Bugün[09 Kasım 2025]
itibarı ile 44.969 başlık/FaRk ile birlikte,
44.969 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(39/181)


- DANIŞ, HASAN (1921 - 1982) :

( İş hayatına Kibrit fabrikasında işçi olarak başladı ve buradan emekli oldu. Sarıyer Spor Kulübü'nde iki dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. )


- DANIŞMA ve/||/<>/> DAYANIŞMA

( Bin bilsek de bir bilene danışmak gerek. )


- DANIŞMAK ile/ve/||/<>/> BİLGİ VERMEK


- DANIŞMAN ile/ve/||/<> DANIŞAN


- DANIŞMAN ile/ve/değil/||/<>/< DANIŞILAN


- DANIŞMAN/LIK ile KOÇ/LUK

( Danışan, dağları aşmış; danışmayan, düz yolda şaşmış. )

( MEŞVERET[Ar.] (ETMEK): Danışma. )

( COUNSELLER/COUNSELING vs. COACH/ING )


- DANS EDELİM! ve/||/<> ŞARKI SÖYLEYELİM! ve/||/<> SEVELİM! ve/||/<> YAŞAYALIM!

( Hiçkimse izlemiyormuş gibi. VE/||/<> Hiçkimse dinlemiyormuş gibi. VE/||/<> Hiç incinmemiş gibi. VE/||/<> Dünya, cennetmiş gibi. )


- DANS ETMELİ!


- DANS:
YATAY İSTEK ve/||/<>/> DİKEY ANLATIM


- DANS-DANSÇI ile/ve/||/<> DANSÇI-DANS

( Var-yok. İLE/VE/||/<> Var-yok. )


- DANS ile/ve/<> BALE

( Dans, kendinden emin olmayan, ne istediğini bilmeyen kişinin yapacağı iş değildir. )

( Dans Tarihçeleri )

( DANCE vs./and/<> BALLET )

( SİVA: Samoa Adası [Polinezya Adaları] yerlilerinin dansı. )


- DANS = DANCE[İng.] = DANSER[Fr.] = TANZEN[Alm.] = BALLARE[İt.] = BAILAR/DANZAR[İsp.]


- DANS ile FOKSTROT

( ... İLE Dört tempolu bir dans. )


- DANS ile HABANERA

( ... İLE Çok kıvrak bir Küba dansı. | Bu dansın müziği. )


- DANS ile HULA


- DANS ile JIG

( ... İLE İrlanda ve İskoçya'ya özgü, hareketli bir dans türü. )


- DANS ile KADRİL[Fr. < QUADRILLE]

( Fransız kökenli bir dans. | Bu dansın müziği. )


- DANS ile KALİPSO

( ... İLE Jamaika'dan yayılmış iki zamanlı bir dans. | Bu dansın müziği. )


- DANS ile KANKAN

( ... İLE Kadınların oynadığı hareketli bir Fransız dansı. )


- DANS ile KAZASKA[Rusça]

( ... İLE Kaynağı Kafkasya olan ve hızlı oynanılan bir halk dansı. | Bu dansın müziği. )


- DANS ile MAZURKA[Slavca]

( ... İLE Polonya kökenli bir dans. | Bu dansın müziği. )


- DANS ile/ve/değil/<> OHYOKHAI

( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Yakutlar'a özgü bir Şaman uygulaması.
[Ohuokay ustasının çevresine toplanan halk, el ele tutuşarak büyük bir çember oluşturuyor ve ustanın sözlerini tekrarlayarak, hafif hafif öne ve arkaya eğilerek hareket edip güneşin doğduğu yönden, battığı yöne doğru dönerler.]
[Bu uygulamaya özgü, belirli bir müziği bulunmamaktadır.] )


- DANS ile SALON DANSLARI

( ... İLE Aşk, tutku ve estetiğin müzik ile harmanlanmasıyla ortaya çıkan salon dansları, bazen bir başkaldırı, bazense duyguların dışa vurumu olarak bilinir. En genel ifade ile de Batı Avrupa'da ve Amerika'da, çiftler tarafından yapılan her türlü dans olarak tanımlanır.

Salon danslarının tarihi, XVIII. yüzyıla kadar uzanır. Tarihsel gelişimine bakıldığında, XVIII. yüzyılın sonlarında, XIX. yüzyılın başlarında, İngiltere'deki soyluların katıldığı balolarda ortaya çıkan bir dans türüdür. Takvimler 1920'li yılları gösterdiğinde ise balo salonları dışında, halk tarafından da öğrenilmeye başlanan salon dansları, zamanla daha popüler bir hâl alır.

Bilinen en eski salon dansı ise Avrupa'da XVI. yüzyıl Fransa'sında ortaya çıkar fakat ahlâk dışı sayılarak yasaklanır. 1880'lerde, Buenos Aires'in kenar mahallelerinde doğmaya başlayan ve toplum tarafından kabulü epey zaman alan salon danslarının Amerika'da ortaya çıkışı ise XX. yüzyıla rastlar. Temeli, hafif tempoda kendi etrafında dönmeye dayalı olan bu danslar, yıllar geçtikçe giderek çeşitlenme gösterir ve bu çeşitlilik beraberinde, izleyenlere, farklı ritmlerin de yer aldığı görsel bir şölen sunar. 1900'lü yılların başında salon danslarına olan ilgi artar ve bu kapsamda 1904 yılından bu yana İngiltere'de hizmet veren Dans Öğretmenleri, İmparatorluk Derneği (ISTD) tarafından, 1924 yılında, dans fakülteleri kurulması düşüncesi geliştirilir ve yaşama geçirilir. Sayıları onikiyi bulan bu fakülteler aracılığıyla salon dansları meraklılarının, dans türlerine ait kavramları yakından tanımaları sağlanır. Ayrıca bu fakülteler sayesinde salon danslarının müzikleri, adımları ve tekniklerine yönelik olarak da belirli standartlar getirilir. Günümüzde, Avrupa'dan Asya'ya kadar uzanan bir coğrafyada, milyonlarca dansçı ve danssever, bu türün takipçileri olarak yaşamlarında, salon danslarına önemli bir yer ayırır. )


- DANS ile SİRTO[Yun.]

( ... İLE Türk müziğinde, bir oyun havası. | Bir tür halk dansı. )


- DANS ile/ve/||/<> TWIST[İng.]

( ... İLE/VE/||/<> 1961 yılında yaygınlık kazanan çok hızlı ritmi olan bir dans. | Bu dansın müziği. )


- DANSİ(TO)METRE ile DANSİTE

( Yoğunlukölçer. İLE Yoğunluk, [filmde] koyuluk. )


- DAR AÇI ile/||/<> GENİŞ AÇI

( Dar açı <90° İLE geniş açı >90° )

( Formül: Akut İLE obtüz )


- DAR KAFALILIKTAN BIKTIM"

( "DAR KAFALILIKTAN BIKTIM"

1964 yılında, ABD'de bir öğretmen dergisinde, Alexander Cassandra imzalı bir yazı yayımlanır:

Bir fizik hocası ile öğrencisi, sınav sorusuna verilen yanıt hakkında antlaşmazlığa düşerler ve deneyimli öğretmen, Cassandra'nın hakemliğine başvururlar.

