S ve Ş ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 12.947 başlık/FaRk ile birlikte,
12.947 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(38/53)
- SİSMOGRAF (ÇİN) ile/||/<> MODERN SİSMOGRAF
( Zhang Heng ilk sismografı MS 132de yaptı İLE modern sismograflar 19. yüzyılda gelişti. )
( Zhang Heng tarafından 132 yılında keşfedildi/formüle edildi. (78-139) (Ülke: Çin) (Alan: Astronomi, Mühendislik) (Önemli katkıları: Sismograf, gök küresi) )
- SİSMOGRAF değil/yerine/= DEPREMYAZAR
- SİSMOLOG değil/yerine/= DEPREMBİLİMCİ
- SİSMOLOJİK değil/yerine/= DEPREMBİLİMSEL
- SİSMOLOJİ/SEISMOLOGY değil/yerine/= DEPREMBİLİM
- ŞİŞ/ŞİŞLİK ile ...
( SWELLING )
- ŞİST[Fr. SCHISTE] değil/yerine/= KAYAÇ
( Kolayca yapraklara ayrılabilen, silisli, alüminli tortul kayaçların genel adı. | Kömürle karışık, tüm moloz maddelerinin bilimsel adı. | Kil taşı. )
- ŞİST[Fr. < Yun.] ile YAPRAKTAŞ
( Kolayca yapraklara ayrılabilen, silisli, alüminli tortul kayaçların genel adı. | Molozla karışık tüm moloz maddelerinin bilimsel adı. İLE İçinde mıka parçacıkları bulunan, değişime uğramış şist. )
- SİSTEM FELSEFESİ/FİLOZOFU ile PROBLEM(/SORUN) FELSEFESİ/FİLOZOFU
- SİSTEM KODU "0" ile KOD
( Tüm dünyada ve Türkiye'de belirlenmiş olan "0" bir kod olarak belirtilmez/yazılmaz! Şehirlerarası "0" ve/ya da uluslararası "00" aramalarda tuşlanma gerekliliği bilinen/bilinmesi gereken bir sistem kodudur. Şehirin ve ülkenin kodu ise belirtilebilir olan/belirtilmesi gerekendir. 0212, 0216, 0312, 0535 denmez! Sadece kod söylenir! 212. 212 22 22 gibi. )
- SİSTEM = KAİDE, KÂ'İDE = SYSTÈME, MÉTHODE
- SİSTEM = MANZÛME = SYSTEM[İng.] = GLIEDERUNG, LEHRBAU, SYSTEM[Alm.] = SYSTÈME[Fr.] = SÜSTEMA[Yun.] = SİSTEMA[İt.]
- SİSTEM ile PROGRAM
( SYSTEM vs. PROGRAM )
- SİSTEM[İng., Fr.] ile/ve ŞABLON[Alm. SCHABLONE]
( Düzen. | Bir sonuç elde etmeye yarayan yöntemler düzeni. | Yol, yöntem. | Bir aracı oluşturan düzen, düzenek/tertibat. | Model, tip. | [felsefe] Dizge. İLE Üzerindeki harf ve biçimlerin çevre çizgileri kalem ucu girecek biçimde oyuk olan, bu çizgilerden kalemle istenilen biçim elde edilen, metal ya da plastikten cetvel. | Değişik alanlarda düzeltme, belirleme, ölçme, denetleme işlerinde kullanılan ve yaptığı işe göre yapısı değişen araç. | Çok kez tekrarlandığından, kanıksanmış basmakalıp örnek. )
( SYSTEM vs./and TEMPLATE )
- YAZILIM:
SİSTEM ile/ve/||/<>/> UYGULAMA
- SİSTEMATİK/SYSTEMATIC[İng.] değil/yerine/= DİZGELİ
- SİSTEMATİK değil/yerine/= DİZGELİ
- SİSTEMATİK değil/yerine/= DİZGELİ/DİZGESEL
- SİSTEMATİK ile TARİHSEL (AÇI/YÖN/DOĞRULTU/BOYUT/AÇILIM)
- SİSTEMATİZASYON değil/yerine/= DİZGELEŞTİRME
- SİSTEMATİZE ETMEK değil/yerine/= DİZGELEŞTİRMEK
- | SİSTEME AİDİYET ile SİSTEMSİZLİK | ile/yerine/değil SİSTEMLİ ÖZGÜRLÜK
- ... SİSTEMİ ile ... MAKİNASI
- SİSTEMİK İLE PULMONER İLE KORONER ile/||/<> DOLAŞIM SİSTEMLERİ
( Kan dolaşım yolları. )
( Formül: LV → Aort → Vücut )
- SİSTEMİK SİRKÜLASYON/SYSTEMIC CIRCULATION[İng.] değil/yerine/= BÜYÜK KAN DOLAŞIMI
- SİSTEMİK/SYSTEMIC[İng.] değil/yerine/= YAYGIN | TÜM GÖVDEYLE İLGILİ)
- SİSTEMLEŞMEK ile SİSTEMLEŞTİRMEK ile SİSTEM ile SİSTEMCİ/LİK ile SİSTEMLİ/LİK ile SİSTEMSİZ/LİK
- SİSTEM/MANZUME değil/yerine/= DİZGE
- SISTER vs. NUN vs. ABBESS vs. MOTHER
- SISTER :/yerine KIZ KARDEŞ
- SİSTİRELEMEK ile SİSTİRE ile SİSTİRECİ
- SİSTİT[Fr. < Yun.] -ile
( Genellikle bakterilerin neden olduğu sidiktorbası yangısı. )
- ŞİSTLEŞMEK ile ŞİST ile ŞİSTLİ/LİK
- SİSTOL ile/||/<> DİYASTOL
( Sistol kalp kasılması İLE diyastol gevşemesidir )
( Formül: Kasılma İLE gevşeme )
- SİSTOL/İK ile/ve DİASTOL
( Yürek kasılım/sal. İLE/VE ... )
- SİSTOLİK ile/||/<> DİYASTOLİK
( Sistolik kalp kasılma İLE diyastolik gevşeme. )
( Formül: Contraction İLE relaxation )
- SISTOMETRİ/CYSTOMETRY[İng.] değil/yerine/= MESANE İŞLEV ÖLÇÜMÜ
- SIT vs. SEAT
- ŞİT ile ...
