K ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 52.678 başlık/FaRk ile birlikte,
52.678 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(87/212)
- HUMÛD[Ar.] ile HÜMÛD[Ar.]
- HUMUS ile/ve/||/<> KOMPOST
( Latince, "toprak" ya da "alt, sığ" kökünden türemiştir. Kullanımı konusunda bazı yanlış anlamalar söz konusudur. Humus, kompostun alabileceği son durumdur, yani içinde çürüme sürecini devam ettirecek azot, fosfor bileşikleri kalmamıştır. Kompost ise, etrafındaki bitkilere çeşitli vadelerde farklı besin maddeleri sunan, bu nedenle bol miktarda canlıya ev sahipliği yapan, dolayısıyla çürüme işlemi az da olsa hâlâ devam eden ”canlı” bir oluşumdur. Toprağa serdikten sonra toprak ekosistemine karışır, topraktaki biyolojik süreçleri destekleyerek çeşitliliği arttırır ve zamanla humusa dönüşür. Bildiğimiz tüm yaşam türleri karbon temellidir, yani canlı ya da ölü, her şey organik maddedir. Kuru yapraklar, mantarlar, ağaçlar, canlı bir kedi, ölü bir kunduz; aklınıza yaşayan ya da yaşamış olan ne gelirse, organik madde olarak anılır. Bilimsel olarak, içinde karbon bulunan herhangi bir molekül, organik bir moleküldür.
Humusun içinde parçalanması zor olan karbon molekülleri elektrik yüklenerek mineral parçacıkların kendine yapışmasını sağlar. Dahası, bu moleküller sünger işlevi görerek topraktaki mikro yaşam için barınak oluşturur. Yukarıda sözünü ettiğimiz aşınmış minerallere organik madde eklediğinizde birçok bitkinin yaşamasına olanak tanıyan ortam neredeyse oluşmuştur.
Yaşayıp da ölmüş olan her canlı, organik madde olarak toprağa geri döner ve döngüyü tamamlar. Toprakta yetişen her türlü bitkinin yaprak, sap ve kökleriyle birlikte toprakta yaşayan mikro ve makro hayvan varlığının bu biçimde toprak organik maddesine dönüşmesi humus oluşumunun kaynağıdır. Sentetik kimyasalların etkisiyle yararlı canlıların da zarar gördüğü modern tarım yöntemleri nedeniyle bu döngünün kırılmış olması, günümüz yaygın ziraat anlayışının yol açtığı sorunların başında gelir. )
- HUN ile HUN ile HUN ile HUN[Fars.]
( Küçük parça, bölüm. İLE Hazine. İLE Ottan, çalı-çırpıdan yapılan kulübe. İLE Kan. )
- HUNDRED :/yerine YÜZ
- HÜNER:
BİLMEK ile/ve/değil/<> İÇİNDE YAŞAMAK
- HÜNER[Fars.] değil/yerine/= BECERİ
- HÜNER ile/ve/< MAHÂRET
- HUNGRY :/yerine AÇ
- HÜNGÜR HÜNGÜR (AĞLAMAK)
- HUNHAR(/CA)[Fars. < HUNHVÂR] değil/yerine/= KAN DÖKÜCÜ, KANA SUSAMIŞ(/ÇA/SINA)
- HUNİ ile AYIRMA HUNİSİ
( ... İLE Birbiri ile karışmayan iki sıvıyı ayırmaya yarayan, alt tarafı musluklu, özel bir huni türü. )
- HÜNKÂR[Fars.] -ile
( Gönüller sultanı. )
- HÜNKÂR AV KÖŞKÜ :
( Hünkar Köşkü Sarıyer'in önemli mesirelerinden olan Hünkar Suyu mesiresi içindedir. Padişahların Sarıyer'e ilgi göstermesi 17. yy. başlarında başlamış ve devam etmiştir Sarıyer'e en çok gelen Padişahlar IV. Murat (1623 - 1640), IV. Mehmet (Avcı Mehmet) (1648 - 1687) ve III. Selim'dir (1789 - 1807). Bilhassa Sultan IV. Mehmet çok sık gelir ve bu av köşkündü kalırdı. Saltanat kayığı Sarıyer deresinden iç kısımlara kadar gider ve Sultan'ı Hünkar Suyu mesiresi yanına kadar götürürdü. Hünkâr Suyu mesiresindeki Av Köşkü ağaçlıklar arasındadır. Uzun yıllardan beri onarılmadığından harap olmak üzeredir. Köşk ve çevresi Hamamcıoğlu ailesinin mülkiyetindedir. )
- HÜNKÂR BAYIRI :
( Eski Sular Caddesinin son kısmında sol tarafta olup, bu bayırdan Kestane Suyu mesire yeri ile Hünkar Suyu mesire yerine çıkılır. )
- HÜNKÂR ÇEŞMESİ :
( Sarıyer'deki Hünkâr Suyu mesiresi içinde bulunmaktadır. Üç Hünkâr Suyu bulunuyor. İkisi mesire içinde, diğeri ise mesirenin alt kısmında ve dereye yakın yerdedir. Hünkâr Suyu mesiresi uzun yıllardan beri çalıştırılmadığından mesire içindeki iki çeşmenin su akışı durdurulmuştur. Çeşmeleri de iptal edilmiştir. Mesire ve Çeşme Hamamcıoğlu ailesine aittir. Suyun sertlik derecesi 3.5 tir. )
- HÜNKÂR SUYU FABRİKASI :
( Sarıyer, Hünkâr Suyu Mesiresinin alt yamacında dereye yakın yerde bulunan Hünkar Suyu'nun bulunduğu yerde yapılan Hünkâr Suyu Dolum Fabrikası 1940'lı yıllardan 1970'li yıllara kadar faaliyetini devam ettirdi. Su fabrikalarının artması üzerine fabrika kapatıldı. )
- HÜNKÂR SUYU MESİRESİ :
( Eski Sular Caddesinin Şifa Suyu tarafına dönen viraja varmadan görülen bayırın üst, Kocataş tepesinin alt kısmındadır. Küçük ve büyük ağaçlarla kaplı mükemmel bir mesiredir. İçinde üç yüz dört yüz yıllık tarihi çınar ve ıhlamur ağaçları bulunmaktadır. Mesire içindeki muhteşem Av Köşkü asırlarca önce yapılmış bir köşk olup Sultanların gelip avlandıktan sonra istirahat ettikleri köşktür. Köşk onarıma muhtaç durumdadır. Hünkâr Suyu mesiresi içinde iki çeşme vardır. Hamamcıoğlu ailesine ait oylan mesire 1980'den sonra kapatılmıştır. )
- HÜNKÂR SUYU :
( Sarıyer'de Hünkâr mevkiindeki bu çeşme mesirenin alt kısmında dereye yakın yerdedir. Kapatılmış olan Hünkâr Suyu Fabrikasının yanındadır. Su akışı vardır. Sertlik derecesi 3.5 dır. )
- HÜNNAP ile TOPALAK
( ... İLE Hünnapgillerden, yapraklarından yeşil boya çıkarılan bir bitki. )
- HÜNSÂ/AMPHOTERIC/HERMAPHRODITE[İng.]/MİZVÂCE -ile
( HEM DİŞİLİK, HEM ERİLLİK ALÂMETİ BULUNAN (HÜNSÂ-Yİ RECÛLÎ/HÜNSÂ-Yİ NİSÂÎ) )
- HUNTER :/yerine AVCI
- HUNTING :/yerine AVLANMA
- HÜR ile HÛR/HURR[Ar./Fars.] ile HÛR[Fars.] ile HÛR[Ar. < AHVER, HAVRA][Fars.]
( Özgür. İLE Güneş. İLE Güneş. | Yiyecek. İLE Âhû gözlüler, gözlerinin akı karasından çok olanlar. | Cennetteki hûriler. )
- HURÇ ile HURUÇ[Ar.]
( Genellikle yelken bezinden yapılmış büyük heybe. İLE Çıkma, çıkış. | Göç. )
- HURDA/CI ile/ve/değil/yerine/<>/>< ANTİKA/CI
( Bağırır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Bağırmaz. )
- HURDA/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AVADANLIK
- HÛRÎ ile RÛHÎ
- HURMA AĞACI ile/= MAYAAĞACI
( ... İLE/= Meyvelerinden yemek yağı çıkarılan bir tür hurma ağacı. )
( ELAELS )
- HURMA ile TEMR-İ HİNDÎ
( ... İLE Hind hurması, demirhindi. )
- HURMA'LARDA:
MEBRUM ile SAFAVİ ile SUFRİ ile SUGAYİ
- HÜRMAN, ERKUT (İST. 1964) :
( Sarıyer altyapısından yetişti ve yaş gruplarında oynadıktan sonra profesyonel takım kadrosuna alındı (1971). Beş sezon (1971 - 1974 ve 1977 - 1978) profesyonel kadroda kaldı. Bu süre içinde 87 lig, 3 B takımlar ligi, 5 kupa ve 3 turnuva maçı olmak üzere 98 resmi ve ayrıca 29 özel maçla birlikte toplam olarak 127 maçta Sarıyer forması giydi. Lig maçlarında 9, özel maçlarda 7 olmak üzere takımına 16 gol kazandırdı. )
- HÜRMAN, HAMDİ (İST. 1924 - ) :
( Askeri okulu bitirdi. Astsubay olarak askeri güçlerde futbol oynadı. Sarıyer alt yapısında antrenör olarak görev yaptı. Sarıyer Spor Kulübü'nde bir dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. )
- HURMA[Fars.]/TEMR/NAHL[Ar.] ile ÖTEKİ MEYVELER
( Birlik'in/Tevhid'in meyvesi. [Bulunmadığında erik!] İLE ... )
( Dünyada 600 çeşit hurma vardır. 150 çeşidi Medine'de bulunmaktadır. )
( Bitki ile hayvan arasındaki eşik.[Çekirdeği, hem dişil, hem eril, ne dişil, ne erildir.] )
( PHOENIX DACTYLIFERA cum ... )
- HÜRMET ETMEK ile/ve HİZMET ETMEK
( Bir'e hizmet, bin'e hizmet; bin'e hizmet, bir'e hizmet. )
- HÜRMETKÂR[Ar.] değil/yerine/= SAYGILI
- HÜRMETTE KUSUR ETMEMEK[Ar.] değil/yerine/= SAYGIYI EKSİK ETMEMEK
- HURRA[İng.] değil/yerine/= YAŞA!