Soru şöyledir:

"Bir binanın yüksekliğini, bir barometrenin yardımı ile nasıl bulursunuz?"

Öğrenci de bu soruya yanıt olarak, "Barometreye bir ip bağlar, binanın çatısından aşağı sarkıtır ve barometrenin yere değdiği noktada ipi ölçerim" yazar.

Tabii ki, öğretmenin beklediği yanıt bu olmasa da binanın yüksekliğinin bu yöntemle ölçülebilirliği de ortadadır.

Cassandra, tartışmayı uzatmamak için öğrenciden hemen o anda bu soruyu başka bir yanıt ile yanıtlamasını ister.

Öğrenci, bu kez:

"Ama bir tek yanıt yok, pek çok yöntem var" diye yanıt verir.

Casandra, "Peki" der. "Düşünebildiğin kadar yanıt ver o zaman. Ama olanaklıysa yanıtların en az birinden fizik çalışmış olduğunu anlayalım."

Öğrencinin ilk yanıtı şöyle olur:

"Barometreyi çatıdan aşağı bırakırsınız ve bir kronometre ile kaç salisede yere çarptığını hesaplayıp x=1/2 x g x t2 formülü ile yüksekliği bulursunuz." Beklenilen yanıt bu olmasa da yanıt, fizik bilgisi içermektedir.

Öğrenci, yanıtlarını sıralamayı sürdürür: “Güneşli bir günde, barometreyi dik tutup gölgesini ölçersiniz ve sonra da binanın gölgesini ölçüp orantıyı barometrenin yüksekliği ile çarparsınız”

Bu yanıt da doğrudur.

Öğrencinin üçüncü yanıtı da şu olur: "Merdivenleri çıkarken, duvar boyunca barometrenin yüksekliğini defalarca işaretleyerek çıkar ve işaret sayısı ile barometrenin yüksekliğini çarparsınız"

Bu da doğrudur elbette ama dördüncü yanıt öğretmenlerin küçük dillerini yutmalarına neden olur; çünkü yanıttan öğrencinin fiziği çok iyi bildiği anlaşılmaktadır:

"Küçük bir ipe bağladığınız barometreyi önce yerde sonra da çatıda sallar ipin uzunluğu ve sallanma periyodları arasındaki farklarla Newton'un g katsayısını hesaplar, iki g katsayısı arasındaki farktan binanın yüksekliğini hesaplayabileceğiniz oranı bulursunuz"

Söylenilecek bir şey kalmamıştır, öğrencinin sınıfı geçtiği açıktır.

Öğrenci, yarattığı etki ile gülümser ve der ki: “Ama bence yapılacak daha doğru şey, kapıcıya gidip barometreyi hediye edip karşılığında binanın yüksekliğini söylemesini istemekten ibarettir.”

Hep beraber gülmeye başladılar.

Cassandra, hayranlıkla sorar öğrenciye:

"Peki, öğretmeninin senden beklediği yanıtı da biliyor musun?"

Öğrenci, alaylı bakışlarla yanıt verir:

"Evet, çatıda ve yerde hava basıncını ölçerek aradaki farktan hesaplamamız gerekiyor yazmamı bekliyordu"

Cassandra merakla şu soruyu sorar: "Peki madem istenilen yanıtı biliyordun, neden yazmadın?" Öğrenci, omuzlarını silkerek şöyle der:

"Çünkü dar kafalılıktan bıktım."

Yaşamı, tek bilinmeyenli bir denklem gibi ele almak, altı boş kulağa hoş sloganlarla konuşup zamana göre kendini geliştirmeyen, saplantı slogan hükümlere göre yaşamak ve mevzî alıp dayatmaya çalışmak kolaycılığı hiçkimseyi ve de toplumları bir yere götürmez.

Yaşamda, soruların pek çoğunun tek bir yanıtı yoktur.

Başarının, çalışmaktan önce geldiği tek yer sözlüktür. )


- DAR YORUM ile/||/<>/>< GENİŞ YORUM


- DAR ile DÂR[Ar.] ile DÂR[Fars.]

( Ensiz. İLE Ev, yurt. İLE İdam mahkûmlarını asmak için dikilen direk. )


- DÂR[Fars.] ile -DÂR[Fars.] ile DÂR[Fars.] ile DAR/DARR[Ar.][Fars.]

( Darağacı. | Ağaç. | Direk. İLE Tutan.[DEFTER-DÂR: Defter tutan.] | Sahip, malik.[ALÂKA-DÂR: İlgili. | HİSSE-DÂR: Hisseli. | HÜKÜM-DÂR: Hükme sahip.] İLE Savaş.[DÂR Ü GÎR: Kavga, savaş.] İLE Sıkıntı, belâ. | Zarar. )


- DARALMA ile/ve/<> BUNALMA


- DARALMA ile DARLAMA


- DARALMA ile/ve/||/<> SIKILAŞMA

( CONTRACTION vs. ... )


- DARALMA" ile/ve/<> SIKILMA


- DARALTILMIŞ OLAN ile ODAKLANILMIŞ OLAN


- DARALTMA ile İNDİRGEME

( TO NARROW vs. REDUCTION )


- DARAVANOĞLU, DİMİTRİ (SARIYER, ...) :

( Kolleksiyoncu. Sarıyer'de doğdu. Ailesinin anlattığı birbirinden çok farklı gerçek ve gerçeküstü öykülerle büyüdü. Arzusu arkoloji okumaktı ama olmadı. Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliğinden mezun oldu. Tarih ve arkolojiye merak sardı. Aile fotoğraflarını toplamakla işe başladı. Fotoğraftaki kişilerin isimlerini tespit ederek önemli bir boşluğun doldurulmasını sağladı. Ayrıca tarihi belge, eşya mad alyonlar topladı. Biriktirdiklerin tanzim ederek adını verdiği "Dimitri'nin Müzesi" isimli adeta "Anıları, tazeleyen dijital bir müze" meydana getirdi. Çalışmalarını kurduğu blog ve web sitesinde yayınladı. )


- DARB ile/ve MUTTASIL

( İki harfi birbirine katmak. İLE/VE ... )


- DARB ile/ve PEKİŞTİRME


- DARBE GENİŞLİĞİ ile DARBE GENLİĞİ

( Darbenin düşmeye başladığı an ile yükselme zamanının sonu arasındaki zaman farkı. İLE Bir darbenin, tam değeri, sayısal bir değer verildiğinde belirlenebilen tepe, ortalama, etkin, anî vb. değerleri ya da bunlardan biri. )

