/NUTFE )
- SPLIT[İng.] değil/yerine/= YARILMA | ÇİFTLENME | INCE DİLIM
- SPS/HEALTH PROFILE SYSTEM[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK PROFİL DÜZENİ
- ss.[Lat. < SEMıS] değil/yerine/= YARI, YARIM
- ST. ANSELM ile/ve/||/<>/> ABELARD
( 1033 - 1109 ile/ve/||/<>/> 1079 - 1142 )
- STANDART değil/yerine/= ÖLÇÜN/TEKBİÇİM
- stat.[Lat. < STATIM] değil/yerine/= HEMEN, DERHAL
- STATÜKO[Lat.] değil/yerine/= SÜRERDURUM/SÜREGİDEN DURUM SÜRERDURUM
- STENOGRAFİ değil/yerine/= İMYAZIM
- SİTEP/STEP[İng.] değil/yerine/= ADIM
- STİLO[Fr.] değil/yerine/= DOLMAKALEM
- STIMÜLASYON/STIMULATION[İng.] değil/yerine/= UYARIM
- STRATEJİ değil/yerine/= YOLİZLEM
- STRATİGRAFİ değil/yerine/= KATMANBİLİM
- STRES OLDUM değil/yerine GERİLDİM
- STRES/STRESS[İng.] değil/yerine/= GERİLİM
- STROK/STROKE[İng.] değil/yerine/= İNME, VURUM
- STRÜKTÜRALİZM değil/yerine/= YAPISALCILIK
( Bilimin her dalında, "yapı"dan yola çıkarak, sonuçlara ulaşma yöntemi. | Dilin tümüyle bir yapı özelliği gösterdiğini, terimlerin bu ilişkileri belirlediğini ileri süren dilbilim öğretisi. )
- ŞU ANDA VE BURADA, ...:
NE OLUYOR? ve/||/<>/> DUYULARIM NELER? ve/||/<>/> NASIL DAVRANIYORUM/DAVRANABİLİRİM? ve/||/<>/> YARARLI/YARARIMA OLAN NEDİR? ve/||/<>/> NE/LER YAPABİLİRİM?
- ŞU/O KİTABI:
"OKUMANIZI, TAVSİYE EDERİM"
ile/ve/||/<>
"OKUMAYANI, TASFİYE EDERİM"
- ŞU KONU(LAR)DA:
"BEN BİLE" HATA/YANLIŞ YAPIYORUM değil BEN DE HATA/YANLIŞ YAPABİLİYORUM
- SU ile/ve ZEMZEM
( ... İLE/VE Kâbe yakınında bulunan kuyunun suyu. )
( ZEVRAK: Zemzem konulan kap. )
( Bir gram suyun buharlaşması, 273 kalorilik ısıyı yok eder. )
- SUBJECT/TOPIC vs. AIM
- SUBJECT/TOPIC vs. FORM
- SUBJECT/TOPIC vs. PROBLEM
- SUBSTRAT/SUBSTRATE[İng.] değil/yerine/= ETKİLENEN NESNE | ORTAM
- SUDUR[Ar.] değil/yerine/= TÜRÜM
( Varolanların oluşumu. )
- ŞUFA[Ar.] değil/yerine/= ÖN ALIM
- SUFL/MURMUR[İng.] değil/yerine/= ÜFÜRÜM
- SÜKSE[Fr.]/SUCCESS[İng.] değil/yerine/= BAŞARI | GÖSTERİŞ, İLGİ ÇEKECEK DURUM
- SULAMA ile SUVARIM
( ... İLE Bir suvarmada ya da sulamada verilen su miktarı. )
- SULH ile/ve/<> İSLÂM
( Barış. [Ötekindeki kaynakla buluşma.] İLE/VE/<> Barış. [Kendinde/ki, kaynakla buluşma.] )
- SÜM[Fars.] ile ...
( Dört ayaklı hayvanların tırnağı. )
- ŞU'M[Ar.] ile ŞU'M[Ar.] ile ŞÛM[Ar.]
( Uğursuzluk, şeâmet. İLE Şom. İLE Uğursuz, şom. )
- SÛM[Ar. < SAHNE] ile SUMM[Ar. < ASAMM]
( Sarmısak. İLE Sağırlar. )
- SUMM/ASAMM ile/||/>< MUNTAK
( Asal sayı. | İki tam sayının oranı ile ifade edilemeyen sayı. İLE/||/>< Asal olmayan sayı. | İki tam sayının oranı ile ifade edilebilen sayı. )
- ŞUNU ...:
"KONUŞACAĞIM" değil ANLATACAĞIM
- SUNUM ile/ve DEĞER
- SÜPERPOZİSYON/SUPERPOSITION[İng.] değil/yerine/= BİNİŞİM
- supozituvar/supp./suppos.[Lat. < SUPPOSITORIUM] değil/yerine/= FİTİL,
- SÜREÇ ile/ve/||/<> DENEYİM ile/ve/||/<> DUYGU
- SÜREÇ ile/ve DÖNÜŞÜM
( Belirli bir seviyeye (olgunluğa/kemâle) ulaşmadan dönüşüm gerçekleşemez fakat dönüştürücü öğe/ler içeridedir. )
( PROCESS vs./and TRANSFORMATION )
- SÜREÇ ile/ve/<> GELİŞİM
- SÜREÇ ile/ve OLUŞUM
( Taşı delen, suyun gücü değil damlaların sürekliliğidir. )
( PROCESS vs./and FORMATION/CONSTITUTION )
- SÜREÇ ile/ve/||/<>/> SERENCÂM[Fars.] ile/ve/||/<>/> İNSİCÂM[Ar.]
( Aralarında birlik olan, belirli bir düzen ya da zaman içinde tekrarlanan, ilerleyen, gelişen olay ve hareketler dizisi. İLE/VE/||/<>/> Bir işin sonu. | Başına gelen. | Olay/vak'a. İLE/VE/||/<>/> Düzgünlük, tutarlık, bağdaşım. )
- SÜREÇ ile/ve SÜREÇ İÇİNDEKİ BAĞLAM
( PROCESS vs./and THE CONTEXT IN PROCESS )
- SÜREÇ ile/ve/değil TANIM
( [not] PROCESS vs./and/but DEFINITION )
- SÜREÇ ile/ve/||/<> TÜRÜM
( ... İLE/VE/||/<> Varolanların oluşumu. )
- SÜREKLİ/LİK, DEVAM ile/ve TEKRAR
( Tekrarlama, soluğunuza istikrar kazandırır. )
( Tekrara neden olan arzudur. )
( Arzunun olmadığı yerde tekrarlamalar da olmaz. )
( Repetition will stabilise your breath.
It is desire that causes repetition.
There is no recurrence where desire is not. )
( CONTINUAL/CONTINUITY vs./and REPETITION )
- SÜREKLİLİK ile/ve/<> AKTARIM
- SÜREKLİLİK ile/ve/<>/][ DEĞİŞİM
- SÜREKLİLİK ile/ve KORUNUM
( CONTINUITY vs./and PRESERVATION/CONSERVATION )
- SURET ile GEOMETRİK BİÇİM
- SÜRNATÜRALİZM değil/yerine/= DOĞAÜSTÜCÜLÜK
- SÜRREALİZM değil/yerine/= GERÇEKÜSTÜCÜLÜK
- SÜRŞARJ[Fr., İng. SURCHARGE] değil/yerine/= YENİBASIM
( Bir sayının, sözcüğün yerine geçmek için üzerine başka bir sayı ya da sözcük basma işi. )
- SÜRVİ/SURVİVAL[İng.] değil/yerine/= SAĞ KALIM
- SÜS ile KUYUM
( Güzellik veren, güzelleştiren nesne. İLE Değerli metal ve taşlardan yapılan süs eşyası. )
- SUSABİLMEK/SÜKÛT ve/||/<> PERHİZ/REJİM ve/||/<> NEŞE ve/||/<> COŞKU
- SUSAM[Ar. < SİSAM] değil/yerine/= KÜNCÜK
- SUSAM ile SUSAM/SÜSEN
( Susamgillerden, sıcak bölgelerde yetişen küçük bir bitki. | Bu bitkinin yağ çıkarılan, öğütülerek tahin elde edilen ve simit vb.nin üzerine serpilen küçük sarımtırak tohumu. İLE Süsen bitkisi. )
( SESAMUM INDICUM cum ... )
- SÜSEN/SUSAM ile KARÇİÇEĞİ
( Süsengillerden, yaprakları kılıç biçiminde, çiçekleri iri ve mor renkli, güzel görünüşlü ve kokulu, çok yıllık bir süs bitkisi. İLE Süsengillerden, beyaz ve pembe çiçekler açan soğanlı bitki. )
( IRIS GERMANICA cum LEUCONIUM )
- SUSMA:
TAM ile/ve/||/<> KISMÎ ile/ve/||/<> GEÇİCİ
( Şüpheli ya da sanığın, muhakemenin tüm aşamalarında, suçlamanın tümü bakımından susmasıdır. Tam susma, uygulamada çok sık rastlanılan bir susma çeşidi değildir. Şüpheli ya da sanığın, kendine yüklenen suç hakkında, hiçbir şey açıklamaması biçiminde ortaya çıkar. Ancak, şüpheli ya da sanığın, failliği hakkında tam bir inkârda bulunması, örneğin; "suçsuz olduğu"nu açıklaması ya da "olay yerinde bulunmadığı"nı söylemesi de, tam susma kapsamında değerlendirilmelidir. Şüpheli ya da sanığın, olaya ilişki herhangi bir açıklamada bulunmaksızın, kimliğine ve kişisel durumlarına ilişkin bilgileri vermesi durumunda da tam susma söz konusudur.
İLE/VE/||/<>
Şüpheli ya da sanığın, muhakemenin hangi aşamasında olursa olsun, kendine sorulan sorulardan bir kısmını yanıtlayıp, bir kısmını yanıtsız bırakması, kısmî susmadır. Örneğin; şüpheli ya da sanığın, cinayeti işlediğini kabul edip, neden işlediği ya da cinayet aracını nereye sakladığı konusundaki soruları yanıtsız bırakması gibi.
İLE/VE/||/<>
Şüpheli ya sanığın, muhakemenin bir aşamasında, olay hakkında konuşup, başka bir aşamasında susması, geçici susmadır. Örneğin, şüpheli ya da sanık, soruşturma evresinde konuşmuş fakat kovuşturma evresinde susmuşsa ya da soruşturma evresinde susup, kovuşturma evresinde konuşmuşsa, bu, geçici susmadır. )
- SUSMAYALIM! ve/||/<> BEKLEMEYELİM!
( Konuşabilme olanağımız varken. VE/||/<> Değiştirme olanağımız varken. )
- SYNCHRONICITY ile SIMULTANEISM
- TAALLÜM[< İLM] ile/ve/<> İLİM
( Öğrenme, öğrenilme, okuyarak, ders alarak öğrenme, elde etme. İLE/VE/<> ... )
( Gerekli fakat yeterli değildir. İLE/VE/<> ... )
- TAAM" değil TAMAM
- TAÂM[< ET'İME] ile YEMEK, AŞ
( YEMEK, AŞ )
- TAAMMÜM]Ar.} değil/yerine/= YAYILMA, GENELLEŞME
- TAANNÜT[Ar.] değil/yerine/= DİRENME, DİRENİM
- TAAZZUM[< AZÂMET] ile BÜYÜKLÜK SATMA, KİBİRLENME | KEMİKLEŞME
- KATMAN/TABAKA[Ar.] ile BÖLÜM
- TAB-I MÜSTAKÎM ve/||/<> AKL-I SELÎM
- TÂBİ ile MAHKUM
- TABİB ile/ve/<>/< ÂLİM
( Âlim olmadan, tabib olamazsınız(olunmaz/dı da).
[Osmanlı dönemindeki öğrenim ve eğitimde geçerliydi. Bugün de, Osmanlı bilgi ve deneyimini önemseyen, derinlikli/kapsamlı tutumunu devam ettiren Amerika'da, tıp ve hukuk bölümünden önce, üniversitede bir bölüm tamamlamış olma gerekliliği/zorunluluğu bulunmaktadır.]
[Umarız, bir gün, bizim öğrenim/eğitim düzenimiz/bilincimiz de aynı çizgiye yüksel(til)ecektir!] )
( İster tabip/hekim, ister hakim/avukat ya da herhangi bir alanda ilerlemek/yürümek ve derinleşmek için, önce, düşünme nedir?, nasıl düşünülür?, kavramlar nasıl tanımlanır, nasıl birbirine eklemlenir? önermeler nasıl kurulur? gibi temel, mantık ve usûl ile ilgili altyapı ve bilgi/ler oluşturulmalıdır ki, daha sonra, esasa ve ayrıntılara geçilebilsin. )
- TABİR[Ar.] değil/yerine/= DEYİM
- TABU[Fr. TABOU < Polinezya dilinden] ile/ve TOTEM
- TAD ile/ve/<>/değil KIVAM
- TA'DÂD[Ar. < ADED] değil/yerine/= SAYMA; SAYI | BİRER BİRER SÖYLEME, SAYIP DÖKME; SAYIM
( SAYMA; SAYI | BİRER BİRER SÖYLEME, SAYIP DÖKME; SAYIM )
- TAGAMGUM[< Ar. GAMGAMA] değil/yerine/= ANLAŞILMAZ SÖZ
- TAHAKKÜM[Ar.] değil/yerine/= BASKI, ZORLAMA
- TAHASSÜR[Ar. < HASRET] değil/yerine/= ÖZLEM
( HASRET ÇEKME | ÇOK İSTENİLEN VE ELE GEÇİRİLEMEYEN ŞEYE ÜZÜLME )
- TAHASSÜSÂT[< TAHASSÜS < HİSS] değil/yerine/= DUYGULANMA/DUYGULANIM
( DUYGULANMALAR, HİSLENMELER | KALPLE İSTEMEK )
- TAHATTÜM[Ar. < HATM] ile TAHAŞŞUB[Ar. < HATEM]
( Gerekme, gerekli olma. İLE Yüzük takınma, hatem. | Âriflerin gönüllerine Allah'ın koyduğu işaret. )
- TAHAVVÜL[Ar.] değil/yerine/= DEĞİŞME, DÖNÜŞÜM
( Bir durumdan, başka bir duruma geçme, değişme, değişkenlik, dönüşme, dönüşüm )
- TAHFİF değil/yerine/>< TÂZİM
- TAHİR ile MEVÂRİ / ACEM
- TAHKİK[< HAKK] ile/ve/<>/> TAHRİR ile/ve/<>/> TAKRİR ile/ve/<>/> TAKRİB ile/ve/<>/> TÂLİM ile/ve/<>/> TEDKİK
( Doğru olup olmadığını araştırma. | Kanıt ile bilmek. [Mantıksal ve felsefi alan.] İLE/VE/<>/> İlgisi olmayanları bilmek. İLE/VE/<>/> Kanıtların iç tutarlılığı araştırma. İLE/VE/<>/> Kanıt ile sonuç arasındaki tutarlılığı araştırma. İLE/VE/<>/> Öğrenme. İLE/VE/<>/> Kanıtlamayı bilmek. )
- TAHKİM[Ar.] değil/yerine/= GÜÇLENDİRME, BERKİTMEK
( Güçlendirme, sağlamlaştırma. | Antlaşmazlıkların, hakem yoluyla çözülmesi yöntemi. )
- TAHLİL ile YORUM
( ANALYSIS vs. INTERPRETATION/COMMENT )
- TAHMİN değil/yerine/= KESTİRMEK/KESTİRİM
- TAKADDÜM[Ar.] değil/yerine/= ÖNCELİK
- TAKAS[Ar.]/CLEARING[İng.] değil/yerine/= DEĞİŞTOKUŞ/DEĞİŞİM
- TAKDİM[Ar.] değil/yerine/= TANITMA
( Bir şeyi, karşılıksız olarak birine verme, sunma. | Tanıtma, tanıştırma. | Öne alma, önceye alma. )
- TAKDİR[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GERİBİLDİRİM
- TAKILMA ile/ve TIKANMA ile/ve TUTUKLUK | ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İKİLEM
- TAKIM TAKIM
- TAKIM ile EKİP ile TİM
- TAKİM[Ar.] ile TAKİMETRE[Fr. TACHYMETRE]
( Verimsiz duruma getirme, sonuçsuz bırakma, kısırlaştırma. | Mikrobundan arıtma. İLE Hareket durumundaki bir nesnenin hızını ölçmeye yarayan aygıt. )
- TAKIM ile/değil TULUM
- TAKINTI ile/değil DONANIM
- TAKİP değil/yerine/= İZLEM
- TAKİP değil/yerine/= İZLEM
- TAKLİT ile/ve/||/<> AKTARIM ile/ve/||/<> KALIT/MİRAS
- TAKLİT ile/yerine YARATIM
( COPYING vs. CREATION
CREATION instead of COPYING )
- TAKSİ ALDIM değil/yerine/= BİNİTE BİNDİM
- taksîm[< kısm] ile/ve/değil/<> Taksim
( [mat.] Bölme, parçalara ayırma. | Bölüm. | Bölü. İLE/VE/DEĞİL/<> İstanbul'un ve Gezi Parkı'mızın merkezi, değerlerimizin simgesi. [Her yer Taksim! Her yer diriliş!] )
- TAKSİM ile/ve BEYOĞLU
- TAKSİM değil/yerine/= BÖLME
- TAKSÎM ile SAVAK
( Akarsuların ayrıldığı yer. İLE Değirmen suyunu başka yöne akıtmak için yapılan düzen. | Bir barajın fazla suyunu akıtmak için yapılan düzen. )
- TAKSÎM ile/ve/||/<>/> TAKSİT
- TAKSİM ile/ve/||/<>/> TASNİF ile/ve/||/<>/> TAKDİM
( Böl[ümle]mek. İLE/VE/||/<>/> Sınıflandırmak. İLE/VE/||/<>/> Sunmak. )
- TAKSİM ile/ve/||/<>/> TASNİF ile/ve/||/<>/> TERTİP
( Tüm tasnifler, aklîdir. Çünkü, doğada, tasnif[sınıflandırma] diye bir şey yoktur/olmaz. )
- TAKTİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YAKLAŞIM
- TAKTİK ile YÖNTEM
( TACTICS vs. METHOD )
- TAKVÎM[< KAVM, KIYÂM] ile ...
( EĞRİYİ DOĞRULTMA, BİÇİME KOYMA )
- TAKVİM ile ETİYOPYA TAKVİMİ
( ... İLE Tüm dünyanın kullandığından farklı takvim kullanmaktalardır. [2003 = 1996] )
( Etiyopya'ya, Haziran ile Eylül arasındaki aylarda, yoğun yağmurlar nedeniyle gitmemek daha uygun olur. )
- TAKVİM[Ar.] değil/yerine/= ÖYDEM
- TALEB-İ CÂH ile ÎTİBAR, MAKAM
( ÎTİBAR, MAKAM )
- TÂLİM VE TERBİYE değil/yerine/= ÖĞRETİM VE EĞİTİM
- TA'LÎM[< İLM] ile ...
( ÖĞRENME, ÖĞRETME, ÖĞRETİM, ÖĞRETİLME | OKUTMA, DERS VERME/VERİLME | MEŞK İLE YETİŞTİRME | EGZERSİZ )
- TA'LÎM[Ar. < İLM | çoğ. TA'LÎMÂT] ile TA'LÎN[Ar.]
( Öğrenme, öğretme, öğretim, öğretilme. | Okutma, ders verme/verilme. | Meşk ile yetiştirme. | Askerlik idmanı. | İdman, egzersiz. İLE Açığa vurma/vurulma. )
- TA'LÎM[Ar.] ile TELKÎN[Ar.]
- TA'LÎM(< İLM) ile TEMRÎN
( Aklı eğitmek, öğrenme, öğretim. İLE Alıştırma, idman yaptırma, egzersiz. )
- TALİP[< TALEP] ile/ve/||/<>/> TALİM
- TALYUM[Fr. THALLIUM] ile
( Atom numarası 81, atom ağırlığı 204,39, yoğunluğu 11,85 olan, 303 °C'de eriyen, fizik özellikleri bakımından kurşuna çok yaklaşan, tuzları ve bileşikleri zehirli bir öğe. [Simgesi: Tl] )
- TAM BİR PİSTİL/UZV-İ TE'NÎS-İ TAM = PISTIL COMPLET
- TAM ile/ve/değil/||/<>/< AÇIK/NET
- TA'M[Ar. çoğ. TUÛM] ile TAM'[Ar. < TAM]
( Tama eden. İLE Doymazlık, çok isteme, açgözlülük. )
- TA'M[Ar. çoğ. TUÛM] ile TAMA'[Ar.]
