S ve Ş ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 12.947 başlık/FaRk ile birlikte,
12.947 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(21/53)
- SAKİNLİK ile SAKİN OL ile SAKİNLEŞTİ ile SAKİNLEŞTİRİCİ ile SAKİNCE ile SAKİNLİK
( CALM vs. CALM DOWN vs. CALMED vs. CALMING vs. CALMLY vs. CALMNESS )
( تسکين دادن ile آراميدن ile آرام ile آرام کردن ile بدون اضطراب ile آرامش دادن ile سکون ile فرو نشاندن ile ساکت کردن ile بي آشوب ile ملايم ile فرو نشستن ile آرام شدن ile آرام شده ile آرام کرده ile تسلي بخش ile آرامي بخش ile به آرامي ile متانت ile آرامي ile آرامش )
( TASKYNE DADAN ile آراميدن ile ARAM ile ARAM KARDAN ile BEDON EZTERAB ile ARAMESH DADAN ile SEKON ile FORO NESHANDAN ile SAKT KARDAN ile BEY ASHUB ile MOLAYM ile FORO NESHASTAN ile ARAM SHODAN ile ARAM SHODEH ile ARAM KARDEH ile TASLY BAKHSH ile ARAMY BAKHSH ile BAH ARAMY ile METANT ile ARAMY ile ARAMESH )
- SAKİNLİK ile/ve SAKİNLİK(YUMUŞAKBAŞLILIK)
( Yumuşaklık ve iyilik, kişiye anneannesinden mirastır. )
( QUIETNESS vs./and CALMNESS )
- SAKİN/LİK ile/ve/<> SESSİZ/LİK, SÜKÛNET
( CALM/NESS vs./and/<> QUIET/NESS )
- SAKİN/LİK ile SOĞUK/LUK
( Her sakin/lik görüntüsü sakinlik olmayabilir hatta anlamamasından/uzak kalmasından kaynaklanıyor olabilir! )
- SAKINMA ile MASKE
- SAKINMAK ile KAÇINMAK
( TO PROTECT vs. ABSTAIN, SHUN )
- SAKINMAK ile/ve/değil/yerine KORUMAK
- SAKINMAK ile SAKINILMAK ile SAKINDIRMAK ile SAKINABİLMEK ile SAKIN ile SAKINCA ile SAKINCALI/LIK ile SAKINCASIZ/LIK ile SAKINCALI PİYADE
- SAKİN/MUKİM/MÜTEMEKKİN[Ar.] değil/yerine/= OTURAN/OTURGAN/YERLEŞİK
- SAKINTI ile SAKINTILI ile SAKINTISIZ
- SAKIP SABANCI MÜZESİ (SSM) :
( Emirgan'da, ana cadde üzerinde olup deniz cephelidir. Atlı Köşk olarak bilinen bina ve müştemilatı Sabancı Ailesi tarafından müze olarak düzenlenmesi için Sabancı Üniversitesine verildi. Yapılan çalışmalar sonucunda müzede gerekli düzenleme yapılarak 2002'de ziyarete açıldı. 2005'te ise büyük yenilikler sonucunda Uluslar arası müzelerden biri haline getirildi. Müze çok zengin hat koleksiyonuna sahiptir. Müzede, sergi, konferans, gösteri, konser gibi etkinlikler yapılmaktadır. Müzede çok yönlü müzecilik hizmeti verilmektedir. )
- ŞAKIR ŞAKIR (AKMAK)
- ŞAKIR ŞAKIR ile ŞAKIR ŞUKUR
- ŞAKIR ŞUKUR
( Fazlaca şakırtı çıkararak. )
- ŞÂKİR[< ŞÜKÜR] ile MİNNETTÂR
( Şükreden, gördüğü iyilik için dua eden. İLE Birinden gördüğü iyiliğe karşı kendini borçlu sayan, gönül borcu olan kişi, gönül borçlusu. )
- SAKIRDAMAK ile ŞAKIRDAMAK
( Korkudan ya da soğuktan dolayı titremek. İLE "Şakır" diye ses çıkarmak. )
- ŞAKIRDAMAK ile ŞAKIRDATMAK
- ŞAKIRRÂK/ŞIKIRRÂK[Ar.] ile ŞAKRAK[Ar.]
- ŞAKIRTI ile ŞAKIRTILI ile ŞAKIRTISIZ
- SAKIT[Ar.] ile Sakıt
( Düşen, düşmüş. | Hükmü kalmamış, eski önemini yitirmiş. | Düşük. İLE Merih, Mars. )
- SÂKİ-Yİ ŞEB ile ...
( Mehtap, ayışığı. )
- SAKIZ AĞACI CAMİSİ = SAHAF MUSLİHİDDİN CAMİSİ
( Kasımpaşa'da, Sakız Ağacı semtindedir. )
( XVII. yüzyılda Sahaf Müslihiddin tarafından yaptırılmıştır. )
- SAKIZ AĞACI ile MAVİ SAKIZ AĞACI
( Antepfıstığıgillerden, meyvesi üzüme benzeyen ve yağlı, küçük bir ağaç. İLE Malawi'de bulunur. )
( PISTACIA LENTISCUS cum ... )
- SAKIZ AĞACI ile SAKIZ AĞACI ile SAKIZ AĞACI
( Cevizlik - Kazlıçeşme arasında bulunan bir semt. İLE Moda İskelesi - Mühürdar arasında bulunan bir semt. İLE Kasımpaşa'da bulunan bir semt. )
- SAKIZ ile ÇENGEL SAKIZI / KENGEL/KENGER SAKIZI
( ... İLE Kenger sütünden yapılan bir sakız türü. )
- SAKIZ ile KARDEŞKANI
( ... İLE Kardeşkanı ağacından alınan, hekimlikte ve boyacılıkta kullanılan, koyu renkte bir sakız. )
- SAKIZ ile/ve MERİNOS[Fr. < İsp. < Ar.]
