Bugün[27 Ekim 2025]
itibarı ile 52.687 başlık/FaRk ile birlikte,
52.687 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(188/212)


- TERK ETMEK ile/ve VAZGEÇMEK

( Bilincine varmadığınız bir şeyi terk edemezsiniz. )

( Öteye devam etmek için terk etmek durumundasınız. )

( Önemli[öncelikli] olan, ne yaptığınız değil, ne yapmaktan vazgeçtiğinizdir. )

( Fiziksel vazgeçiş ve terk yalnızca bir içtenlik, bir samimiyet belirtisidir, fakat yalnızca içtenlik de özgürlüğe kavuşturamaz; uyanık bir idrak, istekli bir araştırma ve derin bir incelemeden doğan bir anlayışa gereksinim vardır. )

( Yapmanız gereken, tüm anıları ve beklentileri terk etmektir. )

( Dıştaki hiçbir şey bir değer ifade etmediği ve gönül her şeyi terk etmeye hazır olduğu zaman, zihinsel olgunluk düzeyine ulaşılmış demektir. )

( İç değerinizi bilmelisiniz, ona güvenmelisiniz ve günlük yaşantınızda, arzu ve korkularınızı feda ederek bunu belirgin kılmalısınız. )

( Duyup da/bilip de terk etmelidir. )

( Birinci adımdan vazgeçmeyen, ikinci adımı atamaz. )

( [Kendine/Bilgiye] Teslim olmadan terk edemezsin. )

( Ortak etmeni bulmak için tüm ayrımları terk etmek zorundasınız. Ancak evrensel olan ortaktır. )

( Gerçek vazgeçiş, terk edilecek bir şeyin bulunmadığını, çünkü size ait hiçbir şeyin bulunmadığını idrak ediştedir. )

( Sahte olandan vazgeçin, doğru olan kendi yerini bulacaktır. )

( Yanlış anlamalarınızı ortaya çıkarın ve onları terk edin, hepsi bu kadar. )

( Birine, vazgeçilmez olduğunu hissettirdiğinde, ilk vazgeçeceği kişi sen olursun. )

( You cannot abandon what you do not know.
To go beyond, you must abandon them.
It is not what you do, but what you stop doing that matters.
Mere physical renunciation is only a token of earnestness, but earnestness alone does not liberate. There must be understanding which comes with alert perceptivity, eager enquiry and deep investigation.
All you have to do is to abandon all memories and expectations.
You must know your inner worth and trust it and express it in the daily sacrifice of desire and fear.
The real giving up is in realising that there is nothing to give up, for nothing is your own.
Give up the false and the true will come into its own. )

( ... ile/ve SARF-I NAZAR )

( ABANDONMENT/FORSAKE/RENOUNCE/LEAVE vs./and GIVE UP )


- TERK ETMEK ile/ve/||/<> YOK ETMEK


- TERK ETMEK/EDİLMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AYRILMAK


- TERK ile DERK

( Bırakma, ayrılma. | Vazgeçme. | Bırakma, ihmal etme. İLE Anlama, kavrama. )


- TERK[Ar.] ile TAHLİYE[Ar.]


- TERK ile/ve TÖVBE


- TERK-İ DÜNYA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TERK-İ DİYÂR

( Ölüm. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Bulunduğun ya da yerleştiğin bölgeden ayrılma/uzaklaşma. )


- TERK-İ DÜNYA ve/<>/> TERK-İ UKBÂ ve/<>/> TERK-İ HESTÎ/TERK

( * TERK-İ DÜNYA (Budizm'deki Yansıması: NİRMANAKAYA)
* TERK-İ UKBÂ(Dünyayı terk etmenin vereceği mutluluğu terk)(Cenneti ve nimetlerini terk) "(B.Y.: DHARMAKAYA)"
* TERK-İ TERK(/HESTÎ)(Kendi varlığını terk edip Hakk'ta fâni olmak) "(B.Y: SAMBOGAKAYA)" )


- TERKİB[< RÜKÛB | çoğ. TERKÎBÂT] ve İHTİLÂT[< HALT] ile/ve/<> MİZÂC[< MEZC | çoğ. EMZİCE]

( | Birkaç şeyi birleştirip karışık bir şey oluşturma. VE Karışma, katışma. | Karşılaşıp görüşme. | İLE/VE/<> Bir şeyle karıştırılmış olan başka şey. | Huy, tabiat. )


- TERKİB[Ar. < RÜKÛB] değil/yerine/= BİRLEŞTİRME

( BİRKAÇ ŞEYİ BİRLEŞTİRİP KARIŞIK BİR ŞEY MEYDANA GETİRME | BİRKAÇ ŞEYDEN MEYDANA GETİRİLMİŞ ŞEY | (dil bilg.)BİRLEŞTİRME | TAKIM | (kimya)SENTEZ )


- TERKİB ile TARAF

( Üst dile sahip olunur. İLE Tek bir dille sınırlı kalınır. )


- TERKİB-İ BENT ile/<> TERCİ-İ BENT

( [vasıta beyti] Değişir. İLE Değişmez. )

( )


- TERKİK[Ar. < RİKKAT] ile TERKÎK[Ar.]

( İnceltme. | Yumuşatma. | Nâzikâne anlatma. İLE Zayıflatma. Dili ya da ifadeyi bozuk/eksik kullanma. )


- TERKİN[Ar.] (ETMEK) değil/yerine/= ÇİZİP SİLMEK


- TERKİN[Ar.] ile TERKÎN[Ar.]