( Yeme. | Tad, lezzet. İLE Doymazlık, çok isteme, açgözlülük. )
- TAMAM" değil/yerine/>< ÇABA/GAYRET
- TAMAM değil/yerine/= PEKİ/OLUR
- [Ar.] TA'M[çoğ. TUÛM] ile TAMA'
( Yeme. | Tad, lezzet. İLE Doymazlık, çok isteme, açgözlülük. )
- TANDANS[Fr./İng. < TENDANCE] değil/yerine/= EĞİLİM
- TANI ile/ve/||/<> TANIM
- TANIKLIK ile/ve UZLAŞIM
( WITNESS vs./and TO COMPROMISE )
- TANIM ile BASKIN ÖZELLİK
( HOROI ile ... )
( DEFINITION vs. DOMINANT FEATURE )
- TANIM ile/ve/<> BELİT/AKSİYOM
( Tanım, belit oluşturabilmelidir![oluşturacak nitelikte/yapıda olmalıdır!][tartışma ya da acaba sorusu oluşturmayacak kesinliğe yakın bir yapıda/sağlamlıkta/derinlikte!] )
( DEFINITION vs./and/<> AXIOM )
- TANIM ile/ve BELİT/AKSİYOM/MÜSELLEMÂT
( ... İLE/VE Geriye götürülemeyen ilke. )
( DEFINITION vs./and AXIOM )
- TANIM ile/ve/||/<> BİLGİ
( Kavranılanlar[durumlar/olgular] için geçerli olan. [Kavramaya hizmet edenler için.] İLE/VE/||/<> Nesneler için geçerli olan. )
- TANIM ile/ve/||/<>/> DURUM
- TANIM ile/ve/değil/||/<>/< DURUM
- TANIM ile/ve/değil EŞİK
- TANIM ile/ve/||/<> GÖSTERGE
- TANIM ile/ve/=/<> HADD
- TANIM ile/ve/<> İSPAT/İSBAT
( DEFINITION vs./and/<> TO PROVE )
- TANIM ile/ve KANIT
( DEFINITION vs./and PROOF )
- TANIM ile/ve/||/<> KURAL
- TANIM ile/ve/<> NEDEN
( Tanım, nedene giden, en kısa yoldur. )
( DEFINITION vs./and/<> CAUSE/REASON )
- TANIM ile/ve/<> ÖRNEK
( Örnekte/benzetmede, hata olmaz/olmamalıdır! [Teşbihte, hata olmaz!] )
( Yanlış örnek, örnek değildir! [Su-i misal, misal teşkil etmez!] )
( DEFINITION vs./and/<> SAMPLE/EXAMPLE/MODEL/TYPE/PATTERN )
- TANIM ile/ve/||/<>/< TANIMIN TANIMI
( Bir kavramın niteliklerini eksiksiz olarak belirtme ya da açıklama. İLE/VE/||/<>/< Her parçasını içinde barındırabilen/birleştiren, dışında kalanlara engel olan.[Efrâdını câmî, ağyârını mânî.] )
- TANIM(HADD) ile TANIMLANAN(MAHDÛD)
- TANIM(HADD) ile TANITIM(RESM)
( DEFINITION vs. DESCRIPTION )
- TANIM = TARİF = DEFINITION[İng., Alm.] = DÉFINITION[Fr.] = DEFINITIO[Lat.] = HOROS, HORISMOS[Yun.] = DEFINICIÓN[İsp.]
- TANIM ile TESPİT
- TANIM ile/ve/<> TUTARLILIK
( Tanım, tutarlılığı taşıyabilmelidir/sürdürebilmelidir! )
( DEFINITION vs./and/<> CONSISTENCE )
- TANIM ile/ve/=/||/<>/< ÜÇLEME
- TANIM'DA:
RESİM ile/ve/<> HAD/D
( Bir bilgiyi/ilmi, amacı ile tanımlama. İLE/VE/<> Bir bilgiyi/ilmi, konusu ile tanımlama. )
( DESCRIPTION vs./and/<> DEFINITION )
- TANITIM ile/ve/değil/<> MERAKLANDIRMA
( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Tanınmışların/ünlülerin yeniliklerinde. )
- TANITIM ile REKLÂM
( INTRODUCTION vs. ADVERTISEMENT )
- TANITIM(RESM) ile TANITILAN(MERSÛM)
- TANRI ve/<> KELÂM ve/<> HAYAT
- TANRIBİLİM = İLÂHİYAT = THEOLOGY[İng.] = THÉOLOGIE[Fr.] = THEOLOGIE[Alm.] = TEOLOGIA[İsp.]
- TANSİYON/BLOOD PRESSURE | TENSION[İng.] değil/yerine/= KAN BASINCI | GERILIM
- TANSİYON[Fr.] değil/yerine/= KAN BASINCI | GERİLİM
- TANZÎM[Ar. < NAZM] ile DÜZELTME, DÜZENLEME, DÜZEN VERME, YOLUNA KOYMA
( DÜZELTME, DÜZENLEME, DÜZEN VERME, YOLUNA KOYMA | NESİR YA DA NAZIM OLARAK YAZMA )
- TANZİM ile TERTİP
- TAPINAKLARDA:
GÖBEKLİTEPE ve/||/<> NEVALİ-ÇORİ ve/||/<> JERF EL AHMAR ve/||/<> ARKAİM ve/||/<> GİLGAL ve/||/<> MALTA ADASI ve/||/<> CUICUILCO ve/||/<> KURGANLAR ve/||/<> SOLOVETSY ADALARI ve/||/<> STONEHENGE ve/||/<> AVEBURRY ve/||/<> CASTLERIGG ve/||/<> NEWGRANGE
( Urfa'da. VE/||/<> Urfa'da. VE/||/<> Suriye'de. VE/||/<> Rusya'da[Kazakistan'ın kuzeyinde]. VE/||/<> Golan tepelerinde.[İsrail'in doğusu] VE/||/<> Malta'da. VE/||/<> Meksika'da. VE/||/<> Altay Dağları'nda. VE/||/<> Rusya'da. VE/||/<> İngiltere'de VE/||/<> İngiltere'de VE/||/<> İngiltere'de VE/||/<> İrlanda'da. )
- TÂRİF[Ar.] değil/yerine/= TANIM
- TARİH ANLATIRKEN:
...DI'LI ANLATIM ile/yerine/değil ...MIŞ'LI ANLATIM
- TARİH DÜŞÜRMEDE:
TARİH-İ TAM ile TARİH-İ MÜCEVHER ile TARİH-İ MÜHMEL ile TA'MİYELİ TARİH
( Bir mısranın tüm harflerinin toplanmasıyla. İLE Sadece noktalı harflerin toplanmasıyla. İLE Sadece noktasız harflerin toplanmasıyla. İLE Çözülecek bilmece gibi düzenlemelerle yapılan. )
- TARİH:
EYLEM ve/||/<> GEREKSİNİM
- TARİH:
GELECEK ve/||/<> GEREKSİNİM
- TARİH ile/ve/<> ANLAM
( Kişinin, eylemlerinin incelenmesi. )
( HISTORY vs./and/<> MEAN )
- TARİH ile/ve/<> BAĞLAM
- TARİH ile/ve/<> TOPLUM
( Düzenli karmaşa. )
( Toplum kurallarını bilmeden, özyapılı olunamaz. )
( Patterned confusion. )
( HISTORY vs./and/<> COMMUNITY/SOCIETY )
- TARİH ile/ve TOPLUM
( Düzenli karmaşa. )
( Toplum kurallarını bilmeden, özyapılı olunamaz. )
( Patterned confusion. )
( HISTORY vs./and COMMUNITY/SOCIETY )
- TARİHİ PERSPEKTİF ile/ve MEDENİYET PERSPEKTİFİ ile/ve FELSEFE-BİLİM
- TARÎK el-TAKVÎM ile/ve/<> TARÎK el-LUZÛM ile/ve/<> TARÎK el-KIYÂM ile/ve/<> TARÎK el-NİSBE
( Osmanlı dönemi Türk filozofu Taşköprülüzâde'ye (ö. 1561) göre ayıklama/soyutlama eylemi açısından bir önermede, konu ile yüklem ilişkisinin türleri:
"X, Y'dir." denildiğinde, bir yüklem olarak Y,
1. Ya bizâtihi yüklendiği X'ten
2. Ya da X'in dışındaki başka bir nesneden
ayıklanır/soyutlanır.
Birinci durumda Y
i. ya X'in kurucu unsurlarından;
ii. ya da X ile Y arasındaki zâtî gereklilikten/zorunluluktan ayıklanır/soyutlanır.
İkinci durumda ise Y
i. ya dış-dünyada, X ile var olan
ii. ya da dış-dünyada, X'e nispet edilen bir durumdan ayıklanır/soyutlanır.
1. i.'ye "Kurucu unsurlarına ayırma yöntemi"[Tarîk el-takvîm];
1. ii.'ye "Gereklilik(zorunluluk) yöntemi"[Tarîk el-luzûm]
2. i.'ye "Kâim olma yöntemi"[Tarîk el-kıyâm]
2. ii.'ye ise "Nispet yöntemi"[Tarîk el-nisbe] adı verilir. )
- TARİK:
ÖRGÜT değil YOL/YORDAM/YÖNTEM
- TARÎK ile/||/<> TARÎK-İ ÂMM ile/||/<> TARÎK-İ HÂS
( Yol. İLE/||/<> Geniş yol, cadde, genel yol, kamuya ait yol. İLE/||/<> Bir ya da birkaç eve mahsus çıkmaz sokak, özel yol. )
- TARİKAT ile/ve/değil AKIM
- TARİK-İ AMM değil/yerine/= KAMU YOLU
- TARIM
- TARIM ile/ve EMEK
- TARTI ile TARTIM
( Ağırlık. | Tartma aleti, çeki. | Oran, ölçü, karar. | Yelkenleri indirip kaldırmaya yarayan ip. İLE [müzik] Dizem. )
- TARZ[Ar.]/STİL[Fr., İng. STYLE] değil/yerine/= BİÇEM
- TASARI ile/ve/||/<>/> TASARIM
( Olması ya da yapılması istenilen bir şeyin, zihinde aldığı biçim. | Tüzel bir işlemin, o işlemi yapmakla yetkili kurul ya da organ önüne getirildiği andaki durumu, üstünde görüşme ve oylama yapılabilir durumdaki metin, layiha. İLE Zihinde canlandırılan biçim, tasavvur. | Bir sanat yapıtının, yapının ya da teknik ürünün ilk taslağı, tasar çizim, dizayn. | Bir araştırma sürecinin çeşitli dönemlerinde izlenecek yol ve işlemleri tasarlayan çerçeve, tasar çizim, dizayn. | Daha önce algılanmış olan bir nesne ya da olayın bilinçte sonradan ortaya çıkan kopyası. )
- TASARIM/TASAR ÇİZİM = TASAVVUR = REPRESENTATION[İng.] = REPRÉSENTATION[Fr.] = VORSTELLUNG[Alm.] = REPRAESENTATIO[Lat.] = REPRESENTAR[İsp.]
- TASARIM ve/<> KABUL
- TASAVVUF:
DENEYİM ve/<> ZEVK ve/<> İRFAN
- TASAVVUF:
HADÎS ile/ve/değil KADÎM
- TASAVVUF ve/||/<> TEVHÎD/BİREŞİM
( ... VE/||/<> Simge. )
( ... VE/||/<> Fark ve Cem'in birliği. )
( Tasavvufun özü, gerçek tevhidi bulmaktır. )
( Ne yersen doyarsın ama, bu manevî âlemin zevkine doyulmaz. )
( Dünyada ahireti, ahirette dünyayı görebilmek. )
( Asıl tevhid, bu kesretten sonraki tevhiddir. )
( Tasavvuf da, ilim olarak parça parçadır. İlimden sonraki Tevhid İlmi, Kemâlâttır. )
( ... VE/||/<> Kişilik bütünlenmesi. )
( ... VE/||/<> Evrensel ile yerelin, genel ile özelin, toplum ile bireyin bireşimi. )
( Tevhide gel tevhide
Zikret Hakk'ı her yerde
Kalksın aradan perde
İnsan olayım dersen... )
- TASAVVUR(KAVRAM) ile TASDİK(YARGI)
( Yargısız kavram. İLE Yargı ile birlikte bulunan kavram. Yargı/hüküm içermesi gereken kavram/tasavvur. )
( Kavram. İLE/VE Önerme + Çıkarım. )
( NEDİR? - HANGİ? ile/ve HEL - LİME )
( MA - EYYU ile/ve -MIDIR? - NİÇİN? )
( Felsefecilere(hukemaya) göre Tasavvur:
* Tasavvur-ı sazic[çıplak/salt/yargısız tasavvur]
* Tasavvur mea hükm(in)[Yargıyla birlikte bulunan tasavvur]
Kelâmcılara(mütekellime) göre Tasavvur:
Tasavvurat-ı Selâse + Hüküm = Kaziye = Tasdik )
- TASDİK:
ÜÇ TASAVVUR[İNTİKAŞ ile İRTİSAM ile İNTİBÂ] + HÜKÜM
- TASFİYE[Ar.] değil/yerine/= SİLİĞLEM
- TASIM ile ASTASIM
( ... İLE Öncüllerinden biri önceki tasımın vargısı durumunda olan bir ek tasım. )
- TASIM = KIYAS/TASMİM[Ar.] = SYLLOGISM[İng.] = SYLLOGISME[Fr.] = SYLLOGISMUS[Alm.] = SYLLOGISMOS[Yun.] = SILOGISMO[İsp.]
- TAŞMA ile TAŞIM ile TAŞKIN
( Taşma durumu. | Akarsu yatağından çıkarak çevresini kaplama, su baskını. İLE Yemeğin, taşacak kadar kaynaması. İLE Taşmış bir durumda olan. | Su baskını, seylap, feyezan. | Aşırı. )
- TASNİF ile/ve/||/<>/> TANZİM
- TASNİF'UL ULÛM:
KELÂM ve/> FIKIH ve/> TASAVVUF
( "Tasnif'ul Ulûum" kitabında Tasavvuf: "İmanın meyvesi ve İslâm'ın neticesi."/"Hüve semeretül iman ve neticetü'l-İslâm" )
- TASTAMAM
- TATİL değil/yerine/>< BAYRAM
( Tatile gitmeyi, bayram eder/etmiş gibi düşünmemeli; bazı bayramları da tatil olarak düşünmemeli, "tanımlamamalı" ve "görmemeliyiz". )
- TATLI PATATES ve/<> YUM
( Dağlarda. VE Sahilde.
[Papua Yeni Gine'de en önemli besin kaynakları.] )
- TAVIR ile YAKLAŞIM
- TAZALLÜM[Ar.] değil/yerine/= SIZLANMA, YAKINMA
- TAZAMMUN[Ar.] (ETMEK) değil/yerine/= İÇERMEK | İÇLEM
- TAZAMMUN değil/yerine/= İÇLEM
- TAZE ÜZÜM ile KURU ÜZÜM
( )
( [100 gr.'daki kalori] 67 ile 299 )
( [100 gr.'daki fruktoz/şeker] 16 ile 59 )
- TA'ZÎM[< AZM] ile ...
( BÜYÜKLEME, ULULAMA, BÜYÜK SAYMA | SAYGI GÖSTERME, İKRÂM ETME )
- TEBESSÜM değil/yerine/= GÜLÜMSEME
- TEBESSÜM ile MÜDÂRÂ[Fars.][MÜDÂNÂ değil!]
( ... İLE Yüze gülme, dost gibi görünme. )
- TEBESSÜM :) ve/<> TEFEKKÜR ve/<> TEŞEKKÜR ve/<> TEZEKKÜR
( GÜLÜMSEME ve/<> DÜŞÜNME ve/<> KIVANÇ ve/<> ANMA/ANIMSAMA/TEKRAR )
- TEBEVVÜL-İ SÜKKER ile TEBEVVÜL-İ SÜKKERÎ ile TEBEVVÜL-İ ZÜLÂL ile TEBEVVÜL-ÜD-DEM
( Şekerin sidik yoluyla çıkması, şeker işeme. İLE Sidikte şeker bulunması. İLE Sidikte albümin bulunması. İLE Kan işeme, sidiğin kana karışarak kan zehirlenmesi. )
- TECELLİ ile/ve EYLEM
- TECELLÎ ile/ve/<> TECESSÜM
- TECESSÜM[Ar.] ile TECESSÜS[Ar.]
( Boyut kazanma, nesneleşme. | Görünmeye başlama, belirme. | Göz önüne gelme, canlanma. İLE Olağan/basit merak. | Yoklama, araştırma, dikkat ve çabayla araştırma. | Bir şeyin iç yüzünü araştırıp sırrını çözmeye çalışma. | Gözetleme. )
- TEÇHİZ[Ar.] değil/yerine/= DONATMA, DONATIM
- TECRÜBE[Ar.] değil/yerine/= DENEYİM
- TEDAİ[Ar. < DA'VET] değil/yerine/= ÇAĞRIŞIM
- TEDAVİ ile/ve DÖNÜŞÜM
- TEDÂVÜL[Ar.]/SİRKÜLASYON[Fr.] değil/yerine/= DOLAŞIM/DOLANIM
- TEDÂVÜL/SİRKÜLASYON değil/yerine/= DOLAŞIM
- TEDBİR[Ar.] değil/yerine/= ÖNLEM
- TEDEMMU'[< DEM][Ar.] ile ...
( Gözün yaşarması. | Sayrılıktan dolayı gözden yaş gelme. )
- TEDRİSAT[Ar.] değil/yerine/= ÖĞRETİM
- [Ar.] TEEBBÎ ile/ve TEEMMÜM
( Birini, baba edinme. | Birini, evlât edinme. İLE/VE Ana edinme. | Çocuğun, anne tarafından tanınması. )
- TEESSÜM[< İSM] ile ...
( GÜNAHTAN KAÇINMA )
- TEFEKKÜR değil/yerine/= DÜŞÜNÜM
- TEFHÎM[Ar.] ile TEFHÎM[Ar. < FAHM] ile TEFHÎM[Ar. < FEHM | çoğ. TEFHÎMÂT]
( Kömürleştirme. İLE Büyük sayma, ta'zîm. | Bir harfi kalın okuma. İLE Anlatma/anlatılma, bildirme/bildirilme. )
- TEFSİR ile/ve/||/<> HADİS ile/ve/||/<> FIKIH ile/ve/||/<> KELAM ile/ve/||/<> TASAVVUF
- TEHÂCÜM[< HÜCÛM] değil/yerine/= SALDIRMA | ÜŞÜŞME, TOPLAŞMA
- TEHDİT ile/değil/yerine KESİN UYARI/ULTİMATOM
( ... İLE/DEĞİL/YERİNE Kesin ve dönülmez söz. Son söz. | Bir devletin öteki devlete karşı zora başvuracağını bildirmesi. )
( [not] THREAT vs./and/but ULTIMATUM
ULTIMATUM instead of THREAT )
- TEHLİKE ve/|| ÇÖZÜM
- TEİZM ile DEİZM
( Tanrı, kendini, insana, yine, Tanrı'nın insana bağışlamış olduğu Vahiy ile bildirir. İLE Kişi, Tanrı'yı, kendi insan Akıl'ını kullanarak bulur. )
( THEISM vs. DÉISM )
- TEKABÜL[Ar. < KABL] değil/yerine/= EŞİTİ / KARŞI OLUM
( Birbirinin karşısında bulunan, birbirini karşılıklı olarak dışta bırakan kavram ya da yargı arasındaki bağlantı. )
- TEKÂMÜL değil/yerine/= EVRİM
- TEKBENCİLİK = ENEİYE = SOLIPSISM[İng.] = SOLIPSISME[Fr.] = SOLIPSISMUS[Alm.] = SOLUS:YALNIZ, TEK, IPSE:BEN[Lat.]
- TEKÇİLİK = VAHDETİYE = MONISM[İng.] = MONISME[Fr.] = MONISMUS[Alm.] = MONOS[Yun.]
- TEKEBBÜR[Ar. < KİBR] değil/yerine/= BÜYÜKLENME, KİBİRLENME, ÇALIM, KURUM
- TEKELLÜM[Ar. KELÂM] ile ...
( Söyleme, konuşma. | Bir yazarın kendini ölmüş sayarak yazı yazması. )
- TEKEMMÜM[Ar. < KÜMM] ile TEKEMMÜN[Ar. < KÜMÛN]
( Çarşafa bürünme. İLE Pusuya yatma, gizlenme. )
- TEKNİK ile YÖNTEM
( TECHNIQUE vs. METHOD )
- TEKNOLOJİ[İng., Fr. < TECHNOLOGY < Yun. TEKHNE]/İLM-İ HİYEL[Ar.] değil/yerine/= UYGULAYIMBİLİM
- TEKRAR ile/ve/değil/yerine AKTARIM
( [not] REPETITION vs./and/but SHARING/TRANSMISSION
SHARING/TRANSMISSION instead of REPETITION )
- TEKRAR ile/ve/değil/yerine TERENNÜM
- TEKRİR değil/yerine/= YİNELEM
- TEKTANRICILIK = VAHDANİYE = MONOTHEISM[İng.] = MONOTHÉISME[Fr.] = MONOTHEISMUS[Alm.] = MONOS:TEK, THEOS:TANRI[Yun.]
- TELA'SÜM[Ar.] değil/yerine/= KEKELEME
( Yanıt verilecek yerde veremeyip kekeleme. | Saçmasapan yanıt verme, kemküm etme. | Dil dolaşma. )
- TELA'SÜM[Ar.] ile TELÂZUM[Ar.]