( ALLAH BAĞIŞI, LÜTUF )
- SIT :/yerine OTURMAK
- SİT[Ar.] ile SÎT[Ar.]
( Hanım. | Altı. İLE Ün, iyi şöhret. | Çatırdı, patırtı. )
- SİT ile SİTE ile SİT ALANI
- ŞİTÂÎ[Ar.] ile ŞİTEVÎ[Ar.]
( Kışa ait, kışla ilgili. İLE Kışa ait, kışla ilgili. | Kış sebzesi. )
- ŞİTÂİYYE[Ar.] değil/yerine/= KIŞLIK KONUT
- -SİTÂN[Fars.] ile -SİTÂN[Fars.]
( Yer adı yapmaya yarayan ek. [GÜL-SİTÂN: Gül bahçesi, güllük. | SENG-SİTÂN: Taşlı yer, taşlık.] İLE "Alan/alıcı" anlamlarıyla birleşik sözcükler yapar. [DİL-SİTÂN: Gönül alan.] )
- SİTÂRE[Ar. < SETR | çoğ. SETÂİR] ile SİTÂRE[Fars. çoğ. SİTÂREGÂN]
( Örtünülecek, perdelenecek şey. İLE Yıldız. | Taih, kader, baht. )
- SITASYON/CITATION[İng.] değil/yerine/= GÖNDERME, ATIF
- SITE :/yerine ALAN, SİTE
- SİTE[Fr. < Yun.] ile POLİS[Fr. < Yun.]
( Daha çok, belirli meslek bireyi için yapılmış ya da belirli amaçlarla kurulmuş konutlar topluluğu. | İlkçağda, kendi yasalarıyla yönetilen, bir ya da birkaç kentten oluşan devlet. | Kent. İLE Kent. | Kent düzenini sağlayan yetkilendirilmiş güç. )
- SİTELER KATILIM PARKI :
( Reşitpaşa Mahallesindedir, 96,81 m²'lik bir alanı kapsar, 3,10 m²'lik yeşil alanı, 93,71 m² çocuk oyun alanı bulunmaktadır. )
- SİTEM[Fars.] ile/değil BATKI/HÜSRAN
- SİTEM ile KİNÂYE
- SİTEM ile/ve/< SEVGİ
- SİTEM ile SİTEMLİ/LİK ile SİTEMSİZ/LİK
- SİTƏM[Azr.] = ZULÜM[Tr.]
- SITMA ile AGZEL
( ... İLE En şiddetli sıtma. )
- SITMA ile/||/<> CUHARLANMAK
( ... İLE/||/<> Sıtmaya benzer ateşli bir hastalığa tutulmak. )
- SITMA/MALARYA[İt.] ile/ve DANG
( Sivrisineklerle bulaşan hastalıklar. )
( Anofel türü sivrisineğin kesmesiyle insandan insana bulaşan, titreme, ateş ve ter nöbetleriyle kendini gösteren bir hastalık. İLE ... )
( HUMMA, TEKATTU': Bir sıtma nöbetinin düzenli aralıklara ayrılması. İLE ... )
( TEB ile/ve ... )
- SITMA ile/ve/<> DENGİ
( ... İLE/VE/<> Önce, üç gün boyunca yüksek ateş olur. İlaçla ya da iğne ile ateş düşürülünce, ardından öldürücü olan ikinci aşaması geliyor.[İkisi de sivrisinekten geçer.] )
- SITMA'DA:
ERKEN TEŞHİS ve/<> TEDAVİ
( Afrika ülkelerine gitmiş olanların, döndüklerinde, kendileri ya da hekimlerin, Türkiye'de de pek karşılaşılmadığından dolayı, yakalandıkları sıtma hastalığını "grip" olarak değerlendirdikleri görülebilmektedir. Eğer teşhis ve tedavi için geç kalınmazsa sıtma (fazla) tehlikeli olmaz/olmayabilir. )
- SITMALANMAK ile SITMA/LIK ile SITMALI ile SITMA AĞACI ile SITMA BİLİMİ ile SITMA NÖBETİ
- SITOGENETİK/CYTOGENETICS[İng.] değil/yerine/= GÖZE GENETİK BİLİMİ
- SITOGENEZ/CYTOGENESIS[İng.] değil/yerine/= GÖZE GELİŞİMİ
- SİTOKİNEZ ile KARYOKİNEZ
( Göze bölünmesi sırasında sitoplazmanın bölünmesi. İLE Göze bölünmesi sırasında çekirdeğin bölünmesi. )
- SITOLİZ/CYTOLYSIS[İng.] değil/yerine/= GÖZE ERİMESİ
- SITOLOJİ/CYTOLOGY[İng.] değil/yerine/= GÖZE BİLİMİ
- SİTOLOJİ[Fr., İng.] ile GÖZEBİLİM
( Hücre bilimi. )
- SİTOLOJİ ile HİSTOLOJİ