( Boyama, yazma. İLE Belirli bir yerde ve saatte buluşma sözleşmesi. [MÎKAT: Bir iş için belirtilen zaman ya da yer.] )


- TERKİP ile EKLEKTİZM


- TERKİP ile/ve NAZIM

( Birleşim, birleştirme, bir araya getirme. | Tamlama. | [kimya] Bileşim. İLE/VE Düzenleyen, düzene koyan, tertip eden. | Manzume yazan kişi. | Şiir. )


- TERKİS[Ar. < RAKS] ile TERKİŞ[Ar. çoğ. TERKİŞÂT] ile TERKÎZ[Ar. < REKZ]

( Dans/raks ettirme, oynatma, oynatılma. İLE Sözcüğü süsleme, güzelleştirme. İLE Dikme, yere saplama, kurma. )


- TERKOS (TERKAN) METROPOLİTLİĞİ :

( Tarabya, Terkos (Terkan) Metropolitliğine bağlı bir Rum köyü idi. Metropolitin unvanı da "Terkos ve Neokirion Piskoposu" idi. Terkos yöresinde bulunan Rum sayısı azalınca Metropolitlik Tarabya'ya taşındı. Halen Metropolitlik Tarabya'dadır. )


- TER/LEME ile SICAK/ATEŞ

( ARKAN ile ... )

( SWEAT/PERSPIRE/PERSPIRATION/TRANSPIRATION vs. HOT/FEWER )


- TERLİK ile/ve NALIN[Ar.]/TAKUNYA[Yun.]

( Genellikle ev içinde giyilen, deri, naylon vb. şeylerden yapılan, arkası açık, hafif ve türlü biçimlerde ayak giysisi. | Beyaz patiskadan dikilen takke, başlık. İLE/VE Genellikle hamam vb. ıslak tabanlı yerlerde kullanılan, yüksek ökçeli, ağaçtan yapılmış bir tür ayak giysisi. )


- TERM :/yerine TERİM, DÖNEM


- TERMAL/THERMAL[İng.] değil/yerine/= SICAK KAPLICA SUYU | ISIYLA İLGILİ)


- TERMAL[Fr.] değil/yerine/= KAPLICA


- TERME ile Terme

( Bir tür yaban turpu. İLE Samsun iline bağlı ilçelerden biri. )


- TERMİK[Fr.] değil/yerine/= ISIL

( Isıl. | Isının üretilmesini, iletilmesini ve kullanılmasını inceleyen fizik dalı. )


- TERMİN[Alm.] ile/değil TEMRİN[Ar.]

( Belirlenmiş zaman, randevu. İLE/DEĞİL Alıştırma. )


- TERMINAL DÖNEM/TERMINAL PHASE[İng.] değil/yerine/= ÖLÜMCÜL EVRE


- TERMINAL[İng.] değil/yerine/= SON


- TERMINASYON/TERMINATION[İng.] değil/yerine/= SONLANDIRMA


- TERMINOLOJİ/TERMINOLOGY[İng.] değil/yerine/= TERİM BİLİMİ


- TERMO-RESPONSİVE POLİMER ile/||/<> PH-RESPONSİVE POLİMER

( Termo-responsive polimer sıcaklık değişimle davranış değiştirirken İLE pH-responsive polimer asitlik bazlık değişimle davranış değiştirir )

( Formül: LCST/UCST )


- TERMODİLÜSYON/THERMODİLUTION[İng.] değil/yerine/= SICAKLIK SEYRELTME


- TERMODİNAMİK ile/||/<> KİNETİK

( )

( Bilinmiyor tarafından keşfedildi/formüle edildi. )


- TERMODİNAMİK ile/ve/||/<> TERMOELEKTRİK ile/ve/||/<> TERMOKİMYA ile/ve/||/<> TERMONÜKLEER

( Isı enerjisi ile kinetik enerji arasındaki ilgileri ve bu konuyla ilgili olayları inceleyen fizik kolu. İLE/VE/||/<> Isı enerjisi ile kinetik enerji arasındaki ilgileri ve bu konuyla ilgili olayları inceleyen fizik kolu. İLE/VE/||/<> Tepkimelere eşlik eden termik olayları inceleyen kimya dalı. İLE/VE/||/<> Ancak çok yüksek sıcaklıklarda, hafif elementler arasında doğan (çekirdeksel tepkime). )


- TERMODİNAMİK ile/||/<> YASA

( Termodinamiğin üçüncü yasası )

( Walther Nernst tarafından 1906 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1864-1941) (Ülke: Almanya) (Alan: Kimya) (Önemli katkıları: Nernst denklemi, termodinamik) (Nobel: 1920) )


- TERMODİNAMİK'TE:
GERİDÖNÜŞÜMSÜZLÜK ile/değil TERSİNMEZLİK

( TERMODİNAMİK: Isı enerjisi ile kinetik enerji arasındaki ilgileri ve bu konuyla ilgili olayları inceleyen fizik kolu. )

( [not] ... vs./but IRREVERSIBILITY )


- TERMOGRAVİMETRİK ANALİZ ile/||/<> DİFERANSİYEL TARAMA KALORİMETRİSİ

( Termogravimetrik analiz kütle değişimini sıcaklığa karşı ölçerken, DSC ısı akışı değişimini ölçer )

( Formül: TGA eğrisi )


- TERMOKİMYA ile/||/<> KALORİMETRE

( Bomba kalorimetre )

( Pierre Eugène Marcellin Berthelot tarafından 1881 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1827-1907) (Ülke: Fransa) (Alan: Kimya) (Önemli katkıları: Organik sentez, termokimya) )


- TERMOMETRİ/THERMOMETRY[İng.] değil/yerine/= SICAKLIK ÖLÇÜMÜ


- TERMOPLASTİK İLE TERMOSET İLE ELASTOMER ile/||/<> POLİMER SINIFLARI

( Isıl davranışa göre polimer türleri. )

( Formül: Tg < Tkullanım < Tm )


- TERMOPLASTİK ile/||/<> TERMOSET

( Termoplastik ısıtınca yumuşar İLE termoset sertleşir geri dönmez )

( Formül: Lineer zincirler İLE çapraz bağlı ağ )


- TERMOREGÜLASYON/THERMOREGULATION[İng.] değil/yerine/= SICAKLIK DÜZENLENİM


- TERMOREGÜLATÖR/THERMOREGULATOR[İng.] değil/yerine/= SICAKLIKDÜZENLER


- TERMOS[Fr.] ile TERMOSTAT[Fr.]