( Yanıt verilecek yerde veremeyip kekeleme. | Saçmasapan yanıt verme, kemküm etme. | Dil dolaşma. İLE Birbirini gerektirme ilişkisi. )
- TELÂZUM[Ar.] değil/yerine/= BİRBİRİNİ GEREKTİRME İLİŞKİSİ
- TELEASISTANS/TELE-ASISTANS[İng.] değil/yerine/= UZAKTAN YARDIM
- TELEKOMÜNİKASYON değil/yerine/= UZİLETİŞİM
- TELEKONSÜLTASYON/TELECONSULTATION[İng.] değil/yerine/= UZAKTAN DANIŞIM
- TELEMETRİ/TELEMETRY[İng.] değil/yerine/= UZAKTAN ÖLÇÜM
- TELEMONİTÖRİZASYON/TELEMONITORING[İng.] değil/yerine/= UZAKTAN İZLEM
- TELEOLOJİ[İng.] değil/yerine/= EREKBİLİM
- TELEPATİ değil/yerine/= UZADUYUM
- TELKÎM[Ar. < LEMS] ile TELKÎN[Ar. çoğ. TELKÎNÂT]
( Lokma verme/yedirme[/verilme/yedirilme]. İLE Düşünce/fikir aşılama, kulağına koyma. | Yeniden Müslüman olan kişiye iman esaslarını anlatma. | Ölü gömüldükten sonra imamın söylediği dini sözler. )
- TELVÎM[Ar. < LEVM | çoğ. TELVİMÂT] ile TELVÎN[Ar. < LEVN | çoğ. TELVÎNÂT]
( Azarlama/azarlanma, paylama/paylanma, çekiştirme/çekiştirilme. İLE Renk verme, boyama/boyanma. )
- TEMÂYÜL[Ar.] değil/yerine/= YÖNSEME/EĞİLİM
( Belirli bir amaca ya da sonuca yönelen, etkinliğe dönüşmeyen etki gücü. )
- TEMEL BİLİM = ESAS İLİM = SCIENCE FONDAMENTALE[Fr.] = GRUNDWISSENSCHAFT[Alm.]
- TEMEL BÜYÜKLÜKLER:
KÜTLE ile/ve/||/<> IŞIK ile/ve/||/<> SICAKLIK ile/ve/||/<> AKIM ile/ve/||/<>
MOL ile/ve/||/<> UZUNLUK ile/ve/||/<> ZAMAN
- TEMEL = ESAS = GROUND, BASIS, FOUNDATION[İng.] = FONDEMENT, PRINCIPE[Fr.] = GRUND, GRUNDLAGE, FUNDAMENT[Alm.] = FUNDAMENTUM[Lat.] = FUNDACIÓN[İsp.]
- TEMENNÂ ile KANDİLLİ TEMENNÂ/SELÂM
( Öne doğru eğildikten sonra doğrulurken eli başa götürerek verilen selam. İLE El etek öperek, yerlere kadar eğilerek verilen selam. )
- TEMERRÜD değil/yerine/= DİRENİM
- TEMİZLENME ile/ve EVRİM
- TEMPLUM[Lat.] ile MÂBED[Ar.]
( Kesmek. İLE Küp. )
- TEMPO vs. RHYTHM
- TEMSİL/TEMESSÜL/ANABOLİZMA/ASİMİLASYON değil/yerine/= ÖZÜMLEME/YAPIM
- TEMSİL ile/ve/||/<>/> TERSİM
- TENÂZUR[Ar. < NAZAR]/SİMETRİ[Fr./İng.] değil/yerine/= BAKIŞIM
- TENDÜRÜST[Fars.] değil/yerine/= DİNÇ, SAĞLAM
- TENSILE[İng.] değil/yerine/= GERILIM
- TEOLOJİ:
TANRIBİLİM değil DİN BİLİMİ
- TEOLOJİ ile/ve/||/<>/> METAFİZİK ile/ve/||/<>/> POZİTİVİZM
- TEOREM[Fr.] ile/ve/değil/||/<>/< TEORİ[Fr.]
( Kanıtlanabilen bilimsel önerme. | Mantıksal usa vurma ile kanıtlanan önermenin ya da özelliğin bildirimi. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Kuram. )
( Matematik ya da mantıkta, aksiyomlara ve önceki teoremlere dayanarak kesin olarak kanıtlanmış bir önerme.[Mutlak doğruluğu kanıtlandığından tartışmaya açık değildir.] İLE Bilimsel yöntemle kanıtlanmış, gözlemlerle desteklenen ve geniş bir olgular bütününü açıklayan genel bir çerçeve.[Hipotezden gelişir ve yanlışlanabilir nitelikte olmasına karşın genellikle geniş kabul görür.] )
- TEPKİ (VERMEK) ile/ve/değil/yerine GERİBİLDİRİM
( AKS-ÜL-AMEL ile/ve/değil/yerine ... )
( [not] REACTION vs./and/but FEEDBACK
FEEDBACK instead of REACTION )
- TEPKİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DIŞAVURUM
- TEPKİ ile/ve/değil/yerine TUTUM
( [not] REACTION vs./and/but ATTITUDE
ATTITUDE instead of REACTION )
- TEPKİ ile/ve/değil/yerine TUTUM
( [not] REACTION vs./and/but ATTITUDE
ATTITUDE instead of REACTION )
- TERÂKÜM[Ar. < RÜKM] değil/yerine/= BİRİKME, YIĞILMA, TOPLANMA
- TERAPİ/THERAPY[İng.] değil/yerine/= SAĞALTIM
- TERBİYE(EĞİTİM) ile/ve/> TÂLİM(ÖĞRETİM/ALIŞTIRMA) ile/ve/> TE'DİB(EDEB)(DAVRANIŞ/TUTUM)
( Davranış-eylem. İLE/VE Düşünce-bilgi. VE/> Terkib. )
( Göze dayanır. İLE/VE Kulağa dayanır. VE/> Davranıştır. )
( İyi-kötü. İLE/VE Doğru-yanlış. VE/> Güzel. )
( Örnek gerektirir. İLE/VE Bilen/hoca gerektirir. VE/> "Kişi kendin bilmek", haddini bilmek gerektirir. )
( Her yerdedir. İLE/VE Belirli bir yerdedir. VE/> Her yer ve zamandadır. )
( Bütüncüldür. İLE/VE Sıradüzenseldir. VE/> Estetiktir. )
( Kalb-i selîm. İLE/VE Akl-ı selîm VE/> Zevk-i selîm. )
( TO TRAIN vs./and PRACTICE/EXERCISE/DRILL and/> MANNER
Behaviour-action. VS./AND Idea-knowledge. AND/> Compound.
Base on eye. VS./AND Base on ear. AND/> Behaviour.
Good-bad. VS./AND Right-wrong. AND/> Beautiful.
Needed example. VS./AND Needed teacher. AND/> To know the self.
Everywhere. VS./AND Define place. AND/> Everywhere and anytime.
Integral. VS./AND Hierarchical. AND/> Aesthetical. )
- TERENNÜM[çoğ. TERENNÜMÂT] ile/ve/||/<> TAGANNÎ[< GINÂ | çoğ. TAGANNİYÂT]
( Yavaş ve güzel bir sesle şarkı söyleme. | Kuşun şakıması, ötmesi. | İLE/VE/||/<> Zenginleşme. | Muhtaç olmama, yetinme. | Makamla okuma. )
- TERİM[TERMİNUS: Sınır tanrısı/putu.] ile JARGON
- TERİM = TERM[İng.] = TERME[Fr.] = AUSDRUCK[Alm.] = TERM[Lat.]
- TERKİP ile EKLEKTİZM
- TERKİP ile/ve NAZIM
( Birleşim, birleştirme, bir araya getirme. | Tamlama. | [kimya] Bileşim. İLE/VE Düzenleyen, düzene koyan, tertip eden. | Manzume yazan kişi. | Şiir. )
- TERMOREGÜLASYON/THERMOREGULATION[İng.] değil/yerine/= SICAKLIK DÜZENLENİM
- TERMOTERAPİ/THERMOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= SICAKLA SAĞALTIM
- TERÖRİZM" ile/ve/değil/||/<> TÖRERİZM
( )
- TERS-ÇEVİRİM ile ...
( REVERSIVE )
- TERSİM[Ar.] değil/yerine/= RESMİNİ YAPMA
- TERTİP değil/yerine/= DİZİM
- TERTİP[Ar.] değil/yerine/= SIRA DÖNEM
- TERTİP ile/ve TANZİM
( Üstüste. İLE/VE Yanyana. )
- TEŞEBBÜS[Ar.] değil/yerine/= GİRİŞİM
- TEŞEKKÜRDE:
ESTAĞFİRULLÂH ile/ve/değil/||/<> RİCA EDERİM
- TESELLİDE:
DÜNYA ile İSLÂM ile İMAN ile İHSAN
- TESELLÜM[Ar.] değil/yerine/= VERİLEN BİR ŞEYİ ALMA
- TESİR ile HÜKÜM
- TESİSAT[Ar.] değil/yerine/= DONANIM/DÖŞEM
- TESİSAT[Ar.] değil/yerine/= DÖŞEM
( Belirli bir işin sağlanmasına yardım eden araçların uygun yerlere döşenmesi ya da döşenen bu araçların tümü. )
- TESLÎM[Ar.] ile TESLÎM[Ar. < SÜL, SELEME | çoğ. TESLÎMÂT]
( Çentme, diş diş etme. İLE Bir emâneti, yerine verme. | Bir şeyi, yeni sahibine verme. | Hakikat olduğunu söyleme. | İtiraf. | Dayanamayıp, "Pes!" deme. | Kendini, Allah'ın kaderine bırakma. | Bir saz yapıtında, asıl hâne ile mülâzimeyi bağlayan nağmeler olup bu nağmeler, her hânede tekrar edilmekle beraber, mülâzimeye dahil edilmez. Eskiden, buna "Terkib-i İntikal" da denilirdi. Fakat terkib-i intikal'in yalnız hâneleri bağlayan ve az çok tâdîlât ile tekrar edilen nağmeciklere verilen bir ad olup mülâzime ile hâne arasındaki nağmeye tevsî edilmemiş olma olasılığı da vardır. | Selam verme, selâmetle dua etme. | Âfetten masûn kılma. )
- TESLİS[Ar.]/TRIAL/TRINITY[İng.]/TRIVIUM[Lat.]/TRIMURTI[Hintçe] değil/yerine/= ÜÇÜL
- TESMÎM[Ar.] ile TESMÎM[< SEMM]
( Eklemlerin yüzlerini birbirinden ayırma işi. Bir örgeni, eklem yerinden kesip atma. İLE Zehirleme, zehirlenme. )
- TESMİYE[Ar. < İSM] ile ADLANDIRMA, AD VERME/KOYMA
( AD KOYMA, ADLANDIRMA, İSİM VERME | BESMELE ÇEKME )
- TESPİT ile ÇIKARIM
( TO DETERMINE vs. INFERENCE )
- TESPİT ile/ve/değil/||/<>/>/< (HAKKI/NI) TESLİM
- TETANİ/TETANY[İng.] değil/yerine/= KASINIM
- TETANOZ ile/||/<> BOTULİZM
( Clostridium tetani bakterisinin neden olduğu, kas spazmları ile ilişkili bir bulaş. İLE/||/<> Clostridium botulinum bakterisinin neden olduğu, kas zayıflığı ve kötürümlük ile ilişkili bir bulaş. )
- TETİKLE(N)ME ile/ve DÖNÜŞÜM
- TEV'EM[Ar.] ile İKİZ | EŞ, BENZER
( İKİZ )
( EŞ, BENZER )
- TEVERRÜM[Ar.] değil/yerine/= VEREM OLMA
- TEVETTÜR[Ar. < VETR/VİTRET] değil/yerine/= GERİLME, GERGİN DURUMA GERME | GERİLİM
- TEVHÎD değil/yerine/= BİREŞİM
( Ayrımları/nı gösteren birlik. )
( BİR KILMA, BİR ETME, BİRLEŞTİRME | BİR SAYMA, BİR OLARAK BAKMA, BİRLİĞİNE İNANMA | ALLAH'IN BİRLİĞİNE İNANMA | "LÂİLÂHE-İLL-ALLAH"(KELİME-İ TEVHİD) SÖZÜNÜ TEKRARLAMA )
- TEVHİD ve/<> İLİM ve/<> TERBİYE ve/<> EDEB
- TEVİL ve İLİM
- TEYEMMÜM[Ar.] ile İRÂDE[Ar.]
- TEYEMMÜM[Ar. < YEMAM] ile TEYEMMÜN[Ar. < YÜMN]
( Su bulunmayan yerde su niyetiyle toprak, kum vb. şeylerle abdest alma. İLE Uğur sayma, uğur olarak kabul etme. )
- THE FREEDOM vs./and CAPTIVITY OF THE FREEDOM
- TİCARET, BİLİM VS. ile SANAT ve FELSEFE
( Ortalama akıl, yeterlidir. İLE Ortalama akıl, yetmez. )
- TİLÂVET ile/ve/||/<>/> KIRAAT ile/ve/||/<>/> TERTİL ile/ve/||/<>/> MAKAM
( [Kur'ân-ı Kerîm'i, ...] Dil ile okumak. İLE/VE/||/<>/> Akıl ile okumak. İLE/VE/||/<>/> Gönül ile okumak. İLE/VE/||/<>/> ... )
- TILT[İng.] değil/yerine/= EĞİM
- TİM[İng. < TEAM] değil/yerine/= BİRLİK, TAKIM
( Güvenlik güçlerinde belirli bir iş ya da hizmeti başarabilecek güçteki en küçük birlik, takım. )
- TIPKIBASIM ile TIPKIÇEKİM
( Bir yazı, desen, tablo vb.nin fotoğrafından kalıp çıkarılarak yapılan aynı basımı. İLE Bir yazı, kitap ya da biçimin fotoğraf yoluyla kopyasını çıkarma yöntemi, fotokopi. | Bu yöntemle elde edilen kopya, fotokopi. )
- TİPOGRAFYA/TİPOGRAFİ[Fr.] değil/yerine/= BASKI YÖNTEMİ | BASIM
( Kabartma biçimlerle ilgili baskı yöntemi. | Basım. )
- TİPOLOJİ değil/yerine/= KİŞİTÜRLEM
- TIPTA:
GENEL CERRAHİ ile/ve/||/<> İÇ(DAHİLİYE) ile/ve/||/<> KADIN-DOĞUM ile/ve/||/<> ÇOCUK HASTALIKLARI
- TIRTIL, KEDİCİK, AMENTUM = SEBEL-İ MÜZEKKER = CHATON
- TISS/THERAPEUTIC INTERVENTION SCORING SYSTEM[İng.] değil/yerine/= TERAPÖTİK GİRİŞİMSEL PUANLAMA DÜZENİ | GİRİŞİM PUANLAMA DÜZENİ
- TİTRE/TITER[İng.] değil/yerine/= EŞ DERİŞİM
- TİTREM ile TİTREŞİM
( Ses titreşimlerinin yükselip alçalması. İLE Küçük ve hızlı salınım, ihtizaz, vibrasyon, rezonans. | Bir noktanın, gözün göremeyeceği kadar kısaca kımıldanışı. )
- TİTREME ile TİTREŞİM
( İHTİZÂZ ile ... )
( VIBRATION vs./and FLUCTUATION )
- TİTREŞİM ile/ve/<> DÖNÜŞÜM
- TMS/TRANSKRANİYAL MANYETİK STIMÜLASYON TRANSCRANIAL MAGNETIC STIMULATION[İng.] değil/yerine/= KAFATASINDAN MANYETİK UYARIM
- TMU/TRANSKRANİYAL MANYETİK UYARIM TRANSCRANIAL MAGNETIC STIMULATION[İng.] değil/yerine/= KAFATASINDAN MANYETİK UYARIM
- [not] TO DENY vs./and TO TURN AWAY FROM
- TO SAVE vs. TO CLAIM
- TO SAVE vs. TO REDEEM
- TO[Jap.] ile HACİM
( Japonya'da eski bir hacim ölçüsü. )
- TOHUM ile/ve EVİNLİ
( ... İLE/VE Özlü ve dolgun tohum. )
- TOHUM ile/ve/||/<>/> FİLİZ ile/ve/||/<>/> FİDAN ile/ve/||/<>/> GENÇ AĞAÇ ile/ve/||/<>/> YETİŞKIN AĞAÇ ile/ve/||/<>/> ÇİÇEK VEREN AĞAÇ ile/ve/||/<>/> MEYVE VEREN AĞAÇ ile/ve/||/<>/> KORU ile/ve/||/<>/> ORMAN
( )
- TOHUM ile KENDİ KENDİNE AÇILMAYAN TOHUM
( SEED vs. INDEHISCENT )
- TOHUM ve/||/<> MASAL
( [ölür] Ekilmezse. VE/||/<> Anlatılmazsa. )
- TOHUM ve/||/<> MEYVE ve/||/<> ÇEKİRDEK/ÇİĞDEM[Ege'de]
- TOHUM ile/ve/<> MİBZER[Ar.]
( ... İLE/VE/<> Tohum ekme aygıtı. )
- TOHUM ile PITRAK
( ... İLE Hayvanların kıllarına ve kişilerin giysilerine takılan bir bitki tohumu. )
- TOHUM ile ŞEYTANARABASI
( ... İLE Bazı bitkilerin havada uçuşan uzun ve ince tüylü tohumu. )
- TOKEN EKONOMİ SİSTEMİ/TOKEN ECONOMY SYSTEM[İng.] değil/yerine/= ÖDÜL BİRİKTİRME YÖNTEMİ
- TOMOGRAFİ/TOMOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= KESIT ÇEKİM
- TOMOTERAPİ/TOMOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= KESIT SAĞALTIM
- TON/TONE[İng.] değil/yerine/= TINI, TİTREM
- TON[Fr. < TONNE] ile TON[Fr.] değil/yerine/= TİTREM
( Bir metreküp hacminde ve + 4 °C'deki arı suyun ağırlığı. | Bin kilogramlık ağırlık birimi. İLE İnsan ya da çalgı sesinin yükseklik, alçaklık derecesi. | Konuşmada sesin duyguları belirtecek biçimde çıkması. | Bir rengin koyuluk ya da açıklık derecesi. | Ses titreşimlerinin yükselip alçalması, titrem. )
- TOPKAPI SARAYI'NDA:
ALAY MEYDANI ile/ve/||/<>/> BÂB-I ÂLÎ ile/ve/||/<>/> BÂB-I HÜMÂYÜN ile/ve/||/<>/> BÂB-I SELÂM ile/ve/||/<>/> BÂB-I SAADE
( Topkapı Sarayı'nın ilk bahçesi. İLE/VE/||/<>/> Yüksek kapı. | Sadrazamlık. [Osmanlı hükümeti XVIII. yüzyıldan itibaren bu adı almıştır.] İLE/VE/||/<>/> Topkapı Sarayı'nın yazılarla süslü ilk büyük kapısı. Saltanat kapısı. İLE/VE/||/<>/> Topkapı Sarayı'nda Fatih Sultam Mehmet'in yaptırdığı tuğralı ikinci kapı. Orta kapı adıyla tanınır. İLE/VE/||/<>/> Topkapı sarayı'nın üçüncü kapısı. [Harem ve taht kapısı olarak da bilinir.] )
- TOPLAM ile/ve/değil AŞILMIŞ BİRLİK
- TOPLAM ile/ve/değil TOPTAN
- TOPLANTI ile/ve OTURUM
- TOPLU "TAŞIM" değil TOPLU TAŞIMA
- TOPLU "TAŞIM" değil TOPLU TAŞIMA (ARACI/ARAÇLARI)
- TOPLULUK ile/ve/<> TOPLUM
( Tarihi olan. İLE/VE/<> Sosyete. )
( Gerçek bağlam. İLE/VE/<> Tüzel bağlam. )
( Çeşitli arçalar/durumlar ve sevgi bağı ile sürdürülür. İLE/VE/<> Adâlet/yasa ile ayakta tutulur. )
( Bilgisi ve/ya da bilgisizliği[cehaleti] çok olabilen. İLE/VE/<> İlmi ve irfanı yüksek olan/olması gereken. )
( Doğrudan ilişkiler ile. İLE/VE/<> Dolay(ım)lı ilişkiler ile. )
( Sevgi. İLE/VE/<> Akıl )
( COMMUNITY vs./and/<> SOCIETY )
( ... ile/ve/<> KOINONIA )
( CEMAAT/CEMİYET ile/ve/<> CEMİYET )
- TOPLUM = CEMİYET = SOCIETY[İng.] = SOCIÉTÉ[Fr.] = GESELLSCHAFT[Alm.] = SOCIETAS[Lat.] = SOCIEDAD[İsp.]
- TOPLUM ile KALABALIK/KALABA[Ar. < ĞALEBE]
( Kavram. İLE Tekler. )
- TOPLUM ile/ve/||/<>/> SİYASET ile/ve/||/<>/> AHLÂK
( [kişinin] Başkası ile ilişkisi. İLE/VE/||/<>/> Kamusal alandaki yetki. İLE/VE/||/<>/> Kendi ile ilişkisi. )
- TOPLUM ile/ve/||/<>/< TOPRAK
- TOPLUM ile/<> ÜLKE ile/<> EGEMENLİK
- TOPLUM ve/=/||/<>/>/< UZLAŞIM
- TOPLUMBİLİM = İÇTİMAİYAT = SOCIOLOGY[İng.] = SOCIOLOGIE[Fr.] = SOZIOLOGIE[Alm.] = SOCIOLOGIA[İsp.]