( PULSE WIDTH vs. PULSE AMPLITUDE )

( L'ÉTENDUE DU POULS avec L'AMPLITUDE DU POULS )

( PULSESBREITE mit IMPULSAMPLITUDE )


- DARBE ve/||/<>/>/< ZORBA


- DELGİ(MATKAP[Ar. < MİSKAB]): DARBESİZ ile/değil/yerine/> DARBELİ

( Delme işlemi yapılırken darbe uygulamaz. Delme işlemi yalnızca dönerek yapılır. Genelde basit tadilat işlemleri için kullanılır. Basit delik açma işlemleri ya da vidalama işlemleri için kullanımı yaygındır. [Eğer yüksek devire sahipse o zaman sert malzemelerin delinmesinde de kullanılabilir.] İLE/DEĞİL/YERİNE/> Sert malzemelerin delinmesi işleminde kullanılır. Delme işlemi dönerek ve aynı zamanda ileri geri hareketler ile gerçekleştirilir. Delme işlemi daha hızlı biçimde gerçekleştirilir. Delme işlemi çok daha kolay yapılır. [Beton ya da metal gibi oldukça sert malzemelerin delinmesinde darbeli matkap yeğlenilmelidir. Hem profesyonel, hem de basit tadilatlarda kullanılabilen araçlardır. Farklı watt gücünde olanları bulunur.] )


- DARGIN/LIK ile/ve/<> DURGUN/LUK


- DARGIN/LIK ile/ve KIRGIN/LIK


- DARI ile/değil DARA


- DARI ile HİNTDARISI

( ... İLE Buğdaygillerden, doğu ülkelerinde ekilen, taneleri yenilen, darıya benzeyen bir bitki. )

( ... cum SORGHUM VULGARE )


- DARI ile KATALAN DARISI


- DARI ile SÜPÜRGE DARISI

( ... İLE Buğdaygillerden, sıcak bölgelerde yetişen ve çiçek saplarından süpürge yapılan, darıya benzeyen bir bitki. )


- DARILMA ile/değil/yerine/>< DAYANMA


- DARILMAK ile/değil/yerine/>< SARILMAK


- DARLIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< FERAHLIK


- DARMADAĞIN (OLMAK)


- DARR[Ar.] ile DARR[Ar.] ile DÂRR[Ar.]

( Sıkıntı, belâ. İLE Zarar. İLE Zararlı. )


- DARR[Ar.] ile DARRÂ'[Ar.]


- DARR[Ar.] ile DURR[Ar.]


- DARRÂ ile DARRE

( Mihnet, keder. Şiddet. Belâ. İLE Kuma. )


- DARRÂ[Ar.] ile MENFAAT[Ar.]

( Mihnet, keder. Şiddet. Belâ. İLE Yarar, kâr, çıkar. )


- DÂR-ÜL ACEZE ile/||/<> DÂR-ÜL BEDÂYİ ile/||/<> DÂR-ÜL ELHAN ile/||/<> DÂR-ÜL FÜNÛN ile/||/<> DÂR-ÜL MUALLİMAT ile/||/<> DÂR-ÜL MUALLİMİN ile/||/<> DARÜŞŞAFAKA ile/||/<> DARÜŞŞİFA

( Düşkünler evi.[1895] İLE/||/<> İstanbul Belediyesi'ne ait ilk tiyatro.[1913] İLE/||/<> İstanbul'da kurulan ilk müzik okulu.[1917] İLE/||/<> Üniversite, fenler evi.[1845] İLE/||/<> İstanbul'da kurulan ilk kız öğretmen okulu.[1869] İLE/||/<> İstanbul Fatih'te kurulan erkek öğretmen okulu.[1848] İLE/||/<> İstanbul Fatih'te, Abdülaziz'in desteğiyle kurulan yoksul, öksüz ve yetimlere ait yatılı lise. İLE/||/<> Sağlık yurdu. )


- DAR'ÜL-HARB ile/değil/yerine/>< DAR'ÜL-İSLÂM

( Savaş. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Barış. )


- DARÜŞŞAFAKA LİSESİ :

( Darüşşafaka Lisesi 30.03.1863'te Sultan Abdülaziz'in fermanı ile Cemiyet - i Tedrisiye - i İslamiye adıyla Maliye Nazırı Yusuf Ziya Paşa, Gazi Ahmet Muhtar Paşa, Tevfik Paşa, Hariciye Nazırı Sakızlı Es'ad Paşa ve Trabzonlu Ali Naki Efendi tarafından kuruldu. Okulun açılışındaki amaç; okuma imkânı olmayan çocuklara (yetimlere) eğitim ve öğretim sağlamaktı. Okul 1865'te Beyazıt'taki Valide Mektebi'nde eğitime başladı. Akabinde Aksaray'da Ebubekir Paşa Mektebi açıldı. Modern okulların açılmaya başlanması üzerine yoksul ve yetenekli Türk ve İslam çocuklarına daha iyi eğitim verilmesi amacı ile Darüşşafat - ül İslamiye kuruldu. Bu okul Fatih Çarşamba'da 1873'te açıldı ve okulun adı Darüşşafaka olarak değiştirildi. Darüşşafaka bir hayır kurumu tarafından ilk defa açılan bir okul olma özelliğini taşır. Yardımseverlerin bağışları ile yaşayan okul 1955'te Kolej statüsüne geçti ve yabancı dilde eğitime başladı. 1972 yılında kız öğrencilere de eğitim vermeye başladı. Darüşşafaka'nın Fatih Çarşamba'daki binaları yetersiz kalınca Sarıyer ilçesinde Çamlıtepe (Derbent) de yeni ve modern kampüs inşâ edildi ve 1995'te eğitim vermeye başlandı. Darüşşafaka Lisesi içinde ilköğretim okulu da bulunmaktadır. )


- DARÜŞŞAFAKA MAHALLESİ :

( Darüşşafaka ilçenin yeni ve en modern mahallelerinden biridir. 2003'te Çamlıtepe (Derbent) mahallesinden ayrılarak yeni bir mahalle olarak kuruldu. Darüşşafaka mahallesi, İstinye, Poligon, Çamlıtepe (Derbent), Pınar Mahallesi ve Büyükdere Caddesinden sınır alır. Mahalle ismini sınırları içinde bulunan Darüşşafaka okulundan aldı. Bu mahalle sitelerin kurulması ile meydana gelen bir mahalle olarak dikkat çeker. Mahallenin en eski yerleşim bölgesi dere içi mevkiindeki gecekonduların bulunduğu mahaldir. Gecekonduların yer aldığı mahallin dışındaki yerler sitelerle kaplıdır. Mahallede 44 site bulunuyor. Dairesi sayısı ise 2972'dir. )


- DARÜŞŞAFAKA SAĞLIK BİRİMİ :

