K ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 52.678 başlık/FaRk ile birlikte,
52.678 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(144/212)
- OLGU ile OLGU HAKKINDAKİ DÜŞÜNCE
( FACT vs. IDEA ABOUT FACT )
- OLGU ile/ve OLUŞ
- OLGU = VAKIA = FACT[İng.] = FAIT[Fr.] = FAKTUM[Alm.] = FACTUM[Lat.] = HECHO[İsp.]
- OLGUN BİRİKİM ve/||/<> GENÇ ENERJİ
- OLGUN KİŞİ:
"GÜZEL SÖZ SÖYLEYEN" değil SÖYLEDİĞİNİ YAPAN VE YAPABİLECEĞİNİ SÖYLEYEN
- OLGUN KİŞİ:
"KIZMAYAN" değil ÖFKESİNİ YÖNETEBİLEN/YUTABİLEN
- OLGUN ve/||/=/<> ACIYA GÜLEBİLEN
( En olgun kişi/ler, acıya gülen(ler)dir. )
- OLGUN ile/ve/değil/||/<> "DURGUN"
- OLGUN ile YETİK
( ... İLE Yetişmiş, erişmiş, büyümüş. | Bilgili, olgun. )
- OLGUN ile/ve/<>/+ YETKİN
- OLGUNLAŞMA(KEMÂLÂT) ve SABİTLİK ve TEKRAR
- OLGUNLAŞMA ile/ve/||/<> "DURULMA"
- OLGUNLAŞMA ve/||/<>/> ŞAŞIRMAMA
- OLGUNLAŞMA ve/||/<> "YARA ALMAMA" ve/||/<> KAZANMA
( İlgiye gereksinim duymadıkça. VE/||/<> Beklentiye girilmedikçe. VE/||/<> Bağımlı kalınmadıkça. )
- OLGUNLAŞMAK/TEKÂMÜL (ETMEK) ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÇEKİRDEĞİNİ KÜÇÜLTMEK
- OLGUNLAŞMA/KEMÂL:
"YAŞ ALARAK" ile/ve/değil/||/<>/< YAŞAYARAK
- OLGUNLAŞMANIN SAĞLADIKLARI:
"KALPTE" ile/ve/||/<>/> ANLIK'TA(ZİHİNDE) ile/ve/||/<>/> YAŞAMDA
( Duyarlılık kazandırır. VE/||/<>/> İşleklik ve işlevsellik sağlar. VE/||/<>/> Huzur sağlar/sunar. )
- OLGUNLUĞUN EN ÖNEMLİ GÖSTERGELERİ:
DEDİKODUYA DAYANMA/TAHAMMÜL ve/<>
İFTİRAYA DAYANMA/TAHAMMÜL
( Dedikodu ve iftiraya karşılığın da üç aşaması vardır.
1- Dedikodu ve iftiraya susarak[sükûnetle] karşılık vermek.
2- Dedikodu ve iftiradan "memnun olmak".
3- Dedikodu ve iftiradan "memnun olup", "dedikoducu/iftiracı" için üzülmek. )
- OLGUNLUK/KEMÂLÂT ve SÜKÛT
( Kemâlâtın sonu, sükûttur. )
( KEMÂL: YEKSAN-REKSAN )
( KEM-ÂLÂTLA, KEMÂLÂT OLMAZ )
( Cemal görmek, kemal bulmak. )
( Belirli bir seviyeye (olgunluğa/kemale) ulaşmadan dönüşüm gerçekleşemez fakat dönüştürücü öğe/ler içeridedir. )
- OLGUN/LUK ve/||/<> AKILLI/LIK ve/||/<> GÜÇLÜ/LÜK
( Hatalarımızı kabul edebilecek kadar. VE/||/<> Hatalarımızdan ders alabilecek kadar. VE/||/<> Hatalarımızı düzeltebilecek kadar. )
- OLGUN/LUK ile/değil ÇEKİNGEN/LİK
( [not] RIPE/NESS vs./but TIMID/ITY )
- OLGUN/LUK ile/ve SONSUZ/LUK
( MATURITY vs./and ETERNITY )
- OLGUNLUK ile/ve/||/<> SÜREKLİLİK
- OLGUN/LUK ve/||/<>/>/< SUSKUN/LUK
( KEMÂLÂT ve/||/<>/>/< SÜKÛT > SÜKÛNET > SEKÎNET )
- OLGUN/LUK ile YAŞLI/LIK
( Olgun kişi, herşeyin iyisi için çabalar. )
- OLGUN/LUK ile/ve YETKİN/LİK
- OLGUNLUK ile/ve/değil/||/<>/< ZORUNLULUK
- OLGUSAL GERÇEKLİK ile/ve AKILSAL GERÇEKLİK
- TARİH:
OLGUSAL ile/ve/||/<> KAVRAMSAL
- OLGUSAL/LIK ile/ve/||/<> EDİMSEL/LİK
- OLGUSAL/LIK ile/ve/||/<> EVRENSEL/LİK
- OLGUSAL/LIK ile/ve/<> FARKLI/LIK
- OLGUSAL/LIK ile KARŞILIKLI OLGUSAL/LIK
( FENOMENAL ile HETEROFENOMENAL )
- OLGUSALLIK = REALITY[İng.] = RÉALITÉ[Fr.] = REALITÄT[Alm.] = REALITATIS[Lat.]