- TOPLUMBİLİM ve KİMYA
( Durkheim, Lavosier kimyasını dikkate alarak sosyoloji bilimini kurmuştur. )
( DURKHEIM ve LAVOSIER )
- TOPLUMSAL KALKINMA ile/ve/<> BİREYSEL DONANIM
- TOPLUMSAL YAŞAM ile EĞİTİM
- TOPRAK ile KUM
( Toprak, herşeyi, hem iyiyi, hem de kötüyü içinde barındırır. )
( * hâk-dân-ı fenâ(fânilik toprağı): DÜNYÂ
* hâk-i beden: GÖVDE TOPRAĞI
* hâk-i beyâbân: ÇÖLÜN TOPRAĞI
* hâk-i bîmâr(hasta toprak): (mecaz) KIRMIZI ALTIN
* hâk-i kadem: AYAK TOPRAĞI
* hâk-i mezâr: MEZAR TOPRAĞI
* hâk-i mezellet: HORLUK, DÜŞKÜNLÜK TOPRAĞI
* hâk-i mürde(ölmüş toprak): VERİMSİZ TOPRAK
* hâk-i pâk: TEMİZ TOPRAK
* hâk-i pây: AYAK TOPRAĞI/TOZU
* hâk-i râh(yolun toprağı): UĞUR, KADEM
* hâk-i târîk(karanlık toprak): (mecaz) İNSAN CESEDİ
* hâk-i teng: MEZAR, KABİR, SİN
* hâk-i tîre(karanlık, siyah toprak): MEZAR, SİN
* hâk-i vatan: VATAN TOPRAĞI
* hâk-i zaîf: İNSAN )
( Yer kabuğunun, toz durumuna gelmiş türlü kütle kırıntılarıyla, çürümüş organik nesnelerden oluşan ve canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü. | Yer kabuğunun bu bölümünden yapılmış. | Arazi, tarla. | Memleketli. | Kara. | Ülke. İLE Silisli kütlelerin, kayaların, doğal etkenlerle parçalanarak ufalanmasından oluşan, deniz kıyısı, dere yatağı vb. yerlerde çok bulunan, ufak, sert tanecikler. | Armut, ayva vb. meyvelerin etli bölümlerindeki sert tanecikler. | Gövdedeki bezlerin, özellikle böbreğin ürettiği ince ve katı tanecikler. )
( SOIL vs. SAND )
- TOPRAK ile LOM
( ... İLE Tüm toprakların en verimli olanı. [Eşit miktarda kum, mil ve kil içerir.] )
- TOPRAK ve/||/<> RAHİM
- TORBA ile BİLUM
( ... İLE Örülerek yapılan bir torba.[Papua Yeni Gine'de] )
- TÖRE ile/ve/<> KAVRAM ile/ve/<> KURUM
- TÖREN ile/ve/yerine EYLEM
- TORSİYON/TORSION[İng.] değil/yerine/= BURULUM
- TORUM ile TORUM
( Deve yavrusu. İLE Yalan, uydurma söz. )
- TOTAL SITUS INVERSUS, SITUS INVERSUS TOTALIS[İng.] değil/yerine/= TAM TERS KONUM
- TOTEM ile/ve/||/<> OJIBWA (ÖYKÜLERİ/MİTOSU)
- TÖZ İKİLİĞİ(DUALİZMİ):
ETKİLEŞİMCİLİK ile/ve/||/<> EPİFENOMENALİZM ile/ve/||/<> PARALELİZM
- TRABEKÜLASYON/TRABECULATION[İng.] değil/yerine/= BÖLMELENİM
- TRANSACTION[İng.] değil/yerine/= İŞLEM
- TRANSFERANS/TRANSFERENCE[İng.] değil/yerine/= AKTARIM
- TRANSFORMASYON/TRANSFORMATION[İng.] değil/yerine/= YAPISAL DEĞİŞİM | DÖNÜŞÜM
- TRANSFORMASYON[Fr./İng.] değil/yerine/= DÖNÜŞÜM
- TRANSFORMASYON değil/yerine/= DÖNÜŞÜM
- TRANSFORMİZM[Fr./İng.] değil/yerine/= DÖNÜŞÜMCÜLÜK
- TRANSFORMİZM değil/yerine/= DÖNÜŞÜMCÜLÜK
- TRANSLOKASYON/TRANSLOCATION[İng.] değil/yerine/= YER DEĞİŞİM
- TRANSLÜMINASYON/TRANSİLLUMINATION[İng.] değil/yerine/= IŞIK GEÇİRİM
- TRANSLÜSEN/TRANSLUCENT[İng.] değil/yerine/= YARI SAYDAM
- TRANSMİSYON/TRANSMISSION[İng.] değil/yerine/= AŞIRTIM | GENETİK AKTARIM | İLETIM
- TRANSPARAN/TRANSPARENT[İng.] değil/yerine/= SAYDAM
- TRANSPLANTASYON/NAKİL/TRANSPLANTATION[İng.] değil/yerine/= AKTARIM
- TRAVMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DENEYİM
( [örüntüsü/bağlamı/öyküsü/anlamı] Yoktur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Vardır. )
- TREND değil/yerine/= EĞİLİM
- TRENT/TREND[İng.] değil/yerine/= EĞİLIM
- TRİL/THRİLL[İng.] değil/yerine/= ELLE DUYUMSANILAN TİTREŞİM, ELE GELEN TİTREŞİM
- TRİTYUM[Fr./İng.] ile/ve/||/<>/< TRİTON[Fr./İng. < Yun.]
( Atom ağırlığı 3 olan, radyoaktif hidrojen izotopu. İLE/VE/||/<>/< Trityumun, bir protondan ve iki nötrondan oluşan atom [H-3] çekirdeği. | Yunan mitolojisinde yarısı adam, yarısı balık olan deniz tanrısı. )
- TRİZOMİ/TRISOMY[İng.] değil/yerine/= ÜÇLÜ KROMOZOM
- TROMBOEMBOLİZM/THROMBOEMBOLISM[İng.] değil/yerine/= PIHTI TIKANIMI
- TROPİZM değil/yerine/= DOĞRULUM/YÖNELİM
- TROTUVAR değil/yerine/= KALDIRIM
- TROUBLE vs. DISTRESS/BOREDOM
- TROUBLE vs. PROBLEM
- TSİS/POST-TREATMENT MONİTORING SYSTEM[İng.] değil/yerine/= SAĞALTIM SONRASI İZLEM DÜZENİ
- TÜKETİM ile İSRAF
( İSTİHLAK: Tüketim, yoğaltım. )
- TÜKETİM ile/değil/yerine KULLANIM
- TÜKETİM ile/ve/değil/yerine/||/<> PAYLAŞIM
- TÜKETİM ve/ SIKILMA ve/ TÜKETİM
- TÜKÜRÜK ile/ve BALGAM
( TAKAŞŞU'/TEKAŞŞU'[Ar. < KAŞ]: Balgam çıkarma. )
( TEKAŞŞU'-İ DEM[Ar.]: Kan tükürme. )
( [İt./İsp.] SALIVA con/y/e ... )
( SPITTLE, SPIT vs./and FLEGMA )
( SALIVE avec/et PHLEGME )
( SPUCKE mit/und ... )
- TULPA(/YONTRA) ile HÜDDAM
- TÜM ile/değil/yerine AĞIRLIKLI
- TÜM ile AYRINCASIZ/İSTİSNASIZ[Ar.]
- TÜM ile/ve/<> HER
( Her biri, öbürünün parçasıdır. )
( ALL vs./and/<> EACH/PER
Each is a part of the other. )
- TU'M ile TU'ME[çoğ. TUAM] ile TUHME
( Yiyinti, azık. | Tad, çeşni. İLE Yiyinti, azık. | Tad, çeşni. | Lokma. İLE Mide dolgunluğu, hazımsızlık.[İMTİLÂ-İ MİDE] )
- TÜMDENGELİM ile/ve/||/<>/> AŞKINSAL/TRANSANDANTAL TÜMDENGELİM
- TÜMDENGELİM ile BAĞNAZLIK
- TÜMDENGELİM = TÂLİL = DEDUCTION[İng.] = DÉDUCTION[Fr.] = DEDUKTION[Alm.] = DEDUCTIO[Lat.]
- TÜMDENGELİM ile/ve/||/<> TÜMEVARIM[< TEMSİL]
( Analiz. İLE/VE/||/<> Sentez. )
( Matematik. İLE/VE/||/<> Fizik. )
( Tam. İLE/VE/||/<> Eksikli. )
( TA'LİL[< İLLET]: İlletlendirme, neden/sebep gösterme
İLE/VE/||/<>
İSTİKRÂ[< KIRAAT]: TOPLAMAK | [KIRAAT: Harfleri toplamak.] )
( İlletlendirme, [Ta'lil].
İLE/VE/||/<>
Genelleme, [İstikra][-Tam, -Eksik(Nakıs)]
[İLE/VE/||/<>
Bir cüzziden başka bir cüzziye geçiş.(Hüküm -> Hüküm, İllet -> İllet)(Kıyas-ı Fıkhî)(Analoji)] )
( [Mantıkçılar] Uğraşır. İLE/VE/||/<> Uğraşmaz. )
( )
( DEDUCTION vs./and/||/<> INDUCTION )
- TÜMEL ile/ve/<> KAVRAM
( UNIVERSAL vs./and CONCEPT )
( SUVER-İ İLMİYE )
- TÜMEL ile TOPLAM
( KÜLLÎ ile KÜLL )
( UNIVERSAL vs. TOTAL/OVERALL )
- TÜMEL ile/ve/||/<> TÜMDENGELİM
- TÜMEVARIM ve/||/<> EKSİK BELİRLENİM
- TÜMEVARIM ile/değil/ne yazık ki GENELLEME
- TÜMEVARIM ile/ve/değil GİZLİ TÜMDENGELİM
- TÜMEVARIM = İSTİKRÂ = INDUCTION[İng., Fr.] = INDUKTION[Alm.] = INDUCTIO[Lat.] = EPAGOGE[Yun.]
- TÜMTANRICILIK = VÜCUDİYE = PANTHEISM[İng.] = PANTHÉISME[Fr.] = PANTHEISMUS[Alm.] = PAN:HERŞEY, HEP, TÜM. THEOS:TANRI[Yun.]
- TÜR ile BÖLÜM
( Bir tür olan şey, zorunlu olarak bir bölümdür fakat bir bölümün aynı zamanda bir tür olması zorunlu değildir. )
( KIND vs. PART )
- TÜRETİMSEL BİÇİMBİRİM ile ...
( DERIVATIONAL MORPHEME )
- TURİZM değil/yerine/= GEZİNÇ
- TÜRK-İSLÂM değil İSLÂM-TÜRK
- TÜRKİYE'DE, SİNEMA TARİH YAZIMINDA:
SİNEMANIN BAŞLANGICI ile/ve/||/<>/> MUHSİN ERTUĞRUL DÖNEMİ ile/ve/||/<>/> DÖNEMLER ile/ve/||/<>/> YAKLAŞIM ile/ve/||/<>/> KAYNAK KULLANIMI ile/ve/||/<>/> YÖNTEM
- TÜRKOLOJİ değil/yerine/= TÜRKBİLİM
- TÜRK'ÜM <> ÖZBEK'İM
( Eğer bir Özbek'e, "Sen Türk kökenlisin" derseniz kesinlikle kabul etmezler. "Ben Özbek'im, sen de öyle!" derler. )
- TÜRÜM ile/ve/||/<> DÜRÜM
( Taşma, dağılma[neşir/neşr], ışık/görünüm[zuhur], iniş/nüzûl/cirâc. İLE/VE/||/<> Toplanma[haşır/haşr], çıkış/dönüş/mirâc. )
- TÜRÜM = SUDUR = EMANATION[İng., Alm.] = ÉMANATION[Fr.] = EMANATIO[Lat.]
- TUŞE/TOUCH[İng.] değil/yerine/= DOKUNUM
- TUTACAK ile TUTAÇ ile TUTAK ile TUTAM ile TUTAMAÇ/TUTAMAK
( Sıcak mutfak araçlarını tutmakta kullanılan, birbirine şeritle bağlı bez çifti, tutaç, tutak. İLE Laboratuvar maşası. | Tutacak. İLE Bir şeyin tutulacak yeri. | Tutacak. | Kabza. | Maşa, kerpeten vb. araçların tutmaya yarayan kanatlarından her biri. | Rehine. İLE Avuç içi ya da parmak uçlarıyla tutulabilen miktarda olan. İLE Tutamaç. | Tutunulacak, dayanılacak, güvenilecek nesne. )
- TUTAM/GANZİLİS ile TUTAM ile TUTAM ile TUTAM/DİZENEK/TERTİP/NİZAM/FORMAT[İng.]
( Avuç içi ya da parmak uclarıyla tutulabilen miktarda olan. | Deste, demet. İLE Bankacılıkta kullanılan, borsada kota alabilmek için gerekli asgari şirket sermayesi ya da pay, hisse, parti, lot. | Belge. İLE Durum. İLE Soruların biçimsel özellikleri, dile getirilişi, dizisi, geçişleri ve özel eylem simgeleriyle bir gözlem aracının taşıdığı biçimsel düzen. )
- TUTKU:
ISTIRAP değil/yerine/> DEĞİŞİM
( Tutku, kişiyi, ıstıraptan, gelişim ve değişime taşıyan köprüdür. )
- TUTKU ile/ve/değil/yerine TUTUM
( [not] PASSION vs./and/but ATTITUDE
ATTITUDE instead of PASSION )
- TUTUM = ATTITUDE[İng., Fr.] = EINSTELLUNG/HALTUNG[Alm.] = ATTITUDINE[İt.] = ACTIDUD[İsp.]
- TUTUM ile/ve/değil EŞİK
- TUTUM ile/ve KARAKTER
( ATTITUDE vs./and CHARACTER )
- TUTUM ile/ve/< NİYET
( ... İLE/VE Neden değil Niçin[Ne İçin]. )
( İlke'li düşünmek, niyettir. )
( Niyet, davranışları birleştiriyorsa ilkedir. )
( Onun, bizim için ne olduğunu, zihinsel tutumumuz belirler. )
( Özbilincim'in, "vicdânım" doğrultusunda eylemek isteğini beslemesi de, 'niyet'tir. )
( ATTITUDE vs./and/< INTENTION )
- TUTUM ile/ve NİYET
( ... İLE/VE Neden değil Niçin(Ne İçin). )
( Niyet davranışları birleştiriyorsa ilkedir. )
( Onun sizin için ne olduğunu zihinsel tutumunuz belirler. )
( ATTITUDE vs./and INTENTION )
- TUTUM NİYET
- TUTUM ile/ve/||/<>/> SİYASET
( İnsanda. İLE/VE/||/<>/> Toplumda. )
- TUTUM ile/ve TAVIR
( Koşullarınızı (belki) değiştiremezsiniz, fakat tavır ve tutumunuzu değiştirebilirsiniz. )
( Kibar, asil ve hassas bir tavır içinde olun. )
( İşlerinizde sessiz ve alçakgönüllü bir tavır edinin. )
( Alışkanlık haline gelmiş olan yumuşak tavır, problemler karşısında etkisiz kalmaya neden olur. )
( Kişinin hayatını belirleyen şey, tavır ve hareketleridir. )
( Uyumlu tavrınızdan vazgeçmeyin ve güncel, yararsız çözümlere kapılmayın. )
( Konumunuzu ancak bilinçli tavırlar sağlama alabilir. )
( Yolcunun zenginliği, kişinin iç varlığıyla barışık olma yeteneğinin simgesidir ve bu durum uyumlu ve çekici bir tavrı yaratır. )
( Bilge kişinin tavrı önemlidir. )
( ATTITUDE vs./and MANNER )
- TUTUM TAVIR
- TUVALETE GİDİP, GELEYİM yerine "TELEFON EDİP, GELEYİM" (gibi)
- TÜZE ile/ve TOPLUMBİLİM
( "Toplumbilim Sözlükleri" tarihçesini okumak için burayı tıklayınız... )
( LAW vs./and SOCIOLOGY )
- ADEM ile ÂDEM
( ya da "Adem" ile "adem" şeklinde) ( adem=yokluk. İLE Âdem=İnsan. )
- UBS/SPATIAL INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= UZAMSAL BİLGİ DÜZENİ
- 3 ANA RENK ve/<> 3 ANA BİÇİM
( Sarı, Kırmızı, Mavi. VE/<> Daire, Kare, Üçgen. )
- 3B:
BARIŞ(TIR)MAK ve BÖLÜŞ(TÜR)MEK ve BÜYÜ(T)MEK
ve/||/<>/>/<
3Y:
YÖN ve YÖNTEM ve YÖNETİM
- UC BİRİM ile UZANTI
( TIP UNIT vs. EXTENSION )
- 3 KULLUVALLAH 1 ELHAM değil 3 İHLÂS (SÛRESİ) 1 FÂTİHÂ (SÛRESİ)
- ÜCÛM[Ar.] ile ÜCÛN[Ar.]
( Kale, palanka. İLE Suyun renginin ve tadının bozulması. )
- ÜÇÜRDÜM[< Üçer tüm] ile ...
( Masrafı çıktıktan sonra tememttünün sermaye ile tayfa arasında üçe bölünmesi. [Deniz ticaretinde kullanılan bir terimdir] )
- UÇURUM ile/ve/değil EŞİK
- UÇURUM ile ŞARAMPOL[Macarca < SOROMPO] ile
( ... İLE Kara yollarının kenarında, yol düzeyinden aşağıda kalan bölüm. )
- UÇURUM ile/ve YALI YAR/FALEZ[Fr. < FALAISE]
- ULAŞIM ve/= BİSİKLET
- ULAŞ/IM ile/ve/değil/<>/ne yazık ki BULAŞ/IM
- ULÛHİYET ||/<>/< İLİM
- ULUSAL/ULUSLARARASI) ÖRGÜT ile (ULUSAL/ULUSLARARASI) KURUM
- ULUSLARARASI TÜZEDE:
BENTHAM ile KELSEN ile AUSTIN
- UMLS/UNIFIED MEDICAL LANGUAGE SYSTEM[İng.] değil/yerine/= BİRLEŞİK TIP DİLİ DÜZENİ
- UNESCO ile/ve/<> MINOM ile/ve/<> IMTAL
( www.UNESCO.org.tr İLE/VE/<> www.MINOM-icom.net İLE/VE/<> www.IMTAL.org )
- ung.[Lat. < UNGUENTUM] değil/yerine/= MERHEM
- UNIFORM[İng.] değil/yerine/= TEK BİÇİMLİ
- ÜNİTE/UNIT[İng.] değil/yerine/= BİRİM
- UNIVERSALIS ANTE REM ile/ve UNIVERSALIS INREBUS ile/ve UNIVERSALIS POST REM
( Platon. İLE/VE/||/<> Aristoteles. İLE/VE/||/<> St. Thomas. | Hegel. )
( Şeyden önce. İLE/VE/||/<> Şeyde. İLE/VE/||/<> Şeyden sonra. )
- UNLARDA:
BUĞDAY ile/||/<> TAM BUĞDAY ile/||/<> KARABUĞDAY/GREÇKA ile/||/<> KIRMIZI BUĞDAY ile/||/<> KEPEKLİ ile/||/<> SİYEZ ile/||/<> KAVILCA ile/||/<> KUNDUR ile/||/<> YULAF ile/||/<> ÇAVDAR ile/||/<> ARPA ile/||/<> MISIR ile/||/<> KİNOA ile/||/<> TEFF ile/||/<> AMARANT ile/||/<> NOHUT ile/||/<> KESTANE ile/||/<> KEÇİBOYNUZU ile/||/<> BADEM ile/||/<> CEVİZ ile/||/<> FINDIK ile/||/<> ANTEPFISTIĞI ile/||/<> ARAROT ile/||/<> DİNKEL[Alm.]/FARRO[İt.]