( Darüşşafaka mahallesinde Sarıyer Sağlık Grup Başkanlığına bağlı olarak sağlık hizmeti vermektedir. )


- DARÜŞŞAFAKA SPOR KULÜBÜ :

( Darüşşafaka Derneğine bağlı olarak faaliyet gösteren Türkiye'nin bilhassa basketbol dalında en popüler kulüplerinden biridir. Yıllardan beri I. Türkiye Deplasmanlı Liginde yer almakta ve Türkiye'yi uluslararası yarışmalarda başarı ile temsil eden kulüplerimizden biridir. Darüşşafaka Okulu kampüsü içinde mükemmel tesislerinde faaliyet göstermekte, basketbol, voleybol, yüzme, hentbol, tenis ve karate dallarında yüzlerce sporcuya hizmet vermektedir. Değişik dallarda milli takım forması giymiş sporculara sahiptir. )


- DARÜŞŞİFA:
FATİH ile/ve/||/<> HASEKİ ile/ve/||/<> SÜLEYMANİYE ile/ve/||/<> ATİK VÂLİDE SULTAN ile/ve/||/<> SULTAN AHMED ile/ve/||/<> TOPKAPI SARAYI ENDERUN


- DARWIN ile/ve/||/<>/> MİTHAT EFENDİ

( ... İLE/VE/||/<>/> Kitaplarının ilk Türkçe çevirilerini yapan. )


- DARWIN'İN (")İSABETLİLİĞİ("):
ZİHİN İÇİN ile/değil GÖVDE İÇİN


- DARWIN/İZM ile/değil SPENCER/İZM


- DAS CAPITAL:
1867 ile/ve/||/<>/> 1873

( I. basım. İLE/VE/||/<>/> II. basım. )


- DÂS[Fars.] ile DÂSE[Fars.]

( Orak. İLE Orak. )


- DATA INTEGRITY[İng.] değil/yerine/= VERİ BÜTÜNLÜĞÜ


- DATA MINING[İng.] değil/yerine/= VERİ MADENCİLİĞİ


- DATA OBJECT[İng.] değil/yerine/= VERİ NESNESİ


- DATA TAG[İng.] değil/yerine/= VERİ ETİKETLEME


- DATA WAREHOUSE[İng.] değil/yerine/= VERİ SAKLAĞI


- DATÇA[< DADIA/DADYA] ile/ve/değil/||/<>/> BETÇE[< BEDIA/BEDYA]


- DATUM[İng.] değil/yerine/= VERİ


- DÂVÂ "GÜTMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/> "DÂVÂ GÖRMEK"


- DA'VÂ[Ar.] ile DÂV[Ar.]

( Şikâyetçi olarak mahkemeye başvurma. | Sorun, mesele. | Bir konu/sorun üzerinde özel bir düşünce sahibi olma, iddia. İLE Satranç, dama, tavla gibi oyunlarda tutulan sıra, nöbet. | Oyunda sürülen para. | Sövme. | Dâvâ. | Duvar sırası. )


- DAVA ile DAVA
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Ilgın ağacının meyvesi.[Bitkisel boya yapımında kullanılır.] İLE Bükülerek halka biçimine sokulup el ile dirsek arasına geçirilen ve buradan eğrilen yumak. )


- DÂVÂ ile/ve/||/<>/< DÂVET

( TRIAL vs./and SUMMON/SUMMONS )


- DAVÂ ile/ve/||/<>/> DEVÂ


- DAVÂ ile/ve/||/<>/> DURUŞMA

( CASE vs./and/||/<>/> TRIAL )


- DAVÂ ile/ve/değil/yerine HİZMET


- DAVÂ[Azr.] = KAVGA[Tr.]


- DAVÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< MÂNÂ

( Bilmezler mânâsını, ederler dâvâsını. )


- DAVÂ ile ŞEKVÂ

( ... İLE Şikâyetin, mahkemelik olmadan, dava haline getirilmesi. )


- DAVÂ değil/yerine/>< TERK-İ DAVÂ


- DAVACI ile/>< DAVALI

( PLAINTIFF vs./>< DEFENDANT )


- DAVAR ile/değil/yerine BU DA VAR

( … İLE/DEĞİL/YERİNE )


- DAVET:
SÖZ İLE ile/ve/değil/||/<>/< HÂL İLE


- DAVET ve/<>/> İCÂBET


- DAVET/İYE değil/yerine/= ÇAĞRI KÂĞIDI, OKUNTU


- PSİKANALİZDE:
DAVID RAPAPORT ile/ve/||/<> MERTON GILL


- DAVID RICARDO ile/ve/||/<>/> ADAM SMITH

( 16 Haziran 1723 - 17 Temmuz 1790 İLE/VE/||/<> 18 Nisan 1772 - 11 Eylül 1823 )


- DAVLUMBAZ/TAVLUMBAZ/DAVLUNBAZ[Ar. TABL + Fars. -BÂZ]/KÜLÂH[Fars. < KULAH: Şapka.] değil/yerine/= TÜMSEK/ÇIKINTI

( Mutfak duvarlarında ocak, fırın vb.nin dumanını toplayıp bacaya vermeye yarayan emici ile donatılmış, piramidimsi biçimde çıkıntı. | Ocağın üzerinde, eşya koymaya yarayan raf. | Üzeri oymalı, işlemeli, birkaç gözü olan bir çeşit dolap. | Yandan çarklı vapurların çarklarını örten yarım daire biçimindeki kapak. | Otomobillerin tekerleklerini örten yarım daire biçimindeki kapak. | Kaptan köşkü, gemilerdeki yönetim yeri. | Aralık, antre. | Gözenek. | Yüksek. )


- DAVNLOD[İng. < DOWNLOAD] değil/yerine/= İNDİRMEK


- DAVRANIM(CONDUCT) BOZUKLUĞU ile/ve ANTİSOSYAL KİŞİLİK BOZUKLUĞU

( 18 yaş altındakilerin olumsuz davranış/tutumlarında tanımlanan. İLE/VE 18 yaş üstündekilerin olumsuz davranış/tutumlarında tanımlanan. )


- DAVRANIŞ/TUTUM ile/ve/değil/yerine/||/>< DÜŞÜNMEK


- DAVRANIŞ = BEHAVIOUR[İng.] = COMPORTEMENT[Fr.] = VERHALTEN[Alm.] = COMPORTARSE[İsp.]