( Yalıtım maddesiyle kaplı metal bir kılıf içine yerleştirilen, aralarında hava boşluğu bulunan çift çeperli cam şişeden oluşan, içine konan sıvının ısısını uzun süre koruyan kap. İLE Isıdenetir. )


- TERMOSTAT[Fr.]/THERMOSTATE[İng.] değil/yerine/= ISIDENETİR/SICAKLIKDENETİR


- TERMOTERAPİ/THERMOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= SICAKLA SAĞALTIM


- TERMS :/yerine KOŞULLAR, TERİMLER


- TERÖR/İST/İZM[Fr./İng.]/!TEDHİŞ/Çİ[Ar.] değil/yerine/= !YILDIRI/CI/LIK


- TERÖRİZE ETMEK ile/değil/yerine/>< TEORİZE ETMEK


- TERRIBLE :/yerine KORKUNÇ, BERBAT


- TERRITORIAL[İng.] ile BÖLGESEL

( Belirli bir bölgeye ait. )


- TERRITORY :/yerine BÖLGE, TOPRAK


- TERROR :/yerine TERÖR


- TERRORISM :/yerine TERÖRİZM


- TERRORIST :/yerine TERÖRİST


- TERS AÇI ile İÇ TERS AÇI

( ... İLE İki koşut doğruyu kasan üçüncü bir doğrunun iki yanında ve koşutların içinde altlı üstlü ortaya çıkan dört açıdan her biri. )


- TERS-DÜZ OLMAK/ETMEK ile ALT-ÜST OLMAK/ETMEK


- TERS İLİŞKİ ile/değil TERSİNE BİR İLİŞKİ

( "Ters ilişki" sözü daha çok anal seks için kullanılmaktadır. İLE/DEĞİL Kavramlar üzerine yapılacak süreçteki sondan başa gidiş için "tersine/tersinden bir bakışla" ifadesi kullanılabilir. )


- TERS / TERSİ değil UC / UCU


- TERS ile/değil/yerine/>< DERS

( [Almaya/anlamaya ...] Kapalıysa/k "gelir", ters. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Açıksa/k alır/ız her bir durumdan ders. )


- TERS ile/değil/yerine İLKELİ


- TERS ile/değil SANKİ


- TERS ile TERS

( Gerekli olan duruma karşıt olarak. | Uygun olmayan, elverişsiz. | Gönül ve cesâret kırıcı, huysuz, sert. | Bir şeyin içe gelen yanı, arkası. | Kesici bir aygıtın kesmeyen yanı. | Bir şeyin karşıtı. İLE Hayvan pisliği. )


- TERS ile/değil TERSİNE


- TERS ile ZIT

( WRONG vs. THE OPPOSITE )


- TERSÂ ile/ve CEBÂNET

( Çok korkak, titrek. İLE/VE Korkaklık. )


- TERSANE[İt.] değil/yerine GEMİLİK


- TERSANE[İt. < TERSANA] değil/yerine/= GEMİLİK


- TERSANELİ[İt.] değil/yerine/= DENİZ SUBAYI / ERİ


- TERSİL/TERTILE[İng.] değil/yerine/= ÜÇTE BİRLİK


- TERSİM[Ar.] değil/yerine/= RESMİNİ YAPMA


- TERSİNE ÇEVİRME ile YER DEĞİŞTİRME


- TERSİNEMEZLİK/ENTROPİ ile KARGAŞA ile KANSER

( Doğada. | Nesnelerde. İLE Toplumda. İLE Biyolojide. )


- TERSİNEMEZLİK ve/||/<> KARANLIK ENERJİ ve/||/<> KARANLIK MADDE


- TERSİNEMEZLİKTE/ENTROPİDE:
NİCELİK ile/ve/değil/||/<> "NİTELİK"


- TERSİNİR DURUM DEĞİŞİMİ ile/ve/||/<> TERSİNEMEZ DURUM DEĞİŞİMİ

( Tersinir olmayan durum değişir. İLE/VE/||/<> İz bırakmadan, tersi yönde gerçekleşebilen durum değişir. )


- TERSİNİR SÜREÇ ile/||/<> TERSİNMEZ SÜREÇ (İKİLİ KARŞILAŞTIRMA)

( Tersinir ideal kayıpsız, tersinmez gerçek kayıplıdır )

( Formül: ΔS=0 İLE ΔS>0 )


- TERSİNİR ile/ve/||/<> TERSİNİRLİK

( Bir olayın ortaya çıkma koşullarındaki sonsuz küçük bir değişikliğin etkisiyle herhangi bir anda yön değiştirebilen [kimyasal, fiziksel ve mekanik dönüşüm]. İLE Tersinir bir olayın özelliği. )


- TERSİNMEK ile TERSLEMEK ile TERSLENMEK ile TERSLEŞMEK

( Geri dönmek, rücû etmek. | Hiddetlenmek, aksilik etmek. İLE Birine gönül kırıcı, sert söz söylemek ya da gönül kırıcı davranmak, azarlamak. İLE Tersleme durumuna konu olmak. | Aksilik etmek, terslik göstermek. İLE Terslik etmek, zıt davranmak. )


- TERSİYER/TERTİARY[İng.] değil/yerine/= ÜÇÜNCÜL, ÜÇÜNCÜ


- TERSLEMEK ile/ve/değil/yerine REDDETMEK


- TERTEMİZ


- TERTİB ve/||/<>/>/< MÜRETTEBÂT


- TERTİBAT[Ar.] değil/yerine/= DÜZEN/DÜZENLENİŞ

( Bir işin güçlüklerini karşılamak için yapılan ön hazırlıklar. )


- TERTİP değil/yerine/= DİZGİ


- TERTİP değil/yerine/= DİZİM


- TERTİP değil/yerine/= EMDÜZEN


- TERTİP[Ar.] değil/yerine/= SIRA DÖNEM


- TERTİP ile/ve TANZİM

( Üstüste. İLE/VE Yanyana. )


- TERTİP ile TELİF


- TERTİP-DÜZEN (SAĞLAMAK)


- TER-Ü-TAZE[Fars.] değil/yerine/= ÇOK TAZE, KÖRPE | DİNÇ BİR BİÇİMDE


- TERZİ[Ar.]/HAYYATİ[Ar.]/DERZİ[Fars.]/BAHYEZEN[Fars.] değil/yerine/= DİKMEN


- TERZİ, KENDİ SÖKÜĞÜNÜ DİKEMEZ ile/ve/||/<> KELİN İLACI OLSA BAŞINA SÜRER/MİŞ


- TERZİ:
[hem] "ORTOPEDİST" ve/||/<>/hem de "PSİKOLOG"