( Tüyleri uzun koyun. İLE/VE En nitelikli tüylülerden olan koyun. )
( OVIS ARIES HISPANICA )
- SAKIZ ile SAKIZ REÇİNESİ ile SAKIZ ATMAK ile SAKIZLI
( GUM vs. GUM RESIN vs. GUM UP vs. GUMMY )
( درخت صمغ ile قي چشم ile لثه دندان ile انگم ile چسب ile صمغ ile لثه ile صمغ رزيني ile صمغي شدن ile سقزدار ile سقزي ile صمغي )
( DARKHT SAMGH ile GHY CHESHAM ile LASEH DANDAN ile انگم ile CHASB ile SAMGH ile LASEH ile SAMGH REZYNEY ile SAMGHY SHODAN ile سقزدار ile سقزي ile صمغي )
- SAKIZLAŞMAK ile SAKIZLAŞTIRMAK ile SAKIZ ile SAKIZCI/LIK ile SAKIZLI ile SAKIZ AĞACI ile SAKIZ BADEMİ ile SAKIZ DİKENİ ile SAKIZ KABAĞI ile SAKIZ RAKISI ile SAKIZ BAKLASI ile SAKIZ TATLISI ile SAKIZ ENGİNARI ile SAKIZ LEBLEBİSİ
- ŞAKK[Ar.] ile FALK[Ar.]
- ŞAKK[Ar. çoğ. ŞÜKUK] ile ŞÂKK[Ar. < MEŞAKKAT]
( Yarma, yarılma, çatlama, yırtma, paralama, kırma. | Yarık, çatlak. İLE Eziyetli, zahmetli. )
- SAKKARA PİRAMİDİ ile DAHSHUR PİRAMİTLERİ
( Kahire'nin 24 kilometre güneybatısında yer alan, Mısır'ın en eski başkenti Memphis'te yaşayanların defnedildiği bölge olarak kullanılmış Sakkara'da bulunmaktadır. [İnşâ: M.Ö. 2500] İLE Mısır'da, Kahire'nin yaklaşık 40 kilometre güneyinde, Nil'in batı kıyısındaki çölde bulunan bir kraliyet nekropolisidir. Dahshur, içinde bulunan piramitler ile tanınmaktadır ve bu piramitlerden ikisi, Mısır'daki en eski, en büyük ve en iyi korunmuş olanlarıdır. [İnşâ: M.Ö. 2613-2589] )
( Mısır'daki Giza Piramitleri, 165 adettir. )
- ŞAKK-I GALSAMÎ[Ar.] ile ...
( Solungaç yarığı. )
- SAKLA BENİ, VARKEN; BULUNAYIM SANA, YOKKEN ile/ve SAKLA SAMANI, GELİR ZAMANI
- SAKLAMA ile BULUNDURMA
- SAKLAMAK ile/değil AYIRMAK
( [not] TO HIDE vs./but TO SEPARATE )
- SAKLAMAK ile/ve/<> BARINDIRMAK
- SAKLAMAK ile KORUMAK
( TO HIDE vs. TO SAVE )
- SAKLAMAK ile ÖRTMEK
- SAKLAMAK ile/ve/değil PAYLAŞMAMAK
( [not] TO CONCEAL vs./and/but NOT TO SHARE )
- SAKLAMAK ile SAKLAN VE ARA ile TAMAMEN GİZLE ile SAKLANMAK
( HIDE vs. HIDE AND SEEK vs. HIDE COMPLETLY vs. HIDE OUT )
( از ديده ربودن ile نهان داشتن ile مخفي نگاه داشتن ile مخفي کردن ile مخفي شدن ile مستور کردن ile چرم ile پنهانشدن ile مستور داشتن ile مستور شدن ile نهفتن ile اخفاء کردن ile پنهان شدن ile نهان کردن ile پنهان کردن ile پناه دادن ile روي نشان ندادن ile بلانهپناه بردن ile پناه يافتن ile غايب موشک ile کاملا پنهان کردن ile مخفيگاه )
( AZ DYDAH RABUDAN ile NEYAN DASHTAN ile MOKHOFY NEGAH DASHTAN ile MOKHOFY KARDAN ile MOKHOFY SHODAN ile MOSTOR KARDAN ile CHARAM ile PANEYANESHODAN ile MOSTOR DASHTAN ile MOSTOR SHODAN ile NAOFTAN ile AKHAFA KARDAN ile PANEYAN SHODAN ile NEYAN KARDAN ile PANEYAN KARDAN ile PENAH DADAN ile ROY NESHAN NADADAN ile BELANEHAPENAH BARDAN ile PENAH YAFTAN ile GHAYBE MOOSHK ile KAMELA PANEYAN KARDAN ile MOKHOFYGAH )
- SAKLAMAK ile SAKLANMAK ile SAKLATMAK ile SAKLANILMAK ile SAKLANABİLMEK ile SAKLANIVERMEK ile SAKLAYABİLMEK
- ŞAKLAMAK ile ŞAKLATMAK
- SAKLAMAK ile/ve/||/<>/> SAYIKLAMAK
( Aşkı/nı. İLE/VE/||/<> Adı/nı. )
- SAKLAMA(MA)K ile/ve/<> ESİRGEME(ME)K
- SAKLANMAK ile/ve/değil/yerine GERİDE DURMAK
- SAKLANMAK ile SAKLANMA YERİ
( HIDING vs. HIDING PLACE )
( اختفاء ile پناه دادن به ile اختفا ile پنهان سازي ile پنهان کاري ile اخفاء ile مخفي گاه ile جاسازي )
( اختفاء ile PENAH DADAN BAH ile AKHTEFA ile PANEYAN SAZY ile PANEYAN KARY ile اخفاء ile MOKHOFY GAH ile JASAZY )
- SAKLI GİZLİ (İŞLER YAPMAK)
- SAKLI ile/ve/değil GİZLİ
- SAKLI ile SAKLIK ile SAKLI YAZI
- SAKLIKENT ile SAKLIKENT
( Fethiye'de. İLE Antalya'da. )
- SAKO[İt. < Yun.] değil/yerine/= ÜSTLÜK
( Paltoya benzer bir tür üstlük. )
- ŞAKRAK ile ŞAKRAK
( Şen, neşeli, yaşam dolu. İLE İspinozgillerden, başı siyah, boynu kırmızı, ötücü bir kuş. )
( ... cum PYRRHULA PYRRHULA )
- ŞAKRAMAK ile ŞAKRAK/LIK ile ŞAKRAK KUŞU
- SAKSAFON ile SAKSAFONCU/LUK
- SAKSAĞAN ile TAYVAN MAVİ SAKSAĞANI
(
)
- ŞAKŞAK ile ŞAK ŞAK
( Çoğunlukla hokkabazların kullandıkları, hafifçe vurulduğunda hızla vurulmuş gibi "şak" diye ses çıkaran tahta maşa. İLE Eller birbirine vurulduğunda çıkan ses. )
- ŞAKŞAK ile ŞAKŞAKÇI/LIK
- [ne yazık ki]
ŞAKŞAKÇI/LIK ile/ve/||/<>/> YALAKA/LIK ile/ve/||/<>/> AYAKÇI/LIK
- SAKSI/LIK ile SAKSI TOPRAĞI
- SAKSI ile VAZO[İt.]