( Gözelerin yapısını ve işlevlerini inceleyen bilim dalı. İLE Dokuların yapısını ve işlevlerini inceleyen bilim dalı. )
- SITOLOJİK/CYTOLOGIC[İng.] değil/yerine/= GÖZE BİLİMSEL
- SITOLOJİK TETKİK/CYTOLOGIC EXAMINATION[İng.] değil/yerine/= GÖZE BİLİMSEL INCELEME
- SITOMETRİ/CYTOMETRY[İng.] değil/yerine/= GÖZE ÖLÇÜMÜ
- SİTOPLAZM/CYTOPLASM ile/||/<> SİTOİSKELET/CYTOSKELETON
( Göze içi sıvı. İLE/||/<> Göze iskeleti. )
- SITOPLAZMA/CYTOPLASM[İng.] değil/yerine/= GÖZE SIVISI
- SİTOPLAZMA ile/||/<> SİTOSOL
( Sitoplazma organeller dahil İLE sitosol sıvı kısımdır )
( Formül: Tümü İLE sıvı kısım )
- SİTOSOL ile/||/<> SİTOPLAZMA
( Sitosol su fazı İLE sitoplazma organelsiz tüm iç. )
( Formül: Sıvı İLE bütün )
- SİTRİN ile/||/<> AMETİST
( Sarı renkli bir kuvars türü. İLE/||/<> Mor renkli bir kuvars türü. )
- SİTRİN ile/||/<> SAFİR
( Sarı renkte bir kuvars türü. İLE/||/<> Korund mineralinin mavi renkli çeşidi. )
- SİTTE-İ SEVİR[Ar.] değil/yerine/= ÖKÜZSOĞUĞU
( Nisan'ın 15'inden sonra olan fırtınanın adı. )
- SİTTİN SENE ile Fİ TARİHİNDE
( 60 yıl. | Sonu gelmeyecek kadar uzun zaman. )
- SITUATION vs. CONSEQUENCE/RESULT
- SITUATION vs. FACT
- SITUATION vs. POSITION
- SITUATION vs. PROCESS
- SITUATION :/yerine DURUM
- SITUATIONS
- SITUS İNVERSUS[İng.] değil/yerine/= TERS KONUM
- SITUS SOLITUS[İng.] değil/yerine/= DOĞRU KONUM
- SITUS[İng.] değil/yerine/= KONUM
- SIVACIKUŞU
( Sıvacıkuşugillerden, Avrupa ve Asya ormanlarında yaşayan, 15 cm. uzunluğunda, ötücü bir kuş. )
( SITTA EUROPEA )
- SIVAMAK ile SIVAMAK
( Sıva ile kaplamak, sıva vurmak. | Harcı bir yere vurmak. | Sıvar gibi bulaştırmak. | Okşamak, sıvazlamak. İLE Kol ya da paçayı yukarı çekip toplamak ya da kıvırmak. )
- SIVAMAK ile SIVANMAK ile SIVATMAK ile SIVAŞMAK ile SIVALAMAK ile SIVAZLAMAK ile SIVAZLANMAK ile SIVAZLATMAK ile SIVAŞTIRMAK ile SIVANABİLMEK ile SIVA ile SIVACI/LIK ile SIVALI ile SIVACI KUŞU ile SIVACI KUŞUGİLLER
- SİVAS ile SİVASLI/LIK
- ŞİVE[Fars.]/AKSAN[Fr./İng. < ACCENT] değil/yerine/= VURGU/ÖZÜN/AĞIZ
- ŞİVE[Fars.] değil/yerine/= AĞIZ
( Naz, eda. | Söyleyiş, yerli ya da yabancı konuşma tarzındaki söyleyiş özelliklerinin bıraktığı genel izlenim. )
- ŞİVE ile ŞİVELİ ile ŞİVESİZ/LİK
- SİVİ[İng. < CV] değil/yerine/= ÖZGEÇMİŞ
- SIVI SABUN ile/ve/değil/yerine/||/<>/> KATI SABUN
( pH dengesi daha değişkendir.[Yapımında, potasyum hidroksit kullanıldığından.][Yapısını bozmadan içine çok daha fazla ek madde konulabildiğinden, katı sabuna oranla içindeki bazı nesnelerden dolayı elleri daha çok yıpratabilir.] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Raf süresi daha uzundur.[Eriyebilmesinden dolayı.] )
( Çevreye duyarlılık için katı sabun yeğlenmelidir.[Sıvı sabunlar, katı sabunlara oranla %25 oranında daha fazla karbon ayak izi bırakır. )
( Ev ortamında katı sabun kullanılabilir fakat hastahane, okul, alışveriş merkezleri gibi ortak ve kalabalık ortamlarda katı sabun kullanılmamalıdır. )
- SIVI YAĞ ile/ve/yerine ZEYTİNYAĞI/SELÎT[Ar.]