- OLGUSAL/LIK ile/ve/=/||/<>/> USSAL/LIK
( FACTIVE )
- OLIÇ ile OLIÇIM[Karluk/Qarluk]
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Çocuklara sevgi bildirmek için kullanılan bir ilgeç. İLE Sevgili oğlum. )
- OLİGARŞİ[Fr. < Yun. OLIGOS: Az. | ARKHEIN: Buyurmak.] değil/yerine/= TAKIMERKİ
( Siyasal erkin, birkaç kişilik bir kümenin elinde bulunduğu yönetim. Aristokrasinin, daralmış biçimi. )
- OLİGODENDROSİT İLE SCHWANN İLE ASTROSİT ile/||/<> GLİA GÖZELERİ
( Sinir sisteminin destek gözeleri. )
( Formül: Miyelin: 20x hız artışı )
- OLİGODENDROSİT ile/||/<> SCHWANN HÜCRESİ
( Oligodendro CNS çoklu, Schwann PNS tekli. )
( Formül: Central multiple İLE peripheral single )
- OLİGOFRENİ -ile
( Akıl ve zekâ geriliği. )
- [Fr. < Yun.] OLİGOKLAZ ile OLİJİST
( Billur kütlelerde, serpme durumunda bulunan, beyazımtrak bir tür feldispat. İLE Kızıl renkli, kayaçlarda rastlanılan, doğal demir oksidi. )
- OLİMPİYAT SONUÇLARI[2016]:
ÜLKELER ve/ne yazık ki/>< TÜRKİYE
(
)
( Türkiye, 1 altın, 3 gümüş, 4 bronz olmak üzere toplam 8 madalyanın sahibi oldu. )
- OLİVİN/PERİDO(T)[Fr.] ile ZEBERCET/KRİZOLİT[Fr. < CHRYSOLITE]
( Sarımsı yeşil renkli, cam parıltılı, magnezyum ve demirli silikat. İLE Değerli olan olivin. )
- OLMA ile/ve/< "OLMADAN ÖNCE OLMA"
- OLMADAN ÖNCE OLSUN DİYE ve/||/<> ÖLMEDEN ÖNCE ÖLSÜN DİYE
- OLMADIĞINDA (EN ÇOK) ARANAN ile/ve/<> OLDUĞUNDA (EN ÇOK) TARTIŞILAN
- OLMADIKLARIMIZ ve/||/<>/> YAPMADIKLARIMIZ ve/||/<>/> DÜŞÜNMEDİKLERİMİZ ve/||/<>/> KONUŞMADIKLARIMIZ
( Yeğlemedikleri... [B (bile değil)] )
- OLMADIYSA:
[ya] DAHA İYİSİ OLUR ya da HAYIRLISI BUDUR
- OLMAK ile/ve/=/<> BULMAK
( İsimsiz, cisimsiz, resimsiz. İLE/VE/=/<> İsimle, cisimle, resimle. )
( TO BE vs./and/=/<> TO FIND )
- OLMAK ve/=/<>/|| OLAN
( Kavram/olgu. VE/=/<>/|| İnsan. )
- OLMAK ile/ve/||/<>/> OLAN ile/ve/||/<>/> OLUŞ
( Bir gövdede odaklanmış, sonsuz olansınız. )
( BEDÂHETEN: O anda oluşan. | Birdenbire, ansızın, düşünmeksizin. )
- OLMAK ile/ve/değil OLDUĞUNU İLÂN ETMEK
( [not] TO BE vs./and/but TO ANNOUNCE THE SELF BEING )
( BLİ ile/ve/değil ... )
- OLMAK ile/ve/değil OLDUĞUNU İLÂN ETMEK
- OLMAK/OLDURMAK ile/ve SÜRDÜR(EBİL)MEK
( Olmak sözcüğünün bir anlamı da, hamlıktan olgunluğa geçmektir. )
( BEING vs./and TO SUSTAIN (/SUSTAINIBILITY) )
- OLMALI/OLMAMALI ile/değil/yerine OLABİLİR
( POSSIBLE vs. SHOULD/SHOULDN'T BE )
- OLMALI ile/ve/değil/yerine/<> OLABİLİR
- ... OLMALI ile/değil/yerine ... OLMASA DAHA İYİ
- OLMALI ile OLSA DA/OLMASA DA
- OLMAMIŞ OLAN ile OLACAK OLAN
( Olmuş, olmamış olamaz! )
- OLMA!:
[ne] PİŞMAN ne DÜŞMAN ne [de] KAHRAMAN
- OLMASI GEREKEN ile/ve/||/<> OLANIN FELSEFESİ
( Platon. İLE/VE/||/<> Aristoteles. )
- OLMASI GEREKEN ile/ve ÖZVERİ/TÂVİZ[Ar.]
( NECESSITY TO BE vs./and SELF-SACRIFICE )
- ... OLMASINDAN/DURUMUNDAN (DA):
ANLAŞILACAĞI GİBİ ..." ile/ve/değil "HAREKET EDİLEBİLECEĞİ GİBİ ..."
- OLMAYABİLİR ile OLANAKSIZ
- OLMAYAN MEYVEYE EL UZANMAZ ve/<> AŞILANMAYAN MEYVE TATLANMAZ
- OLMAYAN ile/ve/değil OLMASI GEREKEN
- OLMAYANA ERGİME ile/ve/||/<> SAÇMA OLANA İNDİRGEME
- OLMAYANLARA ve/||/<> OLANLARA
( İnanmamalıyız. VE/||/<> Kanmamalıyız. )
- OLMAYANLARI ARAMAK ile/değil/yerine OLANLARI BULMAK/GÖRMEK
( [not] TO SEEK FOR NON-BEINGS vs./but TO SEE(K)/FIND BEINGS
TO SEE(K)/FIND BEINGS instead of TO SEEK FOR NON-BEINGS )
- OLMAYAYDI değil OLMASAYDI
- OLMAYIŞI GÖSTERMEK ile OLUŞU YAŞAMAK
- OLMAZ OLMAZ ile OLMAZ, OLMAZ
( Olmama olasılığını düşün(dür)mek. İLE "Olmaz" denilemez/diyemeyiz / deme/meli/sin / dememeli/yiz. )
- OLMAZ OLSUN ile/ve/||/<> JE VEUX
(
ile/ve/||/<>
)
- OLMAZ ile "YOK"
- OLMAZSA OLMAZLIK ile/ve/||/<> TERK EDİLEMEZLİK
- ÖLMEK yerine HAKK'A YÜRÜMEK
- ÖLMEK ile/ve/değil/yerine OLMAK
- ÖLMEK ile/ve/||/<>/>/< "ÖLMEDEN ÖNCE ÖLMEK"
( Dünyanın içinden çıkmak. İLE/VE/||/<>/>/< Dünyayı, içinden çıkarmak. )
- ÖLMEK ile/değil/||/<> SOLMAK
( İnsanda. İLE/||/<> Bitkide. )
- ÖLMEK ile/değil/yerine/>< YAŞAMAK
( Yaşamakla meşgul olmazsan, ölmekle meşgul olursun. )
- ÖLMEK ile/değil/yerine YAŞAM(AY)I TAMAMLAMAK/HAY(I)R'LAMAK
- ÖLMEK/ÜŞÜMEK ile BUYMAK
( ... İLE Soğuktan, donarak ölmek. | Çok üşümek. )
- ÖLMEYE DEĞER ile ÖLDÜRMEYE DEĞER ile/değil/yerine YAŞAMAYA DEĞER
( Birkaç şey var. İLE Hiçbir şey yok. İLE/DEĞİL/YERİNE Çok şey var. )
- ÖLMEZ, AHMET (İST. 1878 - 1963) :
( Sarıyerlidir ve "Kuşçu Ahmet Bey" olarak tanınır. Deniz Binbaşısı olarak askerlik yaşamını tamamladı. Milli mücadeleye katıldı. Kasımpaşa'da görev yaptığı zaman Kasımpaşa Spor Kulübü'nün kurulmasında öncülük etti ve kuruculardan biri oldu. Kulübün içinde ayrıca güreş şubesinin kurulmasını sağladı. Bu güreş şubesinden Gazanfer Bilge, Celal Atik, ve Mehmet Oktav gibi Avrupa, Dünya ve olimpiyat şampiyonları yetişti. )
- ÖLMEZ, MERAL (...) :
( Sarıyer Belediye Spor Kulübü karate takım sporcusu olup; 2004 Moskova'da yapılan Avrupa Karate Şampiyonasında ve Meksika'da yapılan birincilik ve 2005 Amerika'da yapılan Milletlerarası Karate Şampiyonasında ikincilik gibi başarılı dereceler yaptı. )
- OLMUŞ MU? ile/yerine ... MI OLMUŞ?