- HÜRRİYET İLKÖĞRETİM OKULU :
( Yavuz Sultan Selim Mahallesindedir. 1972'de Ferahevler İlk Okulu adını taşıyan üç derslikli okul olarak açıldı. 1977'de okula yeni derslikler ilave edildi ismi de Hürriyet İlköğretim Okulu oldu. )
- HURT :/yerine İNCİTMEK
- HURÛŞ[Ar.] değil/yerine/= COŞMA, TAŞMA, ŞAMATA, TELÂŞ, GÜRÜLTÜ
- KONTRPLAKTA:
HUŞ ile KAVAK
- HUŞ, PROF. DR. SAVNİ (KASTAMONU, 1911 - 1996) :
( Üniversite öğretim üyesi. İlk ve orta eğitimini Kastamonu'da gördü. 1930'da Yüksek Orman Mektebini girdi ve 1933 yılında Orman mühendisi olarak mezun oldu. Bir süre Orman Teşkilatında ve Zonguldak'ta çalıştı. Sonra 1935'te Tarım Bakanlığı tarafından Odun Kimyası öğrenimi görmek ve doktora çalışması yapmak üzere Almanya'ya gönderildi. Burada "Dresten Tehnische Hochschule" de kimya öğrenimi gördü. II. Dünya Savaşı çıkması üzerine 1939'da yurda döndü ve Yüksek Ziraat Enstitüsü Orman Fakültesine asistan olarak atandı. 1940'da tekrar Almanya'ya gönderildi ve devam ettiği Kimya Mühendisliği Bölümünü bitirdi. Aynı zamanda Tharandt Orman Yüksek Okulunda "Sığla Ağacının Ormancılık Bakımından Önemi ve türk Sığla Yağının Kimyasal Araştırılması" konulu doktora tezi ile doktor unvanını aldı. Yurda döndü ve 1941 - 1943 yılları arasında askerlik görevini yapan Huş, tekrar Orman Fakültesi Orman Mahsullerinden Faydalanma kürsüsünde çalışmaya başladı ve 1946'da şef asistanlığa atandı. 1950'de "Fıstık Çamından Terebantin Elde Etme Metotları ve Fıstık Çamı Terebantininin Bazı Kimyasal Özellikleri" konulu tezi ile "Üniversite Doçenti" oldu. Bilahare 26.01.1957'de Profesörlüğe.1961 yılına kadar Orman Mahsuleri Kimyasi Kürsüsünde başkan olarak görev yaptı. Akademik çalışmaları yanında üç dönem Orman Fakültesi Yönetim Kurulu Üyeliği, iki dönem İ.Ü. Senatosunda Or. Fakültesi Temsilciliği yaptı ve ayrıca Orman Fakültesinde üç Dekana al ay kadar vekalet etti. )
- HUŞ ile HUŞ
( Gürgengillerden, kerestelik bir ağaç cinsi. İLE Yemen'in bir kenti. )
( BETULA cum ... )
- HUSBAND :/yerine KOCA
- HÛŞENK[Fars.] ile Hûşenk[Fars.]
( Akıl, idrak, iz'an. İLE Siyam bin Kiyumerz'in oğlu ve Câvidân Hurd'un yazarı/müellifi. )
- HÜSEYİN BEY ile/ve/||/<> HÜSEYİN EFENDİ
( ... İLE/VE/||/<> İlk Şehr emini. )
( Hüseyin Efendi'nin oğlu. İLE Hüseyin Bey'in babası. )
- HÜSEYİN EFENDİ :
( Sarıyer muhtarı olarak görev yaptı, 1913 sonbaharında olan Büyük Sarıyer Selini ilgili makamlara bildiren heyette var. )
- HÜSEYİN EFENDİ :
( Rumelikavağında bakkaldı, muhtar olarak görev yaptı. )
- HÜSEYİN PAŞA (AĞA) ÇEŞMESİ :
( Yeniköy - Tarabya sahil yolunda ve Kalender mevkiinde bulunan bu çeşmenin (H.1241, M.1825) sahil yolunun genişletilmesi sırasında yıkıldığı "İstanbul Çeşmeleri" kitabında bildirilmektedir. )
- HÜSEYİN SIRRI PAŞA ÇEŞMESİ :
( Bu çeşme Rumelikavak mezarlığı içindedir. (H.1312, M.1894. Çeşmenin ayna taşının üst kısmındaki levhada Süleyman Sırrı Paşa hakkında bilgi yer almaktadır. Çeşmenin su kaynağı vardır fakat suyu yoktur. Çeşmenin kitabesinde şöyle yazmaktadır: ... Ve min - el kulle şeyhin hayy" Dördüncü Ordu - yu Hümayun Topçu Livası iken Doksan üç senesinde Henkam - ı Muharebede vefât eden Hüseyin Sırrı Paşa'nın namına olarak işbu çeşmesar tecdid olundu. Mevla'yı mutel ummet - i Muhammediye'nin cümle geçmişleriyle beraber merhum mumaileyhin ve refika - ı merhumesiyle hanedanından bu alem - i faniye gelip geçenleri mağfireti ilahiyesine mazhar buyursun. Muharrem - ül Haram, 1312 sene (1894, Celaleddin)". )
- HAYDÂRÎ/YE'DE:
HÜSEYNÎ ile/<> HASANÎ
( Uzun olanı. İLE/<> Kollu, cübbe gibi olanı. )
( HAYDÂRİYE: Haydar-ı Kerrâr'ın giydiği giysi/elbise. )
- HÜSÜN[Ar. < HÜSN] ile/ve/değil/yerine/||/<>/< CEMÂL[Ar.]
( Görünüşün/sıfatın güzelliği. | Bezenerek, bir etkiyle oluşturulan güzellik. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Var olanın/oluşun, özün[zât] "güzelliği". )
- HÜSN ile/ve/> IŞK ile/ve/> HÜZN
( Güzellik. İLE/VE/> Aşk. İLE/VE/> Tasa. )
- HÜSN[Ar.] ile KASÂMET[Ar.]
- HÜSN[Ar.] ile SABÂHAT[Ar.]
- HÜSN[Ar.] ile VEDÂET[Ar.]
- HÜSN[Ar.] ile VESÂMET[Ar.]
- HÜSNÜ ERTUĞRUL ve/||/<>/> MUHSİN ERTUĞRUL
( )
- HÜSN-Ü KURUNTU ile/değil HÜSN-Ü ZANN
( HÜSN-Ü ZANN İLE BAK
GÖRDÜĞÜN RAHMAN OLUR )
- HÜSN-Ü KURUNTU ile/değil SÛ-İ ZANN
- HÜSN-Ü NİYET değil/yerine/= SAĞİSTEM
( İyi niyet. )
- HÜSNÜNİYET değil/yerine/= İYİCİLLİK
- HÜSNÜYUSUF değil/yerine/= GUGUÇİÇEĞİ
( Karanfilgillerden, bazı türleri bahçelere süs olarak dikilen bir bitki. )
( DIANTHUS BARBATUS )
- HÜSRAN[Ar.] değil/yerine/= BATKI, DÜŞ KIRIKLIĞI
- HÜSRAN ve HASRET
- HÜSRANINI BELİRTMEK/BİLDİRMEK:
"TEPKİ" ile/değil PAYLAŞIM
- HÜSREV PAŞA TÜRBESİ ile/ve HÜSREV PAŞA TÜRBESİ
( Eyüp, Bostan İskelesi Sokak'tadır. İLE/VE Fatih, Sarıgüzel semtinde, Balipaşa Camii yakınındadır. )
( Osmanlı Sadrazamı Koca Hüsrev Paşa [1756-1855]'nın türbesidir. İLE/VE Osmanlı Veziri Hüsrev Paşa'nın türbesidir.[öl. 1545] [Mimar Sinan yapıtıdır] )
- Hüsrev[Fars.] ile HÜSREV[Fars.]
( Yapıtlarını Farsça yazmış bir Türk şairi ve edîbi.[1253-1325, Hindistan] | Hüsrev ü Şîrîn masalının eril kahramanı. İLE Sultan, padişah, hükümdar. )
- HUSÛF (NAMAZI) ile/ve/||/<> KUSÛF (NAMAZI)
( Ay tutulması [sırasında kılınan özel bir namaz]. İLE/VE/||/<> Güneş tutulması [sırasında kılınan özel bir namaz]. )
( Kadın ve erkek herkes için sünnettir. İLE/VE/||/<> Sünnet-i müekkededir ve cemaatle kılınması daha faziletlidir. )
( Sessiz[sırrî] olarak kılınır. İLE/VE/||/<> Açıktan[cehri] okunur. )
( Bireysel olarak da cemaatle de kılınabilir. İLE/VE/||/<> Hutbe ile birlikte kılınabilir. )
- HUSÛF ile HUSÛF/HUŞÛF[ÇOĞ. HUŞEF]
( Ay tutulması. İLE Eli çabuk, hızlı. | Geceleyin yola giden deve. )
- HUŞÛ'(-HUZÛ) -ile
- HUSÛL[Ar.] değil/yerine/= ÜREME, TÜREME, ORTAYA/MEYDANA ÇIKIŞ
- HUSÛSEN değil/yerine/= ÖZELLİKLE
- HUSÛSÎ MAHİYET ARZEDEN, EF'AL-İ BEŞERİYE:
ÖLÜYE AİT ile/ve/||/<> DİRİYE AİT
( Miras. İLE/VE/||/<> Ceza hukuku. || Muamelât[Medenî, Borç ve Ticaret Hukuku] || Evlilik/İzdivaç )
- HUSUS/U ile/ve/||/<>/> HUKUK/U
- HUŞUYLA ile/ve/||/<> AŞKININ SARHOŞUYLA
( )
- HUT, TAYFUN ( SARIYER, 1967) :
( Sarıyer altyapısından yetişti, yaş gruplarında oynadıktan sonra profesyonel takım kadrosuna alındı (1986). 17 lig, 1 amatör lig, 39 Ümit - PAF ligi ve 4 kupa maçı olmak üzere 61 resmi ve ayrıca 12 özel maçla birlikte toplam olarak 73 maçta lacivert - beyazlı formayı giydi. Ümit takım maçlarında 3 gol attı, 1 kez A milli takımda yer aldı. Muğlaspor'a transfer ederek Sarıyer'den ayrıldı. )
- HUTBE ile HUTBE İRÂD ETME
- HÜTÛL[Ar.] ve HÜTÛN[Ar.]
( Sürekli yağmur yağma. İLE Sürekli yağmur yağma. )
- HUVE KAMÎNUN BİHİ[Ar.] ile HUVE HARİYYUN BİHİ[Ar.] ile HALÎKUN BİHİ[Ar.] ile CEDÎRUN BİHİ[Ar.]
- HÜVEYZA[Ar.] ve HÜVEYDÂ[Ar.]
( İç sürgünü, ishal. Kolera ishali. İLE Açık, apaçık, belirli, âşikâr. )
- HÜVİYET ile/ve/||/<>/> HÜRRİYET
- HÜVİYET[Ar.] değil/yerine/= KİMLİK
- HUY-SU
- HUY değil/yerine/= ALIŞKI/ÂDET[Ar.]