- DAVRANIŞ ile/ve/değil EŞİK


- DAVRANIŞ ile/ve İSTİKRARLI DAVRANIŞ

( Kişi, beklenti ve davranışlarında sade olmalıdır. )

( BEHAVIOUR vs./and STABLE BEHAVIOUR )


- DAVRANIŞ ve/<> İYİ NİYET

( Davranışların en iyisi iyi niyetten, niyetin en iyisi ise bilimden ortaya çıkandır. )


- DAVRANIŞ ile/ve/<> KURTARICI DAVRANIŞ


- DAVRANIŞ ile/ve/||/<> ÖRÜNTÜ


- DAVRANIŞ ile/ve TUTUM

( Koşullarınızı (belki) değiştiremezsiniz, fakat tavır ve tutumunuzu değiştirebilirsiniz. )

( Başkalarına açık davranırsanız kaybetmezsiniz. )

( Davranışlarda üç amaç: * Yarar, * Haz, * İyi. )

( Kendi tutumunuzu değiştirebilirsiniz. )

( Tutum, fırsatı kendine çeker. )

( Önemli[öncelikli] olan, ne yaptığınız değil, ne yapmaktan vazgeçtiğinizdir. )

( Gövdenin öfkesini gözleyin, davranışlarınız kontrol altında olsun. Hiç kimseye davranışlarınızla zarar vermeyin. )

( [sometimes] We cannot change our circumstances but our attitudes we can change.
We can change our attitude. )

( BEHAVIOUR vs./and ATTITUDE )


- DAVRANIŞ ve TUTUMLAR'DA


- DAVRANIŞ:
"KİŞİYE GÖRE" değil/yerine/>< İNSAN GİBİ


- DAVRANIŞLARIMIZ:
"İYİ/KÖTÜ" ile/ve/değil/||/<> GÜÇLÜ/ZAYIF


- DAVRANIŞSAL YAKLAŞIM ile/ve/||/<> BİLİŞSEL YAKLAŞIM


- DAVUL" ile/değil/yerine "SİVRİSİNEK"

( Anlamayana. İLE/DEĞİL/YERİNE Anlayana. )

( Az. İLE/DEĞİL/YERİNE Saz. )


- DAVUL ile/ve SÜRTMELİ DAVUL


- DAVUL ve/||/<> TOKMAK

( Davul, ayrı kişide; tokmak, ayrı kişide olmaz! )


- DAVUL'DA:
MEYDAN DAVULU ile/ve KOLTUK DAVULU ile/ve NAĞARA

( TABL )

( DÜHÜL )


- DAVULDA:
TOKMAK ile/ve/||/<> BIZBIZ

( ... İLE/VE/||/<> Davula sol elle vurulan ince değnek. )


- DAVULLAR'DA:
TRAMPET[İng. < DRUMBEAT] ile/ve KÖS[Fars. < KÛS]/GROSKES ile/ve NAKKARE[Ar.] ile/ve TIMPANO

( İki değnek ile çalınan küçük davul. İLE/VE Büyük davul. İLE/VE Mehterhanede kullanılan davul. İLE/VE Orkestra'da kullanılan davul. )


- DAVULLAR'DA:
TSUZIMI ile/ve MIRDANGA/MRIDANGA/MRIDANGAM ile/ve DUNDUN

( Japonya'ya özgü. İLE/VE Hindistan'a özgü. İLE/VE Nijerya'ya özgü. )


- DAYAK YEMEKTEN:
KORKMAK ile/ve/değil/<> KENDİNE YEDİREMEMEK


- DAYAK ile/ve/||/<>/< DAYATMA


- DAYAKLAR ile/ve/değil/yerine PENANLAR

( [kafatası avcılığı] Yapmışlardır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Yapmamışlardır. )

( Iban, Kayan, Kenyan, Melanau ve Murat aşiretleri olarak ayrılmışlardır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Nereden geldikleri kesin olarak bilinmiyor. [Miri kentinin 100 km. güneyinde yer alan Nia Mağarası'nda yapılan arkeolojik kazılar, Penanlar'ın atalarının 50.000 yıl önce bu topraklara yerleştiğini ortaya çıkarmıştır.] )


- DAYALI ile/ve/değil/||/<>/< DAYANIKLI


- DAYALOĞLU, AHMET :

( Zekeriyaköylü'dür. 1954 - 1960 yılları arasında muhtarlık yaptı. )


- DAYALOĞLU, MUSTAFA (1878 - 1953) :

( Zekeriyaköy'lüdür. Kirazlıbahçe mesiresinin kurucusu ve sahibidir. 1930 - 1934 yılları arasında Zekeriyaköy muhtarlığı yaptı. )


- DAYALOĞLU, ŞERAFETTİN :

( Zekeriyaköy'lüdür. 1968 - 1973 yılları arasında muhtar olarak görev yaptı. )


- DAYAMA ile DAYATMA

( Nesnelerde. İLE "Davranış ve tutumlarda". )


- DAYANAK ile/ve ARKAPLAN

( SUPPORT vs./and BACKGROUND )


- DAYANAK ile DAYANAKÇA


- DAYANAK ile DÜZLEM


- DAYANAK = MABİH-İL-KIVAM = SUBSTRATUM[İng.] = SUBSTRAT[Fr., Alm.] = SUBSTSRATUM[Lat.] = HYPOKEIMENON[Yun.] = LECHO[İsp.]


- DAYANAK/DAYANGAÇ ile/ve ZEMİN

( SUPPORT/BASE vs./and SOIL/GROUND )


- Dayanakçalı KONUŞ!!!


- DAYAN(AMA)MAK" ile "KALDIR(AMA)MAK


- Dayanamayacakların için önceden düşün ve KONUŞ!!! -ve


- DAYANÇ/SABIR:
BOYUN EĞMEK değil/yerine ÇABA GÖSTERMEK


- DAYANÇ/SABIR:
EMEK/ÇABA ve/+/||/<>/> SÜREKLİLİK


- DAYANÇ/SABIR ile/ve/<> DİNGİNLİK

( PATIENCE vs./and/<> INERTIA )


- DAYANÇ/SABIR ve DOĞRU (ZAM)ANLAMA

( PATIENCE and TIMING )


- DAYANÇ/SABIR ve/<> GÜÇ

( PATIENCE and/<> POWER )


- DAYANÇ/SABIR ile/ve/<> İSTİKRAR

( SABIR ÇİÇEĞİ / GIAN AGAVE[Lat.] [Ancak 10 yılda açar.] )

( PATIENCE vs./and/<> STABILITY )


- DAYANÇ/SABIR ile/ve/<> KANAAT

( Kanaat eden aziz olur, Kanaatsizlik eden zelil olur. [azza men kanea, zelle men tamea] )

( PATIENCE vs./and/<> CONTENTMENT )


- DAYANÇ/SABIR ile/ve MÜCADELE (ETMEK)

( Sabırla koruk tut, yaprağı Atlas olur. )

( PATIENCE vs./and TO STRUGGLE )


- DAYANÇ/SABIR ile/ve/<> RIZÂ


- DAYANÇ/SABIR ile/ve/> SELÂMET

( Sabrın sonu, selâmettir. )


- DAYANÇ/SABIR ile/ve/||/<> ŞÜKÜR

( PATIENCE vs./and/<> GRATITUDE )


