K ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 52.672 başlık/FaRk ile birlikte,
52.672 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(169/212)
- SEVDÂ ve/||/<> AYRILIK
( Ayrılık da sevdânın içinde/parçası. / Ayrılık, sevdâya dahil. )
- SEVDÂ ile SEVGİ
( PASSION vs. LOVE )
- SEVDALI ile/ve MERAKLI
- SEVDÂN ile ...
( İKİ SİYAH [SU VE HURMA] )
- SEVDANIN İÇİNDE ile/ve/||/<> YAŞAMIN İÇİNDE
( Ayrılık. İLE/VE/||/<> Yalnızlık. )
- SEVDİĞİMİZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SEVEBİLECEĞİMİZ
- SEVDİĞİMİZ İŞİ YAPANA KADAR ve/||/<> SEVDİĞİMİZ YERDE OLANA KADAR
( Yaptığımız işi sevelim! VE/||/<> Olduğumuz yeri sevelim. )
- SEVDİĞİN ile/değil/yerine GÜVENDİĞİN
- (SEVDİĞİN)(BİR ŞEYİ)TOK KARNINA YEMEK ile/yerine AÇKEN (KARARINCA) YEMEK
- SEVDİĞİNE "İTAAT" ile/ve/||/<> "İTAAT ETTİĞİNİ" SEVMEK
- SEVDİĞİNE KAVUŞAMAMAK ile/ve/||/<> KAVUŞTUĞUNU SEVEMEMEK
- SEVDİĞİNİ:
"SÖYLEYEN" ile/ve/değil/||/<>/> GÖSTEREN
- SEVDİKÇE > GÜLER YÜZ/LER :)
- SEVDİKLERİMİZ VE VEFÂT EDENLER İÇİN:
AĞLAMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLAMAK
- SEVDİKLERİNİZE VERİN!:
KANAT/LAR ve/||/<> KÖK/LER ve/||/<> NEDEN/LER
( Uçmaları için. VE/||/<> Geri dönebilmeleri için. VE/||/<> Yanınızda kalmaları için. )
- SEVEBİLMEK ve/||/<>/< YALNIZ KALABİLMEK
- SEVECENLİK = ŞEFKÂT = COMPASSION[İng.] = MISÉRICORDE[Fr.] = BARMHERZIGKEIT, MITGEFÜHL[Alm.] = MISERICORDIA[Lat.]
- SEVEN :/yerine YEDİ
- SEVENE ile/ve/||/<> SEVMEYENE
( Hay hay. İLE/VE/||/<> Bay bay[İng. < bye bye] )
- SEVEN/SÖVEN ||/>< ÖVEN
( (Fazla) Sövmek ile övmek arasında fark yoktur. )
- SEVERAL :/yerine BİRKAÇ
- SEVERE :/yerine CİDDİ, AĞIR
- SEVFE[Ar.] ile SİN[Ar. < SE-YEF'ALU]
- SEVGİ:/=/<
"ANTLAŞMAK" değil/yerine NEDENSİZ DE
( Sevgi, antlaşmak değildir,
Nedensiz de sevilir.
Bazen küçük bir an için
Ömür bile verilir. )
- SEVGİ BAĞLARININ:
BOZULMASI ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< KURULMASI
( bkz. John Bowlby )
- SEVGİ:
CAN ve/<> HEYECAN
- SEVGİ:
EDÂ ile/ve/||/<>/> SEDÂ
- SEVGİ GÜLÜCÜĞÜ ile GÜLÜMSEME
- SEVGİ:
"İNANMA" değil EDİM
- SEVGİ > İTİDAL ve/||/<>/< ADÂLET
( Kişide/Kişiye. VE/||/<>/< Toplumda. )
- SEVGİ:
İYİLİK ve/||/<> MERHAMET ve/||/<> NEŞE ve/||/<> SAKİNLİK
- SEVGİ/İRFAN:
[KUSURLARI/HATALARI ...]
YOK EDEN değil KABUL EDEN
- SEVGİ PARKI :
( Tarabya Mahallesindedir. 408,24 m²'lik bir alanı kapsar, 186,27 m²'lik yeşil alanı ve 60,91 m²'lik çocuk oyun alanı bulunmaktadır. )
- SEVGİ-SAYGI ile/ve/<> TESLİMİYET
( LOVE-RESPECT vs./and/<> SUBMISSION )
- SEVGİ:
SÖZ/SES ve/||/<> GÖZ ve/||/<> ÖZ
( Sevgi, gözden alınır, gözden verilir.
Sonra da, özden ve özden yaşanır. )
( Kaynağı sende olanı, başkasından bekleme! )
- SEVGİ:
TESELLİ ile/ve/değil/||/<>/>/< TECELLİ
( Sevilince. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Sevince. )
- SEVGİ VE SADELİK ve/||/<>/< GÜLÜMSEME :) VE SAMİMİYET
- SEVGİ:
YANLIŞLARI ÖRTMEK İÇİN değil ZORLUKLARI AŞMAK İÇİN
- SEVGİ:
"YEĞLEME ya da SEÇİM ya da BAĞIMLILIK" ile/değil/yerine/!=/>< KOŞULSUZLUK
( Sevgi, ne yeğleme, ne seçim, ne de bağımlılık konusudur. Her şeyi sevilmeye değer ve sevilebilir kılan bir olanak ve güçtür. )
( The love is which is neither prefer or choice, nor attachment. But a power and possibility which makes all things love-worthy and lovable. )
- SEVGİ ve/<> AHLÂK
( Sevgini ahlâka bağla, sevgi seni bulsun! )
- SEVGİ ile/ve/<>/değil ALIŞKANLIK
( LOVE vs./and/<>/değil ADDICTION )
- SEVGİ ve/<> ANLAM
( LOVE and/<> MEANING/SENSE )
- SEVGİ ile/ve BAĞIMLILIK
( Neyi çok[gereğinden fazla] seversek, canımızdan olduran odur. )
( LOVE vs./and DEPENDENCE )
- SEVGİ ve/<> BENZETME
( Kişi, sevdiğine benzer (ve/ya da benzetir). )
- SEVGİ ile/ve/değil/||/<> BİR BAŞKASINDA, KENDİ
- SEVGİ ve/||/<>/> BİREŞİM(TEVHÎD)
- SEVGİ ile/ve/<> DAYANIŞMA
( LOVE vs./and/<> SOLIDARITY )
- SEVGİ ve/<> DİL
( Kişi, ancak bu iki kanatla uçar. )
- SEVGİ ve/<> DÜZEN ve/<> İLERLEME