( Toprak bulunur. İLE En fazla su bulunur. )
( Geniş. İLE İnce. )
( Pişmiş topraktan yapılan, içine toprak konularak çiçek yetiştirmekte yararlanılan kap. İLE Çiçek koymak için kullanılan kap. )
- SAKSIYI SÜSLEMEK değil/yerine ÇİÇEĞİ SULAMAK
- ŞAKUHAÇİ ile ...
( Nefesli bir çalgı. )
- ŞÂKÜL[Ar.] değil/yerine/= ÇEKÜL
( Ucuna, küçük bir ağırlık bağlanmış iple oluşturulan, yer çekiminin doğrultusunu belirtmek için sarkıtılarak kullanılan bir araç. )
- SAKÜLER/SACCULAR[İng.] değil/yerine/= KESELEŞMİŞ
- ŞÂKULÎ değil/yerine/= DÜŞEY
- ŞÂKÛLÎ[Ar.] ile ŞÂKÛLÎ[Ar.]
( Çekülle ilgili. İLE [matematik] Düşey. )
- ŞAKULLEMEK ile ŞAKUL
- SAKURA[Jap.] ile ...
( Kiraz çiçeği (ağacı). )
- SAL YAYLASI ve POKUT YAYLASI
- ŞAL ile LAHURİ[Ar. Batı Pakistan'da, Lahor kentinin adından]
( ... İLE Lahor'da yapılan, bir tür şal, Lahor şalı. )
- ...SAL ile/değil OLUŞTURULMUŞ
- SAL'[Ar.] ile SÂL[Ar.]
( Baş tepesinin dazlaklığı/kılsızlığı. İLE Yıl/sene. )
- SAL ile/ve/||/<> ŞAL
- ŞAL ile ŞALE ile ŞALİ ile ŞALT ile ŞAL KUŞAK ile ŞAL ÖRNEĞİ ile ŞALT BİNASI
- SAL ile SALT ile SALI ile SALTÇI/LIK ile SALT NEM ile SAL YARIŞI ile SALT DEĞER ile SALT SIFIR ile SALT SICAKLIK ile SALT ÇOĞUNLUK
- SALÂ'[Ar.] ile SALÂH[Ar.]
( Cuma namazına ve bazı yerlerde cenazeye çağırmak için minarelerde okunan salavat. | Meydan okuma, "kendine güvenen varsa çıksın!" diyerek bağırma. | Bir mahalle çocuklarının, başka bir mahalle çocuklarıyla taş kavgalarına çıkmaları. | Mevlevîlerde, "can"ları namaza/mukabeleye/yemeğe çağırma. İLE Düzelme, iyileşme, iyilik. | Rahatlık, barış. | Dine olan bağlılık. )
- SALÂBET[Ar.] ile KASVET[Ar.]
- SALÂBET[Ar. < SULB] değil/yerine/= KATILIK/SAĞLAMLIK
( Peklik, katılık, sağlamlık. | Manevi kuvvet, dayanma. )
- SALAD :/yerine SALATA
- SALÂH ile/ve/||/<>/> FELÂH
- SALÂH ve/<> SALÂT
- SALÂHİYET ve/||/<> EHLİYET ve/||/<> KUDRET
( APTIDUTE et/||/<> CAPACITE et/||/<> PUISSANCE )
- SALAHİYET ile SALAHİYETLİ/LİK ile SALAHİYETSİZ/LİK
- SALÂHİYET/SELÂHİYET[Ar.] ile/ve/||/<>/> SELÂMET[Ar.]
( Yetki sâhibi, yetkili. İLE/VE/||/<>/> Esenlik. | Her türlü korku, tasa ve tehlikeden uzak, güvende olma durumu, kurtuluş. | Anlatıma temel olan düşüncenin her bakımdan doğru ve sağlam olması. )
- SALÂHİYET[Ar.] değil/yerine/= YETKİ
( YETKİ, BİR İŞE KARIŞMAYA YA DA GÖREV GEREĞİ BİR İŞ YAPMAYA, BİR HAREKETTE BULUNMAYA HAKLI OLMA | BİR DÂVÂYA BAKABİLME )
- SALÂHİYETNÂME değil/yerine/= YETKİBELGE
- SALAK ile APTALCA
( IDIOT vs. IDIOTIC )
( آدم احمق ile نخاله ile ابله ile سبک مغز ile ابلهانه )
( ADAM AHMAGH ile NAKHALEH ile ABLEH ile SABAK MOGHZ ile ABLEYANEH )
- SALAK ile/değil ASALAK
( "Asalak" sözcüğünün salak ile hiçbir ilişkisi yoktur. )
- SALAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SAF
- ŞALAK ile ŞALAKİ
- SALAKLAŞMAK ile SALAK/LIK ile SALAKÇA
- SALAK/LIK ile/ve/<>/değil ÇARESİZ/LİK
- SALAK/LIK ile/ve "ÖKÜZ/LÜK"
- SALAK/LIK ile/değil/yerine/>< SABIRLI/LIK
- SALAK/LIK ile/ve/değil/||/<> ŞAŞKIN/LIK
- SALAK/LIK ile/ve ZAVALLI/LIK
( Kısa sürelidir. İLE/VE Uzun sürelidir. )
( Sonuçtadır. İLE/VE Hem süreçte, hem de sonuçtadır. )
( Hepimiz arada bir salak durumuna düşebiliriz fakat salaklıklarımızda ısrarcı olmak zavallılığa düşürür. )
- SALAM[Azr.] = SELAM[Tr.]