- OLMUŞ) OLAN ile OLMAKTA OLAN
( Nesne/ler. İLE Özne/kişi. / İnsan. )
- OLMUŞ HAM
- OLSUN ile/ve/||/<>/> OLSUN
( Geçmişte. Olduktan sonra. İLE/VE/||/<>/> Gelecekte. Olmasını istediğimiz. )
( Olduktan sonra. İLE/VE/||/<>/> Olmasını istediğimiz. )
- OLSUN ile/ve/||/<> OLUR (ÖYLE)
- OLTP/ON-LINE TRANSACTION PROCESSING[İng.] değil/yerine/= ÇEVRİMİÇİ KAYIT İŞLEME
- ÖLÜ/CESED[Ar. çoğ. ECSÂD], MEYYİT[Ar. < MEVT çoğ. EMVÂT][İt. MORTO] ile/değil/yerine NA'Ş/NAAŞ
- ÖLÜ DENİZ ile ÖLÜDENİZ
( Lût Gölü. [Ürdün / İsrail] İLE Fethiye'de. )
( Deniz seviyesinden 400 m. aşağıdadır. İLE ... )
( Dünyanın en çukur bölgesidir. [Hakkari'den başlayıp Mozambik'e kadar uzanan ve büyük olasılıkla bir deprem sonrası oluşan rift çukurunda bulunan gölde hiçbir canlı yaşamadığından dolayı, ölü deniz olarak anılmaktadır.] İLE ... )
( Normal denizlerden 10 kat daha tuzludur. [24 farklı mineral içeren bu gölden, Potasyum minerali elde edilmektedir.] İLE ... )
- KİŞİ:
ÖLÜ ve ÖLÜMLÜ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DOLU ve OLUMLU
- ÖLÜ SERTLİĞİ ile/ve/||/<> ÖLÜ MORLUĞU ile/ve/||/<> ÖLÜ SOĞUMASI
( RIGOR MORTIS cum/et/||/<> LIVOR MORTIS cum/et/||/<> ARGOR MORTIS )
- OLU ile ...
( Bir durumdan başka bir duruma geçiş. )
- ÖLÜ değil NEYYİD(E)
- ÖLÜ ile/ve/değil/||/<>/< ÖLÜMLÜ
- ÖLÜ ile/ve/değil ŞEHİT
- ÖLÜ değil SESSİZ VAİZ
- OLUÇ, ŞAHİN (ZİLE, 1942) :
( Deniz Ast. Sb. Okulundan mezun oldu ve Deniz Kuvvetlerinin değişik birimlerinde görev yaptıktan sonra emekli oldu. 13 yaşında ut çalmayı öğrendi. Dr. Fahrettin Erkin Soy'dan usul, nota ve repertuar dersleri aldı. İleri Türk Müziği Konservatuarına devam etti. Hüseyin Saadettin Arel'in kurduğu konservatuarda usul, nota¸makam ve geçkileri ile prozodi dersleri aldı. Gölcük Müziği Derneğini, 1983'te de Sarıyer Musiki Derneğini kurdu. Sarıyerliler Derneği'nin kurduğu Türk Sanat Müziği korosunu hazırladı. Sarıyer Belediyesi bünyesinde kurulan koronun hazırlanmasına da yardımcı oldu. Çalışmalarına devam etmektedir. )
- OLUCAK değil OLACAK
- OLUK/OLUQ ile OLUK/OLUQ / OLAK/OLAQ ile OLUK/OLUQ ile OLUK/OLUQ ile OLUT ile OPRI ile OYTURMAK/OYTURMAQ ile OYUŞMAK/OYUŞMAQ ile OYULMAK/OYULMAQ ile OYUQ[Oğuz]
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Dayanıklı, azimli kişi. İLE Ağaç kütüğünün içi oyularak yapılmış herhangi bir şey. | Yalak. İLE Küçük kayık.[Ağaç kütüğünün içi oyularak yapılmış olan.] İLE Eskimiş ve yıpranmış [giyecek]. İLE Yetişkin. | Olgunluk evresini yaşayan kişi. İLE Çukur ya da oyuk. İLE İçini boşaltmak. İLE İçini boşaltmada karşılıklılık, yardımlaşma. İLE Zeminin/toprağın çökmesi. İLE Korkuluk. | Yolu işaret eden taş. )
- ÖLÜLER KİTABI değil GÜNIŞIĞINA ÇIKIŞ KİTABI
- ÖLÜM:
ANIMSA(YA)MADIĞIMIZDA değil ANIMSANMADIĞIMIZDA
- ÖLÜM-KALIM (MESELESİ)
- ÖLÜM:
KALP/BEYİN DURDUĞUNDA ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/> UNUTULDUĞUMUZDA
- ÖLÜM KORKUSU < GÖVDE ZANNI
- ÖLÜM KORKUSU yerine NEFSİNE TÂBİ OLMA KORKUSU
- ÖLÜM:
"ÖNÜNDE DURURSAN" ve/||/<> "KAÇARSAN"
( Yakalar. VE/||/<> Yetişir. )
- ÖLÜM:
ZORUNLU/IZDIRARÎ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İHTİYÂRÎ
( Ölmeden önce ölünüz... )
- ÖLÜM ve/<> APTALLIK
( Öldüğünde, öldüğünü bilmezsin. Sadece, başkaları için zordur. VE/<> Aynı şey, aptallıkların için de geçerlidir. )
- ÖLÜM >< AŞK
( Ölümün karşısındaki tek güç ve olanak, ancak ve ancak aşktır! )