( İlkemiz. VE/<> Temelimiz. VE/<> Amacımız. )
- SEVGİ ile/ve/||/=/<>/>/< FEDÂKÂRLIK
( Hoş gör sen, boş ver sen! Sevgin kazanır! )
- SEVGİ ve/<> GÜLÜMSEME :) ve/<> ADAMLIK ve/<> MUTLULUK
( Gözde. VE/<> Yüzde. VE/<> Özde. VE/<> Azda. )
- SEVGİ ile/ve/<> GÜZELLİK
( Sevdiğinden dolayı güzel bulmak, güzel olduğundan dolayı sevmek. )
- SEVGİ ve/||/<>/> HAK
( Ailede. VE/||/<>/> Toplumda. )
- SEVGİ ve/||/<> İLETİŞİM
( Kişinin/kişinin, en temel, öncelikli/olmazsa olmaz iki gereksinimi. )
- SEVGİ ile/ve/<> İLİŞKİ
( LOVE vs./and/<> RELATIONSHIP )
- SEVGİ ile/ve/<> İŞBİRLİĞİ
( LOVE vs./and/<> COOPERATION )
- SEVGİ ile/>< KÂR
( [Pozitivizm ve kapitalizmin ...] Sevmediği. İLE/>< "Sevdiği". )
- SEVGİ ile/ve/||/<> KAYRA/LÜTÛF/İHSAN
( ... İLE/VE/||/<> Tanrısal. )
- SEVGİ ve KEŞF ve SEZGİ
( LOVE and CONSCIENCE/CONSCIOUS and INTIUTION )
- SEVGİ ile/ve/değil/yerine KOŞULSUZ SEVGİ
( Sevgi, ayırmanın, ayrımların reddidir. )
( Dünyanın eylem durumundaki sevgi olduğunu bir kez anlarsak, ona tamamen farklı bir gözle bakarız. )
( Sevgide, belirli bir düşünce kaynaklı ve/ya da dayanaklı, beklentili bir duygulanım durumu var olabilir fakat koşulsuz sevgide hiçbir düşünce, beklenti olmaksızın, olumlu ya da olumsuz, her koşulda sevmek vardır. )
( KOŞULSUZ SEVGİ, "EĞER"siz, "ÇÜNKÜ"süz, "AMA"sız; "KARŞIN'LI/RAĞMEN"li SEVGİ'dir! )
( Ayırd etme, ayrılık "düşünce ve duygusu" olmadığında, buna SEVGİ diyebiliriz. )
( Eğer, ne bir gövde, ne bir zihin, hatta ne de tanık, fakat bunlardan tümüyle öte olduğumuz düşüncesini sürekli taşırsak, zihnimizin berraklığı artacak, isteklerimiz saflık kazanacak; eylemlerimiz, merhametli ve sevecen olacaktır. Bu iç arınması, bizi başka bir dünyaya, gerçek ve korkusuz sevgi dünyasına götürecektir. )
( Sevgide yabancılar yoktur. )
( Sevgide "bir" bile yoktur, "iki" nasıl olabilsin? )
( Sevgi, yaradılışın önünde gelir. )
( Gerçek ve sevgi, kişinin asıl doğasıdır. Akıl ve gönül, onun paylaşım araçlarıdır. )
( Sevgi, mutluluktan çok, gelişmeyi; bilincin ve var oluşun genişleyip derinleşmesini ister. Bunu her ne engellerse acıya neden olur. Sevgi, acıdan çekinmez. )
( Anlayabiliriz ki bilmek, sevmektir. Sevmek de bilmektir. )
( Kendini ifade etmek, teyit etmek, zorlukları yenmek, sevginin doğasıdır. )
( Sevgi ve sevginin ilham ettiği yapma gücü[irâde] olmadıkça, hiçbir şey yapılamaz. )
( Sevginin doğal sonucu, itaattir. )
( Sever de dinlersek, o da bizi kendine alır. )
( Kişi, sevdiğini omzuna alır da yine de yorulmaz. )
( Sevgi, tutkunluk ve düşkünlük göstermez. Düşkünlük ise sevgi değildir. )
( Sevgi, tembel değildir ve berraklık da yönetir. )
( Aşırı "sevgi", boşlama/ihmal doğurur. )
( Sözleri ve davranışları doğru, erdem ve görüş sahibi kişiyi tüm dünya sever. )
( In love there are no strangers. )
( Love is the refusal to separate, to make distinctions.
Once you have understood that the world is love in action, you will look at it quite differently.
Unconditional love is, unless "IF", "BECAUSE", "BUT".
( If you stay vs. the idea that you are not the body nor the mind, not even their witness, but altogether beyond, your mind will grow in clarity, your desires - in purity, your actions - in charity and that inner distillation will take you to another world, a world of truth and fearless love.
Truth and love are man's real nature and mind and heart are the means of its expression.
More than happiness, love wants growth, the widening and deepening of consciousness and being. Whatever prevents becomes a cause of pain, and love does not shirk from pain.
When the sense of distinction and separation is absent, you may call it love.
To know is to love and to love is to know.
Love does not cling; clinging is not love.
Without love, and will inspired by love, nothing can be done.
It is in the nature of love to express itself, to affirm itself, to overcome difficulties.