- TERZİ, İRFAN (SÜRMENE, 1959) :

( Yönetici, Spor yazarı. Sarıyer/Rumelikavaklıdır. İlkokulu Rumelikavak'ta, Sarıyer Ortaokulu ve Sarıyer Lisesini bitirdi. İ.Ü. İktisat Fakültesinden mezun oldu. Meslek olarak spor yazarlığını seçti. Günaydın, Güneş, Fotospor, Tercüman ve Akşam gazetelerinde çalıştı. Çeşitli yerlerde yerel gazetelerin kuruluş çalışmalarına katıldı ve kuruluşlarını gerçekleştirdi. Sarıyer Yerel Haber'e destek olmaya devam etmektedir. Rumelikavak Spor Kulübü, Rumelikavak Güzelleştirme Derneği, Rumelikavak Balıkçılar Kooperatifi, Sarıyer Spor Kulübü, Merter Spor Kulübü, Kırklarelispor Kulübü, İstanbul Su Ürünleri Kooperatifler Birliği üyesidir. Bu kooperatifte Yönetim Kurulu üyeliği yaptı. Merter ve Kırklareli Spor Kulüplerinde yönetim kurullarında yer aldı. Üyesi olduğu Sarıyer Spor Kulübünde üç dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. Sarıyer S. K. Divan Kurulu üyesidir. )


- TERZÎK[Ar. < RIZK] ile BESLE(N)ME

( Besleme, rızık verme. )


- TESÂDÜF[< SADEF | çoğ. TESÂDÜFÂT] ile/ve/değil/yerine/<> TEVÂFUK[< VEFK | çoğ. TEVÂFUKAT]

( Rastlantı, aramadan bulma. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<> Uyma, uygun gelme. )


- TESAHUP[Ar.] değil/yerine/= BENİMSEME, SAHİP ÇIKMA | ARKADAŞLIK ETME


- TESÂLUH[Ar.] ile TESÂLUH[Ar.]

( MÜSÂLAHA[< SULH]: Barışma, uzlaşma. | Barış, güvenlik. İLE Sağır gibi görünme. )


- TESALÜP[Ar.] değil/yerine/= ÇAPRAZ GELME

( İki şeyin birbiri üzerine çapraz biçimde gelmesi. | Sinir ve damarların birbirinin üzerinden çapraz olarak geçmesi. )


- TESÂMU'[< SEM] ile TESÂMUH[< SEMÂHAT | çoğ. TESÂMUHÂT]

( Duyma/işitme, kulaktan duyma. İLE Hoş görme, müsamaha gösterme. | Dikkatsiz, kayıtsız davranma. )


- TESÂNÜT/TESÂNÜD[Ar. < SENED] değil/yerine/= DAYANIŞMA | OMUZDAŞLIK


- TEŞA'UL[< ŞU'L] ile TEŞA'UR[< ŞA'R] ile TEŞÂUR[< Şİ'R] ile TEŞÂVÜR[< ŞÛRÂ]

( Parlama, tutuşma. İLE Kıllanma, tüylenme. İLE Şâir tavrı takınma, şâirlik taslama. İLE Birbirine danışma. )


- TESBÎ'[Ar. < SEB] ile TESBÎH[Ar. < SEBH | çoğ. TESBÎHÂT]

( Yedileme, yediye çıkarma. | Önceden söylenilmiş bir manzûmenin her beytinin -matla'da iki mısrâı ile aynı kafiyede olmak üzere- beş mısrâ eklenerek, yedi mısrâya çıkarılması. İLE "Sübhânallah" sözcüğünü söyleyerek ve öteki sıfatlarını da anarak, Allah'a tazîm etme senâ etme. | Kalbin şifâsı, itminânı ve visâli. | Tespih. )


- TEŞBÎ'[Ar.] ile TEŞBÎH[Ar. < ŞİBH | çoğ. TEŞBÎHÂT] ile TEŞBÎR[Ar.]

( Karnını doyurma, karnı doyrulma. [İŞBÂ'(< ŞİB)] İLE Benzetme, benzetilme. İLE Karışlama, karışlanma. | Endâze vs. ile ölçme. )


- TEŞBİH ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KIYAS


- TEŞBİH ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TESPİT


- TEŞBİH/İ YOKTUR ile/değil TARİH/İ YOKTUR


- TEŞBİHTE HATA ARANMAZ değil TEŞBİHTE, HATA OLMAZ/OLMAMALI


- TEŞBİHTE HATA OLMAZ değil TEŞBİHTE, HATA OLMAZ/OLMASIN/OLMAMALI!
(TEŞBİH, HATA/EKSİK/YÜK/SORUN KALDIRMAZ/TAŞIMAZ/TAŞIMAMALI!)

( Teşbih yapmakta "hata/sakınca/yanlışlık olmaması". DEĞİL Yapılan teşbihte/benzetmede, hatanın/yanlışın/ilişkisizliğin olmaması gerekliliği. [Olabildiğince özen gösterilmesi gerektiği.]
Hangi benzetmeyi yaparsak yapalım, önemli değildir anlamına gelmez. Benzetme(teşbih) yapacağımız zaman hata yapmama ve keyfiyet olmaması gerekliliğini anlatır! [Teşbih sözcüğünden sonra virgül/duraklama çok önemli!] )

( Halk arasında daha çok, "yapılan benzetmeden alınılmamasını dilemek için" "söylenilir" fakat bu, yanlış kullanımdır. )

( Her şey, herşeyle dolaylı olarak bağlantılandırılabileceğinden,
hiçbir şeyi, hiçbir şeyle doğrudan bağlantılandırmamakla başlar her şey. )


- TEŞBİHTE, HATA OLMAZ/OLMAMALI! değil/yerine TEŞBİHİN, AYAĞI TOPALDIR


- TEŞCÎ'[Ar. < ŞECÂAT | çoğ. TEŞCÎÂT] ile TEŞCÎR[Ar. < ŞECER]

( Cesaret verme/verilme, gayrete getirme/getirilme. İLE Ağaçlandırma, ağaç dikme. )


- TESCİL/LEMEK ile/ve/değil TASDİK/LEMEK

( Herhangi bir şeyi resmî olarak kaydetme, kütüğe geçirme. | Bir taşınmazın üzerinde bir aynî hakkın kurulması için tapu kütüğüne yapılması gerekli kayıt. İLE/VE/DEĞİL Doğrulama. | Onay, onaylama. )


- TESDÎD[Ar.] ile TAKVÎM[Ar.]