- HUY[Aniden "gelen"/çıkan.] değil/yerine/>< ERDEM
- HUY değil/yerine HUY EDİNMEK
( Bilinçsiz. DEĞİL/YERİNE Farkındalıkla. )
- HUY ile/ve/||/<>/> OYUN/U
- HUY ile/ve/değil/yerine TUTUM
- HÜYÂM[Ar.] ile HÜYYÂM[Ar. < HÂİM]
( Azgınlık. [HÜYÂM-İ RAHM/NEMFOMANİ: Hanımlarda.] İLE Sevgiden şaşırmış olanlar. )
- HUYGENS İLE FERMAT İLE SNELL ile/||/<> DALGA PRENSİPLERİ
( Dalga yayılımının temel ilkeleri. )
( Formül: n₁ sin θ₁ = n₂ sin θ₂ )
- [NE YAZIK Kİ]
HUYSUZ ile/ve/||/<>/> GEÇİMSİZ
- HUYSUZLAŞMAK ile/değil HUYSUZLANMAK
- HUYU-SUYU (ANLAŞILMAMAK)
- HÜZN[Ar.] ile KEÂBET[Ar.]
- HÜZN[Ar.] ile KERB[Ar.]
- HUZÛ'[Ar.] ile HUZÛR[Ar.]
( Alçakgönüllülük. İLE Hazır bulunma. | Rahat/lık. )
- HÜZÜN VE ÜZÜNTÜ ile/ve ÜMİT VE KAYGI
( Geçmişte. İLE/VE Gelecekte. )
( AHZEN: Çok hüzünlü, kederli. )
( In the past. vs./AND In the future. )
( MELANCHOLY AND SORROW/GRIEF vs./and HOPE AND ANXIETY )
- HÜZÜN ve/<> HAZİNE
- HÜZÜN = MELANCHOLY[İng.] = MÉLANCOLIE[Fr.] = MELANCHOLIE[Alm.] = MELANCHOLIA[Lat.]
- HUZUR/BARIŞ/BİRLİK/DİRLİK SAĞLA(T)MAK:
SÖZLERLE ile/ve/<>/> YAPILANLARLA ile/ve/<>/> VAROLUŞLA
( Ne söylemeyeceğini bilerek. İLE/VE/<>/> Ne yapmayacağını bilerek. İLE/VE/<>/> (hiçbir şey söylemesen ve yapmasan bile) Varoluşun, yeterlidir![ve de bunu sürekli anımsayarak!] )
- HUZUR MAHALLESİ :
( Şişli ilçesi sınırları içindeydi. 2012'de çıkan "Belediyeler Birliği Kararnamesi" ile Sarıyer'e bağlandı. )
- HUZUR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLAM
- HUZUR ile/ve/||/<>/< DÜZEN
- HUZUR ile/ve/||/<>/> HUŞÛ
- HUZUR ve/<> SEVİNÇ
- HUZUR ile/ve SÜKÛN
- HUZÛR ve/||/<> SÜRÛR
- HUZUR ve/<> YARATICI SÜREÇ
- HUZUR ve/<> ZEVK ve/<> AŞK
- HUZUREVİ değil/yerine YAŞAMEVİ
- HUZUR/MUTLULUK:
KİŞİNİN ...
GİDİŞİYLE ile/ve/||/<> GELİŞİYLE
- HUZURSUZ/LUK ile RAHATSIZ/LIK
( Her insan huzur verir. Kimileri gelince, kimileri gidince. )
- HUZUVÂNE[Ar.] ile NAHVE[Ar.]
- HYAL-/HYALO- ile/||/<> HYL-/HYLE-/HYLO-
( Camsı, cam gibi. İLE/||/<> Nesne, odun. )
- HYDROGEN İLE HALOGEN İLE Π-Π İLE C-H···Π ile/||/<> ZAYIF ETKİLEŞİMLER
( Moleküller arası kovalent olmayan bağlar. )
( Formül: E ∝ 1/r⁶ )
- HYGİ- ile/||/<> -İA ile/||/<> -İASİS/-ASİS/SİS- ile/||/<> -İATRİCS/-İATR/-İATRY ile/||/<> -İTİS ile/||/<> NOS-/NOSO-/NOSUS- ile/||/<> PATH-/-PATH/-PATHİA/-PATHİC/PATHO-/-PATHY ile/||/<> THERAP- ile/||/<> PHLOGO- ile/||/<> CAUST-
( Bir durumu, patolojik durumu anlatan son ek. İLE/||/<> Etki ve gelişim süreci, hastalık, patolojik durum. İLE/||/<> Sayrılığın sağaltımıyla ilgili, iyileşme. İLE/||/<> Sayrılık, özel bir bölümün yangısal durumu. İLE/||/<> Sayrılık, özel bir bölümün sayrılık durumu. İLE/||/<> Sağlık. İLE/||/<> Bir sayrılık ilgili, sayrılığa ait, sayrı. İLE/||/<> Sağaltım ile ilgili. İLE/||/<> Yangı ile ilgili. İLE/||/<> Yanma. )
- HEYULA[Ar.]["HEYHULA" değil!]/HYLE[Yun.] ile NESNE, ŞEY | BİÇİMİ OLMAYAN NESNE, ŞEY
- HYPERBOLİC ile/||/<> ELLİPTİC
( Hyperbolic negatif eğrilik İLE elliptic pozitif eğrilik. )
( Formül: Negative İLE positive curvature )
- HYPN-/HYPNO- ile/||/<> NARCO-/NARE- ile/||/<> SOMN-/SOMNİ-/SOMO-/-SOMNİA
( Uyku. İLE/||/<> Uyku durumu; uyuşukluk, cansızlık, sersemlik. İLE/||/<> Uyku. )
- HYPOTHESİS TESTİNG ile/||/<> CONFİDENCE INTERVAL
( Testing H₀ vs H₁ karar, interval parametre aralığı. )
( Formül: Decision İLE interval estimation )
- HYPOTHESIS :/yerine HİPOTEZ
- HZ. ÂDEM ve/<> HZ. MUHAMMED
( Çekirdek. VE/<> Meyve. )
- HZ. EBÛ BEKİR CAMİLERİ ile/ve/değil/yerine HZ. ÖMER CAMİLERİ
- HZ. HASAN ile/ve/||/<> HZ. HÜSEYİN
( Güzelliğin celâlinin de bulunduğu güzellik. İLE/VE/||/<> Güzelliğin cemâli.
Güzel. İLE/VE/||/<> Güzelcik. )
- HZ. İBN ARÂBÎ ve/||/<> AZİZ PAVLUS (SEYAHATNÂMELERİ)
- HZ. İBRAHİM ile/ve HZ. İSHAK ile/ve HZ. YAKUP ile/ve HZ. MUSA ile/ve İSRAİLOĞULLARI
( Ahid. İLE/VE And. İLE/VE Yasa/Akıl. İLE/VE Yollar. İLE/VE İşler. )
- HZ. İSA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SOKRATES
( Sevgi > Saygı > Hakikat. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Hakikat > Saygı > Sevgi. )
( Kişi üzerinden. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Kavram[olgu/bilgi/felsefe/bilim] üzerinden. )
- HZ. MEVLÂNÂ:
GÖZLENİLEN ile/ve/||/<> ÖZLENİLEN ile/ve/||/<> GİZLENİLEN ile/ve/||/<> İZLENİLEN
- HZ. MUHAMMED ile/ve HAKİKAT-İ MUHAMMEDİYE
( MUHAMMED: ÖVGÜYE LAYIK [HİÇKİMSEYİ/ŞEYİ DIŞARIDA BIRAKMAYAN ÖVGÜ] )
( ALİ KAPISINDAN GİRMEDEN, HAYÂ KAPISINA UĞRAMADAN, ADÂLETİ BİLMEDEN, SIDDIKİYET SÜTUNUNA MÜRACAAT ETMEDEN KUBBE-İ MUHAMMEDİYE OLMAZ )
- HZ. MUHAMMED ile/ve/<> HZ. ALİ
( Kaşlarının arası. İLE/VE/<> Gözlerinin karası.
[ Yaktı beni, yaktı beni | Kaşlarının arası, gözlerinin karası | Yaktı beni ] )
- HZ. MUHAMMED ile/ve HZ. ALİ
( Aman. İLE/VE Meded. )
- HZ. MUHAMMED'İN:
DÜNYAYA GELMESİ ile/ve/değil DÜNYAYI TEŞRİFİ
- HZ. MUHAMMED('İN):
"GÖLGESİ YOK/TU" değil KENDİNİ GÖVDE OLARAK DÜŞÜNMEZ/Dİ
- HZ. MÛSA ile MÛSA b. MEYMÛN
- HZ. TAYFUR = BAYEZİD-İ BİSTÂMÎ
- HZ. YÛŞA TÜRBESİ ile UZUN EVLİYA TÜRBESİ
- HZ. YÛŞÂ'NIN:
"UZUNLUĞU" değil ÇOK SEVİLMİŞLİĞİ(NDEN)
- HZ. BİLAL HABEŞİ CAMİİ :
( Hz. Bilal Habeşi Camii Huzur mahallesinde olup Aşık Şenlik Caddesinde dir ve kapı Nosu 14' dür. )
- I. ABDÜLHAMİT CAMİSİ ile/ve II. ABDÜLHAMİT CAMİSİ
( Beylerbeyi'nde. İLE/VE Yıldız'da. )
- I CHING[Çince] -ile
( * Değişimlerin Kitabı, tarih boyunca yazılan ilk bilgelik ve felsefe kitabı. Tarih boyunca birçok önderin ve araştırmacının her zaman başvurduğu bir kılavuz.
* Tüm yaşamı yöneten değişim sürecini anlamak için kullanılacak bir araç.
* Aşk yaşamınızdan iş ilişkilerinize kadar her konuda ne yapacağınızı söyleyen bir kılavuz.
* Günlük yaşamınızda, hem geleceğinizi öğrenmekte, hem kendinizi keşfetmekte, hem de atacağınız en iyi adımı anlamakta kullanabileceğiniz harikulâde bir kılavuz.
* Tao'yu anlatan ilk kitaptır. )
Tarihçesi: Ünlü bilge Fu Hsi'nin ana 8 trigramı (adları büyük olasılıkla Çince bile değildi) keşfettiği bilindiğine göre, orijinlerin 25.000 ile 5.000 yıl öncesine dayandığı söylenebilir.
Kral Wen kendini kıskanan bir imparator tarafından onbir yıl boyunca hapsolana kadar, yani İ.Ö. 1150'lerde, trigramların iki ayrı düzenlenmesi kullanılmaktaydı. Kral, uzun hapis yıllarını, I Ching'in felsefi yönden geliştirmekle geçirdi.