- DAYANÇ/SABIR ile/ve/<> UYUM

( Olgun kişi, zayıf ve kendinden aşağı unsurlara karşı sabır gösterir ve onlara önem verir. )

( Uyumsuzluğu, ihtiyârını devrede tutmayan kişi yaratır. )

( PATIENCE vs./and/<> HARMONY )


- DAYANÇ/SABIR ile/ve BAŞARI

( Eğer sabır gösterirseniz, başarmamak olanaksızdır. )

( If you persevere, there can be no failure. )

( Büyük başarıların sahipleri, küçük işleri titizlikle yapabilme sabrını gösteren kişilerdir. )

( PATIENCE vs./and SUCCESS )


- DAYANÇ/SABIR ile/ve SIĞINMA

( PATIENCE vs./and SHELTER )


- DAYANÇ/SABIR ile/ve/<> DAYANIKLILIK

( PATIENCE vs./and/<> ENDURANCE )

( ... cum/et/<> FORTITUDO )


- DAYANÇ/SABIR ve/<> KARARLILIK


- DAYANÇ/SABIR ile/ve/<> "KENDİNİ TUTMAK"


- DAYANÇ/SABIR ile/ve/||/<> TEVEKKÜL


- DAYANÇ'TA/SABIR'DA:
METÂNET ile HOŞGÖRÜ ile DUA ile GÖZYAŞI ile HASRET ile AŞK

( Acıya sabredersek. İLE Kişilere sabredersek. İLE Dileğe sabredersek. İLE Duygulara sabredersek. İLE Özleme sabredersek. İLE Sevgiye sabredersek. )

( Madem görüyorsunuz... O zaman, hoşgörün!
[Âşık Veysel] )


- DAYANIKLI TÜKETİM ARACI ile/ve/||/<> DAYANIKSIZ TÜKETİM ARACI


- DAYANIKLI/LIK ile/ve/||/<> AĞIRBAŞLI/LIK

( METÂNET ile/ve/||/<> VAKAR )


- DAYANIKLILIK ile/ve DAYANIŞMA

( ENDURANCE vs./and/<> SOLIDARITY )


- DAYANIKLILIK = FORTITUDE[İng.] = FORCE D'ÂME[Fr.] = GEISTESKRAFT[Alm.] = FORTITUDO[Lat.]


- DAYANIKLILIK ve/||/<> GÖNÜL FERAHLIĞI ve/||/<> MERHAMET ve/||/<> SABIR

( Daha yüksek bir terbiye yoktur. VE/||/<> Daha büyük bir mutluluk yoktur. VE/||/<> Daha kutsal bir görev yoktur. VE/||/<> Daha etkili bir güç yoktur. )


- DAYANIKLI/LIK ile SAĞLAM/LIK

( ENDURANCE vs. STRENGTH )

( FORTITUDO cum ... )


- DAYANIŞMA:
MEKANİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ORGANİK


- DAYANIŞMA ile/ve/<> GÜVEN

( Kişiler, kendilerine değil birbiriyle dayanışma içindelerse güven duyabilir ve yansıtabilir. [özellikle de eşler ve ortaklar!] )

( Aslanlar [ve birçok güçlü görünen hayvan] bile tek başına yeterli güçte değildir. Ancak birlikte ve dayanışmayla ayakta kalırlar. )

( Loncaları inceleyiniz. )

( SOLIDARITY vs./and/<> TRUST/CONFIDENCE )


- DAYANMA:
AÇLIĞA ile/ve/||/<>/> SUSUZLUĞA ile/ve/||/<>/> HAVASIZLIĞA

( 60 gün. İLE/VE/||/<>/> 6 gün. İLE/VE/||/<>/> 6 dk. )


- DAYANMA ile KATLANMA


- DAYANMAK ile ABANMAK

( TO LEAN vs. TO LEAN AGAINST/OVER )


- DAYANMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BIRAKMAK


- DAYANMAK ile/ve/değil/||/<>/< ODAKLANMAK


- DAYATILAN ile/değil/yerine BENİMSETİLEN


- DAYATMA ile/ve/= ARKASINDAN İŞ ÇEVİRMEK


- DAYATMA ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< BASKI


- DAYATMA ile BASTIRMA


- DAYATMA değil/yerine/>< DAYANIŞMA


- DAYATMA ve GASP


- [ne yazık ki]
DAYATMA ile/ve/||/<>/> İSYAN

( Etki. İLE/VE/||/<>/> Tepki. )


- DAYATMA ile/ve/değil/||/<>/< KURAMCILIK


- DAYATMA ile/değil/||/</>< ÖZEN/BAKIM


- DAYATMA ile/ve/değil/||/<>/>/< YAYGINLIK


- DAYATMA ile/ve/değil/||/<>/< YÖNLENDİRME


- [ne yazık ki]
DAYATMA ve/||/+/<>/> ZORBALIK


- DAYATMA ile/değil/yerine ZORUNLULUK


- DAYATMA/CI "ÇÖZÜMLER" ile/değil/yerine/>< GERÇEK/SAĞLAM ÇÖZÜMLER


- DAYATMAK ile/ve/||/<>/> BOZMAK


- DAYATMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÇÖZÜMSÜZ/ÇARESİZ OLMAK/KALMAK


- [ne yazık ki]
DAYATMAK ile/ve/değil/||/<>/< KANDIRMAK


- DAYAYIP DÖŞEMEK


- DAYILANMA/DAYILIK ile/ve/değil/||/<>/< SAYGISIZLIK


- DAYK[Ar.] ile DIYK[Ar.]


- DB/DATABASE[İng.] değil/yerine/= VERITABANI


- DBB/PHYSICIAN INFORMATION BANK[İng.] değil/yerine/= DOKTOR BİLGİ BANKASI


- DBSCAN/DENSITY-BASED SPATIAL CLUSTERING OF APPLICATIONS WİTH NOİSE[İng.] değil/yerine/= YOĞUNLUĞA DAYALI UZAMSAL KÜMELEME


- DBU/DBS DEEP BRAIN STIMULATION[İng.] değil/yerine/= DERİN BEYİN UYARIMI


- DDİ/NATUREL LANGUAGE PROCESS[İng.] değil/yerine/= DOĞAL DİL İŞLEME


- DDOS/DISTRIBUTED DENIAL OF SERVICE[İng.] değil/yerine/= DAĞITIK SERVİS HİZMET REDDİ


- de d. in di.[Lat. < DE DIE IN DIEM] değil/yerine/= GÜNDEN GÜNE


- DE NOVO İLE REFERANS TABANLI İLE HİBRİT ile/||/<> GENOM BİRLEŞTİRME

( DNA dizileme verilerinden genom oluşturma. )

( Formül: N50: Median contig uzunluğu )


- DEBDEBELİ/HAŞMETLİ/İHTİŞAMLI/MUHTEŞEM/ŞAŞAALI/ŞATAFATLI/HACCAL/TANTANALI/LÜKS değil/yerine/= GÖRKLÜ/GÖRKEMLİ/GÖSTERİŞLİ/IŞIGÖRKLÜ/İRİGÖRKLÜ