Love is not lazy and clarity directs. )
( [not] LOVE vs./and/but UNCONDITIONAL LOVE
UNCONDITIONAL LOVE instead of UNCONDITIONAL LOVE )
- SEVGİ KOŞULSUZ SEVGİ
- SEVGİ ile/ve/değil MİNNET
- SEVGİ ve/||/<>/>/< ÖZÜNE YOLCULUK
- SEVGİ ve/||/<>/< RIZÂ
- SEVGİ ile/ve/değil/||/<>/< SAYGI
( Zaman. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Mekân. )
( Sevgi, saygıyla devam eder. )
( Mum. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Mumun etrafındaki cam/fanus. )
( Hz. Mûsâ. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Hz. Îsâ. >
[İkisini de birliğe getiren, Hz. Muhammed.] )
( Koşullu[Hak edene, lâyık olan(lar)a]. İLE/VE/<>/< Koşulsuz[Herkese]. )
( Alev. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Fener. )
( Ferâgat ile. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Fedâkârlık ile. )
( [Bağlamına/koşullarına göre ...] Yetebilir/yetmeyebilir. | Yetersiz. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Yeter/yeterli. )
( [en az] %1 olmalı [ve geri kalan her şey] İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< %99 olmalı! )
( [not] LOVE vs./and/but/||/<>/< RESPECT, REVERENCE )
( ... cum/et/||/<>/< VENERATIO )
( ... ile/ve/||/<>/< JING )
- SEVGİ ve/<> SAYGI GÖSTERMEK
- SEVGİ ile/ve/<> SEÇİM/SEÇİCİLİK
( LOVE vs./and/<> SELECTIVENESS )
- SEVGİ ve/<> SEVİNÇ
- SEVGİ ile/ve/<> SEVİ/ŞEFKÂT
( İstenç/irâde dışı. İLE/VE/<> İstençli/irâdeli. )
( Şefkatli ol! Bil ki, karşılaştığın herkes, kolay olmayan bir yaşam mücadelesi veriyor. )
( ŞEFKAT: İmbikten geçirilmiş aşk. )
( ... İLE/VE/<> Kişiyi, içeriden, kurtuluşa erdiren. )
( Sadece şefkat, iyileştiricidir. Çünkü, kişinin içindeki tüm hastalıklar, sevginin eksikliğinden kaynaklanmaktadır. )
( Without will. VS./AND/<> Strong-willed. )
( LOVE vs./and/<> COMPASSION )
- SEVGİ ile/ve/değil/yerine ŞEVK/İŞTİYAK
- SEVGİ ile/ve/||/<> SEZGİ ile/ve/||/<> COŞKU
( LOVE vs./and/<> INTUITION vs./and/<> EXUBERANCE | EBULLIENCE )
- SEVGİ ve/||/<> SÜCÛD
- SEVGİ ile TUTKU
( LOVE vs. PASSION )
- SEVGİ ve/||/=/<> YARAR/LILIK
( Sevmek, "bir işe yarar mı"?
Tek iş, odur! )
- SEVGİDE:
GECE ile/ve/<>/> SABAH
( Senin olsun. İLE/VE/<>/> Benim olsun. )
- SEVGİDE:
"İSPAT" değil İKNÂ
- SEVGİDE:
KOŞULSUZLUK ve/||/<> HESAPSIZLIK ve/||/<>
SÜREKLİLİK ve/||/<> VEREREK BAŞLAMAK(< ALMA DÜŞÜNCESİNİN/BEKLENTİSİNİN OLMAMASI)
- SEVGİ/İLGİDE:
ABARTI ile/ve/||/<>/> BOĞMA
- SEVGİLİ ile/ve ÂŞIK
( Sultan. İLE/VE Kul. )
( Âşıksan, o da sana âşık olur. [Âşık-mâşuk ayrımı/farkı da kalmaz.] )
( Sevgili ile başbaşa olana, ağyâr gerekmez. )
( Birbirinin güneşinde ısınırlar. İLE/VE Yanarlar. )
( DAVUD: Sevgili. )
- SEVGİLİ ve/değil GÖLGE
- SEVGİLİ ile METRES
- SEVGİLİ ile/ve SEVDİĞİM
( Kişi, sevdiğinden ne zaman ayrılır?
Onu sevme nedenini, ondan daha çok sevdiği zaman. )
- SEVGİLİNİN:
SÖZLERİ ile/ve/değil/yerine/||/<> GÖZLERİ
( Dürüstlüğün göstergesi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Samimiyetin belirtisi. )
- SEVGİLİNİN/MÂŞUK'UN YANAĞI ile/ve ÂŞIĞIN YANAĞI
( Pembe ve/ya da kırmızıya yakındır. İLE/VE Sarıdır. )
- SEVGİLİNİN/BİRİNİN:
"HERŞEYİ OLMAK" ile/değil/yerine HİÇBİR ŞEYİ OLMAK
- [SEVGİLİNLE/EŞİNLE] TEK KİŞİLİK YATAKTA, BİRLİKTE UYUMAK/YATMAK ile ÇİFT KİŞİLİK YATAKTA, BİRLİKTE UYUMAK/YATMAK
- SEVGİLİYİ GÖRMEK İÇİN:
SAATTE ile/ve/||/<> YOLDA
( Gidişine/geçişine bakılır. İLE/VE/||/<> Gelişine bakılır. )
- SEVGİNİ PAYLAŞMAK değil SEVGİNİ DIŞLAŞTIRMAK/YANSITMAK
( İçindeki sevgiyi paylaşamazsın fakat karşılığını/yansımasını çeşitli (doğru/uygun) araçlarla/yöntemlerle gösterebilirsin. )
- SEVGİNİN:
"AŞIRISI" değil/olmaz BİLİNÇSİZİ
- [ne yazık ki]
SEVGİSİZ/LİK ile/ve/||/<> İLETİŞİMSİZ/LİK ile/ve/||/<> İLGİSİZ/LİK
( [kişileri] Geçimsiz yapar. İLE/VE/||/<> Birbirine düşman eder. İLE/VE/||/<> Güzellikleri yok eder. )
( [ne yazık ki] Bireyleri sevemeyenler, "insanlık" kavramına sığınır... )
- [ne yazık ki]
SEVGİSİZLİK ve/||/<>/> KAYITSIZLIK
- SEVİ = AŞK = LOVE[İng.] = AMOUR[Fr.] = LIEBE[Alm.] = AMOR, CARITAS[Lat.] = PHILIA, EROS, AGAPE[Yun.] = AMOR[İsp.]
- SEVİL, ENİS (İST. 1961) :
( Üniversite öğrenimini tamamladıktan sonra ABD'de mastır yaptı. Tekstil sanayinde iş hayatına atıldı. Korutaş Tekstil'in sahibi ve yönetici olup, Sarıyer Spor Kulübü'nde 1 dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. Sarıyer'den sonra Galatasaray Spor Kulübü'nde de yönetici olarak görev aldı. )
- SEVİLEN ve SEVİLENİN ARKADAŞLARI/ÇEVRESİ ve SEVİLENİ SEVENLERİ SEVMEK
- SEVİLİYORSAK ile SEVİLMİYORSAK
( Gurur duyup sarılalım. İLE Saygı gösterip uzaklaşalım. )
- SEVİLME İSTEĞİ/BEKLENTİSİ ile/ve/değil/yerine/||/<> SEVMEK
( Hiçbir zaman doymazsın. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<> Ancak, sevdikçe doyarsın. )
- Sevilmek için DİNLE!!!