- ÖLÜM ile/değil COTARD SENDROMU
( ... İLE/DEĞİL Yaşayan biri tarafından, kendinin ölü olduğu "iddia"sıdır. Cotard'ı olanlar, sıklıkla kendinin ve dünyanın varoluşundan "kuşku duyar". Bu sanrılara, sıklıkla intihar girişimleri ve düşünceleri de eşlik etmektedir. Cotard sanrısında, genellikle gerçek dışılık düşüncesi, görsel tanıma zorluğu ve kişinin gövdesinin çürüdüğü ve kötü koktuğu inancı vardır. Cotard sanrısının nedeniyle ilgili olarak araştırmacılar arasında uyuşmazlık vardır. Bazı araştırmacılar, bunu bir muhakeme bozukluğu olarak görmektedir. )
- ÖLÜM ile ESTONYA FERİBOTU SENDROMU
( Batan Gemideyken, Geminin Batışını 'İzleme/Bekleme' Belirgisi/Sorunu
(Estonya Feribotu Sendromu)
Modern deniz tarihinin en büyük kazası, 28 Eylül 1994 yılında Baltık Denizi’nde yaşandı. 1980 yılında, Almanya’da, Mayer Werft tersanesinde inşâ edilen Estonya Feribotu’nun batmasıyla 852 yolcu yaşamını kaybetti. Bu korkunç kazadan 137 kişi kurtuldu. Kıyıya yakın uzaklıkta su alması nedeniyle yan yatarak batan feribot, sadece gemi mühendisleri tarafından değil aynı zamanda kazadaki ölümlerin nedeni açısından da davranış psikolojisi uzmanlarınca yıllarca incelendi.
İnsan davranış psikolojisi uzmanları, bu kazada ölen 852 yolcunun neden kurtulamadığını araştırdı. Aileleriyle görüşüp geçmişlerini incelediler. Ölenlerin yüzde 98’inin çok iyi yüzme bildiğini belirleyen uzmanlar, son olarak kazadan kurtulanlarla görüştü.
Ortaya çıkan sonuç şuydu:
Feribot, 28 Eylül gecesi saat 00.50’de sert dalgalar nedeniyle su almaya başladı. Feribota giren sular, 50 santim yüksekliğe ulaşınca feribot yan yatmaya başladı. Su miktarının artmasıyla birlikte gemiyi boşaltma süreci başladı. Ancak 987 yolcudan sadece 137’si feribotu, su almaya başlar başlamaz hemen terk etti. Geri kalan 852 yolcu ise gemi kaptanının “panik yapmayın, dünyanın en güçlü feribotundasınız” sözlerine kanarak su boşaltma işlemini izledi. Saatler ilerledikçe feribot daha da yan yattı ama 852 yolcu izlemeye devam etti. Sonunda, saatler 01.50’yi gösterirken, feribot tamamen yan yatarak sulara gömüldü. 852 kişinin, feribotun su aldığını ve yan yatmaya başladığını görmesine karşın son saniyeye kadar rahat rahat batışını izlemesi, psikoloji ders kitaplarında “Estonya Feribotu Sendromu” olarak yer almıştır. Psikoloji bilimi, o kişilerin davranış biçimlerine bugüne dek mantıklı bir açıklama getirememiştir. )
- ÖLÜM ile/ve GÖMÜT/SİN OBRUĞU/MEZAR/MAKBER/E / MERKAD/MERKAT/METFEN[Ar.], GÛR[Fars.], MAŞATLIK[Yahudi mezarlığı], DARÎH/ZARÎH[Ar.]/NEKROPOL[Yun.]
( Ölüler kokmasın diye, derin çukurlara gömülür. Ölçünün olmadığı dönemlerde bu çukurların derinliğini "mezarı kazanın beline kadar" diyerek ölçüye vurmuşlardır. Bu, "bele kadar" ölçüsü, eril gövdeler içindir. Dişil gövdeler daha yağlı olduklarından, onların mezarlarını, "mezarı kazanın göğsüne kadar" diyerek tarif etmişlerdir. )
( Yakının ölümünü kabul aşamaları: Reddediş > Öfke > Uyum > Üzüntü > Kabul )
- ÖLÜM ile İNTİHAR
( Dünyada yılda bir milyon, kırk saniyede bir intihar etmektedir. )
(
)
- ÖLÜM ile ISIL ÖLÜM
- ÖLÜM ile/||/<> KIYIM/CİNAYET[Ar.] ile/||/<> ÖZKIYIM/İNTİHAR[Ar.]
- ÖLÜM ile/ve KÜÇÜK ÖLÜM
( ... İLE/VE Orgazm. )
- ÖLÜM ile/ve/||/<>/> ORGAZM
( Tüm ölçü(t)lerin ölçütü. İLE/VE/||/<>/> Tüm deneyimlerin/duyumların ölçütü. )
- ÖLÜM ile ÖTANAZİ["ÖTENAZİ" değil!]