Bunu da 8 trigram, 64 altı çizgi hexagramına eklemekle ve her birine yorumlar katmakla başardı. Hexagramların ardındaki mantık ve mistik felsefeyi de etraflıca yorumladı. Onun çalışmaları
I Ching hakkında en öğretici kaynaklardan biri olarak kaldı ve yıllar içinde geliştirildi. Wen'in oğlu Tan, hexagram yorumlarına yenilerini eklediyse de,
bu yazarların çalışmalarını okullarda işlenir hale sokan Konfiçyüs'tür. I Ching'i ilk kez "Değişim" olarak adlandıran ve bundan pek çok çalışma üreten de yine Konfiçyüs'ten başkası değildir.
Yorumlama: Bir yanıtı yargılamada üç ana faktör vardır.
1. Her hexagram, binlerce armoniden oluşan notalar gibi, karmaşık ve benzersiz bir enerji türünü temsil eder. Şekillenenin, çoğu zaman durumu tam olarak resmetmese de, onun altını çizen faktörleri yansıttığı unutulmamalıdır.
2. Her hexagram ve her çizgi üç öğeyi yansıtır:
a) Yan koşullar grubu
b) Kişinin özel durumu
c) Kişinin kendiyle ve başkalarıyla olan ilişkileri
3. İnsan ilişkilerinin altında karmaşık faktörler yatabilir. Yanıtı anlayışınız, konuyla olan ilişkinizin derecesine bağlı olacaktır. Bu yüzden bu durumun ve kılavuz karşısında bulunduğunuz pozisyonun bilincinde olmalısınız. Bu, yanıtı yorumlarken ne düzeyde olduğunuzu anlamınızı sağlar.
* HEXAGRAM TANITIM KARTI
Üst ---> Alt |
___ ___ ___ |
_ _ _ _ ___ |
_ _ ___ _ _ |
___ _ _ _ _ |
_ _ _ _ _ _ |
___ ___ _ _ |
___ _ _ ___ |
_ _ ___ ___ |
___ ___ ___ |
||||||||
_ _ _ _ ___ |
||||||||
_ _ ___ _ _ |
||||||||
___ _ _ _ _ |
||||||||
_ _ _ _ _ _ |
||||||||
___ ___ _ _ |
||||||||
___ _ _ ___ |
||||||||
_ _ ___ ___ |
* TRİGRAMLAR VE ÖZELLİKLERİ
(Gök) |
Yang, güçlü, yaratıcı, baba | Sonbahar sonu, kış başı |
(Toprak, Yeryüzü) |
Yin, bağlı, kabul edici, karanlık, kabullenici anne | Yaz sonu, sonbahar başı |
(Gök gürültüsü) |
Canlanma, güçlü, heyecanlı, hareketli büyük oğul | İlkbahar |
(Su) |
Derin, tehlikeli, uçurum gibi, kurnaz ortanca oğul | Kış |
(Dağ) |
Sessiz, inatçı, durağan, en küçük oğul | Kış sonu, ilkbahar başı |
(Rüzgâr, tahta) |
İçe işleyici, kabullenici, iyi huylu, en büyük kız evlat | İlkbahar sonu, yaz başı |
(Ateş, şimşek, güneş) |
Sıkıca yapışan, sıcak, heyecanlı, güzel ortanca kız evlat | Yaz |
(Göl) |
Neşeli, yumuşak, gülen, en küçük kız evlat | Sonbahar |
* HEXAGRAMLAR
( Parantez içindeki sözlere, açıklayıcı amaçlı değil, hexagramlar üzerine bir açıdan daha düşünülebilir bir bilgi olarak yer verilmiştir. Her bir parantez ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Altı çizili sözcükler "ilgili olabilecek" sayfalara bağlantı olduğunu işaret etmektedir. )
1. CH'IEN(Yaratıcı)
2. K'UN(Alıcı, Kabul Edici)
( Güney ve batı, çaba ve çalışmayı sembolize eder. Kuzey ve doğuysa, başkalarıyla ortak plânlar oluşturmayı. )
( Toprak herşeyi, hem iyiyi hem de kötüyü içinde barındırır. )
3. CHUN(Başlangıçta Çekilen Zorluk)
( Fazla ağırdan almayın ama gereksiz yere acele de etmeyin; yolunuzda ilerleyin yeter. Özellikle size yardımcı kişiler söz konusuysa, alçakgönüllülüğü elden bırakmayın. )
4. MENG(Gençlik)
( Enerjisini doğru yönde kullanan ulu kişi kendini geliştirmeyi bilir. )
( Kişiler iyi öğrenciler gibi karakterlerini açıklıkla ve devamlılıkla geliştirmelidir. )
( Ceza aynı hatayı yinelemeyi önlemelidir sadece. )
( Dikkatli olun. Cezalandıran ya da cezalandırılan siz olabilirsiniz ama, cezanın suça uygun olmasına özen gösterin. )
( Eğer gerçekleri göremeyen biriyle birlikteyseniz, ondan uzak durun. Yoksa gurur kırıcı olaylar oluşabileceği gibi kişiler, hakkınızda olumsuz düşünmeye başlayacaktır. )
5. HSU(Değerlendirme)
6. SUNG(Çatışma)
( Enerjinizi pekçok yere kullanıyorsanız, üstünüze fazla sorumluluk almayın. )
( Hiçbir şeyi zorlamayın ve kimseye ters gitmeyin. )
( Eğer kralın hizmetindeyseniz şan peşinde koşmayın. )
( Yalnızca kendi keşfettiğiniz ya da kazandıklarınıza güvenin. )
7. SHIH(Ordu)
( Ordu, görünen bir amaç için plânlı güçler birliği anlamına gelir. )
( İyi plânlanmış bir çekilmeyle problemden kaçının. Bu asla bir yenilgi sayılmaz. )
( Azla tatmin olmamaya ve taraflı davranmamaya dikkat edin. )
( Kimseyi geçmiş zamanlar uğruna ödüllendirmeyin. )
8. PI(Birlik)
( Toprağın üstündeki su, birliği simgeler. )
( Toprak, içine çektiği suyla doğal bir birleşim oluşturur. )
( Krallar da birlik olgusunun herkesçe kavranması amacıyla soylularına toprak armağan ederler. )
( Devam etmek şans getirir. )
( Sürdürmek şans getirir. )
9. HASIAO CH'U(Kontrol Altında Tutmak)
( Kişi kendine, ruhunu ve becerilerini geliştirecek zamanı ayırmalıdır. )
10. LU(Adım Atmak, Ayak Basmak)
( Kibar, asil ve hassas bir tavır içinde olun. )
( Kişinin kendi için doğru olanı ayırd etmesi ve sıkı çalışması er ya da geç ödüllendirilecektir. )
( Yaptığı işi iyi yapan kimse ilerleyecektir. )
11. T'AI(Barış)
( Birlik, barış ve varlık üretir. )
( İnsan, iç gerçeklerini gözardı eder etmez bencilliğe sürüklenebilir. )
( Gelişmemişe katlanmak, ırmağın kıyısından yürümek, ne yakın dostları, ne de uzaktakileri ihmal etmek. Yani sürekli orta yolu seçmek. )
( Herşey yolunda gittiğinde şımarmamak ve öteki Kişileriı küçük görmemek son derece önemlidir. )
( Kişi davranışları ve kişiliğinin doğru kalması için zor ya da keyifsiz görevlerden kaçmamalıdır. Ayrıca elde ettiklerinin, hırsını öldürmemesine de özen göstermelidir. )
( Hiç tepesiz düzlük, hiç gidişi olmayan geliş yoktur. )
( Zor durumlarda yılmamalı. )
( Ümitsizliğe kapılmadan gerçeklerle yüzleşmek ve sahip olduklarımızda mutlu olmak gereklidir. )
12. P'I(Uyumsuzluk)
( İşlerinizde sessiz ve alçakgönüllü bir tavır edinin. )
13. T'UNG JEN(Sosyal Yakınlık, Dostluk)
( Olgun kişi toplulukları düzenleyerek neyi birbirinden ayırması gerektiğini bilir. )
( Başkalarına açık davranırsanız kaybetmezsiniz. )
14. TA YU(Fazla Miktarda Varlık)
( Dar görüşlü, çiğ kişiler, varlığı bencilce kullanırken, büyük kişiler sahip olduklarını başkalarının yararına değerlendirirler. )
15. CH'IEN(Alçakgönüllülük)
( Alçakgönüllülükten başarı doğar, üstün kişi sonuna dek yılmadan devam eder. )
( Yeryüzündeki dağ alçakgönüllülüğü simgeler. Olgun kişi aşırıya kaçanı dizginler, eksikliklerine eğilir, böylece ağırlığını dengeler. )
16. YU(Heves)
( İşlerini düzene koyarak ve gücünü harekete geçirerek ilerleyen kişi. )
17. SUI(Devam Eden)
( İyiye güven duymak olumludur. )
18. KU(Bozulanın Onarımı)
19. LIN(Yönetim)
( Açıkça yönetmede bir zarar yoktur. )
20. KUAN(Görüş Açısı)
( Toprağın üzerindeki yel, manzarayı simgeler. Olgun kişi, dünyada durmaksızın gezerek kişiler üzerinde düşünür ve onları eğitir. )
( Hayatını gözden geçiren kişi ilerleme ya da gerileme arasında bir karara varır. )
21. SHIH HO(Isırmak, Diş Geçirmek)
( Alışkanlık haline gelmiş olan yumuşak tavır, problemler karşısında etkisiz kalmaya neden olur. )
22. PI(Zarâfet)
23. PO(Çözülme)
( Olgun kişiler, ancak altındakilere yaptığı iyiliklerle kendini sürdürür. )
24. FU(Geri Dönüş)
( Kişinin görev üstlenmesinde kazanç vardır. )
25. WU WANG(Sadelik)
( Doğal olmayan yollarla sorun çözmek yerine onlara ayak uydurmak daha doğrudur. )
( Kişi güvenle içinden gelen sese kulak vermelidir. )
( Sadelikten şaşmamak doğrudur. )
26. TA CH'U(Düzenlenen Güç)
( Olgun kişi atalarının bilgelik ve deyişlerini inceleyerek kişiliğini geliştirir. )
( Körü körüne zorlukların üstüne gitmek şanssızlığa yol açar. Uyumlu zaman koşullarını beklerken gelişmelerle mutlu olun. )
( Çabalamanın yararı olmadığında, enerjinizi harcamamaya bakın. )
27. I(Beslemek)
( Kendini ya da başkalarını beslerken kişiler, saf ve anlamlıyla, değersizi birbirinden ayırd etmeyi bilmelidir. )