- SALAMANJE[Fr.] değil/yerine/= YEMEK ODASI
- SALAMURA/LIK ile SALAMURACI/LIK
- SALAMURA[İt.] değil/yerine/= TUZLU SUDA TUTULMUŞ
- SALARY :/yerine MAAŞ
- SALAŞ ile ...
( Eğreti yapılmış kulübe, baraka. )
- SALÂT ile ...
( NAMAZ | DUA | YÖNELİŞ | KURTULUŞ )
- SALAT ile SALATA/LIK ile SALATALI ile SALATASIZ ile SALATALIK DOLMASI
- SALÂT ve/||/<>/>/< ZEKÂT
- SALATA HAZIRLARKEN:
[önce] LİMON sonra ZEYTİNYAĞI
- SALATA" ile/değil/yerine KOMEDİ
- SALATA ile SELÎTA
( ... İLE İçine zeytinyağı konulan salata. )
- SALATA ile SÖĞÜŞ
( ... İLE Üzerine, yağ, limon dökülmeden ve birbirine karıştırılmadan yenen domates, salatalık vb. )
- SALATALIK -=
( Salatanın parçası olan, salataya konulan. SALATA-LIK )
- SALATALIK/HIYAR ile ACUR
( ... İLE Kabakgillerden, kabuğu çizgili ve tüylü, açık yeşil renkte, irice bir tür hıyar. )
( ... cum CUCUMIS ANGURIA )
- SALATALIK/HIYAR ile ALKAM
( ... İLE Acı salatalık. )
- SALATALIK ile/||/=/<> DİN KABAK
( ... İLE Kütahya'daki adı. )
- SALATALIK/HIYARDA:
BADEM ile SİLOR ile DİKENLİ
( KISSA ile ...
KISSÂ ÜL-HİMÂR: Eşek hıyarı.(ÉLATER) )
- SALÂT-I KÂİM > SALÂT-I DÂİM
- SALÂTÎN(SULTAN) CAMİLERİ
- SALÂTÎN CAMİLERİ ile ...
( SULTAN CAMİLERİ )
- SALÂVAT:
DUA BAŞINDA ile/ve DUA SONUNDA
( Allah'a niyazın yükselmesi için, duanın kabulü için. İLE/VE Hz. Muhammed'in dualarına ilhak olması ve duanın tashihi için. )
- SALÂVÂT[< SALÂT)(SALÂT Ü SELÂM] ile ...
( NAMAZLAR | HZ. MUHAMMED'E VE ONUN SOYUNDAN GELENLERE OKUNAN DUA [ALLAHÜMME SALLİ ALÂ SEYYİDİNÂ MUHAMMEDİN VE ALÂ ÂLİ MUHAMMED ile ABCDEF ( EFENDİMİZ MUHAMMED'E VE ONUN SOYUNA SOPUNA SALÂT VE SELAM OLSUN] )
- SALAVAT ile SALAVAT PARMAĞI
- SALÇALAMAK ile SALÇALANMAK ile SALÇA/LIK ile SALÇALI ile SALÇALI MAKARNA
- ŞALDIR-ŞULDUR
- SALDIRAY ile/ve/||/<> BATIRAY ile/ve/||/<> ATILAY ile/ve/||/<> YILDIRAY
( 1939'da, Haliç Tersanesi'nden denize indirilen ve ne yazık ki, 1942'de batan, Türkiye'nin ilk denizaltısı Batıray ile birlikte Atatürk'ün belirlediği öteki üç denizaltının adları... )
( TRT Arşiv - Twitter[1] paylaşımını görmek için burayı tıklayınız...
TRT Arşiv - Twitter[2] paylaşımını görmek için burayı tıklayınız... )
- SALDIRGANLAŞMAK ile SALDIRGAN/LIK
- SALDIRGANLIK ile AGRESİF ile SALDIRGAN
( AGGRESSION vs. AGGRESSIVE vs. AGGRESSOR )
( تجاوز ile دست درازي ile تعرض ile درازدستي ile دراز دستي ile دراز دست ile پرپشتکار ile تعرضي ile پرخاشگر ile پرتکاپو ile تجاوز کارانه ile تجاوزي ile درازدست ile متجاوز ile تجاوزکار ile مهاجم )
( TAJAVZ ile DAST DARAZY ile TARZ ile درازدستي ile DARAZ DASTY ile DARAZ DAST ile پرپشتکار ile تعرضي ile PORKHASHGAR ile PORTAKAPO ile TAJAVZ KARANEH ile تجاوزي ile DARAZDAST ile MOTEJAVZ ile TAJAVAZKAR ile MACPEHEJM )
- [ne yazık ki]
SALDIRGAN/LIK ile/ve "AZGIN/LIK"
( Psişik. İLE/VE Ahlâkî. )
- SALDIRGANLIK ile KAVGACI
( BELLIGERENCE vs. BELLIGERENT )
( کج خلقي ile متحارب )
( KAJ KHALGHY ile متحارب )
- SALDIRI SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
KARALAMA ile/ve/||/<> NİTELİKSEL ile/ve/||/<> "SEN / SEN DE ..." ile/ve/||/<> DOLDURUŞA GETİRME
( ARGUMENT AGAINST THE MAN vs./and/||/<> CIRCUMSTANTIAL AD HOMINEM vs./and/||/<> FALLACY OF "YOU / YOU ALSO" vs./and/||/<> POISONING THE WELL )
- SALDIRI ile/değil/yerine ÇIKIŞ
- SALDIRI ile/ve/değil/yerine/<> EYLEMSİZLİK/KAYITSIZLIK
- SALDIRI ile/değil/>< HAKKINI SAVUNMAK
( Etkin olmaya alışık olmayana, hakkını savunmak, "saldırı" gibi gelebilir. )
- SALDIRI ile SALDIRIYOR
( ATTACK vs. ATTACKING )
( تک ile هجوم آوردن ile حمله بردن ile حمله کردن ile يورش ile هدف حمله قرار دادن ile هجوم کردن ile تکش ile هجوم بردن ile حمله ور شدن ile حمله ile مورد حمله قرار دادن ile تاخت کردن ile تعرض کردن ile حملهور ile يورش آوردن ile هجوم ile يورش کردن ile تهاجم کردن ile حملهي ile متهاجم )
( TAK ile TEOJJOOM AVARDAN ile HAMLEH BARDAN ile HAMLEH KARDAN ile YVARSH ile CPEHDAF HAMLEH GHARAR DADAN ile TEOJJOOM KARDAN ile TAKESH ile TEOJJOOM BARDAN ile HAMLEH VAR SHODAN ile HAMLEH ile MOORD HAMLEH GHARAR DADAN ile TAKHT KARDAN ile TARZ KARDAN ile HAMLEHOR ile YVARSH AVARDAN ile TEOJJOOM ile YVARSH KARDAN ile TEHAJAM KARDAN ile حملهي ile MOTEHAJAM )