( Kabuğundan ve kepeğinden ayrılarak kullanılan, işlenmiş buğday unundan [beyaz ekmek] yapılır. İLE/||/<> Buğday tanesinin kabuğuyla birlikte öğütülerek elde edilir. Besin değerleri, öteki rafine unlara göre daha yüksektir.[Glüten içerir.] İLE/||/<> ... İLE/||/<> Anadolu'nun, en eski çeşitlerindendir.[Genetiği bozulmamış, nitelikli bir undur.] Ekmek yapımına çok uygundur.[Kepeği ile öğütülmüş olanını yeğlenmelidir.][Glüteni düşüktür.] İLE/||/<> Kepeğinden ayrılmamış undur. İLE/||/<> Kastamonu bölgesinin unudur. Tüm unlarla karıştırılabilir. Aroması "keskin" gelebilir.[Genetiği bozulmamış, nitelikli bir undur.][Glüteni çok düşüktür. Çok sağlıklıdır.] İLE/||/<> Kars'ta yetişen bir buğdaydır. Kökeni, Kastamonu'dur. [Genetiği bozulmamış, nitelikli bir undur.][Her türlü iklime dayanıklı, güçlü bir yapısı olduğundan, kabuk bölümü kalındır. Kabuk bölümünün kalınlığı, tanelerinin ufak kalmasına ve glüten içeriğinin, öteki buğday türlerine göre daha olmasını sağlamıştır ve bu nedenle de glisemik indeksi düşüktür.] İLE/||/<> Güneydoğu Anadolu bölgesi buğdayıdır. İLE/||/<> Glüten alerjisi olanlar için iyi bir seçenektir. [Deri ve bağırsak sorunu olanların, yulaf ununu yeğleyebilir.][Yüksek besin değerine sahip ve glisemik indeksi düşüktür.] İLE/||/<> Bol proteinlidir.[Yüksek glüten içerir.][Soğuk iklime dayanıklıdır.] İLE/||/<> Çok eski bir buğday türüdür. İLE/||/<> ... İLE/||/<> Güney Amerika'da, And Dağları'nda, doğal olarak yetişen, otumsu bir bitkinin, kurutulmuş tohumudur.[Unu da, tohumları gibi yüksek demir ve besin değerlerine sahiptir ve çok lezzetlidir.][Tek başına ya da tüm unlarla karıştırılabilir.] İLE/||/<> ... İLE/||/<> Amarant[horozibiği] bitkisinin tohumlarından elde edilir.[Tüm unlar içinde, en yüksek proteine sahiptir.][Glüten içermez ve glisemik indeksi düşüktür.][Tadı, ekşi ve keskin olduğundan, lezzeti görecelidir.] İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> Sıcak iklimlerde yetişen maranta adlı kamıştan ve başka bitkilerin kökünden çıkarılan un. [Çocuk maması yapılan un.] İLE/||/<> Siyez ile benzerlik taşır.[İçeriğindeki protein yapısı daha kırılgan ve çözünebilir olduğundan, tüm tahıl unları içinde, siyez kadar düşük glütene sahiptir.][Genetiği değişmemiş bir çeşittir.][Her türlü hamur işinde kullanılabilir.] )
( ... İLE/||/<> Glüten içerir. İLE/||/<> ... İLE/||/<> Glüteni düşüktür. İLE/||/<> ... İLE/||/<> Glüteni çok düşüktür. İLE/||/<> Glüteni düşüktür. İLE/||/<> ... İLE/||/<> Glüten alerjisi olanlar için iyi bir seçenektir. İLE/||/<> Yüksek glüten içerir. İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> Glüten içermez. İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> Düşük glütene sahiptir. )
- UNUTALIM! ile/ve/||/<>/> UNUTMAYALIM!
( "Yaptığımız" "iyiliği" ve "gördüğümüz" "kötülüğü". İLE/VE/||/<>/> Ölümü. )
- UNUTMUŞTUM değil UNUTMUŞUM
- UNUTMUŞUM değil/yerine YETERİNCE (HIZLI) ANIMSAYAMAMIŞIM
- UNUTTUM yerine ANIMSAYAMADIM(/HATIRLAYAMADIM)
- UNUTTUM yerine UNUTTURULDU
- UNUTUYORUM değil/yerine BAZEN ANIMSAYAMIYORUM
- UPREGULATION/UPREGULATION[İng.] değil/yerine/= ARTARAK DÜZENLENİM
- UPTAKE[İng.] değil/yerine/= TUTULUM
- UR ile MİYOM
( ... İLE İyi huylu. )
( ... İLE 8-9 cm.'den küçük ve 3'ten az olması durumunda laparoskopi/histeroskopi uygulanabilmektedir. )
- URANYUM
( Atom numarası 92, atom ağırlığı 238,03 olan, 1800 °C'ye doğru ergiyen, 18,7 yoğunluğunda, demir görünüşünde bir öğe. [ Simgesi: U ] )
- URBAN ile URBANİZM
( Çöl arapları, bedevî. İLE Mimarlığın, şehir düzeniyle uğraşan kolu. [URBANİST] )
- ÜREME ile GELİŞİM
( Canlıların türlerini devam ettirmesini sağlayan süreç. İLE Bir canlının döllenmeden olgunluğa ulaşmasına kadar geçen süreç. )
- ÜRETİM ile "DOĞUM"
- ÜRETİM/İMALÂT[Ar.] ve/> DÖNÜŞÜM
( PRODUCTION and/> TRANSFORMATION )
- ÜRETİM ile ÜLEŞİM
- ÜRETMEK/ÜRETİM ve/||/<> ÜLEŞMEK/ÜLEŞİM
( Namaz. VE/||/<> Zekât. )
- ÜRETMEK/ÜRETİM ile/ve YARATMAK/YARATIM
( Üretenler karanlıktan kurtulabilir. )
( Ancak zeki ve bilgili olanlar üretim yapabilirler. )
( Zaferin sırrı, Arınma ve Bilgi'ye ulaştıktan sonra çalışmaktır. Çalışmanın en iyisi ve yararlısı üretim yapanıdır. )
( TO PRODUCE vs./and TO CREATE )
- ÜRTİKER ile/||/<> ANJİYOÖDEM
( Deride kaşıntılı, kabarık döküntüler ile ilişkili bir alerjik tepkime. İLE/||/<> Deri altı dokularında şişlik ile ilişkili bir alerjik tepkime. )
- ÜRÜN ile/değil EDİM
- US/AKIL ile/ve/değil/||/<>/< BAĞLAM
( [not] RATIO vs./and/but/||/<>/< CONTEXT )
- US/AKIL ile/ve/||/<>/> BİLİM/İLİM
- US/ULTRASON/ULTRASONOGRAFİ ULTRASOUND[İng.] değil/yerine/= SES ÖTESİ, YANSILANIM
- US <>/||/> İMGELEM <>/||/> DUYUM
- USÇULUK = AKLİYE = RATIONALISM[İng.] = RATIONALISME[Fr.] = RATIONALISMUS[Alm.] = RATIO[Lat.]
- USG/ULTRASONOGRAFİ ULTRASONOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= SES ÖTESİ YANSILANIM
- ÜSLÛP değil/yerine/= SÖYLEYİŞ/BİÇEM
- ÜSLÛP ile TUTUM
- USS/NATIONAL HEALTH SYSTEM[İng.] değil/yerine/= ULUSAL SAĞLIK DÜZENİ
- ÜSTGEÇİŞ = YÜCELİM
( Bir yıldızın, ufuk üzerinde en yüksek noktaya geçiş durumu. )
- USÛL:
İLKE ve/||/<> YÖNTEM
- USÛL ile/ve ARUZ ile/ve MAKAM ile/ve EDEB
- USUL değil/yerine/= TARTIM
- ut dict.[Lat. < UT DICTUM] değil/yerine/= ÖNERİLEN BİÇİMDE
- UTANÇ = SHAME[İng.] = HONTE[Fr.] = SHAM[Alm.] = PUDOR[Lat.]
- UTANIYORUM ile/değil/yerine/>< TANIYORUM!
- UTİLİTARİZM ile PRAGMATİZM
- ÜTILİZASYON/UTILIZATION[İng.] değil/yerine/= KULLANIM
- UTM/UTÜM[Ar.] ile UTUM[Ar.]
( Yabani zeytin ağacı. İLE Köşk. | Taş duvar/yapı. )
- ÜTOPYA:
ÜMİT ve/||/<>/> EYLEM
- ÜTS/PRODUCT TRACKING SYSTEM[İng.] değil/yerine/= ÜRÜN TAKİP DÜZENİ
- UV/ULTRAVİYOLE RADYASYON/ULTRAVIOLET RADIATION[İng.] değil/yerine/= MOR ÖTESİ, MOR ÖTESİ IŞINIM
- UYARIM ile UYARIM ile UYARIM
( Uyarma, uyarılma. İLE Uyum göstere(bile)ceğini geniş zamanlı olarak belirtmek/bildirmek. İLE Bir durum ya da ayrıntı üzerine ya da biri(leri)ne, başkasının değil benim yaptığım bildiri/anımsatma. )
- UYGULAYICI/PRATİSYEN HEKİM ile UZMAN HEKİM
- UYGULAYIM = TEKNİK = TECHNICS[İng.] = TECHNIQUE[Fr.] = TECHNIK[Alm.] = TEKHNE[Yun.] = TECNICA[İsp.]
- UYİCAM/UYUCAM" değil UYUYACAĞIM
- UYUM
( HARMONY )
- UYUM = AHENK = HARMONY[İng.] = HARMANIE[Fr.] = HARMONIE[Alm.] = HARMONIA[Yun. Zarafet ve uyum tanrıçası.] = ARMONÍA[İsp.]
- UYUM ve/<> BOŞLUK/ARA
- UYUM ile/ve/||/<>/> ÇATIŞMA ile/ve/||/<>/> ÇÖZÜLME
- UYUM ile/ve ÇELİŞKİLİ UYUM
( HARMONY vs./and CONTRADICTED HARMONY )
- UYUM ile/ve/<> DENGE
( Her varolan, öteki bir varolan ile uyum içindedir. )
( Uyumun içinde, korkuya yer yoktur. )
( Şehvet gibi ateş, nefret gibi kötülük, uyumsuzluk gibi acı ve aydınlanma gibi de sevinç yoktur. )
( En büyük hastalık, doyumsuz istekler; en büyük acı da uyumsuzluktur. )
( Sarı, öğle güneşinin rengi yani orta noktanın ve dengenin simgesidir. )
( Gerçek, Sattva'dan ötededir. )
( İFRÂT[< FART] - İTİDAL - TEFRİT )
( Tamas donuklaştırır, rajas çarpıtır, sattva uyumlu kılar. )
( İnsan-altı olanlar, Tamas'ın ve Rajas'ın egemenliği altındalardır; kişiler ise Sattva'nın. )
( Berraklık ve yardımseverlik, zihni ve eylemi etkilemesinden dolayı Sattva'dır. )
( Sattva'nın olgunlaşmasıyla tüm arzu ve korkular son bulur. )
( Tamas obscures, rajas distorts, sattva harmonises. )
( Every being is compatible vs. every other being.
In harmony there is no place for fear.
The sub-human - the 'humanoids' - are dominated by tamas and rajas and the humans by sattva.
Clarity and charity is sattva as it affects mind and action.
With the maturing of the sattva all desires and fears come to an end.
The real is beyond sattva. )
( HARMONY vs./and/<> BALANCE )
( SOPHROSYNE: İtidal. )
( RAJAS - SATTVA - TAMAS )
- UYUM ile/ve EŞ ZAMANLAMA
( HARMONY vs./and SYNCHRONIZATION )
- UYUM ile/ve/||/<> EŞZAMANLILIK
- UYUM ile/ve/||/<>/> EVRENSEL/KOZMİK UYUM
- UYUM ile/ve EYLEME GEÇMİŞ UYUM
( Dinler, hakikatlerini, eylem içinde [sessiz eylem içinde] gösterirler. )
( HARMONY vs./and HARMONY IN ACT
Religions show their true face in action, in silent action. )
- UYUM ile/ve PARALELLİK
( HARMONY vs./and PARALLELNESS )
- UYUM ile/ve/||/<> SENTEZ
- UYUM ile/ve/<> TEVHİD
- UYUM ile/ve TINLAMA
( HARMONY vs./and RESONANCE )
- UYUM ile/ve TUTARLILIK
( HARMONY vs./and CONSISTENCY )
- UYUM ile/ve UYGUNLUK
( ... ile/ve VEFK/TENÂSÜB[öteki ucu >< TENÂFÜR(< NEFRET)] )
( HARMONY vs./and APPROPRIATENESS )
- UYUM >< UYUMSUZLUK
( Küçük şeyleri büyütür. >< Büyük şeylerin çürümesine neden olur. )
- UYUM ile/ve YAKINLAŞMA
( HARMONY vs./and TO APROACH )
- UYUM ile/ve YETENEK
- UYUM/AHENK ile/ve/değil/||/<> İNSİCÂM
- UYUTUM = NEVM-İ SINAİ = HYPNOSIS[İng.] = HYPNOSE[Fr., Alm.] = HYNOS[Yun.]
- UZADUYUM GÖSTERGE
- UZAK TUT/ALIM! ve/||/<> UZAK DUR/ALIM!
( Yüzü "çirkin olan"ı değil yüreği çirkin olanı. VE/||/<> Giysisi kirli olandan değil "zihni/düşüncesi" kirli olandan. )
- UZAM/UZAY <-> ZAMAN <-> ÖZDEK <-> DEVİM <-> İVME <-> GÜÇ
- UZAM ile/ve BİÇİM
( İMTİDÂD[< MEDD] ile/ve SÛRET )
( EXTENT vs./and SHAPE/MORPH )
- UZAM = HAYYİZ = EXTENSION, EXTENT[İng.] = ÉTENDUE, EXTENSION[Fr.] = AUSDEHNUNG[Alm.] = EXTENSIO[Lat.] = EXTENSIÓN[İsp.]
- UZAM/DÜZLEM/HAYYİZ/VÜSAT[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/> UZAY
( Belirli noktalar toplamı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/|||/<>/> Tüm noktalar toplamı. )
( Tanımla(n)mayla. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/|||/<>/> ... )
( Dışta. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/|||/<>/> İçte. )
( İçte yok. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/|||/<>/> Dışta yok. )
( [not] PLANE vs./and/but/||/<>/> SPACE
SPACE instead of PLANE )
- UZAM ile/ve/||/<> YAYILIM
- UZAY = MEKÂN = SPACE[İng.] = ESPACE[Fr.] = RAUM[Alm.] = SPATIUM[Lat.] = ESPACIO[İsp.]
- UZLAŞIM ile/ve/||/<> ALT/ASGARİ KOŞUl
- UZLAŞIM/SAL = İTİBAR/Î = CONVENTION/AL[İng.] = CONVENTION/NEL[Fr.] = KONVENTION/EL[Alm.] = CONVENTIO[Lat.] = CONVENCIÓN[İsp.]
- UZLAŞIM ile/ve/<> TANIŞIKLIK
- UZLAŞIM ve UNUTMAK
- UZLAŞIM ile/ve/<> UYUM
( VAZ'Î ile/ve/<> TENASÜB )
( AGGREEMENT vs./and/<> HARMONY )
- UZLAŞIM ile/ve/değil/yerine UYUMLU BİRLİK
( [not] AGGREEMENT vs./and/but/<> HARMONIOUS UNITY )
- UZLAŞMA ile/değil ERDEM
( [not] AGGREEMENT vs./but VIRTUE )
- ÜZÜM/ÇALI ile FRENKÜZÜMÜ
( ... İLE Taşkırangillerden bir çalı. | Bu bitkinin, daha çok, şurubu yapılan, uzun salkım biçiminde, taneleri ufak, kırmızı ve mayhoş yemişi. )
( ... cum RIBES RUBRUM | ... )
( ... cum RIBES RUBRUM )
- ÜZÜM ile AYIÜZÜMÜ
( ... İLE Fundagillerden, küçük taneli yemişler veren, tüylü bir bitki. [Lat. ARBUTUS UVA-URSI] )
- ÜZÜM ile/değil BEKTÂŞÎ ÜZÜMÜ
( ... İLE/DEĞİL Taşkırangillerden bir çalı. | Bu çalının, mayhoş, nohut büyüklüğünde, ak ya da kara yemişi. )
( ... cum RIBES GROSSULARIA )
- ÜZÜM ile BREZİLYA ÜZÜMÜ/JABUTICABA
( )
( ... cum MYRCIARIA CAULIFLORA )
- ÜZÜM ile/değil CUNUL
( ... İLE/DEĞİL Yaban üzümü. )
- ÜZÜM ile GELİNPARMAĞI
( ... İLE Uzun taneli bir üzüm türü. )
- ÜZÜM ile HAFIZALİ
( ... İLE Seyrek taneli, kalın kabuklu, etli ve parlak altın sarısı renginde büyük taneli bir üzüm. )
- ÜZÜM ile HOŞKURAN/TİLKİKUYRUĞU
( ... İLE Çiçekleri, dalları ıspanak gibi pişirilen bir yıllık otsu bir bitki. [Lat. AMARANTHUS LIVIDUS] | Uzun salkımlı bir çeşit üzüm. | Yağlı güreşte oturak kündesine geçen üstteki güreşçiye, alttakinin elini geri uzatarak çenesinden ya da gırtlağından çekmesi. )
- ÜZÜM ve/<> KAVUN
( [Özbekistan'da] 50 çeşit. VE/<> 30 çeşit. )
- ÜZÜM ile KİŞMİŞ[Fars.]
( ... İLE Küçük taneli bir tür çekirdeksiz üzüm. )
- ÜZÜM ile LANGSAT
( ... İLE Uzakdoğu'da ve özellikle Malezya'da bulunan, üzüme benzeyen sarı bir tropikal meyve. )
- ÜZÜM ile MALAGA
( ... İLE İri taneli misket üzümü. )
( Hi, Has your business lost customers due to COVID-19? We might be able to help. https://primewebtraffic.club/up?=farklar.net We're throwing a lifeline to businesses by sending targeted visitors to their websites. If you're interested, click above for information about starting a free trial. There's no obligation or strings attached. Be safe and stay healthy. Alison Prime Web Traffic 2764 Pleasant RD Bld APMB9 #34 Fort Mill SC 29708 If you do not want to recieve this marketing material: https:///primewebtraffic.club/unsubscribe.php/?site=farklar.net )
( İNEB ile ... )
( ENGÛR ile ... )
- ÜZÜM ile MÜŞKÜLE
( ... İLE Bağbozumuna yakın bir zamanda yetişen, kalınca kabuklu, iri ve uzun taneli bir üzüm. )
- ÜZÜM ile RAZAKI[Ar.]
( ... İLE Kalınca kabuklu, iri ve uzunca taneli, şekeri çok, bir tür üzüm. )
- ÜZÜM ile ŞEKERCİBOYASI/AMERİKAN ÜZÜMÜ
( ... İLE Şekerciboyasıgillerden, kökü iç sürdürücü olarak kullanılan, 2-3 metre yüksekliğinde, üzümsü meyvesinden şarapları boyamak için kırmızı boya çıkarılan çok yıllık bir bitki, Amerikan üzümü (Phytolacca americana) )
( ... cum PHYTOLACCA AMERICANA )
- ÜZÜM ile/> ŞIRA/ŞÎRE[Fars.] ile/> ŞARAP ile/> SİRKE
( CEM ŞÎT: Şarabı bulan. )
( ... İLE Henüz mayalanmamış üzüm suyu. | Bazı meyve ve sebzelerin özü. İLE ... İLE ... )
( Annesi.[helâl] İLE ... İLE Kızı.[haram] İLE ... )
- ÜZÜM ile/ve/||/<> TEVEK/ÇOTUK
( ... İLE/VE/||/<> Asma, kavun, karpuz gibi bitkilerin sürgünü ya da dalı. | Üzüm kütüğü, çotuk. )
- TANIM:
"UZUN" ile/değil/yerine KAPSAMLI
( Tanımın uzunu olmaz! Kapsamlı olduğundan dolayı ilgisizlerin "zihin ve dilinde", "uzun" diye ifade etmeleri kendi yetersizliklerini gizleme girişimi olabilir belki/çoğunlukla. )
- VÂCİB ile KADÎM
- VÂDE[Ar.] değil/yerine/= ERİM
- VAHDET-İ VUCUD ile HEPTANRICILIK/TÜMTANRICILIK/PANTEİZM
( HAKK <> DOĞA ile HAKK > DOĞA )
- VAHİD-ÜR-RAHÎM[Ar.] ile ...
( En çok bir yavru yapan hayvanlar. )
- VÂHİM[Ar. < VEHM] ile VAHÎM[Ar. çoğ. VİHÂM, VAHÂMÂ]
( Kuran, kuruntulu. İLE Ağır, sonu tehlikeli, çok korkulu. )
- VAHİM ile/ve HAZİN
- VAHİM ile/ve/değil/> VAHŞET
- VAKİT ile/ve/<> DEM
( Belirli bir zaman dilimine anlam/değer verilmiş/yüklenmiş süre. İLE/VE/<> Kişinin, bu belirli zaman diliminde yaşadığı hal. )
( Zamanın tayinine vakit, vaktin içindeki hazza dem denilir. )
- VAKUM/VACUUM[İng.] değil/yerine/= HAVASIZ BOŞLUK
- VAKUM[Lat.] değil/yerine/= BOŞLUK
- VANTUZ ile VAKUM
( Çekip emmeye yarayan şişe vb. alet; çekmen. | Çeşitli hayvanlarda yer değiştirmeye, kendini bir yere bağlamaya ya da yutmaya yarayan örgen. İLE Havası alınmış. | Basıncı düşürülmüş. )
- VÂRİDÂT[Ar. < VÂRİDE] ile/değil/yerine ESİN/İLHAM
( Yıllık/aylık gelir. | Hatıra gelen, içe doğan şeyler. İLE/DEĞİL/YERİNE Etkilenme, çağrışım ya da içe doğmayla akla gelen, yaratıcı düşünce, duygu. )
- VARLIĞIM ile BEN VARIM
( MY BEING vs. I EXIST )
- VARLIK BİLİM BİLGİ BİLİM
- VARLIK ile/ve BİÇİM
( EXISTENCE vs./and FORM )
- VARLIK ile/ve İKİLEM
( EXISTENCE vs./and DILEMMA )
- VARLIK ile/ve/||/<> ÖZ ile/ve/||/<> KAVRAM
- VARLIK ile/ve YÖNTEM
( EXISTENCE OF WHAT vs./and METHOD )
- VARLIKBİLİM ile/ve ARKETİPLER
- VARLIKBİLİM ile/ve FİZİK
( ONTOLOGY vs./and PHYSICS )
- VARLIKBİLİM ve HAKİKAT
( ONTOLOGY and TRUTH )
- VARLIKBİLİM = MEHBAS-İ VÜCUT = ONTOLOGY[İng.] = ONTOLOGIE[Fr., Alm.] = ONTOLOGIA[Lat.] = ON, ONTOS[Yun.]