( Olgun kişi sözlerinde dikkatli, yiyip içtiklerindeyse ölçülüdür. )
( Ağız değişken bir organdır; yiyecekleri çiğner, harfleri biçimlendirir ve sürekli hareket halindedir. )
( Yiyeceğe gereksinim duymadan sonsuza dek yaşayan kılavuz kaplumbağa örneğini bilmezden gelenler, özgüven ve özgürlüklerini yitirmek üzeredirler. )
( Kişi başkalarını kıskanarak pekçok şanssızlığı üstüne çeker. )
( Davranışlarına gelen eleştiriler kişiyi çatışmaya sürükler. Kendini işe vermiş kişilerse bu durumdan büyük ölçüde etkilenmezler. )
( Şanssızlık ve düşüş, kişinin kendini yönetme biçimine bağlıdır. )
28. TA KUO(Aşırı Büyüklük)
( Bilge kişinin tavrı önemlidir. )
( Tek başına olsa da bir ağaç kadar sağlam durabilmeli ve hayatı neşeyle algılamalıdır. )
( Ne denli güzel ve kârlı olsa da hiçbir şey sonsuza dek sürmez. )
( İş ve özel ilişkilerde adil ve dengeli kalmak için çaba gösterilmelidir. )
( Durumun doğasını değerlendirmeden zorla sürdürmeye çalışmak sorunlara yol açmıştır. )
29. K'AN(Derinlik)
( Tehlike, insana zarar verebilecek bir olgu gibi yorumlansa da, doğru davranış biçimleriyle aynı tehlike, ilerleme ve iç gelişme de sağlayabilir. )
( Akışı üzerindeki her yola ulaşan su gibi, içtenlik de her durumun derinine inmemizi ve ona göre, harekete geçmemizi sağlar. )
( Tehlike, ruhu güçlendiririr ve içsel barışın, başarının en önemli kuralı olduğunu kavramamızı sağlar. )
( İçindeki huzur kişinin felâketlere daha çabuk karşı gelmesini sağlar. )
( Su, derinlerden durmaksızın fışkırarak yinelenen derini simgeler. )
( Sonsuz oluştaki su, meziyete karşı olgun yaklaşımı simgeler. )
( Kişi, yaşamını meziyetlerinin yönettiğinden ve bu meziyetlerin en beklenmedik ve en sıkıcı koşullara bile direneceğinden emin olmalıdır. )
( Kişi, kendini sürekli yenilemeli ve başkalarını da meziyetiyle etkileyerek bencillikten uzaklaşmalıdır. )
( Durumu iyice tartın ve düşünmekten sakın kaçmayın. )
( Sakin bir yaşama biçimine sahip kişiler, sıkı ve mütevazı çalışmalarını sürdürmeli. )
30. LI(Ateş)
( Enerji tıpkı ateş gibi yıkıcı değil yapıcı olması amacıyla kontrol edilmelidir. )
31. HSIEN(Teşvik)
( Samimi ya da mesafeli olmak, ideal ilişki türüdür. )
32. HENG(Devamlılık)
( Derin anlamda devamlılığa tutarlılık sonucu ulaşılır. )
( Gökgürültüsü ve rüzgâr, devamlılığı simgeler. )
( Olgun kişi yolunu bir an olsun terk etmeden sabit ve sağlam kalmayı başarır. )
( İki göksel güç hep hareket halinde olsalar ve değişimlerini az gözlenebilir bir devamlılıkla farklılaştırsalar da, herşey gibi yaşamın kurallarına uyum gösterirler. Kişi, bunu özümsemeli ve farklılaşan koşullara ayak uydurmak için kimi zaman taktik ve tavırlarını değiştirse de çizdiği yola sadık kalmalıdır. )
( Genellikle, gerçek devamlılık görünüşten anlaşılır. )
( Yalnızca dikkatli, hassas ve becerikli çabalar devamlılık gösterecek sonuçlara ulaşır. )
( Kişi durumun doğasını sezmeli ve kendini ona göre ayarlamalıdır. )
( İnsanın kendini yeterince tanımaması çevresindekilerle çatışmasına neden olur. )
( Tutarlı olun, yapaylık ve kurnazlıktan uzak durun. )
( Fazla acele eden kişi kendini her zaman ya birkaç adım önde ya da birkaç dakika geride bulur. )
( Hızlı hareket edin ama önce kendi kendinizle barışmanın ve çevreye uyum sağlamanın bir yolunu bulun. )
33. TUN(Geri Çekilme)
( Olgun kişiler, başkalarıyla aralarına mesafe koyarken, bunu hiddetle değil asaletle yapar. )
( Sarı, öğle güneşinin rengi yani orta noktanın ve dengenin simgesidir. )
( Sükûnet ve durağanlık yarar sağlar. )
( Zarif bir gerileme, kişinin gururunu hiç zedelemezken, pişmanlığın yol açtığı gerileme hem çevresinde hem de ruhunda derin zararlarla sonuçlanır. )
34. TA CHUANG(Büyük Güç)
( Olgun kişi kurulu düzene karşı çıkmaz. )
( Olgun kişi gücünü kullanmazken onun altındaki kişi gücünü sonuna dek tüketir. )
( Kişi kaba kuvvet kullanırken, ötekiler beceriye başvurur. )
35. CHIN(İlerleme)
( Toprağın üstünde yükselen güneş, ilerlemeyi simgeler. )
( Olgun kişi, meziyetlerini parıldar hale getirir. )
( Olgun kişiler, ilkesiz davranmaktan vazgeçerek kendine olan güveni ve meziyetlerini sağlamlaştırır. )
( İlerlemenin yolu sakin bir ısrarlılıkta yatar. )
( Yumuşaklık ve iyilik kişiye anneannesinden mirastır. )
( Statünüzün, gücünüzün ya da güvendiklerinizin kaynağı yine kendinizsiniz. )
( Kazanç ve kayba fazla önem vermeyin. )
( Etkili ve yaratıcı bir konumdaysa, kişi ketum olmalıdır. )
( Kişi durumunun mükemmel olduğunun ve hatta daha da ilerleyeceğinin ayrımına varmalıdır. )
( Zor koşulları fark etmek iyiye işarettir, zarar getirmez. )
36. MING I(Işığın Kararması)
( Kişinin ışığı yararlı bir parlaklık sağlıyorsa, onu tartının altına gizlemelidir. Eğer sağlamıyorsa, meziyetleri geliştirmek amacıyla durmadan çalışılmalıdır. )
( Olgun kişi, meziyetleri parıldarken ışıltıyı gizleyerek çevresiyle uyum içinde kalmayı başarır. )
( Bilge kişi tedbirli, içine kapanık ve ölçülüdür. )
37. CHIA JEN(Aile)
( Ateşten esen rüzgâr aileyi simgeler. )
( Olgun kişinin nutuğu içerikli, yaşama biçimiyse kalıcı olmalıdır. )
38. K'UEI(Çekimserlik ve Kopukluk)
( Bilge bir kişi, günün havasına göre değil, kendi standartlarına göre davranmalıdır. )
( Yapayalnızken ya da birşeylerle, birileriyle çatışırken başkalarına karşı daha cömert olmalı ama birey olarak da kendine saygı duymalıdır. )
( Doğru olana tutunun; şans yakında şanssızlığı alt edecektir. )
39. CHIEN(Engelleme)
( Büyük adamı ziyaret etmek yararlı. )
( Yılmamak iyiyi işaret eder. )
( Uyumlu tavrınızdan vazgeçmeyin ve güncel, yararsız çözümlere kapılmayın. )
( Olgun kişi dikkatini içine yönelterek meziyetlerini geliştirir. )
( İlerleme engellemeleri, gerilemeyse övgüleri beraberinde getirir. )
( Tedbirli ve mütevazı olun, şansı yakalayacaksınız. )
40. HSIEH(Özgürlük)
( Yağmurun izlediği gökgürültüsü, özgürlüğe kavuşmayı simgeler. )
41. SUN(Düşüş, Eksilme)
( Nasıl ilerlemeli? İki kâse pirinç feda edilerek. )
( Olgun kişi hiddetini dizginler ve isteklerini kontrol eder. )
( Üç kişi birlikte yürürken birini yitirirler. )
( Tek başına yürüyen kişi bir dostluk kurar. )
( Üç kişi olanaksız bir üçgen oluşturduğundan, biri grubu terk etmelidir. )
42. I(Artış)
( Yel ve gökgürültüsünün birbirini tamamlaması, artışı simgeler. )
( Olgun kişi, iyiyi gözlemleyerek onun peşinden gider, kötüyü gözlemleyerek düzeltmeye çalışır. )
( En yüksek katta şereflendirilmenin anlamı, kişinin iyiliğe olan içten aşkının doğurduğu başarıdır. )
( Kişi eğer içtense orta yolu seçer ve sonunda tıpkı resmi mührü taşıyan biri gibi olur. )
43. KUAI(Kararlılık)
( Kararlılık için hassaslık ve tedbirlilik gerekir. )
( Olgun kişi, kararlı adımlarla bir başına yağmur altında yürür. )
44. KOU(Karşılaşma)
( Olgun kişi, zayıf ve kendinden aşağı unsurlara karşı sabır gösterir ve onlara önem verir. )
( Bütünleşme gereksinimini anlayın. )
45. TS'UI(Antlaşma)
( İçten ve hassas kişilerce değeri bilinen alçakgönüllü armağanlar gibi kişinin seçimleri de içinden gelen sesin çizdiği yol doğrultusunda olacaktır. )
46. SHENG(Yukarı İtme)
( Olgun kişi, kendini, küçük başlangıçları adım adım büyük başarılara dönüştürmeye adamıştır. )
( Başarı, ancak yorulmaksızın doğru çabaları göstererek kazanılır. )
47. K'UN(Baskı, Eziyet)
( Olgun kişi, yaşamının, kendi yolunda yılmamasına bağlı olduğunu bilir. )
( İnsanın hayatını belirleyen şey, tavır ve hareketleridir. )
( Durumunun doğasını ve ruhunun derinliklerini araştırmaktan daha yaşamsal bir şey yoktur. )
48. CHING(Kuyu)
( Ching, toplumun en önemli öğeleri olan derinlik ve tutarlılığı belirtir. )