( Hayatın tamir edemediğine, ölüm son verir. )
( [argo] KUYRUĞU TİTRETMEK, CIZLAMI ÇEKMEK ile ... )
( Ölüm riski, Duckworth Ölçeği kullanılarak hesaplanabilir[Royal Statistical Society dergisi düzenleyicisi Frank Duckworth(Dr.) tarafından tasarlanmıştır]. Bu ölçek, herhangi bir eylem sonucundaki ölme olasılığını ölçer. En güvenli eylem türü 0 sonucunu verirken, sonucun 8 çıkması eylemin kesin ölümle sonuçlanacağı anlamına gelir.
Rus Ruleti oyunu 7.2'lik bir risk taşır. 20 yıllık kaya tırmanışının riski 6.3'tür. Bir kişinin öldürülme riski 4.6'dır. Ayık ve orta yaşlı bir sürücünün direksiyonda olduğu ve 160 km. hızla gerçekleşen bir araba yolculuğu 1.9'luk bir risk taşır. Yıkıcı bir asteroid çarpmasından (1.6) biraz daha risklidir.
Bu ölçekte 5.5 özellikle tehlikeli bir sonuçtur. Bu değer trafik kazası nedeniyle, bir kişinin kazayla düşmesi sonucu ya da elektrik süpürgesi kullanırken, bulaşık yıkarken ya da sokakta yürürken ölme riskini belirtir. )
( http://olmehakki.blogspot.com.tr )
( RİHLET, İRTİHÂL, KÛS-İ RAHÎL, ZIYÂ-İ EBEDÎ ile ... )
( MERG ile ... )
( DEATH vs./avec [Fr.] EUTHANASIE )
( KUYRUĞU TİTRETMEK ile ... )
- ÖLÜM ile/ve/||/<> SIRALI ÖLÜM
- ÖLÜM ile/ve/||/<> UYKU
( Uyku, ölümün kardeşidir. )
( ZIBARMAK: Ölmek, gebermek. | Uyumak, sızmak. )
( Ağır uyku. İLE/VE/||/<> Hafif ölüm. )
( DEATH vs./and/||/<> SLEEP )
- ÖLÜMCÜL ile ÖLDÜRÜCÜ
- ÖLÜMDE "ÖNCELİK":
[ya] SEN/O ile/ve/ya da/||/<> BEN ile/ve/ya da/||/<> AYNI ANDA, İKİMİZ BİRDEN
( [değil/yerine/ya da]
Bu üç olasılıktan biri gerçekleşmeden, ikimiz/hepimiz[düşünebilen ve seven/sevebilen herkes], ölümle yüzleşip ölmeden önce "ölerek" ve sevdiklerimizle ölüm/ümüz konusunu da konuşabilme olanağıyla, bu üçünün de dışına çıkabilmek. )
- ÖLÜMDEN KAÇMAK değil/yerine KÖTÜLÜKTEN KAÇINMAK
- ÖLÜMDEN SONRA, YAŞAMIN OLUP OLMADIĞI değil/yerine ÖLÜMDEN ÖNCE, SENİN, YAŞAMDA OLUP OLMADIĞIN
- ÖLÜM/İLİŞKİ İÇİN:
"BAŞLANGIÇ" yoksa/>< "SON" DA YOKTUR
- OLUMLAMA ile/ve OLUMSUZU OLUMSUZLAYARAK OLUMLAMA
( AFFIRMATION vs./and AFFIRMATION THE NEGATIVES IN NEGATORY )
- OLUMLAMAK ile/ve/<> ONAYLAMAK
- OLUMLU/OLUMSUZ) HAVA/SI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HÂL/İ
- OLUMLU ÖZGÜRLÜK ile/ve OLUMSUZ ÖZGÜRLÜK
( Olumsuz özgürlük de bir olanaktır/olanaklılıktır. )
( Kişi, köleliği ya da engelliliği de yeğleyerek özgür olduğunu "düşünebilir/varsayabilir". )
( POSITIVE FREEDOM vs./and NEGATIVE FREEDOM )
- OLUMLU TEPKİ değil OLUMLU GERİBİLDİRİM
- OLUMLU = MÜSPET, VÜCUBİ = POSITIVE[İng.] = POSITIF[Fr.] = POSITIV[Alm.] = POSITIVO[İsp.]
- OLUMLU ile "OLGUN"
- OLUMLU ile/ve/||/<>/> OYLUMLU/HACİMLİ
- OLUMLULARDA "MA"(OLUMSUZLUK) EKİ ile OLUMSUZLARDA "MA"(OLUMSUZLUK) EKİ
- OLUMLU-OLUMSUZ ALGISI ile/ve VARLIK-YOKLUK ALGISI
( PERCEPTION OF THE POSITIVE-NEGATIVE vs./and PERCEPTION OF THE EXISTENCE-NONEXISTENCE )
- OLUMSAL = MÜMKÜN = CONTINGENT[İng., Fr.] = KONTINGENT, ZUFÄLLIG[Alm.] = CONTINGENS[Lat.] = CONTINGENTE[İsp.]
- OLUMSALLIK = MÜMKÜNÂT = CONTINGENCY(ing.,) = CONTINGENCE[Fr.] = ZUFÄLLIGKEIT[Alm.] = CONTINGENTIA[Lat.]
- OLUMSUZ BAKIŞ/BAKAN ile/değil/yerine/>< OLUMLU BAKIŞ/BAKAN
( Her çözüm için mutlaka bir "sorun" bulmak/bulanlar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Her "sorun" için en az bir çözüm bulmak/bulanlar. )
- OLUMSUZ KOŞULLAR:
GEÇİRİCİ ile/ve/değil/yerine/<> GEÇİCİ
- OLUMSUZ MANEVİYAT ile/değil/yerine OLUMLU MANEVİYAT
( Varlığının deneyimi. İLE/DEĞİL/YERİNE Hizmet. )
- OLUMSUZ ÖZGÜRLÜK ve/= GEREKSİNİM
( NEGATIVE FREEDOM vs./and/= NEED )
- USSALLIK:
OLUMSUZ ile/ve/||/<>/> OLUMLU
( Eytişim. İLE/VE/||/<>/> Kavram. )
- ÖLÜMSÜZ YAPITLAR:
ÇOCUK ve KİTAP ve HAYRAT
- OLUMSUZ = MENFİ = NEGATIVE[İng.] = NÉGATIF[Fr.] = NEGATIV[Alm.] = NEGATIVO[İsp.]