- SALDIRI ile/değil SAPTAMA/TESPİT/BEYAN
( [not] ATTACK vs./but TO DETERMINE/ESTABLISHING/TO DECLARE )
- [ne yazık ki]
!SALDIRI ile/ve/||/<>/>/< !ŞİDDET
( Şiddet, saldırganlığın da ötesinde onun, nefret, düşmanlık gibi duygu ve etkinlik kazandığı biçimi ya da çeşit ve derecesidir. )
- SALDIRI ile/değil/yerine/||/<> SORU
- [NE YAZIK Kİ]
SALDIRI ile/ve/değil/yerine TEPKİ
- SALDIRILABİLİR ile SALDIRGAN
( ASSAILABLE vs. ASSAILANT )
( قابل حمله ile ضارب )
( GHABEL HAMLEH ile ZARB )
- SALDIRMA ile SALDIRMAZLIK ile SALDIRMAZLIK PAKTI ile SALDIRMAZLIK ANTLAŞMASI
- SALDIRMAK ile SALDIRTMAK ile SALDIRABİLMEK ile SALDIRIVERMEK ile SALDIRTABİLMEK ile SALDIRI ile SALDIRICI/LIK ile SALDIRISIZ
- SALDIRMAK ile/değil/yerine/>< SARILMAK
- SALDIRMAK ile/ve/değil/yerine "SARMAK"
- SALDIRMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SATAŞMAK
- SALDIRMAK ile/ve/<>/> "SAYDIRMAK"
- SALDIRMAK ile/ve/değil YÜKLENMEK
- SALE :/yerine SATIŞ
- SALEP/LİK ile SALEPÇİ/LİK
- SALEP ile ASILMIŞADAM
( ... İLE Salepgillerden, çiçekleri asılmış, bir insana benzeyen ve köklerinden salep çıkarılan bir bitki. )
- SALEP[Ar.] ile SA'LEB[Ar. çoğ. SAÂLİB]
( Salepgillerin örnek bitkisi, orkide. [Lat. ORCHIS] | Bu bitkinin yumru durumundaki köklerinden dövülerek hazırlanan beyaz toz. | Bu tozun, şekerli süt ya da su ile kaynatılmasıyla yapılan sıcak içecek. İLE Tilki. )
- SALEP[Ar.] ile VANİLYA[İsp.]
( Salepgillerin örnek bitkisi. | Bu bitkinin yumru durumundaki köklerinden, dövülerek hazırlanan beyaz toz. | Bu tozun, şekerli su ile kaynatılmasıyla yapılan sıcak içecek. İLE Salepgillerden, çiçekleri beyaz, kokulu, tırmanıcı küçük bir bitki. | Bu bitkinin, tatlılara hoş koku vermesi için kullanılan meyvesi. )
( 
Vanilya )
( ORCHIS cum VANILIA PLANIFOLIA )
- SALEPÇİOĞLU, MUSTAFA (İST. 1960) :
( İETT Kulübünden transfer edildi ve iki sezon (1980 - 1982) Sarıyer S.K. de tescilli kaldı. Bu süre içinde 38 lig, 3 kupa olmak üzere 41 resmi ve ayrıca 16 özel maçla birlikte toplam olarak 57 maçta oynadı. Lig maçlarında 5 ve özel maçlarda 1 olmak üzere takımına 6 gol kazandırdı. Malatyaspor'a transfer ederek Sarıyer'den ayrıldı. Sarıyer Spor Kulübü üyesi olup, 2017/2018 sezonunda yönetim kuruluna seçildi ve genel kaptan olarak görev yaptı. )
- SALES :/yerine SATIŞLAR
- SALES vs./and MARKETING )
( To serve the ready product. vs./AND To prepare the unprepared product to sale. )
- ŞALGAM ile ALABAŞ/ALMAN ŞALGAMI/GULUMBRA/KOLORABİ/YER LAHANASI
( Turpgillerden, yumru köklü bir bitki. İLE Turpgillerden, şalgama benzeyen bir bitki. )
( BRASSICA RAPA cum BRASSICA OLERACEA GONGYLODES )
- ŞALGAM ile ŞALGAM SUYU
- ŞALGAM ile ŞEYTANŞALGAMI
( Kabakgillerden, iri ve etli, nişastadan oluşan, kök sapından müshil olarak yararlanılan, tırmanıcı bir süs bitkisi. )
( BRYONIA DIOCIA )
- SALGI ile/ve YAYILMA
( Kimyasal. İLE/VE Kimyasal/Elektriksel. )
- SALGILAMAK ile BOŞALTMAK
( SECRETION vs. EXCRETION )
- SALGILAMAK ile SALGILATMAK ile SALGINLAŞMAK ile SALGI ile SALGIN/LIK ile SALGILI ile SALGINCI/LIK
- SALGILAMAK ile/değil YAYMAK
- SALGILAYIŞ ile SALGILAYICI
- SALGIN ile "... DALGA"
- SALGIN ile KOLERA[Fr. < CHOLERA]
( ... İLE Şiddetli ishal ve kusmalarla kendini gösteren, çok bulaşıcı, salgın ve öldürücü bir hastalık. )
- SALI PAZARI ile SALI PAZARI ile SALI PAZARI
( Fındıklı - Tophane arasındaki semt. İLE Kadıköy'de, Altıyol - Selâmiçeşme arasında bulunan bir semt ve pazar. İLE Şehremini'de kurulan semt pazarı. )
- SALI ve CUMA
( İstinsah yapılan gün. VE ... )
- SALI ile SALI
( Haftanın ikinci günü. İLE Onun sahip olduğu sal. )
- SALÎB[Ar. çoğ. SILÂB] ile SÂLİB[Ar. < SELB]
( Haç. [Fars. ÇELİPÂ] İLE Kapıp götüren, alan, alıp yok eden. | Olumsuzlaştıran/menfîleştiren. | İnkâr eden. )
- SALICINÉES = SAFSÂFÎYE
- SÂLİH[< SALÂH] ile ...