- TESDİS[Ar.] ile TESTİS[Lat.]

( Sayısını altıya çıkarma ya da altıya bölme. | Bir gazelin her beytine dört dize ekleyerek altılı duruma getirme. İLE Erbezi, taşak, haya, husye. )


- TEŞDİT[Ar.] değil/yerine/= GÜÇ VERME | SAĞLAMLAŞTIRMA


- TEŞEBBÜS[Ar.] değil/yerine/= GİRİŞİM | GİRİŞME


- TEŞECCÜ'[Ar. < ŞECÂAT | çoğ. TEŞCÎÂT] ile TEŞECCÜR[Ar.]

( Sahte cesâret gösterme, şecî görünme. İLE Ağaçlaşma, ağaçlanma. | [kimya] Billur nesnelerin ağaç biçiminde birleşmesi. )


- TEŞEHHÜD[< ŞAHÂDET] ile ...

( Namazda, oturarak, "ettehiyyâtü" duasını okuma. )


- TEŞEKKÜL ETMEK/MEYDANA GELMEK[Ar.] değil/yerine/= OLUŞMAK


- TEŞEKKÜL[< ŞEKL] değil/yerine/= OLUŞUM/KURULUŞ

( ŞEKİLLENME | KURULMA, KURULUŞ, MEYDANA GELİŞ | OLUŞUM )


- TEŞEKKÜL[Ar. < ŞEKL | çoğ. TEŞEKKÜLÂT] ile TEŞEKKÜR[Ar. < ŞÜKR | çoğ. TEŞEKKÜRÂT]

( Şekillenme. | Kurulma, kuruluş, meydana geliş. | Oluşum. | Yoğrum. | Oluş. | Örgüt, topluluk. İLE Şükr etme, yapılan bir iyilikten memnun kalma ve memnun kaldığını ifade etme sözleri. )


- TEŞEKKÜR[Ar.] (ETMEK) değil/yerine/= ÖVGE (SUNMAK)


- TEŞEKKÜR ETMEK ve/||/<> ÖZÜR DİLEMEK

( Bunları bilmeyenlere, kapıları/nı kapatmak gerekir. )


- TEŞEKKÜR ETMEK ile/ve TAKDİR ETMEK

( TO THANK vs./and TO APPRECIATE )


- TEŞEKKÜR ile/ve ALLAH'A ŞÜKÜR


- TEŞEKKÜR[Ar.]["TEŞEKKÜRLER" değil!]/MERSİ[Fr.] değil/yerine/= SAĞ OL! / ALKIŞ


- TEŞEKKÜR ile/ve ŞÜKÜR

( Kişilere ve topluma teşekkür etmeyi bilmeyen, şükür etmeyi bilemez. )


- TEŞEKKÜRDE:
ESTAĞFİRULLÂH ile/ve/değil/||/<> RİCA EDERİM


- TESELLÎ[Ar.] değil/yerine/= AVUNÇ


- TESELLİ ile KENDİNİ KANDIRMAK


- TESELLÎ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TECELLİ

( Hakikati keşf edebilmek için teselli değil tecelli gerekir. )


- TEŞEMMÜ'[Ar. < ŞEM] ile TEŞEMMÜM[Ar. < ŞEMM]

( Mumlaşma, mum bağlama, muşamba gibi olma. | Üzerine bal mumu sürülme. [TEŞEMMÜ-İ KEBED: Karaciğerin muşambalaşması, siroz.] İLE Koklama. )


- TEŞEMMÜL[Ar.] ile TEŞEMMÜR[Ar.]

( İhrama bürünme. İLE İşe hazırlanma, sıvanma. )


- TEŞENNÜC[Ar. < ŞENC]/İSPAZMOS/SPASM[İng.]/SPASME[Fr.] değil/yerine/= KASILMA

( Kasların kasılması, gerilip/çekilip büzülmesi. )


- TEŞERRÜF[Ar.] değil/yerine/= ONURLANMA, ONUR DUYMA


- TESETTÜR[Ar. < SETR] değil/yerine/= ÖRTÜNME, KAPANMA


- TEŞE'ÜM[< ŞEÂMET] değil/yerine/= "UĞURSUZ SAYMA"


- TEŞEVVÜŞ[< ŞEVEŞE] değil/yerine/= KARIŞMA, KARMAKARIŞIK OLMA, KARIŞIKLIK


- TESEYYÜP[Ar.] değil/yerine/= KAYITSIZLIK, TEMBELLİK, İHMALCİLİK


- TESHÎL[Ar.] ile TESHÎL[Ar. < SEHL | çoğ. TESHÎLÂT] ile TESHÎR[Ar.]

( Öksürtme. İLE Kolaylaştırma. İLE Ele geçirme, zapt etme. | ... )


- TESHİP değil TEZHİP/TEZHİB


- TESHÎR ile/ve/> TAHRİK

( Söz/kelâm ile. İLE/VE/> Bakış/nazar ile. )


- TESHÎR ile TE'SÎR[< İSR]

( Büyüleme, büyü yapma; aldatma, aldatılma. İLE Alâmet/nişan bırakma. | İşleme, dokunma; içe işleme. | Kederlendirme. )


- TEŞHİR/EKSİBİSYON[< EXHIBITION]/UTAÇICILIK değil/yerine/= GÖSTERMECİLİK


- TEŞHİS/DIAGNOSIS[İng.] değil/yerine/= TANI


- TEŞHİS[Ar.] değil/yerine/= TANI/TANIMLAMA

( Hastalığın ne olduğunu araştırıp ortaya koyma. Kim ve ne olduğunu anlama, tanıma, seçme. | Belirleme. | Kişileştirme. )


- TEŞHÎS[< ŞAHS | çoğ. TEŞHÎSÂT] ile TEŞHÎZ[< ŞAHZ | çoğ. TEŞHÎZÂT]

( Ayırma, seçme, fark etme, tanıma. | Hastalığın, hangi hastalık olduğunu bilme. | Eşyaya şahsiyet verme, onlara hitâb etme. İLE Sivriltme, keskinleştirme. | Bileme. | Uyandırma, kuvvet ve etkisini artırma. )


- TEŞ'ÎL[Ar. < ŞU'L] ile TE'ŞÎR[Ar.]