- SIVI ile/ve/değil/||/<>/< AKIŞKAN/LIK
- SIVI ile AKIŞKANLIK ile SIVILAR
( FLUID vs. FLUIDITY vs. FLUIDS )
( سيال ile مايع ile نرم وآبکي ile طلاقت لسان ile سياليت ile سلاست بيان ile مايعات )
( سيال ile MAYE ile NARAM VAABKY ile TALAGHT LESAN ile سياليت ile SALAST BEYAN ile MAYAT )
- SİVİL İTAATSİZLİK ile/ve/değil/||/<>/< BİREYSEL EYLEM
- SİVİL TOPLUM < SİVİL İTAATSİZLİK
( Sivil itaatsizlik olmadan, sivil toplum ol(uş)maz. )
- SİVİL VE SİYASİ HAKLAR ile/ve/||/<> İKTİSADİ/EKONOMİK VE TOPLUMSAL/SOSYAL HAKLAR
( * Düşünce/düşünme hakkı/olanağı
* İfade hakkı/olanağı
* Seyahat hakkı/olanağı
İLE/VE/||/<>
* Eğitim hakkı/olanağı
* Sağlık hakkı/olanağı
* Sanattan yararlanma hakkı/olanağı
* Ücretli tatil )
- SİVİL YARDIM KURULUŞU ile/ve/değil/||/<>/> SİVİL TOPLUM KURULUŞU
- SİVİL ile İNŞAAT MÜHENDİSİ ile MEDENİ HUKUK ile SİVİL HAKLAR ile MEMUR ile İÇ SAVAŞ ile SİVİL ile NEZAKET ile UYGARLAŞTIRMAK ile UYGAR
( CIVIL vs. CIVIL ENGINEER vs. CIVIL LAW vs. CIVIL RIGHTS vs. CIVIL SERVANT vs. CIVIL WAR vs. CIVILIAN vs. CIVILITY vs. CIVILIZE vs. CIVILIZED )
( مدني ile کشوري ile خانگي ile حقوقي ile مهندس راه و ساختمان ile حقوق مدني ile مستخدم دولتي ile جنگ داخلي ile غيرنظامي ile غير نظامي ile شخصي ile نزاکت ile متمدن کردن ile متمدن )
( MADANY ile KESHORY ile KHANGY ile HOQUQY ile MANPANDES RAH VE SAKHTAMAN ile HOQUQ MADANY ile MOSTEKHODAM DOLATY ile JANG DAKHALY ile GHYRANEZAMY ile غير نظامي ile SHKHSY ile NEZAKT ile MATMADAN KARDAN ile MATMADAN )
- SİVİLCE ile ERGENLİK SİVİLCESİ/ERGENCE/AKNE[Yun.] ile SİVİLCEMSİ/AKNEİFORM
( SİVİLCE TERİMLERİ
ANDROJEN
Temel erkeklik hormonu; ancak daha düşük düzeyde bayanlarda da bulunur.
BEYAZ NOKTA
Cilt yüzeyinde görülen bazen beyazımsı, bazen de ciltle aynı renkte küçük pütürler, kapalı komedon olarak geçer.
FOLİKÜL
Ciltte bulunan, kıl kökünü barındıran, yağ bezinin bir kanal aracılığı ile içine açıldığı ve kendisi de bir gözenekle cilt yüzeyine açılan anatomik yapı. Bu gözenekler cildin hemen hemen tamamında bulunur. Salgılanan yağlı sebum gözenekler aracılığıyla cildin yüzeyine atılır.
HORMON
Gövdede değişik salgı bezlerinden salgılanan ve tüm gövde işlevlerini düzenleyen kimyasal nesneler.
KOMEDON
Siyah nokta ve pütürlerin genel adı.
LEZYON
Hekimler tarafından çeşitli oluşumları anlatmak için kullanılan bir terim.
MİKROKOMEDON
Gözle görülemeyen sadece büyüteç yardımıyla görülebilen, gözenekleri tıkamış tıkaçlar. Bunlar genelde, zaman içinde siyah ve/veya beyaz noktalara ve daha sonra da sivilcelere yol açarlar.
NODÜLER AKNE
Genellikle dışarı açılıp akmayan ama ele gelen bir sertlik biçiminde olan, iri, bir kısmı, üzerine basıldığıda ağrı veren büyük lezyonlar. Kist, nodüle benzer özellikleri de olan ama sonuçta farklı bir lezyondur. Bu durumdaki akneler düzelince genellikle iz ya da leke bırakır.
Bu terim genellikle, akne yapma riski olan kozmetik ürünlerin, akneye yol açmadıklarını anlatmak amacıyla kullanılır. P. ACNES
Bir bakteri adı. Bu bakteri normalde de cildimizde bulunur. Ancak, gözenekler tıkandığıda dışarı atılamayan yağlı sebum maddesi içinde aşırı miktarlarda çoğalarak akneye yol açabilir.
PAPÜL
Küçük, çevresine göre kabarık, ancak iltihaplı beyaz "baş"ı olmayan kırmızı sivilceler.
PÜSTÜL
Çevresi kırmızı, çok büyük olmayan ama ortasında beyaz uç olan, irinli sivilceler.
SEBASE BEZ
Deriye yağını veren nesneyi salgılayan küçük bezler, yağ bezleri.
SEBUM
Yağ bezleri(sebase bezler) tarafından salgılanan yağdan zengin bir madde. Özellikle gençlik yıllarının başlarında çok fazla salgılandığı bilinmektedir. SİYAH NOKTA
Cilt yüzeyinde görülen siyah küçük noktacıklar. Bulunduğu yerdeki gözeneklerin tıkanmış olduğu anlaşılır. Açık komedon olarak bilinir.
)
( BECE, BİSRE [BİSR: Gövdesi sivilceli kişi.], BESR/BESERE[çoğ. BESÛR] ile ...