( YARAR, ELVERİŞLİ, İYİ, UYGUN, YAKIŞIR | YETKİSİ VE HAKKI OLAN | DÎNİN EMRETTİĞİ ŞEYLERE UYGUN HAREKETTE BULUNAN )
- SALİH ile MÜTTAKÎ
- SALİH ile/ve SAHİH
- SALİH ve/> SARİH
( Salihlerde gaflet olmaz. )
- SÂLİH ve/||/<> ZÂHİD
( ... VE/||/<> Dinin biçim yönüne fazla önem veren, aşırı, çok sofu. | Kendini, sadece dine veren. | Masiva'ya itibar etmeyen. )
- SALİHA SULTAN ÇEŞMESİ / AZAPKAPI ÇEŞMESİ ile SALİHA SULTAN SEBİLİ
( Azapkapı'da, Azapkapı Camisi önündedir. İLE Azapkapı'da, Azapkapı Camisi karşısındadır. )
( 1733'te, Sultan II. Mustafa'nın eşi Saliha Sultan tarafından. [Rokoko üslûbundadır.] İLE 1732'de, Sultan II. Mustafa'nın eşi Saliha Sultan tarafından. )
- SALİHOĞLU, TAHSİN (İSKEÇE/YUNANİSTAN, 1941) :
( Gümülcine Celal Bayar Lisesinden mezun oldu. İstanbul'a gelerek İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesinden Makine Yüksek Mühendisi olarak mezun oldu. 1971'de kendi şirketini kurdu. Isıtma, havalandırma ve klima işleri yaptı. Kendini Batı Trakya Türklerinin haklarını aramaya adadı. Bu çalışmaları sırasında bir dönem Batı Trakya Türkleri Derneği Başkanlığı görevini üstlendi. 1992'de Anavatan Partisinden Avcılar Belediye Başkanlığına seçildi ve bu görevi 1999'a kadar devam ettirdi. )
- SÂLİK-MECZUB ile MECZUB-SÂLİK
- SÂLİK ile/ve BENDEGÂN
- SÂLİK ile MECZUB
- SÂLİK ile/ve/||/<>/> SÂDIK
- SÂLİK ile/ve/||/<>/> SAHİP
- SALİK ile/değil SAİK
- SÂLİK-İ MECZUB ile/||/<> MECZUB-U SÂLİK
( Allah'ın ahlâkıyla ahlâklanan kişi. İLE/||/<> Allah'ın, varoluşunu, aklını, "benliğini" hak makamına çektiği kişi. )
- SÂLİM[Ar.] değil/yerine/= ESEN, SAĞLAM
- SÂLİM değil/yerine/= ESEN/SAĞLAM
- SÂLİM ile/ve/<> SELİM
( Güvende olmak, güven vermek. İLE/VE/<> Duru olmak. )
( Aklın. İLE/VE/<> Kalbin. )
( ... İLE/VE/<> Doğru, dürüst, kusursuz. | Ur ya da bazı sayrılıklarda, sonu iyi, tehlikesiz, kötücül olmayan, iyicil. )
- SALIN/PHYSIOLOGICAL SALINE[İng.] değil/yerine/= SERUM FİZYOLOJİK
- SALINA SALINA (YÜRÜMEK)
- SALINCAK ile SALINCAKLI ile SALINCAKÇI ile SALINCAKSIZ
- SALINGAÇ ile/değil SALINCAK
- SALINIM ile/ve DEVİNİM
( OSCILLATION vs./and MOVEMENT )
- SALINIM ile/ve/||/<>/> HASTALIK/PATOLOJİ
- SALINIM ile/değil SALIM
( OSCILLATION vs. EMISSION )
- SALINMAK ile SALINABİLMEK
- SALINTI ile SALINTILI
- SALİP ile SALİPLİ ile SALİPSİZ
- SÂLİS ile/||/<> SÂLİSEN
( Üçüncü. İLE/||/<> Üçüncü olarak. )
- SALİSE/LİK ile SALİSEN
- SALİSİLAT[Fr.] ile SALİSİLİK ASİT
( Salisilik asidin tuzu. | Salisilik asidin, türlü alkollerle ve fenollerle yaptığı ester. İLE Söğüt kabuğundan çıkarılan antiseptiklerle ilgili olan. [Aldehidin yükselgenmesiyle elde edilen, türlü uçucu yağlarda ester biçiminde bulunan, ekşi ya da tatlı olabilen, 155 °C'de ergiyen bir asit.] )
- SALİSİLİK ASİT ile GLİKOLİK ASİT
- SALİSİLİK ile SALİSİLİK ASİT
- SALIVERMEK ile SALIVERİLMEK
- SALKIM AĞACI = AKASYA[Lat.]