( Parlatma, alevlendirme/şûlelendirme, tutuşturma. İLE Gedik etme. )


- TESİR (ETMEK) ile/ve/||/<>/> TESİS (ETMEK)

( Etki etmek. İLE/VE/||/<>/> Yapılandırmak. )


- TE'SÎR[Ar. < İSR | çoğ. TE'SÎRÂT] ile/ve TES'ÎR[Ar. < SA'R] ile/ve TESHÎR[Ar. < SİHRİYY] ile/ve TESHÎR[Ar. < SİHR/SEHHAR | çoğ. TESHÎRÂT]

( Alâmet, nişan bırakma. | İşleme, dokunma, içe işleme. | Kederlendirme. İLE/VE Değer/kıymet/narh koyma. | Ateşi yakıp alevlendirme. İLE/VE Zapt ve istila etme, ele geçirme, elde etme. İLE/VE Büyü yapma, büyüleme, aldatma/aldatılma, kendini bağlama. )


- TESİR[Ar.] değil/yerine/= ETKİ


- TESİR ile HÜKÜM


- TESİS[Ar.] (ETMEK) değil/yerine/= KURMAK/OLUŞTURMAK


- TESİS (ETMEK) ve/<> TEMİN (ETMEK)


- TESİS değil/yerine/= KURULUŞ/KURULMA


- TESİSAT[Ar.] değil/yerine/= DONANIM/DÖŞEM


- TESİSAT[Ar.] değil/yerine/= DÖŞEM

( Belirli bir işin sağlanmasına yardım eden araçların uygun yerlere döşenmesi ya da döşenen bu araçların tümü. )


- TESİSAT ile/değil TECHİZAT


- TESİT[Ar.] değil/yerine/= KUTLAMA


- TESKERE[Fars. < DESKERE] ile/değil TEZKERE[Ar.]

( Sedye. | Eskimiş yapılarda malzeme taşımak için kullanılan, dört kollu ve iki kişinin taşıdığı tahta araç. İLE/DEĞİL Pusula. | Bir iş için izin verildiğini bildiren resmî kâğıt. | Askerlik görevinin bittiğini bildiren belge. )


- TEŞKİK[< ŞAKK] ile TEŞKÎK[< ŞEKK | çoğ. TEŞKÎKÂT]

( Yarma, yarılma, ikiye ayırma, parça parça yarma. İLE %50/50 olarak şüpheye düşürme/düşürülme, şüphede bırakma/bırakılma. )


- TEŞKİL[Ar.] değil/yerine/= OLUŞTURMA | OLUŞUM | ÖRGÜTLEME


- TESKİN[Ar.] ile/ve/||/<> TESELLİ[Ar.]

( Acı, öfke, heyecan vb. duyguları yatıştırma, dindirmeye çalışma. İLE/ve/||/<> Avunma, avuntu, avunç. )


- TESLÎF[Ar.] değil/yerine/= SABAH YEMEĞİ YEMEK


- TESLİM ETMEK ile/ve/<>/değil EMÂNET ETMEK


- TESLİM ETMEK ile/ve TESLİM ETMEYİ SÜRDÜRMEK


- TESLÎM[Ar.] ile TESLÎM[Ar. < SÜL, SELEME | çoğ. TESLÎMÂT]

( Çentme, diş diş etme. İLE Bir emâneti, yerine verme. | Bir şeyi, yeni sahibine verme. | Hakikat olduğunu söyleme. | İtiraf. | Dayanamayıp, "Pes!" deme. | Kendini, Allah'ın kaderine bırakma. | Bir saz yapıtında, asıl hâne ile mülâzimeyi bağlayan nağmeler olup bu nağmeler, her hânede tekrar edilmekle beraber, mülâzimeye dahil edilmez. Eskiden, buna "Terkib-i İntikal" da denilirdi. Fakat terkib-i intikal'in yalnız hâneleri bağlayan ve az çok tâdîlât ile tekrar edilen nağmeciklere verilen bir ad olup mülâzime ile hâne arasındaki nağmeye tevsî edilmemiş olma olasılığı da vardır. | Selam verme, selâmetle dua etme. | Âfetten masûn kılma. )


- TESLİMİYET:
BOYUN EĞMEK değil ANLAMAK


- TESLİMİYET ile/ve/> AŞK

( SUBMISSION vs./and/> FALL IN LOVE )


- TESLİM/İYET ile/ve BAĞLI/LIK


- TESLİMİYET ile/ve/değil/<> MAHVİYET


- TESLİMİYET ile/ve/||/<>/< SABIR

( Özellikle, Anthony Hopkins'in, "The Edge" ve "The Instinct" adlı filmlerini de izlemenizi salık veririz. )


- TESLİMİYET ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< TERK-İ DAVÂ


- TESLİMİYET ile/ve/||/<> TEVEKKÜL

( Ne kadar âlim olsak da iki dakika sonra başımıza ne geleceğini bilemeyiz. )

( İnsan da, varlık da, kudret de küçülmedikçe büyümez. [muhitleşmek] )

( Kendinden haberin olmayacak ki, vuslata çıkasın. )

( Herşeyin modeli vardır fakat hakikatin yok. Hem kafes içinde duracaksın, hem de aradan çıkacaksın. )

( Azrail'e can vermeyen,
Hakk'a, Hakikat'e varamaz. )

( KENAR GEZME!
DOLAN, GEL!
GİR İÇERİ! )


- TESLİMİYET ile/ve/||/<>/>/< TEVEKKÜL
ile/ve/||/<>/>/<
TEBESSÜM :)

( Denizde, kendini bırakırsan batmazsın. Kişiyi batıran, kendini bırakmaksızın çırpınmasıdır. )