- Sevilmek için SUS!!!
- SEVİLMEK ile/ve/değil/<> ANLAŞILMAK
- SEV(İL)MEK ile ŞIMART(IL)MAK
- SEVİLMEYEN İŞ ile/yerine SEVİLEN İŞ
( Zor/çetin gelir. İLE/YERİNE Kolay gelir. )
- SEVİMLİ SOKAK :
( Büyükdere Mahallesi sokaklarından biridir. Bu sokağın ismi eskiden "Kirkor Sokak" tı. Sonraları sokağın ismi "Sevimli Sokak" olarak değiştirildi. )
- SEVİMLİ, YETER (SAMSUN, 1943 - 1992) :
( Boksör, boks antrenörü. Uzun yıllar Çayırbaşı'nda ikamet etti. İş hayatına polis memuru olarak atıldı. Ancak spor yapmaktan geri kalmadı. Boks dalında üstün başarılar gösterdi ve 9 kez Türkiye birincisi bir Akdeniz Oyunları ve Başkan şampiyonası ikincilikleri var. "Türk mitralyözü" olarak isimlendirilen Yeter 1969 jübile yaparak boksu bıraktı ise de antrenör olarak görev yapmaya devam etti. 1982'de emekli olduktan sonra bir fabrikada güvenlikçi olarak çalıştı. 12.11.1992 günü fabrikayı soymaya gelen 7 soyguncuya mani olmak için mücadele ederken vurularak öldürüldü. Cinayet faili meçhul kaldı. )
- SEVİMLİ ile/ve GÖSTERİŞLİ
( Ördek. İLE/VE Kuğu. )
- SEVİNÇ:
İYİ ŞEYLER OLDUĞUNDA ve/||/<> KÖTÜ ŞEYLER OLMADIĞINDA
( Her zaman. VE/||/<> Çoğunlukla ve/ya da bazen. )
- SEVİNÇ, ÜMİT (İST. 1952 - 2012) :
( Sarıyerlidir. Baba mesleği olan aşçılığı meslek olarak seçti ve kendisini çok üst düzeyde bir aşçı olarak yetiştirdi. Kendisini çok iyi yetiştirmiş olmasına karşın yine de ülkeyi baştanbaşa gezerek yemek kültürü ile ilgili araştırmalar yaptı. Uzun süre Bab - ı Ali'de lokanta işletmeciliği yaptı. Uzun yıllardan beri TV de program yapmaktadır. Bildiklerini; Ümit Usta'dan Soğuk Yiyecek ve Mezeler, Ümit Usta'dan Çocuk Yemekleri, Ümit Ustadan Ramazan Yemekleri ve Ümit Usta'dan Halk Yemekleri adı ile kitaplaştırdı. )
- SEVİNÇ = JOY, GLADNESS[İng.] = ÉPANOUISSEMENT[Fr.] = FREUDE[Alm.] = GAUDIUM[Lat.]
- SEVİNÇ ile/ve KIVANÇ
( Kişinin tek sevinci, emeğinin ürünüdür. )
( ŞÂDÂN[Fars.]: Sevinçli, keyifli. )
( [argo] ŞİNANAY ile/ve ... )
( SÜRÛR ile/ve TEŞEKKÜR )
( ŞÂD-MÂN ile/ve ... )
( ŞİNANAY ile/ve ... )
- SEVİNÇ ile/ve/değil/yerine NEDENSİZ SEVİNÇ
- SEVİNÇ ile/ve/değil/<> NEDENSİZ SEVİNÇ
- SEVİNÇ >< ÜZÜNTÜ/KEDER/ACI/ISTIRAP >< İSTEK
( Dostunla paylaşırsan artar. >< Dostunla paylaşırsan azalır. )
- SEVİNCE ile/ve/||/<>/> SEVİNCE[< SEVİNÇ'E]
( Sevdiğimizde. İLE/VE/||/<>/> Sevinçli olmaya/olma durumuna. )
- SEVİNÇTEN/MUTLULUKTAN AĞLAMAK ile ÜZÜNTÜDEN AĞLAMAK
( Üzüntüsü sahte olanın, ağlaması gösterişli olur. )
( İŞRÎRÂK: Gözyaşına boğulma, ağlamaktan boğulmak derecesine gelme. )
- SEVİNME >< YERİNME
- SEVİP-İSTEMEK
- [SEVİŞİRKEN/DÜZÜŞÜRKEN] YATAĞI:
DİKİNE KULLANMAK ile/ve/yerine YATAY KULLANMAK
( Yatak gıcırtısından kurtulmak için. )
- SEVİŞME/DÜZÜŞME ile/ve TARTIŞMA/"KAVGA" SONRASI SEVİŞME/DÜZÜŞME
- SEVİŞME ile/ve/||/<> DÜZÜŞME
( Sevişme, sevgi/ilgi/istek/dürtü[fiziksel gereksinim] ile iki gövde arasındaki eş zamanlı ve eş eylemli, el, ayak, dudak, göz ve söz aracılığı ile uyarılması ve bunun sürekliliği. İLE Düzüşme ise, sevişmenin bir parçası olan, eşeysel örgenlerin(sadece vajina ve penisin) birbirine kenetlenmesinin, giriş-çıkışının devinimi ve sürekliliği. )
- SEVİŞME ile/ve/||/<> ŞEFKAT
- SEVİŞME/DÜZÜŞME:
ZAMANI ile/ve ZEMİNİ (/KOŞULLARI)
( Yoktur. İLE/VE Vardır. )
( Olmaz. İLE/VE Olmalıdır. )
( Her zaman olabilir fakat her koşulda/yerde olmaz. )
- Sevişmek için SUS!!!