( Derinlik, insanın en kapsamlı gereksinimlerine olan hassaslığında yaratılan dengeden söz eder. Tutarlılıksa güvenilirliğe değinir. )
( Yararlı bir kuyu, adalet ve fırsatlar için güvenilen toplumsal bir yapı gibi devamlı ve inanılabilir bir su kaynağıdır. )
( Kentin yeri değişirse de kuyunun yeri değişmez. )
( Kişinin gereksinimleri, dış koşullara karşın aynı kalmalıdır. )
( İnsan doğası azalıp çoğalmaz. )
( Kuyu görüntüsü, bir kaynağı ya da bir kazanç kapısını simgeleyebilir. )
( Yetersiz derinlik yani yüzeysel anlayış ya da plânlama, dikkatsizlik, aşırılık ve ihmal konularında tedbirli olunuz. )
( Olgun kişi, bireyleri topluma yararlılık konusunda heveslendirerek, iyi çalışmalarını sağlar. )
( Olgun kişi, herşeyin daha iyisi için çabalar. )
( Başkalarına yararlı olabilmek için esneklik, bencillikten kurtulmak ve insan doğasını anlamak gerekir. )
( Yeteneklerinin fark edilmemesi, kişide üzüntü, çevresindekilerdeyse kayba yol açar. )
( Kişi, başarı için gerekli olan özelliklere yeterli mikdarda sahiptir. )
( Açıklığı ve iyilikseverliği sayesinde hem çevresine, hem de sonuç olarak kendine yararlı olan biri simgelenir. )
49. K0(Devrim)
( Olgun kişi, mevsimleri sıralayarak bir takvim hazırlar. )
( Değişimi kavrayan kişi, işaretleri fark eder ve bu belirtilerin ardındaki zamansal beklentileri karşılar. )
( Sarı[Altın Anlam] orta ve doğru yolu, inekse uysallığı simgeler. )
( Şans, cesaretlinin yanındadır. )
( Olgun kişi, bir panter gibi fark ettirmeden değişir. )
50. TING(Kazan)
( Toplumda, ateş, ahlâkî ve kültürel yapılanmayı, bireyde ise ruhsal bilinci simgeler. )
51. CHEN(Uyanma)
( Kişi, olaylara, iç gerçeğinin ve mantığının belirlediği biçimde tepki vermelidir. )
( Açık zihinle, işleri derin ve kapsamlı bir önseziyle organize etmelidir. )
52. KEN(Hareketsiz Durmak)
( Dik arka, derin iç sükûnetin simgesidir. )
( Omurgayı hiçbir eylem rahatsız etmediğinde, huzursuz zihin yavaş yavaş rahatlar. )
( Konfiçyüs: "Eğer konuşulan dil doğru değilse o zaman söylenilen söz, söylenilmek istenilen şey olmaz. O zaman, yapılması gereken yapılmaz ve eğer işler yapılmadan kalırsa, maneviyat ve sanat bozulur. O zaman, adâlet, sahtekârlıkla yürür. Eğer bu olursa kişiler kendini umutsuz bir karmaşanın içinde bulur. Bu nedenle, söylenilen şey herşeyden önemlidir ve bu konuda dikkatsizlik yapılmamalıdır." )
53. CHIEN(Gelişme)
54. KUEI MEI(Evlenen Taze Genç Kız)
( Kişi, beklenti ve davranışlarında sade olmalıdır. )
( Yalnızların yılmaması kendilerine yararlı olur. )
55. FENG(Büyüklük, Ululuk)
( Olgun kişi, kendini beğenmiş değildir ve işlerinde âdil ve tutarlıdır. )
56. LU(Yabancı)
( Kişi, yolunda devam ederse iyiye belirtiler oluşur. )
( Kişi, esnek, içten ve beklentisiz olmalıdır ki verdiğinden çok almayı ummasın. )
( Yolcunun zenginliği, kişinin iç varoluşuyla barışık olma yeteneğinin simgesidir ve bu durum uyumlu ve çekici bir tavrı yaratır. )
57. SUN(İçe İşleyen Rüzgâr)
( Olgun kişi, özellikle hareket içeren sorumluluklara olumlu bakar. )
( İyi huyluluğun etkisi, alçakgönüllü ve sıralı çabalarla elde edilen kalıcı durumlarda görünür. )
( Olgun kişi, etkisini önerileri ve önderliğiyle yayarak izlenecek yolu hazırlar. )
58. TUI(Neşe)
( Paylaşmak, zevki bir kat artırır. )
( İçten neşe, şans getirir. )
( Kişi, kendini ya da başkalarını utandırabilecek ucuz keyiflere ne şimdi, ne de sonra kapılmalıdır. )
( İçinde manevi bir boşluk bulunan ve dışa sürekli neşe vuran kişi, değersiz ve boş keyiflere kanacaktır. Mutlaka, giderek kendiyle olan bağı koparacaktır. )
( Hesaplanmış neşe, barış getirmez. )
59. HUAN(Dağılma)
60. CHIEH(Kısıtlama, Sınır Koyma)
( Memnuniyet verici sınırlama. Başarı. )
( Sınırlama, doğal olmalıdır. Durumun ve kişinin kendi koyduğu kısıtlamalar fazla sıkı ya da fazla gevşek olduğu takdirde söz edilen doğallık durumu yaşanamaz. )
( Kişi, özellikle başkalarını yönettiği koşullarda, amacına ulaşmak için kendinin kabullenemeyeceği kısıtlamaları başkalarına koymamalıdır. Eğer duruma uyan ama özgürlüğü de sınırlamayan sınırlar konabilirse büyük başarılar elde etmek olanaklıdır. )
61. CHUNG FU(Anlamak)(Gerçek)
( Alçakgönüllü yaşama biçimleri olanlar, başarıya ulaşır. )
62. HSIAO KUA(Küçüğün Aşırılığı)
( Kişinin sınırlarını bilmesinden doğan alçakgönüllülük, bir meziyettir ama vicdanla birleşmediği sürece bir zayıflık olarak görülebilir. )
( Durumun özel koşulları kavranıp büyük başarı beklenmemeli. )
( Ancak üstün kişinin alçakgönüllülüğü alçakgönüllülüktür[tevâzudur]. )
( Çalışkan ve mütevâzı kişiler, şansı yakalayacaktır. )
63. CHI CHI(Tamamlama)
( Bitmeyen oluş, I Ching'in ardındaki ana anlamdır. )
( Olgun kişi, şanssızlığın doğasını izleyerek kendini hazırlar. )
( Fazla gevşek, fazla özgüvenli olunmamalı. )
( Romantizme kapılma ya da saçma amaçları kendininkilerle özdeşleştirme tehlikesi vardır. )
( Kaynak ve meziyetlerin açığa vurulması yerine sadelikle alçakgönüllülük salık verilir. )
64. WEI CHI(Tamamlama Öncesi)
( Konumunuzu ancak bilinçli tavırlar sağlama alabilir. )
( Durumda eksik olan, birleştirici bir güçtür. )
( Üstün kişinin parlak zekâsı, değişmez bir özelliğidir. )
( Başkalarıyla iyi ilişkileri koruyup düzensizliğin içinde düzen arayın. ) )
- POLİNOM DENKLEMLERDE:
I. DERECE ve/<> II. DERECE ve/<> III. DERECE ve/<> IV. DERECE ve/<> V. DERECE
( x + b = 0 ise x = - b
VE/<>
x² + bx + c = 0 ise
1. [ -b + √¯(b² - 4c)] / 2
2. [ -b - √¯(b² - 4c)] / 2
[eğer b² - 4c = 0 ise iki formül de aynı sorucu verir.] )
- i. inf.[Lat. < INFUSUM] değil/yerine/= ENFÜZYON
- I. RAMSES ile/ve/||/<>/> II. RAMSES
( Dede. İLE/VE/||/<>/> Torun. )
( ... İLE/VE/||/<>/> [M.Ö. 1306 - 1213][6/7 evliliğinden 200 çocuğu olmuştur.[92(E) | 108(K)
Antik Mısır'da, XIX. Hanedan firavunlarından biridir. 16 yaşındayken babası I. Seti, Ramses'i, veliaht olarak seçmiştir. 20'li yaşlarının başında tahta geçen Ramses, Mısır'ı M.Ö. 1279'dan MÖ 1213'e kadar, tam altmış altı yıl yönetmiştir. )
- I. RÖNESANS ile/ve II. RÖNESANS
- I. TANZİMAT ile/ve/||/<>/> II. TANZİMAT ile/ve/||/<>/> SERVET-İ FÜNÛN ile/ve/||/<>/> FECR-İ ÂTÎ ile/ve/||/<>/> MİLLÎ EDEBİYAT
( )
- I. VİYANA OKULU ile/ve/<> II. VİYANA OKULU
- I :/yerine BEN
- î ile -i
- IABP/INTRAAORTIC BALLOON PUMP INTRAAORTIC[İng.] değil/yerine/= BALON POMPASI, AORT İÇİ BALON POMPASI, ANA ATARDAMAR İÇİ BALON POMPASI
- İADE[Ar.] ETMEK değil/yerine/= GERİVERİ/GERİ VERMEK/ÇEVİRMEK
- İADE ve/> İKÂME
- İADE[Ar. < AVD] >< MÜSÂDERE[Ar. < SUDÛR | çoğ. MÜSÂDERÂT]
( Geri gönderme/çevirme. | Eski/önceki durumuna getirme. | Karşılık yapma. | Birinci dizenin son sözcüğünü, ikinci dizenin başında tekrarlayarak yazılan şiir. >< Tanzimat'tan önce, herhangi suçlu birinin malının, hükümetçe, sultan adına alıkonulması. | Yasak bir şeyin, yasaya uygun olarak alıkonulması/zabtı, zoralım. )
( CONVERSION/RETURN >< CONFISCATION )
- İADE ile/değil SINIRDIŞI ETME
( GERİ GÖNDERMEME İLKESİ[NON REFAULEMENT] )
- İADE ile/ve/||/<> TEÂKÜB ile/ve/||/<> TECEDDÜD
- İ'ADE[Ar.] ile TEKRÂR[Ar.]
- İÂLE[Ar.] ile İÂNE[Ar.]
( Çocuğun nafakasını sağlama. İLE Yardım için toplanan para, yardım parası. )
- Allah'tan ise senin yetersiz diline/sözüne/onayına kalmayacağını anımsa da ona göre KONUŞ!!!
- İÂNE ile İÂRE ile İÂŞE ile İBÂTE
( Yardım. | Yardım amacıyla toplanan para. İLE Eğreti verme, ödünç verme. İLE Yedirip içirme, besleme, bakma. İLE Barındırma. )
- İ'ÂNE[Ar.] ile NUSRET[Ar.]
- İ'ÂNE[Ar.] ile TAKVİYE[Ar.]
- Aslında öyle/şöyle (oldu/olacak) ise zamanında düşün de ona göre KONUŞ!!!
- İBÂ'[Ar.] ile İBÂ[Ar.]
( Çekinme, razı olmama. | İğrenme, tiksinme. İLE Tiksinme, tiksindirilme. )
- İBÂ'[Ar.] ile KERÂHET[Ar.]
- İBÂ'[Ar.] ile MUZÂDDE[Ar.]