- TESLİMİYET ile/ve/değil TUTMAMAK


- TESLİMİYET ve/||/<>/< UTANMAK/UTANABİLMEK


- TESLİMİYET ve/<>/|| ZEKÂ


- TESLİMİYET/KABUL EDİLME/AFFEDİLME:
TÖVBE ve/||/<> DOĞRU/DÜZGÜN İŞ YAPMAK / SÂLİH AMEL


- TESLİM OLMAK ile/değil/yerine/>< KAYBETMEK


- TESLİS[Ar.]/TRIAL/TRINITY[İng.]/TRIVIUM[Lat.]/TRIMURTI[Hintçe] değil/yerine/= ÜÇÜL


- TESLÎS ile TESDİS

( Üçleme. İLE Altışarlama. )


- TESLİS ile/ve/değil/yerine/||/<>/> TEVHİD


- TEŞMÎL[Ar.] ile TEŞMÎR[Ar. < ŞEMR]

( Yayma, içine aldırma, kapsamına aldırma. | Daha genel bir anlam verme. İLE Sıvama, sıvanma. )


- TESMÎR[Ar.] ile TESMÎR[Ar. < SEMER]

( Çivileme/mıhlama, çivilenme/mıhlanma. İLE Ağaçların -çiçeklerini döküp- yemiş bağlaması. | Tasarrufla, malın çoğalması. )


- TESMİYE[Ar. < İSM] ile ADLANDIRMA, AD VERME/KOYMA

( AD KOYMA, ADLANDIRMA, İSİM VERME | BESMELE ÇEKME )


- TEŞNE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< MÜSAİT (OLMA)


- TESPİH:
"DİZMEK" değil BİR'LEMEK


- TESPİH'İN:
TANESİ değil DÂNESİ


- TESPİHLİ ile TESPİHLİ

( Tespihi olan, tespih çeken. İLE Üzerinde bir sıraya dizilmiş tespih taneleri gibi yuvarlakları olan. )


- TESPİT ile GENELLEME


- TESPİT ile/ve/değil/||/<>/< İTİRAF


- TESPİT değil/yerine/= SAPTAMA

( [not] DETERMINATION but/= DETECTION
DETECTION instead of DETERMINATION )


- TESPİT ile/ve/değil/||/<>/>/< (HAKKI/NI) TESLİM


- İCTİHÂD:
TEŞRÎ ile/ve/||/<> ADLÎ


- TEŞRİ ile FETVÂ


- TESRİ[Ar.] değil/yerine/= HIZLANDIRMA, ÇABUKLAŞTIRMA


- TESRÎB[Ar.] ile TESRÎB[Ar. < SÜRÛB]

( Ayıplama, darılma. | Başa kakma. İLE Yollama, gönderme, gönderilme. )


- TEŞRÎF[< ŞEREF] değil/yerine/= ONURLANDIRMA | GELMESİYLE BİR YERE ONUR VERME | GELME | GİTME


- TEŞRİH ile TEŞBİH


- TEŞRÎH[Ar. < ŞERH | çoğ. TEŞRÎHÂT] ile TEŞRÎHÎ[Ar.] ile TEŞRÎ/Î(LEGISLATIVE)[Ar.]

( Açma, yayma, etraflıca şerh etme/edilme. | Dilim dilim, parça parça kesme. | Bir ölü gövdesini kesip parçalara ayırma. Otopsi. | Anatomi. | İskelet. İLE Anatomiye özgü, anatomiyle ilgili. İLE Yasa ile, yasa ile ilgili. )


- TEŞRİHHANE[Ar. + Fars.] ile DERSLİK

( Otopsi yapılan yer. | Tıp fakültelerinde anatomi dersi yapılan yer. )


- TEŞRİK[Ar.] ile/ve/||/<> MÜŞTEREK[Ar.]

( Yaptığı bir işe birini ortak etmek. İLE Ortak. | Ortaklaşa, el birliğiyle yapılan/hazırlanan. | Ortaklaşa kullanılan. | Ortaklaşa, birlikte. )


- TEŞRÎK[Ar. < ŞARK] ile TEŞRÎK[Ar. < ŞİRK]

( Işıklandırıp parlatma. İLE Ortak/şerîk etme. | Allah'a ortak koşma. )


- TEST ile ANALİZ TEST vs. ANALYSIS

( TEST ile ANALİZ TEST )


- TEST :/yerine TEST, SINAMAK


- TESTERE ile KATRAK

( ... İLE Marangozlukta tomrukları biçmeye yarayan ve birden çok testeresi olan biçme makinesi. )


- TESTİ[Fars. < DESTİ] ile/ve/< AMFORA/AMFOR[Lat./Fr. < Yun.]

( Geniş gövdeli, dar boğazlı, emzikli ya da emziksiz olabilen, toprak, cam, metal vb. nesnelerden yapılan su kabı. | Bu kabın alabileceği miktarda olan. İLE/VE İki kulplu, dibi sivri, dar boyunlu, karnı geniş testi. )

( )


- TESTİ ile/ve CERE/CERRE

( ... İLE/VE Toprak testi. )


- TESTİ ile/ve/değil/||/<>/< HIZMAN/HARMAN

( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Çiriş kökünden yapılan yağ kabı. )


- TESTİ ile/ve KUMKUMA[Ar. < KUMKUME]

( ... İLE/VE Küçük testi. | Kötü, olumsuz bir özelliği kendinde fazlasıyla toplayan kişi, olay, olgu ya da yer. )


- TESTİCİLER SOKAK :

( Çayırbaşı mahallesi sokaklarındandır. Çömlekçiler sokağının arka tarafında bulunan bu sokakta eskiden Testici imalathaneleri bulunuyordu. Bu nedenle bu sokağa da "Testiciler Sokak" adı verilmiştir. )


- TESTIFY :/yerine TANIKLIK ETMEK


- TESTIMONY :/yerine TANIKLIK, İFADE


- TESTING :/yerine TEST ETME, DENEME


- TESTİS-İ ile/değil TESTİ-Sİ

( Şu sayrının erbezi/testisi. İLE/DEĞİL Şu su/şerbet testisi. )


- TESTLERDE:
POZİTİF ile/ve NEGATİF

( Bulunmuşsa/varsa. İLE/VE Bulun(a)mamışsa/yoksa. )

( Anlamlandırması/yorumlaması, beklenilen/aranılan şeyin karşılığına göre değişir. [ur/bakteri vb. için bakılmışsa pozitif çıkması olumsuzdur/kötüdür fakat gebelik, aşının tutması vb. için bakılıyorsa pozitif çıkması olumludur/iyidir.] )