- SALKIM, RASEMUS, RASEM = ANKÛD = GRAPPE
- SALKIM SAÇAK
( Eskimiş eşyalarda. )
- SALKIM ile CINGIL/CİNGİL/ŞINGIL
( ... İLE Küçük, üzüm salkımı. | Boncuk, gümüş ya da altın para ile yapılmış, başlığa ya da giysiye takılan süs, )
- SALKIM ile/ve ÇİTMİK
( ... İLE/VE Üzüm salkımının küçük dalı. | İki parmak ucu ile alınan miktar, çimdik. )
- SALKIM ile SALKIM
( Üzüm gibi, çoğu bir sap üzerinde, birarada bulunan yemiş. | Ana saptan çıkan yan çiçeklerin sapları, hep aynı uzunlukta olan çiçek durumu. | Baklagillerden, salkım durumunda mor çiçekler açan ve çoğu asma gibi çardağa sarılan ağaç türü ve çiçeği. İLE Topla atılan demir parçaları. )
( ... | ... | WISTERIA SINENSIS cum ... )
- SALKIMAK ile SALKIM ile SALKIMLI ile SALKIM KÜPE ile SALKIM TOPU ile SALKIM AĞACI ile SALKIM BAŞAK ile SALKIM SAÇAK ile SALKIM SÖĞÜT ile SALKIM SALKIM
- ŞALLAK ile ŞALLAK MALLAK
- SALLAMA ile SALLAMA ÇAY
- Sallamadan KONUŞ!!!
- SALLAMAK ile ATMAK
- SALLAMAK ile SALLANMAK ile SALLATMAK ile SALLANDIRMAK ile SALLANABİLMEK ile SALLAYABİLMEK ile SALLAYIVERMEK
- SALLAMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SARSMAK
- SALLA(N)MAK ile SİLKELE(N)MEK
( TO SWING vs. SHAKE OFF )
- SALLAMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YUVARLAMAK
- SALLANMA ile/ve/değil/yerine SALINIM
- SALLANMAK ile SARSILMAK
- SALLANMAK ile YALPALA(N)MAK
( TO SWING vs. TO LURCH )
- SALLANTI ile ÇALKANTI
- SALLANTI ile SALLANTILI ile SALLANTISIZ
- SALLANTI ile SARSINTI
- SALLAPATİ (İŞ YAPMAK)
( Düşünmeden ve saygısızca davranan. | Düşüncesizce, saygısızca ve patavatsız bir biçimde. )
- SALMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> SAÇMAK
- SALMAK ile SALMALIK ile SALMA OMURGA ile SALMA TOMRUK
- SALMAK/SALAN ile/ve/||/<> SARMAK/SARAN
- SALMAN, DR. MEHMET G. (İST. 1946) :
( İ.Ü.Çapa Tıp Fakültesinden mezun oldu. Şişli Etfal Hastanesinde ihtisasını yaptı ve aynı yerde çalıştı. Bilahare Sarıyer İsmail Akgün Devlet Hastanesinde Başhekim olarak görev yaptıktan sonra İstanbul İl Sağlam Müdürü olarak çalıştı. Güreş ve Boks Federasyonlarının sağlık kurullarında bulundu. Boks ve Güreş Milli takımlar doktorluğu yaptı. İstanbul Hıfzı Sıhha Kurulu üyeliği de yaptı. Sarıyer Spor Kulübü'nde 7 dönem yönetim kurulu üyesi ve 15 yıldan fazla kulüp doktoru olarak görev yaptı. Sarıyer İsmail Akgün Devlet Hastanesi Başhekimliği görevini uzun süre yaptıktan sonra emekli oldu. )
- SÂL-NÂME[Fars.] ile ...
( Yıllık. [Belirli konulara dair yıldan yıla çıkarılan dergi/kitap] | Cep takvimi. )
- SALON ile SALON ÇAMI ile SALON ADAMI ile SALON KADINI ile SALON ÇİÇEĞİ ile SALON BİTKİLERİ
- SALON[Alm.] değil/yerine/= TÜNLÜK
- SALOZLAŞMAK ile SALOZ/LUK
- SALPA ile SALPAK
- SALSA ile BACHATA ile MAMBO ile MERENGUE ile SAMBA ile RUMBA ile CHA CHA CHA ile PASO DOBLE ile JIVE
( Dünyanın her yerinde bilinen Salsa, Avrupa'da, Karayipler'de, özellikle Küba ve Porto Riko'da, Orta Amerika'da, Panama, Guatemala ve New York'un Latin kolonilerinde çok gelişir. Elektrikli çalgıların da kullanıldığı Salsa danslarında, Afrika kökenli vurmalı çalgılar ve bakır üflemeli sazlar büyük rol oynar. Salsa'da, şarkılar her zaman İspanyolca olup şarkıların başlıca işlevi, dans figürlerine eşlik etmektir. Dünyanın belirli bölgelerinde, belirgin olarak ötekilerden ayrılan Salsa stilleri vardır. Birbirinden farklı figürlere sahip olan Salsa'nın tarzları, aynı dansın farklı yaklaşımları ve felsefeleri olarak kabul edilebilir.
İLE
1980'lerde, Dominik Cumhuriyeti'nde, turizmin gelişmesi ve ülkenin dünyaya açılması sonucu popülerliği artan Bachata, içinde aşk, tutku gibi duyguları yansıtan romantik şarkılarla yapılan bir dans türüdür. Bachata, ayrıca, ülkemizde Salsa'dan sonra en çok yeğlenen, yakın eşli bir danstır.
İLE
Küba'da ortaya çıkan Mambo, Kuzey Amerika'daki, Swing ve Rock gibi türlerden etkilenerek günümüzde yapılan biçimini alır. Erkek dansçının sol ayakla başladığı ve ağırlık merkezini ise kalça olarak belirlediği bu dans türü, en yaygın biçimde Küba'da karşımıza çıkar. 1950'li yıllarda, Avrupa tarafından da tanınan Mambo, kıtaları aşan bir dans olarak tüm dünyaya yayılır.
İLE
Dominik Cumhuriyeti'nin yerel dansı olan Merengue, özellikle küçük ve kalabalık dans salonlarına karşı oynanan bir dans türüdür. Oldukça hareketli figürler içeren Merengue, öğrenilmesi kolay, doğaçlamaya açık bir "eğlence" dansı olarak da bilinir. Çiftlerle değil, bir çember biçiminde uygulanan Merengue, hızlı ayak hareketleri, omuzların silkilmesi ve kıvrak kalça hareketleri, bu dansın ana yapısını oluşturur.