TEBESSÜR: Sivilce çıkması. )
( PERÛŞ ile ... )
( PIMPLE vs. ACNE )
- SİVİLCE değil "GAMZE"
( Âşık için! )
- SİVİLCE ile/değil İSİLİK/ISIRGIN
( [not] PIMPLE vs./but PRICKLY HEAT )
- SİVİLCE ile ŞÎR-PENÇE[Fars. < ARSLAN-ELİ]
( İçinde irin bulunan, küçük, deri kabarcığı, en küçük çıban. İLE En çok ensede ve sırtta çıkan, çabuk genişleyen ve tehlikeli bir durumda olabilen, çoğu istafilokok mikrobundan ileri gelen bir kan çıbanı. )
- SİVİLLEŞMEK ile SİVİLLEŞTİRMEK ile SİVİL/LİK ile SİVİLCE ile SİVİLCELİ ile SİVİL İDARE ile SİVİL POLİS ile SİVİL TOPLUM ile SİVİL SAVUNMA ile SİVİL YÖNETİM ile SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ ile SİVİL TOPLUM KURULUŞU
- SIVINMAK ile SIVIŞMAK ile SIVINDIRMAK ile SIVIŞABİLMEK ile SIVILAŞTIRMAK ile SIVIKLAŞTIRMAK ile SIVI ile SIVIK ile SIVI YAĞ
- SIVIRYA[Yun.] değil/yerine/= ALABİLDİĞİNE
( [ticarette] Alabildiğine. | Sürekli olarak. | Birbiri ardı sıra. )
- SIVIŞ ile/||/<> SİVİŞ
( Kaçmak. İLE/||/<> Gizlice kaçmak, kimseye görünmemeye çalışarak kaçmak, çekilip gitmek. )
- SIVIŞMAK ile/değil/yerine/>< SAVAŞMAK
- SİVRİ UÇLU ile SİVRİLEŞME
( ACUMINATE vs. ACUMINATION )
( نوک دار ile عمل تيزکردن )
( NOK DAR ile AMEL TYZAKARDAN )
- SİVRİ ile/ve SERT
- SİVRİLMEK ile SİVRİLEŞMEK ile SİVRİLEŞTİRMEK ile SİVRİ/LİK ile SİVRİCE ile SİVRİ DİL ile SİVRİ BİBER ile SİVRİ DİLLİ/LİK ile SİVRİ AKILLI/LIK ile SİVRİ FİKİRLİ/LİK
- SİVRİLMEK ile/ve SIYRILMAK
- SİVRİLTMEK ile SİVRİLEBİLMEK
- SİVRİSİNEK ISIRIĞI ile/değil ÖRÜMCEK ISIRIĞI
- SİVRİSİNEK ile ASYA KAPLAN SİVRİSİNEĞİ
( ... İLE Zika virüsünü taşıyan sivrisinek. )
- SİVRİSİNEK ile/ve/değil/yerine/||/<> BATAKLIK
- SİVRİSİNEK ile DAVUL-ZURNA
( Farkı, anlayacak olanda, anlaması gereken kişide. )
- SİVRİSİNEK ile/ve GÖLE/K
- SİVRİSİNEK ile HELİKOPTER SİNEĞİ
- SİVRİSİNEK ile HEMEC[Ar.]
- SİVRİSİNEK ile KARAİĞNE
- SİVRİSİNEK ile KULEKS/CULEX
- SİVRİSİNEK ile SARI HUMMA SİVRİSİNEĞİ
( ... İLE Aedes aegypti, sarı humma sivrisineği, dang humması, chikungunya, Zika humması, Mayaro ve sarı humma virüsleri ve öteki sayrılıkları yayan bir sivrisinektir. )
( ... cum AEDES AEGYPTI )
- SİVRİSİNEK ile/ve TATARCIK/ANOFEL[Yun.]["ANAFEL" değil!]
( ... İLE/VE Sayrılık, sıtma mikrobu bulaştıran sivrisinek. )
( CULEX PIPIENS cum/et ANOPHELES MACULIPENNIS )
- SİVRİSİNEK ile/değil TİPULA
- SİVRİSİNEK ile İVEZ/ÜVEZ
( BAÛZA/BAUZ ile GUBEYRÂ )
( CULEX OR ANOPHELES cum SORBUS )
- SİVRİSİNEK ile/ve/değil YAKARCA
- SİX FUNCTOR FORMALİSM ile/||/<> CLASSİCAL SHEAF THEORY
( Six functor formalism kohomoloji kuramlarınin sistematik yaklaşımıyken İLE classical sheaf theory temel sheaf işlemlerini inceler )
( Formül: f* İLE f! İLE f^* İLE f^! İLE ⊗ İLE Hom )
- SIX :/yerine ALTI
- SİYA[İt.]
( Kürekleri tersine kullanarak, sandalı, geriye yürütme. )
- SİYABEND[Fars.] değil/yerine/= GÖLGE
- SİYAH AFRİKA GERGEDANI ile AKGERGEDAN
( Gebelik süreleri 540 gündür. )
( Yaşayan, ancak beş gergedan türü vardı.[22 Mart 2018 itibariyle, dörde düştü. Son akgergedanın da ölmesiyle bir tür daha, rezil avcı bozuntuları eliyle yok edilmiş oldu ne yazık ki. :( (((((( ] )
( Yaşayan Endonezya gergedanı sayısı sadece 60'tır. En çok tehlike altında olan dördüncü türdür. )
( Tümüyle keratinden oluşan bir boynuza sahip tek hayvandır. )
( Sığır, koyun, ceylan ve zürafanın boynuzlarından farklı olarak kemik özü bulunmaz. )
( Boynuzları hasar gördüyse bazen düşerler. Gençlerinin boynuzları tamamen yeniden çıkabilir. )
( Boynuzları olmayan dişil gergedanlar yavrularına düzgün bir biçimde bakamazlar. )
( Gergedanların, çok gelişmiş koku ve işitme duyuları vardır fakat görme duyuları kötüdür. )
( Genellikle yalnız yaşarlar ve sadece çiftleşmek için biraraya gelirler. )