- DEC-/DECA-/DEKA-/DECEM- ile/||/<> DECİ-

( On. İLE/||/<> On, onda bir. )


- DECISION vs./and APPROVAL/ACKNOWLEDGEMENT


- DEDE YUSUF (DALYANCI YUSUF BEY) (?) :

( Sarıyer/Büyükderelidir. Her iki semtte evi vardı. İstanbul'un şöhretli dalyancılarındandı. Milli Mücadele sırasında Millicilerden yana tavır koydu. Damadı Avukat Aziz Özgür ile birlikte M.M. (Müdafaa - i Milliye) Örgütünün Sarıyer'de kurulmasına ve taraftar bulmasına çalıştı. Millicileri korudu ve kolladı. Av. Aziz Özgür ile Muhtar Yusuf İzzettin Efendi'nin İngilizlerce tutuklanması ve Kürt Nemrut Mustafa Divanında idamla yargılanmaları sırasında, bir yolunu bulup serbest bırakılmalarını sağladı. Fakat bir süre sonra Anadolu'da başlatılan mücadeleye katkı verdi ve Padişahlı devirmek için silahlı ekip oluşturduğu iddiası ile idam talebi ile tutuklanıp Harp Divanına verildi. Buradan da kurtulmayı başardı ve yine Milli Mücadelenin başarılı olması için uğraştı. Zafer sonrasında Büyükdere'de bir sokağa "Dede Yusuf" adı verilerek ismi yaşatıldı. )


- DEDE YUSUF SOKAK :

( Büyükdere Mahallesi sokaklarından biridir. Sokağa adı verilen kişi Milli Mücadele döneminde büyük yararlıkları olan. M.M. G rubunun en etkili yerel yöneticilerinden biridir. Yerli Rumların Büyükdere vapur iskelesine, İstanbul'un işgali sırasında Yunan Bayrağı asması üzerine harekete geçmiş ve arkadaşları ile bayrağı indirerek önemli bir görev yapmıştır. İstanbul'dan Anadolu'ya Sarıyer üzerinden silah cephane kaçırılmasında etkin rol oynamış olması, tutuklanarak zindana atılan ve sonrada Kürt Nemrut Mustafa Mahkemesinde yargılanan Av. Aziz Beyi kurtarması nedeni ile unutulmaması için sokağa "Dede Yusuf Sokağı" ismi verilmiştir. )


- DEDE[Oğuz] ile/= BABA
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- DEDEMAN PARKI :

( Ferahevler Mahallesindedir. 1.638,14 m²lik bir alan üzerindedir. 514,00 m²lik yeşil alan, 98,00 m² çocuk oyun alanı ve 598,49 m²lik spor alanı bulunmaktadır. )


- DEDEMAN, MURAT (ANKARA, 1951 - 2019) :

( Turizmci, İşadamı. Tarabya'da ikamet eder. 1951'de Ankara'da doğdu. TED kolejini bitirdikten sonra gittiği Ankara İktisadi ve İdari Bilimler Akademisinden mezun olduktan sonra Babası Mehmet Kemal Dedeman'ın yanında ve Dedeman topluluğunda çalışmaya başladı. Toplulukta değişik görevler üstlendi ve 1952'de Dedeman Holding'in Başkanı oldu. Turizmde gösterdiği önemli atılımlar sonucu Dedeman Oteller markasını geliştirerek ülke turizmine büyük hizmetler verdi. Hayırsever kişiliği ile tanındı. Sosyal ve kültürel hayatın içinde olmayı görev kabul etti ve Türkiye Yatırımcıları Derneği (TTYD), Umut Vakfı, Kayak Federasyonu ve TED Kolejleri Vakfı'nın başkanlığını üstlendi. Ayrıca Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TUSİAD), TED İstanbul Koleji, Yurt Madenciliği Geliştirme Vakfı, Türk Polis Teşkilatını Güçlendirme Vakfı gibi sosyal, sportif, kültürel, mesleki dernek ve vakıflarda görevler aldı. )


- DEDE/NİNE
ile/ve/||/<>/>
ANNE/BABA
ile/ve/||/<>/>
ABLA/AĞABEY
ile/ve/||/<>/>
BEN
ile/ve/||/<>/>
ERKEK/KIZ KARDEŞ

( )

( SOFU/SOBO to/||/<>/> HAHA/ÇİÇİ to/||/<>/> ANİ/ANE to/||/<>/> WATAŞİ to/||/<>/> OTOTO/İMOTO )


- DEDİKODU/GIYBET:
SÖZLE ile/ve HAREKETLE ile/ve DİNLEYEREK


- DEDİKODU/GIYBET[Ar.] ile/değil/yerine ELEŞTİRİ/TENKİD[Ar.]

( )


- DEDİKODU/KOĞUCULUK/FİSKOS/GIYBET ile/ve "ÇEKİŞTİRME"

( NEMÎMESÂZ: Dedikoducu. )

( NEMÎME ile/ve ... )

( GOSSIP vs./and BACKBITE )


- [ne yazık ki]
!DEDİKODU ile/değil/yerine/>< BİLGİ

( "Dilde". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Akılda. )


- DEDİKODU ile/ve/<>/= CEHÂLET

( GOSSIP vs./and/<>/= IGNORANCE )


- DEDİKODU ile/ve GEVEZELİK


- DEDİKODU ile/değil/yerine HATA

( Çalışmayanın "yaptığı". İLE/DEĞİL/YERİNE Çalışanın yaptığı. )


- [ne yazık ki]
DEDİKODU ile/ve/değil/||/<>/>/< İFTİRA


- DEDİKODU ile SÖZ/LÂF TAŞIMA


- DEDİKODU ile/ve/değil/< TEVÂTÜR[Ar. < VİTR]

( Söylenti. [Olumsuz/istenmeyen.] İLE/VE/DEĞİL Bir haberin/bilgi(nin) yayılması. [Olumludur.] )

( [not] GOSSIP [-] vs./and/but RUMOUR [+] )


- DEDİKODUCU/KOVCU ile NEMMÂM

( ... İLE Lâf taşıyan. )


- DEDİKODUCU ile/ve/= YAĞI/DÜŞMAN/HASIM

( Biz ancak kendimizin düşmanıyızdır. )

( Kişi, bilmediğine düşman olur. )

( ... ile HASIM )


- DEF'[Ar.] ile DEFF[Ar.]/DEF[Fars.]/[Ar.]