- OLUMSUZ ile/ve/değil/yerine/>< OLUMLU
( !Üretici/yaratıcı. [!:değil] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< Üretici/yaratıcı. )
( [not] NEGATIVE vs./and/but/>< POSITIVE
POSITIVE instead of NEGATIVE )
- OLUMSUZ ile/ve/değil/||/<> UYUMSUZ
- OLUMSUZDAN "BESLENME" ile/değil/yerine OLUMLUDAN "BESLENME"
( [not] FEEDING BY NEGATIVE vs./but FEEDING BY POSITIVE
FEEDING BY POSITIVE instead of FEEDING BY NEGATIVE )
- OLUMSUZLAMA, DEĞİLLEME = NEGATION, DENIAL[İng.] = NÉGATION[Fr.] = NEGATION[Alm.] = NEGATIO[Lat.]
- OLUMSUZLAMA ve/> BELİRLEME
( LÂ İLÂHE ve/> İLLALLAH )
( NEGATION and/> DETERMINATION )
- OLUMSUZLAMA ile/değil/yerine/<> ELEŞTİRİ
- OLUMSUZLAMA ve ETKİN OLABİLMEK
( NEGATORY and TO BE ABLE TO AFFECTIVE )
- OLUMSUZLAMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ÜRETKEN OLUMSUZLAMA
- OLUMSUZLUĞU/SORUNU/ÇÖZÜMÜ:
HESABA KATMAMIŞ OLMAK ile/ve/değil/||/<>/>/< GÖZE ALMIŞ OLMAK
- OLUMSUZLUK BELİRTİMİ ile/değil/yerine DURUM BELİRTİMİ
( Sevmiyorum. İLE/DEĞİL/YERİNE Seviyor Değilim. )
( [not] TO STATE THE NEGATIVENESS vs./but TO STATE THE SITUATION
TO STATE THE SITUATION instead of TO STATE THE NEGATIVENESS
I don't like. WITH I feel no love. )
- OLUMSUZLUK ile GÜVENSİZLİK
( NEGATIVENESS vs. DISTRUSTFULNESS/LACK OF CONFIDENCE )
- OLUMSUZLUK değil/yerine/>< "ÖLÜMSÜZLÜK"
( Olumsuzlukları yönetebildiğimiz ve/ya da zihnimizden uzak tutabildiğimiz oranda, farkındalıkla dolu bir "ölümsüzlük" alanına çıkılır. )
- ÖLÜMSÜZ/LÜK ve/||/<>/< ÖZGÜR/LÜK
- OLUMSUZLUK ile/ve/değil/<> ÜMİTSİZLİK
- OLUMSUZLUKLARI/OLUMSUZLUKLARDAN:
"BESLE(N)ME" ile/ve/<> "BEZE(N)ME"
- OLUMSUZLUKTA/HASTALIKTA:
"İLERLEME" ile/değil/yerine İYİLEŞME
- OLUMSUZ("ME/MA"LI) FİİL ile OLUMSUZ("ME/MA"LI) İSTEMEK
- SAVAŞI KAYBETMEK:
ÖLÜNCE değil DÜŞMANA BENZEYİNCE
- OLUP BİTEN
- OLUR A ile OLUR YA
- OLUR OLMAZ (İŞLER YAPMAK, YERDE KONUŞMAK)
- OLUR"
ile/ve/değil/||/<>/><
NA OLUR ve/||/<> NAH OLUR
- OLUR ile/ve/||/<> OLMAZ
( Diye bir şey yok! İLE/VE/||/<> Diye bir şey yok! )
- OLURSA, SORUN OLMAYAN/OLMAYACAK ile OLMASA/YAŞANMASA, DAHA İYİ OLACAK OLAN
( THE THING, IF HAPPENS, WOULD NOT BE A PROBLEM vs. THE THING, WHICH WOULD BE BETTER IF NOT HAPPENS )
- OLURSA/OLMASI YETMEZ ile/ve/değil/<> OLMAZSA OLMAZ
- OLURSA ile/ve/<> OLMAZSA
( Ne iyi/âlâ. İLE/VE/<> Pek iyi/âlâ. )
- ÖLÜRSE/M" değil ÖLÜNCE
- OLURUNA BIRAKMAK ile/ve/<> AKIŞINA BIRAKMAK
- OLUŞ (VUCUD)
- OLUŞ:
YOKLUĞUN YADSINMASI ve/||/<> YOK'UN YOKLUĞU
- OLUŞ ve/||/<> AKIŞ
- OLUŞ ile/ve BOZULUŞ
( BEING vs./and CORRUPTION/SPOIL )
( KEVN ile/ve/<>/>< FESAD )
( KOZMOS ile/ve/<>/>< KAOS )
- OLUŞ ile/ve/||/<>/< ORUÇ
- OLUŞ = SAYRURET, TEKEVVÜN = BECOMING, GENESIS[İng.] = DEVENIR, GENÉSE[Fr.] = WERDEN, GENESIS[Alm.] = FIERI < IN FIERE: OLUŞ HALİNDE[Lat.] = GENESIS[Yun.]
( Kesintisiz/sürekli doğuş. )
- OLUŞ ve/||/<>/>/< SONSUZLUK
( İkisinin de tek sözcüğü/aracı... "... bile değil!" )
- OLUŞ ile/ve/<>/değil SÜREÇ
- OLUŞ ile/ve/değil SÜREKLİ OLUŞ
( Oluş. İLE/VE/DEĞİL Şe'n. )
( Oluş, bilginin kendidir. )
( Olduğum gibi oluşum, benim liyakatım değil, onların oldukları gibi oluşları da onların kusurları değil. )
( Olmak, fark edilebilir olmaktır, orada değil, burada olmaktır, o zaman değil, şimdi olmaktır, başka türlü değil de böyle olmaktır. )
( Olmak isteyen, oldurmaya çalışmaz. )
( Aradığınız, aslında olduğunuzu ifadelendirmektir. )
( Oluşun ve olmayışın, gelip geçiciliğini idrak edin ve her birinden de kurtulun. )
( [not] BEING vs./and/but CONTINUAL BEING
Being itself is knowledge.