- SEVİŞMEK ile OYNAŞMAK
( MUGÂZELE ile ... )
( TO MAKE LOVE vs. ... )
- SEVİŞMEK ile "YİYİŞMEK"
- SEVİYE ile/ve/||/<> DERİNLİK
- SEVİYE[Ar.] değil/yerine/= DÜZEY
- SEVİYE ile/değil/yerine FREKANS
( [not] LEVEL vs./but FREQUENCY
FREQUENCY instead of LEVEL )
- SEVİYELİ/LİK / SEVİYESİZ/LİK ile/ve/||/<>/> SEVİYESİ
- SEVİYESİZ/KARŞILIKSIZ/TUTARSIZ İDDİA ile/yerine/değil SEVİYELİ İDDİA
( [not] INCONSISTENT ASSERTION vs./but ASSERTION IN OUTSTANDING
ASSERTION IN OUTSTANDING instead of INCONSISTENT ASSERTION )
- SEVİYESİZLEŞME ile/ve/||/<>/> YOZLAŞMA
- SEVİYORUM ile/ve/değil/yerine YEĞLİYORUM / TERCİH EDİYORUM
( [not] "I LOVE" vs./and/but I PREFER
I PREFER instead of "I LOVE" )
- ŞEVK[Ar. çoğ. EŞVÂK] ile ŞEVK[Ar. çoğ. EŞVÂK]
( Diken. İLE Yoğun arzu, keyif, neşe, sevinç. Işık.[Türkçe'de] )
- [Ar.] ŞEVK Ü TARÂB ile ŞEVK Ü TARÂB
( Makam. İLE Neşe, sevinç ve coşkunluk. )
- SEVK ile/ve/>/değil/yerine İDRAK
- ŞEVK ile/ve İŞTİYÂK
( Özlemek. İLE/VE Görürken bile özlemek. )
- ŞEVK ve/> ŞAVK ve/> ŞIK ve/> ŞAN
- ŞEVK ve/||/<> ŞEHVET
- ŞEVK ve/> SEVK
- ŞEVKÂT[Ar. < ŞEVK | çoğ. EŞVÂK] ile/değil ŞEFKÂT/ŞEFÂKÂT[Ar.]
( Şiddetli istek, keyif, neşe, sevinç. İLE/DEĞİL Sevecenlik. | Acıyarak, esirgeyerek, merhamet ederek sevme. )
- ŞEVKET[Ar.] değil/yerine/= BÜYÜKLÜK, ULULUK, YÜCELİK
- ŞEVK-I DİL[Ar.] ile/<> ŞEVK Ü TARAB[Ar.]
( Gönül şevki, neşesi, sevinci. | Türk müziğinde, bir bileşik makam olup en az, iki yüzyıllıktır. [Abdullah Ağa tarafından oluşturulmuş olabilir.][Rast ile suzinâk makamlarından oluşup iki dizinin de ortak seslerinden yararlanılmıştır.] İLE/<> Neşe, sevinç, coşkunluk. | Türk müziğinde, bir bileşik makamdır. [III. Selim tarafından oluşturulmuştur.][Sabâ ve acem aşîran ile hüseynî aşîranda (mi) kürdî dörtlüsünden oluşmaktadır.] )
- ŞEVKÎ[Ar.] ile ŞEVKÎ[Ar.]
( Dikenle ilgili. İLE Şevkle, neşe ile ilgili. )
- SEVMEK:
"ÇİFTLEŞMEK" değil TEKLEŞMEK
- Sevmek için DİNLE!!!
- Sevmek için SUS!!!
- SEVMEK:
"İŞİNE GELDİĞİ GİBİ" ile/değil/>< İÇİNDEN GELDİĞİ GİBİ
- SEVMEK:
ÖZLEMEK ve/||/<>/>/< GÖRÜNCE SEVİNMEK
- SEVMEK:
"SAHİP OLMAK" ile/değil/yerine/< DEĞER VERMEK
- SEVMEK-SEVİLMEK ile/ve/<> ANIMSAMAK-ANIMSANMAK ile/ve/<> BAĞIŞLAMAK-BAĞIŞLANMAK
( Üçü de güzeldir fakat ilkleriyle de yetin(ebil)mek gerekir. )
- SEVMEK:
SIRADIŞI ŞEYLER YAPMAK değil SIRADAN ŞEYLERİ, ÖZENLE YAPMAK
- SEVMEK ve/> BENZEMEK/BENZEŞMEK
( TO LOVE and RESEMBLE/RESEMBLANCE )
- SEVMEK ile/ve/+/||/<>/>/< (DAHA ÇOK) SEVMEYİ İSTEMEK/YEĞLEMEK
- SEVMEK ile/ve/<> DEĞER VERMEK
( TO LOVE vs./and/<> TO APPRECIATE )
- SEVMEK ile/ve/=/||/<>/>/< DEĞERLENDİRMEK
- SEVMEK ve/<> GÖZE ALMAK
- SEVMEK ve/=/||/<>/< GÜVENMEK
( Sevmek, güvenmektir. )
- SEVMEK ile/ve HUY
( TO LOVE vs./and HABIT )
- SEVMEK ile/değil/yerine İSTEKLİ SEVMEK
( Sevmek, ihtiyârî değildir! )
( [not] TO LOVE vs./but TO LOVE IN PATIENCE
TO LOVE IN PATIENCE instead of TO LOVE )
- SEVMEK ile/ve KORUMAK
( TO LOVE vs./and PROTECTION )
- SEVMEK ile/ve/<> OKŞAMAK
( ... cum/et/<> BLAND/ÎTUS )
- SEVMEK ile/ve/değil ÖNEMSEMEK
( [not] TO LOVE vs./and/but TO CONSIDER
TO CONSIDER instead of TO LOVE )
- SEVMEK ile/ve/<> ONUNLA/ONUN İÇİN SEVİNMEK
- SEVMEK ve/> ÖZENMEK
( TO LOVE and/> TO TAKE PAINS )
- SEVMEK ve/<>/= ÖZLEMEK
( TO LOVE and/>/= TO MISS )
- SEVMEK ile/ve/değil SAHİP OLMA İSTEĞİ
- SEVMEK ve/||/<>/> SEVDİRMEK ve/||/<>/> SEVİNDİRMEK
- SEVMEK ve/||/<>/>/< SEVİLMEK
( Bir şey. VE/||/<>/>/< Çok şey. )
( Cesaret verir. VE/||/<>/>/< Güç verir. )
( Kimseye, kendinizi sevdirmeye kalkmayın! Yapılması gereken tek şey, kendinizi sevilmeye bırakmaktır. )
( TO LOVE and/||/<>/>/< TO BE LOVED )
- SEVMEK ve/<>/|| TANIMAK
- SEVMEK ile/ve "TUTMAK"
- SEVMEMEK ile/değil/yerine/>< SEVMEK
( Ölmek. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< ("Istırap") Yaşamak. )
- SEVMEMEK ve/<>/|| TANIMAMAK
- SEVME/SEVGİ ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< İŞİNE YARAMA
( Çoğunlukla, kişilerin ne kadar işine yarıyor/yaramıyorsak, bizi o kadar çok/az "severler". )
- SEVMEYİ BIRAKMAK ile/değil/yerine SEVGİMİZİ GÖSTERMEYİ BIRAKMAK
- SEVMEZ ve GİTMEZ
( Her gelen. VE Hiçbir seven. )
- SEVMİYORUM ile/ve/değil/yerine "BANA HİTAP ETMİYOR"
- SEVR "ANTLAŞMASI" değil/yerine LOZAN ANTLAŞMASI