( Beklenmedik bir durumla karşılaştıklarında işerler ya da dışkılarlar. )
( Saldıracaklarında, Asya'dakiler ısırır, Afrika'dakiler karşı tarafa doğru büyük bir hızla saldırırlar. )
( Siyah Afrika Gergedanı, kısa bacaklarına karşın, saatte 55 km. hıza ulaşabilir. )
( Türk mitolojisinde hayvanların kralı olarak kabul edilir. )
( ... İLE Akgergedanlar, Siyah Afrika Gergedan'larının ağaç dallarını yemekte kullandığı kıvrak dudaklardan yoksundur. )
( ... ile
)
( ... İLE Akgergedanlar, beyaz değildir. Afrikanca'da WEIT[Geniş] sözcüğünden İngilizce'ye WHITE[Beyaz] olarak geçmesindendir. Gövdesinden çok, ağzıyla ilgilidir. )
- SİYAH AKREP ile SARI AKREP
( ... İLE Siyah akreplerden çok daha zehirlilerdir. [Dişilleri, erillerden daha zehirlidir.] )
( ... İLE Tek bir iğne darbesinde daha az zehir salgılar fakat Sarı Kobra yılanının zehrinden 3 kat daha güçlüdür. )
( ... İLE Sahra Çölü'nde yaşamaktalardır. )
( Dünyada 1200'den fazla akrep türü vardır. )
( 400 milyon yıldır varolmaktalardır. [100'den fazlası sadece Afrika'da yaşar.] )
( İnsanda, geliştirilen tedaviler ile akrep sokmalarının sadece %3'ü ölümle sonuçlanmaktadır. [Çoğunlukla çocuklarda görülmektedir. Gövde küçüldükçe zehrin etkisi artar.] )
( [Ege bölgesinde] KUYRUKLU: Akrep. )
( SCORPION[İng.]/SCORPIO[Lat.] )
- SİYAH ÇAY ile/değil/yerine YEŞİL ÇAY ile/değil/yerine BEYAZ ÇAY VE BİTKİ ÇAYLARI
( Çay kadehte dide efruz olmalı
Leb-rîz-i leb-reng-i leb-sûz olmalı
[Çay, bardakta berraklığı ile göz alıcı, dikkat çekici
Leb-renk: Demi dudak renginde olmalı
Leb-rîz: Sıcaklığı dudak yakıcılığında
Leb-sûz: Bardağa doldurulduğunda mutlaka dudak payı bırakılmalı] )
( Üretiminde soldurma, kıvırma, oksidasyon ve kurutma yöntemleri uygulanmaktadır. İLE/DEĞİL/YERİNE/< Taze çay yapraklarının ısıl işlem, kıvırma ve kurutulmasıyla üretilmektedir. İLE/DEĞİL/YERİNE/< Çay bitkisinin sadece tomurcuklarının ve genç yaprakları kullanılmaktadır. VE Bitkilerin toplanıp kuru(tul)masıyladır. )
- SİYAH JAGUAR ile PANTER
( Güney Amerika'da yaşarlar. İLE ... )
( Hiçbir hayvan tamamen siyah değildir. [Yakından bakıldığında derilerindeki benekler hafifçe görülür] )
- SİYAH LEOPAR ile PANTER
( Afrika ve Asya'da yaşarlar. İLE Panter sözcüğü, Aslan, Kaplan, Jaguar ve Leopar'a [bu 4 kükreyebilen kediye] verilen genel addır. )
( Hiçbir hayvan tamamen siyah değildir. [Yakından bakıldığında derilerindeki benekler hafifçe görülür] )
( Panterler Ortaçağ armalarında çok renkli, uysal ve güzel kokan olarak betimlenmiştir. )
( ... ile PELENG[çoğ. PELENGÂN] )
( ... ile PANTHERA: Tüm hayvanlar. [Hem gerçek, hem de mitolojik hayvanları tanımlamak üzere] )
( ... ile PANTER: Beyazımsı sarı renk. | PANDARAH: Kaplan. )
- SİYAH NUR ile/ve/<> BEYAZ NUR
- SİYAH PUMA değil PANTER
( Panter deyince akla gelen "Siyah Puma"dır fakat böyle bir hayvan bulunmamıştır. )
- SİYAH SARIK ile ...
( MAKAM-I KUTBİYYET )
- SİYAH/KÖMÜR ile ANTRASİT[Fr. < ANTHRACITE]
( ... İLE Güçlükle tutuşan, koku, duman çıkarmadan büyük bir ısı vererek yanan bir taş kömürü türü. )
- SİYÂH[Fars.] değil/yerine/= KARA
- SİYAH[Fars.] değil/yerine/= KARA
- SİYAH ile NEFTİ[Fars., Ar.]
( ... İLE Siyaha yakın, koyu yeşil. )
- SİYAH/BEYAZ ile/ve/değil/>/<>/< RENKSİZLİK
- SİYAHI[Azr.] = LİSTE[Tr.]
- SİYAHLANMAK ile SİYAHLATMAK ile SİYAHLAŞMAK ile SİYAHLAŞTIRMAK ile SİYA ile SİYAH/LIK ile SİYAK ile SİYASAL/LIK ile SİYA SİYA ile SİYAH IRK ile SİYAH BEYAZ ile SİYAH NOKTA ile SİYAM İKİZİ ile SİYAM KEDİSİ ile SİYASAL PARTİ ile SİYAM İKİZLERİ
- SİYÂK ve SİBÂK
( Sonrası. VE Öncesi. )
- SIYÂNET[Ar.] değil/yerine/= KORU(N)MA
- SİYANOJEN[Fr. < Yun. KYANOS: Mavi. | GENOS: Doğuş.] ile SİYANÜR[Fr. < Yun.]