İLE
Samba, Brezilya'nın Rio kentinde düzenlenen karnavallarda, kutlama ve eğlenceyi temsil eden dans olarak bilinir. Brezilya müziğine ait kuvvetli bir davulun da yer aldığı, özgün bir müziğe sahip olan Samba, Rio Karnavalı'ndaki dansçıların, gösterişli giysileriyle gösteriye dönüşür. Karnavallarda yapılan bu tip Samba, daha gelişmiş bir biçim olan Uluslararası Samba'dan farklıdır. Samba, Rio Karnavalı'nda, kişisel olarak uygulansa da uluslararası gösterilerde eşli olarak uygulanır.
İLE
Yavaş tempolu, zor bir Latin Amerikan dansı olan Rumba, dans eden çiftler arasındaki tutkuyu hareketlere yansıtır. Aşkın dansı olarak da nitelendirilen rumbada, dansın tutkusunun ve etkisinin büyük bölümü, müzikteki ezgilerde yaşam bulur. Rumba'yı, kusursuz olarak uygulamak için müziğe ve teknik ayrıntılara bağlılık gerekir. Bu ayrıntılar da dansçılardaki güçlü bir denge ve bilek, diz ve kalça koordinasyonu sonucunda ortaya çıkar.
İLE
Amerika'da, 1950'li yıllarda, Mambo ve Rumba'nın birleşiminden doğarak ortaya çıkan Cha Cha Cha, neşeli ritmleri ve müzikleriyle zamanla tüm dünyaya yayılan bir dans türü olur ve Uluslararası Latin Amerikan Dansları'nın vazgeçilmezlerinden sayılır. Canlı, dinamik, hızlı hareketler içeren Cha Cha Cha; neşeli, sevinçli, yerinde duramayanların dansı olarak adlandırılır.
İLE
Kökleri İspanya'ya uzanan "Paso Doble", "iki adım" anlamına gelir. Temiz ve canlı hareketler gerektiren Paso Doble'nin ruhunu seyirciye aktarabilmek için yavaş ve sakin hareketlerden kaçınmak gerekir. Latin dansları arasında en son öğrenilen Paso Doble'de, doğaçlama figürler yoktur, önceden belirlenmiş bir koreografiyi gerektirir.
İLE
Temelinde akrobatik hareketler barındıran bu dans türü, İkinci Dünya Savaşı süresince, Amerika'dan İngiltere'ye yayılır ve ilk olarak 1944 yılında, Londra'lı bir dans öğretmeni olan Victor Silvester tarafından "Jive" olarak adlandırılır. Canlı ve enerjik olmanın yanısıra, zarif bir görünüm de gerektiren bir Latin Amerikan dansı olan Jive, oldukça hareketli figürler içerir. )
- SALSA ile/ve RUEDA
- SALSA ile SALSA
- SALSALA-İ CERES
- SALT SOYUTLAMA ile/ve/> HİÇÇİLİK(NİHİLİZM)
- SALT ile SALTIK
( Yalnız, tek, sırf. | İçinde yabancı bir öğe bulunmayan. | İçinde, kendine yabancı hiçbir şey karışmamış, arı. İLE Kendi başına var olan, hiçbir şeye bağlı olmayan, bağımsız, koşulsuz. | Koşulsuz, bağımsız, göreli olmayan ve kendi başına, tam sayılan bir olgunun niteliği. )
- SALT = SIRF, SAF, MAHZ = PURE[İng.] = PUR[Fr.] = REIN[Alm.] = PURUS[Lat.] = PURO[İsp.]
- SALT :/yerine TUZ
- SALTA[İt.] ile SETRE[Ar.]
( Yakasız, iliksiz, kolları bolca, bir tür kısa ceket. İLE Düz yakalı, önü ilikli bir tür uzun ceket. )
- SALTA[İt.] ile SALTA[İt.] ile SALTA[İsp.]
( Köpeğin, arka ayakları üzerinde ayağa kalkması. İLE Yakasız, iliksiz, kolları bolca bir tür kısa ceket. İLE Gergin duran bir halatı, biraz koyuverme eylemi. )
- SALTANAT ile SALTANATLI ile SALTANATÇI/LIK ile SALTANATSIZ
- SALTANAT değil/yerine/= YETKELİK
( Osmanlı Saltanatı ya da Padişahlık, Osmanlı döneminde kullanılan yönetim biçimine verilen addır. Yönetim biçimi Osmanlı Hanedanı üyesi sultanın görünüşte mutlak egemen olmasına dayalıdır. Saltanat sözcüğü, gösteriş ve zenginlik anlamında da kullanılır. Saltanat'ın bazı dönemlerinde, sultanın yetkin olmamasından dolayı, Haseki Sultan'lar ya da Valide Sultan'lar [hatta Mihrimah Sultan örneğinde görüldüğü gibi, sultan kızı] devlet yönetimine katılmış, hatta zaman zaman devleti yönetmiştir. Bu dönem, "Kadınlar Saltanatı" olarak bilinir. Dönem, büyük ölçüde Osmanlı'nın duraklama dönemine denk gelir. Kanuni Sultan Süleyman'ın yaşlılık döneminde [1550 civarı] başlamış, 1656 yılında Köprülü Mehmet Paşa'nın sadrazam oluşuna kadar devam etmiştir. Saltanat, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 01 Kasım 1922'de kabul ettiği "Osmanlı'nın münkariz olduğuna dair" 308 numaralı kararname ile kaldırılmıştır. Kararname, ilga yargısını geriye yürüterek "İstanbul'daki biçimi hükümetin 1920'de[16 Mart 1336] tarihe intikal ettiğini" bildirmiştir. Saltanatın kaldırılmasıyla Türk Tarihi'nin en uzun ömürlü devleti Osmanlı Devleti'nin 623 yıllık süreci resmen sona ermiştir. )
- ŞALTER ile ŞALTER PANOSU
- ŞALTER[Alm.] ile ŞALTER[Alm.] ile ŞALTER[Alm.]
( Anahtar. İLE [fizik] Genellikle, binaların girişine gelen, elektrik akımını açıp kapamaya yarayan araç. İLE Gişe. )
- SALTIK GÖRÜNÜŞLER ile/değil GÖRÜNÜŞLERİN SALTIK İLKESİ
( [not] ABSOLUTE APPEARANCES vs./but ABSOLUTE PRINCIPLE OF THE APPEARANCES )
(1996'dan beri)