( 1920 değil/yerine 1923 )
( )
- SEVSAY ÇAY BAHÇESİ :
( Büyükdere'de Piyasa caddesi üzerinde ve Surp Boğos Ermeni Kilisesi yakınında idi. Uzun yıllar ismi çay bahçelerinin en iyisi olarak anıldı. 1980'den sonra üstü kapatılarak restaurant haline getirildi. Köşem ismi ile faaliyetine devam etmektedir. )
- SEWER vs. SEWER
- SEX :/yerine CİNSİYET, SEKS
- SEXUAL :/yerine CİNSEL
- ŞEY:
CİSİM ANLAMINDA ile/ve VAR ANLAMINDA
( THING: MEANING IN SUBSTANCE vs./and MEANING IN EXISTS )
- ŞEY[çoğ. EŞYÂ] ile/||/<> MÂL[çoğ. EMVÂL] ile/||/<> KA'B/MUKA'AB ile/||/<> MÂLÜ'L-MÂL ile/||/<> MÂLÜ'L-KA'B
( Cebirsel denklemde bilinmeyen, yani ["x"]. İLE/||/<> Cebirsel denklemde bilinmeyenin tam kare durumu,.["x2"]. İLE/||/<> Küp. | Cebirsel denklemde bilinmeyenin tam küp durumu. ["x3"]. İLE/||/<> Cebirsel denklemde bilinmeyenin dördüncü üs derecesinde olması. ["x4"]. İLE/||/<> Cebirsel denklemde bilinmeyenin beşinci üs derecesinde olması. ["x5"]. )
- ŞEY ile/ve/||/<>/> MAL
( [cebirde]
Bilinmeyen.[X] İLE/VE/||/<>/> İkinci dereceden bilinmeyenin kuvveti.[x2] )
( THING vs./and/||/<>/> PROPERTY/GOODS )
- ŞEY ile/ve/||/<> NESNE ile/ve/||/<> GÖSTERGE
( )
( THING vs./and/||/<> OBJECT vs./and/||/<> INDICATOR )
- ŞEY ile AM[: Sevgi (AM-ON-RA: Kozmik sevgi güneşi.)/AMRAMAK]/PENİS(SİK/YARAK) / VAJİNA/VAJEN/VULVA/MEHBİL/FERÇ/FERC[Ar.]/KÜS[Fars.]/KAOS[Yun.]/KUKU/ÇİLİK/PITTIK/GUBBAK/MUNİ/MUNYA
( FALLUS cum ... )
( ŞEY, MAÂB[: Ayıp yeri. | Ayıp.] ile AVRET, ZEKER[çoğ. ZİKÂR, ZİKÂRE, ZÜKRÂN, ZÜKÛR], LÂ-YUKAL, KADÎB, MÂDDE / FERC[: Aralık, yarık, çatlak.] )
( ... ile KÎR[eril] / KÜS[dişil], MERZ-GÛN )
( THING vs. PENIS(COCK) / VAGINA(CUNT/PUSSY) )
( CHOSE avec VAJEN )
- ŞEY ve/<> SAYI
( THING and NUMBER )
- ŞEY = THING[İng.] = CHOSE[Fr.] = DING[Alm.] = RES[Lat.] = ENS[Skolastik'te]
- ŞEY ile/ve/değil/yerine/||/<> ÜRÜN
- ŞEY ile YARIM ŞEY(NISF ŞEY) ile HİÇBİR ŞEY(ŞEY OLMAYAN/LÂ-ŞEY)
( ŞEY: "Aklı olan ve işlerini onunla yapan kişidir". YARIM ŞEY: "Aklı olmayan ama işlerini akıl sahiplerinin görüşlerine göre yapan kişidir". HİÇBİR ŞEY: "Aklı olmayan ve başkalarının aklından da yardım istemeyen kişidir". )
- SEYÂHAT[Ar. < SİYAHAT] değil/yerine/= GEZİ/YOLCULUK
- SEYAHATNÂME ile/ve SEFÂRETNÂME
- SEYEHAT değil SEYAHAT
- SEYEHAT değil SEYAHAT[Ar. < SİYAHAT]
- SEYELAN[Ar.] değil/yerine/= AKI
( Herhangi bir kuvvet alanında, belirli bir düzlemin belirli bir bölümünden geçtiği varsayılan güç çizgileri. )
- SEYELÂN[Ar.] değil/yerine/= AKMA, AKINTI | AKI
- SEYFETTİN ÖMER (GÖNEN, 1884 – 1920) :
( Türk edebiyatının önemli isimlerinden biri olan Ömer Seyfettin bilhassa yaz ayları Sarıyer'i tercih eden yazarlardan biriydi. Mahalle mektebini takiben değişik okullarda okuduktan sonra Bursa Mekteb - i Harbiye - i Şahane'ye devam etti. Subay olarak orduya katıldı ve değişik yerlerde görev yaptı, İzmir Jandarma Okulunda görevli iken edebiyatçılarla tanışınca Türkçe ve milli edebiyat üzerine eğildi. Selanik'te yayınlanan Genç Kalemler Dergisine Yeni Lisan ismi ile yazılar yazdı. Askerlikten ayrıldıktan bir süre sonra tekrar göreve çağrıldı. Yanya kuşatmasında esir düştü ve bir yıl esir kaldı. Bu dönemde öykü yazmaya ağırlık verdi. Öyküleri Türk Yurdu'nda yayınlandı. Askerlikten ayrıldıktan sonra öğretmenliğe başladı ve yine yazılar yazmaya devam etti. Kabataş Lisesindeki öğretmenliği ölene kadar devam etti. Öykü ve makaleleri Yeni Mecmua, Şair, Donanma, Büyük Mecmua, Yeni Dünya, Diken, Türk Kadını gibi dergilerde ve Vakit, Zaman ve İfham gazetelerinde yayınlandı. Önemli öykü eserleri: Başını Vermeyen Şehit, Kütük, Ferman, Kızılelma Neresi, Pembe İncili Kaftan; Romanlar; Ashab - ı Kehfimiz, Efruz Bey ve Yalnız Efe'dir. )
- ŞEYH EDEBALİ PARKI :
( Kireçburnu Mahallesindedir. 4.128,52 m²'lik bir alanı kapsamakta olup, 2.000,60 m²'lik yeşil, 339,73 m² spor alanı ve park içinde bir Semt Evi bulunmaktadır. )
- ŞEYH HAMDULLAH EFENDİ
- ŞEYH ile/ve/= SAMED'ÜL KAVM
- ŞEYH ile/ve ŞEYHÛHET
( Yaşlı insan. | Bir tekke ya da zâviyede önderlik eden ve müritleri bulunan. | Kâbile ya da aşiret önderi. İLE/VE Yaşlılık. )
( SHEIKH/MASTER vs./and OLD AGE/SENILITY )
- SEYHAN ile/ve/||/<> CEYHAN
- ŞEYHÎ[Ar.] ile ŞEYHÎ[Ar.] ile ŞEYHÎ[Ar.]