- İBÂD[Ar. < ABD] ile İBÂD[Ar.] ile İB'ÂD[Ar. < BU'D]
( Kullar, abidler. | İbâdet edenler. | Çok bol, bereketli. | Müslümanlığın başlangıcından önce Irak'ta Hira devletine oturmuş bulunan Hristiyanlar. İLE Bacaklarda, diz ekleminin iç tarafındaki büyük damar. İLE Uzaklaştırma, uzaklaştırılma. | Kovma, tard etme. )
- İBÂDET:
GÖZ İLE ve/||/<>/< DİL/LİSAN İLE ve/||/<>/< KONUŞMA/KÂL İLE
( Belleyerek, hıfz ile. VE/||/<>/< Sadakat/sıdk ile. VE/||/<>/< Düşünce/fikir ile. )
- İBÂDET[çoğ. İBÂDÂT] -ile
( Sevgiliyi göreyim de, ona hizmet etmeyeyim mi? )
( Aslı, üç erkân üzeredir: Göz[hıfz ile]. VE Dil/lisan[Sıdk ile]. VE Konuşma/kâl[düşünce ile]. )
( Allah'a, ârif olmak. )
- İBÂDET/BULUŞMA/TOPLANMA YERLERİ'NDE:
CAMİ/MESCİD ile/ve CEMEVİ ile/ve KİLİSE(< EKLESIA | BÎA[Ar. çoğ. BİYÂ'], DEYR[Fars.] ) ile/ve HAVRA[İbr.]/SİNAGOG[Yun.]/TABERNACLE ile/ve BURKAN EVİ/PAGODA[< OHATAGORBA/DATUGARBA (< GORBA/GARBA[< RAHİM/UTERUS])], VİHARA ile/ve ŞRAYN/SHRINE ile/ve PRASADA ile/ve ZİGURAT ile/ve (DOĞA) ile/ve FU YUN-SE ile/ve GÜNEŞ MÂBEDİ
( İslâm'da. İLE/VE Alevilik'te. İLE/VE Hristiyanlık'ta. İLE/VE Yahudilik'te/Kabala'da. İLE/VE Burkancılık'ta/Budizm'de. İLE/VE Şintoculuk'ta. [Buda heykeli bulunmaz] Mezopotamya'da, Sümerler'de ilk tapınaklardır. İLE/VE Hind mâbedi. İLE/VE Şamanlık'ta. İLE/VE Şamanlık'ta.[Çinlilerin verdiği addır.] İLE/VE Dünyadaki 7 güneş mâbedinden 4'ü Türkiye'de, Fırat'tadır. )
( HOCA/DRUİT/MAKA[Tatarca] ile/ve DEDE/DEDE-BABA ile/ve PAPAZ ile/ve HAHAM ile/ve GURU, LAMA ile/ve ... ile/ve ... ile/ve "BÜYÜCÜ/ARRÂFE" ile/ve ... ile/ve KAM ile/ve ... )
( SANAL CAMİLER )
( GELENEKTEN GELECEĞE CAMİLER - SÜLEYMAN FARUK GÖNCÜOĞLU, ZELİHA KUMBASAR )
( Hünkâr[Sultan] Mahvil'lerinin girişi Kıble'dedir. )
( Yüreğinde bir tapınağı olmayan, hiçbir tapınakta bulamaz yüreğini! )
( CAMİLERİN İLGİNÇ ÖYKÜLERİ... )
- [hem] İBÂDET ile/ve/hem de/ya da/||/<> NEDÂMET
- İBÂDET ile/ve RIZÂ
- İBÂDET ve/||/<>/>/< SADED
- 'İBÂDET[Ar.] ile TÂ'AT[Ar.]
- İBÂDET ile/ve TAAT ile/ve İTAAT
( SAAT-İ VAHİDEDİR ÖMÜR CİHÂN SAAT-İ TAATE SARF EYLE HEMÂN )
( PUJA ile/ve ... ile/ve ... )
- İBÂDET ve/<> TEVHİD
( Hizmet. VE/<> Birlik. )
- İBÂDET ve/<>/= VAROLANA VE KİŞİLERE HİZMET ETMEK
( İBÂDET: Sevgiliyi göreyim de, ona hizmet etmeyeyim mi? )
( Kazası/ertelemesi vardır. VE/||/<> Kazası/ertelemesi yoktur. )
- İBÂDETTEN ÖNCEKİ TÖVBE/İSTİĞFAR ile İBÂDETTEN SONRAKİ TÖVBE/İSTİĞFAR
- İBADULLAH ile İBADUSULTAN
( KURB-İ SULTÂN, ATEŞ-İ SÛZÂN )
- İBÂHE[Ar.] ile İBÂHE/T[Ar.]
( Ateşi söndürme. İLE Mubah kılma, helâl kılma, bir işin yapılıp yapılmamasını serbest kılma. )
- İBÂRÂTLAR ile/ve İŞÂRÂTLAR ile/ve LETÂİF/LER ile/ve HAKÂİK/LER ile/ve MESEL/LER
- 'İBÂRE[Ar.] ile KELÎME[Ar.] ile KAVL[Ar.]
- İBARET/MÜREKKEP değil/yerine/= OLUŞAN
- İBÂRET ile/ve/<> İBRET
- İBÂRETU 'ANİ'Ş-ŞEY'İ[Ar.] ile İHBÂRU 'ANHU[Ar.]
( Bir sözü söylemek. İLE Ondan haber vermek. )
- İBDÂ[Ar.] ile İBDÂ[Ar.] ile İBDÂ[Ar.]
( Örneksiz olarak bir şey meydana getirme, yaratma. | [edebiyatta] Yeni ve güzel bir eser meydana getirme. İLE Yoktan ortaya koyma, icad. İLE Bir kimsenin, kârı tamamen kendine ait olmak üzere, bir başkasına sermaye vermesi. | Sorulan şeye iyi yanıt verme, güzel söz söyleme. | Kandırma. )
- İBDÂ[Ar.] ile/ve/||/<>/> İBKA'[Ar.]
- İBDÂ[Ar.] ile İCÂD/İCÂT[Ar.]
( Yoktan, ortaya koyma. İLE Var etme. | Yeniden bir şey çıkarma. | Yeni bir düşünceyi, yeni bir konuyu, zihinde bulma. )
- İBE/HUMAN COMPUTER INTERACTION[İng.] değil/yerine/= INSAN BİLGİSAYAR ETKİLEŞİMİ
- Belki de olasılıklarını düşünebiliyorsan birine ayrıcalık yapmadan KONUŞ!!!
- Ben diliyle kendini merkeze koymadan KONUŞ!!!
- İBER[Ar. < İBRET] ile İBER[Ar. < İBRE]
( İbretler, alınan kötü dersler. İLE İğneler, mıknatıslı iğneler. )
- Bilip-bilmeden konuşma! Doğrusunu öğren de KONUŞ!!!
- Bıcır-bıcır konuşan çocuklardır. Sen daha dengeli KONUŞ!!!
- İBKA'["ka" uzun okunur] ile İBKÂ[Ar.]
( Sürekli kılma, devamlı, daim, bâki. | Yerinde, önceki durumunda bırakma. | Sınıf geçememe. İLE Ağlatma. )
- İBKA'[Ar.] ile/ve/||/<>/> LAĞV[Ar.]
- İBLÂ'[Ar.] ile İBLÂĞ[Ar.] ile İBRÂ[Ar.]
( Bellettirme, yutturma. İLE Vardırma/vardırılma. | Eriştirme/eriştirilme. | Ulaştırma. | Gönderme. İLE Temize çıkarılma, aklanma, berî kılma, berâet etme. | Hastayı iyileştirme. )
- İBLAĞ ile İBLAĞ
( Ulaştırma, eriştirme. İLE Bir şeyin miktarını artırma. )
- İBLÂĞ[Ar.] ile ÎSÂL[Ar.]
- İBN - İ SİNA PARKI :
( İstinye Mahallesindedir. 3.283,00 m²'lik bir alanı kapsar, 1.600,00 m²'lik yeşil alanı, 126,00 m²'lik çocuk oyun alanı ve 432,00 m² spor alanı bulunmaktadır. )
- İBN ARABÎ ile HEGEL
( Teşbihte tenzih. İLE Tenzihte teşbih. )
- İBN BATUTA ile/ve/||/<>/> EVLİYA ÇELEBİ
- İBN HALDUN ile/ve AUGUST COMTE
- İBN HALDUN ile/ve GELİBOLU'LU ÂLİ EFENDİ
- İBN MİSKEVEYH ile/ve DARWIN
- İBN NEDİM[v. 385/995] ve/<> HAYYAM et-TEVHÎDÎ[v. 400/1009] ve/<> YÂKÛT-ÛL HAMEVÎ[v. 629/1229]
( İlk varrak. | İlk kez ücretle kitap istinsah eden.[Kitab-ül Fihrist'in müstensihi/yazarı.] VE/<> ... VE/<> ... )
- İBN YUNUS ile KEMALEDDIN İBN YUNUS
( Mısır'da, Fatimî döneminde yaşayan, büyük astronom ve matematikçi. Halife için hazırladığı Zicü'l-Hakimî astronomi tarihindeki önemli ziclerden kabul edilir. Bu zicte, ayrıca, trigonometrik işlevlerin algoritmasında, ilerlemeler görülür. )
- İBN ile/||/<> İBNİYE/İBNİYYE ile/||/<> İBNÂN ile/||/<> VELED ile/||/<> VELEDÂN
( Oğul, erkek çocuk. İLE/||/<> Ölenin oğlunun kızı ya da oğlunun oğlunun kızıdır. İLE/||/<> İki çocuk. İLE/||/<> Oğul [gayri müslimler için]. İLE/||/<> Çocuklar [gayri müslimler için]. )
- İBN-İ HEYSEM ile/ve/||/<>/>< GALILEO
(
)
- İBN-İ HEYSEM ile İBN-İ HEYSEM
( Filozof. İLE Matematikçi. )
( )
( "İbn-i Heysem: İlk Modern Bilim İnsanı" yazısını okumak için burayı tıklayınız... )
- İBNİ SİNA SOKAK :
( Yenimahalle'nin en eski sokaklarından biridir. Ünlü düşünür İbni Sina'nın ismi sokağa verilmiştir. )
- İBNÎ SİNÂ'NIN TALEBELERİ -ile
( * BEMHENYAR, * MEVKERÎ, * İLÂKÎ )
- İBRÂ/TEBRİYE[Ar.] değil/yerine/= AKLAMA, TEMİZE ÇIKARMA
- İBRA ile İBDÂ'/İBZA
( Alacaklının, hakkından kısmen ya da tamamen vazgeçmesi. | Borçtan kurtarma, aklama. İLE Kârı tamamen kendine ait olmak üzere bir kimseye sermaye vermek. [VİDAA: Verilen sermaye. | MÜBDÎ: Sermaye veren. | MÜSTEBZÎ: Sermaye alan.] | Sorulan soruya güzel yanıt verme. | Kandırma. )
- İBRÂ[Ar.] ile İBRÂR[Ar.]