- VARLIKBİLİM ile VARLIKDENEYİM
( ONTOLOGY vs. ONTOEXPERIMENT )
- VAROLAN/MEVCÛD ile/ve/=/||/<>/> BİLİNEN/MALUM
- VAROLAN ile BELİRLENİM
( EXIST vs. DETERMINATION )
- VAROLAN ile BELİRLENİM
- VAR OLAN ile/ve KAVRAM
( EXIST vs./and CONCEPT )
- VAROLAN ile/ve/||/<> TÜRÜM
( ... İLE/VE/||/<> Varolanların oluşumu. )
- AD(İSİM):
VAROLANLARA VERİLİŞİNE GÖRE ile/ve/<> VAROLANLARIN SAYISINA GÖRE
( Özel ad. | Tür adı. İLE/VE/<> Tekil ad. | Çoğul ad. )
- VAROLUŞ:
TÖZ ile/ve/||/<>/> ERK ile/ve/||/<>/> ETKİ ile/ve/||/<>/> EDİM ile/ve/||/<>/> NEDENSELLİK
- VAROLUŞÇULUK = EXISTENTIALISM[İng.] = EXISTENTIALISME[Fr.] = EXISTENZIALISMUS[Alm.]
- ... değil VARSAYIM
- VARSAYIM ve CESÂRET
- VARSAYIM ile ÇIKARIM
- VARSAYIM ile/ve/değil/||/<>/< DOLAYIM
- VARSAYIM ile/ve DÜŞ/HAYAL
- VARSAYIM = FARAZİYE = HYPOTHESIS[İng.] = HYPOTHÉSE[Fr.] = HYPOTHESE[Alm.] = SUPPOSITIO[Lat.] = HYPOTHESIS[Yun.]
- VARSAYIM ile İNAK/DOGMA
- VARSAYIM ile/ve/değil OLASILIK
- VARSAYIM ile/değil "SENARYO"
- VARSAYIM ile/ve/değil/||/<>/< YAKLAŞIM
- VARTA[Ar.] değil/yerine/= TEHLİKELİ DURUM
- VATAN:
MEZAR ve/||/<> İNSAN ve/||/<> DİL ve/||/<> DÜZEN/NİZAM ve/||/<> TARİH ve/||/<> DESTAN/LAR ve/||/<> GAZÂVATNÂME ve/||/<> TÜRKÜ VE AĞIT ve/||/<> NİNE VE NİNNİ ve/||/<> ROMAN ve/||/<> HATIRAT
- VATM[Ar.] ile VATY[Ar.]
( Ayakla çiğneme. | Perdeyi salıverme. İLE Ayakla çiğneme. | Birleşme, birlikte olma, eşeysel ilişkiye girme. )
- VAZ CAYDIM değil VAZGEÇTİM
- VAZGEÇİRMEDE/CAYDIRICILIKTA:
GENEL ÖNLEM ile/ve/||/<> ÖZEL ÖNLEM
- VAZGEÇMEYELİM ve ERTELEMEYELİM ve
ÜŞENMEYELİM
( TO GIVE UP vs. TO POSTPONE/DELAY )
- VAZİYET değil/yerine/= DURUM
- VAZOSPAZM/VASOSPASM[İng.] değil/yerine/= ANİ DAMAR KASILMASI
- VEFÂ ile/ve/<> HİLM
( Sözünde durma, sözünü yerine getirme. | Dostluğu devam ettirme. | Onun yanındayken nasılsan, uzaktayken de aynı olmak. İLE/VE/<> Kişinin doğasında olan yumuşaklık. )
( Doğanızdaki yumuşaklığı anımsayarak kimseye hesap/borç takmayın! )
- VEHBÎ İLİM ile KİSBÎ İLİM
- VEHİM ile AKIL
( Vehmin "işlevi", kişiyi kaygılandırmak, aklın görevi ise uyarmaktır. )
( Akıldan istedim delâlet, akıl verdi dalâlet. )
- VEHİM/VEHM ile/değil/yerine/>< FEHİM/FEHM
( Kuruntu. İLE Anlama, düşünme. )
- VEHİM ile KARMAŞA
- VEHİM[çoğ. EVHÂM] ile MİSAFİR-İ GAYBİ
( Kuruntu, yersiz korku. Şüphe, tereddüt. İLE Zaman zaman kişinin aklına gelen kötü düşünceler.[Gelip geçicidir!] )
- VEHİM ile/ve/||/<> SAFSATA
- VEHİM ve ŞEKK
- VEHİM ve ŞEKK
- VEHİM ile/ve/||/<> TELÂŞ
- VEHİM ile ZAN
- VEHM ile/> ŞÜPHE/ZANN
( Zanaay. İLE/> Sanat. )
( 1-49 İLE/> 51-99 )
- VEHM ile/ve VEHİM/VÂHİME
( Kuruntu. İLE/VE Tekil/tikel anlamları tespit eden güç. )
( ... avec/et FACULTE ESTIMATIVE )
- VEJETATİF HAYAT/VEGETATIVE STATE[İng.] değil/yerine/= BİTKİSEL YAŞAM
- VEL-HÂSIL/VEL-HÂSIL-I KELÂM değil/yerine/= KISACASI/SÖZÜN KISASI
- VELÎME[Ar. çoğ. VELÂİM] ile ...
( Düğün yemeği/ziyafeti, şölen. | Evlenme, düğün. )
- VENOM[İng.] değil/yerine/= HAYVANSAL ZEHİR
- VERÂSET[Ar.] değil/yerine/= KALITIM
- VEREM ve/||/<> VEREM/KOH BASİLİ(MİKROBU)[< R. Koh adından]
- VEREM" ile/değil VEREYİM
- VERİM / VERMİM/VERMEYİM" ile/değil VEREYİM / VERMEYEYİM
- VERİM ile/ve BEREKET
( Bereket maddeyle ölçülmez. )
( YIELD vs. ABUNDANCE )
- VERİM ile/ve/||/<> YAPIT
- VERİYİM değil VEREYİM
- VERMEK ile/ve/yerine İKRAM
- VERSİYON/VERSION[İng.] değil/yerine/= SÜRÜM
- VESM[Ar.] ile VESM[Ar. çoğ. EVSÂN]
( Döğüp toz durumuna getirme. İLE Dağlama, damgalama. )
- VEZİR/AYGUCI ile/ve NEDİM
- VEZİR ile/||/<> VEZİR-İ ÂZÂM
( Bakan. İLE/||/<> Sadrazam, başbakan. )
- VEZÎR-İ A'ZAM ile VEZÎR-İ MAÂL-İ SEMÎR
( Başvekil, en büyük vezir, sadrâzam. İLE Yüksek niteliği/vasfı olan vezir. )
- VİBRASYON/VİBRATION[İng.] değil/yerine/= TİTREŞİM
- VİCÂHÎ HÜKÜM değil/yerine/= YÜZE KARŞI YARGI
- VİCDAN ile/||/<> GAM
- VICTOR FRANKL ve/||/<> IRVIN YALOM
- VİGİZM(WHIGGISM) ile/ve ANAKRONİZM
( Bugünün kavramlarını/olgularını, geçmişe taşımak. | Zamanın, gelenek ve ahlâk anlayışına uymayan tutum. | Olay tarihinde yanılma. İLE/VE Geçmişi, bugünün kavramlarını verecek biçimde düzenlemek. | Tarihî gelişimi, günümüzdeki herhangi bir kavramı ortaya çıkaracak biçimde örgütlemek. )
- VİGİZM(WHIGGISM) ile ÜTOPYA[< Yun.]
( Bugünün kavramlarını/olgularını, geçmişe taşımak. | Zamanın, gelenek ve ahlâk anlayışına uymayan tutum. | Olay tarihinde yanılma. İLE "Kurgusal/aşırı hayalci geleceği" "kabul ederek", bugüne ya da yakın geleceğe çekme (boş) "çabası". )
- VİHÂM[Ar.] ile VİHÂM[Ar. < VAHÎM]
( Aş yerme. İLE Vahim olan şeyler. )
- VİJİLANS/VİGILANCE[İng.] değil/yerine/= UYANIKLIK | SÜREÇ İZLEM
- VİRMAN[İng. < VIREMENT] değil/yerine/= AKTARIM
- VİRÜS:
YAPISI SAĞLAM ile/değil/>< YAPISI BOZULMUŞ
- VİSÂM[Ar.] ile VİSÂM[Ar. < VESÎM]
( Damgalı, nişanlı. İLE Güzel yüzlüler. | Rastıklılar. | Damgalılar. )
- VİTALİZM değil/yerine/= DİRİMSELCİLİK
- VITRIOL / V.I.T.R.I.O.L.:
VISITA ile/ve/||/<> INTERIORE ile/ve/||/<> TERRAE ile/ve/||/<> RECTIFICANDO ile/ve/||/<> INVENIES ile/ve/||/<> OCCULT ile/ve/||/<> LAPIDEM
- VİZYON[İng. VISION] değil/yerine/= GÖRÜŞ, GENİŞ ÖNGÖRÜ, GÖSTERİM
- VİZYON/VISION[İng.] değil/yerine/= UZAKGÖRÜ, UZGÖRÜ | GÖRME | GÖSTERİM
- VOLFRAM[Alm.] = TUNGSTEN[Fr.]
( Atom sayısı 74, atom ağırlığı 184 olan, 19,1 yoğunluğunda, sert ve ancak 3000 °C'de ergiyen bir öğe, tungsten. Simgesi W )
- VOLT ile/ve/||/<> AMPER[< AMPÈRE (Fizikçi)] ile/ve/||/<> OHM/OM
( Elektrikte kullanılan potansiyel farkı (gerilim) birimi. İLE/VE/||/<> Elektrik akımında yeğinlik/şiddet birimi. İLE/VE/||/<> Elektrik direnci. )
( )
- VOLTAJ ile/ve/||/<> AKIM
( Elektriksel potansiyel farkı. İLE/VE/||/<> Bir iletkenden geçen elektrik yükü miktarı. )
- VOLTAJ[Fr.] değil/yerine/= GERİLİM
- VOLÜM/HACİM/VOLUME[İng.] değil/yerine/= OYLUM
- VOLÜM değil/yerine/= OYLUM, | SES YÜKSEKLİĞİ
- VUSLAT/VÂSIL ve/< CEM
- VYS/DATABASE MANAGEMENT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= VERİTABANI YÖNETİM DÜZENİ
- WAI:
TEŞEKKÜR EDİYORUM ile/ve/||/<> MERHABA ile/ve/||/<> HOŞÇAKAL
- WALTER BENJAMIN ile/ve/||/<> GERSHOM SCHOLEM
( 15 Temmuz 1892 - 26 Eylül 1940 İLE/VE/||/<> 05 Aralık 1897 - 21 Şubat 1982 )
- WAY/METHOD vs./and BUSINESS vs./and WISDOM
- WEBINAR[İng.] değil/yerine/= ÇEVRİM İÇİ TOPLANTI, SANAL SUNUM
- [ya]
İSTİKLÂL ya da ÖLÜM
( )
- YABANCI DİLDE EĞİTİM ile/değil/yerine YABANCI DİL EĞİTİMİ
- YABANCILAŞMA ile/ve/> YİTİM
( ALIENATION vs./and/> LOSS )
- YAĞ BEZELERİ:
LİPOM ile YAĞ KİSTİ
( Katı. İLE Daha çok sıvı. )
( Genelde/çoğunlukla ağrı yapmazlar.[çok ileri derecede ve bir yere bası olmadıkça] )
- YAĞMUR ADAM ve/||/<>/> TEMPLE GRANDIN
( ... VE/||/<>/> Otizmin, bireyler ve toplum tarafından algısı, yorumlanışı, gösterilen yanlış tepkiler yerine yapıcı yaklaşımların farkını harika bir süreç ve anlatımla sunuyor. )
( Otizmli Bireylerle İlgili Çekilmiş 17 Film...
- Temple Grandin
- Barfi
- Mary&Max
- Yağmur Adam /Rain Man
- My Name is Khan
- Benim Adın Sam /I am Sam
- Snow Cake
- Ocean Heaven /Hai Yang Tian Tang
- Ben X
- The Black Balloon
- Campeones
- Adam
- Mozart be Balina / Mozart and the Whale
- Çok Gürültü ve Çok Yakın
- Sevgili John
- Silent Fall
- Molly )
- YAKÎN ile/ve/değil CEZM
- YAKLAŞIM ile/ve DÜZEN
( APPROACH vs./and SYSTEM )
- YAKLAŞIM ile/ve/değil/<> İRDELEME
- YAKLAŞIM ile TEPKİ
( Sonsuz oluştaki su, meziyete karşı olgun yaklaşımı simgeler. )
( Kişi, olaylara, iç gerçeğinin ve mantığının belirlediği biçimde tepki vermelidir. )
( APPROACH vs. REACTION )
- YALAN:
SAFSATA ile/ve/<> MECAZ ile/ve/<> PROPAGANDA ile/ve/<> REKLAM ile/ve/<> HABER
( Felsefede. İLE/VE/<> Yazında(edebiyatta). İLE/VE/<> Siyasette. İLE/VE/<> Ticarette. İLE/VE/<> Gazetecilikte. )
- YALIM/YALIN ile YALIM
( Alev. İLE Bıçak gibi kesici araçların, keskin yüzü, keskinlik. )
- YALIN DURUM ile ...
( NOMINATIVE CASE )
- YALIN DÜŞÜNCE ve/||/<>/> SEZGİ ve/||/<>/> TASARIM ve/||/<>/> KAVRAM
- YALIN NESNE ile/ve BİLEŞİK NESNE
( CORPORA SIMPLICISSIMA cum/et CORPORA COMPOSITA )
- YALITIM ile/ve DUYARSIZLIK
( INSULATION vs./and INSENSITIVITY )
- YALITIM ile/ve SOYUTLAMA
( ISOLATION vs./and ABSTRACTION )
- YANDIM yerine SU ARATILDIM
- YANILMALI TASIM = KIYAS-I FASİT = PARALOGISM[İng.] = PARALOGISME[Fr.] = FEHLSCHLUSS, PARALOGISMUS[Alm.] = PARALOGISMOS[Yun.]
- YANILSAMA/İLÜZYON ile/ve/değil/||/<> HOLOGRAM
- YANILSAMADA/YANILTMADA:
"YERDEN KALDIRMA" ile/ve/||/<> "GÖRÜNÜŞTEN KALDIRMA" ile/ve/||/<> "ÜRETİM" ile/ve/||/<> "AKTARIM" ile/ve/||/<> "YER DEĞİŞTİRME" ile/ve/||/<> "İÇİNE GEÇİRME" ile/ve/||/<> "YENİDEN OLUŞTURMA" ile/ve/||/<> "KAÇIRMA/ÇIKARMA" ile/ve/||/<> "UZTAŞIMA" ile/ve/||/<> "ÖNGÖRÜ"
(
Bu gönderiyi Instagram'da gör)( LEVITATION vs./and/||/<> VANISH vs./and/||/<> PRODUCTION vs./and/||/<> TRANSFORMATION vs./and/||/<> TRANSPOSITION vs./and/||/<> PENETRATION vs./and/||/<> RESTORATION vs./and/||/<> ESCAPE vs./and/||/<> TELEPORTATION vs./and/||/<> PREDICTION )
- YANINDA OLMAK İSTİYORUM ile YANIMDA OLMANI İSTİYORUM ile YANYANA OLMAK İSTİYORUM
- YANIYORUM değil/yerine/>< UYANIYORUM
- YANLIŞ ANLATIM ile/değil KARŞILIK BULMAMA
- YANLIŞ ANLATIM ile/değil YETERSİZ ANLATIM
- YAPABİLDİĞİM ile YAPABİLDİĞİMİ DÜŞÜNDÜĞÜM
- YAPAMAM değil/yerine/>< YAPABİLİRİM
(
)
( [not] I CAN'T DO IT but/>< I CAN DO IT
I CAN DO IT instead of I CAN'T DO IT )- YAPAMAM ile YAPMAMALIYIM
- YAPARIM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YAPAYIM
- ... YAPARSAM, ... ile/değil ... YAPINCA, ...
- YAPAY/SUN-Î SİSTEM = CÜMLE-İ SINÂ'ÎYE = SYSTÈME ARTIFICIEL
- GİRİŞİM:
YAPICI ile/>< YIKICI- YAPICI YAKLAŞIM ile/ve/<> İNCELTİCİ YAKLAŞIM
- YAPIM EKLERİNDE:
ADDAN AD ile/ve/||/<> ADDAN EYLEM ile/ve/||/<> EYLEMDEN AD ile/ve/||/<> EYLEMDEN EYLEM( )
- YAPİM/ARIYİM değil YAPAYIM/ARAYAYIM
- YAPISAL DÖNÜŞÜM ile/ve/değil/||/<>/< KENTSEL DÖNÜŞÜM
( )
- YAPISALCILIK = STRUCTURALISM[İng.] = STRUCTURALISME[Fr.] = STRUKTURALISMUS[Alm.] = STRUCTURA[Lat.]
- YAPIT ile/değil EDİM
- YAPIYIM" değil YAPAYIM
- ... YAPMA(SI)NI ...
YEĞLERDİM/TERCİH EDERDİM değil DİLERDİM- ... YAPMAYAYIM ile/ve/değil ... YAPMAMIŞ OLAYIM/YAPMIŞ OLMAYAYIM
- YAPRAKTAKİ EKSİKLİKLERDE:
AZOT ile KALSİYUM ile MAGNEZYUM ile POTASYUM(
İLE
İLE
İLE
)- YAPTIRIM ile/ve/değil DAYANAKÇA
( [not] SANCTION vs./and/but THE BASE ON )
- YAPTIRIM ile/ve/değil/yerine/<> DEĞER
- YAPTIRIM ile/ve/||/<> TEDBİR
- YAPTIRIM ile/değil/yerine TEŞVİK
- YAR/UÇURUM ve/||/<>/< -YOR
( ... VE/||/<>/>/< Şimdiki zaman eki olan "-yor"un geniş zamanlı, genelleyici ve orantısız kullanımı uçurumun kenarında olmak ya da uçurumdan düş(ür)mek gibidir. )
- YARADANCILIK = DEISM[İng.] = DÉISME[Fr.] = DEISMUS[Alm.] = DEUS[Lat.]
- YARALANMA/TRAVMA SAĞALTIMI/TERAPİSİ BASAMAKLARI/NDA:
İŞLEYİŞ ile/ve/||/<> KAPSAMA ile/ve/||/<> GÜÇLENDİRME ile/ve/||/<> BİLİŞSEL VE DAVRANIŞSAL DEĞİŞİM ile/ve/||/<> İÇGÖRÜSEL VE DİNAMİK DEĞİŞİM( )
- YARALANMADA/TRAVMA'DA:
MAĞDUR ile/ve/||/<> ZÂLİM
ile/ve/||/<>
GÖZLEMCİ- YARARCI/PRAGMATİK (YAKLAŞIM) ile/ve/değil/yerine ALGI DÜZENSEL/PARADİGMATİK (YAKLAŞIM)
( [not] USEFUL/PRAGMATICAL (APPROACH) vs./and/but PARADIGMAL (APPROACH)
PARADIGMAL (APPROACH) instead of USEFUL/PRAGMATICAL (APPROACH) )- YARARCILIK/PRAGMATİZM ile AKILCILIK/RASYONALİZM
( Bir düşüncenin doğruluğunu uygulamalı sonuçlarıyla değerlendiren felsefi yaklaşım. İLE Bilginin akıl ve mantık yoluyla elde edilebileceğini savunan felsefi yaklaşım. )
- YARARCILIK/UTİLİTARİZM ile ÖDEVBİLİM/DEONTOLOJİ
( Eylemlerin sonuçlarının en fazla faydayı sağlaması gerektiğini savunan ahlâki kuram. İLE Eylemlerin kendi içsel değerleri ve kurallara uygunluğu üzerine odaklanan ahlâki kuram. )
- YARARLANMA ile KAZANIM
( İNTİFÂ'[< NEF'] ile ... )
( BENEFIT vs. TO ACQUIRE )
- YARATICI İMGELEM ile/ve/<> KAVRAMSALLIK/GÖRÜNÜRLÜK
( MUHAYYİLE ile/ve/<> NAZARİYE )
- YARATICI İMGELEM ve/<> YENİ YAŞAMLAR/KOŞULLAR
- YARATIM
- YARATIM ile/ve DÖNÜŞÜM
( CREATION vs./and TRANSFORMATION )
- YARATMA ile YARATIM ile YARATIŞ
( Olmayan bir şeyi var etmek. | Anlak ve düşgücünden yararlanılarak, o zamana kadar görülmeyen, yeni bir şey ortaya koymak. | Olmasına, ortaya çıkmasına yol açmak, aracı olmak. İLE Yaratma eylemi. İLE Yaratma eylemi ya da biçimi. )
- YARDIM ile/ve/||/<> DESTEK
- YARDIM ile/ve/<> İÇ YARDIM
( Hizmet. İLE/VE/<> Himmet. )
( Başkasından/dışarıdan. İLE/VE/<> Kendinden. )
- YARDIM ile/ve/değil/yerine İŞ
( [not] HELP vs./and/but BUSINESS
BUSINESS instead of HELP )- YARDIM ile MÜDAHALE
( [Kişi/gereksinim sahibi, çevresinden] İstemişse. İLE İstememişse. )
- YARDIM ile/ve/<> YATAKLIK
- YARGI SONUCU/HÜKÜM[Ar.] ile/ve/||/<> KARAR
( SENTENCE vs./and/||/<> VERDICT )
- YARGI:
TRANSANDANTAL ile/ve/||/<> GEREKİRCİLİK ve YANSIMALI ile/ve/||/<> ALGI ve DENEYİM( URTEIL )
- YARGI ile/ve/<> ÇIKARIM
- YARGI ile/ve/<> ÇÖZÜM
- YARGI = HÜKÜM = JUDGEMENT[İng.] = JUGEMENT[Fr.] = URTEIL[Alm.] = IUDICIUM[Lat.] = APOPHASIS[Yun.] = JUICIO[İsp.]