( Divanından başka "Hüsrev ve Şîrîn", "Harnâme" adında ve mesnevi tarzında iki kitabı vardır. Divanı, TDK tarafından 1942'de bastırılmıştır.[Sinan][ö. 1422 - Kütahya] İLE En çok tanıtan kitabı Nev'îzâde Atâî'nin "Şakayik-i Nu'mâniyye Zeyli"ne zeyil olarak yazdığı "Vekayi-ül-fuzalâ" adındaki tezkiresidir.[Hicrî 1044-1143 yılları arasında yetişmiş âlim, şâir ve devlet adamlarının hal tercümelerini yazmaktadır.][1667 - 1732] İLE İlmî, tarih bilgisi ve şairliği ile tanınmıştır.[Abdülhamîd][ö. 1639] )
- ŞEYH-ÜL İSLÂM ile/||/<>/> DİYÂNET İŞLERİ BAŞKANI
( Osmanlı Devleti'nde kabinede din işlerine bakmakla birlikte, dünya işlerini de din bakımından yürüten üye. İLE/||/<>/> ... )
- ŞEYHÜLİSLÂM (OLABİLMEK)
( En az 35 yıl hizmet ve ilmî çalışma gerektirir. )
( Medreseyi tamamladıktan sonra...
Kasabada/Şehirde Kadı Yardımcılığı > Küçük Şehir Kadılığı > Büyük Şehir Kadılığı > Üsküdar Kadılığı > Eyüp Sultan Kadılığı > Galata Kadılığı > İstanbul Kadılığı görevlerinden sonra Rumeli Kazaskeri olunur ve en son Anadolu Kazaskeri olduktan sonra ancak Şeyhülislâm olunurdu. )
( İlk Şeyhülislâm, Celâlzade Hızır Bey'dir. [Fatih Sultan Mehmet döneminde] )
( En uzun süre Şeyhülislâm'lık görevi yürütenler: Ebû Suud [29 yıl], Molla Fenârî [24 yıl], Zembilli Ali Efendi [23 yıl], Yahya Efendi [18,5 yıl]. )
( 131 Şeyhülislâm'ın 21'i şairdi. Ancak beşinin Divân'ı elimizdedir. )
( Bu makam, Kanuni Sultan Süleyman zamanında, saltanattan sonra gelen yer olarak sayılmıştır. )
( [HİZMET-İ/MAKAM-I/MANSIB-I/MESNED-İ İFTÂ'] )
- ŞEYİN GÖRÜNÜŞÜ ile ŞEYİN VAROLUŞU
- ŞEY'İN/BİLGİNİN/(B)İLİMİN/KİŞİNİN:
KENDİ ile/ve ZAMANI, MEKÂNI ve KOŞULLARI
( Kavram. İLE/VE Matematik geometri, aritmetik. [Hareketi de katarsak bilim olur.] )
- ŞEY'İN:
ŞEYDELİĞİ ile/ve ŞEYDEN ÖNCELİĞİ ile/ve ŞEYDEN SONRALIĞI
- SEYİR ile GELİŞİM
- SEYİR[Ar.] ile/değil/yerine GİDİŞAT
- SEYİRCİ[Ar.] yerine İZLEYİCİ, DİNLEYİCİ
- SEYL[Ar. < SÜYÛL] ile SEYR[Ar.]
( Sel. | Şiddetle gelen şey. İLE Yürüme, yürüyüş, gitme, hareket. | Yolculuk. | Gezme, gezinme. | Eğlenmek üzere bakma. | Uzaktan bakıp karışmama. | Gezilecek, görülecek şey/yer. )
- ŞEY/LER ARACILIĞIYLA KENDİNDEN HOŞLANMAK ile/ve/yerine/değil ŞEY(LER)DEN HOŞLANMAK
( Bir şeyden hoşlanmaktan söz edilir, doğrusu, bu şey aracılığıyla kendinden hoşlanmasıdır. )
- ŞEY/LER ile/ve/değil/yerine/||/<> AN/LAR
( [not] THING/S vs./and/but/||/<> MOMENT/S
MOMENT/S instead of THING/S )
- ŞEYLERİ:
HAYAL ETTİĞİMİZ GİBİ GÖRMEK yerine (ONLARI) OLDUKLARI GİBİ GÖRMEK
( Hayal ettiklerinizin varlığını reddetmeniz daha akıllıca olurdu. )
( Eğer kendinizi her zaman sınamazsanız, gerçek ile hayali ayırt edemezsiniz. )
( Sizi kendinize karşı kör eden, sizin davranışlarınızdır. )
( Düşüncelerinizi ve duygularınızı, sözlerinizi ve eylemlerinizi yakından izlemedikçe ve nedenini ve nasılını bilmeden sizde meydana gelen değişimlere hayretle bakmadıkça, gerçeğe vardığınızı nasıl söyleyebileceksiniz? )
( Düşünülüp hayal edilebilen hiçbir şeyin kendiniz olamayacağını bir kez anladığınızda, imgelemelerinizden kurtulmuş olursunuz. )
( You would be wiser to deny the existence of what you imagine.
If you do not test yourself all the time, you will not be able to distinguish between reality and fancy.
It is your behaviour that blinds you to yourself.
How do you know that you have realised unless you watch your thoughts and feelings, words and actions and wonder at the changes occurring in you without your knowing why and how?