( Öteye itme, savma, savulma. | Verme, ortadan kaldırma. | Giderme. | Bir dâvâyı savunmak üzere açılan başka bir dâvâ. İLE Tef. Zilli ve pullu bir çembere gerilmiş deriden oluşturulan çalgı, daire. )


- DEF ile/ve TEF/DAİRE ile/ve MAZHAR/MIZHER/BENDER/BENDİR

( ... İLE/VE Etrafında ziller olan. İLE/VE Tekkelerde zikir esnasında kullanılan ve bazılarının kenarlarında halkalar bulunan, kasnağı çifte kirişli, zilsiz, kasnak çapı 50-60 cm. civarında, def biçimindeki ritim sazı. )


- DEFATEN[Ar. DEF-AT[çoğ.] + Fars. -EN] ile/değil DEFAATLE[Ar. DEFA-AT[çoğ.] + Tr. İLE]

( Ansızın, bir kerede, bir çırpıda. İLE/DEĞİL Yineleyerek/tekrarlayarak, defalarca. )


- DEF'ATEN[Ar.] ile DEF'ATEYN[Ar.]

( Bir defada, birden. İLE Şöhret, azamet. )


- DEFAULT[İng.] değil/yerine/= VARSAYILAN


- DEFEKTİF/DEFECTIVE[İng.] değil/yerine/= KUSURLU


- DEFEYANS[İng. < DEFEASANCE] değil/yerine/= BAYILMA, BAYGINLIK


- DEFİLE["DEFİ:LE" değil!] değil/yerine/= GİYİM GÖSTERİMİ/GÖSTERİSİ

( Giyecekleri tanıtmak amacıyla mankenlerin yaptığı gösteri. )


- DEFİSİT/DEFICIT[İng.] değil/yerine/= EKSİKLİK


- DEFİSİT ile GAP ile Hİ(Y)ATUS ile PATENT

( Açık. İLE Aralık, açıklık, gedik. İLE Açıklık, yarık. İLE Açık [damar]. )


- DEFNE, DOÇ. DR. MESUT ÖMER (ÇANKIRI, 1914 - 1955) :

( Üniversite Öğretim üyesi. Kastamonu Muallim Mektebinin tatbikat kısmını bitirdi. Yüksek Ziraat Enstitüsü Orman Fakültesinden 1939'da mezun oldu. 1939 - 1943 yılları arasında askerlik görevini yaptı. 1943'te Orman Entomolojisi ve Koruma Kürsüsüne asistan oldu. "Batı Karadeniz Bölgesindeki Göknarların Zararlı Böçekleri ve Mücadele Metodları" konulu tezi ile "Doktor" unvanını aldı. 1954'te "Türkiye'de Otlak ve Otlatma İşlerini Tanzim Yolu ile Orman Korunması Problemi Üzerine Araştırmalar" konulu tezi ile Üniversite Doçenti unvanını aldı. )


- DEFNE[Yun.] ile YABANDEFNESİ

( Defnegillerden, yaprakları hoş kokulu ve yaz-kış yeşil olan bir ağaç. İLE İkiçeneklilerden, çiçekleri beyaz, sarı ya da pembe renkli, orman ve çayırlarda yetişen bir süs bitkisi. )

( LAURUS NOBILIS cum DAPHNE PONTICA )


- DEFNE/DEVELİK ile YABAN DEFNESİ ile ARABİSTAN DEFNESİ

( Defnegillerden, yaprakları güzel kokulu ve yaz kış yeşil olan bir ağaç. İLE İki çeneklilerden, çiçekleri beyaz, sarı ya da pembe renkli, orman ve çayırlarda yetişen bir süs bitkisi. İLE Dulaptal otugillerden, Asya ve Afrika'nın sıcak bölgelerinde yetişen, kabukları tıpta kullanılan bir ağaççık. )


- DEFORMASYON değil/yerine BİÇİM BOZULMASI


- DEFORMASYON ile DEFORME ile DEFORMİTE

( Biçim bozukluğu, biçimini bozmak. İLE Bozuk biçimli, biçimsiz. İLE Biçim bozukluğu. )


- DEFTER-DÂR[Ar./Fars.] -ile

( İl'de Maliye Bakanlığı'nın en yüksek memuru. )


- DEFTERDAR değil/yerine/= İLSAYMAN


- DEFTER-İ HÂKÂNÎ ile/||/<> DEFTER-İ HÂKÂNÎ İDARESİ ile/||/<> DEFTER-İ HÂKÂNÎ NÂZIRI

( Eskiden taşınmazlar hakkındaki kayıt ve tescillerin işlendiği defterin adı. | Tapu-Tahrir Defterleri.[Bugünkü tapu sicilinin karşılığı] İLE/||/<> Şimdiki tapu dairelerinin eski adı. İLE/||/<> Osmanlı Devleti zamanında tapu ve kadastro işlerine bakan nâzır/bakan. )


- DEGAS ile CEZANNE


- DEĞER BAHA değil/yerine/= DEĞER EDER


- DEĞER DÜŞÜKLÜĞÜ ve/< KOLAYLIK


- DEĞER DÜŞÜRÜCÜ/LÜK ile/değil DÜŞ/HAYAL KIRIKLIĞI


- DEĞER "YARGISI" ile/değil/yerine/>< DEĞER BİLGİSİ


- DEĞER ile ANLAM ile KARŞILIK

( WORTH vs. MEANING vs. EQUIVALENT )


- DEĞER ile/ve/||/<> AYAR


- DEĞER ile/ve/<> BAĞIL DEĞER

( ... İLE/VE/<> Bir aritmetik sayısının, önüne (+) ya da (-) imleri yazıldıktan sonraki değeri. | Bir sayının, rakamlarından her birinin, bulunduğu basamağa göre aldığı değer. )


- DEĞER ve/=/||/<> EMEK


- DEĞER ile/ve/<> GELENEK

( VALUE vs./and/<> TRADITION )


- DEĞER ile/ve GELENEK

( VALUE vs./and TRADITION )


- DEĞER ile/ve/<>/= GEREKSİNİM

( VALUE vs./and/<>/= NEED )


- DEĞER ile KARŞILIK

( VALUE vs. EQUIVALENT )


- DEĞER = KIYMET = VALUE, WORTH[İng.] = VALEUR[Fr.] = WERT[Alm.] = VALOR[Lat., İsp.]


- DEĞER ile KRİTER

( WORTH vs. CRITERION )


- DEĞER ile/ve/<> KULLANIM DEĞERİ

( THE VALUE vs./and/<> THE VALUE IN USE )


- DEĞER ile/ve/<>/< KULLANIM DEĞERİ ile/ve/<>/< PAYLAŞIM DEĞERİ ile/ve/<>/< DEĞİŞİM/SOYUT DEĞERİ ile/ve/<>/< ÜRETİM DEĞERİ ile/ve/<>/< ARTI DEĞERİ


- DEĞER = MERIT[İng.] = MÉRITE[Fr.] = VERDIENST[Alm.] = MERITUS[Lat.]

Bugün[09 Kasım 2025]
itibarı ile 44.969 başlık/FaRk ile birlikte,
44.969 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(39/181)