- YARGI ve/||/<>/> TERİM ve/||/<>/> KAVRAM
- YARGILAMA SÜRECİNDE:
İTHAM ile/ve/||/<> TAHKİK ile/ve/||/<> İŞBİRLİĞİ- YARGILAMA ile/değil/yerine/>< GERİBİLDİRİM
- YARGITAY =/<>/< MAHKEME-İ TEMYÎZ =/<>/< DÎVÂN-I AHKÂM
( 1923'te/n itibaren. =/<>/< 1879'da/n itibaren. =/<>/< 1868'de/n itibaren. )
- YARILMA ile/ve/<> DEVRİM
- YARIM ile/ve/<> BUÇUK
- YARIM ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/>< TAM/AM
( Gülmezsen/gülmezsek. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/>< Gülersen/gülersek. )
( Soran beni, yarım bulur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/>< Sen bir tek gül, ey yar! Tamam olur. (ALDANIRIM - Yaşar)
)- YARIM ile YARILANMA SÜRESİ
( ... İLE Bir radyoaktif madde miktarının, başlangıç değerinin yarısına düşmesi için geçen ve T1/2 = In2 / λ ile verilen süre. [Burada, λ, bozulma sabitidir.] )
( NİM ile ... )
- YARIŞMAYI:
"KAYBETTİM" değil/yerine KAZANAMADIM- YAŞ ile/yerine GÖRÜNÜM
- YASA ile/ve UYUM
( LAW vs./and HARMONY )
- YASA ile/ve YAPTIRIM
( KANUN ile/ve MÜEYYİDE )
( LAW vs./and SANCTION )
- YAŞAM/HAYAT AĞACI = AKÇAM
- YAŞAM:
ANLAM değil TUTKU- YAŞAM BULGULARINDA:
BİLİNÇ ile/ve/||/<>/> SOLUNUM ile/ve/||/<>/> DOLAŞIM/NABIZ ile/ve/||/<>/> GÖVDE ISISI ile/ve/||/<>/> KAN BASINCI/TANSİYON- YAŞAM:
YORUM ve/||/<> KELÂM( Değişir. VE/||/<> Değişmez. )
- YAŞAM:
| ADÂLET ve/||/<>/< RIZÂ
ve/||/<>/<
BİLGİ/HABER |( Bilgi/haber vermek, rızânın;
rızâ, adâletin;
adâlet de yaşamın temeli(nde)dir/merkezi(nde)dir. )( Rızâ yazısı için burayı tıklayınız... )
(
|
|
)
- YAŞAM ile/ve AMAÇ
( Yaşamın amacı, amacı olan bir yaşamdır. )
- YAŞAM ve/||/=/<> BİLİNÇ/FARKINDALIK/ŞUUR
( KENDİNİN SORUMLULUĞU )
- YAŞAM ve/<> BİSİKLET
( Yaşam, bisiklete binmek gibidir. Bisiklette, pedalları çevirdiğin sürece, yaşamda ise hareket ettiğin sürece yol alır ve dengede durabilirsin. )
- YAŞAM ve/||/<> BİSİKLET
( Yaşam, bisiklete binmek gibidir. Bisiklette, pedalları çevirdiğin sürece,
yaşamda ise hareket ettiğin sürece yol alır ve dengede durabilirsin. )- YAŞAM ile/ve DOĞA
( LIFE vs./and NATURE )
- YAŞAM ile/ve HAREKET
( LIFE vs./and MOVEMENT )
- YAŞAM = HAYAT = LIFE[İng.] = VIE[Fr.] = LEBEN[Alm.] = VITA[Lat.] = BIOS[Yun.] = VIDA[İsp.]
- YAŞAM ile/ve HERŞEY
( LIFE vs./and EVERYTHING )
- YAŞAM ile/||/<> KISA BATTANİYE
( Yukarı çekersek, ayak açıkta kalır. Aşağı çekersek, omuz. Neşeli kişiler, çözüm üreterek[dizlerini karnına çekerek] rahat uyur. )
( "Çözüm." İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Ara çözüm. )
( LIFE vs./||/<> SHORT BLANKET )
- YAŞAM ile/ve KOŞUL/LAR
( LIFE vs./and CONDITION/S )
- YAŞAM ve/||/<> KURAM
- YAŞAM ile/ve ÖNGÖRÜLEBİLİR YAŞAM
( ... İLE/VE Kişinin en çok istediği/"aradığı". )
( LIFE vs. FORSIGHTABLE LIFE )
- YAŞAM ile/ve/||/<> ÖZGÜRLÜK ile/ve/||/<> MÜLKİYET
( bkz. John Locke )
- YAŞAM ile/ve PAYLAŞIM
( LIFE vs./and SHARING )
- YAŞAM ve/=/||/<>/>/< PAYLAŞIM
- YAŞAM ve/||/<>/>/< YAŞ
- YAŞAM ile/ve/değil/yerine YAŞAM DEĞERLERİNİN BİLİNCE TAŞINMASI
- YAŞAM ile YAŞAMAK
( Hayat hayatla beslenir. Doğada bu süreç zorunluludur, toplumda ise gönüllü olmalıdır. )
( Sorgulanmayan yaşam, yaşam değildir. )
( Yaşam, suyun toprağa karışmasıdır. )
( LIFE vs. SURVIVE
Life lives on life. In nature the process is compulsory, in society it should be voluntary. )- YAŞAM ile YAŞANTI
( LIFE vs. LIVING )
- YAŞAM'DA:
ANLATIM ile/ve ANLAM( Yaşam, anlatım ile anlamın birbirinden ayrılmasıyla aydınlanır. )
( The life gets the enlightenment by seperation of expression from meaning. )
( EXPOSITION/EXPRESSION vs./and MEANING (:IN LIFE) )
- YAŞAMDA:
GÖZESEL(HÜCRESEL) ORGANİZASYON ve/||/<> ÜREME ve/||/<> METABOLİZMA ve/||/<> HOMEOSTAZ ve/||/<> KALITIM ve/||/<> UYARANLARA TEPKİ ve/||/<> BÜYÜME VE GELİŞME ve/||/<> EVRİLEREK UYUMLANMA- YAŞAMIN YALINLIĞINDA:
BİLİM ile/ve/||/<> FELSEFE ile/ve/||/<> SANAT ile/ve/||/<> DİN( Sınırlar. İLE/VE/||/<> Yorumlar. İLE/VE/||/<> Betimler. İLE/VE/||/<> Kutsar. )
- YAŞANTI ile/ve ANLATIM
( LIVING vs./and EXPOSITION/EXPRESSION )
- YAŞANTI ile/ve/||/<> DENEYİM
- YAŞIMDAYIM" değil YAŞINDAYIM
- YAŞLILIK ve/||/<> SAYRILIK ve/||/<> KITLIK ve/||/<> ÖLÜM
( "Mahşerin dört atlısı." )
- YATKINLIK ile/ve/||/<>/> EĞİLİM
- YATKINLIK ile/ve/||/<>/> KATILIM ile/ve/||/<>/> SÜREKLİLİK
( PRE-DISPOSITION vs./and/||/<>/> PARTICIPATION vs. PERPETUATION )
- YAVAŞ YAVAŞ ile ADIM ADIM
( Olgun kişi, kendini, küçük başlangıçları adım adım büyük başarılara dönüştürmeye adamıştır. )
( En uzun yokculuklara bile, ufak bir adımla başlanır. )
( İlk adım belki tavanı tepenize indirebilir, fakat az zamanda kargaşa bitecek ve barış ve sevinç gelecektir. )
( Bir sonraki adımınızın ne olması gerektiği hakkında hiçbir zaman bilgisiz bırakılmadınız. )
( Her adım, bir sonraki için yeterli enerji üretecektir. )
( SLOWLY vs. STEP BY STEP
The first steps may bring the roof down on your head, but soon the commotion will clear and there will be peace and joy.
You are never left without knowing what your next step should be.
Each step will generate enough energy for the next. )- YAVUZ SELİM ile YAVUZ SELİM
( Fatih - Atikali arasındaki bölge/durak. İLE Soğanlı - Güneştepe/Bağcılar arasındaki bölge/durak. )
- YAVUZ SULTAN SELÎM
- YAVUZ SULTAN SELİM ve ZEMBİLLİ ALİ (HASANÎ) EFENDİ
- YAYGIN EĞİTİM ile/ve/<> ÖRGÜN EĞİTİM
- YAYIM >< SOĞURUM/EMİLİM
( EMISSION >< ABSORPTION )
- YAZGICILIK = CEBRİYE = FATALISM[İng.] = FATALISME[Fr.] = FATALISMUS[Alm.]
- YAZGICILIK/FATALİZM ile ÖZGÜRLÜKÇÜLÜK/LİBERTERYENİZM
( "Her şeyin" "önceden belirlenmiş olduğunu" ve "kişinin yazgısını" "değiştiremeyeceğini savunan görüş". İLE Kişinin yapmayabilme gücü[ihtiyâr] ve yapabilme gücüne[irâde] sahip olduğunu ve kendi yeğleme ve seçimlerini yapabildiğini savunan görüş. )
- YAZMALARIN BOZULMASINDA:
MİKROORGANİZMALAR ve/||/<> BÖCEKLER ve/||/<> FARELER ve/||/<> NEM ve/||/<> TOZ- YAZMALARIN KORUNMASINDA:
ISI ile/ve/||/<> BAĞIL NEM( 18 - 20 °C ile/ve/||/<> %45 - 55 )
- YBS/MANAGEMENT INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= YÖNETİM BİLGİ DÜZENİ
- YEDİ BİLİM:
ÜÇ İLİM ile/ve/<>/sonra DÖRT BİLİM DALI( DİLBİLGİSİ(GRAMER) VE MANTIK(LOGIC) VE HİTÂBET(RETORİK) ile/ve/<>/sonra MATEMATİK VE GEOMETRİ VE ASTRONOMİ VE MÛSİKÎ )
( SEPTUM ARTES LIBERALES: YEDİ ÖZGÜR(SERBEST) BİLİM ["Art" sözcüğü sanat değil bilim anlamına kullanılırdı.] )
- YEGÂNE HANIM ile/ve/||/<>/> MÜCAP OFLUOĞLU
( )
- YEĞLEME/TERCİH ile/ve/> TUTUM
( PREFER vs./and/> ATTITUDE )
- YEKÜN/YEKÛN[Ar.] değil/yerine/= TOPLAM
- YEM ile/ve YAL
( ... İLE/VE Köpek ve inekler için un ve kepekle hazırlanan bulamaç. )
- YEM ile YEYGİ
( ... İLE Hayvanlar için saklanan kışlık yiyecek. )
- YEMEN ile/ve/||/<> ŞAM
(
)- YEMİN ile/ve/<> İNTİKAM
( En anlamlı/büyük yemin, söz vermektir. İLE/VE/<> En etkili/büyük intikam, affetmektir. )
- YEMİYİM ile/değil YEMEYEYİM
- YENİ DOĞA FELSEFESİ ile FENOMENOLOJİK YAKLAŞIM
( * 3. Şahıs Perspektifi. İLE 1. Şahıs Perspektifi. * Tanrısal bakış. İLE Kişi perspektifi. * Nesneyi ötekileştirme. İLE Nesnenin buradalaştırılması. * Deney. İLE Deneyim. * Yersiz-zamansız. İLE Yerli-zamanlı. * Matematiksel. İLE Dil. * Mekanik. İLE Organik. * Açıklar. İLE Betimleme. )
- YENİLİK ile/ve/||/<> DEVRİM
- YER ÇEKİMİ ile/ve/||/<>/< ELEKTROMANYETİK ÇEKİM
( [Gücü] Elektromanyetik çekimden daha az. İLE/VE/||/<>/< Yer çekiminden daha fazla. )
( Çivi. İLE/VE/||/<>/< Mıknatıs. )
- YERİNE KOYMA ile/değil DÖNÜŞÜM
( [not] TO REPLACE vs./but TRANSFORMATION )
- YERLEŞİM ile/ve ÜRETİM
( TO LOCATE vs./and TO PRODUCE )
- YERYAĞI/PETROL[Fr. < Lat.]:
HAM ile/ve/||/<> BRENT( Kuzey Amerika ve Güney Amerika'da üretilir. İLE/VE/||/<> Kuzey Denizi'nde üretilir. )
( Düşük nitelikli bir petrol olarak kabul edilir ve içeriğinde yüksek miktarda kükürt ve öteki kirleticiler bulunur. İLE/VE/||/<> Daha nitelikli bir petrol olarak kabul edilir ve içeriğinde kükürt miktarı düşüktür. )
( Brent petrol'e göre daha ucuzdur.[Nedeni, düşük niteliği ve işlenmesinin daha zor olmasıdır.] İLE/VE/||/<> ... )
- YESÛSUHUM[Ar.] ile YESÛDUHUM[Ar.]
- YETİ ile KAZANIM
( FACULTY vs. TO ACQUIRE )
- YETİM ile/ve/||/<> ÖKSÜZ
( [Ergenlikten önce]
Babası ölmüş/olmayan çocuk. [Babası belirli fakat ölmüş olan.] İLE/VE/||/<> Annesi ölmüş/olmayan. | Annesi ya da hem annesi, hem de babası ölmüş olan çocuk.
["annesiz" diye bilinir ve "anneden öksüz, babadan yetim kalmak" sözü kullanılır. Oysa ki, "öksüz/ögsüz" sözcüğü, "bilge-âlim" ikilemesi gibi "ögsüz-yatim"dir.(ögsüz al-yâtîmu wa ʾl-ḥayrânu. wa-aṣluhu: ögsüz maʾḥûḏun min ōg wa-hwa ʾl-ʿaqlu wa ʾl-fiṭnatu).][İlk zamanlarda, anne ile ilgisi yoktu. Yâtîm, "Tek kalmış, ergen olmadan önce babası ölen çocuk" demektir.]
[Yetimlik, maddî manevi desteği olmamaktır. Sonraları, sözlüklerdeki "ög/öğ"(anne)nin etkisiyle yanlış ayrıştırmaya gidilmiştir. ("Atası ölen, öksüz galmaz; anası ölen, öksüz galur.")] )( Saçı/başı, arkadan öne doğru okşanır. İLE/VE/||/<> Saçı/başı, önden arkaya doğru okşanır. )
( EYTÂM[Ar. < YETÎM/YÂTÎM] ile/ve/||/<> O/Og/Ög[: Ana.] )
( İnsan, babanın [temel] desteğiyle; hayvan, annenin [temel] desteğiyle yaşar. )
( ORPHAN vs./and MOTHERLESS )
- YETİM ve SAGİR/SAGİRE
- YETKİN ile SAĞLAM
( PERFECT vs. STRONG )
- YETKİNLİK ile/ve ERDEM
( ARETA )
- YEVMİYE ile KIST el-YEVM
( Günlük yapılan iş ödenen ücret. İLE Görev başına gelinmediği günlerde kesilen ücret. )
- ...'YI:
"BOŞVERELİM" ile/değil/yerine GEÇELİM- ...YI:
"HİSSEDİYORUM" ile/ve/değil/||/<>/>/< VARSAYIYORUM- ...'YI:
"UZATMAK" ile/değil/yerine SÜRDÜRMEK- YIKICI YAKLAŞIM ile/ve/değil/<> KATILAŞTIRICI YAKLAŞIM
- YIKIM ile/ve/||/<> ÇÜRÜME
- YIKIM ile/ve/değil YIKILIM
( Yapıda. İLE/VE/DEĞİL Fizikte, kimyada. )
- [ne yazık ki]
"YİYELİM-İÇELİM, KİMSEYE DOKUNMAYALIM" ve/||/<>/>/< "YİYEYİM-İÇEYİM, KESEME DOKUNMAYAYIM"- YKDS/MANAGERIAL DECİSION SUPPORT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= YÖNETİMSEL KARAR DESTEK DÜZENİ
- YOĞUN BAKIM ve/||/<>/> YOK'UM(YOĞUM)! BAKIN!
( Dün. VE/||/<>/> Bugün. )
- YOĞUNLUK ile/ve PAYLAŞIM
( DENSITY vs./and SHARING )
- YOKLUK ile/ve MESBÛK Bİ'L-ADEM
- YOKSUNLUK ile/ve/değil/> GEREKSİNİM
( [not] DEFICIENCY vs./and/but/> NEED )
- YOKSUNLUK ile/ve GEREKSİNİM
( DEPRIVATION vs./and NEED )
- YOL ile AKIM
- YOL ile/ve İLETİŞİM
( Olgun kişi, etkisini tavsiyeleri ve önderliğiyle yayarak izlenecek yolu hazırlar. )
( WAY vs./and COMMUNICATION )
- YOL ile/ve SİSTEM
( WAY vs./and SYSTEM )
- YOL ile UZAM
- YOL ve/<> YORDAM ve/<> YÖNTEM
- YOL/YÖNTEM ile/ve İŞ ile/ve BİLGELİK
( WAY/METHOD vs./and BUSINESS vs./and WISDOM )
- YÖN ile/ve/||/<> BAĞLAM
- YÖNELİM ile/ve/değil/<> DOĞRULUM/TROPİZM[Fr. < Yun.]
- YÖNELİM = INTENTION[İng., Fr.] = INTENTION[Alm.] = INTENTIO[Lat.] = INTENCIÓN[İsp.]
- YÖNETİM İŞLEMLERİNDE:
YETKİ ile/ve/||/<> BİÇİM ile/ve/||/<> NEDEN ile/ve/||/<> KONU ile/ve/||/<> AMAÇ- YÖNETİM ile ...
( Allah ilmi. )
- YÖNETİM ile/ve/<> ADÂLET
( MANAGEMENT vs./and/<> JUSTICE )
- YÖNETİM = MANAGEMENT[İng.] = DIRECTION[Fr.] = VERWALTUNG[Alm.] = DIREZIONE[İt.] = MANEJO[İsp.]
- YÖNETİM ve/||/<> TAKIM
(
)
- YÖNETİM ile/ve/||/<>/> YÖNETİMİN SORUMLULUĞUNUN, TARİHSEL GELİŞİMİ
( ... İLE/VE/||/<>/> Blanco Kararı ile. [1873] )
- YÖNETİM ile/ve/||/<>/> YÖNLETİM
- YÖNETİMSEL:
İŞLEM ile/ve/||/<> EYLEM- YÖNETİMSEL/İDARÎ İŞLEM ile/ve/||/<> YÖNETİMSEL/İDARÎ EYLEM
- YÖNLENDİRİM
- YÖNTEM, METOD, SİSTEM = TARÎK = MÉTHODE, SYSTÈME
- YÖNTEM ile/ve/değil/yerine AHLÂK
( [not] METHOD vs./and/but MORALS
MORALS instead of METHOD )- YÖNTEM ve/<> (BELİRLİ/BAZI) YÖNTEME, YÖNTEMLE(RLE)/BİLİNÇLE BAKMAK
- YÖNTEM ile/ve/<> BİLİNÇ
( METHOD vs./and CONSIOUSNESS )
- YÖNTEM ile FORMÜL
- YÖNTEM/USÛL ile/ve/||/<>/> İZİN
- YÖNTEM ile/ve/||/<> KAVRAM
( YÖNTEM: Kavramın bilinci. )
( Yöntem, mantığın içeriğinin, içsel özdeviniminin biçimi üzerindeki bilinçtir. )
- YÖNTEM ve/<> KOŞULLAR
- YÖNTEM ile/ve LOJİ[Yun. < LOGOS]
( METHOD vs./and LOGIC )
- YÖNTEM ile/ve SORU
( Doğru bir yanıtı nasıl alabilirim? Doğru bir soru sorarak! )
( Soru sorma, soru konusu yapılan alana ilişkin sorunların çözümü üzerine düşünüldüğünü gösterir. )
( Bellekte toplanan unsurları kullanma süreci soru ya da sorunla başlar. )
( METHOD vs./and QUESTION
How am I to get a true answer? By asking a true question! )- YÖNTEM ile SÜREÇ
( METHOD vs. PROCESS )
- YÖNTEM ile/ve TARZ
( METHOD vs./and STYLE )
- YÖNTEM ile/ve/<> TUTUM
( METHOD vs./and/<> ATTITUDE )
- YÖNTEM ile/ve ÜSLÛB
- YÖNTEM ile/ve USÛL
- YÖNTEM = USÛL = METHOD[İng.] = MÉTHODE[Fr.] = METHODE[Alm.] = METHODUS[Lat.] = METHODOS[Yun.] = METODO[İsp.]