To be, is to be distinguishable, to be here and not there, to be now and not then, to be thus and not otherwise.
What you seek is to express in action what you are.
Realise the momentariness of being and non-being and be free from both. )
- OLUŞ ile SÜREKLİ OLUŞ
( Oluş. İLE Şe'n. )
- OLUŞ ile/ve VAROLUŞ
( BEING vs./and ENTITY )
- OLUŞ ile VAROLUŞ
- OLUŞAN ile/ve/<> OLUŞ
- OLUŞMA ile OLUŞTURMA
- OLUŞMA ile "UYANMA"
- OLUŞ'TA(KEVN): SÜKÛN ve/||/<> HAREKET ve/||/<> ELVAN ve/||/<> ASVAT ve/||/<> TUUM(TADLAR) ve/||/<> REVAYİH(KOKULAR) ve/||/<> İTİMAT ve/||/<> HARARET ve/||/<> BÜRÛDET ve/||/<> RUTÛBET ve/||/<> YÜBÛSET(KURULUK) ve/||/<> TELİF ve/||/<> HAYAT ve/||/<> ELEM ve/||/<> KUDRET ve/||/<> İRADET ve/||/<> KERÂHET ve/||/<> ŞEHVET ve/||/<> NEFRET ve/||/<> İTİKAT ve/||/<> ZAN
( LA STABILITE et/||/<> LE MOUVEMENT et/||/<> LES COULEURES et/||/<> LES SONS et/||/<> LES GOUTA et/||/<> LES ODEURS et/||/<> L'APPUI et/||/<> LA CHALEUR et/||/<> LE FROID et/||/<> L'HUMIDITE et/||/<> LA SECHERESSE et/||/<> L'ACCORD et/||/<> LA VIE et/||/<> LA DOULEUR et/||/<> LA PUISSANCE et/||/<> LA VOLONTE et/||/<> LA REPUGNANCE et/||/<> LE DESIR SEXUEL et/||/<> L'AVERSION et/||/<> LA CONVICTION et/||/<> L'AVIS )
- OLUŞTURMAK ile/ve/değil KURMAK
- OLUŞ(TUR)MAK ile/ve/||/<>/> ÖRGÜTLE(N)MEK
- OLUŞTURUCU ile/ve KURUCU
- OLUŞUM/TEŞEKKÜL[Ar.] ve/<> TEŞEKKÜR
- OLUŞUM ile/ve/||/<> BAŞLANGIÇ
- OLUŞUM ile/ve DEĞİŞİM
( FORMATION vs./and ALTERATION )
- OLUŞUM ile DEĞİŞİM
- OLUŞUM ile/ve/||/<> DÜZEN
- OLUŞUM ile/ve/<> OLUŞ
- OLUŞUM = TEŞEKKÜL = FORMATION[İng., Fr.] = BILDUNG[Alm.] = FORMACIÓN[İsp.]
- OLUŞUM ile/ve/||/<> TÜRÜM
( ... İLE/VE/||/<> Varolanların oluşumu. )
- OLUYORMUŞ GİBİ OLMASI ile/ve/değil/yerine/||/<>/> OLMAMASI
- OLYMPIC :/yerine OLİMPİYAT
- o.m.[Lat. < OMNI MANE] değil/yerine/= HER SABAH
- OM ile OM/OHM[Alm.] ile OM/AUM
( Kemiklerin toparlak ucu. İLE Elektrik direnç birimi. İLE Uzakdoğu öğretilerinde adı geçen, doğaya ve bütünlüğe yakın ve yaklaşılabilen, meditasyonlar sırasında kullanılan ses/selen. )
- omn. hor.[Lat. < OMNI HORA] değil/yerine/= HER SAAT
- OMNİPOTANS/OMNİPOTENCY[İng.] değil/yerine/= TÜMGÜÇLÜLÜK
- OMT/OBJECT MODELING TECHNİQUE[İng.] değil/yerine/= NESNE MODELLEME TEKNİĞİ
- OMUR ile/ve/<> OMURİLİK/MURDARİLİK
( Omurgayı oluşturan kemiklerden her biri. İçinden omurilik geçebilsin diye ortasında delik olan bir kemik parçası. İLE/VE/<> Omurga içinde bulunan boşluk boyunca uzanan, bozmadde ve akmaddeden oluşan, sinirsel doku. )
( ... ile/ve/<> MAĞZ-I PÜŞT )
( FIKRA ile/ve/<> MURDARİLİK )
- ÖMÜR[< ÖMR < UMÜR]/HAYAT[Ar.] değil/yerine/= YAŞAM
- OMURGA BÖLÜMLERİ...