( Oksalik asidin, azot ve karbon bileşimi. İLE Hidrosiyanik asidin tuzu ya da esteri olan, çok güçlü bir zehir. )
- SİYANOZ/CYANOSIS[İng.] değil/yerine/= MORARMA
- SİYANÜRLEMEK ile SİYANÜR
- SİYASAL FELSEFE ile/ve/||/<> SİYASET BİLİMİ
- [ne yazık ki]
SİYASAL KAYIRMACILIKTA:
PATRONAJ(BOSISM) ile/ve/||/<> KLIENTALIZM ile/ve/||/<> HİZMET KAYIRMACILIĞI
- SİYASAL LİBERALİZM ve/||/<> EKONOMİK LİBERALİZM ve/||/<> KAPİTALİZM
- [ne yazık ki]
SİYASET İLE ve/||/<> DİN İLE ve/||/<> FUTBOL İLE ve/||/<> SAVAŞ İLE
( Yanıltılırız. VE/||/<> Avutuluruz. VE/||/<> Uyutuluruz. VE/||/<> Korkutuluruz. )
- SİYASET YAPITI/ESERİ
[1300 - 1800 arası]:
250 ile/ve/||/<>/> 180
( Telif. İLE/VE/||/<>/> Çeviri/tercüme. )
- SİYASET ve/||/<> DİYANET ve/||/<> TABÂBET
( [ne yazık ki]
Bilgisizlerin en iyi ya da en çok "bildiği" ve [bol bol, boş boş ve ağırlıklı/öncelikli olarak] konuştuğu[nu varsaydığı] konular. )
- SİYÂSET[Ar. < SEYİS] ile/ve/||/<>/> FERÂSET[Ar. < FERES]
( Seyis. At bakıcılığı/bakıcısı. İLE/VE/||/<>/> Süvari. At biniciliği. )
( Aracına[< atına] yeterince[en az seviyede ve gerektiği kadar/biçimde] bakabilmek. İLE/VE/||/<>/> Aracının[< atının] yol alabileceği kadar yol almak, ilerlemek. Uzağı, olanakları ve olasılıkları görebilmek/değerlendirebilmek. )
- SİYÂSET[Ar.] ile/değil HAMÂSET[Ar.]
- SİYASET ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HAYSİYET
- SİYASET ve İLM-İ SİYASE/T
- SİYASET ile İLM-İ SİYASE/T
- SİYÂSET ile/ve/<> POLİTİKA
- SİYASET ile SİYASA
- SİYASET ile SİYASAL
( Politika gerçekleri yadsıyıp, yalan söylemek değil, gerçeklerin istediğiniz yanını göstermesidir. )
- SİYASET ile SİYASETÇİ/LİK ile SİYASET BİLİMİ ile SİYASET MEYDANI
- SİYÂSET ile/ve/||/<> SİYÂSET(İN) YORUMU
- SİYÂSET[Ar.] ile TEDBÎR[Ar.]
- SİYÂSET ile TİCÂRET ile İBÂDET
( "Üsttekiler"in "yaptığı". İLE Ortadakilerin yaptığı. İLE Alttakilerin yaptığı. )
- SİYASETÇİ/POLİTİKACI[İng. < Yun.] değil/yerine/= YÖNETKİCİ
- SİYÂSETÇİ/LER ile/değil/yerine DEVLET ADAMI/ADAMLARI
( Devletin günlük sorunlarıyla uğraşır/lar. İLE/DEĞİL/YERİNE Devletin yüzyıllık sorunlarıyla uğraşır/lar. )
- SİYASETEN BALTALAMAK yerine SARÂHATEN(AÇIKÇA) YAŞAMAK
- SİYÂSETEN[Ar.] ile SİYÂSÎ[Ar.]
( Siyaset bakımından, diplomatlıkça. İLE Siyaset gereği/icabı olan. | Diplomatça olan, politik. | Siyaset adamı. )
- SİYASETNAME ile/ve/değil/||/<> GENELGE
- SİYASETNÂME ile ISLAHATNÂME ile NASİHATNÂME ile SİLSİLENÂME
- SİYÂSETNAME ile/ve/değil/||/<>/< NASİHATNAME
- SİYASETNAMELERDE:
NAS ile/ve/değil/||/<>/< MASLAHAT
- SİYASETNAMELERDE:
SULTAN OLMAK ile/ve/||/<>/< İYİ BİR KİŞİ OLMAK
- KÜFÜR:
[ne yazık ki]
SİYASETTE değil/yerine/>< GECE ve TOPRAK ve DENİZ ve DOST
( Hakikati örter. DEĞİL/YERİNE/>< Dünyayı örter. VE Tohumu örter. VE Dibini örter. VE Dostun, ayıbını örter. )
( KÜFR: Bir şeyin üzerini örtmek. )
- SİYASETTE:
YOLDAŞ ile/değil YOL
( [siyasette] "Yoldaş, yolu belirler." DEĞİL Yol, yoldaşı belirler. [Yol değiştikçe, yoldaşlar da değişir.] )
- SİYASİ HAKLAR değil/yerine/= YÖNETKİL ÜLEVLER
- ÇİZİNÇLERDE/HARİTALARDA:
SİYASİ ile/ve FİZİKİ
- SİYASİ KRİZ ile/ve EKONOMİK(İKTİSADİ) KRİZ ile/ve KÜLTÜREL KRİZ
- SİYASİ PARTİ değil/yerine/= YÖNETKİL BİREL
- SİYASİ/SİYASAL/POLİTİK değil/yerine/= YÖNETKİL
- SIYÂS/Î[Ar. < SIYSA] ile SİYÂSÎ[Ar.]
( Kaleler. | Köşkler. | Sığınılacak yerler. İLE Siyâset gereği olan. | Diplomatça olan, politik. | Siyâsetle uğraşan. )
- SİYASİ/DİPLOMATİK/ASKERİ TARİH ile/> TARİH
( POLITICAL/DIPLOMATIC/MILITARY HISTORY vs./<> HISTORY )
- SİYASİ TARİH ile/ve/<> KÜLTÜR TARİHİ
( POLITICAL HISTORY vs./and/<> CULTURAL HISTORY )
- SİYASİ TEŞKİLAT değil/yerine/= YÖNETKİL ÖRGÜT
- SİYASİ/LİK ile SİYASİ PARTİ ile SİYASİ HARİTA ile SİYASİ AMBARGO ile SİYASİ COĞRAFYA
- SİYÂSÎ ile DİPLOMATİK
- SİYÂSÎ ile/ve/<> HİKEMÎ
- SİYATİK[Fr. < Yun.] ile ...