Once you have understood that nothing perceivable, or conceivable can be yourself, you are free of your imaginations. )
( THE THINGS: TO SEE WHAT EVER THEY ARE, AS BEING instead of TO SEE HOW YOU IMAGINE/DREAM )
- ŞEYLERİN DOĞASI = UNIVERSE, NATURE[İng.] = NATURE[Fr.] = NATURDER DINGE[Alm.] = RERUM RATURA[Lat.]
- ŞEYLEŞME ile/ve/<> YİTİM
- ŞEY/LİK ile/ve/+ ŞEY ile/ve/+ ŞEY
( THE THING/NESS vs./and THE THING + THE THING )
- SEYMENAĞZI KOYU :
( Uskumruköy sınırları içindedir. Kilyos Güvenburnu doğusunda küçük bir koydur. Koy istiridye kabuğu kırıklarıyla meydana gelen kumluğu ile tanınır. Koyda yaz ve kış aylarında hizmet veren tesisler bulunmakta olup, Sarıyer ilçesinin çok önemli plajlarından biridir. )
- SEYMENAĞZI :
( Kilyos sınırları içinde bulunan küçük bir koy olup plajı ile ünlüdür. Kırılmış ve incelmiş istiridye kırıklarından meydana gelen kumu ile dikkat çeker. )
- SEYRÂN[Ar.] değil/yerine/= GEZME/GEZİNME/GEZİNTİ
- SEYRANTEPE POLİS LOJMANLARI PARKI :
( Huzur Mahallesindedir. 11.536,46 m²'lik bir alan üzerindedir. 8.13700 m²'lik yeşil alanı, 633,47 m²'lik çocuk oyun alanı ve 386,14 m²'lik de spor alanı bulunmaktadır. )
- SEYREKLEŞME ile/değil SEYRELME
( Özellikle saçlar için... )
- SEYRETMEK yerine DİNLEMEK
- SEYR-Ü-SEFER[Ar.]/TRAFİK[Fr., İng.] değil/yerine/= GİDİŞ-GELİŞ
- SEYR Ü SÜLÛK:
ZİHİN İLE değil KALP İLE
- ŞEYSİ" değil ŞEYİ
- ŞEYTAN AKINTISI :
( Rumelihisarı vapur iskelesine Baltalimanı'na doğru geçince sıralanan yalılar önü boğazın çok akıntı alan yerlerinden biridir. Arnavutköy akıntısından sonra Rumeli yakasındaki en etkin akıntılı yer burasıdır. Baltalimanı körfezinden gelen akıntı burada çoğalır ve "Şeytan Akıntısı" ismini alır. )
- ŞEYTANDERE :
( Bahçeköy Kemeri'nin batısındaki vadiye Şeytandere denilmektedir. Vadinin en taban noktasındaki derenin de ismidir. Bu dere Ayazağa suyu ile birleşerek Kâğıthane deresine akış yapar. Şeytandere'nin bulunduğu bölge derenin adını almaktadır. )
- SEYV[İng. < SAVE] değil/yerine/= KAYDETMEK/KORUMAK
- SEYYAH[Ar.]/TURİST[İng.] değil/yerine/= GEZGİN
- SEYYAH ile/ve/||/<> SEYYAR
- SEYYÂL[Ar. < SEYELÂN] ile SEYYÂR[Ar. < SEYR]
( Akıcı, akan. | [fizikte] Akışkan.[Fr. FLUIDE] İLE Gezici, gezen, dolaşan. | İstenilen tarafa taşınabilen. [Fr. PORTATIF] | Bir yerde durmayıp dolaşan, yer değiştiren gök cismi. )
- SEYYÂL[Ar.] değil/yerine/= AKIŞKAN
- SEYYÂL[< SEYELÂN] ile LÂTİF
( Akıcı, akan. | Akışkan. İLE Yumuşak, hoş, güzel, nazik. | İnce. )
- SEYYANEN[Ar.] değil/yerine/= EŞİT OLARAK
- SEYYANEN[Ar. + Fars.] değil/yerine/= EŞİTÇE
- SEYYÂR[Ar. < SEYR] değil/yerine/= GEZGİN/GEZİCİ
( Belirli bir yeri olmayan. | Kolay taşınabilen, katlanarak taşınabilir olan. )
- SEYYİÂT[< SEYYİE] değil/yerine/= KÖTÜLÜKLER | SUÇLAR, GÜNAHLAR | KÖTÜLÜĞE KARŞILIK ÇEKİLEN SIKINTILAR
- SEYYİAT ile/değil/yerine/>< HASENAT
- SEYYIAT-I SUBÛD ile SEYYIAT-I VÜCÛD
- SEYYİD BEY ve/||/<> ADÂLET
( Osmanlı Meclis-i Mebusanı'nın 1., 2., 3. Dönem İzmir ve 22 Ekim 1916'da Ayan Âzâsı, II. Dönem İzmir Milletvekili ve V. İcra Vekilleri Heyeti ile I. TC Hükûmeti'nde Adâlet Bakanı.[1873 - 08 Mart 1925] )
- SEYYİD ile ...
( EFENDİ, BEY; AĞA; İLERİ GELEN, BAŞ, BAŞKAN | HZ. MUHAMMED'İN TORUNU HZ. HASAN'IN SOYUNDAN OLAN KİMSE )
- SEYYİD[Ar.] ile HUMÂM[Ar.]
- SEYYİD[Ar.] ile MÂLİK[Ar.]
- SEYYİD ile/ve ŞERİF
( Hz. Hüseyin'in çocuk ve torunlarına verilen ad/değer. İLE/VE Hz. Hasan'ın çocuk ve torunlarına verilen ad/değer. )
( NAKÎB-ÜL EŞRÂF )
- SEYYİD(LİK) ile EFENDİ(LİK)
- SEYYİDU'L-KAVM[Ar.] ile KEBÎRİHUM[Ar.]
- SEYYİE[Ar.] değil/yerine/= KÖTÜLÜK
- SEZA[Fars.] değil/yerine/= UYGUN
- SEZÂB/SEDÂB[Ar.] ile SEZÂB[Ar.]
( Sedefotu. İLE Su teresi. )
- SEZER SOKAK PARKI :
( Fatih Sultan Mehmet Mahaüllesindedir. 140,00 m²'lik bir alan üzerindedir, 7,86 m²'lik yeşil alan, 62.66 m² çocuk oyun alanı bulunmaktadır. )
itibarı ile 52.672 başlık/FaRk ile birlikte,
52.672 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(169/212)
(1996'dan beri)