( SİSÂ[Ar.]: Omurga kemiklerinin dizildiği yer. )
( ON SPINE: CERVICAL vs. THORACIC vs. LUMBAR vs. SACRAL vs. COCCYGEAL )
- OMURGA STRES KIRIĞI(SPONDILOLIZIS) ile/ve/<> OMURGA KAYMASI(SPONDILOLISTEZIS)
- OMURGA ile HAYVAN OMURGASI
( Omurgayı hiçbir eylem rahatsız etmediğinde, huzursuz zihin yavaş yavaş rahatlar. )
( MEFKUR[çoğ. MEFÂKÎR]["ku" uzun okunur]: Omurga kemikleri kırılmış olan insan ya da hayvan. )
( BACKBONE vs. CARINA )
- OMURGA ile KARİNA[İt. < CARENA]
( ... İLE Gemi omurgası. | Gemi teknesinin su içinde kalan bölümü. )
- OMURGALI İLE OMURGASIZ ile/||/<> HAYVAN GRUPLARI
( Temel hayvan sınıflandırması. )
( Formül: 5 omurgalı sınıfı )
- OMURGALI ile/ve BİR DURUŞU OLAN/OLABİLEN
- OMURGALILAR:
SUCUL ile/ve/<> KARACIL ile/ve/<> İKİ-YAŞAYIŞLI
- OMURGALILAR ile/ve OMURGASIZLAR
( Omurgalıların Sınıflandırılması )
( VERTEBRATES vs. INVERTEBRATES )
- OMURGASIZ/LIK" ile/değil ÂŞIK/AŞK
- OMURGASIZ/LIK ile/değil BİLGE/LİK / İRFAN
- OMUZ OMUZA (VERMEK)
- OMUZLA DİRSEK ARASINDAKİ KEMİK ile DİRSEKLE BİLEK ARASINDAKİ KEMİKLER
( AZBÂ'[< ZAB], AZD ile ... )
( HUMERUS vs. ULNA and RADIUS )
- ON A RECIPROCAL BASIS and ON AN EQUITABLE BASIS
( Karşılıklılık temelinde. VE Hakkaniyet temelinde. )
- ON vs. AT
- ÖN BEYİN'DE:
TALAMUS ile/ve HİPOTALAMUS ile/ve LİMBİK SİSTEM ile/ve BEYİN KABUĞU
( Talamus, duyu organlarından gelen sinir hücrelerinin beyin kabuğuyla olan ilişkisini sağlar. )
( Hipotalamus, en çok araştırılan beyin kısımlarından biridir. Büyüklüğü küçük bir kesme şeker kadar olmasına karşın, gördüğü işlemler son derece önemli ve değişiktir. Heyecanların ve arzuların denetlendiği merkezdir. Eşeysel davranış, yeme-içme bu merkezce denetlenir. )
( Limbik sistem beyin sapının yukarı kısmıyla ön beyin arasında yer alan sinir hücresi ağından oluşur. Heyecan yaşantısı, saldırma ve kaçma davramışlarıyla ilişkisi vardır. )
( THALAMUS vs./and HYPOTHALAMUS vs./and LIMBIC SYSTEM vs./and CEREBRAL CORTEX )
- ON BOOK:
TO FOLD UP HALF OF(/TIP OF) THE PAPER - > TO USE SEPARATOR
( KİTAPTA: YAPRAĞIN UCUNU/YARISINI KATLAMAK değil/yerine AYRAÇ KULLANMAK )
- ON DÖNÜM BOSTAN, YAN GEL, YAT OSMAN ile ARMUT PİŞ, AĞZIMA DÜŞ
- ÖN KAPI ile ARKA KAPI
- ÖN KAPI ile ORTA KAPI(LAR) ile ARKA KAPI
( Otobüslerde ön kapı binmek içindir! Orta kapı(lar) ve arka kapı ise inmek içindir! Dikkat ediniz! )
- ÖN LİSANS değil/yerine/= ÖN YETKİNLİK
- o.n/omn. noct.[Lat. < OMNI NOCTE] değil/yerine/= HER GECE
- ON-PUMP CERRAHİ/ON-PUMP SURGERY[İng.] değil/yerine/= POMPA BAĞLANTILI KALP CERRAHİSİ
- 18 YAŞ:
ALTI ile/ve/||/<>/> ÜSTÜ
( İstenç[irâde] sahibi. İLE/VE/||/<>/> Direnç[ihtiyâr] sahibi. )
( Ne "yapacağını/yapabileceğini" "bilen". İLE/VE/||/<>/> [öncelikle] Ne yapmayacağını/yapmayabileceğini ve ne "yapacağını/yapabileceğini" bilen. )
- ÖN ile UC
- ON :/yerine ÜZERİNDE, -DE
- ONA AİT ile/ve/değil/yerine ONUN ÜZERİNE
- ONA BAKMAK ile/değil/yerine ONUNLA BAKMAK
( [not] TO LOOK ON IT vs./but TO LOOK BY IT
TO LOOK BY IT instead of TO LOOK ON IT )
- ONA-BUNA ("TAKILMAK")
- ÖNAL, ERDEM (ELAZIĞ, 1948) :
( Bandırmaspor'dan kaleci olarak transfer edildi. 3 sezon (1976 - 1979) Sarıyer'de tescilli kaldı. Bu süre içinde 51 lig, 6 kupa maçı olmak üzere 57 resmi ve ayrıca 23 özel maçla birlikte toplam olarak 80 maçta oynadı. Lig maçlarında 36, kupa maçlarında 13 ve özel maçlarda 25 olmak üzere toplam olarak 74 gol yedi. )
- ÖNAL, RECEP (ELAZIĞ, 1952 - 2007) :
( İstanbulspor'dan transfer edildi ve beş sezon (1971 - 1976) Sarıyer'de tescilli kaldı. Bu süre içinde 83 lig, 4 kupa ve 1 turnuva maçı olmak üzere 88 resmi ve ayrıca 46 özel maçla birlikte 134 maçta Sarıyer forması giydi. Lig maçlarında 5 ve özel maçlarda 10 olmak üzere takımına 15 gol kazandırdı. Elazığspor'a transfer ederek Sarıyer'den ayrıldı. )
- ONAY (ALMAK)/ONAYLAMAK ile/ve/değil/yerine OLUR (ALMAK)/OLURLAMAK
- ONAYLAMAMA (RAFD)
- ONAYLAMA(MA) ile/ve/||/<>/> AYNALAMA(MA)
- ONAY/LAMA(MA)K ile/ve/değil/yerine/<> DESTEK/LEME(ME)K
- ONAYLAYICI SÖZCÜKLER ve/||/<>/> HİZMET EYLEMLERİ ve/||/<>/> FİZİKSEL TEMAS
- ONBİR BOYUT ile/ve/||/<> "PARALEL EVRENLER"
- ÖNCE:
ALICI(MÜŞTERİ) değil ÇALIŞAN
- ÖNCE CÂN, SONRA CÂNAN ile/ve/değil ÖNCE CÂNAN, SONRA CÂN
( "Canım var!" diyen ölüdür. )
( Canından vazgeçen ölüler için ölüm var mı? )
( ÂŞIK OLDUR KİM KILÂR CANIN FEDÂ CÂNÂNINA
MEYL-İ CÂNÂN ETMESİN HER KİM Kİ KIYMAZ CÂNINÂ
CÂNI KİM CÂNÂNI İÇİN SEVE CÂNÂNIN SEVER
CÂNI İÇİN KİM Kİ CÂNÂNIN SEVER CÂNIN SEVER )
( [Ancak] Verirsek canı, alırız cananı. )
itibarı ile 52.678 başlık/FaRk ile birlikte,
52.678 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(144/212)
(1996'dan beri)