( Kalça sinirleri yangısı. | Bacaktaki iki sinir ve bu sinirlerin, ağrılı sayrılığı. )
- SİYEK ile/ve/||/<> GÖDEN
( Sidiktorbasından başlayarak, dışarıya kadar uzanan sidikyolunun son bölümü. İLE Kalınbağırsağın son bölümü. )
- SİYER/SİRE[< SÎRET] ile TERCEME (NEFSEHU/Lİ-NEFSEHİ)
( AHLÂK VE YÜKSEK VASIFLAR | HZ. MUHAMMED'İN YAŞAMINDAN BAHSEDEN KİTAP )
- SIYIRMAK ile AYIRMAK
- SIYIRMAK ile/ve/<> KEMİRMEK
- SIYIRMAK ile SIYIRTMAK ile SIYIRABİLMEK ile SIYIRIVERMEK
- SIYRIK ile SIYRINTI
( Yüzeyinden, bir parça sıyrılmış olan. | Utanması olmayan. | Sıyrılmış yer. İLE Kapta kalan yemek, yemek artığı. | Bir bezden el ile koparılan uzunca parça. | Sıyrık. )
- SİZ:
ÇOĞUL ile/değil NEZÂKET
- SİZ (DE) HÂLÂ ÇOK GÜZELSİNİZ değil SİZ (DE) HER ZAMAN ÇOK GÜZELSİNİZ
- SİZ KULLANIMINDA:
SAYGI ile MESAFE ile ÇOĞUL
- SİZ ile -SİZ
( Çoğul ve saygı sözcüğü. İLE Olmama/bulunmama eki. )
- (...-SIZ) (....-LI)
( (......-LESS)
(WITH ...) )
- ...SIZ ile OLMAMA/...NIN OLMAMASI
- SİZ ile -SİZ
- ...SIZ ile ...'YA KARŞIN/RAĞMEN
( ...LESS vs. ALTHOUGH )
- ...SIZ ile YOK
( ...LESS vs. THERE IS/ARE NOT )
- SIZAN ile/ve/değil SÜZÜLEN
- SIZAN ile TAŞAN
- SİZDEN OLMAYAN ile/ve/<>/= SİZDEN OLAN
- SIZDIRMAK ile SIZDIRILMAK ile SIZDIRABİLMEK
- SİZE KATILIYORUM ile/değil SÖYLEDİĞİNİZE KATILIYORUM
- SİZE" (PAYLAŞACAĞIM) değil SİZİNLE (PAYLAŞACAĞIM)
- SIZE :/yerine BOYUT
- SİZİ KESEYİM/KESİYORUM değil SÖZÜNÜZÜ KESEYİM/KESİYORUM
- SİZİ ...:
"ODAKLADIK" değil ODAKLANDIRDIK
- SİZİ SEVEN BİRİNİN UYARISI/İKAZI ile/>< SİZİ SEVMEYEN BİRİNİN İLTİFATI
- SIZILMAK ile SIZIRMAK ile SIZI ile SIZIŞ ile SIZICI ile SIZILI ile SIZISIZ ile SIZIM SIZIM ile SIZICI ÜNSÜZ
- SIZILTI ile SIZILTISIZ
- SIZIM SIZIM (SIZLAMAK)
- (SİZİN/ONUN) İÇİN ... ile/değil (SİZİN/ONUN) AÇINIZDAN/AÇISINDAN ...
- SIZINTI ile SIZINTI
( EXUDATE vs. EXUDATION )
( ماده مترشحه ile برون نشست )
( MADEH MOTERESHHEH ile BORON NESHAST )
- SIZINTI ile SIZINTI ile SIZINTI ile SIZDIRMAZ
( LEAK vs. LEAKAGE vs. LEAKING vs. LEAKLESS )
( نشت کردن ile رخنه ile رسوخ کردن ile ترالولوش کردن ile چکه ile تراوش ile نشتي ile مترشح ile نشت ile بي رخنه )
( NESHT KARDAN ile RAKHANEH ile RESOKH KARDAN ile TARALOLOSH KARDAN ile CHEKEH ile TARAVESH ile NESHTY ile مترشح ile NESHT ile BEY RAKHANEH )
- SIZINTI ile SIZINTILI
- SIZINTI ile/değil SIZLAMA
- SIZLAMAK ile SIZLANMAK ile SIZLATMAK
- SIZLANMA ile/değil/yerine SORGULAMA
- SIZLANMA ile SÖYLENME/SOKRANMA
- SIZLANMA ile/ve/değil TESPİT
( [not] TO GROUCH vs./and/but TO DETERMINE )
- SIZLANMAK ile/değil/yerine/>< HAKKINI ARAMAK
- SIZLANMA/YAKINMA değil/yerine/>< SORUMLULUK ALMAK
- SIZMAK ile BAYILMAK
( Yorgunluk ya da içki gibi nedenlerle kendinden geçerek uyuyakalmak. İLE Çeşitli fizyolojik[sıcak, açlık/susuzluk, yorgunluk gibi] ve/ya da psikolojik nedenlerle dayanma gücünü kaybetmek, kendinden geçmek. )
( ... ile SA'KA, GAŞY )
( ZONK/BLACK OUT vs. FAINTING )
- SIZMAK ile/ve/değil/||/<>/< UYUYAKALMAK
- SİZMEK ile ...
( Sızmak, akmak. )
- ŞİZOFREN ile ŞİZOFRENİ
- ŞİZOFREN/İ ile MÜNÂFIK/LIK[< NİFÂK]
( Beynin kimyasının bozukluğu. İLE Kalbin kimyasının bozukluğu. )
- ŞİZOFRENİ ile ŞİZOİD/ŞİZOFRENİK
( Doğuştan. İLE Sonradan. )
( 1911 - Şizofreni'nin tanımlanması. )
(1996'dan beri)