- YÖNTEM ile/ve/<>/değil/yerine YAKLAŞIM
( [not] METHOD vs./and/<>/but APPROACH
APPROACH instead of METHOD )- YÖNTEM ile/ve/||/<>/< YEĞLEME/TERCİH
- YÖNTEM ile/ve/<>/değil/yerine YÖNTEMSELLİK
( Bir şeyler için önceden belirli bir yöntem yoktur(aranamayabilir/bulunamayabilir). İLE/VE/<>/DEĞİL/YERİNE Herşeye uygun bir yöntemsellik vardır(aranabilir/bulunabilir). )
- YÖNTEM ile YÖNTEMSİZ YÖNTEM
( METHOD vs. THE METHOD WITHOUT METHOD )
- YÖNTEM ile/ve YORDAM
( METHOD vs./and WAY )
- YÖNTEM ile YORDAM(MELEKE)
- YÖNTEMBİLİM = USULİYAT = METHODOLOGY[İng.] = MÉTHODOLOGIE[Fr.] = METHODOLOGIE, METHODENLEHRE[Alm.]
- YORULUYOR İNSAN değil YORULUYORUM
( Kişisel ve/ya da özel olan bir durumu, genelleyerek ya da abartarak, [kendine hizmet eden/çıkarına uyan] "akla" bürümenin [rasyonalizasyonun], çevreye hiçbir etkisi/katkısı olmadığı gibi, en başta, bu sözü söyleyen kişiye ve çevresine/zihinlere olan yükü çok fazladır. Aslolan da, ne söyleyeceğini bilmek değil ne söylemeyeceğini düşünmek ve ona göre konuşmak/konuşabilmektir! )
- YORUM ile AÇIKLAMA
( INTERPRETATION/COMMENT vs. EXPLANATION )
- YORUM ile/ve/değil/yerine BAĞLAYICI OLMAYAN YORUM
- YORUM ile "BAKIŞ"
( INTERPRETATION/COMMENT vs. "LOOKING" )
- YORUM ile "BİR BAKIMA"
( INTERPRETATION/COMMENT vs. "IN ONE RESPECT" )
- YORUM ile/ve/<>/= ÇEVRİ/TE'VİL[< Ar.]
( ... İLE Bir söz ya da davranışı, görünür anlamından başka bir anlamda kabul etme. | Burgaç. )
- YORUM ile ÇIKARSAMA
- YORUM ile/ve/değil/yerine ÇOK ANLAMLILIK
( [not] INTERPRETATION/COMMENT vs./and/but MULTI MEANING
MULTI MEANING instead of INTERPRETATION/COMMENT )- YORUM ile/değil DEDİKODU
( [not] INTERPRETATION/COMMENT vs./but GOSSIP )
- YORUM ile/ve DEĞERLENDİRME
( INTERPRETATION/COMMENT vs./and EVALUATION )
- YORUM ile/ve DÖNÜŞTÜRÜCÜ NİTELİKTE YORUM
( INTERPRETATION/COMMENT vs./and TRANSFORMER INTERPRETATION/COMMENT )
- YORUM ile/ve/<> DÖNÜŞÜM
( INTERPRETATION/COMMENT vs./and/<> TRANSFORMATION )
- YORUM ile/ve DÜŞÜNCE/FİKİR
( ... İLE/VE Düzenlemek, tertip etmek. | Ham düşünce, haber. )
( Fikir, varolanlar üzerine değil varolması gerekenler üzerinedir/olmalıdır. )
( Ancak bizi arzu, korku ve yanlış düşüncelerden kurtaracak olan iyidir. )
( INTERPRETATION/COMMENT vs./and IDEA
Only what liberates you from desire and fear and wrong ideas is good. )- YORUM ve ERDEM
( INTERPRETATION/COMMENT and VIRTUE )
- YORUM ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< GERİBİLDİRİM
( [not] INTERPRETATION/COMMENT vs./and/but/||/<>/>/< FEEDBACK
FEEDBACK instead of INTERPRETATION/COMMENT )- YORUM ve/||/<>/> KILAVUZLUK
- YORUM ile/ve KURGU/SPEKÜLÂSYON
( INTERPRETATION/COMMENT vs. SPECULATION )
- YORUM = TEFSİR = INTERPRETATION[İng., Alm.] = INTERPRÉTATION[Fr.] = INTERPRETARE[Lat.] = INTERPRETACIÓN[İsp.]
- YORUM ve VAROLUŞ
( INTERPRETATION/COMMENT and EXISTENCE )
- YORUM ile YAKLAŞIM
( INTERPRETATION/COMMENT vs. APPROACH )
- YORUM ile/ve YÖNTEM
( INTERPRETATION/COMMENT vs./and METHOD )
- YORUM ile/ve YORUMUN ETKİSİ/EGEMENLİĞİ
- YORUMBİLİM ve SANAT
( Her alanda düşünebilme ve konuşabilme olanağı. )
( HERMENEUTIC and ART )
- YORUMBİLİM/HERMENEUTİK ve ÇOKLU YAKLAŞIM
- YORUMLAMA ile/ve DEĞİŞİM
( TO INTERPRET vs./and ALTERATION )
- YORUMLAMA ile/değil YORUMBİLİM
( [not] TO INTERPRET vs./but HERMENEUTIC )
- YOSUN ile SFAGNUM
( ... İLE Bataklıklarda, nemli yerlerde, kümeler durumunda yetişen, küçük yapraklı bir tür yosun. )
( ... cum SPHAGNUM )
- YUDUM ile/ve LOKMA/SOKUM
( İçeceklerde. İLE/VE Yiyeceklerde. )
( ... ile/ve TELAKKUM: Lokma lokma yutma. | Karın gurultusu. )
( MÜTECERRİ'[< CÜR'A]: Yudumlayarak içen, tecerrü' eden. )
( CÜRA, TECERRU'[< CUR'A][: Yudum yudum içme.], TECRÎ'[< CER'/CERE'] ile/ve LOKMA, TU'ME[çoğ. TUAM] )
- YÜKLEM = ATTRIBUTE[İng.] = ATTRIBUT[Fr., Alm.] = ATTRIBUTUM[Lat.]
- YÜKLEM = MAHMUL = PREDICATE[İng.] = PRÉDICAT[Fr.] = PRÄDIKAT[Alm.] = PRAEDICATUM[Lat.] = KATEGOREMA[Yun.]
- YÜKLEM ve/||/<>/= YETİ
- YÜKLÜ PROGRAM ile YOĞUN PROGRAM
- YÜKSEK KALDIRIM ile ...
( Tünel ile Karaköy arasında bulunan yokuş yol ve semt adı. [Adını eskiden burada bulunan merdivenlerden almıştır] )
- YÜKSEK UYARANLARIN (KEYİF VERİCİLERİN) ÇOĞU ...:
"KAZANIM" değil/ne yazık ki/></< KANDIRMACA/ALDATMACA- YÜKSEK ile SAĞLAM
- YÜKSELİM ile YÜKSELİŞ
( Bir yıldızın, gökküresindeki ekvator düzlemine göre açısal uzaklığı. İLE Yükselme eyleme ya da biçimi. )
- YULAF ile BROM
( ... İLE Yabani yulaf. )
- YUMUŞAK/NERM[Fars.] ile İNCE
- YUNAN ile/ve/değil RUM
- YUNİT[İng. < UNIT] değil/yerine/= BİRİM
- YURTTA SULH, CİHANDA SULH ve/||/=/<> BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
- YURTTAŞLIK ile/ve/||/<>/>/< ÖZYÖNETİM
- 100 KERE SÖYLEDİM değil (EN FAZLA) 2 YA DA 3 KEZ SÖYLEDİN!
- YÜZEY ile/ve DÜZLEM
( Derinlik varsa. İLE En ve boydan oluşuyorsa. )
( Şeklin parçası olarak yorumlanması ile. İLE/VE Sonsuz. )
( SURFACE vs./and PLANE )
- YÜZEY ile/ve DÜZLEM
( Derinlik varsa. İLE En ve boydan oluşuyorsa. )
( Şeklin parçası olarak yorumlanması ile. İLE/VE Sonsuz. )
( SURFACE vs./and PLANE )
- ZAAF ile/ve/değil/yerine/<> EĞİLİM
- ZÂCİR ve/||/<>/>/< RAM
( Men ve yasak eden. VE İtaat eden. )
- ZÂHİRÎ MUAMELE[Ar.]/SCHEINGESECHAEFT[Alm.] değil/yerine/= GÖRÜNÜŞTEKİ İŞLEM
- ZAHM[Ar.] ile ZAHM[Ar.] ile ZAHM[Ar.]
( Sıkıştırma. İLE İri, kalın, büyük. İLE Yara. )
- ZÂİM[Ar.] ile ZAÎM[Ar.]
( Zeâmeti olan. İLE Zeâmet sahibi. | Kefil. | Prens, şef. )
- ZAKKUM[Ar.] değil/yerine/= AĞIAĞACI/AĞIÇİÇEĞİ
( Zakkumgillerden, çiçekleri beyaz ya da pembe renkli, çoğunlukla kurumuş dere yataklarında kendin kendine yetişen, ağılı bir bitki. )
( NERIUM OLEANDER )
- ZÂLİM <>/>< ÂLİM
( Zâlim olan, âlim olabilir fakat zâlim olan, ârif ol(a)maz. )
( Yol sırasında, süreçte, kimin zâlim, kimin âlim olduğu/olacağı bilinmez. )
- ZÂLİM[Ar.] değil/yerine/= KIYINÇÇI
- ZÂLİM ile/değil/yerine LEVVÂM
( Başkasına kötülük. İLE/DEĞİL/YERİNE Kendine, [kendini geliştirmek üzere] "yüklenme". | Özeleştiri. )
( Zâlime uyan ve/ya da susan, zâlimden beterdir. )
- ZAMAN VERDİM ile/değil/yerine SÜRE KOYDUM
- ZAMAN ve ZEMİN(BAĞLAM) ile/ve/değil/yerine/||/<> ZİHİN ve ZEMİN(KOŞULLAR)
( Bir şeyin(/durumun/olgunun/olayın), öyle olması ya da olmamasındaki, az ya da çok oranında(etmenliliğinde) olmasındaki belirleyiciler. )
( Dış. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> İç. )
( İkincil. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Birincil. )
- ZAMAN ve/||/<>/< HAREKET ve/||/<>/< DEĞİŞİM
( Zaman, hareketin ölçüsüdür ve değişimin tanımlanma çabasıdır. )
( TIME and/||/<>/< MOVEMENT and/||/<>/< ALTERATION )
- ZAMAN(IM) YOK ile/değil ÖNEM VERMİYORUM
- ZAMM[Ar.] ile CEM'[Ar.]
- ZAN ile/ve/değil/||/<>/> İTHAM
- ZANN - CEHİL ile İLİM - HİLİM
- ZAN(N) ile/değil/yerine/>< İLM/İLİM
- ZANN ile VEHİM
( ... İLE İki olasılığın (güçlü/güçsüz) birine zihnin/nefsin katılımı. )
- ZANNEDİYORUM ile/ve/||/<> BELLEĞİM YANILTMIYORSA
- ZARARLI/YANLIŞ/KÖTÜ/GÜNAH/HARAM AMA ... ile/değil/yerine ... VE ZARARLI/YANLIŞ/KÖTÜ/GÜNAH/HARAM
- ZARARSIZ ile MASUM
- ZARFLARDA:
DURUM ile/ve/||/<> ZAMAN ile/ve/||/<> YER-YÖN ile/ve/||/<> MİKDAR ile/ve/||/<> SORU- ZÂTEN" değil/yerine BİLİNDİĞİ GİBİ/MÂLUM
- ZÂT-ÜL-HURTÛM[Ar.] = PROBOSCIDIENS[Fr.] = ...
( Hortumlu hayvanlar sınıfı, hortumlular. )
- ZEHİR/AĞI/SEM[Ar.] ile/ve/||/<>/>< PANZEHİR[Fars. < PÂD-İ ZEHR(PÂD: Saklayan. | Koruyan, bekleyen. | Büyük, ulu.)]
( SEMM ile ... )
( ZEHR ile BÂD-ZEHR )
( POISON vs. ANTIDOTE )
( VENOM vs./and/< ANTI-VENOM )
- ZEKÂ ve/<>/>< EYLEM
- ZELLE ile ZULÜM
- ZEM ile KÜFRÂN
- ZEMİN ile/ve/<> BAĞLAM
- ZEMM[Ar.] ile LEVM[Ar.]
( Kötüleme. İLE Yerme, kınama. | Ayıplama. )
- ZEMZEM[Ar.] ile Zemzem[Ar.]
( Yavaş ve hafif türkü söyleme. | Türk müziğinde en az 5-6 yüzyıllık bir mürekkep makam.[örneği kalmamıştır] İLE Kâbe yakınlarındaki ünlü kuyu.[Bİ'R-İ/ÇÂH-I/ÇEH-İ ZEMZEM][HEMZE, TAYYİBE, TAHİRE, ŞARABÜ'L-EBBAR] )
( Kadın. [PÎRE-ZEN: Koca-karı.] İLE "Vurucu, vuran, atan, çalan" anlamlarına gelerek birleşik sözcükler oluşturur. [DEST-ZEN: El vurucu, işe başlayan. | HANDE-ZEN: Kahkaha atan.] )
- ZEN vs. BUDHISM
- ZERK[Ar.] değil/yerine/= İÇİTİM
( Bir sıvıyı, şırınga ile verme. )
- ZIBIN ile/ve/<> TULUM
( Bebeklere, iç çamaşırı olarak giydirilen, ince pamukludan, kısa ve kollu giysi. | Kolsuz giysi. İLE/VE/<> ... )
- ZİGOT ile/||/<> ZİGOT ÖNCESİ YALITIM/BARİYER/İZOLASYON ile/||/<> ZİGOT SONRASI YALITIM/BARİYER/İZOLASYON ile/||/<> ZİGOTAKSİ ile/||/<> YUMURTA/OVUM
( Bir yumurta ve spermin birleşmesiyle oluşan ilk göze.[Anneden ve babadan birer set olmak üzere iki set kromozom bulundurur. Ancak yumurta ve sperm gözelerinin her biri, mayoz bölünme nedeniyle sadece bir set kromozom içerir. Zigotun bölünmesi ve büyümesiyle embriyo oluşur.] İLE/||/<> Eş seçimi, zamanlama ve benzeri farklardan ötürü popülasyonlar arasında zigot, henüz oluşmadan önce ortaya çıkan yalıtım durumu. Böylece hibrit zigotlar oluşamaz. İLE Türler arası çiftleşme sonucu oluşan hibrit biçimlerde görülen gelişim bozuklukları ya da kısırlık durumlarından ötürü popülasyon içinde üremeye dayalı yalıtımın oluşması. İLE Dişi ve eril gametler arasındaki doğal çekim. İLE/||/<> İnsan fizyolojisinde, bir sperm gözesi ile döllendiğinde yeni bir organizma durumuna gelebilen, dişi üreme örgenlerinin birinden salınan tek göze. )
- ZİHİN ile FİKİR/YORUM
( Fukarâ ise ukalâ olur. )
- ZİHNİYET ile YAKLAŞIM
- ZİMOJEN/ZYMOGEN[İng.] değil/yerine/= ÖN ENZİM
- ZİNCİRLEME TASIM = KIYAS-I MÜSELSEL = SORITES[İng., Yun.] = SORITE[Fr.] = KETTENSCHLUSS[Alm.]
- ZİNDE[Fars.] değil/yerine/= DİNÇ/DİRİMLİ/DİRİ/SAĞLAM
- ZİRÂAT değil/yerine/= TARIM
- ZİRKONYUM ile/ve/<> HAFNİYUM[< HOFNIA: Kopenhag kentinin önceki adı]
( Atom numarası 40, atomik ağırlığı 91.22, ergime sıcaklığı 1852 °C, kaynama sıcaklığı 4377 °C, yoğunluğu 6.5 g/cm³, kütle numarası87-97 arasında izotopları bulunan, beta ve gama yayınlayan, 63 gün yarılanma süreli, 95 kütle numaralı izotoplu [Zr95] petrol boru hatlarında, izleyici olarak kullanılan, ısıl [0.0253eV enerjili ya da 2200 m/s hızlı] nötronlar için soğurma etki kesiti çok düşük [185mb], saçılma etki kesiti büyük [6.4b] olduğundan, reaktörlerde yakıt kılıfı [zarfı] malzemelerinde yavaşlatıcı olarak kullanılan ve suda çözünmeyen, derişik asitlerde çözünen, cevherlerinde hafniyumla birlikte bulunan, beyazımtrak-gri metal. [Simgesi: Zr]
İLE/VE/<>
Atom numarası 72, atomik ağırlığı 178.49, kütle numarası 166-184 arasında izotopları bulunan, ancak 176 [%5.21], 177 [%18.56], 178 [%27.1] kütle numaralı izotopları tam kararlı, 179 [%13.75] ve 180 [%35.22] kütle numaralı izotopları da iç dönüşümlerde kararlı duruma geçen, ergime sıcaklığı 2231 °C, kaynama noktası 4602 °C, yoğunluğu 13.3 g/cm³ olan, ısıl [0.0253eV enerjili ya da 2200 m/s hızlı] nötronlar için soğurma etki kesiti yüksek [102b], saçılma etki kesiti küçük [8b] olduğundan, reaktör denetim çubuklarında kullanılan, doğada zirkonyum cevheriyle birlikte bulunan ve ona çok benzeyen, beyaz metalik öğe. [Simgesi: Hf] )- ZORLANMA ve/||/<>/> DEĞİŞİM
( Kişiyi zorlamıyorsa, değiştirmeyecektir. )
( If it doesn't challenge you, it won't change you. )
( CHALLENGE and/||/<>/> CHANGE/ALTERATION )
- ZORUNDA DEĞİL/İM ile/değil/yerine/>< ZORUNLULUĞU YOK/OLMAZ
- ... ZORUNDA MIYIM? ve/||/<> HAKSIZ MIYIM?
( [ne yazık ki] İkisi de bilgisiz/bilinçsiz ve çıkarcı kişilerin kullandığı, sıradan sözlerdir. )
- ZÜBDET'ÜL ÂLEM ile ...
( MAKRO/MİKRO KOZMOS, İNSAN )
- ZÜLCENAHEYN:
İLİM ve/ HİKMET ve/ AŞK ve/ MUHABBET- ZULM[Ar.] ile BAĞY[Ar.]
( Bir şeyi, kendi yerinden başka bir yere koyma. | Haksızlık, eziyet. İLE Hakkı olunmayan bir şeyi zor kullanarak ve ihtirasla istemek. )
- ZULM ile/ve/değil/yerine/<>/< CEBR
- [ne yazık ki]
!ZULM ile/ve/||/<> !DALKAVUKLUK( [ne yazık ki] "Küçük gördüklerine." İLE/VE/||/<> "Büyük gördüklerine." )
- ZULM[Ar.] ile GAŞM[Ar.]
- ZULM[Ar.] ile HEZM[Ar.]
( Bir şeyi, kendi yerinden başka bir yere koyma. | Haksızlık, eziyet. İLE Hakkını, kısmen eksik almak. )
- ZULÜM/ZÂLİM ile ADÂLETTEN UZAKLAŞMAK/UZAKLAŞAN | BİR ŞEYİN YERİNDE OLMAMASI
( ADALETTEN UZAKLAŞMAK/UZAKLAŞAN | BİR ŞEYİN YERİNDE OLMAMASI )
- ZULÜM ile EZİYET
- ZULÜM ile/ve/değil/||/<> İHMALKÂRLIK
- ZULÜM ile KAHR
( Dışarıdan. İLE İçeriden. )
- ZULÜM[Ar.] değil/yerine/= KIYINÇ
- ZULÜM ve/=/||/<> RÜŞVET
- ZULÜM değil/yerine/>< ŞEFKÂT
( İlimsiz şefkat, zulümdür. )
- ZULÜM[Ar.] ile SİTEM[Ar.]
( Bir şeyi, kendi yerinden başka bir yere koyma. | Haksızlık, eziyet. İLE Zulüm, haksızlık. | Eziyet. | Çıkışma. )
- ZULÜM ile/<>/>< "ZEVK"
( Eziyet, başkaları tarafından kendinize/birine yapılmış/yapılıyor ise. İLE/<>/>< Eziyeti, kendi, kendine yapıyor ise/niz. )
- ZÜMRÜT ile/||/<> YEŞİM
( Yeşil renkte değerli bir beril. İLE/||/<> Genellikle yeşil renkte olan bir mineral. )
Bugün[ 01 May 2025 ]
itibariyle 6609 başlık/FaRk ile birlikte,
7433 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.(1/9)
- ABD[Ar.] ile MEMLÛK[Ar.]
- ABORJİN ile/ve MAORİ
( Yeni Zelanda yerlisi. İLE/VE Yeni Zelanda yerli halkı. )
- ABSOLÜ REFRAKTER PERİYOT değil/yerine/= MUTLAK DUYARSIZ DÖNEM
- AÇ ile/ve/||/<> MUHTAÇ
- ACIMA = PITY/COMMISERATION[İng.] = COMMISÉRATION[Fr.] = MITLEID[Alm.] = COMMISERATIO[Lat.]
- ÂCİZ ile/ve/değil/||/<>/> MAĞDUR
(1/9)
FaRkLaR'ın devamı için burayı tıklayınız...
( Click here to see further differences!... )
Bu sayfa 01 Ocak 2025 itibariyle 398 kez incelenmiş/okunmuştur.