( Temize çıkarılma, aklanma, berî kılma, berâet etme. | Hastayı iyileştirme. İLE Yeminin doğruluğunun onaylanması. )
- İBRAHİM CEVAHİR PARKI :
( Maden Mahallesindedir. 828,53 m²'lik bir alan üzerinde olup, 172,74 m²'lik yeşil alanı, 110,65 m²'lik çocuk oyun alanı ve 216,90 m²'lik spor alanı bulunmaktadır. )
- İBRAHİM EFENDİ ÇEŞMESİ :
( Rumelihisar'da Arpacı Çeşme Sokakta bulunan bu çeşme, kesme taştan klasik tarzda yapılmıştır (H.1145, M.1732). Kitabesi şöyledir: Didim atsâna izzî resm - i osmaniyle târihin İç İbrahim Efendi Çeşmesinden mâ sana zemzem" (1145). )
- İBRAHİM EFENDİ KÖŞKÜ :
( İstinye deresinin batı tarafında Şükran Ülgezer Meslek Lisesinin yanındadır. Çok bakımsız olan bina İstinye'nin tarihi eser köşklerinden biridir. )
- İBRAHİM EFENDİ SARAYI ile İBRAHİM PAŞA SARAYI
( Feriye Sarayları. İLE Türk-İslâm Eserleri Müzesi. )
( ... İLE XVI. yüzyıl başında, Sadrâzâm Makbûl(Maktûl) İbrahim Paşa tarafından yaptırılmıştır. )
- İBRAHİM PAŞA (ABRAHAM PAŞA) KONAĞI :
( Demirciköy'e girişte solda çam ağaçlıkları arasında idi. Zamanla yıkılıp harap hale geldi. Kalıntıları da kaybolmak üzeredir. )
- İBRAHİM PAŞA (DAMAT) ÇEŞMESİ :
( Rumelihisarı'nda Amiral Fahri Ergin sokakta bulunan bu çeşme (H.1277, M.1860) birkaç kez onarım görmüş ve onarımlar sonucunda mimari özelliğini kaybetmiştir. Kitabesi şu satırlar yer almaktadır: Mısır Valisi sâbık Abbas Paşa zade vâkıf - ı sâni damad - ı hazret - i pâdişâhî merhum ve mağrunleh Devlete İbrahim Paşa'ın ruhiycün fatiha (Sene 1277)". İbrahim Paşa, Sultan III. Ahmet'in damadı Nevşehirli İbrahim Paşa'dır. )
- İBRAHİM SEBİLİ (AYASOFYA SEBİLİ) ile İBRAHİM PAŞA SEBİLİ
( Ayasofya türbelerinin sağ köşesinde. İLE Şehzadebaşı'nda. )
( XVII. yüzyılda. İLE 1719'da. [Rokoko usûlünde] )
- İBRÂM[Ar.] ile TE'RÎB[Ar.]
- İBRE değil/yerine/= GÖSTERGE/İĞNE
- İBRET ALAN ile İBRET ALMAYAN
( Bulunduğu derecenin üzerine çıkar/tılır. İLE Bulunduğu derecenin altına düşer/düşürülür. )
( İbret alınır. İLE İbret olur. )
- İBRET (ALMAK) ile/ve/||/<> DERS (ALMAK)
( Kötü sonuç veren bir olgudan alınan ders. İLE/VE/||/<> İzlenmesi gereken bir durum. )
( İBRET/TÂBİR < UBÛR[: Dar geçit.] İLE/VE/||/<> ... )
( Görülenden, yaşanandan aktarma. İLE/VE/||/<> Duyulandan, düşünülenden aktarma. )
- İBRET OLAN ile/ve/yerine İBRET ALAN
- İBRET[Ar.] değil/yerine/= ÖĞÜTÖRNEK
- İBRETLE BAKMAK ile/ve/||/<>/> HİKMETİ ARAMAK
- İBRÎ[Ar.] ile İBRÎ/İBRİYYE[Ar.]
( İbrânî, Yahudi. İLE İbresi, iğnesi olan. | [hayvanlarda] İğneliler.[İng. STYLOID | Fr. STYLOÏDE] | İğne yapan, satan. )
- İBRİK ile SU İBRİĞİ
( ... İLE Suibriğigillerden, yaprakları almaşık, sapları uzun ve sülüksü, yaprak ayası ibrik biçiminde gelişmiş olan, sıcak ülkelerde yetişen, tırmanıcı bir bitki. )
( NEPENTHES DESTILLATORIA )
- İBTİDA ile/ve İNTİHA
( Başlangıç. İLE/VE Son. )
( Bilinemeyen ve bölünemeyenlerdir. )
- İBTİKA'["ka" uzun okunur] ile İBTİKÂ'[Ar. < BÜKÂ] ile İBTİKÂR[Ar.]
( Rengin doğal olarak değişmesi. İLE Ağlama. İLE Sabah erken kalkma. )
- İBTİLÂ'[Ar.] ile İBTİLÂ'[Ar. < BEL]
( Bir şeye düşkün olma, düşkünlük, tiryakilik, mübtelâlık. İLE Zorlukla yutma. | Gelini gerdeğe sokma. )
- İBTİLÂ'[Ar.] ile İHTİBÂR[Ar.]
- İBTİTÂ'[Ar.] ile İBTİTÂR[Ar.]
( Kesilme. İLE Uyma, tâbi olma. )
- İBTİYÂ'[Ar.] ile İBTİYÂR[Ar.]
( Satın alma, mübâyaa etme. İLE Kavga etme. | Güçsüz, olma. | Seçip kabul etme. )
- İBTİZÂ'[Ar.] ile İBTİZÂL[Ar. < BEZL] ile İBTİZÂR[Ar.]
( Bir şeyin açık/meydanda olma. İLE Bir şeyin, hor kullanılması. | Bir şeyin, çokluğundan dolayı değerini kaybetmesi, bayağılaşması, ayağa düşmesi. | Bir şeyi sürekli olarak kullanma. | Genelleşmiş, ağızdan ağıza dolaştırılarak değersizleşmiş sözlerin gevelenmesi. İLE Zor ile alma, soyma. )
- İBTİZÂZ[Ar.] ile İBYİZÂZ[Ar.]
( Gereksinim dolayısıyla hakarete ve hor görmeye[zillete] katlanma. İLE Çok ağarma, beyazlaşma. )
- İBZA ile İBZÂ'
- İBZA ile İBZÂL
- İBZÂL[Ar.] ile İBZÂR[Ar.]
( Esirgemeyip bol bol harcama ve kullanma. İLE İsraf. )
- İÇ AÇI ile/||/<> DIŞ AÇI
( İç açı içerde İLE dış açı dışardadır )
( Formül: Çokgen içi İLE dışı )
- İÇ BEN/LİK ile/ve/<> DIŞA YANSIYAN BEN/LİK
( İçte ne varsa, dışta da o vardır. )
( Çektiğimiz eziyet, benlik hamalı olduğumuzdandır. )
- İÇ VE DIŞ (BİLİNCİ):
HAYVANDA ile İNSAN'DA
( Yoktur. [Birdir!] İLE Vardır. )
- İÇ BÜTÜNLÜK ile/ve TUTARLILIK
( INNER INTEGRITY vs./and CONSISTENCE )
- İÇ):
ÇOCUK ile/ve/||/<> YETİŞKİN ile/ve/||/<> EBEVEYN
- İÇ DENETİM ile/ve/<> BAĞIMSIZ DENETİM
( İç denetçiler ve bağımsız denetçiler, finansal kontrollerin etkinliği konusunda ortak paydalardır. İki taraf da etik kurallar ve profesyonel standartlara bağlı kalmaktadır. Bununla birlikte şirketle olan ilişkileri ve çalışma amaçları konusunda büyük farklılıkları bulunmaktadır.
İç denetçiler, şirketin bir parçasıdır. Hedefleri, profesyonel standartlar, yönetim kurulu ve üst yönetim tarafından belirlenmiştir. Birincil müşterileri, yönetim ve yönetim kuruludur. Bağımsız denetçiler, şirketin bir parçası değildir ancak şirket tarafından tutulur. Hedefleri, öncelikli olarak, yasalar tarafından belirlenir ve birincil müşterileri yönetim kuruludur.
İç denetçilerin çalışma amaçları çok kapsamlıdır. Şirket hedeflerine ulaşılmasına ve operasyonlar, risk yönetimi, iç kontrol ve yönetişim süreçlerini iyileştirmeye yardımcı olurlar. Şirketin her yönüyle -finansal ve operasyonel- ilgili olarak, iç denetçiler, kontrollerin ve süreçlerin sürekli gözetimi ve değerlendirilmesi etkinliklerinin bir sonucu olarak geleceğe odaklanır. Aynı zamanda, her türde yolsuzluk ve hilenin de önlenmesi ile ilgilidir.
Bağımsız denetçilerin öncelikli misyonu, şirketin yıllık finansal raporları hakkında bağımsız bir fikir vermektir. Raporların, genel kabul edilmiş muhasebe standartlarına uygunluğunu, şirketin finansal bildirimleri tarafsızca yaptıklarını, belirli dönemdeki operasyonların sonuçlarının doğru olarak gösterildiğini değerlendirirler.
İç ve bağımsız denetçiler, periyodik olarak ortak paydalarını tartışmak; tamamlayıcı yetkinlikler, deneyim alanları ve bakış açılarından yararlanmak; birbirinin çalışma amaçları ve yöntemlerini anlamak; denetim kapsamı ve programını tartışmak; raporlara, programlara ve çalışma kâğıtlarına erişmek ve risk alanlarını ortaklaşa değerlendirmek amacı ile toplanmalıdır. Yönetim kurulu, güvence için gözetim sorumluluklarını yerine getirmek ve denetim sürecinin bütününün etkinliğini ve verimliliğini artırmak amacı ile iç ve bağımsız denetim çalışmalarını koordine etmelidir. )
- İÇ DEVİMSEL/HAREKİ[Ar.]/DİNAMİK ile/ve DIŞ DEVİMSEL/HAREKİ/DİNAMİK
( Onun bütününü dikkate alın, yalnızca dış belirtilerini değil. )
( INTERIOR DYNAMIC vs./and EXTERNAL DYNAMIC )
- İÇ > DIŞ ile/ve/||/<> DIŞ > İÇ
( Dışlaş(tır)ma, zuhurat. İLE/VE/||/<> İçselleştirme, hayalat. )
- İÇ DÜZEN ve/||/<>/< NEDENSELLİK BAĞLARI
itibarı ile 52.678 başlık/FaRk ile birlikte,
52.678 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(87/212)
(1996'dan beri)