( POSITIVE vs./and NEGATIVE : ON TESTS )


- TEŞVİK ETMEK ile/değil ÇANAK TUTMAK


- TEŞVİK değil/yerine/= ÖZENDİRME


- TESVÎK[Ar. < SEVK] ile TESVÎK[Ar. < MİSVÂK]

( Sürme, ileri gitme. İLE Dişleri, misvâk ile temizleme. )

( İSTİNÂN: Dişleri, macunla ya da tozla temizleme. )


- TEŞVİK-İ MESAİ değil TEŞRİK-İ MESAİ/İŞBİRLİĞİ


- TEŞVİK/KÂR değil/yerine/= İTEV/Cİ


- TESVÎL[Ar. çoğ. TESVÎLÂT] ile TESVÎR[Ar.]

( Kötü bir şeyi, güzel göstererek aldatma. İLE Toz kaldırma. | Bâtınî anlamını araştırma. )


- TESVİT[Ar.] değil/yerine/= KARALAMA

( Müsvedde yapma. )


- TESVİYE[< SEVÎ]:
TEK ŞEY ÜZERİNDE ile İKİ ŞEY ARASINDA ile ÇOK ŞEY ÜZERİNDE

( Doğrultma, kusursuz yapma, düzleme. İLE Hilâfa çözüm, iki ortağın rızâlaşması, dengeleme. İLE Düzenleme, dengeleme. )


- TESVİYE[< SEVÎ] ile İSTİVÂ'[< SEVÂ]

( Doğrultma, kusursuz yapma, düzleme. İLE Birden çok şeyin birbirine eşit ve denk olması. | Düz olma, düzlük. | Kaplama, örtme. | Ortada ve tam bir derecede bulunma. | Mevlevî sikkesinin tam ortasına gelmek üzere önden arkaya doğru çekilen iki parmak eninde yeşil çuha. )


- TESVİYE[< SEVÎ] ile/ve/<> TASFİYE[< SAFV]

( Beraber etme, düz etme, düzleme, düzeltme, düz duruma getirme. | Ödeme, verme. | Hükûmetçe bir yere gönderilen erlere verilen ve bilet yerine geçen kâğıt. İLE/VE/<> Saf kılma, saflaştırma, arıtma, ayıklama, temizleme. | Özleştirme. | Bir ticaret kuruluşunun batması, kapanması vb. nedenler üzerine hesapların kesilmesi, alacaklılara, ortada kalan mal ve paradan paylarına düşen miktarın verilmesi, likidasyon. | Türlü nedenlerle çok sayıda çalışanın görevine son verme. )


- TESVİYE/Cİ/LİK değil/yerine/= DÜZLEME/Cİ/LİK


- TESYÎL[Ar. < SEYL] ile TESYÎR[Ar. < SEYR]

( Sel gibi akıtma/akıtılma. | [kimya] Sert bir cismi, akıcı duruma getirme. İLE Yürütme, yürütülme. | Gönderme/gönderilme, yollama/yollanma. )


- TETÂBUK[Ar. < TIBK] değil/yerine/= UYMA, UYGUN GELME, UYGUN DÜŞME, KARŞILIK GELMESİ


- TETANİ/TETANY[İng.] değil/yerine/= KASINIM


- TETANOZ/TETANOS[Fr.] değil/yerine/= KAZIKLI HUMMA

( İnsan ve hayvan gövdesine açık yaralardan giren, genellikle toprakta, gübrede yaşayan bir basilin yol açtığı, kasların sürekli ağrılı kasılmasıyla kendini gösteren ateşli ve tehlikeli bir hastalık. )


- TETİK ile TETİK

( Ateşli silahlarda ateşlemeyi sağlamak için çekilen küçük parça. İLE Çabuk davranan, çevik, dikkatli, uyanık. | Dikkat ve özen gerektiren, nazik. )


- TETİKLEME ile DÜRTÜKLEME

( MÜRŞİD: Tetikleyici. )


- TETİKLEME ile KIŞKIRTMA

( TRIGGER vs. PROVOKE )


- TETİKLEME ile/değil YANKILANDIRMA


- TETİKLEMEK ile KÖRÜKLEMEK


- TETİKLE(N)ME ile/ve DÖNÜŞÜM


- TETİKLE(N)ME" ile/ve "KÖRÜKLE(N)ME" ile/ve "YÜKSELME" ile/ve "HOŞLANMA"


- TETİKTE" OLMAK/KALMAK ile/ve/||/<> TEYAKKUZ


- TETRAHEDRAL İLE OKTAHEDRAL İLE KARE DÜZLEM ile/||/<> KOORDİNASYON GEOMETRİLERİ

( Metal kompleks şekilleri. )

( Formül: sp³ İLE sp³d² İLE dsp² )


- TETRALOJİ/TETRALOGY[İng.] değil/yerine/= DÖRTLÜK | DÖRTLEME


- TETRALOJİ ile ...

( Bir yazarın, dört piyeslik yapıtının tümü. )


- TETT ile/ve/||/<>/> STT/SKT

( Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi İLE/VE/||/<>/> Son Tüketim Tarihi/Son Kullanım Tarihi )


- TEVÂBİL[< TÂBEL/TÂBİL] ile ...

( Yemeklere konulan, nane, biber, tarçın, karanfil gibi baharatlar. )


- TEVÂCÜD[< VECD] ile ...

( KENDİNE VECİD DÂVET ETME, VECD İÇİNDE OLABİLMEK İÇİN GAYRET SARFETME, VECDİ TALEP ETMEK )


- TEVÂCÜD ile/ve/sonra/||/<>/> TEVECCÜD[< VECD]

( | Kendine vecid dâvet etme, vecd içinde olabilmek için gayret sarfetme, vecdi talep etmek. İLE/VE/SONRA/||/<>/> Vecde gelme, hallenme, coşma. | Kendinden geçerek ilâhi aşka dalma. | Aşırı heyecan. | Kederlenme. )

Bugün[27 Ekim 2025]
itibarı ile 52.687 başlık/FaRk ile birlikte,
52.687 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(188/212)